32
AAchen ve çevresİ İçİn türkçe dergİ | 02 Bizim Aachen www.bizimaachen.de ücretsİz Ağustos / Eylül 2013 Gönüllü Çalışmalar: Üstün Gözler > 7 Uyum üzerine: Heidemarie Ernst > 6 Müzik: Ulaş Hazar > 12 Kültür ve Sanat: Mehmet Çetiner > 22 Aachen‘a 9. kardeş şehir Türkiye‘den: SARIYER / İSTANBUL Aachen’da politikayla ilgilenenlerimiz > 4

bizim aachen · • Zeytinyağı mucizesi! • Güneş alerjisi • Dikkat: Plastik şişeler tehlike saçıyor! 29 sAğlıklı y Aşl Anm A • Sıklıkla görülen beş önemli

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • AAchen ve çevresİ İçİn türkçe dergİ | 02bizim aachen

    www.bizimaachen.de

    ücretsİz Ağustos / Eylül 2013

    Gönüllü Çalışmalar: Üstün Gözler > 7

    Uyum üzerine: Heidemarie Ernst > 6

    Müzik:Ulaş Hazar > 12

    Kültür ve Sanat:Mehmet Çetiner > 22

    Aachen‘a 9. kardeş şehir Türkiye‘den:Sarıyer / İStanbul

    Aachen’da politikayla ilgilenenlerimiz > 4

  • pizzeriapontpascha

    aB 3,80 € Grosse stUDentenPizzen

    immer dauer- & menüanGeBote

    Pontstrasse 114-116, 52062 aachen, teL.: 0241 / 40 25 57ÖFFnUnGszeiten: so.-Do. 11:00-01:00, Fr. & sa. 11:00-03:00

    www.pontpascha.de

    türkisch - italienische küche

  • KÜNYE

    Büro saatleri: Hafta içi hergün saat 10 ile 17 arası.

    3

    İçİndekİler

    Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEENAdalbertsteinweg 26, 52070 Aachen

    tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44

    e-Mail: [email protected]ınternet: www.bizimaachen.de

    yayın yönetmenleri: Günal Günal, Said Genç

    Katkıda bulunanlar: Dilek Güngör, Hatice Genç, Funda Şen, Sadık Toraman, Aykut Kurşuntel.

    baskı: Mainz Druck & Verlag | Aachen

    Dergi adeti: 6.000

    yasal uyarılar: Yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların yasal hakkı firmamıza aittir. Yazılı izin alınmadan hiç-bir yerde kullanılamaz; aksi durumlarda yasal işlem başlatılır. İsim belirtilerek yazılan yazıların, gönderi- len fotoğrafların sorumluluğu o kişilere aittir.

    4 BiR kOnu & döRT kOnuk: • Aachen’da politikayla ilgilenenlerimiz

    6 uyum üzeRine • Aachen Belediyesi‘nin yeni Uyum Yetkilisi ile 7. Uyum Günü‘nü konuştuk

    7 Gönüllü çAlışmAlAR • Üstün Gözler: 17 yıldır gönüllü ücretsiz danışma hizmeti

    8 BiR kOnudA FikRinizi AlAlım • Aachen’da gastronomi nereye gidiyor?

    10 çevRe • Hangi çöp nereye atılacak?

    11 ne? neRede? ne zAmAn? • Aachen’daki önemli etkinlikler

    12 müzik sAyFAsı • Bağlamanın dünyadaki elçisi: Ulaş Hazar

    14 kAdın sAyFAsı • Güneş ve Cildimiz • Mutfağınız için Püf noktaları

    15 yemek külTüRü • Denemek isteyenlere Osmanlı saray mutfağından bir yemek: Mutancana • Yemek tarifleri: Fırında Pirzola, Fetuş Salatası, Kısır

    16 kApAk kOnusu • Aachen‘a 9. kardeş şehir Türkiye‘den: Sarıyer / İstanbul

    20 siz ve BuRCunuz • Burcunuza göre en uygun tatil alternatifleri

    21 BulmACA sAyFAsı22 külTüR ve sAnAT • Hobiden profesyonelliğe: Ressam Memo

    24 TABu BiR kOnu: • 21 Eylül 2013 Dünya Alzheimer Günü • Deneyin: Saat Testi

    26 sudOku sAyFAsı27 BilmeCe sAyFAsı28 önCe sAğlık • Zeytinyağı mucizesi! • Güneş alerjisi • Dikkat: Plastik şişeler tehlike saçıyor!

    29 sAğlıklı yAşlAnmA • Sıklıkla görülen beş önemli göz hastalığı • İşinize yarayabilecek broşürler

    30 çözüm sAyFAsı • Bulmaca, sudoku, bilmece çözümleri

    Değerli Okurlarımız,

    İlk sayımızı yayınlayıp dağıttıktan sonra, okuyucularımız-dan bir çok mail ve telefon aldık. Bizlerin büyük bir eksik-liği giderdiğini söyleyerek, başarılarımızın devamını dile-yen dostlara ve dergimize göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı da siz değerli okurlarımıza çok teşekkür ederiz.

    Bu sayımızda, Almanya’da eylül ayında federal seçimler olması nedeniyle, Aachen’da Alman partileri içinde poli-tika yapan insanlarımıza sorular yönelttik.

    21 eylül tüm dünyada “Dünya Alzheimer Günü” olarak kutlanır ve hastalık hakkında kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla birçok etkinlik yapılır. Alzheimer çok yaygın ve hakkında pek fazla bir şey bilinmeyen bir hastalık. Bu nedenle biz de bu hastalık hakkında uzmanlara sorular yönelttik.

    Kapak konusu olarak ele aldığımız Aachen’ın yeni kardeş şehrini farklı bir açıdan ele aldık. Konuyu, yapılan tören-lerden daha ziyade, bugüne kadarki süreç açısından ele aldık.

    Bu sayımızı ay başında dağıtmayı planlamıştık. Fakat Ra-mazan Bayramı nedeniyle bir hafta geciktirerek, sizlere bir bayram hediyesi sunalım istedik.

    Her gününüzün bir bayram sevinci içinde geçmesi dile-ğiyle, ekim ayında yine birbirinden ilginç konularla karşınızda olacağız.

    Sağlıcakla kalın...

    Günal Günal

    BAşlARken

  • 4

    bir konu & dört konuk:

    1964 yılında Balıkesir’de doğdu. 1975 yılından bu yana Almanya’da yaşıyor.

    1. Şahsi düşüncem; 50 senedir bu top-lumun bireyleri olarak, Almanya’da yaşayan herkesin, bu haklara sahip olması gerektiğidir.

    Çifte vatandaşlık hakkı partimizin programında yer almaktadır. Ayrıca beş sene Almanya’da ikamet eden-lerin, her düzeyde seçme ve seçilme hakkına sahip olmalarıdır. Bu hakla-rın AB üyesi vatandaşlarına tanınıp bize tanınmaması haksızlıktır. Bu top-lumun vergi veren bireyleri olarak, özellikle yerel seçimlerde söz hakkı-mız olmalıdır. Örneğin geçen aylarda Aachen’da şehir tramvayı için referan-dum yapıldı. Alman vatandaşı olma-yanlar oy kullanamadı.

    2. Bunun yolu insanlarla diyalog kur-maktan geçer. Biz parti olarak birçok

    dernekle diyalog halindeyiz. Bir nazi veya savaş karşıtı yürüyüş olduğun-da, birlikte dayanışma içerisinde olu-ruz. Bu demek değil ki, aynı düşün-cedeyiz ve birbirimizi eleştirmiyoruz.

    Genellikle şehirde masa açar, bildi-ri dağıtırız. O esnada çok kişiyle soh-betlerimiz olur. Burada yaşayan her yabancının hangi haklara sahip ol-duğunu bilmesi gerektigini anlatırız.

    Türkiye’deki politik gelişmelerden de haberdar olmamız önemli, ama bura-nın politikasına entegre olmanın çok daha önemli olduğunu söylüyoruz. Çünkü yapılan politikalar toplumun bir parçası olan bizim insanımızın da kaderini belirliyor. O yüzden politika ile uğraşmalarını, seçimlerde mutlaka oy kullanmalarını öneriyoruz.

    3. Die Linke savaşa karşı olan tek partidir. Partiye girmemdeki en bü- yük etken de bu olmuştur. Örne-ğin; Türkiye için Alman Parlamen-tosu’nda onaylanan patriotlara sadece bizim parti karşı çıkmıştır. Afganistan ve Mali gibi ülkelerdeki askerlerin de geri çe-kilmesini talep eden tek partidir. Çün-kü amaç gerçekte o ülkelere demok-rasi getirmek değil, kendilerine çıkar

    elde etmektir. İkinci etken ise faşiz-me ve ırkçılığa karşı olmasıdır. Bilindi-ği gibi nazilerin Möln ve Solingen’de yapmış olduğu katliamlar kanımızı dondurmuştu. Son yıllarda da 8 Tür-kün ölümüyle gündeme gelen NSU davası hala güncel konulardan birisi-dir. Her nazi yürüyüşünde parti olarak hep karşı yürüyüş düzenleriz. Bu parti-yi beş sene önce Stolberg’de nazilere karşı düzenlenen yürüyüşte tanıdım ve üye oldum.

    İnsanlarımız bizim partiyi seçmelidir! Çünkü parti olarak taleblerimiz:• Hartz 4’e karşıyız. İnsanlara baskı ya-pılıyor, sosyal yardım da en az 500 € olmalıdır.• Kiralık işçiliğe (Leiharbeit) karşıyız, en azından saat ücreti (Mindestlohn)10 € olmalıdır. • Emeklilik maaşı yetersizdir.Çoğu in-sanlarımız geçinebilmek için çöpler-den boş şişe toplayıp satmaktadırlar.İnsanca yaşamak için partimizin tale-bi en az 1050 € olmalıdır.

    Partimizde her çarsamba günleri saat 15- 17 arası Hartz 4 ile sorunları olan-lara yardım sunulmaktadır. Sıkıntısı olanlar bizim toplantılarımıza katıla-rak yardım alabilirler.

    1953 İzmir doğumlu.1971’de Almanya-ya yüksek tahsil için geldi. Yük. Tekstil Mak. Mühendisi. Evli ve iki çocuk babası.

    1. Özellikle gençlerimizin politika-ya katılmasının, Almanya’nın gelece-ği konusundaki politik kararlara bu toplumum bir parçası olarak yön ver-melerini gelecekleri için çok gerekli olduğunu düşünüyorum. İnsanları-mızın bu aktif hayata hazırlanırken mesela siyasal partilerin gençlik kol-

    Gülay Avcı

    22 Eylül 2013 tarihinde Almanya çapında Federal Meclis seçimleri yapılacak. Bu nedenle biz de Aachen’da siyasi partilerde değişik pozisyonlarda politika yapan dostlarımıza sizler için aşağıdaki soruları yönelttik:1. Bizim insanımızın çifte vatandaşlık ve seçme-seçilme hakkı gibi temel konularda sizin ve partinizin düşünceleri nedir?2. İnsanlarımızı buradaki politik çalışmalara hangi parti içinde olursa olsun nasıl kazandırabiliriz? 3. Partinizi seçme nedeniniz nedir ve oy verme hakkı olan insanlarımız neden sizin partinizi tercih etmeliler?

    larında belli bir siyasi kültürü alma-ları kaçınılmaz (konuşma, tartışma, dinleme, çok sesliliğe tolerans kültü-rü gibi).

    İnsanlarımıza ulaşmak için tanıtım günleri düzenlenebilir; mesela eya-let parlementosunda mahalli politi-kacılarımızla buluşma, tanışma onlar-la oturumlara katılma organizasyonu yapılabilir.v.b.

    2. Mensubu olduğum parti yani SPD, Almanya’ya geldiğim tarihlerden beri yabancılara dönük politikalarında on-ları herzaman Alman toplumunun vazgeçilmez bir parçası olarak gör-müştür. Almanya’nın büyük kalkınma hamlesinde çok büyük pay sahibi ol-duklarını her fırsatta dile getirmiştir.

    Çifte vatandaşlık ve seçme seçilme hakkı gibi çok önemli temel konuları herzaman uyumun vazgeçilmez öğe-leri olarak görmüştür. Genel ve yerel seçimlerde hazırlanan parti program-larında bu konular programın vazge-çilmez içeriğindedir.

    3. Yabancılara, başka etnik köken- den olanlara hiçbir zaman dışlayıcı, önyargılı olmayan SPD benim için olağan bir tecihti. Ayrıca sosyal uçu-rumların, toplumdaki fakirlik oranının büyüdüğü yaşadığımız şu günlerde uyum için yapıcı, emeğin ve emekli-liğin karşılığını sosyal adalet terazisin-de verebilecek en yakın parti olarak partim SPD’yi görüyorum ve oy kul-lanma hakkı olan herkese ‘haydi eylül-de sandık başına’ çağrısını yapıyorum.

    Murat Erkin

    kendi haklarımız için politika!

  • 5

    AAchen’dA polİtİkAylA İlgİlenenlerİmİz

    1979’da Aachen’da doğdu. Seyahat A- centalığı öğrenimi gördü. Evli. Şu an Aachen Belediye Meclis üyesi.

    1. Çifte vatandaşlık, seçme ve seçilme gibi haklar belediyelerin yetki alanına girmez ve bu konularda karar verme hakları yoktur. Bu tür yasal konular federal düzeyde (Bundestag) yapılır ve orada karara bağlanır.

    Benim şahsi düsünceme göre, çifte vatandaşlık hakkında sakınca görmü-yorum; bu hakkın tanınması gerekti-ğine inanıyorum.

    Seçme ve seçilme hakkına sahip ola-bilmek için Alman vatandaşı olmak gerekir. Bu konuda farklı görüşler mev-

    Abdurrahman Kol

    Ahmethicri AğırmanFo

    rto:Sc

    hmitt

    er cutdur. Bunlar tartışılmalıdır. Alman vatandaşı olmayanlara da en azından belediye seçimlerinde oy hakkının ve-rilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    2. Belediye çalışmalarını yakından ta-kip etmek önemlidir. Çünkü şehrimi-zin geleceğiyle ilgili kararlar veriliyor. Örneğin; eğitim, yatırımlar, ticari an-laşmalar, iş ve ekonomi gibi önemli alanlarda kararlar veriliyor.

    Bu toplantılar halka her zaman açık-tır, herkes burada düşüncelerini ve önerilerini açıktan söyleme imkanı bulabilir. Sonradan bu konular ça-lışma gruplarında (Ausschuss) tartı-şılır ve bir öneri kararı alınır. Bu öne-ri kararı belediye meclis toplantısına (Stadtrat) taşınır ve oylamaya sunulur. Meclisde karara bağlanır ve akabinde uygulanmaya geçirilir.

    Belediye çalışmaları gibi parti ça-lışmaları da önemlidir. Birey olarak kendimizi ifade etmemiz çok zor. Si-vil toplum örgütleri ile sıkıntılarımızı

    1959 Karaman/Ermenek doğumlu. Almanya’ya 1973 yılında geldi. Maki-na Mühendisi. Evli ve 4 Çocuk baba-sı. 1994’den bu yana B90/Yeşiller ve StädteRegion Aachen Bölge Meclisi üyesi, DİTİB-Aachen Başkanı.

    1. Bilhassa son 20 yılda göçmen-ler politikasındaki vatandaşlık ka-nunuyla ilgili değişim, Almanya’nın bir göçmen ülkesi olduğunun ka-bullenilmesi, NRW de İslam din ders-lerinin yürürlüğe girmesi gibi en müs-bet gelişmeler B90/ Yeşiller partisinin iktidara ortak olduğu dönemlerde gerçekleşmiştir. 22 Eylül’de tekrar ik-tidara ortak olmamız halinde; çifte vatandaşlığın kabulu ile gençlerimi-zin 18 yaşında tercih yapma mecburi-yeti (Optionsrecht) ortadan kalkacak, İslamın din olarak, Müslümanların da dini cemaat olarak resmen tanın-ması yönünde en samimi çalışmalar yürütülecektir.

    yetkili makamlara anlatmamız sonuç getirir. Bu bakımdan sivil örgütlen-menin en üst derecesi partilerdir. Her insanımızın mutlaka partilerde görev almaları ve çalışmalarına katılmala-rı gerekir. Seçim zamanlarında da oy kullanma hakları olanların mutlaka sandığa gitmeleri gerekir.

    3. Beni partiye girmeye ikna eden şu an Belediye Başkanı olan sayın Mar-cel Philipp’dir. Kendisi insanlığı ve dü-rüstlüğüyle beni ikna etmiştir.

    Aachen’ın tarihinde ilk olarak bir Türk kökenli meclis üyesini CDU çıkarmış-tır ve bu önemli gelişmede belediye başkanımızın çabaları önemli katkılar sunmuştur.

    CDU bir kitle partisidir. Halkın gele-neklerine önem veren, muhafazakar bir partidir. Bizler de örf, adet ve ge-leneklerine değer veren bir topluluk olduğumuz için CDU’nun bizlere en uygun parti olduğunu düşünüyorum ve herkese öneriyorum.

    Tabiiki B90/Yeşillerin seçim programın-da yer alan ve takip edilen diğer bütün konuları toplumun parçası olarak biz-leri doğrudan ilgilendirmektedir.

    2. Demokrasilerde haklar ancak siya-si katılım ile, yani seçme ve seçilme hakkının kullanılması ile mümkündür.

    Masa başında sürekli haksızlıklardan yakınma yerine, seçim zamanı sandı-ğa giderek hangi parti olursa olsun mutlaka oyumuzu kullanmalıyız. Bir vatandaş olarak en kıymetli hakkımız, oyumuzdur. Bu aynı zamanda, yerine getirilmesi gereken en kutsal vatan-daşlık görevidir.

    Diğer önemli nokta aktif siyasi ka-tılımdır. Almanya’da demokrasi ta-bandan yukarıya doğru işlemektedir.Genç, yaşlı herkes partilerin çalışma-larına faal olarak katılmalıdır. Günü-müzde artık hükümetlerdeki Türk asıllı bakanlarla, meclislerdeki millet-vekilleriyle bunun örneklerini görme-miz mümkündür

    Her şahıs kendisine uygun gördüğü bir siyasi partiye üye olarak, çalışma-larına aktif katılıp, kararlarda etkili olabilir ve yükselebilir.

    Bunun en bariz örneği partimizin eş-başkanı Cem Özdemir’dir .

    3. B90/Yeşillere katilmamdaki en bü-yük etken insan hakları, çevreci ve biz göçmenler için gösterilen sami-mi siyasi anlayış oldu. Diğer büyük bir faktörde partideki insanların di-ğer düşünceden ve inançtan insan-lara olan ön yargısız ve samimi yak-laşımları, bir müslüman olarak kabul ve anlayiş görmem oldu. Almanya’da ilk parti içi Müslüman çalışma grubu-nun partimizde olması da bunun en güzel örneğidir.

    Bütün insanlarımızı B90/Yeşiller par-tisinde aktif katılıma, katılamayan-ları da 22 Eylül Pazar günü mutlaka sandığa gitmeye ve ikinci oyları ile B90/Yeşiller partisini seçmeye davet ediyorum.

    Türk göçmenlerin seçimlere katılım oranı ne yazıkki %15-20 civarındadır.

    Ciddiye alınmak istiyorsak, tablo- yu mutlaka değiştirmek mecburiye- tindeyiz!

    oyunuzu mutlaka kullanın!

  • 6

    uyum ÜzErinE

    15 Nisan 2013 tarihinde Aachen Be-lediyesi Uyum Yetkilisi olarak göre-ve başlayan Bayan Hildemarie Ernst’i makamında ziyaret ettik, kendisini tebrik ederek görevleri ve yakında yedincisi düzenlenecek olan Uyum Günü hakkında bilgi aldık.

    Çoğumuzun “Hochhaus” olarak ad-landırdığımız belediye binasında eki-biyle birlikte gövev yaptığını söyle-yen Bayan Ernst, Aachen’da uyumun başarıya ulaşması için çalıştıkları-nı söylerken, “Aachen, hepimiziz!” (Aachen, das sind wir alle!) sloganıyla yola çıktıklarını belirtiyor. Barış içinde birlikte yaşayabilmek için uyum ve fır-sat eşitliğinin çok önemli olduğunun üzerine özellikle vurgu yapıyor.

    Bayan Erst, göreve başladıktan son-ra, ekibiyle birlikte organize ettikle-ri ilk büyük etkinliğin, Mayıs ayında yaklaşık 700 kişi için yapılan Alman vatandaşlığına geçiş töreni olduğu-nu belirterek, bunların beşte birden fazlasının daha önce Türkiye pasapo-tuna sahip olduklarını ekliyor.

    Sonntag, 22. September 2013 | 11:30 - 17:30 UhrEurogress Aachen | Eintritt frei

    7. Tag derIntegration

    www.tagderintegration-aachen.de

    22 Eylül 2013 Pazar günü Bayan Ernst ve ekibi yeni büyük bir etkinlik dü-zenliyor. Aachen’da Eurogress’te 7. kez düzenlenecek olan “Uyum Günü”. Aachen Belediyesi’nin, Aachen Pisko-posluğu ile birlikte organize ettiği et-kinliğe 200’e yakın dernek, insiyatif,

    Aachen Belediyesi‘nin yeni Uyum Yetkilisi ile 7. Uyum Günü‘nü konuştuk

    GMEDIEN & IDEENFACTOR: Gkadar sürecek. Etkinliklerde ziyaret-çilere Aachen’da “Uyum” konusu üze-rine faaliyet gösteren 130’dan fazla dernek, kurum ve kuruluşun çalışma-ları tanıtılacak.

    6 saat sürecek etkinlikte misafirleri birçok spor, dans, müzik gösterileri-nin yanısıra dünya mutfaklarından değişik tadlar bekliyor. Dört aynı sah-nede değişik programlar sunulacak. Bunların arasında Amany Sirki, sokak futbolu, saz dinletisi gibi büyük bir çeşitlilik sunulunuyor.

    Bugünün en önemli özelliklerinden biriyse, buraya katılan farklı kültürler-den dernek ve toplulukların birbirle-rini tanıma ortamı bulmaları. İleride birlikte ortak çalışmalar yapabilmele-ri için bir tanışma ortamı ve böylece de bir ağ oluşturmalarıdır.

    kurum ve kuruluş, işyerenin katılacağı-nı belirten Bayan Ernst, bunlar arasın-da Türkiyeli dernekler, gönüllü ve dini toplulukların da bulundunu ekliyor.

    Monheimsallee’deki Eurogress’te saat 11:30’da başlayacak etkinlik 17:30’a

    Bayan Ernst katılımın bu derece yük-sek olmasından dolayı çok memnun olduğunu belirtirken, o gün orada kendisine en ilginç gelecek yeniliği sabırsızlıkla beklediğini söylüyor.

    Aykut Kurşuntel / Foto: Alex Namyslo

    © A

    ndre

    as S

    chm

    itter

    22 Eylül‘de firma olarak biz de orada olacağız. Bizleri tanımak ve çalışmalarımız hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz standımıza bekleriz.

  • 7

    gönüllü ÇAlışMAlAr

    17 yıldır gönüllü ücretsiz danışma hizmeti üstün Bey öncelikle bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? üstün Gözler kimdir?

    1939 yılında Erzincan’ın Kemaliye il-çesinde doğdum. İlk ve ortaokulu Kemaliye’de bitirdikten sonra, liseyi Sivas ve Elazığ Sanat Entstitüsü ve Tekniker Okulunda bitirdim. 1967 yı-lında Almanya’ya gelerek iki yıl Aac-hen Teknik Üniversitesi’nde Eloktro-teknik bölümüne devam ettim. 1995 yılında Köln’deki Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdim.

    1996 yılından itibaren Würselen Ya-bancılar Meclisi’nde başkan ve baş-kan yardımcılığı gibi görevler yap-tım. 21 yıl Maden ve Enerji Sendikası (I.G.B.E) Türkçe bölümünde görevli olarak çalıştım.

    Şu an Würselen Uyum Meclisi’nde (Integrationsrat) başkan yardımcılığı görevini yürütmekte ve sosyal danış-man olarak hizmet vermekteyim.

    Göçün 50. yılında Almanya’daki Türk-lerle ilgili hazırladığım yazı serisi ile Hürriyet Gazetesi’nden başarı onur belgesi aldım.

    Evli ve iki çoçuk babasıyım. Klasik Türk Müziği, fotoğraf ve video çe-kimleriyle amatörce uğraşmaktayım.

    yabancılar meclisleri çalışma Grubu (A.k.A.B) nedir, ne yapar?

    Aachen’ın altı kasabasında bulunan uyum meclislerinden ikişer kişinin ka-tılımıyla meydana gelen bir çalışma grubudur. Yabancıların oturma izin-leri, davetiye, emeklilik (Türkiye’den ve Almanya’dan emeklilik, çalışan ve ev kadınlarının emekli olabilmesi) ko-nularında ve Alman makamlarıyla il-gili hertürlü sosyal problemlerde ço-züm üretir. Kültürel faaliyetler yapar ve aktüel sorunlarla ilgili faaliyetler hazırlar.

    şu an ilk aklınıza gelen güncel bir soruna örnek verebilir misiniz?

    Oturum kartı uygulaması başladı-ğında bizlerden alınan ücret 30 € idi. Sonra bu miktar 60 €’ya yükseltildi.

    Aachen Sosyal Mehkemesi’ne bir va-tandaşımızın açtığı dava sonucunda 20.03.2013 tarihli IC12.12 mahkeme kararı ile Avrupa Birliği vatandaşla-rı ile eşit ücrete tabi tutuldu ve 60 € olan harç ücreti 28 €ya indirildi. Mah-kemenin verdigi bu karar sonucun-da, 20.03.2013 tarihinden itibaren, ödenen fazla miktar, yabancılar da-iresine makbuz ibraz edilerek geri alınabilir. Yabancılar dairesi geri öde-mede sorun çıkartırsa Aachen Sos-yal Mahkemesi’ne müracaat edilebi-lir. 17.07.2013 tarihinden itibaren de oturma hakkı hizmet ücreti 28 € ola-rak uygulanmaya başlamıştır.

    Başka ne tür güncel çalışmalarınız var?

    Şu anda Türk pasaportlarından alınan harçların düşürülmesiyle ilgili bir ça-lışma yapmaktayız.

    vatandaşlarımız size ne zaman ve nerede ulaşabilirler?

    Würselen Belediyesi’nde 33 nolu oda-da Pazartesi günleri 9.00 ile12.00 sa-atleri arasında, Perşembe günleri de 15.00-17.30 saatleri arasındabana ula-şabilirler. Çarsamba günleri ise Aac-hen Yabancılar Dairesi 314 nolu odada

    Fachanwalt für Verkehrsrecht • Fachanwalt für StrafrechtBrabantstr. 43, 52070 Aachen • Tel. 0241 / 400 069 94

    Verkehrsunfall? Fahrverbot? Bußgeldbescheid? Geblitzt?

    Wir helfen Ihnen.www.kanzlei-momen.de

    Verkehrsunfall? Fahrverbot? Bußgeldbescheid? Geblitzt?

    Wir helfen Ihnen.www.kanzlei-momen.deFachanwalt für Verkehrsrecht • Fachanwalt für StrafrechtBrabantstr. 43, 52070 Aachen • Tel. 0241 / 400 069 94

    Verkehrsunfall? Fahrverbot? Bußgeldbescheid? Geblitzt?

    Wir helfen Ihnen.www.kanzlei-momen.de

    Verkehrsunfall? Fahrverbot? Bußgeldbescheid? Geblitzt?

    Wir helfen Ihnen.www.kanzlei-momen.de

    Aachen‘ın müvekkilleri tarafından“en iyi“ derecelendirilmis avukatı.

    (www.anwalt.de)

    OSAMA MOMEN LL.M.Agır Ceza ve Trafik Hukuku Uzmanı

    Brabantstr. 43 52070 Aachen

    Tel.: 0241 / 400 069 94 www.kanzlei-momen.de

    (

    ,

    15.00-17.30 saatleri arasında ücretsiz danışma hizmeti vermekteyim. Hat-ta isteyenler bana cep telefonumdan dahi ulaşabilirler: 0178 849 0525.

    Gelecek sayılarda okurlarınıza emek-lilik, oturma izni, Türkiye’den misafir davet etme ve diğer sosyal sorunlar-la ilgili güncel bilgiler vermek isterim.

    Görüşme için teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz. Okurlarımızı ilgilendirecek herşeye ve herkese dergimizde yer var.

    Said Genç

  • Aslı çelik Pizzeria Pont Pascha

    Ben, aslında diş teknisyen- liği öğrenimi gördüm. Tam bitirdiğim dönemde (1994) babam Pont Pascha Res-torantı’nı açtı ve ben böy- lece sektöre adım attım.

    Bizim açtığımız dönemde Aachen’da fazla Türk res-torantı yoktu. Genellikle Yunanlılar yapıyordu. Hat-ta ilk açan Türkler bile Yu-nan Restorantı olarak işe başlıyorlardı. Pont Str. çev-resi öğrenci ağırlıklı oldu-ğu için İtalyan mutfağına, daha çok da pizzaya ağırlık verdik. Sonraları Türk mut-fağına da yer verdik.

    Bu sektörde istikrar ve ken-dini yenilemek çok önem-li. Aachen’da bu alanda bir çok işyeri açılıp kapanmak-ta; bunun sebebi de ya işi bilmeden sektöre girmek ya da kendini yenileyememek.

    Bugün öyle oldu ki artık bankalar gastonomi ala-nındaki işyerlerine kredi dahi vermiyor. Giderler ar-tıyor ama gelirler azalıyor. Sizin dengeyi tutturmanız ve fiyatlarla fazla oynama-manız gerekiyor.

    İşyerimizde gençlere mes-lek eğitimi de veriyorum. Bence, artık bu piyasada sadece iyi olanlar uzun va-dede varolacaklar. Bu sek-töre girmek isteyenlere önerim; bu işi biliyorlarsa başlamaları ve çocukları-na da meslek eğitimi yap-tırmalarıdır. Ancak bu şekil-de kalıcı olurlar.

    selim çongarMarmaris Grill Restaurant

    Almanya’ya doktora yap-mak için geldim. Ek iş ola-rak çalıştığım lokantayı sa-tın alarak on yıl işlettim. 2002 yılından itibaren bu-rayı işletiyorum.

    Gerçekten Aachen’da çok fazla lokanta ve imbiss bu-lunmakta. İnsanlar fabrika- larda çalışırken kriz nede-niyle işsiz kaldılar. Yeni işyer-leri aradılar, bulamayınca da kendi işini yapmak istediler.

    İmbiss açanlar başlangıçda fazla rekabet olmadığın-dan kendilerini geliştirdi ve işlerini büyüttüler. Daha sonra bu başarıyı gören insanlarımız piyasa araştır-ması yapmadan bu işlere girmeye başladılar. Yanya-na lokantalar açıldı. Bu da bazı insanlar için felaketin başlangıcı oldu ve iflaslar arka arkaya geldi. Ellerin-deki birikimlerini kaybetti-ler, aileler dağıldı, trajediler yaşandı. Küçük yerlerde iş yapmak imkansız hale gel-di. Önceki çalıştıranı suçla-yarak kendilerinin daha be- cerikli olduğu ve başarabi-lecekleri yanılgısına düştü-ler. Bu yüzdende trajediler devam ediyor.

    Bu işi yapmak isteyenler küçük yerler açacaklarına, büyük ve güzel çalışan yer-leri satın alabilirler. Buralar tek başına almak için paha-lı olabilir; birkaç kişi bir ara-da alabilirler. Böylesi yerler uzun yıllar iyi çalışmış yerler olacağı için geleceklerini ri-ziko etmemiş olurlar.

    8

    bir KOnUdA FiKrinizi AlAlıM:

    Dergimizin ilk sayısında kapak konumuz “Aachen’ın Rekorları” idi. Aslına bakarsak Aachen’ın bir rekoru daha var. Şu an hala geçerli mi tam bilemiyoruz ama hala en azından ilk üçe kesinlikle giriyordur.

    Aachen, yakın bir geçmişte “Almanya’da kişi başına en çok restaurant, imbiss, cafe düşen şehri” ünvanına sahipti. Sanırız bu durum fazla değişmedi.

    Gün geçtikçe yeni yerler açılıyor. Aachen, dünyanın değişik yerlerinden gelen yeni damak tadlarıyla tanışıyor.

    Hint mutfağından Fransız mutfağına, Meksika mutfağından Japon mutfağına kadar ne ararsanız bulmanız mümkün. Hele farklı hedef kitlelerine yönelik açılan yeni cafeleri ve pastane tarzı yerleri de eklersek sayı iyice artıyor.

    Bizim mutfağımızı temsil edenlerin sayısı da hergün artıyor.

    Bu nereye kadar sürecek? Aachen’da hizmet veren bazı işletmecilere soruyoruz bunu: “Bu konudaki fikriniz nedir?”

    mazlum uzungeliş Chicken Pont

    Üç yılı aşkın bir süredir Pont Strasse’de Chicken Pont i- simli mekanı çalıştırıyorum. Burası üniversiteye çok ya-kın olduğundan gençlerin sürekli uğrak yeri. Buranın bir özelliği de; Hollanda ve Belçika’ya yakın olması. Bu-ralardan insanların gezme-ye gelmeside buraya ayrı bir canlılık katıyor. Bu duru-mun gastronomi alanında ki işletmelere büyük katkısı oluyor.

    Fakat aynı tarza sahip işyer-lerinin açılması rekabetide beraberinde getiriyor ister istemez. Aslında rekabet iyi ama; işyapabilmek için kali-teyi artırmak yerine, fiyatlar düşürülüyor. Bu da işletme-cinin kazancının düşmesi demek. Bu böyle oluncada rekabete dayanamayan bir çok işletme kapanmak zo-runda kalıyor. Bu durum da insanlarımızdan yeni ma-durlar yaratıyor. Bence re-kabet kaliteyi getirmeli. Biz-de bazen fiyat ayarlaması yapmak zorunda kalıyoruz ama asla kalitemizi bozmu-yoruz. Süreklide araştırma yaparak damak tadını ge-liştirmeye çalışıyoruz.

    Kimseye yeni yer açmayın diyemem,ama insanları-mızda yeni mekan açar-ken iyi araştırma yapsınlar.Buranın potansiyeli nedir, burada çok işletme var, be-nim tarzım ne olmalı diye ve herşeyden öncede ka-liteye önem vemeliler.Ka-lite kalıcılığı sağlar ve yeni mağdurlar oluşturmaz.

  • 9

    AAchen’dA gAstronomİ nereye gİdİyor?

    Rahmi kazanç Vielfalt Kumpir

    Aslında biz yeni bir mekan sayılırız, bu beşinci yılımız. Türkiye’de gastronomide çalıştım. Burayı açmadan önce diğer işletmeleri in-celedim, tarzları birbirine çok yakındı. Değişik birşey olsun istedim. Almanya’da patates çok tüketildiğin-den Türkiye’de yaygın o- lan kumpirde karar kıldım. Sonrada yanına Ayvalık tos- tunu ve Türk usulü ekmek arası köfteyi ilave ettim. Bu yiyecekler burada pek bi-linmediğinden ilk zaman-lar zorlandık. Ama artık ya-kın şehirlerden, Belçika ve Hollanda’dan sadece bu lez- zetleri tatmaya gelen müş-terilerimiz var.

    Bence çok fazla mekan ol-ması değil, aynılarının ol-ması sakıncalı. Gereksiz re- kabet oluşuyor. İşini iyi ya-panların ve kendisini yeni-leyenlerin kalıcı olacağını düşünüyorum. Zaten bun-ların örneklerinide sokağı-mızda bulunan eski işyerle-rinden görebiliyoruz.

    Gökhan şahin Saray Grill

    Biz Pontstrasse’ye 1993 yı-lında geldik. Ailece Saray Grill isimli mekanımızı işle-tiyoruz. Eskiden işler daha güzeldi, işletme sayısı art-tıkça işlerimiz de azalıyor. Bunu özellikle kış aylarında daha çok hissediyoruz. Es-kiden bu sayı üçken, bugün onbeşe çıktı. İşlerin düşme sebebi sadece bu değil; bir ekonomik kriz var, insanlar fabrikalarda çalışırken bir-çokları işinden oldu. Eski-den aileler çıkıp ayda birkaç kez dışarıda yemek yiyebili-yorlardı. Bu durum tersine döndü, genelde evlerinde yemeyi tercih ediyorlar.

    Yeni yerler açılabilir ama faz-la fiyat istikrarını bozmadan hareket edilmeli. Biz esnaf-lar birbirimize zarar verme-den hareket etmeliyiz. Her-kes bir sermaye yatırarak yer açıyor .Buralara çok emekler harcanıyor. Derler ya herkes rızkını yer, temennim inşal-lah kimsenin emeği boşa gitmez.

    Funda Şen ve Said Genç

    serdal karadağ Pontgarten

    2008 yılından bu yana Pont- garten’ı işletiyorum. Bu cad- dede işletmecinin fazla ol- masının sebebi; Aachen’ın bir öğrenci şehri olması, ay-rıca bu güzel şehrin Hollan-da ve Belçika sınırlarına ya-kın olması.

    Yeni yerler açılıyor; aslın-da bu fazla sorun değil. Önemli olan kalitenin düş-memesi ve fiyat istikranının korunması. Sürekli fiyatlarla oynamak kazancın düşme-si demek. Eğer işinizi kali-teli yapıyorsanız başka me-kanların açılması sizin için sorun olmaz. Herkes ken-di işine odaklanmalı benim kanımca, rekabet kaliteyi getirir. Dolayısıyla bu duru-mun iyi taraflarınıda göre-biliriz. Çok fazla yerin olma-sında olumsuz bulduğum tarafsa şu; bu sektörde iyi yetişmiş eleman bulmakta zorluk çekebilirsiniz. Bir iş-letmeci olarak işten anla-manız şart, kolları sıvayıp gerektiğinde işe girişmeniz gerekebilir.

    ebru Alkan Ekopa Restaurant

    Benim mesleğim aşçılık, 20 yaşında gastronomi alanın-da işletmeciliğe başladım, 14 yıldır da bu sektördeyim.Uzun yıllar başka yerde res-torant çalıştırdım, beş ay önce de burasını açtım.

    Burası tamamen tesadüf oldu; hep balık ağırlıklı restorant açmak isterdim.Aachen’da balık restorantı yok denecek kadar az. Bu işin zorluğu günlük taze balık bulmak, Aachen’da genelde dondurulmuş ba-lık bulabilirsiniz. Bizse her-gün Hollanda’ya taze balık almaya gideriz. Arzum bu-rada bir tarz yaratmak ve bunu da “franchise” siste-mine çevirmek. Bizim bir-de Türk müziği (fasıl) eki-bimiz var, onlar da bir nevi kültür elçisidir. Almanlar da bu müziği merak edip din-lemeye geliyorlar.

    Aachen’da gastronomi sek-töründe gerçekten çok faz-la işyeri var. Yeni yer açan-lar çok hızlı yükseliyorlar. İnsanlarımız uzun vadeli düşünmediklerinden fiyat- larla oynuyorlar, müşteri memnuniyetinden çok, ön-ce kendi ceplerini düşünü-yorlar. Bu tarz düşüncede olanlar belli bir zaman son-ra da kapatmak zorunda ka- lıyorlar.

    Başarılı olmanın yolu, hiç-bir zaman kaliteden ödün vermemek. Benim iş haya-tımda prensibim hep bu ol-muştur. Bu işe yeni başlaya-caklara da tavsiyem budur.

  • 10

    çevre

    mavi bidon(Tüm kağıt ve karton ürünleri)

    Mektup zarfları, kitaplar, kartonlar, kataloglar, kağıt, kese kağıtları, mu-kavva, kutular, oluklu mukavva, der-giler, gazeteler, yırtılmış kartonlar, un ve deterjan kutuları gibi kağıt veya kartondan yapılmış ambalajlar.

    sarı torba veya bidon(Tüm plastik ve metal ürünleri)

    • Metal, örneğin; konserveler ve içecek kutuları, kapaklar, alüminyum kase, kapak ve folyolar• Kaplamalı kağıtlar, örneğin; meşrubat ve süt kutuları• Plastik, örneğin; folyolar, poşetler, bulaşık, çamaşır deterjanlarının ve kişisel bakım ürünlerinin şişeleri, süt ürünleri, margarin v.b. ürünlerin kutuları, köpüklü plastik, strafor.

    yeşil (bio) bidon(Tüm mutfak ve bahçe atıkları)

    • Mutfak çöpleri, örneğin; sebze, mey-ve kabukları, yumurta kabukları, kah-ve telvesi, filtre kağıtları, poşet çay• Bitki çöpleri, örneğin; solmuş bu-ketler, kullanılmış bitki toprağı, oda bitkilerinin solmuş kısımları, bahçe çöpleri, örneğin; budanmış ağaç, çalı parçaları, biçilmiş çimen (kurumuş), kuru yapraklar, yabani otlar.

    Gri bidon(Tüm ev atıkları)

    Kalmış yemekler, kemik ve et artıkla-rı, hijyen ürünlerinin çöpleri, örneğin; kağıt mendiller, bebek bezleri, yara

    Hangi çöp nereye atılacak?

    bantları, elektrikli süpürge torbaları, toz süprüntüleri, kül, kedi kumu v.b., kirlenmiş değerli maddeler, sigara izmaritleri.

    kullanılmayan eşyalar ve elektronik atıklar

    (Tüm büyük hacimli veya elektronik ev eşyaları)

    • Ev eşyaları, bisikletler, bahçe mobil-yaları, masalar, sandalyeler, dolaplar, şilteler, raf üniteleri, halılar• Elektronik aletler, çamaşır makine-leri, buzdolapları ve dondurucular, televizyonlar, fırın ve ocaklar, bulaşık makineleri, çamaşır kurutucuları ve bilgisayarlar.

    Bunların hepsi adresinizden ücretsiz alınır.

    Bugün atık olan şeyler yarının hammaddeleridir. Atıkların geri dönüştürülebilmeleri için ayrıştırılarak toplanmaları gerekmektedir. Bu, herkesin yardımıyla mümkündür. Aşağıda başlıklar altında hangi bidona ne atılacağını daha iyi görebilirsiniz. Çöplerinizi doğru ayırarak hem çevreye katkı sağlarsınız; hem de çöp için ödediğiniz paradan tasarruf edersiniz.

    www.tauschen-und-verschenken.de

    Size ilginç bir internet sitesi öneriyo-ruz. Aachen ve Düren çevresinde ya-şayanlara hizmet veren bir site. Bu-rada herkes artık işine yaramayan şeyleri başkalarıyla ya değişiyor ya da hediye ediyor. Herhangi bir şey aradığınızda bir bakın deriz. Belli mi olur aradığınız şey tam da oradadır.

    Aachen Belediyesi Meclisi önemli bir karar aldı:

    Geçen sayımızda çevre sayfasında yer verdiğimiz Belçika’daki Tihange atom santrali meclisinde gündemi-ne geldi. 3 Temmuz’da oybirliğiyle belediye başkanının, eyalet ve fede-ral hükümetlerin Belçika hükümeti-ne santralin hemen kapatılması için baskı yapmaları kararı alınmıştır.

    • Ütü, su ısıtıcısı, tıraş makinesi, tost makinesi ve kahve makinesi gibi e- lektrikli küçük ev aletlerinin tarafınız-ca geri dönüşüm atık toplama mer-kezine götürülmesi gerekmektedir.

    Teslim esnasında sizden bir ücret alınmaz.

    zararlı madde toplama aracı(Tüm zehirli ve yakıcı maddeler)

    Piller (aküler ve küçük piller), fren hidrolik sıvısı, motor soğutma sıvısı, kimyasallar, enerji tasarruflu lamba-lar, neon lambaları, boyalar, cilalar, çözücüler, asitler, bazlar, ev temizlik ürünleri, bitki ilaçları, tam boşaltılma-mış sprey kutuları.

    Bu maddeleri ücretsiz olarak, geri dö-nüşüm atık toplama merkezine veya zararlı madde toplama aracına teslim edebilirsiniz.

    Cam konteyneri(Tüm cam ürünler)

    Cam şişeler ve kavanozlar, su bardak-ları, renklerine göre: kahverengi, be-yaz ve yeşil cam olmak üzere ayrıla-rak atılır.

    eski kıyafet konteyneri(Tüm giyilmeyen kıyafetler)

    Giysiler (poşetlere konulmuş şekilde atınız), ayakkabılar (çiftleri eşleştiril-miş olarak atınız).

    24

    ÇEVRE

    Japonya’da bu yaşananlar, herşeyin kontrol altında olduğuna inanan bi-lim ve teknoloji hayranları için ölüm-cül ve uğursuz bir andı ve o andan itibaren birçoğu bu düşüncelerinden şüphe etmeye başlamışlardı. En gü-zel örnek, Almanya başbakanı Ange-la Merkel’dir.

    Merkel, daha önce Almanya’daki nük-leer santrallerin süresini uzattırmıştı. Fukushima olayından sonra, bu so-runları ve tehlikeleri yanlış değerlen-dirdigini kabul etti. Ancak pek çok kişi, Tihange’ın da bir zaman sonra Fukushima’ın kaderini paylaşacağın-dan kaygı duyuyor.

    Aachen’a yaklaşık olarak 60 km mesa-fede bulunan, Belçika’nın Liege kenti-nin bir ilçesi olan Huy’de 1975, 1982 ve 1985 yıllarında yapılmış üç tane Tihange isimli nükleer reaktör, ayrıca Antwerpen yakınlarında olan Doel’de de 1974, 1975 ve 1985 yıllarında ya-pılmış dört tane reaktör bulunmak-tadır. Bu reaktörlerden Belçika’nın yaklaşık % 50 elektrik ihtiyacı karşı-lanıyor. Bu reaktörler Electrabel fir-masına aittir ve bu firma Belçika’da bazı geleneksel enerji santrallerini de işletiyor ve böylece piyasayada tek başına hakim oluyor.

    Burnumuzun dibindeki nükleer tehlike

    2003’de Belçika hükümeti, nükleer santrallerin çalışma sürelerini 40 yılla sınırlamıştı ve yeni tesislerin yapılma-sı kabul edilmemişti. Buna göre 2015 tarihinde Tihange’deki birinci reak-törün kapatılması gerekiyordu. Fakat yasadaki bir madde “elektrik sıkıntı-sı çekilebileceği düşünüldüğünde sürenin uzatılabileceğini” söylüyor. Yasadaki bu açık kullanılarak Hazi-ran 2012’de bu süre 2025 yılına ka-dar uzatıldı.

    Akla şöyle bir soru geliyor diyorlar: Hasar tespit edildiği için daha önce kapatılan bu reaktörler bir tehlike oluşturmuyor mu? Tabiiki oluşturu-yor. Neden hemen 2003 yılında ener-ji dönemecinde bir alternatif enerji konsepti geliştirilmedi? Enerji sağla-yan firmalarsa bu soruya farklı bakı-yor: Hasar ve onarım yüzünden kapa-tılan Doel 3 ve Tihange 1 reaktörleri, artık hiçbir bakım sorunu çıkartmı-yor onlara göre. Yani herşey yolunda...

    Belçika, Hollanda ve Almanya’da yaşa-yan ve nükleer enerjiye karşı olan ve eleştirenler, bu iki tesisin teknik ve gü-venlik sorunundan çok kaygı duyuyor-lar. Çünkü Doel 3 ve Tihange 2 reaktör-lerinde bir çok çatlak var. Bu problem tespit edilince reaktörler geçici olarak kapatıldı ve Belçika Nükleer Kontrol Kurumu FANC reaktörlerin durumunu araştırmak ve güvenliği denetlemek için uluslararası uzman bir komisyonu görevlendirdi. Electrabel firması buna rağmen, reaktörleri çalıştırıp elektrik şebekesine geri sokmak istiyordu. bu yılın Şubat ayında FANC, araştırma so-nuçlarını kendi internet sitesinde ya-yınladı; ancak sadece konunun uz-manlarının anlayabileceği bir dille.

    Karşı çıkanların ise itirazları tam da buna var. Onlara göre, zamanında uygun testler yapıldığı söylenmesi-ne rağmen ortada bunu kanıtlayan belgeler yok. Üretici firmanın kamuo-yuna sunabileceği bir belge yok. On-ların tahminlerine göre, basınç tank-larının çatlaklarında üretim hataları olabilir ve bu çatlaklar, çalışan tesisde oluşmuştur. Her şeye rağmen FANC, reaktörlerin kapanması için herhan-gi bir nedenin olmadığını söylüyor ve kamuoyunu yanıltıyor.

    Açık gerçekler şu ki, 2006 yılından iti-baren Tihange 1’den günde yaklaşık 2 litre radyoaktif atıksu akmaktadır. 2012’ye kadar kamuoyu bu konuda bilgilendirilmemiş ve Electrabel bu sızıntıyı bügüne kadar bulamamıştır. Ayrıca, Tihange 2 reaktöründe büyük beton korozyon izleri gözükmektedir. Bu nedenle, en kötü durumda Fukus-hima gibi olmaması için, radyoakti-vite sızıntısının önüne geçilmelidir. Özellikle rahatsız edici bir gerçek var ki, Tihange 1, Tihange 2’den 7 yıl eski olmasına rağmen, 3 yıl daha fazla üre-timde kalacak.

    2011 yılında Japonya’nın Fukushima kentindeki nükleer felaketini hatırlamayan var mı? Önce bir depremle başlayan ve daha sonra tsunami ile tüm nükleer sistemlerinin çökmesine ve patlamasına sebep olan felaket, nükleer erimeye kadar varmış ve büyük alanı etkilemişti.

    Bir tehlike anında etkilenecek bölgeler

    Tihange atom santralleri çalışırken (2009)

    © wikipedia.org

    Uzatma kararına karşı eleştiriler ve direnmeler

    Belçika hükümetinin nükleer enerji-nin uzatılması kararına çoğu nükleer enerji karşıtları olumsuz bakıyorlar. Örneğin, Aachen’daki “Nükleer ener-jiye karşı çıkan Aachen eylem ittifa-kı” grubu bunlardan biri.

    25

    ÇEVREJaponya’daki kazadan sonra, AB üye ülkelerindeki tüm nükleer santral-lere ‘stres testi’ yapıldı. Bu araştırma için hangi faktörlere dikkat edilmesi gerektiği konusunda önceden anlaş-mazlık vardı. Nükleer enerjide çoğu riskler rakiplerine göre yeterince kontrol edilmemişti. Dış etki nedeniy-le yollar ve boru hatları tahrip olursa, o zaman Japonya’daki gibi nükle-er erimesi oluşabilir. Ayrıca, nükle-er santralin, Maas nehrinden gelen sele dayanmasının zor oldugu tesbit edildi. Deprem güvenliği konusunda üretici firmalar ve nükleer kontrolcü-ler arasında farklı açıklamalar var.

    Ciddi durumdaki tedbirler?

    Tüm bu gerçekler Belçika ve komşu ülkelerde yaşayan insanları rahatsız ediyor. Birçok kişi bu büyük tehlikele-rin farkında değil. Olağanüstü bir du-rumda doğu Belçika, Lüksemburg ve Kuzey Ren-Westfalya’ daki insanlarin tahliye edilmesi gerekiyor. Enerji sağ-lanması ve nükleer reaktörlerin gü-venliği Belçika’daki Federal Devletin yetkisinde; sivil savunmadansa Liège eyaletindeki vali sorumlu.

    Aachen kenti, böylesi bir durumda sorumlu olarak eyaleti gösteriyor. Orada da radyasyon koruma komis-yonuyla ilgilenen İçişleri Bakanlığı, tanımlanmış süreçle; örneğin ölçüm değerleri, haber verme zorunluluğu, oluşturulacak tahminler ve uygun olarak belirlenecek tedbirlere dik-kat çekiyor. Ayrıca, acil durum plan-larının, nükleer santrale olan mesafe-ye bağlı olduğunu belirtiyor. Termik santrale çok yakın çevrelerde ayrıntılı ön planlamalar var; daha uzak böl-gelerde (buna Aachen da dahil) ço-cuklar ve hamilelere potasyum iyo-tu verilmesi bu hazırlanan konsepte dahil. Şehirler ve ilçeler bundan ken-dileri sorumludur. Yılda sivil koruma için 11.000.000 € harcanıyor. Bunun için itfaiye ve yardım kuruluşlarının sürekli tatbikat yapmaları gerekiyor.

    2013 yılında Maastricht belediye baş-kanı, daha bu yıl sınırötesi sivil savun-ma tatbikatı yapılacağını söyledi ama bu koordine edilmemiş gibi görünü-yor. Bir uzman komisyon görüşüne göre, nükleer güvenlik alanında Bel-çika ile ikili anlaşma işbirligi gerekmi-yormuş. Bu komisyonların çalışması

    için öncelikle komşu devletlerin sınır yakınındaki tesisleri kabul edildi. An-cak federal hükümet için 60 km (yani Aachen) yeterince yakın değilmiş.

    Sonuçta, eğer tüm gerçeklere bakarsak, iki tespit yapabiliriz:

    1. Bir felaket durumunda, gerekli bü-tün önlemlerin bir kontrol merkezin-den koordine edilip uygulanması için

    Hollanda’daki Borssele nükleer santrali

    Aachen-Maastricht-Liege bölgesinde yaşayan insanları korkutan sadece Belçika’daki iki nükleer santral değil, aynı zamanda Aachen’dan yakla-şık olarak 200 km uzaklıkta, Hollanda’nın Seeland bölgesinde bulunan ve 2011 tarihinden itibaren, Alman enerji grubu RWE’nin de ortağı ol-duğu, Borssele nükleer santrali de tehlike içeriyor.

    1973 yılında devreye sokulan basınçlı su reaktörü, yerel yönetimin al-dığı bir karara göre, olmalıdır göre 1994 yılında; daha da olmadı en geç 2004’de kapatılacaktı. Fakat 2003 yılındaki hükümet “Kyoto Protokolü” nü referans göstererek sürenin 2034’e kadar uzatılabileceğini söyledi ve bir takım zorunluluklar (örneğin CO² emisyonlarının azaltılması gibi) getirdi. 2009’da firma ikinci bir blok inşa ederek tesisi genişletmeyi plan-ladı fakat 2012 yılında bundan vazgeçti.

    Nükleer enerji karşıtlarını özellikle korkutan şey ise tesisin eski olması...

    Lousberg tepesinden Aachen manzarası

    Bu yazı, Senio Magazin dergimizde yayınlanmıştı: Franz Gass (Çeviri: Dilek Güngör)

    © Jürgen Nießen/pixelio.de

    ülkeler arasında ortak olarak uzlaşıl-mış bir taslak yoktur.

    2. Şu andaki teknik ve güvenlik eksik-lerine bakarak şöyle bir soruyu sora-biliriz: Bu gerçeğe rağmen, Belçika’da ve diğer ülkelerdeki siyasi sorumlular, bu tesislerde bir felaket sonucunda oluşabilecek bazı risklerin, insanlara karşı olumsuz yansımasının sorumlu-luğunu nasıl üstlenebiliyorlar?

    © wikipedia.org

  • 11

    ne? nerede? ne zAmAn?

    Large

    Am Gut Wolf, Aachen

    11.08.15.09.

    Tel.: 0241-18 95 400Her an size yardima haziriz

    www.melan.deHer türlü esya

    Yiyecek ve icecek

    internet üzerinden de basvurabilirsiniz

    25.08.29.09.

    Breslauerstr., Aachen

    Large

    Medium

    Debyestr., AC-Brand

    10.11.08.12.

    Kühlwetterstr., Aachen

    08.09.

    BENDPLATZLarge

    Medium

    Bahnhofstr., Alsdorf

    11.08.22.09.

    11.08.08.09.

    Heerweg, Düren

    Medium

    Am Kraftwerk Weisweiler

    25.08.29.09.

    AM KRAFTWERKLarge

    Schumanstr., Würselen

    18.08.22.09.

    toomLarge

    Schumanstr., Würselen

    01.09.03.10.

    Large

    AACHEN’DA 2013 AğUSTOS VE EYLÜL AYLARINDA YAPILACAK ÖNEMLİ ETKİNLİKLER

    www.bend-aachen.de

    AachenBendplatz9. - 19.AugustTäglich ab 14 Uhr

    10. – 30.8.2013

    vıTAl messe AACHen SAğLIK VE SAğLIKLI YAŞAM FUARI

    7 ve 8 eylül 2013

    Eurogress Aachen‘da açılacak fuara yaklaşık 100 firma standlarıyla katılı-yor. Her yaştan aile bireyine hitap e-den fuar saat 11-18 arası gezilebilir. Girişler 3 €; karı-koca ve iki çocuklu aileler için sadece toplam 5 €.

    Weın sOmmeR AACHen AACHEN ŞARAP YAZI

    22 - 25 Ağustos 2013

    Tarihi belediye binasıyla Aachen kili-senin arasındaki „Katschof“ olarak bi- linen alanda kurulacak tezgahlarda Rheinland-Pfalz bölgesindeki üzüm bağlarında üretilen 500‘ü aşkın farklı renk ve tadlardaki şaraplar ziyaretçi-lere tanıtılıyor. Giriş ücretsiz.

    ACROss THe BOARds ULUSLARARASI KÜLTÜR FESTİVALİ

    10 - 30 Ağustos 2013

    6. kez düzenlenen festivalde bu yıl „Yazı, ses ve müzik“ önplana çıkıyor. Tarihi binalarda gerçekleşecek mü- zik ve edebiyat etkinliklerinin yanısı-ra tarihi mekanlara bisiklet turları da planlanmış. Bu etkinliklere giriş üc-retleri ise 7 ile 10 € arasında değişiyor.

    euROpAmARkT AACHen TASARIM VE ELSANATLARI PAZARI

    7 ve 9 eylül 2013

    Avrupa‘nın değişik ülkelerinden katı- lan sanatçıların, eserlerini sergilediği etkinlik, Aachen şehir merkezinde ku-ruluyor. 37. kez düzenlenen Tasarım ve Elsanatları Pazarı‘nda 300‘ü aşkın tezgah ziyaretçileri bekliyor.

    öCHeR Bend AACHEN GELENEKSEL LUNAPARKI

    9 - 19 Ağustos 2013

    1413‘den bu yana düzenlenen luna- park küçük-büyük herkes için eğlen- me olanağı sunuyor. Atlıkarıncadan, dönme dolaba herşey var. Saat 14-24 arası açık olan lunaparkta kapanış gecesi bir havai fişek gösterisi de var. Giriş ücretsiz.

    kuRpARk ClAssıX AÇIK HAVA KONSERLERİ

    30 Ağustos - 2 eylül 2013

    Aachen Senfoni Orkestrası eşliğinde dünyaca ünlü Sarah Conner ve Joe Cocker gibi sanatçılarla açık havada düzenlenen konserler Aachen Gazi-nosu yanındaki parkta ve giriş ücret-leri 22 ile 54 € arasında.

    AACHen sepTemBeR speCıAl AÇIK HAVA KONSERLERİ

    12 - 15 eylül 2013

    Aachen şehir merkezinde kurulacak üç sahnede toplam 18 konser verile- cek. Her yaşa ve müzik zevkine hitap edecek konserlerde dünyanın de- ğişik yerlerinden farklı müzikleri din- lemek mümkün. Konserler perşem-be ve cuma akşamları saat 20:30‘da başlıyor. Cumartesi ve pazar günleri ise saat 14:00 ve 20:30‘da konserler var. Birini beğenmezseniz hemen az ötedeki diğer konser kesin size göre olabilir. Bu yıl 7. kez düzenlenen kon- ser serisi tamamen ücretsiz.

  • 12

    müzİk SAyFASı:

    ulaş Bey bize biraz kendinizden ve özgeçmişinizden bahseder misiniz?

    Son dönemlerde adı füze üssü ile sık sık dünya gündemine gelen Ma-latya’nın Kürecik ilçesinde 1977 yılın-da dünyaya geldim.

    Bağlama ile ilk tanışmanız nasıl oldu?

    Ben hatırlamıyorum ama babamın bana sonra anlattığına göre, bağla-mayla ilk tanışmam, daha dokuz ay-lıkken olmuş. Oyuncak olarak oyna-yayım diye babamın bana verdiği bağlamayı kırmışım.

    Daha sonra, ilk kez onbir yaşında ta-nıştım. Aslında bu da bir tesadüf so-nucu oldu diyebilirim. Dayım bağlama

    çalıyordu. Onun Almanya’ya giderken yanında götürmeyi unuttuğu bağla-ma bana kalmış oldu ve Çukurova Üniversitesi öğretim görevlisi Kenan Yıldız’dan dersler almaya başladım.

    Almanya’ya gelişiniz nasıl ve ne zaman oldu?

    Üniversite okumak için Almanya’ya geldim. Burada bilgisayar mühendis-liği okuyordum. Aynı anda müzikle ilgileniyor ve bağlama dersleri de veriyordum.

    Sonra bir tercih yapmam gerekti ve ben de tercihimi müzikten yana kul-landım. Aachen’da Kompozisyon ve Aranje tekniği üzerine dersler ve da-ha sonra da gitar eğitimi aldım.

    üniversiteden sonra neler yaptın?

    En enteresan şeylerden bir tanesi bu olacak sanırım. Üniversiteyi bitirdik-ten sonra master yaptım. Türkiye dı-şında bağlama ile yüksek lisans yapan tek kişiyim.

    Yüksek lisansımı Hollanda’nın Maast-richt kentinde yaptım. Bağlama ile master yapmama önce karşı çıktılar ama sonradan kabul ettirdim. Anado-lu müziği ve jaz müziği üzerine yap-tığım yüksek lisansımı en iyi derece ile bitirdim.

    Arif Sağ: “Ulaş’ın bağlama çalışını dinledikten sonra, ölsem

    de gözüm arkada kalmaz.”

    Daha sonra bir bağlama albümü ha-zırladım. Tüm dünyada satılan bu al-büm sadece Türkiye’de satılmıyor. Er-kan Uğur bile tesadüfen İngiltere’de görüp almış.

    Bu nasıl oldu? Tüm dünyada satılan Türkiye’de satılmıyor...

    Ben Türkiye’de bir müzik firmasıyla anlaşma yapmıştım ama oradaki iliş-kiler hoşuma gitmediği için vazgeç-miştim. Ama Ada Müzik ile yeni bir anlaşma yaptım. Yakında, orada da dört yıl aradan sonra, albüm çıkacak.

    Onun dışında yine ilginç bir şey; Pa-rapictures Film firması için film mü-ziği yaptım. King Kong filmini yapan film yönetmenlerine müzik yapmak bir bağlama sanatçısının alışık olma-dığı bir duygu.

    siz Aachen’da okumanıza rağmen şu an Bonn’da yaşıyorsunuz ama Aachen’dan da tam kopmuş sayılmazsınız. Bir ayağınız hep burada diyebilir miyiz?

    Benim şu an Aachen, Stutgart ve Köln’de olmak üzere üç tane müzik okulum var. Bu nedenle de Aachen’a gidip geliyorum. Bazen de konserle-rim oluyor.

    siz hem bir sanatçısınız hem de müzik eğitimi veriyorsunuz. ikisi çok farklı şeyler değil mi?

    O zaman tekrar başa döneyim. Ben bağlamayla Paganini’nin zor bir eserini

    Bağlamanın dünyadaki elçisi: Ulaş Hazar

  • 13

    UlAş hAzAr

    Fazıl Say ve Ulaş Hazar birlikte: Yakında ortak çalışmalara

    imza atabilirler.

    çalmıştım. Köln Senfoni Orkestrası’nda çalan büyük ustalar, keman için yazı-lan ve kemanla dahi çalması zor olan bir eseri bağlamayla çalmanın imkan-sız olacağını söylediler. Çünkü kema-nın bağlamaya göre bayağı avantajları var: Bir teli fazla ve aralıklar daha kısa. Ayrıca bağlama ilkel bir köylü enstrü-manı olarak düşünülüyordu; kibarca da “otantik” bir alet deniyordu. Ben bunun böyle olmadığını göstermiş oldum.

    Daha sonra bağlamayı nasıl bir dünya enstümanı yapabilirim dedim ve otu-rup bir konsept hazırladım: “Bağlama bir dünya çalgısıdır”. Paganini, Bach, Mozart gibi ustalardan çaldığım eser-ler ve müzik albümüm bu konseptin bir parçasıydı. Bunları başkalarına da öğretmek istedim. Çünkü sadece be-nim çalmam yetmiyor. Belli bir anlayı-şın değişmesi gerekiyor. Bu nedenle de Saz Akademisi kurdum ve öğren-ciler yetiştirmeye başladım. Şu anda Avrupa’nın ve hatta dünyanın en bü-yük bağlama okuluyuz.

    Okurlarımız albümünüzü nasıl elde edebilirler?

    İnternet üzerinden sipariş edilebi-leceği gibi müzik marketlerinde de bulabilirler.

    Bugüne kadar almış olduğunuz ödüller var mı?

    Aslında birçok ödül aldım ama hep-sini sıralamaktansa, son aldığım iki ödülden kısaca bahsedeyim.

    Geçen sene Uluslararası Saz Konsepti (International Cocept of Saz) tarafın-dan “dünyanın en iyi bağlama çalan sanatçısı” ödülünü aldım. Bu sene de Lion’da “Avrupa’nın en iyi halk sanat-çısı” ödülünü aldım.

    şu an neler yapıyorsunuz? ileriye yönelik ne tür planlamalarınız var?

    60 kişilik Köln Senfoni Orkestrası ile Michael Jackson’ın bir eserini çaldık, albüm tamamlandı ve yakında piya-saya çıkacak.

    2014’de bir “Bağlama Belgeseli” hazır-lamayı planlıyoruz. 1,5 milyon Euro-luk bir proje. Şu an paranın 1/3’ünü bulduk. Kürecik’ten başlayıp dünya-nın değişik yerlerini dolaşarak New York’ta bitecek.

    2015 yılında Köln Arena’da “1001 Bağ-lama” projemiz var. Daha önce 1000 bağlama aynı anda çalmıştı.

    Bunun yanında bir sürü konserler de devam edecek tabii.

    Biraz da Aachen’daki okuldan bahseder misiniz?

    Aachen’daki okulumuz Kurhausstr. 1 adresinde faaliyet gösteriyor. Düzen-li olarak her pazar günü saat 10:00 ile 18:00 arası ders yapıyoruz. Bazen çarşamba ve cumartesi günleri de çalışmalarımız oluyor. Okullarımızda bağlama ile batı müziği değil; otantik halk müziğimizi öğretiyor, değişik yö-relerin ezgilerini ve çalma tekniklerini gösteriyoruz.

    İnternette okulumuz hakkında daha fazla bilgi edinilebilir: www.uhsa.de

    Heryerde konserler veriyorsunuz. yakında Aachen’da da konser verecek misiniz?

    Evet düzenliyoruz. 22 Eylül’de saat 18:00’de yeni konserimiz var. Kurha-usstr. 1’de (Klangbrücke). Türkiye’den de Özlem Özdil ve grubu gelecek. Biz de yetenekli öğrencilerimizden bazı-larını sahneye çıkaracağız.

    Konser biletleri ogün orada alınabi-linir veya internet üzerinden bizden temin edilebilir.

    sizin ilginç bir bağlamanız olduğunu duyduk. ne özelliği var?

    Evet patentli bir bağlamam var. Kar-bondan yaptım. Hafif ve akordu ko-lay kolay bozulmuyor; estetik ve tek-nik olarak da mükemmel. Gitar ve saz ustalarıyla, akustik uzmanlarla birçok denemeler yaptım. Yani sonuçta ide-al bir bağlama ortaya çıktı. Bunu yap-mak için tam 10 yıl uğraştım. Şu an bir kaç prototipi var ve yakında üretime başlanacak.

    Okurlarımıza söylemek istediğiniz birşeyler var mı?

    Herkesin her yaşta müzikle uğraşma-sını öneririm. Gençlerimiz mutlaka müzikle ilgilensinler. Böylece özgü-venleri ve kendilerini ifade etme yete-nekleri gelişir. İleri yaşlarda da müzik-le ilgilenilmelidir. En azından bir tür meditasyon etkisi vardır. Almanya’da 11 milyon kişinin şu an müzikle uğ-raştığı söyleniyor. Ama Türkiye’de bu sayı bunun % 1’i bile değildir. Bura-da ünlü kişiler dahi boş zamanlarında müzikle ilgileniyorlar. Bayan Merkel bile koroda söylüyor. Aileler çocuk-larına mutlaka bir müzik eğitimi al-dırmalılar. Bu gitar da, bağlama da, piyano da olabilir.

    Söyleşi için teşekkür eder, başarılarınızın devamını dileriz.

    Said Genç

  • 14

    kAdIn SAyFASı

    Güneş ışınları

    Güneş görünen ve gürünmeyen ışın-ları saçar ve bir çok probleme bu ışın-lar neden olur. Bu ışınlar bronzlaşma-ya, güneş yanığına ve güneş hasarına neden olur. Güneşin zararlı etkileri rüz-garlı havada ayrıca su, kum ve kardan yansıma ile artar. Bulutlu havada bile UV radyasyon yeryüzüne ulaşır ve de-ride hasara yol açar.

    Güneşin etkileri

    Güneş yanığı: Güneş yanığı oluşma riski güneş ışınlarının en güçlü oldu-ğu 10.00-16.00 saatlerinde en fazla-dır. Sıcak havalarda bu olasılık daha fazladır, çünkü sıcak UV ışınlarının et-kisini artırır. Fakat bulutlu günlerde de güneş yanığı oluşabilir.

    Güneşten korunma kış aylarında da önemlidir. Kar güneş ışınlarının %80'ini yansıtır ve deride hasara ve güneş yanıklarına sebep olabilir.

    Eğer çok fazla güneşte kalınırsa deri-de bir kızarıklık meydana gelir ve bu kızarıklık 24 saatte maksimuma ula-şır. Şiddetli güneş yanıklarında deri hassasiyeti, ağrı, ödem ve su topla-ması görülebilir. Ateş, halsizlik, mide rahatsızlığı ve şuur bulanıklığı şiddetli

    güneş yanıklarında meydana gelebi-lir, bu durumda dikkatli bir tıbbi takip gerekir. Eğer şiddetli bir güneş yanı-ğı ve ateş varsa, dermatoloji uzmanı tarafından ağrı ve ödemi azaltacak, enfeksiyondan koruyacak ilaçların kullanımını önerilir. Soğuk ve ıslak kompresler veya banyo ve rahatla-tıcı losyonların kullanımı şikayetleri azaltmaya yardımcı olur.

    Bronzlaşma: Bronz ten sıklıkla yan-lış bir inanış olarak bir sağlık belirte-ci olarak bilinmektedir. Fakat derma-toloji uzmanları bronz tenin güneş hasarı sonucu meydana geldiğini

    Balık kokusuBalık kızarttıktan sonra mutfağa si-nen kokuyu gidermek için bir kapta 1 çay bardağı su ve 2 çorba kaşığı sirkeyi kaynatın.

    limon kabukları Suyunu sıktığınız limon kabuklarını atmayınız. Çelik eşyaların, bıçakla-rın parlatılmasında kullanabilirsiniz.

    domates kabuklarıDomatesin kabuğunu kolay soy-mak için, kaynar suya daldırıp, bı-çağın tersini domatesin yüzünde ağır ağır gezdirin.

    soğan soyarkenSoğan soyarken gözlerinizin yaşar-maması için soğanı içi su dolu bir tasın içinde soyun.

    mayonez hazırlamaMayonez hazırlarken eğer sos kesi-lirse, bir yumurta sarısını 2-3 damla sirke ile çırpın ve yeterli miktarda zeytinyağı ile koyulaştırın. Bu karı-şımı kesilen sosa çırparak yedirin.

    kuru bakliyatKuru bakliyatları bir gece önceden ılık suya koyun ve haşlarken içine biraz karbonat ilave edin.

    kahve nemli ise Türk kahvesinin nem aldığını far-kederseniz, kahve dolu kavanozun içine 1-2 tane kesme şeker koyun.

    Tuzluk tıkanıyorsaTuzluklarınıza biraz pirinç koyunuz.

    kolay soğutmaBuzdolabınız bozuldu, ya da artık boş yer yok. Temiz bir kovayı mus-luk suyu ile doldurun. İçine bir çor-ba kaşığı sofra tuzu atın. Şişeleri daldırın. Yeterince soğuyacaklardır.

    yemeğinizin tuzlu mu oldu?Tencereye birkaç parça çiğ patates atın. Fazla tuzu çekecektir.

    patetes pişirmenin püf noktasıPişirme suyuna bir kaşık sirke ko-yun. Hem rengi sapsarı kalır, hem daha lezzetli olur.

    Bakır kapların parlatılmasıBir bezi sirke ile hafifçe ıslatıp, ba-kırı ovun. Kaplarınız pırıl pırıl olur.

    Güneş ve CildimizUltraviyole (UV) radyasyonun zararları anlaşılmadan önce güneş ışığının sağlıklı yaşam için gerekli olduğu bilinirdi. Gerçekten güneş ışığının bazı hastalıkları tedavi edici özelliği vardır. Fakat güneşe fazla maruz kalmaktan kaçınılmalıdır. Fazla güneş, yanık, kırışıklıklık, çil, kılcal damar genişlemesine ve deri kanserine neden olur. Bazen de kızarıklık ile seyreden alerjik reaksiyonlara neden olabilir.

    söylemektedir. Bronz ten güneş ışın-ları derimize girdiğinde, deride daha fazla melanin pigmenti (boyası) üre-tilmesi sonucu gelişir.

    Solaryum kaynaklı ışınlar da, güneş ışınları gibi derimiz için zararlıdır. Bir çok solaryum cihazı UVA ışığı yayar.

    deri kanseri: Deri kanserlerinin %90'ından fazlası güneş gören yer-lerde görülür. Yüz, boyun, kulak, ön kol ve eller en sık görüldüğü yerlerdir.

    Allerjik reaksiyonlar: Bazı insanlar güneşe maruz kaldıklarında alerjik re-aksiyon geçirebilir. Bu reaksiyonlar gü-neş ile yalnızca kısa bir temas sonrasın-da görülebilir. Güneş alerjisinde kırmızı lekeler, kabarıklıklar ve su toplaması bulguları olabilir. Kullanılan kozmetik, parfüm, bitki, deriye uygulanan ilaç ve güneşten koruyucu kremler güneş ile birlikte alerjik reaksiyona neden olabi-lir. Doğum kontrol hapları, antibiyotik-ler, tansiyon ilaçları ve bazı depresyon ilaçları güneş ile birlikte çeşitli reaksi-yonlara neden olabilir.

    Hastalıklar: Uçuk, Zona ve nadir rast-lanan bir hastalık olan Lupus eritema-tozus güneşle tetiklenebilir. Ultravi-yole ışınları gözde de katarağa kadar gidebilen hasara neden olur.

    Mutfağınız için Püf noktaları

  • 15

    yemek KÜltÜrÜ

    Osmanlı padişahlarının sarayda ne yedikleri hep merak edilmiştir. Bu konuda en eski yazılı kaynak, 2. Mehmet döneminde, 14 Hazi-ran 1469 tarihine dayanmaktadır. Bu kayıttan padişahın günde iki öğün yemek yediğini öğreniyoruz. Birincisi sabah, ikincisi güneş ba-tımında akşam yemeği. Sabahları tok tutan ağır ve yağlı yemekler tercih edilirken; akşam yemekleri daha sade ve hafif. Çorba, etli bir yemek, yoğurt, meyve, salata.

    İşte bu ilk kayıtta yeralan ve sa-bahları yenilen yemekler arasında adı geçen Mutancana, daha son-raki kayıtlarda da bir ziyafet veya sarayın kış yemeği olarak görülür. Patates ve domatesin henüz bilin-mediği bir döneme ait olan bu pa-dişah yemeğinin yapımı da olduk-ça kolay. Size yemeğin 4 kişilik bir tarifini verelim.

    malzemeler: 500 gr. kuzu kuşbaşı, 10 adet küçük soğan, 2 ÇK tereya- ğı, 2 ÇK sirke, 2 ÇK bal, 2 YK kuru üzüm, 4-5 kuru kayısı, 2-3 erik ku-rusu, tuz ve üzerine dökülmek için dövülmüş ceviz veya badem.

    Hazırlanışı: Kuzu etleri tereyağıy-la birlikte suyunu çekinceye kadar pişirilir. Üzerine kabukları soyul-muş arpacık soğanlar (bütün ha-linde veya iri olarak kıyılarak) ek-lenip biraz daha pişirmeye devam edilir. Daha sonra bal, kuru üzüm-ler, küp şeklinde doğranmış kuru kayısı ve erikler, tuz ve sirke ilave ederek pişirme işlemi sürdürülür.Servis ederken üzerine dövülmüş ceviz veya badem serpilir.

    Denemek isteyenlere Osmanlı saray mutfağından bir yemek: Mutancana

    malzemeler: (3 kişilik) 9 parça kuzu pirzola, 4 adet orta boy domates, 6 adet sivri biber, 5 diş sarımsak, 1/2 adet limon, 100 gr. tereyağı, 1 YK do-mates salçası, 2 TK pul biber, 1 TK ka-rabiber, 1 TK kuru kekik, 1 bardak su.

    Hazırlanışı: Tereyağı fırın tepsisine sü-rülüp, pirzolalar içine yanyana yerleş-tirilir. Kabukları soyulan domatesler, ince ince dilimler halinde kesilip pir-zolaların üzerine dizilir. Sivri biberler 3 cm büyüklüğünde kesilip, sarımsaklar ince ince doğradıktan sonra, bunlar

    birlikte tepsiye serpiştirilir. Su, salça, li-mon suyu ve baharatlar ayrı bir kapta karıştırdıktan sonra tepsiye dökülür ve tepsi fırına verilir. 1 saat sonra ayran ve pirinç pilavıyla servis yapılır.

    malzemeler: (2-3 kişilik) 4 küçük salatalık, 8-9 kiraz domates, 3 minik turp, çeyrek demet marul, çeyrek de-met taze nane, çeyrek demet may-donoz, 5 arpacık soğanı, 1-2 sap taze soğan, 2 pita ekmeği, 2 ÇK (çorba ka-şığı) zeytinyağı

    sosu için: 2 ÇK zeytinyağı, 1/2 limo-nun suyu, 1 ÇK karabiber, 1 ÇK tuz, 1 ÇK kırmızı pul biber, 1 ÇK sumak.

    Hazırlanışı: Salatalıkları soyarak di-kine ortadan ikiye ayırın ve 1/2 cm. aralıklarla dilimleyin. Üzerine kiraz domatesleri ve turpları ikiye bölerek ekleyin. Kalınca doğranan marulları, dallarından ayrılan taze nane yaprak-

    malzemeler: 1,5 su bardağı ince (köf-telik) bulgur,1 TK tuz,1 TK karabiber, 1 TK kırmızıbiber, 1 TK kimyon, 2 adet taze yeşil biber, 3 adet domates, 3-4 dal maydanoz, 2-3 dal taze nane, 2 tane yeşil soğan, ½ YK domates sal-çası, ½ YK biber salçası, ½ limonun suyu, zeytinyağı (istenilen miktarda).

    Hazırlanışı: Derin bir kabın içine bul-guru, üzerine de 2 su bardağı kayna-mış su döküp, üzerini kapayın. 10 dakika bekledikten sonra tuzu, ka-rabiberi, kırmızı biberi, kimyonu ve salçayı ekleyin ve bulguru ezmiye-cek şekilde bir yemek kaşığıyla hafif-çe karıştırın. Diğer tüm malzemeleri önceden yıkanıp, kurulayıp ve ince-

    larını, ince kıyılan maydonozu, taze soğanı ve halka halka doğranan ar-pacık soğanlarını da ekleyerek karış-tırın. Zeytinyağını, limonu, karabiberi, pul biberi, tuzu ve sumağı karıştırarak hazırladığınız sosu salatanın üzerine ilave edin. Kareler halinde kestiğiniz pita ekmeğini bir tavada zeytinyağın-da hafifçe çevirerek kızartın ve soslu salatanıza ilave ederek karıştırın.

    cik doğrayın. Biber çekirdeklerini çı-karır ve domates kabuklarını soyar-sanız daha lezzetli olur. Doğranmış olan malzemelerle birlikte limon su-yunu ve zeytinyağını bulgura ekleyin ve iyice karıştırın. 5 dakika dinlendir-dikten sonra servise hazırdır. Marul yaprakları üzerinde ve ayranla servis yapmak daha da gelenekseldir.

    Fırında kuzu Pirzola

    Fetuş Salatası

    kısır

  • 16

    KAPAK konusu:

    Okan Bey, ilk kez ne zaman Türkiye’den bir kardeş şehir fikri oluşmaya başladı?

    Bu düşünce 1980 yılların ortalarına kadar uzanmaktadır. Bizler ta baştan beri Türkiye ile Almanya veya Avrupa arasındaki kopuklukları görüyorduk. Örneğin Aachen Üniversitesi’nde ya-pılan uluslararası toplantılara dünya-nın bir çok yerinden profesörler davet edilirken, Türkiye’den kimse çağrıla-maz, Türkiyenin adı dahi geçmezdi.

    Bu nedenle birşeyler yapma gereği duyduk. Aachen’a Türkiye’den bir kar-deş şehir. O dönemde aklımıza en çok yatan şehir Edirne idi...

    Edirne bir çok özelliği ile Aachen’la benzerlikler taşıyordu. Üç ülke sınırının kesişme noktasında (Türkiye-Bulgaris-tan-Yunanistan) olması, bir zamanlar

    Aachen gibi başkent olması, Aachen gibi tarihi eserler yönünden zengin ol-ması, nüfusunun Aachen kadar olması gibi birçok benzerlikleri vardı.

    Bu konuyu o dönemde belediye baş-kanı olan Dr. Linden ile konuştuk. O da bize Aachen’ın böyle bir şeye daha henüz hazır olmadığını, başka önce-likli ülkeler olduğunu söyleyerek, ki-barca önerimizi reddetti.

    Biz tabii bu konuyu bırakmadık. Çünkü dostluklar siyasetçiler üzerinden değil; o ülkelerin halkları ve onların kurduk-ları şehirler üzerinden gelişiyor. Tica-ret ve kültür de böyle gelişiyor. Genel

    olarak şöyle söyleyeyim: Devletler ge-lir gider ama şehirler kalır. İstanbul’a bakalım mesela... Kaç devlet gelip geç-miş ama İstanbul hala yerinde duru-yor. Beyrut’a, Antalya’ya bakalım aynı şekilde. Aachen da aynı şekilde. bun-lar arasında kurulacak köprüler kalıcı-dır. Biz bunun eksikliğini hep hisset-tik. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme çabaları bir yana, bu tür alttan gelen, toplumlar arasında dostluğu pekiştire-cek köprüler kurmak çok önemli.

    Almanya-Fransa dostluğu çok üst dü-zeyde imzalanan anlaşmalardan ziya-de, bir çok paralar harcanarak hazır-

    Aachen - Sar yer / Ist anbulPartnerschaftsverein

    AS - PA

    Aachen - Saryer / IstanbulPartnerschaftsverein

    AS - PA

    AS - PANadelfabrik Reichsweg 30 52068 Aachen

    Tel. 0241/4681 7770 Fax 0241/[email protected] www.as-pa.de

    Marcel Philipp

    Liebe Aachener Bürgerinnen und Bürger,

    mit dieser Broschüre stellen wir Ihnen unseren 2013 gegründeten Verein

    Neues entdecken. Wissen austauschen. Von einander lernen.

    2013Bürgermeister

    und die Partnerstadt Saryer in Istanbul vor.

    Wollen Sie Mitglied werden?

    Sie wollen die türkische Kultur hautnah erleben? Sie wollen Groß-Istanbul kennenlernen?

    Sie wollen die Partnerschaft unterstützen? Füllen Sie den beiliegenden Antrag aus,

    dann sind Sie bei uns Mitglied!

    Vereinszweck und Aufgaben:

    Beziehungen fördern und vertiefen:

    - kulturell - schulisch - wissenschaftlich - sportlich - gesellschaftlich

    Damit wollen wir zur Freundschaft zwischen den Menschen beider Städte sowie zur internationalen Zusammenarbeit beitragen.

    Was sich unser Verein zur Aufgabe macht:

    - Informationen über beide Partnerstädte vermitteln- Begegnungen organisieren- Studienaufenthalte, Freizeitveranstaltungen und sportliche Aktivitäten fördern- Projekte anstoßen

    Şükrü GençBeisitzer

    Hilde Scheidt (amtierende Bürgermeisterin)Nurhan Karacak

    Bülent TizUwe MerkleinÜmit Ağrman

    Mustafa Karaca

    Geborene VorstandsmitgliederAhmet Hicri Ağrman (CDU)Ulla Griepentrog (GRÜNE)

    Wilhelm Helg (FDP)Norbert Plum (SPD)

    Wolf Riedel (DIE LINKE)Claudia Wellen (Stadt Aachen)

    Kooptierte VorstandsmitgliederVelit Bar

    Marie-José DassenKemal Gündoğan

    Dr. Gerd HeisterüberWolfgang Mirbach

    Hugo Jules Michel Nijs

    Wer ist AS - PA ?Vorsitzender Stellv. VorsitzenderDr. Okan Akn Reiner Bertrand

    Schatzmeister GeschäftsführerIn Çetin Saltan Bora Erdoğmus Melanie Seufert

    Aachen‘a 9. kardeş şehir Türkiye‘den: Sarıyer / İstanbul

    Soldan sağa: Mustafa Karaca, Dr. Okan Akın ve Yalçın Edgü

    Aachen’ın bu yılın Haziran ayına kadar dünyanın değişik yerlerinde toplam sekiz kardeş şehri vardı. 22.06.2013 tarihinde imzalanan bir protokolle birlikte Sarıyer/İstanbul resmen dokuzuncu kardeş şehri oldu. Biz de, imza aşamasına gelinceye kadarki süreci anlamak için, bu uğurda yıllardır çaba sarfeden değerli dostlarımızı büromuza davet ederek sizin için bilgi aldık. Kurulan Aachen-Sarıyer Dostluk Derneğini’n de başkanlığını üstlenen Dr. Okan Akın Bey tüm yaşananları ayrıntıla-rıyla anlatırken, Mustafa Karaca ve Yalçın Edgü Beyler de sohbete katkılarını sundular.Sarıyer’in güzel fotoğraflarını yollayan Sarıyer Belediyesi’ndeki dostlarımıza da buradan teşekkür ederiz.

    dernek yönetim kuruluDr. Okan Akın (Başkan)Reiner Bertrand (Başkan Yard.)Çetin Saltan (Muasip)Bora Erdoğmuş (Müdür)Melanie Seufert (Müdür)Hilde Scheidt (Üye)Nurhan Karacak (Üye)Bülent Tiz (Üye)Uwe Merklein (Üye)Ümit Ağırman (Üye)Mustafa Karaca (Üye)

    parti ve Belediye TemsilcileriAhmet Hicri Ağırman (CDU)Ulla Griepentrog (GRÜNE)Wilhelm Helg (FDP)Norbert Plum (SPD)Wolf Riedel (DIE LINKE)Claudia Wellen (Stadt Aachen)

  • 17

    AACHEn’ın kArdeş şehrİ sArIyer / iStAnbUllanan değişik programlar aracılığı ile sağlanmıştır. Yani tabandan, halklar arasında dostluk köprüsü kurmak ge-rektiğinin farkına varmışlardır.

    Aslında, baştan beri bizde bunun bi-lincindeydik. Çok öncesi kurduğumuz Türk Mühendisler Birliği döneminden biliyorduk bunu. Girişimlerimiz hep sürdü ama bir sonuç alamadık. Umu-dumuzu yitirmeye başlamıştık.

    Tesadüfler birbirini kovalamaya başla-dı. Aachen’da üniversitedeki enstitü-me hukuk okumuş ve mezun olmuş bir çok Alman genci geldi. Diplomalarını aldıklarını ve yurtdışında staj yapmak istediklerini, bunun İstanbul da olabile-ceğini ve benim onlara yardımcı olma-mı rica ettiler. Ben onlara İstanbul’daki üniversitelerde ve bazı mahkemeler-de görüşme imkanları sağladım. Gitti-ler ve çok memnun bir şekilde de geri döndüler ve bana teşekkür ettiler. Bu gelişmeden sonra bir fikir oluştu ve bir adım atma kararı aldık. Şehir bazında olmuyorsa, biz de mahkemeler bazın-da bir yapı kuralım dedik.

    Bir arkadaşımız, o dönemde Aachen Mahkemelerinin başkanıyla görüşe-rek düşüncemizi iletmiş. Çok olum-lu yaklaşan başkan, yardımcısı olan savcıyı görevlendirdi. Ben İstanbul ve Ankara’da bizlerle görüşebilecek hakim ve savcılar aramaya başla-dım. Türkiye’de hukukçu olan karde-şim çok yardımcı oldu. Orada ilişkiler sağlandı ve iki şehir de ziyaret edile-cekti. Sonradan, hem Ankara’nın hem İstanbul’un ziyaret edilmesinin yoru-cu olacağı ve sadece İstanbul’u ziya-ret etme konusunda karar alındı ve 2004 yılında ilk gezi organize edildi.

    daha sonra ne tür gelişmeler yaşandı?

    Tabii kalacak bir yer de ayarlamamız gerekiyordu. Bize Hakimevi’ni öner-diler. O da, tesadüfen Sarıyer’de. Bu-radan savcılarla beraber gittik, gö-rüşmeler yapıldı, İstanbul’un tarihi ve kültürel yerleri gezildi. İstanbul ve Bahçeşehir Üniversiteleri ziyaret edi-lerek mesleki görüşmeler yapıldı. Ora-da adı Veli Aslan olan bir savcı arkadaş bizlerle çok yakından ilgilendi. Tesadü-fen o da Sarıyer Cumhuriyet Başsavcısı idi. Hatta daha sonra Veli Bey Aachen’a gelerek iade-i ziyarette bulundu.

    Savcılar ziyaretten çok memnun kal-dılar ve yeni bir seyahat daha yapmak istediklerini söylediler ve biz de orga-nize ettik. Bakanlıktan savcılar gerekli izni aldılar ve yola çıktık. Yanılmıyor-sam 2006 yılıydı.

    Şükrü Bey yaptığı bir Hollanda ve Al-manya seyahati sırasında Aachen’a da uğrayarak iade-i ziyarette bulun-du ve bizleri ziyaret etti. “Siz buraya kadar gelmişken, burada yeni seçi-len belediye başkanıyla sizi tanıştı-ralım” dedik. Fahri Konsolosumuz ve Eurotürk’ten arkadaşlarla bir rande-vu ayarlayıp iki başkanı bir araya ge-tirdik. Çok candan bir buluşma oldu. İşte tam bu buluşmada “acaba bir kar-deş şehir durumu olabilir mi?”nin te-meli atılmış oldu. İllaki olsun diye de-ğil ama bir araştıralım şeklinde sözler edildi. Öneri başkanlardan geldi ve biz de işin ucundan tuttuk. Marcel Philipp’in konuya olumlu bakmasıy-la moralimiz düzelmişti. Epey bir ön çalışmanın yapılması; bilgilerin kar-şılıklı aktarılması gibi bir sürü iş vardı daha yapacak. Bu işler hemen olmu-yor. Sorulara cevaplar verecek, araş-tıracak bir yapının olması gerekiyor-du. Bizler de Eurotürk derneği olarak hem Marcel Philipp’in hem de Şükrü Genç’in desteklerini ve onaylarını ala-rak bu işe başladık ve bir nevi katali-zatör görevini üstlendik.

    Tam bu dönemde bir de Bursa’nın adı geçiyordu ve oraya da ziyaretler yapılmıştı hatırladığım kadarıyla. neden Bursa olmadı?

    Sarıyer tercihi tamamen kendiliğin-den oluşan, otonom bir gelişmeydi. Mutlaka orası olsun denmedi. Her-hangi başka bir şehir de olabilirdi. O dönemde Bursa, İzmir, Gaziantep gibi başka şehirleri önerenler de oldu.

    Daha sonra yaptığımız seyahatler-de Bursa’ya da gittik. Bizi vali yar-dımcısı karşıladı ve görüştük. Bize “Almanya’da iki kardeş şehrimiz var.” dedi. Valinin görüşme için zamanı olmadı. Belediye Başkanı bir yemek verdi bize. Görüşme sonunda onla-rın olaya çok sıcak bakmadıklarını

    Yeni seyehate sadece Aachen’dan de-ğil, Mönchengladbach’tan da savcılar katıldı. Bunun yanısıra Aachen Polis Müdürü ve Aachen Türk Fahri Kon-solosu Bay Thuet de geldiler. Biz yine Sarıyer’deki Hakimevi’nde konakla-dık. Mahkemelerle görüşmeler yapıl-dı ve “Kardeş Mahkemeler” Anlaşması imzalandı ve ilişkiler daha bir resmi-yete dökülmüş oldu.

    Biz oraya gitmeden çok kısa süre önce, Türkiye’de belediye seçimleri yapılmış. Sarıyer’in yeni seçilen Bele-diye Başkanı Şükrü Genç Bey bizim orada bulunduğumuzu duymuş ve selamlamak üzere ziyaretimize geldi. Bize çok içten davrandı ve sonra bizi kendi makamında ağırladı. Bu jesti bizleri çok etkiledi.

    Kısa süre sonra, Aachen’da da beledi-ye seçimleri yapıldı ve Marcel Philipp yeni Belediye Başkanı olarak seçildi.

  • 18

    KAPAK konusu:

    sezinledik. Söyledikleri şey daha çok ekonomik işbirliğine hazır oldukları idi: Ekonomik ilişkiler, yatırımlar tarzı konular. Ama bunlar yeterli değil. İz-mir Belediyesi de aynı şekilde sıcak bakmadıklarını belirtti. İkisi de nüfus-ları milyonları aşan koca şehirler. Ama Bursa’yla ekonomik, endüstriyel iliş-kiler yine de geliştirilebilir. Sarıyer’in kardeş şehir olması buna engel değil-dir; hatta destekler.

    İstanbul Sarıyer aslına bakılırsa bir çok bakımdan iyi bir şeçim oldu. Bi-rincisi Aachen büyük bir şehir değil. Aachen’ın nüfusu 250.000 civarın-da. Sarıyer’ın ise 450.000. Yüzölçü-mü olarak da hemen hemen aynı sayılırlar. Aachen Şehirler Bölgesi’ni (StädteRegion Aachen) İstanbul ile kı-yaslarsak yapı olarak Aachen bunun içinde Sarıyer’e denk düşüyor diye-biliriz. Bunun yanında hem ekono-misinin, hem endüstrisinin hem de kültürünün İstanbul gibi bir yerde tanıtılıyor olması önemli bir kazanç Aachen için. Maslak bölgesinin de ka-tılması ile birlikte çok önemli bir ticari merkez konumuna geldi Sarıyer.

    sarıyer’e karar verildikten sonra, ne tür gelişmeler yaşandı?

    Karşılıklı seyahatler düzenlendi. Mar-cel Philipp bizzat ilgilendi, komis-yonlar kuruldu ve o dönemde bele-diyede çalışan Bülent Tiz kardeşimizi görevlendirdi. Üç kez gezi düzenlendi Sarıyer’e. Şükrü Bey de küçük gruplar-la üç-dört kez Aachen’a geldi.

    Ben toplantılara ve gezilere Aachen Üniversitesi’ni temsilen katıldım. Bu üniversite elit bir üniversitedir Almanya’da. Kendine uygun seçkin bir kardeş üniversite arıyor Türkiye’de. İstanbul Teknik Üniversitesi buna en iyi adaydır. Yine aynı bölgede Boğazi-çi ve Koç Üniversiteleri de bulunuyor.

    daha sonra ne tür gelişmeler oldu?

    Daha sonra aslında en önemli aşama-ya geçildi. Her iki tarafta da belediye meclislerinin karar alarak onaylama-ları gerekiyordu. Bütün şartlar ortaya kondu ve her iki belediye meclisi de oy birliği ile karar aldılar.

    Karar alma aşamasına kadar olan sü-reç hazırlık aşamasıydı ve o andan son-ra uygulama aşamasına geçilmiş oldu.

    Aachen Belediyesi düzenlediği bir top-lantıda bir gecede hem derneği kurdu hem de dernek tüzüğünü oluşturdu. Aynı gece dernek organları da seçildi.

    Son aşamada da Kardeş Şehir An-laşması’nın imzalanması gerekiyor-du. Aachen Belediyesi ilk toplantıyı burada düzenledi ve imzalar atıldı. Sarıyer’den yaklayik 40 kişilik bir he-yet geldi. Aynı süreç Sarıyer’de yapı-lacak, yani orada da bir imza atılması gerekiyor. Ekim ayı başında buradan oraya bir heyet giderek orada da ya-pılacak bir merasimle imzalar atılacak ve süreç tamamlanmış olacak.

    Sarıyer İstanbul'un en önemli böl-gelerinden biridir. Eski bir balıkçı köyü olan Sarıyer’de hala eski balıkçı tek-neleri ve balık restoranları görülse de; aynı zamanda marina, üniversi-teler, hastaneler ve okullar gibi çağ- daş modern yapılara da sıkça rast- lanmaktadır.

    Boğaz'ın Avrupa yakasında bulu-nan Sarıyer’in Marmara Boğazı’nda 25 km, Karadeniz sahilindeyse 15 km kıyısı bulunmaktadır.

    Sarıyer’de 15. yüzyıldan kalma Ru-meli Hisarı’nda birçok kültürel etkin-likler gerçekleştirilmektedir.

    19. yüzyıldan kalma Alman İm-paratorluk Büyükelçiliği yazlık köş-kü, günümüzde Alman Büyükelçiliği binası olarak kullanılmaktadır.

    Sarıyer sahilleri yaz aylarında sı-caktan bunalanlar için bir sığınak yeridir. Balık lokantaları, gazinolar, barlar, çayevleri ve oteller bu neden-le sıklıkla görülür.

    Sarıyer’de daha iç kısımda bulu-nan Emirgan Parkı muhteşem bir manzaraya sahiptir.

    Aachen için “Printen” ne anlam ifade ediyorsa, “börek” Sarıyer için aynı anlama gelmektedir.

    son olarak, derneğinizin geleceğe yönelik amaçlarını ve hedeflerini anlatır mısınız?İlk olarak şunu söylemeliyim ki he-pimiz bu işin bir ucundan tutmalı ve bir değer ortaya çıkarmalıyız. Ama bu dernek bizlerin olduğu gibi Almanla-rın da derneği. Bizim bu işe Almanla-rı kazanmamız lazım. Yani bu derneği bizim buradaki diğer derneklerimizle karşılaştırmamalıyız.

    İki şehir arasında yapılan bir anlaşma-nın hayata geçirilmesine hizmet ede-cektir bu dernek. Benim başkan ola-rak seçilmem yanlış algılanmasın. Bu bir integrasyon derneği falan değildir. Bu dernek Türkiye ile Almanya ara-sında, buradaki iki şehrin bir dostluk derneği. Bu nedenle derneğe Alman-ları angaje etmek çok önemli. Alman-lara Sarıyer’i tanıtmalı sevdirmeliyiz. Aynı şekilde orada da benzeri bir der-nek kurulacak ve orada ağırlık Türk-lerde olacak. Onlar da Almanya’yı ve Aachen’ı tanıtıp sevdirme gayretinde olacaklardır. Orada tabii ki Almanlar da gireceklerdir ama ağırlık bizlerde olacak. Bu nedenle burada Almanları kazanmak için büyük çabalar harcıyo-

  • 19

    AACHEn’ın kArdeş şehrİ sArIyer / iStAnbUl

    ruz. Aachenlıların İstanbul’a gitmesi, Türkiye’yi tanıması lazım. Orada ya-tırım yapması, iş ortağı bulması, kül-türlerini tanıtmaları gerek. Aynı şeyi Sarıyer’den de bekliyoruz. Örneğin oradan bir orkestra getirip, salonu Almanlarla doldurarak onlara müzi-ğimizi dinletip sevdirebilirsek asıl he-defimize ulaşmış oluruz.

    Bizim hedefimiz iki şehir arasında kültür, dostluk, sosyal, sanat, bilim alanlarında tanıtım ve etkinlikler yapmak ve ticari olarak da firmalar

    Aachen ve Sarıyer kentleri arasında ortaklık ilişkileri tesis edilmesine yönelik resmi belge

    Çok etkili değişimlere sahne olan gü-nümüz Avrupasında şehirler, demok-rasinin önemli desteklerinden birini oluşturmaktadır. Değişik kültürel mi-rasa sahip insanlar arasında oluşturu-lacak diyalog ve karşılıklı bilgi ile tec-rübe değiş tokuşu, hiç şüphesiz dünya barışına önemli bir katkıda bulunacak-tır. Bu diyalogun muhtelif düzeylerde ve çok farklı alanları kapsayacak şekil-de tesis edilmesi zorunludur.

    Achen ve Sarıyer şehir sakinleri ara-sındaki ilişkileri ve karşılıklı anlayışı en derin şekilde yoğunlaştırmak amacı ile Sarıyer Belediye Meclisi ile Aachen Belediye Meclisi tarafından görevlen-dirilen yetkili şahıslar, Aachen ve Sa-rıyer kentleri arasında işbu protokol metnini imzalamaktadırlar.

    Her iki şehir de bir taraftan karşılık-lı bilgi ve deneyim değiş tokuşunda bulunacak, diğer taraftan da gelenek-sel Türk-Alman ilişkilerini geliştirme-ye katkı sağlayacaklardır. Keza şehir-ler, kendi olanakları çerçevesinde, halkları arasında kalıcı bir dostluk ve

    lerin sorunlarını dayanışma içinde çözmek ve demokrasiye, dünya ba-rışına ve dünya çapında istikrara ve özellikle Avrupa bağlamında olmak üzere, muhtelif uluslar arasında işbir-liğine katkıda bulunmaktır.

    Her iki Belediye idaresi, aralarındaki ilişkilerin derinleştirilmesi adına, kar-deş kent ilişkisini desteklemeye yö-nelik derneklerin yanı sıra diğer sivil toplum örgütlerini de kendi olanakla-rı çerçevesinde teşvik etmek suretiyle kardeş kent ilişkilerinin sivil toplum ya-pısını vurgulamayı amaçlamaktadırlar.

    Değiş tokuş ve işbirliğinin somut ya-pısı, o andaki ihtiyaca göre taraflarca kararlaştırılacaktır.

    İşbu sözleşme, 22.06.2013 tarihinde Aachen’da, her biri eşit derecede ge-çerli ikişer nüsha halinde Türkçe ve Almanca dillerinde imza altına alın-mış ve yürürlüğe girmiştir.

    işbirliğine katkıda bulunacak ortak-lık ilişkilerini teşvik etmeye de çaba göstereceklerdir.

    Karşılıklı çabalar özellikle şu alanlarda yoğunlaşacaktır:• Her iki şehrin tarihi ile toplumsal

    ve politik yapısı hakkında bilgi de-ğiş tokuşu

    • Her iki şehirdeki yaşam ve şehir sa-kinlerinin yaşam şartları ile kamuya ve özel sektöre ait kuruluş ve orga-nizasyonların faaliyet alanları hak-kında bilgi değiş tokuşu.

    • Karşılıklı sanat gruplarının değiş to-kuşu, müzik ve tiyatro gösterileri.

    • Sanat eserlerinin, fotoğraf ve çizim-lerin sergilenmesi ve bu alanlarda uzman değiş tokuşu

    • Her yaştaki kent sakinlerinin, özel-likle genç kuşakların, meslek birlik-lerinin, spor takımlarının ve seya-hat gruplarının karşılıklı ziyaretleri

    • Şehir delegasyonları, idareleri ve kuruluşları arasında değiş tokuş

    • Üniversiteler, uygulamalı yüksek okullar ve diğer akademik kuru-luşlar arasında değiş tokuş

    • Okul ve benzeri kuruluşlar arasında değiş tokuş.

    Bu işbirliğinin amacı, Belediye İda-releri’ne; vatandaşlarına verdikleri hizmetlerde destek sağlamak, şehir-

    arasında köprü rolü üstlenmek, ara-cı olmak. İki şehrin ortaklığının ge-lişmesi; tarihlerimizi karşılıklı olarak anlamak, anlatmak ve önyargılardan kurtulmak. Bu anlamda da iki şehrin de çok kültürlü yapıları buna katkı sunacaktır.

    Örneğin bu çalışmalarda, üniversi-teli öğrencilerin katkısı çok önemli. 1962’de Aachen’da 350 civarında öğ-renci vardı Türkiye’den. Bugün bu sayı 1.000 civarında. Aachen’dan mezun olmuş ve Türkiye’ye dönmüş binlerce

    akademisyen ve mühendis var ve bunların çoğu İstanbul’da çalışıyor. Hatta, gezimizin birinde Sarıyer Ta-rabya’daki Alman Konsolosluğu’nda bir mezunlar buluşması düzenledik. Buradan çıkan bir fikirle “Mezunlar Derneği” kurma girişimlerine başla-dık ve bu çalışmaları Yalçın arkadaşı-mız koordine ediyor.

    Bizi ziyaret ederek bilgilendirdi-ğiniz için sizlere teşekkür eder çalışmalarınızda başarılar dilerim.

    Günal Günal

    imzalanan protokol metni:

  • 20

    sİz & Burcunuz

    koç (21 Mart / 20 Nisan)

    Koç insanı için tatil demek, heyecan-lı yeni olaylarla gücünü ve dayanık-lılığını ölçmek ya da daha önce hiç yapmadığı şeyleri yapmak demektir. Koç, diğer burçların aksine tatilinde günlük hayatından çok farklı şeyler yaşamak ister. Doğaya karşı kendi gü-cünü test edebileceği bir kamp tatili ona iyi gelecektir.

    Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs)

    Boğa burcu lükse ve güzelliklere düş-kündür. Yeşillikler içinde dağ ya da göl manzaralı şık bir tatil köyü, otel tam ona göredir. Abant Gölü, Yedi-göller gibi yerlerde çok mutlu ola-caktır. Boğa insanı tatilde gevşemek ister. Kitapçıları, müzeleri, sanat ga-lerilerini ve mağazaları dolaşarak ra-hatlar. Boğa için tatil demek, günlük hayatın dışında farklı zevkleri tatmak demektir.

    ikizler (22 Mayıs / 21 Haziran)

    İkizler için seyahat, yeni şeyler öğre-neceği, heyecanlı deneyimler yaşa-yacağı, ufkunu genişleteceği ve ha-yatına yeni bir bakış açısı kazanacağı harika bir fırsat demektir. İkizler insa-nı tatile dinlenmek için değil, deği-şiklik için gider. Tatil programı yapar-ken dikkat etmesi gereken en öneml