View
252
Download
7
Category
Preview:
DESCRIPTION
Çanakkale İçinde KADIN Gazetesi'nin 18 Mart 2014 Salı günü tarihli ilk sayısı...
Citation preview
> ÖZEL RÖPORTAJ 10-11
Güçlü Bir Anne, Başarılı Bir İş Kadını
“Kadınların haksız rekabeti lehlerine çevireceklerini düşünüyorum” Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Sema Sandal ile çok özel röportaj...
Wanda Zembrzuska
“24 yaşında, orta boylu, beyaz tenli, sarı saçlı ve gözleri kestane renkli..” Çanakkale Savaşları’nda saklanan resmi yazışmalarda kendisinden böyle söz edilen Otro Gazetesi muhabiri Wanda Zembrzuska, Çanakkale Muharebeleri tarihine savaşın tek kadın muhabiri olarak adını yazdıran kişi. Zembruska, Beşinci Osmanlı Ordusuna muhabir olarak katılmak için Osmanlı Makamlarına gerekli resmi başvurularda bulunur. Bulgar Gazetecinin bu ko-nudaki izin talebi ilk olarak 3 Ağustos 1915 tarihinde Hariciye Nezareti
KADINÇANAKKALE İÇİNDE
Matbuatı Umumiye Müdüriyetinin Karargâh-ı Umumi İstihbarat Şubesi Müdürlüğüne gönderdiği yazıyla dile getirilir. Bunun üzerine Başkumandanlık Vekâleti 17 Ağustos 1915 tarihinde Gelibolu’daki 5’nci Osmanlı Ordusu Komutanlığına gönderdiği yazıda genç muhabirin bu talebinin uygun olup olmadığını sorar. Bir gün sonra alınan ve ordu kurmay başkanı Alb. Kazım Bey’in imzasını taşıyan cevabî telgrafta Madam Zembruska’nın cephede harbi takip etmesinde bir sakınca olmadığı yazılıdır. Madam Zembruska’nın Beşinci ordu salarına harp muhabiri
olarak katılabilmesi için gerekli olan muhabirlere ait orduya iltihak ruhsatnamesi, 19 Ağustos 1915 günü İstihbarat Şubesi Müdürlüğünce hazırlanarak Karargahı Umumi Erkanı Harbiye Reisi General Bronsat tarafından da aynı gün tasdik edilir. Artık Madam Zembruska’nın Çanakkale Meydanı Harbine gitmesi için hiçbir engel kalmamıştır. Kadın gazetecinin, Devlet Arşivleri’nde yer alan mektuplarını sizin için yeniden inceledik.
> HABER SAYFA 4-5
Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Kurşunlu Köyü’nde ilk defa bir kadın yerel seçimlerde muhtar adayı oldu. Köyde yaşanan feldspat madeni çalışmaları eylemleri sırasında adını tüm Türkiye’ye duyurmayı başaran Bircan Işık (Özer), 30 Mart yerel seçimlerinde erkek adayların karşısında mücadele edecek. Kurşunlu Köyü’ndeki sorunların her zaman takipçisi olacağını ve bu konuda kendini hazır hissettiğini söyleyen Bircan Işık; ”Köyün ilk kadın adayı ben oldum. Doğma, büyüme Kurşunlu Köyü’ndenim. Köyümüzdeki feldspat madeni çalışmalarına karşı hukuki yönden mücadelemiz devam edecek. En az erkek adaylar kadar kendimi güçlü hissediyorum” dedi.
> HABER SAYFA 6
“AVRUPA İNSAN HAKLARI
MAHKEMESİ’NE KADAR
GİDECEĞİM”
> HABER SAYFA 3
> KÖŞE YAZARLARI
www.canakkaleicinde.com/kadinYıl: 1, Sayı: 1 Salı– Mart 18, 2014 15 günde bir yayınlanır / Fiyatı: 3 TLÇanakkale’nin İlk ve Tek Kadın Gazetesi
Çanakkale Barosu Kadın
Hakları
Komisyonu Başkanı
Av. Güneş PEHLİVAN
“KURŞUNLU KÖYÜ’NE SAHİP ÇIKACAĞIM”
Çanakkale Kadınlar
Birliği Başkanı
Reyhan ERDEM
BİR KADIN GAZETECİNİN GÖZÜNDEN
“ÇANAKKALE SAVAŞI”
ÇANAKKALE İÇİNDE KADIN Salı - Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
3
Çanak ka le’de Ha lkevc i
Kadın lar ın düzen lediğ i bi r toplantıya katılan Eylem Karadağ, Gezi Direnişi sırasında yaşadığı olayları ve ardından yaşanan hukuki süreci kadınlarla paylaştı. 2013 Temmuz ayı içerisinde, gözaltına uğradığı sırada polis tacizine uğradığını belirterek Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyu-
rusunda bulunan Karadağ, şu ana kadar hukuki süreçte herhangi bir gelişme kaydedilmediğini söyledi. Toplantıda kadınlara, bu süreçte neler yaşadığını aktaran Karadağ; “31 mayıs bu yana hareketli bir süreç içerisindeyiz. Gezi sürecinde birçok kadın gibi bizler de sokaktaydık, birçok talebimiz vardı. Devletin eliyle yapılmış 4+4+ 4 sistemin-deki çocuk gelinlere, Ak Parti’nin doğa talanlarını teşhir etmek için sokaktaydık. 26 haziran gecesi iki arkadaşımız tutuklandı. O gece bir sularında ben de göz altına alındım. Ve pekte hoş olmayan durumlarla karşılaşmak zorunda kaldım. Kadın bedenine yönelik şiddet devlet tarafından tasvir edili-yor. Benim gibi onlarca arkadaşım gezi sürecinde bu duruma maruz kaldı. Söylediler ya da söylemediler bilmiyorum. Ama bizler daha örgütlü kadınlar olduğumuz için bu konuda daha korkusuz davrana-bildik. Gözalt ından çıktığım günden sonra sosyal medya ve basın yoluyla AKP’nin ve polisin şiddetini ortaya çıkarmak için hep konuştum. Bizlerin maruz kaldığı baskı sokakta da evimizde de var.
KADINA KARŞI ŞİDDET VE AYRIMCILIK SORUNSALI ÜZERİNE HUKUKİ BİR İNCELEME
“Erkek insanlığıyla, kadın ise dişiliğiyle tanımlanır. Ve kadın ne zaman insan gibi davranmaya kalksa, erkeği taklit etmeye çalışmakla suçlanır.” Simone de Beauvoir
Kadına karşı şiddet ve bu şiddetin esas kaynağı olarak ayrımcılık bir kadın sorunu olarak algılanmak ile birlikte, bir insan hakları krizi olarak ortaya çıkmak ile bir insanlık sorunudur. Şiddet ve ayrımcılık öncelikle bir zihniyet ve dil sorunudur. Aile içinden başlayarak tüm toplumsal gruplarda sistematik olarak yer bulmak ile bir toplum sağlığı sorununa dönüşmüş; bireysel, toplumsal ve hukuksal mücadele alanına girmiştir.Kadının insan hakları mücadelesi, salt kadınlara ait, erkekleri içermeyen bir dişil (feminen) haklar (ayrıcalıklar, avantajlar ve üstünlükler) alanı oluşturma iddiasında ve çabasında olmayıp; egemen sistemin cinsiyetçi (eril) unsurlar taşıması nedeniyle, dezavantajlı bir toplumsal grup olarak kadınların haklarına ulaşmada erkeklerle eşit konuma getirilmesi ve sistemin ayrımcı unsurlardan arındırılması savunusundan ibarettir.Dünyayı bir küresel köy olarak düşündüğümüzde, bu köy nüfusu-
nun kadın ve erkek paydaşları, BM Nüfus Dairesi’nin verilerine göre, %49,7’si kadın; %51,3’ü erkek olmak üzere neredeyse birbirine eşittir. Uluslar arası Af Örgütü (2004), kadına yönelik şiddetin, küçültülmüş bir dünyada, 1000 kişilik bir küresel köyde görünüş şeklini şu tablo ile ortaya koymuştur;
• Nüfusun 500‟ü kadındır. ( Aslında 510 olacaktı ama 10 bebek cin-
siyet kökenli kürtaj nedeniyle hiç doğamamıştır veya ihmal sonucu bebekken ölmüştür.)
• 300 kadın Asyalıdır.• 167 kadın tüm hayatlarının bir noktasında dayak yemiş ya da bir
başka şiddet türüne maruz kalmıştır. • 100 kadın tecavüz ya da tecavüze teşebbüs kurbanıdır.• Küresel köydeki işlerin tamamının 3’te 2’sini yapan kadınlar,
karşılığında tüm gelirlerin yalnızca %10’unu kazanmakta ve köydeki üretim araçlarının sadece %1’ine sahip bulunmaktadırlar. Erkekler ise, köydeki işlerin 3’te 1’ini yaparlarken, karşılığında da gelirin %90’ını ve üretim araçlarının %99’unu elde etmektedirler.
Anılan küresel köyde Türkiye bir hane olarak kabul edildiğinde; 6-14 yaş aralığındaki okula gitmeyen kız çocuk oranının %50’ye vardığı illerin bulunduğu, meclisteki kadın milletvekili oranının % 14,2 olduğu, her 3 kadından 1’inin erkekler tarafından şiddete maruz kaldığı, kadınların %39’u ve 15-29 yaş aralığındaki genç kadınların %63’ünün bazı durum-
larda erkeklerin kadınlara iziksel şiddet göstermesinin kabul edilebilir olduğunu söylediği ortaya çıkmaktadır.
Birçok kadın araştırmasında ve raporunda vurgulandığı üzere, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık, büyük ölçüde renk-ırk, dil, din ve sosyo-ekonomik statü gibi etmenlerden bağımsız olarak mevcut olup meşrulaştırılmıştır.Şiddet ve ayrımcılık, her toplumda çeşitli düzeylerde görülmek ile ontolojik anlamda evrenseldir; ancak Türkiye genel şiddet ve ayrımcılığın bileşenlerinden “kadına karşı şiddet ve ayrımcılık” türünün özdeşleştirildiği ve içselleştirildiği toplumlardandır. Özgür ve eşit doğan insanların, sonradan cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle mağdur edilip, temel hak ve özgürlüklerinin tehdit altına alınması, doğal hukukun yani erişilmesi amaçlanan ideal hukukun, özüne aykırıdır. Yazı dizisi bir sonraki sayıda devam edecektir.
“AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NE KADAR GİDECEĞİM”
Ankara Dikmen’de yapılan Gezi eylemleri sırasında gözaltına alınan ve gözaltı sırasında polisin kendisini taciz ettiğini söyleyen Eylem Karadağ, hukuk mücadelesini sürdürüyor. Halkevci Kadınların davetlisi olarak Çanakkale’ye gelen Karadağ, süreçte herhangi bir kalem oynatılmadığını dile getirerek Türkiye’de olumsuz bir sonuçla karşılaştığı zaman mücadelesini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağını söyledi.
Çanakkale Barosu Kadın Hakları
Komisyonu Başkanı
Av. Güneş PEHLİVAN
Saklanması gereken bir durum değil. Böyle durumların teşhir edilmesi gerekiyor” dedi.
“BİZDEN KORKUYORLAR”
“Bu süreçten sonra konuyu hukuksal boyuta taşıdık. Sizler de birebir tanık olmuşunuzdur, malesef bunlarına devletleri saraylara hapis olduğu için, süreçte herhangi bir kalem oynatılmadı. Ankara Barosu, Halkevleri ve avukatların çalışmalarıyla suç duyurusunda bulunduk. Süreci bekliyoruz. Sadece bir kaç hafta önce iki polis, ifade veriyor ve yapmadıklarını dile getiriyorlar. Ankara Emniyeti, benimle ilgili bu kadın üç defa gözaltına alınmıştır üçünde de tacize uğradığını söylemiştir, bu da manidardır diyor. Kendi suçlarını kapamak için bir başkasına iftira atmayı seçiyorlar. Onların yaptığı bu hamleler, gösteriyor ki bu insanlar aslında bizden korkuyor. Bizleri susturabilmek için bu durumla karşılaştırıyorlar bizi. Bu gibi durumlarda daha güçlü olmalıyız. Yapılan her ne ise kolay bir şekilde dillendirmeliyiz. Sadece polis tarafından yaşadığımız olay-larda değil, evlerimizde, sevgili-mizden, eşimizden, babamızdan gördüğümüz şiddete karşıda ses-siz kalmamalıyız. Hukuki süreci diyoruz ya adaleti, mahkemeydi hukuka uygun ilerlemiyor. Ama istatistiklere geçiyor. İnsan hakları mahkemesi bakıyor rakamlara. Bu açıdan değerli. Zaten bu meselenin üstünün kapatılmamasının sebebi
içimizde tutmamak. Olumlu olum-suz da olsa sürecin devam ettirilm-esi gerekiyor. Mücadelemi, Avrupa İnsan Haklar ı Mahkemesi’ne kadar taşıyacağım” dedi. Toplantı sonunda kadınlar, Gezi Direnişi öncesi ve sonrasında yaşadıkları sorunları dile getirdiler.
“BENİ YAKALAYAN POLİSLER BELLİDİR”
Karadağ, Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube’deki ifadesinde yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: “Perşembe günü de Dikmen’deki Gezi Parkı eylemeler-ine katıldım. Herhangi bir barikat kurma, ateş yakma, yok kesme olayı olmadı. Polis dağılın uyarısında bulunmadan müdaha le et t i . Yanımdaki arkadaşım paniklediği için bir kıraathaneye girdik. Müdahale devam ettiği için oradan ayrılamadık. Sonra çevik kuvvet polisleri geldi ve beni ve yanımdaki arkadaşımı darp ederek gözaltına aldı. Arkadaşım yaşı küçük olduğu halde ve hiçbir şekilde polise mukavemet etmediğimiz halde sırtına ve kafasına vurdular. Beni de akrep’e bindirip taciz ettiler. Bir polis göğsümü sıkarken, diğeri kalçamı elleyerek taciz etti. Sonra polis amiri olduğunu söyleyen biri, ‘Koltuklara oturtmayın. Alın altınıza ezin’ dedi. Bunun üzer-ine yanımda olan polis bacağımın üzerine oturdu biri göğsüme elini koydu. Daha sonra emniyete get-irdiler. Beni yakalayan polisler bel-lidir. Hepsinden şikayetçiyim.”
Çanakkale İÇİnDe KADIN4 Salı- Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
BİR KADIN GAZETECİNİN GÖZÜNDEN “ÇANAKKALE SAVAŞI”
WORLD NEWS
Çanakkale Savaşlarının yaşandığı 1915 yı l ında Bulgar istan’ın Otro Gazetesi muhabiri Wanda Zembrzuska, savaşları dünyaya duyuran tek kadın gazeteci. Fransızca, Bulgarca, Romence ve A lmanca bi len Bu lgar gazeteci Madam Zembruska’nın Çanakkale Cephesindeki izlen-
imlerini anlattığı mektuplar cephe hattındaki çarpışmalardan çok cephe gerisinde yaşanılan olay-
lardan söz ediyor. Cephedeki ilk haberini 2 Eylül 1915’te gaze-
tesine ula şt ı ran gazetecinin mektupları, Çanakkale Cephesinde Türk tarafının cephe gerisinde yaşanılanlarına ışık tutuyor. “24 yaşında, orta boylu, beyaz tenli, sarı saçlı ve gözleri kestane renkli..” Çanakkale Savaşları’nda saklanan resmi yazışmalarda kendisinden böyle bahsedilen Otro Gazetesi muhabiri Wanda Zembrzuska, Çanakkale Muharebeleri tarihine savaşın tek kadın muhabiri olarak adını yazdıran kişi. Zembruska, Beşinci Osman l ı Ordusuna muhabir olarak katı lmak için Osmanlı Makamlarına gerekli olan resmi başvurularda bulu-
nur. Bulgar Gazetecinin bu konudaki izin talebi ilk olarak 3
“Korkmuyor musunuz?” İşte Daima Maruz Olduğum Sual. Tehlike Ancak Siperlerde Ateş Edenler ve Hücum Edenler İçin Vardır”
Ağustos 1915 tarihinde Hariciye Nezareti Matbuatı Umumiye Müdüriyetinin Karargâh-ı Umumi İstihbarat Şubesi Müdürlüğüne gönderdiği yazıyla dile getirilir.Bunun üzerine Başkumandanlık Vekâleti 17 Ağustos 1915 tari-hinde Gelibolu’daki 5’nci Osmanlı Ordusu Komutanlığına gönderdiği yazıda genç muhabirin bu talebinin uygun olup olmadığını sorar. Bir gün sonra alınan ve ordu kurmay başkanı Alb. Kazım Bey’in imzasını taşıyan cevabî telgrafta Madam Zembruska’nın cephede harbi takip etmesinde bir sakınca olmadığı yazılıdır. Madam Zembruska’nın Beşinci ordu saf lar ına harp muhabiri olarak katı labilmesi için gerekli olan muhabirlere ait orduya iltihak ruhsatnamesi, 19 Ağustos 1915 günü İstihbarat Şubesi Müdürlüğünce hazırlanarak Karargahı Umumi Erkanı Harbiye Reisi General Bronsat tarafından da aynı gün tasdik edilir. Artık Madam Zembruska’nın Çanakkale Meydanı Harbine gitmesi için hiçbir engel kalmamıştır. Emre göre görev müddetince birlik olarak yalnızca Beşinci Ordu Karargâhında ve mevki olarak Gelibolu’da dolaşabilecektir. Aksi
takdirde Beşinci Ordu Komutanlığı tarafından tutuklanarak İstanbul’a geri gönderilecektir. Gerekli izin-
leri aldıktan sonra Gelibolu’ya doğru yola çıkan Wanda, ilk habe- rini ise 2 Eylül 1915 tarihinde Otro Gazetesi’ne ulaştırır.
TORPİDO İLE ÇANAKKALE
YOLCULUĞUWanda, Çanakkale Muharebeleri II Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğ ü Osman l ı Arşivleri’nde yer alan 2 Eylül 1915 tarihli ilk mektubunda, Çanakkale Cephesine mühimmat ve malzeme taşıyan üç nakliye şilebini Marmara Denizi’ndeki denizaltı hücumlarına karşı korumakla görevli olan bir torpidoyla sıcak bir ağustos akşamında İstanbul’dan ayrılıyor. Uzun süren resmi işlemlerden sonra amacına ulaşan Wanda, iyimser bir yaklaşım ile yaşadıklarını “Fakat ne olursa olsun hüsn-i neticeye iktirân eden her sey bence iyidir” sözleriyle dile getiriyor. Torpidoya bindiğinde mürettebatın kendisini “Bu kadın aramızda mıntıka-ı harpte ne arıyor?” dercesine şaşkın bakışlarla karşıladığını belirten kadın gazeteci, Otro Gazetesi’ne gönderdiğ i i lk mektubunun
sonunda ise şu ifadelere yer veriyor: “Sonra makine dairesiyle telsiz-tel-graf kabinesinden akseden madenî tıkırtılar, kaptan köprüsünden yük-
selen evâmir-i askeriye, denizin müsa‘sa‘a-i emvâcı arasında kay-
bolup gidiyordu. Torpido yaydan fırlamıs bir ok süratiyle ve bir ya- rasa gibi gecenin karanlıklarından pervâ etmeksizin kat‘-ı mesafe edi-yordu. Saat on. Kabineme çekildim. Burada ihtisâsâtım gayr-ı kâbil-i tasvîrdir. Düşman tahtelbahiri tarafından görünmek tehlikesine binâen kaptanın emriyle torpi-dodaki ziyâlar kâmilen itfâ edildi. Simdi siyah bir heyûlâ gibi hareket eden bu demir mahfaza içinde bir-çok insan bulunduğu hâlde mev-
tin, ademin etrafında dolaşıyor ve belki şimdi mevt, onun siyah vücudunu ısırmak üzere dişlerini bi le gıcırdat ıyor. Kabinemde dalgaların ve üstümde bulunan telsiz-telgraf cihazının sadâ-yı madenîsini işitiyorum. İlk defa olmak üzere bu sükûn ve tenhâî içinde kalbimden bir lerze-i hirâsın geçtiğini hissettim ve şimdi vâli-demin öğretmiş olduğu ve benim birçok zamandan beri metrûk ve mensî bıraktığım duaları yatağımın üzerinde diz çökerek okumaya basladım. ‘Yâ Rabbi! dedim, bizi görünmeden gelen, görünmeden kalbimize pençelerini, tırnaklarını uzatan ölümden muhafaza et! Sen Kâdir-i Mutlaksın!..’ Sonra müsterîh bir uykuya daldım. Meydan-ı harbe giden güvertedeki askerl-erde şüphesiz ki aynı vech ile dua etmislerdir. ‘Cenâb-ı Hak, Kâdir-i Mutlak’dır. O’nun müsaadesi olmadan hiçbir sey olamaz’. Şimdi sükût, karanlık ve mechûliyet... Makineler âdetâ hareket etmez bir hâle geldi. Torpido semâtetsiz, gürültüsüz, Çanakkale mersâsına doğru uçuyor, uçuyor, uçuyordu. Yarın kim bilir nerede uyanacağız? Fakat acaba uyanacak mıyız? ‘Allah, Kâdir-i Mutlak’dır”
ÇANAKKALE’YE DOĞRU TEKİRDAĞ
İZLENİMLERİ Çanakkale Savaşı’n ın kadın gazetecisi Wanda, Marmara Denizi’ndeki yolculuğun i lk sabahında cephenin en önemli lojis-tik destek merkezlerinden biri olan Tekirdağ’a ulaşılır. İkinci mektu-
bunda Tekirdağ’ı yakından görme fırsatı bulduğunu söyleyen Wanda, Tekirdağ’ın Türk şehrinden ziyade bir Rum kasabasına benzediğini
belirtiyor. Wanda’nın ikinci mek-
tubu: “Bulgar askerinin pây-ı istilâsı altında kalan bu kasabayı, ne torpidonun Alman olan kaptanı ne de refîklerim harb muhabirl-eri tanımıyorlardı. Benim de bu husustaki malumâtım, kasabanın ismini işitmiş olmaktan iba-
retti. Türk zâbitlerinden birinin: ‘Bulgarlar geçen Balkan Harbi’nde burada idiler.’ demesi üzerine bütün huzzâr adem-i itimad ifade eden bir vaziyetle şu suâli îrâd ettiler: ‘Nasıl? Buraya kadar geldiler mi?’ Şimdi bu küçük kasabayı hayre-
tle temâsâya dalmıştım. 1912 se-nesinde Tekfurdağı’nda bulunan bir dostum tarafından gönde-rilip Sofya’da yazı masamın üze-rinde açıp okuduğum mektupları hatırlıyorum. Şimdi kasabayı hay-
retle temâsâ ederken düsünüyorum: ‘Acaba o çiçekler şu küçük şehrin hangi bahçesinden koparılmıştı?’ Ve böyle tahayyülâtıma müstağrak olarak Tekfurdağı’nın dik ve taşlı yollarından yürüyordum.Tekfurdağı cidden güzel bir kasabadır. Fakat Tekfurdağı’nın hâl-i hâzırdaki vaziyet-i dil-rubâsı bir Avrupalının hoşuna gitmez. Fakat ihtimal ki birkaç sene sonra bu kasaba bir Avrupalıyı memnun edecek teferrücgâh hâline gelecek-
tir. Şimdiki halde Tekfurdağı bir Türk şehrinden ziyade bir Rum kasabasıdır. Kasaba, ahşab hâneler ve şarka mahsus dükkân-
lardan müteşekkildir. Yollar dar ve taşlıdır. Kasabayı dolaştıktan sonra akşama kadar diz çöküp oturarak bol bol kahve içtik, bir taraftan da Tekfurdağı’na mahsus olan tatlı kar-puzlar yedik. Hatta cephe-i harbe götürmek üzere yanımıza birçok karpuz aldık.Akşam üstü torpido hareket etti. Sabahleyin saat altıda güneşin ilk pûse-i tulû‘u ile deniz, geceki uykusundan uyanırken tor-pido, Gelibolu Sibh-i Cezîresi’nin sahile karîb bir noktasında tevak-
kuf etti. Öteden mevki kumandanı: ‘Çabuk, çabuk!’ hitabıyla bizi isti‘câle davet ediyordu. Bu da-vetten hiçbir şey anlayamamıştık. Hayretle kumandanın yüzüne bakıyorduk. O zaman kumandan ilâve etti: ‘Her gün bu vakitlerde altı ile yedi arasında düşman tayyâreleri ziyaretimize gelirler. Böyle bir zamanda torpido kenarında veya açık denizde bulunmanız iyi değildir.’ Karaya ayak basar basmaz zirveden heyecan-âmiz bir ses yük-
seldi: ‘Tayyâre geliyor!..’ O nok-
tada elinde uzun bir boru bulunan
Wanda Zembrzuska
ÇANAKKALE İÇİNDE KADIN Salı - Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
5
BİR KADIN GAZETECİNİN GÖZÜNDEN “ÇANAKKALE SAVAŞI”
Bulgaristan Sofya doğumlu, Wanda Zembrzuska’nın (1889 - 1945) kökleri On doku-zuncu yüzyıla kadar uzanır . Bulgaristan’da Polonyalı tanınmış bir ailenin kızıdır.1917 Poznan (Birleşik Starołęka) savaşın sonundan itibaren Gurzynski adını değiştirdi, daha sonra Stanislaw Berger evlendi.Wanda Zembrzuska - kocası ile Gurzyńska St kilise mezarlığında liyakat nişanıyla beraber gömüldü.
WANDA ZEMBRZUSKA
KİMDİR
nöbetçi bekliyor ve tehlikenin vürûdunu ilân eden kâhinler gibi mühlik tayyârenin takarrübünü ihbar ediyordu. Birdenbire ötedeki faaliyete bir akâmet geldi. Vapurlar, sandallar, çadırlar, insanlar, bârgîr-ler hep birer tarafa gizlendiler.Birkaç saniye yalnız başıma kalmıştım. Tayyâreyi görmek isti-yordum. Fakat ansızın kolumdan çeken bir el lâkaydlığıma söyle-nerek beni yeraltına sürükledi.Biraz sonra tayyâre motorunun sadâ-yı madenîsi işitilmeye başladı. Biraz sonra ötedeki nakliye seinelerine, kayalara çarpan bir aks-i sadâ, ‘bom bom’ diye inledi ve bütün semâtet bundan ibaret kaldı. Düşmanın attığı beş bomba nakliye sefâini arasında onları hasarzede etmek-sizin isti‘âl etmisti. Birçok zaman-dan beridir ki İngiliz tayyâreleri her gün ale’s-sabah altıdan yediye kadar, kezâ akşam da aynı saatte buralarda uçar ve biraz bomba atıp para sarf ettikden sonra çekilir gider. Kumandan: ‘Daha bitmedi, daha başkaları gelecektir fakat o zamana kadar birer kahve içebiliriz.’ diye tebessüm ediyordu. Daha kah-velerimizi bitirmemiştik ki ikinci bir sadâ, ikinci bir tayyârenin vürû-dunu ilân etti. Yeniden bir velvele, bir telaş başladı, haydi yerlere! Harb cephesine muvâsalatımızda pek garib bir suretde istikbâl olunduk.. Cephe-i harbe muvâsalatımızın ilk anında bomba ile karsılandık. Acaba daha sonra ne olacak?”
BEŞİNCİ ORDU KARARGAHI ŞAŞKINLIĞI Üçüncü mektubunda, faytonla karargahın yolunu tutan Zembruska ve arkadaşları, bina yerine çam ağaçları ile örtülü gizli bir arazi ile karşılaşır ve çok şaşırır. Arabacı ekibi, “Burada!” diyerek durdurur, Wanda ve arkadaşları ise “Burada mı?.. Fakat burada hiçbir şey yok! Bizi Karargâh-ı Umumî’ye götür“ der. Eşyalarını indirip bir süre beklemeye koyulan ekibi çalılıklar arasından çıkan bir Yüzbaşı ka- rargaha doğru götürür. Wanda yolda gördüklerini ise şöyle anlatır: “Çıplak ve çorak ovanın sîne-i sükûnunda yalnız çam ağaçlarının derinden gelen uğultusu hissolu-nuyordu. Zâbit, tereddüdümüz kar ş ı s ında tebessüm ederek: ‘Geliniz...’ dedi. Zâbiti takibe başladık. Şimdi o, bir sihirbaz gibi ağaçlara, dallara temas ettikçe, birdenbire önümüzdeki dallar çekiliyor ve reh-güzârımıza dar bir
bahçe yolu açılıyordu. Böyle birkaç kademe indikten sonra ihtiyar bir çamın gölgeleri altında gizlenen vâsi‘ bir siper üzerinde bulunduk. Köşede bir zakkum, güneşe karşı duruyor ve gül renkli çiçekleriyle havayı ta‘tîr ediyordu. Bu noktada vehleten birkaç bahçe sandalyesi ve üzerinde resimli birkaç gazete ile bir roman bulunan masa nazar-ı dikkate çarpıyordu. Şurada küçük taşlar ile örtülmüş dar bir yol aşağı doğru imtidâd ve bilâhare meyillenerek orman içinde kay-boluyordu. Ötede kurumuş dere üzerine mevzû‘ küçük köprü, çam-lar arasından nîm manzûr oluyor, çam dallarından yapılmış latif bir köşk de insanı hülyadâr gölgesine davet ediyordu. Acaba bu bir rüya mı? Yoksa hakikaten Karargâh-ı Umumî mi?.. Kendimi latif bir sayiyenin câzib tarhlarla müzeyyen bahçesinde zannediyorum. Biraz sonra hepimiz ale’l-acele bir tuva-let ile elbisele-rimizi değiştirerek masan ın et raf ına toplandık.
Yüzleri güneşten yanmış çehreler-inde hûn-ı sebâb dalgalanan gen-çler, şen ve sâtır gülüp söyleşiyor, el-hâsıl her taraftan kahkaha tufanı yükseliyor[du]. Zâbitânın, beyaz ceketleri üzerine mu‘allak bulunan harb madalyaları, demir Alman salîbi, bu gölgeli muhitde donuk bir parıltı ile parlıyor. Latif bir say-iyenin gölgeli kameriyesi altında imiş gibi sükûn ve nese ile ta‘âm ediyorduk. Gelibolu mahsulâtı A lman şövalyezâdelerini pek memnun etmiyordu. Fakat hilâf-ı me’mûl olarak Bochum’dan get-irilen altın sarısı biralar neşelerini tazeliyor, parlatıyordu. Bu tepeler-den bin defa geçseydim, bu ihtiyar çam ağaçlarının altında bin sekiz yüz kişiden ibaret bir karargâh hey’etinin bulunduğunu kâbil değil hissedemezdim. Yavaş yavaş
esen akşam rüzgârının ruh-nevâz teranesini dinliyordum. Ara sıra ordugâhdan yanık ve hazin Türk şarkıları kulağıma geliyor; ara sıra atların kişnemesi işitiliyor.”
SANDERS PAŞA İLE KARŞILAŞMA
Wanda’nın devlet arşivlerinde yer alan dördüncü ve son mektu-bunda, Çanakkale Savunmasının kaderi emir ve komutasına tevdi edilen Beşinci Osmanlı Ordusu Komutanı General Liman Von Sander s Pa ş a’n ın huzur una çıkartılan kadın gazeteci, Sanders Paşa tarafından nazik bir biçimde karşılanır. Mektubunda Komutan Sanders’i övgüyle anlatan Wanda; “Şimdi karşımızda oturan bu 64 yaşındaki ihtiyarın emirleri süb-hesiz ki sevile sevile icrâ ve tatbik olunur. Bu kadar ten-dürüst ve cev-vâl bir adamın 64 yaşında olduğuna hakikaten biraz güçlükle inanılır. Vakur ve pür-azamet nâsıyesindeki mavi gözlerde nümâyân olan
tebessüm eserleri bu vakur simâya aynı zamanda bir de letâfet bahşet- mektedir. Liman Paşa’yı bundan fazla tavsîf ve tarif edemem. İlk ve son defa olmak üzere görüstüğüm Liman Paşa, hâtırımda kaldığına göre orta boydan biraz uzun ve biraz tıknazcadır. Onun çehresin-de, Almanlara has olan tebessüm ve alâim-i sâdîyi her an görürsünüz. Her ne kadar Gelibolu’da bulu-nuyor isek de henüz cephe-i harbde değiliz. Bulunduğumuz mevkiden biraz ötede cereyan eden vekâyi‘ Liman Paşa’nın emrine menûtdur. Vâkı‘a bu hususda nâil-i müsaade olacağıma şüphe etmiyorum. Fakat Paşa’nın otomobili ansızın önüm-den hareket edince biraz müteessir oldum. Bir müddet sonra Liman Paşa’nın yâveri gelerek müsâruni-leyhin bizi şimdi kabul edeceğini
söyledi. Liman Paşa bize tevcîh-i kelâm ile: ‘Karargâh-ı Umumî’ye hoş geldiniz, safa geldiniz.’ dedi. Paşanın, evâmir-i askeriye i‘tâsına alışmış olan bülend ve gür sadâsı şimdi latif ve nermîn idi. Sonra paşa bana hitab ederek: ‘Burada ilk defa olarak kadın görüyorum. Siz de siper ve ta‘biyeleri ziyaret etmek mi istiyorsunuz?’ ‘Evet, Paşam’ ‘Korkmuyor musunuz?’ İşte daima ma‘rûz olduğum sual. Halbuki hâl-i hâzır muharebelerini temâsâ, hiçbir vechile dâ‘î-i tehlike değildir. Bu hususda tehlike ancak siperlerde ateş edenler ve hücum edenler için vardır. Birkaç dakikadan beridir ki aramızda hararetli bir mükâleme cereyân ediyordu. ‘Çanakkale’de vaziyet ne merkezdedir?’ suretinde vârid olan sualimize kısa ve mûcez bir cevab olarak: ‘Mükemmel’ dedi, ‘İngilizler beyhûde yere ilerlemeye çabalıyorlar. Fakat yakında geri dönmeye mecbur olacaklardır. Üç aydan beri vuku bulan gayretlerine rağmen el-ân bulundukları yer-lerden bir karış bile ilerleyemiyorlar. Onları tamamıyla mevzilerinden püskürterek denize atmaklığımız, beyhûde yere kahraman askerle-rimizi telef etmek istemediğimizden nes’et ediyor. Düşman bulunduğu mevkide âciz ve ıztırârî olarak adım atıyor. Efendiler! Bu dedik- lerimi şimdi bizzat göreceksiniz!..”
Alman Mareşalin yaveri Von Perike ile birlikte muharebe sahasına yapacakları ziyaretin planlarını yapan Wanda Zembruska, plana göre de i lk gidecekleri yerin Gelibolu’daki Anafartalar Cephesi olduğunu ve ziyaret edecekleri ilk komutanın da Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal Bey olduğunu belirtir. Wanda Zembruska Bulgaristan’daki Otro Gazetesine gönderdiği mektubunun bundan sonraki bölümünde Liman Paşa’nın emir ve komutasındaki Beşinci Ordu Karargahının idari yapısı ile Balkan Savaşı sonrası Osmanlı Ordusunu modernize etmek için Almanya’dan gelen Alman Askeri Heyeti ve bunların nerede, hangi sıfatlarla hangi görevlerde bulunduklarıyla ilgili bi lgi ler aktar ır. Bulgaristan’a yolladığı mektuplarına Alman ve Türk Subaylar ı arasındaki ikili ilişkilerden bahsederek son veren kadın gazeteci; ”Alman ve Türk zâbitânının münasebât ve revâbıtına dair vârid olacak suale söyle cevap verebilirim: Zâbitân-ı
mezkûre beyninde samimi bir râbıta cây-gîrdir. Von Liebsich’in vefatı hâdisesi etrafında deveran eden sâyi‘ât Türk zâbitânı nezdinde bâdî-i nefret ve tel‘în olmuştur.Almanlık ile Türklük âdât ve tabâyi‘i beynindeki fark ve tezâd nazar-ı dikkate alındığı takdirde Karargâh-ı Umumî’de Almanlar ile Türklerin ayrı birer ordugâh teşkil eylemelerinin sebebi pek kolaylıkla anlaşılır. Onlar müte-ferrik olmakla daha rahat ve daha serbesttirler.” ifadelerini kullanır.
Çanakkale İÇİnDe KADIN6 Salı- Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
WORLD NEWS
Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Kurşunlu Köyü’nde ilk defa bir kadın yerel seçimlerde muhtar adayı oldu. Köydeki feld-spat madeni çalışmaları sırasında gerçekleşen eylemlerde, adını tüm Türkiye’ye duyurmayı başaran Bircan Işık (Özer), 30 Mart yerel seçimlerinde erkek adayların karşısında mücadele edecek.Killitepe Mevkisi’ndeki özel bir maden şirketi tarafından işletilecek feldspat madeni ve köylülerin bu madene karşı verdikleri amansız mücadele ile adından çokça söz ettiren Kurşunlu Köyü, 30 Mart yerel
“KURŞUNLU KÖYÜ’NE SAHİP ÇIKACAĞIM”
Bircan IşıkFotoğraf/ Fırat Tunabay
“Köyün ilk kadın adayı ben oldum. Doğma, büyüme Kurşunlu Köyü’ndenim. Köyümüzdeki feldspat madeni çalışmalarına karşı hukuki yönden mücadelemiz devam
edecek. En az erkek adaylar kadar kendimi güçlü hissediyorum”
seçimler öncesinde farklı bir gelişme daha yaşadı. Köyde yaşayan 58 yaşındaki Bülent Özüren’in, 26 Ekim 2013 tarihinde açlık grevine başladığı günlerde “Bizler de yetkili-ler gibi evimizde rahat uyu-mak istiyoruz. Ben buradan bütün yetkililere sesleniyo-rum. Özellikle Başbakanımıza sesleniyorum. Ben de onun bir kızıyım. Aynı onun Sümeyye’si gibi. Onun kızı nasıl orada rahat uyuyorsa, ben de burada rahat uyumak istiyorum. Bunu duysun benim Başbakanım” çağrısıyla akıllara kazınan Bircan Işık (Özer), yerel seçimler önce-sinde köyde ilk kadın muhtar olabilmek için aday olduğunu
duyurdu. Seçimlerde iki aday ile yarışacak olan Işık, “Köyün ilk kadın adayı ben oldum. Doğma, büyüme Kurşunlu Köyü’ndenim.Kendimi bu görev için hazır his-sediyorum, köyüme faydalı işler yapacağıma inanıyorum. Maden çalışmalarına karşı tavrımızı hiçbir zaman taşkınlık olmadan gerçekleştirdik. Hukuki süreç devam ediyor, yine mücadelemize bu şekilde devam edeceğiz. Köyümüz için savaşacağız. Köyümün, köylümün hizmetçisi olacağım” diye konuştu. Kurşunlu Köyü’nde aday olduktan sonra olumlu tepkiler aldığını belirten kadın muhtar adayı, bazı erkekler tarafından da eleştirildiğini dile getirdi. Kadın muhtarların erkeklerden farklı bir şekilde çalışmayacağını söyleyen 1972 doğumlu Bircan Işık, ”Köyde olumlu tepkiler aldım. Fakat bazı erkekler muhtarlık adaylığıma farklı bakış açısıyla yaklaşıyor. Kadın muhtarların erkeklerden farklı olduğunu düşünmüyorum. Kadınlar da, istedikleri işi yapabilirler. Elimden geleni yapacağım. Kendimi bu görev için hazır his-sediyorum. Benimle birlikte şu an köyde üç muhtar adayı var. Diğer iki aday erkek. Dediğim gibi ben kendime güveniyorum“ dedi.
Fotoğraf/ Aykan Özener
Fotoğraf/ Aykan Özener
KURŞUNLU KÖYÜNE BÜYÜK DESTEK
Öte yandan geçtiğimiz hafta feldspat madeni çalışmalarına engel olduğu gerekçesiyle haklarlarında 10’ar ay hapis cezası kararı alınan ve daha sonra bu cezaları paraya çevrilen köylülere, birçok kesimden vatandaş sahip çıktı. Kurşunlu Köyü’ne destek etkinliğinde, köylülerin ikramı olan yemeklerden yenildi. Etkinliğe giden vatandaşlar, köylülerle kaynaşıp uzun süre sohbet etti. Halayların çekildiği, “Kurşunlu Köyü Yalnız Değildir” sloganlarının atıldığı etkinlikte, Belkin Elvan ‘da unutulmadı.
Fotoğraf/ Aykan Özener
Fotoğraf/ Aykan Özener
Fotoğraf/ Aykan Özener
ÇANAKKALE İÇİNDE KADIN Salı - Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
7
İŞ DÜNYASI
ÇTSO
Girişimcilik Eğitimleri
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası ile KOSGEB Çanakkale Müdürlüğü’nün işbirliği ile gerçekleştirilen ‘Uygulamalı Girişimcilik
Eğitimi’nin onuncu dönemine katılacaklar
Çanakkale 1. Noteri huzu-runda çekilen kurayla
belirlendi. 19 kadın girişimci, burada aldığı eğitimler sonrasında iş
hayatında ki ilk adımlarını atmış olacak.
U y g u l a m a l ı G i r i ş i m c i l i k Eğitimi’ne katılmak üzere 103 kişinin başvurması üzerine, pro-
grama katılacak 30 kişi ÇTSO Kongre Fuar Merkezi İÇDAŞ Salonu’nda Çanakkale 1. Noter Vekili Elif Irmak huzurunda kura ile belirlendi. Çekilişe, ÇTSO Yönetim Kurulu Üyesi Güven Barış Yüksel ve Genel Sekreter Sema Sandal ve Girişimcilik Eğitimi Koordinatörü Engin Erdoğan ve Seçil Gezer katıldı. Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi’nin onuncu dönemi 17-27 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
ÇTSO Yönetim Kurulu Üyesi Güven Bar ı ş Yüksel , kurayı izlemek üzere gelen başvuru
sah ipler ine h it aben yapt ığ ı konuşmada, eğitimlerin son derece başarılı geçtiğini ve daha önceki eğitimleri bitirip kendi işyerlerini açanların sayısının memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Yüksel, girişimcilik eğitim programlarına yoğ un bi r i l g i o lduğ unu , ÇTSO’nun bu eğitimleri düzenle-
meyi sürdüreceğini vurgulayarak, “Kurada seçilemediyseniz muhak-
kak bir sonraki eğitim programı için yeniden başvuru yapsın” dedi.
Çanakkale 1. Noter Vekili Elif Irmak’ın başvuru yapan 103 kişinin tek tek ismini okumasından sonra kuraya geçi ldi. ÇTSO Yönetim Kurulu Üyesi Güven Barış Yüksel’in çektiği kura sonu-
cunda 30 asil ve 5 yedek katılımcı belirlendi. Çanakkale 1. Noteri huzurunda çekilen kura sonucunda eğitime katılacak 30 asil ve 5 yedek kişi şöyle:
Asil Başvuru Sahipleri1. Şef ika Gürkan, 2 . Hanife Küçükefe, 3. Özgül Taşkakan, 4. Sevnur Güneş Işıklı, 5. Leyla Alakoç, 6. Zehra Şahin, 7. Nurcan Dedeoğlu, 8. Seray Erguvan, 9. Burak Zörer, 10. Yakup Çakır, 11. Galip Gün Aydos, 12. Mehmet Saraç, 13. Erdoğan Küçük, 14. Çisem Öztürk, 15. Hande İbolar, 16. Fatma Danış Dündar, 17. Hasan Demirkıran, 18. Yeşim Avşar, 19.
Necmi İldeniz, 20. Öznur Kaya, 21. Kübra Naldöken, 22. Ayla Bakır, 23. Şule Gençer, 24. Yeliz Şip, 25. Selçuk Ardan, 26. Ersan Demircan, 27. Beyhan Elbasan, 28. Hasan Dahan, 29. Doğan Türkoğlu, 30. Serap Kocaman.
Yedek Başvuru Sahipleri1. Saf fet Kocabaş , 2 . Zafer Kağızman, 3. Burak Yazan, 4. Sevgi Gülen, 5. Taner Uyar.
Organize Sanayi Bölgesi’ndeki ÇTSO Kongre ve Fuar Merkezi’nde yapılacak eğitimin süresi 70 ders saatini bulacak. Girişimci l ik kurslarının sonunda katılımcılar uygun bulunurlarsa 30 bin liraya kadar “hibe” alabilecekler. Ayrıca sıfır faizli 70 bin liralık yatırım destek kredisi de alınabilecek. ÇTSO ile KOSGEB Çanakkale Şube Müdürlüğü’nün işbirliği ile düzenlenen eğitimleri konunun uzmanı eğitimci Barış Göker veriyor.
Çanakkale İl Kadın Girişimciler Kurulu
İcra Komitesi Başkanı Bahar Yurt ve İcra Komitesi üyeleri
dönemsel toplantılarını Gelibolu Atatürk
Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi.
İl Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkan Yardımcısı Arzu Tuna’nın ev sahipliğinde yapılan toplantıya, Başkan Yurt ile birlikte kurul üyeleri Deniz Güngör, Deniz Ok Özbaşaran, Fatma Songül Aktoprak, Hatice Bıçakçı, Hatice Korkmaz, Hayat Kılıç, Kadriye Erol, Perihan Duman, Sadife Yüzügüler, Selma Sinör, Şerife Şekeroğlu ve Zihniye İnce katıldı. İl Kadın Girişimciler Kurulu üyeleri toplantı öncesinde Gelibolu’da tarihi ve turistik yerleri gezdi. Gelibolu Mevlevihanesi’ne de giden kurul üyeleri, burada yetkililer-den Mevlevihane’nin tarihçesi ve düzenlenen etkinlikler hakkında bilgi aldı. Daha sonra Gelibolu Atatürk Kültür Merkezi’ndeki toplantıya geçildi. Toplantıya Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi üyelerinin yanı sıra, Gelibolu Ticaret Odası
Girişimcilik Eğitimi’ne Kadınlardan Yoğun İlgi
Başkanı İbrahim Özen, Ekonomist Prof . Dr. Kenan Mortan ve KOSGEB Çanakkale İl Müdürü Erdoğan Yüksel de katıldı.
Toplantının açılışında Başkan Bahar Yurt’un kurul üyelerini çalışmalar hakkında bilgilendirme-sinden sonra Başkan Yardımcısı Arzu Tuna, Gelibolu’da yapılan çalışmalar ile ilgili olarak bilgi verdi ve Çanakkale 2015 çalışmaları hakkında da görüş alışverişinde bulunuldu.Daha sonra ekonomist Prof. Dr. Kenan Mortan kurul üyelerine ekonomide kadının yeri hakkında sunum yaptı. Prof. Dr. Mortan, kadın işgücünün toplam istih-
damdaki payının daha yüksek olması gerektiğini belirterek, daha çok kadın girişimcinin de ekono-
mik hayatta yer almasının gerekli olduğunu ifade etti.KOSGEB Çanakkale İl Müdürü Erdoğan Yüksel de kurul üyele-rine, “KOSGEB Girişimci l ik Eğitimleri” hakkında bilgi verdi. Yüksel, Çanakkale’de her ay eğitim düzenlendiğini belirterek, eğitim sonunda sertiika alan girişimcilerin açtığı işyerlerinin başarılı olduğunu ifade etti.
Girişimci Kadınlar Gelibolu’daydı
Çanakkale İÇİnDe KADIN8 Salı- Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
LOCAL NEWS
Listede birinci sırada Wal-Mart’ın sahiplerinden Christy Walton 36,7 milyar dolarlık varlığıyla, ikinci sırada 34,5 milyar dolarla L’Oreal’in sahiplerinden Liliane Bettencour ve üçüncü sır ada ise Wal-Mart’ın kurucusunun kızı Elice Walton 34,3 milyar dolarlık zenginliğiyle yer alıyorlar.
Christy Walton, Forbes Dergisi sıralamasında 36,7 milyar dolarlık varlığıyla dördüncü kez dünyanın en zengin kadını seçildi. Walton’un yatırımlarının önemli bir kısmı Wal-Mart’ta yer alıyor.
Forbes listesinde 20 milyar dolarlık zenginliğiyle Jacqueline Mars da bulunuyor. Listedeki tek Rusyalı kadın ise eski Moskova Belediye Başkanı Yuriy Lujkov’un eşi Yelena Baturina. Baturina’nın ismi bir milyar dolardan fazla geliri olan onlarca diğer kadın arasında bulu-nuyor. Forbes’e göre 2014 yılında kadın milyarderler zenginler lis-tesinde rekor kırdılar. Buna göre 2013 yılında 138 kadın milyarder bulunuyorken bu sayı 2014 yılında 172 kişiye yükseldi. Ancak kadınlar Forbes zenginler listesinde ancak %10’luk bir yere sahipler. 1645 zengin arasında yalnızca 172 kadın bulunuyor. En zengin kadınların ilk onunun toplam varlığı 220 mil-yar dolar seviyesinde tespit edildi. #
Haklı Kadın Platformu, “Kadınlar İçin Projeni Açıkla Oyumu Yakala” başlıklı kampanya ile 30 Mart yerel seçimlerine katılacak adayların toplumsal cinsiyet eşitliğine bakışını sorguluyor, seçmenlere de kadın projesi olmayan adayları boykot
etme çağrısında bulunuyor.
Toplumun her alanında kadınların eşit temsili için yola çıkan Haklı Kadın Platformu,
dikkatleri 2014 yerel seçimlerine katılan adayların üzerine çeke-cek bir kampanya başlattı. 30
Mart yerel seçimlerine katılacak adayların toplumsal cinsiyet
eşitliğine bakışını sorgulayan “Kadınlar için Projeni Açıkla
Oyumu Yakala” başlıklı kampanya,
seçmenlere de konuya duyarlı
olmayan adayları boykot etme çağrısında bulunuyor.Kampanya
kapsamında adaylardan
toplumsal cin-siyet eşitliğini
sağlayacak çalışmalarını
tüm plan, program ve bütçelerine
dahil etmeleri
“Change.org adresi üzerinden yürütülen kam-
panyada bugüne kadar250 imza toplanabildi.
Kampanyada230 imzaya daha ihtiyaç
var“
talep ediliyor ve seçimlerden önce bu projelerini kamuoyu ile
paylaşmaları isteniyor. Haklı Kadın, yerel yönetimlerin çalışmalarını tüm alanlarda kadın
erkek eşitsizliğini kaldıracak biçimde planlamadıkları ve buna
bütçe ayırmadıkları takdirde kadına yönelik ayrımcılığın
önlenemeyeceğine dikkat çekiyor.
İş HAYAtındA ArtıK KAdının dA Adı vAr
İştE dÜnYAnın En ZEnGİn KAdınLArı
Mavi yaka ve ara kademede lider insan kaynakları si-
tesi Elemanonline.net, kadın istihdam verilerini paylaştı.
Elemanonline.net’in verilerine göre kadın istihdamı artarken,
eğitim seviyesi ve kariyer beklentileri yükseliyor.
Elemanonline.net’in verilerine göre bu yıl iş arayışında olan
kadın adayların sayısı bir önceki yıla göre yüzde 60 oranında
arttı. Bugün veritabanında 690 bin kadın üyenin bulunduğu
Elemanonline.net’in üyelerinin yüzde 45’i kadınlardan oluşuyor. Anadolu’da kadın istihdam
teşvik edilmeli Kadın adayların yüzde
33,2’sini üniversite mezunları oluşturuyor. Bunu yüzde 31,5 ile lise, yüzde 25,2 ile yüksekokul
mezunları izliyor. Elemanonline.net Genel Müdürü Özlem
Demirci Duyarlar, son yıllarda kadın istihdamında eğitim
oranının arttığını söylerken,
bunun da adaylar nezdinde beklentileri artırdığını ekliyor.
Kadın adayların yüzde 36’sı İstanbul’da yer alıyor. İstanbul’u İzmir, Ankara, Bursa gibi diğer büyük iller izliyor. Bu durumun aday proili genelinde benzerlik gösterdiğini belirten Duyarlar,
ancak Anadolu şehirlerinde kadın istihdam oranlarının
genele oranla çok daha düşük olduğunun altını çiziyor:
“Anadolu’da kadının işgücüne katılım oranları maalesef ol-
dukça düşük. Bu açıdan mesleki eğitimler, kadın adaylar için oldukça önemli. Bu konuda
gerekirse bir pozitif ayrımcılık yapılarak, kadın istihdamın
artırılmasının teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
2013’te 58 bin 500 kadın Elemanonline.net ile işini
buldu Veritabanında yer alan
kadınların yüzde 71’i herhangi bir işte çalışmazken, yüzde
15,2’si iş hayatında aktif olarak yer alıyor. Kadın adayların
yüzde 11’i öğrenci, yüzde 1,5’i dönemsel, yüzde 0,7’si proje bazlı çalışan, yüzde 0,6’sı ise emekli.
Elemanonline.net sisteminde yer alan kadınların yüzde 34,1’i 25-29
yaş aralığında yer alıyor. Yüzde 32,7’si 20-24 yaş aralığında,
yüzde 15’i ise 30-34 yaş aralığında. Genç yaş ortalaması,
uzmanlık seviyesinin de nispeten düşük olmasına sebep oluyor. Adayların
yüzde 54,6’sı deneyim-siz ya da deneyim süresi 1-2
yıllık. Yüzde 17,5’i ise 5-10 yıl arasında değişen deneyim sürelerine sahip. Genç yaş ortalamasına dikkat çeken
Özlem Demirci Duyarlar, kadınlar için kariyerlerinin en hareketli döneminin 25-35 yaş arasında olduğunu belirtiyor.
Kadınların en çok tercih ettiği sektör, eğitim
Elemanonline.net’in verilerine göre, adayların çalıştıkları sektörlerin başında yüzde 11,5 ile eğitim sektörü
geliyor. Başvurular da en çok bu sektöre yapılıyor. Adayların yüzde
12’si muhasebe departmanında çalışırken, başvurularda yüzde 5 ile muhasebe departmanı başı çekiyor.
#kadınlariçinprojeniaçıklaoyumuyakala
KAdınLAr İÇİn PrOJEnİ AÇıKLA OYUMU YAKALA !
Christy Walton (Wal-Mart)
Liliane Bettencourt (L’Oreal)
Alice Walton (Wal-Mart)
ÇANAKKALE İÇİNDE KADIN Salı - Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
9
Çanakkale Kadınlar Birliği Başkanı
Reyhan Erdem
KAZDAĞLARI YÖRESİNDE KADININ BEYANI ESASTIR
Kadına yönelik şiddet, tecavüz, kadın katliamlarının daha da görünür olduğu günümüzde
özellikle dava aşamasında kadının beyanı, anlattığı öykü yönünde soruşturmanın derinleştirilmesi demek olan “Kadının Beyanı
Esastır” ilkesi yaşamın her alanında yaşanan sorunlara çözüm aranırken
uygulanmalı.Kadınlar evde işyerinde iki
işverenli çalıştırılırken, çocuğunu büyütürken, yaşlısına hastasına
bakarken, ekonomik kriz dönem-
lerinde önce işten atılırken, düşük ücretli işlerde uzun çalışma saatleri
boyunca sendikasız, sigortasız çalışırken bir çok sorunla karşı
karşıya kalıyor. Tek başlarına sorunun üstesinden gelmek
zorunda bırakılıyorlar. Yerel yönetimler kadının taleplerini
dikkate almalı, sesi-ni duymalı, yaşamını kolaylaştırıcı politikalar geliştirmeli, en önemlisi kadının
yerel yönetim kararlarına katılımının önü açılmalıdır.
2004 yılındaki maden yasasında yapılan madenci lehine düzenle-
melerden sonra Kazdağlarında, yöremizde madencilik faaliyetleri ile toprağımız, suyumuz ve doğamızın
kirletilmesi hız kazandı. Bugün su kaynakları ve halk sağlığı risk
altında. 2007 Temmuzunda, altın sondajları ince-leme gezisi için
gittiğimizde Ağı Dağı eteğindeki Çan Söğütalan Köyünden kadınlar;
“Hepimiz Hastayız” diyordu, köyün içme suyuna ait içilemez raporlarını gösterirken. Sorunu
Çevre Platformu çalışmaları sırasında zaman zaman gündeme getirdiğimizde; “Dikkat çekmek
için öyle konuşmuştur, aslında öyle değil şöyle demek istemiştir” biçi-mindeki karşı görüşlerle sorunun gündemden düşürüldüğüne tanık
olmuştuk. Kadının beyanı yönünde konunun araştırılması, sağlık taraması yapılması yönündeki
önerilerimiz kabul görmemişti.
Geçtiğimiz Aralık ayında özel-likle altın madenciliği olmak üzere
yoğun madencilik faaliyetlerinin sürdüğü Kazdağları ve yöresinde
kullanılan su kaynaklarının insan sağlığına etkilerinin incelendiği
bir çalışma yayınlandı. “Su Kaynaklarında Bulunan Ağır
Metallerin İnsan Sağlığına Etkisi: Örnek Biga Yarımadası” başlıklı
çalışmada Kazdağları ve yöres-inde su kaynaklarında ve kanda
arsenik ve diğer ağır metal oranları üzerine bir çalışma yapılmış.
Alper BABA, Coşkun BAKAR, Orhan GÜNDÜZ, Dilşad SAVE,
Handan Işın ÖZIŞIN KARAMAN tarafından gerçekleştirilen, Tıbbi-
Jeoloji olarak bölgeye özgün yapılan ilk çalışmada elde edilen
verilerle Biga Yarımadasındaki yer altı sularında bulunan yüksek arsenik ve alüminyum değerlerin
insan sağlığını etkilediği ortaya konulmuştur. Bu çalışmada su kaynaklarında sınır değer olan
10 mikrogramın çok üzerinde 50 mikrogramdan yüksek arsenik değerleri tespit edilirken, kanda
ise 20.0 mg/l‘den yüksek arsenik değerleri tespit edilmiştir. Metalik
maden bölgesi Kazdağları ve yöresinde özellikle yer altı
sularında yüksek arsenik ve ağır metal değerleri varken ayrıca açık ocak altın işletmeciliğiyle yüksek
siyanür ve ağır metal kirliliğine yol açılacak olması yöre halkını
kaygılandırıyor. Arsenikli su kullanımının çeşitli hastalıklara
yol açtığı, kansere neden olduğu bugün artık biliniyor. Başta kanda
en yüksek arsenik değerlerin saptandığı Çan Söğütalan ve
Bayramiç Doğancı köyleri halkı olmak üzere risk altında bulu-
nan halkın sağlık durumu yerel yönetimler, bilim insanları/üni-versite ile Tabip Odası ve diğer
kitle örgütleri işbirliğiyle gerekli çalışmalar yapılmalı, her türlü
önlemin alınması sağlanmalıdır. Periyodik tahlil ve kontrollerle halk
sağlığı izlenmeli, gerekli ücret-siz sağlık hizmetleri sunulmalı,
halka temiz içme kullanma suyu sağlanmalıdır.
Çanakkale’ ye içme suyu sağlayan Atikhisar barajı yakın ve uzak
koruma alanlarında yer alan çok sayıdaki altın işletmesi ve diğer
madencilik faaliyetleri nedeniyle risk altında. Ayrıca kirletici etkisi yüksek
demir çelik, çimento işletmeleriyle çok sayıdaki termik santraller
de halk sağlığını tehdit ediyor. Atikhisar barajına 3 km, barajı
besleyen Sarıçay’ a 2 km uzakta Terziler ve Serçiler köyündeki Koza
altın işletmesi için ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) İDK toplantısı 26 Mart günü yapılacak. Çanakkale
sağlıklı, temiz, içilebilir içme ve kullanma suyu istiyor. O toplantıda
Çanakkale halkının iradesi, kararı dikkate alınarak ÇED süreci
tamamlanmalı ve ÇED Olumsuz kararı verilmelidir. Koza işletmesi, altın cevherini Bergama Ovacık’ta
bulunan zenginleştirme tesisine Çanakkale Çan karayolu üzerinden
günde 23 kamyonla taşıyacağını, ekonomik olmayan pasa yığınlarını
ise maden alanında stoklayacağını söylüyor. Bilim insanlarına göre,
sülfür açısından zengin pasa yığınları içindeki sülfür sülirik
aside dönüşerek ağır metalleri harekete geçirecek ve ağır met-
aller Atikhisar barajını ve Sarıçay’ı zehirleyecektir, seksen yıl önce
kapatılan Balya kurşun madeninde bugün gözlemlediğimiz gibi. Balya
kurşun ma-deni bugün hala her yağışta sızan ağır metaller nedeni-yle deredeki balıkları öldürüyor, su
kaynaklarına sızmayı sürdürüyor. Kadınlar çocuklarıyla birlikte
sağlıklı çevrede yaşamak istiyor. Kadınıyla erkeğiyle yöre halkı
meralarında, tarım topraklarında, su kaynakları koruma alanlarında
yapılmakta olan madenciliğe, altın işletmeciliğine karşı çıkmayı
sürdürüyor. Suyunu, toprağını, merasını, “iş ve çalışma hürriyetini,
yaşama hürriyetini” korumakta olan Karaköy ve Kurşunlu halkından gençler, kadınlar madencinin “iş
ve çalışma hürriyeti” beyanını esas alan yargı tarafından mah-
kum edildi, para ve hapis cezaları ve-rildi. Biz kadınlar yöre halkının
beyanı, hakları dikkate alınarak adli soruşturmanın derinleştirilmesini
genişletilmesini, yöre halkının haklılığının tescilini istiyoruz.
Madenci, gençlerin işsizlik sorununu kullanarak yöre halkının
altın işletmeciliğine karşı diren-
cini kırmaya çalışıyor. Her şeyden önce her gence iş isti-
yoruz. Gençlere yönelik politi-kalar üretilmesini, bu amaçla yerel
yönetimlerce bütçe ayrılmasını, her köyde her mahallede spor
salonları, sportif tesisler, sportif faaliyetlere katılabilecekleri spor
alanları, kültürel sanatsal faali-yetlere katılabilecekleri, internet
erişiminin de olduğu gençlik merkezleri, kütüphaneler, dinlenme hakkını kullanırken ekonomik tatil olanakları ve herkes için sekiz saat-
lik işgünü, sendika, sigorta hakkı, yeterli ücret istiyoruz.
Öğrenci olarak bakıldığında Çanakkale’nin bi rçok konud a ye t er s i z k a ld ı ğ ı n ı düşünüyorum. Yapılan aktiviteler bize yönelik değil. Daha fazla sosyal tesis ihtiyacı olduğu için özellikle bu konuda gelişim sağlanması gerekmektedir. Ayrıca tarihi alanlara daha sık geziler düzenlenmelidir.Öğrencilere yol ücretlerinde daha fazla destek olunmalıdır.
Belediye’nin şehrin şanına yakışacak çevre düzenlemeleri yapması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca yemek yediğimiz yer-lerin daha hijyenik olmasını istiyoruz. Bu sebeple gerekli kontrollerin yapılmasını umut ediyorum. Otobüslerin özellikle okul saatler-inde sıklaştırılmasını ve ücretinin daha uygun olmasını belediyemizden bekliyorum. Çünkü her mesafeye yapılan aynı ücret uygulaması bir çoğumuzu zorlamaktadır.
Şehrimizde alt yapının eksikliğini çok yaşıyoruz. Belediye bu alanda birçok çalışma yapmalı. Ayrıca son aylarda su kesintileri artmaya başladı. Bu durumun da düzeltilme- sini umut ediyoruz. Turizmin canlandırılması için daha fazla özen gösterilmesi gerektiğni düşünüyorum. Sosyal etkinliklerimiz için yeterli alan olmadığından bu sayının da artırılmasını bekliyoruz.
Arkadaşlarımızla vakit geçirebileceğimiz eğlence merkezleri yapılmasını istiyorum.Çünkü yaz mevsiminde aktiviteler yapa-
bilirken kışın bu pek mümkün olmuyor.Diğer problem ise kaldığımız yurt ve evlerin ücretlerinin fazla olması. Belediyenin bu duruma çözüm üretmesini bekliyoruz. Ayrıca kültür ve spor alanlarında daha fazla gelişim gösterilmesi gerektiğini de düşünüyorum.
Merve Göksel (Öğrenci) Gizem Avcı (Öğrenci) Esma Gündüz (Öğrenci) Melike İlgün (Öğrenci)
SİZE SORDUK? BELEDİYE BAşKAN ADAYLARINDAN BİR ÖĞRENCİ OLARAK NELER TALEP EDİYORSUNUZ?
Çanakkale İÇİnDe KADIN10 Salı- Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
Güçlü Bir Anne, Başarılı Bir İş Kadını “Kadınların haksız rekabeti lehlerine çevireceklerini düşünüyorum”
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Sema SANDAL
Sema Sandal. Bir kız bir erkek çocuk sahibi bir anne, başarılı bir iş kadını… Kendi mücadelesi ile hayat-taki rollerinin hepsinin hakkından başarıyla geliyor. Kendisiyle Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’ndaki oisinde buluştuk; anneliği, iş hayatı arasındaki dengeyi nasıl sağladığını ve daha pek çok şeyi konuştuk. İşte Sema Sandal ile gerçekleştirdiğimiz o çok özel röportaj:
Öncelikle başarılı bir iş kadını olarak bize biraz kendinizi tanıtabilir misiniz?
Çanakkaleliyim. İlk, orta ve lise eğitimimi Çanakkale’de, üniversite eğitimimi İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümünde tamamladım. İki çocuk annesiyim.
İş hayatına ilk ne zaman atıldınız?
Üniversiteyi bitirdikten sonra 1987 yılı Mayıs ayında Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nda işe başladım. 1992 yılında ayrıldım ve İstanbul’da da iki yıl özel sektörde çalıştım. 1999 yılında tekrar
Çanakkale’ye döndüm ve yine ÇTSO’da işe başladım. O ta-rihten beri de buradayım.
Genellikle erkek çalışanların fazla olduğu Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nda Genel Sekreterliğe yükselmek sizin için nasıl bir deneyim oldu? Bu süreci anlatabilir misiniz?
Yönetim ve Meclis olarak söylüyorsanız doğru, Meclis ve Yönetim Kurulu üyele-rimizin tamamı erkek. Ama çalışanlar olarak yarı yarıya gibiyiz. Yönetimimizin de Çanakkale’nin de bu anlamda bakış açısı Türk toplumu-nun genelinin aksine erkek egemen değil. Daha açık
ikirli ve demokrat insan-larla birlikte çalışıyoruz. O bakımdan iş yaşamında, kariyer basamaklarında iyi eğitimli, çalışkan kadınların erkekler kadar şansı var… Böyle bir ayrım yok.
ÇTSO çalışmalarından bize biraz bahsedebilir misiniz?
Biliyorsunuz, Odamız Çanakkale için birçok kalıcı proje üretiyor. Bu projeler Çanakkale’nin bir marka şehir olabilmesi için atılmış çok önemli adımlardır ve Çanakkale’nin projeleridir. ÇTSO olarak hiçbir kar amacı güdülmemiştir, tamamı kamu yararı içindir. Örnek verecek olursak; ÇTSO’nun Çanakkale
Savaşları’nın 100. Yılı olan 2015 için geliştirdiği Games of Troy ve Çanakkale Su Perdesi pro-jeleri. Bunlar çok özel, her kente önemli değerler katacak, kentin ismini duyuracak projeler. Çünkü, Çanakkale’nin dünyaca ünlü tarihini, doğal yapısını
kullanarak turizm alanında öne çıkaran çalışmalar… Sadece bunlar değil… Bakın son olarak tamamladığımız bir proje ile Çanakkale için bir logo hazırladık. Kentimizin termal turizm, gastronomi, inanç turizmi, kültür ve tarih
SEMA SANDAL İLE ÇOK ÖZEL RÖPORTAJ
KARİYER
Çanakkale Evi
taçlanmaktadır...
ÇANAKKALE İÇİNDE KADIN Salı - Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
11
Güçlü Bir Anne, Başarılı Bir İş Kadını
KARİYER
turizmi alanında ön plana çıkamamış değerlerini bir kez daha gündeme getirdik, dikkat çektik. Hemen söyleyeyim, bir başka projemiz ile Çanakkale’de çok dinamik ve bilgi dolu bir kent portalı ile kente gelen yerli ve yabancı turistlerin tüm değerlerimize ulaşmasında yol gösterici 4 adet kiosk yerleştirdik.ÇTSO olarak Çanakkale’nin markalaşmasına, turizm değerlerinin tanıtılmasına katkılarımız neredeyse bir yıldır hizmette olan Çanakkale Evi ile taçlanmaktadır. ÇTSO Çanakkale Evi bahçesinde yöresel yemeklerin tanıtımı, unutulan lezzetlerin gün yüzüne çıkarılması, öğretilmesini hedeleniyor.Sadece bunlar değil, Çanakkale’nin sahip çıktığı, her gün bir hatta birden fazla etkinlik düzenlenen ÇTSO Kongre Fuar Merkezimiz, Çanakkale Yat Limanı projemiz, Lapseki Yat Limanı ve Balıkçı Barınağı projemiz, sonsuz destek verdiğimiz Kruvaziyer Limanı projesi hep Çanakkale’de turizmin hak ettiği noktaya ulaşması için düşünülmüş, marka kent yolunda önemli adımlardır. ÇTSO ARGE Merkezimiz de bu kentte üniversite sanayi işbirliğinin en somut örneğidir ve tüm oisler kiralanmıştır.
ÇTSO’nun kadınlara yönelik ileriye dönük hedeleri var mı? (2015 yılında) Varsa bunları
anlatabilir misiniz?
Tüm projelerimiz, çalışmalarımız hep üyeleri-mize hizmet, onların ekonomik hayatlarına katkı sağlamak için planlanmıştır, insan odaklıdır, kadın-erkek ayrımı yoktur.Çanakkale kazanacaksa, marka kent olacaksa, bundan herkes faydalanacak. İşleri düzelecek, artacak. Refah artışına hep bir-likte uzanacağız. İlimizdeki girişimcilerin artmasını istiyor ve destekli-yoruz. Yılda 6 defa girişimcilik eğitimi düzenleyen başka bir oda yok. Bu eğitimlere katılanların çoğunluğunu kadın girişimci adayların oluşturması bizleri sevindiriyor. Amacımız hepsinin kendi işyerlerini açmaları. Ayrıca İl Kadın Girişimciler Kurulu, Odamız bünye-sinde faaliyet gösteriyor ve gayet başarılı çalışmalar yapıyor. ÇTSO Çanakkale Evi Bahçesi’nde kadınlarımız Çanakkale lezzetlerini sunuyor.
Hem başarılı bir iş kadını hem de sorumlu bir anne-
siniz? Sizin için zor oluyor mu? Kadınlara bu yönde tavsiyeleriniz nelerdir?
Çalışan kadınların ev işi, anne-lik, çocukların bakımı gibi daha fazla yükü var, bu bir gerçek... Bu da çalışma yaşamında haksız rekabet yaratıyor diyelim…Ama planlandığında hayat biçiminiz ona göre şekilleniyor ve düzene giriyor. Kadınlar
Allah vergisi üstünlükleri ile üstünden geliyor, erkeklere göre daha çalışkan olduklarına inanıyorum, bu nedenle aradaki farkı kapatacaklarını, haksız rekabeti lehlerine çevirecekle-rini düşünüyorum. Ayrıca, işyerlerinde de annelere pozitif ayrımcılık uygulanmalı, zaten çoğu yerde de uygulanıyor.
İş hayatı ile ilgili hedef- leriniz neler? Kendinizi nerede görmek isterdiniz? Kendinize örnek aldığınız biri var mı?
Her zaman yaptığım işin en iyisini yapmaya sürekli kendimi geliştirmeye çalışırım. Şu anda ÇTSO’da olabileceğim en iyi yerdeyim ama hedefe ulaştığımı hiç düşünmedim. Odamızın gelişiminde, yöneticilerimizin çalışmalarında payıma düşenin en iyisini en fazlasını yapmak, proje ve çalışmalarımızdan beklenen faydaya ulaşmak için azami katkı vermeye çalışıyorum.
Başarılı bir iş kadını sizce nasıl olmalı? Sosyal sorum-
luluk projelerinde yer alıyor musunuz?
Başarılı bir iş kadını çalışkan olmalı, sürekli kendini geliştirmeli ve kendini aşmalı, planlı olmalı, karşısına çıkacak olan zorluklarla pes etmeden savaşmalı, sabırlı, sorumluluk sahibi, kendini ve etrafındakileri afetmeyi bilen ve zamanı doğru kullanan olmalı.
Oda olarak düzenlediğimiz eğitimler, Kongre ve Fuar Merkezi’nin salonlarında yapılan eğitimlerin, gösterilerin düzen-lenmesi, yaptığımız çalışmalar, kurumlara yardımcı olmamız da bana göre bir tür sosyal sorumluluk.
Çanakkale’de çalışan kadın potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? İşverenlere kadın çalışanlar yönünde ne takım önerilerde bulunursunuz?
Biliyoruz ki Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı çok düşük. Hatırladığım kadarıyla yüzde 26 seviyesinde ki yüzde 60-70’lerde olmalı bu rakam. Ancak Çanakkale’de bu oranın çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, kadınların en önemli sorunu olan şiddet görme konu-sunda da Çanakkale Türkiye genelinden daha iyi durumdadır. Kadınlara önerim,
mümkünse iyi bir eğitim görmeleri, kendileri çeşitli nedenlerden dolayı eğitim göremediyse kız çocuklarının eğitimi konusunda hassasiyet göstermeleri. Bir diğer önerim de, çalışmaları konusunda olacak. Ne iş olursa olsun, kadınlarımız çalışmalı, iş gücüne katılmalı… Bir kadın olarak Çanakkale’deki kadınlara ne gibi tavsiyelerde bulun-
mak isterseniz?
Kadınlara tavsiyem, dediğim gibi çalışmaları… Bakın, biz ÇTSO olarak Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri veri-yoruz. Ayrıca, 30 bin lira kadar hibe de veriliyor. İstatistikler kadınların erkeklere göre daha başarılı bir girişimci olduğunu söylüyor. Kadınların bazı özel-liklerini düşündüğümüzde bu doğru bir saptama... Eğitimlerimize katılsınlar ve girişimcilik için, yeni neler yapabilirim diye kafalarını, yaratıcılıklarını çalıştırsınlar bence…
“Kadınlar Eğitimlerimize
Katılsın..”
Çanakkale İÇİnDe KADIN12 Salı- Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
MEKAN REHBERİ
Her gün değişen menülerde, en taze yiyecekleri aiyetle tüketebiliyorsunuz...
Arkadaşlarlarınızla sohbet edebilir, ya da tabu oynayarak zaman geçirebilirsiniz..
SUSAM CAFE
Şair Orhan Talat Şalcıoğlu Sokak
En sevdiğiniz arkadaş grubunuz, birbirin-
den güzel ev yemekleri, hamarat ellerde yapılmış
kahvaltılık salçalar, reçeller, tereyağ ve neis bir mantı... İşte tam da
sıcak ve samimi bir ortam aradım diyenlerin adresi
Susam Cafe.
16 Eylül 2013‘te Şair Orhan Talat Şalcıoğlu Sokak’ta açılan mekan, genç bir tiyatrocu olan Canan Ar tarafından işletiliyor. Birçok kişinin uğrak adresi olan Susam Cafe’nin en çok dikkat ettiği şey müşterilerinin, huzurlu, sıcak, samimi bir ortamda sağlıklı ve lezzetli yiyecekleri tadabilm-
esi. Bu yüzden günlük olarak değişen menülerde, her zaman taze ürünlerin kullanımına özen gösteriliyor. Hafta içi ve hafta sonları müşterilerine köy kahvaltısı seçeneği sunan kafe, kahvaltı menüsünde kendi elleri-yle yaptıkları kahvaltılık reçel-ler, salçalar, tereyağı ve sosları bulunduruyor.
Susam Cafe’nin Hikayesi..
29 yaşındaki Canan Ar, ev sıcaklığında rahat bir atmos-fer yatan Susam Cafe’yi şöyle tanımlıyor; ”Bu mekanın ikri
bende bir anda oluştu. Kafenin bulunduğu sokağı çocukluğumda izlediğim, Susam Sokağı’na benzettim, bu yüzden adını Susam Cafe koydum. Müşterilerin olumlu geri dönüşleri sonrasında, kafe giderek gelişti. Her şeyin doğal ve lezzetli olmasına özen gösteriyoruz”
Peki bu kafeye yolunuz düşerse ne yapmalısınız? Ev mantısını maharetli ellerden
bir deneyin. Kafede özel günler için sipariş üzerine hamur işleri, zeytinyağlı yemekler, tatlılar ve ev mantısı yapılıyor. Mantının iyatı sadece 7 TL. Tiramisu ve kahve tadını bir arada yaşamak
isteyenler ise sadece 5 TL ödüyor. Susam Cafe’nin her
gün yemek menüsü değişiyor. Bir dolu menü tabağında, ev ye-meklerini, zeytinyağlıları,
hamur işlerini, salatalar ve tatlıları aiyetle yiyebilirsiniz. Hafta içi saat 09.00 ile akşam
22.00’da açık olan kafe, hafta sonu Cumartesi günü de hizmet vermekte. Siz de Şair Orhan Talat Şalcıoğlu
Sokak’taki bu şirin kafede sıcak bir mola vermeyi deneyin, pişman olmayacaksınız...
Menüde Neler Var!
‘de Sıcak Bir Mola...
ÇANAKKALE İÇİNDE KADIN Salı - Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
15
18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi
Türk tarihinde askeri bir başarı olduğu kadar iman, azim ve yiğitlikle
bezenmiş bir destanın yaradılış tarihidir. Bu zafer kahramanlıklarla
dolu Türk tarihinin, en onur verici sayfalarından biridir. Türk Milletinin
vatanın bütünlüğü söz konusu olduğunda neleri başarabileceğinin
en açık kanıtıdır. Bu duygularla zaferimizin 99. yıl dönümünde
başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak
üzere, bu mücadeleye canıyla kanıyla ve duasıyla katkı sunan tüm
kahramanlarımızı rahmet, şükran ve özlemle anıyor, Yüce Türk mil-
letinin ve kahraman Türk silahlı kuvvetlerinin bu anlamlı gününü kutluyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi Belediye Başkan Adayı
Halil Rüştü Akgün
Çanakkale İÇİnDe KADIN16 Salı- Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
18 MART SANAT GÜNLERİ
ETKİNLİK TAKVİMİ KİTAP BEKLENEN FİLMLER
18 MART17.00-Sergi- 18 Mart
Çalıştaylar Sergisi-Açılış: 18 Mart 2014, Saat: 14.00- ÇOMÜ, GSF Binası, Sergi
Salonu #
ÇELENK SUNMA TÖRENİ CUMHURİYET MEYDANI 08.30 18 MART DENIz zAfERI vE ŞEHITLERI ANMA TÖREN PROGRAMI İSKELE ME-YDANI 08.50 MEHTERAN BÖLÜĞÜ GÖSTERİSİ, HALK OYUNLARI GÖSTERİSİ, RESMİ GEÇİT TÖRENİ,DENİzDE GERÇEKLEŞTİRİLECEK GÖSTERİLER
ŞEHİTLER ABİDESİ TÖREN PROGRAMI 12.00-13.00-13.00-13.30 ŞEHİTLERİMİz İÇİN DUA OKUNMASI, ŞEHİTLİK zİYARETİ vE TÖRENİN SONA ERMESİ 14.55-15.05 DENİz KUvvETLERİ KOM.BOĞAz’DA RESMİ GEÇİT ŞEHİTLER ABİDESİ 14.20-14.40
GENELKURMAY BŞK. SOLO TÜRK GÖSTERİSİ ŞEHİTLER ABİDESİ 14.40-14.55
2.KOLORDU KOM. ŞEHİTLERİMİz İÇİN DUA OKUNMASI, ŞEHİTLİK zİYARETİ vE TÖRENİN SONA ERMESİ ŞEHİTLER ABİDESİ 14.55-15.05 BOĞAz KOMUTANLIĞI DENİz KUvvETLERİ KOMUTAN-LIĞI’NA AİT GEMİLERİN HALKIN zİYARETİNE AÇILMASI ÇANAKKALE BOĞAzI-ALARGA GÜN BOYU
GENÇLİK HİzMETLERİ vE SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜ 18MART DENIz zAfERI OPTIMIST LAzER YELKEN GÖSTERISI KORDON BOYU 11.00
ÇOMÜ EzİNE MYO 18 MART ŞEHİTLERİ ANMA vE DENİz zAfE-Rİ’NİN 99. YILI KAPSAMINDA DÜzENLENECEK ANMA PROGRAMI EzİNE- MYO KONfERANS SALONU 14.00
ÇANAKKALE vALİLİĞİ İSTANBUL MÜzİK ÇANAKKALE TÜRKÜLE-Rİ KONSERİ - MORABBİN PARKI 14.00 - ÇANAKKALE vALİLİĞİ ÇAfAD HALK OYUNLARI GÖSTERİSİ-MORABBİN PARKI 15.00- GENELKURMAY BAŞKANLIĞI MEHTERAN BÖLÜĞÜ GÖSTERİ-Sİ MORABBİN PARKI 16.00 DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİN ANMA MEvLİD-İ ŞERİf PROGRAMI MERKEz ŞEHİTLER CAMİİ 18.30
BELEDİYE BŞK-ÇOMÜ fENER ALAYI CUMHURİYET MEYDANI-KOR-DON 20.00 BELEDİYE BAŞKANLIĞI HAvAİ fİŞEK GÖSTERİSİ KORDON BOYU 20.45 BELEDİYE BAŞKANLIĞI KIRAÇ KONSERİ 21.15 İSKELE MEYDANI
19 MART
ÇANAKKALE vALİLİĞİ ”fOTOĞRAfLARLA ÇANAKKALE SAvAŞI” fOTOĞRAf SERGİSİ ÇTSO ÇANAKKALE EvI 17.00
20 MART BURSA BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI ”BIR DESTANDIR ÇANAKKALE” MÜzIKAL TEATRAL ANLATI S.DEMİREL KONfERANS SALONU 20.00 / İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ MEHMET AKİf ERSOY vE SAfAHAT HAKKINDA KONfERANS vE AHMET YENİLMEz’İN MEHMET AKİf ERSOY KONULU TİYATRO OYUNU ÇTSO fUAR vE KONGRE MERKEzİ 11.00
21 MART21 MART ÇOMÜ ŞEHITLERIMIz ANISINA GÜL BAHÇESI OLUŞTU-RULMASI vE İLK fIDAN DIKIMI ÇOMÜ TERzİOĞLU YERLEŞKESİ 14.00
ÇOMÜ ”ÇANAKKALE SAvAŞLARI’NIN MANEvI DEĞERLERI” KONfERANSI TROİA KÜLTÜR MERKEzİ 10.00/ ÇANAKKALE vALİLİĞİ vEHBI vAKKASOĞLU’NUN ”BIR DESTANDIR ÇANAKKA-LE” KONfERANSI S.DEMİREL KONfERANS SALONU 13.30 ÇANAKKALE vALİLİĞİ- Abdülkadir Katra ”Çanakkale Destanı” Adlı Tiyatro Oyunu S.DEMİREL KONfERANS SALONU 20.00
23 MART
GENÇLİK HİzMETLERİ vE SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜ ÇANAKKALE ŞE-HITLERINI ANMA TRAP MÜSABAKALARI TRAP ATIŞ POLIGONU 10.00
18 MART SALI ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ
ÖKÜZ KÜLTÜR CAFE Her Hafta,Her Pazartesi
Karaoke Partisi Karaoke Yarışması Kazanan-
lara Süpriz Ödüller 21:08
+18
Giriş Ücretsizdir
Grinin 50 Tonu /13 ŞUBAT 2015 Bir edebiyat öğrencisi olan güzel Anastasia Steele, çekici bir iş adamı olan Christian Grey ile bir röportaj gerçekleştirir. Görüşmeye gittiğinde karşısında, tavırları ve çekiciliği ile baş döndüren bir adam bulur. Aşk ve ilişkiye biraz mesafeli duran Anastasia, bu zengin ve yakışıklı adamın cazibesine karşı koyamaz ve kendisini çekimine bırakır. E.L. James’in çok satanlar listesinden inmeyen aynı adlı romanından uyarlanan filmin yönetmenliğini Sam Taylor-Johnson üstlenirken, başrolleri Jamie Dornan ve Dakota John-son paylaşıyor.
Arka cebinizdeki taraktan yediğiniz hamburgere, çok iyi bildiğiniz şeylerin hiç bilmediğiniz öyküleri! Bisikletin atası olan aracın, at arabasından bozma pedalsız bir “koşma makinesi” olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Heavy metal müziği bir kazaya borçlu olmamız sizce de ilginç değil mi? Peki hamburgerin köklerini Orta Asya’da aramaya ne dersiniz? İsyankâr saçları ıslah etmekte kullandığımız tarağın kölelikle bir ilişkisi olduğunu söyledik diyelim, nasıl bir bağlantı kurarsınız? Durun, daha bitmedi… Kot pan-tolonun neden “kot” diye anıldığı konusunda bir fikrin-
iz var mı? Ya da gökyüzünde salınışı insana mutluluk veren uçurtmanın bir zaman-lar savaşlarda kullanıldığını biliyor muydunuz?
Yıldıray Karakiya günlük hayatımızda yer eden bazı büyük buluşların kül-tür tarihinin derinlerine dalıyor, bugün sıradan saydığımız nesnelerin sıradışı yolculuğuna ışık tutuyor. Rujdan gitara, çikletten tel-efona, musluktan ayakkabıya 21 Sıradan Şeyin Sıradışı Tarihi, gözümüzün önündeki nesneleri daha yakından tanımamızı sağlarken bazen
de can acıtan öyküleriyle onlara bakışımızı değiştirecek. Bize ise bu küçük kitapta saklı bilgilerle hem eğlenceli hem derin sohbetlere dalmak kalacak! Kitapta yer alan 21 sıradan şey: Uçurtma, ayakkabı, çamaşır makinesi, gitar, ham-burger, tarak, yoğurt, kitap, telefon, musluk, bisiklet, çiklet, ayna, gö-zlük, müzik albümü, şemsiye, yoyo, kaşık, kot pantolon, ketçap, ruj.
K E N T A
J A N
D A
S I
ÇANAKKALE İÇİNDE KADIN Salı - Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
17Culture
Gezi Parkı eylemleri sırasında çektiği
kadın fotoğraflarını bir araya getiren Fotoğraf sanatçısı
Engin Altundağ, ”Elbet bir kızıllığı var” isimli bir kişisel sergiye imza attı.
Mahal Sanat Merkezi’nde gerçekleşen sergide yer alan
fotoğraflar, katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü.
Çanakkale Kadın İnisiyatifi tarafından
desteklenen ve Küratör Şeyda Yılmaz
ile fotoğraf sanatçısı Engin Altundağ’ın
çalışmalarıyla açılan “Elbet bir kızıllığı
var” sergisi Mahal Sanat Merkezi’nde
sanatseverlerin ilgisine sunuldu. 8 Mart
Dünya Kadınlar Günü kapsamında kişisel
bir sergiye imza atan Engin Altundağ,
çalışmasında Gezi Parkı eylemlerinde çektiği
kadın fotoğraflarına yer verdi. Aralarında nü
fotoğrafların da yer aldığı sergi, katılımcılar
tarafından ilgi ve merakla izlendi. 3 gün
süren sergi hakkında bilgiler veren Engin
Altundağ, Türkiye’deki kadına bakış açısını
fotoğraflarla anlatmak istediğini söyledi.
Altundağ sergi hakkında ayrıca şunları dile
getirdi; “İnsanoğlunun tarihi, kadını bir
‘parça’ olarak görme utancıyla doludur.
İnsanlığın başlangıcı olarak sayılan ve
neredeyse bütün kültürlerde yansımasına
rastladığımız yaratılış efsanesi bu
ötekileştirmenin ilk kıvılcımıdır belki de.
Erkek egemen toplumun kadına karşı
işlediği ilk günahtır, kadının erkeğin
kaburga kemiğinden yaratılan bir
parça olarak görülmesi. İlk insandan
beri işlenen bu günah; aradan geçen
onca zamana rağmen aynı şiddette
işlenmeye devam ediyor, sadece
taktığı maskeler farklı. Eski Hint
geleneğinde kadın, erkeğin mutlak
egemenliği altında yaşamaktaydı ve
Hint kadını, erkeğine kayıtsız şartsız
itaat etmek zorundaydı. Kocası ölen
kadın çoğu yerde
kocasının cesedi ile birlikte
yakılıyordu. Kadının varlığı erkeğin varlığına
bağlıydı. Eski Çin ve Japon geleneğinde
kadının değeri, kocasına ve kocasının
akrabalarına yaptığı hizmetle ölçülüyordu.
Erkek ailede mutlak hüküm sahibi kadın
ise itiraz hakkı bile olmayan bir varlıktı. Çin
atasözü ‘Madem karını sabahleyin dövdün,
öğleyin niçin dövmeyeceksin ki’ der ve
kadim günahını geleceğe de taşır. Eski
Yunan ve Roma geleneğinde kadın; alınıp
satılabilen veya takas yapılabilen bir eşya,
kötülüğün kaynağı olan bir günah kuyusu
ve erkek için yaratılmış bir canlı olarak
görülüyordu. Eski bedevi toplumunda
kız çocukları yüz karası sayıldığı için eşi
görülmemiş bir caniliğin sonucunda diri
KÜltÜr-SANAt
ELBET BİR KIZILLIĞI VAR SERGİSİdiri toprağa gömülüyordu. Günümüzde bile
Afrika’da kadınlar sünnet olmaya zorlanıyor ve
istememeleri durumunda şiddet uygulanıyor.
Modern toplum, kadına değer veriyor gibi
görünen maskesinin altında her fırsatta kadın
vücudunu bir malzeme olarak kullanmasını
bilerek kadim günahın en sadık günahkarı
olduğunu kanıtlıyor. Ülkemizde günah liginin
en iddialı şampiyonluk adayı olduğunu
göstermekte hiçbir beis görmüyor ne yazık
ki. Özellikle son yıllarda iktidarın kadına
yaklaşımı, toplumsal hayattan soyutlama
çabası, özgürlüğünü ve birey olma bilincini
ortadan kaldırma girişimleri, kadına biçilen
değerin somut göstergesidir. Kürtaj hakkını
elinden alan, en az 3 çocuk yap diye dayatan,
işsizliğin müsebbibi olarak kadınları gösteren,
işyerlerindeki emzirme odalarını kaldırarak
kadını iş yaşamından soyutlamaya çalışan,
cehennemliklerin çoğu kadınlardır diyen,
yüzde 1400 oranında artan kadın cinayetlerini
görmezden gelen, tecavüzü normalleştiren
ve tahrik vardır diyebilen bir zihniyetin de
kadını birey olarak görmesi, saygı duyması,
ötekileştirmemesi mümkün olmasa gerek.
Ama Gezi direnişinde görüldü ki kadınlar,
toplumsal bir direnişin sembolü olabilecek ka-
dar toplumun kendisidir. Ailelere çocuklarınızı
oradan alın diye seslenen iktidara karşı
çocuklarını koruyan ve direnişlerine bütün
benlikleriyle destek veren anneler bunun en
somut örneğidir. Barikatlarda kadın erkek bir
arada iktidara ve sisteme karşı verilen direniş,
her şeye rağmen umudun kaybedilme-
mesi gerektiğini göstermiştir. Kızıl EMMA’nın
dediği gibi ‘Dans edemeyeceksem bu benim
devrimim değildir’. Kadının olmadığı hiç bir
devrim tamamlanmamıştır.”
Çanakkale Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Tiyatro Kulübü
Danışman Öğretmeni ve ayrıca Türk Dili ve Edebiyatı dersi öğretmeni
Funda Otluca Demir’in rehberliğinde Karagöz yeniden canlanıyor.
Tasvirlerinden senaryosuna, repliklerinden
dublajına kadar büyük bir titizlikle hazırlanan
oyunun provaları sürüyor. Bir kısmının orijinal
Karagöz oyunlarından diğer bölümünün de
Tiyatro Kulübü Danışman Öğretmeni Funda
Otluca Demir ile öğrencilerin birlikte kaleme
aldıkları Karagöz Zaman Makinesi adlı oyu-
nun, okulun Felsefe Grubu Öğretmeni Sinan
Işık’ın hazırladığı deve derisinden tasvirlerle
sahnelenmesi planlanıyor.
FUNDA ÖĞRETMENKARAGÖZ’Ü YENİDEN
CANLANDIRIYOR
Çanakkale İÇİnDe KADIN18 Salı- Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ’NDEN UNUTULMAZ KARELER
ÇANAKKALE İÇİNDE KADIN Salı - Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
19
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ’NDEN UNUTULMAZ KARELER
sağlık, barınma haklarından mahrum bırakıldıkları, çalışma yaşamında da ayrımcılığa, homofobiye maruz kalarak dışlandıkları bir ülkede hiçbirimiz özgür değiliz. Çanakkale’de de feministler ve LGBTİ birey-ler artık susmayacaklar. Bu 8 Mart’ta Çanakkale’de ilk defa ÇABA Kadın Kolektifi içerisinde femi-nistler ve LGBTİ bireyler olarak sokaklardaydık. Bundan sonra da sokakları terk etmeyeceğiz. Bu daha başlangıç mücadeleye devam!”
HÜKÜMETİ ELEŞTİRDİLER
Yürüyüşün sonunda Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan kadınlar, burada gerçekleştirilen açıklamalarda Ak Parti hükümetinin kadınlara yönelik politikalarını eleştirdiler. Miting alanında ilk açıklamayı yapan Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Başkanı Fatma Demirel, kadınların kürtaj yasağı, durdurulmayan kadın cinayetleri, mobbing, çocuk gelinler ve ev işçiliği ile yıllardır savaştığını dile getirdi ve bu sorunların Ak Parti hükümeti ile giderek arttığını ifade etti.
SOKAKLARDA 8 MART8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında, son olarak
Tarla Sokak ve Aslan Abla Sokak’ta çeşitli tanıtım stantları açıldı. Kentte Kemalpaşa Mahallesi sergisi, Kadın belleğinde Kemalpaşa Mahallesi; Yazılı Metinler, Resim Sergisi, Fotoğraf Sergisi, Halk Dansları, Seramik Yapımı, Keçe Yapımı, Ebru Yapımı, Kırkyama Yapımı, Koza Yapımı, Kaligrafi, müzik ve Dramatik Performansların yansıtıldığı etkinlikte kadınlara çevredeki vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Tarla Sokak’ta düzenlenen etkinlikte konuşma yapan Mahalle Muhtarı Şebnem Kumtepe “Bu kentte ken-tin sokaklarında Çanakkaleli kadınlar olarak özgürce ken-dimizi ifade edebildiğimiz için kendimizi şanslı buluyorum. Bu kentte yaşayanlara bunun için çok teşekkür ediyorum. Ancak mücadelemiz haklarına ulaşamamış tek bir kadın dahi kalmayıncaya kadar devam edecek. Bugün bu sokakta kadınlarımızın yüreklerinden ellerinden çıkan eserlerle bir nebze de olsa dinleneceğiz. Bugün bu sokakta gördükleriniz kadın dayanışmasının eseridir. Çarşaflarımızı ve boynu-muzdaki kırmızı fularlarımızı kaybettiğimiz çocuk gelinlerin ruhuna unutmadığımızın ve unutmayacağımızın küçük bir göstergesidir” dedi.
Etkinliğe çok sayıda sivil toplum kuruluşunun yanı sıra Boreas Kırkyama Çalışma Gurubu, Ekolojik Yaşam Çalışma Gurubu, ÇAYEK, Kent Gönüllüleri, Lions kulübü üyeleri katıldı. Etkinlikte el ürünleri katılımcıların beğenisine sunulurken, sanatsal gösteriler, müzik dinletisi ve canlı performanslar sergilendi.
KÜLTÜRLERİBİRLEŞTİRDİLERİmroz Kadın İnisiyatifi topluluğunun çabalarıyla Gökçeada’da ilk kez 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü kutlamaları gerçekleşti. Ayşe Şahan’ın 8 Mart’ın neden kadınlar günü olduğunun tarihsel sürecini anlattığı açılış konuşmasında, “Bugün burada olmamızın en önemli sebebi; ‘Kadın olarak biz de varız!’ demek. Şiddete, tacize, çocuk gelinlere, haklarımızın çiğnenmesine, sınıfsal ayırıma, dur demek!” sözleri sadece 1 gün değil, 365 günün kadına ait olması gerektiğini düşündürdü. Kadın cinayetlerine ve erkek şiddetine tepki gösteren fotoğraflı panolar ve dövizler meydanda sergilendi. Farklı kültürlerin bir arada olduğu Gökçeada’da bir çok dilde şarkı ve halaylarla çoşuldu.
Çanakkale İÇİnDe KADIN20 Salı- Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
SAĞLIK
sports
KENDİ MALZEMELERİNİZLE KENDİ SUYUNUZU YARATIN
Yaşamımızı sürdürmemiz, hayatta kalmamız için en önemli ihtiyacımız olan su, her gün yeni bir faydasıyla bizleri şaşırtmaya devam ediyor. Son zamanlarda pek çok ünlü kişinin elinde görm-eye başladığımız su karışımları, evlere diyet yemek servisi yapan Rafinera’nın da diyet dostu önerileri arasında yer alıyor. Özel su karışımları, sindirimden bağışıklık sistemini güçlendirmeye, cilt korumasından, ruh sağlığına kadar birçok konuda kişilerin sağlığı üzerinde olumlu etkiler bırakıyor.
Uzmanlar, suyun zayıflama üzerinde de olumlu etkileri olduğu düşüncesinde birleşiyorlar. Su, yarattığı tokluk hissi, atıştırma isteğini azalması ve öğünler öncesinde tüketilm-esi halinde yemeğin ölçüsünü
kaçırmayı engellemesiyle, diyetlerde başarının en önemli parçalarından biri olarak dik-kat çekiyor. Özellikle sıcak su tüketimi, sıcak suyun soğuk suya oranla daha fazla tokluk hissi yaratması, sindirim dostu olması ve kabızlığı önlemesi gibi olumlu etkileriyle son zamanlarda pek çok kişi tarafından tercih ediliyor.
Su içme alışkanlığı edinememiş ya da su
içmeyi sevmeyenler için, Rafinera’nın “Özel Su Karışımları” gerek tatları gerekse faydalarıyla kişilerin
sıvı ihtiyaçlarını yine su ile karşılamalarına
olanak sağlıyor. Zararlı katkı maddeleriyle üretilmiş,
doğal vitamin ve mineral değerlerini kaybetmiş hazır meyve suyu ve diğer içeceklere karşı doğal, sağlıklı ve faydalı bir alternatif olarak önerilen özel
Çeşitli bitki, baharat, sebze ve meyvelerin eklen-mesiyle oluşturulan su karışımları, sıvı ihtiyacını karşılamada en sağlıklı seçeneklerden biri olarak dikkat çekiyor. Günlük kalori ihtiyaçlarına uygun hazırladığı günlük menüleri, her gün binlerce kişiye, adrese teslim olarak ulaştıran Rafinera, özel su karışımlarının diyetin en iyi dostu olacağını söylüyor.
su karışımlarını hazırlamak ve sağlıklı bir şekilde saklamak çok kolay.
Rafinera’nın takipçileri için reçetelendirdiği su karışımlarına, salatalık, elma, havuç, karpuz parçaları, nane veya portakal dilimleri gibi pek çok tat ve besin öğesi katmak mümkün. Kan şekerini dengeleyen çubuk tarçın, aroması yüksek olan portakal kabuğu veya elma kabuğu ile hazırlayabileceğiz su karışımları, istendiğinde tatlarını daha da artırabilmek için birkaç saat buzdolabında bekletilebiliyor.
Siz Nereye, Su Karışımınız Oraya
Her ne kadar, suyu cam şişeden içmek en sağlıklı yöntem olsa da; son yıllarda üretilen ve sağlığa herhangi bir zararlı etkisi olmayan poli-etilen ve poliproplen matara ve şişeler ile hazırlayacağınız su karışımınızı çantanızda rahatlıkla taşıyabilirsiniz.
Size Özel Su Karışımları TarifiRafinera’nın beslenme
programlarında danışanlarına önerdiği su karışımlarını siz de evinizde kendi malzemeler-inizle hazırlayabilir ve tüm gün yanınızda taşıyabilirsiniz.
Günaydın SuyuHer sabah bedeninizle birlikte
metabolizmanızın da uyanması için güne başlarken 1 bardak sıcak suyun içerisine 1 dilim limon, 1 parça zencefil, 2-3 adet tane karanfil, 1 adet çubuk tarçın, 1 çay kaşığı elma sirkesi ekleyerek tüketebilirsiniz. Bu su karışımıyla, metabolizmanıza günaydın deyin!
Metabolizma Dengesi İçin
Metabolizmamızı denge altında tutan aromalı sıvı karışımınızı 3 litre suyun içerisine 2 adet çubuk tarçın, 1 orta boy yeşil elma, 1 tatlı kaşığı karanfil, 1 tatlı kaşığı tane karabiber, 1 adet limon ekleyerek hazırlayabilir ve tüm gün yanınızda taşıyarak tüketebilirsiniz.
Tok Tutan, Açlık Hissini Bastıran “Aradığım Su” karışımı:
Yeşil Su iştahınızı kon-trol edemiyorsanız açlığınızı bastırmak için tok tutan yeşil su tarifini deneyebilirsiniz. Kendinizi aç hissettiğinizde 1 adet kabak, 3-4 salatalık, 1/2 demet may-danoz ve naneyi katı meyve sıkacağından geçirdikten sonra dilediğiniz kadar içebilirsiniz.
Yeşil suyun yanı sıra ara öğünlerinizde tok kalmanızı desteklemek için detox ayranı da önerilen tarifler arasında yer alıyor. Tarif için 3 kaşık yoğurt, mineral dengesinin sağlanması amacıyla 1 adet maden suyu, may-danoz, dereotu ve naneyi blen-derdan geçirip ara öğün olarak tüketebilirsiniz.
Metabolizma Hızlandırıcı Çay
En sık duyulan ve ilgi çeken sıvı karışımları arasında yer alan metabolizma hızlandırıcı çay hazırlamak için 1 adet yeşil elma, 1 adet limon, 2 adet çubuk tarçın, 2,3 adet kakule ve 3,4 adet tane karanfili 1 litre su ile kaynatın. Antioksidan özellikler-ini kaynama ile kaybeden bitkiler olan 1 tatlı kaşığı beyaz çay, 1 tatlı kaşığı karahindiba, 1 avuç mısır püskülü ve 10 adet kiraz sapını bitkileri, kaynayan karışımı ocaktan aldıktan sonra ekleyip 15 dakika demleyin. Bu karışımı gün boyunca sıcak veya soğuk olarak tüketebilirsiniz.
Detoks SuyuDetoks sıvıları
vücudun zararlı tok-sin maddelerden uzaklaşmasını hedefleme-ktedir. Rafinera’nın en sık kullandığı tariflerinden de biri olan detoks sebze suyunu, 3 salatalık, 2 kırmızıbiber, 1 elma, 100 gram ıspanak ve 1 limon suyunu 1 hafta boyunca taze sıkarak kahvaltıda tüketebilirsiniz. Rafinera’nın etkin fayda sağlayan sıvı
rafineraBir
türk Markasıdır
karışımlarından bir diğeri de Rooibos. Rooibos metabolizmayı hızlandıran ve yenileyen çayların başında geliyor. Gün içerisinde öğünlerden sonra 1 bardak içilmesi önerilen Rooibos Çayı, çubuk tarçın ve tane karabiber ile hazırlanıyor. Malzemelerin
ekleyerek etken maddelerin suya geçişini hızlandırabilir ve çayın faydalarını bu şekilde açığa çıkarabilirsiniz. Özel Su Karışımlarını, sıvı ihtiyacını karşılamada kullanabilir ve diğer yüksek kalorili yahut sağlığa zararlı içecekler için bir alternatif olarak hayatınıza katabilirsiniz. Rafinera, hipotansiyon, mide ya da bağırsak rahatsızlıkları herhangi bir rahatsızlığı olanlar için, bu karışımları hazırlarken mutlaka hekime veya diyetisyene danışılmasını öneriyor.
ÇANAKKALE İÇİNDE KADIN Salı - Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
21
BUNDAN 99 YIL ÖNCE, CANLARINI SEVE SEVE VERİP KURTULUŞ SAVAŞININ ÖNSÖZÜNÜ YAZARAK BİR ULUSUN KADERİNİ
DEĞİŞTİREN; BAŞTA ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK OLMAK ÜZERE VATANIMIZI, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ, GELECEĞİMİZİ
CESARETLERİNE BORÇLU OLDUĞUMUZ AZİZ ŞEHİTLERİMİZİ RAHMET, GAZİLERİMİZİ SAYGIYLA ANIYORUZ.
18 MART ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİMİZİN 99. YIL DÖNÜMÜNÜ KUTLUYORUZ.
M.SERDAR SOYDAN HAMZA KARAGÖZ ALİ SARIBAŞ Ç.KALE MİLLETVEKİLİ İL BAŞKANI Ç.KALE MİLLETVEKİLİ
Çanakkale İÇİnDe KADIN22 Salı- Mart 18, 2014
www.canakkaleicinde.com/kadin
ÇANAKKALE İÇİNDEİNTERAKTİF MEDYA REKLAM & TANITIM HİZMETLERİAdına Sahibi ve Yazıişleri Müdürü Onur Özer
15 günde bir yayınlanır. / Yıl: 1, Sayı: 118 Mart 2014 / Fiyatı: 3 TLBASILDIĞI YER: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.1397 Sok: No: 3 Konak, 35230 Kahramanlar İZMİR İDARİ YER: Kemalpaşa Mah. Aslan Abla Sk. 8/1 ÇANAKKALETEL: (0 286) 214 33 93
KATKIDA BULUNANLAR:ŞEBNEM GÖKSEL, REYHAN ERDEM, GÜNEŞ PEHLİVAN, EZEL ÇAĞLAYAN, KIVILCIM ŞAZİYE BİLİR
Abonelik Bilgileri: Yıllık 24 sayı yurtiçi abonelik bedeli 60 TL’dir.
SULTANLAR, KONYA EREĞLİ ELEDİYESPOR’U
AĞIRLIYOR
2013–2014 sezonunda Acıbadem Kadınlar Voleybol 1. Ligi’nde mücadele eden Çanakkale Beledi-yespor Kadın Voleybol Takımı, Konya Ereğli Belediyespor’u kendi evinde ağırlayacak. Mavi-Beyazlı ekip ligteki 21’nci karşılaşmasını 15 Mart Cumartesi günü saat 16.00’da Anafartalar Spor Salonu’nda Konya Ereğli Belediyespor’a karşı oynaya-cak.
2011-2012 Eğitim Öğretim yılında namağlup şekilde Türkiye Okullar Arası Basketbol Şampiyonu olan Karabiga Mustafa Kemal Ortaokulu Kız Basketbol takımı spor salonuna kavuştu. İÇDAŞ, Karabiga Mustafa Kemal Ortaokulu bahçesinde
kapalı spor salonu inşa etti.
150 kişilik tribüne, 2 soyunma odasına ve 700 m2 alana sahip kapalı spor salonunun açılış töreni 12 Mart Çarşamba günü gerçekleşti. Açılış töreninin ardından minik şampiyonlar kendi salonlarında, kendi seyir-cileri eşliğinde ilk resmi maçlarını oynarken, Karabigalı aileler beldeler-inde ilk kez bir kapalı salonda kendi çocuklarını ve torunlarını seyrederek
Acıbadem Kadınlar Voleybol 1. Ligi’nde mücadele eden Çanakkale Belediyespor Kadın Voleybol Takımı kendi sahasındaki son maçında Ereğli Belediye ile oynadığı karşılaşmayı 3-0 kazandı.
15 Mart 2014 Cumartesi günü Anafartalar Spor Salonu’nda oynanan karşılaşmada Çanakkale Belediyespor, setleri 25-20, 25-10, 25-18 önde bitirerek 65 dakika süren
karşılaşma boyunca coşkulu alkışlarla destek verdi.
İÇDAŞ’ın sponsor olduğu Karabiga Mustafa Kemal Ortaokulu Kız Basketbol takımı kendilerine ait Kapalı Spor Salonlarında, kendi seyircileri önünde oynadıkları ilk karşılaşmada Çanakkale Belediyespor karşısında 69-26 gibi farklı bir galibiyet elde etti.
ARTIK ONLARIN DASPOR SALONU VAR
BOĞAZIN SULTANLARI KENDİ SAHASINDAKİ SON MAÇI KAZANDI
Boğazgücü Kadın Sporcusu Milli Takım Kampına Davet Edildi
Çanakkale’yi Garanti Tekerlekli Sandalye 1′nci Ligi’nde temsil eden Çanakkale Boğazgücü Engel-liler Spor kulübü kadın oyuncusu Dilara Barın Girgin ile Antrenör Caner Cesur Milli Takım kampına katıldı.
Boğazgücü Engelliler Gençlik Spor Kulübü’nün Kadın sporcusu Dilara Barın Girgin, 03-06 Mart 2014 tarihlerinde Ankara’da gerçekleşen Tekerlekli Sandalye Basketbol Genç Milli Takım Seçme Kampına çağrılarak Çanakkale’nin gurur kaynağı oldu.
Daha önce de Milli Takıma oyuncu gönderen takımın genç oyuncularına verdiği değer takdir toplamaya devam ediyor.
karşılaşmadan 3-0 galip ayrılan taraf oldu.
Çanakkale Belediyespor’da Ivana Nesovic 16, Vesna 12 (6 blok) sayı ile galibiyeti get-iren isimler oldu. Karşılaşma sonunda Çanakkale ekibi puanını 14,7 puana çıkarırken normal sezonun bitimine 1 hafta kala play-out oynamayı garantiledi
Recommended