8

İŞ VE EKONOMİ DERGİSİkaları faizleri ısrarla belli bir seviyede tutarlarsa enflasyon eninde sonunda o seviyelerde istikrar kazanır. Diğer bir deyişle nominal faiz-lerdeki

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İŞ VE EKONOMİ DERGİSİkaları faizleri ısrarla belli bir seviyede tutarlarsa enflasyon eninde sonunda o seviyelerde istikrar kazanır. Diğer bir deyişle nominal faiz-lerdeki
Page 2: İŞ VE EKONOMİ DERGİSİkaları faizleri ısrarla belli bir seviyede tutarlarsa enflasyon eninde sonunda o seviyelerde istikrar kazanır. Diğer bir deyişle nominal faiz-lerdeki
Page 3: İŞ VE EKONOMİ DERGİSİkaları faizleri ısrarla belli bir seviyede tutarlarsa enflasyon eninde sonunda o seviyelerde istikrar kazanır. Diğer bir deyişle nominal faiz-lerdeki

Esasen, 2017 yılının 31 Aralık günü ile 2018 yılının 1 Ocak günü

arasında önemli bir fark yoktur. Ama bizler her yeni yılın ilk gününe

umutla ve coşkuyla uyanırız. İyi niyet ile önümüzdeki günün dünden

daha iyi olacağını düşünür, öyle talep ederiz.

2017 yılı üçüncü çeyreğinde yakaladığımız büyüme ile son yıllarda yüzde

3’lere gerilemiş olan büyümemizi geleneksel büyüme rakamımıza yüksel-

terek yılı kapadık. Uzmanların görüşü 2018 için büyümesinin de yüzde 5

olacağı yönünde.

Dergimizin bu sayısında önemli sektör temsilcileri ve iş dünyası ile

görüşmeler yaparak 2017’yi nasıl geçirdiklerini ve 2018 beklentilerini

sorduk. Değerlendirmeler ağırlıklı olarak iyimserlik ve umut içeriyor. Bu da

2018 yılının 2017’ye nazaran daha iyi geçeceğine işaret ediyor.

2018 yılı için sadece iş dünyasında değil ülkemiz için de umut verici

gelişmeler söz konusu. Soçi buluşmasıyla başlayan Suriye’de barış yolunda

atılan adımın sürmesi, güneyimizde uzun süren çatışmanın sona erebileceği

umudunu içeriyor.

Dünyadaki bütün ülke gruplarının, büyümelerinde artış beklentisi ve

emtia fiyatlarındaki stabil gelişmeler de 2018’e umutlu bakmak için bir

başka gösterge. Özellikle en büyük ticari partnerimiz AB’de toparlanma

olması bu sonucu getiriyor. Bütün bunlara bakarak bende 2018 için umut

doluyum ve ekonomik büyümenin artacağına olan inancım tam.

Okurlarımızda fark edeceği üzere 2018 yılına bizde dergi tasarımımızı

değiştirerek girdik. Tasarımımızla beraber içerik sayfalarımızda da farklılıklar

ve yenilikler mevcut. 2018 ve devamında Finans Dünyası yeni logosu,

farklılaşmış yüzüyle daha canlı, daha dinamik, dolu dolu karşınızda olacak.

Mutlu bir yıl olmasını dilerim. İyi okumalar...

Finans Dünyası Yayın Kurulu (FİDYAK)Zekeriya Yıldırım (Başkan)

Aclan Acar, Prof. Dr. A. Vedat Akgiray, Hüsnü Akhan, Abdurrahman Arıman,

Hakan Ateş, Osman Benzeş, Levent Bıçakcı,Yavuz Canevi, Mehmet Gül, Dr. Mahfi Eğilmez,

Gazi Erçel, Şaban Erdikler, Osman Erk, Yılmaz Karakoyunlu, Ertuğrul Kumcuoğlu

Ümran Kumcuoğlu, Vahap Munyar,Süleyman Orakçıoğlu, Salih Orhon,

Erdem Sezer, Prof. Dr. Metin Sözen, Haluk Sur, Prof. Dr. İlter Turan, Prof. Dr. T. Güngör Uras,

Dr. Feyzullah Yetgin, Servet Yıldırım

l l l

l l l

Her yeni yıl coşku ve umut demektir...

Reklam [email protected]

0212 241 70 84-85

[email protected]

l l l

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüSongül Şirin

Yayın KoordinatörüPınar Emiroğlu

FotoğrafTolga İnam

l l l

SahibiÖzgencil Yayıncılık

Tanıtım Organizasyon A.Ş adınaŞeref Özgencil

Genel Yayın Yönetmeni Özlem Özgencil Orhon

Yayın DanışmanıOsman S. Arolat

İŞ VE EKONOMİ DERGİSİ

[email protected]

Yayın türü: Yerel, süreli, iki ayda bir yayımlanır.

Yönetim YeriÖzgencil Yayıncılık Tanıtım Organizasyon A.Ş.

İnönü Caddesi, Marmara Apt. 45/134437 Gümüşsuyu, Taksim - İstanbul

Tel: 0212 241 70 84 -85

[email protected]

Tasarım ve BaskıMim Ofset Basım Hizmet Tic. Ltd. fiti.

Tel: 0212 612 44 04Litros Yolu II. Matbaacılar Sitesi ZE-4 Topkapı - İstanbul

ISSN: 1300-0268

Finans Dünyası Dergisi, Özgencil Yayıncılık Tanıtım Organizasyon A.Ş. tarafından TC yasalarına uygun

yayımlanmaktadır. Dergi içeriği, yazılı izin olmaksızınhiçbir şekilde alıntı yapılamaz.

Basılan ilanların sorumluluğu, ilan sahibine aittir.

www.finansdunyası.com.tr

FDFİNANS DÜNYASI

1- şeref özgencil künye 1*_Layout 1 02/01/18 17:44 Page 1

Page 4: İŞ VE EKONOMİ DERGİSİkaları faizleri ısrarla belli bir seviyede tutarlarsa enflasyon eninde sonunda o seviyelerde istikrar kazanır. Diğer bir deyişle nominal faiz-lerdeki

05Düşük�faiz,�

düşük�enflasyon�mu?Servet Yıldırım

08

İ Ç İ N D E K İ L E R FD

14�yılda�185�milyardolar�UDY�çekildi

TYDTA Başkanı Arda Ermut

16Kazakistan’a�yatırımlar

Röportaj: Muhammet Aksan

22Yeşil�binayı

yeniden�keşfetmekAbdurrahman Arıman

38Akdeniz�Ekonomi�Forumu’na�doğru

Röportaj: Şerafettin Aşut / Röportaj: Kemal Kaçmaz 48Uzak�Doğu’ya

5�bin�Simit�SarayıRöportaj: Abdullah Kavukcu

34Değişen�

kurumlar�vergisiŞaban Erdikler

44Enerji:

ÖngörülebilirlikErdem Sezer

30Savunma�sanayi

Röportaj: İlhami Keleş

12Gayrimenkul,

büyüyen�lokomotifFeyzullah Yetgin

82Yerinize

bir�CEO�atansa...Osman Erk

28Ayvalık

zeytin�hasadıB. İbrahim Kantarcı anlatıyor

2-3 içindekiler 2_Layout 1 02/01/18 16:57 Page 2

Page 5: İŞ VE EKONOMİ DERGİSİkaları faizleri ısrarla belli bir seviyede tutarlarsa enflasyon eninde sonunda o seviyelerde istikrar kazanır. Diğer bir deyişle nominal faiz-lerdeki

106Iş�dünyası�ne�giymeli?

Modacı Selma Çilek anlatıyor

51Iş�dünyası�için�2017�nasıl�bir�yıldı?

2018�şirketler�için�nasıl�bir�yıl�olacak?

100Sanal�gerçeklik

Salih Orhon

86Orta�düzey�yöneticiyebaşarı�garantili�eğitim

KOTEDER, United ve Pearson işbirliğiyle

91Kadın�girişimci�öyküleri

Röportaj: Nazmiye S. Aslantürk

110Seyahat:�Sofya

Ümran Kumcuoğlu

114Kültür&Sanat

Limak Filarmoni OrkestrasıTürkiye turnesinde

102Teknolojinin

penceresinden�gelecekNG Araştırma sonuçları

95AB’de�futbol

hukukuLevent Bıçakcı .

.

117Festival�Rehberi

Dünyadan haberler

YILSONU/Ö

NGÖRÜ

2-3 içindekiler 2_Layout 1 02/01/18 16:57 Page 3

Page 6: İŞ VE EKONOMİ DERGİSİkaları faizleri ısrarla belli bir seviyede tutarlarsa enflasyon eninde sonunda o seviyelerde istikrar kazanır. Diğer bir deyişle nominal faiz-lerdeki
Page 7: İŞ VE EKONOMİ DERGİSİkaları faizleri ısrarla belli bir seviyede tutarlarsa enflasyon eninde sonunda o seviyelerde istikrar kazanır. Diğer bir deyişle nominal faiz-lerdeki

Türkiye’de uzunca bir süredir faizler konusunda sağlıksız bir tar-

tışma var. Faiz teknik bir konu olmaktan çıkıp kısmen siyasi bir

mesele haline geldi. En son geldiği noktada ise enflasyon ile iliş-

kisinden hareketle “Yüksek faiz mi yüksek enflasyona neden oluyor;

yoksa yüksek enflasyon mu yüksek faizi doğuruyor?” tartışması başladı.

Türkiye neredeyse 10 yıldır bu soruyu tartışıyor. Aslında bu tartışma

sadece biz de değil, batıda da yapılıyor. 2008 küresel krizi sonrası dur-

gunluk ve deflasyon ile karşılaşan gelişmiş ekonomilerde geleneksel

yöntemler işe yaramayınca, ortaya Neo Fisherciler gibi “yeni akımcılar”

çıktı. Türkiye’nin problemi yüksek enflasyon olduğu için; faiz düşüşü-

nün beraberinde enflasyon düşüşünü getireceği öne sürülürken, sıfır

büyüme ve sıfır enflasyonla uğraşan gelişmiş ülkelere ise faizi düşür-

mek yerine yüksek tutmaları önerildi. Bu görüşlere göre merkez ban-

kaları faizleri ısrarla belli bir seviyede tutarlarsa enflasyon eninde

sonunda o seviyelerde istikrar kazanır. Diğer bir deyişle nominal faiz-

lerdeki kalıcı bir artış halinde enflasyon uzun vadede aynı oranda artar.

Böylece enflasyonsuzluk sorunundan kurtulunurken, ekonomideki üre-

tim seviyesi de düşmemiş olur. Japonya ve ABD örneklerinden çıkılarak

yapılan bu teorik tartışma Türkiye örneğinde tersine çevrilerek yani

“faizlerin ısrarla düşük tutulması halinde enflasyonun da uzun vadede

faiz seviyesine doğru gerileyeceği” şeklinde yapılıyor.

Talep enflasyonu değil maliyet enflasyonu

Enflasyon dediğimiz şey fiyatların artmasıdır. Sadece belli bir malın

veya hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatların genel düze-

yinin sürekli artış göstermesi halidir. Başlıca iki türü vardır:

Talep Enflasyonu: Bir ekonomideki toplam mal ve hizmet arzının talebi

karşılayamaması sonucu fiyatların artmasıdır. Talep enflasyonu genellikle

para arzının artmasının tüketimi de artırması sonucu ortaya çıkar. Para

arzı arttığında bankaların borç verebilecekleri miktar artar. Tüketiciler

TÜRKİYE’NİN problemi yüksek enflasyon olduğu için; faiz düşüşünün beraberinde enflasyondüşüşünü getireceği öne sürülürken, sıfır büyüme ve sıfır enflasyonla uğraşan gelişmiş

ülkelere ise faizi düşürmek yerine yüksek tutmaları önerilmekte.

Düşük faiz, düşük enflasyon mu?

E K O N O M İ - Y O R U M FD

OCAK-ŞUBAT 2018 / FİNANS DÜNYASI 05

Doğuş Yayın Grubu,Ekonomi Grup Başkanı

[email protected]

5-7 servet yıldırım 3*_Layout 1 02/01/18 16:58 Page 1

Page 8: İŞ VE EKONOMİ DERGİSİkaları faizleri ısrarla belli bir seviyede tutarlarsa enflasyon eninde sonunda o seviyelerde istikrar kazanır. Diğer bir deyişle nominal faiz-lerdeki

borçlanmanın da etkisiyle daha fazla paraya kavuşur-

lar. Tüketimleri artar. Üretim, yani arz bu artışa ayak

uyduramaz. Sonuçta enflasyon artar. Merkez banka-

ları bu duruma faizi yükselterek cevap verirler; çünkü

faiz artışı ile bir yandan banka kredileri hız keserken,

öte yandan harcama yerine tasarruf eğilimi artar. So-

nuçta talep daralır, fiyatlar geriler.

Maliyet Enflasyonu: Üretimde kullanılan girdilerin

maliyetlerinin artması sonucu enflasyonun yüksel-

mesidir. Hammadde ve ara malları, enerji, emek,

kredi faizleri ve vergi yükleri üreticiler için birer ma-

liyet unsurlarıdır. Bunlardan birinin ya da birkaçının

fiyatının artması sonucu üretim maliyetleri de artar.

Firmalar bu artışı tüketiciye yansıtmak yerine kar

marjlarını daraltarak karşılama yoluna gidebilirler.

Ancak gidecek yerleri kalmayanlar fiyatları artırmak

durumunda kalırlar. Sonuçta enflasyon artar. Sorun

talep canlılığından değil de maliyet unsurlarından

kaynaklandığı için talebi zayıflatmak yerine üretim

maliyetini aşağı çekici adımlar atmak gerekir.

Enflasyonu düşürmek için TL istikrarı şart

Uzun süreli bir yüksek enflasyon geçmişi olan

Türkiye’ye gelirsek; KGF, vergi teşvikleri ve sosyal

güvenlik prim ödemelerinin ertelenmesi gibi tedbir-

lerin sonuç vermesi ile bu yılın üçüncü çeyreğinde

talep tarafında belirgin bir toparlanma gözlendi. An-

cak enflasyon son birkaç yıldır talep enflasyonundan

çok maliyet kaynaklı bir yapıya sahipti. Dolayısıyla

faiz artışı yoluyla banka kredilerini kısmak ve iç ta-

lebi zayıflatmak gibi bir yöntem bu durumda tavsiye

edilmiyordu. Ancak bizdeki maliyet kaynaklı enflas-

yonun ana nedenlerinden biri TL’deki hızlı değer

kaybıdır. Üretimdeki ithal girdilerin payının çok yük-

sek olması ve bazı alanlardaki güçlü dolarizasyon

nedeniyle TL değer kaybının enflasyona geçişkenliği

de oldukça güçlüdür. Hal böyle olduğu için bu tür

maliyet kaynaklı enflasyonun aşağı çekilmesi için

TL’deki değer kaybının önlenmesi; bunun için ise fa-

izlerin yüksek tutulması gerekiyor.

Türkiye’de TL’nin değerini belirleyen faktörlerden

en fazla öne çıkanı kısa vadeli yabancı sermaye girişi.

Yetersiz iç tasarruflar nedeniyle büyümek için dışarı-

dan kaynak bulmak zorunda olan bir ülkeyiz. Üre-

tim teknolojimizde ani bir sıçrama yapıp kilo başına

ihracat değerimizi bir gecede 1.5 dolardan 15 dolara

yükseltebilir miyiz? Ya da topraklarımızda ve deniz-

lerimizde hiç ummadığımız şekilde zengin petrol ya-

takları bulabilir miyiz? Ya da on milyonlarca Çinli,

Japon ve batılı bir anda turizm için  Türkiye’ye gelip

para harcamaya karar verebilir mi? Ya da dünyadaki

büyük yatırımcılar akın akın Türkiye’de doğrudan ya-

tırım yapmaya başlarlar mı? Eğer bu sorulara “Evet”

cevabını veremiyorsak TL’ye istikrar kazandırmanın

hızlı yolu dışarıdan kısa vadeli sermayeyi, yani sıcak

parayı çekmektir. Türkiye bu durumu daha önce de

defalarca yaşadı. Portföy girişlerinin hızlanmasıyla

TL’de istikrarı yakaladı. Böyle bir istikrar kalıcı çö-

züm değil ancak hükümetlere nefes aldırır, doğru adı-

mı atmak için zaman kazandırır.

Gelinen noktada yüksek enflasyonbeklentisine göre hesaplar yapılmayabaşlandı. Türk halkı "enflasyon artıyor"beklentisine sokuldu. Bundan sonradüşeceğine ikna etmek  zorlaşmaya vegenel fiyatlama davranışları ise bozulmayabaşladı. Kısacası bir para otoritesininkarşılaşmaktan şiddetle kaçınacağı birduruma doğru gidiliyor.

E K O N O M İ - Y O R U M FD

FİNANS DÜNYASI / OCAK-ŞUBAT 201806

5-7 servet yıldırım 3*_Layout 1 02/01/18 16:58 Page 2