69
AHDE VEFA 1

Ahde vefa

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Ahde vefa

AHDE VEFA

1

Page 2: Ahde vefa

Ahde vefa; Verilen sözde durmak, yapılan anlaşmaya sadık kalmak, özde ve sözde doğru olmaktır.

2

Page 3: Ahde vefa

Anlaşmanın iki türlüsü vardır. Birincisi: Allah ile yaptığımız antlaşma, diğeri ise: insanlarla yaptığımız anlaşmadır.

3

Page 4: Ahde vefa

Allah ile yaptığımız antlaşma, O’nu ilâh olarak tanımak, O’na asla ortak koşmamak emirlerine uyup yasaklarından uzak durmak demektir.

4

Page 5: Ahde vefa

Ahidlerini yerine getirmeyenler kendilerine zulüm etmiş olurlar.Getirenler ise büyük mükafatı alırlar :

5

Page 6: Ahde vefa

[Fetih (48), 10]

6

Page 7: Ahde vefa

“Kim ahdini bozarsa, ancak kendi zararına bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefâ gösterirse, Allah ona büyük bir mükâfat verecektir” [Fetih (48), 10]

7

Page 8: Ahde vefa

Ahde vefa, salih amel ve itikatla olgunlaşan kâmil müminin en bariz sıfatıdır.

8

Page 9: Ahde vefa

“O mü’minler ki, antlaşmalarına ve sözlerine riayet ederler.” (Mü’minûn, 23/8)

9

Page 10: Ahde vefa

“Her kim sözünü yerine getirir ve kötülükten sakınırsa, bilsin ki Allah sakınanları sevar.” (Al-i İmran, 3/76).

10

Page 11: Ahde vefa

Ahitle yemin arasında fark vardır.Yemin bozulursa kefaret gerekir. Fakat ahitte bu yoktur. Ahdi bozmanın günahı kefaretle ortadan kalkmaz.

11

Page 12: Ahde vefa

Bu sebeple Kur'an-ı Kerim ahde vefanın üzerinde ısrarla durmuştur.

12

Page 13: Ahde vefa

İster Allah'a ister insanlara karşı verilmiş olsun, her vaad ve ahid, mümin için borç ve sorumluktur.

13

Page 14: Ahde vefa

(İsra, 34)

14

Page 15: Ahde vefa

“Ahdi de yerine getirin. Çünkü verilen sözde elbettesorumluluk vardır.” (İsra, 34)

15

Page 16: Ahde vefa

“Ey iman edenler! Akitlerin gereğini yerine getiriniz.” (Mâide, 5/1)

16

Page 17: Ahde vefa

“Antlaşma yaptığınızda, Allah’a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin.” (Nahl, 16/91)

17

Page 18: Ahde vefa

Allahu Tealâ ile insan arasında kulluk ve ilâhlık sözleşmesi vardır. Bu sözleşmenin şartlarına riayet etmek farzlar üstü farzdır.

18

Page 19: Ahde vefa

“Bana verdiğiniz sözü tutun ki, ben de size verdiğim sözü tutayım.”(Bakara, 40)

19

Page 20: Ahde vefa

Yani siz, Allah'a verdiğiniz sözü hayatınıza aksettirip O'na ibadet ve kulluk edin ki, Allah da sizi şeytanın tasallutundan koruyup muhafaza etsin.

20

Page 21: Ahde vefa

Sahabe-i Kiram hazretleri, Cenab-ı Allah ile yaptıkları anlaşmadan ve Rasulullah s.a.v.'e verdikleri sözden hiç şaşmadılar. Sonuna kadar sadakatle devam ettiler.

21

Page 22: Ahde vefa

Cephelerde ekin biçilir gibi biçildiler, fakat bir adım geriye gitmediler. O'nun rızası uğruna mal ve canlarını seve seve feda edecekleri hususundaahitleşmede bulundular.

22

Page 23: Ahde vefa

Rabbimiz Sahabelerinahitlerine bağlılıklarınışöyle beyan etmektedir:

23

Page 24: Ahde vefa

(Ahzab, 23)

24

Page 25: Ahde vefa

Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki,Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar.İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir.Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.(Ahzab, 23)

25

Page 26: Ahde vefa

Ahde vefanın imandan olduğunu belirten Efendimiz de, ahde aykırı davranmayı nifak alametlerinden saymıştır. (Buharî, Müslim)

26

Page 27: Ahde vefa

“Dört huy kimde bulunursa, o adam tam münafık olur. Bir kimsede bu huylardan biri bulunursa, o huydan vazgeçinceye kadar onda münafığın özelliklerinden biri var demektir.

27

Page 28: Ahde vefa

O dört huya sahip olan kimse:Kendisine bir şey emanet edilince hiyânet eder. Konuşunca yalan söyler. Bir antlaşma yapınca sözünde durmaz. Düşmanlık yapınca da aşırı gider.”

28

Page 29: Ahde vefa

Ahde vefasızlar dünyada rezil olacakları gibi, ahiret gününde de teşhir edilerek rezil edilecektir.

29

Page 30: Ahde vefa

Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur:“Kıyamet gününde her vefasız için bir sancak dikilecek; bu filanın vefasızlığıdır, denilecektir.” (Buharî, Müslim)

30

Page 31: Ahde vefa

Allahu Tealâ ile ruhlar arasında bir sözleşme (misak) yapılmıştır.

31

Page 32: Ahde vefa

Cenab-ı Hak ruhlara hitaben:

(A'raf, 172)

32

Page 33: Ahde vefa

Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarınınsulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak,“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?”demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (kiRabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir. (A'raf, 172) 33

Page 34: Ahde vefa

Böylece insan ruhu, Rabbiyle yaptığı bu misaktan sonra fıtrî ve tabii bir sözleşme altına girmiş, O'nun emirlerini yerine getirmeyi taahhüt etmiştir.

34

Page 35: Ahde vefa

Ayrıca dünyaya gelip vücut bulduktan sonra mümin, Rabbi'ne ve O'nun Peygamberi'ne iman etmekle yeni bir sözleşme daha yapmıştır.

35

Page 36: Ahde vefa

Bu sözleşmeye Efendimiz'in bütün emirleri ve O'nun sahabe-i kiram hazretlerinden aldığı bütün ahitler de dahildir:

36

Page 37: Ahde vefa

(Fetih, 10)

37

Page 38: Ahde vefa

“Sana biat edenler, ancak Allah'a biat ediyorlar. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah'a verdiği ahde vefa gösterirse, Allah ona büyük bir mükafatverecektir.” (Fetih, 10)

38

Page 39: Ahde vefa

İnsanlar iman etseler de etmeseler de,emir ve yasakların sınırlarını aşmakladoğrudan şeytanın emrine girmiş olurlar:

39

Page 40: Ahde vefa

(Yasin, 60)

40

Page 41: Ahde vefa

“Ey Ademoğulları! Şeytana tapmayın, o sizin düşmanınızdır diye ben sizinle ahitleşmedim mi? (Yasin, 60)

41

Page 42: Ahde vefa

Vefa, düşman bile olsa verdiği sözden dönmemektir. Vefalı insan, dost-düşman herkesingüven ve emniyet duyduğu kimsedir.Onun karakterinde yalancılık, döneklik ve kalleşliğin izine rastlanmaz.En zor anlarda bile ahde vefa eder.

42

Page 43: Ahde vefa

Dinimizde, yapılmış antlaşmalarınhükümlerine riayet ettikleri müddetçe,müslüman olmayan taraflara dahiverilen söz istikametinde davranılmasıemredilmektedir. (Tevbe, 1, 4, 7)

43

Page 44: Ahde vefa

Efendimizin'in Rabbi'ne karşı vefası da dillere destandı. Mekke'de binbir çile ve ıstırabın içinde iken bile nafile ibadetlerini aksatmıyordu.

44

Page 45: Ahde vefa

Vefa, dostun dostuna dost olmak fakat düşmanına dost olmamaktır.Allah Tealâ ile ahitleşen müminin dostu, ancak Allah Tealâ'yı dost bilenler olabilir. O'nun düşmanı müminin de düşmanıdır.

45

Page 46: Ahde vefa

Rabbimiz şöyle buyuruyor:

(Tevbe, 23)

46

Page 47: Ahde vefa

“Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi dost edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir.” (Tevbe, 23)

47

Page 48: Ahde vefa

Fakat bu durum onların hukukuna riayet etmeye engel değildir. Kâfir bile olsa insanlara yeri geldiği zaman Allah için iyilik ve ikramda bulunmakgüzel bir haslettir..

48

Page 49: Ahde vefa

Bu bir bakıma yaradılanın hatırını Yaradan'dan ötürü gözetmektir. Kalplerin yumuşamasına ve imana dair konuların konuşulabileceği bir zemininin hazırlanmasına dasebep olur.

49

Page 50: Ahde vefa

En azından size ve sizin temsil ettiğiniz yüce değerlere karşı yumuşamayı sağlar. kendisi için koç kesilen İbn-i Ömer r.a., yahudi komşusuna etten ikramedilmediğini duyunca telaşlanmış veetin diğer komşlardan önce ona ikram edilmesini emretmiştir. Vefa işte böyle davranmayı gerektirir.

50

Page 51: Ahde vefa

Fakat her şeye rağmen Kur'an ve Sünnet'in ölçüleri, iman etmeyenlere karşı dostluk sayılabilecek ölçüde muhabbet ve sırdaşlığa engeldir.

51

Page 52: Ahde vefa

Onlardan gelebilecek kötülüklere, sahip oldukları inanç ve düşüncelerekarşı en azından kalben mesafeli olmak da yine Allah'ın emridir.

52

Page 53: Ahde vefa

Mümin, Allah Tealâ ile ahdini bozacak şekilde birine söz vermemelidir.Zira ancak fasıklar Allah ile sözleşmesini iptal eder. Böylelerinin hiçbir ahde saygı göstermesi de beklenemez.

53

Page 54: Ahde vefa

(Raad, 25)

54

Page 55: Ahde vefa

“Ama Allah'a verdikleri sözü iyicepekiştirdikten sonra bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini istediği şeyikesenler ve yeryüzünde bozgunculukyapanlar... İşte lânet onlara; (dünya) yurdunun kötü sonucu onlaradır.” (Raad, 25)

55

Page 56: Ahde vefa

Kişi söz verirken içinden yapmamayakararlı ise bu nifakın ta kendisidir. Verdiği sözde mazeretsiz olarak durmamak da aynı şekilde nifak alametidir. O bakımdan, neye mal olursa olsun,verdiği sözü bozmamalı veya bozacağı sözü vermemelidir.

56

Page 57: Ahde vefa

İslâmiyet'in gönüllerde hükmünü icra ettiği devirlerde millet bir vücudun uzuvları gibiydi.Kalplerde vefa, davranışlarda incelik ve zarafet vardı.

57

Page 58: Ahde vefa

Sinelerde şefkat, merhamet ve emanet şuuru hakimdi. Çarşılar, sokaklar hayâ, edep ve iffeti temsil ediyordu. Yalancılık ve sahtekârlık gibi gayri ahlâkî davranışlar en büyük arsızlık sayılıyordu. .

58

Page 59: Ahde vefa

Zulme zulümle mukabele edilmez,defalarca aldanılsa bile bir kere aldatmaya tenezzül edilmezdi..

59

Page 60: Ahde vefa

Sonra o devirler yavaş yavaş geride kaldı.Sinelerde Allah sevgisi azaldı. Nihayet çoğunluk itibariyle vefa ortadan kalktı.

60

Page 61: Ahde vefa

Bugün vefanın olmadığı yerde sevgi ve samimiyetten sözetmek mümkün değildir. Böyle bir toplumda birlik, beraberlik ve gerçek birdayanışmadan söz etmek de imkansızdır.

61

Page 62: Ahde vefa

Zaman zaman vefasızlardan meydana gelen bu gibi haller, menfaat ve iki yüzlülükten başka bir şey değildir.

62

Page 63: Ahde vefa

Zira Allah için sevmeyen, İnancında istikrar olmayanlarda,böyle yüce ve ulvi şeyler meydana gelmez.

63

Page 64: Ahde vefa

Her gün birkaç defa yeminini bozan, her defasında sözünden dönen, vefa, mertlik ve yiğitlik duygusundan mahrum, dönek tiplerden vefa beklemek, gaflet ve aldanmışlığın ta kendisidir.

64

Page 65: Ahde vefa

Onlarla yola çıkan yolda kalır. Onlara bel bağlayan sırtından hançerlenip iki büklüm olur.

65

Page 66: Ahde vefa

Ne yazık ki, son birkaç asrın manzarası genel itibarıyla işte budur.Yalan, hıyanet, kabalık ve dönekliksermaye haline gelmiş; sokaklar arsızlık, zulüm,hakka ve hukuka tecavüzle dolmuştur.

66

Page 67: Ahde vefa

Birbirlerine devamlı şüphe ve güvensizlikle bakan, birbirine yabancı, vefasız bir toplumun iflahı zordur.

67ANANAS

Page 68: Ahde vefa

Ne yazık ki, milli birliğimiz için ciddi tehlike sinyalleri çalmaktadır. O bakımdan bir kere daha Allah'a dönüşten başka bir çare görünmüyor.

68

Page 69: Ahde vefa

Allahım!NifaktanŞikaktan yalandan HiyanettenVe kötü ahlaktan Sana sığınırız.Bizi her kötülükten koru

69