14
AKIL EVİ DANIŞMANLIK ücretsiz dijital dergisidir MAYIS 2015 Sayı:3 akıl evi akıl evi ANİMEDE YENİLİKÇİ BAKIŞ PSYCHO -PASS YENİLİKÇİLİK VE DEĞİŞİM YENİ FİKİRLER BULMA ÜZERİNE

Akil yolu mayıs

  • Upload
    akilevi

  • View
    245

  • Download
    9

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: Akil yolu mayıs

AKIL EVİ DANIŞMANLIK ücretsiz dijital dergisidir

MAYIS 2015 Sayı:3

akıl eviakıl evi

ANİMEDE YENİLİKÇİ BAKIŞ PSYCHO -PASS YENİLİKÇİLİK VE DEĞİŞİM

YENİ FİKİRLER BULMA ÜZERİNE

Page 2: Akil yolu mayıs
Page 3: Akil yolu mayıs

3

Editör’denİnovasyon, “yeni ve değişik birşey yapmak” anlamındaki Latince “innovare” kökünden

türetilmiştir . Türkçe karşılığı olarak kullanılan “yenilenme” denilebilir.

İnovasyon, ekonomik ve toplumsal fayda sağlayacak yeni fikirler, yöntemler, ürünler geliş-tirmek ve bunları uygulamaktır. Böylece, daha önce çözülmemiş sorunları çözmek veya daha önce karşılanmayan ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla geliştirilebilir ya da var olan pek çok ürün ve hizmeti daha güzel, daha kullanışlı, daha çok insana fayda sağlayacak hale getir-meyi amaçlayabilir. Bu fikirlerin hayata geçirilmesi ve ortaya ürün, hizmet veya yöntemlerin çıkarılması, ardından bu ürün ve hizmetlerin satılmaya veya yöntemlerinin uygulanmaya başlanmasıyla inovasyon yapılmış olur.

Bir ülkenin bilim ve teknolojisinin neredeyse tüm elemanlarını içine alması gereken ino-vasyon etkinliğinin yürüyebilmesi öncelikle toplumun her kesiminin benimsemesi ve destek-lemesi ile yürüyebiliyor.

İnovasyon kendi başına ayrı bir etkinlik değil, bilim ve teknoloji etkinliğinin tüm sü-reçlerini kapsar. Ancak inovasyondan beklenen, bilim ve teknoloji etkinliğinde bir fikrin kuram, eylem ve sonuç bakımından faydaya dönüşmesi ve bu yararın pazarlanabilir, somut bir çıktı ile birlikte olmasıdır.

Dolayısıyla, inovasyon basit anlamlı bir yenilenme değil, yenilenmenin kuramsal aşama-sından başlayarak yenilik ürününü de içine alan ve pazarlanabilme niteliğini kabul eden bir süreçtir. İnovasyonun önündeki en büyük engelse; endişedir.

Endişe insanı özgür düşünmekten ve harekete geçmekten alı koyar. Osho’nun dediği gibi; yaratıcılık, var olan en büyük başkaldırıdır. Endişelerden uzak, özgürce düşünebileceğimiz zihinlere sahip olmanız dileğiyle…

Hayriye Karaoğlu Turhanlar

Page 4: Akil yolu mayıs

Yeni fikirler bulma üzerine

Fikirleri ve ürettikleri sonuçları çevremizde her yerde görmek mümkün ama geleceğe ilişkin fikirlerin çok büyük bir kısmı hala kafalarımızın içinde. Onları kendimize, ailemize, şirketimize ve ülkemize katma de-ğer yaratacak şekilde dışarı çıkarmanın bir yolunu bulmalı, düşünmek-ten ve denemekten vazgeçmemeliyiz.

Salih TURHANLAR

4

Page 5: Akil yolu mayıs

5

Yaratıcı fikirler geliştirmek için gereksiniminiz olan tek şey sadece ve sadece beyninizdir. Beynimizi daha iyi çalıştı-rabilmek için fiziksel ve psikolojik yardımcıları nasıl kul-lanabileceğimiz konusunu da çalıştık birlikte. Bu noktada sizlerden gelen soruların ışığında nasıl daha fazla yaratı-cı fikir üretebileceğimiz konusuna değinmek istiyorum.

Ama öncelikle fikrin ne olduğunu tanımlayalım. Fikir; dünyayı kavramada kullandığımız bilgilerin biz kaynaklı olarak ifade edilmesidir.

Daha önce aralarında anlamlı bir ilişki kuramadığımız düşünceleri birleş-tirmek, anlamlı hale getirmektir.

Fikir, anlaşılmaz olanı anlamak için açtığımız zihinsel patikalardır. Siz de kendi fikir tanımınızı yapabilirsiniz dilerseniz, böylece en azından bir soh-bet esnasında “bence, benim fikrimce bu böyledir” dediğinizde ne demek istediğinizi anlamış olursunuz.

Yeni ve yaratıcı fikirler üretirken yeryüzünde yeni bir fikir bulmanın çok zor olduğunu unutmamak gerekir. Yeni gibi görünen fikirlerin çoğu farklı zamanlarda, farklı kişilerin düşündüğü eski fikirlerin yeni bir bileşiminden farklı olmayabilir. Ama bu o fikirlerin tekrar işlenmesinin gerekmediği, dü-şünülmesine gerek olmadığı anlamına da kesinlikle gelmez. Birinin daha önce düşünmüş olması bir fikri değersiz yapmaz. Asıl sorun bazen insanla-rın başkalarına ait fikirleri ego ve benzeri nedenlerle bile, isteye reddetmele-rindedir. Fikir ister sizden isterseniz de hiç hoşlanmadığınız birinden çıksın reddetmeyin. Fikirle, fikri üreteni birbirinden ayırt etmek çok önemlidir.

Bildik bir konuyu tekrar düşünmenin bir zararı yoktur. Aynı yolu ve yön-temi yeni bir şeymiş gibi izlememek kaydıyla elbette. Böyle yapmadığınız, yani bilinen bir şeyi tekrar bulmak adına kendinizi parçalamadığınız sürece endişelenek bir şey yoktur. Günümüz dünyasında bilinenlerin sayısının hız-la artması bilinecek, bulunacak bir şeylerin kalmadığının değil, aslında bu-lacak ne kadar çok şeyimiz olduğunun delilidir. Amerika Patent Enstitüsü Başkanı Charles H. Duell tarafindan 1899 yılında söylenen “Bulunacak her şey bulundu, artık patent alınacak yeni bir konumuz maalesef yok” lafı kara mizah tarihine geçen bir örnek olarak aklımıza kazınmıştır.

Fikir üretirken; fikrin geleceğine ilişkin kaygılanmanın da bir faydası yok-tur. O kaygıları zamanı geldiğinde değerlendirir ve gereğini yaparsınız ama nasıl olsa dinlenmeyecek, ciddiye alınmayacak diye fikir üretmekten vazgeç-mek pek akıllıca bir yol olmasa gerek.

Geçmişte yaşadıklarınızın bugününüz ve yarınınız için ipotek oluştur-masına da izin vermemelisiniz. Belki bir fikir ilk ortaya atıldığında dinlen-memiş, dikkate alınmamış hatta eleştirilerek imha edilmiştir. Burada unut-mamamız gereken temel bir kuralı hatırlayalım: Zamanı gelmiş bir fikrin önünde hiç kimse ve hiç bir şey duramaz. Dün başarılamamış olması bir şeyin bugün de başarılamayacak olmasını gerektirmez. Denendiği dönemde belki zihinler hazır değildir, belki teknoloji yeterli değildir, belki bambaşka bir alanda gelişen yenilikler sizin fikirlerinize ışık tutacaktır.

İlintisiz gibi görünen fikirleri birbirine bağlamaktan çekinmeyin. Doğru-dan bağlantılı gördüklerinizi zaten birleştirirsiniz. Demir bir kapının çarp-mamasını isterseniz, ilk akla gelen fikir kapının önüne bir engel koymak olabilir ama o engelin kapıdan geçenlerin ayağına da takılabileceğini düşün-melisiniz. Kapının arkasına baktığınızda ve oraya bir mıknatıs koyarsanız alakasız iki alanı birleştiren ilginç bir yeni fikre imza atmış olabilirsiniz.

Fikirleri ve ürettikleri sonuçları çevremizde her yerde görmek mümkün ama geleceğe ilişkin fikirlerin çok büyük bir kısmı hala kafalarımızın içinde. Onları kendimize, ailemize, şirketimize ve ülkemize katma değer yaratacak şekilde dışarı çıkarmanın bir yolunu bulmalı, düşünmekten ve denemekten vazgeçmemeliyiz.

Page 6: Akil yolu mayıs

8

Page 7: Akil yolu mayıs

7

Eda BİLGEN

Belki de birbirinden ayrı dü-şünülemeyecek üç olgu. Ye-nilik amacı ile doğru girişim-lerde bulunularak doğru ve

güzel değişimlere ulaşılıyor. Yani deği-şim yaratabilmek için yenilikçi fikirlere sahip olmanın bir ön koşul olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Yenilikçilik, adından da anlaşılacağı gibi yeniliği ifade ediyor ve hangi alan-da olursa olsun yenilik ihtiyacı göz ardı edilemez bir faktör olarak çıkıyor kar-şımıza.

Çünkü durağan ve yenilenmeyen, gelişmeyen, geliştirilmeyen konu ve alanların, hatta kişilerin, sığ, gelişmemiş, verimsiz ve her an yok olmaya meyilli oldu-ğu açık, net ve örnekleriy-le de sabit bir mevzu. İşte bu nedenle yenilikçiliğin, gerek kişi gerekse firma ve sektörler açısın-dan büyümek için en iyi yol olduğu görü-şündeyim.

Bu yolda seyredeceği -miz hızın da ol-dukça önemli olduğunu dü-

şünüyorum, zira dünya hem de büyük bir hızla gelişiyor.

Gelişen dünyaya ayak uydurabilmek ise en temelde yeniliklere açık olmak ve onları günlük ya da iş yaşantımıza uyarlayabilmekten geçiyor. Peki dünya bu hızla gelişir ve değişirken, eğitim bu değişimin neresinde kalıyor?

Elbette eğitim, bütün bu yenilikçi düşünce ve hareketleri kapsayan, top-lumların ilerleyebilmesini sağlayan en önemli unsur. Öyleyse eğitim kalitesini arttırmak da ilerlemenin önünü açacak

diğer bir önemli konu.

Gelişen ve küreselleşen bir dünyada, eğitim alanında bahsi geçen bu gelişim muhakkak ki teknolojik ve ekonomik gelişmelerle paralel bir seyir izliyor. Bu da eğitim alanında sürekli ve geliştiri-lebilir bir yenilik ihtiyacını doğuruyor.

Eğitim ve yenilik arasında karşılıklı bir bağ ve ilişki olduğunu söyleyebi-liriz. Herşeyin temelinde olduğu gibi yenilikçiliğin temelinde de eğitim var-dır ve eğitim sayesinde açtığımız bu yenilikçi ufuğun, yine eğitim alanında, eğitim sürecini daha etkili hale getire-bilmek ve eğitim kalitesini arttırmak üzere kullanılması amaçlanıyor.

Ancak eğitim alanın-da uygulanan değişim ve yeniliklerin olumlu ya da olumsuz sonuçla-rı, bu yeni yöntemlerin kullanılmaya başlama-sını takip eden uzun senelerden sonra, uzun vadede görülüyor. Yani

bu anlayışla, bugün sahip olduğumuz eğitim politika-

sı geleceğimizi hazırıyor.

Unutmamak gerekir ki, yenilik bir süreçtir. Bu süreci doğru karar ve

adımlarla yürütmek kaçınılmaz olarak başarıyı da beraberinde getirecektir.

YenilikçilikGirişimcilik ve Değişim

Page 8: Akil yolu mayıs

Edebiyatta gerçek anlamda ilkin Philip K Dick, akabinde Willi-am Gibson ve diğerlerinin önü-nü açtığı yenilikçi bilimkurgu akımı cyberpunk kısaca gelece-

ğin yükselen hayat standartlarını, teknolojinin insan hayatına yaptığı etkileri ve toplumsal de-ğişimleri bireyler çerçevesinde işleyen karan-lık ve gerçekçi bir akımdır. Japonlar bilhassa 80’lerin sonlarından itibaren cyberpunk akı-mıyla ilgili sayısız eser verdiler.

Anime’ye meraklı olanlar bilhassa Masamu-ne Shirow’un yaratıp Oshii Momoru’nun sine-ma diline uyarladığı Ghost in the Shell isimli eserin (ki Hollywood Scarlet Johansson’lu bir Ghost in the Shell uyarlamasını yapma çabası içerisinde şu sıralar) Wachowsky kardeşlerin The Matrix’ine bıraktığı sayısız ilham kaynağı-nı hatırlamakta gecikmeyecektir. Sanırım her-

kes kabul edebilir ki Japon’ların bilimkurguya, bilhassa distopya ve cyberpunk’a kattıkları asla görmezden gelinemez.

Yakın dönemin en hit yapımları arasında sayılan Psycho Pass de bunun bariz örnekle-rinden zaten Anime’de cyberpunk, dolayısıyla Ghost in the Shell dediğimizde ise bu eserin açtığı yoldaki bir diğer yapım olan nispeten yakın tarihli Psycho Pass’ı anmaktan kaçına-bilmemiz kanımca mümkün değil.

Psycho Pass daha ziyade Ghost in the Shell’in TV uyarlaması olan Stand Alone Complex’de işlenen sosyal medya ve enfor-masyon kontrolü, özgür irade, bireylerin tek-noloji karşısındaki metamorfozları, adalet kav-ramı, değişen suç ve suçlu tanımları gibi sayısız temayı şu an bile örneklerini gördüğümüz çe-şitli teknolojik bulguları gelecee uyarlayarak bize elde tutulur inovasyonlar sağlayan kaliteli bir kurgu niteliğinde.

GELECEKTE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ MÜMKÜN MÜ?Türe çok meraklı olmayanların bile kıyısın-

dan köşesinden duymuş oldukları Fate/Zero ve Puella Magi Madoka Magica gibi karanlık serilerin yazarı olarak bilinen Urobuchi Gen, cyberpunk distopya ve felsefeyi harmanlayan bu yapımda geleceği, dolayısıyla düşünce öz-gürlüğünü ve ideal toplumun mümkün olup olmadığını sorguluyor.

2113 yılında Sibyl Sistemi adı verilen bir terminal sistem insanların eğitimlerini kont-rol altında tutmakta, çalışacakları işleri tayin etmekte ve sokaklardan sanal gerçeklik giriş-lerine kadar her noktada gizli bir taramadan geçirerek mental durumlarını analiz etmekte, bu taramalar suça meyillilik tespit ettiğinde özel Suç Önleme birimleri tarafından bayıltı-lıp yakalanmakta, ileriki durumlarda ise infaz edilmektedir.

Bu uzak gelecekte ateşli silahlar yoktur ve yegane ateşli silahlar Suç Müdahele birimi

personeli olan Enforcer’larda bulunan ve Dominator denen, doğrultukları kişinin üze-rinde analiz yaparak ateş yetkisini doğrudan Sibyl Sistemi’nden alan tabancalardır.

YAYIN ÖNCESİ SERT PAZARLIKOlaylar Suç Müdahele biriminin 1. no’lu

departmanına yeni tayin edilen Akane Tsunemori’ye, zoraki ortağı Shinya Koga-mi ve birimin diğer saha ekipleri (Ginoza, Masaoka, Kagari, Kunizuka ve analist Ka-ranomori) üzerinden Sibyl Sistemi’nin tespit ettiği “rutin” vakalara yaptıkları müdaheleler üzerinden başlıyor ama sonradan ekip Sibyl Sistemi’ne savaş açmış bir suçluyla karşılaş-tıklarında kendilerini av ve avcının belirsiz-leştiği bir kaosun ortasında buluyorlar.

Spoiler vermeden söylemek mümkün ki Psycho Pass pek çok güncel Anime’nin aksi-ne mainstream olmamak için adeta manifes-to yazmış bir Anime.

Daha prodüksiyon süreci bile başlamadan yapımcılarla konuşan yönetmen “Sizlere pe-

Hamit GÖKALP

8

Page 9: Akil yolu mayıs

7

2113 yılında Sibyl Sistemi adı verilen bir terminal sistem insanların eğitimlerini kont-rol altında tutmakta, çalışacakları işleri tayin etmekte ve sokaklardan sanal gerçeklik giriş-lerine kadar her noktada gizli bir taramadan geçirerek mental durumlarını analiz etmekte, bu taramalar suça meyillilik tespit ettiğinde özel Suç Önleme birimleri tarafından bayıltı-lıp yakalanmakta, ileriki durumlarda ise infaz edilmektedir.

Bu uzak gelecekte ateşli silahlar yoktur ve yegane ateşli silahlar Suç Müdahele birimi

personeli olan Enforcer’larda bulunan ve Dominator denen, doğrultukları kişinin üze-rinde analiz yaparak ateş yetkisini doğrudan Sibyl Sistemi’nden alan tabancalardır.

YAYIN ÖNCESİ SERT PAZARLIKOlaylar Suç Müdahele biriminin 1. no’lu

departmanına yeni tayin edilen Akane Tsunemori’ye, zoraki ortağı Shinya Koga-mi ve birimin diğer saha ekipleri (Ginoza, Masaoka, Kagari, Kunizuka ve analist Ka-ranomori) üzerinden Sibyl Sistemi’nin tespit ettiği “rutin” vakalara yaptıkları müdaheleler üzerinden başlıyor ama sonradan ekip Sibyl Sistemi’ne savaş açmış bir suçluyla karşılaş-tıklarında kendilerini av ve avcının belirsiz-leştiği bir kaosun ortasında buluyorlar.

Spoiler vermeden söylemek mümkün ki Psycho Pass pek çok güncel Anime’nin aksi-ne mainstream olmamak için adeta manifes-to yazmış bir Anime.

Daha prodüksiyon süreci bile başlamadan yapımcılarla konuşan yönetmen “Sizlere pe-

şinen söylüyoruz, rating’ler ne derece düşerse düşsün, seriyi erkenden yayından çekmeyece-ğiz, ayrıca her ne olursa olsun bizim kendi se-naristimizin yadığı herhangi bir metin haricin-de birşey seriye girmeyecek. Eğer bunu kabul ediyorsanız edin, yoksa başkasına gideceğiz” tarzında sert bir çıkış yapmış ve taleplerini ka-bul ettirmiş.

Benzer şekilde “moe” diye tabir edilen kü-çük ve sevimli kız tipolojisinin herhangi bir şekilde seride yeralmasını önleyebilmek için stüdyo çalışanları arasında “moe” kelimesi kullanılmasına ambargo konmuş. (Akane her ne kadar moe görünse de aslında moe tipo-lojisinin çok uzağında duran, çok ayrıksı bir bayan karakter denebilir) Episodik davalardan Makishima Shogo’nun kedi fare oyununa giriş yapan yapım grimdark ve kaotik bölümlerin dozunu giderek arttırıyor zaten Urobuchi “ka-sap” lakabını boşuna almadığını neredeyse her bölümde ispatlıyor.

İnsanların kağıda basılı bir kitap görme-ye ve ona dokunmaya yabancılaştıkları, su-çun daha ortaya çıkmadan cezalandırıldığı Psycho Pass anafikriyle insana ister istemez Philip K Dick’in eserinden uyarlanan Spi-elberg filmi Miniority Report’u anımsatıyor ama bu filmde yeralan tüm aşırı zorlama sah-neler çok iyi analiz edilmiş ki Psycho Pass’ın empati yapılabilirliği bir an bile düşmüyor.

Dahası film kaderin değişitirip değiştiri-lemeyeceği yönünde bir ana fikre sahipken Psycho Pass bunu daha çok Philip K Dick’in daha ziyade Hammer of Vulcan’da anlatmaya çalıştığı gibi insanı gözleyen ve tarafsız olarak

kontrol eden kusursuz bir ya-pıyı sorgulama yetimiz olup olmayacağını, özgürlüğün adalet, bireysellik ve kaos-la arasındaki çizgide nerede durduğunu gözler önüne se-riyor.

Benzer şekilde suya sabu-na dokunmayan izleyici tipi-ni çizdiği kusursuz düzenin arka planını ve ona savaş açanların seçmek zorunda kalacakları yolu gözler önüne sererek izleyiciyi taraf tut-maya zorluyor. Bunu yapar-ken de Foucault’dan Philip K Dick’e dek birçok yaratıcı zihne selam duruşuna geçi-yor hatta “Aldous Huxley mi yoksa George Orwell mi ge-

leceği daha iyi betimledi?” konulu bir diyaloğa bile yer vererek, düşünen dimağların yüzlerin-de istemsiz bir gülümseme yaratıyor.

Bilimkurguya ve gelecek vizyonlarına ilgi duyan herkesin bu seriye mutlaka şans ver-mesini şiddetle öneririm. Eğer seriyi yeni du-yuyorsanız, 1. sezonun yeni sahnelerle elden geçirilmiş hali olan ve 50 dakikalık 11 bölüm-den oluşan adaptasyonuna da göz atabilirsiniz. (New Edit ismiyle de geçer, oradan ayırt ede-bilirsiniz) Bunun haricinde serinin Japonya’da geçen yıl yayınlanmış, fakat ev sinemasına he-nüz yayınlanmamış uzun metraj bir filmi de bulunuyor.

Seriyi bitirdikten sonra bir de bu filmi bekle-meye başlayabilirsiniz. İyi seyirler dilerim!

Philip K Dick evrenini yeniden yorumlanıyorPSYCHO-PASS, Philip K Dick, akabinde William Gib-son ve diğerlerinin önünü açtığı yenilikçi bilim-kurgu akımı cyberpunk’ı yenilikçi düşünceyle ye-niden yorumluyor.Bunu yaparken de Foucault’dan Philip K Dick’e dek birçok yaratıcı zihne selam duruşuna geçiyor hatta “Aldous Huxley mi yoksa George Orwell mi geleceği daha iyi betimledi?” konulu bir diyaloğa bile yer vererek, düşünen dimağların yüzlerinde istemsiz bir gülümseme yaratıyor.

9

Bölüm Sayısı: 1. sezon için 22 bölüm, 2.

sezon için 11 bölüm, ayrıca uzun metrajlı

bir Anime film

Yönetmen: Katsuyuki Motohiro, Naoyoshi

Shiotani (2. sezonda ayrıca Kiyotaka Su-

zuki yönetmenlere eklenmiştir)

Senaryo : Gen Urobuchi -2. sezonda sena-

ryo Tow Ubukata’ya devredilmiş, filmde ise

Gen Urobuchi’ye geri dönülmüştür)

Stüdyo: Production IG (2. sezonda

Tatsunoko stüdyoları prodüksiyonu

devralmıştır)

Page 10: Akil yolu mayıs

10

İnovasyon yaratan 8

16 yaşındaki Ann Ma-kosinski vücut ısısın-dan yararlanarak çalı-şabilen bir el feneri icat etti. Gücünü ellerden alan bu fener pil bit-mesi sorununu ortadan kaldırıyor.

19 yaşındaki Amerikalı genç mucit Anthony Halmon bebekleri düşünmüş ve aynı zamanda ısı ölçer olarak kullanılabilen bir emzik icat etti.

BULUŞU SAYESİNDE OBAMA’YLA

TANIŞTI

PİLİ BİTMEYEN EL FENERİ

16 yaşındaki Mısırlı genç bilim insanı Azza Abdel Hamid Faiad’ın geliştirdiği proje ile atık plastikler parçalanarak biyoyakıta dönüştürülüyor. Bu sayede hem çevre kirliliğinin önüne geçilecek hem de ekonomiye büyük ölçüde destek olacak.

ATIK PLASTİKLERİ BİYOYAKITA

DÖNÜŞTÜRDÜ

ELİF, MUZ KABUĞUNDAN

PLASTİK ÜRETTİ

17 yaşındaki Mariam, ses dalgalarını kullanarak çalışan bir kara mayını dedektörü icat etti. Eskilerden kalma kara ma-yınları her sene yaklaşık 10.000 insanın canını alıyor.

10

Page 11: Akil yolu mayıs

11

İnovasyon yaratan

GENÇ MUCİT8

19 yaşındaki Hollandalı Boyan Slat okyanuslarda bu-lunan plastikleri temizlemek için yüzen platformlar projesi geliştirdi. Böylelikle okyanusları ve ekosistemi korumak için önemli bir adım atıldı.

OKYANUSLARI KURTARA-CAK PROJE GELİŞTİRDİ

Ryan Patterson 17 yaşında ve işaret dilini, yazı diline çeviren bir eldiven icat etti.

İŞARET DİLİNİ YAZIYA

ÇEVİREN ELDİVEN

19 yaşındaki Param Jaggi, yaşam kalitesini arttırmak adına araçlardan salınan karbondioksit gazını su yosunları kullanarak oksi-jene dönüştüren bir sistem geliştirmiş. Genç bilim in-sanı her fırsatta, “Dünyayı değiştirebileceğimi düşü-nüyorum” diyor.

Karbon-dioksiti suya

çeviren sistem

geliştirdi

17 yaşında olan Türk mucit Elif Bilgin muz kabuklarından biyoplastik üretimi fikrini geliştirdi.

17 yaşındaki Mariam, ses dalgalarını kullanarak çalışan bir kara mayını dedektörü icat etti. Eskilerden kalma kara ma-yınları her sene yaklaşık 10.000 insanın canını alıyor.

Kara mayınlarına

karşı ses dedektörü

11

Page 12: Akil yolu mayıs

ZEKA SORULARI

İki saatim var; biri hiç çalışmıyor, diğeri günde 1 dakika geri kalıyor. Hangisini tercih edersiniz?

Pazara elma satmaya giden iki arkadaş ,yolda bir sepet içinde 20 elma bulurlar.Bu 20 elmaya sahip olmak için aralarında şöyle bir iddiaya tutuşurlar. İkisi de birer çuvala kendi elmalarından diledikleri kadar koyup daha sonra karşılaştıracaklardır.Kimin çuvalından daha çok elma çıkarsa iddiayı o kazanacaktır (eşitlik halinde elmalar paylaşılacak).

Günde 1 dakika geri kalan her 2 senede bir doğruyu gös-terirken, çalışmayan saat günde 2 kere doğruyu gösterir. Bu nedenle çalışmayan seçilmelidir.

CEVAPLAR:Yaptıkları anlaşmaya göre iddiayı kazanan sepeti kaybeden ise çuvalları alacaktır. Siz olsaydınız ,çuvalınıza kaç elma koyardınız?

Page 13: Akil yolu mayıs

Yolcular her dakika değişir, ama yol o hep aynı...

ARTIK BİR TIK ÖTEDEYİZİnternet siparişlerinizi facebook ve yolyayinlari.com adresinden verebilirsiniz.

https://www.facebook.com/Yolyayinlari

https://twitter.com/yolyayin

https://twitter.com/yolyayin

Page 14: Akil yolu mayıs

Amacımız ürünlerimiz aracılığıyla ülkemiz şirketlerinin, ve çalışanlarının “Gayri Safi Milli Bilgi ve Yaratıcılık Oranı”nı artırmak, ülkemize, şirketlerimize, insanlarımıza değer katmaktır.

Akıl Evi, binlerce saati aşkın deneyimi ile eğitim ve danışmanlık alanında gereksiniminiz olan hizmetleri yenilikçi, çağdaş yaklaşımlarla hizmetinize sunmaktadır.

Eğitim, gelişim faaliyetlerinin etkilerini varsayımlara dayalı ve tahmini olarak değil, hızlı, etkili sonuçlar şeklinde görebilmenizi önemsiyoruz.

Akıl Evi çatısı altında sizin için hayal etmeyi, merak etmeyi ve çalışmayı sürdüreceğiz...