Upload
others
View
8
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
BAZALT LİFLİ ÇİMENTO ESASLI KOMPOZİTLERİN YAPISAL OLARAK KULLANILABİLİRLİĞİNİN İNCELENMESİ
Şükrü ÖZKAN
Danışman Prof. Dr. Fuat DEMİR
DOKTORA TEZİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ISPARTA- 2017
© 2017 [Şükrü ÖZKAN]
TAAHHÜTNAME
Bu tezin akademik ve etik kurallara uygun olarak yazıldığını ve kullanılan tüm literatür bilgilerinin referans gösterilerek tezde yer aldığını beyan ederim.
Şükrü ÖZKAN
i
İÇİNDEKİLER
Sayfa İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ i ÖZET……………… .................................................................................................. iii ABSTRACT……….. ................................................................................................. iv TEŞEKKÜR……… .................................................................................................... v ŞEKİLLER DİZİNİ .................................................................................................... vi ÇİZELGELER DİZİNİ ..............................................................................................viii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ .................................................................... ix 1. GİRİŞ…….. ……………………………………………………………………………….1 2. KAYNAK ÖZETLERİ ............................................................................................. 5
2.1. TÇEK’lerin Mekanik Özellikleri Üzerine Yapılan Daha Önceki Çalışmalar ..... 5
2.2. Bazalt Lif (BL) .............................................................................................. 19
2.3. Bazalt Liflerin (BL) Kullanımı ile Yapılan Çalışmalar .................................... 22
3. TASARLANMIŞ ÇİMENTO ESASLI KOMPOZİTLER: MALZEME TASARIMI VEÖZELLİKLERİ .................................................................................................... 27 3.1. TÇEK Türleri ............................................................................................... 31
3.2. TÇEK’nin Mikro-Mekanik Tabanlı Tasarım Yaklaşımı .................................. 31
3.3. Bölgesel Malzemeler Kullanarak Tasarlanmış Çimento Esaslı Kompozitlerin Üretimi ......................................................................................................... 34
4. MATERYAL VE YÖNTEM .................................................................................. 40 4.1. Materyal ...................................................................................................... 40
4.1.1. Çimento ve puzolanlar ......................................................................... 40
4.1.2. Yüksek oranda su azaltıcı katkı............................................................ 42
4.1.3.1. PVA (Polivinil Alkol) lif ................................................................. 43
4.1.3.2. Bazalt lif....................................................................................... 44
4.1.4. Agregalar ............................................................................................. 45
4.2. Yöntem ........................................................................................................ 46
4.2.1. Farklı oranlarda BL kullanılarak TÇEK deneme karışımlarının üretilmesi ........................................................................................... ..46
4.2.2. Farklı oranlarda PVA lif ve BL kullanılarak hibrit TÇEK karışımlarının üretilmesi ............................................................................................. 48
4.3. TÇEK Karışımlarına Uygulanan Testler ....................................................... 49
4.3.1. TÇEK karışımları üzerinde akış özelliklerinin kontrolü .......................... 51
4.3.2. Basınç dayanımı testi ........................................................................... 55
4.3.3. Eğilmede çekme dayanımı testi ........................................................... 56
4.3.4. Kompozit kırılma tokluğu testi .............................................................. 58
4.3.5. Taramalı elektron mikroskopu (SEM) ve EDS mikro yapı analizi .......... 61
4.3.6. Kuruma rötresi deneyi .......................................................................... 62
4.3.7. Çekme dayanımı deneyi ...................................................................... 63
5. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ......................................................... 65 5.1. Akış Özellikleri ............................................................................................. 65
5.1.1. Marsh hunisi akma zamanı .................................................................. 65
ii
5.1.2. Mini-slump yayılma çapları .................................................................. 68
5.1.3. Yayılma tablası deneyi yayılma çapları ................................................ 69
5.2. Basınç Dayanımı ......................................................................................... 70
5.3. Eğilme Dayanımı Deneyi ve Sehim Kapasitesi Sonuçları ............................ 74
5.4. Tek Eksenli Çekme Dayanımı Sonuçları ..................................................... 80
5.5. Kompozit Kırılma Tokluğu Deney Sonuçları ................................................ 83
5.6. Kuruma Rötresi Deney Sonuçları ................................................................ 87
5.7. EDS ve SEM Analizleri ................................................................................ 90
6. SONUÇ VE ÖNERİLER...................................................................................... 94 6.1. Farklı Boylarda Bazalt Lif Kullanılarak Üretilen Tasarlanmış Çimento Esaslı
Kompozitlerin (TÇEK) Mekanik Özellikleri ................................................... 94
6.2. Tasarlanmış Çimento Esaslı Kompozitlerin (TÇEK) Akış Özellikleri ............ 96
6.3. PVA lif ve BL’in Karma Olarak Kullanılmasının TÇEK’nin Mekanik Özellikleri .Üzerindeki Etkileri……………………………………………………97
KAYNAKLAR .......................................................................................................... 99 ÖZGEÇMİŞ…………. ........................................................................................... 114
iii
ÖZET
Doktora Tezi
BAZALT LİFLİ ÇİMENTO ESASLI KOMPOZİTLERİN YAPISAL OLARAK KULLANILABİLİRLİĞİNİN İNCELENMESİ
Şükrü ÖZKAN
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. Fuat DEMİR
Tasarlanmış çimento esaslı kompozitler (TÇEK), lif katkılı ultra düktil çimento esaslı malzemelerdir. TÇEK’ler yüksek çekme düktilitesi ve dar çatlak genişliği kontrolü ile nitelendirilir. Mükemmel performansı sayesinde TÇEK, yükleme kapasitesini ve yapıların dayanıklılığını artırmak için geniş uygulama alanlarında ortaya çıkmaktadır. Fakat diğer taraftan TÇEK boyutsal stabilite, ekonomiklik, sürdürülebilirlik noktalarında bir sınırlama ile karşı karşıyadır.
TÇEK’ler çeşitli polimerik lifler (Polivinil alkol, polietilen, polipropilen vb.) kullanılarak üretilen çimento esaslı yapı malzemeleridir. Bu kompozitlerde uygun lif ve matris seçimi yapılarak ve lif-matris arası aderans etkileşimi optimize edilerek yük gerilmesi altında yüksek birim şekil değiştirme değerlerine ulaşılabilmektedir. Söz konusu şekil değiştirme, kompozitte eğilme gerilmesine dik yönde çok sayıda kararlı çatlak oluşumu (çoklu çatlak davranışı) ile meydana gelmektedir. Lif ve matris seçiminin yanında, liflerin matris bünyesindeki rastgele dağılımı ve kompozitin boşluk yapısı da çoklu çatlak davranışının yüksek şekil değiştirme değerlerine ulaşana dek devam etmesini sağlayacak parametrelerdir. Bu kapsamda çimento esaslı matriste enerji tüketim kapasitesini artırmak üzere mikron altı çatlakların köprülenmesini sağlamak amacı ile bu çalışmada standart TÇEK karışımlarında kullanılan PVA lifleri yerine farklı boylarda bazalt lifler kullanılarak TÇEK numuneleri hazırlanmıştır. Bu sayede üstün fiziksel özellikleri, geniş hammadde tabanı, düşük üretim maliyeti olan bazalt liflerin karışımlarda kullanımı ile TÇEK’lerin PVA liften kaynaklanan maliyetinin azaltılması ve akış, mekanik, dayanıklılık özelliklerinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Ayrıca, önemli ölçüde uçucu kül gibi endüstriyel atıkların mineral katkı olarak kullanımı ile çimento üretimi için kullanılan doğal hammadde ve enerji tüketiminden tasarruf edilmesi amaçlanmıştır. Deneysel sonuçlar, PVA lifli referans TÇEK ile karşılaştırıldığında bazı bazalt lifli TÇEK numunelerde (ağırlıkça %4, 4.5, 5, 5.5, 6 bazalt lifli) referans karışıma yaklaşık eğilme ve basınç dayanımı verileri elde edildiğini göstermiştir. Test sonuçlarından, kullanılan bazalt lif miktarı artırılarak üretilen TÇEK'lerin eğilme, basınç ve çekme dayanımı kapasitelerinin geliştirilebileceği görülmüştür. Ayrıca TÇEK’lerde BL kullanılmasıyla boyutsal stabilite özelliğinde iyileşmeler elde edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Bazalt lif, boyutsal stabilite, endüstriyel atık, mekanik özellik,
tasarlanmış çimento esaslı kompozitler.
2017, 115 sayfa
iv
ABSTRACT
Ph. D. Thesis
INVESTIGATION OF STRUCTURALLY USABILITY OF CEMENT BASED COMPOSITES WITH BASALT FIBER
Sukru OZKAN
Süleyman Demirel University Graduate School of Natural and Applied Sciences
Department of Civil Engineering
Supervisor: Prof. Dr. Fuat DEMIR
Engineered cementitious composites (ECCs) are fiber reinforced ultra ductile cement based materials. They are characterized with high tensile ductility and narrow crack width control. By means of their excellent performance values, ECCs are emerging in a wide range of applications to improve loading capacity and durability of the structures. But, on the other hand, ECCs are faced with a limit on dimensional stability, affordability, and sustainability issues.
ECCs are cement based building materials produced using various polymeric fibers (Polyvinyl alcohol, polyethylene, polypropylene, etc.). In these composites, by making the appropriate choice of fiber and matrix materials and by optimizing the interaction between fiber-matrix adhesions, high strain values can be produced under tensile load. Deformation in the composite occurs with a large number of stable crack formation in the direction perpendicular to the bending stresses (multi- crack behavior). Besides the selection of the fiber and matrix materials, the random distribution of the fibers in the matrix structure and the porous structure of composites are other parameters that will ensure the continuation of multiple cracks formation until it reaches to the high deformation values. In this regard, within the context of this study, ECC samples were prepared by using basalt fibers instead of PVA fibers used in reference ECC mixture, to increase the energy dissipation capacity in the cementitious matrix and to ensure the bridging of submicron cracks. In this respect, basalt fibers are used in mixtures due to its superior physical properties, large raw material base and low production cost, for the purpose of improving the flow, mechanical and durability properties of ECCs and to reduce the cost of ECCs stem from PVA fiber. It is also aimed to save natural raw materials and energy consumption used for cement production by using industrial wastes such as fly ash for mineral additive. Experimental results show that when compared with the reference ECC, approximate flexural strength and compressive strength values were obtained in ECC samples with some basalt fiber (% by weight of 4%, 4.5, 5, 5.5, 6 basalt fiber).
According to the test results, it was concluded that flexural, compressive strength and tensile strength capacities of TÇEKs has been developed by increasing the amount of basalt fiber in the composite mixture. In addition, improvement of dimensional stability property was obtained by using basalt fibers in TÇEKs.
Keywords: Bazalt fiber, engineered cementitious composites, dimensional stability,
industrial waste, mechanical property.
2017, 115 pages
v
TEŞEKKÜR
Bu araştırma için beni yönlendiren, karşılaştığım zorlukları bilgi ve tecrübesi ile aşmamda yardımcı olan değerli Danışman Hocam Prof. Dr. Fuat DEMİR’e teşekkürlerimi sunarım.
Doktora tez jürime katılan, değerli bilgilerini benimle paylaşan ve yardımlarını esirgemeyen sayın Prof. Dr. Şemsettin Kılınçarslan’a, Prof. Dr. Tayfun Uygunoğlu’na, Doç. Dr. Muhammet Yunus Pamukoğlu’na ve Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Hakan İnce’ye teşekkür ederim.
Literatür araştırmalarımda ve laboratuvar çalışmalarımda yardımcı olan değerli hocalarım Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa ŞAHMARAN’a, Doç. Dr. Cengiz ÖZEL’e ve Yrd. Doç. Dr. Gürkan YILDIRIM’a, deneysel çalışmalarımda yardımlarını esirgemeyen öğrenci arkadaşlarım Hassan Hemman TELLA, Said ZUBAIRU, Sedanur AKYAZ, Evren SORAL, Eyüp CAN, Vedat ÇETİNKAYA’ya teşekkür ederim.
Analiz yorumlamadaki katkılarından dolayı Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yılmaz Koçak’ a teşekkür ederim.
Araştırmanın yürütülmesinde malzeme temini konusunda uçucu kül temini için EKTON İnşaat Genel Müdürü Nuri ÖZCAN’a, kuvars kumu temini için Pomza Export Madencilik Şirketine, Kimyasal katkı temini için Sika Antalya Bölge Sorumlusu Emrah Sayan’a teşekkür ederim.
Tezimin gerçekleşmesinde 214M344 numaralı proje ile maddi destek sağlayan TÜBİTAK’a teşekkür ederim.
Tezimin her aşamasında beni yalnız bırakmayan aileme sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım.
Şükrü ÖZKAN ISPARTA, 2017
vi
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa
Şekil 2.1. Bazalt katkılı betonların polipropilen ve cam lif katkılı beton numunelere göre maksimum yük altındaki yük- sehim eğrisi ..................................... 24
Şekil 3.1. TÇEK’nin tipik çekme gerilmesi-birim şekil değiştirme eğrisi ve çatlak genişliği gelişimi .................................................................................... 29
Şekil 3.2. TÇEK’nin eğilme yükleri altındaki davranışı ........................................... 30 Şekil 3.3. Kararlı durum düz çatlak ve Griffith tipi çatlak oluşumu ........................... 32 Şekil 3.4. Şekil değiştirme sertleşmesi gösteren kompozit için tipik çatlak
köprüleme gerilmesi-çatlak açıklığı eğrisi…………………………………..33 Şekil 3.5. (a) Eğilme yüklemesi altında TÇEK numunesinin davranışı, (b) Eğilme
yüklemesinin ardından TÇEK kiriş numunelerinin tipik çatlak dağılımları35 Şekil 3.6. Eksenel çekme yükleri altında çimento bağlayıcılı malzemelerin
davranışları............................................................................................. 36 Şekil 4.1. CEM I 42.5R Portland çimentosunun SEM görüntüsü ............................. 41 Şekil 4.2. Çalışmada kullanılan katı malzemelerin tanecik boyut dağılımları ........... 41 Şekil 4.3. Sugözü uçucu külüne ait taramalı elektron mikroskobundan elde edilmiş
mikroskobik resim ................................................................................... 42 Şekil 4.4. Çalışma kapsamında referans TÇEK üretiminde kullanılan PVA lifleri .... 43 Şekil 4.5. PVA ve bazalt liflerin mikroskop altındaki görüntülerinin karşılaştırılması 44 Şekil 4.6. Çalışma kapsamında TÇEK üretiminde kullanılan BL’ler......................... 45 Şekil 4.7. Çalışmada kullanılan kuvars kumunun taramalı elektron mikroskobu
görüntüleri .............................................................................................. 46 Şekil 4.8. 20 litre kapasiteli planet tipi mikserde TÇEK karışımlarının hazırlanması 48 Şekil 4.9. Deneysel çalışma planı ........................................................................... 50 Şekil 4.10. Çalışma kapsamında yapılan yayılma tablası ile kompozit harç
karışımlarının kıvamlarının belirlenmesi ............................................... 53 Şekil.4.11. a) Çalışmada kullanılan mini slump aleti şekli ve ölçüleri, b) Mini slump
deneyinin yapılışına ait bir görüntü ....................................................... 54 Şekil 4.12. a) Çalışmada kullanılan marsh hunisi aleti ve ölçüleri, b) Marsh hun isi
akma zamanı deneyine ait bir görüntü .................................................. 55 Şekil 4.13. TÇEK numunelerinin üretiminden sonra kirece doygun suda
kürlenmesi ............................................................................................ 56 Şekil 4.14. Basınç dayanımı testi düzeneği ............................................................ 56 Şekil 4.15. Dört noktalı eğilmede çekme testi deney düzeneği ............................... 57 Şekil 4.16. Dört noktalı eğilmede çekme testi ile şekil değişimi ölçümü................... 58 Şekil 4.17. Tipik bir TÇEK numunesinin dört noktalı eğilmede çekme testi
sırasındaki davranışı ............................................................................ 58 Şekil 4.18. Kompozit kırılma tokluğu tayini için kullanılan deney tertibi ................... 60 Şekil 4.19. a) Kompozit kırılma tokluğu deneyi test düzeneği, b) Numune boyutları 61 Şekil 4.20. a) Kuruma büzülmesi prizma deney örnekleri, b) Kuruma büzülmesi
tayini için TÇEK numunelerinde boyutsal değişim ölçümleri ................. 63 Şekil 4.21. a) Çekme dayanımı deneylerinde kullanılan numune ölçüleri, b) Çekme
dayanımı deney düzeneği .................................................................... 64 Şekil 5.1. Farklı boylardaki BL’li numunelerin lif miktarına bağlı marsh hunisi akma
zamanları ............................................................................................... 67 Şekil 5.2. Mini slump yayılma çaplarının lif miktarına bağlı olarak değişimi ............. 69 Şekil 5.3. Yayılma tablası deneyi yayılma çaplarının lif miktarına bağlı olarak
değişimi .................................................................................................. 70 Şekil 5.4. Referans karışım ve BL’li numunelerin basınç dayanımı değerleri .......... 71 Şekil 5.5. Hibrit TÇEK numunelerinin basınç dayanımı değerleri ............................ 73
vii
Şekil 5.6. Ağırlıkça BL (6 mm-12 mm) oranına bağlı kiriş orta nokta sehim değişimleri .............................................................................................. 75
Şekil 5.7. 12 mm’lik BL’li TÇEK numunelerinde lif oranına bağlı eğilme dayanımı değişimi .................................................................................................. 76
Şekil 5.8. Hibrit TÇEK örneklerin dört nokta eğilme dayanımı sonucu elde edilen maksimum yük-sehim eğrileri .................................................................. 78
Şekil 5.9. 6mm ve 12 mm boylarındaki BL katkılı TÇEK numunelerinin çekme dayanımları ............................................................................................. 81
Şekil 5.10. 6mm ve 12 mm BL kullanılarak üretilen TÇEK’lerin ağırlıkça lif oranı-kompozit kırılma tokluğu ilişkisi ............................................................. 85
Şekil 5.11. 6 mm boyunda BL’li TÇEK’lerin 90 günlük kuruma rötresi değişimi ....... 87 Şekil 5.12. 12 mm boyunda BL’li TÇEK’lerin 90 günlük kuruma rötresi değişimleri . 88 Şekil 5.13. Rötre ölçümleri sonunda deney numunelerinin rötre değişim miktarları . 89
viii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa
Çizelge 3.1. Ağırlıkça TÇEK malzemesinin tipik karışım tasarımı .......................... 28 Çizelge 3.2. Geleneksel beton ile TÇEK'nin özelliklerinin karşılaştırılması .............. 30 Çizelge 3.3. Geleneksel beton ve TÇEK’nin tipik karışım oranları........................... 39 Çizelge 4.1. Çalışmada kullanılan çimento özellikleri ............................................. 40 Çizelge 4.2. Uçucu kül ve kuvars kumuna ait kimyasal özellikler ........................... 42 Çizelge 4.3. TÇEK üretiminde kullanılan PVA ve BL'lerinin mekanik ve geometrik
Özellikleri .......................................................................................... 43 Çizelge 4.4. Bazalt lif kullanılarak hazırlanan TÇEK karışım miktarları (ağırlıkça) ... 47 Çizelge 4.5. Farklı oranlarda PVA lifi ve BL kullanılarak hazırlanan hibrit TÇEK
karışım miktarları (ağırlıkça) ............................................................... 49 Çizelge 4.6. Akış özellikleri için BL’li TÇEK karışım oranları ................................... 52 Çizelge 4.7. Akış özellikleri için hibrit lifli TÇEK karışım oranları ............................. 52 Çizelge 4.8. ASTM E399 standardına göre kırılma tokluğunun hesaplanmasında
kullanılan geometrik kalibrasyon faktörü değerleri ............................. 60 Çizelge 5.1. Karışımlardaki BL değişiminin akış özelliklerine etkileri ....................... 66 Çizelge 5.2. Hibrit TÇEK karışımlarının akış özellikleri ........................................... 68 Çizelge 5.3. 6 mm ve 12 mm’lik BL kullanılarak hazırlanan TÇEK karışımlarının
basınç dayanımları ............................................................................. 72 Çizelge 5.4. Hibrit TÇEK numunelerine ait basınç dayanımı değerleri .................... 73 Çizelge 5.5. 12 mm’lik BL’li TÇEK karışımlarının eğilmede çekme yükleri altındaki
performansları .................................................................................... 74 Çizelge 5.6. Hibrit TÇEK numunelerinin dört nokta eğilmede çekme dayanımı ve
sehim değerleri .................................................................................. 78 Çizelge 5.7. 6mm ve 12 mm boyunda BL içeren TÇEK ve referans TÇEK
örneklerin çekme gerilmeleri altındaki performansları ………………...80 Çizelge 5.8. Hibrit TÇEK numunelerinin çekme dayanımı değerleri ........................ 83 Çizelge 5.9. 6 mm ve 12 mm BL kullanılarak hazırlanan TÇEK’lerin kompozit
kırılma toklukları ................................................................................. 84 Çizelge 5.10. Hibrit TÇEK numunelerinin kırılma tokluğu değerleri ......................... 86
ix
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
ASTM Amerikan Malzeme ve Test Derneği ASR Alkali-Silika Reaksiyonları BL Bazalt Lif C3A Trikalsiyum Alüminat CH Kalsiyum Hidroksit C-S-H Kalsiyum-Silika-Hidrat Ç Çimento EDS Enerji Dağılımı X- Işını Spektroskopisi EDX Enerji Dağınımlı X-Işınları Analizi F F Sınıfı Uçucu Kül FRC Lif Katkılı Beton FRP Lif Katkılı Polimer HPFRCC Yüksek Performans Lif Katkılı Beton HA Hiper Akışkanlaştırıcı Katkı K/BM Kum/Bağlayıcı Malzeme LDB Lif Donatılı Beton MPa Megapaskal NMK Nano Meta Kaolin PBI Polibenzimidazole Lif PÇ Portland Çimentosu PE Polietilen Lif PVA Polivinil Alkol Lif S/BM Su/Bağlayıcı Malzeme SEM Taramalı Elektron Mikroskopu SHCC Gerilme Sertleşmeli Çimento Esaslı Kompozit TÇEK Tasarlanmış Çimento Esaslı Kompozitler TS-EN Türk Standartları Enstitüsü UK Uçucu Kül µm Mikrometre
1
1. GİRİŞ
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için sürdürülebilir kalkınmada inşaat sektörünün
hayati bir önemi bulunmaktadır. Yapı tasarımının ve betonun üretiminin ekonomik
olarak yapılması başlangıç maliyetlerini düşürse de bina tasarım ve uygulama
hatalarından kaynaklanan, deprem yükleri ve şiddetli çevresel etkiler gibi sebeplerle
zamanla onarım/güçlendirmeye ihtiyaç duymakta; zaman, insan gücü, malzeme ve
serviste aksama gibi kayıplarla yapının maliyeti başlangıç aşamasında hesaplanan
maliyetten çok daha yüksek rakamlara ulaşmaktadır. Öte yandan, tasarlanmış
çimento esaslı kompozitlerin (TÇEK) kullanımıyla yapıların daha sünek ve
dayanıklılığı yüksek bir betonla inşa edilmesi, yapı ömrünü uzatıp onarım/güçlendirme
ve yeni inşaatlar için harcanan malzeme ihtiyacını azaltacaktır. Dolayısıyla bu durum
hem doğal kaynakların tüketilmesini hem de çimento ve donatı gibi yapısal
malzemelerin üretiminde harcanan çok büyük miktardaki enerji kullanımını
sınırlayacaktır (Şahmaran vd., 2012). TÇEK’de genellikle yüksek miktarlarda
bağlayıcı malzeme kullanılır, çoğu kez ağırlıkça %70’den fazla, kompozit karışım
içeriğine herhangi bir iri agrega ilave edilmez. TÇEK’deki yüksek hacimdeki bağlayıcı
malzeme, geniş kuruma rötrelerine ve malzemenin çevreci özelliği ile malzemenin
maliyeti üzerine olumsuz etkiye neden olmaktadır (Zhou vd., 2010).
İnşaat malzemeleri açısından bakıldığında maliyetler önemli rol oynamaktadır. Söz
konusu doğrudan maliyetlerin yanısıra enerji, bakım-onarım ve geri dönüşüm
maliyetleri gibi dolaylı maliyetler de hesaba katıldığında maliyetlerin sektör için önemi
artmaktadır.
İnşaat malzemeri alanında yapılması gereken yenilik ve teknolojik değişimin tek
nedeni maliyetler değildir. İnsanların ihtiyaçlarından doğan taleplerin yanı sıra
sürdürülebilir kentleşme ve çevrenin korunması, dolayısıyla kentleşmenin çevreye
verdiği zararların en aza indirgenmesi için dünya çapında alınan önlemler inşaat
malzemeleri alanında ve tüm inşaat sektöründe yenilik yapmayı artık zorunlu hale
getirmektedir. Kentsel gelişimdeki baş aktörler olarak inşaat sektöründe faaliyet
gösteren, projelerin çevreye olan olumsuz etkilerini en aza indirmek durumundadır.
CO2 salınımının, enerji tüketiminin ve atıkların azaltılması gibi pek çok konunun uzun
dönemde inşaat sektöründeki gelişmeleri etkilemesi beklenmektedir. Çevre dostu
yeni binaların inşasının başlıca yollarından biri yenilikçi girişimlerde bulunmak ve yine
çevre dostu malzemeler kullanmaktır.
2
İnşaat sektörü açısından sürdürlebilirlik çevre dostu, daha az enerji tüketen, daha az
CO2 salınımı yapan ya da daha az atık üreten binaların tasarımı ve inşası ile sınırlı
değildir. İnşaat sektöründe kullanılan malzemelerin üretiminde de sürdürülebilirlik göz
önünde bulundurulmalıdır. Örneğin çimento üretimi insan kaynaklı küresel CO2
salınımının yaklaşık %5’ini oluşturmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)
ortaklığıyla hayata geçirilen Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İşkonseyi-Çimento
Sürdürülebilirliği Girişimi (WBCSD-CSI), çimento üretiminde CO2 salınımını
azaltabilecek teknolojileri ortaya çıkarmak için bir yol haritası çizmiştir. Sözkonusu yol
haritasında, çimento kaynaklı CO2 salınımını azaltmak için dört başlık ortaya çıkmıştır;
1. Çimento üretiminde termal ve elektrik enerjisi verimliliğinin artırılması
2. Çimento üretiminde alternatif yakıtların kullanılması
3. Klinker yerine düşük karbonlu, çimento özelliği gösteren malzemeler
kullanılması
4. Karbon tutumu ve depolanması
Girişim, bu yol haritası aracılığıyla çimento sektöründeki CO2 salınımının 2050 yılında
şu anki seviyesinin yarısına indirilebileceğini tahmin etmektedir. Diğer yandan inşaat
sektörü geleneksel ve maliyet odaklı bir sektör olarak AR-GE ve inovasyon yatırımları
açısından başarılı bir tablo çizmemektedir. Fakat özellikle önümüzdeki dönemlerde
çevresel sürdürülebilirlik, enerji verimliliği, azalan kaynaklar, çevre kirliliği ve artan
üretim maliyetleri gibi kürel sorunların da etkisiyle inşaat sektöründe radikal teknolojik
inovasyona gereksinim artacaktır (Candemir vd., 2012).
Betonarme yapıların yüksek dayanıklılığı, genellikle yoğun beton matrisiyle
ilişkilendirilebilir. Örneğin, yoğun bir mikroyapının geçirgenliği düşürmesi ve zararlı
maddelerin çelik donatıya taşınımını azaltması beklenir. (Beeldens ve Vandewalle,
2001; Oh vd., 2002). Bu durum sürekli granülometrili agrega, uçucu kül ve silis dumanı
kullanımı, ya da düşük su/çimento oranıyla elde edilebilir (Mehta, 1986; Hwang
vd.,1996; Chang vd., 2001). Ancak, bu kavramlar betonarme yapının servis ömrü
boyunca çatlaksız bir şekilde kalmasına ve yoğun mikroyapısı sayesinde su, klor
iyonları ve oksijen gibi materyallerin geçirimliliğine direnç gösterdiği durumda
geçerlidir. Laboratuvar testlerinde, beton varsayılan hasarsız (çatlaksız) durumunda,
çok umut vadeden bir dayanıklılık göstermektedir (Weiss ve Shah, 2002; Mora vd.,
2003). Hâlbuki uygulamada betonarme elemanlar, uygulanan mekanik yükler ve
neredeyse kaçınılmaz olan kısıtlanmış durumlarda beklenen rötre ve termal
deformasyonlar sebebiyle çatlar (Wittmann, 2002; Mihashi ve De Leite, 2004). Bu
3
çatlaklar betonda bozulmaya sebep olan zararlı maddelerin nüfuzu için kolay yollar
sağlar. Klor iyonu, oksijen ve karbonatlaşmaya neden olan maddeler, bu çatlaklar
vasıtasıyla taşınır ve sonuç olarak çelik donatının paslanmasına sebep olurlar. Komşu
çatlaklar arasındaki sağlam betonun çok yoğun ve neredeyse tamamen geçirimsiz
olduğu durumlarda dahi, çatlakların varlığı genel geçirimliliğin artmasına ve zararlı
maddelerin çelik donatıya ulaşmasına sebebiyet verir (Bakker, 1988; Gerard vd.,
1997; Hearn, 1999). Bu sebepten dolayı, dayanıklılık problemlerinin kökünde, beton
malzemelerin gevrek yapısı yer almaktadır. Bu sorunu çözmek için, betonun gevrek
yapısını azaltacak temel bir çözüm gereklidir. Bunun için son zamanlarda lif katklılı
çimento esaslı kompozitler ve bu kompozitlerin özel bir sınınıfı olan tasarlanmış
çimento esaslı kompozitler üzerinde yapılan çalışmalar devam etmektedir.
TÇEK’lerdeki lifler; tipleri, boyutları, narinlik oranları (boy/çap), miktarları, geometrileri,
çekme dayanımları, yüzey özellikleri ve lif-matris aderansı gibi birçok parametreye
bağlı olarak kompozitte dayanımı, çatlak kontrolünü, şekil değiştirme kapasitesini,
darbe dayanımını ve durabiliteyi arttırmaktadır.
Yüksek mukavemet özellikli liflerin çimento esaslı matris içerisine ilave edilip homojen
bir şekilde kompozit yapı içerisinde dağıtılması ve sünek bir yapının oluşturulması,
malzemenin gevrek özelliğin iyileştirilmesi için uygun bir çözümdür. Bu çözüme bağlı
olarak, yapının performansında engel olan bu gevrekliğin iyileştirilmesi, “Tasarlanmış
Çimento Esaslı Kompozitler (Patentli İsmi: Engineered Cementitious Composites –
ECC)” olarak adlandırılan, yeni bir kompozit türünün inşaat malzemesi alanına
girmesi ile giderilmiş oldu.
TÇEK, ilk tasarlandığı haliyle sadece özel bir kum (mikronize kuvars kumu) ile başarılı
bir şekilde üretilebilmekteydi. Ancak, TÇEK’in yerel malzemelerle üretilmesi, kum tane
boyutu dağılımının etkileri, üretimin tekrarlanabilirliği, çok yüksek hacimde endüstriyel
atık mineral katkıların kullanımının mekanik ve dayanıklılık özellikleri üzerine etkileri,
mekanik ve çevresel yüklerin aynı anda uygulanması durumundaki performansı,
boyutsal stabilite özellikleri, lif dağılımının homojen olması için gerekli olan reolojik
özellikler, lif-matris ara yüzeylerinin mineral katkı miktarına bağlı özellikleri,
kendiliğinden iyileşmesi, mikro yapısı gibi konular hala aydınlık bekleyen hususlardır.
Bu tez çalışması kapsamında yukarıda sıralanan konularda kapsamlı deneysel
çalışmalar yapılmış olup elde edilen deney sonuçları literatürde detayları verilmiş
standart TÇEK karışımı ile karşılaştırılmıştır.
4
Bu tez çalışmasında, yaklaşık olarak ağırlıkça %27 düşük hacimli bağlayıcı malzeme
portland çimentosu, uçucu kül, kuvars kumu, değişik oranlarda bazalt lif (BL) ve BL-
PVA (Polivinil Alkol) lif kombinasyonlarının bulunduğu TÇEK’nin yeni bir türü
tasarlanmıştır. Düşük bağlayıcı bağlayıcı malzemeler ve fiber miktarları
düşünüldüğünde yeni geliştirilen TÇEK’in üretim maliyetlerini düşürebileceği ve artan
çevreci malzeme özelliğine sahip olabileceği düşünülmektedir.
Tez çalışması kapsamında, TÇEK’in ülkemizde araştırılması, mekanik özeliklerinin
mevcut girdilerden daha ekonomik bileşenler ile daha da geliştirilmesinin ve
yaygınlaştırılabilmesinin, sürdürülebilir kalkınma için oldukça önemli olduğunu
düşünülmektedir. Kısaca özetlemek gerekirse, yapıların, yüksek oranda uçucu kül gibi
atık malzemeleri içeren ve PVA life alternatif olabilecek değişik lif türlerinin
kullanımıyla üretilen yüksek sünekliğe sahip TÇEK ile üretilmesi/tamir edilmesi,
yapıların dayanıklılığını ve servis ömrünü uzatıp tamirat ihtiyacını azaltacaktır. Bu
durum ise hem inşaat maliyet girdilerinin azalmasını hem doğal kaynakların
korunmasını hem de doğada atık olarak bulunan malzemelerin değerlendirilmesini ve
böylece çevrenin daha az kirlenmesini sağlayacaktır. Tamamlanmış olan bu çalışma
ile birlikte çok üstün özelliklere sahip TÇEK malzemesini ülkemizde altyapıların
güvenliğini, kullanışlılığını ve sürekliliğini artırmada tercih edilebilir bir malzeme
yapacaktır.
Günümüzde BL’le ilgili çalışmalar sınırlı sayıdadır. Bu çalışma kapsamında BL katkılı
çimento esaslı kompozit malzemenin taze, mekanik ve boyutsal stabilite özellikleri
daha önceki çalışmalarda da kullanılan ve lif olarak sadece PVA lif kullanılarak
üretilen normal TÇEK malzemesi ile kıyaslanarak literatüre katkı sağlayacağı
düşünülmektedir.
5
2. KAYNAK ÖZETLERİ
2.1. TÇEK’lerin Mekanik Özellikleri Üzerine Yapılan Daha Önceki Çalışmalar
Literatürde TÇEK’lerin başta basınç dayanımı, eğilme dayanımı, doğrudan çekme
dayanımı ve yarmada çekme dayanımı ile ilgili çalışmalar bulunmakta olup son
yıllardaki çalışmalar güncel bir şekilde takip edilerek bu bölümde yapılan çalışmaların
kısa özetlerine yer verilmiştir.
TÇEK’in ilk deneysel çalışmlarının yapıldığı yer olan Michigan Üniversitesi’nde
yapılmış olan çalışmalarda TÇEK gibi şekil değiştirme sertleşmesi davranışı
sergileyen çimento esaslı kompozitlerin dört noktalı eğilmede çekme testi sonucu
numunelerin orta noktasında ölçülen şekil değiştirme (sehim) ile eksenel çekme
yüklemesi altında birim şekil değiştirme kapasitesi arasında doğrudan bir bağıntı
tespit edilmiştir. Elde edilen bağıntı doğrultusunda ve deney esnasında kullanılan
numunelerin geometrik özelikleri de dikkate alınarak modelleme yapılmıştır (Qian ve
Li, 2007; Zhou vd., 2008). Yapılmış olan bu modellemeler kullanılarak Şahmaran
vd.’nin 2012 yılında yaptıkları çalışmada dört noktalı eğilmede çekme testi sonucu
numunenin orta noktasında ölçülen 5 mm’lik bir sehim değeri yaklaşık %3 civarı birim
çekme şekil değiştirmeye denk geldiği belirlenmiştir. Bu değer, normal betonun ve lif
donatılı betonun çekme şekil değiştirme kapasitesinin yaklaşık 300 ile 500 katı
kadardır. ECC ilk çatlaktan sonra şekil değiştirme sertleşmesi sergilemekte ve bu
özelliği ile ECC ’ nin betondan öte sünek bir metal gibi davranış sergilemesini
sağlamaktadır (şekil değiştirme kapasitesi birçok sünek malzeme için, örneğin
alüminyum bileşeni, %6 ile 8 arasında değişmektedir) (Şahmaran vd., 2012).
TÇEK’ler lif katkılı ultra düktil çimento esaslı malzemelerdir. TÇEK’ler yüksek çekme
düktilitesi ve dar çatlak genişliği kontrolü ile nitelendirilir. Mükemmel performansı
sayesinde TÇEK, yükleme kapasitesini ve yapıların dayanıklılığını artırmak için köprü,
otoyol, gökdelenler gibi farklı uygulama alanlarında ortaya çıkmaktadır. Fakat diğer
yandan TÇEK boyutsal stabilite, ekonomiklik, sürdürülebilirlik konularında bir
sınırlama ile karşı karşıyadır. TÇEK’de genelde büyük miktarlarda bağlayıcı malzeme
kullanılır, genel olarak ağırlıkça %70’den fazla, karışım içeriğine herhangi bir iri
agrega ilave edilmez. TÇEK’deki yüksek hacimdeki bağlayıcı malzeme, geniş kuruma
rötrelerine ve malzemenin çevreci özelliği ile malzemenin maliyeti üzerine olumsuz
etkiye neden olmaktadır (Zhou vd., 2010).
6
Zhou vd. (2010), düşük hacim bağlayıcı malzeme içeren tasarlanmış çimento esaslı
kompozitler üzerine yapmış oldukları deneysel incelemelerde, yaklaşık olarak
ağırlıkça %25 düşük hacimli bağlayıcı malzeme portland çimentosu, yüksek fırın
cürufu, silis dumanı içeren ve karışımında büyük miktarda filler, agrega, kireçtaşı tozu
ve nehir kumu bulunan TÇEK’nin yeni bir türü tasarlamışlardır. Bu karışımda hacimce
sadece %1.2 oranında lifler karışıma dâhil edilmiştir. Deneysel çalışmalar %2 çekme
düktülitesi ve nispeten düşük rötre özelliği gösteren yeni geliştirilmiş TÇEK’yi ortaya
çıkarmıştır. Düşük bağlayıcı malzemeler ve fiber miktarları düşünüldüğünde yeni
geliştirilen TÇEK’nin üretim maliyetlerini düşürebileceği ve artan çevreci malzeme
özelliğine sahip olabileceği beklenmektedir.
Toutanji vd., (2010), yaptıkları çalışmada polivinilalkol (PVA) lif ve tek agraga olarak
olarak polivinil butiral (PVB) katkılı hafif yüksek performans çimento esaslı kompozitin
geliştirilmesi için araştırmalar yapmışlardır. Basınç ve eğilme dayanımı, darbe direnci
ve kırılma tokluğu gibi mekanik özellikler değerlendirildiği deneysel çalışmalarda, PVB
katkılı kompozit ile 1548 kg/m3 ortalama yoğunluk ve yaklaşık 40 MPa basınç
dayanımı değerleri elde edilmiştir. PVA liflerin eklenmesinin düktiliteyi, kırılma
tokluğunu ve darbe direncini hacim fraksiyonları nedeniyle geliştirdiği tespit edilmiştir.
Genellikle kırılma tokluğundaki artış lif hacim fraksiyonlarındaki artışla doğrusal
olmakla birlikte darbe direnci ile bağlantılı artış doğrusal bir seyir izlememiştir.
Karışımların oranlaması ve lif köprüleme mekaniğine dayalı bir yöntem kırılma
tokluğunu karakterize etmek için geliştirilmiştir. Karşılaştırmalar, eşit yoğunluğa sahip
olan hafif beton ve normal ağırlıklı beton ile yapılmıştır. Geliştirilen model ile test
edilen malzemeler için önceden tahmin edilen sonuçlarla deneysel sonuçlar
karşılaştırıldığında iyi bir korelasyon elde edilmiştir.
Sakulich ve Li (2011), tasarlanmış çimento esaslı kompozitlerin (TÇEK) nano
ölçekteki özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yaptıkları deneysel çalışmalarda, üç
farklı TÇEK formülünün (bir standart formül ve iki nano malzeme katkılar içeren) nano
ölçek kimyasal ve mekanik özelliklerini nanoiz, elektron mikroskobu ve enerji dağılımlı
izgeölçümü kullanılarak çalışmışlardır. Nanaoiz sonuçları, matris ve reaksiyona
girmemiş uçucu kül arasındaki farkın yanı sıra (~20 GPa), kütle matrisi (~30 GPa) ve
matris/fiber arayüz geçiş bölgesi arasındaki katsayıdaki farkı da vurgulamaktadır.
Karbon siyahı ve karbon nanotüplerin ilavesi, standart M45 ile karşılaştırıldığında
katsayıda çok az değişim oluşturmuştur. Elektron mikroskobu ile girintiler gözlenmiş;
karbon siyahı parçacıklarına ait hiçbir ize rastlanmamış fakat nananotüpler ve
nanotüp yan yana bağlanan çatlaklar dâhil, PVA liflere yakın ultra ince çatlaklarda
7
kolaylıkla tespit edilebildiğini belirtmişlerdir. Element analizinin, ana kompozisyondan
mekanik özellikler üzerine bir etkiden daha fazlasına sahip olan porozite gibi faktörleri
içeren katsayı ve kimyasal kompozisyon arasındaki ilişkiyi göstermekte başarısız
olduğu görülmüştür.
Metaxa vd. (2012), çimento esaslı malzemelerde etkili bir şekilde dağıtılmış çok
çeperli karbon nanotüp (MWCNT)/sulu yüzey etkinleştirici süspansiyonların etkili bir
şekilde kullanımının, malzemelerin mekanik özelliklerini önemli ölçüde geliştirdiğini
bildirmişlerdir. Üretilen MWCNT süspansiyonlar, karışım suyuna karşılık gelen yüksek
bir su içeriğine sahiptir. Mevcut çalışmada, oldukça yüksek yoğunlukta MWCNT
süspansiyonları hazırlama metodu sunulmuştur, bundan dolayı çimento esaslı
malzemelerde gerekli olan karışım hacmi azaltılabilmiştir. İki farklı yüksek hızdaki
merkezkaç döneci (çark) kullanan bir merkezkaç işlemi, süspansiyonlardaki suyun
miktarını azaltmak için kullanılmıştır. Işık soğurum görünge gösterimi,
ultrasantrifügasyon işleminin MWCNT süspansiyonlarının yoğunluğunu 5 kat arttırdığı
görülmüştür. Eriyiklerin ardından oldukça yoğun MWCNT süspansiyonlarının
kullanımı, yoğun olmayan süspansiyonları kullanarak hazırlanan örneklerin
performansına benzer mekanik özellikli nano kompozitler ile sonuçlanmıştır. Bu
sonuçlar doğrultusunda araştırmacılar, ultrasantrifügasyon yoğunlaşma metodunun
karışımların güçlendirici özelliklerini etkilemeksizin başarılı bir şekilde MWCNT
süspansiyonlarının çözünürlüğünü muhafaza ettiğini, böylelikle ultrasantrifügasyon
yoğunlaşma metodunu, MWCNT karışımlarının geniş ölçekte uygulanması için etkin
bir hazırlık aşamasını oluşturabileceğini ileri sürmüşlerdir.
Pereira vd. (2012), yapmış oldukları çalışmada, farklı lif katkılı çimento esaslı
kompozit malzemelerin tepkisinin değerlendirilmesini, doğrudan çekme gerimesi-
çatlak açıklığı davranışı belirlenerek yapmışlardır. Gerilme yüklemesinden
kaynaklanan köprü çatlaklarına farklı liflerin etkisinin altında yatan faktörlerden mikro
mekanizmin yanı sıra hibrit lif katkılarının etkinliği ve çatlama sürecinin çok ölçekli
yapısı, elde edilen deneysel sonuçlara bağlı olarak tartışılmıştır. Araştırmacılar,
çimento esaslı kompozit matrislerinde donatı olarak farklı lif türlerinin birlikte
kullanımının (hibrit), genel olarak lif katkılı çimento esaslı kompozitlerdeki çatlama
sürecinin çok ölçekli doğasının temel esası tarafından harekete geçirildiğini ifade
etmişlerdir. Farklı geometrik ve mekanik özellikli liflerin kompozitte gerilme şekil
değiştirmesine maruz kalırken, çatlakların mikro boyuttan makro boyuta doğru
gelişiminin ve yayılmasının sınırlandığı varsaymışlardır. Çalışma sonucunda, lif katkılı
sistemlerin optimize edilmiş tasarımının, genel gerilme tepkisine her bir lif türünün
8
katkısının objektif değerlendirmesini gerektirdiğini tespit edilmiştir. Ayrıca belirli lif
kombinasyonlarından meydana gelen olası sinerjistik etkilerin açık bir şekilde
tanımlanması gerektiği araştırmacılar tarafından belirtilmiştir.
Li ve Zhang (2012), dinamik yükleme altında donatısız beton için yaygın olarak
kullanılan malzeme modellerinden özellikle Beton Hasar modeli ve Elastik –Plastik
Hidrodinamik modelleri, dinamik yükleme altındaki tasarlanmış çimento esaslı
kompozit malzemeler (TÇEK) için uygun bir malzeme modeli belirlemek üzere
değerlendirmişlerdir. Boyut etkisinin, gerilme oranı etkisinin ve dinamik malzeme
davranışı üzerine özel durum denkleminin etkileri, sayısal modelleme yöntemi
kullanılarak araştırılmıştır. TÇEK malzemelerin dinamik davranışının benzerini
oluşturmak için uygun bir malzeme modeli Beton Hasar modeline bağlı olarak
oluşturulmuştur. Hibrit lifli TÇEK malzemelerin deneysel verilerine göre ayarlanan
parametreler vasıtasıyla geliştirilen Beton Hasar modeli, TÇEK malzemelerin
benzersiz çekme gerinimi sertleşmesi özelliğini gösterebilmekle beraber bu model
gerinim hızı etkilerini ve boyut etkilerini de başarılı bir şekilde sunabilmiştir.
Araştırmacılar, yüksek hızdaki mermilerin çarptığı TÇEK panellerin darbe sürecinin
sayısal modellemesinin, TÇEK malzemelerin ve yapıların dinamik davranışını
modellemede etkin bir rol oynadığını belirtmişlerdir.
Shoukry vd. (2013), yapı yüzey sıvası için, fiber katkılı çimento esaslı kompozitlerin
(FRCCs) eğilme dayanımlarını geliştirme ve kılcal su emmelerini azaltmada nano
metakaolinin rolünün araştırılması amaçladıkları çalışmalarında, kısa doğal lifleri
beyaz portland çimentoya (WPC) çimentonun ağırlıkça %0.5, %1, %1.5, %2 ve %2.5
miktarlarında ilave etmişlerdir. Çalışma sonucunda, lif miktarının eğilme dayanımını
yaklaşık %2’den %82’ye kadar artırdığını, sonrasında ise eğilme dayanımı
değerlerinde bir düşüş görüldüğünü bulmuşlardır. Kılcal su emme ise lif yüzdesinin
artması ile birlikte artış göstermiştir. Çalışmanın ikinci kısmında, lif katkılı nano
çimento esaslı kompozitleri geliştirmek için %2-%14 aralığında değişen farklı
yüzdelerde NMK (Nano Meta Kaolin), fiber miktarını %2’lik sabit tutarak çimentonun
yer değiştirmesi ile kullanılmıştır. Deneysel çalışmalarda eğilme dayanımındaki
yaklaşık %67’ye kadar ilave artış, %10’luk NMK miktarında elde edilmiştir. Kılcal su
emme değerleri ise genellikle NMK’nın çimento ile yer değiştirme miktarına bağlı
olarak düşüş göstermiştir. Araştırmacılar kılcal su emme değerlerindeki yaklaşık
%50’lik düşüşün, %10 NMK içeriğinde görüldüğünü rapor etmişlerdir.
9
Soe vd. (2013), %1.75 PVA lif ve % 0.58 çelik lifli yeni bir hibrit tasarlanmış çimento
esaslı kompozitin (TÇEK) deneysel olarak darbe direnci araştırmışlardır. Çalışmada,
TÇEK paneller 300 m/s’den 657 m/s aralığında başlangıç vurma hızına sahip
taşınabilir gaz tüfeğinden ateşlenen küçük bir çelik mermiden gelen çarpma etkisine
maruz bırakılmıştır. Bilgisayar ile kontrol edilen yüksek hızlı bir kamera, çarpma
işlemini kaydetmekte, çarpma boyunca merminin izini ve delinmeden sonra mermiden
geriye kalan hızı kaydetmekte kullanılmıştır. Panellere çarpma hızının büyüklüğü;
çarpma deneyinden sonra ölçülen oyuk çapı, girme derinliği ve kabuk çapı gibi hasar
parametreleri yoluyla değerlendirilmiştir. Üretilen bu yeni TÇEK’nin darbe dayanım
yeteneğini değerlendirmek için düz beton panellerin darbe tepkisi, yüksek dayanım
beton paneller ve gelecek vadeden darbe dirençli malzemelerden olması tavsiye
edilen TÇEK karışımlarından imal edilen hibrit lif TÇEK paneller kullanılmıştır.
Çalışma sonuçları, yeni hibrit lif TÇEK malzemenin, bir mermiden gelen darbe
enerjisinin emilimi, yüksek lif köprüleme yeteneği ve çoklu darbeler altında daha iyi
dayanıklılık gibi birtakım parametreler vasıtasıyla iyi derecede darbe direncine sahip
olduğunu göstermiştir.
Soe vd. (2013), yeni geliştirdikleri TÇEK ile daha iyi bir darbe dayanımını elde etmeyi
hedefledikleri çalışmalarında, %1.75 PVA lif ve %0.58 çelik lif ile takviye edilmiş yeni
bir hibrit tasarlanmış çimento esaslı kompozitin (TÇEK) mekanik özelliklerini deneysel
olarak araştırmışlardır. Bir dizi deney, yeni malzemenin basınç dayanımı, young
modülü, kopma modülü ve çekme özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Referans karışım olarak belirtilen ve darbe direncinden dolayı çok umut verici olduğu
iddia edilen %1.5 PVA lif ve 0.5 çelik lif lif ile üretilmiş TÇEK’lerin malzeme özellikleri
bu çalışmada, malzeme özellikleri üzerine lif hacim fraksiyonunun etkisini belirlemek
ve karşılaştırmak amacıyla test edilmiştir. Darbe direncini geliştirmek için her ikisinin
de önemli olduğu %1.75 PVA lif ve % 0.58 çelik lif ile üretilen yeni TÇEK’in, referans
TÇEK’den daha gelişmiş dayanım ve gerilme yeteneği sergilediği sonucuna
varılmıştır.
Yapı malzemesine nanoboyut biliminin uygulanışı çok önceden başlamıştır. Son
zamanlarda çeşitli nanofiberlere, harici mekanik özellikleri ve çimento matrisi
içerisinde donatı olarak kullanabilmek için yüksek potansiyele sahip olmasından
dolayı araştırmacıların ilgisi artmış durumdadır. Karbon nanotüp (CNT), nanoteknoloji
alanındaki çok önemli araştırma alanlarından birisidir. CNT’lerin boyutları ve üstün
mekanik özellikleri, yüksek performans gelecek nesil çimento esaslı kompozitleri
üretmekte kullanılabilmesi için yüksek potansiyele sahip olduğunu göstermektedir.
10
Manzur vd. (2014), CNT katkılı çimento esaslı kompozitlerin basınç dayanımları
üzerine CNT’nin boyut etkisini araştırmak için bir deneme çalışması yapmıştır. Yedi
farklı çok çeperli nanotüpler (MWNTs), çimento esaslı kompozitler üretmek için
kullanılmıştır. Birçok durumda kompozitlerin basınç dayanımı üzerine nanotüp
boyutunun etkisiyle ilgili bir ilişki gözlenmiştir. Dış çapı 20 mm veya daha az olan
MWNT’ler nispeten daha iyi performans sergilemiştir. Daha küçük boyutlu MWNT’ler
genellikle ince ölçekte dağıtılabilmiş ve sonuç olarak çimento matrisinde daha etkili
olarak daha çok nano boşluk alanı doldurulabilmiştir. Bu durumun neticesi olarak da
yazarlarca daha güçlü kompozitlerin meydana getirilebileceği kanısına varılmıştır.
Sbia vd. (2014), üretimini gerçekleştirdikleri ultra yüksek performans betonun (UHPC)
belirgin bir biçimde yüksek mekanik, geçirimsizlik ve durabilite özelliklerini; kılcal
boşlukların miktarını ve boyutlarını azaltarak, çimento hidratların mikro yapısını
iyileştirerek ve fiber katkısını etkin bir şekilde kullanarak gerçekleştirmişlerdir.
UHPC’lerin yoğun ve ince mikroyapısı, UHPC’deki fiberlerin güçlendirici etkisini
tamamlayabilen nano malzemelerin kompozit matrisinde etkili bir şekilde dağılmasını
ve etkileşime girmesini kolaylaştırmıştır. Deneysel bir optimizasyon programı,
UHPC’deki çelik lif ve nispeten düşük maliyetli karbon nano liflerin optimum
kombinasyonu belirlemek için uygulanmıştır. Araştırmacılar, UHPC’nin eğilme
dayanımının, düktilitesinin, enerji tutuma kapasitesinin, darbe ve aşınma direncinin
dengeli bir şekilde gelişimi için çelik lifler ve karbon nano liflerin optimum hacimsel
oranlarını sırasıyla %1.1 ve %0.04 olarak belirlemişlerdir. Çalışma sonucunda,
UHPC’deki karbon nano liflerin ve çelik liflerin arzu edilen tamamlayıcı etkisine
erişilmiştir. Bu tamamlayıcı etkinin, farklı ölçeklerde bu liflerin destekleyici etkisine
katkıda bulunduğu ve UHPC’deki liflerin çekme davranışına ve nanoliflerin arayüz
bağına faydalı olmaları gibi olumlu özellikleri belirlenmiştir.
Tasarlanmış çimento esaslı kompozitler (TÇEK) normal beton ve lif katklılı betona
göre çoğu yönlerden avantajlar sunmasına rağmen günümüzde bütün bir yapıyı
TÇEK ile inşa etmek çok da ekonomik olmamaktadır. Bundan dolayı TÇEK potansiyel
olarak onarım-güçlendirme sistemlerinde veya boyutsal olarak rijit bir malzeme ile
beraber kullanılmasını gerektiren ikili sistemlerde uygulanabilmektedir (Keskin vd.,
2014). Kısıtlayıcı etkisi ile birlikte yüksek rötre, TÇEK için kritik bir olay olan çatlamaya
sebebiyet vermektedir. TÇEK’nin mekanik özellikleri ile birlikte TÇEK’nin çatlama
potansiyelini hesaplamakta kullanılan otojen rötre, kuruma rötresi ve çekme sünmesi
gibi vizkoelastik özelliklerini araştırdıkları çalışmalarında Keskin vd., aynı zamanda
kısıtlanmış rötre koşulları altında TÇEK karışımlarının çatlama eğilimi de kısıtlanmış
11
rötre döngülerini kullanılarak incelemişlerdir. Çalışma sonucunda araştırmacılar hem
mikro çatlakların hem de viskoz kesme teorilerinin TÇEK’nin şekil değiştirmesiyle
bağlantılı olduğunu, mineral karışımın türü ve miktarının boyutsal ve mekanik
özellikler üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu ve diğer bir çıkarım olarak da
sünme, elastik özellikler ve rötre verilerinin boyutsal uyumluluğu değerlendirmekte
birlikte kullanılması gerektiği sonucuna varmışlardır (Keskin vd., 2014).
Zamanla ömrünü dolduran beton altyapıları güçlendirme ve tamir etme ihtiyacı
artmaktadır. Normal beton tamir malzemeleri kırılgan yapıdadır ve onarım ve
güçlendirme döngülerinden dolayı durabilite yetersizliğiyle sonuçlanan çatlama
eğilimindedir. Bu sorunun üstesinden gelmek için, Maa vd., araştırmalarında orta-
erken dayanımlı tasarlanmış çimento esaslı kompozitler (MES-TÇEK) geliştirmiş ve
bu kompozitlerin kendiliğinden iyileşme davranışları araştırmışlardır. Hızlı geçirgenlik
deneyi ve dört nokta eğilme deneylerini MES-TÇEK’lerin kendiliğinden iyileşmenin
etkisini değerlendirmekte kullandıkları çalışma sonucunda, MES TÇEK’lerin üç günlük
basınç dayanımı 24 MPa dayanım değerlerine ulaşmış ve 50 µm’dan daha düşük
genişlikte çatlak genişlikli yüksek çekme düktilitesine sahip olmuştur. Ayrıca,
kendiliğinden iyileşme test sonuçlarından, kompozitin bağıl su geçirgenliğinin, 10
iyileşme döngüsünden sonra sıfıra düştüğü görülmüştür. Buna ek olarak, eğilme
sertliği, eğilme mukavemeti ve deformasyon gibi mekanik özellikler, 10 iyileşme
döngüsünden sonra belli bir iyileşme göstermiştir. Kendiliğinden iyileşme süreci genel
olarak ilk 3 döngüde oluşmuş ve kendiliğinden iyileşme ürünü olarak, ana bileşenin
CaCO3 olduğu karma bir Ca(OH)2 / CaCO3 sistemi ortaya çıkmıştır (Maa vd., 2014).
Zhu vd. (2014), bağlayıcı malzemelerin (uçucu kül, curuf, silis dumanı ve çimento) İkili
ve üçlü sistemleri ile üretilen tasarlanmış çimento esaslı kompozitler (TÇEK) için
düktilite ile basınç dayanımının korelasyonu ve ölçümünü yaptıkları çalışmalarını, 12
farklı TÇEK karışımının yük-sehim eğrilerinde elde edilen parametreler ile basınç
dayanımı arasındaki ilişkiyi kurma üzerine oluşturulmuştur. Sonuçlar, basınç
dayanımının sırasıyla sehim, tokluk indeksi ve kırılma enerjisiyle ters orantılı bir
ilişkiye sahip olmakla birlikte eğilme dayanımını, ilk çatlama yükü ve nihai yük ile
doğru orantılı bir ilişkiye sahip olduğunu göstermiştir. Bunlara ek olarak bağlayıcı
malzemelerin ikili sisteminde TÇEK’nin sünekliği, sırasıyla çimentonun yer değiştirdiği
yüksek hacimli uçucu kül ve cüruf karışıma katıldığında açık bir şekilde gelişirken
uçucu kül ve cüruflu TÇEK’in basınç dayanımları sırasıyla %40 ve %14 azalma
göstermiştir. Çimentonun %70’nin yer değiştirmesi ile oluşturulan bağlayıcı
malzemelerin üçlü sistemi için uçucu kül ve cüruf kombinasyonu sadece TÇEK’nin
12
üstün bir süneklik kazanmasını yardımcı olmakla kalmayıp aynı zamanda yeterli
sağlamlıkta bir matris dayanımı sağlamıştır. Bunlardan başka uçucu kül ve silis
dumanı kombinasyonu basınç dayanımını artırırken TÇEK’lerin tokluklarını zayıflatıcı
bir etki yapmıştır.
Çimento esaslı kompozitlerin eğilme davranışı üzerine polipropilen (PP) ve
polivinilalkol (PVA) liflerin tek başına ve birlikte ilave edilmesinin etkisi (PP/PVA fiber
oranları: 3/0%, 2/1%, 1.5/1.5%, 1/2% ve 0/3%) Felekoğlu ve Felekoğlu (2015),
tarafından araştırılmıştır. Bu amaçla farklı dayanım sınıflarındaki matrisler
kullanılmıştır. Yüksek dayanım matrisinin (MI) bağlayıcı bileşimi sadece çimentodan
oluşturulmuş ve çimentonun %50’si, nispeten düşük bir dayanım matrisi (MII)
hazırlamak için uçucu kül ile yer değiştirilmiştir. İlk çatlak ile eğilme dayanımı ve sehim
ile bağıl tokluk değerleri bütün örnekleri için belirlenmiştir. Sonuçlar, çimento esaslı
kompozitlerin yük-sehim eğrileri üzerine PP ve PVA liflerin etkilerinin önemli bir
şekilde farklılık arz ettiğini göstermiştir. Matris dayanımı fiber katkılı kompozitlerin
eğilme performansı belirlemede baskın etken olarak bulunmuştur. PP ve PVA
fiberlerin hibrit kullanımlarının, kompoizitlerin çoklu çatlak performansı, bağıl tokluk
değerleri ve eğilme dayanımları üzerinde önemli bir gelişmeye sebep olmadığı
görülmüştür.
Shwan vd. (2015), tasarlanmış çimento esaslı kompozit (TÇEK) küp ve levhaların
tokluk, basınç ve eğilme dayanımları üzerinde PVA liflerin etkisini araştırdıkları
çalışmalarında, farklı içerikteki PVA lifli TÇEK’lerin gerinim sertleşmesi davranışını
değerlendirmek için deneyler doğrudan gerilmede yapılmıştır. Ayrıca eğilme dayanımı
ASTM C1018 standardı ve son-çatlama dayanımı tekniği (PCSm)’ye göre
değerlendirilmiştir. Sonuçlar, takviye (güçlendirici) bileşenlerin, doğrusal olmayan bir
eğilimde artmasından dolayı basınç dayanımının azaldığını göstermiştir. Takviye
içeriğin artışı ile ilk çatlama direnci düşmüş ve nihai dayanım biraz artmıştır. Lineer
olarak takviye içeriğinin artmasından dolayı, nihai yüklemedeki eğilmede ve
kopmadaki eğilmede (sehim) önemli bir artış olmuştur. Yumuşama davranışı daha az
değerlerde gözlenirken, gerinme sertleşmesi ve çoklu çatlak davranışı 316’dan daha
yüksek takviye indeks’li plakalarda gözlenmiştir. TÇEK PVA levhalarda, PVA liflerin
kopmasından dolayı istenen düktilitenin elde edilemediği görülmüştür. PVA
levhalarda, PVA liflerdeki kopmadan dolayı istenen düktiliteye ulaşılamamıştır.
Said ve Abdul Razak (2015), yaptıkları deneysel çalışmada tasarlanmış çimento
esaslı kompozit küp ve levhaların tokluk, basınç ve eğilme dayanımları üzerine
polietilen (PE) liflerin etkilerini araştırmışlardır. Deneyler farklı lif içerikli TÇEK’lerin
13
gerilme sertleşme davranışını değerlendirmek için doğrudan gerilmelerde
yürütülmüştür. Eğilme tokluğu ASTM C1018 standardı ve çatlak sonrası dayanım
tekniği (PCSm) esas alınarak belirlenmiştir. Sonuçlar, basınç dayanımının, ilk çatlak
yükünün düşmeye başladığı takviye indeksinin artması ile doğrusal olarak düştüğünü,
basınç dayanımının levhaların nihai dayanımını, kırılma anındaki sehimini ve nihai
yükününü önemli oranda arttığını göstermiştir.
Tasarlanmış çimento esaslı kompozitler (TÇEK) belirgin bir çekme düktilitesi, tokluğu
ve ince çoklu çatlak özelliği sergilemektedir. TÇEK ayrıca gelişmekte olan
sürdürülebilir alt yapılarda yüksek durabilite ve güvenlik ihtiyaçlarını
karşılayabilmektedir. Günümüzde TÇEK’de kullanılan yüzeyi özel itici bir yağ ile kaplı
olan PVA liflerin maliyeti oldukça yüksektir. Yüzeyi yağlanmamış normal PVA liflerin
maliyeti ise nispeten daha düşüktür fakat bu lifler ile üretilen TÇEK’lerin çekme
sünekliği sınırlı kalabilmektedir (Pan vd., 2015).
Pan vd. (2015), uygun maliyetli tasarlanmış çimento esaslı kompozitlerin (PVA-TÇEK)
mekanik özellikleri üzerine bir çalışma isimli araştırmalarında, mikro mekanik tasarım
modeline göre TÇEK’lerdeki yüzeyi yağlanmamış PVA lifler ve hibrit PVA liflerin
kullanım olanakları araştırılmış ve karışım oranları parametrik analizler yoluyla
yeniden tasarlanmıştır. Çalışma kapsamında farklı maliyetli ve performanslı üç tür
PVA-TÇEK’lerin karışımı tasarlanarak deney örnekleri üzerinde dört nokta eğilme
deneyi, tek eksenli çekme ve basınç dayanımı deneyleri uygulanmıştır.
Deneysel çalışmalar sonucunda, yüzeyi yağsız PVA lifli çimento esaslı kompozitlerin
çekme gerilmesi kapasitesinin önemli oranda normal betondakinden daha büyük
olduğu görülmüş fakat çimento esaslı kompozitlerin bu türünün kararlı hal çoklu çatlak
özelliği sergilemesinin zor olduğu araştırmacılar tarafından belirtilmiştir. Dört nokta
eğilme deneyi sonuçları ve tek eksenli basınç dayanımı sonuçları, su-çimento oranı
artışı ve uçucu külün çimentoyla yer değiştirmesinin gerilme sertleşmesi ve çoklu
çatlak oluşumuna katkı yaptığını göstermekle beraber bu durum çimento esaslı
kompozitlerin basınç ve eğilme dayanımlarını düşürücü bir etki yapmıştır. Bundan
başka TÇEK’lerin çekme sünekliğini artırmak için, yağlanmamış PVA fiberler hibrit
PVA-TÇEK’yi geliştirmek için uygun bir oranda yağlanmış PVA ile karıştırılmıştır. Elde
edilen hibrit PVA-TÇEK ile kesitin maksimum köprüleme basıncını sürdürmenin yanı
sıra, TÇEK’nin tamamlayıcı enerjisi azaltabilmiş ve gerilme sertleşmesi ile kararlı hal
çoklu çatlak oluşumu elde edilebilmiştir. Tasarlanan TÇEK karışımındaki kum-
çimento oranının azaltılması, eğilme sünekliliğini artırabilmekle beraber basınç
14
dayanımını düşürebileceği görülmüştür. Bunlardan başka TÇEK içerisinde hiç iri
agreganın olmaması TÇEK’nin elastik modülünün genellikle geleneksel betondan
düşük olmasına sebebiyet vermiştir.
Hibrit lifli TÇEK’ler, yüksek kırılma enerjisinden dolayı beton kaplamanın dağılmasını
ortadan kaldırmaktadır. Maalej vd. (2015), bir takım potansiyel yapısal uygulamalarda
hibrit lifli tasarlanmış çimento esaslı kompozitlerin (TÇEK) performansını
değerlendirme üzerine odaklanan son zamanlardaki bazı araştırma çalışmalarını
incelemişlerdir. İncelenen uygulamalar; tasarlama etkisine yönelik olarak hibrit lifli
TÇEK’lerin kullanımını ve patlamaya (yanma, darbe) dirençli koruyucu panelleri,
donatısız kâgir duvarların güçlendirmesini, betonarme kirişlerin güçlendirilmesini ve
betonarme kirişlerin korozyon dayanıklılığının geliştirilmesini kapsamıştır. Araştırma
bulguları, hibrit lifli TÇEK’lerin uygulandıkları yapıların performansını önemli oranda
geliştirebileceğini göstermiştir. Araştırmacılar buna bağlı olarak hibrit lifli TÇEK’lerin
yapısal tepkilere önemli iyileştirmeler sunduğunu, darbe enerjisi emiliminde önemli
oranda gelişme sağladığını, ince çatlak genişlikli çoklu çatlaklar vasıtasıyla korozyon
aktivitelerinde azalma sağlandığını belirtmişlerdir. Ayrıca kompozit yapıda oluşan
çoklu çatlakların FRP (Lif katkılı polimer) levhaların sıyrılmasını geciktirdiğini
bulmuşlardır.
Tasarlanmış çimento esaslı kompozitler (TÇEK), gerilme altında gerinim-sertleşmesi
davranışıyla bilinir ve mühendislik uygulamalarında artarak uygulanmaktadır. Fakat
yüksek sıcaklıklara maruz bırakılan TÇEK’nin performansı hakkında yeterli çalışma
olmaması, bazı özel alanlarda uygulanmasını sınırlandırmıştır (Yu vd., 2015). Bundan
dolayı yüksek hacim uçucu kül (UK/Ç=4.4) ve polivinilalkol lif (PVA) içeren TÇEK’nin
kalıcı mekanik performansı, PVA liflerin erime sıcaklığı olan yaklaşık 230 oC dikkate
alındığında deney örnekleri 20 oC, 50 oC, 100 oC ve 200 oC sıcaklık derecelerine
maruz bırakılarak araştırılmıştır. Sonuçlar, bu aralıklar arasında sıcaklığa maruz
bırakıldıktan sonra HVFA-TÇEK’li (yüksek hacim uçucu kül içeren TÇEK) örneklerin
özgün çoklu çatlak yapısını ve gerinim sertleşmesi özelliklerini koruduğunu
göstermiştir.
Örneklerin nihai çekme dayanımı ve çekme gerilme kapasitesinin olduğu çekme
değerleri, 50 oC ve 100 oC’deki işlemlerin ardından artmış fakat 200 oC’ye maruz
bırakıldıktan sonra azalışa geçmiştir. Termal koşullara maruz bırakılmanın etkilerini
daha iyi anlamak için deneyler, lif çekme dayanımı, fiber/ matris ara yüz bağı ve matris
kırılma tokluğu dikkate alınarak yapılmıştır. Liflerin çekme dayanımı 100 oC kadar
15
maruz bırakıldığında oda sıcaklığı değerini korumuş, fakat 200 oC geçtikten sonra
önemli ölçüde düşmüştür. Deney sonuçları, HVFA-TÇEK’nin yüksek sıcaklık
(≤200 oC) etkisine direnç gösterebileceğini ve orta dereceli sıcaklık işleminin
(≤100 oC) gerçekte TÇEK’lerin çekme özelliklerini geliştirebileceğini göstermiştir (Yu
vd., 2015).
Sürdürülebilir altyapılarda kalıcı malzemelere yönelik ihtiyaç, lifler ile gevrek yapılı
çimentolu esaslı matrisleri bir araya getiren çok fonksiyonlu gerinim sertleşmeli
çimento esaslı kompozit malzeme ortaya çıkarma çabalarını devam ettirmektedir.
Geleneksel betondan farklı olarak böyle malzemeler, genellikle çekme yüklemesi
altında gerinim sertleşmesi tepkisi ile beraber çoklu çatlak davranışını
göstermektedirler. Dar genişlikleri olmasına rağmen çatlak oluşumu, yapıların
mekanik performansını azaltan ve su ile agresif maddelerin girişini malzemeye girişini
hızlandıran kritik bir sorun teşkil etmektedir. Bu bağlamda Yıldırım vd. (2015),
yaptıkları çalışmada, kendiliğinden iyileşme etkisini belirleyen parametreler ile
çimento esaslı kompozitlerin geçiş özellikleri ve kalıcı mekanik özellikleri üzerine
kendiliğinden iyileşmenin etkisi hakkında bilgi vermişlerdir. Ayrıca kendiliğinden
iyileşme etkisi üzerine bu parametrelerin etkinliğini ölçen deney metotları da
anlatılmıştır. Araştırmacılar, gerilme sertleştirme tepkisi sergileyen çimento esaslı
kompozit malzemelerin bir sınıfı olarak, tasarlanmış çimento esaslı kompozitlerin
(TÇEKs), orjinal mekanik ve durabilite özelliklerini kendiliğinden iyileşme yoluyla geri
kazanarak ve ortaya çıkan çatlakları kapatarak suların ve zararlı kimyasalların nüfuz
etmesini önleme olanağına sahip olacağını ifade etmişlerdir. Ayrıca bu şekildeki b ir
yeniliğin oldukça dayanıklı, yeni nesil, hasara dayanıklı yapıların gelişimine katkı
yapacağını da ifade etmişlerdir. TÇEK’lerin, dar çatlak genişlikleri ve karışım
oranlarındaki yüksek miktardaki tamamlayıcı çimento esaslı malzemelerden dolayı
içsel kendiliğinden iyileşme özelliği açısından potansiyel olarak çok iyi bir malzeme
olduğu araştırmacılar tarafından belirtilmiştir.
Çevresel faktörler, normal portland çimentosunun yerine katkılı çimentoların
kullanılması yönünde küresel bir eğilime yol açmıştır. Kireç taşı tozu içeren çimentolar
son zamanlarda pazara girmeye başlayan bir çimento türüdür. Siad vd. (2015),
araştırmalarında, yüksek hacimde uçucu kül içeren tasarlanmış çimento esaslı
kompozitlerin (TÇEK) performansı üzerine çimento esaslı malzeme ile kireç taşı
tozunun yer değiştirmesinin etkileri üzerine durmuşlardır. Bu amaçla çimento ve
uçucu külün kireç taşı tozunun kısmen %5, %10 ve %20’si ile yer değiştirmesi ile
üretilen ve kireç taşı tozu olmaksızın kontrol numunesi olarak üretilen TÇEK
16
karışımları tasarlanmıştır. Numuneler 28 günlük yaşta ön çatlamaya ve özelliklerinin
iyileşmesi için sürekli su kürüne tabi tutulmuştur. Çalışmada basınç dayanımı, kopma
modülü, açıklık ortası kiriş deformasyon kapasitesi, hızlı klorür geçirimliliği deneyi ve
özgül direnç deneyleri TÇEK karışımlarının mekanik, fiziksel ve kendiliğinden iyileşme
yeteneğini belirlemekte kullanılmıştır. Deneysel sonuçlar, bütün karışımların çok az
farklarla kendiliğinden iyileşme davranışı sergilediğini ortaya koymuştur. TÇEK
numunelerin mikro yapıları, SEM-EDS ve XRD analizleri kullanarak
değerlendirilmiştir. Kireç taşı tozu katkılı TÇEK örneklerdeki iyileşmiş çatlakların mikro
yapısal analizleri, uçucu kül ve kireç taşı tozu arasındaki olası bir reaksiyonu
destekleyen monokarboalüminatın yanı sıra kalsit, portlandit ve C-S-H jellerinin
varlığını ortaya çıkarmıştır.
Tasarlanmış çimento esaslı kompozitler (TÇEK), %2’lik düşük bir lif hacmi içeriği ile
yüksek performans fiber katkılı çimento esaslı kompozitlerin (HPFRCC) özel bir
sınıfıdır. Benzersiz çekme gerinimi davranışı özellikleri ve dar çoklu çatlaklar ile
TÇEK, altyapıların esneklik ve durabilite gereksinimlerini karşılayabilecek özelliktedir.
Çin'de TÇEK’nin yaygınlaşması için güçlü girişimler olmakla birlikte, daha geniş
uygulamalar malzeme bileşenlerin yerel hale getirilmesini gerektirecektir (Maa vd.,
2015).
Maa vd. (2015), PVA lif, uçucu kül ve parça kauçukları kapsayan yerel bileşenli
TÇEK’leri, TÇEK’ye uygun mikromekanik modelin rehberliğinde geliştirebilmişlerdir.
Yerel TÇEK’nin tasarlanarak düzenlenmesi amacıyla lif/matris ara yüz parametreleri
ve matris parametreleri sırasıyla, tek lifli çekme deneylerinden ve kırılma tokluğu
deneylerinden elde edilmiştir. Deney sonuçları, uygun maliyetli düktil yapıdaki
TÇEK’lerin yerel malzeme bileşenleri kullanılarak başarılı bir şekilde
tasarlanabileceğini göstermiştir. Bu kompozitler yapılan deneylerde 4-5 MPa nihai
çekme dayanımı ile %3-6 çekme gerinimi kapasitesi sergilemişlerdir. Bunlardan
başka Ca içeriğinin ve parçacık boyutunun TÇEK’lerin geliştirilmesinde önemli bir rol
oynadığı ve karışımlarda kullanılan parça kauçuğun eklenmesinin TÇEK'nin çekme
sünekliğini artırmada etkili olabileceği çalışmanın önemli hususları olarak belirtilmiştir.
Tasarlanmış çimento esaslı kompozitler gibi gerilme sertleşmeli çimento esaslı
kompozitler (SHCCs), ultra düktil özelliklerinden dolayı iyi bilinen bir kompozit türüdür.
SHCC’lerin eşsiz gerinim serleşmesi özelliği temel olarak bu malzemelerin
kompozisyonuna bağlanılabilir. Polibenzimidazol kısa lifler (PBI), PVA’nın kritik erime
sıcaklığının ötesinde daha yüksek bir erime noktasına ve etkili bir kimyasal dirence
17
sahip yanma dirençli ve metalik olmayan liflerdir. Fares vd. (2015), SHCC’nin mikro
yapısal ve gerinim sertleşmesi özellikleri üzerine PBI ve PVA hibrit kombinasyonunun
etkilerini, normal şartlar ve 400 oC’lik kritik bir yanma sıcaklığı altında araştırmışlardır.
Deneysel çalışmalar sonucunda, 400 oC’de PBI (polybenzimidazole) lifler ile üretilen
kompozit malzemelerin çekme kapasitesinin, PVA lif ile üretilenlerinkinin yaklaşık
dokuz katına ulaşması ile PVA ve PBI liflerin sinerjistik (diğerinin etkisini artıran)
kombinasyonunun umut verici sonuçlar verdiği görülmüştür.
Kim vd. (2015), lif donatılı çimento esaslı kompozitlerin eğilme direncini iki farklı çift
eksenli eğilme deneyi (çift eksenli eğilme deneyi (BLT) ve merkezi yüklü daire panel
deneyi(RPT)) kullanarak araştırılmışlardır. Çift eksenli koşullardaki FRCC’lerin (Lif
katkılı çimento esaslı kompozitler) eğilme tepkisi, tek eksenli koşullardaki diğer bir
ifadeyle 4 nokta eğilme deneylerindeki FRCC’ler ile karşılaştırılmıştır. RPT’nin (Round
Panel Test) normalize enerji emme kapasitesini ve eşdeğer çift eksenli dayanımını
kapsayan deney sonuçları, tek eksenli koşullardakinden daha yüksek bulunmuş ve iki
çift eksenli deney metotları arasında tamamen farklı çatlama davranışı gözlenmiştir.
BLT (Biaxial Flexural Test) örneklerin alt kısmında gelişigüzel dağılmış birçok mikro
çatlak ortaya çıkarırken, RPT (Round Panel Test) genellikle ufak dairesel çatlaklı üç
ana çatlak oluşumu göstermiştir. Bunlara ek olarak çift eksenli koşullarda FRCC’lerin
eşdeğer eğilmede çekme dayanımı ve normalize enerji emme kapasitesi, tek eksenli
koşullardaki FRRC’lerinkinden daha yüksek bulunmuştur.
Tian vd. (2015), çok yüksek hacimde uçucu kül içeren, şeker kamışı ve çelik lifli yeni
nesil yeşil bir çimento esaslı kompozit geliştirmişlerdir. Şeker kamışı liflerinin çekme
dayanımı, Young modülü ve gerilme-deformasyon ilişkisi gibi mekanik özellikleri tek
lif çekme deneyi yapılarak belirlenmiştir. Basınç dayanımını, Young modülünü ve tek
eksenli çekme davranışından oluşan yeni kompozitlerin mekanik davranışları üzerine
şeker kamışı lifleri ve uçucu kül miktarının etkisi deneysel olarak değerlendirilmiştir.
Elde edilen sonuçlar, kompozitlerin basınç dayanımının, Young modülünün, kopma
modülünün ve çekme dayanımlarının şeker kamışı lifi ve uçucu kül miktarının
azaltılması ile düştüğünü fakat malzemenin eğilme tokluğu ve çekme sünekliğinin,
uçucu kül miktarı ve uçucu kül/çimento oranının 2.0’a ulaşması ile arttığını
göstermiştir. Üretilen bu kompozitlerin mekanik özelliklerinin, geleneksel betonla
karşılaştırıldığında çok gelecek vadeden yeşil ve sürdürülebilir bir yapı malzemesi ve
mühendislik uygulamalarında kullanımında çok güçlü bir potansiyele sahip olabileceği
araştırmacılar tarafından belirtilmiştir.
18
Chidambaram ve Agarwal (2015), tekrarlı yükleme altında, dış ortamdaki altı farklı
kompozitli kolon-kiriş bağlantı noktasının deneysel çalışmalarını ortaya koydukları
çalışmalarında, polipropilen lifli tasarlanmış çimento esaslı kompozitler ve üç farklı lif
türü (çelik lif, pirinç kaplı çelik lif ve polipropilen lif) kullanılarak üretilen hibrit çimento
esaslı kompozitlerin (HCC) zamana bağlı uzun süreli etki davranışını, süneklik
tepkisini, sönümleme özellikleri ile enerji dağılımını, çatlak şekillerini ve bütün test
edilen örneklerin hasar indeksini analiz etmiş ve geleneksel beton örneklerin döngüsel
tepkisi ile karşılaştırmışlardır. Test sonuçları, HCC’lerin (hibrit çimento esaslı
kompozitler), numunelerin yükleme taşıma kapasitesini artırdığını ve geleneksel
örneklere nazaran artan sertlik muhafazası ile beraber enerji dağılımında gelişme
sağladığını göstermiştir. Daha yüksek devirde, HCC’li bağlantı örnekleri, geleneksel
örneklerden çok daha iyi hasar toleransı ortaya koymuşlardır. Araştırmacılar bu
çalışmanın, bağlantı bölgelerinde HCC’nin kullanımının kesme kapasitesini, hasar
tolerans kapasitesini ve yapı elemanlarının sünekliğini önemli ölçüde artırmada
alternatif bir çözüm olabileceğini belirtmişlerdir. Çalışmanın önemli noktaları olarak;
hibrit lif katkılı çimento esaslı kompozitlerin daha yüksek çekme dayanımına ve çekme
gerinimine sahip olduğu, artan enerji sönümlemesinin kolon veriminin azalmasından
kaynaklandığını, liflerin çatlak kapatma etkisinin dayanımda ani bir azalma olmaksızın
sünekliği artırdığını ve hibrit kompozit kullanımının hasar tolerans kapasitesini
artırdığı belirtilmiştir.
Yıldırım ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, farklı mineral katkılar içeren 180 gün kür
edilmiş mikro çatlaklı tasarlanmış çimento esaslı kompozitlerin kendiliğinden iyileşme
davranışı üzerine aşamalı olarak artan uzun süreli yüklemenin etkileri araştırılmıştır.
Şiddetli ön yükleme sonrası örneklerde mikro çatlaklar oluştuktan sonra, bazıları
aşamalı olarak sürekli artan yüklemeye maruz bırakılmaya devam edilmiştir.
Örneklerin tamamı daha sonra kendiliğinden iyileşme performansını değerlendirmek
için 150 gün boyunca sürekli nem kürüne bırakılmıştır. Mekanik özellikler (kopma
modülü ve açıklık ortası kiriş sehimi) ve ultrasonik geçiş hızı ölçümleri, kendiliğinden
iyileşme yeteneğini belirlemekte kullanılmıştır. Deneysel sonuçlar, aşamalı olarak
artan sürekli mekanik yüklemeler altında bile, mineral karışım seçimine bağlı olarak
orjinal değerlerden daha büyük kopma modülü sonuçları elde edilebileceğini
göstermiştir. Sehim miktarı sonuçları, kopma modülü sonuçlarına kıyasla aşamalı
olarak artan yükleme tarafından olumsuz olarak etkilenmesine rağmen, farklı
TÇEK’lerden elde edilen en düşük sehim değerlerinde elde edilen veriler, iyileşmeden
sonra geleneksel betonunkinden 100 kat daha fazla olmuştur. Sürekli nem kürü
altında, aşamalı olarak artan sürekli yükleme maruz bırakılan bütün TÇEK’lerin
19
ultrasonik geçiş hızı sonuçlarında ise küçük değişiklikler oluştuğu deneysel çalışmalar
neticesine görülmüştür (Yıldırım vd., 2015).
2.2. Bazalt Lif (BL)
Antik çağda bazalt, barınma amaçlı yapıların inşaasında (kırma taş, v.b.)
kullanılmakla beraber, Romalılar döneminde ise dayanım ve dayanıklılığını keşfetmek
sureti ile yol inşaatlarında kaplama tabakası olarak da kullanılmıştır. Bazalt kayaçları
yaklaşık olarak 1500-1700 oC arasında eritilebilmektedir (Militky vd., 2007; Militky vd.,
2002). II. Dünya savaşı sonrası, BL’lerin kompozit yapılarda donatı malzemesi olarak
kullanımları fikri ortaya çıkmış olup, eski USSR’nin savunma ve uzay uygulamaları
araştırma programlarının konusu haline gelmiştir (Fahmy ve Wu, 2010). Ayrıca,
günümüzde BL’ler, ABD, Çin ile Rusya ve Ukrayna gibi Doğu Avrupa ülkelerinde
yoğun bir şekilde üretilmekte ve kullanılmaktadır (Wei vd., 2011). Sonsuz uzunluktaki
BL’ler, lifleri oluşturmak için bazaltın eritilmesi ve platin/rodyum pota yatakları
boyunca sıkıştırılması ile elde edilmektedir (Park vd., 1999). Bu teknoloji (liflerden iplik
yapma), tekstil alanındaki üretim sürecinde kullanılan ve kompozit malzeme
uygulamalarında büyük bir potansiyele sahip olan sonsuz uzunluktaki veya kesikli lif
formundaki donatı malzemelerinin üretiminde önerilmektedir (Militky vd.,2007;
Morozov vd., 2001).
BL literatürde çevreci endüstriyel bir malzeme ve "21. yüzyılın çevreyi kirletmeyen
malzemesi" olarak nitelendirilmiştir. Bazalt, donmuş haldeki lavlardan oluşan volkanik
kayaçlarda bulunan ve erime sıcaklığı 1500 °C ve 1700 °C arasında olan doğal bir
maddedir. BL’ler %100 doğal ve inert bir malzeme olup, hava veya su ile etkileşime
girdiklerinde toksik bileşikler oluşturmamakta ve lif haline getirme işlemi cam elyaftan
daha çevre dostu olmaktadır. Diğer kimyasallarla temasta bulunduklarında, sağlığa
veya çevreye zarar verebilecek hiçbir kimyasal reaksiyon üretmemektedirler.
Kanserojen ve toksik etkisi olmadığı test edilmiş ve kanıtlanmıştır. BL sürdürülebilir
bir malzeme olarak sınıflandırılmaktadır, çünkü BL doğal malzemeden üretilmekte ve
üretim sırasında hiç kimyasal katkı maddesi, herhangi bir solvent, pigment veya diğer
zararlı maddeler eklenmemektedir. BL ve kumaşlar hem ABD hem de Avrupa iş
güvenliği kurallarına göre de güvenli olarak nitelendirilmiştir (Jamshaid, 2017).
BL’ler mekanik ve fiziksel özellikler açısından yüksek elastik modül, yüksek dayanım,
korozyon direnci, yüksek sıcaklık direnci ve hafifliği nedeniyle son zamanlarda
dikkatleri üzerine çekmektedir. BL’ler katkı maddesi gerektirmeden tek bir hammadde
20
(bazalt kayacı) ile doğrudan imal edilebilir, böylece üretim işlemi cam elyaftan daha
basit hale gelmektedir (Singha, 2012). Son yıllarda BL’lerin beton takviye malzeme
olarak kullanılmasına yönelik araştırmalar, cam elyafın yerini alma potansiyeli
nedeniyle önem kazanmaya devam etmektedir. BL’lerin genellikle daha iyi mekanik
özellikler ve daha ekonomik, çevre dostu bir imalat süreci sunduğu bildirilmektedir
(Jamshaid ve Mishra, 2015; Jamshaid, 2017). Sonuç olarak BL’ler geleneksel
işlemlerle, ekipmanlarla ve daha az enerji ile imal edilebilmekte bu da ekonomik
avantaj sağlamaktadır (Fiore vd., 2015).
BL, yeni bir yüksek teknoloji inorganik lif yapısına sahip olan fonksiyonel bir
malzemedir. BL aynı zamanda enerji tasarrufu sağlayan çevreyle dost doğal bir lif
türüdür. BL’ler çevresel olarak dost olması kadar biyolojik olarak da inert bir
malzemedir böylece BL’ler agresif ortamlarda da kullanılabilmektedirler. BL'ler doğal
olarak ultraviyole ışınlarına karşı da dirençlidir (Zhishen vd., 2009).
BL’lerin üretim teknolojisi cam lifine benzemekle birlikte daha az enerji
gerektirmektedir. BL aynı zamanda sürdürülebilir bir malzemedir (Quattrociocchi vd.,
2015). Üretim döngüsünün daha düşük birincil enerji kullanımı gerektirmesinden
dolayı çelik miktarı yerine kullanılan eşdeğer BL için kilogram başına 9 kWh'den fazla
birincil enerji tasarrufu sağlanabilmektedir. BL, biyolojik olarak uyumlu bir malzemedir:
imha edildiğinde geri dönüşüm problemi yoktur, çünkü sargı ağırlığını azaltan doğal
bir elementtir ve normal olarak çelik için kullanılana kıyasla işleme için daha az enerji
gerektirir (Di Ruocco, 2016).
Bu malzemenin çevreyle uyumlu olması, beton ile birlikte tamamen geri
dönüştürülmesini sağlayabilmektedir. BL’in kullanılması ile elde edilecek enerji
tasarrufu ve buna bağlı olarak CO2 emisyonu daha önceden araştırılmış ve aşağıdaki
bulgularla desteklenmiştir. Buna göre; BL bir yılda hâlihazırda kullanılan çeliğin
sadece % 5’inin yerine (25 milyon tona eşdeğer) bile kullanılacak olsaydı yılda aktif
olarak 8000 saat çalışan ve üretim için 500 MW enerji ihtiyacı olan bir çelik üretim
tesisinde kullanılan enerji kadar (yaklaşık tasarruf 4 000 000 MWh / yıl) tasarruf
edilebilecektir. Buna ek olarak, toplam enerji tüketimindeki bu azalma, yılda 700 000
tona eşdeğer bir CO2 emisyonunun azalmasına karşılık gelmekte ve bu değer de
AB’nin küresel iklim değişikliği için karbon azaltım hedeflerine yaklaştırabilecektir (De
Fazio, 2011; Di Ruocco, 2016).
21
İskandinavya'daki en büyük bağımsız araştırma kuruluşlarında birisi olan SINTEF
(Norveç Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Şirketi) araştırma sonuçlarına göre, diğer
alternatif liflerle karşılaştırıldığında BL’lerin çok daha çevreci olduğu özellikle de
yenilenebilir bir enerji ile üretilirse daha çevreci bir özelliğe sahip olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca İzlanda'da hidroelektrik gücüyle üretilen BL’lerin muhtemelen dünyadaki en
düşük karbon ayak izine sahip olma özelliğini gösterdiği ifade edilmiştir. İzlanda'da BL
üreten bir fabrika için hazırlanmış bir iş modeline göre, yeşil enerji temelli neredeyse
tamamen karbon ayak izi içermeyen BL üretimi için uygun malzeme bileşimi bulma
çabaları devam etmekte ve İzlanda'da volkanik kökenli bir BL fabrikasının kurulması
için hazırlıklar bu proje temelinde yeni bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır
(Johannesson vd., 2016).
Yüksek elastikiyet katsayısı (100~110GPa), ısı dayanımı, ısı ve ses yalıtım özellikleri,
kimyasallara ve deniz suyu ortamına (Wei vd.,2011), karşı dayanım gibi avantajları
BL’lerin cam liflere alternatif olarak birçok uygulama alanında kullanımlarını gündeme
getirmektedir; örneğin, deniz ile ilgili araç ve gereçler (Fiore vd., 2011), otomotiv ve
sporla ilgili kullanımlar (Carmisciano vd., 2011). İnşaat alanında bazalt kullanımı,
beton teknolojisinde yer bulan lif katkılı polimer (FRP) donatılar için katkı malzemeleri
(Brik vd., 2003), kâgir yapılar (Papanicolaou vd., 2011) ve yapıların onarımı ve
restorasyonundaki katkı malzemeleri şeklinde yer almakta olup, yalıtım malzemeleri
içinse kısa lif şeklindeki (bazalt yünü) lif türleri önerilmektedir (Sim vd., 2005). Bazaltın
aynı zamanda yangından korunma amaçlı uygulamaları önemli kullanım
amaçlarındandır (Landucci vd., 2009). BCF’ler havaya, alkali ve asitlere maruz
kaldığında iyi bir dayanıma sahiptir; BL’ler 200 oC’den 600-800 oC’ye kadarki
sıcaklıklarda kullanılabilmektedir (Scheffler vd., 2009). Kogan ve Nikitina (1992),
asbest ve BL’lerin, benzer kompozisyonda bulunsalar dahi, bazaltın farklı morfolojisi
nedeniyle daha güvenli olduğu ve yüzey özelliklerinin, asbestin sebebiyet verdiği
herhangi bir kanserojen veya toksik etkiyi engellediğini belirtilmektedir. Tüm bu
nedenlerden dolayı, BL ürünlerinin kullanımlarının, sivil yapılar ve binalar gibi birçok
endüstriyel alanda cazip hale gelmesi muhtemeldir.
Bazalt filament (tel) katkılı tek yönlü çubuklar hidrolik mühendislikte beton plak katkısı
ve deprem açısından riskli bölgelerdeki inşaatlarda beton güçlendirmesi olarak
kullanılmıştır. Bazalt kumaşlardaki BL’ler çoğunlukla termo-reaktif reçineler olan
organik katkı maddeleri aracılığıyla çapraz bağlanacakları düzenli bir yapı
oluştururlar. Bazalt kumaş gözenekli bir materyal olup emprenyeye olanak sağlar
dahası yüksek seviyede kimyasal stabilite, sızdırmazlık, korozyon önleme ve yangına
22
karşı güvenilirlik özellikleri gösterir. Bazalt kumaş ayrıca güçlendirmede, katmanları
stabilize etmede ve ayırmada, yüzey pürüzlülüğünde ve ses yalıtımında kullanılabilir.
Aşınmayan, manyetik olmayan ve yalıtkan yeni donatı malzemelerin tasarlanması ile
çelik donatının yerine kullanılabilecek daha uzun ömürlü malzemeler elde
edilebilecektir. (Deshmukh, 2007; Novitskii ve Sudakov, 2004).
2.3. Bazalt Liflerin (BL) Kullanımı ile Yapılan Çalışmalar
BL’lerin inşaat alanında kullanımları, iyi bir çekme dayanımına sahip olmaları, pahalı
olan karbon ve cam liflere benzer özellikleri ve karbon liflerden daha düşük maliyetli
oluşu nedeniyle tercih edilmektedir. Fakat PVA lif literatürde daha fazla yer almakta
ve son zamanlarda tasarlanmış çimento esaslı kompozitlerde kullanılmakta ve bu lifler
daha iyi özelliklere sahiptirler. BL’lerin yapı malzemesi üretiminde kullanımlarına
yönelik bazı araştırmalar aşağıda sunulmuştur.
Ayub vd. (2014), yüksek performans lif katkılı betonun mekanik özellikleri ve mikro
yapısı üzerine kesik BL’nin etkisi isimli araştırmalarında %3 hacim fraksiyonuna kadar
kesik BL içeren yüksek performans lif katkılı betonun (HPFRC) mikro yapısı ve
mekanik özelliklerini incelemişlerdir. Çalışmada birincisi %100 çimento içeriği
kullanılarak hazırlanan, diğer ikisi silis dumanı ve yerel olarak üretilen metakaolinin
çimento içeriğinin %10’u ile yerdeğiştirmesi ile hazırlanan üç tür beton hazırlanmıştır.
Hazırlanan karışımlardan üretilen yirmi beton türünün her biri HPFRC’nin mekanik
özelliklerini belirlemek amacıyla basınç dayanımı (küp ve silindir), yarmada çekme
dayanımı ve eğilme dayanımı deneylerine tabi tutulmuşlardır. Sonuçlar, BL ilavesi
HPFRC’lerin basınç dayanımlarında çok az miktarda artış sağlarken yarmada çekme
dayanımı ve eğilme dayanımlarında önemli oranda artışa neden olmuştur. BL ilavesi,
HPFRC’lerin gerilme kapasitesini geliştirmiştir. Basınç gerinimi; BL, beton
karışımlarına hacimce %1, %2 ve %3 olarak ilave edildiğinde sırasıyla %4.76, %9.99
ve %12.20 olarak bulunmuştur. Üç HPFRC karışımının her birinin yarmada çekme
dayanımları, BL hacminin artması ile önemli ölçüde artmıştır. Kontrol örneğe (lifsiz)
göre %1, %2 ve %3 lif hacimli bütün beton karışımların yarmada çekme
dayanımındaki ortalama artış %1.64, %5.27 ve %23.95 daha yüksek bulunmuştur.
Yarmada çekme dayanımı sonuçlarına benzer olarak BL ilavesi HPFRC’lerin eğilme
dayanımını oldukça artırmıştır. BL’lerin kullanımı betonun eğilme dayanımını lifsiz
betonunkinden %18.15, %36.12 ve %27.17 daha fazla artırmıştır.
23
Ayub vd. (2014), PVA lif ve BL içeren yüksek dayanımlı beton numunelerin mekanik
özellikler olarak basınç dayanımını, yarmada çekme dayanımını ve elastikiyet
modüllerini inceledikleri çalışmalarında, beton hacminin %1, 2 ve 3’ü PVA lif içeren
üç karışım ve PVA lifte olduğu gibi benzer oran ve dozajda diğer üç karışımda BL
kullanarak yüksek dayanımlı beton karışımları hazırlamışlardır. Deney sonuçları,
bazalt ve PVA lifin optimum dozajı olan %1’lik hacim fraksiyonunda basınç dayanımını
sırasıyla %9 ve %17’ye kadar artırdığını göstermiştir. Genel olarak PVA lifli yüksek
dayanımlı betonun basınç dayanımı, betonda karıştırdıktan sonra bile lif şeklini
koruyan PVA lifin sert ve katı yapısından dolayı benzer hacim fraksiyonlarında BL ile
üretilenlerden yüksek bulunmuştur. PVA liflerin karışıma ilave edilmesi yarmada
çekme direncini geliştirmiştir. Ek olarak yarmada çekme dayanımı, BL katkılı yüksek
dayanımlı betonda görülmeyen PVA lif hacminin artması ile artış göstermiştir. Bir diğer
mekanik özellik olan elastikiyet modüllerinde genel olarak yüksek dayanımlı betonun
elastikiyet modülü %1-3 aralığındaki lif hacminin ilavesi ile etkilenmemiştir. BL katkılı
betonlarda PVA lif katkılı beton ve kontrol karışımına nazaran daha yüksek elastikiyet
modülü değerleri elde edilmiştir. PVA lif katkılı yüksek dayanımlı betonların daha iyi
lif köprüleme kabiliyeti ve betonda optimum işlenebilirlik özelliklerinden dolayı, BL
katkılı yüksek dayanımlı betonlara kıyasla çok daha yüksek mekanik özellikler
sergilediğini ortaya koymuştur.
Lif katkılı betonlar (FRC) yüksek düktilite ve yeterli durabilite özelllikleinden dolayı
yaygın olarak kullanılmaktadır. Jiang vd. (2014), çalışmalarında FRC’lerin mekanik
özellikleri üzerine BL uzunluğunun ve hacim fraksiyonunun etkisini analiz etmişlerdir.
Sonuçlar BL ilavesinin önemli oranda çekme dayanımını, eğilme dayanımı ve tokluk
indeksini geliştirmesine rağmen basınç dayanımında bir artış sağlamadığını
göstermiştir. Ayrıca BL’lerin lif uzunluğunun mekanik özellikler üzerine etkileri
belirlenmiştir. Normal betonla karşılaştırıldığında 12 mm uzunluğunda BL katkılı
betonunu basınç, yarmada çekme ve eğilme dayanımları sırasıyla %0.18-24.34,
%14.08-24.34 ve %6.30-9.58 artış göstermiştir. BL uzunluğunun 22 mm’ye
çıkarıldığında ilgili dayanım artışları %0.55-5.72, %14.96-25.51 ve %7.35-10.37
şeklinde oluşmuştur. Erken yaşlarda BL ile matris ara yüzü arasında iyi bir aderans
mikroyapı incelemeleri neticesinde gözlenmiştir. Fakat bu aderansta 28 gün sonunda
belirli bir derecede düşüş görülmüştür. Ayrıca araştırmacılar mikroskop görüntüleri
sonuçlarından BL içeren betonun yüksek gözenekli bir yapı gösterdiğini
belirtmişlerdir. Jiang vd. (2014), yaptığı çalışma kapsamında yük-sehim ilişkisini
incelediğinde Şekil 2.1’i elde etmiştir. Bu grafiğe göre bazalt katkılı betonların
24
maksimumu yük altında şekil değişiminin polipropilen ve cam lif katkılı beton
numunelere göre daha çok olduğu görülmektedir.
Şekil 2.1. Bazalt katkılı betonların polipropilen ve cam lif katkılı beton numunelere
göre maksimum yük altındaki yük- sehim eğrisi (Jiang vd., 2014)
Kabay, (2014) tarafından yapılan deneysel çalışmada farklı su/çimento (0,45-0,60)
oranlarına sahip yüksek ve normal dayanımlı betonlarda hacimce %0,07 ve %0,14
oranlarında, 12 ve 24 mm olmak üzere farklı uzunluklarda BL kullanımının betonun
mekanik ve fiziksel özelliklerine etkileri araştırmıştır. Elde edilen sonuçlar BL’nin,
betonun aşınma direncini, çekme dayanımını ve enerji yutma kapasitesini arttırdığı
göstermiştir.
High vd. (2015), çalışmalarında beton elemanlar için eğilme donatısı olarak BL
donatıların ve betonun mekanik özelliklerini geliştirmek için ilave bir katkı olarak
BL’lerin kullanımı araştırılmışlardır. Çalışmada malzeme özellikleri ve iki farklı
uzunluktaki BL donatıların gelişimi değerlendirilmiştir. Deney sonuçları BL donatılı
beton elemanların eğilme tasarımının işe yararlılık gereksinimlerini ve basınçta
kırılmayı karşılayabileceğini göstermiştir. ACI 440.R-06, (Lif donatılı polimer donatılar
ile güçlendirilmiş betonun tasarım ve üretimi için standart) BL takviyeli elemanların
eğilme kapasitesi doğru olarak fakat servis yükü seviyelerinde sehimi eksik tahmin
etmiştir. Ayrıca, araştırmacılar BL’in kullanımı betonun basınç dayanımı üzerinde çok
az bir etkiye sahip olduğunu fakat eğilme modülünü önemli oranda geliştirdiğini
bununla birlikte BL’nin, düşük s/ç ve uçucu kül içeren betonun eğilme dayanımını ve
basınç dayanımını artırdığını rapor etmişlerdir.
25
Timakul vd. (2016), yaptıkları deneysel çalışmalarında metal alkali ile aktive edilmiş
alümüno-silika kaynağı olarak ASTM C sınıfı uçucu kül kullanmış ve düşük sıcaklıkta
kürlemişlerdir. Mükemmel fiziksel ve mekanik özelliklere sahip olan BL’ler katkı
malzemesi olarak uçucu kül esaslı geopolimerlere %10-30 oranlarda katı bileşen
olarak ilave edilmiş ve liflerin geopolimer kompozitlerin basınç dayanımı üzerine etkisi
araştırılmıştır. Mikro yapı çalışmaları uçucu kül parçacıkları ve BL’lerin yoğun
alümino-silikat matrsisinde yerleşmiş olduğunu ve bundan dolayı oluşmuş olan bazı
reakte olmamış kısımların bulunduğunu göstermiştir. 28 gün sonunda BL’siz uçucu
kül esaslı geopolimer matrisinin basınç dayanımının lif oranı %10 iken %37 oranında
artarak 35 MPa olmuştur. BL’ler %10-30 oranlarında ilave edildiğinde basınç
dayanımlarında önemli bir gelişme kaydedilmemiştir. Araştırmacılar basınç dayanımı
ile Ca/Si oranı ve geopolimer matrisindeki C-S-H fazı arasında güçlü bir ilişkinin
olduğu belirlemiştir. Çünkü yüksek basınç dayanımının yüksek Ca/Si oranına sahip
örneklerden elde edildiği araştırmacılar tarafından ifade edilmiştir. Buna ek olarak
araştırmacılar BL’lerin geopolimer kompozitlerin geliştirilmesinde potansiyel
malzemelerden birisi olduğunu ifade etmişlerdir.
Kesik BL’ler, üretim sürecinin çevre dostu olması ve üstün mekanik özellikleri
nedeniyle son zamanlarda beton güçlendirme uygulamalarında kullanımı giderek
artmaktadır. Branston vd. (2016), araştırmalarının amacı olarak betonların mekanik
özelliklerini geliştirmekte her iki BL türünün (bazalt kesik lif (BL) ve bazalt mini donatı
(MB) göreceli etkisini değerlendirmek olarak belirlemiş ve bu kapsamda beton
örnekleri her bir liften üç farklı miktarda hazırlamışlardır. Daha sonra BL katkılı
betonların (BLRC) mekanik davranışları eğilme ve darbe deneyleri ile
değerlendirilmiştir. Ara yüz özelliklerini taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile
incelemişlerdir. Sonuçlar, her iki lif türü ön çatlak dayanımını artırdığını fakat sadece
mini donatıların ön çatlak davranışını geliştirdiğini göstermiştir. Araştırmacılar bunun
sebebinin muhtemelen polimer koruması olduğu konusunda görüş bildirmişlerdir.
Çalışma kapsamında, BL ve MB’nin sırasıyla 12 kg/m3 ve 40 kg/m3’ün üstündeki lif
dozajlarının lif topaklanmasından dolayı taze betonda taşıma, dökme ve yerleştirme
gibi karışım problemlerine sebep olduğu belirlenmiştir. BL ilavesinin eğilme yüküne
bırakılan betonun ilk çatlak dayanımını artırdığı fakat çarpma yüküne maruz
bırakıldığında önemli bir şekilde etkili olmadığı görülmüştür. Eğilme yükü halinde, ilk
çatlak dayanımı lif dozajı ile artış göstermiştir. Dayanım gelişmesi 36 mm boyunda BL
kullanımına göre 50 mm boyunda BL kullanımında daha büyük olmuştur. 50 mm
boyundaki BL’nin 12 kg/m3’lük dozajda kullanılması, çelik lifin 40 kg/m3’lük dozajıyla
kullanıldığındakine benzer ilk çatlak dayanımıyla sonuçlanmıştır.
26
Arslan (2016), beton örneklerin üretiminde 24 mm uzunluğunda kesik BL ve Cam lif
(GF) kullanmıştır. Üç nokta eğilme deneyi ve kırılma enerjisi değerlerini belirlemek
için %0.5, %1, %2 ve %3 lif içerikli BL ve GF kullanılarak üretilen çentikli kirişler
kullanılmıştır. Çalışmada çentikli numunelerin kırılma enerjileri, RILEM şartnamesi
yardımıyla çatlak ağzı açılımı kayması (CMOD) eğrilerine karşılık gelen yük analiz
ederek hesaplanmıştır. Ek olarak çimento pastası, BL ve GF olarak üç farklı
kompozitin mikro yapısal analizleri SEM ve enerji dağınımlı x-ışınları görünge gözlemi
muayenelerine dayalı olarak gerçekleştirilmiş ve analizler tartışılmıştır. Sonuçlar
kırılma enerjisi üzerine lif içeriğinin etkilerinin çok önemli olduğunu göstermiştir. BL ve
GF katkılı betonların yarmada çekme ve eğilme dayanımları lif içeriği ile artarken
yüksek hacimli lif içeriğinde eğilme dayanımlarında çok az bir düşüş görülmüştür. En
yüksek eğilme dayanımları BL ve GF katkılı beton numunelerde sırasıyla 6.85 MPa
ve 6.82 MPa olarak bulunmuştur. Yarmada çekme dayanımlarında referans
numuneye göre en yüksek artış %2 BL katkılı örneklerde %10 olarak gerçekleşmiştir.
Diğer yandan, karışımların basınç dayanımı ve elastisite modülleri üzerine lif
ilavesinin etkisi önemsiz bulunmakla birlikte örneklerin elastisite modülleri 31,500–
37,300 MPa civarında bulunmuştur. Araştırmacı, elastisite modüülünün en yüksek
%3 BL katkılı örneklerden elde edildiğini ve en fazla düşüşün de yine BL katkılı
örneklerden elde edildiğini belirtmiştir.
27
3. TASARLANMIŞ ÇİMENTO ESASLI KOMPOZİTLER: MALZEME TASARIMI VE
ÖZELLİKLERİ
Çatlama, beton yapıların herhangi bir evresinde önemli hasar ve zararlardan birisidir.
Çatlaklar yüksek sıcaklıklar, sünme, plastik oturma, rötre veya alkali silika reaksiyonu
ve donma/çözünme döngüleri gibi bozunma mekanizmalarından dolayı yükleme ve
hacimsel değişiklikden kaynaklanabilir (Jacobsen vd., 1998).
Betonun durabilitesi, potansiyel olarak zararlı maddeler içeren agresif sıvıların ve
gazların penetrasyonuna yönelik olarak bu çatlaklar vasıtasıyla kılcal yollar
oluştuğundan dolayı olumsuz anlamda etkilenebilir. Eğer mikro çatlaklar büyür ve
donatıya ulaşırsa sadece betonun kendisi hücuma uğramaz aynı zamanda donatı, su,
oksijen/olası karbon dioksit ve klorüre maruz kaldığında korozyona uğrayacaktır.
Mikro çatlaklar aynı zamanda yapılardaki yıkımsal bir arızaya yönelik başlangıç
belirtisi olabilir (DeBelie ve DeMuynck, 2008). Bu nedenle kendiliğinden iyileşmenin
dış müdahale olmaksızın çatlamış yerlerde otomatik olarak oluştuğu yeni bir çimento
esaslı kompozit türünün gelişimi, oldukça arzu edilen bir durumdur.
Beton çatlakları ile birlikte donatılı Portland çimentolu betonunun dayanıklılığındaki
zayıflık, beton altyapıların kısa kullanım ömrünün temel sebeplerinden biridir
(Mindess, 2003). Çatlaklar genellikle beton ve çevresel koşullar arasındaki çeşitli
fiziksel, kimyasal ve mekanik etkileşimlerin sonucu olup yapının kullanım süresi
boyunca farklı aşamalarda oluşabilir. Çatlak genişliği kontrolü olmayan, gevrek
karakterdeki geleneksel betonlarda çatlakların yapısı, öncelikle iki olağanüstü
hasardan sorumludur. Bu hasarlar, betonun mukavemeti ve rijitliğinin düşmesi ve
korozyon, alkali-silika reaksiyonları, donma-çözülme hasarları ve sülfat hücumu gibi
diğer beton bozulma tiplerini başlatan zararlı kimyasalların girişinin hızlanmasıdır
(Mindess, 2003; Li ve Li, 2007). Bu nedenle, dayanıklılık bütün beton yapılar için son
derece önemli olup bu özellik, büyük oranda betonun gevrek doğasıyla ilgilidir.
Yüksek basınç dayanımına sahip betonlar geçmiş yıllardan bu yana yapısal amaçlarla
kullanılmaktadır. Fakat yüksek dayanıma sahip betonlar normal dayanımlı betonlara
oranla daha gevrek bir davranış sergilemektedir. Ayrıca, betonun gevrekliği basınç
dayanımı yükseldikçe daha da artmaktadır. Bu durum ise yapısal uygulamalarda olası
tehlikeler meydana getirmektedir. Günümüzde sık sık karşılaşılan dayanıklılık
problemlerinin ve beton ömrünün az olmasının en önemli sebeplerinden birisi de
betonun bu gevrek davranışıdır. Oysaki yüksek sünekliğe sahip betonların kullanımı
28
ile beton yapıların deprem yüküne vereceği tepkilerde ve çevresel koşullar altındaki
dayanıklılığında kayda değer bir biçimde iyileşmeler olacaktır.
Bu nedenlerden dolayı yapısal uygulamalarda çimento esaslı yüksek sünekliliğe sahip
bir kompozit malzemenin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Yüksek performanslı lif
donatılı çimento esaslı kompozitlerin yeni bir türü olan, şekil değiştirme sertleşmesi
gösteren, yüksek performanslı lif donatılı çimento esaslı kompozitler (patentli ismi ile
Engineered Cementitious Composites – TÇEK), ağır yüklemeler altında yüksek hasar
toleransı ve normal servis şartlarında yüksek dayanıklılık göstermesi için
mikromekanik olarak tasarlanmış, sünek yapı malzemeleridir (Mehta, 1994; Emmons
ve Vaysburd, 1995; Mather ve Warner, 2003). TÇEK’yi geleneksel ve lif donatılı
betonlardan (LDB) ayıran en önemli özelliği, karışımına göre %3 ile %5 arasında
değişen eksenel çekme şekil değiştirme kapasitesine sahip olmasıdır. Bu kapasite
normal betonun 300 katından daha fazla şekil değiştirme kapasitesine izin veren çok
sıkı aralıklı mikroçatlakların oluşumuyla ilgilidir. Çatlakların oluşumundan sonra daha
büyük yükleri taşıyabilen bu çatlaklar, malzemenin sünek metallere benzer bir şekilde
şekil değiştirme sertleşmesi göstermesini sağlamaktadır.
TÇEK’nin bileşenleri LDB’a benzer olmasına rağmen, TÇEK’de mikroçatlaklar
aracılığıyla göstermiş olduğu şekil değiştirme sertleşmesi özelliği, bileşenleri
(çimento, kum ve lif) arasındaki arayüz özelliklerinin kontrolü ve mikromekanik
uyarlamalardan kaynaklandığı belirtilmektedir (Mehta, 1994; Emmons ve Vaysburd,
1995; Morgan, 1996; Mather ve Warner, 2003). Çimento esaslı matrisin kırılma
özellikleri karışım oranları vasıtasıyla kontrol edilmektedir. Bileşenlerden biri olan
liflerdeki, dayanım, elastisite modülü ve en-boy oranı gibi özellikleri tipik TÇEK’de
kullanım amacıyla isteğe göre uyarlanmıştır. Ayrıca, lif ve matris arasındaki arayüz
özellikleri de bu malzemede kullanılmak üzere üreticiyle iş birliği yapılarak optimize
edilmiştir. Poli-vinil-alkol (PVA) lifler kullanılarak üretilen tipik TÇEK’nin karışım
oranları ağırlıkça Çizelge 3.1’de verilmiştir.
Çizelge 3.1. Ağırlıkça TÇEK malzemesinin tipik karışım tasarımı (Yıldırım, 2016)
Çimento Su Kum Uçucu Kül *SA Lif
1.00 0.58 0.80 1.20 0.013 0.045
*SA: Süperakışkanlaştırıcı; lif hariç tüm bileşenlerin ağırlıkça oranları.
29
Birçok lif donatılı çimento esaslı kompozit malzemelerde yüksek performans elde
edebilmek için yüksek hacimde life ihtiyaç bulunmasına rağmen, TÇEK üretiminde
hacimce %2 oranında, kısa süreksiz lifler yeterli olmaktadır. TÇEK üretiminde düşük
hacimde lif kullanımı ile beraber yaygın bileşenlerin kullanımı ile inşaat
uygulamalarında esnekliğe olanak sağlamaktadır. Bugüne kadar, TÇEK
malzemelerin, kendiliğinden yerleşen dökümler, ekstrüzyon, püskürtme ve geleneksel
karıştırıcı ya da hazır beton kamyonu yöntemleri ile seri üretimleri gerçekleştirilmiştir
(Emmons vd., 1993; Li ve Stang, 2004; Vaysburd ve Emmons, 2004; Li ve Li, 2009).
Üretiminde %2 oranında PVA lif içeren TÇEK’nin tipik bir eksenel çekme gerilmesi –
birim şekil değiştirme eğrisi Şekil 3.1’de gösterilmektedir (Heiman ve Koerstz, 1991).
Şekilden görüleceği üzere ilk çatlaktan sonra karakteristik şekil değiştirme sertleşmesi
özelliği çoklu mikroçatlak özelliği ile birlikte meydana gelmiştir. Plastik deformasyon
sırasında meydana gelen çatlakların gelişimi de Şekil 3.1’de gösterilmiştir. Şekil
3.1’den görüleceği üzere çatlak genişliği azami yük taşıma kapasitesinde dahi 100
µm seviyesinin çok altında kalmıştır. TÇEK geleneksel donatıyla birlikte
kullanılmasına bağlı olmaksızın, meydana gelen dar çatlak genişliği kendiliğinden
kontrollü olup çelik donatı oranından bağımsızdır. Çok aşırı eğilme yüklemelerinde,
TÇEK kiriş numunesi plastik deformasyon göstererek sünek bir metal gibi
deformasyon göstermektedir (Şekil 3.2).
Şekil 3.1. TÇEK’nin tipik çekme gerilmesi-birim şekil değiştirme eğrisi ve çatlak
genişliği gelişimi (Şahmaran vd., 2012)
30
Şekil 3.2. TÇEK’nin eğilme yükleri altındaki davranışı (Yang ve Lİ, 2010)
Basınç yüklemeleri altında ise TÇEK malzemesi normal veya yüksek dayanımlı
betona benzer basınç dayanımı göstermektedir (Vaysburd ve Emmons, 2004).
TÇEK'nin geleneksel betona kıyasla diğer avantajları Çizelge 3.2'de özetlenmiştir.
Çizelge 3.2. Geleneksel beton ile TÇEK'nin özelliklerinin karşılaştırılması (Yıldırım, 2016)
Özellikler Geleneksel Beton TÇEK
Boyutsal uyumluluk Zayıf Geleneksel betonla çok uyumlu
Şekil değiştirmesi kapasitesi 0.01% - 0.02% ~ 2-5% (yaklaşık 200-500 kat daha sünek)
Eğilmede çekme dayanımı (MPa)
5-8 10-14 (yaklaşık iki kat daha yüksek)
Basınç Dayanımı (MPa) 30-60 40-150 (üç kata kadar daha yüksek)
Kısıtlanmış rötre çatlak genişliği
1 mm 0.03 mm
Geçirimlilik (m/s) 1.7 x 10-5 2.5 x10-10 (çok düşük geçirimlilik)
Dona karşı dayanım Hava sürüklenmişse iyi
En az hava sürüklenmiş beton kadar dayanıklı
Yorulma mukavemeti Zayıf Geleneksel betona oranla onlarca kat daha iyi
Çatlama/Tabakalanma Korozyona dayanım Darbe dayanımı
Gevrek Zayıf Zayıf
Sünek Üst Düzey Üst Düzey
31
3.1. TÇEK Türleri
TÇEK aynı zamanda, yüksek çekme düktilitesi ve çoklu ince çatlaklar gibi genel
özelliklere ilaveten farklı fonsiyonelliklerdeki bir malzeme türünü temsil eder.
Kendiliğinden yerleşen TÇEK (örneğin M45 ve onun değişik biçimleri) geniş ölçekte
yerinde yapı uygulamaları için tasarlanır (Kong vd., 2003; Lepech ve Li, 2008).
Yüksek-erken dayanımlı TÇEK (HES TÇEK), genel sürücü kullanımına hızlı bir
şekilde açılmasının gerekli olduğu ulaştırma altyapıları gibi hızlı dayanım kazanmanın
gerekli olduğu uygulamalar için tasarlanmıştır (Wang ve Li, 2005). Hafif TÇEK, yapısal
elemanların ölü yükünün azaltılmasının gerekli olduğu uygulamalar için tasarlanır
(Wang ve Li, 2003). Çevreci TÇEK (G-TÇEK), altyapısal sürdürülebilirlik ve çevreci
malzeme özelliklerini artırmak için geliştirilmiştir (Lepech vd., 2007; Li et al., 2004).
Kendi kendini onaran TÇEK (SHTÇEK), oluşan hasardan sonra iyileşen malzeme
özelliklerini ve iyileşen ulaşımın işlevselliğini belirtir (Li ve Yang, 2007; Yang vd.,
2005).
3.2. TÇEK’nin Mikro-Mekanik Tabanlı Tasarım Yaklaşımı
TÇEK tasarımında birinci öncelik yük altında kompozitin çoklu mikro çatlak oluşumu
ve şekil değiştirme sertleşmesi davranışı sağlamasıdır. Bu durum büyük
deformasyonların çoklu mikro-çatlakların üzerine yayılmasına izin verir. TÇEK'de
şekil değiştirme sertleşmesinin ve çoklu çatlamanın dayanağı olan kararlı durum düz
çatlak yayılması ilk kez Marshall ve Cox (1988) tarafından nitelendirilmiş, ardından Li
ve Leung (1992) tarafından lif donatılı çimento esaslı kompozitlere uyarlanmıştır.
Griffith tipi çatlak oluşumundan (şekil değiştirme yumuşaması sergileyen lif donatılı
betonlarda olduğu gibi çatlak yayılırken aynı anda genişliği artmakta) farklı olarak
kararlı durum düz çatlak (çatlak yayılırken genişliği sabit kalmakta) oluşumu
sayesinde TÇEK aşırı çekme deformasyonları altında şekil değiştirme sertleşmesi
davranışı sergilerken tüm numuneye yayılmış çoklu mikro çatlak davranışı
sergilemektedir (Şekil 3.3). Çoklu kararlı durum çatlak oluşumu matris kırılma tokluğu
ile birlikte "Çatlak Köprüleme Dayanımı-Çatlak Açıklığı" ilişkisi ile yönetilmektedir. Bu
durumun elde edilebilmesi için aşağıda sunulan eşitsizlik denkleminin sağlanması
gerekmektedir.
(3.1)
32
Bu denklemde J’b tamamlayıcı enerji (bkz. şekil 3.4), σ0 ve 0 maksimum çatlak
köprüleme gerilmesi ve bu gerilmede meydana gelen çatlak açıklığı, Jtip harç matrisin
kırılma enerjisi, Km harç matrisin kırılma tokluğu ve Em ise harç matrisin elastik
modülüdür. Kırılma enerji kriterine ilaveten, aşağıdaki denklemde açıklanan dayanım
kriterinin de sağlanması gerekmektedir.
(3.2)
Bu denklemde σ0 maksimum çatlak köprüleme gerilmesi, σfc ise harç matrisinde ilk
çatlak oluşum dayanımıdır. Yayılı çoklu çatlakların oluşabilmesi için, Wang ve Li,
(2004) dayanım kriterinin herbir çatlak düzleminde sağlanması gerektiğini
bulmuşlardır.
Şekil 3.3. Kararlı durum düz çatlak ve Griffith tipi çatlak oluşumu (Li ve Leung, 1992)
Normal Lif
Donatılı Beton
ECC
Griffith Tipi Çatlak
Kırılmış
veya
Yumuşamış
“Yaylar” Kararlı Durum
Düz Çatlak
Gerçek Çatlak
20
mm
Hasar
Şekil Değiştirme Yumuşaması
Şekil Değiştirme Sertleşmesi
σss
33
Şekil 3.4. Şekil değiştirme sertleşmesi gösteren kompozit için tipik çatlak köprüleme gerilmesi-çatlak açıklığı eğrisi: Taralı alan tamamlayıcı enerjiyi (J’b); gölgeli alan ise çatlak ucu tokluğunu (Jtip) ifade etmektedir (Wang ve Li 2004).
Yukarıda detayları verilen enerji ve dayanım kriterlerinin her ikisini de sağlayan TÇEK
karışımlar seçildiğinde çoklu kararlı durum düz çatlak oluşumu ve şekil değiştirme
sertleşmesi davranışı gerçekleştirilebilecektir. Ancak çoklu kararlı durum düz
çatlakların oluşumuna ilaveten, kompozitte oluşacak çatlakların genişlikleri sınır
değeri olan 100 µm mertebesinin altında olması gerekmektedir. Bu durum yukarıda
Denklem 3.1'de verilen Çatlak Köprüleme Dayanımı-Çatlak Açıklığı İlişkisinin uygun
hale getirilmesi ile elde edilebilir. Şekil 3.4'de gösterildiği üzere TÇEK'nin çoklu çatlak
davranışı esnasında sergileyeceği maksimum kararlı durum çatlak genişliğinin δ0 ve
bu çatlak açıklığına karşılık gelecek maksimum çatlak köprüleme gerilmesinin σ0
olduğunu zaman çatlak genişliği δ0 değerini aşınca, çatlak köprüleme gerilmesi
düşmeye başlayıp, bu durumda çatlak lokalleşip çoklu çatlak oluşumu meydana
gelemeyecektir. Maksimum kararlı durum çatlak genişliğinin δ0 'ı sınır değeri olan 100
µm mertebesinin altında tutarak, TÇEK malzemesi çoklu çatlama davranışı
sergilerken aynı anda dayanıklılık özellikleri için önemli olan dar çatlak genişliği
özelliği de elde edilmiş olmaktadır.
Yukarıda bahsedilen temel mikro-mekanik modeller kullanılarak TÇEK'nin çekme
yükleri altında çoklu mikro çatlak oluşumu ile şekil değiştirme sertleşmesi davranışı
sergilemesi sağlanmaktadır. Özetle, mikro-mekanik tabanlı malzeme tasarım
yöntemlerinin uygulanması ile malzeme mühendislerine yüksek birim şekil değiştirme
kapasitesi ve yüksek dayanıklılık gibi özel yapısal talepleri karşılamaya olanak
sağlayacak imkanlar yaratılacaktır. Literatürde TÇEK'nin mikro-mekanik tabanlı
tasarım yaklaşımı ile ilgili çok daha kapsamlı bilgiler bulunabilir (Wang ve Li, 2004).
34
3.3. Bölgesel Malzemeler Kullanarak Tasarlanmış Çimento Esaslı Kompozitlerin
Üretimi
İçeriğinde yerel malzeme bileşenleri kullanılan TÇEK’ler, Japonya (Kanda vd., 2006),
Avrupa (Mechtcherine ve Schulze, 2006), Güney Afrika (Boshoff ve Van Zijl, 2007) ve
Amerika’da başarılı bir şekilde üretilmektedir. TÇEK’nin yerel versiyonlarını başarılı
bir şekilde geliştirilmesine temel tasarım yaklaşımının iyi anlaşılması yardımcı
olacaktır (Kanda ve Li, 1999; Li, 1993).
TÇEK’ler, plastik şekil değiştirme esnasında birçok küçük çatlak oluşması ile tek bir
çatlağın genişlemesi kontrol edilmiş olur. İlk çatlak oluşumundan sonra yük taşıma
kapasitesi şekil değiştirmenin devam etmesine rağmen hâlâ artmaktadır (Ersoy,
2001). Donatısız betonun kırılma mekanizması ilk çatlağın oluşmasıyla
tamamlanmaktadır. Donatı olarak kısa ve rastgele dağıtılmış liflerle oluşturulan
betonda ise kırılma mekanizması birçok paralel çatlağın oluşması ile tamamlanır.
Beton içinde, gerek priz anında oluşan mikro çatlaklar gerek içsel gerilmelerden
oluşan çatlaklar, eleman; çalışmaya ve yük almaya başladıktan sonra büyümeye
başlayacaktır. Çatlak, beton içinde ilerlerken liflerle karşılaştığında, çatlağın
ilerlemesini sağlayan enerji liflere aktarılacak ve lifler tarafından karşılanmaya
başlayacak, lif bu enerjiyi karşılayamadığı anda ya kopacak ya da betondan
sıyrılacaktır. Lif koptuktan ya da sıyrıldıktan sonra gerilme enerjisi tekrar betona
aktarılacak, çatlak bir sonraki lifle karşılaşıncaya kadar ilerlemeye devam edecektir.
Bu döngü, yük arttıkça tekrarlanacak ve elemanda paralel çatlaklar oluşacaktır. Nihai
kırılma gerçekleşinceye kadar oluşan paralel çatlaklar elemanın sünekleştiğinin
göstergesidir. Normal beton ile lifli betonların yük deplasman eğrisine bakıldığında, ilk
çatlak oluştuktan sonra normal betonun hemen kırıldığı, ancak lifli betonun yük
almaya devam ettiği, hatta eğilme dayanımının arttığı görülecektir (Arısoy, 2005).
Şekil 3.5’de kesikli PVA lif donatılı numune üzerinde yukarıda izah edilen paralel
çatlaklar gösterilmiştir.
35
(a) (b) Şekil 3.5. (a) Eğilme yüklemesi altında TÇEK numunesinin davranışı, (b) Eğilme
yüklemesinin ardından TÇEK kiriş numunelerinin tipik çatlak dağılımları (Şahmaran vd., 2012)
Daha önceki bölümlerde bahsedildiği üzere son on yıl boyunca beton teknolojisi hızlı
bir gelişme göstermiştir. Geleneksel lif donatılı betonda ise matristeki çatlamayı şekil
değiştirme yumuşaması olarak bilinen yük taşıma kapasitesindeki düşüş eğrisi takip
eder (Şekil 3.6’da daha aşağıda bulunan eğri). Geleneksel beton bilindiği üzere son
derece gevrek bir malzeme olup, dış etkiler altında şekil değiştirme kapasitesi kısıtlı
bir malzemedir. Özellikle eğilme ve çekme gerilmeleri altında, ilk çatlak oluşumundan
sonraki aşamada beton, çatlamış kesitindeki zorlanmalar nedeniyle basınç
dayanımında sergilediği tam kapasitesini kullanamadan yük taşıma potansiyelini
aniden kaybetmektedir. Bu nedenle donatı ve lif benzeri malzemelerin ilavesi ile bir
kompozite dönüştürülerek, kırılma ve çatlak ilerlemesi aşamalarında yük taşımaya
devam etmesi sağlanmaktadır (Felekoğlu ve Felekoğlu, 2013).
Geleneksel beton eksenel çekme yükleri altında ilk çatlak oluşumundan hemen sonra
aniden gevrek bir biçimde kırılmaktadır (Şekil 3.6). Betonun bu kırılgan (gevrek)
yapısını iyileştirmek için yapılan çalışmalar, eksenel çekme yüklemeleri altında sünek
davranış gösteren yüksek performanslı lif donatılı çimento esaslı kompozitlerin
(YPLDÇK) ortaya çıkmasına sebep olmuştur. YPLDÇK’de, ilk çatlak oluşumundan
sonra, lifler fazladan yük taşıyabilmektedir. Yüklemedeki artış ile birlikte, 100 μm’dan
daha dar çatlak genişliğine sahip çoklu mikro-çatlaklar oluşmakta ve betonun şekil
değiştirme kapasitesi önemli ölçüde artmaktadır. Bu sebeple, çekme gerilmesi-şekil
değiştirme eğrisi metallerde olduğu gibi sünek malzemelere benzer şekilde çatlak
sonrası şekil değiştirme sertleşmesi göstermektedir (Şekil 3.6’da üst bölümdeki
eğriler). TÇEK üretiminde kompoziti oluşturan matris ve lif fazlarının seçimi ile lif-
matris arası aderans etkileşiminin optimizasyonu, kompozitin çoklu çatlak
36
potansiyeline sahip olmasını sağlayacak şekilde yapılmalıdır (Şahmaran vd., 2012;
Felekoğlu ve Felekoğlu, 2013). Lif olarak genellikle polivinil alkol (PVA) ve polietilen
(PE) tercih edilmektedir. Matris dayanımı, lif dayanımı, boyutu ve geometrisi ile matris-
lif arasındaki aderansı etkileyen lif yüzey özellikleri gibi parametreler, TÇEK
tasarımında dikkate alınmaktadır (Li ve Maalej, 1996; Felekoğlu ve Felekoğlu, 2013).
Parametrelerin uygun olarak seçilmesiyle, lif oranı 1.5% ile %5 arasında değişen farklı
dayanımlara sahip sünek kompozitler üretilebilmektedir. YPLDÇK’nın maksimum
eksenel çekme gerilmesindeki şekil değiştirmesi olarak tanımlanan sünekliliği,
matrisin tokluğu ve liflerin gerilmeyi matrise etkin bir şekilde aktarmasıyla
(mikroyapısal parametrelere bağlı) ilişkilidir (Li, 1997). Normalde belirli bir lif
yüzdesinde, yüksek matris tokluğu, daha düşük sünekliliğin elde edilmesine sebep
olur. Uygulamaya bağlı olarak, dayanım ve süneklik ihtiyaçlarını karşılayan en uygun
çekme gerilmesi-şekil değiştirme ilişkisi çeşitlilik gösterebilir. Literatürde, YPLDÇK’ler
araştırmacılar tarafından farklı isimlerle adlandırılmıştır. Mühendislik özellikleri
geliştirilmiş çimento esaslı kompozitler (TÇEK)- çekme gerilmesi altında deformasyon
davranışı gösteren YPLDÇK’lerin kapsadığı bir malzeme sınıfı olup yukarıda
açıklanan potansiyel kısıtlarını gidermeye yönelik olarak geliştirilmiştir. Bu konuda en
kapsamlı çalışmalar Michigan Üniversitesi’nde Dr. Victor Li öncülüğünde
gerçekleştirilmektedir (Li, 2003; Felekoğlu ve Felkeoğlu, 2013). TÇEK, çekme ve
eğilme gerilmeleri altında geleneksel betona kıyasla çok daha yüksek deformasyon
kapasitesi olan bir malzemedir. Literatürde çekme birim deformasyon kapasitesi %2-
4’e kadar çıkan TÇEK’ler rapor edilmiştir (Li, 2002; Felekoğlu ve Felekoğlu, 2013).
Şekil 3.6. Eksenel çekme yükleri altında çimento bağlayıcılı malzemelerin
davranışları (Yıldırım, 2016)
37
Japonya Beton Enstitüsü (2002) ve Kunieda ve Rokugo (2006) tarafından özetlendiği
üzere, TÇEK çok çeşitli inşaat mühendisliği uygulamalarında kullanılabilmektedir. Bu
malzemenin en umut verici uygulama alanlarından biri beton yapıların onarımı ile
birlikte güçlendirilmesidir. TÇEK ile onarılmış yapıların avantajları üzerine çeşitli
araştırmalar yapılmıştır. Lim ve Li (1997), TÇEK donatılı beton arayüz çatlak
yakalama mekanizmalarının mekanik avantajları hakkında kapsamlı çalışmalar
yapmışlardır. Li ve Li (2009), onarım malzemesinde oluşan yüzey çatlamasını ve
TÇEK mevcut onarılacak beton arayüz tabakalanmasını önleyebilmek için onarım
malzemesinin rötre deformasyonlarını karşılayabilmesi ve bu sayede kısıtlanmış rötre
durumlarında oluşan gerilme yığılmalarını elastik olmayan şekil değiştirme yani
çekme sünekliliği yoluyla azaltması gerektiğini göstermişlerdir. Bu yollarla, yüzey
çatlak genişliği ve arayüz tabakalanması en aza indirgenmiştir. Mikro-çatlak oluşumu
şeklinde görülen elastik olmayan şekil değiştirme TÇEK’nin onarım malzemesi olarak
kullanılması durumunda da elde edilmiştir (Li ve Li, 2009). Ayrıca, çatlak genişliğinin
çok dar olduğu durumlarda çatlakların kendiliğinden iyileşebilme olasılığı ortaya
çıkmaktadır. Eğer asıl amaç dayanıklılık ve sonuç olarak sürdürülebilir kalkınma ise,
yüksek dayanıma tercihen dar açıklığa sahip çatlaklı ya da tamamen çatlaksız beton
yapıların elde edilmesi için var olan uygulamalar ve tavsiye edilen standartların
yaklaşımında değişime gidilmesi yerinde olacaktır. Gevrek betondaki çatlak kontrolü
eksikliği sebebiyle çatlak oluşumu yük arttıkça katlanmakta ve bu çatlaklar betonun
uzun vadede dayanım ve dayanıklılık performansını önemli ölçüde azaltan tehlikelerin
oluşmasından sorumlu tutulmaktadır. Betondaki çatlamanın tamamen
sonlandırılabileceğinin düşünülmesi gerçekçi değilken, kendiliğinden iyileşme
özelliğinin dar açıklıklı çatlakların bulunduğu malzemelerde otomatik bir mekanizma
olarak kullanılabilmesi, tamamen çatlaksız betonların üretilebilmesi fikrini doğurabilir.
2002’de Beton Araştırma ve Eğitim Kurumu bu tarz kendiliğinden iyileşebilen
betonları, beton endüstrisi için ‘en önemli araştırma konuları’ içerisinde ikinci sıraya
koymuştur (Concrete Research and Education Foundation Strategic Development
Council, 2002). Kendiliğinden iyileşme genellikle hidrate olmamış bağlayıcı
malzemelerin hidrate olması, kalsit oluşumu, betonun çatlak kenarlarında kristallerin
oluşmasını sağlaması ve sudaki katı maddelerin çatlakları kapatmasıyla
ilişkilendirilmektedir (Ramm, 1998). Çatlakların kendiliğinden iyileşmesi sadece çatlak
açıklığının genel olarak 150 µm’dan daha dar olduğu durumlarda dikkate
alınabilmektedir.
TÇEK’nin sünek davranışı ve kendiliğinden iyileşme özelliği, onarım ve güçlendirme
uygulamaları için gerekli ve istenen birçok özellikle doğrudan ilişkilidir. Bunlar, (i)
38
yüksek enerji kapasitesi, darbe dayanımı ve çekme sünekliliği (yüksek elastik
olmayan şekil değiştirme), (ii) bölgesel gerilmeleri düzenli bir biçimde yayabilmeleri
ve bu sayede malzemenin gerilme yığılması hassasiyetinin düşürülmesi, (iii) yüksek
işlenebilirlik: dar aralıklardan geçebilme, kalıbın en dar kesitini bile mükemmel bir
biçimde doldurabilme, segregasyona karşı yüksek direnç, püskürtme ve kendiliğinden
yerleşme gibi üretim kolaylıkları, (iv) yüksek kayma dayanımı, (v) çelik donatısına ve
eski beton yüzeylere yüksek bağ dayanımı (yüksek tabakalanma direnci) ve (vi) düşük
geçirimlilik özellikleri sayılabilir.
Ancak, TÇEK’nin yapı uygulamalarında kullanılabilmesinin önünde üç ana engel
bulunmaktadır: yüksek maliyet, çevresel konular ve malzemenin yüksek rötre
kapasitesidir. Üretimde kullanılan lifler, geleneksel beton malzemelerine kıyasla daha
pahalı olduğundan birim maliyet daha yüksektir. Geniş bir literatür birikimi, PVA liflere
bağlı TÇEK etrafında şekillenmesine rağmen yaygın olarak diğer fiber türleri de
başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Bu lifleri yüksek elastisite modüllü polietilen lifler
(PE) (Kamal vd., 2007; Li, 1993; Li ve Wang, 2002) ve polipropilen lifler(PP)
(Takashima vd., 2003; Yang vd., 2008) olarak sayabiliriz. TÇEK tasarımının
arkasındaki kural, belirli bir lif türüne bağlı kalmamaktır. Belirli özelliklerinden dolayı
lifler düşük bir hacimsel oranda, çekme deformasyonu pekleşmesi için gerekli kriteri
karşılayabilir. Hangi liflerin kullanılacağına karar vermek, liflerin mekanik
karakteristiklerini de kapsayan doğal karakteristiklerine, boy/çap oranlarına, yüzey
özelliklerine, ortaya çıkan TÇEK mekaniğine, durabiliteye, sürdürülebilirlik
performansına ve ekonomisine bağlı olacaktır.
Geleneksel betona kıyasla, TÇEK oldukça fazla çimento içermektedir. Çizelge 3.1,
geleneksel betonla birlikte, tipik PE-TÇEK (Li, 1997) ve PVA-TÇEK (Li vd., 2002)
malzemelerinin karışım oranlarını göstermektedir. TÇEK’deki yüksek çimento miktarı,
lif dağılımının matriste homojen dağılımı için reolojik kontrol kolaylığı ve daha
önemlisi, şekil değiştirme sertleşmesi özelliği için matris tokluğunun sağlanmasının
bir gereğidir. Yüksek sünekliliğin elde edilebilmesi için (şekil değiştirme sertleşmesi),
matris kırılma tokluğu sınırlandırılmalıdır. Öyle ki çoklu mikro çatlak oluşumu,
kompozit maksimum lif köprüleme gerilmesine ulaşmadan meydana gelmelidir. Bu
sebeple iri agregalar karışımdan çıkarılmış ve mevcut durumda TÇEK düşük oranda
(kum/bağlayıcı malzeme oranı 0.36) özel bir kum (en büyük tane büyüklüğü ~250 µm
ve ortalama tane büyüklüğü 150 µm olan mikronize kuvars kumu) ile başarılı bir
şekilde üretilebilmektedir. Kendiliğinden yerleşen taze kompozit özelliklerini elde
39
etmek için bütün matris bileşenlerinin, ayrı ayrı kendi içerisinde ve toplam hacim
içerisindeki tane boyutu doğru olarak sınıflandırılmalıdır (Fischer vd., 2003).
TÇEK’de yüksek oranda çimento kullanımı, yüksek maliyet oluşturmasının yanı sıra
istenmeyen derecede yüksek hidratasyon ısısının oluşmasına sebep olmaktadır.
Ayrıca çimento üretimi dünyada insan etkisiyle salınan sera gazlarının %7’sinden ve
önemli derecede yüksek nitrojen oksit, partikül madde ve diğer zararlı maddelerin
salınımından sorumlu olduğundan dolayı bu tür kompozitler açık bir şekilde çevresel
sürdürülebilirliği tehlikeye atmaktadır. Ayrıca, TÇEK’de oldukça yüksek çimento
miktarı, düşük su-çimento oranı ve iri agrega eksikliği sebebiyle, geleneksel betonlara
kıyasla oldukça fazla rötre deformasyonu göstermekte ve bu durum kompozitin
çatlama potansiyelini arttırmaktadır. Çizelge 3.3’de geleneksel betonla TÇEK’lerin
karışım oranları verilmiştir.
Çizelge 3.3. Geleneksel beton ve TÇEK’nin tipik karışım oranları
Malzemeler (kg/m3) PVA- TÇEK PE-TÇEK Geleneksel Beton
Portland çimentosu 832 1205 390
Su 366 314 166
Agrega 832 603 1717 Lif 26 17 -
Süperakışkanlaştırıcı 17 12 2
Çalışmanın birinci safhasında; TÇEK üretiminin, yerel malzemelerden, çimentonun
belirli bir kısmı yerine çok yüksek hacimlerde uçucu kül, özel üretim PVA liflerin yerine
de mekanik özellikleri, nano boyuttaki çatlakların engellenmesi/köprülenmesi
düşüncesi ve maliyetinin daha uygun olması nedeniyle BL’ler kullanılarak deneylerin
gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. İkinci aşamada, geliştirilmiş olan TÇEK örneklerden
yüksek performans göstermiş olan serilerde, boyutsal stabilite (kuruma rötresi) özelliği
ve donma-çözünme etkisi ile ağırlık ve dayanım kayıpları araştırılmıştır. Ayrıca, aynı
örneklerde son olarak elektron tarama mikroskopi (SEM) vasıtası ile mikroskobik
görüntü analizleri gerçekleştirilmiştir.
40
4. MATERYAL VE YÖNTEM
4.1. Materyal
4.1.1. Çimento ve puzolanlar
Tez kapsamında yapılan deneysel çalışmalarda Göltaş Göller Bölgesi Çimento
Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından üretilen standart CEM I 42.5R tipli Portland
çimentosu (Ç) kullanılmıştır. CEM I 42.5R tipli Portland çimentosunun özgül ağırlığı
3.16 gr/cm3 olup Blaine özgül yüzey alanı 3440 cm2/gr’dır. Portland çimentosunun
tedarikçi firma tarafından sağlanan fiziksel, kimyasal ve mekanik özellikleri Çizelge
4.1’de ilgili standartlarla (ASTM, 2007;TSE, 2012) birlikte karşılaştırmalı olarak,
taramalı elektron mikroskobu (scanning electron microscope- SEM) altında elde
edilen mikroyapısal görüntüleri ise Şekil 4.1’de gösterilmektedir.
Çizelge 4.1. Çalışmada kullanılan çimento özellikleri (Göltaş, 2016)
Çimento Kimyasal Özellikleri
ASTM C150
TS EN 197-1
Çimento Fiziksel Özellikleri ASTM C150
TS EN 197-1
Bileşen (%)
CaO 63.65 Hacimsel Genleşme (mm)
0.3 <0,8 ≤10
SiO2 19.87 İncelik (90 µ, %) 0.10
Al2O3 4.11 İncelik (200 µ, %) 1.10
Fe2O3 3.44 Özgül Yüzey Alanı (cm2/g)
3340 >160
MgO 1.61 <6 Priz Başlangıcı (dakika) 144 >45 ≥60
SO3 2.68 <3 <4 Priz Sonu (dakika) 240 <375
CI- 0.004 <0.1
K2O 0.48 Özkütle (g/cm3) 3.12
Na2O 0.12
Kızdırma Kaybı
2.20 <3 <5
Çözünmeyen Kalıntı
0.40 <0.75 <5
Çimento Mekanik Özellikleri (MPa) ASTM
C150
TS EN
197-1
7 günlük Eğilme Dayanımı (MPa) 5.8 Basınç Dayanımı (MPa) 39.3 >19
28 günlük Eğilme Dayanımı (MPa)
7.2 Basınç Dayanımı (MPa) 50.6 ≥42.5
41
Şekil 4.1. CEM I 42.5R Portland çimentosunun SEM görüntüsü
Portland çimentosunun lazer kırınım yöntemiyle elde edilen tanecik boyut dağılım
grafiği ise çalışmada kullanılan diğer malzemelerle birlikte Şekil 4.2’de sunulmaktadır.
Şekil 4.2. Çalışmada kullanılan katı malzemelerin tanecik boyut dağılımları
ASTM C618 (2003) standardıyla uyumlu olacak şekilde çalışmalarda kullanılmak
üzere tercih edilen F-sınıfı uçucu kül %3,48 kireç oranına sahiptir ve Sugözü Termik
Santrali’nden elde edilmiştir. Sugözü uçucu külünün özgül ağırlığı 2.31 gr/cm3, Blaine
özgül yüzey alanı ise 2900 cm2/gr olup F-sınıfı uçucu külün fiziksel ve kimyasal
özellikleri Çizelge 4.2’de gösterilmektedir. Şekil 4.2 ve Şekil 4.3’de ise sırasıyla F sınıfı
uçucu kül taneciklerinin boyut dağılımları ve taramalı elektron mikroskobu (SEM)
altındaki görüntüleri sunulmaktadır. Şekil 4.3’den de açıkça görülebileceği üzere F
sınıfı uçucu kül tanecikleri oldukça pürüzsüz dairesel yüzeylere sahiptir.
0
20
40
60
80
100
120
0,1 1 10 100 1000
Geçen
, %
Tane Boyutu, µm
Çimento Uçuçu Kül Kuvars Kumu
42
Çizelge 4.2. Uçucu kül ve kuvars kumuna ait kimyasal özellikler (İsken, 2014; Yıldırım vd., 2016)
Kimyasal Kompozisyon (%)
Uçucu Kül (Sugözü)
ASTM C618
TS EN 450-1
Kuvars
CaO 1.16 0.02 SiO2 61.72 99.79
Al2O3 20.13 0.06
Fe2O3 7.46 0.02
MgO 1.80 <5 0.01 SO3 0.22 <5 <3 -
K2O 1.88 0.01
Na2O (Alkaliler) 2.57 <5 0.02
Serbest CaO 0.071 <1.5 CI- 0.015 <0.1
Kızdırma Kaybı 2.99 <6 <5 0.07
SiO2+Al2O3+Fe2O3 89.31 >70 -
28 Günlük Aktivite End. 81.9 >75 >75 İncelik, ≥45µm (%) 16.4 ≤34 16±10
Şekil 4.3. Sugözü uçucu külüne ait taramalı elektron mikroskobundan elde edilmiş mikroskobik resim
4.1.2. Yüksek oranda su azaltıcı katkı
TÇEK karışımlarının işlenebilirliğini arttırmak için Sika ViscoCrete-SF 18 isimli
modifiye polikarboksilat esaslı polimer tipi bir hiperakışkanlaştırıcı katkı (HA)
kullanılmıştır. Deneysel çalışmalarda kullanılan süperakışkanlaştırıcı katkı, pH değeri
3-7 ve özgül ağırlığı yaklaşık 1.10±0,02 kg/l, olan sıvı halde kimyasal bir katkıdır. HA
katkı miktarı karışım sırasında katkının performansına, elde edilecek karışımların
kıvamına, ayrışmaya karşı direncine ve liflerin matrise homojen olarak dağılmasına
bağlı olarak ayarlanmıştır.
43
4.1.3. Lif
4.1.3.1. PVA (Polivinil Alkol) lif
TÇEK üretiminde başarılı bir şekilde kullanılan, mikromekanik tabanlı tasarım sonucu
geliştirilmiş PVA lifleri (Li vd., 2002), bu tez çalışmasında referans numunesi olarak
deneysel sonuçları karşılaştırmak amacıyla standart M45 (literatürdeki ismi)
karışımının üretiminde kullanılmıştır (Şekil 4.4). Bu liflerin özelliği, yüzeyinin ağırlıkça
%1.2 oranında özel bir hidrofobik (su itici) yağ ile kaplı olmasıdır. Bu özellik
sayesinde, matris (lifsiz TÇEK) ve lif arasında yer alan optimum arayüz özellikleri elde
edilmektedir.
Şekil 4.4. Çalışma kapsamında referans TÇEK üretiminde kullanılan PVA lifleri
Tez çalışmasında kullanılan PVA lifinin fiziksel, mekanik ve geometrik özellikleri
Çizelge 4.3’de özetlenmektedir. Çizelgeden 4.3’den de görüleceği gibi PVA lifin
kopma uzama oranı TÇEK’lerin elde edilebilmesi için en büyük katkıyı sağlayan
özelliklerinden biridir.
Çizelge 4.3. TÇEK üretiminde kullanılan PVA ve BL'lerinin mekanik ve geometrik Özellikleri (Al-Dahawi vd., 2017 ve Spinteks, 2016)
Lif Türü
Çekme Dayanımı
(MPa)
Çap (μm)
Boy (mm)
Elastisite Modülü (GPa)
Kopma Uzama Oranı (%)
Özgül Ağırlık
PVA 1620 39 8 42.8 6.0 1.3
Bazalt 2500 13-20 10-14 89 3.15 2.8
44
Şekil 5.4’de ise PVA lif ve BL’nin mikroskop altındaki görüntülerinin karşılaştırılması
verilmiştir. Görüntüde PVA lif BL’ye göre daha kalın lif çapı ve pürüzlü yapısı
görülmektedir, bu şekildeki bir lif yapısı liflerin matrise daha iyi tutunmasını
sağlamakta ve bu sayede yük taşıma kapasitesini artırıcı etki yapmaktadır.
Şekil 4.5. PVA ve bazalt liflerin mikroskop altındaki görüntülerinin karşılaştırılması
4.1.3.2. Bazalt lif
TÇEK tasarımındaki önemli ilkelerden bir taneside belirli bir lif türüne bağlı
kalmamaktır. Belirli özelliklerinden dolayı lifler düşük bir hacimsel oranda şekil
değiştirme sertleşmesi (ilk çatlaktan sonra yük taşıma kapasitesinin artmasıyla eğilme
kapasitesinin artması) için gerekli kriteri karşılayabilir. Hangi lifin kullanılacağına karar
vermek, lifin mekanik karakteristiklerini de kapsayan doğal karakteristiklerine, çap
oranlarına, yüzey özelliklerine, ortaya çıkan TÇEK mekaniğine, durabiliteye,
sürdürülebilirlik performansına ve ekonomisi üzerine bağlı olacaktır.
Bu çalışmada, Technobasalt Invest LLC firması tarafından üretilen,13-20 mikron
çapında ve 6 mm ile 12 mm arasında uzunluğa sahip BL’ler kullanılmıştır (Şekil 4.6).
BL’lerin yoğunluk, çekme dayanımı, elastisite modülü ve kopma uzaması değerleri
Çizelge 4.3’de verilmiştir. Bu lifler çimento esaslı matriste üç boyutlu olarak donatı
etkisi oluşturmakla birlikte, hafif olmasından dolayı matriste homojen dağılması daha
kolay olmaktadır.
45
Şekil 4.6. Çalışma kapsamında TÇEK üretiminde kullanılan BL’ler
4.1.4. Agregalar
TÇEK’nin mikromekanik tabanlı tasarımına göre, kompozitin sünek bir davranış
göstermesi ve çok sayıda ancak dar genişlikte çatlak davranışı ile şekil değiştirme
sertleşmesi sergilemesi için matrisin kırılma tokluğunun düşük olması gerekmektedir.
Kumun tane boyutunun ve kullanım oranının artması ile matrisin kırılma tokluğu
önemli ölçüde artmakta olup bu durum TÇEK üretiminde kullanılması gereken kum
tane boyutunda ve miktarında kısıtlamalara neden olmuştur. Bu nedenden dolayı
TÇEK, şu ana kadar ortalama tane büyüklüğü yaklaşık 110 µm ve en büyük tane
boyutu 250 µm olan özel bir kum ve kum-bağlayıcı oranı olarak 0.36 kullanılarak
başarılı bir şekilde üretilmektedir. Şahmaran vd. (2012), tarafından yapılan
çalışmalarda yüksek hacimde uçucu kül gibi endüstriyel yan ürünlerin TÇEK
üretiminde kullanılması matrisin tokluğunu azaltmakta ve kum boyutunu ve kullanım
dozajını değiştirmekte özgürlük sağlandığı gösterilmiştir. Bölgemize yakın olan
Manisa Salihli ocağından elde edilmiş normal boyuttaki kuvars kumu ile TÇEK
üretilmesi literatürdeki çalışmalara ve ülkemizde bu kompozitin üretimine bir katkı
vermesi açısından çok önemlidir. Bu amaçla TÇEK üretiminde kullanılmak üzere
ülkemizin Manisa bölgesi kaynaklarından elde edilmiş tane büyüklüğü 0-150 µm tane
sınıfındaki ince kuvars kumu tercih edilmiştir. Kuvars kumun özgül ağırlığı 2.60 gr/cm3
ve su emme kapasitesi %0.3’tür. Kuvars kumuna ait taramalı ektron mikroskobu
görüntüleri Şekil 4.7’de ve tane boyut dağılımı çalışmada kullanılan diğer
malzemelerle birlikte Şekil 4.2’de verilmiştir.
46
Şekil 4.7. Çalışmada kullanılan kuvars kumunun taramalı elektron mikroskobu
görüntüleri
4.2. Yöntem
4.2.1. Farklı oranlarda BL kullanılarak TÇEK deneme karışımlarının üretilmesi
Tasarlanmış çimento esaslı kompozitlerin üretiminde kullanılan ülkemizin Manisa
Salihli bölgesi kaynaklarından elde edilmiş farklı tane boyutlarındaki kuvars kumu
numunelerinin, çimentonun ve uçucu külün fiziksel ve kimyasal özellikleri
belirlendikten sonra lif tipi, boyutu ve miktarının TÇEK’nin mekanik özellikleri ve matris
tokluğu üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla Çizelge 4.4’de detayları verilen
toplamda referans karışım ile birlikte 27 adet deneysel karışım hazırlanmıştır. Bu
karışımlarda 6 ve 12 mm boylarındaki BL, 8 mm boyunda özel olarak üretilen PVA lif
olmak üzere üç farklı boyuttaki lifler ve 150 μm en büyük tane boyutundaki kuvars
kumu kullanılmıştır. Üretilen karışımların hazırlanışında kullanılan malzemelerin
miktarı ve boyutları mikromekanik modellemelerle belirlenmiş olan TÇEK karışımına
çok benzer olup karışımlarda uçucu kül/çimento oranı 1.2, su/bağlayıcı malzeme
(çimento+uçucu kül) oranı 0.26 ve kum/bağlayıcı oranı 0.36 olarak belirlenmiştir.
Çizelge 4.4’de verilen, üretiminde ağırlıkça %1.25 oranında (26 kg/m3) PVA lifinin
kullanıldığı literatürdeki ismi M45 adı ile adlandırılan TÇEK karışımı, çalışmalarımızda
referans karışımı olarak seçilmiştir.
47
Çizelge 4.4. Bazalt lif kullanılarak hazırlanan TÇEK karışım miktarları (ağırlıkça)
Lif Türü Lif İçerik
(%)
Su/ (Çimento
+ Uçucu Kül)
Kum/ (Çimento
+ Uçucu Kül)
Çimento
Kuvars
Kumu
Uçucu
Kül Su
PVA Lif
Bazalt Lif
*HA
**HA
(kg/m3)
PVA Lif 1.25 0.26 0.36 576 456 692 334 26.1 - 4.9 4.9
Bazalt Lif
(6-12 mm)
1 0.26 0.36 576 460 692 334 - 20.8 5.5 5.7 1.25 0.26 0.36 576 460 692 334 - 26.1 5.5 5.7 1.5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 31.4 5.8 6 1.75 0.26 0.36 576 460 692 334 - 36.8 6.1 6.3 2 0.26 0.36 576 460 692 334 - 42.2 6.4 6.6
2.5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 53.0 6.7 6.9 3 0.26 0.36 576 460 692 334 - 64.0 6.8 7 3.5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 75.0 7.2 7.4 4 0.26 0.36 576 460 692 334 - 86.3 7.6 7.8 4.5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 97.5 8.0 8.2 5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 109.0 8.5 8.7
5.5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 120.5 8.9 9.1 6 0.26 0.36 576 460 692 334 - 132.1 9.3 9.5
*HA: 6mm boyunda BL’li seriler için hiperakışkanlaştırıcı miktarı, **HA: 12 mm BL’li seriler için
hiperakışkanlaştırıcı miktarı
Tüm çimento esaslı karışımlar 25 litre kapasiteli planet tipi mikser kullanılarak
hazırlanmıştır (Şekil 4.8). Çimento, uçucu kül ve kum önce kuru olarak 100
devir/dakika hızda 2 dakika karıştırılmıştır. Ardından su ve hiperakışkanlaştırıcı (HA)
eklenmiş ve 100 devir/dakika hızda 2 dakika süreyle karıştırılmıştır. Daha sonra
karıştırma işlemi 100 devir/dakika hızda 9 dakika daha devam etmiştir. Ardından BL
matrise eklenmiş ve karıştırma işlemi mikserde 100 devir/dakika hızda 3 dakika
devam etmiştir. Daha sonra bu işleme 200 devir/dakika hızda 2 dakika daha devam
edilerek karıştırma işlemi tamamlanmıştır.
Karıştırma işlemlerinin hemen ardından taze kompozit özelliklerini (akışkanlık)
belirlemek amacıyla marsh hunisi ve mini slump deneyleri yapılmıştır. Deneylerin
bitiminde karışımın tekrar homojenliği sağlamak amacıyla 1 dakika daha düşük
devirde karıştırma işlemi yapıldıktan sonra karışım, önceden yağlanmış olan kalıplara
dökülmüştür.
48
Şekil 4.8. 20 litre kapasiteli planet tipi mikserde TÇEK karışımlarının hazırlanması
4.2.2. Farklı oranlarda PVA lif ve BL kullanılarak hibrit TÇEK karışımlarının
üretilmesi
TÇEK malzemenin maliyetini arttıran en önemli etken TÇEK üretiminde kullanılan
PVA lifidir. Bu amaçla tez çalışmasının bu bölümünde PVA lif ve BL’ler birlikte
kullanılarak referans TÇEK’e göre daha ekonomik bir yapı malzemesi ve
yaklaşık/daha üstün mekanik özellikler elde etmek için hibrit (karma) lifli TÇEK’ler
üzerinde çalışılmıştır. Farklı geometrideki liflerin, farklı kullanım oranlarında çimento
49
esaslı kompozite katılmasıyla hibrit TÇEK numunelerinin referans TÇEK’e göre
basınç dayanımı, dört nokta eğilme dayanımı ve çekme dayanımını kapsayan
mekanik özelliklerini karşılaştırmak amacıyla deneyler yapılmıştır. Bu kapsamda
referans numuneye ek olarak her bir karışımlardaki ağırlıkça %1.25 (26 kg/m3) olan
toplam lif miktarı PVA lif ve BL ile birlikte hibrit olarak (%75PVA+%25 BL),
(%50PVA+%50BL) ve (%75PVA+%25BL) şeklinde 3 farklı oranda kullanılarak ve
diğer tüm karışım parametreleri aynı olmak üzere karışımlar hazırlanmıştır (Çizelge
4.5). Hazırlanan karışımların 28 günlük basınç ve eğilmede çekme dayanımlarının
test edilebilmesi için bir sonraki bölümde anlatıldığı üzere küp ve prizmatik numuneler
üretilmiş ve ASTM C192’ye uygun olarak 28 gün boyunca kür tankında kirece doygun
suda 23±2 oC sıcaklıkta bekletilmiştir (ASTM, 2016).
Çizelge 4.5. Farklı oranlarda PVA lifi ve BL kullanılarak hazırlanan hibrit TÇEK karışım miktarları (ağırlıkça)
Karışım Kodu
Su/*BM
(Çimento +
Uçucu Kül)
Kum/BM
(Çimento +
Uçucu Kül)
Uçucu Kül/ BM
Çimento UK Kum Su PVA
lif
Bazalt lif
*HA
(kg/m3)
P100 (R) 0.26 0.36 1.20 571 685 455 331 26 0 4.9
P75B25 0.26 0.36 1.20 571 685 455 331 19.5 6.5 4.95
P50B50 0.26 0.36 1.20 571 685 455 331 13 13 4.95
P25B75 0.26 0.36 1.20 571 685 455 331 6.5 19.5 4.95
*HA: Hiperakışkanlaştırıcı katkı, BM: Bağlayıcı malzeme
4.3. TÇEK Karışımlarına Uygulanan Testler
Tez çalışması kapsamında Şekil 4.9’da sunulan deneysel çalışma planındaki
malzeme karışımları yapılarak deneysel çalışmalar yürütülmüştür.
50
Şekil 4.9. Deneysel çalışma planı
Çimento Uçucu Kül Kuvars Kumu Akışkanlaştırıcı ve su
Bazalt Lif PVA lif
Malzeme Karıştırma İşlemi
Akış Özelliklerinin Belirlenmesi
Mini Slump Deneyi Marsh Hunisi Deneyi
MATERYAL VE YÖNTEM
Liflerin Karışıma Eklenmesi
Mini Slump Deneyi
Marsh Hunisi Deneyi
Karışımların Kalıplanması ve Kür İşlemi
Basınç
Dayanımı
(ASTM
C109)
Mekanik Deneyler (28 Gün) Boyutsal Stabilite Özelliği (90 Gün) Görüntüsel Analizler
Kırılma
Tokluğu
(ASTM
E399)
Çekme
Dayanımı
(ASTM
C1275)
Eğilme
Dayanımı
(ASTM
C78)
SEM
Analizi EDS
Analizi
Kuruma
Rötresi
(ASTM
C157)
51
4.3.1. TÇEK karışımları üzerinde akış özelliklerinin kontrolü
TÇEK karışımlarının mikro-mekanik tabanlı tasarımları yapılırken liflerin matrise
homojen olarak dağıldığı kabul edilmektedir. Her ne kadar üretilen karışımın nitelikleri
mikro-mekanik tabanlı tasarım yöntemlerinden elde edilen parametrelere uygun olsa
da liflerin matriste homojen bir şekilde dağılımı sağlanamayabilmektedir. Homojen lif
dağılımını etkileyen en önemli faktörlerden birisi TÇEK matrisinin (lif içermeyen
TÇEK) taze özellikleridir (işlenebilirliği, akma dayanımı ve plastik viskozite vb.).
TÇEK’in taze özellikleri ayrıca kompozitin akışkanlığını ve kalıba ne derecede kolay
yerleştirilebildiğini etkileyebilmektedir. TÇEK karışımlarının taze durumdaki
işlenebilirlik özelliklerinin belirlenmesi için mini çökme-yayılma testi ve marsh hunisi
deneyleri yapılmıştır.
Çalışmanın bu aşamasında hazırlanan tüm karışımlar çimento, F-sınıfı uçucu kül,
kuvars kumu, lif, hiperakışkanlaştırıcı ve su kullanılarak hazırlanmıştır. Hazırlanan
karışımlarda su/bağlayıcı malzeme (S/BM), kümen büyük tane boyutu ve
kum/bağlayıcı malzeme (K/BM) oranı sabit tutularak, BL miktarları ve
akışkanlaştırıcının ağırlıkça oranlarının etkilerini incelemek üzere toplam 26 adet
karışım hazırlanmıştır. Bu karışımlardaki malzeme miktarları Çizelge 4.6’da
verilmektedir. S/BM, K/BM, hiperakışkanlaştırıcı/bağlayıcı malzeme (HA/BM) gibi bazı
önemli oranlar da (ağırlıkça) Çizelge 4.6’da gösterilmiştir. Çizelge 4.6'dan görüldüğü
üzere 150 µm en büyük kum tane boyutu değeri için K/BM değeri 0.36 olarak
seçilmiştir. Bütün karışımlarda S/BM=0.26 olarak kullanılmıştır. Her bir kombinasyon
için taze karışımların mini çökme hunisi hedef yayılması, karışımdaki malzeme
özellikleri dikkate alınarak lifsiz karışımlarda 40 ± 5 cm, lifli karışımlarda ise 20 ± 5 cm
olacak şekilde HA dozajı 4.9 kg/m3 ile 9.30 kg/m3 aralığında düzenlenmiştir. Ayrıca
karışımlardaki HA miktarı, kalıba yerleştirilmenin ve TÇEK karışımlar arasındaki
benzer işlenebilirlik özelliklerinin sağlanabilmesi için lif artışına bağlı olarak artırılmıştır
(Ayub vd., 2014; Shafiq vd., 2016). Uçucu kül/çimento oranı tüm karışımlarda 1.20
olarak sabit tutulmuştur. Karışımların akış özelliklerinin belirlenmesinde PVA lif ve
BL’nin birlikte kullanıldığı hibrit karışımların oranları ise Çizelge 4.7’de sunulmuştur.
52
Çizelge 4.6. Akış özellikleri için BL’li TÇEK karışım oranları
Lif Türü Lif İçerik (%)
Su/
(Çimento +
Uçucu
Kül)
Kum/
(Çimento +
Uçucu
Kül)
Çimento
Kuvars
Kumu
Uçucu
Kül Su
PVA Lif
Bazalt Lif
*HA (6
mm)
*HA (12
mm)
(kg/m3)
PVA Lif
1.25 0.26 0.36 576 456 692 334 26.1 - 4.9 4.9
Bazalt Lif (6-12 mm)
1 0.26 0.36 576 460 692 334 - 20.8 5.5 5.7 1.25 0.26 0.36 576 460 692 334 - 26.1 5.5 5.7 1.5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 31.4 5.8 6 1.75 0.26 0.36 576 460 692 334 - 36.8 6.1 6.3
2 0.26 0.36 576 460 692 334 - 42.2 6.4 6.6 2.5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 53.0 6.7 6.9 3 0.26 0.36 576 460 692 334 - 64.0 6.8 7 3.5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 75.0 7.2 7.4 4 0.26 0.36 576 460 692 334 - 86.3 7.6 7.8 4.5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 97.5 8.0 8.2
5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 109.0 8.5 8.7 5.5 0.26 0.36 576 460 692 334 - 120.5 8.9 9.1 6 0.26 0.36 576 460 692 334 - 132.1 9.3 9.5
*HA: 6mm boyunda BL’li seriler için hiperakışkanlaştırıcı miktarı, **HA: 12 mm BL’li seriler için
hiperakışkanlaştırıcı miktarı
Çizelge 4.7. Akış özellikleri için hibrit lifli TÇEK karışım oranları
Karışım Kodu
Su/
(Çimento
+
Uçucu
Kül)
Kum/
(Çimento +
Uçucu Kül)
Uçucu Kül/
Çimento
Çimento UK Kum Su PVA
lif
Bazalt lif
HA
(kg/m3)
P100B0 (R) 0.26 0.36 1.20 571 685 455 331 26 0 4.8
P75B25 0.26 0.36 1.20 571 685 455 331 19.5 6.5 4.95
P50B50 0.26 0.36 1.20 571 685 455 331 12.9 13.1 4.95
P25B75 0.26 0.36 1.20 571 685 455 331 6.3 19.7 4.95
Tez çalışması kapsamında tüm karışımlar, 25 litre kapasiteli planet tipli mikser
kullanılarak hazırlanmıştır. Çimento, uçucu kül ve kuvars kumu önce kuru olarak 100
devir/dakika hızda 2 dakika karıştırılmıştır. Sonrasında su ve akışkanlaştırıcı karışımı
eklenerek karışım homojen hamur kıvamına gelinceye kadar toplamda 2 dakika
süreyle 100 devir/dakika hızda karıştırılmıştır. Daha sonra karıştırma işlemi 100
devir/dakika hızda 9 dakika daha devam etmiştir. Hazırlanan TÇEK matrisine lif ilave
edilmeden önce 2 litre örnek numune alınıp taze haldeki matrisin ve akış
özelliklerinden mini çökme hunisi ile yayılma çapı, Marsh hunisi ve akma zamanı
belirlenmiştir. Ardından BL matrise eklenmiş ve karıştırma işlemi mikserde 100
devir/dakika hızda 3 dakika devam etmiştir. Daha sonra bu işleme 200 devir/dakika
53
hızda 2 dakika daha devam edilerek karıştırma işlemi tamamlanmıştır. Lif ve matris
karışımı ile elde edilen her bir TÇEK karışımı üzerinde marsh hunisi akma zamanı ve
mini slump deneyleri lifler eklendikten sonra tekrar yapılmış bu deneylere ilaveten lifli
karışımların otomatik yayılma tablasında yayılma çapları belirlenmiştir. Tüm bu
işlemler bittikten sonra karışımların homojenliğini sağlamak için 10 devir/dakika
karıştırma işlemi tekrar yapılıp karışımlar Şekil 4.9’da verilen deneysel çalışma
şemasında da görüldüğü üzere 50 x 50 x 50 mm boyutlarında 6 adet küp (28 gün
sonundaki basınç dayanımı deneyi için), 360 x 75 x 50 mm boyutlarında 4 adet kiriş
(28 gün sonundaki eğilme deneyi için) ve 3 adet kemik formu (çekme dayanımı deneyi
için) önceden yağlanmış kalıplara dökülmüştür.
Mini çökme hunisi ile yayılma çapı hem matris hem de TÇEK karışımları üzerinde de
ASTM C230 standardına göre yapılmıştır (ASTM, 2014). Otomatik yayılma tablasında
yayılma çapının belirlenmesi ise sadece lifli TÇEK karışımlarında uygulanmıştır. Bu
deneyde hazırlanan lifli karışımların çökme hunisine iki tabaka halinde yerleştirlerek
sarsma tablasının saniyede 1 vuruş olmak üzere toplam 15 vuruş sonraki yayılma
miktalarının birbirini dik kesen iki yayılma ekseninin ortalaması alınarak
hesaplanmıştır. Şekil 4.10’da deneyin yapılışı ve deney düzeneği gösterilmiştir.
Şekil 4.10. Çalışma kapsamında yapılan yayılma tablası ile kompozit harç
karışımlarının kıvamlarının belirlenmesi
Çimento esaslı malzemelerin taze haldeki özellikleri, karıştırma işlemindeki ve deney
metotlarındaki değişikliklere göre değişebileceği için, aşağıda bu deneylerle ilgili
detaylar verilmektedir. Yine aynı sebepten dolayı, bütün işlemler (karıştırma süresi,
mikser hızı, deney yapma sırası, deney yapma zamanı, deneylerde izlenen
54
basamaklar, sıcaklık vb.) tüm karışımlar için mümkün olduğunca aynı tutulmaya
çalışılmıştır. Deneylerin tekrarlanabilirliğini kontrol etmek amacıyla herbir karışımın
taze özelliği en az üç kez tekrarlanmıştır.
Mini çökme hunisi kesik koni şeklinde olup Şekil 4.11’de görüldüğü gibi ASTM C230
standardında belirtilen üst çapı 70 mm, alt çapı 100 mm ve yüksekliği 60 mm olan
metal bir hunidir (ASTM, 2014). Mikserde karıştırma işlemi tamamlanan malzeme
herhangi bir sıkıştırma işlemi uygulanmadan, bu huni içine konur ve ardından huninin
yukarıya dik bir şekilde yavaş yavaş kaldırılmasından sonra malzeme yayılmaya
başlar. Yayılma tamamlandığında, yaklaşık olarak dairesel bir şekil ortaya çıkar. Bu
dairenin çapı, birbirine dik olan iki eksen boyunca ölçülür ve elde edilen değerlerin
ortalaması sonucu, “mini çökme hunisi yayılma çapı” bulunur.
(a) (b) Şekil.4.11. a) Çalışmada kullanılan mini slump aleti şekli ve ölçüleri, b) Mini slump
deneyinin yapılışına ait bir görüntü
Marsh hunisi ile kompozit karışımların akıcılık özelliklerinin belirlenmesinde ASTM
D6910-04 standardı esas alınmıştır (ASTM, 2004). Çalışmada kullanılan Marsh
hunisi, Şekil 4.12’de görüldüğü üzere 1500 ml iç hacimli ve alt ucunda 4.56 mm
çapında bir çıkış deliği olan metal malzemeden yapılma bir hunidir. Alt çıkış deliği
parmakla kapatılan huninin içine malzeme konur ve kronometrenin çalıştırılmasıyla
beraber parmak çekilerek malzemenin düşey eksende akmaya başlaması sağlanır.
Belirli bir hacimdeki malzemenin kaç saniyede aktığı ölçülür. Tez çalışmasında 100ml
malzemenin akması için geçen süre kaydedilmiştir. Bu huni için 23 ± 2 °C sıcaklıkta
100 ml suyun akma süresi 1.76 saniyedir).
55
(a) (b) Şekil 4.12. a) Çalışmada kullanılan marsh hunisi aleti ve ölçüleri, b) Marsh hunisi
akma zamanı deneyine ait bir görüntü
4.3.2. Basınç dayanımı testi
Hazırlanan BL’li TÇEK karışımlarının her birinden 28 günlük basınç dayanımı deneyi
için 6 adet numune kullanılmak üzere toplamda 156 adet ve hibrit numunelerin
herbirinden 28 günlük basınç dayanımı deneyi için 18 adet 50×50 mm boyutlarında
küp numuneler hazırlanmış ve dökümlerinin ardından numuneler sıcaklığı 23±2 °C ve
nemi %50±5 olan laboratuvar ortamında 24 saat boyunca yüzeyleri örtülü şekilde kür
edilmiştir. 24 saatin tamamlanmasının ardından kalıp içerisinde bekletilen numuneler,
daha sonra kalıplardan çıkarılarak Şekil 4.13’de görüldüğü üzere ASTM C192’ye
uygun olarak 28 gün boyunca deney gününe kadar kirece doygun su içerisinde kür
edilmiştir (ASTM, 2016).
Basınç dayanımı testi ASTM C109 standardına uygun olarak 25 ton kapasiteli
universal mekanik test cihazı kullanılarak küp numuneler üzerinde gerçekleştirilmiştir
(Şekil 4.14). Testteki yükleme hızı, ASTM C109 standardı tarafından önerdiği şekilde
yaklaşık 1500 N/s olarak 50x50x50 mm boyutlarındaki küp numunelere uygulanmıştır
(ASTM, 2016) . Basınç dayanım ölçümü prosedürü standart tavsiyelerle uyumludur.
56
Şekil 4.13. TÇEK numunelerinin üretiminden sonra kirece doygun suda kürlenmesi
Şekil 4.14. Basınç dayanımı testi düzeneği
4.3.3. Eğilmede çekme dayanımı testi
Bilindiği üzere yüksek performanslı lif donatılı kompozitler ilk çatlak oluşumundan
sonra şekil değiştirme sertleşmesi sergilemektedir. Şekil değiştirme sertleşmesi
davranışı sergileyen malzemelerin mekanik özelliklerinin değerlendirilmesinde en
uygun test yöntemi tek eksenli çekme yükleri uygulanarak yapılan testlerdir. TÇEK
karışımlarının şekil değiştirme kapasiteleri dört noktalı eğilmede çekme dayanımı testi
ile ASTM C 78’e uygun olarak Süleyman Demirel Üniversitesi Teknoloji Fakültesi
inşaat mühendisliği laboratuvarında belirlenmiştir.
57
TÇEK karışımlarında farklı oranlarda ve iki farklı boyda BL kullanımının 28 günlük
eğilmede çekme dayanımlarına etkisini araştırmak üzere her bir lif kullanım oranı için
4 adet numune olmak üzere 104 adet ve hibrit TÇEK karışımları için 3 farklı
karışımdan 12 adet 360x75x50 mm boyutlarında kiriş numuneleri hazırlanmıştır.
Eğilmede çekme deneyi deformasyon kontrollü universal test cihazında yapılmıştır.
Karışımların eğilme yükü altında özelliklerinin belirlenmesi için kiriş numuneleri
üzerinde, önce numune temizlenerek Şekil 4.15’deki düzenekte görüldüğü gibi
yüklerin uygulanacağı noktalar belirlenmiş ve dört noktalı eğilmede çekme testi
uygulanmıştır. Eğilme deneyleri, kapalı devre elektro-mekanik test cihazı ile
deformasyon kontrollü olarak (2 mm/saniye hızla) yapılmıştır. Deney sırasında,
numunenin orta noktasında oluşan şekil değiştirme (saniyede 10 veri olacak şekilde)
ve buna karşılık gelen yük bilgisayar sistemi sayesinde hassas bir şekilde
kaydedilmiştir. Şekil 4.16’da eğilme dayanımı ve sehim değerlerinin ölçüldüğü eğilme
deneyine ait görüntüler ve Şekil 4.17’de tipik bir TÇEK numunesinin dört noktalı
eğilmede çekme testi sırasındaki davranışının meydana getirdiği çoklu mikro çatlak
oluşumları görülmektedir.
Şekil 4.15. Dört noktalı eğilmede çekme testi deney düzeneği
58
Şekil 4.16. Dört noktalı eğilmede çekme testi ile şekil değişimi ölçümü
Şekil 4.17. Tipik bir TÇEK numunesinin dört noktalı eğilmede çekme testi sırasındaki davranışı (Şahmaran vd., 2012)
4.3.4. Kompozit kırılma tokluğu testi
Kompozit kırılma tokluğu deneyleri, üç noktalı eğilmede çekme deneyi kullanılarak
Süleyman Demirel Üniversitesi Teknoloji Fakültesi inşaat mühendisliği
laboratuvarında bulunan universal test cihazında yapılmıştır. Çimento bağlayıcılı
malzemeler için gerilme şiddet faktörünü ölçmek amacıyla standart test yöntemi
bulunmamaktadır bu nedenle çimento bağlayıcılı malzemeler için gerilme şiddet
faktörünü (kırılma tokluğu) ölçmek amacıyla ASTM E399 (2003) “Linear-Elastic
Plane-Strain Fracture Toughness KIC of Metallic Materials” Bölüm A3. Special
Requirements for the Testing of Bend Specimens” standart test yöntemi kullanılmıştır
59
(Lee vd., 1995; ASTM, 2003). Bu metoda bağlı olarak elde edilen kırılma tokluğu
değerleri, en büyük tane boyutu 1 mm olan harçlar ve çimento esaslı malzemeler için
güvenilir sonuçlar vermektedir. Bu standart test metodunun çimento bağlayıcılı
malzemelerde (iri agrega içermeyen) uygulanması daha önce yapılmış olan
çalışmalarda detaylı bir biçimde incelenip bu tür sistemlerde (TÇEK gibi üretiminde iri
agrega kullanılmayan sistemler) uygulanabilirliği doğrulanıp farklı çalışmalarda TÇEK
tasarımında kullanılmıştır (Toutanji vd., 2010; Lee vd., 2015; Yu vd., 2015). Ayrıca bu
yöntemle hesaplanan matrisin kırılma tokluğu değeri TÇEK’nin mikro-mekanik
tasarım yöntemleri ile geliştirilmesi aşamasında hayati bir rol oynamıştır (Li vd., 1995;
Li, 1998). Dayanım kriteri, bozuk bir bölgeden mikro-çatlak başlaması üzerine yeterli
bir lif köprüleme kapasitesini sağlamak için yerine getirilmelidir. Özellikle bu kriter;
matris kırılma tokluğu ile kontrol edilen ilk çatlak dayanımını ve verilen herhangi
potansiyel çatlak düzlemi üzerine lif köprüleme kapasitesinden daha küçük olan
başlangıç çatlak boyutunu kapsamaktadır. TÇEK tasarım teorisine göre TÇEK’nin
gerinim sertleşmesi davranışı büyük oranda matris kırılma tokluğu, lif köprüleme
kapasitesi ve başlangıç çatlak büyüklüğü dağılımına bağlıdır (Maa vd. 2015).
Kırılma tokluğunun ölçülmesi için bu çalışmada kullanılan deney tertibi Şekil 4.18’de
gösterilmiştir. 28 günlük lifli matris (TÇEK) kırılma tokluğu tayini için 26 farklı karışım
için 4 adet numune kullanılmak üzere toplam 104 adet 360x75x50 mm boyutlarında
kiriş numunesi hazırlanıp, numunelerin tam ortalarına yaklaşık 30 mm derinliğinde
daire testere yardımıyla çentik açılmış ve çentik derinliğinin numune yüksekliğine
oranı 0.4 olarak belirlenmiştir (Şekil 4.18). Daha sonra bu numuneler 2 mm/saniye
hızla üç noktalı eğilme testine maruz bırakılmıştır. Bu testten sonra kırılan
numunelerin kesin çentik derinlikleri ölçülüp Denklem 4.1’deki ASTM E399’da
belirtilen formül kullanılarak kompozit kırılma toklukları hesaplanmıştır.
60
Şekil 4.18. Kompozit kırılma tokluğu tayini için kullanılan deney tertibi
Kırılma tokluğu değeri test edilen numunenin boyutları dikkate alınarak aşağıda
verilen Denklem 4.1’e göre hesaplanmıştır.
(4.1)
Burada;
PQ: Çentikli yüzeyin üzerindeki eğilme kenarına uygulanan maksimum yükü, S: açıklık
uzunluğunu, B: numune yüksekliğini, W: numune derinliğini, a:çatlak boyunu ve
: geometrik kalibrasyon faktörünü (her numunenin deney sonrasında ölçülen
gerçek çatlak boyuna göre değişir) göstermektedir.
Çizelge 4.8. ASTM E399 standardına göre kırılma tokluğunun hesaplanmasında kullanılan geometrik kalibrasyon faktörü değerleri (ASTM, 2003)
a/W f(a/W) a/W f(a/W)
0.450 2.29 0.505 2.70
0.455 2.32 0.510 2.75
0.460 2.35 0.515 2.79
0.465 2.39 0.520 2.84
0.470 2.43 0.525 2.89
61
Çizelge 4.8. ASTM E399 standardına göre kırılma tokluğunun hesaplanmasında kullanılan geometrik kalibrasyon faktörü değerleri (ASTM, 2003) (Devam)
a/W f(a/W) a/W f(a/W)
0.475 2.46 0.530 2.94
0.480 2.50 0.535 2.99
0.485 2.54 0.540 3.04
0.490 2.58 0.545 3.09
0.495 2.62 0.550 3.14
0.500 2.66 0.555 3.19
Şekil 4.19’da kompozit kırılma tokluğu deney düzeneği ve bu deneyde kullanılan
çentikli numune şekli, çentik ve deney numunesinin ölçüleri görülmektedir.
(a) (b) Şekil 4.19. a) Kompozit kırılma tokluğu deneyi test düzeneği, b) Numune boyutları
4.3.5. Taramalı elektron mikroskopu (SEM) ve EDS mikro yapı analizi
Eğilmede çekme dayanımı testinden sonra seçilen numunelerden alınan parçalar
üzerinde QUANTA FEG-250 taramalı elektron mikroskobu (SEM-EDX) kullanılarak
Süleyman Demirel Üniversitesi Enerji Araştırmaları Uygulama ve Araştırma
Merkezi’nde mikro yapı incelemeleri yapılmıştır. Mikroyapı incelemesi esnasında
TÇEK matrisinin yoğunluğu, oluşan reaksiyon ürünleri, lif-matris arayüz özellikleri ve
matristen sıyrılıp çıkan liflerin yüzey yapısı incelenmiştir.
62
4.3.6. Kuruma rötresi deneyi
TÇEK karışımlarının boyutsal stabilite özelliklerinin belirlenmesi amacı ile kuruma
rötre özellikleri test edilmiştir. Boyutsal stabilite özellikleri farklı oranlarda BL içeren en
büyük tane boyutu 150 µm olan agrega kullanılarak hazırlanan TÇEK karışımları için
ölçülmüştür. Kuruma büzülmesi, elemanın şekli, karışım oranları, malzemelerin
kimyasal ve fiziksel özellikleri ve elemanın maruz kaldığı çevre şartları gibi birçok
faktöre bağlıdır.
Çalışmanın bu aşamasında, ilk bölümde F-sınıfı uçucu kül kullanılarak üretilen BL’li
TÇEK karışımlarının referans karışımının eğilme değerine (12.73 N/mm2) yaklaşık
değerler elde edilen serilere ait örnekler üzerinde kuruma büzülmesinin tayini, ASTM
C157’de belirtilen yönteme uygun olarak yapılmıştır. Ölçümler her karışım için 3 adet
25x25x285 mm’lik prizma örnekler üzerinde gerçekleştirilmiştir (Şekil 4.20).
Karıştırma işlemi sırasında çimentoya suyun ilavesinden 24±0.5 saat sonra
numuneler kalıplardan çıkartılarak 23 ± 0.5 °C sıcaklıktaki kirece doygun suda 15
dakika bekletilmiştir. Daha sonra yüzeyleri hemen kurulanarak ilk ölçümleri alınmıştır.
İlk ölçümleri alınan numuneler 23 ± 2 °C sıcaklıktaki kirece doygun suda kalıplardaki
süreler de dahil olmak üzere 28. güne ulaşana kadar bekletilmiştir. Daha sonra 23 ±
2 °C ve %50 ± 4 bağıl nem değerlerine sahip kür odasında havada kürlenen
numunelerin 2., 3., 4., 5., 6., 7., 14., 28., 56., 60. ve 90. günlerde komparatör ölçümleri
yapılmıştır. Ölçümleri yapılan numunelerin ASTM C157’de belirtilen aşağıdaki
belirtilen formül kullanılarak rötre kapasiteleri yüzde cinsinden hesaplanmıştır (ASTM,
2008).
∆Lx= [(Lson-Lilk) /Lk] x100 (4.2)
Burada, ∆Lx, yüzde olarak herhangi bir yaştaki örneğin boy değişimini, Lson herhangi
bir yaştaki komparatör okumasını, Lilk numunelerin ilk okuma ölçüm boyunu ve Lk
ölçüm boyunu (250 mm) göstermektedir.
Komparatör cihazı ölçümler esnasında kontrol çubuğu ile her bir ölçümden önce
ortam sıcaklığı da dikkate alınarak kalibre edilmiş ve rötre ölçümlerinde 0,001
hassasiyetli epsilon marka komparatör kullanılmıştır. Şekil 4.20’de, TÇEK
numunesinin rötre miktarlarını ölçen komparatör ve büzülme ölçümü için hazırlanan
numuneler görülmektedir.
63
(a) (b) Şekil 4.20. a) Kuruma büzülmesi prizma deney örnekleri, b) Kuruma büzülmesi tayini
için TÇEK numunelerinde boyutsal değişim ölçümleri
4.3.7. Çekme dayanımı deneyi
Çalışmanın bu aşamasında referans karışım ile birlikte iki farklı uzunlukta BL (6 ve
12mm) kullanılarak 27 farklı TÇEK karışımları ve BL ile PVA lifin karma olarak
kullanıldığı 3 farklı hibrit karışımları ile hazırlanarak elde edilen farklı örnek serilerinin
çekme gerilmesi altındaki performansları araştırılmıştır. Bazaltlı karışımların çekme
dayanımı deneyleri Deneyler Süleyman Demirel Üniversitesi Teknoloji Fakültesi
İnşaat mühendisliği laboratuvarında yapılmıştır.
Çimento esaslı kompozitler için doğrudan çekme testleri için özel bir standart
bulunmamaktadır (Tian ve Zhang, 2017). Bu çalışmada kullanılan numune boyutları
ve test metodu çimento esaslı kompozitler için en uygun metot olarak kabul edilen ve
önceki çalışmalarda (Tian vd., 2015; Soe vd., 2013) kullanılan ASTM C1275-16
standardı esas alınmıştır (ASTM, 2016). Kullanılan direkt çekme testi ve kemik
boyutlu numunelerin kurulum düzeneği Şekil 4.21'de gösterilmiştir Hazırlanan
karışımlar Şekil 4.21’de görüntüleri verilen kemik boyutlarındaki kalıplara dökülüp
sıkıştırma yapmadan perdahlanmıştır. Her karışımdan üçer örnek hazırlanarak
kalıplara dökülmüştür. Hazırlanan BL’li TÇEK karışımlarının dökümlerinin ardından
numuneler, ASTM C192’ye uygun olarak 24 saat boyunca, sertleşmemiş
numunelerden suyun buharlaşmasını önlemek için, numuneler kalıplamadan hemen
sonra emici ve reaktif olmayan dayanıklı ve geçirimsiz bir plastik levha ile örtülmüştür.
24 saatin tamamlanmasının ardından kalıp içerisinde bekletilen numuneler, daha
64
sonra kalıplardan çıkarılarak 28 gün boyunca deney gününe kadar kirece doygun su
içerisinde kür edilmiştir (ASTM, 2016). 28 günlük örnekler, Süleyman Demirel
Üniversitesi Teknoloji Fakültesi inşaat mühendisliği laboratuvarında bulunan
deformasyon kontrollü Marestek universal test cihazının 100 kN kapasiteli çekme
bölgesinde uygun çeneler kullanılarak 2 mm/dakika hızla doğrudan çekme deneyine
tabi tutulmuşlardır.
(a) (b) Şekil 4.21. a) Çekme dayanımı deneylerinde kullanılan numune ölçüleri, b) Çekme
dayanımı deney düzeneği
65
5. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA
5.1. Akış Özellikleri
Bölüm 4’de anlatıldığı üzere mikro-mekanik tabanlı tasarım yaklaşımı kullanılarak
TÇEK’nin tasarımı gerçekleştirilmektedir. Bu tasarım yapılırken liflerin matrise
homojen olarak dağıldığı kabul edilmektedir. Her ne kadar üretilen karışımın özellikleri
tasarlama kriterlerine uygun olsa da bazı durumlarda lifler matrise homojen bir şekilde
dağılmayabilmektedir. Homojen lif dağılımını etkileyen en önemli faktörlerden birisi
TÇEK matrisinin (lif içermeyen TÇEK) taze harç özellikleridir (işlenebilirliği, eşik
gerilmesi ve plastik viskozite vb.). TÇEK’nin taze harç özellikleri ayrıca kompozitin
akışkanlığını ve kalıba ne derecede kolay yerleştirilebildiğini etkilemektedir.
Tez çalışmanın bu aşamasında, farklı taze harç özelliklerine sahip TÇEK
karışımlarının akış özelliklerinde mini yayılma testi ve Marsh hunisi kullanılarak
aşağıda açıklanan sonuçlar elde edilmiştir. Akış özellikleri tayin edilmiş taze matris
karışımlarına lif eklenerek, 28 gün sonunda bu matrislerde liflerin homojen bir biçimde
dağılıp dağılmadığını anlamak amacıyla mekanik özellikleri test edilmiştir. Böylece
mikromekanik olarak tasarlanan TÇEK karışımlarında homojen lif dağılımı ve yüksek
performans gösterebilmeleri için gerekli olan akış parametreleri de belirlenmiştir.
Deneysel araştırmalar neticesinde belirlenen bu akış özellikleri sayesinde TÇEK
üretimi çok daha kolay olarak gerçekleştirilebilmiştir.
5.1.1. Marsh hunisi akma zamanı
Bu test yöntemi, çimento pastası ve çimento enjeksiyonlarının işlenebilirlik ve kalite
kontrollerini yapmak için yaygın olarak kullanılan bir testtir (Roussel ve Roy. 2005).
Bu çalışmada Marsh hunisi testi, TÇEK matrisin akma zamanını belirlemek için
kullanılmıştır. Belirlenen Marsh hunisi akma zamanı TÇEK matrisin akıcılığı ile alakalı
olup, akma zamanının uzun olması matrisin akıcılığının düşük olduğunu gösterir. BL
katkılı TÇEK karışımlarının Marsh hunisi akma zamanı test sonuçları Çizelge 5.1’de,
BL ve PVA’lı hibrit karışımların akma zamanları ise Çizelge 5.2’de verilmiştir.
66
Çizelge 5.1. Karışımlardaki BL değişiminin akış özelliklerine etkileri
Lif Türü
BL İçeriği
(%)
TÇEK matris (Lifsiz TÇEK)
TÇEK
Akış parametreleri
Marsh hunisi akma
zamanı (sn.)
Mini yayılma
çapı (cm)
Marsh hunisi akma
zamanı (sn.)
Mini yayılma
çapı (cm)
Yayılma Tablası Deneyi Yayılma Çapları
(cm)
Mini-yayılma
çapı değişimi
(%)
PVA Lif
1.25 (R)
14 44.75 22 22.5 29.75 49.72
BL (6 mm)
1 21 35 18 24.9 30 37.75
1.25 20 35 20 24.75 30 38.13
1.5 19 35.80 21 23.9 29.5 40.47
1.75 17 36.60 23 23 28 43.21
2 16 37.70 29 22.25 27.5 46.06
2.5 15 38.50 34 21.45 27.1 48.93
3 14 38.90 38 21.15 26 49.94
3.5 14 40 40 20.05 23.85 53.64
4 13 41 42 18.95 22.5 57.18
4.5 12 42.10 72 17.85 22.50 61.61
5 11 43.30 88 16.75 21.75 64.74
5.5 10 44.30 Akış yok 16.25 21.15 66.49
6 10 45 Akış yok 15.75 20 67.86
BL(12 mm)
1 25 34.8 20 23.5 27 41.25
1.25 23 34.8 21 23.5 26.85 41.25
1.5 21 35.75 23 23 26 42.71
1.75 18 36.5 28 22.55 25.5 44.32
2 17 37.6 32 22 24.35 46.67
2.5 16 38.5 40 21.15 23.55 49.64
3 15 38.8 48 21 23.25 50.30
3.5 15 40 52 19.85 22.15 54.10
4 14 40.10 63 18.5 21.05 58.19
4.5 13 42 96 17 19.95 63.44
5 12 43.2 Akış yok 16.45 18.85 65.37
5.5 11 44.2 Akış yok 16.15 18.35 66.70
6 11 44.75 Akış yok 15.5 17.25 68.37
Belirtilen çizelgelerden görüleceği üzere, bazı TÇEK matrislerinin Marsh hunisi akma
zamanları düşük kıvamdan dolayı belirlenememiştir. Her iki lif türünde de BL
oranındaki artış matrisin akıcılığını olumsuz etkiledi ve Marsh hunisi akma
zamanlarında azalmalar görülmüştür. Çizelge 5.1'den gözlenebileceği üzere Marsh
hunisi akma zamanı değerleri S/BM oranının düşük seviyede (0.26) tutulması ile
beklenildiği gibi azalış göstermiştir fakat HA/BM (Hiperakışkanlaştırıcı/Bağlayıcı
Malzeme) oranlarındaki artış ile düşük kıvam telafi edildi ve TÇEK matrislerini kendi
öz ağırlıkları ve yerçekimi kuvveti etkisi altında akmaları sağlanmıştır. 12 mm’lik %5,
%5.5 ve %6 BL katkılı karışımlara giren BL miktarına bağlı olarak artan lif
67
yoğunluğunu nedeniyle Marsh hunisi akış süreleri ölçülememiştir. Yukarıda
bahsedilen deneysel çalışmalar sonucu %5, %5.5 ve %6 BL’li karışımların akıcılığını
yeterli bir işlenilebirlik için akabilir hale getirmek karışıma daha çok akışkanlaştırıcı
girmesine neden olduğu için karışımlarda kusma problemine sebebiyet
verebilmektedir dolayısıyla akıcılığın sağlanması için belirtilen numunelerde
akışkanlaştırıcı miktarlarının artırılmaması uygun görülmüştür. 12 mm BL’li serilerde
ölçülebilen marsh hunisi akış süreleri en düşük 20 sn en yüksek ise 96 sn olarak
kaydedilmiştir.
6 mm’lik BL katkılı karışımların akıcılığı da lif miktarındaki artıştan olumsuz
etkilenmiştir. Bu serilerde de lif miktarının yüksek olduğu %5, %5.5 ve %6 BL katkılı
örneklerin akış süreleri akışkanlaştırıcı miktarının 8.50 kg/m3 olduğu %5 BL’li
örneklerde 88 sn olarak bulunmuş ve akışkanlaştırıcı miktarının sırasıyla 8.90 kg/m3
ve 9.30 kg/m3 olarak kullanıldığı %5.5 ve %6 BL katkılı serilerde ağırlıkça lif miktarının
fazlalığından dolayı akma sağlananamamıştır. Bu serilerde de yukarıda belirtilen
kusma problemi nedeniyle akma işleminin sağlanabilmesi için akışkanlaştırıcı
miktarının artırılması uygun bulunmamıştır. Şekil 5.1’de her iki lif türüne ait marsh
hunisi akış zamanları gösterilmiştir.
Şekil 5.1. Farklı boylardaki BL’li numunelerin lif miktarına bağlı marsh hunisi akma
zamanları
0
20
40
60
80
100
120
R-1.25 1 1,25 1,5 1,75 2 2,5 3 3,5 4 4,5 5
Mars
h H
un
isi A
km
a Z
am
an
ı (s
n)
Lif Miktarı (%) 6 mm BL 12 mm BL
68
Çizelge 5.2’de hibrit karışımların marsh hunisi ve akış süreleri incelendiğinde bütün
karışımların marsh hunisi akış süreleri ve yayılma çapları benzerlik göstermiştir. BL
miktarının arttığı numunelerde BL’nin yapısından kaynaklandığı düşünülen Marsh
hunisi akış süreleri ve yayılma çaplarında küçük artışlar olmuştur. Hibrit karışımların
marsh hunisi akış süreleri 22 ile 28 sn arasında değişiklik göstermiştir. BL yüzdesinin
%75 olarak kullanıldığı P25B75 kodlu numunelerde en yüksek akış süresinin elde
edilmesi; BL’in PVA’ya göre daha fazla birim yüzey alanına sahip olmasına ve BL’in
yüzey yapısına bağlanılabilir.
Çizelge 5.2. Hibrit TÇEK karışımlarının akış özellikleri
5.1.2. Mini-slump yayılma çapları
Mini yayılma testi TÇEK matris (BL’siz TÇEK) ve TÇEK (BL’li TÇEK) kompozit
karışımlarının işlenebilirliklerini değerlendirmek için kullanılmıştır. Çizelge 5.1'de
görüldüğü üzere hem TÇEK matris hem de TÇEK kompozit karışımlarının mini
yayılma çapları S/BM, K/BM, ve Dmaks parametreleri bütün karışımlarda sabit
tutulmuş ve HA/BM oranının artması ile mini slump yayılma çapları artış göstermiştir.
HA/BM oranına bağlı olarak mini-yayılma çapındaki doğrusal artış ne TÇEK matrisinin
ne de TÇEK karışımlarının kimyasal katkı “doyma noktasına” ulaşmadığını ve deney
esnasında yapılan gözlemsel muayenelerde ayrışma ve kusma problemlerinin
oluşmadığını göstermektedir. “Doyma noktası” karışımda kullanılan HA katkı
dozajının belirli bir değerden sonra yayılma çapı ve yayılma zamanına kayda değer
bir değişme olmadığı noktadır (Şahmaran vd., 2012). HA/BM parametresinin mini-
yayılma çapı değerinin değişimi üzerinde önemli katkısı vardır. HA katkılar yüzey etkin
kimyasal maddeler olup, kullanımları çimento partiküllerinin yüzey gerilimlerini
modifiye etmekte ve onların topaklanmalarını engellemektedir (Bjormstromz ve
Chandra, 2003). Dahası, bu çalışma kapsamında kullanılan HA stearik etkiye sahip
Numune Kodu
TÇEK matris (Lifsiz TÇEK)
TÇEK
Lif İçeriği
(%)
Marsh hunisi akma
zamanı (sn.)
Mini yayılma
çapı (cm)
Marsh hunisi akma
zamanı (sn.)
Mini yayılma
çapı (cm)
Yayılma TablasıDeneyi YayılmaÇapları
(cm)
Mini-yayılma
çapı değişim
(%)
P100B0 (R) 1.25 14 46 22 28 30 39.13
P75B25 1.25 17 45.5 23 25 30 45.05
P50B50 1.25 17 44 25 24 30 45.45
P25B75 1.25 18 43 28 22 30 48.84
69
olup, uzun polimer zincirleri sayesinde çimento partiküllerinin dağılmasını
sağlamaktadır. Deneysel çalışmalarda S/BM aralığının dar tutulmasının ana nedeni
mikromekanik tasarım yöntemlerinin S/BM oranının çok değişmesine izin
vermemesinden kaynaklanmaktadır. Çizelge 5.1’de görüleceği üzere ve beklenildiği
gibi BL ilavesi ile TÇEK matrisin mini-yayılma çapı değerleri önemli miktarda
azalmıştır. Bu nedenle, BL ilavesinin artırılması ile TÇEK karışımlarının işlenebilirlik
ve akış özelliklerini olumsuz olarak etkilediği belirtilebilir. 6 mm boyudaki BL’li serilerde
lifsiz TÇEK malzeme matrisi ile lifli TÇEK karışımları arasındaki yüzdesel mini slump
yayılma çapı değişimleri %37.75 ile %67.86 arasında değişirken 12 boyundaki BL
kullanılarak üretilen serilerde bu oran %41.25 ile %68.37 arasında değişiklik
göstermiştir. Şekil 5.2’de her iki lif türüne ait mini slump yayılma çapları gösterilmiştir.
Şekil 5.2. Mini slump yayılma çaplarının lif miktarına bağlı olarak değişimi
Çizelge 5.2’den görüldüğü üzere hibrit karışımlarda lifsiz hibrit TÇEK matrisi ile lifli
TÇEK karışımları arasındaki mini slump değişim yüzdelerinde birbirine yakın değerler
elde edilmekle birlikte hibrit karışımlarda en yüksek slump değişimi BL’nin yüksek
kullanıldığı %25 PVA-%75 BL katkılı örneklerden (P25B75 kodlu numune) %48.84
olarak elde edilmiştir.
5.1.3. Yayılma tablası deneyi yayılma çapları
Şekil 5.3.’de TÇEK karışımlarına ait lif miktarına bağlı olarak yayılma tablası deneyi
yayılma çapları değerleri verilmiştir. Görüldüğü gibi, TÇEK karışımlarında BL kullanım
miktarı işlenebilirlik özelliklerini önemli derecede etkilemekte ve BL miktarı arttıkça
0
5
10
15
20
25
30
Min
i S
lum
p Y
ayıl
ma Ç
ap
ı (m
m)
Lif Miktarı (%) 6 mm BL 12 mm BL
70
karışımlara ait çökme-yayılma çapları azalmaktadır. 6 mm BL’li serilerde yayılma
tablası yayılma çapları 20 ile 30 cm arasında değişiklik gösterirken, 12 mm boyunda
BL kullanılarak üretilen serilerde 17.25 ile 27 cm arasında değişiklik göstermiştir. 12
mm boyundaki BL’lerin yüzey alanlarının 6 mm boyundaki BL’lere göre fazla olması
nedeniyle oluşacak sürtünme nedeniyle akmayı bir miktar engellemesinin yayılma
çapındaki azalmanın nedeni olduğu düşünülmektedir.
Hibrit lifli karışımlarda ise yayılma tablası deneyi sonucu elde edilen yayılma çapları
Çizelge 5.2’den görüldüğü üzere 3 farklı hibrit karışımında %1.25 olan aynı lif
miktarının etkisiyle bütün karışımlarda 30 cm olarak kaydedilmiştir.
Şekil 5.3. Yayılma tablası deneyi yayılma çaplarının lif miktarına bağlı olarak değişimi
5.2. Basınç Dayanımı
12 mm boyunda BL katkılı TÇEK karışımları ile üretilen örnekler ve BL-PVA lifli
TÇEK’ler mekanik olarak basınç dayanımı, eğilmede çekme dayanımı, matris kırılma
tokluğu ve çekme dayanımı deneyleri ile kapsamlı olarak incelenmişlerdir. Farklı
oranlarda BL kullanılarak ve BL-PVA lifin hibrit olarak kullanılmasıyla üretilen
karışımlardan elde edilen TÇEK örneklere ait 28 günlük basınç dayanımları ve eğilme
yükleri altındaki performansları (eğilmede çekme dayanımı ve sehim – orta noktada
şekil değiştirme), çekme dayanımları ile kompozit kırılma tokluklarına ilişkin deney
sonuçları sırası ile çizelge 5.3, 5.4, 5.5, 5.6 ve 5.7’da verilmiştir.
0
5
10
15
20
25
30
35
Yayıl
ma Ç
ap
ı (m
m)
Lif Miktarı (%) 6 mm BL 12 mm BL
71
6 mm ve 12 mm uzunluğundaki iki farklı BL kullanılarak üretilen TÇEK örneklerde 28.
günde ASTM C109’a uygun olarak yapılan basınç dayanımı testleri sonucu elde
edilen dayanım değerleri Çizelge 5.3’de gösterilmiştir. Sonuçlar tüm karışımlar için
altı numunenin ortalamasıdır. 12 mm boyundaki BL miktarındaki artış basınç
dayanımı değerlerini önemli ölçüde artırmakla birlikte %1-%6 aralığında BL’nin
kullanıldığı numunelerde en düşük 28 günlük basınç dayanımı 37.40 MPa olmuştur.
12 mm uzunluğundaki BL katkılı TÇEK karışımlarda BL miktarınının ağırlıkça %1- %6
aralığındaki oranlarda kullanılması ile elde edilen dayanım sonuçlarında, referans
numunesi olan PVA lifli R numunesinden daha yüksek değerler elde edilememiştir.
Bununla beraber %5.5 ve %6 BL katkılı örneklerde referans (R)’ye yakın sonuçlar
elde edilmiştir (sırasıyla 55.09 ve 55.92 MPa). Asıl hedefin basınç dayanımında artış
sağlamak olmamasına rağmen bu dayanım değerleri Çizelge 5.3’den de görüleceği
gibi normal ve yüksek mukavemetli beton dayanımına yakın basınç dayanımı
değerlerinin elde edilebileceğini göstermektedir (TS EN 206). Referans karışımla
birlikte BL katkılı örneklerin basınç dayanımı değerlerinin gösterildiği Şekil 5.4’den de
görüldüğü üzere, çalışmada referans karışım (59.35 MPa) ile en düşük dayanım
değerinin elde edildiği %1 BL içeren numuneler (37.40 MPa) arasında yaklaşık
%37’lik bir fark bulunmuştur. Deney sonuçlarına göre BL miktarlarındaki oransal artış
28 gün sonunda basınç dayanımının artmasını sağlamıştır. Aynı şekilden en yüksek
dayanım değerlerinin elde edildiği %6 BL katkılı örneklerden referans karışım R’ye
göre yaklaşık %5.78 oranında daha düşük dayanım değerinin elde edildiği
görülmektedir.
Şekil 5.4. Referans karışım ve BL’li numunelerin basınç dayanımı değerleri
0
10
20
30
40
50
60
70
Basın
ç D
ayanım
ı (M
Pa)
Lİf Miktarı (%)12 mm BL 6 mm BL
72
6 mm’lik BL’li TÇEK örneklerde, 12 mm’lik BL’li örneklerde olduğu gibi lif miktarındaki
artışla birlikte dayanım değerlerinde de artış görülmüştür. 6 mm uzunluğundaki BL
katkılı TÇEK karışımlara BL miktarınının ağırlıkça ilavesi ile elde edilen dayanım
sonuçları, referans numunesi olan PVA lifli R numunesini aşacak düzeyde
gerçekleşmemekle beraber referans değere en yakın sonuçlar %6 BL katkılı
örneklerden alınmıştır (sırasıyla 59.35 ve 46.12 MPa). Referans karışım ile 6 mm
boyundaki BL katkılı örneklerde en yüksek dayanım sonuçlarının alındığı %6 BL
katkılı örnekler arasındaki fark %22.29 olarak gerçekleşmiştir.
12 mm’lik BL’li TÇEK’lerde elde edilen basınç dayanımı değerleri, 6 mm’lik BL’li
TÇEK’lere göre daha yüksektir. Bu durumun sebebi, daha uzun lif boyunun dayanım
gelişimine katkı yapan, daha güçlü köprüleme etkisine ve çekip-çıkarma direncini
artıran daha büyük temas arayüzeyine sahip olması gösterilebilir. Ayrıca, çalışmada
katkı dozajının lifli karışımlarda mini slump çapı 20±5 cm olacak şekilde belirlendiği
karışımlarda, kimyasal katkı molekülleri çimento parçacıklarının yüzeyinde adsorbe
edilmesinden dolayı çimento matrisi içerisinde çimento parçacıklarının homojen bir
şekilde dağılımını sağlamaktadır. Bununla birlikte, lif uzunluğundaki artış ile dayanım
gelişimi için çok önemli olan liflerin çimento esaslı kompozitte üniform bir şekilde
dağılmasını sağlamak zorlaşmaktadır (Jiang vd. 2014).
Çizelge 5.3. 6 mm ve 12 mm’lik BL kullanılarak hazırlanan TÇEK karışımlarının basınç dayanımları
Lif Türü Lif İçeriği, (%) 28 Günlük Basınç Dayanımı (MPa)
Kullanılan Lif Boyu
6 mm 8 mm 12 mm
PVA Lif 1.25 (Referans) 59.35
Bazalt Lif
1 34.75 37.40 1.25 34.83 38.04 1.5 34.95 40.27 1.75 36.35 39.91 2 37.13 39.39 2.5 37.27 41.76 3 38.05 42.88 3.5 39.35 46.42 4 40.05 48.65 4.5 42.66 48.99 5 43.72 54.28 5.5 44.00 55.09 6 46.12 55.92
PVA lif ve BL’in hibrit olarak kullanıldığı karışımların basınç dayanımları Çizelge
5.4’de verilmiştir.
73
Çizelge 5.4. Hibrit TÇEK numunelerine ait basınç dayanımı değerleri
Karışım Kodu
Lif İçeriği (%)
PVA Lif (kg/m3)
Bazalt Lif (kg/m3)
28 Gün
Basınç Dayanımı (MPa)
P100B0 (R) 1.25 26 - 59.35
P75B25 1.25 20.48 6.90 42.20
P50B50 1.25 13.80 13.65 46.76
P25B75 1.25 6.83 20.77 50.04
Çizelge 5.4’de verilen deney sonuçlarına göre, PVA lifin yüzdesel olarak daha fazla
ağırlıkta kullanılarak hazırlandığı hibrit TÇEK karışımlarına (%75 PVA+%25 BL)
oranla, BL’in yüzdesel olarak daha fazla kullanılarak üretildiği TÇEK karışımları (%25
PVA+%75 BL) daha yüksek basınç dayanımı sergilemişlerdir (sırasıyla 42.20 ve
50.04 MPa). Elde edilen bu yüksek basınç dayanımı değeri (50.04 MPa) referans
TÇEK karışımı olan R’ye (59.35 MPa) göre %15.69 daha düşüktür. Şekil 5.5’de
gösterilen verilere göre, BL’in %75 olarak kullanılmasıyla %50 olarak kullanılmasına
göre %6.55 ve %50 olarak kullanılmasıyla %25 olarak kullanılmasına göre %9.70’lik
basınç dayanımı değeri artışları sağlanmıştır. Bu sonuçlardan karışımlarda BL’in her
%25 artılışında basınç dayanımında daha yüksek değerler elde edildiği görülmektedir.
Şekil 5.5. Hibrit TÇEK numunelerinin basınç dayanımı değerleri
28 günlük basınç dayanımı sonuçlarında BL oranının PVA life göre daha fazla olduğu
hibrit karışımlarda daha yüksek dayanım değerleri elde edilmesinin nedeni olarak
BL’in PVA life oranla lif-matris arayüz geçiş bölgesi özelliklerini iyileştirmesinden ve
BL’nin PVA life göre daha rijit ve esnek yapısından kaynaklandığı düşünülmektedir.
59,35
42,2046,76
50,04
0
10
20
30
40
50
60
70
Referans (R) P75B25 P50B50 P25B75
Basın
ç D
ayan
ımı (M
Pa)
Hibrit Numuneler
74
5.3. Eğilme Dayanımı Deneyi ve Sehim Kapasitesi Sonuçları
6 mm ve 12 mm boyunda BL ile üretilen TÇEK’lerin kiriş orta nokta sehim miktarları
ve eğilme dayanımlarının ağırlıkça BL oranlarına bağlı değişimleri Çizelge 5.5’de
sunulmuştur. Çizelge 5.5’den görüleceği üzere 6 mm boyunda BL kullanılarak üretilen
örneklerde kiriş orta nokta sehim kapasitesi açısından optimum lif oranının, %6 BL’in
ilave edildiği TÇEK numunelerinde olduğu görülmektedir (1.34 mm). Kiriş orta nokta
sehim kapasiteleri BL oranının %1’den %6’ya çıkarılması ile genel olarak doğrusal bir
artış göstermekle birlikte sehim miktarının en yüksek olduğu %6 BL katkılı
örneklerdeki (1.34 mm) artış miktarı, sehim miktarının en düşük olduğu %1 BL katkılı
örneklere (0.74 mm) oranla %81 olmuştur.
12 mm BL kullanılan numune serilerinde ise kiriş orta nokta sehim miktarı açısından
optimum lif oranının, %6 BL ilave edilerek oluşturulan TÇEK numunesinde olduğu
görülmektedir (2.18 mm). Deneysel sonuçlardan kiriş orta nokta sehim kapasitelerinin
BL oranının %1’den %6’ya çıkarılması ile genel olarak doğrusal bir artış gösterdiği
görülmektedir. 12 mm’lik serilerde sehim miktarının en yüksek olduğu %6 BL katkılı
örneklerde (2.18 mm), sehim miktarının en düşük olduğu %1 BL içeren örneklere
(1.17 mm) oranla %86.32 artış meydana gelmiştir.
Çizelge 5.5. 12 mm’lik BL’li TÇEK karışımlarının eğilmede çekme yükleri altındaki performansları
Lif Türü
Lif İçeriği, (%)
28 Günlük Eğilme Dayanımı (MPa)
28 Günlük En Büyük Sehim Miktarı (mm)
Kullanılan Lif Boyu
6 mm 8 mm 12 mm 6 mm 8 mm 12 mm
PVA Lif
1.25 (Referans)
12.73 5.02
Bazalt Lif
1 3.17 4.02 0.74 1.17
1.25 3.33 5.55 0.83 1.32
1.5 4.51 5.29 0.85 1.35
1.75 4.25 6.50 0.86 1.37
2 4.41 8.77 1.02 1.43
2.5 4.58 8.83 1.06 1.42
3 5.24 9.01 1.01 1.67
3.5 5.81 9.57 0.84 1.83
4 6.05 9.65 0.88 1.87
4.5 7.03 10.93 1.00 1.83
5 8.37 10.99 1.11 1.95
5.5 8.84 11.39 1.13 2.11
6 9.48 12.22 1.34 2.18
75
Her iki BL boyunda kiriş orta nokta sehim değişimleri Şekil 5.6’dan da görüldüğü gibi
BL artışıyla birlikte artmaktadır. En büyük sehim değerleri incelendiğinde, örneklerin
sünekliğinin de referans numune (5.02 mm) kadar olmamakla birlikte belirli seviyede
arttığı görülmektedir. 12 mm boyundaki BL içeren TÇEK’lerin maksimum sehim
değerlerinin, 6 mm boyundaki BL içeren TÇEK’lerin değerlerinden az da olsa daha
yüksek olduğu tespit edilmiştir. Örneğin 12 mm’lik serilerde en yüksek sehim
değerlerinin elde edildiği %6 BL katkılı numunelerde ortalama sehim miktarı 2.18 mm
iken 6 mm’lik serilerde bu miktar ortalama 1.34 mm olarak bulunarak %38.53’lük bir
fark oluşmuştur. Bu sonuçlardan TÇEK üretiminde 12 mm’lik BL kullanımında olduğu
gibi, 6 mm boyunda BL kullanım oranının arttırılması ile şekil değiştirme ve dolayısıyla
sünekliğin genel olarak düşük düzeyde kaldığı görülmektedir.
Şekil 5.6. Ağırlıkça BL (6 mm-12 mm) oranına bağlı kiriş orta nokta sehim değişimleri
Farklı boylarda BL kullanılarak üretilen TÇEK numuneler eğilme dayanımları
bakımından değerlendirildiğinde Çizelge 5.5’den görüleceği gibi, 6 mm boyundaki BL
katkılı numunelerde eğilme dayanımı değerleri 3.17 ile 9.48 MPa arasında değişim
göstermiştir. 6 mm BL’li serilerde en yüksek eğilme dayanımı değeri %6 BL katkılı
TÇEK numunelerinden elde edilmiştir (9.48 MPa). Elde edilen bu değer referans
numunenin eğilme dayanımı değeri olan 12.73 MPa’dan %25.53 daha düşük olarak
bulunmuştur. 6 mm boyunda BL katkılı örneklerde, genel olarak lif oranındaki artışa
paralel olarak eğilme dayanımı değerlerinde de bir artış olduğu Şekil 5.18’den
görülmektedir. Eğilme dayanımının en düşük olduğu %1 BL katkılı numunelere
(3.17 MPa) göre en yüksek eğilmede çekme dayanımı değerlerinin elde edildiği %6
BL katkılı numunelerde (9.48 MPa) yaklaşık %200 oranında eğilme dayanımı artışı
0
1
2
3
4
5
6
Sehim
Mik
tarı
(m
m)
Lif Miktarı (%) 6 mm BL 12 mm BL
76
sağlanmıştır. Referans karışım R numunesine (12.73 MPa) göre en yakın sonuçların
alındığı %5, %5.5 ve %6 BL katkılı örneklerde sırasıyla yaklaşık olarak %34, 31 ve
26 oranlarında artışsal olarak yaklaşık sonuçlar alınmıştır.
12 mm boyunda BL ile üretilen TÇEK numuneler eğilme dayanımı bakımından
değerlendirildiğinde ise numunelerin eğilme dayanımlarının 4.02 MPa ile 12.22 MPa
arasında değiştiği görülmektedir. 12 mm BL’li serilerde 6 mm’lik serilerde olduğu gibi
en yüksek eğilme dayanımı değeri %6 BL’li örneklerden elde edilmiş ve bu miktar
referans karışımdan %4 daha düşük bulunmuştur. BL katkılı örneklerde, lif oranındaki
artışa paralel olarak eğilme dayanımı değerlerinde de bir artış olduğu Şekil 5.7’den
görülmektedir.
Her iki lif serilerinin eğilme dayanımı sonuçlarından, 12 mm boyundaki BL içeren
TÇEK’lerin eğilme dayanımı değerlerinin 6 mm boyundaki BL içeren TÇEK’lerin
değerlerinden az da olsa daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. 12 mm’lik serilerde en
yüksek eğilme dayanımı değerlerinin elde edildiği %6 BL katkılı numunelerde
ortalama eğilme dayanımı, 6 mm’lik serilerdeki en yüksek değerin elde edildiği %6’lık
BL’li numunelere göre yaklaşık %29 daha yüksek bulunmuştur.
Şekil 5.7. 12 mm’lik BL’li TÇEK numunelerinde lif oranına bağlı eğilme dayanımı
değişimi
Deney sonuçlarına göre karışımlardaki 6 mm boyundaki BL oranındaki artış
miktarları, eğilme dayanımlarında 12 mm boyundaki BL’li TÇEK’lere kıyasla belirgin
olmayan bir düşüşe neden olmuştur. Bunun nedeni olarak 12 mm’lik BL’e göre daha
0
2
4
6
8
10
12
14
Eğilm
e D
ayanım
ı (M
Pa)
Lif Miktarı (%)
6 mm BL 12 mm BL
77
kısa uzunluğa sahip olan 6 mm’lik BL’nin mikromekanik tasarıma daha uyumlu bir
matris-lif bütünleşik kompozit davranışını sağlamada yetersiz kalarak lif köprülemesi
bakımından beklenen katkıyı sağlayamamasından kaynaklanabileceği
düşünülmektedir.
Genel olarak hem süneklik kapasitesini hem de eğilme dayanımlarını kapsayan BL’li
TÇEK numunelerinin eğilme performansları birlikte değerlendirildiğinde Çizelge
5.6'dan da görüleceği üzere düşük oranlarda (%1-2) BL içeren TÇEK karışımlarına
oranla yüksek oranlarda (%2-%6) BL içeren karışımlarının çok daha yüksek
deformasyon kapasitesi (süneklik) gösterdiği görülmektedir. Düşük süneklik
kapasitesi düşük oranlarda BL içeren TÇEK karışımlarının matris-lif arası sürtünme
bağ dayanımına bağlanabilir.
Eğilme dayanımı değerlerinin her iki lif türünde de lif miktarındaki artışla birlikte
artmasının, TÇEK’lerde kullanılan ve rastgele dağılım gösteren BL oranının
artmasıyla birim alana düşen lif sayısı ve toplam lif kesit alanının eğilme gerilmelerini
daha fazla oranda karşılaması ile kompozitin sünekliliğini iyileştirmesinden
kaynaklandığı düşünülmektedir.
Hibrit TÇEK numunelerine ait 28 gün sonundaki tipik eğilme gerilmesi – orta açıklık
eğilmesi eğrisi Şekil 5.8’de verilmiştir. Şekilden çatlakların yükleme esnasında eski
genişliklerine geri döndüklerini ve lif köprülemesi tamamen yapılamadığı için bu
açılmaların yükleme altında çok az direnç gösterdiği anlaşılmaktadır. Ancak, lif
köprülemesi tekrar aktif hale geldiğinde, yük taşıma kapasitesi eski haline
dönebilmekte ve malzeme şekil değiştirme sertleşmesi davranışı (ilk çatlaktan sonra
yük taşıma kapasitesinin artmasıyla eğilme kapasitesinin artması) gösterebilmektedir.
Hibrit numunelerde PVA lif ilave oranının artmasıyla eğilme dayanımı sonuçlarında
artışsal sonuçlar elde edilmiştir.
78
Şekil 5.8. Hibrit TÇEK örneklerin dört nokta eğilme dayanımı sonucu elde edilen
maksimum yük-sehim eğrileri
Hibrit TÇEK karışımlarının eğilmede çekme dayanımı, nihai orta açıklık sehim
kapasitesi ve eğilme gerilmesi-orta açıklık sehim eğrileri yardımıyla eğilme
performanslarının değerlendirilmesi için dört noktalı eğilme testi kullanılmıştır. Şekil
değiştirme sertleşmesi gösteren bir malzeme için, eğilme yüklemesi altındaki
deplasmanın eksenel çekme şekil değiştirme kapasitesiyle doğrudan
ilişkilendirilebileceği önceki çalışmalarda gösterilmiştir (Qian ve Li, 2007).
Çizelge 5.6, dört numunenin ortalaması alınarak hesaplanan eğilme dayanımı ve orta
açıklık eğilme değerlerini göstermektedir.
Çizelge 5.6. Hibrit TÇEK numunelerinin dört nokta eğilmede çekme dayanımı ve sehim değerleri
Karışım Kodu
Lif İçeriği (%)
PVA Lif (kg/m3)
Bazalt Lif (kg/m3)
28 Gün
Eğilme Dayanımı
(MPa)
En Büyük Sehim (mm)
P100B0 (R) 1.25 26 - 12.73 5.02
P75B25 1.25 20.48 6.90 10.57 5.40
P50B50 1.25 13.80 13.65 7.35 3.17
P25B75 1.25 6.83 20.77 6.79 2.15
0
100
200
300
400
500
600
700
800
900
0 , 0 0 , 6 1 , 2 1 , 8 2 , 4 3 , 0 3 , 6 4 , 2 4 , 8
Maksim
um
Ku
vvet
(N)
Sehim (mm)
Referans (R) P75B25 P50B50 P25B75
79
Çizelge 5.6’dan hibrit karışımlar sehim yapma kapasiteleri bakımından
incelendiğinde, PVA lifi kullanım oranının ağırlıkça toplam lif miktarının %75’i olduğu
durumda hazırlanan P75B25 kodlu TÇEK karışımının 5.40 mm sehim değeri ile
önemli ölçüde süneklik gösterdiği görülmektedir. Bu değer referans TÇEK örneklerinin
28 günde göstermiş olduğu sehim değeri olan 5.02 mm’ye göre %7.57 daha yüksek
değerdedir. PVA lif kullanım oranı %50’nin altına düştüğünde ise kompozitin
sünekliliği önemli derecede azalmıştır. Düşük süneklik kapasitesi BL içeren TÇEK
karışımlarının daha yüksek kırılma tokluğuna ve matris-lif arası sürtünme bağ
dayanımına bağlanabilir (Arik, 2011).
Hibrit TÇEK’ler arasında eğilme dayanımındaki en yüksek artış %75 PVA- %25 BL
numunelerinde gözlenmiştir. Bu sonuç, PVA lifin ağırlıkça artışıyla birlikte eğilme
dayanımı değerlerinin artış sergilediğini göstermektedir. Çizelge 5.6 incelendiğinde
hibrit numunelerde kullanılan lif oranları referans numuneye göre eğilmede çekme
dayanımını P75B25 kodlu numunelerde %16.97, P50B50 kodlu numunelerde %42.26
ve P25B75 kodlu numunelerde %46.66 oranlarında azaltmıştır. Buna göre PVA
oranının azalmasına bağlı olarak eğilmede çekme dayanımlarının azaldığı
söylenebilir. Hibrit lifli örnekler kendi içerisinde karşılaştırıldığında PVA lif miktarınının,
toplam lif oranının %75’i kadar kullanıldığında P75B25 kodlu örneklerde %25’i kadar
kullanıldığı P25B75 kodlu örneklere göre dört nokta eğilme dayanımlarında
%35.76’lık bir artış elde edilmiştir.
Malzemeler için elastik modülü, malzemenin rijitlik (esnemezlik) ölçüsüdür. Yüksek
elastik modüle sahip rijit malzeme, elastik yükleme altında boyut ve şeklini
korumaktadır. Bu bilgiye göre bir önceki bölümde yer alan Çizelge 4.3’deki veriler
incelendiğinde BL’ler PVA life göre ince ve daha rijit (elastisite modüllleri sırasıyla 89
GPa ve 42.8 GPa) bir yapıya sahipken PVA liflerin çapları BL’ye göre daha kalın
(sırasıyla 39 µm ve 13-20 µm), yüzeyi lifin matrise tutunmasını sağlayacak şekilde
BL’lere göre çok daha girintili ve karmaşık yapıda olması eğilme dayanımındaki artışı
açıklamaktadır. PVA lifin bu şekildeki daha kalın lif çapı ve pürüzlü yapısı liflerin
matrise daha iyi tutunmasını sağlamakta ve bu sayede eğilme yük taşıma kapasitesini
artırıcı etki yapmaktadır. Şekil 4.5’de her iki lif türünün de mikroskop altındaki
görüntüleri bu çaplı ve pürüzlü yapıyı göstermektedir.
80
5.4. Tek Eksenli Çekme Dayanımı Sonuçları
Deneysel çalışmaların sonuçlarına göre BL’nin düşük yüzdelerde kullanıldığı
karışımlarda (%1-2) çekme dayanımı değerleri azalma göstermiştir, bunun sebebi
olarak karışıma giren düşük miktarlardaki BL’lerin çimento esaslı matriste daha zayıf
lif köprülemesi oluşturması ve bu durumun sonucunda maksimum çekme dayanımı
ve çekme şekil değiştirme kapasitesi değerlerinin düşmesi olarak gösterilebilir
(Şahmaran vd., 2012)
Yüksek çekme sünekliliğini sağlayacak gerekli arayüz özelliklerinin oluşturulabilmesi
için referans TÇEK karışımları (Literatürde M45 olarak da bilinen) düşük su-bağlayıcı
malzeme oranına (S/BM) sahiptir. Çalışmalar kapsamında üretilen BL’li örneklerde
liflerin düzgün bir şekilde dağılması, plastik viskozitenin sağlanabilmesi ve bu sayede
yeterli çekme dayanımı ve sünekliğin elde edilebilmesi için gerekli su/çimento oranı
düşük tutulmuştur (0.26), (Yang vd., 2009; Fischer ve Li, 2003; Lepech ve Li, 2005).
Çekme dayanımı sonuçlarının her iki lif boyu için veridiği Çizelge 5.7'den görüldüğü
üzere 6 mm boyunda BL kullanımındaki artış TÇEK'lerin çekme dayanımını önemli
ölçüde artırmıştır. Karışımlarda %5.5 ve %6 BL kullanılması çekme dayanımlarında
referans numuneye göre sırasıyla %3.11 ve %7’lik artış sağlamıştır. Çekme
dayanımının en düşük olduğu 6 mm’lik %1 BL katkılı örneklere (0.86 MPa) göre en
yüksek çekme dayanımı değerlerinin elde edildiği %6 BL katkılı numunelerde
(4.13 MPa) yaklaşık %380 çekme dayanımı artışı sağlanmıştır. Referans karışıma
(3.86 MPa) göre en yakın sonuçların alındığı %3.5, 4, 4.5 ve 5 katkılı örneklerde
sırasıyla %13.73, 13.21, 10.10 ve 9.33 oranlarında kontrol numunesine göre yaklaşık
artışsal sonuçlar elde edilmiştir.
Çizelge 5.7. 6mm ve 12 mm boyunda BL içeren TÇEK ve referans TÇEK örneklerin çekme gerilmeleri altındaki performansları
Lif Türü Lif İçeriği, (%)
28 Günlük Çekme Dayanımı (MPa)
28 Günlük Kopma Uzaması Miktarı (mm)
Kullanılan Lif Boyu
6 mm 8 mm 12 mm 6 mm 8 mm 12 mm
PVA Lif 1.25 (R) 3.86 11.45
Bazalt Lif
1 0.86 1.06 1.73 2.73
1.25 1.34 1.58 2.70 2.86
1.5 1.83 1.61 3.67 4.00
Çimento esaslı
matris
81
Çizelge 5.7. 6mm ve 12 mm boyunda BL içeren TÇEK ve referans TÇEK örneklerin çekme gerilmeleri altındaki performansları (Devam)
Lif Türü Lif İçeriği, (%)
28 Günlük Çekme Dayanımı (MPa)
28 Günlük Kopma Uzaması Miktarı (mm)
Kullanılan Lif Boyu
6 mm 8 mm 12 mm 6 mm 8 mm 12 mm
Bazalt Lif
1.75 1.87 1.67 3.73 4.05
2 1.90 1.70 3.79 4.38
2.5 2.50 2.16 4.73 4.43
3 2.70 2.88 4.90 4.44
3.5 3.33 3.08 5.25 4.47
4 3.35 3.47 5.39 4.88
4.5 3.47 3.63 5.56 4.97
5 3.50 3.78 5.64 5.15
5.5 3.98 3.80 5.81 5.20
6 4.13 4.15 6.06 6.71
Şekil 5.9’dan görüleceği üzere 6 mm uzunluğunda BL kullanılarak üretilen örneklerin
çekme dayanımları değerlendirildiğinde en yüksek değerin referans karışım olan
R’nin değerinden de (3.86 MPa) yüksek olan, %6 BL’li TÇEK numunelerden elde
edildiği görülmektedir (4.13 MPa). Üretilen örneklere ait çekme dayanımı değerleri BL
oranının %1’den %6’ya çıkarıldığında genel olarak doğrusal olarak artış göstermekle
birlikte çekme dayanımı değerinin en yüksek olduğu %6 BL katkılı örneklerdeki artış
miktarı, çekme dayanımının en düşük olduğu %1 BL’li örneklere oranla 4.8 kat
olmuştur.
Şekil 5.9. 6mm ve 12 mm boylarındaki BL katkılı TÇEK numunelerinin çekme
dayanımları
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
Çekm
e D
ayanım
ı (M
Pa)
Lif Miktarı (%)
12 mm BL 6 mm BL
82
12 mm BL’li serilerin çekme dayanımları incelendiğinde, BL miktarının oransal
artışıyla birlikte numunelerde daha fazla uzama meydana geldiği Çizelge 5.7’de
açıkça görülmektedir. Şekil 5.9’dan %6 BL (12 mm) katkılı örneklerde referans
numunesine göre yaklaşık %7.51 oranında bir çekme dayanımı artışı elde edilmiştir.
Bu sonuç, basınç ve eğilme dayanımı sonuçlarında da bahsedilen BL değişiminin
beklenen yararlı etkileriyle ilişkilendirilebilir.
Takviye olarak kullanılan lifler yaygınlık, kimyasal dayanım, kolay şekil alabilme gibi
üstünlüklerinin yanında çimento esaslı kompozitlerin çekme özelliklerini iyileştirebilir,
mikro çatlaklar üzerinde köprü kurarak çatlak oluşumunu ve yayılmasını önler, enerji
emilimini ve sünekliği geliştirirler (Pakravan vd., 2010). Çekme özellikleri daha çok lif
türüne, lif hacmine ve lif matris arayüz özelliklerine bağlıdır (Şahmaran vd., 2012).
Dolayısıyla bu sonuç, lif miktarındaki artışla beraber lif-matris arayüz sürtünme bağı
sebebiyle lif-köprülemesinin artışına ve bunun sonucunda maksimum çekme
dayanımı ve çekme şekil değiştirme kapasitesi değerlerinin artış göstermesiyle
ilişkilendirilebilir.
BL’li TÇEK’lerin çekme dayanımlarındaki artışın diğer bir sebebi de bir önceki
bölümde BL’ye ait çizelge 4.3’de verilmiş olan 2500 MPa olan lif çekme dayanımı ve
%3.15’lik lif kopma uzaması değerlerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. BL’lerin
kompozit yapı içerisinde rastgele yönlenmiş olarak homojenliği yüksek bir dağılıma
sahip olması ağırlıkça 12 mm boyunda %5.5 BL’li TÇEK’lerde (3.80 MPa) yaklaşık
olarak referans örneklere (3.86 MPa) %1.55’lik yakın bir değer alınmasını, %6
oranında BL içeren TÇEK örneklerde ise (4.15MPa), referans karışımdan yaklaşık
olarak % 7.51 daha yüksek çekme dayanımı değeri elde edilmesini sağlamıştır.
Şekil 5.9’dan görüleceği üzere üretilen örneklere ait çekme dayanımı değerleri, BL
oranının %1’den %6’ya çıkarılması ile doğrusal olarak artış göstermekle birlikte,
çekme dayanımı değerinin en yüksek olduğu %6 BL katkılı örneklerdeki çekme
dayanımı değeri (4.15 MPa), çekme dayanımının en düşük olduğu %1 BL katkılı
örneklere (1.06 MPa) oranla yaklaşık 4 kat olmuştur.
Referans karışıma göre yaklaşık sonuçların alındığı 12 mm’lik %3.5, 4, 4.5, 5 ve 5.5
BL katkılı örneklerin çekme dayanımı değerleri, referans karışımdan elde edilen
değerden sırasıyla %20.21, 10.10, 5.96, 2.07 ve 1.55 oranlarında daha küçük
bulunmuştur.
83
Hibrit olarak üretilen TÇEK örneklerinin çekme gerilmesi altında göstermiş oldukları
çekme dayanımı ve uzama değerleri Çizelge 5.8'de verilmiştir.
Çizelge 5.8. Hibrit TÇEK numunelerinin çekme dayanımı değerleri
Numune Kodu Lif İçeriği (%)
28. Gün
Kopma Uzaması (mm)
Çekme Dayanımı (MPa)
P100B0 (R) 1.25 11.45 3.86
P75B25 1.25 7.08 3.70
P50B50 1.25 6.20 2.23
P25B75 1.25 6.10 2.03
Çizelge 5.8’den de görüldüğü gibi hibrit TÇEK örneklerinde farklı dozajlarda PVA lif
ve BL’in beraber kullanımı, kompozitin çekme dayanımını önemli ölçüde etkilemiştir.
Özellikle PVA lif kullanım oranı toplam lif miktarının %50’sinin altına düştüğünde
kompozitin çekme dayanımı değerleri önemli derecede azalmıştır. Çizelge 5.8
incelendiğinde hibrit numunelerin referans numuneye göre çekme dayanımı P75B25
kodlu numunelerde %4.15, P50B50 kodlu numunelerde %42.23 ve P25B75 kodlu
numunelerde %47.41 oranlarında azalmıştır. Sonuç olarak hibrit karışımlarda PVA
oranının azalmasıyla TÇEK örneklerin çekme dayanımı ve uzama değerlerinin
azalma eğilimine sahip oldukları görülmektedir. Hibrit TÇEK’lerde PVA lif miktarınının,
toplam lif oranının %75’i kadar kullanıldığı P75B25 kodlu örneklerde, %25’i kadar
kullanıldığı P25B75 kodlu örneklere göre çekme dayanımlarında yaklaşık %45’lik bir
artış elde edilmiştir.
5.5. Kompozit Kırılma Tokluğu Deney Sonuçları
Standartlarda, çimento esaslı malzemelerinin gerilme şiddeti faktörünü belirlemek için
belirli bir ölçüm metodu yoktur. Fakat ASTM E 399 stadardının (ASTM E 399: Linear-
Elastic Plane-Strain FractureToughness KIC of Metallic Materials) çimento esaslı
malzemeler için uygulanabilir olduğu bulunmuştur (Li vd., 1995; ASTM, 2003). %1-6
arasındaki farklı oranlarda 6 mm boyunda BL’li TÇEK’lerin kompozit kırılma tokluğu
deneyi sonuçları Çizelge 5.9'da gösterilmiştir. Kırılma tokluğu için deneyler sırasında
üç nokta eğilme yükü, ilgili standartta belirtilen çentikli numuneler üzerine uygulanarak
bulunan veriler için kırılma toklukları hesaplanmıştır.
84
Çizelge 5.9. 6 mm ve 12 mm BL kullanılarak hazırlanan TÇEK’lerin kompozit kırılma toklukları
Lif Türü Lif İçeriği, (%)
28 Günlük Kırılma Tokluğu (MPa×m1/2)
Kullanılan Lif Boyu
6 mm 8 mm 12 mm
PVA Lif 1.25 (Referans) 5.79
Bazalt Lif
1 1.48 2.01 1.25 1.54 2.14
1.5 1.76 2.34
1.75 1.83 2.98
2 2.41 2.89 2.5 2.53 3.14
3 3.31 3.15
3.5 2.68 3.18
4 3.10 3.42 4.5 3.66 3.75
5 3.79 3.80
5.5 3.90 3.95
6 4.01 4.22
Çizelge 5.9’dan da görüldüğü üzere kompozitin kırılma tokluğu, ağırlıkça 6 mm’lik BL
miktarı ile artış göstermiştir. En yüksek tokluk değeri 4.01 MPa×m1/2 ile %6 BL içeren
örneklerden elde edilmiştir. En düşük kompozit kırılma tokluğu değerinin elde edildiği
%1 BL katkılı örneklere göre (1.48 MPa×m1/2) en yüksek değerin elde edildiği %6 BL
katkılı örneklerden yaklaşık %170’lik bir artış elde edilmiştir. Referans numuneye göre
6mm’lik serilerde en yüksek sonuçların alındığı %6 BL’li örnekler arasında %30.74’lük
azalma meydana gelmiştir. Bu sonuç, BL katkısının kompozit yapının süneklik ve
enerji tüketme kapasitesini oldukça artırdığı sonucunu ortaya koymaktadır.
Kompozit yapının kırılma tokluğu değerinin artması, TÇEK üretiminde BL’nin homojen
bir yapıda dağılması neticesinde matris bileşenlerinin arasındaki gözeneklerin
dolması ve daha boşluksuz bir matris oluşmasıyla ilişkilendirilebilir. Ayrıca lif artışı
sonucu kompozit yapıdaki matris ve lif arasındaki arayüz bağının yüksek olmasının
kırılma tokluğunu artırdığı düşünülmektedir (Toutanji vd., 2010).
Farklı boylardaki BL’li serilere ait çentikli kiriş numuneler üzerinde gerçekleştirilen üç
nokta kompozit kırılma tokluğu deneyinden elde edilen tokluk değerleri Şekil 5.10’da
verilmektedir.
85
Şekil 5.10. 6mm ve 12 mm BL kullanılarak üretilen TÇEK’lerin ağırlıkça lif oranı-
kompozit kırılma tokluğu ilişkisi
Şekil 5.10’dan da görüldüğü üzere kompozitin kırılma tokluğu, 6 mm’lik serilerde
olduğu gibi ağırlıkça 12 mm’lik BL miktarı ile artış göstermiştir. En yüksek tokluk değeri
4.22 MPa×m1/2 ile %6 BL içeren örneklerden elde edilmiştir. En düşük kompozit
kırılma tokluğu değerinin elde edildiği %1 BL katkılı örnekler (2.01 MPa×m1/2) ile en
yüksek değerin elde edildiği örnekler arasında yaklaşık %110’luk bir fark meydana
gelmiştir. 12 mm boyunda BL katkılı kompozitin kırılma tokluğu değerleri arasında en
yüksek sonuçların elde edildiği %6 ağırlıkça lif yüzdesi (4.22 MPa×m1/2) ile referans
numune arasında (5.79 MPa m0.5) %27.11 fark belirlenmiştir.
Matris kırılma tokluğu tayini için lifli üretilen numunelerde BL oranındaki artış kırılma
tokluğunun artmasına sebep olmuştur. Bu artış miktarı 6 mm’lik örnekler için elde
edilen artış miktarıyla aynı sebeplere bağlanılabilir. Ayrıca kompozit kırılma tokluğu
tayini için lifli üretilen numunelerde BL miktarının yüksek oranlarda kullanılarak
üretildiği TÇEK matris lif arayüzünün, BL miktarının düşük oranlarda kullanılarak
üretilen matris lif arayüzüne oranla çok daha yüksek kırılma tokluğu değerlerine sahip
oldukları görülmektedir (bkz. Çizelge 5.9). Bu durum BL’nin erken yaşlardan itibaren
matris lif arayüz dayanımına ve boşluk yapısına olumlu katkılarının olmasından
kaynaklanmaktadır.
0
1
2
3
4
5
6
7
Kom
pozit K
ırılm
a T
oklu
ğu (
MP
axm
1/2
)
Lif Miktarı (%)
6 mm BL 12 mm BL
86
TÇEK’nin mikromekanik tabanlı tasarım yaklaşımına göre, çimento bağlayıcılı
kompozitlerin sünek bir davranış göstermesi ve çok sayıda ama mikro boyutlu çatlama
davranışı ile şekil değiştirme sertleşmesi sergilemesi için matris tokluğunun düşük
olması gerekmektedir (Li, 1998; Li vd., 2001). Bilindiği üzere TÇEK, geleneksel ve lif
donatılı betonlardan farklı olarak, yük altında kendi kendine çatlak kontrolü sağlayan
bir davranış sergilemektedir. Numunedeki nihai deformasyon ne olursa olsun,
ortalama çatlak genişliği yaklaşık 60-80 µm veya daha düşük seviyelerde kalmaktadır.
Bu davranış, TÇEK’nin mikro-mekanik olarak tasarlanmasıyla, bir başka değişle
kompozitin mikro-yapısının, istenen mekanik özelliklerin elde edilmesi için en uygun
hale getirilmesi ile elde edilebilmektedir. Ayrıca, TÇEK’de gözlemlenen bu üstün
özellikler (çatlak genişliğinin küçük olması ve malzemenin yüksek sünekliğe sahip
olması) aynı zamanda bu yapı malzemesinin yüksek dayanıklılık özelliğine sahip
olmasını ve kendiliğinde iyileşebilmeyi de sağlamaktadır (Şahmaran vd. 2012). Daha
önce yapılmış olan çalışmalar TÇEK’nin eğilmede çekme kuvvetleri altında göstermiş
oldukları performanslarını mikromekanik hesaplamaların yanı sıra TÇEK üretiminde
kullanılan özellikle bağlayıcıların kimyasal yapısının da etkili olduğunu göstermiştir
(Wang ve Li, 2007; Lepech vd., 2008; Felekoğlu ve Felekoğlu, 2013).
Hibrit numunelerin kırılma toklukları birlikte değerlendirildiğinde, Çizelge 5.10’da
görüldüğü gibi hibrit numunelerde PVA miktarının artırılmasının kırılma tokluklarını
artırdığı görülmektedir. Eğilmede çekme dayanımında da olduğu gibi P75B25
karışımından sonra yani PVA lifin hibrit karışımlarda azaltılması sonucu kırılma
tokluklarında azalmalar başlamıştır. En yüksek kırılma tokluğuna ise yine P75B25
karışımında (2.62 MPa×m1/2) ulaşılmıştır. Bu değer referans karışım için elde edilen
kırılma tokluğu değerinden (5.79 MPa×m1/2) yaklaşık olarak %55 daha düşüktür. Bu
sonuç, hibrit karışımlarda PVA lifin BL’ye göre kompozitin sünekliği ve enerji yutma
kapasitesini geliştirmekte daha etkili olduğunu göstermiştir.
Çizelge 5.10. Hibrit TÇEK numunelerinin kırılma tokluğu değerleri
Numune Kodu Lif İçeriği (%)
28 Gün
Kompozit Kırılma Tokluğu (MPa×m1/2)
R (Referans) 1.25 5.79
P75B25 1.25 2.62
P50B50 1.25 2.48
P25B75 1.25 2.34
87
5.6. Kuruma Rötresi Deney Sonuçları
Kuruma rötresi deneylerinde, mekanik deneyler sonucunda diğer karışımlara göre
daha iyi sonuçların elde edilidiği %3, 3.5, 4, 4.5, 5, 5.5 ve 6 BL katkılı TÇEK karışımları
için 1, 2, 3, 4, 5, 7, 14, 21, 28, 56, 60 ve 90 günlük kuruma rötresi ölçümleri yapılmıştır.
90 gün sonunda 6 mm boyunda BL kullanılarak üretilen TÇEK karışımlarından elde
edilen kuruma büzülmesi değerleri Şekil 5.11’de gösterilmektedir. Şekil 5.11’den de
görüldüğü gibi 90 gün sonunda genel olarak BL miktarının fazla olduğu %5, 5.5 ve 6
BL katkılı numunelerde diğer numunelere ve referans karışıma göre daha düşük rötre
değerleri elde edilmiştir. ASTM C157’ye göre numunelerin başlangıç ölçümleri
alındıktan sonra 28 günlük su kürüne bırakılan tüm numuneler sudan çıkarıldıktan
sonra bünyelerinde biriken suyun etkisiyle küçük miktarlarda genleşme davranışı
göstermiş daha sonra bütün örnekler sudan çıkarıldıktan sonra giderek büzülmeye
başlamıştır. Bu durum yüksek çimento içeriğine sahip numunelerin yüzeyindeki hızlı
nem kaybının yanında gözenek boyut dağılımının ve arayüz özelliklerinin
değişmesine bağlıdır (Mohseni vd., 2016).
Şekil 5.11. 6 mm boyunda BL’li TÇEK’lerin 90 günlük kuruma rötresi değişimi
Şekil 5.11’e göre, kuruma rötresi değerlerinin zamanla azaldığı ve rötre değerlerinin
yaklaşık 28 gün sonra genel olarak çok az değişim gösterdiği görülmektedir. 90 gün
sonunda BL’li numunelerin kuruma rötreleri %-0.0600 ile %-0.0396 arasında değişim
göstermiştir. 6 mm boyunda BL ile üretilen numuneler referans numuneyle
-0,08
-0,06
-0,04
-0,02
0,00
0,02
0,04
0,06
0,08
0,10
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90Rö
tre (
%)
Günler
R (Referans) (6mm) 3% (6mm) 3.5% (6mm) 4%
(6mm) 4.5% (6mm) 5% (6mm) 5.5% (6mm) 6%
88
karşılaştırıldığında 90 gün sonunda daha düşük kuruma rötresi sergilemiştir. Başka
bir ifadeyle referans karışımın rötre değerleri diğer numunelere göre daha fazla
büzülme davranışı göstermiştir. 6 mm’lik ağırlıkça BL miktarı %3’den %6’ya çıktığında
kuruma rötresi (90 gün sonunda) %0.0204 azalmıştır. Bu serilerde 90 gün sonunda
%5, 5.5 ve 6 BL’li karışımların kuruma rötresi değerleri sırasıyla %-0.0470,-0.0440
ve-0.0396 olarak bulunmuştur.
Şekil 5.12’de 12 mm BL ile üretilen TÇEK karışım serilerine ait zamana bağlı rötre
değişimleri verilmiştir. Şekil 5.12’den de görüldüğü gibi 90 gün sonunda genel olarak
6 mm BL’li serilerde olduğu gibi ağırlıkça BL miktarının fazla olduğu %5, 5.5 ve 6 BL
katkılı numunelerden diğer numunelere ve referans numuneye göre daha düşük rötre
değerleri elde edilmiştir.
Şekil 5.12. 12 mm boyunda BL’li TÇEK’lerin 90 günlük kuruma rötresi değişimleri
Deneysel sonuçlar, kuruma rötresi değerlerinin zamanla azaldığını ve rötre
değerlerinin yaklaşık 28 gün sonra genel olarak sabit bir seyir izleyerek çok az az
değişime uğradığını göstermiştir. En fazla rötre yapma kapasitesine sahip olan
referans numunesinin rötre değişim miktarları incelendiğinde 28 ile 90 gün arasında
küçük yüzdelerde (%0.008) arasında gerçekleştiği görülmüştür. BL’li numunelerin
kuruma rötreleri 90 gün sonunda %-0.07 ile %-0.020 arasında değişim göstermiştir.
12 mm boyunda %5 BL ile üretilen numunelerin referans numuneyle
karşılaştırıldığında 90 gün sonunda daha düşük kuruma rötresi sergilediği
-0,08
-0,06
-0,04
-0,02
0
0,02
0,04
0,06
0,08
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
Rö
tre (
%)
Günler
R (Referans) (12mm) 3% (12mm) 3.5% (12mm) 4%
(12mm) 4.5% (12mm) 5% (12mm) 5.5% (12mm) 6%
89
görülmektedir (sırasıyla %-0.069 ve %-0.020). Başka bir ifadeyle 12 mm boyundaki
BL’li numuneler rötreyi kısıtlamada referans numuneye göre daha etkili olmuştur. 12
mm boyunda ağırlıkça BL miktarı %3’den %6’ya çıktığında kuruma rötresi 90 gün
sonunda %0.050 azalmıştır. Bu serilerde 90 gün sonunda %5, 5.5 ve 6 BL’li
karışımların kuruma rötresi değerleri sırasıyla %-0.020, -0.042 ve -0.035 olmuştur.
Literatürdeki çalışmalar BL’lerin serbest büzülme miktarını azaltarak çatlakları
önlemede ve oluştukları takdirde çatlakların büyümesini sınırlandırmada etkili
olduğunu göstermektedir (Branston vd., 2016).
Şekil 5.13’den BL’lerin kullanımı, kuruma büzülme değerini düşürmede bir dereceye
kadar önemli fayda sağlamıştır (%-0,020). Bununla birlikte, PVA lifler ile oluşturulan
referans numunede bu olumlu etkiyi görülmemiştir. Bütün bu gözlemler, BL’li TÇEK
numunelerinin referans numuneye göre kuruma büzülmesini kısıtlamada daha etkili
olduğunu göstermektedir. Bunun nedeninin daha önceki çalışmalarda da belirtilen
rötreyi kısıtlamada etken olduğu ifade edilen kullanılan lif boyunun ve lif elastisite
modülünden hareketle bu çalışmada kullanılan BL’lerin boylarının uzunluğundan (12
mm) ve yüksek elastik modüllerinden (89 GPa) kaynaklandığı düşünülmektedir (Cao
vd., 2014; Branston vd., 2016; Yousefieh vd., 2017).
Şekil 5.13. Rötre ölçümleri sonunda deney numunelerinin rötre değişim miktarları
Her iki lif türünde de yüksek oranda (%5, 5.5, 6) BL kullanımının TÇEK’nin rötre
kapasitesini azaltması, BL kullanımı ile matrisin daha yoğun bir hal alıp böylelikle
suyun buharlaşmasının engellenmesine bağlanabilir. BL kullanımı ile azalmakta olan
rötre kapasitesine başka bir neden de hidrate olmamış mineral katkı parçacıklarının
-0,0
60 -0
,048
-0,0
60 -0
,050
-0,0
47
-0,0
44
-0,0
40
-0,0
69
-0,0
70
-0,0
51
-0,0
64
-0,0
66
-0,0
20
-0,0
42
-0,0
35
-0,080
-0,070
-0,060
-0,050
-0,040
-0,030
-0,020
-0,010
0,000
R-1.25 3 3.5 4 4.5 5 5.5 6
Rö
tre (
%)
Lif Miktarı (%)
6 mm BL 12 mm BL
90
ince agrega gibi çalışıp rötreyi kısıtlaması olabileceği düşünülmektedir (Bisaillon vd.,
1994; Zhang, 1995; Şahmaran vd., 2007).
5.7. EDS ve SEM Analizleri
PVA lif ve BL içeren ECC matrisleri ile hazırlanmış hamurların 90. hidratasyon
günündeki mikro yapıları (SEM) ve Enerji dağılımlı X-ışınları (EDS) analizleri Şekil
5.14, Şekil 5.15 ve Şekil 5.16’da verilmiştir.
Referans olarak hazırlanan hamurların SEM görüntüsüne göre yoğun olarak yapıya
hakim olan C-S-H fazı tüm yapıya hakim olmuştur. Referans numunenin SEM
görüntüsüne göre bu fazın boşlukları doldurduğu, ancak çok az da olsa 1-2 mikron
çapında yer yer boşlukların olduğu görülmüştür. Özellikle BL katkılı numunelere göre
boşluk yapısının genelde daha az olduğu ancak BL’li hamurların %5-6 aralığındaki
oranlarına göre ise boşluklarının nispeten biraz daha fazla olduğu söylenebilir. EDS
spektrumu dikkate alındığında BL katkılı hamurların yapısı izlenmektedir. Bunların
yanı sıra yüzde olarak ağırlıklar dikkate alındığında en az Ca bileşiminin referans
hamurda olduğu tespit edilmiştir (Şekil 5.14).
%1 ile %6 oranlarında BL içeren ECC matrisi ile hazırlanmış hamurların SEM
görüntüsülerine göre yoğun olarak yapıya hâkim olan C-S-H fazı görülmüştür. Tüm
SEM resimleri incelendiğinde bu fazın boşlukları doldurmaya çalışmış olduğu, en
düşük BL oranında boşlukların arttığı, oranın artması ile de boşlukların azaldığı
belirlenmiştir. Tüm oranlardaki resimlerden alınan EDS spektrumuna göre, yüzeydeki
tabakanın pikler dikkate alındığında başlıca sırasıyla Si ve Ca bileşiminde olduğunu
göstermiştir (Şekil 5.15). BL’li serilerin mikro fotoğraflarından BL miktarının fazla
olduğu hamurların boşluk yapısının daha az olduğu görülmektedir. Oluşan bu
kompakt yapı ve hidratasyon gelişiminin uygun olması dayanımlara olumlu etki
yapmıştır.
Genel olarak SEM resimleri dikkate alındığında hem lif uzunluğu hem de katkı oranı
arttıkça boşlukların daha az olduğu, dolayısı ile hidratasyon gelişiminin de daha iyi
olduğu düşünülmektedir.
91
(a) (b) Şekil 5.14. 8 mm boyunda Referans numune (R) (a) SEM görüntüsü, b) EDS
spektrumu
Şekil A.13. 6 mm boyunda %6 BL katkılı numune a) SEM görüntüsü, b) EDS
spektrumu
Şekil 5.16’daki SEM mikro fotoğraflarından liflerin çimento esaslı matriste homojen
olarak dağılımları görülmektedir. BL’li karışımlarda hedef slump değerinin 20±5 olarak
belirlendiği karışımların homojen lif dağılımlarının, deneysel çalışmalar sonucu elde
edilen BL’li örneklerin basınç, eğilme, çekme dayanımları ve kompozit kırılma tokluğu
değerlerindeki artışı olumlu etkilediğini göstermektedir.
92
Şekil 5.16. Liflerin matriste homojen olarak dağıldığını gösteren SEM fotoğrafları a)12 mm boyunda %2.5 BL’li numune, b)12 mm boyunda %5 BL’li numune, c) 6 mm %4 BL’li numune, d) 6 mm %5.5 BL’li numune
Şekil 5.17 (a)’dan 28 günlük mekanik deneyleri yapılmış numuneler üzerinde
gerçekleştirilen SEM mikroyapısı incelemelerinde, hidrate olmamış uçucu kül
taneciklerinin hidrasyona uğramasının tam olarak gerçekleşmediği için, matristeki
boşluk büyüklüklerinin azalmadığı dolayısıyla da matris yapısının yoğunlaşmadığı ve
bu nedenle eğilme performanslarına olumlu olarak yansımadığı görülmektedir.
Ayrıca, Şekil 5.17 (b) SEM mikro yapılarından da görüldüğü üzere lif-matris sürtünme
bağ dayanımındaki artışın kompozitin çekme yüklemeleri altında göstermesi beklenen
çoklu mikro-çatlak oluşturma özelliğini ve şekil değiştirme sertleşmesi davranışını
nasıl olumsuz etkilediğini açıkça göstermektedir.
(a) (b)
(c) (d)
93
(a) (b) Şekil 5.17. a) TÇEK matrisindeki hasarsız lif yüzeyi ve oluşan ürünlere ait SEM mikro
fotoğrafı, b) TÇEK matrisindeki hasar görmüş lif yüzeyine ait SEM mikro fotoğrafı
Düz ve hasarsız lif yüzeyi
Hidrate olmamış uçucu kül
Hasar görmüş
lif yüzeyi
94
6. SONUÇ VE ÖNERİLER
Tez çalışması kapsamında yapılmış olan çalışmalar neticesinde elde edilen sonuçlar
her bir bölüm için aşağıda ayrı ayrı özetlenmiştir.
6.1. Farklı Boylarda Bazalt Lif Kullanılarak Üretilen Tasarlanmış Çimento Esaslı
Kompozitlerin (TÇEK) Mekanik Özellikleri
Çalışmanın bu aşamasında 0-150 µm tane büyüklüğünde silis kum, puzolanik
malzeme olarak F-sınıfı uçucu kül ve 6-12 mm iki farklı boydaki BL’lerin TÇEK’in
mekanik özellikleri üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Bu çalışma
kapsamında aşağıdaki genel sonuçlar çıkarılabilir:
6 mm boyunda BL’lerin kullanıldığı TÇEK üretiminde kullanılan BL miktarının
artması ile kompozitin sünekliliği olumlu yönde etkilenmektedir. Bu durum
kullanılan BL miktarının artması ile artan kompozit kırılma tokluk değerine ve
6 mm’lik liflerin kısa olması ve BL’in fiziksel özelliklerinden dolayı liflerin
matrise tam olarak uniform bir biçimde dağılmasından kaynaklanmaktadır.
TÇEK üretiminde, BL boyunun 6 mm veya 12 mm olmasından bağımsız
olarak, kullanılan BL malzeme miktarının artması ile TÇEK daha sünek
davranış gösterip basınç dayanımı, eğilmede çekme dayanımı ve çekme
dayanımı değerlerinde de artış olmaktadır. Bu durum 12 mm’lik BL kullanılarak
üretilen TÇEK karışımlarında daha belirgindir. Lif miktarının artması ile birlikte
mekanik değerlerde artış elde edilmesinin, BL malzeme miktarının artması
nedeni ile daha yüksek yoğunluktaki fiber-matris ara yüzey özelliğinden
kaynaklandığı düşünülmektedir.
6 ve 12 mm boyunda BL kullanılarak üretilen TÇEK karışımlarından kimyasal
katkı ayarlamaları ile standart TÇEK karışımlarına çok yakın basınç ve eğilme
dayanımı mekanik özellikleri elde edilmiştir. Ayrıca 6 mm ve 12 mm’lik
ağırlıkça %5.5 ve 6 oranında BL ile üretilen serilerde referans numunesine
yaklaşık ve daha yüksek çekme dayanımı değerleri elde edilmiştir. 6 mm’lik
serilerde %5.5 ve %6 BL kullanılması çekme dayanımlarında referans
numuneye göre sırasıyla %3.11 ve %7’lik artış sağlamıştır.
95
BL içeriğinin artmasıyla, BL’li kompozitin mekanik özelliklerinin gelişimi daha
anlaşılır hale gelmiştir. Bu bağlamda her iki BL türünün karışımlarda
oranlarının ağırlıkça %6’ya kadar çıkarılmasıyla birlikte dayanım değerlerinde
artışlar elde edilmiştir. Özellikle 12 mm boyundaki BL’nin karışımlarda
ağırlıkça %5.5 ve 6 olarak kullanılmasıyla referans numuneye (59.35 MPa)
göre daha yakın sonuçlar alınmasını sağlamıştır (Sırasıyla; 55.09 MPa ve
55.92 MPa). Bunun sebebi olarak kompozit matrisine ilave edilen BL’nin
matris içerisindeki dağılımının ve yöneliminin etkisi ile BL ilavesinin kompakt
bir yapı oluşturması gösterilebilir.
Karışımlarda kullanılan BL kullanımı arttıkça, 28. günde kırılma tokluğu
değerleri genel olarak artış göstermiştir. 28. gün sonunda en yüksek kırılma
tokluğu değeri, 4.22 MPa×m1/2 ile 12 mm boyundaki %6 BL katkılı
numunelerden elde edilmiştir. Bu sonuç referans numuneden elde edilen
sonuçtan yaklaşık %27 daha düşüktür. TÇEK üretiminde BL miktarının
artmasıyla birlikte liflerin özel yapısından dolayı matriste homojen bir şekilde
dağılımın sağlanması neticesinde matris bileşenlerinin arasındaki
gözeneklerin dolması daha dolu bir matris oluşturmakta ve bu da kompozit
yapının kırılma tokluğu değerinin artması ile sonuçlanmaktadır. Bu sonuç, BL
katkısının kompozit malzemenin süneklik ve enerji tüketme kapasitesini
oldukça artırdığı sonucunu ortaya koymaktadır.
Üretilen kompozitin boyutsal stabilite özelliğinde (kuruma rötresi) genel olarak
belli bir noktadan sonra (ortalama 28 gün) daha az değişim göstermiştir. 90.
gün sonunda bütün numuneler az da olsa büzülme davranışı göstermiştir. Her
iki lif boyu serilerinde en düşük büzülme değerleri ağırlıkça BL miktarının fazla
olduğu %5, 5.5 ve 6 BL katkılı numunelerden elde edilmiştir. 6 mm’lik serilerde
90 gün sonunda rötre değerleri %-0.069 ile %-0.040 arasında değişirken, 12
mm’lik serilerde %-0.070 ile %-0.020 arasında değişim göstermiştir.
Her iki BL boyundaki serilerde PVA lif ile üretilen referans karışımdan daha
düşük rötre değerleri elde edilmiştir. Deneysel sonuçlarda en fazla rötre yapan
numuneler referans örnekler olmuştur (%-0.069). Buradan BL’in yüzey
alanının ve lif elastisite modülününün PVA’dan yüksek olmasının (89 GPa)
rötre değişimlerine olumlu katkı yaptığı görülmektedir.
96
Her iki lif türünde de BL miktarının artması ile TÇEK’nin rötre kapasitesinin
azalması, BL kullanımı ile matrisin daha yoğun bir hal alıp böylelikle suyun
buharlaşmasının engellenmesine bağlanabilir. BL kullanımı ile azalmakta olan
rötre kapasitesine başka bir nedende hidrate olmamış mineral katkı
parçacıklarının ince agrega gibi çalışıp rötreyi kısıtlaması olabileceği
düşünülmektedir.
TÇEK üretiminde kullanılan BL kullanım oranı ve boyutunun TÇEK’lerin
kuruma rötre performansı üzerinde önemli bir etkisi olduğu ve TÇEK
karışımlarının boyutsal kararlılığını iyileştirdiği görülmüştür.
6.2. Tasarlanmış Çimento Esaslı Kompozitlerin (TÇEK) Akış Özellikleri
TÇEK karışımlarının mikro-mekanik tabanlı tasarımları yapılırken liflerin matrise
homojen olarak dağıldığı kabul edilmektedir. Her ne kadar üretilen karışımın nitelikleri
mikro-mekanik tabanlı tasarım yöntemlerinden elde edilen parametrelere uygun olsa
da liflerin matriste homojen bir şekilde dağılımı sağlanamayabilmektedir. Homojen lif
dağılımını etkileyen en önemli faktörlerden birisi TÇEK matrisinin (lif içermeyen
TÇEK) taze özellikleridir (işlenebilirliği, akma zamanı, yayılma çapları vb. ). TÇEK’in
taze özellikleri ayrıca kompozitin akışkanlığını ve kalıba ne derecede kolay
yerleştirilebildiğini etkileyebilmektedir. TÇEK karışımlarının taze durumdaki
işlenebilirlik özelliklerinin belirlenmesi için mini çökme-yayılma testi, sarsma tablası
yayılma testi ve marsh hunisi deneyleri yapılmıştır.
6 mm’lik ve 12 mm’lik BL katkılı karışımların akıcılığı lif miktarındaki artıştan
olumsuz etkilenmiştir. 6 mm BL’li serilerde ölçülebilen marsh hunisi akış
süreleri en düşük 18 sn en yüksek ise 88 sn olarak kaydedilmiştir. 6mm ‘lik
serilerde lif miktarının yüksek olduğu %5, 5.5 ve 6 BL katkılı örneklerin akış
süreleri %5 BL’li örneklerde 88 sn olarak kaydedilmiş ve %5.5 ve 6 BL katkılı
serilerde ağırlıkça lif miktarının fazlalığından dolayı akma sağlananamamıştır.
12 mm BL’li serilerde ise ölçülebilen marsh hunisi akış süreleri en düşük 20
sn en yüksek ise 96 sn olarak kaydedilmiştir. Bu serilerde de %5.5 ve 6 BL
numunelerde lif yoğunluğundan dolayı akma elde edilememiştir.
BL ilavesinin artırılması ile TÇEK karışımlarının işlenebilirlik ve akış
özelliklerini olumsuz olarak etkilediği belirtilebilir. 6 mm boyudaki BL’li serilerde
lifli TÇEK karışımlarının mini slump yayılma çapı en düşük %1 BL’li
97
numunelerden 15.75 cm olarak elde edilirken en yüksek mini slump yayılma
çapı %6 BL’li numunelerden 24.9 cm olarak elde edilmiştir. 12 boyundaki BL
kullanılarak üretilen serilerde ise bu miktarlar aynı numunelerden en düşük
15.5 cm ve en yüksek 23.5 cm olarak kaydedilmiştir.
6.3. PVA lif ve BL’in Karma Olarak Kullanılmasının TÇEK’nin Mekanik Özellikleri
Üzerindeki Etkileri
BL ve PVA lifinin hibrit kullanım oranınlarının, üretilen TÇEK’lerin mekanik
özellikleri üzerine etkisinin anlaşılması için karışımda lif kullanım oranlarından
başka hiçbir parametre değiştirilmediği farklı oranlarda PVA lif ve BL
kullanılarak üretilen karma (hibrit) TÇEK numunelerinin 28 günlük basınç
dayanımları, eğilmede çekme dayanımları, çekme dayanımları ile kırılma
toklukları test edilmiştir.
Deney sonuçlarına göre, BL’nin yüzdesel olarak daha az ağırlıkta kullanılarak
hazırlandığı hibrit TÇEK karışımlarına (%75 PVA+%25 BL) oranla, BL’nin
yüzdesel olarak daha fazla kullanılarak üretildiği hibrit TÇEK karışımları olan
(%25 PVA+%75 BL) daha yüksek basınç dayanımı sergilemişlerdir (sırasıyla
42.20 MPa ve 50.04 MPa). Elde edilen bu yüksek basınç dayanımı değeri
(50.04 MPa) referans TÇEK karışımı olan R’ye göre %1.69 daha düşük
bulunmuştur.
28 günlük basınç dayanımı sonuçlarında BL oranının PVA life göre daha fazla
olduğu %25 PVA ve %75 BL katkılı hibrit karışımlarda daha yüksek dayanım
değerleri elde edilmesinin nedenleri olarak BL’in PVA life oranla lif-matris
arayüz geçiş bölgesi özelliklerini iyileştirmesinden kaynaklandığı
düşünülmektedir.
Hibrit numunelerde PVA lif oranının artmasıyla eğilme dayanımı sonuçlarında
ve sehim yapma kapasitelerinde artışsal değerler elde edilmiştir. Ayrıca BL’ler
PVA life göre ince ve daha rijit bir yapıya sahipken PVA liflerin çapları daha
kalın, yüzeyi çok daha pürüzlü ve karmaşık yapıda olması eğilme
dayanımındaki artışı özetlemektedir. PVA lifin bu şekildeki daha kalın lif çapı
ve pürüzlü yapısı liflerin matrise daha iyi tutunmasını sağlamakta ve bu sayede
eğilme yük taşıma kapasitesini artırıcı etki yapmaktadır.
98
Eğilme dayanımındaki en yüksek değerler %75 PVA- %25 BL’li numunelerden
elde edilmiştir (10.57 MPa). Elde edilen bu değer referans numuneye
(12.73 MPa) göre çok yakın olmakla birlikte yaklaşık %17’lik bir fark
oluşmuştur.
Hibrit numuneler arasında en yüksek kırılma tokluğuna %75 PVA-%25 BL
karışımında (2.62 MPa×m1/2) ulaşılmıştır. Bu değer referans karışım için elde
edilen kırılma tokluğu değerinden (5.79 MPa×m1/2) yaklaşık olarak %55 daha
düşüktür. Bu sonuç, hibrit karışımlarda PVA lifin BL’ye göre kompozitin
sünekliği ve enerji yutma kapasitesini geliştirmekte daha etkili olduğunu
göstermiştir.
Özetle BL ve PVA lifin belli oranlarda hibrit kullanımıyla elde edilen TÇEK
örneklerin eğilme dayanımı, sehim yapma kapasitesi, çekme dayanımı ve
kırılma tokluğu sonuçlarında en iyi sonuçlar, %75 PVA-%25 BL katkılı
numunelerden elde edilmiştir (sırasıyla; 10.57 MPa, 5.40 mm, 3.70 MPa ve
5.79 MPa×m1/2).
Sonuç olarak belirli ağırlıkta BL kullanarak TÇEK üretiminde önceki
çalışmalarda PVA lif kullanım oranında daha iyi deneysel sonuçların alındığı
%3’e kadar olan kullanım oranı, %1’den daha düşük miktarlara indirilebilir.
TÇEK üretiminde maliyeti arttıran en önemli etken PVA lifi olmasından dolayı,
lif kullanım oranının %1’den daha düşük seviyelere indirilmesi ile ciddi oranda
ekonomik faydalar sağlanılacağı düşünülmektedir.
99
KAYNAKLAR
Akman, S., 1991. Beton Niteliğini Yükseltme Amacı İle Polimerlerin Kullanılması. 2. Ulusal Beton Kongresi, 27 Mayıs 1991, 312 –-324.
Al-Dahawi, A., Yıldırım, G., Öztürk, O., Şahmaran, M., 2017. Assessment of Self-Sensing Capability of Engineered Cementitious Composites within The Elastic and Plastic Ranges of Cyclic Flexural Loading. Construction and Building Materials, 145, 1-10.
Arısoy, B., 2005. Lifli Hafif Betonların Optimum Karışım Tasarımı. Deprem Sempozyumu, 23-25 Mart 2005, Kocaeli, 912-916.
Arslan, M.E., 2016. Effects of Basalt and Glass Chopped Fibers Addition on Fracture Energy and Mechanical Properties of Ordinary Concrete: CMOD Measurement. Construction and Building Materials, 114, 383–39.
ASTM C78 / C78M-16, 2016. Standard Test Method for Flexural Strength of Concrete (Using Simple Beam with Third-Point Loading), ASTM International, West Conshohocken, Philadelphia.
ASTM C109 / C109M-16a, 2016. Standard Test Method for Compressive Strength of Hydraulic Cement Mortars (Using 2-in. or [50-mm] Cube Specimens). ASTM International, West Conshohocken, Philadelphia.
ASTM C150-07, 2007. Standard Specification for Portland Cement, ASTM International, West Conshohocken, Philadelphia.
ASTM C157, 2008. Standard Test Method for Length Change of Hardened Hydraulic-Cement Mortar and Concrete. ASTM, West Conshohocken, Philadelphia.
ASTM C192 / C192M-16a, 2016. Standard Practice for Making and Curing Concrete Test Specimens in the Laboratory, ASTM International, West Conshohocken, Philadelphia.
ASTM C230 / C230M-14, 2014. Standard Specification for Flow Table for Use in Tests of Hydraulic Cement. ASTM International, West Conshohocken, Philadelphia.
ASTM Standard E399, 2003. Test Method for Plane-Strain Fracture Toughness of Metallic Materials, ASTM, West Conshohocken, Philadelphia.
100
ASTM C618-15, 2015. Standard Specification for Coal Fly Ash and Raw or Calcined Natural Pozzolan for Use in Concrete. ASTM International, West Conshohocken, Philadelphia.
ASTM C1275-16, 2016. Standard Test Method for Monotonic Tensile Behavior of Continuous Fiber-Reinforced Advanced Ceramics with Solid Rectangular Cross-Section Test Specimens at Ambient Temperature. ASTM International, West Conshohocken, Philadelphia.
ASTM D6910-04, 2004. Standard Test Method for Marsh Funnel Viscosity of Clay Construction Slurries. ASTM International, West Conshohocken, Philadelphia.
ASTM 1437, 2007. Standard Test Method for Flow of Hydraulic Cement Mortar. ASTM, West Conshohocken, Philadelphia.
Ayub, T., Nasir, S., Nuruddin, M. F., Khan, S. U., 2014. Mechanical Properties of High-Strength Concrete Reinforced with PVA and Basalt Fibres. Proceedings of the International Civil and Infrastructure Engineering Conference 2013, Singapore, 567-575.
Ayub, T., Shafiq, N., Nuruddin, M. F., 2014. Effect of Chopped Basalt Fibers on the Mechanical Properties and Microstructure of High Performance Fiber Reinforced Concrete. Advances in Materials Science and Engineering, 2014, 1-14.
Ayub, T., Shafiqa, N., Nuruddina, F. M. 2014. Mechanical Properties of High-Performance Concrete Reinforced with Basalt Fibers. Procedia Engineering, 77, 131-139.
Bakker, R.F.M., 1988. Initiation Period of Corrosion. P. Schiessl (Ed.), RILEM Report: Corrosion of Steel in Concrete İçinde (22-55), Rilem Publications, 55p, London.
Beeldens A., Vandewalle L. 2001. Durability of high strength concrete for highway pavement restoration”, CONSEC '01: Third International Conference on Concrete under Severe Conditions, Vancouver, BC, Canada, pp. 1230-1238.
Bisaillon, A., Rivest, M., Malhotra, V.M., 1994. Performance of High-Volume Fly Ash Concrete in Large Experimental Monoliths, ACI Materials Journal, 91(2), 178-187.
Bjormstromz J., Chandra S., 2003. Effect of Superplasticizers on The Rheological Properties of Cements. Materials and Structures, 36, 685-692.
101
Boshoff, W.P., Van Zijl, G. 2007. A Computational Model for Strain-Hardening Fibre-Reinforced Cement-Based Composites, Journal of the South African Institution of Civil Engineering, 49 (2), 24-31.
Branston, J., Das, S., Kenno, S.Y., Taylor, C., 2016. Mechanical Behaviour of Basalt Fibre Reinforced Concrete. Construction and Building Materials, 124(2016), 878–886.
Branston, J., Das, S., Kenno, S. Y., Taylor, C., 2016. Influence of Basalt Fibres on Free and Restrained Plastic Shrinkage. Cement and Concrete Composites, 74, 182-190.
Brik, V.B., 2003. Advanced Concept Concrete Using Basalt Fiber Composite Reinforcement. National Academy of Science Transportation Research, Final Report for Highway-IDEA Project 86, 72s.
Candemir, B., Beyhan, B., Karaata, S., 2012. İnşaat Sektöründe Sürdürülebilirlik: Yeşil Binalar ve Nanoteknoloji Stratejileri. TÜSİAD Rapor No: TÜSİAD-T/2012-10/533, 137s.
Cao, M., Zhang, C., Lv, H., 2014. Mechanical Response and Shrinkage Performance of Cementitious Composites with a New Fiber Hybridization. Construction and Building Materials, 57, 45-52.
Carmisciano, S., De Rosa, I.M., Sarasini, F., Tamburrano, A., Valente, M., 2011. Basalt Woven Fiber Reinforced Vinylester Composites: Flexural and Electrical Properties. Material and Design, 32, 337-42.
Chang, P. K., Peng Y.N., Hwang, C.L., 2001. A Design Consideration for Durability of High-Performance Concrete, Cement and Concrete Composites, 23 (4-5), 375-380.
Chidambaram, R. S., Agarwal, P., 2015. Seismic Behavior of Hybrid Fiber Reinforced Cementitious Composite Beam–Column Joints. Materials and Design, 86, 771–781.
Concrete Research and Education Foundation Strategic Development Council, 2002. Roadmap 2030: The US Concrete Industry Technology Roadmap, Concrete Research and Education Foundation, 27, 72p.
De Belie, N., De Muynck W., 2008. Crack Repair in Concrete Using Biodeposition, International Conference on Concrete Repair, Rehabilitation and Retrofitting, November 24-26, Cape Town, South Africa, 1-10.
102
De Fazio, P., 2011. Basalt Fibra: from Earth an Ancient Material for Innovative and Modern Application. Energia Ambiente Innovazione, 3, 89-96.
Deshmukh, G., 2007. Basalt - The Technical Fibre, Man-made Textiles in India, 50 (7), 258- 261.
Di Ruocco, G., 2016. Basalt fibers: The Green Material of The XXI-Century for A Sustainable Restoration of Historical Buildings. International journal of Architecture Technology and Sustainability, 1(2), 25-39.
Emmons, E., Vaysburd, A., Mc Donald J., 1993. A Rational Approach to Durable Concrete Repairs, Concrete International, 15(9), 40-45.
Emmons, P.H., Vaysburd, A.M., 1995. Performance Criteria for Concrete Repair Materials, Technical Report REMR-CS-47, 123 p.
Ersoy, H. Y., 2001. Kompozit Malzeme, Literatür Yayınları, 66s, İstanbul.
Fahmy, M. F. M., Wu, Z., 2010. Evaluating and Proposing Models of Circular Concrete Columns Confined with Different FRP Composites. Composites Part B, 41 (3), 199-213.
Fares, G., Khan, M. I., Mourad, S., Abbass, W., 2015. Evaluation of PVA and PBI-Based Engineered Cementitious Composites under Different Environments. Construction and Building Materials, 85 (1), 109–118.
Feleoğlu, B., Felekoğlu, K., 2013. Farklı Kökenli Süperakışkanlaştırıcıların Mühendislik Özellikleri Geliştirilmiş PVA Lifli Kompozitlerde Lif Dağılımına Etkileri, Uluslararası Katılımlı Yapılarda Kimyasal Katılar 4. Sempozyumu ve Sergisi, 24 Ekim, Ankara,1-12.
Felekoğlu, K., Felekoğlu, B., 2015. Effects of Fibre Hybridization On Multiple Cracking Potential of Cement-Based Composites Under Flexural Loading. Construction and Building Materials, 41, 15-20.
Fiore, V., Bella, G.D., Valenza, A., 2011. Glass–Basalt/Epoxy Hybrid Composites for Marine Applications. Material and Design, 32, 2091–2099.
Fiore, V., Scalici, T., Di Bella, G., Valenza, A., 2015. A Review on Basalt Fibre and Its Composites. Composites Part B: Engineering, 74, 74-94.
Fischer, G., Wang, S., Li, V.C., 2003. Design of Engineered Cementitious Composites for Processing and Workability Requirements, In Proceedings of the Seventh
103
International Symposium on Brittle Matrix Composites, October 13-15, Warsaw, Poland, 29-36.
Gerard, B., Reinhardt, H.W., Breysse, D., 1997. Measured Transport in Cracked Concrete. In Posner, H.W. Reinhardt (Ed.), Penetration and Permeability of Concrete (265-331). Rilem Press, Ed., 331p, Great Britain.
Göltaş A.Ş., 2015. Erişim Tarihi: 14.06.2016. http://www.goltas.com.tr
Hearn, N., 1999. Effect of Shrinkage and Load-İnduced Cracking on Water Permeability of Concrete, ACI Materials Journal, 96 (2), 234-241.
Heiman, J.L., Koerstz, P., 1991. Performance of Polymer-Modified Cementitious Mortars in Chloride Contaminated Concrete, Transactions of the Institution of Engineers, 33(3), 169-175.
High, C., Seliem, H.M., El-Safty, A., Rizkalla, S.H., 2015. Use of Basalt Fibers for Concrete Structures. Construction and Building Materials, 96(2015), 37–46.
Hwang, C.L., Liu, J.J., Lee, L.S., Lin, F.Y., 1996. Densified Mixture Design Algorithm and Early Properties of High Performance Concrete, Chinese Institute of Civil and Hydraulic Engineering, 8 (2), 217-229.
Jacobsen, S., Marchand, J., Gerard, B., 1998. Concrete Cracks I: Durability and Self-Healing-a Review. In Proceedings of the 2nd International Conference on Concrete under Severe Conditions, Environment and Loading, 21–24 June, Tromso, Norway, 217–231.
Jamshaid, H., Mishra, R., 2015. A Green Material from Rock: Basalt Fiber–a Review. The Journal of The Textile Institute, 1-15.
Jamshaid, H., 2017. Basalt Fiber and its Applications. Journal of Textile Engineering and Fashion Technology, 1 (6), 1-3.
Jiang, C., Fan, K., Wu, F., Chen, D., 2014. Experimental Study on the Mechanical Properties and Microstructure of Chopped Basalt Fibre Reinforced Concrete, Materials and Design, 58, 187–193.
Johannesson, B., Sigfusson, TI., Franzson, H., Erlendsson, Ö., Hardarson, B.S., Thorhallsson, ER., 2016. GREENBAS : Sustainable Fibres from Basalt Mining. NordMin workshop, 20 October, Helsinki, Finland, 13-20.
104
JSCE, 2007. Recommendations for Design and Construction of High Performance Fiber Reinforced Cement Composite with Multiple Fine Cracks (Draft), Japan Society of Civil Engineers, Japanese.
Kabay, N., 2014. Abrasion Resistance and Fracture Energy of Concretes with Basalt Fiber, Construction and Building Materials, 50, 95-101.
Kamal, A., Kunieda, M., Ueda, N., Nakamura, H., 2007. Assessment of Crack Elongation Performance in RC Beam Repaired by UHP-SHCC, Proceedings of 9th International Summer Symposium, September 2007, Japan, 5-8
Kanda, T., Li, V. C., 1999. A New Micromechanics Design Theory for Pseudo Strain Hardening Cementitious Composite, Journal of Engineering Mechanics, ASCE, 125 (4), 373-381.
Kanda, T., Kanakubo, T., Nagai, S., Maruta, M., 2006. Technical Consideration in Producing TÇEK Pre-Cast Structural Elements in Proceedings, High-Performance Fiber-Reinforced Cementitious Composites (HPFRCC) in Structural Applications, 229–242.
Keskin S. B., Sahmaran, M., Yaman İ. Ö., Lachemi, M., 2014. Correlation Between the Viscoelastic Properties and Cracking Potential of Engineered Cementitious Composites, Construction and Building Materials, 71, 375–383.
Kim, J., Kim, D. J., Park, S. H., Zi, G., 2015. Investigating the Flexural Resistance of Fiber Reinforced Cementitious Composites under Biaxial Condition. Composite Structures, 122, 198–208.
Kogan, F.M. and Nikitina, O.V., 1992. Solubility of Chrysotile Asbestos and Basalt Fibers in Relation to Their Fibrogenic and Carcinogenic Action, Workshop on Biopersistence of Respirable Synthetic Fibers and Minerals Held, Kasım 1994, Lyon, France, 205-206.
Kong, H.J., Bike, S., Li, V.C., 2003. Development of a Self-Compacting Engineered Cementitious Composite Employing Electrosteric Dispersion/Stabilization. Journal of Cement and Concrete Composites, 25(3), 301–309.
Kunieda M., Rokugo K., Recent Progress of SHCC in Japan – Required Performance and Applications. Journal of Advanced Concrete Technologies, 4(1), 2006, 19-33.
Landucci, G., Rossi, F., Nicolella, C., Zanelli, S., 2009. Design and Testing of Innovative Materials for Passive Fire Protection. Fire Safety Journal, 44, 1103-1109.
105
Lepech, D.M., Li, V.C., Robertson, R.E., Keoleian, G.A., 2008. Design of Green Engineered Cementitious Composites for Improved Sustainability, ACI Materials Journal, 105, 567-575.
Li, V. C., Mishra, D. K. and Wu, H. C.,1995. Matrix Design for Pseudo Strainhardening
Fiber Reinforced Cementitious Composites. Materials and Structures, 28,
586-595.
Li, G.Y., Wang, P.M., Zhao, X., 2007. Pressure-Sensitive Properties and Microstructure of Carbon Nanotube Reinforced Cement Composites. Concrete Composites, 29, 377-382.
Li, J., Zhang, Y.X., 2012. Evaluation of Constitutive Models of Hybrid-Fibre Engineered Cementitious Composites under Dynamic Loadings. Construction and Building Materials, 30, 149–160.
Li, M., Li, V. C., 2007. Durability of HES-TÇEK Repair under Mechanical and Environmental Loading Conditions, High Performance Fiber Reinforced Cement Composites, 399-408.
Li, M., Li, V., 2009. Influence of Material Ductility on Performance of Concrete Repair, ACI Material Journal, 106, 419-428.
Li, V.C., Leung, C.K.Y., 1992. Theory of Steady State and Multiple Cracking of Random Discontinuous Fiber Reinforced Brittle Matrix Composites. ASCE Journal of Engineering Mechanics, 118 (11), 2246-2264.
Li, V.C., 1993. From Micromechanics to Structural Engineering – The Design of Cementitious Composites for Civil Engineering Applications. Journal of Structural Mechanics and Earthquake Engineering, 10 (2), 37-48.
Li, V. C., Maalej, M., 1996. Toughening in Cement Based Composites. Part I: Cement, Mortar, and Concrete. Cement and Concrete Composites, 18 (4), 223-237.
Li, V.C., 1997. TÇEK - Tailored Composites through Micromechanical Modeling. In Posner, Banthia, N., Bentur, A. (Ed.), Fiber Reinforced Concrete: Present and the Future Present and the Future (64-97). CSCE Press, 97p, Montreal.
Li, V. C., 1998. Engineered Cementitious Composites – Tailored Composites Through Micromechanical Modelling. In Posner, Banthia, N., Bentur, A., Mufti, A. (Ed.), Fiber Reinforced Concrete: Present and the Future (64-97), CSCE Press, 97p, Montreal, Canada.
106
Li, V. C., Wang, S., Wu, C., 2001. Tensile Strain-Hardening Behaviour of PVA-TÇEK. ACI Materials Journal, 98(6), 483-492.
Li, V.C., Wu C., Wang, S., Ogawa, A., Saito, T., 2002. Interface Tailoring for Strain-
Hardening Polyvinyl Alcohol-Engineered Cementitious Composite (PVA-TÇEK). ACI Material Journal, 99 (5), 463-472.
Li, V. C., Wang, S., 2002. Flexural Behavior of GFRP Reinforced Engineered Cementitious Composites Beams. ACI Materials Journal, 99 (1), 11-21.
Li, V. C., Wu, C., Wang, S., 2002. Interface Tailoring for Strain-Hardening Polyvinyl Alcohol-Engineered Cementitious Composites (PVA-TÇEK). ACI Material Journal, 99 (5), 463-72.
Li, V.C., 2002. Advances in TÇEK Research. Concrete: Materials Science to Application. ACI Special Publication, 206 (23), 373-400.
Li, V. C., 2003. Durable Overlay Systems with Engineered Cementitious Composites (TÇEK). International Journal for Restoration of Buildings and Monuments, 9 (2), 1-20.
Li, V.C., Lepech, M., Wang, S., Weimann, M., Keoleian, G., 2004. Development of Green TÇEK For Sustainable İnfrastructure Systems. In Proceedings of the International Workshop on Sustainable Development and Concrete Technology, 20-21 Mayıs, Beijing, China, 181-192.
Li, V.C., Stang, H., 2004. Elevating FRC Material Ductility to İnfrastructure Durability. 6th RILEM Symposium on Fiber-Reinforced Concretes (FRC), 20-22 September, Varenna, Italy, 171-186.
Li, V.C., Horikoshi, T., Ogawa, A., Torigoe, S., Saito, T., 2004. Micromechanics-Based Durability Study of Polyvinyl Alcohol-Engineered Cementitious Composite (PVA-TÇEK). ACI Material Journal, 101(3), 242-248.
Li, V.C., Yang, E.H., 2007. Self-Healing in Concrete Materials. Zwaag, V.D. (Ed.) In Self-Healing Materials: An Alternative Approach to 20 Centuries of Materials Science (161–193). Springer Publications, 193p, New York.
Lim, Y.M., Li, V.C., 1997. Durable Repair of Aged Infrastructures Using Trapping Mechanism of Engineered Cementitious Composites. Cement and Concrete Composites, 19(4), 171-185.
Maa, H., Qian, S., Zhang, Z., 2014. Effect of Self-Healing on Water Permeability and Mechanical Property of Medium-Early-Strength Engineered Cementitious Composites, Construction and Building Materials, 68, 92-101.
107
Maa, H., Qian, S., Zhang, Z., Lin, Z., Li, V. C., 2015. Tailoring Engineered Cementitious Composites with Local İngredients. Construction and Building Materials, 101 (1), 584-595.
Maalej, M., Quek, S.T., Ahmed, S.F.U., Zhang, J., Lin, V.W.J., Leong, K.S., 2015. Review of Potential Structural Applications of Hybrid Fiber Engineered Cementitious Composites. Construction and Building Materials, 36, 216–227.
Manzur, T., Yazdani, N., Emon, A. B., 2014. Effect of Carbon Nanotube Size on Compressive Strengths of Nanotube Reinforced Cementitious Composites. Journal of Materials, 2014, 1-8.
Marshall, D.B., Cox, B.N. 1988. A J-integral Method for Calculating Steady-State Matrix Cracking Stresses in Composites. Mechanics of Materials, 8, 127–133.
Mather, B., Warner, J., 2003. Why Do Concrete Repairs Fail. ErişimTarihi: 22.09.2016. http://aec.engr.wisc.edu/resources/rsrc07.html.
Mechtcherine, V., Schulze, J., 2006. Effect of the Test Set-Up and Curing Conditions on Fracture Behavior of Strain Hardening Cement-based Composites (SHCC). In Posner, Konsta-Gdoutos, M.S. (Ed.), Measuring, Monitoring and Modeling Concrete Properties (33-40). Springer Press, 761p, Netherlands.
Mehta, P.K., 1986. Concrete: Structure, Properties, and Materials. Englewood Cliffs, 541, New Jersey.
Mehta, P.K. 1994. Concrete Technology at the Crossroads-Problems and Opportunities. American Concrete Institute,144, 1-30.
Metaxa, Z. S., Seo J.W.T., Konsta-Gdoutos, M. S., Hersam, M. C., Shah, P.S., 2012. Highly Concentrated Carbon Nanotube Admixture for Nano-fiber Reinforced Cementitious Materials. Cement and Concrete Composites, 34, 612–617.
Mihashi, H., De Leite J.P.B. 2004. State-of-the-Art Report on Control of Cracking in Early Age Concrete. Advanced Concrete Technology, 2 (2), 141-154.
Milikty, J., Kovacic, V., Rubnerova, V., 2002. Influence of Thermal Treatment on Tensile Failure of Basalt Fibers. Engineering Fracture Mechanics, 69, 1025-1033.
Militky, J., Kovacic, V., Bajzik, V., 2007. Mechanical Properties of Basalt Filaments. Fibres and Textiles in Eastern Europe, 15 (5-6), 64-65.
108
Mindess, S., Young, J.F. 2003. Concrete. Prentice Hall, 644p, New Jersey. Mohseni, E., Khotbehsara, M. M., Naseri, F., Monazami, M., Sarker, P., 2016.
Polypropylene Fiber Reinforced Cement Mortars Containing Rice Husk Ash and Nano-Alumina. Construction and Building Materials, 111, 429-439.
Mora, J., Aguado, A., Gettu, R. 2003. The İnfluence of Shrinkage Reducing Admixtures on Plastic Shrinkage. Materiales de Construccion, 53 (271-272), 71-80.
Morgan, D.R. 1996. Compatibility of Concrete Repair Materials and Systems. Construction and Building Materials, 10(1), 57-67.
Morozov, N.N., Bakunov, V.S., Morozov, E.N., Aslanova, L.G., Granovskii, P.A., Prokshin, V.V., Zemlyanitsyn, A.A., 2001. Material Based on Basalts from the European North of Russia. Glass and Ceramics, 58, 100–104.
Novitskii, A.G., Sudakov, V.V., 2004. An Unwoven Basalt-Fibre Material for the Encasing of Fibrous Insulation: An Alternative to Glass Cloth. Refractories and Industrial Ceramics, 45 (4), 234 - 241.
Oh B.H., Cha S.W., Jang B.S., Jang S.Y., 2002. Development of High-Performance Concrete Having High Resistance to Chloride Penetration. Elsevier Science SA, Nuclear Engineering and Design (Switzerland), 212(1-3), 221-231.
Pakravan, H. R., Jamshidi, M., Latifi, M., 2010. Performance of Fibers Embedded in a Cementitious Matrix. Journal of Applied Polymer Science, 116, 1247–1253.
Pan, Z., Wub, C., Liu, J., Wangb, W., Liu, J., 2015. Study on Mechanical Properties of Cost-Effective Polyvinyl Alcohol Engineered Cementitious Composites (PVA-TÇEK), Construction and Building Materials, 78, 397-404.
Papanicolaou, C., Triantafillou, T., Lekka, M., 2011. Externally Bonded Grids as Strengthening and Seismicretrofitting Materials of Masonry Panels. Construction and Building Materials, 25, 504-14.
Park, J.M., Shin, W.G., Yoon, D.J., 1999. A Study of Interfacial Aspects of Epoxy-Based Composites Reinforced with Dual Basalt and Sicfibres by Means of the Fragmentation and Acoustic Emission Techniques. Composite Science and Technolology, 59, 355–370.
Pereira, E. B., Fischer, G., Barros, J. A.O., 2012. Effect of Hybrid Fiber Reinforcement on the Cracking Process in Fiber Reinforced Cementitious Composites. Cement and Concrete Composites, 34, 1114-1123.
109
Qian, S, Li, V.C., 2007. Simplified Inverse Method for Determining the Tensile Properties of Strain Hardening Cementitious Composites (SHCC). Journal of Advanced Concrete Technology, 6(2), 353-363.
Quattrociocchi G., Albé, M., Tirilló, J., Sarasini, F., Valente, M., Santarelli, M.L., 2015. Basalt fibres as a Sustainable Reinforcement for Cement Based Mortars: Preliminary Study, WIT Transactions on Engineering Sciences, 90, 109-120.
Ramm, W., Biscoping, M., 1998. Autogenous Healing and Reinforcement Corrosion of Water-Penetrated Separation Cracks in Reinforced Concrete. Nuclear Engineering and Design, 179, 191-200.
Said, H.S., Abdul Razak, H., 2015. The Effect of Synthetic Polyethylene Fiber on the Strain Hardening Behavior of Engineered Cementitious Composite (TÇEK). Materials and Design, 86, 447-457.
Sakulich, A.R., Li, V.C., 2011. Nanoscale Characterization of Engineered Cementitious Composites (TÇEK). Cement and Concrete Research, 41, 169-175.
Sbia, L.A., Peyvandi A., Soroushian, P., Lu, J., Balachandra, A.M., 2014. Enhancement of Ultra High Performance Concrete Material Properties with Carbon Nanofiber. Advances in Civil Engineering, 1-10.
Scheffler, C., Förstera, T., Mädera, E., Heinricha, G., Hempelb, S., Mechtcherineb, V., 2009. Aging of Alkali-Resistant Glass and Basalt Fibers in Alkaline Solutions: Evaluation of The Failure Stress by Weibull Distribution Function. Journal of Non-Crystalline Solids, 355 (52-54), 2588-2595.
Shafiq, N., Ayub, T. b, Khan, S. U., 2016. Investigating the Performance of PVA and Basalt Fibre Reinforced Beams Subjected to Flexural Action. Composite Structures 153, 30–41
Shoukry, H., Kotkata, M.F., Abo-el-Enein, S.A., Morsy, M.S., 2013. Flexural Strength and Physical Properties of fiber Reinforced Nano Metakaolin Cementitious Surface Compound. Construction and Building Materials, 43, 453–460.
Shwan, H.S., Hashim, A.R., Othman, I., 2015. Flexural Behavior of Engineered Cementitious Composite (TÇEK) Slabs with Polyvinyl Alcohol Fibers. Construction and Building Materials, 75, 176-188.
Siad, H., Alyousif, A., Kasap, Keskin, Ö., Keskin, S. B., Lachemi, M., Sahmaran, M., Hossain, K.M.A., 2015. Influence of Limestone Powder on Mechanical, Physical and Self-Healing Behavior of Engineered Cementitious Composites. Construction and Building Materials, 99, 1–10.
110
Sim, J., Park, C., Moon, D.Y., 2005. Characteristics of Basalt Fiber as A Strengthening Material for Concrete Structures. Composites Part B, 36, 504-12.
Singha, K. A., 2012. Short Review on Basalt Fiber. International Journal of Textile Science, 1 (4), 19-28.
Soe, K. T., Zhang, Y.X., Zhang, L.C., 2013. Impact Resistance of Hybrid-Fiber Engineered Cementitious Composite Panels. Composite Structures, 104, 320-330.
Soe, K. T., Zhang, Y.X., Zhang, L.C., 2013. Material Properties of a New Hybrid Fibre-Reinforced Engineered Cementitious Composite. Construction and Building Materials, 43, 399-407.
Spinteks Tekstil İnşaat San. Ve Tic. A.Ş., 2016. Erişim tarihi: 01.06.2016. http://www.spinteks.com.tr
Şahmaran, M., Yaman, İ.Ö., Tokyay, M., 2007. Development of High Volume Low-Lime and High-Lime Fly-Ash-Incorporated Self Consolidating Concrete, Concrete Researches, 59, 97-106.
Şahmaran, M., Erdem, T.K., Yaman, İ.Ö., 2012. Sürdürülebilir Kalkınma İçin Mikromekanik Olarak Tasarlanmış Şekil Değiştirme Sertleşmesi Gösteren Yüksek Performanslı Lif Donatılı Çimento Esaslı Kompozitler. TÜBİTAK Proje No: 108M495, 253s.
Takashima, H., Miyagai, Hashida, K., T., V. C. Li., 2003. A Design Approach for the Mechanical Properties of Polypropylene Discontinuous Fiber Reinforced Cementitious Composites by Extrusion Molding, Engineering Fracture Mechanics, 70 (7-8), 853–870.
Tian, H., Zhang, Y.X., Yeb, L., Yang, C., 2015. Mechanical Behaviours of Green Hybrid Fibre-Reinforced Cementitious Composites. Construction and Building Materials, 95, 152–163.
Tian, H., Zhang, Y.X., 2017. Ageing Effect on Tensile and Shrinkage Behaviour of New Green Hybrid Fibre-Reinforced Cementitious Composites. Cement and Concrete Composites, 75, 38-50.
Timakul, P., Rattanaprasit, W., Aungkavattana, P., 2016. Improving Compressive Strength of Fly Ash-Based Geopolymer Composites by Basalt Fibers Addition. Ceramics International, 42 (5), 6288-6295.
111
Toutanji, H., Xua, B., Gilbert, J., Lavin, T., 2010. Properties of Poly (Vinyl Alcohol) Fiber Reinforced High-Performance Organic Aggregate Cementitious Material: Converting Brittle to Plastic. Construction and Building Materials, 24, 1-10.
TS EN 197-1, 2012. Çimento- Bölüm 1: Genel Çimentolar- Bileşim, Özellikler Ve Uygunluk Kriterleri. TSE, Ankara.
TS EN 450-1, 2013. Uçucu Kül - Betonda Kullanılan - Bölüm 1: Tarif, Özellikler ve Uygunluk Kriterleri, TSE, Ankara
Vaysburd, A., Emmons, P.H., 2004. Corrosion İnhibitors and Other Protective Systems in Concrete Repair: Concepts or Misconcepts. Cement and Concrete Composites, 26(3), 255-263.
Wang, S., Li, V.C., 2003. Materials Design of Lightweight PVA-TÇEK. In Posner, Naaman, A.E., Reinhardt, H.W. (Ed.), High-Performance Fiber-Reinforced Cement Composites (HPFRCC 4) (379-390). RILEM Publications, 546p, Paris.
Wang, S., Li, V.C., 2004. Tailoring of Pre-Existing Flaws in TÇEK Matrix for Saturated Strain Hardening. Fracture mechanics of concrete structures: proceedings of the fifth International Conference on Fracture Mechanics of Concrete and Concrete Structures, 12-16 April, Vail, Colorado, USA, 1005–1012.
Wang, S., Li, V.C., 2005. Polyvinyl Alcohol Fibre Reinforced Engineered Cementitious Composites: Material Design and Performances, International Workshop on HPFRCC in Structural Applications, May 23–26. Honolulu, Hawaii, USA, 65-73.
Wang, S., Li, V.C., 2006. High Early Strength Engineered Cementitious Composites. ACI Material Journal, 103(2), 97-105.
Wang, S., Li, V.C., 2006. Polyvinyl Alcohol Fiber-Reinforced Engineered Cementitious Composites: Material Design and Performances. In Posner, Fischer, G., Li, V.C. (Ed.), High-Performance Fiber-Reinforced Cementitious Composites (HPFRCC) in Structural Applications (65-73). RILEM Publications, 73p, Paris.
Wang S., Li V.C., 2007. Engineered Cementitious Composites with High-Volume Fly Ash. ACI Materials Journal, 104(3), 233-241.
Wei, B., Cao, H., Song, S., 2010. Environmental Resistance and Mechanical Performance of Basalt and Glass Fibers. Material Science and Engineering Part A, 527, 4708-4715.
112
Wei, B., Cao, H., Song, S., 2011.Degradation of Basalt Fibre and Glass Fibre/Epoxy Resin Composites in Seawater. Corrosion Science, 53(1), 426-431.
Wei, B., Song, S., Cao, H., 2011. Surface Modification and Characterization of Basalt Fibers with Hybrid Sizings. Composites Part A, 42(1), 22-29.
Weiss, W.J., Shah, S.P. 2002. Restrained Shrinkage Cracking: The Role of Shrinkage Reducing Admixtures and Specimen Geometry. Materials and Structures, 35 (246), 85-91.
Wittmann, F.H. 2002. Crack Formation and Fracture Energy of Normal and High Strength Concrete. Sadhana, 27(4), 413-423.
Lepech, M.D., Li, V.C., 2008. Large Scale Processing of Engineered Cementitious Composites. ACI Materials Journal, 105, 358-366.
Yang, Y., Lepech, M., Li, V.C., 2005. Self-Healing of Engineered Cementitious Composites under Cyclic Wetting and Drying. International Workshop on the Durability of Reinforced Concrete Under Combined Mechanical and Climatic Loads (CMCL), 27–28 October, Qingdao, China, 231-242.
Yang, E. H., Wang, S., Yang, Y., Li, V. C. 2008. Fiber-Bridging Constitutive Law of Engineered Cementitious Composites. Journal of Advanced Concrete Technology, 6(1), 181-193.
Yang, E. H., Li, V. C. 2010. Strain-Hardening Fiber Cement Optimization and Component Tailoring by Means of a Micromechanical Model. Construction and Building Materials, 24(2), 130-139.
Yıldırım, G., Keskin, Ö. K., Keskin, S. B., Şahmaran, M., Lachemi, M., 2015. A Review of Intrinsic Self-Healing Capability of Engineered Cementitious Composites: Recovery of Transport and Mechanical Properties. Construction and Building Materials, 101(1), 10-21.
Yıldırım, G., 2016. Sürdürülebilir Altyapılar İçin Yeni Nesil Akıllı Çimento Bağlayıcılı Kompozit Malzemelerin Geliştirilmesi. Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 172 s, Ankara.
Yousefieh, N., Joshaghani, A., Hajibandeh, E., Shekarchi, M., 2017. Influence of Fibers on Drying Shrinkage in Restrained Concrete. Construction and Building Materials, 148, 833-845.
113
Yu, J., Lin, J., Zhang, Z., Li, V. C., 2015. Mechanical Performance of ECC with High-Volume Fly Ash After Sub-Elevated Temperatures. Construction and Building Materials, 99, 82-89.
Zhang, M.N., 1995. Microstructure, Crack Propagation and Mechanical Properties of Cement Pastes Containing High Volumes of Fly Ashes. Cement and Concrete Research, 25(6), 1165-1178.
Zhishen,W., Gang, W., Xin, W., Xianqi, H., Jianbiao, J., 2009. New progress in R & D of Basalt Fibres and BFRP in İnfrastructure Engineering. Industrial Construction, 39(1), 1-14.
Zhou, J., Qian, S., Beltran, M.G.M., Ye, G., Van Breugel, K., Li, V.C., 2010. Development of Engineered Cementitious Composites with Limestone Powder and Blast Furnace Slag. Materials and Structures, 43(6), 803-814.
Zhu, Yu., Zhang, Z., Yang, Y., Yao, Y., 2014. Measurement and Correlation of Ductility and Compressive Strength for Engineered Cementitious Composites (TÇEK) Produced by Binary and Ternary Systems of Binder Materials: Fly Ash, Slag, Silica Fume and Cement. Construction and Building Materials, 68, 192-198.
114
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Şükrü ÖZKAN Doğum Yeri ve Yılı : Dinar, 1980 Medeni Hali : Evli Yabancı Dili : İngilizce E-posta : [email protected] Eğitim Durumu
Lise : Senirkent Teknik Lisesi, İnşaat Bölümü, 1999 Lisans : SDÜ, Teknik Eğitim Fakültesi, Yapı Öğretmenliği Yüksek Lisans : SDÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yapı Eğitimi Anabilim Dalı Mesleki Deneyim Düzce Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi 2009-2013 SDÜ Teknik Bilimler MYO. 2013-...... (halen) Yayınları
Sancak, E., Özkan, Ş., 2014. An Investigation on Mechanical Parameters of Basalt
Fibre Reinforced Cementitious Composites. 1st International Conference on Sustainable Composite Technologies, 3-5 November, Isparta, Turkey.
Sancak, E., Özkan Ş., 2015. Sodium Sulphate Effect on Cement Produced with
Building Stone Waste. Journal of Materials, 1-12. Çoban, Ö., Sancak, E., Özkan, Ş., 2015. Meslek Yüksek Okullarında İşyeri Eğitimine
Dayalı Kentsel Dönüşüm Teknikerliği Bölümlerinin Kurulması ve Önemi. Teknik Bilimler Dergisi, 5(2), 37-43.
Sancak, E., Özkan, Ş., 2014. Atık Mermer Tozu İkameli Çimentoların Bazı
Özelliklerine Sodyum Sülfat Çözeltisinin Etkisi. SDÜ Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi, 6(2), 36-49.
Özkan, Ş. ve Sancak, E., 2012. Investigation of Performances in Sodium Sulphate
Environments of Waste Marbel Powders As A Cement Additive. International Construction Congress, 11-12 October, Isparta, Turkey, 61-71.
Özkan, Ş., 2012. An Investıgatıon on Fıbers Used Concrete Productıon. International
Construction Congress, 11-12 Oct. 2012, Isparta, Turkey, 71-72
Taranmış Fotoğraf
(3.5cm x 3cm)
115
Sancak, E., Özkan, Ş., 2011. An Investigation on Production of Blended Cement with Natural Building Stone Waste Resistant to Sulphate Effects. International Balkans Conference on Challenges of Civil Engineering, BCCCE. 19-21 May, EPOKA University, Tirana, ALBANIA.