2
534 VASAL râd III (1575-1595): Extant in the State Archives of Dubrovnik, The Hague-Paris 1967; K. Schwarz, Osmanische Sultansurkunden des Sinai-Klos- ters in Türkischer Sprache, Freiburg 1970; M. Maxim, Culegere de texte otomane, Bucureþti 1974, tür.yer.; a.mlf., “Sur la question des ‘ahidnâ- me octroyés par les sultans ottomans aux prin- ces de la Moldavie et de la Valachie”, Transylva- nian Review, III/1, Cluj-Napoca 1994, s. 10-11; W. Heyd, Yakýn Doðu Ticaret Tarihi (trc. Enver Ziya Karal), Ankara 1975, tür.yer.; V. E. Sroeckovsky, Muhammed Geray Han ve Vasallarý: Kýrým Ta- rihi (trc. Kemal Ortaylý), Ýstanbul 1979; Ýsmail Hakký Uzunçarþýlý, Mekke-i Mükerreme Emîrleri, Ankara 1984; a.mlf., “Tunus’un 1881’de Fransa Tarafýndan Ýþgaline Kadar Burada Valilik Eden Hüseynî Ailesi”, TTK Belleten, XVIII/72 (1954), s. 545-580; Osmanlý Devleti ile Azerbaycan Türk Hanlýklarý Arasýndaki Münasebetlere Dair Arþiv Belgeleri (1575-1918) (nþr. Baþbakanlýk Arþivi Genel Müdürlüðü), Ankara 1992-93, I-II, tür.yer.; V. Panaite, The Ottoman Law of War and Peace: The Ottoman Empire and Tribute Payers, New York 2000; S. Papp, Die Verleihungs-Bekräfti- gungs-und Vertragsurkunden der Osmanen für Ungarn und Seibenbürgen, Wien 2003; Mehmet Ýnbaþý, Ukrayna’da Osmanlýlar: Kamaniçe Se- feri ve Organizasyonu (1672), Ýstanbul 2004; O. Pritsak, “Das erste Türkisch-Ukrainische Bünd- nis (1648)”, Oriens, VI (1953), s. 266-298 (maka- lenin tercümesi için bk. “Ýlk Türk-Ukrayna Ýttifa- [1648][trc. Kemal Beydilli], Ýlmî Araþtýrmalar, sy. 7 [1999], s. 255-284); E. Hösch, “Der türkisch- kosakische Vertrag von 1648”, Forschungen zur osteuropäischen Geschichte, XXVII (1980), s. 233- 248; Tahsin Gemil, “Documente turceþti inedite (sfîrþitul sec. XVI þi XVII)”, Revista Arhivelor, sy. 3 (1981), s. 351-361; A. Riedlmayer – V. Ostapchuk, “Bohdan Xmel’nyc’kyj and the Porte: A Docu- ment from Ottoman Archives”, Harvard Ukrani- an Studies, VIII/3-4 (1984), s. 453-473. ÿSandor Papp VASFÎ ( ) XVI. yüzyýl divan þairi. ˜ Günümüzde Yunanistan sýnýrlarý içinde bulunan Serez (Siroz) yakýnlarýndaki De- mirhisar’da doðdu. Eðitimini tamamladýk- tan sonra kadýlýk mesleðine girdi, Sadra- zam Hadým (Atik) Ali Paþa (ö. 917/1511) ve Koca Mustafa Paþa’nýn (ö. 918/1512) hi- mayesi altýnda mesleðinde ilerleyerek sý- rasýyla Serez, Demirhisar ve Malkara’da ka- dýlýk yaptý. Þiirlerinden anlaþýldýðýna göre maddî bakýmdan sýkýntýlý bir ömür sürmüþ- tür. Latîfî onu bedenen zayýf ve sürekli has- talýktan mustarip biri olarak anlatýr. Bu yüzden sýk sýk öldüðü haberinin yayýldýðý- man tayiniyle ilgili 1-10 Muharrem 1080 (1-10 Haziran 1669) tarihli berat kaleme alýndý. Bu belge ile Petro Doroþenko üç Ka- zak kabilesinin (Sarýkamýþ, Barabaþ ve Pot- kalý) hatmaný tayin edildi ve egemenliði altýndaki topraklar sancak statüsünde ken- disine devredildi. Belgede Eflak ve Boð- dan’da olduðu gibi Osmanlý korumasýný Kazaklar’ýn da talep ettiði açýkça görülür. Diðer hýristiyan vasallara nazaran Kazak- lar’ýn koruma için vergi vermemeleri kay- da deðer bir farklýlýktýr. 1682’de Ýmre Tö- köli’nin Orta Macar kralý tayin edilmesi sý- rasýnda aldýðý beratla Doroþenko’nun be- ratý neredeyse kelimesi kelimesine birbi- rine benzemektedir. Sultanýn desteði ve yine sultan tarafýndan garanti edilen hü- kümdarýn tahtýndaki konumu dýþýnda be- ratlarda padiþahla vasal arasýndaki iliþki ayrýntýlý biçimde anlatýlmamaktadýr. Ma- car örneði, beratta görülen bu eksikliðin ahidnâme ile tamamlandýðýný göstermek- tedir. Osmanlý Devleti’nin Kartli ya da Kara- dað (Montenegro) gibi daha baþka vasal devletleri de olmuþtur. Osmanlýlar, müs- lüman ve gayri müslim halklarý farklýlýk gözetmeden merkeze baðlayan bir idarî sisteme sahipti. Ýmparatorlukta yer alan vasal devletlerin ve ayrýcalýklý gruplarýn dü- zenleri hayli karmaþýk bir yapýlanmayý yan- sýtmaktadýr. Bu sistemle yurt dýþýndan ge- len tüccarlara, Venedik, Ceneviz, Fransa, Ýngiltere, Hollanda gibi devletlerin tüccar- larýna, bunlarýn ticarî depolarýna ve konso- losluklarýna berat örneðine dayanarak ha- zýrlanmýþ ticarî sözleþmelerle imtiyazlar tanýnmýþ, bunlar baðýmsýz birlikler halin- de idarî sisteme dahil edilmiþtir. Bu çerçe- vede Osmanlý Devleti’nin yerel, cemaate dayalý özerk yapýlar “yýðýn”ý aslýnda homo- jen bir yapýlanma arzetmekteydi. Osman- lýlarýn Balkanlar’dan çekiliþi esnasýnda, ye- niden doðan ve özgürlük talep eden mil- letlere benzer çözümler sunarak vasallýk statüsü önermesi bir rastlantý deðildir; ancak bir süre sonra vasallýk hukukunun garanti edilmesi bu milletlere yeterli gel- meyecektir. BÝBLÝYOGRAFYA : F. Kraelitz-Greifenhorst, Osmanische Urkun- den in Türkischer Sprache aus der zweiten Hälfte des 15. Jahrhunderts: Ein Beitrag zur Os- manischen Diplomatik, Wien 1921, tür.yer.; F. Giese, Die Osmanisch-Türkischen Urkunden im Archive des Rektorenpalastes in Dubrovnik (Ra- guza) Festschrift Georg Jacob zum siebzigsten Geburtstag, Leipzig 1932, s. 41-56; Majid Khad- duri, War and Peace in the Law of Islam, Balti- mor 1955, tür.yer.; N. Biegman, The Turco-Ragu- san Relationship According to the Firmân of Mu- 1059 (1649) tarihli Dubrovnik Ahidnâmesi (HR, Drz v avni Arhiv Dobrovnik, Acta Turcarum)

VASAL - TDV İslam Ansiklopedisi...534 VASAL râd III (1575-1595): Extant in the State Archives of Dubrovnik, The Hague-Paris 1967; K. Schwarz, Osmanische Sultansurkunden des Sinai-Klos-ters

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: VASAL - TDV İslam Ansiklopedisi...534 VASAL râd III (1575-1595): Extant in the State Archives of Dubrovnik, The Hague-Paris 1967; K. Schwarz, Osmanische Sultansurkunden des Sinai-Klos-ters

534

VASAL

râd III (1575-1595): Extant in the State Archivesof Dubrovnik, The Hague-Paris 1967; K. Schwarz,Osmanische Sultansurkunden des Sinai-Klos-ters in Türkischer Sprache, Freiburg 1970; M.Maxim, Culegere de texte otomane, Bucureþti1974, tür.yer.; a.mlf., “Sur la question des ‘ahidnâ-me octroyés par les sultans ottomans aux prin-ces de la Moldavie et de la Valachie”, Transylva-nian Review, III/1, Cluj-Napoca 1994, s. 10-11; W.Heyd, Yakýn Doðu Ticaret Tarihi (trc. Enver ZiyaKaral), Ankara 1975, tür.yer.; V. E. Sroeckovsky,Muhammed Geray Han ve Vasallarý: Kýrým Ta-rihi (trc. Kemal Ortaylý), Ýstanbul 1979; ÝsmailHakký Uzunçarþýlý, Mekke-i Mükerreme Emîrleri,Ankara 1984; a.mlf., “Tunus’un 1881’de FransaTarafýndan Ýþgaline Kadar Burada Valilik EdenHüseynî Ailesi”, TTK Belleten, XVIII/72 (1954), s.545-580; Osmanlý Devleti ile Azerbaycan TürkHanlýklarý Arasýndaki Münasebetlere Dair ArþivBelgeleri (1575-1918) (nþr. Baþbakanlýk ArþiviGenel Müdürlüðü), Ankara 1992-93, I-II, tür.yer.;V. Panaite, The Ottoman Law of War and Peace:The Ottoman Empire and Tribute Payers, NewYork 2000; S. Papp, Die Verleihungs-Bekräfti-gungs-und Vertragsurkunden der Osmanen fürUngarn und Seibenbürgen, Wien 2003; MehmetÝnbaþý, Ukrayna’da Osmanlýlar: Kamaniçe Se-feri ve Organizasyonu (1672), Ýstanbul 2004; O.Pritsak, “Das erste Türkisch-Ukrainische Bünd-nis (1648)”, Oriens, VI (1953), s. 266-298 (maka-lenin tercümesi için bk. “Ýlk Türk-Ukrayna Ýttifa-ký [1648]” [trc. Kemal Beydilli], Ýlmî Araþtýrmalar,sy. 7 [1999], s. 255-284); E. Hösch, “Der türkisch-

kosakische Vertrag von 1648”, Forschungen zurosteuropäischen Geschichte, XXVII (1980), s. 233-248; Tahsin Gemil, “Documente turceþti inedite(sfîrþitul sec. XVI þi XVII)”, Revista Arhivelor, sy. 3(1981), s. 351-361; A. Riedlmayer – V. Ostapchuk,“Bohdan Xmel’nyc’kyj and the Porte: A Docu-ment from Ottoman Archives”, Harvard Ukrani-an Studies, VIII/3-4 (1984), s. 453-473.

ÿSandor Papp

– —VASFÎ( ���� )

XVI. yüzyýl divan þairi.˜ ™

Günümüzde Yunanistan sýnýrlarý içindebulunan Serez (Siroz) yakýnlarýndaki De-mirhisar’da doðdu. Eðitimini tamamladýk-tan sonra kadýlýk mesleðine girdi, Sadra-zam Hadým (Atik) Ali Paþa (ö. 917/1511)ve Koca Mustafa Paþa’nýn (ö. 918/1512) hi-mayesi altýnda mesleðinde ilerleyerek sý-rasýyla Serez, Demirhisar ve Malkara’da ka-dýlýk yaptý. Þiirlerinden anlaþýldýðýna göremaddî bakýmdan sýkýntýlý bir ömür sürmüþ-tür. Latîfî onu bedenen zayýf ve sürekli has-talýktan mustarip biri olarak anlatýr. Buyüzden sýk sýk öldüðü haberinin yayýldýðý-

man tayiniyle ilgili 1-10 Muharrem 1080(1-10 Haziran 1669) tarihli berat kalemealýndý. Bu belge ile Petro Doroþenko üç Ka-zak kabilesinin (Sarýkamýþ, Barabaþ ve Pot-kalý) hatmaný tayin edildi ve egemenliðialtýndaki topraklar sancak statüsünde ken-disine devredildi. Belgede Eflak ve Boð-dan’da olduðu gibi Osmanlý korumasýnýKazaklar’ýn da talep ettiði açýkça görülür.Diðer hýristiyan vasallara nazaran Kazak-lar’ýn koruma için vergi vermemeleri kay-da deðer bir farklýlýktýr. 1682’de Ýmre Tö-köli’nin Orta Macar kralý tayin edilmesi sý-rasýnda aldýðý beratla Doroþenko’nun be-ratý neredeyse kelimesi kelimesine birbi-rine benzemektedir. Sultanýn desteði veyine sultan tarafýndan garanti edilen hü-kümdarýn tahtýndaki konumu dýþýnda be-ratlarda padiþahla vasal arasýndaki iliþkiayrýntýlý biçimde anlatýlmamaktadýr. Ma-car örneði, beratta görülen bu eksikliðinahidnâme ile tamamlandýðýný göstermek-tedir.

Osmanlý Devleti’nin Kartli ya da Kara-dað (Montenegro) gibi daha baþka vasaldevletleri de olmuþtur. Osmanlýlar, müs-lüman ve gayri müslim halklarý farklýlýkgözetmeden merkeze baðlayan bir idarîsisteme sahipti. Ýmparatorlukta yer alanvasal devletlerin ve ayrýcalýklý gruplarýn dü-zenleri hayli karmaþýk bir yapýlanmayý yan-sýtmaktadýr. Bu sistemle yurt dýþýndan ge-len tüccarlara, Venedik, Ceneviz, Fransa,Ýngiltere, Hollanda gibi devletlerin tüccar-larýna, bunlarýn ticarî depolarýna ve konso-losluklarýna berat örneðine dayanarak ha-zýrlanmýþ ticarî sözleþmelerle imtiyazlartanýnmýþ, bunlar baðýmsýz birlikler halin-de idarî sisteme dahil edilmiþtir. Bu çerçe-vede Osmanlý Devleti’nin yerel, cemaatedayalý özerk yapýlar “yýðýn”ý aslýnda homo-jen bir yapýlanma arzetmekteydi. Osman-lýlarýn Balkanlar’dan çekiliþi esnasýnda, ye-niden doðan ve özgürlük talep eden mil-letlere benzer çözümler sunarak vasallýkstatüsü önermesi bir rastlantý deðildir;ancak bir süre sonra vasallýk hukukunungaranti edilmesi bu milletlere yeterli gel-meyecektir.

BÝBLÝYOGRAFYA :

F. Kraelitz-Greifenhorst, Osmanische Urkun-den in Türkischer Sprache aus der zweitenHälfte des 15. Jahrhunderts: Ein Beitrag zur Os-manischen Diplomatik, Wien 1921, tür.yer.; F.Giese, Die Osmanisch-Türkischen Urkunden imArchive des Rektorenpalastes in Dubrovnik (Ra-guza) Festschrift Georg Jacob zum siebzigstenGeburtstag, Leipzig 1932, s. 41-56; Majid Khad-duri, War and Peace in the Law of Islam, Balti-mor 1955, tür.yer.; N. Biegman, The Turco-Ragu-san Relationship According to the Firmân of Mu-

1059 (1649) tarihli

Dubrovnik

Ahidnâmesi(HR, Drzvavni

ArhivDobrovnik,

Acta Turcarum)

Page 2: VASAL - TDV İslam Ansiklopedisi...534 VASAL râd III (1575-1595): Extant in the State Archives of Dubrovnik, The Hague-Paris 1967; K. Schwarz, Osmanische Sultansurkunden des Sinai-Klos-ters

535

iki musammat ve dört kýta yer alýr. II. Ba-yezid ile Hadým Ali Paþa ve Sadrazam Ko-ca Mustafa Paþa gibi devrin büyüklerineyazýlan kasideler dikkat çekicidir. Kýtalararasýnda tarih manzumeleri de vardýr. Vas-fî’nin divanýnda bulunmayan bir mersiye-si ayrýca yayýmlanmýþtýr (Yakup Karasoy,“Vasfî’nin Bilinmeyen Bir Mersiyesi”, Sel-çuk Üniversitesi Türkiyat AraþtýrmalarýDergisi, sy. 24 [2008], s. 1-6). Vasfî divanýüzerine üç yüksek lisans (Þahin Baranoðlu,Vasfî Divaný Gramer Ýndeksi, 1991, Ege Üni-versitesi; Enver Aktuna, Vasfî Divaný Gra-mer Ýndeksi, 1992, Ege Üniversitesi; Yase-min Sevim, Vasfî Divaný’nýn Tahlili, 1999,Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal BilimlerEnstitüsü) ve Can Temel tarafýndan birdoktora tezi (bk. bibl.) hazýrlanmýþtýr.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Vasfî, Divan, Tenkidli Basým (haz. MehmedÇavuþoðlu), Ýstanbul 1980, neþredenin giriþi, s.14, 15, 16, ayrýca bk. tür.yer.; Sehî Bey Tezkire-si: Heþt-Behiþt (haz. Mustafa Ýsen), Ankara 1998,s. 147-148; Âþýk Çelebi, Meþâirü’þ-þuarâ, vr. 78b;Latîfî, Tezkiretü’þ-þu’arâ ve tabsýratü’n-nuzamâ(haz. Rýdvan Caným), Ankara 2000, s. 563-565;Kýnalýzâde, Tezkire, s. 1032-1033; Can Temel, Vas-fî Divaný’nýn Tahlili (doktora tezi, 2001), MÜ Sos-yal Bilimler Enstitüsü, tür.yer.; Ahmet Kartal, “Er-ken Dönem Nazým (XV. Yüzyýl)”, Türk DünyasýEdebiyat Tarihi, Ankara 2004, V, 48-50; Musta-fa Tatcý, “Þair Vasfî’nin Þiirle Ýlgili Düþünceleri”,MK, sy. 56 (1987), s. 34-37.

ÿVildan S. Coþkun

– —VASFÝ EFENDÝ, Kebecizâde

(bk. MEHMED VASFÝ, Kebecizâde).˜ ™

– —VASIF

(bk. TASVÝR).˜ ™

– —VÂSIF AHMED EFENDÝ

(ö. 1806)

Osmanlý vak‘anüvisive devlet adamý.

˜ ™

Baðdat’ta doðdu. Ýlk eðitimini buradaaldý ve gençliðinde kitabiyat alanýnda uz-manlaþtý. Bir müddet Baðdat’taki özel kü-tüphanelerde görev yaptý ve yazma eser-leri istinsah ederek geçimini saðlamaya ça-lýþtý. Baðdat’tan ayrýldýktan sonra Van’a,ardýndan Halep’e gitti. Burada þehrin va-lisi Gül Ahmedpaþazâde Ali Paþa ile tanýþ-tý ve onun kütüphaneciliðini yaptý. Ali Pa-þa, Ýlsavat ve Bender seraskerliðine tayinedildiðinde onunla birlikte giderek bu gö-

revini sürdürdü ve kendisinden dinlediðipek çok hadiseyi not etti. Daha sonra Ho-tin cephesi seraskeri Abaza Mehmed Pa-þa’nýn mektupçuluðuna getirildi. Bu gö-revi esnasýnda 1768-1774 Osmanlý-Rus sa-vaþýna ve Kýrým için verilen mücadeleye þa-hit oldu. Ruslar’ýn Yenikale’yi istilâsý sýra-sýnda (1185/1771) esir alýnýp Petersburg’agötürüldü. O esnada kitlesel bir ayaklan-maya dönüþecek olan Pugaçef isyaný sebe-biyle sýkýntý içine düþen II. Katerina’nýn mü-tareke teklifini ihtiva eden mektubunu Os-manlý karargâhýna götürmek üzere ser-best býrakýldý. Ýki devlet arasýnda Yergö-ðü’nde ateþkes saðlanýnca (29 Mayýs 1772)Vâsýf’ýn dokuz aylýk esaret hayatý sona er-di. Rus esareti onun tanýnmasýna ve üstdüzey memuriyetlere yükselmesine vesi-le teþkil ettiði gibi siyasî görüþmelere ka-týlmasý da ufkunu geniþletti ve giderek dýþiliþkilerde uzmanlaþmasýný saðladý. Hazi-ran 1772’de hâcegân sýnýfýna girdi, ardýn-dan tekrar cepheye gönderildi ve barýþ gö-rüþmelerinin sürdüðü Fokþani kasabasý-na gitti. Sadrazam Muhsinzâde MehmedPaþa, sonuçsuz kalan görüþmelere devametmek üzere Vâsýf’ý Yaþ’ta bulunan Rus or-dularý baþkumandaný Peter AlexandroviçRumyantsov’a yolladý. Vâsýf mütarekeyikýrk gün daha uzatmayý baþardý ve ordu-gâha dönünce sadrazam tarafýndan ödül-lendirildi (Ahmed Resmî, s. 56).

Kasým 1772’de Reîsülküttâb Abdürrez-zak Bâhir Efendi barýþ müzakerelerini sür-dürmek için baþdelege tayin edilip Bük-reþ’e gönderildiðinde yanýndaki heyetteVâsýf da mükâleme kâtibi sýfatýyla bulu-nuyordu. Altý ay kadar devam eden bu gö-rüþmeler de Rusya’nýn Kýrým üzerindekiemelleri sebebiyle sonuçsuz kaldý. Dahasonra Vâsýf çeþitli cephelerde yer aldý veKozluca’daki yenilgiye tanýk oldu (1774).Küçük Kaynarca Antlaþmasý metninin Ýs-tanbul’da imzalanacaðý günlerde Kýrým’aserbestiyet tanýyan maddenin ileride Rusistilâsýna yol açacaðý endiþesiyle Kýrým aha-lisinin hassasiyetinin Rusya’ya duyurulma-sý için Vâsýf tekrar Yaþ’ta bulunan Rum-yantsov’a gönderildiyse de bundan bir so-nuç elde edemeden geri döndü.

Ýstanbul’da iken bir ara matbaacýlýk iþi-ne girdi. Ýbrâhim Müteferrika’nýn ölümü-nün (1747) ardýndan matbaanýn faaliye-tine son verildiðinden kitap basým iþleritamamen ihmale uðramýþtý. MüteferrikaMatbaasý’nýn tezgâh ve hurufatýnýn Fran-sýz Sefârethânesi’nde kurulacak matbaadakullanýlmak amacýyla satýn alýnacaðýna dairçýkan haberler üzerine Vâsýf Efendi, Bey-likçi Râþid Efendi ile birlikte matbaayý sa-

ný, kendisine mansýp tahakkuk ettiðindeonun mansýbýný baþkalarýnýn almaya git-tiðini söyler. Bununla beraber yaþlýlýk vehastalýktan ayaða kalkamaz durumda ol-duðu zamanlarda bile Ali Paþa’ya þiir gö-türerek halini arzetmiþtir (Latîfî, s. 565).Vasfî son kadýlýk yeri olan Malkara’da ve-fat etti ve orada gömüldü (Sehî Bey Tezki-resi, s. 148). Tâcîzâde Câfer Çelebi’ye sun-duðu bir kasidenin tarihinden hareketleYavuz Sultan Selim devri baþlarýna kadar(1512) yaþadýðý belirtilmektedir (Temel, s.1). Kaynaklar þairin memuriyet hayatýnadair çeliþkili bilgiler verir. Sehî Bey, onunzamane kadýlarý gibi dünyaperest deðil Hakyoluna ulaþmak isteyen biri olduðunu söy-lerken (Sehî Bey Tezkiresi, s. 147) Latîfî,kadýlýðý sýrasýnda idaresi altýndaki mal üze-rinde haksýz tasarrufta bulunmasý itha-mýyla hapis yattýðýný nakleder.

Sehî’ye göre Vasfî’nin farklý bir nazýmüslûbu vardýr ve aruz bahirleri arasýndanmonoton olmayan, zengin sesli vezinlerikullanmasýyla dikkat çekmiþtir. Kýnalýzâ-de Hasan Çelebi, Vasfî’yi ince hayalli, hoþedalý, latif sözlü, belâgat ve beyan kaidele-rine uygun þiirler yazan orta derecede birþair diye niteler (Divan, Tenkidli Basým,neþredenin giriþi, s. 14). Latîfî dil bakýmýn-dan Necâtî Bey tarzýný devam ettirdiðinikaydeder. Þiirlerindeki bazý ifadeleri ve sa-de dili ile Fuzûlî’yi andýrýr. Melîhî ve Necâ-tî Bey’e nazîreler yazmýþtýr. Beyânî, Vas-fî’nin dostu Mesîhî ile sýkça beraber oldu-ðunu, bu sebeple onun etkisi altýnda yetiþ-tiðini belirtir. Vasfî âþýkane tarzda gazel-ler yazan, kasidelerinde de baþarýlý sayý-lan bir þairdir. Bazý gazellerine nazîreleryazýlmýþtýr. Cinas sanatýnýn görüldüðü þiir-lerinde devrin âdet ve inanýþlarýna, aralarýn-da Arapçalar’ý da bulunan veciz ifadeleresýkça rastlanýr (Temel, s. 10-15). Vasfî, hemþiir hem de kendi sanatý hakkýndaki gö-rüþlerini yansýtan manzumeler de yazmýþ-týr. Buna göre þiirde mâna lafýzdan önem-lidir ve þiirden maksat büyükleri övmektir,ancak övülen kiþinin vasýflarý da þiiri süs-lemelidir (Tatcý, sy. 56 [1987], s. 35-37).

Vasfî’nin divaný, Mehmed Çavuþoðlu ta-rafýndan Manchester John Rylands Kütüp-hanesi’nde mevcut divanlar mecmuasýn-daki nüsha ile bir kopyasý Ýsmail E. Erün-sal’da bulunan Kahire nüshasý esas alýna-rak yayýmlanmýþtýr. Çavuþoðlu bu nüsha-daki manzumeleri diðer þiir ve nazîre mec-mualarýndaki þiirlerle karþýlaþtýrmýþ, ge-rekli gördüðü þiirleri eklemek suretiyle di-vaný yeniden düzenlemiþtir (Divan, Ten-kidli Basým, neþredenin giriþi, s. 16). Bu-na göre divanda dokuz kaside, 102 gazel,

VÂSIF AHMED EFENDÝ