12
H EVCİLİK KAMPANYASI Kampanyamız 01.01.2012 tarihine kadar hafta içi günler için geçerlidir. Düğün Pastası Kuru Pasta Karışık Kuruyemiş Cips Limitsiz Meşrubat 15 kişilik gelin – Damat hamamı Kamera ve Fotoğraf çekimi Balayı Odası ( Suit oda 2 gece) Anı kürsüsü ve defteri Sandalye giydirme Nikâh masası Lazer, sis ve Işık gösterileri Volkan ve Konfeti Show Şeyh Osman Mh. Adnan Menderes Bulvarı No: 85 YOZGAT Tel: 0(354) 212 26 26 - Fax: 0(354) 212 20 26 www.grandeserhotel.com Sadece 3.500 TL BAŞYAZI Av.Ruhi Bacanlı H. Prof. Dr. Nurullah Aydın YOZGAT HABER İnan Soyer 3 0 . Y I L Yozgat'ın ilk ve tek MARKA TESCİLLİ Restaurantı Tel: 0 354 212 44 04 - 212 16 41 Cep: 0532 243 39 28 Fax: 0 354 212 79 66 Tescil No: 2007 44015 "Lezzeti sunmak sanat, tatmaksa mutluluktur" T E Ş E K K Ü R L E R Y O Z G A T ® Şeyhosman Mah. Adnan Menderes Bulv. No: 45 Tel: 0354 217 64 67 - 64 80 Faks: 0354 217 64 79 Gözü Yükseklerde Olanlara... Dergisi Dershaneleri dershanecilikte yüksek standart Y ZGAT 0354 217 33 33 www.zaferpastaneleri.com ZAFER PASTANELERi Sizler bizim için değerlisiniz! "Farkı Fark Edeceksiniz" Pasta ve tatlı Ürünleri İmalatımızda Kesinlikle Mısır Şurubu ve Glikoz Kullanmıyoruz! Hikmet AKSOY Önce Siz Dik Duracaksınız!.. u8'de İslam ve Rönesans u5'de Başbakan “Millî Çizgi”ye Ne Kadar Yaklaştı?.. u7'de Kasetlerin Hedefi u3'de Prof. Tamer Uçar, yönetim anlayışını ve hedeflerini açıkladı Perşembe 26 Mayıs 2011 GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yıl: 9 l Sayı: 2814 l 50 Kr. S arıkaya İlçesine bağlı Ak- benliçiftliği köyünde daha önceden aralarında husumet bulunan H.Ş. (32) ve C.Ş (28) kardeşler ile N.K (61) ve ço- cukları S.K (34) ve V.K (32) tarla yolundaki karşılaşması ölüm getirdi. Aralarında 'Yol- dan sen geçersin, geçemezsin' şeklinde başlayan ve sonunda kavgaya dönüşen tartışma sonunda C.K yanında bulunan av tüfeği ile karşı taraftakile- rin üzerine ateş açtı. Üzerine saçma isabet eden S.K olay yerinde hayatını kaybederken durumu ağır olan baba N.K Sorgun Devlet Hastanesine sevk edildi. H.Ş ve C.Ş, yaka- lanarak gözaltına alındı. K ayseri'de Ramazan Bayramı'nda şeker toplarken kaybolan 3 çocuğu öldürdüğü iddiasıyla tutukla- nan U. V. G. hakkında, 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Cumhuriyet Savcısı Ah- met Bartan tarafından hazırlanan 5 sayfalık iddianame, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edildi. Ay- rıca sanık G. hakkında, hürriyeti yoksun bırakma su- çundan 3 kez 6 yıldan 21 yıla kadar ve cinsel istismar suçundan 12 yıldan 22,5 yıla kadar hapis olmak üzere, toplam 85,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. 8'de Kavga ölüm getirdi... Hapishanede çürüyecek 'Barışık olacağız' Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, üniversitelerde bölüm ve program açmaktan daha çok öğrenci alabilmek için gerekli koşul- ları oluşturmanın önemli olduğunu söyledi. Rektör Uçar, “Buradaki en büyük problem işsizlik ve yoksulluk. Nüfusun önemli bölümü kırsalda yaşıyor. Ekonomisi büyük oranda ta- rıma dayalı. Kırsal alanın geliştirilme- si için bizim üniversitemizde mevcut olan bazı fakültelerin ayrı ayrı değil de, işbirliği halinde bazı projelere imza atması gerektiğine inanıyoruz. Biz üniversiteyle halkımızı kucakla- yan, bulunduğu bölge ile barışık bir yönetim olmayı hedefliyoruz” dedi. GELİŞİM SÜRÜYOR Üniversitelerinin kuruluş aşa- masını tamamlayarak gelişimine hız kazandırdığını, 2007-2008 eğitim- öğretim yılında üç fakülte, bir yükse- kokul, iki meslek yüksekokulu ve iki enstitü ile hizmet verdiğini belirten Rektör Uçar, ilerleyen dönemlerde de yeni fakülte ve yüksekokullarla büyüyerek, üniversitenin misyonunda ve vizyonunda belirlediği hedeflerle yoluna devam edeceğini söyledi. HUKUK FAKÜLTESİ SIRADA Halihazırda 9 tane fakültenin bulunduğunu belirten Rektör Uçar, şu açıklamaları yaptı: “Bunlardan 3 tanesi 'çekirdek fakülteler' diyebile- ceğimiz fakülteler. Eğitimine devam eden fakülteler kuruluş sırasına göre söylemek gerekirse mimarlık mühen- dislik fakültesi, fen edebiyat fakültesi ve iktisadi idari bilimler fakültesi. Bunların arkasından ziraat fakültesi ve tıp fakültesi kuruldu. Eğitim fakül- tesi ve iletişim fakültesine araştırma görevlisi almaya başladık. İlahiyat fakültemizin kuruluş kararı alındı bir de hukuk fakültesi var.'' Yeni fakülteler, yeni bölümler aç- mayı düşünebileceklerini ifade eden Uçar, ''Yozgat ağırlıklı olarak kırsal yaşamın hakim olduğu bir kesim. Ziraat fakültemiz var. Bitki ve hayvansal üretimde bilgi verecek durumda, fakat yörenin durumu gözönüne alındığında veterinerlik fakültesinin eksiklik olduğunu düşünüyorum. Ama veterinerlik fakültesinin, tıp fakültesi kurmak gibi pahalı bir yatırım olduğunun farkındayım. Kolaylıkla olmayacağını düşünüyo- rum. Klinikleri olacak, labora- tuvarları olacak uzun soluklu bir iş. Yozgat'ta gerekli olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu. Y erköy ilçesi Şel mevkiinde meydana gelen trafik kazasında bir kişi hayatını kaybetti. Edinilen bilgiye göre, Yozgat istikametinden Ankara istikametine gitmekte olan F.K. (51) yönetiminde 06 ZZF 85 Plakalı Tır Yerköy Şel Mevkiine geldiğinden kavşaktan aniden çıkan C.E. (50) yönetimindeki olan 66 KE 990 plakalı otomobil ile çarpış- tı. Kazada ağır yaralanan otomobil sürücüsü C.E. ambulans ile Yerköy Devlet Hastanesine adından da Yozgat Devlet Hastanesine kal- dırılırken yolda hayatını kaybetti. Tır Şoförü F.K. Yerköy Devlet Hastanesinde yapılan kontrollerin ardından gözaltına alındı. A ile bütçesine katkı sağlamanın mücadelesini nohut satarak veren ancak bu arada derslerini de aksatmayan Gözde’nin mücadelesi, çalışmanın önemini bir kez daha bize hatırlattı. Babasının aldığı tezgah üzerinde ders çalışan ve hayatının geri kalanını garanti almaya çalışan 7’inci sınıf öğrencisinin mücadelesi, son yıllarda küçülmeye de- vam ettiğimizin en açık göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. 5'de Tezgâhta ders! Yolda can verdi E konomik kriz sonrasında alım gücü gittikçe düşen vatandaşın cebindeki parası Çarşamba pazarında fileleri doldurmak için yeterli olmadı. Henüz mey- ve ve sebze fiyatlarının beklentilerin çok üzerinde olması nedeniyle zaruri ihtiyaçlarını almakla yetinen vatandaş, evine yine ‘ah’ çekerek dönmek durumunda kaldı. 7'de Meyveye güç yetmiyor Rifat SERDAROĞLU Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, bölüm açmanın değil, üniversitelerde bölüm ve programlara öğrenci alabilmek için gerekli koşulları oluşturmanın önemli olduğunu söyledi. Yozgat'ta daha çok kırsal yaşamın hakim olduğunu hatırlatan Rektör Uçar, “Bu- radaki en büyük problem işsizlik ve yoksulluk. Nüfusun önemli bölümü kırsalda yaşıyor. Ekonomisi büyük oranda tarıma dayalı. Kırsal alanın geliştirilmesi için bizim üniversitemizde mevcut olan bazı fakültelerin ayrı ayrı değil de, işbirliği halinde bazı projelere imza atması gerektiğine inanıyoruz. Biz üniversiteyle halkımızı kucaklayan, bulunduğu bölge ile barışık bir yönetim olmayı hedefliyoruz” dedi.

26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Yozgat Haber

Citation preview

Page 1: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER

EVCİLİK KAMPANYASI

Kampanyamız 01.01.2012 tarihine kadar hafta içi günler için geçerlidir.

√ Düğün Pastası √ Kuru Pasta√ Karışık Kuruyemiş√ Cips √ Limitsiz Meşrubat √ 15 kişilik gelin – Damat hamamı√ Kamera ve Fotoğraf çekimi

√ Balayı Odası ( Suit oda 2 gece)√ Anı kürsüsü ve defteri √ Sandalye giydirme √ Nikâh masası√ Lazer, sis ve Işık gösterileri √ Volkan ve Konfeti Show

Şeyh Osman Mh. Adnan Menderes Bulvarı No: 85 YOZGATTel: 0(354) 212 26 26 - Fax: 0(354) 212 20 26 www.grandeserhotel.com

Sadece3.500 TL

BAŞYAZI

Av.Ruhi Bacanlı

H. Prof. Dr.Nurullah

Aydın

YOZGAT

HABER

İnan Soyer

30. YIL

Yozgat'ın ilk ve tek MARKA TESCİLLİ

Restaurantı

Tel: 0 354 212 44 04 - 212 16 41 Cep: 0532 243 39 28Fax: 0 354 212 79 66

Tescil No: 2007 44015

"Lezzeti sunmak sanat, tatmaksa mutluluktur"

TEŞEKKÜRLER YOZGAT

®

Şeyhosman Mah. Adnan Menderes Bulv. No: 45 Tel: 0354 217 64 67 - 64 80 Faks: 0354 217 64 79

Gözü Yükseklerde Olanlara...D e r g i s i D e r s h a n e l e r i

dershanecilikte yüksek standart

YOZGATHABERYOZGATHABER

SPORTMEN

BilalYeşilkaya

AYTAÇ AKYUDUM GIDA SAN. ve TİC. A.Ş.Yozgat Bayii: Korcan Ticaret Abdulcelil Çiftçi Sivas Caddesi Onur Apt. Altı No:7 • Tel: 0354 217 48 10 • YOZGAT

BAŞYAZI

Av.Ruhi Bacanlı

YOZGAT

HABER

İnan Soyer

Son Nokta

ÖzlemÇelikkaya

Şebnem Özbek

EDİTÖR

Gökhan Doğan

Kıs

a kı

sa...

VolkanAcer

Y ZGAT

ABER AYTAÇ AKYUDUM GIDA SAN. ve TİC. A.Ş.Yozgat Bayii: Korcan Ticaret Abdulcelil Çiftçi Sivas Caddesi Onur Apt. Altı No:7 • Tel: 0354 217 48 10 • YOZGAT

Y ZGAT

ABER0354 217 33 33

www.zaferpastaneleri.com

ZAFER PASTANELERi

Sizler bizim için değerlisiniz!

"Farkı Fark Edeceksiniz"

Pasta ve tatlı Ürünleri İmalatımızda

Kesinlikle Mısır Şurubu ve Glikoz

Kullanmıyoruz!

Hikmet AKSOY

Önce Siz Dik Duracaksınız!..

u8'de

İslam ve Rönesansu5'de

Başbakan “Millî Çizgi”yeNe Kadar Yaklaştı?..

u7'de

Kasetlerin Hedefiu3'de

Prof. Tamer Uçar, yönetim anlayışını ve hedeflerini açıkladıPerşembe 26 Mayıs 2011 GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yıl: 9 l Sayı: 2814 l 50 Kr.

Sarıkaya İlçesine bağlı Ak-benliçiftliği köyünde daha

önceden aralarında husumet bulunan H.Ş. (32) ve C.Ş (28) kardeşler ile N.K (61) ve ço-cukları S.K (34) ve V.K (32) tarla yolundaki karşılaşması ölüm getirdi. Aralarında 'Yol-dan sen geçersin, geçemezsin' şeklinde başlayan ve sonunda

kavgaya dönüşen tartışma sonunda C.K yanında bulunan av tüfeği ile karşı taraftakile-rin üzerine ateş açtı. Üzerine saçma isabet eden S.K olay yerinde hayatını kaybederken durumu ağır olan baba N.K Sorgun Devlet Hastanesine sevk edildi. H.Ş ve C.Ş, yaka-lanarak gözaltına alındı.

Kayseri'de Ramazan Bayramı'nda şeker toplarken kaybolan 3 çocuğu öldürdüğü iddiasıyla tutukla-

nan U. V. G. hakkında, 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Cumhuriyet Savcısı Ah-met Bartan tarafından hazırlanan 5 sayfalık iddianame, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edildi. Ay-rıca sanık G. hakkında, hürriyeti yoksun bırakma su-çundan 3 kez 6 yıldan 21 yıla kadar ve cinsel istismar suçundan 12 yıldan 22,5 yıla kadar hapis olmak üzere, toplam 85,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. 8'de

Kavga ölüm getirdi...

Hapishanede çürüyecek'Barışık olacağız'

Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, üniversitelerde bölüm ve program açmaktan daha çok öğrenci alabilmek için gerekli koşul-ları oluşturmanın önemli olduğunu söyledi. Rektör Uçar, “Buradaki en büyük problem işsizlik ve yoksulluk. Nüfusun önemli bölümü kırsalda yaşıyor. Ekonomisi büyük oranda ta-rıma dayalı. Kırsal alanın geliştirilme-si için bizim üniversitemizde mevcut olan bazı fakültelerin ayrı ayrı değil de, işbirliği halinde bazı projelere imza atması gerektiğine inanıyoruz. Biz üniversiteyle halkımızı kucakla-yan, bulunduğu bölge ile barışık bir yönetim olmayı hedefliyoruz” dedi.

GELİŞİM SÜRÜYORÜniversitelerinin kuruluş aşa-

masını tamamlayarak gelişimine hız kazandırdığını, 2007-2008 eğitim-öğretim yılında üç fakülte, bir yükse-kokul, iki meslek yüksekokulu ve iki enstitü ile hizmet verdiğini belirten Rektör Uçar, ilerleyen dönemlerde de yeni fakülte ve yüksekokullarla büyüyerek, üniversitenin misyonunda ve vizyonunda belirlediği hedeflerle yoluna devam edeceğini söyledi.

HUKUK FAKÜLTESİ SIRADAHalihazırda 9 tane fakültenin

bulunduğunu belirten Rektör Uçar, şu açıklamaları yaptı: “Bunlardan 3

tanesi 'çekirdek fakülteler' diyebile-ceğimiz fakülteler. Eğitimine devam eden fakülteler kuruluş sırasına göre söylemek gerekirse mimarlık mühen-dislik fakültesi, fen edebiyat fakültesi ve iktisadi idari bilimler fakültesi. Bunların arkasından ziraat fakültesi ve tıp fakültesi kuruldu. Eğitim fakül-tesi ve iletişim fakültesine araştırma görevlisi almaya başladık. İlahiyat fakültemizin kuruluş kararı alındı bir de hukuk fakültesi var.''

Yeni fakülteler, yeni bölümler aç-mayı düşünebileceklerini ifade eden Uçar, ''Yozgat ağırlıklı olarak kırsal yaşamın hakim olduğu bir kesim. Ziraat fakültemiz var. Bitki ve

hayvansal üretimde bilgi verecek durumda, fakat yörenin durumu gözönüne alındığında veterinerlik fakültesinin eksiklik olduğunu düşünüyorum.

Ama veterinerlik fakültesinin, tıp fakültesi kurmak gibi pahalı bir yatırım olduğunun farkındayım. Kolaylıkla olmayacağını düşünüyo-rum. Klinikleri olacak, labora-tuvarları olacak uzun soluklu bir iş. Yozgat'ta gerekli olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu.

Yerköy ilçesi Şel mevkiinde meydana gelen trafik kazasında

bir kişi hayatını kaybetti. Edinilen bilgiye göre, Yozgat istikametinden Ankara istikametine gitmekte olan F.K. (51) yönetiminde 06 ZZF 85 Plakalı Tır Yerköy Şel Mevkiine geldiğinden kavşaktan aniden çıkan C.E. (50) yönetimindeki olan 66 KE 990 plakalı otomobil ile çarpış-tı. Kazada ağır yaralanan otomobil sürücüsü C.E. ambulans ile Yerköy Devlet Hastanesine adından da Yozgat Devlet Hastanesine kal-dırılırken yolda hayatını kaybetti. Tır Şoförü F.K. Yerköy Devlet Hastanesinde yapılan kontrollerin ardından gözaltına alındı.

Aile bütçesine katkı sağlamanın mücadelesini nohut satarak veren ancak bu arada derslerini de aksatmayan Gözde’nin mücadelesi, çalışmanın önemini bir kez daha

bize hatırlattı. Babasının aldığı tezgah üzerinde ders çalışan ve hayatının geri kalanını garanti almaya çalışan 7’inci sınıf öğrencisinin mücadelesi, son yıllarda küçülmeye de-vam ettiğimizin en açık göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. 5'de

Tezgâhta ders!

Yolda can verdi

Ekonomik kriz sonrasında alım gücü gittikçe düşen vatandaşın cebindeki parası Çarşamba pazarında

fileleri doldurmak için yeterli olmadı. Henüz mey-ve ve sebze fiyatlarının beklentilerin çok üzerinde olması nedeniyle zaruri ihtiyaçlarını almakla yetinen vatandaş, evine yine ‘ah’ çekerek dönmek durumunda kaldı. 7'de

Meyveye güç yetmiyor

Rifat SERDAROĞLU

Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, bölüm açmanın değil, üniversitelerde bölüm ve programlara öğrenci alabilmek için gerekli koşulları oluşturmanın önemli olduğunu söyledi. Yozgat'ta daha çok kırsal yaşamın hakim olduğunu hatırlatan Rektör Uçar, “Bu-radaki en büyük problem işsizlik ve yoksulluk. Nüfusun önemli bölümü kırsalda yaşıyor. Ekonomisi büyük oranda tarıma dayalı. Kırsal alanın geliştirilmesi için bizim üniversitemizde mevcut olan bazı fakültelerin ayrı ayrı değil de, işbirliği halinde bazı projelere imza atması gerektiğine inanıyoruz. Biz üniversiteyle halkımızı kucaklayan, bulunduğu bölge ile barışık bir yönetim olmayı hedefliyoruz” dedi.

Page 2: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER26 Mayıs 2011

Perşembe2 Düşünce

Geçtiğimiz günler içinde vatan toprağı olan iki ada-mız Yunanlılar tarafından işgal edildi! Bunlardan bir ta-nesi “Eşek Adası.” Biz Deniz Yedek Subay Okulunda yani Yassıada’da eğitim görürken karşımızda bulunan stratejik bir adaydı! Şu an oraya Yunan bayrağı çekil-di! Bu konu Namık Kemal Zeybek tarafından açıklan-dı. Başbakanlık koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdo-ğan ve Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Abdullah Gül’ün hiç sesleri çıkmıyor! Devleti yönetenlerin bu konudaki duyarsızlıklarına dikkatlerinizi çekiyorum!

AKP İLE TÜRKİYE’DE İNSAN KİMLİĞİ VE DEĞERLERİMİZ ÖRSELENDİ!Dr. Özcan Yeniçeri : “Bütün yaratıklar içerisinde

onur, yalnızca insana özgüdür. İnsandan onuru-nu alırsanız geride et ve kemik yığını bir enkaz kalır. Bu sebepledir ki olgun insan için onursuz yaşamak ölmekle eşdeğerdir. “ (1)

Seyyid Ahmet Arvasi ise Türk İslâm Ülküsü isimli kitabında bunu : “İnsanı, maddi ve objektif kriter-lerle değerlendirmeye kalkıştınız mı, onu alçal-tırsınız, insanın kas gücü, bir beygirden daha az-dır. Maddi elementler bakımından değeri, otuz-kırk kilogram gübreye eşittir. Protein değeri bakımından bir koyundan daha az para eder. İn-sanın asıl değeri, ancak sübjektif ve manevi bir yaklaşımla anlaşılabilir. Biz insanlar, birbirimize, zengin bir elementler kompozisyonu, güçlü bir protein deposu, verimli bir enerji kaynağı veya kullanılması gereken bir âlet ve makine gözü ile bakamayız. İnsana, madenler, bitkiler ve hayvanlar gibi muamele edeme-yiz. İnsan, kendine yönelmek isteyen böyle bir bakış tarzını, bütün tarihi boyunca şiddetle reddetmiş bulun-maktadır. İnsanın alçaltılması demek, ona maden, bitki ve hayvan muamelesi yapmak demektir. Bütün insanlık tarihi, insanların böyle bir muameleye isyanı ile doludur.” şeklinde izah etmektedir.

İSLÂMÎ OLMAYAN DAVRANIŞ SAHİPLERİ KENDİLERİNİ “MÜSLÜMAN” GİBİ GÖSTERİYORLAR!“İleri demokrasi safsatalarından bahse-

denlerden bize yansıyanları ve onları iyi irdeleyin!” “Irak’ta ve Libya’da Müslümanları kömür ha-

line getiren ve Irak’ta cemaatleriyle birlikte 23 camiyi yerle bir eden BOP projesine eşbaşkan olanlara destek olmayınız!”

Emin ÇÖLAŞAN, 22.06.2005 tarihli Hürriyet Gaze-tesinde “1998 yılında 4 tinerci, bir bayan öğret-menle kızını kaçırdı. Tecavüz ettiler, gasp ettiler. Anneyi ağır yaralayıp kızını öldürdüler. Korkunç bir olaydı. Bu kişiler yargılandı ve ömür boyu hapis cezası aldı. Ama AKP döneminde yeni TCK çıktı ve bu herifler yeni yasadan yararlanıp tahli-ye edildiler. Bu nasıl yasadır? Bu nasıl hukuktur? Nasıl adalettir? Anlayan varsa bize anlatsın.” diyor; Bir zamanlar “Ben ülkemi satmakla yüküm-lüyüm” diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın birkaç gün önce Libya’da batan bir gemi içerisinde bulunan 600 Müslüman’ı ölüme terk ederek kurtarılmalarını önle-mesini, Ergenekon tarihî ismine duyarlı olması gere-kirken bu isim altında terörle, teröristlerle mücadele eden yüzlerce kahraman Türk Subaylarına ve vatanse-ver insanlara terörist damgası vurdurularak tutukla-tılmalarını, üniversite imtihanlarında partizanlık adına oluşturulan kurgulamalarla dünyada eşi görülmeyecek şekilde gençler üzerine umutsuzluk pompalanma-sını, MHP’ye karşı sürdürülen şantaj, tertip ve iftira kampanyaları hadiselerini, bunu siyasete alet ederek

propagandaya dönüştürmelerini hangi ahlâk, hukuk, insanlık ve sorumluluk gerekçeleriyle açıklayacaksınız?

DEVLET YARDIMI OLMADAN MHP’YE TERTİP DE YAPILAMAZ, KASET DE HAZIRLANAMAZ!Siyaset, BOP eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın

ağzından çıkan hukuksuz ifadelerle yozlaştırılıyor. Siyasi partiler halk iradesiyle değil emperyalist oyun-larla şekillendirilmeye çalışılıyor! Muhalefet partilerine yapılacak her tertipten Recep Tayyip Erdoğan sorumlu tutulmalıdır!

Recep Tayyip Erdoğan’ın aylar önce 2 partili bir sisteme geçeceğiz şeklindeki BOP eşbaşkanı kimliğiyle yaptığı açıklamasına bağlı olarak hukuksuz bir şekil-de MHP’ye tertiplerin yapıldığını görüyoruz. Yani bu anayasa dışı iftira ve tertipler Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önceki açıklamalarıyla ele alınacak ve bir suç itirafı olarak mutlaka geleceğe taşınacaktır!

Sayın Devlet Bahçeli meydanlarla birlikte

televizyonlarda da konuşmalıdır. Sadece Devlet Bah-çeli de değil, bütün MHP Milletvekilleri ve MHP Millet-vekili adayları bütün vilayetlerde (kazalarda, köylerde) çok sesli bir propaganda yaparak yapılacak tertipleri etkisizleştirmelidirler!

Olayları ve gelişmeleri müzik dinler gibi izlemeyin. Derinliklerine inin. Birçok yerde hukuksuzluklarıyla AKP yöneticilerinin izlerini bulacaksınız!

Tolstoy’un “Nerede kölelerinizin olmasını is-terseniz, orada müziğe elinizden geldiğince çok önem vermelisiniz” sözüyle günümüzde karşılaştık-larınızı kıyaslayınız. İnsanlar, değişik vasıtalarla be-yinleri yıkanarak, kaybettikleri vakitlerini, kimi neden alkışladıklarını, nerelere sıkıştırıldıklarını irdeleyebili-yorlar mı? Ne yazık ki onlar hüzünleri, acıları, ölümle-ri, savaşları, tertipleri, kirli senaryoları, kaybettiklerini ve işgalleri görmezlikten gelerek bir yerlere sürüklen-diklerini düşünemiyorlar. Size soruyorum gerçeklerden kaçış ne zamana ve nereye kadar sürdürülecek?

Kofüçyüs ise : “Bir yıl içinde ürün almak isti-yorsan; tohum ek, on yıl içinde meyve almak is-tiyorsan; ağaç dik, yüz yıl içinde ürün almak isti-yorsan insan eğit.” sözüyle eğitimin önemine işaret etmektedir. O halde vakit geçirmeden hayatı okumayı öğrenin! Erich Fromm da “sahip olmak ya da ol-mamak” adlı eserinde “İnsanlık büyük bir hızla yok olmaya doğru sürüklenmektedir. Ekonomik gelişimin giderek insanları tutsak alması, doğaya karşı takınılan

düşmanca tavır ve bir atom savaşı tehlikesi, insan so-yunu ve dünyayı tehdit etmektedir... Yeni bir insan ve yeni bir topluma geçişin tek yolu, her şeyi elde etmek, onlara egemen olmak biçiminde beliren ve kâr tutku-su, açgözlülük, bir de ihtiras demek olan “sahip ol-mak” karakterini terk etmekten geçer. İnsanlar onları huzura, mutluluğa ve diğer insan kardeşlerini sevme-ye yöneltecek olan bir dünya görüşüne geçemedikleri sürece, kurtulmaları imkânsızdır.” (2)

“İnsanlar farklı kişilikler kazandırılarak, olum-suzluklar yüklenerek, toplumu, hayatı, çevreyi, geleceği düşünemez hale getirildiler!”

Buğday satıyorduk, dışardan buğday satın alır hale getirildik! Bu çökertmelere “hizmet” diyerek, bu hazin halleri gizleyerek size boş vaatlerde bulunuyorlar... Yapmadıkları işlerle övünüyorlar. Sizi aldatmakta ka-rarlılar... Devlet imkânlarını kullanarak propaganda yapıyorlar... Seçim döneminde attıkları temellere asla inanmayınız! Size hizmetsiz geçirdikleri ve sorunlarla kararttıkları 9 yılın hesabını versinler! İmam-ı Gaza-li kitaplarında kendisini hiç övmemiştir. “Fahr yani övünme haramdır, kötü bir haslettir. Ucub yani kibir ve riyâya sevk eder.” denilmektedir. Sanatkär bir ter-zinin diktiği elbiseyle farklı görünen bir adama “bu el-bise çok güzel, seni de çok güzelleştirdi” denilse, o da “bu elbisenin neresi güzel?” karşılığını verse,

sanatkârı tahkir (hakaret) ederek küçültmüş olur. Ama “senin dediğin doğru, giydiğim bu elbi-se gayet güzel, fakat bu güzelliği veren ben değilim, sanatkârdır...” derse sanatkârı ve sanatını da övmüş olur, kendisini övmüş olmaz. (3)

ALLAH’TAN UZAKLAŞANLAR SİZE VE MÜSLÜMANLARA KÖTÜLÜK YAPIYORLAR!Bugün dindarlık kisvesi altında karşınıza

çıkıp yapmadıkları işlerle öğünenlerin kendile-rini Tanrılaştırma gayretlerinin iç cephelerini İmam-ı Gazali’nin söz ve yaşayışına göre tes-pit edip isimlendirmeniz zor olmayacak! Yani bugün emperyalizme sırtlarını dayayarak,

Libya’da batan bir gemide bulunan 600 Müslüman’ın, Irak’ta bir buçuk milyon Müslüman’ın katledilmeleri-ne sebep olan Recep Tayyip Erdoğan sadece bu gü-nahların içlerinde kalmamış, ALLAH diyen insanları, Peygambere sadakat gösteren Müslümanları katleden Amerikan askerlerine

“Irak’ta savaşan ABD’li kahraman bay ve ba-yan askerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz.” şeklinde yakarışta bulunmuştur.

“ALLAH’ı tanımayan insanların yanlarında yer aldığınızı öğrenmeniz için” bunlar size ibret verici bir ders olsun!

AKP YÖNETİCİLERİ FAİZCİLİĞİ KÂR KAPISI HALİNE DÖNÜŞTÜRDÜLER. Çiftçilerimiz devlete olan borçlarını ödeyemez hale

getirildiler. Faizin faizini almak için evlerine gelen icra memurlarıyla karşılaşma durumuna düşürüldüler. Bu halleriyle varlıklarını, huzurlarını ve sağlıklarını da kaybediyorlar.

AKP yöneticileri zinayı da suç olmaktan çıkar-dılar!

Hazret-i Enes dedi ki ; “Resûl-i Ekrem (S.A.V.) bize bir hutbe okudu ve faizden bahsetti. Faizin büyük bir günah olduğunu” söyledikten sonra dedi ki : “Bir insanın aldığı veya verdiği bir dirhem faiz, Allah’ın indinde bir kimsenin otuz altı defa zina yapmasından daha büyük günahtır. Faizlerin faizi de Müslümanların ırzlarına tecavüzdür.” (4)

AKP yöneticileri hizmetsiz geçen 9 yıldan sonra,

Kırım Türkleri ve Vatan Özlemi

AKP ile Yozlaşanlar ve Yozlaştırılanlar

Rusya ve yandaşı komünistlere karşı çetin uğraş verilirken 1976 yılında müca-delemizin yine yoğun olduğu günlerin bi-rinde Moskof’a karşı mücadele veren Kırım Tatar Türklerinin liderlerinden Mustafa Cemiloğlu’nun şehit olduğu haberi duyuldu. Birkaç gün onun ruhu ve Kırım Türkleri için etkinlikler yapmıştık, sonra şehit olmadığını korkunç eziyetler içinde mücadelesini devam ettirdiğini duyduk sevindik.

Teorik olarak içimizde olan esir Türkler olgusu ve Turan gerçeği bende derin izler bıraktı.

Tatar diye anılan Kırım Türklerinin dili Türkçedir. Hanefi mezhebine bağlı Sünni Türklerdir. Kırım Tatar lehçesi şivesi olarak adlandırılan konuştukları lisan Oğuz-Kıpçak karışımı bir lehçedir.

Kırım Türkleri çok önemli fikir ve devlet adamı yetiştirmişler ve Türk dün-yasına hizmet etmişlerdir. Bunlardan biri de Gaspıralı İsmail Bey’dir.

İsmail Gaspıralı Bey, o dönemde Kırım Tatar Türklerinin yaşadığı problemlerin SSCB hegemonyasında bulunan diğer Müslüman Türklerle aynı olduğunu söyleyen fikir ada-mıdır. Bu durumdan kurtulmanın da bütün Türklerin birleşip bir güç teşkil etmesinden geçtiğini söyleyen tarihi bir şahsiyettir.

Bu yiğitleri bağrından çıkaran Kırım Türk’ü 1944 yılından bu tarafa yoğun baskı işkence altındadır. O bölgede yaşa-yan aralarında Kırım Tatarlarının da bulun-duğu Türk toplulukları Osmanlının yenilgisi sonrası Rusların esareti altında inliyorlardı. Rusya bu yaptıkları ile kalmadı, benliklerin-den vazgeçmeyen, asimile olmayan inanç ve kültür yapısı nedeniyle Türklere baskıyı fazlalaştırdılar.

11 Mayıs 1944 yılında Kırım Türklerinin tüm ferdinin Kırımdan sürgüne gönderilme-sini emreden karar imzalandı. Rus NKVD birlikleri tarafından 17’yi 18 Mayısa bağlayan gece uygulamaya kondu.

Tarih 18 Mayıs 1944 Kırım Türkleri evin-den ocağından vatanından sürgüne gönde-rilirken toparlanmaları için 15-20 dakikalık süre tanındı. Taşıyabilecekleri eşyalarını aldılar ve o gece hayvan vagonlarına bin-dirildiler, onlar için eziyetli ve meçhule bir yolculuk başladı.

Kırım Türk’ü birbiri üzerinde, günlerce su ve ekmek verilmeden yol gitti. Hastalık ve havasızlıktan, açlıktan on binlerce Tatar can verdi. İnsani ihtiyaçlarına bile izin verilmedi, ölülerini dahi vagon dışına çıkarmadılar on-larla beraber yolculuk yaptırdılar.

Bunları yaptıran Ruslardı, şimdilerde ABD’nin yaptığı gibi.

Kırım Türklerinin sürgününde dikkat çe-ken şudur: Ruslar kendi dünya görüşünü ka-bul etmiş yani komünizmi inanmış Tatarları dahi bu sürgünde ayrı tutmadılar. Savaşta bulunan Kırım Tatarlarına hiçbir şey duyur-mayıp onlardan faydalandıktan sonra savaş bitimi onları da aynı akıbete uğrattılar.

Kırım Türkleri vatansızlığın ne ol-duğunu, o acıyı iyi bilir. Vatanlarına kavuşmak için 1956 yılından bu tarafa mücadele vermektedir.

Türkiye’den o dönemde çok şey bekle-mişlerdi ama düşündüklerini bulmadılar an-cak yapılanlar Türkiye’ye kaçan, Türkiye’ye yerleşmek isteyen kardeşlerimize kapıların açılması onların kabul edilmesidir.

Geçen 18 Mayıs tarihi Kırım Türkleri-nin Sürgüne gönderilişinin 67’nci yılıdır. 67 yıldır sıkıntı çektikleri halde bugün dahi özünü ve dilini koruyan Kırım Türkleri Tatarlar övülmeye layıktır.

Yazımı bir Kırım Türküsü ile bitiriyorum. Elif dedim be dedim/ Kız ben sana ne

dedim/Akan su mürekkep olsa/ yazılmaz benim derdim.

Elifim(nuktalangan)noktalandı/ Az derdim (Çohçalangan) çokçalandı/ Yetiş anam yetiş babam/ Kabrim (Kaberim) tahtalandı (tahta-langan)..

Bağımsızlıklarına kavuşacakları güne tez elden ulaşmalarını, yüreğimin onlarla bera-ber olduğunu söylemeyi bir görev biliyorum.

Üzeyir LokmanÇAYCIYOZGATHABER

26 Nisan 2011

Salı2 DüşünceHalk arasında “baykuş” ifadesi, genel olarak

uğursuzluk karşılığı ya da habercisi olarak algılanır... Kişilerin algıladığı uğursuzluk eğer bir toplum için söz konusu ise, gelecekten endişe edilir... Hele bu baykuşluk görevini laf ebeleri yapıyor ve telkinleriyle halkı yanlışa sürüklüyorsa, o takdirde iş daha da vahimdir demektir... Ülkemizi bilinmeyen bir girdaba doğru sürüklenme potansiyelini çoğaltan bazı “ekran baykuşları” tarafından yapılan telkinlerin yanlışlığı fark edilmelidir.

Bu baykuşların her akşam geç saatlere kadar renkli cam aracıyla evlerimizin içine girerek, milletin kulağını tırmalayan uğursuz söylemlerine dikkat etmek gerek. Buna aracı olanların da sorumlulukları vardır. Akıl çeldirici değerlendirmelerine karşılık doğru ve etkili yanıt vermek her vatansever aydın ve akademisyenin görevidir. Bunu yaparken etkili dil olan Türkçenin doğru kullanımına da dikkat etmek gerek...

**Bir akademisyenin görevi sadece alan dersini

vermek ve makale yazmak değildir; bunları zaten yapacaktır; yapmaya mecburdur; asli görevidir; ekmek teknesi onları yapmayı mecbur kılar...

Diğer asli bir görevi daha var akademisyenin ve dahi aydının; ülkenin gidişatı hakkında halkını bilgilendirmek, aydınlatmaktır; böylece düşmanların oyununu bozmaktır... Bunun için görevi olan aydınlatma işlevini etkili olarak yapmak ve sürdürmek... Bu görev, aydın kişi olmanın sorumluluğudur, aynı zamanda görevi... Renkli ekranın meczup baykuşların dışa vurulan kin ve nefret dolu ifadelerine bilgi ve bilim ile doğrudan yanıt vermek, aydınlatıcı olacağını da hatırlamak gerek...

**Birey mi diktatörlük mü?Demokrasilerde kişilere dayalı rejimlerin miadı

dolmuştur. Bundan böyle söz hakkı, diktatörlüklerde değil, hakkıyla “birey” ve “vatandaş” olmuş insanların oluşturduğu toplumdadır...

Bu hak, Cumhuriyetle birlikte Mustafa Kemal’in Türk Milletine hediyesidir. Birey olmak vatandaş olmak demektir ve bu son derece önemlidir. Zaten savunduğumuz cumhuriyet ve demokrasi bunu amaçlamaktadır. Bunu istemeyenler, ayrı ajandaları olup farklı kulvarlarda ayak sürtenlerdir...

“Devlet”, koruyucu-denetleyici-gözetici bir şemsiye olarak görevi üstlendiği takdirde, gerçek “birey-vatandaş” olunur. T.C. Devletinin kuruluş felsefesindeki temel amaç da kişiyi “birey-vatandaş” yapmaktır.

Vatandaşlık, her türlü feodalizmin köleliğinden, padişahın kulu ve tebaası olmaktan kurtulma esasına dayanır. Buna engel olanlar, başta dikta rejimini benimseyenlerdir...

**Modern zamanda diktatörlük...

Diktatörlük, illaki monarşi ile gelecek diye bir şart yoktur. Seçimle de diktatörlük olur... Her nedense diktatörlük denildiğinde hep askeri cunta akla geliyor... Yanlış... Süngüsüyle gelen diktatörlükler kadar seçimle gelen sivil diktatörlükler de vardır. İşte yakın tarihten örnekler; Hitler ve Mussolini rejimleri sivil diktatörlüklerdir... Ve bunlar seçimle, yani halkın oyuyla –hani şu meşhur cumhur denilen güç var ya- iktidar olmuşlar ve diktatörlüklerini ilan etmişlerdir...

** “Modern zamanlarda sivil diktatörlük nasıl

gerçekleşiyor” sorusunun yanıtını bulmak ve insanlara anlatmak, her ülke aydınlarının, düşünürlerinin temel görevidir...

Ne demek modern zamanda sivil diktatörlük? Bunun irdelemesini yapalım; bu süreç son

derece plânlı ve programlı olarak, “ustaca” gerçekleştirilmektedir... Süreç şöyle işler; önce alt yapısı hazırlanır, etap-etap yol alınır; işe kadroların yetiştirilmesiyle başlanır...

Devletin idaresinde etken olacak alanlara özellikle

kadrolar yetiştirilir. Örneğin hukuk, siyasal, istihbarat ve eğitim alanlarında kadroların yetişmesine özel bir ilgi gösterilir...

Son aşamaya gelindiğinde özel eğitimle yetiştirilen (kayıtsız ve şartsız biat kültürüyle yetiştirilen) bu kadrolar, devletin tüm kademelerini işgal etmeye başlar... Özel olarak eğitilmiş bu kadrolar mükemmel derecede takiye yapmayı öğrenirler ve uygularlar... Sureti haktan görünürler, “sevimli” görünmek, sempati için çok önemsenir; karşısındakileri aldatmak ve kandırmak için her renkte ve şekilde maske takarlar; bunlar sahte “humanite maskeleri”dir...

Sıradan vatandaşları aldatmak, kandırmak için onların “hakkını savunuyormuş gibi” davranmak ilkesi vardır... Esas amaçlarını gizleyerek verilen görevi yaparlar; rollerini çok iyi oynarlar... Devletin imkânlarıyla vatandaşın aklı, fikri, oyu, ruhu, parası gasp edilir... Bunun sonunda sözde “seçim” denilen bir kandırmacıyla vatandaşın oyu ile iktidar olurlar...

Hâlbuki yapılan iş “seçim” değildir; vatandaş tarafından “seçilen” kimse yoktur; birileri tarafından hazırlanmış “günahkâr” takımı bir listenin vatandaşa tasdik ettirilerek kusura ortak arama sistemidir... Artık her türlü hileyi, istismarı yapmak mubah sayılır; önlerine çıkan her engeli, çeşitli bahaneler yaratarak kılıflar hazırlayarak aşarlar... Her tür yalan ve istismarı kullanarak olayları kendilerine yontarlar... Artık devletin her kademesinde “diktatörlük” rüzgârları aralıklı olarak esmeye başlar... Zahiri bir diktatörlük hissedilir... Bir korku atmosferi oluşur; toplum müthiş bir baskı hisseder...

**Halkın diktaya hazırlanması...Toplumda bu diktatörlük havasını yaratabilmek

için halkın kandırmacılarla hazırlanması gerekir... Yani, oylarının gasp edilmesi için halkın buna hazır hale getirilmesi gerekir... Önce halk “muhtaç” konuma sokulur... Fukaralaştırılır... Sonra bu biatli kadrolar dönüp sureti haktan görünürler... Sahte “halk koruyucusu” yapmacık rollerle “yardım” sektörü oluşturulur... Kimine yakacak, kimine yiyecek, kimine giyecek, kimine de ev aletleri dağıtılır...

Kimin kesesinden, tabii ki devletin... Herkesin cebinden çıkan vergiden... Fakat muhtaç vatandaş bu yardımların devletin değil de (X) partinin yardımı sanır ve oyunu ona verir... Bir durum daha dikkate alınarak istismar edilir; fakir fukaranın, garip gurabanın sığınak ve teselli kapısı olan “manevi değerler sığınağı” bu kadrolar tarafından çok iyi derecede istismar edilir...

Vatandaşın gözünde bu kadrolar, güya, “dindar” damgasıyla anılırlar... Çeşitli renkli ambalajlarla halkı kandırmak için “din” kullanılır... Kısaca din ticareti yapılır... Diğer taraftan bu ticaret sayesinde yaratılan “elit” ve zengin bir tabaka iş başında olur... Mabet referanslı kapitalizm hortlar... Devletin imkânları bu tabakaya peş-keş çekilerek kontrolsüz, kayıtsız büyük

REKLÂM vermek ve ABONE olmak için

217 09 04'ü tuşlamanız yeterli

Bugünlerde ülkemizde olan bitenler, önümüzdeki dönemde planlanan sinsi oyunların bir habercisi gibi görülüyor. Bölücü odakların açık ya da örtülü tehditleri karşısında devletin maruz bırakıldığı söz ve davranışlar millet vicdanını kanatmaya devam ediyor. Bazı çevrelerce bölücü başının “genel af” ile serbest bırakılabileceği bile seslendiriliyor. Bakınız bu hususta 21 Ağustos 2010 tarihli “Öcalan hangi tarihte serbest kalacak” başlıklı yazımızda şu ifadelere yer vermişiz:

İktidar yetkilileri “hayır” dese de, Öcalan açısından tünelin ucundaki ışığın görüldüğünü söylemek mümkündür. İstediğiniz kadar “Öcalan’a af yok”, “yeniden yargılama olmaz” deyin; eğer bahsedeceğimiz süreç böyle devam ederse, APO salıverilmese bile onu içeride tutan sebepler temelden sarsılmış olacaktır.

Ve yine aynı konuyla bağlantılı olarak 7 Ağustos 2010 tarihindeki yazımızda şunlar belirtilmiş:

Bütün hedef ve özlem “demokratik özerklik” tir. Üstelik bu yeni şekillenmiş bir arayış da değildir. Bölücübaşı Öcalan’ın vaat ettiği temel bir enstrümandır. Önümüzdeki dönemde doğrudan demokratik özerklik tartışılacak ve bu kavramın içi doldurulmaya çalışılacaktır.

Gerginlik tırmanıyorElbette bazılarımız bunun bir

paranoya veya seçimlere yönelik bir manipülasyon olduğunu düşünebilir. Zira bu önermelerimizin doğruluğunu tamamen kanıtlayacak bulgulara sahip değiliz. Ancak burada bilimsel bir tartışmadan bahsetmiyoruz. Hepimizin gözleri önünde olup biten şey Türk adaleti tarafından binlerce insanın katili olduğuna hükmedilen bir suçlunun, adına “terör”, “bölücülük” ya da “Kürt sorunu” denilen bir meselenin çözümünde kilit konuma sürüklenmek istenmesidir.

Üstelik kısmen de olsa aşama kaydedilmiş ve kitle iletişim araçlarında propaganda dönemi başlamıştır. Aslında burada önemli olan, devletin kiminle görüştüğü değil ne adına görüşüldüğüdür. Özellikle muhalefet tarafından seslendirilen sözde “ateşkesin devamı” ya da “yeni Anayasanın içeriğinin belirlenmesi için görüşülüyor” tezi gerçekten insanın kanını donduruyor. Ekranlara yansıyan devlete kafa tutma girişimleri, Cumhurbaşkanlığı makamını hiçe sayan tavırlar ve onlara karşı gösterilen abartı dolu kabullenişler... İnanın sağduyu sahibi tüm kesimler bu süreç karşısında “yeter artık” demekten kendini alıkoyamıyor.

Toplumsal akıl sallanıyor ve sabırlar giderek tükeniyor. Sokakta, evde, kahvede, okulda ve daha pek çok yerde örtülü gerginlikler yavaşça tırmanıyor. Belki de yaklaşan seçimler açığa çıkması muhtemel öfke patlamalarını bastırıyor.

Halk hiçe sayılamaz Hepimiz biliyoruz ki bu meseleye

ilişkin olarak yaklaşık 30 yıldır sürdürülen politikalar kesin sonuca varılmasını sağlayamamıştır. Zaman zaman gündemden düştüğü sanılan dönemlerde bile kökü kurutulamayan bu sorun, her defasında yeniden ortaya çıkmayı başarmıştır. Buna paralel olarak Türkiye’de çeşitli siyasi görüşlere sahip toplum kesimlerinin Güneydoğu meselesi karşısında değişim gösterdiğini ifade etmek mümkündür. Türk halkı devlet onuruna ve sistemine yakışan barış çabalarını desteklemekle birlikte, aynı devletin aşağılandığı, örselendiği ve hiçe sayıldığı süreçleri asla kabul etmemektedir. Bu durumda devleti yönetenlerin bilmesi gereken en önemli şey, “devleti” oluşturan parçalardan yalnızca birisinin hükümet ya da siyasi iktidar olduğu gerçeğidir.

Halkın Onuruyla veSabrıyla Oynamayın!

Ekran Baykuşları ve Sivil Diktatörlük...

Diktatör olmak için mutlaka monarşi ya da askeri süngü gerekmez... İnan-

mış örgütlü kadroların yapamayacağı si-vil diktatörlük olmaz... Örgütlü ve inançlı kadrolar tarafından milyonlarca insan tek celsede “esir” alınabilir... Bu diktatörce yapılanma kurulurken kullanılan en önemli aldatmaca sloganı; “daha çok demokrasi” ve “daha çok insan hakları” olur...

Bir ülkenin aydınları, akademisyenleri, bilim insanları, sanatçıları, yazarları, kanaat önderleri; eğer adaletsizlikler, hukuksuz-luklar karşısında susuyor-susturuluyorsa, orada sivil diktanın ayak sesleri var de-mektir... Farkında olup da susmak, esarete davetiye çıkarmak demektir... Aydınların, sanatçıların, üniversitelerin sustuğu yer-lerde her türlü dikta rejimlerin oluştuğunu unutmamak gerekir...

bir “gizli sermaye” oluşturulur...“Takkeli kapitalizmin elitleri” yeni lüks

villalarda, malikânelerde otururlar; 4 çeker ciplere binerler... En pahalı markaları giyer ve takarlar... Bu şaibeli “takkeli kapitalizm” sermayesi, sivil diktatörlüğün birinci derecede destekçileri olur ve medyatik destek için basın-yayın kuruluşlarını devreye sokarlar...

İktidar partisinin düdüğünü çalmayan basın-yayın organları, sivil toplum örgütleri çeşitli bahanelerle müthiş bir ekonomik baskı altına alınır... Akşamdan sabaha “vergi memurları” kapıya dikiliverir...

İktidar aleyhine kelam söyleyenin sesi kısılır... Bu ister yazılı basın ister görüntülü yayın olsun; derhal baskılanır... Bir kısmına çeşitli bahanelerle suçlar uydurularak “kodes” yolu gösterilir...

Sürekli bir reklâm ve propaganda ile vatandaşın zihni çeldirilir... Rakip sese dahi tahammül edemeyen bir zihniyet toplumda korku atmosferi yaratırken kendini de “alternatifsiz” göstermeye çalışır... Böylece sözde seçimle iktidar olan bu özel eğitimli ve örgütlü kadrolar, sıradan vatandaşların üzerinde çeşitli argümanlar kullanarak, devletin imkânlarını politik menfaatleri ve ikballeri için seferber ederek sivil diktatörlüklerini sürdürürler...

Sonuç...Sonuç olarak, diktatör olmak için mutlaka

monarşi ya da askeri süngü gerekmez... Modern zamanlarda buna heveslenenlerin izledikleri yöntemi özetledim yukarıda... İnanmış örgütlü kadroların yapamayacağı sivil diktatörlük olmaz... Örgütlü ve inançlı kadrolar tarafından milyonlarca insan tek celsede “esir” alınabilir... Bu diktatörce yapılanma kurulurken kullanılan en önemli aldatmaca sloganı; “daha çok demokrasi” ve “daha çok insan hakları” olur... Bunun farkında olmak ve ona göre demokratik tavır almak gerekir... Halkın karşı karşıya bulunduğu aldatmacanın iyi açıklanıp anlatılması gerekir... Başta bu görev, “aydın” geçinenlere, milli ideolojisi olan dürüst millici siyasetçilere (politikacılar değil) düşmektedir...

Bir ülkenin aydınları, akademisyenleri, bilim insanları, sanatçıları, yazarları, kanaat önderleri; eğer adaletsizlikler, hukuksuzluklar karşısında susuyor-susturuluyorsa, orada sivil diktanın ayak sesleri var demektir... Farkında olup da susmak, esarete davetiye çıkarmak demektir... Aydınların, sanatçıların, üniversitelerin sustuğu yerlerde her türlü dikta rejimlerin oluştuğunu unutmamak gerekir...

Dr. Kürşad ZORLU

Prof Dr. Ramazan Demir

kendi binlerce yolsuzluk söylentilerini bir ke-nara iterek, gittikçe güçlenen MHP’ye çamur atmak ve yıpratmak için, rontgencilik ürünü kasetlere sığınarak bel altı vuruşlara sığınma çaresizliğine düştüler!

Hazret-i Abbas (R.A.) buyuruyor ki : “Ar-kadaşının veya başkalarının ayıplarını söylemek istediğin zaman kendi kusur ve ayıplarını hatırla.” (5)

Hazret-i Hasan (R.A.) : “Gıybet yapmak-tan sakın. Çünkü gıybet köpeklerin katı-ğıdır.” (6)

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) buyurdular ki : “Eğer söylediğin şey doğru ise ve o kimsede mevcutsa şüphesiz ki sen gıybet yapmış olursun. Eğer söylediğin şey o kimsede yoksa hem gıybet ve hem de ifti-ra etmiş olursun.” (7)

“Bu zavallı büyük bir âfete müptelâ oldu. Allah onu ve bizi mağfiret buyur-sun” demek de çirkin bir gıybettir.

“Gösteriş ve övünme arzusu da gıybe-te sürükleyen sebeplerdendir.”

“Maskaralığa almak, alay etmek ve başkalarını küçük görmek hastalığı da gıybete götüren sebeplerdendir.”

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) buyurdular ki: Gıybeti dinleyen de iki gıybetçiden bi-risidir. (8)

Hücurât Sûresi, 12. Âyet : “Ey iman edenler! Zandan çokça kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tövbeyi kabul edendir, çok esirgeyicidir.”

Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye’yi basın özgürlüğüne müdahale konusunda bir numaraya oturttu! Yani bu yönde Türkiye, Çin ve İran’dan da kötü...Türkiye’de bugün 64 gazeteci tutuklu. Fikirlere saygı gösterilmiyor. AKP yöneticilerini eleştirmek, yaptıkları, hu-kuksuzlukları, yolsuzlukları ve zulümleri dile getirmek suç sayılıyor!

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) buyurdular ki : “Facirin kötülüklerini anlatmaktan yüz mü çevirirsiniz? Onun perdesini yırtıp kaldırın ki, insanlar onu tanısınlar. Faciri, içerisinde bulunduğu çirkef hallerle anla-tın ki onun şerrinden sakınsınlar.”

Din büyükleri derler ki; üç kişi vardır ki, onların gıybetini yapmak caizdir :

1) Halka zulmeden amirler2) Bid’at sahipleri3) Aşikâre günah işleyen fasıklar (9)

Devamı 9'da

Yozgat Haber Gazetesi'ni

www.yozgathaber.com.tradresinden ziyaret edebilir, haber ve köşe yazılarına yorum yazabilirsiniz...

Hani gözyaşlarıyla oluşturdukları sahnelerde, ağlama

ekranlarından size hitap edip 12 Eylül darbecilerinden hesap

soracaklarını söyleyenler vardı ya, bunlar şimdi neredeler?

Birçok şey gibi, harcanan, boşa geçirilen 9 yıl gibi, bu

konu da çabuk unutuldu değil mi? Hani sizi kandırarak, size

inandırarak oylarınızı çalanlardan, beklentilerinizi ayaklar

altına alanlardan bahsediyorum! Verdiğiniz oyların hesabını

sandıklarda ne zaman soracaksınız?

Fuat YILMAZER

Page 3: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER

GündemP e r ş e m b e 2 6 M a y ı s 2 0 1 1

vakItİmsak 03 : 20Güneş 05 : 10Öğle 12 : 45İkindi 16 : 38 Akşam 20 : 06Yatsı 21 : 45

para borsaEURO 2,252

DOLAR 1,591

iMKB 63.299

C.ALTINI 514,51

BAŞYAZI

Av.Ruhi Bacanlı

Son günlerde tekrar gündeme otu-ran kasetleri yayınlayanların hedefi ne?

Bu ahlâksız ve hayâsız proje ile ne elde edilmek isteniyor?

Basit bir siyasî hedefe mi ulaşılmak isteniyor?

Gâyeleri ne?Bu soruların cevapları bizi sâdece MHP’yi

12 Haziran’da yapılacak seçimde baraj altında bırakmakla kalmıyor.

Silivri’de hâlen devam eden dâvalara esas teşkil eden yasadışı dinleme ve kaset-ler, CHP Genel Başkanı sayın Deniz Baykal hakkında yayınlanan kaset görüntüleri ve son olarak MHP yöneticilerine âit yayınlan-maya başlayan kaset görüntülerini ayrı ayrı değerlendirmek bizi yanıltır.

Buna basına sızan ancak yayına konul-mayan, özellikle yüksek yargıda görevli hâkim ve savcılarımız ve bir kısım yüksek bürokratlar hakkındaki kaset görüntüleri birlikte değerlendirdiğinde hedef ortaya çık-maktadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş umdelerine bağlı olan yargı erki, sivil, askerî ve siyasî güçlerin tasfiyesinin hedeflendiği görmemek için kör olmak gerekir.

Bu hedefe ulaşmak için kurulan kumpa-sın sâdece Türkiye içerisinde organize edil-diğine inanmak için saf olmak yetmez. Bu komplonun arkasında Büyük Ortadoğu Projesi’nin mimarları ve onların içimiz-deki uzantılarının olduğu açık.

Bu işleri organize edenlerin hedeflerinde büyük merhale kaydettiklerini kabul etmek zorundayız. Hedeflerine ulaşmak için ‘son halka’ olarak gördükleri MHP şimdi masaya yatırılmış görünüyor.

Aklıselim olan her makam mevkii de bu-lunanlar bu organize gücün yarın ne yapa-cağından endişe etmeye başladılar. Yerden göğe kadar haklılar. Yapılanları MHP’yi baraj altında bırakmanın ötesinde doğuracağı tehlikenin Türkiye’yi ne hâle getireceğini görenlerin başında Cumhurbaşkanımız Sa-yın Abdullah Gül gelmektedir. Sayın Gül konuya ilişkin değerlendirmesinde aynen şunları söylemektedir:

“Bu konuda gayet prensipli ve ilkeli durmak, hiç prim vermemek gerekir. Savcı ve yargı ile ilgili kurumlar olayı disiplinli bir şekilde takip etmesi ve bu tip organize edenleri ortaya çıkarması gerekir. Çünkü bu tip kasetler farklı formlarda farklı farklı ortaya çıkar. Bu-gün buna, Yarın başkasına olur. HEM ÇİRKİN HEM TEHLİKELİ.”

Yargıtay Başkanımız Sayın Hasan Ger-çeker de olayın vahameti hakkında değişik düşünmemektedir:

“Yasadışı bir eylem. Kamuoyunda çok büyük güvensizlik, tedirginlik ya-ratan bir davranış. Kamuoyunda çok büyük GÜVENSİZLİK, TEDİRGİNLİK YARATAN DAVRANIŞLAR. Mutlaka fail-lerinin bulunması gerekli. ‘TEKNOLOJİ GELİŞMİŞ’ DİYORUZ, ‘ULAŞAMIYORUZ’ DİYORUZ. Tâbi insanların devlete, dev-let görevlilerine güveni sarsılıyor.”

Görüldüğü gibi devletin tepesi işin va-hametinin idrakinde. Bunun sâdece MHP’yi baraj altında bırakmaktan öte bir proje ol-duğunu ortaya koyuyor.

Kasetlerin Hedefi

BU GECE

YAŞAMEczanesi

NÖBETÇİAdres: Aşağı Nohutlu Mah.

Lise Cad.No:21 26 Tel: 0 (354) 217 25 55

ÜÇ ÇAMLAR Doğal Kaynak Suyu

0354 212 13 92KIZILAYLAR'DA

Kırsala AB dizaynıTKDK Yozgat İl Koordinatörü Veli

Büke, Targel personeline, kırsal kalkınma programları hakkında bilgi verdi.

TÜRKİYE TÜM BİLEŞENLERDEN YARARLANABİLİRİl Tarım Müdürlüğü Salonunda ger-

çekleştirilen toplantının açılışında konuşan TKDK Yozgat İl Koordinatörü Veli Büke, AB'ne aday ve potansiyel aday ülkelerin katılıma yönelik hazırlıklarına destek sağ-lamak amacıyla, ''Katılım Öncesi Yatırım Aracı''nın oluşturulduğunu belirterek, ''Bu kapsamda aday ülkeler ve potansiyel aday ülkeler, üyelik yolunda AB standartlarına, politikalarına, AB müktesebatına uyum çalışmaları konusunda mali destek sağlana-caktır. Bu aracın 5 bileşeni vardır ve Tür-kiye bir aday ülke olarak Katılım Öncesi Yatırım Aracı'nın (IPA) bütün birleşenle-rinden yararlanma hakkına sahiptir'' dedi.

IPA'nın beşinci birleşeni olan Kırsal Kalkınma'nın (IPARD) AB'nin ortak tarım politikası, Kırsal Kalkınma Politikası ve ilgili politikaların uygulanması için uyum

hazırlıkları ile politikaların geliştirmesi-nin desteklemekte olduğuna vurgu yapan Büke, ayrıca tarım sektörünün ve kırsal alanların sürdürülebilir adaptasyonuna katkıda bulunulmasının da amaçlandığını söyledi.

Büke, aday ülkelerin desteklemelerden faydalanabilmesi için Kırsal Kalkınma Programını hazırlaması ve uygulamadan sorumlu yapıları oluşturması gerektiğini

belirterek, IPARD Programı hibe fonlarını kullandırma çalışmalarında da son aşama-ya gelindiğini sözlerine ekledi.

Daha sonra Kırsal Kalkınma Yönetim otoritesinden Mühendis Mehmet Aydın Belge, TKDK'den uzman Kadriye Uslu ve Uzman Yavuz Uysal tarafından ''IPARD programı, desteklenecek yatırımlar, proje başvuru süreçleri'' ile ilgili katılımcılara detaylı bilgiler verildi.

TKDK Yozgat İl Koordinatörü Veli Büke Targel personelini bilgilendirdi

TKDK Yozgat İl Koordinatörü Veli Büke, AB'ne aday ve potansiyel aday ülkelerin katılıma yönelik hazırlıklarına destek sağlamak amacıyla, ''Katılım Öncesi Yatırım Aracı''nın oluşturulduğunu söyledi. Targel personeline, kırsal kalkınma programları hakkında bilgi veren Büke, ''Bu kapsamda aday ülkeler ve potansiyel aday ülkeler, üyelik yolunda AB standartlarına, politikalarına, AB müktesebatına uyum çalışmaları konusunda mali destek sağlanacaktır'' dedi.

Sorgun İlçe Halk Eğitim Merkezi tarafından hazırlanan ve Avrupa Birliği'nce desteklenen

"Eğitimde Eşitlik Kızlara Öncelik" projesi kapsa-mında ev ziyaretleri sürüyor.

Avrupa Birliği hibe programı kapsamında, Sorgun Halk Eğitimi Merkezi tarafından yürü-tülen ve özellikle kız çocuklarının okullaşmasını sağlamak amacıyla hazırlanan "Eğitimde Eşitlik Kızlara Öncelik" projesi, Sorgun ilçe merkezi ve köylerinde yaşayan lise eğitimi almamış yada yarıda bırakmış kız çocuklarının eğitim seviye-sini yükselterek daha nitelikli insan kaynağına yetişmesine katkıda sağlamayı hedefliyor.

Proje Koordinatörü Halil Uğuz, Eğitim Koordinatörü Mustafa Kemal Şahan, Proje Asistanı Esra Ertemer, Sorgun ve köylerinde ev ziyaretlerinde bulunarak liseyi terk etmiş yada yarıda bırakmış kız çocuklarını açık liseye kayıt yaptırmaya ikna ediyor.

Proje Koordinatörü Halil Uğuz, bu güne kadar 70 köyde 132 aileyi ziyaret ettiklerini belirterek, "Ziyaretlerimizde 81 kız çocuğu ikna edilerek proje çalışmasına dahil edilip yönlendir-me çalışması yapılmıştır. Proje önbilgi çalışmala-rı kayıt zamanı olan Ağustos ayına kadar devam edecektir.

Proje ziyaretlerinin bir kısmına Kaymakam Beyin eşi Meral Kılıç hanımefendi de refakat ederek bizlere destek vermektedir. Desteklerin-den dolayı kendilerine teşekkür ediyorum" dedi.

Kızlar okusun diye

PANAYIR'A BAHAR GELDİ

BAYAN LİKRALI İP ASKILI ÇITÇITLI 3,25

TL

2,00TLBOXER SHORT

Ustasına has Trabzon Ekmeği ve Kepek Ekmeği Tüm Gimat'larda

Vakfıkebirli Aykan Usta'nın YeriYerköy Shell Mevkii

Özel Ergin İlköğretim Okulu, velilerine yönelik Güney Doğu gezisi düzenle-

yerek kültürel ve tarihi yerlerin gezilmesini sağladı. Gezinin birinci gününde, Antep Botanik Park ile başlayan gezi, Antep çarşı-larının gezilmesi, Antep kalesinin gezilme-si, Türkiye’nin en büyük hayvanat bahçesi

olan Antep Hayvanat bahçesinin gezilmesi ile devam etti.

Urfa’da ise Hz. Eyüp’ün çile çektiği mağara ile yıkanarak şifa bulduğu kuyuyu ziyaret ile başlayan gezi, Hz İbrahim (A.S) doğduğu Mağara, Üstad Beddiüzaman Hazretlerinin ilk defnedildiği mekân, dört

yüzyıldır devam eden zikir meclis yeri, mancınıklar, Hz İbrahim’in ateşe atıldığın-da, düştüğü mağara ve ateşin suya, odunun balığa dönüştüğü Balıklı Göl ziyareti ve Urfa Kalesi’ni ziyaret ile tamamlandı.

Diyarbakır’da Tarihi mekanları gezen kafile, Mardin’de ise Şeyh Çabuk Camiisi (Efendimizin S.A.V postası olan sahabe efendimiz) ziyareti ile başlayarak, Ardın-dan Süryanilerin dünyaca ünlü Kırklar Kilisesi, Mardin Müzesi, Ünlü Mardin çar-şılarının gezilip görülmesi, Tarihi Mezopo-tamya Ovasına kuşbakışı bakılan Kasımiye Medresesi’ni ziyaret edildi. Kasımiye Medresesi içerisinde canlının doğumundan ahret hayatına kadar aşamasını ifade eden Eyvan çeşmesi görüldü. Gazi Köşkünün gezilmesi ve köşkte meşhur sıra gecesi programıyla gezi son buldu.

Tarihi yerinde öğreniyorlar

Page 4: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER4 Haber26 Mayıs 2011

Perşembe

AKP Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, demok-

rasisi güçlü olmayan bir ülkede büyüme-nin olmayacağını belirterek, Türkiye'nin gelişip güçlenmesi için sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söyledi.

Yozgat Çalışanları Yardımlaşma Derneği (YOCAD) ve Yozgat Aktif ve Sanayici İşadamları Derneği (YASİAD) tarafından İl Özel İdaresi Sosyal Tesisle-rinde düzenlenen düzenlenen "Sivil Ana-yasa" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Türkiye'de demokrasinin, sürekli darbelerle önün kesildiğini belirten Boz-dağ, "Yıl 1980, 12 Eylülde bizim demok-rasimiz yine kazaya uğradı. O zaman Tür-kiye adeta kan gölüne dönmüştü. Darbenin olduğu gün kanda, gözyaşı da bitti, silahlar da sustu şimdi herkes şaşırdı. Bir gün önce kan gövdeyi götürüyordu. Bir gün sonra hiçbir şey olmamış gibi her şey kesildi. Baktığınız zaman Kenan Paşa, diyorki; biz darbenin olgulaşması için bekledik.' diyor. Bu ülkenin evlatlarının birbirlerini öldürü-yorlar ve bu evlatların birbirine karşı böyle işler yapmasını engellemekle ve evlatları-mızı korumakla görevli olanlar diyor ki biz bekledik. Sonra bu ülkede Özal'la yeni bir dönem başladı" dedi.

O yüzden bizim anayasamızı eleştiren-ler anayasaya, amayasa derler. Bunun için ülkemizin amasız, fakatsız, lakinsizlik bir anayasaya ihtiyacı var. Türkiye'de meclis kanun yapar ancak, o kanuna gerekli olarak tüzük hazırlamak için Danıştay'dan görüş almak zorundadır. Danıştay, karşıt görüş açıklarsa, kanunu hazırlayan meclis tüzük hazırlayamaz. O yüzden Türkiyemi-zin gelişmesi milletimizin kendi haklarını sonuna kadar kullanabileceği bir anayasa-ya ihtiyacı var. İnşallah sivil anayasayı hep birlikte çıkaracağız."

Sivil Anayasa şart

Ortadoğu ve Türkler (2)

Ortadoğu’dan söz ediyorduk... Yıkım, talan, sömürü bu coğrafyanın ‘kaderi’ demeye inanın dilim varmıyor. Çünkü bu coğrafya, bir de, Türk egemenliğini tanıdı.

Kimse şu gerçeği örtemez: Özellikle 11. yüzyıldan itibaren Bağdat’daki Abbasi Halifesi’nin, dolayısıyla yöre halkının huzurunu sağlayan Selçuklu Türkleridir. Türklerin, sömürü niyetini perdelemeden devam eden bu ‘hizmet’ geleneği, 20. yüzyılın başlarına kadar sürdü.

1517 yılında bir Osmanlı sultanı ise, “Ben buraların hâkimi değil, hademesiyim” diyordu... Selçuklu’dan sonra Osmanlı, 400 yıl boyunca buralara gözü gibi baktı. Yemedi, yedirdi. “Mekke-Medine fukaraları, için” diye gönderdiği, gerçekte ise tüm yöre halkına dağıtılan “Sürre Alayı altınları” aktı bu coğrafyaya...

Bu şefkat, 1917 yılına kadar artarak sürdü.

1910’lu yıllar, Arapların ‘emperyalizmle’ iyice sıkı-fıkı olduğu yıllardır. Bu yıllar, gerçekten acılı yıllardır. Adını aldığım Mevlüt dayımın Filistin cephesinde, kutsal toprakları İngiliz emperyalizmine karşı savunurken şehit olduğu yıllardır... Ve o yıllarda, dayım gibi nice Anadolu çocuğu, kutsal yerlere ‘küffar’ ayağı değmesin diye, kara toprağa düşerken, İngiliz komutanı General Allenby 1917’de Kudüs’ü alır. Kutsal taşın üzerine çıkar ve “Haçlı seferlerinin yapamadığını biz yaptık!” deyince alkış tufanı kopar. Alkışlayan Araplardır. Şerif Hüseyin’in İngiliz altınlarıyla aldattığı Araplar!

Türkler, Arapların ihanetini iliklerinde hissetse de, 1917 yılının o karışık ortamında bile, İstanbul’dan “Sürre Alayı” çıkartırlar. (İliştiri: Buradaki ‘alay’ sözcüğü askerî anlamda değil, ’özel amaçlı sivil grup’ anlamındadır.) Bu alay, her yıl olduğu gibi, Mekke’nin örtüsünü değiştirecek, ihtiyaç sahiplerine para dağıtacaktır... Ne var ki bu son “Sürre Alayı” olacaktır. Çünkü General Allenby Kudüs’te, kutsal taşı çiğnerken; bu son hizmet alayı da bizzat Arapların engellemesiyle Şam’dan öteye gidemez ve geri döner!

Türklerin, Ortadoğu denilen bu coğrafyada, Tuğrul Bey zamanında başlayan ve 1918’e kadar süren karşılıksız hizmet aşkı için kitaplar dolusu bilgi vermek olanaklı. Ama sadece küçük; çok küçük bir ayrıntıdan söz edeceğiz.

Yıl 1077... Malazgirt Zaferi’nden altı yıl sonra... Irak bölgesi karışır. Abbasi Halifesi Kaaim Biemrillah, Melikşah’tan yardım ister. Melikşah, Eksükoğlu Artuk Bey komutasında güçlü bir orduyu Irak topraklarına gönderir. Artuk Bey, Basra’ya kadar iner. Oradan Bahreyn’e geçer. Irak’ta düzeni derhal sağlar. Bağdat’a döndüğünde, Halife, Artuk Bey’i kabul eder. Armağanlar verir ve bir ferman yayımlar. Abbasi Halifesi düşünde gördüğü Hz. Muhammet ile Cebrail’in Türkleri öven sözlerini fermana geçirir. Bu fermanın metni günümüze kadar geldi.

Ferman metninde Hz. Muhammet, “Dokuzoğuz Türkleri dinin gerçek hizmetkârlarıdır” demektedir. (Bkz. Prof. Dr. Ali Sevim, Ünlü Selçuklu Komutanları)

Yıl, 2003... ABD Irak’ı talan etmektedir. Irak’ın kuzeyinde eşkıyalar azmıştır. Artuk Bey’in, Yağmur Bey’in akrabaları olan Kerkük, Musul yöresindeki Türkleri korumak için, “Türk Ordusu Irak’a girmeli” biçiminde Türk kamuoyunda sesler yükselir. Devletin Irak’a girme niyeti yoktur. PKK yardakçıları zaten karşıdır; ama Müslüman Arap dünyası da toplu halde -işgalcinin isteğiyle- “Giremezsiniz!” diye bağırır! Ne diyelim... Türk’süz Ortadoğu’da, ‘hâl ve gidiş’ meydanda...

Notu elbette yine tarih verecek. Ama bir gerçek var ki; Türk’e kılıç çekenler iflah olmuyor!

Haftaya buluşmak dileğiyle...

REKLÂM vermek ve ABONE olmak için 217 09 04'ü tuşlamanız yeterli

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet KooperatifleriBirlikleri Merkez Birliği (TESKOMB) Genel Başkanı

Selahattin HÜNÜ

Yozgat’ın gelişip kalkınması,

Müreffeh yarınlara ulaşması için

AK Parti Yozgat Milletvekili Adayı

Abdülkadir AKGÜL’Ü

TESKOMB olarak

destekliyoruz.

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ YOZGAT MİLLETVEKİLİ A.ABDÜLKADİR AKGÜL

Heyecan azalmasın..Hizmet aksamasın!Yozgat kazansın!

Her şey Yozgat için

Mehmet UluğtekinYılmaz

Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, bölgeleriyle barışık, üniver-sitenin büyümesi ve gelişmesi için gerekli çalışmaları yapan bir yönetim anlayışı üzerinde duracaklarını ifade etti.

‘ÖNEMLİ OLAN BÖLÜM AÇMAK DEĞİLDİR’Her yeni açılan üniversite gibi Bozok

Üniversitesine'de her yıl yeni fakülte-ler, yeni yüksekokullarve yeni bölümler kazandırıldığına dikkati çeken Uçar, şöyle konuştu:

''Bunların kontenjanlarını YÖK'e sunu-yoruz. Çoğunlukla kabul ediliyor. Herhangi bir sıkıntıda olmuyor. Son yıllarda ülke-mizde çok sayıda üniversite kuruldu. Üni-versite sınavına giren öğrenciler açısından birçok alternatif oluştu. Bölüm ve program kurma değil, asıl olan bunlara öğrenci alabilmek için minimum koşulları sağla-maktır. Başta öğretim görevlisi ihtiyacını karşılamak gerekiyor. Altyapı eksikliklerini gidermek gerekiyor. İşin finansal kısmı var birde personel kısmı var. Ülkemizde yeterli öğretim personeli yetişmiyor. Çok sayıda üniversite var yeterli sayıda öğretim görev-

lisi olmayınca öğrencide alamıyorsunuz. Bu doğru-

dan bizim elimizde olan bir şey değil. Fen edebiyat fakültesinde bazı bölümlerimiz var. Meslek yüksek okulunda bazı bölümle-rimiz var. Mimarlık-mühendislik fakülte-miz yıllardır full kontenjanla devam ediyor. Yani 2007'den itibaren kontenjanımız üçe katlandı. Ama bunun yeni açılan bölümler-de gerçekleşmesi çok zor gözüküyor.''

‘POZİTİF ADIMLAR ATACAĞIZ’ Öğrencilerin ihtiyacı olan ilk şeyin nite-

likli kaliteli eğitim olduğunu düşündüğünü vurgulayan Uçar, kampüs alanının inşaat görünümünde olduğunu ifade ederek, eğitim açısından fiziksel mekanın önemli olduğunu dile getirdi. Öğrencilerin yem-yeşil bir kampüs istediklerini, ayaklarının toza, çamura bulaşmayacağı bir mekanda eğitimlerini tamamlamanın hakları olduğu-nu kaydeden Uçar, Bozok Üniversitesi'nde öğrencilerin umuma açık yerlerde internete girebileceği ''Kontrollü İnternet Merkezle-ri'' de kurmayı düşündüklerini, bu merkez-de öğrencilerin gerekli ders notlarına ve

internete kolaylıkla ulaşabilmesini sağla-mayı hedeflediklerini bildirdi.

Uçar, Bozok Üniversitesi'nin 14 profesör, 9 doçent, 101 yardımcı doçent, 21 okutman, 148 asistan, 8 uzman olmak üzere toplam 396 öğretim görevlisi ile ilin stratejisini izleyerek, hem yöre halkına hem de bütün ülkeye ve evrensel bilime, yük-seköğretim stratejilerine uygun bir çizgide hizmet vermeyi amaçladıklarını söyledi.

‘İŞSİZLİK BÜYÜK SORUN’Üniversitenin bulunduğu Yozgat'ta

daha çok kırsal yaşamın hakim olduğunu hatırlatan Uçar, sözlerini şöyle tamamladı: ''Buradaki en büyük problem işsizlik ve yoksulluk. Nüfusun önemli bölümü kırsal-da yaşıyor. Ekonomisi büyük oranda tarıma dayalı. Ekonomi, sanayi yetersiz, daha çok KOBİ'ler hakim. Kırsal alanın geliştirilmesi için bizim üniversitemizde mevcut olan bazı fakültelerin ayrı ayrı değil de, işbirliği halinde bazı projelere imza atması gerekti-ğine inanıyoruz. Bu yönde çalışmalarımız-da olacaktır. Biz üniversiteyle halkımızı kucaklayan, bulunduğu bölge ile barışık bir yönetim olmayı hedefliyoruz.''

'Barışık olacağız'

Yenifakılı İlçe Tarım Müdürlüğü teknik elamanları, İl Tarım Müdür-

lüğü Bitki Koruma Şubesi Müdürlüğün-den görevlendirilen ekiple birlikte, ekili alanlarda tarama yaptı.

Ekipler, ekili alanları gezerek, ''sarı pas, süne, kımıl'' haşereleriyle birlikte yağışlar nedeniyle ortaya çıkan buğday-da kök ve kök boğaz çürüklüğü hastalığı

konularında kontrol gerçekleştirdi. İlçe Tarım Müdürü Memduh Bülbül,

hastalıkların önüne geçilebilmesi için tarlanın derin sürülmesi gerektiğini hatırlatılarak, sertifikalı ve ilaçlı tohum kullanmasını istedi. Bülbül, ayrıca çiftçilerin Tarım Sigortası kapsamında ürünlerini sigortalatmaları gerektiğine de dikkat çekti.

Süne taraması başladı

Page 5: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER Haber 526 Mayıs 2011

Perşembe

H. Prof. Dr.Nurullah

Aydın

Şeyh Osman Mah. Adnan Menderes Bulvarı No:85 YOZGAT Tel: 0 (354) 212 26 26 - Fax: 0 (354) 212 20 26 www.grandeserotel.com

Sağlık Kulübü

Sağlık Kulübümüzde Havuz – Jakuzi – Fitness – Sauna – Hamam – Masaj - Kese

Günün yorgunluğunu atacak tatlı bir kaçamak...

Eğlenirken dinlenebilmeniz ve yenilendiğinizi hissedebilmeniz için…

Sınırlı sayıda üye kayıtlarımız devam etmektedir

Aristokratlar, din adamları, burjuvazi halk yığınlarından kendilerini ayrıştırarak, insanlar eşittir doğuştan aynı haklara sahiptir, anlayışını tersyüz etmişlerdir. Yığınları kendilerine hizmet eden, köleci zihniyete dayalı yönetimler kurmuşlardır. Bu çağımızda da değişmemiştir. Dinle uyuşturulan kitleler artıyor.

Evrensel sözleşmeler insanların ayrıcalıklı kişi sınıf zümre olgusunu yok saymışsa da gücü elinde tutanlar kendi çıkarlarını koruyan yapıyı kurmaktan kaçınmamışlardır. Bunda da en önemli araç olarak din i kullanmışlardır. Din in biat etme, kanaat sahibi olma, sabretme gibi en önemli unsurlarını tersyüz eden zorbalar her dönemde istismar konuları bulmuşlardır.

Bu nedenle; isyan hareketleri, Avrupa’da 1848 deki devrimlerine benziyor.

Batı’nın desteklediği despotların kapı dışarı edilmesiyle, bölgedeki siyaset değişecektir.

Bununla birlikte Arap devrimlerinin gerçekleştiği ülkelerde yeni siyasi partiler kurulamıyor..

İlk göstergeler, seçim mücadelelerinin, liberalizmle Muhafazakarlık arasında geçecek..

Bu noktada, Acaba devrim ne kadar yayılabilir? ABD nin hegemonyası sadece bir nebze de olsa çökmüştür, ancak tamamen yok olmayacaktır. ABD-İngiltere ikilisi yeni değişim yapılanmasında yine aktif rol alacaklardır.

Despotlar sonrası rejimlerin taze, daha yıkıcı bir demokratik sisteme sahip olmaları gerekir. Sosyal ve politik ihtiyaçlara cevap veren yeni anayasalarla daha bağımsız olabilir mi? Hayır.

100 yıldır Batı; İslam ı kendine benzetmeye çalıştı, çabaladı. Başardı da. O nedenle İslam n özünden uzaklaşma folklorik bir temsil ve şekle dayalı anlayış gelişti.

İslami örgütlerdeki değişim ve demokratikleşme süreci devam ediyor. Kuşkusuz İslam anlayışının çağın gerçekleri ile yorumlama sorunu bir iki ülke, bir iki örgüt açısından yapılamaz. Her ülke, her örgüt tarihteki kırılma noktalarına dayalı olarak ayrışıyor.

Değişimin en önemli bulguları, diktatörlere karşı yapılan mitinglerin İslamcı değil, demokratik niteliğidir.

Örgütler devrim değil, demokratik katılım peşindeler. İktidardan pay istiyorlar.

İslami hareketler tek tip değildir; farklı eğilimler vardır. Bu bile değişimin kanıtıdır.

Siyasal İslamcılık, ekonomik ve siyasi program ortaya koyamadı. Ekonomik ve siyasi alan İslam düşüncesinde kaçınılmaz olarak sekülerleşti.

Bugün İslami örgütlerin hemen hepsi açıkça piyasa ekonomisi diyor. Faizsiz ekonomik sistemi artık gündemde değil.

Siyasal İslami örgütler artık alternatif bir ekonomik ve sosyal sistem savunmuyor. Moral değerlerde muhafazakâr, ekonomide liberal hale gelmişlerdir.

Bugün artık İslamcıların burjuvalaşmasından bahsediliyor. Kavram, karmaşık değişim sürecini analiz etmede kesinlikle bir anahtar değerindedir.

21. yüzyılda İslam gayri siyasileşiyor ama toplumsallaşıyor, sosyal hizmetler alanındaki başarısı bundandır.

İslam dünyasındaki değişimin temelinde küresel güçlerin gizli planları değil, toplumlarda eğitimin, şehirleşmenin, orta sınıflaşmanın ve iletişim araçları sayesinde dünyadaki refah ve özgürlükler konusunda farkındalığın gelişmesi vardır.

Böylece burjuva değerler yani bireysel özgürlük, kadın eşitliği, ekonomik rasyonellik, demokrasi gibi kavramlar, özlemi olarak kalmayıp İslami düşüncelere de girmektedir.

Elbette örnekler karmaşık süreçleri tümüyle sembolize etmez ama o örnek değişime yol açan faktörleri yansıtıyorsa konuyu anlatmada ideal model olarak kullanılabilir.

Gelişmeler İslam rönesansını doğuracak mıdır? İslam toplumları bir rönesans sürecine girdiler mi? Zor, sıkıntılı ama sonu iyi olacak bir süreç..

Günün Sözü: Anlayan ve anlamayan insanı doğru anla ki, pişman olmayasın.

İlk Çıkış Tarihi: 11 Mayıs 1987Kurucusu: Rasim KAYHAN

İM Gazetecilik Matbaacılık ve İletişim AraçlarıSan. ve Tic. Ltd. Şti. adına Sahibi

Av. Ruhi BACANLIGenel Yayın Yönetmeni : İnan SOYERSorumlu Yazı İşleri Müdürü : Bilal YEŞİLKAYA Editör : Gökhan DOĞAN

YOZGAT HABER KADROSUÖzlem ÇELİKKAYA, Kadir GÖRGÜLÜ

Salihe SOYER, Salih ARSLAN, Zeynep ERASLAN,H. İbrahim YALÇINSOY, Özlem DOĞAN, Recep ÖZKAN

Yozgat Haber, Basın Meslek İlkelerine uymaya söz verir.

İdare Yeri: Adnan Menderes Bulvarı Ümran Apt. Kat: 1 No: 1 YOZGAT

Tel: (0354) 217 09 04 - 217 00 91 Fax: 212 87 48Baskı: Yozgat Haber Baskı Tesisleri

Yeni Sanayi Sitesi 8-A Blok No: 7 YOZGATTel: (0354) 212 57 17 - 217 54 80

İLAN TARİFESİResmi İlan (Sütun/Cm): 7,45TLTüzük İlanı (Sütun/Cm): 7,45TL

Kongre İlanı(Sütun/Cm):7,45TLZayi İlanı: 5 TL

www.yozgathaber.com.tr

HABERYOZGAT GÜNLÜK SiYASi GAZETE

İslam ve Rönesans

Yerköy İlçesinde, Zübeyde Hanım Anaokulu öğrencilerinin yıl içeri-

sinde yaptıkları boyama, resim ve el işleri sergilendi.

Serginin açılışına Yerköy Kaymakamı Bayram Gale, İlçe Milli Eğitim Müdürü Doğan Genç, Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürleri, okul müdürleri ve öğrenci velileri katıldı.

Serginin açılışında bir konuşma ya-pan Yerköy Kaymakamı Gale, Bu sergide minik yavrularımızın yaptıklarını ve neler yapabileceklerinin görüldüğünü belirterek, "Sergilenen birbirinden güzel resimler ve el işleri onların çok yetenekli olduğunun kanıtıdır" dedi. Zübeyde Hanım Anaokulu Müdürü Neslihan Büyükergün, Eğitimin temeli olan okul öncesi öğretiminde çocuk-ların zihin gelişimleri yanında el becerile-rinin de geliştirildiğini ve bu sergide de bu becerinin ürünlerinin sergilendiğini ifade ederek, "Okul öncesinde okullaşma oranı-nın artırılması için bu gibi etkinliklerle okul öncesinin ve anaokullarının tanıtımının sağlanması amaçlanmaktadır" dedi.

Yaşıtları gibi gezmek, oynamak hakkını çoktan kaybettiğini bile bil-

meyecek kadar küçük yaşta olan çocuk-larımızin birçoğu Gözde gibi büyük bir mücadelenin altından kalkmaya çalışıyor.

‘AİLESİNE DESTEK OLUYOR’Maddi durumu iyi olmayan ailesine

yeşil nohut satarak destek olmaya çalı-şan 7. Sınıf Öğrencisi Gözde Şahingöz,

bu arada derslerini de aksatmamanın çabasını veriyor. Ne kadar başarılı olup, olmayacağı önümüzdeki yıllarda belli olacak Gözde’nin bu çabası, hem takdir topluyor, hem de toplumumuzun büyük bir bölümünün yaşadığı krizin devam ettiğini gözler önüne seriyor.

‘BÜYÜYÜNCE POLİS OLMAK İSTİYORUM’Babasının aldığı tekerlekli tezgah

üzerinde ders çalışan Gözde, Babamın bir mesleği yok, pazarda sebze meyve alıp satmaya çalışıyor. Bende burada yeşil nohut satıyorum. Nohudun bir bağı 1 TL'den satıyorum. Satış yaparken de derslerime çalışıyorum. Kazandığım pa-ranın tamamını babama veriyorum” dedi.

Büyüyünce polis olmak istediğini ifade eden Gözde, okulda başarısının normal olduğunu, tezgahta ders çalışarak başarılı olmaya çalıştığını söyledi.

Aile bütçesine katkı sağlamanın mücadelesini nohut satarak veren ancak bu arada derslerini de aksat-mayan Gözde’nin mücadelesi, çalışmanın önemini bir kez daha bize hatırlattı. Babasının aldığı tezgah üzerinde ders çalışan ve hayatının geri kalanını garanti almaya çalışan 7’inci sınıf öğrencisinin müca-delesi, son yıllarda küçülmeye devam ettiğimizin en açık göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

Maharetlerini sergilediler

Sorgun Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu öğrencileri okullarının duvarlarını

resimlerle süslüyor. Öğretmenleri Emel Gökdere ve Erol

Karaaslan gözetiminde resim dersleri ve diğer boş zamanlarında okul duvarlarına rengarenk resimler çizen öğrenciler, yaptıkları işten büyük zevk aldıklarını belirttiler.

Öğretmen Emel Gökdere ise, okulun duvarlarını çizgi film karakterleriyle renk-lendirdiklerini kaydederek, ''Öğrencilerimizi resim yapmaya heveslendirmek için önce ben bir tane tablo şeklinde bir resim yaptım, sonra öğrencilerimiz de yapmak istediler. Öğren-cilerimizin okula daha istekli geleceklerini düşünerek tüm okulun duvarlarını çizgi film karakterleriyle süslemeyi düşündük'' dedi.

Öğretmen Gökdere, malzemelerin alınma-sında katkıda bulunan öğrenci velilerine ve Okul Müdürü Celal Yücel'e teşekkür etti.

Minik ellerden büyük beceri Tezgâhta ders!

Nohut satarak ailesine yardımcı olmaya çalışan çocuğun mücadelesi alkış topladı

İstiklal Lisesi tarafından hazırlanan ve bu yıl Hayat Boyu Öğrenme

Programı, Leonardo da Vinci kapsa-mında Ulusal Ajans'a onay için sunu-lacak olan Çok Dilde Yaşamak konulu projenin tanıtımını Okul Müdürü Hüseyin Kaya yaptı.

Okul salonundaki toplantıda Kaya, Ulusal Ajans tarafından görevlen-dirilen denetmenlere projenin kabul

edilebilmesi için proje hakkında bilgiler verdi. Kaya, proje kapsamında ticari amaçlı kuruluşlar, esnaf, alışveriş merkezleri, otel, motel, bankalar gibi kurumlar ile günlük hayatı paylaşan paydaşların kendi ana dilleri dışındaki dillerin de öğrenilerek, AB ülkelerinde yaşayan insanların birbirlerini daha iyi anlayıp, destek olmalarını amaçladığını söyledi.

Çok dilde yaşamak onay arıyor

Page 6: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER6 Haber26 Mayıs 2011

Perşembe

sarıkaya

boğazlıyan

akdağmadeni çekereksaraykent şefaatli

aydıncık

yenifakılı

çandırçayıralan

kadışehri

sorgun

İlçelerden kısa kısa...yerköy

Yerköy'ün Sekili beldesinde ''Altın Çilek'' yetiştiriciliği için ilk adım atıldı.

Yerköy İlçe Tarım Müdürlüğüne bağlı çalışan Tar-Gel Mühendislerinin gayretleri, İl ve İlçe Tarım Müdürlükle-rinin destekleriyle Sekili beldesinde bir dekarlık alanda ''Altın Çilek'' yetiştirici-liği için fideler toprakla buluşturuldu.

Tar-Gel Ziraat Mühendisi Sinan Kartal, Yozgat ve çevresinde ilk olarak Sekili Beldesinde Emine Ateş isimli bayan çiftçinin bir dekarlık arazisine altın çilek fidesi diktiklerini belirtti.

Kartal, demantrasyon alanından alına-cak verim ve kalite oranına göre dikim alanlarını çoğaltacaklarını, Yerköy ve çevresinin iklim şartlarının altın çilek yetiştiriciliğine müsait olduğunu sözlerine ekledi. Kartal, "Çiftçiler altın çilek meyvesini marketlere kilosunu or-talama 20-25 TL satmaktadırlar. Henüz fazla tanınmayan altın çilek bitkisinin tanıtımının yapılması sonucunda çift-çinin üretiminin artması ile pazarının oluşabileceği düşünülmektedir.

Altın çilek, ortası kahverengi olan

sarıçiçeklere sahip bir bitkidir. Aynı ismi taşıyan meyvesi ise olgunlaştıktan sonra sarımtrak rengini almaktadır. Bu meyve birçok toprak tipinde yetişmek-le birlikte en önemli özelliği çorak topraklarda da verim verebilmesidir. Physalis, büyüme aşamasında suya nor-malden fazla gereksinim duyar. Bitki olarak çok kırılgan ve hassas bir yapıya sahiptir. Physalis’in acutifolia, alke-kengi, angulata, angustifolia, arenicola, carpenteri gibi başlıca çeşitleri bulun-maktadır" dedi.

Altın Çilek, MeyveOlarak TüketilmelidirAltın Çilek; Kiraza benzediğinden,

yurdumuzda yer kirazı olarak ta bilinen ve dünyada en zengin lif oranına sahip meyvelerden biridir. Lif oranının fazla oluşu nedeniyle yiyenlerde tokluk hissi sağlar. Dolayısı ile bu meyveyi tüketenler kendilerini tok hissettiklerinden fazla yemek yeme ihtiyacı duymazlar ve fazla yemek yemeyince de zaman içerisinde zayıflama trendine girerler.

Bu işin doğal tarafı.Başbakanımız altın çileğin satıldığı

bir markete girdi ve bu meyveden aldı. Soranlara da bildiği ve duyduğu kadarıyla bunun yararlı bir meyve olduğunu söyledi. Sonra ne oldu, tabiri caizse altın çilek satışları ‘’patladı gitti’’. Önüne gelen kontrolsüz bir şekilde altın çilek hapı, kapsülü, form seti vs. gibi isimlerle alacalı bulacalı cazip ambalajlara ne olduğu belirsiz otu, çöpü öğütüp doldurarak bu işin uzmanı reklam yıldızlarını da konu mankeni olarak kullanıp dev bir sahte altın çilek mamulleri pazarı oluşturdular.

Sonrasında ise; altın çilekle ilgisi olmayan bu ne olduğu belirsiz karışımları yiyen insanlar; önce hasta oldular, sonra ölüm ve sakat kalmalar… Zararlı kim çıktı? Başta bu değerli ürünü bin bir emek ve özveri ile yetiştiren gerçek üreticiler ve bunu pazarlayan gerçek satıcılar.

Bu işi sulandıran sahtekârlar; yedek başka sahtekârlık hünerlerini farklı ürünlerde çoktan sergilemeye başlamışlardır bile. Sahte ürünlerini alanların ölmeleri, sakat kalmaları, bu ürünlerin gerçeğini yetiştirenlerin mağdur olmaları bu sahtekârlar için hiç önemli değil. Önemli olan haksız ve emeksiz kazançla ceplerini doldurmaları.

Yakalanınca cezaları ne dediğinizi duyar gibiyim. Onu da belirtelim. Caydırıcı olmayan bir iki nasihat… vs. Hatta yasalar gereği bu sahtekarların teşhir edilmeleri dahi yasak.

Altın çilek; ülkemiz için oldukça yeni bir meyve olup, bu ürünün geniş çapta yetiştirilip, iç tüketimde olduğu gibi ihracata yönelik yetiştirilmesi için de gerekli olan iklim, toprak, üretim teknikleri v.s. gibi her türlü şartlara sahibiz. Böylesine değerli olan ve çiftçilerimiz için de yetiştirdikleri diğer ürünlere alternatif olabilecek, iç ve dış pazar sorunu olmayan bu faydalı bitki, bilen, bilmeyen herkesin ahkâm kesmesi nedeni ile üreticinin elinde kaldı ve tüketicilerimiz de bırakın satın almayı, yediklerinden dahi kuşku duymaya başladılar.

Tüketicilerimizin bilmesi ve dikkat etmesi gereken husus şudur. Altın çilek yaş veya kuru olarak yenilen bir meyvedir. Bunu meyve olarak yedikleri takdirde yararlı olduğunu göreceklerdir. Zaten Tarım Bakanlığı da bu ürünün sadece ‘’ meyve’’ olarak tüketilmesine izin vermektedir.

Altın çileğin yetiştirilmesi de oldukça kolaydır. Tarlada, açık hava şartlarında, seralarda, evimizin bahçesinde ve hatta çiçeklerinde kendi kendine tozlaşmayı sağlayabilme özelliğinden dolayı, fidesini ‘’Ruhsatlı İşletmelerden’’ satın alarak balkonlarda saksıda dahi yetiştirmek mümkündür.

Tüketicilerimizin bu değerli meyveyi, yaş veya kuru olmak üzere ‘’meyve’’ olarak gönül rahatlığı içerisinde tüketmelerini, bunun dışında; kapsülü, ekstresi, hapı, form seti vs gibi, ne olduğu belirsiz ambalajlar içerisinde altın çilek adı altında satılan karışımlara itibar etmemelerini ve yetkililerden de böylesine yararlı olan bu ürünü suiistimal ederek, halkımızın sağlığını hiçe sayan sahtekârlara karşı caydırıcı müeyyideler uygulamalarını bekliyoruz.

Altın çilek üretimi başladı

REKLÂM vermek ve ABONE olmak için

217 09 04'ü tuşlamanız yeterli

ALTINBAŞAK İNŞAAT

"Bu çağrıya kulak verin!"

SİTE ÖZELLİKLERİDoğa ile iç içe orman ve gölet manzarasına sahip, Altınbaşak sitesi daireleri 3+1 ve 4+1’den oluşuyor. Ferah ve geniş daireler 24 saat ‘Kesintisiz’ güvenlikliÇevresinde oyun parkları ve oturma alanlarıyla çevreliBanyo ve mutfaklar seramik, odalar laminant parkeli Ortak kullanım alanları (Mescit, Toplantı Salonları)Kapıcı dairesi

BİNA ÖZELLİKLERİDeprem yönetmeliğine uygun C25 betondan betonarme karkas yapı3 kattan oluşan 140 araçlık kapalı otopark Garaj giriş ve çıkışlar uzaktan kumandalıYük taşımalarını sağlayan otopark girişli insan-yük asansörü Ambulans otoparktan asansöre kadar yanaşabilmekteKatlanabilir sedye asansöre sığmaktadır. Dış duvarlar ısı izolasyonlu (10cm lego geçmeli stroton panel ile)Duvarlar sıva üzerine saten alçıOdalar laminant parke, Islak zeminler kaleseramik Doğalgaz dönüşümlü ısıtma sistemiHer blokta çift hızlı 16 kişilik asansör (Otopark girişli)Merkezi renkli görüntülü diafonŞifreli dış kapı otomatiği Hidroforlu su deposuBütün malzemeler TSE’liSitemizde kullanılmış tüm malzemelerin detayı için

www.yozga t insaa t . com

AltınBaşak İnşaat AltınBaşak İnşaat

GENEL BİLGİLERYozgat’ın yeni çekim merkezi Kentpark-2 cepheli huzurlu, mutlu ve rahat bir yaşam isteyenlere şehir stresinden, gürültüsünden ve hava kirliliğinden uzakta içinde yeşil alanları, kapalı ve açık otoparkları ile sosyal aktiviteleri olan Altınbaşak Sitesi sizleri beklemektedir.

Otopark Girişi

Otopark İçi

Salon Görünümü

METİN ŞİŞMANYÖNETİM KURULU BAŞKANI

İRTİBAT : 0(506) 525 29 99 OFİS : 0(354) 217 66 58

Teslimat tarihi en geç 31 Ağustos 2011www.yozgatinsaat.com

SebahattinEMÜL

Page 7: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER Haber 726 Mayıs 2011

Perşembe

Başbakan “Millî Çizgi”yeNe Kadar Yaklaştı?..

Başbakan Erdoğan’ın son beyanatlarına bakarsanız, “Açılım” mevzuunda bir takım gerçekleri gördüğü ve “geri adım” sayılma-sa da, projeyi revize edebileceği sinyalleri veriyor hissine kapılabilirsiniz.

Hiç şüphesiz her revize, bir öncesine nazaran başlangıç noktasına daha yakın gözüküyor. Son kertede belirlenen isim, “‘Açılım’ın içerisini öylesine dolduraca-ğız ki, bütün toplum itiraz geliştirmeye-cek” iddiasını yansıtıyor. Anlaşılıyor ki “Millî Birlik” gibi iddialı bir başlık bu gerekçeyle şekillendi.

Bu başlıktan “Biz milletimizin razı ol-mayacağı hiçbir açılıma ruhsat verme-yiz” anlamı da çıkartılabilir tabiî.

Hâl böyle olunca, iyimser bir hava oluştu herkeste. En keskin muhalefet edenler dahi, bu söz değişiminden/üslup farklılığından memnun.

Olay, Başbakan’ın, dolayısıyla Hükümet’in “Açılım” noktasında gevşeme eğilimi içerisine girdiği şeklinde algılandı.

Biliyorsunuz, gazeteciler biraz daha kuşkulu yaklaşır konulara. Ellerine somut veriler geçmeden kanaat izhar etmezler; bir açık kapı bırakırlar mutlaka.

Ben de büyük çoğunluk gibi düşün-mek ve Başbakan’ın zorunlu da olsa “millî çizgi”ye yaklaştığını yazmak/söylemek is-terdim.

Ne yazık ki yazamıyorum/söyleyemiyo-rum.

Söylemlerinden hareketle Başbakan’ın hâlâ aynı kavil üzere bulunduğuna inanıyo-rum. Özellikle “her ne pahasına olursa olsun” kararlılığından etkilendiğimi belirt-mek durumundayım. Ve tabii ki, “hazmet-tire hazmettire” sözü hafızamda tâzeliğini koruyor hâlâ.

Daha dün, “Kürt Açılımı”na dört elle sarılan ve Kürtçülerin Hamisi kesilen Başbakan, gelişmelerden elbette rahatsızlık duyuyor. Nitekim bu rahatsızlık projenin isminde üçüncü kez değişikliği mecburî kıldı. “Kürt Açılımı” idi, önce “Demokratik Açı-lım” sonra “Millî Birlik Projesi” oldu.

Şimdilerde ise 74 milyonun kardeşliğin-den sözediliyor.

Sözkonusu zorunluluğun isim değişikli-ğinden ötesini ihtiva ettiği kanaatinde deği-lim.

İnancıma göre Başbakan sıkışıklığı takıy-ye yaparak atlatmak istiyor.

Evet, bir gevşeme mevzubahistir; lâkin bu durumdan “geri adım” anlamı çıkartıla-maz.

Başbakan başladığı noktadadır.Geri adım atmamıştır. Ve asla atmayacaktır.Projenin adı “Kürt Açılımı”dır ve içeriği

bellidir.“Kürt Açılımı”dır ki Doğu ve Güney-

doğu Anadolu Bölgesi’ne yoğun bir ilgi gözlenmektedir. Hükümet hemen her gün bölgeye bir Bakan göndermekte ve halkla, sivil toplum kuruluşlarıyla fikir teatisinde bulunmaktadır.

İlgi bu kadarla da sınırlı kalmamaktadır. Teşvik kredileriyle bölgeye dönük pozitif ayrımcık had safhaya ulaştırılmıştır.

Seçim sath-ı mailine girildiği bugün dahi bölge öncelikle korunup kollanmaktadır.

Mademki “olayı tek bir etnik unsura dayandırmak yanlış”, şu hâlde benzer ilgi niçin “Lazlar”ın yerleşkesi Karadeniz Bölgesi’nden esirgenmektedir?

Aynı şekilde, ağırlıklı olarak “Boşnaklar”ın yaşadığı Bursa ve havalisi bu anlamda niçin kapsam alana dahil edil-memektedir?

Ki, ne Lazlar, ne Boşnaklar, ne Çer-kesler, ne diğerleri “Açılım” bağlamında bir talep dillendirmiştir. Hiçbir şekilde “Türk” ile “Türklük” ile sorunları bulunmamaktadır.

Dolayısıyla bu tür söylemler haddizatında bölücülüktür. Kendisini “Türk” hisseden, “Türk” addeden unsurlara âdeta “Türk de-ğilsiniz” yaklaşımıyla ayrışmaya/ayrıştırma-ya muhatap kılmak, “iyi niyet” taşımaktan uzaktır.

Başbakan’ın söylemlerine “Türk” unsuru da eklemesi, samimiyet standardını ortaya koyması bakımından hakikaten önem arze-diyor.

Başbakan samimi değildir. “Hazmede hazmede…”nin peşindedir. “Millî Çizgi”ye yakın durur söylem değişiklikleriyle, karşı duruşun direncini kırmayı hedeflemektedir.

Kalem erbabları Başbakan’ı kastederek, “gevşeme eğilimine girdi” şeklinde açık-lama yaptığına göre, “amaç hâsıl oldu” denilebilir.

Çoğunluğu eğilimlerini yeniden gözden geçirmeye dâvet ediyorum.

YOZGAT HABER

İnan SOYER

Sadir DURMAZMilliyetçi Hareket Partisi

Yozgat Milletvekili A.

YÜREĞİNİ KOY

SES VER YOZGAT

Yozgat için,

Örgüt ve Örgütçülük

Başarılar tesadüfen kazanılmaz. Çünkü hayatta “tesadüf” diye bir şey yoktur. Her şeyin bir oluşum, gelişim ve yok oluşu birbirleri ile ilgili denge gerçeği üzerinedir…

Var olmak, güçlenmek, kazanmak, büyümek, hükmetmek, korumak, tanıtmak ve tanınmak gibi insan doğasında bulunan düşüncelerin sistemli bir fikir halinde yaşatılabilmesi, aynı duygu ve düşünceleri paylaşanların birlikteliği ile mümkündür.

Bu oluşum da ancak teşkilatlarla gerçekleşebilir…

“Teşkilat” Arapça kökenli bir kelime olup teşekkül ettirilmiş veya teşkil edilmiş kökeninden gelmektedir. Fransızca “Organizasyon” kelimesi de teşkilat anlamındadır. Teşkilatın, Türkçe karşılığı “örgüt”tür. Örgüt; örmek, kurmak ve yönetmek anlamlarını içermektedir.

Örgüt; ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birliktir. (TDK)

Türkler milli ve dini değerlerinden almış oldukları öğretilerden dolayı örgütlenmeyi çok iyi bilen ve yaşayan bir millettir. En sıkıntılı zamanlarda bile dayanışma ve yardımlaşma duygusu içinde birlikteliğini gösterir… Antakya Süryani Patriği Mikail vakayinamesinde şöyle demiştir: “Türkler hayatlarını teşkilatlandırmakta gayet akıllı ve meziyetlidirler!”

Örgütlenme nasıl oluşur?Sağlam temelli bir örgütte;1. İnsanlar görüşleri2. Liderler fikirleri3. Uzmanlar doktrinleri4. Kadrolar örgütleri, oluştururİnsanların yaratılışı gereği doğal

görüşleri vardır. Bunların yok olması mümkün değildir. Her insan kendini, ailesini, toplumunu, vatanını, inançlarını sever ve koruyup geliştirmek ister. İnsanların beklentileri birbirlerinden farklı olabilir. Ama toplum içinde yaşamanın gerekliliği ortak istekleri oluşturur.

Bu istekler, düşünceleri oluşturarak fikirlerin doğmasını sağlar. Fikirlerin söylemi ve yaşatılması ancak bir “lider” ile mümkündür…

Fikirlerin sistem haline getirilmesi, hedeflerin yapısına uygun doktrinleşmesi ve uygulama projelerinin hazırlanması alanında uzman kişilerin çalışmaları ile gerçekleşir…

Hedefe uygun hazırlanan projelerin topluma anlatılması, tanıtılması ve gerçekleştirilmesi örgütte hizmet eden yeterli ve yetenekli kadrolar ile olur…

Örgütçülük nasıl yapılmalı?Öncelikle belirtilmesi gereken en

önemli özellik; örgütün yapısı, bayrağı, simgesi, adı toplumun değerlerine aykırı olmamalıdır.

Örgütün kuruluşu ve çalışmaları yasal çerçevede yapılmalıdır.

Örgütte;a) Yönetimb) Hukukc) Maliyed) İletişime) Eğitimf) Yayıng) Ulaşımh) Ar-gei) ArşivBirimleri mutlaka olmalıdır. Bu

organlar kendi içinde şubelere, şubeler masalara ayrılabilir.

Örgütte Liderin dışında;a) Önderlerb) Kadrolarc) Üyelerd) Adaylar, bulunur.Çalışmalarda sevgi, saygı ve güven

esastır.Örgüt bir piramit gibi algılanmalı!

“Yukarıdakiler-aşağıdakiler” kompleksi yaratılmamalıdır. Durgun suya atılan bir taşın 360 derece çevresine eşit bir şekilde yayılması gibi merkeze yakınlık ve sorumluk anlayışının yaşanması, örgütü canlı ve güçlü kılacaktır.

“Örgüt ve Örgütçülük” konusu istismar edilmemesi için, genel hatları ile açıklanmıştır…

ZAYİ: Nüfus Cüzdanımı Kaybettim. Hükümsüzdür. Rasim KAYAOĞLU

Yılmaz Karahan

Vatandaşın cebindeki para yine fileleri doldurmak için yeterli olmadı

Meyveye güç yetmiyorEkonomik kriz sonrasında alım gücü

gittikçe düşen vatandaşın cebindeki parası Çarşamba pazarında fileleri doldur-mak için yeterli olmadı. Henüz meyve ve sebze fiyatlarının beklentilerin çok üzerinde olması nedeniyle zaruri ihtiyaçlarını almak-la yetinen vatandaş, evine yine ‘ah’ çekerek dönmek durumunda kaldı.

Vatandaşların meyve sebze ihtiyacının büyük bir bölümünü satın aldığı Çarşam-ba Pazarı’nda dün hareketlilik gözlendi ancak bu görüntü alışverişe tam manasıyla yansımadı.

ESNAFIN YÜZÜ GÜLMEDİAy sonunun gelmesi ile birlikte cebinde

parası kalmayan memurun fazla uğrak vermediği pazarda göze çarpan hareket-lilik, alışveriş trafiğine beklenilen ölçüde yansımadı. Son günlerde etkili olan soğuk ve yağışlı havanın da vatandaşın ilgisini azaltması nedeniyle esnafın yüzünün pek gülmediği pazarda fileler de büyük ölçüde boş kaldı.

FİLELER YİNE DOLMADIEkonomik kriz sonrasında mali sıkıntı-

ları biraz daha artan vatandaşın cebindeki

para da filelerin dolması için yeterli olmadı. Özellikle meyve fiyatlarının yüksek sey-retmesi nedeniyle çocuklarının isteklerini karşılamakta zorlanan vatandaşların birço-ğu alışverişini patlıcan, domates, balatalık ve daha ziyade zaruri ihtiyaçlarını alarak kısıtlamak durumunda kaldı. Yaz aylarının

gelmesi ile birlikte fiyatların biraz daha düşeceğini umut eden vatandaş, “Çarşamba pazarına her gittiğimizde çocuklarımızın da isteğini yerine getirmeye çalışıyoruz ama bu mümkün olmuyor.

Herhalde yaz gelene kadar meyve ye-mek hayal olacak” dediler.

Nikâh ayar düşürdü

Altın fiyatlarındaki inanılmaz artış evli-lik hazırlığı yapan birçok çifti inanıl-

maz bir zor durumla karşı karşıya bıraktı. Gelin kızlara takılan bilezikleri azaltan ya da ayarını düşüren bu durum geçtiğimiz yıl kıyılan nikahlarla bu yıl arasındaki farkın da artmasına neden oldu. Çok net olmasa da geçtiğimiz yıl Mayıs ayı rakamlarının bu yıl itibariyle yüzde 20 oranında düştüğü Yozgat’ta çeyrek takma geleneği de şimdi-lik kaydıyla ikinci plana itildi.

Yozgat ve ilçelerinde evlenmek isteyen birçok çiftin evlilik hayalleri altın fiyatları-na takılmaya başladı.

FİYATLAR ÇİFTLERİ DÜŞÜNDÜRÜYORTakı olmadan kız verilmeyen Yozgat’ta

geçtiğimiz yılın ilk üç ayında kıyılan nikah sayıları ile bu yıl arasında gözle görülür bir azalmanın meydana gelmesinin altın fiyatlarıyla direkt ilişkili olduğu ve eğer

fiyatlar düşmezse aynı görüntünün devam edeceği iddia ediliyor. 2007 yılında 28 TL iken ekonomik kriz ile birlikte 2008’de 53 TL’ye çıkan ve evlilik hazırlıkları yapan çiftleri kara kara düşündüren altın fiyatları aradan geçen 3 yıl içerisinde tam 2,5 kat artış gösterdi. Fiyatlardaki yükseli-şin işlerini önemli ölçüde etkilediğini belirten, özellikle çeyrek altın satışlarının ciddi ölçüde azalma gösterdiğine dikkat çeken kuyumcular, çoğu evlenecek olan ve maddi durumu iyi olmayan gençlerin ilk tercihlerinin kiralama olduğunu ifade ettiler.

Altın fiyatlarının artmasının evlilikleri de etkilediğini belirten Yozgat Belediyesi Evlendirme Memuru Ömer Duyar, "Geç-tiğimiz yılın Mayıs ayına göre oranlarda biraz düşme var. Bu durgunlukta yükselen altın fiyatlarının da etkili olduğu söylene-bilir. Çünkü bölgemizde takı takma olayı oldukça yaygın. Bu da evlenecek gençleri maddi açıdan etkiliyor. Ancak köylerdeki nikahların artık kıyılmaması da rakamların düşmesine etken teşkil ediyor” dedi.

Page 8: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER26 Mayıs 2011

Perşembe8 Haber

23 Mayıs 2011 Pazartesi günü Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu’nu ziyaret eden Eşbaşkan-Başbakan Erdoğan, “ Buna karşıda az önce Sayın Başkanın ifade ettiği gibi Doğu ve Güneydoğu’daki elektrik fiyatlarının ko-nutla birleştirilmesi yapılır ama benim de bu-radan bir isteğim var. Diyorum ki, burada ki direnişimizi(Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesini kast ediyor) hep beraber güçlü kılmamız lazım. Çünkü korkunun ecele faydası yoktur. Öyleyse dik duracağız” diye konuştu…

*Eşbaşkan-Başbakan Erdoğan bölgede ki elektrik fiyatlarının düşürüleceğini söylüyor ama karşılığında bir şeyler istiyor. Yani kendi vatandaşı ile pazar-lık ediyor. En iyi bildiği pazarlama işini, yani “Al Gülüm-Ver Gülümü” kendi vatandaşına dayatı-yor!..

*Eşbaşkan-Başbakan Erdoğan, bölgedeki esnafa beraberce “Direniş” öneriyor. Ülkenin Başbakanı direniş var diyorsa, “Hücum da-Saldırı da” var de-mektir. Eğer Demokratik Hukuk Devletinde, vatan-daşlara saldırı varsa, o saldırıyı defetmek, görev ve sorumlulukları yasalarla belirlenmiş güvenlik güçleri-ne aittir. Eğer Türkiye Başbakanının dediği yapılsaydı, yani her esnaf kendi dükkanını savunmaya kalksaydı, esas anarşi ve esas kaos o zaman olurdu. Sağlıklı bir beyne sahip ve ülkesini seven bir kişinin, insanların birbirini kırması anlamına gelen bir öneride bulunma-sı olası değildir. Böyle bir şeyi düşünebilen ve kendi insanına öneren birinin Başbakanlık makamında bu-lunması şahsen benim uykularımı kaçırıyor!... Hele “korkunun ecele faydası yoktur” deyimini kullan-ması tam bir acizlik örneği…

AKP’nin Terör konusundaki “Şaşı Bakışı”, ceha-leti ve TSK düşmanlığı ülkeyi bu hale getirdi.

Bölge insanının yüzde 90’ı- yüzde 95’i PKK Terör örgütünü desteklemez. Her türlü olumsuz koşula rağmen devletinden yana tavır koyar, bölünmek iste-mez.

Bölgeyi mezralara kadar gezen ve yöre insanı-nı çok iyi tanıyan biri olarak söylüyorum; asırlardır

bölgede devam eden feodal yapı gereği, bölge insanı “gücü” yanında ister. Eğer bölgede devlet güçlüyse, devletin yanında olur. Bölgede örgüt güçlüyse, bölge insanı örgüte itaat eder. Çünkü PKK örgütünün affı yoktur. Devletin askerine, polisine selam verenleri bile, çoluk çocuk demeden öldürür ve suçu da devle-tin üstüne atar.

Terörle mücadele, düzenli ordular açısından dün-yanın en zor işidir. Terör bir bataklıktır. Devleti yö-netenlerin ülkeyi bu bataktan çıkarmaları gerekir. Bunun için sosyal-ekonomik-siyasal ve diplomatik yolların dışında kullanacağınız güç bellidir.

Asker- Polis- Jandarma-Köy Korucuları. Başka gücünüz var mı? Yok…

Eğer siz, her biri profesyonel kışkırtıcı olan ve kendilerine “liberal” diyen yazarları ve cemaatin te-tikçilerini dinler ve onların dümen suyuna girerseniz, terör bataklığından çıkamazsınız.

Eğer siz, terörle savaşan kahramanlarınızın, ko-mutanlarınızın “cemaat polisleri” tarafından elekt-ronik sahtecilikle oluşturulan belgelere dayanarak içeri atılmasına göz yumarsanız, terör bataklığından çıkamazsınız.

Eğer siz; 40 bin insanımızın ölümünden so-rumlu cani ile pazarlığa tutuşursanız, yetinme-yip yılan yuvası kandil dağına müzakere heyeti gönderirseniz, vatan toprağına giren terörist-lerin, Habur’da davul zurna ile karşılanmasına göz yumarsanız, bölge insanını kaybedersiniz ve terör bataklığından çıkamazsınız.

Yıllardır, AKP’nin üst yönetimini iyi tanıyan bir si-yasetçi olarak, hem AKP’ye oy verenleri hem de Türk Milletini uyarmaya çalıştım. Ne kadar başarılı olduk

bunu 12 Haziran’da beraberce göreceğiz.Eğer, biat(tartışmasız itaat emek) kültürü ile ye-

tişenlerin, belli cemaatlerdeki gizli örgütlenmelere katılan siyasetçilerin, kadına saygı duymayan, kadını köle olarak gören ve 4 evliliği normal kabul edenlerin, Türk Milleti kavramı yerine Ümmetçiliği dayatanların, Tek Bayrak-Tek Millet-Tek Devlet yerine federal yapıyı isteyenlerin, Atatürk’e ve Türk Bayrağına ta-hammül edemeyip, Barzani denen eşkıyanın önünde dörtayak olanların “Demokrat’lık” palavralarına inanacak olursanız, 12 Haziran’dan sonra olacaklar şunlardır;

*Bölgede tüm levhalar sadece Kürtçe yazılır ve Türkçe konuşmak yasaklanır.

*ABD-AKP-Cemaat işbirliği ile bölünme fiili olarak başlar.

*Adına “Sivil İtaatsizlik” denen toplu kalkışmalar bölgenin her yerinde başlar. Arap ülkeleriyle vizelerin kaldırılmasıyla ülkemize serbestçe giren, profesyo-nel teröristlerin ve propagandacıların kışkırtmasıyla, halkımız asker ve polisle karşı karşıya getirilecek-tir. Daha dün Irak vatandaşı bir terörist yüzünden Cizre’nin ne hale geldiğini dehşetle gördük…

*BDP-PKK emrinde olan yerel yönetimlerde Türk Bayrağı yerine PKK bayrakları asılır.

*Özellikle büyük illerde bombalı saldırılar ve can alıcı eylemler çoğalır..

Niyetim kimseyi ürkütmek değildir. Ama siz iste-diğiniz kadar görmezden gelin, gözlerinizi kapayın maalesef gerçek budur. Bölgenin büyük bir kısmında “Devlet Otoritesi” yoktur.

Bu bataklıktan çıkmanın yolu öncelikle AKP’yi iktidar koltuğundan demokratik yolla indirmek-tir.

Bu seçimler; Türkiye bölünsün mü, bölünme-si mi sorularının cevabının verileceği ve Türk Milleti ile Bölücü BDP+AKP arasında yapılacak çok önemli bir seçim olacaktır. Herkesin aklını başına alması zamanıdır…

Not: Yarın, 12 Haziran’da partilerin çıkaracağı mil-letvekili sayıları ile ilgili çalışmamı takdim edeceğim.

Önce siz dik duracaksınız!..

Cumhuriyet Savcısı Ahmet Bartan tarafın-dan hazırlanan 5 sayfalık iddianame, Kay-

seri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edildi. Ayrıca sanık G. hakkında, hürriyeti yoksun bırakma suçundan 3 kez 6 yıldan 21 yıla kadar ve cinsel istismar suçundan 12 yıldan 22,5 yıla kadar hapis olmak üzere, toplam 85,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Kayseri'nin Talas ilçesinde yaklaşık 1,5 yıl önce kaybolan çocukların öldürülerek göm-düğü iddiasıyla tutuklanan katil zanlısı U.V.G için mahkeme, her çocuk için müebbet hapis

isteminde bulundu. İDDİANAME TAMAMLANDIRamazan Bayramının 2. gününde şeker

toplamak için evlerinden çıkan ve geri dönme-yen 9 yaşındaki Ahmet Tuna Tekin, 6 yaşında-ki kardeşi Dilruba Tekin ile aynı mahalleden arkadaşları 11 yaşındaki Türkan Ay'ın katil zanlısı Uğur Veli Gülışık hakkında hazırlanan iddianame tamamlandı.

DOSYASI ÇOK KABARIKCumhuriyet Savcısı Ahmet Bartan tarafın-

dan hazırlanan 5 sayfalık iddianame, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edildi. İddianameye göre Uğur Veli Gülışık, ''Suçu gizlemek, delilleri ortadan kaldırmak, suçun iş-lenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla tasarlayarak, çocuğa veya bedenen ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten adam öldürme, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, çocuk veya kendini bedenen ve ruh bakımın-dan savunamayacak kişiye cinsel amaçlı cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak'' suçlarından yargılanacak.

MÜEBBETİN YANI SIRA 85,5 YILLA YARGILANACAK İddianamede, sanık Uğur Veli Gülışık

hakkında, kasten adam öldürmek suçundan 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanacak. Ayrıca sanık Gülışık hakkında, hürriyeti yoksun bırakma suçundan 3 kez 6 yıl-dan 21 yıla kadar ve cinsel istismar suçundan 12 yıldan 22,5 yıla kadar hapis olmak üzere, toplam 85,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

AKIL SAĞLIĞI YERİNDE Hazırlanan iddianameye, katil zanlısının

akıl sağlığının yerinde olduğuna dair Ankara Numune Hastanesi'nden alınan heyet raporu da eklendi.

Bu arada, davanın, güvenlik gerekçesiyle başka bir kente alınabileceği belirtildi.

Kayseri'de Ramazan Bayramı'nda şeker toplar-

ken kaybolan 3 çocuğu öldürdüğü iddiasıyla tu-tuklanan U. V. G. hakkın-

da, 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Cumhuriyet

Savcısı Ahmet Bartan tarafından hazırlanan 5 sayfalık iddianame, Kayseri 2. Ağır Ceza

Mahkemesi'nde kabul edildi. Ayrıca sanık G.

hakkında, hürriyeti yok-sun bırakma suçundan 3

kez 6 yıldan 21 yıla kadar ve cinsel istismar suçun-

dan 12 yıldan 22,5 yıla kadar hapis olmak üzere,

toplam 85,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Rifat SERDAROĞLU

TÜM HALKIMIZ DAVETLİDİRONUR KAYTANCHP YOZGAT İL BAŞKANI

01 HAZİRAN 2011 ÇARŞAMBASAAT : 11.00'DE

YOZGAT'TA

Kadışehri'ne sosyal tesis

Sanayi gelişiyor

İşsize bir umut

Kadışehri Belediyesi tarafından bakım ve tadilatı yaptırılan bina sosyal amaçlı

kullanılmak üzere hazır hale getirildi. Belediye Başkanı Davut Karadavut,

Lütfullah Kayalar Mahallesi'nde bulunan iki katlı binanın bakım ve tadilatı için 250 bin lira harcadıklarını söyledi. Karadavut, binanın üst katının düğün salonu, alt katının ise lokanta, dinlenme salonu gibi sosyal amaçlı tesisler olarak dizayn edildiğini kaydetti. Karadavut, ''Geniş bir bahçesi bulunan binamızda kır düğünleri yapılabilecek, diğer günlerde ise dinlenme parkı olarak hizmet verecektir'' dedi.

Sarıkaya ilçesi Küçük Sanayi Sitesi'nde üreti-me yönelik atölyelerin sayısı artıyor. Ata

Sanayi Derneği Başkanı Cengiz Yazır, ''Site olarak kabuğumuzu kırdık, çok güzel bir ortam-da çalışıyoruz, eskisi gibi tamir bakım dışında üretime, imalata geçtik'' dedi.

Yazır, sanayi sitesinde Hasan Murat'a ait atölyede bahçe ve park oyuncakları, Murat Bağartur'un imalathanesinde gazlı cam, plastik kapı pencere ve alüminyum sistemleri, Ayhan Pusmaz'a ait atölyede dış cephe kaplama mal-zemesi üretiminin yapıldığını kaydetti.

İŞKUR Yozgat İl Müdürlüğünün uyguladığı ''Toplum Yararına Çalışma Projesi'' kapsa-

mında Çandır'da kaymakamlık ve belediyede çalıştırılmak üzere işçi alımı kura ile yapıldı.

Çekilen kura sonucunda Kaymakamlık Köylere Hizmet Birliğinde çalıştırılmak üzere 9, Belediyede çalıştırılmak üzere ise 5 işçi belirlendi. Belediye Başkanı Ahmet Eroğlu, proje kapsamında verilen işçilerin ağaç dikimi yapacaklarını bildirdi. Eroğlu, Güllüdağ ve Keldağ mevkine 40 bin ağaç dikildiğini, aynı bölgelerdeki ağaçlandırma çalışmalarına devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Bitmesini İstemeyeceğiniz Anlar...

Özel günlerin, Özel mekanı

* Jakuzili Suit Odada Konaklama * İkiniz için Odanıza Kahvaltı Servisi* Sağlık kulübü kullanımı * Geç Çıkış İmkanı* Günlük Gazete Servisi * Odanıza Meyve ve kuruyemiş ikramı*Özel Balayı Dekorasyonu* Açık büfe akşam yemeği dahil

Temmuz ayı sonuna kadar sadece 160 TL

Adnan Menderes Bulvarı Şeyh Osman Mah. No:85 YOZGAT

Tel: 0 (354) 212 26 26 - Fax: 0 (354) 212 20 26 www.grandeserotel.com

BALAYI KAMPANYASI

Hapishanede çürüyecek3 çocuğu öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan cani için 3 kez müebbet isteniyor

Page 9: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER26 Mayıs 2011

Perşembe Haber 9AKP ile Yozlaşanlar ve Yozlaştırılanlar

Baştarafı 2'deAKP HANGİ OLAYLARLA ANILDI?“Recep Tayyip Erdoğan zulmeden de-

ğil, zulme karşı olan bir iktidarız, diyor. Ama sergiledikleri olaylar ise bu ifadele-ri yalanlıyor!”

“AKP İlçe Başkanı uyuşturucudan tutuk-landı”, “Deniz Baykal: “AKP PKK ile işbirliği içinde”“, “Başbakanlık müşavirinden seks ka-setli şantaj!”, “AKP’li yeğene kıyak iş”, ”Am-bulansta fuhuş rezaleti: Bakırköy’de, alkollü bir ambulans şoförü, yoldan aldığı trans-seksüel bir travesti ile devletin resmi plakalı ambulansında fuhuş yaparken yakalandı.”, “Doktoru hastaneden kaçırdılar”, “Bakan Adana’da ve sağlıkta son rezalet: Adana’da 7 aylık hamile kadın, 4 saatte 12 hastaneye götürüldü. Hastanelerde “kuvöz” olmadığı gerekçesiyle kabul edilmedi”, “Turizm cenne-ti Bodrum’da sağlık rezaleti... Yazın nüfusu 300 bine çıkan ilçedeki Devlet Hastanesi’nde tek görevli ortopedist tatile çıktı. Hastalar ortada kaldı”, “Gaziantep’in İslahiye ilçesinde bir kişi, müdahale edilmeyen eşinin hastane-nin tuvaletinde ölü doğum yapmak zorunda kaldığını öne sürerek suç duyurusunda bu-lundu.”

“Ayırımcılık, bölücülük, baskı, adam kayırma, yolsuzluk ve hukuksuzluk dev-let politikası haline getirildi. Yandaşlara verilen desteklerle gençlerimiz istenme-yen alanlara itiliyorlar. 9 yıllık AKP ile Türkiye tarihinde ilk kez 14 yaşındaki gençlerimiz haklarını aramak için sokak-lara döküldüler!” Bin kere yazıklar olsun! Bin kere yazıklar olsun!...

Seyyid Ahmet Arvasi : “Esefle itiraf edelim ki, insanlık âlemini ve ilişkilerini incelediğimiz zaman, kazanılmış hak-ların yanında gasbedilmiş haklara, şe-refle temsil edilen makam ve mevkilerin yanında çalınmış makam ve mevkilere, alın teri ve helâl kazançla ulaşılmış mal ve mülklerin yanında hile ile gayrimeşru yollarla ele geçirilmiş mal ve mülklere, yerde sürünen devlere, yükselmiş cüce-lere, sömüre sömüre balon gibi olmuş sülüklere, sömürüle sömürüle iskelete dönmüş kişilere, ailelere, sınıflara, mil-letlere ve devletlere rastlıyoruz.” diyor. (10)

İslâm dışında yaşayan farklı dünyaların insanları bir yerlere çöreklendiler. Sizin, ço-cuklarınızın umutlarını, geleceklerini, devle-te olan güvenlerini ve İslâm’a bağlılıklarını çalıyorlar. Siz ise bu olumsuz görüntüler karşısında sesinizi gür bir şekilde çıkara-mıyorsunuz, haklarınızı arayamıyorsunuz, verdiğiniz tavizlerle, suskunluklarınızla, tesli-miyetçiliklerinizle, alkışlarınızla hukuk yolları kapandı, şikayet edeceğiniz bir makam, baş-vurabileceğiniz bir kurum, konuşabileceğiniz bir yetkili kalmadı.

“Sahtekârlığa âlet edilerek, haksız bir şekilde bir yerlere götürülerek, kestir-meden, onursuz bir şekilde hak etme-dikleri okullar ve meslekler kazandırıla-rak, en üst görevlere getirilerek, birileri yandaşlık ve partizanlık adına yozlaştı-rılıyorlar.”

“Bu tahribatlarla, bilim, meslek, teşhis, tedavi, teknoloji, tasarlayıcılık – zekâ, hizmet, inanç, itikat, sadakat, özgüven, millî hassasiyetler ve hayat seviyeleri çökertiliyor.”

PEKİYİ SEÇİME YAKINLAŞTIĞIMIZ ŞUGÜNLERDE AKP YÖNETİCİLERİNİN AĞIZLARINDAN NELER DUYUYORSUNUZ?Hani gözyaşlarıyla oluşturdukları sahne-

lerde, ağlama ekranlarından size hitap edip 12 Eylül darbecilerinden hesap soracaklarını söyleyenler vardı ya, bunlar şimdi neredeler? Bir çok şey gibi, harcanan, boşa geçirilen 9 yıl gibi, bu konu da çabuk unutuldu değil mi? Hani sizi kandırarak, size inandırarak oylarınızı çalanlardan, beklentilerinizi ayaklar altına alanlardan bahsediyorum! Verdiğiniz oyların hesabını sandıklarda ne zaman sora-caksınız? Ben size ne demiştim o zamanlar : “Amerika 12 Eylülcüleri, 12 Eylül’cüler de onları hazırladı, besledi ve büyüttü-ler. Kendilerini var edenlerden hiç hesap sorabilirler mi?” diye!

Geçtiğimiz günlerde Recep Tayyip Erdo-ğan gerine gerine 1992’de yapılmış Kara-elmas Üniversitesi’ni 2007’de biz yaptırdık diye kasılarak öğünürken vatandaşlarımızın çığlıklarını, alkışlarını işittiğiniz zaman, ne hissettiniz, ne düşündünüz Allah aşkına? İşte bizim anlatmak istediğimiz de bu: Kimi ne-den alkışladığınızı bilin artık, sizi sürekli bir şekilde aldatanları, saflığınızdan faydalanan-ları, inançlarınız kullananları kendi başlarına ve yüzüstü bırakma zamanı daha gelmedi mi?

“Akıl, kaynak, proje yok; propaganda ve dayatma var!”

9 yılda yapamadıkları, yanlarına dahi yak-laşmadıkları, hiç bilgisi olmadıkları konularla, asla inandırıcı olmayan proje ve vaatlerle karşınıza çıkıyorlar. AKP yöneticilerine ve AKP Milletvekilleri adaylarına asla güvenme-yiniz. Onlara “hayır” demek ve “oy verme-mek” inancınız, onurunuz ve geleceğiniz için oldukça önemlidir!

(1) Dr. Özcan Yeniçeri, Yozlaşma ve yabancılaşmaya karşı itirazlar, sayfa : 33

(2) Erich Fromm, “To Have or To be”(3) Gıybet, İmam-ı Gazali, Bahar Yayınevi, 1985, S.:21(4) Gıybet, İmam-ı Gazali, Bahar Yayınevi, 1985, S.:31(5) Gıybet, İmam-ı Gazali, Bahar Yayınevi, 1985, S.:34(6) Gıybet, İmam-ı Gazali, Bahar Yayınevi, 1985, S.:35(7) Gıybet, İmam-ı Gazali, Bahar Yayınevi, 1985, S.:40(8) Gıybet, İmam-ı Gazali, Bahar Yayınevi, 1985, S.:47(9) Gıybet, İmam-ı Gazali, Bahar Yayınevi, 1985, S.:102(10) Türk İslâm Ülküsü, Seyyid Ahmet Arvasi, Ocak

Yayınları, 1982, Sayfa :38

Dane kaybına ceza Gerekli tedbirleri almayan biçerdöver sahipleri ve operatörlerine ağır yaptırımlar var

Yozgat Valiliği, bu yıl hasat döneminde ge-rekli tedbirleri almayarak üründe dane kaybına neden olan biçerdöver sahip ve operatörlerine 154 lira para cezası uygulanacağını duyurdu.

EMEKLER BOŞA GİDİYORYozgat Valiliğinden yapılan yazılı açıkla-

mada, çiftçilerin buğday, arpa, mısır, çeltik, ayçiçeği, yulaf, çavdar gibi tarla bitkilerinin büyük emek, zaman ve masrafla ürettikleri anımsatıldı. Açıklamada, bu ürünlerin zama-nında, en az dane ve sap kaybı ile tekniğine uygun olarak biçilmesi sağlanarak, milli servet kaybının önlenmesi gerektiğine dikkat çekildi.

BİÇERDÖVERLER KONTROL EDİLECEKBiçerdöverlerle yapılan hasatta meydan

gelen dane kayıpları ile dane hasarlarını en alt seviyede tutmak amacıyla Yozgat il genelinde biçerdöverlerin çalıştırılmaları, kullanımı, kont-rol hizmetlerinin yürütülmesi ile denetlenmesi

amacıyla hasat döneminde tarım müdürlükle-rinde hasat tekniği konusunda yetiştirilip, vali-lik tarafından yetkilendirilen teknik elemanlar tarafından, tarla ve biçerdöver kontrollerinin yapılacağı kaydedildi.

KURALLARA UYMAYAN YANACAKYapılan denetimlerde ürün kaybına sebep

olanlar ve görevlilere karşı gelenler hakkın-da Kabahatler Kanunu'na göre, eğitimsiz ve donanımsız hasat makinesi hizmetleri verilme-sinin önüne geçilerek, kamu düzeni ve kamu güveninin de korunması amacıyla yasal işlem yapılacağı vurgulanan açıklamada, yapılan denetimlerde dikkat edilecek hususlar ve uygu-lanacak ceza işlemler ise şöyle sıralandı:

''Biçerdöver operatör belgesi bulunmayan, biçerdöver kullanıcısı çalıştıran biçerdöver sahipleri ve belgesiz biçerdöver kullanan biçerdöver operatörlerine, Valiliğimizce tespit

edilen kayıp oranı olan yüzde 3'den fazla dane kayıplarına sebep olan biçerdöver sahipleri ve operatörlerine, hasat olgunluğuna gelmemiş ve çiğili ürünleri hasat eden biçerdöver sahipleri ve operatörlerine, dolum tarihlerini tereddütsüz gösteren belge ile yangın söndürücüsü (tüpü) bulundurmadan biçerdöver çalıştıran biçer-döver sahiplerine, teknik özellikleri yetersiz, tamir, bakım ve ayarları tekniğine uygun olarak yapılmamış biçerdöverlerle hasat yapan sahip-lerine, Biçim yaptığı arazide tarla sahibi ba-şında olduğu halde biçilmemiş tarla bırakarak o bölgeyi terk eden biçerdöver sahiplerine ve operatörlerine Kabahatler Kanunu'nun 32'inci maddesine göre eğitimsiz ve donanımsız biçer-döver hizmetleri verilmesinin önüne geçilerek kamu düzeni ve kamu güveninin de korunması amacıyla makine sahibi, makine kullanıcı ve tarla sahibi hakkında 'idari yaptırım karar tutanağı' hazırlanarak, 154 lira idari para cezası uygulanacaktır.''

Başvurular bugün son

Milli Eğitim Bakanlığının 1 Haziran`da yapacağı 30 bin

öğretmen ataması için başvurular, bugünsona erecek.

MEB, Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde 2009 ve 2010 KPSSP10 sonuçlarına göre ilk atama, hizmet süresine göre açıktan atama, kurumlar arası yeniden atama, açıktan ilk atama, kurumlar arası ilk atama, kurum içi ilk atama ile milli sporcuların Beden Eğitimi alanına sı-navsız atama çeşitlerine göre toplam 30 bin kadro ataması yapacak.

Atama için gerekli bilgilerin yer aldığı ``Öğretmenlik İçin Başvuru ve Atama Kılavuzu`` Bakanlığın ``http://personel.meb.gov.tr`` adre-sinde yayımlandı.

Öğretmenlik için başvuruda bulunacaklar, başvurularını belirtilen süre içinde herhangi bir bilgisayar-dan ``http://personel.meb.gov.tr`` internet adresindeki Elektronik Baş-vuru Formu`nu kullanarak yapacak. Başvurunun geçerlilik kazanabilmesi için bilgisayar aracılığıyla doldu-rulacak formun ``Başvuru Onay Büroları``nda onaylatılması gere-kiyor. Başvuru Onay Büroları ise il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde oluşturulacak.

RGİYİM

İ ÇM E ELAbdurrahman içme

LİSE CADDESİ OBA APT. NO:1 YOZGAT Gsm : 0.532.626 3145

% 50 İNDİRİM

Yozgat Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, çiftçilerin buğday, arpa, mısır, çeltik, ayçiçeği, yulaf, çav-dar gibi tarla bitkilerinin büyük emek, zaman ve masrafla ürettikleri anımsatıldı. Açıklamada, bu ürün-lerin zamanında, en az dane ve sap kaybı ile tekniğine uygun olarak biçilmesi sağlanarak, milli servet kaybının önlenmesi gerektiğine dikkat çekildi.

Pazarcı hal istiyorAK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ

ve AK Parti üçüncü sıra Milletvekili Ada-yı Yusuf Başer, Çarşamba pazarını gezerek pazarcı esnafının dertlerini dinledi.

Esnafları tek tek dolaşan Bozdağ, daha sonra Pazarcılar Derneği Başkanı Salih Çavuşoğlu ve pazarcı esnafı ile sohbet edip dertlerini dinledi. Pazarcı esnafının AK Parti Gurup Başkanvekili Bozdağ'dan kendileri için Yozgat'a bir toptancı hali, soğuk hava deposu ve kapalı Pazar istedi. Bozdağ, “Belediye'nin toptancı hali, özel idarenin ise soğuk hava de-

posu konusunda bir çalışmasının bulunduğunu belirterek, Toptancı halinin Yozgat'a açılması durumunda ilçelerimizde buradan alışveriş yapacağı için pazarcı esnafımızın işleri daha iyi olacaktır. Biz bu konuda elimizden gelen desteği vermeye hazırız” dedi.

Bazı esnaflarda Pazar kurdukları yerlerin düzgün olmadığından dolay özellikle yağmur yağdığında çok fazla su birikintisi olduğu-nu hem pazarcıların hem de alış veriş yapan müşterilerin zorluk yaşadığını belirterek, Pazar kurulan alanların asfaltlanmasını istedi.

Page 10: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER26 Mayıs 2011

Perşembe10 Haber

Yozgat İl Çevre ve Orman Müdürlüğü 1 ADET ÇİFT KABİNLİ 4X4 2300 CC VE ÜZERİ

PICK-UP (YAKIT VE SÜRÜCÜ İDAREYE AİT) VE 1 ADET ÇİFT KABİNLİ 4X4 2300 CC VE ÜZERİ

PICK-UP (YAKIT VE SÜRÜCÜ YÜKLENİCİYE AİT) 1 Adet Çift Kabinli 4X4 2300 cc ve Üzeri Pıck-Up (Yakıt ve sürücü idareye ait) ve 1 Adet Çift Kabinli 4X4

2300 cc ve Üzeri Pıck-Up (Yakıt ve sürücü yükleniciye ait) hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:

İhale Kayıt Numarası: 2011/758331- İdarenina) Adresi: Develik Mah. Çamlık Cad. No:1 Yozgatb) Telefon ve faks numarası: 3542170233 - 3542124994c) Elektronik Posta Adresi: [email protected]ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2- İhale konusu hizmetina) Niteliği, türü ve miktarı: İhalenin niteliği, türü ve miktarına ilişkin ayrıntılı bilgiye EKAP’ta (Elektronik

Kamu Alımları Platformu) yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer: İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Hizmet alanı dahilinde c) Süresi: İşe başlama tarihinden itibaren 162(yüzaltmışiki) gündür3- İhalenina) Yapılacağı yer: İl Çevre ve Orman Müdürlüğü AGM Şube Müdürlüğüb) Tarihi ve saati: 03.06.2011 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek

odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi

odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,

4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel

kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,

4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı İl Çevre ve Orman

Müdürlüğü AGM Şube Müdürlüğü adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza

kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İl Çevre ve Orman Müdürlüğü AGM Şube Müdürlüğü adresine

elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle,

her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.

10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.

11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (altmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. (İ-91)

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ(TMO)

Yozgat YERKÖY Şube MüdürlüğüTMO YERKÖY ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNE BAĞLI YOZGAT AJANS AMİRLİĞİNİN OSMANPAŞA

TESİSLİ EKİBİN KANTAR BİNASI, EKSPER ODASI, BEKÇİ KULÜBESİ VE WC-DUŞ TADİLATI İŞİ

TMO YERKÖY ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNE BAĞLI YOZGAT AJANS AMİRLİĞİNİN OSMANPAŞA TESİSLİ EKİBİN KANTAR BİNASI, EKSPER ODASI, BEKÇİ KULÜBESİ VE WC-DUŞ TADİLATI İŞİ yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır.

İhale Kayıt Numarası: 2011/790131- İdarenina) Adresi: Yeni Mah. Fabrika Cad. No:10 66900 Yerköy/YOZGATb) Telefon ve faks numarası: 3545161662 - 3545162893c) Elektronik Posta Adresi: [email protected]ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2- İhale konusu yapım işinina) Niteliği, türü ve miktarı : OSMANPAŞA TESİSLİ EKİBİMİZİN KANTAR BİNASI, EKSPER ODASI,

BEKÇİ KULÜBESİ VE WC-DUŞ TADİLATINDA ÇATI AKTARILMASI, İÇ VE DIŞ CEPHE BOYASI, KAPI PENCERE DEĞİŞİMİ,YAĞMUR BORUSU VE OLUKLARIN DEĞİŞİMİ... İŞİ

b) Yapılacağı yer: TMO YERKÖY ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNÜN İHALE SALONUNDAc) İşe başlama tarihi: Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 3 gün içinde

yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi: Yer tesliminden itibaren 30 (otuz) takvim günüdür. 3- İhalenina) Yapılacağı yer: Yeni Mah. Fabrika Cad. No:10 66900 Yerköy/ YOZGATb) Tarihi ve saati: 07.06.2011 - 14:304. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası

veya ilgili Meslek Odası Belgesi. 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve

sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,

4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,

4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri. 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi. 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel

kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,

4.1.3.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4.Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6 Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla

hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge.

4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:4.3.1. İş deneyim belgeleri:Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 51

oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler, 4.3.2. Organizasyon yapısı ve personel durumuna ilişkin belgeler:a) Anahtar Teknik Personel istenilmemektedir. b) Teknik Personel:Adet Pozisyonu Mesleki Unvanı Mesleki Özellikleri4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve

mimarlık bölümleri:4.4.1. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Bu ihalede benzer iş olarak, 29/12/2005 tarih ve 26038 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan \\”Yapım

İşlerinde İş Deneyiminde Değerlendirilecek Benzer İşlere Dair Tebliğ\\” de yer alan Benzer İş gruplarından (B) Grubu Üst Yapı Bina Grubu İşler IV. Grup İşlerin 5. maddesi ile III. Grup işlerin 4. maddesi kabül edilecektir ve ihale konusu iş veya benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri, İnşaat Mühendisliğidir.

4.4.2. Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri:İnşaat Mühendisliği 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.6.İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı TMO Yerköy Şube

Müdürlüğü Teknik İşler Servis Şefliği adresinden satın alınabilir. İhale dokümanının posta yoluyla da satın alınması mümkündür. Posta yoluyla ihale dokümanı almak isteyenler, posta masrafı dahil yurtiçi için 120 TRY (Türk Lirası), yurtdışı için 350 TRY (Türk Lirası) doküman bedelini HALK BANKASI TR 860001200978600013000001 yatırmak zorundadır. Posta yoluyla ihale dokümanı satın almak isteyenler, ihale doküman bedeline ilişkin ödeme dekontu ile ihale dokümanının gönderileceği adresin de belirtildiği ihale dokümanı talep başvurularını yukarıda yer alan faks numarasına veya yazılı olarak idareye ihale tarihinden en az beş gün önce göndermek zorundadır. İhale dokümanı iki iş günü içinde bildirilen adrese posta yoluyla gönderilecektir. İhale dokümanının posta yoluyla gönderilmesi halinde, postanın ulaşmamasından veya geç ulaşmasından ya da dokümanın eksik olmasından dolayı idaremiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Dokümanın postaya verildiği tarih, dokümanın satın alma tarihi olarak kabul edilecektir.

7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur.

8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar TMO Yerköy Bilgi İşlem Servis Şefliği adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.

9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.

10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.

11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (altmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar:İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1 (İ-92)

www.yozgathaber.com.trYozgat’ın en güçlü ve güncel haber portalı

Minik öğrenciler öğrendiklerini izleyenlerle paylaştılar

Şenlikte eğlendiler

Sarıkaya İlçesinde okul öncesi eğitimin öneminin vurgulanması,

geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla 23-27 Mayıs 2011 tarihleri arasında düzenlenen Okul Öncesi Şen-liğinde miniklerin gösterileri büyük beğeni topladı.

Okul Öncesi Şenliği etkinliklerin kapsamında Sarıkaya stadyumunda okul öncesi öğrencileri tarafından çeşitli gösteriler yapıldı. Etkinliğe Sarıkaya Kaymakamı Yaşar Dönmez, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Demir ve çok sayıda vatandaş katıldı. Etkinlikte anaokulu ve anasınıfı öğren-cileri tarafından hazırlanan gösteriler

büyük beğeni topladı. Gösterilerin ardından minikler palyoçalarla birlikte doyasıya eğlendi.

Gösterilerin ardından okul öncesi eğitimin önemini anlatmak üzere bir panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak katılan Çocuk Gelişim Uzmanı Özben Taşkın, Çocukla iletişim, çocuk ve teknoloji, cinsel istismar konuların-da bilgi verdi. Çocukların okul öncesi eğitim kurumlarına sırf orda vakit geçirsin veya çalışan anne ve baba-ların en büyük problemlerinden biri çocuğuma kim bakacak düşüncesi ile yolladığını belirten Taşkın, “Bazı-ları da bilincinde olup okul öncesini

tercih ediyorlar. Okul öncesi eğitimi çok önemlidir. Özellikle Yozgat ve Sarıkaya'da ne yazık ki çocuklarımız için yapabileceğimiz çok fazla bir şey yok. Onları sosyal kurumlara gönde-remiyoruz çünkü imkanlarımız kısıtlı bizde çocuklarımız için neler yapma-mız gerekiyor onları hiç olmazsa okul öncesi eğitim kurumlarına yollama-mız gerekiyor. Çocuklarımızın beyin gelişimleri 0-6 yaş arasında çok ama çok hızlı çalışır ve 7 çok geç diyoruz gerçekten de 7 çok geç. Onlara ne verebilirsek o dönemde veriyoruz. Bu yüzden okul öncesi eğitimin önemini mutlaka vurgulamalıyız" dedi.

Page 11: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER

AYTAÇ'LA İÇİNİZ RAHAT OLSUNAytaç kurulduğundan beri T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın verdiği Helal Kesim Fetvası'ndan sonra şimdi de

GİMDES'den aldığı HELAL SERTİFİKASI'nın bilgisin halkımızla paylaşmaktan gurur duyar. Aytaç'ta gerek büyükbaş, gerek küçük baş ve gerekse kanatlı hayvanlar beslemeyle ve tek tek elle kesilir, temiz ve helal olarak sofranıza ulaşır.

Çiftlik Tavukçuluk

Aytaç Piliç Yozgat Bölge Bayii

Merkez Meydan Yeri No: 42 Yozgat Tel : 0 354 217 53 97Şube Meydan Yeri No: 18 Yozgat Tel : 0 354 217 80 60

Çiftlik Tavukçuluk

Afiyet Olsun

26 Mayıs 2011

Perşembe

Spor Toto 3.Lig'den Spor Toto 2. Lig'e yükselecek son 3 takımın belirleneceği play off maçlarının ilk ayağında Beylerbeyispor’u ye-nerek adını finale yazdıran Denizli Belediyespor camiasında büyük sevinç yaşanıyor.

3.lig 3.grupta ligin son haftası Zeytiburnuspor’u 2-0 yenerek adını play off maçlarına yazdıran Denizli Belediyespor, Ankara 19 Mayıs stadında karşılaştı-ğı rakibi Beylerbeyispor’u 1-0 yendi. Kırmızı beyazlılar maç sonrası sevinçlerini taraftarlarıyla paylaştılar. Şeref tribününde ise Başkan Tanju Beştaş, tebrikleri kabul ederken, maç sonrası da 19 Mayıs Stadı önünde Denizlililer galibiyeti kutladılar. Sancaktepe Belediyespor’u penaltılarla 9-8 yenen Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor ile Denizli Beledi-yespor Cuma günü saat 19.00’da, Ankara 19 Mayıs stadında final maçına çıkacaklar.

Denizli Belediyespor Başkanı Tanju Beştaş, genç bir kadroyla ve Denizli’nin çocuklarıyla zafere bir adım daha yaklaştıklarını ve asıl sınavın finalde olacağını söyledi. Sezon başında koydukları hedefin çok üzerinde bir noktaya geldiklerini hatırlatan Beştaş, ‘ İyi bir teknik ekip, disiplin, ciddiyet ve ahlaklı futbolculardan oluşan kadromuz ile inşallah bu başarı-mızı 2.lig bileti alarak taçlandıra-cağız’ dedi.

Denizli çok mutlu

Yimpaş Yozgatspor Yönetimi kadroyu güç-lendirme çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Bir önceki sezon forvet oyuncusu olmamasının sıkıntısını çok yaşayan ekibimizin, bu hafta içeri-sinde bir kaleci, bir stoper ve 2 forvet oyuncusunu kadrosuna katacağı öğrenildi.

Kulüp Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, gelinen noktanın oldukça önemli olduğunu söyledi. Takı-mın şampiyonluğa ulaşması için hiçbir fedekarlık-tan kaçınılmadığına işaret eden Yılmaz, gelecek hafta içerisinde imzaların atılmaya başlayacağını ifade etti.

KADRO GÜÇLENECEKTakımın geçen sezon iyi bir forvet oyuncusu

olmamasının sıkıntısını fazlasıyla yaşadığına işaret eden Yılmaz, şu bilgileri aktardı: “Yönetim olarak teknik adamların verdiği raporlar doğrultusunda bir kaleci, bir stoper ve iki forvet oyuncusu ile gö-rüşmelerimiz sürüyor. Kısmet olursa önümüzdeki hafta içerisinde basın karşısında bu oyunculara imza attırılacak.”

Yönetim forvet arıyorTaekwondocular

kapışacak

Kırmızı Siyahlılar çok kısa bir sürede uzun yol alarak rakiplerinin önüne geçti

Sarıkaya İlçe Belediyesi Taekwondo kulübü-nün düzenlemiş olduğu İller arası Taekwondo

müsabakası 28-29 Mayıs 2011 tarihleri arasında Sarıkaya kapalı spor salonunda yapılacak.

Müsabakaya Yozgat, Kastamonu, Kayseri, Niğde, Aksaray, Amasya, Kırşehir, Sivas ve Ankara olmak üzere 9 ilden 300 sporcu katılacak. Sarıkaya Belediyesi Taekwondo Kulübünü ziyaret eden Belediye Başkanı Ali Osman Erbir, iller arası Taekwondo Şampiyonasının Sarıkaya için önemli bir organizasyon olduğunu belirterek, " İl-çemizde böyle bir müsabakanın yapılması ilçemiz açısından büyük önem arz etmektedir. Sarıkaya ve ilimiz adına tanıtım açısından son derece önem-li organizasyondur. Şampiyona ilçemizin hem tanıtım hem de ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sağlayacaktır. Şampiyonaya katılacak tüm idareci, hakem, antrenör ve sporculara başarılar diliyorum" dedi.

11

Yimpaş Yozgatspor, dış transfer çalışmalarında çok kısa sürede uzun bir yol aldı. Genç, aynı zamanda hedefli bir takım kurmak için yola çıkan Kırmızı Siyahlılar’ın genç teknik direktörü Polat Özkan, Eskişehir’de devam eden 2’inci Lig’e yükselme maçlarında takip ettiği ve daha önce de izlediği 4 oyuncuyla prensip anlaşmasına varması, tecrü-beli teknik adamları ve yöneticileri bile şaşırttı.

Transferin hızlısı

Bitmesini İstemeyeceğiniz Anlar...

Özel günlerin,

Özel mekanı

√ Özel mezuniyet menüleri √ Mezuniyet pastası√ Dj ve canlı müzik √ Lazer ve sis ve ışık gösterileri√ Sürpriz hediyeler

Organizasyon

Adnan Menderes Bulvarı Şeyh Osman Mah. No:85 YOZGAT

Tel: 0 (354) 212 26 26 - Fax: 0 (354) 212 20 26 www.grandeserotel.com

Mezuniyet Geceleriniz için;

Sp rEXTRA

Yimpaş Yozgatspor, dış transfer konu-sunda Bank Asya Birinci Lig ve İkinci

Lig takımlarının peşinde koştuğu bazı oyuncularla prensip anlaşmasına vardı.

4 OYUNCU TAMAMEskişehir’de devam eden 2’inci Lig’e

yükselme maçlarını takip eden Teknik Direktör Polat Özkan, transferde gelinen noktayı Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Bilal Yeşilkaya’ya aktardı.

Çok genç, çok yetenekli ve herkesin izlemekten zevk alacağı bir takım kurma yolunda önemli adımlar attıklarını belir-ten Özkan, 4 çok iyi oyuncuyla prensip

anlaşmasına vardıklarını söyledi. Henüz bu konuda tecrübesiz olmalarına rağmen listelerine aldıkları oyuncuların birçok Ban-ka Asya ve 2’inci Lig takımı tarafından da transfer edilmek istenmesinin kendilerine doğru yol üzerinde olduklarını gösterdiğini belirten Özkan, "Transfer görüşmelerimiz aralıksız devam ediyor. Burada izledi-ğimiz ve daha önce de takip ettiğimiz 4 oyuncuyla prensip anlaşmasına vardık” dedi. Altyapıya özel bir önem verecekle-rini ve Yimpaş Yozgatspor’a uzun yıllar hizmet edecek isimlere de şans tanıyacak-larını açıklayan Özkan, bunun için kamp

döneminin çok iyi değerlendirilmesinin gerekliliğine değindi. Dış transferde önemli bir yol alarak şampiyonluk için çekişeceği rakiplerinin önüne geçen ekibimiz, henüz resmi sözleşme imzalamasa bile 4 oyun-cuyla prensipte anlaşarak önemli bir yol aldı. Açığını böylece kapatan ekibimiz, bu hafta içerisinde de kalitelerini ispatlamış isimlerle masaya oturacak. Böylece kamp öncesinde transfer çalışmalarını büyük ölçüde şekillendirmiş olacak ekibimizde kamp süresince sergilenecek performans, forma şansı bulacak isimlerin öne çıkması-na yardımcı olacak.

Yozgat'ta, 8 ilde faaliyet gösteren veteran takımlarının katılımıyla

Türkiye Şampiyonası yapılacak.Bozok Yıldızları Derneği Koor-

dinatörü Haşim Koçak, 3-5 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek Türkiye Şampiyonasına, bölgele-rinde birinci olan 8 takımın iştirak edeceğini söyledi.

Yozgat Bozok Stadında iki grup-ta oynanacak olan müsabakalarda A Grubunda Yozgat, Aksaray, Giresun, Trabzon, B Grubunda Kayseri, To-kat, Ankara, Akçaaabat veteranlar ta-kımları mücadele edecek.Tek devreli puan usulüne göre oynanacak maçlar sonunda gruplarında ilk sırayı alacak takımlar finalde karşılaşacak.

Veteranlar buluşacak

Page 12: 26 mayis11 akp ile yozlasanlar ve yozlastirilanlar

YOZGATHABER

Perşembe 26 Mayıs 2011 www.yozgathaber.com.tr GÜNLÜK SİYASİ GAZETE

Hayat Boyu Öğrenme Programı, Leonardo da Vin-ci kapsamında uygulamaya konulan Herkes için pazar-lama konulu proje ile Ulusal Ajansa teslim edilecek olan Çok Dilde Yaşamak konulu projenin tanıtımı yapıldı.

Ticaret ve Anadolu Tica-ret Meslek Lisesi tarafından hazırlanıp, 2009 yılında uygulamaya konulan Herkes İçin Pazarlama konulu proje kapsamında, proje ortağı 6 ülkeden 14 kişi Yozgat'a geldi. Proje ortağı Finlandiya, Polonya, İtalya, Almanya, Çek Cumhuriyeti ve Türkiye'de öne çıkan ürünler okul salonunda sergilenip, tanıtımı yapıla-rak, pazar oluşturulmaya çalışıldı.

Proje Koordinatörü Mustafa Yalçın, proje ortağı ülkelerden gelen konukların 28 Mayıs tarihine kadar Yozgat'ta kalarak, pazar-lamaya yönelik eğitim ve uygulama çalışmalarına katılıp, öğrencileri bilgilen-direceklerini söyledi.

Yalçın, “Daha önce bu tip toplantılar diğer ülkeler-de gerçekleştirildi. Altıncı toplantıya ise Yozgat ev sahipliği yapmaktadır” dedi.

Projeler tanıtıldı

Mesleğe girebilmek için adaylar mülakat sınavlarında ter döküyorlar

YOZGAT

ABER Alo Tüp212 13 92

KIZILAYLAR SPOTElektrikli Küçük Ev AletleriArzum-Felix-Arnika-Fantom-Naturel-Simbo-Kumtel-Regal-Braun-Çetintaş

Masaüstü TV - Buzdolabı - Çamaşır Makinası - Bulaşık Makinası - Kettle Saç Kurutma Makinası - Elektrikli Süpürge Mikser - Elektrikli Soba

ve daha birçok ürün ile hizmetinizdeyiz...

Polis olmak ayrıcalıkPolis Meslek Yüksek Okulları Giriş Yönetmeliği Çerçevesinde Yozgat Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğüne YGS sınavından 280 ve üzeri puan alan Çorum ve Yozgat'tan bin 365 kişi müracaat etti. 2-13 Mayıs tarihleri arasında müracaatlarını tamamlayan polis öğrenci adayları için 23 Mayıs günü başlayan mülakatlar 9 Haziran tarihinde sona erecek ve başarılı olan adaylar, 3 Temmuz Pazar günü ÖSYM tarafından yapılacak olan Polis Meslek Yüksek Okulları yazılı Sınavına girmeye hak kazanacak.

Yozgat Polis Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğüne YGS sınavından 280 ve üzeri puan alan Çorum ve Yozgat'tan bin 365 kişi müra-caat etti. 2-13 Mayıs tarihleri arasında müraca-atlarını tamamlayan polis öğrenci adayları için 23 Mayıs günü başlayan mülakatlar 9 Haziran tarihinde sona erecek ve başarılı olan adaylar, 3 Temmuz Pazar günü ÖSYM tarafından yapı-lacak olan Polis Meslek Yüksek Okulları yazılı Sınavına girmeye hak kazanacak.

Yozgat Polis Meslek Yüksek Okulu'na girebilmek için başvuruda bulunan adayların katıldığı mülakat sınavları sürüyor.

ÖN MÜLAKAT DEVAM EDİYORPolis Akademisi Başkanlığına bağlı 2 yıl

süreli ön lisans düzeyinde eğitim ve öğretim vermesinin ardından gençlerin büyük rağbet gösterdiği Polis Meslek Yüksek Okulu’nda

mülakat heyecanı yaşanıyor. YGS sınavlarının herhangi birinden 280 ve üzeri puan alanlardan Çorum ilinden 735 ve Yozgat ilinden 630 ol-mak üzere toplam bin 365 aday polis olabilmek için ter döküyor.

KOMİSYON TİTİZ ÇALIŞIYORPMYO Müdürü Fazlı Öcal, bölge olarak

Çorum ve Yozgat'tan müracaat eden adayların mülakatının Yozgat'ta yapıldığını belirterek,

“Adaylar okulumuzda oluşturulan Ön Sağlık Kontrolü Sınav Komisyonu, Fiziksel Yeterlilik Sınav Komisyonu, Mesleki Psikolojik De-ğerlendirme Sınav Komisyonu ve son olarak Mülakat Sınavı Komisyonunda sınava tabi tutulmaktadır” dedi.

YAZILI SINAV TEMMUZ AYINDAPMYO Müdürü Öcal, müracaat eden bin

365 adaydan 241 bayan bin 124'ünün de erkek

olduğunu belirterek, “Komisyonlardan başarı ile geçen adayların 03 Temmuz 2011 Pazar günü ÖSYM tarafından Bölge Sınav Merkez-lerinde yapılacak olan Polis Meslek Yüksek Okulları yazılı Sınavına girmeye hak kazanmış olacak.

Yazılı sınavda başarılı olan adaylara 07-26 Eylül 2011 tarihleri arasında İntibak Eğitimi ve Sağlık Kurulu Raporu işlemleri yaptırılacaktır” diye konuştu.