94
MENOPOZ DÖNEMİNDE KADIN Evren Bayraktar GÖRGEL Doç. Dr. Funda Pınar ÇAKIROĞLU ANKARA - 2007

MENOPOZ DÖNEMİNDE KADIN

Embed Size (px)

Citation preview

MENOPOZ DÖNEMİNDE

KADIN

Evren Bayraktar GÖRGEL

Doç. Dr. Funda Pınar ÇAKIROĞLU

ANKARA - 2007

9

MENOPOZ DÖNEMİNDE KADIN

Evren Bayraktar GÖRGEL

Doç. Dr. Funda Pınar ÇAKIROGLU

Ankara - 2007

ISBN: 978-975-01761-1-1

ANKARA ÜNİVERSİTESİ BASIMEVİİncitaşı Sokak No: 10

06510 Beşevler /ANKARATel: 0(312) 213 66 55

Basım Tarihi: 05/07/2007

ÖNSÖZ

İnsan yaşamı bir süreç olarak düşünülürse "menopoz dönemi" kadınlariçin mutlak geçirilecek süreçlerden biridir. Bebeklik, çocukluk, ergenlik,yetişkinlik dönemlerinin kendine özgü fiziki ve duygusal özellikleri olduğugibi menopoz dönemi de kendine özgü özellikleri içerir.

Bu dönem kadınlarda yaşlılığa geçişin en önemli başlangıç noktasınıgösterir. Menopoz hormon dengesinin değişmesi sonucu överlerdenandrojen hariç steroidlerin sağlanmasının azalması, östrojen yapımınınyavaş yavaş azalarak amenoreye varması ile oluşur. Buna bağlı olarak dakadınların % 50'sinde psikolojik, fizyolojik ve davranışsal değişikliklergörülmektedir. Bunlarla birlikte beslenme alışkanlıklarındaki değişimlerbeden ve ruh sağlığını etkileyebilmektedir.

Bu kitapta konu ile ilgili bilgiler verilmeye çalışılmış,ayrıca menopozdönemindeki bir grup kadında beslenme ve sağlık durumlarınınbelirlenmesi amacı ile yapılan araştırma sonuçlan ortaya konmuş,önerilerdebulunulmuştur.

Kitaptaki bilgilerin, verilerin ve önerilerin konu ile ilgilenenlere,araştırmacılara yararlı olacağı düşünülmektedir. Bundan dolayı araştırmayakatılmayı kabul eden ve araştırmanın gereklerini yerine getiren kadınlarateşekkürü bir borç biliriz.

III

İÇİNDEKİLER

SİMGELER DİZİNİ viii

ÇİZELGELER DİZİNİ ix

l.GİRİŞ 1

2.KADIN HAYATININ DÖNEMLERİ 2

2.1.Çocukluk dönemi 2

2.2.Ergenlik dönemi (puberte ve adölesan dönemi) 2

2.3 Cinsel olgunluk dönemi 3

2.4.Klimakterium ve menopoz dönemi 3

2.5.Yaşlılık (senium) dönemi 4

3. MENOPOZUN TANIMI SINIFLAMASI VE

MENOPOZU ETKİLEYEN FAKTÖRLER 5

3.1. Genetik faktörler 6

3.2. Genital faktörler 6

3.3. Psişik faktörler 6

3.4. Fiziki ve çevresel faktörler 6

3.5. Sigara kullanımı 6

3.6.Genel sağlık durumu 7

3.7. Sosyal faktörler 7

4. MENOPOZDA GÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLER 7

4.1. Menstrual değişiklikler (siklus bozuklukları) 7

4.2. Vazomotor değişiklikler 8

4.3. Psikolojik değişiklikler 9

4.4.Üregenital atrofik değişiklikler 9

4.5. Dermatolojik değişiklikler 9

4.6. Sindirim sistemi değişiklikleri 10

4.7. Kilo değişikliği 10

4.8. Kardiyovasküler sistem değişikleri 11

4.9. Kas ve iskelet sistemi değişikleri 12

V

5. KONU İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR 15

6. MATERYAL ve YÖNTEM 20

6.1. Araştırma Örnekleminin Belirlenmesi 20

6.2. Araştırma Verilerinin Toplanması 21

6.3. Verilerin Değerlendirilmesi 21

6.3.1. Boy uzunluğu ve vücut ağırlığı ölçümleri 21

6.3.2. Bel ve kalça çevresi ölçümleri 22

6.3.3. Bel/ kalça oranlarının değerlendirilmesi 22

6.3.4. Günlük enerji harcamasının değerlendirilmesi 22

6.3.5. Besin tüketim sıklığının değerlendirilmesi 23

6.3.6. Beslenme durumlarının değerlendirilmesi 23

6.3.7. Biyokimyasal analizler 23

6.3.8. Biyofizik ölçümler 24

7. BULGULAR ve TARTIŞMA 24

7.1. Kadınlara Ait Genel Bilgiler 24

7.1.1. Kadınların bazı sosyodemografık özellikleri 24

7.1.2. Kadınların menarj, menopoz, menstrual siklus ve

doğurganlık özellikleri 26

7.2. Kadınların Beslenme Durumları 30

7.2.1. Kadınların günlük öğün sayıları 30

7.2.2. Kadınların öğün atlama durumları 31

7.2.3. Kadınların öğün aralarında yiyecek ve içecek tüketim durumları .32

7.2.4. Kadınların besin tüketim sıklıkları 33

7.3. Kadınların Bazı Alışkanlıklarına Ait Bulgular 41

7.4. Kadınların Günlük Enerji ve Besin Öğesi Alımları

İle Enerji Harcamaları 44

7.4.1. Kadınların günlük enerji ve besin öğesi alımları 44

7.4.2. Kadınların günlük enerji harcamaları 52

7.5. Kadınların Antropometrik Ölçümleri ve Vücut Kompozisyonları.55

7.6. Kadınlara Ait Biyokimyasal Bulgular 58

VI

7.7. Kadınlara Ait Biyofizik Bulgular 62

8. SONUÇ ve ÖNERİLER 67

KAYNAKLAR 69

ÖZET 79

ABSTRACT 80

VII

SİMGELER DİZİNİ

D.M.H Dinlenme Metabolik Hızı

BKİ Beden Kitle İndeksi

WBC White Bloode Celi (Beyaz Kan Hücresi)

RBC Red Bloode Celi (Kırmızı Kan Hücresi)

HGB Hemoglobin

E2 Estrodiol

FSH Folikül Sitümülen Hormon

LH Lüteinizan Hormon

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 1. Kadınların bazı sosyo-demografık özellikleri 25

Çizelge 2. Kadınların menarj, menopoz, menstrual siklus ve

doğurganlık özellikleri 26

Çizelge 3. Kadınların günlük öğün sayıları 30

Çizelge 4. Kadınların öğün atlama durumları 31

Çizelge 5. Kadınların öğün aralarında yiyecek ve içecektüketme durumları 32

Çizelge 6. Kadınların günlük tükettikleri ortalama yiyecek

miktarları 34

Çizelge 7. Kadınların bazı besinleri tüketim sıklıkları 37

Çizelge 8. Kadınların bazı alışkanlıklarının dağılımı 42

Çizelge 9. Kadınların, enerji ve besin öğeleri tüketimlerininortalama değerleri 45

Çizelge 10. Kadınların enerji ve besin öğesi alım düzeylerininRDA'ya göre değerlendirilmesi 49

Çizelge 11. Kadınların menopoz durumlarına göregünlük enerji harcamaları ortalamaları 53

Çizelge 12. Kadınların yaş gruplarına göre günlük enerjiharcamaları ortalamaları 54

Çizelge 13. Kadınların yaş gruplarına ve menopoz durumlarınagöre bazı antropometrik ölçüm ortalamaları 55

VIII

Çizelge 14. Kadınların yaş gruplarına göre şişmanlık durumları 58

Çizelge 15. Kadınların bazı biyokimyasal değerlerinin ortalamaları 59

Çizelge 16. Kadınların yaş gruplarına göre biyofizikölçümlerinin ortalamaları 63

Çizelge 17. Kadınların menopoz durumlarına göre biyofizikölçümlerinin ortalamaları 64

Çizelge 18. Kadınların yaş gruplarına ve menopozdurumlarına göre osteoporoz riski 66

IX

1. GİRİŞ

Doğum, ölüm ya da ergenliğe geçiş, insan yaşamının önemli dönüşümnoktalarıdır. Yaşamın bir toplumsal olgu olarak, oldukça önemli olan geçişdönemlerinden biri de yaşlılığa geçiştir. Kadınlarda yaşlılığa geçişin enönemli başlangıç noktasını üretkenliğin sonlanmasını gösteren "menopoz"oluşturur (Ersoy 1998).Yaşamın böylesine önemli bir değişkenliğininzamanlamasını düzenleyen mekanizmalar ve bu değişikliğin yansımaları,özellikle son on yılda bilim adamlarının ilgi odaklarından biri halinegelmiştir. Ortalama insan ömrünün son yüzyılda dramatik bir şekilde arttığıve menopoz yaşının sabit kaldığı göz önüne alınacak olursa, kadınyaşamının büyük bir bölümünün postmenopozal dönemde geçeceği açıktır(Özbaşar, 2000).Menopoz bir yıllık amenore ile belirlenmiş, son kezmenstruasyon görülmesidir. Yaşlanmaya bağlı olarak överlerden siklikhormon salgılanmasının azalması nedeniyle oluşan menopoz ülkedenülkeye, toplumdan topluma farklı olmakla birlikte genellikle 45-55yaşlarında ortaya çıkar (Tekin 2000). Menopozdan 2-6 yıl öncesipremenopozal dönem 6-8 yıl sonrası postmenopozal dönem olaraktanımlanmaktadır (Keçecioğlu 1997).

Menopoz hormon dengesinin değişmesi sonucu överlerden androjenhariç steroidlerin sağlanmasının azalması, östrojen yapımının yavaş yavaşazalarak amenoreye varmasıyla oluşur. Buna bağlı olarak da kadınların%50'inde psikolojik, fizyolojik ve davranışsal değişiklikler görülmektedir.Bunlarla birlikte, beslenme alışkanlıklarındaki değişimler beden ve ruhsağlığını etkileyebilmektedir (Kilciler 1992).

Bu kitapta kadın hayatının dönemlerinden, menapozu etkileyenfaktörlerden, menapozda görülen değişikliklerden bahsedilmiş ve yapılanaraştırmada, menopoz dönemindeki kadınların beslenme durumları(alışkanlıkları ,enerji ve besin öğesi tüketim durumları,fiziksel aktiviteleri)ve sağlık durumları (biyokimyasal ve biyofizik bulguları,şişmanhkdurumları ) belirlenmiş, veriler işiğında önerilerde bulunulmuştur.

2. KADIN HAYATININ DÖNEMLERİ

İnsan yaşamı bir süreç olarak düşünüldüğünde bu süreçte yaşam bellidönemlere ayrılarak incelenir. Çünkü her dönem farklı özellikler gösterir veher dönemde insan fiziksel ve duygusal gelişimler içerisindedir.

Kadın hayatı, kesin sınırları olmamakla birlikte beş dönemdeincelenebilir.

1- Çocukluk Dönemi 0-8 yaş

2- Ergenlik Dönemi 9-18 yaş (Puberte ve Adölesan)

3- Cinsel Olgunluk Dönemi 19-49 yaş

4- Klimakteryum ve Menopoz Dönemi 50-64 yaş

5- Yaşlılık (senium) dönemi 64 yaşın üzeri (İlgaz 1980, Coşkun 1996).

Bu yaş süreleri kesin bir biçimde sınırlanamaz. Bireysel farklılıklarınyanı sıra toplumsal gelişme, beslenme koşulları, ve çevresel faktörlerbaşlangıç ve bitiş sürelerini değiştirebilmektedir (İlgaz 1989, Coşkun1995).

2.1. Çocukluk dönemi

Toplumların geleceği o toplumu meydana getiren bireylerinnitelikleriyle doğrudan ilişkilidir. Çocuğun yaşamının ilk yıllarındakisağlıklı ortam hayatının daha sonraki dönemlerini önemli ölçüdeetkilemekte ve sağlıklı gelişmesine yön vermektedir. Bu dönemdeçocukların yeterli ve dengeli beslenmeleri büyük önem taşır. Çünükü budönem de büyüme ve gelişmenin hızlıdır. Bu dönemde kazanılacak olumludavranışlar ve beslenme alışkanlıkları yaşam boyu insan sağlığı üzerindeolumlu etkisini gösterecektir. Çocuğun gereksinimi olan besin öğelerinikarşılayacak yiyecek miktarları normalin altında ve üstünde olmayıp,yeterli ve mümkün olduğu kadar çeşitli olmalıdır .Çocukluk dönemibüyüme süreci olduğu için bu dönemde enerji ve protein gereksinimiyüksektir. En hızlı büyüme çağı en çok enerji harcanan zamandır, ve vücutdokularının büyümesi sürekli protein sentezini gerektirdiğinden, vücutdokusuna en hızlı çevrilebilen kaliteli proteinin sağlanması zorunludur.Yine bu dönemde metabolik faaliyetlerin hızlı olması nedeniyle vitaminlereolan gereksinim de yüksektir (Baysal 2002, Coşkun 1996).

2.2. Ergenlik dönemi (puberte ve adölesan dönemi)

Adölesan dönemi; fiziksel, biyokimyasal, ruhsal ve sosyal yönden,hızlı büyüme, gelişme, olgunlaşma süreçleriyle çocukluktan yetişkinliğegeçiş dönemidir (Baysal 2002).Bu çağda, özelliklerde kızlarda vücut biçimibüyük önem taşır. Dış genital organlarda ilk gelişme genellikle memelerde

görülür. Bunlardan hemen sonra böbrek üstü bezinden üretilen androjenhormonlarının etkisiyle vulva ve pubik kılları, peşinden de koltuk altıkılları oluşmaya başlar (İlgaz 1980, Baysal 2002).Bu dönemin en önemliolayı menarj adı verilen ilk menstruasyon kanamasının olmasıdır. Kızlardavücut ağırlığı ve boy uzunluğundaki artış menarjdan 1 yıl öncedir. Vücutağırlığındaki artış yaklaşık 20 yaşma kadar, boy uzunluğundaki artış ise 17yaşına kadar devam eder. Bu dönem büyüme sürecini içerdiğinden enerjiveya yeni dokuların yapımı için daha fazla miktarda protein, vitamin,mineralleri gerektirir. Adölesan dönemi hayat boyunca toplam enerjigereksiniminin en fazla olduğu dönemdir ve menstrual siklusun başlamasıdemir ihtiyacını artırmaktadır (Kınık 1996).

2.3. Cinsel olgunluk dönemi

Doğurganlık dönemi olarak bilinen bu dönemin ortalama başlangıçyaşı 19 iken, ülkemizde sosyo kültürel etmenler göz önünde bulundurularak15 olarak kabul edilmektedir. 15-45 yaş arasında yer alan bu dönemyaklaşık 30 yılı yani kadının en üretken ve aktif olduğu yılları kapsar (İlgaz1980, Coşkun 1995).Bu dönemde 400-500 kadar ovülasyon meydana gelir.Follikül oluşması, ovülasyon, korpus luteum oluşumu ve menstruasyondüzenli olarak devam eder ve anne olmanın sevinci de yine bu dönemdeyaşanır (Çanga 1979). Gebeliğin ve emzikliliğin yaşandığı bu dönemdebesin gereksiniminin karşılanması, dölün ve bebeğin normal büyüyüpsağlıklı olması kadar, anne sağlığı için de önem taşır . Gebelikte anne yenibir canlı taşıdığı için ek enerji ve besin öğelerine olan ihtiyaç artar. Bununkarşılanamadığı durumlarda da, anemi, diş çürükleri guatr, osteomalasiagibi hastalıkların ortaya çıkması kolaylaşır. Emziklilik dönemi de, annenindaha fazla enerji ve besin öğelerine ihtiyaç duyduğu bir dönemdir. Buihtiyacın giderilmediği durumlarda ise annenin sağlığı bozulduğu gibi sütverimi de düşer ve dolayısıyla çocuk anne sütünden mahrum kalarak başkabeslenme yollarına ihtiyaç duyar (Baysal 2002).

Her iki dönemde de özellikle kalsiyumun (Ca) karşılanamaması sadecebu dönemlerde değil ileri dönemlerde Ca depolarının erken boşalmasınaneden olarak menopoz ve osteoporoz için risk faktörü oluşturur.

2.4. Klimakterium ve menopoz dönemi

Cinsel olgunluk devresinin sona ermesinden sonra bu dönem başlar.Fakat burada kesin bir sınır belirlemeye imkan yoktur. Bu geçiş, bellibelirsiz meydana gelir. Genel olarak klimakterium'un ortalama olarak 45yaşında başladığı kabul edilmektedir (Çanga 1979). Klimakterium(climacterium) Yunanca bir kelime olup merdiven basamağı anlamınagelen "klimkterikoz" kelimesinden türetilmiştir (Taşkın 1994, Coşkun1996). Bu dönem, kadın yaşamının üretkenlik (reprodüktif) dönemi ileyaşlılık dönemi arasında yer alan, överdeki morfolojik ve fonksiyonel

değişimlere bağlı olarak hormonal dengenin farklılaşması sonucu ortayaçıkan semptomlar ile karakterize bir geçiş dönemidir, ve kadın hayatındaönemli bir aşamayı tanımlar. Çeşitli fizyolojik, psikolojik ve sosyaldeğişikliklerin ortaya çıktığı bu dönemde en önemli olay menstruasyonundaimi olarak kesilmesi yani, menopozdur. Klimakterium dönemi yaklaşık45 yaş civarında başlar ve menopozdan sonraki belli bir süreyi de içinealarak yaşlılık dönemi kabul edilen 65 yaş sınırına kadar devam eder.(Kinişçi vd. 1987, Taşkın 1994, Coşkun 1996, Hotun 1998). Klimakteriumve menopoz kelimeleri birbirine karıştırılmaktadır. Klimakterium, cinselolgunluk döneminden yaşlılık döneminin (senium) başlamasına kadar kidönem içerisinde kadının son adetini gördükten sonra yaşlılık dönemine(senium'a) uzanan devredir (Çanga 1979). Klimakteryum'un başlamazamanına kadının evli, bekar, tekeşli (nullipar) veya çokeşli (multipar)oluşunun ve koitusların azlığı veya çokluğunun etkisi yoktur. Eğerklimakterium ile ilgili şikayetler, kadının çok erken bir hayat devresindebaşlarsa erken klimakterium, daha geç (55-60) yaşlarında başlarsa geçklimakterium denir (Çanga 1979). Klimakteryum ile başlayan ovarialfolliküllerdeki azalma ile beraber östrojen üretimi düşer. Ovarialfolliküllerin tamamen tükenmesi ile östrojen salgılanması durur veöverlerde atrofı görülür. Sonuçta üreme siklusu ortadan kalkar ve menopozortaya çıkar (Taşkın 1994).

Klimakterium dönemi WHO'nun sınıflamasına göre başlıca üç bölümaltında incelenir (WHO 1981).

1-Premenopoz: İlk semptomların görüldüğü klimakteriumbaşlangıcından menopoza kadar geçen süredir (Kişnişçi vd. 1987). Budönemde, ovariumlar artık eski çalışma gücünü yavaş yavaş kaybeder.Menstrüel siklus düzeni kaybolur ve fertilite şansı düşer. Düzensiz sikluslarbirkaç ay veya birkaç yıl sürebilir (Çanga 1979, Taşkın 1994, Hotun 1998).

2-Menopoz: En son adet kanamasının görülmesidir. (Kinişçi vd.1987).

3-Postmenopoz: Menopozdan yaşlılık dönemine kadar geçen süredir(Kinişçi et al 1987). Bu da ortalama olarak menopozdan sonraki 6-8 yıllıksüreyi kapsar. Bir kadının postmenopozda olabilmesi için 12 aylık amenoreperiyodunu tamamlamış olması gerekir (Akkuzu ve Akın 1987, Barlow1992, Hotun 1998).Bu dönemde artık vejetatif ve pisişik bozukluklarortadan kalkar. Yaşlılığa bağlı olarak organik hastalıklar görülür (Çanga1979).

2.5. Yaşlılık (senium) dönemi

Yaşlılık organizmanın geriye dönüşü olmayan bir şekilde yıpranmasıve işlevlerinin bozulmaya başlaması şeklinde tanımlamaktadır. Doku vehücrelerdeki yaşlanma dikkate alınarak 64 yaş ve daha yukarı yaştaki

bireylerin yaşlılık döneminde oldukları kabul edilir. Bu dönemin dahasağlıklı ve daha mutlu geçmesi için bu yaş grubunda bulunan bireylerinbeslenmelerine önem vermeleri gereklidir (Baysal 2002).

Yaşlıların çoğunluğunda (%65'i) kronik hastalıklardan bir ya da birkaçının bulunduğu bir gerçektir. Bu dönemde öncelikle hastalıklara uygunbeslenme yoluna gidilmeli, doktor veya uzmanlarca verilmiş bir diyet varsamutlaka uyulmalıdır. Yaşlılıkta bazal metabolizmanın yavaşlaması, fizikselhareketliliğin azalması, gibi nedenlerle enerji harcaması düşer. Buna karşınprotein ihtiyacı değişmez, ancak bu ihtiyacın kaliteli proteinlerdenkarşılanması önerilmektedir. Yaşlılık dönemin önemli rahatsızlıklarındaolan koroner-arter hastalıkları (KAH) için risk oluşturabilecek diyetteki yağmiktarı ve çeşidine de dikkat etmek gerekir (Baysal 2002).

3. MENOPOZUN TANIMI, SINIFLAMASI VE MENOPOZAGİRİŞİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Menopoz sözcüğü, Yunanca Mens (ay) ve pause (durmak)sözcüklerinden türetilmiştir. WH0 menopozu, överlerin foliküleraktivitelerini yitirmeleri sonucu menstruasyonun kalıcı sonlammı olaraktanımlanmıştır. Dünya genelinde eski çağlardan bu yana görülme yaşınınırksal özelliklerle ve çevresel faktörlerle değişmediği kabul edilmekte ve45-55 yaş olarak bildirilmektedir. Buna karşılık ülkemizde yapılançalışmalar, Türk kadının da menopoz başlangıç yaşının 46-48 arasındabulunduğunu göstermektedir (WHO 1981, Kişnişçi vd. 1987, Barlow 1992,Luzuy and Campana 1993, Taşkın 1994).

Menopoz, başlangıç yaşı ve biçimi bakımından 3 değişik bölümdeincelenebilir.

1- Natürel (Doğal) Menopoz: Folliküllerin tükenmesi ile ortaya çıkan,fizyolojik durumdur.

2- Erken Menopoz: Doğal menopoza girme yaşı 40 yaşın altında isebu durumua "erken menopoz" ya da "prematür över yetmezliği" denilir kidoğal menopozlu kadınlarında %l-4 kadarını oluştururlar. Bu durumunetiyolojisi hakkında henüz kesin bir sonuca varılmamakla birlikte genetikolarak X kromozomundaki değişimler sorumlu tutulmaktadır. Prematürmenopoz ; idiyopatik (en sık görülen tiptir), familial, otoimmun hastalıklarabağlı, radyasyon ve kemoterapi sonrası, enfeksiyon kaynaklı, çevreselfaktörlere bağlı, rezistan över sendromu, kürtaj ve düşükler, sıkgebelik,uzun süre emzirme, ciddi şişmanlık, hipotroidizm,ooferektomi gibiçeşitli nedenlerle oluşabilir.

3- Cerrahi menopoz: Bazı operasyonlar normal zamandan öncemenopoza girişe neden olur veya yaşı ne olursa olsun, adet görmekte olanbir kadının överleri herhangi bir nedenle çıkarılırsa bu durumda "cerrahi

menopoz" olgusu ortaya çıkar. Ayrıca radyasyon tedavileri sırasında överfonksiyonları kalıcı bir şekilde kaybolabilir. Kanser kemoterapisiuygulamalarında meydana gelen fonksiyon kayıpları ise geri dönüşümlüdür(Kişnişçi vd 1987, Alper and Garner 1985, William and Beck 1989, Ansan1991, Khaw 1992, Hotun 1998).

3.1. Genetik faktörler

Menopoza girme yaşı, menopozdan etkilenme gibi konularda genetikfaktörler önemli ve kesin bir yer tutmaktadır. Bir aileye mensup kadınlarınhemen hemen aynı yaşlarda menopoza girdiği görülmektedir (Studd andWhitehead 1988).

3.2. Genital faktörler

Menopozun ortaya çıkmasında över fonksiyonlarındaki dengeninönemli rolü vardır. Düzensiz adet gören kadınlar, düzenli adet görenlerekıyasla daha erken menopoza girmektedir. Bunun dışında, doğurganlıkdurumu, menarş yaşı, hormonal kontraseptif kullanımı, iki yıldan uzunemzirme gibi faktörlerin menopoz yaşını etkileyebileceği üzerindedurulmaktadır (Sayıner vd. 1987, Hotun 1998, Maral vd. 1998).

3.3. Psişik faktörler

Psişik travmalar menopozun ortaya çıkışını hızlandıran etmenlerdensayılmaktadır. Savaş, göç, deprem gibi toplumsal olaylardan ya da uzunsüren hapishane hayatından sonra adetten ani ve erken kesilmeler ortayaçıkabilmektedir (Sayıner vd. 1987, Hotun 1998).

3.4. Fiziki ve çevresel faktörler

Soğuk iklimlerde yaşayanlar, sosyo kültürel nedenlerden dolayı ağır vezor şartlar altında çalışan kadınlar daha erken yaşta menopozagirebilmektedir. Çevre kirliliği, radyasyon, yüksek rakımda yaşamanınerken menopoza neden olabileceği bildirilmektedir (Sayıner vd. 1987,Hotun 1998).Van Keep tarafından Perulu kadınlar üzerinde yapılan birçalışma sonucunda, yüksekliğe bağlı oksijen yetersizliğinin erkenmenopoza neden olabileceği bulunmuştur (Ersoy 1998).

3.5. Sigara kullanımı

Bugün pek çok hastalığın oluşumunda primer rol oynayan sigara,menopozda da etkin role sahiptir. Yoğun sigara içenler, içmeyenlere oranlaortalama, 1,5-2 yıl daha erken menopoza girebilmektedir (Çanga 1979,Studd and Whitehead 1988, Payer 1991). Sigaranın menopoz yaşını önealma etkisi tam anlaşılamamakla birlikte iki mekanizma üzerindedurulmaktadır. Bunlardan ilki, sigaranın anti östrojenik bir etkiye sahip

olduğu, diğeri ise sigaranın içerdiği zararlı maddelerin oosit yaşlanmasınıhızlandırdığıdır (Çanga 1979).

3.6. Genel sağlık durumu

Ağır metabolik hastalıklar, genetik bozukluklar, enfeksiyonhastalıkları, kemoterapi ve radyoterapi kullanımında menopoz, yaşınıetkilediği bildirilmektedir (Hotun 1998).Vücut yağ kitlesinin östrojenüretimindeki rolü nedeniyle, zayıf kadınlarda menopoz biraz daha erkenolabilmektedir (Speroff et al 1996). Doymuş yağların tüketiminin yüksekolması östrojen düzeyini arttırırken, doymamış yağların etkisi azdır. Ancaken önemli nokta toplam yağ tüketimidir (Şanlıer 1995). Papua YeniGine'de yapılan bir çalışmada, malnütrisyonu olan kadınların, sağlıklıkadınlara kıyasla 4 yıl daha erken menopoza girdikleri bulunmuştur. Yinebu ve diğer bazı çalışmalarda boyu kısa ve kilosu az olan kadınlarınmenopoza girme yaşının daha erken olduğu tespit edilmiştir (Barlow 1992).

3.7. Sosyal faktörler

Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'da yapılan bazı araştırmalarda; kırsalve geleneksel toplumlarda menopoz yaşının 1-1,5 yıl daha erken olduğubulunmuştur (Payer 1991). Irkı, eğitimi, evlilik yaşamı, sosyal sınıf, köy yada kentte yaşama gibi sosyal faktörlerin menopoz yaşı üzerine etkilerindensöz ediliyorsa da tam olarak kanıtlanmış değildir (Horun 1998).

4. MENOPOZDA GÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLER

Menopozda ortaya çıkan östrojen eksikliği, kadınların yaşam kalitesinidüşürür. Bu dönemde çok çeşitli fizyolojik ve psikolojik değişikliklerortaya çıkar. Erken dönemde ateş basması, terleme, çarpıntı, baş ağrısı,uykusuzluk gibi vazomotor semptomlar, kas-kemik ağrıları, depresyon,dikkat kaybı, unutkanlık, libido azalması gibi rahatsızlıklar, vajinal atrofıve üriner problemlerdir. Uzun süre de ise osteoporoz, kardiyovaskülerhastalıklar ve kanserlerin görülme oranlarında artış gözlenmektedir (Marshand Whitehead 1992, Griffıng and Ailen 1994).

4.1. Menstrual değişiklikler (siklus bozuklukları)

Adet düzensizlikleri ile çok sık karşılaşılabilinir. Premenopozalmenstruasyon anovulatvar tiptedir. Över fonksiyonları azalır, fertilite düşer.Ancak bu överlerin tamamen durması anlamına gelmez. Överler daha uzunyıllar az miktarda östrojen salgılayabilir ve buna bağlı adet kanamalarıdevam edebilir. Ancak bu dönemde görülen vajinal kanamaların en sıksebebi östrojen eksikliğine bağlı endometrial veya vajinal atrofıdir. Birdiğer sebep ise, endojen östrojen fazlalığı ve bu fazlalığın progesteron ilekarşılanmamasıdır (Ansan 1991, Taşkın 1994, Coşkun 1996, Yıldırım1996, Ertüngealp ve Seyfıoğlu 1996, Atosu ve Şahmay 1996). Siklus

anomalileri yaklaşan menopozun ön habercisi olarak ortaya çıkar. Bununlabirlikte genellikle menstrual siklusun uzaması ve kanamanın miktarcaazalması, kanamanın fonksiyonel olduğunu gösterir (Sayıner vd. 1987,Taşkın 1994, Kazancıgil 1996).

4.2. Vazomotor değişiklikler

Perimenopoz ve postmenopozdaki kadınların % 75-85'i ateşbasmalarından yakınır. Bu oran natürel menopozda % 37-50, cerrahimenopozda % 75-90 arasında, yüz, boyun ve göğüste rahatsız edici ısıyayılma hissi ve ardından terleme olarak görülmektedir (Hammond 1994,Atosu ve Şahmay 1996, Speroff et al 1996, Huber 1997). Mekanizması tamolarak aydınlatılmamış olan vazomotor değişiklilerin belirtileri genellikleyüz kızarması, sıcak basması, gece terlemesi şeklinde görülmektedir ve buüç belirti birden, "sıcak basması" olarak adlandırılır (Taşkın 1994, Hotun1998). Sıcak basmasındaki başlatıcı mekanizma, iyi bilinmemekle beraber,oluşumunda ki fizyolojik basamaklar daha iyi anlaşılmıştır. Menopozdaateş basmasındaki fizyolojik değişiklikler;

• Cildin yalıtkanlığında azalma, cilt ısısı artışı

• Vücut santral ısısında azalma

• Nabız hızında artma

• Ellere doğru kan akımı artışı

• Servikal sempatik yol boyunca vazodilatasyon

• Luteinaz Hormon (LH), Adreno Kortikotiroid Hormon (ACTH),Grovvth Hormon (GH) Kortikosteroid DHE, Androstenodiondaartış.

• Kalıcı (REM) uykunun bölünmesi şeklinde sıralanabiliir. (Speroff1996, Yıldırım 1996, Ertüngeal ve Seyfioğlu 1996, Atosu veŞahmay 1996).

Sıcak basmaları, aniden gelen ısı dalgalanmaları şeklindedir. Göğsünüstü ve boyunda başlayarak, çene, yüz ve başa doğru yayılan kızarmadışarıdan da fark edilir. Kızarma ile beraber ısınma hissi de olur. Deri rengibirden, pembeden kırmızıya kadar değişme gösterir. Sıcak basmalarınısüresi birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar sürebilir ve günde 3-12 kezolabilir. Isı artışından sonra, özellikle etkilenen bölgelerde yoğun terlemeile ısı düşer. Özellikle gece meydana gelen ısı değişimleri ve terlemeuykudan uyandıracak kadar şiddetli olabilir (William and Beck,1989,Hatcher et al 1990, Payer 1991, Hotun 1998, Donald et al 1996).

4.3. Psikolojik değişiklikler

Menopozla birlikte başlayan yaşam sürecinde, ortaya çıkandeğişimlerin kadın psikolojisine yansıması, bu süresin en önemlisemptomlarının da ortaya çıkmasına neden olur. Hatta çok genel biryaklaşımla, menopozla ilgili yakınmaların bir çoğunun psikolojik kökenliolduğu, hemen hemen tamamının psikolojik yansımasının bulunduğusöylenebilir (Ersoy 1998). Yapılan bir çok alan çalışmalarında, menopozdönemde majör depresyon prevalansmda artış saptanmamış, ancak depresifbelirtilerde artış gözlenmiştir. Bu belirtilerin de daha çok premenopozalyıllarda olduğu, postmenopozal yıllarda ise psikiyatrik azalma gözlenmiştir.Uyku dağınıklığı, uyuyamama da tespit edilen diğer bulgulardandır(Kaptanoğlu 1996).

Menopozda görülen duygu durum değişiklikleri;gerginlik, sinirlilik,halsizlik, isteksizlik, sık ve kolay ağlama, irritabilite artışı, uykusuzluk,konsantrasyon güçlüğü, yaşam olaylarından kolay etkilenme,iştah artışı,karakter değişiklikleri, unutkanlık, erken uyanma, çabuk öfkelenme vetoplumdan uzaklaşma isteği şeklinde sıralanabilir.

Menopozla çocuklardan ayrı kalmanın aynı zamana denk düşmesi vebu durumun "analığın hiçlenmesi" olarak görülmesi ve bununla birlikte"cinsel varlığın idame ettirilmesi gereği" birleşince ortaya psikopatolojikbir tablo çıkabilir. Menopozla birlikte psikoseksüel yaşantıda oluşandeğişikliklerin, cinsel organları etkileyen fiziksel ve fizyolojikdeğişikliklerle doğrudan bağlantılı olduğu, bunun kökeninde de hormonaldengelerin bozulmasının organizmaya ve psikolojik yapıya yaptığı etkilerinyer aldığı düşünülür (Kaptanoğlu 1996).

4.4. Üregenital atrofik değişiklikler

Genital atrofı; üreme organlarının küçülmesi anlamına gelir ve bu olguyaşam kalitesini önemli ölçüde azaltabilir uzun süreli östrojen eksikliğisonrasında menopozda, üreme organlarında gerileme görülür, küçülmeuterus, vajina, vulva ve üretranın distal kısmında ortaya çıkar. Genitalatrofıye bağlı olarak;sık idrara çıkma, konstipasyon, vulvada puriritis,disparonaya, uterus prolapsusu, stres inkotinans ve sistosel,rektosel gibideğişiklikler ortaya çıkar (Barlow 1992, Luzuy and Campana 1993, Taşkın1994, Coşkun 1996).

4.5. Dermatolojik değişiklikler

Deri hücreleri, ter bezleri ve saç follikülerinde östrojen reseptörleribulunmaktadır. Yaşın ve östrojenin azalmasının etkisi ile tüm bedeni örtenderide değişiklikler olmaktadır. Epidermis, menopozdan sonra incelmeyebaşlar ve kalınlığı yılda %l-2 oranında azalırken, kollojen miktarı da azalır.Epidermal kıvrımlar ve dermal papillalar kaybolur. Buna paralel olarak da

saçlı deri ve vücutta kıl foliküllerinin yoğunluğu azalır. Yağ ve terbezlerinin fonksiyonlarının yavaşlamasına bağlı olarak da cilt kurur,esnekliği kaybolur, deri kolay travmatize olur ve yaraların iyileşmesigecikir (Şirin 1995, Uçanok ve Bayraktar 1996, Atosu ve Şahmay 1996,Ertüngealp ve Seyfıoğlu 1996, Yıldırım 1996, Speroff et al 1996). Ayrıcaestrodiol seviyesinde ki azalma ve adrenoskortikol aktivitenin artması ileçene, dudak, üstü göğüste ve karında kalın tüyler çıkma eğilimi artar.Koltuk altı ve pubik kıllarda seyrelme olur (Ansan 1991, Hotun 1998).

4.6. Sindirim sistemi değişiklikleri

Ağız mukozası östrojen reseptörleri yönünden oldukça zengindir.Östrojen azalması ile birlikte menopozal dönemde, ağız kuruluğu, ağızdakötü tat, diş eti hastalıkları görülebilmektedir. Kolon spazmı ile birliktedistansiyon, konstipasyon veya diyare, hemoroitlerde artış bildirilmiştir.Postmenopozal dönemde barsak mukoza atrofisi, mide sekresyonlarındaazalma, gastrik reflü ve safra taşı oluşumu da söz konusudur (Taşkınalp1996, Şahin 1998).

4.7. Kilo değişikliği

Östrojen düzeyindeki değişme doğrudan doğruya veya dolaylı olarakdiğer hormonları ve metabolizmayı etkiler. Değişen metabolizma iştahıartırmakta, yeme alışkanlığındaki değişimler, yaşlanmayla birlikte azalandinlenme metabolik hız (DMH) ve azalmış fiziksel aktivite şişmanlığıortaya çıkarmaktadır (Kilciler 1992). Menopoz sonrasında kadınlardaözellikle android tıp şişmanlık görülmekte ve menopozda toplam yağbirikimi artmaktadır. Kilodaki değişiklikler menopozdan ziyadeyaşlanmayla daha fazla ilişkili olsa da menopoza giren kadınlarda, yaşeşleştirmeli çalışma yapılan kadınlara göre daha yüksek düzeylerde vücutyağı ve daha merkezi bir yağ dağılımı bulunmuştur (Heaney 1989, Laureyet al 2001). Azalmış fiziksel aktivite sadece kilo artışıyla güçlü bir şekildeilintili olmayıp, aynı zamanda postmenopozal kadınlarda gözlenen yağsızkitledeki kayıp ve vücut yağında artışla da ilgilidir.Menopoz dönemindekikilo artışları kaygı yaratmaktadır. Çünkü; postmenopozal kadınlar, kısmenöstrojen üretimindeki azalma ve buna eşlik eden total ve düşük dansitelilipoprotein kolesterol düzeylerinde artma yüzünden, artmış koroner kalphastalığı riski altındadır (Blumenthal et al, 1991).

Menopozal kadınlarda fiziksel aktivite ve varsa diğer hastalıklar gözönünde bulundurularak beslenme şekilleri belirlenmelidir. Bu dönemdekikilo artışına dikkat edilmeli, diyet kilo artışını engellemeye yönelikoluşturmalıdır.

Diyet günlük enerjinin %55-60'ı karbonhidrattan gelecek şekildehazırlanmalıdır. Basit karbonhidratlar boş kalori içerdiği ve lezzeti arttırdığı

10

için yerine kompleks olanlar tercih edilmelidir. Örneğin mercimek çorbası,un çorbası veya şehriye çorbasına tercih edilmelidir. Enerji içeriği kısıtlıdiyetlerde günlük enerjinin %10-15'i proteinden sağlanmalıdır ve diyetteiyi kaliteli protein kaynağı kullanılmalıdır. Toplam enerjinin yağdan gelenoranı, yağda eriyen vitaminler ve esansiyel yağ asitleri içeriği düşünülerek%20-25 kadar olmalıdır. Posa çiğnemeyi uyararak, yemek yeme içingerekli zamanı uzatır ve gaita hacmini artırarak barsak hareketlerinihızlandırır. Bunun için örneğin meyve suyu yerine meyveyi tercih ederekposa alımı arttırılmış olacaktır. Bununla birlikte kepekli ekmek, bulgurpilavı ve kuru baklagillerde posa miktarı fazla olduğu için tercih edilmesigereken besinlerdir. Diyetle birlikte en az 6-8 bardak sıvı alınmalıdır.Bütün bunlara ek olarak, tavuk ve balık eti kırmızı ete tercih edilmeli,kırmızı et tüketildiğinde ise mümkün olduğunca yağsız tüketilmelidir.Pişirmede kızartma yerine ızgara veya haşlama yöntemi tercih edilmelidir.Etli yemeklere yağ konmamalı, yemeklerde zeytinyağı kullanılmalıdır. Sütve yoğurt kalsiyum ihtiyacı için önemli yiyecekler olduğundan günde 2-3porsiyon tüketilmeli ancak bunların yarım yağlı veya yağsız olmalarınadikkat edilmelidir. Öğle ve akşam yemeklerinde mutlaka pişmiş sebze veyasalata yenmeli, salataya az miktarda yağ ilave edilmelidir. Sebzelere ilaveedilen yağ vitaminlerin vücuttaki yararlığını artırır. Öğün sayısıdüzenlenmelidir. Öğün sayısı belirli aralıklarla ve düzende, 6-8 öğünolmalıdır. Böylece aşırı yemek yeme, acıkma hissi, atıştırmalar önlenebilir.(Tüzün vd. 1997,Baysal, 2002).

4.8. Kardiyovasküler sistem değişiklikleri

Bugün tüm dünyada koroner kalp hastalığı kadın ve erkekpopulasyonda önde gelen ölüm nedeni kabul edilmektedir. Reprodüktifdönemde kadınlar, erkeklere oranla 2.5-4.5 kat daha az kardiyovaskülerhastalık riskine sahipken, menopozla birlikte, 50 yaşından sonra hızlaerkeklerde görülen seviyeler ulaşırlar. Özellikle prematür menopoza girenkadınlarda koroner arter hastalıkları riski normal yaşta, menopoza girenkadınlara göre daha yüksektir. Bununla birlikte orta yaş üzeri kadınlarda kiölümlerin yaklaşık %46'sı kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle olmaktadır(Stamfer et al. 1991, Yıldırım 1996, Ertüngealp ve Seyfioğlu 1996, Atosuve Şahmay 1996, Huber 1997).

Östrojen, koroner arter hastalıkları (KAH) riskini çeşitli mekanizmalarile azaltmaktadır. Östrojen antioksidant özelliği, arterial endotelial hücrelerioksidize ederek düşük dansiteli lipoproteinlerden korumakta, trombositagregasyonu, adhezyon ve oluşmasını engellemektedir. Östrojenin lipidmetabolizması üzerine de etkileri vardır. Östrojen, kardiyovasküer sistemaçısından koruyucu rolü olan yüksek dansiteli lipoproteinleri artırıp, KAHriskini artıran LDL ve kolesterolü düşürmektedir (Şirin 1995, Adam 1997).Premenopozal dönemde azalmaya başlayan östrojen, post menopozal

11

dönemde daha da azalır. Total kolesterol, trigliserid ve LDL artarken, HDLyavaş yavaş düşer. HDL/LDL oranındaki bu değişim sonucu hafif çarpıntı,ateroskleroz, angina pektoris ve koroner kalp hastalığı riski artar (Hotun1998).

Bu dönemde KAH riskini daha aza indirebilmek için diyetsel önlemlerde alınmalıdır. Harcanan enerji kadar enerji alımına özen göstererek bedenkitle indeksini 20-25 arasında tutmak, diyette doymuş yağı azaltarak teklive çoklu doymamış yağlan arttırmak, çoklu doymamış yağlardan daha çokomega-6 grubunu içerenlerin yanında, omega-3 grubunu içerenlere yervermek ve antioksidantlar ve folik asitten zengin besinlere diyette çokçayer vermek alınacak önlemler olarak sayılabilir. Doymuş yağ sadecetereyağı, iç yağı ve katı margarin demek değildir. Tam yağlı süt, yoğurt vepeynir ile kırmızı et ürünleri, derili tavuk eti ve sakatatlar da diyettesınırlanmalıdır. Tavuk ve hindinin derişiz beyaz eti ve balık eti tercihedilmelidir. Bir öğünde bu etlerden yenirse diğer öğünde kurubaklagilliyemeklerden yenilmesi uygun olur. Diyette antioksidantlar ve folik asittenzengin, başta çiğ yenen narenciye, domates ve yeşilliler olmak üzere tazesebze ve meyve yer almalıdır. Tahıllardan E vitamini ve folik asidi nispetendaha çok içeren tam buğday veya çavdar karşımı undan yapılan esmerekmek ve bulgur tercih edilmelidir. Şişmanlık sorunu olmayanlar Evitamini ve magnezyumdan zengin ceviz, fındık, fıstık gibi yiyeceklerdenalabilirler (Baysal 2002)

4.9. Kas ve iskelet sistemi değişiklikleri

Kemik hücrelerinde östrojen reseptörleri bulunmaktadır ve östrojeninkemik metabolizmasında emilimi bastırma ve yapımı artırıcı etkisi vardır.20-30'lu yaşlarda kadın ve erkekte kemik kütlesi pik yaparak en yüksekdüzeye erişmektedir ki bu aşamada kemik yapım ve yıkımı dengededir.Erişilen bu maksimum kemik kütlesi büyük oranda genetik faktörler ile birmiktar da diyet ve fiziksel aktivite ile ilişkilidir (Kişnişçi et al, 1987). Kırkyaşlarından sonra ise yılda % 0,5 arasında bir kayıp başlar. Yapılançalışmalar belli bir yaştan sonra kemik kütlesindeki kaybın daha hızlıolduğunu göstermektedir. Kadınlarda, östrojen çekilmesi ile iskelettenkalsiyum geri emilimi başlar ve menopoz sonrası ortalama kemik kaybı(osteoporoz) ilk 6 yıl için % 3,9 bunu izleyen yıllarda ise % 1dolaylarındadır (Hammond 1994, Hotun 1998).

Osteoporoz, yeni kemik yapımının çok azaldığı, kemik kaybının çokolduğu veya her iki durumunda birlikte mevcudiyetinden oluşur.Osteoporozda yeterli kemik dokusu yoktur ve kemiğin normal şekli veyapısında bozulma ve azalma vardır. Bu yüzden de kemikler zayıftır vekırılmaya karşı eğilimlidir (www.duzen.com.tr /f iles / osteoporoz 2002).Osteoporozisin oluşumdaki en önemli faktörlerden biri beslenmedi.

12

Ca,vitamin D, Cu, Mg, Zn, Al, Br, Mn ve florun az alımı; protein, tuz,posanın fazla alımı ve kafein, sigara-alkolün aşırı kullanımı osteoporozoluşumunda etkendir (Şanlıer,1995). Bunlar; kalsiyum, protein, D vitamini,fosfor, florid, düşük su kullanımı, bakır magnezyum, çinko, manganez,alüminyum, borun alımı, aşırı tuz kullanımı, A, K, C vitamini, posa, sigaraalkol, kafein kullanımları ve zayıflıktır (Şanlıer 1995).

Kemik yapımı için günlük diyette yeterli kalsiyum bulunmasıgerekmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, 35 yaşından sonra diyetleyeterli kalsiyum alımının osteoporoz gelişimine karşı koruyucu olmadığınıgöstermiştir. Bebeklik, çocukluk, adölesan, gebelik ve laktasyondönemlerinde kalsiyum gereksinimi arttığı için bu dönemlerde kalsiyumalımı çok önemlidir. Vücuttaki kalsiyumun %99'u kemikte depoedilmektedir.Bu nedenle yeterli kalsiyum alımı kemik mineralizasyonunuetkilemektedir. Menopozdan önce yüksek düzeyde kalsiyum alınmasıkemik yoğunluğunun yüksek olmasını sağlar ancak menopoz sonrası kaybıdurduramaz (Saka, 1994). Menopozdan önce günde 1000 mg. kalsiyumalımı önerilirken, emilimin azalması dolayısıyla menopoz sırasında günde1500 mg. Kalsiyum alınması önerilmektedir (Ezgü 1993, Taşkın 1994,Şirin 1995, Scott et al 1997, Şahin 1998, Kuşçu 2000).Menopoz sonrasıosteoporozisin temel nedeni, idrarla kalsiyum kaybının fazla olmasıdır. Ekkalsiyum alımı bir yandan kalsiyum emiliminin az olması diğer yandankalsiyum atımının artmasına neden olmaktadır. Kalsiyumun, yüksekmiktarda tek doz olarak alınması emilim oranını azaltmakla birlikte düşükdozlarda değişik zamanlarda alınması emilimin daha iyi olmasınısağlayabilmektedir. Bu nedenle kalsiyumun ilaç olarak alınması yerine süt-yoğurt olarak her öğünde tüketilmesinin daha iyi bir uygulama olabileceğisaptanmıştır (Orhan vd 1991).

D vitamini, kemik metabolizması, normal mineralizasyon ve kalsiyumbiyo-yararlılığı için gerekli olduğundan yetersizliğinde osteoporoz riskiartar (Saka 1994). Vitamin D'nin aktif formu barsak mukozasında kalsiyumbağlayıcı protein sentezini başlatarak hem kalsiyum emilimine hem dekemiklerden kalsiyumun kana geçmesini sağlamaktadır. Eksikliğinde iseserum kalsiyum düzeyi düşmektedir (Ezgü 1993).D vitamini normal kemikmetabolizması için elzemdir. Normalin altında alınan D vitaminikemiklerin kalsiyum dengesini negatif duruma getirmektedir. Bu durum iseosteoporozis riskini artırmaktadır. Ancak aşırı D vitamini alımı toksik etkiyaptığından gelişigüzel yüksek dozlarda alınmaması gerekmektedir.

Düşük kalsiyum, yüksek fosfor alımı da osteoporozis için riskfaktörüdür. Yüksek proteinli diyetin alınması durumunda fosforun dayüksek alınması kaçınılmazdır. Fosforun yüksek alınması ise idrarlakalsiyum kaybının artmasına neden olmaktadır. Eskimolar'daosteoporozisin daha sık görülmesinde diyetlerinin ete bağlı olmasının etkili

13

olduğu bildirilmiştir. Etin fosfor içeriği kalsiyum içeriğinden 5-20 katyüksektir (Baysal 1991, Şanlıer 1995).Diyetten emilen kalsiyum miktarıdiyetin fosfor ve vitamin D miktarına bağlıdır. Özellikle kalsiyum düşükalındığı zaman, fosfor alımı yüksek olursa osteoporosiz riski artmaktadır. Dvitamini gereksinmesi karşılamak için güneş ışınlarından uygun ve düzenlişekilde yararlanılmalıdır. D vitamini tüketiminin menopozdan sonra 100IU/gün'den, 200 IU/güne çıkartılması önerilmektedir (Çekal 2001).

Floridi düşük suların kullanımı osteoporozis oluşumunda önemlifaktör sayılmaktadır. İçme ve kullanma sularının florid içeriğinin iyiayarlanması, 0,7-1,2 mg/1 düzeyinde tutulmasının kemik ve diş sağlığıaçısından önemli olduğu vurgulanmaktadır.

Osteoporozisin oluşumunu etkileyen çeşitli faktörlerden biri de tuzalımıdır. Aşırı tuz alınmı idrar ile kalsiyum atımını arttırmaktadır. Yetişkinbir insanın vücudunda 900 g. civarında kalsiyum bulunduğudüşünüldüğünde günlük ek olarak alınan 51 mmol tuzun 10 yıl içindebeden kalsiyumunda %7,5 oranında azalmaya neden olabileceği önesürülmüştür (Şanlıer 1995, Çekal 2001).

Aşırı protein alımı osteoporozis için risk faktörü sayılmaktadır. Proteiniçeriği yüksek diyetler, kemiklerden kalsiyumun çekilmesine vehiperkalsüriye neden olmaktadır. Bu durum proteinli diyetle oluşan asityükünün tamponlanması mekanizmasıyla ilgilidir. Yüksek proteini diyetidrarla kalsiyum atımını artırmaktadır (Şanlıer 1995).

Aşırı posa alımı, kalsiyumun biyo-yararlılığını azaltırken ortadüzeydeki posa alımının kalsiyum absorbsiyonuna etkisi bulunamamıştır(Baysal 1991). Yüksek posa alımı negatif kalsiyum dengesine nedenolmakta ve üronik asit artıkları tarafından barsaktaki kalsiyumun emilimiengellenmektedir (Brickman 1990).

Osteoporozis riski zayıf olan bireylerde şişmanlara göre daha fazladır.Şişmanlarda yağ dokusunda androjenlerin östrojenlere dönüşümününartmasına bağlı olarak östrojen düzeyleri yükselmektedir. Beden kitleindeksinin 20-25 arasında olmasının yaş ilerledikçe özellikle kadınlarda üstsınıra doğru kaymasının zarardan çok yarar sağladığı bilinmektedir.Menopoz döneminde oluşan yağ kütlesi ile kemik kütlesi arasındaki ilişkiyisaptamak amacıyla yapılan bir çalışmada, vücut yapısı ile kemik mineralyoğunluğu arasında önemli ilişki görülmüş ve kemik mineralyoğunluğunun şişmanlıkla artış gösterdiği rapor edilmiştir (Şanlıer 1995).

Bütün bunlar dikkate alındığına osteoporozisten korunmak içinalınacak diyetsel önlemler de şöyle olmalıdır, kalsiyum için en iyi kaynakolacak süt ve türevleri öğünlerden eksik edilmemeli, kalsiyumdan zenginsebze, kurubaklagil, sert kabuklu ve taze meyvelere günlük beslenmede

14

yeterince yer verilmeli, yumuşak suların yerine mineral içeriği yüksek sertsular tercih edilmeli, aşırı ve yetersiz protein alımından kaçınılmalı,önerilen düzeylerde protein alımına özen gösterilmelidir. Yemeklere aşırıtuz eklemekten, tuzlanmış besinlerin aşırı tüketiminden sakınılmalı, aşırızayıflıktan sakınılarak, BKI'nın 20-24 arasında tutulmasına çalışılmalıdır(Baysal 1991).

5. KONU İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

Bu bölümde konu ile ilgili çalışma özetleri alfabetik ve kronolojik sıraile verilmiştir.

Andon et al (1991), yaş ortalamaları 64.7 ±7.6 yıl olan postmenopozaldönemdeki 131 sağlıklı kadında spinal kemik dansitesi ve diyetle alınankalsiyumun etkisini inceledikleri çalışmalarında Ca tüketimi az olankadınların kemik mineral dansitesinin belirgin şekilde düşük olduğunusaptamışlardır.

Ataoğlu (1999),menopoz dönemindeki kadınların hormon replasmantedavisine(HRT) başlamadan önceki ve tedavi sonrasındaki serumlipid,alkalen fosfataz ve kalsiyum değerlerini incelediği çalışmasındamenopoza girmiş ,HRT tedavisi alan 40 kadının serum lipid,alkalenfosfataz ve Ca değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı değişikliklergörüldüğü, ve 6 ay sonra bu değişikliklerin daha belirgin olarak izlendiğinisaptamış,50 yaş altındaki HRT alan kadınlarda bu yaş üstü gruba göreserum lipid,alkalen fosfataz ve Ca değerlerinin istatistiksel olarak anlamlıbulunduğunu bildirmiştir.Bununla birlikte sigara içmeyen kadınlarda serumlipid, alkalen fosfataz ve Ca değerlerinin istatistiksel olarak anlamlıolduğu, ayrıca diyetinde daha çok süt ve türevlerini tüketenlerde anlamlıolarak daha yüksek bulunduğu da bildirilmiştir.

Baron (1987), östrojen ve sigara tüketimi arasındaki ilişkiyi incelediğiçalışmasında ;sigara içen kadınların ağırlıklarının azalması veya östrojenmetabolizması üzerine sigaranın direk etkisi nedeniyle kemik mineraliçeriğinin azalabileceğini saptamıştır.

Baron (1990), sigara tüketimi ile doğal menopoza giriş yaşı arasındakiilişkiyi belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada;sigara içen kadınların hiçiçmeyen kadınlardan 2 yıl önce doğal menopoza girdiklerini,bununsigaranın cinsiyet hormonları üzerine olan etkisinden kaynaklandığınıbelirtmiştir.

Bayrak (1999),menopoz ve hormon replasman tedavisinin kan lipiddüzeyleri,antioksidan sistem ve iz elementler üzerine olası etkileri ve buparametrelerin birbirleriyle ilişkilerini araştırmak amacıyla yaptığı çalışmasonucunda; HRT'nin kan lipid düzeyleri ve antioksidan sistem üzerinde

15

olumlu etkileri ile kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu etkigösterdiğini saptamıştır.

Burak vd (1998),doktora geç dönemde başvuran belirgin osteoporozuolan ve hiçbir hormon replasman tedavisi (HRT) veya kemik dokusuüzerine etkili antirezorptif ajan tedavisi almamış postmenopozal kadınlaraverilecek östrojen replasmanının etkilerini araştırmak amacıyla yaptıklarıçalışmalarında tedaviye kontrendikasyon yoksa HRT ile başlanılmasıgerektiği;bunun osteoporozu tedavi etmede veya en azından durdurmadaetkili olduğu ve aynı zamanda kardiyoprotektif bir tedavi olduğu sonucunavarıldığını bildirmişlerdir.

Göksel(1993),menopoz süresinin lipid profiline etkisi konuluçalışmasında 25 perimenopozal,25 postmenopozal hastayıkarşılaştırmıştır.Perimenopoz ve postmenopoz grubundaki hastalar yaş,totalkolesterol, VLDL, HDL,LDL ve trigliserid değerleri yönündenkarşılaştırıldığında anlamlı bir fark bulunamazken,postmenopozal hastalarsüreleri açısından ikiye ayrılarak aynı faktörler karşılaştırıldığında altı yılve daha fazla süredir menopoz olan grubun,beş yıl ve daha az süredirmenopozda olan gruba göre VLDL ve trigliseridlerinin anlamlı olarakyüksek bulunduğu rapor edilmiştir.

Göl vd(2002),obez ve non-obez postmenopozal kadınlarda tibolonkullanımının serum lipid profili üzerine etkilerinin karşılaştırılmasıamacıyla postmenopozal dönemdeki 20 hastayı çalışmalarına dahiletmişler,ve bu hastalan beden kitle indeksi (BKİ) değerlerine göre Grup-l:şişman obez olmayan (BKİ<30kg/m )ve Grup-2:şişman olanlar(BKİ>30kg/m ) olarak 2 gruba ayırmışlar ve hastalara 6 ay boyunca 2,5mgtibolone tedavisi velmişlerdir.Her 2 grupta tedavi öncesi.tedavinin üçüncüayında ve tedavi sonrasında serum total kolesterol, trigliserid, HDL,LDL veapoliprotein Al(Apo Al) değerleri ölçülerek karşılaştırılmış ve sonuçolarak tibolon tedavisinin postmenopozal obez hastalardaki serum lipidprofilini non-obez hastalardan farklı olarak daha olumsuz etkileyebildiğisaptamışlardır. Özellikle grup-2 hastalarında Apo Al düzeylerinin olumsuzetkilendiği ve bununda ateroskleroz ve koroner kalp hastalıkları açısındanbir risk faktörü oluşturduğu bildirmişlerdir.

Gürsoy vd (1991), arteriyosklerotik kalp hastalıkları açısından birmajör risk faktörü olan serum lipidleri üzerine menopozun etkisiniincelemek amacıyla 27 postmenopozal hasta ile normal adetlerini gören 17kontrol olgusunu çalışma kapsamına dahil etmiş ve bunlarda serum lipiddeğerlerini belirlemişlerdir. Postmenopozal grupta trigliseridler ve totallipid değerleri istatistiksel açıdan anlamlı olarak yüksek bulunurken,HDLfraksiyonundaki yükselmenin anlamlılık göstermediği bildirmişlerdir.

16

Good and Haliova (1985),yaşam boyu diyetle alınan kalsiyum miktarıve yapılan fiziksel hareketin kemik mineral yoğunluğuna etkisini 20-50yaşları arasındaki 181 kadın üzerinde incelemişlerdir.Kalsiyum alımdüzeyleri ayarlandığında ,yaşam boyu fiziksel hareket yapanların kemikmineral yoğunluğu hareketsiz yaşayanlardan önemli şekilde yüksekbulunmuştur.

Kabukçu (2000) tarafından bildirildiğine göre ;uluslararası sağlıkvakfının (International Health Foundation) 5 Avrupa ülkesinde yaptığıçalışmada menopoze kadınlarda saptanan semptomlar şöylebildirilmiştir;sıcak basması (% 55),sinirlilik (% 41) , yorgunluk (%40),terleme (% 39),baş ağrısı (% 38),uykusuzluk (% 32),içe kapanma (%30).

Kamacı vd (2001),menopoz-osteoporozla ilgili tedavi planlarınıhazırlamak için menopoz ve premenopoz dönemindeki olgularındemografik, biyokimyasal, ultrasonografik ve kemik mineral dansitometrikparametrelerini değerlendirmek amacıyla,94 spontane menopozlu,20cerrahi menopozlu,66 premenopozlu,toplam 180 hastayı araştırmakapsamına almışlardır.Gruplar arasında menopoza giriş açısından farksaptanmazken,BKİ' de spontane menopoz grubunun diğer gruplara göreanlamlı farklılık gösterdiğini bildirilmişlerdir.Menopoz grubunda serumFolikül Sitümüle Edici Hormon (FSH) düzeyi istatistiksel olarak anlamlıyükseklik gösterirken,serum Lüteinas Hormon (LH) düzeyinin anlamlı birartış göstermediği saptanmıştır. Buna karşın serum Estradiyol (E2)düzeyinin premenopozal olgularda menopozal olgulara göre anlamlıyükseklik gösterdiği bildirilmiştir.Kemik mineral dansitometresideğerlendirildiğinde ise kemik yoğunluğunun premenopozal grupta,spontane ve cerrahi menopoz gruplardan anlamlı olarak yüksek olduğusaptanmıştır.

Key and Pike (1991), sigara tüketiminin kadınlarda steroid hormonlarıüzerine etkisini değerlendirdikleri çalışmalarında premenopozal vepostmenopozal dönemde sigara içen ve içmeyen sağlıklı kadınlardaestrodiol, progesteron ve dehidroepiande sülfat (DHEA-S) serumkonsantrasyonlarını incelemişler ve sonuçta, sigara içen ve içmeyenlerarasında bu değerlerin konsantrasyonlarının %5'den büyük ve anlamlıfarklılık göstermediğini saptamışlardır.Bununla birlikte premenopoz veyapostmenopoz döneminde sigara içen kadınlarda estrodiol düzeyinindeğişmediğini ancak bazı adrenal steroidlerin postmenopozal dönemdesigara içenlerde arttığını rapor etmişlerdir.

Kilciler (1992),menopozun kadınların fizyolojik ve psikolojikfonksiyonları ve beslenme alışkanlıkları üzerine etkisini incelemekamacıyla 64 menopoze kadını, 141 menstruasyon gören kadınla

17

karşılaştırmış,menopozda olan kadınlarda şişmanlık oranının menstruasyongörenlere göre fazla yüksek olduğunu saptamıştır, bununla birliktemenopoza ameliyatla giren kadınlarda kilo alma oranının daha fazlaolduğunu bildirmiştir. Ayrıca çalışma sonucunda menopozdaki kadınlarınbağırsak fonksiyonlarında belirgin bir değişme saptanmış ve çoğunluğundakonstipasyon görüldüğü bildirilmiştir.İştah durumlarında ise;menopozlukadınların öğünlerdeki yenen yemek miktarına yansıyan bir iştah artışlarıolduğu, bununla birlikte besin grubu tüketimlerinde karbonhidratlı ve yağlıgıdalara daha çok yer verildiği,bu yaş grubunda (30 ve üzeri)gereksinmeninartmasına karşın süt ve türevlerinin tüketiminin azaldığı saptamıştır.

Lutz (1989), kemik mineral,serum kalsiyumu ve diyet örüntüsününanne ve kızlarındaki ilişkisi konulu çalışmasında ;menopoz sonrası 26 anneve kızı üzerinde çalışmış ve kemik kalsiyum içeriğinin anne ve kızlarıarasında benzerlik gösterdiğini saptamıştır.Buna karşın,besin öğesi alımlarıile serum kalsiyumu arasında önemli ilişki bulunmadığı bildirilmiştir veosteoporozis de çocukluktan itibaren besin öğelerinin yeterli alınmasınınyanı sıra,kalıtımsal faktörlerin de çok önemli etkisinin olabileceği sonucunavarmıştır.

Maral vd (2001),Ankara'nın Gölbaşı bölgesinde yaşayan kadınlardamenopoz yaşını saptamak ve menopoz yaşına etki edebilecek faktörleriaraştırmak amacıyla 40-65 yaşındaki 611 kadın üzerinde yaptıklarıçalışmaları sonucunda; menarj yaşı ve menopozal yaş arasında negatif birilişki saptarken,diğer araştırılan faktörler ile menopoz yaşı arasında anlamlıbir ilişki saptanmadığı bildirmişlerdir.

Mata and Garri (1992),premenopoz dönemindeki kadınlarda teklidoymamış yağ asitlerinin plazma lipoprotein ve apolipoproteinler deetkisini incelemişlerdir.Bu çalışmada,]3'ü menopoz öncesi,8'i menopozsonrası kadın,önce 4 hafta süreyle palmiye ve tereyağından zengin (%19'udoymuş,%14'ü doymamış,%3,5'ü çoklu doymamış yağ asitleri içeren)diyetle beslenmişlerdir.Sonra 6 hafta süreyle zeytinyağından zengin ( %1 l'idoymuş ,%22'si tekli doymamış,%3,6'sı çoklu doymamış yağ asitleriiçeren)ve son 6 haftada ise ayçiçeği yağından zengin ( %10,7'sidoymuş,%12'si tekli doymamış ,%12,8'i çoklu doymamış yağ asitleriiçeren)diyetle beslenmişlerdir. Menopoz öncesi ve sonrası kadınlardadoymuş yağ asidinden zengin diyete göre,tekli ve çoklu doymamış yağasitlerinden zengin her iki diyette toplam VLDL-kolesterolünde düşüşgörülmüştür.Ancak,HDL-kolesterol ve apolipoprotein A-l düzeyi teklidoymamış yağ asidi içeren diyette diğerlerine göre daha yüksekbulunmuştur.Özellikle çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin dönemlekıyaslandığında tekli doymamış yağ asidinin HDL-kolesterol veapolipoprotein A-l üzerindeki olumlu etkisi daha belirgin ve bu etkimenopozdan bağımsız bulunmuştur.Yüksek yağlı (enerjinin %36'sı) diyetle

18

tekli doymamış yağ asidi oranının artırılmasının,doymuş ve çokludoymamış yağ asitlerine göre daha az atorojenik etki yaptığı sonucunavarmışlardır.

Matthews et al (1989),menopoz ve risk faktörleri konuluaraştırmalarında ,yaşları 42-50 arasında olan 541 sağlıklı kadını araştırmakapsamına almışlardır.2,5 yıl sonra 69 kadının menstruasyonlarıkendiliğinden kesilmiş,bu kadınların 32'si son 12 ay boyunca OralReplasman Tedavisi (ORT) almıştır.Çalışmaya kontrol grubu olarak aynısayıda, ORT verilmeyen premenopozal kadınlar alınmıştır.Doğal menopozagiren ve hormon tedavisi almayan kadınların serum HDL kolesteroldüzeyleri,premenopozal grupla karşılaştırıldığında azaldığı ve LDLkolesterolün arttığı gözlenmiştir.Hormon tedavisi alan kadınların , HDL veLDL kolesterol düzeyleri değişmemiş,ancak trigliserid, apolipoprotein A-lve apolipoprotein A-2 düzeyleri premenopozal grupla karşılaştırıldığındaartış gözlenmiştir.Doğal menopozun kan basıncını,plazma glikoz veyainsülin düzeylerini,vücut ağırhğını,diyet enerjisini ve fiziksel aktiviteyietkilemediğini bildirilmişlerdir.

Odabaşı vd (2001),postmenopozal kadınlarda sigara içiminin kemikmineral yoğunluğuna (KMY) etkisini saptamak amacıyla yaptıklarıçalışmada;sigara kullanımının postmenopozal kadınlarda kemik mineralyoğunluğunu hem kullanım süresi, hem de içilen sigara miktarına bağlıolarak azalttığını belirtmişlerdir.

Özbey vd (1999), şişman postmenopozal kadınlarda vücutağırhğını,yağ dağılımını ve obeziteye eşlik eden metabolik riskgöstergelerini incelemek ve bulguları menopoz öncesi şişman kadınlardakarşılaştırmak amacıyla 1475 şişman (BMI>27kg/m ) kadın çalışmakapsamına almış ve bunlardan 355'ini (% 24) menopoz sonrası dönemdenseçmişlerdir.Menopoz sonrası kadınlarda menses görenlere göre total veLDL-kolesterol, trigliserid, sistolik ve diastolik damar basıncı, glikoz, ürikasit,ağırlık,BMI,bel-kalça oranı, intraabdominal yağ miktarı ve belçevresini anlamlı yüksek bulmuşlardır.Menopozu takiben artan batın içiyağ miktarının risk faktörlerinin düzeyini yükseltebileceği,bununla birlikteağırlık ve BMI ile değerlendirilen total yağ miktarının da risk faktörlerinekatkısı olabileceğini rapor etmişlerdir.

Rikli and McNanis (1990),düzenli egzersiz programlarının kemikmineral içeriği/kemik genişliğine etkisini inceledikleri çalışmalarında;düzenli olarak yapılan egzersizin kemik mineralinin korunmasında pozitifolarak etkili olduğu sonucuna varmışlardır

Rutherford et al (1992), İngiltere'de 216 sağlıklı kadında kemik kaybıve yaş arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir.Dijital femurdaki kemik kitlesinin30 yaşından itibaren doğrusal olarak azaldiğını,femur ortasında ki kortikal

19

kemiğin 60 yaşına kadar sabit kaldığını,vertebralarda ki kemik mineralyoğunluğunun 40 yaşından 60 yaşa dek giderek azaldığını saptamışlardır.

Smith et al (1981),yetişkin kadınlarda fiziksel aktiviteyle,kemikmineral yoğunluğunun artırılması üzerine yaptıkları çalışmada:haftada 3gün 30 dakika süreyle egzersiz programı uyguladıkları kadınların kemikmineral içeriğinde %2,3 oranında artışın olduğunu saptamışlardır.Egzersizprogramı uygulanmayan kontrol grubundaki kadınlarda ise kemik kaybının%3,3 civarında olduğunu bildirmişlerdir.

Şahinler (1997),menopoz döneminde kadınlarda östrojen kullanımı vediyet örüntüsün kan lipidleri ve genel sağlık durumu üzerine etkilerinisaptamak amacıyla yaptığı çalışmada menopoz döneminde hiç östrojentedavisi almayan kadınların kemik mineral dansitesinin,l yıldan uzun sürelive 1 yıldan kısa süreli östrojen tedavisi alanlara göre daha düşük olduğunubildirmiştir.

Tlavsky et al (1989),premenopozal anneler ve onların kolejdönemindeki kızları arasındaki radyal kemik kütlesinin ailesel benzerliğikonulu çalışmasında; 18 yaşındaki kızlar ve onların 44 yaşında olanannelerinin radyal kemik dansitesini, genetik faktörlerin % 50 oranındaetkilediğini belirtmiştir.

Uçanok (1994),farklı yaş gruplarındaki kadınların menopoza ilişkinbelirtileri,tutumları ve yaşama bakış açılarını incelediği çalışmasında,yaşama bakış açısı ile menopoza ilişkin belirtiler ve tutumlar arasındaanlamlı bir ilişki olduğunu saptamıştır.

6. MATERYAL VE YÖNTEM

Bu araştırma menopoz dönemindeki kadınların beslenme ve sağlıkdurumlarının belirlenmesi amacıyla Ankara Hastanesi, Kadın Doğum veJinekoloji Ana Bilim Dalı, Menopoz Polikliniği'ne 01 Ocak- 31 Mart 2003tarihleri arasında başvuran kadınlar üzerinde, yürütülmüş vetamamlanmıştır.

6.1.Araştırma Örnekleminin Belirlenmesi

Araştırmaya menopoz kliniğine; menopoza girişin belirtilerinden olanterleme, ateş basması, sinirlilik, idrar kaçırma, vajen kuruluğu, ağrılı cinselbirliktelik, strese girme gibi nedenlerle başvuran, hiçbir jinekolojikameliyat geçirmemiş ,karaciğer,böbrek,gastrointestinal bölge,kemikhastalığı veya metabolizma hastalığı olmayan ,ayrıca herhangi bir hormonreplasman (yerine koyma)tedavisi almayan ve antasit,tiazid,diüretik,kortikosteroid,antikoagulant,barbiturat türü ilaç kullanmayan kadınlaralınmıştır. Çalışmaya başlamadan önce her bir kadına araştırma hakkındabilgi verilmiş ve gönüllü olan 31 kadın araştırma kapsamına dahil

20

edilmiştir. Jinekolojik muayeneleri poliklinik asistan doktorları tarafındanyapılan kadınlar menopoz döneminde geçirdikleri süreye göre yedi kişipremenopoz (0-12 ay) ve 24 kişi postmenopoz (13 ay ve daha fazla) olarakiki gruba ayrılmıştır.

6.2. Araştırma Verilerinin Toplanması

Araştırma verileri iki aşamada toplanmıştır;

I. aşamada seçilen 31 kadının hematolojik, hormonal ve biyokimyasaltetkikleri yapılmış, kemik mineral dansiteleri ölçülmüştür.

II . aşamada her iki gruptaki kadınların adresleri alınarak evlerinegidilip kadınlara ait genel bilgileri, beslenme alışkanlıklarını, besin tüketimsıklıklarını belirleyen soruların olduğu anket formları doldurulmuştur.Ayrıca kadınların beslenme durumlarını ve enerji harcamalarını ortayakoyacak 3 günlük "besin tüketim" formu (1 günü hafta sonuna gelecekşekilde),fıziksel aktivite formu araştırıcı tarafından doldurulmuştur. Yinekadınların boy uzunlukları, vücut ağırhkları,bel çevresi ve kalça çevresiölçümleri alınmıştır.

6.3. Verilerin Değerlendirilmesi

Anket formu, antropometrik ölçümler, biyokimyasal ve biyofizikanalizler sonucu elde edilen veriler SPSS -10 paket programındadeğerlendirilmiştir.Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde mutlak ve %değerleri gösteren çizelgeler hazırlanmış,ortalama değerler alınmış,ki-kare(x2) önemlilik analizi,ortalamalar arasındaki farkın önemlilik testi(One-way Annova ve independent-sample t test ,paried sample t test)uygulanmıştır.

6.3.1. Boy uzunluğu ve vücut ağırlığı ölçümleri

Ağırlık ölçümleri için , Soehnle (max 130 kg,0,01kg hassasiyette)marka elle taşınabilen baskül kullanılmıştır.Ölçümlerde kadınların iççamaşırları ile kalmaları sağlanmış ve ağırlıkları bu şekilde alınmıştır.Boyuzunluğu ise esnemeyen plastik bir mezür ile kadınlar çıplak ayakla hazırol durumuna getirilerek,vücudu ve başı dik olacak şekilde duvar önündedurmaları sağlandıktan sonra tekniğe uygun olarak ölçülmüştür.

Son yıllarda boy uzunluğuna göre en uygun ağırlık tanımlamasındaBKI,kullanıldığından araştırma verilerinin değerlendirilmesinde de bustandarttan yararlanılmıştır(Pekcan 1993 ).Bunun için BKI=Vücutağırlığı(kg)/boy uzunluğu (m2) formülünden yararlanılarak hesaplamalaryapılmıştır.Kadınların boy uzunlukları ve vücut ağırlıkları ölçümlerindenelde edilen sonuçlara göre kadınların BKI'leri; <19.9 zayıf,20-24.9normaI,25-29.9 hafif şişman,30-39.9 şişman,>40 morbid olarakdeğerlendirilmiştir (Pekcan 1993).

21

6.3.2 Bel ve kalça çevresi ölçümleri

Bu ölçümlerde Harpenden marka antropometri seti kullanılmıştır.Belçevresi ölçümleri kişi ayakta,kollar iki yanda,abdomen gevşek halde ikeneksprasyon sonunda baskı yapılmadan esnemeyen mezurla yapılmıştır(Schell and Larthgepin,1994). Kalça çevresi ölçümü, kişi ayakta iken mayoveya uygun giysi ile,ayaklar yan yana kollar yanda iken ,ölçüm yapan kişiyanda durarak,baskı yapılmadan,yere paralel,kalçanın arkada en yüksekçevresinden alınmıştır (Schell and Larthgepin 1994).

6.3.3 Bel/Kalça oranlarının değerlendirilmesi

Bel ve kalçadan alınan ölçümler oranlanarak değerlendirmeyapılmıştır.Bu oranın erkeklerde l,kadınlarda 0,85 olması istenmektedir(Hayword and Stolarcyk 1996,Pekcan 1999).

6.3.4 Günlük enerji harcamasının değerlendirilmesi

Araştırmada fiziksel aktivite türleri gruplandırılmış ve kadınlarınfiziksel aktivite için harcadıkları enerji değerleri,aktivite kayıt formlarıkullanılarak hesaplanmıştır. Kadınların aktivite kayıt formuna sabahyataktan kalkıp gece yatıncaya kadar bir gün boyunca süren aktiviteleri 3gün süre ile kaydedilmiştir. Bu sürenin uyku ve diğer aktivite sürelerinintoplamı dahil 1440 dakika (24 saat) olmasına dikkat edilmiştir.Fizikselaktivite için harcanan enerjinin hesaplanmasında kaydedilen aktivitesüreleri aktivitelerin enerji değerleri ile çarpılarak günlük aktivite sonucutoplam enerji harcaması (kkal/dak/kg) bulunmuştur (Arslan,1993).

Günlük toplam enerji harcamasının bulunması için ilk önce kadınlarınBKI' leri yaşa göre olması gereken BKF ne göre düzeltilmiş ve olmasıgereken BKI ortalamaları alınmıştır (Arslan 1993).

• Olması gereken ağırlıkları: "OGA=Boy(m2) x Olması gerekenBKI" formülüne göre hesaplanmıştır(Baysal, 2002).

• Düzeltilmiş ağırlıkları: "DA=(Şu anki ağırhk-OGA)xO,25+OGA"formülüne göre düzeltilmiştir (Baysal, 2002).

• Dinlenme metabolik hızı enerji denklemleri ile dinlenme metabolikhızları bulunmuştur.

Bazal metabolizma hızı:

30-59 yaş: 11,6xA*+879

>60yaş:13,5xA+487(Arslan 1993).

( A* Olması gereken ağırlık).

22

Sonunda günlük harcanan toplam enerji;bireylerin DinlenmeMetabolik Hızı (DMH) ile toplam enerji harcamaları toplanarakhesaplanmıştır(Arslan 1993).

6.3.5 Besin tüketim sıklığının değerlendirilmesi

Kadınlara bazı besinleri ne sıklıkla tükettikleri ankettesorularak,yiyecek tüketim sıklığı değerlendirilmiştir.Bunun için;T = 5Tı+4T2 +3T3 +2T4 +IT5 formülünden yararlanılarak,puanlama sistemikullanılmıştır(Aktaş 1979).Her gün tüketilen yiyeceklerin frekansı 5,haftada 3-4 kez tüketilenler 4,haftada 1-2 kez tüketilenler 3,15 günde birtüketilenler 2,ayda bir tüketilenler 1 ile çarpılarak toplanmış ve her biryiyecek için toplam puanlar bulunmuştur.Tüketim sıklıkları bakımındanbesinleri kıyaslayabilmek amacıyla her bir besin için alman toplampuanların bu besinlerin her gün tüketilmesi durumunda alınacak toplampuanların yüzde kaçını oluşturduğu hesaplanmıştır.

6.3.6 Beslenme durumlarının değerlendirilmesi

Kadınların beslenme durumlarını değerlendirmek için 3 günlük (lgünühafta sonuna gelmek üzere) besin tüketim formları kullanılmıştır.Buformlarda kadınların gün içerisinde tüm yedikleri ve içtikleri formdabelirtilen ölçülerle araştırıcının kendisi tarafından kaydedilmiş,daha sonra "Standart Yemek Tarifeleri" (Kutluay Merdol 2003) kullanılarak her biryiyeceğin gram cinsinden miktarları bulunmuş ve üç günlük ortalamalarıalınmıştır.Her bir kadının tükettiği besinlerden sağladığı enerji ve besinöğesi miktarları " Besin Bileşimlerinden yararlanılarak hesaplanmıştır(Baysal vd 1991).Hesapalanan enerji ve besin öğeleri düzeyleri RDA'yagöre hesapalanmıştır ve önerilen düzeylerin ± %33'ü kadar tüketenleryeterli,önerilen miktarın ± %33'ü nün altında tüketenler yetersiz,önerilenmiktarın ± %33 'ünün üzerinde tüketenler ise fazla tüketenler olarak kabuledilmiştir( Gibson 1990).

6.3.7. Biyokimyasal analizler

Jinekolojik muayeneden geçirilen kadınların biyokimyasal vehormonal tetkiklerinin yapılabilmesi için 15cc kan venöz damardanpoliklinik hemşiresi tarafından alınmıştır. Biyokimyasal, hematolojik vehormonal analizler Ankara Hastanesi Laboratuarlarında değişik kitlerkullanılarak ölçülmüştür.Hematolojik ve biyokimyasal tetkiklerden,hemoglobin, hemotokrit, RBC sayısı, WBC sayısı, açlık kan şekeri,kolesterol, trigliserid, HDL Kolesterol, LDL Kolesterol, VLDL Kolesterol,kalsiyum,demir, düzeylerine bakılmıştır. Hormonal tetkiklerden ise;.Estrodiol (E2), folikül stimulan hormon (FSH), luteinizan hormon (LH)seviyeleri laborantlar tarafından tayin edilmiştir. Biyokimyasal verilerin

23

değerlendirilmesinde Ankara Hastanesi' nin standart olarak kabul ettiğideğerler kullanılmıştır.

7.3.8. Biyofizik ölçümler

Biyokimyasal, hematolojik ve hormonal tetkiklerinin ardındanaraştırma kapsamına alınan 31 kadının kemik mineral dansitometreleriAnkara Hastanesi Radyoloji Laboratuarında ölçülmüştür. Lumbal 2, lumbal3, lumbal 4,ortalama L ve femur kemik mineral dansitesi g/cm2 olarakölçülmüştür.L2-L4 ortalama L düzeyindeki lumbal vertebraların kemikmineral dansitesi l,0g/cm2, femurun 0,85 g/cm2 değerleri normal düzeyolarak değerlendirmeye alınmıştır(Biberoğlu ve Yıldız 1993).

7. BULGULARI VE TARTIŞMA

Araştırmaya alınan 31 kadına ait genel bilgilere, beslenmedurumlarına, biyokimyasal ve biyofizik bulgularına bu bölümde yerverilmiştir.

7.1.Kadınlara Ait Genel Bilgiler

Kadınların bazı sosyodemografik özelliklerini ve kanama bilgilerinigösteren bulgular genel bilgiler başlığı altında özetlenmiştir.

7.1.1. Kadınların bazı sosyodemografik özellikleri

Araştırmaya alınan kadınların yaş gruplarına, eğitimlerine,mesleklerine, medeni durumlarına ve giyim tarzlarına göre dağılımlarıçizelge .l'de verilmiştir.

24

Çizelge 1. Kadınların bazı

Özellikler

sosyo-demografık özelliklen

Premenopozn:7

Sayı %

Postmenopozn:24

Sayı %

Toplamn:31

Sayı %Yaş Grubu

39-49

50-60

61 ve üstü

2

5

-

28.57

71.43

-

7

12

5

29.16

50.00

20.84

9

17

5

29.03

54.84

16.13

Medeni Durum

Evli

Dul

6

1

85.70

14.30

21

3

87.50

12.50

27

4

88.00

12.90

Eğitim Durumu

Okur-yazar değil

Okur-yazar

İlkokul mezunu

Ortaokul ve dengi okul mezunu

Lise ve dengi okul mezunu

Yüksekokul veya fakülte mezunu

4

1

1

-

1

-

57.13

14.29

14.29

-

14.29

-

9

1

8

1

2

3

37.50

4.16

33.40

4.16

8.33

12.50

13

2

9

1

3

3

42.00

6.44

29.0

3.22

9.67

9.67

Meslek Durumu

Ev hanımı

Memur

Emekli

Serbest meslek

6

-

1

-

85.70

-

14.30

-

20

1

2

1

83.35

4.16

8.33

4.16

26

1

3

1

83.90

3.22

9.67

3.22

Giyim-Tarzı

Açık

Kapalı

Kısmen kapalı

1

4

2

14.29

57.14

28.57

5

15

4

20.83

62.50

16.67

6

19

6

19.35

61.30

19.35

Çizelge 1 incelendiğinde araştırmaya alman kadınların % 29.03'ünün39-49 yaş grubunda, % 54.84'ünün 50-60 yaş grubunda, % 16.13'ünün ise61 ve üstü yaş grubunda olduğu görülmektedir. Genel ortalamaya benzerşekilde her iki grupta da büyük çoğunluk yine 50-60 yaş grubundatoplanmıştır (premenopozlular % 71.43, postmenopozlular % 50).

Kadınların medeni durumları incelendiğinde % 88.0'ının evli, %12.90'ının ise dul olduğu görülmektedir. Hem premenopoz hemdepostmenopoz dönemindeki kadınların çoğunluğu evlidir (sırası ile;%85.70,% 87.50).

Yine aynı çizelge de kadınların eğitim durumları incelendiğinde; geneltoplamda kadınların % 42.0'sinin okur-yazar olmadığı, % 6.44'ünün okur-yazar olduğu, % 29.0'unun ilkokul, % 3.22'sinin ortaokul ve dengi, %

25

9.67'sinin lise ve dengi, % 9.67'sinin ise yüksekokul veya fakülte mezunuolduğu görülmektedir. Her iki grupta da büyük çoğunluğu okur-yazarolmayanlar oluşturmaktadır (sırası ile % 57.13,% 37.50).

Çizelge 1 genel toplam üzerinden incelendiğinde kadınların %83.90'ının ev hanımı, % 3.22'sinin memur, %9.66'sının emekli, %3.22'sinin ise serbest meslek sahibi olduğu görülmektedir. Premenopozgrubunda memur ve serbest meslek çalışanı bulunmazken postmenopozgrubunda bir kadın memur, bir kadın da serbest meslek çalışanıdır.

Giyim tarzları dikkate alındığında kadınların % 19.35'inin açık, %61.30'unun kapalı, % 19.35'inin ise kısmen kapalı giyindiği belirlenmiştir.Çizelgede de görülebileceği gibi premenopozluların % 14.29'u,postmenopozluların ise % 20.83'ü açık giyinmektedir. Kadınların büyükçoğunluğu kapalı yada kısmen kapalı giyinmektedir (sırası ile; % 85.71, %79.17).

7.1.2. Kadınların menarj, menopoz, menstrual siklus vedoğurganlık özellikleri

Bu bölümde kadınların menarj yaşı, menstrual süreleri, siklus süreleri,toplam gebelik ve yaşayan çocuk sayıları, doğum kontrol hapı kullanımı vesüreleri, kanamdan kesilme yaşı, annenin menopoz yaşını gösteren bulgularyer almaktadır.

Çizelge 2. Kadınların menarj, menopoz, menstrual siklus ve doğurganlıközellikleri

ÖzelliklerPremenopoz

n:7Sayı %

Postmenopozn:24

Sayı %

Toplamn:31

Sayı %Menarj Yaşı1213141516

21112

28.5714.2914.2914.2928.57

68721

25.033.3529.168.334.16

89833

25.8129.0225.819.689.68

Menstrual süre1-3 gün4-7 gün8 gün ve üstü

241

28.5857.1414.28

4182

16.7075.08.33

6223

19.3571.979.60

iki menstruasyon arası süre20 gün21 gün23 gün25 gün28 gün30 gün50 gün

---1-51

---

14.28-

71.5014.28

1113315-

4.164.164.1612.5012.5063.0

-

11143

201

3.233.233.2312.909.66

64.523.23

Toplam Gebelik Sayısı1-3 kez 2 28.57 6 25.0 8 25.81

26

4-7 kez8-11 kez12-15 kez

311

42.8514.2914.29

1152

45.8320.838.34

1463

45.1619.359.68

Yaşayan Çocuk Sayısı

1-2 tane

3-4 tane

5 ve Ustu

3

2

2

42.86

28.57

28.57

7

14

3

29.17

58.33

12.50

10

16

5

32.26

52.61

16.13

Doğum kontrol hapı kullanımı

Kullananlar

Kullanmayanlar

2

5

28.60

71.40

12

12

50

50

14

17

45.20

54.80

Menopoz nedeni

Doğal

Ruhsal travma

6

1

85.72

14.28

19

5

79.16

20.84

25

6

80.64

19.36

Kaç yıldır menopoz

0-1 yıl

2-6 yıl

7-11 yıl

12-16 yıl

17 ve üst

7

-

-

-

-

100.0

-

-

-

-

-

14

6

3

1

-

58.34

25.0

12.50

4.16

7

14

6

3

1

22.58

45.16

19.35

9.68

3.23

Annesinin menopoz yaşı

Bilmiyor

Genç ölüm

40-44 yaş

45 ve Ustu

5

-

-

2

71.43

-

-

28.57

9

8

5

2

37.50

33.33

20.84

8.33

14

8

5

4

45.16

25.81

16.13

12.90

İlk adet görme (menarj), kız çocuklarının puberte gelişimi sırasındaüreme çağına geçişin bir işareti olarak kabul edilir. Menarj yaşı kızçocuğunun genetik yapısı, beslenme ve sosyo-kültürel yapısı ile ilişkilidir.Kız çocuğu ortalama olarak 9-16 yaş arasında ilk adetini görebilir. Menarjyaşı aynı zamanda coğrafik bölge ile de ilgilidir; güneş ışığına daha çokmaruz kalan ekvatora yakın bölgeler de menarj daha erken olurken, KuzeyAvrupa ülkelerinde daha geç olabilmektedir. Beslenmesi yeterli, hafifşişman kız çocuklarında da menarj daha erken yaşlarda da olabilmektedir(kadinvegebelik.com 2004).

Çizelge 2. menarj yaşı dikkate alınarak genel toplam üzerindenincelendiğin de büyük çoğunlukla 13 yaşında (% 29.02 oranı ile ) dahasonra, 12 ve 14 yaşında (% 25.81oranı ile), en son olarak ta 15 ve 16yaşlarında (% 9.68 oranı ile) menarjın başladığı görülmektedir. Günümüzdemenarj yaşının menopoza giriş yaşını etkilediği kabul edilmektedir. Maralvd (2001), Ankara'nın Gölbaşı bölgesinde yaşayan kadınlar da menopoz

27

yaşına etki edebilecek faktörler konulu çalışmaların da; menarj yaşı vemenopoz yaşı arasında negatif bir ilişki bulunduğunu saptamışlardır.

Menstruasyon, genç kızlar da 9-16 yaşları arasında başlayıp, 40-50yaşlarına kadar süren, vajenlerinden 28 günde bir defa 3-7 gün kangelmesidir. Siklus, son adet tarihinin ilk gününden bir sonraki adet tarihininilk gününe kadar geçen süredir.Normalde bu süre 28 gün olmasına karşın;21 ile 35 gün arası normalin alt ve üst sınırı kabul edilmektedir. Normalmenstrual kanama süresi 3-7 gün olup kadınlar bu dönemde 40 mi. kankaybederler (genetikbilimi.com 2004). Çizelge 4.2'den menstrual sürelerincelendiğinde hem premenopoz hem de postmenopozlular da en yüksekoranın menstruasyonlar 4-7 gün sürenler olduğu görülmektedir (sırası ile;% 57.14, % 75). iki menstruasyon arası sürelerde (siklus) ise her iki gruptaki kadınlar da 30 günün ilk sırada yer aldığı (sırası ile % 71.42, % 62.50),bunu premenopozlular da %14.29 oranı ile 25 ve 50 gününpostmenopozlular da ise % 12.50 oranı ile 25 ve 28 günün izlediğibelirlenmiştir. Postmenopozlu grupta birer kişi olmak üzere ikimenstruasyon arası süresinin 20-21 ve 23 gün olan 3 kişi bulunmaktadır.

Mary Fran et al (1996), 'un bildirdiğine göre Whelan ve Ark,menstrual siklus süresi daha kısa (26 günden daha az) olan kadınlarınmenopoza daha erken yaşta girdiğini bildirmişlerdir. Kadınlar daergenlikten menopoza geçişte bozulan siklus süreleri ve oligomenore,hipermenore, hipomenore yada amenore gibi farklılaşmış kanama biçimleride menopozun habercileridir ve bu döneme geçişte sıklıkla bu durumlarlakarşılaşılmaktadır.

Aynı çizelgeden araştırmaya katılan 31 kadının doğurganlık özellikleriincelendiğinde % 25.81 oranı ile 1-3 kez, % 45.16 oranı ile 4-7 kez, %19.50 oranı ile 8-11 kez, % 9.68 oranı ile 12-15 kez gebe kalındığıgörülmektedir. Premenopozluların ve postmenopozluların büyükçoğunluğunun 4-7 kez gebe kaldığı belirlenmiştir. 12-15 kez gebe kalan,premenopozlular da bir postmenopozlular da iki kadın bulunmaktadır.Kadınların yaşayan çocuk sayılarına bakıldığında % 51.61'inin 3-4 tane, %32.26'sının 1-2- tane ve % 16.13'ünün ise 5 ve üstü yaşayan çocuğu olduğugörülmüştür. Çizelge 4.2'den de görülebileceği gibi premenopozlularınbüyük çoğunluğunun (% 42.86'sının) 1-2 tane, postmenopozluların büyükçoğunluğunu ise (% 58.83'ünün) 3-4 tane yaşayan çocuğu bulunmaktadır.Bugün hala tartışılmakta olan doğurganlık ile menopoza giriş yaşıarasındaki ilişki henüz kesin bilgilerle kanıtlanamamış olmakla beraberMary Fran et al (1996), 'ün bildirdiğine göre Whelan et a/'un yaptığıçalışmada hiç doğurmamış olan kadınlarda premenopozun daha erkenbaşladığını bildirmişlerdir.

28

Doğum kontrol hapları 30 yılı aşkın bir süredir piyasa da olan bugündünyada pek çok kadın tarafından kullanılan güvenilir ve etkili birkontraseptif yöntemdir. Doğum kontrol hapları sentetik olarak estrogen veprogesteron hormonlarını içermektedir. Doğum kontrol haplarının teoriketkinliği çok yüksektir. Başarısızlık % 0.1 olmakla beraber, kullanımhatalarına bağlı olarak 1 yılın sonunda bu rakam % 0.3'ü bulmaktadır(rehber.erenus.org 2004). Kadınlara doğum kontrol hapı kullanıpkullanmadığı sorulmuş, premenopozluların % 28.60'ının, postmenopoz-luların ise % 50.0'ının kullandığı ve premenopozluların % 71.40'ının,postmenopozluların % 50.0'ının kullanmadığı belirlenmiştir. Premenopoz-lular da doğum kontrol hapı kullandığını belirten iki kadından birinin 6 ay,diğerinin 1 yıl, postmenopozlular da kullanan 12 kadının 6'sının 6 ay,5'inin 1-3 yıl, birinin ise 4 yıl kullandığı belirlenmiştir. Günümüzde doğumkontrol hapı kullanımı ve menopoza etkisi pek çok çalışma da incelenmişolmasına karşın, kanıtlanmış kesin bilgiler henüz mevcut değildir. Bunakarşın Khaw (1992), erken menarj ve oral kontraseptif kullanımınıkapsayan reprodüktif hikayenin, daha geç menopoz başlangıcı ile ilişkiliolduğunu bildirmiştir.

Menopoz, överdeki folliküller aktivitenin kaybı sonucumenstruasyonun kalıcı olarak sona ermesi biçiminde tanımlanır. Ülkedenülkeye, toplumdan topluma farklılık gösteren adetten kesilme(menstruasyonun kalıcı olarak sonlanması) yaşı dünyada 45-55 olarakkabul edilmektedir.

Yine aynı çizelgeden kadınların menopoza giriş nedenleri incelendiğinde premenopozluların % 85.72'sinin doğal olarak, % 14.28'inin ruhsaltravma nedeni ile, postmenopozluların ise % 79.16'sının doğal olarak, %20.84'ünün ruhsal travma nedeni ile menopoza girdiği görülmektedir.

Çizelge 2 menopoz süreleri dikkate alınarak genel toplam üzerindenincelendiğin de kadınların % 45.16'sinin 2-6 , % 22.58'sinin 0-1, %19.35'sinin 7-11, % 9.68'ının 12-16, % 3.22'ünün ise 17 ve daha fazlayıldır menopozda olduğu görülmektedir. Premenopozlu gruptakiler henüzbu dönemin başlangıcındayken (0-1 yıl), postmenopozlu grupta ilk sırada2-6 yıldır (% 58.34), ikinci sırada 7-11 yıldır (% 25.0), bu dönemde yeralanlar gelmektedir.

Kadınlara annelerinin menopoz yaşı sorulmuş; % 45.16'sınınannesinin menopoz yaşını bilmediği, % 25.81'inin annesinin menopozagirmeden genç yaşta öldüğünü,% 16.13'ü-nün 40-44 yaşlarında ve %12.90'ınm ise 45 ve üstü yaşlarda menopoza girdiği belirlenmiştir.Kadınların büyük çoğunluğunun (genel toplamın % 45.16'sının) annesininmenopoza giriş yaşını bilmediği dikkat çekicidir. Oysa son yıllarda,annenin menopoza giriş yaşı ile kızının menopoza giriş yaşı arasında bir

29

korelasyon olabileceği üzerinde durulmaktadır. Studd (1988), bir aileyemensup kadınların hemen hemen aynı yaşlarda menopoza girdiğinibildirmiştir.

7.2. Kadınların Beslenme Durumları

Bu bölümde kadınların beslenme alışkanlıkları, bazı besinleri tüketimmiktarları, besin tüketim sıklıkları, besinlerden aldıkları enerji ve bazı besinöğesi miktarlarını gösteren bulgulara yer verilmiştir.

7.2.1. Kadınların günlük öğün sayıları

Araştırma kapsamındaki kadınların "Günde kaç öğün tüketirsiniz?"sorusuna verdikleri cevaplar Çizelge 3 de verilmiştir.

Çizelge 3. Kadınların günlük öğün sayıları

Öğün sayısı

2 öğün

3 öğün

4 ve daha fazla

Toplam

PremenopozSayı

2

4

1

7

%

28.57

57.14

14.29

100.0

PostmenopozSayı

3

15

6

24

%12.50

62.50

25.0

100.0

Genel ToplamSayı

5

19

7

31

%

16.13

61.29

22.58

100.0

x 2 = 1.169 S D : 2 P>0.05

Çizelge 3 incelendiğinde kadınların, hem premenopoz hem depostmenopoz grubunda büyük çoğunluğun üç öğün yemek tükettiğigörülmektedir (sırası ile % 57.14, % 62.50). Günde iki öğün yemektüketenler premenopozlular da % 28.57, postmenopozlular da % 12.50, 4ve daha fazla öğün tüketenler ise premenopozlular da % 14.29,postmenopozlular da % 25,0 oranında bulunmuştur. Yapılan ki kareönemlilik analizi ile iki grubun öğün sayıları arasında ki farkın istatistikselolarak önemli olmadığı belirlenmiştir (p>0.05).

Özdoğan (1991), Sevenay (1996), Uyar Arıcı (1997), Uğur (2001),Demirkaynak (2004)'ın kadınları örneklem olarak seçtikleriaraştırmalarında günde üç öğün yemek yeme oranını diğer öğün sayılarınagöre yüksek bulmuşlardır (sırası ile % 89,40, % 77,79, % 67,30, % 73.50,% 72.80).Yapılan çalışma sonuçlan, bu araştırma bulgularınıdesteklemektedir.

Araştırmaya alınan kadınların yaşlarının 39 ile 65 arasında değiştiği vemenopozla birlikte artan sindirim sistemi şikayetleri göz önüne alındığında;öğün sayılarının arttırılarak her öğünde tüketilen miktarların azaltılmasıdaha uygun olacaktır. Yenilen günlük besinlerin 4 veya daha fazla öğündetüketilmesi ile besinlerin biyoyararhlığı daha da artar, alınması gereken

30

enerjinin daha fazla öğünlere bölünerek karşılanması metabolik hızı arttırırve böylece ekstra enerji harcanması ile kilo kontrolü sağlanabilir. Ayrıcaaz az ve sık aralıklarla yemenin kan lipitleri ve kan glikoz yüzeyidenetiminde olumlu olduğu belirtilmektedir (Baysal 2002, Ersoy 2001).

7.2.2. Kadınların öğün atlama durumları

Bu bölümde kadınların hangi öğünleri hangi sıklıkla atladıklarıincelenmiştir.

SAB

AH

Çizelge 4. Kadınların

5ğün atlama durumu

Her zamanHaftada 1-2SeyrekAtlamam

öğün atlama durumları

Premenopozn:7

Sayı11-5

%14.2914.29

-71.42

Postmenopozn:24

Sayı1--

23

%4.17

--

95.83

GenelToplam

n:31Sayı

21-

28

%6.453.23

-90.32

x2 = 4.6416 S D : 2 P>0.05

ÖĞ

LE

Her zamanHaftada 1-2SeyrekAtlamam

--16

--

14.2985.71

4848

16.6733.3316.6733.33

48514

12.9025.8116.1345.16

x2 = 6.812 S D : 3 P>0.05

AK

ŞAM

Her zamanHaftada 1-2SeyrekAtlamam

-115

-14.2914.2971.42

---

24

---

100

-11

29

-3.233.23

93.54x 2 = 7.330 S D : 2 P O . 0 5

Çizelge 4 incelendiğinde;postmenopozluların akşam öğününü hiçatlamadıkları, sabah öğününün atlayan sadece bir kadın bulunduğu, bunakarşın öğlen öğününü % 16.67'lik oranla her zaman, % 33.33'lük oranlahaftada 1-2 kez, % 16.67'lik oranla ise seyrek olarak atladıklarıgörülmektedir. Öğlen öğününü atlama nedeni olarak kadınların çoğunlukla"zayıflamak için" (% 45.0), "canı istememek" (% 28.0), "vakitbulamamak" (% 27.0) gibi nedenleri göstermişlerdir. Yine aynı çizelgedenpremenopozluların sabah öğününü % 14.29'luk oranla her zaman vehaftada 1-2 kez, öğlen öğününü % 14.29'luk oranla seyrek, akşam öğününüise % 14.29'luk oranla haftada 1-2 kez ve seyrek olarak atladıklarıizlenebilir. Görüldüğü gibi premenopozlular en çok sabah ve akşamöğününü atlamaktadırlar. Kadınlar sabah öğününü atlama nedeni olarak;"canım istemiyor (% 80.0), "vakit bulamıyorum" (% 20.0) olarak

31

belirtirken akşam öğününü atlama nedeni olarak ise büyük oranla"zayıflamak için" (% 86.0) ve "canım istemiyor" (% 14.0) gibi nedenleribelirtmişlerdir.

Yapılan ki kare önemlilik analizi ile iki grubun sabah ve öğlenöğünlerini atlama durumları arasındaki fark istatistiksel olarak önemsizbulunurken (p>0.05), akşam öğününü atlama durumları arasındaki fark iseönemli bulunmuştur (p<0.05).

Kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Çünkü günün ilk yenenyemeğidir ve vücudun tekrar harekete geçmesi için gerekli olan enerjiyisağlar. Kahvaltı düzenli yapılmazsa veya atlanırsa gün içinde açlık hissiyoğun olarak hissedilir. Öğlen yemekleri ise günün önemli ikinci öğünüdür.Dışarıda veya evde yenmesi, bu öğünün atlanması veya çok abartılmasıanlamına gelmemelidir. Kişi eğer çalışıyorsa evde hazırlanıp, paketlenmişyemekler ideal olacaktır (isnet.net.tr 2004).

Kilo vermek yada kiloyu korumak için mutlaka günlük alınmasıgereken kalori sabah kahvaltısı, öğlen yemeği, en az miktarda akşamyemeği olmak üzere 3 ana ve 3 ara öğün olarak tüketilmelidir. Zayıflamakiçin gün içinde vücudu uzun süre aç bırakmak akşam saatlerindeyapılacakların (fiziksel aktivitenin) kısıtlı olmasına karşın vücudunihtiyacından fazla kalori alınmasına neden olarak kişiye kilo aldırır(oranjclub.com 2004).

öğün aralarında yiyecek ve içecek tüketim7.2.3. Kadınlarındurumları

Bu bölümde kadınların öğün aralarında yiyecek ve içecek tüketimdurumları incelenmiştir.

Çizelge .5. Kadınların öğün aralarında yiyecek ve içecek tüketme durumları

Öğün aralarında tüketilenler

Premenopozn:7

Sayı %

Postmenopozn:24

Sayı %

Genel Toplamn:31

Sayı %

Yiyecekler

Kek-pasta

Bisküvi-simit

Kuruyemiş

Şeker-çikolata

3

32

1

42.85

42.85

28.57

14.28

11

13

2

1

45.83

54.16

8.33

4.16

14

16

4

2

45.16

51.61

12.90

6.45

İçecekler

Çay-kahve (şekersiz)

Çay-kahve (şekerli)

Asitli içecekler

Meyve suları

Yiyecek ve içecek tüketmem

14

1

2

1

14.28

57.14

14.28

28.57

14.28

5

15

3

2

3

20.83

62.50

12.50

8.33

12.50

6

19

4

4

4

19.35

61.29

12.90

12.90

12.90

32

Çizelge 5 incelendiğinde; premenopoz grubunda 1, postmenopozgrubunda 3 kişinin öğün aralarında yiyecek içecek tüketmediğigörülmektedir. Diğer kadınlardan postmenopozluların öğün aralarındayiyeceklerden en çok bisküvi-simit grubunu (% 54.16), içeceklerden iseşekerli çay-kahveyi (% 62.50) tükettikleri, premenopozlularınyiyeceklerden en çok kek-pasta ve bisküvi-simit grubunu (% 42.85),içeceklerden ise benzer şekilde şekerli çay-kahveyi (% 57.14) tükettiklerigörülmektedir. Araştırmaya alınan kadınların beden kitle indeksleri(Çizelge 4.14,% 45.16'sı şişman , % 35.48'i hafif şişman, % 16.13'ünormal ,% 3.23'ü morbid,) ve yaşları (39-65 yaş ) nedeniyle azalmışfiziksel aktiviteleri ve bazal metabolik hızları göz önüne alındığında öğünaralarında tüketilen yüksek kalorili yiyecek ve içeceklerden uzakdurmalarının gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Kadınların yüksek oranlarda tükettikleri bisküvi,kraker, bar vegofretler yapımlarında kullanılan (un,şeker,vb.) temel malzemelernedeniyle yüksek karbonhidratlı besinler sınıfında yer almaktadır.Türkiye'de, üretilen bu besinlerin glisemik indeksleri de henüzbelirlenememiştir. Ancak dış ülkelerde hazırlanan tablolarda bu ürünler ortave yüksek glisemik indeksli besinler sınıfında yer almaktadır. Bu gözönüne alındığında diyabet gibi hastalıklarda bu ürünlerin tüketimine dikkatedilmelidir (Başoğlu vd 1997).

Çizelge 5 de görüldüğü gibi kadınların % 80.64'ü şekerli ve şekersizolarak çay-kahve tüketmektedir. Kadınların % 54.84'ünün 50-60 yaşlanararsında olduğu düşünüldüğünde yaşlıların günde 2 veya 3 kez çay-kahvealmaktan hoşlanabileceği gerçeği yadsınamaz. Üstelik buda sinirsisteminde olumlu etki yaratacağından besinlerin sindiriminikolaylaştırabilir. Ancak demir eksikliğine bağlı anemisi olanlarda yadakandaki demir seviyeleri düşük ve alt sınırlara yakın kimselerde çay-kahvenin aşırı tüketiminden de sakınılmalıdır. Bunların yerine ıhlamur, tazemeyve suları yada ayran daha uygun içeceklerdir (Baysal 2002).

7.2.4.KadınIarın besin tüketim sıklıkları

Bu bölümde kadınların çeşitli besinleri günlük ortalama tüketimmiktarları, tüketim sıklıkları ve besinlerin tüketim sıklıklarına görehesaplanan yüzde tüketim puanları verilmiştir.

33

Çizelge 6. Kadınların günlük tükettikleri ortalama yiyecek miktarları(g/gün)

BESİNLER

Süt

Yoğurt

Peynir

Hayvansal Yağ

Bitkisel sıvı yağ

Zeytin

Tahıl ve Ürünleri

Ekmek

Yeşil yapraklı sebzeler

Diğer sebzeler

Meyve

Kırmızı et

Beyaz et

Balık

Sucuk, sosis vb.

Kurubaklagiller

Yumurta

Şeker

Yağlı tohumlar

Premenopoz(n:7)

38.57 ±31.04

41.42 ±24.14

64.28 ± 11.72

12.15 ±6.62

10.0 ±3.77

10.28 ±2.15

61.78 ±15.59

257.14 ±65.85

65.35 ±33.16

98.85 ±32.24

262.88 ±85.98

51.42 ± 19.44

-

21.42 ±21.42

-

18.57±9.11

44.92 ±7.75

62.04 ±14.97

7.14 ±3.59

Postmenopoz(n:24)

30.83 ±13.25

119.16 ±22.54

43.33 ±6.15

36.17 ±20.54

6.88 ±1.89

11.75 ± 2.13

98.23 ± 20.05

360.52 ±42.48

73.91 ± 16.47

157.29 ±30.76

363.12 ±51.53

72.29 ±13.35

1.25 ±1.25

16.66 ± 16.66

0.41 ±0.41

32.91 ±6.49

16.47 ±5.07

40.25 ±6.71

2.50 ±2.10

Genel Toplam(n:31)

32.58 ±12.17

101.61 ± 19.05

48.06 ±5.59

30.74 ±15.99

7.58 ±1.68

11.41 ±1.71

90.0 ±16.04

337.17 ±36.46

71.98 ±14.53

144.10 ±25.07

340.48 ±44.36

67.58± 11.20

0.96 ±0.96

17.74 i 13.62

0.32 ± 0.32

29.67 ±5.47

22.90 ±4.76

45.17 ±6.29

3.54 ±1.82

t

0.262

-1.764

1.607

-0.621

0.768

-0.352

-0.948

-1.194

-0.242

-0.974

-0.943

-0.773

-0.534

0.144

-0.534

-1.099

2.756

1.474

1.064

P

0.795

0.088

0.119

0.539

0.449

0.727

0.351

0.242

0.810

0.338

0.353

0.446

0.598

0.887

0.598

0.281

0.010*

0.151

0.296

* PO.05

Çizelge 6'da her iki gruptaki süt ve süt ürünleri tüketim miktarlarıincelendiğinde; günlük önerilen süt, yoğurt miktarlarının (250-300 g)yarısını bile tüketmedikleri belirlenmiştir (Baysal vd 1999). Kadınlarınpeynir tüketimlerine bakıldığında ise; tüm yaş grupları için önerilen 30 g'ı(Baysal vd 1999) her iki grubunda aşarak tükettikleri görülmüştür (premenopozlular 64.28 ± 11.72 g postmenopozlular 43.33±6.15g ).Çizelgenin incelenmesinden,sütün ve peynirin premenopozlukadınlarca,yoğurdun postmenopozlu kadınlarca daha fazla tüketildiğigörülmektedir. Yapılan t testi sonucuna göre iki grubun ortalamalarıarasındaki fark önemsiz bulunmuştur.(p>0.05). Süt ve süt ürünleri kemik vedişlerin gelişimi ve sağlığının korunmasında birinci dereceden etkilibesinlerdir.Şanlıer (1995)'in bildirdiğine göre adölesan çağındaki kızlar veanneleri üzerinde yapılan bir çalışmada kalsiyum dengesinde birincil

34

faktörün kalsiyum alımı olduğu, düşük kalsiyum alımında vücutta birikenkalsiyum miktarının azaldığı ve kemik kütlesinin yüksek değerlere ulaştığıgörülmüştür. Kadınlar osteoporozis riskinden korunmak için çocuklukyıllarından itibaren süt ve süt ürünlerinin tüketimine dikkat etmelidirler.

Araştırma kapsamındaki kadınların yağ ve zeytin tüketimleriincelendiğinde postmenopozluların toplam yağ tüketimlerinin,premenopozluların tüketimlerinin iki katı olduğu, bununla birlikte her ikigrubunda zeytin tüketimlerinin aynı olduğu görülmektedir. 31-60 yaş grubuiçin önerilen yağ miktarları bitkisel sıvı yağlar ve katı yağlar için 10 g'dır(Baysal vd 1999). Çizelgeden de görülebileceği gibi premenopozluların sıvıyağ tüketimi 10.0±3.77g, katı yağ tüketimleri ise 12.15±6.62 g'dır.Postmenopozlular da sıvı yağ tüketimi 6.88±1.89 g ve katı yağ tüketimi iseönerilen miktarın yaklaşık 4 katı kadar olup 36.17±20.54 g'dır. Yapılanistatistiksel analiz sonucunda gruplar arasındaki yağ tüketim miktarlarıfarkı önemsiz bulunmuştur (p>0.05). Diyetteki yağ miktarı ve yağ çeşidininkalp damar rahatsızlıkları ile ilgili olduğunu belirten araştırma verileri sonyıllarda yoğunlaşmıştır. Uzun süreli ve dünyanın bir çok yerinde yapılanaraştırmalar, kandaki lipit düzeyi ve lipoprotein-kolesterol tipleri ile kalpdamar hastalıkları arasındaki ilişkinin önemli olduğunu belirtmektedir. Buveriler dikkate alınarak, günlük diyet enerjisine yağların katkısının % 25-30civarında olması önerilebilir. Diyette yeterince hayvansal besinbulundurarak, bu miktarın yarısı bitkisel sıvı yağ, yarısı da zeytinyağındankarşılanmalıdır (Baysal 2002).

Tahıl ürünleri ve ekmek tüketimi Çizelge 4.6'da görüldüğü gibipostmenopozlu kadınlarda (sırası ile; 98.23±20.05g, 360.52±42,48 g)premenopozlu kadınlara göre daha fazladır (sırası ile; 61.78±15.59 g,257.14±65,85 g). Her iki grupta ekmek tüketiminde önerilen miktarı (31-60yaş :150g ),(Baysal vd 1999) aşmakta, tahıl tüketimin de ise postmenopozlukadınlar 31-60 yaş için önerilen 50 g'ın (Baysal vd 1999) neredeyse ikikatını tüketmektedirler (98.23±20.05g). Tahıl ürünleri ve ekmek tüketimiarasındaki fark gruplar arsında yapılan t testi sonucunda önemsizbulunmuştur (p>0.05).

Günlük ortalama sebze ve meyve tüketimi toplamı premenopozlukadınlar da 427.05g, postmenopozlu kadınlarda ise 594.32 g bulunmuş vekadınlar için önerilen günlük 500 g' lık (Baysal vd 1999) miktarınpremenopozlu kadınlarda % 85.41'inin karşılandığı, postmenopozlular daise günlük önerilen miktarın % 18.86 fazlasının tüketildiği saptanmıştır.Yapılan istatistiksel analiz sonucunda iki grubun ortalamaları arsındaki farkönemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Çizelge 6'da görüldüğü gibi; günlük ortalama et,yumurta,kurubaklagiltüketimi premenopozlu kadınlarda yaklaşık 136.33 g, postmenopozlu

35

kadınlarda ise 139.99 g'dır. 19-60 ve üstü yaş kadınları için önerilen enerjive besin öğelerini karşılayacak günlük 150g'lık (Baysal vd 1999) miktaragöre kadınların bu besinleri tüketim miktarları düşüktür. Özellikle iyi birbitkisel protein ve kompleks karbonhidrat kaynağı olan kurubaklagiliönerilen 30.40 g'a (Baysal vd. 1999) göre premenopozluların çok az(18.57±9.11 g), bununla birlikte postmenopozluların ise kırmızı et yerineiçerdiği yağ asitlerinin çeşidinden dolayı önerilen tavuk,balık vb'ni çok çokaz, premenopozlu kadınların ise hiç tüketmediği bulunmuştur (85g) (Baysalvd, 1999).Gruplar arasında yapılan istatistiksel analiz sonucundaet,kurubaklagil tüketimleri arasındaki fark önemsiz bulunmuştur(p>0.05).İki grubun yumurta tüketimlerine bakıldığında ise önerilen 25g'lık (Baysalvd. 1999) miktarın premenopozlular da üstüne çıkıldığı,postmenopozlularda ise altında olduğu görülmektedir.İki grubun yumurta tüketimleriarasındaki fark yapılan istatistiksel analiz sonucunda önemli bulunmuştur(p<0.05).

Kadınların şeker,bal,reçel vb tüketimleri irdelendiğinde tatlılarıntoplamı için önerilen 50g.'lık ( Baysal 2002) miktarın tamamınıpremenopozluların tüketemedikleri (40.25±6.71g),postmenopozluların ise12g. fazlasıyla tükettikleri (62.04±14.97g) görülmektedir.Yapılanistatistiksel analiz sonucunda gruplar arasındaki bu besinleri tüketimmiktarı farkları önemsiz bulunmuştur(p>0.05).

Yağlı tohumların (çekirdek,antep fıstığı,badem,ceviz,fındık vb) günlüktüketilmesi önerilen miktarları 31-60 yaş için 5g.'dır (Baysal 1999).Postmenopozlular da bu oran premenopozlulara göre düşüktür (sırası ile;premenopozlular da;7.14±3.59 g ,postmeno-pozlular da 2.50±2.10 g).

Kadınların besin tüketim sıklıkları ve yüzde tüketim puanlan Çizelge7'de verilmiştir.

36

Besinler

Süt

Yoğurt

Beyaz peynir

Kaşar peyniri

Süt tozu

Çökelek peyniri

Yumurta

Kırmızı et

Tavuk, balık vb.beyaz etSosis, sucuk, vb.et ürünleri

Kurubaklagiller

Yeşil yapraklısebzeler

Diğer sebzeler

Turunçgiller

Diğer meyveler

PrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePost

Çizelge 1Her gün

Sayı-1255

2114--2213-1-

---41717313519

-4.1628.5720.8371.4287.5014.2816.66

-28.578.3314.2812.50

-4.16

-----

57.1470.8314.2829.1642.8554.1671.4279.16

. Kadınlann bazı besinleriHaftada 3-4 kezSayı

-1131--1---12112----133441026]

2

-4.1614.2812.5014.28

--

4.16---

4.1628.574.1614.288.33

.-

-14.2812.5042.8516.6657.1441.6628.5725.014.288.33

Haftada 1-2 kezSayı

-526-2-2

--131019

-

3213-

3162312

%

20.8328.5725.0

-8.33

-8.33

-

4.1642.8541.6614.2837.50

-

-12.5028.5754.16

12.5014.2825.0

28.5712.5014.288.33

tüketim sıklıkları15 günde bir

Sayı26161--4

4

533141234

2

1

%28.5025.014.2825.014.28

--

16.66---

16.66-

20.8342.8512.5014.2816.6614.288.33

42.8516.66

---

-

8.33-

4.16

Ayda birSayı

1313-

12-1121-132102213---

1

-

%14.2812.5014.2812.50

--

14.288.33

-

4.1614.288.3314.28

-14.2812.5028.5741.6628.578.3314.2812.50

---

4.16

HiçSayı

48-1--5117

23414-516410417-1--1----

-

%57.1433.33

4.16-

20.8345.83100.095.8357.1458.33

-20.8314.2825.0057.1441.6657.1470.83

-4.16

--

14.28----

Toplampuan

39

93

142

46

1

38

81

63

22

19

80

142

117

131

143

%Tüketim

61.31

96.76

96.76

48.36

3.22

38.69

83.84

77.39

54.82

32.24

99.90

99.91

96.68

99.98

99.97

oo Çizelge 7'nin devamı

Besinler

Kuru meyve

Elemek

Makama-Şehriye

Pirinç

Bulgur

Katı Yağ

Sıvı Yağ

Zeytin

Yağlı tohumlar

Şeker

Bal

Reçel

Pekmez

Çay

Türk kahvesi

PrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePost

HergunSayı

--

| _ 724------126

246

2211517153S-

37

24-

1

%

-100.0100.0

---

14.288.33

85.71100.085.7191.6614.284.1671.4270.8314.2820.8342.8533.33

12.50100.0100.0

-14.28

Haftada 3-4 kezSayı | %

12--4122-1-

1-

1-1

-1-1

2

--

-

14.288.33

--

57.144.1628.578.33

4.16--

14.28

-4.16

-4.16

---

4.16

4.16-

8.33---

-

Haftada 1-2 kezSayı

-2--210282811

-13

--3

311---2

%-

8.33--

28.5741.6628.5733.3328.5733.3314.284.16

----

14.2812.50

--

12.50

12.5014.284.16

--

8.33

15 günde birSayı

-1---729-712--1-13--1-11-----

-

%-

4.16

-

29.1628.5737.50

-29.1614.288.33

--

14.28-

14.2812.50

--

14.28-

14.284.16

-----

-

Ayda birSayı

-5--13-155-4

--27--13-2-3--22

% \

20.83--

14.2812.50

-4.16

71.4220.83

-16.66

-

-28.5725.16

--

14.2812.50

-8.33

12.50

-28.578.33

HiçSayı

614---314-3415---1232741239615--

519

%8.71

58.33---

12.5014.2816.66

12.5057.1462.50

-

4.1628.5737.5028.5729.1657.1450.0

42.8537.5085.7162.50

-

71.4279.16

Toplampuan

25

155

74

68

58

31

154

146

43

110

49

74

72

155

15

%TUketim

35.46

100.0

90.3

99.98

90.3

38.59

99.99

96.76

64.50

70.96

48.36

61.27

58.05

100.0

22.57

Çizelge 7'nin devamı

Besinleı

Neskafe

Ihlamur

Ada çayı

Oralet, lezzovb.

Kolalıiçecekler

Soda

Alkollüiçecekler

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Her gün

Sayı

-

-

-

1

-

2

-

-

-

-

-

1

-

-

%

-

-

-

4.16

-

8.33

-

-

-

-

-

4.16

-

-

Haftada 3-4kez

Sayı

-

-

-

1

-

-

-

-

1

-

-

-

-

-

%

-

-

4.16

-

-

14.28

-

-

-

-

Haftada 1-2kez

Sayı

-

1

-

3

-

1

-

-

-

3

-

-

-

-

%

-

4.16

-

12.50

-

4.16

-

-

-

12.50

-

-

-

-

15 günde bir

Sayı

-

1

-

-

1

-

-

-

-

-

-

-

-

-

4.16

-

-

-

4.16

-

-

-

-

-

-

-

-

Ayda bir

Sayı

1

2

2

3

-

-

1

2

3

12

-

-

-

2

%

14.28

8.33

28.57

12.50

-

-

14.28

8.33

42.85

50.0

-

-

-

8.33

Hiç

Sayı

6

20

5

16

7

20

6

22

3

8

7

23

7

22

%

85.71

83.33

71.42

66.66

100.0

83.33

85.71

91.66

42.85

33.33

100.0

95.83

100.0

91.66

Toplampuan

8

17

15

3

30

5

2

%Tüketim

16.11

25.78

12.89

9.67

62.98

3.22

6.45

Çizelge, süt ve süt ürünleri yönünden incelendiğinde en yüksek yüzdetüketim puanını beyaz peynir ve yoğurdun aldığı görülmektedir (% 99.76).Premenopozluların puanı beyaz peynir için % 99.98, postmenopozlular için% 95.83' tür. Yoğurt için ise premenopozluların puanı % 99.98 ikenpostmenopozluların puanı % 95.83 olarak hesaplanmıştır. Süt alımınabakıldığında, sütün yüzde tüketim puanının % 61.31 olduğu, premenopozgrubunda bu puanın % 57.14 iken postmenopoz grubunda % 74.65'eçıktığı görülmektedir. Diğer süt ürünleri incelendiğinde ise en az alınan süttozunun puanı % 3.22 (premenopoz %0, postmenopoz % 4.16), çökelekpeynirinin puanı % 38.69 (premenopoz % 42.85, postmenopoz % 41.64),kaşar peynirinin puanı ise % 48.36 (premenopoz % 14.28, postmenopoz %54.14) olarak bulunmuştur. Büyüme çağında yeterli kalsiyum ve D vitaminialımı kemik kütlesini doruğa çıkarır. Büyüme çağında yetersiz kalsiyumalımı ile yapım sürecinde doruk kemik kütlesinin düşüklüğü, menopozlabirlikte östrojen salgısının durması, ilerleyen yaşlarla beraber oluşanhareketsizlik, büyüme çağından sonrada yetersiz kalsiyum alımı vekalsiyum emilimini azaltan veya kalsiyum atımını arttıran ilaçlarınkullanımı gibi nedenlerle osteoporozis oluşur. Kalsiyumun en iyi kaynağısüt ve süt ürünleridir. Günlük alınacak 2 su bardağı süt veya yoğurtkalsiyum gereksinmesinin yansını karşılar menopozla birlikte kalsiyumdengesini artı düzeyde tutmak için kalsiyum alımı 1000-1200 mg/gündüzeyine çıkarılmalı ve süt yağının çoğu doymuş yağ asitlerinden oluştuğuiçin bunların yağı azaltılmış olanları tercih edilmelidir (Baysal vd 1999).

Kurubaklagillerin, et ve et ürünlerinin,yumurtanın yüzde tüketimpuanlan da aynı çizelgeden izlenebilir. Buna göre; % 99.9 ilekurubaklagiller, % 83.84 ile yumurta, % 77.39 ile kırmızı et, % 54.82 iletavuk-balık, % 32.24 ile de sosis-sucuk tüketimleri sıralanmaktadır.Kurubaklagil tüketiminin fazla olması kadınların sağlıklan için dahauygundur. Kurubaklagiller en çok protein içeren besinlerdir. Özellikleilerleyen yaş ve çeşitli hastalıklar nedeniyle et ve yumurtanın olmadığıyada kısıtlı olduğu hallerde, kurubaklagiller diyette arttınlarak proteingereksinmesi karşılanabilir (Baysal 2002).

Yüzde besin tüketim puanlan sebze ve meyve grubu dikkate alınarakincelendiğinde, en yüksek puam turunçgillerin aldığı (% 99.97), bunu diğermeyvelerin % 99.97 ile, yeşil yapraklı sebzelerin % 99.91 ile ve diğersebzelerin ise % 96.68 ile izlediği görülmektedir. Hem premenopoz hem depostmenopoz grubunda yeşil yapraklı sebzelerin, turunçgillerin, diğermeyvelerin tüketim puanlan aynı, diğer sebzelerde ise premenopozgrubunu puanı % 85.70, postmenopoz grubununki ise % 99.98 olarakbelirlenmiştir. Kuru meyve tüketiminde ise premenopoz grubunun puanı %14.28, postmenopoz grubununki ise % 41.65 olarak bulunmuştur.Genellikle, sebze ve meyveler günlük enerji ve protein gereksinmesine çok

40

az katkıda bulunurlar. Bunun yanında mineraller ve vitaminler bakımındanoldukça zengindirler. Sebze ve meyvelerin başka bir işlevi de barsakfaaliyetlerine yardımcı olmaktır. Bu nedenle günlük tüketilen besinlerarasında mutlaka bir miktar sebze ve meyve bulundurmak vitaminhaplarına tercih edilmelidir (Baysal 2002).

Tahıl ve tahıl ürünlerine sağlıklı bir diyette 6-11 porsiyon yerverilmesi gerekmektedir. Araştırmada porsiyon ölçülerine uyulduğu ancakçeşit olarak bazı yanlışlıklar yapıldığı görülmüştür. Bu grupta en yüksekpuanı % 100 ile ekmek alırken bunu, % 99.98 ile pirinç, % 90.30 ile isemakarna-şehriye vb. , bulgur izlemektedir. Bulgur tüketiminin pirinçtüketimine tercih edilmesi ve kullanılan unların tam buğday unu olmasıönerilebilir. Kadınların öğün aralarında bu grupta yer alan kek- börek gibiyiyeceklere yönelmesi hem kilo artışına hem de düzensiz yemealışkanlığına neden olmaktadır. Öğün aralarında enerji yönünden zengin,bol kalorili bu grup yiyeceklerin alımı sınırlandırılmalıdır.

Yağlar ve şekerler Çizelge 7'den incelendiğinde bitkisel sıvı yağlarınyüzde tüketim puanının % 99.99, katı yağların % 38.59, zeytinin ise %96.76 olduğu görülmektedir. Kadınların yağlı tohumları yüzde tüketimpuanları ise % 64.50 olarak belirlenmiştir. Yine aynı çizelgeden şeker veşekerli ürünler incelendiğinde en fazla puanı şekerin (% 70.96) daha sonraise reçelin (% 61.27), pekmezin (% 58.05) ve ardından da balın (% 48.36)aldığı görülmektedir.

Kadınların içecek tüketim sıklıkları sıralamasında ilk sırayı 100 puanlaçayın, ikinci sırayı 62.98 puanla kolalı içeceklerin, üçüncü sırayı 38.68puanla neskafe+kahvenin, dördüncü sırayı ise 38.67 puanlaadaçayı+ıhlamurun aldığı görülmektedir.

Yapılan araştırma sonucunda kadınlardan alınan 3 günlük besintüketim formlarından yapılan hesaplamalarla, besin tüketim sıklıklarınısorulması ile hesaplanan puanlar da bazı besinlerin tüketimlerin defarklılıklar görülmüştür (kurubaklagil, hayvansal ve bitkisel yağ).Kadınların hangi besinleri tüketmeleri gerektiğini bildiği ve sıklıklara buşekilde cevap verdiği, fakat uygulamada buna pek uymadıkları veya besintüketimlerinin alındığı 3 günde alışkanlıklarının tam yansımadığıdüşünülmektedir. Kadınların besin tüketimlerinin 3 günden daha uzun süreizlenmesinin yararlı olacağı önerilebilir.

7.3 Kadınların Bazı Alışkanlıklarına Ait Bulgular

Bu bölümde kadınlara ait sigara,alkol,çay,kahve,neskafe tüketimi,ilaçkullanımı ve spor yapma alışkanlıklarına ait özelliklere yer verilmiştir.

41

Çizelge 8. Kadınların

Alışkanlıklar

S e

igaı

ulla

ımı

İM |

çay

tike

limet

imn

Çay

> "S Ei S | « | -S Z 1

Kah

ve v

eN

eska

fetü

keti

mm

ikta

n

Süre

kli

ilaç

kull

anı

S.Ö.» 3 tun £ -a B

Hiç kullanmamış

Bırakmış

Halen kullanıyor

Kullanmıyor

Kullanıyor

Açık

Koyu-demli

Limonlu

Normal

1-2 bardak

3-4 bardak

5-6 bardak

7-10 bardak

10'dan fazla

İçiyor

İçmiyor

1 fincan

2 fincan

Kullanıyor

Kullanmıyor

Şu anda spor yapıyor

Şu anda spor yapmıyor

bazı alışkanlıklarıPremenopoz

n:7Sayı

5

2-

7

I

2

1

3

1

1

2

2

1

1

6

1

-

-

7

-

7

%71.43

28.57

-

100.0

-

14.28

28.58

14.28

42.86

14.28

14.28

28.58

28.58

14.28

14.28

85.72

-

100.0

-

100.0

-

100.0

Postmenopozn:24

Sayı

17

2

5

21

3

8

6

2

8

-

6

9

7

2

5

19

3

2

-

24

2

22

%

70.84

8.33

20.83

87.50

12.50

33.33

25.10

8.34

33.33

-

25.0

37.50

29.16

8.34

20.84

79.16

60.0

40.0

-

100.0

8.34

91.66

Genel Toplamn:31

Sayı

22

4

5

28

3

9

8

3

11

1

7

11

9

3

6

25

4

2

31

2

29

%

70.96

12.90

16.14

90.33

9.67

25.03

25.81

9.68

35.48

3.22

22.58

35.48

29.03

9.68

19.36

80.64

66.67

33.33

-

100.0

6.45

93.55

Araştırmaya dahil edilen kadınların genel toplamda % 70.96'sı hiçsigara kullanmamış,% 12.90'ı kullanıp bırakmış ( bu gruptaki 4 kişiden biri20 yıl, diğeri 15 yıl ve diğer ikisi de 2 yıl kadar içip bırakmış) , buna karşın% 16.14lü hala kullanmaktadır. Kullanan grupta günlük sigara adedi iseortalama 6.6gün/adet olarak bulunmuştur. Çizelgeden de görülebileceğigibi premenopozlular arasında sigarayı halen kullanan bulunmazken,postmenopozlular da 5 kişi halen kullanmaktadır. Sigaranın normal,sağlıklıbir bireyde yaptığı tahribatların dışında, araştırma kapsamına alınankadınların menopoze olması dolayısıyla ;sigaranın seks hormonlarınınmetabolizmasını etkileyerek erken menopoza neden olması ,oosityaşlanmasına yol açması, Luteinaz Hormon (LH) salgılanmasını olumsuzyönde etkileyebilmesi ve içinde bulunan bazı polisiklik aromatik

42

hidrokarbonların ovarial folliküllere direk toksik etki etmesi gibi pek çoknedene dayanılarak sigara tüketimi hızla durdurulmalıdır (Mattison 1978).

Çizelge 8'de kadınların alkol tüketimleri genel toplam üzerindenincelendiğinde; kadınları % 90.33'ünün kullanmadığı ,% 9.67'ninkullandığı görülmektedir. Premenopozlular da alkol kullanan bulunmazken,postmenopozlular da 3 kadın alkol kullanmaktadır.Alkol kullanan bu 3kadının şarap tüketimini tercih ettikleri ancak tüketim sıklıklarının seyrekolduğu ve tüketim miktarlarının ise 1-2 bardakla sınırlı olduğubelirlenmiştir. Yüksek alkol tüketiminin insan vücudu için oluşturduğutehditlerin dışında mineral kaybını artırdığı, uzun süreli kullanımlardayetersiz beslenmenin de etkisiyle kalsiyum eksikliğine neden olarakosteoporoza geçişi hızlandırdığı dikkate alınarak tüketim sınırlı miktarlardatutulmalıdır (Şanlıer 1995).Bununla birlikte haftada 50-1 OOg alınan şarabınHDL-kolesterolünü yükselterek koroner hastalıklar için koruyucu etkiyarattığı da unutulmamalıdır (Baysal 2002).

Yine aynı çizelgede kadınların çay tüketimleri incelendiğinde; her ikigruptaki kadınlarında büyük çoğunluğunun çayı normal (ne çok açık nededemli) koyulukta tükettikleri görülmektedir (% 35.48).Bununla birliktepremenopozluların % 14.28' inin açık,% 28.58'inin koyu-demli,%14.28'inin limonlu ve % 42.86'sının ise normal demde çay tükettiği,postmenopozluların da % 33.33'ünün açık,% 25.0'ının koyu-demli,%8.34'ünün limonlu ve % 33.33'ünün ise normal koyulukta çay tükettikleribelirlenmiştir. Çay ve kahve tüketiminin bireyin içinde bulunduğu durumagöre zararlı ve yararlı etkileri olabilir. Çay ve kahvedeki alkaloidler,böbreklerden elektrolit emilimini engelleyerek idrar atımını artırır, tanenlerbarsak hareketlerini azaltarak barsaklardan su kaybını önler, ayrıca çay vekahvede potasyum yoğun bulunduğundan diyarede su kaybının yerinegetirilmesinde yardımcı olurlar.Bir bardak çay 20-30 mg potasyumsağlar.Bununla birlikte tanenler diyetle alınan demirle bağlanarak demiremilimini azaltırlar, ancak yemekten bir saat sonra alınan çay ve kahvedemir emilimini etkilemez bu nedenle özellikle kahvaltılarda ve diğer tümöğünlerde çay diyetle birlikte tüketilmemelidir.İshalde olumlu olmasınakarşın bazı kimselerde kalp çarpıntısı ,bazılarında anemi,bazılarında ülserağrılarını artırıcı etki yapabilirler.Birey kendi durumunu tanıyarak içeceğimiktarı ayarlamalıdır (Baysal 2002).Araştırma dahilindeki kadınların 39-65yaşları arasında olduğu düşünüldüğünde yemeklerden sonra 1 fincanlimonlu çay önerilebilir.Kadınların çay tüketim miktarları incelendiğinde;büyük çoğunluğun her iki grupta birden günde 5-6 bardak çay tükettiğigörülmüştür (sırası ile; % 28.58,% 37.50)

Çizelge 8'den kadınların kahve ve neskafe tüketimlerine bakıldığında;premenopozlular da bunları tüketen sadece bir kadının, postmenopozlularda ise 6 kadının bulunduğu görülmüş ve bunların dördünün günde bir

43

fîncan,diğer ikisinin ise günde iki fincan kahve veya neskafe tükettikleribelirlenmiştir.

Araştırmaya dahil edilen kadınların sürekli ilaç kullanımınabakıldığında her iki grupta da sürekli ilaç kullanan kimsenin bulunmadığıbelirlenmiştir.

Çizelge 8'den kadınların spor yapma durumları incelendiğinde:premenopozlular da şu anda spor yapan kimse bulunmazken,postmenopozlular da 2 kişinin spor yapmakta olduğu belirlenmiştir.Düzenli olarak yapılan fiziksel aktiviteler osteoporozdan korunmadaönemlidir. Çünkü gençlik döneminde yapılan fiziksel aktivite kemikkütlesini artırır, yaşlılıkta ise kemik kaybını önler (Baysal 2002). Smith etal (1981),haftada 3 gün 30 dakika süreyle egzersiz programı uyguladıklarıkadınların kemik mineral içeriğinde % 2.3 oranında artışın olduğunusaptamışlardır. Egzersiz programı uygulanmayan kontrol grubundakikadınlarda ise kemik kaybının % 3.3 civarında olduğunu bildirmişlerdir.Yine başka bir çalışmada; yaşları 50-73 arasında olan sağlıklı 16 kadına 8ay süreyle egzersiz programı uygulayarak egzersizin vertebralların kemikmineral içeriğine olan etkisini incelemiş ve egzersiz yapmayan sağlıklı 15kadının bulgularıyla karşılaştırmıştır. Sonuçta; egzersiz yapan kadınlarınvertebral kemik mineral içeriklerinde belirgin bir artış saptadıklarınıbildirmişlerdir ( Krolner et al 1983). Bütün bunlar dikkate alındığındakadınlara haftada en az 3 kez 30 dakika yürüyüş önerilebilir.

7.4 Kadınların Günlük Enerji ve Besin Öğesi Alımları ve EnerjiHarcamaları

Bu bölümde kadınların aldıkları ortalama enerji ve besin öğesimiktarlarına, enerji ve besin öğesi alım düzeylerine ve kadınların enerjiharcamalarına yer verilmiştir.

7.4.1 Kadınların günlük enerji ve besin öğesi alımları

Bu bölümde kadınların enerji ve besin öğeleri tüketimlerinin günlükortalama değerlerine yer verilmiştir.

44

Çizelge 9. Kadınların, enerji ve besin öğeleri tüketimlerinin ortalamadeğerleri

Enerji

(kkal/gün)

Protein

(g/gün)

Yağ (g/gün)

Karbonhidrat

(g/gûn)

Kalsiyum

(mg/gün)

Demir

(mg/gün)

Fosfor

(mg/gün)

Potasyum

(mg/gün)

Sodyum

(mg/gün)

Vitamin A,

Keratin IU

(IU/gün)

Tiamin

(mg/gün)

Riboflavin

(mg/gün)

Niasin

(mg/gün)

Vitamin C

(mg/gün)

Pre (n:7)

Post (n:24)

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

Pre

Post

X

2113.0

2483.25

75.14

85.92

57.14

57.92

327.43

407.83

677.14

717.25

11.79

14.08

1041.86

1157.54

2145.0

2680.79

1956.57

2592.71

6130.43

7348.17

1.04

1.22

0.80

1.10

12.75

14.71

151.571

153.125

Sx

252.56

131.80

11.02

5.80

11.28

4.23

37.51

27.27

62.53

45.45

1.31

1.13

141.94

65.41

224.67

188.84

471.09

260.71

2055.08

1355.05

0.165

0.109

8.45

8.95

4.364

2.429

33.274

23.069

s

668.22

645.68

29.16

28.42

29.84

20.74

99.23

133.58

165.44

22.64

3.47

5.52

375.55

320.43

594.43

925.10

1246.39

1277.23

5437.23

6546.39

0.435

0.535

0.224

0.439

11.545

11.904

88.036

113.012

Min

1364.0

1285.0

40.0

30.0

33.0

26.0

190.0

160.0

417.0

242.0

7.0

6.0

560.0

566.0

1449.0

953.0

231.0

1013.0

1155.0

331.0

0,7

0,3

0,4

0,5

6.0

5.0

4.0

24.0

Max.

3133.0

3720.0

125.0.0

172.0

121.0

96.0

487.0

688.0

880.0

1170.0

16.55

25.0

1655.0

1688.0

3142.0

4621.0

3952.0

5700.0

16469.0

27130.0

2.0

2.0

1.0

2.0

38.0

66.0

247.0

497.0

t

-1.325

-0.878

-0.079

-1.471

-0.440

2.791

-0.810

-1.438

-1.165

-0.448

-0.803

-1.705

-0.420

-0.033

P

0.758

0.652

0.674

0.394

0.352

0.106

0.646

0.110

0.960

0.628

0.140

0.296

0.785

0.619

Çizelge 9' da kadınların ortalama enerji alımları incelendiğinde,premenopozlular da günlük ortalama enerji alımı 2113±252.56 kkal/gün,postmenopozlular da ise 2483.25±131.80 kkal/gün olduğu görülmektedir.Yapılan istatistiksel analiz sonucunda grupların ortalama enerji tüketimleriarasındaki fark önemsiz bulunmuştur (p>0.05). Kadınların , yaş gruplarınagöre almaları gereken enerji miktarları dikkate alındığında (±% 33'e göre;

45

19-50 yaş için 1474-2926kkal, 51-65 yaş için 1273-2527 kkal) her ikigrubunda üst sınırlara yakın enerji aldığı görülmektedir (Baysal 2002).

Günlük ortalama protein tüketiminin premenopozlular da ortalama75.14±11.02 g/gün, postmenopozlular da ise 85.92 ±5.80 g/gün olduğu yineaynı çizelgeden izlenebilir. Günlük ortalama protein alımları arasındakifark yapılan istatistiksel analiz sonucunda önemsiz bulunmuştur (p>0.05).Türkiye için önerilen günlük protein alım miktarlarına göre (19-60 yaş arasıkadınlar için ±% 33'e göre 33.5-66.5 g/gün) her iki grubunda proteinireferans değerlerin üstünde tükettiği görülmektedir (Baysal 2002).

Kadınların günlük ortalama yağ tüketimlerine bakıldığı zaman(premenopozlular da; 57.14 ± 11.28 g/gün, postmenopozlular da; 57.92±4.23) iki grup arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olmadığıbulunmuştur (p>0.05). Kadınların 20-49 yaş için 40 g, 50-69 yaş içinönerilen 30g' in üstünde yağ aldıkları yine aynı çizelgedengörülebilmektedir (Baysal 2002).

Günlük ortalama karbonhidrat tüketimi ise premenopozlular da327.43±37.51 g/gün, postmenopozlular da 407.83± 27.27 g/gün olaraksaptanmıştır. Gruplar arası günlük ortalama karbonhidrat tüketimmiktarlarının farkı ise yapılan t testi sonucu istatistiksel olarak önemsizbulunmuştur (p>0.05).

Premenopoz grubunda enerjinin yaklaşık % 14.19'u proteinlerden, %24.27'si yağlardan, % 61.50'si karbonhidratlardan gelmektedir. Bu oranlarpostmenopozlular da, proteinlerden gelen miktar % 13.0, yağdan gelenmiktar % 21.0, karbonhidratlardan gelen miktar ise % 66.0 olarakbelirlenmiştir. Diyete günlük alınan enerjinin % 55-60'ınınkarbonhidrattan, % 25-35'inin yağdan ve % 10-15'inin proteindensağlanması o diyetin dengeli olduğunu gösterir (Baysal 2002).

Araştırma kapsamına alınan kadınlarda enerjinin proteinden gelenoranı önerilen düzeyler arasında, postmenopoz grubunda enerjinin yağdangelen oranının biraz az, premenopozlular da ise önerilen seviyelerde,enerjinin karbonhidrattan gelen oranının ise her iki grupta da biraz fazlaolduğu belirlenmiştir.

Kadınların günlük ortalama kalsiyum tüketimlerine bakıldığı zaman(premenopozlular da 677.14±62.53 mg/gün, postmenopozlular da717.25±45.45 mg/gün) iki grup arasındaki farkın istatistiksel olarakönemsiz olduğu bulunmuştur (p>0.05). Menopozdan önce günde 1000 mgkalsiyum alımı önerilirken, emilimin azalması dolayısıyla menopozsırasında günde 1500 mg kalsiyum alınması önerilmektedir (Dawson-Hughes 1996). Bu durum göz önüne alındığında araştırmaya alınankadınların günlük kalsiyum tüketimleri düşük bulunmuştur.

46

Günlük ortamla demir tüketiminin premenopozlu kadınlarda 11.79±1.31 mg/gün, postmenopozlu kadınlarda ise 14.08±1.13 mg/gün olduğuÇizelge 4.9' da görülmektedir. Günlük ortalama demir alımları arasındakifark yapılan t testi sonucu önemsiz bulunmuştur (p>0.05). Günlük ortalamaönerilen demir miktarları 20-49 yaş için 22 mg/gün, 50-69 yaş için 10mg/gün'dür (Baysal 2002). Bu durumda premenopozlu kadınların 20-49yaş için önerilen miktarın altında demir aldıkları, postmenopozluların ise50-69 yaş grubu için önerilen miktarın üstünde demir aldıklarıgörülmektedir. Doğurganlık çağındaki kadınlar menstruasyonla demirkaybetmektedir. Postmenopozlu kadınların uzun zamandır menstrualkanamaları olmaması nedeniyle demir kayıpları da yoktur.

Araştırmaya dahil edilen kadınların sodyum alımları incelendiğinde;premenopozlu kadınların günlük ortalama 1956.57±471.09 mg/gün,postmenopozlu kadınların ise günlük ortalama 2592.71±260.71 mg/günsodyum aldıkları görülmüştür. Gruplar arası günlük ortalama sodyum alımmiktarlarının farkı istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur (p>0.05).Sodyum alımının yüksek olması kan basıncı üzerine olumsuz etkiler yapar.Hipertansiyonu olanların sodyum alımlarına dikkat etmeleri sadece sofratuzunu değil, hazır veya yarı hazır besinlerin içindeki sodyum ve sodyumbileşiklerini bilip bunları da kısıtlamaları gerekir (Duyff 2002).

Günlük ortalama fosfor tüketimi ise premenopozlu kadınlar da1041.86±141.94 mg/gün, postmenopozlu kadınlar da ise 1157.54±65.41mg/gün olarak belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda aradakifark önemsiz bulunmuştur (p>0.05). Kadınların günlük ortalama potasyumalımları; premenopozlular da 2145±224.67 mg/gün, postmenopozlular da2680.79±l 88.84 mg/gün olarak hesaplanmıştır. Ortalamalar arasındaki farkistatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Çizelge 9' de kadınların ortalama A vitamini, keratin IU alımlarıincelendiğinde; premenopozluların günlük ortalama A vitamin alımları6130.43±2055.08 IU/gün, postmenopozluların ise 7348.17±1355.05 IU/günolduğu görülmektedir. Günlük ortalama A vitamini alımları arasındaki farkyapılan t testi sonucu önemsiz bulunmuştur (p>0.05). Kadınlar için önerilenA vitamini tüketim miktarları günlük ortalama ±% 33'e göre 5000 IU' dır(Baysal 2002). Hem premenopozlu hem de postmenopozlu kadınların bumiktarı aşarak vitamin A aldıkları çizelgeden de görülebilmektedir. Sürekliolarak gereksinmenin çok üstünde alınan vitamin A' nınmukopolisakaritlerin sert tipte olanlarını yumuşattığı, dolayısıylakemiklerde bozukluklara yol açtığı belirtilmektedir. Vitamin A' nın butoksik özelliklerinden dolayı önerilen miktarlar da tüketilmesigerekmektedir (Baysal 2002).

47

Araştırmaya dahil edilen kadınların tiamin alımları incelendiğinde ise;premenopozlu kadınların günlük ortalama 1.04±0.165 mg/gün,postmenopozluların ise 1.22±0.109 mg/gün tiamin aldıkları görülmüştür.Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gruplar arasındaki fark ise önemsizolarak bulunmuştur (p>0.05). Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım ile SağlıkÖrgütlerince Kurulan Ortak Uzmanlar Kurulu, deneysel bulguların yanındabireysel ayrıcalıkları da düşünerek günlük 0.4 mg/1000 kalori (4184kj)tiamin alınmasını önermiştir . Türkiye için önerilen günlük tiamin alımı da20-49 yaş için 0.9 mg/gün, 50-69 yaş için ise 0.7mg/gün olarakbelirlenmiştir (Baysal 2002). Kadınların tiamin alımları Türkiye içinönerilen miktarların üstündedir. Ancak ağızdan alınan fazla miktarlardakitiaminin toksik etki yaratmadığı bildirilmektedir.

Kadınların günlük riboflavin alımlarına bakıldığında; premenopozlukadınların günlük ortalama 0.80±8.45 mg, postmenopozluların ise1.10±8.95 mg/gün olduğu görülmüştür. Gruplar arası günlük ortalamariboflavin alım miktarlarının farkı ise istatistiksel olarak önemsizbulunmuştur (p>0.05). Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım ile SağlıkÖrgütlerince Kurulan Ortak Uzmanlar Kurulu, günlük 0.55 mg/1000 kalori(4184kj) riboflavin alımımı önermiştir(Baysal 2002). Türkiye için önerilenmiktar ise 20-49 yaş için 1.2 mg/gün, 50-69 yaş için ise 1,0 mg/gün olarakbelirlenmiştir (Baysal 2002). Premenopozluların önerilen bu miktarınaltında kaldıkları, postmenopozluların ise referans aralıkları arasındariboflavin aldıkları çizelgede de görülmektedir.

Çizelge 9'da kadınların niasin alımları incelendiğinde;premenopozluların günlük ortalama 12.75±4.364 mg, postmenopozlularınise 14.71±2.429 mg niasin aldıkları görülmektedir. Her iki gruptakikadınların da Türkiye için önerilen (±% 33'e göre; 20-49 yaş 14 mg, 50-69yaş 12 mg ) miktarlara uygun niasin aldıkları görülmüş ve iki gruparasındaki farkın istatistiksel olarak önemsiz olduğu bulunmuştur (p>0.05).

Yine aynı çizelgeden kadınların vitamin C alımlarına bakıldığında;premenopozluların günlük ortalama 151.571 ±33.274 mg,postmenopozluların ise 153.125±23.069 mg vitamin C aldıklarıgörülmektedir. Türkiye'deki kadınlar için önerilen vitamin C tüketimmiktarları; 20-49 yaş için 75 mg/gün, 50-69 yaş için 60 mg/gün (±% 33' egöre)' dür (Baysal 2002). Araştırma kapsamındaki kadınların bu rakamlarınçok üstünde miktarlarda vitamin C aldıkları çizelgeden degörülebilmektedir. Aşırı vitamin C alımının bazı kimselerde (örneğin,glikoz 6-fosfat dehidrogenaz enzimi yetersizliği olanlarda) toksik etkigösterdiği bildirilmiştir. Yüksek doz vitamin C bu kimselerde oksalat veürat taşlarının oluşumu ve kırmızı kan hücrelerinin hemolizi ile bağlantılıbulunmuştur. Aynı zamanda vitamin C nin yüksek doz alımında emilimdeazaldığından yararı da sınırlıdır (Baysal 2002). Bütün bunlar göz önüne

48

alındığında vitamin C'nin alımı uygun değerlere indirilmelidir. Vitamin Cnin alımının bu derece yüksek çıkması; araştırma dahilindeki kadınlarınsosyo-ekonomik seviyeleri, araştırma verilerinin kış aylarında toplanılmasıve İcış aylarında bol ve ucuz olan elma, portakal, mandalina gibi meyvelerinaşırı tüketimlerinden olduğu düşünülmektedir. Gruplar arasında yapılangünlük ortalama vitamin C alım miktarlarının farkı yapılan t testi sonucuistatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Kadınların enerji ve besin öğeleri alımlarının yeterlilik durumlarıçizelge 4.10 da görülmektedir.

Çizelge 10. Kadınların enerji ve besin öğesi alım düzeylerinin RDA'yagöre değerlendirilmesi.

Ene

rji

Tük

etim

Düz

eyi

Yeterli

Yetersiz

Fazla

Genel Toplam

Premenopozn:7

Sayı

4

2

1

7

%

57.14

28.57

14.29

100.0

Postmenopozn:24

Sayı

15

1

8

24

%

62.50

4.17

33.33

100.0

Genel Toplamn:31

Sayı

19

3

9

31

7 0

61.29

9.68

29.03

100.0

x2 - 4.038 SD : 2 P>0.05

Pro

tein

Tük

etim

Düz

eyi

Yeterli

Yetersiz

Fazla

Genel Toplam

4

-

3

7

57.15

-

42.85

100.0

9

1

14

24

37.50

4.16

58.34

100.0

13

1

17

31

41.94

3.23

54.83

100.0

x2 = 2.027 SD : 2 P>0.05

Kal

siyu

mT

üket

imD

üzey

i

Yeterli

Yetersiz

Fazla

Genel Toplam

4

1

2

7

57.14

14.28

28.58

100.0

16

2

6

24

66.66

8.34

25.0

100.0

20

3

8

31

64.52

9.68

25.80

100.0

x2 = 0.301 S D : 2 P>0.05

Dem

irT

üket

imD

üzey

i

Yeterli

Yetersiz

Fazla

Genel Toplam

5

1

1

7

71.42

14.29

14.29

100.0

8

5

11

24

33.33

20.84

45.83

100.0

13

6

12

31

41.94

19.35

38.71

100.0

x2 = 3.389 SD : 2 P>0.05

Vit

. AT

üket

imD

üzey

i

Yeterli

Yetersiz

Fazla

Genel Toplam

2

3

2

7

28.57

42.86

28.57

100.0

6

9

9

24

25.0

37.50

37.50

100.0

8

12

11

31

25.80

38.72

35.48

100.0

x2 = 0.189 SD:2 P>0.05

49

Tia

min

Tük

etim

Düz

eyi

Yeterli

Yetersiz

Fazla

Genel Toplam

5

2

7

71.43

-

28.57

100.0

11

1

12

24

45.84

4.16

50.0

100.0

16

1

14

31

51.61

3.23

45.16

100.0

x2 = 1.531 SD:2 P>0.05

Rib

ofla

vin

Tük

etim

Düz

eyi

Yeterli

Yetersiz

Fazla

Genel Toplam

6

1

-

7

85.72

14.28

-

100.0

14

3

7

24

58.34

12.50

29.16

100.0

20

4

7

31

64.52

12.90

22.58

100.0

x2 = 2.685 SD : 2 P>0.05

Nia

sin

Tük

etim

Düz

eyi

Yeterli

Yetersiz

Fazla

Genel Toplam

1

5

1

7

14.29

71.42

14.29

100.0

5

10

9

24

20.84

41.66

37.50

100.0

6

15

10

31

19.35

48.39

32.26

100.0

X2 = 2.017 SD:2 P>0.05

Vit

. C

Tük

etim

Düz

eyi

Yeterli

Yetersiz

Fazla

Genel Toplam

1

6

7

-

14.28

85.72

100.0

2

5

17

24

8.33

20.84

70.83

100.0

2

6

23

31

6.45

19.35

74.20

100.0

x2 - 0.865 SD : 2 P>0.05

Çizelge 10'dan kadınların enerji tüketim düzeyleri incelendiğindepremenopozluların % 57.14'nün yeterli,% 28.57'nin yetersiz,% 14.29'nunise fazla, postmenopozluların % 62.50'nin yeterli,% 4.17'nin yetersiz,%33.33'nün ise fazla enerji aldığı görülmektedir. Yapılan ki kare analizindegruplar arsındaki enerji alım düzeyleri arası farklılık önemsiz bulunmuştur(p>0.05). Bununla birlikte araştırma kapsamına alınan kadınlarıntoplamının %70.97'sinin enerji alımının yeterli veya az seviyede olmasınakarışın kadınların BKİ' lerine bakıldığında (Çizelge 14), % 45.16'sınınşişman, % 35.48'inin hafif şişman, % 3.22'sinin ise morbid şişman, %16.13'ün ise normal olduğu görülmüştür. Bu durumda aradaki bu farklılığınfiziksel aktivitedeki azlığa bağlı olabileceği düşünülmektedir. Çünkükadınların harcadıkları enerji aldıkları enerjiden az bulunmuştur (Çizelge11, Çizelge 12).

Protein alımları yine aynı çizelgeden incelendiğinde genel toplamda17 kadının (genel toplamın % 54.83'ü) gereksinimlerinden daha fazlaprotein aldıkları görülmektedir. Ancak unutulmaması gerekir ki proteineksikliğinde olduğu gibi fazlalığında da çeşitli problemler oluşabilir.Örneğin gereksinmenin iki katından çok protein alımında idrarla kalsiyumatımı artar (Baysal 2002). Menopoz sonrası osteoporozisin temelnedenlerinden biride idrarla kalsiyum kaybının fazla olmasıdır (Şanlıer

50

1995). Bu nedenle menopoz dönemindeki kadınların diyetlerindekihayvansal protein miktarları mutlaka önerilen seviyelerde tutulmalıdır.Premenopozlu kadınların % 57.15'i yeterli, % 42.85'i fazla miktardaprotein alırken bu grupta yetersiz düzeyde protein alan bulunmamaktadır.Postmenopozlu kadınların ise % 37.50'si yeterli seviyede,% 4.16'sıyetersiz seviyede ve % 58.34'ü ise fazla miktarda protein almaktadır.Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gruplar arası protein alımı arasındakifark önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Araştırma kapsamına alınan kadınların kalsiyum alımlarıincelendiğinde; genel toplam da % 64.52'sinin yeterli seviyelerde kalsiyumaldığı görülürken, premenopozluların % 57.14'ünün yeterli, % 14.28'ininyetersiz, % 28.58'ini ise fazla miktarda kalsiyum aldığı ,postmenopozluların ise % 66.66'sının yeterli, % 8.34'ünün yetersiz, %25.0'ının ise fazla miktarda kalsiyum aldıkları belirlenmiştir. Her iki gruptada yeterli seviyede kalsiyum alanların ilk sırada yer aldığı görülmüş vegruplar arası kalsiyum alım düzeyleri farkı istatistiksel olarak önemsizbulunmuştur (p>0.05).

Kadınların demir alım düzeylerine bakıldığında; postmenopozlular dailk sırada fazla alanların olduğu (% 45.83) ve bunu sırasıyla yeterlialanların (% 33.33), yetersiz demir alanların (% 20.84) takip ettiğigörülmektedir. Premenopozlular da ise ilk sırada yeterli alanlar (% 71.42),ardından aynı oranlar da yetersiz ve fazla tüketenlerin geldiğigörülmektedir (% 14.29). Yapılan ki kare analizi sonucun da gruplararasında demir alım düzeyleri arasındaki farklılık önemsiz bulunmuştur(p>0.05).

Çizelge 10' dan kadınların vitamin A alım düzeyleri incelendiğinde;genel toplam da kadınların % 35.48'inin fazla düzeyde vitamin A aldığıgörülmektedir. Premenopozlular da gereksinimin üstünde bu vitamini alan2 kişi varken bu rakam postmenopozlular da 9' a çıkmaktadır.Premenopozluların % 28.57'si yeterli, % 42.86'sı yetersiz, % 28.57'si isefazla düzeyde vitamin A alırken, postmenopozluların % 25.0'ı yeterli, %37.50'si yetersiz, % 37.50'si ise fazla düzeyde vitamin A almaktadır.Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gruplar arasında vitamin A alımdüzeyleri farklılığı önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Yine aynı çizelgeden kadınların tiamin alımlarına bakıldığında;premenopozlular da tiamini yetersiz seviyede alan hiç kimseninbulunmadığı, buna karşı postmenopozlular da bir kişinin bulunduğugörülmektedir. Premenopozluların % 71.43'ü yeterli, % 28.57'si fazladüzeyde tiamin alırken, postmenopozluların % 45.84'ü yeterli, % 4.16'sıyetersiz, % 50.0'ı ise fazla düzeyde tiamin almaktadır. Yapılan ki kare

51

analizinde gruplar arasındaki tiamin alım düzeyleri arası farklılık önemsizbulunmuştur (p>0.05).

Bir diğer vitamin olan riboflavin alım düzeyleri çizelgeden degörülebileceği gibi her iki grupta da ilk sırayı alan riboflavinin yeterliseviyede alımıdır. Premenopozluların tamamına yakını (% 85.72'si) yeterli,% 14.28'i yetersiz tiamin alırken, postmenopozlularm % 58.34'ü yeterli, %12,50'si yetersiz, % 29.16'sı ise fazla düzeyde tiamin almaktadır. Gruplararasındaki fark yapılan istatistiksel analiz sonucunda önemsiz bulunmuştur(p>0.05).

Araştırma kapsamına alman 31 kadını niasin alım seviyeleriincelendiği de; genel toplamda büyük çoğunluğun (% 48.39) yetersizdüzeyde niasin aldığı çizelge 4.10' dan görülmektedir. Premenopozlularınbüyük çoğunluğu (% 71.42) yetersiz, % 14.29'u yeterli ve % 14.29'u fazlaniasin alırken, postmenopozlularm büyük çoğunluğu ( % 41.66) yetersiz, %37.50'si fazla ve % 20.84'ü ise yeterli seviyelerde niasin almaktadır.Yapılan ki kare önemlilik testinde gruplar arsındaki niasin alım düzeyleriarasındaki farklılık önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Vitamin C alımları çizelge 10'da incelendiğin de genel toplamda, ikigrup arasında, ilk sıraya fazla düzeyde vitamin C alanların girdiğigörülmektedir. Premenopozluların tamamına yakını (% 85.72) fazladüzeyde bu vitamini alırken, % 14.28'i yetersiz seviyede almaktadır.Ayrıca bu grupta bu vitamini yeterli düzeyde alan bulunmamaktadır.Postmenopozlularm büyük bir kısmı (% 70.83'ü) fazla, % 20.84'ü yetersizve % 8.33'ü ise yeterli düzeyde vitamin C almaktadır. Yapılan istatistikselanaliz sonucunda gruplar arasında vitamin C alım düzeyleri arası farklılıkönemsiz bulunmuştur (p>0.05).

7.4.2 Kadınların günlük enerji harcamaları

Bu bölümde kadınlara ait fiziksel aktivite, dinlenme metabolik hız vetoplam enerji alımı ve toplam enerji harcamasına ilişkin bulgularınortalama değerlerine yer verilmiştir.

52

Çizelge 11. Kadınların menopoz durumlarına göre günlük enerjiharcamaları ortalamaları.

Fiziksel Aktivite(kkal/gün)

D.M.H. (kkal/gün)

Toplam EnerjiHarcaması(kkal/gün)

Toplam EnerjiAlımı

(kkal/gün)

Pre(n:7)Post(n:24)

Pre

Post

Toplam

Pre

Post

Toplam

Pre

Post

Toplam

Pre

Post

Toplam

X

669.12

609.67

623.10

1362.05

1318.21

1328.87

2035.04

1927.82

1950.58

2113.0

2483.25

2399.64

Sx

72.31

33.67

30.49

12.11

17.11

13.87

80.20

42.10

37.12

252.56

131.79

118.28

Sd

191.32

164.95

169.76

32.06

85.54

77.26

212.19

206.28

206.71

668.22

645.68

658.55

Min

358.40

294.0

294.0

1307.50

1110.50

1110.50

1665.90

1634.30

1634.30

1364.0

1285.0

1285.0

Max.

945.0

1087.50

1087.50

1411.90

1420.60

1420.60

2322.10

2447.20

2447.20

3133.0

3720.0

3720.0

t

0.811

1.346

1.205

-1.325

P

0.547

0.044*

0.997

0.758

*p<0.05

Çizelgeden görülebileceği gibi, günlük fiziksel aktivite ortalamasıpremenopozlular da 669.12±72.31 kkal/gün, postmenopozlular da609.67±33.67 kkal/gün' dür. Gruplar arasında fiziksel aktivite harcamadüzeyleri arasındaki fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur (p>0.05).Fiziksel aktivite kişiden kişiye değişiklik gösterir ve toplam enerjiharcamasına etkisi farklı olur. Toplum için enerji alım standartlarıönerilirken toplumum oluşturan insanların boy ve ağırlık durumları ileyaşam koşullan dikkate alınır. Yaş ilerledikçe gereksinim ve fizikseluğraşılar azalacağından enerji alım miktarı ayarlanmalıdır (Baysal vd1999).

Kadınların D.M.H' lan çizelge 11' den incelendiğinde premeno-pozlular la postmenopozlular arasında yaklaşık 43.84 kkal/gün'lük birfarkın olduğu görülmektedir. îki grup arasındaki bu farklılık yapılan samplepaired t test analizi sonucunda önemli bulunmuştur (p<0.05). Dinlenmemetabolik hız, dinlenme anında vücudun çalışması için harcanan enerjidir.Vücut yüzeyi, cinsiyet, yaş, gebelik, kas dokusu, büyüme, endokrinhormonlar, uyku, ateşli hastalıklar, çevre ısısı, menstruasyon durumuD.M.H' ı etkiler (Baysal 2002). Postmenopoz dönemindeki kadınlarınpremenopozlulara göre D.M.H' larındaki düşüklüğün nedeninin yaşlan vekanamalarının tamamen kesilmiş olması, olabileceği düşünülmektedir.

Çizelge toplam enerji harcaması ve enerji alımı yönündenincelendiğinde 1950.58±37.12 kkal/gün harcamaya karşın 2399.64±118.28kkal/gün alım dikkati çekmektedir. Yapılan paired sample t testi sonucunda

53

ortalamalar arası fark önemli bulunmuştur (p<0.01). Enerji harcaması vealımı arasında bir dengenin olması gerekir. Alım, harcamadan fazla olursabu durumda enerji yağa çevrilerek depolanır ve sonuçta şişmanlık ortayaçıkar. Araştırmaya alınan kadınlar da normal kilolu oranı düşük ve %45.20'si şişman ,% 35.48'i hafif şişman, % 3.22'si morbid şişman olarakbelirlenmiştir (Çizelge 4.14).

Toplam enerji harcamasının premenopozlular da postmenopozlularagöre daha fazla, enerji alımının ise daha az olduğu aynı çizelgedenizlenebilir. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gruplara göre enerjiharcaması ve alımları arasındaki fark önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Kadınların ortalama günlük fiziksel aktivite, dinlenme metabolik hız,toplam enerji harcamaları ve alımlarının yaş gruplarına göre dağılımlarıÇizelge 12' de verilmiştir.

Çizelge 12. Kadınların yaş gruplarına göre günlük enerji harcamalarıortalamaları.

FizikselAktivite(kkal/gün)

D.M.H.(kkal/gün)

ToplamEnerjiHarcaması(kkal/gün)

ToplamEnerjiAlımı(kkal/gün)

39-49 Yaş50-60 Yaş61 ve üstüyaş

Toplam39-49 Yaş50-60 Yaş61 ve üstüyaşToplam

39-49 Yaş50-60 Yaş61 ve üstüyaşToplam39-49 Yaş50-60 Yaş61 ve üstüyaşToplam

n

917

5

31917

5

31917

5

31917

5

31

X522.63699.09

545.56

623.101326.801368.50

1193.14

1328.871849.442069.82

1738.60

1950.582454.222359.11

2439.0

2399.64

Sx

31.9745.01

32.25

30.4920.947.89

22.06

13.8735.6748.11

42.09

37.12208.09175.02

273.67

118.28

Sd

95.92185.58

72.12

169.7662.8432.54

49.34

77.26

107.03198.37

94.12

206.71624.27721.65

611.96

658.55

Min

358.40294.0

447.30

294.01168.301316.20

1110.50

1110.501655,01636.0

1634.30

1634.301350.01285.0

1665.0

1285.0

Max.

620.801087.50

649.70

1087.501377.101420.60

1236.50

1420.601975.02447.0

1865.20

2447.203720.03505.0

3236.0

3720.0

t

4.752

28.546

10.257

0.068

P

0.017*

0.000»

0.000*

0.935

*p<0.01 **p<0.05

Yaş grupları dikkate alınarak fiziksel aktivite değerleriincelendiğinde;50-60 yaş grubundaki kadınların 699.09±45.01, 61 ve üstüyaş grubundaki kadınların 545.56±32.25 kkal/gün, 39-49 yaş grubundakikadınların ise 522.63±31.97 kkal/gün olduğu görülmektedir. Yapılanannova testi ile gruplar arasındaki farklılık önemli bulunmuştur (p<0.05).

Yine 50-60 yaş grubundaki kadınların DMH değerleri, diğer yaşgrubundakilere göre daha yüksek bulunmuştur. Gruplar arsındaki DMHfarklılığı istatistiksel olarak da önemli bulunmuştur (p<0.01).

54

Fiziksel aktiviteleri ve DMH' lan dikkate alınarak hesaplanan toplamenerji harcamalarına göre yine 50-60 yaş grubundaki kadınlar ilk sırada yeralmaktadır (2069.82±48.11kkal/gün). Bunu 39-49 yaş grubu(1849.44±35.67 kkal/gün) ve 61 ve üstü yaş grubu (1768.60±42.09kkal/gün) izlemektedir. Enerji harcamaları arasındaki farklılık, yaşgruplarına göre yapılan annova testi sonucunda önemli bulunmuştur(p<0.01). Türkiye' de orta derecede fiziksel aktivite durumundaki 31-60yaş arası kadınlar için referans enerji harcaması 2100 kkal/gün, 61 veüstü için bu değer 1900 kkal/gün' dür (Baysal 2002).

Araştırma sonuçlarına bakıldığında her üç yaş grubunda da burakamların altında enerji harcandığı saptanmıştır.

7.5. Kadınların Antropometrik Ölçümleri ve VücutKompozisyonları

Bu bölümde kadınlara ait boy, kilo, bel ve kalça çevresi ölçümlerineait bulgular ve bunların değerlendirilmelerine yer verilmiştir.

Çizelge 7.13. Kadınların yaş gruplarına ve menopoz durumlarına göre bazıantropometrik ölçüm ortalamaları.

rupl

arY

aşG

39-49 Yaş

50-60 Yaş

61 ve üstü yaş

Toplam

o =1 İ

Premenopoz

Postmenopoz

Toplam

Boy uzunluğu

(cm)

151.78*4,84

158,94± 1,01

151 O±3.55

155.54 ± 1.68

f= 2.758

P=0.081

158.29±1.39

154.75 ±2.13

155.54 ± 1.68

1-0.872

p = 0.308

Ağırlık

ölçümü (kg)

69.89±3.I3

73.41 ±2.58

73.6O±3.56

72.41± 1.75

f= 0.410

p = 0.667

70.57±3.91

72.94 ±1.99

72.41 ±1.75

t = - 0.563

p = 0.874

BKI

(kg/m2)

31.16±2.7O

29.05±1.03

32.51±2.O6

30.2l± 1.01

f-0.893

p-0.421

28.15±4.09

30.82±5.97

30.21± 1.01

1--1.I04

p = 0 437

Bel çevresi

ölçümü (cm)

94.22±2.93

92.18±2.19

102.20i 1.74

94.38±1.59

f= 2.743

p = 0.082

94.57±4.04

94.33±1.75

94.38± 1.59

t = 0.061

p = 0.322

Kalça çevresi

ölçümü (cm)

111 78±2.72

113.76±2.61

118.O±2.07

113.87±1.67

f = 0.708

p = 0.501

111.7U3.39

I14.5O±1.94

113.87±1.67

t--0.691

p = 0.996

Bel/Kalça

oranı

0.83 ±1.94

0.80 ±1.69

0.86±2.13

0.8211.18

f = 2.096

P = 0.142

0.83 ±2.62

0.81 ±2.62

0.82 ± 1.18

t = 0.434

p = 0.856

Çizelge 13 incelendiğinde; yaş gruplarına göre en uzun boylukadınların 50-60 yaş arasında olduğu (158.94±1.01 cm), bunu 39-49 yaşgrubu (151.78±4.84) ve ardından 61 ve üstü yaş grubunun takip ettiğigörülmektedir. Yapılan annova t testi sonucunda boy uzunlukları arasındakifark, yaş grupları arasında önemsiz bulunmuştur (p>0.05). Menopozdurumlarına göre boy uzunluklarına bakıldığında premenopozluların

55

(158.29il.39 cm) post menopozlulardan (154.75±2.13 cm) daha uzunoldukları görülmektedir ve yapılan t testi sonucunda gruplar arasındaki boyuzunlukları farkı istatistiksel açıdan önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Yine aynı çizelgeden kadınların yaş gruplarına göre ağırlık ölçümleriincelendiğinde ilk sırayı 73.60±3.56 kg ile 61 ve üstü yaş grubunun aldığı,bunu sırasıyla 50-60 yaş grubunun (73.41±2.58 kg) ve 39-49 yaş grubunun(69.89±3.13 kg) takip ettiği görülmektedir. Yapılan istatistiksel analizsonucunda yaş grupları arasındaki ağırlık ölçümü farkı önemsizbulunmuştur (p>0.05). Ağırlığın üst yaş gruplarına doğru artışgöstermesinin ilerleyen yaşla birlikte azalmış fiziksel aktiviteye bağlıolabileceği düşünülmektedir. Kadınların menopoz durumlarına göre ağırlıkölçülerine bakıldığında postmenopozluların ilk sırayı aldığı (72.94±1.99kg) görülmüştür. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gruplar arasındakifark burada da önemsiz bulunmuştur(p>0.05).

Erişkin kadınlarda obezite prevelansı, her 10 yılda belirgin şekildeyükselmektedir (hayatın sonunda azalmaya başlayıncaya kadar). Özelliklemenopozu çevreleyen yıllar kilo artışıyla karakterizedir. Bu durum 42-50yaşlan arasındaki sağlıklı ve başlangıçta premenopozal olan kadınlarınmenopoz sırasındaki davranışsal faktörlerin bir longitudinal araştırmasıolan sağlıklı kadın çalışmasında gözlenmiştir. Bu çalışmanın ilk üç yılındansonra yayımlanan veriler bu kadınların ortalama 2.25 kg aldıklarınıgöstermiştir. Bu kadınların %20 kadarı ilk üç yıl boyunca 4.5 kg almışken,yalnızca % 3'ü bu miktarda kilo vermiştir. Menopozal kadınlardaki kiloartışı hormonal değişikliklerden ziyade yaşlanmayla birlikte görülenpsikolojik ve davranışsal değişikliklerle daha yakından ilişkiligörülmektedir (Laurey et al 2001).

Araştırmaya dahil edilen kadınların BKP leri incelendiğinde; yaşgrupları arasında ilk sırayı vücut ağırlığına benzer şekilde 61 ve üstü yaşgrubu (32.51±2.06) almakta ve ardından 39- 49 yaş grubu (31.16±2.70) ile50-60 yaş grubu (29.05Ü.03) gelmektedir. Beden kitle indeksleri 35-44yaşları arasında 21-26, 45-54 yaşlan arasında 22-27, 55-65 yaşları arasında23-28, 65 ve üstünde ise 24-29 referans aralıklarında tutulmalıdır (Baysalvd, 1999). Kadınların menopoz durumlarına göre BKP leri incelendiğindepremenopozluların ortalama 28.15±4.09, postmenopozluların ise30.82±5.97 olduğu belirlenmiştir. Yapılan analizler sonucunda menopozdurumlarına ve yaş gruplarına göre BKI farkı istatistiksel açıdan önemsizbulunmuştur (p>0.05).

Tek başına bel çevresi ölçümü adipoz dokunun indeksidir, yağsızdokuyla ilişkilidir ve BKI ile iyi bir korelasyon göstererek obezite tanısındakullanılır (Pekcan 1993). Araştırma kapsamındaki kadınların bel çevresiölçümleri yaş guruplarına göre incelendiğinde ilk sırayı yine vücut ağırlığı

56

ve beden kitle indeksine benzer şekilde 61 ve üstü yaş grubu (102.20±1.74)almakta bunu 39-49 yaş grubu (94.22±2.93 cm) ve ardından 50-60 yaşgrubu (92.18i2.19 cm) takip etmektedir. Yapılan istatistiksel analizsonucunda bel çevresi ölçümleri arasındaki fark yaş gruplarında önemsizbulunmuştur (p>0.05). Menopoz durumlarına göre bel çevresi ölçümleriincelendiğinde, her iki grubunda birbirine çok yakın değerlere sahip olduğugörülmektedir. Grupların bel çevresi ölçümleri arasındaki fark yapılan ttesti sonucunda istatistiksel açıdan önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Kalça çevresinin tek başına ölçümü de bölgesel adipoz dokumiktarının, alt vücut şişmanlığının, bel çevresiyle birlikte adipoz dokudağılımının iyi bir göstergesidir (Pekcan,1993). Yaş grupları arasında kalçaçevresi ölümlerine bakıldığında; vücut ağırlığı, beden kitle indeksi ve belçevresi ölçümlerine benzer şekilde yine ilk sırayı 61 ve üstü yaş grubu(118.0i2.07 cm) almakta , bunu 50-60 yaş grubu (113.76i2.61 cm) veardından 39-49 yaş grubu (111.78±2.72 cm) takip etmektedir. Yapılanistatistiksel analiz sonucunda yaş grupları arasında kalça ölçümleriaçısından önemli bir ilişki olmadığı bulunmuştur (p>0.05). Menopozdurumlarına göre kalça çevresi ölçümleri incelendiğinde;postmenopozluların ilk sırayı aldığı görülmektedir. Yapılan analizsonucunda kalça çevresi ölçümleri arasındaki fark menopoz durumlarınagöre oluşturulan gruplarda istatistiksel açıdan önemsiz bulunmuştur.

Şişmanlığın saptanmasında bir kriter olan bel/ kalça oranıhesaplamasında; bel ve göğüs çevreleri bedenin üst kısmında, kalça veuyluk çevreleri bedenin alt kısmındaki yağ birikimini gösterir. Kadın veerkeklerde bu oranın artması kalp hastalıkları için bir risk faktörüdür.Kadınlarda bu oranın 0.85'in üstüne çıktığı hallerde koroner arterhastalıkları için risk oluşur. Kadınlar yaş gruplarına ve menopozdurumlarına göre incelendiğinde her iki grupta da riske yatkınlığın olduğuÇizelge 13' de görülmektedir. Bel/ kalça oranı arasındaki fark yaşgruplarına ve menopoz durumlarında göre istatistiksel açıdan önemsizbulunmuştur (p>0.05).

Kadınların yaş grupları ve menopoz durumları dikkate alınarak bedenkitle indekslerine göre şişmanlık durumları Çizelge 14' de verilmiştir.

57

Çizelge 14. Kadınların yaş gruplarına ve menopoz durumlarına göreşişmanlık durumları

Yaş

Gru

plan

Men

opoz

Dur

umu

39-49

50-60

61 ve üstü

Toplam

Premenopoz

Postmenopoz

Toplam

n

9

17

5

31

7

24

31

NormalSayı

1

4

-

5

3

2

5

11.11

23.53

-

16.13

42.86

8.34

16.13

Hafif şişmanSayı

5

5

1

11

2

9

11

%

55.55

29.42

20.0

35.48

28.57

37.50

35.48

ŞişmanSayı

2

8

4

14

2

12

14

%

22.23

47.05

80.00

45.16

28.57

50.00

45.16

MorbidSayı

1

-

1

-

1

1

%

11.11

-

-

3.23

-

4.16

3.23

Yaş gruplarına göre kadınların beden kitle indekslerine bakıldığında39-49 yaş grubundaki kadınların büyük çoğunluğunun hafif şişman (%55.55) olduğu görülmektedir. 50-60 yaş grubunda ise ilk sırayı şişmanlarınaldığı (% 47.05), 61 ve üstü yaş grubunda ise büyük çoğunluğun 50-60 yaşgrubuna benzer şekilde şişman (% 80.0) olduğu belirlenmiştir. Araştırmayadahil edilen 31 kadından sadece bir tanesi beden kitle indeksine göremorbidtir; bu kadın 39-49 yaş grubunda olup postmenopozedir. Kadınlarınmenopoz durumlarına göre beden kitle indeksleri incelendiğindepremenopozluların büyük çoğunluğunun normal (% 42.86) BKP ne sahipolduğu, buna karşın postmenopozluların büyük çoğunluğunun % 50 şişmanolduğu belirlenmiştir. Genel toplam da kadınların % 16.13'ünün normal, %35.48'inin hafif şişman, % 45.16'sının şişman, %3.23'ünün ise morbidolduğu Çizelge 14' den görülebilmektedir.

7.6. Kadınlara Ait Biyokimyasal Bulgular

Bu bölümde kadınlara ait bazı biyokimyasal kan bulgularının ortalamadeğerlerine yer verilmiştir.

58

Çizelge 15. Kadınların bazı biyokimyasal değerlerinin (

Glikoz(3.89-6.11 mmol/L)Kolesterol(<200) mg/dL)Trigliserit(0.4-1.53 mmol/L)HDL(0.78-2.2 MMOL/1)LDL(<3.37 mmol/L)VLDL(0.21-0.83 mmol/L)Kalsiyum(2.1-2.5 mmol/L)Demir(8.9-30.4 mmol/L)

WBC(4.5-11 x 10*3/|xL)RBC(3.8-5.3 xlOA6/nL)HGB(11.7-16 s/db)Hemotokrit (%)(35-47 %)Estradiol(Men. 5-54.7 pg/mLl)FSH(Men. 25.8-134.8 Miu/mL)LH(Men. 7.7-58.5 mlU/mb)

Pre(n:7)Post (n:24)PrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePostPrePost

X

5.746.29

210.14189.69

1.291.271.121.583.593.370.570.652.312.3211.2015.607.587.474.604.7513.0

14.0638.9040.5341.0818.7470.6650.7532.9019.80

Sx

0.320.3114.8616.600.340.149.177.590.200.170.147.155.693.251.680.680.950.350.177.890.500.191.220.548.642.0616.245.745.332.48

Sd

0.861.55

39.3381.360.910.680.240.370.540.870.380.350.150.154.463.332.531.710.460.381.330.973.232.68

22.8610.0942.9928.1214.1112.18

ortalamaları

t

-0.886

0.638

0.038

-3.097

0.634

-0.518

-0.116

-2.847

0.131

-0.918

-2.347

-1.356

3.783

1.458

2.420

P

0.299

0.290

0.322

0.379

0.254

0.855

0.984

0.617

0.337

0.800

0.170

0.921

0.001*

0.124

0.224

*p<0.01

İnsan organizmasında serbest halde kanda bulunan glikoz miktarlarıaraştırmaya dahil edilen kadınlar üzerinde incelendiğindepremenopozluların ortalama 5.74±0.32 mmol/L ile önerilen referansaralığında kaldığını, buna karşın postmenopozluların 6.29±0.31 mmol/L ilereferans aralığının üst sınırının üzerinde yer aldıkları görülmüştür. Yapılant testi sonucunda gruplar arasındaki, kandaki glikoz düzeyi farklılığıönemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Kolesterol insan vücudunda hücreler de vücut sıvılarında bulunur.Kadınların kandaki kolesterol seviyelerini Çizelge 15'den bakıldığındapremenopozluların kolesterol seviyesinin üst sınırı geçtiği buna karşınpostmenopozluların kolesterol seviyelerinin normal sınırlarda olduğugörülmüştür. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda kandaki kolesteroldüzeyi farklılığı gruplar arasında önemsiz bulunmuştur (p>0.05). Diyetle

59

çok miktarda alınan doymuş yağ asitlerinin kandaki kolesterolü arttırıcı,doymamış yağ asitlerinin ise azaltıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Yineharcadığından çok enerji alan şişman kimseler arasında kan kolesterolündeartış görülenlerin oranının, dengeli enerji alanlardan daha yüksek olduğu dabelirtilmektedir (Baysal 2002)

Araştırma dahilindeki kadınların kanlarındaki HDL (yüksek dansitelilipo-protein) düzeyleri incelendiğinde; her iki grubunda normal sınırlardaseyrettiği görülmüş ve yapılan istatistiksel analiz sonucunda gruplararasında HDL değerleri açısından oluşan fark önemsiz bulunmuştur(p>0.05). Bugün halk arasında iyi kolesterol olarak bilinen HDL' nin kandayükselmesi durumunda kolesterol karaciğere taşınarak safra ve benzerürünlere yıkılır. Böylece damar sertliği olasılığı azalır. Bütün bunlardandolayı kan kolesterolünün normal düzeyi aşmaması (200mg/100ml) veHDL' nin mümkün olduğunca yüksek ve LDL' nin düşük olması kalp vedamar hastalıklarından korunma önlemlerinden biri olarak önerilmektedir(Baysal 2002).

Çizelge 15'ten kadınların kandaki LDL-kolesterol ve VLDL-kolesterolseviyeleri incelendiğinde premenopozluların LDL düzeylerinin sınırlarınüstünde (3.59±0.20) ve VLDL düzeylerinin ise normal sınırlarda olduğu(0.57±0.14), postmenopozluların LDL düzeylerinin tam üst sınırda(0.37±0.17) buna karşın VLDL' lerinin ise normal sınırlarda (0.67±7.15)olduğu görülmektedir. Gruplar arasında yapılan istatistiksel analizsonucunda hem LDL düzeyi hem de VLDL düzeyi farklılıkları önemsizbulunmuştur (p>0.05).Menopoz ile birlikte östrojen eksikliğine bağlı olaraklipid profilinde olumlu kardioprotektif etki kaybolmakta ve LDL-K/HDL-Koranı artmaktadır (Goldstein et al 1984 ). Çeşitli çalışmalarda menopozutakiben LDL-K düzeylerinde yükselme gösterilmiştir (Kloosterboer et al1990, Göl vd 2002).

Yine aynı çizelgeden kadınların kandaki trigliserid düzeylerinebakıldığında; her iki grubunda normal sınırlarda olduğu görülmüş veyapılan istatistiksel analiz soncunda gruplar arsındaki trigliserid düzeyifarklılığının önemsiz olduğu bulunmuştur (p>0.05).Menopoz ile serumtrigliseridlerin de artma olduğu genel bir kanaat ise de,bu konudaki bilimselveriler henüz yeterli değildir.Göksel (1993),yaptığı çalışmada premenopozve postmenopoz gruplarını VLDL,HDL,LDL ve trigliserid değerleriyönünden karşılaştırdığında gruplar arasında anlamlı bir fark bulamamıştır(p>0.05).

Kalsiyum kemiklerin oluşumunu ve sağlamlığını sağlayan insanvücudu için zorunlu minerallerden biridir. Tüm vücut ağırlığımızın % 1.5-2.0' ını oluşturur. Bu kalsiyumun % 98'i kemikler, % l'i dişlerde, diğer %l'i ise kan dolaşımı ve yumuşak dokularda bulunmaktadır. Bu % l'lik

60

kısmı insan vücudu için hayati rol oynamaktadır. Çünkü bu küçükmiktarlardaki kalsiyum azaldığında vücut kasları düzgün olarak kasılamaz,kan pıhtılaşamaz ve sinir iletimi düzgün olarak yapılamaz. Bu kalsiyumdüzeyi diyetle dışarıdan alınarak veya kemikteki kalsiyum kullanılarakvücut tarafından dengelenmeye çalışılır (populermedikal.com 2004).Araştırmaya katılan kadınların kandaki kalsiyum seviyeleri incelendiğinde;her iki grubunda normal sınırlar da olduğu ve birbirlerine çok yakındeğerlere sahip oldukları görülmüştür (sırası ile 2.31±5.69 mmol/L,2.32±3.25 mmol/L). Yapılan analiz sonucunda ise gruplar arasındaki,kandaki kalsiyum düzeyi farklılığı önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Toplam olarak erkeklerde 3.45g .kadınlarda ise 2.45g kadar demir tümvücuda dağılmış olarak bulunur. Bunun % 60-70 kadarı kan hücrelerindehemoglobin içinde, % 10-12 kadarı kaslarda miyoglobin içinde veenzimlerde, % 15-30'u ise karaciğer,dalak ve kemik iliğinde bulunur(beden eğitimi.s5.com 2004). Kadınlardaki demir sevileri incelendiğinde;kadınların kandaki ortalama demir düzeylerinin istenilen aralıklar daseyrettiği Çizelge 4.15'ten de görülmektedir. Postmenopozluların demirseviyeleri premenopozlulara göre daha yüksek bulunmuştur. Bunun uzunyıllardır devam eden amenore sonucu demir kaybının azalması nedeniyleolduğu düşünülmektedir. Yapılan t testi sonucunda kandaki demir düzeyifarklılığı gruplar arasında önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Kandaki alyuvar (RBC) adlı hücrenin görevi oksijen taşımaktır.Oksijen, alyuvarların yüzeyindeki hemoglobin adlı moleküle tutunaraktaşınır (popüler bilgi.com 2004). Çizelgeden kadınların RBC miktarlarınabakıldığında her iki gruptaki kadınların da kanlarındaki RBC düzeylerininbeklenen seviyelerde olduğu görülmüş ve aralarındaki farkın yapılanistatistiksel analiz sonucunda önemsiz olduğu belirlenmiştir (p>0.05).

En büyük görevi vücudu mikroplara karşı savunmak olan akyuvarların(WBC) sayısı 4000-10000 arasıdır (Konyagsim.gov.tr 2004). Araştırmakapsamındaki kadınların kandaki WBC oranlarına bakıldığında her ikigrubunda normal sınırlarda olduğu, premenopozlularınpostmenopozlulardan biraz daha yüksek seviyede akyuvarları olduğugörülmüştür (sırası ile 7.58±0.95, 7.47±0.35 x 10A3 /uL). Gruplararasındaki WBC düzeyi farkı yapılan t testi sonucunda istatistiksel açıdanönemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Hemotokrit; kanın şekilli kısımlarının (alyuvar, akyuvar vd), sıvıkısımlarına oranıdır (Konya-gsim.gov.tr 2004). Kadınların hemotokritdüzeyleri Çizelge 4.15'ten incelendiğinde; her iki grubunda referansdeğerler arasında Hemotokrit yüzdesine sahip olduğu vepostmenopozluların premenopozlulara göre biraz daha yüksek hematokrityüzdeleri olduğu görülmektedir. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda

61

gruplar arasındaki hematokrit seviyesi farkının önemli olmadığıbelirlenmiştir (p>0.05).

Şanlıer (1995), yaşları 25 ile 60 arasında değişen 75 kadında menopozöncesi ve sonrası kadınların beslenme durumları, kemik mineral dansiteleri,antropometrik, hormonal ve biyokimyasal parametreleri arasındakietkileşim konulu bir çalışma yapmış ve çalışmaya katılan 46 yaş ve üstükadınların açlık kan şekerlerinin, total lipit, kolesterol düzeylerinin normalolarak kabul edilen üst sınıra yakın veya üstünde, HDL- kolesteroldüzeylerinin ise normal sınırlarda olduğunu bildirmiştir. Çalışmasındakadınların hemoglobin ve hematokrit düzeylerini çalışmamıza benzerşekilde normal kabul edilebilir düzeyde olduğunu saptamıştır.

Menopoz durumlarına göre, kadınların hormon seviyeleriincelendiğinde menopozda çok önemli olan kadınlık hormonlarındanestrodiol premenopozlular da ortalama 41.08±8.64 pg/mL ikenpostmenopozlular da 18.74±2.06 pg/mL olarak belirlenmiştir. Menopozlabirlikte estrodiol seviyesinde 5-10 kat azalır, postmenopoza gelindiğinde10-40 pg/mL aralıklarında seyreder (Alper Garner 1985). Görüldüğü gibikadınların estrodiol seviyeleri arasında belirgin bir fark vardır. Yapılanistatistiksel analiz sonucunda bu fark önemli bulunmuştur (p<0.01).Kamacıvd (2001),yaptıkları çalışmada Estradiol düzeylerini premenopozalolgularda Menopozal olgulara göre anlamlı yükseklik gösterdiğinibulmuşlardır.

Folikül sitümüle edici hormon (FSH) seviyelerine bakıldığındapremenopozlular da 70.66±16.24 mlU/mL, postmenopozlular da ise50.75±5.74 mlU/mL olduğu görülmüş ve yapılan istatistiksel analizsonucunda gruplar arasında FSH düzeyi farklılığı önemsiz bulunmuştur(p>0.05).

Çizelge 15'ten kadınların Luteinizan hormon (LH) seviyeleriincelendiğinde premenopozluların ortalama 32.90±5.33 mlU/mL,postmenopozluların ise 19.80±2.48 mlU/mL değerlerine sahip olduğugörülmektedir. Gruplar arasında LH hormon seviyeleri farkı, yapılanistatistiksel analiz sonucunda önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

7.7 Kadınlara Ait Biyofizik Bulgular

Bu bölümde kadınların kemik mineral dansitometrelerini ölçmeksuretiyle elde edilen verilerin ortalama değerlerine yer verilmiştir.

Kemik mineral dansitesi ölçümleri düşük kemik yoğunluğu ve kırıksendromu ile ortaya çıkan osteoporoz tanısını desteklemek ve kanıtlamak,kemik yoğunluğu azaldıkça artan kırık riski bağlamında osteopeniderecesini saptamak, tedavi gereksinimi olup olmadığına karar vermek vetedavinin etkinliğini saptamak amacı ile kullanılan yöntemlerdir. İdealdansitometrik ölçüm; çabuk uygulanabilir ve güvenilir olmalı, kişiyi düşük

62

oranda ışına maruz bırakmalı, az hata payı olmalı, kırık riski konusundafikir verebilmeli, trabeküler ve kortikal kemiği ayrı olarakdeğerlendirilebilmeli ve tedavinin etkinliğinin takibinde güvenli olarakkullanılabilmelidir. Araştırmamızda kullanılan dual enerji x-rayabsorbsiometri (DEXA) (kemik mineral dansitometresi) diğer kemikmineral dansitometresi ölçümlerine oranla daha yeni bir tekniktir, daha kısasürede uygulanır (2-5 dk) ve daha kesin sonuç verir. Radyoizotop maddeyerine x-ışını kullanılır. Lumbal bölge, femur veya tüm vücut ölçülebilir.Radyasyon dozu 1-3 mrem' dir. Duyarlılık oranı yüksektir. Yayılanhuzmenin yoğunluğu diğer ölçüm yöntemlerine oranla daha fazladır.Böylece daha hızlı görüntü elde edilebilir (Kutsal Gökçe 2000).

Çizelge 16 ve 17'de kadınların yaş grupları ve menopoz durumlarınagöre biyofizik ölçümlerinin ortalamaları verilmiştir.

Çizelge 16. Kadınların yaş gruplarına göre biyofizik ölçümlerininortalamaları

Yaş Grupları

_S

J

J

j j

-J -J

J J

39-4950-6061 ve üstü39^950-6061 ve üstü39-4950-6061 ve üstü39-4950-6061 ve üstü39-4950-6061 ve üstü39-4950-6061 ve üstü39-4950-6061 ve üstü39-4950-6061 ve üstü

Yaş Grupları

j J

39-4950-6061 ve üstü39-4950-6061 ve üstü

(n:31)

91759175917591759175917591759175

(n:31)

91759175

( X )1.021.040.931.01

.11

.02

.101.14.07.09

1.081.141.021.080.981.061.101.011.071.091.051.061.131.05

( X )1.07

.10

.08

.09

.11

.11

(Sx)

5.354.227.914.414.227.724.884.067.204.704.169.914.593.837.594.743.817.474.343.907.834.494.097.47

(Sx)

4.483.817.934.654.08.35

(Sd)

0.160.150.170.130.170.170.140.160.160.130.170.220.130,150.160.140.150.160.130.160.170.130.160.16

(Sd)

0.130.150.170.130.160 18

Min.

0.720.740.810.770.850.850.850.930.920.910.820.920.740.800.840.780.860.880.840.850.900.810.910.90

Min.

0.860.870.910.90 ••

0.880.92

Maksi.

1.231.341.241.191.451.281.261.451.331.321.361.521.211.391.261.221.411.281.211.401.351.221.451.30

Maksi.

1.241.421.381.261.401.42

f

0.945

1.022

0.513

0.223

0.794

0.679

0.152

0.732

f

0.144

0.049

P

0.401

0.373

0.604

0.802

0.462

0.515

0.860

0.490

P

0.866

0.958

63

Yetişkinde kemik kitlesi, iskelet gelişimi sırasında varılan en yüksek,en fazla kemik miktarına, yani "doruk kemik kitlesi" ne ve yaşamın dahasonraki dönemlerinde meydana gelen "kemik kaybı" yada "kemik yıkımı"derecesine bağlıdır. Doruk kemik kütlesine ulaşıldıktan sonra kemik kaybıbaşlar ve 85-95 yaşlarına kadar devam eder. Yaşın dışında kadınlardamenopoza bağlı östrojen yetersizliği de kemik kaybı yaratarak osteoporozaneden olur (Kutsal Gökçe 2000).

Bütün bu bilgilere benzer şekilde Çizelge 4.16'dan görülebileceği gibi,bizim çalışmamızda da yaş ilerledikçe düşmektedir. Gruplar arasında yaşgruplarına göre yapılan istatistiksel analiz sonucunda L seviyeleri farklılığıönemsiz bulunmuştur (p>0..05).

Şanher (1995), 21 kadının lumbal vertebralarını ve femur düzeyleriniölçmüş, sonuç olarak çalışmamıza benzer şekilde kadınların yaşlarıilerledikçe kemik mineral içeriklerinde belirgin bir azalma olduğunubildirmiştir.

Çizelge 4.17'de kadınların menopoz durumlarına göre biyofizik ölçümortalamalarına yer verilmiştir.

Çizelge 4.17. Kadınların menopoz durumlarına göre biyofizik ölçümlerininortalamaları

Menopoz Durumu

J

_J

1

Premenopoz

Postmenopoz

Premenopoz

Postmenopoz

Premenopoz

Postmenopoz

Premenopoz

Postmenopoz

Premenopoz

Postmenopoz

Premenopoz

Postmenopoz

(n:31)

7

24

7

24

7

24

7

24

7

24

7

24

( X )

1.05

1.01

1.14

1.05

1.16

1.11

1.10

1.09

1.09

1.03

1.11

1.06

(Sx)

6.29

3.23

5.88

3.33

4.83

3.40

7.15

3.13

5.87

3.13

5.43

3.19

(Sd)

0.16

0.15

0.15

0.16

0.12

0.16

0.18

0.15

0.15

0.15

0.14

0.15

Min

0.74

0.72

0.85

0.77

0.95

0.77

0.82

0.74

0.80

0.74

0.86

0.78

Maksi.

1.27

1.34

1.37

1.45

1.32

1.45

1.32

1.39

1.29

1.39

1.30

1.41

F

0.498

1.202

0.750

0.101

0.893

0.730

P

0.622

0.239

0.454

0.920

0.379

0.470

64

J

I-J

Premenopoz

Postmenopoz

Premenopoz

Postmenopoz

Premenopoz

Postmenopoz

Premenopoz

Postmenopoz

7

24

7

24

7

24

7

24

1.15

1.08

111

1.08

1.13

1.10

1.10

1.07

5.23

3.32

4.88

3.21

5.87

3.25

5.94

3.09

0.13

0.16

0.12

0.15

0.15

0.15

0.15

0.15

0.91

0.81

0.87

0.86

0.88

0.90

0.85

0.84

1.34

1.45

1.24

1.42

1.30

1.42

1.29

1.40

0.991

0.372

0.418

0.437

0.330

0.713

0.679

0.665

Kemik kütlesi çocukluk ve ergenlik döneminde artış gösterir, 30yaşlarında doruk noktasına ulaşır ve 40 yaşından sonra düzenli olarakazalır. Kadınlar erkeklere göre daha az kemik kütlesine sahiptirler vemenopozu takiben ilk on yıl içinde hızlı bir şekilde kemik kaybederler.Yaşla ilgili kayıplar yılda ortalama % 1 iken erken postmenopozaldönemde yıllık % 3-10 oranında kayıp oluşur. Menopoz ve överlerinöstrojen yetmezliğine yol açan tüm patolojileri (amonore primer överyetmezliği, hipogonadizm, hiperprolaktinemi, hipotolamus- hipofız-overakşındaki patolojiler) osteoporoz gelişimine neden olur. Östrojenlerinkemik mineralizasyonu üzerine etkisi indirektir. Mekanizması kesinbilinmemekle beraber östrojenler kalsiyum dengesini ayarlayan paratiroithormon (PTH), kalsitiriol, kalsitonin gibi hormonlar yoluyla etkiliolmaktadır (Dişlen 2000).

Çizelge 4.17'den de görülebileceği gibi kadınların kemik kayıplarımenopozla birlikte artmaktadır. Yapılan istatistiksel analiz sonucundagruplar arasındaki menopoz durumuna göre L seviyeleri farklılığı önemsizbulunmuştur (p>0.05).

T skoru kemik kütlesinin genç, erişkin referans populasyonununortalama doruk kemik kütlesi ile kıyaslanmasının standart sapma olaraktanımlanmasıdır. Osteoporoz tanısında dünya sağlık örgütünün kriterlerişöyledir; normal t skoru -İve 2.5 arasında ise osteopeni (düşük kemikkütlesi), -2.5 standart deviasyonun altında ise osteoporoz' dur (KutsalGökçe 2000).

Araştırmaya katılan kadınların L seviyeleri üzerinden yapılan t skorusoncunda osteoporoz riski değerlendirilmiş ve bu değerlendirmenin yaşgruplarına, menopoz durumlarına göre dağılımı Çizelge 4.18'te verilmiştir.

65

Çizelge 4.18. Kadınların yaş gruplarına ve menopoz durumlarına göreosteoporoz riski

Yaş

Gru

plar

ı

opoz

umu

I o

39-49

50-60

61 ve üstüxz:0.911

Premenopoz

Postmenopoz

7

24

x2:3.693

(n:31)

9

17

5

2

1

RiskliSayı %

1 11.11

1 5.88

1 20.0

RisksizSayı %

8 88.8

16 94.11

4 80.0Sd:2 p>0.05

28.57

4.16

5 71.42

23 94.83

Sd:l p>0.05

ToplamSayı %

9 100.0

17 100.0

5 100.0

7 100.0

24 100.0

Çizelge 18'den de görülebileceği gibi yaş gruplarına göre osteoporozriski altında toplam3 kadın vardır. Ve bu kadınların her biri farklı yaşgruplarındandır. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda yaş gruplarıarasındaki osteoporoz riski farklılığı önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

Menopoz durumlarına göre kadınlardaki osteoporoz riskiincelendiğinde her yaş grubuna birer kadın şeklinde dağılmış üçkadının ikisinin premenopozlu diğerini ise postmenopozlu olduğugörülmektedir. Yapılan ki kare istatistiksel analizi sonucundamenopoz durumlarına göre gruplar arasındaki osteoporoz riskifarklılıkları önemsiz bulunmuştur (p>0.05).

66

8. SONUÇ ve ÖNERİLER

Menopoz, kadın hayatında ruhsal ve bedensel değişikliklere nedenolan fizyolojik bir olay olmakla birlikte, premenopozal ve postmenopozaldönmede ortaya çıkan sağlık sorunları bu dönem kadınlarının en önemlisağlık sorunları arsında yer almaktadır. Kadın ömrünün ortalama 20-25yılını alan bu dönemde, öncelikle kadın menopozu tanıyıp kabullenmeli,ardından gerekli önlemleri almalıdır. Çünkü menopoza eşlik eden veoverlerdeki östrojen salgısının azalmasına bağlı olan fiziksel değişiklikleryaşamı zor hatta çekilmez kılan sorunlara neden olabilmektedir.

Bu dönemin daha rahat ve huzurlu geçirilebilmesi için kadınların genelalışkanlıklarında ve beslenme alışkanlıklarında çeşitli değişiklikleryapılmalıdır.

Menopozun temel nedenlerinden biri östrojen eksikliğidir. Bitkilerinürettiği bazı özler, kadınlık hormonu olan östrojeninkine benzer bir rolesahiptir. Dolayısıyla organizmanın dengesini yeniden bulmasında bubitkilerin tüketilmesi önemlidir. Menopoz döneminde meydana gelenhormonal kaybın giderilmesinde bu özleri içeren sebze, meyve ve tahılların(nohut, fasulye, tahıl ürünleri, havuç, soğan, sarımsak, bitkisel yağlar-özellikle ayçiçek yağı-, soya fasulyesi, maydanoz, adaçayı gibi ),tüketilmesi faydalı olacaktır.

Menopoz döneminde ortaya çıkan ateş basmaları, ruhsal durumdakiiniş çıkışlar ve sinirlilik gibi sıkıntı veren rahatsızlıklar doğal reçeteleryardımıyla atlatılmaya çalışılmalıdır. Örneğin sinirsel gerginliğe çok iyigelen papatya ve ateş basmalarını önleyen akdiden çaylarına diyette yerverilmeli, portakal, marul gibi gevşemeyi sağlayan besinler bolcatüketilmelidir.

Menopozdan sonra kadınların % 50'sinde kilo alma eğilimigörülmektedir. Menopoza giren kadınlara şişmanlığın normal bir durumolmadığı, çeşitli hastalıkların kaynağı olduğu, sağlığın daha dabozulabileceği ve biran önce bu durumdan kurtulmak gerektiğianlatılmalıdır. Menopoz dönemindeki şişman kadınlara yaşlarına,aktivitelerine ve beden kitle indekslerine göre saptanmış ideal kilolarınakavuşmalarını sağlayacak uygun enerjide diyetler düzenlenmelidir. Bütünbunlar dikkate alındığında günde üç ana ve üç ara öğün olmak üzere sebzeve meyveden zengin, düşük kalorili, çeşit yönünden zengin diyetlertüketilmeli, aynı zamanda osteoporozis oluşumunda da etkili olan kalsiyumalımına dikkat edilmelidir. Süt ve türevlerinin içerdiği kalsiyumun,menopoz sonrasında kemik kitlesinde oluşabilecek kayıtları önlemektekirolü düşünüldüğünde günde iki bardak süt yada iki kase yoğurt (az yağlıolanlar tercih edilmeli) mutlak tüketilmelidir.

67

Kadınların menopozla birlikte hormonal seviyelerindeki azalmayaparalel olarak kandaki total ve LDL kolesterol düzeylerinin yükselmesi,kadınları bu dönemde koroner kalp hastalığının önlenmesine yönelikbeslenme alışkanlıkları değişikliği yapmaya zorunlu kılar. Koroner kalphastalıklarının önlenmesine yönelik yapılacak diyet değişikliklerinin ortaknoktası total yağ ve özellikle de doymuş yağ miktarının azaltılması vedoymuş yağ asitlerinin bir bölümünü yerine çoklu doymamış yağ asitlerininalınmasıdır.

Osteoporozdan en ideal korunma yolu, erken yetişkin dönemde kemikkitlesini en üst düzeyde arttırmaktır. Yaşam boyu yeterli ve dengelibeslenmenin önemi tartışılmaz bir gerçektir. Kadın hayatı için önemli birgeçiş olan menopozu daha rahat geçirmek için çocukluk ve ergenlikdöneminden itibaren yeterli kalsiyum alınarak kemik yoğunluğunun enyüksek seviyeye çıkarılması, ideal kilonun korunması, aşırı tuzlubesinlerden sakınılması gerekmektedir. Menopozda gereğinden çok ekkalsiyum almanın da yararının olmadığı bildirilmektedir. Kalsiyum alımınıarttırmaktan çok emilimini engelleyen faktörler göz önündebulundurulmalıdır. Fosfor yönünden zengin yüksek protein içerenbesinlerden kaçınılmalıdır. Düşük kalsiyum, yüksek fosfor alımı kalsiyumalımını arttıracağı için osteoporoz riskini arttırabilir.

Düzenli olarak yapılan fiziksel faaliyetler, osteoporozdan korunmadaönemlidir. Çünkü gençlik döneminde yapılan fiziksel aktivite kemikkütlesini arttırır. Yaşlılıkta ise kemik kaybını önler. Kadınların menopozabağlı ruhsal sorunlara sahip olduğu düşünüldüğünde fiziksel aktivitenin budepresif hale olumlu etkilerinden söz edilebilir. Egzersiz alışkanlığıdepresyon ve ankasiyeteyi azaltır. Egzersizin önemli duygusal yanlarıvardır. Doktorlar yıllardan beri egzersizin, özellikle sosyal ortamlardayapılan egzersizin klinik depresyonu hafiflettiğini bilmektedirler. Egzersizmenopoza girmiş kadınların kendilerini daha iyi ve daha mutluhissetmelerine neden olacaktır. Çünkü düzenli egzersiz strese karşıvücudun verdiği tepkiyi azaltır. Yaş ilerledikçe günde 30 dakika yürüyüşyapmanın hem kemik hem de ruh sağlığı üzerine olumlu etkileri olacaktır.

Bugün menopozdaki modern yaklaşım ve tedavi görüşüne göremenopoz olgusu ne kadar kadın-doğuma ait ise o kadar da kardiyolojiye,beslenme ve diyet bilim dallarına, psikiyatriyi ve fizik tedaviyi deilgilendirmektedir. Bu olguyu yalnızca bir branşın değil, branşlarındeğerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

68

KAYNAKLAR

Adam, M. 1997. Menopozda Yaklaşım ve Tedavi Modelleri,Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, H.Ü. Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklarıve Doğum Ana Bilim Dalı, Ankara.

Akkuzu, G. ve Akın, A. 1987. Menopoz Sendromu ve Hemşirelik YönüTürk Hemşireler Dergisi, 37(4): 33-35.

Aktaş, N. 1979.Hollanda'daki Türk İşçi Ailelerinin BeslenmeAlışkanlıklarını Etkileyen Faktörler Üzerine Bir Araştırma(Yayımlanmamış Doktora Tezi). A.Ü.Ziraat Fakültesi,Ev EkonomisiKürsüsü,Ankara.

Alper, M.M.and Garner, P.R. 1985. Prematüre Ovarian Failure; ItsRelationships To Autoimmune Disease. Obstet Gynecol, 27-66 s.,London.

Andon, M.B. ,Smith, K.T. ,Bracker, M. ,Sartaris, D., Saitman, P., StrauseL. B.1991. Spinal Bone Density And Calcium Intake in HealthyPostmenopausal Women.AmJ.Clin.Nutr.,54:5,927..

Ansan, K. 1991. Kadın Hastalıkları. Çeltüt matbaacılık, 117-139 s.,İstanbul.

Arslan, P. 1993. Enerji Hesaplama Yöntemleri, Şişmanlık ÇeşitliHastalıklarda Etkileşimi ve Diyet Tedavisinde Bilimsel Uygulamalar,Hizmet İçi Eğitim Semineri. 4-5 Haziran 1992-Ankara. TürkiyeDiyetisyenler Derneği Yayını :4,Ankara.

Ataoğlu, F., 1999.Menopoz Dönemindeki Kadınların Hormon ReplasmanTedavisine Başlamadan Önceki ve Tedavi Sonrasındaki SerumLipid,Alkalen Fosfataz ve Kalsiyum Değerleri.Gazi Üniversitesi,Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Yüksek lisans tezi.Ankara.

Atosu, T.ve Şahmay, S. 1996. Klimakteryum ve Menopoz, in: Atosu, T.,Şahmay, S (Eds). Jinekoloji (Kadın Hastalıkları). Üniversal DilHizmetleri ve Yayıncılık a.ş., 46: 635-648, Ankara.

Barlovv, B.H. 1992. Hormone Replacement Therapy And OtherMenopausal Associated. Conditions. in: Khaw, K.T. Ed. HormoneReplacement Therapy. Churchill Livingstone, 357-365 s., London.

Baron, J.A., 1987. Smoking And Estrogen-RelatedDisease. Am.J.Epidemiol. 113:9,

69

Baron, J.A., 1990, Cigarette Smoking And Age At Natural Menopause,(Ed:Wald,N.,Baron,J.)Smoking And Hormone-Related Disorders,Oxford University Pres., Oxford,57.

Bayrak, A. , 1999. Menopozun ve Hormon Replasman Tedavisinin İzElementler,Antioksidan Sistem ve Lipid Düzeylerine Etkisi.KocaeliÜniversitesi.Sağlık Bilimleri Enstitüsü.Bilim Uzmanlığı tezi.Kocaeli..

Baysal, A. 1991. Osteoporozis ve Beslenme. Beslenme diyet dergisi,20(l):3-7.

Baysal, A. Keçecioğlu,S., Arslan,P., Pekcan, G.,Günaylı,U., Birer,S.,Sağlam, F., Yuttagül, M.,Çehreli, R.1991. Besinlerin bileşimleri.Türkiye Diyetisyenler Derneği Yayını: 1,Ankara.

Baysal,A.,Aksoy,M.,Bozkurt,N.,Kutluay,Merdol,T.,Pekcan,G.,Keçecioğlu,S.,Besler,T., Mercangil,M.S, 1999.Diyet el kitabı. Hatipoğlu yayınevi,Ankara

Baysal, A. 2002. Beslenme.9. Baskı. Hatipoğlu Yayınları: 93. Ders kitabıdizisi:26. Şahin .

Biberoğlu,K.,Yıldız.A.,1993.Postmenopozal Osteoporosiz ve ÖstrojenTedavisi, Kadın Doğum Dergisi, 9-2:136.

Bilsen,G.,2000.Menopoz ve Osteoporoz: Osteporoz. (Edit: Erdoğan, E.,Seyitoğlu, H. Ulusal Menopoz ve Osteoporoz Derneği, 1992,26.bölüm.s:347-366.İstanbul.

Blumenthal,J.A.,Matthews,K.,Fredrikson,M.,Rifai.M.,Schniebalk,S.,German,D.,Steege,J.,Rodin.J.,1991.Effecets of Exercises Training onCardiovascular Function and Plasma Lipid,Lipoprotein andApolipoprotein Concentrations in Premenopausal and PostmenopausalWomwn,Arterioscler.Thromb.,l 1:4:912.

Brickman,A.S.,l 990.Calcium.Vitamin D and Osteopenia in the Elderly(Ed.Morley,J.E.,Rubestein,Z.,Laurance,Z .),Geriatric Nutrition,RavenPres Ltd.New York.

Coşkun, T., 1996. Çocuk Beslenmesinde Temel İlkeler.Katkı PediatriDergisi, 17(l):7-36

Coşkun, A. 1995. Üreme Sağlığının Kadın Yaşamındaki Yeri. Hemşirelikbülteni, 4 (38); 13-20.

70

Coşkun, A. 1996. Üreme Sisteminin Yapı ve Fonksiyonları, in: Coşkun, A.Ed. Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği El Kitabı. Birlik OfsetLtd. 1-12 s., İstanbul.

Coşkun, A., Karanisaoğlu, H. 1996. Doğum ve Kadın HastalıklarıHemşireliğine Giriş, Üreme Organları Anatomisi Ve Fizyolojisi, in:Seçim H. Ed. Doğum Ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği. AnadoluÜniversitesi Web ofset, 2-18 s., Eskişehir.

Çanga, Ş., Önder, İ. 1979. Kadın Hastalıkları. Ar Basım Yayım ve DağıtımA.Ş, Güven Kitabevi, 13-23 s., İstanbul.

Çekal, M. 2001. Osteoporozis. Actual Medicine, 9(8): 10-12.Dawson-Hughes, B., 1996. Calcium and Vitamin D Nutrilitonal Needs ofElderly HumenJ. Nutr., 126:11655-11675

Davvson-Hughes, B.,Dallal, G.E,Kral, E.A., Sadevvski, L.,Sahyoun,N.,Tannenbaum, S. 1990 A Controlled Trial of The Effect of CalciumSupplementation on Bone Density in PostmenapauselWomen,.N.Engl.J.Med.,323:(13):878

Demirkaynak,Ö.,2004.3-6 Yaş Grubunda Çocuğu Olan AnnelerinBeslenme Bilgi Düzeyleri Ve Beslenme Alışkanlıkları.Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Ankara Üniversitesi, Ankara.

Dilşen,G.,2000.Osteoporoz.Menopoz ve Osteoporoz (Editörler :Ertüngealp, E., Seyfioğlu, H.) Ulusal Menopoz ve Osteoporoz DerneğiYayınları,Sy:347-366,İstanbul

Donald, M., Vickery, M. James, F., Fries, D. 1996. Take Çare Of Yourself.Addison-Wasley Publishing Company, 314-316 s., Neyvvork.

Duyff, R.L., 2002. Amerikan Diyetisyenler Derneğinin Geliştirlmiş Besinve Beslenme Rehberi. (Çevre Editörleri: Yücecan, S.,Pekcan, G.,Nursal,B., Besler, T.) Acar Matbaacılık, Yay Hiz.San.Tic.A.Ş.İstanbul

Ersoy, T. 1998. Menopoz Ve Kültür, Araştırma Ve İnceleme. Ötekiyayınevi, Ankara.

Ersoy, G., 2001. Sağlıklı yaşam spor ve beslenme. Damla Matbaası,3.Baskı. 112s. Ankara.

Ertüngealp, E., Seyfioğlu, H. 1996. Klimakteryum Ve Menopoz, in.Kişnişçi, H.A. (Ed). Temel Kadın Hastalıkları Ve Doğum Bilgisi.Güneş kitabevi, 22: 1319-1351 s., Ankara.

71

Ettinger, B.,Genont,H.K. ,Conn, C.E.,1987 .Postmenopausal Bone Loss isprevented by Treatment with Low-dosage Estrogen withcalcium,An.İntern.Med. 196:40.

Ezgü, F. 1993. Postmenopozal Dönemde Östrojen Replasman TedavisininOsteoporozu Önlemedeki Rolü, Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi,Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve DoğumAnabilim Dalı, Edirne.

Gibson, R.S.,1990. Principles of Nutritional Asseament Published byOxford Univrsity.Nevv York.

Griffıng, G.T., Ailen, Sh. 1994. Estrojen Replacement Therapy AtMenopause. Post Groduate Medicine, 71-76.

Good, C.E.,Haliova,J.1985. Protective Measures Of Nutrition AndExercise, Geriatrics, 40:4-59.

Göksel,B.M.,1993. Menopoz Süresinin Lipid Profiline Etkisi. S.B.AnkaraHastanesi Kadın Hastalıkları Ve Doğum Kliniği,Aile Hekimliğiuzmanlık tezi.Ankara.

Göl, M.,.Şendağ, F.,Üretmen, S.,Öztekin, K.,2002, Obez Ve Non-ObezPostmenopozal Kadınlarda Tibolon Kullanımının Serum LipidProfili Üzerine Olan Etkilerinin Karşılaştırılması.

Gürsoy,R.,Erdem,M.,Himmetoğlu,Ö. 1991. Menopozun Serum LipidleriÜzerine Etkisi.Hekimler Birliği Vakfı.Türkiye Klinikleri JinekolojiObstetrik,l:(2), October,

Hammond, C.B. 1994. Climacterium. in: Scatt J.R., Dia Saia, P.J.,Hammond, C.B., Spellacy, W.N. (eds). Danfort'n Obstetrics AndGynecology. Ed. J.B. Lippincot Company, 48: 905-926, Philadelphia.

Hatcher, R., Kowall, D., Guest, F.J., Tussell, J., Stevart, F.H., Stevart, S.c.1990. Klimakteryum Ve Menopoz, in: Akın, A. Ed. KontraseptifYöntemler. Uluslar Arası Basım, Demircioğlu Matbaacılık, 180-181s., Ankara.

Hayword, V.H.,Stolarcayk, L.M., 1996. Applied Body compositionAssesment.Human Kinetics,221 p.Nevv Zealand.

Heaney, R.P. 1989. Nutritional Factors in Bone Health in Elderly Subject:Methodological And Contextual Problems. Am. J. Clin. Nutr., 50:1182.

Hotun, M. 1998. Menopoz. Çevik Matbaacılık, İstanbul.

72

Huber, J. 1997. Kardiovasküler Hastalıklar, in: Huber, J. (Eds). Keçecioğlu,Y. (Çeviri Editörü). Klimakterium Tanı Ve Tedavisi. İstanbulÜniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları-215, 5:102-103,İstanbul.

İlgaz, N.Y. 1980. Kadın Genital Organları Morfolojisi, in: Kandemir Ed.Propedötik Kadın Doğum. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi matbaası,3-29 s., Ankara.

Kabukçu, N.2000. Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğine MenopozNedeni İle Başvuran Kadınların Sağlık Sorunlarının ve Etki EdenFaktörlerin İncelenmesi. Çukurova Üniversitesi, Adana.

Kamacı, M., Sağsöz, M.,Merin, B.,Yılmaz, S.,Çağlayan, O.,2001.Premenopoz ve menopozlu olguların demografik,biyokimyasal,ultrasonografik ve kemik mineral dansitometriközellikleri.Medikal Network Klinik Bilimler and Doktor.7(2):246-252.

Kaptanoğlu, C. 1996. Psikiatrik Açıdan Menopoz, in: Hassa H. Ed.Klinikte Menopoz. Gestet Basım Tanıtım Hizmetleri Ve Tic. Ltd. şti,27-37 s., İstanbul.

Kazancıgil, A. 1996. Klimakterium ve Menopoz, in: Kazancıgil, A.,Gedikoğlu, G. Bayraktar, K., Eds. Klinik bilimler. Rekor ofset, 2123-2127 s., İstanbul.

Keçecioğlu, Y. 1997. Klimakterium Tanı Ve Tedavi. Dilek Ofset, 18-39 s.,İstanbul.

Key,U., Pike, M.C. 1991. Cigarette Smoking And Steroid Hormones inWomen. J.Steroid Biochem. Mol.Blul. (Abstract), 39(4A):529-34.

Khaw, K.T.,1992. Epidemiology of the Menopause.Br.Med.Bul. 48:249-61

Khaw, K.T. 1992. Epidemiology of the Menopause. in: Khaw KT. Ed.Hormon Replacemant Therapy. Churchill Livingstone, 252-333 s.,London.

Kınık, E., 1996. Adölesansta Beslenme Gereksinimleri ve Alışkanlıkları.Katkı Pediatri Dergisi, 17 (1):146162

Kilciler, Z. 1992. Menopozun Kadınların Fizyolojik ve PsikolojikFonksiyonları Ve Beslenme Alışkanlıkları Üzerine Etkisi.Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi, Konya.

73

Kişnişçi, H.A., Gökşin, E., Durukan, T., Ayhan, A., Gürgan, T., Önderoğlu,L.S. 1987. Temel Kadın Hastalıkları Ve Doğum Bilgisi. GüneşKitabevi, 830-1359 s., Ankara.

Krolner. B.,Toft,B., Nielsen,S.P., Tandevold, E.,1983.PhysicaI ExercisesAs Prophylaxis Against Involutional Vertebral Bone Loss:AcontrolledTrial,Clin.Sci.,64:541.

Kuşçu, L. 2000. Önlenebilir Bir Hastalık: Osteoporoz. Actual Medicine,8(2): 14-27.

Kutsal Gökçe, Y.2000. Osteoporoz.Fiziksel Tıp veRehatabilasyon,Cilt:2,Güneş Kitabevi (Editörler: Beyazova,M.,Gökçe,Kutsal,Y.) Sy: 1872-1893.Ankara

Laurey, R., Simlkin, Phd., Rena, R.W. 2001. Menopoz Sırasında KiloArtışı. Postgraduate Medicine, 13(11): 34-38.

Lutz,J., 1984. Calcium Balance Acid-Base Status Of Women AsAffectedby İncreased Protein İntake And By Sodium Bicar Bonateİngestion.Am J.Clin.Nutr.39:281-288.

Lutz,J., 1988. Calcium Balance And Diet Base Status As Affected BySodium Bicarbonate İngestion .Am.J.Clin.Nutr. ,39:281,

Lutz,J., 1989. Bone Mineral,Serum Calcium And Dietary Intakes OfMother-DaughterPairs.J.Clin.Nutr.,44:265,.

Luzuy, F., Campana, A. 1993. The Menopause. in: Campana, A. Ed.Reproductive Health. Ares-Serono Suymposia publications, 137-145s., Geneva.

Maral, I., Yıldırım, U., Özkan, S., Ayçan, S. 1998. Ankara GölbaşıBölgesinde Menopoz Yaşı Ve Bu Yaşı Etkileyen Faktörler. VI. UlusalHalk Sağlığı Kongresi, 372-374 s., Adana.

Maral, I., Yıldırım, U., Özkan, S., Ayçan, S. 2001. Ankara Gölbaşı BölgesiKadınlarında Doğal Menopoz Yaşı Ve Menopoz Yaşına Eşlik EdenFaktörler. Medikal Netvvork Klinik Bilimler and Doktor, 7(4),: 550-554.

Marsh, M.S., Whitehead, M.İ. 1992. Management of The Menopause.Bulletin, 426-487 s., London.

MaryFran, R.,Sowers, T.,Margaret,L. P. 1996. Menopoz:Epidemiolojisi veKronik Hastalıklarla Potansiyel İlişkisi.Menopoz, Literatür,Syf:l-8,Ağustos,.

74

Mato, P.,Garri Do ,A.J., 1992. Influence Of Mono Unsaturation of DietaryFat on Dietary Fat On Plasma Lipoprotein PremenopausalWomen.AmJ.Clin.Nutr., 6,1135.

Matthews, A.,Meilahn, E.,et al. 1989. Menopause and Risk Factors ForCoronary Heart Disease. N.Eng.J.Med., 321:641-646.

Mattison, D.R,Theorgeirsson, S.S,1978. Smoking and Industrial Pollitionand Their Effects on Menoupouse and Ovarian Cancer, Lancet,I.;187

Merdol Kutluay,T.,2003. Standart Yemek Tarifeleri, HatipoğluYayınevi.Ankara.

Rurherford,O.M., Jones,D.A., 1992.The Relationship of Muscle And BoneLoss And Activitiy Levels with Age in Women Age-Ageing (Abstract):21(4):286-93.

Odabaşı, E.,Güler ,S.,Çakır, B.,Turan, M.,Kutlu, M., 2001.Postmenopozlukadınlarda sigara içiminin kemik mineral yoğunluğuna etkisi.MedikalNetwork Klinik Bilimler and Doktor,7(2):144-147

Onat, A., Surdum Avcı, G.,Şenocak,M. V.d. 1991. Türkiye'de ErişkinlerdeKalp Hastalığı Ve Risk Faktörleri Sıklığı Taraması.3.Kalp HastalığıPrevelansı.Türk Kardiol Dern.Arş.,; 19-26.

Orhon, E., Pabuçcu, R., İnal, Ü., Ergün, A., Küçük, T. 1991. Post-menopozal Osteoporotik Kadınlarda Estrojen Replasman Tedavisi VeKemik Mineral Dansitometri. Gynecology Obst. Hekimler BirliğiVakfı, Türkiye Klinikleri 1(1):14-17.

Özbaşar, D. 2000. Menopozda Santral Sinir Sistemi Değişiklikleri VeHormon Replasmanın Tedavideki Etkinliği. Aktüel Tıp Dergisi,Menopoz Özel Sayısı, 5(2): 11-15.

Özbey,N., Adaş,M.,Kazancıoğlu, R.,Molvalılar, S.,Sencer, E.,Orhan,Y. 1999.Menopoz Öncesi Sonrası Şişman Kadınlarda Yağ Miktarı VeYağ Dağılımı İle Risk Faktörleri Arasındaki İlişki. İst .Tıp.Fak.Mecmuası.62:(3);295-299.

Özdoğan,B., 1991. Amasya ili merkez ocağı bölgesinde beslenmealışkanlıkları. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi.HacettepeÜniversitesi. Ankara.

Payer, L. 1991. The Menopause in Various Cultures. in: Burger, H.,Moulet, M. Eds. A Portrait Of The Menopause. The Publishing GroupLtd., 1-41 S., New Jersey.

75

Pekcan,G., 1993. Şişmanlık Ve Saptama Yöntemleri.Şişmanlık.ÇeşitliHastalıklarla Etkileşimi Ve Diyet Tedavisinde BilimselUygulamalar.Türkiye Diyetisyenler Derneği Yayını:4.VolkanMatbaacılık. Ankara.

Pekcan, G.,1999. Şişmanlığın Tanımı Ve Saptanması.H.Ü. Beslenme veDiyetetik Bölümü,Volkan Matbaacılık.Ankara.

Rikli,R.E., McNanis,B.C. 1990. Effect of Exercise On Bone MineralContent in Postmenopausal Women. Research Quarterly For ExerciseAndSport,61:3,243.

Saka, M. 1994. Menopoz Sonrası Anneler İle Menopoz Öncesi KızlarınınBeslenme Durumları, Kemik Mineral Yoğunlukları Ve BiyokimyasalParametreleri Arasındaki Etkileşim Üzerine Bir AraştırmaYayımlanmamış yüksek lisans tezi Hacettepe Üniversitesi,Ankara.

Sandler, R.B., 1988. Postmenopausal Bone Density And MilkConsumption in Childhood And Adolescence.Am.J. Clin. Nutr, 42:270-273.

Sayıner, Z., Özdemir, B., Köz, N. 1987. Menopoz Sendorumu VeHemşirelik Yönü Türk Hemşireler Dergisi, 37(4): 33-35.

SchellJ., Larthgepin,B,L., 1994. Physical Fitness Assessment in ExeciseAnd Sport Science 2nd. Edition. Leelar Biomediscience ServicesPublished,596p.Australlia.

Scott, J., Disaia, P., Hammond, C, Spellacy, W., Çev: Erez R. 1997.Obstetrik ve Jinekoloji, J.B. Lippincoff Company, Yüce Yayın A.Ş.İstanbul.

Smith.E.L. ,Reddon,W., Smith,P. 1981. Physical Activity And CalciumModalitres For Bone Mineral Increase in AgedWomen.Med.Sci.Sports.Execis.,13:60,

Speroff, L., Glass, M.H., Kase, N.E. 1996. Klinik JinekolojikEndokronoloji Ve İnfertilite. Nobel Kitabevi, 583-632 S., Ankara.

Stamfer, M.J., Colditz, G.A., Willet, W.C, et al. 1991. Post MenopausalEstrojen Therapy And Cardiovascular Disease: Ten Year Follow-UpFrom The Nurses's Health Study. N. Eng. J. Med, 325: 756-762,England.

Studd, J.W.W., Whitehead, M.I. 1988. The Menopause. BlackvvellScientifıc Publications, Edinburgh.

76

Sevenay, N.,1996 .Kayseri İl Merkezi Kamu Sektöründe ÇalışanKadınların Beslenme Alışkanlıkları,Yiyecek Hazırlama ,PişirmeYöntemleri Ve Beslenme Bilgi Düzeyleri Üzerine BirAraştırma. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.AnkaraÜniversitesi,Ankara.

Şahin, N. 1998 Bir Kilometre Taşı: Menopoz. Çevik Matbaacılık, İstanbul.

Şahiner, M. 1997. Menopoz Dönemindeki Kadınlarda Östrojen Kullanımıve Diyet Örüntüsünün Kan Lipidleri ve Genel Sağlık DurumuÜzerine Etkileri Yayımlanmamış yüksek lisans tezi.HacettepeÜniversitesi, Ankara.

Şanlıer, N. 1995. Menopoz Öncesi ve Sonrası Kadınların BeslenmeDurumları, Kemik Mineral Dansiteleri, Antropometrik, Hormonal veBiyokimyasal Parametreleri Arasındaki Etkileşim Üzerine BirAraştırma. Yayımlanmamış doktora tezi, Hacettepe Üniversitesi.Ankara.

Şirin, A. 1995. Kadın ve Menopoz. Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir.

Taşkın, L. 1994. Kadın Hastalıkları Hemşireliği. Sistem Ofset, 119-128 S.,Ankara.

Taşkınalp, İ. 1996. Menopoz Döneminde Depresif Belirtiler Ve HormonReplasman Tedavisi. Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi. T.C. SağlıkBakanlığı Şişli-Etfal Hastanesi, Aile Hekimliği, İstanbul.

Tekin, B. 2000. HRT Uygulanacak Olgularda HRT Öncesi Değerlendirme.Aktüel Tıp Dergisi, Menopoz Özel Sayısı, 5(2): 31-35.

Tlavsky, F.,Bortz, A.,Hancook, R.,Anderson, J. 1989. FamilialResemblance Of Radial Bone Mass Betvveen Premenopausal MothersAnd Their Collage-Age Daughters.Calcit.Tissue.Int.,45:265,

Tüzün, M., Kalabalık, T., Yılmaz., C, Yılmaz, R., Hamulu, F., Çöker, M.,Darcan, Ş., Özgen, G., Çetinkalp, Ş., Aksakal, E.Ç. et al. 1997. Obeziteve Tedavisi.Dokuz Eylül Üniversitesi. Bornovajzmir.

Uçanok, Z., Bayraktar, R. 1996. Farklı Yaş Grubundaki KadınlardaMenopoza İlişkin Belirtilerin, Tutumların Ve Yaşama Bakış Açısınınİncelenmesi. 3P Dergisi, 4(1): 11-20.

Uçanok, Z. 1994. Farklı Yaş Gruplarındaki Kadınlarda Menopoza İlişkinBelirtilerin, Tutumların ve Yaşama Bakış Açısının İncelenmesi.Yayımlanmamış yüksek lisans tezi .Hacettepe Üniversitesi.Ankara.

77

Uğur,S.,2001.Ankara İlinde Farklı Sosyo Ekonomik DüzeylerdeYaşayan,Çalışan ve Çalışmayan Ev Kadınlarının Yemek PlanlamaKonusundaki Bilgi,Tutum ve Davranışlarının Değerlendirilmesi.Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.Ankara Üniversitesi,Ankara.

Uyar (Arıcı), A., 1997.Konya İl Merkezi Kamu Kuruluşunda ÇalışanKadınların Beslenme Alışkanlıkları Ve Bilgi Düzeyleri Üzerine BirAraştırma.Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi,Ankara.

WHO 1981. Research on the Menopause. World Health Organization.Geneva

William, W. Beck, Jr. 1989. Menopause. in: VVilliam, W., Beck, Jr. Eds.Obstetrics and Gynecology. A Wily Medical Publication, 335-341 s.,NewYork.

Yıldırım, A. 1996. Menopozda Oluşan Fizyolojik Değişiklikler, in Hassa H(Ed): Klinik Menopoz "Değerlendirme Ve Yönetim". Organon, 1-13S., Ankara.

www.duzen.com.tr/files/osteoporoz.htm.Duzen Laboratuar Grubu.Osteoporoz, Eğitim ve Araştırma.Aralık 2002.

www.tr.net/saglik/beslenme şişmanlık.html.şişmanlık (Obezite) ve tedavisi.1-6 s. Aralık 2002.

www.isnet.net.tr (14.11.2004)

www.oranjclub.com (14.11.2004)

www.drpozitif.com (14.11.2004)

www.bedenegitimi.s5.com (Aralık,2004)

www.popularbilgi.com/genel/kan.php (Aralık,2004)

www.konya_gsim.gov.tr/documant/sp_sag_001 .htm (Aralık,2004)

www.populermedikal.com(mayıs,2004)

www.kadınvegebelik.com(mayıs.2004)

www.genetikbilimi.com(mayıs.2004)

www.rehber.erenus.org(kasım.2004)

78

ÖZET

Bu araştırma menopoz dönemindeki kadınların beslenmealışkanlıkları, besin tüketim sıklıkları, fiziksel aktivite ve sağlıkdurumlarının belirlenmesi amacıyla, Ankara Hastanesi, Kadın Doğum veJinekoloji Anabilim Dalı Menopoz Polikliniğine başvuran 7'sipremenopoz, 24'ü postmenopoz döneminde olan toplam 31 kadın üzerindeyürütülmüştür.

Araştırma sonucunda; kadınların %54.84'ünün 50-60 yaş grubunda,%88.0'inin evli, %42.0' sinin okur yazar olmadığı, %83.90'ının ev hanımıolduğu, %61.29'unun kapalı giyindiği, %29.03'ünün menarj yaşının 13olduğu, %71.0'inin menstruasyon süresinin 4-7 gün olduğu, %64.50'sininsiklus sürelerinin 30 gün olduğu, %46.0'ının 4-7 kez gebe kaldığı,%45.10'unun 42-49 yaşları arasında menopoza girdiği saptanmıştır.

Beslenme ve fiziksel aktivite durumlarının belirlenmesi amacı ilekadınlardan üç günlük "besin tüketim" ve "fiziksel aktivite" formudoldurtulmuştur. Sonuçta, kadınların genellikle üç öğün tükettikleri(%61.30), besin gruplarına göre tüketilmesi önerilen miktarlar dikkatealındığında süt ve ürünlerini, et ve et grubunu ve kuruyemişleri az, tahıl veekmeği, sebze-meyveyi, şekeri ve yağı fazla miktarlarda tükettikleri,RDA'ya göre enerji ve besin öğelerinin alım düzeyleri incelendiğinde%61.29'unun enerjiyi yeterli, %54.83'ünün proteini fazla, %64.52'sininkalsiyumu yeterli, %41.94'ünün demiri yeterli, %35.48'inin vitamin A' yifazla, %51.61 'inin tiamini yeterli, %64.52'sinin riboflavini yeterli,%48.39'unun niasini yetersiz, %74.20'sinin vitamin C'yi fazla tükettikleribelirlenmiştir. Gruplar arası enerji ve besin öğesi alımları farklılığı Önemsizbulunmuştur (p>0.05).

Kadınların günlük ortalama enerji alımları premenopozlularda2113.0±252.56 kkal/gün, postmenopozlular da 2483.25±131.79 kkal/gün,enerji harcamaları ise premenopozlularda 2035.04±80.20 kkal/gün,postmenopozlular da ise 1927.82 ±42.10 olarak bulunmuştur. Yapılanpaired sample t testi sonucunda grupların enerji alımı ve enerji harcamasıarası fark önemli bulunmuştur (p<0.01).

Araştırmada, kadınların biyokimyasal (glikoz, kolesterol, trigliserid,HDL, LDL, VLDL, Ca, Fe, WBC, RBC, HGB, hematokrit, E2, FSH, LH)ve biyofizik (kemik mineral dansitometresi ) ölçümleri yapılmıştır.Biyokimyasal ölçümler sonucunda gruplar arasında kandaki estrodiol (E2)hormonu oranının dışında (p<0.01), diğer verilerde istatistiksel olarak farkbulunamamıştır (p>0.05). Biyofizik bulgu sonucunda ise kadınların%9.67'sinde osteoporoz riski olduğu saptanmıştır.

79

ABSTRACT

This research has been carried out in order to determine nutritionhabits, food consuming frequencies, physical activities and general healthconditions totally on 31 women of those 7 of them is in pre-menopause and24 of them is in post - menopaused period who applied to Ankara Hospital,Obstetrics and Gynaecology Department Menopause Polyclinic.

in the result of the research, it has been detected that; 54.84 % of thewomen is in age group of 50-60, 88.0 % of them is married, 42.0 % of themis not literate, 83.90 % of them is housewives, 61.29 % of them are veiledor covered, 29.03 % 's mensturation age to be 13, 71.0 % to have a periodof menstruration of 4-7 days, 64.50 % to have siclus periods of 30 days,46.0 % used to be pregnant for 4-7 times and 45.10 % to enter themenopause period during 42-49 ages.

For the purpose of determining the nutriton and physical activityconditions of the women a three days period "food consumption" and"physical activity" form is filled. As a result it is detected that, vvomengenerally eat three times a day (61.30 %), when the quantities advised to beconsumed were taken into account according to the food groups it has beenunderstood that they heavly consumed milk and meat products, meat andmeat groups, diried fruits less, and also they have consumed grain andbread, vegetables - fruits, sugar and fats much, and when the consumingrate of energy and food substances are investigated according to RDA it hasbeen detected that 61.29 % of them adequately gained energy, 54.83 %gained excess protein, 64.52 gained adequate calcium, 41.94 % to haveadequate iron, 35.48 % to have vitamin A much, 51.61 % to have adequatetiamine, 64.52 % to have adequate riboflavine 48.39 to have inadequateniacin, 74.20 % to consume vitamin C much. The energy and food gainingsubstances amoung the groups are found to be non signifıcant (p>0.05).

The daily average energy taking of the vvomen found out to be2113.0±252.56 kkal/day for pre - menopaused vvomen, 2483.25±131.79kkal/day for post - menopaused women and energy consuming rate is2035.04±80.20 kkal/day for pre - menopaused vvomen and 1927.82 ±42.10for post - menopaused vvomen. As a result of the applied paired sample testthe energy gaining and consuming differences amoung the groups is foundto be significant(p<0.01).

During the research, the biochemical (glucose, cholesterol,triglyceride, HDL, LDL, VLDL, Ca, Fe, VVBC, RBC, HGB, hematocrit, E2,FSH, LH) and biophysical (bone mineral density and antropometricmeasurements) measurements were done. As the result of biochemicalmeasurements no differences were found as statistically except estriol (E2)hormone (p<0.01) in blood . For the bio physical diagnosis it has beendetected that 9.67 % of women is under the risk of osteoporoses.

80

I S B N : 9 7 8 - 9 7 5 - 0 1 7 6 1 - 1 - 1

Ankara Üniversitesi Basımevi. 200?

www.ankara.edu.tr