Vücub dairesinin özelliklerini imkân dairesinde,
İmkân dairesinin özelliklerini vücub dairesinde farz etmek
MÜMTENİ’dir
İmkân(Mümkinat)KESRET
İmtinâ’(mümteni’)
Vücub
(Vâcib)VAHDET
ÖZELLİKLER İMKÂN VÜCUB
Ezeliyet Hudus Doğmak-doğurulmak Itlak ve ihata Sınırlandırılma Şerik Zatî sıfatlar
ÖZELLİKLER İMKÂN VÜCUB
Arızî sıfatlar Mutlak kemal Sıfatlarda mertebe Bölünme Acz Sübut ve devam Tecerrüd
İlâhsızlık, vücub dairesini yok farz eder
Vücub dairesinin sıfatlarını imkân dairesinde aramak zorunda kalır
İmkân
İmtinâ’
Tabiatçılık, vücub dairesinin yerine tabiatı koyar
Tabiat, hem imkân, hem vücub dairesinde farz edilir
Mümkin Tabiat
İmtinâ’
Vacib
Tabiat
Bütün inkâr cereyanları, imkân dairesindeki eşyaya vücub dairesinin özelliklerini yakıştırırlar
İmkân
İmtinâ’
Sebepler
Tesadüf
Evrim
v.s.
Sonuç itibarıyla, hepsi de Allah’ın sıfatlarını, fiillerini ve mülkünü mümkinat arasında paylaştırmış olurlar ve ŞİRK halini alırlar
İmkân
İmtinâ’
Sebepler
Tesadüf
Evrim
v.s.
Bu arada bir Allah’a inanmış olsalar bile, Allah’a imkân dairesinin sıfatlarını, mümkinata da vücub dairesinin sıfatlarını yakıştırarak küfre girerler
İmkân
İmtinâ’
Sebepler
Tesadüf
Evrim
v.s.
Tek bir Yaratıcıyı zihinlere sığdırmakta güçlük çekenlerin problemi de bu iki dairenin hükmünü birbirine karıştırmaktan ibarettir
İmkân
İmtinâ’
Vücub
İmkân dairesindeki varlıklar hakkında muhal olan şeyler, AZAMET ve KİBRİYA sıfatları ile kolayca açıklanır
İmkân
İmtinâ’
Vücubazametkibriya
Tek bir Zat, büyük-küçük, gizli-açık herşeyi birden nasıl yaratır, herşeyin her ihtiyacını nasıl bilir, nasıl görür, nasıl giderir?
Göklerde ve yerde nice âyetler vardır ki, insanlar onlara sırt çevirir de yanlarından geçer, giderler.
Onların çoğu, ortak koşmaksızın Allah’a inanmaz.
YUSUF SÛRESİ, 12:105-106
De ki: Allah’a ortak koştuklarınız arasında mahlûkatı hem baştan yaratacak, hem de sonradan diriltecek birisi var mı? De ki: Mahlûkatı Allah yaratır ve diriltir. Öyleyse nasıl bâtıla dönersiniz?
De ki: Allah’a ortak koştuklarınız arasında, hak yola rehberlik edecek birisi var mı? De ki: Hak yola ancak Allah iletir. Hak yola ileten mi kendisine uyulmaya lâyıktır, yoksa yol gösterilmedikçe kendiliğinden yol bulamayan mı? Öyleyse ne oluyor size? Nasıl bir yargıya varıyorsunuz?
Onların çoğu bir zanna kapılmıştır, o kadar. Zan ise asla gerçeğin yerini tutmaz. Onların neler işleyip durduğunu hiç şüphesiz Allah biliyor.
YUNUS SÛRESİ, 10:34-36
Onlar Allah’ı hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet gününde bütün yeryüzü Onun avucunda, gökler ise dürülmüş halde elindedir. O her kusurdan münezzeh, onların ortak koştukları şeylerden de yücedir.
ZÜMER SÛRESİ, 39:67
Onlar ise, hiçbir şey bilmedikleri halde, Allah’ın yarattığı cinleri Ona ortak koştular, Ona oğullar ve kızlar yakıştırdılar. Oysa Allah, onların yakıştırdıklarından münezzeh ve yücedir.
O, gökleri ve yeri yoktan ve benzersiz şekilde yaratandır. Onun eşi olamazken çocuğu nasıl olur? Herşeyi O yaratmıştır; O herşeyi hakkıyla bilir.
Rabbiniz olan Allah işte budur. Ondan başka tanrı yoktur. O herşeyin yaratıcısıdır; siz de Ona kulluk edin. Herşeyi görüp gözeten de Odur.
Gözler Onu göremez; fakat O gözleri görür. Onun ilmi herşeyin bütün inceliklerine nüfuz eder; O herşeyden haberdardır.
EN’ÂM SÛRESİ, 6:100-103
Onlar, kullarından bir kısmını, Allah’ın bir parçası saydılar. Doğrusu, insan apaçık bir nankördür.
ZUHRUF SÛRESİ, 43:15
O, gökleri ve yeri yoktan yaratandır. O size kendi nefislerinizden eşler yarattı, davarlardan da çiftler yarattı ki, sizi böylece çoğaltıp duruyor. Ona benzer hiçbir şey yoktur. O herşeyi işiten, herşeyi görendir.
Göklerin ve yerin anahtarları Ona aittir. O dilediği kimsenin rızkını genişletir, dilediğininkini daraltır. O herşeyi hakkıyla bilir.
ŞÛRÂ SÛRESİ, 42:11-12
De ki: O Allah Ehad’dir.
Samed’dir.
O doğurmamış, doğurulmamış,
Hiçbir şey Ona denk olmamıştır.
İHLÂS SÛRESİ
Recommended