36
AACHEN, DüREN, HEINSBERG VE EUSKIRCHEN İçİN TüRKçE DERGİ | 14 Bizim Aachen www.bizimaachen.de Bir Konu & Bir Konuk > 22 Necla Demirci Sizden gelenler > 11 Esra Cenkiz Kültür & Sanat > 12 Ahmet İhsan Tolunalp Başka işler yapanlar > 8 Sibel Güleç Ücretsİz Ağustos / Eylül 2015 İçimizden Biri > 6 Ahmet Özdemir REGION ÖLçüLEBİLİR GüZELLİK

bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

AAchen, Düren, heınsberg ve euskırchen İçİn türkçe Dergİ | 14bizim aachen

www.bizimaachen.de

bir Konu & Bir Konuk > 22Necla Demirci

Sizden gelenler > 11Esra Cenkiz

Kültür & Sanat > 12Ahmet İhsan Tolunalp

başka işler yapanlar > 8 Sibel Güleç

Ücretsİz Ağustos / Eylül 2015

İçimizden biri > 6Ahmet Özdemir

regıon

ÖlçülebİlİR GüzEllİk

Page 2: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl
Page 3: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

KÜNYE

Büro saatleri: Hafta içi hergün saat 10 ile 14 arası.

3

İçİndekİler

Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEENG. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen

Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44

E-Mail: [email protected]: www.bizimaachen.de

Yayın Yönetmeni: Günal Günal

Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir, Dr. Sıla Yüce-Çıtır, Dr. Murat Kopuk, Üstün Gözler, Funda Şen, Sadık Toraman, Serpil Erdemir, Selim Atasever, Abdullah Yaşar, Emrah Güngör, Hasan Erdal, Mine Nart, Aykut Kurşuntel, Hakan Tuc.

Baskı: Mainz Druck & Verlag | Aachen

Dergi adeti: 7.000

Yasal uyarılar: Yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların yasal hakkı firmamıza aittir. Yazılı izin alınmadan hiç-bir yerde kullanılamaz; aksi durumlarda yasal işlem başlatılır. İsim belirtilerek yazılan yazıların, gönderi- len fotoğrafların sorumluluğu o kişilere aittir.

4 AkTüel | Üstün Gözler • Almanya’daki vergi denkleştiriminde yurtdışındaki gelirler ve Türkiye’den alınan emekli maaşlarının durumu • Türkiye’den emeklilik borçlanması günlük 13,58 TL’ye çıktı • Stolberg’de müslümanların defin işlemleri

5 FikiR FıRTınAsı | Muhsin Ceylan • Birlikte yaşamın anahtarı

6 içimizden BiRi • Ahmet Özdemir: “Uyum yerine tedirginlik”

8 BAşkA işleR yApAnlAR • Sibel Güleç: “İyi bir barmen, iyi bir sanatçı olmalıdır.”

9 ne? neRede? ne zAmAn? • Ağustos ve Eylül aylarındaki bazı önemli etkinlikler10 sudOku sAyFAsı11 sizden GelenleR | Esra Cenkiz • Evlilik yoluyla Türkiye’den Almanya’ya...12 külTüR & sAnAT • Ahmet İhsan Tolunalp: “Amacım, Avrupa’daki Türklerin estetik zevkleri ile de burada olduklarını gösterebilmek.” 14 yAlnız değilsin! | Dr. Sıla Yüce Çıtır • Özgül fobi15 BunlARı BiliyOR muydunuz?16 BiR kOnudA FikRinizi AlAlım • Bu resimde ne görüyorsunuz?17 kApAk kOnusu • Ölçülebilir güzellik20 BilmeCe sAyFAsı21 çevRe sAyFAsı | Hakan Tuc • Arıların yok oluşu22 BiR kOnu & BiR kOnuk • Necla Demirci & eğitimdeki sorunlar24 siz ve BuRCunuz • Meslekler ve burçlar25 kAdın sAyFAsı • Yaz için güneş gözlüğü alacaksanız, yüz şeklinize uygun seçim yapın • Saçları düzelmek için süt maskesi • Buz ve cilde faydaları26 yAşAmA dAiR | Füsun Özdemir • İnsan neden okur?28 kişisel Gelişim | Hasan Erdal • Uyku29 yemek külTüRü • İç baklalı enginar, kabak pizzası, karnabahar sote, hamsili pilav, sarımsaklı domates kebabı30 BulmACA sAyFAsı31 BunlARı BiliyOR muydunuz? • Yarım kalan konuların neden unutulmadığının bilimsel nedeni: Zeigarnik etkisi32 sAğlıklı yAşlAnmA • Demans nedir? Alzheimer nedir? Farkları nedir? • Saat testi • Region Aachen Bölgesi‘nde yaşlılık, bunama, yardım ve bakım sigortası gibi konularda bilgi almak için başvurabileceğiniz yerler33 önCe sAğlık | Dr. Murat Kopuk • Sıcak havalara dikkat! • Sağlıklı Su Tüketimi34 çözümleR sAFAsı • Bulmaca, sudoku ve bilmecelerin çözümleri • Bizim Aachen dergisi reklam, ilan, tanıtım fiyatları

Değerli Okurlarımız,

14. sayımızla yine karşınızdayız. Yaz aylarında okunacak biraz sevimli, ilginç ve değişik bir konu olsun istedik.

Her sayımızda olduğu gibi, yine ilginç konu ve konuklara yer verdik bu sayıda da. Hatta bu konuklarımızın bazıları, bize ulaşıp, dergimizi çok beğendiklerini belirterek, der-gimize kendi alanlarında katkı sunmak istediklerini söy-lediler. Biz de, öncelikle sizlerin bu değerli insanları ta-nımanızı istedik ve birer röportaj gerçekleştirdik. Umarız keyifle okursunuz.

24 Eylül 2015’de, dört gün sürecek olan Kurban Bayramı başlıyor. Gelecek sayımız bayramdan sonra çıkacağı için, şimdiden tüm İslam aleminin Kurban Bayramı’nı kut-layalım. Etin ucuz olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Burada kurban kesmeyi düşünenlere, kurban kesme yerine, bu parayı yoksullara vermelerini veya hayır kurumlarına ba-ğışlamalarını öneririz.

Yakında sizlere yeni sürprizler yapmayı planlıyoruz. Bun-lardan biri Türkçe-Almanca olacak gençlik dergisi ve bir de internet üzerinden yayın yapacak, yerel bir Türkçe radyo. Hazırlıkları ne kadar sürer, önceden kestirmek zor.

Güneşli güzel günlerin tadını çıkarın ve kendinize iyi ba-kın. Tatile gideceklere de şimdiden iyi tatiller dileyelim.

Gelecek sayımız 2 ekim 2015 Cuma günü, yeni konu ve konuklarla çıkacaktır.

Sağlıcakla kalın... Günal Günal

BAşlARken

Page 4: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

aktÜel

4

Türkiye’den emekli maaşı alan emek-liler, eğer Almanya’da ikamet ediyor-larsa, maaşlarını mutlaka buradaki maliye müdürlüğüne (Finanzamt) bil-dirmek mecburiyetindedirler.

Senenin 6 ayından fazla Almanya’da kalıyorsanız, burada vergi mükellefisi-niz demektir. Yurtdışındaki tüm gelir-lerinizi; Türkiye’den almış olduğunuz emekli maaşınız da dahil olmak üzere “Vergi Denkleştirme Formu”nda be-lirtmeniz gerekmektedir.

Almanya’daki emeklilere, 2005 yılın-dan itibaren, vergi denkleştirme bil-dirim mecburiyeti getirildi. Emekli ay-lıkları emekli kişinin emekli olduğu yıl

dan itibaren yıllara göre belirli oran-da hesaplanır. Buna bir örnek verecek olursak şöyle izah edebiliriz basitçe: 2005 yılından önce emekli olanların aylıklarının % 50’si vergi denkleştir-mesinde dikkate alınır. Bu oran her yıl % 2 artırılır.

Kişi başına yılda 8.472 €, evli çiftlerde ise 16.944 €’ya kadar olan gelirler ver-gi denkleştirmesinde vergiden muaf (Grundfreibetrag) tutulur. O yıl içinde bu miktarın üzerinde bir gelir edinil-mişse, bu fazla olan kısım vergiye ta-bidir. Aklınızda bulunsun...

Üstün Gözler

Almanya’daki vergi denkleştiriminde yurtdışındaki gelirler ve Türkiye’den alınan emekli maaşlarının durumu

stolberg mezarlığı ve müslümanların defin işlemleri:

Stolberg’de bulunan Bergstras-se mezarlığında müslümanlar için tahsis edilmiş bir alan bulun-maktadır. Bu alanda islami usul-lere göre defin işlemi yapılabilir. Sıra mezar (Reinengräber) olarak tanımlanan bu bölümde kefen-le defin işlemi yapılabilmektedir. Mezarın kullanım süresi 30 yıldır.

Stolberg’deki bu mezarlıkta cena-zelerin yıkanması için bir gasilhane bulunmamaktadır. Gerekli durum-larda Aachen civarında bulunan diğer kasaba camilerinin gasilha-nelerinden istifade edilebilir.

Bu konuda daha ayrıntılı bilgileri almak için başvurulacak yerin ile-tişim bilgileri şöyledir:

Stolberg Belediyesi - FB 2 / A 68 Mezarlıklar Müdürlüğü

Willi philippengracht Telefon: 02402 / 122 317

[email protected]

Okurlarımıza sağlıklı bir yaşam ve huzurlu, imanlı ölüm diliyorum.

Selam ve saygılarımla...

üstün Gözler 0178 / 849 05 25

2008 yılından itibaren asgari ücretle orantılı olarak, günlük emeklilik borç-lanmaları her altı ayda bir artan asga-ri ücretlerle birlikte 01.01. - 01.06.2015 tarihleri için 12,82 TL iken, 01.07.2015 tarihinden itibaren 13,82 TL’ye çıkarıl-mış yani 76 Kuruş artırılmıştır.

Türkiye’den emeklilik borçlanması günlük 13,58 Tl’ye çıktı

© www.ard.de

1 Temmuz 2015’den itibaren:3.600 iş günü borçlanması 48.888 TL5.000 iş günü borçlanması 67.900 TL 5.400 iş günü borçlanması 73.332 TL 7.200 iş günü borçlanması 97.776 TL 9.000 iş günü borçlanması 122.220 TL ödeme öngörülüyor.

Hesaplanan ödeme miktarının, bildi-rim tarihinden itibaren üç ay içinde ödenmesi gerekiyor.

Türkiye’den emekli olmayı düşünen vatandaşlarımıza vakit geçirmeden müracaatlarını yapmalarını öneririz. Yeni kurulacak bir hükümetin bu tür emeklilik ödemelerini kaldırma ihti-mali de her zaman mümkün.

Üstün Gözler

für Frauen, Männer,Jugendliche und Kinder

Avci EscrimaAvci EscrimaStock- und Waffenkampf zur Selbstverteidigung mit und gegen Hieb-, Stich- und Schnittwaffen – übertragbar auf diverse Alltagsgegenstände.

Avci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunWaffenlose Selbstverteidigung in allen fünf Kampfdistanzen – direkt, effektiv, realistisch und funktionell.

www.aachen.wteo.org

ZweiW

ochen

kostenloses

Probetraining!

SELBST-VERTEIDIGUNGpur

AachenRoermonder Str. 7752072 AachenTraining: Di./Do. 18.30 Sa. 13.30

StolbergPrämienstr. 24952223 StolbergTraining: Mo./Mi. 18.30

EschweilerRöthgener Str. 57(Eingang Mittelstr.)52249 EschweilerTraining: Mi./Fr. 18.30

Tel.: 0177/4552191

Page 5: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

5

fİKİr fırtınası

Sosyal statümüz, ekonomik durumu-muz ve kültür durumumuz ne olur-sa olsun, politik uygulamaların haya-tımızı doğrudan etkilediği tartışma götürmez bir gerçek. Peki, bu poli-tik kararların alındığı veya verildiği mahfillerde toplum gerçek manada ne oranda temsil ediliyor? Uygulama-lardan haklı olarak şikayet eden bizler, bu politikaların oluşturulma aşamala-rında ya sağırız ya da ilgisiz. Ta ki, uy-gulamaların menfi tesirlerini hisset-meye başlayınca ilk işimiz şikayet olur.

Oysaki, bu kararların olgunlaşma a- şamasında vatandaşlıktan bağımsız olarak katkı sağlamak, hedefleneni desteklemek veya değiştirmek için teklif ve tenkitlerimizi ortaya koymak mümkündür. Bunun için partili olmak da gerekmiyor. Sizlerin de bildiği bu fırsat ve imkanları hayata geçirmede oldukça tembel ve problem çözme çalışmalarında da tarifsiz cimriyiz.

Bizler, üretmekten ziyade tüketme-yi tercih etme alışkanlığına sahibiz. Bunu sürdürmekte de ısrar ediyoruz. Birlikte yaşamımızın sinir merkezleri-ne dokunan her konu, başta mahalli idarelerin komisyonlarında konuşulur, tartışılır ve kararlaştırılır. Sonuç olarak da bizlerde uygulanır. Şayet biz, bu ülkenin yeni yerlileri, o komisyonlara ilgisiz kalıp uzak durursak, ki onu ya-pıyoruz, politik kararlara nasıl renk ve-rebilir, tesir edebiliriz? Bu işi yapmaya çalışanların sayıları giderek azalıyor. Bu da demektir ki; yarınlar, birlikte ya-şam noktasında bugünlerden daha iyi olmayacak. Üzgünüm ama gidişat bunu gösteriyor. Bu durumu değiştir-mek bizlerin elinde. Yapmamız gere-ken, sadece ve sadece ayda bir iki sa-atimizi bu işlere ayırmaktır. Katılımcı

olma zahmetine katlanmadan, poli-tikaları ve siyasileri eleştirmek fayda-sızdır, kelime israfıdır. İspatı ise yakın geçmişte yaşadıklarımızdır. Beş daki-kanızı ayırıp düşünün lütfen...

Eyalet koalisyon hükümetinin bütçe denkleştirme ve borçsuz bütçe politi-kasının faturaları biz düz vatandaşlara çıkmaktadır. O tasarruflar; bizler için ya hizmet kısıtlaması veya zaten zar zor denkleştirebildiğimiz cebimizden katkı paylarının çıkmasıdır. Kütüphane hiz-met saatlerine, havuzların açık olduğu vakitlere, Halk Yüksek Okulu’nun (VHS) sunduğu kurs çeşitlerine bir bakarsak, tasarruf politikalarının ne olduğunu basitçe görürüz. Kim bana oturduğu mahalledeki yolda yolların bozuk ol-madığını söyleyebilir?

Şehrimiz Aachen, Almanya’da reşit olmayan mültecileri en yoğun ağır-layan ilk sıradaki şehirlerden. Bunla-rın eğitimleri en insani haklarıdır. Fa-kat, zaten hep parlatıcı araştırmalarla durumu idare eden eğitim politika-sı bunun üstesinden gelemez. Tale-beler artarken, gerekli eleman istih-damsızlığı ve maddi imkansızlıklar, zaten ülke eğitim listesinin sonunda olan eyaletimiz NRW’yi, daha kalite-siz bir eğitim veren eyalet durumuna düşürecektir.

Evet, değerli Bizim Aachen okuyu-cuları, gerek Avrupa Birliği gerekse Federal Hükümet ile eyalet hükü-metinden şehrimizin payına düşen yardımlar nedir? Nerelere ve ne ka-dar harcanır, harcandı? Hangi okula kaç eleman verildi veya planlanıyor? Hangi kreşte eğitmen sayısı çoğaldı, kaç yeni bakıcı alındı? Hangi yolun ta-miri yapıldı veya yapılacak?

Daha çoğaltabileceğimiz bu ve buna benzer soruların cevaplarını merak ediyorsak, mutlaka ama mutlaka ka-tılımcı olmak mecburiyetindeyiz. Aksi halde özne yerine nesne, yani dolgu malzemesi olmaktan kurtulmamız mümkün değildir.

Şayet yanılıyorsak, bu-nu birileri bize anlat-sın lütfen. Bekliyoruz efendim...

beş dakikanızı ayırıp düşünün lütfen...birlikte yaşamın anahtarı

Muhsin Ceylan

Aachen’daki Yeminli Mali Müsaviriniz

Tecrübeli Güvenilir Profesyonelbir anlayıs ile sizlere hizmet vermeye hazırız!

Korrektur2-RukiyeAlper-Kanzleischild.indd 1 17.04.14 13:24

Dipl.-Kauffrau (FH)RukIye AlpeR SteuerberaterinHeinrichsallee 6852062 Aachen

Tel: +49 241 990 215-0 Fax: +49 241 990 [email protected]

www.steuerkanzlei-alper.de

.

.

Page 6: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

6

İçİmİzDEN bİrİ:

Ahmet özdemir kimdir? Bize önce biraz kendinizi tanıtır mısınız?

Aachen doğumluyum, evliyim ve bir kız çocuk babasıyım.

Üniversitede İletişim Bilimleri (Kom-munikationswissenschaften) bölümü-nü okudum ve mezun oldum. Mesle-ğimi, Pazarlama yöneticisi (Marketing Manager) olarak tanımlayabiliriz. Yük-sekokulda (Fachhochschule) doçentlik yapıyorum. Bunun yanında Köln’deki eyalet mahkemesinde eğitmen (Aus-bilder) ve jüri üyesi (Schöffe) olarak çalışmaktayım.

Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye-mek yapmak ve yazmak.

yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

Ben Almanya doğumluyum, meslek ve yüksekokul öğrenimimi başarılı olarak sonuçlandırdım.

Almancayı anadilim gibi konuşuyo-rum ve Almanya’da, birkaç istisnai du-rum dışında, kendimi iyi hissettiğimi söyleyebilirim.

Fakat bazı durumlarda işyerinde ol-sun, yolculuklarda veya bazı eğlence yerlerinde, yabancı kökenli oluşum-dan dolayı gördüğüm tepkiler, bana karşı nefret ve ayrımcılık yapıldığı duygusu hissetiriyor.

Sürekli olarak bir uyumdan (Integra-tion) bahsedilip durulur. Fakat biz ya-ten bu toplumun bir parçasıyız; yani bu topluma aitiz. Onun için bu kelime (uyum) negatif anlamlı ve kullanılması bile çok gereksiz bence. Bizler Alman-ya toplumunun bir parçasıyız.

Bence, Almanya’da şimdiye kadar pı-litikacıların uyguladığı uyum politika-ları da hep olumsuzdu. Ne ana okul-larında, ne de okullarda bunu olumlu olarak gerçekleştirebildiler.

Bu sebepten dolayı, bu kitabı yazma-ya karar verdim. Sürekli ön yargılar-la, genellemelerle ve ayrımcılıklarla karşılaşmak, beni “Yeter artık!“ deme noktasına getirdi. Her alanda olumsuz genellemeler yapılıyor: “Siz zaten şöy-lesiniz...” ile başlayan. Sanki tüm kötü ve olumsuz şeyleri biz yapıyoruz. Bü-tün bu tür toptancı genellemeleri bir tarafa bırakıp, yabancı olmanın pozitif taraflarını da görmeli ve bunlar hak-kında da konuşulmalıdır. Çünkü “iyi veya kötü“ her tarafta var.

kitabın içeriğini biraz özetler misiniz? kronojik bir seyir mi izliyor? yoksa aklınıza gelen anıları rastgele mi ele aldınız?

Kitap, benim Almanya’daki hayatı-mı anlatıyor. Anaokulundan, okul za-manımdan, üniversitede ve iş haya-tımda pozitif ve negatif edindiğim tecrübelerimden bahsediyor. Yani, Almanya’da kendi başımdan geçen olumsuz olayları konu alıyor.

Bir çok yerli insana (Almanlar) göre, yabancılar çoğunlukla devlet yardı-mı ile geçiniyor ve tembel tembel oturuyorlar.

kamuoyundan ne tür tepkiler ve eleştiriler aldınız?

Kitabım, medyanın büyük dikkatini çekti. Ünlü Stern dergisi, internet site-sinde beni ana sayfasına koydu. Böy-lece, kitabımın daha geniş kitlelere ulaşması konusunda büyük bir destek sağlamış oldular. Bundan sonra, Kölner Stadtanzeiger, Super Mittwoch, Huff-lington Post ve Burda Verlag gibi diğer medya kuruluşları da kitabım hakkın-da çok olumlu yazılar yazdılar. Radyo-larda da kitabım hakkında çok olumlu yayınlar yapıldı. Bunlar arasında ilk aklı-ma gelenler: 100,5 das Hitradio, Anten-ne AC, Funkhaus Europa (Köln Radyo-su), Radio Köln ve Radio Bonn.

Pek çok insandan da pozitif ve say-gı dolu haberler geldi. Cesaretim ve açık bir şekilde her şeyi dile getirdi-ğim için teşekkürler aldım. Fakat bu-nun yanında negatif mailler de geldi. Mesela, “Bütün yabancılar cehenne-me gitsin.”, “Burada hiç bir şey söyle-meye hakkınız yok.”, “Hitler, keşke geri gelse ve hepinizi gaz odalarına yol-lasa.” gibi elektronik postalar (E-Mail) aldım maalesef.

kitabınızın Türkçe çevirisi yapılacak mı? Böyle bir düşünceniz var mi?

Evet, kitabımı Türkçe olarak da çıkar-ma gibi bir niyetim var ve umarım kısa bir zamanda da gerçekleştirebilirim.

son dönemde özellikle üniversite okumuş/kalifiye genç neslimizin, Türkiye’deki iş ve yaşam koşullarının buraya göre

Hangimiz şu veya bu biçimde, gündelik yaşamda ayrımcılığa uğramadı? Almancayı tam konuşamamaktan tutun da, kılık kıyafetine varana kadar... Aachen doğumlu Ahmet Özdemir “Yeter artık!” dedi ve bir kitap yazdı. Onu tanımak ve bu kitabı neden yazdığını anlamak için kendisine sorular yönelttik.

Uyum yerine tedirginlik

Page 7: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

7

AhmET özdemİrdaha iyi olduğu gerekçesiyle yavaş yavaş dönüş yaptığı bir döneme girdik. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Ben, burada, Almanya’da yaşamak is-tiyorum; hem de burada misafirmişiz gibi dayatmalarla ve ayrımcılıkla mü-cadele ederek. Bizler, kayıtsız ve şart-sız olarak bu topluma aitiz ve bu kitap bir başlangıç oldu benim için.

kitabınızı alıp okumak isteyenler nereden bulabilirler?

Kitabım tüm kitabevlerinde satışa su-nuldu. Örneğin, Aachen’daki Maye-rische Buchhandlung’da bulabilirler.

Bunun yanında internetten de sipa-riş verebilirler. amazon.de, thalia.de, buch.de, bücher.de gibi internet por-talarında satışa sunuldu.

Ahmet Özdemir

Geschildert wird das Leben eines Migrantenkindes, das versucht, den Integrationsdiskurs in Deutschland mit allen Mitteln zu durch-brechen, um der deutschen Gesellschaft anzugehören - jedoch mit Hindernissen.

Ahmet Özdemir erzählt von den Problemen des Lebens in Deutschland, von seinen Wertvorstellungen, seinen Zielen, sei-nen Wünschen, seinen Ängsten. Von den Kitas und Schulen, die scheitern. Von der Politik, die das Problem nicht erkennt. Von der Gesellschaft, die nicht vermag, im gegenseitigen Respekt zu leben, und von Menschen, die planlos Vorurteilen folgen, ohne ihr Gegenüber zu kennen. Ahmet Özdemir zeigt auf, was ihm begegnet und ihn bewegt - und nennt Möglichkeiten für ein besseres Miteinander.

Ahmet Özdemir, 1975 in Aachen geboren, lebt und arbeitet in Köln. Nach dem Studium der Kommunikationswissenschaften spezialisierte er sich im Bereich des Digitalen Marketing und ar-beit seitdem als Manager Digital & Strategy, Dozent und Ausbil-der. Privat wie beruflich liebt er die Begegnungen mit Menschen.

Ahmet Özdemir ist verheiratet und Vater einer Tochter.

IRRITIERT

IRRI

TIER

T

integriert

stat

t in

teg

rier

t

statt

Ahm

et Ö

zdem

ir

IRRITIERT statt integriert

Ahmet Özdemir

10,90 € - 13,63 SFr

oluşturmak. Örneğin, Kerpen şehrin-de yaptığım bir okuma toplantısında, bu konuları açık ve çözüme odaklı, et-kili bir şekilde tartıştık.

Kitap tanıtım ve okuma toplantıları yapmaya devam edeceğim. Hatta ba-zıları planlandı bile.

9 Eylül 2015’de, saat 19:00’da Baeswe-iler/Setterich’teki Haus Setterich’de okuma yapacağım.

3 Ekim 2015’de kerpen’de düzenle-nen ve binden fazla insanın gelmesi düşünülen Kültürler Festivali’nde ki-tabımla birlikte sahneye çıkacağım.

21 Ekim 2015 tarihinde, saat 19:30’da Aachen’da bir okuma düzenledik fa-kat yeri henüz tam belli değil. Etkin-liklerin yeri ve zamanı facebook’dan takip edilebilir.

2016’da, Köln’de her yıl düzenlenen Birlikte - Sanat ve Kültür Festivali’ne davet edildim; oraya katılacağım.

Yeni bir kitabın hazırlığına da başla-dım. Sadece bunu söyleyeyim.

son olarak söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Konumuzla ilgili olarak iki tarafa da seslenmek istiyorum.

Öncelikle bazı “yabancılara” şunu söy-lüyorum: Alman dilini öğrenin, okulu-nuzu bitirip mezun olun; Almanya’da her türlü olanağa sahipsiniz. Kaba güç yerine, aklınızı kullanın. Kendinize gü-venin ve karşınızdakine önyargı oluş-turma fırsatı vermeyin.

Bazı “Almanlara” da şunu söylemek is-tiyorum: Bizlere karşı güttüğünüz kin ve nefreti yok edin ve özellikle Pegida gibi Nazi örgütlerinin kışkırtıcı göste-ri lerine katılıp destek olmayın. Bence Pegida gibi örgütün savunduğu gö-rüş açısı, sadece ırkçı, ayrım yaparak insanları hor görmek. Umarım sizler de Nazilerle beraber hareket ettiği-nizin bir gün farkında olursunuz. Ya-bancı kökenliler arasında da harika in-sanlar var, hepsini bir görüp, toptan yargılamayın.

Görüşme için teşekkür eder, başarınızın devamını dileriz.

sizinle tanışmak isteyenler size nasıl ulaşabilirler?

Benimle iletişim kurmak isteyenler ya facebook üzerinden iletişime geçe-bilirler; orada Ahmet Özdemir olarak kayıtlıyım veya mail adresime yazabi-lirler: [email protected].

Geleceğe yönelik planlarınız neler? yeni bir kitap var mı sırada?

Amacım bu kitap ve bu konuyla ön yargılı olan insanlarda ilgi ve duyarlılık

Schönebergstraße 9 52068 Aachen

Telefon: 0241/ 96 820-0

Her türlü inşaat işiniz için üstün kalite aletleri UYGUN

FİYATLARA sunuyoruz.

Her türlü inşaat işi için İHTİYACINIZ olacak

inşaat makineleri ve özel aletleri KİRALIYORUZ.

Aralarında Türklerin de olduğu

çalışanlarımızdan güler yüzlü hizmet ve

PROFESYONEL DANIŞMANLIK

alabilirsiniz.

Page 8: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

bAşKA İşlEr yApANlAr: sİbel GÜleç

8

sibel hanım bize biraz kendinizden bahseder misiniz?1964’de Konya/Ereğli’de doğdum. 1974’de işçi ailesi çocuğu olarak Al-manya’ya geldim. İkinci sınıfa kadar Türkiye’de okudum. Daha sonra bu-rada okula devam ettim ve 18 yaşında görücü usulüyle beni tanımadığım bi-risi ile evlendirdiler. Tabii ben, okuma-yı çok seviyordum ve eşime şart koş-tum; ben evlendikten sonra da okula devam edecektim. Ailem ve eşim ka-bul edince evlendim.

Arkadaşlarım, okul bitince hangi fabrikaya çalışmaya gideceğim diye düşünürken, ben hangi okula gide-yim diye düşünüyordum. Annem-ba-bam çalıştığı için, bize bir Alman kom-şumuz bakıyordu ve bu nedenle ben Almanca’yı çok çabuk öğrendim. Bize bakan ailenin çocukları yoktu ve bu nedenle biz üç kardeşle çok iyi ilgi-lendiler; derslerimize yardım ettiler. 4 kardeşim burada Almanya’da doğdu.

iş hayatına nasıl başladınız?Hem okudum hem üç tane çocuk

büyüttüm. Sonra Düsseldorf’ta üni-versiteye gittim. 1984’de evlendim ve 90’lı yıllarda üniversiteyi “Engelliler için Eğitimci” olarak bitirdim. Okulu bitirdikten sonra direk işe başladım ve 5 senesi mecburi hizmet olmak üzere 20 sene o klinikte çalıştım.

Klinikte çalıştığım zamanlarda boş durmadım. Kendi ayaklarımın üstünde durmayı çok seven bir insandım; kimse bana patronluk yapmasın istiyordum. Birilerinin bana birşeyler yaptırmasın-dan hoşlanmıyordum. Onun için belli bir yerlere gelmeliydim ki, ben insan-ları idare edeyim. İnsanlarla bereber olmayı ve konuşmayı seviyordum. Bu nedenle hem meslek hayatıma devam ettim hem de iş hayatına atıldım.

İlk olarak, ev kiralama işleriyle il-gilendim, yani emlakçılığa başladım. Hem kendi mesleğimi hem de em-lakçılık yapıyordum. Tabii ki bu arada çocuklarla da ilgileniyordum. Emlak-çılık işleriyle uğraşırken, kendime altı restaurant olan bir apartman satın

aldım. Evin altındaki restoranı kiraya verdim. Ancak, kiracım bir gün aşya-ları alıp kaçtı ve bunun üzerine zoru seven ben, restoranı kendim işletme-ye karar verdim. Her şeyiyle kendim ilgilenerek istediğim tasarımla bir res-torant açtım. Kendim rahat olduğum zaman, müşterimin de rahat olacağını düşünen birisi olarak, kendimin rahat edebileceği gibi bir restaurant yaptım yani. Restauranta gelen müşteriler iş-letmeciye de dikkat ediyorlar; rahat mı, sinirli mi, insanlarla ilişkileri nasıl? Ta-bii bunlar işletmecilikte önemli şeyler.

yapacağımız işimizin de gençlere yö-nelik olsun istedim. Küçük erkek kar-deşim, Eschweiler’de Markplatz’da bir dükkan var kiralık dedi. Biz büyük şehir-lere bakarken, yolumuz buraya düştü. Eschweiler’e geldim dükkana bakmak için ama dükkana bakmadan bu mey-dana aşık oldum; tam istediğim gibi bir yer olduğu için. Burası bana göre de-dim ve ev sahibi ile görüşüp kiraladım. Burası boş bir kaç tane dükkandan olu-şuyordu ama evsahibi tek dükkan yap-mış, içi sıfır ve hiç bir şey yoktu.Kokteyl bar açacağız ama bu işten hiç anlamı-yoruz. Evet dükkanın içtasarımını gene bir ölçüde restorant tecrübemden bi-liyorum ama o kadar. Tabii bu arada oğlumla barları ve bu işlerleler uğra-şan yerleri gezdik, fikir edindik.Kokteyl kartlarına bakıp neler yapıyorlar tek tek öğrendik. Kokteyl barların kendilerine has kokteyleri vardır.

Böylece kokteyl barı açtık ve ismini TIMEOUT koyduk. İçtasarımı tamemen kendime ait. İçeride kullandığım resim-ler de bana ait; hepsini kendim yaptım. Dükkanı açmadan önce yaptığım re-simler ve siyah-beyaz resimler. 2010 yılında burayı açtım ve çalıştırıyorum.

kokteyller için ne söyleyeceksiniz?Şuruplar, alkoller ve meyve suları

çok önemli ve kaliteleri tabii. Timeout adında kendi özel bir kokteylimiz var. Stardart kokteylerin yanı sıra, kendi-mizin yaptığı kokteyller de var. Ayrıca müşteriye özel, istenildiği gibi yaptı-ğımız kokteyler var ve bunlar sadece o müşteriye ait oluyor.

Başka hangi hizmetleriniz var?Salsa bachata dansı canlı müzik

yapıyoruz DJ’lerle. Yani kokteyle uy-gun olan latin amerika dansları.

Arada bir nişan ve düğün gibi özel günler de oluyor burada. 150 kişiye kadar kiralanabiliyor.

son olarak ne söylemek istersiniz.Kadınlarımız eskiden aktif değil-

lerdi ama şimdi bir ilerleme var. Ka-dınlarımızın bağımsız olması ve kendi ayaklarının üstünde durmaları güzel bir şey. Fakat kadınlarımızın iş haya-tında daha aktif olmalarını temenni ediyorum. Yani, kendilerini göstersin-ler diyorum.

Bize zaman ayırdığınız için size te-şekkür eder ve başarılarınızın de-vamını dileriz.

Sibel Güleç: “İyi bir barmen, iyi bir sanatçı olmalıdır.”

Bu kokteyl barı açmak nereden aklınıza geldi?

Çok iyi işleyen bir restoranım var-ken, eşimden ayrılınca bu binayı sat-mam gerekti ve ben kendi sahibi ol- madığım bir iş yerinde iş yapmak is- tedim ve böylece restorant maceram da bitmiş oldu. 43 yaşındayken rahat-sızlandım, çalışamadım ve malunen emekli oldum. Tabii, görünen bir ra-hatsızlığım olmadığı için, boş durama-dım ve kendime yapacak bir iş aramaya başladım. Daha önce restaurantı kızı-ma açmıştım ama evlenince çalışama-dı. Kapatınca, yeni yapacağım işi de oğluma yapayım, o devam etsin iste-dim ve yapacak iş aramaya başladık. Büyük şehirlerde bir iş yapmak iste-dik; Duisburg, Düsseldorf gibi yerler-de kokteyl bar gibi bir yer aradık ol-madı. Oğlum, kendi genç olduğu için,

Page 9: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

9

ne? nerede? ne zaman?

AğUSTOS VE EYLÜL AYLARINDAKİ BAZI ÖNEMLİ ETKİNLİKLER

AACHeneR kunsTROuTe 2015 AACHEN SANAT TURU 2015

26 ve 27 eylül 2015

Bu yıl 18. kez düzenlenen etkinlikte müzeler ve sanat galerileri kapıları-nı sanatseverler için açıyor. Yapılan çalışmaları, sergileri görebileceğiniz gibi, düzenlenen toplantılara katıl-mak da mümkün. Toplam 43 katılım-cı sanat galerisi ve müze gezilebilir.

euROpAmARkT AACHen TASARIM VE ELSANATLARI PAZARI

5 ve 6 eylül 2015

Avrupa‘nın değişik ülkelerinden katı- lan sanatçıların, eserlerini sergilediği etkinlik, Aachen şehir merkezinde kuruluyor. 10 ile19 saatleri arası ge-zilebilir. 39. kez düzenlenen Tasarım ve Elsanatları Pazarı‘nda 300‘e yakın tezgah ziyaretçileri bekliyor.

www.bend-aachen.de

AachenBendplatz9. - 19.AugustTäglich ab 14 Uhr

öCHeR Bend AACHEN GELENEKSEL LUNAPARKI

7 - 17 Ağustos 2015

Atlıkarıncadan, dönme dolaba bir çok şey var. Saat 14-24 arası açık o-lan lunaparka girişler ücretsiz.

AACHen em spezıAl 2015 AVRUPA ŞAMPİYONASI ÖZEL

11 - 23 Ağustos 2015

At yarışlarına paralel düzenlenen et-kinlikte bir çok konser, film gösterimi yer alıyor. www.aachenspecial2015.de

Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Aac-hen’daki Derneklerin Etkinlik Günü, bu yıl 27 Eylül 2015 Pazar günü saat 11:00 ile 18:00 arasında Aachen şehir merkezinde yapılacaktır.

Aachen Katedrali (Dom) ve Aachen Belediye binasının (Rathaus) çevre-sinde, dernekler standlar açarak ken-dilerini ve yaptıklarını tanıtma fırsa-tı bulacaklar. Geçen yıl bu etkinliğe 160’dan fazla dernek katılmıştı.

Eğer siz de gönüllü çalışmalar yap-mak istiyor ama kiminle neler yapa-bilirim diyorsanız, işte size fırsat!

AkTıOnsTAG deR AACHeneR veReıne

DERNEKLERİN ETKİNLİK GÜNÜ 27 eylül 2015

TAG deR ınTeGRATıOn UYUM GÜNÜ

23 Ağustos 2015

www.aachen.de/ehrenwert

27. September 201511 bis 18 UhrAachener City

Ehrenwert Aktionstag der Aachener Vereine

SchirmherrOberbürgermeister Marcel Philipp

Sonntag, 23. August 2015 | 11.30 - 17.30 UhrEurogress Aachen | Eintritt frei

9. Tag derIntegration

| F

OTO

: A. S

CHM

ITTE

R

Samia ist dabei.Und Du?

tagderintegration-aachen.de

Bu yıl dokuzuncu kez düzenlenen “Uyum Günü” 23 Ağustos pazar günü Eurogress’te gerçekleştirilecek. Saat 11:30 ile 17:30 arasında genç-yaşlı her yaştan insana ilginç gelebilecek kül-türel, sanatsal etkinlikler var. Uyumla ilgili çalışma yapan kurum ve dernek-ler de stant açarak, yaptıkları çalışma-ları tanıtma fırsatı bulacaklar.

Page 10: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

10

sudoku SAyfASı

7

1

3

6

873

6

17

2

3

1

4

7

51

6

298

9

7

8

4

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010014512

54

82

8

5

3

4

1

9

3

8

4

9

2

9

6

5

2

7

7

3

1

8

43

21

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010015012

23

14

9

4

7

2

9

5

8

9

81

73

5

3

2

9

8

4

6

3

14

57

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010016212

zornormalbasit

6

3

5

3

9

25

98

5

9

3

1

1

9

4

6

52

63

7

5

2

9

4

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010014513

2

4

7

8

95496

2

3

4

1

8

4

6

7

2

8

1293

7

2

3

9

5

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010015013

2

4

9

1

6

4

7

1

56

8

9

7

6

2

4

9

61

8

2

4

3

1

6

7

8C o n c e p t i s P u z z l e s 06010016213

Sudokuda boş kareler 1 ile 9 arasındaki rakamlarla doldurulur. Bu rakamları yerleştirirken dikkat etmeniz gerekenler: 1’den 9’a kadar her rakam her sütunda, her satırda ve her bölgede sadece bir kez kullanılabilir.

4

9

2

6

8

7

7

1

4

8

3

3

2

4

1

2

6

9

1

7

3

2

6

3

7C o n c e p t i s P u z z l e s 06010014514

4

9

1

852

9

3

57

6

6

3

9

1

52

6

7

163

4

1

8

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010014515

4

32786

8

3

2

1

7

5

95

64

3

9

4

8

6

9

13957

2

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010015014

5

96

7

8

8

7

14

5

4

8

1

3

9

6

3

8

9

26

5

3

3

5

47

2C o n c e p t i s P u z z l e s 06010015015

71

8

5

4

17

6

3

9

4

1

2

2

695

7

6

4

9

9

2

4

59

2

7

5

68

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010016214

4

3

85

79

894

53

41

2

1

3

61

89

782

61

37

1

5C o n c e p t i s P u z z l e s 06010016215

Page 11: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

11

sİzden GElENlEr

Beynimde sürekli 'Almanca öğrenme-liyim, buraya alışmalıyım' sesiyle yaşı-yorum. İnanın, hiç de kolay değil.

Bir sabah 'İki seçeneğin var' dedim kendime... Ya varolan durumu tama-men rededip, bu ülkeden nefret ede-rek ve Türkiye özlemiyle yaşayacaksın ya da Almanya'yı kabul edip, burada bir hayat kuracaksın'.

evlilik YoluylaTürkiye’den Almanya’ya...

Almanya yolunda Aile Birleşimi vizesi

Bu işin birinci adımı, her ne kadar kal-dırıldığı söylense de, hala Türkiye'de bulunan Alman Konsolosluklarının is-rarla istediği A1 seviyesinde Almanca dil bilgisi ve bunun ispatlanmasıydı. Almanya'da Auslanderamt'ta (Yaban-cılar Dairesi) sınavın kaldırıldığı bilgisi veriliyor, ancak Türkiye'de konsolos-luklar ille de istiyorlar. Mutlaka bunu gözönünde bulundurarak tüm süreci planlamanızı öneririm. Avrupa Adalet Divanı tarafından 2014 yılında, Avru-pa Birliği ülkesi olmayan ülkelerden eşinin yanına gelmek isteyen kişiler için A1 sınavının zorunluluğunun kal-dırılması kararı çıkmıştır. Ancak, be-lirttiğim gibi, konsolosluklar tarafın-dan henüz yürürlüğe girmemiş. Tabii Avrupa Adalet Divanı'na başvurarak itiraz etme hakkıniz var ama bence sınava girip, sertifikayı almak daha ko-lay olacaktır.

Kişisel görüşüm, bir başka ülkede ya-şayacaksanız, o ülkenin dilini öğren-mek zorundasınızdır. Bunun, Alman-ya vizesi için zorunlu tutulmasına ise tamamen karşıyım. Sınavı gözlerinde büyütmesinler. Sorular oldukça kolay ve tamamen günlük hayatta işlerinizi yürütebilecek kadar Almanca bilgisi-ne yönelik en basit düzeyde hazırla-nıyor. Eşini Türkiye'den getirecek ar-kadaşlara tavsiyem, Goethe Institut'ü tercih etmeleridir. Türkiye'de vize sü-recinde sınav belgesinin satıldığını bile gördüm. Kesinlikle bunlara kan-mayın. Son değişikliğe göre, sınav yet-kisi sadece Goethe Enstitüsü'ndedir. Diğer sertifikaların geçerliliği yoktur.

Bu adımı atlattıktan sonra, konsolos-luğun sizden istediği diğer belgeleri hazırlayarak, konsolosluktan rande-vu alıp, vize başvurusunu yapacak-sınız. Randevu sırasında istenen tüm evraklar e-mail ile gönderilmektedir. Konsoloslukta, vize başvuru rande-vusu sırasında kısa bir Almanca sözlü mülakat yapılıyor. 'Adınız nedir? Ne-lerden hoşlanırsınız?' tarzında, tama-men basit sorulardan oluşmaktadır. Stres yapmasınlar, kendilerine gü-vensinler ve bundan sonrasında da yaşamayı planladıkları ülkenin dilini öğrenmenin zaten bir zorunluluk ol-duğunu hatırlayıp, dili öğrenmeye ça-lışsınlar. Tabii tüm bu süreçte bura-da yaşayan eşlere büyük sorumluluk düşüyor. Mümkün oldukça yardımcı olmanızı ve cesaretlendirmenizi öne-ririm. İnanın, Türkiye'de bulunan ve burayı tanımayan birisi için herşey çok daha zor oluyor.

Vize başvurusunun sonuçlanması, or-talama olarak 8 hafta sürmektedir. Bu süreçte bulunan arkadaşlara yardım-cı olabilmesi umuduyla; herkese ko-laylık, sabır ve mutluluklar diliyorum.

“yeni vatanım” ön uyum projesi: Almanya'ya geliş sürecinde, her ko-nuda yardım alabileceğiniz, tamamen ücretsiz hizmet veren harika bir ekip:www.almanya-danismanlik.eu

Goethe ınstitut: A1 sınavı ve kursları için, Alman Konsoloslukları tarafından yetkilendirilmiş kurs ve sınav merkezi: www.goethe.de/ins/tr/tr/lp.html

vize başvurusu: Randevu ve bilgi alı-nabilen resmi tek yetkili kurum:www.idata.com.tr/tr/

Esra Cenkiz

Eşimle tanıştığım zaman, Almanya ke-limesini duyar duymaz düşünmeden itiraz etmiştim. Dedem, 32 sene bura-da işçi olarak kalmış ama ailesini ge-tirmemişti. Sanırım dedeme özlem-den, Almanya, hep olumsuzluklarla bağdaştırdığım yer olarak benim ka-famda yeretmiş. Sonunda evlendik ve ben burada bir hayat kurmaya karar verdim. Burayı, kurallarını, kültürünü, insanlarını ve dilini sevmeyi öğren-meyi seçtim. Hem böylece işler daha kolay yürüyecek hem de ben söylen-meyle geçecek bir hayat geçirmeye-ceğim. Kimliğimizi, değerlerimizi, kül-türümüzü, dilimizi unutmadan!

Elbette buraya kadar olan süreç hiç de kolay olmadı. Açıkçası, bundan sonrası da hala kolay yürümüyor.

Türkiye'de, bu sınava yönelik birçok kurs merkezi bulunmaktadır. Ücret-ler genelde 1.500 TL'den başlıyor ve kurslar ortalama 3 ay sürüyor. Bura-da yine sınav merkezi olan Goethe Enstitüsü’nü tercih etmelerini öneri-rim. Eğer bulundukları şehirde kurs merkezi yoksa, enstitünün kitaplarını kullanarak eğitim veren kurs merkez-leri seçilebilir.

Page 12: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

12

KülTür & SANAT:

Ahmet bey bize biraz kendinizi tanıtır mısın?

Memleketim Kütahya’nın Emet ilçe-sidir. Babamın memuriyeti sebebiyle Anadolu’muzun pek çok yerini görme, insanımızı yakından tanıma fırsatı bul-dum. Emet çok bilinen bir yer olmadığı için belki kısaca ifade etmekte fayda var. Çünkü nerelisin, sorusunun cevabı olarak “Emetliyim” deyince muhatabı-nız ya sizin emekli olduğunuzu, ya da Ankara’nın Emek semtini kasdettiğini-zi düşünüyor. Anadolu’muzun pek çok şehrine, köyüne, kasabasına, İstiklal ya da Kurtuluş Harbi esnasında gösterdik-leri kahramanca mücadelelerden do-layı ünvanlar verilmiştir. Ne hikmetse, belki de bütün memleket çapında ilk mücadeleyi başlatan yerlerden biri ol-masına rağmen Emet, bu ünvanı resmi olarak alamamıştır. Sadece bu yönüy-le değil, termal kaplıcalarıyla, dünya-daki bor madeni rezervinin önemli bir kısmını bağrında barındırması ile de önemlidir. Şimdi siz nerelisiniz deyin-ce, ben de bunları anlatmamın üze-rime bir vazife olduğunu düşündüm.

Sorunuza tekrar gelirsek, kendi öğre-nim hayatımla ilgili olarak da farklı şe-hirlerde bulundum. En son durağım İstanbul’dan halihazırdaki ikametga-hım Almanya’nın Köln şehrine geleli 15 seneden fazla bir zaman oldu.

Türkiye’de, Anadolu Üniversitesi İk-tisat bölümünü bitirdikten sonra va-kıf yöneticiliği, yayıncılık, grafikerlik,

editörlük vb. gibi asıl mesleğimle ilgi-si olmayan, ama bana hayatı öğreten farklı iş kollarında çalıştım.

Almanya’ya geldikten sonra uzun yıllar Türkçe kitap satış-dağıtım sektöründe çalıştım. Ayrıca grafiker, çizgi-roman çi-zeri ve ressam olarak da çalıştım.

sanatla ilgilenmeye ne zaman başladınız?

Benim yazı-çizi işleri ile ilgim çok kü-çük yaşlardan başlar. Ailemde güzel resim çizebilen kimse yoktur. Kendim-de resme, yazı-çizi işlerine bir meyil olduğunu keşfetmem ilkokul yılları-ma dayanır. O zaman evimize günlük gazete alınırdı. Televizyon Türkiye’ye henüz gelmemişti. Şimdi sanal, dijital

kaligrafiye ne zaman ve nasıl başladınız?

Kaligrafi sanatına olan merakım da yine aslında İstanbul yıllarında oldu. 80’li yılların başlarında kaligrafi sana-tı henüz yeni yeni filizlenmeye, kitap fuarlarında bu tip yazı yazan bir kaç kişi görünmeye başladı. O zamanlar merak ederdim, bu nasıl bir sanattır, nasıl öğrenilir, diye... Bu işi yapan bir avuç insan da ketum davranırlardı; ta-bir caizse ser verip, sır vermezlerdi. Bu hep içimde bir ukde olarak kalmıştı.

Daha sonra Almanya’ya geldiğimde çalıştığım işimden arta kalan zaman-larda bu işi, acaba nasıl öğrenebili-rim diye düşünmeye ve araştırmaya başladım. Son dönem hattatlardan Mahmud Bedrettin Yazır’ın “Mede-niyet Aleminde Yazı ve İslam Mede-niyeti’nde Kalem Güzeli” isimli üç ciltlik oldukça hacimli eserinin tama-mını olmasa da, bir kısmını buldum. Esasen, bu kitabı üniversite yıllarım-da üniversitede bir hocam da tavsi-ye etmişti. Ancak öğrencilik yıllarım-da bu kitabı almak mümkün olmadı. Daha sonraki yıllarda da kitap tekrar basılmadı. Artık antika eser gibi mua-mele görmeye ve her sahafta bulun-mamaya başladı.

Bu kitaptan boş zamanlarda çalışma-ya başladım. Tabii, kitap “Aklam-ı Sit-te” denen hat sanatının temeli olan altı yazı çeşidini (Rik’a, Sülüs, Nesih, Tevkii, Reyhani, Muhakkak) anlatıyor. Kitapta bütün arabi harflerin yazılış şekilleri, nokta usulleri, kalem çeşitleri ve yazı örnekleri bütün ayrıntısıyla an-latılıyor. Bu kitapta anlatılan yazi tek-niğini bugün kullandığımız harflere uygulamaya çalıştım. Hat sanatında Elif harfi, 7 veya 8 nokta uzunluğunda yazılır. Her harfin farklı nokta ölçüsü vardır. Bu nokta ölçüsünü bugünkü harflere uygulamaya çalıştım. Mesela A harfi 3 nokta yüksekliğinde, 2 nok-ta enindedir ve her harf böyle nokta ölçülerine sahip olmalıdır.

olan şeyler henüz yoktu. İşte ben de okuma-yazmayı seven bir çocuk ola-rak gazetede çıkan günlük çizgi ro-man bantlarını takip eder ve her gün bunlara bakarak çizimler yapardım. Zannediyorum bir yeteneğim olma-sa bile o dönemde her gün kendimi zorladığım için çizim yapabilme alış-kanlığım ortaya çıkmıştır.

Lise yıllarımda İstanbul’da ikamet et-tiğimizden ve bu işlere olan mera-kım nedeniyle Babiali’de çeşitli yayı-nevlerinde mizanpaj elemanı, dizgici, matbaalarda ayakçı olarak çalıştım. Bu dönemler, gerçek manada mürekkep yaladığım ve bu mürekkep kokusu-nu ruhuma sindirdiğim dönemlerdir. Sonraları bazı karikatür yarışmaların-da birinciliklerim oldu.

“Amacım, Avrupa’daki Türklerin estetik zevkleri ile de burada olduklarını gösterebilmek.”Ahmet bey Köln’de yaşayan bir sanatçı. Bölgemize yaptığı bir ziyarette dergimizi görmüş ve bize mail yazarak tebrik etti ve bize katkı sunmak istediğini belirtti. Biz de öncelikle kendisini ve sanat çalış-malarını daha yakından tanımak için kendisiyle bir röportaj gerçekleştirdik.

Page 13: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

13

ahmet İhsan tolunalp

eliyle bugünkü metodolojisine, tekni-ğine ve kıymetine kavuşmuştur.

Acizane benim yapmaya çalıştığım da bu kuralları bugünkü harflere uygula-yarak yeni ve belki günümüze ait bir estetik zevki geliştirmeye çalışmak, bu yüksek estetik zevki insanlarımız-la paylaşmak ve belki de böylece Av-rupa’daki Türklerin sadece çalışmak, para kazanmak için değil, aynı za-manda estetik zevkleri ile de burada olduklarını gösterebilmek.

kadaşlarımız genelde ketum davranır-lar; bilgi vermezler. Ben inanıyorum ki, bilgi paylaşıldıkça mutluluk verir. Kaldı ki, ilmin de bir zekatı vardır. İl-min zekatı da, onu öğretmektir.

kaligrafi konusunda başka neler yapıyorsunuz?

Bu işi öğrenmek isteyen arkadaşları-mız için bir kitap hazırlığı içerisinde-yim. Kitapta sadece kaligrafi sanatını değil, aynı zamanda hat sanatı usul-lerinden Sülüs yazı metodunu da ör-nekleri, usulleri ve tekniği ile anlat-mak istiyorum. Yani, kaligrafiyi bugün kullandığımız harflerle, Sülüs meto-dunu da önceden kullanılan Arap harfleriyle öğreten, ikisini birden an-latan bir kitap... Halen, ikisini birden öğreten bir kitap mevcut değil. Belki böylece ben de, kendi öğrendiğimin zekatını vermiş, bu yolla insanlarımı-za faydalı olmuş olurum.

Kaligrafinin yanısıra çizgi-roman, Al-manya’da Wandbildmalerei olarak bilinen duvar ressamlığı, portre ve karikatür çalışmaları, grafik ve logo tasarım ilgilendiğim diğer alanlar.

Okurlarımıza son olarak neler söylemek istersiniz?

Bana bu fırsatı verdiğiniz için, daha doğrusu beni, kendisiyle röportaj ya-pılmaya değer bir sanatçı olarak gör-düğünüz için teşekkür ederim. Kalig-rafi ve diğer çalışmalarımı görmek için, okurlarınız internet sitemi ziyaret edebilirler. www.kaligrafiksanat.com

Biz, size teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Nokta ölçüsünün faydası şudur: Bütün harfler, elinizi bu ölçüye göre alıştırdık-tan sonra, sanki matbaada basılmış, bir makinadan çıkmışçasına düzgün, aynı hizada, aynı ölçüde yazılmış olur.

Burada bu işi yapmak, öğrenmek is-teyen arkadaşlarımıza bir tavsiyede bulunmak isterim. Artık bu işi yapan çok insan var ama bu işi bu nokta öl-çülerine göre yapan, tekniğine uygun olarak çalışan fazla kimse yok. İnter-nette bununla ilgili bir hayli video var. Ancak bu iş, videoya bakarak öğreni-lemiyor, maalesef. Mutlaka ya bu işin bir ustasını bulmalı ya da usulü anla-tan bir kitaptan öğrenmelisiniz.

Nokta ölçüsü eski Türk veya Osmanlı hattatlarının ortaya koyduğu bir ölçü-dür. Bizans İmparatorluğu zamanında kral, Arap yarımadasında bir kiliseye bir gemi kereste ve inşaat malzeme-si gönderir. Kilisenin tamir ve resto-re edilmesi gerekiyordur. Gemi açık denizde fırtınaya tutulur ve Cidde açıklarında karaya oturur. Gemi artık kullanılmaz hale geldiği ve malzeme-leri götüremeyeceği için, malzemeleri müslümanlara verirler. Müslümanlar da o sırada Kabe’yi tamir etmek, onar-mak istemektedirler. İşte, bu malze-me ile Kabe’ye yeniden bir şekil verilir. Bu şekil kuşbakışı bakıldığında aynen hat sanatında kullanılan nokta ölçü-sünün şeklidir. Bu bakımdan hat sa-natının usullerini, tekniğini oluşturan hattatlar, nokta ölçüsünü bu manasını düşünerek ortaya koymuşlar ve orta-ya harika sanat eserleri çıkarmışlardır. “Kuran-ı Kerim Mekke’de indi, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı” denilir ki, çok doğrudur. Hat ya da bugünkü adıyla kaligrafi sanatı Türk hattatlar

Almanya’da bu alanda çalışan sanatçı sayımız ne kadar?

Bunu tesbit etmek tabii ki mümkün degil ama, öyle zannediyorum ki, Almanya’da bu sanatı ilk defa büyük-lü küçüklü bir çok organizasyonda ta-nıtan, icra eden insanlardan biriyim. Bugün bu işi yapan pek çok arkadaşı-mız var. Tabii, bunu meslek olarak ya-pıp, bu işten para kazanmak mümkün ama çalakalem yapılmayıp usulüne göre olursa, çok daha fazla kimseye bu yüksek sanat zevki aşılanmış olur.

Katıldığım organizasyonlarda, bu sa-natla ilgili bana yöneltilen her soru-ya ayak üstü de olsa, ayrıntılı şekilde cevap vermeye çalışıyorum. Az önce de bahsettiğim gibi, bu işi yapan ar-

Page 14: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

14

yAlNız değİlsİn!

Tıp Dr. Sıla Yüce-Çıtır

Alexianer Krankenhaus Aachen

Tel: (0241) 47701 15000

Merhaba değerli okuyucular,

Bu sayıda anksiyete bozukluklarına özgül fobi ile son vereceğiz.

Özgül fobinin en önemli özelliği sanı-rım psikiyatriye başvuru oranının çok az oluşudur, çünkü çoğunlukla bir ki-şilik özelliği gibi değerlendirilir. Has-talık olarak düşünülmemesi tedavisi-nin de olmadığı yanılgısına yol açar. Bu nedenle özgül fobi genellikle baş-ka sorunları nedeniyle başvuran kişi-lerde öykü alımı sırasında tesadüfen farkedilir.

peki nedir özgül fobi?

Özgül fobi, bazı durumlar veya nes-nelerden duyulan mantıksız, aşırı korkudur. Korku, fobik durum veya nesnelerle karşılaşarak ya da bu du-rumların resmi veya görüntüsünün zihinde canlandırılmasıyla ortaya çı-kar. Kişi korktuğu durum veya nes-ne ile karşılaştığında nefes almakta güçlük, kalp çarpıntısı, baş dönmesi, bedeninde uyuşma, titreme, terleme ve bayılma hissi yaşar. Kişi korkusunu abartılı bulsa da buna engel olamaz.

Yükseklik, kapalı alan, araba, gök gü-rültüsü ve fırtına, hayvan, iğne, kan, uçak, dişçi, karanlık fobisi bunlardan bazılarıdır. En sık görülen fobi türü ise hayvan fobileridir. En çok korkulan hayvanların başında da köpek, kedi, böcek, kuş ve yılan gibi hayvanlar ge-lir. Toplumda her 100 kişiden yakla-şık 3’ünde vardır. Genellikle çocukluk ya da ergenlik dönemlerinde başlar ve kadınlarda erkeklere oranla daha sıktır.

reddetmiş, yaşadığı koma nedeniy-le birkaç kez acil servise kaldırılmıştı.

Görüldüğü üzere kişinin yaşam kalite-sini önemli ölçüde bozan bu duruma kişilik özelliği ya da huy demek veya „herkeste olabilir böyle korkular, boş-ver“ düşüncesiyle yardım aramaktan kaçınmak doğru değildir.

Özgül fobi neden olur sorusuna ise net bir yanıt vermek zordur. Bazen ya-şanan travmatik bir olay sonrası, örne-ğin bir köpek tarafından kovaladıktan sonra köpek fobisi, dişçide yaşanan ağrılı bir girişimden sonra dişçi fobisi başlayabilir. Bazen de anne ya da ba-bamızdan kalan genetik bir mirastır. Araştırmalar, fobisi olan kişilerin ço-cuklarında da benzer fobilerin oldu-ğunu göstermiştir.

Bu hastalığı örnekler üzerinden anlatmak belki daha açıklayıcı olacaktır...

Örneğin, depresyon nedeniyle baş-vuran bir hastam, işe geç kaldığı için patronuyla yaşadığı bir tartışmadan bahsetti. Neden işe geç kaldığını sorguladığımda sabahları yürüdüğü kaldırımda bir köpek görürse karşı kaldırıma geçtiğini, yaşadığı korku ne-deniyle köpeğin uzaklaşmasını bekle-diğini, bu yüzden otobüsü kaçırdığı-nı anlattı. Hatta bir defasında bahçeli bir evin önünden geçerken bahçede bir köpek olduğunu fark eder etmez kendini düşünmeden yola attığını, bu nedenle ayağını kırdığını ekledi. En yakın arkadaşı evinde köpek beslediği için ziyaretine gidemiyor, her zaman kendi evine gelmesini rica ediyordu. Bunun bir hastalık olduğunu o zama-na kadar farketmediği için tedavi ara-yışına da girmemişti.

Bir başka hastam işi nedeniyle sık sık seyahat etmesi gereken ama uçağa binemediği için saatlerce otobüs ya da tren yolculuğu yapan ve şirkete ya-şattığı zaman ve nakit kaybı nedeyle işi tehlikeye giren bir kişiydi. Diyabe-tik bir hastam ise iğne ve kan fobisi nedeniyle insulin iğnelerini yapmayı

Özgül fobi

peki kişi bu hastalıktan kurtulabilir mi?

Bir kez daha belirtmek isterim ki özgül fobinin tedavisi vardır ve başarı oran-ları da oldukça yüksektir. Tedavide ilk seçenek davranışçı tedavilerdir. Dav-ranışçı tedavide alıştırma tekniğinden faydalanılır. Bildiğimiz üzere özgül fo-bisi olan kişi, korktuğu nesne ve du-rumdan kaçınır. Alıştırma tekniğinde, kişinin yaşadığı korkulu durumla git-gide artan derecede karşılaşması sağ-lanır. Tahmin edileceği üzere bu du-rum başlarda hasta için oldukça sıkıntı verici olacaktır. Ancak kişi bu sıkıntılı ortama yeteri kadar katlanabilirse, ya-şadığı korku bir müddet sonra aza-lacak, üzerinde yeterli süre çalışılırsa tama yakın bir iyileşme sağlanacaktır.

Saygılarımla

Page 15: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

15

buNlArı bİlİyor muydunuz?

Adalbertsteinweg 263, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 56 84 245 www.satboerse24.de

çanak Antenler65 cm 19,90 € 80 cm 29,90 €

100 cm 39,90 €120 cm 59,90 €

lnBTek çıkışlı 6,90 €Çift çıkışlı 9,90 €Dört çıkışlı 19,90 €

diseqC şalter 2-1 6,90 €4-1 7,90 €

dirsek 25 cm 9,90 €35 cm 13,90 €45 cm 18,90 €50 cm 19,90 €

Balkon direği 29,90 €

kelepçeli dirsek25 cm 15,90 €40 cm 17,90 €50 cm 19,90 €

kablo 100 metre 120dB 19,90 €

Bunlar ve daha fazlasını uygun fiyatlarla bizde bulabilirsiniz!

Hd digital Receiver 39,90€’dan

başlayan fiyatlarla

Şampiyonlara kupa verme adetiAntik yunan olimpiyatlarında yarışma-ları en iyi bitirenlere, kupalar içinde al-tın değerinde olan zeytinyağı verilir-miş. İşte nedeni bu!

erkekler neden kısa saçlıdır?İlk defa, Roma İmparatorluğu zama-nında, savaşlarda hareketi kısıtlamasın, rakibe avantaj vermesin diye erkekle-rin saçları kısa kesilmeye başlanmış.

Ilık su, kepek sorunun çözümüdürSaçların kepeklenmesinin sebebi şam-puanlar değil, kafanın sıcak suyla yı-kanması sonucu, derinin kurumasıdır.

Sivrisinekler neden kanımızı emer? Sivrisinekler bitki özleriyle beslenir. Sadece dişi sivrisinekler yumurtala-rını beslemek için kanımızı emerler.

beynimiz ne kadar enerji kullanır?% 75’i sudan oluşan beyin, vücuda gi-ren kalorinin % 25’ini kendi kullanır.Per-formansı, alınan su miktarına bağlıdır.

Pilot ve yardımcı pilota farklı yemek Bir uçuş sırasında, uçaklarda, olası bir yemek zehirlenmesinden aynı anda etkilenmemeleri için, pilot ve yardım-cı pilota farklı yemekler verilir.

Kendi sesimizi neden farklı duyarız Video veya ses kayıtlarında kendi se-simiz bize farklı gelmesi, konuşurken kendi sesimizi kulaklarımızla değil, ke-miklerimizin titreşimiyle duymamızdır.

Karpuzun iyisi nasıl anlaşılır?Karpuz seçerken vurmak ne kadar zevkli olsa da, asıl bakmanız gereken yeşil çizgilerdir. Koyu çizgiler daha ka-lınsa, karpuzunuz daha lezzetlidir.

Güneşe bakınca neden hapşırılır?Nefes yollarının temizlenmesi için hapşırılır. Bu bilgi beyne burundaki bazı sinirlerce iletilir. Aşırı güneş ışığı, bu sinirleri tetiklediği için de harşırırız.

Page 16: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

16

bİr KoNuDA fİkrİnİzİ alalımBu sayımızda farklı birşey yapalım iste-dik ve facebook hesabımızdan yanda gördüğünüz resmi yayınladık ve ora-daki arkadaşlarımıza şu soruyu sorduk:“Bu fotoğraf için ne yorum yapar-dınız? (Ciddi bir soru bu!) Lütfen sa-dece ciddi ve samimi cevaplar ala-lım...” İşte orada yapılan yorumlar. (Oradaki profil isimlerini aynen aldık.)• vehbi yildirim: Biraz saçı uzun olsa daha da güzel olacak. Yine de çok gü-zelsin; sadece maşallah derim. Allah nazardan esirgesin.• Can Bahar: Robotlaşmış bir yüz görüyorum.• urfali Bekir kacar Kısa saç olmamış ama uzun olsaydı çok güzel olurdu.• TC nihal Tekce: Saçı; evet bir de so-ğuk bi yüz.• deniz dagdelen: Sanırım hasta ve bilgisayarla saç yapılmış.• ufuk Cevik: Kızın hiç bir yüz hattı yok; çok fazla retüş yapılmış!• sendogan yangin Gerçeğe benze-miyor. Bilgisayar yardımıyla yapılmış bir resme benziyor.• mustafa Akbulut: Bu canlı, capcan-lı, sanki fotografın dışına çıkmış, bir-şey anlatıyor.• Hilmi durakoglu: Pasfoto• Ayten solak: Çok üzgün bakıyor.• mavi kelebek: Bilgisayarrr...• TC Ali nazmi kumlar Bu kızcağız, kanser hastası olan bir insanın Kemo- terapi sonrası saçları dökülmüş, yüzü solmuş ama yine de hayata sarılmış bir görüntüyü sergiliyor...• Can Bahar: Görüntü doğallığını kay-betmiş. Her kısa saçlıyı lütfen kanser teşhisiyle yargılamayalım.• sükür Aydin: Resmi tam açıp, yavaş-ça sağa veya sola ya da aşağı yukarı bir deneyin.• nurdan kosan karaogullarindan: İlk bakışta güleryüz, sakin, içten biri-si. Sonradan ama gözlerine baktıkça boçluk oluşuyor.• nusret Akdogan: Güzel yüzlü robot.• sendogan yangin: Daha uzun bak-tığımda fotomontaj görüyorum. Yani görünen bir bayan ama gerçekte bir erkek sanki.• Birsel Aras: Saçları kendinden değil gibi, yüz tamam herşeyiyle.• yilmaz Gulperi: Bi b..k görmüyom vallahi tam 10 dakikadır bakıyorum.• murat erdinc: Asker, amerikan askeri.• sendogan yangin: Bayan-erkek ka-rışımı bir fotomontaj.• sevim Bektas: Gayet güzel bir kız bence.

• Can Bahar: Tanıdığımız insanlara hele hiç yorum yapmayalım bence. “Perfect 365” şimdiki bilgisayar siste-mi bütün bayanlara fırsat oldu. Yüz-lerini pürüzsüz ve aşırı güzelleştiren botox etkili program.• pelin yigit: Bakışlarında canlı bir ifa-de görüyorum. Doğal ve güzel bir yüz.• kubilay Baydar: Sahte bir resim• damla kılıç: İnsan• Aliye Akin: Peki niye yorum yapma-mızı istiyorsunuz ki? Yani bu sorunun amacı ne? Tam olarak neye yorum ya-pılsın ki? Sonuçta normal, Allah’ın ya-rattığı bir insan, “frown”-Emoticon.• neset sariyürek: Saçlar başta ol-mak üzere resim fotoşoplanmış. Bu yüzden göz aldatmacası olmuş, kız görünümlü erkek resmine dönmüş.• neset sariyürek: İki resim de aynı kişi değil mi?Bu resmin, kadın mı, erkek mi olduğu karmaşasını önlemek için “bu da erkek versiyonu” diyerek, bu resmi ekledik.

• dilek kizkapan: Konu ön yargı olabilir.• melis Tsv: Martin Gründl ve eki-binin ideal güzelik adına yaptığı bir prototip bu resim. Erkek versiyonu da aynı şekilde ideal erkek güzeli olarak tanımlanıyor. Büyük gözler, küçük burun, prüzsüz bir cilt vesaire, ama ilerdeki yıllarda ideal güzelliğin tanı-mının değişeceğinden emin Gründl. Örneğin, eskiden beyaz ten idealken, bugün esmer ten daha çekici. • köksoy ıhsan: Bence ortadan bö-lünmüş bir resmin sırf sağ ya da sol tarafı birleştirilerek ve foto-montaj-la pürüzler giderilerek düzenlenmiş bir resim. Yani gördüğümüz, iki göz-burun. Kulak da aynı gibi geliyor.• özlem Gül: Ben biometrik vesikalik fotograf görüyorum „smile“-Emoticon• TC müfide Basegmez: Güzelliğin formülü, bilgisayarla gerçekleştirilmiş model yüzü. • ümit Aksoyek: Photoshop sağolsun. • Feridun mese: Bu bir erkek mi, yok-sa bayan mı? Ne dersiniz!• devran dogan: Muhteşem birşey. İnsan mı, melek mi? Bu kadar saf, te-miz bir yüz; kim çekmiş resmi? • paparazi Abdullah yasar: İyi bir stüdyo çalışması bence.• Berkant koç: Biyometrik foto..• murat Aslan: Kadın-erkek karışımı bir fotoğraf bence. Kadına çok ben-zese de, erkeğe de benziyor.• özlem Bozkurt Akbas: Gözlerde var birşey! Sanki resim değil, gerçek gibi.• T yavuz özdemir: İkiz mi bunlar?• yusuf kizkapan: % 100 hatasız.• Bülent dagli: Saçlar peruk!• kamil yıldırım: Güzel olmuş.• özlem edanur Bicakci: Resim hem erkeğe, hem kadına benziyor.• emredenizyigit özcan: Saç ve kaş boyanmış gibi, doğal durmuyor.• Can dağdur: Kusursuz güzellik.• Ali uzeyir Afyon: Çok güzel. Efsane ama kadına da benziyor erkeğe de.• Toprak zekai: Güzellik budur işte.• Hatice mutlu-erdinc: Güzel ve sade bir genç bayan.• melek kizkapan: Kızın saçlarına uzun bir süre baktığımda, sanki saç rengi ve yüz şekli değişiyor. Saç ren-ginin ve şeklinin insanın yüzünde nasıl değişiklikler ortaya çıkardığını görebiliyorum.Facebookta, resimlere yapılan yorum-lar böyleydi. Gerçekten ilginçti verilen cevaplar. Şimdi buyrun kapak konu-muzu okuyun! “Ölçülebilir Güzellik”.

• sermin Tan kaya: Gözleri soru, hü-zün ve boşluk dolu. Robot resim.• neset sariyürek: Doğrudur ama benim ilk resimdeki algım o şekilde.

Bu resimde ne görüyorsunuz?

Page 17: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

17

kapak KoNuSu

Güzellik kavramı kişiden kişiye, top-lumdan topluma değişir gibi gelir bize. Fakat bir de değişmeyen bir güzellik kavramı ve oranı vardır. Mümkün ol-duğunca teknik ve karmaşık olan bu konuyu basitçe ele alacağız.

Herşey unutulur, kokunuz asla!Vergessen kann man vieles, jedoch niemals ihren Duft!

01.08.2015Yeni açılış

Neueröffnung

City-Passage Aachen

Temel olarak bölünen bir bütünün yan yana getirilen iki parçasının di-ğer büyük parçayı oluşturması pren-sibine dayanır ve altın oranın sayısal değeri 1,618'dir.

Doğada bir çok canlıda ve yapıda göz-lemlenebilen altın oranın insanlar ta-rafından ne zaman ve nasıl bulunduğu tam olarak bilinmemekle birlikte bu konudaki en ünlü eser Leonardo da Vinci'nin 1492 yılında tamamladığı in-san vücudundaki altın oranları göste-ren Vitrivius Adamı isimli çalışmasıdır. İtalyan matematikçi Fibonacci de altın orana uygun olarak dizilen sayılar top-luluğunu keşfetmiştir. Bu diziliminde arka arkaya gelen her sayının toplamı bir sonraki sayıya eşittir. Örneğin; 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55 gibi.

Ölçülebilir Güzellik

Altın oran (ilahi oran)

Altın oran, çeşitli bilim dallarında, mi-mari ve sanatsal alanlarda yararlanı-lan, belirli bir tutarlılık üzerine kurulu, parçalar arasındaki uyumu yansıtan geometrik ve sayısal değerlere veri-len isimdir. Hesaplanması ise aşağıda gösterilmiştir. Virgülden sonraki sayı-lar sonruza kadar tekrarlamadan gider ve bu fi (phi) sayısı olarak adlandırılır. (Bunu pi sayısı ile karıştırmamalıyız.)

alanda altın orana rastlamak mümkün-dür. Örneğin; ayçiçeğinin merkezinden dışarıya doğru sağdan sola ve soldan sağa doğru tane sayılarının bir birine oranı, altın oranı verir. Çam kozalağın-daki taneler kozalağın altındaki sabit bir noktadan kozalağın tepesindeki başka bir sabit noktaya doğru spiraller (eğriler) oluşturarak çıkarlar. İşte bu eğ-rinin eğrilik açısı altın orandır. Salyan-gozun Kabuğu bir düzleme aktarılırsa, bu düzlem bir dikdörtgen oluşturur ve bu dikdörtgene altın dikdörtgen denir. İşte bu dikdörtgenin boyunun enine oranı yine altın oranı verir.

doğada altın oran

Bu oran doğada hemen her yerde karşımıza çıkar. İstiridye, salyangoz gibi canlıların kabuklarında, insan vücudundaki uzuvlar ve organlarda, DNA'da, uzayda ve daha bir çok farklı

mimari ve sanatta altın oran

İlk kez Mısırlılar ve Yunanlar tarafın-dan mimari yapılarda, heykellerde ve diğer sanatsal alanlarda kullanıl-mıştır.Keops Piramidi’nin kare şeklin-deki tabanının ölçüsü ile üçgen şek-lindeki yüzeyine uygun bir yuvarlak

çizildiğinde bu yuvarlığın büyüklüğü birbirleri ile eşit olmaktadır. Yunan-lılar da tapınak ve heykel yapımları-nın çoğunda bu orandan yararlan-mışlardır. Rönesans Döneminde ise bir çok sanatçı tablolarında altın ora-nı kullanmıştır.

Mimar Sinan da bir çok eserinde bu oranı kullanmıştır. Örneğin; Süleyma-niye ve Selimiye Camilerinin minare-lerinde altın oran görülmektedir.

insan vücudunda altın oran

İnsanın vücudunun tamamında altın oranla hesaplanabilecek bölgelere rastlanır. Örneğin; ağız boyu ile bu-run genişliği oranı, yüz boyu ile yüzün genişliği oranı, burun genişliği ile bu-run delikleri oranı, göz bebekleri ara-sı ile kaşlar arası oranı hep aynı oranı vermektedir; yani altın oranı.

Page 18: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

18

kapak KoNuSu

Örneğin; insan elindeki ilk 2 parmak bo-ğumunun toplam uzunluğu 3. boğu- mun uzunluğuna eşittir veya iki aya-ğın toplam ölçüsü, yerden diz böl-gesine kadar olan kısmın ölçüsüyle aynıdır. Başın üst kısmından boynun bitimine kadar olan ölçü iki kez alt alta dizildiğinde ortaya çıkan ölçü tam olarak kişinin vücudundaki mer-kez olan karın kısmına denk gelmek-tedir. Yüzde dudak bitimleri ile, göz bebekleri aynı çizgide olduğu tak-dirde altın oranı oluştururken bu çiz-ginin tam ortası burnun ucuna denk gelmektedir. Akciğerde ise asimetrik şekilde gelişen kısa bronşların topla-mı uzun bronşa eşittir.

Geometride altın oran

Altın oranın geometride de var oldu-ğu keşfedilmiştir. Başta beşgen, yıl-dız ve üçgen şekli olmak üzere bir çok şekilde bu oran mevcuttur, hatta 1,618 ölçüsüne dayanan dikdörtgen ve üçgen şekilleri altın üçgen ve altın dikdörtgen olarak anılmaktadır. Altın üçgende tıpkı Fibonacci diziliminde olduğu gibi iki üçgenin toplam ölçü-sünün bir sonraki üçgeni oluşturması şartı ile iç içe geçen üçgenlerin üst kı-sımlarından dışarıya doğru çizilen spi-ral şekli bize altın oranı vermektedir.

Keops Piramidi ile benzerlikler gös-teren Kepler Üçgeni ve Pentagram olarak bilinen çizgileri içten birleşti-rilmiş şekilde çizilen, güzelliği, esteti-ği ve şansı simgeleyen yıldız şekli de bir çok farklı alanda yararlanılan sim-gelerdir ve her iki şekil de altın oran-la uyumlu geometrik şekillerdendir.

insan yüzündeki altın oran

Bir çok bilimadamı, insan yüzündeki altın oranları araştırmış ve sanatçılar da bu oranları kullanmıştır.

Bunlardan en ilginç olanı ise, kendisi bir ağız ve çene cerrahi uzmanı olan

Dr. Stephen R. Marquardt tarafından geliştirilmiş olan sistemdir.

Bu sistemde yüzde estetik noktalar, açılar ve hat ile ilgili değerlendirmeler yapılmaz. Daha önce hazırlanmış ırk-lara göre belirlenmiş şablon-maskeler bulunmaktadır. Bunlar kişilerin ön ve yan fotoğrafları ile karşılatırılmaktadır.

Marquardt, estetik maskelerinde al-tın oranı kullanılmıştır (1:1.618). Mar-quardt altın orana sahip iki 5 köşeli pentagonu birleştirerek 10 köşeli al-tın orana sahip bir yapı elde etmiştir.

Bunun içerisine 42 adet fi (phi) sa-yısı ile orantılı bir ongen (decagon) çizilmiştir. Böylece iç içe geçen on-genlerden oluşan bir kompleks elde edilmektedir.

Bu maskelerin kadın ve erkek formları ve farklı etnik kökenler için de varyas-yonları bulunmaktadır.

Bu maskeler ön ve yan profil resimleri üzerine bilgisayal fotoğraf program-ları ile yerleştirilmekte ve Marquardt, yüzün bu maske ile uyumuna ve eğer uyumsuzluklar varsa nasıl bir estetik yöntem izleneceğine karar vermeyi amaçlamıştır.

Marquardt, bu maskeyi geçmişte ya-pılmış tablolardaki insanların ve ünlü sanatçıların yüzlerinde uyguladığında ise aşağıda örneklerini gördüğünüz gibi maskeler tıpa tıp o yüzlere denk gelmiştir. Yani tablodaki kişilerin ve bu sanatçıların “güzel” olarak tanım-lanmaları tesadüf değil, yüzlerinin al-tın orana uygun olmalarındandır.

Peki ama bizim yüzümüz bu maskele-re uymuyorsa ne yapacağız? Dünya-nın sonu değil elbette, fakat yapılacak uygun bir makyajla yüz görünümü-nüzü da değiştirmeniz elinizde.

Altta, altın oran kuralına göre yapılmış bir makyajın etkisini görebilirsiniz.

kadın erkek

Bu kompleks üzerine insan yüzü yer-letirildiğinde ve bazı çizgiler ve dış hatlar silindiğinde maskesi elde edil-mektedir. Bu maskedeki tüm alt şekil-ler ve açılar ve oranlar tamamen altın oran ile ilşkilidir.

Tüm estetik cerrahlar ve güzellik uz-manları bu kurala uygun olarak mes-leklerini yapmaktalar...

öncesi sonrası

Page 19: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

19

kapak KoNuSu2002 yılından bu yana Allianz’da olmak üzere, 2006 yılından itibaren de bağımsız bir temsilci olarak ekibimle birlikte 3000 müşterinin güvenini kazanmayı başardık.

Güçlü olduğumuz yönlerimiz müşterilere hizmet vermekle ve uzmanlığımızla sınırlı değil; aynı zamanda iş hayatına yeni başlayanlar ve genç meslektaşlarımız için yükselme olanakları sağlayan meslek eğitimi, sürekli eğitim ve hizmet içi eğitim de sunuyoruz.

Güveniniz için size teşekkür ediyoruz!

Erdinc DincerGeneralvertretung

Talstraße 1552249 Eschweiler

Telefon 0 24 03.78 55 45Telefax 0 24 03.83 93 85

[email protected]

2002 yılından bu yana Allianz’da olmak üzere, 2006 yılından itibaren de bağımsız bir temsilci olarak ekibimle birlikte 3000 müşterinin güvenini kazanmayı başardık.

Güçlü olduğumuz yönlerimiz müşterilere hizmet vermekle ve uzmanlığımızla sınırlı değil; aynı zamanda iş hayatına yeni başlayanlar ve genç meslektaşlarımız için yükselme olanakları sağlayan meslek eğitimi, sürekli eğitim ve hizmet içi eğitim de sunuyoruz.

Güveniniz için size teşekkür ediyoruz!

Erdinc DincerGeneralvertretung

Talstraße 1552249 Eschweiler

Telefon 0 24 03.78 55 45Telefax 0 24 03.83 93 85

[email protected]

2002 yılından bu yana Allianz’da olmak üzere, 2006 yılından itibaren de bağımsız bir temsilci olarak ekibimle birlikte 3000 müşterinin güvenini kazanmayı başardık.

Güçlü olduğumuz yönlerimiz müşterilere hizmet vermekle ve uzmanlığımızla sınırlı değil; aynı zamanda iş hayatına yeni başlayanlar ve genç meslektaşlarımız için yükselme olanakları sağlayan meslek eğitimi, sürekli eğitim ve hizmet içi eğitim de sunuyoruz.

Güveniniz için size teşekkür ediyoruz!

Erdinc DincerGeneralvertretung

Talstraße 1552249 Eschweiler

Telefon 0 24 03.78 55 45Telefax 0 24 03.83 93 85

[email protected]

kapaktaki resim

Öncelikle hemen şunu belirtelim ki, bu gerçek bir insanın resmi değil; bil-gisayarda karmaşık işlemlerden son-ra ortaya çıkan bir sonuç. Şimdi bunu anlatalım.

2001 yılında, Regensburg Üniversite-si’nde, Martin Gründl’ün başı çektiği, üç psikolog ve bir biyologtan oluşan genç bir ekip “Çekiciliğin Neden ve Sonuçları” adında bir araştırma ya-parlar. Aylarca süren bu araştırmanın sonunda 400 sayfayı aşan çok de-taylı bir rapor hazırlarlar ve aynı yıl, Almanya’da bir vakıf tarafından ve-rilen araştırma yarışmasında ikincilik ödülünü kazanırlar.

Çalışma için, yaşları 17 ile 29 arası (bun-ların 8 tanesi model) 64 kadın ve 32 erkeğin yüzünü fotoğraflarlar. Bu fo-toğrafları çekerken, o kişilerin gözlük ve takılarını çıkarmalarını, hatta bayan-lardan saçlarını arkada toplamalarını isterler. Amaç, tamamen tarafsız bir ifade ile yüzlerin fotoğraflarının çekil-mesidir. Hatta, farklı kıyafetlerin bile yanıltıcı olabileceğini düşünerek, her-kese beyaz bir tişört giydirilir.

Daha sonra, bu fotoğraflar, özel bir bilgisayar programı ile kaydedilerek belirli referans noktaları alınır ve bu noktalar yardımıyla, karmaşık mate-matiksel işlemlerden geçen resimler, birbirleriyle karıştırılarak, daha fazla sayıda bir çok farklı resim elde edi-lir. Hatta bununla da yetilmeyerek, aynı fotoğrafların beş farklı derece-de gençleştirilmiş resimleri de oluştu-rulur; yani, çok karmaşık işlemler so-nucu elde edilen tüm olasılıklar.

Bir sonraki aşamada, hazırlanan bir öl-çekle “hoşsohbet, memnun, çalışkan, akıllı, yaratıcı, sempatik, başarılı, heye-can verici, erişilebilir ve dürüst” gibi kri-terlere dayanan bir anket oluşturulur. 1’den (çok çirkin) 7’ye (çok çekici) kadar olan bir ölçekte, ankete katılanların her bir resmi değerlendirmesi istenir.

Yapılan bu anketlerden sonra, verilen cevaplardan hareket edilerek, ortala-ma bir kadın ve erkeğin yüzü tespit edilir (Facebook sayfamızda paylaştı-ğımız kadın ve erkek resmi) öncelikle.

Kadında da, erkekte de dikkati çeken noktalar şunlar olmuştur: Kahverengi bir ten, daha dar bir yüz, az yağ de-polanması, koyu kaşlar, koyu kirpik-ler, çıkık elmacık kemikleri, daha dar bir burun, daha dolgun dudaklar ve daha dar bir boyun.

Anket sonucu elde edilen veriler yar-dımıyla, tüm resimler kadınlarda da, erkeklerde de “en çekiciden, çok çir-kine” kadar sıralanmıştır.

Kapakta paylaştığımız resim, bu ka-tegorilere dayanarak, en çekici bayan olarak tanımlanmıştır. Normal olarak kabul edilen erkek ise, aynı zamanda en çekici erkek ünvanının da sahibidir.

Bu araştırma Almanya’da yapılmış-tır. Başka bir ülkede yapılsaydı, bel-ki de farklı bir sonuç elde edilebilirdi. Araştırmayı yapanlar bunu belirtiyor zaten.

İşin ilginç tarafı, bu araştırmanın ya-pıldığı 2001 yılındaki Almanya Güzel-lik Yarışması’nda birinci olan bayan, bu resme çok benziyor ama bu resim ondan daha güzel kabul ediliyor. Yan sayfada bahsettiğimiz altın oran ku-ralı da, tam olarak uyuyor bu resme.

Şöyle veya böyle, güzellik ölçülebiliyor!

Resimler: © wikipedia.de, beautycheck.de

normal bir kadın normal bir erkek

Page 20: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

20

bİlmece SAyfASı

Resimdekiler ne olabilir? Aşağıda nesnelerin sadece küçük bir bölümleri görülmektedir. Bunlar sizce ne olabilir?

b d ea c

üçgen işlemi

Aşağıdaki sayıları, dairelerin içine öyle yerleştirmelisiniz ki, her kenar-daki sayıların toplamı 45 olsun.

3 5 5 6 1012 18 19 22

sayıları yerleştirin

Dört işlemi kullanarak size verilen 2, 2, 2, 4, 4, 5, 10, 10, 10, 25 sayılarını uygun yerlere koyarak eşitliği sağlayınız. Bir de ipucu verelim: İlk sayı 2.

x - + + x - x : = 2

kibrit çöpü sorusu - 2

kibrit çöpü sorusu - 1

Sadece birer kibritin yerini değiştire-rek eşitlikleri sağlayabilir misiniz?

Ok işareti sorusu

Soru işaretli yere hangi ok gelecektir?

X X = 300

X X X

X X = 462

X X X

X X = 378

= = =

910 120 594

34 56 9

10 1113 14

Sağdaki kırmızı sayıları kutulara doğru yerleştirerek işlemleri yapın.

Aşağıdaki kutulara 7 sayılarını öyle bir yerleştirin ki, her satır ve her sütunda sadece 3 adet 7 sayısı olsun. Tek bir-kural var: Her satır ve sütunda sadece iki adet 7 sayısı yanyana olabilir.

işlemleri yapın

7 x 7’lik kareye 7 sayısı yerleştirme

7 7 7

7

7

7

saat kaç olmalı? Aşağıda soru işaretli yerde sizce saat kaçı göstermeli?

9 3

8

2

7

1

5

11

4

10

12

6

9 3

8

2

7

1

5

11

4

10

12

6

9 3

8

2

7

1

5

11

4

10

12

6

9 3

8

2

7

1

5

11

4

10

12

6

9 3

8

2

7

1

5

11

4

10

12

6

9 3

8

2

7

1

5

11

4

10

12

6

9 3

8

2

7

1

5

11

4

10

12

6

?

a

c

b

a

b c

?Sadece 3 kibrit çöpünün yerini değiştirerek 5 adet kare elde edebilir misiniz?

Page 21: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

21

çevre SAyfASı

Bu sayımızda arıların neden azalmaya başladığını, arıların bizim için önemini ve bunun sebeplerini araştıralım dedik.

Tabii ki aşağıda sayacağım nedenler bu yok oluşun sadece birkaç nedeni.Cep telefonlarının yaydığı radyasyon,küresel ısınma, tarım ilaçları ve geneti-ği değiştirilmiş organizmalar (özellikle bitkiler). Peki bu etkenler nasıl arıların yok oluşunun sebepleri olabiliyorlar?

Cep telefonlarının etkisi

Artık dünyamızda cep telefonu olma-yan insan kalmamıştır. Tabii ki radyas-yon çekici ve yayıcı olarak düşünüldü-ğünde ne kadar doğaya (hissetmeden kendimize de) negatif etkiler bıraktığı yapılan son araştırmalarla gün yüzü-ne çıkıyor. En son bilim adamları bu radyasyonun arılara da etki edebile-ceğini hipotez olarak ortaya attı. Bu ilginç teoriye göre, arıların yok oluş nedeni cep telefonunun yaydığı rad-yasyon. Cep telefonlarından yayılan dalgalar arıların yön bulma sistemle-rini karıştırdığı gibi, aynı zamanda te-lefonların kullanımı sırasında arıların kovanlarına dönmeyi reddettikleri de gözlenmiştir. Arı kovanlarındaki can-lıların yok olması veya ortadan kay-bolması ve geriye sadece kraliçe arı, yumurtalar ve birkaç olgunlaşmış işçi arının kalması kovan sönmesi sendro-mu olarak adlandırılmaktadır.

küresel ısınmanın yol açtığı sorunlar

Araştırmalar, 40 yılın en yüksek sıcak-lıklarının içinde olduğumuzu göster-mektedir. Her canlıya küçükten bü-yüğe etkisi olabildiği gibi, küresel ısınmanın arıların kovanlarını terk et-mesini sağladığı, aşırı sıcaklar altında fazla dayanamadıkları öne sürülüyor. Kurak ve ılık geçen kış ayları, arıların biyolojik dengesini bozuyor ve koloni düzeninin dağılmasına sebep oluyor.

Tarım ilaçlarının ve zehirli gazların negatif etkileri

Arılara zarar veren tarım ilaçları, uçak-ların ve otomobillerin havayı kirlet-meleri, bir çok arı hastalığının ortaya

Arıların yok oluşuçıkmasına ve koloni çökmesi durumu-na sebebiyet vermektedir. Gün geç-tikçe kullanılan hormon ilaçlarının artması ve araba sayısındaki artışla ortaya çıkan egzos gazlarının ve sera gazlarının ani artışı tüm arıları ve tabiî ki öteki canlıları da olumsuz etkiliyor.

zararsız parazitlerle etkileşerek arılar için zararlı hale geliyor.

Arıların faydalarından bir kaçını şöyle açıklayabiliriz:

Çiçek ve bitki türlerinin tüm polenleri arıların ayaklarına yapışıyor. Arılar 130 bin farklı bitki türüne konarak onların üremesini sağlar. Sadece bir kovan-daki arılar bir gün içinde bir milyon çiçeği döller. Kısaca arı olmazsa döl-lenme, bitki, hayvan ve insan olmaz. Arıların yok olmasının bal üretimini ve dolayısıyla fiyatlarını olumsuz etkile-mesinden endişe ediliyor. Arıların ani yok oluşu ilk olarak ABD’de görülmüş ardından kıta Avrupasına geçerek Al-manya, İsviçre, İngiltere, İspanya, Por-tekiz, İtalya, Yunanistan ve Türkiye’de de rastlanmıştır. Araştırmalarda ABD’de bahar mevsiminin gelişiyle bir-likte 2,5 milyon kovanın 600 bininin aniden boşaldığı, Türkiye’de ise arı nü-fusunun % 30 oranında azaldığı belir-tilirken, Hırvatistan’da 5 milyon arının 48 saat içinde öldüğü, İspanya’da ko-lonilerin yok olduğu ve Polonya’da da % 60 azaldığı belirtiliyor. Yazımıza son vermeden önce şunu belirtmek iste-rim; her zaman olduğu gibi değerlerin farkına, onları kaybetmeye başlayınca varıyoruz. Bu olayların biz insanoğlu-nu arılar hakkında daha duyarlı ve bi-linçli olmaya sevk edeceği kesin. Artık insanlar arıları küçük bir böcek değil, yaşamın devamı için görevlendirilmiş kutsal bir canlı olduğu-nu anlamak zorundayız.

Hakan Tuc

Ali Imdat Akkaya

AUTOWÄSCHE • INNENPFLEGE • POLITUR • AUFBEREITUNG.

Genetiği değiştirilmiş organizmalar, özellikle bitkiler

Bu teknolojide bitkinin genetik yapısı içerisine o bitkinin doğal zararlısını öl-dürecek bir gen yerleştiriliyor. Örneğin mısır bitkisinin içerisine Bacillus thrun-giensi (Bt) adlı mikroorganizmanın ze-hiri, DNA kodu olarak koyuluyor. Bu durumda bitkiyi yiyen böcek, Bt zeh-rini de yemiş oluyor. Zehir bağırsak hücrelerinin patlamasına yol açıyor ve böcek ölüyor. Normalde Bt toksini eko-lojik tarımda spreyleme şeklinde kul-lanılıyor. Uygulamadan kısa süre sonra da doğada yıkanmaya uğrayıp orta-dan kalkıyor. Meyveyi yıkamakla da tamamen temizlenmiş oluyor. Lakin arı kolonilerinin ortadan kalkmasından bu toksin ve mısır sorumlu tutuluyor. Bt toksini bitkiden arının sindirim sis-temine alındığında ya doğrudan ya da

Page 22: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

22

bİr konu & bİr konuk:Necla Demirci kimdir?

1988 yılında Köln şehrine aile birleşi-mi nedeniyle geldi. Dil öğrenmek ve iyice kendini anlayana kadar iki se-nesi geçti.

Göçmen ve kadın olmanın verdiği zorluklar, ayrıca öğretmen kökenli bir aileden gelmesi, onu eğitim ala-nında çalışmaya yönlendirdi.

Sosyal Pedagoji Meslek Yüksek Oku-lunu bitirip, Köln Belediyesi bünye-sinde farklı grup formlarında, grup yöneticisi olarak çalıştı. Göçmen kö-kenli çocukların dil açısından teşviki ve ebeveynlerle işbirliği, çalışmasının ağırlık noktasını oluşturmaktaydı. Bu çalışma dönemi 15 yıl sürdü ve göç-men çocukların eğitimde ne kadar zorlandıklarını ve eğitim şanslarının ne kadar az olduğunu gördü.

Ana okulunda çalışmaları devam e- derken, 2003 yılında Kuzey Ren Vest- falya Uygulamalı Bilimler Katolik Üni-versitesi Köln Bölümü - Sosyal Hiz-metler Anabilim Dalında okumaya başladı ve “Göçmen kökenli çocuk-lar için dil desteği. Aile merkezlerin-de ebeveyne dayalı eğitim taslakları” isimli bir lisans tezi hazırladı.

2009’da Sosyal Çalışma Bilimdalı’nı bitirip, Sosyal çalışmacı ve sosyal pe-dagog ünvanını aldı. Bu arada sosyal çalışmalarına devam ederek, göçmen kökenli olan yaşlı, kadın ve gençlere ana dillerinde danışmanlık, çocuklar için dil teşviki ve ebeveylerin destek-lenmesi gibi konularla ilgilendi.

2009 ile 2012 yılları arasında bir ka-tolik ilkokulunda sosyal çalışma-cı olarak görev aldı. Ağırlıklı olarak, Türkçe danışmanlık, ebeveynlerin/velilerin bireysel terbiye sorumluluk-larının güçlendirilmesi, problemli ço-cukların davranışlarıyla ilgili olarak öğretmenlere danışmanlık ve destek hizmeti, sosyal pedagojik grup çalış-ması, problemli çocukların okul ve-rimlerinin iyileştirilmesi, ev ziyaretleri, okul harici kurumlarda ebeveynlere refakatçilik gibi işleri üstlendi.

2012’de ilkokuldaki görevini bıraktı ve halen gönüllü ve bireysel olarak, ailelere yönelik çalışmalarına devam etmektedir.

Türkler, Almanya’ya bundan 53 yıl önce işgücü olarak gelmeye başla-dılar. Günümüzde sayıları üç milyo-na ulaşmaktadır. Bu insanların büyük bölümü ya burada doğmuş ya da çok küçük yaşlarda gelerek burada sos-yalizasyonlarını gerçekleştirmişlerdir.

Artık sokakta yürürken insanlarımızın Almanca konuştuklarını duyuyoruz. Çocukları ile kısa cümlelerle Almanca konuşuyor ve çocuklarından kısa ce-vaplar alıyorlar. Gitgide dil erozyonu-na uğruyoruz. İşte bu nedenden dola-yı da, çocuklarımız okullarda başarısız olup, geleceğe, doğru hazırlanamıyor.

Bizlere, senelerce, Almanca konuşma-mız tavsiye edildi. Bizlere evimizde, günlük konuşma dilimizin Almanca olması gerektiğini söylediler ve buna teşvik ettiler. Bizim farklı bir kültürden geldiğimizi ve çok güzel bir dilimizin olduğunu hiçe saydılar. Bu konuda Türkiye’den ve çeşitli Türkiye kökenli sivil toplum kurumlarından da destek alamadık. Bizi bize bırakarak, bizleri bu hale getirdiler. Bundan dolayıdır ki, çocuklarımız eğitimin dışında kaldı ve kalmaya da devam edecek.

Bazı Alman bilim insanları anadil hak-kında güzel çalışmalar yaptılar. Okul-lara ve eğitim kurumlarına anadilinin teşviki için tavsiyede bulundular. azda olsa anadili hakkında çok güzel çalış-malar oldu, lakin hedefine ulaşamadı.

Artık 4. kuşaktan söz ediliyor

Yeni nesillerin Almanya’ya uyumla-rında ve onlarla eşit imkanlara sahip olmalarında ve imkanlardan yarar-lanmalarında en temel etken, “iyi bir eğitim” almalarıdır.

Şimdiki durum, Türk çocuklarının ve gençlerinin eğitim bakımından çok iyi bir konumda olmadıklarını ortaya koymaktadır. Bu ülkenin eğitim im-kanlarından olabildiğince yararlana-rak Alman çocuklarıyla eşit şartlara gelmeleri gerekmektedir.

Alman Eğitim Sistemi içinde, önce-likle yabancı öğrenciler dezavantajlı konumdadırlar. Alman okul sistemi, toplumsal yönden yardıma gereksi-nimi olan çocukları ve gençleri eğit-meyi başaramamaktadır. Alman ve di-ğer yabancılarla kıyaslandığında, Türk öğrenciler oldukça elverişsiz konum-dadırlar. Bu gerçek, PISA araştırması sonuçlarından açıkça anlaşılmaktadır. PISA şokundan kurtulmanın arayışları içinde olan Alman yetkililer, yabancı öğrencilerin eğitim sorunlarına daha gerçekçi ve kalıcı bir çözüm maalesef bulamamış ve çocuklarımız ortada sa-hipsiz kalmışlardır.

Eğer çocuğun dil problemi, sosyal davranışlarında uyumsuzluk ya da dilden ötürü öğrenme zorluğu çek-mesine sebep oluyorsa, bu durumda olan çocuklar ve gençler kısa yoldan engelliler okuluna gönderilmekte-dir. Şimdiki rakamlara baktığımızda Almanya’da bu tür okullara giden Tür-kiye kökenli göçmen çocukların sayısı bazı bölgelerde % 70’lere kadar çık-maktadır. Son zamanlarda bu sayı ne yazık ki git-gide yükselmektedir.

01.08.2014 tarihinden itibaren Ink-lusion yasası yürürlüge girdi. Alman kökenli aileler engelli çocuklarını, en-gellilere yönelik okullardan alarak bir-leştirilmiş okullara vermeye başladılar. Engelliler okulunda öğrenci azalınca, Türkiye kökenli göçmen çocuklarını bu okullara yönlendirmeye başladılar.

Bizlere büyük görevler düşüyor

Çocuklarımızın durumunu düzelt-mek, geleceğe donanımlı şekilde ha-zırlamak için bizlere büyük görevler düşmektedir.

Necla hanım ile bölgemizde verdiği bilgilendirme toplantıları sayesinde tanıştık. Yaptığı çalışmalar bizim için de çok önemli. Bu nedenle, eğitimde yaşanan sorunlar, fırsat eşitsizliği ve neler yapılabileceği konularında fikrini aldık. Okumanızı öneririz.

Page 23: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

23

NEClA demİrcİ & EğİTİmDEKİ sorunlar

2014 yılında Mittendrin Derneği ve Türkiye Cumhuriyeti Yurt Dışı Akraba Toplulukları desteği ile danışmanlık hizmetlerim kurumsal bir şekilde de-vam etmeye basladı. Almanya gene-linde, aileler bana gelip ,eğitim alanın-da, benden destek almaya başladılar.

Aileler tarafından öne çıkan sorunlar

Danışmanlık hizmeti almak isteyen ai-lelerin büyük bir kısmının çocukları ilk- okul 1., 2. ve 3. sınıfa gitmektedirler.Ailelerin bize gelme nedenlerini şöy-lece sıralayabilirim:• Çocukların engelliler okuluna gön-derilmek istenmesi. (Buraya gönderil-mek istenen çocuklara konulan tanı daha çok; Sprache (Dil), lernen (öğren-me) ve Sozial-Emotional (sosyal du-yarlılık) oluyor.• Engelli olmayan çocuklara, engelli tanısı konulması ve engelli olan çocuk-larla aynı çatı altında eğitim verilmesi.• Sorunları olan ailelerin bilgilerinin çok az olması. Doğru ve güvenilir bilgi alabilecek mercilerin bulunmaması.• Dilden kaynaklanan sorunlardan dolayı, ailelerin kendilerini doğru ifa-de edememeleri; kendi yasal haklarını yeteri kadar bilmemeleri.• Alman makamlarına güven duyul-maması. İnsanımızın okullara, öğret-menlere, eğitim müdürlüğüne ve gençlik dairesine karşı aşırı derecede korku beslemeleri; kendini dışlanmış hissetmeleri.• Okul problemlerini konuşmaktan utanıyorlar ve saklıyorlar. Bu problem-lerin duyulması durumunda, toplum tarafından dışlanmaktan korkuyorlar.• Çocuklarda özgüven yetersizliği oluşuyor; kendilerini aşağılanmış ve değersiz hissedebiliyorlar.

• Psikolojik hastalıklar, depresyon ve buna bağlı hastalıklar. Gelecek kaygısı ve sosyal hayattan soyutlanma.

çocukların eğitimindeki problemlerin ana temelleri

• Almanyadaki eğitim sistemi orta-çağdan kalma olup, çocuğun etnik kökenine ve statüsüne göre ayrıştır-maktadır. Bu sistem sadece tek dilli ve tek kültürlü çocuklara hitap etmekte-dir. Eğer aile işçi ise, çocuk eğitim se-viyesi düşük, fazla geleceği olmayan okullara yönlendirilmektedir. Elbette bu sistem göçmenlere olumsuz etki yapmaktadır.• Göçmenlere karşı değişmeyen bir önyargının olması. Çocuğun ismin-den, kimliğinden ötürü belirli kata-goriye konulması. Son zamanlarda İslamofobi’nin yayılması bu önyar-gının artmasına daha fazla zemin hazırlamaktadır.• Çocuğun gelişmesinde önemli rol oynayan alt yapının ve desteğin ai-leler tarafından verilememesi ve Al-man eğitim sisteminin bilinmemesi. Bunların başında çocuğun anadilini unutması, anadili ve Almancayı yarım konuşması ve özgüven yetersizliği. • Ailelerin toplumdan uzak paralel bir toplum oluşturması.• Ailelerin gelecek korkusu ve maddi sıkıntı içinde olmaları.

verilen danışmalık hizmetleri ve hedefleri

• Göçmen kökenli aileleri Alman eği-tim sisteminde hukuksal ve sosyal alanda haklarını bilmeleri ve devlet kurumlarını yakınen tanımalarını sağ-lamak ve çocuklarını geleceğe doğru hazırlamak.• Eğitimde yaşanan sorunları, eğitim sistemi içindeki bilirkişi desteğiyle ta-kip etme ve çözüme kavuşturmak. • Aileleri, veli olarak okul sisteminde etkin rol almalarının önemi hakkın-da bilinçlendirmek ve devamında ço-cukların okul başarısının yükselmesini sağlamak.

• Çocukların eğitiminde Türk kültü-rü, anadilin önemi, bilinçli ve sistemli olarak verilebilmesini sağlamak.• Aile Danışmanlığı ve meslek seçi-minde destek.• Ailelere okullarda, devlet kurum-larında uzman ve tercüman desteği sağlamak ve bireysel danışmanlık.• Çocukların ihtiyacına göre ilgili ku-rumlardan destek talebinde bulun-mak ve yönlendirmek.• Okul müdürlüğü ve öğretmenlerle birlikte çalışma ortamı oluşturmak.• Derneklerde ve camilerde seminer-ler vermek.

seminerlerde ağırlıklı olarak işlenen konular:

Eğitimde fırsat eşitliği ve Alman eği-tim sistemi; Alman eğitim sisteminde-ki yanlışlar ve ailelerin alması gereken önlemler; anadilin önemi; çocuğun okul başarısında ailenin desteği; sağ-lıklı beslenme; Inklusion yasası ve ço-cuk istismarı.

dernekleşerek hizmet vermek

Politik ve toplumsal sorunlardan kay-naklanan, eğitimdeki dışlanmalar ve sorunları, benim bireysel olarak başa-rabilmem imkansız; bu nedenle der-nekleşmeye karar verdik.

2015 yılı başlarında Sevgi Derneği-ni (Sozial Engagierter Verein für Geme-inschaftliche Integrationsarbeit e.V.) kurduk.

Anadilde eğitimin büyük bir kazanım olduğunu ve bu doğrultuda ailelerin ve çocukların farklı metodlarla adap-te edilmesi ve anadilin güçlendiril-mesi gerekmektedir. Dar gelirli aile-lerın mutlaka desteklenmesi, gelecek kaygısının üzerlerinden atılması için takviye seminerlerin verilmesi temel amacımızdır.

Yaşadığınız herhangi bir sorunda veya derneğinizde bir seminer talebi için bize ulaşabilirsiniz.

necla demirciMobil: 0157 397 196 17

E-Mail: [email protected] e.v.

Luxemburger Str. 18950939 Köln

Page 24: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

24

Sİz VE burcunuz

Aslan (24 Temmuz / 23 Ağustos)

İhtişamlı aslan, şov yapabileceği alan ister. Organizatörlük, yöneticilik, tur rehberliği, moda ve tasarım ile ilgi-li alanlarda çalışabilir. Ekip olmaktan ziyade tek olmak ister. Gittiği yerde oldukça sevilir ve önünde sonunda istediğini alır. İkna yeteneği çok ge-lişmiştir, iyi avukatlar yine aslan bur-cundan çıkar.

Hangi meslek hangi burç için? Hangi burç, hangi meslekte daha başarılı olur?

koç (21 Mart / 20 Nisan)

Burçlar kuşağının en genç üyesi olan koç burcu, içinde bitmek bilmeyen bir enerji taşır. Bu enerji kimi zaman in-sanlara ilham kaynağı olur. Koçlar için uygun meslekler arasında gazetecilik, reklam ve halkla ilişkiler bulunur. Aynı zamanda cesareti ve dürtüsellikleri nedeniyle itfaiyeci, polis memurları, girişimci, asker, kurtarma görevlileri genelde yine koç burcundandır.

Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs)

Bir boğa düzeninin bozulmayacağı her işte mutlu olacaktır, yeter ki saat-leri belli olsun, fazla bedensel iş yap-mak zorunda kalmasın. Sakin, huzur-lu, çalışkan boğa için uygun meslekler arasında bankacılık, avukatlık, mimar-lık bulunur. Boğa, güzel ve estetik ola-nı seçer. Damak zevki gelişmiştir. Bu-nun için gıda, mücevher ve lüksle ilgili işlerde çalışmaktan zevk alır.

ikizler (22 Mayıs / 21 Haziran)

İkizleri mutlu etmek ister misiniz? Ona yaratıcılığını kullanacağı bir iş verin! İkizlerle çalışmak iki insanla meşgul olmak demektir. Bu sebeple o iki kat fazla düşünecek, fazla konu-şacak ve belki de az çalışacaktır. Çün-kü pratik yolu bilir. İkizler için uygun meslekler arasında rehber, borsacı, santral operatörü, öğretmen, mimar, halkla ilişkiler bulunur. Aynı yerde sü-rekli kalmaktan sıkılır, arada bir hava alması gerekir.

yengeç (22 Haziran / 23 Temmuz)

Burçlar kuşağının annesi olan yen-geçler, anaç yapıları nedeniyle, yuva ve çocuklarla ilgili işleri yüklenmenin haricinde daha büyük sorumluluk ge-rektiren alanlarda da başarılı olurlar. Mükemmel yöneticiler olabilirler. So-rumluluk gerektiren işleri rahatlıkla halleder, yaratıcı çözümler sunabilir-ler. Uygun meslekler arasında; insan kaynakları, aşçı, öğretmen, yönetici, avukat bulunur.

yay (23 kasım / 20 Aralık)

Eline valizini tutuşturun ve bırakın o istediği yere gitsin, emin olun dön-düğünde ihtiyacınız olandan fazla bir donanımla gelecektir. Yaylar için bir yerde sabit kalmak işkenceyle eş de-ğerdir. Felsefik yaylar çok babacan bir yöneticidir. Kimsenin kötülüğünü is-temez. Manevi yanları çok gelişmiştir, sürekli ilham almak ister. Umutlu ve pozitiftir. Seyahat ile ilgili bütün işler, eğitmenlik, spor ile ilgili işler yayların ilgi alanlarındandır.

Oğlak (21 Aralık / 18 Ocak)

Burçlar kuşağının babası olan oğlak burcunu nasıl bilirsiniz? Otoriter, ge-lenekçi ve kuralları çok önemseyen yapıları nedeniyle çok iyi bir yöneti-cidir. Nerede neyin olması gerektiğini bilir. O günler sonrasını tasarlar, adım-ların ötesini hesaplar ve öyle kararlar alır ve inanın birçoğu, büyük başa-rılara imza atar. Oğlak bu özellikleri nedeniyle iyi bir liderdir. Para yöneti-mi konusunda da başarılı olduğu için bankacı olabilir. O sorumluluk insa-nıdır ve herkesten en iyi şekilde yap-mak ister.

kova (19 Ocak / 20 Şubat)

Kendini günümüze ait hissetmeyen kovanın yapmak istediği meslek, muhtemelen sıra dışı olacaktır. O ken-di tuhaf meslek alanını bile yaratabi-lir. Farklı çalışan kafaları, onları bilim adamı yapabilir veya çalışmaya bile gerek duymadan dünyayı keşfe çıkıp çadırıyla istediği yerde konaklayabilir. Kısacası kovanın alanı herkesin harcı değildir. Bir kadın kova, sıradan bir erkekten daha fazla elektronik bilgi-ye sahip olabilir. Kovalar için uygun meslekler: havacı, mucit, bilim insa-nı, elektrik-elektroniktir.

Balık (20 Şubat / 21 Mart)

Düşlere sıkça dalmalarıyla bilinen ba-lıklar, yaratıcılık gerektiren işlerde ba-şarılı olabilir. O sezgiseldir ve bu ya-nını kullanacağı işer onu yukarılara rahatlıkla taşıyacaktır. Bir balık mad-diyatçı değildir. Fotoğrafçı, müzisyen, denizci, sanatçı, hemşire, veteriner, psikolog olabilirler.

Gerçekten de burcumuzla, işimiz ara-sında çok kuvvetli bir bağlantı var.Hat-ta bazı firmalar, alım yapacakları işin niteliğine göre uygun burçlara öncelik veriyorlar.

Başak (24 Ağustos / 23 Eylül)

Mükemmeliyetçilik ve titizliği ile bili-nen başaklar, detay gerektiren işler-de başarılı olurlar. Gezegeni Merkür olduğundan, yazar, araştırmacı, öğ-retmen, eleştirmen, çevirmenler de başak burcundan çıkar. Ayrıca hiz-met sektöründe de başaklara sıkça rastlanılır.

Terazi (24 Eylül / 22 Ekim)

Hassas terazilerin sürekli denge arayı-şı mesleklerine de yansır. İyi birer ara bulucu olduklarından elçiliklerde ça-lışanlar, adalete önem verdikleri için ise mahkemelerde görev alanlar tera-zi burcundan çıkar. Romantik ve aşka aşık terazilerden düşünceli söz yazar-larının da çıkması muhtemel. Güzel olanı seven terazi moda alanında da oldukça başarılı olabilir.

Akrep (23 Ekim / 22 kasım)

Bir akrebin iyileştirme ve şifa verme gücü olduğu söylenir. O ölüm ve ye-niden doğuşun simgesidir. Yoğun his-lere sahip olan akrep burcu için uygun mesleklerin başında psikiyatrist, de-dektif, avukat, eğitimci, bilim adamı gelir. O oldukça fazla yoğunlaşabilme-si sebebi ile istediği her alanda başarılı olabilir. Güvenilir bir çalışandır.

Meslekler ve

Burçlar

Gelecek sayıda: burçların Huysuzluk Sıralamaları

Page 25: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

25

kadın SAyfASı

Saçları düzelmek için süt maskesi

Yaz için güneş gözlüğü alacaksanız, yüz şeklinize uygun seçim yapın

buz ve Cilde Faydaları

Saçınıza zarar vermeden düzleştir-mek istiyorsanız süt maskesini dene-yebilirsiniz. Bunun hazırlanması için malzemeler: 1/2 bardak süt, 1 çay ka-şığı bal, 2-3 adet püre haline getirilmiş çilek ve bir sprey şişesi.

Aşırı sıcak cilde zarar verebilir. Cilde uygulanan buz küpleri, kan dolaşımını hızlandırarak teninize sağlıklı ve doğal bir parıltı verir. Cildinize daha ışıl ışıl bir görünüm vermek için, dondurulmuş meyve küpleri

de kullanabilirsiniz. Buz teninizdeki iltihaplanmaların, si-vilce ve lekelerin hafifletilmesinde kullanılır. Akneli böl-gelerin üstüne doğrudan uygulanarak cildin uyuşması beklenir ve bu yöntem iki günde bir geceleri tekrarlana-bilir. Gözlerinizin altındaki mor halkalar ve şişkinlikler için dondurulmuş salatalık ve gül suyu karışımı çok etkilidir. Makyaj yapmadan önce kullanıldığı takdirde, cildinizde-ki gözenekleri ufaltır ve fondötenin pürüzsüz bir biçim-de uygulanmasına olanak verir. Makyaj yapacak vaktiniz yoksa bir bezin içine dolduracağınız buz kalıplarını sura-tınıza uygulayarak hiç makyaj yapmadan canlı ve taze bir görünüm elde edebilirsiniz. Buz uygulaması kırışıklıkların görünümünü azaltır ve yaşlanma belirtilerini hafifletir.

Şunlara da dikkat etmelisiniz: Buzu bir kumaş ya da bez içinde uygulayın. Cildin altındaki kılcal damarları çatlata-bileceğinden, buzu doğrudan buzluktan alıp kullanma-yın. Çatlamış kılcal damarları olan cilde buzu doğrudan uygulamayın ve çok uzun süre ciltte tutmayın. Soğuk sizi rahatsız ederse, uygulamayı hemen kesin. Buzu tek bir bölgeye 15 dakikadan fazla uygulamayın.

yuvarlak yüzler: Çok keskin hatları olmayan, köşeli ve hafif çekik gözlükler tercih etmelisiniz. Bu tip gözlükler yüz hatlarınızın daha keskin görünmesini sağlayacaktır. Yuvarlak ve aşağı doğru genişleyen gözlükler kullanmamanız-da yarar var.

Oval yüzler: Diğer yüz tipine sahip kişilere göre daha şanslısınız. Bu yüz tipi-ne sahipseniz hemen hemen her gözlük tipi yüzünüzde hoş duracaktır. Köşeli ve daha büyük camlı gözlükler de size oldukça yakışacaktır.

kare yüzler: Oval ve yuvarlak gözlükler tam size göredir. Ayrıca küçük çerçe-veli gözlükler yüzünüzü daha uzun gösterir ve suratınızın daha yumuşak gö-rünmesini sağlar. Çok köşeli ve gözlerinize oturmayan gözlükler, bakış açınızı bozacağı için bu tip gözlüklerden uzak durmanız gerekir.

uzun yüzler: Gözlük seçerken daha dikkatli olmalısınız. Tercihinizi yüzünüzü daha dolgun gösterecek yuvarlak ve büyük gözlüklerden yana yapmalısınız. Köşeli gözlüklerden uzak durmanızda fayda var.

üçgen yüzler: Kalın çerçeveli gözlükler size çok yakışacaktır. Eğer geniş bir çene ve dar bir alın bölgesine sahipseniz, kedi gözü şekilli çerçeveler seçmelisiniz.

Doğru güneş gözlüğünü nasıl seçerim diye soruyorsanız, işte size bazı ipuçları:

Sprey şişesinin içine süt, bal ve püre haline getirilmiş çileği koyun. Şişede-ki malzemeleri iyice çalkalayın. Karışı-mın içinde bulunan çilek saçınızı hem besleyecek hem de güzel kokmasını sağlayacak. Saçınıza hazırladığınız ka-rışımı püskürtün. Saç diplerinize de sı-kabilirsiniz. Ardından saçınızı tarayın ve maskeyi yarım saat bekletin. Sonra da saçınızı yıkayıp durulayın.

Dalgalı saçlarda bu yöntem işe yarı-yor ancak çok kıvırcık saçlarda etkisini göstermeyebilir. Saçınız düzleşmese bile en azından beslenecektir.

Page 26: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

26

yaşama DAİr

Aslında hepimizin farklı farklı cevap-ları vardır bu soru için. Mesela benim birden çok cevabım var.

Ben bazen sırf hayatın gerçekliğinden, günün yorgunluğundan kurtulmak için okurum. Evet, gerçeğin gerçekliği beni bazen o kadar yorar ki, düşünce-lerimi alıp, gerçek olmayan bir yere git-mek isterim. İşte tam o noktada kitap devreye girer. O sayfaları parmakları-mın arasına aldıktan sonra, ne ben ger-çek ben olurum, ne de dünyam gerçek dünya . Elimdeki sayfalar arasında kay-bolup giderim, saatlerce o dünyadan ayrılmak istemem, yeri gelir tasımı ta-rağımı toplayıp, yaşamımın geri kalanı-nı orada geçirmek isterim. Ama böyle bir şey elbette mümkün değil, çünkü belli bir süre sonra kafanızı o büyülü kelimeler arasından kaldırmak zorun-da kalıyorsunuz.

Bence insan , insanlar için ve kendisi için okur . Okumak oldukça yalnız ve tekil gözükse de siz okuduğunuz za-man , başkalarının okumasına ön ayak olmuş oluyorsunuz .Ben okuduklarımı paylaşmaktan müthiş keyif alan bir in-sanım. Okuduğum her kitabın da, öte-kinin okumasına öncülük ettiğini gö-rüyorum. Mesela, öğrencilerime kitap önerilerim böyle bir işlev görür .Onun için okuduğunuz her kitap , biraz da başkası için okunmuştur aslında .Oku-yan İnsan istese de istemese de top-lumsal bir misyonu olduğu ve sahip olduğu bilgileri paylaşması gerektiği duygusunu benimser. Diğer bir deyişle okumak özü itibariyle bencilliğe yatkın insanı, paylaşımcı bir insana çevirir. İn-san için öğrendiği her yeni bilgi, tabiri caizse başkalarıyla paylaşılması gere-ken bir yük halini alır. Hem bu yükten kurtulmak hem de okumanın kazan-dırdığı toplumsal misyonu yerine ge-tirmek ihtiyacı kişiyi paylaşmaya iter. Bunun için kendi sosyal medya hesap-larımdan kitaba ve edebiyata dair gör-selleri ve düşüncelerimi paylaşıyorum.

İnsan, yaşamak için de okur .Hayat ve kitap ayrılmaz iki dosttur . Okudukça yaşadığınızı, yaşadıkça okuyacağını-zı hissedersiniz . Yaşamak için oku-mak esastır, yani okudukça yaşama da bağlılık hissederiz . Onu anlamlı ve donanımlı yaşar hale geliriz

bildiklerimize dayanarak yeni okunan-lardan sonuç çıkarma yeteneğimiz ar-tar. Türkçeyi, akıcı ve etkili konuşmanın ana unsurlarından birisi de etkili ve iyi okuma sanatını bilmektir.

André Maurois, gençler için yazılmış en güzel kitaplardan birisi olan “Yaşa-ma Sanatı” adlı o güzel kitabının bir bölümünü, okuma sanatına ayırmıştır. Maurois’ya göre genelde üç tip oku-yucu vardır.

Birinci tip okuyucular, durmadan oku-yan, ne bulursa okuyanlardır:“Bunlar okumakta ne düşünce ne gerçekle-ri ararlar, ancak dünyayı ve ruhlarını maskeleyen o sözcükler dizisinin pe-şindedirler. Okuduklarının özünden, ana düşüncesinden pek azını akılla-rında tutarlar; bilgi kaynakları ara-sında hiçbir değerlendirme yapmaz-lar. Onların yaptığı okuma, tamamen edilgendir; sadece yazılara boyun eğerler, okuduklarını yorumlamaz-lar, akıllarında bunlara yer açmazlar, bunları sindirmezler.”

İkinci tip okuyucular, zevk için oku-yanlardır. Bu daha aktif bir okumadır. “Bu tür okuma meraklısı romanları, güzel ifadeleri ya kendi duygularının uyanışını ve heyecana gelmesini ya da yaşamda bulamadığı serüvenleri aradığı için yani zevki için okur.” İn-san dertlerinin, yüz yıllardır aynı kal-dığını görmek onu rahatlatır. Bu tür, zevk için okuma, sağlıklı bir okumadır.

Üçüncü tip okuma, iş için okumadır. “Bu, bir kitapta belirli bilgileri, ana hat-larını tasarladığı hâlde zihinde bir yapı-yı tamamlayabilmek için gereken ham maddeleri bulmak için okuyan adamın okumasıdır.” Bu tip okumaya girişenle-rin mutlaka not tutması gerekir.

Birkaç yazarı ve birkaç konuyu eksik-siz bilmek, birçok yazarı ve birçok ko-nuyu üstünkörü bilmekten daha iyi-dir: “Bir eserin güzellikleri ilk okuyuşta hiçbir zaman tam olarak anlaşılamaz.

Gençlikte, tıpkı yaşamda olduğu gibi, kitapların arasında dost aramak için dolaşmalıdır; ama bu dostlar bulu-nup, seçilip, benimsenince onlarla baş başa kalmak gerekir. Montaigne, “Saint-Simon’un, Retz’in, Balzac’ın ve-ya Proust’un yakını olmak, bir yaşamı zenginleştirmeye yeter.” der.

İnsan, anlatmak ve anlamak için de okur. Anlamak, okumanın sonucu ol-duğuna göre , iyi bir kitap okuru , aynı zamanda anlama işini gerçekleştirmiş olur. Anlatmak için de okumalıyız. İyi okuyorum ama , anlamıyorum diyen birisini duymadım .

Geçmişi anlamak ve geleceği kurmak için de okumalıyız Geçmişine ilgi duy-mayan okur, geleceğini iyi kuramaz . Gelecek yine de geçmiş üzerine ku-rulan bir yapının adıdır.

İnsan neden okur?

İnsan değişmek ve dönüşmek ihtiyacı için de okur. Okumayan insanda de-ğişme olmaz. Halbuki okur değişen insandır. Dönüşmek isteyen insan, mutlaka okumalıdır. Okuyan insanın değiş tiğini ve dönüştüğünü anlık gö-rebilirisiniz. Bu entelektüel değişimi-niz için ,entel dantel kelimeleriyle sizi aşağılamaya çalışan kişiler olacaktır. Bunlara takılmayınız. Okumak deği-şimdir. Değişmeden, dönüşmek de mümkün değildir. Okuyan her insan da bir parça dönüşmeye taliptir.

Öğrenim hayatımızda, uğraşı alanları-mızda ve zevk için okumada, okuma-nın önemli bir nedeni zihnin yetenek ve gücünü, kuvvetli düşüncelere kar-şı kullanmak suretiyle geliştirmektir.

Çok okuyarak deneyim kazanırsak, zi-hindeki bilgi yapıları çeşitlenir ve es-nekleşir, elimize aldığımız kitabı ko-lay anlarız. Söylenenleri ve okunanları kolayca yorumlamayı, anlamayı, daha önce edindiğimiz bilgilere dayanarak sağlarız. Okuma ilk başlarda insanı sıksa bile, yavaş yavaş anlamaya çalı-şırsak okuma isteğimiz artar. Anlama zevki okumanın anahtarıdır. Anladık-ça, okudukça okuma deneyimi artar. Sözcük dağarcığı zenginleşir, ufku-muz genişler,dikkatimiz yoğunlaşır. Bil-giler çoğaldıkça, çeşitlendikçe ve ya-pılandıkça düşünceler de esnekleşir,

Page 27: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

27

yaşama DAİrpeki ama ne okuyacağız?

Bizi zenginleştirecek eserleri nasıl seçeceğiz?

Yaşam, yeterince kısa olduğu ve bü-tün eserleri okuma imkânı bulunma-dığı için eleştiri süzgecinden geçmiş olan baş yapıtları, şaheserleri önce-likle okumalı; “Şaheserlerin sayısı za-ten o kadar çoktur ki, hepsini tanıma-mıza asla imkân olmayacaktır.“ Biz de yüzyılların yaptığı seçime güvenelim. Sanat kitaplarının seçiminde de, bilim kitaplarının seçiminde de bu görüş işe yarayabilir.

Size seslenen yazarları bulun. Sizin ya-zarlarınızın kimler olduğunu tanımayı öğrenin. Sizin yazarlarınızın, arkadaş larınızın yazarlarından farklı olduğu-nu göreceksiniz. Maurois, bu konu-da “Edebiyatta da, aşkta olduğu gibi başkalarının seçimi insanı şaşırtır.” di-yor. Size uygun gelen yazarları bir defa bulduktan sonra, onları kendinize birer düşünce merkezi yapabilirsiniz.

okumayın. Okuma işlemini dinamik bir oturuşla yapın.

• Belleğinizi geliştirmek için bol bol be-yin fırtınası yapın.

• Kavrama ve anlama yeteneklerinizi geliştirmek için söz dağarcığınızı, bil-gi ve kültür düzeyinizi geliştirin.

• Zihin ve beden olarak son derece uya-nık ve dinamik olarak okuyun. Bütün duygularınızla, okunan yazıya yöne-lin. Asla dalgın biçimde okumayın.

• Okumalarınızda esnek olun. Her yazı-yı aynı hızla okumayın, koşullara göre okuma hızınız da, “esnek okuma, gör-me, görme / duyma ağırlıklı okuma hızları” uygulayın.

• Okuma alıştırmalarınızda, önce kısa ve kolay metinler, sonra zor ve uzun metinlerde uygulamalar yapın.

• Okuma olayının, aynı zamanda dü-şünmek olduğunu unutmayın.

• Öğrenme ağırlıklı okuma yaparken dinlenme gereksinimi duyar duymaz, okuma hızınızı düşürün; çünkü, bu du-rumda ilgi azalacak, aklınız işlevini ye-rine getiremeyecektir. Bu tür yazıları uygun koşullarda, dingin bir kafayla okuyun.

• Ön yargılarınızı atın. Kendi düşünce-lerinizi yitirmeksizin, başkalarının dü-şüncelerine açık olun. Düşüncelerinize ters gelen veya düşüncelerinizi zorla-yan metinleri yılmadan, mutlaka bir şeyler öğreneceğim diye okuyun..

• Zaman zaman ara verin, okudukları-nızı aklınızdan özetleyin ve tekrar oku-maya devam edin. Verilen aralarda, zihninizde kıyaslar ve yorumlar yapa-rak, bilgileri özümlemeye çalışın.

• Önemli yerlerin altını çizin, sayfa ke-narlarına notlar alın veya kendi yönte-minizle hatırlatmalar çıkarın. Önemli yerlerin önce, ayrıntıların sonra geldi-ğini unutmayın.

• Her okunanı ezberlemeye kalkmayın.• Okuma işlemi bittiği zaman, mutlaka

yazılanlarla uyum ya da çelişkide ol-duğunuz yerleri net olarak belirleme-ye çalışın. Kısa kısa notlar alın.

Konuyu yine Maurois’nın şu cümlesiy-le bitirelim: “Okuma sanatı, her şey-den önce, yaşamı kitaplarda bulmak ve kitaplar sayesin de onu, daha iyi anlamak sanatıdır.”

Kitapsız kalmamanız dileğiyle…

Füsun Özdemir

Bir sayfaya göz atmak, telefona yanıt vermek, sonra, aklı başka yerdeyken kitabı tekrar eline almak, sonra ertesi güne kadar bir yere bırakmak, oku-mak değildir. Gerçek okuyucu, ken-disine uzun, yalnızlık içinde akşamlar hazırlar; çok sevdiği şu yazara, bir pa-zarının öğleden sonrasını ayırır.

iyi Okuma konusunda Bazı öneriler

• Göz sağlığınıza dikkat edin. Okuya-cağınız yazı ile gözleriniz arasında 30 - 35 cm aralık olsun ve sayfayı kuş ba-kışı bir açı ile tutun.

• Işık gözlerinize değil, doğrudan oku- duğunuz yazıya gelsin. Parlak kâğıt-lardaki yazıları loş, mat kâğıtlardaki yazıları parlak ışıkta okuyun.

• Sırtüstü yatarak, yüzüstü uzanarak

medi ktifAAktif medya hizmetleri...

firmalara özel e-radyo kurulumu

www.mediaktif.com

website tasarım & güncelleme

Firmanızın imajını temsil edecek olan web siteniz için alacağınız web tasarım hizmetinin ihtiyaçlarınızı en iyi şekilde karşılaması gerekir. Mediaktif profesyonel web tasarım hizmeti ile firmanızın kimliğini internet üzerinde de etkili bir biçimde tanıtın.

W W W.

. C O M

grafik tasarım

Grafik tasarım çalışmaları her türlü basılı medyada kullanabileceğiniz görsel tasarılardır. Dergi ve gazete reklamları, katalog, broşür, bülten ve şirket tanıtım dosyaları matbaa öncesi tüm tasarımları grafik tasarım ekibimizce hazırlanmaktadır.

multimedya çalışmaları

Firmalar artık uzun ve sıkıcı düz metinler yerine kendilerini, yaptıkları işi, ürünü, hizmeti, imajı, prestiji yansıtacak görseller, tasarım ürünleri kullanmaktadırlar.

Mediaktif olarak bütün video-foto metaryellerinin işlenmesi konusunda, son teknolojiyle çalışıp, işe duyulan saygı ve sevgiyi, araştırmacılığı ve tecrübeyi birleştirip sizlerle buluşturuyoruz.

+49 151 47928739 • +49 151 [email protected]

medi ktifA

Aktif yayın ve tanıtımınızı yapabileceginiz,kullanımı son derece kolay olan internet radyosu kurulumu ve teknik takip hizmeti sağlıyoruz.

İnternet radyonuzda,başarılı bir reklam ve yayın planlaması ile hem kurumiçi müzik yayınını özgün ve eğlenceli bir şekilde gerçekleştireceksiniz hem de tüm bu olanakları değerlendirerek hedef kitlenizi kolaylıkla yönlendirebileceksiniz.

A

A

A

A

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

medi ktifAAktif medya hizmetleri...

firmalara özel e-radyo kurulumu

www.mediaktif.com

website tasarım & güncelleme

Firmanızın imajını temsil edecek olan web siteniz için alacağınız web tasarım hizmetinin ihtiyaçlarınızı en iyi şekilde karşılaması gerekir. Mediaktif profesyonel web tasarım hizmeti ile firmanızın kimliğini internet üzerinde de etkili bir biçimde tanıtın.

W W W.

. C O M

grafik tasarım

Grafik tasarım çalışmaları her türlü basılı medyada kullanabileceğiniz görsel tasarılardır. Dergi ve gazete reklamları, katalog, broşür, bülten ve şirket tanıtım dosyaları matbaa öncesi tüm tasarımları grafik tasarım ekibimizce hazırlanmaktadır.

multimedya çalışmaları

Firmalar artık uzun ve sıkıcı düz metinler yerine kendilerini, yaptıkları işi, ürünü, hizmeti, imajı, prestiji yansıtacak görseller, tasarım ürünleri kullanmaktadırlar.

Mediaktif olarak bütün video-foto metaryellerinin işlenmesi konusunda, son teknolojiyle çalışıp, işe duyulan saygı ve sevgiyi, araştırmacılığı ve tecrübeyi birleştirip sizlerle buluşturuyoruz.

+49 151 47928739 • +49 151 [email protected]

medi ktifA

Aktif yayın ve tanıtımınızı yapabileceginiz,kullanımı son derece kolay olan internet radyosu kurulumu ve teknik takip hizmeti sağlıyoruz.

İnternet radyonuzda,başarılı bir reklam ve yayın planlaması ile hem kurumiçi müzik yayınını özgün ve eğlenceli bir şekilde gerçekleştireceksiniz hem de tüm bu olanakları değerlendirerek hedef kitlenizi kolaylıkla yönlendirebileceksiniz.

A

A

A

A

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 28: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

28

KİşİSEl Gelİşİm

Evrenin pozitif enerjileriyle ve içinde bulunduğumuz bahar aylarının bütün güzelliğiyle sizleri selamlıyorum...

Uyku, tüm memelilerde, kuşlarda ve balıklarda doğal dinlenme biçimi-dir. Bu canlılar günlük işlevlerini ger-çekleştirebilmek için uykuya ihtiyaç duyarlar. Uyku tam anlamıyla şuur-suzluk olarak nitelendirilemez. İnsan-larda yeterli uyku alınmaması unut-kanlık, asabiyet, dikkat dağınıklığı gibi sorunlara neden olabilir. Ayrıca ge-reğinden fazla uyku, depresyon gibi rahatsızlıklardan kaynaklanıyor ola-bilir. Uyku bozukluğu kimi insanlar-da kronik hale gelip, çok büyük so-runlara neden olabilmektedir. Uyku, insan ömrünün en az 1/3’ünü oluştu-rur. Vücudun dinlenmesini ve beynin bir gün önce aldığı bilgiyi işlemesini

sağlar. Uyku, 24 saatlik döngüde do-ğal olarak yerini almaktadır. Kişinin kolaylıkla uyandırılabildiği, değiştiril-miş bilinçlik halidir. Kişilerin uykudaki davranışlarını ve EGG kullanarak on-ların beyin dalgalarını inceleyen bilim insanları, uyku sırasında gerçekleşen olaylara dair kanıtları ortaya koyarlar. Uyanıkken ya da uyurken beyin dal-gaları, beyindeki milyarlarca nöronlar arasındaki elektrik trafiği sonucunda üretilir. Uyku aynı zamanda hafızanın yeniden yapılandırılması ve psikolojik yenilenme için gereklidir.

Melatonin hormonu ve tyrophonin aminoasiti uykuyu etkileyen önem-li faktörlerdendir. Bunları içeren be-sinler, uykuyu olumlu yönde etki- ler. İç organların herbirinin dinlenip, onarılması, gece saatlerinde gerçek- leşmektedir.

Uyuduğumuz esnada, adrenalin dü-zeyi ve kortikostereoid seviyeleri dü-şer. Büyüme hormonları ve yenileyici hormonların düzeyi ise yüksektir. Me-latonin hormonu ise uykuyu tetikle-yici olarak bilinir.

Uyurken kişi “non-rem uykusu” ve “rem uykusu” olmak uzere, iki uyku tipi arasında gidip gelir. Non-rem uy-kusu elektroensefalografik dalgaların değişimine göre 4 ayrı evreden oluşur.

Birinci evre: Uykuya dalma durumu-dur, bu evrede uyanılırsa kişi etrafında olup bitenden haberdar olmamasına rağmen, uykuya daldığının da farkın-da değildir.

İkinci evre: Bu evrede uyandırılan kişi uykuda olduğunu hatırlayacaktır.

Üçüncü ve dördüncü evreler: Yavaş dalgalı (en derin) uyku evresidir.

Rem uykusu: Uykunun rüya görülen evresidir. Non-rem uykusunun dört evresinden sonra gelir. Rüya insan-ların uyurken deneyimlediği olaylar-dır. Nedenleri, kaynakları ve anlamla-rı üzerine geliştirilmiş farklı anlayışlar bulunsa da, genel olarak iki kolda ge-lişen rüya çalışmalarından bahsedile-bilir. Bunlar psikiyatri gibi bilim dalla-rının teorileri ile metafizik açıklama çabalarıdır.

Uyku süresi genelde 8 saat olarak be-lirlenmesine karşı, kişiye, cinsiyete, ya-şam tarzına göre değişebilmektedir.

Derin, yavaş uyku ve REM evresi ye-terli düzeyde uyunmalıdır. Bu uyku evrelerinin kalitesini genler haricinde şu etmenler de etkiliyor:• Stres, depresyon. • Her gün eşit miktarda ve aynı saat-lerde uyumaya çalışın.• Amfetamin, steroid, antidepresan türü ilaçlardan uzak kalmaya çalışın.• Yüksek ses (Odada hiçbir elektro-nik eşya bulundurulmamalı )(Elekt-romanyetik alan) sessiz bir ortam sağlanmalıdır.• Açlık, tokluk (Yatmadan en az 2 saat önce hafif bir akşam yemeği (sebze, meyva) yenmelidir.• Işık (Melatonin hormonu sadece ka-ranlık ortamda vücut tarafindan gece 23.00-05:00 arasında üretilmektedir.)• Sigara, çay, kahve vb. içecekler ve uyku ilaçlarını uykudan önce alma-maya çalışın.• Bir önceki günden kalan uykusuzluk (Ne kadar eksik uyuduysanız, ertesi gün tamamlamaya çalışın.)• Zihnin meşgul olması (mümkün ol-dukça günlük yaşananları gece de-ğil, ertesi günün sabahında düşünün).• Derin, yavaş uyku süresini uzatan se-ratonin (mutluluk) hormon miktarının eksikliği. (Pozitif düşünün.)• Yatmadan önce , zencefilli ve karan-filli ılık suyunuzu yudumlayıp, taze oksijen dolu yatak odanızda, ortape-dik yastıkta, sağ yanınıza yatıp, ne-fes terapisi yaparak, derin ve kaliteli, renkli rüyalar görebileceğiniz bir uy-kuya dalın.

Sağlıcakla ve sevgiyle, daima pozitif kalın.

Hasan Erdal Yaşam Koçu

Uyku

Page 29: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

29

yemek KülTürü

Yaza özel basit tarifler seçtik sizler için. Hoşunuza gideni deneyin deriz. (SB/ÇB: Su/çay bardağı, YK/ÇK: Yemek/çay kaşığı)

kabak Pizzasıİç Baklalı Enginar karnabahar Sote

malzemeler: 2 adet kabak, 1 kuru so-ğan, 1 yeşil biber, dereotu, rendelen-miş peynir, sıvı yağ.Sosu için: 2 adet domates, 3 baş sarımsak, tuz, karabi-ber, kırmızı biber, kekik, kimyon.Hazırlanışı: Rendelenmiş sarımsak domates ve baharatları kısık ateşte pişirin. Kabakları uzunlamasına ince-cik dilimleyin ve yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizin. Üzerine sırasıyla, pişen domates sosunu, ince dilimlen-miş biber ve soğanları ve dereotu ve peynir rendesini koyarak, 180o fırında 25 dakika kadar pişirin.

malzemeler: 6 adet enginar çana-ğı, 1 SB dolusu iç bakla, 1 büyük kuru soğan, 1/2 SB taze bezelye, 1 porta-kal suyu, yarım limon suyu, dereotu, zeytinyağı, tuz.Hazırlanışı: Yayvan bir tencereye en-ginar çanaklarını dizin. Üzerine küp küp doğranmış soğanları, bezelye ve iç baklaları paylaştırın. Tuzunu serpip, portakal ve limon suyunu dökün. Çok az da kaynar su ekleyebilirsiniz. Engi-narlar yumuşayana kadar pişirin. Piş-tikten sonra üzerine zeytinyağını gez-dirip, dereotu ile süsleyin.

malzemeler: 1/3 baş karnabahar, 2 çorba kaşığı zeytinyağı, tuz, karabiber.Hazırlanışı: Karnabaharı yıkadıktan sonra, çiçeklerini minik minik doğra-yın. Çiğden veya biraz buharda pişir-dikten sonra üzerine tuz, karabiber ve yağını gezdirip tavaya koyun. Rengi hafif dönünceye kadar kavurun. İster-seniz üzerine sarımsaklı yoğurt ve kır-mızı toz biber ilave edebilirsiniz.

Hamsili Pilav

Sarımsaklı Domates kebabı

malzemeler: 1 kg kılçıksız hamsi, 2,5 SB sıcak su, 2 SB pirinç, 1 ÇB sıvı yağ, 2 kuru soğan, karabiber, yenibahar, tarçın, nane, tuz, şeker, fıstık kuş üzümü, limon.Hazırlanışı: Tencereye yağ koyarak küp küp doğramış soğanları kavurun.

malzemeler: 1 kg kuşbaşı et, 1 kg do-mates, 1 baş sarımsak, 100 gr tereya-ğı, 3 ÇK tuz, 1 ÇK kırmızı tozbiber.Hazırlanışı: Domatesleri rendele-yin ve sarımsakları soyun. Tencere-ye eti koyup üstüne sarımsakları ser-pin. Üstüne domatesleri yayın. Tuzu, tozbiberi ve tereyağını da koyup kısık ateşte et pişene kadar kapağı kapalı olacak şekilde kaynatın.

AB 4,00 € GROSSE STUDENTENPIZZEN

ImmER dauer- & menüANGEBOTE

PONTSTRASSE 114-116, 52062 AACHEN, TEL.: 0241 / 40 25 57ÖFFNUNGSZEITEN: SO.-DO. 11:00-01:00, FR. & SA. 11:00-03:00

www.pontpascha.de

pIZZERIApONTpASCHAtürkisch - italienische küche

Pembeleşince üzerine fıstıkları ve ku-şüzümünü ekleyin. Karabiber, yeniba-har, tarçın, nane, tuz, fıstık, kuş üzümü, rendelenmiş domates, limon suyun ve şekeri ekleyip, en son pirinci katın ve kavurmaya devam edin. Kavurma işle-minin sonuna doğru rendelenmiş do-matesi ve limon suyunu ilave edip, üze-rine kaynamış suyu ekleyip kısık ateşte pişirin. Sonra 20 dakika dinlendirin. Fı-rına dayanıklı cam kabı yağlayıp, balık-ların yarısını tüm zemine dizin. Hamsi-lerin üzerine demlenmiş pilavı yayın. Sonra da kalan hamsileri dizin. 180o ısı-tılan fırında 15 dakika pişirin.

Page 30: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

30

bulmaca SAyfASı

© www.wikipedia.de

Page 31: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

31

buNlArı bİlİyor muydunuz?

Geçmiş dönemde planlayıp da gerçek-leştiremediğimiz projelerimize ait ba-şarısızlıklar bize, Zeigarnik Etkisi olarak ve “keşke” şeklinde geri döner. Bitme-miş ilişkilerimizi neden sürekli hatırla-dığımızı, yarım kalan aşklarımızı ne-den unutamadığımızı, ortasında eve geri dönmek zorunda kaldığımız tatil-lerin neden daha çekici gözüktüğünü nedenselleştirir bu etki.

zeigarnik etkisinin çıkış noktası

1920’lerin ortalarında bir grup psiko-log, Berlin Üniversitesinin restoranı-na gider. Kalabalık grup, siparişlerini verir. Siparişi, tek bir garson alır. An-cak, hiçbir siparişi kaydetmez. Grup, yemeklerini yer ve restorandan çıkar. Daha sonra, gruptan bir psikolog, geri dönerek, aynı garsonu bulur ve bunca siparişi aklında nasıl tuttuğunu sorar. Garson, üniversitenin kalabalık res-toranındaki biraz evvel aldığı sipari-şi bırakın, psikologlardan oluşan gru-bu bile hatırlamamaktadır. Garsonun psikoloğa söylediği tek şey, siparişleri aklına yazıp, yemeklerin ilgili kişilere ulaştırılmasını sağladıktan sonra sipa-rişleri aklından sildiğidir. Zeigarnik ve ekibi, bitirilmemiş, sonlandırılmamış işlerin, zihni meşgul ettiğini görürler.

Tamamlanmamış yaşantı doygunluğa ulaşmamıştır

Bu etkinin çıkış noktası: İnsanların ta-mamlanmamış yaşantılarını, tamam-lanmış olanlardan daha önce ve daha net bir şekilde anımsama eğilimidir. Tamamlanmamış yaşantının doyma-mış olması ile alakalıdır bu, rahatla-ma gerçekleşmemiştir, sonuca gidil-memiştir. Yaşantının tamamlanması veya sonuca gidilmesi sonucunda bir rahatlama ve doymuşluk elde edilir. Dolayısıyla tamamlanmamış yaşantı-lar daha açık ve net anımsanır.

Bir örneği: eski sevgilinin unutulmaması

Günlük hayattan örnek verecek olur-sak “eski sevgilinin unutulmaması” güzel bir örnektir, hedefe gidilme-miş, sonuca ulaşılamamıştır. Bu etki doğrultusunda eski sevgili, ayrılığın ilk zamanlarında fazlasıyla hatırlanır. Ama zamanın unutturma ve duyarsız-laştırma etkisi uzun vadede Zeigarnik etkisinden çok daha baskın olduğu için, anımsamaların veya hatırlama-ların gücü azalır.

Bir Başka sonucu: evlilik Aşkı öldürüyor

Öte yandan, yaygın olarak inanılan “evlilik aşkı öldürüyor” düşüncesi de bu etkinin sonuca gidilmesi sonucun-da oluşmuştur. Bireyler, yaşantılarını tamamlamış, sonuca gidilmiş bir ra-hatlama ve doygunluk yaşanmıştır. Evlilik aşamasında, çeşitli aktiviteler ile bireylerin birbirini tanımaya ve anlamaya çalışması, birbirlerine say-gı göstermesi ve evliliğin değer ön-celiklerinin belirlenmesi evliliği canlı tutabilir ve evliliği sağlam temellere oturtabilir.

dizilerdeki ‘’devam edecek’’ Olgusu

Zeigarnik etkisi televizyon dizilerinde de bolca kullanılıyor. “Devam edecek” şeklinde yarım bırakılan bir dizi fina-li, yarım kalmışlık etkisiyle seyircinin aklında kalıyor. Bu etkiyi geniş izle-yici kitlelerine konuşan veya sunum yapan kişiler de kullanıyor. Konuşma-yı kişisel bir anı ile açan sunucu, bu anının nasıl sonlandığını anlatmadan konuşmanın diğer kısımlarına geçi-yor. İzleyici hikayenin nasıl bittiğini bilmek istediğinden dikkatle konuş-mayı dinliyor.

sorumluluk duygusunu Tetikliyor

Öncelikle, “Sorumluluk” denen duygu durumu ile Zeigarnik Etkisi arasında bir bağ kurabiliriz. Genlerimizle gelen ve beyne ait bir mekanizmanın (limbik sistem), içinde yaşadığımız topluluk ve çevre koşulları ile beraber işlenen bu sorumluluk duygusunu, çoğunlukla farkında olmadan (bilincimiz dışında) edinmiş olmalıyız. Bir başka deyişle, sorumluluk duygusu, beynimizin dü-şünen kısmına ait değildir.

etkisi kişiliğinize Bağlı

Zeigarnik etkisinin sizi ne kadar et-kileyeceği ise kişilik özelliklerinize bağlı. Örneğin yargılayıcı-algılayıcı ölçeğinde ne tarafa daha yatkın ol-duğunuz gibi. Daha yargılayıcı iseniz, bir hikayenin sonunu duymak sizin için önemlidir, çünkü netice ihtiyacı-nız yüksektir. Daha algılayıcı iseniz de, hikayenin sonunu duyup duymamak sizin için çok önemli olmayabilir.

Yarım kalan konuların neden unutulmadığının bilimsel nedeni: zeigarnik Etkisi

Borçsuz bir hayat mümkün!

Telefon: 0241 / 903 94 04

ınternet: www.schuldnerberatung-ac.info

e-mail: [email protected]

Büro adresimiz:Dennewartstr. 17 (3. kat)

(Europaplatz’da Technologiezentrum’un yanı.

Jülicher Str. tarafından gelenlerin Ludwig Museum durağında

inmeleri gerekmektedir).Büro saatlerimiz:

Pazartesi 0900-1200 ve 1500-1600

Salı 0900-1200 ve 1400-1600

Çarşamba 0900-1200 ve 1400-1600

Perşembe 0900-1200 ve 1400-1600

Cuma 0900-1200

Page 32: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

32

SAğlıKlı yaşlanma

Älter werden in AachenHackländerstr. 1, Aachen

Tel.: 0241 / 432-50 28pflegestützpunkt / städteRegion

Zollernstr. 10, 52070 AachenTel.: 0241 / 51 98-50 67

pflegestützpunkt / AOkKarlshof am Markt, Aachen

Tel.: 0241 / 46 41 18demenznetz städteRegion

Aachen e. v.Löhergraben 2, AachenTel.: 0241 / 51 00 21 21

pflegestützpunkt / AOkFrankentalstr. 16, Stolberg

Tel.: 02402 / 10 41 25

Region Aachen Bölgesi‘nde yaşlılık, bunama, yardım ve bakım sigortası gibi konularda bilgi almak için başvurabileceğiniz yerler:

demans (Bunama) nedir? Alzheimer nedir? Farkları nedir?demans ileri yaşlarda en sık karşılaşılan sağlık sorunları arasında yer alır. Almanya’da top-lam olarak 1,5 milyon kişide demans vardır. Tıpta “demans”, gittikçe daha fazla sinir hücre-sinin ve sinir hücreleri arası bağlantıların yok olduğu bir durum olarak tanımlanır. Bundan dolayı hafıza, düşünme, yön bulma ve dil yetenekleri giderek daha olumsuz şekilde etkile-nir. Çoğunlukla davranış ve motivasyonda değişiklikler meydana gelir. Demans hastalığı-nın birçok nedeni olabilir. Alzheimer ise demans hastalığının en sık görülen türüdür. De-mansların yaklaşık %60’ının nedeni Alzheimer hastalığıdır. Dünyanın bir çok ülkesinde bu hastalığa dikkat çekmek ve bilgilendirmek için her yıl 21 Eylül tarihinde etkinlikler yapılır.

demenz-servicezentrumRegio Aachen/eifel

Bahnhofstr. 36-38, AlsdorfTel.: 02404 / 94 83 47

pflegestützpunkt kreis dürenBismarckstr. 16, DürenTel.: 02421 / 22 15 17

pflegestützpunkt / AOkAachenerstr. 30, DürenTel.: 02421 / 95 62 99

pflegestützpunkt / AOkPromenadenstr. 1-3, Jülich

Tel.: 02461 / 68 22 99

Beratungs- und vermittlungsstelle

kreis HeinsbergValkenburgerstr. 45, Heinsberg

Tel.: 02452 / 13 55 03pflegestützpunkt kreis euskirchen

Jülicher Ring 32, EuskirchenTel.: 02251 / 15 521

pflegestützpunkt / AOkKaplan-Kellermann-Str. 2-6,

EuskirchenTel.: 02251 / 70 31 17

21 eylül Dünya Alzheimer Günü

saat testi

Hafıza bozukluğu mu, bunama veya Alzheimer mı?Zihinsel verimliliğimizde aksaklıklar oldu-ğunda, çoğu insan endişelenir ve bunuyor muyum, Alzheimer’a mı yakalandım acaba diye kaygıya kapılır. Unutkanlık başka bir hastalığın işareti de olabilir. Zihinsel akti-viteyi test etmek için çeşitli deneyler var. Altdaki test bunlardan biri ama unutmayın, tam teşhis için yeterli değildir. Bunun için aile hekiminize başvurmalısınız.

nasıl uygulanır?• Test edeceğiniz yakınınıza vs., üzerinde bir dairenin çizili olduğu kâğıdı verin, alt ve üstü işaretleyin.• Ona bu dairenin bir saat olduğunu ve önce sayıları yazmasını, sonra da saati “11’i 10 geçiyor” olarak çizmesini söyleyin.• Sonra bu çizimi aşağıdaki kriterlere göre değerlendirin.• Sonuç 1 veya 2’deki gibiyse, henüz herşey yolunda demektir.• 3. seviyeden itibaren mutlaka bir hekime görünüp daha kapsamlı testler yaptırılmalı.

1: mükemmel• 1 den 12 ye kadar olan sayılar doğru yerleştirilmiş• Akrep ve yelkovan doğru pozisyonda ( 11:10 )2: Hafif hatalar• Rakamlar arasındaki boşluklar eşit değil• Rakamlar daire dışında• Yazarken kâğıt çevrilmesinden dolayı sayılar ters• Kişi yön bulmak için çizgiler ile çalışıyor3: Hatalı zaman• Çizim aşağı yukarı doğru• Tek ibre var• Vakit yazı olarak yazılmış• Akrep ve yelkovan eksik4: doğru çizmek mümkün değil• Rakamlar arasındaki boşluklar orantısız• Bazı rakamlar unutulmuş• 12 den büyük sayılar kullanılmış• Sağ sol karıştırılmış, sayılar saat yörüngesinde degil• Sayılar okunmuyor5: yüksek derece bozukluk- Seviye 4 deki gibi, ancak daha vahim6: Tamamen başarısız• Saat yapmaya hiç bir teşebbüs yok• Saate benzer bir taraf yok• Kişi kelime ya da isim yazıyor

1

2

3

4

5

6

Page 33: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

33

ÖNCE sağlıkBu sayımızda yoğun sıcaklar altında kronik hastalığı olanların dikkat etme-si gereken hususlar hakkında sizleri bil-gilendirmek istiyoruz.

kalbinizi koruyunHava sıcaklıklarının artması, özellik-le kalp hastaları açısından önemli riskleri de beraberinde getirir. Sıcak-lıklarla birlikte artan su ve tuz kaybı kanın pıhtılaşma oranının yükselme-sine neden olur. Vücut ısısını sabit tutan en önemli mekanizmalardan biri cildin kan dolaşımıdır. Cildi bes-leyen damarlar sıcakta genişleyerek vücuttaki ısı kaybını artırmaya çalışır. Bu durum kalbin daha fazla çalışma-sını gerektirir.

klimalara dikkatUzun süre sıcak ortamda kaldıktan sonra aniden klimalı soğuk bir orta-ma girmek kalp krizine davetiye çıkar-tabilir. Serinlemek için kullanılan klima-ya direkt maruz kalmak yerine farklı bir odada çalıştırılarak serinlemeyi ter-cih etmek daha sağlıklı bir seçenektir. Ani sıcaklık geçişleri kalp damarların-da spazm etkisi yaparak büzülmelere ve kalp krizlerine neden olmaktadır.

Tatil bölgelerinde seçici olunTatil planı yaparken nem oranının daha düşük olduğu bölgelerin seçil-mesi kalp hastalarının ihmal etmeme-si gereken bir detaydır. Yüksek sıcak-lıklara rağmen nem oranının düşük olduğu karasal iklim bölgeleri tatil de ön plana çekilmelidir.

Dr. Murat KopukPsychosomatische Medizin

Ameos Klinikum Inntal

ani şeker düşüşlerine karşı önlem ala-bilmek için, yanlarında şeker içeren bir besin ile sokağa çıkmaları unutul-maması gereken bir detaydır.

Tansiyon ilaçlarınıza dikkat edinAşırı sıcaklar ve yüksek nem tansiyon hastalarını olumsuz etkilemektedir. Havanın nemli olduğu durumlarda vücut ısısını dengeleyemediğinden kan basıncı da olumsuz etkilenecek-tir. Tansiyon ilaçlarının birçoğunda id-rar söktürücü özelliği bulunması vü-cutta sodyum ve potasyum kaybına neden olur. Tansiyon ilacı kullanan-ların doktorlarına danışarak sıcak ha-valarda idrar söktürücü özellikte ol-mayan ilaçları kullanmaları uygun olacaktır. Tuzsuz diyet yapan hiper-tansiyon hastaları tuz kaybını önle-mek için doktorlarına danışarak tuz tüketimini belirlemelidir. Durumlarına göre bir miktar tuz tüketimini artıra-bilirler. Bunların yanı sıra ishal gibi sıvı kaybına yol açan hastalıklarda ortaya çıkabilen ciddi tansiyon düşüklükleri hayati tehlikeye yol açabilir.

şekeri olana uyarıAşırı sıcaklar, şeker düzeyinde anı iniş çıkışlar yaratabileceğinden diyabet hastaları için ciddi risk oluşturur. Di-yabetli hastalar doğrudan güneş al-tında kalmamalıdır. Aşırı sıcaklar ne-deniyle kan şekerinin yükselmesi kan akışkanlığını azaltır. Şekerin yüksel-mesiyle ortaya çıkan sıvı kaybı sıcağın da etkisiyle inme, kalp krizi ve beyin kanamalarına neden olabilir.

Astımlılar dikkatAstımlı hastalarda nefes darlığına yol açan nedenlerin başında viral enfek-siyonlar ve alerjenlere maruziyet gel-mektedir. Bununla birlikte özellikle aşırı sıcak hava ve solunum yolların-da gelişen ani ısı değişiklileri astım bulgularının başlamasına yol açabil-mektedir. Düzenli bakımı yapılma-yan klimalar, soğutma sistemlerin-deki küf mantarları, bakterilerin ve tozların birikmesi de astım krizlerini tetikleyebilir. Astım hastaları için or-tamdaki havanın en uygun nem mik-tarı yüzde 30 ile 50 arasındadır ve sı-caklıkların yükseldiği ve nem oranının yüzde 60’ı geçtiği durumlarda evden çıkılmamalıdır.

yaz meyvelerine dikkat edinGündüzlerin daha uzun olması, mev-sim dolayısıyla, kavun karpuz gibi birçok glisemik indeksi yüksek mey-venin bolca bulunması ve çok tüketil-mesi, aşırı dondurma tüketimi, belir-li bir beslenme-uyku düzenine sahip olması gereken diyabetiklerde sorun oluşturabilir. Bunun yanı sıra uzun yü-rüyüş yapacak diyabet hastalarının

Su, insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir ve beslenmemi-zin vazgeçilmez bir parçasıdır. Yetişkin insan vücudunun ortalama % 60’ı su-dur. Yazın çok sıcak ve nemli havalarda vücut terleyerek sıvı kaybını arttırır. Bu nedenle, sıcaklık artışının başladığı şu günlerde sıvı tüketiminin arttırılmasına özen gösterilmelidir. • Sabah kalkıldığında ilk yapılması ge-reken işlerin başında 1 bardak su iç-mek de olmalı,• Her tuvalet sonrası, kaybedilen sıvıyı yerine koymak için 1 bardak su içilmeli,• Egzersiz yaparken ve çalışırken su tüketimi arttırılmalı,• Özellikle hava ve deniz yolculukla-rında su tüketimi arttırılmalı,• Suyu her zaman görünür bir yerde bulundurmalı, susama hissi beklen-meden içilmelidir.

Sıcak havalara dikkat!

Her gün ne kadar su içmelisiniz? • Genel bir kural olarak, vücutta olu-şan zararlı maddelerin atımını sağla-mak ve vücut sıvı dengesini koruya-bilmek için günlük 8-10 bardak (2,5 litre) su tüketilmesi önerilmektedir. • İnsanlar su gereksinimlerini genel-de; içecekler, besinler ve metaboliz-ma olmak üzere üç kaynaktan sağ-larlar. Besin içerisinde bulunan besin öğelerinin yakılması sonucunda su

oluşur. Diyette proteine göre karbon-hidrat ve yağın yüksek olması meta-bolik suyu arttırır. Yediğimiz besinler ve içecekler yoluyla da vücudumuza su sağlarız. Örneğin sebze ve meyve-lerin yaklaşık % 85- 90'ı , sütün % 90'ı sudur. Gün içerisinde içtiğimiz çay, kahve, soda vb. içeceklerle de sıvı al-maktayız. Ancak kafein içeren kahve, çay ve diğer içecekler sıvı ihtiyacını karşılasa da uygun su kaynakları ola-rak sayılmazlar. Örneğin kafein içeren kahve içildiğinde su alırsınız ancak diüretik etkisinden dolayı daha fazla idrar çıkışı yaparak daha fazla sıvı kaybedersiniz.

Sağlıklı Su Tüketimi

Page 34: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

34

çözÜmler SAyfASı

30 BulmACA sAyFAsı 20 BilmeCe sAyFAsı

10 sudOku sAyFAsı923658147

158497362

467321985

342879651

581246739

796513824

239785416

675134298

814962573

06010016212

216439857

379185624

854276913

562718349

197364285

438952761

781523496

643891572

925647138

06010016213

371489265

429561738

658327491

984713526

213695847

567248913

196872354

845936172

732154689

06010016214

479621583

618537924

325894671

953278416

842916357

761345892

534782169

296153748

187469235

06010016215

354179826

892563174

176248539

537814692

619752483

428936751

281495367

765321948

943687215

06010015012

326457819

879123645

154968327

293684571

718295463

645731298

567812934

931546782

482379156

06010015013

612543978

593278641

784619532

428167359

957832164

136954287

265781493

841395726

379426815

06010015014

514896273

237154869

689732145

795641328

148329756

362587914

826915437

473268591

951473682

06010015015

548376912

193852746

276914853

457291368

862735491

319648527

624587139

985163274

731429685

06010014515

415972836

938564721

672318945

826459173

753126489

149837652

364795218

597281364

281643597

06010014514

964823751

853167924

172549863

549632178

736418295

281795436

415276389

697384512

328951647

06010014513

692578431

513426897

487391652

951764328

368219574

274835169

746152983

125983746

839647215

06010014512

Reklam / ilan Fiyatlarımız *

1.000 €600 €350 €250 €200 €150 €120 €

900 €540 €315 €225 €180 €135 €108 €

750 €450 €262 €187 €150 €112 €

90 €

Arka Kapak 1/1 Sayfa1/2 Sayfa1/3 Sayfa1/4 Sayfa1/6 Sayfa1/8 Sayfa

1 kez 3 kez 6 kez

* Bütün fiyatlar baskıya hazır haldeki reklamlar içindir ve üstüne yasal geçerli vergi (% 19 MwSt.) eklenir.

(% 10 indirim) (% 25 indirim)

TAnıTım: Firma, işyeri, hizmet veya ürün tanıtımları (bir kez olmak kaydıyla) 1 veya 1/2 sayfa olarak (yukarıdaki fi-yatlarla) yapılır. Bize göndereceğiniz yazı, logo, resimler ve iletişim bilgilerinizle (Telefon, faks, E-Mail, internet vb.) sizin için sayfa tasarımını ücretsiz yapıyoruz. Daha fazla bilgi için bizi arayabilirsiniz.

Resimdekiler ne olabilir? a) Lego taşı, b) Balık, c) Fotoğ-raf makinesi film rulosu, d) Tren rayı, e) Ördek.

üçgen işlemi

sayıları yerleştirin2 x 10 - 10 + 10 + 5 x 4 : 25 x 2 : 4 = 2

12

6

5 19

10

3

22 5

18

işlemleri yapın

5 X 10 X 6 = 300X X X

14 X 3 X 11 = 462X X X

13 X 4 X 9 = 378= = =

910 120 594

7 x 7’lik kareye 7 sayısı yerleştirme

7 7 7

7 7 7

7 7 7

7 7 7

7 7 7

7 7 7

7 7 7

kibrit çöpü sorusu - 1 saat kaç olmalı?

Bu soru biraz saçma da görünse tek bir bağlantı var saatler ara-sında. Akrep ve yelkovandaki sayıların toplamı hep 16. Yani B şıkkı doğru. Çünkü sadece orada akrep ve yelkovanın gçsterdiği sayıların toplamı 16.Ok işareti sorusu

Soru işaretli yere gelecek ok işareti c şıkkıdır. Çünkü ok-lar her satırda soldan sağa doğru dönerek ilerliyor sürekli. Her satırda okların arkalarında farklı sayıda (1,2,3) çizgiler bulunuyor. kibrit çöpü

sorusu - 2

3 çöpün yerini de-ğişerek 4 küçük 1 de büyük kare elde etmiş olduk.

Page 35: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

15.08.15 Uhr

28.08. und 29.08.

07.08. bis 15.08.

22.08.20 Uhr

www.aachen.de/nadelfabrik

AusblickPark Flimmern300 Worte DeutschUnterm Sternenhimmel04.09. und 05.09.201520.30 Uhr

Kunstausstellung

Samba Show, Capoeira Show, Latin DJ, Kabarett uvm.

Ein Stück des Kleinen Theaters Aachen

an der Bühne im Kennedy Park

Die Farben Brasiliens

Fiesta Latina

Reigen

Open Air Kino

Vom 07.08. bis zum 15.08.2015 in der NadelfabrikEröffnung am 07.08.2015 um 19 Uhr

mit freundlicher Unterstützung des brasilianischen Honorarkonsulats, AachenDer Eintritt ist frei!

Am 15.08.2015 von 15 – 22 Uhr im Kennedy-Park

Der Eintritt ist frei!

Am 22.08.2015 um 20 Uhr in der Nadelfabrik

Eintritt 10 Euro, 7 Euro ermäßigt

Am 28.08.2015 um 20.30 Uhr:Das Salz der ErdeAm 29.08.2015 um 20.30 Uhr:3 Filme des Aachener Filmemachers Michael Chauvistré

Der Eintritt ist frei!

Page 36: bizim aachen · Hobilerim ise seyahat etmek, spor, ye - mek yapmak ve yazmak. yakın bir tarihte Almanca bir kitap yazdınız ve yayınlandı. Bu kitabı yazmaya ne zaman ve nasıl

GRıll • ResTAuRAnT • CAFé

zengin salata çeşitleri Taşfırın‘da pizza çeşitleri

Roermonder Strasse 33552072 Aachen-Laurensberg

Telefon: 0241 / 170 11www.marmarisgrill.de

Tereyağlı baklava Taşfırın‘da künefe

zengin mutfağımız ve güleryüzlü personelimizle siz sayın müşterilerimizin her zaman hizmetinizdeyiz!

mangalda ağzınıza layık taze balık ve kebap çeşitleri

Taşfırın‘da pide ve lahmacun

ücretsiz Otopark

çocuk Oyun Alanı

Şark Köşesi

Şelale

süt danası ve hindi döner meşhur dövme yayık ayran

Özel toplantı ve eğlencelerinizi kutlayabileceğiniz 80 kişilik özel bölümümüz mevcuttur.

Tüm etlerimiz helal kesimdir!