Upload
vophuc
View
264
Download
10
Embed Size (px)
Citation preview
ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
DOKTORA TEZİ
GİRİŞİMSEL ANJİYOGRAFİDE OPTİMUM DOZ ÖLÇÜM YÖNTEMLERİNİN GÖRÜNTÜ KALİTESİNE BAĞLI OLARAK GELİŞTİRİLMESİ
Turan OLĞAR
FİZİK MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ANKARA 2004
Her hakkı saklıdır
Prof. Dr. Doğan BOR danışmanlığında, Turan OLĞAR tarafından hazırlanan bu çalışma 21.10.2004 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı’nda Doktora tezi olarak kabul edilmiştir. Başkan : Prof. Dr. Özgen BİRGÜL Prof. Dr. Çelik TARIMCI Prof. Dr. Serdar AKYAR Prof. Dr. Doğan BOR Doç. Dr. Mehmet KABAK Yukarıdaki sonucu onaylarım Prof. Dr. Metin OLGUN Enstitü Müdürü
ÖZET
Doktora Tezi
GİRİŞİMSEL ANJİYOGRAFİDE OPTİMUM DOZ ÖLÇÜM YÖNTEMLERİNİN
GÖRÜNTÜ KALİTESİNE BAĞLI OLARAK GELİŞTİRİLMESİ
Turan OLĞAR
Ankara Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı
Danışman Prof. Dr. Doğan BOR
Bu tez çalışmasındaki aşamalar üç kısımda incelenebilir. İlk kısım vasküler anjiyografik incelemeler için etkin doz ve cilt dozunun her bir projeksiyon için ölçülmesi amacıyla alternatif yöntemlerin araştırılmasıdır. Bu bağlamda doz-alan çarpımı ve cilt üzerindeki doz, iyon odası ve TLD ile ölçülmüştür. İncelemenin her bir projeksiyonu için bu ölçümlere etki eden tüm faktörler saptanmış ve hem floroskopik hem de radyografik ışınlamalar için dozların ölçüm ve değerlendirilmesinde kullanılacak protokoller belirlenmiştir. İkinci aşama ise bazı girişimsel anjiyografi incelemeleri için geliştirilen bu protokollerin kardiyak anjiyografi incelemelerinde kullanılacak şekilde geliştirilmesidir. Bu aşamada yeni bir teknolojik ürün olan radyokromik filmler diğer ölçümlere dahil edilmişlerdir. Radyokromik dozimetrelerin diğer tekniklere göre radyasyonun stokastik ve deterministik etkilerinin saptanmasında en optimum yöntem olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın son aşamasın ise, kalp incelemelerinde kullanılan sistemlerin görüntü kalitesinin görsel ve matematiksel yöntemlerle ölçülmesidir. Dijital sistemlerin performans ölçümleri için uygulanan yeni yöntemler, anjiyografik sistemlerin görüntü kalitesinin nümerik olarak değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Bu bağlamda MTF, NPS ve DQE ölçülmüş ve ölçüm sonuçlarının görsel ölçümler ve hasta dozları ile ilişkisi araştırılmıştır. 2004, 103 sayfa ANAHTAR KELİMELER: Anjiyografi sistemi, Hasta Dozu, Doz-Alan Çarpımı, Cilt Dozu, Etkin Doz, Görüntü Kalitesi, Modülasyon Transfer Fonksiyonu, Gürültü Dağılım Spektrumu, Dedeksiyon Kuantum Etkinliği.
i
ABSTRACT
Ph. D. Thesis
DEVELOPMENT OF OPTIMUM DOSE MEASUREMENT TECHNIQUES RELATED TO IMAGE QUALITY IN INTERVENTIONAL ANGIOGRAPHY
Turan OLĞAR
Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences
Department of Engineering Physics
Supervisor: Prof. Dr. Doğan BOR
The steps of this thesis can be evaluated in three phases. First part involves the investigation of the optimum measurement methods of the effective and skin doses for vascular angiographic examinations. For this purpose, dose-area product and skin doses were measured by ion chamber and TLD. For each projection of the examination all the factors effecting the dose results were determined and specific protocols for the measurement and evaluation of patient doses both for fluoroscopic and radiographic exposures were determined. Application of these protocols in to the interventional cardiac procedures involved in the second phase of this study. Radiochromic films which is the latest product of new technology, were used for patient skin dose assessments in these procedures. These dosimeters are proven to be more reliable than the other measurement techniques when the deterministic and stochastic effects of radiation is concerned. The final step of this study is the visual and numeric measurement of image quality for the systems used in cardiac investigations. The new techniques which are originally established for the performance measurements of digital systems have been used for the numeric evaluation of image quality of angiographic systems. For this purpose MTF, NPS and DQE were determined and relation of these results with visual measurements and patient doses was investigated. 2004, 103 pages Key Words: Angiography system, Patient Dose, Dose-Area Product, Skin Dose, Effective Dose, Image Quality, Modulation Transfer Function, Noise Power Spectrum, Detective Quantum Efficiency.
ii
TEŞEKKÜR
Bu çalışmada, bana her konuda yardım eden ve destek olan danışmanım Sayın Prof. Dr.
Doğan BOR’a teşekkürlerimi sunarım. Yararlı bir tartışma ortamı sağlayan Tez İzleme
Komitesi üyeleri Sayın Prof. Dr. Çelik Tarımcı’ya, Sayın Prof. Dr. Serdar Akyar’a ve
çalışma arkadaşlarım Arş. Gör. Türkay Toklu’ya, Doktora öğrencisi Yelda Elçim’e,
Yüksek Lisans öğrenimini tamamlayan Arzu Adanalı’ya, Yüksek Lisans öğrencileri
Ayça Çağlan, Elif Önal ve Gökçe Berkmen’e teşekkür ederim.
Bu uzun çalışmada her zaman benim yanımda olan ve desteklerini esirgemiyen ailem ve
nişanlım Handan Arkın’a, tüm arkadaşlarıma ve İbni Sina hastanesi Radyoloji bölümü
çalışanlarına teşekkür ederim.
Turan OLĞAR
Ankara, Ekim 2004
iii
İÇİNDEKİLER
ÖZET…………………………………………………………………………………..…i
ABSTRACT……………………………………………………………………….…….ii
TEŞEKKÜR…………………………………………………………………………….iii
SİMGELER DİZİNİ………………………………………………………………....…vii
ŞEKİLLER DİZİNİ…………………………………………………………………....viii
ÇİZELGELER DİZİNİ…………………………………………………………………..x
1. GİRİŞ…………………………………………………..……………………1
2. KURAMSAL TEMELLER……………………………………………......4
2.1. Floroskopi Sistemi……………………………………………………….....4
2.1.1. X-ışın jeneratörü ve tüpü………………………………………………...5
2.1.2. Görüntüleme sistemi…………………………………………………...….5
2.1.2.1. Görüntü güçlendirici……………………………………………..……...5
2.1.2.2. Optik sistem ve TV kameralar.................................................................6
2.2. Otomatik Parlaklık Kontrolü..........................................................................6
2.3. Floroskopik Sistemlerde Görüntülerin Elde Edilmesi....................................7
2.3.1. Floroskopik görüntüleme…………...……………………………………..7
2.3.2. Radyografik görüntüleme……………………..……………….………….7
2.4. Görüntü Kalitesi Parametreleri…………………………..………………….9
2.4.1. Bulanıklık………………………………...………………………………..9
2.4.2. Gürültü…………………………………………………...………………..9
2.4.3. Kontrast……………………………………………...…………………….9
2.4.4. Ayırma gücü………………………………………..………………...….10
2.4.4.1. Yüksek kontrast ayırma gücü…………………………………..……...10
2.4.4.2. Alçak kontrast ayırma gücü………………………..…………………..10
2.4.5. Görüntü bozuklukları………………………….…………………..……..10
2.5. Görüntü Kalitesi Testleri…………………………………..………………11
2.5.1. Görüntü kalitesinin görsel olarak değerlendirilmesi…………..…...….....11
2.5.1.1. Yüksek kontrast ayırma gücü testi………………………...…………...11
2.5.1.2. Alçak kontrast ayırma gücü testi...........................................................13
2.5.1.3. Kontrast ayrıntı testi……………………………………...………….....15
iv
2.5.2. Görüntü kalitesinin matematiksel olarak değerlendirilmesi…...…..……17
2.5.2.1. Modülasyon transfer fonksiyonu…..…………………………..………18
2.5.2.2. Gürültü dağılım spektrumu…………..…………..……………………21
2.5.2.3. Dedeksiyon kuantum etkinliği……..…………………………..….…...24
2.6. Hasta Dozunun Belirlenmesinin Önemi………………..…………………25
2.7. Etkin Doz………………………………………………………..……… ..26
2.7.1. Monte-Carlo yöntemi………………….……………….………….…….28
2.8. Hasta Dozu Ölçüm Yöntemleri……………………………………...……..29
2.8.1. Noktasal Ölçümler………………………………………..……………...29
2.8.1.1. Giriş dozu (Entrance Dose, ED) ölçüm yöntemi…………...…….……30
2.8.1.2. Termolüminesans dozimetre (TLD) ölçüm yöntemi………....…….....30
2.8.2. Alan ölçümleri ………………….…………………………………..…...31
2.8.2.1. DAP (Doz-Alan Çarpımı) ölçüm yöntemi……..…………………...….31
2.8.2.2. X-Işını film dozimetrileri…………..……...…………………………...33
3. MATERYAL ve YÖNTEM……………………………………..….……...35
3.1. Araştırmada Kullanılan Anjiyografi Sistemleri ve Test Cihazları …….....35
3.2. Anjiyografik İncelemelerin Sınıflandırılması ………...…………………..37
3.2.1. Vasküler incelemelerin sınıflandırılması……….…..……………………37
3.2.1.1. Çoklu projeksiyonlar…………………...……………………………...38
3.2.1.2. Tekli projeksiyonlar………………………………...………………….38
3.2.2. Kardiyak incelemelerin sınıflandırılması…….……………...…………...40
3.3. Hasta Dozu Ölçümünden Önce Yapılan Kalibrasyonlar…………………..42
3.3.1. Yatak azalım faktörünün (YAF) ölçülmesi……………...……..………..42
3.3.2. DAP ve ED kalibrasyonu………….……………………………………..43
3.3.3. TLD kalibrasyonu……………….……………………………………….44
3.4. Hasta Dozu Ölçüm Parametreleri ve Geometrisi…………………………..45
3.5. Hasta Çalışmalarının Değerlendirilmesi…………………………………...51
3.6. Etkin Dozun Değerlendirilmesi…………………………………………....54
3.7. Görüntü Kalitesinin Test Fantomları ile Görsel Olarak Ölçülmesi…….54
3.7.1. Yüksek kontrast ayırma gücü ölçümü……...………………………….54
v
3.7.2. Alçak kontrast ayırma gücü ölçümü……………....…………………..54
3.7.3. Kontrast-ayrıntı ölçümü……..………………………………………..55
3.8. Görüntü Kalitesinin Sayısal Olarak Ölçülmesi…………………………55
3.8.1. Modülasyon transfer fonksiyonunun ölçülmesi………………...………..55
3.8.2. Gürültü dağılım spektrumunun elde edilmesi……………………...…….59
4. ARAŞTIRMA BULGULARI…………………………………………...….60
4.1. Vasküler İncelemeler İçin Hasta Dozu Ölçüm Sonuçları………………….60
4.2. Kardiyak İncelemeler için Hasta Dozu Ölçüm Sonuçları……………...…..65
4.3. Görüntü Kalitesinin Görsel Olarak Ölçüm Sonuçları……………………...71
4.4. Görüntü Kalitesinin Matematiksel Olarak Ölçüm Sonuçları………………72
5. TARTIŞMA VE SONUÇ…………………………………………………..80
KAYNAKLAR……………….…………………………………….…………………..95
ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………...…………………..…..103
vi
SİMGELER DİZİNİ
ED Hava Giriş Dozu
ESD Cilt Giriş Dozu
DAP Doz Alan Çarpımı
TLD Termolüminesans Dozimetre
GSF Geri Saçılım Faktörü
MTF Modülasyon Transfer Fonksiyonu
FT Fourier Dönüşümü
lsf Çizgi Dağılım Fonksiyonu
esf Kenar Dağılım fonksiyonu
psf Nokta Dağılım Fonksiyonu
NPS Gürültü Dağılım Spektrumu
σ Varyans
Nx x- yönündeki piksel sayısı
Ny y- yönündeki piksel sayısı
I boyutlu piksel matrisi nxm
x∆ x- yönündeki piksel boyutu
x′∆ İnce örneklenmiş kenar dağılım fonksiyonunun x -yönündeki piksel
boyutu
y∆ y- yönündeki piksel boyutu
DQE Dedeksiyon Kuantum Etkinliği
NEQ Gürültü Eşdeğer Kuantası
f Uzaysal frekans
q Birim alan ve ışınlama başına dedektöre gelen foton sayısı
YAF Yatak Azalım Faktörü
Φ Foton Akısı
( ( ) /Eµ ρ) Enerjiye bağlı kütle azalım katsayısı
X Işınlama Değeri
vii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 2.1. Floroskopi sisteminin genel görünüşü………...……………….…………...…4
Şekil.2.2. Görüntü güçlendiricinin yapısı………………...……………………………..6
Şekil 2.3. Anjiyografide sayısal çıkarma tekniği………………...………………………8
Şekil 2.4. Yüksek kontrast ayırma gücü test geometrisi…………………..………….12
Şekil 2.5. a) Yüksek kontrast ayırma gücü test fantomu görüntüsü. b) Fantom
üzerindeki desenlere ait uzaysal ayırma gücü değerleri ………………..….12
Şekil 2.6. Alçak kontrast ayırma gücü test geometrisi…………………..……………..13
Şekil 2.7. a) Alçak kontrast ayırma gücü test fantomu görüntüsü b) Fantom
yapısındaki disklerin yer ve numaraları ………………...……………...….14
Şekil 2.8. Kontrast-ayrıntı test geometrisi…………………………………………..….15
Şekil 2.9. a) Kontrast - ayrıntı test fantomu görüntüsü b) Fantomdaki
objelerin sırası……………………………………………………………….15
Şekil 2.10. Örnek [–log(K)] – [–log(Ç)] grafiği………………………...……………...16
Şekil 2.11. Birim uzunlukta farklı sayıda çizgi çifti içeren bir test fantomundan
elde edilen modülasyon transfer fonksiyonu………...……………………18
Şekil 2.12. Tungsten bir levhanın görüntüsü………………………………...………...21
Şekil 2.13. Gürültü dağılım spektrumunun belirlenmesinde kullanılan ve standart
spektrum kullanılarak alınan görüntü……….……………………..…...….24
Şekil 2.14. İnsan vücudunun matematiksel benzeşimi……………...………………….28
Şekil 2.15. Hasta dozu ölçümünde kullanılan parametreler………..………………..…29
Şekil 2.16. Diamentor M4-KDK sistemi a) Elektrometre ve b) Iyon odası…...….…31
Şekil 2.17. DAP ölçümleri…………………...…….……………..……………………32
Şekil 2.18. Doz-optik yoğunluk kalibrasyon eğrisi……………………..……...……...34
Şekil. 2.19. a) Radiokromik b) Yavaş radyoterapi filmi………………………..…….34
Şekil 3. 1. a) Kardiyolojik incelemeler için seçilen projeksiyonlar b) Hasta vücuduna
enine ve boyuna düzlemdeki projeksiyon açıları……...………………...…41
Şekil 3.2. Yatak azalım faktörü ölçümü geometrisi……………………………………42
Şekil 3.3. DAP ve ED kalibrasyonu için ölçüm geometrisi…………………………....43
Şekil 3.4. Hasta dozu ölçüm düzeneği…………………………………………………45
viii
Şekil 3.5. Radyografik ışınlamalar için DAP-ED grafiği…………………….………..52
Şekil 3.6. Floroskopik ışınlamalar için DAP-ED grafiği…………………………..…..52
Şekil 3.7. Modülasyon transfer fonksiyonu ölçüm geometrisi………………………...56
Şekil 3.8. İnce örneklenmiş kenar dağılım fonksiyonunun oluşturulması……………..57
Şekil 3.9. a) Smoothing spline b) Erf fit fonksiyonları uygulanarak elde edilen
kenar ve çizgi dağılım fonksiyonları…………………………………...…..58
Şekil 4.1. S2 ve S3 sistemleri için en büyük görüntü güçlendirici modlarında
elde edilen kontrast – ayrıntı grafiği.. ……...…………………………...….72
Şekil. 4.2. S2 sistemi için 22 cm görüntü güçlendirici çapında ölçülen MTF………….74
Şekil. 4.3. S2 sistemi için 16 cm görüntü güçlendirici çapında ölçülen MTF………….74
Şekil. 4.4. S3 sistemi için 23 cm görüntü güçlendirici çapında ölçülen MTF………….75
Şekil. 4.5. S3 sistemi için 17 cm görüntü güçlendirici çapında ölçülen MTF………….75
Şekil 4.6. S2 sistemi için 22 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.49 /Gy frµ
dozunda (Doz C modu) ölçülen NPS…………………………......……..…76
Şekil 4.7. S2 sistemi için 16 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.85 /Gy frµ
dozunda (Doz C modu) ölçülen NPS…….………………………..……….76
Şekil 4.8. S3 sistemi için 23 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.37 /Gy frµ
dozunda ölçülen NPS……………………………...………………………..77
Şekil 4.9. S2 sistemi için 22 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.49 /Gy frµ
dozunda (Doz C modu) ölçülen DQE………………………...……….……77
Şekil 4.10. S2 sistemi için 16 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.85 /Gy frµ
dozunda (Doz C modu) ölçülen DQE………………………………………78
Şekil 4.11. S3 sistemi için 23 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.37 /Gy frµ
dozunda ölçülen DQE………………………………………………………78
Şekil 4.12. S2 sisteminin doz-piksel değeri karakteristik eğrisi………………………..79
Şekil 4.13. S3 sisteminin doz-piksel değeri karakteristik eğrisi……………………….79
ix
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 2.1. Yüksek kontrast ayırma gücü için tavsiye edilen sınırlar …………..…...12
Çizelge 2.2. Kardiyak amaçlı sitemlerde, yüksek kontrast ayırma gücü için tavsiye
edilen sınırlar …………………………………………………………….13
Çizelge 2.3. Alçak kontrast ayırma gücü test objesi kontrast tablosu……...……....…..14
Çizelge 2.4. Alçak kontrast ayırma gücü testi kabul sınırları…………………………..14
Çizelge 2.5. Kontrast-ayrıntı test objesine ait çap ve ayrıntı numarası tablosu ………..16
Çizelge 2.6. Dedeksiyon kuantum etkinliğinin belirlenmesinde kullanılması
önerilen demet kaliteleri…………………………………………..……....17
Çizelge 2.7. Organ ağırlık faktörleri ................................................……………...……27
Çizelge 3.1. Hasta Formu………………………………………………………………47
Çizelge 3.2. Floroskopik ışınlamalar için hasta formu…………………………………48
Çizelge 3.3. Radyografik ışınlamalar için hasta formu………………………………..48
Çizelge 4.1. Vasküler incelemeler için, inceleme başına hasta sayısı, DAP değerleri,
floroskopik ve radyografik görüntü için % DAP değerleri………….…….61
Çizelge 4.2. İncelemelere göre ortalama kVp, floroskopi süresi ve yüzdesi,
radyografik görüntü sayısı……………..………………….………………62
Çizelge 4.3. Cilt giriş Dozunun (ESD), Diamentor sistemi iyon odası ile hava
giriş dozundan ve TLD’ den bulunan değerleri…………..……………….63
Çizelge 4.4. Her bir vasküler inceleme için, DAP, ESD ve TLD’den bulunan
etkin doz değerleri………...……………………………………………….64
Çizelge 4.5. Her bir kardiyolojik inceleme için hasta sayısı…………………………...66
Çizelge 4.6. S2 sisteminde CA incelemesi için DAP ölçüm sonuçları……………….66
Çizelge 4.7. S3 sisteminde CA incelemesi için DAP ölçüm sonuçları………………..67
Çizelge 4.8. S2 sisteminde PTCA incelemesi için DAP ölçüm sonuçları……………..67
Çizelge. 4.9. S3 sisteminde PTCA incelemesi için DAP ölçüm sonuçları…………….68
Çizelge 4.10. S2 sisteminde her bir inceleme için farklı iki yöntem ile
( TLD ve Diamentor sistemi iyon odası) ölçülen cilt giriş dozları….....…..68
Çizelge 4.11. S3 sisteminde her bir inceleme için TLD ile ölçülen cilt
giriş dozları …………………………………....………………………….69
x
Çizelge 4.12. Her bir inceleme için ölçülen kVp, floroskopi süresi ve
toplam radyografik görüntü sayısı……………......………………………..69
Çizelge 4.13. Her bir inceleme için farklı yöntemler ile ölçülen maksimum
cilt giriş dozları……........…………………………..……………...……….70
Çizelge 4.14. Her bir inceleme ile ölçülen maksimum DAP değerleri………….……70
Çizelge 4.15. S2 ve S3 sistemleri için yüksek kontrast ayırma gücü…………………..71
Çizelge 4.16. S2 ve S3 sistemleri için alçak kontrast ayırma gücü…………………….71
Çizelge 5.1. Bu çalışmada bulunan DAP ve floroskopi sürelerinin literatür
verileri ile karşılaştırılması……....…………………………...………….84
Çizelge 5.2. Bu çalışmada bulunan etkin doz sonuçlarının literatür
verileri ile karşılaştırılması …...…………………………………...……….85
Çizelge 5.3. CA ve PTCA incelemeleri için ölçülen DAP, floroskopi süreleri ve
toplam radyografi sayılarının literatürdeki değerler ile karşılaştırılması......87
Çizelge 5.4. Bu çalışmada ölçülen cilt giriş dozlarının (ESD,mGy) literatürdeki
değerler ile karşılaştırılması………..…………….…………………………88
Çizelge 5.5. DAP’tan etkin doza dönüşüm katsayılarının (E/DAP) literatürdeki
değerler ile karşılaştırılması…………………………………………...…..88
Çizelge 5.6. DIMOND projesi çerçevesinde CA ve PTCA için bulunan
referans doz seviyeleri…………………………………………………….89
xi
1. GİRİŞ
Günümüzde toplum en fazla medikal nedenlerle radyasyona maruz kalmaktadır.
Medikal ışınlamalar içerisinde en büyük katkı ise (% 85’in üzerinde) radyolojik
uygulamalardan gelmektedir. Son zamanlarda girişimsel radyolojik incelemeler birçok
cerrahi müdahalenin yerini almış ve artan bir oranda kullanılmaya başlanmıştır. Ancak
sürekli x-ışını altında gerçekleştirilen bu incelemelerde hastalar önemli miktarda
ışınlanmakta ve bazı incelemelerde radyasyonun stokastik etkileri yanında
deterministik etkileri de söz konusu olmaktadır. İşlemi gerçekleştiren hekimlerin de
radyasyon dozları hasta dozuna paralel olarak artmakta ve yıllık doz seviyelerinin
aşılmaması için yapılacak inceleme sayısına sınırlamalar getirilmektedir.
Girişimsel incelemelerde hasta dozlarının artmasına neden olan birçok faktör vardır.
Klinik incelemelerin karmaşıklığı ve incelemeyi gerçekleştiren hekimin tecrübesi en
önemli nedenlerden bir tanesidir. Floroskopik ışınlamaların uzun olması, çok sayıda
radyografik görüntü alınması, ışınlama ile ilgili teknik parametrelerin (Tüpe uygulanan
kVp, mA, görüntü güçlendirici büyütme faktörü gibi) ve ışınlama geometrisinin (demet
kolimasyonu, tüp-hasta mesafesi vb.) gerektiği gibi ayarlanamaması diğer önemli
parametrelerdir. Uluslararası kuruluşlar basit radyografik incelemeler için referans
hasta doz değerlerini saptamışlardır. Çok basit bir doz ölçümü ile radyologlar kendi
radyografik incelemelerini kontrol etme şansına sahiptirler. Ancak anjiyografik
incelemelerde tek bir ölçüme dayanan referans seviyelerin saptanması mümkün değildir.
Işınlama geometrisinin sürekli değişimi ile primer demetin hastaya giriş noktası da
değişmektedir ve otomatik parlaklık kontrolüne bağlı olarak ışınlama parametreleri
yani sistemin doz çıkışı sürekli artıp azalmaktadır. Tüm bu değişimler anjiyografik
incelemelerde hasta doz ölçümlerinin yapılmasını ve dolayısıyla referans doz
seviyelerinin çıkarılmasını son derece güç hale getirmektedir. Genelde floroskopi süresi
ve radyografik görüntü sayısı karşılaştırmalarda kullanılan teknik parametrelerdir. Hasta
girişindeki doz alan çarpımı ve cilt üzerindeki noktasal ölçümler en çok kullanılan
yöntemlerdir. Etkin doz değerleri bu ölçüm sonuçlarından saptanmaktadır. Anjiyografik
incelemelerde dikkate alınması gereken bir diğer önemli husus görüntü kalitesinin de
optimum seviyede elde edilmesidir. Sistemin doz çıkışındaki artış görüntü kalitesini
1
arttırdığı için genelde radyologlar yüksek doz tekniklerini kullanmaktadırlar. Ancak
birçok incelemede ve incelemenin farklı fazlarında hasta dozunu birkaç kat arttıran bu
tekniklerin amacına uygun kullanılmadığı ve teşhis olarak bir katkı sağlamadığı
bilinmektedir. Hasta doz ölçümlerinin yapıldığı bir sistemde doz çıkışlarının ve görüntü
kalitesinin de ölçülmesi “doz optimizasyonu” bakımından gereklidir. Görüntü kalitesini
tanımlayan birden fazla parametre vardır (yüksek kontrast ayırma gücü, düşük kontrast
ayırma gücü ve kontrast-ayrıntı ölçümü gibi) ve bu amaç için tasarlanmış fantomlar ile
ölçümler görsel olarak yapılabilir. Bu testlerin yapılması son derece basit olup kısa
sürede her bir kullanıcı tarafından gerçekleştirilebilir ancak sonuçlar gözlemciye
bağlıdır. Görüntü kalitesinin nümerik olarak saptandığı matematiksel teknikler ise
sistemin performasına yönelik olarak nümerik değerler verirler. Ancak ölçümleri son
derece karmaşıktır. Modülasyon Transfer Fonksiyonu (MTF) ve Gürültü Dağılım
Spektrumu (NPS) sistemin ayırma gücü ve gürültü spektrumunu frekans uzayında
verirler. Dedeksiyon Kuantum Etkinliği (DQE) ise sistemin hem foton kullanma
yeteneğini hem de görüntü kalitesini birlikte göstermektedir. Ancak tüm bu
parametreler dijital sistemlerin performans ölçümlerinde kullanılmaktadır.
Bu tezin amacı, anjiyografik incelemelerde alternatif teknikler kullanarak hasta
dozlarının ölçümü ve sistemlerin görüntü kalitesinin belirlenmesidir. İlgili literatür
incelendiği zaman anjiyografik incelemelerde hasta doz ölçümü için optimum bir
tekniğin belirlenmediği ve ölçümlerin tüm projeksiyonlar için toplam olarak yapıldığı
görülür. Bu çalışmanın ilk aşamasında, farklı ölçüm tekniklerinin eşzamanlı kullanıldığı
bir protokolün anjiyografik incelemeler için saptanması yer almaktadır. Bu bağlamda
toplam 158 hastada ve 7 farklı anjiyografik incelemede hastaların Doz Alan Çarpımları
(DAP) ve iki farklı teknikle cilt dozları (TLD ve iyon odası ile) her bir projeksiyon için
ölçülmüştür. Kalp incelemeleri doz ölçümü bakımından en karmaşık anjiyografik
uygulamalardır. Çalışmanın ikinci kısmında genel anjiyografi için belirlenen ölçüm
yöntemleri ve protokolleri kardiyak incelemelerine uygulanmıştır. Ancak projeksiyon
sayısının çok fazla olması ve yüksek dozda ışınlamalar nedeni ile üçüncü bir cilt dozu
ölçüm tekniği bu ölçümlere ilave edilmiştir. Son senelerde radyografik film
görünümünde olan radyokromik dozimetreler yeni bir teknik olarak ortaya çıkmıştır.
Bu dozimetrelerin geniş doz aralıkları ve pratik olmaları nedeni ile ileride rutin
2
kullanıma girmeleri beklenmektedir. Ancak diğer ölçümler ile olan ilişkisi ve
dozimetrik doğrulukları henüz bilinmemektedir. Toplam 33 hastanın kardiyak
incelemelerinde doz-alan çarpımından başka üç farklı cilt dozu ölçüm tekniği eş
zamanlı olarak kullanılmıştır.
Tüm hasta çalışmaları dikkate alındığında radyokromik film dozimetrelerin cilt dozu
ölçümünde en doğru yöntem olduğu saptanmıştır. Bu dozimetrelerin doz alan çarpımı
ölçümünde kullanım potansiyelleri de vardır. Böylelikle hastalarda tek bir ölçüm tekniği
kullanılarak radyasyonun hem deterministik, hem de etkin dozun doz-alan çarpımından
bulunarak stokastik etkilerin belirlenmesi mümkün olabilmektedir. Görüntü kalitesinin
saptanmasında kullanılan görsel testler sistem performansı ile ilgili olarak sınırlı bilgi
vermektedir. Elde edilen sonuçlar ile hasta dozunun optimizasyonu kolay değildir.
Modülasyon Transfer Fonksiyonu ve Gürültü Dağılım Spektrumu için dijital sistemlere
uygun olarak önerilen ölçüm yöntemleri hasta incelemelerinde kullanılan analog
dedektörlü sistemlere uygulanmıştır. Elde edilen sonuçların hasta dozu ile direkt
ilişkisinin kurulması kolay değildir. Ancak görüntü kalitesinin ve sistem doz çıkışının
bir arada değerlendirilmesi hasta dozları ile ilgili bir ön bilginin elde edilmesi yönünden
önem taşımaktadır.
3
2. KURAMSAL TEMELLER
2.1. Floroskopi Sistemi
Floroskopi uygulamalarında konvansiyonel radyolojide olduğu gibi sadece statik
görüntü değil, sürekli x-ışını altında dinamik görüntüler elde edilir. Bir floroskopi
sistemi; x-ışını tüpü, görüntü güçlendirici, optik sistem ve televizyon kamerasından (ya
da CCD (Charge Couple Devices) kamera) oluşmaktadır. X-ışını tüpünden çıkan x-
ışınları hastadan geçtikten sonra görüntü güçlendiricinin çıkış fosforunda ışık fotonu
görüntüsü oluşturmaktadır. Bu görüntü bir TV yada CCD kameranın yardımı ile
monitörden izlenebilmekte ya da film üzerine statik görüntü olarak kayıt
edilebilmektedir (Bor 2001). TV kameranın çıkışındaki video sinyali logaritmik olarak
işlendikten sonra, analog görüntülerin bilgisayar tarafından kabul edilebilmesi için
zaman içinde devamlı olan sinyallerin sayısal hale getirilmesi gerekmektedir. Bu işlem
Analog-Sayısal Dönüştürücüde (ADC-Analog-Digital Converter) gerçekleştirilir.
Böylece sayısal hale getirilen görüntüler bilgisayarda işlenmek üzere depolanır. Şekil
2.1.’de floroskopi sisteminin belirli kısımları görülmektedir.
Monitör
Şekil 2.1. Floroskopi sisteminin genel görünüşü
X-ışını tüpü Hasta
Görüntü Güçlendirici Optik
Bölücü
TV Kamera
Analog/Dijital Dönüştürücü
Logaritmik Yükselteç
Bilgisayar
Jeneratör
4
Görüntü kalitesini doğrudan etkileyen ADC’lerin stabil ve hızlı olması yanında, uygun
sayıda gri seviyenin iyi bir ayırma gücü ile gösterilebilmesi için de, yeteri kadar bit
içermesi gerekmektedir. Günümüzde 8-bit ve 12-bit derinliğinde ADC’ler
kullanılmaktadır. 8-bit içeren ADC’ler video sinyalini 256 farklı şiddette gri skalaya
bölerken 12-bit ADC’ ler 4096 farklı şiddette gri skalaya bölmektedir. ADC’nin bit
sayısı arttıkça ayırma gücü (gri skalanın genişliği) artar fakat her pikseldeki gürültü
artacaktır. Görüntü kalitesini etkileyen diğer bir parametre de görüntünün kaça kaçlık
bir piksel matrisinde gösterileceğidir. Günümüzde 8-bit,12-bit ve 16-bit derinliginde
256x256, 512x512 ve 1024x1024’lük görüntüleme kapasitesine sahip işlemciler vardır.
Artan piksel sayısı ile görüntü boyutu da arttığından depolama problemi ortaya
çıkmaktadır.
2.1.1. X-ışın jeneratörü ve tüpü
Floroskopik incelemelerde kullanılan x-ışın tüp ve jeneratörleri, konvansiyonel
uygulamalarda kullanılanlardan çok daha yüksek x-ışın verimi sağlarlar ve ısı
kapasiteleri daha fazladır. Jeneratörler, çoklu puls yada yüksek frekans jeneratörleridir.
X-ışın tüp potansiyelleri genelde 50 kVp’den başlayarak 125 kVp’ye kadar çıkmaktadır.
Anot boyutları büyük olup, yüksek ısı iletkenliği ve dönme hızına sahiptirler (10000
rpm civarında). Büyük ve küçük odak nokta boyutları genelde, sırasıyla 0.6 mm ve 1.2
mm’dir.
2.1.2. Görüntüleme sistemi
2.1.2.1. Görüntü güçlendirici
İçerisi vakum yapılmış olan bir cam tüp içerisinde giriş fosforu, elektron optiği ve çıkış
fosforu bulunmaktadır. Hastadan geçtikten sonra görüntü güçlendiriciye giren x-ışınları
giriş fosforunda ışık fotonlarına dönüşür, bu ışık fotonları ise fotokatota çarparak
elektron salınmasına neden olurlar. Elektronlar anota uygulanan yüksek gerilimle çıkış
fosforuna doğru hızlandırılırlar ve bu arada elektron lens sistemi ile bu fosfor üzerindeki
5
ince bir noktaya odaklanırlar. Çıkış fosforuna çarpan elektronlar burada ışık
görüntüsünü oluştururlar. Şekil 2.2.’de görüntü güçlendiricinin yapısı gösterilmektedir.
Şekil.2.2. Görüntü güçlendiricinin yapısı
2.1.2.2. Optik sistem ve TV kameralar
Görüntü güçlendiricinin (GG) çıkış fosforundaki görüntü, optik bir sistem yardımıyla
birden fazla görüntüleme sistemine yönlendirilebilir. Günümüzde görüntüleme sistemi
olarak artık en fazla TV ve CCD kameralar kullanılmaktadır. Televizyon kameraları
optik sistem yardımıyla görüntü güçlendiricinin çıkış fosforundaki ışık görüntüsünü
algılayarak seri elektrik sinyallerine (video) çevirir ve monitörden izlenmesini sağlarlar.
2.2. Otomatik Parlaklık Kontrolü
Görüntü güçlendiricinin parlaklığı x-ışınlarının hastada soğurulmasına bağlı olarak
değişmektedir. Eğer bir düzeltme yapılmazsa ekranın parlaklığı hastanın kalınlığına
bağlı olarak artıp azalacaktır.
Hastadaki kalınlık farkının parlaklığı değiştirmemesi için uygulanan bir teknik, görüntü
güçlendiricinin çıkış fosforuna yöneltilmiş olan ve ışınlamayı ölçen bir dedektörün
yerleştirilmesidir. Okunan değer, optimum parlaklığın ayarlanabilmesi için daha
önceden belirlenen referans seviyelerle karşılaştırılır ve tüpün ışınlama parametreleri,
6
genelde önce mA, mA’in sınıra gelmesi durumunda kVp de değişiklik yapılarak
ayarlanır. Bir diğer yöntem ise TV kameranın video sinyalinin kazancının
değiştirilmesidir. Puls tipi ışınlama yapan sistemlerde kazanç kontrolü için puls
genişliği de değiştirilebilmektedir.
2.3. Floroskopik Sistemlerde Görüntülerin Elde Edilmesi
Floroskopi sistemlerinde floroskopik ve radyografik olmak üzere iki tip görüntüleme
tekniği vardır. Radyografik görüntülemede ise, belirli bir süre boyunca belli aralıklarla
statik görüntüler alınır. Radyografik görüntüleme esnasında alınan görüntüler, sayısal
çıkarma (Digital Subtraction Angiography, DSA) yapılarak veya yapılmadan (Digital
Acqusition, DA) elde edilebilir.
2.3.1. Floroskopik görüntüleme
Floroskopik görüntülemede, hastaya sürekli x-ışını verilerek görüntü monitörden
dinamik olarak gözlenir. Dinamik görüntüler sürekli ışınlama veya puls tipi ışınlama
yöntemiyle iki farklı şekilde elde edilmektedir. Puls tipi ışınlamada sürekli ışınlamadan
farklı olarak, x-ışınları pulslar halinde elde edilir. Floroskopik incelemenin bir
uygulaması olan anjiyografide ince bir tel çubuk (kateter) hastanın damarı içerisinde x-
ışın görüntüsü yardımıyla hareket ettirilir ve damarsal yapıların görüntülenmesini
sağlayacak yüksek yoğunluktaki bir kontrast madde (baryum yada iyot gibi), bu kateter
yardımıyla damara enjekte edilir. Sonuçta kontrast maddenin yani damarsal yapının
dinamik görüntüsü sürekli x-ışını altında elde edilmiş olur.
2.3.2. Radyografik görüntüleme
Radyografik görüntülemede ise, belirli bir süre boyunca belli aralıklarla statik
görüntüler alınır. Radyografik görüntüleme esnasında alınan görüntüler, sayısal çıkarma
(Digital Subtraction Angiography, DSA) yapılarak veya yapılmadan (Digital
Acqusition, DA) elde edilebilir. Bilgisayarlar analog görüntüleri sayısal hale getirerek
hafızalarında saklarlar. Böylelikle matematiksel bir desen haline gelen görüntülerde her
7
türlü matematiksel işlem yapılabilmektedir. Kemik ve dokuya ait yapılar kontrast
madde içeren damarsal yapıyı çevreliyerek detaylı görüntülenmesini engellerler ve bu
nedenle damarsal yapının yüksek kontrasttaki görüntüsü çevredeki bu görüntülerin
çıkarılması ile mümkün olur. Bilgisayar görüntüde istenmeyen kısımları ortadan
kaldırabilir, başka bir ifade ile kemik ve dokuya ait bilgiler kontrast madde içeren
bilgilerden çıkarılabilir. Bu işleme anjiyografide sayısal çıkarma yöntemi denir. Bu
teknikte damara kateder yardımıyla kontrast madde verilmeden önce statik bir maske
görüntüsü alınır. Bu görüntü sadece kemik ve yumuşak doku bilgilerini içermektedir.
Daha sonra kontrast madde hastaya verilerek çok kısa zaman aralıklarında peş peşe
statik görüntüler alınır. Bu görüntüler ise kemik, yumuşak doku ve damarsal yapılar ile
ilgili bilgi taşımaktadır. Kontrast madde içeren görüntülerin her biri maske
görüntüsünden çıkarılacak olursa, kemik ve yumuşak dokuya ait bilgiler birbirini
götüreceğinden sadece damarsal yapı görüntüsü elde edilir. Bu tekniğin en önemli
üstünlüğü damarların detaylı görüntüsünü engelleyen kemik ve yumuşak doku gibi
yapıların ortadan kaldırılmış olmasıdır. Eğer çıkarma sadece lineer olarak
gerçekleştirilirse maske görüntüsünün etkisi çıkarılmış görüntüye yansımaktadır. Lineer
yerine, logaritmik çıkarma yapılarak bu etki ortadan kaldırılmaktadır (Şekil 2.3.).
Maske Görüntüsü
Çıkarılmış Görüntü
Kontrast Madde İçeren Görüntü
Şekil 2.3. Anjiyografide sayısal çıkarma tekniği
8
2.4. Görüntü Kalitesi Parametreleri
Görüntü güçlendiriciden elde edilen görüntünün kalitesinin belirlenebilmesi için
görüntünün istatistiksel kalitesi, kontrastı, ayırma gücü ve görüntü bozukluklarının
incelenmesi gerekmektedir.
2.4.1. Bulanıklık
GG giriş ve çıkış ekranlarında ışığın dağılması görüntü bulanıklığının en önemli
kaynağıdır. Genelde çıkış ekranındaki bulanıklık, girişe göre daha azdır. Bir çok GG’de
görüntünün küçültülmesi bulanıklık miktarını artırmaktadır. Bu nedenle giriş ekranının
boyutu ile bulanıklık artış gösterir. Genelde bulanıklık, ekranın merkezinde en az,
kenarlarında ise daha fazladır.
2.4.2. Gürültü
Görüntü güçlendirici giriş fosforunda soğurulan x-ışın foton sayısı sistemin verdiği
görüntünün istatistiksel kalitesini belirler. Gürültü, özellikle küçük sinyal farklılıklarının
algılanmasında sorun yaratır. Gürültünün iki kaynağı vardır. İlki, görüntü
güçlendiricinin giriş fosforunda soğurulan x-ışın foton sayısına bağlı olan kuantum
gürültüsüdür. Diğeri ise sistem elektroniğinin verdiği elektronik gürültüdür. Kuantum
gürültüsü en fazla giriş fosforundadır ve ancak ışınlama miktarının arttırılmasıyla bu
istatistiksel dalgalanmaların miktarı azaltılabilir.
2.4.3. Kontrast
Görüntü güçlendiricilerde kontrast genel olarak iki nedenle azalmış olabilir. Bunlardan
ilki GG giriş fosforunu geçerek çıkış fosforunda soğrulan x-ışınlarıdır. Bu fotonlar çıkış
fosforundaki parlaklığı, görüntüye bir katkısı olmadığı halde artırılar. İkincisi ise GG
çıkış fosforundan geriye kaçan ışık fotonlarının fotokatot tarafından yakalanması ve
ilave elektronların salınmasıdır. Görüntü güçlendiricilerde bu nedenlerden dolayı
kontrast % 5-15 azalmaktadır.
9
2.4.4. Ayırma gücü
Görüntü güçlendiricinin ayırma gücü (birbirine çok yakın objelerin ayrı ayrı
görüntülenebilmeleri) girişteki fosforunun inceliği ve yapısı ile ilgili olduğu kadar
elektron optiğinden de etkilenir. Fosforun kalınlığının az olması sistemin ayırma gücünü
arttırır ancak x-ışınlarının soğurulma etkinliğini azaltır. Ayırma gücünün ifade
edilmesindeki bir terim milimetredeki çizgi çifti sayısı olmakla beraber en iyi yöntem
çizgisel dağılım fonksiyonunun ölçülmesi ve buradan matematiksel işlemler ile
Modülasyon Transfer Fonksiyonunun (MTF) belirlenmesidir.
2.4.4.1. Yüksek kontrast ayırma gücü
Yüksek kontrast ayırma gücü, odak nokta boyutu, GG ve video kameranın özelliklerine
bağlıdır. GG’nin ayırma gücü ise giriş, çıkış fosforları ve elektron optiğinin
özelliklerine bağlıdır. Video kameranın ayırma gücü tarama çizgilerinin sayısına ve
televizyon sisteminin bant genişliğine bağlıdır.
2.4.4.2. Alçak kontrast ayırma gücü
Alçak kontrast ayırma gücünü etkileyen en önemli parametre saçılan radyasyondur.
Obje kontrastının sistem gürültü sınırına yaklaşması ile alçak kontrast yapıya sahip
objelerin görüntüde ayırt edilebilmeleri zorlaşır.
2.4.5. Görüntü bozuklukları
Görüntü güçlendiricilerde, elektronların güçlendiricinin tüm genişliği boyunca homojen
olarak odaklanmaları mümkün olmamakta, ekranın merkezinde kenara göre daha iyi
odaklanma sağlanmaktadır. Sonuç olarak eşit büyütme olmaması nedeniyle ekranın
kenarlarında görüntü bozuklukları ortaya çıkmaktadır. Odaklanmanın merkezde daha iyi
olması ayırma gücünün de kenarlara göre daha iyi olmasına neden olmaktadır.
10
2.5. Görüntü Kalitesi Testleri
2.5.1. Görüntü kalitesinin görsel olarak değerlendirilmesi
Görüntünün kalitesinin görsel olarak ölçülmesi için çeşitli test fantomları
geliştirilmiştir. Görüntü kalitesinin test fantomları ile ölçülmesi basit olmakla beraber,
nümerik olarak ölçülen görüntü kalitesine göre daha az doğrulukla ölçülebilmektedir.
Çünkü test fantomları ile alınan görüntü, gözlemsel olarak monitörden
değerlendirilmektedir ve kişiden kişiye farklı sonuçlar bulunabilmektedir. Görüntü
kalitesinin görsel olarak ölçülmesinde genellikle, çizgi çifti içeren test fantomu ile
kontrast ayrıntı fantomları kullanılmaktadır.
2.5.1.1. Yüksek kontrast ayırma gücü testi
Testin amacı, sistemin yüksek obje kontrastına sahip objeleri ayırt edilebilme gücünün
belirlenmesidir.
Test objesi (Hüttner yüksek kontrast test objesi), 100 µm kalınlığına sahip kurşun plaka
üzerinde, uzaysal frekansları 0.5 çç/mm’den 5.0 çç/mm’ye kadar değişen, her biri 4½
çç’ne sahip 21 ‘kare-dalga’ deseninden oluşmaktadır. Obje, hiçbir filtre olmadan düşük
kVp’de (40 - 60 kVp) kullanıldığında % 100’e en yakın kontrastı verecek şekilde
tasarlanmıştır (Leeds Test Objects 2000).
Floroskopik x-ışın sisteminin ayırma gücü, her bir bileşenin ayırma gücüne dayanır. Bu
bileşenler; görüntü güçlendirici, video kamera ve bağlantı optiği, kamera kontrol ünitesi
ve monitördür. Bu bileşenlerin herhangi birinde hata veya yanlış ayar, tüm performansta
önemli bir etkiye sahip olabilir. Şekil 2.4.’te yüksek kontrast ayırma gücü test
geometrisi ve Şekil 2.5.’te de ölçümde kullanılan test fantomunun görüntüsü
verilmiştir.
11
60 cm
100c
m
Test Fantomu
Görüntü Güçlendirici
X-ışını tüpü
Şekil 2.4. Yüksek kontrast ayırma gücü test geometrisi
a) b) Şekil 2.5. a) Yüksek kontrast ayırma gücü test fantomu görüntüsü b) Fantom üzerindeki desenlere ait uzaysal ayırma gücü değerleri
Sonuçlar, görüntülerin GG ve monitörden elde edilmesine bağlı olarak Çizelge 2.1.
ve Çizelge 2.2.’deki kabul değerlerine göre irdelenebilir.
Çizelge 2.1. Yüksek kontrast ayırma gücü için tavsiye edilen sınırlar (Anonymous
1994)
SINIR DEĞER TABLOSU GG çapı (cm) Ayırma Gücü (çç/mm)
36 0.9-1.0 30 1.12 23 1.2 15 1.6
12
Çizelge 2.2. Kardiyak amaçlı sitemlerde, yüksek kontrast ayırma gücü için tavsiye edilen sınırlar (Anonymous 2001)
SINIR DEĞER TABLOSU Işınlama Modu Floroskopik Cine
GG çapı (cm) Ayırma Gücü (çç/mm) Ayırma Gücü (çç/mm) 23 1.8-2.0 2.2-2.8 18 2.2-2.5 3.1-3.4 11 2.8-3.1 4.0-4.6
2.5.1.2. Alçak kontrast ayırma gücü testi
Testin amacı, sistem ayırma gücü sınırının üzerinde büyük boyuttaki ancak düşük
kontrasttaki objeleri ayırma gücünün belirlenmesidir.
Test objesi, sistemin kontrast hassasiyetini veren değerin ölçülmesinde kullanılır. Test
objesi 11.1 mm çaplı, kontrastları 0.123 ile 0.22 arasında değişen disklerden oluşmuştur
(Leeds Test Objects 2000). Şekil 2.6.’da alçak kontrast ayırma gücü test geometrisi
ve Şekil 2.7.’de de ölçümde kullanılan test fantomunun görüntüsü verilmiştir.
60 cm
1 mmCu Plaka
100 cm
Test Fantomu
Görüntü Güçlendirici
X-ışını tüpü
Şekil 2.6. Alçak kontrast ayırma gücü test geometrisi
13
a) b) Şekil 2.7. a) Alçak kontrast ayırma gücü test fantomu görüntüsü b) Fantom yapısındaki disklerin yer ve numaraları Çizelge 2.3. Alçak kontrast ayırma gücü test objesi kontrast tablosu (Leeds Test Objects 2000)
Disk Numarası Kontrast (%) Disk
Numarası Kontrast (%)
1 14,8 11 2,49 2 12,8 12 2,15 3 10,9 13 1,72 4 8,76 14 1,55 5 7,49 15 1,30 6 6,74 16 1,10 7 5,25 17 0,86 8 4,50 18 0,66 9 3,71 19 0,42 10 3,22
0.3 – 1.0 /Gy snµ hava kerma değerlerinde % 4 kontrast sağlanmalıdır. 261 ’
de iyi bir sistem % 3’den kötü olmamalıdır (11 detay) (Leeds Test Objects 2000).
/nGy sn
Çizelge 2.4. Alçak kontrast ayırma gücü testi kabul sınırları (Anonymous 1994)
SINIR DEĞER TABLOSU GG çapı (cm) Kontrast
36 4,00% 30 3,50% 23 2,70% 15 1,90%
14
2.5.1.3. Kontrast ayrıntı testi
Testin amacı, sistemin bir grup farklı boyut ve obje kontrastındaki yapılara olan
cevabının belirlenmesidir.
Test objesi, sistemin bir grup farklı kontrast ve büyüklükteki yapıları ayırma gücünü test
etmek için tasarlanmıştır. Test objesi, 0.25 mm’den 11.1 mm’e kadar değişen çaplarda,
farklı kalınlığa sahip çeşitli maddelerden yapılmış disklerden oluşmaktadır. Test, belirli
demet kalitesi (70kVp, +1 mmCu) ve belirli ışınlama hızı (261 , 30 /nGy sn /R snµ )
kullanılarak yapılmalıdır (Leeds Test Objects 2000). Şekil 2.8.’de kontrast – ayrıntı
testi ölçüm geometrisi ve Şekil 2.9.’da da ölçümde kullanılan test fantomunun
görüntüsü verilmiştir.
60 cm
1 mmCu Plaka
100 cm
Test Fantomu
Görüntü Güçlendirici
X-ışını tüpü
Şekil 2.8. Kontrast-ayrıntı test geometrisi
K
G
F
E D
A
B
C
a) b) Şekil 2.9. a) Kontrast - ayrıntı test fantomu görüntüsü b) Fantomdaki objelerin sırası
15
Şekil 2.10.’da görüldüğü gibi eğer -log (Kontrast) [-log(K)], -log (Çap)’a [-log(Ç)] karşı
çizdirilirse, bir sistemin performansının tam bir göstergesi olarak bilinen kontrast ayrıntı
diyagramı ortaya çıkar (Leeds Test Objects 2000).
Kontrast-Ayrıntı
0
0,2
0,4
0,6
0,8
1
1,2
1,4
1,6
-1,05 -0,75 -0,45 -0,15 0,15 0,46
-Log(Ç)
-Log(K)
Şekil 2.10. Örnek [–log(K)] – [–log(Ç)] grafiği
[–log(K)] – [–log(Ç)] grafiğinde, kontrast – ayrıntı performansı incelenirken dikkat
edilmesi gereken noktalar şunlardır. –log(Ç) ekseni boyunca, ok yönünde, objenin çapı
küçülmektedir. –log(K) ekseni boyunca, ok yönünde obje kontrastı azalmaktadır.
Çizelge 2.5. Kontrast-ayrıntı test objesine ait çap ve ayrıntı numarası tablosu (Leeds Test Objects 2000)
Ayrıntı Numarası I---Yüksek Kontrast------------------Düşük Kontrast---I
Sıra Çap(mm) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 A 11,1 0,067 0,045 0,032 0,021 0,015 0,011 0,008 0,06 0,04 B 7,9 0,067 0,045 0,032 0,021 0,015 0,011 0,008 0,06 0,04 C 5,6 0,067 0,045 0,032 0,021 0,015 0,011 0,008 0,06 0,04 D 4 0,128 0,087 0,067 0,045 0,032 0,021 0,015 0,011 0,008E 2,8 0,128 0,087 0,067 0,045 0,032 0,021 0,015 0,011 0,008F 2 0,128 0,087 0,067 0,045 0,032 0,021 0,015 0,011 0,008G 1,4 0,238 0,167 0,128 0,087 0,067 0,045 0,032 0,021 0,015H 1 0,238 0,167 0,128 0,087 0,067 0,045 0,032 0,021 0,015J 0,7 0,238 0,167 0,128 0,087 0,067 0,045 0,032 0,021 0,015K 0,5 0,954 0,726 0,573 0,36 0,238 0,167 0,128 0,087 0,067L 0,35 0,954 0,726 0,573 0,36 0,238 0,167 0,128 0,087 0,067M 0,25 0,954 0,726 0,573 0,36 0,238 0,167 0,128 0,087 0,067
16
2.5.2. Görüntü kalitesinin matematiksel olarak değerlendirilmesi
Sayısal görüntülemede görüntü kalitesinin analizi için genelde tüm sistemin görüntü
kalitesini ifade eden dedeksiyon kuantum etkinliği ( )( )DQE f kullanılmaktadır.
Dedeksiyon kuantum etkinliği sistemin ayırma gücünü gösteren modülasyon transfer
fonksiyonu ( )( )MTF f ve görüntüleme sisteminin frekansa bağlı gürültü boyutunu
ifade eden ve literatürde Wiener spektrumu ( )( )W f olarak da anılan gürültü dağılım
spektrumunun ölçülmesi aracılığıyla elde edilebilir. Ölçüm sonuçlarının
farklı sistemlerle alınan ölçümler ile karşılaştırılması amacıyla IEC (International
Electrotechnical Commission), ’nin saptanmasında kullanılmak üzere standart x-
ışını spektrumları önermiştir . Bunlar Çizelge 2.6.’da verilmiştir (IEC 2003).
( )(NPS f )
DQE
Çizelge 2.6. Dedeksiyon kuantum etkinliğinin belirlenmesinde kullanılması önerilen demet kaliteleri
Spektrum Kalitesi
No.
Yaklaşık kVp
değeri
Yarı Değer
Kalınlığı (HVL,
mm Al)
Ek Filtrasyon (mm
Al)
RQA3 50 4,0 10,0
RQA5 70 7,1 21,0
RQA7 90 9,1 30,0
RQA9 120 11,5 40,0
Dedeksiyon kuantum etkinliği genellikle Çizelge 2.6’da verilen farklı demet
kalitelerinde ölçülür. Fakat tek bir demet kalitesinde ölçülecek ise bu spektrumun RQ5
olması önerilmektedir. Bu çalışmada RQ5 ile tanımlanan x-ışını demeti kalitesi
kullanılacaktır. Görüntü kalitesinin matematiksel olarak belirlenmesinden önce,
sistemlerden elde edilen dedektör sinyalinin dedektör girişine gelen ışınlama değeri ile
nasıl değiştiğini saptamak gerekir. Bazı sistemlerde dedektör sinyali, dedektör üzerine
gelen ışınlama ile çizgisel olarak değişirken bazılarında ise (genellikle floroskopik)
logaritmik olarak değişmektedir. Dolayısıyla her bir sistem için doz-piksel değeri
karakteristik eğrisinin belirlenmesi ve bu eğrilerin eğimlerinden yararlanarak
17
görüntülerin ışınlama değeri ile çizgisel hale getirilmesi gerekmektedir. Bu işleme
çizgisel hale getirme işlemi adı verilir.
2.5.2.1. Modülasyon transfer fonksiyonu
Bir görüntüleme sisteminde ayırma gücü ve keskinliğin görüntüye birlikte etkisinin
ölçülmesinde kullanılan yöntem modülasyon transfer fonksiyonudur ve kabaca kayıt
edilen bilginin gelen bilgiye oranıdır. Bir görüntüleme siteminin girişine aynı genlikte
fakat farklı frekanslarda bir giriş bilgisi uygulanırsa, görüntüleme sisteminin çıkışında
elde edilen bilginin genliği yüksek frekanslara gidildikçe düşer ve sonunda sistemin
minimum çıkış verdiği bir sınıra ulaşılır (Şekil 2.11.). Bu nokta sistemin ayırma
gücünün sınırını ( Nyquist frekansı ) vermektedir.
Şekil 2.11. Birim uzunlukta farklı sayıda çizgi çifti içeren bir test fantomundan elde edilen modülasyon transfer fonksiyonu
Modülasyon transfer fonksiyonu, bir görüntüleme sisteminin ayırma gücü performansını
ifade etmekte kullanılır. Sistemin ayırma gücünün ölçümü için çeşitli metotlar
geliştirilmiştir. Bunlar arasında en çok kullanılanlar;
18
a) Yarık fantomu görüntüsü metodu. Bu fantomun görüntüsü ile çizgisel dağılım
fonksiyonun belirlenir ve çizgisel dağılım fonksiyonunun fourier dönüşümünün
alınması ile modülasyon transfer fonksiyonu elde edilir (Fujita et al. 1992, Fujita
et al 1985, Dobbins III et al 1995).
b) Kenar görüntüleme metodu. Bu fantomun görüntüsü ile kenar dağılım
fonksiyonu belirlenir. Kenar dağılım fonksiyonunun türevi alınarak çizgi dağılım
fonksiyonu elde edilir ve çizgisel dağılım fonksiyonunun Fourier dönüşümünün
alınması ile modülasyon transfer fonksiyonu elde edilir (Semai et al. 1998).
c) Çizgi desen fantomu metodu. Belirli frekanslardaki harmonikleri elde etmek çok
zor olduğundan yani minimum gerçek kare dalga yapmak çok zor olduğundan bu
yöntem diğer iki yönteme göre daha az kullanılmaktadır.
Teknik olarak bir sistemin ayırma gücü, iki objenin yerleştirilebildiği ve hala ayrı iki
obje olarak görüntülenebildiği minimum mesafe olarak ifade edilir. Bu tanım
görüntülenen objenin şekline belirli ölçüde bağlı olduğu için pratik değildir.
Görüntüleme sisteminin delta fonksiyonuna davranışı daha doğru bir tanımdır. Delta
fonksiyonuna karşı bu davranış fonksiyonu noktasal dağılım fonksiyonu (psf) olarak
ifade edilir ve sistemin tüm uzaysal transfer bilgisini içermektedir. İki boyutlu
modülasyon transfer fonksiyonu ( )( ,x yMTF f f ,
{ }( , ) 2 ( , )x yMTF f f DFT psf x y= (2.1)
denklemi ile verilir. 2D FT iki boyutlu Fourier dönüşümünü, psf ise nokta dağılım
fonksiyonunu vermektedir. Tek boyutlu MTF ise çok dar yarık ya da kenar metodunun
kullanılması ile bulunabilir.
{ } [( ) ( ( )xd ]MTF f FT lsf x FT esf xdx
⎧ ⎫= = ⎨ ⎬⎩ ⎭
(2.2)
19
bağıntısı ile bulunur. Burada çizgisel dağılım fonksiyonu ve
noktasal dağılım fonksiyonunun bir boyuttaki integralidir. ise kenar dağılım
fonksiyonudur. Çizgisel dağılım fonksiyonu, görüntüleme sistemi dedektörüne hafif
açılandırılmış ince bir yarığın görüntüsünden direk olarak ya da kurşun ( tungsten,
bakır) levhanın görüntüsünden kenar dağılım fonksiyonunun belirlenmesi aracılığıyla
dolaylı yoldan elde edilebilir. Levhanın, anot-katot eksenine hafif açılandırılmasının
sebebi ince örneklenmiş kenar ya da çizgisel dağılım fonksiyonunun ve dolayısıyla ince
örneklenmiş
( )( ) ,lsf x psf x y dy+∞
−∞
= ∫
( )esf x
MTF ’in elde edilmesidir. İnce örnekleme yapılmadan ölçülen MTF
piksel boyutu ile sınırlıdır ( Nyquist frekansı ). İnce örnekleme yapılarak ( piksel
boyutunun küçülmesi) Nyquist frekansı üzerinde sistemin davranışı elde edilebilir.
Sonuç olarak tek boyutlu MTF ,
( ) ( ){ }2 2,x xixf ixflsf x e dx psf x y dy e dπ π+∞ ∞
− −
−∞ −∞
=∫ ∫ x
( ){ }0
2 ,yf
DFT psf x y=
=
( ),0xMTF f= (2.3)
şeklinde ifade edilebilir (Williams et al. 1999). Modülasyon transfer fonksiyonu,
frekans uzayında örneklenirken, örnekleme sıklığı 1x
x
fN x
∆ =∆
ile belirlenir. Burada
, kenar dağılım fonksiyonunun yada çizgisel dağılım fonksiyonunun belirlenmesinde
kullanılan piksel sayısı ve
N
x∆ ise x -ekseni yönündeki mm cinsinden piksel boyutudur.
Görüntüleme sisteminin ayırma gücünün doğrulukla ölçülebildiği sınır frekans Nyquist
frekansı olarak adlandırılır ve 12Nyquistf
x=
∆ile verilir. Modülasyon transfer
fonksiyonunun ölçülmesi için bu çalışmada kullanılacak kenar methodunun görüntüsü
Şekil 2.12.’de görülmektedir.
20
Şekil 2.12. Tungsten bir levhanın görüntüsü
2.5.2.2. Gürültü dağılım spektrumu
Bir x-ışını anjiyografi sisteminden elde edilen homojen bir görüntü, kuantum
gürültüsüne ve görüntüleme sisteminin dedektör, fosfor yapısı gibi elemanlarının
doğurduğu gürültüye bağlı olarak bölgesel olarak şiddet farklılıkları içerir. Sonuç olarak
sayısal hale getirilen görüntüde bu şiddet farklılığından dolayı, piksellerin değerleride
kendi aralarında farklılıklar içerecektir. Gürültü basit anlamda, pikseller arasındaki bu
değer farklılıklarının karekök ortalaması (rms değeri) olarak ifade edilebilir. Fakat
gürültünün bu şekilde tanımlanması uzaysal frekans ile değişimini vermemektedir ve
sadece gürültünün birinci dereceden boyutunu ifade etmektedir (Giger et al. 1986,
Marsh et al 1995). Görüntüdeki gürültünün daha ayrıntılı ifadesi yani frekans uzayında
frekansa bağlı olarak genlik değişimleri gürültü dağılım spektrumunun( ( )NPS f ya da
başka bir ifade ile Wiener spektrumunun ( )W f ölçülmesiyle elde edilir. Homojen
ışınlama sonucu elde edilen radyografik görüntü daha küçük ilgili alanlara bölünerek
sayısal hale getirilir ve her bir bölgenin iki boyutlu gürültü dağılım spektrumu, frekans
uzayında iki boyutlu fourier dönüşümü ile elde edilir. Gürültü dağılım spektrumu bu
ilgili bölgelerden elde edilen gürültü dağılım spektrumlarının ortalamasıdır. İki boyutlu
gürültü dağılım spektrumu,
( ) ( ) ( ) ( )2
2
, , 1 1 1, lim , ,
,
yxx i y j
x y
NNMi f x f yx Y
x y i j i jN N M s i jx y
NPS f f I x y S x y eN N
π− +
→∞= = =
∆ ∆ ⎡ ⎤= −⎣ ⎦∑∑∑ (2.4)
21
( )( ){ } 2
,,
s i j
x y x yx y
FT x yNPS f f
N N
δ= ∆ ∆ (2.5)
bağıntısı ile verilir. (Dobbins III et al 1995, Williams et al. 1999, Bath 2003). Burada
( ),s i jx yδ , ( ) ( ) ( ), , ,s i j i j i jx y I x y S x yδ ⎡= −⎣ ⎤⎦ ) olarak verilmiştir. ( ,i jI x y , sayısal hale
getirilen gerçek görüntünün ,i jx y noktasındaki pikselinin sayısal olarak değeri ve
, görüntüdeki düşük frekanslı yada homojen olmayan gürültünün (heel etkisi
gibi.) gerçek görüntüden kaldırılması için görüntüye uygulanan iki boyutlu alçak
frekans geçirgen filtrenin
( ,i jS x y )
j,ix y noktasındaki değeri yada sayısal görüntünün ortlama
değeridir. görüntünün yatay ve dikey yöndeki piksel sayısıdır ve 128x128,
256x256 ya da 512x512 olarak verilir.
,xN N y
y,x∆ ∆ ise yatay ve dikey yönde piksel boyutunu
ifade etmektedir. M , gürültü dağılım spektrumunun kaç tane ilgili alan üzerinden
hesaplanıp ortalandığını göstermektedir. Bu çalışmada 10M = alınacaktır. Gürültü
dağılım spektrumu frekans uzayında örneklenirken, örnekleme sıklığı modülasyon
transfer fonksiyonunda olduğu gibi 1x
x
fN x
∆ =∆
ile verilir. Elde edilen iki boyutlu
gürültü dağılım spektrumunun doğruluğunu sınamak için, iki boyutlu gürültü dağılım
spektrumunun integralinin, toplam varyansa eşit olup olmadığına bakılır (Flynn et al.
1999). Yani ,
22
1 1
1 ( , )yx
s
NN
x yn m
NPS f fNδσ
= =
= ∑∑ (2.6)
Burada varyans,
( )( 22
1 1
1 ,yx
s
NN
s i ji jx y
)x y x yN Nδσ δ
= =
= ∑∑ ∆ ∆ (2.7)
denklemi ile verilir. Dedeksiyon kuantum etkinliğinin hesaplanmasında kullanılmak
üzere genellikle dedektör sinyaline normalize edilmiş tek boyutlu gürültü dağılım
22
spektrumu kullanılır. Tek boyutlu gürültü dağılım spektrumu, iki boyutlu gürültü
dağılım spektrumunun herhangi bir ekseninin her iki tarafındaki satırın ortalaması
alınarak elde edilir. TV-Görüntü Güçlendirici sisteminin piksel değerlerine bağlı olarak
elde edilen gürültü dağılım spektrumunun, dedeksiyon kuantum etkinliğinin
hesaplanmasında kullanılmak üzere ortalama dedektör sinyaline normalize edilmesi
gerekir. Bunun için piksel değerlerine bağlı olarak elde gürültü dağılım spektrumu,
7±
210
( )( )(log )
NPS fNNPS fG e
= 2 (2.8)
denklemi ile ortalama dedektör sinyaline normalize edilir. Burada G , logaritma bağıl
x- ışını şiddeti-piksel değeri karakteristik eğrisinin, görüntünün ortalama piksel
değerindeki eğimidir. ise TV-Görüntü güçlendirici sistemlerinde, dedektör
sinyalinin ışınlama ile logaritmik olarak değişmesinden kaynaklanan bir faktördür
(Fujita et al. 1986, Maryellen et al. 1986). Dedektör sinyalinin ışınlama ile lineer
değiştiği sistemlerde ise dedektör sinyaline normalize edilmiş gürültü dağılım
spektrumu,
10(log )e
2
( )( )( )
NPS fNNPS fGX
= (2.9)
Burada , yine doz- piksel değeri karakteristik eğrisinin eğimi ve G X ise gürültü
dağılım spektrumunun ölçüldüğü ışınlama değeridir.
Şekil 2.13.’te gürültü dağılım spektrumunun hesaplanması için kullanılan homojen bir
görüntü verilmiştir.
23
Şekil 2.13. Gürültü dağılım spektrumunun belirlenmesinde kullanılan ve standart
spektrum kullanılarak alınan görüntü
2.5.2.3. Dedeksiyon kuantum etkinliği
Dedeksiyon kuantum etkinliği, görüntüleme sisteminin görüntü kalitesinin bir bütün
olarak ifade eden temel parametredir. Dedeksiyon kuantum etkinliği kabaca, dedektörün
çıkışında ölçülen sinyal-gürültü oranının girişteki sinyal gürültü oranına oranıdır.
( )2
2çıkış
giriş
SNRDQE f
SNR= (2.10)
Dedeksiyon kuantum etkinliğinin deneysel olarak ölçülmesi genellikle, modülasyon
transfer fonksiyonu ve gürültü dağılım spektrumunun ölçülmesi ve ölçüm sonuçlarının
uygun normalizasyondan sonra birleştirilmesi şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Modülasyon transfer fonksiyonu ve gürültü dağılım spektrumu cinsinden , DQE
( ) ( )( )
2MTF fDQE f
NNPS f qX= (2.11)
( ) ( )NEQ fDQE f
q= (2.12)
24
Burada, , ( )NEQ f f uzaysal frekansın fonksiyonu olarak gürültü eşdeğer kuantası
olarak ifade edilir ve
( ) ( )( )
2MTF fNEQ f
NNPS f X= (2.13)
bağıntısı ile verilir. Denklem 2.11.’den ve olduğu
görülebilir. Burada
2çıkışNEQ SNR= 2
girişSNR q=
( )MTF f tek boyutlu modülasyon transfer fonksiyonu,
bağıl x-ışını şiddeti cinsinden elde edilen tek boyutlu gürültü dağılım spektrumu,
birim alan ve birim ışınlama başına dedektör girişindeki foton sayısı ve
( )NNPS f
q
X , gürültü
dağılım spektrumunun ölçüldüğü ışınlama dozudur. Teorik olarak , çok enerjili bir
x-ışını spektrumu için
q
( )2
2
( )
( )
q E EdEq
q E E dE= ∫∫
( 2.14)
denklemi ile elde edilir. Burada , enerjisindeki foton sayısı ve her bir tüp
voltajı-filtre kombinasyonu ve ortamın enerjiye bağlı kütle azalım katsayısı için
simülasyon programlarından elde edilir. Tek enerjili bir x-ışını spektrumu için bilinen
bir ışınlama değerinde,
( )q E ( )E keV
q
( )
55.43 10( ) /
en
xX E EΦ
=µ ρ
(foton/mm2mR) (2.15)
Burada , foton akısı, ( enerjiye bağlı kütle azalım katsayısı ve Φ )( ) /en
Eµ ρ X ışınlama
değeridir. Bu çalışmada , IEC standartlarının RQ5 spektrumu için verdiği q 30174
( 2/ )foton mm Gyµ ’değeri kullanılacaktır.
2.6. Hasta Dozunun Belirlenmesinin Önemi
Birçok merkezde yapılan çalışmalarda aynı radyolojik incelemelerde bile hasta
dozlarında büyük farklılıkların olduğu gözlenmektedir. Özellikle girişimsel radyoloji,
bilgisayarlı tomografi, mamografi ve floroskopi incelemelerinde hasta dozları göz ardı
25
edilemeyecek seviyelere ulaşmıştır. Radyolojik incelemelerde amaç hasta dozunun
olabilecek en düşük seviyede tutulmasıdır. Radyasyon ile çalışanlar ve halk için
radyasyonun etkileri deterministik ve stokastik olarak belirlenmektedir. Son zamanlarda
ise bu etkilerin hastalar için de saptanmasına başlanmıştır.
Radyasyonun deterministik etkisi; radyasyon ışınlamasına bağlı olarak hücre ölümü
oluşmasıdır. Gözlenebilen bir etkinin ortaya çıkması için bir eşik doz değeri aşılmalıdır
ve doz şiddeti ile hasar artmaktadır. Örneğin katarakt oluşumu, geçici ya da sürekli
kısırlık gibi hasarlar deterministik etkilerdir.
Radyasyonun stokastik etkisi; düşük seviyeli radyasyon ışınlamalarının olması
durumunda, radyasyon hasarı stokastik etki olarak, yani bir olasılıkla ifade edilmektedir.
Stokastik etkilerde hücrenin deformasyonu sonucu belirli bir kuluçka süresi sonucunda
kanser ve/veya kalıtsal hasarların ortaya çıkma olasılığı söz konusu olabilmektedir..
Etkinin görülme olasılığı vücutta soğurulan doz ile artarken, şiddeti dozdan bağımsızdır.
Stokastik etkilerde doz etkisi ile ilgili bir eşik değer bulunmamaktadır. Radyolojik
incelemelerde hasta doz değerlerinde radyasyonun deterministik etkilerinden çok,
stokastik etkileri dikkate alınmakla beraber son zamanlarda girişimsel radyoloji
(anjiografi esnasında tedavi işlemi, örneğin kalp damarının açılması) incelemelerinde
uzun süren ışınlamalar deterministik etkileri de gündeme getirmiştir.
2.7. Etkin Doz
Tıbbi teşhis ve tedavi amaçlı incelemelerde hasta dozlarının bilinmesi ile stokastik
riskler saptanabilmektedir. ICRP (International Commision on Radiological Protection)
bu amaçla etkin doz kavramını tanımlamıştır. ICRP’ye göre radyasyona duyarlı olan on
iki organ için soğurulan dozlar ölçülmelidir ve her bir organ için verilen ağırlık
faktörleri dikkate alınarak risk hesabında kullanılacak etkin doz bulunmaktadır. Etkin
doz,
∑=T
E TT H W (2.16)
26
denklemi ile verilir. WT , organ ağırlık faktörü ve HT, T organ ya da dokusundaki
eşdeğer dozdur.
Eşdeğer dozun, organ ya da dokudaki soğrulan doz (DTR) ile bağıntısı:
∑=R
TRRT DWH (2.17)
WR: radyasyon ağırlık faktörü olup X-ışınları için değeri 1’dir.
Etkin ve eşdeğer doz birimleri Sievert’dir. Klinik uygulamalarda etkin dozun kolaylıkla
bulunabilmesi için hasta giriş ya da doz-alan ölçümlerinden etkin dozun
bulunabilmesini sağlayacak dönüşüm faktörleri de çıkarılmıştır.
Çizelge 2.7. Organ ağırlık faktörleri (ICRP Publication 60, 1991)
ORGAN AĞIRLIK FAKTÖRÜ
Gonadlar 0,20 Kemik iliği 0,12
Alt sindirim sistemi 0,12 Akciğer 0,12
Mide 0,12 Mesane 0,05 Meme 0,05
Karaciğer 0,05 Özefagus 0,05
Tiroid 0,05 Kemik yüzeyi 0,01
Deri 0,01 Diğer organlar 0,05
Etkin dozun hesaplanmasında kullanılan organ dozlarının belirlenmesinde fiziksel
(Rando fantom) ve matematiksel fantomlar (Monte - Carlo Yöntemi) kullanılmaktadır.
Rando fantom yöntemi, gerek fantomun tasarımındaki zorluklar ve sadece standart
insanı simüle etmesi gerekse maliyetinin yüksek olması bu yöntemin kullanılabilirliğini
önemli ölçüde azaltmıştır. Günümüzde organ dozunun saptanmasında yaygın olarak
Monte - Carlo yöntemi kullanılmaktadır.
27
2.7.1. Monte - Carlo yöntemi
Hasta dozu ölçümlerinde pratikte karşılaşılan zorlukların giderilebilmesi için fiziksel
fantomlar yerine matematiksel fantomlar kullanılmaktadır. X-ışın tetkiklerinin
matematiksel benzeşimleri yapılarak organ dozlarının bu fantomlarda hesaplanmaları
gerçekleştirilmiştir. Monte - Carlo hesaplarının kullanıldığı bu teknikte, istenilen boyut
ve spektrumda teorik olarak oluşturulan x-ışın demetinin matematiksel fantomdaki
fotoelektrik ve Compton etkileşmelerinin benzeşimi yapılarak organ dozları
hesaplanmaktadır.
Şekil 2.14.’te insan vücudunun matematiksel tasarımı gösterilmektedir. Organlar ve
iskelet sisteminin düzlemler, koniler, silindirler gibi geometrik şekillerden oluştuğu
varsayılmıştır. Örneğin gövde eliptik silindir, beyin elipsolit, uterus düzlemle kesilmiş
elipsolit olarak tasarımlanmıştır.
Şekil 2.14. İnsan vücudunun matematiksel benzeşimi
Monte - Carlo yönteminde, belirli bir x-ışını spektrumuna ait her bir fotonun fantom
boyunca katettiği mesafe izlenmekte ve bu yol boyunca yapabilecekleri etkileşmelerin
olasılıkları kullanılarak tamamen soğuruldukları noktada ortama verdikleri enerji
bulunmaktadır. Bu değerin toplam organ kütlesine bölünmesi ile organ dozu
saptanmaktadır.
28
Monte - Carlo yönteminde bulunan organ dozları mutlak rakamlar olarak değil, diğer bir
değere normalize edilmiş dönüşüm katsayıları olarak verilmektedir (Hart et al 1994). Bu
normalizasyonda kullanılan büyüklük cilt giriş dozu (ESD), hava dozu, doz-alan
çarpımı (DAP) gibi ölçülebilen bir değerdir. Gerçek organ dozlarının saptanabilmesi
için dönüşüm katsayılarının bu değer ile çarpılması gerekmektedir.
2.8. Hasta Dozu Ölçüm Yöntemleri
Girişimsel radyoloji incelemelerinde hasta dozu ölçümünde Giriş Dozu (ED, Entrance
Dose), Doz-Alan Çarpımı (DAP, Dose Area Product) ve Film Dozimetre ( Radiokromik
film, yavaş film) yöntemleri kullanılmaktadır. Şekil 2.15.’te hasta dozu ölçümününde
kullanılan parametreler gösterilmiştir.
Giriş Yüzey Dozu
Şekil 2.15. Hasta dozu ölçümünde k
2.8.1. Noktasal ölçümler
Noktasal doz ölçümündeki amaç
dozlarının belirlenmesi ve Monte - C
dozun hesaplanmasıdır.
Doz-Alan
X-ışın Tüpü
kVp mAs Filtrasyonu
ullanı
determ
arlo
Organ Doz
e
lan par
inistik
yöntem
29
Film Dozimetr
ametreler
etkilerin saptanabilmesi için cilt giriş
i ile organ dozlarının belirlenerek etkin
2.8.1.1. Giriş dozu (Entrance Dose, ED) ölçüm yöntemi
Monte - Carlo yönteminde organ dozlarının saptanması için verilen dönüşüm
katsayıları, x-ışın alanının tam merkezinde hastaya giriş noktasındaki doz değerlerine
göre hazırlanmıştır. X - ışınlarının hastaya giriş noktasındaki noktasal doz ölçümü (ED)
uygun bir dedektörle ölçülebilmektedir.
Hasta ya da hasta benzeşimi veren fiziksel bir fantomun yüzeyinde soğurulan doz
dedektörle ya da havada yapılan noktasal ölçümlerden hesaplanabilmektedir. Hasta
üzerinde yapılan ölçümler, hastanın iç kısmından gelen geri saçılmış fotonlardan
etkilenmektedir. Havada yapılan ölçümler geri saçılma faktörleri ( ile
çarpılmalıdır, ayrıca hava doz ölçümleri
)GSF
( )ED odak-deri mesafesinden ( farklı
bir uzaklıkta
(ODM )
( )L yapılmış ise ölçüm sonuçları ters kare kanununa göre düzeltilmelidir.
Sonuç olarak hasta cilt giriş dozu,
2LESD EDx xGSFxf
ODM⎛ ⎞= ⎜ ⎟⎝ ⎠
(2.18)
bağıntısı ile bulunabilir. f, x-ışınlarının havadan dokuya geçişini ifade eden doku
faktörüdür ( ) ( )( )/ / /dokı havaµ ρ µ ρ , doku ve havanın kütle azalım katsayılarının
oranıdır.) ve diagnostik enerji aralığında yaklaşık 1,06’dır. , geri saçılım
faktörüdür ve diagnostik enerji aralığında değeri yaklaşık 1.2-1.4 aralığındadır (Jones et
al 1985).
GSF
2.8.1.2. Termolüminesans dozimetre (TLD) ölçüm yöntemi
Termolüminesans, kristale verilen enerjinin, kristal ısıtıldığı zaman optik radyasyon
şeklinde geri yayınlanmasıdır. TLD’ler doku eşdeğeri olan kristallerdir ve en çok
kullanılan LiF kristalidir. X-ışını demetinin hastaya giriş noktasına yerleştirilerek cilt
giriş dozu ölçümlerinde kullanılabilmektedir. TLD’ler doku eşdeğeri olduklarından
görüntüye olumsuz bir etkileri yoktur ve küçük boyutlu olduklarından hasta cildine
30
kolaylıkla yerleştirilebilmektedir. TLD’ler direkt olarak hastanın üzerine
yapıştırıldığından ve ciltten geri saçılan radyasyondan etkinlendiği için herhangi bir
dönüşüm faktörü (geri saçılım faktörü, ters kare gibi.) gerektirmeden direkt olarak ciltde
soğrulan doz değerleri (ESD) elde edilebilmektedir. Birbirini takip eden birçok
floroskopi ve radyografi çalışmalarında doz ölçümlerinin TLD ile yapılması
zorlaşmaktadır. Özellikle hastanın pozisyonlanmasına bağlı olarak x-ışın demetinin
hastaya girdiği nokta sürekli olarak değişmekte ve TLD’ler her zaman x-ışını demetinin
içerisinde kalmamaktadır. Bu sorunu giderebilmek için, ya hastanın birden fazla
bölgesine TLD yerleştirilmektedir ya da en fazla görüntünün alınacağı bölgeye TLD
yerleştirilmektedir.
2.8.2. Alan ölçümleri
Bu ölçüm yöntemindeki amaç, etkin doz hesabında kullanılmak üzere doz-alan çarpımının belirlenmesi ve doz-alan ölçümünden hareketle giriş dozunun bulunmasıdır.
2.8.2.1. DAP (Doz-Alan Çarpımı) ölçüm yöntemi
X-ışını tüpünün kolimatörünün önüne yerleştirilen geçirgen tipte bir iyon odası ile x-ışın
demetine dik düzlemdeki x-ışını alanında havada soğrulan toplam dozun ya da hastaya
aktarılan enerjinin ölçülmesi mümkündür. Doz-Alan ölçümünde Diamentor M4-KDK
iyon odası sistemi kullanılmaktadır. Şekil 2.16.’da Diamentor sistemi görülmektedir.
a) b)
Şekil 2.16. Diamentor M4-KDK sistemi a) Elektrometre ve b) İyon odası
31
Doz-Alan Çarpımı değeri ise ölçülen doz ve x-ışını alan çarpımı Gy.cm² olarak
tanımlanmaktadır. x-ışını odak noktasından farklı mesafelerdeki doz-alan çarpımları eşit
olduğundan iyon odasının yeri önemli değildir. Şekil 2.17.’de DAP ölçümünün odak
noktasına olan mesafeden bağımsız olduğu gösterilmektedir. Ayrıca sistemde x-ışını
alanının iyon odasının dışına çıkmaması gerekmektedir.
Odak Noktası
A1=100cm2
Doz = D1
A2=4 * A1 Doz = D2
D2 = D1 (R1/R2)2
Şekil 2.17. DAP ölçümleri
Örneğin D2= 1 cGy, R1 = 0.5m ve R2 = 1m olsun. Ters Kare Kanununa göre
2
2
1
1
2 )(RR
DD
= bağıntısından 2
1
1 0,5( )1D
= , D 1= 4 cGy olarak elde edilir
A1 alanı= 100 cm A22 alanı= 400 cm 2
R1 = 0,5 m R 2 = 1 m
D1 dozu= 4 cGy D2 dozu= 1 cGy
DAP1 = 400 cGycm DAP22= 400 cGycm 2
D1A1=D2 A2 kuralına göre DAP1 = DAP2. Sonuç olarak x-ışını odak noktasından farklı
mesafelerde DAP değerleri eşittir.
32
Floroskopik çalışmalarda, tüm çalışma boyunca x-ışını tüpünün hastaya göre pozisyonu
sürekli değişmektedir. DAP ölçümleri hasta pozisyonlanmasından ve floroskopinin
getirdiği sınırlamalardan etkilenmeden elde edilmektedir. 2.8.2.2. X-Işını film dozimetrileri
Hasta dozu ölçümlerinde TLD yöntemi yaygın bir şekilde kullanılmakla birlikte çok
ufak boyutlu olmalarından dolayı ve projeksiyonların sürekli değiştiği girişimsel
radyoloji incelemelerinde zaman zaman x-ışını alanı dışında kaldıklarından pek
kullanışlı değildir. İncelenecek bölgenin doz dağılımın ölçmek için, ilgili alana çok
küçük aralıklarla çok sayıda TLD yapıştırılmalıdır. Bu da pratikte pek mümkün değildir.
Alternatif bir yöntem olarak büyük boyutlu yavaş x-ışını filmlerinin (Slow films)
kullanılmasıdır. Bu yöntem ile doz-optik yoğunluk egrisi kullanılarak film üzerindeki
her bir noktadaki optik yoğunluk doza çevrilebilir. Filmin, ilgili bölgenin altına
yerleştirilmesiyle doz-alan çarpımı, maksimum giriş dozu ve ışınlanan alan eşzamanlı
olarak ölçülebilir. Fakat bu filmlerle ölçülebilecek doz aralığının düşük olması
kullanımlarını sınırlandırmıştır. Bu yavaş radyografik filimlerle ölçülebilecek doz
aralığı 800-1200 mGy aralığındadır. Dolayısıyla yavaş x-ışını filmleri genelde vasküler
incelemelerde cilt dozu ölçümlerinde alternatif bir yöntem olarak kullanılabilir.
İncelemelerin çok karmaşık olduğu ve radyasyona bağlı deterministik etkilerin
sözkonusu bile olduğu kardiyak incelemelerde bu doz seviyeleri rahatlıkla aşılabilmekte
ve bu tür filmlerin doyum noktasına ulaşılmaktadır. Daha yüksek dozların sözkonusu
olduğu kardiyak incelemelerdeki doz ölçümü için daha geniş doz aralığına
sahip(100mGy-15Gy) ve standart banyo işlemi gerektirmeyen radyokromik filmler,
yavaş filmlere göre cilt dozu ölçümleri için uygun bir dozimetre olabilme
özelliğindedirler. Radiokromik filmler kimyasal dozimetreler olup radyasyon
soğurdukları zaman renk değiştirmektedirler ve renk değişimi soğurulan doz ile
orantılıdır. Ayrıca bu filmler doku eşdeğeri, doz hızından bağımsız ve gün ışığına karşı
duyarsızdır. Her iki film ile doz ölçümünün sağlıklı yapılabilmesi için doz- optik
yoğunluk kalibrasyon eğrisinin doğru bir şekilde belirlenmesi gerekir. Bunun için küçük
dilimlere ayrılan filmlerin her bir parçası, iyon odası ile doğrulukla ölçülebilen farklı
dozlarda ışınlanır. Işınlamadan sonra filmler uygun bir densitometre yada tarayıcı ile
33
okunur. Işınlama dozuna karşılık, yavaş filimlerde kararmaya bağlı olarak, radyokromik
filmlerde ise renk değişimine bağlı olarak ölçülen optik yoğunluk değerlerinin
çizdirilmesi ile doz-optik yoğunluk karakteristik eğrisi elde edilir. Şekil 2.18.’de doz-
optik yoğunluk kalibrasyon eğrisi görülmektedir.
0
1
2
3
4
5
6
0,01 0,1 1 10 100 1000 10000
Doz (mGy)
Opt
ik Y
oğun
luk
Şekil 2.18. Doz-optik yoğunluk kalibrasyon eğrisi
Kalibrasyon sonucu elde edilecek Doz-Optik yoğunluk grafiğinden yararlanarak hasta
çalışmalarında kullanılan filmlerdeki kararmalardan hastanın her projeksiyonunda aldığı
doz ve kadarlık bir bölgesinin ışınlandığı saptanabilecektir. Şekil 2.19.’da girişimsel
anjiyografi incelemelerinde hasta dozu ölçümünde kullanılan radyokromik ve
radyografik filmler görülmektedir.
a) b) Şekil. 2.19. a) Radyokromik b) Yavaş radyoterapi filmi
34
3. MATERYAL ve YÖNTEM
3.1. Araştırmada Kullanılan Anjiyografi Sistemleri ve Test Cihazları
Vasküler incelemeler için hasta dozu Siemens Multistar Plus / T.O.P. anjiyografi
sistemi (S1), kardiyak incelemeler için hasta dozu ve görüntü kalitesi ölçümlerinde ise
GE Advantx LC + DLX (S2) ve Siemens Bicor Plus / T.O.P.(S3) kardiyak anjiyografi
sistemleri kullanılmıştır. Sistemlerin özellikleri aşağıda verilmiştir.
S1- Siemens Multistar Plus / T.O.P. ( İbni Sina Hastanesi )
Kurulum tarihi: 1998
X-ışın jeneratörü: Polydoros IS-A Multipulse jeneratör, 50-125 kV (Floroskopi)
Güç: 1000 mA, 100 kV / 100 kW
X-ışın tüpü: Megalix CM – 120 GW
Odak nokta boyutu (mm): 0.3 / 0.6 / 1.0 (15 / 40 / 80 kW)
Doğal filtrasyon > 2.5 mmAl / 80 kV
0.1 ve 0.2 mmCu ek filtre
Görüntü güçlendirici: Siceron 40-4 HDR (40, 28, 20, 14 cm)
Doz Seçenekleri: Radyografik: Doz = 0.24 , 4.8, 12
Floroskopik: Sürekli Floro
35
S2-GE Advantx LC + DLX ( İbni Sina Hastanesi )
Kurulum tarihi: 2000
X-ışın jeneratörü: Advantx yüksek frekans jeneratör, 50-130 kV (Floroskopi)
Güç: 1000 mA (100 kV), 800 mA (125 kV), 640 mA (150 kV)
30 mA (sürekli ışınlama)
X-ışın tüpü: MX - 150
Odak nokta boyutu (mm): 0.6 / 1.2
Doğal filtrasyon > 2.5 mmAl / 80 kV
0.2 mm ek bakır filtre
Görüntü güçlendirici: 23, 17, 13 cm
Doz Seçenekleri: Radyografik: Doz = A, B, C, D
Floroskopik: a) DX (STD, HLC)
Floro Detail: Low, Normal, High
b) Konvansiyonel
Floro Detail: Low, Normal, High
S3 −Siemens Bicor Plus / T.O.P. ( İbni Sina Hastanesi )
Kurulum tarihi: 2000
X-ışın jeneratörü: Multipuls, 50 - 125 kV (Floroskopi)
Güç: 1000 mA – 100 kV / 100 kW
800 mA – 125 kV / 100 kW
X-ışın tüpü: Megalix Cat
Odak nokta boyutu (mm): 0.4 / 0.8
0.2 mm ek bakır filtre
Görüntü güçlendirici: Siceron 23-3 HDR (23, 17, 13 cm)
Doz Seçenekleri: Radyografik: P1: 25 fps, 8 sn; P2: 12.5 fps, 8 sn; P3: 25 fps, 8 sn;
P4: 50 fps, 8 sn
Floroskopik: Floro : DPF 0, DFF 12.5, DPF 25
Floro + : DPF 0, DPF 12.5, DPF 25
36
Görüntü kalitesi ve hasta dozu ölçümlerinde kullanılan test cihazları ;
İyon odaları: Radcal 10X- 6, 6cc; Radcal 10X-60, 60cc
kVp ölçme cihazı: Radcal W (40 – 150 kV)
İyon odası elektrometresi: Radcal, Model 9010
kVp elektrometresi: Radcal, Model 4082
DAP ve ED Ölçüm cihazı: Diamentor M4-KDK cihazı
Test Objeleri: Leeds Test Objects for Performance Evaluation of X-ray Image
Intensifier Television Fluoroscopy; Hüttner Type 18 (yüksek kontrast
ayırma gücü test objesi), LCD4 (alçak kontrast ayırma gücü test objesi),
TCD4 (kontrast-ayrıntı test objesi). 0.4 mm Tungsten Levha
3.2. Anjiyografik İncelemelerin Sınıflandırılması
Anjiyografik incelemelerin sınıflandırılması, incelemenin yapıldığı anatomik bölgeye
göre yapılmıştır.
3.2.1. Vasküler incelemelerin sınıflandırılması
Bazı klinik incelemelerde ışınlama geometrisi değişmemekte yani tek bir projeksiyon
kullanılmakta, bazı incelemelerde ise birden fazla projeksiyon kullanılmaktadır. C kollu
bir anjiyografi sisteminde x-ışını tüpü hasta yatağının altında olduğu için ve x-ışını
hastaya arkadan öne doğru girdiğinden tek projeksiyonlu incelemelerde PA (Posterior-
Anterior) projeksiyonu kullanılmıştır. Çoklu projeksiyonlarda x-ışınının hastaya giriş
noktası değişmektedir ve x-ışınlarının hastaya giriş açısına göre Oblik, RLAT (Sağ-yan)
ve LLAT (Sol-yan) projeksiyonları seçilmiştir.
37
3.2.1.1. Çoklu projeksiyonlar
Aşağıda her bir inceleme için çok kısa bir açıklama verilmekte ve ayrıca etkin dozun
hesaplanmasında kullanılan projeksiyonlar NRPB tarafından tanımlandığı gibi
belirtilmiştir.
Serebral Anjiyografi
İntrakranial karotis ve vertebral arter (kan damarı-atardamar) dolaşım, ana karotis ve
dominant vertebral arter enjeksiyonu tarafından bakılmaktadır (genellikle sol ). PA ve
Oblik projeksiyonlarda ‘Head PA’, sağ ve sol projeksiyonlar için ‘Head RLAT ve Head
LLAT’ projeksiyonları kullanılmıştır (Hart et al. 1994).
Karotis Anjiyografi
Floroskopik görüntüleme eşliğinde kateter karotis atar damarının proksimal kesimine
yerleştirilmektedir. ‘Karotis oblik ve LAT’ projeksiyonları kullanılmıştır.
3.2.1.2. Tekli projeksiyonlar
Hepatik Anjiyografi
İncelemelerin bir çoğunda karaciğere ait kitleye terapötik embolizasyon yapılmaktadır.
Bu prosedür için en yakın projeksiyon olan ‘Abdomen PA’kullanılmıştır.
Toraks Anjiyografi
Arkus aorta ve ana dallarının görüntülenmesi amaçlanmaktadır. Ancak nadir olguda
belirtilerek pulmoner anjiyografi yapılmıştır. Bu çalışmalarda tek projeksiyonlu
diagnostik incelemelere sahip hastaları içermektedir. ‘Chest PA’ ve sağ ya da sol oblik
projeksiyonu kullanılmıştır.
38
Renal Anjiyografi
Diagnostik incelemeye göre, balon anjiyoplastisi ve/veya renal arter stent çalışmaları
yapılmaktadır. Bu inceleme için ‘Kidney PA’ projeksiyonu seçilmiştir.
Üst Ekstremite(Omuz) Anjiografisi
Radyografik görüntüler PA pozisyonunda elde edilmektedir. İntravenöz (damarın
içinde bulunan) DSA incelemesi olan birçok anjiogram vardır. Damar içinde balon
şişirme ve stent yapılan bu çalışmalarda ‘Shoulder PA’ projeksiyonu seçilmiştir.
Benzer nitelikte arteriyel incelemelerde yapılmaktadır.
Alt Ekstremite Anjiyografisi
Standart bir alt ekstremite anjiyografi incelemesi, abdominal aorta, iliak ve periferik
artere uygulanmaktadır. Işınlama şartlarının birçoğunda abdomenden başlayıp ayaklara
kadar devam edilmiştir. Bu çalışmalarda veri elde edilmesi sırasında ışınlanan bölgeler
arasında bir ayırım yapılmamıştır. Her ne kadar hasta çalışmaları dikkatli izlense de,
etkin doz hesaplamaları için pelvis bölgesinde karar verilmiştir. Bu çalışmada toplam
DAP’ın %50 sinin bu bölgeye yöneldiği varsayılmıştır.
39
3.2.2. Kardiyak incelemelerin sınıflandırılması
Kardiyolojik incelemeler, Koroner Anjiyografi (CA, Coronary Angiography), Balon
Anjiyoplasti ( PTCA, Percutaneous Transluminal Coronary Angioplasty) olmak üzere
ikiye ayrılmıştır.
Koroner Anjiyografi (CA, Coronary Angiography)
Sağ femoral arterden girilir. Kılavuz tel, arter sisteminde ilerletilerek sol kateter ile sol
koroner arteryografi, sağ kateter ile sağ koroner arteryografi ile koroner arterler
diagnostik amaçlı görüntülenmektedir..
Perkutan Translüminal Koroner Anjiyoplasti ( Percutaneous Transluminal Coronary
Angioplasty, PTCA )
Koroner anjiyografi ile lezyon saptanan damara, kılavuz sol sağ kateter lezyon saptanan
damara yerleştirilir. Kılavuz kateter içinde kılavuz tel ilerletilerek lezyonun distaline
girilir. Uygun boyutta balon alınıp kılavuz tel üzerinden lezyon içinde ilerletilir. Uygun
basınç ile şişirilir ve sonra balon geri çekilir. Uygun sonuç alınmazsa uygun boyutta
stent kılavuz tel eşliğinde genişletilen damara yerleştirilir.
Kardiyolojik incelemelerde birçok projeksiyon kullanılmaktadır ve kardiyolojik
incelemeyi gerçekleştiren hekime sorularak ve literatür ile uygun olacak şekilde on tane
projeksiyon belirlenmiştir.
40
a)
b)
Şekil 3. 1. a) Kardiyolojik incelemeler için seçilen projeksiyonlar b) Hasta vücuduna
enine ve boyuna düzlemdeki projeksiyon açıları
41
3.3. Hasta Dozu Ölçümünden Önce Yapılan Kalibrasyonlar
3.3.1. Yatak azalım faktörünün (YAF) ölçülmesi
Diamentor sistemi yatak azalımı dikkate almadan noktasal dozu ölçtüğünden, gerçek
hasta giriş dozlarının üzerinde değerler göstermektedir. Çünkü hastaya gelen x-ışınları
hasta yatağında bir miktar azalımdan sonra hastaya ulaşmaktadır. Bu nedenle hasta
çalışmalarında okunan değerlerin düzeltilmesi gerekir. Yatak azalım faktörünün
ölçülmesi için aşağıdaki geometri kurulmuştur. Şekil 3.2.’de yatak azalım faktörü ölçüm
geometrisi verilmiştir.
Şekil 3.2. Yatak azalım faktörü ölçümü geometrisi
Odak noktası iyon odası mesafesi eşit olacak şekilde 1. ve 2. konumda radyografik
ışınlama yapılarak iyon odası okumaları not edilir ve yatak azalım faktörü,
1.
2.
( )( )
konum
konum
EDYAFED
= (3.1)
denklemi ile bulunur. İyon odası yatağın üzerinde iken yapılan ölçümler yatak azalımını
içerir. İyon odası yatağın altında iken yapılan ölçümler ise yatak azalımını
içermemektedir. Bu yüzden bunların oranı yatak azalım faktörünü vermektedir. Yatak
azalım faktörü, ölçülen sistemler için 0.8-0.9 aralığındadır.
42
3.3.2. DAP ve ED kalibrasyonu
M4-KDK Diamentor sistemi, iç içe iki tane iyon odasından oluşmaktadır. İç kısımdaki
küçük iyon odası havada belirli bir mesafede noktasal dozu ölçerken dıştaki büyük iyon
odası ise doz alan çarpımını ölçmektedir (G.Firtner et. al. 1997). Diamentor sisteminin
iç içe iki iyon odası tasarımından dolayı iki iyon odası arasında yük birikiminin
olmadığı bir bölge bulunmaktadır. Bu ölü bölgeden dolayı Diamentor küçük alanlarda,
DAP ve ED’ yi olduğundan daha düşük okumaktadır. Bu nedenle Diamentor sisteminin
farklı x-ışını alanları (kolimasyon alanları) için kalibrasyon edilmesi gerekmektedir.
ED ve DAP kalibrasyonu için x-ışını filmi ve referans radcal iyon odası(6cc)
kullanılmıştır. Ölçüm geometrisi Şekil 3.3.’te verilmiştir.
Şekil 3.3. DAP ve ED kalibrasyonu için ölçüm geometrisi
Diamentor sisteminin elektrometresine, diamentor sisteminin iyon odası referans iyon
odasının bulunduğu noktada noktasal doz ölçecek şekilde uygun parametreler
girildikten sonra, radyografik modta ışınlama yapılarak referans iyon odası okuması ile
diamentor sistemi iyon odası okuması not edilir ve ED kalibrasyon faktörü,
( /
( )referans
EDdiamentor
ED YAFKF
ED=
) (3.2)
43
denklemi ile bulunur. DAP kalibrasyonu için, yine radyografik modta ışınlama
yapılarak x-ışını filminin bulunduğu noktada referans iyon odası okuması ile diamentor
sistemi DAP okuması not edilir. Işınlanan film alanı belirlendikten sonra DAP için
kalibrasyon faktörü,
( )
( ) ( )referans
DAPdiamentor
Film alanı x EDKF
DAP YAF= (3.3)
DAP ve ED kalibrasyonları, farklı x-ışını alanı ve tüp voltajlarında(kVp)
gerçekleştirilmiştir. DAP ve ED için kalibrasyon faktörleri ölçülen sistemler için 0.8-1.1
aralığında değişmektedir.
3.3.3. TLD kalibrasyonu
TLD’ler hasta dozu ölçümlerinde kullanılmadan önce iki temel kalibrasyon işleminden
geçmektedir. Bunlardan ilki TLD’lerin birbirlerine olan hassasiyet farklılıklarının
anlaşılması için kullanılan ECC (Element Calibration Coefficient) değerlerinin
bulunması ve diğeri ise TLD okuyucusunun verdiği akım değerlerini doza çevirmek
amacıyla kullanılan RCF (Reader Calibration Factor) katsayısının bulunmasıdır.
Eşit miktarda ve aynı koşularda ışınlanan TLD’lerin, aynı akım değerlerini vermesi
gerekir. Ancak TLD’lerin imalat ve saklama koşullarından kaynaklanan farklılıklardan
dolayı tüm TLD’ler aynı sonucu vermezler. Hassasiyet farklılıklarının en aza
indirgenmesi amacıyla hasta dozu ölçümünde kullanılacak TLD’ler, hastaların
ışınlandığı x-ışını enerjilerinde ışınlanmış ve akım değerleri + % 10 aralığının dışına
çıkmış olan TLD’ler çalışmada kullanılmamıştır. Bu kalibrasyon ile TLD’lerin
duyarlılık etkisi belirlenmiştir (ECC).
İkinci kalibrasyon ise TLD okuyucusundan elde edilen ve TLD’de soğurulan dozun
direkt ölçümünde kullanılan okuyucu kalibrasyon faktörünün bulunmasıdır.
Hassasiyetleri ± % 10 aralığı içerisinde bulunan TLD’ler diagnostik enerji aralığındaki
bir x-ışını kalitesinde aynı anda ışınlanırlar. TLD’ler ile aynı geometriye yerleştirilmiş
44
bir iyon odası da aynı şartlarda ışınlanır. Işınlanan TLD’ler, TLD okuyucusunda nC
akım biriminde okunmuştur ve ortalama nC değeri iyon odasından okunan ışınlama
değerine bölünerek RCF (Reader Calibration Factor) değeri bulunur. TLD
okuyucusunun kalibrasyon faktörü nC/mR ya da nC/mGy olarak belirlenir. Böylece
TLD okumaları, okuyucu kalibrasyon faktörü kullanılarak direkt olarak ışınlama (mR)
yada soğurulan doz (mGy) biriminde elde edilir.
3.4. Hasta Dozu Ölçüm Parametreleri ve Geometrisi
Şekil 3.4.’ te görüldüğü gibi x-ışın tüpü kolimatörünün önüne geçirgen tipte iyon odası
yerleştirilir. Bu iyon odası elektrometreye bağlanır. Elektrometre de bilgisayara
bağlanır. Böylece Diasoft programı yardımıyla doz okumaları ışınlama ile eş zamanlı
olarak gerçekleştirilir.
Şekil 3.4. Hasta dozu ölçüm düzeneği
45
-M4-KDK diamentor sisteminin iyon odası (dedektör) x-ışını tüpünün kolimatörünün ön
kısmına yerleştirilir.
-İyon odasının 2 adet çıkışı vardır ve bu çıkışlar elektrometreye takılır.
-Elektrometre (DAP metre) hasta verilerinin bilgisayara kaydedilebilmesi amacıyla,
bilgisayara seri olarak bağlanmıştır. Bilgisayardan verilerin elde edilebilmesi için
Diasoft 5.0 ® yazılımı kullanılmaktadır.
-Diasoft yazılımında her hastaya ait ayrı bir dosya oluşturulur. Hastaya ait veriler
alınmadan önce Diasoft yazılımında yeni dosya oluşturulurken , hastanın adı, soyadı,
yaşı, kilosu, boyu ve cinsiyeti bilgileri girilir.
-Cilt dozunun ölçülmesi için, radyolojik incelemenin yapılacağı ve hastaya x-ışınının
en fazla yönlendirileceği bölgeye TLD (Termolüminesans dozimetre) yerleştirilir.
Örneğin, Karotid çalışması için, boynun altına, üst ekstremite çalışması için omuzlara,
hepatik çalışması için ise karaciğer hizasına TLD yerleştirilir.
-Her hasta için kullanılmak üzere standart formlar hazırlanmıştır. (Çizelge 3.1., 3.2.,
3.3.). İncelemenin başlangıcında ilk çizelgeye hastanın kişisel bilgileri, incelemeyi
yapan hekim ve hastane adı, tarih, çalışma adı, çalışma alanı bilgileri ile giriş dozunun
hesaplanmasında kullanılmak üzere Hasta-Dedektör Mesafesi (HDM), Odak noktası-
Yer Mesafesi (OYM), Odak noktası-Dedektör Mesafesi (ODM) not edilir. Diğer
sayfalara ise floroskopik ve radyografik görüntü parametreleri çalışma esnasında
doldurulur.
-Diamentor sistemi tarafından giriş dozunun doğru ölçülebilmesi için diamentor
sisteminin elektrometresine, Odak noktası-Dedektör mesafesi (ODM) ile Hasta -
Dedektör mesafesinin (HDM) doğru ölçülüp girilmesi gerekmektedir. Odak noktası-
Dedektör Mesafesi her sistem için hasta dozu ölçümlerine başlamadan önce belirlenmiş
ve elektrometreye girilmiştir. Hasta dedektör mesafesi ise, Bölüm 3.5.’te anlatılacağı
gibi, Masa-Yer Mesafesi(MYM), Odak noktası- Dedektör mesafesi (ODM) ile Odak
noktası-Yer Mesafesinden (OYM) hesaplanıp elektrometreye girilmiştir.
-Her sistem için DAP ve ED kalibrasyonları yapılmıştır.
-TLD kalibrasyon faktörü belirlenmiştir.
- Her sistem için Yatak Azalım Faktörü ölçülmüştür.
46
Çizelge 3.1. Hasta Formu.
Hastane Adı:
Doktor Adı:
Sistem:
Hasta ID:
Adı:
Soyadı:
Yaş:
Kilo:
Boy:
Cinsiyet:
Hasta Dedektör Mesafesi:
Odak Yer Mesafesi:
Odak Dedektör Mesafesi:
Toplam Floroskopi Süresi:
% DSA Süresi:
% Floroskopi Süresi:
Toplam DAP:
% DSA DAP:
% Floroskopi DAP:
Toplam Radyografi Sayısı(DSA Sayısı):
Toplam ED(Hava Giriş Dozu):
Ortalama TLD Sonucu:
47
Çizelge 3.2. Floroskopik ışınlamalar için hasta formu
Çizelge 3.3. Radyografik ışınlamalar için hasta formu
Her bir anjiyografik inceleme için floroskopik görüntüleme ile radyografik
görüntüleme parametreleri sırasıyla Çizelge 3.2. ve Çizelge 3.3.’te görülen formlara
kayıt edilir. Floroskopik görüntüleme parametreleri çalışma esnasında çalışma ile eş
zamanlı olarak not edilir. Radyografik görüntüleme parametreleri incelemenin bitiminde
anjiyografi sistemi bilgisayarından kayıt edilmektedir. Hasta dozu ölçümü için saptanan
protokoller aşağıdadır.
48
Floroskopik Görüntüleme Parametreleri
1) Çalışmanın başlangıcından itibaren her bir floroskopik görüntü ayrı ayrı kayıt edilir.
Bunların her biri Diasoft programına bir grafik olarak aktarılmaktadır.
2) Hastanın ışınlanan anatomik bölgesi (kafa,boyun gibi.).
3) Hastanın görüntüleme esnasında, görüntü güçlendiriciye göre pozisyonu (AP, PA,
Oblik, Sağ LAT, Sol LAT gibi).
4) Görüntü güçlendiricinin her floroskopik görüntüdeki büyütme faktörü (14 cm, 20cm,
28 cm, 40 cm gibi).
5) Görüntü güçlendirici ile hastanın bulunduğu yatak düzlemi arasındaki açı yani x -
ışınlarının hastaya hangi açı ile girdiği.
6) Floroskopik ışınlama sırasında kullanılan (kVp) ve akım(mA) değerleri. Hasta
kalınlığına göre otomatik parlaklık kontrolü devreye girdiğinden kVp değeri sürekli
değişmektedir. Bu değişim sürekli gözlenerek ortalama değerler not edilmektedir.
7) Floroskopik ışınlama süresi (sn). Diasoft programından floroskopik ışınlamaya ait
grafikten okunarak forma yazılmaktadır.
8) Görüntülemenin izlendiği monitörden monitör üzerindeki görüntü alanıdır. Cm
bölmeli cetvelle ile monitör üzerinden ölçülmektedir.
9) Odak noktası ile görüntü güçlendirici arasındaki mesafe ve hastanın yattığı masanın
cm olarak yerden yüksekliği teknisyen tarafından çalışma esnasında anjiografi
ünitesindeki göstergeden bakılarak bildirilmektedir.
10) Çalışma süresince hastaya verilen doz-alan çarpımı değeri (DAP) Gy.cm2 olarak not
edilir.
11) Çalışma süresince hastaya giriş noktasındaki doz (ED) mGy olarak not edilir.
Radyografik Görüntüleme Parametreleri
Anjiografik inceleme bittikten sonra radyografik görüntülere ait bilgiler Çizelge 3.3.’te
görülen forma kayıt edilir. Bu bilgiler:
1) Radyografik görüntü yani DSA sıra numarası (kardiyolojik incelemeler için çıkarma
olmadığı için DA sıra numarası).
49
2) Radyografik ışınlama yapılan anatomik bölgenin adı.
3) Radyografik ışınlama yapılan anatomik bölgenin projeksiyonudur(AP, PA gibi.).
4) Radyografik görüntüleme sırasında saniyedeki radyografik görüntü sayısı.
5) Radyografik görüntüleme sırasında alınan toplam görüntü sayısı.
6) Radyografik görüntüleme sırasında sistemin kullanılan (kVp) ve akım (mA)
değerleri.
7) Radyografik görüntüleme sırasında sistemin kullandığı puls genişliğinin ms olarak
değeri.
8) Radyografik görüntüleme sırasında görüntü güçlendiricinin büyütme faktörü.
9) Radyografik görüntüleme sırasında görüntü güçlendiricinin açısı (LAT, OBLİK
açısı).
10) Radyografik görüntüleme sırasında hastaya verilen kontrast madde miktarı.
11) Radyografik ışınlama sırasında kullanılan tüpün önüne getirilen filtre.
12) Radyografik görüntüleme sırasında sistemin otomatik olarak kullandığı odak
noktası boyutu.
13) Radyografik görüntüleme sırasında monitörden ölçülen görüntü alanıdır.
14) Radyografik görüntüleme sırasında teknisyen tarafından okunan odak noktası-
görüntü güçlendirici mesafesi.
15) Radyografik görüntüleme sırasında teknisyen tarafından okunan masa-yer mesafesi.
16) Çalışma süresince hastaya verilen doz-alan çarpımının (DAP) Gy.cm2 olarak değeri
Diasoft programına kayıt edilir. Sonra grafiklerin değerlendirilmesi ile DAP değerleri
elde edilir.
17) Çalışma süresince hasta giriş dozu değerleri mGy olarak Diasoft yazılımında açılan
dosyaya kayıt edilir. Sonradan grafiklerin değerlendirilmesi ile floroskopik görüntüleme
sırasında ve radyografik görüntüleme sırasında hasta giriş dozları birbirlerinden ayırt
edilebilir.
Çizelge 3.3.’teki 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13 numaralı parametreler anjiyografi sistemi
bilgisayarından okunarak, 16 ve 17 numaralı parametreler ise Diasoft programından
okunarak kayıt edilmektedir.
50
3.5. Hasta Çalışmalarının Değerlendirilmesi
Hasta bilgilerinin değerlendirilmesi aşamasında toplam floroskopi süresi(dk), %DSA
süresi, % Floroskopi süresi, Toplam DAP(Gy.cm2 ) ,% DSA DAP, % Floroskopi DAP,
Toplam radyografik görüntü sayısı(DSA sayısı), Toplam ED(Giriş Dozu, mGy) bilgileri
Çizelge 3.2. ve Çizelge 3.3.’te kaydedilen parametrelerden ve her bir hasta için Diasoft
programına kayıt edilen radyografik ve floroskopik görüntüleme için DAP-zaman ve
ED-zaman grafik ( Şekil 3.5. ve Şekil 3.6.) bilgilerinden yararlanarak hesaplanmakta ve
Çizelge 3.1.’de ilgili yerlere kaydedilmektedir.
Anjiyografik inceleme sonunda hastaya yerleştirilen TLD’ler, TLD okuyucusu ile
okunarak değerlendirilir ve Çizelge 3.1.’e kaydedilir. Her sistem için ölçülen
kalibrasyon faktörü RCF kullanılarak her hasta için ortalama TLD doz değeri mGy
olarak elde edilir.
Kardiyolojik incelemeler için, hasta doz ölçümlerinde saptanan protokollere birkaç
ufak değişiklikle benzer çalışmalar yapılmıştır. Örneğin, kardiyolojik incelemelerin
yapıldığı cihazlarda, floroskopik ışınlamalar için farklı doz modları olduğundan bu
seçenek formlara eklenmiştir. Ayrıca kardiyolojik incelemelerde cilt dozu ölçümlerinde
radyokromik film kullanıldığından çalışmanın başında belirlenen on projeksiyondan
dokuz tanesi film üzerinde işaretlenmiştir ve bu bölgelere TLD’ler yerleştirilmiştir.
Bütün bu işlemler bittikten sonra x-ışını hastaya sırt bölgesinden girdiği için
radyokromik film hastanın kalbine merkezlenecek şekilde, sırtının altına
yerleştirilmiştir. Doz ölçümlerinde kullanılan radyokromik filmlerin
değerlendirilmesinde doz-renk değişimine bağlı optik yoğunluk karakteristik eğrisi
kullanılmıştır. Doz- renk değişimine bağlı optik yoğunluk karakteristik eğrisi elde
edilirken, farklı ışınlama değerlerinde ışınlanmış filmler uygun tarayıcı ile yurt
dışındaki bir araştırma laboratuvarında (İtalya) okutturulmuş ve okumalar tiff
formatında kayıt edilmiş RGB(Red, Gren, Blue) renkli görüntüler olarak elde edilmiştir.
Görüntüler Origin 7.0 programında gri skalaya dönüştürülmüş ve renk değişimi
bölgesine denk gelen kısım seçilerek sayısallaştırılmıştır. Sayısal hale getirilen
51
görüntülerde ortalama sayısal değerin doza karşılık eğrisinin çizilmesi ile karakteristik
eğri oluşturulmuştur. Radyokromik filmlerin kullanıldığı hasta dozu ölçümlerinde, her
hastaya ait doz dağılımını içeren görüntüler benzer işlemlerden geçirilmiş ve renk
değişimlerine karşılık gelen bölgeler sayısallaştırılmıştır. Sayısallaştırılan bölgelerden,
maksimum ortalama sayısal değer bulunarak karakteristik eğriden ona karşılık gelen
maksimum doz değeri bulunmuştur. Böylece her hasta için deterministik etkilerin söz
konusunun olup olmadığının saptanmasında kullanılan maksimum cilt dozları
belirlenmiştir.
Şekil 3.5. Radyografik ışınlamalar için DAP-ED grafiği
Şekil 3.6. Floroskopik ışınlamalar için DAP-ED grafiği
52
Diasoft programına kayıt edilen hasta bilgilerinden her bir hasta için, projeksiyon başına
toplam ED( Diasoft programından okunan) ve toplam DAP( Diasoft programında
grafikten okunan) değerleri bulunmuştur. Grafik okumaları sadece DAP için yapılmıştır.
Çünkü grafikten okunan DAP değerleri ile Diasoft’tan okunan DAP değerleri arasında
azda olsa bir fark gözlenmiştir. ED değerleri, Diasoft ve grafikten okunan değerler
birbirine çok yakın okunduğundan, sadece Diasoft’tan not edilmiştir.
Ortalama kVp ve HVL (Half Value Layer, Işınlamanın yarı değerine düştüğü
alüminyum kalınlığıdır)’ye bağlı olarak geri saçılım faktörleri (GSF) NRPB
tablolarından bulunmuştur. Geri saçılım faktörleri, diagnostik enerji aralığı için yaklaşık
1.2-1.4 aralığındadır. Örneğin 70 kVp de, Head (kafa) PA ve Kidney (böbrek) PA
projeksiyonları için geri saçılım faktörleri sırasıyla 1,259 ve 1,369’dur.
Diamentor sisteminin elektrometresine girilen hasta dedektör mesafesi(HDM) inceleme
sırasındaki ortalama hasta dedektör mesafesi ile aynı değil ise, Diamentor sistemi ile
(ODM+HDM) noktasında ölçülen hasta giriş dozu ( ED , Entrance Dose), ters kare
kanununa göre düzeltilmiş ve cilt giriş dozu ( 1.06ESD EDxGSFx= ) olarak
hesaplanmıştır. PA projeksiyonu için, Hasta dedektör mesafesi(HDM), not edilen masa
yer mesafesinden (MYM) ve her bir sistem için ölçülen odak-yer, odak-dedektör
mesafelerinden aşağıdaki gibi bulunur.
(3.4) (HDM MYM OYM ODM= − + )
Çoklu projeksiyonlarda (Oblik, RLAT, LLAT) OYM mesafesi, x-ışını tüpünün
hastaya göre konumuna bağlı olarak değişmektedir. Bundan dolayı OYM’ den hareketle
HDM’nin hesaplanması bu tür projeksiyonlar için yanlış sonuçlar vermektedir. Çoklu
projeksiyonlar için hasta incelemeleri gözlemlerine dayanarak ve incelemeyi yapan
hekime danışılarak ortalama bir HDM mesafesi alınmıştır.
53
3.6. Etkin Dozun Değerlendirilmesi
Radyasyon kaynaklı risk hesaplamalarında kullanılan etkin dozu bulmak için Monte
Carlo hesaplamalarına dayanan XDOSE (Le Heron et al 1994) ve PCXMC
(Tapiovaara et al 1997) benzeşim programları kullanılmıştır. Vasküler incelemeler için
etkin dozlar, her bir projeksiyon için XDOSE monte carlo programı kullanılarak ayrı
ayrı hesaplanmıştır. Bu program, NRPB tablolarının kullanımına dayalı ve sınırlı
sayıda standart projeksiyonlar için kullanılabilmektir. Hasta dozu ölçümlerinde bulunan
DAP, ESD ve TLD değerleri kullanılarak etkin dozlar hesaplanmıştır. X-ışınının
hastaya giriş noktasının sürekli değiştiği ve farklı projeksiyonların kullanıldığı kardiyak
incelemeler için PCXMC benzeşim programı kullanılmıştır. Bu programda fantom,
standart insan boyutu dışında gerçek hasta boyutuna göre ayarlanabilmekte ve demetin
hastaya giriş noktası istendiği gibi değiştirilebilmektedir.
3.7. Görüntü Kalitesinin Test Fantomları ile Görsel Olarak Ölçülmesi
3.7.1. Yüksek kontrast ayırma gücü ölçümü
Yüksek kontrast ayırma gücü ölçümünde, Leeds Test Objects Hüttner Type 18 test
fantomu kullanılmıştır. Görüntüler 60 kVp, küçük odak noktası seçimi yapılarak
toplanmıştır.
3.7.2. Alçak kontrast ayırma gücü ölçümü
Alçak kontrast ayırma gücü ölçümünde, Leeds Test Objects LCD4 gürültü test fantomu
kullanılmıştır.
Testin kalibre edilmiş demet ile yapılabilmesi için yüksek saflıkta 1 mm kalınlığında
bakır soğurucu levha kullanılmıştır. Görüntüler küçük odak noktası, 70 kVp ve DA
modunda toplanmıştır.
54
3.7.3. Kontrast - ayrıntı ölçümü
Kontrast-ayrıntı testinde, Leeds Test Objects TCD4 kontrast-ayrıntı test fantomu
kullanılmıştır.
Testin kalibre edilmiş demet ile yapılabilmesi için yüksek saflıkta 1 mm kalınlığında
bakır soğurucu levha kullanılmıştır. Görüntüler küçük odak noktası, 70 kVp ve DA
modunda toplanmıştır.
3.8. Görüntü Kalitesinin Sayısal Olarak Ölçülmesi
Görüntü kalitesinin nümerik olarak değerlendirilmesi, gürültü dağılım spektrumu ve
modülasyon transfer fonksiyonunun ölçülmesi ile gerçekleştirilmiştir. Ölçümler
sırasında izlenen protokoller aşağıdaki gibidir
3.8.1. Modülasyon transfer fonksiyonunun ölçülmesi
Modülasyon transfer fonksiyonunun ölçülmesinde kenar metodu uygulanmıştır ( Greer
et al. 2000, Buhr et al. 2003). Bunun için 0.4 mm kalınlığında bir tungsten levha, ince
örneklenmiş çizgi dağılım fonksiyonunun elde edilmesi için katot – anot eksenine
yaklaşık 5 derece açı ile görüntü güçlendiricinin yüzeyine Şekil 3.7.’deki gibi
yerleştirilmiştir.
55
Şekil 3.7. Modülasyon transfer fonksiyonu ölçüm geometrisi
Modülasyon transfer fonksiyonunun ölçülmesinde izlenen algoritma aşağıdaki gibidir.
1) 0.4 mm kalınlığında tungsten levha şekil 3.7.’ deki gibi anot-katot ekseni ile
yaklaşık ‘lik açı yapacak şekilde görüntü güçlendiricinin yüzeyine
yapıştırılmıştır.
5o
2) Görüntüler radyografik modta, RQ5 standart spektrumu kullanılarak küçük odak
noktası seçimi ile alınmıştır.
3) Anjiyografi sisteminde elde edilen görüntüler sıkıştırılmış DICOM formatında
olduğu için, sıkıştırılmış DICOM görüntülerini açabilen ve başka formatta kayıt
edilmesine olanak sağlayan DicomWorks, ezDICOM yada MRIcro programları
denenmiş ve görüntüdeki piksel derinliğinde değişikliğe neden olmadan görüntü
dönüşümü sağlayan ezDICOM programı kullanılmıştır. Bu programda açılan
görüntüler Bitmap, formatında kaydedilmiştir.
4) Tungsten levhanın görüntüsünden çizgisel dağılım fonksiyonunun uç
kısımlarının içerilmesi için, ImageJ programı kullanılarak kenara dik düzlemde
kenar geçiş noktasının (Modülasyon transfer fonksiyonunun düşük
frekanslardaki davranışının elde edilmesi) ve kenara paralel düzlemde ise
civarında ilgili alan seçilmiş ve txt dosyası olarak kayıt edilmiştir.
50mmm
30mmm
56
Bundan sonraki görüntü işlenmesi aşamalarında MATLAB 6.5. programı
kullanılmıştır.
5) Seçilen ilgili alanda, kenara dik düzlemdeki her satır için
, 2 ,........x x N∆ ∆ ∆m m m x konumlarındaki piksel değerlerinin, piksellerin
kenardan olan dik uzaklıklarına (mm olarak ) karşı çizdirilmesi ile kenar dağılım
fonksiyonları oluşturulmuştur. Kenar dağılım fonksiyonlarının her birinin kesikli
türevi alınarak elde edilen çizgisel dağılım fonksiyonlarının tepe noktalarından,
kenarın her satırda hangi pikselden geçtiği saptanmıştır. Kenarın geçtiği
noktalara lineer fit uygulanarak, doğrunun eğiminden ince örneklenmiş kenar
dağılım fonksiyonunun elde edilmesi için anot - katot ekseni boyunca fantoma
verilen açı belirlenmiştir.
6) Bir önceki aşamada belirlenen açı ile kenara dik düzlemde, kenarın bir piksel
kaydığı satır sayısı aşağıdaki şekilden
1tansatır
xNx α∆
= =′∆
(3.5)
denklemi ile bulunur.
Şekil 3.8. İnce örneklenmiş kenar dağılım fonksiyonunun oluşturulması
7) Kenara dik düzlemde , 2 ,........x x N x′ ′ ′∆ ∆m m m ∆ konumlarındaki piksel
değerlerinin, piksellerin kenardan olan uzaklıklarına (mm olarak ) karşı
57
çizdirilmesi ile ince örneklendirilmiş kenar dağılım fonksiyonu elde edilir.
Burada ‘dır ve ince örneklemeden sonraki piksel boyutu, x x tan′∆ = ∆ α x∆ ise
ince örneklemeden önceki gerçek piksel boyutudur.
8) Elde edilen kenar dağılım fonksiyonu gürültü etkisinin azaltılması için,
smoothing spline yada erf fonksiyonlarının birisine fit edildikten sonra kesikli
türevi alınarak çizgi dağılım fonksiyonu oluşturulmuştur. Çizgi dağılım
fonksiyonu elde edilirken kenar dağılım fonksiyonunun, birçok veri noktasını
içerdiği için smoothing spline fonksiyonuna fit edilmesi kararlaştırılmıştır.
9) Çizgi dağılım fonksiyonunun kesikli Fourier dönüşümü alınarak modülasyon
transfer fonksiyonu bulunur. Modülasyon transfer fonksiyonu değerleri sıfır
frekanstaki değere bölünerek, sıfır frekansında 1’e normalize edilir.
Modülasyon transfer fonksiyonu, 1fN x
∆ =′∆ frekans değerlerine karşılık
çizdirilerek frekans uzayındaki değişimi incelenmiş olur. Burada , ince
örneklendirilmiş kenar yada çizgi dağılım fonksiyonunun oluşturulmasında
kullanılan piksel sayısıdır. Şekil 3.9.’da smoothing spline ve erf fit fonksiyonu
kullanılarak elde edilen kenar dağılım ve buna bağlı olarak çizgi dağılım
fonksiyonları görülmektedir.
N
0
50
100
150
200
ES
F
-10 -5 0 5 10 15
-120
-100
-80
-60
-40
-20
0
20
LSF
x(mm)
0
50
100
150
200
ES
F
-10 -5 0 5 10 15
-80
-60
-40
-20
0
LSF
x(mm)
a) b)
Şekil 3.9. a) Smoothing spline b) Erf fit fonksiyonları uygulanarak elde edilen
kenar ve çizgi dağılım fonksiyonları
58
3.8.2. Gürültü dağılım spektrumunun elde edilmesi
Gürültü dağılım spektrumunun ölçülmesinde, tungsten levha hariç Şekil 3.7.’deki ölçüm
geometrisi kurulmuştur ve ölçümlerde izlenen algoritma aşağıdaki gibidir.
1) Görüntüler radyografik modta, RQ5 standart spektrumu kullanılarak küçük odak
noktası seçimi ile toplanmıştır.
2) Homojen ışınlama sonucu toplanan görüntüler sıkıştırılmış DICOM formatında
olduğu için, sıkıştırılmış DICOM görüntülerini açabilen ve başka formatta kayıt
edilmesine olanak sağlayan DicomWorks, ezDICOM yada MRIcro programları
denenmiş ve görüntüdeki piksel derinliğinde değişikliğe neden olmadan görüntü
dönüşümü sağlayan ezDICOM programı kullanılmıştır. Bu programda açılan
görüntüler Bitmap formatında kaydedilmiştir.
3) İmageJ programı kullanılarak görüntü, 10 tane 128x128’lik ilgili alana
bölünerek sayısal hale getirilir. Elde edilen küçük boyuttaki 10 sayısal
görüntünün her birisine MATLAB 6.5 programı kullanılarak sıradaki işlemler
uygulanmıştır.
4) Görüntüde düşük frekanslı gürültüyü (heel etkisi vb.) kaldırmak için görüntüye
iki boyutlu alçak frekans geçirgen filtre uygulanır (Wiener2).
5) Görüntüye iki boyutlu hızlı Fourier transformu uygulanır.
6) Fourier dönüşümünün mutlak değerinin karesi alınır ve böylece 2 boyutlu
gürültü dağılım spektrumu elde edilir.
7) Elde edilen spektrumun doğruluğunu sınamak için varyansın karesinin, iki
boyutlu gürültü dağılım spektrumunun integraline eşit olup olmadığına bakılır.
8) 7) işlemi doğrulandıktan sonra tek boyutlu gürültü dağılım spekturumunu elde
etmek için, iki boyutlu gürültü dağılım spektrumunun bir yöndeki eksenin 7 satır
üstünde ve 7 satır altında dilimler alınarak toplanır ve ortalaması alınır.
9) 4-8) arasındaki işlemler seçilen tüm ilgili alanlar (10 tane 128x128’lik görüntü)
için tekrarlanır ortalama bir gürültü dağılım spektrumu elde edilir.
10) Dedeksiyon kuantum etkinliğinin hesaplanmasında kullanılmak üzere piksel
değerlerine bağlı olarak elde edilen tek boyutlu gürültü dağılım spektrumu,
dedektör sinyaline normalize edilir.
59
4. ARAŞTIRMA BULGULARI
4.1. Vasküler İncelemeler İçin Hasta Dozu Ölçüm Sonuçları
İbni Sina Hastanesi Siemens Multistar Plus anjiyografi sisteminde, 7 farklı vasküler
anjiyografik inceleme için toplam 158 hastanın doz ölçümleri yapılmıştır. Hasta dozu
ölçümünde ED, TLD ve DAP ölçüm yöntemleri kullanılmıştır. Radyasyon riski
hesaplarında kullanılmak üzere etkin doz, her üç yöntemden elde edilen ölçüm
sonuçlarından XDOSE Monte Carlo programı kullanılarak hesaplanmıştır. Çizelge 4.1.,
4.2., 4.3. ve 4.4.’de ölçüm sonuçları görülmektedir. Çizelge 4.1. ve Çizelge 4.2.’de her
bir inceleme için hasta sayısı, DAP değerleri ve bunlara ait % oranları, toplam DAP
değerleri, radyografik görüntü sayısı ve floroskopi süreleri ile % oranları
gösterilmektedir. Çizelge 4.3.’te ise cilt giriş dozunun (ESD), TLD ve Diamentor
sistemi iyon odası olmak üzere iki farklı yöntemle ölçüm sonuçları verilmiştir. Çizelge
4.4.’te ise, ED, TLD ve DAP ölçümlerinden hesaplanan etkin doz değerleri
gösterilmektedir. Sonuçlar, ortalama değerler ve parantez içinde minimum ve
maksimum değişimleri ile verilmiştir. İncelemeler ayrıca, diagnostik ve girişimsel
olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Çünkü girişimsel incelemelerde tedavi yapıldığından
floroskopik görüntüleme süresi daha uzun ve buna bağlı olarak hasta dozları da daha
yüksektir. Çizelgelerde parantez dışındaki değerler ortalama değerleri, parantez
dışındaki değerler ise minimum ile maksimum değerleri ifade etmektedir.
60
Çizelge 4.1. Vasküler incelemeler için, inceleme başına hasta sayısı, DAP değerleri,
floroskopik ve radyografik görüntü için % DAP değerleri
DAP(Doz alan çarpımı)(Gy.cm2) % DAP
İnceleme
Hasta
Sayısı Floroskopi Radyografi Toplam Floroskopi Radyografi
Hepatik Diagnostik 5 8 (0.4-16) 44 (2.5-153) 52 (3-167) 23(8-48) 77(52-92)
Girişimsel 14 19(2.4-51.5) 57(13-189) 77 (16.5-240) 23(6-42) 77(58-94)
Toraks Diagnostik 3 9(3-12) 39 (22-49) 48 (33-58) 20(5-34) 80(66-95)
Renal Diagnostik 6 22(4-41) 64 (21-164) 86 (30-202) 35(14-81) 65(19-86)
Girişimsel 5 13(5-26) 67.6 (38.5-135) 81 (46-140.5) 18(4-27) 82(73-96)
Alt
Ekstremite Diagnostik 29 2.8(0.06-15) 11.5 (2.5-42)) 14 (3-49) 21(6-44) 79(56-94)
Girişimsel 8 5.9(0.07-17.5) 12 (0.2-34) 18 (0.2-43) 40(5-87) 60(13-95)
Üst
Ekstremite Diagnostik 9 4.1(0.6-11) 7.9 (2-22) 12 (3.6-33) 34(14-67) 66(33-86)
Girişimsel 6 6(0.2-32.5) 11.5 (0.1-38.5) 18 (0.3-71) 33(13-65) 67(35-87)
Serebral Diagnostik 47 6 (1-20.6) 79.6 (38-139) 85.7 (68-149) 7(2-18) 93(82-98)
PA .... 6 (0.07-61) .... ....
OBL .... 49.5(25.6-106) .... ....
RLAT .... 13 (0.5-37) .... ....
LLAT .... 17 (4.6-31) .... ....
Girişimsel 5 16(4-31) 85 (59-125) 101 (90-135) 16(4-34) 84(66-96)
PA .... 2.9 (0.6-6) .... ....
OBL .... 81.4 (61-107) .... ....
RLAT .... 12 (7.8-20) .... ....
LLAT .... 12.7 (6.5-21) .... ....
Karotid Diagnostik 19 5.8(0.1-36) 18 (2.3-67) 23.8 (2.8-97) 23(6-40) 77(60-94)
PA .... 8.5 (0.3-26) .... ....
OBL .... 13.6(0.4-73) .... ....
RLAT .... 2.8 (0.4-11.4) .... ....
LLAT .... 1.7 (0.5-3.1) .... ....
Girişimsel 2 7.9(7.8-8) 14 (7.8-20) 22 (16- 29) 40(29-50) 60(50-71)
PA .... 16 (6-26) .... ....
OBL .... 5.9 (3-9.3) .... ....
61
Çizelge 4.2. İncelemelere göre ortalama kVp, floroskopi süresi ve yüzdesi, radyografik
görüntü sayısı
İnceleme
Hasta
Sayısı
kVp
(kV)
Floroskopi
Süresi (dk)
% Floroskopi
Süresi
Radyografik
Görüntü Sayısı
Hepatik Diagnostik 5 72(60-84) 3.2(1-4.7) 81(72-96) 59(11-125)
Girişimsel 14 75(65-80) 7.7(1.8-13) 84(19-96) 59(17-182)
Toraks Diagnostik 3 71(70-72) 8(1.3-13) 80(66-88) 72(35-102)
Renal Diagnostik 6 82(75-90) 5.2(1.4-14) 73(52-94) 62(28-110)
Girişimsel 5 76(70-80) 5(1.8-11) 76(66-92) 84(36-126)
Alt
Ekstremite Diagnostik 29 69(55-80) 1(0.4-3.5) 55(26-80) 44(25-84)
Girişimsel 8 69(54-78) 2.2(0.1-6.3) 73(51-92) 36(7-58)
Üst
Ekstremite Diagnostik 9 68(60-78)
5.7(1.02-
13.8) 76(51-99) 59(16-124)
Girişimsel 6 69(60-80) 5.7(0.4-18) 82(69-97) 61(1-116)
Serebral Diagnostik 47 .... 5.7(1.5-18) 64(27-87) 148(92-247)
PA .... 69(64-77) .... .... ....
OBL .... 79(69-85) .... .... ....
RLAT .... 71(65-75) .... .... ....
LLAT .... 72(68-75) .... .... ....
Girişimsel 5 .... 9.4(3.8-14) 67(54-84) 171(129-229)
PA .... 73(70-75) .... .... ....
OBL .... 77(70-80) .... .... ....
RLAT .... 75(70-85) .... .... ....
LLAT .... 73(70-75) .... .... ....
Karotid Diagnostik 19 .... 5(1.2-17) 75(29-92) 83(36-151)
PA .... 68(58-75) .... .... ....
OBL .... 70(65-80) .... .... ....
RLAT .... 69(65-73) .... .... ....
LLAT .... 70(65-75) .... .... ....
Girişimsel 2 .... 8.6(7.2-9.9) 84(77-90) 101(77-125)
PA .... 70(65-75) .... .... ....
OBL .... 74(72-75) .... .... ....
62
Çizelge 4.3. Cilt giriş dozunun (ESD), diamentor sistemi iyon odası ile hava giriş
dozundan ve TLD’ den bulunan değerleri
Cilt giriş dozu (ESD) (mGy) İnceleme
Havadaki giriş dozundan TLD’den
Hepatik Diagnostik 361(13.6-661) 110(5.5-236.5)
Girişimsel 542 (111-1470) 74(5-165)
Toraks Diagnostik 260 (178-418) 29
Renal Diagnostik 622 (247-1110) 72(1.2-160)
Girişimsel 657 (243-1170) 19.7(2.5-63)
Alt
Ekstremite Diagnostik 68 (8-485) 28(2-90)
Girişimsel 146 (1.5-488) 35.5(0.9-159)
Üst
Ekstremite Diagnostik 73 (16-183) 18(1-62.5)
Girişimsel 157 (2.3-763) 38(1-183)
Serebral Diagnostik 1120 (431-1970) 343.5(60.5-647)
PA 60(1.2-304) 191.5(3-445)
OBL 707 (119-1390) ..............................
RLAT 173 (46-982) 100(31.5-226.5)
LLAT 189 (54-401) 59(22-328)
Girişimsel 1310 (385-1880) 457(234-571)
PA 36.4 (8.7-90) 267.7(78-436)
OBL 1040 (74.7-1700) ......................
RLAT 207.6 (76-454) 74(47-101)
LLAT 141 (83-199) 55(47-60)
Karotid Diagnostik 215 (14-1200) 20.8(1-116)
PA 65 (2.2-377) 21(0.9-116)
OBL 120 (3.5-827) ..........................
RLAT 33 (5-130) ..........................
LLAT 22 (7.8-37.5) .............................
Girişimsel 154 (129-179) 72.9(69.5-76)
PA 99.5 (88-111) 47.9(26-69.5)
OBL 46.5 ( 3-90.5) .........................
63
Çizelge 4.4. Her bir vasküler inceleme için, DAP, ESD ve TLD’den bulunan etkin doz
değerleri
Etkin dozlar (mSv)
İnceleme
Toplam DAP’tan
Havadaki giriş
dozundan (ED’den) TLD’den
Hepatik Diagnostik 8.6 (0.3-22) 36 (1-61) 10.5(0.4-22)
Girişimsel 10.5 (2-35.4) 50 (11-147) 6.9(0.4-17.3)
Toraks Diagnostik 6 (4-7) 31 (21-49) 3
Renal Diagnostik 13.7 (4.4-30) 33 (12-55) 3.8(0.07-8.5)
Girişimsel 11.7 (6.6-18) 32 (11.7-49) 1(0.1-3)
Alt
Ekstremite Diagnostik 3.5 (0.5-12) 11.7 (1.4-88) 2.9(0.1-8.8)
Girişimsel 4.5 (0.05-11) 25 ( 0.2-87) 3.3(0.07-15.4)
Üst
Ekstremite Diagnostik 0.562 (0.1-1.57) 0.65 (0.1-1.67) 0.6(0.008-0.565)
Girişimsel 0.9 (0.01-4) 1.6 (0.02-8) 0.4(0.008-2)
Serebral Diagnostik 3 (1.2-12.7) 14.6 (4-119) 3.5(0.5-6.4)
PA 0.44 (0.004-10) 0.5 (0.01-2.7) 1.7(0.02-4.1)
OBL 1.7 (0.8-3.3) 7 (1.2-14.5) ........................
RLAT 0.5 (0.02-1.4) 4.2 (0.2-106) 1.1(0.3-2.5)
LLAT 0.6 (0.2-1.1) 2.8 (0.6-33) 0.7(0.2-3.6)
Girişimsel 3 (3-4) 14 (4-20.6) 3.5(1.5-5.5)
PA 0.09 (0.02-0.2) 0.6 (0.08-1.6) 2.6(0.8-4.2)
OBL 2.7 (1.9-3.2) 10 (0.7-17.7) ......................
RLAT 0.5 (0.3-0.9) 2.7 (0.8-6.3) 1(0.5-1.4)
LLAT 0.5 (0.2-0.8) 1.6 (0.9-2.3) 0.6(0.5-0.7)
Karotid Diagnostik 4.9 (0.1-25.6) 11(0.1-58) 0.8(0.02-5.5)
PA 1.8 (0.02-6.3) 2.7 (0.02-17.6) 0.8(0.02-5.5)
OBL 2.9 (0.08-19.4) 7.8 (0.1-48) ..........................
RLAT 0.2 (0.01-0.7) 1.2 (0.05-9.8) ..........................
LLAT 0.06 (0.01-0.1) 1 (0.06-7.8) ..........................
Girişimsel 2.5 (1-3.7) 4.7 (1-8.3) 0.9(0.6-1.2)
PA 1.4 (1.1-1.6) 2.5 (0.9-4) 0.9(0.6-1.2)
OBL 1.1 (0.1-2.1) 2.2 (0.2-4.2) ..........................
64
4.2. Kardiyak İncelemeler İçin Hasta Dozu Ölçüm Sonuçları
İbni Sina hastanesindeki, kardiyak incelemeler için kullanılan iki farklı anjiyografi
sisteminde Koroner Anjiyografi (Coroner Angiography, CA) ve Perkutan Translüminal
Koroner Anjiyoplasti ( Percutaneous Transluminal Coronary Angioplasties, PTCA )
olmak üzere iki tür kardiyak inceleme için hasta dozları ölçülmüştür. Hasta dozu
ölçümünde, vasküler incelemelerde kullanılan yöntemlere ek olarak maksimum cilt
giriş dozlarının ölçümünde radyokromik film kullanılmıştır. Siemens Bicor sisteminde,
Diamentor sistemi iyon odasının takıldığı kısmın, kare tipi iyon odasının
yerleştirilmesine uygun olmadığından, yine Diamentor sistemi ile kullanılabilen
dairesel tipi bir iyon odası x-ışın tüpünün kolimatörünün önüne takılmıştır. Bu iyon
odası ile sadece DAP değerleri okunabilmektedir. Dolayısıyla ikinci sistemde cilt giriş
dozları sadece TLD ve radyokromik film ile ölçülmüştür. Aşağıdaki çizelgelerde sırası
ile her bir sistemde her bir inceleme başına hasta sayısı Çizelge (4.5.), her bir inceleme
başına, belirlenen on tane projeksiyon için floroskopik ve radyografik DAP değerleri ile
toplamları, tüm projeksiyonların toplam DAP değeri ile toplam DAP değerlerinden
hesaplanan etkin dozlar verilmiştir ( Çizelge 4.6.,Çizelge 4.7., Çizelge 4.8., Çizelge
4.9.). Çizelge 4.10. ve Çizelge 4.11.’de ise her bir inceleme için cilt giriş dozlarının
farklı yöntemler ile ölçüm sonuçları verilmiştir. Çizelge 4.12.’de her bir inceleme için
ölçülen floroskopi süresi, toplam radyografik görüntü sayısı ve kVp değerleri
verilmiştir. Çizelge 4.13.’te her bir inceleme için farklı yöntemler ile ölçülen
maksimum cilt giriş dozları ile hangi projeksiyonda ölçüldüğü, Çizelge 4.14.’te ise her
bir inceleme için ölçülen maksimum DAP değeri ile hangi projeksiyonda ölçüldüğü
verilmiştir. Çizelge 4.6.’dan Çizelge 4.12.’ye kadar olan çizelgelerde parantez dışındaki
değerler ortalama değeri, parantez içindeki değerler minimum ile maksimum değerleri
ifade etmektedir. Çizelge 4.13. ve Çizelge 4.14.’te parantez içindeki değerler
maksimum değerlerin hangi projeksiyonda ölçüldüğünü ifade etmektedir. Kardiyak
incelemeler için hesaplanan etkin dozlar PCXMC Monte Carlo programı kullanılarak
bulunmuştur.
65
Çizelge 4.5. Her bir kardiyolojik inceleme için hasta sayısı
Sistem İnceleme Hasta Sayısı
CA 7 S2
PTCA 11
CA 5 S3
PTCA 10
Çizelge 4.6. S2 sisteminde CA incelemesi için DAP ölçüm sonuçları
Projeksiyon
DAP (Gy.cm2)
Etkin Doz(mSv)
(Toplam
DAP’tan)
Floroskopi Radyografi (DA) Toplam
1 0.00 0.00 0.00 0.00
2 2.02(0.32-7.51) 12.93(7.00-21.33) 14.95(8.39-24.28) 4.04(2.22-6.96)
3 0.06(0.00-0.40) 1.50(0.00-10.51) 1.56(0.00-10.90) 0.36(0.00-2.52)
4 17.44(3.19-43.06) 17.19(6.48-43.53) 34.63(10.36-86.59) 8.73(2.20-22.85)
5 6.05(0.00-35.08) 1.09(0.00-4.96) 7.14(0.00-40.05) 1.08(0.00-6.41)
6 2.14(0.00-9.02) 7.75(0.00-23.95) 9.88(0.00-32.97) 2.12(0.00-6.79)
7 2.01(0.00-11.49) 6.33(0.00-11.63) 8.34(0.00-11.92) 1.69(0.00-2.42)
8 0.24(0.00-1.68) 1.58(0.00-11.07) 1.82(0.00-12.75) 0.35(0.00-2.46)
9 1.74(0.00-10.26) 14.53(0.00-42.36) 16.28(0.00-52.62) 3.42(0.00-10.30)
10 0.18(0.00-0.46) 2.01 (0.00-8.83) 2.19(0.00-9.46) 0.40(0.00-1.56)
Toplam (Tüm
Projeksiyonlar)
31.88(3.54-105.37) 64.92(21.94-115,65) 96.79(25.49-221.02) 22.19(7.06-49.09)
66
Çizelge 4.7. S3 sisteminde CA incelemesi için DAP ölçüm sonuçları
Projeksiyon
DAP (Gy.cm2)
Etkin Doz(mSv)
(Toplam
DAP’tan)
Floroskopi Radyografi (DA) Toplam
1 0.65(0.00-2.83) 1.19(0.00-2.43) 1.85(0.00-5.26) 0.43(0.00-1.25)
2 0.12(0.00-0.24) 1.71(0.00-4.06) 1.83(0.00-4.20) 0.40 (0.00-0.97)
3 0.06(0.00-0.13) 0.45(0.00-2.24) 0.51(0.00-2.36) 0.11(0.00-0.49)
4 4.50(0.22-13.65) 4.68(0.00-8.23) 9.18(0.22-21.88) 2.50(0.05-6.33)
5 0.29(0.00-0.95) 0.10(0.00-0.51) 0.39(0.00-0.95) 0.05(0.00-0.12)
6 0.18(0.00-0.89) 1.57(0.00-4.21) 1.75(0.00-5.10) 0.37(0.00-1.06)
7 0.66(0.00-1.50) 1.68(0.00-3.11) 2.34(0.00-3.92) 0.5(0.00-0.88)
8 0.00(0.00-0.00) 0.28(0.00-1.40) 0.28(0.00-1.40) 0.05(0.00-0.75)
9 0.28(0.00-0.47) 1.91(0.00-3.22) 2.19(0.00-3.69) 0.46(0.00-0.75)
10 0.06(0.00-0.28) 0.31(0.00-1.56) 0.37(0.00-1.84) 0.06(0.00-0.31)
Toplam (Tüm
Projeksiyonlar)
6.80(0.90-16.69)
13.89(5.53-21.50)
20.68(6.43-31.98)
4.93(1.24-8.44)
Çizelge 4.8. S2 sisteminde PTCA incelemesi için DAP ölçüm sonuçları
Projeksiyon
DAP (Gy.cm2)
Etkin Doz(mSv)
(Toplam DAP’tan)
Floroskopi Radyogarfi (DA) Toplam
1 2.86(0.00-17.79) 13.92(0.00-90.32) 16.77(0.00-108.11) 4.65(0.00-29.88)
2 7.53(0.00-35.51) 10.36(0.00-48.86) 17.89(0.00-84.37) 4.79(0.00-23.18)
3 4.13(0.00-33.55) 8.10(0.00-46.57) 12.24(0.00-80.13) 2.78(0.00-17.76)
4 18.63(1.85-53.19) 7.48(0.00-25.95) 26.11(1.85-61.20) 6.52(0.45-16.15)
5 4.27(0.00-32.99) 1.94(0.00-16.80) 6.21(0.00-50.79) 0.93(0.00-7.15)
6 1.56(0.00-11.25) 0.00(0.00-0.00) 1.56(0.00-11.25) 0.38(0.00-2.98)
7 5.55(0.00-24.84) 5.16(0.00-23.49) 10.71(0.00-48.34) 2.29(0.00-10.55)
8 9.46(0.00-83.72) 4.60(0.00-33.05) 14.06(0.00-116.77) 2.73(0.00-22.87)
9 21.01(0.00-159.52) 8.22(0.00-54.82) 29.24(0.00-170.96) 6.35(0.00-36.41)
10 1.89(0.00-20.80) 1.98(0.00-21.79) 3.87(0.00-42.59) 0.53(0.00-5.78)
Toplam(Tüm
Projeksiyonlar)
76.90(21.89-210.15) 61.76(17.32-170.77) 138.66(46.68-
281.39)
31.95(10.35-
66.74)
67
Çizelge. 4.9. S3 sisteminde PTCA incelemesi için DAP ölçüm sonuçları
Projeksiyon
DAP (Gy.cm2)
Etkin Doz(mSv)
(Toplam DAP’tan)
Floroskopi Radyografi (DA) Toplam
1 4.16(0.00-41.60) 1.61(0.00-16.14) 5.77(0.00-57.73) 1.67(0.06-16.74)
2 9.11(0.00-40.68) 4.82(0.00-17.65) 13.93(0.00-58.33) 3.39(0.00-14.33)
3 0.01(0.00-0.06) 0.05(0.00-0.47) 0.05(0.00-0.53) 0.01(0.00-0.11)
4 16.11(0.52-51.18) 7.45(0.00-24.81) 23.56(0.52-69.64) 6.17(0.12-19.35)
5 5.86(0.00-50.54) 2.51(0.00-25.14) 8.37(0.00-75.68) 1.50(0.00-13.76)
6 4.34(0.00-42.92) 3.35(0.00-28.23) 7.69(0.00-71.15) 1.66(0.00-15.23)
7 2.80(0.00-19.07) 2.09(0.00-13.08) 4.89(0.00-32.15) 1.28(0.00-7.53)
8 3.47(0.00-15.71) 2.91(0.00-18.72) 6.39(0.00-34.42) 1.16(0.00-6.78)
9 7.25(0.00-33.53) 3.89(0.00-14.89) 11.13(0.00-42.17) 2.17(0.00-8.72)
10 1.14(0.00-5.83) 0.00(0.00-0.00) 1.14(0.00-5.83) 0.18(0.00-0.98)
Toplam (Tüm
Projeksiyonlar)
54.24(6.17-122.41) 28.69(6.49-47.15) 82.93(12.66-168.41) 19.05 (2.37-39.60)
Çizelge 4.10. S2 sisteminde her bir inceleme için farklı iki yöntem ile ( TLD ve
Diamentor sistemi iyon odası) ölçülen cilt giriş dozları İnceleme
CA PTCA
Cilt Giriş Dozu (ESD, mGy) Cilt Giriş Dozu(ESD, mGy)
Projeksiyon Hava Giriş Dozundan
(ED’den)
TLD’den
Hava Giriş Dozundan
(ED’den)
TLD’den
1 0.0 (0.0-0.0) 65.6 (3.9-185.48) 305.2 (0.0-1671.7) 232.4 (1.39-803.7)
2 240.6 (132.8-391.5) 119.6(18.5-243.05) 335.4 (0.0-1532.3) 170.8 (7.45-685.3)
3 24.5 (0.0-171.4) 55.2 (24.7-108.16) 178.5 (0.0-1520.2) 105.9 (3.24-275.65)
4 582.5 (188.5-1463.4) 118.7 (4.1-323.25) 499.9 (49.3-1155.1) 208.8 (1.54-814.3)
5 28.6 (0.0-88.4) 122.9(12.4-316.35) 110.74 (0.0-872.67) 82.65 (15.2-312.3)
6 127.0 (0.0-359.4) 120.4 (6.2-340.97) 13.7 (0.0-137.3) 209.4 (0.3-901)
7 145.8 (0.0-212.74) 73.2 (1.9-278.90) 200.3 (0.0-804.81) 88.9 (1.2-576.2)
8 29.9 (0.0-209.5) 66.2 (3.2-211.7) 249.4 (0.0-1836.5) 201.3 (3.44-1422.7)
9 276.7 (0.0-933.9) 101.1 (2.3-203.8) 513.6 (0.00-3021.7) 289.9 (2.36-2450.43)
10 47.2 (0.0-231.8) ------ 96.34 (0.00-963.43 -------
Toplam (Tüm
Projeksiyonlar)
1502.8(492.3-3170.3)
-------
2503.2(1007.9-4289.2)
-------
68
Çizelge 4.11. S3 sisteminde her bir inceleme için TLD ile ölçülen cilt giriş dozları
İnceleme
CA PTCA
Projeksiyon
Cilt Giriş Dozu (ESD,mGy) Cilt Giriş Dozu (ESD,mGy)
1 84.35(3.82-307.66) 244.01(5.77-1337.28)
2 8.03(4.58-17.20) 196.33(6.99-1071.84)
3 42.46(2.84-109.16) 91.5(9.02-439.21)
4 102.50(4.90-230.05) 180.26(6.89-905.74)
5 17.33(5.83-24.94) 109.85(4.79-349.61)
6 24.85(12.56-37.30) 109.84(7.5-428.51)
7 29.68(1.60-83.12) 44.88(1.01-251.44)
8 13.35(3.96-26.06) 208.9(2.49-866.1)
9 34.38(3.63-116.03) 74.51(2.48-237.38)
Çizelge 4.12. Her bir inceleme için ölçülen kVp, floroskopi süresi ve toplam
radyografik görüntü sayısı
kVp
Sistem
İnceleme
Floro
Radyografi
Floroskopi
Süresi(dk)
Toplam
Radyografik
Görüntü
Sayısı
CA 108(102-120) 96(81-103) 5.43(0.70-12.30) 914(227-1893) S2
PTCA 107(82-120) 91(73-120) 14.55(4.10-40.00) 797(217-1925)
CA 98(82-104) 87(79-96) 2.44(1.30-4.90) 852(328-1449) S3
PTCA 97(80-114) 91(75-110) 17.31(2.30-37.50) 1210(350-2068)
69
Çizelge 4.13. Her bir inceleme için farklı yöntemler ile ölçülen maksimum cilt giriş
dozları
Sistem
Yöntem
CA
PTCA
TLD 340.97(6) 2450.43(9)
ED 1463.4(4) 3021.7(9)
S2
Radyokromik 1341.9 3905.84
TLD 307(1) 1337(1)
ED ---- ----
S3
Radyokromik 1009.85 2339.53
Çizelge 4.14. Her bir inceleme ile ölçülen maksimum DAP değerleri
Sistem
CA
PTCA
S2
86.59(4)
221.02(T)
170.96(9)
281.39(T)
S3
21.88(4)
31.98(T)
75.68(5)
168.41(T)
Çizelge 4.14.’te geçen “T”, tüm projeksiyonları temsil etmektedir.
70
4.3. Görüntü Kalitesinin Görsel Olarak Ölçüm Sonuçları
Görüntü kalitesinin görsel olarak ölçülmesi, yüksek kontrast ayırma gücü, alçak kontrast
ayırma gücü ve kontrast - ayrıntı testi bağlamında gerçekleştirilmiştir. S2 ve S3
sistemleri için yüksek ve alçak kontrast ölçüm sonuçları Çizelge 4.15 ve Çizelge
4.16.’da verilmiştir. Kontrast-ayrıntı ölçüm sonuçları ise Şekil 4.1.’de verilmiştir.
Çizelge 4.15. S2 ve S3 sistemleri için yüksek kontrast ayırma gücü
Sistem Görüntü
Güçlendirici
Çapı(cm)
Yüksek Kontrast Ayırma
Gücü(çç/mm)
22 1
16 1.4
S2
11 1.8
23 1.12
17 1.4
S3
13 1.8
Çizelge 4.16. S2 ve S3 sistemleri için alçak kontrast ayırma gücü
Sistem Görüntü
Güçlendirici
Çapı(cm)
Alçak Kontrast Ayırma
Gücü (% Kontrast)
22 1.3
16 1.3
S2
11 1.1
23 1.3
17 1.1
S3
13 1.1
71
0
0,5
1
1,5
2
2,5
-1,5 -1 -0,5 0 0,5 1
Log Ç
Log
K S2S3
Şekil 4.1. S2 ve S3 sistemleri için en büyük görüntü güçlendirici modlarında elde
edilen kontrast – ayrıntı grafiği
4.4. Görüntü Kalitesinin Matematiksel Olarak Ölçüm Sonuçları
S2 ve S3 sistemleri için görüntü kalitesinin nümerik olarak ölçülmesi, MTF ve NPS’in
ölçülmesi ve DQE’nin, MTF ve NPS ölçümlerinden yararlanarak hesaplanması şeklinde
gerçekleştirilmiştir. Dedeksiyon Kuantum Etkinliği, Modülasyon Transfer Fonksiyonu
ile Gürültü Dağılım Spektrumunun aynı uzaysal frekans değerlerinde birleştirilmesiyle
denklem 2.11.’den elde edilmiştir. Dedeksiyon kuantum etkinliğinin hesaplanmasında
kullanılmak üzere, sistemlerin doz-piksel değeri karakteristik eğrisi davranışı her bir
sistemde alüminyum basamak fantomu ışınlanarak elde edilmiştir. Alüminyum
basamak fantomu, 3 mm’lik artışlarla (3mm, 6mm, 9mm,….,42mm) toplam 14 tane
basamaktan oluşmaktadır. Alüminyum basamak ışınlanarak elde edilen görüntüde, her
basamak kalınlığına karşılık gelen piksel değeri belirlenmiştir. Sonra, her 3 mm’lik
kalınlık artışında ışınlamanın yarıya düştügü varsayılarak (Sistemlerin yaklaşık HVL
değerleri 3mm Al) log ışınlama oranı – piksel değeri eğrisinin , gürültü dağılım
72
spektrumunun ölçümünde kullanılan görüntünün ortalama piksel değerindeki eğiminden
bulunmuştur. ’nin bulunmasında kullanılan Al basamak yönteminde dikkat
edilmesi gereken önemli bir husus, basamak kalınlığı artınca (her defasında 3mm)
G G
demetin ortalama foton enerjisinin değişmesidir ( Kalınlık artınca düşük enerjili x-ışını
fotonları soğurulacağından demetin ortalama foton enerjisi artar). Bunun için, G ’ye
bağlı olarak hesaplanan ve dolayısıyla DQE’nin, ortalama foton enerjisi artışına
göre düzeltilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, her basamak kalınlığı için (3mm, 6mm,
9mm,………,42mm), x-ışın demeti spektrumu benzeşim programı Xcomp5r
kullanılarak ortalama foton enerjisi hesaplanmıştır. Bu simülasyon programında x-ışın
sistemi anot maddesi, kVp ve filtrasyon gibi parametreler programa girilerek x-ışını
demetinin benzeşimi yapılmakta sonuç olarak başına toplam foton sayısı, her
bir enerjideki foton sayısı, ortalama foton enerjisi(
NPS
2mAsxmm
( )kEv ve başına hava kerma
değeri ya da mR cinsinden elde edilmektedir. Her bir basamağa karşılık gelen
piksel değerleri, her bir basamaktaki ortalama foton enerjisi artışı katsayısına bölünerek
bulunmuştur. Aşağıdaki şekillerde elde edilen ölçüm sonuçları verilmiştir.
mAs
mGy
G
73
0 0.5 1 1.5 20
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1
Uzaysal Frekans (çç/mm)
MTF
Şekil. 4.2. S2 sistemi için 22 cm görüntü güçlendirici çapında ölçülen MTF
0 0.5 1 1.5 20
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1
Uzaysal Frekans (çç/mm)
MTF
Şekil. 4.3. S2 sistemi için 16 cm görüntü güçlendirici çapında ölçülen MTF
74
0 0.5 1 1.5 20
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1
Uzaysal Frekans (çç/mm)
MTF
Şekil. 4.4. S3 sistemi için 23 cm görüntü güçlendirici çapında ölçülen MTF
0 0.5 1 1.5 20
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1
Uzaysal Frekans (çç/mm)
MTF
Şekil. 4.5. S3 sistemi için 17 cm görüntü güçlendirici çapında ölçülen MTF
75
0 0.2 0.4 0.6 0.8 1 1.210-5
10-4
10-3
10-2
Uzaysal Frekans (çç/mm)
NN
PS
(mm
2 )
Şekil 4.6. S2 sistemi için 22 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.49 /Gy frµ dozunda
(Doz C modu) ölçülen NPS
0 0.2 0.4 0.6 0.8 1 1.2 1.4 1.610-6
10-5
10-4
10-3
Uzaysal Frekans (çç/mm)
NN
PS
(mm
2 )
Şekil 4.7. S2 sistemi için 16 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.85 /Gy frµ dozunda
(Doz C modu) ölçülen NPS
76
0 0.2 0.4 0.6 0.8 1 1.210
-5
10-4
10-3
Uzaysal Frekans (çç/mm)
NN
PS
(mm
2 )
Şekil 4.8. S3 sistemi için 23 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.37 /Gy frµ dozunda
ölçülen NPS
0 0.2 0.4 0.6 0.8 1 1.2 1.40
0.05
0.1
0.15
0.2
0.25
0.3
0.35
Uzaysal Frekans (çç/mm)
DQ
E
Şekil 4.9. S2 sistemi için 22 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.49 /Gy frµ dozunda
(Doz C modu) ölçülen DQE
77
0 0.2 0.4 0.6 0.8 1 1.2 1.4 1.6 1.80
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
Uzaysal Frekans (çç/mm)
DQ
E
Şekil 4.10. S2 sistemi için 16 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.85 /Gy frµ
dozunda (Doz C modu) ölçülen DQE
0 0.2 0.4 0.6 0.8 1 1.2 1.40
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
Uzaysal Frekans (çç/mm)
DQ
E
Şekil 4.11. S3 sistemi için 23 cm görüntü güçlendirici çapında ve 0.37 /Gy frµ dozunda
ölçülen DQE
78
DQE nin hesaplanmasında kullanılan sistemlerin doz-piksel değeri karakteristik eğrileri
aşağıdaki şekillerde verilmiştir. S2 ve S3 sistemleri için ’in ölçüldüğü
görüntülerden, ortalama piksel değerleri bulunarak aşağıdaki eğrilerden ortalama piksel
değerine karşılık gelen eğim yani G bulunmuştur (Hiroshi et al 1986).
NPS
0
50
100
150
200
250
Pikse
l Deg
eri
0 0.5 1 1.5 2 2.5 3 3.5
-100
-80
-60
-40
-20
0
20
1. T
ürev
Log Bagil x-isin siddeti
Şekil 4.12. S2 sisteminin doz-piksel değeri karakteristik eğrisi
20
40
60
80
100
120
140
160
Pik
sel D
eger
i
0 0.5 1 1.5 2 2.5 3 3.5-70
-60
-50
-40
-30
-20
1. T
ürev
Log Bagil x-isin siddeti
Şekil 4.13. S3 sisteminin doz-piksel değeri karakteristik eğrisi
79
4. TARTIŞMA VE SONUÇ
Vasküler incelemeler için, hasta dozu ölçümlerinde kullanılan ED ve DAP’tan
hesaplanan etkin dozlarda farklılıklar gözlenmiştir. ED ve DAP ölçümlerinden
hesaplanan etkin doz sonuçlarındaki farklılıklar, ED ve DAP’ ın bazı ışınlama şartlarına
karşı farklı davranışlarına ve dönüşüm faktörlerine bağlanmıştır (Wise et. al. 1999).
Bunun için, Rando fantom ve doku eşdeğeri homojen lusit fantomları klinik koşullarda
ışınlanarak DAP ve ED’nin bazı ışınlama şartlarına karşı davranışları araştırılmıştır. X-
ışını demetinin kolime edilmesi ile, sistemdeki otomatik parlaklık kontrolünün tüp
çıkışını değiştirmediği varsayılırsa DAP değerleri azalacaktır ancak cilt dozunda bir
farklılık görülmeyecektir. Ancak DAP değerlerindeki değişim kolimasyon ile
oluşturulan farklı alanların değişimi ile orantılı değildir zira otomatik parlaklık kontrolü
çoğu durumda tüp çıkışını değiştirmektedir. Diğer bir husus odak cilt mesafesinin
artmasıyla cilt dozunun ters kare kanununa uygun olarak değişmesidir (yine otomatik
parlaklık kontrolünün tüp çıkışını değiştirmediği varsayımı ile). Ancak DAP değerleri
cilt-odak mesafesi ile değişmemektedir. Fantom deneyleri, demet kolimasyonu ve
odak-cilt mesafesindeki değişimlerin, DAP ve noktasal cilt dozu ölçümlerinden
hesaplanan etkin dozların farklı olmasının en önemli sebeplerinden olduğunu
göstermiştir (Bor et al. 2004, Firtner et al. 1998)
Marshall et al (1995) Abdomen PA projeksiyonu için, DAP metodu ile hesaplanan etkin
dozların, normalize edilmiş organ doz katsayılarını kullanarak türetilen cilt giriş
dozlarından (ESD hesaplanan etkin dozlardan yaklaşık % 40 daha düşük olduğunu
bulmuştur. Her iki teknik de PA projeksiyonu için % 10 uyum içindedir. Marshall et al
(1995) çalışmasında bu farklılıkların, etkin doz hesabında kullanılan organ doz
dönüşüm faktörlerindeki farklılıklardan kaynaklandığını belirtmiştir.
ED ölçümlerinden bulunan etkin doz değerleri, hasta ve fantom çalışmalarının her
ikisinde de DAP okumalarından hesaplanandan daha yüksek bulunmuştur. Sınırlı sayıda
ve belli pozisyonlarda cilt üzerine yerleştirilen TLD’ler etkin doz sonuçlarının
karşılaştırılması amacıyla kullanılmıştır. Ancak incelemeler sırasında ışınlama
80
geometrisinin değişimi ile cilt üzerine yapıştırılan sınırlı sayıda TLD’nin ışınlanan
bölgelerin dışında kalması nedeniyle, TLD ölçümlerinden elde edilen etkin doz
sonuçları oldukça düşük değerlerde bulunmuştur.
Hasta çalışmalarında herbir projeksiyon için odak-cilt mesafesi değişimi dikkate
alınarak, Diamentor sistemi ile belirli bir mesafe için hesaplanan ED ters kare ile
düzeltilmiş ve etkin doz hesaplamalarındaki hata en aza indirgenmeye çalışılmıştır.
Demet kolimasyonu genelde floroskopik ışınlamalar sırasında kullanıldığından ve
floroskopik ışınlamalar sırasındaki doz radyografik ışınlamadakine göre düşük
olduğundan etkin doz hesabı üzerindeki kolimatör etkisi daha az önem taşımaktadır.
Hasta çalışmaları sırasında ışınlama parametrelerinin dikkatlice kayıt edilmesi ve en
uygun teknik parametrelerin kullanımı ile etkin dozların daha düşük değerlere
düşürülmesi mümkündür.
Terapötik incelemeler için hesaplanan etkin dozlar diagnostik incelemeler için
hesaplanan etkin dozlardan daha yüksektir. Renal ve hepatik incelemelerde maksimum
değerler bulunmuştur. Renal incelemelerde etkin doz değerleri Jones et al (1985)
verilerinden daha yüksek olduğu görülmüştür. Çoklu projeksiyonlar için etkin dozlar,
her bir projeksiyon için hesaplanan etkin dozların toplamından bulunmuştur. Işınlanan
bölge çok iyi tanımlandığı için hepatik, renal, üst ekstremite ve toraks incelemeleri için
etkin dozların diğer çalışmalar ile karşılaştırılması daha kolaydır. Bu incelemeler için
elde edilen etkin dozlar literatür ile uyumludur. Fakat ışınlamanın Abdomen’den
başlayıp ayaklara kadar değiştiği alt ekstremite çalışmalarında etkin dozların hesabı
için iki yöntem kullanılmaktadır. Birinci yöntemde, tüm inceleme için ölçülen toplam
DAP ve ED’nin %50’sinin Pelvis bölgesine denk geldiği varsayılarak, Pelvis bölgesi
için dönüşüm katsayıları kullanılır ve etkin doz hesaplanır. İkinci yöntemde ise,
Abdomen, Pelvis ve ayak bölgesine denk gelen DAP ve ED değerleri ayrı ayrı not edilir
ve her bölgenin DAP ve ED değeri ilgili bölgenin dönüşüm faktörleri ile çarpılarak
etkin dozlar hesaplanır. Tüm inceleme için etkin doz tüm katkıların toplamından elde
edilir (Steele et al. 1993, Thwaites et al 1996). Bu çalışmada birinci yöntem
kullanılmıştır. Benzer çalışmalar düşünüldüğünde, bu çalışmada elde edilen sonuçların
literatürdeki veriler ile yakın olduğu görülmüştür.
81
Serebral ve karotid gibi çoklu projeksiyonlarda literatür ile karşılaştırma ,farklı
dönüşüm faktörlerinin kullanımı ve literatür verilerinde projeksiyonların ortalamasının
kullanılması nedeniyle dikkatlice yapılmalıdır. Bu çalışmada karotid incelemesi için
bulunan floroskopi süresi ile DAP değerleri, McParland (1998) verilerinden yaklaşık
olarak %50 daha düşüktür. Buna rağmen hesaplanan etkin dozlar yaklaşık olarak
aynıdır. Çünkü McParland çalışmasında karotid için dönüşüm katsayısını, kafa ile
karotid için olan dönüşüm katsayılarının ortalaması olarak almıştır.
Servikal projeksiyonların LAT ve AP görüntülerinin dönüşüm faktörleri
karşılaştırıldığında büyük farklılıklar görülmektedir. Benzer şekilde kafa (Head) LAT
ve PA projeksiyonları için de projeksiyonların ortalamasının alınması etkin doz
sonuçlarında farklılıklara sebep olmaktadır. Ayrı ayrı her bir projeksiyon için DAP
değerlerinden etkin dozların hesaplanması ile toplam etkin doz elde edilmiştir.
Her ne kadar DAP ve floroskopi süreleri diğer çalışmalardaki verilerle karşılaştırma
için uygun parametreler olsa da, DAP’ın demet kalitesine bağımlılığı, projeksiyonun
tanımlanması ve radyologların tecrübesi karşılaştırmayı oldukça zorlaştırmaktadır.
Literatür sonuçları incelenecek olursa, bu çalışmada elde edilen DAP ve floroskopi
süreleri renal, toraks, serebral incelemeleri için uyumlu iken hepatik, karotid ve alt
ekstremite incelemelerinde daha az bulunmuştur.
Deterministik etkilerin hesaplanması bakımından, hava giriş dozundan hesaplanan cilt
giriş dozları en kötü sonuçları vermiştir. Tek projeksiyonlar arasında maksimum
değerler hepatik (1470mGy) ve karotid oblik projeksiyonu (1390mGy) için
bulunmuştur. Tekli projeksiyonlarda her ne kadar projeksiyon değişmese de tüm
çalışma boyunca x-ışını hastaya hep aynı noktadan girmemektedir. Deterministik
etkilerin hesaplanması bakımından TLD’den ölçülen ESD’ler daha doğru sonuçlar
vermektedir. TLD ile ölçülen maksimum cilt dozu Serebral PA projeksiyonu için 441
mGy olarak ölçülmüştür. Bu sonuç ED ile ölçülen değerden üç kat daha az ve
deterministik etki sınırının çok altındadır. İncelemeler sırasında X-ışın alanındaki
büyük değişimlere bağlı olarak ED ve TLD sonuçları arasında önemli farklılıklar
gözlenmiştir. Her ne kadar deterministik etkinin hesaplanması bakımından ESD
82
ölçümünde TLD yöntemi uygun bir yöntem olsa da, sınırlı sayıda TLD’nin
kullanılması ve çalışma boyunca en çok ışınlanacak bölgenin önceden bilinmemesi
ölçümlere bir miktar hata getirmektedir.
Bu çalışmada elde edilen ESD değerleri ile literatürde verilen diğer çalışmaların
sonuçları karşılaştırılacak olursa; hepatik anjiografi için Vano et al (1995) 1052 mGy,
Ruiz-Cruces et al (1997) 157 mGy ve McParland (1998) 340 mGy’dir. Bu sonuçlar bu
çalışmada elde edilen TLD sonuçlarından oldukça yüksektir. Serebral anjiografi için
Norbash et al. (1996) 1520 mGy, Bergeron et al (1994) 615 mGy, Faulkner et al (1986)
350 mGy ve McParland (1998) 340 mGy sonuçlarını bulmuşlardır. Bu çalışmada
serebral terapatik ve diagnostik incelemeler için bulunan ortalama TLD sonuçları sırası
ile, 448 mGy ve 340 mGy’dir ve McParland ve Faulkner’in sonuçları ile uyum
içindedir. Verdun (1999) serebral anjiyografi incelemesi için 200 mGy bulmuştur ve
bu çalışmadaki değerlerden düşüktür. Fakat Karotid (376 mGy) ve toraks için (107
mGy) bulduğu değerler bu çalışmada bulunan değerlerden daha yüksektir.
Sonuç olarak, x-ışın demetinin hastaya giriş noktasının sürekli değiştiği anjiyografik
incelemelerde TLD, ED ve DAP yöntemleri kullanılarak hesaplanan etkin dozlardan en
güvenilir olanının, DAP değerlerinden hesaplanan etkin doz olduğu görülmüştür (Bor et
al. 2004, Le Heron et al 1992). Çünkü DAP yöntemi, ED ve TLD yöntemlerine göre
bazı ışınlama şartlarındaki değişimlere daha az duyarlıdır. Cilt giriş dozu ölçümünde en
güvenilir yöntemin TLD yöntemi olduğuna karar verilmiştir (Bor et al. 2004).
Çizelge 5.1. de vasküler incelemeler için bu çalışmada bulunan DAP ve floroskopi
süreleri için bulunan değerlerin literatür ile karşılaştırması verilmiştir. Çizelgede 5.1.’de
parantez içindeki değerler floroskopi sürelerini belirtmektedir. Çizelge 5.2. de ise bu
çalışmada bulunan etkin dozların literatürdeki değerlerle karşılaştırması verilmiştir.
83
Çizelge 5.1. Bu çalışmada bulunan DAP ve floroskopi sürelerinin literatür verileri ile
karşılaştırılması (aDiagnostik-Terapatik, bAnalog/Dijital) İnceleme
Hepatik
Renal
Toraks
Üst
Ekstremite
Alt
Ekstremite
Karotid
Serebral
Mc Parland et al.
(1998)
136
(12.1)
40-85 (5.1-
14)
85.2
(22.1)
27.3(4.6) 46.7(7.2) 49.3
(10.3)
74.1-105
(12.1-34)
Steele et
al. (1993)
137
(10.3)
95 (12.1) 43 (3.7) 27.4(3.9)
Marshall NW et al.
(1995)
48-122
(4.7-8)
Thwaites et al.
(1996)
26 (2.4)
Ruiz-Cruces R. et
al. 1997)b
74/88
(15.2 / 9.8)
82/75
(10.5-6.6)
28/58.2
(5.4/5.6)
51/83
(15.5/
17.7)
Bergeron P. et al.
(1994)
168
Vano E. et al. (1995) 93 67 68.2
Kaufman GW et al.
(1982)
31 20 30(11)
Williams J. et al.
(1997)
105 77 78 61
Kicken PJH et al.
(1999)
31(4.6) 24 (9) 46 (4.7) 45(10.8)
Castellano IA et al.
(1995)
13.1
Gfirtner H. et al.
(1998)
45(4.5) 92-140
(11.5-40)
Hoskins et al. (1996) 24/74
(1.7/2.3)
Mini RL. et al.
(1999)
177 (2.8) 16 (2.4) 98 (3.8)
Kemerink GJ et al.
(1999)
43
Zoetelief J. et al.
(1998)
38 28 16-41 43-53
Broadhead et al.
(1996)
61.4
Bor et al. (2004)a
(Bu çalışma )
52-77 (3.2-
7.7)
86-81
(5.2-5)
48(8) 12-18 (5.7-
5.7)
14-18(1-2.2) 23.8-22
(5-8.6)
85-101
(5.7-9.4)
84
Çizelge 5.2. Bu çalışmada bulunan etkin doz sonuçlarının literatür verileri ile
karşılaştırılması (aDiagnostik-Terapatik)
Hepatik Renal Toraks Üst
Ekstremite
Alt
Ekstremite
Karotid Serebral
McParland
et al
(1998)
21.7 6.4-13.6 11.9 0.3 7.4 4.9 7.4-10.5
Steele et
al. (1993)
23 16 4 4
Thwaites
et al.
(1996)
4
Castellano
IA et al.
(1995)
3.1
Hoskins
PR. et al.
(1996)
13.6 2.8
Mini RL
et al.
(1999)
25
Kemerink
GJ. et al.
(1999)
6
Zoetelief
J. et al.
(1998)
3.7 3.2 3.5 4.4
Marshall
NW et al.
(1995)
3.6
Bor et al.
(2004)a Bu
çalışma)
8.6-10.5 11.7-13.7 6 0.56-0.9 3.5-4.5 4.9-2.5 3-3
85
CA ve PTCA kardiyak incelemeleri için etkin dozlar sadece DAP değerlerinden
hesaplanmıştır. Her bir inceleme için hesaplanan etkin dozlar, belirlenen on projeksiyon
için hesaplanan etkin dozların toplamından bulunmuştur. Çizelge 5.3., Çizelge 5.4., ve
Çizelge 5.5.’te, bu çalışmada her iki inceleme için ölçülen DAP ve ESD değerleri,
floroskopi süreleri, toplam radyografi sayıları ve DAP’tan Etkin doza (E) dönüşüm
katsayılarının (E/DAP) literatür değerleri ile karşılaştırması verilmiştir. Çizelge 5.4.’te
parantez içindeki değerler maksimum değerlerdir.
86
Çizelge 5.3. CA ve PTCA incelemeleri için ölçülen DAP, floroskopi süreleri ve toplam
radyografi sayılarının literatürdeki değerler ile karşılaştırılması Çalışma CA PTCA
Floroskopi
Zamanı(dk)
Toplam
Radyografik
Görüntü
Sayısı
DAP
(Gy.cm2)
Floroskopi
Zamanı(dk)
Toplam
Radyografik
Görünütü
Sayısı
DAP
(Gy.cm2)
Betsou, E. et al.
(1998)
9.80 ------ 30.4 21 ------- 37.6
Zorzetto, M. et al.
(1997)
4.90 ------ 55.9 12.2 ------- 91.8
Hyuskens, et al.
(1995)
8.00 1400 41.0 11 1000 42.6
Pattee, P. et al. (1993) 5.40 1980 ------ 18.7 2880 -------
Karpinnen, et al.
(1995)
7.00 ------ 30-50 -------- -------- -------
Broadhead et al.
(1997)
5.73 689 23-58 12.4 504 61.1
Leung, K. C et al.
(1996)
14.35 639 26.0 --------- --------- ---------
Faulkner K. et al.
(1998)
7.20 ------- 48.0 26.9 -------- 32.7
Coulden, R. et al.
(1993)
4.30 2150 21-40 -------- --------- --------
Holmes, D. et al.
(1990)
7.50 ------- ------- 21.4 -------- --------
Vano, E. et al. (1995) ------- ------- 66.5 -------- --------- 87.5
Finci, L. et al. (1987) 3.70 2450 ------- 17 ---------
Dash, H. et al. ( 1994) 13.5 1460 ------- 3.45 1390 -------
Webster et al (1999) ------- ------- -------- 12 733 32
Cascade et al. (1987) 9.00 3136 ------- 47 2786 -------
Neofotistou et al.
(1998)
4.60 1590 72 11.5 1100 93
Padovani et al. (1998) 9.00 1067 39.3 18.5 1430 101.9
Maccia et al. (1995) 0.35 1550 72.2 15.5 450 93.3
S2 5.43 914 96.79 14.55 797 138.66 Bu
çalışma S3 2.44 852 20.68 17.31 1210 82.93
87
Çizelge 5.4. Bu çalışmada ölçülen cilt giriş dozlarının (ESD,mGy) literatürdeki değerler
ile karşılaştırılması Çalışma CA PTCA
Hwang et al (1998) 180 1021
Federman, J. et al. (1994) 550 680
Cascade et al. (1987) 200 690
Neofotistou, V. et al. (1997) ------ 1000
Faulkner, K. et al. (1998) ------ 150(300)
Bell, M. et al. (1992) ------ 460
Widmark et al. (1997) ------ (16000)
Sovic et al. (1996) ------ (18000)
Vano et al (1998) ------ (1000)
Hagekyriakou et al. (1988) ------ (5000)
ED’den 1503 (3170) 2503 (4290)
TLD’den (341) (2450)
S2
Radyokromik
Film’den
(1342) (3906)
ED’den ------- -------
TLD’den (307) (1337)
Bu çalışma
S3
Radyokromik
Film’den
(1010) (2340)
Çizelge 5.5. DAP’tan etkin doza dönüşüm katsayılarının (E/DAP) literatürdeki
değerler ile karşılaştırılması
Çalışma CA PTCA
STUK (1997) 0.210 -------
Betsou et al. (1998) 0.183 0.183
Broadhead et al. (1997) 0.183-0.206 0.183-0.206
Webster et al (1999) 0.193
Leung et al. (1996) 0.220 -------
Neofotistou et al. (1997) 0.210-0.230 0.210-0.230
S2 0.229 0.23
Bu çalışma S3 0.238 0.229
88
Avrupa birliğine bağlı ülkelerde iki tür kardiyak inceleme için (CA ve PTCA),
DIMOND projesi kapsamında bulunan referans doz seviyeleri Çizelge 5.6.’da
verilmiştir ( Neofotistou et al. 2003).
Çizelge 5.6. DIMOND projesi çerçevesinde CA ve PTCA için bulunan referans doz
seviyeleri
İnceleme
PTCA CA
DAP(Gy cm2) 94 57
Floroskopi süresi(dk) 16 6
Radyografik Görüntü Sayısı 1355 1270
Çizelge 5.6.’da verilen doz seviyeleri, DIMOND II’ de verilen değerlerden 1.5 kat daha
düşüktür ( Neofotistou et al. 2001). Bunun nedeni, DIMOND III projesi kapsamında
daha fazla ülkenin çalışmaya katılması, incelemeleri yapan doktorların sürekli eğitimi
ve incelemelerde kullanılan cihazların periyodik olarak kalite kontrol testlerinin
yapılmasına bağlanmıştır.
DAP sonuçlarının her bir projeksiyon için iki sistemde karşılaştırılması ile en fazla
kullanılan projeksiyonlar saptanabilir. S3 sisteminde CA incelemesinde 4 nolu
projeksiyon dominanttır. PTCA incelemesinde ise ağırlık sırası ile 4, 2 ve 9 nolu
projeksiyonlarındadır. S2 sisteminde ise CA incelemelerinde diğer sistemde olduğu gibi
en fazla 4 nolu projeksiyon kullanılmaktadır. PTCA da ise ağırlık 9 ve 4 nolu
projeksiyonlardadır. Yüksek DAP değerlerine bağlı olarak S2 sisteminde etkin dozlar
hayli fazladır. 1 Sv başına öldürücü kanser riskinin 0.05 (% 5) olduğu göz önünde
bulundurulursa, S2 sistemi için PTCA incelemesinde 4 ve 9 nolu projeksiyonlar için
stokastik riskler sırasıyla milyonda 326 ve milyonda 317’dir. Benzer şekilde S3
sisteminde yine PTCA incelemesinde 4 nolu projeksiyon için stokastik risk milyonda
308’dir. CA ve PTCA incelemeleri için literatürde verilen floroskopi süreleri ile
radyografik görüntü sayıları bu çalışmada elde edilen sonuçlar ile uyum içerisindedir.
PTCA tetkiklerinde beklenildiği gibi floroskopi süreleri hayli uzundur. Doz
ölçümlerinin gerçekleştirildiği iki sistemdeki DAP değerleri incelenecek olursa, S3
89
sisteminde elde edilen sonuçlar hem CA hem PTCA incelemeleri için literatürde verilen
sonuçlar ile uyum içerisindedir. Ancak S2 sisteminde elde edilen sonuçlar hem S3 hem
de literatür verilerinin üzerindedir. Ortalama floroskopi süreleri ile radyografik görüntü
sayıları literatür ortalaması içerisinde olduğu halde toplam DAP değerleri oldukça
yüksektir. Sistemlerin performans ölçümleri dikkate alınacak olursa S2 sisteminin hasta
giriş dozları floroskopik ve radyografik ışınlamalar için S3 sistemine göre yaklaşık iki
kat daha fazladır. S2 sistemindeki yüksek hasta dozlarının en önemli nedeni tüp
radyasyon çıkışının yüksekliği olarak ifade edilebilir. Görüntü güçlendirici giriş dozları
ve görüntü kalitesi incelendiği zaman iki sistemin önemli bir fark göstermediği
anlaşılmaktadır. S2 sisteminin kuantum etkinliğinin daha düşük olduğu bu sonuçlardan
öngörülebilir.
Kardiyak incelemelerde cilt dozları büyük önem taşımaktadır. Bu aşamada cilt dozu
ölçümleri üç farklı yöntem ile gerçekleştirilmiştir. TLD yöntemi hayli zahmetli olup her
projeksiyon için sınırlı sayıda kullanıldığından ( her bir projeksiyon için bir pakette 2
tane) cilt üzerinde tam bir doz dağılımı vermesi mümkün değildir. Çok az bir geometri
değişiminde bile TLD’lerin ışınlama sahası dışında kalmaları mümkündür. Noktasal
iyon odası ile cilt üzerinde giriş dozunun ölçülmesi mesafe düzeltmesinin yapılmasını
gerektirdiği için ışınlama geometrisinin sürekli takibini gerektirir. Bu ölçümde tüp sanki
sürekli aynı noktayı ışınlıyormuş gibi sabit bir nokta için doz okumaları elde edilir ve
cildin alacağı maksimum doz hakkında bilgi sağlanır. Ancak ışınlama geometrisinin
tüm projeksiyonlar için ölçülmesi gerekir. Radyokromik film kullanılması ise en etkin
ve pratik yöntem olarak belirlenmiştir. Bu dozimetrelerin kullanılmasında hiçbir ön
hazırlık gerekmemekte ve filmlerin banyo edilmesine ihtiyaç yoktur. Ancak en önemli
husus x-ışını etkileşmesi ile oluşan renk değişiminin uygun bir tarayıcı ile taranması ve
bir ön kalibrasyon işlemidir. Bu üç yöntem karşılaştırılacak olursa TLD ile noktasal
ölçümler her projeksiyon için gerçekleştirilmiştir. Radyokromik filmler ise yurt dışında
değerlendirildiği için projeksiyonlar ile korelasyon yapılmamış ancak maksimum cilt
dozları belirlenmiştir. Bu dozimetrelerin önemli bir üstünlüğü üst üste çakışan
projeksiyonlar için daha doğru cilt dozu sonuçları vermeleridir. ED değerleri noktasal
ölçümler olup bu tür ışınlamalardaki toplam dozu vermezler. TLD yönteminde ise ancak
çok sayıda TLD kullanılırsa, çakışan projeksiyonlar için toplam doz değeri elde
90
edilebilir. TLD-ED karşılaştırmalarında beklendiği gibi ED değerleri daha yüksektir ve
projeksiyonlara göre ağırlıklar DAP ile orantılıdır (S3 sisteminde ED değerleri iyon
odasının yapısından dolayı alınamamıştır.). S2 ve S3 sistemlerinde ölçülen maksimum
cilt dozlarına bakılacak olursa (Çizelge 4.13.) her bir yöntemde de deterministik
sınırların aşıldığı görülmektedir. Dozlar beklendiği gibi PTCA uygulamalarında daha
yüksektir ve 4 Gy’e varan cilt dozları ölçülmüştür. DAP ölçümlerine benzer olarak S2
sisteminde ölçülen cilt dozları S3 sistemine göre oldukça fazladır. Bu farklılığın bir
nedeninin tüp çıkışlarından (hasta giriş doz değerleri) olduğu daha önce ifade edilmişti
Ancak her iki sistemin HVL değeri incelendiği zaman S2 sisteminin daha düşük
filtrasyon taşıdığı görülür ( 3mm Al (S2), 3.7 mm Al (S3)). Bu husus S2 sistemindeki
yüksek cilt dozları için bir başka nedendir. Cilt dozlarının literatür değerleri ile
karşılaştırılması kolay değildir. Daha önce de ifade edildiği gibi değişken sayısı hayli
fazladır. TLD sonuçlarında farklılığın çok olduğu şüphesizdir. Literatürde 18 Gy’e
varan cilt dozları verilmiştir. Ancak birçok araştırıcı ölçüm yöntemlerine ait detaylı
teknik bilgi vermemiştir. Ayrıca ölçümler çok az çalışmada her projeksiyona uygun
olarak gerçekleştirilmiştir. Radyokromik film sonuçlarının karşılaştırılması en mantıklı
çözüm olarak düşünülebilir ancak bu teknik son derece yenidir ve henüz
karşılaştırmanın güvenilir bir istatistikle yapılacağı veri literatürde bulunmamaktadır.
Görüntü kalitesinin görsel olarak ölçüm sonuçlarına bakılacak olursa, en büyük görüntü
güçlendirici çapında S3 sisteminin yüksek kontrast ayırma gücü S2’den daha
yüksektir. Diğer görüntü güçlendirici çaplarında ise yüksek kontrast ayırma gücü
aynıdır. Alçak kontrast ayırma gücü testi sonuçlarında ise, en büyük görüntü
güçlendirici çapında alçak kontrast ayırma gücü aynı olmakla beraber, daha küçük
görüntü güçlendirici çaplarında S3 sistemi S2 sistemine göre daha düşük kontrasttaki
objeleri ayırtedebilme özelliğine sahiptir. Yüksek kontrast ayırma gücü testi ile alçak
kontrast ayırma gücü testinin birleşimi niteliğindeki kontrast - ayrıntı testi sonuçlarına
bakılacak olursa, düşük çaplardaki objeleri ayırt etme bakımından her iki sistemin
davranışı yaklaşık olarak aynıdır. Düşük kontrasttaki objeleri ayırt etme bakımından
ise S3 sistemi S2 sistemine göre daha iyidir. Bu da, alçak kontrast ile yüksek kontrast
ayırma gücü ölçüm sonuçlarını doğrulamaktadır. Matematiksel ölçüm sonuçlarında ise
bu sonuçları destekleyen veriler elde edilmiştir. Ayırma gücünün ölçüsü olan
91
modülasyon transfer fonksiyonu ölçüm sonuçlarına bakıldığında her iki sistemin ayırma
güçleri yaklaşık olarak aynıdır. Görüntüdeki gürültünün bir ölçüsü olan gürültü dağılım
spektrumu ölçüm sonuçlarında ise, en büyük görüntü güçlendirici modunda S3
sisteminin S2 sistemine göre daha düşük gürültüye sahip olduğu söylenebilir. S2
sisteminin 1. büyütme modunda (FOV 16) elde edilen gürültü yine S2 sisteminin en
büyük görüntü güçlendirici çapında (FOV 22, magnifikasyonsuz normal mod) elde
edilen gürültüden düşüktür. Modülasyon transfer fonksiyonu ve gürültü dağılım
spektrumu ölçüm sonuçlarından hareketle hesaplanan dedeksiyon kuantum etkinliği
sonuçlarından ise S3 sisteminin dedeksiyon kuantum etkinliğinin, S2 sistemine göre
1.5 kat daha fazla olduğu görülmüştür. Bu da görsel görüntü kalitesi ve gürültü dağılım
spektrumu ölçüm sonuçlarını desteklemektedir. Yani, S3 sistemi S2 sistemine göre,
üzerine gelen fotonları görüntüyü oluştururken daha etkin bir şekilde kullanmaktadır. S2
sisteminin 1. büyütme modunda (FOV 16) elde edilen DQE, yine S2 sisteminin en
büyük görüntü güçlendirici çapında (FOV 22, magnifikasyonsuz normal mod) elde
edilen DQE’den yüksektir ve bu da beklenen bir sonuçtur. Fakat magnifikasyon
yapılarak daha iyi görüntü kalitesi elde edilirken hasta dozunun büyütme modu ile
orantılı bir şekilde arttığı unutulmamalıdır. Teorik olarak DQE sıfır uzaysal frekansında
en fazla dedektör sisteminin x-ışını soğurma katsayısına eşit olabilir ve daha yüksek
olması mümkün değildir. İdealde DQE 1’dir. Sonuç olarak her ne kadar hasta dozları
incelemeyi yapan doktorun tecrübesine bağlı olsada incelemenin yapıldığı sistemin
görüntü kalitesi de önem taşımaktadır. S2 ve S3 sistemi aynı hastanenin kardiyoloji
unitesinde bulunduğu için aynı hekimler tarafından kullanılmaktadır. Dolayısıyla S3
sistemine göre, S2 sistemindeki hasta dozlarının daha yüksek olması, S2 sisteminin
göüntü kalitesinin S3 sistemine göre daha kötü olması ile kısmen ilişkilendirilebilir.
Hasta dozlarının girişimsel incelemeler için ölçülmesi , çok sayıda projeksiyon
kullanılması, ışınlama geometrisinin ve ışınlama parametrelerinin sürekli değişimi
nedeni ile son derece zordur. Etkin dozun saptanması amacıyla yaygın olarak kullanılan
DAP ölçümleri genelde tüm incelemeyi kapsamakta ve her bir projeksiyon için ayrı ayrı
ölçülmemektedir. Bu çalışma kapsamında öncelikle DAP ve noktasal doz ölçümlerinin
her projeksiyon için ayrı ayrı yapılmasını sağlayacak protokoller saptanmış ve önce
vasküler girişimsel daha sonra ise daha çok projeksiyonun kullanıldığı kardiyak
92
incelemelerine bu protokoller uygulanmıştır. Bu protokoller kapsamında DAP ve
noktasal ölçümlere etki eden faktörler öncelikle saptanmış ve fantom deneyleri ile bu
etkiler incelenmiştir. Daha sonra bu ölçümlerin değerlendirilmesinde kullanılacak olan
ışınlama ile ilgili teknik parametreler (kVp, floroskopi süresi gibi) ve ışınlama
geometrisine ait faktörler (hasta-odak noktası mesafesi gibi) saptanmıştır. Burada amaç
doza etki eden tüm parametrelerin eş zamanlı olarak elde edilmesidir. Protokoller
kapsamında gerçekleştirilen diğer bir husus ise gerekli kalibrasyonların her sistem için
gerçekleştirilmesidir. Bu kalibrasyonlar dedektörler (Diamentor ve TLD) ve masa
azalımına yöneliktir. Etkin dozların saptanmasında vasküler girişimsel incelemeler için
NRPB yazılımları kullanılmıştır. Ancak bu yazılımlar sınırlı sayıda projeksiyon
içermekte ve çoğu zaman etkin dozun hesaplanmasında hataların ortaya çıkabileceği
interpolasyon işlemleri gerektirmektedir. Bu nedenle istenilen geometride
projeksiyonların benzeşiminin yapılabileceği PCXMC yazılımı kalp incelemeleri için
kullanılmıştır. Öncelikle kalp incelemeleri dikkatli bir şekilde gözlenmiş ve kullanılan
projeksiyonların benzeşimleri 10 farklı geometri için saptanmıştır. Diğer taraftan
deterministik etkilerin tam olarak ifade edilmesi, radyasyondan en fazla etkilenen cilt
bölgesinin dozunun bilinmesi ile gerçekleştirilir. Tüm bilgilerin her projeksiyon için
ayrı ayrı elde edilmesinin diğer önemli bir üstünlüğü ise etkin doz ya da deterministik
etkileri azaltacak önlemlerin saptanmasıdır. Örneğin serebral incelemelerde göz lensini
en az etkileyecek projeksiyonların daha sıklıkla kullanılması önerilebilir ( oblik yerine
lateral).
Cilt dozu ölçümlerinde kullanılan TLD tekniğinde ancak çok sayıda TLD kullanılırsa
doğru sonuçlar elde edilebilmektedir. Ancak bu çözüm pratik olmaktan çok uzaktır.
İyon odası ile noktasal doz ölçümünün yapılması, ışınlama geometrisinin sürekli
takibini gerektirmekte ve son derece zahmetlidir. DAP ölçümleri, doz-alan çarpımının
yeterli olması durumunda son derece kullanışlıdır ancak doz-alan çarpımından cilt
dozlarının bulunması kolay değildir ve önemli ölçüde hata içermektedir. Bazı
sistemlerde DAP ve cilt dozu, inceleme esnasında ayrı bir ekranda renkli skala ile
gösterilmektedir. Opsiyonel olan bu durumlar son derece pahalı olup yeterince kullanım
alanı bulamamıştır. Bu sistemler sadece tek projeksiyonlu incelemeler için uygundur.
Radyokromik filmler ile DAP ve cilt dozu okumaları eşzamanlı olarak
93
saptanabilmektedir ve bilhassa çok projeksiyonlu incelemeler için en etkin yöntem
olarak saptanmıştır. Ancak renk okumaları için ayrı bir tarayıcıya gereksinim vardır ve
bu filmler rutin uygulamalar için pahalıdır.
Hasta dozu ölçümlerinde özellikle çok projeksiyonlu incelemelerde radyokromik
filmlerin ve görüntü kalitesi ölçümlerinde görüntü kalitesi fantomlarının kullanılması,
daha pratik ve etkin yöntemler olarak ortaya çıkmıştır. Matematiksel teknikler kesin
değerler vermektedir ancak gerek ölçüm yöntemleri gerekse değerlendirme aşamaları
uzmanlık gerektirmektedir. Bilgilerin işlenmesi ( türev yöntemi, fit yöntemi) üzerine
henüz hiçbir standart geliştirilememiştir ve sonuçlar farklı işleme tekniklerinden önemli
ölçüde etkilenmektedir. Matematiksel teknikler, farklı sistemlerin görüntü kalitesinin
karşılaştırılmasında daha etkin kullanılmaktadırlar. Görüntü kalitesinin görsel
değerlendirilmesi gözlemcinin yetenek ve tecrübesine bağlıdır ve sistemlerin genel
değerlendirilmesinde yararlı bulunmamışlardır. Örneğin düşük kontrast ayırma gücü iyi
olmayan bir sistemde hekimlerin yüksek doz hızı modlarını kullanmaları beklenebilir.
Küçük odak noktası ile çok iyi ayırma gücü veren sistem bilhassa geometrik
magnifikasyon modunda ince hastalarda grid kullanılmasını gerektirmeyebilir. Görüntü
kalitesi incelemelerinde en önemli parametreler görüntü güçlendirici ve hasta girişinde
değişik doz modlarında yapılan doz ölçümleridir (Hasta giriş dozu ve görüntü
güçlendirici dozu). Cihazın tasarımına ve kalibrasyonuna bağlı olan bu parametreler
daha önceden belirtildiği gibi S3’e göre, S2 sisteminde daha yüksek olması yüksek
hasta dozlarının direkt bir nedeni olabilir. Ancak girişimsel incelemelerde hasta dozunu
arttıran en önemli faktör tetkikin karmaşık oluşu ve hekimin tecrübesidir. Çalışmanın
yapıldığı anjiyografi sistemlerinde aynı hekimlerin çalışması nedeniyle bu sistemlerde
yapılacak karşılaştırılmalarda bu önemli faktör bir dereceye kadar dikkate alınabilir.
94
KAYNAKLAR
Anonymous. 1994. X-ray image intensifier television systems. IPEM (Institution of
Physics and Engineering in Medicine and Biology), Report No. 32
Part II, 2nd edition.
Anonymous. 2001. Cardiac catheterization equipment performance (Report No.
70). AAPM (American Association of Physics in Medicine)
Bath, M. 2003. Imaging Properties of Digital Radiographic Systems. 94p. Sweden.
Bell, M., Berger, P., Menke, K., and Holmes, D. 1992. Balloon Angioplasty of Chronic
Total Coronary Artery Occlusions: What does it cost in Radiation Exposure
Time and Materials? Cathet. Cardiovasc. Diagn., 25, 10-15.
Bergeron, P., Carrier, R., Roy, D., Blais, N., Raymond, J. 1994. Radiation doses to
patients in neurointerventional procedures. Am J Neuroradiol. 15, 1809-
1812.
Betsou, S., Efstathopoulos, E., Katritsis, D., Faulkner, K., and Panayiotakis, C. 1998.
Patient Radiation Doses during Cardiac Catheterization Procedures. Br. J.
Radiol., 71, 634-639.
Bor, D., Sancak, T., Olgar, T., Elcim, Y., Adanali, A., Sanlidilek, U. and Akyar, S.
2004. Comparison of Effective Doses Obtained from Dose–Area Product
and Air Kerma Measurements in Interventional Radiology. Br J Radiol.,
77, 315-322.
Bor, D. 2001. Konvansiyonel floroskopi sistemleri. Ankara Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü, Ankara.
Broadhead, D. A., Chapple, C-L., Faulkner, K., Davies, M., McCallum, H. 1996. Doses
received during interventional procedures. In: Proceedings of the
Interventional Congress on Radiation Protection Vienna., 3, 438-440.
Broadhead, D., Chapple, C., Faulkner, K., Davies, M. L. and McCallum, H. 1997. The
Impact of Cardiology on the Collective Effective Dose in the North of
England. Br. J. Radiol., 70, 492-497.
95
Buhr, E., Günther-Kohfahl, S. and Neitzel, U. 2003. Accuracy of A Simple Method for
Deriving the Presampled Modulation Transfer Function of A Digital
Radiographic System from An Edge Image. Med. Phys., 30,2323-2331.
Castellano, I. A., McNeil, J. G., Thorp, N. C., Dance, D. R., Raphael, M. J. 1995.
Assessment of organ radiation doses and associated risk for digital femoral
angiography. Br J Radiol., 68, 502-507.
Cascade, P., Peterson, L., Wajskczuk, W. and Mantel, J. 1987. Radiation Exposure to
Patients undergoing Percutaneous Transluminal Coronary Angioplasty.
J. Am. Coll. Cardiol., 59, 996-997.
Coulden, R. A. and Readman, R. A. 1993. Coronary Angiography: Analysis of
Projections of Radiographic Practice in UK. 1993. Br. J.Radiol.,66,327-331.
Dash, D. and Leaman, D.1994. Operator Radiation Exposure during Percutaneous
Transluminal Coronary Angioplasty. J. Am. Coll. Cardiol., 4, 725-728.
Dobbins III, J. T., Ergun, D.L., Rutz, L., Hinshaw, D.A., Blume, H. and C.Clark, D.
1995. DQE (f) of Four Generations of Computed Radiography
Acquisition Devices. Med. Phys., 22(10),1581-1593.
Faulkner, K., Love, H. G., Sweeney J. K., Bardsley, R. A. 1986. Radiation doses and
somatic risk to patients during cardiac radiological procedures. Br J
Radiol., 59, 359-363.
Faulkner, K., Marshall, N., Lecomber, A. and Kotre, J. 1998. Establishment of
Reference Doses for Examinations using Digital Fluoroscopy. Radiat. Prot.
Dosim., 80, (1-3), 129-134.
Federman, J., Bell, M., Wondrow, E., Grill, D. and Holmes, D. 1994. Does the Use of
new Intracoronary Interventional Devices prolong Radiation
Exposure in the Cardiac Catheterization Laboratory . J. Am. Coll.
Cardiol., 23. 347-351.
Finci, L., Meier, B., Stewffenino, G., Roy, P. and Rutishauser, W. 1987. Radiation
Exposure during Diagnostic Diagnostic Catheterization and Single-
and Double-vessel Percutaneous Transluminal Coronary Angioplasty.
J. Am. Coll. Cardiol., 60, 1401-1403.
96
Flynn, M J. and Samei, E. 1999. Experimental Comparison of Noise and Resolution for
2k and 4k Storage Phosphor Radiography Systems. Med. Phys.,
26(8),1612-1623.
Fujita, H., Tsai, D.Y., Takumi, I., Kunio, D., Morishita, J., Ueda, K. and Ohtsuka, A.
1992. A Simple Method for Determining the Modulation Transfer
Function in Digital Radiography. IEEE Transactions On Medical
Imaging., 11, 34-39.
Fujita, H., Doi, K. and Giger, M.L. 1985. Investigation of Basic Imaging Properties in
Digital Radiography. 6. MTFs of II-TV Digital Imaging System. Med.
Phys., 12(6),713-720.
Gfirtner H., Stieve F. E., Wild J. 1997. A new Diamentor for measuring kerma-area
product and air-kerma simultaneously. Med. Phys., 24,1954-1959.
Gfirtner, H., Giesse, E. and Schmidt, T. 1998. Dosimetric methods for and influence of
exposure parametres on the establishment of referance doses for
examinations using floroscopy. Radiat Prot Dosim. 80, 121-128.
Giger, M. L., Doi, K. and Fujita, H. 1986. Investigation of Basic Imaging Properties in
Digital Radiography.7.Noise Wiener Spectra of II-TV Digital Imaging
Systems. Med. Phys., 13(2),131-138.
Greer, P.B. and van Doorn, T. 2000. Evaluation of An Algorithm for the Assessment of
the MTF Using An Edge Method. Med. Phys., 27(9),2048-2059.
Hagekyriakou, J. and Chaudri, M.A. 1988. Radiation Exposures to Patients during
Cardiac Angiography and Coronary Angioplasty. In: Radiation
Protection in Practice. Proc. 7th Int. Congr. of the International
Radiation Protection Association, Sydney,732-735.
Hart, D., Jones, D. G. and Wall B. F. 1994. Estimation of effective dose in diagnostic
radiology from entrance surface dose and dose-area product
measurements.
NRPB Report 262. London: HMSO.
Hiroshi, F., Maryellen, L. G., Kunio, D., and Heang-Ping C. 1986. Investigation of
basic imaging properties in digital radiography. 5. Characteristic curves of
TV-II digital systems.
97
Hoskins, P.R., Gillespie, J., Ireland, H. M. 1996. Patient dose measurements from
femoral angiography. Br J Radiol., 69, 1159-1164.
Holmes, D., Wondrow, M., Gray, J., Vetter, R., Fellows, J. and Julsrud, P. 1990. Effect
of Pulsed Fluoroscopy on Reduction of Radiation Dose in the Cardiac
Catheterizataion Laboratory. J. Am. Coll. Cardiol., 15, 159-162.
Hyuskens, C., and Hummel, W. 1995. Radiation Exposure in Interventional Cardiology.
Radiat. Prot. Dosim., 57, 1-4, 475-480.
Hwang, E., Gaxiola, E., Vlietstra, E., Brenner, A., Ebersole, D., and Browne, K. 1998.
Real-time Measurement of Skin Radiation During Cardiac Catheterization.
Cathet. Cardiovasc. Diagn., 43, 367-370.
International Electrotechnical Commission, International Standart IEC 62220-1. 2003.
“ Medical electrical Equipment-Characteristics of digital imaging devices-
Part 1: Determination of the detective quantum efficiency,”
International Commission on Radiological Protection.1990 Recommendations of the
International Commission on Radiological Protection, ICRP Publication
60. Oxford: Pergamon Press. Ann ICRP 1991;21:-3.
Jones DG, Wall BF. 1985. Organ doses from medical X-ray exeminations calculated
using Monte Carlo techniques. NRPB Report 186. London : HMSO.
Karpinnen, J., Parviainen, T., Servomma, A. and Komppa, K. 1995. Radiation Risk and
Exposure of Radiologists and Patients during Coronary Angiography and
Percutaneous Transluminal Coronary Angioplasty. Radiat. Prot. Dosim.,
57,1-4,481-485.
Kaufman, G. W., Flemming, K., Freidburg, H., Schattenberg, S. 1982. Einflüsse der
Strahlenbelastung in der Röntgendiagnostik.. Radiologe., 22, 235-240.
Kemerink, G. J., Kicken P. J. H., Schultz F. W., Zoetelief J, Van Engelshoven J. M. A.
1999. Patient dosimetry in abdominal arteriography. Phy Med Biol., 44,
1133-1145.
Kicken P. J. H., Koster, D., Kemerink, G. J. 1999. Exposure conditions of patients in
vascular radiology. Radiat Prot Dosim., 86, 129-137
Leeds Test Objects for Performance Evaluation of X-ray Image Intensifier
Television Fluoroscopy. 2000.
98
Le Heron, J. C. 1992. Estimation of effective dose to the patient during the medical X-
ray examinations from measurements of the dose-area product. Phys
Med Biol., 37, 2117-2126.
Le Heron J. C. 1994. XDOSE X-ray Radiography Dosimetry Program using NRPB SR-
262 Organ Doses. Christchurch: National Radiation Laboratory.
Ministry of Health, New Zeland.
Leung, K. C. and Martin, C. J. 1996. Effective Doses for Coronary Angiography. Br. J.
Radiol., 69, 426-431.
Marshall N. W., Noble J, Faulkner K. 1995., Patient and staff dosimetry in
neuroradiological procedures. Br J Radiol., 68, 495-501.
Marshall N.W., Faulkner K, Busch HP, Marsh DM, Pfenning H. 1995., A comparison
of two methods for estimating effective dose in abdominal radiology.
Radiat Prot Dosim., 57, 367-369.
McParland, B. J. 1998. Entrance skin dose estimates derived from dose-area product
measurements in interventional radiological procedures. Br J Radiol.,
71, 1288-1295.
McParland, B. J. 1998. A study of patient radiation doses in interventional radiological
procedures. Br. J. Radiol., 71, 175-1185.
Mini R. L., Schid, B., Schneeberger, P., Vock, P. 1999. Dose-area product
measurements during angiographic X-ray procedures. Radiat prot Dosim.,
80, 145-148.
Marsh, D.M., Cooney, P., McMahon, B.P. and Malone, J.F. 1995. Measurement of
Wiener Spectra in Digital Systems. Radiat. Prot. Dosim., 57, (1-4),
273-276.
Maccia, C., Neofotistou, V., Padovani, R., Vano, E. and Wucherer, M. 1995. Patient
Doses in Interventional Radiology. In: Radiation Protection in
Interventional Radiology (Eds K. Faulkner and D. Teunen), 39-44.
Neofotistou, V. 1997. Doses to Patients and Personnel during PTCA. In. Joint
WHO/ISH Workshop on Efficacy and Radiation Safety in
Interventional Radiology. BSF-ISH-178, 95-100.
99
Neofotistou, V., Karoussou, A., Lobotesi, H. and Hourdakis, K. 1998. Patient
Dosimetry during Interventional Cardiology Procedures. Radiat. Prot.
Dosim., 80,151-154.
Neofotistou, V. 2001. Review of Patient Dosimetry in Cardiology. Radiat. Prot. Dosim.,
94, (1-2), 177-182.
Neofotistou, V., Vano, E., Padovani, R., Kotre, J., Dowling, A., Toivonen, M., Kotton,
S., Tsapaki, V., Willis, S., Bernardi, G., Faulkner, K. 2003. Preliminary
reference levels in interventional cardiology. Eur. Radiol.,13, 2259-2263.
Norbash, A. M., Busick, D., Marks, M. P. 1996. Techniques for reducing interventional
neuroradiologic skin dose: tube position rotation and supplemental beam
filtration. Am J Neuroradiol., 17, 41-49.
Padovani, R., Novario, R. and Bernardi, G. 1998. Optimisation in Coronary
Angiography and Percutaneous Transluminal Coronary Angioplasty.
Radiat. Prot. Dosim., 80,303-306.
Pattee, P., Johns, P. and Chambers, R. J. 1993. Radiation Risk to Patients from
Percutaneous Transluminal Coronary Angioplasty. J. Am. Coll. Cardiol.,
22, 1044-1051.
Ranniko, S., Karilla, K. T. and Toivonen, M. 1997. Patient and Population Doses of X-
ray Diagnostic in Finland. STUK A 144.
Ruiz-Cruces, R., Perez-Martinez, M., Martin-Palance, A., Flores A, Cristofol, J.,
Martinez- Morillo, M., et al. 1997. Patient dose in radiologically guided
interventional vascular procedures: conventional versus digital systems.
Radiology., 205, 385-393.
Samei, E. and Flynn, M.J. 1998. A Method for Measuring the Presampled MTF of
Digital Radiographic Systems Using An Edge Test Device. Med.
Phys., 25(1),102-113.
Sovic, E., Klow, N., Hellesnes, J. and Lykke, J. 1996. Radiation-induced Skin Injury
after Percutaneous Trnasluminal Coronary Angioplasty. Acta. Radiol.
37, 305-306.
Steele HR, Temperton DH. 1993. Patient doses received during digital subtraction
angiography. Br J Radiol., 66, 452-456.
100
Tapiovaara, M., Lakkisto, M. and Servomaa, A. 1997. A PC-based Monte Carlo
program for calculating patient doses in medical x-ray examinations.
STUK-A139. 55p. Finland.
Thwaites, J. H., Rafferty, M. W., Gray, N., Black, H., Stock, B. 1996. A patient dose
survey for femoral angiogram diagnostic radiographic examinations
using a dose-area product meter. Phys Med Biol., 43, 899-907.
Vano. E., Guibeldee, E., Fernandez, J. And Gonzalez, L. 1995. Patient Dose values in
Interventional Radiology. Br. J. Radiol., 68, 1215-1220.
Vano, E., Arranz, L., Sastre, J.M., Moro, C., Ledo, A., Garate, M.T. and Minguez, L.
1998. Dosimetric and Radiation Protection Considerations Based on
some Cases of Patient Skin Injuries in Interventional Cardiology. Br.
J. Radiol., 71,510-516.
Verdun, F. R., Capasso, P., Valley, J. F., Schnder, P. 1999. Dose evaluation in
floroscopy. Radiat Prot Dosim., 80, 139-141.
Webster, C. M., Hayes, D., Horrocks, J. 1999. Investigation of Radiation Skin Dose in
Interventional Cardiology. IAEA- CN-85-71., 272-275.
Widmark, A. and Hellesnes, J. 1997. Acute Radiation injury after Percutaneous
Transluminal Coronary Angioplasty: a Case Report. In: Proc. Joint
WHO/ISH Workshop on Efficacy and Radiation Safety in
Interventional Radiology, Munich, Germany. BfS-ISH-178, 87-89.
Wise, K. N., Sandborg, M., Persliden, J., Carlsson, G. A. 1999. Sensitivity of
coefficients for converting entrance surface dose and kerma-area product
to effective dose and energy imparted to the patient. Phy. Med. Biol.,
44,1937-1954.
Williams, M.B., Mangiafico, P.A. and Simoni, P.U. 1999. Noise Power Spectra of
Images from Digital Mammography Detectors. Med. Phys.,
26(7),1279-1293.
Williams J. 1997. The interdependence of staff and patient doses in interventional
radiology. Br J Radiol., 70, 498-503.
101
Zoetlief, J., Geleijns, J., Kicken, P. J. H., Thijessen, M. A. O., Unnik, J. G. 1998.
Diagnostic reference levels derived from recent surveys on patient dose
for various type of radiological examinations in the Netherlands. Radiat
Prot. Dosim., 80,109-114.
Zorzetto, M., Bernardi, G., Morocutti, G., and Fontenelli, A. 1997. Radiation
Exposures to Patients and Operators During Diagnostic Catheterization
and Coronary Angioplasty. Cathet. Cardiovasc. Diagn., 40,348-351.
102
ÖZGEÇMİŞ
1975 yılında Antakya’da doğdu. İlk,orta ve lise öğrenimini Antakya’da tamamladı.
1993 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Mühendisliği
Bölümü’nden 1997 yılında mezun oldu. 1997-1999 yılları arasında Ankara Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans
öğrenimini tamamladı. 1999 yılında Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik
Mühendisliği Anabilim Dalı’nda doktora öğrenimine başladı.
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Mühendisliği Bölümü’nde Kasım 1999
tarihinden bu yana Araştırma Görevlisi olarak görev yapmaktadır.
103