Upload
fatih-goeruecue
View
245
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 3/40
YİRMİ
DOKUZFatih Görücü
Çernobil Faciasının yaşandığı yıllarda Trabzon’dadoğdu. İlgili facianın gelişimine katkısı olduğu
düşünülmektedir.Felsefe Öğrencisi
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 5/40
Günaydın İlavesı
v arGel TezGahı
hıGroskopık
Ölmeye yaTmak
Ş aır
a TeŞ ve duman
y TıbıG
mereceT
Tohum
bırın Ç ağırıŞı
13 ekım
İkıcılık
k ımılTı
y osunların durağanlığı
aklımdakıler r üzGarda v ar
Ölü sınek
v eraseTen v asıyeT
nevaleyı aldın mı?
p asToral drama
sevdıceğımın a T k uyruğu
FeraGaT edınce ırmaklardan
Güleyım b arı
e Tobur v akıTler
Fenomen h anım ve numen bey
üŞüTme enGellı
her anne Çocuğundan Önce
doğmalı
endüksıyon
r essamın k arGısı
buralarda bıryerlerde
İÇİNDEKİLER
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 7/40
7
günaydın ilavesi
bu sorgusuzluğumdur
kalemi kapağından ayrı koyan sahiplik
istenci
yumuk yumuk duman kokarhayatının bir köşesinden ovalayıp
buruk bir cin çıkarabilir ve
ve
burada, bir lambanın soğuk kanlılığına
evrilmek isteyen mumun titrek direnci
şimdi sorsan o, o olmaktan vazgeçene
yanmak mı zor iş sönmek mi
bir konservenin ağzında
iki çift göz görkeminin uzaklığında
üç yineler evrenin tüm anlarını
kuşlara sormayın, küstahlık
cenazelerimiz var şu saydam tabutlarda
sabaha günaydın ilavesi
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 8/40
8
vargel tezgâhı
hiç olmamış bir şeyin oluruydu, üstü
durakları yanıyor yorgunluktan, otobüstü
giymiş üstüne kardanlıklarını, kıştı
hiç olmamış bir şey olur muydu, küstü
bir kuşun yalnızlığıydı, uçuyordu göğe
tüm ünlemlerden vareste
neydi hu, hiç bilmiyorum, tecahülüarifane
O halde,
Öyleyse, Ama,
Bunun yanında,
yaa...
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 9/40
9
higroskopik
duyumlanmaya zorunlu
dingin solosu gecenin, öne çıkan hem de
kırpıyor gözünü karanlık, pencereler
aklım karalar üstünü ve öfke
tanımlanmamış güdüm bilimidir, gerçekçiben dümeni bırakılmaz bir kere
görülmesi olağan
o arsız kursağın uzak ülkelerden getirilişi
anlatılan yalandır yahut deneyimlenen
bu budala tütüşleri sabahıngüneşi bahane eden onca renk
bakınca aldatıldığın, gözünü kapayınca susan korosu
hiçbir şekilde iah olmayan
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 10/40
10
ölmeye yatmak
çirkindim
bana ilham veren uyku kokusu
ihtiyacım vardı solumaya
çok eskimiş gibikorkuyor muydum güzel uyumaktan
şimdi adımları merdivenlerde
yaralanacak gibi
sargılanacak iç duruşu, gözlerin
renkten kaçarak ve/ya aydınlıktanişini yapacak kapıcı, o hiçbir kapıyı çalmayan
yalnızdım da bir bardağın içinde
sıcak da değildi, erimedim
biliyordum, önemsemedim
üşüyordum, izah edemedim
karanlık, adım
geriye kalan her gün ölmeye yatardı
ve tutunamayan söylemlerdi, gecelerde üstü açılan
burada örtünebilirdi
size bir masal lazımdı bayım
ne şanslısınız,
bir masalın rahminde vardım
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 11/40
11
şair
ben şair değilim
şehr-i beşerde yaşayan bir garibanın şivesiyim
derde himmet nefse sual ederim
ben şairim
beni boğmasın diye idealimkelimelere bezenip cümle suretine geçerim
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 12/40
12
ateş ve duman
ateş ve duman,
seni yaratan,
beni yaratan.
günahkârsam,
isyankârsam,önce ateş olurum, sonra duman.
hesabı soracak olan,
seni yaratan,
beni yaratan.
oluşla süregelen,
şimdi ateş oldu, dumana bulanan.
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 13/40
13
ytibig
herkes oysa, duyduk ki bir daha
bir daha
bir daha
bir daha
yinetekrar
insan ve ruhu
buluşuyor bir cesette
iki kemik tokuşarak geliyor
geliyor
geldiğinde bir daha, bir dahagerdanlığında yutuyor sesi
yine
tekrar
azizim öldükten sonra
yine
tekrar
el sıkışarak
çıplaklığı büyüyor ışıksızlığın kafesinde
yine
tekrar
düşüyoruz toprağa
çatlaklarımızdan yumuluyor yağmur
her kelam ilenç yine, tekrar
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 14/40
14
merecet
ilk utanç düştüğünde yüzümüze
duyu ve duygu karmaşasında insanın haktan mağlubiyeti
içimden derdiğim şu alaycı gülümseme
elimde
ve pazarlaması onunhareketsizlikle
bir meraktan var olmuş ilişkilerimizi
biz işte böyle böyle kabalıklarımızda
insanın iliğinden imal edilmiş
mürekkepler gibien kısa anda kurumak isterdik
eskidi giysilerimiz sarılmaktan
ve kollarımız hantallaştı bir maymununki gibi
saat üçün getireceği ikindiyle
güneşe sesleniyorum
henüz öğle vakitlerinden
bırakıyorum kendimi şöyle lekelerime
ışıkla arınıyorum günahlarımdan ve
diyorum ki...
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 15/40
15
tohum
tohum toprağın altından ışığa baktı,
gördüklerine şaşırdı
ışığı görünce ne kendi olabilirdi artık,
ne toprağın altına geri dönebilirdi
tohum toprağın üstünde açılıp renkli çiçek oldu
insanın gözünden ışıkla boyanıp zarif çiçek olduineğin dişlerinin arasından geçip karanlıkta bok oldu
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 16/40
16
birin çağırışı
bir bakış var kimi gördüğüm
aynalardan yüzüme çarpan
vardır kanımı atmosfere dağıtan
kirlerime boğduğum o yaralar
yaralar
rastlantılar bizi kullanıp durur
ceplerimiz eski bir göç tasarrufu
bu kadar çok şeyi taşımak zorundalığıdır
bütün yollar
bütün atlar
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 17/40
17
13 ekim
bu soyut düşünmeler
yoksa
kılavuzuna uydurur görünmezliğini
bu an
bu soyutbu mümkünsüzlük
tıkışınca çok öncelere
takışınca yaşlı dikenlere
yüzüne kuş bakışı bir bakış
güz gökçe grisi imalar
yörüngesinden kopana bu durmalarbu durmalar çok yorucu
nasıl da alışılagelmiş ölüm
çünküdür
reekslerimizden kopmuştur o
nüansların tiksindirici yakınlığı
nasıl da alıştırır bizi yere çakılmaya
bu başkalaşımda avuçlarım erir benim
saldırgan itişmelerin cephesinde
tozan neşeli islerin gerisinden marmara
peşime düşen gamsızlığın aleminden kopup da
yanına geleyim mi çivit renginde
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 18/40
18
ikicilik
yok edilmiş bir varlıksın, içsel terk
görülmüş bir haye, edilgi sıfır, yani hiç
cennetten benzediğin tüm çiçekler, içine açtı
kaçtığın şu delikten tüm ağlarıyla yalnızlık
kavram dışı şu ben kadar karşıdasınsen şu orospular kadar dışsal
bir sahne önceden atılmış
oyunsuz, şehirsiz, yurtsuz
eklem sahibi münasip kadınların bilmediği
kendi göbeğinde döllenmiş bu söylev nihilist tavırlarıyla meşhur, belki ikici
taa tikelden çıldıran manyetiği kurşunlayıp
etki alanının dışında şehirleşiyor çekiş
nedir bu sebebiyetler, bak gördün mü
özselleyemiyorum, ağlayamıyorum, oluş
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 19/40
19
kımıltı
kımıltı arıyorum, uzanıyorum öyle ışıklara
sıcak sıcak ölüyorum hep, ölüyorum
bir kundağı tadamadan
feri solar, sertleşmez tırnaklarım
ölüyorum, hep ölüyorum
tutunamadan
ölüm de olsa seviliyor soğuk soğuk ölüm demek aslında
yüzükoyun anımsamak
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 20/40
20
yosunların durağanlığı
gelgitler, gelgitler, gelgitler, bu kadar mı
utanır hem de dehasını göstermeye bu sular, kıyılar
ilk insandan beri ağırlığımızı taşıyan kumsallar
hani kulağına fısıldanmış da göğün halleri, bilmezlikten gelen
bir çocuğum olsundu düşlerimin birleşmesindennasıl da büyüyor çağların uzaklığı, gelgitler, gelgitler
ve büyümüyor yazları o denli yeşeren yobaz cücenin kolları
o çağlara açılmış kapıda sıkışmışmış tırnakları
açlığım o çağlara mı ait ama o kimdi
peki anlatabilir miyiz birbirimize bir midyenin açlığınıhissedebilir miyiz birbirimizi bir yosunun durağanlığında
kapı arasına sıkışmış tırnak
ve morarmış gibiyim
günbatımından
göğün boynundan yağıp tırnaklarıma biriken
acıları silinmiş morluk gibiyim
bir morluk gibi yaşasam daha acır mıyım
ve bir morluktan daha fazlasıyım, şehirlerimi su bastı
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 21/40
21
aklımdakiler rüzgarda var
aklımdakiler rüzgarda var
bir tek şehri bile yaşamaya yaşamaya
ne yapabilirdi dünyadan ikamet belgelerini
sicili temizdi, açmış eliniçantası yüklü yokluğuyla; nefes-yani-yaşamak
yani yabancı ağaçların bilindik çürüyüşü
sonra gövdesinden etli bir kurt düşer de gölgemize
yani yoktum ki ben ağaçların gövdesinde,
ne çıkardı gölgelerinde olmasam
aklımdakiler rüzgarda var
olduğu güne bile varamaya varamaya
bir an tuhafsa, hiç böyle ağarmamıştır gök
tanrı’nın salıncağına, bunu o yaptı
bütün koşuşturmalardan, oyunlardan, kemiklerden
yani hiç rahat edemeyip de başını koyduğun bir göğüs
sonra ellerini kaçıran bir insanın tanıdıklığı
yani vardım ya ben kendi korkumda
ne çıkardı bundan sonra korkmasam
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 22/40
22
ölü sinek
bir yağmurlu günün şemsiyeye hapsettiği kara sinek
küçük bir sineğim ben sokak lambalarında kocaman gölgesiyle
varmak bu kadar da kolay olmayıversin diyerek
yaşarım ben tam da anımın ölüme uladığı yerde
bir cahil ölümlünün bedenine hapsettiği kara sinek
küçük bir sineğim ben kalabalık küçücük larvalarıyla
yaşamak bu kadar da kolay olmayıversin diyerek
çoğalırım, çoğalırım ölü bedenlere giderek
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 23/40
23
veraseten vasiyet
“çürümüşüm teneşirin rutubetinde, kanatlı böcek
en haf parçamı taşıyamıyor
kalbi belinde atan bir insan, gevrek
eğilemiyordur kadere, güp güp”
dedi ölü adam dul karısına;
benim, kalçalarını soba eylediğim anadolu kadınım
hiçbir dokunuşumda şehvet yok, acırım
acırım eğer beni sevmek yerine borçlarımdan bahsedersen
daha şimdiden hiçbir borcumu tanımıyorum
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 24/40
24
nevaleyi aldın mı
tanırım sahici susuzluğunu dudaklarımın
ardından.
beni tanımadın mı
insan değilim kendime göretoprak ile su
elleri çatlamış bir “umut”um
beni tanırsınız
su çarpılmış günü aydın
“yüz”üm
ne kadar ben varsa şu içimde;-yolculuklardan gelmiş,
valizlere tutsak edilmiş gömlek-
tahammülsüzüm
insan yolunda gerek
tanıdım gerçekten susuzluğunu dudaklarımın
ardından.
her şeyden her yere bırakılmış gibi dağınığım
ama hep aklımda bir düzen belirir
ölüm
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 25/40
25
pastoral drama
ormana park etmiş bir araçta beş incir ağacı gördüm
hayret, buna şaşırdım
niye ki soruyor, beş tanelerdi
işaretler vesaire
çocukluğuma incir ağaçlarının çok tırmanmışlığıhala var
üstelik yetenekli incir ağacları çok düşmezlerdi
düşse de dalları kırılmazlardı
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 26/40
26
sevdiceğimin at kuyruğu
bugün istatistikleri gözden geçirdim
hayli zaman olmuş
bir yerden bir yerlere gitmeyeli.
malum,
beklentilerimize karşılık veremez olmuş, duraklaroysa umursanmadığının farkında olmayan yeni doğmuş kedileruyanır
her yirmi dakikada bir
acelemiz nedir kimseler bilmiyor,
ya da hayvanlar.
farkındayım, bir bekleyenimiz olmayacak sonraki durakta ve sonraki durakları da geçeceğiz hırsla
bu tutarsuz hazdan en çok otobüs şoförleri tiksinirdi
bense her cam kenarı boş koltukta
farkındayım bunların halleri
yani kendisine değil düşüncelerine tapılan
budha heykeli
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 27/40
27
artık geride bırakmışızdır da birçok durağı
babalarımıza söylenmemiştir israf edilmiş yönsüzlüğün
çoktan bir yöne tayin edildiğini
ya da taşıyan babamın dedesini
yahut onun dedesini
kafkasyadan, bozkırın tozunu peşine katan atın kuyruğune kadar çürümüşse o kadar çürümüştür
şimdi gökkuşaklarının varolduğu aralıktan
daha geniş bir aralığa düğümlüyorum renkleri
üzerimdeki elbiseleri çıkarıp sarıyorum etraıca güneşi
upuzun bir karanlıktayız ama ne önemi var kiben çıplağım, sen göremedin beni
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 28/40
28
feragat edince ırmaklardan
sen şuraya adresini yaz
söz
dünyanın tüm roketlerini açlığıma göndereceğim
bütün işi gücü bıraktım
allahım, bulamıyorum açlığımı
kornişon koyacağım ki şöyle genişçe beyaz bir tabağa
duvarlara dizilmiş camlara aynaların sırı değsin diye
şöyle seçtiğim her tercih doğru olsun
bir a iki ve
gözümün değdiği ne aks ne töz olsunçok mu şey istemiş oluyorum
ya da denedikçe daha da olmuyorum meselesi
kalbini misillesen bana mesela
hep ilk tanıdığın eşyan olsam
ilk oyuncağın olsam yani
ilk oyuncağın olsam
dün kim olduğunu bilmediğim birine sordum
çektiğim açlık mıdır acı mı
bu soruyu beklemiyormuş ki biri
çıplak kalmaktan sadece ayaklarım üşümüştü
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 29/40
29
sen bana adresini yaz
belki
dünyanın tüm çiçeklerini bahçene defnedeceğim
bütün işi gücü bıraktım
allahım, kaybettim sonunda
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 30/40
30
güleyim bari
peçeteyle sayfalarını ayırdığın bir kitap
fırsat bu fırsat, ağlıyor
yazarı ağlıyor
okuru ağlıyor
ağlıyor
karayollarına deniz saplanmış bir şehir
ayrılık suistimali, ağlıyor
şoförler ağlıyor
yolcular ağlıyor
ağlıyor
acıyı hiçliğe gömen ay tanrısı gülüyor
sadistler ağlıyor
mazoşistler ağlıyor
ağlıyor
güleyim bari
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 31/40
31
etobur vakitler
kurumuş dudaklarının çatlaklarından sızan su
çok badireler atlattı
gün;
devinen uzuvlarına biraz şarap lekesi
yaşını doldurmuşluğun esrikliği şuraya sızsın
içtikçe şarabı keskinleşiyor dişleriköpeklerinin savunmaya meyilli
ve
güneşi günün etrafından kaçırıp
çılgınca bir ibadete tutuluyor
-nitekim onlar:
gününü gösterecektir kediler ve sürüngenlereyani etobur vakitlere
dudaklarına kuraklığı getiren, bizlere
aman efendim, duodenum efendim
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 32/40
32
fenomen hanım ve numen bey
unutmulmuşluğudur
göğünde açık bıraktığı bir perdeden kaçmış nenim
sönmeye yüz tutmuş izmariti, tüterkenki maviyi,
boğması kadar görgüsüz
ya da her ikisi
en geniş enleminden abanarak boynuna, yalnızyanlış
bir cinayet de olabilir bu, sevişmek de
yüzgeçlerim atlastan yara almış
yüzümde pırıl pırıl korku
bazı kıtalar tufan doğururken kavmimeistikamet aynılığın acımasızı
istikamet “öylesine” doğrultusu
yürüyorum, ürüyorum
sırtımda hazretleri uru
öleceğim güne doğru büyüyor
yeniden seğirterek benzer bir yanlışlığa,bu genleşerek, kavimler ürüyor, ürüyor
fazlasından hep korkacağız
seyyar birleşmelere korkacak
habilin meyva umuduyla girdiği kalbe
gülünecek, durulacak
başka türlüsünü yazamazdım, yaparım
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 33/40
33
üşütme engelli
biri var
birleştiriyor izini kaybettirerek
en sevdiğim notaları
soluklarında
sırtında yürüyen parmaklarım yalpalayınca
katılaşıyor soğumuş bir ölü gibişimdi
oynamaktan vazgeçiyorum biçiminde
zor değil
dururuz ve oynamayız
yalnızlık ispatlanamaz
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 34/40
34
her anne çocuğundan önce doğmalı
ellerimi koyacak yer bulamıyorum
şehir şehir dolaştırıyorum ve on parmağımı
babam bir dağda dolduruşa getirdi isral’i
bir iman ki baştan çıkarmış vakitleri
şurada üç beş dakikam daha olmalıymış
evler tanıdım insanları kiralayan
caddelere yüzyıllar önce bırakılmış insan
yalnızlıktan anneler doğururmuş çocuk
eski mısırda kendi renginde tanrı olmuşsan
kulaktan kulağa öğrenilmiş her şey tanımayız, yeri, göğü, ve hiçbir şeyin ilk sahibini
babam ,siz bilmezsiniz, bunu ört bas edenlerden biri
yaşını çoktan almış çıplaklığım, edepsizce
kim cesaret edebilir aklından endişe duymayıp
bir duvarın titreyişini duyabilmeye
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 35/40
35
endüksiyongezdirdin mi çok güneşi yaralarında
hapşurmalar falan endüksiyon muydu bu süreçte
bu sallama çaylar sanaydı matematik
ne sonatlar devirdi mal sahibi
alın bakın cinnete nasıl satılık hazzı
yani bu sallama çaylar sanaydı geometri
gülünmüştü şakalarıma kendilerince
bir öz çalışmanın tanıtım ürünü
arkada kalmış bir şiir gibi
bir kahve koyayım sanasaçlarım ne kolay kırılıyor sakallarıma
taşların varolduğundan beridir vardı kumlar
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 36/40
36
ressamın kargısı
“kararmış yüzsüz paletlere dirsek tutturdu
dişleriyle gölgenin direnişçi”
sırtı terlemiş yamaçların olsun güneşe bakaraklı
inatla
terlemiş sırtlı eserlerinin algısındakızgın edepli dalgaların
alacalı yollarıyla, upuzun
sabahı ateşe verilmiş çayırların kurak
uyumak kadar dinginse gelecekte yağmur
nereden geliyordunuz bu susuzlukla
ve yok edip seni
seni
bulanık tablolara bakar gibi
o rengi kaçmış karışım saplanıyordu bulanıklığa
işte bu hallerdi, taşıyordu üç boyuttan
7/24/2019 yirmi dokuz
http://slidepdf.com/reader/full/yirmi-dokuz 37/40
37
buralarda biryerlerde
uyuyordu hepsi
aydınlığı kucaklayan sevgisiyle
içinden içkin kavrayışlar
bir romen rakamına dudak bükmüş saat
iki işareti bir araya getirecektir
iki parmağın sağa sola gelişerek taşıması gibi kirleri çürüyüş kırıntılarından
dizginleyerek havayı parçalara ayrılmış
kalktı o
kapılardan geçiyordu, kapalı da
cümle alem diyaloğunda çarparak yere düştü
an, hastaca uzandı uykusuzluğa
açılmış gözleri, ağzında, sirkeye benzer
tatdı