5. Sınıf Türkçe 1. Ünite Birey ve Toplum

Preview:

Citation preview

I.TEMABİREY VE TOPLUM

Kelimeler sözlükte, yazım kılavuzunda,

ansiklopedilerde, cep telefonunda vb. yerlerde alfabetik

sıralamaya göre dizilirler. Bu yüzden alfabetik

sıralamayı çok iyi bilmek zorundayız. Alfabetik sıralama

yaparken önce kelimelerin ilk harfine bakarız. İlk

harfleri aynı olanların sırasıyla diğer harflerine bakarız.

Sıralama ona göre yapılır.

A-B-C-Ç-D-E-F-G-Ğ-H-I-İ-J-K-L-M-N-O-Ö-P-R-S-Ş-T-U-Ü-V-Y-Z

Aşağıdaki sözcükleri alfabetik sıraya koyunuz.

keser, kendi, kemer, kereste: kemer, kendi, kereste, keser

çekici, çelik, çekingen, Çelebi : çekici, çekingen, Çelebi, çelik

erimek, enginar, erdemli, esirgeme : enginar, erdemli, erimek, esirgeme

kırmızı, kırgın, kırıntı, kısaca: kırgın, kırıntı, kırmızı, kısaca

silgi, sindirim, sinsi, silindir: silgi, silindir, sindirim, sinsi

şekil, şerbet, şeftali, şekerli: şeftali, şekerli, şekil, şerbet

çekim, çekiliş, çekirdek, çekirge: çekiliş, çekim, çekirdek, çekirge

arkadaş, arsız, akran, akılsız: akılsız, akran, arkadaş, arsız

Aşağıdaki sözcükler alfabetik sıraya göre dizildiğinde, hangisi 3.

sırada yer alır?

A) Dişçilik

B) Dijital

C) Dikenli

D) Dinamik

2013-DPY/5

4,1,2,3

BETİMLEME(TASVİR)

Bir şeyi göz önünde canlanacak biçimde anlatmaya betimleme

(tasvir) denir. Betimlemede amaç anlatılan varlık ya da nesneyi

okuyucunun hayalinde canlandırmasını sağlamaktır. Bunun için

de varlıkların en ayırt edici özellikleri, özellikle görme duygusu

kullanılarak resmedilir.

Betimleme, varlıkların sözcüklerle resmini yapma şeklinde de

tanımlanabilir. Yani bir şeyi öyle bir şekilde anlatmalıyız ki adeta

anlatacağımız şeyin görüntüsü insanların gözünde bir resim gibi

canlanmalı.

Bu küçücük kasaba geniş ve derin bir vadinin

içinde kurulmuştu. Dik ve kayalı bir tepenin

üstünde yer alan kalesi görkemliydi.

Şırıl şırıl akan bir dere… Kenarında su dolabı ile

şirin bir ev… Ötelerde gün batmakta ve güneş en

olmadık kızıllıklarla yerini geceye terk etmektedir.

Kapısı ardına kadar açık olan bu odanın bir

köşesinde rengi atmış, üstü tozlu birkaç kitap,

diğer köşesinde ise dağınık bir masa vardı.

Duvarlar nemden renk değiştirmiş, yeşil ile siyah

karışımı bir renge bürünmüştü.

Aşağıdaki görseli dikkatle inceleyerek betimlemesini yazınız.

………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

• Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde cansız bir varlık

betimlenmiştir?

A) Gövdeleri kısa, kulakları uzundur, sevinince kuyruğunu

sallar.

B) Yaz kış yeşildir, yaprakları diken gibidir, koyu bir gölgesi

vardır.

C) Üç gözlüdür, en üst gözü biraz daha genişçedir, ahşaptan

yapılmıştır.

D) Uzun kırmızı bir ibiği, kahverengi tüyleri ve güçlü

bacaklarıyla beni her zaman korkutur.

• Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir betimleme örneği değildir?

A) Ceren kısacık saçlı, elma yanaklı, kiraz dudaklı, ufacık, sevimli

bir kız çocuğudur.

B) Ahmet düzenli, saygılı, olaylar ve durumlar karşısında sakin

ve mantıklı davranan iyi huylu biridir.

C) Sevgilerin oturduğu apartman dört katlı, sarı boyalı, teraslı,

geniş koridorlu büyük bir apartmandır.

D) Ada ile Tuna birlikte caddedeki en büyük kitapçıya gidip kitap

aldılar.

Ninemin yüzü kırış kırış olmuştu. Saçları bembeyazdı.

Gözlerinin ışıltısı kaybolmuş hatta gözleri biraz küçülmüş ve

gözlerinin etrafı morarmıştı. Ağzında hiç dişi kalmamıştı.

Burnu biraz büyümüştü. Cildinde yaşlılık lekeleri oluşmuştu.

Ninem zor konuşabiliyor, zor yürüyordu. Kulakları hiç

duymuyordu. Ayrıca içe kapanık biriydi. (Metinde bir insan

en belirgin özellikleri ile anlatılarak insan tasviri yapılmıştır.)

Bir kişi betimlemesinde hem fiziksel hem de ruhsal betimlemeye ait özellikler bir arada bulunabilir.

Kişilerin fiziksel ve ruhsal özellikleriyle betimlenmesine portre denir. Portrede kişilerin giyim kuşamları; göz, saç, ten renkleri; kişinin vücut yapısı yer alır.

• Karakter ÖzellikleriKişi betimlemelerinde bazen de kişinin karakter özellikleri

öne çıkarılır.

Karakter; bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından

ayıran temel özellikleridir. Bu özellikler kişinin duygu,

düşünce ve davranış dünyasını etkiler. Bu yüzden bunlara

bakılarak kişinin karakter özellikleri belirlenebilir.

Örnek:

Sokakta telaşlı telaşlı yürüyen bir insan görsem, kim bilir ne

sıkıntısı vardır, diye düşünürüm. (şefkatli) Yırtık elbiseler

içinde bir çocuğa rastlasam içim cız eder. (duyarlı) Sonra o

insanlara yardımcı olamadığım için üzülürüm. (yardımsever)

Muammer Bey, böbürlenmeyi hiç sevmez. Tamir ettiği bozuk makinelerle övünmez. Sanki onlar, kendisi onardığı için değil de tesadüfen çalışmış gibi bir tavır takınır.

Bu metne göre Muammer Bey nasıl bir insandır?

A) TokgözlüB) Alçak gönüllüC) HoşgörülüD) İleri görüşlü

2012- DPY/5

Atatürk’ün Karakteristik ve Fiziksel Özellikleri

……………………………………………………………………………………………

……………………………………………………………………………………………

……………………………………………………………………………………………

……………………………………………………………………………………………

……………………………………………………………………………………………

……………………................................

…………………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………

Aşağıdaki cümlelerin hangilerinde betimleme varsa karşılarına «+» işareti koyunuz.

Tatlı dil her kapıyı açan sihirli bir anahtardır. ( )

Girişte sağlı sollu kasaplar, manavlar, fırınlar… ( )

Uzun, siyah bıyıklı dükkan sahibi bizi karşıladı. ( )

Trenin hareketine çok az bir vakit kalmıştı. ( )

Oturduğu apartman üç katlı, yeşil boyalı, balkonlu bir binaydı. ( )

Uçağı kaçırırsak biletlerimiz yanar. ( )

Masmavi deniz, yemyeşil ormanlar bizleri büyüledi. ( )

İnsanın en önemli buluşu yazıdır. ( )

Yaz günlerinin en çok yenilen yiyeceği dondurmadır. ( ) Güneş

yeşil tepelerin arasında portakal renkli yüzünü gösteriyordu. ( )

Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın zayıflatılmış mikrobuna aşı denir.

Annelik en yüce duygudur.

Bardağı tanımlayacak olursak su vb. şeyleri içmek için kullanılan genellikle camdan yapılan kaptır.

• Bir varlığın ya da kavramın ne olduğunu anlatan cümlelerdir. Özetle; «Bu nedir?» sorusuna cevap veren cümlelere tanım cümlesi denir.

• Demektir, tanımlayacak olursak, tanımlanmaktadır vb. ifadeler tanımlayan ifadelerdir.

Tanım: Ateş veya kızgın bir şeyi tutmaya, korları karıştırmaya yarayan iki kollu metal araç maşa demektir.

Tanım:………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

Tanım:………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

ŞİİRDE ANA DUYGU (TEMA)

Şiir daha çok duygu ve hayallerin işlendiği bir türdür. Bir şiirde yoğun olarak işlenen duyguya şiirin ana duygusu(tema) denir.

Ana duygu bir düşünceden çok bir duyguyu dile getirir, okuyucuya ya da dinleyiciye hissettirir, onların benliğinde yaşatmayı amaçlar.

Genel olarak şiirlerde özlem, sevgi, pişmanlık, yalnızlık, ümit, karamsarlık gibi duygular işlenir.

NOT: Ana duygu ile konu birbirinden farklıdır. Konu üzerinde durulan, anlatılan şeydir. Ana duygu ise bu anlatılanı hissettiren duygulardır.

Senden ayrı, senden uzak, yersiz göksüz gibiyimHem analı hem babalı hem de öksüz gibiyim.

Uzanmış aramıza uçsuz bucaksız gurbet,Bir ucunda sıla var, öbür ucunda ekmek.

Bütün analar ağıt şimdi, bütün ağıtlar ana,Ya beni de al gurbet ya anamı ver bana.

Bu şiirin ana duygusu:

Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?

Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?

Her zaman güzel mi bu kadar,

Bu eşya, bu pencere?

Bu dörtlüğün ana duygusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yaşama sevinci

B) Vatan sevgisi

C) Çocukluğa özlem

D) Yalnızlık korkusu 2010-DPY/5

Paragrafta konu bütünlüğü esastır. Her paragrafın giriş, gelişme, sonuç cümlesi ya da cümleleri bulunmalıdır.

Giriş Bölümü: Genellikle konunun veya olayın tanıtıldığı ilk cümledir.

Ayrıntıya girilmez, konu sezdirilir ve fikir verilir. Yani “bu paragrafta

hangi konu açıklanıyor?” sorusunun cevabı giriş cümlesinde bulunur.

Gelişme bölümünün temeli hazırlanır. Giriş cümlesi, kendinden önce

başka sözlerin söylendiğine dair izlenim bulundurmamalıdır. Yani

“hâlbuki, kısacası, bundan dolayı” gibi bağlayıcı ifadeler barındırmaz.

Giriş cümlesi çoğunlukla kısa olur. Kimi paragraflarda birkaç cümleyi

geçmez. Yazının okuyucuyu kendine bağlaması açısından giriş

cümlesinin ilgi çekici olmasına özen gösterilir.

Gelişme Bölümü: Giriş bölümünde belirtilen konu açıklanır,

örnekler verilir, karşılaştırmalardan yararlanılır ve başka

yazarlardan alıntılar yapılır.

Konu atasözleri, deyimler vb. söz varlıklarıyla süslenir.

Betimlemeler yapılır. Merak duygusu ön plana çıkarılır.

Sonuç Bölümü: Giriş ve gelişme bölümlerinde ele alınan konu

özetlenip ana düşünce vurgulanır.

Sonuç bölümü parçanın özeti şeklindedir.

Anlatılmak istenen fikir yani ana düşünce genellikle sonuç

cümlesinde verilir. Bu durum ana fikri bulmamızı kolaylaştırır.

Ancak kural olarak ana fikir her zaman son cümlededir, denemez.

“Demek ki, aslında, çünkü, böylece, kısacası, özetle, sonuç

olarak, bu nedenle, öyleyse, şu halde vb.” gibi ifadelerle konu

sonuca bağlanır.

Merak duygusu sona erer. Tüm sorular cevaplandırılmış olur.

Bunları herkesin öğrenmesi gerekmez mi?

Yöremizde turizm, her mevsim canlıydı.

Toplum sorunlarını anlatan bir şair o.

Fakat şarkıyı o kadar iyi okudu ki!Gün batımının kızıl ışığı sahilde çok güzeldir.Ne güzel hayaller kurmuştum oysaki.Bir eserin değerini belirleyen konu değil, anlatımdır.

Hangi cümleler paragrafın giriş cümlesi olabilecek nitelikteyse işaretleyiniz.

…;yani gerçekte var olmayan konularla ilgili olanları. Bunların beğenilmesinin nedeni, bu öykülerde sürpriz ögelerinin yer almasıdır. Düş gücünüzü ve yaratıcılığınızı kullanarak siz de bu tür yazılar yazabilirsiniz.

Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın ilk cümlesidir?

A ) Bazı insanlar roman okumayı tercih ederler.B ) Bazı yazarlar fantastik öyküler yazmayı severler .C ) Meraklı çocuklar bilimsel içerikli dergiler okurlar.D ) Şiir okumak çoğu insanın ilgisini çeker.

KARŞILAŞTIRMA

Birden fazla varlığın, kavramın, nesnenin şekil, durum, sayı

vb. yönleriyle kıyaslandığı, benzerlik ya da farklılıkların

ortaya konduğu cümlelere karşılaştırma cümleleri denir.

“Kadar, gibi, göre, en, daha, benzer olarak, benzeri, aynısı,

farklısı, farklı olarak, ise, -den çok, -den az, -den iyi, -den

daha vb.” karşılaştırma ifadelerini kullanarak olaylar kişiler,

durumlar, yerler vb. arasında karşılaştırmalar yapabiliriz.

"Eski İstanbul şimdikine göre daha güzeldi."

cümlesinde "İstanbul" önceki ve sonraki hâli ile

karşılaştırılmıştır.

Karşılaştırma, ortak ya da farklı yönlerden yapılabilir. Örneğin,

"Selim, derslerde Elif kadar başarılıdır."

cümlesinde Selim ve Elif derslerdeki başarıları yönünden

karşılaştırılmışlardır.

"Selim, gezmeyi çok sever, Elif ise kitap okumayı sever."

cümlesinde de karşılaştırma vardır. Bu cümlede iki kişi

sevdikleri durumlar yönünden karşılaştırılmışlardır.

Kangurular çitalar gibi hızlı koşamazlar.

Ayşe ve Fatma’nın benzer yanları genç

olmalarıdır.

Timsahlar aslanlardan farklı olarak

suyun altında da avlanabilirler.

Karşılaştırma ifade eden sözcüklerin altını çiziniz.

………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………...

Verilen kişilerle ilgili karşılaştırma anlamı taşıyan cümleler yazınız.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşılaştırma yapılmıştır?

A) Davete diğerlerinden daha erken gitti.

B) Manzara fotoğrafları çekmeyi seviyordu.

C) Bavullarımızı alarak hemen yola koyulduk.

D) Bütün gün kırlarda, deniz kenarlarında dolaştık.

2011- DPY/5

Annem ve babam eğitimli insanlardı. Annem kitap okumayı, özellikle şiir

kitapları okumayı çok severdi. Babam, annem kadar okumazdı ama

konuşmayı çok severdi. Bende okuma isteği uyandıran, annemin okuma

tutkusu oldu.

Bu metinde aşağıdakilerden hangi ikisi karşılaştırılmıştır?

A) Kitap-şiir

B) Çocuk-anne

C) Okuma-eğitim

D) Anne-baba 2012-DPY/5

GERÇEK VE HAYALÜRÜNÜ UNSURLAR

• Gerçekleşmesi mümkün olan, kimsenin varlığını inkâr

edemediği, yaşanmış veya yaşanması mümkün olay ya da

durumlardan söz eden ifadelere gerçek ifadeler denir.

Japon bilim adamları insan gibi duyguları olan robot ürettiler.

• Gerçekleşmesi mümkün olmayan fakat varmış gibi zihinde

tasarlanan, canlandırılan durumlara ve olaylara hayal ürünü

denir.

Keşke bir yerden bir yere ışınlansak.

• Köprü tam yıkılırken fil hortumuyla köprüyü havaya kaldırdı. ( )

• Sabaha kadar bulutların üzerinde dolaşıp durdum. ( )

• Dünya, Güneş’e seslendi. ( )

• Küçük kız yıldızları heybesine topladı. ( )

• Bulutlar pamuk giysilerini giymişlerdi. ( )

• Ağaçta olgunlaşan meyveler yavaş yavaş düşmeye başladı. ( )

• Annem, misafirler için pasta ve kurabiye yaptı. ( )

• Bebeğin minicik elleri ve ayakları çok sevimliydi. ( )

• Ormandaki ağaçlar kesildi. ( )

• Fillerin kulakları kocamandır. ( )

Aşağıdaki cümlelerde hayal ürünü varsa ‘H’ gerçek ifadeler varsa ‘G’ yazınız.

Aşağıdakilerden hangisi kesinlikle hayal ürünüdür?

A) Minicik elleriyle kocaman çantayı hiç zorlanmadan taşıyordu.

B) Çocuk yere düşen yaralı serçeyi alıp kenara koydu.

C) Tilki, kargadan bir şarkı söylemesini istedi.

D) Bu sahilde martı sesleri duyarak yürürsünüz.

2010-DPY/5

(1) Karbeyaz isimli keçi, o kadar güzelmiş ki bütün ağaçlar ona hayranmış. (2)

Geçtiği yollarda ağaçlar dallarını eğip selamlıyor, meyvesi olanlar ise meyve ikram

ediyormuş. (3) Soğuk sulardan içmiş, taze yapraklardan yemiş. (4) Şarkı söyleyerek

yürürken birden küçücük bir kuzuya dönüşüvermiş.

Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerden hangisi, gerçek hayattan

alınmıştır?

A) 1

B) 2

C) 3

D) 4 2012-DPY/5

• Bir gün hava güzelmiş pekEvde yalnız imiş Hasan Birden bir dev belirerekDemiş: "Çocuk, istiyorsanArzuların dile gelsin, Bin sırtıma inan bana, Sen çalışkan öğrencisinBenden zarar gelmez sana.. Bir cüceler diyarındaDolaşalım hep beraberMasalların aynasındaHer şeyi gel gözünle gör.” 

Yukarıdaki şiirde hangi anlatım diğerlerine göre daha belirgindir?

A) Gerçek anlatım var B) Mecaz anlatım var. C) Hayalî anlatım var. D) Duygusal anlatım var.

15.

“Bizim köy…………..” tümcesi hangi sözlerle devam ederse hayal ürünü olur ?A) 1 B) 2 C) 3 D)4

Yaşanmış ya da yaşanabilecek olayları anlatan yazılara hikâye (öykü) denir. Her hikâyede dört unsur bulunur.

HİKÂYE UNSURLARI

OLAYKAHRAMANLAR

YER

ZAMAN

HİKAYENİN TEMEL UNSURLARIOlay Yer Kişiler Zaman

Hikâyede kahraman ya da kahramanların başından geçen ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş veya durumdur.

Hikâyede anlatılan olay ya da olayların gerçekleştiği fiziksel veya düşsel ortamdır.

Hikâyede olayın içinde yer alan, olaya yön veren kişi ya da kişilere kahraman denir. Bir hikâyede kahramanlar bazen insan dışındaki canlılardan da seçilebilir. Hikayenin temel kişisine ana kahraman denir. Ana kahramanın çevresinde yer alan diğer kişilere yardımcı kahraman denir.

Hikâyede anlatılan olay ya da olayların gerçekleştiği zaman dilimidir.Bazı hikayelerde zaman verilmez, sezdirilir.

Metnin hikâye unsurlarını bulunuz.

BAŞLIK………………….

OLAY

……………

KAHRAMANLAR

……………………

YER

………………...

ZAMAN

……………………

HİKÂYE YAZMA

Hikâye yazarken veya anlatırken olayların oluş sırasına dikkat etmeliyiz ve

«önce, sonra, daha sonra, sonunda vb.» ifadeleri kullanmalıyız.

………………………..………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………...

Siz de hikâye unsurlarını göz önünde bulundurarak bir hikâye yazınız.

BAŞLIK

Bir yazıda ya da şiirde anlatılan konunun, vurgulanmak istenen

düşüncenin en kısa biçimine başlık denir.

• Başlık ile anlatılan düşünce, olay, kavram uyum içinde

olmalıdır.

• Başlık genellikle tek, bazen de birkaç kelimeden oluşur.

• Konuyu oluşturan kelimeler çoğunlukla başlık yerine de geçer.

• Başlık, konunun tamamını kapsar ve ana fikirden izler taşır.

Ninemin dizine koyardım başımı. Damarları çıkık, kurumuş sarı bir

kestane yaprağına benzeyen eli, başımın üstünde dolaşırdı… Çocukların

gözüne uykuyu, yıldızlı bir gece gibi dolduran masalları söylemesini bilirdi

ninem.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın başlığıdır?

A) Onun Masalları

B) Kestane Yaprağı

C) Yıldızlı Geceler

D) Rüyalarım ve Ben

EŞ ANLAMLI(ANLAMDAŞ)SÖZCÜKLER

Yazılışları ve okunuşları farklı olmasına rağmen anlamları aynı olan

sözcüklere eş anlamlı sözcükler denir. 

Eş anlamlı sözcükler birbirinin yerine kullanılabilir.

Bu evi almak için bütün imkânlarımı kullandım.

(İmkân sözcüğü yerine olanak sözcüğü getirildiğinde cümlenin

anlamında değişiklik olmaz.)

NOT: Bazı durumlarda eş anlamlı sözcükler birbirinin yerine

kullanılamaz.

Kara haber tez duyulur. Siyah haber tez duyulur.

• Eş anlamlı sözcüklerin aynı cümlede kullanılması anlatım bozukluğuna

sebep olur.

Biz kanun ve yasalara uyarız.

• Eş anlamlılık cümledeki kullanımına göre değişebilir.

Araba ağır gidiyordu. (Yavaş)

Ağır bir yenilgi aldılar. (Çetin, güç)

• Mecaz anlamda kullanılan sözcüklerin eş anlamlısı kullanılmaz.

Bu tehdide pabuç bırakmaz. Bu tehdide ayakkabı bırakmaz.

Aşağıdaki sözcükleri eş anlamlılarıyla eşleştiriniz.

Öğrenci

Kırmızı

Yıl

Sene

Talebe

Misafir

Al

Tabiat

İsim

Sözcük

Hatıra

Anı

Doğa

Ad

Kelime

Konuk

«Duygu-his» kelimeleri arasındaki anlam ilişkisi aşağıdakilerden

hangisinde vardır?

A) Görev-vazifeB) Müzik-sesC) Rüzgâr-yağmurD) Dünya-gezegen

2010-DPY/5

YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLERYazılışı ve okunuşu farklı olan, anlamdaş gibi göründüğü hâlde birbirinin yerini tamamen tutamayan yani aralarında anlam ayrıntısı bulunan kelimelerdir.

Örnek

» basmak – çiğnemek – ezmek» tutmak – yakalamak

» korkak – çekingen» saçmak – dağıtmak

» dargın – küskün – kırgın» tanıdık – bildik

Örnek

» Çiçeklere basmak.

» Çiçekleri çiğnemek.

» Çiçekleri ezmek.

NOT: Yakın anlamlılıkta çoğu zaman sözcüğün cümledeki kullanımı belirleyici olmaktadır.

Örnek

“Yasaları çiğnemek” sözcük grubunda mecaz anlamda kullanılan çiğnemek sözcüğüyle basmak veya ezmek sözcüğü arasında yakın anlamlılıktan söz edilemez.

SÖZCÜK YAKIN ANLAMLISI

yalan yanlış

doğru dürüst

küsmek gücenmek

eş dost

bakmak seyretmek

usanmak sıkılmak

METNİN KONUSU

KONU: Bir metinde veya konuşmada üzerinde durulan,

ele alınan varlık, olay ya da düşünceye konu denir.

Konuyu bulurken;

Yazıda üzerinde durulan nedir?

Hakkında söz edilen nedir?

Yazar bu metinde neyden/kimden söz ediyor?

gibi sorularla yazıyı ya da şiiri okumak gerekir.

Araştırmacılar, robotları tasarlarken genellikle canlıları örnek

alırlar. Canlıların hareketlerinden yola çıkarak robotları

programlarlar.

Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Canlıların yaşama biçimi

B) Robotların geliştirilmesi

C) Teknolojinin etkili kullanımı

D) Araştırmacıların yazdıkları

2011-DPY/5

ANA DÜŞÜNCE (ANA FİKİR)

Bir yazıda ele alınan konunun okuyucuya vermek istediği

mesaja, alınması gereken derse, yazarın bize ulaştırmak istediği

sonuca ana fikir denir.

Ana düşünce paragrafta anlatılanların tamamını kapsar

niteliktedir.

Ana fikri bulurken;

Yazar bu yazıyı niçin yazdı?

Bu metinde yazarın asıl anlatmak istediği şey nedir?

Yazar hangi düşünceyi iletmek istiyor?

sorularına yanıt bulmamız gerekir.

NOT: Ana düşünce ile konuyu birbirine karıştırmamalıyız.

Ana düşünce konunun açıklanması yoluyla ulaşılan kesin

yargıdır. Cümle şeklinde söylenir, tam bir yargı bildirir. Konu

ise yargı niteliği taşımaz, genel bir kavram özelliği taşır.

Televizyon izliyorum. Sunucu telefondaki seyirciye soruyor: Bugün neyi kutluyoruz? Seyirci cevap veriyor: Atatürk’ü kaybedişimizin 64. yıldönümünü… Şaşırıp kalıyorum. Bunların ağzından çıkanı kulağı duymuyor galiba. Ne zamandır bir kişinin ölümü kutlanıyor? Hele bu kişi Atatürk ise… Biz ölüm yıldönümlerinde Atatürk’ü anarız, kutlamayı düşmanları yapar. Görüyorsunuz dili bilmemek insanı ne duruma düşürüyor.

ANA DÜŞÜNCE :

Pablo Picasso okulda kötü bir öğrenciymiş; en çok da matematik dersi ile başı beladaymış. Niye biliyor musunuz? Çünkü bu küçük çocuk, 4 sayısını gördüğü zaman bunu bir burna benzetiyor ve o burnun ait olduğu yüzün geri kalan bölümünü çizmek için dayanılmaz bir istek duyuyormuş. Diğer çocuklara 4, tam da öğretildiği görünürken, bu dahi ressam; 4’ü öne fırlamış bir burun olarak görmekten hiç kurtulamamış.

ANA DÜŞÜNCE:

Şimdi ben gençlere bakıyorum; aralarında şüphesiz çok iyi olanlar var; ama öyleleri de var ki, kendilerinin bir şeyler öğrenmelerine yarayacak en kıymetli zamanlarını, tıpkı mirasyedinin paralarını düşüncesizce sağa sola savurması gibi harcayıp duruyorlar. Gerçi harcanan para tekrar kazanılıp yerine konabilir. Zamansa öyle değildir. Bir kere gitti mi bir daha geri dönmesine imkân yoktur.

ANA DÜŞÜNCE:

Oysa zirveye varanların adımları seninkilerden daha büyük değildi.

Ama onlar, o küçük adımları birbiri ardınca atmayı sürdürmüş

kimselerdi. İmkânsızı gerçekleştiren mucizeler değil, sürekliliktir. Suya

sarp kayaları deldiren de budur.

Bu metnin ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sevginin gücü her şeye yeter.

B) Başarının sırrı devamlı çalışmaktır.

C) Hayata güvenle bakmak gerekir.

D) Deneyimler yol göstericidir. 2010-DPY/5

ÇOK ANLAMLILIK

Sözcükler, bir varlık ya da kavramı karşılamak için doğar. Bir sözcük

cümlede değişik anlamlarda kullanılabilmektedir. Sözcüğün zamanla

kazandığı bu anlamlar «gerçek anlam, yan anlam, mecaz anlam» gibi

değişik kavramlarla adlandırılır. Bu özelliği gösteren sözcüklere çok

anlamlı sözcükler denir.

Bu çanta çok ağır. (tartıda çok çeken)

Mutfakta ağır bir koku var. (hoşa gitmeyen)

Ağır yemeklerden uzak durun. (sindirimi güç)

Sınavda ağır soru yoktu. (zor)

Belediye otobüsü ağır gidiyordu. (yavaş)

Bu cümlelerdeki «ağır» sözcüğü çok anlamlıdır.

1. Balkondaki işe yaramaz eşyaları depoya koydum.

2. Anneme göre, sağlıklı, canlı ancak yaramaz bir çocuktum.

3. Ahmet, yaramaz olduğu için kolunu kırdı.

4. Öğretmen, sınıftaki yaramaz öğrencilerin velileriyle görüşmüştü.

«Yaramaz» sözcüğü yukarıdaki cümlelerde kaç değişik anlamda

kullanılmıştır?

A) 1

B) 2

C) 3

D) 4 2005-DPY/5

Uygun ve yararlı olmayan, işe yaramayan; uslu karşıtı.

Eksiksiz, tam; bozuk olmayan(para); parçalanmamış; çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi.

GERÇEK ANLAM(İLK-TEMEL-ASIL)

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Sözcüğün

sözlükteki ilk anlamıdır. Bu nedenle temel anlam sözlükte 1(bir) rakamıyla

gösterilir.

Sesteş sözcükler dışında her sözcüğün sadece bir gerçek anlamı vardır.

Soğuktan su boruları patlamış.

Ayağında eski bir spor ayakkabı var.

Biraz sonra toprak bir yola girdik.

Kanadı kırık bir martı gördüm.

Soğuk sudan boğazı şişmişti.

Yataktan kalkarken başımı duvara çarptım.

Dün gece erken yattım.

Sıcak çorbayı içince rahatladım.

Dolaptan temiz elbiselerini çıkardı.

Ahmet'in burnu iyi koku alır.

Ağzında yaralar oluşmuştu.

Elini hırsla masaya vurdu.

YAN ANLAM

Sözcüğün temel anlamından hareketle şekil, işlev ya da nitelik bakımından

benzerlik yoluyla zaman içinde kazandığı anlama yan anlam denir.

• Sözlükte 2(iki), 3(üç), dört(dört),5(beş)… gibi rakamlar ile gösterilir.

• Bir sözcüğün birden fazla yan anlamı olabilir.

ÖRNEK

Yaprak sözcüğünün gerçek anlamı, "bitkilerde solunum ve terleme gibi

olayları gerçekleştiren organdır."

"Çınarın yaprakları çabuk sarardı." cümlesinde yaprak sözcüğü gerçek

anlamıyla kullanılmıştır.

"Bu tepsideki baklavada seksen yaprak var." cümlesinde ise yaprak sözcüğü

yufka anlamına gelerek yan anlamıyla kullanılmıştır.

Bırakmak sözcüğünün anlamı, «elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak» tır.

"Karşıdan karşıya geçerken çocuğun elini bırakma." cümlesinde bırakmak

sözcüğü gerçek anlamıyla kullanılmıştır.

"Onunla görüşmeyi haftaya bırak." cümlesinde bırakmak sözcüğü

ertelemek anlamına gelerek yan anlamıyla kullanılmıştır.

Altı çizili sözcüklerin hangi anlamlarıyla kullanıldığını yazınız.

Güneşte çok kalınca burnu kanadı. ( )Ayakkabısının burnu açılmıştı. ( )Tekne burnunu karaya çevirdi. ( )

Tuğba’nın ayağına çivi batmış. (G.A.)Masanın bir ayağı kırılmış. (Y.A.)

Gömleğimin düğmesi düşmüş. (G.A.)Televizyonu açmak için şu düğmeye basacaksın. (Y.A.)

Kazadan sonra koluma iki diliş attılar. (G.A)Gömleğinin kolları kırışmış. (Y.A.)

Sağ gözüm iki gündür sulanıyor. (G.A.)Arabanın anahtarı masanın alt gözünde olacak. (Y.A.)

Altı çizili sözcüklerin hangi anlamlarıyla

kullanıldığını yazınız.Yemek yerken ağzını kapamalısın.

( )Mağaranın ağzı örümcek ağlarıyla kaplanmıştı.

( )Çuvalın ağzını sıkıca bağladım.

( )Ünlü şarkıcı burnuna estetik yaptırmış.

( )Ayakkabısının burnu yırtıktı.

( )Yuvasından düşen yavru kırlangıcın kanadı kırılmıştı.

( )Çocuklar maket uçağın iki kanadını da kırmışlar.

( )

MECAZ ANLAM

Sözcüğün gerçek anlamından uzaklaşarak yepyeni bir kavramı karşılamasıyla

kazandığı anlama mecaz anlam denir.

• Sözcüğün mecaz anlamı sözlükte “mec.” kısaltmasıyla gösterilir.

• Gerçek anlamı somut olan bir sözcük cümle içinde soyut bir kavramı karşılamak

amacıyla kullanıldığında mecaz anlam kazanır.

• Her sözcüğün mecaz anlamı olmayabilir, bir mecaz anlamı olabilir ya da birden

fazla mecaz anlamı da olabilir.

NOT: Sesteş sözcükler dışında her sözcüğün sadece ve mutlaka bir temel

anlamı vardır ama her sözcüğün yan, terim ve mecaz anlamları olmak zorunda

değildir.

• Bu olayda mutlaka onun da parmağı vardır.

• Son otobüse yetişemezsem işte o zaman yandım.

• Toplantıda bize çok ağır sözler söyledi.

• Cesaretimin kırılmasına sen sebep oldun.

• Onun bu pişkinliğine bir anlam veremedik.

• Sokakta keskin bir kömür kokusu var.

• Kara haber tez duyulur.

• Yazılıdan zayıf alınca dersten iyice soğudum.

• İnce davranışlarıyla hepimizin gönlünü fethetti.

• Galiba dün akşam annemi kırdım.

• Boş laflara karnım tok benim.

• İki arkadaş koyu bir sohbete dalmıştı.

• Taksit parasını harcayan oğluna köpürdü.

Akşamüstü konaktan çıktık. (içeriden dışarıya varmak, gitmek)İçme sularında bakteri çıktı. (Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak)Arkadaşa piyango çıkmış. (Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak)Arabanın direksiyonu çıktı. (Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak)

Sözcükler kullanıldığı cümleye göre anlam kazanır. Bir sözcüğün birden fazla anlamı olabilir. Bu Türkçenin zenginliğini gösterir.

Mesela, çıkmak sözcüğünün elli altı anlamı vardır. Bunlardan birkaçını inceleyelim:

Altı çizili sözcüklerden gerçek anlamlılara G, mecaz anlamlılara M yazınız.

Bizim çok renkli bir yaşantımız var. ( )

Ders çalışma odam çok aydınlıktır. ( )

Asker, şimşek gibi öne atıldı. ( )

İnce düşünceli, kibar bir kardeşim var. ( )

Kebabın acısı biraz fazla olmuş. ( )

Çocuk çok tatlı gülümsüyordu. ( )

Yolda havalı havalı yürüyordu. ( )

Girdiğim sınavı birincilikle kazandım. ( )

Biz seninle eski dostuz. ( )

Artık çatır çatır İngilizce konuşuyorum. ( )

Her meyvede vitamin bulunur. ( )

Bana kıymayın, çocuklarım var. ( )

Kara

………………………………………………………………………………………………………………

………………………………………………………………………………………………………………

Sert

………………………………………………………………………………………………………………

……………………………………………………………………………………………………………..

Kırmak

………………………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………………….

Gerçek ve mecaz anlamlarıyla cümlede kullanınız.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük mecaz anlamıyla

kullanılmıştır?

A) Genç adam, gözlerini kapatarak şiiri dinledi.

B) Gün battı, dağlar karardı, yıldızlar parladı.

C) Bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağdı.

D) Satıcının ince davranışı müşteriyi etkiledi.

2012-DPY/5

Şu otobüste bir tek sana ısınamadım Burhan.

Taci, havalar mı ısındı dedin?

Otobüsün kaloriferi iyi yanıyor, bacaklarım ısındı.

En sonunda bizim geline ısındım İsmail.

Yanda konuşan ihtiyarlardan hangi ikisi “ısınmak” kelimesini gerçek anlamda kullanmıştır? A) Taci – Burhan B) Neriman – TaciC) İsmail – Burhan D) İsmail – Neriman

TERİM ANLAM

Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya koluyla ilgili özel ve belirli bir

kavramı karşılayan sözcüklere terim anlamlı sözcükler denir.

Matematik: Kare, rakam, basamak…

Tiyatro: Sahne, dekor, perde, rol, oyun…

Müzik: Nakarat, sol anahtarı, nota…

Spor: Penaltı, smaç, blok, taç, korner, gol…

Gök Bilimi: Uzay, Samanyolu, Güneş, Ay, Yıldız…

Tıp: Aşı, serum, ameliyat, muayene, reçete…

NOT: Bir sözcüğün terim anlamlı olup olmadığı cümledeki kullanımına göre değişir.

Kuşlar kanatları yardımıyla uçar. (Temel anlam)

Futbolcu kanattan muhteşem bir orta yaptı. (Terim anlam)

Evin perdeleri yeni yıkandı. (Temel anlam)

Oyunun ilk perdesi çok etkileyiciydi. (Terim anlam)

Camdan yansıyan ışık gözlerimi kamaştırdı. (……………………)

Sanatçımız, edebiyatımızın vazgeçilmez ışıklarından biridir. (…………)

Bugünkü dersimizde ışık konusunu işleyeceğiz. (……………….)

Doğru haber veren gazeteler de var. (………………..)

İki noktadan tek doğru geçer. (………………………)

Olaya bir de şu açıdan bakalım. (……………………)

İkizkenar üçgenin taban açıları eşittir. (………………………..)

Terim anlamlı sözcükleri ait olduğu alanla eşleştiriniz.

Pota

Rota

Nota

Denizcilik

Müzik

Basketbol Nokta

Aşı

Türkçe

Coğrafya

TıpHarita

Aşağıdaki cümlelerde koyu yazılı sözcüklerin gerçek ya da mecaz anlamda mı kullanıldığını işaretleyiniz.

a) Kör adamı elinden tutuyordu. Geçek anlam Mecaz anlam

b) Kör bıçakla karpuzu kestim. Geçek anlam Mecaz anlam

c) Çocuklar acı biber yiyemez. Geçek anlam Mecaz anlam

d) Çocuklar acı çekmemelidirler. Geçek anlam Mecaz anlam

e) Bugün bütün işler üstüme yıkıldı. Geçek anlam Mecaz anlam

f) Odunların hepsi yıkıldı. Geçek anlam Mecaz anlam

g) Babam sözlerinin ağırlığıyla hepimizi ezdi. Geçek anlam Mecaz anlam

h) Ağır çantayı ben taşırım. Geçek anlam Mecaz anlam

• “Çürük” kelimesini birer cümlede aşağıda belirtilen durumlarda kullanınız.

Gerçek anlamda:…………………………………………………………………………………………………

Mecaz anlamda :…………………………………………………………………………………………………..

Terim anlamda:…………………………………………………………………………………………………….

• “Açı “kelimesini birer cümlede aşağıda belirtilen durumlarda kullanınız.

Gerçek anlamda :…………………………………………………………………………………………..……

Mecaz anlamda :…………………………………………………………………………………………………..

Terim anlamda :…………………………………………………………………………………………………….

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisi terim anlamıyla

kullanılmıştır?

A) Köşkün parlayan camları dikkatini çekti.

B) Parmağıyla yoldan geçen bir adamı gösterdi.

C) Şarkının notaları sazın tellerinde yankılanıyordu.

D) Halı döşeli merdiveni, kucağında kedisiyle çıktı.

2012-DPY/5

ANAHTAR KELİME

Bir cümle, dörtlük veya parçada ana fikir ve konuyu bulmak

için en büyük ipucunu veren, açıklanabilme özelliğine sahip

temel kavramlara anahtar kelimeler denir.

• Bir metinde bir veya birden fazla anahtar kelime bulunabilir.

• Anahtar kelimeler metni özetler. Aynı zamanda anahtar

kelimeler bir araya getirildiğinde metnin ne anlatmak

istediği de bulunur.

• Anahtar kelimeleri bulmak için yazının konusu ve ana

düşüncesi iyi kavranmalıdır.

Bugün okulda kumbara dağıttılar. Tasarruf yapmamız içinmiş.

Biriktirdiğimiz paraları Afrika’daki aç insanlara gönderecekmişiz. Onların

fotoğraflarını bir görseniz inanın boğazınızdan lokma geçmez. O

çocukların açlıktan kemikleri sayılıyor. Bazıları öğretmenimizin dağıttığı

fotoğraflara bakamadılar. Çünkü çocuklar açlıktan bir deri bir kemik

kalmıştı.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın anahtar kelimelerinden biri

değildir?

A) Tasarruf

B) Afrika

C) Eğitim

D) Açlık

AÇIKLAMA

Öğretmek ve bilgi vermek amacıyla bir durumu, kavramı veya olayı

ayrıntılı biçimde anlatmaya açıklama denir.

• Anlaşılır, sade bir dil kullanılır ve nesnel yargılara yer verilir.

• Açıklayıcı anlatım biçiminde amaç bilgilendirme, öğretme olduğundan

düşünceyi geliştirmek ve konunun daha iyi biçimde anlaşılmasını

sağlamak için tanımlamalardan, karşılaştırmalardan, benzetmelerden

ve örneklemelerden yararlanılarak konu somutlaştırılır.

• Bu anlatım yoluyla «ne, neden, niçin, nasıl, nerede, ne zaman» soruları

açıklanır.

• Ansiklopedilerde, ders kitaplarında daha çok bu tür bir anlatım

görülür.

ÖRNEK

• Vurgun, bir dalgıcın yaşayabileceği en

büyük tehlikedir. Dalgıç su yüzeyinden dibe

inerken problem yaşamaz; fakat

derinlerden su yüzüne çıkarken, çıkış ani

ve hızlı olursa tehlike var demektir. Çünkü

suyun üstüne ani çıkış sırasında, kanda

çözünmüş hâlde bulunan azot gazı

kabarcıklar hâline geçer. Damarların içinde

oluşan bu kabarcıklar kan dolaşımındaki

düzeni bozar. Beyin, kalp gibi hayati

organların damarları tıkanır. Ölüm tehlikesi

meydana gelir.

Köşe yazarlığı hem çok kolaydır hem de çok zordur. Öyle bir an gelir ki sana ayrılan köşe ya çok büyür, ya da çok küçülür. Yazacağın konuda donanımlı ve birikimli değilsen, köşedeki boşluk büyüdükçe büyür, kocaman bir beyazlığa dönüşür. Eğer o konuda kafan ve yüreğin dopdoluysa, bu boşluk küçüldükçe küçülür; yetmez olur.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Açıklama B) Karşılaştırma C) Öyküleme D)Betimleme

DUYGUSAL ANLATIM

Sevincimizi, heyecanımızı, endişemizi, şaşkınlığımızı, merakımızı, üzüntümüzü, neşemizi, kaygımızı, korkumuzu kısacası duygularımızı ifade eden cümleler duygusal anlatımlı cümlelerdir. Başka bir deyişle kişinin bir olay ya da durum karşısında hissettiklerini anlatan cümlelerdir.

Kocaman köpek karşısına çıkınca çok korktu.

Çocuk okuldan dönmeyince annesi telaşlandı.

Sevinçten içi içine sığmıyordu.

İlk kez uçağa bineceği için çok heyecanlıydı.

Duygusal anlatım olan cümleleri bulup işaretleyiniz.

1. Askerler, yemek saatinin gelmesini dört gözle bekliyor.

2. Çanakkale şiiri okununca dinleyiciler iki gözü iki çeşme ağladı.

3. Apartmanın girişine güvenlik kamerası taktırıldı.

4. Karşıma birden pitbul köpeği çıkınca yüreğim ağzıma geldi.

5. İkramiyeleri alan işçilerin ayakları yerden kesilmişti.

6. Belediye, otobüs duraklarını yeniledi.

7. Suriyeli mülteci çocukları görünce içim yandı.

8. Fırsatları değerlendiremediği için dizini dövüyordu.

9. İlçemize on bin çam fidanı dikildi.

10. Üniversitede okurken ailem burnumda tüterdi.

11. Keçi yavrusuna oğlak, koyun yavrusuna kuzu denir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde duygusal bir öge vardır?

A) Mahalleden taşınacağı için üzgündü.

B) Evin önünde bir süre bekledi.

C) Misafirlere önce şeker tuttu.

D) Dedesinin omzuna hafifçe dokundu.

2013-DPY/5

ABARTILI ANLATIM

Bir olayı ya da durumu; olduğundan çok, büyük ya da küçük gösteren, aşırılık bildiren ve gerçekleşmesi imkansız olan ifadelere abartılı ifadeler denir.

Parmak kadar boyunla her işe karışıyorsun.

Heyecandan eli ayağına dolaştı.

Ne diyeyim, yerden göğe kadar haklısın.

Sırtımda sanki bir ton yük taşıyorum.

Alkışlamaktan elleri davul gibi şişti.

Aşağıdaki cümlelerin hangilerinde abartılı anlatıma başvurulmuştur? İşaretleyiniz.

Öğrencilerin hepsi Türkçeden 100 aldı.

Topkapı Sarayı gezmek istediğim yerlerden biridir. Filmi izlerken heyecandan öldük.

Maç için bütün İstanbul stadyumdaydı.

Aşağıdakilerin hangisinde abartma vardır?

A) Her gün iki saat kitap okurdu.

B) Çıkan fırtına sonucu birçok evin çatısı uçtu.

C) Yazdığı bir kitapla bütün dünyayı etkiledi.

D) Kartal, ağacın tepesinde uzun süre dönüp durdu.

2009-DPY/5

EKLERİ KULLANARAK KELİMELER TÜRETME

Sözcüklere getirilen «-ci, -li, -lik, -siz…» ekleri onların anlamını

değiştirir. Sözcüğün anlamını değiştirerek farklı bir sözcük yapan

eklere yapım ekleri denir. Bu ekler çok şekillidir.

-ci: -cı, -cu, -cü, -çı, -çu, -çü

-li: -lı, -lu, -lü

-lik: -lık, -luk, -lük

-siz: -sız, -suz, -süz

• Şeker: Şeker kamışı, şeker pancarı vb. bitkilerin sap ve köklerinin öz

suyundan çıkarılan beyaz, suda eriyen ve çoğu tatlı olan maddelerin

genel adıdır.

Ben çaya şeker katmam.

• Şekerci: Şeker ve şekerleme yapan veya satan kimse

Sokağımızda eskiden bir şekerci vardı.

• Şekerli: İçinde şeker bulunan veya lezzetli, tatlı olan

Annem şekerli kahve içiyor.

• Şekerlik: Şeker konulan kap

Masanın üzerindeki şekerlik yere düşünce kırıldı.

• Şekersiz: Şekeri olmayan veya az olan

Büyükbabam çayını her zaman şekersiz içer.

Verilen anlamlarla ilgili örnek cümleler kurunuz.

• Çiçek: Bir bitki türü

……………………………………………………

• Çiçekçi: Çiçek satan veya yetiştiren kimse.

…………………………………………………….

• Çiçekli: Çiçeği veya çiçek resimleri olan.

………………………………………………………..

• Çiçeklik: Koparılmış çiçekleri koymaya yarar kap.

…………………………………………………………….

• Çiçeksiz: Çiçeği olmayan.

…………………………………………………………….

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangileri ek alarak türemiştir? İşaretleyiniz.

1. Doktor, gözleri bozulan hastaya gözlük yazdı.

2. Avcı, elindeki silahı kınalı kekliğe doğru çevirdi.

3. Adamın dalgınlığına gelmiş, adam gidip boyalı banka oturmuş.

4. Karşı komşumuzun bahçesinden mis gibi çiçek kokusu geliyor.

5. Bu işsiz adam, evine bir parça ekmek götürmek için kapı kapı iş arıyordu.

6. Ali Bey, Amerikalı bir arkadaşıyla beni ziyarete geldi.

7. Lokantadaki Bolulu aşçı yine birbirinden güzel yemekler yapmış.

8. Kübra Hanım bizim şirkette aylık üç bin liraya çalışıyor.

9. Karpuz yüklü kamyon tozlu yollardan geçip Adana’ya doğru gitti.

10. Şehir hayatı yaşlı adamı bunaltmış, adamın köyüne olan özlemini daha da arttırmıştı.

11. Annem bugün pazardan bir kilo dolmalık biber almış.

12. Güneş doğmadan balıkçı, teknesiyle Marmara Denizi’ne açıldı.

13. Ablam odasına geçmiş, kitap okuyor.

14. Temizlik işçisi sokakta ne kadar çöp poşeti varsa hepsini çöp kamyonuna yükledi.

15. Babam araba almak için galeriye gitti.

Aşağıdaki cümlelerde geçen yapım eki almış sözcüklerin altlarını çiziniz.

Sıcak havalarda gölgelik yerler kıymetlidir.

Polis, izinsiz gösteriye müdahale etti.

Kıymalı pideyi çok severim.

Mevsimsiz soğuklar insanı hasta eder.

Aşağıdaki altı çizili sözcüklerin hangisi ek alarak yeni bir anlam

kazanmıştır?

A) En büyük hayali pilot olmaktı.

B) Hâli vakti yerinde bir adama benziyordu.

C) Hangisinin haklı olduğu anlaşılamadı.

D) Yerde büyük kırmızı bir halı vardı.

2008-DPY/5

«Çiçek saksılarını koymaya veya çiçek yetiştirmeye ayrılmış

yer.» anlamında bir kelime türetmek için «çiçek» kelimesine

aşağıdakilerden hangisi eklenmelidir?

A) -çi

B) -lik

C) -li

D) -siz

2009-DPY/5

ANI-BİYOGRAFİ-GÜNLÜK

• Kişinin, başından geçen veya tanık olduğu bir olayı, yer ve zaman göstererek hikâye şeklinde anlattığı yazılara anı denir. Anılar yaşananların üzerinden zaman geçtikten sonra yazıya geçirilir.

• Kendi alanında ün kazanmış kişilerin hayatlarının, neler yaptıklarının, eserlerinin, başarılarının, tarih sırasına göre başkaları tarafından kaleme alınmasıyla oluşan yazılara biyografi denir.

• Alanlarında ün kazanmış kişi hayatıyla ilgili dönemleri bütün ilginç yönleriyle geniş şekilde kendisi yazarsa buna otobiyografi (öz yaşam öyküsü) denir.

• Bir kişinin başından geçen ve önemli bulduğu olayları, duygu ve düşüncelerini tarih belirterek günü gününe not etmesiyle oluşan yazılara günlük denir. Günlüklere yazıldığı günün tarihi atılır.

ANI-BİYOGRAFİ FARK:

• Anıda, bir kişi kendi başından geçenleri anlatır.

• Biyografide, kişi başından geçenleri kendisi anlatmaz. O kişinin hayatını başkası anlatır.

ANI-GÜNLÜK FARK:

• Anı sonradan, günlük ise günü gününe yazılır.

Aşağıdakilerden hangisi anı türünün özelliklerinden biri

değildir?

A) İnsanoğlunun yaşadığı, geride bıraktığı olay ve durumları

anlatır.

B) Yaşanılmakta olan zaman dilimini değil, yaşanılmışı anlatır.

C) Bu yazılar, yazarın kişisel yönleri yanında o dönemin gerçeklerini

yansıtan aynalardır.

D) Bu yazıların üstüne mutlaka yazıldığı günün tarihi atılır.

• Sanat, bilim, edebiyat ya da başka alanlarda ünlenmiş bir kişi kendi

hayatını kendi ağzından anlatırsa, yani oturup yazarsa buna ……

denir. Bu tür yazılarda her şeyi anlatanın ağzından öğreniriz, bu

nedenle de özneldir.

Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi

getirilmelidir?

A) biyografi

B) anı    

C) otobiyografi

D) günlük

• İnsanın içini dökmeden edemediği dakikalar olur. Bir dost, bu dakikalarda

erişilmez bir değer kazanır. Ama her şey bir dosta söylenmez ki… Onun için,

hele bir insan yazarsa, içinin gizli kıvrımlarını görmesini biliyorsa, masasının

başına geçip kalemi eline almadan edemez. İç dünyasının inceliklerini yazıya

döktükten sonra üzerine bir de tarih atar. İşte —- dediğimiz, yazarın kendi

kendisiyle bu alçak sesle konuşmasından doğmuştur.

Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere aşağıdaki yazı türlerinden hangisi

getirilmelidir?

A) deneme

B) biyografi

C) fıkra

D) günlük

DUYURU HAZIRLAMA

Herhangi bir olayı, bir işi, bir durumu insanlara duyurmak için hazırlanan yazılı veya sözlü ilana (habere) duyuru denir. Duyurular açık, anlaşılır ve kısa şekilde yazılır. Duyurularda tarih ve yer açıkça belirtilir.

15 Mart 2015 tarihinde, Atatürk Kültür Merkezinde «Mutluluk» adlı oyun sergilenecektir.Oyunu izlemek isteyenlerin okulumuz müdür yardımcılığına başvurmaları önemle duyurulur.

Tiyatro Kulübü Öğrencileri

AFİŞ HAZIRLAMA

KARİKATÜR VE AFİŞ YORUMLAMA

İnsan ve toplumla ilgili her türlü olayı konu alarak abartılı bir biçimde veren, düşündürücü ve güldürücü resme karikatür denir . Karikatüristler karikatürleriyle insanları farklı düşünmeye yönlendirir. Her karika tür yorumlandığında belirli bir sonuca ulaşılır .

Yandaki karikatür yorumlandığında, "televizyonun aile içi iletişimi ………………………………………………." sonucuna ulaşılabilir .

Yandaki karikatür yorumlandığında

«öğrencinin bilgisi sırtında taşıdığı çantanın

içindeki kitaplardadır.» sonucuna ulaşılabilir.

Yandaki karikatür yorumlandığında

«en gelli olma, çalışmaya ve geçimini

sağlamaya ........................................................

» sonucuna ulaşılabilir.

Sağdaki afiş yorumlandığında, «Su hayattır» sonucuna ulaşabiliriz.

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

Aşağıdaki afişleri yorumlayınız.

uzun kısa dolu boşX X

yukarı aşağıXZIT ANLAMLI(KARŞIT) SÖZCÜKLER

Anlamca birbirinin tam tersi olan sözcüklerdir.

• Ağla- X gül- Yaşa- X öl-

• Yeni X eski Uzak X yakın

• Kalın X ince Sıcak X soğuk

• Kolay X zor Temiz X kirli

• Gel- X git- Şişman X zayıf

 

NOT: Türkçede her sözcüğün karşıt anlamlısı yoktur. Karşıt anlamlılık,

sözcüklerin cümle içindeki anlamlarına göre değerlendirilmelidir.

“Bu kadar ağır işte çalışmak beni yordu.” cümlesinde kullanılan “ağır”

sözcüğünün karşıtı “hafiftir. Ancak “Çok ağır yürüyorsun.” cümlesindeki

“ağır” sözcüğünün karşıt anlamlısı “hafif” değil “hızlı” dır.

NOT: Bir sözcüğün olumsuzu, o sözcüğün karşıtı değildir.

Sözcüklerin zıt anlamlılarını ve varsa olumsuzunu yazınız.ZIT ANLAMI OLUMSUZU

İnmek

Almak

Açmak

İlk

İleri

Verimli

Alçak

Erken

Çok

Sözcükleri zıt anlamlarıyla eşleştiriniz.

Kara Beyaz

Yalan

Hızlı

Ağır

Yavaş

Hafif

Doğru İyi

Alçak

Yeni

Erken

Kötü

Eski

Geç

Yüksek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler bir arada

kullanılmıştır?

A) İri siyah gözlerini beyaz ceketimin üzerinde gezdiriyordu.

B) Onu sakin, dürüst ve çalışkan bir dost olarak hatırlıyorum.

C) Yan binanın üst katında arkadaşlarıyla birlikte çay içiyor.

D) Uzun boylu, zayıf bir delikanlı bizi karşıladı.

2011-DPY/5

Hangi cümlede karşıt anlamlı iki kelime bir arada

kullanılmıştır?

A) Sessiz sakin bir akşam geçirdim.

B) Karma karışık olmuş kolyeleri ayırdım.

C) Saçma sapan şakalar yapıyor.

D) Doğru yanlış demeden her şeye inanıyor.

DEYİMLER

En az iki sözcükten oluşan, çoğunlukla gerçek anlamından ayrı bir anlam

taşıyan, çekici bir anlatım özelliğine sahip olan kalıplaşmış söz

gruplarına deyim denir.

• Kısa ve özlü (az sözcükle çok şey anlatma) anlatımlardır.

• Söyleyeni belli değildir.

• Öğüt içermez.

Armut piş, ağzıma düş.

Çoğunlukla mastar hâlindedir.

Aklı başından gitmek

Ağzı açık kalmak

Gözleri kamaşmak

• Deyimler çoğunlukla mecaz anlamlıdır.

Arkadaşının kalbini kırdı.

Onu tembihlediğim halde çenesini tutamadı.

Toplantıyı beklerken arkadaşımla çene çaldık.

Öğretmen buraya gelirse hapı yutarız.

NOT: Gerçek anlamlı deyimler de vardır.

İyi gün dostu

Canı sağ olsun

• Deyimler kalıplaşmış söz gruplarıdır. Bir deyimdeki sözcüğün yerine başka bir

sözcük getirilemez.

Herkes postacıyı dört gözle bekliyor. Herkes postacıyı iki gözle bekliyor.

Adam yerine koymak İnsan yerine koymak

• Deyimler anlatımı zenginleştirir, ilgi çekici hale getirir. Bu yüzden günlük

konuşmalarda, yazılarda deyimlere ağırlık verilmelidir.

Sevinmek Etekleri zil çalmak

Çok kızmak Küplere binmek

Acıkmak Karnı zil çalmak

• Deyimler genellikle söz öbeği şeklinde oluşmuştur ancak cümle şeklinde

deyimler de vardır.

Atı alan, Üsküdar’ geçti.

Öküz öldü ortaklık bozuldu.

NOT: Atasözleri cümle şeklindeki deyimler ile karıştırılmamalıdır. Deyim öğüt

vermez, kural bildirmez. Atasözleri ise öğüt verir ya da kural

bildirir.

Etekleri tutuşmak:

Küplere binmek:

Kulak kesilmek:

Ayak bağı olmak:

Gözlerini dört açmak:

Kulak misafiri olmak:

Eli ayağına dolaşmak:

Gözden düşmek:

Telaşlanmak

Engel olmak

Çok dikkat etmek

Dikkatle dinlemek

Çok sinirlenmek

Söylenenleri ister istemez duymak

Eski değerini kaybetmek

Aceleden ne yapacağını şaşırmak

Elden ayaktan düşmek:Dili tutulmak:

Çenesi düşmek:

Ağzı kulaklarına varmak:

Ayakta uyumak:

Burnunda tütmek:

Gözü ısırmak:Ayvayı yemek:

İhtiyarlamak

Şaşkınlıktan konuşamamak

Aşırı sevinmek

Çok konuşmak

Özlemek

Olan bitenden haberdar olmamak

Bir yerlerden hatırlamak

Yapılan işin ters gitmesi sonucu olan ceza

Eli sıkı olmak:

Gözleri dolmak:

Saçını süpürge etmek:

Eli açık olmak:

Dert yanmak:

Keçileri kaçırmak:

Tepesi atmak:

Çok emek vermek

Cimri olmak

Hüzünlenmek

Cömertlik

Aniden sinirlenme

Delirmeye başlamak

Derdini birilerine anlatmak

Ayak diremek:

İçi ısınmak:

Kaş yapayım derken göz çıkarmak:

Kanı kaynamak:Ayağına kara sular inmek:

Tabanları yağlamak:

Faka basmak:

Hapı yutmak:

Aşırı ayak yorgunluğu

Yakınlık göstermek

Yakınlık göstermek

Yakalanmak

İnat etmek

Kaçmak

Yapılan işin ters gitmesi sonucu olan ceza

İyilik yapmak isterken istemeden yanlış yapmak

Yerin dibine girmek:

Üzerine titremek:

Ağzını bıçak açmamak:

Kazan kaldırmak:

Har vurup harman savurmak:

Bin dereden su getirmek:Pabucu dama atılmak:

İşi yokuşa sürmek :

İşi yokuşa sürmek

Gözden düşmek

Savurgan olmak

İsyan etmek

Çok utanmak

Bir şey söyleyememek

Bin dereden su getirmek

Korumak için çok özen göstermek

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim yoktur?

A) Gittiği her yerden eli boş döndü.

B) Yorgunluktan eli ayağı tutmuyordu.

C) O, eli açık biri olarak tanınıyordu.

D) Soğukta kaldığı için elleri morarmıştı.

2005-DPY/5

• “Alın teri dökmek” deyiminin anlamı hangisidir?

A) Sıcakta çok terlemek. B) Hastalığın etkisi ile çok terlemek.

C) Bir işle çok uğraşmak. D) Birine lâf atmaya çalışmak.

• “Burnu Kafdağında olmak” deyimiyle yakın anlamlı olan deyim hangisidir?

A) Etekleri zil çalmak B) Herkese tepeden bakmak

C) Boyunun ölçüsünü almak D) Yüzünü buruşturmak

• Aşağıdaki deyimlerden hangisinin konusu farklıdır?

A) Göz atmak B) Gözden geçirmek

C) Göz dikmek D) Göz gezdirmek

Geniş halk yığınlarının yüzyıllar boyunca geçirdikleri denemelerden ve

bunlara dayanan düşüncelerden doğmuş, kim tarafından söylendiği

bilinmeyen(anonim) özlü sözlere atasözü denir.

• Atasözleri ulusun ortak düşünce ve tutumunu belirtir, bize yol gösterir.

Öğüt verici niteliktedir.

Güvenme varlığa, düşersin darlığa.

Son pişmanlık fayda etmez.

• Atasözleri cümle şeklindedir.

• Atasözleri kısa ve özlüdür; az sözcükle çok şey anlatır.

«Dikensiz gül olmaz.»

«Alet işler, el övünür.»

«Taşıma su ile değirmen dönmez.» gibi.

• Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Her atasözü, belli bir kalıp içinde,

belli sözcüklerle söylenmiş olan donmuş bir biçimdir. Sözcükler

değiştirilip yerlerine -aynı anlamda da olsa- başka sözcükler

konulamayacağı gibi söz diziminin biçimi de bozulamaz.

«Derdini söylemeyen derman bulamaz.» sözündeki "derman" yerine

"ilâç" getirilemez.

«Çalma elin kapısını, çalarlar kapını.» sözü de, sözcüklerin sırası

değiştirilerek:

«Elin kapısını çalma, kapını çalarlar.» biçiminde söylenemez.

Ak para siyah gün içindir.

Ak akçe kara gün içindir.

• Atasözleri çoğunlukla mecaz anlamlıdır.

«Balık baştan kokar.»

«Ak akçe kara gün içindir.» atasözlerinde olduğu gibi.

• Gerçek anlamını koruyan atasözleri de vardır.

"Son pişmanlık fayda etmez."

"Dost ile ye iç, alış veriş etme.» atasözlerinde olduğu gibi.

• Hem gerçek hem mecaz anlamlı atasözleri de vardır.

Mum dibine ışık vermez.

NOT: Deyimler pek çok yönüyle atasözlerine benzer.(Anonim olmaları, kalıplaşmış

olmaları, mecazlı olmaları…) Ancak kullanılış gerekçeleri farklıdır. Atasözleri öğüt

vermek, yol göstermek amacıyla kullanılır.

Ev alma komşu al. (atasözü)Aklını peynir ekmekle yemek (deyim)

Atasözleri ve Deyimlerin Ortak Özellikleri:

1. Çok eski zamanlardan günümüze ulaştıkları için kimin

tarafından söylendikleri belli değildir.

2. Kısa ve özlü sözlerdir. Yani az sözcükle çok şey anlatırlar.

3. Kalıplaşmış sözlerdir. Herhangi bir değişikliğe uğramazlar.

4. Genellikle mecaz anlam taşırlar.

 

Atasözleri ile Deyimler Arasındaki Farklar:

1. Atasözleri cümle şeklindeyken, deyimler çoğunlukla söz grubu şeklindedir.

İşleyen demir ışıldar. (atasözü)

 İki yakası bir araya gelmemek (deyim)

2. Atasözleri tüm zamanlar için ve herkes için geçerlidir. Deyimler ise anlık durumlar için ve sözü

söyleyen kişi ya da kişiler için geçerlidir.

“Öfkeyle kalkan zararla oturur” sözü her zaman ve herkes için geçerli olduğu için atasözüdür

 “kulak kabartmak” sözü anlık bir durumu bildirdiği için deyimdir.

 

3. Atasözleri topluma öğüt verirken, deyimler sadece içinde bulunulan durumları bildirir. Yani

deyimlerin ders verme özelliği yoktur.

 “Çobansız koyunu kurt kapar.” sözü ders verdiği için atasözüdür.

 “Burnu havada olmak” sözü ise öğüt verme amacı taşımadığı için deyimdir.

Pekmez tutan parmağını yalar. ……………………………………………..

Kaçan balık küçük olur. ……………………………………………..

Ava giden tavlanır. ……………………………………………..

Söz altınsa sükut gümüştür. ……………………………………………..

Kara haber çabuk duyulur. ………………………………………………

Sözcükleri ya da sözcüklerinin sırası değiştirilen atasözlerinin doğrularını yazınız.

Ev alma komşu al. (atasözü)

Aklını peynir ekmekle yemek (deyim)

…………………………………………………….. (atasözü)

…………………………………………………….. (deyim)

ATASÖZLERİ ANLAMLARI

1 Yuvarlanan taş yosun tutmaz. İnsanlar tek başlarına yaşayamayacakları için diğer insanlarla ilişki kurmak zorundadır.

2 Zora dağlar dayanmaz. Yumuşak, hoşa giden, gönül alıcı, inandırıcı ve yerinde söylenmiş söz azgın kişinin bile inadını kırar, onu yumuşatır ve yola getirir.

3 Yalnız taş duvar olmaz. Sürekli olarak iş değiştiren kimse bir başarı kazanamadığı gibi bir varlık da edinemez.

4 Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Gücü, kuvveti elinde bulunduran ve zor kullanan kimseler pek çok kimseye istediklerini yaptırırlar.

5 Ummadığın taş baş yarar. Birine çok iyi bildiği bir şey öğretilemez, bir konuda bilgi verilemez.

6 Veren eli herkes öper. Her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden, bir çevrede yaşamaya çalışan kimseler birbirlerinden etkilenirler.

7 Tereciye tere satılmaz. Küçük ve önemsiz görülen kişi ya da nesneler, çoğu kez büyük etkiler yaparlar; umulmadık işler görürler.

8 Üzüm üzüme baka baka kararır. Cimri olmayan, ona buna yardım elini uzatan, eli açık olan, iyilik yapan kimseyi pek çok kişi sever.

9 Sabreden derviş, muradına ermiş.

İnsanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler. Bunun için haklarında yargıda bulunmakta acele etmemek gerekir.

10 Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.

Çıkarını kollayan, kendini düşünen, işinin ehli olan kimse, kimden yararlanacağını iyi bilir.

11 Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.

Hiç kimse amacına öyle birdenbire ve kolayca ulaşamaz. Karşısına çıkan engellere sabrederse istediklerine ulaşabilirler.

12 Sinek pekmezciyi tanır. Bir olaydan gerekli dersi alan, zarar gören kimse, ona benzer bir işle karşılaştığında uyanık davranır; tedbirli olur.

13 Olacakla öleceğe çare bulunmaz. Kimi önemli olaylar meydana gelmeden, bir gürültü kopmadan önce bazı belirtileri görülür.

14 Pilâv yiyen, kaşığını yanında (belinde) taşır.

Bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır.

15 Şimşek çakmadan gök gürlemez. İnsanın kaderinde ne varsa o olur, bunu değiştirmek mümkün değildir.

Aşağıdaki atasözlerini anlamları ile eşleştiriniz.

3

4

14

15109

6587

13

12

1

11

2

«Küçük şeyler birike birike büyük miktarlara ulaşır.» cümlesi

aşağıdaki atasözlerinden hangisini açıklar?

A) Sakla samanı, gelir zamanı.

B) Damlaya damlaya göl olur.

C) Ak akçe kara gün içindir.

D) Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.

2010-DPY/5

Çabuk kızan, sinirlenen bir kimsenin davranışlarının kendisine zarar vereceğini belirten atasözü aşağıdakilerden hangisidir?A)Keskin sirke kabına zarardır. B)Önce düşün sonra söyle.C)Leyleğin ömrü laklakla geçer. D)Vakitsiz öten horozun başını keserler.  Her işin zamanında yapılmasını öğütleyen atasözü hangisidir?A)Demir tavında dövülür. B)İş insanın aynasıdır.C)İyi iş altı ayda çıkar. D)Kişi ne yaparsa kendine yapar.  Aşağıdaki atasözlerinden hangisi diğer üçünden farklı anlamdadır?A)Yalnız taş duvar olmaz. B)Ağaç yaprağıyla gürler.C)Bir elin nesi var, iki elin sesi var. D)Gülme komşuna gelir başına.

Bazı kötülüklerin sinsice (gizlice) yapıldığını anlatan atasözü hangisidir?A)İbadet de gizli kabahat de. B)Isıracak it dişini göstermez.C)İt ürür kervan yürür. D)İtle yatan bitle kalkar. “Ayağını yorganına göre uzat.” atasözü ile paralellik sağlayan atasözü aşağıdakilerden hangisidir?A)Her kuşun eti yenmez. B)Herkes evinde ağadır.C)Herkesin hamuru ekmeğine göredir. D)Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.

“Bir elin nesi var, iki elin sesi var.” atasözünün en doğru açıklanışı hangi seçenekte verilmiştir?A)İnsan, iki eliyle daha iyi iş yapar. B)Tek elle iş bitmez.C)İnsanlar beraberce daha büyük D)İki elimizi çırpınca daha işler başarırlar. iyi ses çıkar.

Bir düşünceyi, bir görüşü, bir ilkeyi kısa ve özlü bir biçimde anlatan ve

söyleyeni belli olan güzel sözlere özdeyiş(vecize) denir.

• Kimin tarafından nerede söylendiği bellidir.

• Anlatılacaklar en kısa yoldan ve kesin bir dille anlatılmıştır.

• Büyük devlet adamları, sanatçılar ve bilim adamları tarafından söylenmiştir.

• Bu sözlerde öğüt verici, yol gösterici bir özellik vardır.

• Sözlerdeki görüşler ve düşünceler söyleyen kişinin malıdır, toplumun ortak

malı değildir ve söyleyenleri ilgilendirir.

Ne mutlu Türk’üm diyene! (Atatürk)

Kusursuz dost arayan dostsuz kalır. (Mevlana)

Korku, bilgisizlikten doğar. (Emerson)

Vatan çalışkan insanların omuzları üstünde yükselir. (Tevfik Fikret)

Sayfa düzeni, bir yazının sağdan, soldan, yukarıdan ve aşağıdan ölçülü bir şekilde sayfaya yerleştirilmesidir. Bir dosya kağıdına yazılan bir metinde üstten ve soldan 3 cm, alttan 2,5 cm, sağdan 1,5 cm boşluk bırakılmalıdır.

NOKTALAMA İŞARETLERİ

NOKTA(.)1. Tamamlanmış cümlenin sonuna konur: Ben müzik dinlemeyi çok severim.

2. Bazı kısaltmaların sonuna konur:

Alb. (albay), Dr. (doktor), Yrd. Doç. (yardımcı doçent), Prof.(profesör), Cad. (cadde), Sok. (sokak), s. (sayfa), sf. (sıfat), vb. (ve başkası, ve benzeri, ve benzerleri, ve bunun gibi), Alm. (Almanca), Ar. (Arapça), İng. (İngilizce) vb.

UYARI!Büyük harflerle yapılan kısaltmaların sonuna (T. ve T.C. hariç) nokta konmaz:TDK, TBMMElement ve ölçülerin uluslararası kısaltmaları kabul edildiğinden nokta kullanılmaz:cm, m, kg, l …

3. Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur:

3. (üçüncü), 15. (on beşinci); II. Mehmet, XV. yüzyıl; 2. Cadde, 20. Sokak vb.

4. Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur:

3, 4 ve 7. maddeler; XII – XIV. yüzyıllar arasında vb.

5. Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur:

                                   I.               1.                            A.            a.                                   II.              2.                            B.            b.

6. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 

01.08.1987, 29.09.1923

UYARI! Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay adların dan önce ve sonra nokta kullanılmaz: 

1 Ağustos 1987, 29 Ekim 1923 vb.

7. Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 

Tren 09.15’te kalktı. Toplantı 13.00’te başladı.

8. Kitap, dergi vb.nin künyelerinin sonuna konur:

Vladimir Tumanov, Kraliçeyi Kurtarmak, Günışığı Kitaplığı, İstanbul, 2013.

9. Dört ve dörtten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 

1.000, 326.197, 49.750.812 vb.

10. Genel Ağ adreslerinde kullanılır: 

http://tdk.org.tr

11. Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır:

 4.5=20 12.6=72 vb.

VİRGÜL(,)

1. Eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur:

Yağmurdan, kardan, tipiden sonra ılık, sevimli bir güneş çıktı.

2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur:

Eve geldim, yemek yedim.

3. Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur:

Babam, yıllardır göremediği arkadaşına kavuşmanın heyecanını yaşıyordu.

4. Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur:

Aydın’a, doğduğu topraklara, geri dönmüştü.

5. Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra konur:

Kuşadası’na yarın gideceğim, dedi.

6. Konuşma çizgisinden önceki ifadenin sonuna konur:

Kapıya kadar geldi. İçeri dönerek annesine,–Hoşça kal, dedi.

7. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bil diren hayır, yok,

evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi

kelimelerden sonra konur:

Peki, gideriz. Olur, ben de size katılırım. Hayhay, memnun oluruz. Haydi, geç kalıyoruz.

8. Anlam karışıklığını önlemek için kullanılır:

O, elbiseyi giymedi.Bayan, terziye doğru yürüyordu.

9. Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:

Sevgili Kardeşim,Değerli Arkadaşım,

Dr ( ) Ahmet’in kırtasiyeden not defteri ( ) tükenmez kalem ve

küçük bir çanta satın aldığını gördüm.

Bu cümlede yay ayraçla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdaki

noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (,) (;)

B) (…) (!)

C) (.) (,)

D) (?) (.) 2011-DPY/5

• Aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgül (,) yanlış kullanılmıştır?

A) Ahmet, babasının yanına gitti.

B) Manavdan ayva, mandalina ve muz aldım.

C) Hasta yavaş, yavaş iyileşti.

D) Ayşe, Fatma ve Deniz yarışmaya katıldı.

Aşağıdaki parantezlerin hangisine nokta getirilemez?

E) Paketi özene özene açtı ( )

F) Annesi henüz eve gelmedi ( )

G) Babamdan yardım istedim ( )

H) Bunlar işe yarar mı acaba ( )

• Aşağıdaki cümlelerde geçen parantezlerden hangisine

• virgül (,) getirilebilir?

A) Evin ( ) önüne arabayı park ettim.

B) Merve ( ) Aylin ve Fatma’yla gezdik.

C) Servisle okula ( ) gittim.

D) Televizyondaki ( ) filmi çok beğendim.

Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna nokta (.) getirilemez?

E) Kardeşimin boyu 90 cm’yi geçti ( )

F) Minik kedi açlıktan miyavlıyordu ( )

G) Yaralı, doktordan yardım istedi ( )

H) Hey sen, hemen buraya gel ( )

YAZIM KURALLARI

Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler

Cümlelerin ilk sözcüğünün baş harfi büyük yazılır.

Boğazına düşkün bir çocuk olduğu anlaşılıyordu.

NOT : Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen ilk kelime büyük harfle başlamaz.

2018 yılında okuldan mezun olacağım.

Dizeler büyük harfle başlar.

Kirazın derinin altında kiraz

Narın içinde nar

Benim yüreğimde boylu boyunca

Memleketim var.

Cümle içinde başkasından aktarılan ve tırnak içinde gösterilen cümleler büyük harfle başlar.

Sokrat: “Dünyada her şeye değer biçmek mümkündür fakat öğretmenin eserine asla değer biçilemez.”

diyerek öğretmenlik mesleğinin önemini vurgulamıştır.

İki noktadan sonra gelen kısım cümle niteliği taşıyorsa büyük harfle başlatılır.

Menfaat sandalyeye benzer: Başında taşırsan seni

küçül tür, ayağının altına alırsan yüceltir.

NOT: İki noktadan sonra cümle ve özel ad niteliğinde olmayan örnekler sıralandığında bunlar büyük harfle

başlamaz.

Evimize birçok yeni eşya almıştık: masa, koltuk, halı, şifonyer…

ÖZEL ADLAR BÜYÜK HARFLE BAŞLAR.

Kişi ad ve soyadları büyük harfle başlar.

Sevim Ak, Yaşar Kemal, Cemal Süreya…

Takma adlar da büyük harfle başlar.

Deli Ozan ( Faruk Nafiz Çamlıbel), Minik Serçe (Sezen Aksu)…

Kişi adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları ve

lakaplar, büyük harfle başlar.

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Kaymakam Süleyman Bey, Dr. Mehmet

Öz, Sayın Prof. Dr. Hasan Eren, Kasım Efendi, Zeynep Hanım, Mareşal Fevzi

Çakmak, Yüzbaşı Cengiz Topel, Mimar Sinan, Köfteci Cafer...

NOT: Akrabalık bildiren kelimeler büyük harfle başlamaz.

Dün bize teyzem geldi.

Ebru teyze, Ahmet dayı, Arif amca

NOT: Akrabalık bildiren isimler lakap, unvan şeklinde kullanılıyorsa büyük harfle başlar.

Dede Korkut, Nene Hatun

Hitap kelimeleri de büyük harfle başlar.

Sayın Davetliler,

Sevgili Arkadaşlar,

Hayvanlara verilen özel adlar büyük harfle başlar.

Karabaş

Maviş

Millet, devlet, dil adları büyük harfle başlar.

Türk, Türkiye Cumhuriyeti, Türkçe

Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar.

Dünya, Güneş, Ay, Venüs, Samanyolu, Kutup Yıldızı…

NOT : Dünya, güneş, ay kelimeleri gezegen anlamı dışında kullanıldığında küçük harfle başlar.

O, dünyanın en mutlu kişisiydi.

Bu sıcakta dışarı çıkarsan başına güneş geçer.

Yer adları ( kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt, cadde, sokak, deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb.)

büyük harfle başlar.

Ege Denizi, Van Gölü, Ağrı Dağı, İstanbul Boğazı, Ay Caddesi, Aydın, Avrupa…

NOT : Özel ada dahil olmayan şehir, il, ilçe, belde, köy vb. sözler küçük harfle başlar.

Aydın ili, İncirliova ilçesi, Işıklı köyü…

NOT : Ara ve ana yönler özel ismin öncesine getirildiğinde büyük, sonrasına

getirildiğinde küçük yazılır.

Doğu Anadolu → Anadolu’nun doğusu

Güneydoğu Anadolu → Anadolu’nun güneydoğusu

NOT : Ara yönler bitişik yazılır.

Kuzeydoğu, kuzeybatı, güneydoğu, güneybatı.

Yön adları «düşünce, hayat tarzı, insan topluluğu, millet» gibi anlamlar bildirdiğinde

büyük olarak yazılır.

Ülkemiz teknik gelişmeleri Doğu’dan değil, Batı’dan almaktadır.

Milli ve dini bayramlarla bayram niteliği kazanmış günlerin adları büyük harfle başlar.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Öğretmenler Günü, Kurban Bayramı…

Tarihi olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar.

Kurtuluş Savaşı, İlk Çağ, Yükselme Devri, İstanbul’un Fethi…

Yapı adları (saray, köşk, han, köprü vb.) büyük harfle başlar.

Dolmabahçe Sarayı, Bodrum Kalesi, Galata Köprüsü, Çankaya Köşkü…

NOT : Yer adlarıyla birlikte kullanılan tür adları küçük harfle yazılır.

Antep fıstığı, Amasya elması, Van kedisi, Maraş dondurması, Japon gülü, Hindistan cevizi…

NOT : Para birimleri büyük harfle başlamaz.

10 dolar, 5 lira, 20 kuruş

Levhalar ve açıklama yazıları büyük harfle başlar.

Giriş, Dolmuş Durağı, Acil Çıkış…

Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar.

Her yıl 27 Mart’ta Dünya Tiyatrolar Günü kutlanır.

29 Mayıs 2010 Salı günü sınava girdim.

NOT : Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle başlar.

Tatile haziranda çıkacakmış.

Ben ağustosun ilk cuması yurt dışına çıkacağım.

Aşağıdakilerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir

yanlışlık yapılmıştır?

A) Ablam, İngilizce öğrenmek için kursa başladı.

B) Bugün Türk Dil Kurumuna gidecekti.

C) Araştırmacılar Mars’a insan göndermeyi planlıyor.

D) Kurtuluş Savaşı’nın geçtiği yerler hakkında bilgi veriyordu.

2011-DPY/5

• Aşağıdakilerin hangisinde büyük harflerin kullanımı ile ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Zavallının dünyası başına yıkılmış.B) Yarın öğleden sonra güneydoğu Anadolu’da yağış bekleniyor.C) Başkan saat onda görüşmeleri başlattı.D) M. Kutlu’nun «Ortadaki Adam»ını okuyormuş.

• Aşağıdakilerin hangisinde büyük harflerin yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Doktor Kemal Bey bizim aile dostumuzdur.B) Atatürk barajının açıldığı yıl çok küçüktüm.C) Merkez İlköğretim Okulu bu yıl da başarılı. D) Bu konferansta Müslümanlık ve Hristiyanlık hakkında konuşulacakmış.

• Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır? A) Ağrı Dağı’na tırmanmaya çalışan bir Alman kayboldu.B) Van Kedisi dünyada eşi benzeri olmayan bir kedidir.C) Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi’ ni okudun mu?D) Ankara-İstanbul arası yaklaşık beş saattir.

• Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Dün akşam Hemşire Aysel Hanım da bizdeydi.B) Türkiye’de GAP’tan daha büyük proje yok.C) Türk Ceza Yasası, İtalyan yasalarından esinlenmiştir. D) Fatih Sultan Mehmet köprüsü Anadolu’ya geçmek için daha uygun.

İş, oluş, hareket ve yargı bildiren kelimelerin cümle sonunda bulunduğu cümlelere kurallı cümle denir.İş, oluş, hareket ve yargı bildiren kelimelerin cümle sonunda bulunmadığı cümlelere kuralsız(devrik) cümle denir.

ÖRNEKLERDoğruluk, dost kapısıdır. (Kurallı cümle)Dost kapısıdır, doğruluk. (Devrik cümle)Ben az sonra eve gireceğim. (Kurallı cümle)Ben eve gireceğim az sonra. (Devrik cümle)

ANLAMLI CÜMLE

Bazı sorularda bir cümle, sözcüklere veya sözcük gruplarına parçalanarak

bu parçalardan tekrar aynı cümlenin kurulması istenir. Bu tür cümlelerin

soruları genellikle «anlamlı ve kurallı cümle oluşturma» şeklindedir.

• Bir cümlenin kurallı olabilmesi için yüklem sonda olmalıdır.

• Özne(işi yapan) başta olmalıdır.

• Olay ya da durumun niçin, nerede, ne zaman vb. gerçekleştiği

belirlenir ve araya konarak cümle oluşturulur.

Bir cümlenin anlamlı olabilmesi için kelimelerin veya söz gruplarının

birbirini anlam yönüyle tamamlaması gerekir. Önce yüklemin bulunup

cümlenin sonuna konulması cümleyi kurmakta kolaylık sağlar. Söz

öbeklerine, tamlamalara da dikkat ederek cümle anlamlı şekilde

tamamlanmalıdır.

CÜMLE TAMAMLAMA

Cümle, anlam bütünlüğüne sahip söz dizisidir. Bir cümlede boş

bırakılan bir yere, uygun sözcüğü getirerek anlam bütünlüğünü

sağlamaya cümle tamamlama denir.

Cümlede boş bırakılan yere getirilecek sözcük cümleyi anlam

bakımından tamamlamalıdır.

Senin bu anlattıklarına inanıyorum ama …

Boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) bu konuyu birde başkalarından dinlemek istiyorum.

B) senden farklı düşünüyorum.

C) bu konuda araştırma yapmalıyım.

D) senin dediklerini kabul ediyorum. 2008-DPY/5

SEBEP-SONUÇ CÜMLELERİ

• Gerçekleşmiş bir fiilin “hangi nedenle” yapıldığını anlatan cümlelerdir. Aşağıda neden-sonuç cümleleriyle ilgili başlıca kalıplar ve örnekler sıralanmıştır.

İPUCU

-dığı için Sabahtan beri yürüdüğü için çok yorulmuştu.-dığından Geç kaldığından patrondan fırça yedi.-dığından dolayı Soruyu bilemediğinden dolayı yarışmadan

elendi.çünkü İstanbul’ a geldim; çünkü burayı çok merak

ediyordum.-dı diye Televizyonu bozdum diye babam çok kızdı.yüzünden Parasızlık yüzünden istediği arabayı alamadı.sebebiyle Suçsuz olması sebebiyle serbest bırakıldı.-dan Soğuktan elleri tutmaz oldu.-mesiyle Baharın gelmesiyle her yer yemyeşil oldu.Sıralı cümleler O da ünlü oldu, paraya para demiyor artık.Bağlı cümle Yeni bir işe girdi ve sıkıntılarından kurtuldu.

ÖRNEKLER

Yağmur yağdığı için toprak bereketlendi.

Çocuk çok yediği için midesi ağrıdı.

Kursa gittiğinden sınavı kazandı.

Otobüsü kaçırdım diye bana kızdı.

Yeni yollar yapılıyor, ulaşım süresi kısaltılmak isteniyor.Sonuç Neden

Cümlelere «……………………. ?, …………………….?» soruları

yöneltildiğinde yanıt alınır. Yükleme «…………..…………..? ve

………………………?» soruları sorulduğunda ise alınan cevap

yargının nedenidir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi vardır?

A) Komşuma yardım edebildiğim için çok mutluyum.

B) Siz devam edin, ben birazdan geleceğim.

C) İki saate kadar bunları bitirmem lazım.

D) Hava güzel olursa pikniğe gideriz.

2010-DPY/5

AMAÇ-SONUÇ CÜMLELERİ

Gerçekleştirilecek olan bir fiilin “hangi amaçla” yapılacağını anlatan cümlelerdir. Aşağıda amaç – sonuç cümlelerine ait kalıplar ve örnekleri sıralanmıştır.

İPUCU

-mak için Ödevini bitirmek için çabalıyor.

-mek üzere Onunla buluşmak üzere durağa geldim.

-meye Kardeşini görmeye Ankara’ya gitti.

-ım diye Ben okuyayım diye her türlü fedakarlığı yaptılar.

-me amacıyla İnternete bağlanma amacıyla bilgisayarını açtı.

-me isteğiyle Konuşma isteğiyle bir öğrenci söz aldı.

ÖRNEKLER

Kilo vereyim diye spor yapıyor.

Sınavı kazanmak için kursa gidiyor.

Onca yolu seni görmeye mi gelmiş?

Ödevini bitirmek üzere odasına kapandı.

Cümlelere «………………………………?» sorusu yöneltildiğinde yanıt

alınır.

NOT : Neden-sonuç cümleleri ile amaç-sonuç cümleleri karıştırılır.

Ancak neden-sonuç ilişkisinde cümlede belirtilen iki yargının da

gerçekleşip gerçekleşmediği bellidir. Amaç ilişkisinde ise

yargılardan birinin gerçekleşip gerçekleşmediği belli değildir.

Kursa gittiği için İngilizce öğrendi. (neden-sonuç)

İngilizce öğrenmek için kursa gitti. (amaç-sonuç)

Rejim yaptığı için zayıflamış. (neden-sonuç)

Zayıflamak için rejim yapıyor. (amaç-sonuç)

KOŞUL(ŞART)-SONUÇ CÜMLELERİ

Yapılması planlanan bir eylemin hangi şartlar altında gerçekleşeceğini anlatan yargılara denir. Aşağıda şart – sonuç cümlelerine ait çeşitli kalıplar ve örnekler sıralanmıştır.

İPUCU

-sa Yağmur yağarsa yine pikniğe gidemeyiz.

-mek üzere Geri vermek üzere kitaplarımı alabilirsin.

ki Neşeli ol ki genç kalasın.

ama Seninle gelirim ama hesabı sen ödersin.

-madan Dereyi görmeden paçaları sıvama.

-maksızın Onca yol dinlenmeksizin yürünmez.

ÖRNEKLER

Yeter ki konuşma, istediğin her şeyi alacağım.

Çalışırsan başarırsın.

Yağmur yağdıkça toprak bereketlenir.

Geri ödemek üzere benden para istedi.

Güneş doğmadan yola çıkmalıyız.

Seninle yemeğe gelirim yalnız hesaba karışmam.

e gelirim.

1.Seyahat edebilmek için uçak bileti aldı. 2.Bağırarak şarkı söylediğinden sesi kısıldı.3.Geç kalırsan bize haber ver.4.Yolculuk uzun sürdüğü için yorgundu.5.Çocuk ağlamasın diye ona çikolata aldı.6.Spor yaptığı için sağlıklı görünüyor.7.Kalem alayım diye kırtasiyeye gitti.8.Ödevlerini bitirmeden dışarı çıkamazsın.9.Geri vermek üzere silgiyi alabilirsin.10.Kar yağdığından çatılar bembeyaz oldu.

Neden-sonuç

Amaç-sonuç

Koşul(şart)-sonuç

Aşağıdaki cümleleri anlam ilişkilerine uygun çuvallara yerleştiriniz.

FARKLI DÜŞÜNMEYE YÖNLENDİREN İFADELER

İki farklı düşünceyi ifade eden cümleleri birbirine bağlarken kullanılan

«veya, ama, fakat, lakin, ancak, yalnız, buna rağmen, ya da, yine de,

veya, yoksa, oysa, yahut, ne var ki, ne yazık ki…» sözleri, farklı

düşünmeye yönlendiren ifadelerdir.

Odamı toplamama rağmen dışarı çıkmak için bana izin vermedi.

Kahvaltı yaparken süt veya meyve suyu içebilirsin.

Aradan bir hafta geçti ancak ne arayan ne de soran var.

Telefon edecektim ama numarayı bulamadım.

Çok çalışmasına rağmen bir türlü ödevden yüksek not alamadı.

Ya biz gidelim ya da o buraya gelsin.

İyi kitapları okumak istiyoruz ne var ki hepsine ulaşamıyoruz.

Aşağıdaki parçada farklı düşünmeye yönlendiren ifadelerin altını çiziniz.

1. Bizler birkaç saat diyaloğa girmek durumunda kaldığımız kim varsa onlara bir not vermeyi çok iyi biliriz. «Hımm…» deriz. «Ali suskun ama samimi biridir.» veya «Meryem biraz gevezedir ancak iyi sır saklar.» ya da «Yahya iyi biri fakat onunla vakit geçirmek çok sıkıcı.» gibi cümlelerle onları hep tanımlarız.

2. "Ayrılık Saati" isimli filminde ilginç bir konu işlenir: Güney Amerika'da, köleliğin yasal olarak kalkmasından 70 sene sonra bir çiftlikte hâlâ kölelerin olduğu öğrenilir ve çiftliğe askerler baskın düzenler. Hasta ve yaşlı çiftlik sahibi yıllardır beri çiftliğinden çıkmamış, ne yazık ki köleliğin kalktığından bile haberi olmamıştır. Ama asıl tuhaf olan kölelerin bundan çok önce haberdar olduğudur. Oysa onlar bu durumu yıllarca efendilerinden saklamışlardır.

3. Thomas Edison der ki: “Dahiliğin yüzde doksanı çalışmak, çalışmak, çalışmaktır.” Gerçekten de zamanın büyük bölümünü çalışarak geçirmiş bu bilim adamı yüzlerce icadın mucidi olmuştur. Edison bu sayede bilimin en büyük zekâlarından biri olarak kabul edilmiş ve maddi olarak da büyük bir servetin sahibi olmuştur. Oysa Edison ilkokul yıllarında başarısızlığı ve algılarının yavaş çalışması nedeniyle okuldan uzaklaştırılmış, yaşamı boyunca annesinin öğrettiği şeylerin dışında ciddi bir eğitim almamıştır. Ama o yine de bilim tarihinin en büyük mucitlerinden biri olmayı başarmıştır.

4. Yüzyıllar boyunca sevmediğimiz bir işi yapsak bile yeterli bir verim ve sonuç alamayız. Oysaki sevdiğimiz işi yaptığımız zaman maddi olarak pek büyük bir kazanç elde edemesek de mutlu oluruz. Ancak bazı insanlar mutsuz ve maddi kazancın fazla olduğu bir hayatı mutlu ve kazancın az olduğu bir hayata tercih etmektedir.

DESTEKLEYİCİ VE AÇIKLAYICI İFADELER

Duygu ve düşüncelerin daha iyi anlaşılması için «açıkçası, hatta, örneğin, söz gelimi, yani, benim de düşündüğüm gibi, başka bir deyişle, mesela, özellikle, açıklamak gerekirse, doğrusu vb.» ifadelere başvurulur. Bu tür ifadelere destekleyici ve açıklayıcı ifadeler denir.

Özellikle yağlı yiyeceklerin insan vücuduna pek çok zararı var.

Akşama kadar tarlada çalışmaktan çok yorulmuştuk başka bir deyişle

ayaklarımıza kara sular inmişti.

Yaz aylarına örnek olarak haziran ve temmuzu verebiliriz.

Çocuk en çok sevdiğim oyuncağı kırdı ve özür dilemedi. Açıkçası artık

onunla oynamak istemiyorum.

Portakal ve mandalina yiyen hastalar daha çabuk iyileşiyorlar yani bu

meyveler hastalığa iyi geliyor.

Destekleyici ve açıklayıcı ifadeleri bulup altını çiziniz.

• Manyas Kuş Gölü’nde birçok kuş türü yaşar. Örneğin pelikanlar ve karabataklar bu gölün daimi

üyeleridir.

• Futbolcular görevlerini hakkıyla yaptı, açıkçası takım iyi oynadı.

• Afrika’da, özellikle kuzey bölgesinde birçok palmiye yetiştirilir.

• Artık yürümem imkânsız, başka bir deyişle ayaklarıma kara sular indi.

• Uçakla yolculuğun konforu konusunda benim de düşündüğüm gibi birçok uzman aynı şeyi

düşünüyor.

• Aysun Hanım belki de bu yüzden, yani «Kapı niçin açılmıyor?» diye sinirleniyordu.

• Patron, işçilerin parasını ödeyemedi. Demek ki iş yeri maddi sıkıntı çekiyor.

• Açıkça söylemek gerekirse bu davete katılmak istemiyorum.

• İyi bir cümlede yeterli sayıda sözcük kullanılır. Başka bir ifadeyle gereksiz sözcüklere yer verilmez.

• Etrafımızdaki herkes bizlere bir şeyler öğretebilir. Gençler, çocuklar, hatta bebekler bile.

Aşağıdaki altı çizili sözlerden hangisi destekleyici ya da açıklayıcı

bir ifade değildir?

A) Bunlar çok sağlam hatta en sağlam sandalyelerdi.

B) Belki de bundan yani ilkbaharın bir türlü gelmemesinden sıkılıyordu.

C) Bizim yörenin insanı çoğunlukla misafirperverdir.

D) Bulutlar, başka bir deyişle toprağın şefkatli annesi, yine yağmur

veriyordu.

2013-DPY/5

ÖNEM BELİRTEN İFADELER

«Başlıca, en iyisi, en güzeli, özellikle, daha iyi, başta gelen, daha

kötüsü, hele, en az vb.» ifadeler önem belirten ifadelerdir.

Konuşmalarda ve yazılarda bu ifadelerin kullanılması önemli olana

vurgu yapıldığını gösterir.

NOT : Önem belirten ifadeler karşılaştırmalarda kullanılır.

Olaylar karşısında biz de en az sizin kadar üzüldük.

Kurallara uymak zorundayız, özellikle de trafik kurallarına.

Önem belirten kelimeleri bulup altını çiziniz.

1. Nezle, bulaşıcı bir hastalıktır. Nezlenin başlıca belirtileri boğazda yanma, burun akıntısı ve sinüslerde iltihaptır. Özellikle burun deliklerinin tıkanması ve burundan devamlı sulu bir salgı gelmesi nezlenin açık belirtisidir.

2. Yeryüzünde canlıların hayatlarını devam ettirebilmesi için bazı kaynaklara ihtiyaçları vardır. Özellikle de su kaynakları canlılar için hele de insanoğlu için son derece önemlidir.

3. Türkiye’de birçok toprak türü vardır. Bu toprakların başlıcası kahverengi orman toprağıdır. Organik madde yönünden zengin olan kahverengi orman toprakları orman örtüsü altında gelişir ve koyu renklidir. Bu topraklar özellikle ülkemizin kuzeyindeki dağların kuzey yamaçlarında bulunur.

4. Atalarımız uzun gözlem ve deneyimler sonucunda birtakım sözler söylemişlerdir. Bu sözlere atasözü denir. Örneğin: «Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın olanıdır.» diyerek insanlara öğüt vermişlerdir. Özellikle de «Su uyur, düşman uyumaz.» sözüyle bizleri düşmanlarımıza karşı dikkatli olmaya davet etmişlerdir. Hele de «Vakit nakittir.» sözü atalarımızın zamana verdiği değerin açık bir ispatı olmuştur.

5. Her anne babanın çocuğuna karşı birtakım görevleri vardır. Bu görevlerin başta geleni çocuğunu sevmek ve ona güzel bir gelecek hazırlamaktır. Çocuğun en iyiyi bulabilmesi için ona yol göstermek de diğer bir görevidir.

Trafik İşaretleriUlaşım yollarının yayalar ve her türlü taşıt tarafından

kullanılmasına trafik denir.

Trafiği düzenlemek amacıyla gerekli yerlere konulan özel işaretli

levhaların tümüne trafik işaretleri denir. Trafik işaretleri birtakım

uyarı ve yönlendirmeleri ifade eder. Bunlara dikkat etmeliyiz.

1.TEMA DEĞERLENDİRME SORULARI

1.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bakmak” sözcüğü farklı bir anlamda kullanılmıştır? A. Yol boyunca sıralanmış ağaçlara baktım.B. O görkemli dağa uzaktan bakmaya doyamadık.C. Anne ve babasına bakmak her evladın görevidir.D. Çocuklara gülümseyerek baktı.  2.Aşağıdaki altı çizili kelimelerden hangisinin zıt anlamlısı yoktur?

A. Batı tarafında geniş bir kum çölü vardı.B. Tahtanın bir ucundan öbür ucuna bir doğru çizdi.C. Kömür gibi kapkara gözlerle bakıyordu.D. Gerçek dost kara günde belli olur.

  Selin hızlı çalışıyor ……………… çok hata yapıyor.

3. Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A) fakat          B) ama       C) ile        D) ancak

1. bir2. dikkatle3. söylediklerini4. öğrenciydi5. öğretmenin6. dinleyen 4.Yukarıdaki sözcükler, anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturmak için nasıl sıralanmalıdır?

A)  5 – 2 – 3 – 6 – 4 – 1B)  5 – 3 – 2 – 6 – 1 – 4C)  6 – 3 – 4 – 1 – 5 – 2D)  6 – 5 – 1 – 2 – 4 – 3

5. Aşağıdaki altı çizili kelimelerden hangisi türetilmiş  bir sözcük değildir? A. Pilavın yanında, köpüklü ayran içmişler.B. Yosunların arasındaki balıklar uykuya dalmış.C. Susuz bir yaz için kendimizi hazırlamıştık.D.  Dükkânlarını meyvelerle süslüyordu yemişçiler.

1. Köyde kışa hazırlıklar erken başladı.2. Arkadaşı gibi o da herkese yardım ederdi.3. Bir daha görüşemeyeceğimiz için üzülüyordu.4. Tiyatroyu seviyor, bu yüzden altı oyun yazdı. 6. Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde sebep-sonuç ilişkisi vardır ? A. 1 ve 2                           B. 1 ve 4C. 2 ve 3                           D. 3 ve 4

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “abartma” vardır? A. O köşklerin, yalıların yerine on beş katlı apartmanlar yapılacakmış.B. Oyunu izleyen seyirciler oyundan övgüyle bahsettiler.C. Usta, dünya kadar işi on günde bitirmesi gerektiğini söyledi.D. Evin salonunda dikkatimi küçük, eski bir sandık çekti.

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “karşılaştırma” yapılmıştır? A. Yarın getirmek üzere bu kulaklığı götürebilirsin.B. Bu anıtı görmek için çok uzaktan geldim.C. Gölün üstünden kuş sürüleri geçti.D. Öyküleri, şiirleri kadar güzel değildir. 

İçinde yazılı birkaç sayfa bile olsa atamıyorum hiçbirini. Anılarımla onlarda yaşıyor sayıyorum kendimi. İçimi onlara döküyorum, çünkü onlar beni anlıyor.9. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisidir? A. Dergilerim                   B. Defterlerim C. Gazetelerim                 D. Kitaplarım

10. Aşağıdakilerden hangisi ayraç içinde verilen kavramı örneklendirmez?

A) Ayağında boyası dökülmüş, uçları ve tabanı delinmiş, bağcıkları eskimiş bir

ayakkabı vardı. (Eşya betimlemesi)

B) Karanlıkta ilerlerken bir sesle irkildi. Ancak bu, ürkütücü bir ses değildi. Küçük bir

kedinin sesiydi. Sesin geldiği tarafa yöneldi. (Karakter betimlemesi)

C) Beli iki büklüm, saçları ve sakalları bembeyaz olmuş ihtiyarın yüzünde uçuk bir

sevinme belirdi. (Fiziksel betimleme)

D) Bahçede irili ufaklı meyve ağaçları vardı. Tam ortada küçük bir havuz… Bahçenin

etrafı dikenli tellerle çevrilmiş, telleri asma ve ahududu sarmıştı. (Yer

betimlemesi)

Evliya Çelebi'nin anlatımına göre, Erzurum o kadar soğuk bir memleketmiş ki

damdan dama atlayan kedinin havada donup kaldığı görülmüş.

11. Yukarıdaki paragraf için hangisi söylenebilir?

A) Duygusal bir anlatım var. 

B) Mecazlı bir anlatım var. 

C) Abartılı bir anlatım var. 

D) Sade bir anlatım var.

Olmuş veya olma ihtimali yüksek bir olayın anlatıldığı yazı türüdür. Bu yazı türünde olay,

olayı yaşayan kişi veya kişiler, olayın geçtiği yer ve zaman bulunur.

12. Bu parçada sözü edilen yazı türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fıkra

B) Hikâye

C) Masal

D) Drama

Recommended