34
Yeni Bir Son adımizi Adımizi Yayıncılık

Yeni Bir Son

Embed Size (px)

DESCRIPTION

yeni bir son

Citation preview

Page 1: Yeni Bir Son

Yeni Bir Son

adımizi

Adımizi Yayıncılık

Page 2: Yeni Bir Son

Birinci Baskı: 2012

Kitabı Adı: Yeni Bir SonYazar: adımiziYazarİrtibat: [email protected]

Bu eserin tüm hakları ve mesuliyeti kitabı benimseyen herkese aittir.Kapak Tasarımı: adımizi

Basım Tarihi: Şubat 2012Matbaa: Adımizi-Ankara

Page 3: Yeni Bir Son

Düşük bir ihtimâli gerçekleştirebilir mi

bir hayâl ordusuya da yakın olduğu hâlde

o kente gidilebilir mi bir hafta sonu?

Ne bileyim;bir mimiğin

dünyanın bir ucundankalkıp getirebilir mi beni sana?

Aynı dünyada savaşsız yaşanabilir mi ya da ?

Page 4: Yeni Bir Son

Nesne...Herhangi bir nesne...

Seni arıyordum ,bir kelime olmanı dilerken.

Çünkü o zamanherhangi bir dilin sözlüğünde

alfabetik sıraya göre arardım seni.

Ya da bir köy bir kasaba olsanKurak...Yıpranmış...

Kullanılmayan bir arazi olsan,Bir atlastan görebilirdim seni.

Yıldız olman bile işimi kolaylaştırabilirdi.Oysa insan olunca ne zor...Kelimelerden , şehirlerden ,

hatta yıldızlardan bileuzaksın bu yüzden .

Page 5: Yeni Bir Son

Bak yine minyatür bir savaş çıktı.Ne olur bize gelmesin kurşunları.

Martılara da gelmesin, çocuklara da...Kendimiz için bir senaryo yazmak nasıl olurdu ?

Mesela yalan olsa, uyutulacak olsa,okurken komik gelse, gülsek şöyle

ayıplarımızdan çekinmesek, gerçekten sevebilsek...İşte yine bizi hedef alıyor silahlar.

Bizi vurmasınlar ne olur, kendilerini de...Kaçabiliriz inan ki uydurabilsek kırık bir hikaye .

Page 6: Yeni Bir Son

Görmek istediğim tek yer voli mahalleleriydi, dalyanlardı.Yüzlerce kayıkçının halatlarıyla yaklaştığı bir yer,

bir anı kadar uzak.Oysa yakın gibi görünen bir şehire de benzerdi...

Çarşının ortasında “çamışgel” diye bağıran esmer insanlarınsuratlarıyla bütün ağaçlar,

“bir ekmek alıver de gel”diyen anneme benzerdi .Birden o tanıdık yağmurlar

sırtını dönüverdi bana .Limandan soğuk bir dalga yüzüme çarptı.

Martılar beni sorguya çektiler.Söyledim onlara:

“akşam çıkan rüzgarla dağılacağını bile bileyaptım kumdan kaleleri”

Güldüler...Beni serbest bıraktıklarında, ellerim kadardı ayve şehrin tam tepesinden aşağıya doğru indikçe

yoksul semtlerinin üzerini örtüyordu sis .Düşündüm de edep yerleri miydi şehrin fakir mahalleleri .

Üşüten bir rüzgarla deniz çekildi.Uyanıverdi kapı önü kedileri.

Silik suluboya resimleri gibiydi gece.Yeni bir sabaha dek yorgunluğumu sakladım köşe yastığımda .

Page 7: Yeni Bir Son

Yosunları görüyor musun ?Ya kuşları denizlerin .

İşte bu köprünün altı acılık deresi,burası onların kulübesi .

Çocuklar orada silah atarlardıve çocuklara sıkılırdı kurşunlar .

Kuşlar kaçışırdı ellerinde,hüngür hüngür ağlardı kan içinde kaldırımlar .

Lânetli bir şarkı söylerdi o çocuklar.Gün ışıyıncaya uyurlardı sokaklarda

hepsi bir iş peşindedir .Kumar , hırsızlık ya da intihar...

Gördükçe onları çoğalırdı acıları evrenin.Ondördünde iki çocuk anası kadınları,

küçük kuyular açıp kömür avlardı kocaları .Akşama eve kimse dönmeyebilir .

Eşek ve katırlarıyla sabahleyin, kimseler görmeden akar giderdi hayatları.Oynayan çocuklarına bağırırdı görevliler;öldürüldü tenhada onların tüm umutları .

Bu insanlar ki kelebekleri en iyi tanırlar,gökkuşağının kanadıdır barakaları.

Sahiden her an şarkı söyler,en sessiz ağaçları .

Page 8: Yeni Bir Son

sen

Elleri bağlanmış birisi gibisinçok uzakta bir şehirde dönüş bileti olmayan ,

hiçkimsenin tanımadığı,ve tek bir kelime onların dilini konuşamayan.

Fırtınanın mahsur bıraktığı yabani otlardan biri,tek bir bulut gökyüzüne takılı kalmış,

ölmeye adanmış bir kurban,tek tanrısı kendinden başka biri olmayan birine üstelik.

Daha önce yaşamış ve sevmiştin hayatı.Gözlerinin içinden koklamıştın tüm o bahar çiçeklerini ,

şiddetli bir baş ağrısı gelip yerleşinceye dek gözbebeklerineve mesafeler kokuları çok dağıtıyor.

Gece olunca uykudan uyanıp sebepsiz ;ne olacağını düşünen biri.

Tüm gün boyunca adımını atmadan sokağa ,herşeyi unutmaya çabaladıkça hatırlayan biri.

Page 9: Yeni Bir Son

Bu tipi bitinceye dek huzurlu bir mağaraya saklamalı kendini.Savaş alanının ortasında tarafsız bir er gibisin

Uzak, sis içinde ve kaybolmuş cesaretinin erittiği,saçma sapan hayaller içindesin

Bir an herşeyi anlamsızlaştırır ve onları kaybedersin.Canını sıkan ne varsa görmezden gelirsin delirmemek için.

Oysa neden bu kadar korkar delirmekten insan ,dışarısı bir tımarhaneyken hatta.

Bütün bunları yeniden görmen çok fazla zamanını almayacakve her defasında yeniden düşecek zırhların

kumdan kalelerini yıktığında rüzgâr ve dalgalar ,bir kez daha yıkılacaksın.

Bence delir!Bence bağır istediğin kadar!

“İşte bu!”, “işte orada!” diye kepaze et onları.Susup öldürmekten kendini her zaman daha iyidir bu .

Page 10: Yeni Bir Son

Damla için

Kardhula mu diyor,senin burnunun sahibi yok,

oysa muhakkakellerin bir yerden alınmıştır.

Kim bilir belki bir kuşun yüreğinden...'

Page 11: Yeni Bir Son

göç

İnsan bazen çok pis kokar.Ne yapsa saklayamaz kendini.Sesini unutturacak bir ses arar

-gürültü gibi bir şey işte-neresinden dokunsa ona,hep eksilerek kaybolur.

Bir şeyi, dokunsa kıracak gibi bir ses,-sessizlik gibi bir şey işte-

Hayır, değişen bir ses değil duyduğu.Yıllardır aynı şey, alışıldık hüznü kışların.Kışın gürültüsü bu kızaran kulaklarında,

ben gün gibi işitiyorum .Her akşam aynı hayâlle uyuduğunu ben bilmiyor muyum ?

Ama insan bazen dağılacak gibi olur,-eti etine değse cehennem-

Sahi hiç cehenneme kışın giden olur mu ?

Page 12: Yeni Bir Son

Saklanmak eski bir çocukluk korkusundanönceden görülmüş bir şey değildi

ama nedense silâhları donandığından beri adamlar,bu kasabada huzur dindi .

Utanmadan arar aynı numarayıve karşısındaki ona buz gibi bir sesle yaklaşır

kulakları kızarır bazenduyduğu bu kış çığlığı mıdır?

Onun yalanladığı bir başka şeyse,her daim kış olduğudur.

Hava soğudu ,bu kadar yeter .

haydi, başka bir şiire gidelim...

Page 13: Yeni Bir Son

Sahil Çıkmazı Sokak

1.

Nereye baksam

yaz sonu çıkıyor karşıma

2.

Çıkmaz sokak

yaz sonu gecesinden geçiyor

Istanbul'da.

3.

Denize çıkmak için

kayboluyorum sokak aralarında

Page 14: Yeni Bir Son

4.

Gece trenlerinin geçtiği bir köprüden

sarkarak aşağı

eski sokaklarını dolaşıyorum yeldeğirmeninin

5.

Bakıyorum denizi aradığım sokağın adına

sahil çıkmazı.

6.

Hiç denizi olmayan bir kente gidiyorum

Page 15: Yeni Bir Son

Bir Evde Yaşamak

Cem İçin,

Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan bir kuş uçuverdi...Ona bu yaşadıkları ağırdı.

Alçacıktan bir taş battı ayağına,güneş halâ iğne iğne yakmaktaydı.

Onun tüm elbiselerini giydim,tüm anılarını gördüm.

Onun gibi yaşadığım bu günün sonunda,bütün bir günden daha ağırdım.

Page 16: Yeni Bir Son

Ne olur bu gece çölü göreyim rüyâmda.Susuz ve bitkin olayım ölüme yakın.

Sabah uyanayımyeni bir yağmur henüz başlasın.

Kalkıp bir bardak serin su içeyim; akrepsiz.Canım gökkuşaklarını görmek istemiyor.

Bisiklete binişleri hâlâ gözümün önünde çocukların.Aklıma sevgisiz bir şeyler, eksik geldiğinde,

durup bir şeyler yazamıyorum yazık.Bir öyküyü fısıldamak,

görmediğin o adam ve bir başka andan düşen.Gece iyice ilerliyor kendini sıkı tut

sabaha uyanmam gerekecek.Sabah uyanayım,

çölde olsun ,akrepsiz .

Page 17: Yeni Bir Son

Papatyayı kurtarma telâşı...Papatyaları kurtarma telâşı bu.

Sardunyaları da.Bir rüzgârın taşıdığı kent, deniz kokusu

ayaklarımı öylesine bastığımçıplak tenlerine dokunduğum bir yer.

Tümüyle görebileceğim kadar yüksekteyim.Hiç olmaz mı dediğim neydi?

Neydi bu uzun yürüyüşe çıkaran beni,koparan biraz biraz

eksilten artıran?

Baktım da güneşe kapamış güzel yaşlı kadınlar şemsiyelerini.Onların entarileri, tarat bezleri, aspirinleri.

Oysa çocuklar şemsiyelerini açmışlar güneşe.Yeni bir başlangıç mı bizimki.

Page 18: Yeni Bir Son

Gürültülü patırtılı kalabalık Istanbul otobüsleri.“İneceğim duraklara hazırlıklı mısın?” diyorum ses yok!

Öylesine bir kağıda not edilmiş dudaklar.Yırtık yarısı yazılmamış adresler.

Silinmiş son üç numarası bir telefonun,yine de arıyorum.

Aradıklarım boşa çıkıyor,boşları arıyorum.

Bir yerde muhakkak bir hata yapıyorum.

Kitaplar sedir sedir, gün gün kitaplar.Bir ucundan sen yakmışsın bir ucundan ben.

Boş bir çöp bidonu rastgele inlemekte düşerken yokuş aşağı.Gözlerin içinde karanfil ışıkları.

Sırlarımı açtığım bulutlar sır oldu.Yağmur gizliden bile yağmıyor.

Akşam olsa bir tur atsak sefaları,Kadıköy'den ev tutma heyecanları,

“bırak allah aşkına kardeşim işin mi yok?” uykuları.Günlük vitaminler,

günlük nazlar niyazlar,akşam rüzgârlarına hasret yazlar.

İşte tüm bu çabam su bardağıSenin içindeki papatyayı kurtarma telâşı,

sardunyayı da...

Page 19: Yeni Bir Son

Gerentofobi

Henüz o kadar büyümedimSana bir tarih öyküsü anlatayımŞöyle baş parmağı havaya kalkıp

Sana iyi bir ders vereyim.

Ben hiçbir şeyden korkmam hayattaBunu yapmaktan korktuğum kadar

Phobos kimseye nasip etmesin, böylesine kocaman olmayı…

Page 20: Yeni Bir Son

Ankara.Benim bütün eski alışkanlıklarım.

Parçalanmış bir güvercini birleştirme çabası,daha da değil....

Başka da yok,ellerime, ceplerime doldurmuşum.

Şöyle bir yükseğindeunutulmuş denizinden tutulan balıkları.

Ankara,çıpasının üzerine nazar boncuğu.

Düğümünü kesen kimdi o kanlı elleriyle?biliyorum:

“bütün iktidarlar gibi ağır ağır dolaşananıların diktatörlüğü”

Ankara,en eski kentimden bir önceki yani;

benim bütün alışkanlıklarım.

Varsayılmayan bir kara gövde,üzerimde defalarca gidip gelen.

Ankaraİlk erkeğimden bir önceki.

Page 21: Yeni Bir Son

Haziran çiçeğinegökyüzünün gölgesi düşmüş.

Düşmüş üzerime gözlerinin gölgesi.

Rahatsız değilim bu karanlığından.

Sanki uzaklardan akıyor zaman.Biz sesini duyuyoruz seninle.Ama işte hızla geçiyor günler

gölgesinde sevişmelerin.

Sıkılmış değilim serinliğinden.

Bütün ayların ilk günlerinden daha yakın ol bana;iş saatlerinden ve tatil günlerinden.

Bir gün gel kentime;burada sessizliğin gölgesi var,

Burada!Sokağımda.Sessizce gel,

kırma susuşumun cesaretini.

Korkmuş değilim yalnızlığından.Yalnızlığınla cesaretlendir beni.

Page 22: Yeni Bir Son

Gözlersiz çizdim kendimi,adını da değiştirdim,

hiç bir şey fark etmedi.

bir kaç gece sonrakurtlanan bir kitaptan

izledim seni.

pat diye önüme düşen bir gökdelenkaranlığında bir ses...

bir kadın tabanca çıkardı çantadanorgazm gibi bir ses

BAM!

Sonra koşarak kovaladımbeni arayacağın o günü

bacakları uzundu, yetişemiyordum.

defter de kurtlandıbiliyorum sana laf taşıyor haytalar.

altını çiziyorum,iki mevsim daha var.

Page 23: Yeni Bir Son

ayy

Kesik bir ağaçtan bir orman fışkırıyordu/Seni gördüğümdeyağmur bir cümle kurmuştu/ben sürüklenip giderken.

Page 24: Yeni Bir Son

İyi Günler geçiyordu yanımızdanSen berbere girmiştin.

Herkes herkesi konforcu diye suçluyorduSigortası tam yatmıyordu hiç birimizin

Sonra herkes bir eline dört silah aldıKapıların ardına gizlendiler.

Ölgün yaz çiçeklerinin arasındaSelam verdim

Geçip gitmekte olan İyi Günler'eKara döpiyesi içinde

Şöyle dedi bana;“Dönmemek üzere”“Dönmemek üzere”

Page 25: Yeni Bir Son

Önceden çok incinmiş bir çocukOnu affet

Herkese değer bu taşlarOna biraz daha çok.

Page 26: Yeni Bir Son

İşçinin Körlüğü

Şuradaki kuşu görüyorumYarım bıraktığın elmayı da öyle

Gözlerimi kapatıp yürüyebildiğime göreÖnümü de görebiliyorum

Sonra ellerim ayaklarım gövdem yerli yerindeYalnız gündüzü göremiyorum

Page 27: Yeni Bir Son

08:45bir kadın evden kalp ağrısıyla çıktı/ kalbinin yerinde bir şiir

atıyordu çünkü.

09:10saate doğru hızla yürürken/ adını söyledi/ ne yumuşaktı adı/

bir gece içmiş, o yumuşak adında uyumuştu.(adres olmadığından bir postacıya ya da simitçiye

soramıyordu/ saate yürümesi bu yüzden.)

14:bir şeylersaat on dördü bir şeyler geçiyordu/ bir şeylere/ bir şeylere/

benzetiyordu onu.

16:00ne kadar bekleyebilirdi daha/ habersiz bir buluşmacıyı./ az

sonra kuşlarda gidecekti.

19:13alfabenin en yumuşak harfiydi/ Roma'dan asla gelmeyecek

olan.

Page 28: Yeni Bir Son

Kent Kırıldı

Herkesin elinde çerçeveler vardı.Tüm saksılar kırılmıştı Ankara'da.

Page 29: Yeni Bir Son

yapraklarla anlaşırdık bizçıplak ağaçlar çok şey anlatırdı.

Page 30: Yeni Bir Son

Biterken

96 Ağustos

Sustuğum yerde bir çocuk otuyor. Çocukluğunda tanımamış olduğum. Otuyor sahile inen yolda, demek ki sustuğum yer denize çıkıyor.

Yanından geçip gidiyorum. Deniz dalgalı.

06 Temmuz

Yanlış zamanlı bir bakışla karşılaşıyoruz. Burada bir ip çözülüyor. Demek ki hiç bağlanmayacak bir söz veriyorum.

Tutulmayacak sözler zorundalıktan verilir.

09 Eylül

Orhan Gencebay söylüyor: 'Sevecekmiş Gibisin'. Bütün meseleler o an için kısa bir yolculukla yer değiştiriyor.

Bir sonraki tarihi yazmaya korkuyorum.

Page 31: Yeni Bir Son

09 Aralık

Bir direnişi geziyoruz. Ayakkabılarımız su alıyor.

10 Ocak

Bitti mi bitmedi diyen bir seyyar satıcı. Hoşgeldin, evine.

10 Nisan

Kış bitmemiş belli, say bakalım kaç mevsim kaldı geriye?

Yürüsem sana doğru, yüzümü yüzüne koysam, tamam biri senin olsun ama bir mevsimimiz daha var!

Page 32: Yeni Bir Son

Dokunmak bitti ellerinize.(şubatikibinoniki)

Page 33: Yeni Bir Son
Page 34: Yeni Bir Son

“koklasam saçlarını bir gece ta fecre kadar”diye okuyordu.

“Okuma be abla,yürü eve gidelim.”

diye inledim.

“Yeni bir soniyidir yeni bir başlangıç kadar.

Yürü biten mevsimlere gidelim.”

Böylelikle yürüdük yolun sonuna dek.