Upload
others
View
5
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
fr11°\\ T.C. A~ADOLU .. ÜNİV~RSİTESİ YAYINLARI; NO. 1616 ~olb::V EDEBiYAT FAKULTESI YAYINLARI; NO. 18
.. . . . ANADOLU UNIVERSITESI . .. .
EDEBiYAT FAKULTESI . . DERGISI
CİLT:2 SAYI:l-2
Eskişehir, 2004
OSMANLI DİNİ MİMARİSİNDE FARKLI ADLAR İLE TANINAN ÇOK İŞLEVLİ YAPILAR HAKKINDA BİR
DEGERLENDİRME
ErÖl AL TIN SAP AN*
14.-16. yüzyıllarda Anadolu'da yoğun olarak görülen bu tür
yapılarda; ibadet mekanlarının dışında farklı işlevleri olan "yan mekanlar"ın
bulunması, geleneksel Cami-Mescid şemasına ve işlevine aykırı bir tip olarak değerlendirilmelerine neden olmuştur ... Yan mekanların işlevlerinin tam olarak bilinmemesinden kaynaklı olarakta, mimarlık tarihi ve sanat
tanhi araştırmalarında bu tür yapılara değişik adlar verilmiştir1 . Genellikle; plan şeması göz önüne alınarak, Ters T Planlı, Kanatlı,
Çapraz Mihverli, Eyvanlı, Yan Mekanlı; işlevlerine bakılarak, İmaret, Fütuvvet, Zaviye-cami, Zaviyeli, Çok Fonksiyonlu ve Çok-İşlevli Cami,
olarak adlandırılmıştı?. Aynca bu tür yapıların Bursa'da yoğun olarak
bulunması, belli bir coğrafi yöreye özgü bir grub olarak değerlendirilmelerine neden olmuş ve "Bursa Tipi Camiler" diye
. adlandınlmışlardır3 •
• Doç. Dr., Anadolu· Üniversitesi, Edebiyat Fakült~si, Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ••Bu Makale Erol Altınsapan "Anadoludaki Ortaçağ Türk Dönemi Tarikat Yapılarına Genel Bir Bakış", Anadoluda Tarikat Yapılanna Bakış (13.-15.YY)Bilecik Orhan Gazi İmareti Kazı Sonuçlan,Eskişehir 2003, s.26-57, adlı bölümden derlenmiştir. 1 Sina Akşin, Türkiye Tarihi {Osmanlı Devleti 1300-1600), İstanbul 1995, s. 295 2 Sedat Emir, Erken Osmanlı Mimarlığında Çok-İşlevli Yapılar Yapımsal ve İşievsel Bir Analiz, i.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul 1992, s. 273-278 3 Akşin,a.g.e., s. 295-296
15
Osmanlı mimarisinde cami (mescit), zaviye ve imaret olmak üzere
üç farklı ibadet yapısı görülür. Bunlardan Cami günlük ibadete mahsustur.
Zaviye genellikle en küçük tekke yapısı olarak tanımlanmaktadır. Aynca, bir
dervişin tek başına yaşadığı yada bir şeyhin çevresine bazı müritlerini toplayarak çekildiği, insanlardan uzak tenha yerlerdeki yaşama ünitelerine de
bu ad verilmektedir. İmaret ise yanında büyüklerin türbesi de olan ve
herkesin barınabileceği ve yiyip içebileceği bir tesistir. İmaret daha genel, zaviye daha dar manalı olmakla beraber, her ikisi de camiden açık olarak
aynlmaktadır4• Arapça "Umran" yani "Bayındırlık" sözcüğünden türetilen imaret,
bir tür yapıya özgü bir terim değildir5• İmaretlerin kitabelerinde genellikle 'fakirlere' mahsus olduklarını
gösteren cümleler ve imaret kelimesine rastlanır6 İmaret kelimesi genel
olarak bina, yapı anlamında kullanılrnıştır7• İçerik ve görevlerin benzerliği yönünden ya da zaman içerisinde işlevlerinde meydana gelmiş
değişmelerden dolayı tarikat yapılan ile karıştırılan bir kurumdur.
Bu sözcük: "imar ürünü olan bu eser", "mamure", hatta "kü 11 iye"
anlamında kullanılmaktaydı. Bu deyimle, cami de kastedilmekle beraber,
bazen cami sözcüğü ile birliktede kullanılmaktadır. Ayrıca aynı sözcük,
fakirlere yemek verilen yerlerin adlandırılmasında da kullanılmaktadır.
Cuma namazı kılınİnayan minbersiz ibadet yerleri olan mescitlerin
kitabelerinde bu deyim yer almaz. Osmanlı Erken Dönemindeki minberli ibadet yapılannın8 kitabelerinde büyük çoğunlukla cami ve imaret, az
miktarda dar -ı hayr, pek ender olarak da büyük yapı anlamında buk'a
tanımlama lan görülür9 ..
4 Semavi Eyice, "İlk Osmanlı Devrinin Dini-İçtimai Bir Müessesi, Zaviyeler Zaviyeli Camiler'', i.ü. İktisat Fakültesi Mecmuası, XXIII/1-2, 1962, s. 23-24 5 Ahmet Işıkdoğan, Osmanlı Mimarisinde Tarikat Yapılan, Tekkeler, Zaviyeler ve Benzeri Fütüvvet Yapılan, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul - 1977, s. 96-97 6 Emir, a.g.e., s. 273-278 7 Ahmet Yaşar Ocak, İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1~93, s. 985 8 Emir, a.g.e., s. 43 9 Mustafa Cezar, Tipik Yapılanyla Osmanlı Şehirciliğinde Çarşı ve Klasik Dönem İmar Sistemi, İstanbul 1985, s. 43
16
Mimari Kaynakları
Ters "T" plan şemasının, Bizans dönemindeki kare içinde haç planlı
kiliselerin yeniden onarılarak kullanımının ters "T" plan biçimini yarattığı düsünülmüşse de hiçbir belge ile yada maddi veriyle kanıtlanamamıştır10•
Orta Asya 'nın avlulu ve dört eyvanlı geleneksel plan şeması çok
işlevli yapı tipi 'nin kökeni olduğu ileri sürülmüştür. Ancak söz konusu , yapılan kapalı medrese semasından ayıran diğer temel farklılık, mekan
organizasyonlarıdır. Medreselerde sofa, çok sayıda küçük odayla kuşatılmış bir orta mekandır. İmaretlerin öncül şemasında ise, sofsının iki yanındaki sofa derinliğinde (13 .yüzyıl sonlarına ve 14. yüzyıl b"aşlarına tarihlenen
Tokat Zaviyeleri) yada eyvan tarafına doğru daha derin, tonozlu, bazen sofadan da büyük birer oda yer alır. (Orhan dönemi İznik ve Bilecik
İmaretleri)11 Aynca yapıların giriş kapısı doğrudan sofaya açılmaktadır.
Gerek konstrüktif, gerek mekan organizasyonuna ilişkin bu temel farklılıklar
nedeniyle çok_ işlevli yapıların medrese şemasından geliştiği_ söylenemez12.
14. ve 15. yüzyıllarda inşa edilen 54 Osmanlı yapısından yalnızca 4
anıtsal örnek, Murad I Zaviyesi (Bursa), Beyazıd I (?) İmareti (Edirne),
Beyazıd I Zaviyesi (Bursa) ve Mehmed I İmareti (Bursa) medrese benzeri bir
plan şeması gösterirler. Plan analizleri, · 13.yüzyıl sonlarına ve 14. yüzyıl
başlarına tarihlenen Tokat'taki bir gurup zaviyenin, yapı tipinin oluşumuna
öncülük eden örnekler olduğunu gösterir. Bu zaviyeleri öncül sayılmalarını gerektiren başlıca özellik; sofa ve eyvandan oluşan aksiyal/volümetrik
çekirdeğin farklı mekan organizasyonuna karşın değişmeyen bir karekteristik
eleman olarak kull~nılmasıdır13• (Çizim. 1, 2, 3, 4, 5)
ıo Ahmet Ersen, Erken Osmanlı Mimarisinde Cephe Biçim Düzenleri ve Bizans Etkilerinin Niteliği, İ.T.Ü., İstanbul 1986, s. 40-41 11 Canan Parla,"Orhangazi Dönemi İmaretleri" Anadoluda Tarikat Yapılarına Bakış (13.-15.YY)Bilecik Orhan ·Gazi İmareti Kazı Sonuçları,Eskişehir 2003, s.78-98, Parla Canan.,"Bileç Orhangazi İmareti Restitüstonu" Anadoluda Tarikat Yapılarına Bakış (13.-15.YY)Bilecik Orhan Gazi İmareti Kazı Sonuçları.Eskişehir 2003, s.342-357 12 Emir; a.g.e., s. 248-253 13 Emir, a.g.e., s. 286-292
17
Uçtaki Osmanlı yerleşmelerine taşınan bu şemadır. Bu bakımdan, bu
öncü gurubun örnekleri olan Tokattaki Ebu Şems Han.kahı ve Abdullah
Mutalip Zaviyesi, Erken Osmanlı Mimarlığının en önemli yapı tipini
oluşturan çok-işlevli yapıların Anadolu'da inşa edilen prototipleri olarak
görülebilir14•
Daha önce Türk iskanına açılmış olan yerleşmelerin Osmanlılara
geçişinde böyle bir uygulamaya rastlanmamaktadır. Çünkü bu yerleşmelerde
cami ihtiyacı önceden karşılaşmış durumdadır. Çok-işlevli Yapıların (esas
olarak zaviyelerin) iskan ve kolonizasyon kimi zaman islamizasyonu
sağlamaya yönelik çekirdek yapılar olarak tasarlandığı söylenebilir15.
Ahilik, gezgin dervişler vs. ile ilgili olarak, dini-içtimai bir müessese
olarak şehirlerin biraz dışında kurulan, yanlarında bazen ilk şeyh'inin türbesi de bulunan bu yapılar, Osmanlı yayılışı genişleyip devlet idaresi
sağlamlaştıkça askeri-siyasi karekterini kaybetmiş XV. yüzyılda sadece dini
içtimai bir müessese olarak kalmıştır16•
:Mekanları
Mescit Bölümü
Mihraplı mekanın döşeme seviyesi sofadan daha yüksektir. Bu
kısma hiç değilse iki basamak merdivenle çıkılmakta ve bu sekinin ön yüzünde pabuçluklar. bulunmaktadır., Bazı örneklerde, namaz !alınabilecek
sahaya yer kazanabilmek için her iki mekanın da döşeme seviyeleri, geç
devirlerde, birleştirilmiş ise de bu tamamen yapaydır. Mihraplı mekanda yer
alan süslemeler diğer mekanlardan ayn olarak düşünüldüğü göstermektedir.
Bu kısmın kubbeye geçiş elemanları, duvar süslemeleri (çini, kalem işi, yazı,
rnalakari ) bu mekanın yapının bütünü içindeki ayrıcalığını destekler.
14 Emir, a.g.e., s. 248-253 15 Emir, a.g.e., s. 254-263 16 Semavi Eyice, a.g.m., s. 29
18
Sofa Bölümü
Burasının bir ibadet yeri olarak düşünülmediği anlaşılmaktadır.
Üzeri örtülü bir avlu olarak tasarlanmıştır. Geç devirlerde bu kapalı avlu
esas fonksiyonunu kaybetmiş, şadırvanın ortadan kaldırılması, aydınlık
fenerinin yok olması sureti ile ve bazen döşemesi de mihrap mekanı ile aynı .. seviyeye getirilerek ibadete tahsis edilmiştir.
Yan Hücreler
Yan hücrelerde şeyhlerin ve misafirleriıl kalabildikleri,
bölüntülerinin ve ocaklannın olduğu bu hücrelere serbestçe girip çıkabilmek
için binanın içinden dolaşmaksızın dışarıya kapıları bulunduğu da dikkati
çekmektedir17•
Plan Gelişimi
1300-1350 yılları arasında İznik ve Bilecik Orhan Gazi
İmaretlerinde görüldüğü gibi ilk yapılar, giriş aksında yer alan kubbeli bir sofa ve tonozlu bir eyvan ile, s·ofanın iki yanında tonozlu birer odadan oluşan
bir plan şeması gösterirler. Bu temel şemadaki dikdörtgen planlı(tonozlu
kanat odaları, 1350-1400 Osmanlı yapılarında kubbe örtüsünün tercih
edilişine bağlı olarak, farklı konstrüktif çözümlerle kubbeli odalara
dönüştürülmüş, sofa ve oda boyutlarına göre kanatlar biri kubbeli olmak
üzere iki odaya dönüştürülmüş ve giderek kubbeli oda sayısı artırılmıştır.
Dolayısıyla, plan şemasının farklılaşmasında oda/sofa düzeni (ilişkisi)'nin etken olduğu söylenebilir18
•
Yanlarında zaviye hücrel~ri olan binalar yavaş yavaş esas gayenin
kaybolması ile mimarilerinde bir değiŞiklik meydana gelmiştir. Önce kapalı avlu sofası ortadan kalkmış, sonra da, yan hücreler esas binadan, mescitten
ayrılarak başlı başına bir bina haline gelmişlerdir. Zamanla gerçek anlamını
17 Eyice, a.g.m., s.32 18 Emir, a.g.e., s. 239-244
19
tamamen kaybeden imaret terimi sonralan yalnız birtalam düşkünlere ve
cami müstahdemi ile medrese talebelerine karşılıksız yemek veren bir aşhaneye dönüşürken, zaviye-imaretler de tamamen unutularak yerlerini
bildiğimiz tekkeler almıştır19• Çok işlevli yapıların evrim sürecinde değerlendirilmesi gereken
önemli bir diğer olgu da, 16.yüzyılda izlenen ve bazı zaviyelerde çok
kapsamlı onarımlara ve yapısal değişikliklere yol açan camiye dönüşüm'dür.
En belirgin örnek Bursa I. Mehmed İmareti 'nde sofa havuzunun
kaldınlm.asına ilişkin 1552 tarihli sicil kaydıdır. Bu kayıtta havuzun
kaldırılması yanında tabhanelere dışarıdan giriş verilmesi istenmektedir; böylelikle "cami-i şerif içerusi ayende ve revendeye memerr olmayup
müslümanlara namaz lalmağa vüs'at üzere" olacaktır. Diğer bir deyişle,
ayende ve revende'nin eyvan tarafındaki tabhanelere giriş-çıkışının
önlenmesi, ibadetle meşgul olan cemaati rahatsız etmemesi isteniyor.
Ayende ve revendeni~ ikameti için inşa edilen yapılarda 100-200 yıl sonra artık ayende ve revendeye yer yoktur. İbadet işlevi kazanan sofadan
tabhanelere girip çıkması rahatsız edici görülmektedir. Bir yandan çok işlevli
_ yapıların camiye dönüşümünü, bir yandan da zaviyelerden Tabhaneli
Camilere geçişi (tabhanelere dışarıdan giriş verilmesi keyfiyetini) açıklaması
bakımından bu kayıt büyük önem taşımaktadır2°.
İşlevi
Alunet Işık Doğan Fütuvvet yapılarının devletin din-ekonomi
yönetim politikasını belirleyen ve denetleyen görevlilerinin meclis binaları
niteliğinde olduğunu ve Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş aşamasında hem ibadet mekanı, hem saray Divanı, hem Şeyh-ül İslamlık makamı, hem de
hallan ibadetine, ziyaretine ve sorunlarına açık birer Danışma Meclisi olarak
kullanıldıklarını savunur21•
19 Emir, a.g.e., s. 273-278 20 Emir, a.g.e., s. 239-244 21 Işıkdoğan, a.g.e., s. 96-97 , Akşin,a.g.e., s. 297
20
Çok işlevli yapıların anlaşılmasında sorunsal mekanlar olan yan sahınlann işlevleri için Doğan, Fütuvvet örgütü ile ilişkiler çerçevesinde "bu
mekanlann din devlet işlerinin Türk İslam kurallarına göre saptandığı, devlet
yönetimi ile ilgili toplantılann, görüşmelerin yapıldığı 'Kurul odalan'
olabilecekleri savını ileri sürmektedir. Çünkü, devlet içinde bu dönemde alınacak kararların şeriata uygunluğunu onaylayan pir Şeyh-ül İslamlık
kurumu henüz yoktur. Klasik Osmanlı yönetiminin parlamento niteliğindeki , "divan"ı henüz oluşmamıştır. Bu aşamada devlet yönetimi ile ilgili kararlar,
somutlaşan Türk İslam düzeninin politikasına ve çıkarlarına uygun olarak
Devlet Başkanı, yakın çevresi, Alp ve Gazilerin oluşturduğu komutanlarla,
çeşitli toplum kesimlerinin devlet katındaki temsilcilen olan Fütuvvet
şeyhleri, büyük bir olasılıkla bunların yanında, larsal alanda Türlanen
göçebeler üzerinde önemli etkinlikleri olan Tarikat şeyhlerinin de
oluşturduğu bir kadro tarafından alınmaktadır. Bu açıdan, Osmanlı
İmparatorluğunun kuruluş aşamasında 'Fütuvvet Cami ileri' hem ibadet
mekanı, hem Saray Divanı, hem Şeyh-ül İslamlık makamı, hem de halkın
ibadetine, ziyaretine ve sorunlanria açık birer Danışma Meclisi' diri er. Fütuvvet Camisi olarak gösterdiğimiz yapıların 'yan mekanlan' ne boyut
olarak, ne de işlev olarak 'konaklamak' için elverişli değillerdir. Her şeyden
evvel, bir kısmının dışarıdan ayn girişleri de olsa, iç bağlantı ile doğrudan
doğruya ibadet mekanı olan Cami 'ye açılan bir takım mekanlarda, ayende ve
revende'nin, ülkeyi dolaşan gezginlerin yatınlması, ·yedirilmesi biçiminde
bir 'konukseverlik' olanak dışıdır. Aynca konaklama işlevi için tuvalet,
mutfak, su v.b. öğeler yapılarda yoktur22•
Uğur Tanyeli 'ye göre "inşa edildikleri çağda bu yapılar kentin yapılaşma alanının uzağında ve çevresinde kalmaktaydılar. Sadece bu durum
bile, söz konusu yapıların kentsel rollerini daha aynntılı araştırmayı
gerektirmektedir. Böylesi bir araştırmada varılabilecek ilk sonuç şu.
Fütüvvet camilerinin konumlama özelliği onları kullanan grubun kale içi ve
yakın çevresinde oturanlar olmadığını göstermektedir. Büyük olasılıkl.a,
fütüvvet camilerinin cemaatini henüz asıl kentsel alana yerleşmeyi tercih
etmeyen ve yeni kentleşmekte olan kitleler oluşturmuştur. Bunların yaşamsal
22 Emir, a.g.e., s. 278-285
21
gereksinmeleri de, dinsel gereksinmeleri de merkezi nüvede yaşayanlardan
farklı olmalıdır. Çünkü söz konusu yan kırsal, yan kentsel çevreye
yerleşenler herhalde göçebe ve köylü kökenliydiler'm. Yapı tahlilleri ve vakıf, sicil ve tahrir kayıtlan, Çok İşlevli yapıların
değişmez sabit işlevlerinin olmadığını göstermektedir. Yapıların 16.
yüzyılda camiye dönüşmeleri, başka bir deyişle, yapıların çevresinde camiye
dönüşümlerini gerektirecek büyüklüğe ulaşmış bir yerleşme biriminin
oluşması, özellikle başkent yerleşmeler için "karşıt odaklı büyüme modeli"ni
geçerli kılmaktadır24• . . Yapılar vakfiyelerinde mescit ya da cami olarak adlandırılarak
işlevlendirilmemiştir.Ancak yapıların hangi amaçla inşa edildikleri açık ve
ayrıntılı biçimde belirtilmiştir: Bu .zaviyeler, "ulema, meşayihsadat, huffaz
ve va'ızlardan veya fukara ve mesakinden musafu olarak gelenler (ayende
ve revende /sadırin ve vandin)in ikametine vakf ve tahsis" edilmişlerdir. İnşa kitabelerinde de mescit ya da cami adı geçmez. Yapı analizleri, onarım kitabeleri ve sicil kayıtlarının gösterdiği gibi söz konusu zaviyelerin hemen
hepsi 16. yüzyıldan başlayarak kimi yapılarda çok kapsamlı onarımlarla
camiye dönüştürülmüşt:ür25 • Orhan Gazi döneminden başlayarak 16. yüzyılın ortalarına kadar inşa edilen ·bu tür yapıların, 16. yüzyılın ortalarından sorıra
inşa edilmeyişleri, yapıldıkları dönemin bazı sosyal kuruluşlarıyla ilgili
olmalarına bağlarırnaktadır26• Yapı ölçeğinde ana işlev ikamettir. İbadet, doğal olarak ikametten
bağımsız bir işlevdir; ancak bu zaviyelerin özellikle uç ve iç yerleşmelerde
kent merkezinden uzak, iskan edilmemiş bölgelerde inşa edilmiş olmaları,
ibadet ihtiyacının yerinde, yapı içinde giderilmesini gerektirmiştir. Bu bakımdan ibadetin ikincil bir işlev olarak değerlendirilmesi uygun olur.
Belge -analizlerinden de anlaşıldığı gibi, bu zaviyeler aynı zamanda Erken
Osmanlı külliyelerinin merkez yapılandırlar. Yerleşme ölçeğinde ise,
kolonizatör dervişler tarafından kırsal alanlarda kurulan zav!yelerin kırsal bir
23 Uğur Tanyeli, Anadolu Türk Kentinde Fiziksel Yapımın Evrim Süreci (11-15.yy). İstanbul 1987, s . 130 24 Emir, a.g.e., s. 254-263 25 Emir, a.g.e., s. 286-292 26 Canan Parla,"Orhangazi Dönemi İmaretleri" Anadoluda Tarikat Yapılanna Baloş (13.-15.YY) Bilecik Orhan Gazi İmareti Kazı Sonuçlan , Eskişehir 2003, s.78
22
yerleşmeye çekirdek oluşları gibi, kent çevresinde iskan edilmemiş
bölgelerde selatin örneklerin çoğunda hakim tepeler üzerinde inşa edilen bu yapılarda, zamanla kentsel bir yerleşme biriminin oluşmasına yol
açrrnşlardır. Bu bakımdan bu zaviyeler, kentsel iskanı ve kolonizasyonu
sağlayıcı yerleşme çekirdekleri olarak da tanımlanabilir. Yapı ve yerleşme ölçeğindeki bu belirgin işlevleri, söz konusu yapıları Çok işlevli olarak tanımlamayı gerektirmektedir27
• ~
27 Emir, a.g.e., s. 286-292
23
· ~ 1
O 1 2 .J 4 $m.
Çizim: 1 Tokat Halef Gazi Zaviyesi (Nuınan:J . 1982-II.a.4.2.)
24
a . , ...... .. • • 1
• • • • • • • • • • ~ - - - - .J Ql • - ......
• • • • • . ' •°' • o
' • 1 D e
• 1 • . ---- -~ ....
--
1 ı:ıı 1
. . . .
Çizim: 2 Tokat Ebu Şems .Haiıkahı (Numan, 1982-11.a.2.4.)
25
t
1 ! 'a'! o 5
Çizim: 3--Aksaray Darphane (Numan, 1982-II.a.2.8.)
26
!Om.
. .
O 1 1 3 4 5m.
Çizim: 4 Tokat Abdul Muttalip Tekkesi (Numan, 1982-II.a.5.(2.6))
27
t
. ' • ..... • !
. ' . • 1
---------·-d -------- - ---- .
Çizim: 5 Turhal Dazya Köyü Zaviyesi (Numan, 1982-II.a.5.2.(2.5))
28