View
14
Download
0
Category
Preview:
Citation preview
HERŞEY SENİNLE BAŞLAR, SENDE BİTER!
Çaresizlik öğrenilmiştir.
Başarılı olmak da öğrenilebilir.
Sende sandığından fazlası var!
Gelebileceğin en iyi yerde değilsin.
Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır.
Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.
Rüzgarı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren!
Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık.
Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var. Her şey seninle başlar!
Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın.
Hayatta ya tozu dumana katarsın,
Ya da tozu dumanı yutarsın.
MEHMET KEMAL TUNCEL MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ
OKUL BÜLTENİ 2016/EKİM KASIM
2016 EKİM/KASIM
MİSYONUMUZ
Mehmet Kemal Tuncel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak; Atatürkçü,kendi kişiliğinin farkında olan ,kendine yetebilen, ilgili,araştıran,soruşturan,teknolojik yeniliklere açık,gelecekte mesleğinin hakkını veren, sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmektir.
VİZYONUMUZ
Mesleğinin gerekleri ile bilgi ve becerisini kaynaştıran, aldığı mesleki ve
teknik eğitim ile sağlık hizmetleri sektöründe söz sahibi olabilecek
niteliklere sahip, insan,aile, doğa, kent ve ülke sorunlarına duyarlı,
kendisi ve çevresi ile barışık bireyler yetiştiririz.
Sahibi:
Mehmet Kemal Tuncel M.T.A Lisesi Adına Okul Müdürü Burak Kaan SAYGILI Genel Yayın Yönetmeni: Barış GÜLEÇ (Türk Edebiyatı Öğretmeni) Yayın Kurulu: Berfin SEVİM( 11 Hem A Sınıfı) Ezgi ŞAHİN ( 11 Hem C Sınıfı) Ezgi ÇÖZELİ ( 11 F Sınıfı) Yayın İnceleme Kurulu: Kasım ZARASIZ (İngilizce Öğretmeni) Vahap ÖKSÜZ ( Coğrafya Öğretmeni) Bayram Ali ERİK ( Türk Edebiyatı Öğretmeni) Tasarım: İbrahim BALCI (Müdür Yardımcısı) Ayşe ŞİMŞEK ( A 11 Bilişim Sınıfı) İletişim: Telefon: 03222253644 Belgegeçer: 03222271724 Elektronik posta: 751314@meb.k12.tr Okulun web adresi: http://mehmetkemaltuncel.meb.k12.tr/ Adres: Yeşilyurt Mahallesi 70102 sokak.no:32 Seyhan/ADANA Bu bülten ; “ 2569 Sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönet-meliği” uyarınca hazırlanmıştır.
İÇİNDEKİLER
Giriş………………………………………….1
Özgüven ve Başarı…………………….2
Okulumuzdan Haberler…………….3
Sağlık Hizmetleri Alanı…………….4
Gazi Mustafa Kemal Atatürk…..5
Öykü-Şiir………………………………….6
Türkçesi Varken………………………7
MEHMET KEMAL TUNCEL MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ
OKUL BÜLTENİ
2016 EKİM/KASIM
ÖNSÖZ
Her kurumun, her kuruluşun mutlaka bir varoluş amacı vardır. Bir eğitim
kurumu olarak bizim de amacımız ülkemizin en önemli ihtiyaçlarından birisi olan mesleki
yeterliliğe sahip ara elemanları topluma kazandırmak. Mesleki eğitimin yanında YGS ve
LYS’ye yönelik çalışmalar da okulumuzda yoğun bir şekilde devam etmektedir. Mehmet
Kemal Tuncel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak her alanda başarı hedefi ile yolumuza
devam ediyoruz.
Okulumuz öğretimin yanında eğitimi de ihmal etmemektedir.
Öğrencilerimizi yüksek ideal ve evrensel değerlerle besleme gayreti içerisindeyiz. Milli
benliklerinin farkında, manevi değerlerini ön planda tutan iyi insanlar yetiştirmeye özen
gösteriyoruz.
Atatürk bir sözünde şöyle diyor: “İlk ilham; ana baba kucağından sonra,
okuldaki öğretmenin dilinden, vicdanından, eğitiminden alınır.” .
Biz idareciler başta olmak üzere öğretmenlerimiz Mehmet Kemal Tuncel
Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin eğitim seviyesini daha yükseğe çıkarmak adına
özveriyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu çalışmalar ışığında bu bülteni hazırlayan
öğrenci ve öğretmenlerimize de ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
Burak Kaan SAYGILI
Mehmet Kemal Tuncel M.T.A.L Müdürü
MEHMET KEMAL TUNCEL MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ
OKUL BÜLTENİ
Müzik öğretmeni, Beethoven’a; “Besteci olması imkânsız!” demişti. Öğretmenleri Edison için: “Bu çocuk hiçbir şey öğrenemeyecek…”
demişleri. Walt Disney, bir
gazetenin yazı işleri müdürü
tarafından; “İşe
yarar fikirleri olmadığı”
gerekçesi ile kovulmuştu.
Micheal Jordan, okul basketbol takımından atıldığı için basketbolu
bırakmıştı. Einstein, dört yaşına kadar konuşamamıştı. Önceleri matematik dersinden başarısızdı Müzik yapımcıları Elvis Presley’e şöyle demişlerdi;
“Hiçbir işe yaramazsın, en iyisi kamyon sürücülüğüne geri dönmen.
Bu isimler dünya tarihine başarılarıyla isimlerini yazdılar. Her biri alanının en iyisi oldu. Onların en önemli farkları vazgeçmemeleriydi.
Sultan Alparslan, 47 bin kişilik ordusuyla Anadolu’yu fethetmek için
yola çıktığında keşif için önden giden askerlerden birinin gelerek telaşla söylediği “ 200 bin kişilik Bizans ordusu bize doğru yaklaşıyor “ sözünü “Bizde onlara
yaklaşıyoruz.“ diye cevaplayarak kararlılığın ve cesaretin örneği ortaya koymuştur.
Defalarca kuşatılmasına rağmen
fethedilemeyen İstanbul’u almayı
düşünen Fatih Sultan Mehmet
“ Ya ben İstanbul’u alırım, ya da İstanbul beni ” diyerek
kararlılığın başarmadaki önemini göstermiştir.
ÖZGÜVEN VE BAŞARI 2
Olumsuzluklarla karşılaştığımızda, başarmak istediğimizde,
kendimize olan güvenimizi kaybetmez ve mücadeleye devam
edersek, başarı kıvılcımı bizler için de yanacaktır.
BAŞARILI VE BAŞARISIZ KİŞİ
Başarılı, çözümün bir parçasıdır; Başarısız her zaman problemin bir parçasıdır.
Başarılının bir programı vardır; Başarısızın ise her zaman bahaneleri
vardır.
Başarılı “ Bu işi ben yapmalıyım” der. Başarısız “ Bu benim işim değil ki” der.
Başarılı her sorunda bir çözüm görür. Başarısız her çözümde bir sorun
görür.
Başarılı ağlamak yerine çalışır. Başarısız çalışmak yerine ağlar
Başarılı olan konuşmak yerine yapar. Başarısız olan yapmak yerine konuşur
Başarılı beynini çalıştırır, başarısızsa çenesini...
Sende hangi özellikler daha fazla ?
ÖZGÜVEN VE BAŞARI 3
OKUL-AİLE BİRLİĞİ TOPLANTISI 18/10/2016 tarihinde okulumuz 18 Mart Toplantı
salonunda 124 velimizin katılımıyla yapıldı.Okul-Aile Birliği başkanlığına Serkan ERGÜL
seçildi.
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI okulumuzda coşku ile kutlandı.
OKULUMUZDAN HABERLER 3
DİKKAT!..Okulumuzdaki sınavlar 14/11/2016 tarihinde başlıyor,09/12/2016
tarihinde sona eriyor.AYRICA OKULUMUZ İNTERNET SİTESİNDE SINAV TARİHLERİ
YAYINLANMIŞTIR…
Okulumuz 11-A ve 11 C Sınıfı öğrencileri Gaye GÜZELTAŞ,Deren ABUKAN,Berfin SEVİM,Ezgi
ŞAHİN,Beyzanur TOPÇUERİ ve Okulumuz sağlık alanı öğretmenlerinden Melis Bedia
CENGEŞ’le beraber 08/11/2016 tarihinde velilerimize ‘Meme Kanseri ve Erken Tanının
Önemi’ konulu konferans vermişlerdir.
OKULUMUZDAN HABERLER 3
OKULUMUZ REHBERLİK SERVİSİ
ÖĞRETMENLERİ RUKEN YALÇIN VE ZARİFE
EROĞLU REŞHA OKULLARINDAN GELEN
ÖĞRENCİLERE VERİMLİ DERS ÇALIŞMA
SEMİNERİ VERMİŞTİR.
OKULUMUZDAN HABERLER 3
Okulumuz öğrencilerinden Alper BAYTOK aşağıdaki yazısıyla 24 Kasım Öğretmenler
Günü Kompozisyon Yarışmasında Okulumuzu temsil edecektir.
SEVGİYLE BÜYÜYEN ÇİÇEKLER
Pencereden süzülerek yüz hatlarına vuran güneşe bir kez daha teşekkür ederek güne
başladı. Bahçesine indi ve sanki uzun zamandır çiçeklerini görmemişçesine özlem ve şefkatle
baktı onlara. Çiçekleri de kendisine hoş bir tebessümle karşılık verdi.
Bahçede geçirdiği zamanlar, onu en mutlu eden zamanlardı. Bu zamanlarda her şeyi
unutur, bambaşka hayallere dalardı. Çiçeklerinin hepsiyle özenle ilgilenir, gönül bahçesinin
derinliklerinden gelen sevgiyi onlara hissettirirdi. Hangi sevgi karşılıksız kalır ki? Çiçekleri
de bu sevgiye, bütün güzel yapraklarını ve kokularını sanki sadece ona sunarmışçasına,
karşılık verirlerdi.
Genç adam, bahçesinin girişindeki, insanda yaşama isteğini artıran, kırmızı
kıyafetlerini giyinmiş çocuklarıyla ilgilendi önce. Onlara sularını verip, daha iyi nefes
almaları için topraklarını havalandırdı. Çocukları da her zamanki gibi bu ilgiden memnun, ona
gülümsediler kendilerince. Aralarındaki bu sevgi alışverişi, iki tarafın da gün boyu mutlu
olmasını sağlıyordu. Yoğun çalışma temposuna rağmen hiçbir yorgunluk hissetmemesinin tek
nedeni, aralarındaki bu sevgi bağıydı.
Sevgiyle harmanladığı mutluluğuna ara vermeden işlerine devam ederken bahçenin
arka sıralarında bir papatya gözüne çarptı. Bu papatya, diğerlerine göre cılız ve neşesiz
görünüyordu. Sebebi her ne olursa olsun, bu kadar özen gösterdiği çiçeklerinden birinin bile
bu durumda olması onu düşündürdü, hemen ona doğru yöneldi. Acaba onda eksik bıraktığı
neydi, yapması gerekip de yapmadığı bir şey mi vardı? Bütün bunları düşünürken ağaçların
arasından süzülen güneşin, gözlerini alması aklını başına getiriverdi. Evet, güneşten mahrum
kalan bir çiçek nasıl gelişirdi? O an, bahçe duvarının üzerindeki tahta parçasının onun
güneşini engellediğini fark etti ve tahtayı bulunduğu yerden kaldırarak papatyaya yeniden can
verecek ilk adımı attı.
Ertesi gün uyanır uyanmaz papatyasının durumunu kontrol etmek için bahçesine
yöneldi. Gördüğü manzara, ona ne kadar kutsal bir iş yaptığını bir kere daha hatırlattı. Dün
hayatının son nefesini vermeye hazırlanan hastasının, bugün hayat dolu olduğunu gören bir
doktor misali gülümsedi ve içi huzurla doldu. Bundan daha güzel ne olabilirdi ki?
Yaralarımızı tek başımıza iyileştirmeye gücümüzün yetmediği çocukluğumuzda, anne
babamız gibi yaralarımıza derman olmaya çalışan ve her zaman desteğini yanı başımızda
hissettiğimiz dayanağımızdır öğretmen. Bütün çiçeklerini, karanlıkta esen cehalet rüzgârından
korumaya çalışan bir bahçıvandır öğretmen .
Alper BAYTOK 11/D 234
OKULUMUZDAN HABERLER 3
2014 yılına kadar, Sağlık Meslek Lisesinden mezun olan öğrenciler ebe ve hemşire unvanı alarak ve KPSS’de yeterli puan alarak ebe veya hemşire olabiliyordu. Yani sağlık meslek lisesi mezunları için ön lisans veya lisans düzeyinde ebelik veya hemşirelik bölümü okuma zorunluluğu yoktu. Ancak 18 Ocak 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren düzenleme ile sağlık lisesi öğrencilerinin ebe veya hemşire kadrosuna atanma durumları ortadan kaldırıldı.
Hemşire Yardımcılığı bölümü, 2014 yılında yapılan mevzuat değişikliği ile gündeme gelen bir bölümdür. Bu tarihten önce Sağlık Meslek Liseleri aşağıdaki bölümlere öğrenci alabiliyordu Hemşirelik Acil Tıp Teknisyenliği Diş Teknisyenliği Radyoloji Teknisyenliği Anestezi Teknisyenliği 2014 yılında gerçekleşen değişiklikle birlikte Sağlık Meslek Liseleri aşağıdaki bölümlere öğrenci almaya başladılar Hemşire Yardımcılığı Ebe Yardımcılığı Sağlık Bakım Teknisyenliği Bunlar içinde en popüler olan bölüm hemşire yardımcılığıdır. Çünkü bir hastane de istihdam edilebilecek ebe sayısı sınırlıdır. Dolayısıyla ebe yardımcısı pozisyonu da sınırlıdır. Halbuki hemşireler hastanede neredeyse tüm tıbbi birimlerde görev alırlar. Dolayısıyla istihdam alanları daha geniştir. Sağlık bakım teknisyeni de ATT bölümüne ikame olarak getirilen bir bölümdür. Yardımcı ATT olarak düşünülebilirler. Bu bölümden mezun olanlar, liseyi bitirdikten sonra hemşire yardımcısı olarak devlet yada özel hastanelere görev alabiliyorlar.
OKULUMUZDAN HABERLER 3
Okulumuzda 12A,12B ve 12C sınıfları Hemşirelik, 12D sınıfı Acil Tıp Teknisyenliği(ATT),12E
ve 12F sınıfları Tıbbi Sekreterlik sınıfı olarak,11A ve 11B sınıfları Hemşire Yardımcılığı,11C
sınıfı Ebe Yardımcılığı,11D,11E ve 11F sınıfları Sağlık Bakım Teknisyenliği Yardımcılığı
olarak öğretime devam etmektedir.
OKULUMUZDAN HABERLER 3
Bu bölümde ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili fazla
bilinmeyen bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istedik.
En sevdiği yemek: Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayatı boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama canı istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi.
En büyük hayali dünya turuna çıkmaktı: Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi.
Başucu kitabı "Çalıkuşu" ydu: Binlerce kitabı vardı. Ama bunların arasında bir
tanesini hayatı boyunca hatta cephede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri
Güntekin'in "Çalıkuşu" romanını hep yanında taşır, her gün rasgele bir yerinden
acar, birkaç sayfa okurdu.
En sevdiği hayvanlar: Atları çok severdi. Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. "Foks" adını verdiği köpeği Gazi'nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Ayrıca kuşları da çok severdi. Çankaya Köşkü'nde özel bir bakıcının ilgilendiği güvercinliği vardı.
Giyim – Kuşam: Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre’de özel ola-rak dikilirken sonra yerli mali kullanma kampanyasına öncülük edebilmek için tüm gömlek-leri Beyoğlu’nda bir terziye diktirilmeye
başlanmıştı. Konuşması: Özenli ve temiz bir Türkçe konuşurdu. Türkçenin doğru
konuşulmasına aşırı dikkat ederdi. Ancak bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz ederdi.
Spor: Sportmen kişiliği vardı. Her gün ata biner, yüzmeye gider ve bilardo
oynardı.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 5
1922′de Türk ordularının zaferi neticesi Anadolu’daki emelleri gerçekleşmeyen İngiltere’nin Türk düşmanı olarak bilinen Başbakanı Lloyd George, Parlamento’da kendisine yöneltilen suçlama ve tenkitleri şöyle cevaplandırmıştır: “Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talih-sizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk Milleti’ne nasip oldu. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elden ne gelirdi.” David Lloyd George, İngiltere Başbakanı, 1922
KUYRUK ACISI
Köylünün biri bir gün tarlasına giderken bir kuyu görür ve yanına gider, eğilip bakar.
Derin, dipsiz bir kuyudur. Tam o esnada kuyudan büyük bir yılan çıkar ve haliyle köylü
korkup geri-ler. Yılan köylüye korkmamasını, kendisine zarar vermeyeceğini söyler ve
ağzından bir altın bırakıverir kuyunun başına. Böylece yılanla köylü arasında bir dostluk
kurulmuş olur. Köylü her gün yılanın bulunduğu kuyunun başına gelir, yılan da onun
geldiğini görür ve kuyudan çıkarak bir altın verir. Günler bu şekilde geçmektedir...Derken
yaşlı adam bir gün oldukça rahatsızlanır, yatağa düşer. Yataktan çıkamadığı için de yılana
gidip altın alamaz artık. Birkaç gün sonra oğlunu yanına çağırır ve durumu anlatır. Kuyunun
başına gidip yılana durumu anlatmasını ister. Oğlu denileni yapar, kuyuyu bulur ve biraz
bekledikten sonra yılan çıkar. Oğul durumu anlatır ve yılan her zamanki gibi bir altını çıkarıp
köylünün oğluna verir. Oğul ise şaşkınlık içinde altını alır ve eve döner. Köylünün oğlu eve
geldiğinde şaşkınlığını üzerinden atar atmaz hinlik düşünmeye başlar. "Her gün o yılanın
yanına gidip bir tane altın vermesini bekleyeceğime onu öldürür, kuyudaki altınların hepsini
alırım!" diye aklından geçirir. Ertesi gün planını gerçekleştirmek üzere kuyunun başına gider
ve yılan olacaklardan habersiz bir şekilde kuyudan çıkar. Çıkar çıkmasına ama bizim açgözlü
oğlan arkasındaki baltayı indirir yılanın üzerine ve kuyruğunu kopartır! Yılan da can havliyle
oğlanı sokar ve kuyu-ya girer. Köylünün açgözlü, hin fikirli oğlu zehirlenip oracıkta ölmüştür.
Köylü, oğlunun gelmediğini görünce yataktan kalkıp aramaya çıkar. Kuyunun başına
vardığında oğlunun cesedini görür ve yanına koşup ağlamaya başlar. Yılan da kuyudan çıkıp
olanları anlatır. Köylü o üzüntüyle ve evlat acısıyla yılana hiçbir şey söylemeden evine döner.
Günlerce yas tutar, üzülür. Bir süre sonra daha farklı düşünmeye başlar. Oğlunun hırsının
buna se-bep olduğunu ve bu yüzden hem oğlunu, hem de dostluğunu kaybetmiş olduğunu
düşünerek kuyunun başına gider ve yılana seslenir. Köylü, "Olanları unutalım, yine eski güzel
günlerimize dönelim." der yılana. Yılanın bir an duraklar ve cevabını verir; "Bende bu kuyruk
acısı, sende de bu evlat acısı varken biz artık seninle dost olamayız.
ANONİM
ÖYKÜ-ŞİİR 6
BİR GÜN ANLARSIN
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
ÖYKÜ-ŞİİR 6
Konuşmaya değer insanlarla konuşmazsan insanları,
konuşmaya değmez insanlarla konuşursan kelimeleri
yitirirsin. Sen öyle biri ol ki ne insanları, ne de
kelimeleri yitir. [Konfüçyus]
Sen öyle biri ol ki ne insanları, ne de kelimeleri yitir.
[Konfüçyus]
“Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.”
Mustafa Kemal Atatürk
Tarih boyunca medeniyetlere beşiklik etmiş olan Türk devletlerinin dili olan Türkçeyi, geçmişle gelecek arasında sağlam bir köprü oluşturmak, bilim dili olarak yaygınlaştırmak, tarihî ve kül-türel değerlerimizi yeni nesillere aktarmak herkesin görevidir. Bu, aynı zamanda millî bir davadır…
Absürt : saçma copy-paste : kopyala-yapıştır
adapte olmak : uyum sağlamak data : veri
adisyon : hesap fişi deklare etmek : bildirmek
ajitasyon : kışkırtma departman : bölüm
aktif : etkin direkt : doğrudan
aktivite, faaliyet : etkinlik deplasman : yabancı saha
ambiyans : hava, ortam distribütör : dağıtımcı
analiz : çözümleme doküman : belge
emergency : acil demagoji : laf ebeliği
anons etmek : duyurmak dizayn : tasarım
antipatik : sevimsiz, itici download etmek : indirmek
asistan : yardımcı dublaj : seslendirme
bodyguard : koruma dubleks : iki katlı
bye bye : hoşça kal driver : sürücü
caterıng : yemek hizmeti eksper : uzman
center : merkez ekstra : fazladan
cv : özgeçmiş ekstre : hesap özeti
"v" yerine "w, "k" yerine "q", "ş" yerine "$", "ç" yerine "ch" ve buna benzer yazım yanlışlarına
düşenler. Nasıl bir yanlış yaptığınızın farkında mısınız? “w,x,q” harfleri hangi ihtiyaçtan dolayı
kullanılmaktadır. Türk dilinde bu harfleri kullanılarak ifade edebileceğimiz kelime yok ya da yok
denilebilecek kadar azdır. O halde hepimiz bu yanlıştan en kısa sürede dönmeliyiz. Ne fark eder
demek Türkçeye yapılan bir saygısızlıktır. Binlerce yıllık geçmişe sahip Türk diline haksızlık
etmeyelim.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk: “Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en
güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu
yüceltmek için çalışır. ” diyerek bizlere bu noktada da önemli görevler yüklemiştir.
Şimdi. Geç olmadan bu yanlışlıklardan vazgeçelim. Türk dilini korumak ve yüceltmek adına
bu küçük gibi görünen büyük yanlışlardan uzak duralım.
BARIŞ GÜLEÇ
Türk Dili Edebiyat Öğretmeni
TÜRKÇESİ VARKEN 7
ÖYKÜ-ŞİİR 6
Eğer, ilerde bir gün keşke demek istemiyorsan, üç şeyi doğru seç!
EŞİNİ, İŞİNİ, ARKADAŞINI.
Yunus EMRE
Sarıcı ol, bakıcı ol, kalıcı ol, ama; bölücü
olma. Fidan büyüt, çocuk doyur, çocuk besle,
ama; kin besleme.
E Eşini beğen, işini beğen, aşığını beğen, ama;
kendini beğenme. Davet et, hayret et, affet, tövbe
et, ama; ihanet etme.
Doğrul, devril, ama; eğilme.
İtil, atıl, ama; satılma.
Mevlana
Recommended