7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİkisi.deu.edu.tr/asli.memisoglu/Moleküler...

Preview:

Citation preview

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

1. Prokaryotlar gen ifadesini çevre koşullarına göre düzenler2. E. Coli’de laktoz metabolizması3. Lac operonu – negatif kontrol4. CAP – pozitif kontrol5. Triptofan – negatif kontrol

Başlıklar

1. Gen ifadesi nasıl kontrol edilir?

3

• Genler açılıp kapanabilir = protein üretimi sürekli

değildir

• İlk kanıtlar E. Coli:

• Genomun şifrelediği yaklaşık 4000 kadar polipeptidin

derişimlerinin oldukça değişkenlik gösterdiğini ortaya

çıkarmıştır.

• Prokaryot gen ürünlerinin büyük bir kısmı hücrede

sürekli olarak bazal seviyede (birkaç kopya)

bulunmasına rağmen, gerektiğinde miktarları

olağanüstü artabilir.

• O halde genetik bilginin ifadesini kontrol eden temel

kontrol mekanizmaları bulunmalıdır.

2. Prokaryotlar çevre koşullarına cevap verir

4

• Bakteriler yalnızca çevre koşullarındaki

değişikliklere cevap vermezler.

• Aynı zamanda, çeşitli normal hücresel olaylardaki (replikasyon, rekombinasyon, DNA hasarı tamiri)

ve hücre bölünmesi ve gelişimindeki gen aktivitelerini de düzenlerler

2. Prokaryotlar çevre koşullarına cevap verir

• 1900’lerde mayanın, laktozluüreme ortamında laktozmetabolizmasına özgülenzimleri üretmeye başladığı saptanmıştır.

• Ortamda laktozbulunmadığında bu enzimlersentezlenmemektedir.

• Bu tip enzimlere, uyumsağlayan (adaptif) veya fakültatif enzimler de denir.

5

6

• Hücrede, çevrenin kimyasal koşullarına bakılmaksızın sürekli olarak sentezlenen enzimler ise temel (konstitütif) enzimler

olarak adlandırılır.

• Diğer bir tip düzenlenme ise belirli bir molekülün varlığı ile genetik ifadenin baskılanmasıdır.

• Örneğin, bakteri hücreleri triptofan amino asitini sentezleyebilir.

• Eğer triptofan dışardan besin olarak eklenirse hücreler

triptofan üretimini durdurur.

• Triptofanın ifadesini yöneten sistem baskılanabilir sistem

olarak tanımlanır.

2. Prokaryotlar çevre koşullarına cevap verir

2. Prokaryotlar çevre koşullarına cevap verir

7

• Uyarılabilen ya da baskılanabilen düzenlenme,

negatif ya da pozitif kontrol altında bulunabilir.

• Negatif kontrol: Bir çeşit düzenleyici molekül

tarafından engellenmediği sürece genetik ifade

gerçekleşebilir.

• Pozitif kontrol: Sadece bir molekül, RNA sentezini

doğrudan uyarırsa transkripsiyon gerçekleşir.

3. Laktoz metabolizması

8

• Laktozun varlığında, laktoz metabolizmasında yer alan enzimlerin miktarı hızla artmaktadır.

• Bu durumda, laktoz metabolizmasından sorumlu

enzimler uyarılabilen enzimlerdir.

• Burada laktoz, uyarıcı olarak yer almaktadır.

3.1 cis-etkili (aynı-etkili) bölge

• Prokaryotlarda, birbiri ile ilişkili işlevleri olan enzimleri kodlayan

genler (örneğin, laktoz metabolizması ile ilgili genler) kümeler halinde bulunur.

• Tek bir düzenleyici birimin genetik kontrolü altındadır.

9

3.1 cis-etkili bölge

• Bu düzenleyici bölge, genellikle kontrol ettiği gen kümesininyukarı (öncesinde) kısmındadır.

• Bu bölge cis-etkili (aynı DNA zinciri üzerinde bulunan) bölgeolarak tanımlanır.

• Düzenlenme, transkripsiyonu kontrol eden moleküllerin buraya bağlanmasıyla olur.

• Bağlanan moleküller ise trans-etkili elementler olarak adlandırılır.

• Bu elementlerin bağlanması negatif veya pozitif etki yapabilir

10

3.2 Lac operonu: Uyarılabilen operon

• Laktoz metabolizması, kümedeki

üç yapısal genin işlevine bağlıdır.

• Üç yapısal gen ve bitişiğindekidüzenleyici bölge laktoz ya da

lac operonunu oluşturmaktadır.

• Bu üç gen tek bir birim halinde

transkripsiyona uğrayarak bir

mRNA oluştururlar

• Üç gen ürününün translasyonu

tek bir mRNA’dan yapıldığı için,

düzenlenmeleri de birlikte

yapılmaktadır.

11

3.2 Lac operonu

• Laktoz, yapısal genleri nasılaktifleştirmektedir?

12

3.3 Operon modeli: Negatif kontrol

1. Laktoz yokluğunda, Lac I geni bir baskılayıcı molekül kodlar

2. Bu baskılayıcı molekül operatör bölgeye bağlanır ve RNA polimerazın ilerlemesini engeller

13

Laktoz yok Baskılanır

Baskılayıcı operatöre bağlanır ve transkripsiyonu engeller

Transkripsiyon olmaz

Enzimler üretilmez

3.3 Operon modeli: Negatif kontrol3. Ortamda laktoz bulunduğunda, laktoz bu baskılayıcı moleküle

bağlanır ve yapısında değişikliğe yol açar

4. Baskılayıcı, operatör DNA’ya bağlanamaz.

5. RNA polimeraz yapısal genlerin transkripsiyonunu gerçekleştirir.

6. Laktoz metabolizması için gerekli olan enzimler sentezlenir.

14

Laktoz var Uyarılır

Baskılayıcı operatöre bağlanamaz ve transkripsiyonu olur

Transkripsiyon

Translasyon

Operatöre bağlanma bölgesi değişir

Enzimler üretilir

• Transkripsiyon, yalnızca, baskılayıcının operatör bölgeye

bağlanamadığı zaman gerçekleştiği için, düzenle negatif

kontrol altında olduğu söylenir.

• Laktoz olmadığında, laktozu metabolize edecek enzimleregerek yoktur.

• Dolayısıyla sentezleri baskılanır.

• Laktozun tümü metabolize edildiğinde ortamda

baskılayıcıya bağlanacak laktoz kalmaz.

• Baskılayıcı serbest kalır ve transkripsiyon tekrar baskılanır.

15

3.3 Operon modeli: Negatif kontrol

• Negatif kontrol: Bir çeşit düzenleyici molekül tarafından engellenmediği sürece genetik ifade gerçekleşebilir.

• Pozitif kontrol: Sadece bir molekül, RNA sentezini doğrudan uyarırsa

transkripsiyon gerçekleşir.

https://www.youtube.com/watch?v=AVuj0q4mKa8

3.4 Lac operonunun pozitif kontrolü:Katabolit aktifleştirici protein (CAP)

17

• β-galaktozidaz’ ın rolü; laktozu, glukoz ve galaktoz

bileşenlerine parçalamaktır.

• Daha sonra galaktoz, hücrede kullanılmak üzere glukoza

dönüştürülür.

• Hücre kendisini bol miktarda hem laktoz hem de glukoz içeren bir ortamda bulursa ne olur?

3.4 Lac operonunun pozitif kontrolü:Katabolit aktivatör protein (CAP)

18

• Hücrenin β- galaktozidaz üretmek için laktoz tarafındanuyarılması enerjinin verimli kullanılması bakımından uygun

değildir.

• Çünkü hücrenin ihtiyacı olan glukoz zaten ortamdadır.

• Böyle bir koşulda, katabolit-aktivatör protein (CAP) olarak adlandırılan başka bir molekül işe karışmaktadır.

• CAP, ortamda glukoz varken lac operonunun ifadesini

baskılar.

• Katabolit baskılama olarak adlandırılan bu baskılanma, laktoz varlığında bile sadece glukozun kullanılacağını göstermektedir.

3.4.1 CAP’ın düzenlemedeki rolü• Ortamda glukoz yokken ve laktoz varken, CAP molekülü CAP

bölgesine bağlanarak RNA polimerazın promotora

bağlanmasını kolaylaştırır

• Dolayısıyla da transkripsiyonu kolaylaştırmakta ve pozitif kontrol etkisi göstermektedir.

19

• Negatif kontrol: Bir çeşit düzenleyici molekül tarafından engellenmediği sürece genetik ifade gerçekleşebilir.

• Pozitif kontrol: Sadece bir molekül, RNA sentezini doğrudan uyarırsa

transkripsiyon gerçekleşir.

• Ortamda hem glukoz hem laktoz olduğunda glukoz, cAMP

seviyesini düşürür.

• Bu durumda CAP, CAP-cAMP kompleksini oluşturamaz.

• Dolayısıyla RNA polimeraz verimli şekilde transkripsiyon yapamaz

20

3.4.1 CAP’ın düzenlemedeki rolü

21

4. Triptofan (trp) operonu:Baskılanabilen operon

22

• E. coli, amino asitlerin biyosentezi için gerekli olan enzimleri ve

diğer temel makromolekülleri üretebilmektedir.

• Üreme ortamında yeterli miktarda triptofan varken, triptofan

sentezinden sorumlu enzimler sentezlenmez

• Triptofan operonu.

4.1 Baskılama mekanizması

23

• Normalde inaktif olan baskılayıcı tek başına operonun

operatör bölgesine bağlanamaz.

• Ortamda triptofan bulunuyorsa;

• Triptofan baskılayıcıya bağlanır.

• Oluşan kompleks operatöre bağlanır.

• Transkripsiyonu baskılar.

4.1 Baskılama mekanizması

• Böylece, triptofan ortamda bulunuyorsa, sistem baskılanır.

• Triptofan sentezinden sorumlu olan enzimler üretilmez.

• Baskılayıcı kompleksi transkripsiyonu engellediğinden, bu baskılanabilen sistem negatif kontrol altındadır.

24

• Negatif kontrol: Bir çeşit düzenleyici molekül tarafından

engellenmediği sürece genetik ifade gerçekleşebilir.

• Pozitif kontrol: Sadece bir molekül, RNA sentezini doğrudan

uyarırsa transkripsiyon gerçekleşir.

https://www.youtube.com/watch?v=LY36NxERR3s

5. Attenüasyon

• Ortamda yüksek miktarda Triptofan varsa, aslında

transkripsiyon yine de başlar fakat 140 nükleotidsentezlendikten mRNA dizisi sonlanır.

• Bu işlem gen ifadesinin azaldığığının göstergesi olarak ‘attenuasyon’ (güç kaybı, zayıflaması) olarak

adlandırılmıştır.

26

5. Attenüasyon

• Transkripsiyona uğrayan ilk DNA dizisi, ‘saç tokaları’ adı verilen, karşılıklı iki özel ilmik şeklindekatlanan mRNA’nın oluşturur

• Fazla miktarda triptofan varlığındaoluşan saç tokası sonlandırıcı(terminatör) yapı gibi davranır.

27

• Diğer taraftan, triptofan azsa, sonlandırıcı olmayan (anti-

terminatör) saç tokası oluşturur.

28

5. Attenüasyon

29

5. Attenüasyon

30

• Attenuasyon, E. coli’de, amino asit biyosentezi için gerekli

olan enzimleri kontrol eden diğer bakteriyel operonlar içinde geçerli olan ortak bir mekanizmadır.

• Triptofandan başka, threonin, histidin, lösin ve fenilalanin metabolizması ile ilgili operonların lider dizilerinde de

attenuatörlerin varlığı gösterilmiştir.

• Attenuasyon zaman ve yer açısından prokaryotlara

özgüdür.

• Ökaryotlarda transkripsiyon çekirdekte, translasyon ise

sitoplazmada meydana geldiği için böyle bir mekanizma

olanaksızdır.

Recommended