Upload
others
View
1
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Taner ÇİFTÇİ YÜKSEK LİSANS TEZİ
DATÇA (MUĞLA) VE YAKIN DOLAYININ JEOLOJİSİ
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ADANA, 2010
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
DATÇA (MUĞLA) VE YAKIN DOLAYININ JEOLOJİSİ
Taner ÇİFTÇİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
Bu Tez 09/07/2010 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu ile Kabul Edilmiştir. ……………….................... ………………………….. ……................................ Prof. Dr. Cavit DEMİRKOL Prof. U. Can ÜNLÜGENÇ Doç. Dr. Erol ÖZER DANIŞMAN ÜYE ÜYE Bu Tez Enstitümüz Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No:
Prof. Dr. İlhami YEĞİNGİL Enstitü Müdürü
Bu Çalışma Ç. Ü. Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: MMF2009YL57 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge ve fotoğrafların
kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.
I
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DATÇA (MUĞLA) VE YAKIN DOLAYININ JEOLOJİSİ
Taner ÇİFTÇİ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
Danışman :Prof. Dr. Cavit DEMİRKOL Yıl: 2010, Sayfa:91 Jüri :Prof. Dr. Cavit DEMİRKOL :Prof. Dr. Ulvi Can ÜNLÜGENÇ :Doç. Dr. Erol ÖZER
Bu çalışma, Muğla iline bağlı Datça ilçesi ve yakın dolayının dahil olduğu, Marmaris O19 a3-d2 ve kısmen Marmaris O19 a4-d1 paftalarının içerisinde kalan alanda gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık 108 km2’lik bu alanda bölgenin yapısal konumu ve Likya Napları’nın bölgedeki tektonostratigrafik yerleşimi açıklanmaya çalışılmıştır.
Çalışma alanındaki litostratigrafi birimleri, arasında önemli zaman boşluğu olan paleotektonik ve neotektonik birimlerden oluşmaktadır. Çalışma alanında tektonostratigrafik yerleşime göre 7 adet litostratigrafi birimi haritalanmıştır. Bu birimler sırasıyla; alt tektonik dilimi oluşturan Apsiyen-Albiyen yaşlı Marmaris peridotiti, orta tektonik dilimi oluşturan Toarsiyen-Üst Kretase yaşlı Göçgediği formasyonu, üst tektonik dilimi oluşturan Orta Triyas-Liyas yaşlı Kayaköy dolomiti, Üst Jura-Alt Maestrihtiyen yaşlı Orhaniye formasyonu ve Üst Senoniyen yaşlı Karaböğürtlen formasyonudur. Bu paleotektonik birimlerin üzerine açısal uyumsuzlukla Üst Piyasensiyen yaşlı Yıldırımlı formasyonu gelmektedir. Neotektonik birimlerin en genç çökelimi ise, açısal uyumsuzlukla Yıldırımlı formasyonu üzerinde yer alan Kuvaterner yaşlı volkanikler, yamaç molozları, plaj çökelleri ve alüvyondur. Çalışma alanının tektonik konumu kapsamında bölgede 9 adet fay haritalanmıştır. Yapılan arazi çalışmaları sonucunda elde edilen bulgularla, bölgenin 1/25.000 ölçekli detay jeoloji haritası, genelleştirilmiş tektonostratigrafik kesiti ve jeoloji enine kesitleri hazırlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Datça, Muğla, Tektono-stratigrafi, Likya Napları
II
ABSTRACT
MSc THESIS
GEOLOGY OF DATÇA (MUĞLA) AND ITS NEAR SURROUNDINGS AREA
Taner ÇİFTÇİ
DEPARTMENT OF GEOLOGICAL ENGINEERING
INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF ÇUKUROVA
Supervisor :Prof. Dr. Cavit DEMİRKOL Year: 2010, Pages:91 Jury :Prof. Dr. Cavit DEMİRKOL :Prof. Dr. Ulvi Can ÜNLÜGENÇ :Assoc. Prof. Dr. Erol ÖZER
This study has been carried out in the topographic maps of Marmaris O19 a3-d2 and partially in the Marmaris O19 a4-d1 where include Datça village and its near surroundings in Muğla. Structural position of the investigated area that covers an area of approximately 108 square km have been studied and also tectono-stratigraphical setting of Lycian nappes seen in the area are tried to be explained.
Lithostratigraphical units of the area are mainly made up of palaeotectonic and neo-tectonic units that have subsequent (long) time gap each other. 7 lithostratigraphical units have been differentiated and mapped according to the settlement of the tectono-stratigraphical units of the study area. These units from bottom to the top as follow; Aptian-Albian age Marmaris peridotits (lower tectonic slice); Toarcian-Late Creatceous age Göçgediği formation (middle tectonic slice); and middle Triassic-Liassic age Kayaköy dolomites, late Jurassic-Lower Maastrichtian age Orhaniye formation and late Senonian age Karaböğürtlen formation (upper tectonic slice). Terrestrial and marine facies of Yıldırımlı formation is of late Piacenzian age rests on the present palaeotectonic units with angular unconformity. The youngest sediments of neo-tectonic units are Quaternary age volcanics, slope deposits, beachs sediments and alluviums that rest on the Yıldırımlı formation with angular unconformity. 9 differently oriented normal and dextral strike slip faults have been observed and mapped within the investigated area. 1/25.000 scale detailed geological maps of the study area, generalized tectono-stratigraphical section and three geological cross sections have been prepared with the data obtained from the field studies. Key words: Datça, Muğla, Tectono-stratigraphy, Lycian Nappes
III
TEŞEKKÜR
Çukurova Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği
Anabilim Dalı’nda yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışma Prof. Dr. Cavit
DEMİRKOL danışmanlığında gerçekleştirilmiştir.
Öncelikle beni yüksek lisans öğrencisi olarak kabul eden ve çalışmalarım
süresince değerli öneri ve eleştirileri ile yönlendiren, araştırmalarımın her safhasında
benden desteğini esirgemeyen danışman hocam sayın Prof. Dr. Cavit DEMİRKOL’a
teşekkürlerimi sunarım.
Yapılan bu çalışmanın düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlayan Jeoloji
Mühendisliği Bölüm Başkanı sayın Prof. Dr. Ulvi Can ÜNLÜGENÇ’e teşekkürü bir
borç bilirim.
Çalışmalarım boyunca yardım ve önerilerini benden esirgemeyen sayın Doç.
Dr. Erol ÖZER’e teşekkür ederim.
Lisans ve yüksek lisans eğitimim boyunca değerli tavsiye ve yardımlarından
dolayı Yrd. Doç. Dr. Ulaş İnan SEVİMLİ’ye teşekkürü bir borç bilirim.
Arazi çalışmaları sırasındaki yardımlarından dolayı arkadaşım Jeoloji
Mühendisi Hüseyin Göksen TAŞDÖĞEN’e ve tez yazım aşamasındaki katkılarından
dolayı Esin ÖZDEMİR’e teşekkür ederim.
Çalışma alanım olan Datça’daki değerli yardım ve katkılarından dolayı Zuhal
Ünsel ve Mehmet TAŞDÖĞEN’e, Fatma TAŞDÖĞEN’e, Gülgün ve Nazmi
KAYA’ya, Hüsnügül ve Zait UÇAR’a teşekkür ederim.
Yüksek lisans çalışmam boyunca sağladıkları değerli yardımlardan dolayı
Cemile BOZACIOĞLU ile Fatma ve Cumali KILIÇ’a teşekkürlerimi sunarım.
Son olarak, bütün eğitim hayatım boyunca maddi ve manevi yardımlarını
benden esirgemeyen annem Mihriban ÇİFTÇİ’ye ve babam Kamil ÇİFTÇİ’ye
sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
IV
İÇİNDEKİLER SAYFA
ÖZ ........................................................................................................................I
ABSTRACT ....................................................................................................... II
TEŞEKKÜR ...................................................................................................... III
İÇİNDEKİLER............................................................................................ …..IV
ŞEKİLLER DİZİNİ ........................................................................................... VI
RESİMLER DİZİNİ..........................................................................................VII
1. GİRİŞ .............................................................................................................. 1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR................................................................................ 3
3. MATERYAL VE METOD .............................................................................. 5
3.1. Materyal ................................................................................................... 5
3.2. Metod ...................................................................................................... 6
3.2.1. Saha Öncesi Çalışmalar..................................................................... 6
3.2.2. Saha Çalışmaları ............................................................................... 6
3.2.3. Değerlendirme ve Tez Yazım Çalışmaları ......................................... 7
4. BULGULAR VE TARTIŞMA ........................................................................ 9
4.1. Tektonostratigrafi ................................................................................... 11
4.1.1. Tersiyer Öncesi Birimler ................................................................. 11
4.1.1.1. Alt Tektonik Dilim................................................................... 12
4.1.1.1.(1). Marmaris Peridotiti (Kmo) ............................................. 12
4.1.1.2. Orta Tektonik Dilim................................................................. 18
4.1.1.2.(1). Göçgediği Formasyonu (Kg) .......................................... 18
4.1.1.3. Üst Tektonik Dilim.................................................................. 21
4.1.1.3.(1). Kayaköy Dolomiti (TRJk).............................................. 21
4.1.1.3.(2) Orhaniye Formasyonu (JKo) ........................................... 27
4.1.1.3.(3) Karaböğürtlen Formasyonu (Kka) ................................... 33
4.1.2. Neojen ve Daha Genç Birimler ........................................................ 37
4.1.2.1. Pliyosen ................................................................................... 37
4.1.2.1.(1). Yıldırımlı Formasyonu (Plyı) ......................................... 37
4.1.2.1.(1).(1). Karasal Yıldırımlı Formasyonu (Plyık)................. 38
V
4.1.2.1.(1).(2). Denizel Yıldırımlı Formasyonu (Plyıd) ................ 45
4.1.2.2. Kuvaterner ............................................................................... 51
4.1.2.2.(1). Kos-Nysiros Volkanik Ürünleri (Qkn)............................ 51
4.1.2.2.(2). Yamaç Molozu ve Birikinti Konileri (Qym) ................... 52
4.1.2.2.(3). Alüvyonlar (Qal) ............................................................ 56
4.1.2.2.(4). Plaj Oluşukları (Qp) ....................................................... 56
4.2. Yapısal Jeoloji ........................................................................................ 57
4.2.1. Paleotektonik (Eski Tektonik Döneme Ait) Yapılar ......................... 57
4.2.2. Neotektonik (Yeni Tektonik Döneme Ait)Yapılar............................ 58
4.2.2.1. Normal Faylar .......................................................................... 60
4.2.2.1.(1). KD-GB Gidişli Faylar .................................................... 60
4.2.2.1.(2). KB-GD Gidişli Faylar .................................................... 60
4.2.2.1.(3). D-B Gidişli Faylar.......................................................... 63
4.2.2.2. Doğrultu Atımlı Faylar............................................................. 64
4.2.2.3. Datça Grabeni .......................................................................... 65
4.2.3. Bölgenin Depremselliği ................................................................... 67
4.2.4. Tabaka Doğrultu-Eğim değerleri ..................................................... 68
4.2.5. Açısal Uyumsuzluklar ..................................................................... 69
4.3. Jeomorfoloji............................................................................................ 70
4.3.1. Datça Yarımadası’nın Fiziki Coğrafya Özellikleri ........................... 70
4.4. Jeolojik Tarihçe ...................................................................................... 76
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER ....................................................................... 81
KAYNAKLAR.................................................................................................. 83
ÖZGEÇMİŞ....................................................................................................... 89
EKLER.............................................................................................................. 91
VI
ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA
Şekil 1.1. Çalışma alanı yer bulduru haritası...........................................................2
Şekil 4.1. Çalışma alanının genelleştirilmiş tektonostratigrafi kesiti...................... 10
Şekil 4.2. Datça yarımadasındaki ofiyolitlerin tektonik olarak aldanmasını
açıklayan ölçeksiz şematik enine kesit .................................................. 17
Şekil 4.3. Yıldırımlı formasyonun (Plyı) yanal ve düşey fasiyes değişimlerini
gösterir ölçeksiz sütun kesiti ................................................................. 38
Şekil 4.4. Yıldırımlı Tepe ölçülü stratigrafi kesiti ................................................. 46
Şekil 4.5. Datça Yarımadası ve civarındaki aktif faylar ve bölgede meydana
gelmiş büyük depremlerin yıllara göre dağılımı .................................... 59
Şekil 4.6. Datça yerleşim alanı ve civarının neotektonik haritası........................... 66
Şekil 4.7. Datça yarımadası ve civarının 1:250.000 ölçekli topoğrafik
haritalarından hazırlanan kabartma haritası ........................................... 71
Şekil 4.8. Datça Yarımadası ve civarının yükselti haritası..................................... 72
Şekil 4.9. Datça Yarımadası’nın drenaj haritası .................................................... 72
Şekil 4.10. Datça ve yakın civarının drenaj ve neotektonik haritası......................... 75
Şekil 4.11. GB Anadolu'nun levha tektoniği açımlaması......................................... 78
VII
RESİMLER DİZİNİ SAYFA
Resim 4.1. Marmaris peridotitinin (Kmo), Datça yarımadası’nın kuzey kıyı
şeridindeki (J4) grimsi-kahverengi görünümü ................................... 13
Resim 4.2. Marmaris peridotitinin (Kmo), Datça yarımadası’nın güney kıyı
şeridindeki yeşilimsi-kahverengi görünümü ...................................... 13
Resim 4.3. Marmaris peridotitinde (Kmo) gözlenen serpantinleşme (J4) ............ 14
Resim 4.4. Marmaris peridotiti (Kmo) içerisindeki karbonat bantları (H5).......... 14
Resim 4.5. Kızlan köyü (G5) kuzeyinde, Marmaris peridotiti (Kmo) ile
denizel Yıldırımlı formasyonunu (Plyıd) ayıran normal fay............... 15
Resim 4.6. Kızlan köyü (G5) kuzeydoğusunda, Marmaris peridotiti (Kmo) ile
denizel Yıldırımlı formasyonun (Plyıd) dokanak ilişkisi.................... 16
Resim 4.7. Kızlan köyü (G5) kuzeydoğusunda, Marmaris peridotiti (Kmo) ile
denizel Yıldırımlı formasyonun (Plyıd) uyumsuzluk
(nonkonformite) ilişkisi..................................................................... 16
Resim 4.8. Hızırşah köyünden (D9) Kovanlık Tepe’nin (C9) görünümü ve
Göçgediği formasyonu (Kg) ile Karaböğürtlen formasyonu (Kka)
arasındaki dokanak sınırı (Doğu’dan Batı’ ya bakış) ......................... 19
Resim 4.9. Kovanlık Tepe’de (C9) gözlenen, Göçgediği formasyonunun (Kg)
kalsitürbidit ve marn seviyeleri ......................................................... 19
Resim 4.10. Kovanlık Tepe’de (C9) gözlenen, Göçgediği formasyonunun (Kg)
iyi çimentolanmış, silisli- killi marn görünümü ................................. 20
Resim 4.11. Kayaköy dolomitinin (TRJk) alt seviyelerinde gözlenen, dağınık
bloklar halindeki silik alg izli dolomitler ........................................... 22
Resim 4.12. Kayaköy dolomitinin (TRJk) alt seviyelerinde gözlenen silik-alg
izli bir dolomit bloğunun yakından görünümü................................... 23
Resim 4.13. Karadağ’da (B12) gözlenen, Kayaköy dolomitinden (TRJk) oluşan
yamaç döküntülerinin görünümü....................................................... 23
Resim 4.14. Hızırşah köyünden (D9) Karadağ’daki (B12) Kayaköy dolomitini
(TRJk) kesen D-B doğrultulu normal fayın görünümü ....................... 24
VIII
Resim 4.15. Karadağ’da (B12), Kayaköy dolomitinin (TRJk) erime boşluklu,
sarımsı-bej dolomitlerinin genel görünümü ....................................... 25
Resim4.16. Hızırşah köyünün (D9) güneyinde gözlenen, D-B doğrultulu
normal fay ve Kayaköy dolomitinin (TRJk) Karaböğürtlen
formasyonu (Kka) ile dokanak ilişkisi ............................................... 26
Resim 4.17. İnce Burun’da (C1), Orhaniye formasyonunun (JKo) değişik eğim
açılı tabakalanmaları ve birim içindeki renk değişimleri.................... 28
Resim 4.18. İnce Burun’da (C1), Orhaniye formasyonunun (JKo) kırıklı-
çatlaklı tabakalanma üzerine gelen iyi derecede kıvrımlanmış,
kiltaşı arakatkılı kireçtaşları .............................................................. 29
Resim 4.19. İnce Burun’da (C1), Orhaniye formasyonunun (JKo) yanal yönde
renk değişimi gösteren kıvrımlı mikritik kireçtaşları.......................... 29
Resim 4.20. Gerence Burnunda (B4), Orhaniye formasyonun (JKo) pembemsi-
kırmızı renkli mikritik kireçtaşları..................................................... 30
Resim 4.21. Gerence Burnunda (B4), Orhaniye formasyonun (JKo) gri,
mavimsi gri renkli mikritik kireçtaşları.............................................. 31
Resim 4.22. Gerence Burnunda (B4), Orhaniye formasyonunun (JKo) değişik
renkler sergileyen mikritik kireçtaşları .............................................. 31
Resim 4.23. Karaböğürtlen formasyonundaki (Kka) bol çatlaklı mikritik
kireçtaşlarının kuzey sahil şeridindeki görünümü .............................. 34
Resim 4.24. Karaböğürtlen formasyonunda (Kka) gözlenen, dağınık bloklar
halinde çatlaklı mikritik kireçtaşları .................................................. 35
Resim 4.25. Hızırşah köyünde (D9) gözlenen kiltaşı–boksit geçişi ....................... 35
Resim 4.26. Hızırşah köyünün (D9) güneybatısında, Palamutbükü yolu
boyunca gözlenen kireçtaşı mercekleri .............................................. 36
Resim 4.27. Kızlan köyü (G5) kuzeybatısında karasal Yıldırımlı
formasyonu’nun (Plyık) ince-orta çakıllı, iyi çimentolanmış
kireçtaşı blokları ............................................................................... 40
Resim 4.28. Kızlan köyü (G5) kuzeybatısında Yıldırımlı formasyonunu (Plyı)
ikiye bölüp, her iki bloktaki topoğrafyada eğim farklılıkları
yaratan D-B doğrultulu normal fay.................................................... 40
IX
Resim 4.29. Kızlan köyü (G5) doğusunda, tabanda konglomera ile başlayarak,
kumtaşı, kiltaşı ardalanmalı tabakalanmaların görünümü .................. 42
Resim 4.30. Kızlan köyü (G5) kuzeydoğusunda, ince taneli kumtaşlarında
gözlenen kama şekilli çapraz tabakalanmalar .................................... 42
Resim 4.31. Kızlan köyü (G5) kuzeydoğusunda, iri taneli kumtaşları içerisinde
gözlenen mercek şekilli tabakalanmalar ............................................ 43
Resim 4.32. İnceleme alanının batısındaki Yıldırımlı Tepe’de gözlenen iyi
derecede çimentolanmış, ince kumtaşlarının oluşturduğu akarsu
yatağı................................................................................................ 44
Resim 4.33. İnceleme alanının batısındaki Yıldırımlı Tepe’de gözlenen, tabaka
altı oygu-dolgu yapıları ..................................................................... 44
Resim 4.34. İnceleme alanının batısındaki Yıldırımlı Tepe’nin üst
seviyelerinde, üst fasiyese ait denizel ortamı karakterize eden açık
renkli kumtaşı-kiltaşı ardalanması ..................................................... 45
Resim 4.35. Parmak Burnunda (B17) gözlenen, Karasal Yıldırımlı
formasyonunun (Plyık) yataya yakın eğimli konglomera
tabakalanması ................................................................................... 47
Resim 4.36. Karadağ’da (B12) gözlenen yamaç molozu oluşumu......................... 53
Resim 4.37. Çalışma alanının kuzey kıyı şeridinde, Marmaris peridotitinin
(Kmo) yer aldığı tepelerin arasında sık ve tekrarlı rastlanılan
küçük vadiler .................................................................................... 54
Resim 4.38. Datça yarımadası’nın kuzey kıyı şeridinde, yukarıdan taşınan kil
ve serpantin parçalarınla oluşan gevşek yapılı fanglomera ve
karbonat bantları ............................................................................... 54
Resim 4.39. Yıldırımlı formasyonunun (Plyı), kuzey kıyı şeridindeki
yamaçlarda yukarıdan taşınan alüvyon ile uyumsuz olarak
örtülmesi........................................................................................... 55
Resim 4.40. Kuzeydoğu kıyı şeridinde, alttaki serpantin üzerine yukarıdan
taşınan köşeli peridotit ve çakıltaşlarının oluşturduğu fanglomera ..... 55
X
Resim 4.41. Orhaniye formasyonu (JKo) ve Karaböğürtlen formasyonunu
(Kka) ayıran KB-GD doğrultulu normal fay. Güzne Düzünden
(B5) Gerence Burnu’na (B4) bakış (Güney’den kuzey’e bakış) ......... 61
Resim 4.42. Bağdınca mevkiinde (E5), karasal Yıldırımlı formasyonu (Plyık)
ile denizel Yıldırımlı formasyonunu (Plyıd) birbirinden ayıran
KB-GD doğrultulu normal fayın görünümü....................................... 62
Resim 4.43. Aksu mevkiinde (D4), karasal Yıldırımlı formasyonu (Plyık) ile
denizel Yıldırımlı formasyonunu (Plyıd) birbirinden ayıran KB-
GD doğrultulu normal fayın görünümü ............................................. 62
Resim 4.44. Gerence Burnundan (B4) geçen fay üzerinde gözlenen yıkılmış bir
harabe ............................................................................................... 63
Resim 4.45. Hızırşah köyü (D9) civarından Karadağ’ın (B12) kuzey yamacına
bakış ve Kayaköy dolomitini (TRJk) kesen doğu-batı doğrultulu
fay .................................................................................................... 64
Resim 4.46. Kargı koyu (F13) civarında gözlenen doğrultu atımlı sağ yönlü
fayın denizden görünümü.................................................................. 65
Resim 4.47. Datça Grabeni’nin (öndeki açık alan) Kızlan Köyü’ nün (G5)
kuzeyinden görünümü (Kuzey’ den güney’e bakış) ........................... 67
Resim 4.48. Datça Grabeni’nin(öndeki alçak alan) doğusunda yer alan ve batı
kesime göre daha yayvan topoğrafyanın görünümü (Karaköy’ ün
(B8) batısından doğuya bakış) ........................................................... 73
Resim 4.49. Datça Grabeni’nin (öndeki alçak alan) kuzey kenarından güneye
bakış ve Kocadağ’ın görüntüsü (Kızılağaç Tepe’ den Kocadağ’a
bakış) ................................................................................................ 74
1. GİRİŞ Taner ÇİFTÇİ
1
1. GİRİŞ
İnceleme alanı Muğla iline bağlı Datça ilçesi ve yakın dolayını kapsamaktadır
(Şekil 1.1). Çalışma alanı 1/25.000 ölçekli Marmaris O19 a3 ve d2 topoğrafik
paftaları içerisinde yer almakta ve yaklaşık 108 km2’lik bir alanı kapsamaktadır.
Ayrıca, Marmaris O19 a4 ve d1 paftaları içerisinde de litostratigrafi birimlerinin
devamlılığı kısmen incelenmiştir. Çalışma alanı içerisinde yer alan başlıca yerleşim
yerleri; Datça ilçesi (G12), Kızla Köyü (G7), Hızırşah Köyü (D11), Karaköy (B10)
ve Reşadiye (E9)’dir (Ek 1).
Yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışmada, inceleme alanındaki Likya
Napları, tektonostratigrafik konumlarına göre 7 farklı litostratigrafi birimi şeklinde
ayırtlanarak haritalanmıştır. Bu birimler sırasıyla; alt tektonik dilimi oluşturan
Apsiyen-Albiyen yaşlı Marmaris peridotiti, orta tektonik dilimi oluşturan Toarsiyen-
Üst Kretase yaşlı Göçgediği formasyonu, üst tektonik dilimi oluşturan Orta Triyas-
Liyas yaşlı Kayaköy dolomiti, Üst Jura-Alt Maestrihtiyen yaşlı Orhaniye formasyonu
ve Üst Senoniyen yaşlı Karaböğürtlen formasyonudur. Mevcut bu paleotektonik
birimlerin üzerine açısal uyumsuzluk ile karasal ve denizel fasiyeslerden oluşan Üst
Piyasensiyen yaşlı Yıldırımlı formasyonu gelmektedir. Neotektonik birimlerin en
genç birimi ise, açısal uyumsuzlukla Yıldırımlı formasyonu üzerinde yer alan
Kuvaterner yaşlı volkanikler, yamaç molozları, plaj çökelleri ve alüvyondur.
Bu çalışmada, inceleme alanında yüzeyleyen birimlerin dağılımlarının,
litolojik özelliklerinin, stratigrafik ve tektonostratigrafik konumları ile bu birimlerin
birbirleriyle olan ilişkilerinin belirlenmesi amacıyla, çalışma alanının 1/25.000
ölçekli detay jeoloji haritası, genelleştirilmiş tektonostratigrafik kesiti ve 3 farklı
güzergahtan alınan jeoloji enine kesitleri hazırlanmıştır. Hazırlanan harita, kesit,
şekil ve çizelgeler ile elde edilen arazi bulguları, araziden derlenen görüntülerle
birlikte Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, tez yazım kurallarına bağlı
kalınarak bir yüksek lisans tezi haline getirilmiştir.
1. GİRİŞ Taner ÇİFTÇİ
2
.
Çal
ışm
a A
lanı
MU
ĞLA
İSTA
NB
UL
Şeki
l 1.1
. Çal
ışm
a al
anı y
er b
uldu
ru h
arita
sı.
Kuz
ey
Gün
ey
Doğ
u B
atı K
.B
K.D
G.D
G
.B
AN
KA
RA
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Taner ÇİFTÇİ
3
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Datça Yarımadası’ndaki ilk jeolojik çalışma gözlem niteliğinde olmak üzere
Philipson (1915) ve Oppenheim (1918) tarafından yapılmıştır. Chaput (1936)
bölgenin jeomorfolojisi ile ilgili bilgi vermiş; Kaaden ve Metz (1954), Chaput (1955)
bölgenin jeolojisini ve paleontolojisini çalışmış; Tintant (1954) zengin Pliyosen fosil
faunasında araştırmalarda bulunmuş, Kaaden (1960) tektonik ve volkanizmaya
yönelik çalışmalar yaparken, Rossi (1966), Orombelli ve diğ. (1967), Becker ve
Platen (1970) bölgenin genel olarak jeolojisini çalışmışlardır. Erol (1968, 1976,
1983) Kuvaterner’de Ege Kıyıları’nda meydana gelen değişimleri incelemiş ve Datça
Yarımadası kıyılarına da değinmiştir. Ercan ve diğ. (1980, 1982a, b, 1984),
yarımadanın Pliyo–Kuvaterner yaşlı çökel kayalarını kapsayan stratigrafi ve
volkanizmaya yönelik çalışmalar yapmış, Willman (1981) Yunan adalarında (Rodos
ve Kos) yaptığı stratigrafik ve paleontolojik çalışmaları bu bölge ile de
karşılaştırmıştır. Kayan ve Tuna (1985) Datça Yarımadası’nın jeomorfolojisini ve
Eski Knidos yerleşmesini etkilemiş olabileceğini düşündükleri doğal çevre
özelliklerini tartışmış, Kayan (1988) ise Batı Anadolu’daki Geç Holosen’deki kıyı
seviyesi değişikliklerini çalışarak bunun önemine değinmiştir. Görür ve diğ. (1985)
Gökova bölgesinde yaptıkları detaylı çalışmalarda bölgedeki riftlerin oluşumunu
tartışmışlardır. Smith ve diğ. (1986) Ar-Ar yöntemiyle elde ettikleri yaşa dayanarak
Kos Adası ve civarını etkileyen volkanizmanın 161.000 yıl önce faaliyet gösterdiğini
öne sürmüşlerdir. Ersoy (1990 a, 1991) yarımadanın stratigrafisi ve tektoniğini
incelemiştir. Kurt ve diğ. (1999) ise Gökova Körfezi içinde alınan çok kanallı sismik
yansıma verilerini kullanarak denizaltı aktif tektoniğin varlığına işaret etmişler,
Gökova Körfezi’ nin içinde yer aldığı grabenin oluşumunda Güney kenarı kontrol
eden Datça Fayının da önemli rol oynadığını belirtmişlerdir. Allen ve Cas (2000)
Kos Adası ve civarındaki piroklastiklerle Datça ve Bodrum civarındaki
Piroklastikleri incelemişler ve bunların kaynağının aynı olduğunu, 161.000 yıl önce
meydana gelen volkanizma ile oluşan piroklastik akıntının civar adalar ile Datça ve
Bodrum Yarımadasına kadar ulaştığını ve buralardaki volkanikleri oluşturduklarını
ileri sürmüşlerdir. Yılmaz ve diğ. (2000) Batı Anadolu’da yaptıkları çalışmalar
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Taner ÇİFTÇİ
4
sonucunda bu bölgede yer alan grabenin oluşum yaşını tartışmışlardır. Kapan
Yeşilyurt ve Taner (2002) ise Datça ve civarının stratigrafisini ve gastropoda –
pelecypoda faunasını incelemiş ve bu faunanın Geç Pliyosen çağını karakterize
ettiğini öne sürmüşlerdir. Altunel ve diğ. (2003) ise Antik Knidos Kenti’nde iki ayrı
sismik olayın varlığını ortaya koymuştur. Dirik ve diğ. (2003) Datça Yarımadası’nın
neotektoniği, jeomorfolojisi ve bunların eski medeniyetlerin yerleşimi ve gelişimi
üzerindeki etkisini araştırmışlardır.
3. MATERYAL VE METOD Taner ÇİFTÇİ
5
3. MATERYAL VE METOD
3.1. Materyal
İnceleme alanı Muğla iline bağlı Datça ilçesi ve yakın dolayını kapsayan
Marmaris O19 a3, d2 ve kısmi olarak Marmaris O19 a4, d1 paftaları içerisinde kalan
yaklaşık 108 km2’lik bir alanı kapsamaktadır. İnceleme alanındaki jeolojik amaçlı
çalışmalar, Likya Napları’nın bölgedeki tektonostratigrafik yerleşiminin açıklanması
ve Batı Anadolu Çöküntü Sistemi içerisinde yer alan çalışma alanındaki fayların bu
tektonostratigrafik yerleşim ile olan ilişkisinin anlaşılması açısından önem
taşımaktadır.
Çalışma alanı içerisinde yer alan başlıca yerleşim yerleri; Datça ilçesi (G10),
Kızlan Köyü (G5), Hızırşah Köyü (D9), Karaköy (B8) ve Reşadiye (E7)’dir. Arızalı,
dağlık ve tepelik bir topoğrafyaya sahip olan çalışma alanındaki başlıca yükseltiler;
Alazeytin Dağı (C14), Kovanlık Tepe (C9), Karadağ (B12), Kayatepe (B3), Tülü
Tepe (H5), Tavşancıl Tepe (C12), Kızılağaç Tepe (C3), Korudağı (E12), Çatakçı
Dağı (G6), Karataş Tepe (G13), Kömürbaşı Tepe (E4), Erkek Tepe (E10), Gölgeli
Tepe (E12), Aycıpınarcığı Tepe (E14), Çamlık Tepe (E15), Ağabaşı Tepe (E17),
Seyrekyolu Tepe (G5), Meydanbaşı Tepe (F6), Karatepe (E10) ve Birkaçılık Tepe
(C13)’dir. Çalışma alanında oldukça girintili çıkıntılı bir yapı gösteren başlıca koy ve
burunlar ise; İnce Burun (Kuzey)(C1), Kayaboğazı (B3), Gerence Burnu (B4),
Parmak Burnu (B17), Taşürken Burnu (F16), Yassıyer Burnu (F17), Karataş Burnu
(G13), Kargı Koyu (F13), Domuz Çukuru (C16), Dalacak Burnu (H10), Germe Koyu
(J4), Limanbaşı Burnu (F2), Kaya Burnu (G2), Kel Burun (D17), İnce Burun
(Güney) (F18), Armutlu Koyu (F15), Armutlu Burnu (F15) ve Kargı Burnu
(F14)’dur.
Çalışma alanında ziraat amacıyla ekilebilen alanlarda özellikle badem, incir,
zeytin, üzüm, gibi meyvelerin yanında domates, salatalık, marul, karpuz ve kavun
yetiştirilmektedir. Bölgede balıkçılık, küçükbaş hayvancılık ve arıcılık da
yapılmaktadır. Bölgedeki bir diğer geçim kaynağı ise turizmdir. Bölgeye ulaşım
Marmaris-Datça karayolu ile sağlanabileceği gibi, Körmen iskelesinden Bodrum’a
3. MATERYAL VE METOD Taner ÇİFTÇİ
6
vapur seferleri yapılmaktadır. Bölge içerisinde köy ve mahallelere ulaşım için yeterli
sayıda asfalt ve stabilize yol bulunmasına karşın, dağlık ve ormanlık alanlara ulaşım
için gerekli yollar yeteri kadar bulunmamaktadır.
3.2. Metod
Yüksek lisans tezi olarak yapılan bu araştırma, Muğla iline bağlı Datça ilçesi
ve yakın dolayını kapsayan yaklaşık 108 km2’lik bir alanı kapsamaktadır. Bu çalışma
saha öncesi, saha, değerlendirme ve tez yazım çalışmaları olarak 3 aşamada
gerçekleşmiştir.
3.2.1. Saha Öncesi Çalışmalar
Çalışmanın bu evresinde öncelikle çalışma alanı ile ilgili olarak daha önce
yapılmış olan araştırmalar incelenerek, literatür taraması yapılmıştır. Böylece
çalışma alanının jeolojisi ile ilgili olarak çeşitli fikir ve öngörüler elde edilerek
arazide yapılacak çalışmalara ilişkin yaklaşımlarda bulunulmuştur. Daha sonra
sahada yapılacak işlerle ilgili olarak planlamalar gerçekleştirilmiş olup, saha
çalışmalarında gerekli olan 1/25.000 ölçekli topoğrafik harita ve benzeri materyaller
temin edilmiştir.
3. 2. 2. Saha Çalışmaları
2009 yılı yaz aylarını kapsayan sürede gerçekleştirilen ve bu çalışmanın en
önemli bölümünü oluşturan arazi çalışmaları sırasında öncelikle sağlıklı bir şekilde
arazi gözlemleri yapılmış ve gözlenebilen tüm verilerin toplanmasına çalışılmıştır.
Yapılan gözlemler sırasında, arazide yüzlek veren birimlerden nokta örnekler
alınmıştır. Bölgedeki litostratigrafi birimleri incelenerek çalışma alanının
genelleştirilmiş tektonostratigrafi kesiti çıkartılmış olup, bunun yanında inceleme
alanın batısında bulunan Yıldırımlı Tepe’de Neojen örtü birimlerinin temelinde
bulunan Yıldırımlı formasyonunun ölçülü stratigrafik kesiti hazırlanmıştır. Elde
3. MATERYAL VE METOD Taner ÇİFTÇİ
7
edilen bu gözlemler ve değerlendirmeler ışığında çalışma alanının 1/25.000 ölçekli
ayrıntılı jeoloji haritası ve 3 farklı güzergahtan jeoloji enine kesitleri yapılmıştır.
3. 2. 3. Değerlendirme ve Tez Yazım Çalışmaları
Arazi öncesi ve arazi çalışmaları sonucunda elde edilen tüm veriler
değerlendirildikten sonra, bu veriler ışığında bölgenin stratigrafik ve
tektonostratigrafik konumunu ortaya koyan, harita, kesit ve tablolar ile çizilen
şekiller ve araziden alınan görüntüler yardımıyla, çalışma alanının detay jeolojisini
içeren ve Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü tez yazım kurallarına bağlı
kalınarak yazılan bir Yüksek Lisans Tezi hazırlanmıştır. Çalışmanın bu safhası
yaklaşık 5 aylık bir süreç içerisinde gerçekleştirilmiştir.
3. MATERYAL VE METOD Taner ÇİFTÇİ
8
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
9
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Batı Toroslar’da Datça yarımadasını kapsayan çalışma alanında, farklı ortam
koşullarında gelişmiş yapısal birimlerden oluşan Likya napları yer almaktadır. Likya
napları, çalışma alanında Bodrum napı (Kayaköy dolomiti, Göçgediği formasyonu ve
Karaböğürtlen formasyonu), Gülbahar napı (Orhaniye formasyonu) ve Marmaris
ofiyolit napı (Marmaris Peridotiti) ile temsil edilmektedir.
İnceleme alanındaki birimler, Tersiyer öncesi ile Neojen ve daha genç dönem
olmak üzere ikiye ayrılır. Tersiyer öncesi birimler, Alt Kretase yaşlı Marmaris
peridotiti (Alt Tektonik Dilim) ile başlar. Masif ve serpantinize peridotit
kütlelerinden oluşan birimin üzerine tektonik bir dokanakla Toarsiyen-Üst Kretase
yaşlı Göçgediği formasyonu (Orta Tektonik Dilim) yerleşmiştir. Kalsitürbidit
arakatkılı radyolarit, çörtlü kireçtaşı, şeyl ve marn ardalanması ile başlayan, orta ve
üst seviyelerinde mikritik kireçtaşları bulunan birim, tektonik bir dokanakla Triyas-
Jura yaşlı Kayaköy dolomitine (Üst Tektonik Dilim) geçiş göstermektedir. Breşik
kireçtaşları ve masif dolomitlerden oluşan, üst tektonik dilimin en altında yer alan
Kayaköy dolomiti, uyumlu olarak Jura-Kretase yaşlı Orhaniye formasyonuna (Üst
Tektonik Dilim) geçiş göstermektedir. Bu formasyon tabanda radyolaritlerle yanal
geçiş halinde çörtlü kireçtaşları ile başlayıp, oldukça kıvrımlı, kiltaşı arakatkılı
mikritik kireçtaşları ile devam etmektedir. Üst seviyelerinde çok ince çört bantları
içeren, değişik birçok renkte mikritik kireçtaşları bulunan birim uyumlu olarak Üst
Kretase yaşlı Karaböğürtlen formasyonuna (Üst Tektonik Dilim) geçiş gösterir.
Tabanda marn-kiltaşı ardalanması ile başlayıp, radyolaritli kireçtaşları ve kristalize
kireçtaşları ile devam eden bu formasyon üzerinde ise açısal uyumsuzlukla Geç
Piyasensiyen yaşlı Yıldırımlı formasyonu bulunmaktadır. Neojen ve daha genç yaşlı
birimlerin tabanında yer alan formasyon karasal ortamda çökelmiş, yanal geçişli,
çakıllı kireçtaşı, konglomera, oolitik ve pizolitik kireçtaşları ile bunların üstünde yer
alan ve denizel fasiyesi karakterize eden yer yer ince tüf bantlı, kumtaşı-marn-kiltaşı
ardalanması ve ince kireçtaşı tabakaları ile kendini belli etmektedir. Yıldırımlı
formasyonunun üzerine ise açısal uyumsuzlukla tüfitler, plaj oluşukları, yamaç
molozu ve alüvyonlardan oluşan Kuvaterner yaşlı çökeller gelmektedir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
10
Ayırtlanan birimlerin özellikleri ve birbirleriyle olan dokanak ilişkileri
genelleştirilmiş tektonostratigrafi kesitinde sunulmuştur (Şekil 4.1).
Şekil 4.1. Çalışma alanının genelleştirilmiş tektonostratigrafi kesiti.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
11
4.1. Tektonostratigrafi
Datça Yarımadasındaki kayaçlar Tersiyer öncesi, Neojen ve daha genç olmak
üzere iki grupta incelenmiştir. Tersiyer öncesi birimler tektonik dilimlerden, Neojen
ve daha genç olanlar ise post-tektonik dönem neootokton çökellerden oluşur. Bu
birimler, aşağıda formasyon başlıkları belirtilerek tektonostratigrafik sıralamaya göre
alttan üste doğru tanıtılmışlardır.
4.1.1. Tersiyer Öncesi Birimler
Bu birimler alt, orta ve üst olmak üzere üç dilimden oluşmaktadır. Alt
tektonik dilim, masif peridotit ve serpantinize peridotit kütlelerinden oluşan Alt
Kretase yaşlı Marmaris peridotiti ile temsil edilir. Bu ofiyolitli alt tektonik dilimin
üzerine yine tektonik dokanakla Toarsiyen-Üst Kretase yaşlı Göçgediği formasyonu
gelmektedir. Orta tektonik dilimi oluşturan formasyonda kalsitürbidit arakatkılı
radyolarit, çörtlü kireçtaşı, şeyl, marn ve mikritik kireçtaşları yer almaktadır.
Göçgediği formasyonu tektonik bir dokanakla Üst tektonik dilimin tabanını oluşturan
Triyas-Jura yaşlı Kayaköy dolomitine geçiş göstermektedir. Kayaköy dolomiti breşik
kireçtaşları, masif dolomitler ve bu dolomitlerle yer yer yanal geçişli kristalize
kireçtaşlarından oluşmaktadır. Bu karbonatlı birimler, uyumlu olarak Jura-Kretase
yaşlı Orhaniye formasyonu tarafından örtülmektedir. Üst tektonik dilimin orta
kısmında bulunan Orhaniye formasyonu, oldukça iyi deforme olmuş ve iyi
kıvrımlanmış bir yapıdadır. Radyolaritlerle yanal geçişli çörtlü kireçtaşları ve çok
ince çört bantları içeren gri, mavimsi-gri, sarı, pembemsi-kırmızı renkteki mikritik
kireçtaşları bu formasyonu karakterize eder. Üst tektonik dilimin en üst seviyesinde
ise Üst Kretase yaşlı Karaböğürtlen formasyonu yer almaktadır. Alttaki Orhaniye
formasyonunun üstünde uyumlu olarak bulunan birim, kiltaşı-marn ardalanması,
radyolaritli kireçtaşları ve kristalize kireçtaşlarından oluşan bir litolojiye sahiptir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
12
4.1.1.1 Alt Tektonik Dilim
4.1.1.1.(1) Marmaris Peridotiti (Kmo)
Egemen kaya türünün harzburjit olduğu ve yer yer serpantinleşmiş harzburjit
ve dunitleri kapsayan birim, Çapan (1980) tarafından adlandırılmıştır. Dunitlerin
küçük kütleler halinde bulunduğu Marmaris peridotitinde yer yer küçük diyabaz ve
gabro kütleleri de yer almaktadır.
Marmaris Peridotiti çalışma alanında iki ayrı yerde yüzeylenir. Bunlardan ilki
ve en güneyde olanı inceleme alanının batısında Mesudiye mahallesinin doğu
kısmında yer almaktadır. İkincisi, Kızlan Köyü (G5) kuzeyindeki kıyı şeridinde yer
almaktadır.
Birim oldukça masif peridotit, serpantinize peridotit kütlelerinden oluşur.
Mineralojik bileşimleri genellikle dunit, harzburjit ve lerzolitten oluşmaktadır.
Bunlar yer yer dolerit daykları ile kesilmişlerdir. Ayrıca çok tektonize kesimlerde,
örneğin inceleme alanının doğusundaki Emecik Köyü dolaylarında listvenit zonları
gelişmiştir (Ersoy, 1991).
Marmaris peridotiti gerek yapısı ve gerekse parlaklığı ile çalışma alanında
kolayca ayırt edilebilmektedir. Yapılan çalışmada Datça yarımadasının kuzey
kesimindeki peridotit kütlelerinin grimsi-kahverengi bir tonda olup, metal bir
parlaklık verdiği gözlenirken (Resim 4.1), güney kıyı şeridindeki aynı birimin
yeşilimsi-kahverengi bir ton verip mat bir parlaklık gösterdiği gözlenmiştir (Resim
4.2). Aynı birimdeki bu renk farklılıkları, harzburjitlerin egemen olduğu Marmaris
peridotitinde serpantinleşmenin, güney kesiminde kuzeydeki birime oranla daha fazla
olduğunu göstermektedir. Öyle ki serpantinleşme kuzeydeki birimde sadece sahil
kesimindeki yamaçlarda ve ortalama 50 m yüksekliğe kadardır (Resim 4.3).
Marmaris peridotitinin, çalışma alanının güney’de kalan birimine zıt olarak
kuzey’deki yüzleklerinde kalınlıkları yer yer 0,5-10 cm arasında değişen karbonat
bantları mevcuttur (Resim 4.4). Bu bantlar paralel veya petek dizilimler şeklinde
gözlenmektedir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
13
Resim 4.1. Marmaris peridotitinin (Kmo), Datça yarımadası’nın kuzey kıyı
şeridindeki (J4) grimsi-kahverengi görünümü.
Resim 4.2. Marmaris peridotitinin (Kmo), Datça yarımadası’nın güney kıyı
şeridindeki yeşilimsi-kahverengi görünümü.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
14
Resim 4.3. Marmaris peridotitinde (Kmo) gözlenen serpantinleşme (J4).
Resim 4.4. Marmaris peridotiti (Kmo) içerisindeki karbonat bantları (H5).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
15
Kızlan köyünün (G5) kuzeyinde ve kuzeybatısında, Marmaris peridotiti
normal bir fay ile Yıldırımlı formasyonundan ayrılmaktadır (Resim 4.5). Kızlan köyü
(G5) kuzeydoğusunda ise, Yıldırımlı formasyonu ince kireçtaşı tabakaları içeren,
çakıllı kumtaşı ve daha çok kil içeren belirgin bir tabakalanma ile Marmaris
peridotitini uyumsuz olarak (nonkonformite) üzerlemektedir (Resim 4.6, 4.7).
Resim 4.5. Kızlan köyü (G5) kuzeyinde, Marmaris peridotiti (Kmo) ile
denizel Yıldırımlı formasyonunu (Plyıd) ayıran normal fay.
+ -
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
16
Resim 4.6. Kızlan köyü (G5) kuzeydoğusunda, Marmaris peridotiti (Kmo)
ile denizel Yıldırımlı formasyonun (Plyıd) dokanak ilişkisi.
Resim 4.7. Kızlan köyü (G5) kuzeydoğusunda, Marmaris peridotiti (Kmo)
ile denizel Yıldırımlı formasyonun (Plyıd) uyumsuzluk ilişkisi.
Kmo
Plyıd
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
17
Kaaden ve Metz (1954), Datça Yarımadasındaki peridotitleri yukarı ve aşağı
olmak üzere iki tektonik kısma ayırmışlardır. Ersoy (1991)’a göre ise, yarımadadaki
tüm ofiyolit yüzeylenmeleri tektonik bakımdan alttadır. Ofiyolit yüzeylenmeleri
bloklu flişin altında ince bir ofiyolitli melanjdan sonra tektonik olarak sadece
inceleme alanının batısında yer alan Körmen iskelesi kuzeydoğusundaki Kızılağaç
Tepe (370 m) dolayında yüksek açılı bir fayla kireçtaşları üzerine bindirmişlerdir.
Ofiyolitler, Batı Toros Kuşağında pek çok yerde en üst nap dilimini oluşturmasına
karşın, Datça yarımadasında bir terslenme söz konusudur. Bu durum olasılıkla Üst
Eosen'den sonraki bir dönemde naplaşma hareketleri sırasında meydana gelmiştir
(Şekil 4.2).
Şekil 4.2. Datça yarımadasındaki ofiyolitlerin tektonik olarak aldanmasını açıklayan ölçeksiz şematik enine kesit (Ersoy, 1991).
Datça yarımadasındaki bu terslenmeye karşın ofiyolitler tüm Batı Toros
Kuşağı boyunca tektonostratigrafik bakımdan genellikle en üst nap dilimini
oluşturur. Değişik araştırmacılara göre (Bergougnan, 1975; Dürr, 1975; Ricou ve
diğ., 1975; Özgül, 1976; Özgül ve diğ.,1978; Şengör ve Yılmaz, 1981), Toros
Kuşağındaki ofiyolitler Menderes Masifi kuzeyinde yer alan Neotetis'in kuzey
koluna (İzmir-Ankara zonu; Brinkmann, 1966) ait bir okyanus alanının kalıntısı olup,
Torid-Anatolid platformunun kuzey kenarına ilk bindirme (üzerleme) yaşı Üst
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
18
Kretase (Senoniyen) dir. Diğer yandan Antalya naplarındaki ofiyolitler ise genellikle
Üst Kretase-Tersiyer yaşı, bezen da Kretase'ye kadar inecek şekilde geniş bir dizilim
gösterirler (Yılmaz, 1984). Whitechurch ve diğ. (1985)'e göre ise Likya naplarındaki
ofiyolitler yaklaşık 104 milyon yaşlıdır.
Marmaris Peridotiti Thuizat ve diğ. (1981)'e göre (K-Ar yaş tayinleri)
yaklaşık 114 milyon yıl (Apsiyen-Albiyen) oluşum yaşlıdır.
4.1.1.2. Orta Tektonik Dilim
4.1.1.2.(1). Göçgediği Formasyonu (Kg)
Kalsitürbidit, mikrit ve çörtlü mikritlerden oluşan formasyon, Fethiye
kuzeyinde Şenel ve diğ. (1989) tarafından adlandırılmıştır.
Göçgediği formasyonu, çalışma alanın güney ucundaki sahil şeridinde,
Alazeytin dağı (C14) civarında, Datça ilçesinin (G10) batı ve güneybatısında ve
Hızırşah köyünün (D9) batı, güney ve güneydoğusunda yüzlekler vermektedir.
Ersoy (1991)’ a göre birim, ince-orta-kalın tabakalı, gri, koyu gri, bej, krem,
açık gri, yeşilimsi gri bazen siyahımsı gri, pembe, açık kahve, kirli sarı renklerde,
kalsitürbidit ara düzeyli mikrit ve çörtlü mikritlerden oluşmaktadır. Formasyon
içinde yer yer rekristalize kireçtaşı, dolomit ve dolomitik kireçtaşı düzeyleri
izlenebilmektedir. Formasyon tabanında radyolarit, çört, şeyl ve marnlar yer alırken
üstte rudist parçalı kalsitürbidit ara düzeyleri kapsamaktadır.
Yapılan çalışmalarda formasyon bir çok yerde gözlenmektedir. Fakat birimin
en belirgin özelliklerine Hızırşah köyünün (D9) batısındaki Kovanlık Tepe’de (C9)
rastlanılmaktadır (Resim 4.8). Kalsitürbidit istifi şeklindeki yığışımlar (Resim 4.9)
ve sert çimentolu, kil-silis arakatkılı marn oluşukları (Resim 4.10), formasyonu
ayırtlamada kılavuz oluşturmaktadır. Göçgediği formasyonu, çalışma alanının kıyı
kesimlerinde verdiği yüzleklerde ise kil arakatkılı, sarımsı-açık kahverengi mikritik
kireçtaşı bloklarıyla fliş görünümü sergilemekte ve bu nedenle Karaböğürtlen
formasyonu ile benzerlik göstermektedir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
19
Resim 4.8. Hızırşah köyünden (D9) Kovanlık Tepe’nin (C9) görünümü ve Göçgediği
formasyonu (Kg) ile Karaböğürtlen formasyonu (Kka) arasındaki dokanak sınırı (Doğu’dan Batı’ ya bakış).
Resim 4.9. Kovanlık Tepe’de (C9) gözlenen, Göçgediği formasyonunun (Kg)
kalsitürbidit ve marn seviyeleri.
Kg
Kka
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
20
Resim 4.10. Kovanlık Tepe’de (C9) gözlenen, Göçgediği formasyonunun
(Kg) iyi çimentolanmış, silisli- killi marn görünümü.
Ersoy (1991)’a göre birim, ofiyolitlerin (Marmaris peridotiti) üzerinde; som
karbonatların (Kayaköy dolomiti), çörtlü kireçtaşlarının (Orhaniye formasyonu) ve
flişten (Karaböğürtlen formasyonu) oluşan üst tektonik dilimin ise tektonik olarak
altında yer almaktadır. Tektonostratigrafik pozisyonu farklı olmasına rağmen, tüm
özellikleri üst tektonik dilimdeki bloklu fliş (Karaböğürtlen formasyonu) ile aynıdır.
Şenel ve Bilgin (1997)’e göre, Göçgediği formasyonu yaklaşık 850 metre
kalınlıkta olup, yamaç-havza ortamında çökelmiştir.
Formasyonda Orombelli ve diğ. (1967), Bilgin ve diğ. (1997) tarafından
yapılan çalışmalarda aşağıdaki fosil bulgularına rastlanılmıştır.
Protopeneroplis cf. striata WEYNSCHENK,
Trocholina sp.,
Labyrinthina sp.,
Lituosepta sp.,
Kurnubia sp.,
Neotrocholina sp.,
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
21
Stomiosphaera moluccana WANNER,
Calpionella elliptica CADİSCH,
Calpionellopsis oblonga CADISCH,
Tintinnopsella carpathica (MURG. Ve FILIP.)
Orbitolina sp.,
Rotalipora appenninica (RENZ),
Praeglobotruncana stephani (GONDOLFİ),
P. stephani turbinata (REICHEL)
Hedbergella sp.,
Ticinella sp.,
Globutruncana stuarti (de LAPP.),
G. lapparenti tricarinata (QUEREAU),
G. arca (CUSHMAN)
Birim, bu formlara ve bölgesel korelasyona dayanılarak Toarsiyen-Üst
Kretase yaşlı kabul edilmiştir (Orombelli ve diğ., 1967; Bilgin ve diğ., 1997).
4.1.1.3. Üst Tektonik Dilim
4.1.1.3.(1). Kayaköy Dolomiti (TRJk)
Kalın dolomit ve dolomitik kireçtaşlarından oluşan birim, Şenel ve diğ.
(1994) tarafından adlandırılmıştır. Kayaköy dolomiti, Bodrum napına ait tüm yapısal
birimlerin tipik formasyonudur.
Kayaköy dolomiti çalışma alanında, Hızırşah köyünün (D9) güneyi boyunca
Karadağ (B12) ve Alazeytin dağında (C14) gözlenmektedir.
Birim, masif ve/veya çok kalın, kalın tabakalı, siyah, siyahımsı gri, bazen
açık gri, kirli beyaz renkli, sık erime boşluklu, yer yer dağılgan, dolomitlerden
oluşur. Kayaköy dolomitinde seyrek de olsa gastropod ve silik alg izleri
gözlenmektedir. En üst düzeylerinde dolomitik kireçtaşları yer alır. Birim içinde
bazen breşik düzeyler bulunur (Şenel ve diğ., 1997). Ersoy (1991)’e göre Kayaköy
dolomitinin kalınlığı 1000 metreden biraz fazladır.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
22
Hızırşah köyü (D9) güneyinde, birimin gözlenen alt seviyelerinden
başlayarak Karadağ (B12) zirvesine kadar yapılan incelemelerde ilk karşılaşılan
dağınık bloklar halinde silik-alg izli dolomitlerdir (Resim 4.11 ve 4.12). Orta
seviyelerde bu bloklar yerlerini breşik, bloktan daha küçük boyutlu ve yamaç
boyunca dağılmış kireçtaşlarına bırakırken üst seviyelere doğru yaklaştıkça tamamen
dolomitten oluşan yamaç döküntüleri gözlenmiştir (Resim 4.13). En üst seviyede ise
gri, açık-gri renkli dolomitler hakimdir. Mevcut bu üst seviyede beyaz renkli
kristalize kireçtaşları dolomitlere nazaran daha az gözlenmezsine karşın yer yer
dolomitlerle yanal değişimler halindedir.
Çalışma alanında Karadağ (B12) ve Alazeytin dağı (C14) boyunca görülen
birim, D-B, KD-GB, KB-GD gibi değişik doğrultuda birçok normal fay tarafından
kesilmiştir (Resim 4.14). Normal faylanmalardan oluşan fay duvarları ve bu dik
duvarlarda gözlenen dolomitlerin erime boşluklu, sarımsı-bej yapısı, birimi bölgede
diğer formasyonlardan ayıran bariz bir görünümdür (Resim 4.15).
Resim 4.11. Kayaköy dolomitinin (TRJk) alt seviyelerinde gözlenen, dağınık
bloklar halindeki silik alg izli dolomitler.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
23
Resim 4.12. Kayaköy dolomitinin (TRJk) alt seviyelerinde gözlenen silik-alg izli bir dolomit bloğunun yakından görünümü.
Resim 4.13. Karadağ’da (B12) gözlenen, Kayaköy dolomitinden (TRJk)
oluşan yamaç döküntülerinin görünümü.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
24
- +
Res
im 4
.14.
Hız
ırşah
köy
ünde
n (D
9), K
arad
ağ’d
a (B
12) K
ayak
öy d
olom
itini
(TR
Jk) k
esen
D-B
doğ
rultu
lu n
orm
al fa
yın
görü
nüm
ü.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
25
Resim 4.15. Karadağ’da (B12), Kayaköy dolomitinin (TRJk) erime boşluklu,
sarımsı-bej dolomitlerinin genel görünümü.
Karadağ’da (B12) ; birim kuzey’de Karaböğürtlen formasyonu ile tektonik
dokanaklı iken, kuzeydoğuda normal bir fay ile sınırlanmıştır (Resim 4.16). Doğu ve
güneyde Göçgediği formasyonu ile dik yamaçlarla ayrılan birim, batıda ise bir
alüvyon havzası ile ayrılmıştır. Alazeytin dağında (C14) gözlenen birimin diğer
uzantısı ise; KB-GD doğrultulu düz ve uzun bir normal fayla, Karaböğürtlen
formasyonu ve yaklaşık 1 km uzunluğundaki yamaç döküntüleriyle ayrılmıştır. Bu
birimin, fay doğrultusunun GB kesiminde kalan kısmı ise dik yamaçlarla Göçgediği
formasyonu tarafından sınırlanmıştır.
Kayaköy dolomiti gibi karbonatlar Batı Toros Kuşağında yaygın olarak
yüzeylendiği gibi (Graciansky, 1968; Poisson, 1977; Gutnic ve diğ., 1979; Çağlayan
ve diğ., 1980; Ercan ve diğ., 1982 b; Erakman ve diğ., 1986; Ersoy, 1989 b), Rodos
(Mutti ve diğ., 1970), Girit (Bonneau, 1984; Hail ve diğ., 1984; Harbury ve Hail,
1988) ve Sömbeki (Harbury ve Hail, 1988) Yunan adalarında da yaygın olarak
gözlenmektedir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
26
Resim 4.16. Hızırşah köyünün (D9) güneyinde gözlenen, D-B doğrultulu
normal fay ve Kayaköy dolomitinin (TRJk) Karaböğürtlen formasyonu (Kka) ile dokanak ilişkisi.
Akat ve diğ., 1975; Çağlayan ve diğ., 1980; Ercan ve diğ., 1983; Bilgin ve
diğ., 1997 tarafından yapılan çalışmalarda, genelde fosilsiz olan formasyonun en üst
düzeyinde saptanan
Glomospirella cf. Grandis,
İnvolutina minuta (L. KOENN),
Paleodosyeladus mediterraneus (PIA),
Thaumatoporella parvoveesiculifera (RANIERI),
Trocholina sp.,
Involutina sp.,
Trochhammina sp.,
Meandrospira sp.,
Glomospira sp.,
Hemigordius sp.,
+ -
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
27
Globochaete alpina LOMB vb.
Fosil bulgularına dayanılarak birimin yaşı Orta Triyas-Liyas yaşlı kabul
edilmiştir (Akat ve diğ., 1975; Çağlayan ve diğ., 1980; Ercan ve diğ., 1983; Bilgin ve
diğ., 1997).
Birim, sığ karbonat şelf ortamında çökelmiştir ( Şenel ve diğ. 1997).
4.1.1.3.(2). Orhaniye Formasyonu (JKo)
Mikrit ve çörtlü mikritlerden oluşan formasyon, Meşhur ve diğ. (1989)
tarafından adlandırılmıştır.
Orhaniye formasyonu çalışma alanında Güzne Düzü’nün (B5) kuzeyinde;
İnceburun (C1), Kayatepe (B3), Kayaboğazı (B3) ve Gerence burnu (B4)
mevkilerinde yüzlek vermektedir.
Birim ince-orta yersel kalın tabakalı, gri, bej, krem, yeşilimsi gri, kirli sarı,
pembe, kırmızı renklerde yer yer kalsitürbidit ara düzeyli mikrit ve çörtlü
mikritlerden oluşur. Orhaniye formasyonunun Üst Jura yaşlı kesiminde, ince-orta
tabakalı, kırmızı, kızıl kahve, yersel gri, yeşil, mavi vb. renklerde radyolarit, çört ve
şeyl yer almaktadır. Kılavuz karakterinde olan bu seviye yanal yönde devamlılık
göstermekte ancak, aşırı deformasyon nedeniyle çok fazla kıvrımlanmış ve
kırılmıştır. Orhaniye formasyonu aşırı derecede kıvrımlı bir yapıdadır (Şenel ve diğ.,
1997).
Çalışma alanında en az yüzlek veren birim olan Orhaniye formasyonu, çok
dar bir alanda gözlenmiştir. Birimin neredeyse birkaç metrede bir yanal ve düşey
olarak değişim gösteren renk, eklem, eğim gibi özellikleri mevcut formasyonu
kompleks bir hale getirmekle birlikte, bu kadar dar bir alanda bu kadar sık değişim
sunmayan bir formasyonun çalışma alanında bulunmamasından dolayı ayırt
edilmesini kolaylaştırmaktadır (Resim 4.17).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
28
Resim 4.17. İnce Burun’da (C1), Orhaniye formasyonunun (JKo) değişik
eğim açılı tabakalanmaları ve birim içindeki renk değişimleri.
İnce burun (C1) ve Gerence burnunda (B4) yapılan çalışmalarda, iki ayrı
yerde aynı birimler arasında bariz farklılıklar gözlenmiştir. İnce burunda yapılan
çalışmalarda; gri renkli oldukça çatlaklı kireçtaşlarına rastlanılmıştır. Bu çatlaklar
neredeyse 900‘ye yakın düşey kırıklar sunmaktadırlar. Bu birimin üzerine iyi
derecede kıvrımlanmış, sarımsı-kahverengi kiltaşı arakatkılı kireçtaşı birimi, yaklaşık
200’lik bir eğimle gelmektedir (Resim 4.18). Kiltaşı arakatkılı kireçtaşlarının
üzerinde ise sarımsı renkli ve yaklaşık 900‘lik bir açıyla, bol çatlaklı-kırılmış mikritik
kireçtaşları bulunmaktadır. Mevcut birimi ise, yanal yönde değişim gösteren, iyi
kıvrımlanmış ve neredeyse yataya yakın bir eğim gösteren pembemsi-kırmızı
mikritik kireçtaşları izlemekte olup yanal yönde bu birim, aynı eğim ve
kıvrımlanmayı gösteren beyaz-açık gri renkli kireçtaşlarına geçiş göstermektedir.
(Resim 4.19).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
29
Resim 4.18. İnce Burun’da (C1), Orhaniye formasyonunun (JKo) kırıklı-
çatlaklı tabakalanma üzerine gelen iyi derecede kıvrımlanmış, kiltaşı arakatkılı kireçtaşları.
Resim 4.19. İnce Burun’da (C1), Orhaniye formasyonunun (JKo) yanal yönde
renk değişimi gösteren kıvrımlı mikritik kireçtaşları.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
30
Gerence burnunda (B4) yapılan çalışmalarda ise gri, mavimsi gri, pembe, açık
sarı ve yer yer çört bantlı mikritik kireçtaşları gözlenmiştir (Resim 4.20, 21, 22).
Gerence burnundaki mikritik kireçtaşları, İnce burunda da gözlenen birimin aksine
kıvrımlı bir yapı göstermeyip, som bir haldedir.
Orhaniye formasyonu çalışma alanında yüzlek verdiği yerlerde, Gerence
burnunda D-B doğrultulu normal bir fay ile Karaböğürtlen formasyonu tarafından
sınırlanmıştır. Birim, diğer sınırlarında yine Karaböğürtlen formasyonu ile tektonik
bir dokanakla ayrılmıştır.
Resim 4.20. Gerence Burnunda (B4), Orhaniye formasyonun (JKo)
pembemsi-kırmızı renkli mikritik kireçtaşları.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
31
Resim 4.21. Gerence Burnunda (B4), Orhaniye formasyonun (JKo)
gri,mavimsi gri renkli mikritik kireçtaşları.
Resim 4.22. Gerence Burnunda (B4), Orhaniye formasyonunun (JKo) değişik
renkler sergileyen mikritik kireçtaşları.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
32
Orombelli ve diğ., (1967) ve Ersoy (1991) tarafından bölgede yapılan
çalışmalarda birimde tayin edilemeyen radiolaria ve aptychus fosilleri yanında,
Titoniyen-Neokomiyensis yaşlı;
Stomiosphaera molluccana (WANNER),
Berriasiyen yaşlı;
Calpionella elliptica (CADİSH),
Calpionellipsis oblonga (CADİSH),
Tintinopsella carpatica (MURG. ve FİLİP.),
Koniasiyen-Alt Maestrihtiyen yaşlı;
Globotruncana coroata (BOLLİ),
G. linneiana (d'ORBİGUG),
G. lapparenti (BROTZEN),
G. lapparenti tricarinata (QUEREAU),
G. Stuarti (LAPP).
G arca (CUSHMAN),
Marginotruncana sigali (REİCHEL),
M. cf. renzi (GALDOLFİ),
M. marginato (REUSS),
Rotalipora apappeninica (RENZ),
Preaglobotruncana stephani (GONDOLFİ),
P. stefani turbinata (REİCHEL),
Hedbergella sp.,
Dicarinella sp.,
Orbitolina sp.
gibi fosil bulgularına dayanılarak birimin yaşı Üst Jura-Alt Maestrihtiyen olarak
tayin edilmiştir (Orombelli ve diğ., 1967; Ersoy.,1991).
Meşhur ve diğ., (1989); Şenel ve diğ., (1994); Bilgin ve diğ.,(1997) tarafından
yapılan çalışmalarda ise üst düzeylerinde bol Globutruncana sp.’ler kapsayan birim,
Jura-Kretase yaşlı kabul edilmiştir.
Formasyon havza ortamında gelişmiştir (Şenel ve diğ., 1997).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
33
4.1.1.3.(3). Karaböğürtlen Formasyonu (Kka)
Yer yer bloklu flişle temsil edilen birim, Philippson (1915) tarafından
adlandırılmıştır. Likya naplarını oluşturan yapısal birimlerin çoğu Üst Senoniyen
yaşlı, düşey ve yanal yönlerde sık kaya türü değişimi gösteren flişlerle sonlanır.
Birim farklı araştırmacılarca; Çamova formasyonu (Graciansky, 1972), Alakaya
formasyonu (Erakman ve diğ.,1986), Sofular formasyonu (Şenel ve diğ., 1989,
1994), Bodrum formasyonu (Ercan ve diğ., 1983) olarak isimlendirilmiştir. Bu kaya
birimleri bölgede isim karışıklığına neden olmamak ve formasyon adlandırmasında
birliktelik sağlamak amacıyla Karaböğürtlen formasyonu adı altında toplanmıştır
(Şenel ve diğ., 1997).
Bu formasyon çalışma alanında Hızırşah köyü (D9) ve civarında, Datça’nın
(G10) batı ve güney batısında, Alazeytin dağının (C14) güney yamaçlarında ve
çalışma alanının güneyindeki sahil şeridinde geniş alanlarda yüzlekler vermektedir.
Birim ince-orta-kalın tabakalı, gri, siyahımsı gri, yeşilimsi gri, siyah, açık
kahve, sarımsı kahve, kirli sarı, kırmızı vb. renklerde kumtaşı, kiltaşı ve
silttaşlarından oluşmaktadır. Yer yer kumlu-killi kireçtaşı, mikrit, çörtlü mikrit,
kalsitürbidit, marn gibi düzeyler, yer yer de serpantinit, bazik volkanik, kireçtaşı vb.
bloklar kapsamaktadır. Genelde kaotik yapı gösteren birim, yanal ve düşey yönde sık
kaya türü değişimi sunmaktadır. Tabanında yer yer kireçtaşı ve çört elemanlı breşler
(Sirna breşi; Graciansky, 1972) yer almaktadır (Şenel ve diğ., 1997).
Karaböğürtlen Formasyonu veya Ercan diğ. (1980) tarafından Datça Flişi
olarak da adlandırılan, stratigrafik olarak çörtlü kireçtaşları olarak da adlandırılan
Orhaniye formasyonunu uyumlu olarak örten bu birim üç düzeyden oluşur (Ersoy
1991). Birimin en alt seviyesinde düzenli bir fliş istifi yer alırken, bunun üzerinde
olistostromal bir seviye, en üstte ise aşırı tektonizmaya uğramış, kaotik görünümlü
bir seviye yer alır. İstif en altta ince tabakalı, kalkarenit arakatkılı düzenli marn ve
killi kireçtaşı ile başlar ve matriksi killi, elemanları köşeli çört ve çörtlü kireçtaşından
oluşan bir konglomera ve kiltaşı seviyesi ile devam eder. En üst seviye ise oldukça
deforme olmuş, kahverengimsi sarımsı renkli, kalın tabakalı, kristalize kireçtaşı ve
ultramafik kayaç bloklu, sleyt, metakalkarenitli bir düzeyle belirgindir (Dirik, 2003).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
34
Çalışma alanında kilden mikritik kireçtaşına kadar değişik tane boyutu ve
litolojik özellikler sergileyen birim, kıyı şeritlerinde bol çatlaklı mikritik kireçtaşları
olarak kendini göstermektedir (Resim 4.23). Kıyıdan tepelere doğru çıkıldıkça
çatlaklı mikritik kireçtaşları dağınık bloklar halinde gözlenmektedir (Resim 4.24). İç
kısımlarda ise özellikle Hızırşah köyü (D9) ve yakın civarında birimde kil, kiltaşı,
ince taneli-gevşek çimentolu kumtaşı gibi yapılanmalar dikkati çekmiştir. Sadece
Hızırşah köyünde gözlenen kiltaşı-boksit geçişleri, formasyonun Göçgediği
formasyonu ile sınırlandığı alanlarda bitmektedir (Resim 4.25).
Karaböğürtlen formasyonunda yer yer dağınık hallerde kireçtaşı merceklerine
de rastlanılmıştır. Bu mercekler en iyi Hızırşah köyünün (D9) güneybatısında
Palamutbükü yolu boyunca gözlenmektedir (Resim 26).
Resim 4.23. Karaböğürtlen formasyonundaki (Kka) bol çatlaklı mikritik
kireçtaşlarının kuzey sahil şeridindeki görünümü.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
35
Resim 4.24. Karaböğürtlen formasyonunda (Kka) gözlenen, dağınık bloklar
halinde çatlaklı mikritik kireçtaşları.
Resim 4.25. Karaböğürtlen formasyonunda (Kka) gözlenen kiltaşı–boksit
geçişi Hızırşah köyü (D9).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
36
Resim 4.26. Hızırşah köyünün (D9) güneybatısında, Palamutbükü yolu
boyunca gözlenen kireçtaşı mercekleri.
Batı Toros kuşağında, Üst Triyas-Üst Kretase yaşlı karbonatların üzerinde,
genellikle uyumlu, bazen uyumsuz olarak yer alan flişin yaşı kuzeyden güneye ve
doğudan batıya doğru gençleşir (Ersoy, 1989 a,b; 1990 a,b,c,; 1991). Girit Adasında
benzerli flişin yaşı Alt Oligosen'e kadar çıkar (Hail ve diğ., 1984). Birime, Kaaden
ve Metz (1954) Devoniyen; Orombelli ve diğ. (1967) Datça yarımadasında Üst
Kretase- Alt Eosen; Bernouilli ve diğ. (1974) Köyceğiz dolayında Kampaniyen-
Maestrihtiyen; Ercan ve diğ. (1982 a) Bodrum yakınında Üst Kretase (Kampaniyen);
Ersoy (1989 b) Gölhisar (Burdur) güneyinde Üst Kretase-Paleosen yaşını vermiştir.
Çalışma alanında (Ersoy 1991) ve (Orombelli vd., 1967)’nin kalkarenitli
seviyelerde; Siderolites sp. ve Orbitoides sp. gibi Üst Kretase formları ve Alt Eosen
yaşlı çeşitli nümmilit türlerini bulmaları nedeniyle birimin yaşını Üst Kretase-Alt
Eosen olarak belirtmişlerdir.
Şenel ve diğ., 1997 ise; Genelde nadir fosil bulgusuna rastlanan birimi
stratigrafik konumuna göre Üst Senoniyen yaşlı olarak kabul etmişlerdir.
Birim duraysız havza ortamında çökelmiştir (Şenel ve diğ., 1997).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
37
4.1.2. Neojen ve Daha Genç Birimler
Datça Yarımadasında, tektonik birimlerle neootokton genç çökeller arasında
önemli bir zaman boşluğu bulunmaktadır. Neootokton çökellerde en yaşlı kayaçlar
Pliyosen’dir. En genç çökeller ise Kuvaterner yaşlıdır. Pliyosen'de Yıldırımlı
formasyonu, Kuvaterner’de ise volkanikler, yamaç molozu ve birikinti konileri,
alüvyon ve plaj oluşukları gibi birimler bulunmaktadır.
4.1.2.1. Pliyosen
4.1.2.1.(1). Yıldırımlı formasyonu (Plyı)
Genelde denizel ve karasal kırıntılardan oluşan formasyon, Rossi (1966)
tarafından tanımlanmıştır. Birim, Philippson (1915), Chaput (1936, 1955), Rossi
(1966; Ercan ve diğ., 1980’den), Ercan ve diğ. (1980, 1982 b) ve Ersoy (1991),
Kapan Yeşilyurt ve Taner (2002) tarafından incelenmiştir.
Çalışma alanında birim, Kızlan köyü (G5), Hızırşah köyü (D9) ve Karaköy
(B8) dolaylarında ve ayrıca güneyde parmak burnu (B17) ve kuzeyinde geniş alanları
kaplamaktadır.
Birim orta-kalın, bazen ince tabakalanmalı, gri, yeşilimsi gri, açık kahve,
yeşil, kirli sarı ve beyaz renklerde konglomera, kumtaşı, kiltaşı, marn ve yer yer de
killi kireçtaşı ve kireçtaşlarından oluşur. Konglomeralar peridotit, çört, radyolarit,
dolomit ile kireçtaşı çakıllarını kapsar. Yer yer düzgün tabakalanmalı yer yer de
çapraz tabakalanmalı, bazen de laminalı düzeyler mevcuttur. Oygu-dolgu yapılı,
kuruma çatlaklı akıntı ve sürüklenim izli olup canlı eşelemeleri (bioturbasyon)
belirgin sedimanter yapılarıdır. Killi düzeylerde bazen bitki kök ve parçaları bulunur
(Şenel ve diğ., 1997).
Datça yarımadasındaki Pliyosen yaşlı kırıntılar Ersoy (1991) tarafından da
ayrıntılı olarak incelenerek, altta akarsu-gölsel konglomera, akarsu konglomerası,
gölsel oolitik ve pizolitik kireçtaşı, ortada; konglomera, kumtaşı, kiltaşı, marn,
kireçtaşı ve dolomitten oluşan ritmik gölsel çökellerin olduğu karasal ortamı belirten
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
38
fasiyeslere ve üstte de; denizel kireçtaşı, kumtaşı, marn ve kiltaşları gibi denizel
ortamı temsil eden fasiyeslere ayrılmıştır (Şekil 4.3).
Şekil 4.3. Yıldırımlı formasyonun (Plyı) yanal ve düşey fasiyes değişimlerini gösterir
ölçeksiz sütun kesiti (Ersoy 1991’ den alıntı yapılarak yeniden düzenlenmiştir).
4.1.2.1.(1).(1). Karasal Yıldırımlı formasyonu (Plyık)
Ersoy (1991)’e göre, formasyonun alt yüzeyleri yanal olarak fasiyes
değişimleri gösterir. Bu durum, birimin taban kesimlerinin yüzeylendiği, Datça
Grabeni'ni kuzeyden sınırlayan fay boyunca izlenir. Kızlan Köyünün (G5) kuzey
batısında Kızılağaç Tepe (C3) dolayında bu birimin en altında seyrek olarak ofiyolit
ve çört çakıllı, karbonat matriksli kireçtaşı konglomerası vardır. Bu düzey bazen
çakıllı kireçtaşı şeklindedir. Yaklaşık 50-60 metre kalınlığındaki bu düzeyin,
Pliyosen'in diğer yüzeylerinden yaşlı, belki de Üst Miyosen (?) olması kuşkusunu
taşır. Bu düzeyin ofiyolitler üzerine uyumsuz olarak gelmesi bunların çökelimi
sırasında tektonizmanın henüz etkin olmadığını gösterir. Ayrıca bu düzeyde tabaka
eğimlerinin, formasyonun üst düzeylerine yakın yerlerinde ani artışları (40-60
derece) düzeyler arasında bir açısal uyumsuzluk kuşkusunu güçlendirir. Bu tabakalar
ÜST FASİYES
(DENİZEL) KİREÇTAŞI, KUMTAŞI, MARN, KİLTAŞI VE DENİZEL ÇÖKELLER
ORTA FASİYES
(GÖLSEL-AKARSU)
KONGLOMERA, KUMTAŞI, KİLTAŞI, MARN, KİREÇTAŞI VE
DOLOMİTTEN OLUŞAN RİTMİK GÖLSEL ÇÖKELLER
ALT FASİYES
(KARASAL)
KİRE
ÇTAŞ
I KO
NG
LOM
ERAS
I YA
DA
ÇAKI
LLI K
İREÇ
TAŞI
(AKA
RSU
-GÖ
L)
(KIZ
LAN
KÖ
YÜ K
B’ S
I)
İRİ K
ON
GLO
MER
A
(AKA
RSU
)
(KIZ
LAN
KÖ
YÜ K
UZE
Yİ)
(OO
LİTİ
K Kİ
REÇT
AŞI)
(GÖ
LSEL
)
(KIZ
LAN
KÖ
YÜ K
D’ S
U)
PİZO
LİTK
, OO
LİTİ
K Kİ
REÇT
AŞI
(GÖ
LSEL
)
(KIZ
LAN
KÖ
YÜ K
D’S
U)
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
39
ile üsttekiler arasında bir uyumsuzluk olabileceği gibi, faylanma sonucu
tabakalanmada eğim artışı da meydana gelmiş olabilir. Yine, Kızlan Köyünün (G5)
kuzeyinde fay zonunda en altta ofiyolit, kireçtaşından oluşan blok ve çakıllı
konglomeratik bir düzey vardır. Blokların boyları oldukça değişken olup, 1-1,5 metre
büyüklükte olanları da vardır. Bu düzey, büyük olasılıkla akarsularla (flüvyal)
meydana gelmiş olmalıdır. Yukarıda sözü edilen iki mevkiden fay zonu boyunca
daha doğuya gidildiğinde (Kızlan Köyünün hemen kuzeyi) fasiyes diğer taban
düzeylerinin yanal devamı olabilecek oolitik kireçtaşlarına değişir. Fay zonunda
oluşan dinamik etkiler nedeniyle mermerleşen bu kireçtaşları beyaz renkli, kalın
katmanlı olup seyrek olarak çört ve ofiyolit taneleri içerir. Kalınlığı 10 metreyi
geçmez. Kızlan Köyünün doğusunda Purçaklı mevki (I5) dolayında formasyonun en
alt birimi daha da farklıdır. Burada oolitik yapılar daha iri olup, pizolit ve
konkresyon şeklindedir. Bunların bazılarının onkolit olduğu gözlenmiştir. Sözü
edilen karbonat konkresyonları genelde birkaç milimetre olup, 10-12 cm. olanlarına
da rastlanmıştır.
Kızlan köyü kuzeybatısında yapılan çalışmalarda, Aksu mevkiinde (D4)
gözlenen fay sınırında Yıldırımlı formasyonu’nun ince-orta çakıllı, iyi
çimentolanmış ve yüzeyleri aşınıp-yuvarlanmış kireçtaşı blokları gözlenmiştir
(Resim 4.27). Bu blok halindeki oluşumlar fay sınırı ile birlikte sonlanmaktadır.
Aynı formasyonu ikiye ayıran D-B doğrultulu normal fay, bloklu kireçtaşlarının
bulunmadığı diğer blokta topoğrafyadaki eğimi nerdeyse yataya yakın hale
getirmektedir.(Resim 4.28).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
40
Resim 4.27. Kızlan köyü (G5) kuzeybatısında karasal Yıldırımlı
formasyonu’nun (Plyık) ince-orta çakıllı, iyi çimentolanmış kireçtaşı blokları.
Resim 4.28. Kızlan köyü (G5) kuzeybatısında Yıldırımlı formasyonunu (Plyı) ikiye
bölüp, her iki bloktaki topoğrafyada eğim farklılıkları yaratan D-B doğrultulu normal fay.
+ -
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
41
Ersoy (1991)’a göre, yukarıda anlatılan en alt birimlerin üzerine konglomera,
kumtaşı, kiltaşı, marn, seyrek olarak da kireçtaşı, kalker tüfü, volkanik tüf ve dolomit
ardalanmasından oluşan gölsel bir çökel topluluk gelir. Reşadiye’nin (E7) doğusunda
bu topluluğun en üst kısımlarında andezitik bir tüf parçası gözlenmiştir. Aynı bulgu,
Chaput (1936) tarafından da desteklenir. Philippson (1915) ise Pliyosen tüflerinin
Nysiros volkanizmasından geldiğini belirtmiştir. Ercan ve diğ. (1982 b), Datça
Yarımadasındaki tüm tüfleri Kuvaterner’e dahil etmektedirler. Alttaki taban
seviyelerinin üzerine gelen ikinci çökel topluluk oldukça kalın ve yaygın olup graben
boyunca hemen her yerde izlenir. Tabakalar genellikle kalın-orta kalınlıkta olup,
daha yaşlı birimlerden (ofiyolit, çört, kireçtaşı, tüf) parçacıkları içerirler. Tabaka
oygu-dolgu yapıları, kuruma çatlakları ile tablamsı, bazen teknemsi çapraz
tabakalanma ve laminalanma sık rastlanan sedimanter yapılardır. Gözlemlere göre,
bu çökel topluluk sedimentasyon sırasında tektonizmadan etkilenmiş ve bu çökellerle
eş yaşlı büyüme fayları (growth faults) meydana gelmiştir.
Çalışma alanında orta fasiyesi karakterize eden bulgular Kızlan köyü’ nün
(G5) doğusu ve kuzeydoğusu ile inceleme alanının batısındaki Yıldırımlı Tepe’de
gözlenmiştir. Kızlan köyü doğusunda taban konglomerası ile başlayarak, kumtaşı,
kiltaşı ardalanmalı tabakalanmalar mevcuttur (Resim 4.29). Yer yer ince tüf
tabakaları bu ardalanmalar arasında gözlenmiştir. Bu tabakalanmalar yerini, aynı
alanda kuzeydoğuya doğru ince laminalar şeklinde tabakalanmış, gevşek yapılı kil
tabakalanmasına bırakmaktadır. Mevcut killerin arasında ince tüf bantları
bulunmaktadır. Kızlan köyü kuzeydoğusunda karasal ortamı karakterize eden kama
ve mercek şekilli çapraz tabakalanmalar mevcuttur. Kama şekilli çapraz
tabakalanmalar daha çok ince taneli kumtaşlarında belirgin iken (Resim 4.30),
mercek şekilli tabakalanmalar iri taneli kumtaşlarında akıntı yönünü belirtir şekilde
kendini göstermiştir (Resim 4.31).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
42
Resim 4.29. Kızlan köyü (G5) doğusunda, tabanda konglomera ile başlayarak,
kumtaşı, kiltaşı ardalanmalı tabakalanmaların görünümü.
Resim 4.30. Kızlan köyü (G5) kuzeydoğusunda, ince taneli kumtaşlarında
gözlenen kama şekilli çapraz tabakalanmalar.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
43
Resim 4.31. Kızlan köyü (G5) kuzeydoğusunda, iri taneli kumtaşları
içerisinde gözlenen merceksel geometrili tabakalanmalar.
İnceleme alanının batısında Yıldırımlı Tepe’de de orta fasiyesin benzer
özelliklerini aynı şekilde görmek mümkündür Ancak burada Kızlan köyünden farklı
olarak çok ince taneli, iyi derecede çimentolanmış, metrelerce uzunlukta bir beton
görünümü sergileyen, akarsu yataklarının tabanını oluşturan birimler gözlenmiştir
(Resim 4.32). Bu yapıların altında canlıların tabaka altlarında oluşturdukları oygu–
dolgu yapıları çok iyi gözlenebilmektedir (Resim 4.33).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
44
Resim 4.32. İnceleme alanının batısındaki Yıldırımlı Tepe’de gözlenen iyi
derecede çimentolanmış, ince kumtaşlarının oluşturduğu akarsu yatağı.
Resim 4.33. İnceleme alanının batısındaki Yıldırımlı Tepe’de gözlenen,
tabaka altı oygu-dolgu yapıları.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
45
4.1.2.1.(1).(2). Denizel Yıldırımlı formasyonu (Plyıd)
Ersoy (1991)’a göre, orta fasiyesi oluşturan gölsel topluluk üzerine kiltaşı,
kumtaşı, marn vb.den oluşan ince bir denizel topluluk(üst fasiyes) gelir. Karasaldan
denizele geçişi gösteren bu tür Pliyosen çökel topluluğu üzerinde Reşadiye (E7) ve
Kızlan (G5) yerleşim alanlarının bulunduğu "Datça Grabeni", tektonik kontrollü
alanda yüzeylenir (Ersoy, 1991).
Kızlan köyü (G5) civarında ince taneli kiltaşı, kumtaşı, marn ardalanması
içeren ve denizel ortama geçişi gösteren çökellere, inceleme alanının batısındaki
Yıldırımlı Tepe’nin üst kısımlarında da rastlanmıştır. Daha açık renkli ve ince taneli
ardalanmalardan oluşan kiltaşı-kumtaşı tabakalanması, orta fasiyeste yer alan
birimlerle olan farkını bariz bir şekilde göstermektedir (Resim 4.34). Yıldırımlı
Tepe’ de alınan ölçülü stratigrafik kesit (Şekil 4.4) ile ritmik konglomera-kumtaşı-
kiltaşı ardalanması gösterilmektedir. Bu ardalanma ara düzeylerde marn tabakalarını
da içermektedir.
Resim 4.34. İnceleme alanının batısındaki Yıldırımlı Tepe’nin üst
seviyelerinde, üst fasiyese ait denizel ortamı karakterize eden açık renkli kumtaşı-kiltaşı ardalanması.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
46
Şekil 4.4. Yıldırımlı Tepe ölçülü stratigrafi kesiti.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
47
Ersoy (1991)’a göre Yıldırımlı Formasyonunda sadece karasal Pliyosen
konglomeralarının izlendiği yerler de vardır. İnceleme alanının güneyinde yer alan
100-150 metre (belki biraz daha fazla) kalınlığa erişen konglomeralar en fazla 5-10
derecelik eğime sahiptir. Doğusundaki oldukça yüksek dağların dik yamaçlarında,
büyük olasılıkla sellenmelerle oluşmuşlardır. Burada oldukça kritik bir öneme sahip
ofiyolit, kireçtaşı ve fliş dokanağını örtmüştür.
Çalışma alanının güneyinde, Parmak Burnu (B17) ve civarında yüzlek veren
karasal Yıldırımlı formasyonuna ait iri konglomeralar, yataya yakın bir eğimle
gözlenmiştir (Resim 4.35). Buradaki tabakaların eğim farklılığının, (Ersoy, 1991)
tarafından ortaya konulan yüksek dağların dik yamaçlarındaki sellenmelerle oluştuğu
teorisi, gerek güneydeki kıyı şeridinin Datça yarımadasının diğer kesimlerine göre
içe doğru daha düz ve girişken olması ve gerekse Datça yarımadasındaki dağların
güneyde daha yüksek ve dik yamaçlara sahip olması nedeniyle olası görülmektedir.
Resim 4.35. Parmak Burnunda (B17) gözlenen, Karasal Yıldırımlı
formasyonunun (Plyık) yataya yakın eğimli konglomera tabakalanması.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
48
Karaböğürtlen formasyonu ile alt ilişkisi açısal uyumsuz olan Yıldırımlı
formasyonu, üstte Kuvaterner yaşlı birimler tarafından uyumsuz olarak örtülür.
Kalınlığı en fazla 155 metredir (Şenel ve diğ, 1997).
Yıldırımlı formasyonundan önceki araştırmacılar (Philippson, 1915; Chaput,
1936; Kaaden ve Metz, 1954; Rossi, 1966 ve Ersoy, 1991) tarafından toplanan bazı
makro fosiller şu şekildedir;
Genelde karasal (göl) ortamı karakterize edenler;
Melanopsis phanelsiana (Buk.),
M. (Canthidomus) macrosculpturata (Papp.),
M. orientalia (Buk.),
Theodoxus (Neritaea) dadiyana (Chaput),
T. Fuchsi (Neum.),
Unio psevdatavus var elongata (Mrg.,)
Viviparus rudis (Neum),
Melania dadiana (Opp.),
M. carica (Opp.),
M. Curyicosta (Desh).,
Hydrobia cf. grandis (Cobalcescu),
Neritina (Neritodonto) dadiana sp. (Nov),
Denizel ortamı karakterize edenler;
Ostrea edulis (Lam.),
O. lamellosa (Br.),
Cerastoderma edule (Linneo),
Cardîum edule (Lam.),
Pinna sp.,
Pecten jacobeus (Lam),
P. (Chlamys) scabrellus (Lam.),
Flabellipecten flabelliformis (Br.),
Arca (Anadara) pectinata (Brocc),
Lucina (Dentalculina) orbicularis (Desh),
Loripes lacteus (Lam.),
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
49
Nassa pygmaea (lam.),
Cyclonassa neritea (Lam.),
Chenopus pespelicani (Lmk.),
Miirex torularios (Lmk.),
C. Crenatum (Brug.),
Bittium reticulatum (da Costa),
Dentaîium inaequicostatum (Dautz)
gibi fosillerdir (Bunların bazıları İTÜ'den Prof. Dr. Mehmet SAKINÇ tarafından
tayin edilmiştir). Araştırmacılar, bu fosil bulgularına dayanarak formasyonu Pliyosen
yaşlı olarak tayin etmişlerdir.
Kapan Yeşilyurt ve Taner (2002) ise inceledikleri kesitlerde şu fosilleri tespit
etmişlerdir:
Denizel fosiller;
Bittium reticulatum,
Thericium (T.) vulgatum,
Trunculariopsis trunculus,
Nassa reticulata,
Anadara (A) diluvii var perlranversa,
0sIrea edulis,
Ostrea lamellosa,
Cerastoderma (C) edule,
Cerastoderma (C.) edule var. umbonata,
Abra (A.) tenuis,
Venus gaina,
CabuIa (V.) gibba,
Bittium reticulatum,
Thericium (T.) vulgatum,
Chama (C.) gryphoides,
Cerastoderma (C.) edule,
Cerastoderma (C) edule var. umbonata,
Abra (A.) tenuis,
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
50
Venus gallina,
Corbula (V.) gibba,
Trunculariopsis trunculus,
Nassa reticulata,
Anadara (A.) diluvi var. pertransversa,
Glycymeris (G.) glycmeris,
Ostrea edulis, Ostrea lamellosa,
Cerastoderma (C.) edule,
Cerastoderma (C.) edule var.umbonata,
Abra (A.) tenuis, Venus gallina,
Cladocora caespitosa,
Balamus sp. Cyprideis (C.) benderi,
Mutilus retitormis,
Aurila (A.) ct. Tenuipunctata
Tatlı su fosilleri;
Melanopsis cf bergeroni,
Theodoxus doricus depressus,
Theodoxus doricus fuchsi,
Viviparus brevis trochlearis,
Hydrobia denizliensis,
Hydrobia tanerae,
Lithoglyphus acutus decipiens,
Melanopsis gorceixi proteus,
Melanopsis delessei,
Melanopsis gorceixi heldreichi,
Melanopsis vandeveldi,
Melanopsis orientalis,
Melanopsis inexpectata,
Melanoides tuberculata dadiana,
Unio pseudatavus, Modiolus sp.,
Theodoxus doricus depressus,
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
51
Theodoxus doricus fuchsi,
Viviparus brevis trochlearis,
Valvata (C.) crusitensis,
Hydrobia denizliensis,
Hydrobia tanerae,
Pyrgula eugeniae,
Micro- melania nuda,
Marticia cosensis,
Melanopsis gorceixi proteus,
Melanopsis vandeveldi,
Melanopsis orientalis orientalis,
Melanopsis inexpectata,
Melanoides tuberculata dadiana,
Unio pseudatavus, Modioulus sp,.
Bu fosillere dayanarak Kapan Yeşilyurt ve Taner (2002) birimin yaşının Geç
Piyasensiyen olduğunu, fosil yaşlarının ESR (Elektron Spin Resonans) yöntemi ile
elde edilen 1.89-1.99 milyon yaşı ile uyumlu olduğunu ileri sürmüşlerdir. Datça
yarımadasının, eski araştırıcıların ileri sürdüğü gibi Erken Pliyosende karasal, Geç
Pliyosende denizel değil, Geç Pliyosende sığ denizle bağlantılı lagün-akarsu ortamı
olduğunu ve saptanan Pelecypod ve Gastropod faunasından o dönemde suyun
oligohalin acı su-az tuzlu deniz suyu karakterinde olduğunu belirtmişlerdir.
4.1.2.2. Kuvaterner
Çalışma alanında gözlenen Kuvaterner yaşlı birimler; volkanikler, yamaç
molozu, alüvyon ve plaj oluşuklarıdır.
4.1.2.2.(1). Kos-Nysiros Volkanik Ürünleri (Qkn)
Bu volkanik kayaçlar, Datça yarımadasının batı ucuna yaklaşık 20 km
uzaklıktaki Nysiros, Yali ve Kos adaları civarındaki volkanik patlama
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
52
merkezlerindeki faaliyetlerin havadan gelmiş ürünleridir. Tüf, süngertaşı ve lav
parçalarından oluşur (Ercan ve diğ., 1982 a; Şenel ve diğ., 1997; Allen ve Cas,
2000).
Çalışma alanının batısındaki Körmen İskelesi civarında ponzalara ve lav
parçalarına rastlanılmış; Yıldırımlı formasyonunun orta ve üst seviyelerinde ise tüf
oluşumları tabakalar veya ince bantlar şeklinde gözlenmiştir.
Datça yarımadası civarındaki volkanizma, Afrika plakasının Girit adası
güneyinde Anadolu plakası altına dalması sonucu meydana gelen yitim zonunun
ürünüdür. Olasılıkla, Orta Miyosende başlayan yitim olayı ile oluşan yitim zonu
yaklaşık 3 milyon yıldan beri Ege Denizinde esas olarak kalkalkalin nitelikte bir ada
yayı volkanizması meydana getirmektedir. Ege ada yayı sistemindeki tek aktif
volkan Santorini olup, en son 1950 yılında faaliyete geçmiştir Nysrostaki en son
faaliyet ise 1888’ de görülmüştür (Ercan ve diğ., 1982 a)
4.1.2.2.(2). Yamaç Molozu ve Birikinti Konileri (Qym)
Dağ yamaç ve eteklerinde yer alan, bazen pekişmiş yamaç molozu ve birikinti
konilerini kapsar. Yamaç molozları, genellikle kireçtaşı gibi aşınmaya dayanımlı
kayaçlardan oluşan, oldukça dik yamaçlı, yüksek sırtların ve tepelerin etekleri
dibinde gelişen, köşeli çakıllardan oluşan, gevşek tutturulmuş bir birimdir. Çok sıkı
tutturulmuş olanları ise kolüvyonları oluşturur. Körmen iskelesinin batısında kıyı
boyunca uzanan yamaçlarda kahverenkli karbonat matriks ile tutturulmuş yamaç
molozları buna örnektir. Yüksek alanlardan gelen ve düzlüğe açılan dere yataklarının
ağzında ise taşınan malzemenin miktarına bağlı olarak değişen boyutlarda alüvyon
yelpazeleri gelişmiştir (Dirik, 2003).
Çalışma alanında karbonatlı sert birimlerin dik yamaçlarında ve fay
sınırlarında oldukça sık rastlanılan yamaç molozları, breşik dolomitler veya kireçtaşı
parçalarından oluşmuştur (Resim 4.36). Bu parçaların büyüklüğü bazı yerlerde 1 m
civarında bloklara kadar çıkabilmektedir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
53
Resim 4.36. Karadağ’da (B12) gözlenen yamaç molozu oluşumu.
Özellikle çalışma alanının kuzey kıyı şeridinde, Marmaris peridotitinin hakim
olduğu tepelerin arasında kıyıdan içeri doğru gelişmiş vadiler yer almaktadır (Resim
4.37). Bu küçük vadiler, zamanla yukarıdan gelen breş ve konglomera yapılı
peridotit parçaları ve kil ile dolarak, gevşek tutturulmuş sedimanlardan oluşan
alüvyon yelpazesi şeklinde istifleri (fanglomera) oluşturmuştur. Bu istifler yer yer
karbonat bantları içermektedir (Resim 4.38). Çalışma alanının kuzeyinde, kıyı
şeridine bakan yamaçlarında ise bu alüvyon yelpazeleri daha iri tanelerle Yıldırımlı
formasyonunu uyumsuz olarak örtmektedir (Resim 4.39). Kuzeydoğu kıyı şeridinde
ise, alttaki gevşek-bozunmuş serpantin birimi, yukarıdaki yamaçlardan taşınan
köşeli, iyi çimentolanmış peridotit parçaları tarafından örtülmektedir (Resim 4.40).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
54
Resim 4.37. Çalışma alanının kuzey kıyı şeridinde, Marmaris peridotitinin (Kmo) yer
aldığı tepelerin arasında sık ve tekrarlı rastlanılan küçük vadiler.
Resim 4.38. Datça yarımadası’nın kuzey kıyı şeridinde, yukarıdan taşınan kil ve
serpantin parçalarınla oluşan gevşek yapılı fanglomera ve karbonat bantları.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
55
Resim 4.39. Yıldırımlı formasyonunun (Plyı), kuzey kıyı şeridindeki
yamaçlarda yukarıdan taşınan alüvyon ile uyumsuz olarak örtülmesi.
Resim 4.40. Kuzeydoğu kıyı şeridinde, alttaki serpantin üzerine yukarıdan
taşınan köşeli peridotit ve çakıltaşlarının oluşturduğu fanglomera.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
56
4.1.2.2.(3). Alüvyonlar (Qal)
Pekişmemiş ya da oldukça gevşek pekişmiş kum, kil, çakıl ve bloklardan
oluşan alüvyon Datça (G10) ile Hızırşah köyü (D9) civarlarında ve dere yataklarında
yaygın olarak bulunur.
4.1.2.2.(4). Plaj Oluşukları (Qp)
Kıyı şeridindeki kum ve kayaç parçacıklarının oluşturduğu yığışımlarıdır.
Pekişmemiş ince, orta ve kaba taneli yalıtaşı, kireçtaşı, kuvars, serpantin, çörtlü
kumtaşı, sarı-kırmızı-gri renklerde mikritik kireçtaşı, boksit ve ponza çakıllarından
oluşmaktadırlar. Plaj çakılları, çalışma alanında diğer kıyı kesimlerinden farklı olarak
batı’da Körmen kıyısında ponza içermektedir.
Yalıtaşları belirgin beyaz renkleri ve iyi yuvarlanmış şekilleriyle diğer kayaç
parçacıklarından daha farklı bir görünümdedir. Ersoy (1991)’a göre, plaj kumu ve
çakıllarının çimentolanmasından oluşan yalıtaşları (beachrock), yarımadanın hem
güney, hem de kuzey kıyılarında izlenebilmektedir. Bilindiği gibi, bunlar sıcak
denizlerde oluşmaya elverişli güncel oluşuklardır. Karbonatlı bir çimento ile
bağlanmışlardır. İnceleme alanındaki yalıtaşı tabakaları denizel med seviyesinde ya
da onun biraz üstünde olup 5-6 derece ile denize doğru eğimlidir. Bunların deniz
üstünde kalan kısımları bazen aşınmış ve “brisan” denilen şahit kayaları oluşturur.
Bu tür jeomorfolojik yapılar Körmen iskelesindeki sahil boyunca batıya doğru
yüründüğünde deniz kenarında görülebilmektedir.
Çalışma alanında yükselmiş plaj konglomeraları sadece kuzey kıyı şeridinde
gözlenmiştir. Doğu–batı doğrultusunda bu istifin kalınlığının 25 m’ den 5 m’ye kadar
düştüğü saptanmıştır. Yükselmiş plaj konglomeraları, iri konglomera boyutundaki
yalıtaşlarının kil arakatkılı olarak istiflendiği bir oluşuk olarak göze çarpmaktadır.
Mevcut birimin denize doğru olan eğiminin 5-10 derece arasında değiştiği
gözlenmiştir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
57
4.2 Yapısal Jeoloji
Bölgedeki yapısal etkiler, paleotektonik ve neotektonik dönemler olmak üzere
ikiye ayrılır. Her iki dönemde de bölge epey aktif olmuş olup, bunun sonucu olarak
faylanmalar ve şiddetli kıvrımlanmalar meydana gelmiştir.
4.2.1. Paleotektonik (Eski Tektonik Döneme Ait) Yapılar
İnceleme alanının tabaka ve kıvrım duruşları göz önüne alındığında,
paleotektonik dönemde iki ana trend göze çarpar. Bunlar, kabaca D-B ve K-G' dır.
Karaköy (D8) ve inceleme alanının batısındaki Mesudiye civarında, som
karbonatların ve çörtlü kireçtaşlarının genel gidişi kabaca D-B uzanımlı olup,
eğimleri güneye doğrudur. İnceleme alanının batısındaki Körmen iskelesi ve
doğusundaki Emecik dolayındaki aynı birimlerin katman doğrultuları ise kabaca K-
G'e yakın olup, burada bazen doğudan batıya, bazen de tersine sıkışma etkilerinin
gözlendiği yaklaşık K-G gidişli asimetrik, bazen devrik antiklinal ve senklinaller
gelişmiştir. Bu arada belirtmek gerekir ki sıkışma yönünde herhangi bir yaş
sıralaması yapma olasılığı yoktur. Özetle, paleotektonik dönemde hem K-G, hem de
D-B doğrultusunda sıkışma kuvvetleri egemen olmuştur (Ersoy, 1991). Hail ve diğ.
(1984), Girit adasındaki incelemelerinde, Eosen sonu-Oligosen başı sıkışma
kuvvetleriyle oluşmuş, önce doğudan batıya, sonra kuzeyden güneye değişim
gösteren benzer gidişlerden etkilenen naplaşma hareketleriyle Batı Anadolu'nun
jeolojik evrimini açıklamaya çalışmışlardır.
Çalışma alanındaki bindirme fayları, paleotektonik döneme ait yapıları
göstermektedir. Bu paleotektonik yapılar sadece bindirme fayları ile sınırlı kalmayıp,
kısmen tektonik klip ve tektonik pencere ilişkisi gösteren yapıları da oluşturmaktadır.
Tektonik klip harita üzerinde bindirme düzleminin devamlı kapalı bir mostrası olarak
tanımlansa da, bu tanıma tam ya da kısmen uyan yapılar inceleme alanında gözlenip
haritalanmıştır. Denizle ayrılan sınırlarda bu yapıların devamlılığının olması kuşkusu
olası görülmektedir. Çalışma alanındaki bu paleotektonik yapılar, formasyonların
ikili tektonostratigrafik ilişkilerine dayanarak aşağıda anlatılmaktadır.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
58
Göçgediği formasyonu-Karaböğürtlen formasyonu bindirmesi; Alt Jura-Üst
Kretase yaşlı Göçgediği formasyonunun Üst Senoniyen yaşlı Karaböğürtlen
formasyonunu üzerlemesi ile oluşan bindirme faylarıdır. Bu bindirme fayları çalışma
alanının güney kısımında 5 farklı yerde saptanmıştır. Birkaçılık Tepe (C13) güneyi,
Alazeytin Dağı (C14) güneyi, Ağabaşı Tepe (E17) kuzeybatısı, Taşürken Burnu
(F16) batısı ve Aycıpınarcığı Tepe (E14) güneyi bu bindirmelerin gözlendiği
yerlerdir.
Orhaniye formasyonu-Karaböğürtlen formasyonu bindirmesi; Üst Jura-Alt
Maestrihtiyen yaşlı Orhaniye formasyonunun Üst Senoniyen yaşlı Karaböğürtlen
formasyonunu üzerlemesi ile oluşan bindirme faylarıdır. Çalışma alanının
kuzeybatısında gözlenen bu bindirme fayları 5 tane olup, Kaya Tepe (B3) güneyinde,
İnce Burun (C1) güneydoğusunda ve Kızılağaç Tepe (C3) dolaylarında
gözlenmektedir. Kaya Boğazı (B3)batısında ise bir tektonik klip bulunmaktadır.
Mevcut bütün bu bindirmeler, aynı zamanda sınırladıkları Karaböğürtlen
formasyonunu bir tektonik pencere olarak göstermektedirler.
Marmaris peridotiti-Karaböğürtlen formasyonu bindirmesi; Alt Kretase yaşlı
Marmaris peridotitinin Üst Senoniyen yaşlı Karaböğürtlen formasyonunu üzerlemesi
ile oluşmaktadır. Çalışma alanında sadece Yelçıkan Tepe (C3) dolayında
gözlenmektedir.
Kayaköy dolomiti-Karaböğürtlen formasyonu bindirmesi; Orta Triyas-Liyas
yaşlı Kayaköy dolomitinin Üst Senoniyen yaşlı Karaböğürtlen formasyonunu
üzerlemesi ile oluşmaktadır. Çalışma alanında sadece Karadağ’ın (B12) kuzey
yamaçlarının sınırlarında gözlenmektedir.
4.2.2 Neotektonik (Yeni Tektonik Döneme Ait) Yapılar
Bilindiği üzere, Datça ile Bodrum yarımadası arasındaki, denizaltı alanında
"Gökova Grabeni", aynı şekilde Datça yarımadası ile Bozburun yarımadası
arasındaki denizaltı alanında da "Hisarönü Grabeni" yer almaktadır. Her iki grabenin
fayları Datça Grabeni'ne ait fayları verev olarak keserler. Bu nedenle bu faylar
göreceli olarak Datça Grabeni'ni sınırlayan faylardan daha gençtir. Dolayısı ile bu
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
59
faylardaki hareketlerle, Datça yarımadası, grabenler arasında Datça Grabeni ile
birlikte tümüyle "horst" yapısı kazanmıştır (Ersoy, 1991).
Ersoy (1991)’a göre, Neotektonik dönemde oluşmuş faylar esas olarak D-
B'ya ya da D-B’ya ait KB-GD doğrultuludur. Datça Grabeni'ni sınırlayan faylar ile
Cumalı, Örencik dolayından geçen faylar bu kategoridedir. Ayrıca, bu fayları 40-60
derecelik açılarla kesen KD-GB ya da KB-GD doğrultulu ikinci grup süreksizlikler
vardır ki, Hamzalı dağının doğusundaki ve Cumalı ile Datça dolayındakiler bu
kategoriye girmektedir. Her iki kategorideki süreksizliklerin eğimleri oldukça dik
(70-90 derece) olup, oluşum yaşları Pliyosen ve Pliyosen sonrasıdır.
Dirik (2003)’e göre, GB Ege bölgesi Ege-Hendeği ile Ege Graben sisteminin
çekme rejiminin denetimi altındadır. Anadolu Plakacığı’nın batıya hareketi, doğu-
batı yönünde sıkışmaya, kuzey-güney yönlü genişlemeye neden olmuştur. Genişleme
tektoniğinin hakim olduğu bu dönemde normal faylar en önemli yapısal unsurlar
olup, Datça Grabeni, Gökova Grabeni ve Datça Yarımadası’nı oluşturan Reşadiye
Horst’u bu dönemi temsil eden yapılardır (Şekil 4.5)
Şekil 4.5. Datça Yarımadası ve civarındaki aktif faylar ve bölgede meydana gelmiş
büyük depremlerin yıllara göre dağılımı (Altunel ve diğ., 2003).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
60
4.2.2.1. Normal Faylar
4.2.2.1.(1). KD-GB Gidişli Faylar
Çalışma alanında KD-GB gidişli tek bir fay gözlenmiştir. Bu fay Datça
yarımadası’nın kuzey kıyı kesiminde, İnceburun (C1) ile Limanbaşı Burnu (F2)
arasında, Alt Kretase yaşlı Marmaris peridotiti ile Üst Kretase yaşlı Karaböğürtlen
formasyonunu ayırmaktadır (EK 1-2).
4.2.2.1.(2). KB-GD Gidişli Faylar
Çalışma alanında KB-GD gidişli 3 fay saptanmıştır. İlk fay; Kızlan Köyü’nün
Kuzeydoğusunda, Tülü Tepe’ den (H5) başlayıp, Bağdınca (E5), Tekir (E5), Aksu
(D4), mevkilerini hemen hemen düz bir doğrultuda takip edip, çalışma alanının
kuzeybatı ucunda yer alan Gerence Burnunda (B4) sonlanmaktadır (Resim 4.41).
Kızlan köyü kuzey ve kuzeydoğusunda Marmaris peridotiti ile Geç Piyasensiyen
yaşlı Yıldırımlı formasyonu arasında sınır oluşturan bu fay, kuzeybatıya doğru
Yıldırımlı formasyonu içerisinde farklı fasiyesleri ve farklı topoğrafik eğim değerleri
sunan bir çizgisellik göstererek kendini belli etmektedir (Resim 4.42, 4.43). Gerence
burnunda gözlenen yıkılmış bir harabenin konumu ile mevcut fayın varlığı daha iyi
görülebilmektedir (Resim 4.44). Fay, Gerence Burnunda Üst Kretase yaşlı
Karaböğürtlen formasyonu ile Jura-Kretase yaşlı Orhaniye formasyonunu birbirinden
ayırarak sonlanmıştır (EK 1-2).
İkinci fay; aynı zamanda Datça Grabeni’nin güney sınırını oluşturmaktadır.
Mevcut fay, Datça yerleşim merkezinin (G10) güneydoğusundan başlayarak Hızırşah
Köyü’nün (D9) kuzeyinden ilerleyip, Karaköy’ün (B8) kuzeybatısında
sonlanmaktadır (EK 1-2).
Üçüncü fay ise; Taşürken Burnunun (F16) güneyinden başlayıp, hemen
hemen düz bir doğrultuda ilerleyerek Alazeytin dağının (C14) kuzeydoğusundan
geçmekte ve Tavşancıl Tepe’ de (C12) son bulmaktadır (EK 1-2).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
61
Res
im 4
.41.
Orh
aniy
e fo
rmas
yonu
(JK
o) v
e K
arab
öğür
tlen
form
asyo
nunu
(K
ka)
ayıra
n K
B-G
D d
oğru
ltulu
nor
mal
fay
. Güz
ne
Düz
ünde
n (B
5) G
eren
ce B
urnu
’na
(B4)
bak
ış (G
üney
’den
kuz
ey’e
bak
ış).
-
+
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
62
Res
im 4
.42.
Bağ
dınc
a m
evki
inde
(E5
), k
aras
al Y
ıldırı
mlı
form
asyo
nu (
Plyı
k) i
le d
eniz
el Y
ıldırı
mlı
form
asyo
nunu
(Pl
yıd)
bi
rbiri
nden
ayı
ran
KB-
GD
doğ
rultu
lu n
orm
al fa
yın
görü
nüm
ü.
Res
im 4
.43.
Aks
u m
evki
inde
(D
4),
kar
asal
Yıld
ırım
lı fo
rmas
yonu
(Pl
yık)
ile
den
izel
Yıld
ırım
lı fo
rmas
yonu
nu (
Plyı
d)
birb
irind
en a
yıra
n K
B-G
D d
oğru
ltulu
nor
mal
fayı
n gö
rünü
mü.
+ -
+ -
Plyı
k
Plyı
d
Plyı
k
Plyı
d
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
63
Resim 4.44. Gerence Burnundan (B4) geçen fay üzerinde gözlenen yıkılmış
bir harabe.
4.2.2.1.(3). D-B Gidişli Faylar
Çalışma alanında tek bir D-B doğrultulu fay saptanmıştır. Bu fay Karadağ’ın
(B12) kuzeybatısından başlayarak, sırasıyla Tavşancıl Tepe (C12) ve Korudağı’ nın
(E12) kuzeyini düz bir doğrultuda takip ederek Datça yerleşim merkezinin (G10)
güneyinde sonlanmaktadır (EK 1-2).
Daha çok som karbonatlardan oluşan Kayaköy dolomiti (TRJk) içerisinde
gelişerek bu birimi kesen fay, Datça yerleşim merkezinin güneybatısında Göçgediği
formasyonu (Kg) ile Karaböğürtlen formasyonu (Kka) arasında sınır oluşturmaktadır
(Resim 4.45).
+ -
JKo
Qal
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
64
Resim 4.45. Hızırşah köyü (D9) civarından Karadağ’ın (B12) kuzey yamacına
bakış ve Kayaköy dolomitini (TRJk) kesen doğu-batı doğrultulu fay.
4.2.2.2. Doğrultu Atımlı Faylar
Çalışma alanındaki mevcut doğrultu atımlı faylar, KD-GB ve KB-GD gidişli
sağ atımlı faylardır.
KD-GB gidişine sahip doğrultu atımlı sağ yönlü faylar; yarımadanın
güneyinde, Alazeytin dağından (C14) geçen KB-GD doğrultulu normal faya dik
olarak, fakat birbirlerine paralel olarak gelişmişlerdir. Mevcut bu faylar Alazeytin
dağının güney-güneybatısı ile Karadağ’ın (B12) güneyi arasında kalan alanda
gözlenmektedir (EK 1-2).
KB-GD gidişine sahip doğrultu atımlı sağ yönlü faylar ise; yarımadanın
batısında Karataş Burnu (G13) ile Kargı Koyu (F13) civarında gözlenmektedirler
(Resim 4.46, EK 1-2).
+ -
TRJk
TRJk
Kka
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
65
Resim 4.46. Kargı koyu (F13) civarında gözlenen doğrultu atımlı sağ yönlü fayın
denizden görünümü.
4.2.2.3. Datça Grabeni
Dirik (2003), Jeomorfolojik-yapısal arazi gözlemleri ve paleontolojik
bulgulara göre Datça Grabeni’ nin, Pliyosende KB gidişli kenar faylarıyla kontrollü
bir çöküntü havzası olarak gelişmeye başladığını, Geç Piyasensiyen’ de sığ denizle
bağlantılı lagün-akarsu ortamı olarak gelişimini sürdürdüğünü ve daha sonra Graben
çökellerinin genç tektonizmadan etkilenerek deformasyona uğradığını ileri sürmüştür
(Şekil 4.6).
Çalışma alanında, Datça Grabeni olarak adlandırılan çöküntü içerisinde Geç
Piyasensiyen yaşlı Yıldırımlı formasyonu ile Kuvaterner yaşlı alüvyonlar
gözlenmektedir (Resim 4.47). Ersoy (1991)’e göre, bu çökel topluluk sedimantasyon
sırasında tektonizmadan etkilenmiş ve bu çökellerle eş yaşlı büyüme fayları (growth
faults) meydana gelmiştir. Bir başka deyişle Datça Grabeni’nde sedimantasyon,
sinsedimenter (sedimantasyonla yaşıt) büyüme fayları ile kontrol edilmiştir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
66
Şekil 4.6. Datça yerleşim alanı ve civarının neotektonik haritası. (1) Kumsal, (2)
Alüvyon, (3) Kolüvyon, (4) Pliyo-Kuvaterner karasal kırıntılılar, (5) Denizel Pliyosen, (6) Pliyosen öncesi birimler, (7) Eski Knidos Limanları, (8) Tabaka eğim ve doğrultusu, (9) Normal fay (diş düşen blokta), (10) Eş derinlik eğrisi, (11) Yalı taşı (Dirik, 2003).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
67
Resim 4.47. Datça Grabeni’nin (öndeki açık alan) Kızlan Köyü’nün (G5) kuzeyinden görünümü (Kuzey’ den güney’e bakış).
4.2.3. Bölgenin Depremselliği
Güneybatı Türkiye’de ve Ege Denizi’nin en aktif bölgelerinden birinde yer
alan Datça Yarımadası ile civarı oldukça önemli ve yıkıcı depremler ile volkanik
faaliyetlerin etkisinde kalmıştır. M.Ö. 412, 24 (Ambraseys ve White 1997); M.Ö.
227, 199-198, M.S. 142-144, 344, 474-478 ve 554-558 (Goidoboni vd., 1994)
depremler, Rodos ve civarını etkileyen önemli depremlerdir. Ayrıca tarihsel
dönemlerde bölgede yıkıcı depremlerin varlığı kayıtlarda mevcuttur. Datça
Yarımadası’nın batısında yer alan ve volkanik kökenli Kos ve Nysiros adalarındaki
volkanik faaliyetler ve bunlarla ilişkili sismik hareketler bölgeyi etkileyen diğer
önemli olaylardır. Nysiros adasındaki güncel volkanik faaliyetlerin M.S. 1887, 1873
ve 1422 yıllarında olduğu bilinmektedir (Stiros 2000).
Altunel vd., (2003)’e göre Antik Knidos kenti en az iki büyük sismik olaydan
etkilenmiştir. Bunlardan ilki, yuvarlak Afrodit Tapınağı ve Demeter Tapınağı’nın
+ -
+ -
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
68
yıkılmasına neden olan yaklaşık geç Helenistik dönemde (M.Ö. 2.-3. yüzyıl)
meydana gelmiştir. İkincisi ise geç Roma-erken Bizans dönemine tarihlendirilen ve
Knidos Fayı’nda yüzey kırıkları oluşturan olaydır. Kutsal Salonun da M.S. 5.
Yüzyılda yıkılmış olması şehrin M.S. 459 yılında bir depremle tamamen yıkıldığını
göstermektedir. Knidos’un alış veriş merkezinde yapılan son kazılarda ortaya
çıkartılan sütunların hepsinin KKD-GGB yönünde devrilmiş olması da bu sütunların
yıkılma nedeninin deprem olduğunun önemli bir kanıtıdır.
4.2.4. Tabaka Doğrultu-Eğim değerleri
İnceleme alanında yüzlek veren Mesozoyik ve Senozoyik yaşlı birimler farklı
eğim ve doğrultu değerleri sunmaktadır. Tabanda ofiyolitlerin üzerinde yer alan
Toarsiyen-Üst Kretase yaşlı Göçgediği formasyonunun kil-şeyl-marn şeklinde bloklu
fliş istifi göstermeyip, belirgin mikritik kireçtaşı karakteri sunduğu yerlerde ölçümler
yapılmıştır. Alazeytin dağının (C14) güney kesiminde yaklaşık D-B ya da KB-GD
doğrultulu tabakaların eğimleri 180-250 arasında değişmekte olup güney ve
güneybatıya doğrudur. Datça yerleşim merkezinin (G10) doğusunda yer alan Koru
dağının (E12) batı yamacında birim KD-GB doğrultulu ve 170 ile 240 arasında
değişen eğim değerleri sunmaktadır. Tabakaların eğimi güneydoğuya doğrudur.
Triyas-Jura yaşlı Kayaköy dolomiti, alt kesimlerde breşik kireçtaşları, orta
seviyelerde dolomit blokları ve üst seviyelerde ölçüm yapmaya müsait olmayan som
bir dolomit yapısı göstermektedir. Ersoy (1991) ise, kabaca Karaköy dolomitini D-B
doğrultulu ve güneye eğimli olarak nitelemiştir.
Çalışma alanında en dar alanda yüzlek veren Jura-Kretase yaşlı Orhaniye
formasyonu bol kıvrımlı iyi deforme olmuş yapısının yanında çok sık kaya
değişimleri sunmaktadır. Bu sebeple birbirine çok yakın noktalarda bile farklı
doğrultu ve eğim değerleri ölçülmüştür. Birimin D-B’ ya yakın doğrultu gösteren
tabakalanmaları 180-200 ile güney’e KD-GB doğrultulu tabakaları ise yaklaşık 210’
lik güneydoğu eğim değerleri verir.
Üst Kretase yaşlı Karaböğürtlen formasyonunun, bloklu fliş özelliği
göstermeyen kuzey kıyı kesimindeki kireçtaşı tabakalanmalarında ise KB-GD
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
69
doğrultulu 280’ lik eğim açısı ölçülmüştür. Birimdeki tabakalanmaların eğim yönü
GB’dir.
Üst Pliyosen yaşlı Yıldırımlı formasyonunun kuzeydoğusunda KD-GB
doğrultusu veren, karasal fasiyesi belirten tabakalar 30-40’ lik ya da yataya yakın bir
açı ile güneydoğuya eğimlidir. Kızlan köyünün (G5) güneybatısında Marmaris yolu
boyunca bu karasal fasiyes tabakalanmalarının tane boyu biraz daha incelip yaklaşık
olarak aynı doğrultu ve eğim açısı değerini vermektedirler. Çalışma alanında
Yıldırımlı formasyonunun karasal çökelimini temsil eden son birim ise, Datça
yarımadasının güney kıyısındaki Domuz çukuru (C16) mevkiinde gözlenmiştir.
Burada yığışım şeklindeki konglomera istifleri 50’lik bir eğim gösterirken, iri
tabakalı kumtaşı tabakaları KD-GB doğrultulu ve 90 GD’ ya eğimlidir. Kızlan köyü
kuzeyinde ve inceleme alanının batısındaki Yıldırımlı tepedeki kiltaşı-kumtaşı-
kireçtaşı ardalanmalı denizel çökelimi gösteren tabakalar ise KB-GD doğrultulu ve
210 ile 250 arasında değişen eğim değerleri sunmaktadır. Bu tabakalar GB eğimlidir.
Bu denizel tabakalar Datça Grabeni’nin Karaköy (D6) doğusundaki kısmında ise,
yaklaşık olarak aynı eğim değerlerine sahip fakat KD eğimlidir.
4.2.5. Açısal Uyumsuzluklar
Bindirmelerle sürüklenmiş, tabanda tektonostratigrafik olarak terslenmiş
ofiyolitlerin allokton olarak yer aldığı ve Marmaris ofiyolit napına ait Alt Kretase
yaşlı Marmaris peridotiti, tektonik dokanakla bodrum napına ait Toarsiyen-Üst
Kretase yaşlı Göçgediği formasyonuna yer yer kalsitürbidit arakatkılı radyolarit,
çörtlü kireçtaşı, şeyl ve marn içeren bir taban yapısı ile geçiş göstermektedir.
Göçgediği formasyonu ise tabanda breşik kireçtaşlarının bulunduğu Triyas–Jura yaşlı
Kayaköy dolomitine tektonik bir dokanakla geçiş göstermektedir. Göçgediği
formasyonu gibi bodrum napına ait olan Kayaköy dolomitinin üzerine Jura-Kretase
yaşlı ve Gülbahar napına ait Orhaniye formasyonu tabanda radyolaritli kireçtaşları ile
uyumlu olarak gelmekte, bu birimi ise yine uyumlu olarak Bodrum napına ait Üst
Kretase yaşlı Karaböğürtlen formasyonu tabanda marn –kiltaşı ardalanması ile
üzerlemektedir.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
70
Paraotokton olarak da adlandırılabilecek bu birimlerin üzerine büyük bir
zaman boşluğu ile Üst Pliyosen yaşlı Yıldırımlı formasyonu uyumsuzlukla
çökelmiştir. Bu Neootokton birim üzerinde ise yine uyumsuzlukla Kuvaterner yaşlı
volkanikler, yamaç molozları, alüvyonlar ve plaj oluşukları gibi güncel çökeller yer
alır.
4.3. Jeomorfoloji
4.3.1. Datça Yarımadası’nın Fiziki Coğrafya Özellikleri
Datça Yarımadası, kuzeyde Gökova Körfezi ile güneyde Hisarönü Körfezi
arasında kalan, doğu-batı doğrultusunda uzunluğu yaklaşık 65 km, genişliği ise
ancak birkaç kilometre olan ve Güneybatı Anadolu kıyılarında yer alan önemli
jeomorfolojik bölümlerden birisidir (Şekil 4.7). Çok arızalı, dağlık ve tepelik bir sırt
olarak uzanan Datça Yarımadası’nın kıyıları çok girintili ve çıkıntılıdır. Ancak kuzey
kıyılar Gökova Grabeni’ni kontrol eden D-B uzanımlı faylar tarafından da kontrol
edildiği için güneye nazaran daha düzdür. Yarımada kıyılarının bir özelliği de kıyı
profilinin çoğu yerde dik olmasıdır. Kıyıdaki dik yamaçlar deniz altında da aynı
diklikte devam eder. Bu da kıyıların tektonik kontrollü olarak geliştiğinin önemli bir
kanıtıdır. Dere ağızlarındaki birikinti konisi-delta tipi kıyı düzlükleri geniş alanlı
değildir. Bu durumuyla yarımadanın kıyıları genel olarak tipik boğulma şekilleri
gösterir. Bu boğulma, Holosen’de meydana gelen son transgresyonun sonucudur
(Kayan, 1988).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
71
Şekil 4.7. Datça yarımadası ve civarının 1:250.000 ölçekli topoğrafik haritalarından
hazırlanan kabartma haritası (Dirik, 2003).
Datça Yarımadası’nın orta kesiminde, genişliği yaklaşık 5 km olan ve
yaklaşık KB-GD gidişli bir çukurluk yer alır. Bu çukurluğa KB da Körmen Körfezi,
GB ise Datça Körfezi geniş koylar halinde sokulmuştur (Şekil 4.8, 4.9). Bu bölümü
Chaput (1947) ‘Datça kıstağı’ olarak tanıtmıştır. Ancak daha sonra, doğudaki ve
batıdaki yaşlı temel birimlerle dokanağı faylı olduğu için bu tektonik çöküntü Datça
Grabeni olarak adlandırılmıştır. Datça Grabeni’nin doğusunda kalan doruklar
genellikle 500 m seviyesindedir (Resim 4.48). En yüksek doruk ise Emecik Dağında
748 m’ye ulaşır. Bu kesimde litolojiyi peridotit-serpantinitler ile Mesozoyik yaşlı
masif kireçtaşları oluşturur (Dirik, 2003).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
72
Şekil 4.8. Datça Yarımadası ve civarının yükselti haritası (Münhaniler 200 m’de bir
geçirilmiştir. Eşderinlik eğrilerinden sadece -200 m çizilmiştir) (Dirik, 2003).
Şekil 4.9. Datça Yarımadası’nın drenaj haritası (Dirik, 2003).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
73
Res
im 4
.48
Dat
ça G
rabe
ni’n
in (
önde
ki a
lçak
ala
n) d
oğus
unda
yer
ala
n ve
bat
ı kes
ime
göre
dah
a ya
yvan
topo
ğraf
yanı
n gö
rünü
mü
(Kar
aköy
’ ün
(B8)
bat
ısın
dan
doğu
ya b
akış
). + _
Qal
JKo
Fay
Plyı
d JK
o
Kka
Kka
K
ka
Km
o
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
74
Karbonatlı birimler, Emecik Dağında olduğu gibi yüksek dorukları oluşturur.
Datça Grabeni’nin batı kesimi uzunluğu 25 km, genişliği ise yaklaşık 10 km olan bir
dikdörtgeni andırır (Şekil 4.8,4.9). Doğuya nazaran daha kütlevi olan bu bölgede
Mesozoyik kireçtaşları Kocadağ, Bozdağ gibi büyük yükseltiler oluşturur (Resim
4.49). Kocadağ’ın doruklarında yükselti 1100 m’ye ulaşır. Yaklaşık D-B uzanıma
sahip olan Kocadağ’ın güneyinde, genellikle 400 m yükseklikteki tepe ve sırtlar ile
dik yamaçlı vadilerin yer aldığı daha alçak bir alan yer alır. Kocadağ ile bu alçak
alan arasında tektonik kontrollü olarak gelişmiş bir çukurluk uzanır. Akarsuların
yerleştiği bu çukurlukta akarsu taraçaları, yamaçların topuklarında ise kolüvyonlar
gelişmiştir. Ege Denizi’ndeki volkanizmanın ürünü olan piroklastikler ise bu
çukurluğu zaman içinde doldurmuştur. Piroklastiklerin bir bölümü günümüze kadar
korunmuştur (Dirik, 2003).
Resim 4.49. Datça Grabeni’nin (öndeki alçak alan) kuzey kenarından güneye bakış ve Kocadağ’ın görüntüsü (Kızılağaç Tepe’ den Kocadağ’a bakış).
KOCADAĞ
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
75
Datça Grabeni’nin orta kesiminde ise yüksekliği 120-150 metreye ulaşan tepe
ve sırtlar yer almaktadır. Bu yüksek alandan Karaköy (B8) ve Datça körfezlerinin
kıyı düzlüklerine inilir. Bu çöküntüde yüzeyleyen Üst Pliyosen yaşlı çökel tabakaları
yaklaşık 20º güneye eğimli olup, yayvan ve alçak kuesta sırtları oluştururlar. Datça
iskelesi (G11) kuzey doğusunda, Dalacak Burnu (H10) civarında ise bu birimin taban
seviyeleri KB’ya doğru hafifçe eğimlidir. Karaköy ve Datça körfezleri arasındaki su
bölümü Reşadiye (E7) kuzeyinde ve Çatakçı dağını (D6) KD-GB yönünde ikiye
ayıracak şekilde uzanır (Şekil 4.10). Su bölümünün Karaköy körfezine daha yakın
olması çöküntü alanında bir asimetri yaratmaktadır. Su bölümünden Karaköy
körfezine uzanan sırtlar ve vadiler daha kısa ve yamaçları oldukça diktir. Halbuki
Datça körfezine doğru uzanan vadiler ve sırtlar daha uzun ve yayvandır. Bunun en
büyük nedeninin çöküntü içindeki birimlerin doğuya-güneydoğuya doğru çarpılmış
olması düşünülmektedir (Dirik, 2003).
Şekil 4.10. Datça ve yakın civarının drenaj ve neotektonik haritası (kahverenkli çizgi
su bölüm çizgisi)(Dirik, 2003).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
76
Üst Pliyosen yaşlı çökelleri de kesen, 100-120 metre yükseklikteki aşınım
yüzeyi Datça Grabeni’nin en önemli jeomorfolojik özelliklerindendir (Kayan, 1988).
Datça Yarımadası’nın dağlık kesimlerinde görülen, dağ yamaçlarına pedimentlerle
grabenin doğu kesiminde Emecik’ten güneye inen vadi kırmızı karasal kırıntılı
malzeme ile doludur. 100-150 metre yüksekliklerde yaygın olan bu dolgu günümüz
dere-akarsuları ile yarılmıştır. Bu kesimde Pliyosen yaşlı tabakalar da 100 metre
yüksekliklerde görülmektedir. Benzer dolgulara grabenin batı kesiminde
rastlanmaktadır. Ancak bu kesimde dolgu malzemesini oluşturan alüvyonlar 161 bin
yaşındaki volkanikleri örtmekte ve asılı taraçalar oluşturmaktadır. Bu da bize, deniz
seviyesinin 161 bin yıl önce meydana gelen volkanizmayı takiben önce yükselerek
vadi ve çukurlukların dolmasını, daha sonra da alçalarak yarımadada tekrar aşınma
döneminin başlamasına neden olduğunu kanıtlamaktadır (Dirik, 2003).
4.4. Jeolojik Tarihçe
İnceleme alanı, GB Anadolu'da Likya Napları (Blumenthal, 1963) ya da Batı
Toros Napları (Ersoy. 1989 b ve c) gibi adlarla bilinen allokton kütleler üzerinde
bulunur.
Bazı araştırıcılara göre (Poisson, 1977, 1984; Poisson ve Sarp, 1985; Ersoy
1989 b ve c; Okay, 1989; Özkaya, 1990), Menderes Masifi ile Beydağları duraylı
karbonat platformları arasındaki Toros alanında gelişimi okyanus kabuğu oluşumuna
varmayan bir tekne yer almaktadır. Poisson (1977)’nin Tavas dolayında, Kızılca ya
da Kızılcaçorak Teknesi olarak verdiği ad, Ersoy (1989 b ve c) tarafından daha geniş
anlamda "Batı Toros Teknesi (BTT) olarak değiştirilmiştir (Şekil 4.11).
Datça yarımadasında Üst Triyas-Alt Eosen aralığındaki tektonik birimler
büyük olasılıkla bu tekneye aittir. Bu teknenin oluşum yaşı Üst Liyas (ya da Orta
Jura)’dır. Teknede çökeldiği düşünülen birimlerin litolojisi ve yaş konakları bunu
destekler niteliktedir. Ek olarak; yarımadadaki söz konusu tektonik birimin teknenin
en batısında çökelmiş olması gerekir. Zira teknenin doğusuna doğru benzer istifler
yer almasına rağmen, birimlerin üzerlerinde yer alan flişlerin yaşları farklıdır.
Tekneye ait flişin yaşı doğudan batıya ve kuzeyden güneye doğru gençleşir (Ersoy
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
77
1989 b, c; 1990 a, b, c; 1991). Üst Triyas-Liyas aralığında algli, mercanlı, oolit yapılı
dolomit, dolomitik kireçtaşı ve kristalize kireçtaşları sığ denizi karakterize ederler.
Üst Liyas'tan itibaren blok faylanmalara bağlı olarak ortam derinleşmeye başlar ve
bunu takiben Orta Jura-Üst Kretase'de yan pelajik ve pelajik çörtlü kireçtaşları ile
radyolarit ve çörtler çökelmiştir. Som karbonatlar ile pelajik ve yarı pelajiklerin
geçişleri kısa mesafede olmuştur. Bunun en belirgin kanıtı, som karbonatların en üst
düzeylerindeki radyolarit fosillerinin varlığıdır. Radyolarialar ile birlikte silis
oranının arttığı, karbonat oranının azaldığı çörtlü düzeyler, ortam derinliğinin CCD
(kalsit nihai durulma derinliği)'e yakın olduğunu gösterir (Harbury ve Hail, 1988).
Sömbeki Adasında, benzer istifin Liyas-Kretase yaşlı kısmının, önce (Jura
sonu) KKD’ye varan derinliği, sonra Erken Kretase'de karbonatların tekrardan
çökelimine bağlı olarak KKD’den daha az bir derinliği işaret ettiğini belirten
Harbury ve Hail (1988), bunun KKD’deki önemli bir kararsızlığı yansıttığını
düşünürler. Araştırıcılar, buna ilave olarak istifin stratigrafik kalınlığında ve
karakterindeki yersel değişimlerin, denizaltı topoğrafyasındaki değişimleri ve dip
akıntılarının aktivitesini gösterdiğini belirtirler.
Maestrihtiyen’e kadar süren pelajik karbonat çökelimi yerini Üst
Maestrihtiyen’den itibaren olasılı olarak Alt Eosen'e kadar sürecek olan kırıntılı
çökelimine bırakmıştır. Bloklu fliş adı verilen bu birim çörtlü kireçtaşlarını uyumlu
olarak örter. Fliş çökelimi, önce düzenli bir katman dizisinden oluşan kalkarenit
arakatkılı marn ve killi kireçtaşı ile başlamış, bunu kaba taneli litik kumtaşı, çamur
matriksli breş, türbiditik kireçtaşı ve kiltaşları takip eder. İstif ultrabazik ve kireçtaşı
exotik bloklu, sleyt, grovak, kalkarenit ve bazik volkaniklerden oluşan hafif
metamorfize kaotik bir ünite ile son bulur. İstifin bu kısmının metamorfize olması
naplaşma hareketleri sonucudur. Kaotik birim ile öncekilerin dokanak ilişkisini
saptamak güçtür. Alt Eosen yaşlı bu karışık birim belki de farklı stratigrafik ya da
paleocoğrafik bölgeye aittir (Orombelli ve diğ., 1967).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
78
Şekil 4.11. GB Anadolu'nun levha tektoniği açımlaması. Birinci durum (Senoniyen
Öncesi), Torid-Anatolid platformunun Kuzey-Güney yönünde uzaması ve kıta kabuğunun incelenmesi sonucu Üst Liyas (ya da Dogger) da Batı Toros Teknesi (BTT) nin oluşumunu göstermektedir. Bu arada, platformun hem kuzey hem de güneyinde birer Neotetis kolu yeralmaktadır. İkinci durum, Senoniyen'de, çekme kuvvetlerinin sıkıştırma kuvvetleri ile yer değişimi sonucu kuzeyde ofiyolit naplarının, güneyde Antalya naplarının ve Batı Toros Teknesi'nde ise terslenmiş yapıların gelişimi. Üçüncü durum, Üst Eosen'de ofiyolit naplarının gravite kaymaları ile tekneye taşınması. Son durum ise günümüzde tektonik birimlerin ofiyolitik dilimlerle birlikte Beydağları Önülkesi üzerine yerleşimi (Ersoy,1991'den alınmıştır).
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
79
Fliş çökelimin başlangıcı aynı zamanda bölgede çekme (extension)
kuvvetlerinin sıkıştırma kuvvetleriyle yer değiştirdiği bir dönemdir. Bu dönemde
(Senoniyen'de) Menderes Masifı’nin kuzeyindeki İzmir-Ankara Zonu denilen
Neotetis okyanus alanından ofiyolitler Torid-Anatolid platformu (Şengör, 1980)’nun
kuzey kenarı üzerine bindirmişlerdir (Bergougnan, 1975; Dürr, 1975; Ricou ve diğ.,
1975; Özgül, 1976; Özgül ve diğ., 1978, Ricou ve Marcoux, 1980; Şengör ve
Yılmaz, 1981). Üst Kretase-Orta Eosen boyunca Menderes Masifi üzerinde ilerleyen
ofiyolit napları Üst Eosen'de gravite kaymalarıyla Batı Toros Teknesi'ne aktarılmış
ve bu şariyaj dilimleri Kale-Tavas molası ile örtülmüştür (Şengör ve Yılmaz, 1981).
Yine aynı dönemde (Geç Kretase'de) Batı Toros Teknesi (Ersoy, 1989 b)’ni
sınırlayan normal fayların hareket yönleri sıkışma hareketleri sonucu değişerek
terslenmiş yapılar (inverted structures) meydana gelmiştir. Antalya naplarının
Beydağları üzerine yerleşimi de benzer olaylar dizisinde gelişmiştir.
Paleotektonik dönemin Miyosen'de son bulmasıyla başlayan neotektonik
dönemde, Ege hendeği oluşmuş ve buradaki dalma batmaya bağlı olarak Ege alanı
günümüzde egemen olan yoğun tektonik hareketlere sahne olmuştur (Şengör ve
Yılmaz, 1981).
Ersoy (1991)’a göre; Neotektonik dönemde, Ege bölgesinde çekme
kuvvetlerinin egemen olduğu bir rejim başlarken, bunun sonucu graben sistemi
gelişmeye başlamıştır. Genellikle D-B uzanımlı bu grabenler, çalışma alanı ve
dolayında izlenebilmektedir. Datça, Hisarönü ve Gökova grabenleri bunlara örnektir.
Ersoy (1991)’e göre; Datça Yarımadası, Üst Miyosen'de büyük olasılıkla kara
halindedir. Bu aşınma ortamı, Pliyosen'de tektonizma sonucu yerini önce akarsularla
beslenen göl, daha sonra denizel ortama bırakmıştır. Deniz Pliyosen sonunda (ya da
Pliyo-Kuvarterner’de) yarımadanın yükselmesine bağlı olarak aniden çekilmiştir.
Pliyosen'de sedimentasyon sırasında başlangıçta bir göl ortamı vardır ya da
bu ortam akarsularla beslenen bir lagündür. Fosil determinasyonları yanında istif
içinde dolomit, kalker tüfü oluşumunun varlığı da göl ortamını (kapalı bir havzayı)
gösteren özelliklerdendir. Çünkü bu dönemde, hafif tuzlu ve sıcak ekolojik koşullar
olduğundan dolomit durulması olağandır. Daha sonra, tektonik olaylar sonucu oluşan
gravite faylarıyla Datça Grabeni oluşmuş ve yarımada iki parçaya ayrılmıştır. Graben
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Taner ÇİFTÇİ
80
oluşumundan sonra deniz kara içine doğru ilerlemiş ve böylelikle alttaki karasal
çökellerin üzerleri denizel birimlerle örtülmüştür. Pliyosen çökelimine Ege volkanik
yayının ürünleri de eşlik etmişlerdir. Çünkü Kızlan Köyünün ve Reşadiye bucağının
doğusundaki Pliyosen yüzeylenmeleri içinde andezitik tüf çakılları bulunmuştur
(Ersoy, 1991).
Ersoy (1991), Ege Denizindeki volkanizmanın Afrika plakasının Girit Adası
güneyinde Ege-Anadolu altına dalması sonucu meydana geldiğini belirtmiştir.
Araştırıcıya göre, dalma olayı büyük olasılıkla Orta Miyosen'de başlamıştır. Ve bu
yitim zonu yaklaşık 3 milyon yıldan beri daha çok kalkalkalin nitelikte volkanizma
meydana getirmektedir. Volkanik malzemeler daha çok Emecik, Datça, Knidos ve
Cumalı dolayında görülmektedir.
Ersoy (1991)’e göre Kuvaterner (belki de Pliyo-Kuvaterner ?) yaşlı yükselmiş
plaj konglomeraları yarımadadaki deniz seviyesi değişiminin günümüzdeki önemli
kanıtlarıdır. Doğu Akdeniz'de özellikle İyoniyen denizinde son 6 milyon yıl için
yapılan hesaplamalara göre deniz dibinin alçalma oranı ortalama 1000 yılda 1
metredir (Fabricus, 1984). Kuvaterner esnasında yeryüzü ölçüsünde östatik yükselme
oranı 50 m. kadardır. Bununla beraber Kalabriyen transgresyonuna ait olanları
yaklaşık + 150, Sisiliyen transgesyonuna ait olanları + 100 m., Milaziyen
transgresyonuna ait olanları + 60, Tireniyen transgresyonuna ait olanları + 30.,
Monastriyen transgesyonuna ait olanları + 20. ve Flandriyen (Nissa) transgresyonuna
ait olanları ise yaklaşık + 5 m. yükseklikte bulunmaktadır (Fabricus, 1984). Bu
araştırıcı Akdeniz kıyılarının 5 milyon yıldan danha eski olmadığını savunur. Datça
yarımadasında yükselmiş kıyı konglomeraları kuzeyde + 25 m., güneyde ise + 20-25
m. kadardır.
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Taner ÇİFTÇİ
81
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Bu çalışmada, Muğla iline bağlı Datça ilçesi ve yakın dolayının da dahil
olduğu yaklaşık 108 km2’lik bir alanda yüzeyleyen kayaçlar stratigrafik açıdan
incelenmiştir. Marmaris O19 a3 ve d2 paftaları içerisinde kalan bu alanda, bölgenin
yapısal konumu ve Likya Napları’nın bölgedeki tektonostratigrafik yerleşimi
açıklanmaya çalışılmıştır. Ayrıca Marmaris O19 a4 ve d1 paftaları içerisinde de
litostratigrafi birimlerinin devamlılığı kısmen incelenmiştir. Yüksek lisans tezi olarak
hazırlanan bu çalışmada başlıca aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.
1. Ofiyolitler Likya Napları’nda genellikle en üst nap dilimini oluştururken,
çalışma alanındaki ofiyolitlerde bir terslenme söz konusudur. Marmaris peridotiti
inceleme alanında litostratigrafi birimlerinin tabanında yer almaktadır.
2. Çalışma alanının kuzey kesimindeki peridotit kütlelerinin grimsi-
kahverengi bir tonda olup, metal bir parlaklık verdiği saptanırken; güney kıyı
şeridindeki aynı birimin yeşilimsi-kahverengi bir ton verip, mat bir parlaklık
gösterdiği saptanmıştır. Aynı birimdeki bu renk farklılıklarının harzburgitlerin
egemen olduğu Marmaris peridotitinde serpantinleşmenin, güney kesiminde
kuzeydeki birime oranla daha fazla olduğu kanısını olası göstermektedir.
3. Çalışma alanında, özellikle Kayaköy dolomitini kesen normal fayların dik,
yüksek ve yüzlerce metre uzunluğunda fay duvarları oluşturduğu gözlenmiştir. Bu
fay duvarları, fayların diğer birimlere geçmesiyle birlikte kaybolmaktadır.
4. Herhangi bir volkanik faaliyetin bulunmadığı çalışma alanında, Yıldırımlı
formasyonu içerisinde ince bantlar şeklinde tüf çökelimlerine rastlanılmıştır. Bu
oluşumlar daha önceki araştırmacıların belirttiği gibi çalışma alanının batısında
bulunan Kos-Nysiros adalarının volkanik ürünlerinin havadan taşınıp bölgeye
çökeldiğini olası göstermektedir. Ayrıca Çalışma alanında sadece batı kıyılarında
ponza ve lav parçalarına rastlanmış ve numuneler alınmıştır. Bu veriler, Pliyosen’de
çalışma alanının civarındaki bölgede volkanik aktivitenin faal olduğunu
göstermektedir.
5. Özellikle çalışma alanının kuzey kıyı şeridinde, Marmaris peridotitinin
hakim olduğu tepelerin arasında kıyıdan içeri doğru gelişmiş vadiler yer almaktadır.
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Taner ÇİFTÇİ
82
Bu küçük vadiler, zamanla yukarıdan gelen breş ve konglomera yapılı peridotit
parçaları ve kil ile dolarak, gevşek tutturulmuş sedimanlardan oluşan alüvyon
yelpazesi şeklinde istifleri (fanglomera) oluşturmuştur.
6. Karbonatlı birimler yüksek dağ ve tepeleri oluştururken, bu yükseltilerin
arasında kalan çukurluklarda çökelme ortamlarının oluştuğu saptanmıştır.
7. Çalışma alanının tektonik konumu kapsamında bölgede 9 adet fay
haritalanmıştır. Bu faylardan 1 tanesi KD-GB gidişli normal fay, 3 tanesi KB-GD
gidişli normal fay, 1 tanesi D-B gidişli normal fay ve 4 tanesi doğrultu atımlı sağ
yönlü fay olarak tanımlanmıştır.
83
KAYNAKLAR
AKAT, U., ÖZTÜRK., Z., ÖZTÜRK, E.M ve ÇAĞLAYAN, A., 1975, Menderes
Masifi Güneyi-SW Toros Kuşağı İlişkisi: Ön Rapor. MTA Rap. 5488, Ankara
(Yayımlanmamış).
ALLEN, S.R. ve CAS, R.A.F., 2002, Transport of Pyroclastic Flows Across The Sea
During The Explosive, Rhyolitic Eruption of The Kos Plateau Tuff, 62, 441-
456, Greece.
ALTUNEL, E., STEWART, I.S., PİCCARDİ, L., and BARKA, A.A., 2003.
Earthquake Faulting at Ancient Cnidus, SW Turkey. Turkish Journal of Earth
Sciences, 12/1, 137-151.
AMBRASEYS, N.N. and WHITE, D., 1997, The Seismisity of The Eastern
Mediterranean Region 550-1 BC: A Re-Appraisal. Journal of Earthquake
Engineering 1, 603-632.
BERGOUGNAN, H., 1975, Relations Entre Les Edifices Pontique et Taurique Dans
Le Nord-Est de TAnatolie: Bull. Soc. Geol. Fr., Ser, 7, 17: 1045-1057.
BERNOUILLI, D., GRACIANSKY, P.C, MONOD, O., 1974, The Extension of The
Lycian Nappes (SW Turkey) Into The Southeastern Aegean Island. Eclogae
Geol. Helv., 67, 4-90.
BİLGİN, Z,R., METİN, Y., ÇÖREKÇİOĞLU, E., BİLGİÇ, T. ve ŞAN, Ö., 1997,
Bozburun-Marmaris-Köyceğiz-Dalaman (Muğla) Dolayının Jeolojisi: MTA.
Rap. 10008, Ankara (Yayımlanmamış).
BLUMENTHAL, M., 1963, Le Systeme Sructural Du Taurus: in Livre a Le
Memorie du Prof. O. Fallet. Mem. Soc. Geol. France, Hans serie 2.
BONNEAU, M., 1984, Correlation of The Hellenide Nappes in The Southeast
Aegean and Their Tectonic Recostruction: In: Dixon, J. and Dobertson.
A.H.F. (eds.). The Geological Evolution of the Eastern Mediterranean.
Special Publication of The Geological Society, London, 17, 517-528.
BRİNKMANN, R., 1966, Geotektonische Gliederung von Westanatolien: Neues
Jahrb. Geol. Palaontol, Monatsh., 10: 603-618.
84
CHAPUT, E., 1936, Voyages D'tudes Geologiques Et Geomorphogeniques En
Turquie: Mem. 1st. Français Archeol. Stambul, 2, 1-312.
______, 1955, Contribution a L'etude De La Faune Pliocene De La Peninsule De
Cnide (Turquie): Bull. Scient. Bourgogne., 15, 39-52.
ÇAĞLAYAN, A., ÖZTÜRK, E.M., ÖZTÜRK, Z., SAV, A., AKAT, U., 1980
Menderes Masifi Güneyine Ait Bulgular ve Yapısal Yorum. Jeo. Müh. Derg.,
10: 9-17.
ÇAPAN, U., 1980, Toros Kuşağı Ofiyolit Masiflerinin İç yapıları, Petrolojisi ve
Petrokimyalarına Yaklaşımlar, H.Ü. Yer. Bil. Ens. Doktora Tezi, 400s.,
Ankara.
DİRİK, K., 2003, Datça Yarımadasının Neotektoniği, Jeomorfolojisi ve Bunların
Bölgedeki Eski Medeniyetlerin Yerleşimi ve Gelişimi Üzerindeki Etkisi,
ODTÜ AFP-00-07-03-13 Kod No’lu Proje, 61 s., Ankara.
DÜRR, S., 1975, Über Alter und Geotektonische Stellung des Menderes
Kristallins/SW- Anatolien und Seine Aequivalente İn der Mitteren Aegaeis:
Habitations Schrift, Marburg/Lahn, 107 s.
ERAKMAN, B., MEŞHUR, M., GÜL. M. A., ALKAN, H., ÖZTAŞ, Y., AKPINAR,
M., 1986, Fethiye-Köyceğiz-Tefenni-Elmalı-Kalkan Arasında Kalan Alanın
Jeolojisi: Türkiye 6. Petrol Kong., Jeoloji Bildirileri: 23-32., Ankara
ERCAN, T., GÜNAY, E., BAŞ, H. ve CAN, B., 1980, Datça Yarımadasının Neojen
Stratigrafisi ve Volkaniklerinin Petrolojisi; MTA Rap. 6799, Ankara
(Yayımlanmamış).
ERCAN, T., GÜNAY, E., TÜRKECAN, A., 1982 a, Bodrum Yarımadasının
Jeolojisi: MTA Derg., 97-98, 21-32.
ERCAN, T., GÜNAY, E., BAŞ, H., CAN, B., 1982 b, Datça Yarımadasındaki
Kuvaterner Yaşlı Volkanik Kayaların Stratigrafisi ve Yapısı: MTA Derg., 97-
98, 45-46.
ERCAN; T., TÜRKECAN, A. ve GÜNAY, E., 1983, Bodrum Yarımadasının
Jeolojisi ve Magmatik Kayaçların Petrolojisi: MTA: Rap. 7352, Ankara
(Yayımlanmamış).
85
ERSOY, Ş., 1989 a, Ege Denizi'nin Uyuyan Devleri: Tübitak Bilim ve Teknik Derg.
Ankara, 22, 256, 11-14.
______, 1989 b, Fethiye (Muğla)- Gölhisar (Burdur) Arasında Güney Dağı ile
Kelebekli Dağ ve Dolaylarının Jeolojisi: Doktora Tezi. İ.Ü. Fen Bilimleri
Enstitüsü, 246 s.
______, 1989 c, Batı Toroslar'ın Helenidlerle Karşılaştırılması: Güney Batı
Anadolu'da Yeni Bir Tekne "Batı Toros Teknesi". 43. Jeoloji Kurultayı
(Bildiri özetleri), 30.
______, 1990 a, Datça Yarımadasındaki Paleotektonik Birliklerin GB Anadolu
Jeolojisindeki Rolü ve Bunların Dış Helenidler'de İyoniyen Kuşağı ile
Karşılaştırılması, Isparta 6. Mühendislik Haftası Tebliğ Özetleri, 3-4.
______, 1990 b, Similarities of The Western Taurus Belt With The External
Hellenides. Intern. Earth Scien. Cong, on Aegean Regions (Abstracts), İzmir,
158.
______, 1990 c, Batı Toros (Likya) Napları'nın Yapısal Öğelerinin ve Evriminin
Analizi. Jeoloji Müh. Derg., 37: 5-16.
______, 1991, Datça (Muğla) Yarımadasının Strarigrafisi ve Tektoniği: Türkiye Jeo.
Bült., 34/2, 1-14.
FABRICUS, F.H., 1984. Neogene to Quaternary Geodynamics of The Area of The
Ionian Sea and Surrounding land Masses. In: Dixon, J. and Robertson, A.H.F.
(eds.) The Geological Evolution of The Eastern Mediterranean. Spicial Pub.
of The Geological Society, London, 17, 815-819.
GOIDOBONI, E., COMASTRI, A. and TRAINA, G., 1994. Catalogue of Ancient
Earthquakes in the Mediterranean Area up to The 10th Century. Instituto
Nazionale di Geofisica, Rome.
GRACIANSKY, P. C., 1968, Teke Yarımadası (Likya) Toroslar’ının Üst Üste
Gelmiş Ünitelerinin Stratigrafisi ve Dinaro-Toroslar'daki Yeri. MTA Derg.,
71: 73-93.
______, 1972., Recherches Geologigues Dans Les Taurus Lycien Occidental
(Turguie): These, Univ. Paris-Sud, Orsay, 731s.
86
GUTNIC, M., MONOD, O., POISSON, A., DUMONT, J. F., 1979, Geologie Des
Taurides Occidentals (Turquie). Memories De La Societe Geoloqioue De
France. 109 s.
HAIL, R., AUDLEY-CHARLES, M: G., CARTER, D. J. 1984, The Singnificance of
Crete For The Evolution of The Eastern Mediterranean. In: Dixon, J. And
Robertson, A. H. F. (eds.). The Geological Evolution of The Eastern
Mediterranean. Special Pub. of Geological Society, London, 17, 499-516.
HARBURY, N. A., HALL, R., 1988, Mesozoic Extensional History of The Southern
Tethyan Continental Magrin in The SE Aegean: Journal of Geological
Society, London 145, 283-301.
KAADEN, G., v.d., METZ (GRAZ), K., 1954, Datça-Muğla-Dalaman Çayı (SW
Anadolu) Arasındaki Bölgenin Jeolojisi. TJK Bült., 1-2, 71-171.
KAPAN YEŞİLYURT, S. ve TANER, G., 2002, Datça Yarımadasının Geç Pliyosen
Pelecypoda ve Gastropoda Faunası ve Stratigrafisi (Muğla-Güneybatı
Anadolu), MTA Derg. 125: 89-120.
KAYAN, İ., 1988, Datça Yarımadasında Eski Knidos Yerleşmesini Etkileyen Doğal
Çevre Özellikleri. Ankara Üniversitesi. D.T.C.F. Coğrafya Araştırmaları
Dergisi 11: 51-70.
MEŞHUR, M, YOLDEMİR, O., AKPINAR, M., ÖZTAŞ, Y. ve ALKAN, HATAY.,
1989, Batı Toroslar’ın Jeolojisi ve Petrol Olanakları Raporu:TPAO Rap.
Ankara.
MUTTI, E., OROMBELLI, G., POZZI, R., 1970, Geological Studies on The
Dodecanese Islands (Aegean Sea). IX Geological Map of The Island of
Rhodes (Greece): Explanatary Notes. Ann. Ge'o, Des Pays Hellen. Athenes,
79-226.
OKAY, A., 1989, Denizli'nin Güneyinde Menderes Masifi ve Likya Naplarının
Jeolojisi, MTA Derg.109: 45-59.
OROMBELLI, G., LOZEJ, G.P., ROSSİ, L.A., 1967, Preliminary Notes on the
Datça Peninsula (SW Turkey) Lincei-Rend. Sc. Fis. Mat. e nat., XLII, 830-
841.
ÖZGÜL, N., 1976, Toroslar'ın Bazı Temel Jeoloji Özellikleri. TJK Bült., 19: 65-78.
87
ÖZGÜL, N., TURŞUCU, A., ÖZYARDIMCI, N., BİNGÖL, L, ŞENOL, M.,
UYSAL, Ş., 1978., Munzurlar'ın Temel Özellikleri. Türkiye Jeo. Kur. 32.
Bilimsel ve teknik Kurul. Bildiri Özetleri, 10-11.
ÖZKAYA, L, 1990, Origin of The Allochthos in The Lycien Belt, Southwest
Turkey. Tectonophysics, 177, 367-379.
PHILIPPSON, A., 1915, Reisen und Forschungen Im Westlichen Kleinaisen S:
Karien Sudlichdes Maander und Das Westlichen Lykien. Erg. Heft. 183, zu
petermanns Mitteilungen, Gotha, 135 p.
POİSSON, A., 1977, Recherches Geologiques Dans les Toridesoccidentals
(Turquie). These Univ. Paris-Sud, Orsay,. 795 p.
______, 1984, The Extention of The Ionian Trouhg İnto Southwestern Turkey: In:
Dixon, J. E. and Robertson, A.H.F. (eds.). The Gological Evolution of the
Eastern Mediterranean. The Special Pub. of The Geological Society, London,
17, 241-251.
POİSSON, A., SARP, H., 1985, Le Zone De Kızılca-Çorakgöl-Un Exemple De Silon
İntra-Platforme a La Marge Externe du Massif du Menderes. Sixth Colloquim
on Geology of the Aegean Region, İzmir, 555-564.
RICOU, L. E., ARGYRIADIS, I., MARCOUX, J., 1975, UAxe Calcaire du Taurus
un Alignement de Fenetres Arabo-Africains Sous des Nappes Radiolaritiques,
Ophiolitiques et Metamorphiques. Bull. Soc. Geol. Fr., Ser. 7, 17, 1024-1044.
ROSSI, L.A., 1966, La Geologia Della Peninsola Di Datça (Turchia). Doktora Tezi,
Milano Univ. İtalya, 184 s.
STIROS, S.C., 2000. Fault Pattern of Nisyros Island Volcano (Aegean Sea, Greece):
Structural Coastal and Archaeological Evidence. In: McGuire, W.J., Griffıths,
D.R., Hancock, P.L. & Stewart, I.S. (eds), The Archeology of Geological
Catastrophes. Geological Society, London, Special Publications 171, 385-
399.
ŞENEL, M., SELÇUK, H., BİLGİN, Z.R., ŞEN, M., KARAMAN, T., DİNÇER,
M.A., DURUKAN, E., ARBAS, A., ÖRÇEN, S. Ve BİLGİ, C., 1989, Çameli
(Denizli)-Yeşilova (Burdur)-Elmalı (Antalya) ve Dolayının Jeolojisi, MTA
Rap. 9429, Ankara (Yayımlanmamış).
88
ŞENEL, M., AKDENİZ, N., ÖZTÜRK, E.M., ÖZDEMİR, T., KADINKIZ, G.,
METİN, Y., ÖCAL, H., SERDAROĞLU, M. ve ÖRÇEN, S., 1994, Fethiye
(Muğla)-Kalkan (Antalya) ve Kuzeyinin Jeolojisi: M.T.A Rap. 9761, Ankara
(Yayımlanmamış).
ŞENEL, M., BİLGİN, Z.R., 1997, 1:100.000 Ölçekli Türkiye Jeoloji Haritaları,
Marmaris L4 ve L5 Paftaları, No:18, 12 s., MTA, Ankara.
ŞENGÖR, A.M.C., 1980, Türkiye'nin Neotektoniğinin Esasları: Türk. Jeo. Kur.
Konferanslar Serisi 2, 40 s.
ŞENGÖR, A.M.C., YILMAZ, Y., 1981, Tethyan Evolution of Turkey: A Plate
Tectonic Approach, Tectonophysics 75, 181-241.
THUIZAT, R., WHITECHURCH, H., MONTIGNY, R., JUTEAU, T., 1981, K-Ar
Dating of Some İnfra-Ophiolitic Metamorphic Soles from the Eastern
Mediterranean. New İvidence for Oceanic Thrusting Before Obduction Earth
Planet. Sci. Lett. 52, 302-310.
WHITECHURCH, H., JUTEAU, T., MONTIGNY, R., 1985, Role of the Eastern
Mediterranean Ophiolites (Turkey, Syria, Cyprus) in the History of the Neo-
Tethys. In: Dixon, J. E., and Robertson, A. H. F. (eds.). The Geological
Evolution of the Eastern Mediterranean.Special Pub. of Geological Society,
London, 17, 301-317.
YILMAZ, P. O., 1984, Fossil ond K-Ar Data for the Age of the Antalya Complex,
SW Turkey. In. Dixon, J. E. and Robertson, A. H. F. (eds.). The Geological
Evolution of the Eastern Mediterranean. Special Pub. of Geological Society,
London, 17-335-349.
89
ÖZGEÇMİŞ
13/07/1980 yılında Hamburg’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimimi
Zonguldak’ta tamamladı. 2001 yılında başladığı Çukurova Üniversitesi,
Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden 2008 yılında
mezun oldu ve aynı yıl Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeoloji
Mühendisliği Anabilim Dalı’nda yüksek lisans çalışmasına başladı. Halen bu
bölümün öğrencisi olarak eğitimine devam etmektedir.
90
91
EKLER
EK.1. Datça (Muğla) ve Yakın Dolayının Jeoloji Haritası.
EK. 2. Datça (Muğla) ve Yakın Dolayının Jeoloji Enine Kesitleri.