23
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Yıl:13 Sayı:25 Bahar 2014 s.109-131 TÜRKİYE’DE EKONOMİ BASINININ ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE BUGÜNKÜ DURUMU ÜZERİNE BİR İNCELEME Mehmet IŞIK 1 Şakir EŞİTTİ 2 ÖZET Matbaayı Avrupa’dan yaklaşık 300 yıl sonra kullanmaya başlayan Osmanlı’da ekonomi basınının gelişimi de Avrupa’ya göre geç tarihlerde gerçekleşmiştir. İlk ekonomi gazeteleri Avrupa’da 1700’lerin ortalarında yayımlanmaya başlarken, Türkiye’de ilk ekonomi gazetesi kabul edilen Ceride-i Ticaret 1857’de yayımlanmaya başlamıştır. Her ne kadar Türk basın tarihinde ilk gazetelerde bile ekonomi haberlerinden söz etmek mümkünse de, ekonomi haberciliği dalı çok dar bir zeminde, genellikle hükümetlerin tavsiyelerini ya da isteklerini halka iletmek bağlamında ilerlemiş ve kurumsallaşma çok geç tarihlerde 1990’ların sonlarında gerçekleşmiştir. Türk ekonomi basınının bugünkü durumu ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada, yapılan analizler sonucunda, ekonomi basının kurumsallaşmasını büyük ölçüde tamamlamış olmasına karşın okuyucu ve izleyici sayısı açısından henüz istenilen seviyeye erişilemediği, halkın ekonomiye ilişkin haberleri ana medyadan takip etmeyi tercih ettiği, dolayısıyla da ekonomi basınının hedef kitlesinin daha çok ekonomistler, iş adamları, küçük yatırım sahipleri ve bu alana özel ilgi duyan kişilerden oluştuğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: ekonomi basını, ekonomi haberciliği, Türk Basını, Osmanlı Basını, İzmir Basını A STUDY ON GENESIS, EVELUATION AND PRESENT STUATION OF ECONOMY PRESS IN TURKEY ABSTRACT Appearance of financial in Turkey, where printing had arrived approximately 300 hundred years after Europe, also lagged behind Europe. While the first newspapers on economy were published around the middle of 1700’s in Europe, Ceride-i Ticaret (Trade Paper), accepted to be the first financial paper in Turkey, had its start in 1857. Although it is possible to see news on economy in the earliest papers of Turkish Press, economy news as a separate branch has lingered on a narrow ground, conveying especially the prescriptions or demands of the governments to the public, thus institutionalizing occurred much later in the late 1990s. In this study which aims to reveal the present situation of Turkish financial media, as the result of the analysis it is emerged that although financial press in Turkey has mainly completed its institutionalization, it have not yet reached the desired level in terms of the number of readers and viewers, the public still prefer to follow the financial news from the main stream media therefore the main target audiences of the financial press are mostly consist of economists, businessmen, and small investment owners and people who have a special interest in finance. Key Words: economy press, economy journalism, Turkish Press, Ottoman Press, İzmir Press * Dr, İçişleri Bakanlığı, [email protected] * Yrd. Doç.Dr Ardahan Üniversitesi Öğretim Görevlisi, [email protected]

Türkiye’de Ekonomi Basınının Ortaya Çıkışı, Gelişimi Ve Bugünkü Durumu Üzerine Bir İnceleme

Embed Size (px)

Citation preview

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Yıl:13 Sayı:25 Bahar 2014 s.109-131

TÜRKİYE’DE EKONOMİ BASINININ ORTAYA ÇIKIŞI,

GELİŞİMİ VE BUGÜNKÜ DURUMU ÜZERİNE BİR

İNCELEME

Mehmet IŞIK1 Şakir EŞİTTİ

2

ÖZET

Matbaayı Avrupa’dan yaklaşık 300 yıl sonra kullanmaya başlayan Osmanlı’da ekonomi basınının

gelişimi de Avrupa’ya göre geç tarihlerde gerçekleşmiştir. İlk ekonomi gazeteleri Avrupa’da 1700’lerin ortalarında yayımlanmaya başlarken, Türkiye’de ilk ekonomi gazetesi kabul edilen Ceride-i Ticaret

1857’de yayımlanmaya başlamıştır. Her ne kadar Türk basın tarihinde ilk gazetelerde bile ekonomi

haberlerinden söz etmek mümkünse de, ekonomi haberciliği dalı çok dar bir zeminde, genellikle hükümetlerin tavsiyelerini ya da isteklerini halka iletmek bağlamında ilerlemiş ve kurumsallaşma çok geç

tarihlerde 1990’ların sonlarında gerçekleşmiştir. Türk ekonomi basınının bugünkü durumu ortaya

koymayı amaçlayan bu çalışmada, yapılan analizler sonucunda, ekonomi basının kurumsallaşmasını büyük ölçüde tamamlamış olmasına karşın okuyucu ve izleyici sayısı açısından henüz istenilen seviyeye

erişilemediği, halkın ekonomiye ilişkin haberleri ana medyadan takip etmeyi tercih ettiği, dolayısıyla da

ekonomi basınının hedef kitlesinin daha çok ekonomistler, iş adamları, küçük yatırım sahipleri ve bu alana özel ilgi duyan kişilerden oluştuğu saptanmıştır.

Anahtar Kelimeler: ekonomi basını, ekonomi haberciliği, Türk Basını, Osmanlı Basını, İzmir Basını

A STUDY ON GENESIS, EVELUATION AND PRESENT STUATION OF

ECONOMY PRESS IN TURKEY

ABSTRACT

Appearance of financial in Turkey, where printing had arrived approximately 300 hundred years after

Europe, also lagged behind Europe. While the first newspapers on economy were published around the middle of 1700’s in Europe, Ceride-i Ticaret (Trade Paper), accepted to be the first financial paper in

Turkey, had its start in 1857. Although it is possible to see news on economy in the earliest papers of

Turkish Press, economy news as a separate branch has lingered on a narrow ground, conveying especially the prescriptions or demands of the governments to the public, thus institutionalizing occurred much later

in the late 1990s. In this study which aims to reveal the present situation of Turkish financial media, as

the result of the analysis it is emerged that although financial press in Turkey has mainly completed its institutionalization, it have not yet reached the desired level in terms of the number of readers and

viewers, the public still prefer to follow the financial news from the main stream media therefore the main

target audiences of the financial press are mostly consist of economists, businessmen, and small investment owners and people who have a special interest in finance.

Key Words: economy press, economy journalism, Turkish Press, Ottoman Press, İzmir Press

* Dr, İçişleri Bakanlığı, [email protected]

* Yrd. Doç.Dr Ardahan Üniversitesi Öğretim Görevlisi, [email protected]

Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ

110

1. GİRİŞ

Kökleri Anadolu’da bulunmakla birlikte modern anlamda ekonomi basınının

Türkiye’de ortaya çıkışı çok eskilere gitmez. Bunda matbaanın Avrupa’ya göre

oldukça geç bir tarihte, 1727’de Türkiye’ye gelmesinin etkisi olduğu gibi ekonomik

gelişimin de etkisi büyüktür. Erinç’e göre (2008:7) yıllarca tek muhabire

indirgenmiş bu alan, Türkiye’deki ekonomi gerçeğinin de göstergesi olagelmiştir.

Ticaretin hemen hemen yıllık kotalarla belirlenen dış alım-dış satım uygulamalarına

bağlandığı, döviz kurlarının sabitlendiği, pek çok mal ve hizmetin fiyatının

belediyeler tarafından belirlendiği ve sanayinin gelişmediği dönemlerde ekonomi

basını da çok sınırlı bir alana hapsedilmiştir. Ekonominin gelişmesi ve dünyaya

açılmasıyla birlikte Türk ekonomi basını da gelişmiş ve günümüzde önemli bir

disiplin haline gelmiştir.

Ekonomi haberciliği, ticaret ve ekonomiye ilişkin haberlerin ele alındığı, gazetecilik

alanı; ekonomi basını ise bu haberlerin yer bulduğu yazılı, görsel, işitsel ve dijital

basın yayın organlarını kapsayan basın dalıdır. Amerika’da “business journalism”

olarak isimlendirilirken Amerika dışında “financial journalism” olarak da

adlandırılmaktadır (Sterling, 2009:225). Yüksel’e göre (1999:161-162) ekonomi

basını denildiğinde “en geniş anlamda basında ekonomi sayfalarını da kapsayacak

şekilde yaygın gazeteler içinde yer alan ekonomi sayfaları ve tüm sayfalarını

ekonomiye ayıran yayınlar” akla gelmektedir. Daha dar anlamda ise kavram “tüm

sayfalarını ekonomi konularına ayıran; örneğin, Dünya ve Finansal Forum gibi

gazeteleri ve Ekonomist, Capital, Para, İntermedya, Ekonomi gibi sayfalarını

ekonomi konularına ayıran dergileri” kapsar görünmektedir. Genel olarak ekonomi

haberciliği çatısı altında buluşan ekonomi basını kavramı, daha özelde ekonomi

gazeteciliği, dergiciliği ya da televizyonculuğu biçiminde de tanımlanabilmektedir.

Ekonomi basınını diğer basından ayıran yönü, konu edindiği olaylardır. İşgücü,

bankacılık, borsa, otomotiv, dünya piyasaları, döviz kurları, altın fiyatları kısacası

ekonomiye dair her şey ekonomi basını için haber değeri taşıyan olaylardır. Bu

haberlerin okurları da diğer okurlardan ayrı özelliklere sahiptir. Ekonomi bilgisi,

ilgisi ve aktif katılımı ekonomi okurlarının ortak özellikleridir. Sıradan bir okur bile

ekonomi sayfalarını araladığında bunların farklılığını sezer ve ayrı bir önemle

okumaya koyulur (Yüksel, 1999: 163-165). Böyle bir okuyucu kitlesine hitap eden

ekonomi muhabiri de en azından temel ekonomi bilgisine sahip, rakam okuyabilen,

mantık ilişkisi kurabilen, uzman olmasa bile para ve sermaye piyasalarından

anlayabilen, cebindeki parasının hesabını yapabilen bir kişi olmalıdır. Ayrıca iyi bir

ekonomi muhabiri, ekonomiyi yorumlama, değerlendirme, ekonomik bilgilerin

ardındaki gerçek amaç ve hedefleri ortaya çıkarıp okura manipülasyondan arınmış

doğru bilgiyi ulaştırma becerilerine sahip olmalıdır. Bunlar yanında edindiği bilgileri

yerinde kullanabildiği iyi bir gözlem ve araştırmacılıkla doğru sonuçlara ulaşabilme

yeteneği de aranılan şartlar arasında sayılabilir (Yüksel, 2001:116).

Ekonomi muhabirinde bulunması gereken bir diğer önemli özellik de etik değerlere

uygun hareket etmedir. Ekonomiye ilişkin olaylar haberleştirilirken kullanılan dil ve

verilen haberlerin doğruluğu milyonlarca kişinin bir anda büyük maddi kayıplar

yaşamasına sebep olabileceğinden, bu haberciliğe ilişkin etik kuralların titizlikle

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Bahar 2014

111

belirlenmesi gerekmektedir. Ekonomi Gazetecileri Derneği, bir gazetecinin sahip

olması gereken etik değerlere ilave olarak ekonomi gazetecisinin sahip olması

gereken etik ilkeleri şu şekilde belirlemiştir (Sayılgan, Toprak ve Ünsalan, 2011: 13-

14):

“Ekonomi gazetecisi haberi muhataplarından çek ettirir. Cevap ve düzeltme hakkına saygı gösterir. Bu hakların kullanımı için elinden gelen

çabayı harcar. Ekonomi gazetecisi meslektaşlarının kötü muamele, yasadışı

davranış, haksız yere gözaltı, yargılanma vb. olaylarla karşı karşıya kalması halinde onu destekler. Bu konuda kolektif bir davranış sergilenmesi için çaba

gösterir. Ekonomi gazetecisi, mesleğini karalayıcı yayın yapamaz. Ekonomi

gazetecisi yasalarla yasaklanmış olmasa dahi, elde ettiği ekonomik ve finansal bilgiyi geniş biçimde yayınlanmadan önce veya sonra kendisinin yahut

yakınlarının çıkarları için kullanmaz. Ekonomi gazetecisi bu nedenle halkla

açık şirketlerin bilgilendirme toplantılarında titiz ve eşitlikçi olunması için uyarıda bulunur. Ekonomi gazetecisi ve birinci derece akrabalarının hisse

senedi ve spekülatif yatırım araçlarında bir pozisyonu olduğunda, sorumluları

bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu araçlarla ilgili analiz-yorum yaptığında pozisyon aldığını belirtmesi uygun olur. Ekonomi gazetecisi, gazeteci

olmayanların da yayın organlarında yazarlık yapmaları halinde kimliklerinin

açıklanmasını bekler ve şu kuralın uygulanmasını önerir: ‘Bir yayın organında, sürekli veya zaman zaman, gazetecilik kapsamına giren alanlarda

faaliyet gösterenlerin asıl sıfatları, asli işleri uygun şekilde belirtilmeli,

kamuoyu onların temel konumu hakkında bilgilendirilmelidir. Bu bilgilendirme yazarın ya da değerlendirme yapanın adının yanına konulan bir yıldızın altta

açıklaması şeklinde olabilir’.

Ekonomi gazetecisi kamu ya da özel sektör kuruluşlarından, bunların yetkililerinden ve bunlar adına basınla ilişkileri sağlayan birim ve

kuruluşlardan herhangi bir gerekçeyle haber ve analizi etkileyecek düzeyde

hediye kabul edemez. Ekonomi gazetecisi, kamu yararı mutlak gerektirmedikçe, yayınlanması istenmeyen haberleri yayınlayamaz. Haber kaynaklarının ve

kendisine verilen meslek sırlarının gizliliğini korumaya özen gösterir. Ekonomi

gazetecisi, gazeteci kimliğini, işlevini ve nüfuzunu kullanarak kendisi, çalıştığı kurum ya da üçüncü şahıs veya kurumlar adına iş takibi yapamaz, buna

zorlanamaz. Ekonomi gazetecisi, kendisinden ilan ve reklam niteliğinde haber

istenmesi halinde, bunların ‘ilan’ veya ‘reklam’ olduğunun belirtileceği garantisini almadıkça haber yapmaz. Ekonomi gazetecisi, haberinde kendisi ya

da kuruluşunun görüşünü empoze etmek de dâhil olmak üzere hiçbir

gerekçeyle gerçeği çarpıtamaz. Haber ve yorumlarda, kişi ve kurumları hedef alan çirkin, kaba ve onur kırıcı kelime ve ifadeler kullanamaz”

Ekonomi haberciliği; para piyasalarıyla, şirketlerle ve iş adamlarıyla ilgisi

dolayısıyla sürekli mercek altında bulunan bir alandır. Yapılan haberlerin arkasında

art niyet aramak neredeyse alışkanlık hâline gelmiştir. Bu nedenle ekonomi

muhabiri, yaptığı işin hassasiyetinin bilincinde olmalıdır. Çünkü bu durum, ekonomi

muhabirinin konumunu hem daha riskli kılmakta hem de sorumluluk katsayısını

yükseltmektedir. Gazeteciliğin kamusal ve kurumsal sorumluluk gerektirdiği

unutulmamalıdır. Ekonomi basınının bu durumunu göz önüne alan Yüksel (2001:

116-212), ekonomi basınının kamusal görev ve niteliklerini; en doğru bilgileri

aktarmak, barometre olmak, karar alabilmeyi kolaylaştırmak, yol göstermek,

öngörülerde bulunmak, ekonomik değerlere sahip çıkmak, güç odaklarını tanıtmak,

(toplumsal) uzlaşmaya katkıda bulunmak, (usulsüzlük ve yolsuzluklar izlemek

Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ

112

suretiyle) sosyal dedektiflik yapmak, çalışmaları denetlemek ve etik ilkelere bağlı

kalmak şeklinde sıralamaktadır.

Günümüzde ayrı bir uzmanlık alanı haline gelen ekonomi haberciliğinin dünyadaki

gelişimini anlamak için insanoğlunun iletişim ihtiyacı duymaya başladığı ilk günlere

kadar uzanmak gerekmektedir (Ateş, 2008:1). Bu çalışmada Türkiye’de ekonomi

basınının ortaya çıkışı ve gelişimi, günümüzdeki durumu literatür taramasına dayalı

olarak, belirli kilometre taşlarıyla ortaya konulmuştur. Çalışmada, Yüksel’in yaptığı

dönemselleştirmeye uygun olarak ekonomi basınının gelişimi; "İlk Ekonomi

Haberciliği Girişimleri", 24 Ocak 1980 ekonomik kararları sonrasını ifade eden

"Ekonomi Basınının Doğuşu", 5 Nisan 1994 ekonomik kararlarını izleyen "Ekonomi

Basınının Kurumsallaşma Çabaları" başlıkları altında ele alınmış ve günümüzde

ekonomi basının durumu tiraj rakamları da göz önüne alınarak analiz edilmiştir.

2. TÜRKİYE’DE EKONOMİ BASININ GELİŞİMİ

2.1 İlk Ekonomi Haberciliği Girişimleri

Gerek Batı basınında gerekse Türk basınında gittikçe önem kazanan ekonomi

haberciliğinin (Dursun, 2013:265) tarihi, insanların mal ve bilgi alışverişine

başladıkları ilkçağlara kadar uzatılabilir. Bu alışveriş yerleşik hayata geçilmesiyle

artmış ve ekonomiye ilişkin olaylar konusunda bilgi sahibi olma gittikçe artan

şekilde önemli bir ihtiyaç haline gelmiştir. İlk insanların mağara duvarlarına

çizdikleri resimlerin birçoğunun avlanma gibi günlük ekonomik faaliyetlere ilişkin

olması, ilk çağlardan itibaren insanların kendilerini yeniden üretebilmek için

ekonomiye ilişkin bilgileri öğrenmeye ve bunu diğerlerine aktarmaya ihtiyaç

duyduğunu göstermektedir. İlkçağ uygarlıklarından kalan birçok tablet ve yazıtlarda

tarım, hayvancılık ve ticarete ilişkin çeşitli bilgiler bulunması, ekonomiye ilişkin

bilgilerin insan, toplum ve devlet hayatında çok önemli bir yer tuttuğunu ortaya

koymaktadır.

Uygarlıklar gibi ticaretin de beşiği olan Anadolu, ekonomi basının da doğum yeridir.

Ekonomiye ilişkin bilgilerin paylaşımı bundan 4.000 yıl kadar önce Babil ve

Asurlularca başlatılmış (Smith, 1954: 146 ) ve ekonomiye ilişkin ilk kayıtlar bunlar

tarafından kil tabletlere yazılarak tutulmuştur (Sayce, 2008: 12). Yine Anadolu’da

bulunan M.Ö 1800’lerden kalma Sümerlere ait Çiftlik Bültenleri de ekonomi basının

ilk örneklerinden kabul edilmektedir. Bu bültenlerde çiftçilere, o dönemin başlıca

ekonomik faaliyeti olan tahıl yetiştiriciliğini, hasadını ve sulamasını nasıl

yapacaklarına ilişkin bilgiler bulunmaktadır. Yönetim, bu bültenler aracılığıyla

çiftçileri ürün yetiştirme konusunda bilgilendirerek daha verimli hasat elde

etmelerini sağlamaya yardımcı olmuştur (Erdoğan, 2006: 45).

Ekonomi haberciliği, 1400’lü yılların sonuyla 1500’lü yılların ilk çeyreğinde (1510-

1520’lerde) önem kazanmaya başlamıştır. Bunun başlıca sebebi coğrafi keşifler

sonrasında yaşanan ekonomik canlanmadır. Keşifler sonrasında Avrupa ile başta

Amerika kıtası olmak üzere yeni keşfedilen yerlerle yapılan ticaret, modern anlamda

ekonomi basınının da doğuşunu sağlamıştır. Sayılgan, Toprak ve Ünalan (2011: 31)

ekonomi gazeteciliğinin, Amerika’nın keşfi sonrasında hammadde ve gemilerin

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Bahar 2014

113

Avrupa’dan gelişiyle birlikte mal fiyatlarının bildirilmesi noktasında ortaya çıkan bir

akım olarak nitelendirebileceğini ve kökeninin ABD’ye dayandığını belirtmektedir.

Birçok araştırmacıya göre ekonomi gazeteciliği alanındaki ilk modern girişim

Almanya’da Ausburg kentinde tanınan tüccar aile Fuggerler tarafından

gerçekleştirilmiştir (Smith, 1954:146; Roush, 2006:15; Sterling, 2009:226).

Fuggerler, 1568 yılından itibaren müşterilerini Avrupa ekonomilerini etkileyen

konularda bilgilendiren bültenler yayımlamaya başlamışlardır. Tarafsızlığı tartışılan

ve1604 yılına kadar yayımlanmaya devam eden Fugger bültenlerini (Turner ve

Orange, 2013 :20), zamanla İngiltere, Almanya ve Hollanda’da benzerleri izlemiş ve

ekonomik konularda bilgi veren bültenler, 1750’li yıllardan itibaren borsa

fiyatlarının yayımlanmasıyla birlikte önem kazanmıştır.

Sanayi devrimiyle birlikte ekonomi haberleri Batı basınının en önemli gündem

maddesine dönüşmüştür (Dursun, 2013:266). Böylece modern ekonomi

gazeteciliğinin ilk örnekleri kabul edilebilecek gazeteler de sanayi devriminin

başkentlerinde yayımlanmaya başlamış; “The Public Ledger” 1760’da Londra'da,

“The New York Prices Current” 1795’te New York’ta, “Het Financielle Dagblad”

1796’da Amsterdam’da, “The Econmist” 1843’te Londra'da, “Il Sole 24 Ore”

1865'te Milano'da, “Nihon Keizai Schimbun” 1876’da Tokyo'da, “The Financal

Times” 1888'de Londra'da, “The Wall Street Journal” 1889'da New York'ta ve

“Borsen” 1896’da Kopenhag’da yayın hayatına merhaba demiştir. Bu gazetelerin

birçoğu yayın hayatına devam etmekte olup “The Financal Times” ve “The Wall

Street Journal” halen dünyanın en önemli ekonomi gazeteleri durumundadır.

Ekonomi basınında 1929 Ekonomik Krizine kadar ciddi bir değişim görülmemiştir.

Ekonomik krizle birlikte gazetelerdeki ekonomi haberleri azaltılmış ve spekülatif

nitelikli haberler yerine bilgilendirici haberlere yer verilmeye başlanmıştır. Savaş

sonrasında ABD’de yaşam standartlarının yükselmeye başlaması ile birlikte insanlar

ekonomiye; dolayısıyla da ekonomi ile ilgili enformasyona yeniden ihtiyaç duymaya

başlamıştır (Dursun, 2013:268-269). Böylece ekonomi basınında yeni bir canlanma

dönemine girilmiştir. 1960’lı yıllarda üçüncü dünyacı/ kalkınmacı ekonomi

politikalarının önem kazanması sonrasında dönemin ekonomik yaklaşımlarına

uygun şekilde ulusal ekonomi gazetesi yayımı önem kazanmıştır (Ateş, 2008: 22).

Bu gelişim 1970’lerin sonlarında neo-liberal ekonomi politikalarının dünyaya büyük

ölçüde egemen olmasıyla birlikte değişmiş ve ekonomi gazeteleri dış dünyaya

açılmaya ve yerel basınla işbirliğine yönelmiştir.

1980’lerde küreselleşmenin hızlanmasıyla birlikte, ekonomi yayıncılığında üç

önemli gelişme bir arada yaşanmıştır: Ekonomi basını, dünyanın çeşitli ekonomik

merkezlerinde muhabirler görevlendirmeye başlamış; Avrupa, Asya ve Amerika’da

önemli ekonomik merkezlerde özel baskılar yayımlanmaya başlamış (1979’da

Financial Times; 1983’de The Wall Street Journal; Frankfurt’ta, Avrupa baskılarını

çıkartmaya başlamıştır) ve yerel basın kuruluşları ile uluslararası basın kuruluşları

arasında işbirlikleri yapılmaya başlanmıştır (Ateş, 2008: 22-23).

Doğum yeri Anadolu toprakları olmasına karşın, modern anlamda ilk ekonomi

gazetelerinin Türkiye’de ortaya çıkışı oldukça geç bir tarihte, 1824 yılında,

Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ

114

Napolyon Savaşları’nın sona ermesinden sonra, ticaretin büyük gelişme gösterdiği

İzmir’de (Koloğlu, 2006:22) gerçekleşmiştir. 3 Temmuz 1824’de Fransızca olarak

yayımlanmaya başlanan “Le Smyrneen” (İzmirli) ilk ekonomi gazetemiz kabul

edilmektedir (Dursun, 2013). Fransız tüccarların Fransa’da yaşanan gelişmelerden

haberdar olmak, çevrelerini yakından gözlemek ve ticareti etkileyebilecek faktörleri

izlemek ihtiyacının bir sonucu olarak yayımlanan gazete, Fransız tacirlerden Charles

Tricon tarafından çıkarılmış (Şapolyo, 1971:100) ve aylık olarak yayımlanmıştır. Bir

süre düzensiz aralıklarla ve güçlükle çıkarılabilen “Le Smyrnéen”, kısa süre sonra el

değiştirmiş, yine kentte ticaret yapan bir Fransız olan M. Roux’nun kontrolüne

geçmiştir. Roux döneminde Mora’da başlayan Yunan isyanını destekleyen yayınlar

yapan gazete, Osmanlı Hükümetin baskısı ile yeniden el değiştirmiş ve haftalık

olarak “Le Spactetateur Oriental” adıyla çıkmaya başlamıştır. Akdeniz’de ticaret

gemilerine saldırılarından dolayı Rum korsanlara açıkça cephe alan gazete, yeni

yayın politikasıyla İzmirli tüccarların ilgi ve desteğini toplamıştır (Budak, 2012:

668).

“Le Spectateur Oriental”in devlet yanlısı yayın politikası ve Avrupa’da Osmanlı

politikalarının savunucusu haline gelmesi, İngiltere ve Rusya ile birlikte

Yunanistan’ın bağımsızlığını destekleyen ve çıkarları İzmirli Fransız tüccarlarla

çatışan Fransa’nın tepkisini çekmiştir. Ayrıca İngiltere’nin İstanbul Büyükelçisi

Stratford da gazetenin yayınının durdurulması yönünde Babıali ve İzmir Fransız

konsolosluğu nezdinde girişimlerde bulunmuştur. Bu girişim ve baskılar sonucunda

bir süre yayınına ara veren “Le Spectateur Oriental”, tekrar yayına başlamışsa da

baskıların devam etmesi sebebiyle tekrar el değiştirerek Türk basın tarihinin en

önemli isimlerinden Alexendre Blacque3 tarafından satın alınmıştır. “Le Spectateur

Oriental”, Alexendre Blacque döneminde de yayın politikasını değiştirmeyerek

Osmanlı yanlısı yayınlarına devam etmiştir. Bu yayınlar Fransız Hükümetini o denli

rahatsız etmiştir ki; Fransız Konsolu Monseeur Castenia, 31 Aralık 1827 tarihinde

Urla Limanı’nda bulunan Fransız gemilerinden aldığı bir müfreze askerle, “Le

Spectateur Oriental”in matbaasına zorla girmiş, içerideki alet, edevat ve harfleri

toplatarak, Konsolosluğu taşıtmıştır (Budak, 2012a: 161).

Blacque, gazetesinin kapatılmasının üzerinden daha bir ay bile geçmeden, Osmanlı

Hükümetinin de desteği ile “Le Courrier de Smyrne” (İzmir Postası) isimli yeni bir

gazete çıkarmaya başlamıştır. “Le Spectateur Oriental” ile benzer bir çizgide yayın

yapan gazete, çok geçmeden yine Batılı devletlerin tepkisini çekmiştir. Rusya

karşısında Osmanlı’yı savunan yayınları sebebiyle Rus ve Fransız büyükelçilerinin

Babıali’ye yaptığı baskılar sonucunda 1831 tarihinde kapatılan gazetenin yerine

Blanque, 1833 yılından itibaren “Journal de Smyrne” isimli yeni bir gazete

çıkarmıştır (Topuz, 2006:37). Bu yayıncılık faaliyetleri sırasında defalarca

3 Alexendre Blacque, Türk basın tarihinde önemli yeri olan bir gazetecidir. İlk Türkçe gazete Takvim-i

Vakayi, onun Serasker Hüsrev Mehmet Paşa’ya yazdığı mektupla başlayan süreç sonucunda Padişah II.

Mahmut’un emriyle 1831’de yayımlanmıştır (Erdoğan, 2007: 28). Ayrıca Takvim-i Vakayi’nin Fransızcası “Le Moniteur Ottoman” (birebir çevirisi olmasa da benzer haberler içerir) da kendisinin

yönetiminde çıkmıştır.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Bahar 2014

115

kovuşturmaya uğrayan Alexandre Blacque, Türk Basın Tarihi’nde hakkında

soruşturma açılan ilk gazeteci olmuştur (Girgin, 2009:33).

Profesyonel anlamda ekonomi gazeteciliği gelişmemiş olsa da, ilk gazetelerden

itibaren ekonomiye ilişkin olaylara haber değeri atfedilmiş ve gazete sayfalarında

ekonomi haberlerine yer ayrılmıştır. Osmanlı’da yayımlanan ilk gazete kabul

edilen, 1828’de Mısır’da Vali Mehmet Ali Paşa tarafından çıkarılan, Vakayi-i

Mısriye’nin ilk sayısında çıkış nedeninin “tarım endüstri ve öteki alanlardaki

gelişmelerin izlenmesi ve toplumu koruyucu önlemlerin alınması” olarak belirtilmesi

(Koloğlu, 1989:27) bu saptamayı doğrulamaktadır. Benzer şekilde İstanbul’da

yayımlanan ilk gazete olan ve resmi gazete niteliği taşıyan Takvim-i Vekayi de,

ekonomi olaylarına özel bir önem atfetmiş ve gazetede bir bölüm “ticaret ve es’ar

(fiyatlar)” ekonomi haberleri için ayrılmıştır (Öner, 2011: 151; Topuz, 2008: 109).

Ayrıca ülkeye gelen-giden gemiler, giren-çıkan ürün çeşitleri gibi konular da

gazetenin sayfalarında yer bulmuş ve bu sebeple de Takvim-i Vakayi, tüccarlar

arasında rağbet görmüştür (Yazıcı, 1999: 57).

Yazıcı (1999: 57) da Tanzimat Dönemi’nde basının, ekonomik konulara

olabildiğince ciddi bir biçimde eğildiğini ve ticari haberleşmeyi üstlendiğini

vurgulamaktadır. Dönemin en önemli gazetelerinden Ceride-i Havadis, ekonomik

faaliyetlere daha ilk sayısından itibaren geniş yer ayırmış; ziraat, ticaret ve sanayi

konularında yurt dışında yaşanan gelişmelere ve bu gelişmeler karşısında Osmanlı

Devleti’nin neler yapabileceğine ilişkin yazılar yayımlamıştır (Çelik, 2009: 469).

Türkiye’de iktisatla ilgili ilk metinler sayılabilecek yazılar, Münif Paşa tarafından

“idare-i mülkiye” başlığı altında bu gazetede neşredilmiştir (Çakır, 2003:16).

Ayrıca gazetenin iç ve dış sayfalarında geniş çaplı ticari ilanlara yer verilmiş; hatta

bu ilanlar 1852'de gazetenin üçte birini kaplayacak boyuta ulaşmıştır. Dönemin bir

diğer önemli gazetesi olan Tercüman-ı Ahval de ekonomi haberlerine önem vererek

sayfalarında piyasa ve borsa haberlerine, fiyat listelerine, çeşitli çeviriler ve

ekonomik konulara ilişkin inceleme yazılarına geniş yer ayrılmıştır (Topuz,

2003:18).

“Le Smyrneen” ve sonrasındaki ekonomi gazeteleri Fransızca olarak

yayımlandığından ilk Türkçe ekonomi gazetemiz, birinci sayısı 18 Aralık 1857

tarihinde çıkan Cerideyi Ticaret olmuştur. Karada ve denizde yapılan ticaretlerde

çıkacak problemlerin çözümü için neler yapılması gerektiği, İstanbul’da

ticarethanelerde kanun ve kaidelere ne derece uyulduğu, İstanbul’a gelip, taşraya

giden gemilerin sayıları ile taşıdığı yükler ve bu ürünlerin fiyatları hakkında bilgiler

bulunan gazetede, taşra ticaret meclislerinde görüşülen davalarda verilen kararlar

yanında Osmanlı Devleti sınırları içindeki ekili alan miktarları ve mevsimlere göre

yetiştirilebilecek ürün çeşitleri gibi konular hakkında açıklamalara yer verilmiştir.

Ayrıca ithal edilen ürünler, ilanlar başlığı altında çeşitlerine göre sıralanmış,

çeşidine göre ayrılan ürünlerin miktar ve fiyatları belirtilmiş, taşradan ve yabancı

ülkelerden gelen gemilerin çeşidi, sayısı, tonilatosu, taşıdığı yük ve kaptanları

hakkında bilgiler verilmiştir. Bunların yanında sanayi ürünlerinin fiyatları, iskeleler

arasındaki mesafeler, nakliye ücretleri gibi tüccara gerekli olan ticaretle alakalı

Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ

116

konularla ilgili haberler de gazetenin sayfalarında sık sık yer bulmuştur (Tekdemir,

2011:215).

1860’ların başından itibaren iktisadi yayınlarda hatırı sayılır bir artış yaşanmıştır. Bu

artışta, Sultan Abdülaziz’in iktidarının ilk yıllarında ortaya çıkan mali bunalımın,

bunu aşmak üzere yapılan mali ıslahatlar bağlamında bütçeler yayınlanmasının,

kağıt parayla ilgili mevzuat hazırlanmasının ve böylece bir resmî literatür oluşmuş

olmasının; Yeni Osmanlıların siyasi ve iktisadi mevzulara ilişkin yazılar kaleme

almasının, Yeni Osmanlıların Mustafa Fazıl Paşa’nın nezareti ve himayesinde

Avrupa’da yayınladıkları gazete ve mecmualarda hükümetin iktisadi ve mali

uygulamalarını eleştiren yazı ve diziler yazmasının ve Amerikan İç Savaşı’nın

çıkmasıyla beraber Türkiye’de pamuk üretimi ve diğer tarımsal faaliyetlerle ilgili

tartışmaların yaygınlaşmasının etkileri olmuştur (Haldun, 1332; aktaran Çakır,

2003:16-17 ). Bu dönemde çoğu Yeni Osmanlılarca (en önemli temsilcileri Namık

Kemal, Ziya Paşa ve Ali Suavi) çıkarılan Hürriyet, Ulûm, İttihat, İnkılap gibi

gazetelerin tamamında ekonomi haberlerine geniş yer verilmiştir. Ayrıca Münif

Paşa’nın, sadrazam Fuat Paşa’nın yardımıyla 1860 yılında [Karaçavuş’un arşiv

belgelerine dayalı çalışmasına göre (2006:204) derneğin kuruluş tarihi 24 Mayıs

1861’tir] kurduğu “Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye” derneğinin (Akgün, 1995: 53)

yayın organı Mecmua-i Fünun dergisinde (1862-1867) de ekonomi haberlerine geniş

yer ayrılmıştır (Dölen, 1980:59).

Ceride-i Ticaret’ten yaklaşık dokuz yıl sonra 3 Şubat 1866'da (Yazıcı, 1999: 56)

yayımlanmaya başlayan Takvim-i Ticaret (Le Moniteur du Commerce),

Türkiye’nin ikinci Türkçe ekonomi gazetesi olmuştur. Ceride-i Ticaret’e göre daha

kapsamlı bir gazete (Tekdemir, 2011:217) olan Takvim-i Ticaret her hafta

Cumartesi günleri, 34x47 cm. boyutlarında dört sayfa olarak yayımlanmıştır.

Dışarıdaki iki sayfası Türkçe (Osmanlıca), içerideki iki sayfası Fransızca ağırlıklı

olan gazetenin iç sayfalarında İtalyanca, Rumca, Ermenice gibi değişik dillerde

ilanlar da yayımlanmıştır (Yazıcı, 1999: 63). 1866’da kurulan ve ancak yedi yıl

yaşayabilen Takvim-i Ticaret’ten sonra, 1884’te Dersaadet (İstanbul) Ticaret Odası

bir ekonomi gazetesi yayımlamaya başlamıştır. İlk sayısı 5 Ocak 1884’te çıkan

“Dersaadet Ticaret Odası Gazetesi”, 1912’de aylık dergiye dönüştürülmüş ve ismi

“Dersaadet Ticaret ve Sanayi Odası Gazetesi” olarak değiştirilmiştir (Ertul,

2008:17). Günümüzde İstanbul Ticaret adıyla haftalık bir gazete olarak yayın

hayatına devam etmektedir.

Günlük ekonomik gelişmelerin gazetelerde konu olması 1908’de II. Meşrutiyet’in

ilanından sonra gerçekleşmiştir. Sansürün kalkmasıyla önce bir coşku, ardından da

büyük bir çeşitlilik yaşanan basında, ekonomi önemli bir gündem maddesi haline

gelmiştir (Bıyık, 2007: 69). Bu dönemde iktisat bilinci köklü dönüşüme uğramış,

iktisadi kaygılar gerek kuramsal, gerek uygulamaya yönelik iktisat içerikli birçok

yazının yayınlanmasına neden olmuştur. Özellikle tarım-sanayi seçeneği sürekli

tartışılmış; iktisadi gelişmeye yönelik değişik çözümler dergi ve gazete sütunlarında

yer bulmuştur (Toprak, 2013: 22). Ulum-i İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası, Sanayi

Mecmuası, İktisat Mecmuası, Terakki, İbret, Basiret gibi sayıları 20’ye yaklaşan

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Bahar 2014

117

çeşitli yayınlarda, dönemin ekonomik ve sosyal konuları işlenmiştir (Ateş, 2008:

24).

Bunlardan 28 Aralık 1908 – 14 Mart 1911 tarihleri arasında (27 sayı) yayınlanan

Ulûm-ı İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası, içerik açısından geniş bir yelpaze

oluşturan II Meşrutiyet döneminin süreli yayınları arasında entelektüel kesime hitap

eden nitelikli mecmualardan biri olmayı başarmış (Karaman, 2004: 65-66),

liberalizmin ve pozitivizmin Türkiye’deki bayrak gemisi olmuştur (Roper, 2013:

231). Ahmet Şuayip, Rıza Tevfik ve Mehmet Cavit Beyler tarafından kurulan

dergide (Doğan, 1999: 59); ekonomik ve toplumsal sorunlar, Osmanlı Devletinin

iktisadî konulardaki çeşitli uygulamaları, yabancı ülkelerdeki uygulamalar ve

Osmanlı Devletinde yapılması gerekenler gibi konular ele alınmıştır. Dergi, Cavit

Bey’in de etkisiyle iktisadî büyüme ve kalkınmanın yolunun tarımdan geçtiğini

savunmuştur. Cavit Bey’e göre Osmanlı devleti karşılaştırmalı üstünlükler teorisi

gereğince tarım alanında uzmanlaşmalıdır (Eroğlu, 2008: 272). Bilimsel metodlarla

icra edilecek tarım ve ticaret, iktisadi kalkınmaya yol açacak ve sanayi de bu

aşamada kendiliğinden doğacaktır (Toprak, 1982:373). Büyük sanayi kurmak için

yeterli vasıtaların bulunmadığından ve bunun için nitelikli emek, sermaye ve sanayi

ürünleri ithaline ihtiyaç duyulacağından böyle bir girişim devletin fakirleşmesine

sebep olacaktır (Eroğlu, 2008: 274).

Tarım sanayi tartışmalarında Liberal nitelikteki Ulum-ı İktisadiye ve İçtimaiye

Mecmuası tarımdan yana ağırlık koyarken, diğer uçta sanayileşmeyi öneren

Müslüman-Türk girişimcilerinin yayın organı Sanayi dergisi yer almıştır. Sanayi

dergisi, kendi deyişiyle “Türk’ün sanayi sahasında atacağı millî adımları”

özendirmeye çalışmış; Sanayi Devrimi’nden yoksun kalan Osmanlı toplumunun en

kısa sürede iktisadi bağımlılıktan kurtularak bir sanayi ülkesine dönüşmesi

gerektiğini savunmuştur. Ulusal varlığın ancak sanayileşerek korunabileceğini ileri

süren dergi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için de çaba sarf etmiş, Mütareke

yıllarında işçi sorunlarına daha fazla eğilerek sosyalist yazarlara sayfalarında yer

vermiştir (Toprak, 2013: 22).

Ulum-ı İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuasının ekonomi görüşlerine muhalefet eden

bir başka yayın organı da Osmanlı Ziraat ve Ticaret gazetesidir. 1907 yılında

İzmir’de Salih Zeki Bey tarafından haftalık olarak çıkarılmaya başlanan ve çiftçilere

tarımdaki yenilikleri aktarmayı amaçlayan gazete (Deligöz, 2008: 9), kayıtsız şartsız

serbest ekonomi anlayışına karşı çıkmış bunun yerine himayeci bir ekonomi

modelini savunmuştur. Ilımlı bir koruyucu gümrük politikası izlenerek, tarıma

dayalı sanayinin kurulabileceğini ve böylece sanayileşmenin başlatılabileceğini ileri

süren gazete (Toprak, 1999: 583), 1915 yılında Dünya Savaşı sebebiyle yayımına

ara verdikten sonra, 16 Mart 1919’da yeniden yayınlanmaya başlanmış (Ünal,

2013:131) ve bir süre sonra kapanmıştır.

Dönemin bir diğer önemli ekonomi gazetesi de kurucuları arasında Ahmet Nesimi,

Yusuf Kemal (Tengirşek), Tekin Alp ve Ziya Gökalp’in de bulunduğu İktisadiyat

Cemiyeti’nin yayın organı İktisadiyat Mecmuası’dır (Özden, 2005:48). İlk sayısı 8

Şubat 1915’te çıkan ve haftalık olarak yayımlanan dergi, devletin ekonomiye

müdahalesini ve himayeci bir kalkınma modelini savunmuştur. Dergiye göre, 19.

Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ

118

yüzyıl liberalizmi artık geçerliliğini yitirmiş; List’in “milli iktisat”ı, Smith’in

“liberal iktisat”ına üstün gelmiştir. Bu şartlarda ulus-devlet oluşumunda “devlet

iktisadiyatı” kaçınılmazdır (Çetin, 2008: 24). Yayınlarında dile getirdiği bu

görüşleriyle ilhamını Alman Tarihçi Okulu’nun korumacı doktrininden alan, 19

yüzyılın sonlarından itibaren Ahmet Mithat ve Musa Akyiğitzade tarafından dile

getirilen Milli İktisat okulunun sözcülüğünü yapan İktisadiyat Mecmuası (Boratav,

2011:27), aynı zamanda İttihat ve Terakki’nin görüşlerini de yansıtmıştır. Dergi, 8

Kasım 1917 tarihinde yayın hayatına veda etmiştir (Oral, 1973:278).

Milli iktisat okulunun görüşlerini savunan bir diğer basın organı da Ahmet Hamdi

(Başar) Bey tarafından çıkarılan Ticareti Umumiye Mecmuası’dır. Savaş yıllarında

güçlenen “milli ticaret” çevrelerinin yayın organı olan dergiye göre, ulusçuluk

iktisadi bağlamda koruyuculuğu gerektirdiğinden ulusal varlık ancak ulusal nitelikte

bir iktisadi yapıyla gerçekleşebilir. Bu nedenle serbest ticaret ilkesinin bir kenara

bırakılmasını ve sanayileşmeye ağırlık veren bir “milli iktisat” politikasının

yürütülmesini savunan dergi, tarımsal ve hayvansal ürünleri girdi olarak

işleyebilecek bir sanayinin tarım ve hayvancılığı geliştireceğini ileri sürmüştür

(Toprak, 1984: 28)

Milli mücadele yıllarında da gazeteler ekonomi haberlerine yer ayırmış, özellikle

mücadelenin ekonomi yönüne vurgu yapan yazılar yayımlanmıştır. Hâkimiyet-i

Milliye, Açıkgöz, İkbal, İstikbal gibi gazeteler mücadelenin ekonomi misyonunu,

Ankara Hükümeti’nin çeşitli talimatlarını halka ileterek yerine getirmiştir. Örneğin

Tekâlifi Milliye emirleri basın üzerinden halka duyurulmuştur (Çapa, 1996: 16).

Cumhuriyet’in ilanından sonra da ekonomi olayları basında yer bulmaya devam

etmiş; özellikle ulusal kalkınmaya, millileştirmelere, açılan yeni sanayi tesislerine ve

yerli malı haftaları gibi ulusal ekonomi yaratmaya dönük etkinliklere dair haberlere

gazetelerde geniş yer ayrılmıştır. Bu dönemde Cumhuriyet Gazetesi’nde ekonomi

yazıları yazan Mazhar Kunt, halka biriken tasarruflarını yastık altı yerine ulusal

sermayenin büyümesine katkıda bulunacak şekilde değerlendirmeleriyle ilgili

önerilerde bulunan yazılar yazarken, Anadolu Ajansı’nın ilk ekonomi şeflerinden

Niyazi Sel (1908-1980) de çalışma yasalarının uygulanmasına ilişkin konuları

basının gündemine taşımıştır (Ertul, 2008: 29). 1928 yılında Zeki Cemal tarafından

kurulan “Ekonomi” ise Cumhuriyet’in ilanından sonra yayınlanan ilk ekonomi

gazetesi olmuştur.

1930’lu yıllarda en önemli ekonomi konusu 1929 ekonomi buhranı olmuştur.

Gazeteler buhrana fazlasıyla yer vermiş, dönemin önde gelen gazetelerinden Akşam,

Tan, Yeni Sabah, Bugün ve Tanin’de borsa, banka, piyasa haberleri gibi ekonomik

bilgiler yayımlanmıştır (İnuğur, 1992). Ayrıca bir grup aydın tarafından 1932-1934

yılları arasında toplam 36 sayı olarak yayımlanmış (Ertan,1994:XIV; Türkeş,

1999:9) bir aylık düşünce dergisi olan Kadro, ekonomi basınına dinamizm

kazandırmış ve ekonomiye ilişkin konuların kuramsal anlamda gazete ve dergi

sayfalarına taşınmasına öncülük etmiştir. Sosyalizm ile kapitalizm arasındaki bir

"üçüncü yol" arayışının hâkim olduğu dergide savunulan görüşler, Yön Hareketi ve

Yön Dergisi ile önemli benzerlikler gösterdiği gibi; 1960’lı yıllarda ortaya çıkan

Bağımlılık Okulu ve Dünya Sistemi Teorisi ile de benzerlikler göstermektedir

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Bahar 2014

119

(Örmeci, 2011; Özdemir, 1986; Türkeş, 1998; Yanardağ, 2008). Bunlara ilave

olarak Cahit Morkaya’nın Karagöz ve Tahsin Demiray’ın Köylü Gazeteleri ile Ülkü

ve Kooperatif Dergileri de ekonomi konusundaki içerikleriyle dikkat çeken yayınlar

olmuştur (Ateş, 2008: 24-25).

1940’lı yıllarda ise savaş ekonomisi yayın organlarının başlıca konusu haline

gelmiştir. Özellikle karaborsa, kıtlık ve savaşın ikinci yarısında ilan edilen Varlık

Vergisi basında ağırlıklı olarak işlenen konular olmuştur (Sayılgan, 1994: 67). 1942

yılında Süha Sukuti Tükel tarafından kurulan ve yayını halen oğlu Ahmet Tükel

tarafından devam ettirilen İzmir Ticaret, bu dönemde çıkmaya başlayan önemli

gazetelerdendir. İhale ve devlet haberleri veren bir yayın olarak faaliyete başlayan

ve ekonomi gazeteciliğinin “mektebi” olarak görülen İzmir Ticaret, pek çok ilklere

ve sıra dışı mücadelelere imza atmıştır. Halen Türkiye’de aynı aile tarafından 72

yıldır yayın hayatını kesintisiz sürdüren tek gazetedir. 1944’te Faik Güner, Hüseyin

Avni Sanda, Zeki Cemal, Baki Çelebioğlu tarafından kurulan Ekonomi de dönemin

etkin gazetelerindendir. Sonrasında el değiştiren gazete, bir akşam gazetesi

niteliğine bürünerek siyasi kimlik kazanmıştır. 1947 yılında kurulan “Yeni İstanbul”

gazetesinde önceleri yarım sayfa olan ekonomi bölümleri, bir ara birkaç sayfaya

kadar çıkmış; yine 1947’de kurulan “Türkiye Ticaret Postası” ise 1962’ye kadar

yayınlarını sürdürmüştür.

Çok Partili yaşama geçilen 1950’li yıllarda karaborsa, vurgun, görevi kötüye

kullanma ve hayat pahalılığına ilişkin haberler, basında sıklıkla yer verilen haberler

olmuş ve bu sebeple başlangıçta çok iyi olan iktidar-basın ilişkileri bozulmuştur.

Ekonomi basınının gelişimine önemli katkılar sağlayan Sedat Simavi’nin Hürriyet’i

(1948) ve Ali Naci Karacan’ın Milliyet’i (1950) bu dönemde yayımlanmaya

başlamıştır (Ertul, 2008: 42-44).

1960’lı yıllar, 1961 Anayasası’nın sağladığı özgürlük ortamında, basında büyük

değişimlerin yaşandığı ve sol yayınların içerik ve sayı bakımından en parlak çağını

yaşadığı bir dönem olmuştur. Planlı kalkınma sürecine girilen bu dönemde, Türkiye

hızla sanayileşmeye yönelmiş ve ekonomide köklü reformlar gerçekleştirilmiştir.

Ekonominin büyük önem kazandığı bu ortamda, Türk basınında bugünkü anlamıyla

ilk ekonomi sayfası, 1963 yılında Milliyet gazetesinde Abdi İpekçi’nin kararıyla

yarım sayfa olarak açılmıştır (Bıyık, 2007:70). 1980 yılına kadar Ali Gevgilli

tarafından yönetilen “İktisat-Ticaret” başlıklı bu bölüm,1965 yılında tam sayfaya

çıkarılmıştır.

1970’li yıllarda günlük gazetelerin büyük çoğunluğunda az da olsa ekonomi içerikli

haberlere tam bir sayfa ayrılmaya başlanmıştır. Buna karşılık ekonomi servislerinde

henüz profesyonel bir ihtisaslaşma oluşmamıştır (Ertul, 2008: 42-44). Söz konusu

dönemde Günaydın gazetesi, ekonomi haberlerine birden fazla sayfa ayırmaya ve

çarşı-pazar haberleri, ekmek haberleri, enflasyon, zam, kira gibi konuları ilk kez

manşetlerine taşımaya başlamıştır. Hürriyet gazetesi ise ekonomi haberlerine orta

sayfasında, yukarıdan aşağıya inen tek sütunluk “İş ve İşçi Dünyası” başlıklı

bölümde yer vermiştir (Bıyık, 2007:70). Ayrıca siyaset ağırlıklı günlük “Ekonomi

Politika” gazetesi, 1972’de yayına başlamış ve 1979’da Yeni Asır Grubu, Demokrat

Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ

120

İzmir gazetesini satın alarak “Rapor” adıyla günlük ekonomi gazetesi haline

getirmiştir (Ateş, 2008: 26).

1970-1980 döneminin bir diğer özelliği de ekonomi haberlerinin ağırlık

kazanmasıyla birlikte, ekonomiye önem veren haber ajanslarının faaliyete

geçmesidir. 1969’da Ekonomik Basın Ajansı (EBA), 1972’de Ankara Haber Ajansı

(ANKA), 1973’te Türkiye Basın Yayın Haber Ajansı (TÜBA), 1974’te İstanbul

Haber Ajansı (İSTA), 1976’da Ekonomik Haberler Ajansı (EKA) faaliyete geçerek,

gazetelere haber sağlamışlardır. Bu ajansların ekonomi haberciliğinin gelişmesine

önemli katkıları olmuştur.

Ekonomi basınında asıl önemli gelişme ise 1980 yılında alınan 24 Ocak kararlarıyla

gerçekleşmiştir. Ekonomi haberleri, 1980 öncesinde taban fiyat, bütçe, vergi, memur

maaş katsayısı, çarşı-pazar haberleri, ekmek haberleri, enflasyon, zam, kira gibi

haberlerle sınırlıyken (Tılıç, 2003: 134), 24 Ocak sonrasında ekonominin dışa

açılmasıyla birlikte para piyasaları ve borsaya ilişkin haberler ön plana çıkmıştır.

2.2. 24 Ocak 1980 Kararları ve "Ekonomi Basınının Doğuşu"

1980'lerin basından itibaren piyasa ekonomisine geçişle birlikte ekonominin

kamuoyunun gündemindeki önemi ve ağırlığı da artmıştır. Özellikle borsa, ekonomi

basını açısından takip edilmesi gereken bir alan haline gelmiş; borsayı izleyecek

uzman gazetecilere ihtiyaç ortaya çıkmıştır. Ayrıca para ve döviz piyasaları da daha

önceki dönemlerle karşılaştırılmayacak ölçüde önem kazanmıştır. Neredeyse bütün

siyasi tartışmaların ikinci plana itildiği 12 Eylül 1980 sonrasının apolitik ortamında,

ekonomi, bütün günlük gazetelerde, tek başına en çok sayfa ayrılan bölüm haline

gelmiştir. Bunun yanında söz konusu apolitik dönemde siyasi partilerin

görüşlerinden çok, ekonomi programları üzerinde durulmaya başlanması da

ekonomi basınının gelişimine ivme kazandırmıştır (Ertul, 2008: 79). Ekonomi adeta

siyaset dışı bir alan haline getirilerek hem kuramsal temellerinden edilmiş hem de

işçi hakları, gelir dağılımı, işsizlik, kalkınma gibi geneli ilgilendiren sorunlardan

çok, büyük sermayenin çıkarlarına hizmet eden borsa ve finans haberlerine ağırlık

verir hale gelmiştir.

Bu dönemde ekonomi gazeteciliğinin önem kazanmasına ve dolayısıyla ekonomi

haberlerinin çoğalmasına yol açan gelişmeler arasında menkul kıymetler borsasının

açılışı, altın borsasının kuruluşu, Sermaye Piyasası Kurulu’nun devreye girmesi,

kamu finansman açıklarının boyutlarının büyümesi nedeniyle borçlanma stratejileri

ve enstrümanlarının çeşitlenmesi, kamu kâğıtlarından oluşan yeni menkul kıymet

piyasasının oluşumu, hazine bonosu, devlet tahvili, kamu ortaklığı senedi gibi

ürünlerin ihracı, Kamu İktisadi Teşekküllerinin bazılarının hisselerinin halka arz

edilmesi, kamu bankalarının yeniden yapılandırılması sayılabilir. Meydana gelen bu

değişmeler sonucunda kamuoyunun ekonomik gelişmeler hakkında bilgilenme

ihtiyacı artmış ve bu durum basın-yayın organlarının ekonomik olaylara ve haberlere

daha çok yer vermeye başlamasıyla sonuçlanmıştır (Bıyık, 2007: 73-74). Sayılgan

(1994: 68-69) bu dönemde, ekonomi gazeteciliğinin önem kazanmasının sebeplerini

şu ifadelerle özetlemektedir:

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Bahar 2014

121

“Ekonomik faaliyetin olduğu her ortamda bir bilgi alışverişinin de olması kaçınılmazdır. En ilkel pazarda dahi haberleşme olmadan ekonomik

faaliyetin olmayacağı kesindir….Bu gereksinim doğaldır ki ekonomik ilişkiler karmaşıklaştıkça çoğalacak ve önemi çok daha fazla artacaktır. Ayrıca bu

bilgilerin sürekli ve doğru olması diğer bir önem taşıyan taraftır. İşte o zaman

kapsamlı ve sistemli bir bilgi akışı, haberleşme ağı ve böyle bir yapı içinde ekonomi basınına olan ihtiyaç kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bugünkü

ekonomi basınının ortaya çıkması da bu şekilde olmuştur…1980 sonrası

Türkiye’de ekonomi basını çok büyük bir gelişme içine girmiş ve tüm günlük gazetelerin ekonomi sayfaları bulunmakla birlikte sayfa sayıları sürekli

artmaktadır. Ayrıca bugün gazetelerin baş sayfa haberlerinin genel

niteliklerine de bakacak olursak, ekonomi ağırlıklı haberlerin her geçen gün

sayısal olarak artış gösterdiği ve okuyucunun da daha fazla ilgilendiği

görülecektir. Bu değişimin altında yatan şartlardan birincisi; Türk sosyal

hayatındaki dinamizm ile birlikte ekonomik konuların ağırlık kazanması, yani kişilerin kazançlarını kendi bireysel çabaları ile yönlendirebilme imkânı

sayesinde her türlü ekonomik faaliyet konusunda bilgilendirilme ihtiyacıdır.

İkincisi; Türkiye’de değişik nedenlerle iç ve dış politika konularına kamuoyunda ilginin azalması ve değişik sosyal sorunlara karşın ortak

ekonomik sorunların varlığından dolayı gazetelerin daha yaygın bir okuyucu

kitlesine ortak sorunları konusunda mesaj verme istekleridir. Bir diğer neden olarak, farklı sosyal konularda basın tek bir baskı grubu olabilmektedir.”

1980 sonrasında, ekonomi haberciliği konusunda ilk atılım Günaydın gazetesi

tarafından gerçekleştirilmiştir. Ekonomi haberlerini dört sayfa halinde ayrı bir

bölüm olarak yayımlamaya başlayan gazetede, bu bölümün yaratıcısı Necati Doğru,

bir ekolün de sembolü haline gelmiştir. Hürriyet Grubu ise rakip grubunun

Rapor’una karşı, Dünya gazetesini ekonomi gazetesi haline getirmiştir. 2 Mart

1981’de yayın hayatına başlayan ve yayını halen devam eden Dünya, Hürriyet’in

ekonomi gazeteciliğinden beklediği sonucu alamaması üzerine, kıdem tazminatı

karşılığında Nezih Demirkent’e devredilmiştir. Demirkent, ekonomi gazeteciliği

alanında yeni bir model oluşturarak, abone tabanlı bir gazete yaratmayı başarmış ve

Dünya’yı mesleğin duayeni haline getirmiştir. Bu arada 1985’te Sabah gazetesi

kurulurken Rapor, Selahattin Beyazıt’a satılmış ve kısa bir süre sonra da yayın

hayatı sona ermiştir. Yine dönem içerisinde 1986’da haftalık ekonomi gazetesi

Ekonomik Bülten ve 1989’da Önay Bilgin’in haftalık Barometre’si yayın hayatına

başlamıştır. 1992’de Sabah, ekonomi haberlerini pembe sayfalarda ayrı bir ekonomi

gazetesi eki halinde yayımlamaya başlamış; ancak bir süre sonra maliyet yüksekliği

nedeniyle bu uygulamadan vazgeçmiştir (Ateş, 2008:27).

Ekonomi basını içerisinde gazetelerin dışında gelişen bir başka faaliyet kolu olan

ekonomi dergiciliği de bu dönemde büyük bir ilerleme kaydetmiş ve 1980’lerin

sonlarında en çok satan dergi türü haline gelmiştir. 1981'de Diyalog ve Mesaj

Dergileri yayımlanmaya başladıktan sonra 1988’e kadar sakin bir dönem yaşayan

ekonomi dergiciliği, yedi bin olan tirajını sekiz yılda on katına çıkarmıştır (Yüksel,

2000:115). 10 Nisan 1988'de Gelişim Yayınları tarafından çıkarılan Ekonomik

Panorama, Türk ekonomi dergiciliğinin mihenk taşını oluşturmuştur. Sırasıyla

Mustafa Sönmez, Şemsi Yücel ve Aydın Demirer yönetiminde yayımlanan, batılı

anlamdaki ekonomi dergiciliğinin Türkiye'deki ilk örneği olarak kabul

edebileceğimiz dergi, 1993’te kapanmak zorunda kalmıştır (Uyanık, 1996: 48).

Ayrıca, 1989'da Trend, 1990'da Para, 1991'de Ekonomist, yine 1991'de Nokta

Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ

122

Grubu’nun Borsacı’sı [1Ağustos 2006 tarihinde alıcı çıkmaması üzerine Tasarruf

Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından kapatıldı], 1992’de Ali Karacan’ın

Kapital’i, 1993'te Hürriyet Grubu’nun aylık Capital'i; 1994’te 1 Numara

Yayıncılık’ın Para’sı; 1995’te Intermedya Grubu’nun Paratüyo ve Macro'su yayın

hayatına merhaba demiştir.

Bu dönemde bir diğer önemli gelişme ise, ekonomi muhabirlerinin 1983’ün

başlarında başlattıkları, bir çatı altında toplanma girişimleri 1987 yılında

tamamlanmış ve Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) kurulmuştur. Ekonomi

basınının kurumsallaşmasına zemin hazırlamayı amaç edinen EMD, bu doğrultuda

1992'de “Ekonomi Basını” adıyla bir haber bülteni hazırlamış ve bunu üç sayı

çıkarabilmiştir (Yüksel, 2000:115). Haziran 1996’da yayınına başlanan “Ekonomi”

ise halen düzenli olarak yayımlanmaya devam etmektedir.

2.3. 5 Nisan 1994 Kararları ve "Ekonomi Basınının Kurumsallaşma Çabaları"

1994 yılında yaşanan ekonomik kriz sırasında yazılı basın büyük tiraj kayıplarına

uğrarken, ekonomi basını okur sayısını arttırmış (Yücel, 1994:3) ve ekonomi

konularına ağırlık veren yayınların sayısı hızla artmıştır. Böylece 1980’lerle birlikte

filizlenen ekonomi basını kurumsal kimliğini 1994 krizi ile kazanmıştır (Yüksel,

1996: 6).

5 Nisan 1994 Kararları, ekonomi basını için bir dönüm noktasını olmuştur. Ekonomi

ve finans piyasalarında ani hareketlerin yaşandığı bu dönemde, ekonomi habercileri

tarafından elde edilen duyumlar okurlara aktarılmış, gelecek hakkında tahminlerde

bulunulmuş, belirsizliğin dağılması yönünde yorumlar yapılmış ve ülkenin

ekonomik yaşamı konusunda rehberlik edilmeye çalışılmıştır (Yücel, 1994: 3). Söz

konusu dönemde ekonomi gazete ve dergilerinin tirajları daha önce görülmediği

ölçüde artmış ve Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamlarına ulaşılmıştır. Ayrıca

1998 yılında Ekonomi Muhabirleri Derneği tarafından kabul edilen etik ilkeler,

geniş ölçüde kabul görmüştür. Böylece ekonomi basını, kurumsallaşma yolunda

büyük mesafe kat etmiştir.

Bu dönemde de yeni gazete ve dergiler çıkmaya devam etmiştir. 1995‘te Nokta

Dergi grubunca Yalçın Şimşek yönetiminde “Hürses”, Intermedva grubunca Yavuz

Semerci yönetiminde günlük “Global” ve” İktisat”, 1996’da Milliyet grubunca

Gökhan Çırnaz yönetiminde “Finansal Forum” (2004 yılında Referans adıyla günlük

gazete olarak yayımlanmaya başlanmış ve 2010 yılında satış rakamları düşük olduğu

gerekçesiyle kapatılmıştır. Yazar kadrosu Radikal gazetesine katılmıştır.), 1997’de

Sabah Grubunca, Tayfun Devecioğlu yönetiminde “Liberal Bakış” gazeteleri

yayımlanmaya başlamıştır. Ayrıca Milliyet gazetesi, 1996 yılında basında bir ilke

imza atarak ekonomi alanındaki bir yabancı yayını (The Wall Street Journal)

Türkçe’ye çevirerek her hafta pazartesi günleri, gazetenin eki olarak okuyucularına

vermiştir.

Ekonomi haberciliğinin bir başka gelişim alanı da televizyon haberciliğidir. Türkiye

televizyonlarında ilk ekonomi programı olan Nazmi Kal'ın hazırladığı “Ekonomi

Dosyası” 1988 yılında TRT’de yayımlanmaya başlamıştır. Türkiye’nin ilk ekonomi

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Bahar 2014

123

kanalı ise, Enformasyon Reklamcılık ve Filmcilik A.Ş. tarafından 1992 Kasım

ayından kurulan “Kanal-E” olmuştur (Keyjanlıoğlu, 2004:382). 1999 yılında Doğuş

Grubu tarafından satın alınan kanal, 16 Ekim 2000’de dünyanın önde gelen ekonomi

kanallarından birisi olan CNBC Avrupa ile ortak yayına geçerek CNBC-E adını

almıştır. Günümüzde de yayınlarına devam eden CNBC-E, 27 Ocak 2010'da yayına

başlayan Bloomberg HT ile birlikte Türkçe yayın yapan iki ekonomi kanalından

birisidir. Her iki kanal da hafta içi gündüz kuşağında yayımladığı ekonomi ve piyasa

haberleri ile önemli bir açığı doldurmakta, izleyicilerine ekonomik gelişmeleri

anında takip imkânı sağlamaktadır.

Türkiye’nin ilk ekonomi radyo kanalı ise Ekim 1993’te yayına başlayan “Radyo

Foreks” olmuştur. Doğan Grubu çatısı altında faaliyet gösteren Radyo Foreks, 2005

yılında maddi gerekçelerle kapatılmıştır. Günümüzde radyolar arasında tek ekonomi

kanalı Bloomberg HT radyodur. Ayrıca NTV Radyo, Habertürk Radyo ve CNN

Türk Radyo da programlarında ekonomiye ilişkin haberlere sık sık yer vermektedir.

Dönemin önemli gelişmelerinden bir diğeri de Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin

(EGD) kurulmasıdır. Ekonomi muhabirleri arasında başlayan görüş ayrılıkları, 2007

yılında Ekonomi Muhabirleri Derneği İstanbul Şubesi’nin dernekten koparak yeni

bir dernek kurmalarına sebep olmuştur. Derneğin internet sitesine 600’ü aşkın üyesi

bulunan EGD; yabancı dil kursları, eğitim çalışmaları, meslekî seminer programları

ile faaliyetlerine devam etmektedir.

3. AMAÇ VE ÖNEM

3.1. Araştırmanın Amacı

Daha önce de belirtildiği gibi doğum yeri Anadolu olmasına karşın, modern anlamda

ilk ekonomi gazetelerinin Türkiye’de ortaya çıkışı oldukça geç tarihlerde

gerçekleşmiştir. Ekonomi basını, satış rakamlarının düşüklüğünün de etkisiyle uzun

yıllar akademisyenlerin fazla ilgisini çekmemiştir. Yapılan çalışmalar genellikle

sosyologlar ve tarihçiler tarafından yapılmış, iletişim bilimciler alana fazla ilgi

göstermemiştir. Bu çalışmada amaç 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesinin ve

ekonomik krizlerin de etkisiyle önemli gelişme kaydederek 1990’ların sonlarından

itibaren kurumsallaşmasını büyük ölçüde tamamlayan Türk ekonomi basınının

bugünkü durumu ortaya koymaktır.

3.2. Araştırmanın Yöntemi

Türk ekonomi basınının bugünkü durumu ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada,

nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesinden yararlanılacaktır.

Geleneksel olarak tarihçiler, antropologlar ve dilbilimciler tarafından kullanılan

doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu veya olgular hakkında bilgi

içeren materyallerin analizini kapsar (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 188). Bu kapsamda

bu çalışmada öncelikle konuyla ilgili dokümanlar incelenerek ekonomi basının

doğuşu, gelişimi ve sorunları belirlenmiş; ardından da ekonomi basının bugünkü

durumunun ortaya konulabilmesi Basın İlan Kurumu (BİK) kayıtları analiz

edilmiştir. Bununla birlikte 195 Sayılı BİK Teşkiline Dair Kanun gereği ilan geliri

alabilmek için icmal varakalarını BİK’e ya da Valiliklere kaydettirmek zorunda olan

Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ

124

gazetelerden farklı olarak dergilerin böyle bir zorunluluğu olmadığından, BİK tiraj

raporlarında dergilere ait veriler yer almamaktadır. Bu yüzden ekonomi basınında

oldukça önemli bir yeri olan ekonomi dergilerine ait veriler dergilerin

yayımcılarından edinilerek araştırmaya dahil edilmiştir. Ayrıca çalışmada görsel ve

işitsel medyaya ilişkin verilere de yer verilmiştir.

4. BULGULAR

Doküman incelemesi sonucu elde edilen verilerin analizi sonucunda Türkiye’de

ekonomi basını hem ekonominin hem de basının gelişimi ile paralel bir seyir izlediği

ve son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önem kazandığı saptanmıştır.

Bunda ekonominin gelişmesinin, dolayısıyla da ekonomi bilgisinin niteliğinin

sıradan insanların da anlayabileceği, günlük olarak ihtiyaç duyduğu ve aşina olmak

zorunda kaldığı bir bilgi türüne dönüşmesi (Dursun, 2013:273) kadar, iletişim ve

ulaşım imkânlarının genişlemesinin de etkisinin büyük olduğu

değerlendirilmektedir. Nitekim İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın 1986 yılında

açılması ve sonrasında yaşanan çeşitli ekonomik krizler, ekonomik olaylara ilişkin

bilgi ihtiyacını arttırırken, 1992 yılından itibaren sadece ekonomi haberi veren

televizyon kanallarının açılması da bu eğilimi desteklemiştir. Buna 2000’li yıllardan

itibaren internet gazeteciliği alanında yaşanan gelişimin de eklenmesiyle ekonomi

basını alanında hatırı sayılır bir ilerleme yaşanmıştır.

Basın İlan Kurumu Mart 2014 verilerine göre Türkiye’de, içerisinde dokuz ekonomi

gazetesi (Dünya, Ekonomi, Günboyu, Hürses, 24 Saat, Ankara Ticaret, Ticaret, Yeni

Ekonomi) ilan geliri alma hakkına sahiptir. Bu gazetelerden 4’ünün merkezi

İstanbul, 3’ünün merkezi Ankara 2’sinin Merkezi ise İzmir’dir. Gazetelerin 2012

yılı toplam yıllık tirajları 28.231.153 iken 2013 yılı tirajları yaklaşık %9 azalarak

25.732.720 olarak gerçekleşmiş olup gazetelere göre dağılımı şu şekildedir:

Tablo:1: Gazetelere Göre Yıllık Tiraj Durumu

02000000400000060000008000000

100000001200000014000000

2012

2013

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Bahar 2014

125

Toplam tirajda yaşanan azalmanın, 2013 yılının özellikle son aylarında Türk Basını

genelinde yaşanan tiraj düşüşü ile paralel olduğu değerlendirilmektedir. Bununla

birlikte son iki yılda, aylık ortalama tiraj 2.248.495 olarak gerçekleşmiş ve Aralık

2013 dışında 2.000.000 altına düşmemiştir. Bu durum küçük de olsa sürekli

ekonomi gazetesi satın alan bir okuyucu grubunun oluştuğunu, Türkiye’de günlük

ortalama 75.000 kişinin ekonomi gazetelerinden birisini satın aldığını

göstermektedir. Ancak BİK tiraj raporlarına göre Türkiye’de yerel gazeteler dahil

2014 Şubat ayında toplam 203.463.085 gazete satıldığı göz önüne alınırsa (günlük

ortalama 6.782.102 gazete satılmaktadır) ekonomi gazetesi okuyucu sayısının

toplam okuyucu sayısının %1’inden biraz fazla olduğu anlaşılmaktadır.

Bu rakamlara ekonomi dergilerinin tirajları ilave edilse bile sonuç yine de

değişmeyecektir. Dergilerin BİK’e tiraj bildirme zorunluluğu bulunmadığından

dergilerin satış rakamlarının tamamı elde edilememiştir. Dergilerle telefonla

görüşmek suretiyle alınan satış rakamlarından (elde edilen yıllık tiraj rakamları bir

sonraki paragrafta parantez içerisinde verilmiştir) ve internet üzerinde yapılan

araştırmalardan elde edilen verilerden yaptığımız hesaplama sonucunda aylık

ortalama 230.000 ekonomi dergisi satıldığı tahminine ulaşılmıştır.

Resmi ilan alma hakkı olan dokuz gazete dışında Basın İlan Kurumu tarafından

“Reklam Verilebilecek Mevkuteler Listesine” alınan ekonomi gazete ve dergileri de

bulunmaktadır. Bunlardan haftalık olanlar Bloomberg Business Week (İstanbul,

1.092.000), Ekonomist (İstanbul, 395.689), Para (İstanbul, 391.505), İstanbul

Ticaret (İstanbul), Gözlem (İzmir), Ekonomik Çözüm (İzmir), Üretici (İzmir),

Sanayi (Ankara), Kocaeli Ekonomi (Kocaeli), Mersin Ekonomi Politika (Mersin);

aylık olanlar Capital (İstanbul, 138.430), Ekovitrin (İstanbul), Forbes Türkiye

(İstanbul), Fortune Türkiye (İstanbul), Harvard Business Review (İstanbul,

180.000), Platin (İstanbul), Ekonomi Yöntem (İstanbul), Ekonomix (İstanbul),

İstanbul Sanayi Odası Dergisi, Kobi Efor (İstanbul), Ekosektör (İzmir), Anba Haber

(Ankara), Ekometre (Bursa), Koneko Türkonomi (Konya), Akdeniz Ekonomi

(Antalya); iki aylık olanlar Dosab Perspektif (Bursa), Ortadoğu Business

(Gaziantep)’tır. Bu yayınların tamamına yakının birer internet sitesi olduğu gibi

bunlar dışında da internet üzerinden ekonomi ve borsadaki gelişmelere ilişkin

yayınlar yapan birçok web sitesi bulunmaktadır.

Sayısal çokluğa karşın sadece ekonomi haberciliği alanında kaliteli yayıncılık yapan

internet sitesi sayısı oldukça düşüktür. Kaliteli habercilik yapan siteler 2011 yılında

Gelişim Üniversitesi tarafından düzenlenen “Gelişim Medya Ödülleri 2011”

kapsamında 'En İyi Ekonomi Haberleri Sitesi' ödülüne layık görülen dünya.com ve

2012 yılında Aka Koleji tarafından düzenlenen “İnternet Medyası

Ödülleri” kapsamında “En İyi Ekonomi Haber Sitesi” ödülüne layık görülen

ekovizyon.com ile bloomberght.com, cnbce.com, finansgundem.com, wsj.com (The

Wall Street Journal’ın Türkçe haber sitesi), bigpara.com, borsagundem.com,

foreks.com, hissesenedi.com, ekofinans.com, finans.mynet.com, finansgundem.com

şeklinde sıralanabilir.

Görsel medyada yayınlarını sürdüren CNBC-E ve Bloomberg HT televizyon

kanallarının da ekonomi haberciliğine katkısı büyüktür. 1992 yılından itibaren

Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ

126

ekonomi haberleri veren bir televizyon kanalının bulunması ve kanal sayısını 2010

yılında Bloomberg HT’nin yayına başlaması ile ikiye çıkması, Türkiye’ye ekonomi

yayıncılığı alanında önemli bir bilgi birikimi sağlamıştır. Bu televizyon kanalları

okumaktan çok, görselliği tercih eden Türk insanının, ekonomi alanına olan ilgisinin

artmasını sağlamıştır. Bu kanalların izlenme oranları fazla yüksek olmayıp

Nielsen’in ölçümlerine göre % 0,4 ila % 0,6 arasında değişmektedir. Görsel medya

alanında da izleyicilerin ortalama %1’inin, ekonomi haberleri veren Bloomberg ve

CNBC-E kanallarını izlediği anlaşılmaktadır ve bu rakam okuyucu oranıyla

neredeyse aynıdır.

Bütün bu veriler birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’de ekonomi haberciliği yapan

yayın organlarının henüz istenilen tiraj ve izlenme oranlarını yakalayamadığı, Türk

halkının ekonomiye ilişkin haberleri ana medyadan takip etmeyi tercih ettiği,

dolayısıyla da ekonomi basınının hedef kitlesinin daha çok ekonomistler, iş

adamları, küçük yatırımcılar ve bu alana özel ilgi duyan kişilerden oluştuğu

sonucuna ulaşılmıştır. Başka bir ifadeyle büyük kitle, ekonomi bilgisine olan

ihtiyaçlarını günlük basından sağlarken; ekonomi politikalarını yönlendirenler,

işadamları ve yatırımcılar ekonomi basınını tercih etmektedir. Bu tespit,

Görgülü’nün ( 2004: 89) ekonomi basınının en iyi izleyicilerinin bürokratlar ve

teknokratlar olduğu saptaması ile örtüşmektedir. Bununla birlikte Türkiye’de

ekonomiye ilişkin haberlere olan ilginin arttığı ve bu alanda hatırı sayılır bir izleyici

ve okuyucu kitlesinin oluştuğu saptanmıştır. 1981 yılında yayın hayatına merhaba

diyen Dünya Gazetesi’nin arkasında bir holding desteği olmaksızın yayınlarını

devam ettirmesi, 1990’lı yıllarda çıkmaya başlayan ekonomi dergilerinin birçoğunun

hala yayımlanması ve 1992’den itibaren ekonomi haberleri veren televizyon

kanallarının bulunması bu saptamamızı doğrulamaktadır. Ekonomik durum

iyileştikçe ve milli gelirde yaşanan artış halka yansıdıkça ve eğitim seviyesi

yükseldikçe ekonomi haberciliğine olan ilginin büyüyeceği, tiraj ve izlenme

oranlarının artacağı değerlendirilmektedir.

5. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Tarih boyunca ekonomi insan ve toplum hayatının vazgeçilmezi olmuştur. İlk

çağlardan itibaren varlığını ve soyunu devam ettirmenin bir gereği olarak ekonomik

bilgileri edinmeye ve elde ettiği bilgileri soyunun diğer fertlerine aktarmaya çalışan

insan, önceleri bunu mağara duvarlarına çizdiği resimlerle yaparken zamanla yazıyla

ve kitle iletişim araçları ile yapmaya başlamıştır. Ekonomi geliştikçe ve ticaret

hacmi genişledikçe, ekonomik olayları konu edinen bir uzmanlık alanı olan ekonomi

basını da gelişmiş ve kurumsallaşmıştır.

Doğum yeri Anadolu toprakları olmasına karşın, modern anlamda ilk ekonomi

gazetelerinin Türkiye’de ortaya çıkışı oldukça geç bir tarihte, 1824 yılında, “Le

Smyrneen” (İzmirli) isimli Fransızca gazetenin İzmir’de yayımlanmaya

başlamasıyla gerçekleşmiştir. Avrupada’dan yaklaşık iki asır sonra, ancak onlara

benzer bir şekilde bir liman kentinde doğan ekonomi basını, özellikle İkinci

Meşrutiyet Dönemi’nde önemli gelişim kaydetmiştir. Önceleri liberalizmi savunan

ekonomi gazeteleri ağırlıktayken, 1913 tarihinde İttihat ve Terakki’nin iktidarı tam

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Bahar 2014

127

anlamıyla ele almasından bunların yerini Alman Tarihçi Okulu’nun korumacı

doktrininden esinlenen yayınlar almıştır. Bu yayınlarda özellikle Ziya Gökalp,

Yusuf Akçura gibi Türkçüler tarafından dile getirilen ekonomik görüşler,

Cumhuriyet Dönemi’nde de etkili olmuş, hatta etkileri günümüze kadar gelmiştir.

Her ne kadar Türk basın tarihinde ilk gazetelerde bile ekonomi haberlerinden söz

etmek mümkünse de, ekonomi haberciliği dalı çok dar bir zeminde, genellikle

hükümetlerin ya da hükümet olma iddiasındakilerin tavsiyelerini ya da isteklerini

halka iletmek bağlamında ilerlemiş ve kurumsallaşma çok geç tarihlerde

gerçekleşmiştir. Ekonomi haberciliğinde, 1940'lardan başlayarak bir canlanma

dönemine girildiği söylenebilirse de asıl gelişme, 1960’lı yıllarda yeni anayasanın

sağladığı özgürlük ortamında yayınların çeşitlenmesiyle gerçekleşmiştir. 24 Ocak

1980 ekonomik kararları ve sonrasında yaşanan apolitik ortam, ekonomi basınının

gerçek anlamda doğuşunu sağlarken, 1994 ekonomik krizi ve 5 Nisan Kararları

kurumsallaşma çabalarına ivme kazandırmıştır. Halen EMD ve EGD olmak üzere

iki ayrı dernek çatısı altında faaliyet yürüten ekonomi gazetecilerinin sayısı

neredeyse bin kişiye yaklaşmıştır.

Çalışma boyunca Türkiye’de gelişiminin izi sürülen ekonomi basınının, günümüzde

kurumsallaşmasını büyük ölçüde tamamlamış olmasına karşın okuyucu ve izleyici

sayısı açısından henüz istenilen seviyeye erişemediği belirlenmiştir. Satış rakamları

ve izlenme rakamları göz önüne alınarak yapılan analizler sonucunda, Türk halkının

ekonomiye ilişkin haberleri ana medyadan takip etmeyi tercih ettiği, dolayısıyla da

ekonomi basınının hedef kitlesinin daha çok ekonomistler, iş adamları, küçük

yatırım sahipleri ve bu alana özel ilgi duyan kişilerden oluştuğu saptanmıştır. Bu

saptamayla uyumlu şekilde halkın büyük çoğunluğunun, ekonomi bilgisine olan

ihtiyaçlarını günlük basından sağlarken; ekonomi politikalarını yönlendirenlerin,

işadamlarının ve yatırımcıların ekonomi basınını tercih ettiği tespit edilmiştir.

Bu genel tespitle birlikte tiraj rakamlarının son iki yılda istikrarlı bir seyir

izlemesinden yola çıkılarak günümüzde hatırı sayılır bir ekonomi basını takipçisinin

varlığından bahsedebileceğimiz sonucuna ulaşılmıştır. 1981 yılından bu yana ulusal

çapta yayın yapan bir ekonomi gazetesinin, kaliteli yayınlar yapan ekonomi

dergilerinin ve ekonomi haberciliği yapan iki televizyon kanalının varlığı da bu

tespiti doğrulamaktadır. Sonuç olarak Türk ekonomi basınının dünyayla paralel

şekilde gelişimini sürdüreceği, ekonomik durum iyileştikçe ve eğitim seviyesi

yükseldikçe ekonomi haberciliğine olan ilginin büyüyeceği; bununla paralel olarak

da tiraj ve izlenme oranlarının artacağı değerlendirilmektedir.

Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ

128

KAYNAKÇA

Akgün, M. (1995). “Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye ve Mecmua-i Fünun”, Felsefe

Dünyası,15, 52-72.

Ateş, N. (2008). Türkiye’de Ekonomi Gazeteciliği -Dünya Gazetesi Örneği.

Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü.

Budak, A. (2012). “The French Revolution's Gift to the Ottomans: The

Newspaper, The Emergence Of Turkish Media”. International Journal of

Humanities and Social Science, Vol. 2 No. 19, 157-169.

Bıyık, A. (2007). Halkla İlişkiler Uygulamaları Kapsamında Medya ile ilişkilerde

Ekonomi Medyasından Yararlanma Biçimleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,

İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Çakır, C. (2003). “Türkiye’de İktisat Tarihi Çalışmalarının Tarihi Üzerine Bir

Deneme”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Cilt 1, Sayı 1, 2003, 7-63.

Çapa, M. (1996). “Batı Cephesi’nin İkmâlinde Trabzon’un Rolü ve Tekâlîf-i Milliye

Komisyonu’nun Çalışmaları”, Toplumsal Tarih, 35, 13-20.

Çelik, T. (2009). “Ceride–i Havadis’de Ziraat, Ticaret Ve Sanayi Tartışmaları”,

İstanbul Üniversitesi Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, 56, 469-518.

Çetin, U. (2008). Defter Dergisi ve Türkiye Düşünce Yaşamındaki Yeri: Modernizm-

Postmodernizm Tartışması Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara:

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Deligöz, O. (2008). Osmanlı Ziraat ve Ticaret Gazetesi, Yayınlanmamış Yüksek

Lisans Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Doğan, İ. (1999). “Sosyolojik Düşüncenin Osmanlı’daki Kaynakları: Ulum-ı

İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası Örneği”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri

Fakültesi Dergisi, 32 (1), 49-82.

Dölen, E. (2009). Türkiye Üniversite Tarihi: Osmanlı Döneminde Darülfünun

1863-1922. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Erinç, O. (2008). Sunuş. N. Erkul (Ed.), Ekonomi Basın Tarihi, içinde, İstanbul:

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yayınları.

Erdoğan, İ. (2007). Türkiye'de Gazetecilik ve Bilim İletişimi: Yapısal Özellikler,

Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Ankara: Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Y.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Bahar 2014

129

Erdoğan, İ. (2006). Teori ve Pratikte Halkla İlişkiler, Ankara: Erk Yayınları

Erkul, N. (Ed.) (2008). Ekonomi Basın Tarihi, İstanbul: Türkiye Gazeteciler

Cemiyeti Yayınları.

Eroğlu, N. (2008). İttihatçıların Ünlü Maliye Nazırı Cavid Bey, İstanbul: Ötüken

Neşriyat.

Görgülü, A. (2004). Türkiye’de Ekonomi Basını, Ekonomi-Basın-İktidar İlişkisi,

Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü.

İnuğur, N. (1992). Türk Basın Tarihi. İstanbul: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti

Yayınları.

Karaçavuş, A. (2006). Tanzimat Dönemi Osmanlı Bilim Cemiyetleri,

Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü.

Karaman, D. (2004). “Ulûm-ı İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası”, C.Ü. Sosyal

Bilimler Dergisi, 28 (1), 65-87.

Kejanlıoğlu, B. (2004). Türkiye’de Medyanın Dönüşümü, Ankara: İmge Kitabevi

Koloğlu, O. (1989). İlk Gazete İlk Polemik: Vekayi-i Mısriye Takvimi Vekayi

Tartışması. Ankara: Çağdaş Gazeteciler Derneği Y.

Koloğlu, O. (2008). “The Ottoman Press During the First Phase of Transition to

Capitalism (1821-1875)”, içinde M. Strohmeier (Ed.), (2008), Neue Beihefte zur

Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes. Berlin: LIT Verlag Münster,

107-125

Löle, A. (2007). Ekonomi Basınında Sendikasızlaşmanın Etkileri ve Bunun Muhabir

Profili Üzerindeki Yansıması, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Oral, F. S. (1973). Cumhuriyet Basın Tarihi 1923–1973, Ankara: Sanayi Nefise

Matbaası.

Öner, S.(2011). “Türk Basınının İlk Resmi Gazetesi Takvim-i Vekayi’de Padişah

Portresine İlişkin Haberler”, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Hakemli

Dergisi, 29, 149-168

Örmeci, O. (2011). “The Kadro Movement: an Intellectual Movement in The Early

Republican Period (1932-1934)”, International Review of Turkish Studies, 1(1),

Spring 2011, 20-37.

Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ

130

Örs, F. (2003). “Ekonomi İletişimi, Ekonomik Yaklaşım”, Gazi Üniversitesi İktisat

Bölümü Dergisi, 48, 97-105.

Özden, M. (2005). “Atatürk Döneminde Kemalist Metinler; Arâfta Bir Kemalizm:

Tekin Alp ve Kemalizm (1936)”. Bilig: Journal of Social Sciences of the Turkish

World, (34), 45-81.

Özdemir, H. (1986). Kalkınmada Bir Strateji Arayışı Yön Hareketi, Ankara: Bilgi

Yayınevi.

Roper, G. (2013). Historical Aspects of Printing and Publishing in Languages of the

Middle East, Leiden: Brill Pub.

Roush, C. (2006). Profits and Losses: Business Journalism and Its Role in Society.

Marion Street Press.

Sayılgan, Ş. (1994). “Ekonomi Basını ve Kamuoyunu Aydınlatmadaki Önemi”,

Marmara İletişim Dergisi, 8, 67-72.

Sayılgan, Ş., C. Toprak ve Ç. Ünalan (2011). Ekonomi Gazetecisi El Kitabı,

İstanbul: Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yayınları.

Smith, R. B. (1954). The Genesis of the Business Press in the United States, The

Journal of Marketing, 146-151.

Sterling, C. H. (2009). Encyclopedia of Journalism: A-C (Vol. 1). New York: Sage.

Turner, B. ve Orange, R. (Ed.). (2013). Specialist Journalism. New York:

Routledge.

Türkeş, M. (1998). “The Ideology of the Kadro Movement: a Patriotic Leftist

Movement in Turkey”, Middle Eastern Studies, 34(4), 92-119.

Tekdemir, A. (2011). “Osmanlı Devleti’nde İlk Ticari Gazete: Ceride-iTicaret”,

Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 13 (1), 209-221.

Tılıç, L. D. (2003). Türkiye’de Gazetecilik, Ankara: ÇGD Yayınları

Toprak, Z. (1982). Türkiye’de Milli İktisat (1908-1918), İstanbul: Yurt Yayınları.

Toprak, Z. (2013). “Psikoloji'den Sosyoloji'ye Türkiye'de Durkheim Sosyolojisinin

Doğuşu”, Toplumsal Tarih Dergisi, Sayı 23, 22-33.

Toprak, Z. (1984).“Fikir Dergiciliğinin Yüzyılı”, Türkiye'de Dergiler Ansiklopediler

(1849-1984), İstanbul: Gelişim Yayınları, 13-54

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Bahar 2014

131

Toprak, Z. (1999). “Meşrutiyet'te Toplumsal Proje: Tesanüt, Meslek ve Milli

İktisat”, içinde Osmanlı 3, (Ed.) Güler Eren, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 571–

586.

Topuz, H. (2003), II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi. İstanbul: Remzi

Kitabevi

Türkeş, M. (1999). Kadro Hareketi, Ulusçu Sol Bir Akım. Ankara: İmge Kitabevi.

Ünal, U. (2013). Osmanlı Belgelerinde İzmir De İktisadi Hayat (1720-1920),

Ankara: Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü

Yanardağ, M. (2008). Kadro Hareketi: Ulusçu Sol Bir Akım, İstanbul: Destek

Yayınları

Yazıcı, N. (1999). “Tanzimat Döneminde Ekonomi Basını: Takvim-i Ticaret”, A. Ü

İlahiyat Fakültesi Dergisi, 39, 55-68.

Yıldırım, A. ve Şimşek, H. (2011). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri.

Ankara: Seçkin Yayıncılık.

Yücel, Ş. (1994). “Ekonomist Nasıl Başardı”. Ekonomist Dergisi, 4 (32), 3-5

Yüksel, E.(2001). Ekonomi Haberciliğinin Kamusal Görevleri. İstanbul Üniversitesi

İletişim Fakültesi Dergisi, sayı:10, 115-122

Yüksel, E. (1999). Türkiye’de Ekonomi Basını Gündemi ve Siyasal Gündem İlişkisi,

Yayımlanmamış Doktora Tezi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü,