28
Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Veli Merkezi TÜRKu HAlVIER;. ::.-:_r .::J ·! 2=.....,:.?C. 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR ve 2. Editörler Dr. Filiz KILIÇ Tuncay BÜLBÜL 17-18-19 Ekim 2007 ANKARA

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli

Araştırma Merkezi TÜRKu

HAlVIER;. ::.-:_r .::J ·! 2=.....,:.?C.

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ve BEKTAŞİLİK BİLGİ ŞÖLENİ BİLDİRİ KİTABI

2. CİLT

Editörler Dr. Filiz KILIÇ

Tuncay BÜLBÜL

17-18-19 Ekim 2007

ANKARA

Page 2: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

-1nuıımeyen Bir Bektaşi Şairi: Dervişi (Devrişi) Ahmed Ve Şiir Mecmuası

ÖZET

(An Unkriown Bektashi Poet: Dervish Ahmed and Review Of Poem)

M. Fatih KÖKSAL*

.Elin yeğin idüp nem taşırmaya Haddinden ziyade söz aşırmaya

Ateş insan içün çiğ 8işirmeye Nurdan Yıalk eyledi nan ezelden

Derviş Ahmed

Türk Halk edebiyatında olduğu gibi Tekke edebiyatında da Bektaşi edebiyatının özel ve benzeri zümre edebiyatlarından farklı bir konumu vardır. Anadolu'da Bektaşilik, tarihi süreç içinde hemen her asırda Türk edebiyatının en güçlü şairlerini yetiştiren muazzam bir edebiyat vücuda getirmiştir. Bu bildiride Bektaşi şiirinin unutulmuş, bilinmeyen bir şahsiyeti, şiirleriyle gün ışığına çıkarılmaya çalışılacaktır. X:Vll. yy.da yaşadığını kimi bul­gularla tespit ettiğimiz Derviş (Devriş) Ahmed'i kendi eliyle yazdığını tahmin ettiğimiz şiir mecmuasından hareketle tanıtacağız. Şahsi kütüphanemizde bulunan söz konusu el yaz­ması mecmuada Derviş Ahmed' in 80 (seksen) civarındaki şiirinden başka Hatay! (Şah İsmail), Kul Himmet. Pir Sultan Abdal gibi büyük Bektaşi şairlerinin şiirleri de bulunmak­tadır. Şiirlerinin ekseriyetini hece ölçüsüyle yazan Derviş Ahmed. bilinen çok fazla şairin bulunmadığı X:VII. yy. Bektaşi edebiyatının kayda değer simaları arasında yerini alacak-br. .

Anahtar Kelimeler: Derviş Ahmed, şiir mecmuası, Bektaşi edebiyatı, Tekke edebiyatı. Bektaşilik, XVII. yüzyıl Türk edebiyatı

ABSTRACT

in Tekke literature as Turkish folk literature, Bektashi literature hasa special position and hasa different place as per another class literatures. Bektashism. in Anatolia has created an enormous litreature that breeded the strongest poets of Turkish literature almost every century in historical process. in this communique one of Bektashi poet who has

• Doç. Dr., Ahi Evran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Böıllınü, Kırşehir ı[email protected]

2. ULUSLA RA RASI T ÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE A LE ViLiK ve BEKTAŞiLi K BiLGi ŞÖLENi 2007 1261

Page 3: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

FATiH KôKSAL

been forgotten will try to rake up. We introduce Dervish Ahmed who we found that he lived in 1 7th century by aid of a miscellany that is most likely written by himself. This miscellany which belongs to our library, contains poems of Hatayi (Shah İsmail). Kul Himmet, Pir Sultan Abdal other than about 80 poem of Dervish Ahmed. He will take part in remarkable characters of 17th century Bektashi literature that has not much poets.

Key Words: Dervish Ahmed, miscellany, Bektashi literature, Tekke literature. Bektashism. 1 7th century Turkish literature

1. GİRİŞ -

"Bektaşi edebiyatı" tabiri, zümre edebiyatları içinde herhalde en çok duyduğu­muz isimlendirmelerin başında gelir. Bunun sebeplerini irdelemek bu çalışma­nın konusu olmamakla beraber, Bektaşllikte edebiyata, hususen şiire verilen ;önem, üzerinde durulmaya değer bir husustur.

Kalıçıatimizce Türk edebiyatı tarihinde güçlü bir Bektaşi edebiyatından söz ede­biliyorsak bunun temel amillerinin başında Bektaşllikte "söz" ve "saz"a atfedilen değer gelse gerektir. Bütün "sufilere göre söz canlıdır; onun için gerçeği söylemek, kötü söylememek gerektir. 'Nutuk fıaklamak, buyruk tutmak', söze uymak anlamına gelir. Alevf­Bektaşflerde sözün bundan da dana ileri bir değeri vardır (Göl pınarlı, 1963: 171 )."Nitekim "söz"ün Bektaşi şairlerin şiirlerinde işledikleri temel temalar arasında yer alması da bu önem ve değerin bir göstergesidir. Bektaşilerin "söz"e böylesine değer biçmelerinde HurOfiliğin de ciddi tesiri olduğu açıktır.

"Söz" ve "saz" cem ayinlerinin iki temel unsurunu teşkil eder. Sözün kulağa hoş geleni, estetik ve dahası kalıcı olanı ise ölçülü ve kafiyeli olanıdır. O yüzdendir ki "şiir" Bektaşiler için sadece sanat ortaya koymak endişesiyle vaaz edilen bir uğraş alanı değil; bir yandan ayin-i. cemlerin bir parçası, bir yandan da kendi öğretilerini yaymak, tanıtmak, anmak ve anlatmak için bir vasıta olarak önemini hep koruya gelmiştir. Hatta daha da ileri giderek şiirin Bektaşiler için bir vasıta değil bizzat hayatın kaynağı, özü sayıldığını söylemek de yanlış olmaz sanırız. "Nefes", "nutuk" veya "deyiş" adı altında, başta koşma olmak üzere Türk halk şiirinin birçok nazım şekliyle ortaya konan bu ürünler, Anadolu'da vücuda geti­rilen Türk edebiyatı içinde Bektaşi edebiyatını ayrı ve özel bir konuma !aşımış­tır.

Şiirlerini büyük bir "vecd" içinde· ve ibadet şevkiyle söyleyen Bektaşi şairler, şiir 'kudretlerini bir anlamda ilahi bir kaynaktan alıyorlardı. Bektaşi şiirinin genelinde görülen lirizm, coşkunluk ve içtenliğin temel esprisi de kanaatimizce bu idi.

Bektaşi şairler, şiiri adeta inançlarının bir parçası olarak gördüklerinden. bu katıksız samimiyet, sadece nicelik değil, nitelik bakımından da Bektaşi edebiya­tını, muadili zümre edebiyatları arasında zirveye t<:;~ıyan temel faktör olmuştur.

Bektaşllik öyle güçlü ve köklü bir edebiyat vücuda getirmiştir ki, bu edebiyatın hem Türk Halk edebiyatının en canlı ve zengin kolu o:ar. l,şık edebiyatına. hem de diğer zümreleri de içine alan geniş Tekke edebiyatına derin tesirleri olmuştur. Fuat Köprülü'nün şu sözleri bu muazzam tesiri açıkça ortaya koymaktadır: "Tekke

J262 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 4: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

J!_]LINMEYEN BiR BEKTAŞi ŞAiRi, DERViŞi lDEVRIŞI) AHMED VE ŞiiR MECMUASI

edebiyatının en dikkate şilyiln kısmı olan Bektaşi edebiyatı, diğer tarikat edebiyatlanndan sonra Aşık edebiyatını vücuda getirmiştir. Bugünkü Aşık edebiyatında Bektaşi fikir ve tema­yülleri ağır basmaktadır. Aşıklann bir kısmının Halvet!, Kildin, Mevlevi olmalanna rağmen hepsinde Bektaşi ruh ve edası hakimdir. Aşıklann büyük kısmının Bektaşi olan yeniçeriler arasında yetişmeleri de bu hususta çok medfıaldardır . .. ı

işte bu köklü, yaygın ve zengin edebiyat içinde yetişen yüzlerce şairin bir kısmı edebiyat tarihimiz içindeki seçkin yerlerine otururlarken bir kısmı nisyana terk edilmiştir. Bu bildirinin konusu olan Derviş Ahmed de, Bektaşi edebiyatının unutulmuş değerlerinden biridir.

Derviş Ahmed veya şiirlerinin çoğundaki imlasıyla Devriş Ahmed' in şiirleri şahsi kütüphanemizde bulunan bir el yazması şiir mecmuasında yer almaktadır. Bu sebeple şairin hayatı, edebi kişiliği ve şiirlerine geçmeden önce söz konusu mec­muayı tanıtalım:

Nüsha tavsifi: 100x80 mm dış ölçülerinde, iç ölçüleri muhtelif, 96 varak (sonra­dan tükenmez kalemle sayfa numarası verilmiş: 192 sayfa) krem rengi kalın abadi kağıda çok bozuk bir nesih ve siyah mürekkeple yazılan nüsha, şirazesi dağılmış, fersude, koyu vişne bir meşin cilt -içinde bulunmaktadır. istinsah tarihi belli değildir. Ancak kağıda, cilde ve ihtiva ettiği şairlere bakarak XVll. yy.da yazıldığı tahmin olunabilir. Mecmuanın son kısmında farklı bir hatla "Dlvan-ı Hatay! Budur Zikr Olundı" başlığı altında Hatay! Dlvanı'ndan bir bölüm (85b-95b arası) bulunmaktadır. Bu kısmın sondan eksik oluşuna nazaran aslında daha hacimli olduğu anlaşılmaktadır. Mecmuanın tamamında Bektaşi şairlerin şiirleri vardır. Yani nüsha, şiirlerin büyük çoğunluğunu Derviş Ahmed'in manzumelerinden oluşan bir "Bektaşi Şiirleri Mecmuası"dır. Şiirler takip edildiğinde aralardan bazı varakların da koptuğu anlaşılmaktadır.

Mecmuanın muhtevası: Derviş Ahmed'in 80 şiirinin bulunduğu mecmuadaki diğer şairler ve şiirlerinin bulunduğu sayfalar şöyledir: Hasan [Kul Hasan! (s. 2, 3), Derviş Alem(? s. 75, 76, 77, 78, 89, 93, 94, 129, 130); Kul Himmet (s. 80, 85, 92, 108, 111, 114, 139,140);PlrSultanAbdal(s.81,86);Hatayl(s.82,83, 106, 107, 108, 109, 111, 112, 113, 117, 118, 123, 124, 128, 191, 193,196, 199, 202, 204, 206, 208, 211 ); Öksüz (s. 91, 141, 147); Ahmed (s. 173, 179); Kul İbrahim (s. 162, 165). 102-107 ve 166-168. sayfalar arası Hz. Peygamber silsilesi, bazı dualar, mensur­manzum tercümanlar 143-161 arasında hemen tamamı Bektaşilikle ilgili art arda 70 kadar mani vardır.

Derviş Ahmed tanınmış bir şair değildir. Bir şiir derleyicisinin, mecmuasına tanınmamış bir şairin bu kadar şiirini alması makul değildir. Bu sebeple mecmu­anın bizzat Derviş Ahmed'in kaleminden istinsah edildiğini, yani yazmanın müellif hattı nüsha olduğunu düşünüyoruz.

1 Köprülüzade M. Fuad, "Aşık Tarzı Hangi Şekli Hayatın İfadesidir?- Aşık Tarzının Menşei ve Tekamülü" makalesinden naklen (Günay 1992: 10).

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1263

Page 5: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

FATiH KÖKSAL

il. DERVİŞ AHMED'İN HAYATI

Derviş Ahmed, ulaşabildiğimiz edebiyat tarihleri, antolojiler ve özellikle Bektaşi edebiyatına dair eserlerde ismine rastlayamadığımız. tamamıyla meçhul bir şair­dir. Bu sebeple şairin hayatı üzerine takdime çalışacağımız bütün bilgiler elimiz­deki mecmuadan ve bu mecmuadaki şiirlerinden hareketle olacaktır.

Gerek Divan. gerekse Halk edebiyatında Şairlerin bir kısmının asıl adlarını mah­las olarak kullanmaları mahlas alma geleneği içinde çok görülür. Divan şiirinde de rastladığımız bu husus Halk şiirimizde daha yaygındır. Dolayısıyla şairin asıl adının. mahlaş olarak kullandığı "Ahmed" olması gerekir. Mahlas. şiirlerin çoğunda "Devriş Afımed" olarak geçerken, nadiren "Derviş Ahmed" imlasıyla da yazılmıştır. Derviş-Devriş değişimi. Anadolu ağızlarında çok görülen "göçüşme" (metatez) olayından kaynaklanmaktadır.

Derviş Ahmed'in şiirlerinde kendi hakkında çok az bilgi vermesi, yazık ki şairi tanımamızı zorlaştıran bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak az da olsa ulaşabildiğimiz çıkarımlar ışığında şairimizin kimliği üzerindeki sis perdelerini aralamaya çalışalım.

Derviş Ahmed bir şiirinde "Tavas" adını anar:

Tavas' dan yafta( ... )2 yaya gideriz

Yüreğim tutuşdu örtdür3 gaziler

Bu dünyaya tabah idip n'ideriz

Akıbet sofi ucu dertdir gaziler (s. 25)

Şair, aynı şiirinde hemen bu dörtlüğün ardından "p!r"inin isminden bahsetmek­tedir:

Şol saat yüreğim yandı tutuşdu

Pirim İhsan idi geldi yetişdi

Garib bülbül figan idüp ötüşdü

Bahar erişince güldür gaziler (s. 25)

Buradan hareketle şairin Tavas'la (Denizli) bir irtibatının olduğunu. bir ihtimal ile Tavaslı olabileceğini ileri sürebiliriz. ·

. Bütün Mecmua boyunca doğrudan şairi tanımamıza imkan veren bir yer adı da "Akdefiiz"dir. Akdefiiz adının üç yerde geçmesi. şairin Akdefiiz (Ege)4 dolayların­da yaşadığını, bu da Tavas civarında bir yerlerden olması ihtimalini destekler bir işarettir:

2 Bu kelime okunamadı.

3 "ört", ateş, od demektir. Bu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen Cem Dilçin tarafından hazırlanan Yeni Tarama Sözlüğü'nde yer almaktadır. Bkz. (Dilçin, 1983: 169).

4 Ege denizi adının Türkçede J...-ııllanımının çok eski olmadığı bilinmektedir. Nitekim Atatürk'ün meşhur "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" sözünde kastedilen Akdeniz de şüphesiz Ege denizidir.

1264 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 6: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

!J._L 1 N M EY E N 8 1 R 8 E K TAŞ 1 Ş AI R I , DER V 1 Ş I 1 D EV R 1 Ş 1 1 A H M E O V E Ş 1 1 R M E CM U AS 1

.imam Zeynelabidln'e kul oldum

Muhammed Bakır'ı aradım buldum

Akdeniz dibine dost dedim daldım

Derya-yı umman'ıfi seli göründü (s. 17)

* * * Dost diyip de Akdefiiz'e talınca

Allah bir. Muhammed sırdır uğrağım

Katara düzülüp doğru gelince

üstad huzurunda plrdir uğrağım (s. 22)

* * * Akdefiiz dibinde bir ceme vardım

Düvazdehi söyler dilleri vardır

On iki erkanın harfini buldum

Her tarafa gider yolları vardır (s. 90)

Ancak.şairin nereli olduğunu tespit hususunda bunların bir öngörü veya tahmin olmaktan öte anlam ifade etmediğini de itiraf etmeliyiz.

Derviş Ahmed'in hangi çağda yaşadığı konusuna gelince.

Her şeyden önce elimizdeki mecmua, gerek kağıt, gerekse cildinin fiziki özellik­lerine bakıldığında en azından 200-250 yıllık görünümü vermektedir.

Mecmua'da Derviş Ahmed'in Aşık Hasan. Seyyid Halli ve Seyyid Ahmed'e hita­ben sorulu şiirleri bulunmaktadır. "Bu nedir?", "Aslı nedendir?", "Bildin mi?" gibi sorularla başlayan bu şiirler, şairimizin Derviş Ahmed, Seyyid Halli ve Aşık Hasan'ın çağdaşı olduğunu ortaya koymaktadır. Seyyid Ahmed ve Seyyid Halll'in adlarına konuyla ilgili ansiklopedik ve antolojik mahiyetteki eserlerde rastlayamadık.5 Aşık Hasan'ın, Tameşvarlı Aşık Hasan olması kuvvetle muhte­meldir. Bu şairle ilgili olarak Sadeddin Nüzhet Ergun. "Nefeslerini neşrettiğimiz bu kıymetli halk şairinin ismini işitmeyen ve 'Karpuzu büyük Hasan Baba diye yad etmeyen bir Bektaşf yoktur." demektedir (Ergun. 1944: 249).

Derviş Ahmed'in Seyyid Ahmed, Seyyid Halli ve Aşık Hasan'la karşılıklı şiirleştiği tahmin olunabilir; en azından bu şairlerle çağdaş olduğu açıktır.

Bektaşi şairler arasında Seyyid Halil mahlaslı biri. bilinen kaynaklarda bulunma­maktadır. Seyyid Ahmed'in bu mecmuada iki uzun şiiri bulunan Ahmed mahlaslı şair olması gerekir. Aşık Hasan'ın ise ilim alemine ilk defa Köprülü tarafından tanıtılan Bektaşi şairlerden Tameşvarlı Aşık Hasan olması icap eder. Bu Hasan. XVII. yy.ın sonlarında yaşlı bir halde idi (Köprülü. 1962: I/128) ki bu durumda

5 Bunun için taradığımız eserler şunlardrr: (Köprülü 1962-1965; Gölpınarlı 1963; Gölpınarlı 1972; Ergun 1944; Kocatürk 1963; Kocatürk 1963; Kocatürk 1968; Öztelli 1973; Özmen 1998).

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1265

Page 7: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

FATiH KÖKSAL

Aşık Hasan'ın yüzyılın tamamını idrak etmiş bir şair olduğu anlaşılmaktadır.

Derviş Ahmed' in yaşadığı yüzyılı tespitte. mecmuada şiirleri bulunan diğer şair­lerin yaşadıkları dönemler de bize yardımcı olacaktır. Mecmuada şiiri bulunan diğer Bektaşi-meşrep şairler. şiir sayısı sırasıyla Hatayf (23 şiir). Derviş 'Alem (? 9 şiir). Kul Himmet (8 şiir). Öksüz (3 şiir). ffr Sultan Abdal (2 şiir). Hasan (Kul Hasan) (2 şiir). Afımed (2 şiir) ve Kul İbrahim (2 şiir)'dir Elimizdeki mecmuada şiiri bulunan diğer şairlerin başında en çok şiiri bulunan Hatayf (Şah İsmail-i Safevi) gelmek­tedir. Mecmuaya serpiştirilmiş muhtelif şiirlerinden başka. son kısım tamamen Hatayl'nin şiirlerine ayrılmıştır.

Şiirlerini Hata6'1-mahlasıyla yazan Şah ismail'in XVI. yy.da yaşadığı bilinmektedir. Derviş '.Alem'in kim olduğunu bilmiyoruz. Mecmuada şiirleri bulunan bir başka şair Kul Himmet'tir. Bektaşi edebiyatının en mühim simalarından olmakla bera­ber hakkında hiçbir bilgi bulunmayan Kul Himmet'le ilgili bilinen tek şey XVI.

: yy.ın ikinci yarısında yaşadığının kuvvetle muhtemel olduğudur. "Bektaşflerin tertip ettikleri mecmualarda Hatayfve Ffr Sultan Abdal'la beraber en fok bu şairin şiirlerine tesadüf edilmektedir" (Ergun. 1944: 180).

Kul İbrahim de XVI. yy.da yaşamış bir Bektaşi şairidir (Özmen. 1989: 2/323). Me~muada "Öksüz"mahlasıyla üç şiiri olan bu şair.şiirlerini Öksüz, Öksüz Dede ve Oksüz Ali mahlaslarını kullanarak yazan şair ise o da XVI. asırda yaşamıştır (Eren. 1952: 1-9).

Görüldüğü gibi mecmuada şiiri bulunan şairlerden hiçbiri XVll. yy.dan daha yakın bir zamana ait değildir. Bu da Derviş Ahmed'in yaşadığı çağ hakkında mühim deliller arasında sayılmalıdır.

Edebi metinlerin dil özellikleri. metnin zamanını belirlemede tam isabetli bir teşhise imkan vermese de en azlndan ufuk açıcı bir mahiyet taşır. Derviş Ahmed' in şiirlerinde XVlll ve ve XIX. yy.da. hatta XVII. yy. metinlerinde dahi rast­lanması güç arkaik kelimeler bulunmaktadır. Ayrıntısı ileride. şairin edebi kişili­ğinin ele alındığı kısımda gösterildiği gibi şairimizin dilinde "eyitmek (söyle­mek). bile (birlikte. beraber). ırılmak (ayrılmak). ört (ateş). uç (sebep). yarak (levazım) gibi arkaik kelimeler sıkça yer almaktadır ki. bunun da şairin çağını tespitte önemli göstergeler olduğunu düşünüyoruz. Şöyle ki; eğer bu kelimeler bir Divan şairinin dil hazinesi içinde bulunsaydı şairi XVII. asırdan da önceye

, tarihlememiz gerekirdi. Zira bu· kelimeler o devrin Klasik şiirinin dilinde artık görülmüyordu. Fakat metnin imlasından iyi bir, tahsil görmediği anlaşılan şairimizin bu yüksek kültürden uzak olması. belki de kırsal kesimde yaşaması, dilinde Divan şairine göre artık arkaik sayılan bu kelimelerin bulunmasını makul kılabilir.

6 "Ayın, lam, mim" harfleriyle yazılan bu kelimeyi "Alem" den başka "İlim" okumak da mümkündür. Hatta bu ismin "Derviş tJim" olması dahi mümkündür.

7 Bu şairin tespit edilen şiirlerinde Alevi-Bektaşi kimliği ön planda gözükmemektedir. Ancak mecmu­anıızdaki şiirlerde de belirgin Bektaşilik unsurları bulunmamasına nazaran bu Öksüz'ün de aynı şair olduğu söylenebilir.

J266 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 8: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

J!J__LINMEYEN BiR BEKTAŞi ŞAIRlo DERViŞi IDEVRIŞlı AHMED VE ŞiiR MECMUASI

Hülasa, mecmuanın fiziki' durumu, mecmuada yer alan ve anılan şairler ve şiir-· lerin dil özellikleri gibi işaretler delaletiyle şairimizin XVII. yy.da, -eğer Aşık Hasan Tameşvarlı Aşık Hasan değil de başka biri ise- belki de XVJ. yy.da ömür sür­müş biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Dr. Doğan Kaya'nın bir makalesinde bahsini ettiği bir cönkte (Kaya, 2000: 423) bir adet şiiri bulunan Derviş Ahmed'in bizim Derviş Ahmed olması mümkündür. Derviş Ahmed'in edeöı kişiliğinin bir tarafı da mecmuada yer alan istisnasız bütün şiirlerinde son dörtlüğün ilk mısrasının hemen başında tapşırmasıdır. Doğan Kaya'nın "9 no'lu cönk" olarak tanıttığı cönkteki şiirde de mahlas aynı yerdedir.8 Şiirin eda bakımından da bizim Derviş Ahmed'in şiirlerine benzemesi bu ihtimali güçlendirmektedir.

Bunun dışında Derviş Ahmed adına rastlayamadık. Ne var ki gerek ellerde, gerek­se kütüphanelerimizde bulunan yüzlerce cöngün içinde şairin başka şiirleri mut­laka çıkacaktır.

m. EDEBi KişiLiGi

III. 1 . .işlediği Konular

Derviş Ahmed'in şiirlerinin birçoğu Bektaşilikle ilgilidir. Ağırlıklı olarak Hz. Ali ve 12 imam sevgisini işleyen şairin şiirleri, Bektaşflik erkanından Kerbela ağıtlarına, ham sofulara çatmadan. şathiyelere kadar Bektaşflikle ilgili hemen her konuyu ihtiva etmektedir. Bunun yanı sıra "tevhid" inancı çerçevesinde Allah'ın varlığı, birliği ve büyüklüğünü anlatan şiirler de kaleme alan Derviş Ahmed. aynı yoğunlukta olmasa da tamamen Aşık tarzı diyebileceğimiz din ve tasavvuf dışı konularda da şiirler de yazmıştır. Şairimizin şiiriyet bakımından bu tür şiirlerinde Tekke tarzı şiirlerden daha geri olmadığını görüyoruz:

Bir kara gözlünün ucundan bugün

Terk itdim namusu, arı ezelden

Bülbül gibi dost bağında oturur

Bülbül güle ider zarı ezelden (s. 67)

dörtlüğüyle başlayan şiiri; keza

Çokdan arzumanım yüzüf\ görmeğe

Sen kimin yarisin bilmeğe geldim

Senden isteğim var muhassal kelam

Ağzından bir cevab almağa geldim

dörtlüğüyle başlayan şiiri Derviş Ahmed'in Aşık tarzında da başarılı olduğunu göstermektedir.

8 Şiiri gönderme lütfunda bulunan Sayın Doğan Kaya'ya müteşekkiriz.

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1267

Page 9: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

FATiH KÖKSAL

Tabiat güzelliklerine de şiirlerinde yer vem Derviş Ahmed, Pir Sultan Abdal'a gönderme yapmak üzere yazdığı anlaşılan Yıldız Dağı'nı anlatan manzumeıe·rin­den birinde şöyle diyor:

Gözüme güzel gözükdü

Yıldız Dağı Yıldız Dağı

Cevr etme bana yazıkdır

Yıldız Dağı Yıldız Dağı

Yıldız Dağı'nıft eteği

Kırmızı gülün tüteği

Senifi başın er yatağı

Yıldız Dağı Yıldız Dağı

111.i. Vezin ve Kafiye

Derviş Ahmed, şiirlerinin tamamına yakınını hece ölçüsüyle yazmıştır. Hecenin en çok 11 'lik kalıplarını tercih eden şairin daha az sayıda olmak üzere 8'li ve Tli ölçüyle yazılmış şiirleri de vardır. Böyle olmakla beraber XVII. ve XVIII. yüzyıl Halk ve Tekke şairlerinde çok görülen aruzla yazma merakının Derviş Ahmed' de de var olduğunu görüyoruz. Elimizdeki mecmuada şair üç şiirini aruzla yazmıştır. Buna "aruzla yazmaya teşebbüs etmiştir." demek daha isabetli olacaktır. Çünkü beyit esasına göre yazdığı bu şiirlerinde şairin -birkaç beyit hariç tutulursa- tek­nik yönden oldukça başarısız olduğunu görüyoruz.

Diğer Tekke şairleri gibi aruzun en kolay .ve en akıcı bahri olan remel bahrinin failatün failatün failün kalıbını tertih eden Derviş Ahmed hemen her mısrada aruz hatasına düşmekten kurtulamamış, aşinası olmadığı bu sahada mütemadi­yen tökezlemekten kurtulamamıştır.

Güle güle karşımızdan huri gılmandır gelen;

Tiğı gamzesini atıp sinem delendir gelen (s. 35)

mahlasıyla başlayan kasidesinde en az kusur olan beyitlerden birinin bi.ı matla olduğunu söylersek şairimizin aruzda ne derece başarılı olduğu ortaya çıkar.

,Aynı şekilde kaside tarzında yazdığı;

Ah Hasan senifi ucundan gözlerim kan ~ğladı Gözlerim değil ağlayan cismimde can ağladı (s. 47-50)

matlaıyla başlayan bir Kerbela mersiyesi de şekil bakımından çok zayıftır. Adına "aruz" denemeyecek derecede zorlamalar, hatta "-an ağladı" olması gereken kafi­yeyi "kevkeb ağladı", "çerağım ağladı" gibi kabul edilemez biçimde tercih etme­sini şahsen onun şairliğindeki bir zaaftan ziyade Divan tarzındaki başarısızlığına yormak gerekir. Onun Şekilde düştüğü bu zaafı. bu tür şiirlerinde lirizm ve coş­kunluğu da zayıflatmıştır.

J268 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 10: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

B 1 L 1 N M E Y E N 8 1 R B E K T A Ş 1 Ş A 1 R I , D E R V 1 Ş 1 1 D E V R 1 Ş 1 1 A H M E D V E Ş 1 1 R M E C"M U A S 1 - .

Derviş Ahmed' in hecede genel olarak başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak sık olmasa da kimi mısralarda bir hece eksik veya fazla kullandığı da görülmektedir. Birkaç örnek verecek olursak;

Ca'fer Sadık kudret ilmin okuyor

Musa Kazım taşkun olmuş akıyor

Hadice nice bendler yıkıyor

Karışmış ummana, seli söylerler

dörtlüğünün üçüncü mısrası;

Derviş Ahmed tonlarımız biçilir

Sırat mizanı doğru geçilir

Hacet kuyuları ol gün içilir

Sakın terk eyleme cum'a namazın

dörtlüğünün ikinci mısrası 11 değil 10 hecelidir.

Bu durumu, doğrudan Derviş Ahmed'in bir kusuru olarak değerlendirmek müm­kündür. Ne var ki şairin şiiri kağıda _geçirme esnasında bir heceyi atlamış olma, yani dalgınlık ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekir. Burada şairin oku­yucunun iz'an ve irfanına teslim ederek bazı' ekleri yazmadığı / harekelemediği ihtimali de göz ardı edilmemelidir.

Kafiye kullanmada aşık edebiyatında çokça gördüğümüz "r, 1. m, n" gibi yumuşak sessizlerin rev! harfi olarak kullanılması Derviş Ahmed' in şiirlerinde de sık karşı­laşılan bir durumdur:

Kaç yüz yıldır anın uzunu eni

Ağzında ne vardır nedendir gemi

Kaç yılda su içdi yedi ya yemi

Aslını bilirsen haber vir bize (s. 11)

dörtlüğünde ilk mısradaki "n" ile, 2. ve 3. mısralardaki "m" sesleri kafiye kabul edilmiştir.

Bu duruma tipik bir örnek olmak üzere her mısrada ayrı bir sesin revt harfi olarak alındığı şu dörtlüğü gösterebiliriz:

Hasan aşkın meydanına girince

imam Hüseyin de zuhı1r olunca

Parlayıp da güneş gibi doğunca

Aleme şevk virip nı1r iden kimdir (s. 13)

lll.3. Etkilendiği şairler

Derviş Ahmed'e en çok tesir eden şairin Yunus Emre olduğu açıkça görülmekte­dir. Özellikle 8 heceli şiirlerinde tam bir Yunus muakkibi görünümündedir:

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1269

Page 11: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

FATiH KÖKSAL

Dün gice seyrim içinde

Bir bilinmez şara vardım

Allah'ı anarlar her dem

Kırklar imiş sırra vardım (s. 56)

Tasawufi şiirlerinde Yunus, Pir Sultan Abdal ve Hatay! tesirinde kalan Derviş Ahmed, lirik şiirlerinde Karacaoğlan yolunu izlemiştir. Onun;

Çokdan arzumanım yüzün görmeğe

Sen kim~n yarisin bilmeğe geldim

Senden isteğim var muhassal kelam

Ağzından bir cevab almağa geldim (s. 38)

, dörtüğüyle başlayan şiiri. Karacaoğlan'ın (Ergun, 1955: 102)

Ela. gözlerini sevdiğim dilber

Göster cemalini görmeğe geldim

Şeftalini derde derman dediler

Gerçek mi sevdiğim sormağa geldim

dörtlüğüyle başlayan koşmasını andırmaktadır.

Bütün bu etkilenmeler bir vakıa olmakla birlikte Derviş Ahmed'in asla bir mukal­lit olmadığını, orijinal olmaya gayret eden bir şair olduğunu söylemek gerekir.

III.4. Dili

Derviş Ahmed'in dilinin en belirgin. iki özelliği arkaik kelimelerin yoğunluğu ve yer yer mahalli ağız özelliklerini şiirine de yansıtmasıdır. Ahmed'in şiirlerine yer alan arkaik unsurlardan tespit edebildiklerimiz şunlardır: "balkımak: parlamak9; bile: birlikte, beraberi O; çevrinmek: etrafında dolanmak! I; döymek: dayanmak12; esilmek: eksilmek 13; eyitmek: söylemek 14; gedük: noksan, eksik 15; ırıl»iak: ayrıl-

9 Alnında balkıyan nurdur uğrağım (s. 22)

10 İmam Bfilcır Ca'fer bile gidiyor (s. 22) /Ben de bile zara vardım (s. 56)

11 Hil. üstüne hı da gfilib gelince/ Dfil da zal üstünde raya çevrinir (s. 51)

12 Kahrına Jutfuna sen döymeyince /Bir şey ütemezsiii kil.rıfi değildir (s. 54)

13 Derviş Alımed eydür derdim esilmez (s. 11); Derviş Alımed derdlerimiz esildi (s. 22)

14 Derviş Alımed eydür kalkdım uyandım (s. 2); Derviş Alımed eydür derdim esilmez (s. 13)

15 Gedüğin pekleyen gerçek er imiş (s. 19)

J27Q 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 12: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

Jll.h-lNMEYEN BiR BEKTAŞi ŞAIRL DERViŞi IDEVRIŞll AHMED VE ŞiiR MECMUASI

makl6; ileri: önce, ewel 17; ört: ateş, odl8; sızmak: sızdırmakl9; tapu kılmak: itaat etmek.., uymak; saygı göstermek20; tütek: renk, parlaklık (çiçek için)21; uç: sebep, nedent.2. uçmak: cennet23; uru durmak: ayağa kalkmak24; ütmek: kazanmak; yarar­lanmak25; yarak: hazırlık, levazım26; yatlı: kötü, adi, fena27; yeğin: şiddetli, zor28u

Aşağıda örneklerini gösterdiğimiz kimi mısralarda şair ağız özelliklerini yazı dili­ne de aynen geçirmiştir:

Şeytana uyan da kendüfii yakan Hakk'ın cemaline sen nice bakan Uğrama balçığa çamura çöken Yükün ağır idüp yorma öküzü (s. 25)

* * * Bilün mi bu dünya kime mülk oldu (s. 13)

* * * Bilün mi ululiık kime virilmiş (s. 91)

* * * -

Seher yeli bizden selam eylenüz Varduğunuz zaman dostun iline (s. 68)

Bundan başka, bir ağız özelliği olan söz başında ses türemesi olayını da şair şiirine yansıtmıştır: ısıcak (=sıcak)29, irefıber (=rehber)30, üleş (=leş)31

Şair, sadece bir şiirinde 1. tekil şahıs zamirini "ben" yerine "men" olarak kullan­mıştır:

16 Aşk sevdası bu serimden ınlınaz (s. 67) /Aşk eseri ınlmıyor gözümden (s. 67)

17 Yeri göğü yaratmazdan ileri/ Gevherden damlayan nı1ru nedendir (s. 91)

18 Yüreğim tutuşdu örtdür giiziler (s. 25)

19 Derleyince ol· gevheri kim sızdı (s. 98)

20 Biz İmam Hasan'a kıldık tapuyu (s. 19)

21 Yıldız Dağı'nıii eteği/ Kırmızı gülüii tüteği (s. 34)

22 Ah Hasan senifi ucuôdan gözlerim kan ağladı (s. 67); Bir kara gözlünüô ucundan bugün / Terk itdirn namusu, arı ezelden (s. 47)

23 Uçmak evi cevfilıir dür taşısı (s. 38)

24 Kalkıp uru durup yer iden kimdir (s. 13)

25 Kahrına lutfuna sen döymeyince /Bir şey ütemezsin kanfi değildir (s. 54)

26 İmam Hüseyin'dir ahret yarağı (s. 100)

27 Gel geçe gör yatlı yaman filifiden (s. 11); Yatlı yaman huylarından geçince (s. 38)

28 Elin yeğin idüp hem taşırmaya (s. 68)

29 Isıcakda yandı yürek tutuşdu (s. 63)

30 Ol irehbere varmak erkandır (s. 138)

31 Kerkez gibi her üleşe segirdip (s. 100)

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1271

Page 13: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

FATiH KÖKSAL

Gönül virdim. ela gözlü yare men

Dost bağında uğradım azara men

MansGr gibi asıluram dara men

Ser virir meydanda ölümüz bizim (s. 70)

Bunun Nesim! ve Hatay! tesirind~n kaynaklandığını, "men" kelimesini belki de onlara bir "cemile" kabilinden kullandığını sanıyoruz.

Derviş Ahmed'in Arapça, Farsça kelimelerden arınmış, sade bir dili vardır. Kullandığı yabancı kökenli kelimeler de yaygın olarak kullanılan, yani herkesin bildiği kelimelt;rdir. Farsça ve Arapça yapılı tamlamalar "yed-i kudret, kalb-i pak, cennet-i a'la, seg-i nefs, bad-ı saba, ene'l-Hak ... gibi az sayıda ve her kültür seviyesinden kimselerin anlayabileceği basitliktedir.

Derviş Ahmed'in mecmuadaki imlaya bakarak iyi bir tahsil görmediğinin anlaşıl­dığını ifade etmiştik. Şiirlerinden onun belki pek tahsil görmemiş ama zengin bir kelime kadrosuna ve geniş bir kültür donanımına sahip biri olduğu anlaşıl­maktadır. Bir örnek olmak üzere tamamıyla satranç terimlerinden oluşan ŞU dörtlüğü gösterebiliriz:

Ser verip meydana doğru gelince

Fil oynasın baydak önün alınca

Ruh evinde kiş eyleyip dönünce

Ferz evine düşdü falımız bizim {s. 70)

SONUÇ

Bu çalışmanın konusu olan Derviş Ahmed, bir Nesim!. Hatay!. Pir Sultan Abdal ayarında bir şair elbette ki değildir. Şairleri net çizgilerle kategorize etme fikrine iştirak etmememize rağmen illa bir değerlendirme yapmak gerekirse onu Bektaşi şairler arasında en azından ikinci sınıf şairler zümresine dahil edebiliriz.

Şiirlerinde kendisi hakkında bilgi vermek hususunda oldukça ketum olan Derviş Ahmed hakkındaki bütün bilgilerimize şiirlerinden ve kendisi tarafından_derlen­diğini öngördüğümüz mecmuasından hareketle ulaşabiliyoruz. Muhtemelen Tavaslı {Denizli) olan ve XVII. yüzyılda -belki biraz daha önce- yaşamış olan

. Derviş Ahmed' in belki okuma yazmayı öğrenecek kadar; belki biraz daha fazla bir 'tahsil görmüş ama geniş bir kültür birikimine ş;ahip bir şair olduğu anlaşılmak­tadır.

Derviş Ahmed, Bektaşi şairlerin işlediği hemen her konuya ilave olarak şiirlerin­de lirik ve pastoral konulara da yer veren, tabiatıyla bazı şairlerden etkilenmiş ama asla taklide kaçmayan orijinal bir şairdir.

Ulaşabildiğimiz kaynaklarda adı geçmeyen Derviş Ahmed, Bektaşi edebiyatının kendi içinde oluşturduğu gelenek çerçevesinde şiirler söyleyen / yazan. fakat zaman içinde unutulmuş bir şairdir. Esasen bu unutulmuşluk Derviş Ahmed'e

J272 2. ULUSLARARASI TORK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 14: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

_!LLl.lN M E Y E N B 1 R B E K T A Ş 1 Ş A 1 R I , O E R V I Ş 1 1 D E V R 1 Ş 1 1 A H M E O V E Ş 1 1 R M E C M U A S 1

münhasır da değildir. Sadece bizim elimizde bulunan cönkler ve şiir mecmuala­rında kaynaklarda adı geçmeyen -çoğu Bektaşi- 20 civarında şair yer almaktadır. su durum bir gerçeği de ortaya koymaktadır. Bektaşi edebiyatı, hakkında çok şey söylenmesi ve yazılmasına rağmen "bakir" bir sahadır. Bunu burada ısrarla. ve iddiayla vurgulamak istiyoruz. Sadece bizim elimizde bulunan mahdut sayıda yazma eserde bu miktarda bilinmeyen şair çıkabiliyorsa ülkemizdeki bütün kütüphanelerdeki başta cönkler olmak üzere Bektaşi şairlerin şiirlerini barındı­ran şiir mecmualarının tam bir dökümü yapılsa, bilinenden çok daha zengin, muazzam bir şiir dünyası karşımıza çıkacaktır. Bunun sadece edebiyat tarihi adına değil Bektaşilik araştırmaları açısından da çok değerli katkılar sağlayaca­ğını söylemeye herhalde gerek yoktur. 32

iV. ŞİİRLERİ

1 (s.2)

Ay 'Ali' dür gün Muhammed bilürsen Hakk'ın bu sırları bil neden oldu Muhammed Ali'ye talib olursan· ·su on iki erkan bul neden oldu

Yed-i kudretde halk itdi o gözü Bin yıl[lJık yol bu sözümün ikisi Misk [ül anber gibi güzel kokusu Zeyn olmuş çiçekler, gül neden oldu

Tasdik olan kendi özün arıdır Hak gönüle sultan konar arıdır Kalb-i pakdır neden olsa arıdır Kırkların meyinde bal neden oldu

Ululardan ulu kimler uludur Sürdüğümüz on iki-imam yoludur Mü'min olan bu meydanda ölüdür Hakk'ın yaratduğı kul neden oldu

Derviş Ahmed eydür kalkdım uyandım Bela didim hem pirime tayandım Hakk'ın rahmetine anda boyandım Aleme şevk veren nGr neden oldu

32 Bahsini ettiğimiz taramaların, ferdi çalışmalar şeklinde değil, üniversitelerimizin ilgili kürsülerinde belli bir plan-program dfilıilinde yapılması isabetli olacaktır; ancak bozuk yazı ve irnlfilanndan dolayı cönkler üzerinde yapılan çalışmalar çok sathi kalmaktadır.

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1273

Page 15: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

F A T 1 KÖKSAL

2 (s. 10) Aşık Hasan l~tuf eyle haber vir Hakk'ıfi yaratduğı kul nerde kaldı Allah bir Muhammed Ali plrdir pir Bu on iki erkan yol nerde kaldı

Aşık olmak ma'şGkuna yetiyor Ol demde pirine gönül katıyor Er bahası cümle alem dutuyor Derde derman olan gül nerde kaldı

Hem ol durur şerl'atifi kapusu Muhabbetin can içinde kokusu Ol benim korkduğum Sırat köprüsü Kurulmuş terazG kıl nerde kaldı

' Bifi bir ayak bir ayağa durunca Herkesin ameli karşı gelince üstad gelüp sorgu sual sorunca Hakk'a talib olan kul nerde kaldı

Derviş Ahmed gönül al [gel] yolunca Her kulu dir kendi dili dilince Hak kalbim evinde mihman olunca Mekan ma'lum değil bel nerde kaldı

3 (s. 11) Aşık Hasan safta bir sualim var Aslını bilirsen haber vir bize Kaç bindir boynuzu tırnağı kaçdır Aslını bilirsen haber vir bize

Muhammed All'dir kırkların başı Daima akardı gözümün yaşı Ayağ altındaki ol devran daşı Aslını bilirsen haber vir bize ·

Bilür misifi nedir öküzün adı Kaç bindir ayağı kaçdır kanadı Hem ewelden kim kurmuşdur bünyadı Aslını bilirsen haber vir bize

Kaç yüz yıldır anıfi uzunu eni Ağzında ne vardır nedendir gemi Kaç yılda su iÇdiyedi ya yemi Aslını bilirsen haber vir bize

J274 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 16: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

.ııJJJYMEYEN BiR BEKTAŞi ŞAIRlo DERViŞi IDEVRIŞIJ AHMED VE SllR MECMUASI

Bek dutagör bir gerçeğin etegin Hakikatin bula ( ........ )33 Fehm ideyin fark idersen ötekin Aslını bilirsen haber vir bize

Kim geldi kim gilt]di ata belinden Gel geçe gör yatlı yaman fi'linden Her seg nefse uyup çıkma yolundan Aslını bilirsen haber vir bize

Derviş Ahmed eydür derdim esilmez inkar talib yaman huydan kesilmez Merd olanlar bu meydanda basılmaz Aslını bilirsen haber vir bize

4 (s. 13) Haber vir bu dünya neden halk oldu On sekiz bifi alemi yaradan kimdir Bil ün mi bu dünya kime mülk oldu _Gösterip kendüyi sırr iden kim-dfr

Hasan aşkın meydanına girince imam Hüseyin de zuhur olunca Parlayıp da güneş gibi doğunca Aleme şevk virip nur iden kimdir

Zeynel Abidln'in evini sar da Muhammed Bakır'a çekildi perde Mü'minin meskeni bilüfi mi nerde Cennet-i a'lada huriden kimdir

imam Ca'fer söylediğim düşleri Musa-yı Kazim'dır kalan eşleri Söyletip kelamı müşkil işleri Emr idüp Musa'ya Tfir iden kimdir

imam Irza'ya sırrını söyleyen Muhammed Takl'nin gülün besleyen Kimdir ululayıp bütün eyleyen Kalkıp uru durup yer iden kimdir

Hasan Asker yine gönül katınca All'nin Nakl'nin gülü bitince İbrahimli] mancınıkdan atınca Emr eyleyip nara nur iden kimdir

33 Mısranın devamı çok silik olduğu için okunamadı.

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1275

Page 17: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

FATiH KÖKSAL

Muhammed Mehdi' de özüfiü kurtar Gerçek olan kimse sırrını örter Muhabbet idenler hem Hakk'a yeter Özün birleyip de bir iden kimdir

Derviş Ahmed özüfi Hakk ile olup Yapışıp bir pirin eteğin tutup Döküp kumaşını meydana gelip Bazarlık eyleyip kar iden kimdir

5 (s. l~) Bu gece seyrimde bir dergah gördüm Düvazdeh imam. Ali söylerler Meded dedim anda. hem dara durdum Turmayup erkanı. yolu söyleiler

Gedüğin pekleyen gerçek er imiş Pirim nazarında eğlenmiş kalmış Güi gelmiş, dolaşmış bahara ermiş Açılmış kancası. gülü söylerler

Biz imam Hasan'a kıldık tapuyu imam Hüseyin'dir açan kapuyu Arı birlik ile yapar yapuyu Hep sırdır işleri, kali söylerler

imam Zeynelabidln'e yetiyor Muhammed Bakır'a gönül katıyor Her kuş dilli dillerince ötüyor Hakk'ıfi yaradığı kulu söylerler

Ca'fer Sadık kudret ilmin okuyor Musa Kazım taşkun olmuş akıyor Hadice nice bendler yıkıyor Karışmış ummana. seli söylerler

Musa Irıza'yı arayıp bulan Muhammed Takl'ye kimdir kul olan Evliya ulusu ser-çeşme .olan Pirim Hacı Bektaş Veli söylerler

Ali-yi Naki'ye erilse gerek Hasan Askerl_olan dirilse gerek Mü'minlere bunda sorulsa gerek Kurulmuş terazi kılı söylerler

Muhammed Mehdl'dir çerak yandıran Kimdir Hakk'a hem selamı indiren Toksan bifi kafiri dine döndüren Ali'yi cümleden ulu söylerler

J276 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 18: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

J!l_!,.INMEYEN BiR BEKTAŞi ŞAiRi, DERViŞi !DEVRIŞll AHMED VE ŞiiR MECMUASI

. Derviş Ahmed Hakk'ı her dem derd eder Gel gönül evinde şüpheyi gider. İşitdim sözlerin Hakk'ı vird eder Cümlesi Ali-yi Veli söylerler

6 (s. 22) Dost deyip de Akdeiiiz'e talınca Allah bir, Muhammed sırdır uğrağım Katara düzülüp doğru gelince üstad huzurunda plrdir uğrağım

Hasan'ı kendüne kıla gör yari İmam Hüseyin'dir alemiii varı Muhammed Ali'dir hem kıblegahı Alnında balkıyan nurdur uğrağım

Zeynelabidin de seyran ediyor imam Bakır Ca'fer bile gidiyor Bülbülleri feryad edip ötüyor Güle hayat veren terdir uğrağım

Kazım. MOsa, Irza sırra ulaşdı ·Muhammed Taki de bir dolu içdi O Hakk ile bin bir kelam söyleşdi MOsa'nın çıkdığı TOr'dur uğrağım

Ali'niii, Nakl'nin açdım kapusın Hasan Askerl'yle buldum hepisin La'! ü cevahirle yapmış yapusın Cennet-i a'lada hOrdur uğrağım

Derviş Ahmed derdlerimiz esildi Hakk'ı_isteyen bedliğ hudan kesildi Nesim! yüzüldü, Mansur asıldı Ene'l-Hak'dır virdim34 dardır uğrağım

7 (s. 27)

Yenile bir sevda düşdü bu sere Cehd idüp tutsana yete gör gönül Yükle gedüğüiiü yapış bir pire Her seg-i nefsiiii ata gör gönül

Hasan Hüseyin de aleme dolu Zeynelabidln'dir imamlar gülü Ali Muhammed'dir, Muhammed Ali Yetişip eteğin tuta gör gönül

Bakır u Ca'fer'in evini sar da

34 Metinde "dur diyip" gibi okunan bir ibare bulunmaktadır".

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1277

Page 19: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

FATiH KÖKSAL

Mfısi-yi Kazım'da Hakk ile dur da Üçler, yediler, kırklar bir yerde Hakkın rahmetine bata gör gönül

imam Irza'ya doğru uçarsan Muhammed Taki' den dolu içersen Müşterisin bulup dükkan açarsan Gevheri sarrafa sata gör gönül

Ali Naki'ye ireyim dersen Hasan Asker likayıla yürürsen Hakk'ın cemalini göreyim dersen Aşina musahib tuta gör gönül

Muhammed Mehdi bir konca güldür Doğru(!) gülistana hırsını öldür Evliyanın yolu bir kadem yoldur Sakın ol sırrını, örte gör gönül

Derviş Ahmed eydür özün kırk eyle Dört köşeye çeşme bekit berk eyle Hakk'a yaramayan huyu terk eyle Özün mizana ur tarta gör göfiül

8 (s. 31)

Ey talib sen Hakk'a yeteyim dersen Sakın terk eyl~me cum'a namazın Bülbül olayım da öteyim dersen Sakın terk eyleme cum'a namazın

Şah imam Hasan'a asker çekersen Hüseyin'in kandilini yakarsan Zeyne!abidln'e doğru bakarsan Sakın terk eyleme cum'a namazın

Bakır u Ca'fer'ifi yolun bekledik Kazım, Musa, Irza sözün hakladık Muhammed Takl'yi. Naki yokladık Sakın terk eyleme cum'a namazın

Hasan Asker likaya sen yitersen Muhammed mihrine gönül katarsan On iki_imam eteğini dutarsan Sakın terk eyleme cum'a namazın

Derviş Ahmed tonlarımız biçilir Sırat mizanı doğru geçilir Hacet kuyuları ol gün içilir Sakın terk eyleme cum'a namazın

J278 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 20: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

_ııl.h-LNME.YEN BiR BEKTAŞi ŞAiRi, DERViŞi IDEVRIŞll AHMED VE ŞiiR MECMUASI

9 (s. 33)

Yıldız Tağı ulu tağdır gaziler Gürbüz erenleri vardır başında Dumandan görünmez olmuş yazılar Mihnet çekdim boranında, kışında

Ewel bahar sular taşduğı içün Ummana karışıp düşdüği içün Talkalanup hadden aşduğı içün Anun içün duman olmaz başında

Çevresinde ulu köyler var göçer Çıkar yaylalardan ta öte geçer Eser bad-ı saba yelkenin açar Anun içün avare olmuş işinde

Duman tütmüş dört yanını bürümüş Ilkıd ılkıd akar karı erimiş Gerçek gürbüz evliyalar var imiş Sarı Saltuk gibi sultan peşinde

·Derviş Ahmed derdim vardır sızılar Başa gelür hep yazılan yazılar Bu gice ben de seyrimde gaziler Gördüm idi güzel Plr'im düşümde

10 (s. 34)

Gözüme güzel gözükdü Yıldız Dağı, Yıldız Dağı Cevr etme bana yazıkdır Yıldız Dağı, Yıldız Dağı

Yıldız Dağı'nın eteği Kırmızı gülüfi tüteği35 Senifi başın er yatağı Yıldız Dağı, Yıldız Dağı

Çevrende var ulu köyler Erenler başında yaylar Seherde bülbülün söyler Yıldız Dağı, Yıldız Dağı

35 "Tütek" kelimesi Tarama Sözlüğü'nde bulunmamaktadır. Derleme Sözlüğü'nde Bor I Niğde'den derlendiği bildirilen "çekici, parlak (renk için)" anlamı metnimize de uymaktadır. Bkz. (D.S. 1989: 10/4015).

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1279

Page 21: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

FATiH KôKSAL

Her daim bUlbülün ötmez Yalancı yad Hakk'a yetmez Başıfiın boranı gitmez Yıldız Dağı, Yıldız Dağı

Her tarafda vardır yolu Açılmaz kancası, gülü Taşkun olmuş akar seli Yıldız Dağı, Yıldız Dağı

Çıkılmaz olmuş başına Şimdi uğradım kışına

Kimse iremez işine Yıldız Dağı, Yıldız Dağı

·, Derviş Ahmed eydür irdim Aradım yarimi buldum Ben anda eğlendim kaldım Yıldız Dağı, Yıldız Dağı

ı ı (s. 38)

Çokdan arzumanım yüzün görmeğe Sen kimifi yarisin bilmeğe geldim Senden isteğim var muhassal kelam Ağzından bir cevab almağa geldim

iltifat eylesen şu ben miskine Dlzarın görelden aklı şaşkuna Şol güzel Allah'ın birliği_aşkına Söyle muhabbetden almağa geldim

Hurilerin gılmanların eşisin Uçmak evi cevahir dür taşısın Gökde daim uçan hüma kuşusun Asıl nedir diye sormağa geldim

Doldur yine bu kadehden içince Yatlı yaman huylarından geçince Muhabbetin kapusını açınca Hakikat evine girmeğe geldim

Derviş Ahmed eydür dosta varınca Aklım zayii oldu yüzün görünce Dünyada var ömrüm ahir olunca Kapunda kul olup kalmağa geldim

1280 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 22: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

~MEYEN BiR BEKTAŞi ŞAiRi, DERViŞi IDEVRIŞll AHMED VE ŞiiR MECMUASI

12 (s. 52)

Elif Allah be havale olunca TI de si üstünde cime çevrinir Ha üstüne hı da galib gelince Dal da zal üstünde raya çevrinir

Ze sendedir gine senifi isteğifi Sin sarhoşum, Mecnun oldum hastayım Şın sendedir muradım var isteyim36 Sad dad tı'yla zı'ya çevrinir

Ayın hem arıdır kalbini siler Gayın fe kaf ile fikirde yiler Kef kendü özünün günahın diler Lam da Leyla [ildi dosta çevrinir

Mim mudur ayakdır bunda bilirsen Nun nikabın sen yüzüne alırsa~ Vav vahdet aleminde olursan He Hak içün her dem hale çevrinir

Derviş Ahmed eydür lam elif nedir Kırklar meclisinde söylenen hu'dur Ta ezelden sevdüğümüz hem budur Bu karlb başımız yola çevrinir

13 (s. 54)

Yol oğluyum dirsin yola gelmezsin Bu yol gözlünündür körün değildir Mizan ile oturup da turmazsın Var git idemezsin yerin değildir

Yirmi tokuz harfin ma'nisin virsen Bifi yıl ömrün olsa ibadet kılsan Günde yüz bin kere ya Ali dirsen Pirim dime ile plrifi değildir

On iki_imam yoluna uymayınca Bu yolda cana başa kıymayınca Kahrına lutfuna sen döymeyince Bir şey ütemezsin karın değildir

36 Metinde "isteğim"

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1281

Page 23: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

FATiH KÖKSAL

Aşk olmayan aşk oduna yanar mı Bel1' diyen ikrarından döner mi Zağ-ı siyah gülistana konar mı Bülbül gibi ötmek yerin değildir

Derviş Ahmed eydür doğru varmazsın Murad diyüp dost darına durmazsın Hakikatin kapusına girmezsifi Hak Muhammed Ali yarin değildir

14 (s. 56) Dün gice seyrim içinde Bir bilinmez şara vardım Allah'ı anarlar her dem Kırklar imiş sırra vardım

Has olur haslar has ilen Huydan tamahdan kesilen Arşın yüzünde asılan Kandlldeki nura vardım

Talib olan gerek ölü imam Ca'fer kurdu yolu Allah bir Muhammed Ali Yetişdim bir pire vardım

Can tende bir esir gibi Hep işimiz kusur gibi Asılayım Mansur gibi Ene'l-Hak'da dara vardım

Aşık ma'şuk sırra yiter Gönülü gönüle katar Dost bağında bülbül öter Ben de bile zara vardım

Ol Mansur'un kolundaki Mikail'in dilindeki israfil'ifi elindeki Çaldığı şol sOr'a vardım

Derviş Ahmed eydür sırlar Kand'ilde parlayan nOrlar Mağribiler maşrık dirler Gün toğduğu yere vard.ım

J282 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 24: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

J!JJJNME.YEN BiR BEKTAŞi ŞAiRi• DERViŞi !DEVRIŞI) AHMED VE şllR MEC'MUASI

15 (s. 63) imam Hüseyin'e olan işleri Nazik idi hem ibrişim saçları Altun tabaklarda gitdi başları Kerbela'da kaldı imam Hüseyin

Bunları sevenler hem Hakk'ıfi kulu Yakındır menzili doğrudur yolu On iki bakçenifi kırmızı gülü Kerbela'da kaldı imam Hüseyin

Ayırma bunlardan ey hocam bizi Münkirifi bağrı taş, karadır yüzü Hakk'a bağlı durur tevekkül özü Kerbela'da kaldı imam Hüseyin

Isıcakda yandı yürek tutuşdu Kafirler elinde hem şehtd düşdü Muhammed Ali de ol dem yetişdi

· Kerbela'da kaldı imam Hüseyin

Yezid Mervan çok iş itdi bunlara Yaman zulüm oldu ol imamlara Rahmet olsun şehld düşen canlara Kerbela'da kaldı imam Hüseyin

Girip Mervan kendi kendin yakıyor imamlar da sancağını çekiyor Domurcuk domurcuk hizib ( ... )37 çıkıyor Kerbela'da kaldı imam Hüseyin

İşi hakdır vardı Hakk'a ulaşdı Kana gark oldu da toza bulaşdı Hak içtin meydanda serinden geçdi Kerbela'da kaldı imam Hüseyin

Derviş Ahmed imamları arzular Başa gelür hep yazılan yazılar Gülbengini çekin siz de gaziler Kerbela'da kaldı imam Hüseyin

37 "smp", "sızıp" gibi görünen buradaki kelime okunamadı

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1283

Page 25: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

F T 1 H K Ô S A L

16 (s. 67)

Bir kara gözlünün ucundan bugün Terk itdim namusu, arı ezelden Bülbül gibi dost bağında oturur Bülbül güle ider zarı ezelden

Gönül her dem yüksek uçar yorulmaz Gül bitmeyen yere bunda varılmaz Aşk sevdası bu serimden ırılmaz38 Anun içlin sevdim yari ezelden

Elin yeğin idüp hem taşırmaya Haddinden ziyade söz aşırmaya Ateş insan içlin çiğ bişirmeye Nurdan halk eyledi narı ezelden

Ab ıuı ateş. hak lül baldJdur ötemiz Hak katında çokdur bizim hatamız iki günlük nefesimiz gıdamız Anun içün virdi karı ezelden

Derviş Ahmed-hak söylerem özümden Aşk eseri ırılmıyor gözümden Ve'ş-şemsü ve'l-kamer doğdu yüzünden Şevk virmiş aleme nuru ezelden

17 (s. 69)

Seher yeli bizden selam eylen üz Varduğunuz zaman dostun iline Bizim ahvalimiz yare söylenüz irdüğünüz zaman dostun Üine

Gönül hav.3.lanup yüksek uçuyor Dere depe dümdüz olup geçiyor Melekler de rahmetini saçıyor Gördüğünüz zaman dostun iline

Ta ezelden kurmuş bunun yapısın Kul eyledi hem kendüne hepisin Yelken eyleyince aşkın gemisin Talduğunuz zaman dostun iline

38 "Ayrılmaz" anlamına gelen bu kelimeyi o şekilde okumak mümkünse de, -şiirin son dörtlüğündeki "ınlmak" gibi- "ınlmaz" olarak özellikle harekelenmiştir.

]284 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 26: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

.JLLh.LN M EY E N B 1 R B E K TAŞ 1 Ş AI R I , DER V IŞI 1 D EV R 1 Ş 1 1 AH M E D V E S I I R M E CM U AS 1

Derviş olup eğer girersen dosta Yarı görmeyeli göf\lümüz hasta Arzuhal eyledim bildirin dosta Geldüğünüz zaman dostun iline

Derviş Ahmed hak sözleri söyleşüf\ Çar guşeyi seyran idün dolaşun Emanetim olsun tezce ulaşun Döndüğünüz zaman dostun iline

18 (s. 69) Seyyid Ahmed bir sualim var sana Yokdan var eyleyip seni kim düzdü Can kafesde durur gönül havada Burcu barusu var teni kim düzdü

Gayet yüksekdedir alçağa indi Cebrall kuş olup hem nura kondu On sekiz bin alemi yaradan kendi

· Ademin teninde canı kim düzdü

Günden güne artdı derdim firağım Muhammed'in mekanıdır durağım · Üçler. yedilerle kırklar uğrağım Ak başlı kırmızı damı kim düzdü

Can-ı hasta sevdiğini öziler Yazılmışdır alnımıza yazılar Bir yaram var benim gayet sızılar Derde derman içün emi kim düzdü

Derviş Ahmed sevdiğini sakınur Güzelin dillerde medhi okunur Mehdi çıkar Zulfikar'ı takınur Hakk'ın izni ile anı kim düzdü

19 (s. 70) Ewel Hakk'a kim verdi ya selamı Cebrail ewelden ulumuz bizim Türlü çiçekle zeyn itdi alemi Açıldı lalemiz gülümüz bizim

Ali'yi seyr itdim Çini Maçin'de Biz severiz Hak Muhammed üçün de Üç yüz altmış altı millet içinde Aceb kurulmuşdur yolumuz bizim

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1285

Page 27: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

FATiH KÖKSAL

Muhammed ümmeti Hakk'ın kuluyuz Sözün bilmez bir divane deliyiz Bend olmuşuz bir ikrara bağlıyız Boş değil etekde elimiz bizim

Gerçek olan Hakk'a ola şevk özü Hem batın ilminde açıkdır gözü Kendüne kul itdi cümle hep bizi Bilirsen ma'mGrdur ilimiz bizim

El alıp irehbere varınca Ahd eyleyüp ikrarına varınca Serimizde Hak sevdası olunca Vird ider Sübhan'ı dilimiz bizim

Yalancılar Hak katına varamaz Katara bağlanıp doğru gelemez Bu bir sırdır değmeleri iremez Böyle -böyle vardır halimiz bizim

Yakin iradeti bulduk yeğlendik Bir güzelin ateşine dağlandık Saf olduk da bir ikrara bağlandık Asla yokdur kll u kalimiz bizim

Yetmiş yıl havada kandilde_oturdu Sarı_öküz de yeri göğü götürdü Bizi yokdan var eyledi getirdi Birliğin bildirdi ulumuz bizim

Her n'işlesen gözü ile görüyor Nerde çağırırsak anda duruyor iki günlük gıdamızı veriyor Yokdur bu dünyada malımız bizim

Ser verip meydana doğru gelince Fil oynasın baydak önün alınca Ruh evinde kiş eyleyip dönünce Ferz evine düşdü falımız bizim

Gönül virdim ela gözlü yare men Dost bağında uğradım a zara men Mansur gibi asıluram dara men Ser virir meydanda ölümüz bizim

Derviş Ahmed eydür dosta irişdim HG didim de sevdiğimle görüşdüm Sevdam yefiilmedi küle karışdım Taşgun akar her dem selimiz bizim

J286 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007

Page 28: 2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENİNDE ALEVİLİK ...isamveri.org/pdfdrg/D280985/TY/TY_KOKSALMF.pdfBu kelime 7 ciltlik Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü'nde bulunmamasına rağmen

]._]j. 1 N M EYE N 8 1 R B E K TAŞ 1 Ş A 1 R 1 , D ER V 1 Ş I 1 D EV R 1 Ş 1 I AH M E D VE Ş 1 1 R M E C0

M U AS 1

20 (s. 98) Yeri göğü yaratmazdan ileri Gevherden damlayan nOrlu] nedendir Ya kim idi ewel Hakk'ın sevdiği Kün didi yaratdı kulu nedendir

Ewel gelip bu cihanda kim gezdi Aşıka ma'şOku Hak nice yazdı Derleyince ol gevheri kim sızdı Bülbüllü] ağladan gülü nedendir

Evliyalar enbiyalar dirilmiş Bilüfi mi ululuk kime virilmiş Toksan bin er ile kılavuz olmuş Hak öğmüş yaratmış veli nedendir

Kimisi cehd ider oda yatmaya Bülbül gerek bu bakçede ötmeye Hakk'ın didarına doğru gitmeye ikrar kime oldu "belf" nedendir

Derviş Ahmed sözün söyle penahdan Ayırma sultanım bizi bu rahdan Geçer mi_ola itdiğimiz günahdan Böyle yaradılmış dili nedendir

KAYNAKLAR D.S. (1989). (Derleme Sözlüğü). C. 10. TDK Yay. Ankara. DİLÇİN, Cem. (1983). Yeni Tarama Sözlüğü. TDK Yay. Ankara.

EREN. Hasan, (1952). "Öksüz Dede". Türk Saz Şairleri Hakkında Araştırmalar. DTCF Yay. Ankara.

ERGUN. Sadeddin Nüzhet. ( 1944). Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. Maarif Kitaphanesi. İstanbul.

ERGUN, Sadeddin Nüzhet. (1955). Karaca Oğlan Hayatı ve Şiirleri. Maarif Kitaphanesi. İstanbul.

GÖLPINARLI. Abdülbaki. ( 1963). Alevi-Bektaşi Nefesleri. Remzi Kitabevi. İstanbul. GÖLPINARLI. Abdülbaki. ( 1972). Türk Tasawuf Şiiri Antolojisi. Milliyet Yay. İstanbul. GÜNAY. Umay. ( 1992). Türkiye' de Aşık Tarzı Şiir Geleneği ve Rüya Motifi. Akçağ Yay. Ankara.

KAYA. Doğan. (2000). "Kul Himmet'in Bilinmeyen Deyişleri". Aşık Edebiyatı Araştırmaları. Kitabevi Yay. İstanbul.

KOCATÜRK. Vasfi Mahir. ( 1963). Saz Şiiri Antolojisi. Ayyıldız Matbaası. Ankara. KOCATÜRK, Vasfi Mahir. ( 1968). Tekke Şiiri Antolojisi. Ayyıldız Matbaası. Ankara.

KÖPRÜLÜ, M. Fuad. ( 1962-1965). Türk Saz Şairleri 1-V. Milli Kültür Yay. Ankara.

ÖZMEN. İsmail. ( 1998). Alevi-Bektaşi Şiirleri Antolojisi. 1-V. Kültür Bakanlığı Yay. Ankara.

ÖZTELLi. Cahit. ( 1973). Bektaşi Gülleri. Milliyet Yay. İstanbul.

2. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR EVRENiNDE ALEViLiK ve BEKTAŞiLiK BiLGi ŞÖLENi 2007 1287