3
264 YAHY b. SELLÂM Ýbn Abdülber en-Nemerî, Câmi £u beyâni’l-£ilm, Kahire, ts. (Ýdâretü’t-týbâati’l-münîriyye), II, 148; Humeydî, Ce×vetü’l-muštebis (nþr. M. Tâvît et- Tancî), Kahire 1372/1952, s. 53, 54; Zehebî, Mî- zânü’l-i £tidâl, IV, 380-381; Ýbn Ferhûn, ed-Dîbâ- cü’l-mü×heb, Kahire 1351, s. 101; Ýbnü’l-Cezerî, øåyetü’n-Nihâye, II, 373; Ýbn Nâcî, Ziyâdât £alâ Me£âlimi’l-îmân, Tunus 1320, I, 240-243; II, 95- 98; Dâvûdî, ªabašåtü’l-müfessirîn, II, 371; Ýbn Ebü’d-Dýyâf, Ýt¼âfü ehli’z-zamân, Tunus 1963, I, 98-99; Brockelmann, GAL Suppl., I, 332; Sez- gin, GAS, I, 39; Ýsmail Cerrahoðlu, Yahyâ Ýbn Sellâm ve Tefsirdeki Metodu, Ankara 1970; Ab- düsselâm Ahmed el-Kenûnî, el-Medresetü’l-Æurßâ- niyye fi’l-Ma³rib mine’l-fet¼i’l-Ýslâmî ilâ Ýbn £A¹ýy- ye, Rabat 1401/1981, I, 135-137; Hind Þelebî, el- Æýrâßât bi-Ýfrîšýyye, Tunus 1983, s. 151-184; Ha- san Hüsnî Abdülvehhâb, Kitâbü’l-£Ömr fi’l-mu- ½annefât ve’l-müßellifîne’t-Tûnisiyyîn (nþr. Mu- hammed el-Arûsî el-Matvî – Beþîr el-Bekkûþ), Bey- rut 1990, I, 101-105; Vesîle Bel‘îd b. Hamde, et- Tefsîr ve itticâhâtühû bi-Ýfrîšýyye, Tunus 1414/ 1994, s. 77-147; Hamadi Sammoud, “Un éxégè- te oriental en Ifriqiya: Yahya b. Sallam”, IBLA, XXXIII (1970), s. 227-242; G. Yver, “al-Kairavan”, EI (Fr.), II, 686. ÿÝsmail Cerrahoðlu YAHYÂ-yý ÞÝRVÂNÎ ( א ) Seyyid Cemâlüddîn Yahyâ b. Seyyid Bahâiddîn eþ-Þirvânî (ö. 870/1466) Halvetiyye tarikatýnýn ikinci kurucusu, sûfî müellif. ˜ XIV. yüzyýlýn sonlarýnda Þirvanþahlar’ýn baþþehri Þamahý’da doðdu. Þirvânî nisbe- si yanýnda hayatýnýn önemli bir kýsmýný ge- çirip vefat ettiði Bakü’ye nisbetle Bakûvî diye de anýlýr. Soyu Ýmam Mûsâ el-Kâzým’a dayanýr. Babasý Seyyid Bahâeddin ve ata- larý, Þirvanþahlar Devleti’nde nakîbüleþraf- lýk vazifesini üstlenmiþlerdir. Yahyâ-yý Þir- vânî tahsilini çocukluk ve gençlik yýllarýný geçirdiði Þamahý’da Þemseddin Ahsîkesî, Kutbüddin es-Serabî ve Mevlânâ Tâced- din gibi âlimlerin yanýnda tamamladý. Bu sýrada gördüðü bir rüya üzerine Þamahý’- da faaliyet gösteren Halvetî þeyhi Sadred- dîn-i Hiyâvî’ye intisap etti. Þeyh Sadreddin, vefatýndan sonra yerine Yahyâ-yý Þirvânî’- nin geçmesini vasiyet ettiði halde müridle- ri onun çok genç olduðu gerekçesiyle Sad- reddin’in damadý Pîrzâde’nin etrafýnda top- landýlar. Bunun üzerine Seyyid Yahyâ, Þa- mahý’dan ayrýlmaya karar verdi. O sýrada Þirvanþahlar Devleti’nin baþýnda bulunan ve merkezi Bakü’ye taþýyan Sultan Halil (Halîlullah Han), Yahyâ’yý yeni baþþehre da- vet etti ve burada inþa ettirdiði sarayýn ya- kýnýndaki Keykubad Mescidi’ni ona tahsis etti. Böylece Halvetiyye’nin Ýslâm dünyasýn- da yayýlmasýna kaynaklýk edecek en önem- li hankah onunla birlikte faaliyete geçmiþ oldu. Seyyid Yahyâ’nýn Bakü’de kýrk yýldan fazla þeyhlik yaptýðýna dair rivayet (Meh- med Nazmi Efendi, vr. 8 b ) doðru ise onun Bakü’ye geliþi 1420’den hemen sonra ol- malýdýr. Kaynaklarda Seyyid Yahyâ’nýn ve- fatýyla ilgili 862 (1458), 867, 868 ve 869 (1465) gibi farklý tarihler verilmektedir. Bununla birlikte onun vefatýnýn Sultan Ha- lil’in vefatýndan dokuz ay sonra gerçekleþ- tiði belirtilmiþtir (Lâmiî, s. 575; Taþköpri- zâde, s. 272). Süyûtî, Sultan Halil’in ölüm tarihini 869 (Na¾mü’l-£išyân, s. 110), Ýbn Ýyâs da Zilhicce 869 (Temmuz-Aðustos 1465) (Bedâßi£u’z-zühûr, II, 431) þeklinde kaydet- tiðine göre Seyyid Yahyâ 870 senesinin Ra- mazan ayýnda (Nisan-Mayýs 1466) vefat etmiþ olmalýdýr. Kabri Keykubad Mesci- di’nin kýble tarafýnda inþa edilen sekizgen planlý türbe içerisindedir. Bu türbe günü- müze kadar gelmiþ olup halen Þirvanþah- lar Saray Müzesi dahilinde bulunmakta- dýr. Seyyid Yahyâ’nýn hankahý Safevîler’in 1501’de Bakü’yü zaptetmesi esnasýnda tahrip edilmiþse de Sultan III. Murad za- manýnda Þirvan’ýn Osmanlýlar tarafýndan fethinin ardýndan Özdemiroðlu Osman Pa- þa burayý tamir ettirip giriþine bir taçka- pý yaptýrmýþtýr. Þirvan mimari üslûbunda- ki bu kapý halen ayakta olup Murad kapý- sý ve Þark darvazasý adýyla anýlmaktadýr. Mescid, 1918’de Bolþevikler ve Ermeni- ler’in müslümanlara yönelik katliamlarý sý- rasýnda yakýlmýþ, daha sonra etrafýndaki kabirlerle birlikte ortadan kaldýrýlmýþtýr. Yahyâ-yý Þirvânî’nin tarikat silsilesi Sad- reddîn-i Hiyâvî, Hacý Ýzzeddin Türkmânî, Ahî Mîrem Halvetî vasýtasýyla Halvetiyye’- nin kurucusu Ömer el-Halvetî’ye ulaþýr. Halvetiyye’de yedi isimle uygulanmakta el-Mâlikî, I, 122). Bunlar arasýnda oðlu Mu- hammed, Hasan b. Dînâr, Hammâd b. Seleme, Hemmâm b. Yahyâ, Ýbn Ebû Arû- be, Bühlûl b. Râþid, Ýbn Ferrûh, Ýbn Lehîa gibi âlimler yer alýr. Asbað b. Ferrûh, Ebû Dâvûd Ahmed b. Mûsâ b. Cerîr ve daha pek çok Afrikalý âlim ondan rivayette bu- lundu. Yahyâ b. Sellâm, oðlu Muhammed’- le birlikte Trablus ve Mýsýr yoluyla gittiði hac dönüþü sýrasýnda Mýsýr’da hastalandý, 200 (815) yýlýnýn Safer (Eylül) ayý baþlarýn- da Fustat’ta vefat etti ve Mukattam mev- kiinde Kayrevanlý muhaddis Ýbn Ferrûh’un kabri yanýna defnedildi. Eserleri. 1. Tefsîru Ya¼yâ b. Sellâm (nþr. Hind Þelebî, I-II, Beyrut 1425/2004). Eserden bazý parçalar günümüzde Tunus’- ta olup bunlar tam bir Kur’an tefsiri mey- dana getirecek durumda deðildir. Bunun- la birlikte mevcut kýsýmlar müellifin tef- sirdeki metodunu belirlemeye yeterlidir. Eser genelde öncekilerin naklî tefsirlerine benzerse de Yahyâ b. Sellâm kendinden sonrakilere yeni metotlar verebilecek ba- zý tecrübelere giriþmiþtir. Bu daðýnýk tef- sir rivayetleri ya oðlu Muhammed veya Ebû Dâvûd Ahmed b. Mûsâ b. Cerîr (ö. 244/ 858) tarafýndan nakledilmiþ, Muhammed babasýnýn tefsirine bazý ilâveler yapmýþ- týr. Endülüslü Ýbn Ebû Zemenîn bu tefsiri ihtisar etmiþ (Tefsîrü’l-Æurßâni’l-£azîz, nþr. Ebû Abdullah Hüseyin b. Ukkâþe – M. Mus- tafa el-Kenz, Kahire 1423/2002), Ebü’l-Mu- tarrif el-Kanâziî diye bilinen Abdurrahman b. Mervân el-Kurtubî’nin de eseri ihtisar ettiði belirtilmiþtir. 2. et-Te½ârîf: Tefsî- rü’l-Æurßân mimme’þtebehet esmâßü- hû ve ta½arrafet meßânîh. Kur’ân-ý Ke- rîm’in 115 kelimesinin vecihlerinin göste- rildiði eser Hind Þelebî tarafýndan neþre- dilmiþtir (bk. bibl.). Nâþir eserin baþ tara- fýna vücûh ve nezâire dair geniþ bir tarih- çe koymuþtur. Eserin, Yahyâ b. Sellâm’ýn torunu Yahyâ b. Muhammed’e ait oldu- ðuna dair kayýtlar varsa da Hind Þelebî, Yahyâ b. Sellâm’ýn tefsiriyle yaptýðý karþý- laþtýrmalara dayanarak bunun torun Yah- yâ’ya deðil dede Yahyâ’ya aidiyetini ispat- lamaya çalýþmýþtýr. Kaynaklarda Yahyâ’nýn hadise dair Kitâbü’l-Câmi£, ÝÅtiyâr fi’l- šýrâßât min ¹arîši’l-â¦âr ve fýkýhla ilgili Kitâbü’l-Eþribe adlý üç eserinin daha bu- lunduðu zikredilmektedir. BÝBLÝYOGRAFYA : Yahyâ b. Sellâm, et-Te½ârîf: Tefsîrü’l-Æurßân mimme’þtebehet esmâßühû ve ta½arrafet me£â- nîh (nþr. Hind Þelebî), Tunus 1400/1980, neþre- denin giriþi, s. 67-86; Ebü’l-Arab, ªabašåtü £ule- mâßi Ýfrîšýyye (nþr. Muhammed Ben Þeneb), Ce- zayir 1332/1914, s. 35-38; Ebû Bekir el-Mâlikî, Riyâ²ü’n-nüfûs, Kahire 1951, I, 122-124, 141; Yahyâ-yý Þirvânî’nin Þirvanþahlar Sarayý’nýn arka avlusundaki türbesi

YAHYÂ b. SELLÂM - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · 265 halifelerinden bazýlarý þunlardýr: Ali Alâ-eddin Rûmî, Muhammed Bahâeddin Er-zincânî, Dede Ömer Rûþenî, Habib

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

264

YAHYÂ b. SELLÂM

Ýbn Abdülber en-Nemerî, Câmi£u beyâni’l-£ilm,Kahire, ts. (Ýdâretü’t-týbâati’l-münîriyye), II, 148;Humeydî, Ce×vetü’l-muštebis (nþr. M. Tâvît et-Tancî), Kahire 1372/1952, s. 53, 54; Zehebî, Mî-zânü’l-i £tidâl, IV, 380-381; Ýbn Ferhûn, ed-Dîbâ-cü’l-mü×heb, Kahire 1351, s. 101; Ýbnü’l-Cezerî,øåyetü’n-Nihâye, II, 373; Ýbn Nâcî, Ziyâdât £alâMe£âlimi’l-îmân, Tunus 1320, I, 240-243; II, 95-98; Dâvûdî, ªabašåtü’l-müfessirîn, II, 371; ÝbnEbü’d-Dýyâf, Ýt¼âfü ehli’z-zamân, Tunus 1963, I,98-99; Brockelmann, GAL Suppl., I, 332; Sez-gin, GAS, I, 39; Ýsmail Cerrahoðlu, Yahyâ ÝbnSellâm ve Tefsirdeki Metodu, Ankara 1970; Ab-düsselâm Ahmed el-Kenûnî, el-Medresetü’l-Æurßâ-niyye fi’l-Ma³rib mine’l-fet¼i’l-Ýslâmî ilâ Ýbn £A¹ýy-ye, Rabat 1401/1981, I, 135-137; Hind Þelebî, el-Æýrâßât bi-Ýfrîšýyye, Tunus 1983, s. 151-184; Ha-san Hüsnî Abdülvehhâb, Kitâbü’l-£Ömr fi’l-mu-½annefât ve’l-müßellifîne’t-Tûnisiyyîn (nþr. Mu-hammed el-Arûsî el-Matvî – Beþîr el-Bekkûþ), Bey-rut 1990, I, 101-105; Vesîle Bel‘îd b. Hamde, et-Tefsîr ve itticâhâtühû bi-Ýfrîšýyye, Tunus 1414/1994, s. 77-147; Hamadi Sammoud, “Un éxégè-te oriental en Ifriqiya: Yahya b. Sallam”, IBLA,XXXIII (1970), s. 227-242; G. Yver, “al-Kairavan”,EI (Fr.), II, 686.

ÿÝsmail Cerrahoðlu

– —YAHYÂ-yý ÞÝRVÂNÎ

����א�� )�� )

Seyyid Cemâlüddîn Yahyâb. Seyyid Bahâiddîn eþ-Þirvânî

(ö. 870/1466)

Halvetiyye tarikatýnýn ikinci kurucusu,sûfî müellif.

˜ ™

XIV. yüzyýlýn sonlarýnda Þirvanþahlar’ýnbaþþehri Þamahý’da doðdu. Þirvânî nisbe-si yanýnda hayatýnýn önemli bir kýsmýný ge-çirip vefat ettiði Bakü’ye nisbetle Bakûvîdiye de anýlýr. Soyu Ýmam Mûsâ el-Kâzým’adayanýr. Babasý Seyyid Bahâeddin ve ata-larý, Þirvanþahlar Devleti’nde nakîbüleþraf-lýk vazifesini üstlenmiþlerdir. Yahyâ-yý Þir-vânî tahsilini çocukluk ve gençlik yýllarýnýgeçirdiði Þamahý’da Þemseddin Ahsîkesî,Kutbüddin es-Serabî ve Mevlânâ Tâced-din gibi âlimlerin yanýnda tamamladý. Busýrada gördüðü bir rüya üzerine Þamahý’-da faaliyet gösteren Halvetî þeyhi Sadred-dîn-i Hiyâvî’ye intisap etti. Þeyh Sadreddin,vefatýndan sonra yerine Yahyâ-yý Þirvânî’-nin geçmesini vasiyet ettiði halde müridle-ri onun çok genç olduðu gerekçesiyle Sad-reddin’in damadý Pîrzâde’nin etrafýnda top-landýlar. Bunun üzerine Seyyid Yahyâ, Þa-mahý’dan ayrýlmaya karar verdi. O sýradaÞirvanþahlar Devleti’nin baþýnda bulunanve merkezi Bakü’ye taþýyan Sultan Halil(Halîlullah Han), Yahyâ’yý yeni baþþehre da-vet etti ve burada inþa ettirdiði sarayýn ya-kýnýndaki Keykubad Mescidi’ni ona tahsisetti. Böylece Halvetiyye’nin Ýslâm dünyasýn-

da yayýlmasýna kaynaklýk edecek en önem-li hankah onunla birlikte faaliyete geçmiþoldu. Seyyid Yahyâ’nýn Bakü’de kýrk yýldanfazla þeyhlik yaptýðýna dair rivayet (Meh-med Nazmi Efendi, vr. 8b) doðru ise onunBakü’ye geliþi 1420’den hemen sonra ol-malýdýr. Kaynaklarda Seyyid Yahyâ’nýn ve-fatýyla ilgili 862 (1458), 867, 868 ve 869(1465) gibi farklý tarihler verilmektedir.Bununla birlikte onun vefatýnýn Sultan Ha-lil’in vefatýndan dokuz ay sonra gerçekleþ-tiði belirtilmiþtir (Lâmiî, s. 575; Taþköpri-zâde, s. 272). Süyûtî, Sultan Halil’in ölümtarihini 869 (Na¾mü’l-£išyân, s. 110), ÝbnÝyâs da Zilhicce 869 (Temmuz-Aðustos 1465)(Bedâßi£u’z-zühûr, II, 431) þeklinde kaydet-tiðine göre Seyyid Yahyâ 870 senesinin Ra-mazan ayýnda (Nisan-Mayýs 1466) vefatetmiþ olmalýdýr. Kabri Keykubad Mesci-di’nin kýble tarafýnda inþa edilen sekizgenplanlý türbe içerisindedir. Bu türbe günü-müze kadar gelmiþ olup halen Þirvanþah-lar Saray Müzesi dahilinde bulunmakta-dýr. Seyyid Yahyâ’nýn hankahý Safevîler’in1501’de Bakü’yü zaptetmesi esnasýndatahrip edilmiþse de Sultan III. Murad za-manýnda Þirvan’ýn Osmanlýlar tarafýndanfethinin ardýndan Özdemiroðlu Osman Pa-þa burayý tamir ettirip giriþine bir taçka-pý yaptýrmýþtýr. Þirvan mimari üslûbunda-ki bu kapý halen ayakta olup Murad kapý-sý ve Þark darvazasý adýyla anýlmaktadýr.Mescid, 1918’de Bolþevikler ve Ermeni-ler’in müslümanlara yönelik katliamlarý sý-rasýnda yakýlmýþ, daha sonra etrafýndakikabirlerle birlikte ortadan kaldýrýlmýþtýr.

Yahyâ-yý Þirvânî’nin tarikat silsilesi Sad-reddîn-i Hiyâvî, Hacý Ýzzeddin Türkmânî,Ahî Mîrem Halvetî vasýtasýyla Halvetiyye’-nin kurucusu Ömer el-Halvetî’ye ulaþýr.Halvetiyye’de yedi isimle uygulanmakta

el-Mâlikî, I, 122). Bunlar arasýnda oðlu Mu-hammed, Hasan b. Dînâr, Hammâd b.Seleme, Hemmâm b. Yahyâ, Ýbn Ebû Arû-be, Bühlûl b. Râþid, Ýbn Ferrûh, Ýbn Lehîagibi âlimler yer alýr. Asbað b. Ferrûh, EbûDâvûd Ahmed b. Mûsâ b. Cerîr ve dahapek çok Afrikalý âlim ondan rivayette bu-lundu. Yahyâ b. Sellâm, oðlu Muhammed’-le birlikte Trablus ve Mýsýr yoluyla gittiðihac dönüþü sýrasýnda Mýsýr’da hastalandý,200 (815) yýlýnýn Safer (Eylül) ayý baþlarýn-da Fustat’ta vefat etti ve Mukattam mev-kiinde Kayrevanlý muhaddis Ýbn Ferrûh’unkabri yanýna defnedildi.

Eserleri. 1. Tefsîru Ya¼yâ b. Sellâm(nþr. Hind Þelebî, I-II, Beyrut 1425/2004).Eserden bazý parçalar günümüzde Tunus’-ta olup bunlar tam bir Kur’an tefsiri mey-dana getirecek durumda deðildir. Bunun-la birlikte mevcut kýsýmlar müellifin tef-sirdeki metodunu belirlemeye yeterlidir.Eser genelde öncekilerin naklî tefsirlerinebenzerse de Yahyâ b. Sellâm kendindensonrakilere yeni metotlar verebilecek ba-zý tecrübelere giriþmiþtir. Bu daðýnýk tef-sir rivayetleri ya oðlu Muhammed veya EbûDâvûd Ahmed b. Mûsâ b. Cerîr (ö. 244/858) tarafýndan nakledilmiþ, Muhammedbabasýnýn tefsirine bazý ilâveler yapmýþ-týr. Endülüslü Ýbn Ebû Zemenîn bu tefsiriihtisar etmiþ (Tefsîrü’l-Æurßâni’l-£azîz, nþr.Ebû Abdullah Hüseyin b. Ukkâþe – M. Mus-tafa el-Kenz, Kahire 1423/2002), Ebü’l-Mu-tarrif el-Kanâziî diye bilinen Abdurrahmanb. Mervân el-Kurtubî’nin de eseri ihtisarettiði belirtilmiþtir. 2. et-Te½ârîf: Tefsî-rü’l-Æurßân mimme’þtebehet esmâßü-hû ve ta½arrafet meßânîh. Kur’ân-ý Ke-rîm’in 115 kelimesinin vecihlerinin göste-rildiði eser Hind Þelebî tarafýndan neþre-dilmiþtir (bk. bibl.). Nâþir eserin baþ tara-fýna vücûh ve nezâire dair geniþ bir tarih-çe koymuþtur. Eserin, Yahyâ b. Sellâm’ýntorunu Yahyâ b. Muhammed’e ait oldu-ðuna dair kayýtlar varsa da Hind Þelebî,Yahyâ b. Sellâm’ýn tefsiriyle yaptýðý karþý-laþtýrmalara dayanarak bunun torun Yah-yâ’ya deðil dede Yahyâ’ya aidiyetini ispat-lamaya çalýþmýþtýr. Kaynaklarda Yahyâ’nýnhadise dair Kitâbü’l-Câmi£, ÝÅtiyâr fi’l-šýrâßât min ¹arîši’l-â¦âr ve fýkýhla ilgiliKitâbü’l-Eþribe adlý üç eserinin daha bu-lunduðu zikredilmektedir.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Yahyâ b. Sellâm, et-Te½ârîf: Tefsîrü’l-Æurßânmimme’þtebehet esmâßühû ve ta½arrafet me£â-nîh (nþr. Hind Þelebî), Tunus 1400/1980, neþre-denin giriþi, s. 67-86; Ebü’l-Arab, ªabašåtü £ule-mâßi Ýfrîšýyye (nþr. Muhammed Ben Þeneb), Ce-zayir 1332/1914, s. 35-38; Ebû Bekir el-Mâlikî,Riyâ²ü’n-nüfûs, Kahire 1951, I, 122-124, 141;

Yahyâ-yý Þirvânî’nin Þirvanþahlar Sarayý’nýn arka avlusundaki

türbesi

265

halifelerinden bazýlarý þunlardýr: Ali Alâ-eddin Rûmî, Muhammed Bahâeddin Er-zincânî, Dede Ömer Rûþenî, Habib Kara-mânî, Afyonlu Pîr Þükrullah, Yûsuf Ziyâ-eddin Müskürî, Seyyid Ahmed Sünnetî.

Eserleri. Yahyâ-yý Þirvânî Arapça, Fars-ça, Türkçe manzum ve mensur eserler ka-leme almýþ, þiirlerinde “Seyyid” mahlasýnýkullanmýþtýr. 1. Virdü’s-settâr (Vird-i Ya¼-yâ, Vird-i ƒalvetiyye) (Süleymaniye Ktp.,Hamidiye, nr. 842/2; Lala Ýsmâil, nr. 727/5). Halvetiyye tarikatýnýn bütün þubelerin-de günlük evrâd olarak okunur. AhsenBatur (Esrârü’t-tâlibîn ve Vird-i Settâr Ter-cümesi, Ýstanbul, ts.) ve Hasan Almaz’ýn(aþ.bk.) Türkçe’ye çevirdiði eserin metnide bu çalýþmalarda neþredilmiþtir. EseriÞah Veliyyullah Ayýntâbî, Tireli Kara Çele-bi, Ömer Fuâdî, Þemseddin Halvetî, Müs-takimzâde Süleyman Sâdeddin, PrizrenliMarkalaçzâde Süleyman ve Harîrîzâde Ke-mâleddin þerhetmiþtir. Bunlardan Mar-kalaçzâde ile (nþr. Alaattin Yayýntaþ, Ýs-tanbul 1988) Harîrîzâde’nin (Fethu’l-esrârÞerh-i Virdü’s-settâr, Ýstanbul 1287) þerh-leri basýlmýþtýr. 2. Þifâü’l-esrâr. Yahyâ-yýÞirvânî’nin tek Türkçe eseri olup ayný za-manda Azerbaycan sahasýnda yazýlan ilktasavvufî kitaptýr (Süleymaniye Ktp., Ha-cý Mahmud Efendi, nr. 2283). Eserde ta-savvufî meseleler Kur’an ve hadislerdendelillerle anlatýlmýþ, bu arada tasavvuf bü-yüklerinin sözlerine de yer verilmiþtir. Sa-deleþtirilerek Azerbaycan’da ve Türkiye’-de yayýmlanan eserin esas metni Meh-met Rýhtým tarafýndan neþredilmiþtir (Þi-fâ al-esrâr [Sûfîliðin Sýrlarý], Bakü 2010).3. Keþfü’l-šulûb. Sultan Halil’e ithaf edi-

len bu Farsça eserde akýl, kalp, ruh ve ne-fis konularý ele alýnmýþtýr (NuruosmaniyeKtp., nr. 4904/1; Hacý Selim Aða Ktp., Ke-mankeþ, nr. 49/7). 4. Âdâbü’l-vuŠûß ve’½-½alât (Esrârü’l-vuŠûß). Eserde abdest venamazýn tasavvufî açýdan sýrlarý üzerindede durulmuþtur (Hacý Selim Aða Ktp., Ke-mankeþ, nr. 49; Manisa Murâdiye Ktp., nr.2906/2). Yahyâ-yý Þirvânî’nin Kitâbü’l-Vu-Šûß isimli bir baþka eseri daha vardýr (Ýs-tanbul Belediyesi Atatürk Kitaplýðý, Os-man Nuri Ergin, nr. 1683) ve bu iki eserinmuhtevasý birbirinden farklýdýr. 5. Mekâ-rim-i AÅlâš (AÅlâš-ý Ma¼mûde) (ÝÜ Ktp.,AY, nr. 3671). 6. Mašåmât (Heft Mašåm).Eserde seyrüsülûkün yedi makamý anla-týlmýþtýr (Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, FY,nr. 1044/2). 7. A¹vârü’l-šalb. 772 beyit-ten oluþan eserde kalbin tasavvufî mâna-sý ve yedi farklý tavrý açýklanmýþtýr (Nuru-osmaniye Ktp., nr. 4904). Müellifin Þer¼-iMerâtib-i Esrârü’l-šulûb (Heft Vâdî) adlýbir eseri daha vardýr (Nuruosmaniye Ktp.,nr. 4904). Kalbin aþk, mârifet, istiðna, tev-hid, hayret ve fakr hallerinden bahsedenbu eserin Ayper Selim (Öcal) tarafýndan ha-zýrlanan yüksek lisans çalýþmasýnda edis-yon kritiði yapýlmýþtýr (1989, ÝÜ Sosyal Bi-limler Enstitüsü). 8. Beyânü’l-£ilm (£Ýlm-iLedünnî). 550 beyitten meydana geleneserde mârifet ve zikir konularý üzerindedurulmuþtur (ÝÜ Ktp., FY, nr. 1127; Nuru-osmaniye Ktp., nr. 4904/9). 9. Menâzilü’l-£âþýš¢n (Çihil Menâzil-i Heft Ýšlîm). 1797beyit olup Ebû Saîd-i Ebü’l-Hayr’ýn Mašå-mât-ý Erba£în’inin yorumu niteliðindedir(Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1742/1;Nuruosmaniye Ktp., nr. 4904/2). 10. Þer¼-iSußâlât-ý Gülþen-i Esrâr. Mahmud Þe-büsterî’nin Gülþen-i Râz adlý mesnevisi-nin kýsa bir þerhidir (Millet Ktp., Ali EmîrîEfendi, FY, nr. 1044/5; Nuruosmaniye Ktp.,nr. 4904/7). 11. øazeliyyât. Ýlâhî aþk ko-nusunda Farsça on beþ gazelden ibaret-tir (Nuruosmaniye Ktp., nr. 4904; ManisaMurâdiye Ktp., nr. 2906/12). Yahyâ-yý Þir-vânî’nin kaynaklarda adý geçen diðer eser-leri de þunlardýr: Rumûzü’l-iþârât (Teßvî-lü ve tefsîru “Ýhdine’½-½ýrâ¹a’l-müstaš¢m”),Þer¼-i Esmâß-i ¡emâniyye, Risâle fî ½a-lâti’n-nebî, Ta½arrufât-ý Mükâþefât, Mi£-yâr-ý ªarîšat, Menâšýb-ý Emîrü’l-müß-minîn £Alî kerremallåhu vecheh, Æýs-sa-i Man½ûr. Müellifin eserlerinden Vir-dü’s-settâr, Keþfü’l-šulûb, Esrârü’l-vu-Šûß, Rumûzü’l-iþârât, Menâzilü’l-£âþý-š¢n, Þer¼-i Merâtib-i Esrârü’l-šulûb,Þer¼-i Esmâß-i ¡emâniyye, Þer¼-i Sußâ-lât-ý Gülþen-i Esrâr, A¹vârü’l-šalb, Be-yânü’l-£ilm, Risâle fî ½alâti’n-nebî, Me-

olan zikre beþ isim daha ekleyerek on ikiisimle zikir yaptýrmasý, Virdü’s-settâr di-ye bilinen evrâdý tertip etmesi, halvet vezikir âdâbýyla ilgili yenilikler yapmasý dola-yýsýyla tarikatta ikinci pîr (pîr-i sânî) olarakkabul edilmiþtir. Onun riyâzete çok önemverdiði, yaz aylarýnda sahraya çýkarak hal-vet ve ibadetle meþgul olduðu, savm-ý vi-sâl yaptýðý nakledilir. O dönemde Azerbay-can muhitinde geliþen Bâtýnîlik hareketinekarþý Ehl-i sünnet inancýný savunan Sey-yid Yahyâ’nýn ardýndan þeyhlik makamýnabüyük oðlu Þeyh Fethullah geçmiþtir (ö.871/1467). Nefehât Tercümesi’nde ise(s. 576) Seyyid Yahyâ’dan sonra posta ha-lifelerinden Pîr Þükrullah’ýn oturduðu, bumakama kendisinin geçmesi gerektiðinisöyleyen þeyhin ortanca oðlu ile aralarýn-da ihtilâf çýktýðý belirtilmektedir. Bu olayatemas eden Hulvî, Seyyid Yahyâ’nýn ma-kamýný halifelerinden Pîr Þükrullah’a vasi-yet ettiðini kaydeder (Lemezât-ý Hulviyye,vr. 194a). Öte yandan Hulvî, þeyhin maka-mýna Pîr Muhammed Bahâeddin Erzincâ-nî ya da Dede Ömer Rûþenî’nin oturduðu-na dair rivayetler bulunduðunu da söyler.Seyyid Yahyâ’nýn küçük oðlu Þeyh Nasrul-lah, Kýrým hanýnýn daveti üzerine Kýrým’agiderek burada hem nakîbüleþraflýk gö-revini üstlenmiþ hem de tarikat faaliyet-lerini sürdürmüþtür. Halvetîlik, Kýrým ve ci-varýnda ilk defa onun vasýtasýyla yayýlmýþ-týr (Hasan Kýrýmî, vr. 2a). Seyyid Yahyâ’nýn,sayýsýnýn 10.000’e ulaþtýðý belirtilen mürid-lerinden 360’ýna hilâfet verdiði kaydedilir.Halvetiyye’nin Ýslâm dünyasýnda geniþ bircoðrafyaya yayýlmasý bu halifeleri vasýta-sýyla gerçekleþmiþtir. Çoðu Anadolulu olan

YAHYÂ-yý ÞÝRVÂNÎ

Yahyâ-yý

Þirvânî’nin

Þifâü’l-esrâr adlý

eserinin

ilk iki sayfasý(Süleymaniye Ktp.,Hacý MahmudEfendi,nr. 2283)

266

YAHYÂ-yý ÞÝRVÂNÎ

2006, III, 138-139; Cafer Ýbrahimov, Azerbayca-nýn XV. Esr Tarixine Dair Oçerkler, Bakü 1958,s. 182-185; M. Usejnov v.dðr., Istorija Arxitektu-rý Azerbaidjana, Moskva 1963, s. 185-196; M.Ali Terbiyet, Dâniþmendân-ý Â×erbâycân, Bakü1987, s. 179; Sara Aþurbeyli, Þirvanþahlar Dev-leti, Bakü 1997, s. 187; Reþat Öngören, Osman-lýlarda Tasavvuf, Ýstanbul 2000, s. 27-28, 32;Hamîdiyân, “Yahyâ-yý Þirvânî”, Dâniþnâme-iEdeb-i Fârsî (nþr. Hasan Enûþe), Tahran 1382, V,627-628; Firidun Bey Köçerli, Azerbaycan Edebi-yatý Tarihi Materyallarý, Bakü 2005, I, 85; Meh-met Rýhtým, Seyid Y«hya Bakuvi v« X«lvetilik,Bakü 2005.

ÿMehmet Rýhtým

– —YAHYÂ TEVFÝK EFENDÝ

(ö. 1205/1791)

Osmanlý þeyhülislâmý.˜ ™

1128’de (1716) Ýstanbul’da doðdu. Ba-basý müderris Eyüp Efendi’dir. Ýlk eðitimi-ni babasýndan ve onun muhitindeki hoca-lardan aldý. 1149’da (1736) ruûs imtihaný-ný kazanarak çeþitli medreselerde müder-rislik yaptý. 1180’den (1767) itibaren kadý-lýk mesleðine geçti. Önce Selânik, ardýn-dan Þam (1187/1773) ve Mekke (1192/1778) kadýlýðýnda bulundu. 1199’da (1785)Ýstanbul pâyesini, ertesi yýl Anadolu kazas-kerliði pâyesini aldý, 1201’de (1787) Rume-li kazaskerliði pâyesine nâil oldu. 28 Re-bîülevvel 1202’de (7 Ocak 1788) fiilen Ru-meli kazaskerliðine getirildiyse de bu gö-revde üç ay kalabildi. Ertesi yýl III. Selim’intahta çýkýþýndan hemen sonra 20 Receb1203’te (16 Nisan 1789) tekrar Rumeli ka-zaskerliðine tayin edildi. Cülûs münasebe-tiyle düþürdüðü biri Arapça, diðeri Türk-çe iki tarih padiþah tarafýndan memnuni-yetle karþýlandý. Ancak III. Selim yapmayýdüþündüðü reformlar için þeyhülislâmlýkmakamýna Hamîdîzâde Mustafa Efendi’yi

getirdi. Muhtemelen, yeni þeyhülislâmýnmâzul ulemâyý Ýstanbul dýþýndaki arpalýk-larýna gönderme kararýna muhalefet et-tiði için 28 Muharrem 1204’te (18 Ekim1789) görevinden alýndý; 28 Cemâziyelâ-hir 1204’te (15 Mart 1790) nakîbüleþraflý-ða tayin edildi.

Hamîdîzâde Mustafa Efendi’nin ulemâ-ya yönelik ýslahat faaliyetleri büyük tepki-ye yol açýnca III. Selim onu azledip yerinereîsülulemâ ve nakîbüleþraf Seyyid YahyâTevfik Efendi’yi getirdi (8 Receb 1205 / 13Mart 1791). Bazý kaynaklarda Tevfik Efen-di’nin þeyhülislâm olmayý çok arzu ettiði,hatta yakýnlarýna, “Bir gün de olsa þeyhü-lislâmlýk yapmadan Allah canýmý almasýn”dediði rivayet edilir. III. Selim’in ona yolla-dýðý hatt-ý hümâyunda daha önce ilmiyemesleði için uygulanan nizama aykýrý dav-ranmamasýný, þer‘î hukuktan ayrýlmama-sýný, sürgüne gönderilenleri geri getirme-ye teþebbüs etmemesini tembih etmiþ-ti. Aslýnda III. Selim onu daha uygun birinibuluncaya kadar bu makama getirmiþti.Yahyâ Tevfik Efendi þeyhülislâm oluþun-dan on üç gün sonra vefat etti (22 Receb1205 / 27 Mart 1791), Fatih’te Küçük Ka-raman’da yaptýrdýðý medreseye defnedil-di (Cevdet, V, 111-112). Ölümüne, “Câh-ýÝftâdan geçip Yahyâ Efendi gitti vâh” mýs-raý tarih düþürülmüþtür.

Uþþâkýzâde Seyyid Ýbrâhim Efendi’nindamadý olan Yahyâ Efendi’nin matemati-ðe ve kimyaya meraký vardý, bu alanda çe-þitli çalýþmalar yaptýrdýðý belirtilir. Türk-çe, Arapça, Farsça þiirler kaleme almýþtýr.Ýran ve Osmanlý þairlerinden seçtiði be-yitleri içeren Müntehab adlý bir derleme-si Topkapý Sarayý Müzesi Kütüphanesi’n-dedir (Hazine, nr. 344). Ýstanbul Sirkeci’-

nâšýb-ý Emîrü’l-müßminîn £Alî kerre-mallåhu vecheh ve øazeliyyât HasanAlmaz tarafýndan Türkçe’ye çevrilmiþtir(Bakü’den Anadolu’ya Yansýyan Iþýk Hal-vetî Pîr Seyyid Yahyâ Þirvânî Hayatý veEserleri, Ankara 2007). Mehmet Rýhtým’ýnYahyâ-yý Þirvânî’nin hayatý ve eserlerinedair yaptýðý bir inceleme Azerbaycan Türk-çesi’yle yayýmlanmýþtýr (bk. bibl.). Yahyâ-yý Þirvânî’ye nisbet edilen Esrârü’¹-¹âli-bîn benzer adlarla Abdülkadir-i Geylânî(Sýrrü’l-esrâr), Ali Semerkandî ve YûsufGûrânî’ye de izâfe edilmiþtir. Ancak bueserin Seyyid Yahyâ’nýn halifesi Yûsuf Zi-yâeddin Müskürî’ye ait olmasý kuvvetlemuhtemeldir.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Yahyâ-yý Þirvânî, Þifâü’l-esrâr, SüleymaniyeKtp., Hacý Mahmud Efendi, nr. 2283; Süyûtî, Na¾-mü’l-£išyân (nþr. Philip K. Hitti), New York 1927,s. 110; Ýbn Ýyâs, Bedâßi £u’z-zühûr, II, 431; Lâmiî,Nefehât Tercümesi, s. 574-577; Taþköprizâde, eþ-Þešåßiš, s. 270-272; Yûsuf b. Ya‘kub, Menâkýb-ýÞerîf ve Tarîkatnâme-i Pîrân ve Meþâyih-i Tarî-kat-ý Aliyye-i Halvetiyye, Ýstanbul 1290, s. 9-10; Mecdî, Þekåik Tercümesi, s. 93; Hacý Ali Âlî,Tuhfetü’l-mücâhidîn, Nuruosmaniye Ktp., nr.2293, vr. 525a-526b; Hulvî, Lemezât-ý Hulviyye,Süleymaniye Ktp., Hâlet Efendi, nr. 281, vr. 189b-195a; Münîrî Belgradî, Silsiletü’l-mukarrebîn, Sü-leymaniye Ktp., Þehid Ali Paþa, nr. 2819, vr. 49a;Ýbnü'l-Ýmâd, Þe×erât (Arnaût), VII, 308; MehmedNazmi Efendi, Hediyyetü’l-ihvân, SüleymaniyeKtp., Reþid Efendi, nr. 495, vr. 3a-b, 5a, 8a-9b; Ha-san Kýrýmî, Makålât-ý Ed‘iyye Tarîkat-ý Halvetiy-ye-i Cemâliyye, Millet Ktp., nr. 243, vr. 2a; Nec-meddin Hasan, Silsilenâme-i Tarîk-ý Halvetiyyeve Sünbüliyye, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi,nr. 1761; Abbas Kulý Aða Bakihanov, Gülistân-ýÝrem (nþr. Abdülkerim Alizâde – Muhammed AkaSultanof – Muhammed Azerli), Bakü 1970, s.209; Harîrîzâde, Tibyân, I, 346a-349a; HocazâdeAhmed Hilmi, Seyyid Yahya Þirvânî, Ýstanbul1319, s. 4-8; Osmanlý Müellifleri, I, 198; Tomar-Halvetiyye, s. 25-27; Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Ev-liyâ (haz. Mehmet Akkuþ – Ali Yýlmaz), Ýstanbul

Yahyâ Tevfik Efendi’nin bir fetvasý (Ýlmiyye Salnâmesi, s.564)

Yahyâ-yý

Þirvânî’nin

Farsça

risâlelerinin

bulunduðu

mecmuanýn

ilk iki sayfasý(ÇorumHasan Paþa Ktp.,nr. 19, hk. 2101)