7

Click here to load reader

İş Sağlığı ve Güvenliği Kursu İstanbul

Embed Size (px)

DESCRIPTION

İş Güvenliği, İş Güvenliği Kursu, İş Güvenliği Kursu istanbul, OSGB, OSGB İstanbul, İş Güvenliği Kursu Tema Akademi, OSGB Tema Akademi Tema Akademi İş Güvenliği Kursu OSGB İstanbul :Tema Akademi 2013 yılından itibaren istanbul da İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri vermektedir. 2013 yılının Ocak ayından itibaren Tema Akademi OSGB Hizmeti vermeye başlamıştır.

Citation preview

Page 1: İş Sağlığı ve Güvenliği Kursu İstanbul

İş Sağlığı ve İş Güvenliği Hakkında Bilmeniz Gereken Herşey

(Röportaj)

Yeni yasayla birlikte, kamuoyunu meşgul eden İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununu ve bu kanunla ilgili uyguama

ve süreci uzun yıllar Rusya, İsrail, Hollanda, Almanya başta olam üzere bir çok ülkede görev yapmış ve bu

ülkelerdeki İş Sağlığı ve Güvenliği poresödürünü iyi bilen Dr. Fatih Kalyoncuyla değerlendirdik. Ayrıca kısmen, İş

Sağlığı ve Güvenliği Kurslarına da değindik

Sayın Kalyoncu ile son dönemin tartışmalı konusu olan "İş Sağlığı ve Güvenliği" konusunu masaya yatıracağız.

Bir çok ülkede olduğu gibi ülkemizde meydana gelen, özellikle ölümlü her

iş kazasında gündeme gelen ama daha sonra unutulan iş sağlığı ve güvenliğine yönelik geçtiğimiz yıl,yani,

30/06/2012 tarihinde kabul edilen 6331 sayılı"İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu" ile yasal düzenleme yapıldı. Kanun

yürürlüğe girmesine girdi, yalnız bazı hükümlerinin uygulanması şimdilik ertelendi.Genel anlamda baktığımızda,

kanuna yönelik hem ciddi beklentiler var, hem de eleştiriler. Yeni kanunu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kalyoncu: Konuya detaylı girmeden önce kamuoyunun bildiği yada yanlış bilgilendirildiği bir yanlışa burada

açıklık getirmek istiyorum. Çünkü 6331 sayılı yasa tasarısı kabul edilene ve yürülüğe girene kadar sanki bu

konuyla alakalı hiçbir çalışma yapılmamış gibi bir yanlış algı oluşmuş durumda. Bu algı kesinlikle yanlıştır, doğru

olan ise. İş sağlığı ve güvenliği ile alakalı yasal düzenleme daha öncede yapılmıştır ve İş Kanunlarında yer

almıştır. Şuanda kabul edilen mevcut ysadan önce, günümüzde bile yürürlükte olan 4857 sayılı İş Kanunu'nun

beşinci bölümünde iş sağlığı ve güvenliği 12 madde ile düzenlemişti. Haliyle yeni yasanın yürülüğe girmesiyle

birlilte bu hükümler kaldırıldı

- Yani şunumu anlamamız gerekiyor, daha öncede bu konuyla alakalı kanunlar vardı?

Page 2: İş Sağlığı ve Güvenliği Kursu İstanbul

Kalyoncu: Kesinlikle. Sizinde burada belirttiğiniz gibi daha önce kapsamı ve içeriği zayıf olan yasa özel bir

kanunla birlikte yeniden düzenlendi. Böylece kapsama alanı genişletildi ve bunun yanında içerik daha sağlam

temeller üzerine oturtuldu. Olması gerekende buydu zaten.

Sorunuzla ilgili olarak söylemek istediklerim ise şunlardır. Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasının geç kalınmakla

birlikte yürürlüğe girmesi kesinlikle isabet olmuştur, buna ülkemizde gerçekten ihtiyaç vardı.

Fakat, mevcut kanuna yönelik alt yapının yeterince hazırlnamaması ve bunun yanında yetişmiş eleman

konusunda yeterli anlamda yazırlık yapılmadığı; haliyle de ülkemizde İs sağlığı ve Güvenliği uzmanı ihtiyacını

karşılayacak eleman bulunmaması konusunda yapılan eleştirileride doğru buluyorum. Yasanın yürülüğe

girmesinden önce bu yönde önelemler alınmalıydı.

-Yapılan tartışmalarda bir çokalanda eksikliktensöz edilirken, özellikle de işyeri hekimi, iş güvenliği

uzmanı ve işyeri hemşiresi açığından bahsediliyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz bu ihtiyaç nasıl

giderilebilir?

Kalyoncu:Demin bahsettiğim eski kanun zamnında 50 ve daha fazla çalışanı olan işyerleri iş sağlığı ve

güvenliği açısından kanunun kapsamı içindeydi fakat yeni kanunun getirdiği değişikliklerle bu durum ortadan

kaldırıldı. Yani, yeni kanun işçi sayısına yönelik olan sınırlamayı kaldırdı ve bazı birkaç istisna dışında nerdeyse

mevcut bütün işyerlerini kapsamına aldı bunun yanı sıra işverenlerin de sorumluluklarını eskisine kıyasla daha

fazla arttırdı. İşte tam da bu noktada, yani yasanın kapsamı genişleyincede ciddi znlamda uzman eleman

noktasında açık ortaya çıktı.

- Peki bu sonunun ortadan kaldırılması için ne yapmak gerekiyor, yani zamanmı ihtiyaç var?

Kalyoncu: Şüphesiz zamana ihtiyaç var. Aslında bu noktada bir çalışma yapıldı. Yani, burada bahsettiğimiz

zamanı kazanmak için kanuna bir geçiş hükmü konulmuştu. Kendi düşünceme göre, eğer kanun hazırlanmadan

öncei yani kanun hazırlanmadan 2-3 yıl önce veya daha fazla bir süre önce Devlet üniversitelerinde veya İş

Sağlığı ve Güvenliği Kurslarında yeterli derecede uzman yetiştirilebilir zamandan tasarruf yapılabilirdi. Şayet

zamanında böyle yapılmış olunsaydı, şimdi yaşadığımız sorunlar minimize edilmiş olurdu.

http://www.temaakademi.com.tr/index.php?page=duyurular&id=35

Page 3: İş Sağlığı ve Güvenliği Kursu İstanbul

Örnek verecek olursak, iş sağlığı ve güvenliğine, İş Hukuku'na, çalışma hayatının ihtiyaçlarına yönelik en yoğun

eğitim Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümlerinde yapılmaktadır fakat söz konusu bölümlerden mezun

olan adaylar iş müfettişi olabilirken, buna karşılık iş güvenliği uzmanı olamıyorlar. Mevcut Üniversitelerimizin

yaklaşık 30 bölümünde öğrenciler bu alanda eğitim görüyor ve 10 binlerce mezun var ama müracaat etme hakları

yok. Bu bölümlerden mezun olan öğrencilerin teknik bilgi açısından yeterli olmadıklarına dari bazı eleştiriler var ve

bu eleştirileri doğru buluyorum. Ama, uzmanlık sertifikası almak için nasıl mühendise,mimara kimyagere hukuk

eğitimi veriliyorsa buralardan mezun olan öğrebcilerede teknik eğitim vermek mümkündür diye düşünüyorum.

Geldiğimiz noktada İşyeri hekimi ve sağlık görevlileriyle ilgili ciddi anlamda sorunlar var, bu ihtiyacı gidermeye

yönelik şimdiye kadar yapılan çalışmaları yoğunlaştırarak hızlandırmak gerekiyor.

.–İş Sağlığı ve Güvenliği Kursları bu noktada yardımcı olabilirlermi, yani bu süreci hızlandırabilirlermi?

Bu tabii ki mümkün, az öncede söylediğim gibi, kanunun yürülüğe girmesinden önce uzman eleman yetiştirme

noktasında ciddi çalışmalar yapılmalıydı. Fakat bu çalışmalardan yoksun olarak yasa çıkıncı ciddi anlamda İş

Sağlığı ve Güvenliği uzmanı sıkıntısı yaşamaya başladık. Mevcut durumda 1-2 yıl bütün üniversiteler

kapasitelerini katlayarak uzman yetiştirmeye kalksalar yinede kısa sürede bu sorunu çözemezler. Ama İş Sağlığı

ve Güvenliği Kursları bu sürece ciddi anlamda katkı sağlayabilirler. İş Sağlığı ve Güvenliği Kurslarının bu süreçte

kaliteli eğitim vermeyi başarmalarıda ayrı bir önemli konu. Sonuç itibariyle uzmanlığı sınav ile elde ediyorlar ama

İş Sağlığı ve Güvenliği Kursarının bu bağlamda verecekleri eğitim kaliteside tartışılmaz edrecede elzem. Yani

geldiğimiz nokta şunu gösteriyor, yeterince altyapısı üzerinde çalışılmamış veya buna yeterli zaman ve imkan

bulunamamış olabilir bir yasa yürürlüğe girdi, normalde bu eğitimler okullarda verimeliydi ama süreç sıkıştı ve İş

Sağlığı ve Güvenliği Kursları burada Üniversitelerin görevlerini üstleniyorlar, konu bu kadar önemli yani.

-İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kursları konusuna tekrar döneceğiz ama bu noktada bir soru sormak istiyorum.

İş sağlığı ve güvenliği konusunun teknik bir mesele olduğunu söyleyebilirmiyiz?

Kalyoncu: Konuyu derinlemesine incelediğimizde İş Sağlığı ve Güvenliğinin teknik bıyutu olduğunu söylemek

mümkün ama sadece teknik mesele olmaktan ibaret değil durm elbette. Yani sorunu sadece teknik melele olarak

ele almak kesinlikle doğru değil.. Konunun hukuki, sosyal, psikolojik ve kültürel boyutları var, bu boyutları dikkate

alan bir uzmanlaşma süreci devreye sokulmalıdır. Şayet bu etkenler devreye sokulmazsa süreç sağlıklı bir

zeminde yürümez.

Page 4: İş Sağlığı ve Güvenliği Kursu İstanbul

http://www.temaakademi.com.tr/index.php?page=duyurular&id=35

-Kanunda yapılan değişiklikle 50'den az işçisi bulunan tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerinde bu kanunun

uygulanması ertelendi. Doğru mu oldu?

Kalyoncu: Bir husus burada mutlaka belitmem gerekir ki do da demin bahsettiğim konunun kesinlikle yanlış

anlaşıldığıdır. Çünkü bu kanunun sadece bazı maddelerinin uygulanması ertelendi, diğer maddeleri işçi sayısı

dikkate alınmaksızın uygulamaya girdi ve işyerleri yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda. Şayet buna çok

somut bir örnek verecek olursak, iş riski analizi yapmak, acil eylem planı oluşturmak, iş sağlığı ve güvenliğine

ilişkin tedbir almak her işverenin yasal sorumluluğudur. Bu sorumluluklar istisnasız bütün işyerleri için zorunluluk

haline getirildi. Bu konu ilerleyen süreçte ve özellikle uygulama aşamasında bazı sıkıntılar getirebilir. İşte bu

durum önceden farkedildiği için,6495 sayılı torba kanun ile 02.08.2013 tarih ve 28726 sayılı resmi gazetede

yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklikle "İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri" ve "İş sağlığı ve güvenliği

hizmetlerinin desteklenmesi" ne ilişkin maddelerin yürürlüğe gireceği tarih bazı işyerleri için ertelendi. Buna göre

işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve sağlık personeli bulundurma zorunluluğu, 50'den az çalışanı olan tehlikeli ve

çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 1/1/2014 tarihinde, 50'den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan

işyerleri için 1/7/2016 tarihinde yürürlüğe girecek. Kanunun 7. Maddesine yer alan "İş Sağlığı ve Güvenliğinin

Desteklenmesi"ne ilişkin uygulamada yer alan devlet desteği de söz konusu düzenlemeyle ertelenmiş oldu. Bu iki

hususun dışındaki tüm işveren yükümlülükleri devam ediyor. Bu yanlış anlaşılmayı burada belirtmek istedim.

-Peki erteleme sizce doğrumu, bu erteleme ne tür sorunlar ortaya çıkarabilir?

Doğrusunu söylemek gerekirse söz konusu ertelemeyi ben pek doğru bulmuyorum çünkü bu erteleme yasanın

uygulanmasını sıkıntıya soktu ve yasadan kaçınmayı adeta teşvik etti. Az önce belirttiğim gibi, kanun çıkarken

buna benzer işyerlerine yönelik zaten geçiş hükmü vardı, bu hükmün tekrar uzatılması yasaya olan güveni biraz

zayıflattı. Birde şu soruların cevabını bulamıyoruz bu sefer, Bu işyerlerinde ortaya çıkacak kazalardan kim

sorumlu olacak? İnşallah olımsuz bir durum yaşanmaz ama bu erteleme sonucunda, söz konusu işyerlerinde

meydana gelebilecek kazalarda sorumlu olarak kime hesap soracak adalet? Bu bir eksiklik bence ama telafisi

mümkünmü , işte bu konu hakkında düşünmeli ve çözümler noktasında alernatifler üretmeliyiz.

-İş sağlığı ve güvenliğini sağlamak Türkiye'nin önemli sorunlarının başında geliyor. Sorunun büyüklüğünün

nedenleri nelerdir?

Kalyoncu: Gerçek istatistiklerin bilinmiyor olması nedeniyle sorunun büyüklüğünü ancak tahminlerle dile

getirebiliyoruz. Çünkü kayıtdışılığın yüksek olduğu bir çalışma hayatı mevcut. İş kazalarının gizlendiği, meslek

hastalıklarının tespit edilemediği bir yapı söz konusu. Ölüm sayısının yüksek olması, bilincin zayıf olması,

kayıtdışılığın yüksek olması, taşeronluk, denetimsizlik gibi nedenler sorunun büyümesine yol açıyor. İşverenler iş

sağlığı ve güvenliği alanındaki yatırımları maliyet olarak görüyor. Ancak insan emeğine ve yaşamına saygısızlık

olan bu konudaki ihmaller kasten adam öldürmekten başka bir şey değildir. Bu algıyı değiştirmek zorundayız. İş

sağlığı ve güvenliği konusu sadece işyeri ve çalışan düzeyinde değil toplumun genelini doğrudan ilgilendiren,

aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınması gereken bir önceliğe sahip.

-Peki bahsettiğiniz sebeplerle ilgili olarak daha geniş bilgi vermeniz mümkünmü?

Page 5: İş Sağlığı ve Güvenliği Kursu İstanbul

http://www.temaakademi.com.tr/index.php?page=duyurular&id=35

Kalyoncu: Tabii ki mümkün, 2012 yılına ait bazı istatistik sonuçlarını sizlerle paylaşırsam neden ve sorun

durumunun önemi çpk daha iyi kavranacaktır. 2012 yılında, resmi kaynaklara göre 74.871 iş kazası meydana

gelmiş ve bu kazalarda toplam 744 vatandaşımız hayatını kaybetmiş. Geçtiğimiz yıl meydana gelen iş kazaları

nedeniyle 1.597.241 gün iş göremezlik geliri ödenmiş.Bunun anlamı ise şu demek; yaklaşık olarak 1.6 milyon gün

üretim yapılmadı ve bu günler için üretim yapılmadan ücret ödendi. Tam olarak nasıl oldu bilemiyorum ama

sanırım bu sonuçlara bakanlar konunun vahametini anlamışlardır. Başka bir perspektiften bakacak olursak,

terörde kaybettiğimizden çok daha fazla canı bu tür iş kazalarında kaybediyoruz. Yani, bu soruna nereden

bakarsanız bakın büyük bir vehamet, hem insanı açıdan değerlendirdiğimizde hem de ekonomik açıdan

değerlendirdiğimizde büyük bir vehamet.

- Şimdiye kadar anlattıklarınızdan anladığımız kadarıyla, sürekli üzerine vurgu yaptığınız bu sorunu azaltmanın en

önemli adımlarından biri yeni çıkan İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu etkin bir şekilde ve tüm işyerlerini kapsayacak

biçimde uygulamaktır. Peki sizce bu gerçekleşecek mi ve tam anlamıyla bunun gerçekleşmesi için nekadar

zaman ihtiyaç var ?

Kalyoncu: Az öncede belirttiğim gibi, yeni çıkan İş sağlığı ve Güvenliği kanunu, kamu ve özel sektör ayırımı

yapmaksızın bütün mevcut işyerlerini kapsamına almış durumda. Bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine,

çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanıyor. Ancak

bazı istisnai işyerleri kapsam dışında tutuldu.

Kanunun tam manasıyla ne zaman etkisini göstereceğini söylemek biraz zor bunu bize zaman gösterecek.

-Bu kanunfa hangi işyerleri istisna tutuldu?

Kalyoncu: Bunlar devlet kurumları; Türk Silahlı Kuvvetleri, Genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı

Müsteşarlığının yürütmüş olduğu faaliyetler bu kanunun kapsama alanı dışında tutuldu. Ancak bu işverenlerin

fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindeki faaliyetleri kanun kapsamında. Afet ve acil durum

birimlerinin müdahale faaliyetleri, Ev hizmetleri, Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve

hizmet üretimi yapanlar, Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan

işyurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri de aynı şekilde yeniçıkan kanunun kapsama alanı

dışında tutulmuş durumda.

Yani kısaca söyleyecek olursak, kanunun kapsama alanı olabildiğince geniş. Kanaatimce, kesin bir şekilde tarih

vermek istemem ama eğer doğru şekilde uygulama yapılırsa, inanıyorumki 2-3 yıl gibi bir zaman zarfında

kanunun olumlu sonuçlarını hep birlikte görebiliriz. Fakat yine belirtmeliyim ki, geçtğimiz Ağustoy ayında yapılan

ertemelerin benzeri önümüzdeki süreçte de yapılırsa hem netice almak zorlaşacaktır, hem kanunun yaptırım

Page 6: İş Sağlığı ve Güvenliği Kursu İstanbul

gücü zayıflayacaktır, hem de demin bahsettiğim süre uzayacaktır. Bunu tabii ki kimse istemez, çümkü ekonomik

kayıp dışında insani bir durumda söz konusu.

-İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun İşverenlere ne tür yükümlülükler getirdiğinden bahsedermisiniz?

Kalyoncu: Kanunun işverenlere getirdiği bir çok yükümlülük var ama ben size en başlıcalarını sıralayayım.

Risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmak, acil eylem planı hazırlamak,çalışanları eğitmek ve bilgilendirmek.

İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, diğer sağlık personelini çalıştırmak veya hizmet satın almak. Tedbir almak,

araç ve gereçleri temin etmek .Denetim yapmak, 50'den fazla çalışanı olan işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği

kurulu kurması ve SGK'nın bilgilendirilmesi işverenlerin yükümlülüklerinin başında gelmektedir.

-Peki yasa satece işverenlerimi sorumluluk yüklüyor? İşçilere bir sorumluluk yüklemiyormu?

Kalyoncu: Olurmu, tabii ki işçilerede sorumluluklar yüklüyor.Hemde işçilere çok ciddi anlamda yetki ve

sorumluluklar yüklüyor. Kanun, herşeyden önce işçileri sürecin dışına çıkarmıyor, tam tersi bütün çalışanları bu

sürece dahil ediyor. Çalışanlar seçtikleri temsilcileri aracılığıyla sürece dahil olabiliyor. İşverenler, iş sağlığı ve

güvenliği tedbirlerini yerine getirmediği taktirde hayati bir tehlike var ise işçiler işi durdurma ve haklı nedenlerle iş

sözleşmesini feshetme yetkisine sahip. İşverenler de alınan tedbirlerle uymayan, uyarıları dikkate almayan işçileri

haklı nedenle işten çıkarabiliyor. Bunlar zaten şimdiye kadar olması gerekn şeyerdi, biz her platformda bunlardan

ziyadesiyle bahsettik.

-Peki yeni yasaya uymayanlar için cezai yaptırımlar var mı?

Kalyoncu: Doğrusunu söylemek gerekirse çok ağır yasal yaptırımlar söz konusu. Konunun daha iyi anlaşılması

açısından çok somut bir örnek vermek istiyorum. İş Sağlığı ve Güvenliği kanununa göre tüm işyerlerinin yapmak

zorunda olduğu risk analizi yapmamanın cezası 3.000TL., ayrıca analizin yaptırılmadığı her ay için 4.500 TL. ceza

uygulanacak. Bu örnekle birlikte denetimle ilgili olarak önemli bir bilgiyide aktarmak istiyorum. İşverenler, bu

kanuna yönelik denetimin sanal ortamda yapılabildiğinden habersizler. İş Sağlığı ve Genel Müdürlüğü kanun

getirdiği bazı yükümlülükleri yerine getirmeyen işverenleri sistemden kontrol edebiliyorlar. Yani, iş güvenliği

uzmanı bulundurmayan işvereni sistemden tespit etmek mümkün. Çünkü iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi, Ortak

sağlık ve Güvenlik Birimleri sözleşmelerini Genel Müdürlüğe bildirmek zorunda. Buda şu anlama geliyor, işverenin

yükümlülüğünü geciktirmesi, ertelemesi veya hiç yapmaması kendisi açısından ciddi bir risk. Çünkü şayet

denetleme sistemi anlatıldığı gibi yapılırsa, bundan kaçma riski yok denecek kadar az ve denetleme gerçekten

çok kolay olacak.

-Genel müdürlüğün bir yaptırımı varmı bu konuyla alakalı olarak?

Genel müdürlük ilk etapda kanuna uymayan işyerlerine uyarı yazısı gönderiyor, yaniönce işyeri uyarılıyor. Fakat

uyarılara rağmen işyeri sahipleri gereken adımları atmaziseler bu sefer yaptırımlar başlıyor, yani cezalar.

Ynılmıyorsam sadece geçtiğimiz Haziran ayında 800den fazlaiş yerine Genel Müdürlük tarafından uyarı yazısı

gönderildi ve Bu şirketlere yönelik tespitler İSG-KATİP sistemi üzerinden yapıldı. Tabii bu uyarılar bütün işyerlerini

kapsamadı ilk olarak 500 ve daha fazla çalışanı barındıran işyerlerini kapsadı. Sınırlı oldu yani.

Page 7: İş Sağlığı ve Güvenliği Kursu İstanbul

Şimdiye kadar verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Siz uzun yıllar Japonya, Avrupa, Rusya, İsrail başta

olmak üzere farklı ülkelerde mesleğinizle alaklı görevler yaptınız. Bir kıyaslama yaptıınızda ülkemiz işin

nersinde?

Bu saydığınız ülkelerle kıyaslanamayacak kadar geride sayılırız, çünkü bahsettiğiniz ülkelerde öncelikle kalifiye

eleman sayısı bizden çok fazla. Ayrıca bu ülkeler bizim şuanda uğraştığımız sorunları 10 larca yıl önce çözmüşler

ve bırakın önlem almaı, İş Sağlığı ve Güvenliği gündelik hayatıtn ve sosyal yaşamın bir parçası haline gelmiş. Biz

daha işyerlerinde yasalarla bunu iş hayatına geçirmeye çalışırken onlar durumu hayatın bir parçası haline

getirmişler ve eğitime ilkokuldan başlayan ülkeler var.

İş sağlığı ve Güvenliğinin aynı zamanda toplumsal ve sosyolojik yönüde var, bundan bahsetmiştik. Gelişmiş

ülkeler bu bıyutuyla birlikte ekonomik boyutunuda ele alıyorlar. Yani mümkün olduğu sürece çıtayı yükseltmeye

çalışıyorlar ve yasalrında gelişen olaylara göre sürekli yenilemeler yapıyorlar.

Bizde konuyu bu şekilde ele aldığımız sürece başarılı oluruz, yani toplumsal, sosyal bir olaya olarak

değerlendirmemiz gerekir ve geniş bir kitleyi hatta daha ileri giderek yaş sınırı gözetmeksizin eğitime tabii tutmak

gerek. Ancak bu şekilde ülkemizde meydana gelen iş kazalarını ve iş kazaları risklerini azaltabiliriz. Bunu

başarmak içine başta medya kuruluşlarına ve eğitim kurumlarına ciddi anlamda işler düşüyor. Bunun ekonomik

boyutu dışında , insani boyutu ve ülkemizin geleceği açısından önemli bir adım, önemli bir fırsat olarak

değerlendirip buna göre çalışmalar yapmak gerekiyor aksi taktirde verimli sonuç almamız zor.

Son olarak Tema Akademi hakkında düşüncelerinizi ve önerileriniz duymak isteriz?

Doğrusunu söylemek gerekirse, beni İş Sağlığı ve Güvenliği Kursu n da aradıklarını yardımcılarım bana

ilettiklerinde şaşırdım. Çünkü bu ülkemizde alışılmış bir şey değil. Yani en azından şimdilik. Azönce belirttiğim gibi

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasının mümkün olduunca ekonomk alandan çıkartılıp toplumun sosyal hayatına

sokulması gerekiyor. Çünkü İş Sağlığı ve Güvenliği bu kadar önemli, bu kadar elzem. Bu noktada işte Tema

Akademi yöneticilerini tebrik etmek isterim, çünkü bu görevi gönüllü olarak üstlenmişler, konuyu ekonomik

alandan sosyal alana taşıma noktasındaki kararlılıkları ve istekleri gerçekten takdir edilmesi gerekir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kursları şimdiye kadar bahsettiğimiz İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı açığını en kısa ve

sağlıklı bir şekilde kapatmanın yegane alternatifleri olarak görülüyorlar. Bu zaaviyeden de değerlendirdiğimzide

Tema Akademi’nin bu şekilde komuoyunu bilgilendirme ve bilinçlendirme noktasına yaptığı bireysel çalışamalrın

diğer İş Sağlığı ve Güvenliği Kurslarına örnek teşkil edeceğini umuyorum.

Konun başında da belirttiğim gibi, normal şartlarda bu eğitim Üniersitelerimizin vermesi gerekiyordu ama

geldiğimiz nokta İş Sağlığı ve Güvenliği Kurslarını elzem klıldı ve şimdi bu konuyla alakalı olarak İş Sağlığı ve

Güvenliği Kursları üniversitelerin görevlerini üstlendiler diyebiliriz. Bunun için İş Sağlığı ve Güvenliği

Kurslarıkendilerine yüklenen misyonun öneminin farkında olmalılar. İş Sağlığı ve Güvenliği Kursu olarak Tema

Akademi kendisini gerçekten tam da ideal olan ve olması gereken bir yere konımlandırmış. Tebrik etmekten

başka ne diyebilirimki.

http://www.temaakademi.com.tr/index.php?page=duyurular&id=35