Upload
lamnhi
View
268
Download
14
Embed Size (px)
Citation preview
Yar Yayýnlarý: 84
Ýnceleme Araþtýrma Dizisi: 12
Türkiye YayýnýYAR YAYINLARIHaziran, 1998- Ýstanbul
YAR YAYýNLARý
Kuruluþ: 1972
Yönetim:
Baþmusahip Sokak, 10/1 Caðaloðlu-ÝstanbulTelefon: (0212) 5116911
98.34.Y.OI59.03
Baský: Baþak Ofset
Ls;RN 975- 7530-59-X
Düzenleyen:Yasemin Okuyucu
EDydr ~iýJan
PK 531- Ýstanbul
içiNDEKiLER
'96 ÖLÜM ORUCU MANiFESTOSU 9
GIRIþ ,.. ,. , 17
HER ANI EYLEM OLAN 69 GÜN 47
Halklarýmýza , , 57
ÞEHiTLERiMiz .' '...'.".'.'...' "."'.""""...'.' 109
Aygün Uður 113
Altan Berdan Kerimgiller , 119
Ilginç Özkeskin 127
Hüseyin Demircioðlu , 135
Ali Ayata 141
Müjdat Yanat , 147
Tahsin Yýlmaz , 155
Ayçe Idil Erkmen 161
Yemliha Kaya. , , 175
Ulaþ Hicabi Küçük , 185
Osman Akgün , 193
Hayati Can 199
HASTANELERSÜRECi 207Ölüm Orucu Savaþçýlarýnýn
Hastanelerle Ilgili Gözlemleri " Ümraniye Cezaevi'ndeki Ölüm Orucu Savaþçýsý
Tutsaklarýn Haydarpaþa Numune Hastanesi
Deðertendirmelerinden Kesitler Bayrampaþa Devlet Hastanesi'nden Gözlemler..
Çapa Týp Fakültesi Hastanesi Gönüllü Doktor ve
Hemþirelerinin, Ölüm Orucu Savaþçýsý Gülizar
Kesici'nin Defterine Yazdýklarýndan Kesitler
210
213216
219
6
Anadolu ve Kürdistan Cezaevlerinin Durumu 221
Ergün Bütüner ve ýbrahim Doðan'ýn YanýndaRefakatçi Kalan Arkadaþlarýnýn Gözlemleri 221
Anadolu Cezaevlerinde TutsaklarýnTedavileri Yapýlmýyor 222
Hayati Can'in Durumuna Iliþkin
Yoldaþlarýnýn Düþünceleri 223Halkýn Sahiplenmesi ve Tepkiler 224Eylemin Ilk aþamasýnda Durum ve Tepkiler 225
Tutsak ve Kayýp Yakýnlarý MeydanlarýMesken Edindiler '."'.".'."'."".'..""'."'.'.".""..""'.'."."" 231
Cezaevi Önleri Artýk Eylem Için Buluþma Yerleriydi 233Destek Büyüyor "..,...".",...,.,..,.,.,.".",.",."."..,.".", 235Destek ve Sahiplenme Yeni Örgütlenmeler Yaratýyor 241Yurtdýþýnda Yükselen Ateþ 250
Sahipleniþ, Þehitlerimizin CenazelerindeDaha da Büyüdü '."".' '..'.."'..'...'...".'.'.""" ' 259
Devrimin Savaþçýlarý Silah ýn ÞiddetiyleKarþýladýlar Teslimiyet Politikalarýný 266Zafer Halklarýmýza Kutlu Olsun , 280
Direniþin ve Zaferin Politik Sonuçlarý 284
Siper Yoldaþlýðý 286Ve Kadýnlarýmýz Daha da Özgürleþtiler 288Reformizmin Uzlaþmacý Yüzü Daha Net Görüldü 289Zaferimiz Ezilen Halklara Moral ve Güç Katmýþtýr 290Direniþimizin Maddi Kazanýmlarý 291Kavga Bitmedi Devam Ediyor '.."'.' '.'..'..."..'.'."'."."..'...'. 291Son Sözü Direnenler Söyler 294
BELGELER-RESiMLER .,."",.""",..,.,.,.",..",.,..".,.."".,.,.,." 297
"Ölüm Orucu Savaþçýlan, 69 gün süren eylemleriyledünyayý Türkiye ve Kürdistan'dan sarsmýþ; sýnýfsýz vesömürüsüz birdünya yaratma mücadelesindetarihin onurlusayfalannda yerlerini almýþlardýr. Onlar; sýradan bir yaþamýndeðil, büyük ideal/erin insanlandýr.
Ancak büyük düþünenler anlamlý bir yaþamýn sahibiolabilirler: Ölüm Orucu þehitleri, insanlýk tarihinin tanýk olduðutüm özgürlük savaþçýlanmn devamcýsý oldular.
Onlarölümü hücre hücre yenerek Yeni Insan'ý kiþiliklerindesomutlaþtýrdýlar. Çelikleþen bir irade ve büyük birkahramanllkla tereddütsüzce ölüme gidiþIeri, engel/enemezbir yeniden doðuþtur.
Bu kitap, her am eylem olan bu büyük direniþte þehit
düþen Aygün, Berdan, Ilginç, Hüseyin, Ali, Müjdat, Tahsin,Idil, Yemliha, Hicabi, Osman ve Hayati'ye ithat edilmiþtir."
'96 ÖLÜM ORUCU MANiFESTOSU
1996 yýlýnýn 20 Mayýs-27 Temmuz tarihleri arasý, bugünhala izleri tapteze duran, Türkiye ve Kürdistan'ý sarsan, dünyaçapýnda etkide bulunan önemli bir çarpýþmaya; Ölüm Orucueylemi ve zaferine tanýklýk etti.
Bu çarpýþma, sadece devrimci tutsaklarla faþist devletarasýnda deðil, en önde devrimci tutsaklarýn mevzilendiðidevrim cephesiyle, MGK etrafýnda kenetlenmiþ karþý-devrimcephesinin açýk, dolaysýz bir irade savaþýydý.
'96 1 Mayýs'ýnýn da gösterdiði gibi iþçiler, emekçiler,gençler, halklarýmýz her geçen gün devrimcilerle daha fazlabütünleþiyor, onbinlerle, yüzbinlerle devrimci parti veörgütlerin bayraklarý altýnda birleþerek, feda ruhuyla,düþmana duyduklarý büyük öfkeyle meydanlarý zaptediyorlar."Bir gün varoþlardan gelip boðazýmýzý kesecekler" diyenler,bu devrimci geliþmenin korkusu ve telaþýyla ANAYOLhükümetiyle birlikte faþist terör ve katliam politikasýný çokdaha pervasýz uygulayacaklarýný ilan ettiler. Bu saldýrýilanýyla, devrimci geliþmeyi boðmayý, meydanlarý zaptedenyüzbinleri faþist terörün karanlýðýnda teslim almayýamaçlýyorlardý. Saldýrý planýnýn ilk adýmýný devrimcileri teslimalmak oluþturuyordu; çünkü faþist devlet devrimcileri teslimaldýðýnda halký teslim almanýn kolayolacaðýný düþünüyordu.Bu yüzden kendilerini daha güçlü hissettikleri zindanlarayöneldiler. Devrimci tutsaklarý teslim alýp, zindanlarýteslimiyet alanlarý haline dönüþtürdükleri takdirde; dýþarýyýteslim almak daha da kolaylaþacaktý.
10
Devlet, '96 Mart'ýnda baþta Diyarbakýr olmak üzereKürdistan'ýn birçok zindanýnda teslim alma saldýrýlarýn~giriþti. Yurtsever tutsaklar bunu dönüþümlü ve süresiz açlýkgrevleriyle yanýtladýlar. Bu çarpýþma sürerken, faþist çetebaþlarýndan Adalet Bakaný Mehmet Aðar dönemindeçýkarýlan 6-8-10 Mayýs tarihli genelgelerle tüm cezaevlerinikapsayan genel bir saldýrý dalgasý geliþtiriidi. Aðar'ýn "birazcan yanacak" açýklamasýyla kararlýlýðýný ifade eden devletinEskiþehir tabutluðunu açarak; sürgün-sevk, tecrit, baský veiþkencelerle dayattýðý, devrimci tutsaklarýn diz çökmesiydi;kiþiliksizlik, onursuzluk, teslimiyet ve onun en aþaðýlýðý olan
itirafçýlýktý.Devrimci tutsaklar bu saldýrýyý karþýlamaya ve feda
ruhuna dayalý bir hücuma hazýrdý. Yanýtlarý: "ÖLÜRÜZAMAASLA TESLiM OLMAYIZ, ÖLÜRÜZ AMA ASLA DizÇÖKMEYiZ" oldu. Tl)tsaklar düþmanlarýný iyi tanýyorlardý,daha önce de sayýsýz kere saldýrmýþ, kitlesel katliamlar dayapmýþtý cezaevlerinde. Ama her seferinde tutsaklarýndireniþleri karþýsýnda etkisiz kaldý saldýrýlarý. Þimdi '82, '84Diyarbakýr ve '84 istanbul Ölüm Orucu savaþçýlarýnýn, '89Eskiþehir-Aydýn süreci direniþçilerinin, deðiþik cezaevlerindeve son olarak da Buca'da, Ümraniye'de saldýrýlara karþýbedenlerini çelikten aþýlmaz bir barikata dönüþtürerekölümsüzleþen savaþçýlarýn yolundan yürünecekti bir kezdaha. Savaþýn sadece cezaevlerinin deðil; özgürlüðün,emeðin, onurun kýsaca devrim cephesinin savaþý olduðubilinciyle hareket eden devrimci tutsaklar; siper yoldaþlýðýnýyaratarak ve birlikte mücadele silahýna sarýlarak tek birdevrimci irade olarak dikildiler faþizmin karþýsýna. "Bedeline olursa olsun zafer bizim olacak" þiarý ve kararlýlýðýylaDHKP-C, MLKP, TKP(ML), TKEP-Leninist, TKP/ML, DireniþHareketi, TiKB, Ekim ve THKP-C/HDÖ davalarýndan 1500tutsak 20 Mayýs'ta süresiz açlýk grevine baþladý. TDP iseGebze Cezaevi'nde ayný gün SAG'ye baþlarken, BayrampaþaCezaevi'nde on gün sonra baþladý. Artýk tarihi manifesto
yazýlmaya baþlanmýþtý.
11
Cezaevlerinde yakýlan bu ateþ kýsa sürede baþtaanalarýmýz ve tutsak yakýnlarý tarafýndan alanlara taþýndý.Bu süreçte analarýmýz; tutsak yakýnlarýnýn hareketi özel bir
misyon üstlendi. "Biz doðurduk size öldürtmeyeceðiz" þiarýylayürüdülerfaþizmin üzerine. Evlatlarýyla birlikte ölüm orucunayattýlar, her sokakta, her meydanda yankýlandý s.esleri.
Faþizmin pervasýz saldýrýlarýna uðradýlar, ak saçlarýndantutulup yerlerde sürüklendiler, coplandýlar, gözaltýna ýlýn ýpiþkence gördüler. Ama zafere kadar bir milim dahigerilemediler. Aksine faþizmin üzerine deha güçlü, dahakararlý yürüdüler her saldýrýdan sonra. Bedenleri yaþlýydý amadirençleri genç ve dipdiriydi. Faþizme duyulan öfke büyüktü.Onlarýn cesareti, dirençleri, diðertoplumsal kesimleri sarsýpkendilerine getirdi, harekete geçirdi. Sayýsal güçlerini katbe kat aþan politik bir roloynadý analar ve tutsak yakýnlarýnýnmücadelesi.
Özgürlükten yana olan tüm güçler her geçen gün dahafazla cezaevlerinde yakýlan bu ateþ etrafýnda kenetlenerek,çatýþmada yerini aldý. 45. Güne gelindiðinde cezaevlerindebaþlatýlan Genel Direniþ artýk iþçilerin, emekçilerin, gençlerin,özgürlükten yana tüm güçlerin faþizme karþý birliktemücadelesine dönüþmüþtü. Cezaevlerinde yaratýlan siperyoldaþlýðý alanlarda kan ve can buldu. Artýk saldýrý vaktiydive 3 Temmuz'da bütün cezaevlerindeki DHKP-C, MLKP,
TKP(ML), TKEP-Leninist, TKP/ML, TDP ve Direniþ Hareketidavalarýndan tutsaklar 159 gönüllü savaþçýyla Ölüm Orucusaldýrýsýný baþlattýlar. Bu saldýrý kazanmak dýþýnda baþkabir ihtimal býrakmayan görkemli bir zaferyürüyüþüydü. Insandalgalarý halinde ölümün üzerine yapýlan bu saldýrýkarþýsýnda acizleþen devlet alçakça yalanlarla kendinisavunmaya ve kamuoyunu aldatmaya çalýþsa da; buyalanlarýn Ölüm Orucu karþýsýnda zerre kadar etkisi olmadý.Çünkü Ölüm Orucu silahý, faþizmin tankýný, topunu, yalankusan basýn-yayýnýný, kýsaca tüm silahlarýný etkisiz, çaresizbýrakan bir silahtý. Ölümün üzerine yürüyerek onu yenenlerekarþý hangi silahýn hükmü olabilirdi, hangi güç bu silahý
12
kuþananlarýn karþýsýnda durabilirdi. Bu yüzden Ölüm Orucubaþlangýcýndan itibaren çatýþmanýn merkezine oturdu vezaferi tayin etti. Dýþarýda ise her geçen gün daha militan vedaha kitlesel çýkýldý faþizmin karþýsýna. Faþist devletinkurumlarýna yapýlan silahlý saldýrýlarla da büyütüldü direniþ.Cezaevlerinde yeni katýlýmlarla Ölüm Orucu savaþçýlarýnýnsayýsý 270'i geçti, binlerce tutsak ayný yoldan yürümeye venöbeti devralmaya hazýr olduklarýný ilan ettiler. Cezaevlerive alanlar; irade, cüret, inanç ve öfke birleþip yürüdü faþizminüzerine. Ve zaferin ilk gürleyiþi 63. gün ÜmraniyeCezaevi'nden geldi. Aygün Uður zafer þiarýyla patladýdüþmanýn beynine. Pimi çekilmiþ yürekler nihai darbeyivurmak için art arda atýldýlar düþmanýn üzerine; Berdan,
ilginç, Hüseyin, Ali, Müjdat, Tahsin, Idil, Hicabi, Osman,Yemliha ve Hayati karþý konulamaz bir hücuma geçtiler.Bugünler cezaevleri ve alanlarýn tek vücut olup zaferekilitlendiði, her anýn kavga ateþiyle tutuþtuðu, her yerin eylemalanýna dönüþtüðü günlerdi.
69. gün faþizm diz çöküp, zaferimiz ilan edildiðindeAvrupa'dan Asya'ya, Amerika'dan dünyanýn dört bir yanýnaözgürlükten yana tüm güçler "Biz kazandýk" haykýrýþlarýylaselamladýlar zaferi kendi dillerinde. "Bizde bu yürek, buyoldaþ sýcaklýðý varken" zaferden baþka bir sonuç daolamazdý elbette.
Devrim mücadelesinde nihai zafere deðin devrim ve
karþý-devrim cephesinin sayýsýz çarpýþmaya girdiði;giriþeceði bilinir. Ancak öyle çarpýþmalar vardýr ki,kazanýmlarý, geriye býraktýðý zengin dersler biryana, yarattýðýgeleneklerle, býraktýðý mirasla geleceði þekillendirir vetarihsel bir nitelik kazanýrlar.
Bu tarihsel çarpýþmalarýn her biri birer devrimcimanifestodur ayný zamanda.
'71 devrimci çýkýþý tam da böyledir. Deniz, Mahir veibrahimler þahsýnda simgeleþen bu çýkýþ, 12 Mart faþistdarbesiyle örgütsel bir yenilgi alsa da, 50 yýllýk parlamentarizm,
13
pasifizm, sosyal þovenizm ve reformizme vurduklarýöldürücü darbe, devrimin baþýndan itibaren silahlý ve zora
dayalý olacaðý pratik gerçeði, devrimci ýradenin rolü, feda
ruhu, birbirleri için tüm varlýklarýný ortaya koyma, birbirleri
için ölüme yürüme pratiðinde karþýlýk bulan siper yoldaþlýðý
ve daha sayýsýz yönüyle muazzam bir tarihsel kazanýmdýr
ve sonraki tüm devrimci geliþmenin üzerinde belirleyici, derin
etkilerde bulunmuþtur. Deniz, Mahir ve Ibrahimlerin
mücadeleleri ve kendilerini ortaya koyuþlarýyla yazdýklarý
devrimci manifesto yanýtýný bulmuþ ve devrimciliðin ölçütü
olmuþtur. '71 'den bugünlere gelinceye kadar da onlarca
tarihsel manifesto yazýlmýþtýr.
Ölüm Orucu eylemi ve zaferinin de böylesi bir devrimci
perspektifle deðerlendirilmesi gerekir. Bu perspektiflebakýlmadýðý takdirde Ölüm Orucu'nun zaferi de, tarihselliði
de, '96 Ölüm Orucu'nu yaratan koþullar da kavranamaz, bu
tarihi manifesto anlaþýlamaz.
Ölüm Orucu saldýrýsý ve süresiz açlýk grevi direniþinde
þehit düþenlerin manifestosu, devrime sonsuz baðlýlýk veinancýn, halklarýmýýýn kurtuluþu için sonsuz feda ruhunun
bildirgesidir. Bu bildirge, dünyada emperyalizmin ve
iþbirlikçilerinin, "sosyalizm öldü, onur, adalet, özgürlük,devrim vb. hiçbir ideal için ölmeye deðmez" propagandalarýna
verilen güçlü bir yanýt, indirilen güçlü bir darbedir. Ölüm
Orucu ve þehitlerimiz, bu burjuva propagandayý dünya
halklarý önünde paramparça ederek burjuva ideolojisine
güçlü bir darbe indirmiþ, onur, adalet, baðýmsýzlýk, devrim,
sosyalizm mücadelesinin ölmesi bir yana her geçen gün
büyüyerek zafere yürüdüðünü göstermiþtir ve tüm
halklarýmýza moral vermiþtir. Dünya halklarýnýn yüreklerininÖlüm Orucu direniþiyle birlikte atmasýnda, zaferi sahiplenmesinde
çarpýþmanýn bu karakteri durmaktadýr;
Ölüm Orucu manifestosu bu temelde iþçi ve emekçilere,
baþta halklarýmýz olmak üzere tüm dünya halklarýna yapýlangüçlü bir mücadele ve devrim çaðrýsý olmuþtur.
14
Ölüm Orucu manifestosuna ruhunu veren, devrimciideallere sonsuzbaðlýlýk ve feda ruhuyla harmanlanmýþ siperyoldaþlýðýdýr. '71 'in çok önemli bu geleneði, Ölüm Orucu'ylayeniden kan ve can bulmuþ; Ölüm Orucu ve SAG direniþiþehitlerinin ölümsüzlüðe kavuþmasýyla geleceðe, nihaizaferin yoluna da silinmezcesine damgasýný basmýþtýr.
Ölüm Orucu'nu yürüten devrimci parti ve örgütlerinaralarýndaki bütün farklýlýklara raðmen, birlikte mücadelesilahýna sarýlarak faþizmin karþýsýna tek bir devrimci iradeolarak çýkmalarý, birlikte mücadelenin gücünü göstermeleride bu çarpýþmanýn çok önemli bir yönüdür. Yaratýlan bubirliktelik emekçi halklarýmýzý etrafýnda toplayarak geniþledive faþizme karþý genel direniþe dönüþtü. Birlikte mücadelesadece Ölüm Orucu'nun zaferle taçlanmasýnda çok önemlibir silah olmakla kalmadý; ayný zamanda hak almada, devrimkavgasýnýn zafere taþýnmasýnda bu silahýn rolünü gösterdi.Þehitlerimizin manifestosu bu anlamda iþçilere, memurlara,gençlere, sanatçý ve aydýnlara, kýsaca bütün emekçihalklarýmýza tarihsel bir birlikte mücadele çaðrýsý oldu.
Ölüm Orucu eylemi ve Þehitlerimiz; faþizme dizçöktürmenin ancak þehitler vererek, bedeller ödeyerek,faþizmle diþe diþ bir mücadeleden geçtiðini ve devriminzafere giden yolunda devrimci iradenin rolünü bir kez daha
açýða çýkardý.Ölüm Orucu sürednde, gerek karþý-<:levrimin kalemþörlerinin,
gerekse reformist, pasifist cephenin ve onlarýn aðzýndanÖlüm Orucu'na yönelik eleþtiri adýna yapýlan saldýrýlarýntemelinde devrimci yoldan zafer elde edilemeyeceði mesajýdurmaktaydý. "Ölmeye gerek yok, ölüm yüceltiliyor, yaþamdeðerlidir, ölüm kültürü yaratýlýyor" vb. daha pek çok saldýrýbu mesajý verme, devrimci iradeyi, feda ruhunu, ÖlümOrucu'nun devrimci etkisini gözden düþürme çabasýydý.Oysa yaþamý en çok sevenler, devrimcilikleriyle onuanlamlandýranlardý. Ölüme yürüyenler, onurlu, özgür biryaþam ve bir dünya için ölüyorlardý. Ölümlerin en kötüsününteslimiyetolduðunu da iyi biliyorlardý. Ölüm Orucu'nun zaferi,
15
tüm bu saldýrýlarý paramparça etti. Zafer, reformizm vepasifizme, devrimci yoldan bir þeyelde edilemeyeceðiinançsýzlýk ve umutsuzluðuna, Ölüm Orucu eylemine yönelikher türlü saldýrýya güçlü bir darbe vurdu. Þehitlerimizinmanifestosu güçlü bir devrimci savaþ çaðrýsý oldu.
Tarihin þimdiden hükmünü verdiði ve sayfalarýna onurlakaydettiði Ölüm Orucu zaferinin hangi koþullar altýnda
yaþandýðý, kazanýldýðý, baþlýca dersleri ve 12'lerinmanifestosunun nasil yazýldýðýnýn kýsa bir anlatýmý olan bukitap, tarihsel Ölüm Orucu'nu belgeleme ve gelecekkuþaklara bu mirasý taþýma devrimci görevini yerine getirmeçabasýnýn bir ürünüdür.
Ölüm Orucu ve zaferi üzerine daha ilk günden baþlayarakbugüne deðin hemen her kesim pek çok þey söyledi. Bukitap Ölüm Orucu'na katýlan DHKP-C, MLKP, TKP(ML),TKEP-Leninist, TKP/ML, TDP ve Direniþ Hareketitutsaklannýn bu tarihsel sürece iliþkin ortak deðerlendirmeleridir.Ölüm Orucu zaferine dairtüm bu deðerlendirmelere de ortakbir yanýt niteliði taþýmaktadýr.
Kitabýn her bir bölümü Ölüm Orucu gruplarýncabölüþülüp, kaleme alýnmýþ ve ortak deðerlendirmedengeçmiþtir. Kolektif bir çabanýn ürünü olmasýnýn daha anlamlýolacaðý bilinciyle bölümler arasýndaki dil ve üslupfarklýlýklarýný önemsemedik. Asýl çabamýz; her aný eylem,her aný kavga ve her aný siper yoldaþlýðý olan, devrimcimücadelenin bütün ihtiþamý ve güzeiliðiyle gözler önüneserildiði bu tarihsel süreci bütün ruhu ve canlýlýðýylaverebilmek; þehitlerimizin manifestosunu, bu güçlü devrimciçaðrýyý en iyi þekilde yansýtabilmek oldu.
GiRiþ
Cezaevleri, sýnýflar mücadelesi boyunca devrim ile karþý-devrimin çarpýþma alanlarýndan birisi olmuþtur. Bu durum,özellikle 1996 yýlý içerisinde Ölüm Orucu eylemimiz vezaferimizle birlikte bir kez daha açýða çýkmýþtýr. Egemenlerindevrimci tutsaklarý teslim alma politikasý ve isteði,cezaevlerini sýnýf mücadelesinin önemli bir mevzisidurumuna getirmiþtir. Türkiye ve Kürdistan'ýn emekçihalklarýna, ezilen ulus ve azýnlýk milliyetlerine karþý birköleleþtirme savaþý sürdüren, bu savaþý giderek þiddetlendirenegemenler, devrimci tutsaklarý teslim almayý bu savaþýkazanmanýn bir koþulu olarak görmektedir. Bu baðlamda,faþist devlet, devrimci ve yurtsevertutsaklara karþý defalarcaçeþitli biçim ve þiddette saldýrýlar düzenlemiþtir.
Faþist devletin bu saldýrýlarýndan birisi de Mayýs '96'da,6,8,10 Mayýs tarihli genelgelerle baþlattýðý saldýrýdýr. Faþistdevletin devrimci-yurtsever tutsaklara yönelik Mayýs saldýrýsýaylar süren ve tüm toplumun gözü önünde yapýlan birhazýrlýktan sonra gerçekleþtirildi. Bu yüzden, saldýrýnýnbaþlangýcý, devrimci partiler, örgütler ve toplumun ilericikesimleri tarafýndan hiçbir þaþkýnlýða yer vermeyen bir
soðukkanlýlýkla karþýlandý. Baþta devrimci-yurtsevertutsaklar olmak üzere tüm ilerici kesimler tutsaklara karþýsert ve kapsamlý bir saldýrýnýn beklentisi içindeydiler.
Katil ve iþkenceci kiþiliði Bakan oluþundan önce gelenve toplumda esas olarak bu ilk iki özelliðiyle tanýnan MehmetAðar'ýn ANAP-DYP koalisyon hükümetinde Adalet Bakanýyapýlmasý, yapýlacak saldýrý için önemli bir iþaretti. Eli onlarca
18
devrimcinin kanýna bulaþmýþ, iþkence seanslarýnda bizzatbulunan bir kiþinin Adalet Bakaný olarak Þubat 96'da kurulanyeni hükümete atanmasý, faþist devletin ve egemenlerinemekçi halklarýmýza bir mesajýydý. Bu mesajda karartýlýk vegözdaðý gibi psikolojik savaþýn iki temel unsuru vardý.Kýsacasý, faþist devlet, Mehmet Aðar'ý Adalet Bakanýyapmakla emekçi halklarýmýza ve devrimci-yurtsevertutsaklara gözdaðý vermeye çalýÞýP, karartýlýk gösterisinde
bulunuyordu.Devletin cezaevlerine saldýrýsýný, sadece egemenlerte
devrimci-yurtsever tutsaklar arasýndaki bir hesaplaþmasürecinin ürünü olarak görmek, elbette yanýltýcý olacaktýr.Yukarýda da ifade ettiðimiz gibi, egemenler, iþçi ve emekçihalklara, ezilen ulus ve milliyetýere karþý baþlattýðýköleleþtirme savaþýný kazanmanýn bir taktiði olarak devrimcitutsaklarý teslim almayý hedeflemektedir. Zira, egemenlerde biliyor ki, devrimci yurtsever tutsaklar, ulusal ve sýnýfsalkurtuluþ yoluna giren halklarýn önemli bir direniþ ve moral
kaynaðý olmuþtur.Egemenlerin devrimci-yurtsever tutsaklara bu bakýþ ve
politikasý her fýrsatta kendini açýða vurmaktadýr. Bu
politikanýn ve yaklaþýmýn belirgin yanlarýndan biri,egemenlerin tutsaklara "rehin" gözüyle bakmasýdýr. 12 Eylülfaþizminin baþý Kenan Evren, egemenlerin ve devletin
"rehine" anlayýþýný "Asmayýp da besleyecek miyiz?" sözleriyleaçýða vurmuþtur. Nitekim, 12 Eylül'den sonra, faþist devletya devrimci tutsaklarý idam etmiþ ya da idam etme tehdidinisürdürerek ezilen ulus ve emekçi halklarý sindirmeyeçalýþmýþtýr. Kýsacasý, egemenler ve faþist devletincezaevlerine, devrimci-yurtsever tutsaklara yaklaþýmý sýnýf
mücadelesiyle sýký bir iliþki çerçevesinde olmuþtur. Böylece,egemenler ile faþist devletin devrimci tutsaklara ve genelolarak cezaevlerine yönelik politikasýnýn iki belirgin yönüortaya çýkmýþ bulunuyor. Birincisi, ulusal ve sýnýfsal kurtuluþmücadelesinin geliþtiði dönemlerde bu mücadeleyibastýrmak, ezilen ulus ve sýnýflara gözdaðý vermek için,
19
devrimci-yurtsever tutsaklarý "rehine" olarak tutmak; ikincisi,kendisinin saldýrýya geçmeye karar verdiði dönemlerdegerçekleþtireceði saldýrýnýn hazýrlýðý olarak, ezilen ulus vesýnýflarýn moral ve direniþ kaynaklarýndan olan devrimci-yurtsevertutsaklarý teslim alma giriþimi...
Bundan dolayýdýr ki, egemenler 12 Eylül faþizminiplanlarken, kendisinden büyük birdireniþ beklediði toplumuteslim alabilmek için önce halklarýmýzýn moral ve direniþ
kaynaklarýný kurutmayý hedeflemiþtir. Sonrasý biliniyor.Örgütlü devrimci güçlerden, iþçilerden, emekçilerden, ezilenulus ve azýnlýk milliyetlerden beklediði ve korktuðu ölçüdebir direniþ gelmeyince faþizm tüm gücüyle devrimci-yurtsevertutsaklarý teslim almaya yöneldi. Bunun için sýnýrsýz birvahþet, dizginsiz bir terör uygulamaya konuldu. Bütüncezaevleri birer iþkence merkezine çevrildi. Devrimci-yurtsever tutsaklara siyasi kimliðini inkar ettirmek,itirafçýlaþtýrmak, kiþiliksizleþtirmek, beynini ve ruhunu teslimalmak için akla gelebilecek her türlü iþkence, en aþaðýlýk
yöntemler uygulandý. Idamlarla ve operasyonlarla devrimcitutsaklar sindiririlmeye çalýþýldý. Her yerde askeri kurallardayatýldý. Fakat bu dayatmalar, devrimci-yurtsever tutsaklartarafýndan püskürtüldü.
Cezaevleri tarihi, zulüm ve iþkenceyle birlikte aynýzamanda direniþlerin de tarihi olmuþtur. Faþist devletiniþkencelerine, kiþiliksizleþtirme, teslim alma ve itirafçýlaþtýrmapolitikalarýna karþý direnmek, devrimci onuru ve kiþiliðikorumak, devrimci-yurtsever tutsaklarýn genel çizgisiolmuþtur. Saldýrýlara kimi zaman pasif direniþler, kimi zamanfiili direniþlerle karþý konulmuþtur. Direniþler esas olarak 12Eylül faþist darbesinin ilk günlerinden itibaren özellikle Metris,Davutpaþa Cezaevlerinde baþlamýþ ve taviz verilmeyerek,adým adým yükseltilerek devam etmiþtir. Direniþlerin biçimideðiþse de direniþ çizgisinin kendisi varlýðýný hepkoruyagelmiþtir. Yine de bu direniþ çizgisinin öyle kilometretaþlarý var ki, direniþ çizgisini geleceðe daha güçlü, dahakalýn ve daha geliþmiþ biçimde taþýmýþlardýr. 1982'de
20
itirafçýlaþtýrma ve teslimiyete karþý Diyarbakýr zindanlarýkaranlýðýný, tutuþturduklarý bedenlerinin alevleriyle yýrtanFerhat Kurtay, Eþref Anyýk, Necmi Öner ve MahmutZengin'in bu direniþi ilk kilometre taþlarýndan birini oluþturdu."Dörtlerin Gecesi" olarak anýlan ve direniþ geleneðindeunutulmaz bir yeri olan eylem, 12 Eylül faþizminin zindanpolitikasýna vurulmuþ güçlü bir darbeydi.
Ayný yýlýn Temmuz ayýnda, süren vahþete devrimci-yurtsevertutsaklarÖlüm Orucu'yla yanýtverdiler. Bu eylemdePKK'li tutsaklardan Kemal Pir, M. Hayri Durmuþ, AkifYýlmazve Ali Çiçek þehit düþtüler. Bu Süresiz Açlýk Grevi ve ÖlümOruçlarýnda kendini feda ruhunun ilk ömeðiydi. Bundansonra 1984 yýlýnda Diyarbakýr ve istanbul Cezaevlerindebaþlayan Ölüm Orucu direniþleriyle sarsýldý Türkiye veKürdistan. Diyarbakýr Cezaevi'nde Ocak-Mart aylarýndasürdürülen Ölüm Orucu eyleminde devrimci-yurtsevertutsaklardan Cemal Arat ve Orhan Keskin þehit düþtüler.istanbul da, Metris ve Saðmalcýlar Özel Tip CezaevlerindeDevrimci Sol ve TýKB tutsaklarýnýn baþlattýðý ve 75 gün sürenÖlüm Orucu eyleminde ise dört devrimci tutsak; AbdullahMeral, Haydar Baþbað, M.Fatih Öktülmüþ ve Hasan Telci
þehit düþtüler.Bu eylemler, mücadeleyi geleceðe daha güçlü taþýyan,
devrimci -yurtsever tutsaklarýn direnme gücünü arttýranonlara moral, kararlýlýk, güç ve cüret aþýlayan, gidilecek yoluaydýnlatan eylemlerdi. Yine, bu Ölüm Orucu eylemleri 12Eylül'ün faþist generallerinin yüzünde bir þamar gibipatlamýþtý. Devrimci-yurtsever tutsaklarýn onurunu, kiþiliðini,saygýnlýðýný zedelemek için baþvurduklarý yalanlar "Bunlargizli gizli yemek yiyorlar', "Bunlar örgüt liderlerinin zoruylaeyleme gidiyorlar", "Bunlar ölmeyi göze alamazlar"biçimindeki iftiralar paramparça edildi.
Tek tip elbiseyle baþlatýlan büyük saldýrý dalgasýnadevrimci tutsaklar bedenlerini barikat yaptýlar. Elbette, bueylemlerde ortaya konan kendini feda ruhu, kararlýlýk ve cüretetkisini sadece cezaevlerinin içinde deðil cezaevi
21
duvarlarýnýn dýþýnda da gösterdi. Faþizmin en aðýr baskýkoþullarýnda, binbir güçlük içinde devrimci faaliyetisürdürmeye çalýþan örgütlü güçler de bu kendini fedaruhundan, cüretten, kararlýlýktan ilham aldýlar moral güçbuldular.
Buna raðmen, faþist devlet, devrimci-yurtsever tutsaklarýteslim alma politikasýndan vazgeçmedi. Direniþler karþýsýndageri adým attýðýnda dahi, yeni bir saldýrýnýn hazýrlýklarýnagiriþmiþti. 1988'de kazanýlmýþ tüm haklarý gasp etmeye,direniþlerle fiilen kaldýrýlmýþ olan tek tip elbiseyi vecezaevlerini 12 Eylül askeri faþist cuntasýnýn o ilkdönemlerine geri getirmeye yönelik kapsamlý bir saldýrý
baþlattý.1980'lerin ikinci yansýrna, öðrenci eylemleri azýmsanmayacak
bir etkinliðe kavuþmuþ, yýllarýn birikmiþ potansiyeli açýlanyeni kanallarda hýzla akmaya baþlamýþtý. Önceleri akademikistemler etrafýnda baþlayan hareketlenme, giderek hemsiyasallaþmaya hem de radikalleþmeye yönelmiþti. Benzergeliþim çizgisi iþçi hareketi için de söz konusudur. 12 Eylülaskeri faþist darbesiyle her türlü eylemi yasaklanan iþçiler,grevlere ve direniþlere baþladýlar. Yýllarýn azgýn baský vesömürüsü altýnda ezilenler artýk sokaklardaydý. iþçi hareketi,eylem biçimlerinde alt düzeylerden üst düzeylere doðrugeliþerek, istem olarak ekonomik çerçevede olsa da hýzlabüyük bir kitleselliðe ulaþtý. 1989'da artýk yüzbinlerce iþçieylem için sokaklara inmiþti. Öte yandan, Kürdistan UlusalKurtuluþ Mücadelesi de büyük bir geliþme içindeydi. Kürthalký korku duvarýný aþýp gerillaya sahip çýkýyor ve herolanaðý deðerlendirerek kitlesel gösteriler yapýyordu.
Bütün bunlar, sýnýf mücadelesinin daha da sertleþeceðinimüjdeliyordu. Egemenler ise hazýrlýk olarak yasal ve örgütseldüzenlemelere girmiþlerdi. Bu hazýrlýklar çerçevesindeegemen sýnýflar baþka alanlarýn yanýsýra cezaevlerini degündeme almýþtý. Bu süreçte ANAP hükümeti tarafýndancezaevlerine iliþkin çýkarýlan 1 Aðustos Genelgesi,halklarýmýza yöneltilecek saldýrýnýn sertliðini yansýtýr
22
nitelikteydi. 1 Aðustos Genelgesi'yle amaçlanan sadece tektip elbisenin geri getirilmesi deðildi. Onun yanýsýra
yalnýzlaþtýrma, tecrit, sürgün-sevk, kiþiliksizleþtirme ve tümbunlarýn sonucu olarak itirafçýlaþtýrma devletin hedefleriarasýndaydý. Zaten Eskiþehir Cezaevi bu hedeflereulaþmanýn bir aracý olarak daha 1987'de açýlmýþtý. Boyuneðmeyen, teslim olmayan, direnen, egemenlerin kendideyimleriyle "iflah olmayan" devrimci tutsaklarý EskiþehirCezaevi'ne koyarak diðer tutsak kitlesinden koparmayý, tecritetmeyi ve terörle sindirmeyi planlamýþlardý. Ama direnmeyibir gelenek haline getiren devrimci tutsaklar karþýsýnda buplanlarý da suya düþtü. Büyük direniþlerin yaþandýðýEskiþehir Cezaevi'ni, Aðustos 1989'da kýsmen boþaltmakzorunda kaldýlar. Aydýn ve Nazilli E Tipi Cezaevlerine yapýlansevkler sýrasýnda devrimci-yurtsever tutsaklardan HüseyinHüsnü Eroðlu ve Mehmet Yalçýnkaya þehit düþtüler.
iþte bu koþullarda 1 Aðustos 1988 Cezaevleri Genelgesiyayýnlandý. Ama genelge, direniþi tüm cezaevlerine vesokaklara taþýyan bir araç oldu. Cezaevlerinde açlýk grevlerive çeþitli fiili direniþ biçimleri geliþmeye baþladý. Devrimcitutsak yakýnlarý da bu sefer daha güçlü, daha örgütlü vebilinçli olarak sokaklardaydýlar. Haftalar süren mücadeledensonra genelge fiilen kaldýrýldý.
Devlet, çýkardýðý genelgeyi tutsaklarýn direniþi karþýsýndayaþama geçiremedi. 1 Aðustos Genelgesi'ne karþý tümcezaevlerinde geliþtirilen direniþler, devrimci tutsaklarýncezaevleri direniþinin yeni bir kilometre taþý oldu. Böylece,devletin devrimci tutsaklarý teslim alma operasyonlarýndanbirisi daha geri püskürtülmüþtü.
1990 ve 1991 'de sýnýf mücadelesinin pek çok alanýndasavaþ vermek zorunda kalan ve bir hayli de sýkýþanegemenler, birer direniþ sembolü haline gelen cezaevleriniteslim alma politikasýna bir süre için ara verdiler.
Bu yýllarda iþçi sýnýfý fabrika iþgallerine, devlet güçleriyleçatýþmalara, Ankara'ya yürümelere ve uzun süreli açlýk
23
grevlerine giriþmeye baþlamýþtý. Zonguldak maden iþçilerininhaftalar süren miting ve gösterilerinden sonra Ankara'yayürümeleri, 50 bin iþçinin soðuða ve açlýða aldýrmayarak,çevredeki köylünün ve esnafýn da desteðiyle büyük birkararlýlýk içinde hareket etmeleri egemenleri oldukçakorkutmuþtu. Eylem kitleselliðiyle, süresiyle ve niteliðiylederin etkiler yaratmýþtý. Fakat egemenlerin imdatlarýna herzaman olduðu gibi sendika aðalarý yetiþmiþti.
Ancak devletin içine girdiði ekonomik bunalým kolaycaatlatýlabilecek cinsten deðildi. Devlet, bu bunalýmdankurtulmanýn çaresi olarak iþten atmalara, yani tensikatlarasarýldý. Bu süreçte, tensikatlara karþý birçok fabrika iþgal ive Ankara yürüyüþleri yaþanmaya baþladý. Artýk iþçi sýnýfý,eylem biçimlerini daha ileriye sýçratarak mücadelesinigeliþtiriyordu. Egemenlerin elinde çözüm olarak cop vesüngüden baþka bir þey yoktu.
Öðrenci gençlik ise mücadelenin bir baþka cephesinioluþturuyordu ve oldukça hareketliydi. Istanbul, Ankara, ýzmirve Bursa gibi üniversite öðrencisinin yoðun olduðu devrimcihareketin nispeten geliþmiþ olduðu yerlerde polisle, sivilfaþistlerle ve jandarmayla çatýþmalar neredeyse öðrencihareketinin temel doðrultusu olmuþtu. Istanbul Üniversitesi,Istanbul Teknik Üniversitesi, Yýldýz Teknik Üniversitesi,Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsünde ve BursaUludað Üniversitesi'nde polis desteðindeki sivil faþistlerleve jandarmalarla onlarca kiþinin yaralandýðý sert çatýþmalaryaþandý. Polisin okuldan atýlmasý için verilen kavga, polislereyönelik saldýrýlar biçiminde sürdü.
Hareket halindeki iþçi ve öðrencilere, 1990'Iarýn baþýndanitibaren kamu emekçileri de eþlik etmeye baþladý. On yýldanberi her türlü örgütlenme ve hak arama yollarý, olanaklarýortadan kaldýrýlmýþ olan emekçi memurlar, önceleriörgütlenme hakkýný elde etmek üzere sokaða çýktýlar. Önceöðretmenler yasalara raðmen EÐiT -SEN'i kurdular.Öðretmenleri saðlýk emekçileri, belediye memurlarý vediðerleri izledi. Bütün emekçi kamu çalýþanlarý büyük bircesaret ve kararlýlýkla mücadeleye atýldýlar.
24
Ana hatlarýyla ortaya konulmuþ sýnýf mücadelesine iliþkinbu tabloyu tamamlamak için söz konusu dönemde ulusalkurtuluþ mücadelesinin eriþmiþ bulunduðu düzeyi, örgütlüdevrimci güçlerin faaliyetindeki büyük artýþý ortaya koymak
gerekir.Kürt emekçi halký 1990'lara gelindiðinde, altý yýldýr devlete
karþý sürdürülen silahlý savaþýmý daha açýktan desteklemeyebaþlamýþtý. Önceleri dolaylý yoldan ve çekine çekine verilendestek, silahlý savaþýmýn baþarýlý geliþimi, faþist devletinkural tanýmaz vahþeti, korku duvarlarýnýn yýkýlmasý gibietkenlerin sonucu daha doðrudan, daha açýk ve daha kitlesel
verilmeye baþlandý. Savaþçýlarýný sahiplenmeye baþlayanhalk, yasadýþý gösterilerde bizzat yer almaya baþladý. Gerillacenazeleriyle baþlayan kitlesel gösteriler giderek arttý ve ardarda gerçekleþir bir durum aldý. Süreç, Kürt emekçi halkýnýnfaþist devletten tümden kopuþmasýna doðru ilerledi.Mahkemeler, adalet mekanizmasý, burjuva gerici-faþistpartiler vb. devletin Kürdistan'daki varlýðýný simgeleyenkurumlar iþlevsizleþti. Kürdistan Ulusal Kurtuluþ Mücadelesiartýk sadece daðda deðil, þehirlerde, halkýn arasýnda daetkiliydi. Bu süreçte, devletin parçalanacaðý korkusu, devletintüm politikalarýna sindi, egemen oldu ve yön verdi. Özellikle"Serhýldan" adý verilen ayaklanmalarýn neredeyse silahlý halkayaklanmalarýna dönüþme noktasýna gelmesi, egemenlerinve faþist devletin korkusunu pekiþtirdi. Bunun için yüzbinlerceasker en aðýr ve en yeni teknolojik silahla donanmýþ biçimdeKürdisdan'a yerleþtirildi. Özel Tim adý verilen MHP'lifaþistlerden kurulu, tepeden týrnaða silahlý binlerce kiþilikölüm mangalarý Kürdistan þehirlerini iþgal etti. Açýk infazlar,gözaltýnda kaybetmeler, köy yakmalar ve toplu kýyýmhareketleri, ordu-polis-özel tim-korucu dörtlüsünün baþlýcapratikleri haline geldi.
Egemenlerin ve onlarýn politik zor aygýtý olan faþistdevletin bu korkusunu büyüten bir baþka olgu devrimciörgütlerin faaliyetlerindeki büyük artýþ ve geliþtirilen silahlýmücadele oldu. 12 Eylül'ün faþist generallerinin "kökünü
25
kazýmak"la övündükleri devrimci örgütlü yapýlar, bu yýllarda
faaliyetlerini iyice arttýrmaya baþladýlar. Yasadýþý gösterilerve askeri eylemler özellikle Türkiye'nin büyük þehirlerinde,istanbul, Ankara, izmir ve Adana'da sýklaþmaya baþladý.Faþist kiþilerin, devletin önde gelen kadrolarýnýn, 12 Eylül'dehalklara, devrimcilere, yurtseveriere yapýlan iþkence vekatliamlardan sorumlu polis þefierinin, generallerin,subaylarýn, polislerin cezalandýrýlmasý ve devletin deðiþikkurumlarýna yönelik askeri sabotaj eylemleri gündemdendüþmez oldu.
Devrimci geliþmenin bir baþka önemli ayaðý da, özellikleIstanbul'un gecekondu semtlerindeki yoksul halkýn devrimciuyanýþý oldu. 12 Eylül faþizmi boyunca, düzene olantepkilerini ortaya koymalarý faþist terörle engellenmiþ olanyoksul halk, yýllar boyunca katlanarak süren ekonomiksömürü ve faþist baský altýnda dayanma sýnýrlarýna ulaþmýþtý.lþsizliðe, pahalýlýða, yaþamý yoksullaþtýran ve güçleþtirenher þeye karþý devrimci öfke ve patlamanýn tohumlarý yýllarboyunca alttan alta birikti durdu. Devletin faþist terörüyle sesibastýrýlan, örgütlenme ve tepkisini ortaya koyma yollarýkapatýlan yoksul emekçi halkýn maddi yaþamý sadeceiþsizlik, pahalýlýk ve artan sömürüyle çekilmez hale geliyordeðildi. Bunlar vardý ama en az bunlar kadar önemli olan,en az bunlar kadar yaþamý giderek güçleþtiren baþkaetmenler de vardý. Özellikle gecekondu semtlerininetrafýndaki arazilerin devletin desteði ve korumasý altýndafaþist çeteler tarafýndan yaðmalanmasý; belediyenin altyapýyatýrýmlarýnýn ve sosyal hizmetlerinin yoksul gecekondusemtleri yerine burjuva nüfusun yaþadýðý alanlarakaydýrýlmasý; yoksul emekçi halkýn yaþadýðý semtlerin yaþamiçin gerekli ve zorunlu hizmetlerden dahi yoksun býrakýlmasýgibi daha pek çok unsur bu semtlerdeki devrimci öfke vepatlamanýn maddi koþullarýný oluþturuyordu. Tüm bu maddikoþullarý devrimci örgütlerin bu semtlerdeki çok yönlüfaaliyeti ve silahlý eylemlerle birleþince gerçek bir patlamayadönüþmede gecikmedi. Devrimci örgütler, yýllar boyu süren,
26
büyük sabýr ve özveri isteyen bir çalýþmayla emekçisemtlerinin yoksul halký arasýnda kök salmayý baþarmýþlardý.Bu bölgelerde yaþayan halk yavaþ yavaþ kitle eylemlerineve kitle gösterilerine baþlamakla kalmýyordu; ayný zamandadevrimci örgütlere de önemli bir kadro rezervi haline gelmiþti.Pahalýlýða, yoksulluða, gecekondu yýkýmlarýna vb. sorunlarakarþý kitle eylemleri bu semtlerde 1990'ýn baþýndan itibarenartmaya baþlamýþtý. Artýk her gecekondu yýkýmý bir direniþlekarþýlaþýyor; toplumsal yaþamý etkileyen her sorunhükümete, belediyeye ve devlete karþý bir eylemin nedenihaline geliyordu. Devlet zorunun simgesi olan polis, busemtlere ancak büyük kuwetler yýðarak girmeye cesaret
edebiliyordu.Bu semtlerin baþýnda Küçükarmutlu, Gazi, 1 Mayýs,
Okmeydaný, Nurtepe, ýkitelli, Gülsuyu, Yenibosna geliyordu.Devrimci örgütlerin bu semtlerdeki çalýþmalarý ve emekçihalkla kaynaþmalarý sonucu, ortaya çýkan herhangi birtoplumsalolay veya çatýþmada ilk tepki, ilk sahipleniþ vedestek genellikle bu semtlerden gelmekteydi. Gazi olaylarýsonrasý ve Ölüm Orucu eylemimiz sýrasýnda ortaya çýkandurum bunu net olarak göstermiþtir. Gazideki katliama ilktepki, devrimci örgütlerin inisiyatifi altýnda Okmeydaný,Nurtepe, ýkitelli, Gülsuyu, Yenibosna gibi gecekondusemtlerinden gelmiþ ve bu bölgelerde yaþayan yoksul halkGazi'ye yürümek üzere ayaða kalkmýþtýr. Yine Ölüm Orucueylemimiz sýrasýnda devrimci tutsaklara sahip çýkma veeylemi sahiplenme ilk olarak bu semtlerde baþlamýþ, sokakçatýþmalarý, militan gösteriler, barikatlar hep bu semtlerde
gerçekleþmiþtir.Daha 1990'larýn baþýnda, ileride durumun bu noktaya
geleceðini hisseden egemenler, kaybettiklerini düþündükleriIstanbul'u "kurtarmayý" gündemlerine aldýlar. Elbette, bununiçin bulduðu tek çözüm yolu katliam, terör ve baskýdýr.Emekçi halklarýn kitle hareketi ile devrimci yapýlarýn dahafazla bütünleþmesi, bunun Kürdistan'da sürdürülen savaþýnyükseliþ dönemine denk gelmesi, egemenler ve faþist devletiçin gerçek bir korku nedeniydi.
27
Devletin, devrimci örgütlerin faaliyetlerinin iþçi sýnýfý veemekçi yýðýnlarla buluþmasýný önlemek için bulduðu çözümyolu çerçevesinde ilk iþi, istanbul'daki polis sayýsýný iki mislineçýkarmak oldu. ikinci iþ olarak yasal düzenlemelere gitti ve"Terörle Mücadele Yasasý"ný çýkardý. Bu yasa ile yenitutuklanacak devrimcilerin cezasýný üç-dört kat arttýrarakyýldýrma ve korku yoluyla caydýrýcý olmaya çalýþtý.
Egemenler ve faþist devlet, yukarýda ana çizgileriyleortaya koyduðumuz tabloda da görüldüðü gibi büyük birhareketlilik içine giren Kürt ulusu ile Türkiye iþçi ve
emekçilerine yeni, çok kapsamlý bir savaþý baþlatmadanönce onun yasal ve örgütsel hazýrlýklarýný yapýyordu.Cezaevlerini bir ölçüde boþaltarak demokratikleþmegörüntüsü yaymaya ve emekçi halklarda ayný yönde birbeklenti yaratmaya çalýþýrken, öte yandan artýk toplukatliamlar dönemini baþlatýyordu. Faþist Kenan Evren'in"asmayýp da besleyelim mi?" sözleriyle dile getirdiði devletpolitikasý, bu dönemden itibaren "yakalayýp öldürelim"biçimine büründü. Bu yýllarda yapýlan yasal-örgütsel, maddi-teknik düzenlemelerden sonra asker ve polis, ellerine tutsakdüþecek devrimcileri bir kýlýfýna uydurup katledeceklerdi. Bupolitikanýn öncesi olmakla birlikte asýlolarak 1991 'den sonrayoðunlaþmaya baþladý. Bu politika, '91 öncesinde, 1 Mayýs1988'den hemen önce Salih Kul ve Öztürk Acari ve Ekim1988'de tarihe "Tuzia Katliamý" olarak geçen ve i. HakkýAdalý, Reha Þen, Kemal Soðukpýnar ve Fevzi Yalçýn adlýdevrimcilerin katledilmesiyle uygulamaya baþlamýþtý. 19Mayýs '91'de Hasanpaþa'da ýsmailOral ve Hatice Dilek'inkatledilmesi. Ardýndan 12 Temmuz 1991 'de ýstanbul'daDevrimci Sol'un önder kadro ve savaþçýlarýndan NiyaziAydýn, ýbrahim Erdoðan, ýbrahim ilçi, Cavit Özkaya, HasanEliuygun, Nazmi Türkcan, Fintöz Dikme, Buluthan Kangalgil,Bilal Karakaya, Zeynep Eda Berk, Yücel Þimþek, ÖmerCoþkunýrmak katledilerek bu politikayý yoðunlaþtýrmayabaþladýlar. Arkasýndan Adana, Ankara, izmir ve diðer illerdekikatliamlar gerçekleþti. Kürdistan'daki vahþet ve katliamlar
28
zaten bütün hýzýyla devam ediyordu. Ama devlet demokratikleþme
demagojisini elden býrakmýyordu.
Daha önce direniþler sonucu boþaltýlan ve tabutluk olarak
yeniden açýlan Eskiþehir Özel Tip Cezaevi iþte bu koþullarda
ve bu amaçlarla yeni kurulan DYP-SHP Koalisyon Hükümeti
döneminde kapatýldý. Kapatýlmasý için büyük mücadeleler
verilmiþ, büyük acýlar çekilmiþ Eskiþehir Özel Tip Cezaevi,
esas olarak direniþler ve mücadeleler sonucunda ve
katliamcý politikalarý hayata geçirecek olan Demireý-inönü
ikilisinin demokratikleþme demagojilerine malzeme de
yapýlarak kapatýlmýþtý."Terörle Mücadele Yasasý"yla yurtsever tutsaklar
cezaevlerinde tutulmakla birlikte, binlerce tutsaðýn serbest
býrakýlmasý, cezaevlerini önemli ölçüde boþalttý. Doðalolarak
bu durum, cezaevlerinin ve devrimci tutsaklarýn gündemdendüþmesine yol açtý. Fakat bu durum geçiciydi ve ezilen
halklarýmýzýn ulusal ve sýnýfsal kurtuluþ savaþýnýn geliþiminebaðlý olarak deðiþmeye mahkumdu, deðiþti de...
Egemenler, ekonomik-toplumsal sistemin içinde
bulunduðu bunalýmý, sistemin kendi dinamiklerine dayanarakçözemedi, çözecek durumu da yoktu. Çözüm olarak
bulduðu, halklara "topyekün savaþ" ilaný, sistemin bunalýmýný
daha da derinleþtirdi. Toplumsal çeliþkiler keskinleþti ve
yoðunlaþtý. Sömürücü sýnýflarýn dayattýðý daha çok açlýk,
daha çok sömürü politikasýna emekçi sýnýflarýn yanýtý
mücadele etmek oldu.
Geçmiþ yýllarýn mücadele birikimine sahip olarak ve 12
Eylül faþizminin yarattýðý korku duvarýný aþmýþ haliyle iþçive emekçiler haklarýný sokakta arýyorlardý. Artýk ne eskisi
gibi yaþamak ve ne de eskisi gibi yönetilmek istemiyorlardý.Devletin, iþçi ve emekçilerin istem ve eðilimlerine yanýtý ise
daha çok þiddet, daha çok terör ve katliam oldu. Sivas
katliam i, devletin emekçilere dayattýðý politikanýn açýk bir
resmi gibi oldu. Tam 35 kiþi, asker-polis ve sivil-faþistlerin
iþbirliðiyle diri diri yakýldý. Devlet, "topyekün savaþ" söylemine
uygun bir þekilde savaþý dayatýyordu.
29
Bir ülkede, sýnýflar mücadelesinin bir parçasý durumundakicezaevlerinin devrim ile karþý-devrim arasýndaki bütün bumücadelelerden etkilenmemesi ve bunu yansýtmamasýdüþünülemez. 1991 'de Devletin yoðunlaþtýrdýðý faþist terörve katliam politikasý sonraki yýllarda da tüm hýzýyla sürdü.Iþte bu pratiðin sonucunda, 1991'de "Terörle MücadeleYasasý" ile önemli ölçüde boþaltýlan cezaevleri, iki-üç yýliçinde tekrar tý ka-basa dolduruldu. Binlerce insan tutuklanýpcezaevlerine atýldý. Özellikle Kürdistan'da tut.uklanmak içinçok þeye gerek yoktu. Kürt olmak ve faþist devleti destekliyorolmamak, tutuklanmak için yeterli bir gerekçeydi. DöneminGenelkurmay Baþkaný'nýn açýkladýðý gibi "teröristle sorunuolmayanýn devletle sorunu var"dý. Dolayýsýyla "düþman"gözüyle baktýklarý insanlardan öldürebildiklerini öldürüyor,öldüremediklerini ise tutuklayýp cezaevlerine atýyorlardý.
Bu süreçte devlet, cezaevlerine doldurduðu devrimci-yurtsevertutsaklarý teslim alma politikasýný, merkezi düzeydeve geniþ kapsamlý uygulamanýn hazýrlýklarýna giriþti. 1994'teDiyarbakýr Cezaevi'nde Ramazan Özüak adlý yurtsevertutsaðýn ölümüyle ve onlarca tutsaðýn yaralý halde AntepÖzel Tip Cezaevi'ne sevkiyle sonuçlanan saldýrý, devletinsaldýrý politikalarýna tekrar sarýldýðýna iþaret ediyordu. Bupolitikanýn ilk hazýrlýðý olarak devlet, adýný "Türk tipi" koyduðucezaevlerinin inþasýna giriþti. Tutsaklarý birbirinden tecritetmek aralarýndaki hertürlü iliþki ve dayanýþmayý yok etmeyegöre planlanmýþ yeni cezaevleri, aylarca, hatta yýllarcatartýþýldýktan sonra inþa edilmeye baþlandý. Kimisi büyük birhýzla bitiriidi de. Yeni cezaevleri için devletin bahane veyalanlarý da hazýrdý: "Eski cezaevlerinde yer kalmadý","mahkumlara insanca yaþam koþullarý hazýrlamak" vb...
Faþist devlet ve egemenleri rahatsýz eden bir baþka olguda devrimci-yurtsever tutsaklarýn kendi politik kimliklerineuygun bir pratik içinde olmalarýydý. Devrimci tutsaklar, kendidevrimci kimliklerini ve sýnýf mücadelesinin kendilerineyüklediði sorumluluklarý unutmadan iþçi sýnýfý ve emekçi
30
halka karþý görevlerini yerine getirmek istiyor, yýllarcamücadele sonucu elde ettikleri ve yarattýklarý haklarý devrimmücadelesine daha çok katký yapmanýn aracý halinegetirmeye çalýþýyorlardý. Tutsaklýk koþullarýna aldýrmadan,cezaevlerinin de sýnýf mücadelesinin bir parçasý olduðugerçeði ve bilinciyle hareket ediyorlardý. Yani devlet ne yapsave hangi yönteme baþ vursa da, tutsaklarý devrimmücadelesinden koparamýyordu. Dýþarýdaki mücadeledenkoparýlýp alýnan ve duvarlar arasýna konulan yeni tutsak,yaratýlmýþ bulunan koþullar ve sürdürülen yaþam biçimisayesinde kendini mücadelenin yeni bir alanýnda buluyordu.Bu bilinç ve sorumlulukla hareket eden devrimci-yurtsevertutsaklar, devletin iþçi-emekçilere ve ezilen uluslara karþýher baský-terör, katliam giriþimine cezaevlerindeneylemleriyle yanýt verdiler. Reformist anlayýþlarýn vaaz ettiði"Biz tutukluyuz, devlete karþý mücadeleyi sýnýf mücadelesinidýþarýdakiler yürütür, bizi sadece cezaevlerinin koþullarýilgilendirir" biçimindeki anlayýþa prim vermeden cezaevlerininde devrim mücadelesinin bir parçasý olduðu bilinciyle hareketettiler. Devrimci tutsaklar için önemli olan devrimmücadelesiydi, devlete karþý mücadeleydi. Bu mücadelebazen fabrikalarda, bazen daðlarda, bazen semtlerde, bazende cezaevlerinde en ileri noktaya sýçrar; bu alanlardanherhangi biri koþullara baðlý olarak, karþý-devrime güçlü birdarbe indirmenin mevzisi olabilirdi. Üstelik þimdi cezaevleri,binlerce devrimci tutsaðýyla önemli bir mücadele potansiyelinibarýndýrýyordu. Böyle güçlü ve bilinçli bir mücadelepotansiyeli, ulusal ve sýnýfsal kurtuluþ mücadelesinin birparçasý olarak harekete geçirildiðinde devrim mücadelesineönemli katkýlar saðlayacaktý. Devrim cephesinin dýþarýdakigüçleri, tutsaklýk koþullarýnda dahi devrime karþý sorumluluklannýyerine getirmeye çalýþan, devrim mücadelesinden kopmayan,emekçi halklarýn ve iþçi sýnýfýnýn kurtuluþ bayraðýný yeredüþürmeyen devrimci tutsaðýn mücadelesinden moral güçve cesaret alýyorlardý. Türkiye ve Kürdistan zindanlarýnda,devrimci-yurtsever tutsaklarýn boyun eðmeyen, teslimolmayan tutumlarý; kendilerinin Türkiye ve Kürdistan'da
31
süren devrim ve kurtuluþ mücadelesinin kopmaz bir parçasýolduðunu gösteren faaliyetleri, cezaevlerini devrimmücadelesinin bireralanýna çevirmiþti.1995'lere gelindiðindefaþist devletin artýk tahammül edemeyeceði bir geliþmeydi bu.
1995'e kadar irili-ufaklý pekçok çatýþma meydana gelmiþve bunlarýn tümü emekçi halkýn maddi yaþamýnda en ufakbir düzeltmeye gitmeksizin faþist terör ve baskýyla sonaerdirilmiþti. Toplaþan öfke bulutlarýnýn patlamasý kaçýnýlmazbir hal alýyordu.
12 Mart 1995'te, Istanbul Gazi Mahallesi'nde halkayapýlan faþist saldýrý kýsa sürede bir isyana yol açtý. Kýsasürede onbinlerce insan sokaklara aktý barikatlar boygöstermeye baþladý. Üç gün boyunca halk sokaklardanayrýlmadý, polisle çatýÞýldý, çoðu kez polis geri püskürtüldüve devlet olaylarý kontrol altýna alabilmek için askeri birlikleriçaðýrmak zorunda kaldý. Gazi ve hemen arkasýndan patlakveren Ümraniye olaylarý, sadece istanbul'u deðil tümTürkiye'yi etkisi altýna aldý. Gazi'nin yoksul emekçi halkýnýdesteklemek için Ankara, izmir, Adana gibi þehirlerdegösteriler düzenlendi. Gazi isyaný, duru gökte çakan birþimþek deðildi. O, birdizi çatýþmanýn, eylemin, mücadeleninbirikimi üzerine gelen gerçek bir öfke patlamasý, bir isyandý.Isyan, ayný zamanda halkýn içinde bulunduðu durumun biraynasýydý. Halk artýk eskisi gibi yönetilmek istemiyordu. Gaziisyanýnýn peþisýra patlak veren bir dizi küçük çapta yerelçatýþma ve barikat bu isyanýn hiç de münferit ve rastlantýsonucu olmadýðýný; aksine, dipten gelen dalganýn bir dýþavurumu; için için kaynayan bir volkanýn ciddi bir lavpüskürtmesi olduðunu gösteriyordu. Sonrasý geliþmeler bugöstergenin doðruluðunu kanýtladý. Bir dizi küçük çapta veyerel düzeyde çatýþmadan sonra Hasan Ocak, RýdvanKarakoç ve Sibel Yalçýn'ýn cenaze töreni, arkasýndan izmirve istanbul'da polise yönelik saldýrýlar, 1 Mayýs 1995'te, iþçive emekçilerin istanbul'da 1 Mayýs'a gösterdiði ilgi ve 1Mayýs'ta devrimci örgütlerin militan kitleselliði devletinkaygýlarýný arttýran geliþmelerdi.
32
Bütün bu geliþmeler, egemenlerin Türkiye ve Kürdistandevrimine ve bu devrimin temel dinamikleri olan iþçi sýnýfý,emekçi halklar, diðer kesimler ve örgütlü devrimci güçlerekarþý yeni bir saldýrý dalgasý baþlatacaðýný gösteriyordu.Örgütlü devrimci güçlere ve bu güçlerin cezaevlerindekimilitanlarýna yapýlacak saldýrýyla önemli bir direniþmerkezinin hedeflenmesi egemenler için tercih edilen biryoldu. Zira, örgütlü devrimci güçlerin öncülüðünden, yolgöstericiliðinden yoksun iþçi ve emekçileri yenilgiyeuðratmak çok daha kolaydý. Bu nedenle, dýþarýda örgütlüdevrimci güçlere karþý katliam ve tutuklama operasyonlarýnýyoðunlaþtýran devlet, cezaevlerinde de devrimci tutsaklarakarþý merkezi ve kapsamlý saldýrýnýn hazýrlýðýna baþladý.1994'ün sonlarý nda Diyarbaký r Cezaevi'nde Ramazan Özüakadlý devrimcinin katledilmesiyle sonuçlanan yarým kalmýþgenel saldýrýyý tamamlamak istiyorlardý. Bunun için 1995'in17 Temmuz'unda Buca Cezaevi'nde dört DHKP-C'li tutsaðýnözgürlük eylemini bahane eden düþman, baþta Buca olmaküzere bütün cezaevlerinde hak gasplarýný, baskýlarý vekýþkýrtmalarý yoðunlaþtýrmaya baþladý. Mahkeme vehastanelere gidiþ-geliþlerde jandarmanýn saldýrýsý, cezaevleriönlerinde ailelerin keyfi biçimde gözaltýna alýnmalarý,haberleþme olanaklarýnýn kýsýtlanmasý, keyfi aramalarýndayatýlmasý vb. pekçok dayatma tüm cezaevlerinde uygulamayakonuldu.
Bu~uva basýn-yayýn ve televizyon kanallarý ise geniþ çaplýbir saldýrý için toplumu psikolojik olarak yönlendirmek vesaldýrýyý haklý göstermek için tam bir seferberlik ilanetmiþlerdi. Devrimci tutsaklarý karalamak, onlarý "birer cani,mutlaka ýslah edilmesi ve bunun için gerekirse zorkullanýlmasý gereken insanlar" olarak gösterebilmek içinbütün maddi-teknik olanaklarýný seferber ettiler. Burjuvabasýn-yayýn ve TV kanallarý aylar boyunca bu yönde yayýnyaptýlar. Þüphesiz, burjuva basýn-yayýn ve TV kanallarý bupropaganda çalýþmasýný kati i polis müdürlerinin yönlendirmesive yönetimi altýnda yapýyordu. Yani, egemenlerin ideolojik,
33
politik ve askeri egemenlik araçlarýyla iç içe, tam birkoordinasyon halinde ve þüphesiz koordinasyonun baþýndaMGK olmak üzere çalýþýyorlardý. Bütün bunlar, 1991'deTürkiye ve Kürdistan emekçi halklarýna karþý bir savaþhükümeti olarak kurulmuþ olan DYP-SHP hükümetizamanýnda oluyordu. '91'deki DYP-SHP hükümetidönemindeki halka yönelik saldýrýlarda saldýrý emrini verenve yöneten kurum, karþý-devrimin ana karargahý olan MGKidi. Dolayýsýyla sorun, bir hükümet politikasý olmaktan çokbir devlet politikasý idi. Yani, hükümetin olup olmamasý,devletin cezaevlerine, devrimci-yurtsever tutsaklara iliþkinpolitikasýný etkilemiyordu. Nitekim, hükümetin sapasaðlamayakta olduðu bir dönemde baþlatýlan ve giderek týrmandýrýlansaldýrýlar, hükümet bunalýmýnýn doruða Çýktýðý, hükümetinyýkýlma noktasýna geldiði biraþamada katliama dönüþtürüldü.
Faþist devlet, yarým kalan Diyarbakýr saldýrýsýndan sonraþimdi Istanbul, Ankara ve ýzmir'deki tutsaklarý hedef almýþtý."Koðuþ sisteminin saðlýða ve yaþam koþullarýna aykýrýolduðu" aylarca propaganda edildikten ve böylece toplumyalan ve demagojilerle bir ölçüde hazýrlandýktan sonra "beþyýldýzlýotel" gibi sunulan Ümraniye Cezaevi açýldý. Tutsaklarýbirbirinden tecrit etme, yalnýzlaþtýrma, teslim alma veitirafçýlaþtýrma politikasý en kaba biçimiyle uygulamayasokuldu. O güne kadar, cezaevlerinde büyük mücadelelerverilerek ve bedeller ödenerek kazanýlmýþ olan tüm haklarÜmraniye Cezaevi'ne konulan tutsaklara tanýnmadý.Temsilcilik kurumundan yayýn alýmýna; koðuþlararasý gidiþ-geliþlerden havalandýrma hakkýna kadar akla gelebilecekne hak varsa gaspedilmiþti. ýstanbul'da tutuklanan herkesibundan böyle Ümraniye Cezaevi'ne koyarak, BayrampaþaCezaevi'ne yeni tutsak alýmýný durdurmuþlardý. Böylece, birtürlü teslim alamadýklarý, kendi politikalarýný uygulayamadýklarýBayrampaþa Cezaevi'ni tasfiyeyi amaçlýyorlardý.
Ümraniye Cezaevi'nin açýlmasýyla yaþama geçirilmeyeçalýþýlan politikalar sadece burayla sýnýrlý olsaydý, genelsaldýrýnýn bir parçasý olarak devletin tüm cezaevlerini hedef
34
alan merkezi bir saldýrýsýndan söz etmek mümkünolmayabilirdi. Fakat durum öyle deðildi. Devletin, devrimci-yurtsever tutsaklarý teslim alma saldýrýsý tüm cezaevlerineyayýlmýþtý. Özellikle Erzurum Özellipve E lipi Cezaevlerindekiuygulamalar 12 Eylül dönemine benzer bir vahþetdüzeyindeydi. Hak gasplarý, jandarma ve gardiyan saldýrýlarýDiyarbakýr'dan Konya'ya; Malatya' dan Istanbul cezaevlerinekadar uzanýyordu. Zaten Istanbul gibi, devrimci tutsakmücadelesinin her zaman yüksek olduðu, elde edilenhaklarýn hep ileri olduðu yerde dahi Ümraniye Cezaevi gibibir cezaevi yaratmaya yeltenmesi devletin neleri göze
aldýðýný gösteriyordu.Nitekim, çok zaman geçmeden devletin niyeti ve
saldýrýnýn amacý çok net biçimde ortaya çýktý. Daha ÜmraniyeCezaevi'nin açýlmasýnýn üzerinden birkaç hafta geçmedenBuca Cezaevi'nde ilk katliam gerçekleþtirildi. 1996 yýlýnýnsonlarýnda açýlmasý planlanan Ümraniye Cezaevi'ninöngörülen süreden aylar önce açýlmasýnýn nedeni böylecedaha iyi anlaþýlmýþ oldu. Devlet, planladýðý yeni genelsaldýrýnýn cezaevleri boyutunu daha öne alabilmek içinÜmraniye Cezaevi'ni alelacele açmýþtý. Bunlaryaþanýrken,21 Eylül 1995 tarihinde Buca Cezaevi'ne asker, özel tim ve
gardiyanlardemirçubuklarla saldýrdý. Bu katliam, gerçekteaylar öncesinden planlanmýþ, hazýrlanmýþtý. Bu yüzden BucaCezaevi'ndeki iliþkiler hep gergin tutuluyordu. Saldýrýdan bir-iki gün önce, ýzmir Jandarma Alay Komutaný, Emniyet GenelMüdürü Mehmet Aðar, ýzmir Emniyet Müdürü KemalYazýcýoðlu, ýzmir Cumhuriyet Baþsavcýsý Melih Tarý birarayagelerek toplantý yapmýþlardý. Bu katiller sürüsününkatliamdan bir-iki gün önce biraraya gelmeleri bir rastlantýdeðildi. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aðar,burjuva basýn-yayýn ve TV kuruluþlarýnýn da devrimcitutsaklar aleyhine dönük kampanyasýný bizzat yönlendirenkiþiydi. Buca Cezaevi'nde yapýlacak katliamýn gün ve planýiþte bu toplantýda belirlendi. Katliamdan hemen önce yapýlantoplantý katliamdan bir-iki gün önce cezaevi savcýsýnýn
35
katliamý haber veren tehditkar konuþmalarý her þeyi tümçýplaklýðýyla ortaya koyuyordu. DHKP-C davasý tutsaklarýnýnbulunduðu koðuþa yapýlan gaz ve gözyaþartýcý bombalarýn,tazyikli suyun, demir çubuk ve kalýn sopalarýn kullanýldýðýsaldýrý sonunda üç tutsak; Yusuf Bað, Turan Kýlýç ve UðurSarýaslan dövülerek katledildi, onlarca tutsak yaralandý.
Bu katliamda devletin ne yapmak istediði ve nasýl birmesaj verdiði gayet açýk bir þekilde ortaya çýktý. O günekadar çeþitli baskýlarla teslim alýnamayan devrimci tutsaklar,þimdi katliam politikasýyla teslim alýnmak isteniyordu. Mesajbütün cezaevlerineydi ve bu katliamla devrimci tutsaklardabir korku, bir panik ve teslimiyet havasý yaratmayýamaçlamýþtý. Devlet, Buca'da üç devrimciyi katlederekTürkiye ve Kürdistan cezaevlerindeki bütün tutsaklara bir
gözdaðý vermeye çalýþýyordu.Buna karþýlýk, saldýrýnýn kapsamýný, amacýný ve merkezi
karakterini doðru biçimde saptayan devrimci tutsaklarhemen bir genel direniþ örgütlenmesi iþine koyuldular.Ümraniye Cezaevi'nin açýlmasý ve oradaki uygulamalarlaverilen mesaj; arkasýndan Buca katliamý ve üç devrimcitutsaðýn katledilmesi, devrimci tutsak kitlesinde zatenvarolan öfke ve kini, mücadele istek, azim ve kararlýlýðýnýen üst boyuta sýçratmýþtý. Devletin bu genel ve merkezisaldýrýsýna genel bir direniþle cevap verilmeliydi.
Bu düþünceye sahip altý devrimci parti ve örgüt, 25 Eylül1995'te Süresiz Açlýk Grevi (SAG) eylemiyle genel direniþ
baþlatmýþtý. DHKP-C, MLKP, TKEP-Leninist, Ekim, HKG veTKP(ML) davalarýndan tutsaklar ve OY davasýndan bir b.Jtsakbulunduklan bütün cezaevlerinde SAG'ye baþlamýþlardý. Bu,merkezi ve genel bir direniþti. Bu arada devletin merkezisaldýrýlarýna karþý, hem cezaevlerinde hem de dýþarýdagüçleri birleþtirme ihtiyacý kendini yakýcý bir þekildehissettiriyordu. Devrimci tutsak yakýnlarýnýn güçlerininbirleþtirilmesi, onlarýn mücadelesini daha güçlü ve daha etkilikýlacaktý. O güne kadar tutsak yakýnlarý hareketinin çokparçalý olmasý, onu hem güçten düþürüyor hem de aileler
36
arasýndaki dayanýþma duygusunu, birlikte hareket etmeeðilimini zayýflatýyordu. Buna bir son vermek ve bu alandakigüçlerimizi birleþtirmek gerekiyordu. Bunu baþardýðýmýzdaailelerin ve yakýnlarýmýzýn eylemini daha güçlü kýlmaklakalmayacak; aralarýndaki dayanýþma duygusunu, sýcaklýðýarttýracaktýk. Devrimci Tutsaklarla Dayanýþma Platformu,kýsa adýyla DETUDAP iþte bu ihtiyacýn ürünü olarak busüreçte kuruldu. Haklar ve Özgürlükler Platformu'nun (HÖP),tutsak yakýnlarýnýn birlikte mücadelesini örgütlemeönerisinde hem fikir olan Demokratik Haklar Platformu(DHP), Demokratik Mücadele Platformu (DMP) ve DevrimciTutsak Aileleri Komiteleri'nce (DETAK) kýsa sürede kabuledildi ve bu öneri Tohum Kültür Merkezi (TKM) ile Yapý SanatKültür Merkezi'ne (YSKM) götürüldü. YSKM'nin öneriye kýsasürede olumlu yanýt vermesiyle önce beþ çevrenin katýlýmýylaDETUDAP oluþturuldu. Bir süre sonra TKM de platformakatýlmak isteðini belirtti ve DETUDAP'ln üyesi oldu.DETUDAP, ortaya koyduðu pratik eylemlilikle, kýsa sürede,nicel gücüyle kýyaslanmayacak bir politik etkiye kavuþmuþtu.Tutsak yakýnlarýnýn, özellikle de analarýn "Genel Direniþ"süresince eylemden eyleme koþmalarý, gözaltý, coplanma,tutuklanma ve hakaretlere raðmen yýlmadan, büyük birkararlýlýkla mücadele etmeleri DETUDAP'1 etkili kýlannedenlerin baþýnda geliyor. Tutsak yakýnlarý, "GenelDireniþ"e dýþarýda verdikleri destek sayesinde birbirineyakýnlaþmýþ, kaynaþmýþ, dostluk ve dayanýþmanýncoþkusunu yaþamýþlardý. "Genel Direniþ"in yarattýðý devrimcidostluk ve dayanýþmaya dayalý iliþkiler çok geçmeden tutsakyakýný aileler arasýnda da yankýsýný bulmuþtu. Bu mütevazýama politik bakýmdan önemli adým, önümüzdeki mücadelesürecinde devletin merkezi ve planlý saldýrýlarýna karþýdevrimci güçler arasýnda nasýl bir iliþki geliþtirilmesigerektiðini de öðretiyordu.
"Genel Direniþ" 43 günlük SAG sonrasýnda zaferlesonuçlandý. Devrimci tutsaklardevletetüm istemlerini kabulettirdiler. Zaferle birlikte Ümranive Cezaevi'ndeki devrimci
37
tutsaklar Bayrampaþa Cezaevi'ne sevk edildiler ve yapýlananlaþmayla Ümraniye Cezaevi yeni bir statü kazandý. Bunagöre Ümraniye Cezaevi'nin koþullarý iyileþtirilecek ve bir süresonra Bayrampaþa Cezaevi'nden belirli sayýda tutsakÜmraniye Cezaevi'ne sevk edilecekti. ýstanbul'da tutuklananlarise Bayrampaþa Cezaevi'ne getirilecekti. Öyle de oldu.
Ümraniye Cezaevi'ne anlaþma çerçevesinde sevkleryapýldý.Böylece Ümraniye Cezaevi devrimci tutsaklar için yeni bir
mevzi haline gelmiþti.Fakat tüm bunlar, cezaevlerine yönelik saldýrýlarýn sona
erdiði ya da ereceði anlamýna gelmiyordu. Aksine devlet,"Genel Direniþ"le uðradýðý yenilginin intikamýný almak içinhazýrlýklarýna baþlamýþtý bile. Baþýndan beri iþaret ettiðimizgibi bu mücadele basit bir hak gaspý ve bu gasplara karþýçýkýþ mücadelesi deðildi. Biçimi böyle olsa bile, mücadeleninözü, devrim ile karþý-devrim arasýndaki bir mücadele idi vekarþý-devrim güçlerinin devrimci tutsaklarý teslim almak isteðive amacý mücadelenin þiddetini arttýrýyordu. Faþizm, "GenelDireniþ"le uðradýðý yenilgiyi, attýðý geri adýmý hazmedememiþti.Iradesini devrimci tutsaklara kabul ettirmek, bu iradesavaþýndan devrimci tutsaklara boyun eðdirmiþ olarakçýkmak, düþman için son derece önemliydi. Iþte bu nedenle,genel seçimler dönemine girmiþ olmasýna aldýrmadan,"Genel Direniþ"le uðradýðý yenilgiyi telafi etmek; bu yenilgininhazýmsýzlýðýyla saldýrýlarýný devam ettirmek için 13 Aralýk1995'te bu sefer Ümraniye Cezaevi'ne saldýrdý. Devrimcitutsaklar saldýrýya isyanla karþýlýk verdiler. Devletin intikamcýyüzü bir kez daha tüm açýklýðýyla ortaya çýkmýþtý. Týpký BucaCezaevi'nde olduðu gibi, Ümraniye Cezaevi'nde de devlet,devrimci tutsaklarýn sert, onurlu ve kahramanca direniþiylekarþýlaþtý. Saldýrý, barikatlar ve karþý saldýrýlarla göðüslendi.Düþman birkezdaha amacýna ulaþamamýþtý. Zaferdevrimci
tutsaklarýndý.Ama bu yenilgi, düþmaný amaç ve politikalarýndan
vazgeçirmiþ deðildi. Aksine, bu yenilginin hýncý ve intikamduygusuyla yeni bir saldýrý hazýrlýðýný baþlattý. "Genel
38
Direniþ"le tutsaklarýn elde ettiði kazanýmlara saldýrmaya,tutsaklarý teslim almak için hazýrlýklara baþladý. ilk sinyaller,yine her zaman olduðu gibi burjuva basýn-yayýn ve TVkanallarýnýn baþlattýðý propaganda kampanyasýyla verildi.Bu zaferi içine sindiremeyen devlet, emrindeki basýn-yayýnve TV kanallarýna yeni bir kampanya baþlattýrdý. Aynýyalanlar, ayný demagojiler tekrar tekrar yayýnlandý.Bayrampaþa Cezaevi bir kez daha öne çýkarýldý. Üzerindenyýllar geçmiþ olaylar arþivlerden çýkarýldý ve toplumuyanýltmak amacýyla kullanýldý. Bütün bunlar, "GenelSeçimler" sürecinde olmasýna raðmen, düþmanýn yeni birsaldýrýya büyük bir hýzla hazýrlandýðýný gösteriyordu. "GenelSeçimler" nedeniyle hükümet istifa etmiþ, bazý bakanlýklarsözümona "tarafsýz" kiþilerden seçilmiþti. Ama bu, devletinpolitikasýnda ve pratiðinde herhangi birdeðiþiklik yaratmamýþtý.Çünkü iktidarýn ipleri MGK'nin elindeydi.
4 Ocak 1996'da, yani "Genel Seçimler"den 11 gün sonraÜmraniye Cezaevi'ne yapýlan katliam amaçlýsaldýrý, devletincezaevlerine iliþkin politikasýnýn nasýl yürüdüðünü ve kimlertarafýndan yürütüldüðünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Ortada doðru dürüst bir hükümet ve Adalet Bakanýyokken, yeni hükümet de henüz kurulmamýþken, haftalarcasüren bir hazýrlýktan sonra saldýrý geldi. Manzara, herzamanki manzaraydý: Özel tim, çevik kuwet polisleri, biniaþkýn komando ve gardiyanlar, itfaiye erleri, ellerinde gazbombalarý, demir çubuk ve kalaslar baþlarýnda miðfer vegaz maskeleriyle tutsaklara saldýrdýlar. Katliam planý,öldürülecek tutsaklarýn resimlerinin katillere daðýtýlmasýnakadar en ince ayrýntýlarýyla hazýrlanmýþtý. Faþist devlet,yüzünü örten peçeyi tümden yýrtýp atmýþtý bu sefer. Öyle,bahaneler de aramýyordu artýk. Katliam amacýný açýkça ilanetmiþti. Fakat, amaçlarýna ulaþmalarý pek o kadar kolaydeðildi. Faþist devlet güçleri ummadýklarý bir direniþlekarþýlaþtýlar. Saatlerce uðraþtýktan sonra girebildiði DHKP-C'li tutsaklarýn kaldýðý C-1 koðuþunda Abdülmecit Seçkin,Rýza Boybaþ, Orhan Özen ve Gültekýn Beyhan'ý katledip
39
onlarca DHKP-C'li tutsaðý aðýr yaraladýlar. Katliamýgerçekleþtirdikten sonra koðuþlardan çýktýlar. Ümraniye'deçakan kývýlcým bir anda pek çok cezaevini tutuþturdu.Ümraniye katliamý duyulurduyulmaz, Ankara Merkez Kapalý,Buca ve Çanakkale Cezaevleri direniþe geçtiler. Saldýrýnýnçapý ve amacý anlaþýlýnca, ayný þiddetle karþýlýk verildi. ÖnceBuca Cezaevi'ndeki devrimci tutsaklar sonra Ankara MerkezKapalý Cezaevi'ndeki devrimci tutsaklar, cezaevi görevlilerinikoðuþlarýnda rehin alarak barikat kurmuþlardý. Artýk, sadecebedel ödenmeyecek ayný zamanda bedel de ödettirilecekti.Bu iki cezaevinin ardýndan Bayrampaþa ve BartýnCezaevlerindeki devrimci tutsaklar cezaevi personelindenrehin alarak barikat kurdular. Kimisi barikat kurdu, rehin aldý,kimisi sayým vermedi. Cezaevleri tam bir savaþ alanýnadönüþmüþtü. Pek çok cezaevinin barikatlarla, sayýmvermeme eylemiyle ve rehin almalarla bir-iki gün içindeayaða kalkmasý, ölüme meydan okuyan, "varsa cesaretinizgelin" diyen ama bedel ödemeye de hazýrolmasýný düþmanasöyleyen tutsaklarýn kararlýlýðý, öfkesi ve direnci düþmanýtelaþa sürükledi. Düþman, kendi eliyle cezaevlerini bir savaþalanýna çevirmiþti ama böylesi diþe diþ bir direniþbeklemiyordu. Rehin almalar, barikatlar, sayým vermemelergibi sert direniþ biçimleri düþmanýn hesaplarýný yerle bir etti.Devrimci tutsaklar her zamanki gibi ölüme hazýrdý ama bukez düþmanýn da ölümü göze almasý gerekiyordu.
Sadece cezaevleri deðil, baþta Istanbulolmak üzerebüyük þehirler de savaþ alanýna dönmüþtü. Rehine eylemininsürdüðü dört gün boyunca, yasadýþý gösteriler, sokakeylemleri, polise yönelik askeri eylemler ardarda patladý.Türkiye bir kez daha, bu sefer merkezinde cezaevi olan
eylemlerle sarsýlmýþtý. Egemenlerin geliþmelerden duyduðukorkuyu basýn-yayýn ve TV kanallarýndan anlamakmümkündü. Bu devrimin, devrimci geliþmenin gücüydü.Cezaevlerindeki devrimci tutsaklarý teslim alarak devrimeiradesini kabul ettirmeye çalýþan karþý-devrim bir kez dahaboyun eðmek zorunda kalmýþtý. 9 Ocak günü, yani tam beþ
40
gün süren þiddetli eylem ve çarpýþmalardan sonra, devlet,devrimci tutsaklarýn tüm istemlerini kabul etti. Yine direniþinsonuçlandýðý gün eylemlerin ateþi -sönmeden yapýlan biraskeri eylem, egemenlerin tüm korku ve telaþýný ele verdi.Tekellerin en irilerinden biri olan Sabancý ailesinden ÖzdemirSabancý ve hizmetkarlarý Haluk Görgün, Nilgün HasefeDHKP-C'li savaþçýlar tarafýndan, çok iyi korunduðunusandýðý karargahýnda cezalandýrýlmýþtý. Cezaevi direniþleri,sokak eylemleri ve gösterileriyle sarsýlan egemenler, en hastemsilcilerinden birinin, hem de kendi karargahýndacezalandýrýlmasýný dehþetle gördü ve baðýrmaya baþladý:"Bunlar birgün gecekondulardan gelip boðazýmýzý kesecekler."
Katledilen tutsaklarýn cenaze törenlerine binlerce kiþininkatýlmasý ve sahiplenmesi, polisin cenaze törenlerinesaldýrarak binlerce kiþiyi gözaltýna alýp stadlara doldurmasýve gözaltýna alýnan gazeteci Metin Göktepe'nin sporsalonunda dövülerek katledilmesiyle birlikte devlet suçüstüyakalandý. Günah çýkarmaya baþladýlar. Cezaevlerineyönelik katliam saldýrýlarýnýn ortamýný hazýrlayan kendilerideðilmiþ gibi burjuva basýn-yayýn ve TV kanallarý, MetinGöktepe'nin katledilmesiyle birlikte birden "'demokrat"kesildiier. Katliamýn sorumluluðunu birkaç "kendini bilmez"inüstüne yýkmaya, günah keçileri yaratmaya çalýþtýlar.
Egemenlerin, Korku ve telaþýný büyüten þey "Birgüngecekondulardan gelip boðazýmýzý kesecekler" sözleriyleaçýða çýkan devrimci geliþmenin korkusuydu. Gazi'deemekçi halkýn öfkesi ve gücünden duyduðu korku, cezaevleridireniþleri sýrasýnda tekrar depreþti. Karþý-devrim, iradesinidevrim güçlerine kabul ettirememiþti ve iþte þimdi, devrimcigeliþmenin yankýsý sokaklardan, cezaevlerinden, Türkiye veKürdistan daðlarýndan, emekçi semtlerinden daha gürduyuluyordu. Bu ses, egemenlerin ve faþist devletin korkuve telaþýný daha da büyütmüþtü. Bu korku, egemenlerinbundan sonraki bütün politikalarýnda etkisini daha güçlühissettirecekti.
41
Öte yandan devrimci tutsaklar, 4 Ocak'ýn son saldýrýolmadýðýný; bunu daha büyük ve daha örgütlü saldýrýlarýnizleyeceðini biliyorlardý. Bunun için 9 Ocak zaferinden hemensonra, sonraki sürecin mücadele hazýrlýklarýný yapmayakoyuldular. ilk iþ olarak güçlerini birleþtirmenin arayýþýna girdiler.Eylül '95'te baþlayýp Kasým '95'te biten "Genel Direniþ", güçleribirleþtirmenin, birlikte mücadele etmenin ne kadar önemliolduðunu pratikte göstermiþti. "Genel Direniþ" sýrasýnda doðandevrimci dostluk ve dayanýþma, bu dostluk ve dayanýþmanýntutsak yakýnlarý mücadelesi üzerinde yarattýðý olumlu etkizaferimizi hýzlandýrmýþ ve daha etkili kýlmýþtý. Tutsaklarýnmücadele birliði, tutsak yakýnlarýný da kaynaþtýrmýþ vebirleþtirmiþti. Bu olumlu süreç, daha bilinçli ve örgütlü biçimdegeliþtirilmeliydi. Bu arada, devletin merkezi, planlý, tek eldenyönetilen saldýrýlarýna karþý, mümkün olduðunca çok sayýdacezaevinde karþý koymanýn ne kadar etkili olduðunu 4 Ocakeylemi tüm gerçekliðiyle ortaya koydu. Devrimci tutsaklar,saldýrýlarýn merkezi, planlý ve sistemli olduðunu saptamýþlardý.Bundan hareketle, bu merkezi saldýrýlara merkezi politikalarlave örgütlü, birleþik bir güçle karþý koyulmalýydý. "GenelDireniþ"ten elde edilen deneyimlerle bu zorunluluk, devrimcitutsaklarý, bütün cezaevlerinin ayný anda, ayný politikalar, aynýkararlar etrafýnda birleþmiþ bir güç halinde hareketegeçirebilecek örgütlülük arayýþýna itti. Zira, 4-9 Ocak cezaevleridireniþleri sonrasý uðradýðý yenilgiyi karþý-devrim dahakapsamlý bir saldýrýyla telafi etmeye çalýþacaktý. Bu, gün gibiaçýk bir gerçekti.lþte bu ihtiyacýn sonucu, DHKP-C'li tutsaklarýn
önerisiyle TKP(ML), TKEP-Leninist, TKP/ML, MLKP, DireniþHareketi, TiKB, HKG ve Ekim davasý tutsaklarý birarayagelerek tüm cezaevleri için baðlayýcýlýðý olan CezaevleriMerkezi Koordinasyonu'nu kurdular. Bu örgütlülükle devrimcitutsaklar artýk daha güçlüydij. Çünkü, bu birleþik güçle, tümcezaevlerinin ayný anda düþmana karþý harekete geçirilmesininkoþullarý da yaratýlmýþ oldu. Bu birleþik güç, sadececezaevlerinde deðil, tutsak yakýnlarý hareketi üzerinde ve diðeralanlarda da birleþtirici ve kaynaþtýrýcý bir etki yaratacaktý.
42
Devrimci tutsaklar bu hazýrlýklarý yaparken karþý-devrimcephesi de boþ durmuyordu. Bir farkla ki, karþý-devriminörgütlü gücü olarak devlet, sadece cezaevlerine deðil; ezilenulus, azýnlýk milliyetler ve tüm emekçi halklara saldýrýnýnhazýrlýðýný yapýyordu. Devletin cezaevlerindeki devrimcitutsaklara sürekli saldýrýlarý, ancak onun emekçi halklaraolan saldýrýsýnýn bir yerine oturtulduðunda kavranabilir.Çünkü, devrimci tutsaklara saldýrý, Türk, Kürt ve azýnlýkmilliyetlerden emekçi halklar yapýlan saldýrýnýn, sürdürülenhaksýz savaþýn bir devamý, doðrudan uzantýsýdýr. Faþistdevlet, bir süredir bu savaþý yoðunlaþtýrmanýn, sertleþtirmenin,maddi-teknik, askeri hazýrlýklarýný tüm hýzýyla yapýyordu.Çünkü bu savaþ faþist devletin, egemenlerin genelolarakvarolma-yokolma savaþýydý. Gazi'den beri duymaktaolduklarý korkuyu þimdi daha yakýndan duyarolmuþlardý vebu sesler onlarýn korkusunu pekiþtiriyordu.
1996 yýlýnýn ikinci ayýnda, büyük pazarlýklar sonucukurulan ANAP-DYP Koalisyon Hükümeti bu savaþýn yenibir aþamaya girmekte olduðunun iþaretiydi. ANAP-DYPKoalisyon Hükümeti, týpký öncekiler gibi, Türk, Kürt ve azýnlýkmilliyetlerden emekçi halklara karþý kurulmuþ bir savaþhükümetiydi. Bu savaþ hükümetinde Mehmet Aðar gibielinden devrimci kaný damlayan bir katilin Adalet Bakanýyapýlmasý, devletin devrimci tutsaklara karþý izleyeceðipolitikayý anlatýyordu. Esasýnda bu politikada nitelik anlamdayeni bir þey yoktu. Fakat, faþizmin tipik karakterlerinden biriolan Mehmet Aðar gibi herkesçe bilinen bir katilin AdaletBakaný yapýlmasý, süregelen politikalarýn kapsamý veyoðunluðu hakkýnda bir fikir veriyordu. O güne kadar izlenenkatliamcý politika þimdi daha da yoðunlaþtýrýlmýþ ve
sertleþtirilmiþ haliyle uygulanacaktý.Yoðunlaþtýrýlmýþ katliam politikasýný uygulayabilecek
kadrolaþmanýn gerçekleþtirilmesiyle iþe baþladýlar. Buca'daüç, Ümraniye'de ise dört devrimci tutsaðýn katline imza atmýþolan bürokratlar yetersiz bulunmuþ olacak ki, yeni katilbürokratlar Adalet Bakanlýðý'nýn kilit noktalarýna atandýlar.
43
Devrimci tutsaklarý siyanürle kitleselolarak katletmeyiisteyen faþist Cemal Sahir Gürçay Ceza ve TevkifevleriGenel Müdürü yapýldý. Eskiþehir-Aydýn ölüm yolculuðundaHüseyin Hüsnü Eroðlu ve Mehmet Yalçýnkaya adlý devrimcitutsaklarýn ölümü, onlarcasýnýn sakat kalmasý ve yüzlercesiningördüðü sýnýrsýz iþkencenin doðrudan sorumlusu olan Uðuribrahim Hakkýoðlu Adalet Bakanlýðý Müsteþarý yapýldý.Bunlarý baþka faþist kadrolarýn kilit noktalara atanmasý izledi.Böylece, hazýrlýklarýn ilk adýmý tamamlanmýþ oldu. Sýra, yasaldüzenlemelere gelmiþti.
Fakat, yasal düzenlemelerden hemen önce, egemenlerinkorkusunu büyüten bir geliþme daha olmuþtu; 1 Mayýs 1996.Bu yýlýn 1 Mayýs'ýnda, önceki yýllardan farklý olarak,onbinlerce iþçi ve emekçi selolup meydanlara akmýþlardý.Sömürü sistemine, açlýða, yoksulluða, horlanmýþlýða, faþistteröre olan hýnç ve öfkesiyle 1978'den bu yana onbinlerceinsan, ilk defa bu kadar kitleselolarak devrimci örgütlerinpankartýarý altýnda meydanlara inmiþlerdi. Sömürü düzenineolan öfkelerini, onu simgeleyen tüm kurumlara saldýrarak,polisle saatlerce çatýþarak ortaya koymuþlardý. Egemenlerin,1 Mayýs 1996'nýn devrimci parti ve örgütlerin egemenliði veyönlendiriciliðiyle bu þekilde kutlanmasýndan nasýl bir korkuve telaþa kapýldýðýný tahmin etmek zor deðildir. ýstanbul'daHasan Albayrak, Dursun Odabaþ ve Yalçýn Levent adlýdevrimcilerin; Ankara'da ise Akýn Rençber adlý emekçininkatledilmesine raðmen binlerce insanýn saatlerce polisleçatýþmasý, ona zor anlar yaþatmasý, egemenlerin uykularýnýbir kez daha kaçýrmýþtý. Bir kez daha emekçi sýnýflar devgövdelerini sömürücü sýnýflara göstermiþti.
Emekçi sýnýflarýn devrimci geliþmesinden duyulan bu büyükkorku, egemenlerin saldýrganlýðýný daha da arttýrdý, 1 Mayýs'tanhemen sonra Cumhurbaþkaný'ndan Emniyet Müdürüne kadardevletin kilit noktalarýnda, karar mekanizmalarýnda kim varsa,hepsi peþpeþe iþçi ve emekçi sýnýflara, örgütlü devrimci güçleretehditler savurmaya baþladýlar. Tehdit ve meydan okuma,devrim ile karþý-devrim arasýndaki kapýþmanýn, savaþýn artýkçok daha sert geçeceðini gösteriyordu. Sömürücü sýnýflarýyla,
44
burjuva sendikacýlarýyla, gerici-faþist basýnýyla, militaristkurumlarýyla ve siyasi partileriyle karþý-devrim cephesidevrime karþý birleþmiþti. Bütün bunlar, korkusu büyüyenegemenlerin çok daha saldýrganlaþacaðýnýn ifadesiydi.
Bu saldýrganlýðýnýn ilk yöneleceði yerlerden birisi,cezaevlerini birer devrim okuluna çevirmiþ ve kendileri dedevrim cephesinin bir parçasý olan devrimci-yurtsevertutsaklardý. Bunun için, zaten baþlatmýþ olduðu hazýrlýklarýhýzlandýrdý ve yasal kýlýfý uydurmak için 6,8,10 Mayýsgenelgelerini yayýnladý. Bu genelgelerin yayýnlanmasýdevrimci tutsaklara ve halklarýmýza karþý yürütülen savaþýnbir uzantýsý ve devamýydý. "Biraz can yanacak" diyeniþkenceci ve kati i kiþiliðiyle ünlü M. Aðar, doðrusu sözüneuygun davranýyordu. 6, 8, 10 Mayýs Genelgeleri yayý nlanmadanönce, Nisan '96 sonlarýnda Diyarbakýr Cezaevi'nde PKK'liyurtsever tutsaklar, devletin itirafçýlaþtýrma politikalarýna,baskýlara,iþkencelere ve hak gasplarýna karþý Süresiz AçlýkGrevi'ne baþlamýþlardý.
1 Mayýs '96'nýn korkusunu henüz üzerinden atmadanyayýnlanan Mayýs Genelgeleri, devrimci tutsaklarý tam teslimalma amacýna uygun hazýrlanmýþtý. Büyük mücadeleler vebedeller ödenerek '91 'de kapattýrýlan "Eskiþehir Tabutluðu"þimdi yeniden devrimci tutsaklara açýlmýþtý. istanbul'da yenitutuklananlarý tecrit etmek, baský ve iþkenceyle itirafçýlýðýdayatmak, politik kimliðinden soyundurup piþman ettirmekiçin "Eskiþehir Tabutluðu"na götürmeye karar verdiler.Böylece, sadece yeni tutuklanan devrimcileri deðil, Ümraniyeve Bayrampaþa Cezaevlerine yeni tutuklu almayarak bu ikicezaevindeki devrimci tutsaklarý da tecrit etmeyi ve giderekbu iki cezaevini tasfiye etmeyi planladýlar. Ayný politikayýizmir-Buca ve Ankara Merkez Kapalý Cezaevi için deuygulamaya koyuldular. Tutsaklar arasýndaki iliþkiyi keserekdayanýþmayý yoketmek,yalnýzlaþtýrmak,bunun için komünyapýsýný parçalamak, bireyselliðe itmek ve böylece devrimci-politik kimliðinden soyundurmak, arkasýndan teslimiyet ve
itirafçýlýðý dayatmak uygulamalarýna girdiler.
45
Devrimci tutsaklarý teslim almaya yönelik bu saldýrýnýnKürt-Türk ve azýnlýk milliyetlerden emekçi halklara saldýrýnýnbir parçasý olduðu her halinden bellidir. Devrimci tutsaklar,daha baþýndan beri saldýrýnýn bu karakterinin ve kapsamýnýnbilinciyle hareket ettiler. Bu, karþý-devrimin devrime birsaldýrýsýydý; öyleyse karþý koyuþ da buna uygun olmalýydý.Devrimci tutsaklarýn karþý koyuþu, karþý-devrimin devrimesaldýrýsýna bir baraj oluþturacaktý. Eðer bu baraj aþýlýrsa,faþist devletin devrim güçleri üzerinde, iþçi-emekçi halküzerinde, Kürt ulusu üzerinde dizginlerinden boþalmýþ faþistterörü týrmandýracaðý gün gibi aþikardý. Bu gerçek, devrimcitutsaklarýn sorumluluðunu, omuzlarýndaki yükü bir kat dahaarttýrýyordu. Devrimci tutsaklar ise tarihe, devrime ve emekçihalklara karþý sorumluluðun gereklerini yerine getirmeyehazýrdýlar. Karar verildi; Direneceðiz ama asla teslimolmayacaðýz; bedeller ödeyeceðiz ama asla teslimolmayacaðýz; öleceðiz ama faþizme geri adým attýracak vezaferi elde edeceðiz...
Iþte bu bilinç ve kararlýlýkla 20 Mayýs 1996'da CezaevleriMerkezi Koordinasyonu kararýyla DHKP-C, TKP (ML),TKEP-Leninist, MLKP, TKP/ML, TýKB, Ekim, DireniþHareketi ve Koordinasyon'un kararýna katýlan THKP-C/HDÖdavasý tutsaklarý süresiz Açlýk Grevi'ne baþladý. MerkeziKoordinasyon içerisinde olmayan TDP ise Gebze Cezaevi'ndeayný gün SAG'ye baþlarken, Bayramapaþa Cezaevi'nde ongün sonra baþladý. Böylece 1500'eyakýn tutsakSüresizAçlýkGrevi'ne baþlamýþtý.
Artýk son sözü direnenler söyleyecekti.
HER ANI EYLEM OLAN 69 GÜN
20 Mayýs
Duvarlarý titreten eyleme baþlama anonsu ve sloganlarlabirlikte halaylarçekiliyor. Havalandýrmanýn ortasýndaki ateþöncekilere oranla daha gür yanýyor þimdi. Direniþe baþlayantüm tutsaklar hep birlikte zor bir kavgaya girmenin, bukavgada omuz omuza olmanýn coþkusunu yaþýyorlar.
Eyleme baþlama programý sona erdiðinde tutsaklar
koðuþlarýna çekiliyor.Saatler geceyarýsýný geçmesine raðmen koðuþlarda
sohbetler devam ediyor. Sohbetler genellikle düþmanýnpolitikalarý, saldýrýlarý ve direniþin üzerine yoðunlaþýyor.Birlikte direniþe girmenin coþkusu yaþanýyor.
21 Mayýs
Bugün ziyaret günü. Görüþ kabinleri hareketli. SüresizAçlýk Grevi'ne baþlandýðý ailelere anlatýlýyor. Tutsaklardireniþin coþkusunu aileleri ve yakýnlarýyla paylaþýyorlar.Zaferi kazanacaklarýndan eminier.
Saat 11.00. Alýnan ortak karar gereði tüm direniþçitutsaklar ziyaret kabinlerinde ve koridorda slogan atýyor.
"DEVRIMCI TUTSAKLAR TESLIM AlýNAMAZ""TUTSAK AILELERINE KALKAN ELLERI KlRACAÐIZ"
"ESKIþEHIR TABUTLUÐUNU YlKACAÐIZ"Tutsaklarýn sesi cezaevi duvarlarýný aþýyor. Ailelerine ve
halka ulaþýyor. Coþku, direniþ ve zafer duygusu taþýyor.Ziyaretçiler de ayný coþkuyla cevap veriyorlar bu sese.
48
"DEVRiMCi TUTSAKLAR ONURUMUZDUR"
"ZiNDANLAR BOÞALSýN TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK"
Ailelerin sloganlarý tutsaklara gurur veriyor. Uzun sürealkýþlýyorlar onlarý.
23 Mayýs
Diyarbakýr Cezaevi'nde yurtsever tutsaklara saldýrýldýðýhaberi geliyor. Haberler net deðil. Yangýn çýkarýlmýþ ve 6þehitten söz ediliyor. Tüm cezaevlerinde tansiyon yükseliyor.Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu karar alýyor. Akþam vesabah sayým verilmeyecek. Ayrýca yarýnki avukat görüþüsýrasýnda slogan atýlacak. "Diyarbakýr Saldýrýsýnýn HesabýnýSoracaðýz" sloganý da diðer sloganlarla birlikte atýlacak.
Bir süre sonra Diyarbakýr'dan net haberler geliyor. Olayþöyle geliþmiþ; düþman Süresiz Açlýk Grevi'ni bitirmek vezorla tedavi uygulamak için direniþçileri hastaneyegötürmeye çalýþýyor. Tutsaklar saldýrýya karþý direniþegeçiyorlar. Barikat kuruluyor. Düþman barikatlarý yýkýyor vecoplarla, kalaslarla tutsaklara saldýrarak hastaneyegötürüyor. Bu sýrada tutsaklar yangýn çýkarýyor. Þehit yok.Sadece iki tutsakta kýsmi yanýklar var. Direniþçiler tedavikabul etmiyorlar.
Malatya Cezaevi'nde de tutsaklara saldýrý oluyor. Idareiki tutsaðý hücreye atmak isteyince direniþ ve barikat tavrýgeliþiyor. Fazla yaralý yok. Düþman barikatlarý aþamayýnca
geri çekiliyor.
3 Haziran
Düþman birçok yerde devrimci-yurtsever tutsaklarasaldýrýlarýný arttýrýyor. Bayrampaþa Cezaevi'nde de askerlermahkemeden dönen tutsaklara saldýrýyar. Saldýrý dahabitmeden tutsaklar son kapýyý da patlatýp askerleri avludakovalýyorlar. Askerler coplarýný, keplerini býrakýp kaçýyar.Direniþçi kitlenin morali oldukça yüksek. Herkesin elindesapa, demir çubuk var. Saldýrýyý püskürtmenin coþkusu
yaþanýyor.
49
Bir yandan yaralýlarýn tedavileri sürerken diðer yandan
slogan atýlýyor."TUTSAKLARAKALKAN ELLERi KlRACAÐIZ", "YAÞASýN
GENEL OIRENlþIMlz". Yaralýlardan ikisinin durumu aðýr. Beyintravmasý geçiriyorlar. Hemen Cerrahpaþa Hastanesi'ne sevk
ediliyorlar.Bu hafta ziyarete çýkmama eylemi de baþladý. Aileler de
Eskiþehir tabutluðu önüne gitmek ve tutsaklarla görüþmekiçin hazýrlýklara baþladýlar.
6 Haziran
Aileler 5 Haziran günü Eskiþehir tabutluðu önünegidiyorlar. Grup grup içeriye giriyor ve tutsaklarlagörüþüyorlar. Cezaevi önünde basýn açýklamasý yapýphalaylar çekiyorlar. Sloganlarýyla devrimci tutsaklarý n teslim
alýnamayacaðýný haykýrýyorlar.Tutsaklar da ailelere sloganlarýyla karþýlýk veriyor.
Tutsaklarýn sloganlarý ailelere kadar ulaþýyor.
7 Haziran
Süresiz Açlýk Grevi Direniþi'ne destekler çoðalýyor. Halk
tutsaklarýn direniþini desteklediðini, sahiplendiðini gösteriyor.
Bugün ziyarete çýkmama eyleminin son günü. Bayrampaþa
Cezaevi'nin etrafý polis tarafýndan kuþatýlmýþ. Bayrampaþa
Meydaný'ndan itibaren araç yolunu trafiðe kapatmýþlar.
Cezaevi önünde basýn açýklamasý yapmak isteyen yüze
yakýn sendikacý ve iþçi tartaklanarak gözaltýna alýnýyorlar.
Demokratik kitle örgütleri temsilcilerinin Sirkeci Postanesi
önündeki telgraf çekme eylemine de saldýrý oluyor ve pekçok
insan gözaltýna alýnýyor.
Yine Taksim'de düzenlenen bir gösteri de gözaltýlarla son
buluvor.
50
8 Haziran"iSTANBUL'DA SIKIYÖNETIM", "TAKSIM KUÞATMA
ALTINDA" istanbul'da adý konmamýþ bir sýkýyönetimuygulamasý yaþanýyor. ýnönü Stadyumu Iý Jandarma AlayKomutanlýðý'na baðlý askerlertarafýndan çevrilmiþ ve kitleselgözaltýlar için hazýr bekletiliyor. Gümüþsuyu, Tarlabaþý,Harbiye'de bir arada yürüyen üç kiþi görülse gözaltýnaalýnýyor. Belediye otobüsleri, dolmuþlar, taksiler aranýyor."Þüpheliler" hemen gözaltýna alýnýyor. Bu görüntüler cuntayýllarýndaki Istanbul'u hatýrlatýyor.
Demokratik kitle örgütleri, sendikalar, iþçiler, memurlar,öðrenciler Taksim'deler. Devrimci tutsaklarýn direniþini, kayýpve tutsak yakýnlannýn Galatasaray'daki eylemini destekliyorlar.Taksim bir savaþ alaný gibi. 70-75 yaþýndaki analarsürüklenerek gözaltýna alýnýyorlar. Kayýp analarýna getirilenkaranfiller bile postallarla çiðneniyor. Istanbul'daki tümdemokratik kitle örgütleri, sendikalar, ÇHD, IHD, Pir SultanKültür Demekleri, kültür merkezleri hepsi kuþatýlmýþ. Binalar
çevrilmiþ, kimseyi dýþarýya býrakmýyorlar.Bugünlerde HABITAT toplantýsý sürüyor. "6 Milyar Dünyalý
ýstanbul'da" sloganýyla yüzmilyarlar hart:anarak emperyalistlerin
temsilcileri, diplomatlar aðýrlanýyor. ýstanbul'da, Taksim,Levent ve Karaköy-Ortaköy bölgesi iþgal altýnda. Oradahalka yeryok. HABITAT'ln güvenliðini de Birleþmiþ Milletler'inkolluk güçleri saðlýyor. Günler öncesinden kaldýrýmlaryenileniyor, her yere çiçekler ve aðaçlar konuluyor.lþýklandýrmalaryapýlýyor. Seyyarsatýcýlar, açýkta yatan evsiz-barksýzlar gözlatýna alýnýp daha bir hafta önce bölgedenuzaklaþtýrýlýyorlar. Her þey "6 milyar dünyalý"ya þirin
gözükmek için.Ancak bu þirin tabloyu halk bozuyor. HABITAT toplantýsý
için gelen tüm haber kanallarý, gazeteciler Taksim'deler.Devletin saldýrýsýný, vahþetini tüm dünya görüyor. O kadarpervasýzlar ki, onlara karþý koyan, vahþetlerine engelolmakisteyen baþka ülke insanlarýný da tartaklayarak gözaltýnaalýyorlar. 1500-2000 civarýnda insan gözaltýna alýnýyor.
51
Yabancý televizyon kanallarý Türkiye faþizminin terörünü tüm
dünyaya görüntülüyorlar. Tutsaklartelevizyondan haberleribazen coþkuyla, bazen gülerek, bazen de öfkeyle izliyorlar.
Direniþin etkisini, gücünü görüyor ve zafere doðru bir adýmdaha atmanýn sevincini yaþýyorlar.
Devletin Taksim'deki vahþi saldýrýsýný kitlesel gözaltýlarýve Ankara Merkez Kapalý Cezaevi'nde 70 gardiyanýn ikitutsaða saldýrmasýný protesto etmek için BayrampaþaCezaevi'nde tutsaklar akþam sayýmýný vermiyorlar.
9 HaziranFaþizmin "6 milyar dünyalý"ya þirinlik gösterisi tam bir
fiyaskoya dönüþüyor. Bir gün önce kadýn-erkek, yaþlý-gençdemeden emekçi halka yapýlan vahþi saldýrýlar HABITAT'akatýlan çeþitli DKÖ'ler tarafýndan protesto ediliyor.
Yurtdýþýnda da direniþe destek eylemleri sürüyor. Çeþitliparti ve örgütlerin bir araya gelerek oluþturduðu "Cezaevlerindeki
Açlýk Grevleriyle Dayanýþma Komitesi" tarafýndan Paris'tebir kilise iþgal ediliyor. Direniþin etkisi, gücü tüm dünyaya
ulaþmaya baþlýyor.
12 HaziranBugün demokratik kitle örgütleri direniþçileri ziyaret
ediyorlar. Düþüncelerini, direniþin gerekçelerini öðrenmekiçin sorular soruyorlar. Cevaplanýyor. Dünden bugüne
ülkemizdeki cezaevleri gerçeði anlatýlýyor. 12 Eylül sonrasýDiyarbakýr Ölüm Orucu, '84 Ölüm Orucu þehitlerini, yakýn
süreçte Buca, Ümraniye katliamlarýný ve bugün 6,8,10 MayýsGenelgeleri, tabutluklar, itirafçýlaþtýrma saldýrýlarý anlatýlýyor.Fakat direniþin asýl hedefinin cezaevlerinde yaþanansorunlar olmadýðý, esas olarak devletin 1 Mayýs sonrasýhalka karþý baþlattýðý topyekün saldýrýyý geri püskürtmek
olduðu söyleniyor. Çok þaþýrýyorlar. Anlaþýlmaz bir þey gibigörünüyor onlara.
Dört duvar arasýnda bile halk için direnmek ve ölebilmek...
52
Emperyalizmin ve düzenin yýllardýr pompaladýðý bilinçlere
kazýmaya çalýþtýðý "hiçbir þey için ölmeye deðmez"düþüncesine, bireyci, bencil toplum yaratma çabasýna raðmenhala birileri halký için kýrda, þehirde, dört duvar arasýnda
ölebiliyor.Istanbul Tabip Odasý Insan Haklarý Komisyonu'ndan
doktorlar bugün direniþçileri ziyaret ediyorlar. Direniþe iliþkinbilgi ve belgeler istiyorlar. Kendilerine Cezaevleri Merkezi
Koordinasyonu'nun hazýrladýðý dosyalarveriliyor.Temsilciler Istanbul Tabip Odasý heyetine gerek devletin
halklarýmýza yönelik saldýrýsý gerekse de bu saldýrýnýnhedeflerinden biri olan cezaevleriyle ilgili bilgi veriyor.Direniþçi kitlenin direniþ öncesi ve sonrasý saðlýk durumlarýda anlatýlýyor. Doktorlar baþarý dilekleriyle ayrýlýyorlar.
Tutsaklarzafere kadarmahkemelere çýkrnama kararý aldý.Bu tavra PKK dahil cezaevlerindeki tüm tutsaklar katýlýyor.
Diyarbakýr Cezaevi'nde PKK'li tutsaklar 51 günsürdürdükleri Süresiz Açlýk Grevi'ni sona erdirdj ve tedavi
kabul ettiler. Düþman "Diyarbakýr'daki direniþ bitti, diðer açlýkgrevleri de bitecek." demagojileri yapýyor. Kararlýlýkla budemagojiler boþa çýkartýlacak, asla uzlaþýlmayacak, teslimolunmayacak, zafer mutlaka kazanýlacak... Tutsaklar inançlý
ve kararlýlar.
13 HaziranTDKP, HKG, OY ve TKEP destek amaçlý SAG'ye
baþladýlar.
15-16 Haziran15 Haziran Cumartesi günü DHKP-C tutsaklan cezaevlerinde
direniþin, teslim olmamanýn manifestosu nu yazan '84 ÖlümOrucu þehitleri Abdullah Meral, Haydar Baþbað, M. FatihÖktülmüþ, Hasan Telci'yi anma toplantýsý düzenliyor.
53
Bayrampaþa Cezaevi'ndeki tüm tutsaklar anmaya
katýlýyorlar.Anma programýnda yer alan '84 Ölüm Orucu direniþini
anlatan oyun ve program orada bulunan tüm tutsaklarýetkiliyor. Anma direniþ ve zafer sloganlarýyla bitiriliyor.
Program arasýnda ve anma bitiminde konuþulan tek konu12 yýl sonra tekrar ölüm orucu.
12 yýl sonra tekrar þanlý bir tarih yazma þansý.12 yýl sonra cezaevlerinde cepheden sürdürülecek bir
irade savaþý. Sohbetler, voltalar her þey ölüm orucu üzerine.
Faþizm nabýz yoklamaya baþladý. Baþsavcý temsilcilerletek tek görüþmek için geliyor. Fakat Cezaevleri MerkeziKoordinasyonu görüþmeyi kabul etmiyor.
20 HaziranArtýk Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu'nda ve tutsaklar
arasýnda sürece ve gelinen aþamaya iliþkin tahliller, tespitler
yapýlýyor.Ölüm Orucu hazýrlýklarý sürüyor. Kendilerini þanslý
hissedenler, Ölüm Orucu'nda yer alacaklarýný düþünenlerhazýrlýklarýný yapýyorlar.
Genel Direniþ de günden güne büyüyor ve desteklerartýyor. Destek eylemleri Istanbul, Ankara, ýzmir sýnýrlarýnýaþýyor, tüm ülkeye yayýlýyor.
22 HaziranTelevizyon kanallarýndan DHKC savaþçýlarýnýn Kaðýthane
DYP ilçe Binasý'na saldýrý düzenlediði ve çatýþma çýktýðýhaberi veriliyor. çatýþmada bir bekçi ölmüþ, üç polisyaralanmýþ. Bir þehitten söz ediliyor. Ismi henüz bilinmiyor.Eylemin anlatýlýþ tarzýna bakýlýrsa sokak sokak çatýþmýþ vekahramanca þehit düþmüþ.
Ölüm Orucu'na hazýrlanan devrimci tutsaklar için ölümüböylesine kucaklamak ancak kahramanlara yakýþýr.
54
Daha sonra þehidin DHKC savaþçýsý Adalet Yýldýrýmolduðu öðreniliyor. Adalet Yýldýrým Genel Direniþ'in ilk þehidi
oluyor.Ayrýca, Köln'de Özgür Tutsaklarla Dayanýþma Komitesi'nin
çaðrýsýyla yapýlan yürüyüþe binlerce kiþi katýldý. Türkiyeliiþçiler, Avrupa'nýn devrimci-demokrat kamuoyu tutsaklarlabirlikteydi. iþgallerle, yürüyüþlerle ve birçok eylemleAvrupa'dan tutsaklara moral verdiler, direniþin oradaki sesi
oldular.
25 HaziranÖlüm Orucu hazýrlýklarý tamamlanmak üzere. Katýlacak
örgüt ve partiler, Ölüm Orucu gönüllüleri, deðerlendirmelerherþey hemen hemen netleþmek üzere. Devrimci tutsaklar
tüm dünyaya Ölüm Orucu eylemini ilan etme, emperyalizme
ve faþizme meydan okuma duygusu yaþýyorlar.
28 HaziranGenel Direniþ'in 40'lncl günü. Bugün Ölüm Orucu'na
katýlacak parti ve örgütler netleþti. DHKP-C, MLKP, TKP(ML),TKEP-Leninist, TKP/ML, Direniþ Hareketi ve TDP tutsaklarýÖlüm Orucu'na baþlayacak. TýKB, HDÖ ve Ekim ise Süresiz
Açlýk Grevine devam ediyor.(*)Adalet Bakaný Mehmet Aðar ailelere Saðmalcýlar'a bir
heyet göndereceðini, eski genelgeyi deðiþtirip yeni genelge
yayýnlayacaðýný söylüyor.
Ölüm Orucu'na baþlanacaðýný hissetmiþ olmalýlar. Yateslim olup yenilgiyi kabul edecekler ya da tutsaklarþehitleriyle onlara tüm dünyanýn gözleri önünde diz
çöktürecekler.
*) HDÖ tutsaklarý SAG eylemini 55. Günde býraktýlar.
55
29 Haziran
Baþsavcý'yý devreye sokarak niyetlerini açýk ediyorlar."Artýk uzatmayýn, hükümet deðiþikliði oldu, ara verin." diyerek
direniþi kýrmaya çalýþýyorlar.Kopacak fýrtýnayý hissetliler aslýnda. Korkularýný
yansýtýyorlar. Rüþvetin, yolsuzluðun, devlet eliyle yapýlansoygunlarýn, kayýplarýný katliamlarýn sorumlularý neyle karþýkarþýya olduklarýný kavrayamamýþlar daha. Yüzlerce bedençýkarmýþ göðüs kafeslerinden yüreðini bir bomba gibi elindetutuyor. "Gelin" diyorý "Gelin halk düþmanlarý, zalimler sürüsü,gelin de hesaplaþalým."
Katiller sürüsü kayýp ve tutsak yakýnlarýna tekrarsaldýrýyor. Irade savaþý dýþarýda da sürüyor. Onlar herCumartesi panzerleri, silahlarý, coplarý ve kalkanlarýyla iþgalediyorlar Galatasaray'ý. Kayýp ve tutsak yakýnlarýnýn silahýise sadece inançlarý ve kararlýlýklarý. Bir savaþ daha
yaþanýyor Galatasaray'da. Kazanan yine halk; kaybeden herzamanki gibi faþizm oluyor.
30 HaziranSivas'tan bir haber geliyor bugün. Pir Sultanlar'ýn
diyarýndan. Cezaevlerindeki direniþi desteklemek için DHKCgerillalarý Sivas Emniyet Müdürlüðü'ne bir saldýrý düzenliyor.
Düþmanla sürdürülen irade savaþý içeride, dýþarýda
þiddetinden hiçbir þey kaybetmeksizin kararlýlýkla sürüyor.
Bir barikat da Gülsuyu'ndan. Anadolu yakasýnýn bu
emekçi yoksul semti cezaevlerindeki zulme daha fazla
dayanamýyor. Yüzlerce insan yol boyunca barikat kuruyor,
direniþ ateþleri yakýyorlar.
Koðuþlar, bugünlerde her zamankinden daha hareketli.Sürekli bir koþuþturma hakim. Ayný hareketlilik, ayný coþku,
ayný beklenti dýþarýda da yaþanýyor.
Bir doðum sancýsý gibi sanki; bir kelebeðin kazasýndan
ayrýlmasý gibi...
56
1 TemmuzTutsak aileleri ve yakýnlarý Ankara'yý hergün birbirine
katýyorlar. Bir gün Yüksel Caddesi'ndeyseler, bir baþka günAdalet Bakanlýðý, Baþbakanlýk önündeler. Bir baþka gün PirSultan derneklerinin þölenindeler. Her yerde, her koþuldatutsaklarýn sesi, soluðu almaya devam ediyorlar. Burjuvapartilerinin binalarýný iþgal ediyorlar, huzurlarýný bozuyorlar.Ankara'daki tüm büyükelçilikleri, konsolosluklarý, BirleþmiþMilletler T~msilciliði'ni rahatsýz ediyorlar.
"Evlatlarýmýzý öldürtmeyeceðiz", "Devrimci tutsaklaronurumuzdur" sloganlarý ailelerin dilinden düþmüyor. Haklýlýkve meþruluklarýna olan güvenleriyle, kararlýlýkla direniþesahip çýkýyor, tutsaklarý yalnýz býrakmýyorlar.
...Bugün Alman Yeþiller Partisi üyesi bir grup parlamenter
ve onlarta birlikte CHP il ve ilçe yöneticileri BayrampaþaCezaevi'ne gidiyorlar. CHP milletvekili eski Insan HaklarýndanSorumlu Devlet Bakaný Algan Hacaloðlu ile birlikte basýnaçýklamasý yapmak istiyorlar. Polis engeloluyor ve CHPyöneticileriyle Alman parlamenterlerden oluþan heyetgözaltýna alýnýyor. Faþist devlet devrimci tutsaklarýdestekleyen en küçük bir eylemi hazmedemiyor, pervasýzca
saldýrýyor.
3 Temmuz
Bugün tutsaklar için diðer günlerden daha farklý bir anlamtaþýyor. Ölüm Orucu eylemi bugün baþlayacak. Duygu vedüþünceler, ölüme hazýr ve kenetlenmiþ durumda. ÖlümOrucu savaþçýlarý tarihin sayfalarýna Kemal Pir, Hayri, Orhan,Apo, Haydar, Fatih, Hasan gibi hücreleriyle nakþedecekleryenilmezliðin adýný.
Bugün devrimegiden yoldaadýmlan daha da sýklaþtýrmanýnonuru yaþanýyor. Savaþýlacak. Emperyalizm bu topraklardankovulana, iþbirlikçi tekellerin, namussuzlarýn polis devleti
57
yýkýlana kadar savaþýlacak. Ve bu savaþ iktidarý almakla dabitmeyecek. Tüm dünyadaki ezilen halklarýn nihaikurtuluþuna kadar, emperyalizm tarih sahnesinden silinenekadar bu savaþ sürecek.
Sabah tutsaklar çaylarýný, ýhlamurlarýný içiyor. ÖlümOrucu savaþçýlarý ise bu içecekleri son kez içiyorlar. Onlarbundan sonra sadece su, þeker ve tuz alacaklar.
Ölüm Orucu'na baþlanmadan önce eyleme katýlan
siyasetler eylem içerisinde savaþçýlarýn hiçbir þekildehastaneye, saðlýk kuruluþuna vb. yerlere gönderilmeyeceðikararý almýþtý. Yine bu karara göre savaþçýlar günde dörtbardak þekerli ve tuzlu su alacaklar. Savaþçýlarýn hergünsabah akþam tansiyonlarý, saðlýkçý tutsaklar tarafýndankontrol edilecek, bunun dýþýnda hiçbir týbbi müdahale
yapýlmayacak.Demokrasi ve Evrensel gazetelerinde Ölüm Orucu'na
baþlama ilanlarý çýkmýþ.
"HALKLARIMlZA
Kazanacaðýmýza olan kesin inancýmýzla, 44 gündürSüresiz Açlýk Grevi temelinde sürdürdüðümüz GenelDireniþ'imizi 45. gün olan 3 Temmuz 1996 Çarþambatarihinden itibaren;
Bayrampaþa Cezaevi'nde; DHKP-C, MLKP, TKP(ML),TKEP-Leninist, TKP/ML, TDP, Direniþ Hareketi davasýtutsaklarý,
Ümraniye Cezaevi'nde; DHKP-C, TKP(ML), TKP/MLdavasý tutsaklarý,
Sakarya Cezaevi'nde; DHKP-C, TKP(ML), TKP/MLdavasý tutsaklarý olarak Ölüm Orucuna dönüþtürüyoruz...
Taleplerimiz yerine getirilene kadar eylemimiz devamedecektir:
1) Tabutluk genelgeleri iptal edilsin. Itirafçýlaþtýrmadayatmalarýna ve sürgünlere son verilsin. Baþta Eskiþehirolmak üzere bütün tabutluklar kapatýlsýn.
58
2) Tutsak yakýnlarýna yönelik saldýrýlara son verilsin.
3) Savunma hakkýmýz ve tutsaklarýn tedavileri önündekiengeller kaldýrýlsýn.
4) Kayýplara, infazlara, katliamlara, iþkencelere sonverilsin. Baþta Kürt halký olmak üzere tüm emekçilere yönelikdevlet terörüne son verilsin.
Erzurum ve Diyarbakýr zindanlarýndaki vahþet sonbulsun.
Halkýmýz baskýlarla ve katliamlarla teslim alýnamaz.Devrimci tutsaklar teslim alýnamaz.
Yaþasýn sarsýlmaz bir kararlýlýkla boyutlanan Genel
Direniþimiz.Zaferi þehitlerimizle ve halkýmýzýn desteðiyle kazanacaðýz.
YAÞASýN ÖLÜM ORUCU DIRENIþIMIz.
DHKP-C, TKP(ML), MLKP, TKEP-Leninist, TKP/ML,TDP, Direniþ Hareketi davasý tutsaklarý adýna;
Þadi Özbolat, Ökkeþ Karaoðlu, M. Ali Çelebi, OmitOnursal Özat, Mehmet Yeþilçalý, Bülent Parmaksýz,Ramazan Sadýkoðullan."
Ilanda Ölüm Orucu eyleminin talepleri açýklanýyor. ÖlümOrucu eylemi devletin tüm dünyada teþhir olmasýnýsaðlayacak, halklarýn, devrimcilerin mücadelesi karþýsýndazalimlerin direnmesi boþ bir çabanýn ötesine geçmeyecek.Halk, haklýlarý ve haksýzlarý, zalimleri ve onlara karþý
baþeðmeyip direnenleri, savaþanlarý görecektir. Karanlýðýn,adaletsizliðin ve sahtekarlýðýn temsilcileriyle, onurun,namusun, adaletin, dürüstlüðün temsilcileri arasýndaki farkherkesin göreceði þekilde netleþecek ve halkýn kurtuluþumudu büyüyecektir.
Ailelerin bir çoðu gazete ve radyolardan Ölüm Orucu'nunbaþladýðýný öðreniyor. Bu yüzden oldukça heyecanlý vemeraklýlar. Tutsak aileleri düþmanýn zulmüne boyuneðmediler bugüne kadar. Tutsaklarýn onuru oldular. Gururduydular devrimci tutsaklar onlarla.
59
Ölüm Orucu eyleminin yine en büyük destekçileri,sahiplenenleri onlar olacaklar. Eyleme güç ve kararlýlýkkatacaklar.
Bazý aileler ise oldukça duygusal yaklaþýyorlar.Tedirginler. "Ölmezseniz olmaz mý?", "Devlet, zaten ölmeniziistiyor" türünden þeyler söylüyorlar. Tutsaklar ailelere SüresizAçlýk Grevi direniþini neden Ölüm Orucu'na çevirdiklerinive Ölüm Orucu eyleminin taleplerini anlatýyorlar. Ailelerkarþýdaki kabinleri dolduruyorlar. Arada görüþ kabinlerinincamlarý ve demir parmaklýklar olsa da yürekler birlikte.Analarýn gözleri doluyor; babalar ise daha metin; kardeþlerneþeli, yerlerinde duramýyorlar. Sevinç, coþku, gözyaþý tambir duygu seli. Tutsak aileleri devrim tarihinde açýlan yepyenibir sayfanýn tanýklarý bugün. Türküler, marþlar hep birliktesöyleniyor. Ümraniye, Bayrampaþa ve Sakarya Cezaevi'ndekiÖlüm Orucu savaþçýlarýnýn slogan ve marþýarý bütünleþiyor.
Ölüm Orucu'ndaki erkek savaþçýlarýn kalacaðý 13. ve14. koðuþlar titizlikle temizleniyor. Direniþ koðuþlarý pýrýl pýrýloluyor. Koðuþlarýn alt katlarý pankartýar, direniþe katýlan partive örgütlerin bayraklarý, amblemieriyle ve þehit fotoðraflarýyladüzenleniyor. 13-14 koðuþlarý havalandýrmasýna "YAÞASýNÖLÜM ORUCU DIRENIÞIMIZ" pankartý asýlýyor. Artýk eylemkoðuþlarý ve havalandýrmasý her þeyiyle eyleme uygunþekilde hazýrlanmýþ durumda.
Saat22.00slralannda 13.-14. Koðuþlann havalandýrmasýndaÖlüm Orucu'na katýlan siyasetlerin tutsaklarý bir arayageliyorlar. Hep birlikte anons yaparak Ölüm Orucu'nabaþladýklarýný ilan edecekler.
Havalandýrmanýn ortasýnda büyük bir ateþ yanýyor.
Ateþ isyan...Ateþ sýcak...Kavganýn sýcaklýðý var ateþte...Ateþ çekiyor kendine...
Ateþ isyan...Halk düþmanlarý bu ateþten korkuyorlar. Isyan ateþleri
yakacak halk düþmanlarýný. Anons yapýlýyor. Anonsla Ölüm
60
Orucu'na baþlayan siyasetlerin isimleri ve eylemin talepleriyer alýyor ve sloganlar haykýrýlýyor.
"DEVRIMCI TUTSAKLAR TESLIM ALýNAMAZ"
"ZAFERI ÞEHiTLERiMIZLE KAZACAÐIZ"
"YAÞASýN ÖLÜM ORUCU DIRENIþIMIz"
Siper yoldaþlýðý, dostluk, dayanýþma ve halklarýmýzýngücüyle düþman yenilecek. Birlik güç; güç zafer olacak.Ölüme birlikte koþulacak, ölüm paylaþýlacak zafer þehitlerlekazanýlacak. Türkiye devrimci hareketinin dinamikleriningücü, Ölüm Orucu eyleminde odaklaþacak ve bu gücün hiçde küçümsenmeyecek boyutlarda olduðu görülecek.
Sloganlardan sonra tutsaklar hep birlikte halaya baþlýyor.Bu halay siper yoldaþlýðýnýn, Ölüm Orucu'nun halayý.Ölümsüzlük halayý, zafer halayý. Halaydan sonra sohbetlerbaþlýyor. Ölüm Orucu savaþçýlarý birbirlerini kutluyorlar.
Eylem programý gereði Ölüm Orucu savaþçýlarý vedestekçiler dýþýndaki kitle Süresiz Açlýk Grevi'ne 10 gün araverecekler.
3 Temmuz 1996 tarihe cezaevleri ve sýnýflar mücadelesindeyeni ve tarihsel bir sayfanýn açýlýþýnýn baþlangýcý olarak
geçiyor.
4 Temmuz
Ölüm Orucu savaþçýlarý sabah kalkýyor, tuz ve þekerlisularýný alýyorlar. Daha sonra havalandýrmaya çýkýyor, voltaatýyorlar. Voltadaki sohbetler daha çok eylemin üzerindeyoðunlaþýyor. Gazetelergeliyor, hemen okumaya baþlýyorlar.Gazetelerde ailelerin Refah Partisi Genel Merkezi'nde ÖlümOrucu'na baþladýklarý haberi var. Ali Rýza Eroðlu, NadireÇelik ve Güzel Þahin Ölüm Orucu'na baþlamýþlar.
Aileler oðullarý, kýzlarý ile birlikte ölümü paylaþýyorlar.Onlarla birlikte bedenlerini ölüme yatýrýyorlar. Onurlu, özverili,ölümün üzerine kahramanca yürüyen aileler onlar.
Saat 14.00'te C blok koridoruna Ölüm Orucu'na katýlanörgüt ve partilerden tutsaklar Ölüm Orucu ile ilgili sloganlarý
61
atmaya gidiyor. Ölüm Orucu eyleminin ikinci günü. ÖlümOrucu'na katýlmayan, eyleme ara veren tutsaklar oldukçaüzgün. Ölüm Orucu savaþçýlarýyla ilgileniyorlar.
Baþbakanlýk önünde oturma eylemi yapan tutsakailelerine saldýrýlýyor. Düþman, yaþlý bedenlere azgýncasaldýrýyor. Tutsaklarý sahiplenmekten vazgeçirmek istiyor.Aileler ise "Evlatlarýmýz Onurumuzdur" diyerek sahipleniyorlarevlatlarýný. Yýllardýr "onlar terörist", "onlarýn ziyaretinegitmeyin, onlara para vermeyin" diyen düþman, ailelerintutsaklarý sahiplenmesini ve bu mücadele içerisindegerçekleri görmelerini engelleyemedi. Çekilen hiçbir acýboþuna çekilmiyordu.
Eylemin yankýlarý ve etkileri her geçen gün büyüyor. Dahaikinci günü olmasýna raðmen tutsak aileleri, demokratikkurumlar, devrimci ve yurtseverler eyleme sahip çýkýyorlar.Kýzýlay Meydaný'nda aileler trafiði durduruyorlar. Polis yinesaldýrýyor. Aileler ise tüm yaratýcýlýklarýyla yeni eylembiçimlerini hayata geçiriyorlar. Dýþarýdaki destek eylemlerininmotor gücü durumundalar. Analarýn yüreklerindeki dünyalarçoðalýyor. "Evlatlarýmýz uðruna canýmýz feda" diyorlar.
Gece saat 21.30 sýralarýnda 14. koðuþtaki DHK-C ÖlümOrucu savaþçýlarý 13. koðuþtaki Ölüm Orucu savaþçýlarýnýziyaret ediyorlar. Siperyoldaþlýðýnýn coþkusu ve sýcaklýðýylakucaklaþýyorlar. Sohbetler direniþ, siper yoldaþlýðý, halkýnmücadelesi ve düþmanýn politikalarý üzerine yoðunlaþýyor.
Kadýn Ölüm Orucu savaþçýlarý da birbirlerini ziyaretediyorlar. Ayný duygular yaþanýyor, moraller çok yüksek.Yýllarýn ezilmiþliði ve acýlarý ancak devrimci savaþ içerisindegiderilip devrimci kadýn yaratýlabilýr. Bu mesajlarýný tümemekçi, iþçi ve köylü kadýnlara ulaþtýrýyorlar.
5 T 1'"emmuz iic'.J~.
Bugün ziyaret günü.Tutsak aileleri, yakýnlarý hiçbir zaman tutsaklarý yalnýz
býrakmadýlar. Tutsaklar ailelerine Ölüm Orucu'nu anlatýyor.Bazý aileler duygusallýklarýný atamadýlar. Bunu kýrmaya
62
çalýþýyorlar. Ailelerle sohbetlere özel önem veriyorlar.Düþman özellikle eylemin destek gücüne, halkýn eylemisahiplenmesine saldýracak ve buna özel önem verecek.Yaptýklarý karþý-devrimci propaganda ve uyguladýklarý faþistterör aileleri ve halký sindirme amacý taþýyor. Hatta bazýaileleri tutsaklara karþý kullanmaya çalýþacak. Fakatburjuvazinin aileleri kandýrmasýna izin verilmeyecek.
Bazý sanatçýlar da ortak karar alýp tutsaklarý ziyaret
ediyorlar. Ziyaretçiler Grup Yorum, Grup Özgürlük Türküsü,Kýzýlýrmak ve Suna Aras.
Ziyaret bitiyor, koðuþlara geri dönülüyor. Ölüm Orucusavaþçýlarý Havalandýrmada sohbet ediyorlar. TKEP veDY'liler ziyarete geliyor. Genelde saðlýk durumlarý vegeliþmeler üzerine sohbet oluyor.
Berdan'ýn rahatsýzlýðý sürüyor. Dün gece baþlayankusmalarý bugün de sürdü. Safra kusuyor. Su içemiyor,midesi bulanýyor.
"Ipi göðüsleyeceðim, kimseye býrakmayacaðým" diyorBerdan.
Düþman cephesi demagojilerini ve kararlýlýk gösterilerinibugün de sürdürdü. Adalet Bakaný Þevket Kazan; "Güvenoylamasýndan önce bir açýklama yapacaðým" diyor. Siyasiçýkar hesaplarý ve üçkaðýtçýlýk hükümetin gerçek yüzüdür.Ayrýca Þevket Kazan Ölüm Orucu'nun taleplerinin "savaþesirliði, genel af" olduðunu ve bunlarý kabul etmeyeceklerinisöylüyor. Refahyol Hükümeti iktidarda ne yapacaðýnýaçýklayarak MGK'yl ve burjuvaziyi rahatlatýyor. Refah Partisi"rüþtümü ispatlamaya hazýrým" diyor.
Ayrýca bugün gazetelerde Buca, Bursa, Eskiþehir,Çanakkale, Gebze ve Aydýn Cezaevlerinde Ölüm Orucuhaberleri yayýnlandý.
DHKP-C tutsaklarý Buca, Bursa, Eskiþehir, Çanakkale,
Aydýn
TKP(ML) tutsaklarý; Buca, Bursa, Çanakkale.MLKP tutsaklarý; Buca, Eskiþehir.
63
TKP/ML tutsaklarý; Bursa. Eskiþehir.TKEP-Leninist tutsaklarý; Eskiþehir. Bursa. Çanakkale.TDP tutsaklarý; Gebze.Direniþ Hareketi Tutsaklarý; Gebze Cezaevi'nde Süresiz
Açlýk Grevi'ni Ölüm Orucu'na dönüþtürdüler.
6 TemmuzÖlüm Orucu savaþçýlarý sabah kalkýyor, þekerli sularýný
içiyor ve havalandýrmaya çýkýyorlar. Temiz hava iyi geliyor,
rahatlatýyor.Bugün tatilolduðu için gazeteler geç geliyor. Okumaya
baþlýyorlar. Ankara Yüksel Caddesi'nde eylem yapan aileler"Ölüm hoþ geldi sefa geldi, cop geldi sefa geldi" sloganlarýný
atmýþlar.
Tutsak analarý korkuyu yenerek savaþýn içinde yeraldýklarýný, iþkenceye meydan okuyarak insanlýk onurunu
yüceltliklerini dosta, düþmana gösteriyorlar. Tutsaklar
sevinçli ve gururlular. Zindanlarda ölümüne yükseltilen savaþsloganlarý her kesimi sarýp sarmalýyor. Bu sahneler, direniþinkararlýlýðý ilerleyen günlerde daha çok görülecek ve
hissedilecek. Tutsaklar ölüme böylesine kararlý ve rahat
gidiyorlar.Bugün hafta sonu olduðu için kadýn Ölüm Orucu
savaþçýlarý erkek yoldaþlarýný ziyaret ediyorlar.Ölüm Orucu'na katýlan parti ve örgütlerin Ölüm Orucu
savaþçýlarýndan birertemsilciyle röportajlar ve video çekimi
yapýlýyor. Her siyasetin temsilcisi görüþlerini açýklýyor.Havalandýrmadaki "Yaþasýn Ölüm Orucu Direniþimiz" yazýlýpankartýn altýnda Bayrampaþa Cezaevi'ndeki tüm Ölüm
Orucu savaþçýlarý toplu fotograf çektiriyorlar.
Kadýn tutsaklar koðuþlarýna geri dönüyor.
Hava oldukça serin, Temmuzda üþüyor direniþçiler.
Vücutlarý en küçük hava deðiþikliðinden etkileniyor. Birkaçgün önce havalandýrma ne kadar sýcaktý oysa. Bugün ise
üþüyortar.
64
Akþam haberlerinde içiþleri Bakaný faþist katil, matyacýMehmet Aðar dün tutsak ailelerinin coplanmasýný "Kanunsuzgösteri yapmasýnýar." diyerek savunurken analarý tehditediyor. Devlet saldýrýrken ayný zamanda savunmada þimdi.Ölüm Orucu taarruzu tam bir kararlýlýkla geliþtirilereksürdürülecek.
Düþman politikalarýný ve taktiklerini nasýl sürdüreceðini
faþist kadrolarýyla aþaðýdan yukarýya doðru toplantýlaryaparak konuþuyor. Adalet Bakaný Þevket Kazan baþsavcýlarla
toplantý yapýyor.Refahyol'un maskesi çabuk düþüyor. Refah Partili
yöneticiler dün, ailelere "misafirimizsiniz, açlýk greviniçözeceðiz" deyip sahtekarca davrandýlar. Bugün her þeydaha açýk. Uþaklýklarýný açýktan yapýyorlar.
7 TemmuzGazetelerde bazý köþe yazarlarý ailelerin Ölüm Orucu'nu
destekleyen eylemlerde coplanmasýyla ilgili yazýlaryazmýþlar. Faþizmin zulmü bu~uva basýnýn köþe yazarlarýna"bu kadar da olmaz ki" dedirtiyor.
Gazetelerde Ankara Merkez Kapalý, Bartýn Yozgat,Çankýrý, Malatya, Konya ve ýskenderun Cezaevlerinde
Ölüm Orucu ilanlar. çýkmaya devam ediyor.DHKP-C tutsaklarý; Ankara Merkez Kapalý, Bartýn,
Çankýrý, Yozgat,TKP(ML) tutsaklarý; Ankara Merkez Kapalý, Yozgat,
Konya;MLKP tutsaklarý; Ankara Merkez Kapalý, Malatya,
ýskenderun Cezaevlerinde Ölüm Orucu'na baþlýyorlar.Böylece tüm ilanlar çýkmýþ oluyor.
Ölüm Orucu Ekipleri 159 savaþçýyla eylemi sürdürüyor.Bayrampaþa Cezaevi personeline hitaben Ölüm
Orucu'na katýlan yedi parti ve örgüt imzasýyla bir bildiri
hazýrlanýyor.Bildiride cezaevlerindeki direniþler, '84 Ölüm Orucu ve
'96 Ölüm Orucu anlatýlýyor. Ayrýca faþizmin saldýrý politikalarý.
65
bu saldýrýnýn amacý vurgulanýyor. Personele devletin gönüllüaskerleri olmamalarý, kendilerinin birer insen olduklarý
belirtiliyor.Cezaevi personeline hatta askerlere propaganda yapmak
önemlidir. Düþman personelini genelolarak tutsaklara karþýþartlandýrmýþ ve tutsaklara iþkence yapma hatta katliamlarýnmaþasý haline getirme politikasý her dönem olmuþtur. Öncekidireniþlerden ve bu büyük irade savaþýndan etkilenendüþmanýn ideolojik etkisinin altýndan çýkýp devrimcilereyakýnlaþan en azýndan tarafsýzlaþan personel hep olmuþtur.
8 TemmuzKoðuþlararasý ziyaretler sürüyor. Bugün 13. Koðuþtaki
Ölüm Orucu'nda olan örgütlerin temsilcileri 14. koðuþuziyaret ediyorlar. Siper yoldaþlýðýnýn sýcak duygularý ve
sahiplenme yaþanýyor.Temmuzsýcaðý koðuþlarý, havalandýrmayý kavuruyor. Ölüm
Orucu savaþçýlarý korunmaya çalýþýyorlar. Güneþi nasýl daseverlerdi oysa. Fakat Temmuz sýcaðý kavuruyor. Beton vedemiryýðýný bine güneþi emiyor. Savaþçýlara birfýrýn gibi geliyor.
Sýcaklar baygýnlýk verip nefes almayý güçleþtiriyor.Havalandýrmaya çýkýp gölgeye geçilse bile sýcak öylesinefazla ki güneþ orada da rahatsýz ediyor.
Tutsak aileleri güvenoylamasý sýrasýnda Meclis'in önünetabut koyup gösteri yapýyorlar. Aileleryine gözaltýna alýnýyor.Tutsaklardan biri "Ailelerimiz Meclis'in önüne tabut koymuþ
bugün" diyor.Tabut...Ölüm...
Yaþam...Ölüm buz gibi soðuk...Yaþam sýcak...Ölüm ve yaþam...
Savaþ...Savaþ ve þehit düþmek...Þehit düþmek ve zafer
66
Zafer ve devrim... Tüm duygular birbirine karýþýyor, ölüm
yaklaþýyor.Yaþamý çok seviyorlar. Yaþamak ve yaþatmak için
savaþýyorlar. Halkýmýz özgür olsun istiyorlar. Eþitlik, kardeþlikiçin, onur, adalet için kavganýn içindeler.
Ölüm soðuk...
Ölümün soðuk elleri ellerinde...
Silah...
Silah bedenler
Silah hücreler
Silah irade
Silah herþey...
Niçin yaþýyorlar? Niçin savaþýyorlar? Niçin ölüyorlar?Savaþ, ölüm ve yaþam...
Yitip giden bir can mý ölüm, yoksa soluksuz mu kalmak
özgürlük savaþýnda?Savaþa devam etmek için ölmek
Savaþa devam etmek için ölmek
Ölmek için yaþamak...
Yaþamak için ölmek...
Yaþamak ve yaþatmak için ölüme gidiyorlar. Ölümsüzlüðegidiyorlar. Þehit düþtüklerinde ölmeyecek, halkýn kalbinde,ruhunda ve bilincinde yaþayacaklar. Bu ölüm sonsuz biryaþam olacak. Sonsuz yaþam ölümü hiçlemektir. Ölüm,Ölüm Orucu savaþçýlarýnýn gözlerinde hiçleþiyor, küçülüyor,
küçülüyor, küçülüyor...Istiyorlar; yeryüzü üzerinde haksýzlýk son bulsun...
Istiyorlar; adaletsizlik son bulsun...
Istiyorlar; insanlar katledilmesin, iþkenceler olmasýn,kayýplar olmasýn... halklarýmýz özgür olsun...
Analar aðlamasýn, cefa çekmesin. Çocuklar okullardaözgürce okusunlar. Namussuzlar olmasýn aramýzda.
Bunlarý istedikleri ve bu uðurda savaþtýklarý için ölüme
gülerek koþuyorlar.
67
Ölüm hoþ gelsin, sefa gelsin... Son nefesimize kadarhalklarýmýzýn kurtuluþu için, sýnýfsýz, sömürüsüz bir dünyaiçin, devrim için yapmamýz gerekenleri yapmaya devam
edeceðiz diyorlar.
Refahyol Hükümeti bugün 265 oya karþý 278 oylagüvenoyu aldý. Refahyol Hükümeti de halka karþý savaþýnsürdürücüsü olacak. Kendinden önceki hükümetleriaratmayacak kadar saldýrgan olacaðý ve terör uygulayacaðýkesin.
9 TemmuzEski 6, 8, 10 Mayýs tarihli genelgeler kaldýrýlýp yeni bir
genelge yayýnlanýyor. Adalet Bakaný imzalý 9 Temmuz 1996tarihli genelgeyi Þevket Kazan düzenlediði bir basýn
toplantýsýyla kamuoyuna açýklýyor. Güven oylamasýndansonra Refahyol Hükümeti gecikmeden manevraya
baþvuruyor.Refah Partisi de Osmanlý kültüründen gelen bir parti.
Osmanlý'da oyun çoktur. Bir oyun tutmazsa baþka bir oyun.Oyunlarýn her türlüsü oynanýr. Pis, kirli, iðrenç oyunlardýrbunlar. Sultanlar kardeþini, anasýný öldürmüþ tahtaoturabilmek için. Osmanlý saltanatlarý zulüm ve kanla sürer.
9 Temmuz Genelgesi Mehmet Aðar'ýn genelgelerindenfarklý deðil. Eskiþehirtabutluðu kapatýlmýyor. itirafçýlaþtýrmadayatmalarý sürüyor. 6, 8, 10 Mayýs genelgeleri bir genelgedetoplanmýþ. .
Ölüm Orucu'ndaki parti ve örgütler bu durumu deðerlendiriyorve kamuoyuna bunun bir aldatmaca olduðunu, eylemin devamettiðini duyuruyorlar. Ölüm Orucu savaþçýlarý artýk kankusmaya baþladý. Vücutlar iradeye isyana baþladý.
Siper yoldaþlarý havalandýrmaya yatak ve battaniyeçýkarýyor. Akþam serinliðinde rahatsýz olan savaþçýlarý dahavalandýrmaya çýkarýyorlar. Temiz hava onlara da iyi geliyor.
Artýk her Ölüm Orucu savaþçýsýnda halsizlik var. Sigaraiçemiyorlar. Gittikçe tiksinti veriyor. Sigara duman i rahatsýzediyor.
68
Gazetelerde Diyarbakýr Cezaevi'ndeki PKK tutsaklarýnýnanlaþtýklarý yer alýyor. Ölüm Orucu sürerken düþmanýn biroyunda kabul ediyor gözüktüðü talepler ya uzun bir sürehayata geçirilmeyecek ya da hemen eylem sonrasýndasorunlar çýkmaya devam edecektir. Düþman, karþýsýndakicepheyi daraltmak istiyor ve kamuoyuna "Diyarbakýr'ýçözdük, 9 Temmuz Genelgesi çýkardýk, sorun yok"mesajlarýný vermeye çalýþacak. Asýl hedeflenen kamuoyuve Ölüm Orucu eylemi içinde zaaf yaratýp eylemi çözmektir.
Akþam haberlerinde bazý televizyon kanallarý ÖlümOrucu'na çözüm bulunduðunu, genelgelerin kalktýðýnýsöylüyor. Bir TV kanalý Ölüm Orucu'nun devam ettiðini,Eskiþehir Cezaevi'nin kapatýlmasý konusunda kararlýlýðýmýzýifade ediyor.
Insan Haklarý Derneði yöneticilerinden Avukat HüsnüÖndül ve Adalet Bakaný Þevket Kazan ile röportaj yapýlýyor.Avukat Hüsnü Öndül, yeni genelgenin çözüm getirmediðini,Eskiþehir Cezaevi'nin kapatýlmasý gerektiðini söylüyor.Þevket Kazan "yiyecek stoku yapmýþlar" diyor. Korkuyor. "Buhuzursuzluðun büyümemesi için diðer partilerden milletvekilleriniçaðýrdým. Cezaevlerine gidecekler" diyor.
"Kantini boþaitmýþlar"
"Yiyecek stoku yapmýþlar"
Yalancýlar
Sahtekarlar
Alçak ve þerefsiz olarak yaþýyorlar
Birer ölüler
Ne zaman yaþadýlar ki? Din bezirganlýðý yaparak, halkayalan üzerine kurulan politikalarla gitmenin dýþýnda, halkasömürü ve zulüm dýþýnda nasýl yaklaþtýlar ki? Ikiyüzlülük,ahlaksýzlýk bünyelerini sarmýþ. Ölümüne zafere vurulanbedenler sizi teslim alacak. Zafer kazanýlmadan eylem
bitmeyecek.Hangi güçleriyle, nasýl gelirlerse gelsinler. Ordusuyla,
polisiyle her türlü silahlarýyla gelsinler. Vazgeçirebilecek
69'
misiniz? Buna RP'nin, hükümetinizin, devletinizin,
emperyalizmin gücü yetmez. Daha ilk günden kaybettiðinizbir savaþýn içindesiniz. Sizin gibilerini savaþ alanýnda teslimalmak boynumuzun borcudur. Öfke, kararlýlýk, inanç... ÖlümOrucu savaþçýlarý sarsmaya devam ediyor.
10 TemmuzAnkara tutsak aileleri ve yakýnlarýnýn hergün bir eylem
gerçekleþtirdikleri üs durumunda. Birçok tutsak ailesi-yakýný,demokratik kurum ve kuruluþlarýn temsilcileri, üyeleriAnkara'da.
Ankara hareketli. Ankara daha büyük kavgalara gebe.
Ankara zafere tanýk olacak. Hergün bir baþka eylem.Hergün kavga. Devlet baþkentinden korkuyor. Rahat deðilartýk.
Bugün tutsaklarýn görüþ günüydü. Ziyaretten sonraevlerine ya da Ankara'ya gidecek olan aileleryolda gözaltýnaalýnýyorlar. Düþman uzun süredir ziyarete giden tutsakyakýnlarýný her hafta Vatan Caddesi'ndeki iþkencehaneyetaþýdý. 70 yaþýndaki analar çýrýlçýplak soyuldular, iþkencelerdengeçirildiler. Tutsaklarýn ziyaretine gitmemeleri için tehditedildiler. Ancak onlaryýlmadý, evlatlarýný yalnýz býrakmadýlar.
Iþte yine evlatlarýyla birlikteler. Bugün iþçi sýnýfýnýn, devrimciiþçilerin, sendikacýlarýn Ölüm Orucu eylemi karþýsýndaaldýklarý ve alacaklarý tavýrtarihsel görevlerini yerine getirip
getirmediklerinin kýstasý olacak. Bugün Istanbul belediyeiþçileri açlýk grevi ve Ölüm Orucu'na baþladýlar. Devrimcisendikacalar Ölüm Orucu silahýna sarýlarak, devrimcitutsaklarý desteklemek için ölüme yattýlar. Bu onurdur. Buonur iþçi sýnýfýnýndýr. Bu onur halklarýmýzýndýr. Onur herzaman yükseklerde tutulmalýdýr. Iþçi sýnýfý kavgasýný
yükselterek, birliðini saðlayarak iktidara yürüyecektir.Eylem tüm dünyaya duyurulmalý, yaþananlartüm dünya
halklarýna anlatýlmalýydý. Bunun yollarýndan birisi de ÖlümOrucu savaþçýlarýnýn görüntülerini ve seslerini insanlýða
70
ulaþtýrmaktý. Gece bunun için hazýrlýkyapýlýyor. Savaþçýlarýn,alýnlarýnda kýzýl bantlarla görüntüleri alýnýyor. Cezaevidireniþlerinde þehit düþen devrimci ve yurtseverlerinfotoðraflarýnýn görüntüleri alýnýyor. Ölüm Orucu'na katýlanparti ve örgütlerden birer savaþçý eylemi anlatýyor.
11 Temmuz
Dün akþam ve bugün Þevket Kazan'ýn "yemek yiyorlar"demagojisi ve yalanlarýný protesto etmek için BayrampaþaCezaevi'nde sayým verilmedi. Ayrýca, týbbi bir heyetinsavaþçýlarý gelip incelemesi, kan ve idrar tahlili yapýlmasýistendi.
12 Temmuz
Bayrampaþa Devlet Hastanesi'nden doktor heyeti gelipÖlüm Orucu savaþçýlarýndan kan alýyor. Ayrýca cezaevidoktorlarý da geliyor, tansiyon ölçüp nabýz alýyorlar.Savaþçýlarýn rahatsýzlýklarýný kaydediyorlar. Kilolarý tartýlýyor.Bunlar Þevket Kazan'ýn yalanlarýna karþý istenmiþti. ÞevketKazan gibileri her türlü sahtekarlýðý yapabilen bir kiþiliðesahiptir. Týbbi tahlilleri bile çarpýtabilirler. Kamuoyunu kendiyalanlarýyla yanýltmak isteyen devlet çok deðil bir hafta ongün sonra ölümleri nasýl gizleyecek? "Yemek yiyorlar"yalanlarýna halký nasýl inandýracak?
13 Temmuz
Bugün ikinci Ölüm Orucu ekipleri ve direniþe 45. gün
ara veren tutsaklar eyleme baþlýyor. Bayrampaþa, Ümraniye,
Buca, Çanakkale, Ankara Merkez Kapalý, Bartýn Cezaevlerindeki
44 DHKP-C tutsaðý; Bayrampaþa, Ümraniye, Buca, Bursa,
Malatya Cezaevlerinde 12 TKP(ML) tutsaðý; Bayrampaþa,
Çanakkale ve Eskiþehir Cezaevlerinde 6 TKEP-Leninist
tutsaðý Ikinci ekipleriyle Ölüm Orucu'na baþlýyor.
Ölüm Orucu eylemi daha geniþ katýlýmiý olarak devam
ediyor. Düþmanýn karþýsýna dikilmiþ, üzerine üzerine giden
71
ve düþmanýn tutunduðu mevzileri dar edecek olan taarruzeyleminde alný kýzýl bantlýlarýn sayýsý þimdi 221 oldu.
Ayrýca, TDP, TKP/ML, Direniþ Hareketi ve MLKPtutsaklarýndan 45. gün ara verenler bugün yeniden süresizaçlýk grevine baþladýlar. Ikinci Ölüm Orucu ekipleri veyeniden SAG'ye baþlanmasý 9 Temmuz Genelgesi'neverilmiþ cevap oluyor. Gazetelerde Bayrampaþa veÜmraniye ikinci Ölüm Orucu ekiplerinin ilaný ve TDP, TKP/ML, Direniþ Hareketi, MLKP tutsaklarýnýn Süresiz Açlýk Greviilaný yayýnlanýyor.
Ölüm küçüldü, hiçleþti gözümüzde.
Geliyoruz dalgalar gibi.Ellerimizde silahlarýmýz.
Ölüyoruz yaþatmak için.Özgürlük uðruna dökülen kanýz.Bugün zafer bize gelmese bile.Yarýnki kavgada yine biz varýz.
Saat 24. 00.ikinci Ölüm Orucu ekiplerinin eyleme baþlama anonsu
13-14. Koðuþlarýn havalandýrmasýnda yapýlýyor. Sloganlaratýlýyor. Inançla. kararlýlýkla Ölüm Orucu eylemi büyüyor.
Bugün ayrýca 55. güne kadar eyleme devam edendestekçiler de ara veriyorlar..
14 TemmuzÖlüm Orucu eylemi siyasi gündemin, siyasi geliþmenin
temel tartýþma konusu. Hergün gazetelerde, TV'lerde ilkhaber olarak veriliyor. Kamuoyu eylemi tartýþýyor; aydýnlar,yazarlar, köþe yazarlarý ve devlet eylemi tartýþýyor,deðerlendiriyor. Yalan, demagoji ve çarpýtmaya raðmeneylemin yarattýðý siyasal etkiyi kimse reddedemiyor. Bu ÖlümOrucu'nun politik etki gücü ve bu gücün yarattýðý sonuçtur.
Gazetelerde Ölüm Orucu'na yeni baþlayan ikinci ekiplerinve yeniden açlýk grevine baþlama ilanlarý yer alýyor.
72
Kamuoyuna eylemin yeni katýlýmlarla daha da güçlenerekve büyüyerek sürdüðü duyuruluyor.
Saðlýk durumlarý kötüleþen Ölüm Orucu savaþçýlarýnýnfotoðraflarý gazetelerde yayýnlanmaya devam ediyor. Ayrýcasaðlýk durumlarý bozulan açlýk grevindeki tutsaklarýn isimleride yayýnlanýyor.
Bugün Bayrampaþa Cezaevi'ne gelen ÇHD'lierlegörüþülüyor. Dün de gelmiþler fakat içeriye alýnmamýþlar.Düþman Ölüm Orucu'nun günden güne boyutlanmasý vesahiplenilmesinden oldukça rahatsýz durumda. ÇHD'lileringörüþmelerine dün engeloldularfakat bugün engelleyemiyorlar.Ölüm Orucu eylemi her kesimi sarsýyor, harekete geçiriyor.Hiçbir kesim eyleme duyarsýz kalamýyor.
Bununla birlikte çeþitli reformist çevreler Ölüm Orucusavaþçýlarý na "eylemi býrakýn" içeriðinde çaðrý metinleriyayýnlýyor ve devlete verdikleri mesajla da Ölüm Orucueylemini yýpratmaya çalýþan bir konuma düþüyorlar.
Bazý kesimler ise insani temelde, vicdani olarak eylemisahiplenip destek oldular. Bu kesimler reformizme uzakdeðiller ama onlarý reformizmin etki alanýndan çýkarandevrimci savaþýn yükseliyor oluþu ve Ölüm Orucu eylemininideolojik, politik etki gücü oluyor. Ölüm Orucu eylemiburjuvaziye ideolojik, politik olarak darbeler vurdukça birçokkesim burjuvazinin ideolojik etki alanýnýn dýþýna çýkýyor.Uzlaþmacý-reformist anlayýþlar da yedikleri darbeler sonucuduyarsýz kalamayacak. Bu reformizmin, burjuva ideolojisiningüçsüzlüðüdür. Doðru olan ve zafer kazanan her zamanMarksizm-leninizm olmuþtur.
Bugün DHKP-C tutsaklarý 12 Temmuz'da ketledilenyoldaþlarýnýn anmasýný yapýyorlar. 12 Temmuz 1991 'dedevlet ýstanbul'da ilk kez bu boyutta katliam yapmýþ ve 12Devrimci Sol önder ve savaþçýsýný katletmiþti. Bu direniþiçerisinde onlarý anmak, onuru, kararlýlýðý ve inancý dahafazla büyütüyor.
Akþam haberlerde Ölüm Orucu eylemi ilk sýrada veriliyor.Bir TV kanalý yarýnki ana haber bülteninde Ölüm Orucu
73
savaþçýlarýnýn görüntü ve konuþmalarýný yayýnlayacaðýnýsöylüyor. Çok kýsa görüntüler ve Berdan'ýn hücre hücreölümün üzerine yürüyüþünün görüntülerini veriyor.
Gece haberlerinde 300 kiþinin Gaziosmanpaþa'damerkeze kadar yürüyüp oturma eylemi yaptýðý söyleniyor.Ayrýca Gazi Cemevi'nde açlýk grevine baþlanmýþ.
Ölüm Orucu savaþçýlarýnýn saðlýk durumu gittikçe
kötüleþiyor. Kusmayan direniþçi hemen hemen kalmadý.Uyuyamýyor, ayaða kalkamýyorlar, tansiyonlarý saat saatdeðiþiyor, kan kusuyorlar.
Bugün Bayrampaþa Cezaevi 2. Müdürü ile cezaevidoktorlarý Ölüm Orucu savaþçýlarýnýn, tedavi kabul edip
etmeyeceklerini sormaya geliyor. Onlarý Baþsavcý göndermiþ.Cevaplarýný alýyorlar. Bir daha bu þekilde gelmemelerisöyleniyor. Düþman ölümlerin sorumluluðunu kaldýracakgüçte deðil. Bunun için "Biz tedavi etmek istedik, kabuletmedi" diyecekler. Deðil tedavi kabul etmek, diz çökecekler.Onlara bu basit taktikleri de bir þey kazandýrmýyor, battýkça
batýyorlar.Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüðü Yardýmcýlýðý'na
atanan Yusuf Öymen tarafýndan hazýrlanan rapor ÞevketKazan'a sunulmuþ. Raporda Eskiþehir Cezaevi'nin
kapatýlmasý gerektiði belirtilmiþ. Artýk yenilgiye yaklaþtýklarýnýdüþman, kimi bürokratlarýnýn aðzýndan yavaþ yavaþ itirafetmeye baþladý. Yarýn tümü yenilgiyi kabul edecek.
15 TemmuzDün gece 01.00 sýralarýnda DHKC'nin kalabalýk bir gerilla
birliði Gültepe'de, baþta polis karakolu olmak üzere 11düþman hedefine silahlý baskýn düzenliyor. Gültepe Polis
Karakolu'ndan iki polis yaralanýyor. Karakolun önündebulunan ekip otosu da tahrip ediliyor.
Eylemde 4 DHKC savaþçýsý þehit düþüyor. Baskýn Ölüm
Orucu eylemini desteklemek ve iktidarý cezaevleri
politikasýna karþý uyarý amacýyla yapýlýyor.Düþmanýn" teslim ol " çaðrýlarýna karþý;
74
"Korkaklar, hadi gelin: Gelin de alýn: Devrimciler ölür amateslim olmaz."
"Bu vatan sizin deðil""Gelin alýn" diye haykýrarak son mermilerine kadar
savaþarak karþýlýk verdiler.Onlar halkýn iradesi, halkýn kararlýlýðý oldular. Onlar Ölüm
Orucu savaþçýlarýnýn kararlýlýðý ve iradesi oldular.Hasan Hüseyin Onat, Emine Tunçal, Gülizar Þimþek ve
Ali Ertürk þehit düþüyor...
Onlar þehit...Ölüm Orucu savaþçýlarý yaþýyor...
Henüz þehit düþmediler...Düþman bugün Çemberlitaþ'ta tutsak ailelerine,
demokratik kitle örgütlerine, gazetecilere saldýrdý. Ailelerigözaltýna aldýlar. Tutsak yakýnlarý bu savaþtaki onurlu
yerlerini koruyorlar.Inter Star'ýn ana haber bülteninde yayýnlayacaðý Ölüm
Orucu ile ilgili programa Baþbakanlýk emriyle sansürkonuluyor. Eylemin görüntüleri ve savaþçýlarýn sesleri bugünyayýnlanacaktý. Adalet Bakaný Þevket Kazan BaþbakanNecmettin Erbakan'a baþvurarak "devletin güvenliðine zararverdiði" için programýn yayýndan kaldýrýlmasýný istiyor. Veyasak konuyor. Türkiye'deki faþist iktidartüm dünyada teþhirolmaktan korkuyor. Eylemden, halkýn mücadelesindenkorkuyor. Faþizm alelacele böyle bir kararla yediði darbeyigizlemek istiyor. Gerici-faþist iktidar Ölüm Orucu savaþçýlarýnýnsesinin, görüntülerinin ülkemiz ve dünya halklarýna
ulaþmasýný istemiyor.Korkuyorlar.. .Yurtdýþýnda Ölüm Orucu'na destek için iþgalleryapýlýyor.
Eylemin sesi tüm dünyaya yayýlýyor, duyuruluyor. Faþistiktidar sýkýþtýkça sýkýþýyor: Düþman cephesi bugün yasakve sansürü yukarýdan aþaðýya tüm kurumlarý aracýlýðýylasürdürüyor. Baþsavcý içeriye fotoðrafçý girmesini yasaklamýþ.Gerekçesi Ölüm Orucu savaþçýlarýnýn fotoðraflarýnýndýþarýya gönderilmesi. Faþist devletin kurumlarýna tam bir
75
korku hakim ve bu korkularý ilerleyen günlerde artaraksürecektir.
Bugün de ikinci müdürler ve doktorlar tedavi kabul edilipedilmeyeceðini sormaya geldiler. Bir daha böyle gelmemeleri
söylenip geri gönderiliyorlar.Temsilciler birinci müdürü çaðýrýp konuþuyorlar. Birinci
müdür "Adalet Bakanlýðý'ndan cezaevlerindeki sorunlarýdinlemek için oluþturulan kriz masasýna yazýn" diyor.
Temsildlergerekli cevabý verip birind müdürü gönderiyorlar.Kriz masasý...Bu devletin krizi...Bu krizi her geçen gün daha da derinleþecektir.Adalet Bakaný Kazan Eskiþehirtabutluðunda incelemelerde
bulunuyor. Bakan'a göre Eskiþehir Cezaevi Batý'ya göredaha güzel ve eþi olmayan bir cezaevi.
"Cezaevleri otel deðildir' diyerek kararlýlýk gösterisiyapýyor. Devletin "kararlýlýk" gösterisi krizi, krizi ise
çözümsüzlüðüdür.Savaþ çetin ve sert geçiyor. Düþman iradeyi sýnamaya,
gücü ölçmeye devam ediyor. Çok yakýnda hakettiði cevabýþehitlerle alacaklar. Devrimciler bu zorlu kavgaya bilerek,severek girdi. Faþizm hiçbir zaman baþaramayacak.Kazanan devrimciler olacak. Halk olacak.
16 TemmuzÖlüm Orucu savaþçýlarýnýn saðlýk durumlarý kötüleþti.
Ayakta durmalarý zorlaþtý. Kusmalar arttý. Günde 5-6 kez,bazýlarý ise daha fazla kusuyorlar. Ölüm Orucu savaþçýlarýziyaretlerine gelen yoldaþlarýný rahatsýz etmek istemiyortar.Bu durumda dahi kendilerini deðil, yoldaþlarýný düþünüyorlar.
Onlar ölüme koþuyor. Umudu büyütüyor. Halka en güçlüsilahý, kararlýlýðý ve iradeyi sunuyorlar.
Öðretiyortar, öðreniyortar. Öðreniyortar, öðretiyorlar...Halktan alýp halka veriyorlar.Onlar halkýn kurtuluþu için yaþadý. Nasýl ki, yaþadý ve
yaþatýyorlarsa, halklarý için ölmesini de biliyorlar.
76
Hücre hücre yansalar da, görmese de gözleri, duymasada kulaklarý, bedenleri yok olsa da saniye saniye, dakikadakika, saat saat direnmek ve savaþmak, bayraðý yüceleretaþýmak en son görevleri olsa da, bu görevlerini onurta,
gururla, gülerek yerine getiriyorlar.
Bugün ziyaret günü...Saat 12.00'de ziyaret kabinlerinde Ölüm Orucu eylemi
ile ilgili slogan atýlýyor. Aileler sloganlara karþýlýk veriyorlar.Ölüm Orucu savaþçýlarýnýn ziyarete çýkmalarý güçleþiyor.Bazý savaþçýlar ancak sedye ile ziyarete çýkabiliyorlar.
Havalar çok sýcak ve sýcak rahatsýz ediyor.Bugün Adalet Bakaný ile, Avukat Metin Narin, Avukat
Þanal Saruhan ve Akýn Birdal görüþüyor. Kazan, "Bayrampaþave Ümraniye'de devletin iradesi olmadýðý için buralara tutuklugötürülemez" diyor. Yarýn Avukat Ahmet Düzgün Yüksel veAvukat Zeki Rüzgar Kazan'la görüþecekler.
Kazan, bedel istediðini açýkça ifade ediyor. Talepleri çokiyi biliyorlar. Ayný zamanda bir hafta süre istiyorlar. Eylemin58. günü. Bugün-yarýn þehitler verilecek. iþte o zaman zulümkuþatýlýp teslim alýnacak ve diz çökecekler.
Saat 19.00. Havalandýrmanýn üzerinde basýn helikopteridolaþýyor. Bu helikopter bir haftadýr hergün dolaþýyor.
Haberterde Ankara'daki ailelerden bazýlarýnýn gözaltýnaalýndýðýný haber veriyor. Zulüm diz çökmeden önce yinesaldýrýp, aileleri yýldýrmak istiyor. Ne aileler ne de eylemedestek olanlar yýlmýyor. Insanlýk onuruna sahip çýkmamücadelesinden vazgeçmiyorlar.
17 Temmuz
Bugün ziyaret günü. Saat 11.00'de þebekede sloganlaratýlýyor. Sloganlara aileler de destek veriyor. Tutsaklaraileleriyle sloganlarý aracýlýðýyla selamlaþýyorlar. Ziyaretegelip gitmek artýk çok güç. Sedyeyle ancak çýkabiliyorlar.
Devrimci tutsaklarýn düþman saldýrýlarýna bedenleriyle,hücreleriyle kurduðu barikat ve taarruz Gazi Mahallesi'ninemekçi halký tarafýndan bu akþam kurulan barikatlarla
77
bütünleþiyor. Gazi halký bugüne kadaronlarca evladýný þehit,yüzlerce evladýný da tutsak verdi. Gazi halký yiðit vedirengendir. Onurunu korumak için katledilmiþ, zulme boyuneðmemiþtir. Gazi'nin yoksul emekçileri '95 12 Mart'ýndafaþizmin katliamýna karþý savaþtý. Düþmana aman vermedi,geri çekilmedi. Gazi'de yakýlan kývýlcýmla Türkiye veKürdistan tutuþmuþ, her yer Gazi olmuþtu.
Bugün Gazi Cemevi"nde Ölüm Orucu eylemine destekvermek için 15 aile açlýk grevine baþlýyor. Ailelerin basýnaçýklamasý yapacaðý sýrada bir ajan, provokasyon yaratmakiçin cemevine geliyor. Durumu tespit edilen ajan hemen
tutuklanýyor.Cemevi önünde toplanan halk devrimcilerin önderliðinde
ýsmetpaþa Caddesi'nin iki giriþine barikatlar kuruyor.Artýk Gazi'de direniþ barikatlarý bu kez devrimci tutsaklar
için kuruluyor. Cemevinde, halk eylem komitesi tarafýndansürekli bilgilendiriliyor. Barikatlar güçlendiriliyor.
Isyan ateþleri Gazi'nin sokaklarýnda yükselirken" ÖzgürTutsaklar Yalnýz Deðildir LO, sloganý ile Ölüm Orucu eylemi
sahipleniliyor.Sloganlar, türküler, marþýar, halaylarla barikat direniþi
sürdürülüyor.Barikat savaþçýlarýnýn temel talebi, Ölüm Orucu eyleminin
taleplerinin kabul edilmesi.
Halkýn devrimcileri sahiplenmesi egemenlerin "terörist"demagojisini boþa çýkarýyor, asýl teröristin devletin kendisiolduðu gerçeði halka yc)nelik saldýrýyla gözler önüne seriliyor.
Gazi'de, Okmeydaný'nda, Nurtepe'de, Armutlu'da, 1 MayýsMahallesi'nde, Yenibosna'da... istanbul"un gecekondumahallelerinin kalbi özgürtutsaklarla atýyor.
Savaþ kararlýlýkla, iradenin gücüyle yaygýnlaþýyor, dahada büyüyor. Halký sarýp sarmalýyor.
Düþman ne yapacaðýný düþünüyor, bir yandan "çözüm"yollarý arýyor, bir yandan da devrimci tutsaklarý oyalama
yoluna gidiyor.
78
Halkýn Hukuk Bürosu avukatlarýndan Ahmet DüzgünYüksel ve Zeki Rüzgar Þevket Kazan'la görüþüyarlar.Görüþme çok kýsa geçiyor. Avukatlar 1500 tutsaðýn ve ÖlümOrucu eyleminin taleplerini, cezaevlerinin durumunuanlatýyorlar. Bakan daha önce söylediklerini tekrarlýyar,"Bayrampaþa, Ümraniye ve Buca"da devletotoritesi kalmadý.
Oralara tutuklu koyamayýz" diyor.
Baþsavcý ve vekili Halil Avukat nabýz almak, tutsaklarýniradesini, gücünü ölçmek, kararlýlýklarýný yoklamak içingörüþmeye geliyor, "Tutuklular Gebze ve ÜmraniyeCezaevlerine gelseler olur mu" diye soruyorlar. Daha dün
kararlýlýk gösterisi yapan düþman þimdi manevralaryapýyor.
Yarýn 60"lncl güne girilecek. Ölümün sýnýrý aþýlalý günleroldu. Þehitleri n verileceði günler belki de saatleryaþanýyor.
18 Temmuz
Gazi'de barikat bugün de sürüyor. Barikat direniþçileri
barikatlarý olasý bir saldýrýya karþý güçlendiriyorlar.
Öðle saatlerinde halka ve basýna eylem komitesi
tarafýndan bir açýklama yapýldý. Komite yaptýðý açýklamada,
cezaevlerinde ölümüne direnen direniþçilerin haklý taleplerini
desteklerini, devrimci tutsaklarýn yalnýz olmadýðýný belirtirken,
devamýnda "... þunu bilsinler ki, biz kendimizi hiçbirþeyden
sakýnmayacaðýz. O insanlar insanlýk için kavga ettiler.
Onlar güzel yarýnlar için þimdi bedenlerini ölüme
yatýrmýþlar. Bizim onlara karþý görevimiz var. Biz onlarý
öldürtmeyeceðiz" diyerek kararlýlýklarýný ortaya koydular.
Eyleme destek vermek için gelenler engelleniyor ve
gözaltýna alýnýyorlar. Akþam üzeri barikatlarýn arkasýnda
2500'ü aþkýn insan var. Sloganlar yükseliyor. "Devrimci
Tutsaklar Onurumuzdur", "Özgür Tutsaklar Teslim
Alýnamaz", "Zindanlar Boþalsýn Tutsaklara Özgürlük",
"Eskiþehir Tabutluðu Kapatýlsýn" ...Okmeydaný'ndan,Alibeyköy'den, Nurtepe'den halk barikatlara akýyor.
79
Gazi'de barikat direniþi sürerken, Nurtepe ve Okmeydaný'ndatutsaklarýn Ölüm Orucu E~ylemini desteklemek için gösteri
yapýlýyor.Yanan hücreler, bedenlerin ateþi, Gazi'nin, Nurtepe'nin,
Okmeydaný'nýn ateþi ile birlikte göklere yükseliyor.
Tuzla'da iþçiler bir kez daha iþ býraktý. Tuzla iþçileribaþýndan itibaren iþbýrakmalarla, yürüyüþlerle tutsaklarla
birlikteydi.Esnaflar da öyle... Alibeyköy, Gülsuyu, ýkitelli... ýzmir
Yamanlar ve pek çok yerde esnaflar direniþe destek olmakve faþizmi protesto için kepenk kapatýyor.
Halklarýmýzýn yüreði Ölüm Orucu'yla birlikte atýyordu.
Savaþçýlarýn bünyelerinde hassaslýklar daha da artýyor.Sese, ýþýða karþý bedenler çok hassas. Uykular çok kýsasüreli ve en küçük bir seste uyanýyorlar. Bazý savaþçýlargözlerini göz bantý ile kapatýyorlar.
Tutsaklar ziyaretlerine gelen IHD Istanbul þubesi BaþkanýAvukat Ercan Kanar ve Avukat Seviral Demir'le konuþuyor.Avukatlar tutsaklarý Ümraniye ve Gebze Cezaevlerikonusunda "ikna" etmeye çalýþýyorlar. Temsilciler Bayrampaþave Buca konusundaki ýsrarlarýný belirtiyorlar.
Barolar Birliði talepler doðrultusunda Adalet Bakanlýðý'nafaks çekmiþ. binlerce avukat üyesi olan Barolar Birliði'nintepkisi çok cýlýz ve zayýf durumda. Eylemin karþýsýnda budenli tepkisiz kalmak, halkýn davasýnýn yanýnda hukukgörevini, avukatlýk görevini yerine getirmemektir. Halkkatledilirken, köylerinden sürülürken, yoksulluk içinde vezulmün pençesi altýnda yaþarken, halkýn yanýnda olmamakbir hukuk adamý olmanýn ilkeleriyle baðdaþmayan bir þeydir.
DYP milletvekili Abdülmelik Fýrat da bugün BayrampaþaCezaevi'ne gelip tutsaklarla görüþenler arasýndaydý.
Tutsaklar kararlýlýklarýný ve kazanacaklarýna olaninancýarýný anlatýyorlar ona da.
80
19 TemmuzSaat 11.00'de kabinlerde slogan atýlýyor. Birinci ekipten
az sayýda savaþçý slogan atmaya gidebiliyor.Gazetelerin tümünde yoðun olarak Gazi ile ilgili haberler
var. Gazi ve Ölüm Orucu eylemi gazetelerin temel konusu.
Bugün Tabipler Odasý'ndan Bayrampaþa Cezaevi'ne birheyet geliyor. Baþsavcýdan sadece avukat mahallindegörüþme izni alabilmiþler. Yardýmcý olmak istediklerinisöylemiþler. Koðuþlara girmek için izin alamamýþlar. BirkaçÖlüm Orucu direniþçisi sedye ile gidip görüþüyorlar.Yataðýndan kalkamayan savaþçýlarýn sedye ile gidip
gelmeleri bünyelerini iyice yoruyor.Düþman hain, zalim ve alçak...Zalim ve alçaklardan bunlarýn hesabý mutlaka sorulacak.
Berdan'ýn zaman zaman bilinci gidip gelmeye baþladý.Gece sayýklamaya baþlýyor. Sayýklamalarýnda hiçbir pürüzyok. Inancý ný ve kararlýlýðýný anlatýyor. Gözleri yanýnagelenleri tanýyamayacak kadar bozuldu.
Yemliha'nýn da durumu gittikçe kötüleþiyor. Ilginç bir
gözünü kapatarak yanýna gelenleri seçebiliyor çift görüyor,görüntüler iyice bulanýklaþtý. Yanýbaþýnda tuttuðu radyosunuel yordamýyla bulabiliyor. Sese karþý çok duyarlý. Bir sesonun ani hareket etmesine yol açabiliyor.
Bugün 15.30 sýralarýnda polis panzerleri Gazi'dekibarikatlara doðru gidiyor. Direniþçiler barikatlarý ateþe veriyor.Polis barikatý daðýtýyor. Ara sokaklara daðýlan direniþçilertaþ, sopa, molotoflarla karþýlýk veriyorlar. Bir süre sonra çevikkuwet ve özel tim caddeyi iþgal edip terör estirmeye baþlýyor.Bazý direniþçiler cemevine giriyorlar. Polis panzerlerlecemevine saldýrýyor, kepenklerini parçalayarak içeri giriyorlar.Cemevindeki direniþçiler daha sonra gözaltýna alýnýyorlar.Cemevi kýrýlýp dökülüp talana uðruyor. Polis birçok insaný
rastgele gözaltýna alýyor.Faþizm eylemi sahiplenen halka azgýnca saldýrarak
yýldýrmayý ve teslim almayý hesaplýyor. Tutsaklar kararlý;faþizm bu hedefine ulaþamayacak.
81
Öðleden sonra Kazan basýn toplantýsý yaparak Saðmalcýlar,Buca ve Ümraniye Cezaevlerini hedef gösterdi. Bazý fakslarýokuyarak ýsrarla "Saðmalcýlar ve Ümraniye Cezaevi'nde devletdenetimi yok", "Ölüm Orucu'na zorla gidiyorlar" diyor Kazan.Anlaþýlan o ki, bütün karalama, yalan propagandalarla dahafazla saldýracaklar.
Kazan oyunlarýna devam ediyor ve "102 kiþilik EskiþehirCezaevi'ni gezdim. Batý standartlarýndan üstündür.Bayrampaþa ve Ümraniye Cezaevlerine gitmek istiyorlar.Onlara Sakarya Cezaevi'nde 102 kiþilik yer ayýrdým.Mahkemelere gitmeleri kolaylaþacak. Sakarya'ya gitmekistemeyenýere zorla sevk yapýlmayacak. Kendilerinin gitmekistedikleri ne dair yazý istenecek. Vermezlerse tutanaktutulduktan sonra Eskiþehir'de kalmalarýna izin verilecek"
diyor.Düþman Eskiþehir'i siyasi tutsaklara kapatmanýn bu tür
yolunu buluyor. "Çözdüm" havasý verecek kamuoyuna. Halk,devletin ve Kazan'ýn sahtekarlýklarýný hergün yaþayarakgördüðü için hiçbir sözüne inanmýyor. Tutsaklarla görüþüptalepleri kabul etmeden hiçbir sonuca varamayacaklar.Düþmanýn sahtekarlýk ve yalanla halký yanýltmasýna izinverilmeyecek. Ölüm Orucu eyleminin kararlýlýðý faþizmin buoyunlarýný da bozacak.
Düþman daha dün "Ümraniye, Gebze Cezaevleri olsaolur mu?" diyordu. Eylemin çözülmesini, eylemin bitirilmesini,birliðin bozulmasýný amaçlýyordu. Faþizmin politikasý yalan,tehdit:ve karalama üzerine kurulu. Kazan bu tür þovlarýnýsavaþçýlarýn kararlýlýðý karþýsýnda fazla sürdüremeyecek.
Gece BaðcllarYenimahalle'de, Gazi'de polisin barikatlarasaldýrýlarýný protesto etmek ve Ölüm Orucu eyleminidesteklemek için Namýk Kemal Caddesi'nde barikat kurulduve gösteri yapýldý. "Zindanlar Boþalsýn Tutsaklara Özgürlük","Tutsaklara Kalkan elleri Kýrdýk Kýracaðýz" sloganlarý atýldý.Barikatýn geri çekilmesi sýrasýnda Kurtuluþ okuru vedaðýtýmcýsý Levent Doðan polisin hedef gözeterek ateþaçmasýyla katledildi.
82
Levent Doðan, Adalet ve Gültepe þehitlerinden sonraÖlüm Orucu eyleminin dýþarýdaki altýncý þehidi oldu.
Ölüm Orucu eyleminin zaferi ile Levent'in hesabý dasorulacak.
20 Temmuz
Tutsaklargazeteleri okuyor...Gazetelerde Gazi'ye polis saldýrýsý, Cemevi'ne panzerin
giriþi, yarattýðý tahribat ve Saðcýlar'daki gösteride þehit düþenLevent Doðan'la Ölüm Orucu eylemiyle ilgili haberler var.
Aileler Ankara'da Insan Haklarý Anýtý önünde baþlatacaklarý
açlýk grevi için bugün öðlen saatlerinde Yüksel Caddesi'ndetoplanmaya baþlýyorlar. DYP önünde oturma eyleminebaþlayan ailelere çevik kuwet, sivil polisler ve DYP'li faþistlerazgýnca saldýrýyorlar. Yaklaþýk 130 kiþi gözaltýna alýnýyor.
DYP Önündeki tutsak aileleri ve deðiþik alanlardanemekçiler devletin saldýrýlarý karþýsýnda direniyor,çatýþýyorlar. Taþ, sopa, barikatlarla direnmek devlet kurumlarýüzerine yürüyerek ülkemiz koþullarýnda demokratikmücadelenin þekiileniþi olmuþtur.
Tutsak aileleri ve yakýnlarý, DKÖ'lerin üyeleri defalarcagözaltýna alýnmalarýna raðmen mücadeleden vazgeçmeyerek;ýsrarla hergün yeni eylem biçimleriyle devlete kafa tutarak,haklýlýk ve meþruluklarýný gösterdiler.
Yarýn, sonraki gün, bir sonraki gün halkýmýz faþizminkarþýsýna çýkarak yiðitliðini ve fedakarlýðýný gösterdi. Zulmünüzerine korkusuzca yürüyen yiðit analarýn çektikleri hiçbir
acý, gördükleri iþkenceler boþuna yaþanmadý... Faþizmyenileceðini biliyor, korkusu, zulmü ondandýr: Yaþlý ana vebabalar kavgaya omuz vererek kavganýn içinde yer alaraktarihsel sorumluluklarýný yerine getirmektedir.
Demokratik kitle örgütleri, demokratlar, yurtseverler vetüm ezilenler bu onurlu kavgaya izleyici kalmýyor savaþýn
içinde yer alýyorlar.
83
Þevket Kazan'ýn Eskiþehir'deki tutsaklar SakaryaCezaevi'ne sevk edilmesi, Buca, Ümraniye ve Bayrampaþaile ilgili yalan ve demagojilerine karþýlýk basýn açýklamalarý
yapýlýyor.
21 Temmuz
Bugün eylemin 63. Günü...'84 Ölüm Orucu'nda Abdullah Meral bugün þehit düþtü.
'96 Ölüm Orucu'nda 63. Gün...
Aygün Uður, TKP(ML) Ölüm Orucu savaþçýsý, bereketlidevrim topraðýna þehit düþtü.
Aygün þehit...
Aygün...
Aygün...
Aygün þehit.
Þehit...
Yüzyýllardýr egemeniere, krallara ve saltanatlara karþý,ezen sýnýflara karþý halk ayaklandý, savaþtý ve katledildi.
Anadolu topraklarýnda zulme boyun eðmeyen, ortaklaþakardeþçe bir yaþam kurmak için onbinlerce emekçi topraða
düþtü.Pir Sultan, Þeyh Bedreddin, Börklüce Mustafa, Torlak
Kemal... ve daha niceleri bunun için savaþtýlar, bunun için
Þehit düþtüler, zulme boyun eðmediler, isyan ettiler, haklýbir savaþ yürüttüler.
Unutulmadýlar.
Seyit Rýzalar Kürt ulusunun katledilmesine, zulümgörmesine karþý savaþtýlar, topraða düþtüler. Kürt ulusununisyanýnda bayraklaþtýlar. Emperyalist iþgale karþý savaþan,kanlarýný akýtan Anadolu köylüleri ve emekçileri þehit
düþtüler.Mustafa Suphiler Karadeniz'de katledilinceye kader
yüreklerinde emperyalist iþgalden kurtulmuþ Anadolusevgisiyle yaþ,adýlar, sosyalizm için þehit düþtüler.
84
Unutulmadý...
Mahir, Deniz ve ýbolarfaþizme karþý devrim için savaþtýlar,gelenekler yaratarak kurtuluþ bayraðýný kendilerinden sonragelenlere býraktýlar.
Yaþýyorlar.Baðýmsýzlýk, demokrasi, sosyalizm kavgasýnda, binlerce
devrimci þehit düþtü.
Topraða düþen her þehit halkýn, devrimcilerin deðeridir.Bugün Ölüm Orucu savaþçýlarý onlardan güç alýyor, onlardanöðreniyor. Onlar bu kavgaya ýþýk tutuyorlar.
Aygün Uður bugün þehit düþtü...
Aygün þehit...Ölüm Orucu eyleminde tutsaklarýn en güçlü olduðu gün
bugün...En güçlü olduklarý en bu an...
Aygün'le zafer yaklaþýyor. Hergün þehit düþülecek vehergün kazanýlacak.
Aygün Ölüm Orucu eyleminin ilk þehidi. Hepsi ilk þehitolmak istiyordu. Aygün içlerinden en þanslýsý oldu. Topraðailk düþen ve zaferi ilk kucaklayan oldu.
Þehit ve zafer...Zafer þehitlerle kazanýlacaktý. Ilk zafer Aygün'le
kazanýlýyor. Aygün'le birlikte ölecekler. Bugün deðilse deyarýn, yarýn deðilse de sonraki gün Aygün'le birlikte olacaklar."Malen, bakýr le le" Buca katliamýndan sonra genel direniþzaferle sonuçlanmýþtý ve zafer halayýnýn baþýnda "Malenbakýr le le" türküsü ile Aygün vardý.
Aygün düþman mevzilerinin orta yerinde patlayan birbomba oldu. Yüreklerinin pimini çekip düþmanýn üzerine
atmak; direniþlerde, barikatlarda, daðlarda, karþý-devriminkarargahlarýnda düþmana kurþun sýkmak, ne kader halkdüþmaný, faþist varsa beynini daðýtmak için öfke kabarýyor.
Eylemin zaferini düþünüyorlar. Þehit olmayý, zaferikazanmayý düþünüyorlar... Savaþ sürüyor, sürecek, þehitlerkervanýna daha çok katýlanlar olacak.
85
Devlet "yemek yiyorlar', "kantinleri boþaitmýþlar", "stokyapmýþlar", "Ölmezler" demagojileri ile halký kandýrmayaçalýþtý. Ölüm Orucu eylemine gölge düþürmeye çalýþtý.
Düþmanýn yalanlarý þehitlerle yerle bir oluyor. inançlarý, vedavasý uðruna günlerce aç kalmayý ve ölmenin yüceliðinihalk kavrýyor, anlýyor.
Ölüm Orucu' nda ölümü paylaþmak...
Insanlýk onurunu yüceltmek... Devrimci dostluðu,
dayanýþmayý güçlendirmek...Þehitlerin mücadelesini sürdürme kararlýlýðýnda, hesabýný
sorma bilincinde ve inancýnda olmak.
Ölümü ortaklaþtýrarak düþmanýn üzerine birlikte
yürümek, düþmana karþý taarruza geçmek, ortak bir ruhyakalamak... Özveri, savaþ yalýnlýðý ve mütevazýlýk içindebirlikte ölüme yürümek. Bunlar Ölüm Orucu eyleminin önemliözellikleri olmuþtur.
Saat 16.00... Aygün için son görevlerini yerine
getirecekler.Maltada anma düzenleniyor. Direniþteki tutsak kitlesi
maltada. Adli tutuklular B blokta camlardalar.
Maltada duvarlar Aygün Uður'un resimleriyle donatýlmýþdurumda. Anma baþlýyor. Bütün devrim þehitleri ve Aygüniçin 1 dakikalýk saygý duruþunda bulunuluyor. Gözlerdüþmana duyulan öfke ile dolu, yürekler düþmana duyulankinle patlamaya hazýr bomba gibi.
Saygý duruþundan sonra Aygün'ün yoldaþlarýndan birikonuþmayý baþlýyor. Konuþma birden kesiliyor, boþlarsesingeldiði tarafa dönüyor. Arada "sedye" laflarý dolaþýyor.
Anmaya gelen Ölüm Orucu savaþçýlarýndan birirahatsýzlanýyor. Koðuþa geri götürülüyor. Konuþmacý kaldýðýyerden gür bir sesle tekrar baþlýyor Aygün'ü anlatmaya.Aygün'ün kendisi, uðruna ölüme yattýðý mücadelesi þehitdüþmeden önce söylediði son sözlerini aktarýyor. "bizde buyoldaþlýk sýcaklýðý, bu yürek oldukça, baþaramayacaðýmýzhiç bir þey yoktur." Yürekler kabarýyor, öfke doruða çýkýyor.Konuþmalardan sonra þiirler okunuyor. Anma sloganlarla
86
bitirilecek. Sesm son gücüyle haykýrýlan sloganlarla bütün
cezaevi zaptediliyor. Sloganlar kararlýlýðý haykýrýyor. "AygünUður Ölümsüzdür", "Yaþasýn Ölüm Orucu Direniþimiz"
"Aygün'ün Hesabýný Soracaðýz". Herkes tek yürekhaykýrýyor... Anma bitiyor. Koðuþlara dönülüyor. O sýrada"Ölüm Orucu Þehidi Aygün Ölümsüzdür" sloganý tekrarduyuluyor. Adli tutuklular... Slogan atarak zafer iþareti
yapýyorlar.Akþam haberlerde Aygün'ün cenazesini almak için
Ümraniye Cezaevi önünde biriken öfkeli ailelerin görüntüleriveriliyor. Kalabalýk gittikçe artýyor.
Ümraniye Cezaevi önünde Ayyün'ün babasý haykýrýyor:"Ben iþçiyim, emekçiyim, benim çocuðum iþçi, emekçiolduðu için katlettiler. Engin Civan'a birþeyyapmazlar. Bugünoðlumu öldürdüler" diyor. Aygün'ün annesi "Bir bomba getirinbunlarýn hepsini öldüreceðim." diye baðýrarak öfkesini ve
kinini dile getiriyor. Türkülerle, marþlarla, sloganlarlaÜmraniye Cezaevi önü bir gösteri alanýna dönüþüyor.
Ümraniye Cezaevi'nde tutsklar Aygün için anma yapýyor.Aygün'ün cenazesi saat 20.00'de dýþarýya verilecek.Umraniye Cezaevi'ndeki tutsaklar tarafýndan yazýlan basýnaçýklamasý okunuyor. "Adalet Bakaný kararlýlýðýmýzýölçüyorsa yanýtýmýz Aygün Uður'la oldu. Yeni þehitlerimizle
devam edeceðiz." deniyor açýklamada.Fotoðraf çeken birinden þüphelenilmesi üzerine kimliði
soruluyor. Bu kiþi basýn kimliðini göstermiyor ve üzerindensilah çýkýyor. Sivil polis olduðu anlaþýlýyor ve dövülüyor.Silahýna el konuluyor. "Yaþasýn Halkýn Adaleti" sloganýatýlýyor. Polis geliyor. Arama yapýyor, tehditler savuruyor."Varsa Cesaretiniz Gelin" marþýyla karþýlýk veriliyor katillere.
Polis ailelere saldýrarak gözaltýna alýyor.Ümraniye Cezaevi'nden Aygün'ün cenazesi dýþarýya
çýkarýldýktan sonra polis cenazeyi kaçýrýr. Daha sonra AygünMersin'in Mezitli Beldesi'nde topraða veriliyor.
Aygün'ün þehit düþtüðünün duyulmasýndan sonra
Gülsuyu, Sarýgazi ve Gültepe'de resmi araçlar yakýlýyor,
87
gösteriler yapýlýyor, molotofla bir polis yaralanýyor.Gösterilerde silahlý çatýþma çýkýyor.
Ölümlere hýzla yaklaþýlýyor. Berdan'daki bilinç kaybý dahauzun süreli ve daha sýk yaþanmaya baþladý. ilginç veYemliha'nýn saðlýk durumlarý da aðýrlaþýyor: ÖlümOrucu'ndaki kadýn savaþçýlarýn tümü yataktan kalkamýyorlar.
Düþmanýn "kararlýlýk" gösterilerine tutsaklar yeni bir ÖlümOrucu ekibiyle karþýlýk veriyor. DHKP-C, TKP(ML), DireniþHareketi, MLKP, TKEP-Leninist "nöbet yerleri boþ kalmaz"diyerek yeni Ölüm Orucu savaþçýlarý ile karþýlýk veriyorlar.
Adalet Bakanlýðý Ölüm Orucu'nun sürdüðü tümcezaevlerine ayný talimatý göndermiþ. "Müdürler içerigirmeyecek." Bunun üzerine cezaevi müdürleri tutsaklarýnbulunduðu bölüme girmiyor.
Aygün'ün þehit düþmesinden sonra düþmanýn korkusudaha da büyüyor.
22 Temmuz
Berdan ölümsüzlüðe hýzla koþuyor. Bilinci gidip geliyor.Vücudu artýk fazla hareket edemiyor. Ateþler içinde yanýyor.Elinde ýslak bir havlu ile yüzünü silmeye çalýþýyor. Berdanson gününde bu iþi de kendisi yapmaya çalýþýyor. Bilinci gidipgeliyor. Yoldaþlarý siyasi geliþmeleri ve halkýmýzýn eylemimizisahiplenmesini anlatýyor. Bunlarý duydukça gözlerinin içigülüyor, seviniyor, "yaþasýn..." diyor.
Berdan hücre hücre, saniye saniye ölüme koþuyor.Yoldaþlarý acýlarýný acýlarýna katýyor. O acýlanný hissettirmemeyeçalýþýyor. Hep "iyiyim" diyor. Teker teker yoldaþlarýnýn ellerinisýkýyor. Adeta þehit ben olacaðým sizler yaþayýn diyor."Sadece öne geçtim" demiþti eylemin ilk haftasýnda. Þimdien önde ipi göðüslemeye koþuyor. Savaþçýlarýn en
þanslýlarýndan...Þanslý, Þanslýsýn Berdan, ölümü sen de yere çalacaksýn.
Birzaferde sen hediye edeceksin halklarýmýza, yoldaþlarýna,
siperyoldaþlarýna...
88
Öðleden sonra bilinci tekrar kapanýyor Berdan'ýn.Sayýklýyor zaman zaman. Anlaþýlmýyor konuþtuklarý. Artýkyüz hatlarýna ve mimiklerine hakim olamýyor. Adým adýmhedefine yaklaþýyor. Ölümü yenmenin huzurunu yaþýyor.
Bilinci gidip geliyor, tansiyonu sürekli inip çýkýyor. Nabzý
zayýf, düzensiz ve hýzlý.
Konuþmalarý teybe kaydediliyor. Devrimin, sosyalizmin
propagandasýný yapýyor.Akþam üzeri 3-4. koðuþlarýn havalandýrmasýnda Aygün
Uður'un anmasý yapýlýyor.Havalandýrmada her yer bayraklar, pankartlar ve
Aygün'ün resimleriyle bezenmiþ. Resmin altýnda savaþçýlara
þiar olan"BIZDE BU YOLDAÞLýK sýCAKLýÐý, BU YÜREK
OLDUKÇA BAÞARAMAYACAÐIMIZ HiçBIR ÞEY YOK"yazýlý. Bu sözler Aygün'ün þehit düþerken söylediði sonsözleri. Saygý duruþu ile baþlýyor tören. Ardýndan son kezkonuþmalar yapýlýyor Aygün için... Sloganlar bir kez daha
haykýrýlýyor.Akþam her zamanki gibi haberleri izliyor tutsaklar.
Ankara Küçükesat'ta DHKC tarafýndan bir ekip otosutaranýyor. Iki iþkenceci katil yaralý olarak kurtuluyor.
Gültepe'de 15 Temmuz'da 4 DHKC savaþçýsýnýn þehitdüþtüðü evin sahibi olan Haným Gül yaralý olarak gözaltýnaalýndýktan sonra hastanenin üst katýndan iþkencecilertarafýndan aþaðý atýlýyor. Haným Gül de þehitler kervanýna
katýlýyor.Bu sabah avukatlar cezaevine geliyor, içeri alýnmýyorlar.
1. Müdür ve 2. müdürlerle avukat mahallinde görüþülüyor.Avukat almamalarý, içeriye girmemeleri, hasta ziyaretindekapýlarý kilitlemeleri konuþuluyor. -Içeri girmemeleri Bakanlýktalimatýylaymýþ. Bu þekilde tutanak hazýrlayýp vermeleriisteniyor. Kabul etmiyorlar. Düþmanýn hiçbir meþruluðu yok.Bakanlarýnýn talimatlarýný bile savunamýyorlar.
89
23 Temmuz
Saat 08.32...DHKP-C Ölüm Orucu Savaþçýsý AltanBerdan Kerimgiller
þehit düþtü...Berdan gece boyunca konuþtu, sayýkladý, sloganlar attý.
Bilinci yerinde bir insan gibi konuþuyordu. Eylemin, savaþýn
propagandasýný yapýyordu. Bu zafer inancýnýn, M-L Devrim
ideolojisinin büyüklüðüydü.Sabaha doðru ilerleyen saatlerde kelimeleri telaffuz
edemez oldu ama yine de dudaklarýný oynatarak birþeylersöylemeye çalýþýyordu. En son sözleri:
"Yaþasýn Küba, Yaþasýn Ölüm Orucu eylemimiz" oldu.
Yavaþ yavaþ vücudu el ve ayaklarýndan soðumayabaþladý, nefesleri derinleþti. Sabah saat 07.00-08.00 arasýiyice sessizleþti. inlemeler dýþýnda hiçbir ses çýkmýyordu.
Günlerden Salýydý. Saat sekizi otuziki dakika geçe Berdan
þehit düþtü.Üstü deðiþtirildi. Üzerine kýrmýzý tiþört, tiþörtün içine
kalbinin üzerine gelecek þekilde DHKP'nin ve DHKC'nin
bayraklarý konuldu. Bu onun en son isteðiydi. Isteði yoldaþlarýtarafýndan yerine getirildi.
Berdan'ýn þehit düþtüðü tüm tutsaklara duyuruldu.
Yoldaþlarý tarafýndan yýkanarak kefenine yerleþtirildi
Berdan...
Alt kata katafalka konmak üzere indirildi. Berdan DHKPve DHKC bayraklarýnýn ortasýnda önderi Dursun Karataþ'ýnresminin bulunduðu duvarýn önündeki katafaikta yatýyorþimdi.
Ve üzerine DHKC bayraðý örtülüyor. Üzeri karanfillerle
donatýlýyor.Berdan'ýn Katafaikýnýn baþýnda 2. Ölüm Orucu Ekibi'ndeki
savaþçýlar nöbet tutuyor.
Anma töreni için hazýrlýklara baþlanýyor.
Saat 14.00 sýralarýnda eylemdeki tüm tutsak kitlesi C13-14 havalandýrmasýna toplanýyor. Tam bir sessizlik varhavalandýrmada. Önce DHKP-C'nin 1. 2. 3. Ölüm Orucu
ekipleri giriyor tören salonuna.
91
Ardýndýn "Varsa Cesaretiniz Gelin" marþýyla þebekeye
gidiliyor.Ölümsüzlük böyle yaþanýyor. Savaþ sloganlarýyla,
türkülerle, marþlarla uðurlanýyor Berdan.
Avukat mahalline götürülüyor Berdan. Savcý bir takýmresmi prosedürleri tamamlayacak. Avukat mahallininönünde, sloganlara, marþýara devam ediliyor.
"Bir türküdür direniþ
Boy verir zindanlarda"
Direniþi bir türkü gibi yaþayanlar, yeniyorlar düþmaný.
"Berdan Yoldaþ Ölümsüzdür"
"Ölüm Orucu Þehitleri Ölümsüzdür"
"Þehitlerimizin Hesabýný Sorduk Soracaðýz" sloganlarýylaBerdan'ý ölümsüzlüðe uðurluyorlar.
Inanç, irade, kararlýlýk ve zafer...
Marþlarla, sloganlarla geri dönülüyor. Yeni Ölüm Orucuekibinde toplam 51 savaþçý görevalýyor. Ölüm Orucu'ndatoplam 272 savaþçý var þimdi... Aygün ve Berdan þehit düþtü.Düþmana taarruz yükselerek, daha kitlesel sürüyor. Ölümegönüllü yüzlerce savaþçý var daha, düþmanýn üzerineatýlmak için sabýrsýzlýkla bekleyen.
Daha bugün þehit verdiler, düþmanýn karþýsýna yeni ÖlümOrucu savaþçýlarýyla çýkýyorlar. Düþmanýn her türlü yalan
ve demagojisine raðQlen yoldan dönülmüyor. Düþmanýnüzerine yürüyerek, boyutlanarak sürüyor savaþ. Kararlýlýk,öfke, zafer inancý daha da artýyor.
Gece 24.00'de yeni Ölüm Orucu savaþçýlarý eylemebaþlamasýyla ilgili anons yapýlýyor. Ölüm Orucu eylemininkararlýlýðý karþýsýnda düþman tam bir panik yaþýyor...
Berdan'ýn da þehit olmasýnýn ardýndan Adalet BakanýÞevket Kazan çaresizlik, telaþ ve korku içinde açýklamayapýyor. MGK'nýn yeni politikalarýný uygulamak için hazýrlýkyapýyor. Yalancýlýk ve sahtekarlýðýný yeniden sergiliyor.
Kamuoyunu yanýltmaya çalýþýyor.
92
"Cezaevlerine hakim deðiliz. Bazý hükümlülere zorlaÖlüm Orucu tutturuluyor. Cezaevleri savcýlarýnýn veyöneticilerinin ifadelerini alýyoruz. Eylemleri asgari zararlabitirmek istiyoruz" diyor.
Cezaevine Bakanlýktan iki müfettiþ geliyor. Temsilcilerlegörüþmek istiyor. Temsilcilerle görüþüyorlar. Yetkilerininolmadýðýný ve talepleri öðrenmeye geldiklerini söylüyorlar."Taleplerimiz biliniyor, yetkiniz yoksa yapacak bir þey yok"diyor temsilciler.
Kararlýlýðý anlamaya çalýþýyor düþman.Þehitler kararlýlýktýr. Kararlýlýðý daha da görmeye devam
edecekler. "Hazýr olun, sýrada bekliyoruz. 1. Ölüm Orucuekibindeki 150'den fazla savýþçýyýz biz. Sýrasýný bekleyen 2.Ölüm Orucu ekibinde 62 savaþçý. Bugün görevalýp sýrayageçen yeni Ölüm Orucu ekiplerinde 51 savaþçýyýz biz"
diyorlar.Kararlýlýk ve iradenin gücünü daha da görecekler.
Berdan'ýn Þehit düþmesinden sonra "sýra bende" dedi
ilginç.Sýraya geçerek yerini aldý...Ilginç en hýzlý koþusunda þimdi...
"Ben doktorum" dedi Ilginç.
"Ölümü yok etmesini iyi bilirim..."
"insaným ölümü yenerim..."
"Ben dava adamýyým ...'"
"Ben görevadamýyým ..."
"Davamdan dönmem, görevimi yaparým..."
"Ölüm výz gelir..."
"Ölümü yeneceðim..."
"Zaferimiz kutlu olsun halkýmýza" dedi ilginç...
Ilginç öðleden sonra söylenenleri yüksek sesle ancakanlayabiliyordu. Cevabý da yüksek sesle oluyordu. Öðledensonra ise bilinci kapandý. Akþama doðru soluk alýp vermesihýzlandý, inlemesi duyuluyordu yalnýzca. Gözleri sürekli
93
kapalý, nabzý çok düzensiz, hýzlý ve zayýf atýyor. Tansiyonuinip-çýkýyor. Saat 19.00 sýralarýnda Berdan'ý almaya gelenAvukat Ahmet Düzgün Yüksel konuþmaya çalýþýyor Ilginçile. Ilginç konuþmuyor, tanýdýðýný belirten gülüþü var. Bir dost,bir kardeþ, sevgi gülüþü yalnýzca...
Yemliha fazla konuþamýyor ama çevresine kapalý deðil.Konuþulanlarý anlayabiliyor. Halka, yoksul gecekonduhalkýna tanýdýklarýna son mesajlarýný yazmak istiyor. Mesajýnýsöylüyor ve yazdýrýyor. Halkýný, gece kondularý canýndan çokseven Yemo, son nefesini vermeden önce son sözlerini,mesajýný iletiyor halkýna.
24 TemmuzBugün direniþin üçüncü þehidi veriliyor. DHKP-C ÖLÜM
ORUCU SAVAÞÇýsý ilginç Özkeskin ölümsüzlüðe uðurlanýyor.Sabah saat 08.05'te i 19inç son nefesini vererek þehitliðe
ulaþýyor... 18 yýllýk devrimci yaþamýný ölümsüzlüðüyle
taçlandýrýyor.Görev, sorumluluk ve Ilginç...
Yýlgýnlýða, korkuya. umutsuzluða kapýlmadý hiç.12 Eylül yýllarýnda ihanetin, kaçkýnlýðýn kol gezdiði
dönemde O görevlerine sarýlmýþ, savaþýn içinde yer almýþtý.Uzun tutsaklýk yýllarýndan sonra tekrar mücadeleye
koþmuþtu.Ilginç Ölüm Orucu eyleminde Ölüm Orucu savaþçýsý
olmayý görevolarak görmüþ, açýk yüreklilikle bu görevi
omuzlamýþtý.Ilginç, saflýk ve dürüstlük...llginç rahat ve huzurlu olmaktý.Berdan'ýn þehit düþmesinden sonra tevazu sahibi olarak
sakince ve sessiz bir þekilde bir devrimcinin her zaman
ulaþmak istediði mertebeye ulaþmak için koþusunuhýzlandýrmýþtý.
24 Temmuz günü sabahýn ilk saatlerinden itibaren el veayaklarýndan baþlayarak bedeni soðumayý baþladý. Nefeslerisýklaþtý. Gözlerini açamýyordu artýk. Nabýz düzensiz ve zayýf."
94
Nefesleri iyice derin, hýrýltýlý bir hale geldi. Bu adým adým
þehitliðe doðru giden bir yoldu. Ve bir süre sonra ilginç þehit
düþerek tarihin sayfalarýndaki onurlu yerini aldý.
Ilginç; þehit düþmesinden sonra yýkanýyor. DHKP ve
DHKC flamalarý göðsüne yerleþtiriliyor ve kalbinin üzerinde
kokart bulunan kýrmýzý tiþört giydirilip kefene sarýlýyor. Ve
sedyeye alýnýyor. Ilginç aþaðýda hazýrlanan katafalka
götürülüp özenle üzerine yerleþtiriliyor. DHKC bayraðý
üzerine örtülüyor. Katafaik karanfillerle süsleniyor.
Ilginç için tören ve anma yapýlacak. Anma için devrimci
tutsaklar 14. koðuþun altýndalar. DHKP-C Ölüm Orucu
savaþçýlarýnýn temsilcisi saygý duruþu ile töreni baþlatýyor.
Birlikte ölüm yolculuðuna çýktýlar Ilginç'le. Ayný duygularý,
ayný düþünceleri, ayný idealleri taþýdýlar. Saygý duruþundan
sonra konuþmasýný yapýyor. Konuþmasýný "YA ZAFER YA
ÖLÜM" diyerek bitiriyor. YA ZAFER YA ÖLÜM eylemin temel
ilkesidir. Zaferi kazanmak için ölünecek. Öldükçe zafer
kazanýlacak.
Þehitler zaferi müjdeliyor. Halký biraz daha zafere
yakýnlaþtýrýyor. Bunun için peþ peþe veriliyor þehitler. Bunun
için yüzlerce devrimci Ölüm Orucu'na gönüllü oldu. Onlar
için doðal bir refleks gibi, mesela nefes alýp vermek gibi
sessizce, mütevazice þehit düþüyor yoldaþlarý.
"Ölüm soðuktur" denir. 70-80 yaþýna bile gelse insanlar
bir gün daha fazla yaþamayý ister.
"insanlar neden bile bile ölüme giderler? Kuþatýldýklarýnda,
çatýþýrteslim olmazlar? Zindanlarda bedenlerini açlýða yatýrýr,
teslim olmazlar?"
Birçok insan bu sorularýn cevabýný, nedenlerini., niçinlerini
yeterince kavrayamayacak. Ne kadar gençmiþ diyecekler.
Bazý insanlar ise ölümüne baðlanýlan inancý anlamaya
çalýþacak. Bazýlarý ise "ölmekten baþka çare yok muydu
acaba" diye soracak. Ama onlara taþýnan ölümsüzlük mesajý
devrimcilerle aralarýndaki kopmayan bir bað olacak.
Topraða düþen her þehit eylemi güçlendiriyor. Zaferi
yakýnlaþtýrýyor.
95
Ilginç'in kýzýl bantlý alnýný öperken dolu dolu attýðýkahkahalarý geliyor akýýlarýna.
Önce 1. Ölüm Orucu ekibinden gelebilenler, gidiyorIlginç'in yanýna alnýný öpüyor, sol yumruklarý havada selamverip ayrýlýyorlar. 2. ve 3. Ölüm Orucu ekipleri de ilginç'ekarþý son görevlerini yerine getiriyorlar.
ilginç'i uðurlamak için kortej oluþturuluyor. Ilginç'inbayraða sarýlý bedeni omuzlarda. "BiZE ÖLÜM YOK" marþý
söyleniyor.Beyinlerde YA ZAFER YA ÖLÜM sloganý.Dillerde VARSA CESARETiNiz GELIN marþý.
Cezaevindeki görevliler saygýyla bakýyorlar Ilginç'inardýndan. Tanýyanlar aðlamaklý. Avukat mahallinde Ilginç'ialmak için iþlemler yapýlýyor. "Ilginç'in hesabýný soracaðýz"diye haykýrýlýyor bir kez daha. Ve marþlar söyleniyor.
Savaþçýlar artýk ýþýktan, sesten ve kokudan çok çabuketkileniyor. lþýkta gözlerini açmalarý zorlaþýyar. Netgöremiyarlar. Bazý savaþçýlar göz bantý taktýlar.
Yemliha'da zaman zaman bilinç kaybý oluyor. Gözleritamamen görmüyor. Kulaklarý çok zor duyuyar, konuþmakta
güçlük çekiyor.1. Ölüm Orucu ekibindeki kadýn savaþçýlarýn da saðlýk
durumlarý aðýrlaþýyor. Sese ve ýþýða karþý duyarlýlýk, kulaklardaçýniama, uðultu, baþaðrýsý artýyor. Tansiyon ve nabýzlarý ani
olarak yükseliyor.Dün gece yapýlan eylemlerle Istanbul yangýn yerine
çevriliyor. 70'e yakýn eylem yapýlýyor.Düþman her geçen gün sýkýþýyar.Þevket Kazan, kararlýlýk gösterilerini sürdürmeye
çalýþýyor. Geçmiþ direniþlerde kazanýlan haklarý da pazarlýkkonusu yapmaya çalýþýyor. "Bizim gösterdiðimiz anlayýþacevap vermeleri lazým. iþi tatsýzlýða götürmek istemiyoruz","Operasyon yok sabrýmýzý devam ettireceðiz" diyor. Vetehdidini dolaylý olarak sürdürüyor. Ölüm Orucu eyleminingücü karþýsýnda Þevket Kazan'ýn sözleri etkisiz.
Cezaevine 3 kiþilik bir heyet geliyor.
96
Cezaevleri Genel MüdürYardýmcýsý YusufÖðmen, TetkikHakimler Yýlmaz Soylu, Necati görüþmek istediklerini
belirtiyorlar. Temsilciler, avukatlarolmadan görüþülmeyeceðinisöylüyorlar. Halkýn Hukuk Bürosu avukatý Ahmet DüzgünYüksel ve ÇHD istanbul þube Baþkaný Mustafa Oçdere'ninde hazýr bulunduðu görüþme sürüyor. Düþman görüþmedemahkeme ve hastane sevkýeri, ailelerin gözaltýna alýnmasýnýn
engellenmesine iliþkin talepleri kabul ediyor. Eskiþehirtabutluðunun kapatýlmasý konusunda ise bir sonucavarýlamadý, görüþme týkandý. Temsilciler bir kez dahaeylemin taleplerini yazýlý olarak gelen heyete veriyor vegörüþmeden ayrýlýyorlar.
25 TemmuzGeride 66 koca gün býrakýldý... Neler yok ki...
Aygün, Berdan, ilginç'ten sonra bugün saat 09.30...Peþpeþe 2 þehit haberi, iki zafer haberi daha geliyor.
Ankara'da MLKP Ölüm Orucu Savaþçýsý Hüseyin Demircioðlu.
Bursa'da TKP(ML) Ölüm Orucu Savaþçýsý Ali Ayata...
Bir þehit bir zafer...
Hergün þehit, hergün zafer...
Düþmanýn yalan ve demagojileri tuz-buz oluyor.
Kazanýlýyor. Her saniye, her dakika, her saat... Kazandýkça
düþman geriliyor. Ölümün karþýsýnda küçülüyor.
Hüseyin Demircioðlu uzun yýllar mücadele içindeydi.
Zindanlar mücadeleden kopartamadý onu... Çýkar çýkmaz
yine mücadeleye koþtu. Þimdi ölüme koþtuðu gibi...
'96 yýlýnda tekrar tutsak düþtü. Henüz yeni gelmiþti
cezaevine. Ama tereddüt etmeden en önde yer olmak
istiyordu.
Inanmýþtý zaferin þehitlerte kazanýlacaðýna...
Þehit düþmesinin ardýndan eþinin sözleri "Onunla gurur
duyuyorum. Þimdi aðlama zamaný deðil. Devlet bu
yaptýklarýnýn hesabýný verecektir." oldu.
97
67 gün sonra gün gün ölümü kovalayarak yendi. DiðerÖlüm Orucu þehitlerini yalnýz býrakmadý.
Hergüne bir þehit yetmez diyerek 67. günün 2. Þehidioldu ali Ayata.
Ali Ayata devletin katliamlarýnýn, köy yakmalarýnýn veboþaltmalarýn en yoðun alarak sürdüðü yerlerden Dersim'inyiðit çocuðu... Halkýna yapýlan zulüm hikayeleri ile büyüdü...Daðlara sevdalý bir devrimci oldu.
Ölüm Orucu'nqa Bursa Cezaevi'ndedir. Ölüm Orucu'nucesaretle, umutla ve o güzel gülüþüyle karþýladý.
Ölüm Oruççularýnýn saðlýklarý iyice bozuldu. En küçükbir sese hemen uyanýyorlar. Bunu anlamak zor ama
gazetenin sayfalarýný çevirirken çýkan ses bir gök gürültüsügibi geliyor.
Süresiz Açlýk Grevi'nde olan TýKB tutsaðý TahsinYýlmaz'ýn durumu aðýrlaþýyor ve bilincini yitiriyor.
Saat 13.30...
Koca bir çýnar daha devriliyor zulmün üstüne.
DHKP-C Ölüm Orucu Savaþçýsý Müjdat Yanat AydýnCezaevi'nde þehit düþtü. Aydýn'dan ses geldi. O ses ki,devrimin müjdecisi.
Hayýrölmedi, yeniden doðdu Müjdat...
Böyle demiyor muydu?"Bu ölüm de bizim yeniden doðuþumuz olacak..."
38 yýllýk koca biryaþam... '76 yýlýndan bu yana kavgada
Müjdat. Savaþýn neferi, hamalý oldu. Çalýþtý, çalýþtý,durmadan çalýþtý.
'92 yýlýnda Manisa'da kýr gerillasý için çalýþma yürütürkentutsak düþtü. Tutsaklýk yaþamý da ayný emekçilikle örülüdür.Aldýðý tüm görevleri sahiplenir, görevaldýysa görev bitmiþ
sayýlýrdý.Ölüm Orucu gündeme geldiðinde, tek isteði Ölüm Orucu
Savaþçýsý olmaktý. 20 yýllýk devrimci yaþamý geride býrakarak
ölümsüzleþti.
98
Zafere giderken yeni canlar katýlýyor ölümü yenenlerinarasýna.
Bugün yaklaþýk 10 kiþilik bir doktor heyeti gelerek ÖlümOrucu'ndakileri muayene etmek istedi. Bakanlýðýngönderdiði bu heyet kabul edilmeyerek geri gönderildi.
Hýzla þehitleri anmak için tören hazýrtýklarý baþlýyor. Ali,Hüseyin, Müjdat ölümsüzlüðe uðurlanacak, artýk þehitlerintörenleri yapýlýrken yeni þehitler bekleniyor.
Saygý duruþundan sonra TKP(ML), MLKP, DHKP-C'den
birer tutsak þehitleri anlatýyor.Þehitleri n savaþ çaðsýsý... þehitlerin isyan çaðrýsý...Ali, Hüseyin, Müjdat'la onuryüceliyor, umut büyüyor, zafer
yakýnlaþýyor.Ankara Merkez Kapalý Cezaevi'nde Hüseyin Demircioðlu,
yapýlan törenden sonra cezaevi kapýsýnda bekleyen ailelere
veriliyor.Sloganlar, zýlgýtlar, analarýn feryadý. Ankara sokaklarý
gösterilere tanýk oluyor. Katil polis azgýnca saldýrýlarýnadevam ediyor, copluyorkadýnlarý, analarý, gençleri. Öfkedoluherkes, olanca gücüyle baðýrmak, haykýrmak istiyor."Analarýn Öfkesi Katilleri Boðacak" sloganý öfke ve kinle
çýkýyor aðýzlardan.Bursa Cezaevi önündeler bu kez. Ali Ayata'yý karþýlýyor
aileler. Analarýn öfkesi feryatlarý yeri göðü deliyor adeta.
Bu sefer öfke Sultanahmet Ad1iyesi'nin önünde.Zaptolmuyor 3 bin yürek... 3 bin kiþi katillere öfkesini
haykýrýyor.Halkýn mücadelesi coþturuyor, onurlandýrýyor.
Berdan, doðduðu topraklarda Arap halkýyla buluþuyor."Altan ölmedi, yaþýyor" diyor Altan'ýn annesi mezar
baþýnda. "Mücadele içinde þehit düþmesi onu ölümsüzleþtirdi"diyor daha sonra. Gurur veriyor, onurlandýrýyor.
Binler Sultanahmet'te, Tarsus'ta selamlýyorlar kahramanlarý.
Alkýþlar zýlgýtlara, zýlgýtlar sloganlara karýþýyor.Yoldaþlarý, siper yoldaþlarý hesap sorma peþinde...
99
Eylemlereylemleri kovalýyor...Televizyonlar vermekle yetiþemiyor.istanbul sokaklarý, her biri savaþ alaný...
Hesap veriyorlar birer birer...
Büyüyor halkýn umudu, büyüyor halkýn savaþý...
Yenibosna Zafer Mahallesi...Adý gibi zaferferyazýyor... Barikatlarkuruluyordüþmana...
Tutsaklarýn isyan çaðrýsý halkýn özgürlük ateþi oluyor.
Ateþ düþmaný yakýyor."Bu suça hepiniz ortaksýnýz" diye haykýrýyor halk.
Sarýyer kýrmýzýya kesiyor, yakýlan araçlarýn alevleri göðeyükseliyor.
Seyrantepe, 4. Levent Yapý Kredi Þubesi bombalardan
kurtulamýyor.Az önce haberalmýþlar. Öyle söylüyortelevizyon spikeri.
Alibeyköy Saya Yokuþundaki iþkenceci polisler otolarýndaDHKC-MLKP- TKP(ML)-DY tarafýndan cezalandýrýlýyor. Birbaþkomser, bir polis iki iþkenceci daha devrimci adalete
hesap veriyor.Soluk soluða "þu anda yok ama korsan gösteriler Çý kmak
üzere" diyor spiker...
Düþman þaþkýn... Dört biryandan gelen eylem haberferikorkularýný büyütüyor.
"Cezaevleri kan aðlýyor. Koþullarý düzeltmek için ÖlümOrucu'ndan baþka çareleri yoktu" türünden onlarca haberveriyor televizyon kanallarý.
Adeta "Bir an önce bitsin de kurtulalým" demek istiyorfar.Asýl korkularý devrim onlarýn...
"Bu insanlar artýk kararlýlar... Bu noktadan sonra
vazgeçerlerse, ölmüþ arkadaþlarýna ihanet etmiþ olurlarzaten. Bu insanlar teker teker ölecekler. Ve ölen bir insanýnardýndan maalesefçok insan ölecek..." diyor Livaneli.
"Her ölen insanla, Türkiye bir daha ölüyor... Her öleninsanla boyuna ölecek Türkiye. Türkiye gökyüzünde
100
yaþamýyor. Türkiye insan camiasý içinde bir ülkedir. Ve kabuletmez bunu insanoðlu."
Kabul etmiyor Yaþar Kemal... Aydýnlar, yazarlar, insanolmanýn onuruna kavuþtuklarýný söylüyorlar. Geç de olsa
eyleme sahip çýkýyorlar.Tutsaklartelevizyon izlemekten kendini alamýyor. Bu savaþý
onlar yürütüyor, halk yürütüyor ve televizyonlar canlý veriyor.
Çaðlayan'da, ýzmir'de, ve daha birçok yerde eylemler...
Yurtdýþý da ses veriyordestekeylemleriyle. Tüm dünya ayakta.Dünya halkjannýn gözleri Ölüm Orucu eyleminin üzerinde.
Eylem umut oluyor tüm dünya halklarýna.
Sosyalizm bayraðý yükseklerde dalgalanýyor.Zaten böyle kazanýlacakzafer. Zaferin göstergeleri bunlar.
Düþmanýn çabalarý boþuna...Düþman güçleri þaþkýn ve çaresizlik içinde. Bugün
neredeyse hepsi ýstanbul'da...
Bir suçlu armaya devam ediyorlar.
Aðar, Kazan, Seyfi Oktay, Moðultay adeta herkes topubirbirine atýyor.
Televizyon canlý yayýnda Saðlýk Bakaný Yýldýrým Aktuna'yýveriyor. Devleti sahiplenemiyor, "Kiþi olarak konuþuyorum"diyor. "insan haklarý", "devletin görevi" vb. diyerek sorumlulukalmaktan kaçýyor.
Zafere, zafere ilerleniyor.
Kazanacaðýz... diyor tutsaklar.
26 TemmuzYemliha bugün iyice aðýrlaþtý. Dýþ dünya ile baðý
tamamen kesildi. Nabzý çok zayýf ve düzensiz atýyor.Kulaklarý artýk hiç duymuyor, gözleri görmüyor. Nefes alýpvermesi sýk ve hýrýltýlý. Þehit düþmesi an meselesi.
Ölüm Orucu savaþçýlarýnda halsizlik, ayaða kalkamama,kusma, mide kanamasý, vücudun çeþitli yerlerinde aðrý ve
kramplar gittikçe artýyor.
Bugün ziyaret günü.
101
Ölüm Orucu savaþçýlarýnýn çoðu ziyarete çýkabilecekdurumda deðiller. Ziyaretçilerle görüþebilenler, eylemi ve
þehitleri anlatýyorlar. Eylem ziyaretçileri dönüþtürüyor,sarsýyor.
Bugün bir doktor heyeti gelecek. Bu heyet TabiplerOdasý'ndan geliyor. Heyet düþmanýn yalan ve demagojileriniboþa çýkarmak için kabul ediliyor. Neden kabul edildiklerianlatýlýyor. Savaþçýlarýn kararlýlýðý onlarý da etkiliyor. Bunukendileri de açýkça ifade ediyorlar. Saygýlýlar. Savaþçýlarýndurumunu gözlemliyorlar, tedaviyi kabul etmeyeceklerinibaþtan söylemiþlerdi, onun için sorun çýkartmýyorlar.
Ölüm Orucu savaþçýlarýnýn kaldýðý 13. ve 14. Koðuþlarýgeziyorlar. Bir grup da TiKB'lilerin kaldýðý 3. koðuþta.
TýKB tutsaðý, Süresiz Açlýk Grevi direniþçisi TahsinYýlmaz, heyet orada iken þehit düþüyor.
TýKB'lilerin kaldýðý koðuþa gelen heyet Tahsin'i görmeyegirdiðinde, Tahsin son dakikalarýný yaþýyordu. Kontroldensonra durumunun iyi olmadýðý ve kýsa bir süresi kaldýðýnýifade ediyorlar. Heyet koðuþtan ayrýlýp karþý koðuþa geçtiktenhemen sonra Tahsin'in durumu daha da aðýrlaþýyor. Nabzýölçülemiyor, kalp atýþlarý zor duyuluyor. Tahsin Yýlmazdireniþin 68. gününe kadar, son günleri oldukça aðýr geçenbir direniþ sergiledi. Koðuþundan çýkanlarýn gözleri dolu.Onunla son günlerini geçirenler "bir umut"la bekleyiþlerininson bulduðunu ve artýk ölümü yenen Tahsin'in bedenen
yanlarýnda olmadýðýnýn acýsýyla etraflarýna bakýyorlar.Tahsin'in son günleri bir bilinç yitimi ile beraber ölümemeydan okuyan bir direniþ türküsü oldu. Ve bu türkü matemetahammül edemeyecek kadar görkemliydi. Þehitlerkervanýna Tahsin de katýlýyor.
Radyolardan bir haber daha geçiyor.
Ayçe Idil Erkmen... Evet, idil þehit düþtü.
Zafere kanla-canla koþuluyor. Birer birer þehitler veriliyor
topraQa...
102
Kavganýn tam orta yerinde, devrimci kadýnýn devrimcibir sanatçýnýn þehit düþmesi büyük bir onur.
Bugün 2 þehit ölümsüzlüðe birlikte uðurlanýyor. C 3-4havalandýrmasýnda tutsaklar Tahsin'in baþýndalar. Saygýduruþunda bulunuyorlar sýra ile. TýKB temsilcisi konuþmayapýyor. Daha sonra Idil için DHKP-C kadýn tutsaklarýndanbiri konuþuyor. Törene tüm örgüt ve partiler katýlýyor.Tutsaklar Tahsin'i tek tek alnýndan öpüyor ve yumruklarhavaya kalkýyor, saygý duruþunda bulunuluyor. Tören
sloganlarla bitiriliyor.Tahsin bu akþam burada kalýyor.Çanakkale de Idil'i baðrýna basýyor. TKEP-Leninist
savaþçýsý Aynil Oktar Belediye hoparlöründen Çanakkalehalkýna, þehidimizi duyuruyor, cenazesine katýlmaya
çaðýrýyor."Mitralyöz" dedi Idil.Yoldaþý "kim", "ne" diye sorunca;"Ben" evet "ben mitralyözüm" dedi idiý...idil için tören yapýlýyor. Yoldaþlarý onun kendi yazýlarýný
okuyoryanýbaþýnda.Idil Ölüm Orucu eyleminin ilk kadýn þehidi. Dünyada da
ilk kadýn Ölüm Orucu þehidi olma onuruna eriþiyor.Kadýnlarýn kurtuluþunu sosyalizmde gördü. Davasýna sarýldý,mücadele etti. Bir sanatçýydý idil. Kavganýn sanatýný yaptý.Sanatçýlara yol gösterdi. Böyle kazýnýlýr savaþ. devrim böyleyapýlacak dedi.
Düþman çaresizleþiyor. Operasyon tehditleri savuruyor.Gelsinler, gelsinler de görsünler diyortutsaklar. Bir helikopterile çekim yapýyorlar. TV kanallarý olabilir. Ölüm OrucuSavaþçýlarýndan bazýlarý havalandýrmadaki yataklardalar.Helikopter ile bunlarý çekiyorlar.
Tutsaklar akþam haberlerini izliyor.Ankara'da, ýstanbul'da peþpeþe eylemler oluyor.
Molotoflama, bombalama ve kitle gösterileri.Analar Ankara sokaklarýný yine sarsýyor. 2 bini aþkýn kitle
ile Baþbakanlýða yürüyorlar. Yine çatýþma yaþanýyor, polissaldýrýyor. Artýk Ankara sokaklarý eylem sokaklarý oluyor.
103
Eylemin etkisi çok çeþitli biçimlerde tüm dünyadayankýsýný buluyor. Herkesi bir þeyler söylemek zorunda
býrakýyor.
Avrupa'da eyleme karþý oluþan duyarlýlýk, dayanýþma,eylemler ve sahiplenme emperyalistleri de zorluyor.
Çeþitli Avrupa ülkeleri, TC Hükümeti'ne "insan haklarýnauygun davranýlsýn" biçiminde uyarýlar gönderiyor.
Atina'da bir gösteri yapýlarak Ölüm Orucu eylemimizedestek veriliyor. Almanya, italya, Avrupa Birliði uyarýyor;"Gümrük Birliði'ne giremezsiniz, yardýmlarý aþama aþama
durduracaðýz" diyorlar.Ölüm Orucu eylemi dünya halklarýný etkiliyor.
Düþman çaresizlik içinde "kararlýlýk" gösterisi yapmayadevam ediyor. Bugün düþman cephesi çok hareketli. Bu iþiniçinden nasýl çýkacaklarýný, nasýl kurtulacaklarýný düþünmeklemeþguller. MGK toplantýsýnýn ana gündem maddesi ÖlümOrucu. Toplantýya Þevket Kazan da çaðrýlý. Cezaevlerindeson durum ve alýnacak önlemler tartýþýlmýþ...
Kazan basýn toplantýsý yapýyor.
Her zaman olduðu gibi birçok tehdit, yalan ve demagojiye
baþvuruyor."Bayrampaþa, Buca, Ümraniye'yi yeni tutuklu giriþine
açmayacaðýz, nakillere açmayacaðýz diyoruz. Kesinkararýmýzdýr. Herkes bilsin."
12 Eylül yýllarýnda faþizmin paþalarý da, generalleri deböyle söylüyordu. Ama hep kazananlar direnenler oldu.Göreceðiz... Dizierinin üzerine çökecekler. Bu da tutsaklarýn,halkýn sözü.
"... Artýk müdahale etmek zorunda kalýrýz. Elbette birtakým sýkýntýlar verebilir bu müdahale... Müdahale edersekhukuki bir mesneti de var. Gereken müdahaleyi yapacaðýz,ilk önce küçük yerlerden baþlamak gerekiyor. Cezaevleri
operasyonu kolay deðil..."Þevket Kazan tehditleriyle, operasyonlarýyla tutsaklarý
teslim alabileceðini sanýyor.
104
Gelin... Katledebilirsiniz ama teslim alamazsýnýz.Ölümle korkutmaya çalýþýyor. Gerçekten de en çok
gülünen konu da bu oluyor. Zafer yaklaþýyor, kararlýlýk ve
inanç büyüyor.Umut büyüyor içlerinde...Umut büyüyorsavaþlarýyla...Yemliha ölümün üzerine yürüyor.
Yemliha þehit olmaya koþuyor.Yemliha zafere koþuyor.
27 TemmuzGecenin ilk saatleri...Yoldaþlarý Yemliha'nýn baþucundalar.Sabaha kadar soluk alýþýný dahi kaçýrmamaya çalýþtýlar.Þehitlik... Bu savaþta en yüce mertebe... Hele Ölüm
Oruçlarýnda hücre hücre ölmek daha da anlamlý... DevrimeakýyorYemliha, ölüme deðil...
Gece boyunca hýrýltýlý bir þekilde nefes alýp veriyor. Nefesalmakta güçlük çekiyor. Soluk alýp vermesi gittikçederinleþiyor. Nabýz oldukça yüksek, zayýf ve düzensiz.Sabaha doðru vücudu elleri ve ayaklarýndan baþlayarak
soðumaya baþlýyor.Sabah saat 08.20'de kalp atýþlarý ve nefes alýþ-veriþleri
durdu. Çok kýsa bir süre sonra kalbi yeniden vurmayabaþladý. Oldukça hýzlý ve güçlü atýyor yüreði. Hýrýltýlý ve derinnefes alýyor.
Saat 09.32...
Ölüm bir kez daha yeniliyor.Canevinden vuruluyor ölüm.
Yemliha ölümsüz artýk.Ölüm þaþkýn, çaresiz...Düþmanýn zulüm kaleleri ha patladý ha patlayacak...Yakýþýyor böyle ölümler bizimkilere...Kahramanlarýmýzsýnýz ve onurumuzsunuz...inançla, kinle doluyor yürekler... Yemo... Yemo... diyor.
105
Þehitler halka zaferi taþýyor, devrime taþýyor. Halkýdevrime kazýndýrýyor.
Düþler zaferde þimdi Yemo...
Baðlýlýk demek Yemo...
Fedakarlýk demek.
Halk sevgisi, halka baðlýlýk demek...
Yemliha ile güç büyüyor, kararlýlýk büyüyor. O þehitlerdengüç aldý. Þimdi sýraya geçenlere güç veriyor.
Böyle giriliyor 69. güne...69. gün daha yüzlerce savaþçý var sýrada...
Avukatlar geliyor Tahsin'i alacaklar...
Saðmalcýlar'ýn 2 ayrý havalandýrmasýnda iki þehit...Cezaevi maltasý Tahsin'i uðurlayacaklarýn akýnýyla
doluyor. Enternasyonal söyleniyor þimdi. Tahsin'in katafalkýeller üstünde. Avukat görüþ yerinde masalar üzerinekonuluyor katafaik. Kýzýl satenle sarýlý bir beden. Uðurlanýyorbu beden alnýndan öpülerek, düþmana duyulan kinle, "BIZKAZANACAÐIZ" sloganlarýyla.
Tahsin uðurlanýyor.
Cezaevi daha bir hareketli þimdi. Baþsavcý gelmiþ ve PKKtemsilcisiyle görüþmüþ. PKK'lileri Kýrklareli Cezaevi'negötürmeyi teklif etmiþ. Operasyon çekileceðini, kendisininson bir çözüm arayýþý için geldiðini söylemiþ. PKK temsilcisibu teklifi reddediyar.
Gelen avukatlarda da cezaevine operasyon çekileceðihavasý hakim.
Geliþmeleri deðerlendirmek için Ölüm Orucu ve süresizaçlýk grevinde olan siyasetler olarak bir toplantý yapýlýyor.Operasyon tehdidi altýnda anlaþma olmaz kararý alýnýyor.
Bir þehit haberi daha... Ümraniye Cezaevi'nden TiKBtutsaðý Osman Akgün... Ümraniye isyanýnýn þehitleriyle,Aygün'le kucaklaþýyor Osman...
Þehitler kervanýna hergün yeni þehitler ekleniyor. Ve bukervan yürüyor zafer yolunda.
106
Düþman darbe üstüne darbe yiyor. Þehitler peþpeþedüþüyor topraða... Zaferler de peþpeþe geliyor.
Bursa Cezaevi'nden TiKB tutsaðý Hicabi Küçük þehit
düþüyor.Kanla-canla besleniyor Genel Direniþ...
Cezaevine bir heyet geliyor. Milletvekilleri, sanatçýlar,aydýnlar ve Baþsavcýdan oluþuyor. Faþizmin diz çöküþünükabul etmeye gelen heyet bu.
Yemliha için tören hazýrlýklarý sürdürülüyor. Berdan veilginç için yapýlan törenler gibi, görkemli bir tören de Yemliha
için yapýlýyor.Törenin ardýndan Yemliha'yý son yolculuðuna uðurlayýncaya
kadar 2. ve 3. ekipteki Ölüm Orucu savaþçýlarý ikiþerli gruplarhalinde saygý nöbeti tutuyorlar.
Cezaevine gelen aydýn-sanatçý, avukatve milletvekillerindenoluþan heyet Ölüm Orucu koðuþlarýný ziyaret ediyor. Aynýanda Yemliha'nýn koðuþta olmasý derinden etkiliyor onlarý.
Ölüm Orucu savaþçýlarýný tek tek ziyaret ediyorlar. EþberYaðmurdereli, Yaþar Kemal, Zülfü Uvaneli ve avukatlarYemliha'nýn yanýna geliyorlar, saygýlýlar.
Yaþar Kemal, "yüzünü görmek istiyorum, açabilirmisiniz?" diyor. Bir avukat Yemliha'nýn yüzünü açýyor. YaþarKemal'in "keþke hiç görmek istemeseydim" sözleriduygularýný açýða vuruyor. Gözleri doluyor, aðlýyor... insanlýkonurunu yüceltenlere, halkýmýzýn davasýna sahip çýkanlarason görevini yerine getirirken aðlýyor...
Baþsavcý ve milletvekili Mukadder Baþeðmez Yemliha'nýn
baþucunda dua okuyorlar.Halil Ergün Yemliha'nýn yanýna giderken bile duygusallaþýyor,
sonrasýnda o da aðlýyor.Halkýn Hukuk Bürosu avukatlarýndan Ahmet Düzgün
Yüksel, Yemo'nun alnýndan öperek uðurluyor ölümsüzlüðe.Ölüm Orucu savaþçýlarý, þehitler birçok insaný derinden
etkiliyor, etkilemeye devam edecek...Heyetin Ölüm Orucu koðuþundan ayrýlmasýndan bir süre
sonra Yemliha son yolculuðuna uðurlanýyor.
107
Direniþin temsil heyeti ile faþizmin heyeti ve faþizmin dizçöküþüne tanýklýk etmek için orada bulunan avukatlar,aydýnlar-sanatçýlar görüþmelere bir koðuþta devam ediyor...
Ölüm Orucu savaþçýlarýnýn omuzlarýnda Yemliha maltayaçýkarýldý. Önde Yemliha ardýnda 2. ve yeni ekipteki ÖlümOrucu savaþçýlarý ve tutsaklarýn oluþturduðu kortej 14.koðuþun önünden "Bize Ölüm Yok" marþýyla aðýr aðýrilerlemeye baþlýyor. Marþýn ardýndýn "Bize Ölüm Yok" sloganýhaykýrýlýyor. "Bize Ölüm Yok". Bu sesle inliyor cezaevi...
Adli tutuklular yine camlarda. Alkýþlarla ve sloganlarlatörene katýlýyorlar.
Avukat mahallinin önünde Yemliha'yý almak için iþlemlerbaþladýðý sýrada sloganlar atýlýyor, marþlar art arda söyleniyor.
Yemo faþizmin teslimiyeti kabul ettiði, boyun eðdiðigörüþme sýrasýnda "Bize Ölüm Yok" sloganlarýyla uðurlanýyor...
Bir telaþ... Bir hareketlilik... Koþuþturma...
Hýzlý giriyor koðuþa yoldaþlarý. Yanlarýnda doktorlarvar.
Zaferi kazandýklarýný Ölüm Orucu eylemini bitirdiklerinisöylüyorlar.. .
ZAFER, ZAFER, ZAFER...
KAZANDIKYOLDAÞLAR, BizKAZANDIK, HALKLARýMIZKAZANDI...
Duygularýna hakim olamayan tutsaklar, gözyaþlarýný
tutamýyor. Sevincin, yanýbaþlarýnda þehit düþen yoldaþlarýnýnburukluðunu yaþamanýn gözyaþlarý bunlar.
Serumlar takýlýyor, yoldaþ sýcaklýðý serumla birliktedireniþçilerin kanýna karýþýyor.
12. þehit haberi de geliyor. Zaferin sonrasýnda 1 þehit daha
veriliyor.Hayati Can... Hastaneye varamadan þehit düþmüþ...
Þehitlerimiz 12'leroldu...
12'Ier oldunuz...
Zaferi halklarýmýza armaðan ettiniz...
Zaferi Þehitlerimizle Kazandýk.
108
Þehitlerimizin üzerimizdeki bakýþlarý zafer andýmýzdýr.
Onlarý halkýmýzýn yüreðinde, bilincinde yaþatacaðýz.Onlarý yaþatmak, devrim için savaþmak, devrimi istemek,
devrim iddiamýzý büyütmektir.Türkiye ve Kürdistan halklan yýllardýrsüren zulmün saltanatýný
yýkacaktýr. Halklanmýz þehitlerimizin açtýðý yolda, devrimcilerinöncülüðünde mutlaka; ama mutlaka devrimi yapacaktýr.
Kazandýðýmýz bu zafer o büyük günü muþtuluyor. Devrimiddiamýz þehitlerimizle daha da güçleniyor, büyüyor.
Devrimimizle, Türkiye ve Kürdistan topraklarý ilk kezinsana yakýþan bir düzene kavuþacaktýr.
O büyükgün kýrlarda, þehirlerde, alanlarda, devrimin muzaffer
savaþçýlarý silah tarakalarýyla, kentlisi, köylüsü ile, yoksullar,ezilenler tüm sevinç ve neþeleriyle zafer halayýna duracaklar.
Analarýmýz, babalarýmýz, ak sakallý, ak saçlý ihtiyardedelerimiz, ninelerimiz, son savaþtan sað kalan gazilerimiz,yetimlerimiz hak edilmiþ bir mutluluðun gözyaþlarý ile çekilen
hiçbir acýnýn boþuna olmadýðýný görerek, yüzyýllarýnhasretiyle sarýlacaklar ülkemizin özgür topraklarýna.
Çocuklarýmýz kendilerine devrimi armaðan edenlere karþýþükran duygularýyla ve ellerinde emekçilerin orak-çekiç veyýldýzlarýyla o güne kadar hiç iþitilmemiþ, þarkýlar eþliðinde
oyunlar oynayacaklar.Ve o gün, þakaklarýnda taze kanlar, kan ve barut kokus~
arasýndan alýnlarýndaki kýzýl bantlarta doðrulacak þehitlerimiz.Zafer sloganlarýyla devrim halayýmýzýn baþýna geçecekler.
Borcumuzu ödemiþ, sözümüzü tutmuþ olmanýn huzuruylakucaklayacaðýz kahraman þehitlerimizi...
ÞEHITLERiMiz
Birkaç sayfa ileride resimleriyle karþýlaþacaðýnýzþehitlerin yüzlerini hafýzanýza iyice kazýyýn. Kimisi neþeylegülen, kimisi çatýk kaþlý, kimisi delen bakýþlarýný gözlerimizedikmiþ, kimisi hüzünlü, kimisi hýnçla bakan bu yüzleriunutmayýn. Pek çoðumuzia ayný koþullarda, belki de aynýyerlerde doðup bizlere benzer þartlarda yetiþen bu insanlar,can yoldaþlarýmýz, kavga dostlarýmýz...
Onlar Deniz, Mahir, ýbolar'dan Mustafa Suphilere, PirSultanýara, Baba ýshaklara, Þeyh Bedreddinlere kadarülkemiz topraðýnýn derinliklerine; Rosa Luxemburg'dan,
TupacAmarus'tan Bruno'ya, Spartaküs'e kadaryeryüzünündört biryanýna uzanan köklere sahiptir. Bugün insanoðlununyeryüzünde ve ülkemizde sahip olduðu iyi ve güzelolan nevarsa, en sýradan demokratik haklardan en ileri maddi-kültürel deðerlere kadar hepsinde bu kahramanlýklarýnemeði gizlidir. Kuþaktan kuþaða insanýn insan olmakavgasýný sürdüren ve ismi bilinmeyen bu sayýsýz kahramanýtarihten çýkarttýðýnýzda, býrakýn geliþme ve ilerlemeyi, gerideinsanlýktan eser kalmaz.
Onlarýn tarihi, insanlýk tarihi kadar eski, devraldýklarýmiras o kadar zengin, geleceðe býraktýklarý deðerler isedevraldýklarýndan daha büyüktür. Bizler ayný köklü ve onurlutarihin bir parçasý, ayný ailenin geleceðe doðru yürüyenfertleri olmaktan sadece gurur duyabiliriz. 1996 Ölüm Orucuþehitlerimizin feda ruhuna sahip olmalarýný saðlayan þeynedir? Yaþamlarýna ve ölümlerine bakýn, bunu anlarsýnýz.
ýo
Hiçbirisi hatasýz, yanlýþsýz ve mükemmel deðildir. Amaonlar, büyük ülküler uðruna büyük bir kavganýn çaðdaþyürütücüleri olma onurunu taþýmaktadýrlar. Birbirinden farklýsiyasal hareketlere mensup bu þehitlerin kýsa yaþamöykülerini okuduðunuzda, Türkiye devrimci hareketininbirbirini tamamlayan deðer ve deney zenginliklerini degöreceksiniz. Siper yoldaþlýðý kavramýnýn da anlamcazenginleþtiði bu büyük direniþte, bu deney birikimi ve budeðerler halklarýmýzýn en deðerli hazinesidir. þehitlerisonsuza kadar yaþatacak olan þey, kendilerinden öncekisayýsýz þehidin emek ürünü olan ve Ölüm Orucu þehitlerimizinkendilerinde cisimleþtirip bize büyüterek devrettikleri bubirikime yenilerini ekleyerek kavganýn hizmetine koþmamýzolacaktýr.
Ölüm Orucu eyleminde bir an bile zayýflamayan sarsýlmazbir zafer inancý ve bu inanç temelinde zafer uðrunda kesinbir ölme kararlýlýðý olmaksýzýn, bu yavaþlatýlmýþ ölümyolculuðu sürdürülemez. Ölümle zaferin iç içe geçtiði,devrimcinin her an her ikisine birden biraz daha yaklaþtýðýbir yolculuktur bu. Bir gün, bir saat daha fazla ayakta kalmakdireniþi bir o kadar daha uzun sürdürmek demektir.
Eylemin ruhu yaþamaktan vazgeçmek deðil, sonu ölümlede sonuçlansa ASLA TESLiM OLMAMAKTIR... Bu kadaruzun süren açlýða raðmen Ölüm Orucu savaþçýlarýnýnölümün üzerine kararlýlýkla yürümelerini açýklayamayan týpotoritelerinin anlayamadýðý þey, iþte bu büyük iradedir. Budevrimci iradenin gücüdür...
Zaferi þehitlerimizle kazanacaktýk... Öyle de oldu...
Direnme iradesi, ölümün kýyýsýnda bilinç puslarýný yararakçýkan bir tek anlamlý sözcükte, yoldaþça bir dokunuþta, birparmak kýpýrtýsýyla ya da derin bir solukla verilen küçük bircevapta kendisini bütün ihtiþamýyla ifade eder. Giderekkaybolan bilincin sisleri arasýnda, o günle, omekanlabaðlantýsýz rüyalarda, sayýklamalarda bile eylemci yaiþkencede, ya bir çatýþmada, ya bir örgüt faaliyetinde, ya dabaþka bir ülkede bir baþka ulustan devrimci olarak direnmeye
devam ediyordur.Bilinci sürdürdüðü eylemden koptuðundave ölümün kapýsý aralandýðýnda bile. Belki baþka zamanlarda,baþka mekanlarda ama direnen bir irade vardýrorada, zaferikazanma inancýnýn, iradesinin bu en üst noktasýnda savaþçýnihayet ölümü yenmiþtir. Zafer devrimci iradenindir. Ölümtükenmiþ, geriye devrimci insan iradesinin, bilincinin veinançlarýnýn her þeye egemen sonsuz gücü kalmýþtýr.Eylemcinin son~uz bir yaþama attýðý ilk adýmdýr bu. O artýkölümsüzdür.
1996 Ölüm Orucu þehitlerimiz, halklarýmýzýn baský,zorbalýk iþkence, iþsizlik, açlýk ve ölümle karþý karþýyabýrakýldýðý, insaný insan kýlan erdemlerden soyundurulupteslim alýnmaya çalýþýldýðý bir dünyada ve böyle bir Türkiye'deinsanda yeni bir doðuþun kývýlcýmý oldular. Derin bir maddive manevi kriz içinde sýðýnacak liman, tutunacak dal arayan
ezilmiþ, yalnýzlaþtýrýlmýþ, sömürülen yýðýnlara insanýn herþeye muktedir büyük gücünü kanýtladýlar.
Yaþamý anlamsýzlaþtýrýn, uðruna ölünecek hiçbir deðerolmadýðýný tekrarlayan egemenlerin, insani deðerleri yoketmeye yönelik saldýrýsý karþýsýnda insanlýða hayatýn gerçek
deðerini öðrettiler.
Þehitlerimiz, burjuva ideolojisi karþýsýnda Marksist-Leninist ideolojiye kesin bir zafer kazandýrmakla kalmadýlar,ayný zamanda devrimi halklarýmýz nezdinde daha dasahiplenerek devrimci maneviyatý ve yeni bir moral deðerlersistemini güçlendirip büyüterek halklarýmýza mal ettiler.
Onlarýn halklarýn bilincinde yarattýðý sarsýntý gün geçtikçedaha da derinleþecek ve halklarýmýzýn kurtuluþ umudu dahada büyüyecektir.
AYGÜN UÐURTKP (ML)
KABINA SIÐMAYAN COÞKUN
BIR IRMAKTI AYGÜN
"Bizde bu yoldaþlýk sýcaklýðl,bu yürek oldukça,
baþarmayacaðýmýz hiçbir þey yoktur." diyen Aygün Uður,Ölüm Orucu direniþimizin ilk þehidi olma onurunu yakaladý.
Aygün, her zamanki gibi yine halayýn baþýna geçmiþ,en
coþkulu türkülerini okuyordu. Zindanlardaki tüm yoldaþlannýn,tüm
siperyoldaþlannýn gözünde canlanan ilk Aygün hatýrasý, O'nun
bir tahliye töreninde, bir þehidin anma töreninde ya da bir
kutlama etkinliðinde mendili kaparak þen ve coþkulu
türküleriyle halayýn baþýna geçiþidir. Yine kendisini
kýskandýracak þekilde halayýn baþýna geçmiþti Aygün. AInýna
baðladýðý kýzýl bantýyla ve "Kocadað'ým daðlar bizim"
türküsüyle direniþ halayýnýn baþýna geçmiþ, yeni bir direniþ
türküsünün ilk mýsralarýný yazýyordu Aygün.
Hem de "bunlarý ýslah edeceðiz" diye icat edilen demir
parmaklýklarýn,kalýn duvarlarýn, karanlýk hücrelerin içinde.
Yani, yarýnlarý olmayanlarýn, yarýnlarý tutsak almak için çare
olarak gördüðü kendi inlerinde, Esir kamplarýnda yükseldi
bu umudun türküsü. Güneþi kucaklamak için söylediði tam
63 gün bedeninde hücre hücre notaya dökerek, saatin
yelkovanýný, akrebinin kovaladýðý zamanýn her diliminde,
ölümü acizleþtirerek bedeninde ölümü çizgi çizgi, desen
desen yaþama dönüþtürerek. insanlaþmak için verilen
özgürlük kavgasýnda yalnýzca ölebilme cesareti ile deðil, ayný
zamanda kendi ölümünü ilmek ilmek iþleyebilme cesaretine
sahip olarak zaferi kucaklamanýn ve ölümü küçültmenin
türküsünü yazdý Aygün.
En çok da Aygün'ün þu sözleri kulaklarýmýzda çýnlamakta:
"Biz devrimciler yaþamayý severiz, ama gerektiðinde
5
ölmesini de. Bu gün de ölmek gerekiyorsa, onu seve seveyaparým." Devrimci sorumluluðun ve görev bilincinin neolduðunu en özlü þekilde bu sözleriyle ifade eden Aygün,ölüm ve yaþam arasýndaki diyalektiðin de nasýl kurulmasýgerektiðini anlatýyordu bizlere. Aygün, nasýl ki devletinyalanlarý ve demagojileri üzerinde tahrip gücü yüksek birbomba gibi patlamýþsa, bu sözleriyle "bunlar mistiktir, ölümkültürüyle hareket ediyorlar" diyen reformizmin üzerinde de
ayný þiddetle patlýyordu.Aygün, "Siyasal iktidar namlunun ucundadýr" evrensel
gerçeðinden hareket eden yiðit bir komünistti. TKP(ML)'ninüyesi, Ölüm Orucu direniþimizin ilk þehit savaþçýsýydý.Dersim'in Mazgirt ilçesine baðlý Beroç köyünde doðanAygün, henüz yirmialtý yaþýndaydý. Yoksul bir Kürtköylüsünün çocuðu olarak doðdu. TKP(ML) ile ilk kezDersim'de liseyi okurken tanýþtý. 1990 yýlýnda izmit'e gelipiþçi olarak çalýþmaya baþladý. Bu yýllarda TKP (ML)saflarýnda profesyonel mücadeleye katýldý. iþçi sýnýfý ve semtemekçileri içinde faaliyet yürüttü. 30 Mart 1993'te AskeriKomite üyesi olarak düþmana esir düþtü. Ölüm Orucu'ndakikararlýlýðýný iþkence seanslarý sýrasýnda da karanlýk odalarýnkaranlýk yüzlerine tükürerek gösterdi. Devletin GüvenlikMahkemelerince örgüt üyesi olmaktan "suç"lanýp onikibuçukyýla "mahkum" edildi.
Ama O, "o duvarlarýnýz výz gelir bize výz" diyenleringeleneðindendi. Bu yüzden onikibuçuk yýl yatmayý hiçbirzaman düþünmedi. O, özgürlüðe tutkundu, ayrýcazindanlardan firar ederek özgürlüðe kavuþmak partisitarafýndan esir savaþçýlarýn önüne konulmuþ bir görevdi.Bu yüzden, nasýl ki ölümü ilmek ilmek örerek devrimciiradenin nelere kadir olduðunu göstermiþse, metrelercebetonu delip topraðý kazarak açtýðý Özgürlük tünellerindede devrimci iradenin nelere kadir olduðunu göstermiþti.
Açýða çýkan özgürlük eyleminden sonra, deldikieribetonun önünde çektirdikleri fotoðrafta zafer iþareti yaparakgülümsüyordu. Hangi zafere iþaret ediyorlardý acaba?
16
Özgürlük eyleminin zaferine mi; yoksa Ölüm Orucudireniþinin zaferine mi? Yoksa daha da ilerisine, devrime miiþaret ediyorlardý? Tek tek olaylarda kazandýklarý zafer vedefalarca gösterdikleri güçlü iradelerine bakýlýrsa dahailerisine, yani devrimin zaferine iþaret ediyorlardý.
Aygün, son konuþmalarýnda "burjuvaziyi yeniyoruz veyeneceðiz. Kim ki onlar ya: Bizde bu irade, bu yoldaþlýkvarken" diyordu. iþte; bu konuþmalarýyla neyin zaferine iþaretettiðini kendi sözleriyle anlatýyor ve devrime nasýl
yürüyeceðimizi öðretiyordu.Bir yoldaþ i Aygün'ü anlatýrken "Çingenem" diye hitap
ediyordu. Nedenini sorduðumuzda þöyle anlattý: "Aygünizmit'te iþçilik yaptýðý döneme dürüstlüðüyle dikkatleriçekiyordu. Teninin renginden ötürü Çingenelere benzediðiiçin çevre sakinleri onu anlatýrken "böyle dürüst çingeneçocuðu görmedik" diyordu. Bundan dolayý Çingenemdiyorum." Evet, Aygün bir Çingene çocuðu deðildi amakimbilir belki de bu dürüstlüðü Çingene olan önder yoldaþýRýza Sökmen'den öðrenmiþtir. Kimbilir sadece dürüstlüðüdeðil baþeðmez, direniþçiliði de Çingene yoldaþý Rýza'danöðrenmiþtir... Çünkü Aygün'ün çevre sakinleri gibiÇingeneleri hor gören bir bakýþ açýsý yoktu. DeðilÇingeneleri, hiçbir halký hor görmezdi O. Çünkü O, halklarýnkurtuluþu ve kardeþliði için mücadeleye tutuþmuþ yiðit bir
devrimciydi.Aygün havalandýrmada top oynarken canlanýyor
gözümüzde þimdi, savrulan saçlarý ve kan-ter içinde kalmýþbedeni. Sonra bir etkinlikte þiir okuyor Aygün: "Ödü patlaktavþanlarýn can havli telaþýyla söylenir mi ihtilalin türküsün.Ve sonra bir türkü okuyor Aygün: "Þu Munzur'un daðlarýndaöten bülbül olaydým." Olaydým derken sýkýlý yumruðu vetitreyen bileði canlanýyor gözümüzde. En çok da daðlaravurgundu Çingenem, "O daðlar bana mesken olacak"diyordu. Ve artýk ölümü avucunun içine aldýðý günlerde dahi"Beraber Karadeniz'e gideceðiz" diyen yoldaþýna "Bundanhiç þüphen olmasýn" diye cevap veriyordu.
7
Aygün her eyleminde; süresiz açlýk grevlerinde, barikatdireniþlerinde, tünel giriþimlerinde ve Ölüm Orucu direniþindeama her eyleminde tutku n olduðu daðlarýn coþkusunuyaþýyor ve özgürlüðü o mekanlarda tatmanýn heyecanýyla
yanýp tutuþuyordu.Þahin bakýþlý gözleri sürekli olarak Munzurlarý, Amedleri
ve Kaçkarlarý gözlüyordu.
iþte, Aygün,o daðlarý gözleyen bakýþlarýyla ölümünüzerine atýlmýþ ve düþmanýna gözünün yaþýna bakmadandiz çöktürmüþtür. Aygün, ölümü küçültenlerin çektiði halayýnbaþýna geçerek, görmek istemeyen körlerin bile gözünüaçma becerisini göstermiþ ve dünyada yüksek þiddette bir
depremin gerçekleþmesine sebep olmuþtur.Direniþleriyle nasýl bir etki yarattýklarýný sözlüsünün
Aygün'e yazdýðý ama Aygün'ün okuma fýrsatýný bulamadýðýmektubunda okuyalým; "Direniþ mücadeleniz, yürüttüðünüzonurlu hak alma mücadeleniz, beyin hücrelerimde þekiilenip,sizlerle onurunuzia yaþadýðýmý hatýrlamak istiyorum. Giderekinsanlýða kök salan zindanlardaki bu direniþiniz, bu direniþabideniz insan olanýn içini kemiren bir duygu zelzelesioluvermiþtir. Ki, bu konuda ýsrarla kör olmayý yeðleyeninkirpikieri gözbebeðini iðnelemekte, saðýrlaþan insanlarýn ise,kulak zarlarýný patlatýrcasýna yükselen ses, onurlu yaþamiçin ölüm çýðlýklarýnýz uykularýný kaçýrýp kulaklarýnýçýniatmaktadýr aklanmalarý için."
Ozan bir türküsünde þöyle diyor;"Onlar kavgamýzýn bayraklarýdýrOnur anýtlarý yüz aklarýdýr"
Aygün ise onlarýn ilkidir, ipi ilk göðüsleyenidir. Ve onlardireniþ sürecinde gösterdikleri kararlýlýklarý, zafere kilitlenmiþbilinçleriyle ve çözülmez iradeleriyle sadece bizim deðildünyanýn tüm ezilen halklarý için birer bayrak ve birer onuranýtýdýrlar.
Aygün artýk 60. güne girildiðinde hiçbir þey konuþmazve hiçbir þeye tepki göstermez durumdaydý. Ancak tek birdurum ve tek bir an hariç. O aný yoldaþlarý anlatýyor; "... Fakat
18
60. güne girilen bu gece artýk konuþmalara ve sorulansorulara da hiçbir tepki vermemeye baþladý. O an doktorçaðýrdýk. Durumu hakkýnda daha net bilgi sahibi olmakdüþüncesiyle. Doktor durumu hakkýnda bilgi sahibi olmakiçin vücudunun çeþitli yerlerini muayene etmeye çalýþýrken,o an Aygün yoldaþtan bir tepki geldi. Bizim kendisinihýrpalarcasýna muayene etmemize bir þey demezkendoktoru tanýmýþ olmalý ki, doktorun muayene etmesini elinintersi ile geri itti."
Son anýnda dahi bu tepkiyi veren irade zafere kilitlenmiþolan iradedir. Son anýnda dahi bu tepkiyi veren bilinçgeleceðe olan inancýn tutkusuyla kavrulan devrimci bilinçtir.Yoldaþlarýnýn anlattýðý bu durum göstermektedir ki, AygünUður son günlerinde dahi yüksek sesle söyleyemese de içteniçe "An serkeftin, an mirin!" diye haykýrýyordu.
Çok söz söylemeye gerek yok artýk, biryýldýz daha kaydý.Bir yýldýz daha zaferin muþtusu olarak þehitler kervanýnakatýldý. Ve bir yýldýz daha tarihimizi güzelleþtirmek için bugünü en onurlu, en yüce yaþayarak ölüme diz çöktürdü.Direniþin basýlmadýk bir karýþ topraðýný býrakmadan tohumolup yarýnlar adýna filizlenmek adýna konuþanlarýn þahingözleri, doruklarý fethetti. Yarýnlardan korkanlar ise herzamanki gibi devrimcilerin kahredici iradeleri karþýsýndabüzüldü, sustu, þaþýrdý ve gideceði çöplüðe bir adým daha
yaklaþmanýn çaresizliðini yaþadý.Týpký Aygün'ün söylediði gibi "Halkýmýz, analarýmýz böyle
evlatlar doðurduktan sonra..." daha nice direniþler görecekbu ülke topraklarý. Ve daha nice Aygün görecek dünyagericiliði ve dünya halklarý.
Ozan ne söylemiþti:"Sanýlmasýn onlar unutuldularHer sabahýn þafaðýnda onlar var.Onlar akan suda, onlar ýþýktaOnlar ballý petek, yüklü baþakta"
Not. Bu bölüm TKP(ML) tutsaklan tarafýndan hazýrlanmýþtýr.
ALTAN BERDAN KERiMGiLLER
(DHKP-C)
1968 yýlý 26 Ekim'inde Tarsus'ta doðdu. Arap-Alevi birailenin beþinci ve en küçük çocuðudur. ilk ve orta öðreniminiTarsus ve Adana'da yaptý. Adana Anadolu Lisesi'ndenmezun olduktan sonra 1987-88 öðretim döneminde AnkaraÜniversitesi Basýn Yayýn Yüksek Okulu Gazetecilik ve Halklailiþkiler Bölümü'ne girdi. Burada DEV-GENÇ saflarýndamücadeleye baþladý. 1989 yýlý baþýna kadar DEV-GENÇiçerisinde yer aldý. '89'dan itibaren Ankara Yeni Çözümbürosunda çalýþmaya baþladý. Devrimci Sol'un '90 AtýlýmKararlarý'ndan sonra Ankara DEV-GENÇ Komitesi'ndeistihdam edildi. '90 Eylül'ünde mahalli alanda çalýþmayabaþladý. Bir süre sonra polis tarafýndan afiþe edilmesi üzerinebu görevinden ayrýlmak zorunda kaldý. 10 defa gözaltýnaqlýndý. '91 Nisan'ýnda Istanbul SDB'lerinde savaþçý olarakgörev ald i. 1992 Eylül'ünde EgeKýrGerilla Biniði operasyonundayine Ölüm Orucu þehitlerimizden Müjdat Yanat, Karadenizþehitlerimizden Bülent Pak'ýn da içinde ~ulunduðu birgurupyoldaþýyla tutsak düþtü. Buca, Aydýn ve en son olarak daBayrampaþa Hapishanesi'nde kaldý. Halen iki davadanyargýlanmasý devam ediyordu. 22 Temmuz günü, ÖlümOrucu'nun 65. günü sabah saat 08.32'de þehit düþtü.
121
ALTAN BERDAN KERIMGiLLER'iN
TÖREN KONUþMASý
Yoldaþlar,Burada bulunan pek çok yoldaþýmýzýn. ülkemizin
zindanlarýnda yatan yüzlerce tutsaðýn, yoldaþlarýmýzýn ÖlümOrucu gönüýýüsü olduðunu biliyorum.
Bu büyük bir güçtür...
Ideolojimizin, önderliðimizin yol göstericiliðinde.tarihimizin ve tarihimizde yaratýlan geleneklerin açýðaçýkardýðý bu gücün bizlerce ölümsüzlüðe taþýnacaðýndanemin olabilirsiniz.
Partimizin alýnlarýmýza taktýðý bu kýzýl bantlara and olsun ki;
Umudun adý Parti-Cephemize and olsun ki;
Bayraklarýmýza ve þehitlerimize and olsun ki;Zaferi biz kazanacaðýz...
YAÞASýN ÖNDERiMiz DURSUN KARATAÞ!
YAÞASýN DEVRIMCi HALK KURTULUÞ PARTIsi-CEPHESi
3 Temmuz 1996
Süresiz AçÝlk Grevi'nin 37. Gününde Ölüm Orucu Gönüllü/erininDuygu, Düþünce ve Deðer/endirme/erini An/attýk/arý
Too/antýda:
22
ALTAN BERDAN KERIMGILLER'IN
KONUÞMALARýNDAN
Bugüne kadar tartýþmalarýmýzda, gerek tarihimizi
öðrenirken gerekse gelinen süreçte yaptýðýmýz tartýþmalardabugün yoldaþlarýmýzýn anlatýmlarýnda; Ölüm Orucu gibi bireylemin siyasal açýdan ne kadarönemli olduðu, (...) ne kadarbüyük olduðu tartýþmasýz bir þekilde ortadadýr.
Ölüm Orucu eyleminin siyasalolarak deðerlendirilmesineiliþkin þöyle bir þey söyleyebilirim; Benim Devrimci Solsaflarýna katýlmamda; '84 Ölüm Orucu direniþinin çok önemlibir payý vardýr. O direniþin anlatýldýðý "Direniþ Ölüm Yaþam"kitabýný okumam, diyebilirim ki; devrimci olmamda çok büyükbir pay sahibidir. Yine ayný süreçte saf\arýmýza katýlan pekçok insaný örgütlemek için yaptýðýmýz b~lki de tek þey, belkide ilk þey "Direniþ Ölüm Yaþam" kitabýný onlarla okumak vetartýþmak olmuþtur. Orada yaratýlan deðerleri, feda ruhunugördükçe, andýkça insanlarýmýzýn saflarýmýza aktýðýnýgördüm. O yaratýlan deðerlere sarýlan insanlarýn süreçiçerisinde o deðerleri nasýl geliþtirdiklerini, o deðerlerletanýþýp devrimci olan yoldaþlarýmýzýn þehitliði nasýlkucakladýklarýna defalarca tanýk olduk. Bu yanýylacezaevlerinde yaratýlan bu direniþ manifestosunun ülkemizhalklarýnýn mücadelesine sunduðu katkýlar gerçekten çok
büyük.
(...)Bugün çok daha güçlüyüz.(...)
Bugün halklarýmýzýn içinde bulunduðu durum ortadadýr.Halklarýmýzýn devrim umudunun her geçen gün nasýlbüyüdüðünü, faþizm karþýsýnda bedel ödemeye nasýl hazýrolduðunu her geçen gün yaratýlan ömeklerle görüyoruz. Yine,savaþýmýzýn Parti-Cepheli sürece evrilmesiyle beraberyarattýðý etkileri görüyoruz.
123
Cezaevi süreci benim açýmdan savaþýmýzý çok yakýndantanýdýðým bir süreç oldu. Hareketimizin cezaevlerini insanlarýnkendisini yeniden yaratmasý içirý, savaþý tanýmasý için nasýlbir devrim okuluna dönüþtürdüðüne kendi pratiðimle tanýkoldum. Bu süreç içerisinde Parti-Cepheli sürecimizle birlikteParti-Cephemle daha çok bütünleþtiðime inanýyorum. Onunbir parçasý olarak kendimi hissediyorum. Dolayýsýyla Parti-
Cephemizin veya genelolarak savaþýmýzýn önündekiengelleri aþmak, ne pahasýna olursa olsun aþmak tümyoldaþlarým,için olduðu gibi, benim için de birgörev. Bu görevi
layýkýyla yerine getireceðime inanýyorum.
Ölüm Orucu Þehidi Altan Berdan Kerimgiller'i
Yoldaþlarý Anlatýyor...
KENDINI AÞA AÞA ÖLÜME KOÞTU
Insan iliþkilerinde çok güçlüydü. Sýradan insanlarla çokçabuk diyalog kurup onlarý etkileyebilen bir yapýya sahipti.
(... )Her yönüyle açýk yürekli ve samimiydi. Sevincini,
coþkusunu, üzüntülerini dolu dolu yaþar-yaþatýrdý. Esprileri,hoþ sohbetleri ile insaný saran sýcaklýðý ile her süreçte neþeve moral kaynaðý olurdu.
(... )Onun için söylenebilecek en güzel þey bir devrim hamalý
olmasýydý. O aramýzdan biriydi.
(...)Yeni insanlara harcadýðý emek özellikle vurgulamamýz
gereken bir özelliðiydi. Saatlerce sabýrla dinler, ilgilenir,dönüþtürebilmek için büyük bir emek harcardý. Bunuyaparken mütevazýlýðý elden býrakmaz, devrimciliðingörevlerinden biri olduðu bilinciyle büyük bir istekle yapardý...
124
iRADENiN GÜCÜ, iKTiDAR VE DEVRiM
(0.0)
Berdan yoldaþ yataktan yardýmsýz çýkamýyordu.Yoldaþýmýzý yataktan ancak kucakta çýkarabiliyorduk. Þekerlisu, tuz, sývý alamýyordu. Sývý aldýðý zaman tekrar çýkarýyordu.Midesi sývýyý kabul etmiyor, devamlý çýkarmak zorundakalýyor ve acý çekiyordu. Vücudunda, bacaklarýnda,kollarýnda, sýrt bölgelerinde aðrýlar hissediyordu. Durumugün geçtikçe fizikselolarak zayýflýyordu. Ama buna raðmeniradesi sapa saðlamdý. Tüm bu acýlar içerisinde yoldaþlarýnakarþý saygýlý ve düþünceli davranýþlarýndan hiçbir þey
kaybetmiyordu.
Ipi göðüslemesine birkaç saati var. Anlaþýlýr bir þekildeslogan atýyor. "Yaþasýn Küba, Yaþasýn Ölüm OrucuEylemimiz" sloganýnýn normal kurduðu cümlelerden dahayüksek bir þekilde atýyor. Slogan atarken sol elini kaldýrmayaçalýþýyor. Ama hafif bir þekilde ancak kaldýrabiliyor. Busloganýnda sosyalizme olan inancýný ve Ölüm Orucueylemimizin zaferini haykýrýyordu.
"SADECE
ÖNE GEÇTiM"
30 Mart -17 Nisan Devrim Þehitlerini Anma Günlerindedüzenlediðimiz anmalarda onu okuduðu þiirleriyle, gür vecoþkulu sesiyle tanýdýk.
"Bir mermi de benden aslanýmBir mermi de bendenBir mermi de benden zafer toplarý, mukaddes namlularDaha gelmesin mi bahar, daha gülmesin mi aðlayanlarÞimdi gözaydýn etme zamanýdýr.Yeni bir dünya doðuyorÞorul þoru\ giden kan pahasý"Bu þiiri hemen her anmamýzda ve kutlama günlerimizde
ondan büyük zevk ve coþkuyla dinledik. Yoldaþýmýzdüþmanlarýmýzýn beynine sýkýlan bir mermi olmuþ, son þiirini
yaþamýyla söylemiþti.
125
Berdan yoldaþ tutsaklýk sürecini en verimli, üretken,yoldaþlarýyla hep sýcak iliþkiler kuran, kendisini veyoldaþlarýný geliþtiren oldu. O zeki, çalýþkan ve her geçengün güçlenen, iradesi saðlam bir yoldaþýmýz oldu.
Eðitim ve üretim çalýþmalanmýzda PirSultanian, Baba ishaklarý,
Þeyh Bedreddinleri, Anadolu'daki halk ayaklanmalarýný, halk
önderlerini; Aliþerleri... Seyit Rýzalardý araþtýrarak halkýmýzýnisyanlarýný öðrenerek tarih bilincini geliþtirdi.
Tiyatro oyunlarý yazýyordu. Halk önderleriyle ilgili olarak
yazýlan oyunlarda oynuyordu. Bu oyunlarda Þeyh Bedreddin'le,Torlak Kemal'le, Börklüce Mustafa ile ortak yaþam düzeni
kurmanýn mutluluðunu yaþýyor, onlarla birlikte savaþýyor,
acýlar, ýzdýraplar çekiyordu. Ve onlarla birlikte þehit oluyordu.Her oyundan sonra sýrýl sýklam terliyordu. Ve bunu ifade
ediyordu.
(...)Daha 47. Günde, ,5 Temmuz günü öðleden sonra vücudu
ilk isyanlara baþlamýþ, ona düþmanlaþmýþtý. Safra ve kan
kusuyordu. Ona espri yapýyorduk; "Berdan yoldaþ, ipi
göðüsleme sýramýzý þaþýrma, ilk üç sýramýz dolu, seni daha
sonra sýraya aldýk. Çalým atýp öne geçmeye çalýþma"
diyorduk. O her zamanki rahatlýðýyla;; "Ben sizlerin sýrasýný
almadým ki, çalým da atmadým, aranýza da girmedim,
SADECE ÖNE GEÇTiM.
Not: Bu bölüm DHKP-C tutsaklan tarafýndan hazýrfanmýþtýr
128
iLGiNÇ ÖZKESKiN (DHKP-C)
14 Þubat 1961'de istanbul'da orta hall i birailenin çocuðuolarak doðan Ilginç Özkeskin yoldaþ, demokrat bir aileortamýnda yetiþti. Sosyalist düþüncelerle tanýþmasý 1977 1Mayýs katliamýnda þehit düþen Jale Yeþilnil'den sonrageliþmeye baþladý. Çok sevdiði bir insanýn, kontrgerillanýn,emeðin bayramýný kana bulamasý sýrasýnda þehit düþmesionu etkilemiþti.
Sistemi sorguladý. Okudu, sorguladý ve çevresindegeliþen devrimci mücadeleye yakýnlýðý baþladý. 1 Mayýskatliamýný protesto amaçlý etkinliklere, okuduðu lisede katýldý.
1978 yýlýnda istanbul'un Çapa Týp Fakültesi'ne girdi.Üniversite yýllarýnda mediko-sosyal faaliyetleri içerisindeyken
DEV-GENÇ'in düþünceleriyle tanýþtý. Çeþitli görevlerüstlendi. 1980 Aðustos ayýnda Alemdað Polis Karakolu'nda21 günlük ilk gözaltý süresini yaþadý.
Cunta süreci sonrasýnda da devrimci hareketle çeþitlidüzeylerde iliþki sürdürdü. Devrimci muhalefeti ezmek, yoketmek isteyen cuntacýlara karþý mücadele etmek içintereddüt etmedi. Bu süreç Ilginç yoldaþýn kendini aþmasýiçin bir dönüm noktasý oldu.
Hareketi ve ülke gerçeðini, solun içinde bulunduðudurumu bizzat yaþayarak öðrendi. Hareketine karþý dahabir güven duyarak mücadeleye sarýldý.
Boþ durmadý. Yeni iliþkiler, yeni örgütlenme alanlarýnýnaçýlmasý çabalarý hep sürdü. Bu dönemde düþman güçleritarafýndan aranmaya baþlandý. Okulunu býrakmakdurumunda kaldý. '84 yýlýnda cezaevlerinde süren faþizminvahþetini durdurmak, Ölüm Orucu Eylemine destek içinhareketine intihar eylemleri de dahil her türlü eyleme hazýrolduðunu bildirdi.
Yoldaþlarý ve halký için her zaman kendini feda etmebilinciyleyaþadý. Kararlý ve cesur kiþiliðiyle ilginç yoldaþýnkiþiliði ve yaþam tarzý hep ömekti. Çeþitli dönemlerde mahallialan ve gençlik örgütlenmesinde sorumluluklar üstlendi.
30 Nisan 1987'de devrimci bir eyleme giderken gözaltýnaalýndý. Devrimci Sol timinden bir iþkenceci kendisini tanýyanakadar ismini söyletemediler ona.
Tutuklanarak Saðmalcýlar Hapishanesi'ne konuldu. Buradairili-ufaklý birçok direniþte yer aldý. Hapishanelerdeki baskýpolitikalarýný protesto etmek amacýyla örgütlenen 50 günlükSüresiz Açlýk Grevi direniþçilerinden biriydi ilginç yoldaþ.
'90 yýlýnýn Aðustos ayýnda Bursa Hapishanesi'ne sevkedildi. Bu süreçte herdevrimcinin yapmasý gerektiði biçimiylekendini sorgulamasýný baþardý. Bir süre hapishane
temsilciliðini yürüttü.
Eskiþehir tabutluðunun açýlmasýyla yaþanan sürgünlersýrasýnda direniþe geçerek tavýr koydu. Operasyon sonucundaEskiþehir'e gitti. Türkiye çapýnda örgütlenen Süresiz AçlýkGrevi direniþinde yer aldý. Ve 27 gün sonra tabutluðunkapatýlmasýyla yeniden Bursa Hapishanesi'ne döndü.
16-17 Nisan direniþlerinden dolayý yüreði kin doluydu.
iliklerinde çok sevdiði yoldaþlarý vardý. Hareketine karþýbaðlýlýðý daha da arttý. Var olan eksikliklerini aþma vemücadelede tereddütsüz olma sözünü verdi. Ve bunu aþma;ve mücadelede tereddütsüz olma sözünü verdi. Ve bunu
baþardý ilginç yoldaþ.Tutsakken darbeci ihanetini duydu. Tereddüt etmeden
darbecilere tavýr aldý. "Benim yerim her zaman önderiminyanýdýr..." diyerek kararlýlýðýný ifade etti.
'93 Mayýs'ýnda tahliye oldu. Yeniden mücadeleyekatýlmak için hareketinin saflarýna koþtu. Yaþanan darbecilikihanetiyle birlikte zor günler yaþayan hareketin yenidentoparlanmasýnda önemli görevler üstlendi.
'94 yýlýnda yeniden tutsak düþtü. Zorlu bir sýnavdan geçti.iþkencecileri ininde bir kez daha yenilgiye uðrattý.
30
Tutuklandýðýnda o çok iyi bildiði Saðmalcýlar'a konuldu.Burada saðlýk, hukuk alanýnda sorumluluklar üstlendi. Kýsabir süre Ümraniye Hapishanesi yaþamý oldu. Dört yoldaþýnýnþehit düþtüðü direniþin en ön saflarýndaydl.4 Ocak direniþininardýndan yeniden Bayrampaþa' ya getirildi.Kontrgerilla þefiMehmet Aðar'ýn cezaevlerine yeni bir saldýrýyý baþlatmasýsonucunda Süresiz Açlýk Grevi direniþinde yer aldý. 45.günden sonra eyleminin Ölüm Orucu'na dönüþmesiyle,direniþin gönüllü savaþçýsý olarak öne çýktý. Ölüm Orucueyleminin birinci ekibinde bedenini yoldaþlarýna siper edenIlginç yoldaþ 65. günde þehit düþtü. Yaþamý ve kararlý kiþiliðiörnek olacaktýr. Seni unutmayacak, unutturmayacaðýz...
13
TÖREN KONUþMASý
Yoldaþlar,Bugün düþmanýn saldýrýlarýný biliyoruz. Bu saldýrýlarýnýn
sadece bize deðil tüm halka yönelik olduðunun hepimiz
farkýndayýz.Bugün ben de bir Ölüm Oruççusu olarak bu halka yönelik
saldýrýlarý, dýþarýda olduðu gibi, püskürtmekte bir görevüstlendim. Hepimiz bu direniþ içinde görevaldýk. Bu direniþehepimiz katýldýk. Bugün bizler de Ölüm Orucu gönüllüsüolarak bu saldýrýyý püskürtmekte görev üstleniyoruz. Bu gücübaþta bütün geleneklerimizin yaratýcýsý olan önderimizden,tarihimizden, halkýmýzdan alýyoruz. Ben de diðer yoldaþlarýmýzýnsöylediði gibi zaferi kazanacaðýmýza inanýyorum. Bu uðurdadiðer yoldaþlarým gibi ben de þehit düþeceðim.
YAÞASýN ÖNDERIMIz DURSUN KARATAÞ!
YAÞASýN DEVRIMCI HALK KURTULUÞ PARTIsI-CEPHESI!
ilginç Özkeskin
3 Temmuz 1996
32
ÖLÜM ORUCU ÞEHiDi iLGINÇ ÖZKESKiN'iNAiLESiNE YAZDýÐý MEKTUP
Aileme,Hepiniz biliyorsunuz ki, 1979 sonlarýndan beri devrimci
mücadele içindeyim ve hemen hemen hiç aralýksýz içindeyer aldým. Birçok zorluklarla, sýkýntýlarla karþýlaþtýðýmdönemler oldu. Ama bunlarý göðüslemeyi ve aþmayý birgörevolarak gördüm. Bunlarý biliyorsunuz. Bildiðiniz bir þeyde bu uðurda pek çok þeyi, hatta ölümü göze almýþolmamdýr. Daha önce söylemedim ama daha öncekisüreçlerde de intihar eylemi niteliði taþýyan bazý eylemleregönüllü olmuþtum. Bugün de Ölüm Orucu gönüllüsüyüm.
Bunlarý niye yazdým? Bu benim ölümle ilk karþý karþýyageliþim deðil. Kaldý ki dýþarýda savaþýn içinde de þehitdüþebilirdim. Cezaevinde yattýðým sekiz sene içinde bunlarýzaman zaman konuþtuk. Ana-baba duygusallýðýyla ya dadüzenin yanlýþ þartlandýrdýðý düþüncelerin etkisiyle pekanlamak istemediniz ya da "sana bir þeyolursa ne yaparýz,aile daðýlýr" vb. gibi dediniz. Hatta bazen daha olumsuztavýrlarýnýz oldu. Size Türkiye ve cezaevi gerçeðini yinedüþman gösterdi. Ümraniye katliamý sizin için önemli bir olguoldu. Ama yine de kavganýn deðerini, güzelliðini, gerektiðindeölümü göze alabilmek gerektiðini anlamadýnýz.
Bugün niye Ölüm Orucu yapýyoruz, böyle bir direniþtegönüllü olabiliyoruz? Hiçbir aile kendi kýzý ya da oðlununþehit olmasýný istemez. Ama þunu düþünmelisinizsorumluluk duyduðumuz, uðruna savaþtýðýmýz bir halkýmýzvar. Direniþin önemi de burada. Düþman açýsýndan sorunsadece Eskiþehir sorunu deðil. Saldýrý cezaevlerindeyoðunlaþmýþ olsa da tüm bir halka yönelik. Devlet en küçükhak arayýþýna bile nasýl vahþice saldýrýyor hergüngörüyorsunuz. Cezaevi önünden alýnmalarý ise kendinizyaþadýnýz, hiçbir anlam veremediniz. Bir iþçi eylemi, bir
köylünün taban fiyat eylemi, öðrencilerin bir eylemi nasýlsaldýrýya uðruyor, herkes gibi siz de biliyorsunuz. Kýsacahalkýn her hak arayýþý ciddi saldýrýlarla karþýlaþýyor.
Bu bir rastlantý mý? Elbette deðil. Devlet çözümüretemeyecek kadar týkanmýþ olduðundan, hergün yeniyolsuzluklarý ortaya çýkarmaktan, yeni milletvekili pazarlarýkurmaktan baþka bir þey yapmadýðýndan saldýrýp,
sindirmeye çalýþmaktan baþka yol bulamýyor. Devletinçalýþan tek kurumu, þiddet üreten kurumlarý desek hiç abartýolmaz. Bu kadar büyük bir kriz yaþanýyor. Iþte cezaevlerineyönelik saldýrýlar da bunun bir parçasý. Çünkü devlet çok iyibiliyor ki, tutsaklar halklarýmýz için her zaman bir moral deðerolmuþlardýr. Devrimci tutsaklar sindirilmeden halký sindirmek,devrimci mücadeleyi yok etmek olanaksýzdýr. Bu nedenlebugün de halka yönelik saldýrýnýn ilk hedeflerinden biricezaevleri olmuþtur.
iþte saldýrýlarýn amacý budur. Amaç devrimci mücadeledenkoparmak, itirafçýlaþtýrmak. Bizi sindirirlerse halký sindirmeleridaha kolayolacak.
Benim Ölüm Orucu gönüllüsü olmamý böyle düþünmelisiniz.Bizim bu direniþimiz zafere ulaþtýðýnda tüm bir halka yöneliksaldýrýlarýn önünde set olacaktýr. Bu anlamda ben de böylebir direniþte yer almayý görevolarak gördüm. Tümüylegönüllü olarak katýlmayý istedim. Siz üzülmeyin diyemem.Mutlaka üzüleceksiniz. Ama yine de neden katýldýðýmý veniçin þehit olduðumu bu çerçevede anlamaya çalýþýn. Böylebir ölüm, ölüm deðil, ölümsüzlüktür.
Hepinizi seviyorum.
34
Yoldaþlarý Ölüm Orucu Þehidi ilginç Özkeskin'i Anlatýyor.
"YALýNLIÐI, iÇTENLiÐiYLE MÜTEVAZI BiR KAVGA
ADAMliLGINÇ"Ilginç'i tanýyanlar onun saflýðýný, yalýnlýðýný ve olgunluðunu
bilirler. O bulunduðu her ortamda bu özellikleriyle birlikte öneçýkar ve insanlarla kýsa sürede kaynaþýrdý.
insan iliþkilerinde her zaman içten, sevgi dolu bir insandý.Her meslekten, her sýnýftan ve her yaþtan birçok insanlailiþkisi olmuþtur. Bu iliþkilerde her zaman kendini kabulettiren, sevdiren, saydýran, dinleten biri olmuþtur.
Halk iliþkilerine öylesine güven vermiþtir ki, insanlar aileiçi sorunlarýný, hatta en özel diyebileceðimiz sorunlarýný bileona açmaktan, onunla konuþmaktan kaçýnmazlardý. "Ilginçdinlerse bir çözüm bulur" mantýðý ve güveni vardýr onu
tanýyanlarda.Onun yaþamý ve uzun devrimcilik yýllarý ayný zamanda
da kendini aþmanýn, yenilenmenin, hata ve zaaflarýyla daciddi olarak hesapýaþarak kendini yeniden yaratmanýn güzelbir örneðidir de.
Onun mantýðýnda "yoruldum, dinleneyim" yoktur,olmamýþtýr. Onun anlayýþýnda küçük burjuvazinin sorunlarkarþýsýndaki çaresizliði ve kaçýþý yoktur. O her zamanailemize layýk olmaya çalýþmýþ ve yaþamýyla, yaptýklarýylada bunu göstermiþtir.
Onu günün her saatinde bir þeyler yaparken bulmakmümkündü. Onun hiç boþ zamaný olmamýþtýr. Hiçbir zamanküçük iþ, büyük iþ ayrýmý yapmamýþ, devrim için,mücadelenin ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý için gerekli heryere,her iþe koþmasýný bilmiþtir.
Not: Bu bölüm DHKP-C tutsaklan tarafýndan hazýrlanmýstýr.
36
HÜSEYiN DEMiRCioÐlU
(M lKP)
DEVRiMLE ÖZDEÞLEÞMiþ BiR YAÞAM
Ölüm Orucu saldýrýmýzýn Ankara siperinde þehit düþenHüseyin Demircioðlu yoldaþ, Bingöl'ün Kiðý ilçesi Sütlüceköyünde merhaba dedi dünyaya. Kül"t ulusundan yoksulköylü bir aileye mensuptu. Devrimci düþünceleÝ-ýe tanýþtýðýndaneredeyse çocuk yaþtaydý. Bu aðýrbaþlý ve çalýþkanöðrencikýsa sürede boykot, iþgal ve gösterilerdeki militanlýðýyla öneçýktý. Ve o dönemden itibaren ömrünün tam 23 yýlýný devrimciyaþama adadý. Hüseyin yoldaþ, 1976'da öðretmen okulunuterkederek baþladýðý profesyonel devrimci yaþamý içinde,bir daha yüzünü geriye dönmedi, O, devrimciliði asla kolaydönemlerin, moda halindeki bir uðraþý olarak görmedi. Birdava adamý olaraktüm ömrünü boydan boya devrime adadý.Uzun mücadele yýllarý içinde yaralandý, gözaltýna alýnýpiþkencelerden geçirildi, zindanlara atýldý, fakat asla boyun
eðmedi.Türk ve Kürt coðrafyasýnda yaþayan tüm iþçilere,
emekçilere ve gençlere sömürü ve zulüm cenderesindesonsuz yoksulluklar ve acýlar çektiren, Kürt ulusunasömürgeci boyunduruk vuran iþbirlikçi kapitalist düzene vefaþist rejime karþý mücadelesini 12 Eylül cuntasý sonrasýndada tereddütsüzce sürdürdü. Tasfiyecilik ve mülteciliksalgýnýyla arasýna sýnýr çekti. Yürüttüðü devrimci faaliyetlerinedeniyle 1981'de gözaltýna alýndý. Faþist cellatlar onu 45gün boyunca en aðýr iþkencelerden geçirdiler. Hüseyin
Demircioðlu yoldaþ onlara, direniþ bayraðýný yükseklerdetutarak, devrimci ve yoldaþlarýna baðlýlýðýný haykýrarak yanýtverdi. iþkenceciler ondan sýr almanýn olanaksýzlýðýný gördülerve inlerinde boyun eðdiler.
37
Çýkarýldýðý mahkemece tutuklandý. Cunta mahkemesidaha sonra bozulan idam hükmü kesti O'na. Hazýrdý,aldýrmadý. Alemdað, Sultanahmet ve Saðmalcýlar zindanlarýndageçirdiði yedi yýl boyunca kendini daha büyük kavgalarahazýrladý. Zindandan çýktýðý 1987'den baþlayarak yenidenatýldý sýnýf mücadelesi denizine. Olanaksýzlýklar, türlügüçlükler, omuzlarýna binen aðýr mý aðýr yükler bir an biletereddüde düþürmedi Hüseyin yoldaþý. 1990'da gözaltýnaalýndý, bir süre tutuklu kaldýktan sonra, salýverildi. Yinecezaevlerinden dosdoðru mücadelenin, örgütlü yaþamýnkollarýna atýldý. Daha sonraki yýllarda bir yandan önderleriarasýnda yeraldýðý örgütün geliþmesi, sýnýf mücadelesindeetkin bir güç haline gelmesi için tüm yeteneklerini seferberederken, diðer yandan komünistlerin birliði tartýþmalarýnayakýn durdu; atýlan adýmlarý dikkatle izledi, sonuçta dayüzünü bütünüyle birliðe döndü. Bilgisini, deneylerini veenerjisini bu uðurda seferber etti. Proletaryanýn çýkarlarýdýþýnda hiçbir çýkarý olmayanlarýn yeni ve daha güçlü birmücadele birliðini yaratmalarý onurunu paylaþtý.
MLKP kurucu üyesi Hüseyin Demircioðlu yoldaþ, 1994Eylül'ünde gerçekleþtirilen MLKP-K 1. (Parti ve Birlik)Konferansý delegeleri arasýnda yer aldý. Birlik devrimininürünü olan parti, O'nun yeteneklerinin tümüyle açýðaçýkmasýný, enerjisinin misliyle artmasýný, coþku ve yüksekmoralinin sýnýr tanýmaz hale gelmesini saðlamýþtý adeta.
Parti Merkez Komite üyeliðine seçilen Hüseyin Demircioðlu
yoldaþ, faþizmin saldýrýlarýyla zayýflayan, güç kaybedenAnkara örgütünü yeniden kurup geliþtirmek, diktatörlüðünBaþkentinde devrim yangýnýný büyütmek için görev baþýnakoþtu. Parti tarzý, parti çizgisi ve parti ruhuyla coþan yüreði,ideallerine ve onlarýn bayraktarý partisine onsuz baðlýlýklabilenen bilinciyle, kýsa sürede üstün baþarýlar kazandý. Engeltanýmýyordu. Onu bazen Merkez Komite üyesi olarak,devrimci geliþmenin genel sorunlarý üzerine çalýþýrken,bazen Ankara ii Komitesi Sekreteri olarak parti toplantýsýnda,bazen gizli basým merkezinin titizlikle kurulmasý iþinin
138
emekçiliðinde, bazen çok sayýda silahýn ve patlayýcýnýn
karargahýna ulaþtýrýlmasý pratiðinde görebilirdiniz. Teorikçalýþmayla günlük pratik devrimci çalýþmayý birleþtirmekonun tarzýnýn temel bir özelliðiydi. Hüseyin yoldaþ, MLKP'nin"Parti devrim için vardýr, kadro devrimi büyütmek, geliþtirmek
için yaþar" anlayýþýnýn cisimleþmiþ ifadelerinden biri oldu.ideolojik sorunlara kafa yormayý, politika üretmeyi, örgütçü,devrim hamalý ve riskli görevlerin militaný olmayý, sýnýfmücadelesinin gerçek ihtiyaçlarý bunlardan hangisini öneçýkarmýþsa o sipere koþmayý yaþam biçimi kýldý.
Faþist düþmana son kez 1995 Mart'ýnda Ankara'da tutsakdüþtü. Iki hafta boyunca azgýn iþkencelerden geçirildi.Gözaltýnda olduðu ilk bir hafta boyunca kabul edilmedi. Ölümtehditleriyle ve infaz provalarýnýn gölgesinde sorgulandý. Dizçökmedi, tek sözcük ifade vermedi. Cellatlarýn suratýnairademizin gücüyle tükürdü. Ankara polisi, en aðýriþkencelerden sonra, O'nun öldüðünü sanarak, bedeninigizlice yol kenarýna býraktý, ancak hala yaþamakta direttiðinifarkedince, yeniden iþkence merkezine götürdü. Onbeþgünlük yalýn çarpýþmada, kazanan devrimdi, partisiydi,Hüseyin'di. TutuklanarakAnkara Merkez Kapalý Cezaevi'nekonuldu.
lþkenceli sorgulardan sol kolu felçli, kaburgalarý kýrýk veiç organlarýnýn bir bölümü tahrip edilmiþ halde çýkmýþtý.
Þikayet etmedi, yoldaþlarýndan çok kendisiyle uðraþmak onagöre deðildi. Hemen yoldaþlarýnýn yaþamýný planlamaya.siyasal ve ideolojik eðitimini örgütlemeye giriþti.
Genel direniþ baþladýðýnda, Hüseyin yoldaþýn ciddi saðlýksorunlarý henüz bütünüyle ortadan kalkmýþ deðildi. Oysa o,týpký dýþarýda ve iþkence merkezlerinde olduðu gibi, budireniþin de en ön siperlerinde dövüþmeye kararlýydý. ÖlümOrucunun kaçýnýlmaz bir mücadele biçimi olarak gündemegeleceðini en erken kavrayanlardandý ve bedenini ölümeyatýrma konusunda baþýndan beri tereddütsüzdü. Partisine
þöyle sesleniyordu:
139
"Bu sürecin tereddütsüz bir savaþçýsý olmaya adaylýðýmýdaha iþin baþýnda kararlaþtýrmýþtým. Duygularýmý yansýtmakgerekiyorsa; ilk ben yatýracaðým bedenimi açlýða ve ölüme.En önde çarpýþan ben olmalýyým. Fedakarlýkta ve canfedalýkta sýranýn baþýnda yer almalýyým. Ölüm Orucudireniþine tartýþmasýz, tereddütsüz katýlacaðýmý yinelerken,bu kararýmýn her türlü tartýþma, öneri ve seçeneklerinin
dýþýnda tutulmasýný, engelleme çabalarýna þiddetle karþýduracaðýmý ve tahammülsüzlüðümü belirtmek istiyorum."
Müfrezelerimizin baþýnda yer almadaki talebini ve sorunabakýþýný bu kararlýlýk ve coþkuyla duyuran yoldaþýmýz, ÖlümOrucu saldýrýmýzýn 67. gününde 12 Þimþek kanatlýyýldýzýmýzýn dördüncüsü olarak þehit düþerek ölümsüzlüðüfethetti ve göndere çekilmiþ bayraðýmýz oldu. O, partisininilk Ölüm Orucu þehidi ve dört duvar arasýnda faþizminkarargahlarýna can bedeli saldýrýnýn simgesi olarak yalnýzcabilincimizde ve gönlümüzde yaþamakla kalmayacak, aynýzamanda meydanlarda, fabrikalarda, okullarda ve kýrlardahesap soruþun andý olacaktýr. Kavgamýzýn demir yumruðu,partisinin önder militaný, devrimin usta öðretmeni, heryerdesürecek ve iktidarýn devrimci fethiyle taçlanacak savaþýmýzda
bayrak bayrak gülümseyecektir.Hüseyin Demircioðlu yoldaþ dava adamlýðýnýn, feda
ruhunun; savaþ azmimizin ve cüretin nakýþ nakýþ iþlendiðiyaþamýný, ölümsüzlüðü fethederek sonsuza deðin devrimearmaðan etmeden önce yazdýðý mektupta duygu, düþünceve isteklerini þu sözlerle ifadelendiriyordu:
"Yoldaþlar cantarým,Irade ve kararlýlýk, cesaret ve azim, -su verilmiþ bir çeliðin
sertliði gibi- partinin eliyle bizi de çelikleþtirmektedir her geçengün. Parti insaný olmak, onun kültürüne bezenmek, kavganýnda ustasý ve zor anlarýn dava adamý demektir. Öbek öbekmücadelenin ateþini körüklemek ve büyütmek savaþý,ezilenlerin ordusunu partileþtirmek, silahlandýrýp devrimletanýþtýrmak, ölüme meydan oku::an komünist militanýn iþidir.çürüyüp can çekiþen düzenin parçalanmasý ve yerine
40
yeninin konulmasý, marksist leninist komünist savaþçýnýnustalýðý ile olanaklýdýr. Eðer parti yoksa, onun kuvvetlerisavaþmaya hazýr deðilse, donanýmýnda yetersizlikler varsabýrakalým yýkýlmaya yüz tutan faþist rejimi yýkmak, kuru bir
dalý dahi koparmak güçtür.
Ölüm Orucuna yenik düþersem eðer, bedenimi Gazi'deki
"Parti mezarlýðýUna gömün.Her bahar orada kavgada olmak istiyorum. Bayraklarla,
þakýyan silahlarýmýzla, yeri göðü çýniatan þiarlarýmýzla adýmadým devrimi orada görmek istiyorum. Kardelenlerimizinözgürce aþka durup dans ettikleri güne deðin... Fabrikalardakiiþçinin, kanter içindeki emekçinin, faþizme ve kölecikapitalizme ölümcül darbeler indirip iktidara gelinceyekadar..."
Bu sözler hiç unutulmayacak. Devrimin zaferinekilitlenmiþ olarak and içeriz ki;
Hüseyin yoldaþ; Daima Bizimlesin Daima Seninleyiz
Not: Bu bölüm MLKP Tutsak/an tarafýndan yazý/mýþtýr.
42
ALi AYATA
TKP(ML)
iNCECiK BEDENiNLE KOCA BiR DEV GiBiYÜRÜDÜN ÖLÜMÜN ÜZERiNE
"GördülerYedi cihanin, cin, kaf daðýnýn ardýndakilerKýtlýk da kýran da olsaGördüler analar neler doðururAman aman hey..."
"Ölüm Orucu direniþimizin bu kadar uzamasýnda ortayaçýkan þu gerçeði görmeliyiz; devlet bizden ölü istiyor. Ölüverilecek, belki ilk ben olabilirim, kazanmak için birinin ölmesigerekiyor, bizden bunu istiyorlar. Yoldaþlarýn yaþamasý içinbu þart."
Ölüm Orucu'nun 60. gününde yanýnda bulunan biryoldaþýna söylemiþti bu sözleri Ali Ayata. Oysa düþman birdeðil 12 can istiyormuþ bizden ama bedel 12 can da olsa"kazanmak için ölmek gerekiyor" diyen bilinç kazanmakzorundaydý. Bu bilinçle hareket eden Ali Ayata 67. gündebeþinci Þehit savaþçý olarak yapýþtý düþmanýn yakasýna.Devlet, her yakasýna yapýþan þehidimizle daha bir boðuldu,ta ki zafere kadar.
Zaferzorlu olacaktý... Zafere þehitlerimizle yürüyecektik...Her savaþçýmýz ve her þehidimiz bu bilinçle hareket ediyordu.Ali Ayata, kendisine su içirmek isteyen yoldaþýnýn "Yoldaþyakýnda zafer bizim olacak, en fazla iki gün sonra direniþimizizaferle taçlandýracaðýz. O yüzden þu suyunu içmelisin"deyiþi ne 57. günde þöyle cevap veriyordu: "Yaþamamgerektiðini, bunun için direnmem gerektiðini biliyorum. Amayaþama isteðime baðlý olarak tüm gücümle direnmemeraðmen, direniþin varacaðý boyut; kýsa süreli bir direniþlekazanýlacak bir zafer olmadýðýný bilmelisin. Hem devlet faþistdiyeceksin hem de kalkýp kýsa sürede direniþin zaferle
43
sonuçlanacaðýndan bahsedeceksin, böyle olmaz. Buyaklaþým devleti tanýmamaktýr. Bu Ölüm Orucu dahasürecek ve þehitler vererek zafere yürüyeceðiz. Bunuþimdiden bilmekte yarar var."
Ölüm Orucu'nun 67. gününde, saat sabahýn 07.42'sinigösterirken ölüme son tebessümünü yapan Ali Ayata'ylabirlikte sarsýldý Bursa zindanlarý. Zafere olan inancýyla ölümü
küçülten Ali, 1965, Dersim'in Ovacýk ilçesi Yeþilyazý köyüdoðumludur. Devrimci mücadeleye ilk kez Devrimci HalkýnBirliði saflarýnda katýlýr. 1979 yýllarýnda ise TKP(ML) saflarýnageçerek mücadelesine devam eder. 1989'da ise TKP(ML)'yebaðlý Türkiye iþçi Köylü Kurtuluþ Ordusu (TýKKO)bünyesinde gerilla mücadelesine baþlar. Uzun süre Dersimbölgesinde gerilla faaliyeti yürüten Ali Ayata, 1992 yýlýndaTKP(ML)'ye üye olur. Ayný yýlýn yaz aylarýnda Karadeniz
bölgesine geçerek gerilla faaliyetlerine devam eder. 1994yýlýnda gerilla faaliyetlerini yeni bölgelere taþýma perspektifiüzerine Çukurova Alt Bölge Komite üyesi olarak atanýr.
Gerilla faaliyeti için ön çalýþmalar yaparken 1994 yýlýndaesir düþer ve Konya "Esir Kampýna" kapatýlýr. Ali Ayata herne kadar þubede istenilen direngenliði gösterememiþ olsada partisine, halkýna ve devrime karþý samimi tavrýndan ötürükýsa sürede zaaflarýný aþarak kendisini yenilemiþ ve gerekfaþist mahkemeler karþýsýndaki tutumuyla gerekse dezindanlardaki faþist saldýrýlýra karþý direngenliðiyle devrimmücadelesinde olmasý gereken yerini almýþtýr. Ali, Konyave Bursa zindanlarýndaki uzun sü~eli açlýk grevlerinde yerinialýrken hiçbirfiili direniþten de geri kalmamýþtýr. En son ÖlümOrucu direniþine gönüllü olarak katýlma isteðini belirtmiþ vebu isteði üzerine partisi tarafýndan Ölüm Orucu Savaþçýsýolarak görevlendirilmiþtir.
Direniþimizin, beþinci þehit savaþçýsý Ali Ayata ya dadaðlarda tanýnan ismiyle Yaþo, incecik bedenine raðmenkoca bir dev gibi yürüdü ölümün üzerine. Öylesine ince birbedeni vardý ki, direniþimizin onikinci þehit savaþçýsýKomutan Deniz bu durumu "Önce ben ve Yaþo þehit
44
düþeceðiz" diye ifade ediyor ve ölüme karþý kahkaha
atýyorlardý. ilk olamadýlar ama düþen dörtlükleri yazdýlar.
Yaþo'dan bahseden her yoldaþý ilk önce onun espritüel
kiþiliðini anlatýyor ve Yeþo'nun espri yüklü anýlar birer birer
anlatýlmaya baþlanýyor. Dersim'in ve Karadeniz'in en esprili
gerillasý desek yanýlmýþ olmayýz. O kadar espiri yüklü
sevecen bir kiþilikti ki Ali, artýk köylüler dahi onu esprileriyle
tanýyordu. O týpký Anadolu köylüsü gibi en zor þartlarda dahi
nar gibi gülmeyi beceren yiðit bir gerilla ve yiðit bir
devrimciydi. Ölümün üzerine yürürken dahi bu özelliðinden
hiçbir þey kaybetmemiþti. Ali, kardeþinin yerel bir radyoda
yaptýðý konuþmaya iliþkin yoldaþlarýnýn "nasýl buldunn
sorusuna, "Nasýlolacak; konuþmaktan çok aðlýyor"diyetakýlmýþtý. Oysa kýzkardeþi güzel bir konuþma yapmýþtý,
kendisi de, yazdýðý faksta "Acemi kýz; acemi biri için fena
deðildin" þeklinde beðenisini ifade etmiþti.
Esprili anýlarla dolu gerilla yaþamý anlatýlýrken Yaþo'nun
bir yoldaþ i ise, "Yaþo, yeniden yekinip ayaða kalkmanýn
adýdýr ayný zamanda" belirlemesi yapýyordu. Yaþo'nun
mücadele tarihine baktýðýmýzda söylenenin gerçek olduðunu
görüyoruz. Devrim mücadelesinin Nevski'nin bulvarý gibi
dümdüz olmadýðý, sürekli olarak söylenir. Gerçekten de
devrim mücadelesi iniþli-çýkýþlý bir mücadeledir. Ancak
devrim mücadelesi için geçerli olan bu belirleme bir
devrimcinin yaþamý için de bir o kadar doðrudur. Bir
devrimcinin yaþamýnda da iniþleri-çýkýþlarý görmek
mümkündür. Bu iniþ-çýkýþlar kimilerinde çok belirgin iken
kimilerinde düþük düzeydedir. iþte Ali Ayata'da kavga dolu
yaþamýnýn þube kesitinde yenilgi almýþ ve önderi Kaypakkayý' n i n
bu alandaki pratiðinin takipçisi olamamýþtýr. Ali için bu bir
yenilgiydi. Ancak bu yenilgi dünyanýn sonu olmadýðý gibi
devrimci mücadelenin de sonu deðildir. Önemli olan
yenilgilerimizin nedenlerini iyi sorgulayýp kaynaklarýnýyakalayabilmektir. Ali Ayata, yenilgi sonrasýnda bu
muhasebeyi iyi yapmýþ ve yeniden, y~kinip ayaða kalkma
becerisini göstermiþtir. Týpký M. Zeki Þerit, ismail Oral ve
45
Emre Bilgin yoldaþlarý gibi. Ali, þube yenilgisini psikolojiksorun haline getirip boðulmaktansa ideolojik köklerini tespitedip son olarak Bursa zindanlarýnda Komutan Deniz ilebirlikte ölümü küçültmenin tadýna varmýþtýr.
Ne mutlu ona ki, ölümü küçültmenin yanýnda birdevrimcinin yenilgiler içermesinden, yekinip yeniden ayaðakalkabileceðini de öðretmiþtir.
Ne mutlu ona ki, Mehmet Aðar alçaðýnýn "Þubedeçözülenleri Ölüm Orucu'na koyuyorlar" demagojisine raðmenbir devrimcinin yenilgiler içerisinden yeniden boy verip birroketatar heybetiyle düþmanýn burçlarýný daðýtabileceðini
öðretmiþtir.Haykýr Acýný Ey Halk...
Yerel bir radyoda Ölüm Orucu savaþçýlarý için okunanbir þiirdi bu. Haykýr acýný ey halk... 62. günde, dönem dönemgidip gelen bilincine raðmen radyodaki sesle birlikte AliAyata'nýn da okumaya çalýþtýðý bir þiirdi bu. Haykýr acýný eyhalk!.. Ali Ayata'nýn kollarýný kaldýracak gücü kalmadýðý içinyataðýna uzanmýþ bir vaziyette zafer iþareti yaparak okumayaçalýþtýðý bir þiirdi bu.
Haykýr Acýný Ey Halk!..Topraða düþen her bedenimizde yükselen çýðlýk senin
çýðlýðýndýr. Duy bu çýðlýðý ve haykýr: Þimdi bu söz bir þiirindizesi olmaktan çýkmýþ, þehitlerimizin, canlarýmýzý veAli'lerimizin birer vasiyeti olmuþ duruyor karþýnda.
Haykýr Acýný Ey Halk!...
Haykýr ki, Ölüm Orucu'nda þehit düþen savaþçýlarýmýzýnbayraklaþtýrdýklarý direniþ ruhu ülkemizin her tarafýný sarýpsarmalasýn. Dünyayý sarsýn 69 gün ve 69 gün süren hücrehücre ölüm dünya halklarýný sarýp sarmalayan birer alevolup
ýþýýdasýn.Ve artýk ölüm bir kez daha küçülmek için Yaþo'hun
etrafýnda dolaþmaya baþlamýþtý. Yaþo, devleti ve onunOsmanlý'dan gelen binbir türlü numaracý geleneðini iyibiliyordu. Ki, devletin Ölüm Orucu direniþine iliþkin yaptýðýbinbir türlü demagoji bunun en iyi kanýtýdýr. Yaþo, bunlarý iyi
146
bildiðinden, iki elini ölümün yakasýna götürdüðünde herhangibir Osmanlý oyununa fýrsat vermemek için yoldaþlarýna þuuyarýyý yapmýþtý: "Yoldaþ, kendimi iyi hissetmiyorum.Doktorlara yanlýþ birþey söyleyebilirim, beni onlarlakonuþturma, sen ne söyleyeceðini biliyorsun. Tedavi kabuletmiyorum, bilincim tümden gitse de böyle söyle; ölümseölüm."
Ölümse ölüm... Bu iki kelimelik sözde gizliydi her þe\, vebu söz hiçbir Dersimli'ye yabancý deðildi. Tarihi boyuncakatliamlarla karþýlaþmýþ Dersim köylüsü kendisine da)'atýlanölüm karþýsýnda bu sözü vecizleþtirmiþti. Ali Ayata daDersim'de büyümüþ bir devrimci ya da Dersim'de faaliyetyürütmüþ bir gerilla olarak halkýndan öðrendiði bu sözükendisine rehber edinmiþtir. Yaþama olan tutkunluðumuzkarþýsýnda bize dayatýlan ölümse hiçbir devrimci bedeninisakýnmayacaktýr. Ali, bunu bize bir kez daha öðretti.
Gazetenin bir sayfasýnda, Munzur daðýyla anlatmýþ biryoldaþ i onu. Ve Ahmet Telli'nin bir þiiriyle tarif etmiþ AliAyata'yý. Þiirin dizelerinde, "istesekte kalmazdý vakti gelince"diyor. Vakti gelmiþti Ali'nin, istese de kalamazdý artýk o.Devletin diz çökmesi için bir þehit daha gerekiyor 67. günde.Ali, buna çoktan hazýr, tek bir eksiði var o da vasiyeti.Yoldaþlarýný yanýna çýðýrýyor ve son eksiðini de tamamlýyor.Ali: "Ajandamla kalemimi eþime verirsiniz. Beni kendikoðuþumuzun havalandýrmasýnda yapýlacak bir törenle, ~)artibayraðý ile sloganlarýmýz eþliðinde uðurlarsýnýz..."
Sen rahat uyu yiðidim, her þey vasiyetine uygun yapýldý.
Not: Bu bölüm TKP(ML) tutsakla tarafýndan hazýrlandý.
48
MÜJDAT YANAT
(DHKP-C)
1959 ýzmir Urla doðumlu. Genç yaþta mücadele iletanýþtý. 1988 yýlýnda Yeni Çözüm dergisinde temsilcilik yaptý.Bu görevi yürütürken sýk sýk iþkencelerle tanýþtý. 1989 1Aðustos Genelgesi'ni protesto eden bir eylemde tutsakdüþtü. Buca Hapishanesi'nde birçok direniþe öncülük etti.Iki ayrý davadan 3,5 yýl ceza aldý. Özgürlüðüne kavuþtuktansonra yeniden mücadeleye koþtu. 1992 yýlýnda Ege kýr gerillabirliðindeyken tutsak düþtü. Tutuklu bulunduðu BucaHapishanesi'nde özgürlük eylemlerinin çalýþmalarýna katýldý.Çalýþmalarýn açýða çýkmasýyla eylemi tek baþýna üstlendi.Aydýn Hapishanesi'ne sürüldü. Ölüm Orucu'na tereddütsüzkatýldý. Ölüm Orucu'nun 67. gününde þehit düþtü.
149
Ölüm Orucu Savaþçýsý Müjdat Yanat'ýn Yoldaþlarýna
Yazdýðý Mesaj:
Merhaba yoldaþlar,Yeni Ölüm Oruçlarý, yeni þehitler ve gazilerle; yeni zaferi
kucaklamak için yola çýktýk. Yýllardýr, halkýn umudunu teslimalmaya çalýþanlar, bir kez daha yenildiklerini görecekler.Devrimci irade ve karartýlýðýn önünde duramayacaklarýný birkez daha beyinlerine kazýyacaðýz.
Önderimizin, halkýmýzýn ve tüm þehitlerimizin gözleribizlerin üzerinde. Bugüne kadar halkýmýzý ve þehitlerimiziutandýrmadýk. Zaferlerle örülü tarihimize yeni bir zaferhalkasý daha eklemenin sevinç ve coþkusunu bugündenyaþýyoruz. inanýyorum ki; zafere kilitlenmiþ bedenlerimizle
düþmanýn Eskiþehir tabutluðunu daðýtacaðýz.Bu süreç ayný zamanda; partileþmede güçlü adýmlar
atýldýðý bir süreç olacaktýr. Düzenin kir ve pasýndan,bencilliklerinden arýndýðýmýz; partiye, öndertiðe, halklarýmýzave þehitlerimize çok daha güçlü baðlarla baðlandýðýmýz birsüreç olacaktýr yaþadýðýmýz.
Evet yoldaþlar; zaferi ve partileþmeyi kazanacaðýz.Herkes bu onurtu koþuda ipi ilk göðüsleyen olma heyecanýylakoþuyor. Birgün bu havalandýrma -þehitlerimizle- zafer halayýnatanýk olacak; türkülerimiz, marþýarýmýz ve sloganlarýmýz çokdaha güçlü þekilde haykýrýlacak... Bir kez daha kazanmanýnmutluluðunu hep birlikte yaþayacaðýz. Bu inanç ve kararlýlýklatüm yoldaþlarýmý ve Partimi coþkuyla selamlýyorum.
YAÞASýN DiRENiþ YAÞASýN ZAFERYAÞASýN DEVRiMCi HALK KURTULUÞ PARTisi-
CEPHESi
Müjdat Yanat
06.07.1996
150
ÖLÜM ORUCU ÞEHiDi MÜJDAT YANAT'INANNESiNE YAZDýÐý MEKTUP
Caným Anneme, Merhaba, Bu mektup eline geçtiðindebüyük olasýlýkla ben aranýzda olmayacaðým.
Bugüne kadar seninle bu konuyu birçok kez konuþtum,seni ölümüme hazýrlamaya çalýþtým. Ama bir ananýn,evladýnýn ölümüne alýþmasý kadar zor olan bir þey yoktur,bunu biliyorum.
Seninle olan iliþkilerimiz; bir ana-oðul iliþkisinden dahaziyade, arkadaþ-dost iliþkisi gibi yürüdü. Emeðinle,fedakarlýðýn ve sevginle hep yanýmda oldun. Kendindenönce hep beni düþündün, hep benim için çýrpýndýn.
Cezaevi sürecinde, beni ve yoldaþlarýmý daha iyi tanýdýn,niçin mücadele ettiðimi kavradýn.
Bugün bir Ölüm Orucu direniþçisi olarak, bu satýrlarýkaleme alýrken, söyleyecek çok þeyolmasýna raðmen fazlabirþey söylemek istemiyorum.
Þunlarý eklemek istiyorum; Partim ve yoldaþlarým, seninumudu n ve geleceðindir, yüreðini Partime açýk tut.Yoldaþlarým senin evladýndýr; en az beni sevdiðin kadaronlarý da sev.
Abim, yeðenlerim, ablam hepsini mücadeleye çaðýrýyorum.Hepiniz bu kavgaya katýlmalýsýnýz. Zira bu onur savaþýdýr.Ben bu onur savaþýnda þehadete ulaþma mutluluðunuyaþarken, hepiniz benden onur duymalýsýnýz.
Sizleri çok seviyorum.Mektubumu bitirirken, ellerinden özlemle öper, seni
kucaklarým.
Sevgilerimle,
Müjda;06.0
að/unt Yanat7.1996
Ölüm Orucu Þehidi. Müjdat Yanat'ýn
Þehit Düþmeden Önceki Duygu ve Düþünceleri;
"BU ÖLÜM DE BiziM YENiDENDOÐUÞUMUZ OLACAK"
"Bazen insanýn içinden acayip þeyler geçiyor. Direniþinboyutlarýný düþünüyorum. Büyük idealler... Bir yandan dabu iþin þehitlerle-cesetlerimizle yapýlacaðýný bildiðimizden,beklemek sýkýyor insaný. Gel be, gel ölüm diyorsun.
Keþke dedim ölümüm çabuk olmasa da olaylarý,geliþmeleri biraz daha görsem. Sonra da hala daha bencilcedüþünüyorum diye aklýmdan geçirdim. Þunu içimdehissediyorum, yaþýyorum gerçekten. Özellikle þu sonzamanlarda Kahraman'ýn dediði gibi 'þerefimle ölmenin
doruðundayým'.Bu ölüm de bizim yeniden doðuþumuz olacak... Ölmez
kalýrsak da yine bizim yeniden doðuþumuz olacak. Ölürsemçok güzel bir sürecin þehidi olacaðým."
Müjdat konuþmaya devam ediyor:
"Son üç gün, en dolu geçen süreç. Her þeyi yeni baþtanyaþadým. Haz duyuyorum. Yoldaþlýk duygusunu songünlerde böylesine yoðun yaþamamýþtým. Direniþ bittiktensonra da gireceðimiz süreç, çok daha güçlü ve verimli birsüreç olacak. Hepimiz açýsýndan bu böyle, ben kalsam dakalmasam da bu böyle... Herkes kendisini daha iyi sorgulasýn.Yaptýklarýný, yapamadýklarýný... Artýk çocukluðumuzu aþýp
büyüme evresindeyiz.Her þeyin en temiz, en arýsý, en safý, en durusu, tüm
duygularýn arýndýðý bir direniþ süreci. Bu mücadele, tek tekhak alma mücadelesi deðil. Bir siyasal mücadele. içerisi,
152
dýþarýsý boyutuyla düþünüldüðünde ta baþýndan beri böyle.Bu yanýyla bu savaþý kazandýk diyebilirim. Þimdi sorunmasaya oturmakta. Þehitler pahasýna da olsa bunu dabaþaracaðýz. Gelinen aþamada ister öyle ister böyle zaferikazandýk. Faþizmin önüne set olduk. Sokaklarý kazandýk,alanlarý zaptettik. Analarýmýz da bu sürecin öznesi oldular.Düþmana kök söktürdüleT. Coplarý, tanklarý, tüfekleri,köpekleri Hiçbirþeyieri karetmedi. Analarýn hakkýný ancakzaferi altýn tepside sunarak ödeyebiliriz. Bize direnme gücüverdiler.
Vücudumda aðrýlar çok yoðun. Ancak direniþin görkemikarþýsýnda acýlarýmý duymaz oluyorum. Son dört beþ gündüryoðun, dopdolu duygular yaþýyorum. Bunlarý düþündükçeöylesine mutlu oluyorum ki; tek tek hak alma o denli önemarzetmiyor. Önderimizin dediði gibi, 'Bu direniþ, tek baþýnahak alma mücadelesi deðil'. Önderlik bunu sürecin baþýndaboþuna dememiþti. Her þeyi sýnava soktuðumuz bir süreç.Duygu, düþünce, hisler, iliþkiler... Talepler benim içinilgilenilecek bir alan olmaktan çýkmýþ. Haberlerde çýkýyor;'þunlar kabul edildi, bunlar þöyle oldu' gibi. Hiç dikkatimiçekmiyor artýk. Biz bu savaþý kazandýk artýk."
"Ölüm Orucu ekibine bakýyorum, en yaþlýsý Mehmet abi.Deðiþik yaþta, deðiþik yerlerde yýðýnla insan hep ayný þeyleriyaþýyoruz. Gerçekten de düþmaný rezil kepaze ettik. Þu andaartýk bu savaþ bizim için protokol aþamasýna geldi.Düþmanýn da gelmek istemediði, gelmediði nokta burasý.Yoksa düþman bu savaþta yeniidi. Düþman yarýn bir genelgeyayýnlasa da, istediðimiz bir genelge yayýnlasa bile masayaoturup, haklarýn üçte birini, dörtle birini alsak, o genelgedendaha önemli. Çünkü sorun artýk masaya oturma oturmamasorunu. Þu anda Eskiþehir Cezaevi'ndeki savaþý kazandýk.Söküp attýk düþmaný, adým adým söküyoruz. Asýlolanprotokol masasýna oturmak, þu ya da bu biçimde. Biz deher þeye hazýrýz.
(...)Gözlerim seçmiyor, beynimin içi arý kovaný gibi ama
önemli deðil... þehit düþersem, yoldaþlarým gerekli her þeyi
153
yaparlar. Baþucumda olan yoldaþlarýmýz, ölümü mü anonseder. Temizliðimi yaparlar. En güzel elbiselerimi giydirirler.Herhalde havalandýrmaya çýkartýp tören yaparlar. Sonranaaþýmý aileme teslim ederler."
(...)"iki gündürtanýdýðým tanýmadýðým Þehitleri düþünüyorum.
Umut'u, Sibel'i, Ali Rýza'yý... Onlara bu kadaryakýn olmak...Direniþin bir güzelliði de bu. Sonra þu an bir arada olduðumyoldaþlarý düþünüyorum. Baþka yerde olanlar. Muhasebeçýkarýyorum. Ne yaptým, ne yapacaðým?.
ikincisi, yoldaþlýðý bu kadaryoðun yaþamak. Yoldaþlarýmbir anadan daha sýcak, üzerime titriyorlar. Yani burada,yatakta olmakla orada yatak dýþýnda olmak arasýnda farkyok. Hepimiz de direniþin bir parçasýyýz. Herkes üzerine
düþeni yapmaya çalýþýyor.
ister yatakta olalým, ister yataðýn kenarýnda olalým ayný
duygularý yaþýyoruz. Ayný deðerleri yaþatýyoruz. Yoldaþkavramýný çok kullanmadýk konuþmalarýmýzda belki. Amabu kavramý dolu dolu yaþadýðýmýzý düþünüyorum.Hissediyorum. Ondan sonra da büyük mutluluk hissediyorum.Iyi ki Devrimci Solcu olmuþum, iyi ki .devrimci oldum diye.Bundan daha güzel, daha büyük bir mutluluk olmaz. iyi kiyoldaþlarýmýn yanýndayým. Iþte en özlü ifadesiyle duygu vedüþüncelerim bunlar.
Þöyle düþündüm. Burada her þey var. Þehitler, deðerler,Parti-Cephe, her þey burada. Her þeyin en güzeliniyaþýyorum. O kadar güzel duygular yaþýyorum ki, bazengerçekten de bitmesini istemiyorum. Bazen tek baþýmakaldýðýmda, yataða þehitlerimizi konuk ediyorum. Zamanzaman Ali Rýza'yla, Umut'la, Recep'le...onarla yaþadýklarýmýdüþünüyorum. Size layýk olmanýn savaþýný veriyoruz,
sizlerleyiz.
Bazen kopuk kopuk oluyor ama aklýma geldikçeanlatýyorum.
Gözlerim artýk hiç görmemeye baþladý. Kulaklarým daduymamaya baþladý. Kendimi þehitlere daha yakýnhissediyorum. Bizim yaptýðýmýz çok büyük bir þey deðil. HerParti-Cephe savaþçýsýnýn yapmasý gereken bir görevi yerinegetiriyorum. Bizim yerimize sizler de olabilirdiniz. Eðer saðkalýrsak çok þeyler yapacaðýz. Yani artýk direniþ þu gün biter,bu gün biter diye bir hesap da yok. Ölümle hesaplaþa
hesaplaþa yürüyoruz.Ben þu an zaferin büyük coþkusunu yaþýyorum. Biz artýk
kazanýlan zafere noktayý koyuyoruz. Biz þehitlerimizlenoktayý koyacaðýz. Direniþimiz þehitlerini vermiþtir zaten.Dýþarýda yoldaþlarýmýz þehit düþtü. Biz zaferi her yönüylekazandýk. Þehitlerimizle kazandýk. Bu direniþimizde herþehit, ZAFER TAHTASýNA ÇAKIlAN BiR çiviDiR...
Mücadeleye, kavgaya, zafere, ölüme, yoldaþlara baðlýlýðýmýz...yalýnlýðýmýz, beynimiz, vücudumuz, tüm organlarýmýzöylesine rahat, öylesine sevdalý, öylesine savaþçý kýlýyor ki,her þeyanlamýný buluyor. "
(...)Yoldaþlarýmýn arasýnda direnmek öylesine güzel, rahat
ve onurlu ki, tüy gibi hafifim, bir kuþ bile beni kaldýrabilir.Böylesine bir direniþin ve zaferin öznesi olmaktan onurduyuyorum. Sizleri, yoldaþlarýmý, halkýmýzý, önderimizi çok
seviyorum.Çektiðim bunca acýyý, sýkýntýyý, bunca zulmü Partiye,
önderime, yoldaþlarýma, halkýma olan baðlýlýðýn en güzel,en görkemli, en gümbür gümbür aný olarak görüyorum. Hiçbiracý, ister vücudumun bütün organlarý gitsin, bu yatakta, buyoldaþlann arasýnda, partinin direniþin saflarýnda bulunmaktan...ya iþte direniþ, onur, onurlu yaþam ve öylesine güzel, öylesinerahat, öylesine rahat...
Ben her þeyden arýndým. Deðil mi ki bir þehit verdik, artýkzafer þehitlerle ilerleyen sürece girdi."
Not: Bu bölüm DHKP-C tutsaklan tarafýndan hazýrlanmýþtýr.
156
TAHSiN YILMAZ
(TiK8)
1957 yýlýnda Kars'ýn Selim ilçesinde doðdu. Demokratnitelikli emekçi bir ailenin oðluydu. 15 yaþýnakadar simitçilikve boyacýlýk yaparak ailesine katkýda bulundu. 1970 yýlýndabir polyester atölyesinde iþçi olarak çalýþmaya baþladý.
1973'de devrimci mücadeleyle tanýþtý. Ve o tarihtenitibaren devrimci, sosyalist düþünceleri benimseyerek örgütlümücadeleye atýlmýþtý. 1978 Þanlý Tariþ Direniþi'nde bir iþçiönderi olarak O'da vardý. '80'li yýllara gelindiðinde aranmayabaþlamýþtý. 1980 Þubat'ta üzerinde mermilerle yakalanaraktutuklandý: 1,5 yýla yakýn tutuklu kaldý. Örgütle yeniden
buluþtuðunda yazdýðý notta;"Örgüte zarar verecek hiçbir hatam olmamýþtýr. Devrim,
sosyalizm deðerlerini her zaman savundum" demiþti.
Tahsin Yýlmaz daha sonralarda birçok kez gözaltý vetutuklamalar yaþamýþ ve hepsinden de baþý dik alný açýkolarak çýkmýþtý.
O tam anlamýyla bir görevadamýydý. Belirlemiþ görevleriyüklenir, sabýr, ýsrar ve inatçýlýkla eksiksiz yerine getirmeyeçalýþýr. Proleter disiplinini örgüt yaþamýný taþýmýþtý.
O sadece iþçi sýnýfý içinde deðil emekçi semtlerde deçalýþmalar yapmýþ, emekçi semtlerin sevilen, aranýlandevrimcisi haline gelmiþti. Özellikle ýzmir'de de direniþlerdeyalýn kiþiliðiyle bir militan olarak yer almýþtý.
Yine 80 sonrasý ortalýkta yýlgýnlýk rüzgarlarý eserken omücadeleye daha sýký sarýlmýþ, yeni mücadeleye katýlanlarý,motive eden, onlarý örgütleyen, mücadele saflarýna çekenbir devrim emekçisi halini almýþtý.
Tahsin Yýlmaz tam bir dava adamý, örgüt adamýydý. Onuniçin hiçbir iþin büyüðü küçüðü yOktu.~O her iþe koþtururdu.Çalýþmalarýn yükü büyük oranda sýrtýnda olmasýna raðmen,
tek bir kere sýzlanmasý olmamýþtý. Disiplinsizliðe, daðýnýklýða,tembelliðeve gevþekliðe karþý acýmasýz ama bir o kadar dakavratýcýydý. Günün büyük bir bölümünü yürüyerek geçirirdi,ayak tabanýarý hep þiþer ama yoruldum demezdi. Örgütünolanaklarýný gerekli yerlerde kullanmak için harcamalarýnýbüyük ölçüde kýsardý. Sadeliði ve mütevazýlýðý ile tam bir
proleterdi.Nerede bir yýkým var Tahsin oradaydý. Nerede bir direniþ
var Tahsin oradaydý. Bir silahla gösteri mi düzenlenecekti,Tahsin vardý ya, Tahsin vardý ya baþkasýna ne gerek vardý.Bütün direniþlerin ve grevlerin içinde mutlaka Tahsin vardý.
1989 yýlýnda tekrar gözaltýna alýndý ama yine baþý dikolarak çýktý. Ama tutuklandý. Tahsin cezaevlerini yatýlýpçýkýlan yerler olarak görmedi ve cezaevlerini kendisi içindeðerlendirdi. ideolojik eðitimden, kendi eksikliklerini bulma,çözümleme yapma ve eksiklerini gidermeuðraþý içinde oldu,hiçbir þekilde boþ zaman kavramýný kabul etmiyordu.
1991 yýlýnda tahliye olduktan sonra yine ortalýkta pekçokdöneðin cirit attýðý, sosyalizm öldü naralarýnýn atýldýðý birdönemde yine tereddütsüz sýcak mücadeleye katýlarakdavasýna sarýldý. En son TýKB Merkezi ÖrgütlenmeKomitesinde yer alan Tahsin, bütün enerjisiyle görevininhakkýný vermeye çalýþtý.
iþte sen iþte resmin
Bir sýcaklýðýn eksik yanýndaBir de sesin
Yeþilde tutuþan saçlarýnlaKýþ günü Temmuzu yakalamýþTatlý bir rüzgar gibisinHer yanaðýnda ayrý bir þafak
Bu þafaklý rüzgarda neredesin
Tahsin Yýlmaz 1996 Mayýs'ýnda tekrar tutuklanarakBayrampaþa cezaevine geldi. Yeni tutsak düþmesineraðmen oligarþinin halka açtýðý ~avaþta tereddütsüz yer aldý.Þehit düþmeden önce son konuþmalarýnýn birinde; ;
158
"... yüzümüz düþmana dönük çatýþarak ölelim... Direniþleilgili uzun söze gerek yok... Yaþam kendini konuþturuyor...BIz KAZANACAÐIZ..." diyerek kararlýlýðýný ve mütevazýlýðýný
gösteriyordu.Tahsin Yýlmaz '84 Ölüm Orucu þehidi M. Fatih
Öktülmüþ'le kavilleþtiðini söylüyordu. 61. günde geçirdiði birkriz sonrasýnda "sözümü tutamayacaðým, erken gidiyorum"diye hayýftanýyordu. Ama her zamanki inatçýlýðýyla, devrimcikararlýlýðýyla verdiði sözü fazlasýyla tuttu. Yine bilinciniyitirmeden önce "durmak yok, dizierde titre me yok, kazananakadar direneceðiz" diyerek son ana kadar kararlýlýðýný
gösteriyordu.Yine 62. gün bedeninin þiddetli kusmalarla sarsýldýðý bir
gündü. Bunlardan birinin ardýnda baþýný yastýða verdi ve
yoldaþýna;"Bayraðý hazýrlayýn. Fatih yoldaþla randevulaþtým, galiba
o güne ulaþamayacaðým" demiþti. Ama o güne ulaþtý. GenelDireniþin 68. gününde çok sevdiði Fatih yoldaþýnýn yanýnagiderek ölümsüzler kervanýna karýþtý. 22 yýllýk kesintisiz birdevrimci, önder, devrimin hamalý, 68 gün hücre hücre ölerek,kendini halka karþý saldýrýnýn önüne barikat yaparakþehadete ulaþtý. Ve yeni kuþaklara adýný yazdýrdý.
Bir Yoldaþý Tahsin Yýlmaz'ý Anlatýyor;
Tahsin yoldaþla iki yýla aþkýn bir süre beraber mücadeleyürüttük... Tahsin yoldaþýn izmir'in emekçi semtleri vefabrikalarýnda yarattýðý sempati bende hayranlýk ve þaþkýnlýkyaratýyordu. Hemen hemen tüm tekel ve depo fabrikalarýndakiiþçiler onu tanýyor, hangi çevreden olursa olsun büyüksempati duyarlardý... Bir çok iþçi ve emekçi ile Tahsin'dendolayý TýKB'yi tanýr, Tahsin'den dolayý TiKB'lilere güvenlekapýlarýný aralarlar.
Bölge örgütünün sýk sýk darbelenmesi ve her seferinde
güçlerle birlikte olanaklarýnýn zayýflamasý karþýsýnda ihtiyaç
59
duyulan ne varsa adeta yaratýrdý Tahsin Yoldaþ. Görev vesorumluluklarýný kitlenin, yoðunlaþan ve koparýp almayaçalýþan tam bir görevadamýydý.
( \
Tahsin Yoldaþ proleter disiplinin devrimci tarzda kullanýlýpgeliþtirilmesinde olduðu kadar mütevazýlýkta da örnek birkiþilikti. O'nun yaþamýnda hava ve gösteriþe yer yoktu, süslüpüslü laflar etmeyi pek sevmezdi... emekçi insanýn bir çoközelliðini, ML ideoloji, politik derinlik, devrimci ruh vecoþkunun en güzelini ancak o zaman görebilirdin. Randevuyerleri, zamaný, kullanýmlarý, kýlýk kýyafete kadar titizlenir,eleþtirileri kendi üslubuyla yapardý. ...hatalara karþý buradarandevu olduðunu karakola yazýyla bildirdin mi "hertarafýndarandevuya gider havasý var ve ben buradayým diye baðýrýyor"eleþtirileri karþýsýnda sarsýlýr düþünürdük, sonra dakendisinin de bu konuda geçmiþteki eksiklerini anlatýrdý. Bualçak gönüllülük karþýsýnda O hatalarý bir daha yapmamakiçin büyük bir çaba sarfederdik.
Þimdi çok sevdiði yoldaþý Eralp'in yanýnda Bornovasýrtlarýndaki ýzmir proletaryasýný ve yoldaþlarýný seyrediyor.
Not: Bu bölüm AlInteri Gazetesinden derlenerek yazýlmýþtýr.
162
AVÇE iDiL ERKMEN
(DHKP-C)
1970 Kýrklareli doðumlu. Istanbul Üniversitesi iktisatFakültesi'nde okuduðu yýllarda devrimci düþüncelerle tanýþtý.Üniversitede okuduðu ilk yýllarda akademik-demokratiküniversite mücadelesinde yer aldý. jYÖOER'liydi. 1990 yýlýndaOrtaköy Kültür Merkezi'nde çalýþmaya baþladý. ÖzgürlükTürküsü müzik topluluðunun ilk elemanlarýndandý. OKMiçinde çalýþtýðý yýllardý, oyunculuk ve yazarlýk yeteneðiyleAyþe Gülen Halk Sahnesi'nde oyunculuk, Kültür ve SanattaTavýr dergisinde yazarlýk yaptý.
1994 yýlýnýn Ekim ayýnda, Almanya'dan döndüðündeAnkara'da Mehmet Topaç'ýn cezalandýrýlmasý üzerinebaþlatýlan operasyonda gözaltýna alýndý. Onbeþ günlükiþkenceli sorgulardan sonra tutuklandý. Çýkarýldýðý ilkmahkemede savunmasý bile alýnmadan hakkýnda 3 yýl 9 ayceza verildi. Ilk Ölüm Orucu ekibindendi. Ve direniþin 68.Gününde 26 Temmuz Cuma günü, ilk kadýn Ölüm OrucuÞehidi olma onuruna eriþerek ölümsüzleþti.
Ölüm Orucu Þehidi Ayçe idil Erkmen'in Yoldaþlarýna
Yazdýðý Mesaj;"Caným yoldaþlarým,
Siz1erle yaklaþýk 1,5 yýldýr ayný cezaevini paylaþ1yoruz.Birlikte pekçok þey yaþadýk, sevinçlerimiz, üzüntülerimiz,direniþlerim.iz. Bu geçen süre bana çok þey öðretti.Herbirinizden çok þey öðrendim. Ve þimdi onurlu birdireniþin
içindesizleri selamlýyorum.""Bu direniþ kendini yenileme, yoldaþlýk sevgisi, baðlýlýk,
kararlýlýk ve tarif edilemeyecek birçok duygu ve düþünceyiyaþattý. Bana, bunu yaþatan sizlersiniz. Parti me duyduðum
güven..."
163
"Direniþimiz þehitlerimizle zafere ulaþacak. Bununcoþkusunu yaþýyorum. Herbirinizle belki dolu dolugeçiremedikzamanýmýzý. Belki birbirimizi üzdük, belki kýrdýk,belki daha çok emek harcamayý öðrendik. Þimdi bütünyaþananlar, bunlarýn çok ötesinde duygular ve düþünceler.Sizleri çok seviyorum. Gözlerinizdeki pýrýltýlý bakýþlar, enbüyük güç kaynaðý. Herbirinizi Ölüm Orucu direniþinebaþladýðýmýz günkü gibi sýmsýký kucaklýyorum. Zafer bizimolacak."
YAÞASýN ÖLÜM ORUCU DiRENiþiMIz
YAÞASýN DEVRiMCi HALK KURTULUÞ PARTisi-CEPHESI
Ayçe idi! Erkmen
16.07.1996
164
Parti-Cepheli Kadýn Tutsaklardan
idil Yoldaþ...Tutsak kadýn yoldaþlarýn olarak seni selamlýyoruz.
Tutsaklýk koþullarýnda zincirlerini kýrarak boyun eðmeyen,taarruza geçen ve düþmaný yenen yoldaþýmýz.
Sen bu ülkede bir kadýndýn. Savaþmalýydýn. Bu savaþýn
en önünde yer almalýydýn.Susamazdýn, çünkü; onurluydun, namusluydun. Senin
yerin bu savaþtaydý, yerini aldýn.Tutsaklýk savaþýmýzýn bir gerçekliðiydi. Bu savaþta tutsak
düþtün. Ama sen Özgür kadýn tutsaktýn.
Artýk yeni bir misyonun vardý. Direnecek, düþmanýnzulüm kalelerinde onurun, namusun, yeni ahlakýn, yenikültürün yaratýcýsý olacaktýn. Gelecek Özgür toplumun,
sosyalizmin küçük aynasý gibi...Hep susmasý istenen, haksýzlýða uðrayan kadýna baþkaldýrý
çaðrýsýydýn, isyandýn...Kirletilemeyen temiz ahlakýn taþýyýcýsýydýn. Onun için
hedeftin. Saldýrdýlar. Týpký Metris'te, Buca'da, Ümraniye'de
olduðu gibi.Köyü yakýlan, katledilen, sürülen Kürt kadýný; "umudu m
sende" diyordu.Çocuklarý kaybolan analarýmýz, "þimdi çocuklarýmýz sizin
soluklarýnýzda yaþýyor diren" diyordu.Bu savaþta ölümsüzleþen kadýn yoldaþlarýn "zafer yakýn,
diren" diyordu.Ezilen, sömürülen halkýmýz "aþýmýz, ekmeðimiz için,
bizim için diren" diyordu.Zafere yürüyüþ baþladýðýnda en öne atýldýn. Kýrmadýn
umutlarý, utandýrmadýn...
165
Yalýndýn, olmasý gerekendin. Bir sýra neferiydin. Seni bunoktaya getiren bir gelenekti. Sabolardan Sibellere uzanan,Adaletlerle, Gülizarlarla büyüyen bir gelenek...
Zaferi kazandýn. Senin kimliðinde, Türk, Kürt tüm ezilenhalklarýmýzýn kadýnlarý kazandý. Özgür kadýn tutsak kazandý.
Sana söz veriyoruz;Hücrelerinle arýndýrdýðýn kadýn kimliðinin takipçisiyiz.
Baðlýlýðý, yeni ahlaký, yeni insan kimliðini öðrendiðimizkahraman yoldaþýmýz; sen rahat ol...
Devýim yürüyüþümüz zafere kadar sürecek, sürdüreceðiz...
166
Ölüm Orucu Þehidi Ayçe idil Erkmen'i ÇanakkaleCezaevi'ndeki Siper Yoldaþlarý Anlatýyor;
(...) Türkiye devrim tarihinde ilk defa böylesine bir siperyoldaþlýðýnda bayan olarak ikimiz vardýk. Ayçe ve ben.
Biz Ölüm Orucu'na baþlarken birbirimize saygýmýz,sevgimiz, yaklaþýmýmýz çok farklýlaþtý. Insanlarýn elleriüzerimize her deðiþinde, onlarý nasýl daha çok yaþatýrýmtelaþý ve inceliðindeydi, bu bizi çok derinden etkiliyordu. Buanlatýlamaz. Ayçe ile çok þey yaþadým. Mükemmel birdevrimciydi. Her þeyinde, tartýþmalarda özverili, çoksevdiðim, saydýðým deðerli bir insandý.
Ayçe çok rahattý, kararlý, örgütüne, davasýna baðlýydý.Tek þey bazen her þeyi söyler, ifade eder. Son sözü hepdirenenler söyler. Sadece Türkiye deðil tüm dünya ayaðakalktý. Ve sonunda kazanan direnenler oldu.
(...) Bu direniþte siper yoldaþlýðýnýn en güzel örneðiniyaþadýk. Ayçe'nin gösterdiði kararlýlýkta müthiþ kazanmabilincini hissettik, gördük, en derin, en yüksek duygularýhissettik ve tüm güzellikleri bu ölümüne direniþ bize gösterdi.
iLK KADýN ÖLÜM ORUCU ÞEHIDi
AYÇE IDIL ERKMEN
Zorlu bir savaþtý. Savaþýn bu kesiti, amansýz birhesapýaþmaya sahne olacaktý. O da yüzlerce yoldaþý gibiöne atýldý; "Ben de varým, bu çatýþmada en ön siperde yeralmak istiyorum" dedi. Ama onun "çoðunluktan" bir farkývardý. O bir kadýndý. Ve bir ayrýcalýðý daha vardý onun;
sanatçýydý...Ayçe Idil Erkmen bu amansýz savaþtan, oligarþiyle bu
hesaplaþmadan ülkemizdeki ilk kadýn Ölüm Orucu þehidiolma onuruyla çýktý. Ölümün hücre hücre yenildiði bir savaþýnilk kadýn kahramaný oldu.
Düþmanla böylesine açýk bir çatýþma içinde þehit düþenilk sanatçýydý.
Sanatçý Idil, kadýn Idil, Parti-Cepheli Idil...þimdi kimilerininyaptýðý gibi" Hangi kimliði önde geliyor" diye mi sormalýyýz?Bu soruyu sormak ve þu ya da bu diye cevap vermek onundireniþini, þehit oluþunu anlamamak olur.
Kadm idil
Kadýnlarýn devrim mücadelesinde yer alýþlarý da elbettedevrimler kadar eskiye, yüzyýllara uzanýyor. Ama içindeyaþanýlan topluma, döneme göre yer alýþ farklýlýklararzediyor. "Dünya devriminde kadýn" gibi bir konuya girmekdeðil niyetimiz. Ama Ayþe Gülenlerin, idillerin, bu tarih içindeRosalarýn, Clara Zetkinlerin, Tanyalarýn mirasýný sürdürenlerolduðunu an)atmamalýdýr kimse. Ülkemiz aydýný çiftestandartlarý ile ünlüdür. Filistin intifadasýna övgüler dizerkenburnunun dibindeki kendi halkýnýn kurtuluþ savaþýný görmez.Leyla Kasým'lara þiirler yazarken ülkemizde silah elde
savaþanlara gözlerini kapatýr. Rosalarýn, Tanyalarýn þiirlerini
168
baþucuna asar ama Ayþe Gülen'i görmez. iþte bu körlüðün,iþte bu çifte standardýn ortadan kalkmasý için idillerinyüzyýllarýn kadýn mücadelesini, devrim savaþýnda yer alan okahraman, o bilge, o özverili kadýnlarýn bugüne baðlayanhalka olduðunu görmelidirler.
Ülkemiz kadýnýnýn 70'lere kadar devrime katýlýmý ancakentelektüel düzeydedir. istisnalar dýþýnda sosyalist hareketleyer alanlar, hareketin genel niteliðine de uygun olarak küçük-burjuva aydýn çevrelerindendirler. '70 bu süreci dönüþtürür.Üniversite mitinglerinde, toprak iþgallerinde artýk kadýnlardaha fazladýr. Artýk onlar da polisle, jandarmayla çatýþmanýniçindedirler. Bu kimliðin deðiþimidir. 'SO'lere doðru bu süreçilerler. Ama henüz olmasý gerekenden uzaktýr. istisnalardýþýnda devrimdeki rolleri de ikincildir onlarýn. Burjuva, feodalkültürün onlara biçtiði rol, devrimci hareketin içinde deyýkýlamamýþtýr henüz. Ama kabuklar kýrýlmýþtýr. Yol açýlmýþtýr.
Asýl büyük geliþim 'SO sonrasýdýr. iþkencehanelerdengeçen, Cezaevleri önünde direnen kadýn, mücadeledekibüyük katýlýmýn da öncüsü olmuþtur.
Toplumu her açýdan sindirmeyi, olmazsa iðdiþ etmeyihedefleyenler, terörün yanýnda ideolojik saldýrýyý da gündemegetirdiler. Kadýnlar artýk hemen her gösterinin, her eyleminyarýsýný, bazen çoðunluðunu oluþtururken, hertürlü sapkýnideolojinin yeþertildiði gibi, kadýnlar cephesinde de feminizmdenen burjuva akýmýn zehri akýtýlmaya çalýþýldý. Çeþitliçevreler hatta siyasi hareketler nezdinde de etkisi oldu buzehrin. Kadýn kimliði, kadýn özgürlüðü kavramlan belirsizleþtirildi,yozlaþtý rý Idý. Ama bu da kadýnýn büyük devrimci geliþiminidurduramadý.
Sabolar, Edalar, Hamiyetler; Olcaylar, Sibeller, AyþeGülenler, Esmalar, Adaletler, Gülizarlar bu geliþimin ifadesioldular. Onlarýn savaþýnda ve direniþinde, onlarýn cesaretive özverisinde kadýna dair yaratýlmaya çalýþýlan ne kadaryanýlsama varsa yerle bir oldu. Burjuvazinin ideolojisi büyükdarbeler yedi. Kadýnýn devrimcileþmesi ve buna paralelolarak özgürleþmesi hýz kazandý.
169
Ölüm Orucu'nda kadýn savaþçýlarýn yer almasý vebunlardan birinin þehit düþmesi bu geliþim açýsýndan tarihseluðraklardan biridir. Kadýnýn özgürlüðünü, kimliðini kimlerinsavunabileceðini, bunu kimlerin temsil ettiðini tartýþmagötürmez bir biçimde ortaya koymuþtur idil.
Kadýn haklarýný, kadýn kimliðini savunmanýn þampiyonluðunukimseye býrakmayanlarýn yüzü bir kez daha tüm çýplaklýðýylagörüldü. Neredeydi o mor iðneciler? O Pazartesiciler neredeydi?Direniþinde yanýnda olmadýlar, peki bir kadýn olarak hiç deðilsecenazesine sahip çýktýlar mý?
Orada bir kadýn var, savaþýyor; özgürlük için savaþýyor,bu savaþýn yalnýz erkeklerin savaþý olmadýðýný anlatýrcasýna,kanýtlarcasýna savaþýyor, neredeydiniz? Ölümü hücre hücreyenmek, burjuvazinin ideolojisinin güçsüz, iradesiz gösterdiðikadýnýn gücünü kanýtlamasý deðil mi? Bu zorlu savaþta,kadýnýn onurunu yücelten bu savaþta neredeydiniz?
Kadýn haklarý onlarýn gözünde yalnýz "cinsel özgürlük"ve yalnýz suni eþitlikler üzerine kuruludur. Kadýn hakký, buülkenin geleceðinde söz sahibi olmaktýr. Sabolardan idil'euzanan çizgide savunulan, hayata geçirilen buydu. Evet,onlar erkeklerle yanyana, eþit bir biçimde, omuz omuza buülkenin geleceðini birlikte biçimlendiriyorlar.
Böyle bir mücadele içinde yer almaksýzýn kadýn nehakkýný savunabilir ne feodalizmin, burjuvazinin ezdiðikimliðini özgürleþtirebilir. Bunun dýþýnda biryol savunanlarýnkadýn haklarýný, kadýnýn özgürlüðünü, kurtuluþunusavunmalarý sahtedir, ikiyüzlücedir. Kadýn haklarýnýsavunmak yalnýzca iðneli eylemler yapmak mýdýr?Genelevlerde açýklamalar yapmak mýdýr? Toplumu böylesineyozlaþtýran, fuhuþu böylesine teþvik eden bu düzene karþýmücadele etmeden, onlara karþý gerçekten mücadeleedilebilir mi?
Trevestiler için Beyoðlu'nda yürüyen, mor iðneligösterilerle þov yapan kadýn haklarý savunucularý; kayýpanalarý her hafta dayak yerken neredeydiniz? Onlar kadýndeðil miydi? Onlarca kadýn Ölüm Orucu Savaþçýsý ölüme
70
koþarken neredeydiniz? Ölüm Orucu'na girince, düzenekarþý savaþýnca kadýndan saymýyor musunuz onlarý? Birana olarak sahiplenmediniz onlarý, sizin bir kadýn olarakannelik duygusunu bildiðiniz tartýþýlýr. Hemcinsleriniz olarakbile sahiplenmediniz onlarý; kadýnlýk duygularýnýzýn nemenem bir duygu olduðu da tartýþýlýr.
Ülkemizin kadýnlarý, genç kýzlarý, bu düzenin size revagördüðü "ikinci sýnýf insan" konumundan, bu düzenin sizicinsel metalar haline getirmesinden kurtulmak, özgürleþmekistiyorsanýz, izleyeceðiniz örnek Sabolar, Hamiyetler,Esmeler, Olcaylar, Sibeller, idillerdir. Barbara Anna Kistler'ler,Meral Yakar'lar, Þengül Boran'lar, Serap Kolukýrýk'lar, AynilOktar'lar, Zeynep Kýnacl'lardýr. Kadýnlarýn, genç kýzlarýmýzýngerçek temsilcileri onlardýr.
Sanatçý/dilBir sanatçýydý o. Bir müzisyen, yetenekli bir tiyatrocu. Ve
yazar. Ama bunlartek baþýna ne ifade eder ki? Ne söylüyor,neyi oynuyor, ne yazýyor bunlar cevaplanmadan bunlarýntek baþýna önemi, iþlevi nedir?
O mücadelenin sanatçýsýydý. Halkýmýzýn türkülerinisöylüyor; türkülerinde, oyunlarýnda, yazýlarýnda mücadelenin
sanatýný yapýyordu.Ülkemizde sanatçýlar örgütsüzlüðün teorisini yapmýþlardýr
hep. Örnekler onlarý yalanlamasýna ve hala da yalanlýyorolmasýna raðmen onlar, örgütlü olmanýn yaratýcýlýðýöldürdüðünü, üretkenliði bastýrdýðýný savuna geldiler.
Idil'in geliþimi, bunu yalanlýyor. Idil'in sanatçý oluþuyladevrimci oluþu ayný süreçtir. Devrimcileþtikçe sanatýyetkinleþir. Sanatý yetkinleþtikçe mücadelede, örgütlülükteilerler.
Önce devrimci mi, önce sanatçý mý? Ayþe Gülen'den Idil'euzanan gelenek küçük-bu~uva aydýnýnýn bu sahte ikileminin
aþýnmasýdýr.Bu ikilem, henüz yataðýna oturmamýþ bir suyun saða sola
amaçsýzca akýþý gibidir. Kah oraya; kah buraya gider gelir.
Devrimci sanatçý yataðýný bulmuþ, akacaðý yeri bilensanatçýdýr. Devrimcilik ve sanatçýlýk artýk onun için birbirindenayrýlamaz, birbirinin karþýsýna getirilemez. Önce þudur, budurdemez o. Devrimcilik bir insanýn tüm yaþamýný biçimlendirenbir nitelik belirlemesidir. Örgütlülük ise sanatçý için engeldeðil güçtür. Parti-Cepheli sanatçý üretkendir; çünkü Parti-Cephe'nin ortamý sanatçýnýn üretkenliðini besleyen sýnýrsýzbir kaynaktýr. Sanatçý, Parti-Cephe'nin tüm duygularýnýnaktýðý, tüm üretkenliðinin aktýðý bir güzergahýn kesiþmenoktasýdýr. Bu kaynaktan maddi olarak, manevi olarak süreklibeslenir.
Ayþe Gülen'den idil'e uzanan, içinde Grup Yorumlarýn,Grup Ekinlerin, Ayþe Gülen Halk Sahnesi'nin harmanlandýðý,geliþip büyüdüðü örgütlü sanatçýlýk çizgisi, devrimcisanatçýnýn çizgisidir. Bu çizgi bu noktada yürütülen pekçoksoyut tartýþmanýn da cevabýdýr. Bugüne kadar bunuanlamayanlar, görmeyenler için Idil öðreticidir. Onun böylesiamansýz bir savaþta yer alýþýný belirleyen yalnýzca siyasiniteliði olmayan bir sanatçý duyarlýlýðý deðildir. Sanatýduyarlýlýðý, devrimci duyarlýlýkla, halka, devrime karþýsorumlulukla bütünleþmedikçe bu kadarýna yetmez. Böylebir kahramanlýk ancak böyle bir bütünlük içinde mümkün olur.
Parti-Cephe!i idi!
Devrimci Halk Kurtuluþ Partisi-Cephesi 'nde kadýntartýþmasý yoktur. Bu tartýþmayý kadýnlar kendi mücadeleleriylebitirmiþlerdir. Erkeklerle savaþarak deðil, oligarþiylesavaþarak bitirmiþlerdir bu tartýþmayý.
Devrimci kadýn, savaþýn geri cephelerinden mücadeleederek, bedel ödeyerek en ön siperlere gelmiþtir. Artýk yalnýz"cephane taþýyan kadýn" deðildir o. Silahý taþýyan vekullanandýr. Yalnýz talimatlarý uygulayan deðil, talimatverendir. Yalnýz okuyan deðil, yazandýr Feodal, burjuvakültürün-ideolojinin ona biçtiði rnle karþý, toplumsal baskýlarýve þartlanmýþlýklara karþý savaþarak, mücadele içinde,erkeklerin feodal bakýþlarýndan kaynaklanan engellemeleri
72
aþarak baþarmýþlardýr bunu. Kadýnlar DHKP-C'de savaþýnen ön cephesinde, örgütsel konumlarýn en ilerisindebulunmuþlardýr. Ve bulunmaktadýrlar. Savaþan, dövüþen,halkýnýn ve onun bir parçasý olarak cinsinin özgürlüðü içinsavaþana tüm kapýlar açýktýr.
Örgüt içinde kadýn haklarý, negatif, pozitif ayrýmcýlýk vb.Tartýþmalarý geridir-çiðdir. Devrimci bir savaþ yürütülürken"pozitif ayrýmcýlýk" bilmem ne adýna "kotalar" koymak kadýnýnzayýflýðýný, güçsüzlüðünü kurumlaþtýrmakdemektir. "Sizkendibaþýnýza, kendi iradenizle bu yerleri dolduramazsýnýz" demektir.Onlarýn DHKP-C içinde biryerlere gelirken bu türden kotalaraihtiyaçlarý olmadý. Sorun "kota doldurmak" deðil, oligarþiyekarþý savaþta devrimin saflarýný doldurmaktý çünkü. Onlarbunu yaptýlar, bunu baþardýlar.
Idil bir Istisna mý?
Idil bir istisna olarak çýkmamýþtýr. Onun çýkýþý kadýnlarýnDHKP-C saflarýndaki tarihsel geliþimlerinin bir ürünüdür.Kadýnlar savaþarak, dövüþerek yerlerini büyütüyorlar.Dýþarýdakinin ne ölçüsünü, ne rakamýný vermek mümkündeðildir ama bu geliþmeyi görmek istemeyenýere hapishaneleri,savaþ içerisinde þehit olma onuruna eriþenleri gösterebiliriz.12 Eylül 1980'in hapishanelerdeki DHKP-C (Devrimci Sol)kadýn tutsaklarý, bu süreçteki savaþýn kadýn þehitlerini sayýsýyla;bugünkü kadýn tutsaklarýn sayýsý ve kadýn þehitlerinin sayýsýnýkarþýlaþtýran biri, kadýnlarýn devrimimizdeki bu devasageliþimini görebilir.
Onlarca ve onlarca kadýn savaþçýmýz çatýþarak,direnerek þehit düþtüler. Adlarýný tarihimize kanla yazdýlar.Özveriyle yazdýlar. Yalnýzca gerilla olarak, komutan vesavaþçýlar olarak yazýlan bir tarih deðil bu. 12 Eylül'ündepolitizasyonunun kýrýlmasýnda, o karanlýktan çýkýþta, bakýnhep önde kadýnlarýmýz vardý. Bu tarih görmezliktengelinemez. Bu tarih görülmeden Sibeller, Ayþe Gülenler,Idiller anlaþýlamaz. Bu geliþmenin niye bir baþka yerde deðilDHKP-C saflarýnda böylesi görkemli bir noktaya geldiði
anlaþýlamaz.
73
Devrimin kendisi bir sanattýr. O öyle birþeydir ki, tekbaþýna politikalarla, tek baþýna askeri güçle kazanýlmaz,ancak gün gün, mevzi mevzi bir sanatçý duyarlýlýðýylaiþlendiðinde kazanýlýr zafer. Tablo ancak o zaman biter. Vebu tabloyu ancak, kadýn ve erkek eli birlikte yaratýr,güzelleþtirir. DHKP-C, soyut teoriyle deðil, devrimci bir ruhla,devrimci bir duyarlýlýkla savaþan bir örgüttür. Gelenekleryaratan olmasý boþuna deðildir. Böyle yaratýlmaktadýrdeðerler. Dövüþür gibi okuyoruz þiirlerimizi ve þiir okur gibidövüþüyoruz. Kadýnýmýzýn ve erkeðimizin eli devrimhamurunu birlikte yoðuruyor; devrim tetiði birlikte çekiliyor.Kahramanlýklarýn beslendiði kaynak budur iþte.
Ülkemizin Kadýnlarý, Sanatçýlarý
Þimdi Idil olmak zamaný. Idil olmak kadýn olaraközgürleþmektir. idil olmak, sanatýn doruðuna çýkmaktýr.
idil, fabrikadaki kadýnýmýzýn, tarladaki kadýnýmýzýn,gecekondulu, okullu genç kýzlarýmýzýn onurudur. Ogüçsüzlüðü, iradesizliði, narinliði, erkeðin hep bir adýmpeþinden gitmeyi reddediþtir. Erkekle yan yana oluþtur. Oözgürleþmedir. Kendi yaþamýný kendi belirlemektedir. O
özgürlüktür.Idil, türkülerini, resimlerini bu halk için yapan, bu halk
için yazan sanatçýlarýmýzýn onurudur. Son türküsü, son oyunuöyle bir oyundur ki, Idil gibi olmadan söylenemez,yaratýlamaz. O halkýmýzýn sanatçýsýna duyduðu güvenin adýolacaktýr artýk. Onu halkýmýza anlatmak, tanýtmak, sizyaþayan sanatçýlarýn görevidir. Halkýmýzýn gözünde onunlabirlikte sanatçýlar büyüyecektir.
Þimdi idil olmak zamanýdýr. Þimdi türkülerimizi onun gibisöylemek, onun gibi bir "kadýn" olmak zamanýdýr...
Not: Bu bölüm DHKP-C tutsaklan tarafýndan hazýrlanmýþtýr.
76
YEMLiHA KAYA
(DHKP-C)
1968 Maraþ, Elbistan Yalýpýnar köyünde doðdu. Alevi Kürtbir ailenin çocuðuydu. ilk ve orta öðrenimini Elbistan'ýn
Sevdilli köyünde bitirdi.Ailesinin yaþadýðý ekonomik sorunlardan dolayý lise
öðrenimini çeþitli illerdeki okullarda sürdürmek zorunda kaldý.Bu yýllarda bir yandan pazarlarda iþportacýlýk yapýyor, biryandan da okuyordu. Erzincan ve Trabzon'da süren liseyýllarý istanbul Kocasinan Lisesi'nde son bu.ldu.
1985 yýlýnda ailesiyle birlikte istanbul'ageldi. Lisesonrasýda iþportacýlýk yapmaya devam etti. Bu;mesleðin insanlarýdüzenle, düzenin yozluklarýyla bütünleþtÝfdiðini bilen Yemliha,kendini bunlardan korudu, çevresini de eðitmeye ve
korumaya çalýþtý.Bu süreçte Beyazýt'ta bulunan EMEKAD (Emekçiler
Sosyal Kültürel Dayanýþma ve Yardýmlaþma Derneði) ile iliþkikurarak saflarýmýza katýldý. Çevresini de taþýmayýbildi.
'89 yýlýnda iÞportacllarýn örgütlenmesinde, demekleþmesindeve aktif olarak mücadeleye katýlmalarýnda öncü rolü üstlendi ve
IÞPOR-DER'in yöneticiliðini yaptý.90-91 yýllarý, Yemliha yoldaþýn hýzla geliþtiði ve
hareketimizle bütünleþtiði yýllardý. '91 Mart sonrasýndaistanbul Anadolu yakasýnda mahalli alan çalýþmalarýnda
çeþitli sorumluluklar aldý.O artýk yoksul gecekondu halkýnýn ve yoldaþlarýnýn
YEMO'suydu.'93 baþlarýnda hareketimizde yaþanan darbe olayýný
öðrenen Yemo, 'tereddütsüz bir þekilde hareketimiz veönderimizin yanýnda yer aldý, sahiplendi. Darbeciliðin mahallialanda ezilmesinde önemli bir paya sahip oldu. Hareketimizin
177
bu zor günlerini aþmasýnda önemli bir paya sahip olan Yemo,bir çok görevi bir arada yürütmek zorunda kaldý. Mahallialanda önemli sorumluluklar yüklendi.
Rýza Güneþer'in darbeciler tarafýndan katledilmesiüzerine Halkýn Gücü gazetesinin yazýiþleri müdürlüðü vesahipliðini de yürütmeye baþladý. Halkýn Gücü'nü Rýza'dankalan bir deðer olarak gören Yemo, tutsak düþtüðü ana kadargazetenin kapýsýna kilit vurdurmayarak bu deðere sahip çýktý.Rýza'dan sonra Yemo'nun yoldaþlarýna vasiyetidir artýkHALKýN GOcO...
Mücadele yaþamý boyunca 7 kez gözaltýný alýndý.Hepsinden de alnýnýn akýyla çýkmasýný bildi. Hareketimizinþehitler pahasý yarattýðý deðerlerimize sahip Çýktý, onurunukorudu.
Þubat 1995'te ikinci kez tutsaklýk yaþamýna baþladý.Yemliha cezaevinde özgür tutsak kiþiliðini geliþtiren,yoldaþlarýna örnek olan, sürekli yoldaþlarýndan öðrenen,öðreten bir yaþama sahip oldu.
Ölüm Orucu için tereddütsüz gönüllüler arasýnda yer aldý.Yemo 27 Temmuz günü Ölüm Orucu'nun 69. gününde Parti-Cephe'sine, Önderine baðlýlýðýný, sarsýlmaz inanç vekararlýlýðýný ölümü kucaklayarak gösterdi...
78
TÖREN KONUþMASý
Yoldaþlar,Bugün tarihsel bir görevle karþý karþýyayýz, Bu görev
kontrgerilla devletinin halklarýmýza karþý yönelttiði saldýrýpolitikasýna karþý onurlu bir þekilde, namuslu bir þekilde setoluþturmaktýr. Ve saldýrýya geçmektir.
Düþmanýn halklarýmýza karþý yönelttiði saldýrýlarýn temelodaðýný oluþturan cezaevleri bugün özgür tutsaklarý yok etmepolitikasýdýr. Özgür tutsaklarý yok edemeyeceðini 1984 ÖlümOrucu þehitleri geleneði yaratmýþtýr. Bugün ben de 1984Ölüm Orucu þehitlerimizin yarattýðý gelenekle ve þehitlerimizinverdiði güçle, destekle Ölüm Orucu direniþinde gönüllüolarak görevaldým. Ölüme tilili çeken Güner Þarlardan, "Biznerede teslim olduk" diyen Sibel Yalçýnlar'dan "Bayraðýmýzülkenin dört bir yanýnda dalgalanacak" diyen Sabolar'dangüç alýyorum bugün ve ben bu gücümle bir kez daha
haykýrýyorum.
Halkýma layýk alacaðým, Parti me layýk alacaðým,
Yoldaþlarýma layýk alacaðým.Parti m ve Cephem benim için en büyük güç ve destektir.
Yoldaþlarým, þehitlerimiz benim için en büyük güç, en büyükdestektir.
YAÞASýN ÖNDERiMiz DURSUN KARATAÞ!
YAÞASýN DEVRiMCi HALK KURTULUÞ PARTISi-CEPHESI!
3 Temmuz 1996
Yemliha Kava
179
ÖLÜM ORUCU SAVAÞÇýLARýNIN 54. GÜNDEYAPTýKLARý SOHBET TOPLANTýSýNDAYEMLiHA YOLDAÞýN KONUÞMALARýNDAN
(...) ANAP-DYP hükümeti kurulduðunda cezaevlerineyönelik, halklarýmýza yönelik ciddi saldýrýlarýn olacaðýyayýnlarýmýzda olsun, tartýþmalarýmýzda olsun açýk bir þekildegörülüyordu. Saldýrýlara karþý P-C'li olarak, bir insan olarak,üzerime düþen görevlerin olduðunun bilincindeydim. 45günlük açlýk grevi direniþinden sonra Ölüm Orucu direniþigündeme geldiðinde, ben zaten gönüllüydüm. Gönüllü olmakbenim için diðer yürüttüðüm görevlerden farklý bir görevdeðildi. (...) Ailem ve ziyaretçilerle sohbetlerimde niye sen
diye soruyorlar.Açýkça söylüyorum. Ben tam yedi sene önce P-C
saflarýna, daha doðrusu Devrimci Sol saflarýnda mücadeleyekatýldýðýmda, her an býçak sýrtýnda gezen bir insandým.Yoldaþlarýmýz sokak ortasýnda katledilip gözaltýndakaybediliyordu. Niye bunlardan biri ben olmayaydým. (...) Bugörevi Parti-Cephemin bana verdiði bir deðer olarakkavradým ve öyle içselleþtirdim. (...)
Parti-Cephem beni bu göreve layýk gördü. (...)Ziyaretçilerimle görüþtüðümde "onur duyuyoruz" diyerekzafer iþaretleri yapýyorlar, "Biz kazanacaðýz" diyorlar. Bizkazanacaðýz derken benim sað kalmam önemli deðil.Halklarýmýz bizlerin þehit düþmesiyle zaferi kazanacaklarýnýgörüyor. Bizler de öyle görebilmeliyiz. Þehit olsak da biz
kazanacaðýz. (...)Bugün biz eðer Ölüm Orucu'na yatýyorsak bizim
nezdimizde Parti-Cephemizin halklarýmýza verdiði bir deðerdir.Ölüm Orucu eylemi saldýrýlara karþý gururverici birdireniþ, bireylem biçimidir. Bunun için ben bir kez daha þunu belirtiyorum;þehitlerimizden, Parti-Cephemizden aldýðýmýz güçle bu direniþizaferle taçlandýracaðýz. Bize verilen deðere layýk olacaðým.Bize verilen emeklere layýk olacaðým.
180
YEMLIHA KAYA:NIN 20 TEMMUZ 1996 TARIHLIYOLDAÞLARINA SESLENDiÐI SON YAZýSý
Merhaba Yoldaþlar,
(...) Burada, Parti-Cephe, þehitlerimiz, halklarýmýz,önderliðimiz, yoldaþlarýmýz nezdinde bana bir deðer biçmiþtir.
Bu deðer herþeyden önce yedi senelik mücadelesürecimdeki Devrimci Sol'dan Parti-Cephe'ye kadarkimücadelemde yarattýðým güvendir. (...)
'84 Ölüm Orucu þehitlerimizin yaratmýþ olduðu gelenek
Buca, Ümraniye þehitleriyle bayrakýaþarak cezaevlericephesinde bize taþýnmýþtýr. Yine dýþarýda savaþçýlarýmýzýnölüme tilililerle gitmeleri, düþmana "Varsa cesaretiniz gelin"demeleri, Sibel'in "Biz hiç teslim olmadýk ki" þi arý bizim nekadar güçlü bir geleneðe, güzelliðe sahip olduðumuzu
gösteriyor.Sabolar 16-17 Nisan'ýn yýldönümünde '93'te dalgalandýrýldý
mahallelerde. Sarýgazi sokaklarýnda, caddelerinde veokulunda dalgalandýrýlan bayraða tahammül edemeyenkontra çetesi saldýrdý bize. (...)
Bu görevin önemli bir ayaðý olan yedisinden yetmiþinetanýdýðým özellikle mahalli alandaki halklarýmýzýn sevgisi,saygýsý, Parti-Cephe nezdindeki sahiplenmeleridir. 70yaþýndaki analarýmýz-babalarýmýz bir evlat þefkatiyle benisahiplenerek geceleyin 01-02'ye kadar gereken hürmetigöstermiþlerdir. Ellerinden ne geliyorsa yapmýþlar, sýcak
þefkatlerini esirgememiþlerdir. (...)Evet, hala bizi sahiplenen ailelerimize, yedisinden
yetmiþine kadar halklarýmýza, ne mutlu bize... En büyük güçhalklarýmýzý Parti-Cephemizi zafere taþýyacaktýr. Burada isimsaymakla ve tanýdýklarýmýzla yaþadýðýmýz güzelliklerianlatmakla kitaplar dolusu yazýlar yazýlabilir. (...)
181
Ben iþte bu duygular içinde büyük bir zevk, coþku veþefkatle yoldaþlarýmla birlikte Ölüm Orucu direniþinde yeraldým.
Bu duygu aslýnda kelimelerle, tam anlamýyla ifadesinibulmuyor. Büyük bir hazdýr. Birtarafta þehitlerle kucaklaþmak,bir tarafta halklarýna, önderine, Parti-Cephe'ne ölme sýrasýgeldiðinde hazýr olmanýn ifadesidir.
Ne mutlu bize...
Halklarýmýz Kazanacak, Biz Kazanacaðýz...
182
ZAFER GÜNÜ ÖLÜMSÜZLEÞEN YEMO YOLDAÞ
o zafer günümüzün þehidiydi...Bir yandan düþmanla kýran kýrana tartýþmalar sürüyor,
diðer tarafta Ölüm Orucu Savaþçýsý Yemo'nun töreni
yapýlýyordu......Can feda Yemo yoldaþ. Dediðin gibi "Hiçbir güç beni
DHKP-C'den ayýramaz" dedin ve öyle oldu. Þehit düþerek
ölümsüzleþtin.Yemo yoldaþ önceden yazdýðý "Merhaba Yoldaþlar" diye
baþlayan yazýsýný yastýðýnýn altýnda tutuyordu. Artýk yavaþyavaþ ölüme yaklaþtýðýný sezdiði anda bu yazýyý baþýndasürekli nöbettutan yoldaþýyla sorumlu yoldaþýna gönderiyor.Bu anda verilen mesaj açýktý. Berdan yoldaþ þehit düþtüsýra bende diyordu...
YEMLIHA iKTiDARý iSTiYOR.YEMLIHA DEVRiMI iSTiYOR.
Birçok eylemde deðiþik programlar yapýlýr ve eylemsonrasý kayýp vermeden baþarýlý bir geri çekiliþ planlanýr.Savaþa gidecek, hedefi bulacak, vuracak ve geri çekilecektir.Ama ölüme yatmak çok farklýydý. Zafere mutlaka amamutlaka ölerek varýlacak. Bu eylemin baþarýya ulaþmasýnýnbaþka yolu yoktur. "Kayýp" vermeden geri çekilme olanaðýyoktu. Ve Yemliha bunu biliyordu...
Yemliha devrimi istiyor. Yemliha iktidarý istiyor. Yemlihazaferi istiyor ve Yemliha 69 gün boyunca tüm halkýmýzýn,dünya halklarýnýn umutlarýný yüklenerek yürüdü zafere...
Adým adým, hücre hücre...
istanbul mahalleler dendiðinde Yemliha'yý anmamakmümkün deðil, mahalli örgütlenmenin oluþturulmasýnda çokfazla emeði vardýr Yemliha'nýn...
183
Bir arkadaþýmýzýn ayakkabýya mý ihtiyacý var?. Yemlihahemen bulurdu. Çünkü onun mutlaka birayakkabýcý tanýdýðýolurdu. Bir kurumumuz, bir evimiz mi taþýnacak, boyanacak?Yemliha mutlaka boyadan anlayan birini bulur, bir kamyonetayarlardý. Faþistler pazar tezgahlarýmýza mý saldýrmýþ?Yemliha gerektiðinde silah la beklerdi tezgahlarýmýzýn baþýnda.Öðrenen, öðreten, savaþan, savaþtýrandý Yemo...
Not: Bu bölüm DHKP-C tutsaklan tarafýndan yazýlmýþtýr.
186
ULAÞ HicABi KÜÇÜK
(TiKB)
Bayburt'un Merkez çayýroðlu köyünde 1972 yýlýndadünyaya geldi. Bir köylü çocuðuydu. Köyde doðmuþ,büyümüþtü. Eskiþehir Anadolu Üniversitesi 2. Sýnýföðrencisiydi. Devrimci mücadeleye Eskiþehir AnadoluÜniversitesinde 92-93 döneminde baþlamýþtý.
Geldiði yerin tüm olumsuz özelliklerini býrakarak þairindediði gibi. "açýk ve endiþesiz" olarak girmiþti kavgaya."Faþizmin gerçek yüzünü görmeye baþladýkça, beni o kadarsene uyutluklarýna nasýl da kýzýyordum kendime" diyordu.Dur durak bilmeden mücadele içinde Ç,( 'ýþýyordu.
"Bir avuç olsak da Üniversiteyi dar etmeliyiz düþmana"
diyordu.Kýsa sürede güvenilir, çalýþkan, tavizsiz bir kiþilikle
devrimci saflarda yer edinmiþti. Mücadeleye yepyeni birbölgede öðrenci gençlik içinde baþlasa da kendini sadeceüniversite ile sýnýrlamamýþ, fabrika önlerinde, sendikalarda,emekçi semtlerde gazete satarak iliþki çýkarmaya çalýþmýþtý.Eskiþehir o dönemde Hicabi'siz bir tek eylem, tek bir toplantý
görmemiþti.Çalýþtýðý dönemde faþistler tarafýndan boy hedefi haline
getirilmiþ ve defalarca faþistlerle çatýþmaya girmiþti.Faþistlerle olan çatýþmalarýn birinde kolu kýrýlsa da, onlarýnanladýklarý dilden konuþmanýn coþkusuyla çýkmýþtý. Kolununkýrýlmasýna raðmen yine eylemden eyleme koþuyordu. Hiçbirþeyonun mücadelesinin önünde engelolmuyordu.
Kýsacasý kavga adamýydý Hicabi. Örgüt adamý almaktý
çabasý..Gözaltýlarda ilk akla gelen isimdi. Defalarca ni'lzaltýna
alýnmasýna raðmen herdefasýnda baþý dik,::" .:ý~ý'"
bilmiþti.
187
5 ay Aydýn E Tipi Cezaevi'nde adli tutuklular arasýndatek TiKB'li olarak kalmasýna raðmen c'oþkusundan,
kararlýlýðýndan hiçbir þey yitirmemiþti...Tüm bu süreçlerden devrimci kiþiliðini geliþtirerek,
amansýz bir çabayla çevresini dönüþtürerek çýkmasýnýbilmiþti. Çýktýktan sonra yine kavganýn içinde oldu. YineEskiþehir'de her kitle kýpýrdanýþýnýn i.çindeydi. iþçilerle enufak iliþki fýrsatýný kaçýrmadý, büyük fabrikalarýyla,
semtleriyle, çevre ilçeleriyle, Eskiþehir'i bir bütün olarakkucaklamaya yöneldi. AJýnteri Iý Temsilciliði'ni yürüttü. Fabrikaönleri, sendikalar, semt kahveleri, O'nun uðradýðý yerlerdi.En sýnýrlý iliþkiden bile yeni iliþkilere açýlmayý zorladý.
Aranýr duruma düþtüðünde yer altýna geçmek ve iþçi sýnýfý
içinde çalýþmak istediðini belirtmiþti içtenlikle.Kýsa bir süre sonra son duraðý Bursa Cezaevi oldu. TiKB
davasýndan 12 yýl 6 ay ceza aldý. Tutsaklýk yaþamýnda dakendini yenileme mücadelesini sürdürdü. Mücadelesinekarþý çýkan, kabul etmeyen, gerici yönleri olan ailesinidönüþtürmeye çalýþmayý da ihmal etmedi. Ve faþist devletinhalka karþý açmýþ olduðu topyekün savaþa karþý oluþturulan
direniþte ölümsüzleþti. Yetiþmetarzýndan gelen daðýnýklýðýndanve gamsýz görüntüsünden de direniþ okulunda sýyrýldý. VeSüresiz Açlýk Grevi-Ölüm Orucunun 69. gününde þehitlerkervanýna katýldý.
188
Bir Yoldaþ. Hicabi'yi Anlatýyor;
(...)Ilk tanýþtýðýmýz günü hatýriýyorsundur sanýrým. Yoldaþlarýnýn
evindeydik, sen gazetene sarý Imý Þ okuyordun. Bizitanýþtýrdýklarýnda adýnla birebir örtüþen utangaçlýðýný halahatýrlýyorum. Hafif bir tebessüm ve ardýndan pembe bir renk.
Nasýl kýzdýrýrdýk seni.'92-93 döneminde gelmiþtin Eskiþehir'e. (...) kýsa bir
sürede tanýmadýðýn, konuþmadýðýn, iliþkiye geçmediðin,gazete satmadýðýn devrimci demokrat insan yok gibiydi.Gazeteni-taþýdýðýn o yeþil sýrt çantasý hala gözümün önünde,hiç eksik etmezdin onu yanýndan. Seni uzaktan görenler
DPG geliyordiyorlardý....O dönemlerde her taþýn tuðlasýnda senin de emeðin
vardý. Gazi katliamýnýn protestosunda, paralý eðitime hayýrçalýþmalarýnda, 6 Kasým boykotlarýnda, alternatif açýlýþýarda,Newrozlarda, gözaltýnda kayýplann protestosunda, yurt temsilci
seçimlerinde, açlýk grevlerinde, standlarda, sayýsýz toplantýve basýn açýklamalarýnda, sayýsýz bildiri-afiþ-pul... hiç eksikdeðildin ki, bugün gibi hatýrlýyorum. Sonra o toplantýdaki tiz
sesinle yaptýðýn konuþmalarýn iþ çýksýn diye gösterdiðinçabalarýn geliyor aklýma.
Korkusuz ve cesur bir kimliðin vardý.
...gözaltýlarýn birinde üzerindeki elbiseleri parçalamýþlardý,omuzundan aþaðýya kadar yýrtýlmýþtý tiþörtün, sonrasýndaise gladyatör kalmýþtý adýn devrimci saflarda. Düþmanýnininde bir gladyatör. Gözaltýlar nasýl keyifli bir hale gelirdi
seninle. Baþýn dik, alnýn ak, zafer iþaretleriyle çýkardýn adliye
koridorlarýna.
(...)
189
o.. þimdi ise her anma toplantýsýnda okuduðun þiir geliyoraklýma.
Saraylar saltanatlar çökerKan susar birgün zulüm biterMenekþeler de açýlýr üstümüzeLeylaklar da güler
Bugünlerden geriyeBir yarýna gidenler kalýrBir de yarýnlar adýna direnenler.
Bu þiiri okurnan hep ondandý demek. (...) 69 gün hücrehücre ölüme meydan okuyuþun yarýnlar adýna direnmektitabii ki. Böylesine inançla ve kararlýlýkla yýktýn hücreduvarlarýný ve çýktýn gökyüzüne. Bu son eyleminle kurtuluþbavraaýný teslim ettin varýnýn sahiplerine.
190
Bir Yoldaþýnýn Anlatýmýndan Ulaþ Hicabi Küçük
Büyük oranda gerici bir aileden Hicabi. Faþistler,tarikatlardan oluþan bir çalýlýðýn içinde açan yalnýz bir gelincikgibiydi. Ama o, bundan etkilenmedi, ilkin ablasýnýdönüþtürdü, kýsacýk bir direniþ zamaný içinde. Hepimizinablasý olmuþtu. Sonlara doðru haftada bir kaç kez geliyorve elinden geldiðince ihtiyaçlarýmýzý karþýlýyor, direniþörgütlüyordu. Bursa'da yapýlan tüm basýn açýklamalarýnda,tüm eylemlerde en öndeydi. Sýkýlý yumruðunu kaldýrýyor vehaykýrýyordu. "Zindanlar Boþalsýn Tutsaklara Özgürlük"
'Aptallar, hepiniz aptalsýnýz' demiþti istanbul'dan gelen abisi.RP'nin beyni yýkanmýþ, robotlaþtýrýlmýþ sempatizanlarýndanbiriydi. O küçücük beyniyle Hicabi'yi hareketleriyle sarsacaðýný,"kendisine" getireceðini sanýyordu. Öyle ya Hicabi kendi iradesidýþýnda baþkalarýnýn zorlamasýyla Süresiz Açlýk Greviyapmýyor muydu? Þevket hocasý da böyle diyordu üstelik.Hicabi'nin cevabý net oldu. "Eðer böyle konuþacaksan bir dahagelme. Benim senin gibi abim yok." Ama yine de kazanmak,uyuþturulmuþ bu beyni gerçeklere açabilmek için çabaharcamaktan kaçýnmadý.
Bir diðer abisi, tasfiyeci-revizyonist ÖDP içinde yeralýyordu. Bizleri aklý havada, gençliðin keskinliðiyle hareketeden, zamanla törpülenip biçim kazanacak insanlar olarakgörüyordu. Yalnýzca üç kez geiebiidi görüþe. En son, SüresizAçlýk Grevi þehidimiz Hicabi Küçük yoldaþýmýzýn cenazesinialmaktý geliþ nedeni. Yumruðu havada "Yoldaþlar" diyeselamladý þehidimizin çevresindeki direniþçileri. Müdürlerin,savcýlarýn, gardiyanlarýn arasýnda dimdik durdu. Kaderdenbahsetmedi, aðýtlaryakmadý, kimseyi suçlamadý. Gözlerindensüzülen damlalar, birer kavga çaðrýsý oldu, dile geldi döküldüdudaklarýndan.
191
Yoldaþlar, biliyorum sizler de benim kadar üzgünsünüz.Ama direnin. Hicabi ölmedi. O þimdi burada sizlerle yaþýyor.(...) Bana ne dedi biliyor musunuz? "Sana þimdi açýk görüþizni veriyorum. Ama git onlarý ikna et. Devletle baþa çýkýlmaz.
~oþ yere eziyet etmesinler kendilerine" dedi. Ama benbunlarý size söyleyemem, Hicabi'ye de söylemedim. O kendiisteðiyle katýldý açlýk grevine. Onurlu bir þekilde yaþadý,onurlu bir þekilde öldü. Bizler Mamak'ta teslim olduk, sizteslim olmayýn, direnin. Direnin. Bu faþistler sizden korkuyor.Sizden direnmenizi istiyorum. Bir abiniz olarak, biryoldaþýnýzolarak istiyorum.
BIz KAZANACAÐIZHlcABi YOLDAÞ ÖLÜMSÜZDÜR
Not: Bu bölüm Aflnteri Gazetesinden derlenerek vazýlmýstýr.
194
OSMANAKGÜN
(TiK8)
1965 yýlýnda Rize'nin Kalkandere ilçesinin Fýndýklýköyünde hayata gözlerini açtý. Ilk ve ortaokulu Þirinevler'de,liseyi ise Kocasinan'da tamamladý. 80 öncesi yýllarda lisede
mücadeleyle tanýþtý.Ailesi ve çevresi OY'li olduðu için çok genç yaþta,
Kocasinan Lisesi'nde okurken OY içinde mücadeleyeatýýmýþtý Osman. Henüz genç bir anti-faþist militan iken, 12Eylül faþist cuntasýnýn gelmesiyle birlikte, tasfiyeciliðinbataðýna saplanan OY içindeki tanýdýðý insanlarý zorluyormücadele etmek için. Ama nafile. Yine de kendini ve enyakýn çevresinin devrimci yapýsýný korumayý baþarýyor.TiKB'yle tanýþana kadaryýllarca halkevlerinde ve derneklerdetiyatro ve halk oyunlarý öðretmenliði yapýyor.
Osman hobi olsun diye yapmýyordu bütün bunlarý. Faþistcunta yýllarýnda, tasfiyeciliðin kol gezdiði bir dönemdedevrimci bir çevre yaratmak ve bunu geliþtirmek istiyordu.Bir yandan da kendi hayalindeki örgütü arýyordu. Sosyaliliþkilerinin zenginliði, sýcak sevecen yapýsý, hesapsýziliþkileri, fedakar kiþiliðiyle bulunduðu her alanda öne çýkar,kendini sevdirir ve kabul ettirirdi. O günlerden baþlayarýtemiz, hesapsýz ve sýmsýcak bir 'Osman dostlarý' çevresivardý etrafýnda.
1990 Temmuz'unda Osman TiKB'yle tanýþýr. \/egörüþlerini benimser. Kavgada yerini almaya kararverir.
Osman, geçmiþin birikim ve deneyimlerini de mücadeleyesunmaya, dolu dolu yaþamaya hazýr gelmiþti TýKB'ye. Vehýzla pratiðin içine daimýþtý Osman.
Osman Akgün kýsa sürede geliþmiþ ve kavganýn dahaön saflarýnda yer almaya baþlamýþtý. Ayrýca askeri yönleriylede dikkat cekmeve baslamýstý.
195
Osman Yaþar Yoldaþcan Müfrezesinin ilk üyelerindendiOsman. Eylemlerin içinde yalnýz yer almakla kalmazdý.istihbaratýndan planlanmasýna, gerekli araç ve malzemelerinbulunmasýna kadar en küçük iþlerle dahi titizlikle uðraþýrdý.O sýrada aksayan yanlar varsa da pratik zekasýyla o anda
halletmeye çalýþýrdý.Osman küçük büyük demeden her iþi yerine getirirdi.
Yoidaþlarýný koruma duygusu ve refleksi çok güçlüydü. Ohainlerin cezalandýrýlmasýndan, kamulaþtýma eylemlerine,fabrikalardaki muhbirve iþbirlikçilerin dövülmesinden arabakaldýrma, istihbarat toplamaktan malzemelerin temininekadar, en büyüðünden en küçüðüne kadar yakýnmasýzkoþtururdu mutlaka.
Osman Akgün bir yandan kendi geçimini saðlamak içinçalýþýrken bir yandan da örgütsel faaliyetlerini aksatmadansürdürüyordu. Ancak Osman Akgün'ün dýþarýdaki mücadelesikýsa sürdü. Ama bu kýsa süre içine çok þey sýðdýrmýþtý.
TýKB'nin 13. kuruluþ yýldönümünde yapýlan bir eyleminhazýrlýðý sýrasýnda taksi þöförünün ihbarý üzerine arkadaþlarýylaberaber polisle çatýþmaya girer ve aðýr yaralý olarakGayrettepe'ye götürülerek sorgulanýr. Ancak iþkencecileriasla sevindirmez ve baþý dik çýkar yaralý olarak girdiðiGayrettepe iþkencehanelerinden. Osman Akgün cezaevindede içinden hiçbir zaman özgürlük tutkusunu atamaz. Ve '95yýlýnda dost örgütlerle yapýlan yarým kalan özgürlük eylemininmimarlarýndan olur. (...)
Fedakarlýðý, örgüte ve yoldaþlarýna baðlýlýðý ve örgüt içianlayýþý o kadar güçlüydü ki, iðne ile kuyu kazarcasýna baþtanitibaren emek verdiði tünelin çalýþmasýnýn aksamamasý içinsevk sorununda yaþanan týkanýklýðýn aþýlmasý gerektiðindeOsman Akgün "Ben gönüllü olarak sevke gitmek istiyorum.Düþmanýn bizim havalandýrmaya yönelik dikkatini böylelikledaðýtýrýz. Siz de eyleme daha rahat devam edersiniz" diyerekkendini fedakarlýkla en öne koyuyordu.
Ve Ümraniye Cezaevi'ne sevke giderken þunlarý söylüyordu;"Yeni açýlan bir cezaevine gidiyoruz. Her þeye sýfýrdan
baþlayacaðýz. Oradaki mücadele daha zor ve çetin olacak,
196
bunun bilincindeyim. Ümraniye Cezaevi'ni özgürleþtirmekbizim görevimiz. Bunun sorumluluðu hep üzerimde olacak.
Orada örgütümüzün bayraðýný þerefte taþýyacaðýz."
13 Aralýk direniþinde barikatlarýn önündeydi Osman. Yine4 Ocak Ümraniye katliamýnda da üç gün boyunca
barikatlarýn en üstündeydi.
SAG'nin 47. gününde "belki bu mektup tarihsel bir önemtaþýrsa benim yazým olsun istedim" düþüncesiyle kendi eliyle
yazdýðý mektubunda;"... Yoldaþlar bedenen kötüyüm ama kafa ve yürek olarak
dimdik AYAKTAYIM. Her ama her þeye hazýrým" diyordu.Kendi durumunun çok aðýr olmasýna raðmen yoldaþlarý için
hayýftanýyordu.Osman artýk bilinç kaybýna uðramaya baþlýyordu. Bunun
için kaygýianan yoldaþlarýna "Ben, ölümle ilk kez buradakarþýlaþmýyorum... Yüreði dik olmalý, baþý dik olmalý, ölümün
gözde yenilip yenilmemesiyle baðlantýlý... Ölümle yüz yüzekaldýðým her tarihte de ölümün üzerine giderek ölümü
yendiðim zamanlardýr. Öyle olunca ölüm daha da küçülür...Ölebiliriz... Ölüm ne ki, önemli olan yüzümüzün düþmana
dönük, baþýmýzýn dik olmasýdýr" diyerek ölümü düelloyadavet ediyordu. Daha sonra, bir kaç saat sonra bilincini yitirdi.Beþ gün bilinani yitirmiþ olarak ölüm le savaþtý. Sayý klamalarý ndabile düþmanla savaþýyordu. "Silahlar nerede... Silahlar...'da... Birçantanýn içinde... silahlarý getirin... onlarýn silahlarý
var, bizde birþey yok... bana býçaðý verin..." ve beþ gün bilinciyitik bir þekilde ölümle savaþtýktan sonra, 69. Gün ÖLÜMÜYENDi.
Son sözü baþtan söylemiþti Osman Akgün;
"Yoldaþlar,Direniþle ilgili uzun söze gerek yok. Yaþam kendini
konuþturuyor.Bu direniþte Fatih'in BIz KAZANACAÐIZ'1 nasýl
yaygýnlaþtý deðil mi?
Bu müthiþ gurur veriyor. Evet bedenen ölebiliriz ama
kazanan biz olacaðýz.
BIz KAZANACAÐIZ.
197
Bir Yoldaþý Osman' i Anlatýyor;
Osman ki 14 yaþýyla "çelikleþmiþ bileðini, ergenleþmemiþsesini, sevdalanmamýþ yüreðini armaðan eylemiþti bukavgaya." Ve en bozgun dönemlerde düþmaný düþmanýnevinde inancýyla vuranlardandý.
"Yürümek yakýþmaz bize, koþmam gerekir'. Osman hepen önde, hep en hýzlý. Düþmansa saldýrmalý bütün gücüyle,direnmekse Adressiz Sorgular yaratmalý. Osman devriminhamalý.
Nice uzun sorgulardan sonra Osman cezaevinde.Cezaevinde dört duvar ama o dýþarýda baharý görüyor.Tuzla'da iþçilerle yürüyor, Gazi'de barikatlar örüyor.
Varýlacak yereKan içinde varýlacaktýrVe zaferArtýk hiçbir þeyi affetmeyecek kadarTýrnakla sökülüp koparýlacaktýr.
Mayýs ayý içeride de dýþarýda da kavga ayý. Saldýrýlarbirer birer geliyor. 6-8-9 Mayýs genelgeleri, "bu haklar bedelödenerek kazanýldý, vermeyeceðiz." ...Bu yol can istiyor."Ben bu kavganýn parçasýyým izin verin canýmý barikatyapayým" diyor o.
69 gün su, þeker, inanç eylemlerle birleþiyor. 69. gün.Nefes cýlýzlaþýyor. Nefes cýlýzlaþýyor. 69. gün "Bu yüreði buyola veriyorum, bayraðý size devrediyorum." Osman ki birdevrim kartalý.
Not: Bu bölüm Alýnteri Gazetesi'nden derlenerek yazýlmýþtýr.
200
HAYATi CAN
TKP(ML)
KOMUTAN DENIz
"Seni anlatabilmek seni.iyi çocuklara, kahramanlara.Seni anlatabilmek seni,Namussuza, haldan bilmez,
Kahpe yalana."
Ve seni anlatabilmek zindanlara... Ve seni anlatabilmekkentlere... Ve seni anlatabilmek daðlara...
Hayati Can, yoldaþlarýnýn çaðýrdýðý ismiyle KomutanDeniz, direniþimizin son þehidi oldu. Devletin diz çökmesindensonra, hastaneye götürülürken þehit oldu. 70 günlük bir açlýksonrasýnda kiþinin can vermesi söz konusu olabilir, ancakhastaneye götürülürken serum takýlmamýþ olmasý dikkatçekicidir. Yani Deniz'in ölümü, Ölüm Orucu'nun normalseyrinden öte düþmanýn bilinçli öldürmesi de olabilir.Düþmanýn daha önce TKP(ML) savaþçýsý Mustafa Kaya'yayönelik benzer giriþiminin söz konusu olmasý ve diðer ÖlümOrucu savaþçýlarýnýn tedavilerinin tam anlamýyla yapýlmamýþolmasý, Bursa Esir Kampý'ndaki devlet güçlerinin bilinçliöldürmüþ olabileceði kuþkusunu arttýrmaktadýr.
Düþmanýn, Komutan Deniz gibi bir komüniste böyle birgiriþimde bulunmasý da þaþýrtýcý bir durum deðildir. ÇünküKomutan Deniz, yirmibeþ yýllýk yaþamýnýn her anýný dolu doluyaþamýþ bir komünisttir. Çünkü Komutan Deniz faaliyetyürüttüðü her alanda yiðitliðiyle tanýnmýþ bir TKP(ML)kadrosudur.
1971 yýlýnda, Erzincan ili Tercan ilçesi Balyayla köyünde,bir yoksul Kürt köylüsü olarak doðan Deniz, 28 Temmuz1996 yýlýnda, Ölüm Orucu direniþimizin son þehit savaþçýsýolarak Bursa zindanýnýn yýkýlan duvarlarý arasýndan bir kezdaha dünyayý sarstý.
201
Deniz, çocuk yaþlarda TKP(ML) ile tanýþtý. Ancak ilkolarak örgütsel faaliyetlerine, istanbul'a göçtükleri dönemde,TMLGB içerisinde baþladý. Çok kýsa sürede geliþen Deniz,askeri eðitim için Ortadoðu'ya gitti. iyi ve baþarýlý bir kampeðitiminden sonra Dersim'de gerilla faaliyetlerine baþladý.Bu süre içerisinde TKP(ML)'ye üye de olan Komutan Deniz,
birçok pusudan baþarýyla çýkarken, birçok eylemin deplanlayýcýsý olmuþtur. Herdif Karakol baskýný gibi güçlüeylemlerde de imzasý olan Deniz, daha sonralarý MarmaraBölge Komitesi'ne Askeri Komite Sekreteri olarak atanýr.As!<eri Komite görevlerini icra etmeye çalýþtýðý dönemlerdedüþmana esir düþer. Yapýlan iþkencelerde önderi Kaypakkayagibi sýr vermeme geleneðine sadýk kalýr. Mahkemelerde debir komüniste yakýþan dik baþlýlýðýný sürdüren Deniz, esirdüþtüðü süre içerisinde zindan direniþlerinin hepsinde görevalýrken, Ölüm Orucu direniþinde de TKP(ML) adýnaörgütleyicilerinden olur. Ve bu son direniþte kavgamýzýnbayraklarý arasýnda hak ettiði yeri alýr.
Deniz, genç yaþýna raðmen gerçekten birçok yönüyle ömekbir komünistti. Bu örnek yönlerinden bazýlarýný, direniþsürecinde yoldaþlarýna yazdýðý mektuplardan öðrenebildiðimizgibi, bazýlarýný da yoldaþlarýnýn anlatýmlarýndan öðreniyoruz,
Iþte mektuplarýndan çýkardýðýmýz direniþe iliþkin düþüncelerive kimi özellikleri.
Süresiz Açlýk Grevi'nin baþlamasýna iliþkin düþünceleri:"Bizler devletin 1 Mayýs'a yaklaþýmlarýndan ve medyanýn 1
Mayýs'ta gerçek yüzünü daha da sergilemesinden ve debirçok alandaki sertleþmelerden bu sürecin SAG ilegeçeceðini tahmin ediyorduk. Kendi aramýzda (toplu) bunuda sohbet konusu yaptýk. Ayrýca diðer yapýlardan üçer günlükdönüþümlü önerisi geldi. Bunun hiçbir þey ifade etmeyeceðini,merkezi olarak bunun ilerisinde bir politika belirleyeceðimizitahmin ettiðimizi söyleyerek reddettik."
Deniz'in bu tahlilci ve müdahaleci yönünü açlýk grevinin40. gününde bir baþka yoldaþýna yazdýðý düþüncelerindede görebiliyoruz: "Bugün açlýk grevinin 40. Gününe girmiþ
202
bulunmaktayýz. Zira, tarih 28.6.96, saat gece yarýsý 01.00
sularý. Açlýk grevinin yarattýðý bazý rahatsýzlýklara raðmenmoralimiz oldukça iyi. Biz burada toplam 21 kiþiyiz. SAG'yebaþladýðýmýzda bir arkadaþ rahatsýz olduðu için, baþlangýçtaSAG'ye katmadýk. Fakat 22. güne geldiðimizde o arkadaþýda kattýk. Ve doludizgin yolumuza devam ettik. Þu anda
hepimiz açlýk grevindeyiz.SAG'nin 40. günü olmasýna raðmen oldukça hareketli
bir gün geçirdim. Birkaç arkadaþýn ziyaretçileri gelmiþti.Onlarla ilgileneyim derken bu kez de avukatým geldi. Onunlada uzun uzadýya sohbet ettik. içinde bulunduðumuz sürecinrenk deðiþtirerek koyulaþacaðý netleþti. Zaten, benimtahminlerim ve düþüncem de bu yönlüydü. Bu karara
sevindim."Ayrýca kararlý ve onurlu tutumunu gerilla mevzilerinde
ve iþkence tezgahlarýnda ispatlamýþ olan Deniz'in, aynýözelliklerini direniþ sürecinde de görmek mümkün. Güçlüörgütçülüðüyle yoldaþlarýný da eyleme motive eden Deniz,deðiþik tarihlerde yazdýðý mektuplarýnda þöyle diyor: "19Mayýs günü baþlattýðýmýz süresiz açlýk grevinin 24. gününegirmemize raðmen, ufak tefek fiziki arýzalarýn dýþýndadurumumuz fena deðil. Herkes kendisini zafere ve SAGsonrasýna endekslemiþ gidiyor." Bir baþka mektubunda ise;"... Fakat buradaki birçok arkadaþ daha önceki süreçlerdesýk sýk SAG'ye gittikleri için vücutlarý oldukça yýpranmýþ. Bu
durum kendisini erken zayýflama olarak þimdiden gösterdi.Ama bizler, bize dayatýlan onursuzca yaþam koþullarýna karþýdirenmeye ve bedel ödemeye hazýr hissediyoruz kendimizi."
Ayný kararlýlýðý ölüme yaklaþtýðý anda, yer yer açýlangözleriyle su içen yoldaþlarýný gördüðünde "Þekerli sudan
baþka bir þeyalmayýn, parti kararýdýr" þeklindeki uyarýlarýnda
gizliydi.Devrimciler arasý dostluk ve dayanýþmayý önemseyen
Komutan Deniz, düzene koltuk deðnekliði yapan reformizmekarþý büyük bir öfke duyuyordu. Bu özelliklerini deKaypakkaya'yý anma etkinliklerinden sonra etkinliði anlatan
mektubunda görüyoruz.
203
Deniz mektubunda; "Bizim anmamýza DHKP-C'liarkadaþlar kendi korolarýyla, bizim marþýarýmýzla birlikte kendimarþýarýný da söyleyerek katkýda bulundular. Ayrýca yazdýðýmanma metninde reformistiere çattýk, onlar da hop oturup hopkalktýlar. Özellikle onlarýn 1 Mayýs deðerlendirmelerine iliþkin..."
diye yazmýþtý. Böyle düþünen Deniz'in, þehit düþmeseydi, siperyoldaþlýðý üzerine ve reformizmin Ölüm Orucu'na karþý aldýðýtutuma iliþkin nasýl bir deðerlendirme yapacaðýný da busatýrlardan tahmin etmek mümkündür.
Reformizme karþý nefret duyan Komutan Deniz, en çokda silahlý mücadeleye, en çok da daðlardaki gerillamücadelesine tutkundu. Bu tutkunluðunu Ölüm Orucu'nunson günlerinde dahi belli ediyordu. Artýk su içmek için aðzýnýdahi açamayan Deniz, yoldaþlarýnýn, "Yoldaþ, komutanlarMunzur'dan sana su göndermiþler, illa içsin diyorlarmýþ"demesi üzerine aðzýný hafiften aralayarak suyunu dudaðýnadeðdirirken bilincini kaybettiði dönemlerde de girdiði görkemli
çatýþmalarý sayýklýyordu." Seni baðýrabilsem seni,
Dipsiz kuyularaAkan yýldýzlara,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ýssýz dalgasýna
Düþmüþ bir kibrit çöpüne."
Ve seni baðýrabilsem özgürlük tünellerine... Ve senibaðýrabilsem kahpe pusulara, karakol burçlarýna...
Þimdi hatýralarý tararken Aygün ile çekilmiþ bir fotoðrafýtakýlýyor gözümüze. Zindan duvarlarýný aþmak üzere delinenbir betonun kapaðý aðzýnda çekilmiþ bir fotoðraf. Her ikiside zafer iþareti yapýyor gülümseyerek. Her ikisi de zaferiþareti yapýyordu ölüme gülerek.
Özgürlüðe tutkundu Deniz. Zindan koþullarýnda betonudelecek ve metrelerce tünel kazacak kadar tutkunduözgürlüðe. Bursa Esir Kampý'na sevk edilirken dahi kesinliklekaçacaðýna dair sözler sarfediyordu. Onun için özgürlükdaðlarda somutlanýyordu. Bu yüzden, her kaçýþ sohbetinin
204
ardýndan dað ve gerilla sohbetleri baþlýyordu. Daðlaraulaþtýðýnda yapýlmasý gerekenler üzerine sohbetler edildikten
sonra geçmiþ çatýþmalar canlanýyordu gözlerde.Kepir... Daðlara kavuþtuðunda girdiði ilk çatýþmaydý.
Düþmanýn tamamen imha gözüyle baktýðý o kahpe pusuda
beþ yoldaþýný þehit býrakýrken, beþ yoldaþýyla çemberi yarýpçýkmýþtý. Yoldaþlarý canlanýyordu gözünde; Cemil, Yýldýz,Ünal, Mete ve Eylem. Ve sonra nice çatýþmalarda nice þehit
yoldaþlarý canlanýyordu gözünde.Herdif... Bizzat planlamasýna katýldýðý güçlü vuruþlardan
bir tanesiydi. Sonra tek tek baskýnlar ve diðer eylemler.Gerillada coþku, askerde kaçýþma. Büyük bir heyecanlaanlatýyor Deniz.
Ve sonra Çakaran Deresi... Denizdurgunlaþýyor, Nurhak'ýanlatýyor yani sevdalýsýný, bir yoldaþ soruyor, "O vurulurkensen nasýl gidip çatýþmadýn?" Deniz durgunluktan sýyrýlýpgülümsüyor yoldaþýnýn acemiliðine ve ekliyor: "Ben bir
komutaným, öncelikle birliðin güvenliðinden sorumluyum.Ayrýca savaþ duygusallýða gelmez, mantýk iþidir."
Doðru söylersin be yiðit komutan, savaþ duygusallýðagelmez. Ama ne yalan söyleyeyim, savaþýn içerisindeyetiþmiþ olmamýza raðmen seni anlatýrken duygusallaþtýðým daoldu. Hata bir iki damla da gözyaþý düþtü kaðýdýmýn üzerine.Kýzacaksýn biliyorum ama sen de takdir edersin ki þehitlerinarkasýndan yazý yazmak kadar zor bir iþ yoktur devrimci
faaliyette.Son mektubunu aktarmak istiyorum olduðu gibi. Sanýrým
seni en iyi anlatacak olan budur.
205
"Partime ve yoldaþlarýma;
Sevgili yoldaþlar,Belki de bu size son sesleniþim olacak. Çünkü hepinizin
bildiði üzere bizler faþist diktatörlüðün cezaevlerine yöneliksaldýrýlarýna karþý bedenlerimizi ölüme yatýrdýk.
Kuþkusuz ki, mücadele alanlarýnda deðerler yaratmak,kalýcý kazanýmlar elde edebilmek, bedel ödemeyigerektirmektedir. Kimimiz bu bedeli iþkencehanelerde,kimimiz dað baþlarýnda þehit olarak, kimimiz sokakortasýnda infaz edilerek ödüyor. Bugün bizlerin de buradaödeyeceðimiz bedel bundan farklý deðildir, ben de bu bedeliödeyerek; Partime, halkýma ve devrime layýk olabilirsembundan onur duyacaðým.
Aslýnda yazacak çok þeyim olmasýna karþýn þu andayazacak durumum olmadýðý için geçmek zorunda kýlýyorum.Bütün yoldaþlarýmdan isteðim; mücadelenin her alanýndaen aðýr bedelleri göze alarak mücadeleyi bir adým dahailerletmeleri, parti birliðini korumalarý, halkýn ve partininçýkarlarýný korumalarýdýr.
Bunu yapacaðýnýza inanýyorum."
Hayati Can
Not: Bu bölüm TKP(ML) tutsaklarý tarafýndan hazýrlanmýþtýr.
HASTAHANELER SÜREci
HASTANELERSÜRECi
Ölüm Orucu'nun zaferle sonuçlanmasýyla savaþçýlar
hastaneye kaldýrýlmaya baþlandý. Devrimci tutsaklartarafýndan yenilgiye uðratýlmayý hazmedemeyen faþizmaldýklarý yenilginin acýsýný çýkarmak amacýyla Ölümle
pençeleþen arkadaþlarýmýzý katletmek için fýrsat kollamayabaþladýlar.
Ölüm Orucu zaferinden sonra hastaneye kaldýrýlan ÖlümOrucu savaþçýlarýnýn hastanelerdeki sayýlarý þöyle:
Ankara Merkez Kapalý Cezaevi'nden 19 kiþi, Konya ETipi Cezaevi'nden 14 kiþi, ýskenderun Cezaevi'nden 5 kiþi,Eskiþehir Özel Tip Cezaevi'nden 13 kiþi, Çanakkale E TipiCezaevi'nden 11 kiþi, Buca Cezaevi'nden 34 kiþi, ÜmraniyeE Tipi Cezaevi'nden 23 kiþi, Sakarya E Tipi Cezaevi'nden 6kiþi, Yozgat E Tipi Cezaevi'nden 1 kiþi, Bursa Özel TipCezaevi'nden 24 kiþi, Bayrampaþa Cezaevi'nden 46 kiþi,Bergama E Tipi Cezaevi'nden 5 kiþi, Bartýn Özel TipCezaevi'nden 4 kiþi, Gebze Özel Tip Cezaevi'nden 5 kiþiçeþitli hastanelerde tedavi görüyor.
Ölüm Orucu savaþçýlarýný katletmeye yönelik saldýrýlardanbiri Ümraniye Cezaevi'nden hastaneye sevk sýrasýndayaþandý. Cengiz Polat ve Ergül Acer hastaneye kaldýrýlýrkenaskerlertarafýndýn boðulmaya çalýþýldý. RýzaAþkýn ve Cevatisimli uzman çavuþlartutsaklarý sedyelerin kemerlerini iyicesýkarak ve üzerterine oturarak öldürmeye çalýþtýlar. Bu olayýgeçici görevli bir doktorun görmesi üzerine amaçlarýna
ulaþamadýlar.Konya'da Ölüm Orucu'nun sona ermesiyle hastaneye
kaldýrýlan 14 Ölüm Orucu savaþçýsý ayaklarýndan ranzalarazincirlendi.
210
Haydarpaþa Numune Hastanesi'nde Ölüm Orucusavaþçýlarýn i ziyarete gelen bir grup sinema sanatçýsýnýnÖlüm Orucu Savaþçýsý tutsaklarla görüþmesi engellendi.Tutsaklara kitap ve karanfil göndermek isteyen sanatçýlarýnbu istekleri, gönderilen karanfiller askerler tarafýndanparçalanarak reddedildi.
Buca Cezaevi'nden hastaneye kaldýrýlan Ölüm Orucusavaþçýlarý ayaklarýndan ranzalara zincirlenerek tedavileri
engellenmeye çalýþýldý.Yozgat Cezaevi'ne tedavi için giden doktorlardan Nöroloji
doktoru elle yaptýðý kontroller sonucunda "açlýk grevinegittiniz, bunlar doðal, beyinlerinizde hiçbir hasar yok, elimdenbir þey gelmez bekleyip göreceðiz" diyerek tedaviyi kesti.
Sadece bir kýsmýný aktardýðýmýz busaldýralar bile ÖlümOrucu sonunda diz çöken devletin tutsaklardan intikamalmak için yaptýðý saldýrýlarýn boyutunu göstermeye yeter.Bir çok tutsak hiç tedavi edilmedi. Bir kýsmý ayakta muayeneedildi ve tedavi edilmeden geri gönderildi.
Dünyanýn saygý duyduðu Ölüm Orucu eylemimizdensonra hastanelerde birçok görevli büyük fedakarlýklaryaparak ne kadar etkilendiklerini ortaya koydular. Bazýaskerlerin bile etkilendiði görüldü. Faþist olanlar ise herfýrsatta kinlerini ortaya koyan tavýrlara girdiler. Ama ÖlümOrucu Savaþçýlarýnýn kararlýlýðýna çarparak etkisiz hale
geldiler.
ÖLÜM ORUCU SAVAÞÇýLARýNINHASTANELERLE iLGILI GÖZLEMLERI
"(...) Çapa'da önce dahiliye, acil, sonra nöroloji kliniðinekaldýrýldýk. Her iki yerde de doktoru, hemþiresi ve hastanepersonelinin tavýrlarý tam bir sahiplenmeydi diyebilirim. Bizleriyaþatmak için gösterilen fedakarlýk, çaba, özveri dünyayýsarsan Ölüm Orucu eylemimizin, Ölüm Orucu þehitlerimizinyerlerini bir kez daha gösterdi bize. Adeta uyku uyumuyor,
211
tüm dikkatleriyle bizlerdeki en küçük geliþmeleri takipediyorlardý. Yapýlan her hareketten saygýnýn yansýdýðýnýgözlemlememek imkansýzdý. Çünkü eylemimiz insan olanherkesin temel özlemlerini beklentilerini kucaklýyordu.Fedakarlýk, halkýný düþünme, baþkalarý için canýný ortayakoyabilme, bu düzenin yaymaya, kabullendirmeye çalýþtýðýpisliklerin bireycilik ve bencilliklerin karþýsýna þehit olmapahasýna çýkma... ve þehit olma burada da derin bir etkiyaratmýþtý... Öyle ki, faþistsubay, astsubaylarýn "bu ilgi niye"diye soracaðý kadar açýk bir hal almýþtý.
Sahiplenme, saðlýkçý olmanýn doðal bir yönüydü denilipgeçilmeyecek kadar özveri, fedakarlýk ile karþý karþýyaydýk.Hele ki sahiplenme yatýrýldýðýmýz hastanenin duvarlarýnýaþmýþ, gönüllülük gibi bir uygulamayla diðer hastanelerdekisaðlýkçýlara bile yayýlmýþtý. Her yerden hemþireler yorulmaknedir bilmeden bizi sahiplenmeye koþtular. Üstelik onlarýnkendi hastanelerindeki görevlerini aksatmadan sürdürmeleriylegerçekleþiyordu. Bütün gece bizim yanýmýzda kalýp ertesigün görevlerinin baþýna dönüyorlardý. Ayrýca bunu siyasi,idari, birçok baskýyý göze alarak yaptýklarý da tartýþmasýzbir gerçektir.
Bütün bu yorucu tablo içinde bile yüzlerinde en küçük biryorgunluk ifadesi yoktu. Daima gülen gözler ve yüzlerlesahiplenme son günümüze kadar sürdü. Belki de bugünekadar devlet ile veya onun herhangi bir kurumuyla ya daonu temsil eden bir statüyle çatýþmayan bu insanlar, askerinbizlere yönelik uygulama çabalarýnda askerle çatýþmayý gözealdýlar. Ölüm Orucu eylemimizin her açýdan yakaladýðýderinlik bizlerin tedavi sürecinde gösterilen ilgi-sahiplenmeile görüldüðü gibi doktorlar, hastabakýcýlar, gönüllüler, katgörevlileri tarafýndan ifade edilmiþtir. Baþlangýçta "Ölümlerolmasýn bir daha yaþanmasýn" þeklindeki ifadeler terkedilmeyebaþlanmýþtý. Zulüm varsa, sömürü, soygun varsa, faþizmvarsa bu savaþsürecektir. Ve zafer bedelsiz kazanýlmayacaktýr.Ve Ölüm Orucu eylemine, þehitlerimize duyulan saygý, yerinidaha devrimci, daha gerçekçi deðerlendirmelere býrakýyordu."
212
Hastaneye kaldýrýlan Ölüm Orucu savaþçýlarýndan birdiðeri yaþadýklarýný þu sözlerle ifade ediyordu:
"... Ben önce cezaevi içindeki hastaneye kaldýrýldým.Oradatedavimize hemen baþlandý. Serumlartakýldý. Ondansonrasýný yeni serumlartakýldýktan sonraki günün sabahýnakadar hatýrlamýyorum. Sabahlarý, kalabalýk bir biçimdedoktorlar geliyordu. Bayrampaþa Hastanesi'nden sonraÇapa Týp Fakültesi Hastanesi Nöroloji Bölümü'nekaldýrýldým. Bayrampaþa Hastanesi'ndeki doktorlar, çok fazlabir tecrübeleri olmamalarýna raðmen ellerinden geleniyapýyorlardý. Bizlerle gerçekten ilgilenen doktorlar vardý.Ancak, birkaç hemþirenin yaklaþýmý oldukça olumsuzdu.Çapa Týp Fakültesi'ne gittiðimizde, oradaki doktorlarýnyaklaþýmý bizi gerçekten etkiledi. Çapa'daki doktorlar, herfýrsatta bizim dostlarýmýz olduklarýný vurguluyorlardý. Biz budurumu hem yaþadýk hem de gördük. Onlar, kýsaca, umutgülüþleri; içimizdeki bahar esintileri oldular. Bizden ya daeylemden nasýl etkilendiklerine gelince; bu doktorlar eylemin68. günü hapishaneyi ziyarete gelen doktorlardý. Hastanedesohbet ettiðimizde, bizi ziyarete geldiklerinde Ölümlere-Ölümsýnýrýndaki insanlarýn sayýsýnýn fazla olmasýna raðmenbizdeki moral üstünlüðünden muazzam derecede etkilenmiþler.Eylemin zaferle sonuçlandýðýný duyduklarýnda hemenhazýrlýklarýna baþlamýþlar. Ellerinde çok fazla deneyiminolmamasýndan kaynaklý müdahalede zorlanmýþlar. Tekdeneyimli doktor, Aysel Zehir'i tedavi eden Hakan Gürvit'ti.Ancak, onun da çok fazlaca bir birikimi yoktu. Doktorlar biryandan nasýl bir müdahalede bulunacaklarýný kesin olarakbilememenin zorluðunu yaþýyorken, bir yandan da hemidarenin hem de polisin baskýsýný göðüslemek zorundakalýyorlardý. Bir yandan bizim iyileþmemiz için çabalarkenbir yandan da bunlarla boðuþuyorlardý. Ayný þekilde bütünsýkýntýlarýna raðmen bizden gülüþlerini hiç eksik etmediler,bize birþeyler yaþandýðýný belli etmemeye çalýþýyorlardý.Çapa'ya 17 gün boyunca Istanbul'un çeþitli hastanelerýndengönüllü olarak doktorlar, hemþireler gelmiþti. Bu insanlar hem
213
kendi hastanelerinde çalýþýyorlardý, hem de bizim olduðumuzbölümlerde çalýþýyorlardý. Oradaki insanlarý yaþamadöndürme çabasýndaydýlar. Bilmedikleri birçok noktayýaraþtýrýyor, uzmanlarýna soruyorlardý. Büyük bir özveri veyoðunluk içinde çalýþýyorlardý. Ki, orada yaþadýðým en güzelolay; gittiðimin ikinci günü, Ali Ekber yataðýndan kalkmýþ,sandalyeye oturmuþtu. Doktorlarýn baðrýþmalarý, çýðlýklarýbize gerçekten ne kadar özen gösterdiklerinin ifadesidir. Bizde onlardan etkilendik. Ancak bir daha bu tür davranýþlarýnyaþanmasýný istemiyorlardý. Bu da onlarýn hümanistyaklaþýmlarýndan ve emeklerine sahip çýkmayý bu biçimde
algýlamalarýndandý."
ÜMRANiYE CEZAEViNDEKi ÖLÜM ORUCU SAVAþçýsýTUTSAKLARýN HAYDARPAÞA NUMUNE HASTANESiDEÐERLENDIRMELERiNDEN KESiTLER.
"... Hemþire ve doktorlarýn yanýnda, asker ve polis doluküçük bir odaya alýnýyorlar; asker ve polisin oluþturduðukalabalýk, havasýzlýk, aþýrý sýcak gibi olumsuz fiziksel koþullaryaþatmasýnýn yanýsýra, ilk muayene ve týbbi müdahaleninsekteye uðramasýna, engellenmesine neden olmuþtur. Dahasonra, tutsaklar için ayrýlmýþ cildiye bölümündeki koðuþlarayerleþtirilen hastalar zorla ayaklarýndan ranzalarakelepçelenmiþlerdir. Askerler, hastalarýn üzerine çökerekzinciri ayak bileklerine oturtuncaya kadar sýkarak ayaklarýasýlý kalacak þekilde yüksekçe bir yere baðlanmýþtýr. Buuygulama tutsaklarýn itirazlarýna, müdahalelerine raðmenalelacele, zorbaca yapýlmýþtýr. Birçok tutsaðýn ayakbileklerine kan oturmuþtur.
...Bu ins~nlýk dýþý ve onur kýrýcý uygulamayý kabuletmeyen tutsaklar serumlarýný kapatarak ya da çýkartaraf<,bu koþullarda tedaviyi kabul etmeyeceklerini b~lirtmiþ ve
baþhekimi çaðýrmýþlardýr.
214
...Bu aþamada baþhekimin kayýtsýz, duyarsýz, hattajandarmanýn bu keyfi uygulamalarýný meþrulaþtýran
yaklaþýmlarýyla karþýlaþýlmýþtýr....Tutsaklar bunun üzerine serumlarýný çýkartarak ya da
kapatarak tedaviyi kesmiþ ve sloganla durumu protesto
etmiþlerdir....Bir süre sonra kamuoyu baskýsý ve tutsaklarýn kararlý
tutumlarý sonucu zincirler sökülmüþtür. Bu, Ölüm Orucuboyunca ölme kararlýlýðý gösteren tutsaklarýn her koþuldayarattýklarý direniþin sonucudur.
Zincirler güvenlik bahanesiyle deðil, asýlolarak intikamve iþkence aracý olarak takýlmak istenmiþtir. Askerlerin zincirtakarken vahþice bir tavýr sergilemeleri, tehdit vehakaretlerini sürdürmeleri bunu açýkça göstermektedir.Zincirler söküldükten sonra camlar kapatýlmak istenmiþ;tutsaklarýn ýsrarlý müdahaleleriyle, neredeyse havasýzlýktanboðulmayacak kadar ancak açýlabilmiþtir.
Odalara kalabalýk bir jandarma grubu sokulmuþ,kalabalýk, havasýz, sýcak ve gürültülü bir ortam kasýtlý olarak
yaratýlmýþtýr.Jandarma kasýtlý olarak sürekli gürültü yapmýþ, tutsaklarý
rahatsýz etmeyi görevedinmiþtir.
Havasýz ve sýcak koðuþlara yeterli hastabakýcý kontrolüsaðlanmamýþ, kontrol vb. nedenlerle biriken idrarboþaltýlmamýþ,gereken temizlik saðlanmamýþ, hastalarýn güntük doðal ihtiyaçlankarþýlanmamýþtýr. Bu da, þok tedavi sürdürülen ortamlarý hijyenikve diðer açýlardan alabildiðine saðlýksýzlaþtýrmýþtýr.
...Tuvalete çýkma ihtiyacýjandarmatarafýndan keyfi olarakkýsýtlanmýþ, keza bu da bir baský aracýna dönüþtürülmüþtür.
...Tedavi asla bilimsel yöntemlerle ve sistematik olaraksürdürülmemiþ, "tedavi" sürecine deneysellik ve yap-bozhakim olmuþtur.
Hastalardan kimi zaman günde iki üç kez olmak üzeredört beþ günde onar kez, kimi zaman büyük miktarlardakan alýnmýþtýr. Gerekçe olarak "pýhtýlaþtý", "gecikti" gibinedenler öne sürülmüþtür. Uzun süreli açlýk grevinin etkisiyle
215
savaþçýlarda kan zaten azalmýþ ve zorla, kimi zaman köpükhalinde kan çýkmaktadýr.
ikinci günden itibaren tuzlu peynir ve normal tuzlu ekmek,yumurta, çay, dört beþinci günden itibaren tuzlu zeytin vb.,altýncý günden itibaren yaðlý-salçalý makarna, bezelye,patlýcan vb. yemekler verilmiþtir. Bunlarýn yanýnda tuzsuzpirinç çorbasý ile "diyet" sürdürülmüþtür. "Diyet" böylesinebilinçsiz ve zýtlýklarla doludur.
Bu durum doktortara bildirildiðinde, önce "bir zararý olmaz,biz tetkik ediyoruz" denilerek savunulmuþ, tutsaklarýn buzýtlýklarý ve dengesizlikleri vurgulamalarý nedeniyle kabuledilmiþ, ancak, tüm ýsrarlara karþýn sonuç alýnamamýþtýr.Oysa bu gýdalar, uzun süreli açlýk grevinden sonra, hele kiÖlüm Orucundan sonra asla verilmemesi gereken, er ya dageç ama mutlak yan etkilere neden olacak, ileride bünyelerdekalýcý sakýtlýklar yaratabilecekti.
(...) Tutsaklar çeþitli yollardan kendileri için ayrýlmýþ birgýda istihkakýnýn olduðunu öðrenmiþ, ancak tüm zorlamave ýsrarlarýna karþýn bu istihkaktan daha sonra da haberalýnamamýþtýr. Bu malzemelere personel ya da güvenliktarafýndan el konulduðu kuþkularý güçlüdür.
Tedavi süreci bütünüyle jandarmanýn denetimi altýndave neredeyse belirleyiciliðinde sürmüþ, hatta taburcuedilmeleri tümüyle jandarmanýn kararýyla geliþmiþti. Sabahhastanede kalmalarý için hastalarý ikna etmeye çalýþandoktor, öðleden sonra taburcu etmek için ikna etmeyeçalýþmýþ ve apartopar iþlemlerini tamamlayýp birçok hastayýtaburcu etmiþtir.
Tedaviler henüz tamamlanmamlþttr.. Kimi savaþçýlarýnkolunda henüz serumlarý, kimilerinde ise sonda takýlýdýr.Örneðin Hüseyin Çukurluöz ve Ergül Acer beþinci gün,serumlarý bitmeden, C'8fer Oral 9. gün, sonda takýlý birhaldeyken ve henüz tedavileri sürerken taburcu edilmiþlerdir.Bu hastalar, daha sonra Ümraniye Cezaevi'nden BayrampaþaCezaevi Hastanesi'ne sevk edilmiþ ve tedavileri sürdürülmeküzere hastaneye yatýrýlmalarý uygun görülmüþtür. Daha
dokuz-on hasta ayný durumu yaþamýþtýr."
216
BAYRAMPAÞA DEVLETHASTANESI'NDEN GÖZLEMLER
"(...) Ertesi gün sabah 7-8 civarýnda hemþirelertansiyon,nabýz, kilo vb. Ölçümleri yapmak üzere eylemcilerin yanýnageldiler. Hemþirelerle birlikte bir de Saðmalcýlar DevletHastanesi'nde görevli bayan doktor gelmiþti. Ölçümleriniyaptýktan sonra koridorda ayak üstü Ölüm Orucu eylemindenbahsetlik. Hemþirelerden kimi anlatlýklarýmýzý ilgiyle dinliyorve onaylar tarzda tavýrlarý oluyordu. Bazýlarý ise dahaçekingen ve uzaktan dinliyor1ardl. Bayan doktor þehitlerimizdenIlginç'i tanýdýðýnýsöyledi.llginç'in doktorolmasý onlarý dahada fazla þaþýrtýyor ve ilgilerini arttýrýyordu.
Askerlerden bazýlarý da bu konuþmalarý, ilgisizdavranýyormuþ gibi yapýyor, ama dikkatle dinliyorlardý. Hatlakimi zaman, sorular sorarak konuþmaya katýlmayaçalýþýyorlardý. Bunun yanýnda, askerlerden kimileri debakýþlarýyla, hareketleriyle düþmanlýklarýný ifade ediyorlardý.
Doktor heyeti Haseki Hastanesi'nden gelen dahiliye,nöroloji ve göz uzmanlarýndan oluþuyordu. Ayrýca, BakýrköyRuh ve Sinir Hastalýklarý Hastanesi'nden Saðlýk Bakanlýðý'nýngörevlendirmesiyle gelen psikiyatristler vardý. Günlükmuayeneye gelen üç dört tane dahiliye uzmaný vardý.Bunlardan kimileri sadece iþlerini yapýyor hem de eylemcileritanýmak, siyasi düþüncelerini tanýmak için sohbet ediyorlardý.Hepsi de günlük muayenelerinde titizlik gösteriyor, gördükleriaksaklýklarýn düzeltilmesi için hastane personeliniuyarýyorlard I.
Doktorlar kendi aralarýnda konuþurken göz doktoru"Hepsi temiz insanlar, oysa basýnda filan daha farklýgösteriliyorlar." dedi.
(...) Hastanede kalýnan süre boyunca sürekli psikiyatristlerde geldi. ilk karþýlaþtýðýmýzda ve uzmanlýk alanlarýnýsorduðumuzda, biraz utanarak ve mahcup þekilde psikiyatri
217
uzmaný olduklarýný söylediler. Aslýnda burada yapabilecekleribir þeyolmadýðýný, ama zorunlu olarak görevlendirildikleriiçin burada olduklarýný söylediler. Psikiyatristlerin diðerdoktorlara göre daha duyarlý olduklarý ve sohbet etmekistedikleri belliydi. Yalnýz, kimi psikiyatristler bu sohbetortamýný psikiyatrik muayeneye çevirmeye çalýþtýlar. Budurumda müdahale edip, kendilerine, böyle bir þeye gerekolmadýðýný, bu þekilde davranýrlarsa devletin karalama vedemagojilerinin bir parçasý olacaklarýný söyledik; bir dahaböyle bir þeye kalkýþmadýlar. Bir bayan psikiyatrist ise ÖlümOrucu eylemcilerinin gözü kara insanlar olduðu tespitini
yaptý.Yine bir bayan psikiyatrist "Asýl psikolojik tedaviye muhtaç
olanlar Adalet Bakanlýðý yetkilileridir" dediðimizde, "Hayýr,onlarýn böyle bir tedaviye ihtiyacý yok, çünkü kendimantalitelerine göre tutarlý davranýyorlar" cevabýný verdi.
Verdiði cevapla, gericiler, faþistler, davranmasý gerektiði gibidavranýyorlar demek istiyordu.
...Hemþirelerden birinin askerlerle normalolmayan, aþýrýsamimi bir iliþkisi vardý. Bu hemþire ayný zamanda
eylemcilere karþý düþmanca davranýyor, tedavininyapýlmamasý ya da eksik yapýlmasý için elinden gelen her
þeyi yapýyordu. Refakatçiler, diðer hemþirelerin yanýnda, buhemþireye saygýsýzlýk yaptýðýný söyleyerek uyardýlar. Bununüzerine, tüm insani duygularýný yitirmiþ olan bu hemþire,aðzýnda belli belirsiz bir þeyler gevelemeye çalýþtý. Kimiaskerler bile, ondan daha fazla ihtiyacýmýzý karþýlamayaçalýþýyorlardý. Daha sonra, baþhemþireyle konuþarak, buhemþirenin bize hizmet vermemesini istedik. Bunun üzerine,uzunca bir süre ortalýkta görünmedi.
(...) Askerler düþmanca tavýrlarýný her fýrsatta ortaya
koyuyorlardý. Ziyaretlerde, hastalarýn ihtiyacý olan besinmaddelerinin içeri alýnmasýnda, hatta kaþýk gibi kullanýlmasýzorunlu eþyalarýn alýnmasýnda bile alabildiðine pervasýz ve
keyfi davranabiliyorlardý. Hastalarýn röntgen çekilmesi içinaþaðýya indirilirken ayakta duramayan insanlara kelepçe
218
takmaya çalýþmalarý, hastaneye giriþte pantolonun kemerinive ayakkabý baðýný almaya çalýþmalarý, birbirlerine karþýbaðýrarak ve küfürlü konuþmalarý ve sabaha kadar yükseksesle arabesk müzik dinlemeleri onlarýn ne kadar rezil veinsanlýktan çýktýklarýnýn somut örnekleridir. Hatta sözdehastane personelini bizden korumak için yanlarýnda gelenaskerler, korumalýklarýný hemþirelere neredeyse sarkýntýlýkdüzeyinde yapacak kadar ahlaksýzlaþýyorlardý. Bu durum,refakatçi arkadaþ tarafýndan engellenmeye çalýþýldý.
Askerlerden bazýlarý ise, henüz tamamen insanideðerlerini yitirmemiþlerdi, özellikle bir tanesinin bizimlekonuþurken veya bizi dinlerken utandýðý, sýkýldýðý ve aynýzamanda saygý duyduðu belli oluyordu. Bu askerodalarýmýza
geldiðinde dergilerimize, gazetemize göz gezdiriyordu.Ama esas olarak doktorlar üzerinde baský yaparak
hastalarýn bir an önce taburcu olmalarýný, yeni gelenhastalarýn ise yatýrýlmamasýný istiyorlardý. Doktorlardanbazýlarý da askerlerin bu isteði doðrultusunda hareket etmeeðilimine girdiler. Bunun üzerine bu doktorlara, tedavimizbitinceye kadar burada kalmamýz gerektiðini, bunun, hekimolarak kendilerinin bir sorumluluðu olduðunu söyledik.Hastaneye yatmak üzere gelen hastalarý geri göndermeyeçalýþmasý üzerine, eylemci arkadaþlardan biri doktora,"Hastayý yatýrmadýðýnýzdan dolayý doðabilecek olumsuzsonuçlarýn sorumluluðunu alabilir misiniz?" demesi üzerinedoktorun tavrý hemen deðiþti ve o günden sonra gelen tüm
hastalar hemen yatýrýldý.
Askerlerin son günlerde uygulamaya çalýþtýklarý, sedyedegiden hastaya kelepçe takma uygulamasýný kabul etmeyeneylemcilerin bazý tahlilleri yapýlamadý.
219
ÇAPATIP FAKÜLTESi HASTANESi GÖNÜllÜ DOKTOR VEHEMÞiRELERiNiN, ÖLÜM ORUCU SAVAþçýsý GÜLlZARKESiCI'NiN DEFTERiNE YAZDýKLARýNDAN KESITLER:
(...) Dövüþtüðünüz, kazandýðýnýz yarýnýnýzdýr. Direndiniz,direnciniz umutlarýnýzdýr. "Ve yaþama karþý bir inattýr" sözünü
bir kez daha yinelediniz.
Kutlu olsun.
...Sevgili Yapmak istediklerinize, iradenize, mücadelenize saygý
duyuyorum.izinden döndüðümde acilde yattýðýnýzý, asistan
arkadaþlarýmýzýn sizlerle yakýndan ilgilendiðini öðrendim.
Hemþire ve insan olarak, buraya gelmenizi ben de çok
istedim. Servis açýlýnca da gönüllü olarak indim. Normal
mesaimin dýþýnda çok fazla zamanýmýz) burada geçirdik.
Personel yoktu. Eleman sayýsý azdý. Tüm zorluklara raðmen
hemþirelik yaþantýmýn en güzel dönemini sizlerle yaþýyorum.
Koþullarýnýzýn çok özeloluþu mu buna neden bilmiyorum,ama hepinize karþý içimde inanýlmaz bir sevgi var. Hepinizi
ilgi ve içtenlikle izliyorum. Yeni bir geliþme beni de en az
sizler kadar mutlu ediyor. Burada olmasam da aklým sizde
kalýyor. Tüm çalýþanlar böyle düþünüyor.
Beni en çok üzen þey, taburcu olunca eve deðil cezaevine
dönecek olmanýz. Buna sizler alýþýksýnýz belki ama benim
için bu kelimeyi kullanmak bile çok zor. Dostlukla.
(...) inançlarý uðruna insanlarýn Ölüme gülerek gittiklerinigördük. Her fidan devrildiðinde yüreðimiz sýzladý. Onlarla
birlikte bizler de öldük. Sizler, galip gelenleri hayata
dön9ürmekte birazcýk faydam olduysa ne mutlu bana. Benbu iþi gönüllü yaptým, yine yaparým.
Dostluðunuz, arkadaþlýðýnýz çok güzeldi, Teþekkürler.
220
(...) Sevgili Gülizar,Biliyor musun? Seni, çapa'ya henüz gelmemiþken, ben
"Zincir taktýrmayan kýz" olarak tanýdým önce. Bunu anlatanarkadaþým, heyecanla acil dahiliyedeki ilk gecenizianlatmaya devam ederken ben içimden "Vay be, bravo"Ölüme ramak kalmýþken ve artýk anlaþma saðlanmýþkenbile tedaviyi reddedip geri gidebiliyor bu insanlar. Çünkücezaevine geri gitmekle tehdit etmiþti n sanýrým doktorlarý,
diye geçirmiþtim içimden.Sonra; nörolojiye geldiðinizde ve artýk sizleri daha kolay
göreceðimizi düþündüðümde ilk gece -gönüllü ekip içindeolmuþtuk çünkü- tarif edilemez bir heyecan, merak, sevinçve kaygý karýþýmý bir duygu taþýyarak, servise geldiðimde;doðrusu senin odanýn ününden önce bir ürkeklikle geçtim.Odana girmedim. Beyaz çarþafýn üzerine narin bir þekildekývrýlmýþ yatan ipincecik çocuk bedenini görünce bir kezdaha hatýrladým acil dahiliyedeki ilk geceni.
Sonra,sonra koþturmaca "býb-býb did-did sesleri"... vebildiðin hengame içindeki tanýþýklýðýmýz. Seninle ve
diðerleriyle...Herbirinizle tek tek kurduðumuz ve bizleri kendi aramýzda
kurduðumuz yeni sýcacýk sevgi dolu iliþkiler; bilmem, sýradanhekim-hasta, hemþire-hasta, meslektaþ iliþkisinin çokötelerinde bir þeyler yaþattý bize diye düþünüyorum. O güzelanýlarý, o insandaþlýðý hepimiz hissettik ve koca bir balonolup yuttuk sanki. Çünkü; þu an olduðu gibi ne yazabiliyorne de anlatabiliyorum. Hem çok özeidi hem de çok güzel.Ben kendi adýma bu süreçten çok þey öðrendim diyebilirim.Çünkü, ben "dýþarýyý yaþayan" bir insan olarak içeridekilerden"umudu", "gözü karalýðý", "O büyük günün birgün geleceðini"yeniden öðrendim, hissettim. Dýþarýyý yaþayanlarýn; bilirsin"baþka" dertleri, tasalarý vardýr. Ama bu süreç, özelliklehastanede yaþanan süreçten söz ediyoruz belleðimin biryerinde bulunan fakat çok taze, canlý olarak kalmamýþ, ilkgençlik aþký olarak hatýrlandýðýnda heyecanlandýran duyguyubana yeniden yaþattý. iþte öðrendiðimde bunu dostlukla,sevgiyle, dayanýþmayla her zaman yaþayacaðýz.
221
ANADOLU VE KÜRDisTANCEZAEVLERiNIN DURUMU
Her þeyden önce þunu belirtmek gerekir ki, hastaneler
süreciyle ilgili elimizde yeterli bilgi yok. Buraya aktarabildiklerimizin
çoðunluðu ise istanbul'daki hastanelerde yaþanan sürece iliþkin
bilgiler. Kürdistan cezaevlerinde yaþanan süreçle ilgili hemenhemen hiç bilgimiz yok. Anadolu cezaevleriyle ilgili buraya
aktardýðýmýz çok az bilgiden de anlaþýlacaðý üzere devlet, ÖlümOrucundan sað çýkan tutsaklarý tedavilerini engelleyerek
katletmeye çalýþmýþtýr. Bursa Cezaevi'nden Saðmalcýlar DevletHastanesi'ne tedavi için getirilen Ergün Bütüner ve ibrahim
Doðan'ýn yanýnda refakatçi olarak kalan birtutsaðýn anlatýmlarýnýve Av. Zeki Rüzgar'ýn açýklamasýný Anadolu cezaevlerindeki
tutsaklann durumunu açýklamasý bakýmýndan önemli olduðu için
aþaðýya aktarýyoruz
ERGÜN BÜTÜNER VE iBRAHiM DOÐAN'IN YANýNDAREFAKATÇi KALAN ARKADAÞLARýNýN GÖZLEMLERI
Ölüm Orucu direniþinin zaferle sonuçlanmasýnýn üzerindeniki aya yakýn zaman geçmiþti. Ölüm Orucu savaþçýlarý ErgünBütünerve ibrahim Doðan'ýn Bayrampaþa Devlet Hastanesi'ne
getirildiklerini öðrendiðimde durumlarýnýn iyi olmadýðýný tahminetmek benim için hiç de zor olmadý.
Arkadaþlarýn yanýna refakatçi olarak gittiðimde, kendimibir anlýk da olsa dehþete kapýlmaktan alýkoyamadým.
Saðmalcýlar Cezaevi'nde de Ölüm orucu direniþinekatýlan yoldaþlar ve dostlarýmýzýn hücre hücre eriyenbedenlerinin zayýflýðýna þahit olmuþtum. Ama Ergün veibrahim'in bedenleri aþýrý derecede zayýftý, Kaldý ki, ÖlümOrucu'nun sonuçlanmasýnýn üzerinden iki aya yakýn zaman
geçmiþti.
222
Ilk olarak, gereken týbbi müdahalenin yapýlmadýðýkanýsýna vardým. Zira, arkadaþlarýn ilk olarak yatýrýldýklarýBursa Devlet Hastanesi baþhekimi ve bazý doktorlarý"sabýkalý" idiler. 1996 yýlý baþlarýnda Mustafa Kaya'nýntedavisini yapmayarak katledilmesine sebep olanlar dabunlardý. Ergün ve ýbrahim'in ayak bileklerindeki. derinkelepçe izlerini gördüðümde artýk bu kanamýn doðruolduðundan kesinlikle emindim.
Diðer refakatçi arkadaþýn söyledikleri de bunu teyitediyordu. "Saðmalcýlar Devlet Hastanesi'ne getiriliþleriyirmidört saat daha gecikseydi þehit düþeceklerdi." dedi. Ki,bunu söyleyen burada Ergün ve ibrahim'e ilk týbbi
müdahaleleri yapan doktorlarmýþ.Ergün Bütüner ve ýbrahim Doðan'ý ölüme terk ederek
katletmeye çalýþmýþlardý alçaklar! Ama nafile, çünkü onlariyileþeceklerinin ilk iþareti olan sýcacýk gü!üþ ve kahkahalarýçoktan atmaya baþladýlar bile.
ANADOLU CEZAEVLERiNDETUTSAKLARýN TEDAVILERI YAPILMIYAR
Ankara Halkýn Hukuk Bürosu avukatlarýndan Av. ZekiRüzgar tarafýndan yapýlan basýn açýklamasýnda, Yozgat,Çankýrý ve Ankara Merkez Kapalý Cezaevlerinde bulunantutsaklarýn tedavi edilmedikleri, Saðlýk Bakanlýðý ve TTB'yebaþvurmalarýna raðmen bir geliþme olmadýðý ve tutsaklarýndurumunun ciddiyetini koruduðu bildirildi. Yozgat Cezaevi'ndeTTB temsilcisi olduðunu söyleyen nöroloji uzmaný birçjoktortutsaklarý tedavi dahi etmeden çok ciddiyetsiz davranýp sonrada "durumlarý normal" diyerek geri göndermiþtir.
Çankýrý Cezaevi'nde bulunan tutsaklarýn hiçbirine ciddibir týbbi tedavi uygulanmamýþtýr. Ankara'daki tutsaklarýnhastaneden cezaevine adeta kaçtýklarýný ve hastanede sonderece sýðlýksýz olan mahkum koðuþuna kaldýrýldýklarýnýbelirten Zeki Rüzgar, ciddi rahatsýzlýklarý bulunan tutsaklarýn
223
buna raðmen hastanelerde mahkum koðuþlarýndatutulduklarýný ve çok kötü þartlarda kaldýklarýný, bundandolayý da cezaevlerine geri döndüklerini belirtti. Saðlýksýz,insani bakýmdan uzak ve zor koþullar altýnda kalantutsaklarýn hayati tehlikeyi atlatamadan, kýsmi felç ve hafýzakayýplarýna raðmen cezaevinde bulunan arkadaþlarýnýnkendilerine en azýndan insanca bakacaðýný düþünerekcezaevlerine geri döndükleri belirtildi.
HAYATi CAN'IN DURUMUNA ILIÞKiN
YOLDAÞLARININ DÜÞÜNCELERI
Ölüm Orucu'nun zaferi ve düþmanýn dize geliþinden birgün sonra þehit olan Hayati Can'ýn düþman tarafýndan bilinçlibir þekilde öldürüldüðüne dair derin kaygýlar söz konusudur.Çünkü Hayati'ye anýnda müdahale edilmemiþ, -ki BursaCezaevi'nde bulunan tüm Ölüm Orucu savaþçýlarý içinbenzer durumlar vardýr- ve saatler süren bir yolculuðaçýkartýlmýþtýr. Bursa Cezaevi ile hastane arasýndaki mesafeyigöz önüne aldýðýmýzda durum daha anlaþýlýr olacaktýr.
Bunun yanýnda Hayati'nin TKP(ML)'nin kadrosu oluþuve Bursa Cezaevi'nde çeþitli düzeylerde toparlamalaryaratmýþ olmasý düþmanýn dikkatlerini üzerine çekmiþtir. Adýgeçen cezaevinde, tedavisi engellenerek bilinçli bir þekildekatledilen Mustafa Kaya'yý ve yine düþmanýn son dönemlerde,özellikle Ümraniye Cezaevi'nde dikkati çeken kiþilerihedefleyen infaza yönelik saldýrýlarýný hatýrlayýnca Hayati'ninde infaz edildiðine dair kaygýlar güçlenmektedir.
224
HALKýN SAHiPLENMESi VE TEPKiLER
Her devrimci eylemde olduðu gibi bu eylemde de asýlhedeflerimizden biri devlet saldýrýlarýnýn ve buna karþýgeliþtirilen karþý koyuþun ezilenlerce kavranmasýný saðlamakve oluþan bilinç etrafýnda eylemin sahiplenilmesiniyaratmaktý. Çünkü, biliyoruz ki, halklarla bütünleþmeyen,halklarýn kurtuluþ mücadelesinin bir parçasý olma niteliðinitaþýmayan hiçbir eylem gerçek anlamda devrimci deðildir.Eylemimiz de devrim mücadelesinin bir parçasýydý ve bununböyle olduðunun kavranmasý, halklarla bütünleþtirilmesi,kitlelerce sahiplenilmesi eylemimizin kazanýmlarý açýsýndançok önemliydi. Doðru bir politika önderliðinde hedeflenenkazanýmlarýn halklara kavratýlmasý ve bu anlamda siyasetinhalklara indirilmesi, yürütülecek mücadelede bitmek bilmezbir enerji yaratýr. Haklýlýðýn kavranmasý ve mücadeleninsüreklileþtirilmesi hedeflenen kazanýmlarýn siyasi içeriðininkavranmasý ile mümkündür. Belirlediðimiz politikayý ve bununýþýðýnda hedeflediðimiz kazanýmlarý halklara kavrattýðýmýzoranda zafer yolunda çok önemli adýmlarý atmýþ oluruz. Hertalebimizin ve kazanýmýmýzýn mücadeleyle bütünleþtirilmesive bu anlamda politik kazaným olarak kavranmasý; bueylemin de en önemli öðretisi olarak belirlenmelidir. Bueylem, doðru politika önderliðinde halklarýn muazzam birgüç olabileceðini, devletin çok küçük bir grup karþýsýnda dahidize gelebileceðini, parçalarda zaferin ne kadar önemliolduðunu, sahipleniþin ne demek olduðunu oldukça yalýnbir tarzda gösterdi. Her kazaným politik bir geliþmeyi içerdi,her eylem, düzen karþýsýndaki duruþun netleþmesine nedenoldu. Eylemimiz içerisinde, destek sahipleniþe dönüþtü. Pekçok kesim bu direniþe katýlarak saldýrýlarý göðüslemekgerektiðini kavradý ve göðüsledi. Her sahipleniþin politik bir
225
geliþme olarak kavranýlmasý bu eylem açýsýndan öðreticidir.Ve biz, sahiplenmeden, tepkilerden bahsederken ayn.ýzamanda politikanýn yol göstericiliðinden ve politikleþmedende bahsetmiþ olacaðýz. Asýl görülmesi ve kavranýlmasýgereken budur.
EYLEMiN iLK AÞAMASýNDA DURUM VE TEPKILER
Eylemimizin baþlangýcýnda, kamuoyunun desteðinialmak gerektiðini ve devletin, elindeki binbir araçla bilinçleribulandýrma çabasýna karþý etkili bir propaganda yapmamýzýnzorunlu olduðunu belirtmiþtik. Bunun için, devrimci-demokratbasýnýn desteðini almak, gerçekleri yansýtmak, ziyaretegelen yakýnlarýmýzý bu yönde harekete geçirmek ve enönemlisi, yoldaþlarýmýzýn faaliyetlerine bu yönde aðýrlýkvermesini saðlamak hepimiz tarafýndan doðru olarak ortayakonmuþtu. Eylemimizin yaratacaðý kamuoyu, bu sorununen yetkin biçiminde çözümünü saðlayacaktý. Haklýlýðýmýzýnve kararlýlýðýmýzýn kendisini ifade edecek olan eylemimizbu anlamda geniþ bir kamuoyunu etkileyecekti.
Kýsacasý, arkamýzda büyük bir destekle baþlýyordukeyleme; tutsak yakýnlarýnýn bir araya gelerek oluþturduðtýDETUDAP (Devrimci Tutsaklarla Dayanýþma Platformu) vedýþarýdaki yoldaþlarýmýz. Bu iki güç ve eylemimizin kendisi,kaçýnýlmaz olarak büyük bir kamuoyuyla bütünleþmemizi
saðlayacaktý.Biz eyleme baþladýðýmýzda, PKK'li tutsaklarýn Diyarbakýr'da
daha önce baþlattýklarý benzer bir eylem vardý. Bu eylem,zaten gündemdeydi ve etkilediði, desteðini aldýðý birkamuoyu vardý. Daha çok HADEP il ve ilçe binalarýnda üçergünlük açlýk grevleriyle sürdürülen destekler polisin yoðun
engelleme çabalarýyla karþý karþýyaydý. Eylemimiz burjuvabasýn tarafýndan bilinçli olarak PKK'li tutsaklarýn farklýtaleplerle yürüttüðü bu eylemin desteði gibi gösterilmeyeçalýþýldý. Bir süre, bu olumsuz etkinin ortadan kaldýrýlmasýçabasý harcandý. Çünkü; farklý talepleri içeren bu eylemin,
eylemimizden baðýmsýz bitmesi, geliþen kamuoyunun
226
zayýflamasýna ve cezaevlerinin gündemdeki yerinin
geriletilmesini getirebilirdi. Süreç içerisinde bunun önemidaha da anlaþýldý.
20 Mayýs'ta baþlayan eylemimiz ilk dönem kendiniçarpýtmalardan kurtarmak yönünde ciddi bir süreç geçirmekdurumunda kaldý. Bunun için, tutsak yakýnlarýnýn bir arayagelerek oluþturduðu DETUDAP taleplerimize kenditaleplerini de ekleyerek bir eylem programý oluþturdu.Taleplerimiz asýlolarak þunlardý; "Genelgeler iptal edilsin",
"Eskiþehir tabutluðu kaldýrýlsýn", "Cezaevlerindeki insanlýkdýþý yaþam koþullarý düzeltilsin", "Adalet Bakaný M. Aðar istifaetsin". Bunun için, Saðmalcýlar, Ümraniye, Ankara MerkezKapalý ve Buca Cezaevlerinin önünde basýn açýklamalarýve yürüyüþleryapýldý. Cezaevlerindeki oðullarýnýn, kýzlarýnýn,
dostlarýnýn, yoldaþlarýnýn saldýrýlar karþýsýnda bedenleriniaçlýða yatýrmalarý ve bu konuda bilinen ýsrarlarýný,kararlýlýklarýný ortaya koymalarý, M. Aðar'ýn þahsýnda devletinfaþist saldýrýlarýnýn boyutunun açýklýðý tutsak yakýnlarýný dahaen baþýndan duyarlý hale getirmiþti. Özellikle, Eskiþehirtabutluðunun daha önce de ciddi bir eylemlilik süreciylekapatýlmýþ olmasý ve bu cezaevinin kötü ünü tutsakyakýnlarýnýn duyarlý olmasýnda önemli bir etken olmuþtu.
Eskiþehirtabutluðunun bilinen niteliði ve bu cezaevindekitutsaklara 29 Mayýs günü gardiyanlarca yapýlan saldýrýnýnbasýna yansýmasý, tutsak yakýnlarýnýn bunu protestoeylemleri bir yandan taleplerimizi gündeme sokarken, diðeryandan kamuoyu oluþmasýnda etkili bir durum yarattý. Busaldýrý esnasýnda, DETUDAP'ln çaðrýsýyla ÇHD ve IHD'ninkatýldýðý ve Saðmalcýlar Cezaevi önünde gerçekleþtirilen bireylem örgütlendi... Bu eyleme devlet engelolmaya çalýþtý.Basýn açýklamasý yapýlmak istendi, izin verilmedi. Basýnaçýklamasýna izin verilmeyince eylemciler yürüyüþe geçti.Yürüyüþe saldýran polis, eylemcileri daðýtmayý baþardý. Bunakarþýn, saldýrýya karþý takýnýlan tavýrolumluydu. Bu eylemleberaber, devamý gelecek eylemlerin ve devletin bu eylemlerenasýl yaklaþacaðý belirginleþti. Devletin, bu sorunkarþýsýndaki tutumu açýk ve net bir þekilde ortadaydý.
227
Bu arada, SüresizAçlýk Grevi eylemine çeþitli cezaevlerinin,Merkezi Koordinasyon'un belirlediði sürelerde ard arda katýlýmý
tempoyu yükselten biryöntem olmuþtu. Hergün, yeni katýlýmlarbasýna yansýyordu. Bu yöntem, kamuoyunun olgunlaþmasýndaetkili bir yöntem oldu.
Yakýn süreçlerde, Sakarya Cezaevi'nden Eskiþehirtabutluðuna götürülmek üzere Gül Doðan ve Þenay Kavrulmuþisimli iki tutsaðýn alýnmasý için gerçekleþtirilen saldýrý, durumunöneminin kavranmasýnda ve temponun bu anlamdayükselmesinde etkili oldu. Devletin genelgelere uygun tarzda,ard arda cezaevlerine saldýrmasý, cezaevleri gerçekliðini dahada netleþtiriyordu. Basýna, iki tutsaðýn alýnmasý esnasýndauygulanan cinsel taciz, yerde sürükleme, dayak vb.ninyansýmasý ve yine bu saldýrýyý gardiyanlarýn gerçekleþtirmiþolmasý, gerçekliðin daha iyi kavranmasýnda etkili oldu.
Yaþanan bu olaylar, sürecin devamýnýn nasýlolacaðýnýnda sinyallerini veriyordu. ilk aþamada, basýn açýklamalarýve devamýndaki eylemler, taleplerin neleri içerdiði konusundave belli bir kamuoyunun oluþmasýnda bir olumluluk yarattý.Ama bu yetmezdi. Eylemleri büyütmek, karþý koyuþu militanbir niteliðe sýçratmak gerekiyordu. Tutsak yakýnlarýnda bubilinç hergün daha da arttý. Çünkü, her geçen gün, olayýnönemini daha da belirginleþtiriyordu. Bedenler açlýðayatmýþtý, talepler haklýydý, devlet açýk bir ikiyüzlülüklesaldýrýyordu. Onlar için bilinç sýçramasýnda önemli bir yeriolan, devletin yapýlan eylemlere coplarta, tazyikli su gibiiðrenç yöntemlerte saldýrýlarý hergün daha fazla militanýýðý,hergün daha yüksek bir karþý koyuþ u zorluyordu.
Yaþanan bu olaylardan sonra Ankara'da TürkiyeOrtadoðu Forumu Vakfý'nýn çaðrýsýyla bir araya gelen kitleörgütleri temsilcileri ve devrimci basýn üyeleri ile tutsakyakýnlarý Diyarbakýr'da yaþanan açlýk grevine destek amaçlýHADEP il binasýnda devam eden dönüþümlü açlýk grevinedestek sundular. Bu destek, birbirinden ayrý ve kopukbaþlayan iki farklý eylemin, cezaevi gerçekliðinin hercezaevinde benzer bir içerik taþýdýðýný ve ortak mücadelenin
gerekliliðini gösteriyordu.
228
Bir çok yerde basýn açýklamalarý ve kýsa süreli açlýkgrevleriyle geçen süreç 8 Haziran'la beraber hýzlandý. 8Haziran'da gerçekleþen eylemlere polis saldýrdý. Bueylemlerde 110 kiþi gözaltýna alýndý.
Sirkeci Postanesi önünde gerçekleþtirilen eylem,telgraflarla devletin cezaevleri politikasýný protesto etmekve geniþ kamuoyuna cezaevleri gerçekliðini yansýtmakhedefini taþýyordu. iHO ve ÇHO'nin örgütlediði eyleme tutsakyakýnlarý da katýldýlar. Polis, telgraf çekmenin yasak olduðunuve hemen daðýlmazlarsa müdahale edeceðini belirterek,kitlenin eylem yapmasýna engellemeye çalýþtý. Buna raðmeneylemin içeriðini anlatan kýsa bir basýn açýklamasý okundu.Polisin saldýrýsýyla bir çok insan yaralanýrken, eylem basýndageniþ bir biçimde yansýdý. Bu saldýrýda 26 kiþi gözaltýnaalýndý. Eyleme engelolma çabasýyla, telgraf çekmenin dahiyasaklandýðý bir ülkede bu eylemin sahiplenilmesi esaslý birýsrar ve kararlýlýk istiyordu.
Saðmalcýlar Cezaevi önünde gerçekleþtirilen eylemdeise OETUOAP, basýn açýklamasýyla devlet saldýrýlarýnýprotesto etmeyi ve devrimci tutsaklarýn gerçekleþtirdiðidireniþin bir parçasý olarak süreçte yer aldýðýný duyurmayýhedefledi. Tutsak yakýnlarýnýn yoðun olarak katýldýðý eylemepolis saldýrdý. Birçok insan dövülerek, yerlerde sürüklenerekgözaltýna alýndý.
Yine ayný gün, ýstanbul'da yapýlan HABITAT ii zirvesinive cezaevlerine yönelik saldýrýlarý protestoyu içeren bir eylemyapýldý. Bir göz boyamadan ibaret olan bu zirve, egemensistemin insan haklarýna duyarlýlýðýnýn hangi boyuttaolduðunu göstermiþtir. Bir yandan cezaevlerindeki insanlýkdýþý uygulamalar ve bunu protesto ederken dövülen,gözaltýna alýnan insanlar, diðertaraftan sistemin kirli yüzünügizleyen ve bu anlamda sistemi kutsayan HABITAT ii zirvesi!Bu protesto eyleminde de birçok insan gözaltýna alýndý.
Uzun bir süreci kapsayacak eylemler dizisi bu biçimiylebaþlamýþtý. Ve bu ilk aþamada yaþananlar, süreç boyuncaboyutlanarak devam edecekti.
229
Ayný gün, devrimci saflarda önemli bir yer edinen TuzlaDeri iþçilerinin desteði de gündeme geldi. 8 Haziran günüSaðmalcýlar Cezaevi önünde çeþitli kitle örgütleri, aydýnlar,sanatçýlar ve tutsak yakýnlarýyla birlikte gözaltýna alýnansendikacýlarýn býrakýlmasý ve cezaevlerine yönelik saldýrýlarason verilmesi amacýyla yapýlan iþ býrakma eylemi sabah saat08.00'de baþladý. Aydýnlý köyüne doðru yola çýkan iþçiler,yürüyüþ boyunca devrimci tutsaklarý sahiplenen sloganlarattýlar. Dört kilometre boyunca yürüyen iþçiler saat 11.30sýralarýnda Deri-Iþ Tuzla þubesi önünde toplandýlar. SendikaYönetim Kurulu yaptýðý açýklamayla, tutsaklarýn eylemlerinive taleplerini sahiplendiðini, devlet saldýrýlarýný saltcezaevlerine yönelik olarak görmediklerini, saldýrýlarýntutsaklar þahsýnda tüm emekçi kesimlere yöneldiðiniaçýkladý. Devlet, bir direniþ odaðý haline gelen cezaevlerinisusturarak devrimci-demokrat kamuoyu üzerinde derin birmoral bozukluðu yaratmayý hedefliyordu. Böylece geliþentoplumsal muhalefetin önü de alýnmýþ olacaktý. "ZindanlarBoþalsýn Tutsaklara Özgür1ük!" sloganýný haykýran Tuzla Deriiþçileri gösterdikleri bu dayanýþma ile sýnýftavrýnýn güzel birörneðini sundular. Oçbin deri iþçisi, önceki gün SaðmalcýlarCezaevi önünde yapýlan protesto eyleminde polis saldýrýsýylagözaltýna alýnan sendikacýlar serbest býrakýýana kadardevrimci tutsaklarla dayanýþma amaçlý üretimi durdurmaeylemini devam ettireceklerini açýkladýlar. Deri iþçileri, üretimidurdurarak, üretimden gelen gücünün farkýnda olduðunu vebu gücü en yetkin tarzda kullanabileceklerini de gösteriyordu.
Ayný günlerde, Çorum'da IHD, ÇHD, TSýp, ÖDP, EP'ninil temsilcilikleri ile devrimci basýn okurlarý bir komiteoluþturdular. Komite, devrimci tutsaklarýn direniþini üç günlükbir açlýk greviyle destekledi. Bu eylemin olumlu yaný, eyleminsalt belli merkezlerde deðil, çeþitli illere sýçrayarakbüyümekte olduðunun gösterilmesi idi. Bu eylem, 13 Hazirangünü saldýrýya uðradý. 16 kiþinin, eylemlerine, 12 Haziran'dason vermesi üzerine destek vermek amacýyla açlik grevininyapýldýðý binaya gelen 100 kiþilik gruba polis saldýrdý. Akþamsaatlerinde Milönü semtinde toplanan grup slogan atarak
230
kent merkezine doðru yürümek istedi. Basýn açýklamasýyaparak eylemi bitirmeyi hedefleyen grup ile polis arasýndakitartýþma, polisin saldýrýsýna dönüþtü. Saldýrý sonunda 58 kiþi
gözaltýna alýndý.Yine bu dönemlerde adli tutuklularýn destek eylemleri,
mesajlarý cezaevlerindeki direniþi geniþletti. Bu ülkenincezaevi gerçekliði salt devrimci tutsaklarýn üzerindekibaskýyla, kiþiliksizleþtirme politikalarýyla vb. ile sýnýrlý deðildir.En ilkel, en aþaðýlýk uygulamalarýyla adli tutuklularý da
kapsamaktadýr. Bu, devrimci tutsaklar üzerindeki yýldýrma,itirafçýlaþtýrma politikalarýyla ayný deðildir. Ancak, bu durumadli tutuklularýn üzerindeki iðrenç uygulamalarý örtmez. Veadli tutuklulardan gelen destekler, belirlediðimiz bu durumunsomut kanýtý olarak görülmelidir. Bu destekler devlet
tarafýndan devrimci tutsaklarý tecrit etme, toplumdan yalýtmaçabalarýna vurulmuþ bir darbe ve ayný zamanda devletinriyakartutumunun da teþhiridir. Bu anlamda önemlidir. Haziranayýnýn 12'sinde Paþakapýsý Cezaevi'nde 300 tutuklunun açlýkgrevi eylemi, bu önemi somut olarak hayata geçirmiþtir.Benzer bir þekilde, Uþak E Tipi Cezaevi'nde ise 25 adlitutuklu 5 ve 6 Haziran günlerinde siyasi tutsaklarýdesteklemek için açlýk grevine baþladýlar. Tutuklular, diðeradli tutuklularýn da benzer destek eylemlerine girmelerigerektiðini açýkladýlar. 13 Haziran günü Ankara MerkezKapalý Cezaevi'ndeki adli tutuklular da iki günlük desteksundular. Buna, çeþitli cezaevlerinde zaman zamansloganlarýmýza katýlarak, sayým vermeyerek destek sunan
adli tutuklularý da eklemek gerekiyor.13 Haziran günü Tutsaklarla Dayanýþma Komitesi'nin
çaðrýsýyla, baþýndan beri eylemin içinde bulunan, buanlamda eylemin önemli bir parçasý olan tutsak analarýnýnTaksim'de yapýlan basýn açýklamasý ve polisin bu eylemesaldýrarak 30 kiþiyi gözaltýna almasý sürecin bu þekilde
devam edeceðini gösteriyordu.1 Mayýs sonrasýnda hýzla geliþtirilen devlet saldýrýlarý,
cezaevleri özgülünde organizeli bir þekilde karþýlanýyor ve
23
destekler,sahiplenmeler geliþiyordu. Belirtmekte büyük faydavar ki, eylemin sahiplenilmesinin, sorunun kavranmasýnda,kamuoyunun sürece kilitlenmesinde önemli bir katkýsý oldu.Ondandýr ki, birçok iþbirlikçi, reformist sendikal kurum þuya da bu þekilde Adalet Bakanlýðý'yla sorunun çözümü içingörüþmek zorunda kaldý. Bunu zorunlu kýlan geliþensahipleniþti, sahipleniþin görkemli etkisiydi. Düþünün, 50-60-70 yaþýnda analar, devletin polisine meydan okuyor vecanýný feda etmeye hazýr bir þekilde usanmadan eylemdeneyleme koþuyor. Küçümsenen bu yaþlý kadýnlar "Biziezmeden, çocuklarýmýzý öldüremeyeceksiniz" diye haykýrahaykýra her eylemde, en önde yer alýyorlar. Bu yaþlýkadýnlarýn her biri, sokaklarda polise karþý tutumda birer'komutan' oluyor. Bu, zulme isyanýn görkemli yükseliþidir;
haklýlýðýn, meþruluðun kavrandýðýnda vardýðý baþeðmez,isyankar tutumdur. Yenilmezliðimiz buradan geliyor.Kazanacaðýmýzýn garantisi "zulme isyan"da gizlidir. Sýnýfmücadelesinin bu küçük noktasýnda, ayrýntýsýnda bugerçeklik kavgaya damgasýný vurmaktadýr.
Analar gözleri yaþlý kadýnlardý. Bu eylemde, gözyaþlarýsüindi, gözbebeklerine sevinç çýðlýðý oturdu. Gözbebeklerinezulme öfkenin IÞlltýsl oturdu. Analar, ayakta zor durankadýnlardý. Bu eylem, ayaklara direnç oldu. Titreyen ellerpolise yumruk oldu. Analarýn isyankar tutumu bir kez dahakazanacaðýmýzýn muþtusu oldu.
TUTSAK VE KAYýP YAKýNLARýMEYDANLARý MESKEN EDiNDILER
Her Cumartesi kayýp yakýnlarý Taksim'de, devlettenhesap sorun eylemler örgütlüyarlardý. Tutsak yakýnlarý, hembu eylemleri desteklemek ve hem de kendi talepleriniduyurmak için bu eylemlere her hafta katýlmaya baþladýlar.Bir yandan, bu ülkenin gündeminde önemli bir yeri olan vedevletin gerçekliðini üst boyutta sergileyen kayýp protestosu,diðer yandan, gündem olarak önemini hýzla arttýran cezaevi
232
gerçekliðinin protestosu. Her iki protestoyu birleþtiren bir
temel vardý; kayýplar, devrim mücadelesinin neferleriydi ve
protestocular bunlarýn yakýnlarýdýr, cezaevlerinde saldýrýya
uðrayanlar devrim mücadelesinin neferleriydiler ve
protestocular onlarýn da yakýnlarýydý. Devlet, devrimci
mücadeleyi engellemeye çalýþýyordu. Bunun için devrimcileri
"kaybediyordu", bunun için cezaevlerini susturmaya
çalýþýyordu. Devletin bu saldýrýlarý, büyük bir gücü yarattý.
Bu güç, kayýp ve tutsak yakýnlarýnýn oluþturduðu güçtü.
Devlet, bunun derin açmazýn! yaþadý. Uzun süre engelleyemediði
bu protestoyu, bu süreçte engelleme çabasýna girdi. Bu
engelleme çabalarý, büyük tepkiler aldý. Teþhir saldýrýsýný
engellemeye çalýþan devlet, ýsrarcý ve kararlý tavýrlar
karþýsýnda daha da teþhir oldu.
Taksim'de Galatasaray Lisesi önünde kayýp yakýnlarýnýn
sürekiileþen eylem tutsak yakýnlarýnýn katýlýmýyla üst bir
seviye ye çýktý. Artýk bu eylem yerinde sadece kayýplardeðil,
cezaevlerine yönelik saldýrýlar da protesto edilmeye baþlandý.
insanlartepkilerini, bilinçlerde meþrulaþtýrýlan ve önemli bir
eylem yeri olarak gündeme oturan bu yerde, Galatasaray
Lisesi önünde dile getiriyordu. Artýk her Cumartesi, bu eylem
yeri devletin yoðun kuþatmasýna maruz kalýyordu. Ancak,
bu kesinlikle bir engel yaratamazdý. 16 Haziran'da bu yerde
yapýlacak eylem çaðrýsýna kitle örgütleri, aydýnlar, oda
temsilcileri ile kayýp ve tutsak yakýnlarý önemli ölçüde uydular.
Ciddi bir gücü alana dolduran devlet protestoyu engellemek
için "þüpheli" gördüðü kim varsa gözaltýna aldý. 200 kiþi
gözaltýna alýnmýþtý. Devlet, bu tutumuyla daha da teþhiroldu,
bu açmazý direniþ boyunca yaþadý, ne eyleme katýlma
oranýný azaltabildi ne de eylemlerin hedeflerinin önüne
geçebiidi. Haksýz bir zor, hedefine esas olarak ulaþamaz.
Eninde sonunda haksýzlýðýna mahkum olur. Bu eylemler,
bunun açýk göstergesi olmuþtur. "Güçlü", "demokratik" vb.
devlet imajý halklarýmýz nezdinde yerle bir oluyordu.
istanbul'da Galatasaray Lisesi önünde yapýlan bu
eylemlerin benzeri Ankara'da Yüksel Caddesi üzerinde Insan
233
Haklarý Anýtý önünde yapýlýyordu. Öncesinde, yineistanbul'daki gibi kayýp yakýnlarýnca yapýlan eylemler, 13.ayýndan itibaren cezaevlerine yönelik protestoyu da içinealdý. Her ayýn 17'sinde yapýlan protesto eylemlerinin13'üncüsünde 20 bin imzalý dilekçe ile bir basýn açýklamasýyapýld I. Kitlesel bir gösteriye dönüþen bu eylemde oluþturulanbir heyet, Adalet Bakanlýðý'ný bu dilekçeyi sundu. MehmetAðar'ýn istifasýnýn da istendiði 20 bin imzalý dilekçe bakanlýðaverildiðinde, Bakanlýk durumun Meclis'te ele alýnacaðýsözünü vererek durumu savuþturma yöntemini seçti. InsanHaklarý Anýtý önünde toplanan kitleye bu durum açýklandýktansonra eylem sloganlarla bir süre devam ettirilerek bitirildi.Burada da devletin yoðun önlemleri açýk bir þekilde gözönündeydi. Buna raðmen eylemin kitleselliði ne ve
kararlýlýðýna gölge düþürülmemiþti.ýzmir'de benzer bir eylem mekaný da Konak Meydaný'ydý.
Burada da kayýp yakýnlarýnýn sürekiileþen eylemlerine, tutsakyakýnlarý da katýlmaya baþlamýþlardý. Her eylemde 50-100arasý bir kitle bu yerde eylemlerini devam ettirdi. Tutsakyakýnlarý son süreçteki geliþmelerle beraber, kayýpyakýnlarýnýn eylemlerine en aktif biçimde katýlmaya
baþlamýþtý.
CEZAEVi ÖNLERi ARTIKEVLEM içiN BULUÞMA VERLERIvol
Cezaevi önleri, tutsak yakýnlarýnýn sürekli eylem yerleriolmaya baþlamýþtý. Sadece yakýnlarý olan deðil, duyarlý olanherkes bu eylem yerine gelmeyi görevi, sorumluluðu kabulediyordu. Tutsak yakýnlarýnýn her hafta cezaevi önündebuluþmalarý vardý. Bu buluþmalarý aksatmak istemiyorlardý.Her randevu, eylem randevusuydu artýk. Devlet, bununönünü kesme k için cezaevleri önünde gözaltýlarý yoðunlaþtýrdý.Yakýnlarýný, dostlarýný, yoldaþlarýný görmeye gelenler cezaeviçýkýþýnda gözaltýna alýnýyor ve "Terörle Mücadele"
234
þubelerinde yýldýrýlmak isteniyordu. Buluþmalar buna raðmendevam etti. Gözaltýlar, her yýldýrma hareketi durumunciddiyetini netleþtiriyordu. Heryýldýrma hareketi analarý dahada cesaretlendiriyordu. Bir röportajda 74 yaþýndaki MüþerrefPakkan þöyle diyordu;
".. .Ama bilmiyorlar ki, biz analar susmayacaðýz. Hepimizbir bomba gibi patlamak üzereyiz. Bizim içeridekievlatlarýmýza dua etsinler, yoksa biz analar, çoktan onlaraevlat acýsýný tattýrmýþtýk. M. Aðar bunu iyi bilsin. Bizimcesedimizi çiðnemeden çocuklarýmýza dokunamaz. Onun,eskiden dökmüþ olduðu kaný unutmuþ deðiliz. Sadece bizdeðil tarih de ondan hesap soracak." Hiçbir yýlgýnlýk yok,tam tersi artan öfkenin net ve berrak karþý koyuþu var busözlerde ve devam ediyor Müþerref ana; "Cezaevinegeleceðim, görsünler ki 74 yaþýnda bir ana karþýlarýndadurabiliyor, bunu onlara tattýrmak istiyorum. Ve duyduðumher eyleme gidiyorum. Sanmayýn ki korkmuyorum,korkuyorum ama yine de gidiyorum..." Eylemi sahipleniþonlarýn gözünde onurun, insanlýðýn, baðýmsýzlýðýnsahiplenmesi oldu. Fatma Tezek çok açýk biçimde eylemisahiplenirken þunlarý ifade ediyordu; "Ne Çiller ne Yýlmaz...Bu çileleri çeken bizler, bu ülkenin sahibiyiz..."
Eylem içerisinde geliþen bilinç, silahlarýyla duvaroluþturan zulüm uþaklarýný her eylemde daha bir yýldýrarakgeliþiyordu. Bu cesaret onlara dýþarýdan bir güç tarafýndandeðil, bizzat kendilerinin gerçeklik karþýsýndaki duruþlarýndanileri geliyordu. Her eylem, analara güçlerinin muazzam ve
geliþtirici olduðunu gösterdi. Eylem yerlerine giderken polisigöremeyince "Nerede bunlar, gelsinler de çatýþalým, biziengelleyemeyeceklerini gösterelim" dedirten cesaret vekararlýlýk, eyleme duyduklarý güvenden ve inanýþtan
gelmekteydi. Direnmeyi öðrenenler, direnmeyi öðretiyorduartýk. "Her biri bir komutan gibiydi" diyordu Oya Gökbayrak.O daha bir coþkuluydu. Diðer analarýn yüzünde birgülümseme. Hepsi ayný þeyi ifade ediyor birbirlerinitanýtýrken: "Evlem arkadasým". Birbirlerini tanýmadan
235
baþladýklarý direniþ süreci içinde, eylemde beraber olmanýn,ayný hedefe yürümenin büyüttüðü bilinç onlarda eylem
yoldaþlýðýný geliþtirdi. Birbirlerine sýký sýký sarýlmalarý,birbirlerini tanýtmaya çalýþmalarý, birbirleriyle görüþmeleri bir
bilinç yükseliþiydi. Eylem içinde haksýzlýða karþý savaþýbüyüttü onlar.
Buca Cezaevi önü de birdireniþ mekanýydý. DETUDAP,iHD Cezaevleri Komisyonu'nun düzenlediði basýnaçýklamasýna katýlýrken tutsak yakýnlarý oturma eylemiyaptýlar. Polis müdahaleleri militan bir tarzda karþýlanýncapolisler geri adým atmak zorunda kaldýlar. 500 kiþinin katýldýðýeylemde "Cezaevi direniþçilerinin, insanlýk onuruna, devrimcidüþünceye, bedenlerinde yeþerttikleri filizlerle sahipçýktýklarý" vurgulunarak bu direniþin sahiplenildiðini belirtildi.Buca HADEP ilçe binasýnda devam eden açlýk grevinekatýlým ve ziyaretler de devam ediyordu. Ayný gün Gebze'dede 200 kiþilik bir kitle adliye binasýna kadar yürüdü.Tabutluklarýn kapatýlmasý ve "Devrimci Tutsaklara Özgürlük"istemleriyle yapýlan eyleme tutsak yakýnlarý ve kitle örgütleride katýldý.
DESTEKBÜYÜYOR
Devrimci-demokrat sendikacýlarýn, sürece, öncesineoranla daha net girdiði dönem, bu dönem oldu. Gerekeylemin niteliði gerekse tutsak yakýnlarýnýn ve devrimcilerinsüreçteki yoðun etkinlikleri bir çok sendika þubesinin,cezaevlerinde yoðunlaþan saldýrýya karþý tavýr almalarýnýsaðladý. Tutsak yakýnlarý, devrimci-demokrat gördükleribirçok sendikayý ziyaret etmiþ ve direniþi sahiplenmelerigerektiðini belirtmiþlerdi. DETUDAP'ln eylem programýiçerisinde, destek toplamaya yönelik faaliyetin de önemli biryeri vardý. Bu çabalarýn sonucunda, Saðmalcýlar Cezaeviönünde 7 Haziran'da Türk-iþ, KESK ve DiSK'e baðlý Þubeler,DETUDAP'ln katýlýmýyla Genel Direniþ'e destek oldular.
236
Kalabalýk topluluk polis kuþatmasýna raðmen eylemigerçekleþtirdi. Polis eyleme saldýrdý ve 100'e yakýn iþçi vesendikacýyý gözaltýna aldý. Devamýnda, daha geniþ birplatform la gözaltýlar protesto edildi. 10 Haziran günü Türk-lþ'e baðlý Deri-Iþ Genel Merkezi'nde Tuzla ve Beyoðluþubeleri, Hava-Iþ Genel Merkezi, Tes-iþ 5 No'lu þube, Tekeliþçileri Platformu, Belediye-Iþ 1 ve 2, Mezbahalar, BeyoðluItfaiye þubeleri, DIsK Deri-iþ ve Genel-iþ yöneticilerininkatýldýðý bir basýn açýklamasý yapýldý. DETUDAP temsilcilerininde katýldýðý bu basýn açýklamasýnda Atilay Ayçin "Zulmebaþkaldýranlarýn yaþamý tehlikededir. Tutsaklara yöneliksaldýrýlarýn esasý biz emekçilere yöneliktir," diyerek ezilentüm kesimlere bir mesaj iletiyordu; sorun, salt cezaevlerideðil, tüm toplumsal muhalefetin bastýnlmasý, susturulmasýydý.
Bu eylem ve sonrasýnda geliþen eylemde öne çýkarýlmasýgereken bir nokta da gözaltýlardan sonra gözaltýndakilerinsahiplenilmesiydi. Böylece hiçbir baskýnýn ve yýldýrmagiriþiminin, yürütülen direniþi engelleyemeyeceði degösteriliyordu. Tuzla Deri-Iþ yöneticilerinin ve birçoksendikacýnýn gözaltýný alýnmasýndan sonra, Deri iþçilerininüretimi durdurmasý ve gözaltýna alýnanlarýn serbestbýrakýýmasýný istemesi yine benzer bir eylemdir. Bu eylemler,eylem içinde öðrenmenin güzel örnekleridir. Bu olumluyaklaþýmlar cezaevleri önlerinde hýzla artan gözaltýýara karþýalýnan tavýrlara da yansýdý. Haklýlýðýna ve doðruluðunainanýlan eylemde bütünleþenier, bu eylemlerde polise karþýtavýr da, gözaltýna alýnanlarýn sahiplenmesinde debütünleþtiler. Polis saldýrýlarýyla gözaltýna alýnmalarý protestoetmek ve gözaltýna alýnanlarýn serbest býrakýýmasýnýsaðlamak için insanlarýn Vatan Caddesi üzerindeki" TerörleMücadele Þubesi" önünde oturma eylemi yapmalarý açýkve net biçimde sahipleniþi gösteriyordu. Bunlar eylem içindeatýlan olumlu adýmlardýr. Bilincin daha da yükselmesidir.Eyleme katýlmak nasýl meþru görülüyorsa, eylemesaldýranlarýn da her türlü tutumu gayrý-meþru görülüyordu.Haksýzlýklar protesto ediliyordu. " Gözaltýlar gayrý meþru ve
haksýzdýr" denerek yükselen bilinç pratiðe dökülüyordu.
237
Genel Direniþ'e bir ciddi katký da devrimci basýndan
geliyordu. Baþladýðý günden itibaren, eylemi, sürekli en geniþkamuoyuna duyurma çabasýnda olan ve devletin teþhiri,eylemin niteliði ve gerekliliði üzerinde yoðunlaþan bu basýnemekçileri, eylemlere de aktif katýlým sunarak devrimcigazeteciliðin önemli bir halkasýný pratik içinde gösterdiler."Biz devrimci gazeteciler, görevimiz ne olursa olsun, salt biraktarýmcý veya yorumcu deðil, ayný zamanda bir eylemciolarak bulunmayý doðal ve zorunlu bir görevolarak biliriz."Genel Direniþimiz boyunca birçok kýsa süreli açlýk grevinekatýlan devrimci basýn emekçileri hemen her eyleme aktifolarak katýldýlar.
10 Haziran'da Antalya'da "Tutsaklarýn taleplerinin kabuledilmesi, " istemli açlýk grevi, 12 Haziran'da Eskiþehir'de
"Eskiþehirtabutluðunun kapatýlmasý" istemli imza kampanyasýve açlýk grevi, 16 Haziran'da Adana'da EP IÝ Binasýnda aynýtaleple 3 günlük açlýk grevi, 19 Haziran'da yine Adana'daMerkez PTT'de Adalet Bakanlýðý'na "Genelgeler kaldýrýlsýn,M. Aðar istifa etsin" istemli telgraf çekme eylemi yapýldý.Son eyleme polis saldýrdý ve birçok insan gözaltýna alýndý.Bu saldýrý ve gözaltýlar, IHD'de bir basýn açýklamasýylaprotesto edildi.
Eylemlerin yoðunluk kazandýðý Ankara'da, tutsak yakýnlarýseslerini daha net duyurma ve saldýrýnýn merkezini daha netyansýtmak amacýyla Adalet Bakanlýðý, içiþleri Bakanlýðý, DYPve RP genel merkezlerini ve Cumhurbaþkanlýðý'ný zorlamayabaþladýlar. ilk zamanlar ýsrarlý görüþme çabalarý ve bu yöndeiletilen talepler yanýtsýz býrakýldý. Tutsak yakýnlarý her þeyeraðmen eylemlerine devam edeceklerini ýsrarla vurguladýlar.29 Haziran'da Baþbakanlýk binasý önüne gelen tutsak yakýnlarýpolis tarafýndan engellendi. Zor kullanan polise karþý direnentutsak yakýnlarý, sloganlarla, açlýða yatmýþ bedenleri terketmeyeceklerini bir kez daha haykýrdýlar.
"Devrimci tutsaklarý yalnýz deðildir', "Eskiþehir tabutluðunuyýkacaðýz" sloganlarýný haykýran bu insanlar gözaltýnaalýndýlar. 2 Temmuz'da Refah Partisi Ankara il binasý iþgal
238
edildi. Hükümet deðiþikliðiyle beraber Refahyol koalisyonuoluþturulmuþ ve Adalet Bakanlýðý'na Þevket Kazangetirilmiþti. Saat 17.00'de baþlayan iþgalle beraber NadireÇelik ve Güzel Þahin ve Ölüm Orucu'na baþladýlar. Gecesaat 01.00 civarýnda binaya giren çevik kuvvet yine zorkullanarak, haklýlýðýn zemininde inat eden bu insanlarýbinadan çýkardý. Böylece Refahyol da Genel Direniþ'e karþýtutumunun ne olacaðýnýn sinyalini veriyordu. Hükümetdeðiþikliðiyle olumlu yönde bazý geliþme umanlarýnbeklentileri, bu eyleme karþý kullanýlan bu zorla beraberyitipgitti. Böylece, bu politikalarýn hükümetlerce oluþturulmadýðýaçýða çýkýyordu. Çünkü, gelen hükümet de ayný politikalarýuygulamak zorundaydý. "Kurtarýcý" gibi gelen bu hükümetde farklý olmadýðýný/olmayacaðýný bu olayla beraber ortayakoyuyordu. Binadan zorla çýkarýlan tutsak yakýnlarý ÖDPbinasýna gittiler, eylemlerine burada devam ettiler. Iki tutsakyakýný 3 Temmuz'da Ölüm Orucu'na girmiþ oldu. Bu ÖlümOrucu sayýsý daha sonra Ali Rýza Eroðlu'nun da katýlýmýy.la
üçe çýktý.Evet, üç tutsak yakýný, o yaþlý bedenlerini açlýða yatýrdýlar.
Bu üç yaþlý insan faþist devlete haklýlýðýn ve meþruluðungücünü gösteriyordu. Nadire Çelik, Güzel Þahin ve Ali RýzaEroðlu, evlatlarýnýn yanýnda, saldýrýlar karþýsýnda Ölümünebir çýðlýðý bedenlerinden göðe yükselttiler. Kim bunuküçümseyebilir? Kim bunu önemsemeyebilir? Ancak veancak varlýðý zorbalýk, haksýzlýk üzerine olanlar! Buinsanlarýn, o yaþlý vücutlarýna raðmen girdikleri Ölüm Orucubirçok insaný etkiledi ve Ölüm Orucu'nun yapýldýðý binayadaha fazla destekleyen, sahiplenen insan gelmeye baþladý.Faþist devlet uyguladýðý baský ve þiddet karþýsýnda, direniþinyýkýlacaðýný düþünüyordu ve ona uygun davranýyordu.Ancak, bunun böyle olmadýðý ve olmayacaðý birçok eylemdeolduðu gibi bu eylemde de ortaya konuyordu. Tutsakyakýnlarý kazanacaðýmýza kesin inanýyor; bunun için debedenini ortaya koyacak kadar boyutlu eylemlere girmektençekinmiyordu. "Eylem öðretiyor" derken de buna vurgu
239
yapýyorduk. Yaþlý üç bedenin Ölüm karþýsýnda dimdik vegüçlü bir bilinçle duruþu, önemli bir ders olarak GenelDireniþ'imiz içindeki yerini almýþtýr. 3 Temmuz tarihinde, SAGÖlüm Orucu'na dönüþtü. Bu üç yaþlý bedenin bilincindesýçrama yaratan bir etken de budur. Saldýrýlar ve baskýlaranalarý yýldýrmýyordu, güçlendiriyordu. Eylemin üst düzeyeçýkmasý tutsak yakýnlarýný daha da bilinçlendiriyordu. Aynýgün 50 kiþilik bir grup Adalet Bakaný Þevket Kazan ilegörüþmek için Adalet Bakanlýðý önüne geldi. Farklý illerdengelen savcýlarla toplantý yaptýðý söylenen Kazan ile görüþmeolmadý. Devlet acizlik içindeydi ve yeni senaryolar üretmetelaþýndaydý. Tutsak yakýnlarýný oyalama ve bu þekildehareketi engelleme çabalarýna giriyordu. Tutsak yakýnlarýnýoyalama taktiði daha önce de uygulanmýþtý. M. AÐAR'ýnAdalet Bakaný olduðu ve Süresiz Açlýk Grevi'nin songünlerine gelindiði günlerde (27 Haziran) tutsak yakýnlarýnýnve Halkýn Hukuk Bürosu temsilcilerinin de içinde bulunduðubir heyet, Bakanlýkla görüþmeler sonucunda "SaðmalcýlarCezaevi'ne gidilerek tutsaklarla görüþmek" konusundasözleþtiler. Bu görüþme esnasýnda, ailelerin EskiþehirCezaevi'ne iliþkin eleþtirilerini dinleyen M. AÐAR'ýn EskiþehirCezaevi Savcýlýðý'ný arayarak, ailelerin bildirdiði sorunlarýaktarýp "böyle þeyler varsa önüne geçin" demesi de sadeceve sadece bir oyalamaydý. Bu iðrenç, ikiyüzlü tutum,Saðmalcýlar Cezaevi'ndeki tutsaklarla görüþme sözü için degeçerliydi. 28 Haziran'da randevuya giden tutsak yakýnlarýve Halkýn Hukuk Bürosu temsilcileri M. AÐAR'ý göremediler,gelmemiþti. Tutsak yakýnlarýnýn direngen ve ýsrarlý tavýrlarýkarþýsýnda devlet oyalama taktiklerine baþvurmak zorundakalýyordu. O gün yapýlan görüþmeler sonuçsuz kaldý. Bu,tutsak yakýnlarýný sadece ve sadece 'egemenler karþýsýndadaha da öfkelendirmiþ oldu. DETUOAP'lý aileler, bunun biroyalama taktiði olduðunu belirterek, yeniden sorunun
muhataplarýnýn karþýsýna çýkmak için Ankara'ya gittiler.Bunlarýn oyalama taktiði olduðunun teþhir edilmesi ve hiçbiryýlgýnlýða düþülmemesi, devleti daha bir aciz konumasokuyordu böylece.
240
Hergün yapýlan eylemlerle, devlet büyük bir "baþbelasý"ile karþý karþýya olduðunu iyice anlýyordu. Engellemek içinkullandýðý esas yöntem ise zordu. 6 Temmuz tarihinde ýzmirKonak Meydaný'nda, izmirKayýplarla Mücadele Platformu'nundüzenlediði beþinci protesto eylemine 50 kiþi katýldý HasanTahsin Anýtý önünde toplanan kalabalýk: "Evlatlarýmýzý ÖlümOrucunda Öldürtmeyeceðiz" pankartýný açtý. Polisin uzunsüren tehditlerine karþý "insanlýk Onuru iþkenceyi Yenecek","Yýlgýnlýk Yok! Direniþ Var!" sloganlarýný haykýran kitle, poliseaçýk bir þekilde meydan okudu. Kitlenin ýsrarlý ve kararlýtutumu karþýsýnda polis saldýrýya geçti. insanlarý yaka-paçaotobüse doldururken nefretlerini kusuyortardý. Bir kýsým annefenalýk geçirmesine karþýn saldýrý durmak bilmiyor vesavunmasýz, tek silahý yürekleri olan insanlara utanmaz birþekilde iðrenç bir saldýrý gerçekleþtiriliyordu. Oranýn çokuzaðýnda olan, ancak, bu insanlarýn neler hissettiðinianlayabilenler, eminiz ki, bu saldýrýlar karþýsýnda öfkelerinigizleyememiþlerdir. Otobüse doldurma giriþimi esnasýndaöfkeleri birikmiþ bu insanlar, sloganlarla eylemlerine devamettiler. "Zindanlar Boþalsýn Tutsaklara Özgürlük", "SusmaSustukça Sýra Sana Gelecek" sloganlarý polisin saldýrýlarýkarþýsýnda meþruluðu n savunulmasý ve sessiz kalanlarýneyleme katýlmasý çaðrýsýydý. Yani, en çirkin saldýrýlarmeþruluðu kavratýyordu. Yýlgýnlýk yine yoktu. Ve yýlgýnlýkolmayacaktý da.
Adalet Bakanlýðý'nýn oyalama taktikleri sonrasýndaýstanbul'dan tekrar Ankara'ya dönen DETUDAP'lý ailelerAdalet, içiþleri ve Saðlýk Bakanlýðý'yla yeniden görüþmeninyollarýný aradýlar. Sonuçsuz kalan giriþimler, bir sonraki günyeniden bir giriþimde bulunmayý engellemiyordu. ýsrarlý birçaba sürekli kendini koruyor,hatta geliþtiriyordu. 4 Temmuztarihinde Bakanlar Kurulu toplantýsýnýn yapýldýðý Baþbakanlýkbinasýnýn önünde toplanan 50 kiþilik bir topluluk 4 saat sürenbir oturma eylemi ile yaþananlarý protesto etti. Eylemdensonra Atatürk Bulvarý'na çýkan kitle, yolu trafiðe kapattý.Kimsenin beklemediði bu eylemle beraber polis saldýrýsý
241
sonucunda 35 kiþi gözaltýna alýndý. Polis saldýrýlarýna devamediyordu. Bu saldýrýda yaralananlar hastaneye kaldýrýldýlar.
5 Temmuz tarihinde sanatçý, aydýn ve yazarlarýn içindebulunduðu 200 kiþilik bir grup Ankara'da direniþ merkezihaline getirilen Yüksel Caddesi'nde konuþmalarla,sloganlarla bir eylem yaptýlar. Polis yine oradaydý. Hem depanzerleriyle. Eski DEP milletvekili Mahmut Alýnak'ýn dakonuþma yaptýðý eylemde, Ölüm Orucu'na dönüþen eylemindevam ettiði ve devletin insanlýk dýþý uygulamalarýnýsürdürdüðü vurgulandý. Ayný zamanda cezaevlerindekisaldýrýlarýn toplumsal muhalefet odaklarýnýn tümüne yönelikolduðu ve bu anlamda sergilenen direniþin tüm toplumsalmuhalefet tarafýndan sahiplenilmesi gerektiðine dikkatçekildi. Polis, panzerlerle geldiði eylemi tazyikli su iledaðýtmaya çalýþtý. Ancak eylemciler birbirlerine kenetlenerekeylemi devam ettirdiler. Tazyikli su kitleyi daðýtamadý. Yaþlýinsanlarýn da bulunduðu topluluk oturarak ve kenetlenereksessiz kalmamaya devam edeceklerini pratikte gösterdiler.Polis, bu ýsrarlý tutum karþýnda coplarla aþaðýlýk bir saldýrýyagiriþti... Yerde sürüklenenler, kafalarý kýrýlanlar, boðazlarýndansýkýlarak yere atýlanlar vb... Coplar inip inip kalkýyor,evlatlarýnýn ölümüne karþý koymak isteyen analar, devletinvahþi saldýrýlarýna karþý olan sanatçýlar, eylemi sahipleneninsanlar daðýtýlmak isteniyordu. Aðýr yaralanan bir çok insanhastaneye kaldýrýldý. Sanýlýyordu ki, eylemlerson bulacaktý.Hayýr, öyle olmadý ve olmayacaktý!
DESTEK VE SAHIPLENMEYENi ÖRGÜTLENMELER YARATýYOR
Birçok ilde, cezaevlerine yönelik saldýrýlar sonrasý,cezaevleri direniþi destekleyen ve eylemlerle sürece aktifkatýlýmý öngören, bu anlamda Genel Direniþi sahiplenenplatformlar ve komiteler oluþturuldu. Oluþturulan buörgütlenmeler, devletin yükselttiði ve yoðunlaþtýrdýðýsaldýrýlara karþý ortak hareket etme bilinci içermesi
242
bakýmýndan ve bu sayede tepkileri, sahipleniþi, bilincimerkezileþtirmesi bakýmýndan önemliydi. Bu platformlarvebu süreçte oluþturulan komiteler devrimci-demokrat kurumve çevrelerin bu eylemde, devrimci bir zeminde eylemibaþlatan ve yön veren hareketlerin önderliðinde bir arayageliþlerinin somut ifadesi oluyordu. Bu platform ve komiteleri
þöyle sýralayabiliriz:-Malatya'da Eðitim-Sen, Tüm Saðlýk-Sen, Tüm Maliye-
Sen'in oluþturduðu Demokrasi Platformu, ayrýca HADEP,ÖDP ve EP'nin oluþturduðu Partiler Platformu,
-Denizli'de demokrat kesimlerin bir araya gelerekoluþturduðu Demokrasi Platformu, Kocaeli'nde Petrol-Iþ,Harb-Iþ, Belediye-Iþ, Tüm Bel- Sen, Tek Gýda-Iþ, HADEPve CHP tarafýndan oluþturulan platform.
-Düzce'de devrimci demokrat kesimlerin oluþturduðuDemokrasi Platformu,
-Amasya'da devrimci-demokrat kesimlerin oluþturduðuDemokrasi Platformu,
-Adýyaman'da Tüm Saðlýk-Sen, Tüm Bel-Sen, Tarým-SEN ve iHD'nin oluþturduðu Demokrasi Platformu,
-Ankara'da Edebiyatçýlar Derneði, Türkiye YazarlarSendikasý ve PEN Yazarlar Derneði'nce oluþturulan platform,
-Sakarya'da devrimci-demokrat ve yurtsever kurumlarýnbir araya gelerek oluþturduðu Demokrasi Platformu,
-Yine Ankara'da Tüm Bel-Sen, Sosyal-Sen, Hizmet-Sen,Tüm Yargý-Sen, Enerji Yapý Yol-Sen, Tarým Sen, Eðitim-Sen,Maden-Sen, Kültür-Sen ve Turizm-Sen'den kamu emekçileriile DIsK Geneý-iþ Anakent Þube, DisK Basýn-iþ iþçileritarafýndan oluþturulan Devrimci Tutsaklarla DayanýþmaPlatformu,
-Kayseri'de devrimci-demokrat kesimlerin oluþturduðuDemokrasi Platformu,
-Antakya'da tutsak aileleri ve Kurtuluþ, Atýlým, Alýnteritarafýndan oluþturulan Platform,
-Samsun'da oluþturulan Devrimci Tutsaklarla Dayanýþma
Komitesi,
243
Ve ýzmir'de Cezaevleri Dayanýþma Komitesi.
Bu tip örgütlenmelerin dýþýnda Adana, Trabzon, Tokat,Zonguldak, Urfa, Antep ve daha pek çok ilde de devrimcitutsaklarla dayanýþma amaçlý yapýlan eylemlerde bir arayagelen devrimci-demokrat iþçi ve emekçiler Genel Direniþ'isahipsiz býrakmadýlar.
Sakaraya'da 24 Haziran'da oluþturulan Platform, 28Haziran'da ÖDP Sakarya il binasýnda bir basýn açýklamasýyla
üç günlük açlýk grevine baþladý. Yapýlan konuþmalarda;devlet saldýrýlarý karþýsýnda, Ölümüne direneceklerinivurgulayan devrimci-demokrat platform üyeleri aynýzamanda M. AÐAR'ýn istifasýný isteyerek onun halk"tarafýndan yargýlanacaðýný söylediler. Halka zulüm edenlerinhalk tarafýndan yargýlanacaðý gerçeði eylem içerisinde somutbir bilince dönüþüyordu. Ve hiçbir güç, bu insanlarý Ölümünebir direniþin gerisinde tutamazdý/tutamýyordu. Kayseri'deoluþturulan Demokrasi Platformu 30 Haziran'da iHD'de üçgünlük destek amaçlý açlýk grevine baþladý.
Devrimci mücadelede kamu emekçileri de ayný günIHD'de baþlayan açlýk grevine katýldýlar. Platform üyeleri vekamu emekçileri devrimci tutsaklarýn haklý eylemlerinidesteklediklerini vurgularken; talepler kabul edilinceye kadarsessiz kalmayacaklarýný da söylediler. Samsun'da DevrimciTutsaklarla Dayanýþma Komitesi 30 kiþilik bir grupla basýn
açýklamasý yaptý. Açýklamada, dayanýþmanýn gerekliliði,devrimci tutsaklarýn taleplerinin haklýlýðý, devlet saldýrýlarýnýnniteliði üzerinde duruldu. "Zindanlar Boþalsýn TutsaklaraÖzgürlük", "Susma Sustukça Sýra Sana Gelecek","Tutsaklara Kalkan Elleri Kýracaðýz" sloganlarý atýldý. Ve dahabir dizi ilde benzer oluþumlar, benzer eylemlere girdiler.Böylece direniþlerin etki gücü belirginleþiyor, geniþ birkamuoyu sorunu esas yönleriyle kavramaya baþlýyordu. Bu,basit bir 'hak alma' mücadelesi deðildi. Emekçi halka yönelikgeniþ kapsamlý saldýrýlar karþýsýnda devrimci tutsaklarýsahipleniþ yükseliyordu. Ölüm Orucu'na dönüþen eylemleberaber, eylemler hýz kazandý ve daha geniþ bir kitleye mal
244
oldu. Hükümetin el deðiþtirmesiyle beraber, Adalet BakanýÞevket Kazan 9 Temmuz Genelgesi'ni açýkladý. Keskin birmanevra olarak yansýtýlan bu açýklamanýn esas amacýkamuoyunda teþhir olan devletin imajýný düzeltmek vehalklarýn Genel Direniþ'e sunduðu desteði kesmekti. Ancak,bunu da baþaramadýlar. 9 Temmuz Genelgesi'nin içeriði veamacý teþhir edildi. 9 Temmuz Genelgesi; 6, 8, 10 Mayýsgenelgelerinin birleþtirilmiþ haliydi. Yani, saldýrý hýz kesmeden
devam ediyordu.Genelgenin içeriðini ve hedefini kavrayan tutsak yakýnlarý,
DETUDAP, iHD, sendikalar, kitle örgütleri peþpeþeaçýklamalarla bunu teþhir ettiler ve devlete, mücadeledenvazgeçilmeyeceðinin açýk mesajýný verdiler. Deðiþen bir þeyyoktu, deðiþene kadar da mücadele anlayýþýyla yürünmeye,hatta daha hýzlý ve güçlü yürünmeye devam edilecekti.
ýzmir'de DETUDAP'lý aileler 10 Temmuz'da açlýk greviyaptýklarý EP'nin il binasýnda açýklama yaparak, yenigenelgelerin cezaevindeki talepleri içermediðini veeylemlerine devam edeceklerini bildirdiler. Ayný açýklamada;hücre hücre ölen bedenlerin bayraklaþtýðý ve her ölümdendevletin sorumlu olacaðý ve hesabýnýn sorulacaðý vurgulandý.Haklý ve onurlu mücadele sahipleniliyordu. Ve oyalamataktikleri kendileri için bir geri dönüþ deðil tam tersi daha
ileri bir mücadeleyi getiriyordu.Benzer bir açýklama yine ayný gün Ankara'da ÖDP
binasýnda yapýldý. DETUDAP'lý ailelerin bir araya gelerekyaptýklarý açýklamada; "Þevket Kazan'ýn yeni genelge ilekendileri ile resmen alayettiði" ifade edildi. Ve açýk olarakþu mesaj iletiidi. "Genelge bizim istediðimiz doðrultudadeðiþmelidir." Yeni Bakan Þevket Kazan, yeni genelgeyiyayýnlarken bir yandan da "Açlýk grevinde olmadýðý","tutsaklarýn gizli gizli yemek yediði" gibi yalanlarabaþvuruyordu. Aileler buna da þiddetle karþý çýktýlar ve herölümün sorumluluðunun devlete ait olacaðýný belirttiler. Yine10 Temmuz'da ýstanbul'da, Tepebaþý'ndaki RP il binasý iþgaledildi. Yeni genelgenin kaldýrýlmasý ve tutsaklarýn taleplerinin
245
kabul edilmesi istemiyle yapýlan iþgal esnasýnda RP ilbaþkanlýðýyla sorun tartýþýldý. Iý baþkaný bunun için çabaharcayacaðýný söyleyerek oyalama ve kandýrma teknikleriniburada da devam ettirdi. Aileler sonuna kadar mücadeleedeceklerini bildirirken kararlýlýklarýný ve sorunun kendileriiçin taþýdýðý önemi de vurguluyortardý. Polisin kuþatmasý,ailelerin binayý terk etmesiyle kaldýrýldý. Verilmek istenenmesaj verilmiþti; "Yeni genelge çözüm deðildi, saldýrýnýn
devamýydý, kavga da devam edecekti".
Ve eylemler devam etti. Hem de daha da büyüyerek.
Daha önce bahsettiðimiz ýstanbul'da, ýzmir'de, Ankara'daher Cumartesi kayýp ve tutsak yakýnlarýnýn eylemi içinrandevu günüydü. istanbul'da Istiklal Caddesi'ndekiGalatasaray Lisesi'nin önünde yapýlan protesto eylemi herhafta aralýksýz devam ediyordu. Devlet, özellikle son süreçte
geliþen, büyüyen eylemliðe engelolmak için artýk her eylemesaldýrýyordu. Eyleme izin vermeme tutumu süreklileþiyordu.Yaþlý insanlar her þeye raðmen eylem yerine geliyor ve polisintüm engelleme çabalarýna meydan okuyordu. Iyiceazgýnlaþan ve sýnýrtanýmayan bu saldýrýlar karþýsýnda halköfkesini gösterdi.
59. haftada, ellerinde karanfillerle eylem yerine gelen veoturma eylemi yapacak olan ailelere polis saldýrmýþtý.Ellerinde coplarla insanlarý kovalayan, yakaladýðýný karga-tulumba polis otolarýna bindiren polis, yaþlý insanlarý yerdesürüklüyordu. Her þeye raðmen sloganlar susmakbilmiyordu; "Zindanlar Boþalsýn Tutsaklara Özgürlük". 60.haftaya gelindiðinde 400 kiþ.ilik bir grup eylem yerindeydi.Tutsaklarýn taleplerini savunan ve devletin riyakar tutumunuteþhir eden bu gruba polis bu defa müdahale etmedi. Artýkfarkýndaydý; her saldýrý daha büyük bir gücü topluyordu eylemyerine. Yoðun önlemler almasýna raðmen 400 kiþinin TaksimMeydaný'na yürümesine, slogan atmasýna engelolamadý.Devlet geri adým atýyordu. Bu durum teþhirden daha kötObir durumdu onlar için.
246
istanbul'da olaylar geliþirken, izmir Konak'ta 50 kiþi aynýgün yine eylem yerindeydi. Kayýp yakýnlarý ve tutsak yakýnlarýbir aradaydýlar. Eylemde, kitlenin elinde karanfiller ve kayýpresimleri vardý. Basýn açýklamasý ve sloganlarla saldýrýlarprotesto edildi. Polisin "daðýýýn" uyarýlarýna karþýn kayýp vetutsak yakýnlarý oturma eylemine geçtiler. Birbirinekenetlenen insanlar haklý ve meþru olduklarýný gösteriyorlardý.Tekme tokat saldýrýlarýna raðmen eylemden vazgeçilmedi.Eli kanlý polis bu sefer köpekleriyle saldýrýya geçti. Bu saldýrý,devletin ne ölçüde aymazlýk içinde olduðunun açýkgöstergesi oldu. Yeni iç iþleri Bakaný M. AÐAR ise oturduðukoltuktan "yanlýþlarýmýz var, düzelteceðiz" diyerek bu vebenzeri eylemlere böyle müdahalelerde bulunmayacaklarýný,daha doðrusu "bekleyin, durum iyi olacak" gibi sözlerlemüdahalelerdeki "aþýrýlýklarý" engelleyeceklerini söylüyordu.Bu açýklamalardan sonra, ýzmir'deki bu çirkin saldýrý bir kezdaha devletin fütursuz ikiyüzlülüðünü ortaya koydu. Tümbunlar eylemin gerilemesi þöyle dursun, daha geniþ birkatýlýmý saðladý.
11 Temmuz'da Adana'da RP il binasý iþgal edildi. Eylemiörgütleyen Özgürlük Tutsaklarýyla Dayanýþma Komitesi, il
yöneticilerinin taleplerle ilgileneceklerini söylemeleriyleeylemlerine son verdiler. Eylem gündemdeki yerini aldý.
12 Temmuz'da tutsak yakýnlarý RP Ankara il merkeziniiþgal ettiler. Polisin binayý kuþatmaya almasý ve ardýndaneylemcilere saldýrmasýna raðmen geri adým atýlmadý. RP ilmerkezi yöneticilerinin polisi çaðýrmasý sadece ve sadeceacizliklerinin göstergesiydi. Bu eylemde 90 tutsak yakýnýgözaltýna alýndý. Binadan tek tek yaka paça çýkarýlan analarçýkartýlýrken ve araçlara bindirilirken slogan atmaya vekararlýlýklarýný "Evlatlarý mýz i Öldürtmeyeceðiz", "neyaparsanýz yapýn karþýnýzda olacaðýz." "Lanet olsunhepinize, çocuklarýmýzý öldüremeyeceksiniz" sözleriyle ifadeettiler. Her slogan ve söz yumruktarla, aðýzlarýn kapatýlmasýylakarþýlaþtý. Fakat bu, analarý engelleyemiyordu, sloganlardevam ediyordu. Bu eylemlerdeki gözaltýlarla beraber devlet
247
yeni bir taktiðe baþvurdu. Daha önce gözaltýna alýnanlar ogün veya bir sonraki gün býrakýlýrken, bu eylemden sonradaha uzun süreli gözaltýlar olmaya baþladý. Amaçdurmaksýzýn devam eden ve büyüyen eylemlere katýlýmýazaltmaktý. Onlar için, eylemleri yapan belli insanlardý, onlarýsusturunca bu sorun en aza inerdi. Ama öyle olmadý.ýstanbul'da olduðu gibi Yüksel Caddesi de daha kalabalýkoldu. Çünkü, direniþ bir avuç insanla sýnýrlý deðildi, saldýrýlarýnkapsamý geniþti, cezaevlerine yönelik saldýrý geniþ birkesimin tepkisini topluyordu, cezaevlerine sokaklardansahiplenme engel tanýmadan geliþiyordu ve devlet,saldýrýlarýnda sýnýr tanýmýyordu.
Çeþitli semtlerde süren açlýk grevlerinden biri de GaziCemevi'nde örgütlenmiþti. 7 Temmuz'da alýnan kararlar 10Temmuz'a kadar açlýk grevi yapýldý. Böylece Gazi'de 7Temmuz'da Genel Direniþ'i sahiplenme boyut kazanýyordu.Gazi'de eylem merkezi cemevi oldu. Cemevi yoðun birziyaretçi akýnýna uðradý. Bundan sonra onlarca insan bueylem yerindeydi artýk. Geceleri dahi bu kalabalýk sürdü.Açlýk grevi 10 Temmuz'da son bulmadý, dönüþümlü olarakdevam ettirildi. Yoðun bir kalabalýk vardý. Eylemi örgütleyenlerdevrimci örgütlerdi. Kalabalýða da dikkat ediyorlar, düþmansýzmalarýna engelolmaya çalýþýyorlardý. Böylesi bir titizçalýþma içerisinde kalabalýða karýþan iki ajan-provokatörbelirlenip denetim altýna alýnýyor ve teþhir ediliyordu. Devletinbu oyununa öfke duyan kitle, devrimci örgütlerin yönlendirmesiyleGazi'de barikat kurdu. Açlýk grevinde olanlarýn da katýldýðýbarikata ilk gece 150 kiþi aktif olarak katýldý. Kurulan bubarikata polis müdahale etme cesaretini gösteremedi.Eylemciler hemen bir eylem komitesi oluþturdular. Ve barikatý"devrimci tutsaklarýn talepleri kabul edilinceye kadar"kaldýrmayacaklarýný açýkladýlar. Devlet ciddi bir sorunla karþýkarþýyaydý. Bir yanda Ölümüne süren bir direniþ,diðer yandabu direniþi sahiplenen ve sahiplenmede muazzam kararlýgözüken öfkeli bir kitle. Buna ciddi bir müdahalenin ne gibisonuçlar vereceði tam bilinemezdi! Her alanda patlamaya
248
hazýr bir öfke ve sahiplenme vardý. Kitlenin tepkisi vesahipleniþi durmaksýzýn büyüyordu.
15 Temmuz'a gelindiðinde, Tutsaklarla DayanýþmaKomitesi süresiz açlýk grevi eylemi baþlattý. Akþamsaatlerinde 1000 kiþilik bir kalabalýk oturma eylemi yaptý.Bedenleriyle kurduklarý barikatla Ölümlere izin vermeyecekleriniifade eden kitle sloganlarla, türkülerle yoðun bir coþkuiçindeydi. Gazili kadýn ve çocuklarýn gün boyu sloganlarýdinmek bilmeden devam etti. Açlýk grevinde olanlar ev ev,kahve kahve dolaþýp eylemi anlatýyor ve katýlýmý arttýrmayaçalýþýyorlardý. Cemevi etrafýnda yoðun önlemler alan polisgeri çekiliyordu. Patlamaya hazýr bir bombaydý karþýlarýndakive korkuyorlardý. Toplantýlarla eylem deðerlendiriliyor vekatýlýmýn geniþletilmesinin yollarý aranýyordu. Yaptýklarýnýnönemini biliyorlardý.
Faþist teröre büyük bir öfke birikmiþti. Gazi halký bu öfkeyibarikata dönüþtürmenin öncülüðünü yapmýþtý. Karþý duruþaçýk ve netti. Meydan okunuyordu. Tutsaklarýn talebi kabuledilecekti. Eylem bunun içindi. Bu olmadýkça eylemsürecekti. Polis, Gazi halkýný tanýyordu. Panzere, ölümemeydan okumuþtu bu insanlar. Kendileri için ciddi birtehlikeydi. ilk anda müdahale edemediler. Sadece önlemaldýlar. En azýndan diðer semtlerden katýlýmý engellemeliydiler.
Barikat eylemi iki gün sürdü. Zaman zaman barikateylemcilerinin sayýsý 2 bini buldu. Olay yerine istanbul ValisiRýdvan Yeniþen, istanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazýcýoðluve "güvenlik"ten sorumlu birçok polis geldi. Olayýn ciddiyetiaçýktý. Devlet, bu iþin geniþlemeden bitirilmesi gerektiðinidüþünüyordu. Müdahale çok hýzlý ve net olmalýydý. Eylemkomitesi ile görüþme talebi eylem komitesince reddedildi.Red cevabý açýk ve netti: "Biz eylemi, devrimci tutsaklarayönelik saldýrýlar son bulsun diye yapýyoruz. Görüþmenizgerekenler tutsak direniþçilerdir." Görüþülecek birþey yoktu.Cezaevlerindeki saldýrý son buluncaya kadar eylem devamedecekti.
Yakalanan iki ajan-provokatörden birinin,. silahýna vekimliklerine el konularak býrakýldý. Diðeri teþhir edildi. Gazi
249
halkýna teþhir edilen bu ajan-provokatör, burjuva basýnýnaçýkarýldý. Tüm kamuoyuna deþifre edilen sadece bir ajan-provokatör deðildi, devletin çirkin oyunuydu ayný zamanda.Bu ajan-provokatör de bu teþhirlerden sonra serbestbýrakýldý.
19 Temmuz sabahý, barikat eylemcilerinin sayýsýnýn enaza indiði bir anda,düþman panzerleri saldýrdý. Devlet güçleriani bir müdahale ile barikatlarý yýktý. Cemevine panzerlegirildi. Gazi halký tepkisini dile getirse de, bu üst boyutlara
sýçramadý.Halkýn tepkisi ve sahipleniþi, devletin içine düþtüðü
çukurun ispatýydý. Topyekun saldýrýyý kesinlikle rahat birortamda devam ettiremeyeceklerdi.
Barikatta yoðunlaþan öfke, diðer semtlerde yayýlmayadevam etti. Ateþ, çeliþkilerin yoðunlaþtýðý alanlarý da,tutuþturuyor ve alevlendiði yere parçasýný býrakmaklakalmýyor yayýlýyordu. Nurtepe Sokullu Caddesi'nde kurulanbarikat, Nurtepe'de yapýlan sokak gösterisi polisin saldýrýlarýkarþýsýnda çatýþmaya dönüþmüþ ve birçok polisinyaralandýðý bu eylemlerde yoðun gözaltýlar yaþanmýþtý.Gülsuyu, Esenyurt semtlerinde Gazi'de kurulan barikatýselamlayan ve devrimci tutsaklarýn taleplerinin kabuledilmesini hedefleyen sokak gösterileri düzenlenmiþ, yollar
molotoflanmýþ, sloganlar haykýrýlmýþtý. Nurtepe, Gazi,Alibeyköy esnaflarý kepenk kapatarak eylemi sahiplenmiþtir.Ankara, ýzmir, Adana, Bursa, Artvin ve daha birçok ilde sokakgösterileri, molotoflamalar, bomba süsü verilmiþ pankartlarladireniþin ateþi geniþleyerek büyümüþtür. Üstelik Ölüm Orucudireniþçilerinin ölüm haberleri geliyordu artýk. Aygün, Berdan,Ilginç... Her Ölüm bir ateþ parçasý, her Ölüm haberisokaklarda alanlarda molotoflu gösteri, bomba süsü verilmiþpankart, barikat vb. eyleme dönüþüyordu. Öfke büyüyordu,binlerce insan öfke içinde ayaktaydý.
Ateþin sardýðý ve süreç boyunca canlý kaldýðý bir alandaha vardý. Direniþin yankýsýnýn boyutunun anlaþýlýr olmasýaçýsýndan bu alaný ayrý bir bölüm olarak irdelemek yerindeolacaktýr.
250
YURTDýÞýNDA YÜKSELEN ATEÞ
Yurtdýþý birçok devrimci örgütün örgütlülükler yarattýðý
ve bu anlamda önemli bir devrimci potansiyeli barýndýran
bir niteliðe sahiptir. Devrimci örgütlenmeler bu alandaki
faaliyetlerini ülkenin gerçekliðinden baðýmsýz ele almadýklarý
gibi yaþanýlan ve öne çýkan birçok sorunda aktif olarak
faaliyet içerisine girerler. Yaþadýðýmýz bu özgülde de farklýolmamýþtýr. Haziran ayýnýn baþýndan itibaren Genel Direniþ'in
bu alanda en geniþ kamuoyuna tanýtýlmasýna ve sorunun
çözümünde bir baský gücünün oluþturulmasýna önemli bir
aðýrlýk verilmiþtir. Yürüyüþler, basýn açýklamalarý, oturma
eylemleri, iþgaller, molotoflamalar vb. eylemlerle hem
direniþin tanýtýmý ve hem de önemli bir baský gücünün
oluþturulmasýnda belirgin bir etki yaratýlmýþtýr.
Cezaevlerinde eylemin baþlamasýyla beraber devrimci
örgütler belli bir hazýrlýk sürecine girdiler. Nerede nasýl
eylemlilikler yapýlabileceði, neye aðýrlýk verileceði üzerinde
yapýlan tartýþmalar sonrasýnda birçok eylemin ortakyapýlmasýnýn zemini hazýrlandý ve büyük oranda baþarýya
ulaþýldý. Bununla beraber devrimci örgütler bu zeminin
dýþýnda da tek tek eylemler düzenlemiþ ve önemli oranda
güçlerini sürece katmýþlardýr.
Bu alanda yapýlan hemen her eylem Türkiyeli devrimci
örgütlerin önderliðinde geliþtirilmiþ, birçok kesimi de içine
almýþ eylemlerdir. Devrimci örgütlerin birçok kesimi sürece
katma aktivitelerindeki olumluiuðu daha önceki anlatýmlarýmýzda
ülke içinde de vurgulamýþtýk.
Haziran baþlarýnda oluþturulan Özgürlük Tutsaklarýyla
Dayanýþma Komitesi 12 Haziran'da Köln'de T.C Konsolosluðu'nun
önüne siyah çelenk koyarak biroturma eylemi düzenledi. Direniþi
ve devrimci tutsaklarý selamlayan bir basýn açýklamasý yapýldý ve
sloganlarla eylem bitiriidi. Yine ayný kentin tren istasyonu önünde
18 Haziran'da benzer biroturma eylemi yapýldý. Bu eylemde açlýk
grevi de baþlatýldý. Polisin müdahalelerine "Yaþasýn
25
Proletarya Enternasyonalizmi", "Tutsaklara Özgürlük"sloganlarýyla yanýt verildi ve basýna yönelik açýklamalarlaeylem sona erdirildi. Ayný günlerde Alman Sosyal DemokratPartisi (SPD) Köln temsilciliði iþgal edildi. 50 kiþinin katýldýðýeylemde tutsaklarýn direniþini anlatan bir basýn açýklamasýyapýldý. Parti yetkilileriyle yapýlan görüþmelerden sonrabinada açlýk grevi baþlatýldý.
6 Haziran'da Cenevre'de Birleþmiþ Milletler binasýönünde ülkede gerçekleþtirilen Habitat-11 zirvesini vecezaevlerine yönelik saldýrýlarý protesto eden bir iþgal eylemidüzenlendi. Bu eylemde kendilerini binanýn parmaklýklarýnazincirleyen göstericiler Fransýzca yazýlý "Habitat ÜlkemizGerçekliðini Yansýtmýyor. Ülkemiz Gerçekliði; Cezaevleri,infazlar, Gözaltýlar, Kayýplar, Göçler, Köy Yakmalardýr"þeklinde bir pankart açýldý. Polisin saldýrdýðý bu eylemde 11gösterici gözaltýna alýndý.
isveç ve Ingiltere'de destek amaçlý açlýk grevleri 3Haziran'da baþlatýldý. Baþlatýldýðý günden itibaren yoðunziyaretçi akýnýnýn olduðu bu eylemde cezaevlerine yöneliksaldýrýlarýn geniþ teþhiri hedeflendi. Yunanistan'da benzeribir eylem 4 Haziran'da baþladý ve 35 kiþi açlýk grevine girdi.
Belçika'da baþlatýlan açlýk grevine, Belçika polisi TürkiyeBaþbakaný M. Yýlmaz'ýn Belçika'ya ziyareti nedeniyle saldýrdý.Burada baþlayan eylem saldýrý sonrasýnda Leuven kentinetaþýndý. 14 Haziran günü ingiltere'de oluþturulan ÖzgürTutsaklarla Dayanýþma Komitesi üyeleri destek amaçlý açlýkgrevi baþlatýrken ayný zamanda kendilerini BBC'nin merkezbinasý parmaklýklarýna zincirlediler.
isviçre'de 36 kiþiyle baþlatýlan açlýk grevi Türkiye'dekicezaevlerine saldýrý politikalarýnýn bu ülkenin gündeminegirmesini saðladý. 11 Haziran'da baþlayan açlýk grevi 15Haziran'da ýsviçre Metalýnþaat iþçilerinin en büyük sendikasýolan GBI'nýn iþgal i ile bitene kadar burada sürdürüldü. 13Haziran günü ayný ülkede yapýlan "meþaleli yürüyüþ"e 200'eyakýn kiþi katýldý. 14 Haziran günü Toges Anzegier gazetesi1 saate yakýn iþgal edildi. Buradan, Türkiye ve dünya
252
basýnýna konu ile ilgili fakslar çekilerek mesajlar gönderildi.Bu iþgalden sonra TC'nin Zürih Konsolosluðu önünde ikisaat süren bir oturma eylemi yapýldý. 15 Haziran günü yinekonu ile ilgili 500 kiþinin katýldýðý bir yürüyüþ düzenlendi. 17Haziran'da isviçre'nin en büyük televizyon merkezi DRS iþgaledildi. iþgal sýrasýnda yapýlan televizyon röportajlarý, daðýtýlanbildiriler, yapýlan açýklamalarla TC'nin cezaevleri politikalarýýsviçre'de gündem haline geldi. Basýn konuyu ilk haberolarak
geçmeye baþladý.Fransa'da 8 Haziran günü bir kilise önünde yapýlan
eylemle baþlayan eylemler 12 Haziran'da Kurtuluþ, ÖzgürAtýlým, Partizan Sesi, Özgür Gelecek, Odak, Alýnteri,Kýzýlbayrak okurlarýnýn oluþturduðu Cezaevlerinde AçlýkGrevleriyle Dayanýþma Komitesi'nin yaptýðý açýklamayladevam ettiriliyordu. Kilise iþgalinden sonra ACTIT lokalindesüresiz açlýk grevi baþlatan komite aldýðý sokak gösterisiyapma kararýný Paris'te kitlenin yoðun olarak bulunduðuþanzalize Bulvarý'nda gerçekleþtirdi. Fransýzca olarak"Fransýz halký Türkiye'deki politik tutsaklara yönelik katliamgiriþimlerine sessiz kalma" yazýlý bir pankartýn açýldýðýeylemde Þanzalize Bulvarý trafiðe kapandý. SloganlarlaTC'nin saldýrý politikalarý teþhir edildi ve direniþ en geniþkamuoyuna tanýtýldý. Yoðun bir kitlenin meraklý bakýþlarýarasýnda yapýlan eylem 100 metrelik bir yürüyüþle sonaerdirildi. Polis eyleme müdahale edemedi.
Fransa'nýn Strasbourg kentinde, Avrupa insan HaklarýKonseyi binasý önünde 20 Haziran günü Özgür TutsaklarlaDayanýþma Komitesi tarafýndan bir gösteri düzenlendi.Türkiye'de insan haklarý ihlallerine, cezaevlerindeinsanlýkdýþý uygulamalara dikkat çekilen bu gösterideoluþturulan 4 kiþilik bir heyet Konsey'in toplantý yaptýðý binaya
girerek Avrupalý parlamenterlerle görüþtü. Parlamenterler,Türkiye'deki hükümeti kýnayan birkararçýkaracaklarýný, açlýkgrevlerini desteklediklerini açýkladýlar. Bu açýklama ayný günsaat 18.00 sýralarýnda resmileþti ve basýna açýklandý.
Dünyaca tanýnan Der Spiegel basýn-yayýn merkezi8 Haziran'da iþgal edilerek eylemler dizisi sürdürüldü. 100
253
kiþinin katýldýðý eylem beþ saat sürdü. iþgal sonrasýndagerçekleþtirilen yürüyüþe Der Spiegel çalýþanlarý da katýldý.
Avusturya'da Siyasi Tutsaklarla Dayanýþma Komitesi, 8Haziran'dan itibaren açlýk grevi örgütledi. Yapýlanaçýklamada, devrimci tutsaklarýn haklý taleplerininsahiplenildiði ve talepler kabul edilinceye kadar eylemindevam ettirileceði vurgulandý. Yine, açýklamada Avusturyahükümeti, siyasi partiler ve demokratik kuruluþlar TC'ninuyguladýðý son saldýrý politikalarýný protestoya çaðrýldý.Komite bildirilerle, imza kampanyalarýyla ve çeþitli yerleregönderdiði fakslarla eyleme destek çaðrýlarý yaptý.
20 Haziran günü, açlýk grevine girenlerle oluþturulanbeþer kiþilik heyetler Avusturya siyasi parti merkezleriniziyaret ederek, TC'nin saldýrý politikalarýna tavýr alýnmasýnýistediler. Ayný gün akþam saatlerinde biryürüyüþ düzenlendi.Yürüyüþ Westbanhaf'ta baþlayarak, açlýk grevi yapýlanStephansplat'a kadar sürdü. Yürüyüþte sýk sýk "FaþizmeÖlüm Tutsaklara Özgürlük" sloganlarý atýldý.
Hollanda'da bir yandan açlýk grevleri yapýlýrken diðeryandan çeþitli eylemlerle ve çaðrýlarla Türkiye cezaevlerigerçekliði kamuoyuna tanýtýldý. 15 Haziran'da HollandaYeþiller Partisi'nin Fouda þehrinde yapýlan Genel Kongresi'nebir grup eylemci davet edildi ve saldýrý karþýsýnda yükselendireniþe dair konuþmalar yapýldý. Saldýrýlarýn ve direniþinanlatýldýðý konuþmalardan sonra katýlýmcýlar "YaþasýnEnternasyonal Dayanýþma" sloganlarý attýlar. 18 Hazirangünü Yeþil Sol Partisi, Dýþiþleri Bakanlýðý'na Türkiye'dekicezaevleri olaylarý, açlýk grevleri ve son saldýrýlar hakkýndasoru önergesi verdi.
Devrimci Tutsaklarla Dayanýþma Komitesi, 22 Hazirangünü Almanya'nýn Köln kentinde 3 bin kiþinin katýldýðý kitleselbir gösteri düzenledi. Almanca yazýlý "Cezaevleri BoþalsýnTutsaklara Özgürlük" sloganý olan bir pankartýn açýldýðýeyleme DHKP-C, TKP(ML), MLKP, TKP/Kývllcým, TDP,TýKB, Ekim taraftarlarý büyük bir katýlým saðladýlar. Eylem
Ebertplatz meydanýnda baþladý. Konuþmalar yürüyüþün
254
bitirildiði Rudolfplatz'da yapýldý. Yürüyüþ sýrasýnda sýk sýkAlmanca ve Türkçe olarak "Katil Aðar Sýra Sana Gelecek","Susma Sustukça Sýra Sana Gelecek", "Zindanlar BoþalsýnTutsaklara Özgürlük", "insanlýk Onuru iþkenceyi Yenecek"sloganlarý atýldý. 200 açlýk grevcisinin katýldýðý eylemde M.AÐAR'ýn istifasý istendi ve Türkiye'de açlýk grevinde bulunantutsaklara desteðin büyütülmesi çaðrýsýnda bulunuldu. Anti-faþist bir Almanýn, Yeþiller Partisi Köln yabancýlartemsilcisinin ve ÖzgürTutsaklarla Dayanýþma Komitesindenbirer kiþinin yaptýðý konuþmalardan sonra, eylem "YaþasýnDevrimci Dayanýþma", "Faþizme Karþý Tek Yumruk TekBarikat" vb. sloganlarla bitirildi.
Özgür Tutsaklarla Dayanýþma Komitesi tarafýndanKöln'de Türkiyeli insanlarýn yoðun olarak bulunduðuyerlerden biri olan Werdengarse'nin esnafýna "kepenkkapatma" çaðrýsýnda bulunuldu. 1 saat için düzenlenenkepenk kapatma eylemine yüzde 90 civarýnda katýlýmsaðlandý. 1 saat süren eylem boyunca dükkanýarýn camlarýný"Türkiye'de siyasi tutsaklar Ölüm sýnýrýnda, onlarýnöldürülmesine izin vermeyelim" yazan afiþler asýldý. Kölnesnafý olaya karþý duyarlý kalmaya devam edeceðini debelirtti.
26 Haziran günü Özgür Tutsaklarla DayanýþmaKomitesi'nin basýn açýklamasýna Alman polisi saldýrdý. Açlýkgrevinin devam ettirildiði Köln Rudolfplatz'da gerçekleþensaldýrý, Alman polisinin hiçbir hukuk, yasa tanýmadýðý bir anýifade ediyordu. Yeri geldiðinde "demokrasi, hukuk" naralarý~tanlar, tüm doðallýðýyla yasal bir statüde devam eden eylemkarþýsýnda azgýnca saldýrý zýrhýný giyinebiliyordu. Çeþitliyabancý demokratik kurum ve kuruluþlarýn desteðini alaneylemde o gün Alman avukatlar da bulunuyordu. Süresizaçlýk grevinde bulunan 60 insan dahil 100 kadar insanýn
çeþitli yerlerinden yaralandýðý saldýrýya engelolmak isteyenavukatlardan ikisi gözaltýna alýndý. Açlýk grevinin sürdürüldüðüçadýrlar söküldü. Saldýrýyý duyup olay yerine gelenlere polis,tehditleryaðdýrmaktan geri durmadý. Saldýrýdan birgün sonra
255
Özgür Tutsaklarla Dayanýþma Komitesi, saldýrýyý kýnayanbir basýn açýklamasý yaptý. Basýna ve kamuoyuna, yapýlansaldýrýlarýn, insanlarýn vahþice dövülmesinin hiçbir gerekçesiolamayacaðý açýklandý. Alman Devlet Savcýlýðý'nýn gösterdiðigerekçelerin gerçekleri yansýtmadýðý açýklandý. Daha sonra300 insan, gözaltýna alýnanlarla birlikte eylemin ve eylemesaldýrýnýn olduðu yere Rudolfplatz'a kadaryürüdüler. izinsizyapýlan bu yürüyüþe polis birkaç kez saldýrý denese de bunu
baþaramadý. Eylemciler"Alman polisinin açlýk grevine yaptýðýsaldýrýyý protesto ediyoruz" pankartýný açtýlarve sloganlarlaAlman polisinin tutumunu protesto ettiler. Keyfi saldýrý
kýnandý.Devrimci tutsaklarýn hergün daha da yücelttiði direniþ,
yükselen sahiplenmeyle beraber, devleti yaptýðý saldýrýya bin
piþman ettiriyordu. Avrupa'da yükselen sahipleniþ oldukçageniþ bir kesime ulaþtýrýlmýþ ve birçok kurum ve kuruluþunTC'ye karþý tavýr almasý saðlanmýþtý. TC; ülke içindeengelleyemediði ve büyüyüþü karþýsýnda acizleþtiði militanlýkkarþýsýnda hergün daha da gerilerken, yurtdýþýnda da hergüngeliþen eylemler karþýsýnda tam bir çýkmaza sürükleniyordu.Avrupa'da Haziran ayýnda açlýk grevleri, basýn açýklamalarý,yürüyüþler, oturma eylemleri vb... ile geçen süreç Temmuzayý ile beraber daha ileri boyutlara ulaþan eylemler vesahipleniþ sürecine dönüþmeye baþladý. Baktýðýmýzda, dahamilitan eylem görüyoruz artýk. Devrimci örgütler, TC'ninsaldýrýdaki fütursuzluðunu karþýlamak için daha üst perdedenhaykýrýþ gerekliliðini görmüþler ve bunu hayata geçirmeyikararlaþtýrmýþlardý. Ülkede SAG ile baþlayýp Ölüm Orucu'nasýçrayan eylem, hemen heryerde olduðu gibi Avrupa'da daüst eylem biçimlerini gündeme soktu.
Devrimci Eylem Birlikleri çerçevesinde geliþen eylemler,Avrupa'da geniþ yankýlaryaratarak devam etti. 3 Temmuz'agelindiðinde (SAG'nin Ölüm Orucu'na dönüþtüðü gün)Devrimci Tutsaklarla Dayanýþma Komitesi, Köln ZiraatBankasý'ný 60 kiþilik bir kitleyle iþgal etti. Alman kamuoyuve basýnýnda geniþ yer alan eyleme polis saldýrdý. Alman
256
polisinin saldýrgan tutumu basýn açýklamasýyla protestoedildi. Ayný gün, yine 60 kiþilik bir kitle ile FrankfurtHavalimaný iþgal edildi. Bir saat süren iþgal sýrasýnda yapýlanaçýklamada; "Siyasi tutsaklarýn en temel ve insani haklarýnýnTC tarafýndan azgýn bir saldýrýyla gasp edildiði" belirtildi ve"Frankfurt Havalimaný'ný iþgal eylemimiz, genelde tüm halkmuhalefetine, özelde cezaevlerinde bulunan siyasi tutsaklarayönelik faþist saldýrýlarýn bir an önce durdurulmasý içindir. Bufaþistsaldýrýlardurdurulmadýðý sürece eylemliliklerimiz daha daboyutlanarak devam edecektir." denildi. Eylemde sýk sýk"Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur" sloganý atýldý.
Çeþitli eylemlerle sahiplenilen direniþ, 6 Temmuz'daZürih'te THY bürosunun iþgaliyle kendini bir kez dahaduyurdu. Yaklaþýk 50 kiþinin katýldýðý eylem yarým saat sürdü.Polisin müdahaleleri sýrasýnda aktif karþý koyuþlar saðlandý.iþgal, basýnda ve televizyonlarda yer aldý. DevrimciTutsaklarla Dayanýþma Komitesi bundan böyle de ÖlümOrucu'nun haklýlýðýný dünyaya duyurmak, TC'yi uluslararasýplanda teþhir etmek için eylemlerine devam edeceklerini
yeniden duyurdu.9 Temmuz günü Hollanda'nýn Den Haap kentindeki
Adalet Divaný'nýn önünde büyük bir protesto eylemidüzenlendi. 1,5 saat süren eylem esnasýnda eyleminiçeriðine iliþkin çeþitli basýn kuruluþlarýna bilgiler verildi veAdalet Divaný ile görüþme talebi dile getirildi. Dört kiþilik birheyetin içeri alýnmasý ile bu talep gerçekleþmiþ oldu. Yapýlangörüþmelerde Türkiye'deki cezaevleri gerçekliði ve ölümsýnýrýna gelen direniþ anlatýlarak tavýr alýnmasý istendi.Görüþmeden kýsa bir süre sonra gösteri, planlandýðý gibibitirildi.
Direniþin elli ikinci gününde Alman Sendikalar Birliði'nin(DGB) Frankfurt binasý iþgal edildi. DGB'li yetkililerinengelleme giriþimleri komite tarafýndan eleþtiriidi ve iþgaldentaviz verilmedi. Saat 1 O.OO'da baþlayan direniþ 14.30'a kadarsürdürüldü. DGB, olayýn basýna yansýmasýný engellemeçabasýna girse de komitenin kararlý tavrý nedeniyle 13.00'te
257
basýn eylemden haberdar edildi. Basýna eylemin içeriði veTürkiye'deki direniþin niteliði, Ölüm Orucu'nun vardýðý boyutaçýklandý. Bu açýklamanýn yanýsýra DGB'nin iþbirlikçi, gericiniteliði ve eylemde aldýðý tavýr da eleþtiriidi. Eylem boyuncadevrimci marþlar okundu ve sýk sýk "Yaþasýn DevrimciDayanýþma", "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur, OnurumuzuÇiðnetmeyeceðiz" sloganlarý atýldý.
5 Temmuz'da yapýlan bir eylemde ise, Köln istanbul THYMerkez bürosu 50 kiþi tarafýndan iþgal edildi. Alman polisi,eyleme gaz bombalarýyla saldýrdý. Saldýrý sonucunda 38 kiþigözaltýna alýndý. Bu eylem de basýnda geniþ yeraldý. Dahasonra, gözaltýna alýnanlarýn býrakýlmasý için yapýlan gösteriyekatýlým daha geniþ oldu. Alman polisinin teþhiri yapýlýrkenayný zamanda, bu tarz saldýrýlarýn direniþin sahiplenilmesiniengelleyemeyeceði de gösterilmiþ oluyordu. Gözaltýnaalýnanlardan 15 kiþi tutuklandý.
Bu arada, devrimci örgütler, yapýlan bu eylemlerin dýþýndabaðýmsýz olarak benzer nitelikte eylemler de gerçekleþtirdiler.Burada vurgulanmasý gereken ise, bu türeylemlerin dýþýnda,özellikle TC'nin kurum ve kuruluþlarýný hedefleyen, bununyanýsýra yine devletin uzantýlarý olan faþistierin kullandýðýmekanlarý da (kýraathane, dernek vb.) bu hedefler içine alanmolotoflamalar Türkiye'de olduðu gibi Avrupa'da da sürekli
yapýldý.TC'nin devrimci tutsaklara karþý giriþtiði saldýrýlar 12
Temmuz'da Fransa'nýn Strasburg kentinde, AvrupaParlamentosu önünde de protesto edildi. Devrimcitutsaklarýn sergilediði direniþin sahiplenilmesi dalga dalgabüyüyen desteklerle doruk noktalara ulaþmaya devamediyordu. Sabah erken saatlerde, Avrupa Parlamentosuönünde toplanan yüzlerce kiþi, hazýrlanan pankart vedövizleri açarak sloganlar eþliðinde gösteriye baþladýlar.Gösteriyi düzenleyen tertip komitesinin belirlediði dört kiþilikheyet, hazýrlanan dosyayla parlamentoya girdi. VeParlamentoya direniþin taleplerini ve yaptýklarý eyleminamacýný aktaran bilgiler verdiler. Tertip Komitesi bir kiþiyi
258
de, ayný dosyayý Insan Haklarý Komisyonu'na sunmasý içingörevlendirdi. Verilen bu bilgilerden sonra heyetdýþarý çýktý.Eylemciler hazýrladýklarý bildirileri daðýtýp slogan atarakeylemi bitirdiler.
iki gün sonra 500 kiþinin katýldýðý biryürüyüþ düzenlendi.Faþizmin, cezaevlerine yönelik insanlýk dýþý saldýrýlarý bukitlesel yürüyüþle, sloganlar eþliðinde protesto edildi.
13 Temmuz günü, Avustralya'nýn baþkenti Sydney'dedevrimci tutsaklarla dayanýþma amaçlý bir gece örgütlendi.Geniþ bir katýlýmýn saðlandýðý gecede, devrimci tutsaklarýnyalnýz olmadýðý, haklý taleplerinin kabul edilmesine kadaryanlarýnda olunduðu ve desteklemeye devam edileceðivurgulandý. Gecede yapýlan konuþmalarda 6,8, 10 MayýsGenelgeleri'nin içeriði, tutsaklarýn talepleri ve hedefleri,TC'nin tutumu anlatýldý. Kayýp ve tutsak yakýnlarýnýn ýsrarla,kararlýlýkla sürdürdükleri eylemlerden övgüyle bahsedildi. Veyine tutsak yakýnlarýnýn acýlarýnýn paylaþýldýðý, onlarlaberaber olunduðu ve mutlaka ama mutlaka kazanýlacaðýkonuþmalarda dile getirildi. Bütün bunlar, olmasý gerekenbütünleþmenin hayat bulmasý ve soluksuz bir direniþinhedeflerine belli boyutlarda ulaþtýðýný gösteriyordu. Hiç kimsekendini bir diðerinden ayrý görmüyordu. Tam tersi, eylembütünlüðü yansýtýyordu. Bu, gelecek açýsýndan olumlu birgeliþmeyi ve devrimci eylemimizin oturduðu zeminin nekadar güçlü olduðunu da gösteriyordu.
Bir sonraki önemli eylem Almanya'nýn Köln kentinde DomKilisesi önünde yapýldý. Devrimci güçler kitlesel bir katýlýmlafaþizmi, bu defa ortaçað feodalitesi döneminden kalan veonlarca aydýnýn katledildiði eski bir binanýn önünde protestoettiler. Yaklaþýk 2 bin 500 kiþinin katýldýðý eylem, Almanpolisinin, komando timlerinin ablukasýna raðmen gerçekleþtirildi.Merkezi bir yerde ve ciddi bir kalabalýkla yapýlan eylem 5-6yerden birden baþlatýldý. Bu büyük gösteriye Alman anti-faþistleri de aktif olarak katýldýlar. Eylem yaklaþýk 4 saatsürdü. Eylem boyunca "Yaþasýn Devrimci Dayanýþma","Devrimci Tutsaklar Yalnýz Deðildir" vb. sloganlar atýldý.Eyleme çeþitli yerlerden katýlmak isteyen yüzlerce insan
259
Alman Polisi tarafýndan engellendi. Engellenen kitle, ÖlümOrucu'na desteðini, engellendiði yerde, Almanya-Belçikaotobamnda sürdü. Bu otoban iþgal edildi ve sloganlar atýlaraktüm engellemelere raðmen direniþe desteðin kýrýlamayacaðý
gösteriidi.Bu eylem sonrasýnda 700 kiþi gözaltýna alýndý. Bu
gözaltýlar direniþin sahiplenilmesini engelleyemezdi, ki,gözaltýna alýnanlar eylemlerini götürüldükleri karakollardada devam ettirdiler.
18 Temmuz günü ise 50 kiþi tarafýndan Hürriyetgazetesinin Frankfurt'taki matbaasýlþgal edildi. Eylemciler,genelolarak basýnýn, özelolarak Hürriyet'in direniþhakkýndaki bilinçli karþýt yönlendirme çabalarýný protestoetmek için iþgal i gerçekleþtirdiklerini belirttiler. 6 saat süreneyleme polis saldýrdý ve tüm eylemciler gözaltýna alýndý.
22 Temmuz günü Paris'te bulunan Türk Büyükelçiliði iþgaledildi. Eylemin amacýný anlatan bildiriler, dövizler, pullamalarve kuþlamalar yapýldý.
24 Temmuz günü Londra'da 50-60 kiþilik ÖzgürTutsaklarta Dayanýþma Komitesi havaalanýný iþgal etti. Ikisaat süren eylem amacýna ulaþtýrýlarak bitirildi.
Avrupa'da yükselen direniþ, Ölüm Orucu eylemimizinuluslararasý alanda yanký bulmasýnda ve birçok demokratikkurum ve kuruluþun hatta devletin bu saldýrýlara tavýralmasýnda ve yine birçok ülkede yaygýnlaþtýrýlmaya çalýþýlanideolojiler uðruna "savaþým bitti" söyleminin yerle birolmasýnda etkili olmuþtur.
SAHiPLENiþ, ÞEHITLERIMiziN CENAZELERiNDEDAHA DA BÜYÜDÜ
Direniþimizin cezaevlerindeki ilk þehidi ÜmraniyeCezaevi'nde kalan TKP(ML) üyesi Aygün Uður oldu.Altmýþüçüncü gün ilk þehidimizin ölümü küçülten günü oldu.Altmýþüçüncü gün, zafere dev bir adýmýn atýldýðý, ölümcülbir vuruþla düþmanýn boynunu büken bir sýçrama günüolarak yazýldý direniþ defterine. Düne kadar ölümleri
260
engelleme çabasýnda olan, genel direniþi sahiplenen vebayraðýmýzý dýþarda her türlü baskýya karþýn gökten yereindirmeyen onurlu insanlar ölümü gördüler. Zafer ölümlerlekucaklanacaktý, artýk bu sýnýr tanýmaz bir kabarýþýn dahada yetkinleþmesinin bilinciydi. Ölüm, haklý direniþin zafereyürüyüþünün tavizsiz adý olarak kazýndý bilinçlere. Bu bilinçlecenaze faþizmin suratý na bir þamar gibi indirilecekti. Faþizmumduðunu bulamayacaktý. Ölümle gelebileceði düþünülenbir gerileme olmayacaktý. Çünkü bilinç oturmuþtu. Çünkükazanýlacaklarýn ölümlere deðer olduðu kavranmýþtý. ÖlümOrucu direniþçileri zafere ilerliyordu. Direniþi sahiplenenonurlu insanlarýn yapmasý gereken ise daha bir kararlýlýklazafere koþmaya devam etmekli. Düþmanýn tüm engellemeçabasýna karþý bu böyle olmak zorundaydý.
ilkþehidimizAygün Uður'du. O, zafere koþtu durmaksýzýnve ilk bombamýz oldu. Düþmaný ürküttü, zafere ýþýk oldu.
Þehit düþmeden önce bir vasiyette bulunmuþtu Aygün;Þehit düþmesi durumunda cenazesi Istanbul Sarýgazi'degömülecekti. Bu vasiyete uygun yapýlan hazýrlýklara yoðunve militan bir katýlýmýn olacaðý ve bunun da kendileriaçýsýndan derin bir açmaz yaratacaðý endiþesiyle devlettarafýndan engel olunmaya çalýþýldý. Önce aile baský altýnaalýnarak cenazenin Mersin'e götürülmesi saðlandý. Ve ilkþehidimiz düþmanýn bu baskýsý sonucunda, kavganýn
görkemleþtiði, þehidimizin gömülme vasiyetinde bulunduðuistanbul'da deðil Mersin'de topraða verildi. Ama bu,
Aygün'ün vasiyetinin yerine getirilmesine engelolamazdý.Temsili de olsa þehidimizin isteðine ve Ölüm Orucununkararlýlýðýna ve militanlýðýna uygun bir cenaze töreniyapýlmalýydý. Direniþimizi direniþleri kabul eden ve militancabir sahipleniþle hayata geçirmesini de bildiler.
23 Temmuz'da Sarýgazi'de 1000 kiþinin katýldýðý temsilibir cenaze töreni yapýldý. Bu cenaze töreni Ölüm Orucununilk þehidinin cenazesiydi. Geniþ bir kamuoyunu etkileyerekdevleti çaresizleþtiren Ölüm Orucunun cenazelerle birlikte
261
daha da büyümesinden açýkça çekinen düþman bu seferJandarmasýyla törene müdahale etti. Belli bir zamandansonra azalarak 300 kiþiye inen kitleye kalaslarla saldýrýldý.Kitle Ölüm Orucunun mantýðýna uygun þekillenmiþti ve busaldýrýyý yanýtsýz býrakmadý. Önce jandarmanýn "daðýýýn"uyarýlarýna sloganlarla karþýlýkverildi. Kitlenin kararlý tutumukarþýsýnda jandarma "Allah Allah" nidalarýyla saldýrýya geçti.çatýþma büyüdü ve saldýrýya uðrayan kitle çevrede bulunaninþaat malzemeleriyle, resmi plakalý bir otoyla barikat kurdu.Sarýgazi Cemevi'ne sýðýnmýþ olan grup sloganlar eþliðindecemevinden çýkarak Sarýgazi'nin merkezine doðru yürüyüþegeçti. Jandarma tekrar saldýrdý. Bu saldýrýya da karþýlýk verenkitleden birçok kiþi gözaltýna alýndý.
24 Temmuz günü Ölüm Orucu direniþinin ikinci þehidiAltan Berdan Kerimgiller yaklaþýk 3000 kiþinin katýlýmýylaTarsus'ta topraða verildi. Ailesinin evinden mezarlýða kadaryapýlan yürüyüþte "Zindanlar Boþalsýn Tutsaklara Özgürlük","Analarýn Öfkesi Katilleri Boðacak", "Devrim ÞehitleriÖlümsüzdür", "Þehid Namýrýn" vb. sloganlar atýldý. Yürüyüþesnasýnda çevreden de katýlýmlar gerçekleþti. Yürüyüþtebulunmayanlar ise alkýþlarla destek sundular. Mezarlýðagelindiðinde saygý duruþu ile birlikte Ölüm Orucu þehidiBerdan, Adana, Mersin, Tarsus'tan katýlýmlarla topraðaverildi. Birçok kitle örgütü ve devrimci-demokrat insan buanlamlý törende yerlerini aldýlar. Berdan'ý topraða verenlerbütün süreç boyunca direniþimizin bu bölgedeki eylemleriniyaratanlardý ve onlar Berdan'ý iyi tanýyorlardý. Berdan bir kezdaha onlara zaferi muþtulamýþtý. Coþkulu kitle zaferinýþýldayan güzelliðini Berdan'ýn yüzünde gördü ve cenazetöreni bu güzelliðin ardýnda bitimsiz bir türkü oldu.
Ölüm Orucu'nun 65. gününde Bayrampaþa Cezaevi'ndebir bomba daha düþtü. Berdan'dan sonra Ilginç Özkeskinde zafer için ödenmesi gereken bedelin simgesi olduBayrampaþa'dan. Devlet, Ilginç'in de cenazesini telaþiý birkorkuyla kaçýrarak Karacaahmet Mezarlýðý'na gömdürdü.
262
Ölüm Orucu'nun dördüncü þehidi Hüseyin Demircioðlu'nuncenazesi Ankara Merkez Kapalý Cezaevi'nden yüz kiþilik birkitle ile Adli Týp'a götürüldü. Adli Týp önünde bekletilenkitlenin avukatlarýn ve Demircioðlu ailesinin çabalarýsonucunda cenaze morgdan alýndý. istanbul'a doðru yolaçýkýldý. Geride kalan kitle cenazenin ardýndan ana caddeyekadar alkýþlarla yürüdü. Bu sýrada katýlým 500'ü buldu.Caddeye varýldýðýnda eylem sona erdirildi. Eylemi önceizleyen polis kitlenin daðýlmaya baþlamasýyla berabersaldýrýya geçti. Birçok kiþi coplandý tartaklandý. Istanbul'agetirilen cenaze Hüseyin Demircioðlu'nun vasiyeti üzerineGazi'de gömülmek isteniyordu. Ancak düþman Gazi'dekendisinin neleri beklediðini biliyordu. Bu nedenle bir kezdaha cenaze kaçýrýldý ve Karacaahmet'e gömüldü. Ailesininve yoldaþlarýnýn karþý olmasýna raðmen polisin bu çirkintavrýna lanetler okundu. Demircioðlu'nun eþi NalanDemircioðlu "Eþimin cenazesi, ailemin ve yakýnlarýmýn isteðidýþýnda 'kaçýrýlarak' Karacaahmet Mezarlýðý'na gömülmüþtür.Devlet cenazelerimizden dahi korkmaktadýr..." þeklinde birbasýn açýklamasý yaptý. Ve devamýnda, "Herþeye raðmen,Hüseyin'in vasiyetine uygun olarak Gazi Mezarlýðý'nagömülme istemini yerine getirmek için her yol denenecektir.Bu ölümlerin sorumlusu devlet ve sessiz kalan 'mehmetçik'basýndýr." diyerek durumu teþhir etti. Karacaahmet'te 7Aðustos Çarþamba günü yapýlan anmaya yüz kiþi katýldý.Anmada Demircioðlu'nun baþeðmezliði, devrime adanmýþyaþamý, mücadeleye baðlýlýðý anlatýldý. Anma sýrasýndamezarlýða yýðýnak yapan polis sürüsü kitleye arkadansaldýrýya geçti. Sald!!ýyý direniþle karþýlayan kitleden on kiþigözaltýnaalýndý. Gözaltýna alýnýp tutuklananlar daha sonraSakarya Cezaevi'ne konuldu.
Her an ölüm haberi bekleniyordu artýk. Analar, kitleörgütleri, devrimci-demokrat kuruluþlar ve devrimci örgütlerher anýn öneminin farkýnda süreci zaferle taçlandýrmak içinher geçen gün mücadeleyi yükseltiyorlardl.Günler soluksuzgeçiyordu. Ölümü kucaklamaya'hazýr yüzlerce devrimci
263
halka ve cezaevlerine yönelik saldýrýyý göðüsleyerek genelsaldýrýnýn önüne geçmenin zorunluluðunun bilincinde olaraködün vermeden, hergün þehit verme pahasýna devletlesavaþýný sürdürüyordu. Düþman yenilecekti. Ölümlebuluþulsa dahi düþman yenilecekti. Evet, düþmanýn "eylemi
geriletebilir" diye düþündüðü ölüm, direniþçilerin karþýsýndaçaresizleþiyordu.
Ölüm Orucu'nun 67. gününde Bursa'da þehit düþen AliAyata'nýn cenazesi istanbul'a getirilirken Çamlýca turnikelerindenitibaren polis tarafýndan kordon altýna alýnmýþ olarak
Sarýgazi'ye getirildi. Sarýgazi'ye gelindiðinde Ayata'nýncenazesine katýlmak üzere orada bulunan yaklaþýk 300 kiþi,1000'i aþkýn polis ve jandarma tarafýndan abluka altýnaalýndý. Abluka altýna alýnan kitle sloganlarla durumu protestoetti ve yine abluka altýnda halaylarla, türkülerle, düþmandatedirginliði arttýracak bir cenaze töreni yapýldý.
Ölüm haberleri daha sýk geliyordu. 67. günün ikinci þehidiolmuþtu Müjdat Yanat. Altýncý Ölüm Orucu þehidi Müjdat 26Temmuz'da bin 500 kiþinin katýlýmýyla izmir'de topraðaverildi. Devlet cenaze törenini engellemek amacýyla, törenekatýlmak isteyenlerin kiraladýðý otobüslere el koydu. Kitle,beklenilen duraktaki otobüslere el konulunca bir ileridekiduraða sloganlarla yürüdü. Devletin polis gücü buradabulunan otobüslere binilmesini de engelledi. Teleferikduraðýna yönelen kitle burada yolu kesti ve bazý otobüsleretaþlarla saldýrdý. Polisin engelleme giriþimlerine cevap böyleverildi. Bu cevap karþýsýnda polis el koyduðu otobüsleriteslim etmek zorunda kaldý. Müjdat Yanat'ýn cenazesiotobüslerle Buca Cezaevi önünden geçirilirken cezaevindende sloganlar yükseldi; "Devrim Þehitleri Ölümsüzdür"sloganýyla cenaze Kuruçeþme Mezarlýðý'na getirildi. DHKP-Cbayraðýna sarýlan cenaze sloganlarla, marþlarla topraðaverildi.
Ölümün çaresizleþtiði bir gün daha; 68. gün. Ayçe idilErkmen Çanakkale Cezaevi'nde ölümü kendinde yüceleþtirdi.Ve Ölüm yaþam içindeki gerçek yerini aldý.ldil'in Þehit düþüþü
264
bir belediye anonsuyla duyuruldu. Düþman bir kez daha acizlikiçinde cenazeyi kaçýrdý. Buna raðmen Istanbul EdirnekapýMezarlýðý'nýn yakýnlarýnda toplanan 60 kiþilik bir grup idil'idevrimci bir tavýrla uðurlama görevini yerine getirdi.
Direniþin 68. Gününde þehit düþen Tahsin Yýlmazizmir'de, geniþ bir katýlýmla topraða verildi. Gültepe'deBelkahve Mezarlýðýnda yapýlan ve civar semtlerin halkýndankatýlýmlarýn yoðun olduðu anmaya devrimci örgütlerin ortakkatýlýmý saðlandý. Jandarmanýn ve polisin kuþattýðý alanyoðun katýlým nedeniyle denetime dahi alýnamadý. TýKBbayraðýna sarýlý olarak getirilen cenaze sloganlarla,türkülerle topraða verildi: Düþmanýn denetim altýna dahialamadýðý bu alanda müdahale de söz konusu olmadý. Törenbitiminde 3 bin kiþi yine sloganlarla yürüyerek bölgeyi terketti.
Eylemin 69. Gününde Osman Akgün þehit düþtü. Yineayný gün Bayrampaþa'da devrimci mücadelenin içinde yeralmayý düþmana hiçbir koþulda teslim olmama ve düþmanýnher koþulda ezilebileceði, anlayýþýyla bütünleþtirmeyibaþarmýþ bir yiðit daha þehit düþtü; Yemliha Kaya...
Direniþin 69. günü Ölümsüzleþen Osman Akgün veYemliha Kaya 28 Temmuz günü Yenibosna Mezarlýðý'nda1000 kiþinin katýldýðý törenle topraða verildi. Baskýlara,insanlýk dýþý uygulamalara cevap verilmiþti ve bu uðurdaÖlüme yürüyen Osman ve Yemliha ayný yerde, ayný kitlenin
katýlýmýyla ölümsüzlüðe uðurlanýyorlardý.Yemliha Kaya mezarlýða DHKP-C bayraðýna sarýlý olarak
getirildi. "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur", "AnalarýnÖfkesi Katilleri Boðacak", "Yaþasýn Devrimci Dayanýþma"sloganlarý eþliðinde cenaze topraða verildi. Yarým saat sonraTýKB bayraðýna sarýlý olarak Osman Akgün'ün cenazesimezarlýða getirildi. "Devrim Þehitleri Ölümsüzdür", "FaþizmiDöktüðü Kanda Boðacaðýz", "Þehit Namýrýn" sloganlarýylaYemliha'nýn 200 metre kadar ötesinde topraða verildi. Devrim
þehitleri için yapýlan saygý duruþunun ardýndan yapýlankonuþmalarla törene son verildi.
265
Direniþin 69. gününde þehit düþen TiKB savaþçýsý UlaþHicabi Küçük Bursa Adli Týp'ýn önünde toplanan 300 kiþilikkitle tarafýndan Bayburt Mezarlýðý'nda "Devrim ÞehitleriÖlümsüzdür", "Tutsaklara Kalkan Elleri Kýracaðýz"
sloganlarýyla uðurlandý.Eylemimiz zaferle sonuçlanmýþtý. Þehitlerimiz zaferi
önceden görmüþlerdi, ancak yine de onlarýn o aný görmeleriher þeye deðerdi. Zaferi yaþayan ancak hastaneyegötürulürken þehit düþen TKP(ML) üyesi Hayati Can hayatagözlerini zaferden sonra yumdu. Bursa'da 300 kiþilik kitletarafýndan istanbul'a uðurlanan cenaze, burada tümengellemelere raðmen 1000 kiþinin katýldýðý bir anmaylaSarýgazi'de topraða verildi. Düþman yoðun önlemler almýþtýve yine yoðun bir engelleme çabasýna girmiþti. Her þeyeraðmen cenazedevrimci birsahipleniþle kaldýrýldý. Sloganlarve marþlarla beraber halaylar çekildi.
Genel saldýrýnýn karþýlanmasý bilinciyle varlýk zeminibulan büyük Ölüm Orucu direniþi, zaferin haklý olma, doðrutaktiði uygulama, mücadele yöntemini doðru belirleme vebunlarda ýsrarcý, kararlý bir tutum sergileme ile her zamanmümkün olduðunu göstermiþtir. Zaferimizin yeþerdiði toprakbu etmenlerle yüklüydü. Kazanmamýzýn nedeni bu etmenleriesas olarak hayata geçirmiþ olmamýzdýr. Devrim kavgasýda yine böylesi bir mücadelenin sonucunda baþarýyaulaþacaktýr. Ölüm Orucu Direniþi bunun mümkün olduðunu
gösterdi.Ölüm Orucu direniþi halklarýn devrimci eylemle
bütünleþmesinde de çok ciddi bir örnek, hatta bir sembololarak tarihe geçti. Kitleler egemenlerin yoðun saldýrýlarý iledevrimden kopartýlmaya çalýþýlýrken bu eylem onlarýnbilincinde devrim düþüncesinin oluþmasýnda veyageliþmesinde önemli bir etki yaratmýþtýr. Kitlelerin devrimeyakýnlaþmasýnýn pratiði olmuþtur Ölüm Orucu direniþi. Geneldireniþi yaratan ve Ölüm Orucu direniþi ile davaya baðlýlýðýsomutlayan devrimcileri sahiplenen kitleler zafere yürüyüþünönemli adýmlarýný da atarak zafer gününü kendi günleri
266
olarak kutlamýþ oldular. Þehitlerimizin resimlerini cenaze ve
anma törenlerinde, protesto eylemlerinde bayraklaþtýran,baþta analar olmak üzere tüm kitle Genel Direniþ sürecininmilitanlarý olarak tarihe geçtiler ve öyle de anýlacaklardýr.
Biz hayatýn her alanýnda kendimize biçtiðimiz devrimcimisyonu pratikleþtirmenin bir deneyimini ve bunu uluslararasýbir boyutta sembolleþtirmenin gururunu yaþadýk. Zaferimizeortak olan bu sahiplenmeler, bu pratiðin içinde öðrendi veöðretti. Bu pratiðe yön veren bilinci daha bir inatla ve dahabir siper yoldaþlýðý bilinciyle hayata geçirmenin görevleri varönümüzde. Halkýmýz beklentilerini koymuþtur. Öðrenmeyibilmenin ve öðrendiðimizi somutlamanýn zorunluluðununbilinciyle yürümeye ve kazanmaya devam edeceðiz.
DEVRiMiN SAVAÞÇýlARý SilAHIN ÞiDDETiYLEKARÞýLADýlAR TESLIMiYET POLiTiKAlARýNý:
Devletin saldýrý politikalarýnýn yoðunlaþtýðý dönemiçerisinde devrimci tutsaklara dayatýlan teslimiyet politikalarýnakarþý, devrimci silahlý güçlerin dýþarýda da, süreç içindeyoðunlaþan eylemleri zafere ulaþmada, kitleleri mücadeleyekatmada, onlarý pratik içinde bilinçlendirmede etkili oldu.içeride Ölüm Orucu ile sergilenen militanlýk ve kendini fedaruhu, yoðunluklu eylemlerle dýþarýda da farklý biçimlerdesergilendi. Devrimci güçlerin süreç içinde artan birtempodayoðunlaþtýrdýklarý bu eylemler daha yüksek birlikteliklerinürünüdür. Bu anlamda, sürece~katkýlarý, pratik olarak neleriiçerdikleri ortaya konarak ele alýnmalýdýr. Bu arada þu dabelirtilmelidir ki; bunun dýþýnda, önceki dönemde ortayakoyduðumuz eylemleri devrimci güçlerin inisiyatifi dýþýndadüþünmek doðru olmayacaktýr; bu eylemler bir bütün olarakÖlüm Orucu direniþinin merkezi örgütlülüðünün anlayýþýnýnyön verdiði ve yine içinde devrimci güçlerin pratikyönlendiriciliðinin esasen etkili olduðu eylemlerdir. Bueylemleri, devrimci politikalarýn baþarýlý olmasýnda her biri
267
öneme sahip eylemler dizisi olarak görmek, ayný zamandaiçerik ve biçimlerinin belirleyici karakterini de anlamamýzý
saðlar.Süresiz Açlýk Grevi ve devamýnda Ölüm Orucu ile
yetkinleþen direniþimiz karþý durulmaz bir militanlýk ve fedaruhu örneði olarak tarihsel yerini alýrken karakol baskýnlarý,polis kuvvetlerine saldýrýlar, silahlý sokak gösterileri; devletaraç ve kurumlarýna imha saldýrýlarýyla ve bu eylemlerdeödenen bedellerle devrimci güçler sarsýlmaz bir inancasahip olduklarýný apaçýk ortaya serdiler. Direniþin haklýlýðýve kararlýlýðý ile geliþen inisiyatif, doðru mücadele
yöntemleriyle etkinliðini geliþtirdi. Devletin, siyasi açýdangerileme yaþarken bile devrimci güçler üzerinde süreklihedeflediði hareketsizleþtirme, bu eylemlerin güçlenentemposuyla baþarýsýzlýða mahkum edildi. Devrimci güçlerbu politikalar üzerinde yükselen eylemlerin sürekliliðinisaðladýkça devletin etkinlik sahasý daraldý, kitleler üzerindedevrimci inisiyatif daha da etkili oldu.
Siyasi arenada ortaklaþan politikalar, ayný zamandadevrimci güçlerin eylemlerine "eylemde birlik" þeklindeyansýdý ve eylem birlikleri ardý sýra hayat buldu.
Kýsacasý, umuda yönelmiþ saldýrýlara en yetkin yanýtýnýyine umudun savaþçýlarý verdi.
Þehitlerin de verildiði tavizsiz yanýtlarýn tümünün burayaaktarýlamayacaðý açýktýr. Bu nedenle, belirgin ve özelliklekamuoyuna yansýyan eylemlcri daha çok sunacaðýz.
Ancak bilinmelidir ki, özellikle Ölüm Orucu'nunbaþlamasýyla eylem grafiðinde önemli biryükselme olmuþtur.Savaþýn her cephesinde bizimle olan ve tereddütsüzsavaþan tüm yoldaþlarýmýzý ve siperyoldaþlarýmýzý buradanselamlar ve kucaklarýz. HEP BiziMLEVDiNiZ!..
Eylemler, Haziran ayýnýn ilk dönemlerinde sokakgösterileri ile, baþlayýp devamýnda bombalamalarla,molotoflamalarla zenginleþerek yükseldi.
268
7 Haziran'da DHKC'lilerOkmeydanl MahmutÞevketpaþaMahallesi'ndeki ana caddede bir sokak gösterisi düzenlediler.Yollarýn yakýldýðý eylemde "Eskiþehir Tabutluðu Kapatýlsýn"yazýlý, bomba süsü verilmiþ bir pankart civardaki bir binayaasýldý. Sloganlarýn atýldýðý eylem kayýp verilmeksizin bitirildi.
Ayný gün ayný sloganý içeren bir pankart yine benzer bireylemde DHKC'liler tarafýndan Fetihtepe Mahallesi, FatihSultan Mehmet Caddesi üzerinde bulunulan bir binaya asýldý.Yollarýn yakýldýðý bu eylemde de devlet güçlülerin her hangibir müdahalesi söz konusu olamadý.
Ayný sloganý i pankart yine ayný gün, bu sefer OkmeydanýPiyalepaþa Bulvarý üzerindeki bir binaya asýldý. YineDHKC'lilerin düzenlediði bu eylemde bulvar yakýlarak eylemsona erdirildi.
8 Haziran günü Küçükyalý Garanti Bankasý ve yine aynýgün Sarýyer Garanti Bankasý TMLGB ve TýKKO militanlarýtarafýndan molototlandý. Eylemi üstlenen TKP/ML TMLGBve TýKKO militanlarý cezaevlerindeki direniþi selamladýklarýnýve eylemlerine devam edeceklerini açýkladýlar.
10 Haziran'da da molototlamalar devam etti. Bu seferhedef Bahçelievler Çalýþlar Caddesiüzerindeki Pamukbankþubesiydi. Bankayý molototlayan TKP/ML TMLGB militanlarýkýyýp vermeden çekildiler.
9 Haziran günü TKP(ML) TýKKO, yapýmý devam edenMazgirt Uzunçayýr barajý ve hidroelektrik santralini koruyankarakola baskýn düzenledi. Bu baskýn sonucu 9 askeröldürüldü, 4 asker yaralandý. TiKKO gerillalarý kayýpvermeden üslerine çekildiler. Eylemden sonra TKP(ML),
genelgelere karþý yürütülen direniþin daðlardan selamlandýðýnýve devrimci tutsaklarýn teslim olmayacaðýný, kazananýndevrimciler olacaðýný açýkladý.
DHKC'Iiler 12 ve 13 Haziran'da arka arkaya, önce FetihtepeMahallesi yolaðzýnda sonra Okmeydaný Mahallesindekikarakola 400 metrelik bir mesafede iki ayrý sokak gösterisidüzenleyerek cezaevi direniþini selamladýlar. 15 Haziran'dada Okmeydaný Çeþme Duraðý'ndaki Yapý Kredi bankamatiðimolototlanarak kullanýlmaz hale getirildi.
269
16 Haziran'da DHKC Silahlý Propaganda Birliði (SPB)Tansu Çiller'in kaldýðý Yeniköy'deki yalý önünde nöbet tutanpolislere bir saldýrý düzenledi. Devrimci tutsaklarýn imhasýnayönelik politikalara son verilmesi için yapýlan bu uyarýeyleminde, polislerin saldýrýya karþýlýk vermesiyle saldýrý içingaspedilen otomobilin þoförü Salman Aldemir yaralandý.
Devletin teslimiyet politikalarý bir öfkeyle yanýtlanmayadevam ediyordu.
18 Haziran günü, saat 07.00 civarýnda Dersim'de, Hozatilçesi 41. Mekanize Tugayý yakýnlarýnda DHKC gerillalarý yolkesti. Direniþin selamlanmasý amaçlý yapýlan bu eylemdeuzaktan kumandalý bombalar patlatýlarak ve direniþinpropagandasý yapýlarak eylem bitiriidi.
Ayný gün ýstanbul'da Bahçelievler DYP ilçe binasýnabaskýn düzenleyen DHKC savaþçýlarý duvarlara devrimcitutsaklarý selamlayan, devlete meydan okuyan yazýlamalar
yaptýlar.22 Haziran günü saat 21 :35 sýralarýnda DHKC Silahlý
Propaganda Birtikleri'nce DYP Kaðýthane ilçe binasý önündenöbet tutan bir bekçi ve iki polise yönelik bir saldýrýdüzenlendi. Bekçi ve polislerin yaralandýðý eylem sonrasýndabölgeyi kuþatmaya alan polis savaþçýlarý sýkýþtýrmaya çalýþtý.Alaný terk edemeden savaþçýlarla polis arasýnda yer yerçatýþmalar oldu. Bu çatýþmalarda iki polis daha yaralanýrkenDHKC savaþçýsý Adalet Yýldýrým þehit düþtü. Girdiðiçatýþmalarý sonuna kadar sürdüren Adalet Yýldýrým'ýn budireniþi direniþimizi daha da görkemleþtirdi. Adalet Yýldýrým'ýnal kanlar içinde þehit düþtüðü bu eylem direniþimizindoruklarýndan biridir. ilk saldýrý esnasýnda yaralanan bekçikaldýrýldýðý hastanede öldü.
Ayný gün ve saatlerde Yenibosna Zafer Mahallesi BakkalDuraðý'nda DHKC, MLKP ve TKP(ML)'nin katýldýðý ortakbir molototlu sokak gösterisi yapýldý. Yol molotoflanaraktrafiðe kapatýldý ve "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur"
sloganlarý eþliðinde yüründü. Karanlýðýn sessizliði ateþlereve haykýrýþlara boðuldu. Devrimci tutsaklarýn direniþi,
270
gecenin sessizliðini yýrtan haykýrýþlarla selamlandý.Göstericiler daha önce tespit etmiþ olduklarý faþist bir unsuraait ayakkabý dükkanýný da molotofiayýp yakarak eylemibitirdiler.
23 Haziran'da saat 19.00 sýralarýnda Sarýgazi Meydanýndadüzenlenen bir sokak gösterisinde de "Yaþasýn GenelDireniþimiz", "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur" sloganlarýatýlarak yüründü. Yollarýn molotoflanarak trafiðe kapatýldýðýeylem yerinde bir binaya "Yaþasýn Genel Direniþimiz: DEV-GENÇ/DIRENIÞ" yazýlý bir pankartý asan göstericiler kayýpvermeden çekildiler.
Yine 23 Haziran günü, Çaðlayanda DHKC'liler bir sokakgösterisi düzenlediler. Saat 21.15'te gerçekleþtirilen eylemdelastikler yakýldý ve "Zindanlar Boþalsýn Tutsaklara Özgürlük"sloganlarý atýldý.
Tutsaklarýn sürdürdüðü direniþin sesi; ateþlerle,bombalamalarla, düþman mevzilerine saldýnlarla yankýlanýyordu.Hemen hergün sokaklardan ateþler, savaþ naralarý
yükseliyordu.28 Haziran günü DHKC bu sefer Ümraniye 1 Mayýs
mahallesinde bir gösteri düzenledi. Gösteri saat 22:30'daTepe duraðýnda. yolun molotoflanarak kesilmesiylebaþlatýldý. "Tutsaklara Kalkan Elleri Kýracaðýz..." pankartýnýnasýldýðý eylem yerinde faþist niteliði ile öne çýkmýþ olanPaþabahçe Sürücü Kursu da tahrip edildi. Gösteri, havayasilah atýþlarýnýn yapýlmasýyla bitirildi.
30 Haziran günü DHKC Karadeniz Recai Dinçel Kýr SPBKomutanlýðý'na baðlý bir SPB tarafýndan Sivas EmniyetMüdürlüðüne bir saldýrý düzenledi. DHKC bu eylemicezaevlerindeki direniþi desteklemek için gerçekleþtirdiðini
açýkladý,Ayný gün MLKP savaþçýlarý Gülsuyu mahallesinde barikat
kurdular. "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur" pankartýnýntaþýndýðý eylemde cezaevi direniþinin ajitasyonu yapýldý.Çevreden barikata katýlýmýn da olduðu eylemi uzaktangörerek yaklaþan bir polis aracýna kitlesel bir karþý-koyuþsergilendi. Çekilmek zorunda kalan polis aracý takviye güç
271
getirerek eyleme müdahale etmeye çalýþtý. 45 dakika sürenbu çatýþmada silah da kullanan göstericiler kayýp vermedençekildiler. Gösterinin bitmesinden sonra alana giren polis,panzerlerle sokaklara kadar girdi ve birçok ev basýlarakinsanlar gözaltýna alýndý.
Ayný gün Mersin'de DHKC, MLKP ve TiKB ortak imzasýnýtaþýyan bir pankartla, bir grup, çevreyolu ve Demirtaþcaddelerini molototlayarak kestiler. Devrimci tutsaklarýndireniþi, yanan yollarýn, atýlan sloganlarýn görkemiyle,giderek büyüyen bir öfkeyle sahipleniyordu.
1 Temmuz'da Kadýköy'de bulunan bir otopark devrimcidayanýþmanýn güzel bir örneði sergilenerek tahrip edildi.Eylem DHKC ve Ekimci Genç Komünistler tarafýndanüstlenildi.
2 Temmuz'da ise Hatay Ülkü Ocaklarý'na yönelikgerçekleþtirilen molototlamada, DHKC'liler devrimcitutsaklarýn direniþinin zaferi için eylemlerine devamedeceklerini açýkladýlar.
Yine 1 Temmuz'da ýskenderun'da Merkez Ülkü OcaðýBaþkaný'nýn arabasýna bomba konularak havaya uçuruldu.Olay yerine "Tutsaklara Kalkan Elleri Kýracaðýz-MLKP" imzalýbir pankart asýlýrken, çevreye de yazýlamalar yapýldý.
3 Temmuz akþamý saat 21.30'da Halkalý IstasyonCaddesinde DHKC-Liseli DEV-GENÇ'lilerdireniþi sahiplenenve selamlayan bir sokak gösterisi düzenlediler, sürekiileþeneylemlere bir yenisi daha eklenmiþ oldu böylece.
Yine 3 Temmuz'da 2 banka þubesi tahrip edildi.4 Temmuz günü Dersim'de faaliyet yürüten TKP(ML)
TiKKO gerillalarý bir düþman konvoyunu pusuya düþürerekyaptýklarý eylemle direniþi selamladýlar. Bu eylemdegerillalardan Elmas Demir isimli ve Aliþer kod adlý gerillalarþehit düþtü. Her þehidimiz düþman suratý na bir þamar gibiinerken, kaybedenin, eninde sonunda onlar olacaðý yüksekbir perdeden haykýrýlmýþ oluyordu.
DHKC'liler eylemlerine 4 Temmuz'da Þiþli Yapý KrediBankasý'ný ses bombasý atarak ve 5 Temmuz'da Yapý Kredive Garanti Bankasý'ný molotoflayarak devam ettiler.
272
Ayný gün ýzmir Yamanlar'da MLKP milisleri, faþistierinüs olarak kullandýðý bir kuaförü molotoflayarak kullanýlmazhale getirdiler. iþ yerinin karþýsýna bombalý bir pankart asanmilisler havaya ateþ açarak olay yerinden uzaklaþtýlar.
Yine 5 Temmuz günü TKP(ML), DHKC ve TiKBtarafýndan Þile otoyolu üzerinde silahlý bir kitle gösterisidüzenlendi. "Devrimci Tutsaklara Kalkan Elleri Kýracaðýz"pankartýnýn taþýndýðý eylem havaya sýkýlan kurþunlarla sonbuldu.
8 Temmuz'da istanbul Alibeyköy Cengiz Topel Caddesi'ndekiþeriatçalara ait bir tuhafiye dükkaný ile, faþistlere ait bir iþyeriMLKP milisleri tarafýndan ateþ açýlarak tarandý ve molotoflandý.Eylem yerine flama býrakýldý.
9 Temmuz Merter Keresteciler Sitesindeki Esbank þubesitahrip edildi. DHKC eylemi devrimci tutsaklarýn direniþinedestek amacýyla gerçekleþtirdiðini açýkladý.
Ayný gün Alibeyköy Barajý civarýnda kamp kurarak eðitimfaaliyeti yürüten on faþist unsur DHKC ve MLKP'li milislercecezalandýrýldý. On faþistin dövüldüðü kamp yerinde bulunanve bunlarca kullanýlan bir baraka da yakýlarak imha edildi.
10 Temmuz'da Istanbul Üniversitesi içinde bulunanBeyazýt Yangýn Kulesi iþgal edildi. TiKB-GK tarafýndandüzenlenen eylemde kuleye "Cezaevlerinde Yeni ÖlümlereIzin Vermeyeceðizn, yazýlý bir pankart asýldý. Çeþitlisloganlarýn atýldýðý eylem iki saat sürdü. Iki saatten sonrakule duvarlarýný delerek içeri giren polis gaz ve gözyaþartýcý
bombalarýyla etkisizleþtirdiði göstericilerin direniþinibastýrarak kuleyi ele geçirdi. Kule iþgalcileri polis tarafýndandövülerek, sürüklenerek, gözaltýna alýnýrken sloganlaratýp,zafer iþareti yaptýlar.
11 Temmuz'da Ortaköy'de bulunan Ziraat Bankasý,Akbank ve Türk Ticaret Bankasý þubeleri zaman ayarlýbombalarla kullanýlmaz hale getirildi. DHKC DEV-GENÇadýna eylem üstlenildi.
Yine 11 Temmuz günü DHKC'liler saat 24.00'te ÜsküdarSultanmurat son durakta bir sivil faþiste ait otomobili
molotoflavarak vaktýlar.
273
12 Temmuz gecesi TKP(ML) TiKKO militanlarý, Gazi'deazýlý bir faþiste ait nalbur dükkanýný molotoflayarak tahripettiler. Bu kiþinin Gazi'deki olaylara karýþtýðý ve bir çokdevrimci-demokratý ihbar ettiði için suçlu olduðu ve bunedenle cezalandýrýldýðý vurgulanarak direniþ selamlandý.
14 Temmuz günü saat 01.00 civarýnda DHKC SPB'nindüzenlediði istanbul Gültepe Merkezi'ndeki eylemde, baþtakarakololmak üzere faþistierin üstlenmiþ olduðu 11 yeresaldýrýldý. Gültepe polis karakoluna yönelik saldýrýda iki polisyaralandý. Karakol önündeki ekip otosu tahrip edilerekkullanýlmaz hale getirildi. Saldýrý sonrasýnda birgrup savaþçýTelsizler Mahallesi'ndeki bir evde kuþatmaya alandý. Polisinbomba ve büyük silahlarla giriþtiði operasyona savaþçýlarateþle karþýlýk verdiler. Sloganlarla direniþi haykýrdýlar. Kuþkuüzerine operasyona giriþilen evde kimlerin kaldýðýný bilmeyenpolise, savaþçýlar bir yandan saldýrýya cevap verirken, diðeryandan da ev halkýnýn zarar görmemesi ve dýþarýya
çýkabilmelerinin saðlanabilmesi için uðraþ veriyordu. Evhalkýndan Haným Gül dýþarýya çýkarýlýrken polisin ateþlerisonucunda yaralandý. Saldýrýya yanýt vermeyi sürdürensavaþçýlar canlarýný feda ederken ev halkýnýn zarargörmemesi için ellerinden geleni yaptýlar. Onlar; HasanHüseyin Onat, Gülizar Þimþek, Emine Tunçal, Ali Ertürk'tü.Onlar; direniþimiz doruklarýndan zaferi görebilen yiðit
savaþçýlardý. Direniþimizde abideleþtiler.Polisin saldýrýlarý sýrasýnda yaralanan ve hastaneye
kaldýrýlan Haným GÜL ise burada iþkenceciler tarafýndanpencereden atýlarak þehit edildi.
Yine 14 Temmuz'da saat 19:40'da Sanayi MahallesiÞirintepe son duraðýnda molotoflu bir sokak gösterisidüzenlendi. Eylemi düzenleyen Direniþ Hareketi militanlarýyollarý molotoflarla kestikten sonra "Yaþasýn Ölüm OrucuDireniþimiz", "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur" sloganlarýylavürüdüler.
274
Ayný gün istanbul Güneþli meydanýnda alanýn enkalabalýk olduðu saatlerde TKEP-Leninist-13 Mart GKBmilitanlarý bir belediye otobüsünü, içindeki insanlarýindirdikten sonra yaktýlar. Ayný zamanda, alanda bir sokakgösterisi düzenleyen militanlar "Devrimci Tutsaklara KalkanElleri Kýracaðýz- TKEP/Leninist 13 Mart GKB" yazýlý birpankartý alanda bulunan bir binaya astýktan sonra kayýpvermeden daðýldýlar.
Yine ayný gün TDP þehir gerillalarý cezaevi direniþinisahiplenmek ve.,selamlamak için saat 22:30 civarýndaDavutpaþa Kýþlasýna bombalý saldýrýda bulundular.
16 Temmuz günü MLKP iþçi Milisleri RP Zeytinburnuirtibat bürosunu molotoflarla tahrip ettiler. "CezaevlerindekiKatliamlarýn Hesabý Sorulacak" vb. sloganlarýný atanmilitanlar bir süre sonra olay yerinden uzaklaþtýlar.
Istanbul Acýbadem'de bir gazete daðýtým bayi MLKPmilislerince 16 Temmuz'da bomba ve molotoflarla tahripedildi. Eylem Ölüm Orucu eylemine destek ve faþist basýnýntavrýný protesto için gerçekleþtirildi.
Ayný gün TKP(ML) TMLGB militanlarý G. Osman Paþa'yabaðlý Rami Milli Gençlik Vakfý'ný molotofladýlar. Molotoflamasýrasýnda MGV de bulunan üç kiþi yaralandý.
Bir sonraki gün DHKC ve MLKP'liler Kayýþdaðý yolunumolotoflayarak ateþe verdiler. "Tutsaklara Özgürlük"."Devrimci Tutsaklara Kalkan Elleri Kýracaðýz" yazýlýpankartlarla bir sokak gösterisi düzefýlendi.
18 Temmuz günü Nurtepe Sokullu caddesinde akþam21 :30 sýralarýnda kalabalýk bir kitleyle barikatlarýn kurulduðubir sokak gösterisi düzenlendi. DHKC tarafýndan düzenleneneylemde "Devrimci TutsaklarOnurumuzdur", "Yaþasýn ÖlümOrucu Direniþimiz" sloganlarý atýldý ve eylem yaklaþýk birsaatsürdü. Polise raðmen devam ettirilen eylemde, polisinsaldýrýlarýna karþýlýk verildi. Göstericilerin çekilmesindensonra panzerlerle sokaklara kadar giren polis evlere yaptýðýbaskýnlar sonucu bir çok kiþiyi gözaltýna aldý.
275
Refah Partisi Bahçelievler Ilçe binasý düzen partileriniuyarmak ve direniþi selamlamak amacýyla 18 Temmuz'daTKEP-Leninist 13 Mart GKB tarafýndan bombalanarak tahripedildi. Yine, Halkbank Kartal Þubesi, Direniþ Hareketitarafýndan yakýlarak tahrip edildi.
Birsonra ki gün IzmirYamanlar'da 25 dakika süren silahlýbir sokak gösterisi düzenlendi. Yollarýn molotoflanarakyakýldýðý eylemde direniþi selamlayan sloganlar atýldý. Eylemidüzenleyen MLKP milisleri kayýp vermeden daðýldýlar.
TKEP/Leninist 13 Mart GKB, ayný gün Aksaray MilletCaddesi üzerindeki Akbank'ý bombaladýlar. Bankada maddihasar meydana geldi.
Ve sokaklar bir þehit daha verdi direniþ için. Gazi'dekurulan barikatlarý selamlamak ve büyüyen öfkeyi yenidenortaya koymak için bir grup DHKC'li ve MLKP'li Baðcýlar'daNamýk Kemal Caddesi üzerinde barikatlý bir gösteridüzenledi. 19 Temmuz'da gerçekleþtirilen ve izleyenlerin desonradan katýldýðý eyleme Yüzyýl Polis karakolundan gelenpolislerce müdahale edilir. Eylem sloganlarýný güçlendirmekiçin sesini yükselten, barikat malzemelerini güçlendirmekiçin koþturan Levent Doðan 8. sokaðýn baþýndaydý. Bir liseligenç heyecaný ve coþkusuyla geldiði eylemde silahsýzdý.çevreye rastgele ateþ etmeye baþlayan polis, insan avý naçýkmýþ gibi saldýrgandý. Bir ekip otosu Levent'in bulunduðu8. sokaða girdiðinde Levent oradan uzaklaþmaya çalýþýyordu.Silahsýz olarak polisin kurþunlarýndan sakýnmaya çalýþanDHKC taraftarý Levent Doðan polislerce vuruldu. Yere düþenLevent'in üzerine giden polisler onu, ölsün diye bir dekalbinden vurdular. Bir sokak infazý gerçekleþmiþti. Infazedilen gencecik bir insandý. Ama o gencecik insan, büyükbir direniþin cesur, yürekli ve yiðit savaþçýsý olarak þehitdüþtü. Ölüm onu yüceltti ve onu öldürenler daha da alçaldýlar.
Direniþ Hareketi militanlarý 21 Temmuz günü Sanayimahallesi Garanti Bankasý þubesini saat 22.40 civarýndamolotoflayarak tahrip ettiler. Banka þubesinde yoðun tahribatgerçekleþti. .
276
Yine istanbul'da Gülsuyu Heykel'de ayný gün barikatkuran MLKP milisleri bir belediye otobüsünü de yaktýlar.Gelen ekiplerle silahlý çatýþmaya giren milisler daha sonra
kayýpsýz ayrýldýlar.Kocaeli Gebze'de ise DHKC'liler, bu kez devlet
bankalarýna ait iki para taþýma aracýný ayný gün yakarakkullanýlmaz hale getirdiler.
22 Temmuz günü Zeytinburnu Siteler'deki Yapý KrediBankasý TKEP/Leninist 13 Mart GKB tarafýndýn bombalanaraktahrip edildi.
Ayný gün akþamý saat 22.00 sýralarýnda Istanbul EsenlerKarabayýr'da birgrup, Ölüm Orucunun 63. günü þehit düþenAygün Uður için bir sokak gösterisi düzenledi. TKP(ML)TýKKO imzalarýný taþýyan pankartlarla beraber yollar kesildi,sloganlar atýldý. Eylem yapýlan yerde bulunan iSKI'ye ait ikiaracý ve sivil faþistlere ait kuyumcu, pastane, kasap,kuruyemiþ dükkaný ve bir kahvenin tahrip edildiði eylemyollara atýlan molotoflarla bitiriidi.
Yine TKP(ML) TiKKO militanlarý bir faþiste ait EnginTekstil'i ayný gün molotoflayarak yaktýlar.
Ankara'da ayný gün Çankaya Asayiþ ekiplerine baðlý birpolis otosu DHKC-SPB tarafýndan otomatik silahlarlatarandý. Biri aðýr olmak üzere iki polis yaralandý.
DHKC Karadeniz Recai Dinçel Kýr SPB Komutanlýðýnabaðlý Yusuf Eriþti SPB tarafýndan Sivas ili Hafik ilçesi AdamiýKöyünden Hüseyin Çakmak ve Hasan Önder adlý iki ihbarcýve iþbirlikçi 23 Temmuz 1996 tarihinde ölümle cezalandýrýldý.Yapýlan açýklamada: "Eylemimiz kahraman Ölüm OrucuSavaçýlarýmýzýn ve Þehitlerimizin onurlu direniþiniselamlamak, faþizmden ve onunla iþbirliði yapanlardanhesap sormak için gerçekleþtirilmiþtir." denildi.
Esenyalý'da Pendik hattýnda çalýþan bir belediye'ye aitotobüs AhmetYesevi duraðýnda 23 Temmuz günü akþamý,saat 21.30'da MLKP milislere tarafýndan molotoflandý.
Ayný gün Türkiye Gazetesi'nin Istanbul Bakýrköytemsilciði TKEP-Leninist 13 Mart GKB militanlarý tarafýndandireniþi selamlamak amacýyla bombalandý.
277
Istanbul Avcýlar Parseller'de MLKP milisleri bir faþisticezalandýrdýlar ve ayný unsurun dükkanýný da yaktýlar.
Tarabya Ömürtepe'de bir gösteri düzenleyen DireniþHareketi militanlarý yollarý molotoflayýp kestikten sonra"Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur", "Yaþasýn DevrimciDayanýþma" sloganlarýyla yürüdüler. Eylem sona erdirilirkenyol kenarýna bir dükkan kepengine "Yaþasýn Ölüm OrucuDireniþimiz-Direniþ Hareketi" pankartý asýldý.
izmir'de iki belediye otobüsü yakýlarak tahrip edildi.Yamanlar ve Bayraklý semtlerinde yakýlan bu iki otobüsleberaber bir de Emlakbank Balçova þubesi bombalandý.
24 Temmuz günü gerçekleþtirilen bu eylemle beraberayný gün ýstanbul'da Osman Yaþar Yoldaþcan MüfrezesiDevlet Güvenlik Mahkemesi binasýna bombalý saldýrýdabulundu. TiKB militanlarý, eylemi cezaevlerinde sürmekteolan SAG ve Ölüm Orucu direniþlerini selamlamak amacýyla
gerçekleþtirdiðini açýkladýlar.Yine ayný gün Ankara Cebeci'de Vakýfbank'a ait bir
Bankamatik bombalandý. Eylem TKP(ML) TiKKO tarafýndanüstlenildi.
TKP (ML) militanlarý, yine ayný gün bu sefer çorlu SaðlýkMahallesinde mahalle giriþini molotoflayýp keserek bir sokakgösterisi düzenlediler. "Devrimci Tutsaklar Yalnýz Deðildir","Zindanlar Boþalsýn Tutsakara Özgürlük" sloganlarýnýnatýldýðý eylem mahalle giriþinde bulunan lastiklerinyakýlmasýyla son buldu.
25 Temmuz günü MLKP milisleri Yamanlar'da bir belediyeotobüsünü molotoflarla yakarken Bursa'da da Yeþilova MGVbinasýný bombaladýlar.
Ayný gün TKP(ML) TýKKO militanlarý Esenler Atýþalaný'ndabulunan muhtarlýk binasýný bombaladýlar. Eylem yerine"Ölüm Orucu Þehitleri Ölümsüzdür" pankartý býrakýldý.
Ayný gün Alibeyköy'de gerçekleþtirilen kitle gösterisindepolis þefi Emin Eþbir cezalandýrýldý. Saya Yokuþunda saat21.30'da DHKC, MLKP, TKP(ML) ve DY tarafýndandüzenlenen eylemde eylem yerine gelen polis otosu tarandý.
278
Göstericilerin polis otosuna yönelik bu saldýrýsýnda EminEþbir anýnda ölürken, Ahmet Bahçeci adlý polis dehastaneyekaldýrýlýrken öldü.
26 Temmuz günü Esenler Turgut Reis mahallesindefaþistlere ait iki otomobil Direniþ Hareketi taraftarlarýncamolotoflanarak tahrip edildi.
.Ayný günün gecesi Çaðlayan'da DHKC ve TýKB'lilertarafýndan silahlý bir kitle gösterisi düzenlendi. Yolun ikiyönden de kesildiði ve yakýldýðý eylemde polislerle iþbirliðiiçinde bulunan bir faþiste ait iþyeri tahrip edildi. "Ölüm OrucuÞehitleri Ölümsüzdür" pankartýnýn asýldýðý eylem, bundansonra sona erdirildi.
Sokaklarýn aleve boðuldu, öfkenin kabýna sýðmadýðý buzamanlarda, bir de PKK gerillalarýnýn daðlardan yükselensesle.rikatýldý sesimize. Malatya'da 200 askerin konumlandýðýMaraka Tepesi'ne saldýrý düzenleyen PKK gerillalarý,saldýrýnýn cezaevlerindeki Ölüm Orucu direniþine destek
amaçlý yapýldýðýný açýkladýlar.istanbul'da Kartaýlýçe merkezinde bulunan ve dönemin
Adalet Bakaný Þevket Kazan'ýn kardeþine ait olan "Binbirçeþit market" adlý iþyeri Direniþ Hareketi tarafýndan 27Temmuz günü akþam saatlerinde tahrip edildi.
28 T~mmuz günü saat 03.00 sýralarýnda Antep'teDüztepe polis karakolu MLKP Kürdistan Kýzýl Müfrezelerininsilahlý baskýnýna uðradý. Polislerin panik içinde saða solaateþ etmeye çalýþtýðý eylemde, savaþçýlar karakolu otomatiksilahlarla tarayýp kayýp vermeden çekildiler. Eylemsonrasýnda, yoksul semtlerde terör estiren polis çaresiz kýldý.
29 Temmuz gecesi Sultanbeyli'de 03.00'te iki resmi polisotosuna roketatarlý ve otomatik silahlarla saldýrý düzenleyenMLKP Kýzýl Müfrezelerý, iki otoyu da yakarak kurþunlarlatahrip ettiler. Eylemde bir iþkenceci polis de aðýr yaralandý.
25 Temmuz'da Ankara Dutluk Köy Hizmetlerine ait bir otobüsTKP(ML) TMLGB militanlarýnca molotoflanarak imha edildi.
Yine ayný günlerde, ortak zaferin elde edildiði birzamanda, TKP/ML TýKKO militanlarý zaferi selamladýlar,
279
Amasya Cezaevi Nizamiyesi nöbetçi kulübeleri ve müdürlojmanlarý TýKKO gerillalarýnýn silahlý baskýnýna uðradý.Bombalý saldýrýnýn da gerçekleþtirildiði eylemde TiKKO
gerillalarý kayýp vermeksizin çekildiler. Eylemden sonra,eylemin zaferi selamlamak ve þehitlerinin hesabýný sormak
amaçlý yapýldýðý açýklandý.Ayný gün bu kez Tokat il merkezindeki adliye binasý tahrip
gücü yüksek bombalarla tahrip edildi. Büyük hasara uðrayanbinanýn yanýndaki Tokat Cezaevi de küçük çaplý hasar gördü.Eylemi TKP/ML üstlendi.
Belirttiðimiz gibi, buraya aktaramadýðýmýz ve hattaaktarmadýðýmýz birçok silahlý eylem oldu bu süreçte.Özellikle Ölüm Orucu'nun son zamanlarý yüksek rakamlaraulaþan bu eylemler zaferimizin büyüklüðünün de ifadesi oldu.Bu eylemlerde yakalanan ortaklýklardireniþimizin önemli birözelliði olarak anlamlý bir yere oturdu. Devrimin savaþçýlarýeþsiz bir fedakarlýk örneði sergileyerek, savaþýn bir bütünolduðunu ve bir bütün yürütülmesi gerektiðini de gösterdiler.
Daha büyük zaferlerin inþasý için gerekli cesaret vardýr.Ölüm Orucu bunu ispatlamýþtýr.
ZAFER HALKLARIMIZA KUTLU OLSUN
Eylem birliði içerisinde hareket eden devrimci parti veörgütler ile düþman arasýnda bilinç, cesaret, inanç ve iradeüzerine yükselen bu savaþta, devlet maddi-teknik tümimkanlara sahipken bedenen esaret altýnda tutulan devrimcitutsaklarýn tek silahý, bilinçleri, inançlarý, iradeleri,cesaretleri ve halklarýnýn desteðiydi. En güçlü silahý elindebulunduran devrimci tutsaklarýn hareket ettikleri zemin haklýve meþru olunca zafer kaçýnýlmaz olmuþtu.
Zafer bir doðumdur. Hem de çok acýlý bir doðum. Çünkübütün zaferler büyük acýlarýn sonucunda bedeller ödenerekkazanýýýr. Özellikle ezilenlerin, ezenlere karþý olanmücadelesinde küçük küçük baþarýlardan tutalým en büyükzaferlere kadar hepsi için mutlaka ama mutlaka bedellerödemek gerekir.
Her zafer, bir savaþta elde edilen baþarýdýr. Ancak, hersavaþ sonrasýnda elde edilen zaferlerin hepsinin boyutu birve ayný olmaz: Birisi yöresel, bölgesel ve ulusal etkiyaparken, bir diðeri ülke sýnýrlarýný da aþarak dünyayý sarsar.Biz, dünyayý etkileyen bir zaferden söz ediyor ve onun sarsýcýetkilerini, bir kez daha dünyaya anlatmak istiyoruz.
Zaferimizin gücü sadece ülkemiz insanlarýný sarýpsarmalamadý. Kürdistan ve Türkiye'nin sýnýrlarýný aþarakdalga dalga dünyaya yayýldý ve tüm dünya halklarýný sarýpsarmaladý. En baþta teslim etmek gerekir ki bunu saðlayanyapýtaþlarý, baþta Ölüm Orucu þehitleri olmak üzere
281
direniþçilerin kararlýlýðý ve halklarýmýzýn sahipleniþidir. Bu,tutsaklýk koþullarýnýn yarattýðý tüm dezavantajlara raðmenbizi güçlü kýlan en büyük silahtý. Çünkü, sýnýf savaþýmlarýtarihi olan insanlýk tarihinin gerçek kahramanlarý veyaratýcýlarý halklardýr. Haklýlýðýmýz ile halktan aldýðýmýzdestek birleþince zafer kaçýnýlmaz olur. Tarihin yasalarýbizlere haksýz olanlarýn nihai olarak yenilgiye uðrayacaðýný,haklý olanlarýn ise nihai olarak kazanacaðýný öðretiyor. Bizleri,ezenler karþýsýnda zaferden zafere koþturan da bu tarihbilinci ve devrimci politikalarýmýzdýr.
Haksýz olanlarýn nihai olarak yenilgisi ve ezilenlerüzerinde zulüm ve baský aracý olan faþist devletin yýkýlmasýbir devrim sorunudur. Ki, devrim bir zor, bir þiddethareketidir. Karþý-devrim güçlerinin silahlarla alt edilmesidir.Bu yüzden, tüm eylemlerimizde olduðu gibi, cezaevidireniþlerine ve dolayýsýyla Ölüm Orucu direniþine devrimmücadelesinin bir parçasý olarak yaklaþýlmýþtýr.
Devrim mücadelesi tarihinde zindan cephesi, sýnýfmücadelesinin zorlu bir parçasý olmuþtur. Faþist devletin,þimdiye kadarki teslim almaya ve kimliksizleþtirmeye yöneliktüm politikalarý bu gerçeði göstermektedir. Bu politikanýnnedenlerini iyi sorgulamadýðýmýzda faþist devletin katliamcýuygulamalarýna karþý, devrimci politikalar üretmek ve karþý-duruþ geliþtirmek mümkün deðildir. Tersi bir yaklaþýmuzlaþmayý ve faþizme yedeklenmeyi beraberinde getirir ki,hiçbir devrimci bunu kabul etmez. Bu bilinçle hareket edendevrimci tutsaklar, düþmanýn teslim alma politikalarýný birkez daha boþa çýkartmýþ ve düþman ile girdikleri uzun solukluirade savaþýndan bir kez daha zaferle çýkmýþlardýr.
Hiç kuþkusuz ki bu zafer birdenbire ortaya çýkýp dünyayýetkileyen bir maddi güç haline gelmedi. Her aný eylem olanaltmýþdokuz günlük bir direniþin sonucunda ilmek ilmekörülerek tarihimizin en güzel, en onurlu sayfalarýnda yerinialdý. Her ilmeði ile kitlelerin bilinçlerine ve yüreklerine birdüðüm atan bu tarihi o sayfalardan silmeye kimsenin gücü
yetmeyecektir.
282
Devlettüm dayatmacý politikalarýna, keskin söylemlerineve demagojilerine raðmen altmýþdokuz günün sonunda diz
çökerek masaya oturmuþtur. Bu tablo dahi zaferi kimin
kazandýðýný tüm çýplaklýðýyla anlatmaktadýr. Ancak bu tablo
kadar önemli olan bir þey daha vardýr ki, o da bu zaferin
nasýl kazanýýdýðýdýr. Bizi, zaferin ardýndaki gerçeklere
götürecek olan bu soruyu cevaplamak sorunun özünü
yakalamak anlamýna gelecektir. Bu, önümüzdeki süreçte
yeni saldýrýlarý püskürtmek ve yeni zaferler kazanmak için
vazgeçilmez önemdedir. Ki, Ölüm Orucu eylemimiz
geçmiþteki zindan direniþlerimizin tecrübeleri ve mirasý
üzerine yükselmiþtir.
Yaratýlan bu deðerlerin güçlü bir þekilde analizlerini yapmak
ve bir sentez halinde halklara ve gelecek devrimci kuþaða
sunmak ve dolayýsýyla özü, yani zaferin ardýndaki gerçekleri
tespit ederek aktarmak bizler açýsýndan ayrý bir görevdir.
Bu bilinçten hareketle Ölüm Orucu zaferinin kazanýlmasýndaki
temel noktalar þöyle sýralanabilir:
-Süresiz Açlýk Greviyle baþlayan ve Ölüm Orucuna
dönüþerek zirveye varan eylemimiz sürece denk düþendoðru politika olmasý bakýmýndan zaferin kazanýlmasýnda
can alýcý önemdedir.
-Baþta Ölüm Orucu þehitleri olmak üzere tüm
direniþçilerin kararlýlýðý, fedakarlýðý ve ölümün üzerinecesaretle atýlýþý ve bu kahramanlýðý yaratan bugüne kadaryaratýlan deðerler ve gelenekler bütünü.
-Eylemin, ta baþýndan, eþzamanlý ve eþgüdümlü bir
hareket tarzýyla, Merkezi Koordinasyon'un inisiyatifinde
yürütülmüþ olmasý ve Ölüm Orucu dönemecinde de yediparti ve örgütün eylembirliði etrafýnda eylemi devam ettirmiþolmasý. Yani, si per yoldaþlýðý etrafýnda eþzamanlý ve
eþgüdümlü bir hareket tarzýnýn yakalanmýþ olmasý.
-Baþta tutsak yakýnlarý olmak üzere, halklarýmýzýn ve
devrimci-demokrat güçlerin desteðini ve sahiplenmesinin
saðlanmasý. Toplumdaki tüm devrimci dinamiklerin bu eylemetrafýnda, direniþin talepleri üzerinde neredeyse tam bir
mutabakat saðlayarak harekete geçmesi.
283
Bizleri zafere götüren bu temel faktörlerin yanýndatamamlayýcý etmenler olarak þunlarý sayabiliriz:
-SAG ve Ölüm Orucu eyleminin yaygýn ve kitleselolmasý.Böylesi bir kitlesellik Ölüm oruçlarýnda ilk defa oluyordu.
-Çok sayýda devrimci parti ve örgütün, cezaevi dýþýndakimücadele alanlarýnda da eylembirliði içerisinde hareketetmesi.
-SAG ve Ölüm Orucu eyleminin, devam ettiði 69 gününde ötesinde öncesinin olmasý zamana yayýlmasý. Yani bueyleme geçilmeden 1994 yýlýndan bu yana baþlayan mevzidireniþlerinden (43 günlük açlýk grevi, arkasýndan barikatdireniþi ve rehin almalar) genel direniþe evrilen iki yýllýkeylemlilik sürecinin, en önemlisi de Buca ve ÜmraniyeCezaevlerindeki katliamlarýn ve bu katliamlara karþýdireniþlerin olmasý.
-Devrimci tutsaklarýn genel direniþinin genel devrimmücadelesinin bir parçasý olmasý ve bu bilinçle hareketedilmesi. .
-Þehitlerimizle birlikte direniþimizin dünya kamuoyu vebasýn-yayýnýnýn gündemine oturmasý. Sorunun Türkiyeçapýnda bir sorun olmaktan çýkýp uluslararasý bir sorun haline
gelmesi.-Direniþir:nizin yayýlarak geliþen bu sarsýcý etkisi
karþýsýnda emperyalist devletlerden tutalým da birçok devletekadar, direniþimizin ve o ülke halklarýnýn baskýsý, görünürdede olsa, faþist T.C. devletine ve onun sözcülerine karþý tepkigöstermek zorunda kalmasý.
-Devrimci tutsaklarýn dýþýnda kalan ve sayýlarý 53 binibulan adli tutuklu ve hükümlünün ezici çoðunluðunundireniþin baþarýya ulaþmasýný istemesi ve yer yer üç beþgünlük açlýk grevleriyle direniþi desteklemesi.
-Sürekli olarak "bunlar ölmezler, gizli gizli yiyorlar veistedikleri þeyleri içiyorlar" þeklinde demagoji yapan devletinve onun Adalet Bakaný'nýn, üç þehidimiz ile birlikte gerçekyüzünün daha net bir þekilde açýða çýkmasý ve çok dahageniþ kesimler tarafýndan görünür olmasý.
284
-Devrimci aydýn ve sanatçýlarýn direniþimizi desteklemesive sahiplenmesi. Direniþin belli bir aþamasýndan sonra YaþarKemal ve Zülfü Livaneli gibi kimi aydýn ve sanatçýlarýn daistenilen düzeyde olmasa da bu desteðe katýlmasý.
Faþist devletin devrimci tutsaklara karþý giriþtiði teslimalma ve kimliksizleþtirme politikalarýna karþý, haklý ve meþruzeminde baþlattýðýmýz direniþin altmýþdokuz günün sonundazaferle taçlanmasýnýn ardýndaki gerçekler bunlardýr. Bugerçekler bizleri zafere götürüp birçok noktada politikkazaným elde etmemizi saðlarken, bu gerçeklerin tespitigelecek zaferlerimizin yolunu açan bir kar makinasý görevi
görecek.
DIRENIþIN VE ZAFERIN POLITIK SONUÇLARI
27 Temmuz 1996 günü, tarihsel önemdeki bir zaferetanýklýk etmiþtir. Bu, devrimci irade, inanç, cesaret vefedakarlýk sahibi devrimcilerin, düþmana diz çöktürüþününzaferiydi. Egemen sýnýflarýn ideolojik alandaki eskimiþliklerininve yenilgilerinin yeni bir senedi olan bu zafer, ayný zamandabirçok kazanýmýn da belgesi haline gelmiþtir.
"Sosyalizmin öldü" demagojisi ile ideolojik hegemonyasýnýgüçlendirmeye çalýþan egemen sýnýflar, tatlý bir rüyaiçerisinde olduklarýný bir kez daha anladýlar. Çünkü zafer,egemen ideolojinin kofluðunu ve eskimiþliðini gözler önünesererken sosyalizmin, tüm fýrtýnalara raðmen kararlý birþekilde ilerlediðini tüm dünyaya bir kez daha göstermiþ oldu.
Egemenlerin, halklara aþýlamak istediði bireycilik veinançsýzlýk düþünceleri direniþimiz karþýsýnda derin yaralaralýrken, egemenlerin ve özellikle Refah Partisinin islamcýideolojisinden -uðruna ölünecek tek ideoloji dindir- anlayýþýda yerle bir edildi. Zaferi ilmek ilmek ören oniki þehidimiz vebu süreçte çatýþmalar içerisinde þehit düþen diðer
yoldaþlarýmýz sosyalizmin, uðruna ölmeye deðer yeganeumut olduðunu bir kez daha gösterdi.
285
Sosyalizm uðruna savaþanlarýn geliþtirdiði bu direniþideolojik olarak yenilmezliðin bir kez daha adý olmuþtur.Burjuvazi ve onun besleme ideologlarý, "yeni dünya düzeni"dedikleri safsatayla birlikte geliþtirmeye baþladýklarý"sosyalizm öldü" propagandalarýný bu direniþ sýrasýnda dagöstermeye çalýþtýlar. Ezilen halklarýn beyinlerini fethetmeve onlarý her türlü psikolojik savaþ yöntemiyle devrime karþýyönlendirme çabalarý direniþimizin karþýsýnda boþa çýktý vekazanan Marksist-Leninist ideoloji oldu. Egemenlerdentutalým da reformistlere, yýlgýnlara ve yorgunlara kadarherkes devrim için, davalarý için ölümü göze alacakinsanlarýn kalmadýðýný bolca tekrarlayýp duruyorlardý. Ancak,yüzlerce devrimci ölüme yattýðýnda ve ard arda gelen ölümhaberleriyle bütün dünyayý sarstýðýnda þaþkýna döndüler.Burjuvazinin en pespaye yazarlarý bile aðýz deðiþtirerekþaþkýnlýklarýný itiraf etmek zorunda kaldýlar. Düne kadar"bunlar yiyor", "bunlarýn direniþi bozguna uðrayacak","devletin bu teröristlerle pazarlýk yapmasý harakiri yapmaktýr"
gibi söylemlerle direniþçilere karþý ideolojik saldýrýya geçip,devlete akýý verenler bu kez de "daha fazla ölü çýkmasýn","daha fazla dünya aleme rezil olmayalým", "bunlar insandýr"diyerek anlaþma yollarý aradýlar.
Oysa onlar, direniþimizin karþýsýnda dünyaya çoktan rezilolmuþlardý. Öylesine rezil oldular ki, devletin "terörist" dediðidevrimcileri, halk, "onurumuzdur" diye sahiplenmiþ ve gerçekteröristin devlet olduðunu görmüþtür. Bunu saðlayan güç,Ölüm karþýsýnda gülümseyen direniþçilerimizin kararlýyürüyüþü ve þehitlerimizin zafer iþaretleriyle birlikte dimdikduran baþlarýydý.
Her türlü bu~uva ideolojisi karþýsýnda üstünlük saðlayandireniþimiz, ayný zamanda "adil düzen" söylemleriylehükümete ortak olan RP'nin de nasýl bir düzen üzerineþekillendiðini açýða çýkarmýþtýr. Þevket Kazan'ýn AdaletBakanlýðý'na getirilmesiyle birlikte deþifre olma sürecini dahada hýzlandýran RP'nin diðerlerinden farklý olmadýðýný geniþkesimler görmüþ ve onlarýn da katilolduðunu anlamýþtýr.
286
RP-DYP hükümetinin din tüccarý ve katil yüzünü çokgeçmeden açýða çýkaran direniþimiz ayný zamanda þu ikiolguyu da öðretmiþtir: Birincisi; var olan bu faþist terörpolitikalarýnýn tek tek kiþilerle ilgisi yoktur. Ikincisi;hükümetlerin MGK'nýn amir eri olmaktan baþka hiçbir iþlevi
olmadýðýdýr.Saldýrý nedenini, daha çok iþkenceci kimliðiyle tanýnan
MehmetAðar'a baðlayanlar, Aðar'ýn Bakanlýk'tan alýnmasýylahiçbir þeyin deðiþmediðini gördü. Direniþimiz tamamenMGK'nýn belirlediði politikalarý uygulamakla görevli birer uþakolduklarýný ve hatta hükümet deðiþikliklerine raðmen saldýrýpolitikalarýnda hiçbir deðiþikliðin olmadýðýný ve dolayýsýylasaldýrýlarýn bir devlet politikasý olduðunu ortaya koydu.
Kolluk güçlerinden burjuva basýn-yayýna kadartopyekünbir saldýrýya geçen devletin, fiziki saldýrýlarýndan psikolojiksaldýrýlarýna kadar, tüm saldýrýlarý direniþimiz karþýsýnda tuzlabuz olmuþ ve kitleler üzerinde yaratmak istedikleriyanýlsamalar yerini gerçeðe býrakmak zorunda kalmýþtýr. Bugörkemli direniþ ve zafer, karþý cephede böylesine gedikleraçarak tarihe geçmiþ ve devrim cephesine yeni deðerler
katmýþlar.Bunlarýn baþýnda geleni dar grupçu anlayýþlarý bir kenara
itip siper yoldaþlýðýnýn daha ileriye taþýnmýþ olmasýdýr.Mahirler'den, Denizler'den ve Kaypakkayalar'dan miraskalan bu gelenek direniþimiz ile birlikte daha bir geliþtiriidi.
SIPER YOLDAÞLIÐI
Ölüm Orucu direniþimiz ile birlikte kavram olarak dahabir oturan ve çok daha somut bir olgu haline gelen siperyoldaþlýðýnýn temeli '70'lerdedir. '71 devrimci çýkýþýnýnönderleri olan Deniz Gezmiþler'in, Mahir Çayanlar'ýn veýbrahim Kaypakkayalar'ýn pratikleri bunun en iyi örnekleridir.
Mahir Çayan önderliðindeki THKP-C ve THKO savaþçýlarý,Kýzýldere direniþini kanlarýyla yazarken, Denizler'in idamlarýný
287
önlemek için harekete geçmiþlerdi. THKP-C ve THKOsavaþçýlarý, siper yoldaþlýðýnýn tohumlarýný Kýzýldere'deekerken, TKP-ML önderi ýbrahim Kaypakkaya da Malatya'nýnKürecik kazasýnda ayný tohumu ekmiþ; Sinan Cemgiller'inihbarcýsý olan Kahyalý köyü muhtarý Mustafa Mordeniz'i kendielleriyle cezalandýrmýþtý. Onlar, devrimci dayanýþmanýn,yoldaþlýðýn en güzel örneðini bizlere býraktýlar.
Sonraki yýllarda birçok devrimci dayanýþma örnekleriyaþandý. Ne var ki, dar grupçu yaklaþýmlar bu örneklerinyanýnda hiç eksik olmadý. Ve hatta çok daha ön plana çýktý.
Iþte, lO'I! yýllarda, devrimci önderler tarafýndan ekilenfakat daha sonraki yýllarda yeterince hayata geçirilemeyensiperyoldaþlýðý, direniþimizle birlikte yeniden ön plana çýktý.Hem de bir iki örgütün bir araya gelmesi þeklinde deðil, yedidevrimci parti ve örgütün bir araya gelmesi þeklinde ön planaçýktý. Yüzlerce militanýn bedenini ölüme yatýrdýðý ve binlercekitlenin birlikte harekete geçtiði bir siperde yoldaþlýk yaþandý.Birlikte direniidi. Birlikte paylaþýldý. Birlikte ölümsüzlüðeulaþýldý. Ve eylemimiz içerisinde siper yoldaþlýðý pekiþtirilerekdünya devrimci hareketinin ve halklarýmýzýn hanesine önemlibir kazaným olarak kaydedildi.
Bu kazaným burjuvazi açýsýndan da ürl-.9tücü bir durumolmuþtur. Çünkü, burjuvazi için davalarý uðruna ölümü gözealmýþ bilinçli insanlar en korkutucu güçtür. Bu korkutucu güç,birliktelik bilinciyle; siper yoldaþlýðýyla ortaya çýkýp bir bayrakgibi bu~uvazinin karþýsýna dikiliyorsa bu, çok daha ürkütücüolmaktadýr. Dolayýsýyla bu~uvazinin radikal güçlerin birleþikmücadelesi karþýsýnda paniklediði, panikleyeceði açýktýr.
Siper yoldaþlýðý, halkýn "birlikten kuvvet doðar" deyiþinibilinçlere kazýyan somut bir olgu olmuþtur. Bu somutlukdevrimci mücadelenin tüm kesitlerinde göz önündebulundurulmasý ve uygulanmasý gereken bir durumdur artýk.Bir zafer, yeni bir zafer kazanmak için manivela olarakkullanýlýyorsa gerçek anlamýný bulur ve tarihe geçer.
288
VE KADýNLARlMIZ DAHA DA ÖZGÜRLEÞTiLER
Ayný siperde, kadýn-erkek yoldaþça yürüdük Ölümünüzerine. Kadýn erkek eþitliði direniþ ve Ölümsüzlüðün
keþfinde yaþandý direniþ boyunca.Direniþimiz, kadýnlarýn politikada bir araç deðil,
politikanýn bir unsuru olduðunu göstermiþtir. Kendilerinipolitikada araç olarak kullanmaya çalýþan egemeniere karþýdaha kitlesel ve daha militanca bir duruþla devrimmücadelesinde olmasý gereken yeri bir kez daha almýþtýr.Direniþ boyunca kadýnlarýn gösterdiði tavýr onlarýn sýnýfmücadelesi arenasýnda ileriye doðru sýçramada önemli birboyuta ulaþtýklarýný göstermiþtir. Kadýnlar bizleri teslimalamazsýnýz deyip erkek yoldaþlarýyla birlikte direniþ
cephesinde yerlerini almýþlardýr.Ayçe Idiller'le, sakat kalan yoldaþlarýyla ve "bin yýl yatarým
sevdana oðul" diyen analarla kadýnlar bu direniþte daha bir
özgürleþtiler.Türkiye ve Kürdistan, Bese Xanýmlar'ýn, tarihi kanlarýyla
yazan Sabolar'ýn, Barbaralar'ýn, Zilanlar'ýn ve tutsakailelerinin sembolü Didar Þensoylar'ýn mücadelesine tanýklýketmiþtir. Ama direniþimizin bir farký vardýr. Hücre hücreölünen bir eylemde kadýnlar ilk kez böylesine bir kitleselkatýlýmla yer almýþlardýr ve ilk þehitlerini vermiþlerdir. Ve 69gün boyunca, devrimci tutsaklarý yalnýz býrakmayan kadýnlar,tutsak yakýnlarýna yönelik devlet saldýrýlarýnda en fazla payalýrken tek bir taviz vermemiþ, dýþarýdaki direniþlerin önemlimotor güçlerinden olmuþtur. Kadýnlar diren olup saplanmýþtýrdüþmanýn baðrýna. Her saplanýþta özgürleþmiþ ve Ayçe idil'leÖlüm Orucu'nu taclandýrmýslardýr.
289
REFORMizMiN UZLAÞMACý YÜZÜ DAHA NET GÖRÜLDÜ
Her eylemin ayrýþtýrýcý bir özelliði vardýr. Ama kimieylemler vardýr ki bu ayrýþtýrma iþlemini çok daha iyi yapar.Ölüm Orucu eylemimiz böylesi bir eylemdir. Adeta asiti vebazý ayrýþtýran bir turnusol kaðýdýnýn görevini görmüþtür.Eyleme karþý tutumlar, devrimciler ve reformistler arasýndakikalýn çizgiyi çok daha berrak bir þekilde ortaya çýkarmýþ vehalklarýn görmesini saðlamýþtýr.
Düzene koltuk deðnekliði yapma görevini hiç ihmaletmeyen reformizm, "96 1 Mayýs"ýnda berrak bir þekildeortaya koyduðu tutumunu, Ölüm Orucu sürecinde de devamettirmiþtir. Her fýrsatta "deli saçmalýðýmýza" dil uzatmýþtýr.Ama 69 günlük direniþ ak ile karayý açýða çýkarmýþ; doðruve yanlýþý kitleler gözünde somutlamýþtýr.
Direnç ve zafer beyinlere silinemezcesine yerleþirken,ideolojik gýdasýný burjuvaziden alan her türlü reformisthareketler ve yaklaþýmlar de zaferimizin karþýsýnda ciddiyaralar almýþ, zaferimiz çözümün radikal devrimcimücadelede olduðunu göstermiþtir. Zaferimizin sarsýcýetkileri görmeyen gözleri görür ve duymayan kulaklarý duyarkýlarken, "zafer kazanamadýnýz" ya da "bu talepler için ölünürmü" diyen reformistlerin, düzen yanlýsý, teslimiyetçi veuzlaþmacý yüzünü açýða çýkarmýþtýr. Reformizmin gerçekyüzünü deþifre eden eylemimiz, bu kesimin kitle tabanýnýda derinden etkilemiþ ve düzenle radikal bir hesapýaþmayagirmek gerektiðini göstermiþtir. Bunun yanýnda cezaevlerinisýnýf mücadelesinin bir cephesi olarak görmeyen."Cezaevlerinde siyasi mücadele olmaz" diyerek buradakimücadeleyi sadece hak alma mücadelesi olarak görendüþüncelerin yanlýþlýðýný da ortaya çýkarmýþtýr.
290
ZAFERiMiz EzILEN HALKLARAMORAL VE GÜç KATMýÞTIR
Devrim ile karþý-devrim güçleri arasýndaki bir savaþtakarþý-devrime vurulan her darbe, emperyalizmi ve onunbaþýný çektiði gericiliði geriletir. Dolayýsýyla proletarya ve onunbaþýný çektiði devrimci güçlere güç kazandýrýr. Mücadelesiniileriye götürür. Çünkü, gericiliðin çýkarlarýnýn ortak olduðuyerde buna karþý proletaryanýn ve ezilen halklarýn çýkarý daortaktýr. Dolayýsýyla dünyanýn herhangi bir parçasýndahalklarýn sesi olarak yükselen direniþ ve zaferler diðerparçalardaki mücadelelere güç katar. Ölüm Orucu zaferimizde, dünya proletaryasýna ve ezilen halklara moral üstünlüðüsaðlamýþ ve güç katmýþtýr. Bu geliþmeler karþýsýndadünyanýn birçok yerinde devrimci parti ve örgütler direniþimizidesteklemiþlerdir. "Sosyalizm öldü, komünizm öldü"þeklindeki ideolojik saldýrýlarýn direniþ þahsýnda yenilgiyeuðratýlmasý, proletaryanýn dünya görüþü olan bilimselsosyalizmin savunucularý na önemli oranda güç ve moral
saðlamýþtýr.Tutsak yakýnlarý ve þehit analarýnýn "Evlatlarýmýzýn kaný
katilleri boðacak", "Onlarý öldürtmeyeceðiz" ve bununyanýnda alanlarýn binlerce insan tarafýndan zaptedilerek"Þehitler Ölümsüzdür', "Hesap sorduk soracaðýz", "Devrimcitutsaklar onurumuzdur" þiarlarýyla yeri göðü inleterek dünyahalklarýna ulaþtýrýlan bu sese sahip çýkýlmasý enternasyonalruhtan baþka bir þey deðildir. irade savaþýmýzýn dünyahalklarýnýn beyninde yarattýðý devrim dalgasý, devrimimiziileriye doðru hareket ettirici bir roloynadý. Yüzlercedevrimcinin iradesi karþýsýnda diz çöken egemenlerinideolojik ve siyasi olarak darbe almalarý devrim uðrunasavaþan dünya devrimcileri için önemli bir destek ve güçlü
bir moral kaynaðý oldu.Devrimci ideolojinin ýþýðý altýnda, bilinç ve cesaret ile
Ölüme meydan okuyan herkes, ayný zamanda dünyagericiliðine de meydan okuyor demektir. Bu, ideolojik ve
291
siyasi olarak meydan okumadýr. Direniþimizin bu entemasyonalözelliðindendir ki Peru 'dan Filipinler'e, Fipilinler'den Filistin'e,Filistin'den Yunanistan'a, Yunanistan'dan Belçika'ya veAlmanya'ya kadar dünyanýn dört bir yanýndaki devrimcilerve ilericiler, direniþimizi ve zaferimizi ayakta selamladýlar.
DIRENIþIMIZIN MADDI KAZANýMLARý
Esasen, devrim ve karþý-devrimin sert ve keskin birnoktada çarpýþtýðý bu irade savaþýnda maddi kazanýmlarýtartýþmak Ölüm Orucu eylemimizi ve sonuçlarýný kavramamakolur. Çünkü zaferimiz maddi kazanýmlarla ölçülemeyecekkadar görkemlidir. Bu gerçekliðin yanýnda elde ettiðimizhaklar da hanemize yazýlmýþ kazanýmlardýr.
Birçok aydýn, sanatçý ve avukatýn tanýklýðýnda kabuledilen taleplerimizi sýralayalým:
-Eskiþehirtabutluðunun devrimci tutsaklara kapatýlmasý.-Tutsaklarýn tedavileri ve duruþmalara katýlmalarýnýn
önündeki engellerin kaldýrýlmasý.
-Yeni tutuklananlarýn, tutuklandýklarý il sýnýrlarýiçerisindeki cezaevlerine götürülmesi.
-Cezaevlerinde tek bir statünün uygulanmasý.-Siyasi temsilcilik hakkýnýn kabul edilmesi.-Cezaevlerinde koðuþlar arasýndaki iliþkilerin önündeki
engellerin kaldýrýlmasý.
-itirafçýlýk dayatmalarýna son verilmesi.-Tutsak aileleri üzerindeki gözaltý terörünün son bulmasý.
KAVGA BiTMEDI DEVAM EDiYOR
Dünyanýn gözleri önünde tarihsel bir zafer kazandýk. Buzafer, 27 Temmuz gününde tarihin en güzel sayfalarýnakaydedildi. Ancak kavga henüz bitmedi. Kavga bütünþiddetiyle devam ediyor. Kavga fabrikalarda, tarlalarda,gecekondularda, sokaklarda, okullarda, alanlarda, daðlardave zindanlarda, yaþamýn her alanýnda devam ediyor.
292
69 gün boyunca ölümü küçülterek yendiðimiz ve zaferletaçlandýrdýðýmýz bu savaþla cezaevlerindeki mücadeleninbitmeyeceðini biliyoruz. Çünkü, sistem halen varlýðýnýkoruyor. Ve saldýrýlarýna pervasýzlaþarak devam ediyor. 27Temmuz'da karþýmýzda diz çöken devlet, aradan iki aylýkbir zaman geçmemiþti ki yeni bir katliam gerçekleþtirdi.Diyarbakýr Cezaevi'nde onbir yurtsever devrimci tutsak çivilikalaslarla katledildi. Ve onlarcasý yaralandý. Sistem devamettiði sürece faþist devletin cezaevlerine yönelik saldýrýlarýeksik olmayacaktýr. Devrimci tutsaklarý teslim alma ve onlarýkimliklerinden soyundurma heveslerini sürekli koruyacaklardýr.Bunun için bu zaferden doðru dersler çýkartmak ve bu derslerýþýðýnda yeni zaferlere koþmak devrim mücadelesininolmazsa olmaz koþuludur. Yeni zaferlerin teminatý, eskizaferlerin elde ettiði mevzileri korumaktýr. Bunun için ÖlümOrucu direniþimizin tecrübelerini özümsemek ve özümsetmek
zorundayýz. Bu, faþizmin yeni saldýrýlarýna karþý daha birhazýrlýklý olmayý saðlayacaktýr.
Eylemimizin tecrübeleri kavganýn her alanýna uygulanacakniteliktedir. Birlikte mücadele anlayýþý ve siper yoldaþlýðýkavganýn her alanýna uygulanacak nitelikte tecrübelerdir.Eylem birlikleri oluþturmak ve geliþmelere karþý birlikte tavýrkoymak devrimin sürekli ihtiyaçlarýndandýr. Bu ihtiyaca cevapvermek, kavganýn her alanýnda bulunan devrimciler için birgörevdir. Devrim, bilinç ve irade istediði kadar, birlik ve kuwetde ister. Direniþimiz zafere kilitlenmenin yanýnda birliðin vebundan doðan kuwetin de önemini açýða çýkarmýþtýr.
Sýnýf mücadelesinde kalýcý mevziler elde etmek vedevrimi ileriye taþýmak için bedel ödemek gerekir. 12 kýzýlkaranfilimiz bedel ödemenin nasýlolacaðýný herkeseöðretmiþtir. Ölümü küçülterek yenen devrimin kahramanlarýnýþimdi daha çok sahiplenmek zorundayýz. Bugün, dünyahalklarýna armaðan ettiðimiz bu büyük zaferin yapýtaþlarýolan þehitlerimizin, yarýnlara olan sarsýlmaz inançlarý aslasoyut deðildir. Onlar inançlarýný, halkýn güvenine,yeteneðine, cesaretine ve kahramanlýðýna duyulan
293
güvenden almaktaydýlar. 12 kahramanýmýzý þehit vererekzafere ulaþtýk. Onlardan öðrendik, onlarla zafere ulaþtýk.Devam eden kavgamýzda yine onlarlayýz ve onlarla birlikte
kazanacaðýz.Kavga bitmedi devam ediyor... Çünkü faþist devlet
varlýðýný sürdürüyor. Egemen sýnýflar zulüm ve sömürüsünüdevam ettiriyor. Bu zulüm ve sömürü çarkýnýn diþlileriarasýnda kalanlarýn durumu her geçen gün kötüyegidiyor.
Ezen ile ezilen arasýndaki çeliþki devam ettiði sürecekavga, yaþamýn her alanýnda devam edecektir. Çünkükavgamýz sýnýf kavgasýd1r. Kavgamýz, sýnýfsýz ve sömürüsüzbir dünya kavgasýdýr. Ölüm Orucu direniþimizin de öðrettiðigibi bu kavga bedeller ödenerek kazanýlacaktýr. Bu gerçeðibizlere öðreten, onur ve kahramanlýk abidesi þehitlerimizinadlarý ve kavgalarý dilden dile, gönülden gönüle, elden elekahramanlýk türküleri yapýlarak bayraklaþtý. Þimdi bubayraklarla yürüyoruz. Þimdi daha güçlüyüz.
Þehitlerimizin ilmek ilmek ördüðü direnç ve zafer
yolundan þaþmayacaðýz.Zaferimiz baþta dünya proletaryasýolmak üzere bütün
dünya halklarýna kutlu olsun.
SON SÖZÜ DiRENENLER SÖYLER
Bilinir ki, insanlýðýn gerçek kurtuluþu yaþamýn her alanýndakimücadele ile saðlanacaktýr. Bu amaç doðrultusundakimücadelenin bir parçasý, 20 Mayýs-27 Temmuz 1996 tarihleriarasýnda cezaevlerinde yaþandý. Binlerin süresiz açlýk greviile baþlayan ve doruk noktasýna yüzlerin Ölüm Orucueylemiyle varan Genel Direniþ; devrimci parti ve örgütlerinyol göstericiliði ve alný kýzýl bantlý 12 devrim þehidimiz baþtaolmak üzere yüzlerce Ölüm Orucu savaþçýsýnýn kendiniadamlþlýðýyla birleþince zafer kaçýnýlmazdý. Evet, þehitlerimizleve birlikte mücadeleyle ZAFERI Biz KAZANDIK!..
Türkiye ve Kürdistan'da yürütülen karþý-devrimcipolitikalar sonucunda týkanan, çürüyen sistemin kriziderinleþirken, çaresizliði de ortaya çýkmýþtýr. Sýnýflarmücadelesi yükseldikçe ve sertleþtikçe sistem, haftalarýhatta günleri kurtarmaya yönelik politikalar üretmeyeçalýþmakta ve halklarýmýza vahþice saldýrmaktadýr.
Faþizmin bu vahþi ve topyekün saldýrýsý karþýsýndayapýlacak iki þey vardýr; ya susacak ve sýranýn kendimizegelmesi beklenecek ya da susmayýp mücadele edilecek vebu vahþi saldýrýlara set olunacaktýr. Elbette ki bu düzeninyýkýlmasý gerektiði bilincine eriþenler ve insan olmanýnonurunu taþýyanlar faþizmin topyekün saldýrýsý na dur demekve bu düzeni yýkmak için mücadele edecektir.
Faþist devleti yýkma mücadelesinde, Türkiye veKürdistan'ýn daðlarýnda, þehirlerinde þehit düþenler vebugüne kadarki Ölüm oruçlarýnýn alný kýzýl bantlý þehitlerinasýl ki bir feda ruhunun temsilcileriyseler, deðiþik mücadelealanlarýnda yer ve görevalan herkesdevrim mücadelesininbir neferidir. Bu mücadelede yer almak onurlu bir görevdirve insan olmanýn gereðidir.
Kitabýn içerisinde de ayrýntýlý biçimde anlatýldýðý gibi,faþist devlet ayakta kalabilmek için tüm alanlardahalklarýmýza saldýrmakta ve egemenliðini ancak zor araçve yöntemleriyle sürdürebilmektedir. Halklarýmýzýn devrimmücadelesini bastýrmak için faþist devlet topyekün bir savaþaçmýþtý. Halklarýmýzýn moral ve direniþ kaynaðý olan devrimci
295
tutsaklarý teslim aldýktan sonra diðer alanlarý daha kolayteslim alýp bu savaþý kazanacaðýný düþünen faþist devlet,bu amaçla cezaevleri için 6, 8, 10 Mayýs Genelgeleriniyayýnlayarak yeni bir saldýrýya giriþti. Ama devrimci tutsaklar"ORTAK KARÞI DURUÞ"u gerçekleþtirmek için CezaevleriMerkezi Koordinasyonu'nu kurmuþlar ve hazýrlýklarýnýyapmýþlardý. Saldýrýnýn sadece kendilerine yönelikolmadýðýný, halklarýmýza karþý baþlatýlmýþ olan topyekünsaldýrýnýn bir parçasý ve devamý olduðunu bilen devrimcitutsaklar, direnmenin ve bu saldýrýyý da püskürtmeningörevleri olduðu bilinciyle hareket ettiler, bu bilinçlebedenlerini saldýrýlara set yaptýlar.
Güçleri bir araya getirmek, birlikte hareket etmek vedevrimci dayanýþma içerisinde olmak düþmana dizçöktürmeyi kolaylaþtýracaktý. Ve biliniyordu ki, Mahirler,Denizler, ýbolar devrimci dayanýþmanýn ve siperyoldaþlýðýnýnen güzel örneðini bizlere býrakmýþlardý.
12 Eylül faþizminin cezaevlerine en azgýn saldýrýlardüzenlediði vahþet dönemlerinde bile devrimci tutsaklarölümüne direniþle düþmanýn saldýrýlarýný püskürtmüþ,bizlere büyük bir miras ve zengin dersler býrakmýþlardýr.Çünkü onlar da biliyorlardý ki, faþizmin saldýrýlarý, ancak veancak birlikte direnmekle, savaþmakla püskürtülür.
Bu zengin dersler ýþýðýnda, bilinç ve kararlýlýkla hareketeden 1500 beyin ve 1500 yürek, siperlerin baþýnda tek birbeyin gibi düþünüyor ve tek bir yürek gibi atýyordu. Tek birvücut olarak düþmanýn vahþi saldýrýlarýna göðüs germek vebundan büyük bir mutluluk duyarken bile hep yanýbaþýndakisiper yoldaþýný düþünmek ancak ve ancak sömürüsüz birdünya yaratma amacýnda olanlarýn yaþayabileceðigüzelliklerdir. Ayný siperde düþmana karþý birlikte mücadeleederken; siper yoldaþlýðýný kalýcý kýlma ve geçmiþ tümolumsuzluklardan arýndýrýlmasý çabasý, istenilen vebeklenendi. Bu istemle, siperyoldaþlarý daha sýký sarýldýlarbirbirlerine ve düþmaný alt edecekleri bilincinden hareketlekenetlendiler, Ölüm Orucuna baþladýlar.
Hücre hücre ve organ organ ama yavaþ yavaþ ölenbedenin Ölümle çarpýþmasýdýr Ölüm Orucu... Asit ve kankusarsýn, ses duymak, ýþýk görmek istemezsin. Elin ayaðýn
296
buz keser, Temmuz sýcaðýnda isyan eder bedenin. Çýrpýnýr,hýçkýrýrsýn, yine de yanýbaþýndaki si per yoldaþýn sesiniduysun istemezsin. Oturamaz, kalkamazsýn ileriki günlerde.Yavaþ yavaþ ölen beden senindir.
Ölüm Orucunun kolay tarafýný anlatmaya gerek var mý?Gelecek güzel günler için yenik düþse de bedenin Ölüme,insan olmanýn onuru ve haklý olmanýn kararlýlýðý ile çýkýlanbu yolda iraden bir kez daha galip gelir ölüme de kolayolmazmý hiç. Devrimci irade ve kararlýlýk öylesine bir coþku vefeda ruhu yaratýr ki insanda, zor görüneni kolaylaþtýrmakiçin baþka bir þey yapmak gerekmiyor.
Faþizmin topyekün saldýrýsýný durdurmak ve geri adýmattýrmak için yüzlerce ölüm oruççusu, birbirleriyle yarýþarakatýldýklarý bu kavgada alný kýzýl bantlý olmanýn sevinciniyaþýyorlardý, coþkuyla ve onurla. Her biri ipi ilk göðüsleyenolmayý isteyip bedenlerini ortaya koyan diðer siperyoldaþlarýnýn daha fazla yaþamasý için Ölüme gülerekgiderterken; halklarýmýzýn kurtuluþu davasýna kendisiniadamýþ her devrimcinin katýlmak isteyeceði Ölüm Orucunaseçilmiþ olmanýn ve bu devrimci görevi layýkýyla yerinegetirebilmenin onuru yetiyordu onlara.
21 Temmuz'dan itibaren halaylara duruldu cezaevlerinde."Yiyorlar, ölmezler" diyen düþmanýn suratýna bir bomba gibipatladý Ümraniye Cezaevi'nde Aygün Uður. Ilk o göðüslemiþtiipi ve halaybaþý olarak yerini aldý. Ardýndan Altan BerdanKerimgiller, ilginç Özkeskin, Hüseyin Demircioðlu, Ali Ayata,Müjdat Yanat, Tahsin Yýlmaz, Ayçe Idil Erkmen, YemlihaKaya, Ulaþ Hicabi Küçük, Osman Akgün ve Hayati Canhalaydaki yerlerini aldýlar ve zaferimizin müjdecisi oldular.
Baþlarken ZAFER BizIM OLACAK demiþtik...Ve zaferi 12 þehidimizle Biz KAZANDIK!..Bu zafer, düþmanýn saldýrýlarýna karþý, devrimci parti ve
örgütlerin BiRLIKTE ve DEVRIMCI MÜCADELESiYLE
kazanýlmýþtýr.Devrimci parti ve örgütlerin inisiyatifi altýnda, tüm Ölüm
Orucu savaþçýlarýnýn ve 12 yiðit þehidimizin kararlýlýðýylayürütülmüþ olan Ölüm Orucu eylemimiz, faþizmin topyekünsaldýrýlarýna set olmuþ ve saldýrýlarý geri püskürtmüþtür.
BELGELER-RESÝMLER
299
T.C.ADALET BAKANLýÐý
Ceza ve Tevkifevleri ~.1üdürlüðüB.O3.0.CTE.O.OO.OO.
SAYý: Ks/11 V:RANKARA
KONU: 9601878406 Mayýs 1996
CUMHURIYET BAÞSAVcýlýÐýNA
iLGI: a) 30.10.1995 gün ve 950466002 sayýlý yazýnýz.
b) 22.11.1995 gün ve 950492 26 sayýlý yazýnýz.
Terör suçu veya terör amacýyla iþlenilen suçlardan tutukluolarak, istanbul De\tfet Güvenlik Mahkemelerinde yarg ýlanansanýklar için Kýrklareli E Tipi Kapalý Cezaevi 50 kiþiyle,Kütahya E Tipi Kapalý Cezaevi 50 kiþiyle, Sakarya E TipiKapalý Cezaevi 50 kiþiyle, Kastamonu Kap.siý Cezaevi 50kiþiyle, Inebolu Kapalý Cezaevi 50 kiþ!;y-l.'" '~inop KapaliCezaevi 50 kiþiyle ve Eskiþehir Özel Tip Ki-;.,:ýa!! Cezaevi ise150 kiþiyle sýnýrlý olmak üzere tutukevi alarak tahsis edilmi;;,olup, bu yer cezaevlerine na killerin Istarý~)uj C. Baþsavcýlýðý
koordinatör!üðünde yapýlmasý uygun görüi:Týýi:tür.Bu ner'3rýie;BO ..~/'" b;; yI"'."",'..,1"", oc-
Istciý ",i ;:)ev{e, Güvt~mik F\~f\fýi<em~lf,;nde yargýlanan veterör suçu veya tera; 3macýyla iþlenerý suçlardan sanýkolarak tutuklananlar i!.inci bir emre kadar IstanbulBayrampaþa C(~zaevi'ne alýnmayacaktýr.
300
Balýkesir, Yalova, Bilecik, Bursa, Çanakkale ; ~.j i ,cl,
Kýrklareli, Kocaeli, Sakarya ve Tekirdað illerinde tutuklananlarile Gebze ilçesinde tutuklananlar bu yer cezaevlerinealýnacaklar, ilçelerinde tutuklananlar ise herhangi bir sevk emrialýnmaksýzýn baðlý bulunduklarý il cezaevine nakledileceklerve bu yer Cumhuriyet Baþsavcýlýklarýlstanbul C. Baþsavcýlýðýile temasa geçerek Istanbul C. Baþsavcýlýðýnýn belirteceði yercezaevine nakillerini yapacaklardýr.
Istanbul ili sýnýrlarý içinde tutuklananlarýn ayný gündesevkedilme imkaný olmasý halinde istanbul içindeki hiçbircezaevine alýnmaksýzýn derhal, ayný gün sevk edilmeimkanýnýn olmamasý halinde ise geçici olarak Metris KapalýCezaevi'ne alýnarak en geç ertesi gün, istanbul C.Baþsavcýlýðýnca tutuklu sanýklarýn örgütsel yapýlarý veaktiviteleri ile Kýrklareli E Tipi Kapalý Cezaevi'nin 50, KütahyaE Tipi Kapalý Cezaevi'nin 50, Sakarya E Tipi KapalýCezaevi'nin 50, Kastamonu Kapalý Cezaevi'nin 50, IneboluKapalý Cezaevi'nin 50, Sinop Kapalý Cezaevi'nin 50,Eskiþehir Özel Tip Kapalý Cezaevi'nin ise 150 kiþiyle sýnýrlýolmasý deðerlendirilerek bu cezaevlerine nakilleri yapýlacaktýr.
Kýrklareli, Kütahya, Sakarya, Kastamonu, inebolu, Sinop,Eskiþehir C. Baþsavcýlýklarý, nakillerin düzenli ve isabetli birþekilde yapýlabilmesi için terör suçundan tutuklu sanýksayýsýný her gün istanbul C. Baþsavcýlýðýna bildireceklerdir.
Ancak;a) Terör suçundan, istanbul Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
yargý alaný içindeki yerlerde yeni tutuklanan kadýnlar sevk emrialýnmaksýzýn derhal Ümraniye E Tipi Kapalý Cezaevi'nenakledilecek ve tutukluluklarýnýn infazýna bu yer cezaevinde
devam olunacaktýr.b) Istanbul DGM yargý alaný içindeki illerde tutuklanan
sað terör örgütü mensubu kiþiler önceliklebulunduklarý yercezaevine; istanbul ilinde tutuklananlar ise Metris KapalýCezaevi'ne alýnacaklar ve Bakanlýðýmýzdan gönderilecek yercezaevinin tespiti için sevk talebindebulunacaklardýr.
c) Tutuklulardan can güvenlikleriyle ilgili sorunlarý olanlargerekli güvenlik önlemleri alýnmasý suretiyle önce
301
tutuklandýklarý yer cezaevlerinde (ilçeler hariç), ýstanbul'daise Metris Kapalý Cezaevi'nde barýndýrýlacak ve sevkedilecekleri yerin tespiti için faks ile Genel Müdürlüðünýüzdentalepte bulunacaklardýr.
istanbul Bayrampaþa Kapalý. Ümraniye E Tipi KapalýCe7'ýevi, Kýrklareli E Tipi Kapalý Cezaevi, Kütahya E TipiKapalý Cezaevi, Sakarya E Tipi, Kastamonu Kapalý, IneboluKapalý, Sinop Kapalý ve Eskiþehir Özel Tip KapalýCezaevi'nde bulunan terör suçundan tutuklu sanýklardan,hükümlü veya hükümözlü konumuna geçenlerin nakiliþlemine esas olmak üzere infaz durum cetvelleri ilgili C.Baþsavcýlýklannca derhal Genel Müdür!üðümüze gönderilecektir.
ilgi genelgelerimiz iþlemden kaldýrýlmýþtýr.Sevkler sýrasýnda güvenlik önlemlerinin alýnmasý
hususunda azami dikkatin gösterilmesi ve sevkýerin süratlibir þekilde yapýlmasý için ilgili güvenlik kuruluþlarýyla gereklikoordinasyonu n kurulmasý, yazýmýzýn mülhakat C.Baþsavcýlýklarý, Cezaevi Mümessillik ve Müdürlüklerinetebliði için gereði önemle rica olunur.
Cemal Sahir Gürçay
Hakim
Genel Müdür
302
BiLGIDAÐýTýM
GEREÐI:
Istanbul DGM C. Baþsavcýlýðý
Istanbul C. Baþsavcýlýðý,
Üsküdar C. Baþsavcýlýðý,
Bakýrköy C. Baþsavcýlýðý,
Kartal C. Baþsavcýlýðý,
Balýkesir C. Baþsavcýlýðý,
Bilecik C. Baþsavcýlýðý,
Bursa C. Baþsavcýlýðý,
Çanakkale C. Baþsavcýlýði,
Edirne C. Baþsavcýlýðý,
Kýrklarefi C. Baþsavcýfýðý,
Kocaeli C. Baþsavcýlýðý,
Sakarya C. Baþsavcýlýðý,
Tekirdað C. Baþsavcýlýðý,
Kastamonu C. Baþsavcýlýðý,
Inebolu C. Baþsavcýlýðý,
Sinop C. Baþsavcýlýðý,
Yalova C. Baþsavcýlýðý
G~reði ricasýyla cezaevi müdürlüðüne.
6.5.1996C. Baþsavcýsý
303
T.C.ADALET BAKANlýÐý
Ceza ve Tevkifevleri Müdürlüðü
ANKARA
09/05/1996
SAYý: Ks/11. V:R
KONU: 96019603
CUMHURIYET BAÞSAVcýLýÐýNA
ILGI: 6 Mayýs 1996 gün ve 96018784 sayýlý yazýmýz
Ilgi yazýmýzýn "(a) maddesinde, terör suçundan, IstanbulDGM'lerin yargý alaný içindeki yerlerde yeni tutuklanan
kadýnlar sevk emri alýnmaksýzýn derhal Ümraniye E Tipi
Kapalý Cezaevi'ne nakledilecekler ve (b) maddesindeIstanbul DGM yargý alaný içindeki illerde tutuklanan sað terör
örgütü mensubu kiþiler öncelikle bulunduklarý yer cezaevine,
Istanbul ilinde tutuklananlar ise Metris Kapalý Cezaevi'ne
alýnacaklar ve Bakanlýðýmýzdan gönderilecekleri yer
cezaevlinin tespiti için sevk talebinde bulunacaklardýr"
denilmiþ ise de;
Yeniden yapýlan deðerlendirmede;
Bundan böyle;
a) Terör suçundan, Istanbul DGM'lerinin yargý alaný
içindeki yerlerde yeni tutuklanan kadýnlarýn önceliklebulunduklarý yer cezaevlerine; Istanbul ilinde tutuklananlarýn
ise Metris Kapalý Cezaevi'ne alýnmasý ve bakanlýðýmýzdan
sevk emri alýnmaksýzýn derhal Eskiþehir Özel Tip Kapalý
Cezaevi'ne nakledilerek, tutukluluklarýnýn infazýna bu yer
cezaevinde devam olunmasý,
304.
b) Istanbul DGM yargý alaný içindeki illerde tutuklanansað terör örgütü mensubu kiþilerin öncelikle bulunduklarýyer cezaevine; Istanbul içinde tutuklananlarýn ise IstanbulÖzel Tip Kapalý Cezaevi"e alýnarak bakanlýðýmýzdangönderilecekleri yer cezaevinin tespiti için sevk talebinde
bulunulmasý,
Uygun. görülmüþtür.
Bilgi ve gereði rica olunur.
~
Cemal Sahir Gürçay
Hakim
Genel Müdür
305
BILGi
DAÐýTýM
GEREÐi:
Istanbul DGM C. Baþsavcýlýðý
Istanbul C. Baþsavcýlýðý,
Üsküdar C. Baþsavcýlýðý,
Bakýrköy C. Baþsavcýlýðý,
Kartal C. Baþsavcýlýðý,
Balýkesir C. Baþsavcýlýðý,
Bilecik C. Baþsavcýlýðý,
Bursa C. Baþsavcýlýðý,
Çanakkale C. Baþsavcýlýðý,
Edirne C. Baþsavcýlýðý,
Kýrklareli C. Baþsavcýlýðý,
Kocaeli C. Baþsavcýlýðý,
Sakarya C. Baþsavcýlýðý,
Tekirdað C. Baþsavcýlýðý,
Kastamonu C. Baþsavcýlýðý,
inebolu C. Baþsavcýlýðý,
Yalova C. Baþsavcýlýðý
Sinop C. Baþsavcýlýðý,
Cezaevi Müdürlüðüne.9.5.1996/Avni Bilgin
306
T.C.ADALETBAKANLýÐý
Ceza ve Tevkifevleri Genel MüdürlüðüB.O3.0.CTE.O.OO.OO.
ANKARA09/05/1996
SAYý: Ks/11 V: RKONU: 96019605
CUMHURIYET BAÞSAVcýlýÐýNA
Istanbul ili Kadýköy ilçesinde 1 Mayýs 1996 tarihindemeydana gelen olaylar nedeniyle terör suçu ve~a teröramacýyla iþlenilen suçlarýn dýþýnda kalýp da evraklarý IstanbulDGM C. Baþsavcýlýðýnca görevsizlik kararýyla Kadýköy C.Baþsavcýlýðýna gönderilen sanýklardan tutuklananlarýn kadýnve erkek ayrýmý yapýlmaksýzýn öncelikle Bakýrköy Metris KapalýCezaevi'ne alýnmalarý ve bakanlýðýmýzýn sevk emri alýnmaksýzýnderhal Eskiþehir Özel Tip Kapalý Cezaevi'ne sevkýerininyapýlarak, tutukluluklarýnýn infazýna bu yer cezaevinde devamolunmasý uygun görülmüþtür.
Bilgi ve gereði rica olunur.
Cemal Sahir GürçayHakimGenel Müdür
DAÐýTýMGEREÐIKadýköy C. Baþsavcýlýðý,Istanbul C. Baþsavcýlýðý,Üsküdar C. Baþsavcýlýðý,Bakýrköy C. Baþsavcýlýðý,Eskiþehir C. Baþsavcýlýðý
BILGi: istanbul DGM C. Baþsavcýlýðý,
Cezaevi Müdürlüðüne9.5.1996
Avni Bilginistanbul C. Baþsavcýsý
307
Arkadaþlar, Siper Yoldaþlarý, Halkýmýz!
20 Mayýs '96 tarihinde DHKP-C, MLKP, TKP(ML), TKEP-Leninist, TKP/ML, TDP ve Direniþ Hareketi tutsaklarý olarakhalklarýmýz ve biz devrimci tutsaklara yönelik teslim almasaldýrýlarýna karþý baþlatmýþ olduðumuz Süresiz AçlýkGrevi'mizin 45. gününde; tabutluk genelgelerinin iptaledilmesi, itirafçýlaþtýrma dayatmalarýna ve sürgünlere sonverilmesi, baþta Eskiþehir olmak üzere bütün tabutluklarýnkapatýlmasý, tutsak yakýnlarýna yönelik saldýrýlara sonverilmesi, savunma hakkýmýz ve tutsaklarýn tedavileriönündeki engellerin kaldýrýlmasý, kayýplara, infazlara,katliamlara, iþkencelere son verilmesi, baþta Kürt halkýolmak üzere tüm emekçilere yönelik devlet terörüne sonverilmesi, Erzurum ve Diyarbakýr zindanlarýndaki vahþetinson bulmasý talepleriyle direniþimizi ÖLÜM ORUCU'na
dönüþtürüyoruz.
DEVRiMCi TUTSAKLAR TESLiM AlýNAMAZ!
ZAFERi ÞEHiTLERiMizLE KAZANACAÐIZ!
YAÞASýN ÖLÜM ORUCU DiRENiþiMiz
Devrimci Tutsaklann 3 Temmuz 1996'da baþlattýklan ÖlümOrucu Eyleminin Anonsu
308
9 Temmuz Genelgesi
CUMHURiYET BAÞSAVcýLIÐINA
I. Terörle Mücadele Kanunu kapsamýna giren suçlardantutuklu veya hükümlü olanlar hakkýnda 06.05.1996 tarihinekadar (27.6.1996 dahil) Bakanlýðýmýzdan yayýnlanan tüm
genelgeler yürürlükten kaldýrýlmýþtýr.ii. Bugünden itibaren bahsi geçen tutuklu ve hükümlüler
sevkýerinde aþaðýdaki esaslar uygulanacaktýr.
SEVKLERLE ILGILI ESASLAR
1) Son yýllardaki yoðun yerleþim hareketleri nedeniyle
þehir merkezlerinde kalan ve ileriki yýllarda kaldýrýlmasýdüþünülen Istanbul Bayrampaþa Kapalý Cezaevi ile Buca
kapalý Cezaevi'ne bundan böyle yeni tutuklu konmayacaktýr.
2) Halen Bayrampaþa Kapalý Cezaevi ile Buca Kapalý
Cezaevinde bulunan hükümlü ve tutuklular bu yerlerde
kalacaklardýr.
3) istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin yetki alanýna
giren Terörle Mücadele Kanunu kapsamýndaki tutuklular,Kartal'da yapýlan 500 kiþi kapasiteli özel tip cezaevi inþaatý
tamamlanýncaya kadar izmit Kapalý, Sakarya E Tipi ve
Eskiþehir Özel Tip cezaevlerine konulacaktýr.
4) izmir Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin yetki alanýna
giren Terörle Mücadele Kanunu kapsamýndaki tutuklular yeni
bir cezaevi yapýlýncaya kadar Nazilli E Tipi, Uþak E Tipi,
Bergama Özel Tip cezaevlerine konulacaktýr.
5) Diyarbakýr Devlet Güvenlik Mahkemesi yetki alaný
içinde Terörle Mücadele Kanunu gereðince tutuklu olup
halen Diyarbakýr E ve Ek tesisleriyle, Diyarbakýr Kapalý
309
Cezaevi'nde bulunan tutuklu ve hükümlüler DiyarbakýrCezaevi yapýlýncaya ve yeni yapýlan 300 kiþi kapasiteli MidyatÖzel Tip, 650 kiþi kapasiteli Siirt E Tipi Cezaevleri hizmeteaçýlýncaya kadar halen bulunduklarý yer cezaevlerindekalacaklardýr.
6) Tüm tutuklularýn duruþmalarýnda hazýr bulundurulmasýiçin ilgili Devlet Güvenlik Mahkemeleri savcýlarý ile tutukluolduklarý yer cezaevi savcýlýklarý tarafýndan gerekli her türlüsevk önlem i alýnacaktýr.
7) Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi yetki alanýnagiren suçlardan tutuklu olup da uygulamadan kaldýrýlanGenelge hükümleri sebebiyle Sinop E Tipi, Kütahya E Tipi,Kastamonu E Tipi ve inebolu Özel tip cezaevlerine sevkedilenler CTE'leri Genel Müdürlüðü'nün planlamasýna göre3. maddede belirtilen yerlerdeki cezaevlerine nakledileceklerdir.
8) istanbul Kadýköy'de 1 Mayýs'ta meydana gelen olaylarneticesinde tutuklanan ve fakat eylemleri terörle mücadelekapsamý dýþýnda kalan ve halen Eskiþehir Özel TipCezaevi'nde bulundurulan tutuklular mahkemelerinin enyakýnýndaki cezaevlerine nakledileceklerdir.
9) Tutuklandýklarý tarihte sevki mümkün olmayan veyacan güvenlikleri nedeniyle sorunlarý olan Terörle MücadeleKanunu kapsamýna giren tutuklularla, hakkýnda mahkumiyetkararý veri.ýmiþ olanlarýn sevk iþlemleri ve sevkle ilgilikoordinasyon bu genelge esas alýnarak Ceza ve TevkifevleriGenel Müdürlüðü'nün talimatlarý doðrultusunda yürütülecektir.
III. TÜM CEZAEVLERi içiN HizMETLE ILGiLI ESASLAR
1) Tüm tutuklu ve hükümlülerin duruþmaya gidipgelmelerinde veya nakillerinde alýnacak tedbirler firarý
önleyecek boyutlarý geçmeyecektir.2) Koðuþ ve þebeke kapýlarýnýn kapalý tutulmasýna özen
gösterilecek, bir koðuþtan diðerine gidip gelmelere izin
verilmeyecektir.
310
3) Çocuk ve kadýn hükümlü ve tutuklulara özel ihtimam
gösterilecek, melhuz tehlikelerden korunacaklardýr.
4) Tüm tutuklu ve hükümlülere mutfaktan üç öðün yemek
verilecektir. Herhangi bir sebeple verilen yemeði kabul
etmeyen veya saðlýðý nedeniyle kabul edemeyenlerinbeslenmesi iaþe tutarýyla sýnýrlý olarak baþka gýdalarla
saðlanacaktýr.
5) Boþ olan saðlýk memurluðu kadrolarý doldurulacak,
tüm tutuklu ve hükümlülerin saðlýk sorunlarý ile yakýndan
ilgilenilecektir.
Kurum dýþý tedavi gerektiren acil durumlarda azami
çabukluk ve çaba gösterilecektir.
6) Tüm tutuklu ve hükümlülerin temizlik ve ýsýnma, ibadet
ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý için her türlü tedbir alýnacak veyardýmcý olunacaktýr.
Hükümlü ve tutuklularýn saç týraþlarý cezaevi berberhanesinde
ücret alýnmadan ve normal görünüþü bozmayacak biçimde
yaptýrýlacak, kesinlikle makineye vurulmayacaktýr.
7) Gerek cezaevi içinde gerek cezaevi dýþýnda tüm
hükümlülere hiçbir kötü muamele veya onur kýrýcý davranýþta
bulunulmayacaktýr. Aksi davranýþta bulunan, kim olursaolsun hakkýnda gerekli yasal iþlem yapýlacaktýr.
8) Adalet Bakanlýðý Ceza ve Tevkifevleri Genel
Müdürlüðü'nde "Cezaevleri Þikayet Masasý" birimikurulacaktýr.
Tutuklu ve hükümlülerin cezaevi yönetimi ve uygulamalarý
ile ilgili þikayetlerini veya isteklerini doðrudan doðruya Adalet
Bakanlýðý'na iletmelerini temin için tüm cezaevlerine kilitli
þikayet kutularý konulacaktýr. Þikayet kutularýnýn anahtarý
cezaevinin baðlý olduðu Cumhuriyet Baþsavcýlarý veya onun
görevlendireceði bir Cumhuriyet Savcýsýnda olacak, görevli
Cumhuriyet Savcýsý tarafýndan her hafta sonu açýlacak
þikayet kutusundan çýkan ve doðrudan Adalet Bakanlýðý'na
yazýlan mektuplar hiçbir þekilde açýlmaksýzýn "CezaevleriÞikayetleri Masasý"nda deðerlendirilmek üzere Adalet
Bakanlýð!'na gönderilecektir.
311
9) Tutuklu ve hükümlülere dýþarýdan gönderilen vesakýnca teþkil etmeyen giyeceklerle yiyecekler;
X-RAY cihazý bulunan cezaevlerinde bu cihaz ile,
Bu cihazý n bulunmadýðý cezaevlerinde ise yiyecek vegiyeceðe zarar vermeyecek þekilde kontrolleri yapýlarakilgililere teslim edilecektir.
10) Tüm tutuklu ve hükümlülerin, 0-10 yaþ gruplarýarasýnda bulunan çocuklarý ile eþleri ayda bir gün kurallarauygun olarak açýk görüþ yapmalarý saðlanacaktýr. (3713sayýlý Terörle Mücadele kanunun Eþler Yönünden 16'nclmadde hükmü saklýdýr.)
11) Cezaevlerinin tüm personeli, ziyaret sýrasýnda,ziyaretçiler aranýrken veya hükümlü ile görüþürken taraflarýnonurlarýný kýracak davranýþtan mutlaka kaçýnýlacaktýr.
12) Bakanlýktan özel izin almadýkça, hiçbir tutuklu vehükümlünün yerli ve yabancý basýnla veya yabancýtemsilcilerle mülakat yapmasýna müsamaha edilmeyecektir.
13) Bu genelge ile uygulamalarda ve diðer tereddütedilen konularda mutlaka bakanlýðýn görüþleri alýnacaktýr.
Gereðini önemle rica ederim.
Ölüm orucunun ilk sehidiÖLÜM ORUCUMUZ SEHiTLERiMizLt:ZAFERE YÜRÜYOR!
TKP(Ml) davasý tutuklusu Aygün UÐUR ÖLÜMORUCUMUZUN 63'üncü gününde ÜmraniyeCezaevi'nde direniþimizin ilk þehidi olarak
bayraklaþtý.ÞiMDi sýRADA Biz VARýzBizler DHKP-C, TKP(Ml), MLKP, TKEP-L, TKP/ML,TDP ve DiRENiþ HAREKETi davalarýndan 227'siÖLÜM ORUCU DiRENiþçisi olmak üzere 1400'üaþkýn direniþçi olarak bir kez daha haykýrýyoruz;
Taleplerimiz Kabul edilsin...Kararlývýz...Ölecek ama Teslim Olmavaca2Iz...Teslim olmaktansa.Kölece vasavýo nereün ölmektense.Onurumuzia direnerek.Zülme karsý savasarak ölece2iz...
.e1.z KAZANACAÐýZ!...
Avgün Uður Ölümsüzdür!Zaferi S~bitlerimizle Kazanacaðýz!..Yasasýn Ölüm Orucu Direni~imiz!
ZAFER!ÞEHITLERÝMlzLE
HALKIMIZINDEVRÝMCÝLERÝ
SAHÝPLENMESÝYLEKAZAND IK
Ali AYATATKP iMl) BURSA
o.._i Iut""u.', ha"'""", -.,kna .."'Ion... ko", 20 _.'996 .., o..i oý...k bo, , .,..".., 199' "n- CK[M'~'... _ý ,
~ 0..';""";, "'"oi .." 27 Ten 1996...mý. ZAFaý'lo ..",-
~"~i, , o,," ""'" ~..~,,"o OIJ'-' ORUCU'... ba~o
, ,., hoc.. -.,ono..k..""", k,~ori", ,Ý., ."'dýýeO,
"""" i --klemek,. ,."DI"" ...ko'_n _.de,.NI oý.n
KAHRAMAN ÞEHITLERIMIZINOIRI..
~~o""""",ko',"'"kM"'_,ko,,""" I ~ç;..o
lut"" """0"",
__",_.nm",..be"""""..,...,M"",k"'""",,o, baba ",
"II' de _o ,,"yoro, ,...1. ý;, UM""""'" OIJ'-' oýox:u'... ba"."o _i,
_"i, duya" 'on,",,""'~"",
""'.. -,.. ba,"", ,,"koo, "" , mOc""",. .,~m -~ "'.;,m,;
""'-"""""""""",o,""-"~""'o ha'~"o,
0.., "yau'~Im', ko ko.."""""",~ ,,- d ,.,.. ve
00""'0 _imo, -"', "'1""', du,'" i",!~m mom.-ý.no, om,f., OI..od _ilm,
o...;,m' boy"", -..,.-' ~o, oç"' ~ ve '*' .,ý.m~;y~ -;
knci baY' ~ ,. ý.."'-".""
"""""'i,.,~"",;"" Io,~ý;',""_o"""'p,,,,,,,t;'i"""kJoyeO
de_"i. kiýl. _"o'i, "" dom"~i, moo~' odolon, u,k,"", OOIOn cls.. 'iý~-,y"_""""",~"'_';OO,o ,-,;-;y~-,..",,o
-knci,_"..I kh~".DI~ri,kuro""""",~rio,
""';""~ m.,m duygul,,1o da oj.. "",.k ,. koýk", ný." bO"", """'M, "", no,
-.Ýn...""""',
M"Jdat YANATDNKP-C BUCA
BÜTÜN HALKýMýZýNDIR!...Tah.;" YILMAZ
TiKB BAYRAMPAÞA
ÖLÜM ORUCU ÞEHITLERI ÖLÜMSÜZDÜR!
YAÞASýN ÖLÜM ORUCU DiRENiþiMiziN ZAFERi!
HALK KAZANDI Yem"he KAYADHKP-C BAYRAMPAÞA
'-ý
DHKP-C, MLKP, TKP (Ml), TKEP-lenininsý, TKP/ML, TDP veDireniþ Hareketi davasýndan yargýlanan tutuklular adýna;
Þadi ÖZBOlAT, M.Ali ÇELEBi, Ökkeþ KARAOau, Ümit
Onursal OlAT, Mehmet YEþilÇALI, Bülent PARMAKSil,Sadýk RAMAZANOÐJlLARI
OsmanAKGÜNTiKB ÜMRANiYE
Zaferi Þehitlerimizle, Siper Yoldaþlýðýyla ve HalklarýmýzýnDevrimcileri Sahiplenmesiyle Kazandýk!
ZAFERiMiz HALKLARIMlZA KUTLU OLSUN
Kürt ve Türk Uluslarý,
Arap, Laz, Çerkez, Gürcü her milliyetten, her inançtan,
Alevi-Sünni her mezhepten emekçi halklarýmýz;
20 Mayýs 1900 tarihinde Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu'nu
oluþturan Parti ve Örgütlerin Süresiz Açlýk Grevi temelinde
baþlattýðý ve 3 Temmuz 1996 tarihinde DHKP-C, MLKP, TKP(ML),
TKEP-Leninist, TKP/ML, mp ve Direniþ Hareketi parti ve örgütleri
olarak ÖLÜM ORUCU'na dönüþtürülerek yükselttiðimiz Genel
Direniþimiz faþizme diz çöktürülerek 69. günü olan 27 Temmuz
1996 tarihinde zaferle sonuçlandý.
Faþizme karþý büyük bir zafer kazandýk...
Zaferi þehitlerimizle, siper yoldaþlýðýyla ve halklarýmýzýn
devrimcileri sahiplenmesiyle kazandýk...
Bu zafer bütün halklarýmýzýndýr... Zaferimiz halklarýmýza
kutlu olsun...
"HALKLARý M lZA"
On yýllardýr bizlere sömürü ve zulümden baþka hiçbir þeyveremeyen faþizm büyük bir kriz içerisindedir. Egemenler,bizlerin sömürüsüz, insanca ve özgür bir yaþam isteklerine
cevap verememekte, yönetememektedir.Sömürü düzeninin devamý için yoksul ve emekçi
halklarýmýza onyýllardýr zulüm uygulayan devlet, Kürtulusunun ulusal kimliðini yok saymakta, þovenist politikalarýylaKürt ulusunu yoketmek için soykýrýmcý saldýrýlara giriþmekte,
318
Kürdistan'ý yakýp tahrip etmekte, halký yediden yetmiþeiþkencelerden geçirmekte, katletmekte, halký vatanýndansürgüne göndermekte, asimilasyon ve kiþiliksizleþtirmepolitikalarýný tüm gücüyle sürdürmektedir. Haklarýný arayanhalk kitleleri ve devrimciler üzerinde terör estiren devlet,katliamlarýyla, infazlarýyla, kaçýrýp kaybetme ve zindanlaradoldurma uygulamalarýyla zulüm politikalarýna devametmektedir. Düzenin onyýllardýr zulüm politikalarýyla devamettirdiði demokrasicilik oyunlarý ve sahte vaadleri yoksul veemekçi halk kitlelerinin gözünde bir þey ifade etmemekteve halklarýmýz faþist devletten daha da uzaklaþarakdevrimcilerden yana saf tutmaktadýr...
Bu gerçekler emperyalizmi ve faþizmi korkutmakta;iktidarýný kaybedecekleri kabusuyla emekçi halklarýmýzüzerindeki terör politikasýný daha da yoðunlaþtýrmaktadýr.
Devletin emekçi halklarýmýz üzerindeki terörist saldýrýlarýnýnson örneklerinden birisiMart 1995'teki Gazi katliamý oldu...Derin bir ekonomik ve siyasi kriz içerisindeki egemenleremekçi halklarýmýza gözdaðý vermek ve sindirmek için Gazihalkýna saldýrdý. Halkýn tepkisinin kendisine yönelmemesiiçin Alevi-Sünni çatýþmasý yaratmaya çalýþtý. Fakat devletinbu çabasý amacýna ulaþmadý. Kürt ve Türk uluslarýndan,her milliyetten ve Alevi-Sünni her mezhepten Gazi halký
gerçek düþmanlarý karþýsýnda birleþerek yýllardýr birikmiþöfkeyle devlete karþý isyan bayraðýný yükseltti. Devletinkurþunlarýna taþlarýyla, sopalarýyla, barikatlarýyla veellerindeki her þeyi silah haline dönüþtürerek karþýlýk verdi.Devletin kurþunlarýyla onlarca insanýný þehit vermesineraðmen boyun eðmedi ve devletin oyunlarýný bozdu.
1995 1 Mayýs'ý da halklarýmýzýn giderek daha kitleselolarak devrimci mücade.leyi sahiplendiðini gösterdi. Gazi'ninruhu 1 Mayýs'ta alanlara taþýndý.
Korku ve çaresizlik içerisindeki egemenler katliamlarýyla,iþkenceleriyle, kaçýrýp kaybetmeleriyle halklarýmýza saldýrýpolitikalarýný bu süreçte daha da yoðunlaþtýrdý. Devlet,dýþarýda olduðu gibi cezaevlerinde de devrimcileri sindirmek,
319
teslim almak istiyordu. Eylül 1995'te Buca cezaevindeki üçdevrimci tutsaðýn, Ocak 1996'da ise Ümraniye cezaevindedört devrimci tutsaðýn katledilip onlarcasýnýn aðýr þekildeyaralanmalarý, devletin halklarýmýzý ve devrimci tutsaklarýteslim alma saldýrýlarýydý. Fakat devlet, bu saldýrýlarýyla daamacýna ulaþamadý. Devrimci tutsaklar, katliam saldýrýlarýkarþýsýnda boyun eðmediler, devrimcikimliklerini yokettirmediler.Devrimci tutsaklar Ümraniye katliamýna ve devletin katliamcýpolitikalarýna siperyoldaþlýðý bilinciyle birçok cezaevlerindebarikatlarý ve rehinleriyle; halklarýmýz her türlü mücadelebiçimleri ve her þeyi silah haline getirerek karþýlýk verdiler.Devletin saldýrýlarý karþýsýnda halklarýmýzýn, devrimcilerinboyun eðmeyeceði bir kez daha gösteriidi. Bedel ödeyensadece devrimciler deðildi; faþist devlete ve egemeniere debedel ödettirildi.
Halklarýmýz faþist devletten daha da uzaklaþýyor vegiderek artan bir kitlesellikle devrimci mücadeleyisahipleniyordu. 1996 1 Mayýs'ý bu gerçeði dost-düþmanherkese çok açýk bir þekilde gösterdi. Halk kitlelerinindevrimci mücadeleyi sahiplenmesi karþýsýnda ürperenfaþizm, 1996 1 Mayýs'ýný devrimci demokrat üç iþçi veemekçiyi katletmesi ve kitlelerin üzerinde azgýncasaldýrmasýna raðmen halk üzerinde korku yaratamadý vetýpký Gazi'de olduðu gibi halk kitlelerinin öfkesiyle karþýlaþtý."Terör" ve "terörist" edebiyatýyla yoksul ve emekçi halkkitlelerini devrimci mücadeleden uzaklaþtýramayanegemenlerin korkularý 1996 1 Mayýs'ýndan sonra daha dabüyüdü. Bu nedenle de halklarýmýza ve devrimci tutsaklarayönelik MGK kaynaklý saldýrýlardaha da hýzlandý, yoðunlaþtý.
Devlet, halklarýmýza karþý topyekün birsaldýrý içerisindeydi.Devrimci tutsaklara yönelik saldýrýlar da bu topyekünsaldýrýdan baðýmsýz deðildi. Doðrudan MGK tarafýndanyönlendirilen saldýrýlar, faþistANAYOL hükümeti tarafýndanuygulamaya sokuluyor ve eli yüzlerce devrimcinin kanýnabulaþmýþ bir iþkenceci ve kati i olan Mehmet Aðar, AdaletBakanlýðýna getirilerek tüm halka devletin saldýrýlarýnda
320
kararlý olduðu mesajý veriliyordu. 6,8,10 Mayýs 1996 tarihligenelgeler çýkartýlarak devrimcilerin tabutluklara yerleþtirilmesi,böylece tutsaklarýn birbirlerinden ve halktan tecrit edilerekitirafçýlaþtýrma politikalarýna hýz verilmesi amaçlanýyordu.Saldýrý çok kapsamlýydý. Bu saldýrýlara en geniþ halkkesimlerini de direniþin asli unsurlarý haline getirerek uzunsoluklu bir direniþle karþýlýk vermek gerekiyordu. Saldýrýlarýnboyutlarý ve bütün halka karþý topyekün bir biçimdegeliþtirilmesi, topyekün bir direniþle cevap verilmesini zorunlukýlýyordu. Bu nedenle devrimci tutsaklarýn daha öncebiraraya gelerek oluþturduklarý, güçlü ve kapsamlý saldýrýlarakarþý merkezi bir þekilde politika üreterek karþýlýk verilmesiamacýyla kurulmuþ olan Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu'nunkararýyla 20 Mayýs 1996 tarihinde bütün cezaevlerindeyaklaþýk 1500 devrimci tutsak kitlesiyle Süresiz Açlýk Grevinebaþlandý. Direniþimiz, halk kitlelerinin de desteðiyle hergeçen gün büyüyor, faþizmin cephesinde ise hükümetdeðiþikliði olarak REFAH-YOL hükümeti kuruluyordu.Saldýrýlar doðrudan devlet politikasý olduðundan hükümetlerdeðiþiyor fakat saldýrý politikalarý deðiþmiyor, daha daazgýnlaþarak devam ediyordu. Anti-emperyalist ve halkçýsöylemleriyle, "Adil Düzen" vaadleriyle dÜzenden memnuniyetsizhalk kitlelerinin bir bölümünün oylarýný alan Refah Partisiiktidara ortak olduktan sonra gerçek bir düzen partisiolduðunu, faþist devlet politikalarýný uygulamakla diðer düzenpartilerinden geri kalmayacaðýný saldýrý politikalarýna hýzvererek açýkça ortaya koyuyordu.
Faþizm saldýrýlarýnda ýsrarlýydý. Kimi parti ve örgütlerin"kýsa sürede çözülür" þeklindeki veya Refah Partisi'nden"çözüm" bekleyen mantýklarý ve bu mantýk üzerindenürettikleri beklemeci politikalarý yanlýþtý. Süresiz Açlýk Greviile sonuç alýnamayacaðý ve zafere ulaþýlamayacaðý açýk birgerçekti. Direniþimizin nitelik olarak sýçratýlmasý ve faþizminkararlýlýk gösterisinin karþýsýna yenilmez devrimci iradeyi veölümü paçavraya çevirecek feda ruhunu dikmek gerekiyordu.
Bu nedenle bizler DHKP-C, MLKP, TKP(ML), TKEP-Leninist,TKP/ML, TDP ve Direniþ Hareketi parti ve örgütleri olarakSüresiz Açlýk Grevi direniþimizi ÖLÜM ORUCU saldýrýsýnadönüþtürme kararý aldýk.
Bütün hazýrlýklarýný tamamladýðýmýz ve 3 Temmuz 1996tarihinden baþlattýðýmýz Ölüm Orucu Direniþimizin talepleri
þöyleydi;
1- Tabutluk genelgeleri iptal edilsin.
Itirafçýlaþtýrma dayatmalarýna ve sürgünlere son verilsin.
Baþta Eskiþehir olmak üzere bütün tabutluklar kapatýlsýn.
2- Tutsak yakýnlarýna yönelik saldýrýlara son verilsin.
3- Savunma hakkýmýz V9 tutsaklarýn tedavileri önündekiengeller kaldýrýlsýn.
4- Kayýplar, infazlara, katliamlara, iþkencelere son verilsin.
Baþta Kürt halký olmak üzere tüm emekçilere yönelikdevlet terörüne son verilsin.
Erzurum ve Diyarbakýr zindanlarýndaki vahþet son bulsun.
Kararlýydýk... Ölüm Orucu Direniþimizi, taleplerimiz yerinegetirilene kadar sürdüreceðiz, zaferi þehitlerimizle vehalklarýmýzýn sahiplenmesiyle kazanacaktýk...
Ölecek ama asla teslim olmayacaktýk...
159 Ölüm Orucu Savaþçýsý ölme kararlýlýðýyla zafere
yürüyordu...Bu, faþizme karþý devrimcilerin her türlü bedeli ödemek
pahasýna birsaldýrý hareketiydi... Zafermutlaka kazanýlacaktý...
Ölüm Orucu Direniþimizle birlikte halklarýmýzýn devrimcitutsaklarý sahiplenmesi her geçen gün artýyor, cezaevi önleri,alanlar faþizmin coplarýna, kalkanlarýna, iþkence vegözaltýýara raðmen ýsrarlý direniþlere sahne oluyor, halkkitleleri yýlmýyordu. Iþçiler, memurlar, öðrenciler, kadýn-erkekher yaþtan insan taleplerimize sahip çýkýyor, "EvlatlarýmýzýKatlettirmeyeceðiz", "Zindanlar Boþalsýn TutsaklaraÖzgürlük", "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur" sloganlarý
322
Türkiye'nin, Küdistan'ýn ve Avrupa'nýn dört bir köþesinde hergeçen gün daha gür bir biçimde haykýrýlýyordu. Ölüm OrucuDireniþimizi büyütmek için silahlý, silahsýz, kitlesel ve darhertürlü mücadele yöntemi ve aracýyla direniþ yükseltiliyor,bedeller ödeniyor, kitle gösterilerinde, silahlý eylemlerde,
çatýþmalarda þehitler veriliyordu.Direniþimiz, Süresiz Açlýk Grevi sürecindeyken 22 Haziran
1996 tarihinde DHKP-C Savaþçýsý Adalet Yýldýrým, direniþimizidesteklemek için Kaðýthane'de halk düþmanlarýna karþýgerçekleþtirilen bir eylem sonrasýnda çatýþarak þehit düþmüþtü.Direniþimizin Ölüm Orucu saldýrýsýna dönüþtürülmesinden birgün sonra; 4 Temmuz 1996 tarihinde ise direniþimizidesteklemek ve selamlamak için Dersim'de gerçekleþtirileniki eylem sýrasýnda Elmas Demir ve Aliþer kod adlý TKP(ML)
savaþçýlarý þehit düþtüler.Faþizm, azgýnca saldýrýlarýna devam etmekte ve kararlýlýk
gösterileri yapmaktaydý. REFAH-YOL hükümetinin AdaletBakaný Þevket Kazan faþizmin halklarýmýzý aldatmapolitikalarýnýn bir parçasý olarak 9 Temmuz 1996 tarihindeMehmet Aðar döneminin genelgelerini tekrar eden ve dahada saðlamlaþtýrýlan yeni bir genelge çýkarýyordu. RefahPartisi, emperyalizme ve faþizme sadakat gösterileri yapýyor,devrimci tutsaklarý teslim alma politikalarýnýn en saðlamuygulayýcýlarýndan biri olduðunu ortaya koyuyordu.
Devrimci tutsaklar bu kararlýlýk gösterilerine de karþýlýkveriyor, Ölüm Orucu Savaþçýlarýnýn sayýsý 13 Temmuz 1996tarihinden itibaren DHKP-C, TKP(ML) ve TKEP-Leninisttutsaklarýnýn toplam 62 kiþilik ikinci Ölüm Orucu ekipleriyle221 'e yükseliyor, DHKP-C, MLKP, TKP(ML), TKEP-Leninist,TKP/ML, TDP ve Direniþ Hareketi tutsaklarý yaklaþýk 1200kiþiyle yeniden süresiz açlýk grevine baþlayarak kararlýlýklarýný
ortaya koyuyorlardý.Bu süreç, cezaevleri dýþýnda da mücadelenin sürekli
büyütülüp yükseltildiði, emekçi halk kitlelerinin yoðun olduðugecekondu mahallelerinin de kitle gösterileri yaptýðý,barikatlar kurduðu bir süreç olmuþtur. Ölüm OrucuDireniþimizi büyütmek ve desteklemek için birçok devrimcieylem gerçekleþtirilmiþ, 15 Temmuz 1996 tarihinde istanbul
32
Gültepe merkezini basan DHKP-C savaþçýlarýndan HasanHüseyin Onat, Gülizar Þimþek, Emine Tunçal, Ali Ertürkbulunduklarý evin polis tarafýndan kuþatýlmasý sonucuçatýþarakþehit düþmüþlerdir. 19 Temmuz 1996 tarihinde isedevrimcilerin ortak düzenlediði meþru kitlesel bir gösteriyekatýlan Kurtuluþ Gazetesi okuru Levent Doðan, IstanbulBaðcýlar'da polis kurþunlarýna hedef olarak þehit düþmüþtür.
Cezaevlerinde kararlýlýkla sürdürülen Ölüm OrucuDireniþimiz ise ilk Ölüm Orucu Savaþçýsý þehidini 21Temmuz 1996 tarihinde Omraniye Cezaevi'nde verdi.TKP(ML) tutsaðý ve Ölüm Orucu Savaþçýsý Aygün Uður ölümOrucu direniþimizin ilk þehidi oldu. Aygün Uður'un þehitdüþmesiyle faþizmin yalan ve demagojileri boþa çýkýyor, öfkeve kararlýlýðýmýz daha da pekiþip güçleniyor ve 23 Temmuz1996 tarihinden itibaren Ölüm Orucu Savaþçýlarýnýn sayýsýDHKP-C, MLKP, TKP(ML), TKEP-Leninist ve DireniþHareketi tutsaklarýnýn yeni katýlýmlarýyla 272'ye ulaþýyordu.
Ardýndan þehitlerimiz peþpeþe geldi. 23 Temmuz 1996tarihinde Bayrampaþa Cezaevi'nde DHKP-C tutsaðý ve ÖlümOrucu Savaþçýsý Altan Berdan Kerimgiller; 24 Temmuz 1-996tarihinde Bayrampaþa Cezaevi'nde DHKP-C tutsaðý ve ÖlümOrucu savaþçýsý Ilginç ÖZKESKIN; 25 Temmuz 1996tarihinde Bursa Cezaevinde TKP(ML) tutsaðý ve Ölüm OrucuSavaþçýsý Ali Ayata, Ankara Cezaevinde MLKP tutsaðý veÖlüm Orucu Savaþçýsý Hüseyin Demircioðlu, AydýnCezaevinde DHKP-C tutsaðý ve Ölüm Orucu SavaþçýsýMüjdat Yanat, 26 Temmuz 1996 Bayrampaþa CezaevindeTiKB tutsaðý ve Süresiz Açlýk Grevi Direniþçisi TahsinYýlmaz, Çanakkale Cezaevi'nde DHKP-C tutsaðý ve ÖlümOrucu Savaþçýsý Ayçe idil Erkmen, 27 Temmuz 1996tarihinde Bursa Cezaevi'nde TiKB tutsaðý ve Süresiz AçýlýkGrevi Direniþçisi Hicabi Küçük, Bayrampaþa Cezaevi'ndeDHKP-C tutsaðý ve ölüm Orucu Savaþçýsý Yemliha Kaya,Omraniye Cezaevi'nde TiKB tutsaðý ve Süresiz Açlýk GreviDireniþçisi Osman Akgün þehit düþüyorlardý. Þehitlerimiz,faþizmin kararlýlýk gösterilerini paramparça ediyor ve faþizmidize getiriyordu. 27 Temmuz 1996 tarihinde þehitlerimizle,halklarýmýz ve dünya halklarýnýn devrimcileri sahiplenmesiyle
324
dize gelen faþizm, taleplerimizi kabul ediyordu. Zaferhalkýmýzýndý, devrimci tutsaklarýndý. Fakat þehit vermeyedevam ediyorduk. Zaferden bir kaç saat sonra 28 Temmuz1996 tarihinde Bursa Cezaevi'ndeki TKP(ML) tutsaðý veÖlüm Orucu Savaþçýsý Hayati Can hastaneye kaldýrýlýrkenþehit düþmüþtü. Yine, Ölüm Orucu Savaþçýlarýmýzý þehitverdiðimiz dönem içerisinde Gültepe'de çatýþmanýn olduðuevden yaralý olarak gözaltýna alýnan Haným Gül de bulunduðuhastanede faþizm tarafýndan katlediliyor ve direniþimizin
þehidi oluyordu.Þehitler, gözaltýlar, iþkenceler pahasýna faþizmin saldýrý
politikalarýna boyun eðilmeden kararlý bir þekilde sürdürülendireniþimiz faþizmi dize getirmiþ, devrimci tutsaklarýn taleplerikabul edilerek zaferle sonuçlandýrýlmýþtýr.
Direniþimiz devletle "uzlaþma" ile deðil, faþizmin dizçöktürülmesiyle iradi bir þekilde zaferle sonuçlanarak sona
erdirilmiþtir.Devrimci tutsaklarýn birlikte sürdürdükleri bu direniþ,
baþta Türkiye ve Kürdistan halklarý olmak üzere bütün dünyahalklarýnda derin etkileryaratmýþ, devrimlertarihine geçecektarihsel öneme sahip bir eylem olmuþtur.
Ölümün üzerine dalga dalga giden Ölüm OrucuSavaþçýlarý Türkiye ve dünyada devrimci mücadeleiçerisinde yer alanlara büyük bir moral güç olmuþ, cüret
aþýlamýþtýr.Dünya halklarýnda derin izler býrakan, yankýlar uyandýran
büyük irade savaþý olan direniþimiz ayný zamanda sosyalizmiçin savaþ çaðrýsý olmuþ, sosyalizmin yegane umut veuðruna ölmeye deðer olduðunu bir kez daha göstermiþtir.
Burjuvazinin "terör" edebiyatý yara almýþ, halk kitleleri,devletin "terörist" dediði devrimcileri "onurumuzdur" diyereksahiplenmiþ, devrimciler ve devrim halk kitlelerinin nezdinde
daha da meþrulaþmýþtýr.Ölüm Orucu saldýrýmýz, Türkiye'de faþizmin hüküm
sürdüðünü, halklarýn hiçbir özgürlüðünün olmadýðýný,yasalarýn ve emperyalizm ve tekellerin bugünü ve geleceði
325
için iþlediðini, Türkiye'yi katillerin, din tüccarlarýnýn yönettiðinigöstermiþ, en geniþ halk kesimlerine güven vermiþtir. Budüzenin çürümüþlüðü, devletin acizliði ve terörist kimliði birkez daha açýða çýkarýlmýþtýr.
Uyuyanlarý uyandýrmýþ, yýlgýnlarý ve yorgunlarý yenidenayaða kaldýrmýþ, devrimci mücadeleye uzak olan, devrimcimücadele karþýsýnda yerinden kýpýrdamayan bir çok kesimihareketlendirmiþ, herkesi yeniden düþünmeye zorlamýþtýr.Devrimcilerden ve devrimci mücadeleden uzak olan bir çokinsana insanlýklarýný yeniden hatýrlatmýþtýr.
Burjuvazinin kitlelere aþýlamaya çalýþtýðý inançsýzlýk vebencillik düþünceleri derin yaralar almýþ, yeni bir ahlaký, yeniinsaný temsil eden Marksist -Leninist ideolojik ölümeyatanlarýn, kiþiliklerinde somutlanarak burjuva ideolojisikarþýsýndaki üstünlüðünü bir kez daha ispatlamýþtýr.
Hiç bir iradenin, hiç bir teknik gücün devrimcilerin iradesiniyenemeyeceði, bedel ödeme kararlýlýðýyla zulme karþýmücadele edildiðinde zulüm politikalarýnýn püskürtülebileceði,zafer kazanýýabileceði, en geniþ halk kitlelerine gösterilmiþtir.Devletin güçlülüðü, yýkýlmazlýðý düþüncesi önemli bir yara
almýþtýr.Refah Partisi'nin "Adil Düzen" söylemlerinin büyük bir
aldatmaca olduðu günlerde ifade edilebilecek çok kýsasürede açýða çýkarýlmýþ, REFAHYOL Hükümeti'nin dintüccarý, matyacý yüzü gözler önüne seriimiþtir.
Devlet içinde esas olunan bu zulüm düzenini devamettirrnek olduðu, hükümet deðiþikliklerinin saldýrý politikalarýndahiç bir deðiþiklik yaratmadýðý, saldýrýlarýn devlet politikalarý
olduðu gösterilmiþtir.Reformizmin düzen yanlýsý, teslimiyetçi, uzlaþmacý yüzü
açýða çýkarýlmýþtýr. Direniþimiz, reformizmin kitle tabanýnýda derinden etkilemiþ ve halklarýmýzýn kurtuluþunun ancakdüzenle radikal bir þekilde çarpýþarak, devrimci mücadeleyle
saðlanabileceðini göstermiþtir.Cezaevi, direniþimizin esas gücü olmuþ, cezaevlerinde
siyasi mücadelenin yürütülmeyeceði, sadece hak alma
326
mücadelesi yürütülebileceði, düþüncelerinin yanlýþlýðý ortayaçýkarýlmýþtýr. Cezaevlerinin, halklarýmýzýn kurtuluþmücadelesinin önemli odaklarý olduðu açýk bir þekilde
ispatlanmýþtýr.Direniþimizle, faþist teröre set oluþturmuþ, faþizmin saldýrý
politikalarý püskürtülerek tabutluklar devrimci tutsaklara
kapattýrýlmýþ, itirafçýlaþtýrma uygulamalarý boþa çýkarýlmýþtýr.iþkence, ölüm, cezaevi korkusuyla devrimcilere boyun
eðdirmeyeceði ispatlanmýþtýr.Ölüm Oruçlarýnda ilk kadýn þehitverilerek, diðer alanlarda
olduðu gibi zindanlarda da devrimci kadýn savaþçýlarýmýzýnonuru gösterilmiþtir.
Ölüme yatýlarak kazanýlan zafer, dünyayý Türkiye'densarsmýþ, Türkiye'de devrimci dinamiklerin güçlü olduðuortaya konulmuþ, dar ve grupçu anlayýþlarla hareketedilmeyip devrim için biraraya gelindiðinde, halk güçleribirleþtirildiðinde ve savaþtýrýldýðýnda büyük geliþmelerinortaya çýkarýlabileceði gösterilmiþ, siper yoldaþlýðýnýn hemcezaevlerinde hem de dýþarýdaki mücadelede güzel örnekleri
hayata geçirilmiþ, güven duygusu geliþtirilmiþ, gelecektekidaha saðlam daha güçlü birlikteliklerin yolu açýlmýþtýr.
Direniþimiz, halklarýmýzý kurtuluþ yolunda birleþtirmenintarihsel adýmlarýndan birisi olmuþ, devrime birlikte
yürüyebileceðimizi göstermiþtir.Direniþimiz, halk kitlelerine güven vermiþ, halklarýmýzýn
yüzünü devrime, devrimcilere döndürmüþ, Türkiye'nindevrime gebe bir ülke olduðunu bir kez daha göstermiþtir.
Devrimci güçler geniþ halk kitlelerini çevresinde toplamýþve çeþitli þekillerde harekete geçirmiþtir. Zaferimizin ayýrt edicive ona özel bir nitelik kazandýran önemli kazanýmlarýndan biriside budur. Ayrýca aþaðýdaki taleplerimiz bir çok aydýn, sanatçýve avukatýn da tanýklýðýnda kabul ettirilmiþtir;
a- Eskiþehirtabutluðunun devrimci tutsaklara kapatýlmasý,
b- Tutsaklarýn tedavileri ve duruþmalara katýlmalarýönündeki engellerin kaldýrýlmasý,
327
c-Yeni tutuklananlarýn tutuklandýklarý il sýnýrlarýiçerisindeki cezaevlerine götürülmesi,
d- Cezaevlerinde tek bir statünün uygulanmasý,
e- Siyasi temsilcilik hakkýnýn kabul edilmesi,
f- Cezaevlerinde koðuþlar arasýndaki iliþkilerin önündeki
engellerin kaldýrýlmasý,g- Itirafçýlaþtýrma dayatmalarýna son verilmesi,
h- Tutsak aileleri üzerindeki gözaltý terörünün son bulmasý.
Bununla birlikte zaferimizi cezaevlerindeki "maddi"kazanýmlarla tartýþmak Ölüm Orucu eylemini ve sonuçlarýnýkavramamaktýr. Devrimle karþý-devrimin çok sert bir þekildeçarpýþtýðý bu irade savaþý devrimin lehine sonuçlanmýþ,devrimci tutsaklar, halklarýmýz kazanmýþtýr. Direniþimizin çoksomut ve bütün çýplaklýðýyla ortada olan esas kazanýmlarýda bunlardýr.
Bugün halklarýmýzýn baþý daha diktir. Bizler devrimcimücadelenin çok daha geniþ halk kesimlerini içine almasý,devrimcilerin birlikteliðinin pekiþtirilmesi ve güçlendirilmesiiçin bütün gücümüzle mücadele edeceðiz, halklarýmýzýemperyalizme ve faþizme karþý birleþtirip savaþtýracak, yenizaferler kazanacaðýz, sömürü ve zulüm düzenine karþýsavaþýmýzý daha büyüterek bu düzeni yýkacak, sýnýflarýn vesýnýf egemenliðinin olmadýðý, insanlarýn özgürce yaþayacaðýbir dünyayý mutlaka kuracaðýz.
27 Aðustos 1996
Bütün Cezaevlerindeki DHKP-C, MLKP; TKP(ML),TKEP-Leninist, TKP/ML, TDP ve Direniþ Hareketi dava
tutsaklan adýna; Þadi ÖZBOLA T; M. Ali ÇELEBi, ÖkkeþKARAOÐLU, Ümit Onursal ÖZAT; Mehmet YEþiLÇALý,
Bülent PARMAKSIZ, Ramazan SADýKOÐULLARý
328
Ölüme Yatýp, Ölümü Yenen Yoldaþlar,Ölüm Orucu eylemi ile bütün halklarýmýz ve dünya halklarý
en çýplak biçimiyle Türkiye faþizmini ve devrimci iradenin
yenilmezliðini gördü.Ölüm Orucu savaþçýsý olmak ve bu savaþta þehit
düþmekten daha güçlü bir eylem yoktur. Halk için ölümeyatma k öylesine inanýlmaz, öylesine büyük, kutsal ve meþruki, oligarþinin tüm yalanlarý, demagojileri yerle bir oldu.Devrimcilerin haklýlýðý, meþruluðu bir kez daha kanýtlandý.Bütün halklar hatta çeþitli burjuva kesimler devrimcilerininancýný, kararlýlýðýný düþünmeye baþladý. Herkes sarsýldý.Adeta bir deprem oldu, en korkaklar, yýlgýnlar dahihareketlendi, onurlu olmak gerektiðini hatýrladý. Ölümeyatanlar onlarca silahlý eylemden ve en güçlü silahlardançok daha güçlü bir etkiye sahip olduklarýný gösterdi. Inancýve saðlamlýðý, halka baðlýlýðý gösterip, ihtilalin yolunumeþrulaþtýrdýlar. Halkýn öncüsü oldular ölümsüzleþtiler.
Ölüme giderken ölümü yendiler. Ölümü yenerken burjuvaideolojisi büyük biryara aldý. Ölüme yatanlarýn ideolojik saldýrýsýkarþýsýnda burjuvazi sendeledi ve yalanlarýný çoðaittý. Amatüm inandýrýcýlýðýný yitirdi. Çünkü ölümü yenenler karþýsýndaher þey güçsüzdür. Þimdi tavizsiz görünüyorlar. Ama herölürnde açmazlarý biraz daha derinleþiyor. Çünkü, þehitlerimizdýþarýdaki mücadeleye yön veriyor. Dinamitin fitilini ateþliyorve faþistlerin gerçek yüzlerini açýða çýkarýyor.
Yoldaþlar,Ölüm Orucu Savaþçýlarýmýz,Bu kavgadan ideolojik olarak daha güçlü çýkacaðýz.
Devrimci düþüncenin yenilmezliði ve üstünlüðü herkesinbeynine hiç çýkmayacak biçimde kazýnacaktýr.
Bu direniþ ülkemiz devriminde bir dönüm noktasý olacak,saflar daha çok netleþecek, savaþ büyüyecek ve geliþecektir.
Halkýmýzýn ve vatanýmýzýn gerçek sahipleri ve temsilcisiþehitlerimizin yolunda yürüyecek, zaferi kazanacaðýz. ÖlümOrucu düþmanla en üst düzeyde süren bir savaþtýr ve busavaþý her ne pahasýna olursa olsun biz kazanacaðýz,
Tüm yoldaþlarýmý kucaklýyor, sevgi ve selamlarýmý iletiyorum.
DURSUN KARA TAÞ26 Temmuz 1996
329
"Tutsak yoldaþlar,
Faþizme karþý büyük bir zafer kazandýnýz. Kutlu olsunve bu zaferler kurtuluþa kadar sürsün. Bu zafer kurtuluþsavaþýmýzda bir dönüm noktasý olacak, uyuyanlarýuyandýracak, yýlgýnlarý ve yorgunlarý yeniden ayaðakaldýracaktýr. Bu zafer baþta Parti-Cephemiz olmak üzeredirenen bütün tutsaklarý, onurun, özverinin, kahramanlýðýnbayraðý haline getirecektir. Bu bayrak halkýmýzýn kurtuluþbayraðýdýr. Bu bayrak Parti-Cephe'mizin bayraðýdýr. Parti-Cephe, düþüncesi ve mücadelesiyle, her alanda öncüolduðunu bir kez daha kanýtlamýþtýr. Bir an dahi olsunrehavete düþmeden, önderlik misyonumuzu unutmadan,aðýr bedeller ödeyerek kazanýlan zaferi süreklileþtirmek içintüm gücümüzle çalýþmalýyýz.
Baþta þehitlerimiz olmak üzere; tüm tutsak yoldaþlarýmýzýnhalka ve Parti'ye baðlýlýðý, özverisi ve kahramanlýðý
karþýsýnda onurduyuyoruz. Tutsaklarýmýz kahramanlýklarýylahertürden bütün burjuva ideolojilerine unutamayacaklarý birders vermiþ, M-L düþünceyi, yeni bir ahlaký, yeni insan
kiþiliklerinde, direniþlerinde somutlamýþtýr. Kurtuluþ bukiþiliklerle, bu insanlarla, bu düþüncelerle saðlanacaktýr.
Aðýr bedeller ödedik ama milyonlarýn beyinlerinde
depremleryarattýk. Þehityoldaþlarýmýzýn yolunda bayraðýmýzýülkenin en ücra köþelerine taþýyacaðýmýz inancý ve güveniyleonlarýn çýkacak anýsý önünde saygýyla eðilirken bütünyoldaþlarýmýzý kucaklýyor selam ve sevgilerimi iletiyorum.
DURSUN KARATAÞ
28 Temmuz 1996
330
SiZE VE ONLARA
Umutsuzluk-kararsýzlýk ve karamsartýk bugün düþmandandaha da düþmandýr bize. Bütün olumsuzluklara, kötülüklere,hatta ihanet ve teslimiyetýere raðmen göðsümüzdeaðaçkakanýn ormaný yankýlatan vuruþlarý gibi bir iþçinin aðýrve sakin tek düze inip kalkan çekicinden çýkan ses gibi,çalkantýlý çalýþmasýný sürdüren yürek asla ve asla yýlgýnlýkçukuruna gömülmeyecektir, gömülmemelidir. Nasýl ki,güzelliði anlamlý kýlan çirkinlikse, baþarýyý, zaferi, olumluiuðuanlamlandýran da yaþanmýþ olan ve yaþayacaðýmýzbaþarýsýzlýklar, yenilgiler ve olumsuzluklardýr.
Biz her acýyla nasýl kavrulup, içleniyorsak, her kavruluþve içlenmeyi öfke ve kine, coþku ve sevince tabi kýlmasýnýda bilmek zorundayýz.
Ancak, her bakýþýn bize bir can verdiðini, anlayacaðýz,12 defa ölüp dirilme þansýna kavuþmuþ olduðumuz bilincimdefalarca tekrarlamaktadýr. Çünkü her ölümü, her yenilgive baþarýsýzlýðý, olumsuzluðu zýtlýna çeviren bilinç keyfi birtutum içinde deðil, tam aksine ayaklarýn en þiddetli savaþcephesinin, en kanlý ve en yoðun çatýþmalarýnýn yaþandýðýmevzinin topraklarýna öyle bir basmýþtýr ki, kuþkulanmayýbile utanç sayan durumdadýr.
Eðer bugünleri birileri kalkýp da unutmaya, unutturmayaçalýþacak olursa, açlýðýn kemiðe yapýþtýrdýðý deriyi inkarsofrasýna katmaya çalýþýp, o çalkantý ve coþkuyla çarpanyüreklerini müthiþ iradeleriyle ve o iradeyi ortaya çýkarýpetkinleþtiren bilinçleriyle, halkýna mutlu bir gelecek armaðanedebilmek için durdurmaktan çekinmediklerinin üstünü ölütopraðýyla örtüþtürmeye çalýþýrsa, onlarý bilimin cenderesindeezmekten geri durmayýn.
331
Ölümü küçülterek yenmenin anlamýný çözümleyememiþ
olanlarýn, küçük pencerelerinden büyük dünyanýn büyükinsanlarýnýn gözlerine bakmaya cesaret edememelerindendaha doðal ne olabilir ki?
Onlar biliyorlar ki, bu direniþ, bu feda ruhuyla küçülterekyenilen sadece korku kaynaðý olarak dayatýlan ölüm deðildir.Küçülen, ayný zamanda göründüðü gibi olmayanlarýn, uðrunaerim erim eriyerek tüketilen bireysel ömrün adandýð: þanlýkavganýn akkor ateþi karþýsýnda yaþadýðýný sanýrken etrafýölü çürümüþlüðünün kokusunu yayarak iðrenilen kiþiliktir.
Onlar, bu kiþilikleriyle gökyüzüne eriþmiþ baþlarýnalýnlarýndan öpmeye dahi layýk deðiiken, yine ayný inançlaküçüttülen midenin yükselttiði gurultu sesini yoldaþlýk yapankýzýl kurþun výnlamasýnýn ayný hedefe yöneldiðinianlayamadýklarýndan dolayý çürümüþ bacaklarýnýn, çürümüþgövdeleri mezarlýða doðru götürdüðünün ayýrdýna dahivarmadan gömüleceklerdir.
Biliyoruz yine anlamazlýktan gelen olacaktýr. Varsýn birzaman daha böyle davranmaya devam etsinler.
Ama sað göðsümdeki derin yaram üzerine yeminederim ki,
Yemin ederim ki, evlat acýsýyla kavrulan ananýn gözyaþýüzerine, yemin ederim ki, isyankar bakýþlar ve göðe varmýþbaþlar üzerine, yemin ederim ki, en son sýrtýmda taþýrken,sýcak nefesini hissetmediðimden, onunla beraber öldüðümve bütün aðýrlaþmasýna raðmen indirmediðim, 'öldü'
diyemediðim, kurþunla parçalanmýþ yoldaþým üzerine,Yemin ederim ki, napalmýn, gazýn kavurduðu bebenin,
bütün güzelliklerine düþman eli deðmiþ, hayata küskün Kürtkýzýnýn diriliþi üzerine,
Nasýl yargýlandýysa ihanet ve teslimiyet,
Nasýl ki, boyun eðdirildiyse yýlansý baþa,Ayný öyle sorgulanacaktýr, bu umarsýzlýk. Ya yeter deyip,
çürümüþ yanlarýna sen diz çöktüreceksin, ezeceksin içindekiyýlansý baþý ve saygýyla eðileceksin kütüðe, yürüyeceksin
332
Dar'a doðru ve yargýlayacaksýn kendini, af dileyeceksin yada ihaneti ve teslimiyeti bütün biçimleriyle yargýlayanlarýnyargýsýna kalacaksýn.
12 yüreðin alevlendirdiði kývýlcým bugün milyonlarcaharlanýyorsa, o sessiz çoðunluk diye bilinenler haykýrarakyüreðini 12 yüreðe katýyorsa, ölümü küçülterek yenmegörevini en ön mevzide karþýlayanlarýn yaný sýra her an kendiyüreðini söküp avuçlarýna alarak düþmanýn suratýnaçarpmak için hazýr bekleyenlerinden alýnlarýndan öpmek bironursa, biz o onura ortak olmak için göðsümüzü her türden
düþmana siper etmeyi sürdüreceðiz.
Siz sevgili yoldaþlar, dostlar, arkadaþlar,Siz, düþmaný sarsmanýn, binbir duvarý bir yaþamsal
Çýðlýkla çatlatmanýn onuruyla yaralarýnýzý sarmayý dabaþaracak ve yeni çatýþmalara hazýrlanacaksýnýz.
Biz, barut kokusunun sindiði kayalýklarýyla Munzur'unsertliðini omuz omuza sizinle düþmana hissettirip taþýrkenyoldaþ kanýnýn kuruduðu bir noktaya vurmuþ yaðmurtanesinin bahane olduðu filizin canlýlýðýyla, yürümeye devamedeceðiz zafere doðru çetin patikalardan. Daha nice pusularýbozguna uðratacaðýz, nice taburlar bozulacak, nice duvarlarçatlayacak faþizmin külleri savruluncaya dek.
Her birinizin, þahin bakýþýyla evreni gözetleyen,yargýiayan gözlerinden 12 defa öperken, ne yazýk ki, artýkgitmeliyim. Birlik yürüyüþe geçti bile, bekletmek olmaz.
5 Eylül 1996Cüneyt KAHRAMAN
TKP(ML) Genel Sekreteri
Cüneyt Kahraman 24 marl1997'de, Dersim'in Çemiþgezek ilçesindefaþist devlet güçleriyle girdikleri muharebede, babasý ýsmailKahraman'ýn da içinde bulunduðu 7 yoldaþýyla birlikte þehit düþtü.
333
PARTIMiz TKP/ML'NiN BAÐýMSýzlýK, HALKDEMOKRASisi, SOSYALiZM VE KOMÜNizM
MÜCADELESINi ZiNDANLARDA SÜRDÜREN VEFAÞisT TC'YI DizE GETIREN KOMÜNisTLERE VE
DEVRiMCI TUTSAKLARA
Yoldaþlar,Çok köklü ve derin bir ekonomik-siyasi kriz içinde
debelenen ve azgýnlaþtýrdýklarý sömürü ve zulümlerine karþýyükselen halk muhalefeti karþýsýnda bir kez daha topyekün
saldýrýya giriþen emperyalizmin uþaðý komprador burjuvazive toprak aðalarýnýn halkýmýzý tesl!m alma çabalarýný yenibir aþamaya sýçratma planlarýnýn bir adýmý olarak yürürlüðesokulan komünist ve devrimci tutsaklarý teslim alma,itirafçýlaþtýrma, katletme hedefli politika ve saldýrýlarýný, diðerdevrimci dost örgüt ve partilerden tutsaklarla birliktebedenlerini ölüme yatýrarak, kahramanlýklarla dolu bir GenelDireniþ ve Ölüm Orucu Direniþiyle geri püskürtmesini veþehitlerle zafer kazanmanýzý, bu zaferi emekçi halkýmýza,enternasyonal proletaryaya mal etmenizi Partimiz MerkezKomitesi komünist coþkuyla ve sýnýrsýz yoldaþlýk duygularýylaselamlar!
Yoldaþlar,Gerçekleþtirdiðiniz Genel Direniþ ve Ölüm Orucu
eylemiyle sizlerve siperyoldaþlarýmýz; komünist ve devrimcitutsaklarýn ne pahasýna olursa olsun asla teslim olmayacaðýnýaksine en zor koþullarda direnerek büyük zaferlerkazanabileceðini dostlara ve düþmanlara bir kez daha tümberraklýðý ve keskinliðiyle ilan ettiniz.
Komünist ve devrimci tutsaklarýn mücadelesinin halkýnmücadelesinden koparýlamayacaðýný aksine sýnýf mücadelesinin
334
düþmanla her türlü savaþýn zindanlarda daha da keskinsürdürüleceði ve buralarda halk için, devrim için, Parti içinzaferler kazanýlacaðýný bir kez daha tüm berraklýðýyla vekeskinliðiyle ilan ettiniz.
Somut talepler ve hedeflere varmak ve kazanmak içingüçlerini birleþtiren ve tüm gücüyle zafere kenetlenendevrimciler, komünistler ve halkýn kahredici gücü karþýsýndaen azgýn, en adi, en sinsi saldýrýlara baþvursa dahi egemenazýnlýðýn ve kan emici uþaklarýnýn nihayetinde diz çökmeyemahkum olduðunu gerek ülkede gerekse de dünyadadostlara ve düþmanlara bir kez daha tüm berraklýðý vekeskinliðiyle ilan ettiniz.
Komünist ve devrimci azmin ve feda ruhunun ölümünüzerine ölümü küçülterek yürüyüþün enginliðinin ve gücününsýnýrsýzlýðýný, engel tanýmazlýðýný, yýkýcý ve yenidenyapýcýlýðýný dostlara ve düþmanlara bir kez daha tümberraklýðý ve keskinliðiyle ilan ettiniz.
Böylelikle de sizler ve siper yoldaþlarýmýz sýnýfýmýzýn ParisKomünü'nden bugüne sürdürdüðü ve geliþtirdiði göðe saldýrýeyleminin yeni ve parlak bir halkasýný oluþturdunuz.
"Devrim ve sosyalizmin hayalolduðu" mavallarýnýn tozudumana kattýðý, "ideolojiler öldü, kimse ideolojiler uðrunaölümü göze almýyor" sahtekarlýðýnýn puan topladýðý, hertürlübireyciliðin kutsanarak göklere çýkarýldýðý bugünkükoþullarda devrim ve sosyalizm mücadelesinin coþku veazimle sürdürüldüðünü, bu uðurda her türlü fedakarlýðýntereddütsüzce omuzlandýðýný apaçýk haliyle ortaya koyarakdünya ve ülke proletaryasý ve emekçi halklarýna, komünistve devrimcilere umut, coþku, azim, kararlýlýk ve feda ruhu
aþýladýnýz.
Partimizin kadro ve militanlarý olarak Partimizin ilkelerinesýmsýký baðlý kalarak, Parti bayraðýný yükselterek doruklarda
dalgalandýrdýnýz.
Yoldaþlar,Genel Direniþ ve Ölüm Orucu Direniþi'nde þehit düþen
siper yoldaþlarýmýzýn anýsý Partimizin mücadelesindeyaþatýlacak, miras býraktýklarý yüce ve ölümsüz direnme,
335
savaþma, kazanma geleneði mücadelemize her zaman ýþýktutacak, ilham verecektir. Partimiz þehitlerimizin hesabýnýfaþist diktatörlükten Demokratik Halk Devrimi mücadelesinizaferle taçlandýrarak, tek tek katillerden ve sorumlulardanise þaþmaz ve kahredici adaletini gerçekleþtirerek soracaktýr.
Yoldaþlar,Bu destansý direniþimiz dünya ve Türkiye devrim
tarihindeki onurlu yerini en büyük zindan direniþlerinden biriolarak ve ardýnda bilince çýkarýlmasý, yaþama uygulanmasýmutlak zorunlu çok önemli dersler býrakarak almýþtýr.
Bu derslerin en önemlisi doðru politika ve mücadeletaktikleri etrafýnda devrimcilerin ve Komünistlerin birliði vehalkýn katýlýmý saðlandýðýnda ve sarsýlmaz bir kararlýlýk, fedaruhu, kazanma bilinci ve inancýyla mücadele yürütüldüðündezaferin mutlak olduðudur. Öyleyse bize düþen görev herkoþulda somut hedefler için doðru politikalar ve taktiklerbelirlemek, birleþebileceðimiz tüm devrimci güçlerlebirleþmeye ve sýnýfýn; halkýn en geniþ kesimlerini hareketegeçirip savaþtýrarak mücadelenin her anýný sarsýlmaz birkararlýlýk, moral üstünlüðü ve feda ruhuyla yürümektir.
Yoldaþlar,Siper yoldaþlarýnýzla birlikte büyük azim, kararlýlýk, cüret
ve kazanma bilinciyle sürdürüp zaferle sonuçlandýrdýðýnýzGenel Direniþ ve Ölüm Orucu Direniþi'niz baþta iþçi sýnýfýolmak üzere tüm halkýmýza her türden mücadelesinde ýþýktutacak ve yol gösterici olacaktýr. Direniþiniz halkýmýza birlikolunduðunda, kararlýlýk ile her türden bedeli göze alarakdirenildiðinde ve ancak bu þekilde her türlü hakkýnalýnabileceðini, zafer kazanýlabileceðini tüm somutluðu veberraklýðýyla göstermiþ, halkýn bilincinde bu yönde derinetkilerde bulunmuþ, halkýn devrimcilere yeniden yüzünüdönmesinde önemli bir roloynamýþtýr. Güven ve umutaþýlamýþtýr. Düþman ise diz çökmüþtür.
336
Yoldaþlar,Hepimiz biliyoruz ki, her cephede sýnýf mücadelesi
durmaksýzýn ve þiddetlenerek sürmektedir. Faþist diktatörlükesasta zindanlarda, alanlarda, sokaklarda geri püskürtülentopyekün saldýrý politikalarýný daha üst boyutta yürürlüðesokmak için yeni manevralara, hazýrlýklara daha þimdidenbaþlamýþtýr. ilk fýrsatta daha azgýn, daha adi, daha sinsi vekatliamcý saldýrýlara yöneleceðine kuþku yoktur. Bunedenlerle gerek emperyalizmin uþaðý komprador patron-aðalarýn yeni saldýrýlarýný boþa çýkartmak ve gerekse dezindan cephesindeki diðer görevlerimizi yerine getirmek içinuyanýklýðýmýzý, kararlý çabamýzý ve mücadelemizi kesintisizcesürdürmek, geliþtirmek ve daha yüksek aþamalaraulaþtýrmak temel görevimiz olmalýdýr.
DAHA BÜYÜK ZAFERLERIN GARANTISI, PARTiMizINKýzýL BAYRAÐýNý YÜKSELTMEK, ÇELIKTEN BiRDislPLINLE ILKELERiMIzI KUÞANMAK VE KAZANMAK
iÇiN SAVAÞMAKTIR!
-ÞAN OLSUN BOYUN EÐMEYEN, BEDENLERINiÖLÜME YATýRMAKTAN KAÇiNMAYAN VE ILKELERINDENTAVIz VERMEYEN KOMÜNISTLERE VE DEVRiMCiTUTSAKLARA!
-ÞAN OLSUN GENEL DIRENIþ VE ÖLÜM ORUCU
DiRENiþiNE!-GENEL DIRENIÞ VE ÖLÜM ORUCU ÞEHITLERI
MÜCADELEMizDE YAÞýYOR. YAÞATACAÐIZ!
-YAÞASýN SiPER YOLDAÞLýÐI!
-YAÞASýN PARTIMIz TKP/ML, HALK ORDUMUZTýKKO, GENÇLiK ÖRGÜTÜMÜZ TMLGB!
TKP/ML-MK(Türkiye Komünist Partisi /
Marksist-Leninist -Merkez Komitesi)
337
Sevgili yoldaþlar,
Yeni bir sýnavdan geçiyorsunuz. Partinin ve devriminonurunu bir kez daha canýnýz pahasýna da olsa hepyükseklerde tutacaðýnýzdan eminiz. Devrimci irade, kararlýlýkve cüret bizim harcýmýzda var. Faþist düþman, tepeleretýrmanan devrim güçlerini vadilerin derinliklerine fýrlatýp,devrimci ve komünist harekete aðýr darbeler vurup, yýðýnhareketini tavsatmak için, her zamanki gibi genel saldýrýsýnýbir kez daha zindanlardan baþlattý. Bunun için, özgürlüktutsaklarýna teslimiyeti bir kez daha dayatmayý deniyor. Amaboþuna! Devrimci onur ve cüret bir kez daha kazanacak!Zindanlardaki ölümüne direniþ dalga dalga yayýlýyor dört biryana! Hiçbir güç özgürlük ve sosyalizm yürüyüþümüzü,tarihin kaçýnýlmaz akýþýný durduramaz! Ama çok iyi biliyoruzki, bedel ödemeden, alçak ve korkak düþmana geri adýmattýrýlamaz, karanlýklardan aydýnlýða çýkýlamaz! Partimizinkýsa tarihi de bunu göstermiyor mu? Zafer dolu yürüyüþümüzübedeller ödeyerek saðlamadýk mý? Parti, içeride-dýþarýdaher yerde ve her zaman bedel ödemeye hazýrdýr. Bu bizimsavaþ çaðrýmýz ve sözümüzdür. Siz sevgili yoldaþlarýmýzýnda bu çizgide sonuna kadar yürüyeceðinizi biliyoruz. Sizinlegurur duyuyoruz! Unutmayýn ki, çektiðiniz acýlar bize, iþçive emekçi yýðýnlara ilham veriyor. Azmi biliyor! Açlýða veölüme yatýrdýðýnýz bedenleriniz düþman mevzilerine devriminateþ gülleleri olarak düþüyor! Yalnýz deðilsiniz! Bu duygularlasizleri kucaklýyor, bu yeni sýnavda da baþarýlar ve zaferler
diliyoruz.
MLKP Merkez Komitesi
338
CEZAEVLERINDEKi BÜTÜN YOLDAÞLARA.
Deðerli Yoldaþlar;Bir BÜYÜK MÜCADELE verdiniz. Bu büyük mücadelenin
temelinde yoldaþlarýmýzýn ve bütün devrimci eylemcilerinyiðitliði, kahramanlýðý, soyluluðu ile halklarýn kurtuluþdavasýna olan derin baðlýlýðý yatýyor. Her biri mücadele,kararlýlýk, direngenlik örneði olan 69 gün proletaryanýn, Kürt,Türk halklarýnýn ve bütün halklarýn mücadele tarihinde birdönüm noktasý oldu. Bundan sonraki devrim günleri kýzýl 69gün~n derin izlerini taþýyacaktýr. Bütün Süresiz Açlýk Grevive Ölüm Orucu savaþçýlarý, emekçi kitlelere çok etkileyicibir savaþ anlayýþý kazandýrdýlar. Spartaküs gerillalarýnýnköleci toplumdaki o büyük kahramanlýðý; Vietnam özgürlüksavaþçýlarýnýn ABD emperyalizmi gibi dünyanýn en saldýrgangücü karþýsýndaki kahramanlýðý; Güney Afrika'daki siyahözgürlük savaþçýlarýnýn, ýrkçý-zalim beyaz rejim karþýsýndakikahramanlýðý; büyük gerilla önderi Che ve arkadaþlarýnýnLatin Amerika'daki kahramanlýðý ne ise Açlýk grevi ve ÖlümOrucu Savaþçýlarýnýn dünyanýn en zalim faþist rejimikarþýsýndaki kahramanlýðý da odur. Kesinlikle, bundansonraki devrim mücadelesinin hercephesi büyük mücadeleninizlerini taþýyacaktýr. Bu büyük mücadelede düþen devrim vehalk kahramanlarýnýn yüksek özgürlük ve devrim ideallerimutlaka zafere ulaþacaktýr. Partimiz TKEP/Leninist bu halkkahramanlarýnýn mücadele ve anýlarýný yaþatmayý görev bilir.
Partimizin cezaevlerindeki savaþçýlarýnýn, Süresiz AçlýkGrevi ve Ölüm Orucu eyleminde en baþýnda bilinçli planlýbiçimde yer almasý; eylemin sonuna kadar büyük birgönüllülük, disiplin, güven, kararlýlýk temelinde götürülmesimücadelemize büyük bir güç kattý. Elde ettiðimiz savaþçý,komünist, öncü konumumuzu pekiþtirdi, daha bir üst düzeyeçýkarttý. Eylemci bütün yoldaþlarýmýz partimize yaraþýr bir
3.,39,
vakarla davranmýþlardýr. Iktidar mücadelesinde kendigücümüze daha bir güvenle yürüyoruz. Siz yoldaþlarýmýzýnölüm orucuna hazýr olduðunu, bunun için MK'nin vereceðiher kararý büyük bir kararlýlýkla yerine getireceðiniziöðrendiðimizde, bunun, partinin daha ileri atýlmasýnda öncübir rol oynayacaðýný düþündük. Öyle de oldu yoldaþlar! Bu
yiðit, kahramanca, partizanca eyleminiz parti örgütlerimizinve militanlarýmýzýn ileri atýlmasý için kesinlikle öncü roloynamýþtýr. MK Partimizin büyük savaþçýlarýnýn öncüeylemini bütün partiye, iþçi sýnýfýna ve emekçi kitleleregötürmek; doðmuþ olan yüksek ve derin mücadele anlayýþýnýbütün kitlelere taþýmak için seferberlik içinde olacaktýr.TKEP/Leninist "Ya devrim ya ölüm'" diyerek ÖLÜMÜNESAVAÞAN büyük savaþçýlarýmýzla þimdi daha bir güçlüdür,daha bir vakarlýdýr. Yiðit ve kahraman bütün Leninistsavaþçýlarý içten kutlarýz.
Yoldaþlar;69 gün süren büyük eylemlerin politik ve sýnýfsal anlamý
nedir? Politik plarak sermaye sýnýfý ve faþist devlet karþýsýndakesin bir zafer kazanýlmýþtýr. Bu, taktik bir zaferdir. Ancakstratejik zaferi derinden etkileyecek türden bir taktik zaferdir.Iktidarý ele geçirme mücadelesinde daha alýnacak uzun veçetin bir yol var. Sermaye güçleri ve faþist devlet güçlerialdýklarý sarsýcý yarayý sarmak, yenilgi atmosferindenkurtulmak ve yeniden karþý saldýrý denemek için kollarýsývamýþ durumdadýr. Ancak, devrimci hareket ve devrimcihareketten etkilenen demokratik hareket de kollarý sývamýþdurumda. Faþizmin yeni saldýrý planlarý ve giriþimleri dahasert ve güçlü halk mücadelesi ile karþýlaþacaktýr.Mücadelenin ana yönü budur.
Bu~uvazinin geliþtirdiði burjuva iç savaþ, emekçi halklarýndevrimci iç savaþýyla yanýtlanmýþtýr. 69 mücadele günüemekçi halklarýn devrimci iç savaþ günleri olmuþtur. 69mücadele günü devrimci iç savaþýn geliþmesinde yeni birdönem baþlattý; devrimci iç savaþ ise iç savaþ sürecindeyeni bir dönem baþlattý. Kitleler ayaða kalkmýþ ve devrimcisaldýrýya geçmiþtir. Kitleler hiç bu kadar devrimci güçleresahip çýkmamýþlardý, devrimci güçlerin öncülüðü hiç bukadar büyük bir sempati ve coþku yaratmamýþtý. Karþý devrimgüçleri büyük bir moral bozukluðu yaþarken, c,avrimci güçler
340
ise yüksek bir moral kazandýlar. Yeni yeni halk kitlelerinindevrimci iç savaþa katýlmasýnýn yanýnda, elde edilen yüksekmoral de savaþýn halk tarafýndan kazanýlmasýnda çokönemlidir. Devrimci güçler, yeni mücadele dönemine dahabüyük bir halk desteði ve yüksek bir moralle giriyorlar.
illegal komünist ve devrimci örgütlerin büyük mücadeleyleöne çýkmasý karþýsýnda her türden oportünist ve sosyalreformist çizgideki hareketler ise daha da geriye düþmüþve küçülmüþlerdir. Onlar artýk eskisi kadar etkin deðiller.Uzlaþmacý hareketlerin gerilemesi, devrimin yükseliþikarþýsýnda aciz duruma düþmesi, devrim mücadelesinindaha büyük bir geliþim göstermesi anlamýna gelir. IlIegalkomünist ve devrimci örgütlerin bu tarihi inisiyatifini çok iyiama çok iyi deðerlendirmeliyiz. Bunun yolu sürekli eylem vekarþý devrime arka arkaya etkin darbe indirmektir. Böylecedoðmuþ olan devrimci ortamda, illegal komünist ve devrimcigüçlerin iyice güçlenmesi, geniþ kitleleri iktidar mücadelesineçekmesi eskisine göre daha olanaklýdýr.
Oportünist ve sosyal reformist hareket, devrimin buyükseliþi karþýsýnda daha da geriye gidecek, burjuvaziyeyanaþacak ve o oranda gericileþecektir. Iç savaþ, devrimcidurum ve yükseliþ içindeki devrim her sýnýfý ve politik akýmýaçýk olarak saflaþtýrýyor. Her politik akým, sýnýfsal konumunave amaçlarýna uygun biçimde bir yerlere oturtuluyor.
Iþçi sýnýfý, diðer ücretli emekçilerin mücadelesi, 69 günboyunca kendi içinde çatýþan ve çarpýþan bir seyir izledi.Esas olarak burjuva sendika liderlerinin etkisindeki iþçileruzlaþma politikasý izlerken, devrimci iþçiler ve emekçilerdevlete karþý eylemlere yöneldiler. Her iki tavýr da net olarakortaya çýktý ve kendi içinde çatýþtý. Ama devrimci iþçi veemekçiler 69 gün savaþçýlarýnýn eylemi sayesinde þimdidaha güçlü konumdalar. Yapýlan eylemler, kitlelerin ruh haliniyükseltti, moral kazandýrdý, mücadele bilincini biledi. Verilençetin ve büyük mücadelenin sýnýf mücadelesinde,proletaryayý daha güçlü konuma getirdiðini söyleyebiliriz.
Yoldaþlar;Cezaevlerinde diðer örgütlerle baþlattýðýmýz ortak eylem,
"SIPER YOLDAÞlýÐI" yarattý. Siper yoldaþlýðý devrimcigüçlerin cephesel karakterli birlikleri için müthiþ bir yoldaþlýk
34
baðlarý ve güveni yarattý. Gerek cezaevlerinde, gerek tutsakaileleri arasýnda, gerek militanlar arasýnda, gerekseyurtdýþýnda baþlamýþ olan birlik çalýþmalarýný daha ilerigötürmek için öncü ve yönetici bir rol oynamalýyýz. Bugünekadar, bu konuda, ilkeli davrandýk, bundan sonra dayapacaðýmýz budur. Ilkeli temelde devrimci güçlerin birliðiiçin etkin bir roloynamamýz gerekiyor. Devrimci teoribakýmýndan olsun, politikalar bakýmýndan olsun, leninist partiilkeleri bakýmýndan olsun ve militan-savaþçý mücadelebakýmýndan olsun partimiz saðlam silahlarla donanmýþtýr.Bu durumda olanlarýn, her düzeydeki birlik platformlarýndaöncü olmasý gerekir.
Komünist ve devrimci güçlerin illegal temeldeki savaþçýbirliði uzun zamandýr proletaryanýn ve halklarýmýzýn isteðive özlemidir. Bu ýsrarlý istekleri ve büyük özlemleri yerinegetirmek için partimiz daha sorumlu davranacaktýr. Ancakbu konuda duygusal da davranmayacaktýr. O halde Partiyigüçlendirmekte bütün iþçi ve halk hareketlerinde öncükonuma getirmek için her partili, her Leninist kadro dahasorumlu davranmalýdýr. Partinin devrimci programýný hayatageçirmek için daha etkin ve giriþken olmalýyýz. Partiningüçlendirilmesi ve devrimci cephe çalýþmasý karþý karþýyaolan þeyler deðildir. Daha güçlü bir leninist parti, devrimcicephenin ivedilikle oluþmasý ve baþarýya ulaþmasý anlamýnageleceði gibi; güçlü ve etkin bir birleþik devrimci cephe,Leninist partinin hedeflerine daha saðlam bir biçimdeulaþmasý ve iktidar mücadelesinde daha güçlü olmasýný
gerektirir.Her partilinin bilince çýkarmasý gereken gerçek þudur:
Komünist partisi, bütün devrimci cephe çalýþmalarýnýn vecephe oluþtuðunda cephenin öncü ve motor gücüdür.Komünist partisi (Leninist parti)'nin öncülüðü ve yönlendiriciliðiolmadan güç, eylem birlikleri ve devrim cephesi geliþmegösteremez, hedefine ulaþamaz. Yoldaþlarýmýz, partimizinöncü ve yönlendirici yönünü bir an bile akýýdan çýkarmadan,ilkeli temelde olmak üzere devrimci nitelikteki güç ve eylembirlikleriyle halklarýn birleþik cephesinin oluþmasý için kollarýsývamalýdýr.
342
Yoldaþlar;Iþbirlikçi tekelci sermaye ve faþist devlet güçleri, partimizi
yok etmek için yaptýklarý yoðun saldýrýlar sýrasýnda MK þuanlayýþý yükseltti: Burjuva saldýrýlarý boþa çýkartmanýn enetkili yolu parti eylemlerini yükseltmektir. Bu devrimcianlayýþa baðlý olarak da, bütün yoldaþlarý daha fazlasorumluluk almaya çaðýrdýk. MK tarafýndan ortaya konanetkin devrimci anlayýþ ancak ölümüne mücadele anlayýþýylayerine getirilebilirdi. Siz cezaevindeki yoldaþlarýmýz 69 kýzýlgün boyunca ölümüne savaþtýnýz. Partinin devrimcianlayýþýný yerine getirmede öncü oldunuz. Yarattýðýnýzyüksek mücadele örneði ile, Partimizin toparlanmasýný,burjuva ve faþist devlet saldýrýlarýný boþa çýkarmasýnýsaðladýnýz. Öncü savaþýnýz, tekelci güçlerin ve faþistdevletin, proletaryaya, emekçi halklara ve partimize yöneliksaldýrýlarýna en etkin yanýt oldu. Parti örgütlerinin en ivedi,ertelenemez görevi sizlerin baþlattýðý büyük mücadeleyidavam ettirmek ve sonuca ulaþtýrmaktýr.
Deðerli savaþçý yoldaþlar;69 gün savaþarak partinin devrimci görevlerini yerine
getirdiniz, bu yüzden hepinizin saðlýðý kötü durumda. MKþimdi sizden saðlýðýnýzý düzeltmenizi istiyor yoldaþlar.
Yeni zaferlere doðru yürüyen bütün yoldaþlarý yoldaþçaduygularla kucaklarýz.
YAÞASýN SAVAÞÇýLARýMIZIN SÜRESiz AÇlýK GREVIVE ÖLÜM ORUCUNUN ZAFERi!
YAÞASýN PARTiMIz TKEP/LENINIST!YAÞASýN KÜRT-TÜRK HALKLARýNIN MÜCADELE
BIRLiGi!YAÞASýN DEVRiMCI GÜÇLERIN SIPER YOLDAÞlýÐI!YAÞASýN DEVRiMCi iç SAVAÞlMIZ!YA DEVRiM YA ÖLÜM!
TKEP/Leninist Merkez Komitesi
343
ÞANLI ÖLÜM ORUCU DIRENIþIMIzZAFERLE SONUÇLANDý!
Türkiye cezaevlerinde 69 gündür insanüstü bir inanç vekahramanlýkla sürdürülen açlýk grevi ve ölüm orucudireniþlerimiz zaferle sonuçlanmýþ bulunuyor. Bu kahramancadireniþimiz þu ana kadar 12 yoldaþýmýzýn þahadeti pahasýnazafere ulaþmýþtýr. Yüzlerce yoldaþýmýz da ölüm orucununbedenlerinde býrakacaðý kalýcý izleri ölünceye kadar onurla
taþýyacaklardýr.Hükümet yetkilileri tutsak yoldaþlarýmýzýn bütün temel
istemlerini kabul ettiðine göre daha önceki tutumlarýndayanlýþ ve haksýz olduðu ortaya çýkmýþtýr. Hükümet yetkilileriniçin yüzlerce insan ölüm sýnýrýna gelene kadar beklediler?Niçin son ana kadar bizzat Adalet Bakaný Þevket Kazanaslý astarý olmayan yalanlarla kamuoyunu oyaladý vetutsaklarý suçlama yolunu, tehdit etme yolunu seçti? Çünküonlar son ana kadar direniþi ezmeye ve tutsak yoldaþlarýmýzýteslim almaya çalýþtýlar. Ama baþaramadýklarý ortayaçýktýktan sonra anlaþmaya mecbur kaldýlar.
Kazanýlan zaferde kuþkusuz ki iç ve dýþ kamuoyunuetkileyen tüm devrimci, demokrat, ilerici güçlerin, insanhaklarý savunucularýnýn payý büyüktür. Ama þu da açýk ki
gerek yurtiçindeki gerekse yurtdýþýndaki dayanýþmaduygusuyla ve gereken aðýrlýk verilerek sürdürülseydi dahakýsa sürede ve daha az þehit verilerek baþarýya ulaþýlabilirdi.Ne yazýk ki baþtan gereken duyarlýlýðýn gösterilmemesi ölümorucunun bu noktaya kadar uzamasýna yolaçmýþtýr.
Ölüm orucunun bitmesiyle görevlerimiz bitmemiþtir.Tersine yeni baþlamaktadýr. Gericilik zulmünü devamettirmek ve atmak zorunda kaldýðý geri adýmýn acýsýnýçýkartmak için ilk fýrsatta yeniden saldýrabilir. Zaten
344
halklarýmýzýn tek sorunu da cezaevlerindeki baskýlar deðildir.Kürdistan'daki KiRýi SAVAÞ sürmektedir. Yargýsýz infazlar
durmuþ, kayýplar bulunmuþ deðildir. iþçilerin, emekçilerinve diðer halk kesimlerinin bütün acil sorunlarý gündemdedir,hepsi çözüm beklemektedir.
Bu direniþ göstermiþtir ki halklarýmýzýn örgütlü, birleþikgücü ve mücadelesi sorunlarýn çözümü için tek yoldur,zaferin tek güvencesidir.
Ölüm orucu direniþi boyunca bir araya gelen devrimcidemokrat örgütlerin, tüm güç ve çevrelerin bu mücadeleanlayýþýný yaþamýn bütün alanlarýna taþýmalarý gerekir.
Bu direniþ boyunca oluþan mücadele potansiyeli,cezaevlerindeki ve halklarýmýzýn yaþamýnýn her alanýndakibaský ve zulüm uygulamalarýna karþý duyarlý olmaya vekesintisiz bir mücadeleye dönüþtürülmelidir.
Ancak o zaman halklarýmýzýn özgür ve aydýnlýk günleribaþlayabilir ve özgür bir yaþam güvenceye alýnabilir.
-ÞAN OLSUN ÖLÜM ORUCU ÞEHITLERINE!
-ÞAN OLSUN YA ZAFER YA ÖLÜM ÞIARIYLA ÞANLDIRENIþ RUHUNU YAÞATANLARA!
TDP(TORKIVE DEVRIM PARTISI)
28.07.1996
345
G RTÜRKIYE CUMHURiYETIPTT IÞLETME GENEL M
ri" D ~~()G.9
REPU8LIC OF TU .'" '-.GENERAL DIRECTORA .OF P~ ;.-,
ELEKTRONIK MEKTUP ". ...---BUREAUhX, -'...
Te.lim Þekilleri (Dollv.ry "'~'.'d (,\1A- NormBI teslim Nor 1 deli".ry : B- Ozel teslirn Siý'.clol d.llvery
C. Hýzlý Posta Expr... moil
D. PTT Merkezinde COUIlI-. oolloc"o.E. T.lefonla bildirimden Cou.ler coll..Ýoo wlýb
eonre PTT merkezinde r.l.phoa. .dvl..F. üz., týk, clhezýna T.ý..c.xG -Telekale bildirimden C.unl" ooll..,liolý wiýb
sonra PTT Merkezinde teI.x a4vic.
1'.3
eit1ir.",- ?
! 'Ý~ t'j\)-r'. ~ .:+
LO Cllad.ri.i .d 'ýta koduy!.)
S..nder (Includý", poatýý cnde)HASA' GUHGÖRMEZE T1p1 C.aa.vi 1). KolUþ
ÇAIKIRI
ý Sendin~ office Telf No. "
2. Kabul merk.eZi i 3._Dôk~me'J ~., Origi..ýtiuý Offl.. i Do". No. /6 ;
4. Seyfe Ad. ý 6. Terý" ve Seatr.ý" J 9JJ~ -1~.
-Kýbtf AI"8. RE ' a ..D ncc.ptýnc. -iVIAB
1 7. Teslim Þekli: Deliv.rym;,'d. ..4 ...vi..Inltructl"...
i 1=1
8. Alýcý adresi (varsa posta koduyle)
A"d'S..~luotAiIDg p..t.1 c04.)~AD\ ~ "AT~~~"" C"-..~ (.~\6
...Po1MO-\PA~ i \~ i.9 Verýþ Merke~1 Telf. No. i
i D.ýtip.tion oýri-
346
GTÜRKIYE CUMHURiYETIPTT IÞLETME GENEL MriD ~,,~fJ,9-
REPUBLlC OF TU ' .",GENERAL DIRECTOR~ ,OF P~ ;.-,
ELEKTRONIK MEKTUP ,,- -RUREAUF~X, ~ '... !:,
\Teslim Þekilleri (O.II"""y "'o~"d (,\'
A- Norm8! teslim No, 1 iei;ve,y -JB- Özel teslim Slp.elei d.ýý.."yC. Hýzlý Po su Ixp"" m.il i0- PTT Meýkezlnde Conýýý,. 00/1..';0.E. T.lefonla blldirimd.n Col/.ý., coUooio. witlý i
eonre PTT merkezinde Telepbo.. .d.ýee iF. Üz., fak. clhezýna T.ý"f.~G- Tefekele bildirimden COl/Dý., eolleeýion wiýb
sonra PTT Merkezinde teI,x .dvi..RE, ~i~e gönderýCi~q ". .~I'~ '" ý ) {, J
8ittýr. /",,".--r ) i~...~
! i~ rj\) .E'.'~.o+ .
LO GaDd.ncl ~d .,ýý. kodl/yl.)!I.Dder (IDeiadiAl poýýel code)
HASA.. GUJlGÖRM8ZE Tipi Cezaevi ý,. K9.ýu,
i ÇANKIRI
Sending office,i 2. Kabul merk.eýi i 3._Dök~m.') ~'7~.Origiltltins om.. i D..,. No. /6 i
4. Sayfa Ad. J 6. Tarýh ve Saat-P'S" J I 9JJ~ -1~'
Kabtr Alý,i 8. RE -. .'D Acc.pt.nc. _ývýo,L-CC ---I7. Teslim Þekli: O.lIv.,ymod. -d 1..
I.ýýrucu"..1=1
8. Alýcý adresi (verse posta koduyla)A~drs'.. IJncl".IDg pOl.'1 cod.)
ÇAD. ...1.l,6L-AT .-I"co -~<-'~ c a..'" ~~ __,1,~MHPA~/I~i.II9 Varý~ ~erkezl. Telf. No.
D..ýýn.lýon OffýOO6
Meli" ; Merha b.. Yoldaþla r, 27.07.1996M ý. i ()ýýce Altan BBRl!A~'ýlýýzý, I.lgin9 ÔZKiSK1}/'imizi en 80n ola-
rak MUjdat YA.,AT'ýmýz~ Ölüm Orucu Diren1þimizde ,e~it verdik. CRnla-rýmýzý. yolda,lar~uýýzý birer birer þehit verirken Olüm Orucu Se"!" -mýzle düþmanýn kalelerini BarSýRaya, düþmanýn sendalemesine yol &;0.
'yoruZ. OlUm Orucu Direniþiuýiz, ~ehitlerimiz devrimci-Biye8i tari,mize büyük bir kahraman!ýk geleneð1 olarak yazýlmaktadýr. Helkýn yu*relinde, bilincinde umut olan Parti-Cephe".iz cezaevlerinde de devrimyaþatuý8nýn, devrime gü", k"tmanýn saveþ~ný kaz andýlýný birkez dahatüm dünyeya gö8terýýi~tir. þehitlerimiz devrime olan tutkuauzun 8~nýr,S~Z redekerlýk örneKleri oldular. Bu örnekler tarihi mira8ýmýze yenive güçlÜ bir halka eklemiþtir. Ve eklameya devam etmektedir. Dahi!güçJ\1YÜZ' daha kararlýy~z. Varoþlarda. kýrlarda. fabrikalarda, okulzlarda yüriittUðüýauz. silahlý 8IveÞJ.m~zde teslim olm.ma, öl.ime meydanoku.a kUltürüm~zü Ölüm Orucu þehitlerisizle bUtünle~t1riyoruz. OzgürTuts ak ýýisyonýý". yeni inaan' davaýg., kitleselolaraK devrimi, ik-tidarý almý bilinciyle bu cephede de zaferi çoktan k.Z8ndý~ýmýzýn
igaranti8i~ir. þehitlerimiz Parti-Cepbemizin devrimci atýlýmýdýr. Dü~lman þehitlerimizin ~eaabý~ veriyor ve vermeye devam edecektir.
lA ZAi' ER lA OLUM!lAþAsýB ÔLUM oau~v D1RE,.lþý~;1Z 1UÞ.i;j!ýý lJBVRL..c1 HALK WRtUWÞ l'ARTl-CEPHEMÝ.Z ý Çankýrý Cezaev1
DHKP-C Tut6ak:1er1.ýn' No. 130. i. »3' (110.297)
34{
"-~TCU1VB CUMHURlVET!
PTT IþLETMEGaNiýL M(,'DfJRLCCfJ Iý'j:::;ADALý;:; ~ """LI&
'~7!:' T : t'"' ,[ w!.,-10 ."C~" .-n1\"" "',",ta Ao " '"
,.. G;;R"..-~T~ """,:'; 4f'"~- TII.ANSMITTAL $REET ~~"..'
Ter. No.(DeliveýyT~ýým Þekilleri
)/.A -Normal te.llmB-Oýel t~.ýým Spccl.ý d.liycryC-Hýzlý posta Bxpre.. mailD-Prr Merkezinde Co.ntcý .ollceýionB- Telefonl. bildir;md.n CollJltcý eollecýion with
oo»ra PTT Merk,zinde teýepboAe -dTicep -Ô7RI fak. clha Telef.xG-Telwle bildirimden c.,""ter coýýeeuon witb
"onra PTr Merk~.ÝI!de telex .dyiceU-lUak göndericiye
aittIr. Ri.q"" .xpediteur
2.~ý Merkezi i 3. lI3kilmanNo.1 ;:SÝRi.,.~g Office Dc"--"o. 4 7 8
~ $Qyfa Ad. 5. Tarýh ve Saat iP'g .D"e ."d time i
Kabul Alý, i6. BE Acccp e Rece!viog
i ~1-!;1~-~~-;;;-;-;;;:::;;:-- jic'tru"ýio".
19]8. Aýýe, a4m1 (v;'-' P"OSta koduý'la)
Addtc"e (Including po,ý.! code)C~~ ~~N~'L, ,
~~~~':;~'~ ~""'"-~,,",i J ij?-/4- .j(..\~ 82-",~..~~/ !,&T; :
9. Vaý:ý, M.rko~1 Telf. NI).Dc.tination Offioc
TO 021256'15470 P. 02i KAN~ýV\IIIAL ~"t:'"
1. uýusýararasý -
Senci!1g office Telf.No.Zl .t'"lO/Oý--: 2. Kabul Merkezi! 3 Döküman Nu.
Oriqinating Offi~ i Dcc No.
-~,Y~J_.ý4'_- -'i. fý14.. Sayfa Ad. 5. Tarih ve Saat
Page$ ~ Date Jlng !.i~e, i "
-4:: ' Kab~ý A~iþ.6.RE I-A~~nce ::R~;;;ýn9
!:~- i '. -,,;~~j': -i 7. Teslim þekli: DeliveýY-l1io'i1e and service
Instsuctions
-_Tl --8. Alýcý adresi (Varsa posta koduyle)
: Addre$$e (IncIIJdii19 posta! code)
ft{jSmlB .'EYZi 'fr:ý:tlsAlýHA!.cu.4f! KAPAl.l ~rlC-15
M~~'~A/ý;O'r"ý;lýJ1.
348
24--JlL-19% 17: 18 FRa1 POSTA TUJ.I1JD. YCJZmT
TüRKiYE CUMHURIYETIPTT ý$LET~1E GENEL MÜDÜRLÜÐÜ
REPUBLlC OF TURKEYGENERAL DIRECTORATE OF PTT
ELEKTRONIK MEKTUP
BUREAUFAX
Teslim Þekilleri (Delivery modes)Normal teslim Normal delivery
B-Özel teslim Special delivery! C-Hý~I' posta Express mail
D-PTT Merkezinde Cöunter collectionE-Telefonla bildirimden Counter collection with i
sonra pTT ýVIerkezinde felephone acJvice i
F- Özel fak" cihazýna Telefax ~G- Tele .~rimden Counter collection with i
so ~Merk~nde telex adviceRE gön~ri~,a .~..)'~!,:ý- "* UtII,t/fti'
-\-=""'-,~~ ~jb ý f- ö 1- ý 9 <;.~- ;~,-'.~',;" .,,1.,' 9.ýo. öresi (Varsa posta koduyla) ISencjet (Iacl,ýding posta i code)
RABegý! lidEDARýi TIP! CEZAsvI 11. ~
trYll1Aor , 9. Varýþ Merkezi Telf. No.D~tinatjon Office
i ! F"Ý.., ý\Jc,'. (o ;112.) 5lli~
.~~~r._, --'" ,, .~C_t1...t~le t""-ea1;]JIU bil~i ~. kararlýlýðýylA &!derimizin siyasi ~1'et1 T9
r~ W~ ,ola çokt1k.Blý.b1s41k,"T8f gei"99ti Ye P-C plen~iydi.le.utýu ki",i"dallll1Ý's".. .ý.-ý-.&o~,.l"dýýn v&l'O,ýaý-a t!1keain ýý V8nýnda.Avrupýý .mo!)Olle..inde,yedid.., ,ý"tmile..ie"Ci"Ý~i YS"ýfor.ytýI8t~yorýs.1kt1~ý Y9laalu).yla YIJ8 1'JEe býl'8kýp talinin O11m1ar).-1a-.za1'ak -ldU iÝÝ-_' yalaJ1l"rýyýa ba1kýa~ý bnd:ýrmaye çal~n,ý kanlý y;s\ýrýil g&terdikJ
ifte ýo "",ýMa ba..ikat amaýnda "!rlu. oýi~1 P-C Geli"or" 41'1- de,a*"ltlarda ~Aýýs-ýarýn ~ea1 !ratill.,..i !oðacat" diyereE llayJtýrýýýý dýý.bedenl,ýr1ni bizle1'le ~1.~ yetýmn ~I-ýbalarý.ýl3S1a Y. biz ýnýbU ytmaeden direnitimis1 kanla tuýlla,týnýn 10IdaþlaZ'34~la I'-C nýb\ý,"'1'8rý1.l~). Ye ~~d&i:1 ~.
~tolc1at1ýýý'.BU de "gaýý'le y.ý.!.ilc 6lýý-a.~1&U3.f-ýP,S!1'~ volda,ý.ýrý:ýný canl!lr1.~a-ýýýavarak bl.'YÜttilk,balklR!'1S1Zý Mrdý,aarmla4ý.Alanlarda faþizMeýl h$Sap þ()rttn "f1~e,!I'1t"td&ý!ftU.Herkee direniþiWl" bi.e !-ýkýyor,bi.! k~. .
iýk "~'le ,,_ik 6l-.Zncf'9!'1 ijlialeriýýizý" b~e Z8JtaýIiyd'- "/e bt11'"tt.~t '"];""18" ,ii-ý~1 okur t.ibi siir ve cCfkulu s_iyI e Bedan'U3S aldý.:r8ý'8Alýk1arý dýýlýtt~Þiad1 .ýra bizl~e.
Bu ..."", ~.V1U'arsk"'VUZ'lýf8i'ak,ýn.",~dill'e1'. blltJnlere geld!k.P-C olarak hn1,ký.l1SýD u8\ýdu old..Tin& ayný dOiý'lJ1tada yiJBlaý'O_1~ Oug':in old. gibi 1)1.iIaý9 kOfýýcak,~ec~.gý-ýurec-. Ye zafer1 k.-kl"7"~~.
Ylmi/1t C.s..wl .YAÞAýýli ÔLUPJ OýaJCU DtRSNýþtK!Zý IEEP-C Ölila 01'11O11 QIJýýülllneýoi JJL~~IôV.!K ORUCU Þm!tý.ERi öLtRlS\ÝZVJaý A.Ýýnýý ý IBbb- ýýA1f,,~ J
YAÞASýN ÖHDEBtMiZ OO~ýý !ARATAÞI SelDBni 04CAN,!!ert rA.~;;.Serdaý GJi:LtB i
-,._.' ,,'.~1,.~ ".."..., 71?1147 Yn7~tTOTeI. P.02
3490 216 341425'7 P.01PTTI~
o:;
.-"84, "I~ TtlRKÝYR ClJMHIJRIYF;TÝ ..i ~~...,.:: p'rrjþLETMEGENE~,.MÜDÜRI.Ü(~;"':::' ~, .., ,,;:t: 1{I;PUBUCOý-;Jl.'I{KhY -". -.-.(;K~',J{AL DlltEc;TO1{,..TPO)'PTT"", ~~-. .
ý-:I,Ý':KTRONIK i"lt;KTU\' --A .,ý,URt"..l'f'AX ~\:
"-)' ~ \~ ...
L)Q '.;)
~ ,,~",'I. 1;IU!ilarr.ra-'l ,"er!.ez--.:,;,nJuý:; olti;;,' ý.II'.1':o.
2. Kal,ýý) MerkeziOrigipauný rfýcc
/L!;-:I. Diikil/)1an N().
.J)('c!'Ý(\ i~!i
~.Sa\'ra Ad.I'"iý.."
5. Tarih ve Saat!)ale "nd Iiým'
KB!ýýýL Alý!ACCCpli\ýý(:c l{CC('iviýýi6.Rt;
~~
""diýn þc"iýý~..i (DeJÝ\'cry nl",I.:-,,1
A. ~1'rm.III"lil'l Nonnal d.:liv~ryi;. <i",ý "'"Iim S]J\Xial d"llv"f)'<. '. Ilý.l. p"..ta F.xpre$.' ýýý;ýil!'."TT,"I,'rl"",;"".. C,'unl"r,"'llc,.,j"n!;.T"'ýýfnný"ý,ildriýndeýý COUJ,t,"'c,lllcct;,mwilll
.'mr" ',1, \I,ý-kc"ind" Iclcph"n" ;ýdviý"C1". Ö,eJ ra\;~ cilý"""a Tc.lcr"x(;. Trl,""I" Iýilrliýimdrn Counl~r c"ll"",ion with
$(ýnr:ý PTT \1,rk~7.irýde ýclcx advi.:.:~"" Ri$ý' ~i;nd"r;l'i\ýý aittir RiMItiC" "'P\.'<!i,~ul'
--7. T~lilýý 'iý'kli: f>cliv;:,,' DlOOl: ,.nd ~cý,icc
ýIN;Vl'\~!?;J''. J,11
fý~: (.;;;~~~('i-;;drc~i('~ kýlduyhýii S"",!.:r'I:"""liýýgl",.ý.lç{!lý,,\! Neccf k" Lu '!"IR.P.4ÇR'(.; .' ý-"\'-A E: ~"ý c~.ý.~.tý, W~IIOO' r , -L- V.h. '1_-- ~.iRI\I ,,/6
11.\1"., ad=i \ Varsa J){ýsta koduyý..)
"\(~'~'~~ý"'~d~~/~f11 tý:dt) i lo LB .o()JY)po.'o. c.e.~"ý c. ,
-~~ý.I1"'" B.pa~C~'9. ,.rý\ ~1,'rký:,i Tt.lf. Nu.
r)~~ýijý,,!i,)ýý Officc ? -.G -
-k N" 1~ 10 ':ý3~(210X297)2~OOOO,\d 1'1'14
350
-~.. o...
\'?-'" ~O--'o-C ,
~;;!RA,.!_" ,\!
MlJOU.,ýK" ,E O;~
i ;~T'P,~,.Lt
~;\"_""i ~""""~
~~~-:-L:x-~iÝ4'
"'r2:"-KOhUI ~;~(o..~--"", " .i
-~4 ?Ca,,:, oocJ,
.ld,,1
~i.'.'"L__-'."v.',
"
l.~~
4'jl~';~I
L
'"' ..,. S ,,- 11. o'l- "., ~4-V3i~ '1. t./a Þ I--Ý-ý
8.. f..,..hsIA. ,,-6... i S"v"".ý..;-~l""ý':, (ýk-l1f'"".., 'f"'S-'"k "slu.."'-' ;Sk.Jr.;' Ý} ne .,""".. heplO-""-; .ý.v,;;"'; ',os...". "'",,&Oj"... "4- ~4JiS""" Ý-fW}.-ý. e.J.?rf""~~- ' , ..
b', ýr J.y.""i;'1~ h.IU_,::!", ý"s~ý'i" ~ bv,-f ,.~..4s..k ~~'" ý,t'f-L ~ N"" AA }"'" c~""'3-- 6ssWlir...:2.
( i"feJ" I\OJ t...'ý+ tý", , ,~~ s..( 111""'"r~
J.III, Slirtýýe'f;- S'jI64Ý- $"""1"', i.:.. ""ý..ýr"", ;p&'f'r"IJ ,-
J,., ~ ""I"""- sI11~"""J!"/"i-.. 8i"... D,._~ ~'rl"'~""';J- !
6eh~ Ce}""",,.-r6r"i'l~ oe"rir.-. P--ý,tfSi
J "i 1".k1" r i
Tup
~..
i~
351
TOItKh'E CUMHuRÝmiP1T iÞLETME GENEL MODORLOÐü
REPUBUC OF TURKEYGENERAL DlRECTORATE OF m'
ELEKTRONiK MEK:nJPBUREAUFN<
Teslim ,ckillcr;
A. Norm~1 TcsJimB .ÖzcltcslimC .Hýzlý post..D. P'tT McrkozindcE. Tcýcronl.. bildirimdon
sonr~ P'tT Mcr1<c7jndcF. ö.cl bks tih.."ýn"G .Ttlckslt bildirimdon
sonr~ PTT Mtrkc"indcRE. Rlsk gündcriciyc "ittir.
(Oeli'tr: ~)
Nom1al deliver)'Speci3l deliver)'E...pms mailCounýer collectlonCounter collection withtelephone ndviceTeJer.xCounter collo.:ýlon withýclex adviceRisques expediýeur
sýý
8. Alýcý adrcsi (V-rsa posta koduy'~)Ad1ress~ «(ncluding !KOsý_ý c:Qde)\,\-$.s~,""" ~:'fO,-roSI.",
",,'~.r ~ "--f -~ ~e'\-*~S-.Ý-of"" ~~i
~:=::::=:=9. Var,þ Mcrkcýl Tclt. No.Do.,ýi"..; nw",. -
io. G6ndcr;ci adresi (Varsa posta koduYl3) iSender (Includini postaý code)
M.Akit.1ýaJ1IBayraýl;)aÞA Ceza.evi 0-13
L ~ots~r-ý$taftb~ ~~..~
Mctin : Sevgili HlJsey1nMessalS T~ tarihli direnç yI!k1!J. ~J.Dý a.ldlk.Sýkça ýönderdilimiz .f~aldýlýnlzý UýInJYOruz.rert yandaki gönUllllleriodzilý satýýklarý ~kadar sorunl~moralleri de o denli yüksek.Bayrak yarýþýndA sýn bekl~erin ~taneti ~lmas1.ierektili gibi,Bu.zindan tarihinin tanýk ol~ eLi Doýhteþem direniþlerirI baf2.ndageliyor.Getlel bir kararlýlýk,feda ruhu,met4net,ö11kn1e alAyetme tavrý herþeye~asýn2. Yuru)"Or. tlk þehidini veren insan dalgalarý" yenmek (!zere öýuýýýýn UZerineyIJrIlyorur.!)Un bu olanlarý "a.~llarý a1mayanlar" artýk "aklýný yitirmeye" hazýro1DO11ýlar .
YUre~il\iz yUre.!(lerimi?de.nabý~lar].nJ.? nabýzlarýmýzda atý)'?r.Ha,Vatýn yaÝ'.asý.ns.oouii ve yi~i tliýin 1irenciyle sar2.1a~ýze. inanýyoruz.öl~l~ fethe çýJo.a.nlarabu yakýþ2.r.Baþare.~ýnýza gUvenimiz ~.
Te.rih b1DýDIUnü verdi:500 sözu direnenler söyleyecek,biz~a~ýz.Zicdanlarýn,sokaklann yek vUaut ol~ o muhteþem direniþ ka.zana~.
De.ima bizi",le$in1z,dai~ sizinleyiz.22 Tenýnuz .96/ wl
,r'~~!1~#G
.!', ".,.i
T.c.ADALET RAKAmroý
~::':;,i: :
-~-
Stok No. 1$G.ýx1J1 .333$ (21~ lSO.~ Ad. \995
TÜRKÝYE CUMHURÝYFriprr iþLETME GENEL MÜDÜRLÜÐÜ
REPUBUCOF TURKEYGENERAL DlRECI'ORATE OF PTf
ELEKTRONiK MEKTUPBUREAUFAX
Tcslim þckillcri
A. Normal TcslimB -Ö.el tcslimC -Hýzlý postaD -P'fT McrkczindcE .Tcleronla bildirimdcn
sonra P'fT MerkczindeF -Özel raks cihazýnaG -Teleks!e bildirimdcn
sonra PTT MerkczindeRE .Risk göndcriciye aittir.
(Deljveýy mooes)
Nonnal deliverySpeci:ýl deliveýyExpress mailCounter collectionCounter collectian wiýhtelephone ndviceTelefnxCounter callaotian withtelex ndviceRisques expediteur
Stok No. 1SD.(XXJ1. 3335 (210x297) lSO.(XXJ Ad. 1995
353
TÜRKÝYE CUMHURÝYETÝPTT iþLETME GENEL MÜDÜRLÜÐÜ
REPUBUC OF TURKEYGENERAL DIl{ECTORA TE OF PTT
ELEKTRONiK MEKTIJPBUREAUFAX
Teslim þekilleri (Delivcry modes)
A. Normal teslim Normal deüveryB. Özel teslim Special dcüveý'YC- Hýzlý posta Express mailD- PTT Merkezinde Counter collecooDE- Telei'Dnla bildirimden Counýer collecýion wiýh
sonra PTT Merkezinde telepbone adviccF- Özel faks cilýazma TelefaxG. Teleksle bildirimden Counýer collectlim wiýh
sonra PTT Nlerkezinde telex advit'eRE- Risk göndericiye aittir Risques cKpctliýeur
StokNo. 150. LO. 3335 (210X297) 250.000 Ad. 1994
354
TÜRKIYE CUMHURIYE,,"'
PTr iþLEtMe GENEL MOOÜRLOCOREPUBLIC OF TURKEY
GENERAL DIRECTORATE OF PTTtl.EKTRONIK MEKTUP
BUREAUFAX
Teslim Þekill"ri (r'cli..", mode,)
A. No"",,1 Te,lim Noronol deliveryB"Öý.1 Te,l'n, :ip"cj.J d"liveryC. Hýzlý Post. B~"", [""ilClf'[T Meýkezind" Çouný", collcc,;""1;- r.lefonla Bildirimden Co.n..r collection ,viýlý
Sonra PTT Merkezinde ,.Itp"oýý" ",'--:r..F. Özel Feks C,haýýna T.lrfo~G. Teleksle' Býldýrýmden Co.nýtr ,;nU,c'..." ""1'
So"", PTr Merke.ind. ",I". .dy:""RE. RislGöndericiye Aitlir jj,q\,~, ..I.~.t"r1" h". °L ~ 111\ i
a\~;, r;ýwlýtl~ii a 1
-ý. UI".larara.' m.ýk... ../1'1;'1-1 <'
-!::~~":=-_- T!!!:.~rý{b }
2. 3. OoÝ(ümaa ~~Dot; No. i{. -, '&
4. Sayle AdAI 5. T~h VB s~~~-iÇr ~ -
Pag". i/ D.ýe and tým" ~Kabul Alýþ ~ç ~~~;;;-~~. :- -a .'
f- ~cc'pl~n"e cccývýng
7 eolim Þek;1 : I)"~;;;~i-;;---In.'ý;ýcýio",oF
PICI adr;.; (V.r'~U'da )., Addre""e (Including pooýal code)\ H\)~a,~E)v\ YA~ 4R.
$'~~;"'~\Q\oý- ~,.~' C-,(OLý') '.' 3A.-ÝýZ.AMf'A~ -f5TA-N~L-i
9. Varýþ Merk.;; Telf.No iD..tin~ýi,," Office ~ ,"" 02~1. '-S"'rSq1O1
10 Gön/Jerici a/Jresi (Varsa PO$t. ko/Juyla)Sender (Ihclud;ng post.ý code)
'M\}TL\) :YILoý~\tJ.,E--r' .r.-.:i"";i~-'" ,\\If" ~e~~Ýi'~ '" ~ ~..~:~#: " ", ...~,\~- ,~.-
,-1
'",;b'; '-~~~;~Melin :';( ,":':;,;cMu <ý\ ~t~ IS-o~-'Of>...10""&,, : Ci"""",,~ ~\~ .)"""i"~ .s"""~~. ~~hI"" ()L "'"'"" ~""'i'
5~/\,';:t(" \:.ý ~'t M~'~i\u -~'ý- ~:'~?1o-W ~{ d.,..~~~ ~ý~ ~~~\. '4<"..-\"IV11Vl\ ~ I'O..r\...r- V~..,\.., SLLL~~'" ý:r~ Cc:ý1..c..,.,\.~ ~~~ ~~~\I'_-, \' \o~", .1~'.\.. ~:. ~ ~ ~~)c..'~ 'yb"-. g~j~[ 1.,.,. 1\:oIt.:ýe.\ "~'A ~~",",1t'C,.! ~\~ C~~ ý,.'~",j' '~~'I..r~ ~l.'1"W1~4~\;' ~/$ /~ -"'l- ~\ ~~\~~ ~ ÝC2ck::~~.6;;;:'..
"""'-" b ~ i ý-~" ~..\~ \.,.r.-t, 1:~'(.C ô-.". \ "jo-ý.. .k. \,,~ ~ tt L~10"",","'- 'c..\r\ ~"",~:;::;~,\ ,.~,ý..,\SI'l~- 6' bC'o) b~';;~ ~1c;. "'.:i ý.ýýi~~"'" V\c.. !'v'.);)1t,. ""~~"'::J~Y'. '~'jo.-.:.., ~.i .;\..-1,.. ~ J..~c.:>,(
~ """"",'}~ M~~ ~(~ ~~,\, W-'i ~~ -ý-..i.1:;;,~~ I.,.,."...\'""i!"'""I..- \t..~ Cool..,.. ~~,~ 'wv\ o;\.;;",~ ~ ~~~L~- \S\V-i&-.~\", ~c.< \~a.,,\ ""'- \-.,.\.~, '5s.~~V'
G ~\a,-~ $~ ~\..'; ~'" ~~~ ~~'W. fi.." I..T~ ~~-{\ ~ ~~'I..;.:ý ,~",'!>.f,""'{ \;;..1ýl'~ \\,-",~~!~"'ý'" ~~ S~V <OCJ:.i,,-~"'"- ~ dýf-RJ~~ ,j\. 5\~~ -"""'~ ~~"'- ~,...ic. ~~~~, 4":' ~t\,;{ ,ý.,~ \ýa.ý.~ ~"~.,.': ,j,.~~\:-
~~ ","'wM~~", o\...,;.""'ý. ,,",~~J'\'~ý.. '""-~\, ~1.,U,).."Ç>, '" ~- ~.Ir..,.. r-.x..o,.,.. 1.,;\" 2.; p~'c. ~
Stok No. 150. 10-33~5 (210x2t7}c'l1;).OOO Ad 1995 ~. -~
35590 312 3091836 P.05lo-Ju.-l9$ 17:B7 POSTA 5I'f/AYI LLLS F'N<IRA
TIJltKIYE CU_\!Ri~..fjrrr IÞLE'nm GENEL MIJýýcJRLOGt!
REPUBLIC OF TURKEY()~NERAL !>IRF.CTORATE OF l' rý
PLE&TRONÝ5. ~'PBURJöAIIFAX
T- fOkjJIeri (Dejlýýery modes)A -Namýal ý- Noýma! delIvery
B -ö..ý -SPCÇiaI cIeIiYery PTT u!c -Hýzlý POSta ex- mail i~"t iD -rrr u Coonter oolý""u4DDU1"""E -T- bildllÝnýdeu Coýý.ýor ooýlection wlýh
--PTr --'.'.pho.. advleoF- özeý faks CÝbaZma T.lofoxG -Ttlekda bI1dhimdaý Coontor oollocýinn wlýh-rrr- teI.x-RE-RIsk gÖbderlcl..
alith". RIsques expedil.ur
'"~ No:..
5.T ,-Daýe aDd T~
Kobll1- -Aý..Acceptance i
~6." \"'
'- "1, T .-kU : DeIiVaY mode aM --ice
,.,E'i~".8. Alýcý adre.Ý (Vana ,. _yla)
Mdresoe (lnclujjni _ta1 code)
C-e.!Y'o\ 12.a\-.if5Q~""a\c.'\Qr- C4.~-"~-~U~_.~"'~-~{",r.ý.)t."'-9. V_- ToIf.No.
_lin,,';,," Office
I.. Göndorid adrvsi (V- _ta kod.,.I.)s.. (Io_ludiog po".! code)
~"S~~;", ~4.-o'--",\,"M~..",-~'1... Il.4fA\\ c.~~,,~
'5.~-,,~,IU\ur"~\ft..lA"\Vt\O~
_.Ýn,. "~.-.""'Vb-~::~C : me...",O'-.4 ~O\~~i\~'" ~ 'O",'ft» ".~.\~S"'I;.,.ýy
C-~zo~,,\~,;~Q. '.Q~14~~", o."",~ "f'I""""v- \"..,"" kul",I.",.: ,\~\\{!"di-~'"' ~,'(" ~~~,; ,1,.".. "'-cý~\ \l.~-.ý: .s,"~'. ~"\~-,,:L. ~~tý, .I ý~+ ~4.2.A~e.,,\~"~~ ~\~ S..\A\~,. ~U ~,,\Jý\', S'A~-ec~ ==-,,~IJ~'~ ~@.'S"\ ,~... !,oe"I",..o'::)~~~\\.\:.(".1)ol~'~\j\G. ~".,...~ \O~.. ~f;\.~'('. ~"""- 'o'\\~"'~:j"~-~+~f'a\..O$.\"'~ d.~ &\~o ~'~,""Q~GV\ Z4,Ç.cc.-\L ý;\~D\~'-ý...
.i{5. ~\m\~~ k.,...Ý~.. "'..." ',.e ~ ,,"~$\~'~'"""'" ~'«N'~ '.,..'~"d'jl"'"~~. ~"",\..,,~ 3,ö""'L\ .~~:2 ( ~~ ~\"",,' ~~OC'\';I\a.,~~ O~\.-.ýo,. al--\-""0. a\"'~\.. ~\W1::ý.. C\"-t..,~ ~r.<i.t~ ~2.' c,\~ýtld"""'L ,,~ ':'1. d~e.r\\~o\"~~\ '""",~, cý..~o. 'D ir ~""('~ v4. e"""..\~ t...~~~,,~
.,2..,.~ ~~o., """'~\~c4\"" \"o,,'~o..u_-~~\..;\\4..I- al~u.", ,s\-~t~"",~. O\u~ "*.. , fu"- ~...Ý.e" ý...ý ~\..l.
~~ ý"u -'.o~\- ~~o\~~i'" e\.1_~,-.,~",,;.; ..-~~ ~,~~~i.. ~u~ý;.\ ~~,.~(:~\.""..., ,
'ta"" \..4~("\'\'.Ý.:" ' ~ ""'&n"-"""~\4. ~C"-,- Ic.i {~i.~ ~,,'( ,';5" '- ~~ I"-A;~~~A &1"- ý-~A~~S\~ GL' ()9..u<:J.ý ~\9;E~'~IMIL.:l
~f'ý,,;"";' ~"fl,~\a.~ 'j"\~4. b~~~.~;::~~~\~ \t;.A~"""f
Stoklfo. Jooý...ss (210d9' 5O...,A4 1002
TOTI'i.. P.05
,.. ,
~~ ~
3$
TO~~YE CUMHURIYETIPTT iÞLETME GEPýEl MüDüRLUQO
REPUBLIC OF TURKEYGENERAL DIRECTORATE 0\; PTT
ELEKTRONIK MEKTUPBtJREAUI'.~X
-cý.,
Teslim Þekiller ~ýiv",y
A- Normal T..llm Nom..ý d.I.'"ry8- Oz.1 Teslim Sp",ci.ý d.U""ryC-, Hýzlý P a J?xpr... mail;'D-CPTl MtikuL,,'d. (~,,;ýný., "ol/&"ý;(lnE, Telefoný. Bildiýin,de" Cou.,cr c"lIcccjon ..iýh
Þan,. prr Merkezinde ýclcpho". adO/j,;"'l'-F. 0",1 Faks Cýhu,na Tu"i.,
G. Te!..,"", Bildirim on Couný,,' ""lIcction " 11Þoný.. ,.! r Merk.,inde t.I"" .d,'Ý".
RE-RISk Gönderici.", A,'ti, Ri'qu". ."ptdi'"", "~1I.~t",\\~ ~IJ.,
1 1. UIu,;I.'~'I;;;m~;k." /1 .i _ii i C;'
s..ding "ffi"" Telf No'. Vi. O ,
,-c2 Kabul M i ý 3. Döküm.n ~~. '17-
O,;~i ýi Plij" o",," N".":~ r
-7'~~~;;A1'1--5T"I;;:" $~; -1~Y~~ Pa~.. .., Dý,c .nd Iýmc "--
Kabul Alýþ i ~
5~~. L\~~~1~' L- A:PI"_: R_'~ --~ re,"m Þ!'kli : Dc!i\'cry ýr.n.1., ..d ""'i",, ,
Iý..ý,u.;ýi.",.. -,'" .., iý..cc i
10. Gönd.,ici ;,,~:.~-;:;ii,sapo... koduVi'""ntý". (ý,.ctuding p"""ý ""de)
~~"~,, fI~~~~»~;,
",.
'~D\,\",\"f
Ce'- .1] 1: (:.'f -Ýi~ -~~~!:-J::::!;:ç...: ":,,:8. Alýcý Idýesi {Va... posta ~"duyla)
","drc i Includin! pc..lal .od<)~... E) ~..) ~~~~\ ~ c-ý'---~_.~~ýIr~
'9. Var" Merkezi' Telf. No~ ~ti"a,io" Office !"O~\.~~ ~
-~~-!
i Meli,. .'.M",,"!;, .
i \~,..; ."'\"",,, o ~...~",.,.,., J- ~\c.:.~~\ ~ ...;~..l.~. r,-Ýj'-" ~.\~..t,...\. ~t , .;:;,~--"'- ,1 ,; 1)01,'1'" \;:,I.,\.\"'~c. ~ ~",\..~~",-~Ö\~~,t. \,~t\:\ "" 7~I.L o b.
~rJ;.., \.._,..~ ~ \,..,1 ..~..ý." ~\~" .!':".. \.~~ .,l~~f"""t:~ec ~.--'.:..le \.e\..~-~...~ ...,:.\.~\c. ~t ~.:;~ 'öt~ ~~...J,.., \.- f-1 ~...~\~... """"'-A-'
J-.t.. l.:'Il~~ " _.~.,,~ k ý- ~..., '" ý-l:.;..\.. "'"\."...,'~,,,. ~=. ,.--,,"'"'-" ,..,~,~o..:",e.-i ,.~..\ ~.f .\..'-..Of""\.. d "I~..\ ~?,~"r öl;;,.,\u; t..~~I'~:)'ý:i'" "c.,'ý~~- ~O~~
eo" \I.-".. u.. '-- ":)ou..,., .\-",,--x\:l,&e. ~\.,.~~y\',ý", ~"'~ ~"""T"--;~Ö.O"""",\...""" ~~. 't~.~~ .,J.tl-. .\c:;ji, "n(..o.J.d.e. ~f"~""'~" s.;;,\_..,.\~ ~ ...:;~~ilý~~ o"",,".. ~...~b';f' da ~...\... ~.Ic.J..,.."... I...~\...\-ý..."",ý... O\M_~.. 'IQ~\~" o.J j ,
i \0,,-\\"-;, ,~\.w- ,,~..).M""- 1.,..",., ~"'~ I,.t\-~~ ~:ý~c- \:;! 13.. 'i"~N\... ~'"
"""""" \'..c. ..U~ ..-Ý'oJ .k. \"". b""Y'-"- ~,~ ~~~..ý.,~.., ~ ~~ ",0\0. ...""""f' ...",?.!"'i ~~":,-,,/\e...\-ý."B'.'b;..~..,,..
~~\'.I...<'ý.b~.\c~\ O ~r.1-J..,; ...ô.e,,~,,~..:..'\"\'~&i--I',~~\~:t ,ö-~~ ~\..;.-- _-\.\.-~"-\.,.t,...~ý,. ~.\_~ _.."..~...~~-~Stok No. 1SQ 1Q.g335 (21o"i97)10.QQO Ad ,99Þ
9Qf cý24'l.9!JiJ :"'
\~t- 7 {~" .1,." ",.,~r.." r
--~
357
"t)uIYE cvMmýat\1iTiprr Ý$LBTME GaN]!L Mt)DÜRLOOU
REPUBUC OF TURKEYGENERAL DIR.ECTORATE OF PTT
EUXTRONtK _nTBUREAurAX
',., ~ ~\ "a~:~~~I, ! -, ~ý.. -ýi ' ,~. .tii";rJ ~-'\6': : )~ ' t1j ý-' o. o -ol .-
"-= .--, -,cý., ,- ..i ...TRA.'iS," -SHEJ!T 'To
~--~---~-,..lo tiý...1a=a.. merk.-.
SendÝDý "ýr",. Telf.- No.Teslim ÞekWeýi (Deli.ery m.)de,,) ;:~~_~~- 13. - ~A -NW-Ý ý- NOnY}a1 dell""'Y m ~ Do<: N" "
B -ÖZeI- Special delivery .",..w..T;y",n Jit.WII~~ iC -BIIIý p<ýola Expreos mail V."V=.ý.,'-"--"-=~~"'.' .-D -pn --Counýer eollecllon ~Sayfa Ad. So Tarih ve Saat ii -T_onýa bUdlrimdG CoIIDter ""necti"" \\1:11 P Da" an4 Time
*-"aPTI Me.-kWode ýelcp~one advkc --!!-ýo1!L-- ~8- ö3d faks çihazýna Tcl.'..x Acx:eplance Receivlný
G -"{_le biI.ýýrimden COImýer oollection wiýh 6._8Onra prr ~",;..ýý.ie "la ""-Ýlk GÝGi4tiCJ ýýiA4tI. i
RE RISk Etindencýye alnÝ.- 1<1",1'-'" ,xp"di',"m "/ Tc.ýÝ.Iý ..1dI: Deliv,ý; mOOe:ýnd se,vtc
~. _C-8. ALýCI --ý (V- _ta kodIiJIa)
Addre'~ (I ncluding poslA! code)
M.A" 4 El.Ef,ýs.Ý...raI"po#o C_vi C:' i~
.~ra,.,P"'"I;sÝ.."/"'1i I :; ,. Vanþ -ý..ý TeIf- No.Qo 1-l~'f .-: ~ -:--- -Destination OIfkc
L ll i'f ~ ~,.- 1-I1'f ~O J o~; .0.0 --
~
,~~..:. '.;:J*-~!( ~ýJOJ.,: D!r--":'~. +ii- ~~/.k~, ~~-ý...AI.ýo.J.. ~M""""~"'.""'7 ~':'"-d_.~4"'" ~.J..., d-1~+ ,,"""" ;...J ôz./e. ~r<r'!~BoJ.;..ý...:"';..;pý...; -.e1..;1.J. 1,;;-" al'+lk!-0.Zofo:..;".;7; /cu"
MI.~.~.~.. ~Q ku~, 1"'~ Ia", ol...~..B;;rud. 'ýi,e""""Ý- ""Mal ~1:Ý!" ýl.. d..var.. .J;Fo N-'Ýl"i v.. ""Ý/ol; b.t,,-ý... -tDt/e;~ ~~~~';':;:"1.~H.D_;rd -!..,Yall.,.l Ý.dl. .lý..I.n.o.,l\/'G 1~ker "ý'. -Jd.,l.,.ý ot j"~~~fO
$ýv, ala",. i:ý ~ " J." ..".D ,lo ;i~ ~J. DZdr 424' ,,_;I~"r~"';;'.'4 ""'i~,ý-oD "'"' iiI..
-~.f&udcn,53-~u;.,e. kodor bii;"." atký! J~ ~ '8i~~~~~~~J, ý,.,.,-~. -"Vo-
,U Gö- -(Vana poota koduyle)"",Id.. (lncludins f"'staý code)
'!"'~t.'" Pp...~oiý.IJ,.:;-" rlub "'--I, c-~ . 5 v
,.. -e.o .",!u~
fl"I,.""
+.kr; D~. j..~,.Ý::i ve. , I;.."uk ./..;. TX,~~.;j.;rQ20 .k~6-O;ý-i~. To..~ :I.ý,."en 5AG F ~ .
~,." S""~","k .ç.I ,,~ "'&ve.,lcrl...;Je. !Nof.ý=..~ 4;1'" '13'8P"k +ý.",~ýe...ý. ý,.,.~_u~.~ý..~ r~I"""~ -\a.Jýk. ~..h~h~!4 Gi1nl~ fQrkl",,~ bir""" D:kk.ilr .l~lls;n;~...
/' ~.;:~:~. ~~~~il1 D-.ircl-ýt;l..// W;';;'t.'I"
o':) "1-, -,o
St." "'_1-"" (81""" 50000 A" im
358
N 'II" ~
~~~
~
~ ~ ~ "' N
i, ý
~ J.
~tt
{..
j' ~
~ ~
~
~ ~
~
t ~
~
~
ýý1
l ~
~i
f ~
-"
~
~t
.~
.\).~
)J
~
~.~
~
~
\\ -o
~'
~
~{~
~ ~
~ ~
?'
r ,~
~
r {
~
~ ~
~,
t J
~
't ~
~ 1~
t-~
t~
. ~
~
~
t::,
.f 't
~~
~
~
~
,. ""
.
J.
~.i
~
.l~'
tJ'
~i.~
-
~~
. ~
~ii)
t.
!ý~
.!\)
~ r
t-
"$'~
~
t
ý "f
~
} s :
r t
f .~
ýif.
f
'- ~
iJ
~ ~
ý
~
' ~
~ t~
. t
~t,
,t.~
!-
fr
1~'~
~ ~
J fJ
. f r
~I1
f r
, ~
J f
.,.,..
t ~
! l
~4:
~
~.$
oJ s'
- ~ i
t~. ~
~ t
~ý
~
Ý'c
~
~
~~
.,r.
j"}
~
~r.
<;
S(
~!
~,
f' ~
.g
: ~
f.r
,::
c. f."
t!. ~
~
ý
t'J.'~
: ~
~
,~,~
",~
.:~,
'~~
"'-ý
ý:'1~
~
-*;~
, ~~
P' ~
' ~
~
..'r
ý~N
I~
~c
,""
'"1,
,'c.
10'
~
! :c
,;
~'"
'.~
~_t
-.
ý '.~
~
~~
.,.
' s
~
'. c
, .ý
.r
:
'~
t
:D;'
~~
J"~~;j:
t~
:f.'~
, -i.
~
'~'~
'~
~- .."
,' ~
, ~
" ..'
1~
~ ~
. (lý
:
::tl
c":>
i-ý ~
N- i
-. <;>
(i ý: F" ~ ":
? i c"")
Q "-:- + <-
cb
359
-
PK 531- Ýstanbul
YAR YAYýNLARý BÝLÝMSEL DÝzÝ.ÖLÜMÜN UFKUNDAKÝ ZAFER -Yasemin Okuyucu.BÝR DÝRENÝþ ODAÐý METRÝs -Metris Tarihi- Sinan Kukul
.TÜRKÝYE PROLETARYASI -A. Þnurov
.LEÝPzÝG DURUÞMASý -E. Ficher
.DEvRÝM ÝçÝN SAVAÞMAYANA KOMÜNÝsT DENMEZ
-Fidel Castro.KOLOMBÝYA HALK GERÝLLASI -Jacobo Arenas
.PARTizAN SAVAÞý -Marx-Engels/Lenin-Stalin
.BÖLÜNME ÜZERÝNE -V Ý. Lenin.PROLETARYA KÜLTÜRÜ -V Ý. Lenin.PARTÝLEÞME SÜREci -V Ý. Lenin.MARKSÝZM-LENÝNÝzMÝN ÝLKELERÝ -Kuusinen
1. Diyalektik ve Tarihi Materyalizm2. Kapitalizmin Ekonomi Politiði3. Uluslararasý Komünist Hareketin Teori ve Taktiði4. Sosyalizm ve Komünizmin Teorisi
.FELSEFENÝN ÝLKELERÝ -V Afanasiev
.TüRKÝYE HALK KURTULUÞ PARTÝ-CEPHESÝ
YAR YAYýNLARý CHE DÝzÝsÝ.ASKERÝ YAZýLAR -Che Guevara.SAVAÞ ANILARý -Che Guevara.BOLÝVYA GÜNLÜÐÜ -Che Guevara.poLÝTÝK YAZýLAR -Che Guevara.SOSYALÝZMVE~S~~ -C~e Guevara.SAVAÞÇIYA PRATIK ONERlLER -Che Guevara.SOSYALizMiN KURULUÞUNA DOÐRU -Guevara.EKONOMÝK YAZýLAR -Che Guevara
.Y AÞAMÖYKÜSÜ\RÖPORTAJLAR\MEKTUPLAR-Ernesto Che Guevara
.ÞÜRLER -Che Guevara.CIA, CHE'YE KARÞI -A.Cpull-FGonzalez
PK 531 -Ýstanbul
YAR YAYINLARl BÝLÝMSEL DÝzÝ.ÖLÜMÜN UFKUNDAKÝZAFER -Yasemin Okuyucu.BÝR DÝRENÝþ ODAÐý METRÝs -Metris Tarihi- Sinan Kukul.TüRKÝYE PROLETARYASI -A. Þnurov.LEÝPzÝG DURUÞMASý -E. Ficher.DEvRÝM ÝçÝN SAVAÞMAYANA KOMÜNÝsT DENMEZ
-Fidel Castro.KOLOMBÝYA HALK GERÝLLASI -Jacobo Arenas.PARTizAN SAVAÞý -Marx-EngelsILenin-Stalin.BÖLÜNME ÜZERÝNE -V Ý. Lenin.PROLETARYA KÜLTÜRÜ -V Ý. Lenin.PARTÝLEÞME SÜREcÝ -V Ý. Lenin.MARKSÝZM-LENÝNÝzMÝN ÝLKELERÝ -Kuusinen
1. Diyalektik ve Tarihi Materyalizm2. Kapitalizmin Ekonomi Politiði3. Uluslararasý Komünist Hareketin Teori ve Taktiði4. Sosyalizm ve Komünizmin Teorisi
.FELSEFENÝN ÝLKELERÝ -~ Afanasiev
.TÜRKÝYE HALK KURTULUÞ PARTÝ-CEPHESÝ
YAR YAYINLARl CHE DÝzÝsÝ.ASKERÝ YAZýLAR -Che Guevara.SAVAÞ ANILARý -Che Guevara.BOLÝVYA GÜNLÜÐÜ -Che Guevara.POLÝTÝK YAZýLAR -Che Guevara.SOSYALiZM VE ~S~~ -C~e Guevara.SAVAÞÇIYA PRATIK ONERlLER -Che Guevara.SOSYALizMiN KURULUÞUNA DOÐRU -Guevara.EKONOMÝK YAZýLAR -CheGuevara
.YAÞAMÖYKÜSÜ\RÖPORTAJLAR\MEKTUPLAR-Emesto Che Guevara
.ÞiiRLER -Che Guevara.CIA, CHE' YE KARÞI -A.Cpull-F.Gonzalez