155
T.C. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir Örneği Olarak Mühimme Defterleri Emel SOYER 2501040421 Tez Danışmanı: Prof. Dr. Feridun M. EMECEN İstanbul 2007

XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

  • Upload
    others

  • View
    16

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

T.C. İstanbul Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi

XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir Örneği Olarak Mühimme Defterleri

Emel SOYER 2501040421

Tez Danışmanı: Prof. Dr. Feridun M. EMECEN

İstanbul 2007

Page 2: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında
Page 3: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

iii

XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisindeki Değişimlerin Bir Örneği

Olarak Mühimme Defterleri.

Emel SOYER

Ö Z

Divan-ı hümayun toplantılarının kaydedildiği defterlerden biri olan

Mühimme defterleri siyasi, sosyal ve askeri tarih gibi birçok konuda temel kaynak

olma vasfını taşırlar. Bununla birlikte, bu defterler Osmanlı bürokratik işleyişini

anlamada önemli kaynaklar olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Bu çalışma, Mühimme

defterleri üzerinden Osmanlı bürokrasisinde yaşanan değişimleri incelemeyi

amaçlamaktadır. Tezin ilk bölümünde, ilk örnekleri XVI. yüzyılda görülen

Mühimme defterlerinin XVII. yüzyıldaki durumu ele alınmıştır. XVII. yüzyıl

Mühimme defterlerinin geçirdiği değişimler ise, tezin ikinci bölümünün konusunu

teşkil etmektedir. Son olarak, tezin üçüncü bölümünde, XVII. yüzyılda yaşanan

bürokratik gelişmeler sonucu ortaya çıkan Şikayet defterleri ile Mühimme defterleri

şekil özellikleri ve muhteva bakımından karşılaştırılmaktadır.

ABSTRACT

The Mühimme registers that list among the primary registers in which the

rulings of the imperial council was recorded, serve as a basic source in political,

social, and military matters of the Ottoman Empire. In addition to their importance

for socio-political history, these registers proved to be helpful in understanding the

pattern the Ottoman bureaucracy functioned. This thesis aims to survey the

bureaucratic change in the Ottoman administration through a close investigation of

Page 4: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

iv

the 17th century Mühimme registers. In this regard, the first section provides a

general picture of the 17th century Mühimme registers; whereas the second section is

devoted to the transformation that these registers passed through in the midst of the

17th century. In the last section of the thesis, the Şikayet registers that came into

being as a novelty of Ottoman bureaucratic change in the same period is compared

with the Mühimme registers in terms of form and content.

Page 5: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

v

Ö N S Ö Z

Osmanlı Devleti’nin en üst idari birimi olan Divan-ı Hümayun’da alınan

kararların kaydedildiği defterlerin en önemlilerinden biri Mühimme defterleridir.

İhtiva ettikleri konular Osmanlı Devleti’nin bir çok yönünü ortaya koyduklarından,

Mühimme defterleri çeşitli araştırmalara kaynak olmuşlardır. Ayrıca ana kaynak

olma özellikleri Mühimme defterlerinin tertip edilmeleri hakkında bilgi sahibi olmayı

gerektirmiş, bu nedenle Mühimmeler ile ilgili müstakil çalışmalar yapılmıştır. Bu

çalışmaların odak noktasını Mühimme defterlerinin ilk görüldüğü dönem olan XVI.

yy. teşkil etmektedir. Bu yüzyıla has yapılan çalışmalar daha sonraki dönemlerde

görülen Mühimme defterleri hakkında yol gösterici olmakla birlikte kalemlerde

görülen değişimler her yüzyılı kendi içinde değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.

XVII. yüzyıla ait Mühimme defterlerinin büyük çoğunluğu Başbakanlık

Osmanlı Arşivinde yer almaktadır. Tezde inceleme konusu olmuş tüm defter ve

belgelere bu arşiv aracılığıyla ulaşılmıştır1. XVII. yy. Mühimme defterleri

Başbakanlık Osmanlı Arşivinde çeşitli tasniflere dağılmış durumda olduğundan bu

çalışma kapsamında, Mühimme defter serileri taranmış ve tespit edilen defterler

kendi içerisinde kronolojik olarak yeniden düzenlenerek ekler kısmında

verilmişlerdir.

Tezin birinci bölümünde söz konusu yüzyıla ait Mühimme defterlerinin

muamele kayıtlarından, tarihleme usullerine kadar genel özellikleri üzerinde

durulmuş ve defterler diplomatik yönden incelenmişlerdir. Karışıklığa sebebiyet

vermemek amacıyla bu kısımdan başlayarak tezin tamamında muhataba yollanmış

emre “ferman” bunun deftere kaydedilmiş şekline “hüküm” denmiştir. Ayrıca

Mühimmelerin birer defter olma özelliklerine bağlı olarak ciltleme hususuna

değinilmiştir.

1 Bu nedenle defter ve belge künyeleri verilirken BOA kısaltmasına ihtiyaç duyulmamıştır.

Page 6: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

vi

Mühimme defterlerinde, XVII. yüzyılın ortalarına doğru tertiplerinde

meydana gelen değişime bağlı olarak bir takım şekli değişimler gözlenmektedir.

Tezin ikinci bölümünde bu konu ele alınmıştır. Divan kalemlerinin bir kısmının ordu

ile beraber sefer mahalline gitmesi ve burada toplanan divandan çıkan kararların

Ordu mühimmelerine kaydedilmesi sonucu bu defterler bürokratik işleyişi izlemeye

olanak sağlamaktadırlar. Bu nedenle sözü edilen değişim Ordu mühimmeleri

üzerinden incelenmek üzere bazı defter örnekleri verilerek konu pekiştirilmeye

çalışılmıştır.

Üçüncü bölüm ise genel olarak, Osmanlı bürokrasisindeki ihtisaslaşmaya

işaret eden Şikayet defterleriyle ilgilidir. Bu zamana kadar Şikayet defterleri üzerinde

pek az durulmuştur. Bu nedenle öncelikle bu defterler hakkında yapılan çalışmalara

değinilmiş ve Başbakanlık Osmanlı Arşivinde mevcut Şikayet defterleri tasnifi ele

alınmıştır. Daha sonra ise bu defterlerin genel özellikleri hakkında bilgi verilmeye

çalışılmıştır. Son olarak muhteva ve şekil özellikleri bakımından Şikayet

defterlerinin -içerisinde bulunan bazı hükümlerin daha önce Mühimmeler içerisinde

yer almasından dolayı- Mühimme defterleri ile karşılaştırılması yapılmıştır.

Tez çalışmamla ilgili olarak bana her konuda yardımcı olan tez danışmanım

Prof. Dr. Feridun Emecen’e teşekkürü borç bilirim. Bunun dışında yurtdışında

bulunan XVII. yy. Mühimme ve Şikayet defterlerinden bazılarını bana temin etme

inceliğini gösteren Prof. Dr. Geza David’e, yabancı kaynakların kullanımında ve

tezin son şeklini almasında emeğini esirgemeyen Özgür Kolçak’a ve Başbakanlık

Osmanlı Arşivi personeline ayrı ayrı teşekkür ederim.

Emel Soyer

Page 7: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

vii

İÇİNDEKİLER ÖZ……………………………………………………………………………...........III

ABSTRACT…………………………………………………………………….. .....III

ÖNSÖZ…………………………………………………………………………........ V

İÇİNDEKİLER……………………………………………………………......... .. VII

KISALTMALAR…………………………………………………………….…. ....IX

GİRİŞ: ……………………………………………………………………….…. ...... .1

I. BÖLÜM

XVII. yy. MÜHİMME DEFTERLERİ’NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

A. Muamele Kayıtları…………………………………………………………… ..... 8

1. Buyruldu…………………………………………………………………...... .8

2. Yazıldı…………………………………………………………………….... 18

3. Müsvedde: Fermanların Kaydı Meselesi………………………………… ... 19

4. Fermanların Tekrar Yazılması…………………………………………… ... 24

5. Fermanların Teslim Edilmesi…………………………………..................... 26

B. Tarihleme Usulü…………………………………………………………….. ... ..30

1. Tarih Başlıkları…………………………………………………………. ... ..31

C. Ciltleme………………………………………………………………………. ... .37

II. BÖLÜM

MÜHİMME DEFTERLERİ’NİN GEÇİRDİĞİ DEĞİŞİMLER VE

BAZI DEFTER ÖRNEKLERİ

A. Defterlerde Görülen Değişimler……………………………………………….. 42

B. Değişimlere Örnek Olarak Ordu Mühimmeleri……………………………... .52

1. XVII. Yüzyılın İlk Yarısı Ordu Mühimmeleri……………………………. ..53

a- 77 numaralı Mühimme Defteri……………………………………… 55

b- 8 numaralı Mühimme Zeyli Defteri …………………………....... …58

c- 936 numaralı Mühimme Defteri Parçası………………………….... .59

Page 8: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

viii

d- 78 numaralı Mühimme Defteri ………………………………… ... …61

e- 79 numaralı Mühimme Defteri ………………………..………….... ..62

f- 81 numaralı Mühimme ve KK 71 Ahkam Defterleri …………….. ... .63

g- 82 numaralı Mühimme Defteri………………………………….... .. ..64

h- 83 numaralı Mühimme Defteri………………………………........ ... .66

ı- 84 numaralı Mühimme Defteri………………………………… ......... 67

j- 942 numaralı Mühimme Defteri……………………………………... 69

k- 9 numaralı Mühimme Zeyli Defteri………………………………..... 69

l- 86, 87 ve 88 numaralı Mühimme Defterleri………………………... .. 70

2. XVII. yüzyılın ikinci yarısı Ordu Mühimmeleri…………………………... .73

III. BÖLÜM

ŞİKAYET DEFTERLERİ’NİN ORTAYA ÇIKIŞI

VE MÜHİMME DEFTERLERİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI

A. Şikayet Defterleri Hakkında Yapılan Çalışmalar……………………………. 78

B. Şikayet Defterleri Tasnifi………………………………………………………. 79

C. Şikayet Defterlerinin Genel Özellikleri……………………………………….. 88

D. Şikayet Defterleri ile Mühimme Defterleri Arasındaki Farklar……….......... 92

1. Hükümlerde Kullanılan Formüller Açısından………………………............ 93

2. Muhteva Problemi………………………………………………………….. 96

a. Şikayet Defterlerinin İhtiva Ettiği Konular…………………………... 97

b. Mühimme Defterlerinde Yer Alan Şikayet Hükümleri…………….. 100

SONUÇ………………………………………………………………………......... 111

BİBLİYOGRAFYA……………………………………………………………… 114

EKLER………………………………………………………………………........ 121

Tablo I: XVII. yy. Mühimme Defterlerinin Kronolojik Listesi…………………… 123

Tablo II: Tür Özelliklerine Göre XVII. yy. Mühimme Defterleri Listesi…………. 134

Page 9: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

ix

KISALTMALAR

a.g.e. Adı Geçen Eser

a.g.m. Adı Geçen Makale

a.g.t. Adı Geçen Tez

A. DVN Bâb-ı Asâfi, Divan Kalemi Evrakı

A. DVN. d Bâb-ı Asâfi, Divan Kalemi Defterleri

A. DVN. MHM Bâb-ı Asâfi, Mühimme Kalemi Defterleri

A. DVN. ŞKT Bâb-ı Asâfi, Şikayet Kalemi Defterleri

A.E Ali Emiri

AO Archivum Ottomanicum

A.RSK Bâb-ı Asâfi, Ruûs Kalemi Defterleri

B Receb

BOA Başbakanlık Osmanlı Arşivi

Bkz. Bakınız

bs. Baskı

C. Cilt

C Cemaziyelahır

Ca Cemaziyelevvel

CIEPO Comite Internationale des Etudes Pre-Ottomanes et Ottomanes

D. BŞM Bâb-ı Defteri, Baş Muhasebe Kalemi Defterleri

Page 10: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

x

DİA Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

ed. Editör

EI2 Encylopedia of Islam, 2nd Edition

EJOS Electronic Journal of Oriental Studies

h. Hüküm

haz. Hazırlayan

İA Milli Eğitim Bakanlığı İslam Ansiklopedisi

KK Kamil Kepeci Tasnifi

L Şevval

M Muharrem

MAD Maliyeden Müdevver Defterler Serisi

MD Mühimme Defteri

MDZ Mühimme Zeyli Defteri

MTM Milli Tetebbular Mecmuası

N Ramazan

no. Numara

OA Osmanlı Araştırmaları

R Rebiülahır

Ra Rebiülevvel

s. Sayfa

S Safer

Ş Şaban

ŞKT Atik Şikayet Defterleri

TALİD Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi

TD İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi

Page 11: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

xi

TED İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Enstitüsü

Dergisi

TSAB The Turkish Studies Association Bulletin

vr. Varak

yay. Yayımlayan

yy. Yüzyıl

Z Zilhicce

Za Zilkade

Page 12: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

1

G İ R İ Ş

Devlet yönetim mekanizmasının ana merkezi olan Divan-ı Hümayun,

Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren en yüksek karar alma organı olarak

faaliyet göstermiştir1. Devletin en üst mevkilerinde görev yapan idareciler, Divan-ı

Hümayun toplantılarında çeşitli meselelere dair önemli kararlar aldıkları gibi halk

tabanında yaşanan problemleri de bu toplantılarda tartışmışlardır. Bu özelliğiyle

Divan-ı Hümayun en üst mahkeme olma niteliğini de taşımaktadır. Adından da

anlaşılacağı gibi padişah divanı olan bu toplantılarda alınan kararlarda başta

sadrazam olmak üzere ele alınan meselenin türüne göre Kubbealtı vezirleri, Baş

defterdar, nişancı ve kazaskerler önemli rol oynamışlardır2.

Divan-ı Hümayun toplantılarında alınan kararlar konularına göre çeşitli

defterlere kaydedilmiştir. Bu noktada divan kalemleri ön plana çıkmaktadır. Beylikçi

kalemi defterlerinin en önemlisi olan Mühimme defterleri divan toplantıları

sonucunda ortaya çıkan fermanların kayıtlarını içermektedir. Bu defterlerin belirli bir

düzen dahilinde oluşturulması beylikçi, reisülküttab, tezkireciler ve katipler aracılığı

ile gerçekleşmiştir. Muhtevası bakımından Osmanlı Devleti’nin idari yapısını,

yabancı ülkelerle ilişkilerini, ticarî stratejilerini, ekonomi politikalarını, sosyal

yaşamını, iç düzende yaşadığı problemleri, merkez-taşra ilişkisini, sefer lojistiğini ve

daha birçok yönünü ortaya koyan Mühimme defterleri, Osmanlı tarihçileri tarafından

yaygın biçimde kullanılmışlardır3. Genel itibariyle elde edilebilecek bu çalışma

alanları dışında Mühimme defterleri dolaylı olarak birçok konuya ışık tutmaktadırlar.

Bu konuların başında şehir tarihleri gelmektedir. Devletin geniş toprakları içinden

1 Divan-ı Hümayun hakkında bkz. Ahmet Mumcu, Hukuksal ve Siyasal Karar Organı Olarak Divan-ı Hümayun, Ankara 1976. 2 Bu görevlilerin divandaki görevlerinden teşrifattaki yerlerine kadar bilgi için bkz. “Tevkiî Abdurrahman Paşa Kanunnamesi”, Milli Tetebbular Mecmuası (MTM), III/1, s.498-500,506-510, 515-518, 540. 3 Mühimme defterleri kullanılarak yapılan çalışmalar için bkz. Emecen, “Osmanlı Divanının Ana Defter Serileri: Ahkâm-ı Mîrî, Ahkâm-ı Kuyûd-ı Mühimme ve Ahkâm-ı Şikâyet”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi (TALİD), c.3, sy. 5, 2005, s.129-130.

Page 13: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

2

birçok sivil kişiler ya da resmi görevliler çeşitli konularla alakalı olarak divana

başvurmuş, alınan kararların bu defterlere kaydedilmesi sonucunda şehir tarihi

külliyatını oluşturacak hükümler meydana gelmiştir. Bir diğer konu defterlerde yer

alan emirlerin muhataplarıdır4. Bu kişilerin isimleri bazen görevleri ile birlikte

verilmiştir. Özelikle Ordu Mühimmelerinde birçok konuda görevlendirilen kişiler

hakkında bilgi edinebilmek mümkündür. Bazı hükümler ise bizzat bu görevlilerin

kendileri ile alakalıdır. Buna dayanarak bu kişilerin görev değişimleri dahi takip

edilebilir.

Mühimme defterleri üzerinden yapılacak diğer bir çalışma alanı ise

Osmanlı Devleti’nin bürokratik işleyişidir. Divan-ı hümayuna bağlı olarak tertip

edilen bu defterler, kalemlerde yer alan görevlilerin vaziyetlerini, tercih edilen

sistemi, yaşanan yenilik hareketleri ve değişimleri ortaya koymada yol

göstericidirler. Mühimme defterlerinin sözü edilen yönü bu tez çalışmasının temelini

oluşturmaktadır. Defterlerde görülen yeni uygulamalar bürokraside yaşanan

ihtisaslaşmayı işaret ettiğinden bu tez dahilinde ele alınmışlardır. Bu bağlamda

defterlerde yer alan hüküm formlarından muamele kayıtlarına farklı defter türlerinin

ortaya çıkışından muhteva ayrılıklarına kadar birçok mesele incelenmeye

çalışılmıştır. Özellikle bürokrasideki uzmanlaşmayı gösteren Şikayet defterleri ile

Mühimme defterleri arasındaki farkların belirlenmesinde mevcut problemler tespit

edilerek çözüm yolları aranmıştır. Ancak bu inceleme alanı içinde Mühimme

defterlerini tanımak ve tanımlamak öncelikli meseleyi teşkil etmiştir. Bu nedenle

defterlerde yer alan muamele kayıtlarının ifade ettikleri anlamlar ele alınmıştır.

Ayrıca İstanbul divanının kayıtlarını içeren Asitane Mühimmeleri, sefer esnasında

kaleme alınan Ordu Mühimmeleri ve Kaymakam idaresinde toplanan divan

kararlarının kaydedildiği Rikab mühimmeleri arasındaki farklar belirlenerek

Mühimme türleri tanımlanmaya çalışılmıştır. Bu defter türlerinin tertip tarzlarındaki

farklılıklar divan kalemlerinin tutumunu yansıtmaktadırlar.

4 David, hükümlerin muhatapları üzerinden oldukça ilginç çıkarımlar yapmıştır. Geza David, “The Mühimme Defteri as a Source for Otoman-Habsburg Rivalry in the Sixteenth Century”, Archivum Ottomanicum (AO), 20, 2002, , s.171-173.

Page 14: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

3

Mühimme defterleri hakkında yapılan çalışmaların çıkış noktasını yine

defterleri tanımlama gerekliliği teşkil etmiştir. Defterlerde yer alan kararların

muhtevalarına binaen yapılan çalışmalarda öncelikle Mühimme defterlerinin genel

özellikleri üzerinde durulmuştur. Bu çalışmalardan ilki Uriel Heyd tarafından

yapılmıştır. 1552-1615 yılları arası mevcut Mühimme defterlerini kullanarak Filistin

hakkında yaptığı çalışmasında Heyd eserinin giriş bölümünü Mühimme defterlerini

tanımlamaya ve mevcut problemleri ele almaya ayırmıştır5. Berindei ve Veinstein

Romanya tarihini ele alırken Mühimme defterlerini kullanmışlar ve Mühimme

defterleri hakkında bilgiler vermişlerdir6. Yine David Geza, Osmanlı-Habsburg

mücadelesini ele aldığı çalışmasında kaynak olarak Mühimme defterlerini

kullanmıştır. Bu defterlerle ilgili geniş bilgi sunan David, Mühimme defterleri

hakkında yapılan çalışmalardan da bahsetmiştir7. Mühimme defterlerini kaynak

olarak kullanmada öncelikle defterleri tanımlama gerekliliği, müstakil çalışmaların

ortaya çıkmasını sağlamıştır8. Bu çalışmalar arasında Glisa Elezovic’in Mühimme

defterlerindeki başlık kayıtlarını incelediği çalışması baş sırayı almaktadır9.

Defterlerdeki muamele kayıtlarını ele alan Mübahat Kütükoğlu ise defterler hakkında

önemli çıkarımlar yapmıştır. Özellikle Mühimme defterlerinin şekil özellikleri ve

tertip edilişleri üzerinde duran Kütükoğlu, defterlerle alakalı pek çok hususa dikkat

çekmiştir10. Defterlerin tertibi hususunda yapılan çalışmalardan biri de Peachy’e

aittir. Peachy çalışmasında daha çok Mühimme defterlerinin müsvedde kayıtlar olup

5 Uriel Heyd, Ottoman Documents on Palestine 1552-1615: A Study of the Firman According to the Mühimme Defteri, Oxford 1960. 6 Mihnea Berindei-Gilles Veinstein, L’Empire Ottoman ey les pays Roumains 1544-1545, Études et documents, Paris 1987. Gilles Veinstein’in Mühimmelerle ilgili bir diğer çalışması için bkz. “Ahkām Qa’idi Ordres Origianux et Mühimme Defteri”, Mélanges Offerts à Louis Bazin par ses disciples, collègues et amis, Varia Turcica XIX, ed. Jean-Louis Bacqué-Grammont, Paris 1992, s.257-274. 7 Geza David, a.g.m., s.167-209. 8 Osmanlı merkez teşkilatı hakkında geniş bilgi veren İ. H. Uzunçarşılı divan defterlerini ele alırken Mühimmeler hakkında da bilgiler sunmaktadır. (Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, 2.bs., Ankara 1984, s.79-83). Suraiya Faroqhi ise Mühimmeler hakkında bir ansiklopedi maddesi yazmıştır (“Mühimme Defterleri”, Encylopedia of Islam, 2nd Edition (EI2),VII, Leiden 1993, s.470). 9 Glisa Elezovic, Iz Carigradskih Turskih Arhiva Mühimme Defteri, Beograd 1951. 10 Mübahat S. Kütükoğlu, “Mühimme Defterlerindeki Muamele Kayıtları Üzerine”, Tarih Boyunca Paleografya ve Diplomatik İlmi Semineri : 30 Nisan-2 Mayıs 1986, Bildiriler, İstanbul 1988, s.95-106.

Page 15: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

4

olmadığı üzerinde durmuştur11. Son olarak Feridun Emecen ilk örneklerinin XVI.

yüzyılda görüldüğü Mühimme defterleri ile ilgili günümüze değin yapılan

tartışmaları ele alarak önemli sonuçlara ulaşmıştır. Emecen çalışmasında XVII.

yüzyıl Mühimmelerinin değerlendirilmesine de yer vermiştir. Yine bazı Mühimme

defterlerinin, değerlendirme ile birlikte tez ve yahut müstakil olarak yapılmış

transkripsiyon çalışmalarına ait bir liste bu makale içinde yer almaktadır12.

Mühimme defterlerinin ilk örnekleri XVI. yüzyıla aittir. Bu zamana kadar

tespit edilebilmiş en erken tarihli Mühimme defteri 951-952/1544-1545 tarihli olup

Topkapı Sarayı Müzesi Arşivinde bulunmaktadır13. Bundan sonraki defter ise

Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde bulunmaktadır14. Divan-ı Hümayun

toplantılarının Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren varolduğu düşünülürse bu

defterlerin oldukça geç tarihlere sahip olduğu anlaşılır. Bu durumda 1544 tarihinden

önce Mühimme defterlerinin mevcut olup olmadığı sorusu akla gelmektedir.

Öncelikle bu defterler için yapılan “Mühimme” tanımlamasının döneminde olmadığı

belirmek gerekir. Defterlerin ilk örneklerinde Mühimme defterleri için “ahkam”

tanımlamasının yapıldığı görülmektedir15. Bu durumda sorgulanması gereken ahkam

kelimesiyle neyin ifade edildiğidir. Hüküm kelimesinin çoğulu olan bu kelime

Divan-ı Hümayuna bağlı olarak bu toplantıda alınan kararların kaydedildiği diğer

defter türlerini de kapsamaktadır. Nitekim Divandan çıkan kararların/hükümlerin

kaydedildiği ilk defter olan 1501 tarihli defter bu özelliği göstermektedir16. Bu

defterde mali hükümler, şikayet hükümleri, nişan, berat kayıtları ve önemli devlet

işlerine dair hükümler bir arada bulunmaktadır17. Mali hükümler daha sonra Mali

11 William S. Peachy, “Registers of Copies or Collection of Drafts? The Case of Four Mühime Defteri from the Archives of the Prime Ministry in İstanbul”, The Turkish Studies Association Bulletin (TSAB), X/2, 1986, s.79-85. 12 Emecen, a.g.m., s.107-139. 13 Halil Sahillioğlu, Topkapı Sarayı Arşivi H.951-952 Tarihli E-12321 Numaralı Mühimme Defteri, İstanbul 2002. 14 Koğuşlar 888 koduna sahip defter 959-960/1552 tarihlidir. Bkz. Suraiya Faroqhi, a.g.m., s.470. 15 Feridun M. Emecen, a.g.m., s. 116. 16 İlhan Şahin-Feridun Emecen, II. Beyazıd Dönemine Ait 906/1501 Tarihli Ahkâm Defteri, İstanbul 1994. Sancağa çıkan şehzadelerin divanlarında alınan kararları havi defterler için bkz. Feridun M. Emecen, “Taşra Bürokrasisinin Kaynakları Şehzade Divânı Defterleri”, Tarih Boyunca Türk Tarihinin Kaynakları Semineri 6-7 Haziran 1996, Bildiriler, İstanbul 1997, s.91-100. 17 Feridun M. Emecen bu defterin daha sonra ortaya çıkacak defter türlerinin prototipini oluşturduğunu belirtmektedir (a.g.m., s.113-117).

Page 16: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

5

ahkamlara18 Şikayet hükümleri önce Mühimme sonra Şikayet defterlerine, nişan,

berat hükümleri daha sonra Ruus ve Tahvil defterlerine19 ve devlet işlerine dair

hükümler daha sonra Mühimme defterlerine kaydedilmiştir. Dolayısıyla Mühimme

defterleri için 1544 tarihi geç görülmekle birlikte 1501 tarihinden önce bir örneği

olmayacağı düşünülebilir. Ayrıca sözü edilen defter türlerinin hepsinin müstakil

olarak ortaya çıkışları Kanuni Sultan Süleyman zamanına denk geldiğinden

ihtisaslaşmanın bu dönemde yaşandığı görülmektedir. Mühimme defterlerini de bu

ihtisaslaşmanın bir parçası sayarsak 1501 tarihini 1520 yılına kaydırmak mümkün

hale gelmektedir. Dolayısıyla Mühimme defterlerinin ilk örneğini teşkil eden

1544/1545 tarihli defter öncesinde 25 yıllık bir boşluğun olabileceği söylenebilir.

İlk Mühimme defteri öncesi olası boşluğun bu örnekle sınırlı olmadığı XVI.

yy. Mühimme defterleri incelendiğinde ortaya çıkmaktadır. Üstelik bu yüzyıla ait

birçok Mühimme defterinin yanlış tasnifleme sonucu bu ad altında toplandıkları

görülmektedir. Başbakanlık Osmanlı Arşivinde sözü edilen yüzyıla ait Mühimme

defterlerinin sayısı 74 olarak verilmiştir. Ancak bu konuda yapılan yanlış

tasniflemenin ilk defterden başladığı görülmektedir. 1 numaralı Mühimme defteri

aslında bir tahvil defteridir. Bu tasnifte yer alan diğer Tahvil defterleri MD 54 ve MD

56 olarak tespit edilmiştir20. Hatalı tasnifleme sonucu Mühimme defterleri serisinde

yer alan bir diğer defter türü ise Ruus Defterleridir. MD 2, MD 4, MD 8, MD 15,

MD 25, MD 37, MD 45 ve MD 50, Nejat Göyünç tarafından Ruus defterleri olarak

tanımlanmışlardır21. Son zamanlarda yapılan çalışmalarla bu örneklere yenileri

eklenmiştir. Örneğin bu konuda Geza David, MD 11 ve MD 42’ye dikkat

çekmektedir22. Bilgin Aydın ise Nejat Göyünç’ün tespit ettiği ruus defterlerine

yenisini eklemiştir. Buna göre Mühimme Zeyli defterleri tasnifindeki 1 numaralı

18 İlk örneği 1520-1521 tarihli Kamil Kepeci (KK) 61 için bkz. Şahin-Emecen, a.g.e., s.xvı. 19 İlk Ruus defteri 1546 tarihli KK 208 ve ilk Tahvil defteri 1553 tarihli Mühimme defteri (MD) 1’dir. Ruus defteri için bkz. Nejat Göyünç, “XVI. Yüzyılda Ruûs ve Önemi”, Tarih Dergisi (TD), XVII/22, İstanbul 1968, s.29. Tahvil defteri için bkz. Bilgin Aydın, “Osmanlı Bürokrasisinde Divan-ı Hümayun Defter Formlarının Ortaya Çıkışı ve Gelişimi (XV-XVI. yy.)”, Yayınlanmamış Doktara Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul 2003, s.123. 20 Midhat Sertoğlu, Muhteva Bakımından Başvekâlet Arşivi, Ankara 1955, s.16-17. 21 Göyünç, a.g.m., 1968, s.30. 22 Geza David MD 11’in tamamının, MD 42’nin ise bazı sayfalarının Ruus defterini temsil ettiklerini belirtmektedir (a.g.m., s.174-177). Ancak MD 42’nin belirtilen sayfaları ve MD 11 ruus değil, tahvil hükümlerini ihtiva eden defterlerdir.

Page 17: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

6

defter aslında bir Ruus defteridir23. Son olarak Kazuaki Sawai 13 ve 65 numaralı

Mühimme defterlerinin tahvil hükümlerini ihtiva eden defterler olduğunu

belirtmiştir24. 41 numaralı Mühimme defterinin Mali ahkam ve 57 numaralı

Mühimme defterinin aslında XVIII. yüzyıla ait bir defter olması ve 20 numaralı

Mühimme defterinin mevcut olmaması25 yukarıda bahsedilen hatalara eklenirse,

XVI. yy. Mühimme defterleri için verilen 74 sayısının gerçeğinden bayağı uzak

olduğu anlaşılır. Özetle belirtmek gerekirse toplamda 17 defter hatalı tasnifin kurbanı

olmuştur. Bu defterler MD 1, MD 2, MD 8, MD 11, MD 13, MD 15, MD 20, MD 25,

MD 37, MD 41, MD 42 (bir kısmı), MD 45, MD 50, MD 54, MD 56, MD 57 ve MD

65’tir. Bu durumda 74 sayısı 57 (58)’e düşer. Topkapı sarayında mevcut daha önce

bahsedilen iki defter, Bab-ı Âsafi tasnifinde yer alan dört defter26, Mühimme Zeyli

defterlerinde yer alan altı defter27 ve yurt dışında bulunan bir defterle28 sayı 70’e

yükselmektedir. Yine de yarım asırlık bir sürede 74 adet gözüken Mühimme

defterlerinin bir yüzyıl boyunca toplamda 35 adet olarak gözüken Mühimme

defterleri ile arasındaki büyük fark bir nebze kapanmış olur. Üstelik tarafımızca

tespit edilen sayı 35 değil, 60’tır29. Bu sayıya A.DVN dosya tasnifinde ve yurt

dışında bulunan Mühimmeler de dahil edilebilir30. Mühimme defterleri tasnifinde

aynı tarihleri taşıyan pek çok defterin olduğu görülmektedir. Bu durum verilen

sayıların kesinliğini şüpheye düşürmektedir31. Gerçi bu çalışmada XVII. yüzyıl

Mühimme defterleri için bu sorun giderilmeye çalışılmıştır. Ancak birçok çalışmaya

23 Aydın, a.g.t., s.130. 24 Kazuaki Sawai, “Issues on the Contents of the Mühimme Defteri in the Başbakanlık Osmanlı Arşivi in the Republic of Turkey: Focusing on Registers Belonging to the Late 16th Century”, Orient, 49/1, 2006, s.171-172 (Makale, İngilizce özet bölümü hariç aslen Japonca’dır). 25 Sertoğlu, a.g.e., s.16-17. 26 A.DVN.MHM 932, A.DVN.MHM 933, A.DVN.MHM 934 ve A.DVN.MHM 943. Bu son parça defter, katalogda 1095/1683 olarak tarihlenmiştir. Esasında 995/1587 tarihli olan defter 6 sayfadan ibarettir. 27 MDZ 2, MDZ 3, MDZ 4, MDZ 5, MDZ 6, MDZ 15. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, İstanbul 2000, s.18-19. 28 Claudia Römer, “An Unknown 16th Century Mühimme Defteri at the Austrian National Library”, Comite Internationale des Etudes Pre-Ottomanes et Ottomanes (CIEPO) XIV, 18-22 Eylül 2000, Ankara 2004, s. 639-654. 29 XVII. yy. Mühimme defterlerinde tasnif hataları daha azdır. Bu dönem defterlerinde yaşanan karışıklık Tahvil ve yahut Ruus defterleri ile değil, Şikayet defterleri ile olmuştur. Bkz. Tablo 1 ve 2. 30 A.DVN 26/21. 1045/1635 tarihli dosya içinde bulunan 6 sayfalık bu parça defterin, hiçbir yerinde tarih kaydına rastlanmamaktadır. Genel özellikleri ise bu defterin XVII. yüzyılın ilk yarısına ait olduğunu kabul etmeyi gerektirir. Yurt dışında bulunan Mühimme Defteri için bkz. David, a.g.m., s.180. 31 Bkz. Tablo 2.

Page 18: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

7

kaynak ve müstakil olarak ele alınan XVI. yy. Mühimme defterleri henüz böyle bir

incelemeye tabi tutulmamıştır32. Oysa ki Mühimme defterlerinin ilk örnekleri

sonrakileri anlamada büyük önem arz etmektedirler. Çünkü Mühimme defterleri,

siyasî, sosyal, askerî, hukukî muhtevaları bir yana dolaylı yollardan sundukları

bilgilerle iyi anlaşılması gereken defterlerdendir.

32 XVI. yy. Mühimmeleri ile ilgili olarak Geza David bu probleme dikkat çekmiş ve hazırladığı kronojik listede bu durumu gözler önüne sermiştir (a.g.m., s.178-179, 206-207).

Page 19: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

8

I. BÖLÜM

XVII. yy. MÜHİMME DEFTERLERİNİN

GENEL ÖZELLİKLERİ

A-Muamale Kayıtları:

Mühimme defterlerinde yer alan hükümlerin üst kısımlarında birtakım

muamele kayıtları görülmektedir1. Bir emrin ortaya çıkışından ferman olarak

yazılması ve teslimine değin gerçekleşen işlemleri kaydetme amacına hizmet eden bu

kayıtlar, Mühimme defterlerinin gerektiğinde bir başvuru kaynağı olarak kullanılmak

üzere tertip edildiklerini göstermektedirler. Defterlerdeki hükümlerden sonra

yazıldıkları anlaşılan2 bu kayıtların çoğu XVII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren

Mühimme defterlerinde görülen değişimlerle birlikte ortadan kalkmışlardır.

1. Buyruldu: Mühimme defterlerinde yer alan bu tür kayıtlardan ilk göze çarpanı,

“buyruldu” anlamına geldiği kabul edilen3 ve çeşitli dönemlerde değişik şekillerde

1 Bu kayıtlar, ağırlık noktası XVI. yy olmak üzere, Mübahat S. Kütükoğlu tarafından incelenmiştir (“Mühimme Defterlerindeki Muamele Kayıtları Üzerine”, Tarih boyunca Paleografya ve Diplomatik İlmi Semineri : 30 Nisan-2 Mayıs 1986, Bildiriler, İstanbul 1988, s.95-106). 2 Yarım bırakılan hükümlerin üstlerinde genellikle hiçbir muamele kaydına rastlanmaz. Ayrıca birçok muamele kaydının mürekkebi, hükümlerde böyle bir durum yokken, bir diğer sayfaya bulaşmıştır. 3 Mühimme Defteri 90, haz. Nezihi Aykut v.d., İstanbul 1993, giriş.

Page 20: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

9

görülen işarettir. Emir çıkartmada kullanılan bu işaretler bir işin ne şekilde

yapılacağının izahını içerirlerdi4. Buyruldular Mühimme defterlerinde zaman zaman

yazıldı işaretinin yanında olmakla birlikte çoğunlukla hükmün üstünde orta kısımda

yer almaktadırlar. Bu işaretin sol tarafında genelde fermanın ne şekilde emredildiğini

gösteren bazı kayıtlar bulunmaktadır. Bu kayıtlar, talep edilen emrin kabulüyle, arz

üzerinde yer alan “buyrulmuşdur” ifadesinden başka fermanın neye binaen

verileceğini belirtmek için kullanılan kayıtların suretleri olmalıdır. Bunlardan en sık

görüleni “vech-i meşrûh üzre buyrulmuşdur” ibaresidir. Emrin zaten bir buyruldu ile

karara bağlandığı ve defterde de buna yer verildiği göz önüne alındığında bu işaretin

ayrıca kullanılması üzerinde durulması gereken bir konudur5.

Mühimme defterlerinde buyruldu işareti XVI. yüzyılın sonlarından itibaren

ortaya çıkmaktadır. Daha öncede belirtildiği gibi, buyruldu işaretleri birbirlerinden

bir takım farklılıklar arz etmektedirler. Birçoğunun şekli, aslında birbirinden

bozmadır6. Bu farklılıklardan en belirgini Rikab ve Ordu mühimmeleri arasında

görülür. Örneğin aynı tarihlerde tutulan Rikab ve Ordu mühimmelerinde buyruldu

işaretleri birbirleriyle tutarlı değildir. Üstelik ordunun seferden dönmesiyle son bulan

Rikab mühimmesinden sonra başlayan defterlerde, buyruldu şeklinin Ordu

mühimmesinde görülen şekle dönüştüğü dikkati çekmektedir. Bu durum, defteri

tutmakla görevli kalem memurlarının tutumlarını ortaya koyar. Örneğin 1017/1608

4 Buyruldular için bkz. İsmail H. Uzunçarşılı, “Buyruldu”, Belleten, V/19, 1941, s.289-318; İsmail H. Uzunçarşılı, “Tuğra ve Pençeler ile Ferman ve Buyruldulara Dair”, Belleten, 5/17-18, 1941, s.101-157. Ayrıca bkz. Mübahat S. Kütükoğlu, “Buyruldu”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA), VI, İstanbul 1992, s.478-480. XVII. yüzyılda emrin çıkması için vesika üzerine yerleştirilen işaretlerin buyruldu olduğunu döneminin örneklerinde görmek mümkündür. Mesela; 1010 tarihli A.DVN 9/46 numaralı arzın sonunda “… deyü mufassal emr-i şerîf yazılmak içün buyruldu inâyet buyrula” denmiş kabul gören arzın arkasına ayrıca tanıtım yazısı olarak “Mustafa Reis’e şarâb husûsunda verilen buyruldudur” kaydı düşülmüştür. Aynı dosyanın 44 numaralı belgesi bir arzdır. Bu belgenin de arkasında “Navlun husûsunda vâkı‘ olan buyruldu-yı şerîfdir” kaydı vardır. Bundan başka 1023 tarihli A.DVN.MHM 940 s.59’da hüküm içinde “… eylemek bâbında buyruldu-yı şerîf verilip …” denilmiştir. Ayrıca MDZ 10 s.185’de 718 numaralı hüküm içinde “… Âsitâneye havâle oluna deyü buyruldu vârid olmağla …” şeklinde geçmektedir. 5 Tarafımızca bu işaret, fermanın muhatabına iletilmek üzere bir görevliye verildiğini belirtmek üzere kullanıldığı yönünde incelenmiştir. Ancak üzeri çizilmiş ve yahut “bu hükm verilmedi” kayıtlarının bulunduğu hükümler üzerinde de bu işaretin bulunması sözü edilen düşüncenin yanlışlığını ortaya koymuştur. Bundan başka yukarıda sözü edilen, açıklaması mevcut bir kaydın ayrıca bir işaretle belirtilmesi gereksizliği bu seçenek içinde geçerli olmaktadır. Çünkü fermanın yerine ulaştırılmak üzere kime teslim edildiği kaydı, “falan çavuşa verilmişdir” şeklinde hükümlerin üzerinde yer almaktadır. 6 Geç dönemde de görülen bu şekil zamanla buyruldu olarak nitelenen klasik şekline kavuşmuştur.

Page 21: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

10

tarihli hükümleri ihtiva eden KK 71 numaralı Mühimme defterinin, rikab kayıtları

olarak tutulan kısımlarındaki buyruldu işareti Ramazan ayı itibariyle değişikliğe

uğramaktadır. Ordunun Ramazan ayında seferden döndüğü göz önüne alındığında,

bu değişimin nedeni anlaşılmaktadır. Muhtemelen Osmanlı bürokrasisinde asıl

görevlilerin sefere gitmeleri ve İstanbul’da kalanların vekil görevi görmesi sonucu,

böyle bir değişim söz konusu olmaktaydı.

Bu konuya dair bir diğer çarpıcı örnek yine KK 71’de görülmektedir. Bu

defterin 340, 398 ve 461 numaralı 5 Cemaziyelahır 1022/23 Temmuz 1613 olarak

tarihlenmiş sayfalarında “İbtidâ-i riyâset-i Hazret-i Hüseyin Efendi” kayıtları yer

almakta ve bu görev değişikliği haberinin ardından buyruldu işaretinde bir farklılık

görülmektedir7. Yine sadrazam değişikliklerinde kalemlerdeki görevlilerde de

değişikliklerin yaşanması olasıdır. Bu durum defteri tutma usulünde bir takım

farklılıklar yaratabilir. Yani bu işaretlerin farklılığı aslında bir değişimi haber veriyor

olabilir. Bu anlamda, özellikle ciltleme hatalarının yoğun olarak görüldüğü

defterlerde iki farklı yıl arasında kalmış bir hükmün tarihlenmesinde bu işaretler, ait

oldukları dönem bilindiği takdirde, yol göstericidirler. Yukarıda izah edilenler

dışında, bu hususta bir diğer farklılaşma defterden sorumlu memurların yine hüküm

üstlerinde yer alan isimlerinde görülür. Bunlar birer değişimi işaret ettikleri için

defterleri kullanmada kolaylık sağlamaktadırlar.

Bazı defterlerde buyruldu işareti bulunmamaktadır. XVII. yüzyılda bu

defterlerin ilki, Kapudan Hasan Paşa idaresinde tutulan ve bir Ordu mühimmesi olan

MD 83’tür. MD 84 ise sadece İstanbul’da tutulduğu zaman dilimi için bu işaretleri

içerir. Ancak defterin Ordu mühimmesi olan kısımlarında bu işaretler yoktur. Bu

tespit MD 88 içinde geçerlidir. Diğer muamele kayıtları gibi, buyruldu işaretleri de

yüzyılın ikinci yarısından itibaren tamamen ortadan kalkmıştır. Mühimme defterleri

serisi içinde MD 92 (1067-1069/1657-1658) ve MD 93 (1069-1071/1658-1660)

şikayet defterleri olmaları sebebiyle konu dışında bırakıldıkları taktirde, buyruldu

işaretinin en son görüldüğü defter 1056/1646-1647 tarihli MD 91’dir. MD 94’te ise

7 İbtida kayıtlarının bir defterde birden fazla sayfada görülmesinin nedeni, muhtemelen katiplerin aynı zaman zarfında farklı cüzler tutmalarıyla alakalıdır. Bu konu hakkında bkz. s.33-34.

Page 22: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

11

görülen en erken tarih 1073/1663’tür ve bu tarihte buyruldu işaretine rastlanmaz.

Ancak sözü edilen seri dışında Eb 387 koduyla Dresden koleksiyonunda bulunan ve

1071-1076/1660-1665 tarihli kayıtları içeren Mühimme defterinde bu işaret

mevcuttur8.

Daha önce sözü edildiği üzere, defterlerdeki buyruldu işaretinin yanında

bulunan bazı açıklamalar, kabul gören arzın üzerinde bulunan buyruldu kaydının

sureti ya da buna yakın bir halini teşkil etmektedirler9. Bunlar “vech-i meşrûh üzre

buyruldu”, “mûcibince buyrulmuşdur”, “kayd u bendle Âsitâneye gönderesiz deyü

buyruldu”, “hakkından geline deyü buyrulmuşdur” şeklinde sıralanabilir. Bir diğer

kayıt, maliye konularına ait emirlerin divan tarafından da verilmesi gerekliliği

sonucu ortaya çıkan ve genellikle “maliye emri mûcibince buyrulmuşdur”, “maliye

tarafından emir verilmekle dîvân tarafından dahi verile deyü buyrulmuşdur” halinde

bulunan kayıtlardır. Bu üst kayıtlar çoğunlukla hükmün içinde nakil ve emir denilen

kısımlar arasında tekrar edilmektedir10. Bu tür hükümlerde buyruldu işaretlerinin

konulduğu yerler “maliye emri üzerinde buyrulmuşdur”, “buyruldusu maliye

tarafından gelen emr üzerindedir” şeklinde belirtilmektedir. Maliye ile alakalı

hükümlerde, hükmün defterdar tarafından geldiği ya da divandan çıkan emrin

kendine teslim edildiği gibi atıflarla beraber defterdar mektubuna/emrine binaen

fermanların verildiği görülmektedir11. Maliye-defterdar ilişkisine bağlı olarak

görülen bu hususa başka durumlarda da rastlanılmaktadır. Örneğin, yeniçerilerle

alakalı hükümlerin çoğunda emrin “yeniçeri ağası mektûbu mûcibince” yazıldığı

kayıtlıdır12. Rikab mühimmelerinde yeniçeri ağasının yerini vekili olan sekbanbaşı

8 Ancak bu husus 1071/1660 yılının ilk ayları için geçerlidir. Yani defter buyruldu işaretinin görüldüğü son defterdir. Bu defterden bazı örnekleri bana sunarak inceleme fırsatı veren Geza David’e teşekkürü borç bilirim. 9 Örneğin A.DVN 9 numaralı dosyanın 58. belgesi olan arzın hüküm hali KK 70 numaralı defterin 529. sayfasındadır. Her ikisinin üzerindeki buyruldu kaydı hemen hemen aynıdır. 10 Fermanların dolayısıyla defterlerdeki hükümlerin içerdiği bu kısım açıklamaları için bkz. Jan Reychman, AAnaniasz Zajaczkowski, Osmanlı-Türk Diplomatikası El Kitabı, çev. Mehmet Fethi Atay, İstanbul 1993, s. 161-173. 11 MD 82 s.113 h.340. MD 89 s.8 h.24 ve s.10 h.28 ‘de ayrıca, emirlerin defterdar talebiyle yazıldığı belirtilmektedir. 12 Hüküm üstlerinde “buyruldusu ağa mektûbu üzerindedir” kaydından başka hüküm içinde mevzu açıklandıktan sonra “…yeniçeri ağası tarafından verilen mühürlü mektûb mûcibince fermân-ı âlişânım sâdır olmuşdur …” denilmektedir.

Page 23: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

12

almaktadır13. Kütükoğlu mektup tabirinin pek çok belge cinsi için kullanıldığını

ancak bunların birer buyruldu olduklarını ve bir işin yapılması için rica manasını

taşıdıklarını ifade etmektedir14. Gerçekten de emrin buyrulması ile devletin çeşitli

birimlerinde yer alan görevlilerden gelen mektuplar arasında sıkı bir ilişki olsa

gerektir. Bir birimin en üst kısmında yer alan görevli, sorumlu olduğu birimin

halledilmesi gereken işlerini ve bu işlerin nasıl halledilebileceğini en iyi bilen kişidir.

Ancak bu görevliler, fermanı gerektiren konularda divana başvurmak

durumundaydılar. Bir emir ricasına ret cevabının hangi durumlarda verildiğini

mühimme defterlerinden çıkarmak mümkün değilse de, amir niteliğindeki

görevlilerin mektuplarının genellikle kabul gördükleri düşünülebilir. Defterlerde

şeyhülislam fetvası, defterdar ilamı ve kadı hüccetine dayanarak birçok kararın

alındığı görülebilmektedir. Bunları kapsayan mektup tabiri bir nevi ilam/rapor

manasında olup emir ricasını teşkil etmekteydi15. Örneğin bir şahıs veya bir

topluluğun divana sunduğu belge için mektup tabiri kullanılmamıştır. Bunun yerine

arz ve yahut mahzar denmiştir. Oysa söz konusu kadı olduğunda “… kadısı südde-yi

saâdetime/ordu-yı hümâyûnuma mektûb gönderip ...” denilmektedir. Bunlar arz

görüntüsüne sahip olmakla birlikte herhangi birinin arzından daha üstün

tutulmaktaydılar16. Ferman çıkarmaya yetkisi olan sadrazamın bile, orduya serdar

sıfatıyla İstanbul dışında olduğu zamanlarda merkezden bir emir çıkartma gerekliliği

doğduğunda İstanbul’a gönderdiği belgeye mektup denildiği görülmektedir17.

13 Bir Rikab Mühimmesi olan MD 85’te birçok hükmün sekbanbaşı mektubuna binaen verildiği görülmektedir. 14 Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, İstanbul 1994, s.200-225. Ayrıca bkz. Tayyib Gökbilgin, Osmanlı Paleografya ve Diplomatik İlmi: Osmanlı İmparatorluğu Medeniyet Tarihi Çerçevesinde, İstanbul 1979, s.99. 15 Mübahat S. Kütükoğlu bazı vazifelilerin emir ricasını teşkil eden hüküm müsveddeleri hazırlayabildiklerini belirtmektedir (a.g.m., 1988, s.105). 16 Örneğin A.DVN 9/84 numaralı belge İstanbul zahiresini dışarıya kaçıran bazı kimselerin bununla ilgili bir ferman olmamasını bahane ederek, kendisine itaat etmeyenleri önlemek amacıyla divandan ferman isteyen Bozcaada kadısı tarafından gönderilmiş Şevval 1010/Mart 1602 tarihli bir arzdır. Kadının talebine göre kendisine hitaben yazılan ve KK 70 s.564’te selh-i Şevval 1010/22 Nisan 1602 tarih başlığı altına kaydedilmiş hükümde “mektûb gönderüp ...” denmektedir. Bir başka örnek A.DVN 9/58 olarak tasnif edilmiş evâil-i Receb 1010/26 Aralık 1601-4 Ocak 1602 tarihli bir arzdır. Belgenin arka üst kısmına “Kul kādısının arzıdır” kaydı vardır. KK 70 s.529’daki 25 Receb 1010/19 Ocak 1602 tarihli hükmünde ise “… sen ki Kul kādısı Mevlânâ Mehmed’sin südde-i saâdetime mektûb gönderüp …” şeklinde kaydedilmiştir. 17 MD 76 s.78, h.195. Askerlerin maaşlarıyla alakalı hükümde “Serdâr ve Vezîr-i azâm Murad Paşa mektûb gönderüp” denmiş ve üst kısımda sadrazamın mektubunun rikab-ı hümayuna arz edildiği kaydedilmiştir.

Page 24: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

13

Emirlerin adı geçen belge türlerine binaen verilmesinin yanı sıra bunları

onaylar manada olan buyrulduların yine bu belgeler üzerinde yer aldıklarını

düşündürtecek kayıtlar bulunmaktadır18. Arz veya mahzar söz konusu olduğu zaman

“buyruldusu mahzar/arz üzerindedir” denmektedir19. Diğer belge türlerinde ise

“buyruldusu hüccet üzerinde kalmıştır”, “buyruldusu fetvâsı üzerindedir”,

“buyruldusu tezkiresi üzerindedir”, “ağaları tarafından verilen mühürlü mektûb

üzerinde buyrulmuştur”, “buyruldusu kazasker mektûbu üzerindedir”, “buyruldusu

kazâyâ üzerindedir”, “buyruldusu cebecibaşı kāimmakāmı mektûbu üzerindedir”,

“buyruldusu mîr-i mîrân tarafından verilen temessük üzerindedir” kayıtlarına sık sık

rastlanmaktadır. Yine buyruldunun konulduğu yer olarak “buyruldusu defter

üzerindedir”20 kayıtları, örnekleri az olsa da, ayrıca incelenmesi gereken bir konudur.

Gerek bir görevlinin mektubuna dayanılarak verilmiş gerek buyruldusunun hüccet,

fetva vb. üzerinde bulunduğu hükümlerin içlerinde sözü edilen bilgileri

görebilmekteyiz. Örneğin mektuplarla ilgili olarak hükümlerde “... deyü kapudan

paşa tarafından verilen mektûb mûcibince fermân-ı âlişânım sâdır olmuşdur

buyurdum ki …” denilmektedir.

Buyruldu işaretine bağlı olarak, hüküm üzerlerinde yer alan notlardan biri

de “bâ-hatt-ı falan efendi” şeklindeki kayıtlardır. Bu ibarenin yanında yer alan

isimler belirli dönemler için sabit kalmışlardır. Yani bir yıla ait kayıtların bulunduğu

bir mühimme defterinde “bâ-hatt-ı” ibaresinin yanında bir iki isim görülür21. Bu

kişilerin tezkireci olduklarını defterlerden tespit etmek mümkündür. Örneğin “bâ- 18 Örneğin MD 79 s.126 h.314’te Galata kadısına hitaben yazılmış emir üzerine “buyruldu sûret-i sicill üzerindedir” notu kaydedilmiş ve hüküm içinde “dergâh-ı muallâya sûret-i sicill gönderüp …” denilmiştir. 19 Emirler herhangi bir talebe bağlı olmadan verildiklerinde “beyaz üzerine buyrulmuşdur” şeklinde belirtilmişlerdir. MD 89 s.109, h.277-278. 20 KK 70 s.282; MD 81 s.77 h.168; MD 82 s.170 h.356. Toprak meselesi ile alakalı olan bu hükümlerde Defter-i hakani tabiri zikredilmektedir. Ayrıca bkz. MD 89 s.48 h.123. Yine toprak meselesine dair olan bu hükümde, şikayetçi tarafa sözü edilen toprağın kendisinin ocaklığı olduğuna dair suret-i defter verildiği belirtilmiş ve hükmün üzerine “bu iki hükmün buyruldusu bir yerdedir sûret-i defter üzerindedir” kaydı düşülmüştür. (Bu hüküm bir diğer görevliye gönderilen sureti ile beraber iki hükümdür.) 21 Mühimme defterlerinde fermanın yazıldığına işaret eden “=” yanında birçok farklı katibin adını veya rumuzunu görmek mümkündür. Ancak “bâ-hatt-ı” ifadesiyle birlikte anılan isimler söz konusu olduğunda, bu sayı ikiye kadar düşmektedir. Bu durum adı geçen görevlilerin daha üst makamda olduklarına işaret eder.

Page 25: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

14

hatt-ı” ibaresi ile birlikte 78 numaralı mühimme defterinde adına sıkça rastlanan

Osman Efendi için s.264 h.697’de emrin Tezkireci Osman Efendiye verildiği

kaydedilmiştir. Aynı defterin s.486 h.1246 üzerinde ise açıkça “bâ-hatt-ı Osman

Efendi Tezkireci” denilmiştir22. Buradaki sorun bâ-hatt ile neyin kastedildiği, diğer

bir ifadeyle tezkirecilerin hükümlerin yazılması sürecinde defterlere

kaydedilmelerine sebep olacak ne gibi bir görevi üstlendikleridir.

Bu soruya cevap ararken öncelikle belirtilmesi gereken tezkirecilik

görevinin ne olduğudur. Bilindiği üzere tezkireciler23 Divan-ı hümayuna bağlı

beylikçi kaleminin görevlilerindendir. Divan-ı hümayun toplantıları esnasında gelen

arzları yüksek sesle okumak bunların vazifeleriydi24. Reisülküttabın divanla alakalı

işlerini görmek üzere sefer gitmesi söz konusu olduğunda İstanbul’daki vekil olarak

Birinci Tezkireci görev yapmaktaydı25. Ayrıca sadrazamın özel kalem müdürleri

olarak hizmet vermekteydiler26. Mühimme defterlerine bakıldığında bu görevlilerin

sadrazam değişiklikleri ile beraber yenilendiği gözlemlenmektedir.

“Bâ-hatt” meselesine dair eldeki verilere dayanarak tezkirecilerin

fermanların defterlere kaydedilmesinde oynadıkları rol hakkında fikir yürütmek

mümkündür. Mühimme defterlerinde “bâ-hatt-ı falan efendi” dışında “falan efendi

hâttıyla buyrulmuşdur” tabirine sıkça rastlanmaktadır. Bu kayıtları yine defterlerde

görülen “bâ-hatt-ı sâhib-i saâdet”, “sadrazam hazretleri hâttıyla buyrulmuşdur”

kayıtları ile karşılaştırdığımızda “bâ-hatt” tabirinin sıradan bir el yazısı için

kullanılmadığı ortaya çıkmaktadır. Yine ferman çıkartmaya yani buyruldu vermeye

yetkisi olan sadaret kaymakamı için “bâ-hatt-ı vezîr-i sânî” ya da defterdar için

“defterdâr efendi hâttıyladır”, “bâ-hatt-ı defterdâr efendi” kayıtlarının bulunması

22 Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkündür. Örneğin bir Rikab mühimmesi olan MDZ 7’de adlarına sıkça rastlanan Hacı ve Ulya Efendiler için s.17’de Tezkireci Hacı Efendi ve s.34’de Tezkireci Ulya Efendi denilmektedir. KK 71’in 1022/1613 tarihli hükümleri içerisinde s.328-329’da adı “bâ-hatt-ı” ibaresi yanında sık sık görülen Avni Efendi, Tezkireci Avni Efendi olarak tanımlanmıştır. 23 Tezkire-i evvel ve Tezkire-i sani olmak üzere iki görevli vardır. 24 Tevkiî Abdurrahman Paşa Kanunnamesi’nin teşrifat ile ilgili bölümlerinde tezkirecilere dair bilgilerin olması bu görevin önemini göstermektedir. “Tevkiî Abdurrahman Paşa Kanunnamesi”, MTM, III/1, s.502, 508, 521, 522. 25 Halil İnalcık, “Reisül-küttab”, İA, IX, İstanbul 1964, s.680. 26 Midhat Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lûgatı, İstanbul 1986, s.337.

Page 26: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

15

sözü edilen görüşü destekler. Tevkiî Abdurrahman Paşa Kanunnamesi’nin

Reisülküttab ile alakalı kısmında “… ve tezkirecinin biri dîvânda bulunmasa Re’is

Efendi Büyük Tezkirecinin yerine durup arz-ı hâl okur ve buyurur” denmektedir27.

Buradaki buyurmak tabiri sadrazamın kararını niteliyor olmalıdır. Yani tezkireciler

divanda, sadrazam huzurunda okudukları arzları yine onun kararıyla buyuran

görevlilerdir28. Bu verileri “bâ-hatt” tabiriyle birleştirdiğimizde tezkirecilerin

sadrazam yerine kalem tuttukları ortaya çıkmaktadır29. Başka bir deyişle, sunulan bir

arza ferman çıkması gerektiğinde üzerine konulması gereken “buyruldu” ibaresini

sadrazam yerine yazanlar kendi kalem amirleri olan tezkireciler olmalıdır.

Dolayısıyla birer sicil kaydı olma hüviyeti taşıyan Mühimme defterlerine

tezkirecilerin isimleri bir not olarak düşülmektedir. Bu görüşü destekler nitelikte,

defterlerde “buyruldu-yı Osman Efendi”30, “buyruldu-yı Abdullah Efendi”31 gibi

notlar bulunmaktadır. Ayrıca 1016/1607 yılı Rikab mühimmesi kayıtlarını içeren

MD 76 s.99’da “Serdâr emri mûcibince Sena Efendi hâttıyla buyrulmuşdur” ibaresi

yer almaktadır32. Bu konuya bir diğer örnek Naima Tarihi’nde yer almaktadır.

Burada İstanbul Kaymakamı Sinan Paşa’nın (Receb-Zilhicce 1068/Nisan-Eylül

1658) divanında geçen bir olay anlatılmaktadır. Kayıt şöyledir: “Yedikule’den bir

da‘vacı gelüp şer‘ ile umûru görülmeğe bir fermân talebiyle dîvâna girdükde [Sinan

27 “Tevkiî Abdurrahman Paşa Kanunnamesi”, s.517. 28 Midhat Sertoğlu, tezkirecilerin, divana yazılı olarak yapılan müracaatları okumak ve verilen kararları not etmekle vazifeli olduklarını belirterek bu görüşü teyit etmektedir (Muhteva Bakımından Başvekâlet Arşivi, Ankara 1955, s.3). 29 Sadrazam yerine kalem tutma dışında bazı durumlarda buyruldu verebildikleri de düşünülmektedir. Bkz. Recep Ahıshalı, Osmanlı Devlet Teşkilatında Reisülküttablık (XVIII. yy), İstanbul 2001, s.86. 30 MD 79 s.226 h.560. 1018-1020/1609-1611 arası kayıtları ihtiva eden bu defterde “bâ-hatt-ı Osman Efendi” ve “Osman Efendi hâttıyla buyrulmuştur” ifadeleri sıkça bulunmaktadır. Aynı defterdeki “bâ-hatt-ı ن (nûn)” kaydı Osman Efendi”nin rumuzu olmalıdır. Aynı durum 1023-1025/1614-1615 yılları arasındaki defterlerde adına sıkça rastlanan Baş tezkireci Hacı Efedi’nin “حا (Ha)” rumuzuyla verilmesinde de görülmektedir. 31 MD 84 s.60 h.122. 1038-1040/1628-1630 arası kayıtları ihtiva eden defterde sözü edilen ibareler oldukça fazladır. 32 Bu defterin Ordu mühimmesi MDZ 8’dir. Buradaki tezkireci isimleri farklıdır. Sena Efendi bu görevi İstanbul’da vekaleten yürütüyor olmalıdır. (Sena ismi rumuz olup asıl adının Yusuf olduğu belirtilmektedir. Bkz. Feridun M. Emecen, “Ali’nin Ayn’ı: XVII. yüzyıl başlarında Osmanlı Bürokrasisinde Katib Rumuzları”, TD, sayı 35, 1984, s.139,143.) Zira Sadrazam Kuyucu Murat Paşa bu tarihte celaliler üzerine yapılan sefere başkumandan tayin olmuştur. Sadrazamlar seferde iken ferman çıkartma hakkına sahip olmalarına rağmen bu konuda bazen engellerle karşılaşmaktaydılar. Örneğin MD 87 s.18 h.40’da devlet hizmetinde kullanılacak develere arpa ve saman tedarik edilmesi ile ilgili serdar emrine, Zile halkı emrin İstanbul’dan verilmediği gerekçesiyle itiraz etmiş, bu nedenle emir “serdar emri mucibince” ibaresiyle İstanbul’dan verilmiştir.

Page 27: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

16

Paşa] Yedikule kādısı efendi şer‘ ile görsün deyü buyurmuş tezkireciler İstanbul

kādısına hitâben buyurup mecmû‘-ı erbâb-ı dîvân hande etmişler”33. Naima’nın

Sinan Paşa’nın iş bilmezliğini sergilemek için aktardığı bu örnekte, divan amirinin

şifahen verdiği kararın tezkireciler tarafından yazıya dönüştürüldüğü açıkça ifade

edilmektedir.

Bu hususa dair diğer bir dikkat çekici örnek, defterlerde “bâ-hatt-ı

hümâyûn” ibaresinin kullanımı ile ortaya çıkmaktadır. Mühimme defterlerinde bazı

emirlerin padişaha arz edilerek onun kararı neticesinde yazıldığı görülmektedir. Bu

durum hükümlerin üstlerinde bulunan “bâ-hatt-ı hümâyûn” kaydından

anlaşılmaktadır. “Bâ-hatt-ı hümâyûn” kayıtlarının yanında çoğunlukla “telhis” kaydı

da mevcuttur. Ayrıca hükümlerin içinde “… pâye-yi serîre arz olundukda …deyü

hâtt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnumla fermân-ı âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki

...” denilmektedir. Hükümlerin üst kısımlarında yer alan “bâ-hatt-ı hümâyûn”

kaydından başka “bâ-hatt-ı falan efendi” gibi bir kayda rastlanmamaktadır. Yani sözü

edilen “bâ-hatt-ı falan efendi” tabirini ferman-defter kaydı ilişkisi içinde başka bir

yere oturtmaya kalktığımızda önümüze yeni bir engel çıkmaktadır. Eğer bu ibare

fermanın yazılması, düzeltilmesi, teslimi ile ilgili bir amaca hizmet ediyor olsaydı

“bâ-hatt-ı hümâyûn” tabirinin yanında kullanılmasının hiçbir sakıncası olmazdı.

Ancak, telhisle birlikte bir padişah emri olduğuna işaret edilen bir hükümde başka bir

buyrulduya ihtiyaç olmayacağından, bu ibarenin kullanılmaması anlam

kazanmaktadır. Hatta bu kanaati doğrudan destekleyen ilginç bir belge mevcuttur.

Buna göre bu belgenin üzerine ilk olarak “bâ-hatt-ı Osman Efendi” yazılmış sonra

bunu iptal manasında üzeri çizilerek yerine “telhîsdir” kaydı düşülmüştür34.

Ayrı bir tasnif oluncaya kadar Mühimmeler içinde yer alan name-i

hümayun kayıtları için de aynı durum söz konusudur35. Devletin Mekke-i şerif,

Kırım hanlığı gibi özerk statüye sahip bölgelerle veya dış ülkelerle resmi yazışmaları

33 Mustafa Naima, Ravzatü'l-Hüseyn fî Hulâsati Ahbâri'l-Hafikeyn, V, İstanbul 1281-1283, s.343-344. 34 MD 75 s.199 h.402. 35 Name-i Hümayun tasnifi 1699 yılından itibaren başlamaktadır (Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, 2. bs., İstanbul 2000, s.44-45).

Page 28: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

17

olan nameler söz konusu olduğunda yine bu tezkireci isimlerine rastlanmaz36.

Nameler bir emir olmamaları, dolayısıyla sadrazam buyruldusuna ihtiyaç

duymamaları sebebiyle tezkireci isimlerini barındırmıyor olmalıdırlar.

“Bâ-hatt-ı” ibareleri sıklıkla “falan çelebi hâttıyla ağa mektûbu üzerinde

buyrulmuşdur”, “falan efendi hâttıyla buyruldu” şeklinde Mühimme defterlerde yer

almaktadır. İsim vermeden rastlanılan bir diğer kayıt türü “bâ-hatt-ı hazret” veya

“bâ-fermân-ı Hazret-i Efendi”dir. “Bâ-hatt-ı Hazret-i Reis Efendi” kayıtlarının

çokluğu sebebiyle bu kişinin Reisülküttab olduğu iddia edilebilir. Ancak “bâ-hatt-ı

Hazret Efendi Tezkire-i evvel” kayıtlarının varlığı bu düşünceyi ortadan

kaldırmaktadır. Ayrıca MD 78 s.28 h.72 üzerinde “bâ-hatt-ı Hazret-i Efendi” denmiş,

hemen sonraki hüküm üzerine ise “bu dahi Osman Efendi hâttıyla buyrulmuşdur”

notu düşülmüştür. Yani ilk örnekteki “bâ-hatt-ı hazret” ile kastedilen yine Tezkireci

Osman Efendidir37. Sonuç olarak “bâ-hatt-ı hazret” kaydının her zaman Reisülküttabı

nitelemediği anlaşılmaktadır.

Defterlerdeki buyruldular konusu ile alakalı bir diğer kayıt ise “buyruldusu

yoktur” ibaresidir. Bu ibarenin defterlerde sürekli yer aldığı söylenemez. Ancak bu

kaydın varlığı, bir fermanın çıkarılması için mutlaka buyruldu gerektiği fikriyle tezat

oluşturduğundan üzerinde durulması gereken bir konudur. Bu tür kayıtlarda bazen

hiç açıklama yapılmamış ve sadece “buyruldusu yokdur”, “buyruldusu gelmemişdir”

denmiştir38. MD 89’da ise “Ahmet Efendi yazdırıp almışlardır buyruldusu yokdur”39,

“bu emri Tezkire-i evvel Ahmed Efendi yazdırup buyruldu vermemişdir”40 şeklinde

36 Tezkireci isimleri XVII. yüzyılın ortalarından itibaren Mühimme defterlerinde görülmezler. Dolayısıyla name-i hümayun ve tezkireci kayıtları bir arada yarım asra yakın bir dönem kullanılmışlardır. İşte bu uzun süreç içerisinde sadece iki name-i hümayun kaydı üstlerinde “bâ-hatt-ı N” notu barındırmasıyla istisnadır. MD 78 s.277 h.733 ve s.283 h.747. 37 MD 78 s.178 h.427’de ise hüküm üzerinde defterde adına sıkça rastlanan İmani Efendi yazarken üzeri çizilip Hazret Efendi yazılmıştır. Bu örnek Hazret tabirinin herkes için kullanılmadığını göstermektedir. 38 MD 78 s.437 h.1124; MD 81 s.91 h.203; KK 71 s.471, s.504; MD 80 s.177 h.444, s.389 h.937, s.390 h.940, s.553 h.1301; A.DVN.MHM 940 s.30; MD 82 s.147 h.306-307. Bu hükümler “buyruldu” olarak kabul gören işareti taşımaktadırlar. 39 S.46 h.121. Hüküm içinde kararın hatt-ı hümayun mucibince alındığı görülmektedir. 40 S.69 h.174. Bu defterde birçok emrin Birinci tezkireci Ahmet Efendi tarafından yazdırılıp teslim alındığına dair kayıtlar bulunmaktadır. Ayrıca yine bu defterde “bâ-hatt-ı” yerini “bâ-takrîr-i” kaydına bırakmıştır. Aslında “bâ-hatt-ı” tabirinin kullanımı MD 87 itibariyle sona ermiştir. “Bâ-takrîr-i Ahmed

Page 29: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

18

notlar vardır. Yine aynı defterin 35. sayfasında “Bu emirleri İzzetlü Ahmed Efendi

yazdırup kendileri almışdır buyrulduları yokdur takrîri ile yazılmışlardır” ve 39.

sayfasında “Bu dahi Ahmed Efendi takrîri ile yazılmağla kendüye verilmişdir”

kayıtları mevcuttur. Bu ifadelere göre kesin bir yargıya ulaşmak mümkün olmamakla

birlikte, Büyük tezkirecinin emir yazdırmadaki yetkisinin küçümsenemeyecek

derecede olduğu kanaatine varılabilir.

2. Yazıldı: Defterlerde ilk olarak görülen kayıtlardan biri hükmün fermanının

yazıldığına işaret eden “==” şeklidir41. Bu şekil, Mühimme defterlerinin ilk

örneklerini gördüğümüz XVI. yüzyılda açıkça “yazıldı” olarak kaydedilmiştir.

Zamanla bu işaret pratik bir kullanıma kavuşturularak “==” şeklini almıştır. Bu

şekliyle ve yahut erken dönemdeki haliyle bu kayıt hükmün sağ üst köşesindedir.

Yanında genellikle defterdeki hükmün fermanını yazan katibin adı ya da rumuzu

mevcuttur42. Bununla birlikte bu katiplerin defterlerdeki hükmü yazan görevliler

olduğu ihtimal dışıdır. Zira aynı rumuzların bulunduğu hükümlerdeki el yazıları

genellikle farklıdır. Yine farklı rumuzlarda aynı el yazısını görmek mümkündür.

Bazen de karakteristik bir yazı stiline sahip katiplerin olduğu görülmektedir.

Yazıldı işaretinin yanında görülen katip isimleri nadiren ayrı olarak

belirtilmiştir. Örneğin 7 numaralı Mühimme Zeyli Defterinin 24 sayfasındaki 56.

hüküm üzerinde, yazıldı işaretinin yanında bulunan Hacı adı dışında “Hacı

yazmışdır” ifadesi bulunmaktadır. Aynı durum, rumuzlar halinde MD 78 s.590

h.1518 üzerinde Mim(ميم) Efendi ve A.DVN.MHM 940 s.24’te Kef(ك ) Efendi için

Efendi” kaydının bulunduğu MD 89 dışında MD 87’den bu tür kayıtların son olarak görüldüğü MD 91’e kadar sadece Âlim( عاليم), Sâ (صا) veya Sad (ص) gibi rumuzların belirtilmesi yeterli görülmüştür. Bu rumuzların yine tezkirecileri temsil ettiği düşünülebilir. Yukarıda sözü edildiği üzere defterlerde fermanın padişah emrine göre çıktığını işaret eden “bâ-hatt-ı hümâyûn” tabirleri ile tezkireci isimleri birlikte kullanılmamaktadır. MD 87’de görülen örneklerde de böyledir. Eğer bir hükmün üzerinde “bâ-hatt-ı hümâyûn” kaydı var ise bu rumuzlara rastlanmaz. Bu isimler ve sözü edilen durum, bu defterlerle aynı tarihlerde tutulmuş Ruus defterlerinde de mevcuttur. Bu Ruus defterleri A.RSK 1517, KK 258, KK 259, KK 260’tır. 41 Tevfik Temelkuran, “Divan-ı Hümayun Mühimme Kalemi”, Tarih Enstitüsü Dergisi (TED), VI, 1975, s.158. 42 Feridun M. Emecen, a.g.m., s.131-149.

Page 30: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

19

de geçerli olmuştur. KK 71 s.547’de ise “Derviş Çelebi yazmışdır” kaydından başka

bunun rumuz hali, yazıldı işareti yanında “Der”( رد )olarak kaydedilmiştir. Bu işaretin

son görüldüğü Mühimme 1637-1638 tarihli kayıtları ihtiva eden 88 numaralı

defterdir.

3. Müsvedde: Fermanların Defterlere Kaydı Meselesi Mühimme defterlerinde yer alan hükümlerin, fermanların müsveddeleri mi,

müsveddelerin suretleri mi yoksa fermanların suretleri mi olduğu bu defterler

hakkında çalışan araştırmacılar arasında tartışma konusu olmuştur43.

Heyd, ağırlıklı olarak XVI. yüzyıla ait defterler üzerine yaptığı

araştırmasında 14 ve 70 numaralı defterler gibi bazı defterler haricindeki Mühimme

defterlerinin müsvedde olmadıkları görüşündedir. Tutuluş tarzları oldukça özensiz

olmakla birlikte, 14 numaralı defterde yer alan bazı kayıtlara başka defterlerde de

rastlanılmasını ve yine bu defterde diğerlerinde mevcut olmayan “görüldü” kaydının

bulunmasını, bu defterlerin müsvedde oluşlarıyla açıklamaktadır. Sözü edilen

defterler dışındakiler için ise, fermanların yazılmasını teşkil eden taslakların mevcut

olduğunu ve defterlerdeki kayıtların da yine bu taslaklardan meydana geldiğini

belirtmektedir. Buna kaynak olarak da bazı defterlerin arasına iliştirilmiş hükümlerin

taslaklarını teşkil eden kayıtları gösterir.

Defterdeki kayıtların fermanların suretleri oldukları düşüncesine karşı

oluşunun nedenleri içinse Heyd, dikkate değer açıklamalar yapmaktadır. Öncelikle

fermanlarda bulunan bazı ibarelerin defterlerdeki kayıtlarında bulunmayışına değinir.

Buna göre fermanlarda yer alan, yer adı ve tarihin defterlerde olmadığını, fermanı

yerine ileten kişinin adının, ferman metninin içinde yer alıyorsa defterdeki metinin

de içinde yer alması gerektiğini belirtmektedir. Oysa defterlerde bu türden

43 Uriel Heyd, Ottoman Documents on Palestine 1552-1615: A Study of the Firman According to the Mühimme Defteri, Oxford 1960; William S. Peachy, “Registers of Copies or Collection of Drafts? The Case of Four Mühime Defteri from the Archives of the Prime Ministry in İstanbul”, TSAB, X/2, 1986, s.79-85.

Page 31: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

20

açıklamalar kaydın üst kısmında bulunmaktadır44. Ayrıca fermanların, defterdeki

kayıtlardan daha önceki bir tarihte gönderilmiş olmalarını da defterdeki kayıtların

fermanların suretleri olamayacakları görüşüne ekler. Yine defterlerde yer alan ve

fermanların yazıldığını işaret eden “==” kaydının, tersi durumda gereksizliği

üzerinde durur. Yani ferman, sureti deftere geçmek üzere daha önce yazılıyor ise,

defterdeki kayıtlara böyle bir notun düşülmesi manasız hale gelir. Ancak defterdeki

kayıt, bir taslaktan yazılıyor ise fermandan bağımsız olacağından, fermanın yazılıp

yazılmadığı hususu notunu almaya değer hale gelir45.

Peachy, yaptığı çalışmasında, 69, 70, 71 ve 72 numaralı MD’lerin

müsvedde defterler olduğunu ve MD’lerin bir başvuru kaynağı yani sicil kayıtları

olamayacaklarını belirtmektedir. Daha çok defterlerdeki kronoloji ve konu

tasnifsizliği problemine değinen Peachy, aynı dönem ve konuda yazılan fermanların

farklı defterlere dağılmasından da bahseder. Metinlerin dikkatsiz yazımı ve

düzeltmelere sıkça rastlanmasını da görüşünün nedenlerinden biri olarak sayar46.

Faroqhi ise, benzer nedenlerden ötürü 14, 70, 71, 72, 73, 74 ve 75 numaralı MD’leri

müsvedde defterler olarak tanımlamıştır47. Emecen, MD’lerin Divan’dan çıkan

kararların suretlerinin kaydedildiği bir nevi sicil kayıtları olduklarını belirterek,

Peachy’nin yaklaşımına karşı çıkmıştır. Bu serideki defterlerin müsvedde olup

olmayışları, dönemin divanının gereksinimi ve kayıttan sorumlu memurun tutumuyla

alakalıdır. Ayrıca defterlerde yer alan kayıtların, bazen müsvedde bazen ise ferman

sureti şeklinde yer almalarının, bunların sicil olma hüviyetini etkilemeyeceğini

belirtmektedir. XVIII. yy. itibariyle de defterlerin tamamen ferman suretlerinden

meydana geldiğine işaret eder48. Kütükoğlu ise, defterlerde yer alan kayıtların buraya

44 Mühimme defterlerinde, fermanı götüren kimsenin adının, metnin içerisinde yer aldığı örnekler yok denecek kadar azdır. (Mevcut bir örnek için bkz. KK 70 s.159) Bu türden kayıtlar çoğunlukla metnin üst kısmında yer almaktadır. Bu husus ilk Mühimme defterlerinden beri mevcut olup XVII. yüzyılın ortalarından itibaren diğer bazı üst kayıtlarda olduğu gibi seyrelerek devam etmiştir. Ancak elde bulunan ferman örneklerinde de bu isimlerin metin içerisinde pek yer almadığı görülmektedir. 45 Heyd, a.g.e, s.23-24. 46 Peachy, a.g.m, s.79-85. 47 Suraiya Faroqhi, “Mühimme Defterleri”, EI2, VII, Leiden 1993, s.470-472. 48 Feridun M. Emecen, “Osmanlı Divanının Ana Defter Serileri: Ahkam-ı Miri, Ahkam-ı Kuyud-ı Mühimme ve Ahkam-ı Şikayet”, TALİD, III/5, 2005, s.119-122.

Page 32: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

21

geçirilmeden önce müsveddelerinin/taslaklarının hazırlandığı üzerinde durur.49 Son

olarak David, defterlerdeki karalamalar ve yarım kalan hükümlerin varlığı nedeniyle,

müsvedde olarak tanımlanan defterlerin emirlerin nihai formlarına dayanılarak

yazılmadıklarını ifade eder. Ancak sonuç itibariyle, MD’lerdeki hükümlerin

fermanların suretleri olduğunun kabul edilmesi gerektiğini savunur50.

Tüm bu açıklamalardan yola çıkarak, öncelikle belirtilmesi gereken, bu

veya benzer hususlarda bürokratik işleyişin değişmeden devam etmesinin söz konusu

olamayacağıdır. Bugün de hatta geçmişte diğer devletlerde olduğu üzere, Osmanlı

kalemleri ihtiyaç sebebiyle doğmuş ve geliştikçe yeni ihtiyaçlar neticesinde

değişimlere uğramıştır. Bu nedenle, kesin veriler elde edilmediği sürece ortaya

konacak görüşün, belirli bir zaman dilimini kapsama iddiasında olması daha yararlı

olacaktır.

Mühimme defterlerinin müsvedde olup olmadıkları sorusu bu doğrultuda

değerlendirilmelidir. XVII. yy. Mühimmeleri içinde, yüzyılın ilk yarısına ait olan

defterler, ferman suretlerinin bir araya getirilmesinden meydana geldikleri kabul

edilemez halde karalamalar ve düzeltmelerle doludur. Birçok hükmün gerekli

görülen kısmına ek yapılmış ve yahut ilgili kısım üzeri çizilerek iptal edilmiştir. Bu

durum söz konusu dönemin defterlerinde göz ardı edilemez derecede fazladır. Yani

bunların bir taslağa veya nihai formuna kavuşmuş olan bir fermana göre yazıldığı

pek doğru olmasa gerektir. Ayrıca defterde yer alan kayıtların bizzat kendine

“müsvedde” dendiği de görülmektedir51. Bunun yanında bazı hükümlerin ayrıca

müsveddelerinin/taslaklarının hazırlandığı da olmuştur. Örnekleri az olan bu

hükümlerin açıklamaları “bâ-müsvedde-i Hazret Efendi”52, “bâ-müsvedde-i filan

49 Kütükoğlu, a.g.m, s.104-106. 50 Geza David, “The Mühimme Defteri as a Source for Otoman-Habsburg Rivalry in the Sixteenth Century”, AO, 20, 2002, s.169. 51 MD 76 s.52 h.130; MD 87 s.149; MD 89 s.60, h.151. 52 Söz konusu dönemde farklı defterlerde bu kayıt mevcuttur. Örnek olarak MD 86, s.21 h.32, s.52 h.90. “Bâ-müsvedde” dışında “bâ-tashîh Hazret Efendi” şeklinde de görülebilmektedir. Mübahat S. Kütükoğlu tashih ibaresinin, katiplerce hazırlanan müsveddelerin Reisülküttab tarafından düzeltilmesi halinde kullanıldığını belirtmektedir (a.g.m, 1988, s.105). Aynı durum yine hüküm üstlerinde görülen “resîd” kaydı içinde geçerlidir. Örneğin, MD 85 s.30 h.55, s.50 h.94.

Page 33: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

22

efendi”53 şeklindedir. Düzeltmeye tabi tutulduğu anlaşılan bu hükümlerde

karalamaya rastlanmaz54. Daha da ilginç olanı müsvedde işlemi görmüş hüküm için

bunu belirtme gerekliliğidir. Yani bu defterler müsveddedirler, ancak bazı hükümler

için yine de taslağa ihtiyaç duyulmuş ve bu durum belirtilmiştir. Eğer hepsi bir taslak

sonucu yazılmış olsalardı, üzerlerindeki karalamalar bir yana, bunu ayrıca belirtme

ihtiyacı olmazdı. Yine “gayri yerde müsvedde olmuşdur”55, “ahere müsvedde

olmuşdur”56, “Efendi hazretleri müsvedde buyurmuşlardır”57, “müsvedde dahi

yazılmışdır”58 kayıtları da aynı ihtiyacın sonucudur.

Defterlerdeki kayıtların müsveddelerini hazırlayanların başında

Reisülküttab gelmektedir. Reisülküttabdan sonra sırayı Tezkirecilerin aldığı görülür.

Yine hükmün konusuna göre Nişancı Paşanın da müsvedde hazırladığı bilinmektedir.

Büyük ihtimalle konunun önemiyle ilgili olarak sadrazamın da düzeltme yaptığına

dair kayıtlara rastlanmaktadır59. Nadiren de olsa müsvedde yaptığına işaret edilen

kişilerden biri de Kisedardır60. Bunun dışında fermanın çıkmasına vesile olan kişi

tarafından da müsvedde evrakın divana gönderildiği görülmektedir61. Heyd ferman

taslaklarının padişah tarafından da tetkik edildiğini söylemektedir62. Defterlerde,

sözü edilen müsveddelerin saklandığına dair kayıtlar da mevcuttur63.

Defterlerde hükümler üzerinde görülen müsvedde tabiri diğer muamele

kayıtlarıyla beraber yüzyılın ortasına doğru ortadan kalkmıştır. İşte burada bürokratik

işleyişin değişiminin devreye girdiği söylenebilir. Buna göre artık fermanın

53 Örnek olarak MD 80 s.429 h.1036. Müsvedde tabirine en sık rastlanan defter MD 78’dir. Ancak bu defterin 906 sayfa sayısı ile diğer defterlere göre daha hacimli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. 54 Üzerinde müsveddesinin olduğuna dair herhangi bir kaydı olmayan bir hükmün de düzeltmeye tabi tutulmadığı görülebilir. Bunların kontrol edildikten sonra herhangi bir düzeltmeye gerek görülmeyen hükümler oldukları düşünülebilir. 55 MD 78 s.424 h.1089. 56 KK 70 s.21. 57 KK 70 s.68. 58 MDZ 8 s.185 h.1036. 59 KK 70 s.231. 60 MD 81 s.88 h.195. 61 KK 71 s.276’deki hükmün müsveddesinin Kapudan Paşa tarafından geldiği yazılıdır. Mübahat S. Kütükoğlu, şehzadeler tarafından da müsvedde geldiğini yazmaktadır (a.g.m, s.105). 62 Heyd, a.g.e, s.17-18. 63 KK 71 s.214 ve s.256; MD 78 s.46 h.123, s.412 h.1059, s.425 h.1091; MD 79 s.145 h.361; MD 85 s.127 h.284, s.192 h.444.

Page 34: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

23

defterdeki kaydından önce yazılıyor olması ve bu kayıtların fermanın suretleri şeklini

alması söz konusudur. İnalcık, çalışmasının bir bölümünde Mühimme defterleriyle

Şikayet defterleri arasındaki farklara değinirken, hükümlerin “… yazılmışdır”

şeklinde sonlanması konusunda, bu kullanımın, defterdeki kayıtların fermanların

suretleri olmalarından kaynaklandığını belirtmiştir64. Mühimme defterlerinde

başlangıçtan XVII. yüzyılın ortalarına kadar hüküm sonları “… eyleyesin”, “…

olasın” diye sonlanırken söz konusu dönemden sonra bu kısım için “… yazılmışdır”

tabiri kullanılmıştır. Defterlerdeki bu hususiyet için ve dolayısıyla müsvedde

tabirinin kullanımının son bulmasıyla ilgili kesin bir tarih vermek, bürokrasideki

değişimde belirli bir süreç gözlenmesi nedeniyle, mümkün değildir. Tüm bunlar için

denilebilir ki XVII. yüzyılın ortasına kadar olan dönemdeki Mühimme defterleri

fermanların yazılmasını teşkil eden müsvedde kayıtlardı. Ancak bazı durumlarda -ki

bu durum fermanın yazılma sırasının değişmesiyle alakalı olmalıdır- defterlerdeki

kayıtların da müsveddesi/taslağı yazılabiliyordu65. Müsveddesi/taslağı yapılarak

fermanı yazılmış bir kararın deftere geçmeme keyfiyeti de söz konusu olamazdı.

Çünkü bu kayıtlar salt müsvedde değil, aynı zamanda birer başvuru kaynağı olarak

kaydedilen sicillerdi66. Dolayısıyla bu müsvedde defterlerin temize çekilmiş halleri

yoktu67. XVII. yüzyılın ortasından itibaren ise defterin tutulması ve fermanların

yazılması sırası değiştiğinden, yani defterler fermanların suretleri haline geldiğinden,

defterlerin ferman müsveddesi olma nitelikleri sona ermiştir. Ayrıca sona eren sadece

müsvedde tabiri değil, defterler üzerinde yoğun şekilde görülen karalamalardır.

64 Halil İnalcık, “Şikayet Hakkı: Arz-ı hal ve Arz-ı Mahzarlar”, Osmanlı Araştırmaları (OA), 7-8, 1988, s.33-54. Aslında İnalcık bu yorumu Şikayet defterleri için yapmıştır. Ancak öne sürdüğü görüş Mühimme defterlerini de içine almaktadır. 65 KK 70 s.159’da bu konuya dair ilginç bir kayıt bulunmaktadır: “yevmü’s-selâse fî 2 Receb 1013 Dîvânda Salı gün Efendi Hazretleri müsveddesi mûcibince yazılup Sâhib-i saâdete verilmişdir fî 2 Receb”. Burada Divan günü yazılıp Sadrazam’a verilen fermandır. Divanda defter tutulamayacağından ve fermanın da bir sebepten o vakit yazılıp, teslim edilmesi gerektiğinden müsveddesinin hazırlandığı görülmektedir. 66 Hükümlerin üzerlerinde yer alan fermanların kim tarafından yazıldıklarını ve kime teslim edildiklerini gösteren kayıtların varlığı bu konuda dikkate değerdir. Bunun yanı sıra, bir fermanın kaybı veya başka bir sebepten yenilenmesinin ilgili hüküm üzerinde işaret olunması, kalebendlik ya da hapis hükmü sonrası serbest bırakma kararının ayrı bir yere değil de yine kendi hükmü üzerine not edilmesi ve bu gibi örnekleri çoğaltılabilecek kayıtların varlığı Mühimme defterlerinin sicil kayıtları olduğu gerçeğini kanıtlamaktadır. 67 İncelediğim XVII. yüzyıl Mühimmeleri içinde böyle bir durumla karşılaşmadım. Zaten bu şekilde temize geçmiş defterler olsa idi, müsveddesi daha önceden yapılmış bir hükmün, bizzat defter üzerinde düzeltme görmüş bir hükümle aynı defter/cüz içinde bulunmaması gerektiğini düşünüyorum.

Page 35: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

24

XVII. yüzyıl için yapılan bu yorumları, XVI. yüzyıl için geçerli saymak pek

doğru olmayacaktır. Bu durumda XVII. yüzyıla temel teşkil eden XVI. yy

Mühimmelerini varmış olduğumuz sonuçlar bağlamında ele almak, bu konuya dair

bu güne kadar yapılmış değerlendirmelerin tersten yorumlanmasına yol açar.

Örneğin; Heyd çalışmasının, defterlerdeki kayıtların taslakların suretleri oldukları

düşüncesini örneklediği kısmında 42 numaralı Mühimme defterinde yer alan “Kayda

geçmeyen müsveddelerdir ki bu târîhde geçmişdir” ibaresine atıf yapmıştır68. Oysa

buradaki “müsvedde” ibaresinin pekala taslakları değil, bizzat defterdeki kayıtları

tanımladığı iddia edilebilir. Nitekim bu görüş daha önce Peachy tarafından öne

sürülmüştür69. Burada, defterlerin ilgili kalemin ihtiyacı ve yahut sorumlu

memurunun ön görüsü neticesinde dönemine has değişikliklerle tutulduğu

söylenebilir70. Yani tüm XVI. yy Mühimmelerini kapsayan bir görüş ortaya koymak

çelişkili sonuçlar doğmasına sebep olabilir71. Yine XVI. yy. defterlerinden olup

içerisinde yer alan bazı hükümlerin diğer defterlerde de olması ve yine bu defterde

başka defterlerde rastlanmayan görüldü kaydının bulunması özellikleriyle 14

numaralı MD, Mühimme defterleri serisi içinde bir istisna arz eder.

4. Fermanların Tekrar Yazılması: Mühimme defterlerinde, bazı hükümlerin üzerinde, fermanların tekrar

yazıldıklarına dair kayıtlar bulunmaktadır72. Bazı kayıtlar bu duruma açıklık getirir

mahiyettedir. Nitekim bu tür kayıtlarda “zâyi‘ olmağla tekrâr yazılmışdır”73

denilmektedir. Bu tanımlamalardan eksik olup, yanlış anlamaya sebep verebilecek

bir diğer kayıt “buyruldusu gelmekle tekrâr yazılmışdır”74 ibaresidir. Şüphesiz

buradan anlaşılması gereken, “buyruldu”nun kaybolmuş fermanın tekrar yazılması

için kullanıldığıdır. Bu konuya açıklık getirecek iki kayıt 78 numaralı MD’de 68 Heyd, a.g.e, s.24. 69 Peachy, a.g.m, s.80-82. 70 Açıklayıcı bir örnek için bkz. Emecen, a.g.m, s.120. 71 En erken tarihli Mühimme Defteri olan E 12321 numaralı defterde dahi çeşitli düzeltmelerin olduğu bilinmektedir. Halil Sahillioğlu, Topkapı Sarayı Arşivi H.951-952 Tarihli E-12321 Numaralı Mühimme Defteri, İstanbul 2002, s.VI. 72 KK 70 s.24, s.182-183; MD 75 s.220 h.455; MD 82 s.58 h.126, s.59 h.129; MD 85 s.29 h.52. 73 MD 81 s.16 h.36, s.94 h.209; KK 71 s.216; MD 78 s.450 h.1159; MD 79 s.413 h.1028. 74 KK 70 s.86; MD 79 s.10 h.25-26, s.439 h.1112.

Page 36: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

25

mevcuttur. Bunlardan ilkinde “hükmü zâyi‘ olmağla tekrâr buyruldu vârid olmağla

zâyi‘den yazılmışdır”75, diğerinde “zâyi‘ olup tekrâr buyruldusu gelmekle tekrâr

emr-i şerîf yazılmışdır”76 denmektedir. Ayrıca 80 numaralı MD’de “zâyi‘ olmağla

tekrâr buyrulmuşdur” şeklinde bir kayıt mevcuttur77.

MD’lerde fermanların yazıldığını belirten “==” işaretinin, bu tür zayi

hükümlerinde, ferman ikinci kere yazılmış dahi olsa, iki kere kullanma

gereksiniminin duyulmadığı görülmektedir. Bir istisna olarak A.DVN.MHM 940

numaralı defterde, nişancı beyde zayi olup tekrar yazıldığı belirtilen hükmün

üzerinde, katip rumuzları farklı iki adet “==” işareti bulunup, bunun hemen yanında

“mükerrer yazılmışdır” kaydı mevcuttur78. Ayrıca bu konuda dikkat çekici bir diğer

durum, fermanın ikinci kere yazılma işleminde, deftere denk düşen tarihine yeniden

bir hüküm yazılmamasıdır. Yani kayıp durumdaki ferman, ilk kaydına bakılarak

yazılmakta ve bu ilk kaydın üzerinde ikinci kere yazıldığı tarih belirtilmektedir. Bir

fermanın ilk yazıldığı tarihle kaybolma sebebiyle ikinci defa yazılma tarihi arasında

geçen sürenin bir iki ay olduğu görülmektedir79.

Defterlerde, bir fermanın işlevini yinelemek manasında “hükm-i sâbık

mûcibince tekrârdan yazılmışdır” kayıtları da görülebilmektedir. Eski emre binaen

yazılan bu hükümlerin üzerinde sık sık “buyruldusu emr-i sâbık üzerindedir”

denmektedir. Bundan öte bir Ordu mühimmesi olan MD 81 s.28’de “kethüdâ bey

tarafından yazılıp arz gelmemişdir buyruldusu hükm-i sâbık üzerindedir” kaydı

mevcuttur80. Ordu mühimmelerinde bu türden örnekleri çoğaltmak mümkündür81.

75 MD 78 s.185 h.478. 76 MD 78 s.842 h.2196. 77 MD 80 s.159 h.405. 78 A.DVN.MHM 940 s.61 h.139. MD 77 s.153’te tekrar yazıldığı belirtilen hükümde benzer bir durum gözlenmektedir. 79 KK 70 s.86; MD 78 s.29 h.77, s.842 h.2196; MD 79 s.412 h.1028. 80 Bazı fermanların arkasında “buyruldu” olarak nitelenen işaretler yer almaktadır. (Örneğin; A.DVN 9/38, 64, 86; A.DVN 26/42; A.DVN 27/95) Böyle bir ferman ile defterdeki hükmünü karşılaştırmadan kesin bir şey söylemek mümkün olmasa da, üzerinde buyruldu olan fermanların, eski ferman niteliğinde, bu işleme tabi tutuldukları düşünülebilir. Hatta böyle bir yaklaşım bazı fermanların muhatabında değil de merkez evrakı arasında kalmış olması çelişkisine bir nebze cevap verebilir. 81 Bu durum emrin İstanbul dışından verilmesi ile alakalı olsa gerektir. Daha önce İstanbul’dan verilmiş bir emre binaen çıkacak yeni fermanın kaydında bu durum belirtilmek istenmiştir. Örneğin

Page 37: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

26

Daha önce verilmiş emre göre çıkan fermanlar dışında ikinci kez arz edilerek

yenilenmiş fermanların olduğu da görülmektedir82.

Kaybolma dışında fermanların tekrar yazılmalarına bir diğer sebep,

yenilenme gereklilikleridir. Bu bağlamda hükümlerin üzerinde “tecdîd” tabirine

rastlanabilir83. “İsticâline tekrâr emr yazılmışdır” kayıtları ise, belirli bir süre içinde

yapılması gereken bir emrin geciktirilmemek üzere ve uyarı manasında tekrar

verilmesi ile alakalı olmalıdır84. Defterlerde bir emrin acele yapılması gerektiği halde

yerine getirilmediğine dair hükümler mevcut olduğu gibi, işin önemine bağlı olarak

bir emrin farklı aylarda tekrar verildiği görülmektedir.

Sayılan sebeplerden dolayı tekrar yazılan bu tür fermanların defterdeki

kayıtlarında bunun belirtilme gerekliliğinin olması, Mühimme defterlerinin birer sicil

kayıtları olduklarını göstermektedirler.

5. Fermanların Teslim Edilmesi: Mühimme defterlerinin ilk örneklerinden bu yana, görülen kayıtlardan biri

de fermanların kimlere teslim edildiğine düşülen notlardır. XVII. yy için bu durum

yüzyılın sonuna değin devam etmiştir. Yalnızca defterlerde, yüzyılın ortasından

itibaren görülen bu tür muamele kayıtlarının ortadan kalkması ile azalma

görülmektedir. Sözü edilen kayda Şikayet defterlerinde de rastlanılmaktadır.

Defterlerde fermanların teslim edildiği görevliler hükümlerin üst

kısımlarında yer almaktadırlar. Bunun hüküm içinde zikredilmesi nadir rastlanan bir

bir Ordu mühimmesi olan MD 81 s.5 h.11, s.29 h.65 ve s.117 h.268’de “Âsitâne-i saâdetten verilen emr üzerinde buyrulmuşdur” denmektedir. 82 MDZ 10 s.171’de “Âsitâneye ihzâr oluna deyü tekrâr emrler üzerinde buyrulup emri yazılmışdır” ve s.176’da “Bu emr-i şerîf tekrâr arz olundukda yüz yirmi akçe resm verile deyü fermân olmağla emr-i sâbık üzre buyrulmuşdur” kayıtları mevcuttur. 83 Bu durum, daha çok padişahların değişmesi sonucu emirlerin yenilenme zorunlulukları ile alakalıdır. Bu bağlamda MD 82, 1026 yılı kayıtlarını içerip bu yıl I.Ahmet’in yerine I.Mustafa’nın padişah olduğu yıl olduğundan bu türden kayıtlara özellikle değişikliği haber veren s.98 ve s.156 sonrasında sık sık rastlanır. 84 Mübahat S. Kütükoğlu, üzerlerinde bu tür kayıtlar bulunan hükümleri, emrin süratle yapılması esasına dayalı ve emrin tehdid kısmını ihtiva eden “tekīd” rüknüne bağlamaktadır (a.g.e, s.118).

Page 38: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

27

durumdur85. Genellikle “buyurdum ki” kısmından sonra fermanı götüreni kasteden

bir boşluk görülmekte ve “… vusûl buldukta/vardukda ...” şeklinde devam

etmektedir86. Bu durum fermanı götürme işinin mühimme kaydı yazılırken henüz

kesinleşmediğini düşündürse de aynı boşluklar fermanın kendinde de mevcuttur87.

Yine de defterlerde bu kayıtların hüküm içerisinde değil de üst kısımlarında yer

almaları, bu kayıtların daha sonra not edildiğini düşündürmektedir. Bu kayıtların

yanlarında bazen tarihleri de mevcuttur. XVII. yy Mühimme defterlerinde fermanın

teslim ediliş tarihinin, başlık tarihinden daha sonra olduğu görülmektedir.

Fermanların teslim edildiği görevliler arasında baş sırayı çavuşlar

almaktadır. Odabaşı88, kapıcılar89, silahdar90, bostancıbaşı91, cebecibaşı92 diğer

görevliler arasındadır. Bu görevliler daha çok merkez tarafından atananlardır. Bunun

dışında fermanın asıl muhatabı da kendi emri altında bulunan birini bu iş için

görevlendirebilir93. Yukarıda sayılan bu görevliler dışında, yine aynı görevlilere

iletilmek üzere fermanların bazı üst yetkililere teslim edildikleri görülmektedir94.

Ayrıca bu kişilerin emirleri altında bulunan kapı kethüdaları gibi görevliler de

fermanların teslim edildiği kişiler arasındadır95.

Mühimme ve Şikayet defterlerinde fermanları teslim alan görevliler

arasında çavuşbaşına sıklıkla rastlanmaktadır. Bu kayıtların fazlalığı, çavuşbaşının

fermanı muhatabına bizzat ulaştırmak yerine ulaklık hizmetinde bulunacak kişiye

85 Örneğin KK 70 s.159. 86 Heyd, a.g.e, s.10. 87 Ancak bu kayıtlar defterlere nazaran fermanlarda daha sık görülmektedir. Örneğin; A.DVN 27/60, 28/87, 29/31. Uriel Heyd fermanlardaki bu kayıtların da sonradan eklenmiş olduklarını söylemektedir (a.g.e, s.10). 88 KK 70 s.33, s.173. 89 KK 70 s.290; MDZ 8 s.201 h.1076; MD 78 s.10 h.25. 90 MD 75 s.9 h.24. 91 MD 79 s.237 h.588. 92 MD 81 s.68 h.148. 93 KK 70 s.93; MD 75 s.84 h.143; MDZ 8 s.62 h.287-288; KK 71 s.170, s.329; MD 78 s.10 h.25, s.475 h.1220; MD 79 s.382 h.973, s.510 h.1301; MD 80 s.164 h.164; MD 89 s.37 h.96, s.38 h.98. 94 KK 70 s.26, s.196; MDZ 8 h.333; MD 79 s.515 h.1312; MD 80 s.460 h.1099; MD 89 s.20 h.55, s.29 h.75, s.44 h.114. Sadrazam, Nişancı ve Tezkireciler bu yetkililer arasındadır. Ayrıca maliyeye dair hükümlerin defterdara verilebildiği görülmektedir. 95 Örneğin MD 75 s.103 h.179 ve MD 78 s.872 h.3073’de ferman Kapudan paşaya tabi bir ağaya, MD 76 s.109; KK 71 s.157’de ise Sadrazam kethüdasına verilmiştir.

Page 39: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

28

ilettiğini düşündürmektedir. Yani muhtemelen çavuşbaşı teslim aldığı fermanları

emri altındaki görevlilere veriyordu. Fermanın çavuşbaşına verildiğini belirten

notların yanında genellikle “açık” tabirine rastlanmaktadır. Bu ifade birçok farklı

yönden algılanmaya müsaittir. Çünkü ferman herhangi bir kağıt parçası olmadığı ve

bu şekilde muamele görmediği gibi yazılmasından, ilgili muhataba teslimine kadar

birçok aşamadan geçmekteydi. “Açıkdan çavuşbaşına verilmişdir” tabiri bugün tam

olarak bilemediğimiz bu aşamalardan biri için kullanılıyor olabilir. Örneğin bu

tabirin bir kağıt olarak fermanın saklanma şekliyle alakalı olduğu, ilk akla gelecek

seçeneklerden biridir. Ayrıca “açık” tabirinin verilme hususu dışında fermanları

niteler şekilde kullanıldığı görülmektedir. Örneğin MD 80 s.116 h.298’de “Selam

Çavuş resîde edüp açık almışdır” denmektedir. MD 87 s.98 h.286 ve h.287 de ise

“beş hil‘at ile beş tane açık emr gönderilmişdir” kaydı vardır. Bundan başka fermanı

götürecek memur hakkında bu ifadeye başvurulduğu düşünülebilir. Yani söz konusu

ifadenin çavuşbaşıya teslim edilen fermanı götürecek memurun seçilmesi ile ilgili

olduğu ileri sürülebilir. Bu tabirin özellikle “ortası açık”96 tamlamasıyla kullanılması

bu görüşü destekler gibidir. Burada akla, fermanlarda ve defterlerdeki hükümlerde

görülen “buyurdum ki” ile “vardukda” arasındaki boşluk gelmektedir. Yukarıda da

sözü edildiği üzere bu boşluklar fermanı götüren kimsenin belirtilmesine ayrılmış

boşluklardır. “Ortası açık” ifadesinin buradaki boşluğu kastettiği düşünülebilir97. Bu

varsayımlara dayanarak ister görevli memurun kadrosuyla ilgili olsun, ister bir

görevlinin belirlenmesi olsun bu işin çavuşbaşı kontrolünde gerçekleştirildiği

sonucuna varılabilir. Çavuşbaşılık makamının öneminin XVII. yüzyılda arttığı98 göz

önüne alınırsa çavuşbaşının fermanların dağıtılması sürecinde oynadığı rol ile ulak

hükümlerinin bu yüzyılda ortadan kalkması arasında bir bağ kurulabilir. Ancak

hemen belirtmek gerekir ki bu tabire çavuşbaşı dışında başka görevlilere de fermanın

teslimi ile alakalı olarak rastlanmaktadır99.

96 MD 79 s.431 h.1082; MD 80 s.42 h.113, s.58 h.153; A.DVN.MHM 939 s.19; A.DVN.MHM 940 s.25; MD 93 s.36 h.196; A.DVN.d 796 s.7. 97 MD 89 s.6 h.18’in üzerine “ortası açık yazılmışdır” notu düşülmüştür. 98 Murat Uluskan, “Divan-ı Hümayun Çavuşları”, yayımlanmamış doktora tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul 2004, s.101. 99 KK 71 s.12, s.82, s.103, s.120, s.148, s.316, s.325, s.328, s.341, s.361, s.365, s.376; MD 79 s.467 h.1196; MD 80 s.95 h.247, s.202 h.507, s.211 h.535. Bu görevliler arasında en fazla görülen kethüdadır.

Page 40: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

29

Bu hususa dair bir diğer dikkat çekici ifade “ortası dolmuşdur” şeklinde

alınan notlardır100. Bu ibare fermanın ilgili yere götürülmesi sırasındaki taşınma tarzı

ile alaka kurulmaya çalışılan “ortası açık” tabirinin pek uygun olmadığını

göstermektedir. Fermanı götürecek görevli ile “ortası dolmuşdur” kaydı arasında

bağlantı kurmak için eldeki iki örnek yeterli sayılmazlar. Bu örnekler 79 numaralı

Mühimme defterinde yer alıp s.101 h.255 üzerinde “ortası dolup … verilmişdir” ve

s.510 h.1302’de “ortaları dolup kul yazılmamışdır”’dır. Bu örneklerin doğru bir

şekilde değerlendirilmesi ancak, asılları olan fermanların bulunup incelenmesi

sonucu gerçekleşebilir.

Bundan başka bazı Mühimme defterlerinde yer alan ulak hükümleri ile

fermanların yollanması arasındaki bağıntı tam olarak çözülebilmiş değildir. Ulak

hükümlerinin fermanın ilgili yere götürülmesi işiyle alakalı olduğu

düşünülmektedir101. Ulak hükümlerinin her Mühimme defterinde yer almayışı bu

düşünceyi zayıflatsa da bu kayıtlar defterdeki hükümlerle ilgili olmalıdırlar102. XVII.

yy Mühimme defterlerinde ulak hükümlerine az rastlanmaktadır103. Ancak bazı

teslim kayıtlarının yanında fermanın ulak hükmüyle birlikte teslim edildiği

belirtilmektedir104. Aynı notlar bir olayın halli için gönderilen ve mübaşir olarak

adlandırılan görevli ile ilgili olarak da alınmıştır105.

Fermanın teslimi dışında bir nedenden iptal edilen emirlerin defterlerindeki

kayıtlarında bu durum açıklanmıştır. Çoğunlukla görülen, hükmün üzerinin

çizilmesidir. Ancak bazen “bu hükm verilmedi” gibi notlar da bulunmaktadır106. Bu

100 KK 71 s.299; MD 80 s.134 h.348. 101 Uluskan, a.g.t, s.125-127. 102 Heyd, a.g.e, s.22. 103 Bu seri içinde sadece MD 93 ve MD 94’te defterlerin son sayfalarında bu kayıtlara rastlanmaktadır. Dolayısıyla bu konu hakkında kesin bir şey söylemek zordur. 104 Örneğin KK 70 s.368; MD 75 s.72 h.116, s.191 h.382. 105 MD 75 s.196; A.DVN.MHM 936 h.4, h.21. Ayrıca MD 79 s.470 h.1207’de “çavuşbaşı tezkiresi mûcibince Mehmed Çavuş mübâşir yazılmışdır” kaydı bulunmakla, mübaşir tayinlerinde çavuşbaşıların rolü görülmektedir. Bu konuda bkz. M. Uluskan, a.g.t, s.109-110. 106 Örneğin KK 71 s.280, s.283, s.416; MD 76 s.58 h.146, s.106 h.270; MD 77 s.234 h.640; MD 78 s.48 h.129, s.107 h.283, s.113 h.297, s.377 h.970, s.408 h.1048; MD 79 s.30 h.74 s.83 h.211, s.118 h.295; MD 80 s.35 h.96, s.62 h.164, s.471 h.1119; MD 88 s.66 h.182, s.76 h.154. Ayrıca MD 83 s.66

Page 41: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

30

tür durumlarda hüküm üzerlerinde yer alan muamele kayıtları düzenlilik arz

etmezler. Örneğin fermanın yazıldığını haber veren “==” işareti iptal edilen

hükümlerde pek görülmez. Zaten iptal edilen bir hükmün fermanın yazılması

beklenemez. Ancak ferman, yazıldıktan sonra da iptal edilmiş olabileceğinden

muamele kaydı deftere işlenmiş olabilir.

B-Tarihleme Usulü:

Mühimme defterlerinde yer alan tarih kayıtları XVII. yüzyılın ilk yarısında

gün başlıkları ile beraber verilmişlerdir. Daha sonra ise bu usul terk edilerek evail-

evasıt-evahir olmak üzere onar günlük dilimler halinde her hükmün sonunda yer

almışlardır.

Bu değişim defterlerde yer alan hükümlerin ve fermanların yazılması sırası

ile yakından alakalıdır. Bu durum işlemlerin tarihleriyle bağlantılı olduğundan

defterdeki tarih kayıtları, yazıldı işareti ve hükümlerin “eyleyesin” şeklinde

sonlanmaları birlikte ele alınmalıdır. Daha önce de sözü edildiği üzere XVII. yüzyılın

ilk yarısındaki defterlerde yer alan hükümler -bazı özel hususlar dışında- fermanların

müsveddelerini teşkil etmekte yani fermanlardan önce yazılmaktaydılar. Sözü edilen

dönem içerisindeki hükümler “… eyleyesin”, “… olasız” şeklinde sonlanmaktadırlar.

Tarihler başlık halinde bulunmaktadırlar ve yazıldı işaretleri hüküm yanlarında

mevcuttur. Tarihleme usulünde evâil-evâsıt-evâhir şeklinde görülen değişim sonrası

ise hüküm sonları “… deyü yazılmışdır” şeklinde nihayete ermektedir. Ayrıca

fermanların yazıldığını haber veren yazıldı işaretleri ortadan kalkmıştır. Burada artık

defterlerdeki hükümlerin fermanlardan sonra yazılmaları söz konusu olmuştur.

Fermanların yazıldığı hüküm sonlarında açıklığa kavuşturulduğundan yazıldı

kayıtlarına da ihtiyaç kalmamıştır107.

h.103 üzerinde “bu nâme yazılmışken gönderilmek iktizâ etmemeğin gönderilmeyüp alıkonulmuşdur” kaydı vardır. 107 Bu konuya s. 43-44’te değinilmiştir.

Page 42: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

31

1. Tarih Başlıkları: Mühimme defterlerinde yer alan tarihlerdeki belirsizlikler, bu tarihlerin

fermanların yazıldıkları günler veya divanın toplanma günleri oldukları şeklinde iki

farklı görüşün ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Bu tartışmanın başlangıcını defterlerdeki tarih başlıklarının divan gününü

temsil ettiğini belirten Uzunçarşılı’ya108, Heyd’in karşı çıkması teşkil etmektedir.

Heyd’e göre bu tarihlerin divan günü olması mümkün değildir. Buna gerekçe olarak

defterlerdeki tarih başlıklarının divanın toplanma günleri olarak kabul edilen

cumartesi, pazar, pazartesi, salı günleri dışında diğer günleri de taşımasını, bu tarihler

arasındaki zaman aralığının bazen iki haftayı aştığını bunun bir günde yüzlerce

kararın alındığı gibi anlamsız bir sonuç doğuracağını göstermektedir. Ayrıca

fermanın muhatabına iletmek üzere bir görevliye teslim tarihinin bu başlık

tarihlerinden önceye denk gelen hükümlerin bulunduğunu, fermanın divan gününden

önce yazılmasının imkansız oluşundan bu tarihlerin ancak hükmün yazılması tarihi

olduğunu belirtmektedir109.

Defterlerde verilen gün adları ve rakamlar her zaman birbirleriyle tutarlı

değildir. Yani 5 Ramazan salı günü olarak belirtilmiş bir tarihin, devamında 6

Ramazan çarşamba yerine perşembe olarak kaydedildiği görülebilmektedir. Heyd’in

takvim değişikliğine indirgediği gün adları ve rakamlar arasında görülen tutarsızlık,

Kütükoğlu’nun bu tarihlerin divan gününü işaret ettiği düşüncesinin dayanaklarından

biri olmuştur. Ona göre katiplerin içinde bulundukları günü yanlış bilmeleri düşük

bir ihtimaldir. Oysa hükümler yazılıyor iken daha önce gerçekleşen divan gününü

hatırlamak ve bunu tarihle ile düzgün bir şekilde birleştirmek hata yapmaya daha

müsaittir. Ayrıca Heyd’in temas ettiği fermanların teslim tarihinin defterdeki başlık

108 İsmail H. Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, 2. bs., Ankara 1984, s. 80-81. 109 Heyd, a.g.e, s.25-27.

Page 43: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

32

tarihlerinden daha önceye denk gelmesi durumu örneklerinin az oluşu sebebiyle bir

görüşün parçası olmak için yetersizdirler110.

Sözü edilen durum XVII. yy için de geçerlidir. Fermanların muhataplarına

iletilmek üzere bir görevliye teslim tarihi genellikle başlık tarihinden sonradır. Ancak

fermanın divanda yazılıp ilgili kişinin kendisine veya iletecek kişiye teslim

edildiğine işaret eden bazı kayıtlar mevcuttur. Bu kayıtlar örneklerinin azlığı

nedeniyle bir görüşün parçası olmaktan uzaktırlar. Ancak gene de göz ardı

edilmemeleri gerekir. Örneğin 25 Cemaziyelevvel 1020/5 Ağustos 1611 tarih başlığı

taşıyan sayfada111 yer alan hüküm üzerinde “Bu emr Vezîr-i Defterdâr saâdetlü

Ahmed Paşa hazretlerine teslîm olunmuşdur fî 25 Cemaziyelevvel” kaydı vardır. KK

70 s.93’de hüküm üzerinde “Dîvânda almışlardır”; s.159’da yevmü’s-selâse 3 Receb

1013/25 Kasım 1604 tarihi altındaki hüküm için “Dîvânda Salı gün Efendi hazretleri

müsveddesi mûcibince yazılup Sâhib-i saâdete verilmişdir fî 3 Receb”, MD 75 s.289

h.604 üzerinde “Dîvân-ı hümâyûnumda Sâhib-i saâdete verilmişdir”112; s.301

h.634’de “Dîvânda Baş Tezkireci Mehmed Efendiye verilmişdir”; KK 71 s.4 “Vezîr

Hasan Paşa Hazretleri taraf-ı saâdetlerinden yazılup emri Haydar Çavuşa verilmişdir

târîh-i mezbûr dîvân-ı hümâyûn” gibi örneklerden bazı emirlerin divan günü

yazıldığını öğrenmekteyiz.

Defterlerdeki tarihlerin divan gününü ve yahut hükümlerin yazılış

tarihlerini temsil ettiği ikileminin kesin bir sonuca ulaştırılması, Osmanlı Devleti’nin

defter tertip usulünü göstermesinin yanı sıra fermanın ve bunun deftere

yazılmasındaki önceliğini de ortaya koyması açısından önemlidir. Gerçi fermanların

teslim tarihinin başlık tarihinden sonraya gelmesi bu önceliği göstermede yetersizdir.

Çünkü başlık tarihi divan günü olarak kabul edilirse hükümlerin deftere geçme tarihi

açıklanamayacağından geriye sadece doğal sonuç olarak sonradan yazılan fermanın

gönderilme tarihi kalır. Ancak söz konusu tarihler hükümlerin deftere yazılma 110 Kütükoğlu, a.g.m, s.100-101. 111 A.DVN.MHM 938 s.51. 112 Mühimmelerde yer alan emirler büyük divanın kararlarını temsil etmekle birlikte bunların yazıldığı ve yahut teslim edildiği yerle ilgili olarak “Sâhib-i saâdet kapusunda yazılmışdır”, “Sâhib-i saâdet kapusunda Hacı Efendi almışdır” gibi kayıtlara rastlanılmaktadır. KK 70 s.159, s.171, 242, 261; MD 75 s.93 h.158, s.294 h.618.

Page 44: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

33

tarihini teşkil ediyorsa ve fermanın teslim tarihi bundan sonraya denk geliyorsa,

defterlerin fermanlardan daha önce yazıldığı sonucu çıkar. Heyd, defterlerdeki

kayıtların fermanlardan önce yazıldıklarını yani bu kayıtların fermanların suretleri

olamayacağı iddia etmektedir. Buna gerekçe olarak defterlerdeki kayıtların üst

kısmında yer alan ve fermanın yazıldığını işaret eden “==” “yazıldı” notunu

göstermektedir. Buna göre ferman, sureti deftere geçmek üzere daha önce yazılıyor

ise, defterlere böyle bir notun düşülmesi manasız hale gelir. Ancak defterdeki kayıt,

bir taslaktan yazılıyor ise fermandan bağımsız olacağından, fermanın yazılıp

yazılmadığı hususu notunu almaya değer hale gelir113. Gerçekten de fermanın

yazıldığını gösteremeye hizmet eden bu işaretin114 defterlerde bulunması ancak

defterlerin önce tutulması ile alakalı olabilir. Ancak defterlerdeki hükümlerin bir

taslağa göre yazıldığı hususu XVII. yy için daha nadir görülen bir durumdur115.

Defterlerdeki yazıldı işaretlerini arzlar üzerinde de görmek mümkündür.

Örneğin, İkinci vezir Halil Paşanın tasarrufunda bulunan Selanik’teki topraklarına

bazı kimselerin müdahale etmesinin önlenmesine dair olan arzın bir aya yakın bir

süre sonra karara bağlandığı görülmektedir. Arz üzerinde yer alan yazıldı kaydına

göre ferman defterdeki tarihten bir ay sonra çıkmıştır 116. Bu tür örnekleri çoğaltmak

mümkündür. Mesela, Celaliler üzerine yapılacak sefer için Aydın civarından asker

talebine halkın cevap verememesi ve bu talebin geri çekilmesi ricasını içeren

“evâhir-i Şevval 1010/13-22 Nisan 1602” tarihli arz117 “selh-i Şevval 1010/25 Mart

113 Heyd, a.g.e, s. 24. 114 Fermanın verilmediğini belirtmek için üzeri çizilen ve yahut “bu hükm verilmedi” kayıtlarının bulunduğu hükümlerde “yazıldı” işaretine rastlanmaz. Yani fermanın yazıldığını haber verme hassasiyeti, tersi durumda hükmü geçersiz kılmak amacıyla da gösterilmiştir. Fermanın çıkması için ilk yapılan işlemlerden olan ve emrin buyrulduğunu belirten işaret ise bu tür kayıtların bulunduğu hükümler üzerinde görülmektedir. 115 Bu konuya Fermanların Kaydı Meselesi başlığı altında değinilmiş ve defterlerdeki hükümlerin çoğunlukla ilk kayıtlar oldukları açıklanmaya çalışılmıştır. Bkz. s.19-24. 116 Arz A.DVN 9/82 künyesine sahip olup tarihi evâsıt-ı Ramazan 1010/5-14 Mart 1602’dir. Arzın hükmü KK 70 s.479’da 22-26 Ramazan 1010/16-20 Mart 1602 tarih başlıkları arasında yer almaktadır. Fermanın yazılma tarihi ise evâhir-i Şevval 1010/14-22 Nisan 1602’dir. Fermanların yazıldığı ayın son on günlük dilimi içinde yer aldığı örnekler dikkat çekici derecede fazladır. Arzların ise karara bağlanma süreçleri, defterlerdeki kayıtlarıyla karşılaştırıldığında, yirmi gün civarındadır. MDZ 10’da da bu konuya örnek teşkil edecek bir kayıt bulunmaktadır. 6 Rebiülahır 1054/12 Haziran 1644 tarih başlığı altında yer alan bir hükmün üzerinde “buyruldusu Rebiü’l-evveldedir” kaydı vardır. MDZ 10 s.48 h.148. 117 14-22 Nisan 1602. A.DVN 9/96. Arzda sözü edilen asker talebinin Serdar Hasan Paşa emriyle olduğu belirtilmiştir. Bu emrin sureti aynı dosyada 75 numaralı vesikadır. Tanıtma yazısı olarak

Page 45: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

34

1602” tarih başlığı altında mühimme defterine kaydedilmiştir118. Arzın üzerindeki

yazıldı işaretinin tarihi ise “evâhir-i Zilkade 1010/13-21 Mayıs 1602”dir. Bu örnekler

fermanın defter kaydından sonra yazıldığını düşündürtmektedir. Bu düşünceye bir

diğer örnek defterlerde sıkça rastlanan bazı boşluklardır. Defterlerdeki bazı boşluklar

kasıtlı bırakılmış olabilir. Bu durum hükmü yazma düzeni ile alakalı olmalıdır119.

Özellikle görevi belirtilmiş ama isim kısmı boş bırakılmış hükümler, emri yerine

getirecek olanın kişi değil, makam olduğu gerçeğini ortaya koymaktadırlar120. Ancak

“[boş] kādısına hükm ki ...” gibi başlayan hükümler, fermanın daha önceden yazılmış

olabileceği düşüncesini sarsmaktadır. Yine MD 77 s.219 h.612 üzerinde bulunan

kayıt hayli ilginçtir: “mâliyeden yazıla İbrahim Efendi”121. Eğer ferman defterden

önce yazılıyor olsa idi bir şekilde mühimme defterine işlenmiş bir hükmün

fermanının nereden yazılacağı tayinine gerek olmazdı. MD 85 s.27 h.66’da ise bir

görevle ilgili olarak yolculuk edecek olan Kapıcıbaşı Mustafa ve yanındaki

“Serdar Hasan Paşa tarafından Aydın sancağından yedi yüz nefer tüfenk-endâz ihrâcı için vârid olan emr-i şerîf sûretidir” kaydı vardır. Suretin sonunda yer alan tarih Şaban 1010/Ocak 1602’dir. Bu emir KK 70’in 557. sayfasında kayıtlıdır. Ancak defterde yoğun şekilde görülen ciltleme hataları sebebiyle tarih tespiti yapılamamaktadır. Surete ayrıca “Ref‘ olunmak buyruldu” kaydı da düşülmüştür. Böyle bir hassasiyet bu evrakların saklanma koşullarının olumluluğuna işaret eder. A.DVN dosyalarında farklı gömleklere dağılmış olup aynı konuya binaen yazılmış arz, ferman sureti vs. evraklarda zamanında bir arada olduklarını düşündürecek belirtiler bulunmaktadır. Bunlardan en belirgini daha önceden birbirlerine bağlanmış oldukları halde sonradan ayrıldıklarını gösteren dikiş izleridir. Bu tür belgelerin mantarlanma/çürüme izleri bile çoğu zaman aynıdır. (örneğin A.DVN 11/33, 11/50, 11/53, 11/53a, 11/60) Bunlar muhtemelen bir arada tutuluyor ve konu ile yeni bir işlem yapıldığında bu eski kayıtlarına işleniyordu. Hatta çoğu arz arkasında görülen ve belgenin özetini ihtiva eden tanıtım yazıları bu amaca hizmet etmekteydi. Bu tanıtım yazıları genellikle yelpaze biçiminde katlandığı anlaşılan belgenin arkasında ve üst kısmında yer almaktadırlar. Bu sayede aranan bir belgeyi kolayca bulabilmekteydiler. 118 29 Nisan 1602. KK 70 s.564. Bir arzı Mühimme defterindeki kaydıyla karşılaştırdığımızda büyük benzerlikler olduğu fark edilmektedir. Hükümlerin nakil kısımları arzlar ile neredeyse kelime kelime aynıdır. Bu görüş daha önce Uriel Heyd tarafından da ortaya atılmıştır (a.g.e, s.8). Arz ve fermanı söz konusu olduğunda benzerlik, ihtiva ile sınırlı kalır. Çünkü fermanlar asıl belgeyi ifade ettiklerinden bazı rükün ve şartlara sahiptirler. Bu konu için bkz. Kütükoğlu, a.g.e, s.99-116. Bu durum dikkate alındığında sıralamada ilk belge olan arz, fermandan çok defterdeki hükmün yazılmasına temel alınmış gözükmektedir. 119 MD 89 s.105 h.261’de yazılı hükmün muhatabı boş bırakılmış altta sekiz farklı muhatabına birer suretleri yazıldığı kaydedilmiştir. Sonrasında “Zikr olunan sekiz sancak nevrûzda Tersâne-i Âmîre’de mevcûd olmak üzre müstakil ahkâm-ı şerîfe yazılup buyruldusu hıfz olmuşdur” denilmektedir. Bu gibi hükümlerin diğer örneklerinde hükmün kendisi ve varsa bir sureti kastedilerek “bu iki hükm” denmektedir. Burada muhatabı boş bırakılmış ve yazılı halde bulunan hüküm diğer yazılacaklara taslak görevi görüyor olmalıdır. 120 Bu durum dönemin işleyişi ile alakalı olmalıdır. Nasıl ki sadece “Vezîr Mehmed Paşaya hükm ki” kaydı, içinde bulunduğumuz dönemde anlamlandırılamayıp ait olduğu dönemde gayet iyi bilinen bir kişi olarak tarafımızdan doğal karşılanabiliyorsa bu durumda aynı tepkiye değerdir. 121 Bu defterde görülen tezkireciler Esad ve Mim Efendilerdir. İbrahim Efendi’ye defterin başka bir yerinde rastlanılmamaktadır.

Page 46: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

35

hizmetlilere yolda yardımcı olunmasına ve engel çıkarılmamasına dair olan bir asıl

ve beş suret olmak üzere altı hüküm üstüne “Bâ-hatt-ı Hazret Efendi, kazâyâ-yı

Kapucıbaşı Mustafa Ağa, bu altı kıt‘a emirleri kapıcıbaşı beğenmemekle gayrı sûret

üzre yazılmışdır, böylece hıfz-şüd” kaydı vardır. Bu kayıttan da anlaşılan yine

fermanın defterdeki bu kayıtlar kullanılarak yani daha sonra yazıldığıdır. MD 89 s.60

h.151 üzerinde “bu müsveddeden sonra … deyü fermân olmağla emîne teslîm

olunmuşdur” denilmektedir. KK 70 s.17’de hükmün üzerine önce “Sâhib-i saâdet

hazretlerine tekrâr arz oluna” notu alınmış122 sonra bunun üstü çizilip yanına “yazıla”

kaydı düşülmüştür. Bu son iki örnek de Mühimme defterlerinin fermanlarla ilişkisini

ortaya koymaktadır.

XVII. yy Mühimme defterlerindeki tarih başlıklarında haftanın her gününü,

bazen aralıksız, görmek mümkündür123. Bu durum divanın cuma, cumartesi, pazar ve

pazartesi toplandığı bilgisiyle uyuşmamaktadır124. Bazen de iki tarih başlığı arasında

uzun boşluklar vardır125. Defterlerdeki ciltleme hatalarını ve eksik birçok parçanın

başka tasniflerden tamamlanabilmesi gerçeğini göz önünde bulundurursak bu

durumun değerlendirmeye alınmaması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Ancak bazen

de uzun boşlukların tersine tek bir yaprakta iki tarih başlığı görülebilmekte bu da bir

divan toplantısında bir veya iki kararın alındığı sonucunu doğurmaktadır ki bu, çok

özel durumlar dışında, normal bir durum değildir. Sözü edilen duruma ait örnekler

defterlerde mevcuttur.

Savaş nedeniyle divanın İstanbul dışında toplanması sonucu ortaya çıkan

Ordu mühimmeleri ile İstanbul’daki divan kayıtlarını ihtiva eden Rikab mühimmeleri

aynı zaman diliminde tertip edilmişlerdir. Ancak bahsedilen tür farklılıklarından

122 Tekrar arz edilme hususunun başka örnekleri de mevcuttur. MD 78 s.508 h.1202 üzerinde “Bunun hükmü tekrâr arz olundukda verilmemişdir”; MD 79 s.261 h.654’de “Tekrâr arz olundukda Ulya Efendi hâttıyla buyrulmuşdur”; MDZ 10 s.176 h.681’de “Bu emr-i şerîf tekrâr arz olundukda yüz yirmi akçe resm verile deyü fermân olmağla emr-i sâbık üzre buyrulmuşdur”. 123 Mübahat S. Kütükoğlu yukarıda yer verilen Heyd’in bu görüşüne, özellikle XVI. asrın sonları için, divanda görevli katiplerin nöbet listelerini öne sürerek karşı durmaktaysa da XVII. asır için böyle bir durumun varlığını kabul etmektedir (agm, s.100). 124 Feridun Emecen, bu muayyen günler dışında divanın toplanabildiğini vurgulamaktadır (a.g.m., s.123). 125 Defterlerde yer alan tarih kayıtlarında mevcut problemler için bkz. David, a.g.m, s.178-179.

Page 47: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

36

dolayı tarihleme usulü olarak herhangi bir karşılaştırmadan uzaktırlar. Bunun

yanında aynı tür özelliğine ve tarihlere sahip bazı kayıtlar ise hatalı ciltleme

sebebiyle farklı defterlere dağılmış durumdadırlar. Bu durumda aynı yılın farklı

aylarının başka başka defterlere dağılmış olması beklenebilir. Örneğin MD 80’de

1023/1614 yılına ait görülen son tarih 2 Safer/14 Mart’tır. A.DVN.MHM 939 ise

1023/1614 yılının Safer ayıyla başlamaktadır. Ancak bu aya ait ilk tarih kaydı 15

Safer/27 Mart’tır. Bu tespitten, İstanbul’da toplanan divanın kayıtlarını içeren bu iki

defterin birbirlerinin devamı olduğu anlaşılmaktadır. Sözü edilen duruma XVII.

yüzyılın ikinci yarısında sıklıkla rastlanır. Ancak XVII. yüzyılın ilk yarısında bu

türden örnekler daha azdır. Bu dönemde daha çok, aynı zaman dilimine ve aynı tür

(Rikab veya Ordu mühimmesi) özelliklere sahip, farklı defterlere dağılmış kayıtlar

bulunmaktadır. Örneğin MD 76’da 1016/1607-1608 yılının Rebiülahır-Zilhicce

ayları arası Rikab mühimmesi kayıtları mevcuttur. MDZ 8’de ise 1016/1607-1608

yılının Cemaziyelahır-Zilkade ayları arası Rikab mühimmesi kayıtları vardır. Aynı

özelliklere sahip olmalarından dolayı iki farklı deftere dağılmış bu kayıtların bir

defterde toplanması gerekirdi. Bu durumda bir ciltleme hatasının olduğu kesindir.

Ancak kayıtları aynı defterde olsa dahi her iki defterdeki ayların birbirine paralel

gittiği görülmektedir. Bu kayıtlar aynı defterde toplanmaya çalışılsalar dahi, cüzleri

birbirini ardına yerleştirmek düzgün bir tarih sıralamasını ortaya çıkarmaz. Ortaya

çıkacak sonuç Rebiülahır-Zilhicce 1016/Ağustos 1607-Nisan 1608 tarihli kayıtları ve

sonrasında tekrar aynı ayları ihtiva eden Cemaziyelahır-Zilkade 1016/Ekim 1607-

Mart 1608 tarihli cüzleri sıralamak olur. Zilkade 1013/Nisan 1605 tarihli kayıtları

içeren ve İstanbul’da tertip edilmiş olan MD 75, MD 76 ve MD 77 de durumun izahı

için örneklendirilebilir. MD 77 s.69’da tarih 18 Zilkade olarak verilmiştir. Sonraki

tarih MD 75 s.34 ve MD 76 s.151’de yer alan 22 Zilkade’dir. Bu tarihi MD 75

s.39’da bulunan 23 Zilkade ve MD 76 s.150 27 Zilkade tarihleri takip eder. Son

olarak MD 75 s.42’de 28 Zilkade 1013 tarihi kaydedilmiştir. Görüldüğü üzere aynı

ayın günlerini birbiri ardına takip edecek şekilde düzenlemek mümkün değildir.

Üstelik açıklanmaya çalışılan durum ciltleme hatası sonucu ayrı defterlere

dağılmamış bir yılın kayıtlarını içeren defterlerde de görülmektedir. KK 71 numaralı

Mühimme defterinin 1017/1608 yılı kayıtları bu duruma örnektir. Adı geçen yılın

Page 48: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

37

kayıtları Şaban ayı ile başlamış sonrasında Ramazan, Şevval, Zilkade ayları

sıralanmıştır. Bundan sonra Zilhicce ayı gelmesi gerekirken s.40 itibariyle tekrar

sırasıyla Ramazan, Şevval, Zilkade ayları mevcuttur. S.98 itibariyle aynı sıra tekrar

eder. Şekil özellikleri veya muhtevaları bakımından birbirlerinden farkı olmayan bu

kayıtlar için yapılabilecek tek yorum defterdeki cüzlerin aynı zamanda farklı

katiplerce kaleme alındığıdır. Üstelik izah edilmeye çalışılan durum için bu defter tek

örnek değildir. XVII. yüzyılın ilk yarısına ait defterlerin büyük çoğunluğunda bu

özellik göze çarpar. Birbirlerine paralel devam eden bu tarihlerin, divan gününü

temsil ettikleri düşüncesine göre tamamen aynı olmaları beklenir. Oysa defterlerdeki

tarihler çoğu zaman birbirlerinden farklı sırada gitmektedir. Örneği verilen KK 71’de

ilk Şevval ayı tarih kayıtları 8-28 Şevval arasıdır. S.40 sonrası görülen Şevval ayı ise

6-28 Şevval arasıdır. Bu iki cüz karşılaştırıldığında sadece 27 ve 28 Şevval’in her iki

cüzde yer aldığı görülür. Eğer Mühimme defterlerindeki tarih başlıkları divan

gününü temsil ediyor olsa idi farklı katiplerce birden fazla cüz tutulsa dahi tarih

sıralamasının aynı gitmesi gerekirdi126. Ancak tarih kayıtları defterlerin yazılma

günlerini temsil ediyorsa katiplerce farklı günlerde kaleme alındıklarından,

birbirleriyle tutarlılık gösteremeyebilirler.

Mühimme defterlerindeki verilerden elde edilen bu bilgiler ışığında XVII.

yüzyılın ilk yarısında mevcut bu tarih başlıklarının divan gününü değil, hükümlerin

yazılma tarihini temsil ettiğini söylenebilir. Ancak verileri değerlendirerek ulaşılan

bu görüş daha belirgin bilgilerle birleştirildiği takdirde kesin olarak

neticelendirilecektir. Üstelik sözü edilen durumun XVI. yy. için de geçerli olduğu

söylemek hatalı bir yaklaşım olabilir. Bürokratik işlemlerin zaman içerisinde

değişikliğe uğradığı göz önüne alınırsa bu tür konularla ilgili genelleme yapma

kaçınılması gereken bir tutumdur.

C-Ciltleme:

126 Ancak bir olayın ilanı söz konusu olduğunda tarih kayıtları doğal olarak aynı gün olmaktadır. Göreve yeni getirilen Reisülküttab’ın belirtilmesi, sadrazamın orduyla beraber bir kışlağa ulaşması bu olaylar arasındadır.

Page 49: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

38

Osmanlı divan kalemlerinde tutulmuş olan erken tarihli defterlerin

ciltlenmesi ile ilgili elde bulunan bilgiler oldukça yetersizdir. Genel olarak,

cüzler/parçalar halinde tutulmuş olan bu kayıtların, defter haline gelmeleri yani

ciltlenmeleri için, Osmanlı Devletinde XIX. yy’da meydana gelen arşivcilik

çalışmaları dönemi kabul edilmektedir.

Bu defterler arasında yer alan Mühimme defterlerinin de bahsedilen

dönemde ya da yazıldıkları dönemden daha sonraki bir dönemde ciltlendikleri kabul

edilebilir. Bu düşünceye sebep, Mühimme defterlerinde yoğun şekilde görülen

tarihleme hatalarıdır127. Öyle ki, bir defterde, tarih sırası atlamalı olarak, birçok yılın

bir arada olduğu görülebilir128. Bundan ziyade, bir yılın cüzleri/parçaları farklı

defterlere dağılmış durumdadır129. Aynı defter içinde döneminde farklı yerlerde

tutulmuş yani Rikab mühimmesi olarak İstanbul’da ve Ordu mühimmesi olarak sefer

yerinde veya kışlakta tutulan cüzlerin/parçaların da aynı defter içinde ciltlendikleri

görülmektedir130. Ayrıca defterlerde yer alan tarihlerin düzgün bir sırayla birbirlerini

takip ettikleri de söylenemez131. Aynı defter içindeki cüzlerin/parçaların, olması

gerektiği gibi, her zaman baştan sona değil; döneminde yapılması zor olan bir hata

sonucu, kronolojik olarak sondan başa doğru ciltlendikleri de olmuştur132. Daha da

vahim olanı, bloknot olarak tutulmuş bazı cüzlerin/parçaların kıvrılma yerlerinde

yapılan hatalardır. Örneğin; ADVN.MHM 938 numaralı, 1020/1611-12 tarihli defter,

Receb ayından başlayarak Cemaziyelahır, Cemaziyelevvel, Zilhicce, Zilkade,

Şevval, Ramazan ayları sırasını izlemekte ve Şaban ayında son bulmaktadır. S.35-37

127 Mühimme Defterleri serisine sonradan eklenmiş Mahlut Mühimmelerin ve zeyillerin ebru cilt ile yani aynı şekilde ciltlenmiş olmaları düşündürücü olsa da bunlar sadece tasnifleme hatası sonucu kendi serilerinden farklı durmaktadırlar. 128 Örneğin KK 71 numaralı 810 sayfalık defterde 1017/1608, 1018/1609, 1022/1613, 1024/1615, 1027/1617, 1028/1618 yılları mevcuttur. Yıl sırasına göre, ancak atlamalı olarak verilen bu tarihlerin ilk aydan son aya tam oldukları söylenemez. Bunlardan 1028/1618 yılı, Cemaziyelevvel-Cemaziyelahır-Receb olmak üzere sadece üç aydan ibarettir. 1018 yılının ise sadece Muharrem ayı mevcuttur. Ayrıca aynı yılı MD 78 ve MD 79 da kapsar. Aynı durum diğer tarihler için de söz konusudur. Bkz. Tablo 1. 129 Bkz. Tablo 1. 130 MDZ 8 ve MD 79 numaralı defterler bu türden defterlerdendir. 131 Örneğin 81 numaralı MD, Safer 1025/Şubat 1616’dan başlayarak birbirini ardı sıra takip etmeyen aylarıyla s.99’da Şevval 1024/Ekim 1615 yılına geriler. S.158’de 1017/1608 s.198’de 1022/1613 yıllarına atlamalar olduğu görülen defter s.250 itibariyle tekrar 1024/1615 yılına dönmektedir. 132 KK 70 ve MD 78 içindeki cüzlerde bu tür özellikler görülmektedir. Hatta bazı defterler tümüyle tersten ciltlenmiştir. Örneğin MD 88 böyle bir defterdir.

Page 50: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

39

Cemaziyelevvel ayından Zilhicce ayına geçişin olduğu sayfalardır. İşte bu bloknot

halindeki defterin sayfalarını s.35 ten itibaren geriye doğru çevirdiğimizde tarih

sırasının Zilhicce, Zilkade, Şevval, Ramazan, Şaban, Receb, Cemaziyelahır,

Cemaziyelevvel şekline kavuştuğu görülür. Tabi ki burada bir diğer sorun sayfa

numaralarının tersten verilmiş olmasıdır. Nihayetinde yanlış sayfa katlanımının göz

önünde bulundurulması gerektiği ve aynı türden hataların diğer ciltli defterlerde de

yapılmış olabileceği gerçeği ortaya çıkmaktadır.

XVI. yy MD’leri arasında yine ciltleme konusunda yapılmış en açık

hatalardan biri de 42 numaralı MD’de görülmektedir. 987-989/1579-1581 tarihleri

Mühimme kayıtlarını içeren defterin, 339-483 arası sayfaları 978/1570 tarihli tahvil

hükümlerini içermektedir133. 962/1554 tarihli bir ruus defterinin son sayfaları ise

993/1585 tarihli Mühimme Defteri kayıtlarından meydana gelmektedir134. Bunlardan

başka, farklı bir tasnifte olup, daha geç tarihleri havi yanlış ciltlenmiş bir diğer defter

209 numaralı Şikayet defteridir. Defter, ilk olarak 1069/1658-59 tarihli mali ahkam

kayıtlarını içerir. Sayfa 17-42 arası ise XVI. yüzyıla ait tahvil hükümleridir. Bundan

sonra son sayfa olan 50’ye kadar XVIII. yüzyıla ait şikayet hüküm kayıtları

bulunmaktadır.

Tüm bu hatalar göz önüne alındığında, defterlerin ait oldukları dönemden

daha ileri bir tarihte ciltlenmiş olduklarını söylemek gerekir. Ciltlenmek için ele

alındıklarında, kaleme alınmaları üzerinden yüzyıllar geçmiş olması muhtemel bu

cüzler halindeki kayıtların, gereği gibi ayırt edilememeleri, kendi dönemlerinde

yapılacak hatalardan, çok daha kabul edilebilir bir durum gibi gözükmektedir135.

Ancak eldeki bazı veriler bu konuda kesin sonuçlara varmayı engeller niteliktedir.

Örneğin Kamil Kepeci tasnifindeki 213 numaralı ve 962/1554 tarihli Ruus defterinin

restore evresinde sonradan yapıldığı belli cildi dışında, iç kapakta bulunan deri ciltte

133 Konu hakkında geniş bir açıklama için bkz. David, a.g.m, s.177, dipnot 45. Ancak makale yazarı belirtilen sayfalar arasındaki kayıtları Ruus defteri parçası olarak nitelendirmiştir. 134 KK 212 s.97-100. 135 Ciltleme konusu ile alakalı olmamakla birlikte kendilerinden çok önceki kayıtları değerlendirmek konusunda, Osmanlı kalemlerindeki memurların durumunu gözler önüne seren bir örnek için bkz. Emecen, a.g.m, s.112.

Page 51: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

40

defterden daha erken tarihli bazı kayıtlar görülmektedir136. Bu deri cildin, defterin

orijinal cildi olup olmadığını kesin bir biçimde bilmek tabi ki mümkün değildir.

Ancak zaten burada önemli olan cildin sağlamlığı için araya konulan kağıtlar

arasında bu gibi arşiv vesikası niteliğindeki sayfaların olmasıdır137. Sivas, Amasya ve

Zile gibi belirli bir bölgeyi içeren toprak meselelerine dair kayıtların bulunduğu bu

sayfalar deri cilt kapaklarına yapışık durumdadırlar. Burada akla gelen soru, geç

dönemde yapılan bir ciltlemede, 954/1547 ve 962/1554 tarihlerinin ne gibi bir fark

gözetilerek birinin, yani 954/1547 tarihli olanın, cilt kapağı olarak kullanıldığıdır.

Oysa dönemi içinde düşünüldüğünde, böyle bir zihniyetin varlığı daha anlaşılabilir

bir hal alır. Öte yandan elde mevcut bir diğer belge XVI. yy’da bazı defterlerin

ciltlendiğine işaret etmektedir.138 Bu defterler arasında Bağdat’tan gelen bir yoklama

defteri, ayak divanında alınan kararları havi bir Ruus defteri sayılmaktadır. Ayrıca

bunların ne gibi malzemelerle ciltlendiğine dair bilgiler de mevcuttur. 954/1547

tarihini taşıyan bu belgede Sadrazamlığı bundan 3 yıl önce sona ermiş Süleyman

Paşa zamanında tutulmuş bir Ruus defterinin de ciltlendiği kaydedilmiştir. Bir diğer

kayıt ise “Yanbolu şikârında olan ahkâm-ı şerîfe sûretine büyük mukavvâ cild

olmuşdur” şeklindedir. Ahkâm-ı şerîfe tabirine Divan kalemlerinden çıkan Mali

ahkam, Mühimme, Tahvil defterlerinden biri yakıştırılabilir. Ancak Ruus defteri

tabiri belgedeki diğer kayıtlarda açık olarak kullanıldığından, buna Ruus olduğu

halde farklı bir ad vermiş oldukları düşünülemez. Aslında bahsi geçen tarihten bir yıl

öncesine ait Yanbolu’da yapılan avlanma esnasında tutulmuş bir ruus defteri

mevcuttur139. Ancak hem söz konusu nedenden hem de ciltleme özelliklerinden aynı

defter olmadıkları söylemek mümkündür. Muhtemelen bu defter de Yanbolu’da iken

tutulmuş bazı kararları havi bir defter idi. Nitekim bu defter ve belgedeki bahsi geçen

diğer defterler gün ışığına çıkarılmayı bekleyen defterlerdir. Bundan sonra yapılacak

iş, ciltleme malzemesi ve tekniği bakımından bir karşılaştırma yapmaktır. Aynı

136 Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bu türden yani orijinal cildinin kesilmiş ya da tam olarak, yerinde bırakıldığı, ancak yıpranmış olduğu için koruma amaçlı yeni bir ciltlemenin yapıldığı defterlere başka tasniflerde de rastlanılmaktadır. 137 Bu deftere sayfa numarası verilirken, bu kayıtlarda deftere ait sanılıp s.1 ve s.238 numaraları verilmiştir. Oysaki bu kayıtlar defterdeki kayıtlardan yedi yıl önceye yani 954/1547 tarihine ait olup, dikey pozisyondaki deftere yatay şekilde konumlandırılmışlardır. 138 A.DVN 4/35. 139 KK 208.

Page 52: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

41

uygulama elde mevcut, tarih sırası gayet düzgün, herhangi bir karışıklığa mahal

vermeyen, XVII. yüzyıl ruus defterleri gibi, deri ciltli defterler içinde yapılabilir.

Mühimme defterleri için ise, XVIII. yy’da bunların defter formunda

olduklarına dair kayıtların bulunması nedeniyle XIX. yy’da yapıldığı düşünülen

ciltlemelerden daha önceki bir tarihte ciltlendikleri düşünülmektedir140. Gerçekten

de, daha önce örnekleri verilerek ciltlemenin döneminde olamayacağını belirttiğimiz

erken tarihli defterleri bir kenara bırakırsak, özellikle XVII. yy’ın ortaları itibariyle

Mühimme defterleri ve bu dönemde ortaya çıkan Şikayet defterlerinde dikkate değer

bir düzenlilik göze çarpmaktadır. Bu düzenliliğin ilk örneğini 1046/1036 tarihli MD

86 teşkil etmektedir. MD 86, MD 87 ve MD 88 kapsadıkları tarihler dolayısıyla

birbirleri ile çakışan defterlerdir. Ancak nitelik olarak farklı defterlerdir. Bu durumda

ayrı ayrı ciltlenmiş olmaları isabet olmuştur. Bu defterlerden sonra gelen defterler

incelendiğinde tarih sıralamalarındaki düzgünlük dikkat çekicidir. Hatta 264

numaralı Mahlut mühimme sayılmaz ise ciltleme hatalarının olmadığı söylenebilir.

Defterlerin ciltlenmesi hususunda gösterilen bu özen özellikle Rikab mühimmesi,

Ordu mühimmesi gibi farklı niteliklere sahip defterlerde daha da belirginleşir. Sözü

edilen dönemde hiçbir Edirne Rikab mühimmesi ile İstanbul Rikab mühimmesi

veyahut Ordu mühimmesi birbirlerine karışmamıştır141. Ayrıca bazı defterlerin

sonunda boş bırakılmış sayfaların varlığı dikkat çekicidir142. Buradan çıkacak iki

netice vardır. Birincisi XVII. yüzyılın ikinci yarısına ait Mühimme defterlerinin

kendi dönemlerinde ciltlendikleridir. İkincisi ise ciltlenmeden önce cüzler halinde

olan bu defterlerin düzgün bir şekilde muhafaza edildikleri ve ciltleme esnasında bu

muhafaza şekline itibar edilerek ciltlendikleridir. Netice itibariyle ise erken dönem

Mühimme defterleri için kesin olmasa bile yukarıda verilen örneklere dayanarak

Divan’a bağlı olarak tutulan bazı defterlerin döneminde ciltlendikleri söylemek

mümkündür.

140 Emecen, a.g.m, s.121. 141 Bkz. Tablo 2. 142 Döneminden geç ciltlenen bir defterin boş sayfaların olduğu cüzlere ciltlenmesi ilginçtir. Bu boş sayfalar MD 94’de 129, MD 98’de ise 24 sayfa olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

Page 53: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

42

II. BÖLÜM

MÜHİMME DEFTERLERİ’NİN GEÇİRDİĞİ

DEĞİŞİMLER VE BAZI DEFTER ÖRNEKLERİ

A-Defterlerde Görülen Değişimler:

XVII. yüzyıl boyunca Mühimme defterlerinde, defterlerin tertip

tarzlarından muamele kayıtlarına, ihtiva ettikleri konulardan şekil özelliklerine kadar

birçok değişim gözlenmektedir.

Bu değişimlerden ilki muamele kayıtlarında göze çarpmaktadır. Sözü edilen

yüzyılın ortasına doğru bu kayıtların hemen hemen hepsi ortadan kalkmıştır.

Kullanılmaya devam eden muamele kayıtları ise bir takım değişikliklere uğramıştır.

Bu kayıtlardan fermanların muhatabına iletilmek üzere teslim edildiği kaydı ilk

dönemde sıklıkla görülürken yüzyılın sonlarına doğru giderek azalmıştır.

Padişahların el yazılarını ihtiva eden kayıtlar da bir takım değişikliklere uğramıştır.

Sözü edilen yüzyılın ilk yarısında “hatt-ı hümayun”ların suretlerinin olduğu örnekler

yok denecek kadar azdır. Hükümlerin üzerine sadece “ba-hatt-ı hümayun” kaydı

düşülmesi yeterli görülmüştür. Oysa yüzyılın sonlarına doğru bu kayıtlar hatt-ı

hümayun suretleri olduklarını belirten bir ifade ile uzun uzadıya hüküm üzerinde yer

Page 54: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

43

almaktadırlar1. Bu iki dönem arasında ise bu kayıtlar pek görülmeyip, emirlerin

padişah onayı ile karara bağlandığı daha çok hüküm içinde geçmektedir.

Kullanılmaya devam eden ancak bazı değişikliklere uğrayan bir diğer kayıt ise

fermanın iptali durumunda alınan notlardır. Erken dönemde hüküm üstlerinde “bu

hüküm verilmedi” gibi kayıtlarla birlikte hükmün üzerinin çizilmiş olduğu

görülmektedir. Daha sonra ise iptal edilen hükümlerin üzerlerinin çizilmesinin yanı

sıra hüküm üstlerinde “fermanı şakk olunup gönderilmemiştir” kaydı düşülmeye

başlanmıştır. Erken dönem kayıtlarında emirleri tanımlamamak amacıyla hüküm

tabiri tercih edilirken daha sonra ferman tabirinin kullanılması dikkat çekicidir.

Defterlerde tamamen ortadan kalkan muamele kayıtları ise, yazıldı, buyruldu

işaretleri, buyrulduya bağlı olarak hüküm üstlerinde yer alan tezkireci isimleri ve

müsvedde tabirleridir. Bu kayıtlar arasında en son ortadan kalkan buyruldu

işaretidir2. Tezkireci isimleri ise yüzyılın ortalarına doğru seyrelerek 1056/1646

tarihli MD 91’de son olarak görülmektedirler. Fermanın yazıldığını belirtmek üzere

hüküm yanında yer alan yazıldı işareti ise son olarak 1046-1047/1637-1638 tarihleri

dahilinde MD 88’de yer almaktadır3. Gerek bu işaretin gerekse müsvedde tabirinin

ortadan kalkması sadece defterlerin şekil özelliklerine yansısa da aslında bu durum

defterlerin tutulma tarzındaki bir değişimin sonucudur. Bu değişim fermanların ve

defterlerin yazılması sırası ile alakalıdır. Değişimin yaşandığı döneme kadar

defterlerdeki hükümler fermanlardan daha önce yazıldığından bundan sonra kaleme

alınan fermanın notu defterlere “yazıldı(==)” şeklinde düşülmekteydi. Ancak

defterlerin fermandan sonra yazılıyor hale gelmesiyle bu nota gerek kalmamıştır. Bu

sıranın değişmesiyle defterlerde görülen farklılıklar sadece bu kadarla sınırlı değildir.

Fermanların defterlerden sonra yazılmaya başlamasıyla alakalı olarak “..eyleyesin”

diye biten hüküm sonları “..deyu yazılmıştır” şekline dönüşmüştür4. Yani fermanlar

1 Bu dönemde padişah emirleri, hüküm içerisinde çoğu zaman fetva ile birlikte anılmaktadırlar. Bu durum Şeyhülislamlık makamının ağırlığının giderek arttığını göstermesi bakımından önemlidir. 2 Bkz. s.7-9. Son olarak görülen tarih olan 1071/1660 yılı Şamizade Mehmet Efendinin Reîsülküttablığına denk gelmektedir. Bkz. Ahmet Resmi Efendi, Sefinetü’r-Rüesâ, İstanbul 1269, s.39-40. 3 Yazıldı işaretinin son olarak görüldüğü MD 88, 1048/1638 yılını da içermektedir. Ancak söz konusu işaret bu yılda mevcut değildir. 4 Hükümlerin “yazılmıştır” şeklinde sonlanmasını değişim öncesi görmek mümkündür. Ancak örnekleri az olup belirli bir değişime işaret edecek mahiyette değildirler. Bazı fermanların divanda

Page 55: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

44

artık defterlerdeki kayıtlarından önce yazıldığından hükümde bu şekilde

belirtilebilmiştir. Yukarıda sözü edildiği üzere XVII. yüzyılın ilk yarısında iptal

edilen fermanlarla ilgili defterlerde “bunun hükmü verilmedi” şeklinde “hüküm”

ibaresi tercih edilirken sonradan “fermanı şakk olunmuştur” şeklinde “ferman”

tabirinin kullanıldığı göze çarpmaktadır. Bu durum yine fermanların yazılma

sırasının değişimi ile alakalıdır. Ayrıca hükümler oldukça kısalmıştır. Erken

dönemde defterdeki hükümler fermanların müsveddelerini ifade ettiklerinden birkaç

diplomatik farklılık dışında fermanlarla benzerdirler. Oysa değişim sonrası hükümler

çok açık bir biçimde kısalmışlardır5. Hükümler, bir nevi fermanların özetleri haline

gelmişlerdir. Daha önceki örneklerde öncelikle fermanların yazılmasına sebep olan

olayın açıklandığı nakil kısmı daha sonra bunun tekrarı ile emir kısmı mevcutken,

değişim sonrası nakil kısmından sonra bunun tekrarı yapılmadan karar kısmı

bulunmaktadır. Ayrıca nakil kısmı ile karar arasında kalan “..buyurdum ki..” tabiri

hemen hemen ortadan kalkmıştır6. Aynı dönem fermanlarında herhangi bir değişiklik

yoktur. Defterlerde görülen bu değişiklikleri tarihleme hususunda da görmek

mümkündür. İlk başlarda tarihler hüküm üzerlerinde, birden fazla hükmü içerecek

şekilde, gün başlıkları ile beraber verilirken daha sonra, aynı fermanlarda olduğu

gibi, evail-evasıt-evahir olarak her hükmün sonunda yer almışlardır.

Sözü edilen durumlar için tam bir tarih vermek değişimin belirli bir sürece

yayılması ve bundan öte defter serisinde görülen tarihsel atlamalar nedeniyle

mümkün gözükmemektedir. Ancak yazıldı işaretinin, müsvedde kaydının ortadan

kalkmaları ve tarihleme usulünde görülen değişikliklerin ilk olarak bir arada

yani deftere geçmeden önce yazıldıkları belirtilmişti. (bkz. s.29) Ancak yukarıda sözü edilen durum tüm hükümleri kapsayacak şekilde tercih edilmiş bir değişimi işaret etmektedir. “… deyu yazılmıştır” şeklinde sona eren hükümlerin ilk örneklerinin görüldüğü defter olan MD 89 aynı zamanda “yazıldı” kayıtlarının ortadan kalktığı ilk defterdir. Bu defterde bir çok hüküm “….babında emr-i şerif verilmiştir ve hala tahrir olunmuştur”, “…deyu emr-i şerif yazılıp gönderilmiştir” şeklinde sonlanmaktadır. Örneğin MD 89, s.87, h.216. 5 Bu durumun yüzyılın sonlarına doğru Ordu ve Edirne Rikab mühimmelerinde eski haline döndüğü söylenebilir. 6 David, bu tabirin MD 92 ile ortadan kalktığını belirtmektedir. Geza David, “The Mühimme Defteri as a Source for Otoman-Habsburg Rivalry in the Sixteenth Century”, AO, 20, 2002, s.181-182. Hükümlerdeki “..buyurdum ki..” kısmının ortadan kalkmasından sonra hükmün izahını, karar ile bağlayan “..imdi..” kelimesi karşımıza çıkmaktadır. Bu kelime görülen değişim sonrası daha fazla tercih edilmekle birlikte “..buyurdumki..” tabirinin tamamen ortadan kalktığı XVII. yy için söylenemez.

Page 56: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

45

görüldüğü defter 1052-1053/1642-1644 yılları arası kayıtları havi MD 89’dur. Bu

defterle birlikte, sözü edilen değişimle alakalı olarak, hükümlerde yoğun şekilde

görülen karalamalar da sona ermiştir. Bundan önceki defterler sözü edilen

değişimleri içermemektedirler. Sadece bir önceki defter olan 1046-1048/1637-1638

yılları kayıtlarını havi MD 88’de nadiren de olsa onar günlük tarihleme usulüne

rastlanır. Ancak hükümler henüz “yazılmıştır” şeklinde sonlanmadığı gibi yazıldı

kayıtları defterde yer almaktadır7. MD 89’da görülen bu bariz değişiklik iki defter

arasındaki 4 yıllık boşluk esnasında gerçekleşmiş olabilir8.

Yazıldı kaydı MD 89 ile ortadan kalkmakla beraber gerek hükümlerin

sonlanma biçiminde görülen değişiklik gerekse tarihleme usulünde görülen

değişiklik eski halleriyle birlikte bulunabilmektedir9. Bu durum hüküm sonlarının

tamamıyla “yazılmıştır” şeklinde olduğu bir Rikab Şikayet olan ve 1075-1076/1665-

1666 tarihli hükümleri içeren MD 95’e kadar devam etmektedir. Gün başlıklı

tarihlerin ve hüküm sonlarında yer alan tarihlerin bir arada kullanıldığı son defter ise

1056/1646 tarihli MD 91’dir.

Tarihlerin gün başlıkları halinde verilmesi usulü belirtilen tarihlerde terk

edilmekle birlikte bahis edilen onar günlük tarihleme usulüne geçiş bir takım

farklılıklarla olmuştur. İlk olarak MD 88’de ortaya çıkan evail-evasıt-evahir

şeklindeki tarihleme usulünün yanında yine hüküm sonlarında tarih için “fi 5 Receb

1052” gibi rakamlar kullanılmıştır. Gün başlığı verme usulünün 1646’da terk

edilmesinden sonra rakam kullanımının da bırakılarak sadece onar günlük tarihlerin

kullanılması yani bu konudaki nihai değişim yine MD 95’te gerçekleşmiştir.

Mühimme defterlerinin, defter formu olarak ta bir takım değişimler

yaşadığı göze çarpmaktadır. XVI. yüzyılda bazı defterlerde olduğu gibi XVII.

yüzyılın başından itibaren görülen defter formu bloknottur. Değişim öncesi bu formu 7 Defterin son sayfalarında bu kayıtta ortadan kalmaktadır. 8 1638-1639 yıllarında Safeviler ile savaş nedeniyle Sadrazam Kemankeş Kara Mustafa Paşa ve diğer görevlilerin İstanbul dışında oldukları düşünülse de 1640 ve 1641 yıllarında aynı sadrazam İstanbul’da bulunmaktadır. Reîsülküttab ise Kadı Kadri Çelebidir. Bu arada bir değişim kararı vuku bulmuş olabilir. 9 Bu defterde görülen gün başlıkları sadece ayın ilk gününü belirten kayıtlarda mevcuttur.

Page 57: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

46

taşımayan defterler MD 77, MD 84, MD 86, MDZ 9 ve A.DVN.MHM 942’dir. Bu

defterlerin hepsinin birer Ordu mühimmesi olması dikkat çekicidir. Ancak mühimme

serisinde Ordu mühimmesi olup bloknot cüzler halinde tutulmuş başka defterler

olduğundan bu konuda bir fikir ileri sürülemez. Yukarıda zikredilen defterlerin

formları birbiri ardına bir devamlılık arz etmemiş ve birer örnek olarak kalmışlardır.

Oysa 1054/1644 tarihli MDZ 10 itibariyle tüm Mühimme defterleri klasik defter

formuna kavuşmuşlardır.

Bu açıklamalardan sözü edilen değişimlerin kesin bir çizgi birbirinden

ayrılmadıkları ortadadır. Bu nedenle MD 89, MD 90, MD 91 ve MDZ 10’un

değişime zemin hazırlayan birer geçiş mühimmeleri oldukları söylenebilir. 1642

yılında başlayan değişim 1664 yılına kadar kademeli olarak devam etmiştir. Defter

tutma usulünde görülen bu ciddi değişimlere Mühimmeler içinde yer alan bazı

hükümlerin ayrı bir defter serisi olarak ayrılmasıyla ortaya çıkan ve ilk örneğine

1649 yılında rastlanan, Şikayet defterleri de dahil olmaktadır. Osmanlı divan

bürokrasisindeki yenileşmelere işaret eden bu değişimlerin ağırlık noktası

Reîsülküttab Şamizade Mehmed Efendi’de toplanmaktadır10.

Divan defterlerini tertiplerinden sorumlu olan Reîsülküttabların bu anlamda

XVII. yüzyıl Mühimme defterlerinde ilk olarak zikredilmesi 1016-1017/1607-1608

tarihli MDZ 8 s.1’de “Cüz-i evvel der zamân-ı Mecd Mehmed Efendi” gibi kısa bir

başlıkla olmuştur11. Bu tür başlıkların sürekli olarak kullanılmaya başlanması

defterler için bir yenilik olmakla birlikte eski örnekleri ile karşılaştırıldığında bir

değişimdir. Bu değişim defterin türünü, dönemin sadrazamını ve reîsülküttabını

belirtmeye yönelik kayıtlardır12. Bu kayıtlar genellikle defterlerin ilk sayfasında,

10 Emecen, a.g.m., s.116. 11 Defterlerde Reîsülküttab adının zikredilmesi örnekleri çoğaltılabilir. Bu örnekler de MDZ 8’de olduğu gibi kısadır. Üstelik bir devamlılık arz etmezler. MD 80 s.366; MD 84 s.1; MD 85 s.54, s.102, s.103, s.246, s.294; MD 86 s.1; MD 88 s.1, s.36. 12 Nejat Göyünç, aynı yeniliğin ruznamçe defterlerinde de yaşandığından bahsetmektedir. XVII. yy itibariyle bu defterlerin başlangıçlarında dönemin sadrazamı, defterdarı ve ruznamçecisi belirtilmektedir. Adı geçen yüzyılın ortasından itibaren ise bu tanıtım yazılarında bulunan dua formüllerinin giderek arttığını yani bu kayıtların geliştirildiğinden bahseder. Bu durum kalemlerde yaşanan değişimlerin birbirlerinden ayrı olmadıklarına işaret etmektedir. (“Tarih Başlıklı Muhasebe Defterleri”, OA, X, İstanbul 1990, s.14-16).

Page 58: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

47

hükümlerde kullanılan kalemden daha kalın ve daha büyük halde bulunmaktadırlar13.

Bunun ilk örneği MD 89’da görülmektedir. Defterin birinci sayfasında “Der zamân-ı

âlî-kadîr-i âlim-i ilm-i ma‘rifet ve kanûn-ı Hazret-i Hasan Efendi Reîsü’l-küttâb-ı

Divân-ı Hümâyûn…” kaydı vardır. Reîsülküttab isminin bu derece bir tanıtım

yazısıyla birlikte ilk defa görüldüğü defter yine değişim başlangıcını temsil eden

defterdir. Bu anlamda dönemin Reîsülküttabı Hasan Efendi ön plana çıkmaktadır.

MD 89’da yer alan bu kayıt “Berây-ı tahrîr-i ahkâm-ı mîrî el-vâki fî gûrre-i

Muharrem sene 1052” şeklinde devam etmektedir. Kayıt defterin türünü

tanımlamaya yöneliktir. Bundan önce sadece MD 75 s.1’de “Bazı mahfî mühimmat

vâki olub mevâdd nakl olunmak için tutulmuştur. Fî gurre-i Zi’lhicce sene ihdâ aşer

ve elf”, ve MD 83 s.1’de “Donanma-yı Hümâyûn’da verilen ahkâm-ı şerîfe ve

evâmir-i latîfedir” kayıtları mevcuttur. Bazı defterlerin ara sayfalarında ise defterin

tamamından çok ardı sıran gelen birkaç hükmü niteleyici kayıtlar vardır14. Yine bazı

önemli olayların haberini bu defterlere alınan notlarda görmek mümkündür15. MD

89’dan sonra gelen 1054/1644 tarihli MDZ 10 da bir başlık kaydına sahiptir. Ancak

defterin bu kısmı çürümüş olduğundan kaydı tam okuyabilmek mümkün değildir.

Seriyi takip eden ve Muharrem-Zilhicce 1056/ Şubat 1646-Şubat 1647 tarihli

kayıtları içeren MD 90 ve MD 91’de ise herhangi bir başlık kaydına rastlanmaz.

Ancak gene de Mühimme defterleri için defterleri tanımlayıcı bu başlık kayıtlarının

13 Bu başlık kayıtlarına dair XVI-XVIII yy. Mühimme defterlerini kapsayan bir liste sunulmuştur. Glisa Elezovic, Iz Carigradskih Turskih Arhiva Mühimme Defteri, Beograd 1951. Feridun M. Emecen, defterlerde yer alan başlık kayıtlarının, büyük bir yenileşme ya da değişimden çok defterleri kolayca tanıma amacına yönelik pratik bir kullanım olarak ortaya çıktığını belirtmektedir. Defterler seferlere götürüldüğünden böylesi bir tercihin haklılığından bahseder (“Osmanlı Divanının Ana Defter Serileri: Ahkam-ı Miri, Ahkam-ı Kuyud-ı Mühimme ve Ahkam-ı Şikayet”, TALİD, III/5, 2005, s.117). 14 MD 83 s.35’te “Vezâretle Kapudân olan izzetli Vezîr Hasan Paşa hazretleri Özi tarafına bazı hidmete memûr olmağın tayîn olunan sancakların askerleri muaccelen kalkıp eşmeleri için Âsitâne-i Sa‘âdet’den verilen evâmir-i şerîfedir” ve s.41’de Bin otuz yedi senesinde Donanma-yı Hümâyûn’a Kapudân ve Kırım hânı iclâsına tayîn ve karadan memûr olan asker halkına Serdâr olan Vezîr Hasan Paşa hazretleri Âsitâne-i Saâdet’den çıkdıklarından sonra verilen ahkâm-ı şerîfedir. Tahrîren fî evâsıt-ı Şevvâl sene seba ve selâse ve elf” kayıtları vardır. Görüldüğü üzere bu kayıtlar defterleri tanımlamaktan uzaktır. MDZ 9 s.13, s.14, s.58, s.79; MD 86 s.53; MD 87 s.84 diğer örneklerdir. Bir Ordu mühimmesi olan MD 77’nin cüzleri tanımlamak için yazılmış başlıklar s.52-55’te verilmiştir. 15 Örneğin MDZ 10 s.78 ve s.96’da Reîsülküttabın Edirne’ye gidişinin ve gelişinin haberi verilmektedir. XVI. yy örnekleri için bkz. Mübahat S. Kütükoğlu, “Mühimme Defterlerindeki Muamele Kayıtları Üzerine”, Tarih boyunca Paleografya ve Diplomatik İlmi Semineri : 30 Nisan-2 Mayıs 1986, Bildiriler, İstanbul 1988, s.97-98.

Page 59: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

48

sürekli hale gelmesinde MD 89’un başlangıç olduğu kabul edilebilir. Burada dikkati

çeken Mühimme defterleri için “mühimme” tabirinin kullanılmamasıdır. Bu

defterlerin XVI. yy örneklerinde de genellikle “Ahkâm-ı mîrî” tabiri tanıtıcı kayıt

olarak tercih edilmiştir16. Defterleri niteler manada “Mühimme” tabirinin ilk defa

kullanılması 1073/1663 tarihi ile başlayan MD 94’te görülmektedir17. Bundan önce

1. sayfasında “Defter-i ahkâm-ı beylik…” ve 67. sayfasında “Suret-i ahkâm-ı

şerife..” başlıklarını taşıyan MD 93’ün 79. sayfasında “Umûr-ı mühimme için verilen

ulak hükümleridir…” kaydı vardır. Ancak buradaki “mühimme” tabirinin defteri

tanımlamadığı açıktır.

MD 94 sonrası defterleri tanıtıcı manada “ahkâm” tabirinin kullanıldığı

görülmektedir. MD 96 s.1’de “Âsitane’de Kaimmakam Abdurrahman Paşa

zamânında verilen ahkâmdır..” kaydı mevcuttur. Bundan sonraki defterlerde yer alan

başlık kayıtları sadece dönemin sadrazamının ve reîsülküttabının belirtildiği 16 MD 5, MD 19, MD 62’nin ilk sayfalarında bu kayıt yer almaktadır. Mali ahkamlardaki başlık kayıtlarının kendi içinde geçirdiği değişim Mühimme defterlerinden pek farklı değildir. XVI. yüzyılda bu defterlere de “Ahkâm-ı mîrî” başlığı koyulduğu görülmektedir. XVII. yy itibari ile bu kayıtlar geliştirilerek “Kuyud-ı ahkâm-ı maliye” başlığına dönüşmüş ve bu kayıt defterin ait olduğu defterdarlığın ve kalemin belirtilmesi ile devam etmiştir. Daha sonra buna dönemin defterdarının ve vezirinin adı eklenmiştir. Mali kalemlerde görülen ayrılma sonucu, defteri tanımlamada kullanılan kelimeler bu yönde bir değişim geçirmiştir. Bkz. Rıfat Günalan, “XVI. Yüzyılda Bâb-ı Defterî Teşkilatı ve Maliye Ahkâm Defterleri”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul 2005, s.97-104. Maliye ahkam defterlerinde görülen bu farklılaşma Mühimme defterlerine göre daha erken yaşansa da kalemlerin birbirlerine paralel hareket ettikleri düşünülebilir. Üstelik iki defter türü arasında görülen benzer gelişme bununla sınırlı değildir. Mühimme defterlerinde yer alan bazı hükümlerin ayrı bir defter serisi oluşturacak şekilde ayrılması sonucu ortaya çıkan ve “Kuyûd-ı Ahkâm-ı Şikayet” başlığı taşıyan defterler, mali ahkamlardaki mevcut düzeni etkilemiştir. Bu etkileme ayrı bir defter serisi oluşturacak derecede olmasa da maliye ahkam defterlerinde görülen başlıklara XVII. yüzyılın ikinci yarısına doğru “Kuyud-ı ahkâm-ı şikayet” başlığı eklenmiştir. Tabi ki bu başlık altında yer alan kayıtlar mali konular ile alakalıdır. Ancak kalemlerde yaşanan yenilik hareketlerinin birbirlerini ne derece etkiledikleri gözler önüne serilmektedir. Bu durum ayrıca Osmanlı bürokrasinin XVII. yüzyılda giderek uzmanlaştığı düşüncesini ortaya koyar. 17 Geza David, Mühimme adlandırmasını orijinalinde taşımayan defterlerin “Mühimme Defteri” olarak tanımlanmasını, muhtevalarındaki tutarlılık nedeniyle haklı bulmaktadır. Ancak hatalı tasnif sonucu Mühimme defterleri serisine girmiş defterleri bu açıklamanın dışında tutmaktadır (a.g.m, s.168). Feridun Emecen ise “Mühimme” tabirinin defterleri niteleyici şekilde kullanılmaya başlanmasının Şikayet defterlerinin ortaya çıkışıyla bir ilgisi olabileceğine dikkat çeker (Emecen, a.g.m, s.116). “Mühimme” tabirinin ve Şikayet defterlerinin ilk olarak ortaya çıkışları esnasında defter serilerinde görülen tarihsel atlamalar ve sözü edilen tabirin ilk örneğiyle birlikte süreklilik arz etmemesi, bu görüşün önünde durmaktadır. Ancak “Mühimme” tabirinin Şikayet defterlerine karşı ayırıcı bir özelliği yansıttığı açıktır. Dolayısıyla ortaya atılan bu görüşün doğruluğu yadsınamaz. Çünkü bu tabirin görülmesi Şikayet defterlerinin ortaya çıkışından sonradır. Ayrıca şahsi şikayetlere dair hükümlerin Şikayet defterlerine aktarıldığı göz önünde bulundurulduğunda ağırlıklı olarak askeri mevzuları ihtiva eden Mühimme defterlerinin, adına uygun bir kimlik kazandığı görülür.

Page 60: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

49

kayıtlardır. Sonuç olarak mühimme tabirinin defterleri tanıtıcı manada sürekli olarak

kullanılıyor hale gelmesinin 1100/1688 tarihini bulduğu görülmektedir. Bu tarihleri

içeren MDZ 16, MD 264’te bu tabire rastlanır18.

Defterleri ayırt edici ve tanıtıcı manada kullanılan bu başlık kayıtlarında

reîsülküttabdan başka ismi zikredilen bir diğer görevli defterlerdeki emirlerin ortaya

çıkmasında etkin rol oynayan sadrazamdır. XVII. yy için bu kayıtların

kullanılmasının, reîsülküttabların kayıtlarıyla karşılaştırıldığında, daha seyrek olduğu

görülür. Bu kayıtlardan ilkine MD 87’de rastlanır. Ancak bu kayıt defterde yer alan

kararlardan sorumlu olan görevlinin açıklanmasından daha çok bir görev değişimini

haber vermektedir19. XVI. yy Mühimmelerinde ise sadrazamlara yapılan atıflar bir

olayı haber vermekle sınırlı kalmış olup, tanıtım başlığı niteliği taşımamaktadır20.

Mühimme defter serisi içinde Sadrazamların defterdeki başlık kayıtlarında yer alması

ilk olarak MDZ 10’da görülmektedir21. Bir sonraki başlık kaydı MD 94’te yer alır.

Bu defterin birinci sayfasında yer alan “Ahkâm-ı kuyûd-ı umûr-ı mühimme der

zamân-ı kāimmakâm-ı hazret-i vezîr-i muhterem İsmail Paşa yessera’llâhü

mâyeşâ…” kaydında görüldüğü üzere zikredilen görevli aslında sadrazamın vekilidir.

Ancak, tarihsel atlamalar bir yana bırakılırsa, bu kayıtların sonrasında devamlılık

göstermesi, uygulamanın başladığı anlamına gelir.

Defterlerin bütünüyle ele alınarak açıklanmaya çalışılan bu değişimler

dışında hüküm formlarında da bazı farklılıklar göze çarpmaktadır. Bunlardan en

belirgini emrin muhatabına hitap kısmını teşkil eden bölümde görülmektedir. XVII.

yy ilk yarısı çoğunlukla “...hüküm ki” kısmından sonra boşluk verilmeden hüküm

18 Bu başlık kayıtları defteri tanımlamanın yanında defterlerden sorumlu sadrazam/vekili ve reîsülküttab/vekili isimlerini de içermektedirler. MDZ 16 İstanbul’da tutulmuş bir Rikab mühimmesidir. MD 264 içinde yer alan 1100/1688 tarihli kayıtlar ise Edirne Rikab mühimmesini temsil etmektedirler. Aynı tarihli olup, bir Ordu mühimmesi olan MD 98’in, defteri tanımlamaya yönelik başlık kaydında “mühimme” tabiri yoktur. Ancak söz konusu dönem itibariyle mühimme ifadesinin sürekli hale gelmesi bu yokluğu göz ardı etmeyi gerektirir. 19 MD 87 s.58. Bu kayıtta Mehmet Paşa yerine Bayram Paşa’nın sadrazam olduğu ilan edilmiştir. 20 Örneğin, E 12321 numaralı Mühimme defterinin ilk sayfasında Rüstem Paşa’nın sadrazam olduğunun haberi verilmektedir. Görüldüğü üzere sadrazamdan bir yenilik haberi neticesinde bahsedilmiştir. Bkz. Sahillioğlu, a.g.e., s.3 21 Defterin ilk sayfası çürümeye maruz kalmış olsa da Sadrazam Mehmet Paşa’nın adı başlık kaydında okunabilmektedir.

Page 61: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

50

başlamaktadır. Daha sonra bu kısımdan sonra bir ya da iki alt satıra geçilmiştir. Bir

başka değişim hükümde muhatabın uyarıldığı tekid kısmında mevcuttur. İlk

örneklerinde bu kısım hükmün ya son cümlesi ya da son cümlesinden bir önceki

cümlesidir. Sonraki örneklerinde “…deyu yazılmıştır” şeklinde sonlanan hükmün alt

satırına geçilmiş ve “tekid” denildikten sonra bu konuya dair cümleler sıralanmıştır.

Sadece Mühimme defterlerine has olmayan bir diğer değişim paleografya ile

alakalıdır. XVII. yüzyılın sonuna doğru hükümlerin daha zor okunur, karmaşık bir

yazıyla kaleme alındığı görülmektedir.

Muhteva bakımından meydana gelen değişimlerden biri de XVII. yüzyılın

ikinci yarısında mevcut mühimme türlerine bir yenisinin eklenmesidir. Savaş zamanı

dışında İstanbul’da tertip edilen Mühimmeler, sefer esnasında tutulmuş mühimmeler

ve bunun sonucu olarak İstanbul’da ortaya çıkan Rikab mühimmeleri dışında bu

dönemde Edirne Rikab mühimmeleri zuhur etmiştir. Edirne Rikab mühimmeleri,

bürokrasideki meydana gelen bir değişimden çok, bir devlet politikasının

ürünüdürler. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren savaşların batı cephelerde

yoğunlaşması sonucu devletin merkezi Edirne olmuştur. Sadrazamın Edirne’den

orduyla beraber ayrılması ve padişahın İstanbul’da değil de Edirne’de kalması

sonucu bu Rikab mühimmeleri ortaya çıkmıştır. Bu gelişme sonrası ordunun kışlama

yeri olarak Belgrat yerine Edirne tercih edilmiş, İstanbul’a dönülmediğinden burada

tutulan Rikab mühimmmesi devam ederken Edirne Rikab mühimmeleri sona

ermiştir. Yani bu iki Rikab mühimmeleri yakın zamanlarda ortaya çıksalar dahi

Edirne Rikab mühimmeleri genellikle daha erken sonlanmıştır. Örneğin Şaban

1102/Mayıs 1691’de sadrazam ordu ile İstanbul’dan hareket etmiş bunun sonucunda

İstanbul Rikab mühimmesi başlamıştır22. Aynı tarihlerde ortaya çıkan Edirne Rikab

mühimmesi tam bir yıl sonra sona erer23. Çünkü bu ayda ordu Edirne’ye geri

dönmüştür. Oysa İstanbul Rikab mühimmesi Rebiülahır 1107/Kasım 1695’e değin

devam eder. Görüldüğü üzere devlet düzeninde meydana gelen değişiklik

bürokrasideki işleyişi doğrudan etkilemektedir.

22 MD 103. 23 MD 102.

Page 62: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

51

Mühimme defterlerinde XVII. yüzyılda gerçekleşen değişimlerden biri de

bu defterlerde yer alan bazı hükümlerin başka defter serilerini oluşturacak biçimde

Mühimme defterlerinden ayrılmasıdır. Bu defterlerden ilk göze çarpanı daha önce de

değinilen şikayet defterleridir. 1059/1649 yılı itibariyle ortaya çıkan bu defter serisi,

daha önceleri Mühimme defterleri içinde yer alan şahsi meselelere ait ve kararın

mahalli idareciler tarafından icrasının emredildiği hükümlerin aktarılması sonucu

oluşmuşlardır24. Yine önceleri Mühimme defterleri dahilinde olan name-i hümayun

suretleri 1111/1699 tarihiyle birlikte ayrı bir defter serisi olarak ortaya çıkmışlardır25.

XVII. yüzyılın ilk yarısına kıyasla Mühimme defterlerinde kayda değer bir

düzenlilik gözlemlenmektedir. Bir önceki bölümde bahsedildiği üzere yüzyılın ilk

yarısında yer alan Mühimme defterlerinin tarih sıralamasında büyük karışıklıklar

mevcuttur. Bir defterde meydana gelmiş cüz karışıklıklarının yanı sıra aynı yıla ait

kayıtların farklı farklı defterlere dağılmış olduğu görülmektedir. Oysa söz konusu

yüzyılın ortalarına doğru bu türden karışıklıklar ortadan kalkmıştır. Bu durum bir

değişimin sonucu olarak değerlendirilemese bile bürokrasideki gelişimin parçası

sayılmalıdır.

Mühimme defterlerinde, beylerbeyinden çeribaşına kadar devletin çeşitli

kademelerinde hizmet veren görevlilere emriler gönderildiği görülmektedir. Bu

emirler, devlet yönetimine aykırı yapılan işlerin yoluna koyulması gibi konularla

beraber kale tamiratı, iaşe temini gibi devlet idaresini resmeden konuları

içermektedir. Ancak merkezdeki işlerle alakalı görevliler söz konusu olduğunda

emrin muhatapları askeri düzenle alakalı olarak yeniçeri ağası, mali meselelerle ilgili

olarak defterdar gibi merkez dışı işlere müdahil görevlilerle sınırlı kalmaktadır.

Divanda alınan kararların merkezdeki kayıtlarını temsil eden Mühimme defterlerinin

tertibinden sorumlu reîsülküttabın, bu muhataplar arasında yer aldığı görülmez.

Merkez dışında kalan bölgelerde bir işin olması için ferman gibi devlet onayını 24 1155/1742 itibariyle vilayetlere göre ayrılarak tertip edilmişlerdir. 25 Ecnebi Defterleri ile Mühimmeler arasındaki ilişki için bkz. Hans Theunissen, “Ottoman-Venetian Diplomatics: The Ahd-names. The Historical Background and the Development of a Category of Political-Commercial Instruments together with an Annotated Edition of a Corpus of Relevant Documents”, Electronic Journal of Oriental Studies (EJOS), I, 1998, s.311, s.314-315; 320; 324-325. http://www2.let.uu.nl/Solis/anpt/ejos/pdf/VG13.pdf (Erişim tarihi 23 Haziran 2007)

Page 63: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

52

temsil eden bir evrakın varlığına gerek duyulması muhakkaktır. Ancak mevzu

merkezdeki bir işin çözümlenmesine geldiğinde farklı uygulamalar kullanılmış

olmalıdır. Dolayısıyla Osmanlı bürokrasisinde görülen yenileşme hareketlerinde payı

bulunan reîsülküttaba bu yönde verilmiş bir emir ya da benzeri bir kaydın

mevcudiyeti, meydana gelen değişimleri tam anlamıyla ortaya koymada yararlı

olabilirdi. Geç dönemde bir kalemin tanımlanmasından işlevine kadar çeşitli

açıklamalar kendi dönemleri içinde kaleme alınmıştır. Erken dönemde ise bu

uygulamalar pek görülmez. Elimizde, XVII. yüzyılda Osmanlı kalemlerinde ortaya

çıkan değişimleri açıkça ortaya koyacak yazılı belgeler bulunmamakla birlikte

defterlerin geneline bakarak varılacak sonuç, yukarıda sözü edilen değişimlerin

bürokraside meydana gelen gelişmeleri temsil ettiğidir. Bu gelişmelerin sonucu

olarak Osmanlı kalemlerinde tertip edilen defterlerde, değişimler ya da yenilikler

meydana gelmiştir. Bu değişim ve yenilikler Osmanlı bürokrasisindeki bir sistem

oluşturma çabasının ürünüdürler.

B-Değişimlere Örnek Olarak Ordu Mühimmeleri:

Osmanlı Devletinde, sefer esnasında askeri, idari ve mali işleri görmek

üzere çeşitli büroların ve bu bürolara bağlı bazı defterlerin ordu ile beraber

götürülmeleri uygulamasının olduğu bilinmektedir26. Osmanlı serdarının idaresinde,

gündemde olan askeri meselelerin yanında çeşitli olayları karara bağlamak üzere

ordunun konakladıkları yerlerde, divan toplanmış ve buna bağlı olarak “Ordu

Mühimmeleri” denilen defter serileri ortaya çıkmıştır.

Ordu Mühimmeleri, çeşitli işlerin görülmesi için müracaat niteliği taşıyan

geçmiş tarihli defterlerden farklı olarak kendi dönemlerinde yani bizzat sefer

26 Hans G. Majer, Das Osmanische Registerbuch der Beschwerden (Şikayet Defteri) vom Jahre 1675, Wien 1984, s.14-16. Seferlere hangi türde defterlerin götürüldüğünü görmek için bkz. Feridun M. Emecen, “Sefere Götürülen Defterlerin Defteri”, TD Bekir Kütükoğlu Armağanı, 1991, s.241-268. 1024/1615 yılındaki seferle alakalı olan makale sonunda verilen listeye göre döneminden 40 yıl öncesine ait defterlerin dahi götürüldüğü görülmektedir.

Page 64: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

53

esnasında tutulmuş defterlerdir27. Ancak bu defterlerin ilk olarak ortaya çıkışları,

ordunun İstanbul’dan ayrılışından sonra değil, henüz İstanbul’da iken

gerçekleşmektedir. Buna göre defterlerde yer alan kararların alınmasından sorumlu

olan sadrazam, orduya serdar28 olarak atanmasıyla idaresinde tutulan defteri/cüzü

sefere götürür ve sonrasında gerçekleşen divan sonucunda alınan kararlar bu

defterlere kaydedilmeye devam ederdi. Yani “Ordu Mühimmesi” olarak tanımlanan

bir defterin baştan sona böyle bir özellik göstermesi her zaman beklenecek bir durum

değildir.

Divan-ı Hümayun’un sefer zamanlarında İstanbul dışında toplanması ve

burada alınan kararların kayda geçmesi sonucu ortaya çıkan Ordu mühimmeleri

devletin bürokratik işleyişini açıklığa kavuşturmada ayrı bir öneme sahiptirler. Bu

defterler divanın merkez dışındaki işleyişini temsil ettiklerinden ve kalemlerde

görülen hareketlilikleri gözlemleme olanağı sağladıklarından Osmanlı bürokrasisi

incelemede önemli kaynaklardır29. Bunun yanında XVII. yüzyılın ilk ve ikinci yarısı

arasında Ordu mühimmeleri üzerinden yapılan bir karşılaştırma ile sözü edilen

yüzyılın ortalarına doğru Mühimme defterlerinde görülen değişimleri daha belirgin

bir biçimde ortaya konulabilmektedir.

1. XVII. Yüzyılın İlk Yarısına Ait Ordu Mühimmeleri: Bu dönem Mühimme defterleri içinde Ordu mühimmesi olarak tespiti

yapılmış defter sayısı, gerçeğiyle karşılaştırıldığında oldukça azdır. Bu tespitlerden

ilki Mithat Sertoğlu tarafından 83 numaraları Mühimme defteri için yapılmıştır30.

Feridun Emecen 81 numaralı Mühimme defterini, David Geza ise 77 numaralı

27 Elbette bu defterler de, daha sonraki yıllarda sefere götürülen defterler içinde yer alabilmekteydiler. Belgelerle Arşivcilik Tarihimiz(Osmanlı Dönemi) I, Ankara 2000, s.97-102. Bu çalışmadaki hüküm örneklerinde sefere götürülen defterler arasında Mühimmeler de zikredilmektedir. 28 Kesin bir çizgi ile ayrılmamakla birlikte ordunun başkumandanı sadrazam ise serdar, başka bir vezir ise serasker tabirinin kullanıldığı göze çarpmaktadır. 29 Bürokrasideki hareketlilikleri özellikle Mühimme defterlerindeki muamele kayıtlarından izleyebilmekteyiz. Bunun yanında Ordu mühimmelerinde yer alan kışlak tayinlerinde Reîsülküttablar hakkında bilgiler bulunabilmektedir. Tayin hükümleri, Reîsülküttabların sahip oldukları hayvan miktarları belirtildiğinden sefer esnasında divan kalemlerinde görevli memurların sayıları hakkında fikir yürütmeyi sağlayabilir. Örneğin MD 86 s.69, Şikayet Defteri (ŞKT) 10 s.97. 30 Midhat Sertoğlu, Muhteva Bakımından Başvekalet Arşivi, Ankara 1955, s.18.

Page 65: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

54

Mühimme defterini Ordu mühimmesi olarak tanımlamışlardır31. Tespitimize göre bu

dönemde ikisi aynı yıla ait fakat farklı defterlere dağılmış kayıtlar dahil 15 adet

defter/cüz Ordu mühimmesi bulunmaktadır.

Bir Mühimme Defterinin seferde tutulduğunun tespitine yardımcı

verilerden en belirgin olanı defterlerdeki tarih başlıkları yanında yer alan menzil

adları ve hüküm içerinde arzın sunulduğu yer arasındaki bağıntıdır. Ordu

mühimmelerinde menzil adlarını görmek mümkündür32. Hüküm içerisinde ise arzın

sunulduğu yer için “ordu-yı hümayun” denmektedir. Fakat arzın, divan İstanbul’da

iken “asitane-i saadet”e veya “dergah-ı mualla”ya, seferde iken “ordu-yı hümayun”a

sunulduğu görülürken Üsküdar’da arzın her iki yere hitaben sunulabildiği göze

çarpmaktadır33. Üsküdar, o dönem İstanbul şehrinden sayılmamakla birlikte devletin

doğu yönüne yapacağı seferlerin ilk konağı olduğundan yani bir nevi askeri

hazırlıkların tamamlandığı yer olduğundan ayrı bir önemi haiz olmalıdır34. Gerçi

sözü edilen özellik Davutpaşa ve Paşaçayırı için de geçerli olmuştur35. Ancak bunlar

örneği tekrar etmeyen özellikleriyle genellenemezler36.

XVII. yüzyılın ilk yarısına ait olan defterlerde yanlış ciltleme sonucu farklı

yıllar bir arada görülebilmektedir. Bu, Ordu mühimmeleri ile İstanbul’da farklı bir

zamanda tutulmuş kayıtların aynı defter içinde yer almasına sebep olmaktadır. Öte

yandan sefer esnasında tutulan Ordu mühimmesi ve aynı zamana ait İstanbul’da

sadaret kaymakamı idaresinde alınan kararların kayıtlı olduğu Rikab mühimmesi de

bir defter içinde bulunabilmektedir. Bunun ayrımı, bahis edilen arzın sunulduğu yer

ve menzil adları yanında hükümlerin üzerinde bulunan tezkireci isimleri ve buyruldu

olarak nitelenen işaretlere göre de yapılabilir. Seferde görevli kimselerle İstanbul’da

31 Emecen, a.g.m, s.256, dipnot 58. David, a.g.m, s.179, dipnot 53. 32 İstisna olarak MD 84’te menzil adları belirtilmemiştir. 33 İstanbul için kullanılan “asitane-i saadet” tabirinin arzın sunulduğu yer olarak Üsküdar için kullanılması az olup, daha çok “dergah-ı mualla” tabiri kullanılmıştır. 34 Batı yöne gerçekleşecek seferlerde ise ilk menzilin İstanbul olduğuna bakılacak olursa böylesi bir ayrıcalık pek şaşırtıcı olmasa gerektir. Menzillerin listesi için bkz. Yusuf Halaçoğlu, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Menzil Teşkilatı Hakkında Bazı Mülahazalar”, OA, 2, 1981, s.123, dipnot 1. 35 MD 77. 36 Osmanlı devleti XVII. yy ilk yarısında batı yönüne büyük çapta iki sefer düzenlenmiştir. 1013-1014/1605-1606 tarihli sefer kayıtları MD 77 de mevcuttur. 1030/1621 Hotin seferi olası divan kayıtları ise kayıptır.

Page 66: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

55

kalan görevliler birbirlerinden farklı olacağından, tezkireci isimlerinin bu yönde bir

işlevi vardır37. Ordu-Rikab ayrımının yanında, görünüşte birbirlerine oldukça

benzeyen Rikab mühimmesi ve İstanbul’da sadrazam idaresindeki divanın kayıtları

olan Asitane mühimmesinin ayrımı oldukça zordur. Rikab mühimmesinin

sonlanması ve Asitane Mühimmesinin ortaya çıkışı arasındaki bağıntıyı da sözü

edilen işaret ve kayıtlardan anlayabilmekteyiz38.

Ordu mühimmeleri diplomatik açıdan Osmanlı Devleti’nin defter tipolojisi

hakkında önemli veriler sağlayan kaynak olmalarının yanısıra politik, ekonomik,

sosyal birçok konuya dair fikir veren muhtevaları itibariyle büyük öneme sahip

defterlerdir.

a- 77 Numaralı Mühimme Defteri: XVII. yy. elde mevcut Ordu Mühimmeleri arasında en erken tarihli

olanıdır. Defter Ramazan 1013-Şevval 1014/Şubat 1605-1606 tarihleri arasındadır.

İlk sayfada; “Asitane-i saâdetden sefer mühimmatı için tahrir olunan ahkâmın

suretidir ve bazı dahi sefere çıkıldıktan sonra tahrîr olunanlardır el-vaki fî gurre-i

Muharrem sene erba ve aşer ve elf” kaydı bulunmaktadır. Ancak hemen ikinci

sayfada tarih 25 Ramazan 1013/14 Şubat 1605 olarak verilmiştir. Bundan sonra da

tarihler düzgün bir sıra takip eder. Başlığa uygun olarak Ramazan, Şevval ve Zilkade

ayları Asitane’de, yani İstanbul’da, sefer hazırlıklarına dair tutulmuştur. Zilhicce ayı

itibariyle de defter, ordu mühimmesi haline dönüşmekte yani sefere çıkıldıktan

sonraki kayıtlardan meydana gelmektedir39. Bununla ilgili ilk olarak s.9’da Zilhicce

ayının sonunda İstanbul’dan Belgrat’a doğru yola çıkılacağının haberi verilmektedir.

Bu ayın tarih başlıkları altında yer alan hükümler ordunun, sırasıyla, Halkalı ve

37 Sefere gönderilen divan görevlileri için bkz. Emecen, a.g.m, s.244. Ayrıca MD 77 s.6 ve s.10’da seferde hazır bulundurulması gereken kalemler sayılmaktadır. 38 KK 71’de 1017/1608 yılına ait kayıtlar bu konuya önemli bir örnektir. Son olarak 1017 Şaban/1608 Kasım ayı kayıtlarında yer alan tezkireci isimleri ramazan ayında ordunun seferden dönmesi sonucu değişmiştir. Yani asıl görevliler dönmüş ve vekaleten tutulmuş kayıtları havi Rikab mühimmesi sona ermiştir. Bu değişime bağlı olsa gerek buyruldu işaretinde de bir değişim gözlenmektedir. Siyasi tarih bilgisinden yoksun bu tür bir değişimi defterin diğer özelliklerinden anlama güçlüğü bu kayıtlara ayrı bir önem katmaktadır. 39 Miladi takvime göre bu tarih Nisan ayı sonudur ki bu ay bahar sonu da olmakla sefer zamanının başlangıcını teşkil eder.

Page 67: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

56

Paşaçayırı’nda konaklayacaklarından bahseder40. Bundan sonra Edirne’nin ordunun

konaklamasına hazır hale getirilmesi ile ilgili hükümler yer alır. Tarih başlığının

yanında ilk olarak yer alan menzil adı Edirne’dir41. Bundan sonra menzil adlarının

verilmesi devamlılık arz eder. Belgrat’a varışın Safer ayı sonunu bulduğu

görülmektedir42.

Defterin İstanbul’da iken yazılan hükümleri, Avusturya seferine

hazırlanmaları ve Zilhicce ayında Serdar Lala Mehmet Paşa’ya katılmaları hakkında

çeşitli beylerbeyilere gönderilen fermanları ihtiva etmektedir43. S.21’e “Defter oldur

ki Âsitane-i saâdetden Belgrad’a varınca asâkir-i İslam için sürsat zahiresi ferman

olunan defterdir” başlığı atılmış ve bu başlık altına konuyla ilgili hükümler

sıralanmıştır. Yine hazine, asker tedariki ve bunların sevki diğer konulardandır.

S.44’te ise “İş bu sene-i mübarekede vaki olup yazılan ahkâmın cüzüdür el-vaki fî 15

Muharrem sene erba aşer ve elf” kaydı bulunup daha çok muhafaza hükümleri yer

almaktadır. Rebiülevvel ayından itibaren ordunun kışlaması ile ilgili hükümler

başlar. S.90’da “Sefer-i hümâyûnda ehl-i fesad ve eşkıya hakkında ve bazı umûr-ı

muhtelife için tahrir olunan ahkâmın cüzidir el-vaki fi 18 Muharrem sene 1014”

başlığı vardır. Bu başlık altında daha çok vergi toplamadaki adaletsizlikler, sefere

katılan tımarlı sipahilerin dirliklerine yapılan müdahaleler, eşkıyalık gibi çeşitli

şikayet konuları olmakla birlikte yasak mallar, kışlak tayinlerine dair hükümler de

yer almaktadır. S.138’de “Bu sene-i mübarekede sefer mühimmatı için tahrir olunan

ahkâmın cüzüdür el-vaki fi 19 Muharrem sene 1014” kaydı mevcuttur. Barut, top

tedariki gibi meseleler bu kaydın altında sıralanan hükümlerin başlıca konularından

olup, kale tamiratı, asker sevkine dair hükümler de vardır. Bundan sonra s.190’da

“Bu defa sefer-i hümâyûnda serhadde müteallik tahrir olunan mîrî ahkamın cüzüdür

40 MD 77 s.21, s.26. 41 MD 77 s.31. Bir defterin sefer esnasında tutulduğunu gösteren önemli emarelerden biri olan “…ordu-yı hümayunuma mektup gönderip/arz-ı hal sunup” kaydı da Edirne’ye varış olan muharrem ayı itibariyle kullanılmaya başlanmıştır. Bundan önce “…südde-i saadetime mektup gönderip/arz-ı hal sunup” şeklindedir. 42 MD 77 s.54’de “23 Safer 1014 Yevm-i mezburda Serdar Hazretleri Belgrat’a nüzul eylemişlerdir” denilmektedir. 43 Bu hükümler arasında, aynı dönem devletin doğu kesimine de seferler olduğundan, Anadolu kuvvetlerinin Avusturya cephesine kaydırılma güçlükleri önemli yer tutar. Ayrıca s.15’te Kırım Hanına ve s.16’da Fransa Kralına hitaben yazılmış name suretleri bulunmaktadır.

Page 68: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

57

el-vaki fi şehr-i Şa‘bânü’l-muazzam sene bin on dört ve sonra s.205’te “Bu defa

sefer-i hümâyûnda ehl-i fesad ve eşkıya hakkında ve bazı umûr-ı muhtelife tahrir

olunan miri ahkamın cüzidir el-vaki fî şehr-i Şa‘bânü’l-muazzam sene erba aşer ve

elf” kayıtları bulunmaktadır. S.231’de “Bu defa sefer-i hümâyûnda sefer mühimmatı

için tahrir olan miri ahkâmın cüzüdür el-vaki yevmü’l-hamis ve işrin şehr-i

Şa‘bânü’l-muazzam sene erba aşer ve elf” başlığı vardır. Aynı başlık s.242’de de

mevcuttur44. Görüldüğü üzere defter bazı kısımlara ayrılmıştır. XVII. yy Mühimme

Defterleri içinde bu türden bir özellik başka hiçbir defterde görülmez. Hatta bu

yüzyılın ortalarına kadar defterlere tanıtıcı bir başlık bile verilmesi az görülen bir

durumdur. Bu nedenle defterde görülen bu özel durumun kişiye mahsus olduğu

düşünülebilir.

Buna göre, ikinci sayfada yer alan tarihin yanında “Sahib-i saadet Vezir-i

azam hazretleri bugün gelip vaki olan ulak ve sair mühimmat beyanıdır” kaydı

bulunmaktadır45. Defterin son sayfalarında ise Sadrazam Lala Mehmet Paşa’nın

İstanbul’a döneceğine dair kayıtlar vardır46 ve defterde son tarih “3 Şevval 1013/11

Şubat 1606” tir. Yani Sadrazamın İstanbul’a gelmesiyle ortaya çıkan defter daha

sonra onunla birlikte sefere gitmiş ve yine Sadrazamın dönüşüyle sona ermiştir.

Elimizde 1015/1606-07 yılına ait bir Mühimme defteri olmadığından, bundan

sonraki seyir için bir şey diyebilmek mümkün değildir. Nitekim, Lala Mehmet Paşa

aynı yıl vefat etmiştir47. Ancak yine de 77 numaralı Mühimme defterinin baştan sona

44 Bu iki başlık altındaki kayıtlar aynı tarihlerden oluşmaktadırlar. Defterin özelliği olarak hükümler, civar bölgede yer alan görevlilere gönderilmiştir. Hükümler birbirlerinden farklıdırlar. Ancak defterdeki son tarih olan 3 Şevval 1014/11 Şubat 1606 tarihi altında yer alan hükümler aynı olup ikinci başlık altında olan hüküm yarım bırakılmıştır. 45 25 Ramazan 1013/2 Şubat 1605. O sırada Vezir-i azam Lala Mehmet Paşadır. Lala Mehmet Paşa, Osmanlı-Avusturya savaşı esnasında ordu kumandanlığı hizmetinde bulunmuş, 27 Safer 1013/25 Temmuz 1604’te emrinde bulunduğu Sadrazam Ali Paşa’nın ölümü sebebiyle bu görev kendisine verilmiştir. KK 157 s.1/3b. Ali Paşa’nın ölüm tarihini yanlış olarak Topçular Katibi Abdülkadir, Rebiülevvel 1013/Ağustos 1604 şeklinde vermiştir. Topçular Kâtibi ‘Abdülkādir (Kadrî) Efendi Tarihi (Metin ve Tahlîl), haz. Ziya Yılmazer, Ankara 2003, s.418. MD 77’de yer alan bu kayıt ise Sadrazam Lala Mehmet Paşa’nın bu tarihte Avusturya cephesinden İstanbul’a geldiğini haber vermektedir. Yani defterin başlangıç tarihi Sadrazamın İstanbul’a geliş tarihidir. Aynı tarihlere denk düşen diğer defterlerde de (MD 75, KK 70) bu kayda rastlanır. Ancak bu defterlerde tarihler 21 Ramazan/10 Şubat 1605 olarak verilmektedir. MD 75 s.299; KK 70 s.249. 46 MD 77 s.200, s.241. 47 Mahmut Ak, “Lala Mehmed Paşa”, DİA, XXVII, Ankara 2003, s.73. Ayrıca Mehmet Paşanın bu göreve başlama tarihi olan Safer 1013/Temmuz 1604’ten İstanbul’a geldiği tarih olan Ramazan 1013/Şubat 1605’e kadar herhangi bir ordu mühimmesi de mevcut değildir.

Page 69: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

58

bu Sadrazam idaresince tutulduğu göz önüne alınırsa defterdeki başlık özellikleri bir

duruma bağlanabilir. 1013/1605 yılının son aylarının bulunduğu MD 75, MD 76, KK

70 ve MD 77 arasında tezkireci isimlerinden buyruldu işaretlerine kadar bir çok

benzerlik vardır. Ancak MD 77, bloknot olarak şekil arz eden MD 75, MD 76 ve KK

70’in aksine klasik defter formuna sahiptir. Ayrıca MD 77’nin başlangıç tarihinin

sadrazamın geldiği döneme rast gelmesi bu defterin hususi olarak sefer için tertip

edilmiş olabileceği düşüncesini ortaya çıkarmaktadır.

b- 8 Numaralı Mühimme Zeyli Defteri48: Safer 1016–Safer 1017/Haziran 1607-Mayıs 1608 tarihleri arasında olan

defter, Sadrazam Kuyucu Murat Paşa’nın ordu kumandanı olarak Celaliler üzerine

yaptığı seferin kayıtlarını içermektedir. Ancak verilen zaman aralığında Receb,

Şaban ve Zilkade ayları mevcut değildir. Ayrıca ciltleme hatası olarak, aslında Bursa

muhafızı olup İstanbul’da Sadrazamın vekili olarak görev yapan Mustafa Paşa’nın

idaresinde tutulan Rikab Mühimmesi de bu defterde yer almaktadır49. Kaynaklarda

Mustafa Paşa’nın İstanbul’a vardığı tarih olarak 1016 yılı Safer ayı (Mayıs 1607)50

verilmekle beraber defterde yer alan Rikab Mühimmesi kayıtları Cemaziyelahır-

Zilkade ayları arasındadır. Defterin bu kısmıyla ilgili aynı özellikleri gösteren MD

76’da Rebiülahır 1016-Muharrem 1017/Ağustos 1607-Nisan 1608 arası Rikab

Mühimmesi kayıtları bulunmaktadır. Bundan sonra Muharrem-Rebiülevvel

1017/Nisan-Haziran 1608 tarihi MD 81 ve Şaban 1017/Kasım 1608 tarihi KK 71

defterlerinde olmak üzere kayıtlar aynı Kaymakam tarafından tutulmaya devam

etmiştir. Görüldüğü üzere Rebiülahır-Receb 1017/Temmuz-Ekim 1608 tarihli

kayıtlar mevcut değildir. Ramazan ayı ise Sadrazam Kuyucu Murat Paşa’nın

İstanbul’a döndüğü tarihtir. Buna göre Murat Paşa idaresinde tutulan ve kayıtları

sadece MDZ 8’de yer alan Ordu Mühimmesinin de kaldığı yerden yani Safer ayından

48 Bu defter tez olarak çalışılmıştır. Mehmet Şahin, “Kuyucu Murat Paşa’nın Celali Defteri Mühimmesi (h. 1-480)”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2002. Dilek Şahin, “8 numaralı Mühimme Zeyline Göre (h. 481-1121) XVII. yüzyılda Anadolu’da Celali Hareketleri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2003. 49 Defterdeki Rikab Mühimmesi kayıtları s.186’dan başlayıp son sayfa olan 218’e kadar devam etmektedir.. 50 İbrahim Hakkı Çuhadar, Mustafa Sâfî’nin Zübdetü’t-Tevârîh’i, c.II, Ankara 2003, s.73.

Page 70: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

59

Ramazan ayına kadar devam etmediği görülmektedir51. Defterin sona erdiği ay

ordunun kışlama sonrası tekrar sefere çıktıkları döneme rast gelmektedir.

Bahsi geçen Rikab Mühimmelerinin özelliklerinin aynı olduğu

görülmektedir. Hepsi bloknot şeklindeki defterler olup, “buyruldu” işaretleri ve

hükümlerin üstlerinde sık sık görülen tezkireci isimleri de aynıdır52. Ancak 1017

yılının Ramazan ayına geldiğimizde yani Sadrazamın İstanbul’a vardığı tarihte bir

takım değişlikler göze çarpmaktadır. Şöyle ki bu tarih itibariyle tezkirecilerin isimleri

ordu mühimmesi olarak nitelendirdiğimiz defterde görülenler olarak değişmiştir53.

Buyruldu işaretinde de bir değişim söz konusudur. Ancak bu buyruldu işareti sözü

edilen defterlerde yer alanlardan farklı, yeni bir şekildir. Sonuç itibariyle, sefer

dönüşünde asıl görevliler geldiğinden vekillerin görevi sona ermiş gözükmektedir.

Ordunun İstanbul’dan ayrılmaları itibariyle konakladıkları yerleri defterde

verilen bilgilere bakarak tespit etmek mümkündür. Bunlar tarih başlığının hemen

yanındadırlar. Ayrıca, devlet idaresine bağlı diğer birimlerin orduya katılmaları ile

ilgili hükümlerde, ordunun nerede olduğunu gösteren, yer adları belirtilmektedir.

Ordu mühimmesi olarak nitelendirdiğimiz kısım için, defterde yer alan hükümler

daha çok asker sevki ve mühimmat tedariki üzerinedir. Nadiren de olsa çeşitli

konulara dair şikayet hükümleri de vardır.

c- 936 numaralı Mühimme Defteri Parçası:* Bu defter XVII. yüzyılın ilk yarısı Mühimme defterleri serisi içinde istisnai

bir durum arz etmektedir. Parça defterlerin yer aldığı bir tasnifte olmakla birlikte,

ebru ciltli bir defterdir. 16,3x27 cm ölçüleriyle diğer MD’lere göre daha küçük bir

boyuttadır54. Bir diğer fark, hükümlerin üzerinde, genellikle yer alan tezkireci

adlarının bu defterde olmamasıdır. Buyruldu işareti de aynı tarihlerdeki diğer

51 Başa dönersek Şaban 1015’te Avusturya seferinde iken idam edilen, Derviş Paşa yerine Sadrazam olan Kuyucu Murat Paşa’nın Muharrem ayında İstanbul’a gelene kadar ve bu aya dair idaresinde tutulmuş herhangi bir Mühimme defteri mevcut değildir. 52 Bu tezkireciler Sena ve Mehmet Efendilerdir. 53 Ordu Mühimmesi kısmında yer alanlar Osman ve İmani Efendilerdir. * A.DVN.MHM 936. 54 Mühimme Defterleri boyutları bir takım farklılıklar sergilemekle birlikte ortalama 21x28 cm’dirler.

Page 71: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

60

defterlerden farklıdır. Ayrıca hemen hemen her hükmün yazılmıştır diye sonlanan

kısmının yakınında, fermanlarında da olması kuvvetle muhtemel, “medine-i

İznikmid” kaydı vardır.

16 sayfadan ibaret olup, Ramazan-Şevval 1016/Aralık 1607-Ocak 1608

arası hükümleri içeren defterin ilk sayfasında “İznikmid’de vaki olan beylik ahkam

kaydıdır” şeklinde bir kayıt bulunmaktadır. Hükümlerin muhatabı Kastamonu, Bolu,

İznik ve Karamürsel gibi İznikmid çevresinde bulunan devlet görevlileridir.

1016/1607 yılında, daha önce de belirtildiği gibi, Sadrazam Kuyucu Murat

Paşa orduya başkumandan olarak celaliler üzerine seferdedir. Dönemin padişahı I.

Ahmet ve Sadaret kaymakamı Mustafa Paşa ise İstanbul’dadırlar. Ramazan ve

Şevval ayları olarak 1016 yılına baktığımızda İstanbul’daki konumun muhafaza

edildiği, Sadrazam Kuyucu Murat Paşa’nın ise kış olması münasebetiyle Halep’te

kışladığı görülmektedir55. Dolayısıyla bu defterde yer alan kararlar, Padişah veya

Sadrazam dışında başka bir vekil/görevli tarafından alınmıştır. Defterde buna dair

herhangi bir kayda rastlanmaz. Dönemin kaynakları ise, Celalilerden olan

Kalenderoğlu’nun Bursa üzerine harekete geçtiğinden ve Sadrazamın Halep’te

olması sebebiyle çevre muhafazasına merkezden bazı görevlilerin gönderildiğinden

bahsetmektedirler. Buna göre, Vezir Nakkaş Hasan Paşa Bursa’ya tayin olmuş,

Şaban ayı sonunda da muhafaza için Vezir Hızır Paşa Üsküdar’a ve Yeniçeri

kethüdası Davut Paşa İznikmid’e gönderilmiştir56. Gerçekten de defterde yer alan

hükümlerin konuları çoğunlukla, geçitlere asker yerleştirilmesi, köprülerin tutulması

gibi muhafazaya dairdir. Nadiren, çeşitli toprak meseleleri bulunmaktadır. Ayrıca

son sayfada tımar tevcihine dair kayıtların yer alması MD’ler içinde bir farklılık arz

eder. Yani bu defter, XVII. yüzyılın ilk yarısı MD serisi içinde sadrazam ve yahut

onun vekili olarak İstanbul’da bulunan kaymakam tarafından alınan kararların

kaydedildiği defterlerden farklı olarak, başka bir vekil tarafından alınan kararları havi

bir defterdir.

55 MDZ 8 s.126, s.187 h.1040; MD 76 s.100 h.255. Ziya Yılmazer, a.g.e, 2003, s.507, dipnot 9. 56 Çuhadar, a.g.e, s.74. Adı geçen Davut Paşa, ileride Sadrazamlık görevine (1622) kadar yükselecek olan Kara Davut Paşa’dır.

Page 72: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

61

d- 78 Numaralı Mühimme Defteri: Sadrazam Kuyucu Murat Paşa zamanında tutulmuş bir defterdir. Daha önce

sözü edildiği üzere Murat Paşa 1016/1607’de Celaliler üzerine Anadolu’ya sefere

çıkmış ve 1017 Ramazanında (Aralık 1608) geri dönmüştür. Bundan sonra yıl

sonuna değin tutulmuş dört aylık kayıtlar KK 71, A.DVN.MHM 937 ve MD 78

olmak üzere çeşitli defterlere dağılmış durumdadır. Bu defterler gerek tezkireci

isimleri57 ve gerek buyruldu işareti bakımından birbirleri ile tutarlılık göstermektedir.

78 numaralı MD, Zilhicce 1017/Mart 1609’dan başlayarak ayları atlamasız olarak

1018 yılı Zilkade ayının (Şubat 1610) sonuna kadar devam etmektedir. Ciltleme

hatası olarak 1022/1613 yılının ilk üç ayı da mevcuttur. Bu yıla ait hükümler Asitane

kayıtlarıdır. Zilhicce 1017 ve Muharrem, Safer, Rebiülevvel 1018 de (Mart-

Haziran1609) Asitane kayıtlarıdır. 1018 yılının Muharrem ayı kayıtları KK 71’de de

mevcuttur. Safer 1018 itibariyle bu yılın kayıtları Zilkade ayına değin sadece MD

78’te yer almaktadır.

Defterin ilk sayfalardan itibaren Safevilerle yapılacak savaşın hazırlıklarına

dair hükümler mevcuttur. Rebiülevvel 1018’in ilk günü Sadrazam Kuyucu Murat

Paşanın Üsküdar’a geçeceğinin haberi verilmektedir58. Bundan sonra özellikleri

değişmeden59 defterin, ordu Mühimmesi haline geldiği görülmektedir60. Receb ayına

geldiğimizde ise defterin özellikleri yine değişmez, ancak defterin tekrar Asitane

olduğu göze çarpar. Dönemin kaynaklarına baktığımızda, ordunun gerçekten de bu

ayda geri döndükleri kayıtlıdır. Buna göre Üsküdar’da olup Safeviler üzerine

yapılacak seferde başkumandan olan Sadrazam Murat Paşa, sefer öncesi, devlet

görevlisi olup arkada bırakılması tehlikeli görülen bazı kimselerin icabına bakmış,

hallolan işlerin büyüklüğü ve kaybedilen zaman dolayısıyla geri dönmeye karar

verilmiştir61. Bu arada Kaymakam Gürcü Mehmet Paşadır. Ancak bahsi edilen üç

57 Osman Efendi. 58 s.745 h. 1942, 4 Haziran 1609. 59 Buyruldu şekli ve tezkireci isimleri aynen devam etmektedir. 60 Menzil adının Üsküdar olduğu görülmekle beraber, arzların sunulduğu yere daha çok ordu-yı hümayun denilmektedir. 61 Sadrazam Murat Paşa şark seferine hareket etmeden önce Celali namına olduğunu düşündüğü bazı görevlilerin ortadan kaldırılmaları için kendilerini orduya katılmak bahanesiyle Üsküdar’a davet

Page 73: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

62

aya dair herhangi bir Rikab Mühimmesi kaydı bulunmamaktadır. Topçular

Katibi’nde Divan’ın orduda olduğu ve Sadrazam Murat Paşa’nın ikindi vakti

İstanbul’a geçip sonra tekrar Üsküdar’a döndüğü bilgisi mevcuttur62. Katib Çelebi ise

bununla ilgili daha ilginç bir konuya temas etmiştir. O sırada Üsküdar’da bulunan

Sultan I. Ahmet’in, divanın Üsküdar’da olması kararına karşılık Sadrazamın

“pâdişâhım, ecdâd-ı ‘izâmın zemânlarında olmuş değildir. Dîvân yine Âsitâne’de

olsun. Gürcü Mehemmed Paşa kā’im-makāmdır. Mesâlih-i Müslimîn’i görsün. Ve

Defterdâr Ahmed Paşa mâl husûsuna mukayyed olup ba‘dehû Üsküdar’a gelsinler.

Umûru bu kulunuza inhâ eyledikde rikâb-ı humâyununuza telhîs idem” cevabını

vermiş ve kabul görmüştür63. Naima’nın burada sözünü ettiği divan kaymakam

idaresinde yönetilecek, ama kayıtları günümüzde mevcut olmayan, divan olsa

gerektir.

Söz konusu yılın Zilkade ve Zilhicce ayları ise MD 79’da olmak üzere aynı

özelliklerle devam etmektedir.

e- 79 Numaralı Mühimme Defteri: 1018 yılının Zilkade ayından başlayan defter 1020 yılı Muharrem ayı

sonuna değin gelmektedir64. Rebiülevvel 1019/Haziran 1610’da Sadrazam Kuyucu

Murat Paşa Safevi üzerine gidecek orduya başkumandan olarak Üsküdar’a geçmiştir.

Tam da bu ay itibariyle İstanbul’da kaymakam olan Gürcü Mehmet Paşa tarafından

tutulmuş Rikab Mühimmesi ortaya çıkmıştır. Bu kısım sadece Safer, Rebiülevvel ve

etmiş, bu Celalilerden Muhassıl Yusuf Cemaziyelevvel ayında Üsküdar’a vardığında katledilmiştir (Ziya Yılmazer, a.g.e, 2003, s.552-556). Katib Çelebi’de ise Yusuf dışında, Mersin’de bulunan Muslu Çavuştan da bahsedilmektedir. Buna göre Muslu çavuşun katline Karaman beylerbeyi görevlendirilmiştir. Yusuf’un öldürülmesi için, kaçmasını önlemek amacıyla önce Muslu çavuşun öldürülmesi beklenmiş ve bu durum zaman kaybına neden olmuştur. Bunun yanında halledilen işin büyüklüğü nedeniyle doğu tarafa yapılacak sefer daha sonraya ertelenmiştir Katib Çelebi, Fezleke, vr.132b-133b. (Katib Çelebinin Fezleke’si Zeynep Aycibin tarafından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora tezi olarak hazırlanmaktadır. Teze konu olan yazmayı kullanma fırsatını veren Zeynep Aycibin’e teşekkürü borç bilirim.) Topçular Katibi’nde (s.557) Sadrazamın ve ordunun 5 ay ve Katib Çelebi’de (vr.135b) 4,5 ay Üsküdar’da kaldıkları belirtilse de defterde Üsküdar kaydının bulunduğu son tarih s. 103’te yer alan 4 Receb’tir. Bundan öte s.668’de yer alan 10 Receb tarihinin yanında İstanbul kaydı mevcuttur. 62 s.553-554. 63 Katib Çelebi, a.g.e, vr.132a. 64 Şubat 1610-Mart 1611.

Page 74: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

63

Rebiülahır aylarından meydana gelip, devamı mevcut değildir. MD 79’un Zilkade

1018-Muharrem 1020/Şubat 1610-Mart 1611 tarihleri arasındaki düzeni düşünülürse

bu kısmın hatalı ciltleme sonucu bu defterde yer aldığı anlaşılır. Zilkade 1018/Şubat

1610’dan başlayıp Safer 1019/Nisan 1610’da Ordu Mühimmesine dönüşen kısımda

yer alan tezkireci isimleri değişmeksizin Osman ve İmani’dir. Bu tezkirecilerin

orduyla beraber Üsküdar’a geçmesi itibariyle başlayan Rikab Mühimmesinde yer

alan tezkireciler ise Hamid ve Ulya’dır. Her iki kısımda buyruldu işaretleri

birbirinden farklıdır. Ordu mühimmesi kısmında seferle alakalı hükümleri içeren

defterde menzil adları yer almaktadır.

Defterin sonlanması ordunun kışlaktan tekrar harekete geçtiği zamana denk

gelmektedir65. Sadrazam Murat Paşa ise görevini Temmuz 1611’de vefatına değin ifa

etmiştir. Bu zaman zarfına ait kayıtlar mevcut değildir. Ancak yine de bundan önceki

kayıtlar, sefer esnasında vefat eden sadrazamın defteri olarak merkeze ulaştırılmıştır.

f- 81 Numaralı Mühimme ve KK 71 Numaralı Ahkam Defterleri: MD 81’de 1024-1025/1615-1616 yıllarına ait ordu mühimmesi dışında

1017/1608, 1022/1613 yıllarında İstanbul’da tutulmuş kayıtlar mevcuttur. KK 71’de

ise, ordu mühimmesi olan 1024/1615 yılı hariç 1017/1608, 1018/1609, 1022/1613,

1027/1617 ve 1028/1618 yıllarında yine İstanbul’da tutulmuş kayıtlar yer almaktadır.

KK 71 Rebiülevvel-Zilhicce 1024/Mart-Aralık 1615 kayıtlarını içerip

Rebiülevvel ayı kayıtları İstanbul’da tutulmuş olanlardır. Bu ay ve bundan önceki

Muharrem ve Safer ayları ise başka defterlere dağılmış durumdadır66. Rebiülahır

65 Muharrem 1020/Nisan 1611. 66 MD 80; A.DVN.MHM 940. Her üç defterde Hacı ve Mim Efendi ağırlıklı olmak üzere aynı tezkireci adlarına ve buyruldu şekline sahiptir. Bunun dışında bu isimlere ilk olarak MD 80’de Ramazan 1023/Ekim 1614’te tutulmuş kayıtlarda rastlamaktayız. Bu ay, Öküz Mehmet Paşa’nın katledilen Nasuh Paşa yerine sadrazam olduğu ay olmakla meydana gelen değişimi gözler önüne sermektedir. Aynı tezkireci adlarına 1023 yılının sonuna kadar 1024 yılı için MD 80, A.DVN.MHM 940, MD 81 ve Rebiülahir ayında ordu mühimmesine dönüşen KK 71’de rastladığımız gibi aynı yılın bir diğer ordu mühimmesi olan MD 81’de de görmekteyiz. MD 81’deki bu kısım 1025 sonuna değin yine aynı isimlerle devam etmektedir. Bundan sonra 1026 yılında bazı boşluklar mevcuttur. Elimizde mevcut 1026 yılına ait ilk kayıt Cemaziyelahır ayındadır. Buradaki tezkireci isimleri farklıdır. Ancak Muharrem 1026’da Öküz Mehmet Paşa’nın görevinden alındığı gerçeği göz önüne alınırsa böylesi bir

Page 75: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

64

(Mayıs 1615) ayına geldiğimizde dönemin Sadrazamı Öküz Mehmet Paşa’nın ordu

ile beraber Safeviler üzerine yapılacak sefer için Üsküdar’a geçtiği görülmektedir67.

Bundan sonra menzil adlarının da yer aldığı kayıtlar atlamasız olarak yılsonunu

bulur.

MD 81 ise ordunun Üsküdar’da bulunduğu sırada yani Rebiülahır

1024/Nisan 1615’den itibaren tutulmaya başlanmıştır. Cemaziyelevvel ayı itibariyle,

menzil adları mevcut, ordu mühimmesine dönüşmüş olan defter, aynı nitelikle 1025

yılının sonuna değin (Ocak 1617) devam etmektedir. Cemaziyelahır 1024 ve Şaban-

Ramazan 1025’e ait kayıtlar mevcut değildir.

Her iki defterde bloknot defter usulünde tutulmuş olup, aynı şekil buyruldu

ve tezkireci isimlerine sahiptir. Bunların cüzleri farklı defterlere dağılmış kayıtlar

olduğunu kabul etmek zor gözükmektedir. Böyle bir şey diyebilmek için aynı yılın

aylarının ve yahut aynı ayın farklı günlerinin her iki deftere dağılmış olması

gerekmektedir. Oysa ki böylesi bir paylaşım söz konusu değildir68.

Bundan başka, 1024/1615 yılında İstanbul’da kaymakamlık görevinde

bulunmuş Gürcü Mehmet Paşa ve daha sonra Ekmekcizade Ahmet Paşa tarafından

alınan kararları havi bir defter mevcut olmadığı gibi 1025/1616 yılında da Sofu

Mehmet Paşa kaymakamlığında İstanbul’da tutulmuş herhangi bir defter

bulunmamaktadır.

g- 82 Numaralı Mühimme Defteri:

farklılık zaten beklenti dahilindedir. Mehmet Paşa’nın azli tarihi için bkz. İsmail H. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. III, 2. kısım, Ankara 1954, s.369. 67 Bu ay MD 80 ve A.DVN.MHM 940’de de mevcuttur. Ancak ordunun Üsküdar’a geçisi ay sonunda gerçekleştiğinden ve bahsi edilen defterlerde Rebiülahır ayının sadece ilk günleri bulunduğundan ordunun İstanbul’dan hareket ettiğine dair herhangi bir kayda rastlanmaz. 68 Örneğin KK 71 s.503’te “23 Rebiülahır 1024 yevm-i mezburda Serdar hazretleri taşra otağa çıkmıştır” ve MD 81 s.253’te “23 Rebiülahır 1024 yevm-i mezburda Serdar hazretleri Üsküdar’da otağa çıkmışlardır” kayıtları bulunmaktadır. Yine KK 71 s.557’de “12 Şaban 1024 yevm-i mezburda Haleb’e dahil olundu” ve MD 81 s. 280’de “12 Şaban 1024 Halep, Serdar hazretleri bu günde Halep’e dahil olmuşlardır” kayıtları vardır. Aynı tarihlerin farklı defterlere dağılması hususu için bkz. s.32-35.

Page 76: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

65

Bu defterde sadece Cemaziyelahır 1026/Haziran 1617 tarihli kayıtlar ordu

mühimmeleri dahilinde olup defterde yer alan diğer tarihler Rikab Mühimmesi

kayıtlarıdır69. Dönemin Sadrazamı Halil Paşa bu göreve Muharrem 1026/Ocak

1617’de getirilmiştir. Halil Paşa, Safeviler üzerine sefer düzenleyecek ve

Diyarbakır’da kışlamakta olan orduya kumandan olmak üzere Cemaziyelahır

1026/Haziran 1617’de İstanbul’dan ayrılmıştır. Sözü edilen ayda Üsküdar’a geçen

Sadrazam Şaban/Ağustos ayında Diyarbakır’a ulaşmıştır. Bundan sonra Halil Paşa

Safeviler üzerine sefer düzenlemiş ancak beklenen başarıyı gösteremediği için

1028/Aralık 1618 yılı başlarında görevinden alınmıştır70.

Buna göre Halil Paşa’nın Sadrazam oluşundan Üsküdar’a geçene kadarki

dönemde herhangi bir divan kaydı yoktur. Yine Üsküdar’dan yola çıkışı itibariyle

görevinden alınana kadar orduda alınmış kararların kaydedildiği bir defter de mevcut

değildir. Rikab Mühimmeleri ise, sadrazamın Üsküdar’a geçişinden üç ay sonra

başlamaktadır. 1027/1618 yılına ait Rikab mühimmesinde Safer ve Zilhicce ayları

eksik olup, aynı yılın Rebiülahır-Cemaziyelevvel-Cemaziyelahır-Receb ayları KK

71’de bulunmaktadır. Buradaki kayıtlar da Rikab mühimmesi dahilinde olup MD 82

ile aynı özellikleri göstermektedirler. 1028/1629 yılı Rikab kayıtları ise

Cemaziyelevvel-Cemaziyelahır-Receb ayları olmak üzere sadece KK 71’de

mevcuttur. Sadrazam Halil Paşa’nın seferde olduğu esnada onun vekili olarak

İstanbul’da Divan toplantılarını yöneten Sofu Mehmet Paşa olup, bu görevi Receb

1028/Haziran 1619’da sona ermiştir71. Rikab mühimmesi olarak tanımladığımız

İstanbul’daki Divan kayıtlarını havi defterlerden KK 71’de 1028 yılına ait en geç

tarih 18 Receb/1 Temmuz 1619’dur72. Defterdeki bu son tarihle kaymakamın

görevinin sonlanması arasında bir ilişki kurulabilir. Ancak bu yıl itibariyle Mühimme

defterleri serisinde tam sekiz yıllık bir boşluk mevcuttur.

69 Defterde, bu kayıtlar s.125-129 sayfaları arasındadır ve sadece 21-23 Cemaziyelahır 1026/26-28 Haziran 1617 tarihleri vardır. Kayıtlar Ramazan ve Şevval 1026 arasına yerleştirilmiştir. Bu bilgiler, defterin tersten ciltlenmiş olduğu göz önünde bulundurularak verilmektedir. Bkz. 82 Numaralı Mühimme Defteri 1026-1027/1616-1617, Özet, Transkripsiyon, İndeks ve Tıpkıbasım, Ankara 2000, sunuş xxvı. 70 Halil Paşanın görev süresi için bkz. Uzunçarşılı, a.g.e, 1954, s. 371. 71 Katib Çelebi, a.g.e, vr.164b. Ayrıca sözü edilen defterlerde bu hususa bir çok noktada işaret edilmiştir. MD 82 s.65 h.128, s.95 h.188; KK 71 s.662. 72 S.787.

Page 77: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

66

Bunun dışında defterin Ordu mühimmesi olarak tanımladığımız kısa

bölümünde, sefer hazırlıklarından ziyade, genel şikayet konularına dair kararların yer

aldığı görülmektedir. Menzil adı olarak “Üsküdar” kaydına sadece bir kere

rastlanmaktadır73.

h- 83 Numaralı Mühimme Defteri: Kapudan Hasan Paşa idaresinde Kırım tarafına yapılan faaliyetleri içeren

defter, iki kısımdan oluşmaktadır. Ramazan 1036/Mayıs 1627 defterde görülen en

erken tarih olup Zilkade 1037/Ağustos 1628’e değin gelmektedir74. Ancak

1037/1628 yılına ait Safer-Şaban ayları mevcut değildir. Bu dönem kış vaktine denk

geldiğinden defterde görülen boşluk mantıklı bir zemine oturmaktadır.

Hasan Paşanın defterdeki ilk seferinin kayıtlı olduğu 1036/1627 yılına ait

dönemde Sadrazam Halil Paşa Safeviler üzerine seferdedir75. Dolayısıyla defterin bu

yıla ait kayıtları, döneminde ikinci bir ordu mühimmesini teşkil etmektedirler. Aynı

durum defterin 1037/1628 yılına ait kısmı için de geçerlidir. Cemaziyelahir

1037/Şubat 1628’de Halil Paşanın azli ile sadrazam olan Hüsrev Paşa onun görevini

tamamlamak üzere Üsküdar’dan hareket etmiş ve yıl sonuna kadar doğu bölgelerde

konaklamıştır. Kırım hanlığı ile alakalı ortaya çıkan kargaşayı önlemek üzere Hasan

Paşa Kırım tarafına gönderilmiştir76. Defterde bu konu ile alakalı olarak s.35’te

“Vezaretle Kapudan olan izzetlü Vezîr Hasan Paşa Hazretleri Özi tarafına bazı

hidmete me‘mur olmağın ta‘yin olunan sancakların askerleri muaccelen kalkıp

eşmeleri için Âsitane-i saâdetden verilen evâmir-i şerîfedir” kaydı mevcuttur.

Menzil adlarının yer aldığı defterde hükümlerin muhatabı genellikle Kırım

civarında hizmet veren görevlilerdir. Bu bölgenin muhafazası ve Kırım hanları

73 s.129. Ordu mühimmelerinde menzil adlarına genellikle tarih yanında rast gelinmektedir. Ancak bu bölümde sadece iki yerde tarih kaydı vardır. Bundan başka hüküm içerisinde “..ordu-yı hümayunuma arz gönderip..” kayıtları da mevcuttur. 74 83 numaralı Mühimme Defteri 1036-1037/1626-1628, Özet, Transkripsiyon, İndeks ve Tıpkıbasım, Ankara 2001. 75 Katib Çelebi, a.g.e.,vr. 208a-b. 76 Katib Çelebi, a.g.e., vr. 210a-b.

Page 78: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

67

arasında meydana gelen mücadele ana konulardandır. 83 numaralı Mühimme defteri

de A.DVN.MHM 936 gibi sadrazam dışında bir görevlinin orduya kumandan olması

nedeniyle onun kontrolünde alınan kararları havi bir defterdir. Defterin bu farklı

özelliğine buyruldu işaretlerinin ve tezkireci isimlerinin bulunmayışı eklenebilir.

Tezkireci isimleri A.DVN.MHM 936’da da bulunmamaktadır. Bu bakımdan her iki

defter divan işleyişinin farklı bir özelliğini yansıtmaktadırlar.

ı- 84 Numaralı Mühimme Defteri: Defter, Şevval 1038-Cemaziyelevvel 1040/Mart 1629-Kasım 1630 arası

hükümleri atlamalı olarak ihtiva etmektedir77. Buna göre belirtilen aydan itibaren

1038/1629 yılı tam olup, 1039/1629 yılı Cemaziyelahır-Receb-Şaban-Şevval-Zilkade

ve Zilhicce ayları eksiktir. 1040/1630 yılında ise sadece Cemaziyelevvel ayı kayıtları

mevcuttur.

Dönemin Sadrazamı Hüsrev Paşa’dır. Hüsrev Paşa’nın Osmanlı ordusu ile

Safer 1038/Eylül 1628’de Safeviler üzerine yapılan seferden İstanbul’a döndüğü

bilinmektedir78. Ancak defterin başlangıç tarihi olan Şaban ayına kadar herhangi bir

mühimme kaydı mevcut değildir. Şaban ve Ramazan ayları kayıtları İstanbul’da

tutulmuştur. Defterde ordu tabirine Şevval ayı sonları itibariyle rastlanmaktadır.

Osmanlı ordusunun İstanbul’dan Safeviler ile yapılacak savaş için hareketi ve

sonrasında konakladıkları yerler ile ilgili bilgiler yok denecek kadar azdır79. Ayrıca

bu bilgileri elde etmede önemli veriler olan menzil adları da mevcut değildir. Bundan

sonra defterin ordu mühimmesi olduğunu anlamamızı sağlayan tek emare

arzuhallerin ordu divanına sunulduğudur.

Defterde tarihlemeler oldukça düzgündür. Ancak tam da ordunun

İstanbul’dan ayrılışını tespit noktasında bazı problemler ortaya çıkmaktadır. Buna

77 Bu defter tez olarak çalışılmıştır. Durmuş Kandıra, “84 numaralı Mühimme Defteri (Tahlil-Metin)”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1995. 78 Katib Çelebi, a.g.e, vr.211b. 79Bütün bir defter boyunca sadece h.22’de ordu mühimmatının Şevval ayınının ilk gününde (24 Mayıs 1629) Üsküdar’a geçeceği ve s.45 h.87 de ordunun 7 Safer/6 Ekim’de Halep’te olacağı belirtilmektedir.

Page 79: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

68

göre Ramazan ayı sıralamasından sonra 3 Şevval tarihi ile karşılaşılmakta ve bu

tarihin altında da arzuhallerin İstanbul’da yapılan divana takdim edildiği

görülmektedir. Bundan sonra geriye hamleyle tarih 4 Şaban olmaktadır. Dolayısıyla

defter halen İstanbul’dadır. Sonraki tarih ise 28 Şevval’dir. Ordu tabiri ise bu iki tarih

arasında ortaya çıkmaktadır. Nihayetinde kesin olan Osmanlı ordusunun Şevval ayı

itibariyle İstanbul’dan hareket ettiğidir. Bu konu ile ilgili farklı tasnifte bulunan bir

parça defter görüşümüzü tasdikler niteliktedir80. Buna göre 3 Zilkade tarihli bir

hükmün üzerinde “Vezîr-i a‘zam hazretleri sefer-i hümâyûna tevcîh eylediklerinden

sonra tutulan divan kaydıdır. Der zamân-ı hazret-i Hüseyin Efendi Reîs’ül-küttâb tale

bekāhu” kaydı bulunmaktadır. Defterdeki bir diğer kayıt “Mâh-ı zilkadenin on

yedinci gününde Sadrazam hazretleri Üsküdar’dan kalkıp sefer-i zafer-i rehber tevcîh

buyurduklarından sonra Reîs’ül-küttâb Hüseyin Efendi zamanında vaki olan

kayıtlardır” şeklindedir. Fezleke’de Hüsrev Paşa’nın Şevval ayında Üsküdar’da

olduğu belirtilmiştir81.

Defterde yer alan hükümler çoğunlukla, şikayet üzerine alınan kararları

havidir. Diğer ordu mühimmelerinden büyük farklılıkla, ordunun ana ihtiyaçları olan

asker, iaşe temini gibi emirler yok denecek kadar azdır82. Ayrıca emirlerin daha çok

Anadolu’da bulunan görevlilere gönderildiği göze çarpmaktadır. Hatta defterin ordu

ile beraber İstanbul’dan ayrılışından sonra sadece bir hüküm Rumili tarafına

gönderilmiştir83. Yine İstanbul’dan ayrılıştan itibaren, tezkireci adları değişmemekle

birlikte, buyruldu işaretleri ortadan kalkmıştır. Defterde bir diğer farklılık,

döneminde çoğunluk arz eden bloknot defter şekline karşın klasik defter formuna

sahip olmasıdır.

Sadrazam Hüsrev Paşa’nın vekili olarak İstanbul’da bulunan kaymakam

değişmeksizin Recep Paşa olmakla birlikte bu döneme ait bir Rikab mühimmesi

80 A.E. IV.Murad 448 v.3b ve 4b. 81 Katib Çelebi, a.g.e, vr.212a. 82 Defterde s.12 h.22 ve s.39 h.75 bu konulara dair emirlerdir. Orduya gönderilecek veya İstanbul muhafazasında kalacak askerlerle ilgili hükümler olmakla birlikte bunlar daha çok emirlere uymayıp, problem çıkaranların engellenmesine dair kararları içermektedir. Örneğin s.40 h.77, s.42 h.81. 83 MD 84 s.57 h.118, Yenişehir kadısına, eski Tırhala beyine ve Tırhala kadısına hitaben yazılan hüküm yine sefer ile ilgili alınabilecek kararlardan uzaktır.

Page 80: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

69

bulunmamaktadır. Defterde sadece bir ayı bulunan 1040/1630-31 yılı ordu

mühimmesine ait Rikab mühimmesi kayıtları ise MD 85’dedir84. Sözü edilen yılın

ise Muharrem ve Safer ayları yoktur. Ayrıca 1041 Muharrem ayı/Temmuz 1631

tarihi de defterde mevcuttur.

j- 942 numaralı Mühimme Defteri Parçası:* Bu 10 sayfalık parça defterde sadece Ramazan ve Şevval 1043/Mart-Nisan

1634 yılı mevcuttur. Emirlerin muhatapları Adana, Ankara, Bursa, Diyarbakır,

Halep, Kars, Maraş, Van gibi devletin Anadolu ve güney topraklarındaki idari

görevlilerdir. Parçada menzil adları bulunmamakla birlikte hükümlerin içeriği seferle

alakalı olduğundan defteri bu şekilde nitelemek mümkündür85. Defterde de

belirtildiği üzere ordunun kumandası dönemin sadrazamı olan Tabanıyassı Mehmet

Paşa’dadır. Sadrazam 1043 yılının Rebiülahır ayında (Ekim 1633) ordu ile beraber

İstanbul’dan hareket etmekle birlikte Ramazan ayına gelene kadar herhangi bir

mühimme kaydına rastlanılmamıştır. Yine bu yıla ait Zilkade-Zilhicce ve sonrasında

1044 yılı Muharrem ayı mevcut değildir. Bu tarihten sonra da devam eden seferin,

kayıtları başka defterlere dağılmış durumdadır.

Bunun dışında Sadrazam Mehmet Paşa’nın İstanbul’dan ayrılışından sonra

Bayram Paşa İstanbul’da kaymakam olmuş ve bu görevde iken Şevval ayında Sultan

IV. Murat’la beraber Edirne’ye gidene kadar kalmıştır86. Ancak kendisine ait bir

Rikab mühimmesi kayıtlarına rastlanılmamıştır.

k- 9 Numaralı Mühimme Zeyli Defteri: A.DVN.MHM 942 numaralı parça defterin devamı niteliğinde olup,

1044/1634 yılı Muharrem, Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları hariç diğer ayların

84 85 Numaralı Mühimme Defteri 1040-1041/1630-1631, Tıpkıbasım, Ankara 2001. 85 Numaralı Mühimme Defteri 1040-1041/1630-1631, Özet, Transkripsiyon, İndeks, Ankara 2002. * A.DVN.MHM 942. 85 Muhataplara gönderilen emirlerin konusu hemen hemen aynı olup, Safevi devleti ile yapılacak savaş için, idarelerindeki askerleriyle Diyarbakır’da devlet ordusuna katılmaları ile alakalıdır. 86 Yerine Kenan Paşa İstanbul kaymakamı olmuştur (Katib Çelebi, a.g.e, vr.229a).

Page 81: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

70

kayıtlarını ihtiva etmektedir87. Sultan IV. Murat’ın ve Sadrazam Tabanıyassı Mehmet

Paşa’nın önderliğinde, Safevi devleti ile yapılan savaşlar devam etmekte ise de 1045

yılı kayıtları tümüyle kayıptır88. Bu seferle bağıntılı olarak 1046/1636 yılı ve devamı

başka defterlerde karşımıza çıkmaktadır89.

Defterde menzil adları mevcut olup, hükümler çoğunlukla seferle alakalıdır.

Emirlerin gönderildiği görevliler de genellikle devletin doğu bölgelerinde yer alan

eyalet yöneticileridir. Cemaziyelahır ayı itibariyle başlayan kışlama hükümlerinde

divan üyelerinin Amid’de bulunacağından bahsedilmektedir90.

Bundan başka İstanbul’da kaymakam olarak Muharrem ayında Kenan Paşa,

sonrasında Receb ayına kadar Bayram Paşa, ardından Murtaza Paşa ve Şevval ayında

tekrar Bayram Paşa bulunmakla birlikte bu döneme ait Rikab mühimmesi kayıtları

mevcut değildir.

l- 86, 87 ve 88 Numaralı Mühimme Defterleri:91 86 numaralı MD, MDZ 9’un devamı olarak Sadrazam Mehmet Paşa

serdarlığındaki Osmanlı ordusunun şark seferine mahsus kararlarını içeren bir Ordu

mühimmesi olup, Muharrem 1046-Ramazan 1046/Haziran 1636-Şubat 1637 tarihleri

arasında tutulmuştur. Defterin sonlanma tarihi aynı zamanda Sadrazam Mehmet

Paşa’nın görevinden azli tarihidir92.

87 Ayrıca defterin yedinci ve sekizinci sayfalarını oluşturan tek yaprak 1037/1627 yılına ait kayıtlardan meydana gelmektedir. Sözü edilen yılın bu ayı Sadrazam Halil Paşa Safeviler ile savaş nedeniyle Erzurum’da ve Kırım’daki karışıklıkları önlemek amacıyla Kaptan Hasan Paşa o bölgede olduklarından bu kayıt Rikab mühimmesi olarak tanımlanmalıdır. 88 Sultan IV. Murat Şevval 1044’te İstanbul’dan ayrılarak yılsonunda Erzurum’daki orduya iştirak etmiş, bir sonraki yılın Rebiülevvel ayında ise geri yola çıkarak Receb 1045’te İstanbul’a varmıştır. (Katib Çelebi, a.g.e, vr.234b-235a). 89 MD 86, MD 87, MD 88. 90 s.41 91 Daha önceki örneklerden görüldüğü üzere, ordunun sefere hareketi ile Osmanlı divan kalemlerinde cereyan eden değişimlerin tam olarak ortaya konmasındaki en büyük engellerden biri tarihsel boşluklardır. Bu üç defter, ordu ve rikab mühimmeleri arasındaki bağlantıyı ve Osmanlı bürokrasisinin bu yöndeki işleyişini, eksiksiz tarih sırasıyla ortaya koyan niteliklerinden dolayı bir arada ele alınmışlardır. 92 Defterdeki en son tarih 12 Ramazan 1046/7 Şubat 1637’dir. Katib Çelebi, Mehmet Paşa’nın azli için 7 Ramazan/2 Şubat tarihini vermiştir (Katib Çelebi, a.g.e, vr. 238a).

Page 82: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

71

87 numaralı MD ise 1046 yılının Receb ayında (Kasım 1636)

başlamaktadır. Sadrazam ve serdar Mehmet Paşa’nın seferde olduğu sırada onun

vekili olarak Divan-ı Hümayun toplantılarını gerçekleştiren İstanbul Kaymakamı

Bayram Paşa’nın idaresinde alınan kararların kayıtlarını havi bu defter, 1046 yılı

Ramazan ayında sefer mühimmesine dönüşmektedir ki, bu tarih Sadrazam Mehmet

Paşa’nın azli ve dolayısıyla ikinci vezir Bayram Paşa’nın vezir-i azamlığa tayini

tarihidir. Yazılı kaynaklara göre verilebilecek bu bilgiyi93, Osmanlı bürokratik

kayıtlarında rastlanan defterlerin sorumluluğu verilmiş Sadrazam ve Reîsülküttab

isimleri zikri ve bu isimlerin değişimlerinin de özellikle belirtilme94 hususuna bağlı

olarak bizzat 87 numaralı MD’de de görebilmekteyiz. Şöyle ki ordu mühimmesi

olması münasebetiyle tamamiyle asker sevki, kale tamiratı, muhafaza, sürsat zahiresi,

kışlak tayinleri ve benzeri konuları içeren 86 numaralı MD karşılık olarak, Receb ayı

itibariyle İstanbul’da tutulmuş ve genel devlet kararlarını içeren 87 numaralı MD’de

yer alan 12 Ramazan 1046/7 Şubat 1637 tarihli, Bayram Paşa’nın sadrazam

olduğunu bildiren bir kayıt mevcuttur.95 Sözü edilen tarih aynı zamanda 86 numaralı

MD’nde yer alan son tarihtir. Bu tarihten sonra 87 numaralı MD; sefere hazırlık,

Halep’e hareket ve Mehmet Paşa’nın azliyle Diyarbekir-Musul civarında kalan

orduya kumandan olmuş Diyarbekir mutasarrıfına96 askerin zaptı için gönderilen

hükümleri içermektedir. Daha sonra ise menzil adlarının da işaret ettiği üzere

Sadrazam ve orduya serdar olan Bayram Paşa’nın idaresindeki şark seferi gidişatı

gözlenmektedir. Ramazan 1046/Ocak 1637 itibariyle sefer mühimmesine dönüşen

defter muntazam tarih sıralamasıyla tüm 1047/1637 aylarını içermekte ve 1048/1638

yılının Muharrem ayında son bulmaktadır.

88 numaralı MD ise; 1046 yılı Şevval ayında (Şubat 1637) başlayıp,

Sadrazam Bayram Paşa’nın şark seferine serdar olmasıyla onun yerine vekil, yani

93 Uzunçarşılı, a.g.e, 1954, s.386. 94 Tevfik Temelkuran, Divân-ı Hümayûn Mühimme Kalemi, TED, VI, 1975, s.158. 95 s.58 “Vezîr-i asaf rey izzetlû ve saadetlû Bayram Paşa yesserallahü mâ-yeşâ hazretleri Vezîr-i â‘zam olup dest-bûs-ı şehinşahı ile müşerref oldular. Hak sübhânehu ve teâlâ feth u zafer müyesser etmiş ola…yevmil-ahad 12 Ramazan 1046” 96 Tayyar Mehmet Paşa. O tarihlerde Diyarbakır beylerbeyi olan Mehmet Paşa Rebiülahır-Şaban 1048/Ağustos 1638-Ocak 1639’da sadrazamlık görevinde bulunmuştur (İsmail H. Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi kronolojisi , c.V,İstanbul 1971, s.35).

Page 83: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

72

Sadaret kaymakamı olan Mustafa Paşa97 idaresinde tutulmuş genel devlet kararlarını

içeren bir defterdir. 87 numaralı MD gibi bu defter de 1047/1637 yılı tüm aylarını

içerir. Bu özelliğiyle 87 numaralı sefer mühimmesinin, Rikab mühimmesi

konumundadır ve 1048/1638 yılı Muharrem ayında sona ermektedir. Ancak bundan

önce defterin Sefer mühimmesine dönüştüğü görülmektedir. Uzunçarşılı’nın verdiği

bilgiye göre, dönemin padişahı IV. Murat yanına Şeyhülislam Yahya Efendi, Vezir

Silahtar Mustafa Paşa, Ruznameci İbrahim Efendi, Musahib Deli Hüseyin Paşa,

kazaskerler ve Sadaret kaymakamı ve Kaptan-ı derya Kemankeş Kara Mustafa

Paşa’yı da alarak 23 Zilhicce 1047/8 Mayıs 1638 tarihinde Üsküdar’dan Bağdat

seferine hareket etmiştir.98 88 numaralı MD’nin seferde tutulduğunu gösteren ilk

kayıt Muharrem ayına aittir. Cüzleri ters olarak ciltlenmiş olan defterin son

sayfalarındaki tarih boşlukları Zilhicce ayı için bir yorum yapılmasını

engellemektedir. Ancak bunun öncesinde defterin gerek şekil özelliklerinde gerek

muhtevasında bir takım değişiklikler göze çarpmaktadır ki99, bunlar Uzunçarşılı’nın

vermiş olduğu bilgiyi destekler. Bundan sonra asıl sorun, bu iki defterin neden

devam etmediği hususu olsa gerektir.

Sonuç olarak bu üç defterin bize Osmanlı bürokratik sistemi hakkında

önemli ipuçları verdiğini söylemek mümkündür. Öncelikle bu defterler, defter

cüzlerindeki tarih sıralaması ve içerik değişikliklerinin hatalı ciltlemeye

dayandırılmasının her defter için hatta bundan yola çıkarak birçok defter için geçerli

olmadığını göstermektedirler. Gerek 87 numaralı MD’de ve gerekse 88 numaralı

MD’de görüldüğü üzere defteri tutmakla görevli kimsenin konumunda olan

değişiklik direkt olarak defterin kendinde de gerçekleşmektedir. Buna göre İstanbul

kaymakamı olarak Divan-ı Hümayun toplantılarını yürüten Bayram Paşa, Sadrazam

97 Kemankeş Kara Mustafa Paşa. Mustafa Paşanın kaymakam olmasına dair bkz. MD 88 s.9 h.22, KK 179 s.1, Katib Çelebi, a.g.e, vr.238a. 98 Uzunçarşılı, a.g.e, 1954, s.205. 99 s.28’de Şevval ayının başlamasıyla birlikte şark seferi için Rumeli taraflarındaki askerlerin ordu-yı hümayuna katılmaları ile ilgili hükümler görülmektedir. Ordu mühimmelerinin önemli belirtilerinden biri olan arzın getirildiği yer olarak “ordu-yı hümayunuma” tabiri Muharrem ayı öncesinde yoktur. Ancak diğer defterlerde de görüldüğü üzre ordunun ilk konağı olan Üsküdar’ın Asitane’den sayılması bunun görülmemesinin bir nedeni sayılabilir. Defterde ayrıca menzil adları da yer almamaktadır. Bu açıklanmaya çalışılan durumu pek tabi zorlaştırmaktadır. Ordunun Muharrem ayından önce İstanbul’dan ayrılmış olduğuna dair asıl kayıtlar Sadrazam Bayram Paşa’yı komuta etmek üzere gönderilmiş hükümlerin yer aldığı 87 numaralı MD’de mevcuttur. MD 87, s.166 h.517, s.168 h.519.

Page 84: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

73

ve orduya serdar olmasıyla “defterini” yanında götürmüştür. Aynı şekilde Bayram

Paşa yerine İstanbul kaymakamı olan Mustafa Paşa da padişah ile birlikte sefere

dahil olmak üzere İstanbul’dan hareket ettiğinde “defterini” yanına almıştır. Yani

birbiriyle ilişkili tarihleri içeren bu üç defterin ayrı defterler halinde bulunmalarına

sebep ciltleme hatası değil, Osmanlı bürokrasisinin işleyişidir.

2. XVII. yüzyılın ikinci yarısına ait Ordu Mühimmeleri:

Bu dönem Ordu mühimmeleri, yüzyılın ortasından itibaren bazı değişimlere

uğramış olan Mühimme defterlerine paralel olarak ilk yarıda yer alan Ordu

Mühimmelerinden farklı özellikler sergilemektedirler.

Göze çarpan en belirgin özelliklerden biri tarih başlıklarının ortadan

kalkmasıyla bunların yanlarında yer alan menzil adlarının bu defterlerde

görülmemesidir. Bu durumda ordunun nerede olduğu daha doğrusu kayıtların nerede

tutulduğu tespiti güçleşmektedir. Bir defterin sefer esnasında tutulduğunu gösteren

en belirgin özellik hükümlerin muhtevaları dışında arzın sunulduğu yer olarak “ordu-

yı hümayun” tabirinin kullanılmasıdır. Ayrıca kararda, ilgili kişilerin huzura

çağrılması durumunda gelmeleri gerektiği yer için aynı tabire rastlamak

mümkündür100. Yine “ordu-yı hümayunumdan …varınca yol üzerinde olan kadılara”

hitaplı hükümler diğer bir ipucudur.

Kaymakamlık mühimmelerinin tespiti ise yine meydana gelen bir değişim

sonucu daha kolay hale gelmiştir. Bu değişim genellikle defterlerin ilk sayfasında

görülen ve defterleri tanımlamaya yönelik kayıtların ortaya çıkmasıdır101.

100 1090-1092/1679-1681 tarihleri arası kayıtları havi 97 numaralı Mühimme defterinde “ordu-yı hümayun” tabirlerinin dışında, kişilerin ordunun bulunduğu menzil olan Babadağı’na getirilmeleri ile ilgili kayıtlara sık sık rastlanmaktadır. 101 102 numaralı Mühimme defterinin ilk sayfasında “Ahkâm-ı Umûr-ı Mühimme der zamân-ı Kāimakâm-ı Rikab-ı Hümayun Vezîr-i Mükerrem Hazret-i Ali Paşa ve Reîsü’l-küttâb-ı Nazmi Ahmet Efendi tale bekahû 14 Şevval 1102” şeklinde defterin Edirne’de tutulan bir Rikab mühimmesi olduğuna dair kayıt bulunmaktadır. Aynı kayıt defterin 195. sayfasında da mevcuttur. Defterin bu özelliğine daha önce de işaret edilmiştir. Sertoğlu, a.g.e, s.18. Ayrıca arşiv rehberinde, sadece “Mühimme defterleri” olarak tanımlanmış seriye ilk defa olarak farklı özelliği belirtilerek Rikab mühimmesi denmiştir (Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, İstanbul 2000, s.13).

Page 85: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

74

Tanımlamanın dışında bu kayıtlarda, defterdeki kararlardan sorumlu vezir ve defterin

tertibinden sorumlu reîsülküttabın isimleri yer almaktadır. Eğer defter vekaleten

tutulan bir özelliğe sahip ise bu görevlilerin kaymakam oldukları muhakkak

belirtilmektedir102. Ancak bu kayıtlar her zaman mevcut olmadığı gibi varlıkları da

başka bir problem ortaya çıkarmaktadır. Sözü edilen dönemde Avusturya ile yapılan

savaşlar devletin baş meselelerinden biri hale geldiği için devlet erkanının önemli bir

bölümünü ve padişah, genellikle Edirne’de bulunmaktaydılar. Bu nedenle

İstanbul’da bir kaymakamlık mühimmesinin oluşması kaçınılmaz hale gelmiştir.

Ordu kumandanın ise sefer için Edirne’den ayrılmasıyla padişah burada kaldığından

bir başka kaymakamlık defteri daha ortaya çıkmaktadır. Yani bahsi edilen görevlilere

her iki durumda da kaymakam tabirinin kullanılması doğal hale gelir. Bazen bu ilk

sayfadaki kayıtların altında “der Edirne” gibi yer belirtici notlar da düşülmüştür103.

Ancak bu kural haline gelmediği için başka özellikler dikkate alınmalıdır. Bu

özelliklerin başında Edirne’de tutulan defterlerde İstanbul’u kasten “Âsitane-i

sa‘âdetim kāimmakâmı”na hitaben yazılmış hükümlerin varlığı gelir. Ayrıca

“Edirne’den …varınca yol üzerindeki kādılara hüküm ki”, “divan-ı Edirne’ye ihzâr

edesin” kayıtlarının karşılığında İstanbul’da tutulmuş mühimlerde “Âsitane-i

sa‘âdetime ihzâr edesin” kayıtları bulunmaktadır. Arzın sunulduğu yer olarak Edirne

için “dergâh-ı mu‘alla” ve İstanbul için “südde-i sa‘âdet” tabirlerinin kullanılması

diğer bir ayırıcı özelliktir. Ordu mühimmelerinde ise doğal olarak hem “Âsitane-i

sa‘âdet kāimmakâmına” hem de “Rikab-ı hümâyûn kāimmakâmına” hitaben yazılmış

hükümleri görmek mümkündür104.

102 Örneğin MD 94 s.2, s.25; MD 96 s.1; MDZ 16 s.1, s.12; MD 103 s.1, s.46, s.100; ŞKT 17 s.510; MD 107 s.4; A.DVN.MHM 947 s.2; A.DVN.MHM 948 s.12, s.21; MD 109 s.1; MD 264 s.94. Kaymakamlık Mühimmelerinde vekaleten görevli vezir için “Der zamân-ı kāimakâm-ı vezîr-i …Paşa” denirken sadrazam söz konusu olduğunda “Der zamân-ı sadr-ı sudûrü’l-vüzerâ …Paşa” dendiği görülmektedir. Örneğin MD 98 s.1; MD 100 s.1; MD 101 s.1; MD 104 s.1, s.195; MD 105 s.13; MD 106 s.1 s.47; MD 108 s.1, MD 264 s.82; MD 110 s.114, s.127; MD 111 s.8. 103 Mahlut Mühimme olarak tanımlanan 264 numaralı Mühimme defterinin 52. sayfasında “Ahkâm-ı Umûr-ı Mühimme der zamân-ı Kāimmakâm-ı âli-makām hazret-i Ali Paşa ve der zamân-ı Reîsü’l-küttâb-ı Kāimmakâm Abdülvahab Efendi tale bekāhu fî 18 Şehr-i Şaban’ül-muazzam sene 1100 der Edirne” kaydı bulunmaktadır. 104 Majer, özellikle Edirne’de tertip edildiği anlaşılan bir defterin ana bir tür ya da Rikab mühimmesi olup olmadığının anlaşılmasının defterlerde mevcut başlık kayıtlarına bağlı olduğunu belirtmektedir. (a.g.e, s.20).

Page 86: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

75

Bu dönemde İstanbul’da tutulan mühimme defterlerinin hacimleri

Edirne’dekilere kıyasla oldukça zayıftır105. Bunda padişahın Edirne olmasının rolü

vardır ve buradan İstanbul’a çeşitli talimatlar verilmeye devam edilmektedir.

Muhteva olarak baktığımızda, Edirne kayıtlarının daha çok sefere yönelik

kararlardan oluştuğunu ve İstanbul’da alınan kararlara göre daha belirleyici nitelikte

olduğunu görmekteyiz.

Sayılan özelliklerden dolayı Ordu mühimmelerini İstanbul’da tutulan

kayıtlardan ayırt etmek oldukça kolaydır. Ancak Edirne’de tutulan Rikab mühimmesi

ile ilgili ayırt etme durumu biraz daha karmaşıktır. Elbette ordu mühimmesi

özellikleri gösteren bir defteri diğerleriyle karıştırmak söz konusu olamaz. Fakat

daha önce bahsedildiği gibi defter olarak bir ordu mühimmesinin başlangıcı, ordunun

henüz merkezden ayrılmadan önceki döneme rast gelmektedir. Ordu mühimmeleri,

ordunun sefere çıkmasından sonra alınan kararları havi defterler olmakla ile birlikte

bir bütün olarak, kaymakamlık defterlerinden farklı ana defter olma özelliğine

sahiptir. Padişah ve henüz seferin başlamadığı bir dönemde sadrazam Edirne

bulunabilir. Burada tutulan defterlerde pek tabi “Âsitâne-i sa‘âdetim kāimmakâmına

hüküm ki”, “Edirne’den ….varınca yol üzerindeki kādılara hüküm ki”, “divan-ı

Edirne’ye ihzâr edip”, “dergâh-ı mu‘allaya arz-ı hal edip” ibarelerine rastlanabilir.

Ancak böyle bir durumda burada toplanan divan sonucu alınan kararların

kaydedildiği defter bir kaymakamlık defteri olmayacağından Rikab mühimmesi

olarak adlandırılmamalıdır. Yani defterin Edirne’de tutuluyor olması her zaman

Rikab mühimmesine işaret etmez. Defterleri tanımlamak üzere ilk sayfalarda

bulunan kayıtlarda daha önce sözü edilen görevliler için kaymakam ünvanı ordu

mühimmelerinde doğal olarak görülmez. Ancak bu kayıtlar her zaman mevcut

değildir. Bu hususta siyasi tarih bilgisine, yani ordunun hangi tarihte Edirne’den

105 Örneğin Zilkade 1099-Cemaziyelevvel 1100/Eylül 1688-Şubat 1690 arası gibi uzun bir dönemi havi 16 numaralı Mühimme zeyli toplam 14 sayfadır. Tarih sırası düzgün olan defterin ilk sayfasında yer alan kayıtta “….Kaymakam-ı Âsitane-i sa‘âdet…” yazılarak defterin nerede tutulduğu belirtilmektedir. Oysa aynı tarihlerde (Şevval 1100-Zilhicce 1100/Haziran 1689-Eylül 1689) Edirne’de tutulmuş 5 aylık kayıtları havi MD 264’ün bu bölümü 18 sayfadır. Bundan başka Ramazan 1102-Receb 1107/Haziran 1691-Kasım 1695 tarihleri arası İstanbul kaymakamlık mühimmesi olan MD 103, 109 sayfa iken, Şevval 1102-Şevval 1103/Mayıs 1691-Nisan 1692 tarihleri arasında Edirne’de tutulan MD 102, 223 sayfadır.

Page 87: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

76

hareket ettiği gibi bilgilere sahip olma zorunluluğu söz konusudur. Ayrıca ana defter

olup sonradan bir ordu mühimmesine dönüşecek olan defter, mayıs-haziran ayı gibi

sefere başlangıç teşkil edecek dönemlerde bu değişimi gösterir. Bu tür defterlerde,

adı geçen aylarda ordu Edirne’den ayrıldığından artık Edirne’ye işaret edecek

ibareler ortadan kalmaktadır106.

Bu dönemde devlet merkezinin Edirne’ye kaymasından dolayı ve ordunun

kışlamak için seferden buraya dönmesi sonucu bir Ordu mühimmesinin baştan sona

bu özelliği göstermediği görülmektedir107. Bu özellik bir MD 98 ile ortaya

çıkmaktadır. Muharrem 1100-Muharrem 1101/Ekim 1688-Ekim1699 tarihli kayıtları

havi bu defterin sadece Receb 1100-Muharrem 1101/Nisan-Ekim 1689 tarihleri arası

kayıtları sefer esnasında tutulmuş olup geri kalan dönemdeki kayıtlar Edirne’de

tutulmuşlardır. Bundan sonraki Ordu mühimmelerinde bu özellik devam etmektedir.

Bu defterleri sefer esnasında alınmış kararları içeren defterler olarak

tanımladığımızda MD 99, MD 100, MD 104, MD 105, MD 106 ve MD 110’un bu

tanımlamaya uyduğu görülmektedir. MD 101 ve MD 108’de birer Ordu

mühimmeleridir. Ancak sefer için yapılan hareket Edirne’den değil İstanbul’dan

olmuştur. Mahlut mühimme olan 264 numaralı defter içinde başka defterlere

aktarılabilecek sefer esnasında alınan kararları görmek mümkündür108. Bu

defterlerden MD 97, ŞKT 10 ve MD 101 orduya kumandan olarak sadrazamdan

başka, atanmış bir görevlinin idaresindeki divan kayıtlarını içermektedirler109.

106 Genele bakılarak varılan bu neticeye MD 100 bir istisna olarak karşı durmaktadır. Defter s.31’e gelene kadar Edirne’de tutulduğuna işaret etmektedir. Bu sayfada yer alan h.94’de arzın ordu-yı hümayuna sunulduğu evâsıt-ı Ramazan 1101/17-26 Haziran 1690 tarihli bir hüküm mevcuttur. Ancak s.32’ye gelindiğinde aynı tarihli bir başka hükümde Edirne’ye ihzar kararı verildiği görülür. Bundan sonra ordunun evâil-i Şevval/8-16 Temmuz 1690’da Filibe’de olduğu belirtilse de (s.43 h.145) aynı tarihlerde diğer hükümlerde (h.153-156) ordunun 5 Şevval/12 Temmuz’da Edirne’den hareket edeceği bildirilmektedir. Sonrasında ordu mühimmeleri için belirtilen özellikler devamlılık arz eder. Yani sefere çıkma zamanını ifade eden Haziran ayı itibariyle defterde ordu mühimmesi özellikleri belirmektedir. 107 Birer Ordu mühimmeleri olan MD 97 ve ŞKT 10 incelediğinde ordunun kışlak olarak henüz Edirne’ye dönmediği ortaya çıkmaktadır. Osmanlı ordusunun MD 97’ye göre Babadağı’nda, ŞKT 10’a göre ise Belgrat civarında kışladığı görülmektedir. 108 Bkz. Tablo 1. 109 Söz konusu durum MD 97’nin tümü, ŞKT 10’da s.238-252, MD 101’de s.97-106 arası için geçerlidir.

Page 88: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

77

Sonuç itibariyle XVII. yüzyılın ikinci yarısına ait on iki adet Ordu

mühimmesi tespit edilmiş olup ilk yarıya ait Ordu mühimmeleri ile

karşılaştırıldıklarında Mühimme defterlerde yaşanan değişimleri gözler önüne

sermektedirler. Söz konusu yüzyılın ilk yarısı Ordu mühimmelerinde önemli bir

olayın haberi ya da menzil adları tarih başlıklarının yanında verilmekteydi. Bu

önemli bilgilerin yanında yine ilk yarıda mevcut muamele kayıtlarının varlığı, Ordu

ve Rikab mühimmeleri karşılaştırılmasıyla, Osmanlı divan kalemlerinin işleyişi

hakkında fikir edinmeye olanak sağlamaktadır. Oysa XVII. yüzyılın ikinci yarısından

itibaren bu tür özellikler Ordu mühimmelerinde mevcut değildir. Dolayısı ile bu

defterleri tanıtmak dönemin siyasi olayları hakkında bilgi vermenin ötesine geçemez.

Ordu mühimmelerinin Osmanlı Devleti’nin siyasi politikası, savaş stratejisi gibi

önemli konuları ortaya koymada vazgeçilmez kaynaklar olduğu gerçektedir. Üstelik

devletin bu yönde yaşadığı sancıları, özellikle XVII. yüzyılın ikinci yarısı Ordu

mühimmelerinden takip etmek mümkündür. Dolayısıyla muhteva olarak bakıldığında

her Ordu mühimmesi kendi içinde ayrı bir önem taşır ve her biri başlı başına bir

araştırma konusunu teşkil ederler. Ancak mevzu, Osmanlı bürokratik işleyişini

inceleme olduğunda XVII. yüzyılın ilk yarısına ait Ordu mühimmeleri, sözü edilen

nedenlerden ötürü ön plana çıkmaktadırlar. Ancak her iki döneme ait Ordu

mühimmelerinin özelliklerinin karşılaştırılması, kalemlerde meydana gelmiş defter

tertibi hususundaki değişimi gözlemleme fırsatını verdiğinden ayrı bir öneme

sahiptir.

Page 89: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

78

III. BÖLÜM

ŞİKAYET DEFTERLERİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE

MÜHİMME DEFTERLERİ İLE KARŞILAŞTIRILMALARI

A-Şikayet Defterleri Hakkında Yapılan Çalışmalar:

Mühimme defterlerinde yer alan şahsi şikayetlerle ilgili emirlerin ayrı bir

defter serisi meydana getirilerek buraya aktarılması sonucu ortaya çıkan Şikayet

defterleri üzerinde bu zamana kadar pek az durulmuştur. Divan kalemlerinde tertip

edilen defterlerle alakalı olarak meydana gelen bu değişimin, Osmanlı

bürokrasisindeki gelişmeye işaret ettiği şüphe götürmez bir gerçektir.

Böyle bir önemi haiz bu konu üzerinde yapılmış en kapsamlı çalışma

George Majer’e aittir1. Viyana Milli kütüphanesinde mevcut bir şikayet defteri

üzerine yaptığı çalışmasında Majer, hem bu defteri tıpkıbasım halinde neşretmiş hem

de bir giriş bölümü düzenleyerek savaş ganimeti olarak ele geçirilen divan defterleri

ve Şikayet defterleri hakkındaki görüşlerini dile getirmiştir2. Sözü edilen bölümde

1 Hans G. Majer, Das Osmanische Registerbuch der Beschwerden (Şikayet Defteri) vom Jahre 1675, Wien 1984, Giriş. 2 Bu kitabın tanıtımı için bkz. Kemal Beydilli, TED, 13, 1983-1987, s.605-611. Ayrıca bkz. Nejat Göyünç, OA, V, 1986, s.273-274.

Page 90: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

79

Şikayet defterlerinin genel özelliklerine değinilmiş ve bu defterler ile Mühimme

defterleri karşılaştırılmıştır. Halil İnalcık ise Şikayet defterlerinin ihtiva ettiği konular

ve şikayet türlerini açıklamaya çalışmıştır3. Bir diğer çalışma Feridun Emecen

tarafından yapılmıştır4. Mühimme Defterleri ile Şikayet defterleri arasındaki farklar

üzerinde duran Emecen, 1742 yılı itibariyle Şikayet defterlerinin vilayetlere göre

tertibi neticesinde görülmeye başlanan ahkam defterlerinden de bahsetmektedir. Bu

çalışmalar dışında Şikayet defterlerini dolaylı olarak ele alan bazı çalışmalar da

mevcuttur. Geza David, Osmanlı-Habsburg ilişkisi üzerine yaptığı çalışmasına

kaynak olarak kullandığı Mühimme defterleri hakkında bazı bilgiler sunmuş ve bu

defterlerin Şikayet defterleri ile olan bağlantısına temas etmiştir5. Ahidnameler

çerçevesinde Osmanlı-Venedik ilişkileri inceleyen Hans Theunissen de Şikayet

defterlerine kısaca değinmiştir6.

B-Şikayet Defterleri Tasnifi:

Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Atik Şikayet Defterleri olarak adlandırılmış

Şikayet Defterlerinin ilki 1059/1649 tarihli kayıtları havi defter olarak kabul

edilmiştir7. Bu ilk defter 1059/1649 yılının ilk ayından başlayarak 1060/1650 yılının

sonuna kadar devam etmektedir.

Atik Şikayet Defterleri dışında Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan

Bab-ı Asafi tasnifinde yine bazı Şikayet defterleri bulunmaktadır. Ancak bunlar tam

bir defter formuna sahip olmayan parça defterledir. Bu tasnifte yer alan 978 numaralı

ilk parça defterin tarihi ise 910-911/1505’dir. Görüldüğü üzere, bu parça ilk olduğu

kabul edilen 1059-1060/1649-1650 tarihli Şikayet defterinden çok önceki bir tarihe

3 Halil İnalcık, “Şikayet Hakkı: Arz-ı Hal ve Arzı Mahzarlar”, OA, 7-8, 1988, s.33-54. 4 Feridun M. Emecen, “Osmanlı Divanının Ana Defter Serileri: Ahkam-ı Miri, Ahkam-ı Kuyud-ı Mühimme ve Ahkam-ı Şikayet”, TALİD, III/5, 2005, s. 124-135. 5 Geza David, “The Mühimme Defteri as a Source for Otoman-Habsburg Rivalry in the Sixteenth Century”, AO, 20, 2002, s. 167-209. 6 Hans Theunissen, “Ottoman-Venetian Diplomatics: The Ahd-names. The Historical Background and the Development of a Category of Political-Commercial Instruments together with an Annotated Edition of a Corpus of Relevant Documents”, EJOS, I, 1998, s.326. http://www.2.let.uu.nl/Solis/anpt/ejos/pdf/VG13.pdf (Erişim tarihi 23 Haziran 2007) 7 Midhat Sertoğlu, Muhteva Bakımından Başvekalet Arşivi, Ankara 1955, s.23-24.

Page 91: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

80

sahiptir. II. Bayezid dönemine ait bu defter daha önce inceleme konusu olmuş ve

defterin çeşitli toprak meseleleri ile ilgili ihtilafları, vergi, tımar ile ilgili problemleri

ihtiva ettiğine değinilmiştir. Ayrıca çeşitli şikayet konularının yanında devletin siyasi

ve mali meselelerini de ihtiva eden hükümlerin varlığına dikkat çekilmiştir8.

Gerçektende birçok şikayet hükmünün varlığına rağmen defterdeki konuların ağırlık

noktasını tımar sistemi yani toprak meseleleri oluşturmaktadır. Hatta şikayetle alakalı

hükümlerindeki konular yine tımarla ilgilidir. Bunların yanında hükümler arasında

görev tayinleri de mevcuttur9. Bir başka çalışmada, çok çeşitli hükümleri içermesi

özelliğine değinilmekle birlikte tımar tevcihlerine dair hükümlerin çokluğu göz

önünde bulundurularak bu defterin tahvil ahkam defterlerinin ilk örneği olduğu

belirtilmektedir10. Ancak bu defterin henüz ayrı seriler haline gelmemiş bir dönemde

tertip edilen ahkam defterleri tipine sahip olması nedeniyle tahvil defteri

tanımlamasına karşı çıkılmıştır11. Nihayetinde bu parçanın bir şikayet defteri

hüviyetine sahip olmadığı anlaşılmaktadır.

Bab-ı Asafi tasnifinde bulunan bir sonraki defter ise 960/1553 tarihli

hükümleri ihtiva etmektedir. Yani Şikayet defteri olarak tasniflenen bu defter de ilk

örnek olarak kabul gören Şikayet defterinden çok önceki bir tarihi taşımaktadır.

Ancak 979 numaralı bu defterin aslında Şikayet defteri olmayıp bir Mali ahkam

örneğini teşkil ettiği açıklanmıştır12. Adı geçen tasnifte bulunan 980 numaralı defter

ise 1016/1607 tarihlidir. Bu defteri de bir Şikayet defteri olarak kabul etmek zordur.

Öncelikle tarih olarak ilk Şikayet defterlerine oldukça uzaktır. Ebatları itibariyle de

Mühimme ve Şikayet defterlerinde mevcut formdan oldukça farklıdır. 39,5x15 cm

ölçüleriyle ince uzun bir görünüme sahip defter, Şikayet defterlerinin enine

genişleyen formuna zıttır. Muhteva olarak incelendiğinde içerisinde şikayet 8 İlhan Şahin-Feridun Emecen, II. Bayezid Dönemine Ait 906/1501 Tarihli Ahkâm Defteri, İstanbul 1994, s.xv. 9 s.22, s.31. Defterde “şikayet hükmü” niteliği taşımayan diğer örnekler için bkz. Şahin-Emecen, a.g.e, s.xv. 10 Bilgin Aydın, “Osmanlı Bürokrasisinde Divan-ı Hümayun Defter Formlarının Ortaya Çıkışı ve Gelişimi, XV-XVI. Yüzyıl”, yayımlanmamış doktora tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul 2003, s.25-26. 11 Emecen, a.g.m., s.114. 12 Rıfat Günalan, “XVI. Yüzyılda Bâb-ı Defterî Teşkilatı ve Maliye Ahkâm Defterleri”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul 2005, s.95.

Page 92: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

81

konularına dair hükümler barındırdığı söylenebilir. Ancak bu defterdeki konuların

ağırlık noktası, A.DVN.ŞKT 978 de olduğu gibi, toprak meseleleridir. Bu durum

borç tahsilinden miras davasına, toprak dahlinden vakıf meselelerine kadar birçok

konuya dair hükümleri içeren Şikayet defterlerine uymamaktadır. Yani bu defteri

tarihi itibariyle Şikayet defterlerinin ilk örneği olarak kabul etmek pek doğru

olmayacaktır. Toplamda 18 sayfa olması bu defteri, bir defter türüne dahil edip,

tanımlamayı güçleştirmektedir. Ancak dirlik sistemine bağlı olarak görev tevcihlerini

ihtiva eden tahvil defterleri bu konulara dair çeşitli şikayet hükümlerini de

içerdiğinden bu defterin tanımlanmasında bir çıkış yolu olarak görülebilir. XVII.

yüzyılın başlarında mühimme, tahvil, ruus gibi beylikçi kalemine ait defterler, XVI.

yüzyılın ilk yarısında görülen ilk örneklerinden farklı olarak kendi içlerinde belirli

bir standartta ölçülere sahiptirler. Bu defterin de ince uzun yapısıyla tahvil defterleri

formuna uyması sözü edilen düşünceyi kuvvetlendirmektedir. Ancak yine de bunu

kesin bir dille ifade etmek eldeki veriler neticesinde zordur. Şikayet defterleri tasnifi

ile alakalı olarak burada belirtilmesi gereken bu defterin yanlış tasnif edildiğidir.

Bundan sonraki 981 numaralı parça defter ise Zilkade 1064/Eylül-Ekim

1654 tarihli olup 20 sayfadan ibarettir. İstanbul’da tertip edildiği anlaşılan defter bir

Şikayet defterinin parçası olmalıdır. Muharrem 1064-Rebiülahir 1065/Kasım 1653-

Şubat 1655 tarihli kayıtları havi 3 numaralı Şikayet defteri’nde Zilkade ayı mevcut

değildir ve bu defter, parça 981 gibi İstanbul’da alınan kararları içeren bir defterdir.

Bu durumda parça 981, 3 numaralı Şikayet defterine dahil edilebilir. Yine bu deftere

dahil edilecek bir sayfalık kısım ise Recep 1064/Mayıs 1654 tarihli olup A.DVN

29/18’de bulunmaktadır. Bu duruma benzer bir özellik yine bir şikayet parça olan

A.DVN.ŞKT 982 numaralı defterde görülmektedir. Rebiülevvel-Receb 1068/Aralık

1657–Mayıs 1658 tarihleri arası hükümleri havi 16 sayfalık bu parça defter, aslında

bir Şikayet defteri olup yanlış tasniflenen 92 numaralı Mühimme defterinin13

parçasıdır. Üstelik MD 92’nin tam da bu tarihler arası kayıtları içeren cüzü eksiktir.

Bu tür örnekleri çoğalmak mümkündür. Örneğin Cemaziyelevvel-Cemaziyelahir

1081/Eylül-Kasım 1670 tarihli kayıtları havi A.DVN.ŞKT 983, Şikayet defteri 4’ün

13 Suraiya Faroqhi, “Mühimme Defterleri”, EI2, VII, Leiden 1993, s.470-472.

Page 93: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

82

parçasıdır14. Her iki defterde Divan’ın Edirne’de toplandığı dönemde kaleme alınan

Şikayet defterlerindendir. Aynı deftere MD 264 s.9-10’da yer alan ve aynı özellikleri

gösteren kayıtlar da dahil edilebilir15. A.DVN.ŞKT 984 ise Cemaziyelahir-Receb

1102/Mart-Nisan 1691 tarihli İstanbul’da tertip edilmiş bir Şikayet defteri parçasıdır.

Bu parça Rebiülahir-Recep 1102/Ocak-Nisan 1691 tarihleri arası İstanbul’da alınan

kararları havi 15 numaralı Şikayet defterine ait olmalıdır16.

XVII. yüzyılın ortası itibariyle başlayan Atik şikayet defterleri tasnifinde bu

yüzyıla ait defterler 1-31 numaraları arasındadır. Ancak bu seri numaralarından

başka Şikayet 187 de XVII. yüzyıla aittir. Recep 1086-Rebiülahir 1087/Ocak 1675-

Mayıs 1676 tarihlerini havi defter, katalogda yanlış sıraya yerleştirilmiştir17.

Hükümlerin çoğu Divan’ın Edirne’de toplandığı esnada kaleme alınmıştır18. Şikayet

187 Receb ayının sonundan itibaren başlamaktadır. Receb ayının ortasına ait tek

yapraklık bir parça A.DVN 30/80’de bulunmaktadır. Bu seri içinde yer alan 209

numaralı Şikayet defteri ise Cemaziyelevvel 1069-Şaban 1195/Ocak 1659-Temmuz

1781 tarihlerini taşımaktadır. Yanlış ciltlemenin söz konusu olduğu defterde yer alan

şikayet hükümleri XVIII. yüzyıla aittir19.

Şikayet defterleri serisi içinde bulunan bazı defterler aslında Mühimme

defterleridir. Bunlardan Şikayet defteri 10, Cemaziyelahir 1097-Zilhicce 1098/Nisan

1686-Ekim 1687 tarihli hükümleri havi bir Ordu mühimmesidir. Defterde yer alan

hükümlerin muhatapları, Şikayet defterlerinde sıkça görülen kadı veya naibin yerine,

genellikle seraskerler ve muhafızlardır. Zaten hükümlerin ihtivasını da mühimmat

14 Zilkade 1075-Cemaziyelevvel 1081/Mayıs 1665-Eylül 1670 tarihleri arası kayıtları içeren 4 numaralı Şikayet defterinde arzın sunulduğu yer (ordu-yı hümâyun, dergah-ı mualla) ile ilgili olarak görülen değişime göre Safer 1081/Haziran 1670’te divan erkanı Edirne’ye dönmüştür. Yani bu kısımdan sonraki kayıtlar Edirne’de tertip edilmiş Rikab Şikayet olarak değerlendirilmemelidir. 15 Bir Mahlut mühimme olan bu defterin 8. sayfasında Zilhicce 1098/Ekim 1687 tarihli kayıtlar vardır. 11. sayfası ise boş olup, arkasından gelen sayfalar -s.18’e kadar- XVIII. yüzyıla aittir. 16 Bab-ı Asafi tasnifinde yer alan bu parça defterlerin devamında XVII. yüzyıla ait iki defter daha vardır. A.DVN.ŞKT 985 ve A.DVN.ŞKT 986 olarak kodlanmış bu defterler yıpranmış vaziyette olduklarından araştırıcılara verilmemektedir. 17 Majer, a.g.e, s.16. 18 Bu defter de Şikayet 4 gibi “ana defter” diyebileceğimiz bir türdür. Yani defterin Edirne’de tertip edilmiş cüzleri Rikab Şikayet türünü temsil etmez. Defterin, Safer ayından başlayarak sonuna kadar sefer esnasında tertip edildiği görülmektedir. 19 Bu durumdan daha önce bahsedilmişti. Bkz. s.39.

Page 94: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

83

ihracı, çevre bölgelerin muhafazası, ordunun Belgrad civarında kışlaması gibi

konular oluşturmaktadır. Bu özellikleriyle defterin, Şikayet defterleri ile alakası

yoktur. Bu defterin devamı niteliğindeki kayıtlar MD 264 içinde s.7-8’de yer

almaktadır. Şikayet 17 ve 30 ise Edirne’de tertip edilmiş Rikab mühimmeleridir.

Bunlardan 17 numaralı Şikayet defterinde ciltleme hatası görülmektedir. Recep

1105-Rebiülahir 1106/Şubat-Kasım 1694 tarihli defterin, baştan s.487’ye kadar olan

kısmı Edirne Rikab Şikayettir20. Bu sayfa itibariyle defter Mühimme defterlerinde

yer alan konuları içerir. Bu konuların başında Venedik’le Mora üzerine yapılan

mücadeleler gelmektedir. Hükümlerin muhatabı yine çoğunlukla seraskerler,

muhafızlar ve dönemin Kaptan-ı deryası Yusuf Paşadır. Ayrıca s. 486’daki

hükümlerin tarihleri Muharrem 1106/Ağustos 1694 iken, s. 487 itibariyle tarihin

Zilkade 1105/Haziran 1694’e gerilediği görülür. Rikab mühimmesi olan bu kısım

defterin son sayfası olan s.562’ye kadar devam etmektedir. Evasıt-ı Rebiülahir

1106/29 Kasım-7 Aralık 1694 defterde görülen son tarihtir. Bu tarihi MD 264’te yer

alan ve bir Edirne Rikab mühimmesini temsil eden kayıtlar takip etmektedir21.

Evahir-i Rebiülahir 1106/9-17 Aralık 1694 tarihi ile başlayan bu kayıtlar evail-i

Cemaziyelevvel/18-27 Aralık ’a değin devam etmektedir. Bu kısımda yer alan

hükümlerin muhtevasını yine Mora’nın muhafazası ve Venediklilere karşı alınan

tedbirler oluşturmaktadır. 30 numaralı Şikayet defteri ise Safer-Cemaziyelevvel

1110/Ağustos-Kasım 1698 tarihli hükümleri içeren Edirne Rikab Mühimmesidir.

1110/1698 yılı Ordu Mühimmesi kayıtları MD 110, İstanbul Rikab Mühimmesi

kayıtları A.DVN.MHM 949 numaralı defterde yer almaktadır. Bu durumda Şikayet

30 Edirne Rikab Mühimmesi hüviyetiyle bir eksikliği gidermiş gözükmektedir.

Kalebendlik gibi birçok ceza kararının yer aldığı defterde orduya mühimmat nakli

gibi hükümler de önemli yer tutmaktadır. Şikayet 17’nin devamı niteliğinde olan MD

264’de yer alan kısım ile 30 numaralı Şikayet defterinin bitiş tarihleri ordunun

Edirne’ye döndüğü zamana denk gelmektedir22.

20 Bu kısım Receb 1105-Muharrem 1106/ Şubat-Ağustos 1694 tarihlerini kapsamaktadır. 21 MD 264 s. 71-78. 22 MD 264’te mevcut en son tarih evail-i Cemaziyelevvel 1106/18-27 Aralık 1694’tür. Bu tarihe sahip hüküm sayısı oldukça azdır. Bir ordu mühimmesi olan 105’in Rebiülahir 1106/Kasım 1694 yılı kayıtlarına göre ordu henüz seferdedir. Ancak s.66 itibariyle arzların sunulduğu yer olarak “dergah-ı mualla” ibaresi kullanılmaya başlanmıştır. Bu ibarenin görüldüğü ilk tarih yine evail-i Cemaziyelevveldir. Şikayet defteri 30 ise Cemaziyelevvel ayının sonuna değin devam eder. Yine bir

Page 95: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

84

Aslında bir Mühimme defteri olup Şikayet defterleri tasnifine dahil edilmiş

defterlere karşılık olarak Mühimme defterleri tasnifinde yer alan bazı defterlerde

aslen Şikayet defterleridir. Bu defterlerden ilki MD 92’dir23. Defterin ilk sayfasında

“Kuyûd-ı Ahkâm-ı Şikayet-i Mîrî..” kaydı mevcuttur. Muhteva olarak da miras

davalarından, borç tahsiline kadar çeşitli şahsi şikayet konularını içeren Şikayet

defterlerine uyumluluk göstermektedir. İlk sayfasında “Defter-i Ahkâm-ı Beylik….”

kaydı bulunan MD 93 de aslında bir Şikayet defteridir. Rikab Şikayet özelliği

gösteren defterde yer alan hükümler şahsi meselelere dairdir. Mühimme defterleri

serisinde olup aslında Şikayet defteri olan bir diğer defter MD 95’tir. Muharrem

1075-Rebiülevvel 1076/Temmuz 1664-Ocak 1665 tarihleri arası hükümleri içeren

defter İstanbul’da tertip edilmiş bir Rikab Şikayettir. Defterin tanımlamasıyla ilgili

herhangi bir kayda rastlanmamaktadır24. Kaymaklık defteri olduğuna dair s.71’de

“….Der zamân-ı Kâimmakâm-ı Hazret-i Vezîr-i mükerrem ve muhterem Süleyman

Paşa yessera’llâhü mâyeşâ…” şeklinde bir kayıt mevcuttur. Bu dönemde Sadrazam

Köprülüzâde Fazıl Ahmet Paşa’nın Avusturya devletine düzenlenen seferde baş

kumandanlık görevinde olduğu bilinmektedir25. Dönemin Mühimme defteri kayıtları

ise MD 95 ile paralel giden tarihleri havi MD 94’tür. Ancak MD 94 evahir-i Şaban

1073/30 Mart-8 Nisan 1663’te başlamaktadır26. Bu defterde görülen, defterleri

tanımlama amaçlı kullanılan başlıklarda da “kaymakam” tabiri geçmektedir27. Bu iki

defteri, biri Rikab Mühime ve biri Rikab Şikayet olarak karşılaştırdığımızda

Ordu mühimmesi olan 110 numaralı Mühimme defteri incelendiğinde s.528 itibariyle bir takım değişiklikler göze çarpmaktadır. Bu değişiklikler arzın sunulduğu yer olarak “ordu-yı hümayun” yerine “dergah-ı mualla” denmesi ve hükümlerle ilgili kişilerin “Divan-ı Edirne’ye” getirtilmeleridir. Bu değişimin görüldüğü tarih evasıt-ı Cemaziyelahir’dir. 23 Faroqhi, a.g.m, s. 470-472. 24 Aslında s.1’de “Mühimme defteridir” kaydı mevcuttur. Ancak bu kaydın rıka yazısıyla yazılmış olması dolayısıyla sonradan kayıt edilmiş olabileceği düşünülmektedir. XVII. yüzyılın ortaları itibariyle defterlerde görülen bu tanımlama yazılarına bakıldığında bu kaydın farklı olduğu anlaşılmaktadır. Defter kelimesinin kullanımı bu dönem Mühimme ve Şikayet defterlerinde pek görülmez. Bunun yerine “Kuyûd-ı ahkâm-ı Mühimme/Şikayet” ibaresi kullanılmıştır. 25 ‘Îsâ-zâde Târîhi (Metin ve Tahlîl), haz. Ziya Yılmazer, İstanbul 1996, s.72-81. 26 Ordunun İstanbul’dan hareketi Şaban ayı sonunda olmuştur (İsmail H. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. III, I. kısım, Ankara 1951, s.411). 27 MD 94 s.2, s.25. Bu sayfalardaki kaymakam isimleri İsmail ve İbrahim Paşalar olarak zikredilmiştir. Ancak s.46’da yer alan tanıtım başlığında, kaymakamın Süleyman Paşa olarak değiştiği görülür. Bu değişime verilen tarih olan 17 Zilkade 1075/1 Haziran 1665, aynı zamanda MD 95 s.71’de yer alan kaydın tarihidir.

Page 96: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

85

Mühimme ve Şikayet defterleri arasındaki farkın anlaşılması kolay hale gelmektedir.

Şikayet defterlerinin ilk ortaya çıktığı 1059/1649 yılından itibaren, bu defterler gibi,

Mühimme-Şikayet defterlerini karşılaştırma olanağı olmadığından tarihleri geç olsa

da MD 94 ve MD 95’in karşılaştırılması önem arz etmektedir28. Rikab mühimmesi

olan MD 94’te mevcut hükümler İstanbul’da meydana gelen yiyecek sıkıntısı, kale

tamiratları, ada muhafazaları, mühimmat tedariki, sefere görevlendirilip

gitmeyenlerin cezalandırılması, orduya para yollanması ve benzeri konularla

alakalıdır. Rikab Şikayet olan MD 95’te ise hükümler borç tahsili, miras paylaşımı,

hırsızlık, halka haksızlık eden görevliler hakkında yapılan şikayetler, birinin

tasarrufunda olan toprağa dışarıdan yapılan müdahalenin önlenmesi gibi konulara

dairdir.

MD 94 ve MD 95’in başlangıç tarihleri farklı olmakla birlikte bu

defterlerde görülen son tarihler aynıdır. Bu durum defterlerin İstanbul’da vekaleten

görev yapan Süleyman Paşa’nın görevinin sonlanması ile alakalıdır. Defterlerin bitiş

tarihi olan evahir-i Rebiülevvel 1076/ 30 Eylül-9 Ekim 1665 aynı zamanda ordunun

Seferden İstanbul’a dönüş tarihidir29. Dolayısıyla 1076/1665 yılının geri kalan ayları

kayıp/eksik olarak değerlendirilmemelidir. Bu kısımda 4 numaralı Şikayet defteri

devreye girmektedir. Zilkade 1076/Mayıs 1665 tarihli hükümlerle başlayan bu

Şikayet defterinin, divanın seferde toplandığı esnada alınan kararları içerdiği

görülmektedir30. Bundan sonra Muharrem, Safer ve Rebiülevvel aylarına ait kayıtlar

aynı özelliği göstermektedir. Ancak Rebiülahir ayına gelindiğinde defterin artık

İstanbul’da tertip edildiği göze çarpmaktadır31. Dolayısıyla bir Şikayet defteri olan

28 MD 92, MD 93, ŞKT 1, ŞKT 2, ŞKT 3, A.DVN.ŞKT 981 ve A.DVN.ŞKT 983 tarih sırası olarak MD 95’ten önceye denk gelmektedir. Ancak Mühimme defterlerinde tam da bu sırada ortaya çıkan büyük tarih atlamaları sebebiyle bu defterleri herhangi bir Mühimme defteri ile karşılaştırmak mümkün değildir. 29 Safer ayında Edirne’den hareket eden IV. Mehmet ve Sadrazam Fazıl Ahmet Paşa Rebiülevvel’in sonunda Davutpaşa’ya ve 2 Rebiülahir’de İstanbul’a varmışlardır (İsazâde, a.g.e, s.88). 30 Arzların “ordu-yı hümayun”a sunulmasının yanı sıra hükümlerle alakalı olarak bazı kimselerin sefer mahalline getirilmesi emredilmektedir. 31 Bu değişim s.69 itibariyle başlamaktadır. Rebiülahir ayına geçişle birlikte arzlar “südde-i saâdet”e sunulmuştur.

Page 97: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

86

MD 95’in devamı 4 numaralı Şikayet defterinde yer almaktadır. Ancak bir Mühimme

defteri olan MD 94 için böylesi bir boşluğu dolduracak defter mevcut değildir32.

Farklı defter türlerinin bir araya getirilmesinden meydana gelen ve

Mühimme defterleri serisinde yer alan MD 264 içinde, Şikayet defterlerindeki bazı

boşlukları dolduracak türden hükümler bulunmaktadır33. Defterde s.35 ile s.50

arasında yer alan hükümlerin Mühimme defterleri ile bir alakası yoktur. Defterin bu

kısmı Zilhicce 1077-Şaban 1078/Haziran 1667-Şubat 1668 tarihlerini kapsamaktadır

ve sefer esnasında toplanan divanın kararlarını temsil etmektedir. Hükümler ise

Mühimme defterlerinde görülen genel devlet kararlarından daha çok şahsi

meselelerle alakalıdır. Sözü edilen sayfaların öncesi ve sonrası ise bu kısımda

mevcut yıllardan oldukça uzaktır. Sonuç itibariyle bu kısım bir Şikayet defterinin

parçası olmalıdır. Ancak hatalı ciltleme sonucu Mühimme defterleri serisi içine dahil

olmuştur. MD 264’ün bu bölümü ile yakın tarihleri içeren Şikayet defterleri de

mevcuttur. Bu defterler Şikayet 4, Şikayet 5 ve Şikayet 6’dır. Şikayet defteri 4’ün

kapağı üzerindeki etikette kapsadığı tarihler için “Z 1075-Ra 1081/Haziran 1665-

Temmuz 1670” kaydı varsa da bu defter 1077/1666 yılını içermediği gibi 1078/1667

yılının sadece Şevval, Zilkade ve Zilhicce kayıtlarını bünyesinde bulundurmaktadır.

Ancak bu aylarda mevcut hükümlerden defterin seferde tertip edildiği

anlaşıldığından MD 264’te mevcut kısmın devamı olarak kabul edilebilir. Şikayet 5

ise İstanbul’da kaleme alınmış Rikab Şikayet özelliği göstermektedir. Dolayısıyla

MD 264’te ele alınan kısım ile bir bağı yoktur. Aynı durum Edirne Rikab Şikayet

olan Şikayet 6 için de geçerlidir.

Mühimme defterleri serisi içinde yer alan Mühimme Zeyli Defterlerinde de

Şikayet defterine rastlanmaktadır. Düzgün bir tarih sıralamasının mevcut olmadığı

MDZ 11 aslında bir Şikayet defteridir. Defterin ilk 4 sayfası Cemaziyelahir

1107/Ocak 1696 tarihli hükümleri içermektedir. Bu hükümler İstanbul’da toplanmış

32 Rikab mühimmesi olan bu deftere paralel olarak seferde tertip edilmiş ve bugün yurtdışında bulunan Ordu mühimmesi için bkz. David, a.g.m, s.180, dipnot 57. Bu defter de 1076/1665 yılında sona erdiğinden MD 94’ün devamı sayılamaz. 33 1081/1670 tarihli hükümlerden bahsedilmişti. Bkz. s.82. Bu defter içinde ayrıca XVIII. yüzyıla ait Şikayet defteri parçaları bulunmaktadır. (s.166, s.296)

Page 98: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

87

divanda alınan kararlardır. 5. sayfa itibariyle tarih Şevval 1107/Mayıs 1696’ya

atlamaktadır. Bu tarih itibariyle 1108 yılı Rebiülevvel ayının ortalarına (16 Ekim

1696) kadar mevcut hükümler Ordu şikayet kayıtlarını temsil etmektedirler. Bundan

sonra defterin geri kalan bölümü Edirne’de alınan kararlardan oluşmaktadır34. Bu

özelliğiyle MDZ 11 “ana defter” türündedir. Bir Şikayet defteri olması hasebiyle

Şikayet defterleri tasnifinde yer alan bazı defterlerle benzerlik göstermektedir. MDZ

11’in ilk dört sayfasında mevcut Cemaziyelahir 1107/Ocak 1696 tarihi Şikayet 19 ve

21’de de bulunmaktadır. Şikayet 23, MDZ 11 ile aynı özelliklere sahiptir. Şikayet 22

İstanbul Rikab Şikayet, Rebiülevvel 1108/ Ekim 1696’da son bulan Şikayet 24 ise

Edirne Rikab Şikayet’tir.

Mühimme defterleri tasnifi dışında bazı tasniflerde de Şikayet defterleri

bulunmaktadır. Örneğin Bab-ı Asafi Divan Kalemi tasnifinde 796 numara ile kayıtlı

12 sayfalık Şikayet defteri parçası mevcuttur. Muharrem 1082/Mayıs 1671 tarihli

kayıtlar havi parça, sefer esnasında tertip edilmiştir. Şikayet defterleri serisinde

sadece 7 numaralı Şikayet defteri tarih olarak bu parçayla uyuşmaktadır. Ancak bu

defter İstanbul’da alınan kararları ihtiva etmekle A.DVN.d 796’dan farklı bir türdür.

Başbakanlık Osmanlı Arşivinde mevcut Şikayet defterleri dışında yurt

dışında iki adet Şikayet defteri bulunmaktadır. Bunlardan Avusturya Milli

Kütüphanesinde Cod. mixt. 683 künyeli defter, 1675 tarihli olup Majer tarafından

neşredilmiştir35. Şikayet defterleri serisinde sadece 187 numaralı defter bu yıla ait

kayıtları içermektedir. Ancak ay olarak birbirlerini tutmazlar36. Bir diğer defter Eb

372 koduyla Almanya-Dresden koleksiyonundadır. Muharrem 1091/Şubat 1680

tarihi ile başlayan defterin ilk sayfasında “Ahkâm-ı Şikâyet der zamân-ı Hazret-i

Sadr-ı Âli Mustafa Paşa tâle bekâhû ve der zamân-ı Reîs’ül-küttâb Ahmed Efendi

dâme izzîhû Muharrem sene 1091” kaydı mevcuttur37. Başbakanlık Osmanlı

Arşivinde yer alan Şikayet defterleri serisinde, bu defter ile yakın tarihlere sahip 34 Cemaziyelahir 1108/Aralık 1696 defterde görülen son tarihtir. 35 Hans G. Majer, Das Osmanische Registerbuch der Beschwerden (Şikayet Defteri) vom Jahre 1675, Wien 1984. 36 Her iki defterin karşılaştırılması Majer tarafından yapılmıştır. 37 Bu defterin bazı sayfalarının görüntülerini bana iletme lütfünde bulunan Geza David’e teşekkürlerimi sunarım.

Page 99: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

88

sadece bir defter bulunmaktadır. Şevval 1091-Rebiülahir 1092/ Kasım 1680-Nisan

1681 tarihleri arası hükümleri içeren 9 numaralı Şikayet defteri İstanbul’da tertip

edilmiş bir Rikab Şikayettir. Defterin ilk sayfasındaki tanıtım kaydında, görevli vezir

ve reisülküttab için “kaymakam” tabirleri kullanılmaktadır. Oysa 372 numaralı

defterde yer alan görevliler dönemin sadrazamı ve reisülküttabıdır38. Ayrıca

Sadrazamı Kara Mustafa Paşa’nın, Şevval 1091/Kasım 1680’de IV. Mehmet ile

beraber Edirne’ye gittiği bilinmektedir39. Bu durum 9 numaralı Şikayet Defterinin

ortaya çıkışını açıklamaktadır. Sonuç itibariyle Dresden koleksiyonundaki defter

“ana defter” türüne dahil olup vekaleten tutulan defterlerden farklılık arz etmektedir.

C- Şikayet Defterlerinin Genel Özellikleri:

Mühimme defterlerinde yer alan bazı hükümlerin, bu defterlerden ayrılarak

ayrı bir defter serisi oluşturulması sonucu Şikayet defterleri ortaya çıkmıştır. Bu

nedenle Şikayet defterleri şekil özellikleri olarak, Divan kalemlerine bağlı olarak

tertip edilen defterler arasında Mühimme defterlerine benzemektedirler.

Daha önce bahsedildiği üzere XVII. yüzyılın ortalarına doğru Mühimme

defterlerinin şekil özelliklerinde bir takım değişiklikler olmuştur. Şikayet

defterlerinin ortaya çıkışı bu değişimlerin sonrasına denk gelmektedir. Bu sebeple

her iki defter türü arasındaki benzerlik, Mühimme defterlerinin değişim sonrasındaki

halleriyle alakalıdır. Dolayısıyla Şikayet defterlerinde -fermanın kime teslim

edildiğini belirten notlar hariç- muamele kayıtlarına rastlanmaz. Ancak Mühimme

Defterlerinde meydana gelen değişim belirli bir süreç dahilinde gerçekleştiği için, bu

süreç içinde ortaya çıkan değişimlerin bir kısmını Şikayet defterlerinde de izlemek

mümkündür. Mühimme defterlerinde görülen tarih başlıklarının ortadan kalkması ve

bunun yerine her hükmün sonuna onar günlük dilimler halinde tarihin atılması

usulünün getirilmesi Şikayet defterlerinde de gözlenmektedir. Örneğin Şikayet

38 İsmail H. Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c.V, İstanbul 1971, s.43, s.334. 39 Defterdar Sarı Mehmed Paşa Zübde-i Vekayiât, Tahlil ve Metin (1066-1116/1656-1704), haz. Abdülkadir Özcan, Ankara 1995, s.116. ŞKT 9’un bitiş tarihi ise sadrazamın dönüş tarihine denk gelmektedir.

Page 100: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

89

defteri 1’de haftanın günü ile birlikte verilen tarih başlıkları mevcuttur. Ancak bu

durum sadece ay başlarında görülmektedir. Bunun yanında hüküm sonlarında

atlamalı olarak evail-evasıt-evahir veyahut “fî 4 M” şeklinde tarih verilmiştir.

Tarihleme hususundaki bu usul sonradan -Mühimme defterlerinde olduğu gibi-

belirli bir düzene oturtularak sadece hüküm sonlarında evail-evasıt-evahir olarak

Şikayet defterlerinde yer almıştır.

Her iki defter türünde yer alan hükümlerin formlarında da benzerlikler göze

çarpmaktadır. Emrin muhatabına “….hüküm ki” şeklinde hitap edilmesiyle hükmün

başlaması, emir talebinde bulunanların “….arz-ı hal sunup” şeklinde belirtilmesi40,

konunun açıklandığı nakil ve emrin izah edildiği karar kısımları her iki defter

türünde yer alan hükümlerde mevcuttur. Hükümde karar kısmının başlangıcını temsil

eden “buyurdum ki” ibaresi her iki defter türünde zamanla azalarak yerini “imdi”

bağlacına bırakmıştır41. Ayrıca “eylesin” şeklinde sonlanan hükümlerin sonradan

“yazılmıştır” şeklinde sonlanması ile ilgili olarak görülen değişim Şikayet

defterlerinde de gözlenmektedir. Bu tür benzerliklerden dolayı Mühimme ve Şikayet

defterlerini sadece şekil özelliklerine bakarak ayırmak mümkün gözükmemektedir.

Mühimme defterlerinde XVII. yüzyılın ortasına doğru defterleri

tanımlamak üzere ilk sayfada bazı kayıtlar bulunmaktadır. Bu kayıtlarda “mühimme”

tabirine ilk rastlanan defter 1073/1662 tarihli MD 94’tür. Ancak bu ilk örneğin

sürekliliği olmamış ve defterlere daha önceki örneklerinde görüldüğü gibi “ahkam”

tanımlaması yapılmıştır. MD 94’ten sonra mühimme tabiri 1099/1687 tarihli kayıtları

havi MDZ 16’da yer almıştır. Bu tarihe kadar gelen Şikayet defterlerinde de aynı

problem göze çarpmaktadır. Şikayet defterleri serisinde yer alan ilk dört defter

“şikayet” tanımlamasına rastlanılmamaktadır. Bunun yerine “Kuyûd-ı ahkâm”

denildiği görülmektedir42. 1075/1664 tarihli Şikayet 5’in ilk sayfasında ise “Kuyûd-ı

40 Arzın sunulduğu yer olarak divanın bulunduğu yerin işaret edilmesi Şikayetlerde de özenle yerine getirilmiştir. ŞKT 21, ŞKT 23 gibi sefer esnasında tertip edilmiş Şikayet defterlerinde arzın sunulduğu yer olarak, Mühimme defterlerinde olduğu gibi, “…ordu-yı hümâyûna arz-ı hâl sunup..” denilmektedir. 41 Bu noktada Geza David, Göyünç’ün “buyurdum ki” ifadesinin mühimmelere has olduğu görüşünü -haklı olarak- eleştirmektedir. David, a.g.m, s.181. 42 ŞKT 2 s.1, s.161; ŞKT 3 s.1.

Page 101: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

90

ahkâm-ı Şikayet…” kaydı bulunmaktadır. Ancak bu kayıt kronolojik bakımdan ilk

örneği teşkil etmez. İlk sayfasında yer alan “Kuyûd-ı ahkâm-ı Şikayet-i mîrî”

kaydıyla 1067/1656 tarihli MD 92 bu hususta ilk örnektir. Bundan sonraki Şikayet

defterlerinde bu kayıt genellikle mevcuttur43. Başka bir ifadeyle Mühimme

defterlerindeki “mühimme” ve “ahkam” tabiri kullanımıyla alakalı bir kararsızlık söz

konusu olmamıştır. Bu nedenle bu kayıtların mevcut olduğu Şikayet defterleri

Mühimme defterlerinden kesin bir çizgiyle ayrılmaktadır. Ancak bazen de bu başlık

kayıtlarında defteri tanımlama kısmı atlanarak sadece dönemin sadrazamı ve

reisülküttabı belirtilmiştir44. Bu tür kayıtlar Mühimme defterlerinde de mevcut

olduğundan bu kayıtlara dayanarak iki defter türü arasında bir ayrım yapmak

mümkün değildir. Öte yandan Şikayet defterlerindeki bu başlık kayıtlarından

defterlerin nerede tertip edildiklerini anlayabilmekteyiz. Örneğin Edirne’de toplanan

divan kararlarını havi bir Rikab Şikayet olan 6 numaralı Şikayet defterinin ilk

sayfasında “Der zamân-ı hazret-i Mustafa Efendi Reîs’ül-küttâb der Edirne sene

1077” kaydı bulunmaktadır. 27 numaralı Şikayet defterinin ilk sayfasında ise “…

Der zamân-ı vezîr-i mükerrem kâimmakâm-ı Âsitane hazret-i İbrahim Paşa…” kaydı

mevcuttur45. Görüldüğü üzere Şikayet defterleri, Mühimme defterlerinde olduğu gibi,

İstanbul, Edirne ve divanın toplandığı diğer yerlerde alınan kararları içermektedir.

Bu kararların bazen bir devlet görevlisinin mektubuna veya fetvaya dayanarak

alındığı da görülmektedir.

Mühimme ve Şikayet defterleri arasındaki bir diğer şekli benzerlik defter

formlarında gözlenmektedir. Bu defterler form itibariyle dikdörtgene yakın kare

şeklindeki cüzlerden meydana gelmişlerdir46. Bu özellikleriyle iki defter türü

birbirlerine oldukça benzemektedirler. Ancak 1155/1742 tarihi itibariyle Şikayet

defterleri vilayetlere göre ayrılarak tertip edilmeye başlanmış ve getirilen bu yeni

düzenleme sonrası defter formları da değişmiştir. Bundan sonra Şikayet defterleri

43 ŞKT 7 s.1; ŞKT 14 s.1; ŞKT 18 s.1; ŞKT 20 s.1; ŞKT 23-26 s.1; ŞKT 29 s.1; ŞKT 31 s.1. 44 Örneğin ŞKT 1 s.58, s.185, s.292; ŞKT 22 s.90. 45 Diğer örnekler için bkz. ŞKT 7 s.142; ŞKT 9 s.1, s.10. 46 Mühimme ve Şikayet defterleri ölçülerinin birbiriyle hemen hemen aynı olduğunu H. Theunissen belirtmektedir (Theunissen, a.g.t, s.320 ve 325).

Page 102: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

91

ince-uzun bir yapıya kavuşmuşlardır47. Şikayet defterlerinde şeklen görülen bu

değişimle beraber Mühimme defterleriyle Şikayet defterleri arasında belirgin bir

çizgi çizilmiştir.

Sefer esnasında alınan kararları havi Şikayet defterleri vilayetlere göre

ayrılan defterlerden farklı olarak eski usulde tertip edilmeye devam etmişlerdir. Yani

Ordu Şikayet defterleri içinde, devlet merkezine bağlı tüm eyalet yöneticilerine,

kadılara ve benzeri görevlilere emir gönderildiği görülür. Sefer esnasında defter

tertibinin coğrafi bölge ayrımı olmadan yapılması manidardır. Dolayısıyla 1155/1742

tarihiyle birlikte Rumeli ahkamı, Anadolu ahkamı gibi vilayetlere göre ayrılmış

Şikayet defterleri ortaya çıksa da Ordu şikayet gibi türlerde bu ayrım söz konusu

olmamıştır. Bu hususta asıl problem tüm vilayet ahkamları 1155/1742 tarihi itibariyle

kesin olarak ayrılmış olmasına rağmen48 Atik Şikayet tasnifinin 1253/1837 yılına

kadar devam etmesidir. Sözü edilen nedenlerden ötürü Ordu Şikayetlerin devamı

anlaşılır bir durumdur. Ancak 1155/1742 sonrasında Atik Şikayet, Rikab Şikayet

şeklinde adlandırılmış defter türleri bulunmaktadır. Vilayet ahkamlarının ortaya

çıkışını temsil eden 1155/1742 tarihini taşıyan son defter 172 numaralı Şikayet

defteridir. Bu defterle birlikte Şikayet defterleri serisinin -Ordu Şikayetler dışında-

sona ermesi gerekmektedir. Ancak 174, 177, 207, 209-213 numaralı defterler “Atik

Şikayet” adı altında seri içinde de devamlılık arz ederler. Bu defterlerden 207

numaralı Şikayet defterinin ilk sayfasında “Defter-i Şikayet-i Ordu-yı Hümâyûn…”

kaydı bulunmaktadır. Bu kayıt defter için yapılan “Atik Şikayet” adlandırmasının

yanlışlığını ortaya koymaktadır. 209 numaralı Şikayet defteri ise farklı defter

türlerinin bir arada ciltlenmesinden meydana gelmiş karma bir yapıya sahiptir49. Yine

175, 176, 178-181, 208 numaralı defterler gibi bazıları da “Rikab Şikayet” olarak

adlandırılmışlardır. Şikayet defterlerinin vilayetlere göre ayrılması sonucu ortaya

47 Vilayet ahkamları ölçülerinin şikayet defterleri ile kıyası için bkz. Majer, a.g.e, s.18. 48 Sadece Cezair ahkam defterleri 1159/1746 tarihinde başlamaktadır (Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, s.27). Aynı rehberin 30. sayfasında Mora ahkam defterlerinin başlangıcı 1128/1716 yılı olarak gösterilmekte ise de yanlış tasniflenen ilk iki defter çıkarıldığında bu defterlerin başlangıç yılı da 1155/1742 olmaktadır. Vilayet ahkamları hakkında bilgi veren Majer, Mora ahkamında mevcut bu yanlışlığı ayrıntılarıyla incelemiştir (Majer, a.g.e., s.17-19). 49 İçerisinde Mali ahkam, Tahvil ahkamı gibi defter parçalarının bulunduğu ŞKT 209’un s.49-51 arası kayıtları 1195/1780 tarihli olup Rumili ahkamını ihtiva etmektedirler.

Page 103: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

92

çıkan ahkamlar içinde -Anadolu Rikab gibi- Rikab defterleri mevcuttur. Bu durumda

Şikayet defterleri serisi içinde bunların devamının olmaması gerekmektedir. Şikayet

defterleri tasnifinde yer alan bu defterler, aynı Atik şikayetlerde olduğu gibi yanlış

adlandırmaya maruz kalmış olmalıdırlar. Bu defterler arasından 208 numaralı Rikab

şikayet defterinin, vekaleten alınmış kararları havi olmakla birlikte aslen bir Anadolu

ahkamı olduğu Majer tarafından ortaya konmuştur50. 201 numaralı Rikab Şikayet

defterinde de aynı durum söz konusu olmuştur. Bu defterde bir kaymakamlık defteri

olmakla birlikte aslında Mora ahkam defterleri tasnifine aittir51. Görüldüğü üzere

vilayet ahkamların ortaya çıkışları ile birlikte Atik Şikayet defterleri tasnifinin

devamı, incelenmeye muhtaç bir konuyu ihtiva etmektedir.

Yukarıda sözü edildiği üzere vilayet ahkamlarının ortaya çıkışı ile Şikayet

defterlerinin formlarında bir değişim söz konusu olmuştur. Yanlış tasnifleme ile

birlikte ister Ordu Şikayet olsun, ister Atik Şikayet olsun bu defterlerin de Şikayet

defterlerinin formlarında ortaya çıkan değişime dahil edildikleri gözlemlenmektedir.

Dolayısıyla 1155/1742 tarihi Mühimme ve Şikayet defterleri arasında şekli farklılığın

ortaya çıktığı yıl olma özelliğini korumaktadır.

D- Şikayet Defterleri İle Mühimme Defterleri Arasındaki

Farklar:

Şikayet Defterleri ile Mühimme Defterlerini şekil özelliklerine göre ayırt

etmek aralarındaki benzerlikten dolayı mümkün gözükmemektedir. Yine iki defterde

yer alan hükümlerin formları da genellikle aynı özelliklere sahiptir. Ancak içerdikleri

konulara bağlı olarak, emrin yerine getirilmesi hususunda hükümlerde yer alan bazı

ibareler Şikayet defterleri ile Mühimme defterleri arasında bazı farklılıklar

yaratmaktadır. Ancak bu iki defter arasındaki asıl farklılıklar muhtevalarından ileri

gelmektedir.

50 Majer, a.g.e, s.19. 51 Mora ahkam defterleri serisinde 16. ve 17. defterler arasında 1214/1799 yılından 1217/1802 yılına atlama olduğu görülmektedir. ŞKT 201 1214-1217 yıllarını içerdiğinden bu boşluğu doldurmaktadır.

Page 104: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

93

1. Hükümlerde Kullanılan Formüller Açısından: Şikayet defterleri ve Mühimme defterlerinde yer alan bazı kalıp cümleler

her iki defterin yazımı konusunda bazı farkların gözetildiğini ele vermektedirler. Bu

kalıp cümleler esas olarak defterlerin muhtevalarındaki farklılıktan

kaynaklanmaktadırlar. Öncelikle her iki defter türünde de emirlerin bazı kimselerin

talebi sonucu ortaya çıktığını belirtmek gerekir. Ancak bu durum Mühimme

defterlerinde daha azdır ve Rikab mühimmelerinde daha fazla hissedilmektedir.

Rikab mühimmelerinde savaşta olan Osmanlı ordusunun ihtiyacını karşılamak üzere

alınan kararlara dair birçok hüküm mevcuttur. Bu emirler herhangi birinin talebinden

çok devletin iç işleyişi ile alakalıdır ve Şikayet defterlerinde yer almazlar. Böylece

Mühimme defterlerinde, Şikayet defterlerinde sıkça rastlanan, “…nam kimesne arz-ı

hal sunup…” ibaresi daha az görülmektedir. Şikayet defterleri ise genellikle bu

formülle başlamaktadır. Buna karşılık Mühimme defterlerinde “Hala/Haliya…”

şeklinde bir başlangıç çoğu zaman tercih edilmiştir.

Mühimme defterlerinde hükümlerin muhatapları ordu kumandanından,

defterdara, yeniçeri ağasından, çeribaşına devletin çeşitli birimlerinde hizmet veren

görevlilerdir. Şikayet defterlerindeki görevlilerde çeşitlilik daha azdır. Emrin

muhatabı genellikle molla, kadı veya naiptir. Bu nedene bağlı olsa gerek hükümler

içinde genellikle “..mahallinde şer‘le görülüp..” ibaresi bir kalıp halinde sık sık

kullanılmıştır52. Bu cümle daha çok “..icra-yı hakk olunmak babında emr-i şerifim

rica etmeğin mahallinde şer‘le görülmek için şurûtuyla yazılmıştır” şeklinde

hükümlerde yer almaktadır53. Bu ibare ve kalıp cümlelerin Şikayet defterlerini tespit

etmede önemli ipuçları oldukları söylenebilir. Kadı’nın Osmanlı hiyerarşisinde

52 Osmanlı idaresine bağlı olarak kazalarda bulunan kadı mahkemelerinde birçok mevzu karara bağlanabilmekteydi. Kadı mahkemeleri için bkz. İlber Ortaylı, Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devletinde Kadı, Ankara 1994, s.51-62. Şikayet defterlerinde çeşitli kazalarda yaşayan insanların arzları sonucu birçok konunun “mahallinde şerle görülmek” ifadesiyle kadıya havale edilmesi bazı konularda divan iznine gerek olduğunu düşündürmektedir. 53 Bu tür ifadeler Şikayet defterlerinin ortaya çıkışından önce şikayet hükümlerinin yer aldığı Mühimme defterlerinde görülmektedir. Örneğin MD 87 s.8 h.14. “…teâddi ve fesâd eylediklerin bildirip şerle görülüp icra-yı hakk olunmak babında..”.

Page 105: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

94

ulema sınıfına mensup olduğu ve kazalardaki mahkemelerine “meclis-i şer‘”

denildiği düşünülürse kadıya hitaben yazılmış emirlerde “mahallinde şer‘le

görülmek” ifadesinin kullanılma amacı anlaşılabilir. “Marifet-i şerle mahallinde

…olunup” kullanılan bir diğer ibaredir. Emrin kadı kontrolünde yerine getirilmesini

ihtiva eden bu ibarelerden başka konunun Divan-ı hümayunda görüşülmesi için çoğu

zaman ilgili kişilerin İstanbul’a gönderilmeleri istenmiştir. Ancak bu durum daha

çok, şikayet edilen kişinin karara uymaması ihtimaline karşılık olarak ortaya çıkmış

ve “..inad ederse Âsitaneye havale oluna..” “..mahallinde icra-yı hakk olunmaz ise

Âsitane-i saâdetime havale oluna..” “şerle görülmez ise Âsitane-i saâdetime havale

olunmak babında..” kalıpları kullanılmıştır54. Konunun divana aksetmesine neden

olacak durumlardan biri de hakkında şikayet olan kişilerin bulundukları kazalardan

başka yerlere kaçmaları sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu kişilerin bulundukları kaza

kadılarına ya da diğer bir görevliye, firar edenlerin İstanbul’a gönderilmesi

emredilmiştir.

Kanuna aykırı bir işe karışan kişilerle ilgili olarak Mühimme defterlerinde

yer alan hükümlerde birinin şikayeti mevcut olmayabilir. Hükümlerde ya hemen

konuya girilmiştir ya da “…mesmu olmağın..” ifadesiyle durum açıklanmaya

çalışılmıştır. Şuç işleyen kişiler için “şaki/eşkıya” veya “haramzade” denmiş ve

yaptıkları işler “fesad u şenaat” olarak adlandırılmıştır. Şikayet defterlerinde ise

genellikle reayadan birinin kendisine haksızlık eden bir diğer kişiyi divana bildirdiği

görülmektedir. Şikayet defterlerinde yapılan haksızlığa dair görülen “zulm u teaddi”

ifadesi iki defter türüne ayırıcı bir nitelik kazandıracak kadar çoktur. Halil inalcık

şikayet ile ilgili arzların, birinin haksızlığa veya zarara uğradığı durumlarda ortaya

çıktığını belirtmektedir. Arzlar zaten bu tür sorunları gidermek üzere sunulmaktadır.

Haksızlığa uğrayan taraf bir şahıs, bir grup veya vakıf gibi bir kurum olabilir. Zarara

sebebiyet verecek durumlar memurların halktan haksız yere para toplaması,

mahkeme kararını tanımama, borcunu ödememe gibi kanuna aykırı hareketlerdir.

Köylünün toprak anlaşmazlıkları, tımar sahibinin köylüden alamadığı vergiler de

yine şikayet konularındandır. Tüm bunların temelinde hususi zararlar vardır. Kamu

54 Örneğin ŞKT 1 s.9 h.30; ŞKT 3 s.5 h.6.

Page 106: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

95

zararları söz konusu değildir. Kamuya ait işler Mühimme defterlerinde yer

almaktadır55. Eşkıyalık meselesinden zarar görenler halktan kişiler olmakla birlikte,

işlevsel olarak kamu zararına dair bir problem olduğundan Mühimme defterlerinde

yer aldıkları söylenebilir. Sadece belirli bir gruba yönelik meydana gelen zararlar ise

Şikayet defterlerinde yer almıştır.

Mühimme defterlerinde XVII. yüzyılın ortalarına kadar hükümler

“eyleyesin/edesin” şeklinde sonlanmıştır. Sonradan bu hükümler “yazılmıştır”

ifadesiyle sonlanmışlardır. Şikayet defterlerinde ise genel olarak “yazılmıştır” ifadesi

kullanılmıştır. Ancak ilk örneklerinde, Mühimmeler defterlerinde olduğu gibi bir

sonlanma az da olsa görülmektedir56.

Mühimme defterlerinde yer alan hükümlerin içeriğinde, emrin padişah

kararı olduğuna dair “hatt-ı hümayun” ibaresine sık sık rastlanır. Oysa Şikayet

defterlerinde emrin padişah kararı olduğu durumlar daha azdır57. Bu durum

Mühimme defterlerinde mevcut hükümlerin kaydedildikleri defterin adına uygun

nitelikte olmaları ile alakalıdır. Mühimme defterlerinde yer alan hükümlerin çoğu

devletin iç düzenini veyahut dış ilişkilerini alakadar eden konulara dairdir. Şikayet

defterlerinde ise reayanın kendi aralarında ya da devlete bağlı görevlilerle yaşadıkları

problemler söz konusudur. Bu durumda padişaha danışarak onun onayını almak daha

az ihtiyaç duyulan bir şeydir. Majer, Mühimme defterlerinde bulunan birçok

hükmün, Şikayet defterlerinin aksine, birinin arzına gerek duyulmadan devlet

tarafından verilen kararlar olduğunu bu nedenle “hatt-ı hümayun”ların Mühimme

defterlerinde yer alabileceğini belirtmektedir58. Öte yandan emrin muhatabının söz

konusu emri istenilen şekilde yerine getirmesini sağlamak üzere hükümlerde “tekid”

denilen kısım yer almaktadır. Emrin tehdit bölümü ihtiva eden bu kısımlarda

“…ihmal olunursa siz dahi gazab-ı hümayunuma mazhar olmanız mukarrerdir..”

denildiği gibi hükümler genellikle “..deyu müekked emr-i şerif yazılmıştır” şeklinde

55 İnalcık, a.g.m., 1988, s.36. 56 Halil İnalcık hükümlerin “yazılmıştır” ibaresi ile sona ermesini -hatalı olarak- Şikayet defterlerine has bir özellik olarak belirtmiştir (a.g.m, 1988, s.41). 57 Örneğin ŞKT 12 s.39 h.202. 58 Majer, a.g.e., s.20.

Page 107: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

96

sonlanmaktadır59. Hükümlerde tekid kısmı, birinin talebinden çok emrin bizzat

merkez tarafından verildiği durumlarda görülmektedir. Bu tür emirler eşkıya takibi,

mühimmat tedariki, asker sevki gibi konularla alakalı olabilmektedir. Tabi ki

merkezden çıkan her emrin ihmal edilmeden yerine getirilmesi gerekmektedir.

Ancak reayadan bir kimsenin başka bir kimseden şikayeti sonucu konunun

çözümüne dair alınacak kararda, emri yerine getirecek görevliyi tehdit etmek daha az

ihtiyaç duyulan bir durumdur. Dolayısıyla mahalli idare ile alakalı emirlerin yer

aldığı Şikayet defterlerinde tekid rüknüne Mühimme defterlerine nispetle daha az

rastlanmaktadır.

2-Muhteva Problemi: Divan-ı hümayun, Osmanlı devlet idaresi içinde en yüksek karar organı

olduğundan devletin dışişleri ve yahut iç düzeni ile alakalı önemli meseleler bu

toplantıda görüşülmekteydi. Bu nedenle Divan-ı hümayun toplantılarında ele alınan

konular farklı önem derecesine sahipti. Dolayısıyla bu toplantılarda alınan kararların

kaydedildiği Mühimme defterlerinden dönemin en önemli meselelerinden, reayadan

birinin şahsi meselesine kadar farklı seviyede ve konuda bilgi edinebilmekteyiz.

Mühimme defterlerinde sözü edilen konu çeşitliliği 1059/1649 tarihinde

ortaya çıkan Şikayet defterlerine kadar devam etmiştir. Bu tarih itibariyle şahsi, aile,

miras hukukuna ait birçok meseleye dair alınan kararların Şikayet defterlerine

kaydedildiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu yenilik hareketinin ardından Mühimme

defterlerinin daha çok askeri mevzulara ait hükümleri ihtiva ettiği görülmektedir.

Ancak bu iki defter türünün kapsadığı konulara dair dile getirilen ayrım belirgin

biçimde uygulanmamış ve belirli kıstaslara bağlanmıştır. Başka bir ifadeyle Şikayet

defterlerinde yer alması beklenen birçok emir Mühimme defterlerine kaydedilmeye

devam etmiştir. Bunun neticesinde ayrı bir defter serisi oluşturularak ortaya çıkan

Şikayet defterlerinin işlevi sorgulanır hale gelmiştir.

59 Örneğin MD 94 s.2 h.7-9, s.12 h.52.

Page 108: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

97

a-Şikayet Defterlerinin İhtiva Ettiği Konular: Şikayet defterlerinin ortaya çıkışları XVII. yüzyılın ortalarını bulmakla

birlikte şikayet hükümlerinin daha önce Mühimme defterlerinde yer aldığı

bilinmektedir. Dolayısıyla şikayet ahkamlarının varlığı çok öncelere dayanmaktadır.

1035/1625 tarihli D.BŞM 151 numaralı defterde ferman berat gibi ahkamların

vergilerinden bahsedilmektedir. Burada sayılan belge türlerinden biri de şikayet

ahkamıdır. Bu konuda dikkat çekici diğer bir mevzu ise Maliye ahkamlarında

gözlenmektedir. Maliyeyi ilgilendiren şikayet konuları bu defterde yer almakla

birlikte defterlerde sadece “Ahkâm..”, “Kuyûd-ı ahkâm..” “Ahkâm-ı şerîf-i mâliye..”

gibi başlık kayıtları bulunmaktadır60. Ancak XVII. yüzyılın ortalarından itibaren bazı

mali ahkam defterleri başlıklarında şikayet ibaresine rastlanılmaktadır. Bu ibarenin

yer aldığı ilk defter 1052/1642 tarihli bir mali ahkamdır61. Defterin ilk sayfasında

“Defter-i berevât ve ahkâm-ı şikayet…” kaydı bulunmaktadır. Başbakanlık Osmanlı

Arşivinde yer alan Maliyeden müdevver defterleri tasnifine ait katalogda ahkam

defterleri için “kuyud-ı ahkam”, “ahkam ve berevat” tanımlamaları yapılmıştır.

Şikayet ibarelerinin yer aldığı defterler ise genellikle “berat ve şikayet” , “ahkam ve

şikayet” olarak adlandırılmışlardır62. “Berat ve şikayet” olarak adlandırılmış MAD

7437, 1049/1639 tarihli olmakla aslında ilk örneği teşkil etmektedir. Ancak defter

çürüme dolayısıyla araştırıcılara kapalı olduğundan bunun sağlamasını yapmak

mümkün değildir. Dolayısı ile MAD 6415 ilk kabul edilmelidir. Görüldüğü üzere

mali ahkamların başlık kayıtlarında meydana gelen yeniliğin Şikayet defterlerinin

ortaya çıkması tarihine yakın olduğu görülmektedir. Mühimme defterlerinde büyük

yer kaplayan ve başlı başına bir konuyu teşkil eden şikayet hükümleri ayrı bir defter

serisi oluşturma mecburiyetini doğurmuşken, mali ahkamlarda şikayet hükümlerinin

çokluğu sadece başlıklara yansımakla sınırlı kalmıştır. Nihayetinde Mühimme

defterlerinde ve Mali ahkamlarda böyle bir ihtiyacın gündeme geldiği açıktır.

60 Günalan, a.g.t., s.97-101. 61 MAD 6415. 62 MAD 3774, MAD 6269. Katalogda “ahkam ve berevat” olarak tanımlanmış bazı defterlerin ilk sayfalarında “ahkâm-ı şikayet” ibareleri bulunabilmektedir. Örneğin MAD 2810, MAD 2825, MAD 2910, MAD 2915, MAD 2931, MAD 9871, MAD 9873.

Page 109: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

98

Şikayet defterlerinde yer alan hükümlerin içerikleri Mühimme

defterlerindekiler kadar önemlidir. Emirler, çoğu zaman, iki kişi arasındaki

problemleri çözümlemek üzere alınmış gibi gözükse de aslında devletin iç düzenini

sağlamaya ve korumaya yöneliktir. Bu nedenle konunun çözümü her zaman kadıya

havale edilmemiş ve ilgili kişilerin İstanbul’a gönderilmeleri emredilmiştir. Şikayet

defterlerinde konunun Divan-ı hümayunda ele alınmasını öngören bu tür hükümlere

sık sık rastlanmaktadır.

İstanbul Divanının kayıtlarını ihtiva eden Şikayet defterlerinde yer alan

kararların Kadı idaresince uygulanması63 için hükümlerde “..mahallinde şer‘le

görülüp…”, konunun İstanbul’a görüşülüp karara bağlanması için hükümlerde

“..Âsitane-i saâdetime havale olunup..” ibareleri kullanılmıştır. Bu tür durumlarda

çoğu zaman kadının yaptıracağı teftişe ihtiyaç duyulmuş ve hükümlerde “..hüccetleri

ile Âsitane-i saâdetime ihzâr olunmak..” şeklinde ifade edilmiştir64. Hakkında

şikayetçi olunan kişinin İstanbul’a gönderilmesi ile alakalı emirlerde, emrin

muhatapları arasında mütesellimler de yer almaktadır. Nafaka tayini, miras, vasi

tayin ve azli, esnaf arasındaki şikayet konuları kadıların idare alanlarında olmakla

birlikte kendi salahiyeti dışında olan veya halledemediği idari ve örfi muameleler

için divandan çıkan fermana gereksinim duyabilmekteydi65. Kadı kontrolüne

bırakılan ya da divanda görüşülmesine karar verilen hükümlerde şikayetçilerin,

parası ve yahut eşyası çalınan, alacağını tahsil edemeyen, miras paylaşımında sıkıntı

yaşayan, evleri basılan kişiler olduğu görülmektedir. Vergi toplamakla

görevlendirdikleri vekillerinden paralarını alamayan dirlik sahipleri de bir diğer

şikayetçi grubunu oluşturmaktadır66.

63 Bazı şikayet konularında, olayın aslı, tarafların durumunu muhakeme etme hakkına sahip kadı tarafından tespit edileceğinden böyle bir yola gidilmiştir (Feridun M. Emecen, a.g.m., s.135). 64 Örneğin ŞKT 4 h.119. Mustafa Akdağ, padişah fermanlarında birçok hususta kadının kararlarına başvurulduğunu belirtmektedir (Türkiye’nin İktisadî ve İctimaî Tarihi (1459-1559), İstanbul 1974, s.96-97). 65 İ. H. Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, Ankara 1965, s.139. 66 Halil İnalcık, kadının verdiği hükmü ya da hücceti tanımayan ve yerine getirmeyenlerin olması, kişiler arasındaki hak davaları, askerî sınıftan bazı görevlilerin halktan haksız yere para almaları ve bu konuya dair yapılan şikayetleri, şikayet konuları arasında saymaktadır (a.g.m, 1988, s.36-37).

Page 110: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

99

Mutasarrıfların sahip oldukları topraklara dışarıdan yapılan müdahaleler

Şikayet defterlerinde yer alan bir diğer meseledir. Yine vakıf mütevelliliğinde de

aynı sorunların yaşandığı görülmektedir. Bu tür hükümlerde karar, dışarıdan

müdahalenin engellenmesiyle berat sahibinin lehine olup, işin oluru emrin

muhatabına havale edilmiştir. Diğer bir ifadeyle toprak ve yahut görev sahibi kişilere

yapılan haksız müdahalenin önlenmesi kadının gözetimine bırakılmıştır67. Bu tür

hükümlerde olaydan sorumlu kişilerin, itirazları olmadığı sürece, divana

gönderilmeleri gibi bir talep pek görülmez. Ayrıca toprak zabtına dair emirler,

olabilecek bir müdahaleyi önlemek amacıyla tasarrufun onaylanması manasıyla

Şikayet defterlerinde yer almaktadırlar. Dışarıdan gelebilecek bir müdahaleyi

engellemek amacıyla herhangi bir şikayet söz konusu olmadığı halde emir talebinde

bulunulduğu başka örneklerde mevcuttur. Bu tür talepler daha çok yol izniyle

alakalıdır. Özellikle İstanbul’a ulaşmak ve yahut İstanbul’dan kendi ülkelerine

sorunsuz şekilde dönmek isteyen elçiler, deniz yoluyla yolculuk eden gemi reisleri

bu tür emriler talep etmişlerdir68. Yine savaşa katılmamak, vergi vermemek gibi

muafiyetlere sahip kişilerin -herhangi bir müdahaleye maruz kalmadıkları halde-

önlem amacıyla ferman talep ettikleri görülmektedir. İstanbul’a havale olunmadan

kadı ve yahut başka görevlilerin kontrolüne bırakılan bir diğer konu da halktan fazla

para toplanması gibi birden fazla kişinin mağdur olduğu durumlardır. Bu tür

hükümlerde haksız toplanan paraların sahiplerine geri iadesi emredilmiştir. Toprak,

görev tasarrufluğuna müdahale ve halka yapılan haksızlık mevzularında divan

tarafından verilen karar usulsüzlüğün engellenmesidir69.

Şikayet defterlerinde hükümlerin çoğu zaman hüccete dayanarak verildikleri

görülmektedir. Bu durum hükümlerde “..hüccet-i şer‘iye mûcibince şurûtuyla hükm-i

şerîf yazılmıştır”, “hücceti mûcibince hakkı alıverilmek üzere..” şeklinde ifade

edilmiştir70. Burada kadı tarafından verilen hüccetin onaylanması söz konusu

olmalıdır. Nitekim divana havalesi emredilen birçok konuda kadı hüccetinin talep 67 “..zabt u kabz ettiresin..” örneğin ŞKT 1 s.13 h.49. 68 Örneğin MD 93 s.38 h.202. 69 “..rencide olunmayıp men olunmak..” örneğin MD 92 s.39 h.195. 70 Halil İnalcık, kadı hüccetinin gereğini yerine getirmeyenlere karşı yapılan şikayetleri divana arz edilen konular arasında saymaktadır. Bu tür şikayetlere cevap hüccete uyulmasıdır (a.g.m, 1988, s.36).

Page 111: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

100

edildiği görülmektedir71. Yine divanda görüşülmüş bir meselenin kendi kazasında

araştırılmasına ihtiyaç duyulmuş bu nedenle kadıdan konuyu teftiş etmesi

istenmiştir72. Teftişle birlikte kadıdan ilam ve yahut konuyla alakalı belgeler talep

edilmiştir73.

Majer de Şikayet defterlerinde yer alan konuları sınıflandırmıştır. Ona göre

hükümlerin ortaya çıkışları, birilerinin yasaları ihlal etmesi sonucudur. Şikayetler

reayadan birileri ya da resmi görevliler hakkındadır. Borç ödememe, ahlaka mugayir

davranışlar, ticari anlaşmazlıklar, miras kavgaları, hırsızlık şahsi şikayetlerin

başlıcalarıdır. Kanunsuz yollardan veya belirlenenden fazla vergi talebi ise resmi

görevliler tarafından gerçekleştirilen suçların başında gelmektedir74.

Görüldüğü üzere Şikayet defterlerinde yer alan konuların geneli defterin

adından da anlaşılacağı üzere çeşitli şikayetlerden meydana gelmektedir. Bu nedenle

hukuk tarihi ve sosyal tarih araştırmalarında çok geniş bir çalışma alanını teşkil

etmektedirler. Şehir tarihi üzerine yapılacak çalışmalarda da Şikayet defterlerinin

vazgeçilmez kaynaklar olduğu bir gerçektir.

b- Mühimme Defterlerinde Yer Alan Şikayet Hükümleri: 1059/1649 tarihi itibariyle ortaya çıkan Şikayet defterlerinin ihtiva ettiği

konular bu tarih öncesinde Mühimme defterlerinde yer almaktaydı. Dolayısıyla

Şikayet defterlerinin ortaya çıkışı ile Mühimme defterlerinin geniş konu yelpazesinin

daraldığı gözlenmektedir. Ancak bu daralmaya paralel olarak Mühimme

defterlerinde geriye kalan hükümlerin, devletin en önemli kararlarını temsil ettiği

söylenebilir. Bu nedene bağlı olarak Mühimme defterleri siyasi tarih araştırmaları

için yegane kaynak olma özelliklerini korumuşlardır.

71 “..zulm ü teaddisi var ise sicil-i hüccet edip âsitaneye arz ve ilam..”, Örneğin MD 95 s.59 h.376. 72 Kadıların teftiş ve benzeri hususlarda yardımcı olan görevlilerle ilgili olarak bkz. Ortaylı, a.g.e., s.34-41. 73 “..teftiş olunup âsitaneye ilam edesin..”, “..beratı ve sâir temessükâtı der-kise olup Âsitane-i saâdetime ihzâr olunmak..” örneğin MD 93 s.63 h.304; MD 95 s.88 h.616. 74 Majer, a.g.e., s.23.

Page 112: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

101

Mühimme defterlerini ve Şikayet defterlerini şekil özelliklerine dayanarak

aralarında bir fark olduğunu belirlemek zordur. Yukarıda değinildiği üzere hüküm

içlerinde kullanılan kalıp cümleler ihtiva ile alakalı olduklarından bu konuda bir

nebze yardımcı olabilmektedirler. İçerdikleri konular açısından her iki defterde bariz

farklılıkların olduğu açıktır. Ancak şikayet içerikli bazı hükümler Mühimme

defterlerinde yer almaya devam etmiştir. Bu durumda göz ardı edilmemesi gereken

divandan çıkan kararın ne olduğudur. Çünkü divana gelen şikayet içerikli arzlar

verilen kararlara göre Şikayet defterlerine ya da Mühimme defterlerine

kaydedilmiştir.

Yukarıdaki bölümlerde değinilen her iki defter türünü birbirlerinden ayrı

tutmaya yarayacak ihtiva ettikleri konuları bir yana bırakırsak Şikayet ve Mühimme

defterlerinin her ikisinde de yer alabilen şikayet hükümlerinde belirli kıstaslar olduğu

görülmektedir. Bu kıstasların başında ceza hükümleri gelmektedir. Divana gelen

şikayet konuları bir ceza ile neticelendiriliyor ise bu hükümler Mühimme defterlerine

kaydedilmiştir75. XVII. yüzyılın ilk yarısındaki Mühimme defterlerinde ceza

hükümlerinin açık şekilde ifade edildiğine pek rastlanmaz. Bunun yerine “hakkından

gelesin”76 şeklindeki biri ifade tercih edilmiştir. Bu ibarenin cezayı kastettiği kesin

değildir. Kanuna aykırı davranan kimsenin bu faaliyetinin önlemesi amacına yönelik

kullanılmış olabilir. Ancak bu dönem Mühimme defterlerinde idam, hapis,

kalebenlik, nefy gibi ceza türlerine rastlanılmadığından bu ifadenin tercih edilebildiği

düşünülmektedir. Sadece MD 84’te hükümlerin tekid kısımlarında “başın sana gerek

ise” ifadesi kullanılmıştır77. Ancak bu ifade fermanın muhatabına emri istenilen

şekilde yerine getirmesi için kullanılmıştır.

Ceza hükümlerinin ilk örnekleri MDZ 10 ve MD 91’de görülmektedir78.

Ancak hapsetmeyle alakalı olan bu ceza hükümleri oldukça azdır. MD 94 itibari ile

cezalar hükümlerde açık bir biçimde ifade edilmiş ve Mühimme defterlerinde sıkça

75 Majer, a.g.e., s.20. 76 Örneğin MD 78 s.333 h.865; MD 84 s.18 h.29; MD 87 s.21 h.47. 77 MD 84 s.15 h.26, s.23 h.39, s.s.27 h.49, s.31 h.56, s.50 h.101, s.55 h.110. 78 Örneğin MD 91 s.149 h.472.

Page 113: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

102

yer almaya başlamıştır79. Bu defterde hapis cezası dışında kalebendlik cezaları da

mevcuttur80. Hakkında şikayet olunan birinin Bozcaadası’na sürgün edildiği de

görülmektedir81. Bu cezaların, suçluları ıslah etmek82 amacına hizmet ettiği

görülmektedir.

İdam cezalarının yoğun şekilde görüldüğü defter ise Muharrem 1100-

Muharrem 1101/Ekim 1688-Ekim 1689 tarihli hükümleri havi MD 98’dir. İlk

örneklerini bu defterde gördüğümüz idam cezalarına diğer Mühimme defterlerinde

bu derece rastlanmaz. Ancak bu defterde idam cezaları oldukça fazladır83. İdam

cezalarına sebep olan suçların başında “siyaseten katl”i gerektiren isyanlar

gelmektedir. Adam öldürmenin cezası da yine idamdır. Her iki suça karşılık verilen

ölüm cezası devlet başkanının kararıyla olmaktadır84. Diğer bir ceza türü olan kürek

mahkumiyetinin ilk örnekleri ise 1095-1096/1683-1684 tarihli MD 180’de

görülmektedir85.

Hapis, sürgün, kürek çekme cezalarından birine çarptırılmış kişilerin

cezalarını çektikten sonra serbest bırakılmasına dair olan ıtlak hükümleri de yine

Mühimme defterlerinde yer almaktadır86. Ceza hükümlerinin ortaya çıkışı ile

görülmeye başlanan ıtlak hükümleri ilk başlarda ceza hükümlerinden bağımsız olarak

defterlere kaydedilmişlerdir. Diğer bir ifade ile cezaya çarptırılan birinin ne kadar

süre sonra serbest bırakıldığını ilk kayıtlarda görmek zordur. Daha sonra ise ıtlak

hükümleri her ceza hükmünün üst kısmına tarihleriyle kaydedilmeye başlanmışlardır.

Örneğin 1090-1092/1679-1681 tarihli MD 97’de önceki Mühimme defterlerinde

olduğu gibi ıtlak hükümleri başlı başına bir hüküm olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

79 MD 94 s.9 h.43, s.12 h.51, s.13 h.57, s.37 h.186. 80 MD 94 s.26 h.115. 81 MD 94 s.32 h.212. 82 Sürgün, hapsetme, kalebenlik ve kürek çekme cezaları ta‘zir cezaları arasındadır. Ta‘zir cezası arasında bulunan celd ve para cezası dışındaki yukarıda sayılan ta‘zir cezaları siyaset cezalarından sayılmaktadır. Bkz. Ahmet Akgündüz-Halil Cin, Türk-İslam Hukuk Tarihi, I, İstanbul 1990, s.332-336. 83 MD 98 s.8 h.25, s.34 h.98, s.85 h.261, s.92 h., s.103 h.341, s.104 h.345, s.109 h.361, s.116 h.381, s.135 h.445, s.214 h.756. Bu kararlar II. Süleyman dönemine aittir. 84 Akgündüz- Cin, a.g.e., s.322-326. 85 MD 180, s.65 h.268, s.72 h.294, s.139 h.575. 86 Majer, a.g.e., s.20.

Page 114: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

103

Itlak hükümlerinin üst kayıt olarak kaydedilmesi değişiminin ilk görüldüğü defter,

1095-1096/1683-1684 tarihli MD 180’dir87. Bu durum muamele kayıtlarının sona

ermesi ile şekli özellik olarak sade bir görüntüye sahip Mühimme defterlerine

hareketlilik kazandırmıştır. Bu dönemde Mühimme defterlerinde sadece hatt-ı

hümayun suretleri, iptal olan fermanlar ve nadiren fermanın kime teslim edildiği gibi

notlar hüküm üzerlerinde yer almıştır. Ceza hükümlerine Mühimme defterlerinde çok

sık rastlanıldığından hüküm üzerlerinde yer alan ıtlak hükümleri hemen göze

çarpmaktadır. Oysa Şikayet defterlerinde XVII. yüzyılın son çeyreğinde bir sicil

kaydı olarak hüküm üstlerinde ıtlak hükümleri olmadığından bu defterler sade

görünmeye devam etmişlerdir88. Bu özellik neticesinde ilk sayfaları Şikayet defteri

olup s.487 itibariyle Mühimme defteri cüzünü içeren ŞKT 17’de bu durum hemen

fark edilmektedir. Diğer hükümler de genellikle ada muhafazasına dairdir. Bu

konuya dair göze çarpan bir diğer farklılık hükümlerin muhataplarıdır. Ceza

hükümleri arasında geniş yer tutan kalebendlik cezasını uygulayacak görevlilerden

biri de kale dizdarlarıdır. Suçlu hangi kaleye hapsedilecek ise o kalenin dizdarına

emir ile haber verilmektedir. Bu durumun varlığı iki defter arasında belirgin bir fark

yaratmaktadır. Aynı özelliklere dayanarak ŞKT 30’un da bir Mühimme defteri

olduğu hemen anlaşılmaktadır.

Mühimme defterlerinde ceza kararı ile neticelenen hükümlerde ceza sebebi

her zaman açıklanmamıştır. Suçlular genellikle “eşkıya” olarak nitelendirilmiştir. Bu

tür suçlular arasında devlet hizmetinde bulunanlarda yer almaktadır. Bu tür kişilerin

cezalandırılması amirlerinin durumu bildirmesi sonucu gerçekleşmiştir89. Bunun

yanında hapis, kürek, kalebendlik, sürgün cezalarından birine çarptırılanların daha

çok cinayet işleyen kişiler olduğu görülmektedir. Sahte belge düzenleyenlerde

cezaya çarptırılanlar arasındadırlar90. Seferden firar etme91 , halktan haksız yere para

87 Örneğin s.232 h.986, s.233 h.989-990, s.269 h.1133. MD 180’den sonra sıradaki Mühimme defteri olan ŞKT 10’da eski usulün kullanılmaya devam edildiği görülmektedir. Ancak daha sonraki defterlerde ıtlak hükümleri ceza hükümlerinin üzerindedir. 88 Şikayet defterlerinde hüküm içinde görülen “ıtlak” lafzı haksız yere hapis olanların serbest bırakılması için kullanılmıştır. Örneğin MD 95 s.66 h.329, s.77 h.520 ,s.80 h.541. 89 Örneğin MDZ 16 s.1 h.2 ve h.4’te kalebendlik cezasına çarptırılan topçularla alakalı hükümde arzı sunan topçubaşıdır. MD 98 s.21 h.59’da ise hapis edilen yeniçeri ile alakalı divana mektup gönderen yeniçeri ağasıdır. 90 Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, İstanbul 1994, s.123.

Page 115: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

104

toplama92 yine ceza sebepleridir. MD 109 s.22 ve 23’te kimlerin nasıl bir suç

sebebiyle ve ne kadar süreyle cezaya çarptırıldıklarına dair listeler bulunmaktadır.

Mühimme defterlerinde ceza kararı ile sonuçlanan suç örneklerine Şikayet

defterlerinde de rastlanılmaktadır. Ancak Şikayet defterlerinde karar genellikle

kadının olayı teftiş etmesi ve suçlanan kişinin İstanbul’a gönderilmesidir. Başka bir

ifade ile Şikayet defterlerinde bulunan hüküm her zaman nihai kararı teşkil

etmemektedir93. Şikayet defterlerinde görülen “mahallinde şerle görülüp” ibaresi de

bunu ifade ediyor olmalıdır. Kadıya akseden bazı konuların ihzar, teftiş gibi

meselelerden dolayı tekrar divanda görüşülmesi olasıdır. Mühimme defterlerinde ise

“şerle cezaları verilmek”, “haklarında lazım geleni/gelen cezayı icra eylemek”

ifadeleri yer almaktadır. Bazı hükümlerde Şikayet defterlerinde kullanılan kalıp

cümleleri tekrarlanmaktadır. Ancak bu hükümler de ceza kararı ile

neticelendirilmişlerdir94. Suçlular reayadan birine zarar vermiş ve o kişi tarafından

divana şikayet edilmiş kişiler olabilir. Ancak bu kişiler çoğunlukla herhangi birinin

şikayette bulunmadığı ve “eşkıya” olarak nitelenen suçlulardır. Dolayısıyla asayişi

sağlamaya bağlı olarak devlet içi düzen ile alakalı bu suçlara karşı alınan tedbirler

Mühimme defterlerinde görülmektedir.

Ceza ve ıtlak hükümlerinin Mühimme defterlerinde yer aldığı görüşünü

ortaya atan Majer bu konuda çarpıcı örnekler sunmaktadır. Avusturya Milli

Kütüphanesi’nde yer alan 1675 tarihli Şikayet defterini inceleyen Majer defterde

iptal edilen hükümler üzerinde durmuştur. İlk örnek defterin 2b varağındaki 6.

hükümdür. Bu hükmün üzeri çizilmiş olup üstüne “umûr-i mühimmeye nakl

olunmuştur” notu düşülmüştür. Şikayetle ilgili olan hükümde karar sürgün cezasıdır.

Ceza hükümleri Mühimme defterlerine kaydedildiğinden, hükmü deftere yazan

91 Örneğin, MDZ 16 s.1 h.3. 92Örneğin MD 100 s.51 h.176, s.52 h.183; MD 101 s.71 h.221. 93 Örnekler için bkz. Yusuf Oğuzoğlu, “Osmanlı Devletinde Taşra İle Merkez Arasındaki Bürokratik İşleyiş Hakkında Bazı Bilgiler (XVII. ve XVIII. yüzyıllar)”, Osmanlı-Türk Diplomatiği Semineri, Bildiriler, 30-31 Mayıs 1994, İstanbul 1995, s.31-42. 94 Örneğin A.DVN.MHM 948 s.11 “teallül ederler ise Âsitane-i saâdetime ihzâr olunmak ….kalebend olunmak üzere… yazılmıştır”. MD 101 s.24 h.75 “şerle görülüp ihkak-ı hakk olunmak babında hükm-i hümâyûnum rica etmeğin vâkı ise şerle hakkı alınıverildikten sonra ikisin dahi kalebend edip arz eyleyesin deyu hüküm yazılmıştır”.

Page 116: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

105

katibin hatası fark edilmiş ve emrin mühimmeye yazılması için not düşülmüştür. Bir

diğer örnek defterin 188b varağındaki ilk hükümde mevcuttur. Hükmün yarım

olduğunu belirten Majer konunun yine ceza ile alakalı olduğunu belirtmektedir95.

Majer’in bu örneklerini çoğaltmak mümkündür. Örneğin 187 numaralı Şikayet

defterinde kararın kürek cezası olduğu hükmün üzeri karalanmıştır96. Yine aynı

defterin üzeri sehven kaydıyla çizilmiş bir hükmünde eşkıya olarak nitelenen

kişilerle ilgili olarak gerekenin yapılması emredilmiştir97. Bu defter Receb 1086-

Rebiülevvel 1087/Ekim 1675-Mayıs 1676 tarihlerini kapsamakla birlikte aynı

döneme isabet eden bir Mühimme defteri mevcut değildir. Bu sebepten bu hükümler

Mühimme defterleri ile yapılacak bir karşılaştırmadan yoksundurlar. 23 numaralı

Şikayet defterinde yarım bırakılmış ve üzerinde “umûr-ı mühimmeye kayd

olunmuştur” notu bulunan bir hüküm bulunmaktadır98. Hükümde daha önce kanuna

aykırı hareket ettiği için Isparta’dan sürgün edilmiş birinin bulunduğu yerde halka

musallat olmaya devam ettiğinden bahsedilmektedir. Hüküm yarım olmakla birlikte

kararın ceza olacağı beklenebilir99. Hükmün kayıt tarihi evahir Ramazan 1108/24

Nisan-2 Mayıs 1697’dir. Bu tarihlerde mevcut defterler MD 108 ve Rikab

mühimmeleri olan A.DVN.MHM 947100 ve A.DVN.MHM 948’dir. MD 108 ve

Şikayet 23 ana tür diyebileceğimiz yani vekaleten tutulmayan defterlerdendir. Her iki

defter de evahir Ramazan 1108/24 Nisan-2 Mayıs 1697 tarihleri itibariyle ordu

defterlerine dönüşmüşlerdir. İstanbul Rikab mühimmeleri olan A.DVN.MHM 947 ve

A.DVN.MHM 948 ise aynı tarihlerde başlamıştır. Şikayet 23’te yer alan 45 numaralı

hükümde arzın “südde-i saâdet”e sunulduğu görülmektedir. Bu hükümle aynı

sayfada bulunan h.46’da arz “ordu-yı hümâyûn”a h.47’de ise arz “rikâb-ı hümâyûn”a

sunulmuştur. Hükümlerin bulunduğu tarihler ordunun İstanbul’dan hareket edeceği

zamana denk geldiğinden böylesi bir çeşitlilik söz konusu olmuştur101. Dolayısıyla

95 Majer, a.g.e., s.21. Majer aynı tarihe ait bir Mühimme defteri bulunmadığından gerekli kontrolleri yapamadığını belirtmektedir. 96 ŞKT 187 s.245 h.1538. 97 ŞKT 187 s.97 h.597. 98 ŞKT 23 s.11 h.45. 99 Emrin muhataplarından biri Bozcada kadısıdır. Dolayısıyla cezanın kalebendlik olması muhtemeldir. 100 Tek yaprak halinde olan bu parça defter aslında A.DVN.MHM 948’in ilk sayfasıdır. 101 İ.H. Uzunçarşılı, ordunun İstanbul’dan hareketinin Ramazan sonu olduğunu teyit etmektedir (a.g.e., s.576).

Page 117: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

106

45 numaralı hükmün atıf yaptığı mühimme defteri MD 108 olabileceği gibi Rikab

mühimmeleri de olabilir. Ancak sözü edilen hükümle ilgili bu defterlerde herhangi

bir kayda rastlanmamıştır. Bu durumun A.DVN.MHM 947 ile A.DVN.MHM 948

arasında olması muhtemel eksiklikten kaynaklandığı düşünülebilir.

Bir diğer örnek 29 numaralı Şikayet defterinde mevcuttur102. Emrin

muhatabı Filibe mollasıdır. Hükmün konusu Filibe’de bulunan bir vakfın mütevvelisi

ile vakfa bağlı han odalarının kiralarını toplamakla görevli Mustafa adlı bir şahıs

arasındaki problemdir. Konuyu divana arz eden Filibe ayanları, açıklaması

yapılmamış problemin Filibe mahkemesinde her iki tarafında hazır bulundurularak

incelenmesini istemektedirler. Ancak taraflardan vakıf mütevvelisinin İstanbul’da

gözaltında olduğu belirtilmektedir. Hükümde karar, davaları Filibe mahkemesinde

görülmek üzere mütevellinin gözetim altında Filibe’ye gönderilmesidir. Ayrıca

mütevellinin ıtlak olunmaması/serbest bırakılmaması tembih edilmiştir. Hükmün

üzerinde “umûr-ı mühimmeye kayd olunmuştur” ibaresi bulunmaktadır. Evail Ra

1110/7-15 Eylül 1698 tarihli hüküm, aslında bir Mühimme defteri olan ŞKT 30’da

bulunmaktadır103. Şikayet 29 ve Şikayet 30 sözü edilen tarihte Edirne’de tertip edilen

defterlerdendir. Bu nedenle hüküm bir Ordu mühimmesi olan MD 110 yerine Edirne

Rikab Mühimmesi olan ŞKT 30’a kaydolunmuştur.

Katipler tarafından yapılan bu hatalar Şikayet defterleri ile Mühimme

defterleri arasındaki farkları anlamamıza olanak sağlamaktadır. Bir diğer hata ise

verilen örneklerin tersine bir şikayet hükmünün Mühimme defterine kaydedilmesi

olarak karşımıza çıkmaktadır. Şikayet defterlerinde sık sık yer alan müdahale

konusuna dair olan hükmün üzeri “sehven” denilerek çizilmiştir104. Hüküm şu

şekildedir:

Şam-ı şerîf kādısına hüküm ki; 102 ŞKT 29 s.202 h.889. 103 ŞKT 30 s.13 h.61. Evâil-i Rebiülevvel 1110/7-15 Eylül 1698 tarihli hüküm ŞKT 29’da yer alan hükümle birebir aynıdır. Tarih sıralaması olarak defterle uyumludur. Hüküm sayfa sonuna sıkıştırılarak eğik bir biçimde yazılmıştır. Başka hükümlerde de görülen bu durum kaydı sonradan yapılan fermanların ait oldukları tarih sıralarına yerleştirilmelerinden kaynaklanıyor olmalıdır. 104 MD 102 s.223 h.855.

Page 118: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

107

Şam-ı şerîfde vâkı‘ …medresesi vakfının bi’l-fi‘l berât-ı şerîfimle

mütevellîsi olan Seyyid İsmail zîde kadruhû gelüp tevliyet-i mezbûr bi’l-fi‘l berât-ı

şerîfimle üzerinde olup hizmetinde kusûru yoğiken aherden ba‘zı kimesneler

müdâhaleden hâli olmadıkların bildirüp yedinde olan berât-ı cedîdi mûcibince zabt

ettirilmek bâbında emr-i şerîf ricâ etmeğin üzerinde ise berâtı mûcibince zabt

ettirilmek için hükm yazılmıştır. Fî evahîr-i B sene 105

102 numaralı Mühimme defteri Şaban 1102-Şaban 1103/Nisan 1691-Nisan

1692 arası tarihleri havi hükümlerden meydana gelmiş Edirne Rikab Şikayet’tir. Söz

konusu hüküm defterde 1105/1694 tarihini taşıyan tek hükümdür. Hükmün

yanlışlıkla kaydedildiğini belirten sehven ibaresinin bu nedenle kullanılmış olduğu

düşünülebilir. Ancak bu hüküm aynı tarihte 17 numaralı Şikayet defterine

kaydedilmiştir105. MD 102’de yer alan hükümle ŞKT 17’de yer alan hüküm birebir

aynıdır.

Şikayet defterlerinin ortaya çıkışlarına göre oldukça geç tarihli defterlerde

yapılan bu katip hataları Şikayet defterleri ve Mühimme defterleri ayrımının uzun bir

sürece yayılmış olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Şikayet defterlerinin ilk

örneklerinde bu kararsızlık hali daha fazla gözlenmektedir. Özellikle Mühimme ve

Şikayetler arasındaki ayrımın önemli göstergelerinden olan ceza hükümlerinin ilk

başlarda Şikayet defterlerinde de yer aldığı dikkat çekmektedir. Ancak kürek çekme

ve kalebendliğe dair cezalar Şikayet defterlerinde bulunmaz. Hapis hükümleri ise ilk

Şikayet defterlerinde görülmektedir106. Bazı hükümlerde ise suçlunun uyarılması

istenmiş ve yaptıklarına devam etmesi halinde hapsedilmesi emredilmiştir107. Bu tür

hükümler katip hataları olarak yorumlanabileceği gibi ceza hükümlerinin sadece

Mühimme defterlerinde yer alması kararının ilk örneklerinden daha sonraki bir

tarihte ortaya çıktığı şeklinde yorumlanabilir. Ayrıca idam cezalarına Şikayet

defterlerinde rastlanmamaktadır. Bu önemli cezanın defterlere kaydı ile ilgili en

105 ŞKT 17 s.66 h.315. Defterin bu kısımları Şikayet defteridir. Mühimme defteri olan kısım s.487’den itibaren başlamaktadır. 106 ŞKT 1 s.50 h.250, s.61 h.309, s.67 h.333; ŞKT 4 s.81 h.343, s.92 h.400. 107 ŞKT 4 s.87 h.377; Kayıt “..tenbih olunup mukayyed olunmaz ise kalede habs oluna deyu yazılmıştır” şeklindedir.

Page 119: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

108

başından bir hassasiyet gösterilmiş olmalıdır. Muhtemelen daha sonra diğer cezaların

da Mühimmelere kaydedilmesine karar verilmiştir. Öte yandan ilk dört Şikayet

defterinin, Şikayet defterlerinin genel özelliklerini tüm yönleriyle gösterdikleri pek

söylenemez. Şekil özellikleri bakımından Şikayet defteri 1 biraz daha farklıdır. Bu

defterde tarihler hüküm sonlarında onar günlük dilimler halinde verilen usulde

olabildiği gibi hüküm üstlerinde başlık halinde ve gün adı ile birlikte

bulunabilmektedirler. Ancak bu durum defterin taşıdığı tarihte Mühimme

defterlerinde görülen değişimle alakalı olmalıdır108. Şikayet defterlerinde görülen

kalıp cümleler ise ŞKT 4’ün ortalarından itibaren belirginleşmişlerdir109. Öte yandan

Feridun Emecen bu ilk dört defteri Mühimme defteri olarak tanımlamıştır110. Buna

neden olarak Şikayet defterleri serisinde yer alıp, “ahkâm-ı şikayet” başlığını taşıyan

ilk defterin ŞKT 5 olduğu ve bu ilk dört defterin tarihleme ve şekil özellikleri

açısından Mühimme defteri formunda oluşlarını göstermektedir.

Şikayet defterlerinin sadece şahsi meselelere dair konuları ihtiva ettiğini

kabul edersek ilk dört Şikayet defterinin, bulundukları tasnife uygun olduklarını

söylememiz gerekir. Ancak sadece buna dayanarak bir tasnifleme yapılabiliyor ise

içerisinde devlet idaresine dair talimat hükümlerinin (asker ve mühimmat sevki,

muhafaza, zahire nakli gibi) bulunmadığı MD 90 ve MD 91 de Şikayet defteri olarak

kabul edilmelidir. Başka bir ifade ile MD 90 ve MD 91 Mühimme defterleri ise dört

olmasa bile ilk iki Şikayet defterinin de Mühimme defteri olarak kabul edilmesi

gerekir. Öte yandan içerdikleri tarih111 Şikayet defterlerinin ortaya çıkış tarihi kabul

edilen 1059/1649’dan önceye denk geldiği için, MD 90 ve MD 91’in Şikayet

defterleri olduklarını belirtmek oldukça iddialı bir yaklaşım olacaktır. Şikayet

hükümlerinin, önceleri Mühimme defterlerinde yer alması bu konuda karışıklık

çıkmasına sebep olmaktadır112. Örneğin Mühimmeler ve Şikayetlerin ayrılmalarının

108 Aynı durum tarihleme usulündeki bu değişimin yaşandığı MD 89, MD 90 ve MD 91’de de görülmektedir. 109 Bu duruma tarih olarak 1080/1669 yılı verilebilir. 110 Emecen, a.g.m., s.127-128. 111 1056/1646. 112 Savaşla ilgili birçok emrin yer aldığı Ordu mühimmeleri dışındaki Mühimme defterlerinde yer alan şikayet hükümleri çok geniş yer kaplamaktadırlar. MD 84’de yer alan hükümlerin 26’sı devlet idaresine dair talimat hükmü iken 86 hüküm şikayet konularına dairdir (Durmuş Kandıra, “84

Page 120: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

109

hemen öncesinde bulunan MD 89’da birçok şikayet hükmü vardır. Ancak defter iyi

incelendiği taktirde kale muhafazasından kale tamiratına kadar reayadan birinin

talebini içeremeyen hükümlerin mevcudiyeti görülür. Ancak ilk dört Şikayet

defterinde, diğer Şikayet defterlerinde olduğu gibi, bu tür hükümler

bulunmamaktadır. Şikayet hükümlerinin Mühimme defterlerinden ayrılması

bürokratik bir gelişmenin ürünüdür. Bundan sonra Mühimme defterlerinde yer alan

hükümler daha spesifik bir görüntü sergilemektedirler.

Şikayet defterlerinin ortaya çıkışları ile birlikte Mühimme defterlerinin

hacimlerinde daralma söz konusu olmuştur. Mühimme defterlerinde geniş yer

kaplayan şikayet hükümlerinin bu defterlerden ayrılarak ayrı bir defter serisi haline

gelmeleri buna sebep olarak gösterilebilir. Şikayet defterleri ise genellikle hacimli

defterlerdir113. Örneğin Edirne tertip edilmiş MD 98 toplamda 296 sayfadır114. Yine

Edirne’de tertip edilmiş ŞKT 12 ise 292 sayfadır115. Ancak MD 98 bir yıllık kayıtları,

ŞKT 12 ise beş aylık kayıtları ihtiva etmektedir. Defter hacimlerinde görülen bu

daralma maliye kalemlerinde de gözlenmektedir. Mali ahkamların XVII. yüzyılda

farklı kalemlere göre tertip edilmesi sonucu XVI. yüzyılda görülen hacimli defterler

ortadan kalkmışlardır116. Şikayet defterleri ise daha sonra vilayetlere göre

ayrılmışlardır. Şikayet defterlerinde yer alan birçok konunun teftiş edilme talebinden

sonra tekrar divanda görüşüldüğü düşünülürse bu defterlerin hacimli oluşları

anlaşılır. Bu defterlerde yer alan hükümler tekrar takip gerektirdiğinden böylesi bir

ayrıma ihtiyaç duyulmuş olmalıdır. Ayrıca mahallinde halledilmeyip merkeze iletilen

problemlerin çoğalmasıyla bürokratik işleri kolaylaştırmak adına böyle bir ayrım

yapılmış olabilir117. XVIII. ve XIX. yüzyıllarda ortaya çıkan Mühimme-i asâkir,

numaralı Mühimme Defteri (Tahlil-Metin)”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Ünivarsitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1995, giriş). 113 Şikayet hükümlerinin çokluğu, bu dönemde halkın merkezi idareye başvurma eğiliminin artması şeklinde yorumlanabilir (Emecen, a.g.m., s.132). 114 Defterde son 24 sayfa boştur. 115 Her iki defterde ana türdür. 116 Günalan, a.g.t., s.105. 117 Emecen, a.g.m., s.125.

Page 121: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

110

Mühimme-i mektûme ve Mühimme-i Mısır defterleri de aynı ihtiyacın sonucu

olmalıdır118.

118 XVII. yüzyılın sonuna doğru mevcut Kalebend defterleri ve XIX. yüzyılda bu defterlerden ayrılarak ayrı bir defter serisi olan Nefy ve Kısas defterleri ile Mühimme defterleri karşılaştırılma yapılması gereken bir konuyu teşkil etmektedirler.

Page 122: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

111

S O N U Ç

Osmanlı bürokrasisinde meydana gelen değişimleri Mühimme defterleri

üzerinden gösterme amacında olan bu çalışmada XVII. yy. Mühimme defterleri faklı

açılardan da ele alınmıştır.

Öncelikle kaynak olarak kullanılan bu defterleri doğru şekilde

değerlendirmek üzere muamele kayıtları üzerinde durulmuştur. Defterlerde değişik

şekillerde görülen muamele kayıtlarının işlevleri açıklanmaya çalışılmıştır. Bu

bağlamda buyruldu işaretleri ile “ba-hatt” ibaresi yanında yer alan isimler arasında

ilişki kurulmuş, fermanların teslim edildiği görevlilerin belirlenmesinde çavuşbaşının

rolüne dikkat çekilmiş ve müsvedde kayıtlarına değinilerek XVII. yüzyılın ilk

yarısına ait Mühimme defterlerinin müsvedde kayıtlardan meydana geldiği sonucuna

varılmıştır. Ayrıca Mühimme defterlerinin tertip edilmesinde kullanılan yöntemler

belirlenerek defterlerin XVII. yüzyılda geçirdiği değişimlere bir zemin aranmıştır.

Buna göre bir çok muamele kaydının ortadan kalması, tarihleme usullerindeki ve

hüküm formlarındaki görülen bir çok değişimin fermanların defterlere kaydı zamanı

ile alakalı bir farklılaşmanın ürünü olduğu tespit edilmiştir. Muamele kayıtlarının

ortadan kalkmaları değişiminden başka, bazı yeni kayıtlar defterlerde görülmeye

başlanmıştır. Bu kayıtların başında defterleri tanımlama görevi gören başlık notları

gelmektedir. Bu notlarda dönemin sadrazamının ve reisülküttabının adının dışında

“mühimme”, “şikayet” tabirleri bulunmaktadır. Bu tür yenilikler Osmanlı

bürokrasisinin ihtisaslaşmasına işaret etmektedir. Sözü edilmeye çalışılan bir diğer

konu ise değişimin yaşandığı XVII. yüzyılın ortası sonrası defterlerde görülen

düzenliliktir. Defterlerin metin kısımlarındaki düzelmelerin yanında tarihsel sırayla

ilgili erken dönemde görülen tüm karmaşıklığın sona erdiği görülmektedir.

Mühimme defterleriyle ilgili tespit edebildiğimiz en önemli verilerden biri

de Ordu mühimmelerinin, defterlerdeki kararların alınmasından sorumlu

sadrazam/serasker yanında hareket halinde olduğudur. Başka bir ifade ile Sadrazam

tarafından İstanbul’da tutulmaya başlanan defter burada bırakılıp sefere çıkıldığı

Page 123: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

112

takdirde ilk divanda yeni bir defter ortaya çıkmamış, İstanbul defteri sefere

götürülmüştür. Dolayısı ile bir Ordu mühimmesi başlı başına bu özelliği

göstermeyebilir. Bu defterlerdeki kararlardan genellikle sorumlu olan sadrazamın

İstanbul’da bulunduğu zamanda tertip edilen Asitane defterleri/cüzleri sadrazamın

sefere çıkması ile beraber ordu mühimmelerine dönüşmektedirler. İstanbul’da kalan

kaymakam ise kendisine yeni bir defter/cüz açmakta ve sadrazam döndüğü anda

görevi sonlandığından rikab defterleri sona ermektedir. Buradan çıkan sonuç bir

defterin yıl ortasından başlıyor olması o defterin ilk aylarının kaybına işaret

etmediğidir. Hatta bu durum meydana gelen bir yeniliği haber veriyor olabilir. Yine

bir defterin yıl ortasında sonlanması da benzer bir yaklaşım söz konusu

gözetilmelidir. Ayrıca defterlerin yeni sadrazamla birlikte başlaması ve yahut sefer

sonucu ortaya çıkması defterdeki muamele kayıtlarında farklılıklar yaratmaktadır.

Son olarak bugüne kadar üzerinde çok az durulan Şikayet defterlerine

değinilmiştir. Bu defterlerin ihtiva ettiği konuların bazıları yapılan araştırmalarda

ifade edilmiş ve bunlar kabul görmüştür. Ancak bazı Şikayet hükümlerinin

Mühimme defterlerinde yer almaya devam etmesi bir problem olarak karşımıza

çıkmaktadır. Bu iki defter türünün şekil özelliklerinin de çoğunlukla aynı olması

sözü edilen problemin büyümesine neden olmuştur. Bu tez dahilinde Şikayet

defterleri ile Mühimme defterleri arasındaki farklar üzerinde durulmuştur. Öncelikle

defterlerde yer alan hüküm muhtevalarında bariz ayrımlar görülmektedir. Devlet

idaresine bağlı konular Mühimme defterlerinde yer almaktadır. Şikayet defterlerinde

ise şahsi meselelere ait hükümler bulunmaktadır. Her iki defter türünde yer alabilen

şikayet konularında bazı kıstasların olduğu tespit edilmiştir. Bu kıstaslardan en elde

tutulanı, konusu şikayet dahi olsa ceza kararı ile neticelenen hükümlerin Mühimme

defterlerine kaydedilmesidir.

Tablo 1’de kronolojik olarak tüm XVII. yy. Mühimme defterlerinin listesi

verilmiştir. Mühimme tasnifinde yer alıp aslında farklı bir defter türünü temsil eden

defterler açıklamaları ile birlikte bu tabloda yer almışlardır. Defterlerin türlere göre

ayrımının yapılması eldeki veriler dahilinde Tablo 2’de uygulanmıştır. Bu tabloda bir

Mühimme defterinin kapsadığı ayları ve eğer ordu kayıtlarını havi ise defterin seyrini

Page 124: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

113

izlemek mümkündür ve Tablo 1’de görülen bir çok tarih çakışmasının nedeni

açıklanmaya çalışılmıştır. Gerçi bir yıla ait kayıtlar farklı farklı defterlere dağılmış

olabilir. Defter türleri ise birbirlerini çoğunlukla takip etmektedir. Örneğin Ordu

mühimmesinin ortaya çıkmasıyla, yeni başlayan bir diğer defter türü Rikab

mühimmesidir. Bu durum özellikle XVII. yüzyılın sonlarına doğru görülemeye

başlanan Edirne Rikab mühimmeleri ile belirginleşmektedir. Ordu’nun İstanbul’dan

ayrılmasından itibaren görülen İstanbul Rikablara paralel olarak ordunun Edirne’den

ayrılmasının hemen ardından Edirne Rikablar ortaya çıkmışdır. Böylece iki tür Rikab

mühimmesi mevcut olmuştur. Ordunun seferden Edirne’ye dönüşü itibariyle Edirne

Rikab mühimmeleri sona ermiş, ancak İstanbul Rikablar, asıl görevliler buraya

dönünceye kadar tutulmaya devam etmişlerdir. Tüm bu sayılanlar devlet idari işleyişi

ile divan kalemlerinin dolayısıyla bürokratik işlemlerin alakalarının derecesini

göstermektedir.

Görüldüğü üzere Mühimme defterleri, divan kalemlerinin işleyişi ve defter

tertip etmedeki tutumlarını gözler önüne sermektedirler. Osmanlı bürokrasisinde yer

alan görevlilerin, XVII. yüzyılda uzmanlaşma yolunda attığı adımlar bu defterler

üzerinden takip edilebilmektedir.

Page 125: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

114

BİBLİYOGRAFYA

1. ARŞİV KAYNAKLARI

1.1. A. DVN

4/35, 9/38, 9/44, 9/46, 9/58, 9/64, 9/75, 9/82, 9/84, 9/86, 9/96, 11/33, 11/50, 11/53,

11/53a, 11/60, 26/42, 27/60, 27/95, 28/87, 29/18, 29/31, 30/80

1.2. A. DVN. d

796

1.3. A. DVN. MHM

932, 933, 934, 935, 936, 937, 938, 939, 940, 941, 942, 943, 944, 945, 946, 947, 948,

949

1.4. A. DVN. ŞKT

978, 979, 980, 981, 982, 983, 984

1.5. A.E.

IV. Murad 448

1.6. A.RSK

1517

1.7. D.BŞM

151

1.8. KK

70, 71, 157, 179, 208, 212, 213, 258, 259, 260

1.9. MAD

Page 126: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

115

2810, 2825, 2910, 2915, 2931, 3774, 6269, 6415, 9871, 9873

1.10. MD

5, 11, 19, 42, 62, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92,

93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111,

180, 264, Eb 387 (Dresden)

1.11. MDZ

7, 8, 9, 10, 11, 16

1.12. ŞKT

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 9, 10, 12, 14, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 29, 30, 31,

172, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 187, 201, 207, 208, 209, 210, 211, 212,

213, 187, 209, 372, 796, Eb 372 (Dresden)

1.13. Yayımlanmış Mühimme Defterleri

Topkapı Sarayı Arşivi H. 951-952 Tarihli E-12321 Numaralı Mühimme Defteri,

yay. H. Sahillioğlu, İstanbul 2002.

82 Numaralı Mühimme Defteri 1026-1027/1616-1617, Özet, Transkripsiyon,

İndeks ve Tıpkıbasım, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı

Arşivi Daire Başkanlığı, Ankara 2000.

83 Numaralı Mühimme Defteri 1036-1037/1626-1628, Özet, Transkripsiyon,

İndeks ve Tıpkıbasım, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı

Arşivi Daire Başkanlığı, Ankara 2001.

85 Numaralı Mühimme Defteri 1040-1041/1630-1631, Tıpkıbasım, Başbakanlık

Osmanlı Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Ankara 2001.

Page 127: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

116

85 Numaralı Mühimme Defteri 1040-1041/1630-1631, Özet, Transkripsiyon,

İndeks, Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire

Başkanlığı, Ankara 2002.

Mühimme Defteri 90, haz. Nezihi Aykut v.d., İstanbul 1993.

2. KAYNAK ESERLER

Ahmet Resmi Efendi, Sefinetü’r-Rüesâ, İstanbul 1269.

Defterdar Sarı Mehmed Paşa Zübde-i Vekayiât, Tahlil ve Metin (1066-

1116/1656-1704), haz. Abdülkadir Özcan, Ankara 1995.

‘Îsâ-zâde Târîhi (Metin ve Tahlîl), haz. Ziya Yılmazer, İstanbul 1996.

Katib Çelebi, Fezleke, Âtıf Efendi Kütüphanesi, no. 1914.

Mustafa Naima, Ravzatü'l-Hüseyn fî Hulâsati Ahbâri'l-Hafikeyn, I-VI, İstanbul

1281-1283.

İbrahim Hakkı Çuhadar, Mustafa Sâfî’nin Zübdetü’t-Tevârîh’i, c.II, Ankara

2003.

“Tevkiî Abdurrahman Paşa Kanunnâmesi”, MTM, III/1, İstanbul 1331, s. 497-544.

Topçular Kâtibi ‘Abdülkādir (Kadrî) Efendi Tarihi (Metin ve Tahlîl), haz. Ziya

Yılmazer, Ankara 2003.

3. ARAŞTIRMA VE İNCELEMELER

Ahıshalı, R. Osmanlı Devlet Teşkilatında Reisülküttablık (XVIII.

yy), İstanbul 2001.

Page 128: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

117

Ak M. “Lala Mehmed Paşa”, DİA, XXVII, Ankara 2003, s.71-73.

Akdağ, M. Türkiye’nin İktisadî ve İctimaî Tarihi (1459-1559),

İstanbul 1974.

Akgündüz, A.-Halil, C. Türk-İslam Hukuk Tarihi, I, İstanbul 1990.

Aydın B. Osmanlı Bürokrasisinde Divan-ı Hümayun Defter

Formlarının Ortaya Çıkışı ve Gelişimi, XV-XVI.

Yüzyıl, yayımlanmamış doktora tezi, Marmara

Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul

2003.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, 2. bs., İstanbul 2000.

Belgelerle Arşivcilik Tarihimiz(Osmanlı Dönemi) I, Ankara 2000.

Berindei, M.-

Veinstein, G. L’Empire Ottoman et les pays Roumains 1544-1545,

Étude et Documents, Paris 1987.

Beydilli, K. “Das Osmanische Registerbuch der Beschwerden (Şikayet

Defteri) vom Jahre 1675”, Kitap tanıtımı, TED, 13,

İstanbul 1983-1987, s.605-611.

Danişmend, İ. H. İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c.V, İstanbul 1971.

David, G. “The Mühimme Defteri as a Source for Otoman-Habsburg

Rivalry in the Sixteenth Century”, AO, 20, 2002, s. 167-

209.

Elezovic, G. Iz Carigradskih Turskih Arhiva Mühimme Defteri,

Beograd 1951.

Emecen, F. “Ali’nin Ayn’ı: XVII. yüzyıl başlarında Osmanlı

Bürokrasisinde Katib Rumuzları”, TD, sayı 35, 1984, s.

131-149.

_________ “Sefere Götürülen Defterlerin Defteri”, TD Bekir

Kütükoğlu Armağanı, 1991, s. 241-268.

_________ “Taşra Bürokrasisinin Kaynakları Şahzade Divânı

Defterleri, Tarih Boyunca Türk Tarihinin Kaynakları

Semineri 6-7- Haziran 1996, Bildiriler, İstanbul 1997,

s.91-100.

Page 129: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

118

_________ “Osmanlı Divanının Ana Defter Serileri: Ahkam-ı Miri,

Ahkam-ı Kuyud-ı Mühimme ve Ahkam-ı Şikayet”,

TALİD, III/5, 2005, s.107-139.

Faroqhi, S. “Mühimme Defterleri”, EI2, VII, Leiden 1993, s. 470-472.

Gökbilgin, T. Osmanlı Paleografya ve Diplomatik İlmi: Osmanlı

İmparatorluğu Medeniyet Tarihi Çerçevesinde, İstanbul

1979.

Göyünç, N. XVI. Yüzyılda Ruûs ve Önemi, TD, XVII/22, İstanbul

1968, s.17-34.

_________ “Das Osmanische Registerbuch der Beschwerden (Şikayet

Defteri) vom Jahre 1675”, Kitap tanıtımı, OA, V, İstanbul

1986, s.273-274.

_________ “Tarih Başlıklı Muhasebe Defterleri”, OA, X, İstanbul

1990, s. 1-37.

Günalan, R. XVI. Yüzyılda Bâb-ı Defterî Teşkilatı ve Maliye

Ahkâm Defterleri, yayınlanmamış doktora tezi, Marmara

Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul

2005.

Halaçoğlu, Y. “Osmanlı İmparatorluğu’nda Menzil Teşkilatı Hakkında

Bazı Mülahazalar”, OA, 2, 1981, s. 123-132.

Heyd, U. Ottoman Documents on Palestine 1552-1615: A Study

of the Firman According to the Mühimme Defteri,

Oxford 1960.

İnalcık, H. “Reisül-küttab”, İA, IX, İstanbul 1964, s. 671-683.

_________ “Şikayet Hakkı: Arz-ı hal ve Arz-ı Mahzarlar”, OA, 7-8,

1988, s. 33-54.

Kandıra, D. 84 numaralı Mühimme Defteri (Tahlil-Metin),

yayımlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1995.

Kütükoğlu, M. “Mühimme Defterlerindeki Muamele Kayıtları Üzerine”,

Tarih boyunca Paleografya ve Diplomatik İlmi

Page 130: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

119

Semineri: 30 Nisan-2 Mayıs 1986, Bildiriler, İstanbul

1988, s. 95-106.

_________ “Buyruldu”, DİA, VI, İstanbul 1992, s. 478-480.

_________ Osmanlı Belgelerinin Dili, İstanbul 1994.

Majer, H. G. Das Osmanische Registerbuch der Beschwerden

(Şikayet Defteri) vom Jahre 1675, Wien 1984.

Mumcu, A. Hukuksal ve Siyasal Karar Organı Olarak Divan-ı

Hümayun, Ankara 1976.

Oğuzoğlu, Y. “Osmanlı Devletinde Taşra İle Merkez Arasındaki

Bürokratik İşleyiş Hakkında Bazı Bilgiler (XVII. ve

XVIII. yüzyıllar)”, Osmanlı-Türk Diplomatiği Semineri,

Bildiriler, 30-31 Mayıs 1994, İstanbul 1995, s. 31-42.

Ortaylı, İ. Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devletinde

Kadı, Ankara 1994.

Peachy, W.S. “Registers of Copies or Collection of Drafts? The Case of

Four Mühime Defteri from the Archives of the Prime

Ministry in İstanbul”, TSAB, X/2, 1986, s. 79-85.

Reychman, J.-

A. Zajaczkowski, Osmanlı-Türk Diplomatikası El Kitabı, İstanbul 1993.

Römer, C. “An Unknown 16th Century Mühimme Defteri at the

Austrian National Library”, CIEPO XIV, Bildiriler, 18-22

Eylül 2000, Ankara 2004, s. 639-654.

Sawai, K. “Issues on the Contents of the Mühimme Defteri in the

Başbakanlık Osmanlı Arşivi in the Republic of Turkey:

Focusing on Registers Belonging to the Late 16th

Century”, Orient, 49/1, 2006, s. 165-184 (Japonca).

Sertoğlu, M. Muhteva Bakımından Başvekâlet Arşivi, Ankara 1955.

_________ Osmanlı Tarih Lûgatı, İstanbul 1986.

Şahin İ.-F. Emecen II. Bayezid Dönemine Ait 906/1501 Tarihli Ahkâm

Defteri, İstanbul 1994.

Şahin D. “8 numaralı Mühimme Zeyline Göre (h. 481-1121)

XVII. yüzyılda Anadolu’da Celali Hareketleri”,

Page 131: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

120

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2003.

Şahin M. “Kuyucu Murat Paşa’nın Celali Defteri Mühimmesi (h.

1-480)”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2002.

Temelkuran, T. “Divan-ı Hümayun Mühimme Kalemi”, TED, VI, İstanbul

1975, s. 129-169.

Theunissen, H. “Ottoman-Venetian Diplomatics: The Ahd-names. The

Historical Background and the Development of a Category

of Political-Commercial Instruments together with an

Annotated Edition of a Corpus of Relevant Documents”,

EJOS, I/2, 1998, s. 1-698.

http://www.2.let.uu.nl/Solis/anpt/ejos/pdf/VG13.pdf

(Erişim tarihi 23 Haziran 2007)

Uluskan, M. Divan-ı Hümayun Çavuşları, Yayımlanmamış Doktora

Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları

Enstitüsü, İstanbul 2004.

Uzunçarşılı, İ.H. “Tuğra ve Pençeler ile Ferman ve Buyruldulara Dair”,

Belleten, V/17-18, 1941, s. 101-157.

_________ “Buyruldu”, Belleten, V/19, 1941, s. 289-318.

_________ Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, 2. bs.,

Ankara 1984.

_________ Osmanlı Tarihi, c. III, 2. kısım, Ankara 1954.

_________ Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, Ankara 1965.

Veinstein, G. “Ahkām Qa’idi Ordres Origianux et Mühimme Defteri”,

Mélanges Offerts à Louis Bazin par ses disciples,

collègues et amis, Varia Turcica XIX, ed. Jean-Louis

Bacqué-Grammont, Paris 1992, s.257-274.

Page 132: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

121

E K L E R

Tablo I: XVII. yy. Mühimme Defterlerinin Kronolojik Listesi

Açıklamalar:

• Tabloda sadece Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan Mühimme

defterleri yer almaktadır. • Tablonun başlangıcını teşkil eden 1008/1600 ve sonunu teşkil eden

1111/1699 yılları XVII. yy. kapsamındadır.

• Turuncu renkli defterler Mühimme tasnifinde yer alıp aslında

Şikayet defterleri olanlardır.

• Bab-ı Âsafi kataloğunda 1095/1683 olarak tarihlenmiş

A.DVN.MHM 943 aslında 995/1587 tarihli bir Mühimme defteri

parçasıdır. • Defter karşılığı olmayan yıllar boş bırakılmıştır. Bu kısımlardan

1029-1035/1619-1625, 1057-1072/1647-1661, 1077-1088/1666-

1677 tarihli olanlar uzun yıl aralıkları ile dikkat çekmektedirler.

1029-1032/1619-1622 yılları arasında sadece 1030/1620 yılında

Hotin seferi olup diğer yıllarda padişah ve sadrazam İstanbul’da

bulunmuşlardır. Ancak bu yıllardan 1031/1621, aralarında II.

Osman’ın katli gibi olayların yaşandığı kargaşa dolu bir yılı temsil

etmektedir. Bu kargaşanın uzantıları 1032/1622’de IV. Murat’ın

padişah olmasına kadar devam etmiştir. 1033-1035/1623-1625

yılları arası ise Safevi devleti ile savaşların gündemde olduğu bir

dönemdir. 1057-1072/1647-1661 yıllarını havi ikinci kayıp

Page 133: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

122

dönemden 1057-1066/1647-1655 yılları arası yine padişahın ve

sadrazamın İstanbul’da bulunduğu zamana denk gelmektedir.

Geriye kalan yıllar ise Avusturya, Venedik gibi dış güçlerle ve iç

isyanlarla mücadele dönemleridir. Son olarak 1077-1088/1666-1677

tarihlerini kapsayan dönemde iki büyük sefer meydana gelmiştir.

1077-1080/1666-1669 yılları Girit seferi, 1083-1088/1672-1677

yılları ise Lehistan seferlerinin gerçekleştiği tarihlerdir. Dolayısıyla

bu döneme ait kaybolmuş olması muhtemel Mühimme defterleri

Rikab ve Ordu mühimmeleri olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Bu

olasılığı sözü edilen diğer dönemler için de kabul ettiğimizde

Mühimme defterlerinin kaybı konusundaki oranın ciddi boyutta

olduğu görülmektedir.

Page 134: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Yıl Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1008

1009

1010 KK 70 KK 70 KK 70 KK 70 KK 70 KK 70 KK 70 KK 70 KK 70

1011 KK 70 KK 70

KK 70 ADVN.

MHM 935

KK 70 A.DVN.MHM 935 KK 70 KK 70 MD 75

1012 MD 75 MD 75

1013KK 70 MDZ 7

KK 70 MD 75 MDZ 7

KK 70 MD 75

KK 70 MDZ 7

KK 70 MD 75

KK 70 MD 75

KK 70 MD 75

KK 70 MD 75 MD 77

KK 70 MD 75 MD 77

MD 75 MD 77 MD 76

KK 70 MD 75 MD 77

1014 MD 77 MD 77 MD 77 MD 77 MD 77 MD 77 MD 77 MD 77 MD 77 MD 77

1015

1016 MDZ 8 MDZ 8MD 76 MDZ 8

MD 76 MDZ 8

MD 76 MDZ 8

MD 76 MDZ 8

MD 76 MDZ 8

MD 76 MDZ 8 A.DVN.

MHM 936

MD 76 MDZ 8 A.DVN.

MHM 936MD 76 MDZ 8

MD 76 MDZ 8

123

Page 135: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Yıl Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z

1017

MD 76 MDZ 8 MD 81

MDZ 8 MD 81 MD 81 KK 71 KK 71 KK 71

KK 71 A.DVN.

MHM 937

KK 71 MD 78 A.DVN. MHM 937

1018KK 71 MD 78 MD 78 MD 78 MD 78 MD 78 MD 78 MD 78 MD 78 MD 78 MD 78

MD 78 MD 79 MD 79

1019 MD 79 MD 79 MD 79 MD 79 MD 79 MD 79 MD 79 MD 79 MD 79 MD 79 MD 79 MD 79

1020 MD 79A.DVN.

MHM 938A.DVN.

MHM 938A.DVN.

MHM 938A.DVN.

MHM 938A.DVN.

MHM 938A.DVN.

MHM 938A.DVN.

MHM 938A.DVN.

MHM 938

1021

1022 MD 78 MD 78 MD 78 KK 71 KK 71 KK 71

MD 81 KK 71 MD 80

MD 81 KK 71 MD 80

MD 81 MD 80 MD 80 MD 80 MD 80

1023 MD 80

MD 80 A.DVN.

MHM 939

A.DVN. MHM 939 A.DVN.

MHM 940 A.DVN.

MHM 941

A.DVN. MHM 940

A.DVN. MHM 940 MD 80 MD 80 MD 80

124

Page 136: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Yıl Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z

1024 MD 80

MD 80 A.DVN.

MHM 940

KK 71 MD 80

A.DVN. MHM 940

MD 81 KK 71 MD 80

A.DVN. MHM 940

MD 81 KK 71 KK 71

MD 81 KK 71

MD 81 KK 71

MD 81 KK 71

MD 81 KK 71

MD 81 KK 71

MD 81 KK 71

1025 MD 81 MD 81 MD 81 MD 81 MD 81 MD 81 MD 81 MD 81 MD 81 MD 81

1026 MD 82 MD 82 MD 82 MD 82 MD 82

1027 MD 82 MD 82KK 71 MD 82

KK 71 MD 82

KK 71 MD 82

KK 71 MD 82 MD 82 MD 82 MD 82 MD 82

1028 KK 71 KK 71 KK 71

1029

1030

1031

1032

1033

1034

125

Page 137: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Yıl Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1035

1036 MD 83 MD 83 MD 83 MD 83

1037 MD 83 MD 83 MD 83 MD 83 MD 83

1038 MD 84 MD 84 MD 84 MD 84 MD 84

1039 MD 84 MD 84 MD 84 MD 84 MD 84 MD 84

1040 MD 85 MD 85MD 84 MD 85 MD 85 MD 85 MD 85 MD 85 MD 85 MD 85 MD 85

1041 MD 85

1042

1043A.DVN.

MHM 942A.DVN.

MHM 942

1044 MDZ 9 MDZ 9 MDZ 9 MDZ 9 MDZ 9 MDZ 9 MDZ 9 MDZ 9

1045

1046 MD 86 MD 86 MD 86 MD 86 MD 86 MD 86MD 86 MD 87

MD 86 MD 87

MD 86 MD 87

MD 87 MD 88 MD 87

MD 87 MD 88

126

Page 138: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Yıl Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z

1047MD 87 MD 88

MD 87 MD 88

MD 87 MD 88

MD 87 MD 88

MD 87 MD 88

MD 87 MD 88

MD 87 MD 88

MD 87 MD 88

MD 87 MD 88

MD 87 MD 88

MD 87 MD 88

MD 87 MD 88

1048MD 87 MD 88

1049

1050

1051

1052 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89

1053 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89 MD 89

1054 MDZ 10 MDZ 10 MDZ 10 MDZ 10 MDZ 10 MDZ 10 MDZ 10 MDZ 10 MDZ 10 MDZ 10 MDZ 10 MDZ 10

1055

1056MD 90 MD 91

MD 90 MD 91

MD 90 MD 91

MD 90 MD 91

MD 90 MD 91

MD 90 MD 91

MD 90 MD 91

MD 90 MD 91

MD 90 MD 91

MD 90 MD 91

MD 90 MD 91

MD 90 MD 91

1057

1058

1059

127

Page 139: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Yıl Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1060

1061

1062

1063

1064

1065

1066

1067 MD 92 MD 92 MD 92 MD 92 MD 92

1068 MD 92 MD 92 MD 92 MD 92 MD 92 MD 92 MD 92

1069 MD 92 MD 93 MD 93 MD 93

1070 MD 93 MD 93 MD 93 MD 93 MD 93 MD 93 MD 93 MD 93 MD 93 MD 93 MD 93 MD 93

1071 MD 93 MD 93

1072

1073 MD 94 MD 94 MD 94 MD 94 MD 94

128

Page 140: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Yıl Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1074 MD 94 MD 94 MD 94 MD 94 MD 94 MD 94 MD 94 MD 94 MD 94 MD 94 MD 94 MD 94

1075MD 94 MD 95

MD 94 MD 95

MD 94 MD 95

MD 94 MD 95

MD 94 MD 95

MD 94 MD 95 MD 95

MD 94 MD 95

MD 94 MD 95

MD 94 MD 95

MD 94 MD 95

MD 94 MD 95

1076MD 94 MD 95

MD 94 MD 95

MD 94 MD 95

1077 MD 264

1078 MD 264 MD 264 MD 264 MD 264 MD 264 MD 264 MD 264 MD 264

1079

1080

1081 MD 264

1082

1083

1084

1085

1086

129

Page 141: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Yıl Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1087

1088

1089 MD 96 MD 96 MD 96 MD 96 MD 96 MD 96 MD 96 MD 96 MD 96 MD 96

1090 MD 96 MD 96 MD 96 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97

1091 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97

1092 MD 97 MD 97 MD 97 MD 97

1093

1094

1095 MD 180 MD 180 MD 180

A.DVN. MHM 943

MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180

1096 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180 MD 180

1097A.DVN.

MHM 944A.DVN.

MHM 944 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10

130

Page 142: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Yıl Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z

1098 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10 ŞKT 10ŞKT 10 MD 264

1099 MDZ 16 MDZ 16

1100 MD 98 MD 98

MDZ 16MD 98

MDZ 16MD 98

MDZ 16MD 98

MDZ 16MD 98

MDZ 16MD 98

MDZ 16

MD 98 MDZ 16 MD 264

MD 98 MDZ 16 MD 264

MD 98 MDZ 16 MD 264

MD 98 MDZ 16 MD 264

MD 98 MDZ 16 MD 264

1101

MD 98 MD 99

MDZ 16 MD 99

MDZ 16MD 99

MDZ 16MD 99

MDZ 16MD 99

MDZ 16 MD 99 MD 99MD 99

MD 100 MD 100 MD 100 MD 100 MD 100

1102 MD 100 MD 100 MD 100 MD 100 MD 100MD 100 MD 101 MD 101

MD 101 MD 102

MD 101 MD 102 MD 103

MD 101 MD 102

MD 101 MD 102

MD 101 MD 102

1103MD 101 MD 102 MD 102 MD 102

MD 102 MD 103

MD 102 MD 103

MD 102 MD 103 MD 103

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

1104MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104

MD 103 MD 104 MD 103

1105 MD 103 MD 103 MD 103 MD 103 MD 103 MD 103MD 103 MD 105 MD 103 MD 103

MD 103 MD 105

MD 103 ŞKT 17

MD 103 ŞKT 17

131

Page 143: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Yıl Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z

1106MD 103 ŞKT 17

MD 103 ŞKT 17

MD 103 MD 105 ŞKT 17

MD 103 MD 105 ŞKT 17 MD 264

MD 103 MD 105 MD 264

MD 103 MD 105

MD 103 MD 105

MD 103 MD 105 MD 106

MD 103 MD 105 MD 106 A.DVN.

MHM 945

MD 103 MD 106 A.DVN.

MHM 945 A.DVN.

MHM 946

MD 103 MD 106 MD 107

MD 103 MD 106 MD 107

1107

MD 103 MD 106 MD 107

MD 103 MD 106 MD 107

MD 103 MD 106 MD 107

MD 103 MD 106

MD 106 MD 108

MD 108 MDZ 11 MD 108 MD 108

MD 108 A.DVN.

MHM 947 A.DVN.

MHM 948

MD 108 A.DVN.

MHM 947 A.DVN.

MHM 948 MDZ 11

MD 108 MDZ 11

MD 108 MDZ 11

1108

MD 108 A.DVN. MHM 948

MDZ 11

MD 108 A.DVN.

MHM 948 MDZ 11

MD 108 A.DVN.

MHM 948 MDZ 11

MD 108 A.DVN. MHM 948

MDZ 11A.DVN.

MHM 948

A.DVN. MHM 948 MDZ 11

A.DVN. MHM 948

A.DVN. MHM 948

A.DVN. MHM 948

A.DVN. MHM 948

A.DVN. MHM 948 MD 109 MD 110

A.DVN. MHM 948 MD 109 MD 110

132

Page 144: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Yıl Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z

1109

A.DVN. MHM 948

MD 109 MD 110

MD 109 MD 110

MD 109 MD 110

MD 109 MD 110

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949

1110

MD 110 A.DVN. MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949 ŞKT 30

MD 110 A.DVN.

MHM 949 ŞKT 30

MD 110 A.DVN. MHM 949

ŞKT 30

MD 110 A.DVN.

MHM 949 ŞKT 30

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949

MD 110 A.DVN.

MHM 949 MD 111

MD 110 A.DVN.

MHM 949 MD 111

1111

A.DVN. MHM 949

MD 111

A.DVN. MHM 949 MD 111

A.DVN. MHM 949 MD 111 MD 111 MD 111 MD 111 MD 111 MD 111 MD 111 MD 111 MD 111 MD 111

133

Page 145: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

134

Tablo II: Tür Özelliklerine Göre XVII. yy. Mühimme Defterleri

Listesi

Açıklamalar:

• Defter türleri şu şekildedir: Asitane: İstanbul kayıtları,

Ordu: Sefer esnasında tertip olunan kayıtlar, Rikab: Vekil idaresinde alınan kararlar. İkiye ayrılır;

1) İstanbul Rikab

2) Edirne Rikab

• Renklerin kullanımı: Kırmızı renk: Rikab olsun ya da olmasın İstanbul kayıtlarıdır.

Mavi renk: Edirne Rikab kayıtlarıdır.

Yeşil renk: İki şekilde kullanılmıştır;

1) Ordu: Sefer esnasındaki kayıtları göstermektedirler.

2) Edirne: Sefer mahalline yakın olmak üzere ordunun Edirne

kışladığı zamanki kayıtlardır. Bu defterler Rikab niteliğinde

olmayıp “ana tür” defterlerdir.

Turuncu dolgu: İlk konağı temsil etmektedirler. (1046-1047/1636-

1637 yılları hariç)

• Konaklar belirtilirken sefere çıkılan ilk ay esas alınmıştır. Ordunun

hareket halinde olması sebebiyle sonraki menzil adları verilmemiş

ve sadece “ordu” denmiştir. İlk konaklar çoğunlukla bir ayı

tamamıyla içermezler. Ancak burada, ilk hareketin ağırlık noktasını

oluşturan ay turuncu dolgu içinde gösterilmiştir.

• Bazı defterler içinde yer alan aylarda sadece bir gün mevcuttur.

Örneğin A.DVN.MHM 940 içinde 1023/1614 yılı Rebiülevvel ayı

Page 146: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

135

sadece son günü ve 1024/1615 yılı Rebiülevvel ayının sadece

üçüncü günü mevcuttur.

• Birbirleriyle tarih bakımından çakışan defterlerin bir kısmına tezin

ikinci bölümde değinilmiştir.

• 1106/1694 yılına ait Edirne Rikab kayıtları MD 264 ve ŞKT 17’de

yer almaktadır. Her iki defterde Rebiülahir ayı çakışıyor

gözükmektedir. Esasen ŞKT 17 evasıt-ı Rebiülahirde sonlanmakta

ve MD 264 evahir-i Rebiülahirde başlamaktadır. Aynı durum MD

98-MD 99, MD 99-MD 100, MD 100-MD 101, MD 106-MD 108,

1108/1697 tarihi için MD 264-MD 110 arasında da söz konusudur.

• MD 264’te Cemaziyelevvel ayının 1106/Aralık 1694 Edirne Rikab

iken MD 105’te Edirne ana defter olarak görülmektedir. Böylesi bir

durum tabi ki imkansızdır. Ancak aslında Cemaziyelevvel ayının ilk

on günlük dilimine ait kayıtlar MD 264’te ve sonraki günleri MD

105’te yer almaktadır. Benzer durumlar MD 103-MD 106 ve

A.DVN.MHM 949-MD 111 arasında mevcuttur.

• Defterlerde bazen tek parça halinde defterin tarihinden farklı

kayıtlar yer almaktadır. Örneğin MD 102’de 1105 tarihinin

görüldüğü tek hüküm vardır. İptal edilmiş bu hüküm aslında şikayet

kaydıdır. Dolayısıyla MD 102 içinde gösterilmemiştir. Aynı

uygulama MDZ 9 s.7’de yer alan 1037/1626 tarihli hüküm, MD 85

s.1’de yer alan 1042/1632 tarihli ferman sureti; MD 91 s.52’de

mevcut 1057/1647 tarihli ferman sureti için de geçerli olmuştur.

• A.DVN.MHM 947’nin ilk sayfasında Zilkade 1107/Haziran 1696

tarihli bir hüküm vardır. Ancak bu hüküm aslında Ordunun

bulunduğu yerden İstanbul kaymakamına gönderilmiş emrin

suretidir (aynı hüküm MD 108 s.294’te yer almaktadır.) Dolayısıyla

bu ay deftere ait gösterilmemiştir. A.DVN.MHM 948 ile tarih olarak

çakıştığı görülen tek yapraklık parça aslında bu defterin ilk

sayfasıdır.

Page 147: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

136

• 100 numaralı Mühimme defteri içinde Şevval-Zilhicce

1101/Temmuz-Eylül 1690 ve Muharrem-Rebiülevvel 1102/Ekim-

Aralık 1690 tarihleri iki kere tekrar etmektedir. S.53-72 arasını

kapsayan cüzün Edirne Rikab mühimmesi olduğu düşünülse de

kesin bir yargıya varılmadığından bu tabloda yer verilmemiştir.

• MD 111’in sadece XVII. yy. ait kayıtları bu tabloda yer almıştır.

Page 148: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Defterler Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1010 1010 1010 1010 1010 1010 1010 1010 1010

KK 70 Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab1011 1011 1011 1011 1011 1011

Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab1013 1013 1013 1013 1013 1013 1013 1013 1013 1013

Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Asitane Asitane Asitane

1011 1011A.DVN.MHM 935 Rikab Rikab

1011MD 75 Asitane

1012 1012Asitane Asitane

1013 1013 1013 1013 1013 1013 1013 1013 1013Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Asitane Asitane Asitane Asitane

1013 1013 1013MDZ 7 Rikab Rikab Rikab

1013 1013 1013 1013MD 77 Asitane Asitane Asitane Halkalı

1014 1014 1014 1014 1014 1014 1014 1014 1014 1014Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu

1013MD 76 Asitane

1016 1016 1016 1016 1016 1016 1016 1016 1016Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1017Rikab

1016 1016 1016 1016 1016 1016MDZ 8 Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1016 1016 1016 1016 1016 1016 1016 1016Üsküdar Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu

1017 1017Ordu Ordu

1016 1016A.DVN.MHM 936 İznikmid İznikmid

137

Page 149: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Defterler Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1017 1017

A.DVN.MHM 937 Asitane Asitane

1017MD 78 Asitane

1018 1018 1018 1018 1018 1018 1018 1018 1018 1018 1018Asitane Asitane Üsküdar Üsküdar Üsküdar Üsküdar Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane

1022 1022 1022Asitane Asitane Asitane

1018 1018MD 79 Asitane Asitane

1019 1019 1019Rikab Rikab Rikab

1019 1019 1019 1019 1019 1019 1019 1019 1019 1019 1019 1019Asitane Üsküdar Üsküdar Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu

1020Ordu

1020 1020 1020 1020 1020 1020 1020 1020 1020A.DVN.MHM 938 Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1022 1022 1022 1022 1022 1022MD 80 Asitane Asitane Asitane Edirne Edirne Edirne

1023 1023 1023 1023 1023Çorlu Asitane Asitane Asitane Asitane

1024 1024 1024 1024Asitane Asitane Asitane Asitane

1023 1023A.DVN.MHM 939 Asitane Asitane

1023 1023 1023A.DVN.MHM 940 Asitane Asitane Asitane

1024 1024 1024Asitane Asitane Asitane

1023A.DVN.MHM 941 Asitane

138

Page 150: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Defterler Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1017 1017 1017 1017 1017

KK 71 Rikab Asitane Asitane Asitane Asitane1018

Asitane1022 1022 1022 1022 1022

Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane1024 1024 1024 1024 1024 1024 1024 1024 1024 1024

Asitane Üsküdar Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu1027 1027 1027 1027

Rikab Rikab Rikab Rikab1028 1028 1028

Rikab Rikab Rikab

1017 1017 1017MD 81 Rikab Rikab Rikab

1022 1022 1022Asitane Asitane Asitane

1024 1024 1024 1024 1024 1024 1024 1024Üsküdar Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu

1025 1025 1025 1025 1025 1025 1025 1025 1025 1025Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu

1026 1026 1026 1026 1026MD 82 Üsküdar Rikab Rikab Rikab Rikab

1027 1027 1027 1027 1027 1027 1027 1027 1027 1027Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1036 1036 1036 1036MD 83 Ordu Ordu Ordu Ordu

1037 1037 1037 1037 1037Ordu Asitane Ordu Ordu Ordu

1038 1038 1038 1038 1038MD 84 Asitane Asitane Üsküdar Ordu Ordu

1039 1039 1039 1039 1039 1039Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu

1040Ordu

1040 1040 1040 1040 1040 1040 1040 1040 1040 1040MD 85 Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1041Rikab

139

Page 151: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Defterler Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1043 1043

A.DVN.MHM 942 Ordu Ordu

1037MDZ 9 Rikab

1044 1044 1044 1044 1044 1044 1044 1044Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu

1046 1046 1046 1046 1046 1046 1046 1046 1046 1046 1046 1046MD 86 Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu OrduMD 87 Rikab Rikab Rikab/Asitane Üsküdar Ordu OrduMD 88 Rikab Rikab

1047 1047 1047 1047 1047 1047 1047 1047 1047 1047 1047 1047MD 87 Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu OrduMD 88 Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Üsküdar Ordu

1048MD 87 OrduMD 88 Ordu

1052 1052 1052 1052 1052 1052 1052 1052 1052 1052 1052 1052MD 89 Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane

1053 1053 1053 1053 1053 1053 1053 1053 1053 1053 1053 1053Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Rikab Rikab

1054 1054 1054 1054 1054 1054 1054 1054 1054 1054 1054 1054MDZ 10 Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane

1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056MD 90 Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane

1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056 1056MD 91 Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane

1073 1073 1073 1073 1073MD 94 Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1074 1074 1074 1074 1074 1074 1074 1074 1074 1074 1074 1074Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1075 1075 1075 1075 1075 1075 1075 1075 1075 1075 1075Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1076 1076 1076Rikab Rikab Rikab

140

Page 152: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Defterler Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1089 1089 1089 1089 1089 1089 1089 1089 1089 1089

MD 96 Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab1090 1090 1090

Rikab Rikab Rikab

1090 1090 1090 1090 1090 1090 1090 1090MD 97 Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu

1091 1091 1091 1091 1091 1091 1091 1091 1091 1091 1091Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu1092 1092 1092 1092Ordu Ordu Ordu Ordu

1095 1095 1095 1095 1095 1095 1095 1095 1095 1095 1095 1095MD 180 Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1096 1096 1096 1096 1096 1096 1096 1096 1096 1096 1096 1096Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1097 1097A.DVN.MHM 944 Edirne Edirne

1097 1097 1097 1097 1097 1097 1097ŞKT 10 Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu

1098 1098 1098 1098 1098 1098 1098 1098 1098 1098 1098 1098Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu

1099 1099MDZ 16 Rikab Rikab

1100 1100 1100 1100 1100 1100 1100 1100 1100 1100 1100Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1101 1101 1101 1101 1101Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1100 1100 1100 1100 1100 1100 1100 1100 1100 1100 1100 1100MD 98 Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu

1101Ordu

141

Page 153: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Defterler Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1098

MD 264 Ordu1100 1100 1100 1100 1100

Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab1106 1106

Rikab Rikab1108 1108Ordu Ordu

1109 1109 1109Edirne Edirne Ordu

1109Rikab

1101 1101 1101 1101 1101 1101 1101 1101MD 99 Ordu Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne

1101 1101 1101 1101 1101MD 100 Edirne Edirne Ordu Ordu Ordu

1102 1102 1102 1102 1102 1102Ordu Ordu Ordu Asitane Asitane Asitane

1102 1102 1102 1102 1102 1102 1102MD 101 Asitane Asitane Davutpaşa Ordu Ordu Ordu Ordu

1103Ordu

1102 1102 1102 1102 1102MD 102 Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1103 1103 1103 1103 1103 1103 1103 1103Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1102MD 103 Rikab

1103 1103 1103 1103 1103 1103 1103 1103 1103Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1104 1104 1104 1104 1104 1104 1104 1104 1104 1104 1104 1104Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1105 1105 1105 1105 1105 1105 1105 1105 1105 1105 1105 1105Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1106 1106 1106 1106 1106 1106 1106 1106 1106 1106 1106 1106Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1107 1107 1107 1107Rikab Rikab Rikab Rikab

142

Page 154: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Defterler Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1103 1103 1103 1103 1103

MD 104 Edirne Edirne Ordu Ordu Ordu1104 1104 1104 1104 1104 1104 1104 1104 1104 1104 1104Ordu Ordu Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Ordu Ordu

1105 1105MD 105 Edirne Edirne

1106 1106 1106 1106 1106 1106 1106Ordu Ordu Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne

1105 1105ŞKT 17 Rikab Rikab

1106 1106 1106 1106Rikab Rikab Rikab Rikab

1106 1106 1106 1106 1106MD 106 Edirne Edirne Ordu Ordu Ordu

1107 1107 1107 1107 1107Ordu Ordu Ordu Asitane Asitane

1106 1106A.DVN.MHM 945 Edirne Edirne

1106A.DVN.MHM 946 Edirne

1106 1106MD 107 Rikab Rikab

1107 1107 1107Rikab Rikab Rikab

1107 1107 1107 1107 1107 1107 1107 1107MD 108 Asitane Asitane Asitane Asitane Ordu Ordu Ordu Ordu

1108 1108 1108 1108Ordu Ordu Edrine Edirne

1107 1107Rikab Rikab????

A.DVN.MHM 947

1107 1107 1107 1107A.DVN.MHM 948 Rikab Rikab Rikab Rikab

1108 1108 1108 1108 1108 1108 1108 1108 1108 1108 1108 1108Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1109Rikab

143

Page 155: XVII. yy. Osmanlı Divan Bürokrasisi’ndeki Değişimlerin Bir ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Emel Soyer, XVII...1 Divan-ı Hümayun hakkında

Defterler Aylar M S Ra R Ca C B Ş N L Za Z1108 1108

MD 109 Rikab Rikab1109 1109 1109 1109

Rikab Rikab Rikab Rikab

1108 1108MD 110 Ordu Ordu

1109 1109 1109 1109 1109 1109 1109 1109 1109 1109 1109 1109Ordu Ordu Ordu Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Ordu Ordu1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110

Ordu Ordu Ordu Ordu Ordu Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne Edirne

1109 1109 1109 1109 1109 1109 1109 1109A.DVN.MHM 949 Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110 1110Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab Rikab

1111 1111 1111Rikab Rikab Rikab

1110 1110 1110 1110ŞKT 30 Rikab Rikab Rikab Rikab

1110 1110MD 111 Edirne Edirne

1111 1111 1111 1111 1111 1111 1111Edirne Edirne Asitane Asitane Asitane Asitane Asitane

144