40
UYGARLIK TARİHİ 9. HAFTA SÖMÜRGE İMPARATORLUKLARI 1750-1900 Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Nurşen Gök Kaynakça: Clive Ponting, Dünya Tarihi, İstanbul, 2011; Chris Harman, Halkların Dünya

uygarlık tarihi bahar 9.hafta

  • Upload
    vocong

  • View
    248

  • Download
    1

Embed Size (px)

Citation preview

UYGARLIK TARİHİ 9. HAFTA

SÖMÜRGE İMPARATORLUKLARI

1750-1900

Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Nurşen GökKaynakça: Clive Ponting, Dünya Tarihi, İstanbul, 2011; Chris Harman, Halkların Dünya Tarihi, İstanbul, 2011.

• Dünya tarihinin temel eğilimlerinden birisi, Avrasya toplumları ve kültürlerinin birbirlerini içermesidir. Bu eğilim 1750’den itibaren olağan üstü hızla arttı.

• Toplumlar karşılıklı olarak birbirlerine akıl erdiremeseler de birbirlerini dikkate alıyorlardı.

• Ponting, s.638.

Museum für Volkskunde- Avusturya Viyana Etnografya Müzesi- 18.yy. başına ait bir halk resmi.”Uluslar Tablosu”

Osmanlı için Türk yada Yunanlı denmiş. Avusturya Müslümanlık ile Ortodoksluğu bir birine karıştırıyor; çünkü Ortodoksluğu kendinden saymıyor. Türkün dini şeytani bir

dindir. Rus’unki ona yakın bir şey. Batı kilisesinin Ortodoksları tarifi: Yoldan çıkmış

nurşen
Museum für Volkskunde-(envanter kaydı:30.905).Ayrıca Uluslar Tablosu,II.Viyana Kuşatmasının 300.Yıldönümü nedeniyle Maria Theresia und ihre Zeit adlı sergi katalogunda (Viyana 1980) ve Die Türken vor Wien adlı sergi kataloğunda (Viyana 1983) yer almıştır.Özgün adı 'Avrupa'da Bulunan Milletlerin ve Özelliklerinin Kısa Tasviri' olan 'Uluslar Tablosu',

Avrupa• Bu dönem Avrupa’nın dünyadaki konumuna ve rolüne ilişkin

kendine dair fikrinin oluştuğu hayati bir dönem.• Avrupa kendisini her zaman öncelikli İslam dünyasına (Akdeniz,

Güneybatı Asya’da çoğu zamanlarda Balkanlarda egemen) dayanarak tanımlama eğiliminde olmuştu.

• Bölünmüş olsa da yinede “Hıristiyan Alemi” fikri 17. yy. sonuna kadar büyük Avrasya imp.larının en yakınında olana (Osm) muhalefet bakımından önemliydi.Habsburglular açısından daha uzun süre önemli oldu. Respublica Christiana’ya atıfta bulunan son anlaşma 1714 Utrecht.

• Ponting, s.638.

NOT: Avrupa’nın siyasi haritası çizilirken: Almanya Westpaalia Karlofça

• 1648’de bugünkü Almanya ve Almanca konuşan bölgeler oluşur.• Bir takım küçük prenslikler, krallıklar, şehirlerden oluşan dünya.

Nihayet büyük din savaşlarıyla, Protestanlık ve Katoliklik arasındaki savaşlarla 30 yıl birbirini yedikten sonra Almanlar 1648’de aralarında bir anlaşmaya varmıştır. Westpaalia barışı…

• Bu barış sadece Protestan Katolikler arasındaki barışı getirmemiş, aynı zamanda modern Avr.nın diplomasi sistemini, devletler arasındaki ilişkiler sistemini, Roma hukuk sistemine göre tanzim eden bir anlaşma olmuştur.

• Bu sistem kendisini 1699 Karlofça anlaşmasında tekrarlayacaktır. 2. Viyana ilk defa bir mütareke tek taraflı ahitname şeklinde değil, iki eşit kuvvet arasında yapılır ve Romanist hukuk sistemine ve hukuk prensiplerine göre yapılır. Osmanlı da Avrupa devletler camiasının bu yeni düzenine adım atmış olur.

• İlber Ortaylı, Avrupa ve Biz, seçme eserler:1,İş Bankası yayınları, 5.baskı, ekim 2008, s.189-90.

NOT: Avrupa’nın siyasi haritası çizilirken :Fransa İspanya İngiltere

• 1654’te Pyrenees anlaşmasıyla Fransa ve İspanya gibi iki Katolik devlet arasında büyük kavga sona erer. sınır çekilir. Artık iki Katolik devlet sınırları ortaya çıkar.

• İspanya Avrupa'da bazı yerlerden çekilmektedir ve bu Almanca konuşanlar ve İtalyanlar lehine olmaktadır.

• 16.yy.da İspanya İng’e yenilir Hasienda anlaşmasıyla İngiltere ulusal bünyesiyle İspanya ulusal bünyesi birbirinden ayrılır.

NOT: Bırak, savaşı başkaları yapsınlar.Sen evlen ey mesut

Avusturya…• Avusturya'nın tarihi kimliğini sınırlarını oluşturması Türklerle olan

kavgaya bağlıdır.• Avusturya büyük dukalarından Maximilian, Burgondiya prensesi

Maria ile evleniyor. Buna Burgondiya düğünü denir Bugünkü Belçika Avusturya topraklarına katılır. Kastiya Düğünüyle (İzabella ve Ferdinand’ın kızları Çılgın Johanna ve Philippe)bütün ispanya, sadece İspanya değil Güney Amerika, İspanya’nın Avr. Eyaletleri de sözde Avusturya'ya bağlanır. Macar düğünü (Avusturya büyük dukası Ferdinand ve Macar kralı Layoş karşılıklı kız kardeşlerini verirle) kim erken ölürse krallığı diğerine kalacaktır. Layoş 1526’da Mohaç’ta ölür ama Avusturya Macaristan’ı alamaz. Çünkü Osm. Eline geçer.Yani bu ülkenin kaderi Türklerle kavgadan geçecek. Bunun dışında büyük bir harp yok.Ayrıca Alman imparatoru seçildiklerinde Avusturya büyük dukaları Roma Germen imp oluyorlar.

• Bu imp ile olan savaşlar Rumeli sınırının gerilemesine neden oluyor.. Hem de Avusturya Almanya'nın

• İlber Ortaylı, Avrupa ve Biz, seçme eserler:1,İş Bankası yayınları, 5.baskı, ekim 2008, s.190.

nurşen
Bu imp ile olan savaşlar Rumeli sınırının gerilemesine neden oluyor.. Hem de Avusturya Almanyanın tarihi oluşumu gerçekleşiyor.Ne zaman biter 1791 Ziştovi anlaşması. Bir daha Avusturyayla savaş yok Ancak 1878’de Berlin anlaşmasında Bosna –Herseği el çabukluğuyla işgal edip alır. En önemli parçayı resmi olarak 1908’de ilhak eder. 1878’de karşımızda Avusturya vardır. Ama 1798’de Avusturya yoktui Almanya vardı. Çünkü bu tarihte Avusturya dükaları Alman imp.dur.O imp.u iptal eden Napolyondur. Bundan sonra merkezi Viyana olan yere Avusturya İmparatorluğu denmiştir.Bütün atrihimiz boyunca kavga ettiğimiz Almanlardır. (Tarihi dostluk?!)Balkanlardaki toprak kaybından iki devlet sorumludur. Avusturya dediğimiz Alman imp.luğu ve Rusya Bu iki devletle süregiden kavgalarımız sonunda hem bizim siyasi kültürel kişiliğimiz oluşuyor hem Avusturya ve Almanyanın ki.Görülüyorki Almanya ile 15. yy.dan itibaren kavga var.Fransa ile hep müttefiklik var. Oratk düşman Alman taraftarı İspanya. 1914’e kadar kavga yok.Kavga ettiğimiz yine Fransız cephesi değil ing. Cephesi.İlber Ortaylı, Avrupa ve Biz, seçme eserler:1,İş Bankası yayınları, 5.baskı, ekim 2008, s.190.

NOT: Batı bir Hıristiyan kulübü müdür?

Avrupa’nın Rönesans'tan beri hem vazgeçemediği, hem dışladığı iki ülke

Türkiye ve Rusya'dır.Batılılaşma ve modernleşme olgusu ile

ilk kez karşı karşıya gelen iki ülke Türkiye ve Rusya'dır.

NOT: Avrupa’da daima iki görüş var: Türkiye ve Rusya’yı dışlıyor, bazen Türkleri kabul ediyor.

• 18.yy.da ulaşılan üstünlük duygusu gerek iktisadi ama ön planda savunma amaçlı, bir şekilde birleşme fikrini getirmiştir. Savunmamızı nasıl sağlarız, Nasıl birleşiriz” soruyorlar.

• Daha 1683’te William Pen, “Avrupa’nın Şimdiki ve Gelecekteki Barışı” isimli denemesinde açıkça söylüyor: “bir parlemento kuracağız ve Osmanlı imp. Ve Rusya bunun içinde olacak.”

• 1713’te yazılan başka bir deneme “Avrupa’da Kalıcı sulhun sağlanamsı için bir proje” Tıpkı NATO gibi düşünülmüş.Bir Parlemento kurulacak. Ordu bunun emrinde olacak. 24 Hıristiyan ülke var. Türkiye söz konusu değil. Fransız Rahip Abbe de Saint-Pierre yazmış.

• 1735’de İtalyan asıllı Bourbonlar devrinde İspanya başbakanı Kardinal Alberoni vasiyetini Türklerin Avrupadan atılması üzerine kuruyor.

• 1623’te Hollandalı Emeric Cruse, yayınladığı projesinde bir Avrupa Parlementosu toplanması, Türklerin de buraya katılmakla kalmayıp, aynı zamanda papadan sonra ikinci yere sahip olması gerektiğini ileri sürüyor. Baş köşeye alacak, bu tip bir düşünce var. Tabiatıyla Papayı birinci sıraya koyuyor. Diğeri de büyük kuvvet uzlaşma ileri sürüyor. Fransa Kralı Alman imparatorundan önce yer veriyor. Ama aynı yıllarda IV: Henry başbakanı Duc de Sully on beş devletten oluşan Avruap devleti projesini ortaya sürüyor.Türkiye yok ortada.

• İlber Ortaylı, Avrupa ve Biz, seçme eserler:1,İş Bankası yayınları, 5.baskı, ekim 2008, s.10-11.

• 18. yy’dan itibaren Avrupa kendisini giderek dünyanın geri kalan kısmından üstün olan eşsiz özellikleri bünyesinde barındıran, özel bir bölge olarak görmeye başladı.

• Elitler İSLAM KARŞITI GÖRÜŞLER ve köle yaptıkları siyaha IRKSAL ÜSTÜNLÜK düşüncesine ek olarak “İLERLEME” fikrine de inanmaya başladılar. Uygarlık ve diğer toplumların Avrupa idealine göre derecelenme fikrini yarattılar.

• Ponting, s.638.

• Listenin başına Çin’i yerleştiriyorlardı.• Hint’e Mısır’a olduğu gibi kısa süren bir ilgi

duyuldu.• İslam dünyası çökmekte olan yozlaşmış bir

dünya..oryantal egzotik dünya..• Listenin dibi Afrikalılar…Amerika yerlileri…kabile

mensupları…soylu vahşi…• Sonra “Avrupa uygarlığı” fikri belirleyici hale

geldi ve dünya tarihinin belirleyici özellikleri yeniden yazıldı…

• Ponting, s.638.

• Avrupa’nın Yunan düşüncesini, Roma hukukunu ve yönetimini, Hıristiyanlığı, özgürlük ve demokrasiye dayalı “germen” bir halk kültürünü bünyesinde barındırdığı ileri sürüldü..((sonuncusu Anglo-saksonları ve Arileri diğer tüm ırklardan üstün kılıyor)

• (Henri Pirene Hz. Muhammed ve Charlemagne, Germenlerin Avrupa uygarlığına katkıda bulunduğu tezini çürütür)

ırk, insanların doğuştan getirdikleri özellikleriyle nasıl kategoriye ayrılacakları tamamen Avrupa'ya özgü bir kavram.

• Yunan Roma tarihine Avrupa mirası olarak el kondu..Bunlar klasiklere ve Avrupa elitinin eğitimi için belli başlı konulara dönüştü..

• Yunan isyanına destekte Osmanlı 500 yıl var olduğu Avrupa'nın bir parçası olmak Osmanlı için gayrimeşru bir şey olduğu fikrine temel oldu. “Avrupa’daki Türkiye”…

• Ponting, s.638.

Nursen
Hz. Muhammed ve Charlemagne Hz. Muhammed ve Charlemagne, Henri Pirenne,Mehmet Ali Kılıçbay Dostlarınızla paylaşmak için tıklayın Digg del.icio.us Facebook Google pinterest Twitter Henri Pirenne İMGE KİTABEVİ YAYINLARI Belçikalı büyük tarihçi Henri Pirenne, İktisat Tarihi’nin kurucu babalarından biridir. Hz. Muhammed ve Charlemagne ise onun son kitabıdır. Uzun ve verimli bir araştırmacılığın noktalandığı, bilimle dolu olarak geçen bir hayatın süzme bilgisinin sunulduğu bu eser, aynı zamanda ve bir bakıma Pirenne’in siyasi vasiyeti de olmaktadır. Üstadın sonuncu eserine yoğunlaştığı yıllar, aynı zamanda Avrupa’nın en karanlık dönemini meydana getirmektedir. Önce Almanya’nın üzerine çöken Nazi felâketi Avrupa’ya yayılmaya hazırlanmaktadır. Bu felâketin mimarlarının ideolojik arka planlarında bin yıllık Germen devleti efsanesi başrolü oynamaktadır ve şimdi kurmak istedikleri Üçüncü Germen İmparatorluğu’dur. Bu imparatorluk kurulunca, "üstün ırk" Germenler diğer bütün halkları köleleştireceklerdir.Tarih bilinci içinde yaklaşan tehlikeyi gören Henri Pirenne, Avrupa’nın 5.-9. yüzyıllar arasındaki tarihini incelediği bu kitapta, Germenlerin Avrupa uygarlığına katkıda bulunduğu iddialarını çürütür ve Avrupa feodali-tesinin bir Roma-Germen sentezi olarak ortaya çıktığı tezini reddederken, aslında Nazizme karşı Avrupa de-mokrasisini savunmaktadır. Pirenne, aynı zamanda İslamiyetin ortaya çıkışının, Antik dönemde tek olan Akdeniz uygarlığını ikiye bölerek ve Avrupa’nın kara içlerine çekilmesine yol açarak bugünkü Avrupa’nın oluşumunda nasıl bir etkisinin olduğunu araştırırken, bugünkü çatışmaların da kaynağına inmektedir.SİTE:www.kitapyurdu.com

• Kendi ve kurumları için insanlık tarihinin zirvesi olduğu öz güveni gelişti…

• Tüm bunlar dinamizmi, ilerlemesi, Pazar ve kapitalizm temelli ekonomik örgütlenmesi karşılığında haklı bir ödül olduğu düşüncesi gelişti…

• Avrupa despot imp.lara değil ulusal devletlere bölündüğü için üstündü..Avrupa devletleri eşitti..ortak çıkar güç dengesi sayesinde bir arada bulunuyorlardı… dünyanın her tarafında uygulanmamsı gereken bu modeldi…

• Avrupa despotluğun tersi olan özgürlüğün de anavatanıydı..• Bu özgürlük Avrupa devletinin karşılığı olarak tanımlanıyordu:

rasyonel, bürokratik, sınırlandırılmış, bireysel mülkiyet savunucusu..• Köylülerin ve işçilerin çıkarlarını içerse iyi olacağına dair bir

düşünce çoğunlukla hesaba katılmıyordu…• Ponting, s.638.

• Avrupalı Düşünce yapısının çoğu Montesque’nun Kanunların ruhunda “ getirilmişti..

• Metin İslamiyet'in despotluğa,kaderciliğe yol açtığını Asya ikliminin bunu güçlendirdiğini ileri sürüyordu…

• Avrupa kanun özgürlük monarşi demekti… Osmanlılar aristokrasileri ve özel mülkiyetleri olmadığı için köleliği kısmen kutsallaştırıyorlardı..

• Başkaları Hıristiyanlığın aşikar şekilde tüm diğer dinlerden üstün olduğu bu yüzden batıl inançları ve İslamiyet’i yok etmek gerektiği fikrine inanmışlardı…

• Ponting, s.638.

İslam• 1800’de egemen din olmaya devam ediyor..• 18.yy’a kadar Avrupa'ya ilişkin çok az tasavvuru var..öğrenecek çok az şeyi var..üstün İslam

medeniyetinden uzakta…• Hıristiyan dünyası: Rum-Roma, Ortodoks dünya ve Frenkler, uygarlığın olmadığı günah diyarı..• 19.yy. da miras aldığı değer ve kabulleri İslam dünyasına sorgulatacaktı..yine de dini canlanma

dönemi…ticaret ve hac yollarıyla yayılır bu akımlar…• Vehhabi hareketi 19.yy başları Arabistan’ı kontrol ediyor..• Padri Hareketi Hacdan dönen üç hacı Endonezya’da vehhabi fikirlerinin güçlü etkisi altında

1803’te• Faraizi Reform hareketi- Endonezya’da1821’de Mekke dönüşü Hacı Şeriat Allah tarafından…• Hacı Umar Tamil Arabistan’da yedi yıl kaldıktan sonra 1852’de Timduktu ve Senegal’de yeni

bir İslam devleti kurdu.(fransızlar 1893’te ancak mağlup edebildi)• Sunusi tarikati, Mekke’den ayrılan Muhammed Ali tarafından 1856’ta Libya, el-Cegbub’da

kuruldu.,batı, orta sahra tekkelerine yayıldı..• Mehdi devleti,1881’de kendini mehdi ilan eden Muhammed Ahmed tarafından Sudan’da Mısır

etkisine karşı.. Britanyalılar tarafından yıkıldı..1898 Omdurman savaşında..• Somali’de Muhammed Abdullah reformcu mesaj vermek üzere Mekke'den dönmüştü..20 yıl

Müslümanlara, Habeşlere, Britanyalılara karşı savaştı..• Ponting, s.640.

Hindistan• 18.yy boyunca Avrupalılarla, özellikle Britanyalılarla daha

fazla temas..• Sofu Hindu için Avrupalı-İngiliz, Britanyalı: Kırmızı

maymun, inek katili pis yabancı..• Entelektüeller 19.yy boyunca teknolojik, askeri Avrupa

üstünlüğünü kabul etti zamanla…ancak Hıristiyan hoş görüsüzlüğüne akıl erdiremediler..

• Kast sistemi eleştirisini kabul edemediler…sınıf ve statü sistemini daha farklı görmediler…

• Çin ve Japonlar da Avrupalıları anlaşılmaz buluyor ama Hintliler kadar aldırış etmiyorlardı çünkü onlar tarafından yönetilmiyorlardı…

• Ponting, s. 641.

teknoloji• 19.yy başından itibaren Avrupa açık ara önde..• Bu durum Avrupa’nın dünya hakimiyeti kurmasının da aracı haline geldi..• Bu teknolojik üstünlüğe kadar Avrupa dünyanın sadece daha az gelişmiş yerlerine

egemendi: Amerika, Avustralasya.• Ateşli silah üstünlüğü yoktu. 1750’e kadar Avrasya’nın herhangi devletiyle

savaşmadı..• 19.yy ortasına kadar yeni teknolojiye kadar üstünlük sınırlı..Dengeyi bozan kıçtan

dolan tüfek…, kıçtan dolan top, seri atışlı makineli..• Sayıları az olduğunda mağlup olsa da (Zulular-İng) savaşlar katliam gibiydi..1898

Omdurman’da Afrika’da 11.ooo Afrikalı, 140 İngiliz..• İlk önemli gelişme Afrika Asya nehirlerinde yukarı giden buharlı Gambot..ilk kez

1824-1826 Birmanya Britanya savaşında ..geniş ölçüde kullanımı Çin’e karşı ilk savaş sonrası..1830

• Sıtmayla başa çıkma yolları, Afrika Asya’da yerleşmenin yollarını açar..1840• En önemli gelişim ulaşım hızında yapılan devrim..mesajların taşınamsı-elektriğin

keşfi, telgraf.1865 Hindistan’a hat..• Dünya bir iletişim ağıyla ilk defa ilişkilendiğinde saat greenvich..• 0 sat farkı Avrupa-Amerika'yı ayıran Atlantik'te değil, adalar zincirini ayıran pasifikte..• Ponting, s.643.

http://01varvara.files.wordpress.com/2008/02/ilya-repin-volga-barge-haulers-1873.jpg

İlya Repin(1844-1930) Volga Ameleleri 1870-1873–realist ressam- Oil on canvas. The Russian Museum, St. Petersburg Çarlık istibdadına karşı yönelen muhalif hareket Köylülerin çiftlik sahiplerine isyanından korkan Rusya

1861’de serfliği kaldırmıştır. Dönem Tolstoy, Dostoyevski gibi büyük Rus realistlerinin dönemiydi

www.zaphaber.com/news_detail.php?id=2154

nurşen
Yaşamın gerçekliği öncedir20 Temmuz 2008 Pazar 09:16Çarlık istibdadına karşı yönelen muhalif hareket edebiyat ve sanat çevrelerini çoktan sarmış, yeni devrimci düşüncelerin yaygınlaşması için gayet elverişli bir ortam hazırlamıştı. Dönem Tolstoy, Dostoyevski gibi büyük Rus realistlerinin dönemiydi. “Volga Ameleleri” tablosuyla İlya Repin Rus realistleri arasında yerini aldığını kanıtlıyor, safını belirlemiş oluyordu. İlya Repin, gerçek insanlarla, onların yaşantısı ve karakterleriyle ilgileniyor ve bunları resmediyordu. “İnsanın yüzü, ruhu, yaşamın dramı, tabiatın izlenimleri, onların yaşamı ve anlamı, tarihin nefesi, bizim konularımız bunlardır sanırım.” (İlya Repin)İlya Repin, 1844 yılında Ukrayna"da Çuguyev adlı bir kasabada dünyaya geldi. Babası subaydı ve sanat ve ressamlıkla ilgili ilk deneyimlerini de devam ettiği askeri okulda, topografyacılıkta edindi. Fakat İlya Repin"in yüreğinde ressam olmak yatıyordu. Bu coşkulu arzu onu 19 yaşında, Güzel Sanatlar Akademisine girme umuduyla Petersburg"a yöneltti.1863 yılında St. Petersburg"a yerleşen Repin Akademi imtihanlarına hazırlık olarak önce özel bir çizim okuluna ve bununla birlikte de öğrenci çevrelerine girdi.Dönem Rusya"da kapitalizmin geliştiği, büyüyen işçi sınıfının hareketlendiği bir dönemdi. Köylülerin çiftlik sahiplerine karşı ayaklanmalarından korkuya kapılan Çarlık hükümeti 1861′de serşiği kaldırmak zorunda kalmıştı. Serfliğin kaldırılmasından sonra, Rusya"da sanayi kapitalizminin gelişmesi, tüm yarıfeodal kalıntılara rağmen hızla ilerleme gösteriyordu. (Bkz. SBKP(B) Kısa Tarihi, Stalin Eserler, cilt 15, sayfa 17 ve devamı, İnter Yayınları, 1990 İstanbul)İlya Repin Petersburg"a yerleştiğinde öğrenci çevrelerinde “Halkın Dostları” olarak bilinen “Narodnikler” hakimdi. Güzel Sanatlar Akademisinde de Çarlık istibdadının gerici feodal zihniyetine karşı mücadele eden öğrenciler vardı. Bunlardan 14 öğrenci örneğin, 1863 yılındaki bitiş sınavlarında okul yönetimi tarafından verilen konu çerçevesinde resim yapmayı protestoyla reddetmiş ve “Petersburg Hür Sanatçılar Kooperatifi”ni kurmuşlardı. Kooperatifin başını çeken ressam İwan Kramskoi İlya Repin üzerinde de büyük etkide bulunmuş ve İlya Repin"in aralarına katılmasını sağlamıştı. 1884 yılından itibaren Güzel Sanatlar Akademisi öğrencisi olan Repin, akşamları da Kooperatifin toplantılarına katılıyordu. Politik olarak halka gitme, halka inme çizgisini benimseyen Narodniklerin görüşleri sanat çevrelerinde de Ôsanatın, saray çevrelerinden, Moskova ve Petersburg"daki çevrelerden çıkarılması ve halka ulaştırılması" şeklinde ifadesini buluyordu. Bu amaçla kurulan “Gezgin Sanat Sergisi Kooperatifi”ne (Peredvişniki) 1878-1891 yılları arasında İlya Repin de üyeydi. Kooperatifte yapılan akşam toplantıları hakkında İlya Repin bir notunda şunlar yazıyor:“Herkes merakla en son makaleleri okuyordu: Çernişevski"nin “Sanat ile gerçeklik arasındaki estetik ilişki”sini ve Pissarev"in “Estetiğin bozulması”nı…” (İlgili yazılardan biri Çernişevski"nin 1885′de yayınlanan doktora tezi; diğeri Pissarev"in 1865′de sol liberal dergi Russkoje Slowo"da yayınlanan bir makalesidir; Sergi Kataloğu, s. 20)Çarlık istibdadına karşı yönelen muhalif hareket edebiyat ve sanat çevrelerini çoktan sarmış, yeni devrimci düşüncelerin yaygınlaşması için gayet elverişli bir ortam hazırlamıştı. Dönem Tolstoy, Dostoyevski gibi büyük Rus realistlerinin dönemiydi. Dönem, devrimci düşünceleriyle Çernişevski"nin gençliğin yüreğini fethettiği dönemdi.İlya Repin ve diğer ressam arkadaşları halkı tanımayı ve Rus realitesini resmetmeyi amaç edinmişlerdi. Repin, 1883′de yazdığı bir mektupta şunları söylüyordu:“Beni çevreleyen herşey, bana çok büyük heyecan veriyor, beni rahat bırakmıyor ve onları resime dökmemi talep ediyor; Gerçeklik insanı öyle hiddetlendiriyor ki, onu vicdan rahatlığıyla bir örgü örneği gibi resmetmek mümkün değil.”İlya Repin"i ünlendiren ve ressamlığında bir dönüm noktası teşkil eden eserlerden biri Akademi bitiş imtihanı için hazırlanmış olan ve kendisine altın madalya kazandıran “Yarus"un Kızının Dirilişi” ve diğeri “Volga Ameleleri” idi.“Volga Ameleleri” tablosuyla İlya Repin Rus realistleri arasında yerini aldığını kanıtlıyor, safını belirlemiş oluyordu. İlya Repin, gerçek insanlarla, onların yaşantısı ve karakterleriyle ilgileniyor ve bunları resmediyordu. Rusya insanlarını ve yaşantılarını tanımak üzere 1870 yılının yaz aylarını ressam arkadaşlarıyla birlikte Volga kıyısında geçirmiş ve ona Rusya dışında da ün kazandıran tablosunu burada başlamıştı… Bir yük gemisine hayvan gibi koşulmuş insanlar… dönemin yokedici koşullarının bütün ağırlığını omuzlarında taşıyan ameleler… Çarlık Rusyası gerçekliğinden bir kesit.Yetenekli genç bir ressam olarak kendini kabul ettirmeye başlayan İlya Repin, 1874 yılında burslu olarak yurtdışına çıkmış ve burada özelde Paris"te öğrenimini sürdürmüştü. Paris"in sanatçı çevrelerinde Guy de Maupassant, İvan Turgenyev, Edouard Manet gibi dönemin sanatçıları ve entelektüelleri ile tanışma olanağına sahip olmuştu. Paris"te kaldığı dönemde yarattığı tablolardan biri de yıldönümünde Komün savaşçılarının anısına Père Lachaise mezarlığında yapılan gösteriye ilişkin tabloydu. Bu tabloya esin kaynağı olan gösteri hakkında İlya Repin şunları not ediyor:“İnsan akını durmuyordu. Çiçeklerle kaplanan duvar kırmızı renkte mükemmel bir İran halısını andırıyordu. Bu resmi mutlaka her zaman yanımda taşıdığım seyahat günlüğüme kaydetmek istemiştim. Ancak ilerleyen insan kitlesi benim görüşümü ve çizmemi engelliyordu. Fakat Fransızlar ince duygulu ve saygılı bir halk. Birkaç kalıplı işçi kendiliğinden beni korumaları altına aldılar ve bana yer açtılar. Arkamdan beni teşvik eden sesler kulağıma geliyordu. Yanımdakiler benim kim olduğumu öğrenmeye çalıştılar. Rus olduğumu duyduklarında beni coşkuyla selamladılar -bu o zamanlar alışılmış bir şey değildi- ve beni Rus yoldaşları olarak tanımladılar. Bir adam, Rusların müttefik olması iyidir diyordu: Fransızlar ve Rusların ortak dil konuştuğunu (Paris"te Fransızca konuşan Ruslara rastlamış), Rusların cesur adamlar olduğunu söylüyordu. Zaman uçup geçti ve ben resmimin taslağını bitirdim… (…) Otele döndüğümde yaşadıklarımın canlı resimleriyle doluydum ve birkaç gün içinde resmimi yağlı boyaya döktüm. (İlya Repin, “Uzaktakiler ve Yakındakiler”den, Katalog s.136)Yurtdışında geçirdiği bir yılın ertesinde Rusya"ya yeniden dönen İlya Repin 1907 yılına dek Petersburg Güzel Sanatlar Akademisinde öğretmenlik yaptı. 1905 devrimini ve “Kanlı Pazar” olaylarına tanık olan İlya Repin, ressam arkadaşı Stassov"a mektubunda “Bu vahşi, haktan yoksun ve baskılanmış ülkede yaşamak katlanılmaz bir şey!” (Katalog, s. 26) diye yazıyor ve siyasal olayları tablolarına konu olarak alıyordu. Bu dönemde üzerinde çalıştığı tablolar arasında örneğin “Kanlı Pazar” (1905) ve “Kızıl Cenaze Töreni” (1905 - 1906) yeralıyordu.1905 ve 1917 devrimlerini yaşayan İlya Repin, döneminin diğer duyarlı aydınları gibi politik yaşama büyük ilgi duymuş, Çarlık Rusyası"na muhalif bir sanatçı olarak sanatıyla içerikte ve biçimde bir tutum geliştirmeye çalışmıştı. “Sanat nedir?” “Kimin için sanat?” soruları bu dönemlerde tartışma konusuydu. Sanat ve edebiyat çevrelerindeki tartışmalara katılan Repin, yeni kuşak sanatçılarla eski kuşak “gerçekçiler” arasındaki kamplaşmada kendisini daha çok “gelenekçi” sanatçılar arasında görmesine karşın, sanatta çeşitli biçimlere karşı toleranslı olunması çağrısında da bulunmuştu. 1911 yılında Tüm Rusya Sanatçılar Kongre"sinde yaptığı açılış konuşmasında (”Sanat Nedir?”) İlya Repin"in bu tavrı ifadesini buluyordu. Ama o sanatında, Tolstoy"un, Gogol"ün izini sürmeyi, onların edebiyat alanında yaptıklarını resim alanında uygulamayı seçmişti. Ve bunda da çok yetkin ve başarılıydı.İlya Repin"in tabloları arasında yaptığı portreler özel bir yer tutmaktadır. Sanatçı, büyük hayranlık duyduğu Leo Tolstoy başta olmak üzere, yaşadığı dönemde arkadaşlık ettiği çeşitli sanatçı ve aydınların portrelerini yapmıştır. Bu portreler, İlya Repin"in salt resim tekniğindeki ustalığını değil, bir bütün olarak dünyaya ve insana bakış açısını yansıtmaktadır. Onun portrelerini izlerken, sanatçının sonsuz insan sevgisini, çeşitli insan karakterlerini ifade etmeye verdiği önemi ve saygıyı görmezden edemiyor. Sanatçının bu yaklaşımı yalnızca portre çalışmalarıyla sınırlı değil şüphesiz. Bu özellik, “Propagandacının Tutuklanması”, “Siyasi Toplantı” gibi bir grup insanı resmettiği tablolarda olduğu kadar, insan kitlesi resmettiği tablolarda da her bir insanın farklı karakterini ifade etmeye verdiği önemde kendini gösteriyor.1917 Ekim devrimini 1914′ten itibaren yerleştiği Petersburg yakınındaki Kuokkala"dan izleyen İlya Repin, 1918 yılında Rusya ile Finlandiya arasında yapılan sınır anlaşmasında Kuokkala Finlandiya"ya düşünce Finlandiya vatandaşı olur. Bundan sonraki dönemde Rusya"daki sanat çevreleriyle ilişkisi tamamen kopmamasına karşın, İlya Repin Sovyetler Birliği"ndeki gelişmeleri ve sosyalizmin inşasını uzaktan takip eder bir pozisyondadır. Sovyetler Birliği"nde ise İlya Repin büyük Rus gerçekçisi olarak övgü toplamakta ve genç sanatçılara örnek gösterilmektedir. 1924 yılında 80. doğumgünü nedeniyle İlya Repin"in onuruna Moskova ve Petrograd"da sergiler düzenlenir. 1926 yılında, Stalin"in de önerisi ve desteğiyle İlya Repin"i Sovyetler Birliği"ne yerleşmeye davet eden bir delegasyon ziyaret eder. İlya Repin gönderilen delegasyonu nezaketle ağırlar ve “Kanlı Pazar”, “Kızıl Cenaze Töreni” ve “Aleksander Kerenski Portresi” tablolarını Devrim Müzesi"ne armağan eder, fakat Sovyetler Birliği"ne yerleşme önerisini kabul etmez.1930 yılında Finlandiya"daki evinde ölen İlya Repin, Sovyetler Birliği"nde sosyalist gerçekçiliğin öncülü, büyük Rus gerçekçisi olma sıfatıyla anılmaya devam eder. SSCB Ansiklopedisi"nde İlya Repin"le ilgili olarak şunlar yazılmaktadır:“Başlangıçları Kiev Rusyası"na dayanan Rus sanatı, harika sanat anıtları ortaya koydu. Kiev ve Novgorod"daki Ayasofya kiliselerini inşa eden, Moskova"daki St. Basilius kilisesini yaratan Barma ve Postnik ve ikon ressamı A. Rublyov gibi çok önemli mimar, ressam ve heykeltraşlar çıkarmıştır. Onsekizinci yüzyılda bu ifade biçimini mimarlar Bajenov ve Kasakov, ressamlar Levitski, Borovikoski ve Rokotov, heykeltraşlar Şubin, Martos, Şçedrin ve diğerleri bulurlar. Rus realist resmi, en parlak dönemine 19. yüzyılda, Aleksander İvanov"la başlayarak ulaşır. Realizmin daha sonraki gelişimi Petrov ismiyle öşdeşleşir ve son derece demokratik ve köklerini o zamanın eserlerinde bulan Repin"in yapıtında doruğuna ulaşır. Surikov Rus halkının geçmişini gerçeğe sadık bir biçimde yansıtan tarihi tabloların bir ustası, Levitan realist manzaraların bir ustası, Serov öne çıkan bir portre ressamı idi.”

İngiliz sömürge İMPARATORLUĞU

• Britanya İmparatorluğu'nun oluşumu• 1700 - Doğu Hindistan Şirketi, Bengal’deki Fransız ve Hollandalıları yenerek

1765 - Bengal kontrolü, Doğu Hindistan Kumpanyası bir ordu ve hükümet ile Hint yöneticisi olurİngiliz parlamentosu Şirket politikalarını 1773 ve 1784 kontrol ederek güç kazandı1857 İsyanı

• 1858 Hindistan'da İngiliz Milletler Topluluğu'nun bir parçası haline gelir, viceroy Hindistan devletinin başıdırİngiliz yönetimine karşı 1885 kızgınlıkDoğu Hindistan Şirketi-Suratİngiliz Doğu Hindistan Şirketi Doğu Hint Adaalrına ticaret yapan Londra Ticaret Şirketi olarak, 1600 yılında kurulmuştur.

• 1612 yılında Babür İmparatoru Cihangir batı kıyısında Surat limanında, bir fabrika veya ticaret sonrası kurmak için haklar verdi.

• İngiliz Doğu Hindistan Şirketi kuralı başlar: 1757 Plassey Battle: Bengal üzerine Şirket kurallarıBengal ve Bihar’da gelir toplamak 1765 hakkıKalküta 1772 şirket başkenti1858 yılına kadar Vali Generaller başlamaİngiliz Hindistan yerli Hint devletlerin doğrudan ilhak ve Hint hükümdarları sınırlı özerklik karşılığında Şirket'in hegemonyasını kabul ettiği temel bölgeler VEYA anlaşmaları müteakip doğrudan yönetişim YA tarafından oluşturuldu.Şirket Kural itibaren İngiliz Raj için:1857 Büyük İsyan: değil, belirli bir olayın sonucu; onun nihai salgını sonucu zamanla birçok olaylar ama s birikimi,.Ordu - Hindu ve Müslüman askerlerden oluşan bir kombinasyonu sepoys-idi. Sadece İsyanı öncesi yaklaşık 40.000 İngiliz göre orduda 200.000 hintli üzerinde vardı.1857-1858: REBELLIONOrdu ve diferansiyel tedavisinde yüksek kast konsantrasyonuÖdeme ve tanıtım sorunlarıHayır emeklilik teklifYabancı servisiSilahlara Tallow yağlanmış cartgridgesSivil isyan: feodal soyluluk, kırsal toprak sahipleri ve köylülerIsyanın kanlı 1858 yılında bastırıldı sonra, şirket gitti ve Hindistan iyi Hükümeti Yasası Hindistan yönetişim değiştirir edilir - İngiliz Milletler Topluluğu'nun bir parçası olarak şimdi Hindistan

• Babür Asya’nın en büyük kara güçlerinden hanedanlığının kurulduğu Hindistan’a ilk akınlarını yaparken Portekiz donanması Hint okyanusunu kontrol altına almıştı?! Almaktaydı..

• Portekizliler 16.yy.ın başında Hint okyanusu üzerindeki denetim hızla gelişti..Atlantik güzergahını 15.yy keşfetmeleri, altın baharat bulmadaki becerilerinden yararlandılar..

• Küçük ülkeleri salgından kavruluyordu ve neredeyse her şeyden yoksundular..dışarıda güç ve bolluk arayışları korkunç bir boyuttaydı..

• Venedik-Osmanlı bozuşması biber ticareti…• Herman Kulke, Dietmar Rothermund, Hindistan

Tarihi, İmge, 2001,(ilk basım 1986)S, 304

Notlar.• Türk-Hint devleti ticareti kontrol altında tutmaya

değil toprak vergilerinin toplanmasına dayanıyordu?! Hint-Türk yönetimi ticarete büyük ilgi duydu ama değerli metal akışı kesilmedikçe halkı ve içindeki güçleri göz ardı edemezdi..Avrupa güçleri bu akışı kesmedi..destekledi.(madeni az Hindin)

• Hint-Türk devletinin tarımsal temeli ağır vergilerle zayıfladı..ayaklanmalar..hafif ateşli silahların bir nalbant tarafından bile yapılabilmesi ayaklanmaları kolaylaştırdı..

• Hollandalılar Portekiz’i gölgede bıraktı• 1600 İngiliz Doğu Hindistan Kumpanyası(Hollanda’daki benzerinden çok

daha küçük ölçekli, gerekli sermaye sağlamak üzere kuruldu)• 1602 Hollanda Doğu Hindistan kumpanyası (1579 yedi Hollanda

eyaletinin birliği-kumpanya sermaye için değil öldürücü rekabeti önlemek için kuruldu)

• Hint sahilinin dBatı Avrupalı Doğu Hindistan şirketleri tarafından işgaliyle Portekiz’in asla başaramadığı şey gerçekleşti. Akdeniz’de ticaret tersine döndü. Doğu Akdeniz’den batıya taşınan malları şimdi, Doğu Akdeniz’e sevk ediyorlar.)Doğu akdeniz ticareti 16.yy sonu kısa canlamması sonra ani gerileme..

• Doğu Hindistan Şirketleri kıtalar arası ticarette ustalaştı..Bu uzmanlaşma İngiliz DHŞ ile ateşlendi..ingler kendi gemilerini yapmaktan vaz geçti, özel gemi sahiplerinden kiraladı..İngiliz sistemini belirleyen iş bölümü, uzmanlık, bu sistemi, hantal bürokrasili Hollandaya göre dha etkin kıldı..

• 1664 Fransız Doğu Hindistan Kumpanyası.Hint tarihinde önemli rol oynamaya hazırlanan başka bir avrupa devleti Fransa.

• Herman Kulke, Dietmar Rothermund, Hindistan Tarihi, İmge, 2001,(ilk basım 1986)S, 312-316

• Avrupalı Güçler ve Hint Türk imp’nun çöküşü• Ponting, s.643-45.

• Batı Avrupa Doğu Hindistan Şirketlerinin yükselişi Türk Hint imparatorluğunun en güçlü olduğu döneme rastlar..Delhi Avrupalıları Asya’da marjinal figürler olarak gördü..314

• 1686 İngler denizde çaresiz gördükleri Hint Türk yönetimine karşı bir deniz savaşı başlattı.ancak bir yararı sağlamadı.

• Herman Kulke, Dietmar Rothermund, Hindistan Tarihi, İmge, 2001,(ilk basım 1986),S. 312-316

Hindistan ve Güneydoğu Asya’da İngiliz hakimiyeti

• Avrupa’nın Asya üzerindeki ilk büyük etkisi Hindistan üzerinde..,

• 1707 Babürlü imp. dağıldı.Zayıf Babürlü hükümdara sadece ismen bağlı yerel, bölgesel krallıklar ortaya çıktı..(1857’de resmen lağv edilecek)

• 1750 İngilizler Fransızları yenilgiye uğrattı..

• Ponting, s.643-645.

• Hindistan'da dahili bölünmeler nedeniyle bir bölgeyi ele geçiren İng.ler buranın kuvvetinden yararlanarak bir diğerini…

• Babür soyundan gelen ve diğer Babürlü aileler gibi bir krallık yaratmaya çalışan Bengal navvabı Siracüd Devle doğu Hindistan kumpanyası ana ticaret merkezi Kalküta’yı zabt ticaret karşılığı para ister..kumpanya red etti..nevvabın muhaliflerinden bir kuvvetle…nevvab idam edildi..yerine kukla hükümdar..ancak Babür imp ile pazarlık 1765’e kadar devam etti…(Robert Clive konuyla ilgilenir…bu sadece clive’ın değil İng’nin de kaderini değiştiren olay…Hin. Boyun eğer..clive 1774’de intihar eder..Amerikada görevlendirilecekti..)

• Kumpanyanın gümüşle ödenen Bengal, Bihar, Orissa gelirlerini toplamasına izin verildi..Bu Avrupalıların o zamana kadar görmedikleri bir zenginlik yarattı..Britanyalılar vergiden muaf kendi ticaretlerini yaptı..gümrük vergisi

• Bengal üzerindeki hakimiyet Britanya'nın Hindistan'daki yayılmasının anahtarı oldu…

• Hindistan vergi geliri satılacak Hint malı alımı…dolayısıyla Asya ile ticareti yılardır kısıtlayan maden akışı yok..ve Hindistan'da kalıcı ordu finanse…

• Ponting, 643-45.

• 1779 Hindu Maratha hükümdarı tarafından mağlup edilseler de 1790 Hindistan Britanya hazinesine yılda 500.000 sterlin katkı..kumpanya devam etsede yozlaşma önlemek amacıyla Britanya kontrolü kalkütada genel vali ve denetleme kurulu Londra'da..

• Hindistan'daki İng yayılması bilinçli bir tasarı. Amaç vergi tabanını genişletme ordu masrafını karşılama..ordu için baskı bir çok hükümdarın gerilimini artırdı..yönetim devam edemedi ing tarafından devr alındı.Yayılmaya üç büyük Hint devleti karşı çıktı: Mysore, Marathalar, Sihler…

• Daha iyi örgütlenmişlerdi..Avrupalı özellikle Fransız uzmanlar kullanıyor ing zorluyorlardı..

• 1792 Mysore mağlup edildi. Ancak 1798-1805 Richard Wellesley valiliği dönemine kadar etkili saldırı başlatılamadı. Bu dönem tam bir yayılmacı politika..

• 1803-1805 marathalar a karşı başarı…Delhi’nin zabtı ve Babür Hükümdarı denetim altına alınması…

• Bedel üçe katlanan borç Marathalar 1817’e kadar kesin mağlup olmadı…• 1818 büyük alanlar hakimiyet altında benzeri olmayan bir zenginlik kontrol altında

1820 geliri 1770 gelirinin 7 katı..• Ponting, s.643-645.

Yayılmaya üç büyük Hint devleti karşı çıktı: Mysore, Marathalar,

Sihler…• Maratha

Britanya ve Hindistan• 1818 sonrası İngilizler kırılgan ama istikrarlı sistem kurdular.• Hint devletlerinin ikili ilişkilerine izin verilmedi• Hükümdarlara sarayları törenler için özerklik verildi.• İngiliz danışman ve Hint ordusunun ve ing idaresi mali olarak

desteklemeleri üzerinden denetim oluşturuldu.• Sind 1839-42’ye kadar fethedilmedi Sih hükümdarlar hükümdarı

güçlüydü. Fransız askerleri idaresinde etkili ordu.• İng Sihlere karşı ancak 1848’de zafer kazandı• Afganistan'ı işgal girişimleri felaketle sonuçlandı.• Yine de Hindistan sınırı 1840 ların sonlarında daha güven altında.• Ponting, s.648

Britanya ve Hindistan Ekonomisi• Doğu Hindistan Kumpanya’sının ana motivasyonu ticaret ve zenginlik olmaya devam etti.• Avadh nevvabı İng ordusunu beslemek için talepleri karşılayamayınca İng artan müdahalesi kendini gösterdi.• İng istediği mallar pamuk ve Çivit üretimi için zorlandı..Avadh ekonomisine yeniden şekil verildi.Kumpanyanın

Çin’den aldığı çay için para bulunması gerekiyordu. Altın hala yetersizdi..• Pamuk ihracatı hayati unsurdu.Çin’e ihracatı 1800 15 balya 1805 60.000 balya. Çivit Britanyaya gönderiliyordu..

• Çin çayı ödemesi için yeterli değildi. Çin’e Afyon ihrac etmeye başladılar..1820 de bu İng gelirinin 1/6’sı.

• İngilizler özellikle kumpanya kendisi için karlı bir döngüyü başarmıştı.• Hint arazi vergi geliri hin kontrol eden ve asyada yayılma gücü masrafları için…• Ticaret üzerindeki denetim de…sadece idare için değil fazla da bırakıyor artık gelir..

• Hindistan ekonomisi üzerine kurulan hakimiyet hayati öneme sahip…hala 19. yy hint kumaşı kaliteli..makineleşme fiyat avantajı…hindistana giren ing malı vergiden muaf…Pazar ele geçirildi..

• Hindistan endüstrisi yok edildi..

• Avrupa ticareti (2000 yıldır var) doğası tersine döndü..Hindistan ekonomisi üzerindeki İng hakimiyeti Avrupanın Asaydan satabildiğinden daha fazla mal alması yerine, aldığından daha fazla satmasını sağlıyordu..

• Dünyayla yapılan ticaret açığı böylece kapatılıyor..• 1853 Hin da ilk demir yolu Bombay içlerine • Ponting,

Avadh• Avadh nevvabı İng ordusunu

beslemek için talepleri karşılayamayınca İng artan müdahalesi kendini gösterdi.

• İng istediği mallar pamuk ve Çivit üretimi için zorladı..Avadh ekonomisine yeniden şekil verildi.

• Kumpanyanın Çin’den aldığı çay için para bulunması gerekiyordu. Altın hala yetersizdi..

• Muhammed Ali Şah Avadh Nevvablarından

Büyük isyan ve sonrası

• 1850’de İng Hindistanda en büyük güç olsada idaresi hala zayıf

• 1857 Babürlü İmp’nun resmen lağvı• Viktoria’nın Hindistan Kraliçeliği• 600 sözde bağımsız Hint prensinin 1935’e

kadar kontrolü

İngilizlerin afyon fabrikasında çalışan Hintli işçiler.

İngilizlerin yeniden hakimiyeti ele geçirmesini betimleyen bir resim.