14

Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

  • Upload
    others

  • View
    14

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir
Page 2: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

Mahya Yayınlan 42

Direnen Meal: Akif Meali

Editör Prof. Dr. Recep Şentürk .:

Yayına Hazırlayan - · · · Vahdettin IşıJ<

Kapak Tasannu/Sayfa Düzeni [email protected]

Baskı/Cilt

Step Ajans Rek. Matbaacılık Tan. ve Org. Ltd. Şti. Göztepe Mah. Bosna Cad. No:ll Bagcılar/İstanbul

Sertifika No: 12266 T (0212) 446 88 46

1. Baskı, İstanbul, Şubat 2016 ISBN 978-605-5222-36-9

© Mahya Yayıncılık, 2016 Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncımn yazılı izni olmaksızın çogaltılamaz.

Mahya Yayıncılık ve Egitim Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş. Göztepe Mah. İnönü Cad. No: 78 Bagcılar/İstanbul

Sertifika No: 21182 T (0212) 44116 47 F (0212) 44116 13 [email protected]

Page 3: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

Akif'in Mealinde Bağlam ve Tekrar

Dr. Nagihan Haliloğlu Fatih Sultan Vakıf Ünv. Medeniyetler İttifakı Enstitüsü

Çeviri ve/veya mealin en önemli meselelerinden biri orijinal metin­deki iladelere saclık kalınmasıyla manaya saclık kalınması arasındaki ge­rilimdir. Çevirilen metin eğer manzum ise, bir de orijinalin şiirselliğine saclık kalınması meselesi ortaya çıkar. Mehmet Akif, Meal'inde bu mese­lelerin hepsiyle yüz yüze kalmış, ve değişik çözümler üretmiştir. Şair ola­rak dile çok önem verdiği için bir yandan şiirselliği korumaya çalışmış, bir yandan da bir ihtiyaca yönelik yazılan mealin manayı tam olarak yan­sıtmasına ça.ba göstermiştir. Mananın tam olarak yansıtılabilmesi için de, örneğin, İsrailiyah yakından bilmeyen okuyucular için orijinal metinde olmayan kelimeler eklemiştir. Akif özellikle Türk milleti ve Müslümanla­rın o zamanki sorunlarını ifade eden ve ilaç olabilecek ayetler üzerine çok çalışmışhr- ki Meal'in elimizdeki baskısı da Akif'in bu ayetleri daha önce nasıl çevirmiş olduğunu dipnot olarak vermektedir.

Tüm metinlerin ve çevirilerin sosyal, politik, kültürel ve tarihi bir bağ- · lamı olduğu gibi Akif'in mealinin de böyle bir bağlarm vardır. Bu maka­le Akif'in Kuran Meal'inin kültürel ve tarihi bağlanundan kaynaklanan bazı tercihlerine dikkat çekecektir. Ele alınan bağlamlar Türkçe ve Arapça arasındaki özel ilişki, Kuran'ın muhatabı olarak Akif ve Türk milleti, ve değişmekte olan Türk dilidir. Bu bağlamların çeviriyi nasıl etkilemiş ol­dukları tarhşılclıktan sonra, özellikle kelime tekrarlan ve edat kullanımla­rı üzerinden edebi dilin aktarırnındaki zorluklar incelenecektir.

Page 4: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

218 . Direnen Mea/: Akif Meali

Çeviri ve meal arasında bir ayrıma gidecek olursak, çevirinin orijinalin kelime ve cümle yapısına olabildiğince sadık kalınarak yapılan, mealin ise anlam merkezli bir mana akt!ll"ımı olduğunu söyleyebiliriz. Aslına sadık kalma ve manayı iletme ikilemini Kuran'ın Farsça ve Türkçe'ye i1f çevi­rilerinde de görmek mümkündür. Bu ilk çevirilerde çeviriDenler Arapça kelimelerin alhna Türkçe/Farsça karşılıklarını yazmışlardır. Fakat daha yaygın uygulama, Kuran çevirisinden ziyade tefsir çevirisi olmuştur.1133J

b.k çevirilerdeki gibi, yorum getirmeden metnin aslına sadık kalınması­nın avantajı, metnin, orijinalinde olduğu gibi yoruma açık kalması, tek bir 'okuma' tarzına bağlı hale gelmemesidir. Meal tür olarak çeviri ve tefsir arasında orta bir yol gütmek istediği için zor seçimler yapmak zorun­dadır. Nitekim Elmalılı'nın da tefsiri mealinden daha başarılı bulunur. Tercüme ya da mealin her zaman için tefsirden çok daha problemli olaca­ğını Akif'in kendisi de, tercümesini 1928 harf devriminden sonra Anka­ra'ya neden vermek istemediğini açıklarken ifade etmiştir. Şair: 'Tefsirsiz tercümeden bir şey anlaşılmayacağı ve eski harflerle olan tefsirleri yeni kuşaklar okuyamayacakları için yazımı veremem. Önce tefsir basılsın!' demiştir. 11341

Tüm çevirilerin metne sadık kalma ve okuyucuya mesajı ulaştırma hedefleri arasında kendilerine bir yer belirlemek zorundadır; bu iki, ço­ğunlukla bİrbirini zora sokan hedef, değişik çeviri okullarının oluşmasına sebebiyet vermiştir. Orijinale sadık kalmak ve mesajı ulaştırmak, özellikle söz konusu Kuran olduğunda, Yaratıcı'nın kelimelerini dönüştürmenin getirdiği yükümlülük -ki Akif de bundan bir mektubunda 'vizru vebal' diye bahseder-11351 ile mesajın kitlelere o kitlelerin muhitinde anlaşılacak bir şekilde doğru manasıyla ulaşmasının zorunluluğu çevirmeni zora so­kar. Çevirmen, Kuran'da da ihtiyatla yaklaşılması gereken bir kategori olarak belirtilen bir şairse, yapılan iş daha da fazla eleştiriye maruz kala­cak demektir. Nitekim Akif mektuplarında Kuran 'tercüme meselesi'nin

(133] Z. Velidi Togan, Kıtran ve Türkler, İstanbul: Ahmet Sait Matbaası, 1971, s. 19.

[134] Bayur, İbadet Dili, ('Necati Lugal Armagaru' içinde), Ankara: TTI< Basımevi, 1968, s. 151-154. ..

[135] Dücane Cündioglu, Bir Kuran Şniri, Kapı Yayuı.lan: İstanbul, 2011, s. 151. Akif'in meal ko­

nusunda ne kadar titiz oldugu, ve bunun getirdlgi sorumlulugun fark:ındal.ıgına bir delil de şu

sözleridir: ' Kuran dinlemek ala, Kuran okumak iyi, lakin Kuran yazmak yok mu, işte o miiŞkil, daha doğruSU müdhiş bir sa'y!' (Cündiog!u, 162).

Page 5: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

iJdf'in Mealinde Bağlam ve Tekrar • 219

kendi ve şüri arasına girdiğini söylemektedir.l1361 Kuran Arap dilinin en mucizevi ve edebi şekilde kullaruldıgt bir metindir, fakat bazı okurla­ra göre çeviriye ayru edebi değer yansıtılmaya çalışıldığında manadan ödün vermek gerekecektir. Edebiyatı öne çıkarması beklenilebilecek olan Akif'in çevirisinin ilk nüshalarını gören Elmalılı ise bilakis çevirinin 'ce­zalet'ini zayıf bulmuştur. ll37J

Akif için çeviri işleminin kendisinin getirdiği bu problemlere bir de siyasi çekinceler ve problemler eklenmektedir. Devletin niyetiyle Türkçe ibadetin sağlanabilmesi, Akif'in kendi niyetiyle de yıkıa bir savaştan çık­ıruş bir millete yaşa.İna gücü vermesi beklenilen böyle bir metinde, kimi ayetler olduğu gibi çevrilirken, kimisinde şerhe başvurulmuştur. Çeviri­de genel olarak dikkati çeken özellik ise sade, günlük bir Türkçe kullarul­ıruş olmasıdır, bu da, bu mealin geniş kitlelere ulaşmasının ümidedildiği manasma gelmektedir. tı3sJ

Akif'in Meal'inde mesajın muhatabı olarak kendini ve Türk milletini nereye koyduğunun da önemli olduğunu söyleyebiliriz. Milli Mücadele yılları ve İslam' ı Hıristiyanlara aniatma ihtiyaa Akif'in duruşunu etkile­yen etmenlerden sadece ikisidir. Bu yüzden, Akif'in mealinde nasıl şerh­Iere girdiğini örneklemek için bu konularla ilgili bir kaç ayete bakmak istiyorum.

Ali İmran140. Ayet:

'Sizlere bir yaradır değdiyse, onlara da öyle bir yara değmişti. Bunlar öyle günler ki kah bir tarafın, kah öbür tarafın olmak üzere insanlar arasında döndü­rür dunmLZ. Şunun için ki; Allah-ı Zulcelal iman edenleri bilecek ve sizlerden şüheda edinecek-zira Allah zalimlerden hoşnut olmaz'.

[136] Bu 'araya giıme' aslında uslubi bir ikilem yaratmaktan ziyade te.rcüınenin şairin vaktinin

çoğunu almasıyla ilgilidir.

[137) Bu konudaki tartışmalar için bkz. Cündioglu, s. 153.

[138] Elimizdeki mealin ka gıda dökülme sürecini düşünürsek: muhtemel, Arapça' dan Türkçe'ye,

Osmanlıca alfabesiyle çevrilmiş, oradan da Latin harflerine daktilo edilmiştir. Ayetlerin bir kısmı

daha önce Akif tarafından Türkçe'ye bir kaç kere, aralannda ufak farklar olmak suretiyle çevrilmiş,

bu farklı çeviriler de Meal' de Akü'in en son karar laldıgı haline dipnot olarak verilmiştir.

Page 6: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

220 . Direnen Meal: Akif Meali

Bu ayetin çevirisinde adeta İstiklal Marş'ının bir tırusı vardır. Bu aye­tin, Akif'in Meal'inde dipnotta bulduğumuz daha önceki çevirisi, Arap­ça'sında böyle bir seslenme olmamasına rağmen, 'Sıkılmaya gelmez'le başlamaktadır- ki bu semanti.k olarak İstiklal Marşının 'Korkı:r}a!'sının kardeşidir diyebiliriz.

Akif'in ayet çeviri çalışmalarının Türklerin ve Müslümanların o dö­nemdeki dunımuyla nasıl ilgili olduğunun bir başka ifadesi de hangi ayetlere yoğunlaşmış olduğudur. Şair, İngilizlerin İstanbul'u işgali sı­rasında İngiliz kilisesinin Müslüman alimlere gönderdiği ve İslam'ın, sosyal meselelere nasıl çözümler .getirdiği ile ilgili dört soruya cevaben yazılan 'Anglikan Kilisesine Cevap' adlı eseri, ve dolayısıyla metinde ge­çen ayetleri Türkçe'ye çevirmiştir. Bu ve başka vesilelerle bu gibi ayetleri daha önce bir kaç kez çeviren Akif'in mealinde örneğin Ali İmran 64. aye­tini daha önce iki kere şerh etmiş olduğunu görüyoruz.

Şimdi Müslüman ve Hristiyanların Hz. İsa'nın göğe yükselmesi ile ilgili farklı görüşlerini yansıtan Ali İmran suresi 54. Ayet'e bakmak is­tiyorum. Bu ve benzeri ayetlerde Akif oyucuya bağlaını vermeye gayret etmiştir:

Bu, Akif'in meal'inin şerhe yakın olduğu bir ayettir. Akif ayetin ba­şına, okuyucu tarafından daha iyi anlaşılması için bağlaını koymuş ve Kuran' da olmayan 'Beni İsrail İsa'yı tuzağa düşürmek istedi' cümlesini eklemiştir. Meal sonra orijinal metinde olduğu gibi 'Allah da kurdukları tuzağa kendilerini düşürdü' diye devam eder. Lugavi olarak hem 'on­ların' hem de Allah'ın tuzak kurduğunu, Allah'ın tuzak kuranların en hayırlısı olduğunu belirten ayete, inkarcıların kendi kurduklan tuzağa düştükleri manası verilmiştir. Kuran' daki c);~~ de şerh edilmiş, Al­lah 'tuzakçı' kelimesinin belki de olumsuz algısından uzak tutularak 'tu­zakçıları perişan edenlerin en kavisi' olarak sıfatlandırılmış, ve burada mealde Arapça __ ~ kelimesi 'kavi' ile değiştirilmiştir. Burada Akif'in sık­ça yaphğı şekilde Arapça bir kelimenin başka bir Arapça kelime ile şerh edildiğini görüyoruz.

Bağlam şerhine bir örnek de 6:154'tedir

Page 7: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

Akif'in Mealinde Bağlanı ve Tekrar • 221

'Sonra bizler salahı meslek edinen her fert hakkındaki lütfumuzu tamama erdirmek, muhtaç oldukları her şeıji ayrı ayrı bildirmek ve kendilerine hidayet olmak, rahmet.olmak üzere Musa'ya Kitap verdik. Umulur ki Beni İsrail rabbul aleminin karşısına çıkacaklarina iman ederler.'

Burada ~;j edah 'umulur ki' diye çevrilmiş, ve ayette geçmediği hal­de burada rA 'Beni İsrail' olarak açılmış bi. Ayrıca ayette ~f ~Jı alışkın ol­duğumuz 'iyilik yapanlar' yerine 'salahı meslek edinen' olarak çevrilmiş, burada da yine Arapça ~i Arapça 'salah' ile şerh edilmiştir.

Akif'in çeviri serüveninde özel olarak olarak dikkat edilmesi bağ­lamlardan biri de iki dil arasındaki ilişkidir. Yukarıdaki son iki ayette, bağlamla ilgili kelimeler eklendiği gibi, Arapça kelimeler de Türkçede­ki Arapça kelimelerle şerh edilmiştir. Bir metnin Arapça' dan Türkçe'ye çevirisinde bir çeşit derecelendirme devreye girer diyebiliriz. Çevirmen Osmanlı Türkçesi ve Türkçe ilahiyat terimlerinin müsaade ettiği derece­de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi­raz da olsa kaçabilir. Yaradan'ın kelimeleri üzerinde bir çeşit tasarrufta bulunmanın getirdiği yükümlülükten kaçma ve Arapça terimiere Türk­çe karşılık bulma gerilimi mealierde her zaman hissedilir. Çevirmen bol Arapça kelime kullanarak çeviriden kaçındığında dini terimierin halkın ne kadarı tarafından anlaşılacağını öngörebilmelidir. Tabi çevirmenin, ya da çeviriyi is~eyen mercinin, bu çevirinin halkın ne kadarına ulaşmasını istediği de 'çevirinin derecesini' belirleyecektir.

Asıl metne, yani Kuran' ı Kerim örneğinde Yaradanın Diline sadık kal­ma çabası Arapça'yla girili bir ilişkisi olan Türkçe'de başka bir probleme de yol açabilir. Bir çok Arapça kelime Türkçe'ye mana kayması yaşaya­rak girmiştir, ve orijinaline sadık kalma çabası bazen yanlış anlaşılma­lara sebebiyet verebilir.l1391 Dil değişiminin luzla yaşandığı bir dönemde, çevirmenin işi iyice zorlaşır. Çevirmen eseri ileride de okunabilir olması

[139] Kendisi de aslen sadelikten yana olan Akif sık sık Türkçe'nin mesnetsiz bir şekilde 'Öztürk­

çe1eştirilmesini eleştirmiştir: 'Sade kalmak bizim için asıldır ama cennet yerine uçmak demiy­

cez' Bkz. Musa Duman,'Akif'in Dili', Vefahnııı 75. Yılmda Mehmet Akif Ersoy, Ed. Vahdettin Işık,

Zeytinburnu Belediyesi: İstanbul, 2011. (303-315) Duman aynca Sırat-ı Müstakim'den de şunu alıntılar: 'Türkçe kelimelerin yanı başlamıda Arapçalan olmasa zavallı ümmeti merhume hiçbir

şey anlamayacak.' (Duman, 310)

Page 8: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

222 . Direnen Mea/: AkifMeali

için -yine özellikle Kuran gibi, bir kere okunup rafa kaldırılmayacak ve tekrar tekrar okunacak bir metin için- geleceği görüp hangi kelimelerin daha uzun ömürlü olacağuu kestirip,onları kullanmaya gayret edebilir. Ama bir yandan da bir müzeci manhğıyla, eğer böyle temel bir ~serde kullanılmazsa kaybolup gidecek bazı kelimelere- Akif örneğinde bunlar Arapça kökenli kelimelerdir- yer verme ihtiyacı hissedebilir. Bu, Akif'in mealinde bazı Arapça kelimeleri Türkçe'ye yerleşmiş başka Arapça keli­melerle çevirmiş olmasının bir sebebi olarak görülebilir. Şimdi buna bazı örnekler vermek istiyorum:

3:145 ,Yplı.S~j

"İslamın şükrünil ödeı;enleri başkaca mecur edeceğiz." Burada karşılığını verme manasındaki Arapça ı.S?- yerine Türkçe çeviride yine Arapça bir kelime olan 'mecur' tercih edilmiştir.

2·153 ~ . .. :.ıı -- oı1ı ~ 1 .~ı :.ıı- . :.ıt, i~ = li~ -,; ~ .:Jıı:~it!.ı . .Y..p- c: ı,)~~.r-~.{"'""' > ~ !t"" ~- "e'! -

"Ey iman eden kimseler! Yardımı sebattan bekleı;in, salattan bekleı;in. Al­lah'ın sebat edenlerle beraber oldugıma şüphe etmeı;in." Burada da J':-"1' sebat olarak şerh edilmiştir.

6:101~~~~;j~~J ~j~ J~~j.Sj J0~Jfw"J'l~9y·ıı6~ "Göklerin de mübdii, yerin de mübdii. Ona oğul nasıl tasavvur edilir ki, hiç­

bir zaman kendisinin refikası (eşi) ne olmuş, ne olmak ihtimali var."

Burada Akif 6~ fiilinde siga değişikliğine gidip isn:U fail'e, 'mübdii'ye dönüştürmeyi Türkçeleştirmek için kafi görmüştür ki, işte bu tam da özel­likle Arapça'dan Türkçe'ye çevirinin aslında bir derece meselesi olduğu­nun iyi bir göstergesidir. Ayrıca Kuran'ın Arapçasında ~~ olan kelime yerine Türkçe çeviride aslında eş/ arkadaş manasında yakınlık derecesi farklı olan 'refika' tercih edilmiştir. Bu da yine refikanın 'eş/ arkadaş' ma­nasında Türkçe'ye geçmiş olmasına rağmen 'sahib' kelimesinin dilimizde kullanılmamasından kaynaklanır. Bu dil bilimciler tarafından me~de bir oynama gibi algılanabilir, ama Akif yine burada okuyucunun manaya ulaşmasını esas görmüştür.

Page 9: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

Akij'in Mealinde .Bağ/am ve Tekrar • 223

Benzer bir şekilde Ali İmran 67. Ayette:

t:!~ ; ~ st 'batıldan uzak durup hakka meyleden bir muvahhid idi' olarak çevrilmiş, tl_~ kelimesi başka bir Arapça kelime olan 'muvahhld' ile de­ğiştirilmiş ve okuyucunun aklında direk tevhid getirilmeye çalışılmışb.r.

Bir sonraki ayette de ayetin sonundaki Ô) 'nin Türkçe karşılığı olarak yine başka bir Arapça kelime 'hami' verildikten sonra, alternatif olarak da parantezde 'müminlerden hoşnut' karşılığı verilmiştir. Bu da Arapça kelimelerin nasıl başka Arapça kelimelerle şerh edilmesi gerektiğine dair güzel bir örnektir çünkü Türkçe'de 'veli', genel olarak çocuğun ebeveyni manasma gelirken, Arapça manası himaye eden manasını da barındır­maktadır.

Dili medeniyetin taşıyıcısı olarak düşünürsek, Arapça'ya ait bazı özelliklerin, örneğin tekrarın, Türkçe çeviride yansıtılması, eğer Kuran'ı anlamak için Arap kültürünü de belli bir derecede anlamak gerektiğine inanıyorsak, manaya ulaşınada yardımcı olacakb.r diye düşünüyorum. O yüzden şimdi semitik dillerin alameti farikası olan tekrarın Kuran' da na­sıl bir rol oynadığına kısaca bir bakmak istiyorum.

Kuran'da, malum, akide ile ilgili cümleler, Allah'ın sıfatları, değişik yerlerde sık sık tekrar edilir. Bunun yanı sıra peygamberlerin hayatların­dan hikayeler ve bazı başka kıssalar değişik surelerde tekrar edilir. Amaç­sız, öylesine yapılan tekrar Arapça' da belagata ters bir durum, bir zayıflık olarak görülür.11401 KlasikArap dil bilimcilerine göre de tekrar vurgu, dik­kat celbi, tehdit ve korkutma, hicvetme, tahkir, azarnet belirtisi, heves­lendirme, azarlama gibi etkiler vermek için kullanılır. Ben daha çok aynı cümle içindeki tekrarlara bakarak tekrarların lugavi ve mana olarak nasıl yansıtıldığına örnekler vermek istiyorum

İlk olarak tam bir cümlenin tekrarına bakalım (2:149-150):

[140] Arap dilinde ve Kuran'da tekrar konUSWlda daha fazla bilgi için Ibn Raşik'in (996-1063)

El-Umda adlı ese.rine bakınız.

Page 10: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

224 . Direnen Meal: Akif Meali

ıo8., ..Jı t;· ~~ . k. ı\ :Jı- 1'-:ı_I~L-ı. Uı~-- J~1 &.,- ~ .!..;, . '-F ~ 'J .'J ı)-! ı:r- !J r-r -:. :r-~_, '.T .:.;> - ı)-!

~ ~ ~~j ~~ ~ t; ~j r-!J3.'~~ ~j j~ ~_?. ~ ı)-!J (\t\) ;:,) :..~ ~ ~ •:<rL,\:1-.~.le. -- ·~-~- · ~ : 1- '~-:~ •. j.~ıı:.~ ~1 .Ş1 ~.L...le. \ill~'"L.: ı.>J~ 'J ı--:-~~ --'~~'Jr-AP ~~IX- ~ . ı--=- ı.)'j • • ı.>.r-:

"Ya Muhammed! Her nereden yola çıkarsan namazda yiiziinii Mescidi Ha­ram'a dön [ ... ]Ya Muhammed! Her nereden yola çıkarsan yüzünil Mescidi Ha­ram'a dön"

Burada A.kif cümlenin ilk kullanınuna 'namazda' kelimesini ekleyerek şerh yoluna gitmiştir.

Asıl semitik tekrar ise, kelimelerin üç harili kökten siga ile üretilmesi ile ilgili tekrardır. Buna bir örnek şudur:

3:154[ ... ] [ ... ] (1#1Z}~ı~.Jı~;:,~ "Allahu zülcelale karşı yakışmayacak biz zanda, cahiliyet akidesinin besleı;e­

bileceği bir zanda bulunuyorlardı".

Bu ayette de Arapça' daki meful mutlak, yani aynı kökten fiil ve ismi ı:ıb 1 ı:ı,A beraber kullanma sanahru A.kif zan kelimesinin ikinci kullarum­daki tamlamasım isimsi ile tasvir ederek ve Türkçe'sinde iki zan kelime­sinin arasım açarak yansıtmaya çalışmıştır.

6:113 ı:ı).?! ri. t; hi ~j ~~ .ıili ~ ~ ;)~~ ~ ~~~ i-9t ~1 ~..J "Bir de ahirete inanmayanların kalpleri o telkine meı;letsin ve kendileri onu

kabul etsinler de bu suretle o kazandıkları vebali kazansınlar diye"

Burada da Arapça' da siga değişimiyle gerçekleşen tekrar ı:ı.,; fo 1 ~fo. Türkçe'de de siga değişimiyle gerçekleşmiştir: 'kazadıkları/kazansınlar'. Türkçe cümle yapısına çok uygun olmasa da A.kif burada orijinaldeki tek­rarı yansıtmayı tercih etmiştir.

"Benimle öyle bir yığın kum isimler üzerinde mi münakaşa edeceksiniz ki onları atalarınızla siz koydunuz".

Burada A.kif, tekrarın Lıı~ 1 .. l.....i amacı olan tahkiri bu koyulan isim­lerin 'kuru isimler' olduğunu ekleyerek verir.

Page 11: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

J.Jdf'iıı Mealinde Bağlam ve Tekrar • 225

Ali İmran Suresi'nin 56. ayetinde de semiti.k tekrar diyebileceğimiz şekilde ayru kökten kelime ve fiil ayru cümlede kullarulnuştır. Bu tekrar hissinin ve vurgunun ayru şekilde yansıtılabil.mesi için, Akif'in Arapça fiili aynen tercümeye geçirdiğini görüyoruz:

~ U.~ -~II.A·i··~rQiıl · 1~.0.~1~ "~Gi ·;~ ~ ~~~t .Y-.t!' 0-" i"'" 'J J.$ 'J - ~ - - . r+.' 'J..r- IY--

"Kiifre sapmış kimseleri dünyada ahirette yamanazabile tazib edeceğim".

~~~ ~~f 'azab ile tazib' olarak çevrilmiştir; burada tekrarın yansıtıl­ması öncelenmiş, Arapça terimler, yukarıda bahsettiğim şekilde, Türkçe ve Arapça'nın özel ilişkisi çerçevesinde ayru bırakılıruşnr.11411

"Kasem ederim ki o kendilerine Kitap verilen ümmetinde bütün burhanlan getirseydin yine senin kıblene tabi olmazlardı. Elbette sen de onlann kıblesine tabi olmazsın. Sonra bunların bir kısmı da ötekilerinin kıblesine tabi değil. Ka­sem ederim ki sana gelen bu vahyin arkasından tutar onların arzularına uyarsan, işte o zaman katiyyen sen de nefsine zulmedenlerdensin. "

Burada görüldüğü gibi ilk üç 'tabi' köklü kelime ~~ • W, Türkçe'ye de tabi olarak geçtikten sonra, dördüncüsü 'onların arzularına uyarsan' olarak Türkçeleştirilmiştir. ·

. Akif doğal olarak Kuran' daki bütün tekrarları ayru şekilde yansıtma­mıştır; ayrıca bazı yerlerde Arapça orijinalinde tekrar olmadığı halde tek­rar kullanarak meale o semitik havayı vermeye çalışmıştır.

6:157 ; ? ~ ..- t ,.#; 1 ·- • '""' ~ y.u ~ ;..u;l ~ ~jj ~~j ~j 0-" ı.:;;~·~

z,)~ j,it~ yli;J\ ;Y, ~1;,:;. z,)~ ~~~ ~~ ~ J~j ~ı~~

Ayette ;~ fili 3 nesneyi de kapsadığı ve sadece bir kere geçtiği halde, çeviride 'geldi' vurguyu artırır şekilde 'sizlere beyyine de geldi, hidayet de geldi, rahmet de geldi' üç kere tekrar edilmektedir. Ayrıca .J~ siga

[141] Z,.~ J,. ~lA 'yardımcılan yoktur/olmayacaktır' kısmı atianmış olmasını da bir ihmal olarak düşünüyorum. Belki bu da, parantez içindeki alternatifler gibi- çevirinin Akif için henüz

tamamlanmamış olduğunun başka bir göstergesidir.

Page 12: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

226 . DirenenMeal:AkifMeali

değişimiyle oluşan tekrarı, Arapça'run Arapça'yla şerrune örnek olarak Türkçe'de de başka bir kökten ama yine Arap gramerinin siga farkıyla­dall/mudill- şöyle yansı~hr: 'Böyle halkı dalal ile ayahnuza imandan çevirenleri hem daU hem mudill olmalan yüzünden bizler azabın ei\ müt­hişine uğratacağız.'

Kuran' daki kök ya da kelime tekrarı kullanımını yansıtmak için tekrar olmadığı halde tekrar kullanılan bir ayet de 6:93'tür.

( ... ı-..~ıı.::.ı~~ ~1-.-ıı~H-· ·t ..... H:~.Gis.ii:ır.::.ı --'ı.::.ıı·-~ .~ .. ·ı,tfıı~ı;-~:ı-~ . uJ_r:- rr- 1 --- ~-f" rf. .. :r-;:. • ~ .'Y"' • ~ '-?.v~ -~.:SJ' YJ

0J~ ~4ı; ,:j. pj J;ı.ı.f.l. Jı ~ 6)~ p ~ "Sen o hali bir göreı;din ki zalimler ölümün dalgaları içindeler, nıeleklerse

ellerini uzatmışlar, 'Çıkarın ruhlarınızıt Allah'a karşı hak alnıayan şeı;ler söyle­diğiniz ve ayetlerine imanı kibrinize yediremediğiniz için bugün zillet azabı ile ceza göreceksiniz!' diyorlar. Evet, bir göreı;din ... "

Arapça orijinalde ZsJ kelimesi tekrarlanmadığı halde çeviride vurgu için, tam da semitik tekrara uygun bir şekilde Akif 'bir göreydin'i tekrar

etmiştir.

Bağlarnın şerh edilmesi, Arapça kelimelerin Arapça kelimelerle şerh edilmesi, tekrarların elden geldiğince 'cezalet' e uygun tekrar edilmesin­den başka, mealin belki de en belirgin özelliği, edatların, bağlaçların çev­rilme şeklidir. Edatları çevirmedeki zorluğu Akif kendisi de ifade etmiştir. 'Bazı kelimelerin ve umumi surette edatların mukabillerinin bulunma­ması, edebi birer veeize olan bazı cümlelerde olan o kısa ayetlerde müte­addid edatın ictima etmesi, tercümeyi imkansız bir hale koyuyordu.'l1421

Fakat günlük dilden kullanım ve yapılarla Akif'in edatların manası­m yansıtması da mümkün olmuştur. Aşağıdaki örneklerde edatların tam manalarıru verebilmek için Akif çeviride orijinalde ·olmayan alh çizili olan kelimeleri eklemiştir:

(142] Akif bu zorluktan uznn uznn şöyle bahseder: 'Naim merhum un hadis tercümele.rinde yap­

bğı gibi ka vis için~e muavin kelimeler kullanarak eksikliğini tamamlamak istedim, bu da olmadı.

Bu da Kuraru Kenm'in aslındaki belagatini bozuyordu quote Kuracnn tam tercümesindeki im­

kansızlık ne benim kusurumdu ne dilimizin. Ben tercüme ile meşgul olurken Farsça ve Fransızca

tercümeleri de gördüm. Benim Türkçe tercümem onlardan yüksekti. Fakat bu nisbi yükseklik

benim edebi zevkimi tatmin etmiyordu.' (Cünd.ioğlu, s. 167. Mirns, Bölüm 5, metin VIII' den alın­tılanmış)

Page 13: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

Akif'in Mealinde Bağlam ve Tekrar • 227

~j 01 Senin Rabbin yok mu (6:119), Zl Haberiniz olsun (6:21), ~'1~ ~b, Şu sizler yok musun1fZ, şaşılacak kimselersiniz (3:66), y\:4!1 !)_,ll tadın aza bı d.!l. gijJ::ii..ı1 (6:30), .dı ı 'il y)~l :Jci ~j Öyle ya, günahları Allah'tan başka kim bağış­layabilir? (3:135)

Akif'in manayı düzgün'bir şekilde yansıtma çabasının güzel bir baş­ka örneği de Ali İmran suresi 62. Ayetidir. Hem vurgu için ek kelimeler kullarulnuş, hem de Arapça kelimeler Arapça kelimelerle şerh edilmiştir:

~~_;JI ~ Jıı 0!J Jı -Jı ~l ~ ı.;;j J:l.t JUJll ~ 1~ 01 "İşte şu yok mu, hak olan haber ancak o. Allah' dan başka hiçbir ilah yok. Al­

lah ise o aziz, o hakim olan Mabud-i Mutlak".

01 edatı burada 'işte şu yok mu!' diye çevrilmiş, ~~_;JI yerine de yine Arapça olan 'Mabudu Mutlak' tercih edilmiştir.

Bu örnekler çoğaltılabilir. Kuran Arapçasındaki dil sanatlarının Türk­çe'ye yansıtılması meselesi çok daha kapsamlı bir şekilde incelenmesi gereken bir konudur. Türkçe'nin Arapça ile olan özel ilişkisi, çeviride Kuran'ın şiirsel dilini yansıtma açısından olanaklar sağlamaktadır. Fakat yine de Arap dilindeki kelimelerin türerne şeklinden kaynaklanan semi­tik tekrar, çevirmen ve şair olarak Akif'in Arapça ve Türkçe kelime hazi­nesi kadar dil bilgisini de test etmektedir. Akif Türkçe'ye mana kaymı:ı-sıy­la geçmiş olan Arapça kelimeleri de iyi bilmekte ve Türkçe' de korumaya ç~tığı ArapÇa kökenli kelimeleri seçerken çok titiz davranıp, her iki dile olan hakimiyetini göstermektedir.

~'in hayatı boyunca Kuran ve Kuran diline hizmet vermesi kadar Türkçe'ye de hizmet vermeye çalışmış olduğunu söylemek herhalde bit mübalaa olmaz. İşte bu meal de bu iki hizmet hissinin birleştiği bir metin olmuştur Akif için. Meal' de Kuran'ın manasını en doğru şekilde yansıtmaya çalışmış, halkın anlayabileceği şekilde günlük Türkçe'ye çe­virirken, artık Türkçe'ye mal olmuş, Türkçeleşmiş bazı Arapça kelime­lere de yer vermiştir. Bu belki de Akif için Türkçe'yi öztürkçeleştirme çabalarının hızla devam ettiği bir dönemde bu kelimeleri saklamanın da bir yolu olmuştur. Türk milletinin kendilerini Kuran'ın direk muhata­bı olarak algılamalarına yardımcı olacak şekilde olabildiğince sade ve hitap havasını yansıtan bir uslup kullarulnuştır. Bunu yaparken elin­den geldiğince Arapça'daki tekrar gibi edebi kullarurrıları ·da Türkçe'ye

Page 14: Akif'in Mealinde - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D244843/2016/2016_HALILOGLUN.pdf · de Arapça veya Arapça kökenli kelimeleri kullanarak çeviri işinden bi raz da olsa kaçabilir

yansıtmaya çalışmışhr. Özellikle bu ayetlerin çevirilerine bakıldığında Akif'in kendi şürinde de Kutsal Metnin tınısuu yakalamaya çalışb.ğı or­taya çıkmaktadır.

Kaynakça

- Bayur, 'İbadet Dili', ('Necati Lugal Armaganı' içinde), Ankara: 'ITK Basım evi, 1968

- Cündioğlu, Dücane, Bir Kıtran Şairi, Kapı Yayınları: İstanbul, 2011. -Duman, Musa, 'Akif'in Dili',"Vefahnın 75. Yılında Mehmet AkifErsoy, Ed. Vah-

dettin Işık, Zeytin Burnu Belediyesi: İstanbul, 2011. - Ersoy, Mehmed Akif, Kur'an Meali, Mahya: İstanbul, 2012. - Togan, z. Velidi, Kuran ve Tiirkler, İstanbul: Ahmet Sait Matbaası, 1971.