129
TÜRKÇE 4 DERS K‹TABI ‹LKÖ⁄RET‹M YAZARLAR ‹brahim GÜLTEK‹N Ayten Zehra PEKDEM‹R DEVLET KİTAPLARI DÖRDÜNCÜ BASKI ……………………., 2013

Turkce4ders

  • Upload
    tulay01

  • View
    305

  • Download
    8

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Turkce4ders

TÜRKÇE 4DERS K‹TABI

‹LKÖ⁄RET‹M

YAZARLAR

‹brahim GÜLTEK‹NAyten Zehra PEKDEM‹R

DEVLET KİTAPLARI

DÖRDÜNCÜ BASKI

……………………., 2013

Page 2: Turkce4ders

ED‹TÖRProf. Dr. Hayati AKYOL

PROGRAM GEL‹fiT‹RME UZMANIMelek AY DUMLUPINAR

D‹L UZMANISema BAfiAR

ÖLÇME - DE⁄ERLEND‹RME UZMANIDr. Nurcan ATEfiOK DEVEC‹

GÖRSEL TASARIMAyla BUDAK

Sevim YILMAZ

Osman YILDIRIM

‹hsan TÜRK

REHBERL‹K UZMANIBanu ÖZDEM‹R

MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI YAYINLARI.............................................................................................................: 4817 DERS KÝTAPLARI DÝZÝSÝ

13.?.Y.0002.3963

Her hakký saklýdýr ve Millî Eðitim Bakanlýðýna aittir. Kitabýn metin, soru ve þekillerikýsmen de olsa hiçbir surette alýnýp yayýmlanamaz.

.................................................................................................................................: 14

ISBN 978-975-11-3360-1

Millî Eðitim Bakanlýðý, Talim ve Terbiye Kurulunun 20 gün ve sayýlý ile ders kitabý olarak kabul edilmiþ, Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 03.04.2013 gün ve 439650

sayýlý yazısı ile defa 211.000 adet basýlmýþtýr.

17.12. 09 250 a

dördüncü

12

k rarı

Page 3: Turkce4ders
Page 4: Turkce4ders
Page 5: Turkce4ders
Page 6: Turkce4ders
Page 7: Turkce4ders

B‹REY VE TOPLUM ............................................................................. 9

ALTIN Ö⁄ÜTLER ...................................................................................................... 10

MAV‹ IfiIK .................................................................................................................. 12

MAÇI B‹Z KAZANDIK ................................................................................................ 14

BEN‹MLE YAfiIT DEDEM (SERBEST OKUMA METN‹) ............................................. 18

KÜÇÜK L‹MON A⁄ACI (SERBEST OKUMA METN‹) ................................................ 20

ATATÜRK ....................................................................................................... 23

BEN MUSTAFA KEMAL ............................................................................................ 24

ATATÜRK’ÜN YÜKSEK ‹NSANLIK DUYGUSU ........................................................ 28

ATATÜRK KURTULUfi SAVAfiI’NDA ........................................................................ 30

ATATÜRK VE ÇOCUKLAR (SERBEST OKUMA METN‹) .......................................... 32

ATATÜRK (SERBEST OKUMA METN‹) ..................................................................... 34

ÜRET‹M, TÜKET‹M VE VER‹ML‹L‹K .................................... 35

KIfi HAZIRLIKLARI .................................................................................................... 36

SABAH ...................................................................................................................... 38

KONUfiAN EfiYALAR ............................................................................................... 40

TARLADAN FABR‹KAYA PAMUK (SERBEST OKUMA METN‹) ................................ 44

ÇÖMLEK USTASI KAPLUMBA⁄A (SERBEST OKUMA METN‹) .............................. 46

YEN‹L‹KLER VE GEL‹fiMELER ................................................. 51

MUC‹T DEDEM‹N MÜTH‹fi ‹CATLARI ...................................................................... 52

GEÇM‹fi ZAMAN M‹SAF‹RLER‹ ................................................................................ 56

MEDYA ÇOCUKLARI ................................................................................................ 60

SIRA SIRA BONCUKLARDAN M‹N‹ M‹N‹ B‹LG‹SAYARLARA

(SERBEST OKUMA METN‹)....................................................................................... 62

SORU BALONLARI (SERBEST OKUMA METN‹)....................................................... 65

7

Page 8: Turkce4ders

SA⁄LIK VE ÇEVRE ............................................................................... 69

MUTLU PARK ........................................................................................................... 70

KARA TOPRAK ......................................................................................................... 74

DEDEMDEN Ö⁄REND‹KLER‹M ................................................................................ 76

M‹DEM‹N DOSTUYUM (SERBEST OKUMA METN‹) ................................................ 80

D‹fi ÇÜRÜKLER‹ (SERBEST OKUMA METN‹) .......................................................... 85

GÜZEL ÜLKEM TÜRK‹YE ............................................................. 89

MERAKLI GEZG‹N KAPLUMBA⁄A R‹ZE’DE ............................................................ 90

MÜZE ........................................................................................................................ 92

B‹R EFSANED‹R AMASYA ....................................................................................... 94

“ZEYT‹N‹N ÇOCU⁄U” ZEYT‹NYA⁄I (SERBEST OKUMA METN‹) ........................... 96

SAFRANBOLU EVLER‹ (SERBEST OKUMA METN‹) ................................................ 98

DE⁄ERLER‹M‹Z ...................................................................................... 101

B‹R K‹TABIN H‹KÂYES‹ ............................................................................................ 102

ATATÜRK ÇOCUK OLMUfi ...................................................................................... 106

ATASÖZLER‹M‹Z ...................................................................................................... 108

DÜNYA ÇOCUKLARINA (SERBEST OKUMA METN‹) .............................................. 110

GÖZLÜK TAKAN YILDIZLAR (SERBEST OKUMA METN‹) ....................................... 112

HAYAL GÜCÜ ........................................................................................... 115

MASAL PER‹S‹ ......................................................................................................... 116

OKULA G‹DEN ROBOT ............................................................................................ 118

NEDEN RÜYA GÖRÜRÜZ? ...................................................................................... 122

AÇSAM RÜZGÂRA (SERBEST OKUMA METN‹) ...................................................... 124

BEYAZ KIZIN KOLYES‹ (SERBEST OKUMA METN‹) ............................................... 125

KAYNAKÇA .............................................................................................................. 127

TÜRK DÜNYASI HAR‹TASI ...................................................................................... 129

8

Page 9: Turkce4ders

MAÇI B‹Z KAZANDIKMAV‹ IfiIK

ALTIN Ö⁄ÜTLER

L‹MON A⁄ACI(Serbest Okuma Metni)

BEN‹MLE YAfiIT DEDEM(Serbest Okuma Metni)

9

1.

Page 10: Turkce4ders

10

ALTIN Ö⁄ÜTLER

“Tatlı dil yılanı deli¤inden çıkarır.” atasözünüiflitmiflsinizdir. Bu atasözünün ne anlatmakistedi¤ini bilmem hiç düflündünüz mü? Çokgüzel konuflan kifli için de “A¤zından bal akıyor.”derler. ‹flte bu akan bal, tatlı dilin balıdır, güleryüzdür.

Çevremize flöyle bir bakalım. Günlük haya-tımızda iki türlü insanla karflılaflırız. Birincisi,konuflmalarında ve davranıfllarında görgü kural-larına dikkat eder. Bu tür insanların yanındakendinizi rahat ve güvende hissedersiniz. Di¤eriise kaba ve dikkatsizdir. Nerede nasıl konufla-ca¤ını bilmez. Baflkalarını rahatsız ederim dü-flüncesi aklının ucundan bile geçmez.Bir de hayatımızı kolaylafltıran sihirli sözlervardır. fiimdi ben bu sözlerin neler oldu¤unusorsam eminim hepiniz çok iyi bilirsiniz.

Örnek mi istiyorsunuz? Durun söyleyeyim.“Hokus pokus”, “Abra kadabra”, “Açıl su-

sam, açıl!”.Nasıl? Be¤endiniz de¤il mi?..Bu sözlerin çizgi filmlerde ve masallarda

bir anlamı olabilir. “Açıl susam, açıl!” deyinceAli Baba ve Kırk Haramilere bütün kapılarınaçıldı¤ını biliyoruz. Ama bizim sihirli sözlerimizbunlar olmasa gerek. Haydi daha fazla sabrınızıtüketmeyelim de birkaç tanesini söyleyelim.

Teflekkür ederim!Özür dilerim!Affedersiniz!Rica ederim!Lütfen!Bu kadar mı? Elbette de¤il. Di¤erlerini de siz düflünün. ‹nanıyorum ki hepinizin söz

da¤arcı¤ı bu güzel sözlerle doludur.Peki, bu sözleri ne zaman ve hangi durumlarda kullanırız?Birinden bir iyilik gördü¤ümüz zaman o kifliye yardımından dolayı teflekkür ederiz.

‹stemeden yaptı¤ımız yanlıfl bir davranıfl ya da söyledi¤imiz hatalı bir söz için özür dileriz.Biri bize teflekkür etti¤i zaman da “Önemli de¤il!” ya da “Rica ederim!” diyerek karflılıkveririz. Unutmayalım ki bu saygı sözleri birbirimize karflı sevgimizi ço¤altır. Teflekkürederek teflekkür etmeyi, özür dileyerek de özür dilemeyi ö¤retiriz. Bu güzel sözleri,

Page 11: Turkce4ders

yerinde ve zamanında kullanmayı önce ailemizden ve büyüklerimizden ö¤reniriz. Okulumuzdaise ö¤retmenlerimiz ö¤rendiklerimizin üstüne daha fazlasını katarlar. Ben bu sözlere altınsözler de diyorum. Altın, nasıl en de¤erli maden ise bu sözler de sözcüklerin altınıdır.Ancak sözü kıymetli yapan kendisi de¤il onu kullanan insandır. Söz de insanı kıymetlendirir.

Büyük flairimiz Yunus Emre bakın ne güzel söylemifl:

“Sözü bilen kiflinin, Yüzünü a¤ ede bir söz.Sözü piflirip diyenin,‹flini sa¤ ede bir söz.

Atalarımız da aklına her geleni söyleyeni “‹stedi¤ini söyleyen, istemedi¤ini iflitir.”atasözüyle uyarmıfllardır.

Görgü sahibi insanlar, hem yerinde konuflurlar hem de konuflurken ses tonlarına dikkatederler. Konuflmaları, dinleyeni rahatsız etmez. Ba¤ırmadan konuflurlar ve konuflmalarındaemir verici bir ton bulunmaz. Özellikle olumsuz ve kırıcı anlam taflıyan “Hayır olmaz!”,“Bana ne!”, “Sana ne!”, “Seni ilgilendirmez!” , “Asla!” gibi ifadeleri kullanmaktan sakınırlar.

Baflkaları ile iletiflimde acaba konuflmak kadar dinlemek de önemli de¤il mi? Elbetteönemli. Dinlemeden anlamanın olmayaca¤ını bilmeyenimiz yoktur. Ne demifl atalarımız:“Bin dinle, bir konufl.”, “Söz gümüflse sükut altındır.”

Dinlemenin de kendine özgü kuralları vardır. Söz gelifli, bir arkadaflımızla konufluyoruz.Arkadaflımız bize bir fleyler anlatıyor. Onu nasıl dinleriz? Öncelikle konuflan arkadaflımızınyüzüne bakarız. Gözlerimizi etrafta dolafltırmayız ve baflka bir fleyle meflgul olmayız. Budavranıfllarımız arkadaflımızın anlattıklarına önem verdi¤imizi gösterir. Bir di¤er güzeldavranıfl da karflımızdaki konuflurken onun sözünü kesmeden sonuna kadar dinlemektir.

Dinlemek mi daha zor yoksa konuflmak mı, diye sorsanız, size dinlemenin konuflmaktandaha zor oldu¤unu söylerim. Çünkü dinlemek sabır ister, çaba ister. fiunu aklımızdan çı-karmamalıyız. Ö¤renme evinin girifl kapısının anahtarı dinlemedir.

Dinleme ve konuflma bir elmanın iki yarısı gibidir. Birini di¤erinden ayrı göremeyiz vebiri olmayınca di¤eri hep yarım kalır. Önce dinleyelim sonra konuflalım. Ama yerindekonuflalım ve nerede olursak olalım görgü kurallarına uyalım.

11

‹brahim GÜLTEK‹N

Page 12: Turkce4ders

Sen bir çiçeksinAnnen saksıAzıcık hastalansanOdalar yaslı.

Sevincimiz, üzüntümüzHepsi sana ba¤lı,Senden gelir gücümüzDo¤an güne karflı.

Bizim çocuklu¤umuzKaranlık, paslı!Sen günefllerde yaflaAltın saçlı!

Gökten düflen mavi ıflık,Mavi ıflıklarda dünya.Evlerin yaflamasıSen olunca.

Behçet NECAT‹G‹L

MAV‹ IfiIK

12

Page 13: Turkce4ders

13

Page 14: Turkce4ders

MAÇI B‹Z KAZANDIK

Kazanmıflız, bilmiyordum. Biz erkenden uyuruz, ablam sabahçı, ben de sabahçıyım.Annem, babam da erkenden ifllerine giderler. Evimizde tek erken uyumayan babaannemdir.Gece geç saatlere dek oturur, televizyon izler, elindeki iki fliflle örgüler örer, be¤enmez,söker, bafltan örer. Soba söndükten sonra dizlerine küçük battaniyesini atar, gece yarılarınadek oturur.

O gece yine erkenden uyumufltuk. Babaannemin çı¤lı¤ıyla uyandık:

— Kalkın zelzele oluyor, diye ba¤ırıyordu.

Fırladık yataklarımızdan. Hayır, sallanma falan yoktu, ama arada bir apartman gümgüm ötüyor, sallanır gibi oluyordu. Komflumuz Abdullah Beylerden yırtınır gibi bir sesgeliyordu.

— Gooool, gool, gooool!..

14

Page 15: Turkce4ders

Ama her “Gooool!” sözcü¤üyle birlikte apartman sallanıyordu. Babam:— Abdullah Bey sevincinden havaya zıplıyor, dedi.— Aa, niye ki, diye babaannem sordu.— Yabancı takıma gol atmıflız galiba, ondan.— Aaa, delinin zoruna bak! Koskoca adam!..Babam:— Bu gece millî maç vardı da, dedi.Abdullah Amca çok iri bir adam. Yüz kilodan fazla. O, kendini böyle havaya kaldırıp

yere atarken o¤lu Metin kim bilir nasıl gülmüfltür babasına.Abdullah Amca, sanırım befl dakika zıplamıfl olmalı, ama sesi hâlâ kesilmemiflti. “Gool

gool!” diye ba¤ırıyordu. Babaannem:— Niye acı acı ba¤ırıyor bu adam böyle? Canım aya¤ı kolu sıkıflmıfl falan olmasın,

istersen bir kapıyı çalıp da bakalım, deyince;— Yok canım, dedi babam, kesin gol için böyle ba¤ırıyordur.Biz, yine yataklarımıza do¤ru gidiyorduk ki bu kez gerçekten ben de zelzele sandım.

Çünkü bütün apartmandan aynı ses geliyordu.— Goool, goool, goool!..Bizim fienli Apartmanı zangır zangır titriyordu. Demek ki altımızdaki Hüsam Amca,

üstümüzdeki Nurettin Amca da zıplamaya bafllamıfllardı. Babaannnem:— Ayol apartman yıkılacak; bunlar hiç uyuyanı, ifle

gidecek olanı düflünmezler mi?Babam:— Gol oldu anne, hiç düflünürler mi, dedi.

15

Page 16: Turkce4ders

16

Biraz sonra sokaktan “Daa dii daa dii daaa diii” diye arabalarındüdük sesleri gelmeye bafllayınca babaannem:

— Aaa, hiç de gecenin bu saatinde gelin geldi¤ini duymamıfltım,dedi. Hep birlikte balkona kofltuk. Bir numaralı dairede oturanHamdi Amca’yla iki numaralı dairede oturan Erdo¤an Amca,arabalarının kornalarını öttürüyorlardı. Babaannem buna da flafltı:

— Amanın, kocaman kocaman adamlar deli olmufllar, geceninbu saatinde arabalarının içine oturmufllar, daa dii daa dii diyeçocuklar gibi oyun oynuyorlar, dedi.

Babam:— Oyun oynamıyorlar anne, yabancı takımı yendik diye sevini-

yorlar, dedi.— Vay baflıma gelenler!..Soka¤ımız bir anda insanla doluverdi. Karflı apartmanda

oturanlar, bizim apartmanda oturanlar, hepsi dıfları çıkmıfllardı.Babaannem:

— N’oluyor bunlara Erol, diye babama sordu.— Anne, dedim ya maç kazandık.

— Eee, kazandıksa n’olacak?— Seviniyorlar canım…

Bakkal Hulusi Amca taklalar atıyordu kal-dırımın üstünde, evet evet taklalar atıyordu.O hiç konuflmayan, her zaman yere bakarakyürüyen Kemal Beyamca, öyle bir ba¤ırıyordu

ki koca soka¤ın sesine yetiyordu sesi amane dedi¤i anlaflılmıyordu.

Page 17: Turkce4ders

17

O da nesi Okan’ın dedesi!.. ‹flte babaannem çok flafltı ona:— Bu adama kalp gelecek ayol, fluna biri engel olsa ya!.. dedi.Okan’ın dedesi sanki arı sokmufl gibi soka¤ın bir bu baflına, bir öteki baflına kofluyordu.

Tuttu¤unu kucaklayıp havaya kaldırmaya çalıflıyordu.Eh hiçbirimiz Cüneyt Amca’nın akordeon çaldı¤ını bilmiyorduk. Babaannem:— ‹lk kez hem çalan hem oynayan akordeoncu gördüm, dedi.Soka¤ın bu baflından ellerinde yanmıfl mumlar taflıyan bir yı¤ın insan geldi.Ya soka¤ın öbür baflından, iflte oradan da borazanlı bir grup gelmeye baflladı.

Borazanı çalan önce havaya atıyor, sonra yakalıyordu. Borazanı havaya attı¤ında belkiotuz kırk kifli birden:

— Ya ya ya fla fla fla, bizim takım çok yafla, diye ba¤ırıyordu.Sekiz araba bu yandan girdi soka¤ımıza, on bir araba da öbür yandan girdi. Bizim

apartmandakiler Erdo¤an Amca’yla Hamdi Amca’nın arabasının içine dolufltular.Arabanın pencerelerinden ellerini çıkarıp ba¤ırmaya baflladılar.

Herkes ba¤ırıyordu… Arabalar daaat daat diye ötüyordu. Müzik sesi her yanıinletiyordu. Köpekler korkudan sinmiflti. Kediler a¤açlara çıkmıfllardı.

Bizim Sarman her zaman oldu¤u gibi korktu¤unda gitti¤i banyoya kaçmıfl,lavabonun altına saklanmıfltı. Kent, güm güm diye ötüyordu. Babam:

— Maçı kazanmasına kazandık da bir de kazanmanın mutlulu¤unu nasılyaflayaca¤ımızı ö¤renebilseydik. Baflkalarını rahatsız etmeden sevinmekbu kadar zor olmasa gerek... dedi.

O gece kutlamalar yüzünden sabaha dek uyuyamadık. Çünkü,Abdullah Amca sabaha dek oynadı. Erdo¤an Amca’yla KemalBeyamca da sabaha dek flak flak flak diye ellerini çırptılar…

Muzaffer ‹ZGÜ(Düzenlenmifltir.)

Page 18: Turkce4ders

BEN‹MLE YAfiIT DEDEM

18

Benim dedem, nur dedem,Her gün bizde dur dedem.Sen gelince doluyor,‹çime huzur dedem.

Ak dedem ak bafl dedem,Yüreci¤i kufl dedem,Kuca¤›na gömülüpUyumas› hofl dedem.

Page 19: Turkce4ders

Gül dedem, pamuk dedem,Gözleri yumuk dedem.Tafl› bile güldürür,Her fleyi komik dedem.

Yusuf DURSUN(Düzenlenmifltir.)

At dedem, tafl›t dedem,Rüzgâra eflit dedem.Difli dökülmüfl amaBenimle yafl›t dedem.

fieker dedem, bal dedem,Her gün bizde kal dedem.Senin tatl› dillerin,En güzel masal dedem.

19

Page 20: Turkce4ders

20

KÜÇÜK L‹MON A⁄ACI

Zengin bir ifl adamının bahçesinde, yan yana dikileniki limon a¤acı vardı. Mayıs ayı sonlarında açan limonçiçekleri, bütün bahçenin havasını bir anda de¤ifltirir veapartmanlara hapsedilmifl insanlara baharın geldi¤inimüjdelerdi. Ancak limon a¤açlarından biri, di¤erinden cılızve flekilsizdi. Bu yüzden büyük a¤aç her fırsatta onuküçümser ve tepeden bakardı. Ev sahibi de küçük boylulimon a¤acından ümit kesmifl görünüyordu. Ona görea¤aç, bu gidiflle kuruyup ölecekti. Bu yüzden de onu fazlasulamaz ve bakımını yapmayı pek istemezdi.

Page 21: Turkce4ders

21

Günün birinde esen sert bir poyraz, karlı da¤ların yamaçlarındaki bir grup çiçek tohu-munu ifl adamının bahçesine uçurdu. Fakat bahçenin her tarafı parsellenmifl, sadece li-mon a¤açlarının altında yer kalmıfltı. Bir an önce filizlenmek zorunda olan tohumlar, limona¤açlarının yanına gelerek onların altında yeflermek için izin istedi.

Büyük a¤aç, iyice kasılarak:— Böyle bir fley asla mümkün olamaz, diye atıldı. Bizler kuru kalmayı pek sevmeyiz.

E¤er dibimde ço¤alırsanız suyu emip beni kurutursunuz.Aslında büyük a¤acın çekindi¤i baflka bir fley daha vardı. Çiçekler rengârenk açtıklarında,limon a¤acının sarıya çalan beyaz çiçekleri sönük kalacak ve bahçe sahibinin gözündekide¤eri azalabilecekti. Oysaki a¤acın, kendinden güzel olanlara hiç mi hiç tahammülü yok-tu.

Küçük a¤aç, uzun boylu arkadaflının tohumlara verdi¤i cevabı be¤enmemiflti. Tohumlar›nserpilmek için bir yere ihtiyac› vard› ve onlara bu konuda yard›mc› olmak gerekiyordu. Buyüzden, tohumlar›n teklifini hiç düflünmeden kabul etti.

— Sizlerle birlikte olmak, bana mutluluk verir, dedi. Böylelikle yalnızlık da çekmeyiz.Büyük a¤aç bu iflten hofllanmamıfltı. Fakat küçük olanı:— Paylaflmaktan kimseye zarar gelmez, diye tekrarlıyordu.Küçük limon a¤acın›n altında filizlenen tohumlar, birkaç hafta içinde türlü renklerde

çiçek açıp bütün bahçenin göz bebe¤i hâline geldi. Bu arada a¤aç, elinden geldi¤i kadarkendilerine yardımcı olmaya çalıflıyor ve çiçeklerin sevdi¤i yarı güneflli ortamı sa¤lamakiçin eski yapraklarını döküyordu.

Page 22: Turkce4ders

22

Çiçekler, kısa bir süre sonra mis gibi kokular yaymaya baflladı.Bahçe sahibi, o ana kadar hiç duymadı¤ı bu kokunun nereden geldi¤iniarafltırdı¤ında, davetsiz misafirleri bularak hayrete düfltü. Adam ancakrüyalarında görebildi¤i bu çiçeklerin güzelli¤ini devam ettirebilmekiçin sabahları artık daha erken kalkıyor ve onları en kaliteli gübrelerlebesleyip bol bol suluyordu. Küçük limon a¤acı, köklerinin en inceayrıntılarına kadar ulaflan bu suları çiçeklerle birlikte içiyor ve büyükbir hızla serpilip büyüyordu.Çiçekleri sevgiyle kucaklayan a¤aç, ertesi bahara kalmadan o civarınen büyük a¤acı hâline geldi ve birbirinden güzel kelebeklerin ziyaretyeri oldu. Daha sonra da kendi çiçeklerini açarak bahçenin güzelli¤inegüzellik kattı.

fiimdi küçük ve yalnız kalmıfl olan limon a¤acı ise komflusunaduydu¤u kıskançlıkla için için kuruyordu. Cüneyd SUAV‹

(Düzenlenmifltir.)

Page 23: Turkce4ders

23

2.

ATATÜRK KURTULUfi SAVAfiI’NDA

BEN MUSTAFA KEMAL

ATATÜRK’ÜN YÜKSEK ‹NSANLIK DUYGUSU

ATATÜRK(Serbest Okuma Metni)

ATATÜRK VE ÇOCUKLAR(Serbest Okuma Metni)

Page 24: Turkce4ders

24

Size hayat hikâyemi anlatmak istiyorum. En bafl›ndan...1881 y›l›nda Selanik’te do¤du¤umu hepiniz biliyorsunuz. Selanik, flimdiki modern

Türkiye’nin topraklar›nda de¤il. Ama yak›n... Selanik o zamanlar Osmanl› topraklar›içindeydi. Biliyorum, do¤du¤um ev flimdi bir müze. O evde babam Ali R›za Efendi, annemZübeyde Han›m ve kardeflim Makbule ile güzel an›lar›m›z geçmiflti. Unutmadan söyleyeyim

o zamanlar yaln›zca Mustafa’yd›m. Ben de sizler gibi çocuktum. Oyunlar oynad›m,

BEN MUSTAFA KEMAL

Page 25: Turkce4ders

küçük yaramazl›klar yapt›m, gezip

dolaflt›m, dersime çal›flt›m, okullarda

okudum. Babam: “O, büyük adam

olacak, göreceksiniz!” derdi. Oku-

du¤umu, askerî ve siyasi hayat›n en

yüksek yerlerine kadar ç›kt›¤›m› tüm

dünya gördü. Ama ne yaz›k ki babam

göremedi. Çünkü o, ben yedi yafl›m-

dayken öldü. Babam okumam› çok

istiyordu. Annem beni okutmak için

her türlü zorlu¤a gö¤üs geriyordu. Ben

de annemin bu emeklerini bofla ç›kar-

mad›m. Askerî ortaokul, Askerî lise,

Harp Okulu ve Harp Akademisine git-

tim. Daha çok çal›flt›m. Baflar›dan

baflar›ya kofluyordum. Sonunda kur-

may yüzbafl› olmufltum. Ancak ülkemi-

zin üstündeki kara bulutlar bir türlü

da¤›lm›yordu.

Arkadafllarla birlikte bu gidifle

“Dur!”, demenin yollar›n› arad›k.

Hepimiz insanl›k için en önemli fleyin,

özgürlük ve ba¤›ms›zl›k oldu¤unu

biliyorduk. Bunun için ne gerekirse

yapmal›yd›k. Tek güvencemiz Türk

ulusu idi.

Önce 19 May›s 1919’da Samsun’a

giderek Kurtulufl Savafl›’n› bafllatt›m.

Amasya, Erzurum ve Sivas’ta toplan-

t›lar yaparak önemli kararlar ald›k. 23

Nisan 1920’de Ankara’da

25

Page 26: Turkce4ders

Meclisi açmakla ifle bafllad›k. Düzenli ordularoluflturduk. “Ya istiklâl ya ölüm!” diyerek çokçetin savafllar yapt›k. Çok can verdik. Ancakdüflman›n tamam›n› yurdumuzdan ç›karama-m›flt›k. Son kez iyi plan yaparak bitirici darbeyivurmal›yd›k.

Bu amaçla ordu, millet el ele tutuflaraktutsakl›¤a boyun e¤medik. Kurtulufl Savafl›Türk milletinin zaferiyle sonuçland›. TBMM

oy birli¤iyle ald›¤› kararla bana “mareflallik”rütbesini ve “Gazi” ünvan›n› verdi. Bizi tutsaketmek isteyen devletler, bizimle antlaflmayapmak zorunda kald›lar.

Türkiye Cumhuriyeti yepyeni bir güneflgibi do¤mal›yd›! Öyle de oldu. 29 Ekim1923’te Türk Devleti’nin yönetim fleklininCumhuriyet oldu¤unu tüm dünyaya duyur-dum. Meclis, oy birli¤i ile beni cumhurbafl-kan› seçti.

Sevgili yavrular›m, laiklik, yapt›¤›m›z veyapaca¤›m›z yeniliklerin temel tafl›yd›. Din,bir vicdan ifliydi. Devlet insanlar›n vicdanlar›nael atmamal›yd›. ‹flte bu nedenle halifeli¤ikald›r›p laik düzene geçtik. E¤itim ve ö¤retimiMillî E¤itim Bakanl›¤› bünyesinde toplayarakmedreseleri kald›rd›k. Modern dünyada nevarsa bizde de o olmal›yd›. Modern araçlarlatar›m ve ticaret yapmal›yd›k. Ulusal kültürü-müzü korumal› ve gelifltirmeliydik. Ulusalsa¤l›k, e¤itim ve savunma sistemimizi kurma-l›yd›k.

Mutluyum ki büyük Türk ulusu, bütün buyenilikleri destekledi ve yan›mda yer ald›.

26 Atatürk ve Kurtulufl Savaflı Müzesi - Anıtkabir

Page 27: Turkce4ders

27

Soyad› yasas› Türkiye Büyük Millet Meclisindenç›kt›ktan sonra “ATATÜRK” soyad›n› ald›m. Bu soyad›n›bana can›mdan çok sevdi¤im büyük Türk ulusu verdi.

Sevgili çocuklar, siz flimdi bu sat›rlar› okurken bü-tün bunlar yaflanm›fl ve geçmifl olacak. Biz ve bizdenönce yaflananlar›n bilinmesi gerekir. Sizler tarihimizde-ki olaylardan ders ç›karmal›s›n›z. Bu nedenle Türk TarihKurumunu kurduk. Bunlar yetmezdi: Türkçe düflünüpTürkçe yazmal›yd›k. Ülkesini yabanc›lardan kurtarmas›n›bilen Türk ulusu, dilini de yabanc› sözcüklerdenkurtarmal›yd›. Bunun için Türk dilinin gelifltirilmesineve edebiyata ayr›ca önem verdik. Türk Dil Kurumunukurduk. Ba¤›ms›zl›¤›m›z ne kadar önemli ise dilimizinyabanc› dillerin etkisinden kurtar›lmas› da o kadarönemlidir.

Ya kad›nlar›m›z! Ba¤›ms›zl›¤›m›z›n kazan›lmas›ndaüzerlerine düflen görevi fazlas›yla yapt›lar. Ya¤murdemeyip, kar demeyip, s›cak demeyip cepheye silahve cephane tafl›d›lar. Bazen s›rt›nda bazen ka¤n› ile...Erke¤iyle kad›n›yla bu vatan için çal›flan insanlar›m›z›nhaklar› da eflit olmal›yd›. Kad›nlar, bugün her alandae¤itim görüyor, istedi¤i iflte çal›flabiliyor. Kendineverilen haklar› en iyi flekilde kullan›yor. Her alandabaflar›l› olan Türk kad›n›na her zaman güvendim veönem verdim.

Arkadafllar, dünyada esas olan bar›flt›r: Yurtta vedünyada bar›fl! Bar›fl için gelecek her ça¤r›ya koflunuz.Türk olman›zla her zaman gurur duyunuz.

Çal›fl›n›z, övününüz ve gelece¤e güveniniz.

Aydo¤an YAVAfiLI(Düzenlenmifltir.)

Page 28: Turkce4ders

28

‹çiflleri Bakanı fiükrü Kaya, Çanakkale bölgesini denetlemeye giderken Atatürk kendisineflöyle diyor:

— Çanakkale’yi ziyaret etti¤in zaman aziz flehitlerimizi de ziyaret edeceksin. Bu göreviyapaca¤ına kuflkum yok. Yalnız nasıl bir nutuk söyleyeceksin! Ben söyleyeyim. Buradayatan aziz flehitlerimiz! Sizi, saygıyla anıyoruz, diyeceksin. Mehmetçik anıtının baflındadilinin bütün düzgünlü¤üyle konuflacaksın. Burada rahat ve huzur içinde yatınız, diyeceksin.Siz olmasaydınız, siz gö¤üslerinizi çelik kalelere siper etmeseydiniz bu bo¤az aflılır, ‹stanbulalınır, vatan toprakları istilaya u¤rardı diyeceksin.

— Evet, böyle konuflaca¤ım!

— Hayır, hayır!... Sen böylenin üstünde, çok daha baflka konuflacaksın. Orada,Çanakkale’de yalnız bizim flehitleri de¤il bu toprak üstünde kanlarını döken insanları dao kahraman savaflçıları da saygıyla anacaksın!

— Pafla’m, ben bunu yapamam çünkü bu sözler ancak sizin söyleyebilece¤iniz yükseksözlerdir.

— Söyleyeceksin! Çanakkale’den dünyaya karflı böyle konuflacaksın. Senin böylekonuflman gerek!

ATATÜRK’ÜN YÜKSEK ‹NSANLIK DUYGUSU

Page 29: Turkce4ders

29

fiükrü Kaya, Atatürk’ün yüksek insanlık duygularını anlatan bu sözlerini, Çanakkale’desöyler ve Ankara’ya döner.

Me¤er, Mehmetçik anıtının baflında söylenen bu sözleri not eden birkaç yabancıgazeteci varmıfl. Onlar bu sözleri gazetelerine bildiriyorlar. Nutuk dünyaya yayılıyor vearadan hafta geçmiyor, fiükrü Kaya’ya telgraflar ya¤ıyor. Ta Avustralya, Yeni Zelanda’dangünlerce sonra mektuplar geliyor. Gözleri yafllı analardan, kardefllerden, askerlerden…fiükrü Kaya, bu konuflmasından dolayı kutlanıyor, alkıfllanıyor.

Kemal ARIBURNU

Atatürk, o gece fiükrü Kaya’ya bir notverir. Notta flu cümleler yazılıdır.

“Bu memleketin toprakları üstündekanlarını döken kahramanlar! Burada, birdost vatan topra¤ındasınız. Gönül rahatlı¤ıiçinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerleyan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyar-lardan evlatlarını savafla gönderen analar!Gözyafllarını dindiriniz. Evlatlarınız, bizimba¤rımızdadır. Huzur içindedirler ve huzuriçinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar,bu topraklarda canlarını verdikten sonraartık bizim evlatlarımız olmufllardır.” fiehitler Abidesi

Mehmetçi¤e Sayg› An›t›

Page 30: Turkce4ders

ATATÜRK KURTULUfi SAVAfiI’NDA

Bir selam gibi gitti Erzurum’a,Bin selam gibi geldi Sivas’a Erzurum’dan.Da¤lar alçaldı yol vermeye,Temizlendi ılkımından karından.

Analar bacılar yola döküldü,Cephane taflıdı arkasından,Irmaklar suyundan faydaland›rd›A¤açlar dallarından.

Yer gök inledi bir yol dahaKurtulufl Savaflı’ndan.

BU NE ‹NANÇTI K‹, KEMAL PAfiAATININ TER‹ KURUMADANSÜRÜP GELD‹N YEN‹ YEN‹ SAVAfiLARIN PEfi‹NDE.

Bir gemi yanafltı Samsun’a sabaha karflıSelam durdu kayı¤ı, çaparı, takasıSelam durdu tayfası.

Bir duman tüterdi bu geminin bacasından, bir dumanDuman de¤ildi bu!Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılanDemir de¤il!Sarılan anayurdaKemal Pafla’nın kollarıydı.

BU NE ‹NANÇTI K‹ GAZ‹ PAfiA!ATININ TER‹ KURUMADANSÜRÜP G‹TT‹N YEN‹ YEN‹ SAVAfiLARIN PEfi‹NDE

30

Page 31: Turkce4ders

Devrimlerle yüceltti, çok yüceltti,Bu milleti temiz ellerin.Sana borçluyuz ta derindenEn büyü¤ü Mustafa Kemallerin!

Davullar zurnalar dövendeBiz seni hatırlarız!

Binip trene gezendeBiz seni hatırlarız!

Önce adını ö¤renir çocuklarımız!Eli kalem tutup yazanda.

B‹NLER YAfiA, YURDUMUZA H‹ZMET‹ BÜYÜKKEMAL PAfiA! ÖLÜMSÜZ ‹NSAN! fiANLI ATATÜRK!

Cahit KÜLEB‹(K›salt›lm›flt›r.)

Sana borçluyuz ta derinden!Çünkü yurdumuzu sen kurtardın,Hasta, yorgun düflmüfltük,Yaralarımızı iyice sardın.Yi¤ittin, inanç doluydun, yapıcıydın,Sanatkârdın, denizler kadar engin;Kimsenin görmedi¤ini görürdüSevgiyle bakan gözlerin.

Dedin ki: Bu millet, bu büyük milletYüzyıllar boyunca geri kalmıfl;Bu yurt, bu güzel yurt bizim yurdumuzHer yerinden yaralar almıfl.

Dedin ki: Bir güzel savaflmalıKurmak için yeniden;Bilgiyle, inançla, coflkunlukla“Ö¤ün, çalıfl, güven!”

31

Page 32: Turkce4ders

ATATÜRK VE ÇOCUKLAR

Yaflamı zaferlerle dolu birinsan… Birçok savafl kazanmıflbir komutan… Tüm dünyayı etki-leyen bir önder, lider… Yenilikçi,ilerici bir düflünce adamı…

Halkına ba¤lı, yeniden do¤u-flumuzu sa¤layan bir kahraman…

Baflö¤retmenimiz… Ve dahasayamayaca¤ımız birçok özellik-lere sahip, sözcüklerin anlatama-yaca¤ı kadar de¤erli bir insan…Elbette Atatürk’ten söz ediyoruz.

Sevgili Arkadafllar,

Atatürk’e göre çocuk, aydınlıkdemekti, ‘‘Bugünün küçükleri,yarının büyükleriydi.’’ Gelecekçocukların elindeydi.

Yeni kurulan Türkiye Cumhu-riyeti’nin varlı¤ını sürdürecek vegelifltirecek olan çocuklardı.

Atatürk, Türk çocuklarınabaflka hiçbir dünya ülkesindekiçocukların sahip olmadı¤ı birarma¤an vermifltir.

‹lk Meclisimizin açılıfl tarihiolan 23 Nisan 1920 tarihindentam 4 yıl sonra çıkarılan yasa ile23 Nisan günü “Ulusal EgemenlikBayramı’’ olarak ilan edilmifltir.

32

Page 33: Turkce4ders

1929 yılından itibaren deAtatürk’ün iste¤i ile bugün “UlusalEgemenlik ve Çocuk Bayramı”olarak kutlanmaya bafllanmıfltır.

Türk çocukları, 23 Nisan’ı tümdünya çocukları ile paylaflmanıngururunu da yaflamaktadır.

Atatürk, 1921 yılında kimsesizçocukların barınabilece¤i ÇocukEsirgeme Kurumunun (SosyalHizmetler ve Çocuk EsirgemeKurumu) açılması çalıflmalarınabaflladı. Gönüllülerle kurdu¤u bukurumun koruyuculu¤unu da yaptı.Daha sonra Çocuk Esirgeme Ku-rumu bir devlet kuruluflu olmufltur.

1929 yılında Türk E¤itimDerne¤inin kurulmasını sa¤ladı.Atatürk, çocukları aydınlık, mutluve güvenli bir gelece¤e kavufltur-manın e¤itimle gerçeklefltirilebile-ce¤ini düflünüyordu. Ona göree¤itimli insanlar aydınlı¤ı getirebilirve Cumhuriyet’i koruyabilirlerdi.

Atatürk e¤itimle ilgili bir çokyenilik yaptı. E¤itim ve ö¤retimibirlefltirdi. Harf inkılabını gerçek-lefltirdi.

Güzel ülkemizi çocukların vegençlerin ilerletece¤ine inanarakbizlere emanet etmifltin. Bizlere gü-venmifltin. Bizler de senin güveninelay›k olmaya çal›flacak, senin izindeyürümeye devam edece¤iz.

33Bir dergi yazısıdır.

Page 34: Turkce4ders

ATATÜRK

Nasıl söylerim öldü¤ünü,Atatürk’üm karflımda.Yatmıfl uyumufl karlar üstüne,Kalpa¤ı baflında.

Nasıl söylerim öldü¤ünü,Çenesine uzanmıfl eli.Atatürk’üm çıkar Kocatepe’yeDalgın, düflünceli.

Nasıl söylerim öldü¤ünü,Elinde beyaz tebeflir,Geçmifl tahta baflına,Atatürk’üm ders verir.

Nasıl söylerim öldü¤ünü,Baflında yeni flapkası.Yola çıkmıfl yürümüfl,Kalabalık arkası.

Nasıl söylerim öldü¤ünü nasıl,Bir ıflık vurmufl yüzümüze.Atatürk’üm bakıyor besbelli,Çekidüzen verelim üstümüze.

34

‹lhan DEM‹RASLAN

Page 35: Turkce4ders

ÇÖMLEK USTASI KAPLUMBA⁄A(Serbest Okuma Metni)

KIfi HAZIRLIKLARI

KONUfiAN EfiYALAR

SABAH

TARLADAN FABR‹KAYA PAMUK(Serbest Okuma Metni)

ÇÖMLEK USTASI KAPLUMBA⁄A(Serbest Okuma Metni)

KIfi HAZIRLIKLARI

KONUfiAN EfiYALAR

SABAH

TARLADAN FABR‹KAYA PAMUK(Serbest Okuma Metni)

35

3.

Page 36: Turkce4ders

36

KIfi HAZIRLIKLARI

Çocuklu¤umuzda eflsiz ba¤ bozumlarını yaflardık. Ekim ayı, kasabamızın en güzelaylarından biriydi. Bu ayda ne kıflın dondurucu so¤u¤u ne yazın kavurucu sıca¤ı vardır.Günefl parlak, gök açıktır. Rüzgârlar serin serin eser. Ya¤an ya¤murlar bahçeleri, ba¤ları,evleri ve sokakları yıkayan, tertemiz yapan tabii bir banyodur.

Bu ayda, ba¤larda üzümler toplanır; pekmez, pestil, sucuk ve kesme gibi kıfl tatlılarıyapılır; küplere doldurulur. Ba¤ bozumu dolayısıyla di¤er bütün kıfl hazırlıkları da tamamlanır.Büyük kazanlarda kavurmalar piflirilir. Pastırma yapılır. Bulgur, yarma, dövme, niflasta,tarhana, un hazırlanır. Sebzeler kurutulur. ‹plere dizili biberler, haftalarca pencerelerdegünefle karflı konur. Turflu ve reçeller yapılır.

Page 37: Turkce4ders

37

Kısacası, kasım ayı girince kıfl için gerekli her fley hazırlanmıfl olur.

O vakitler yıl demek, kıfl demekti. Öbür mevsimler, geçim bakımından önemsenmezdi.Baharda süt, peynir, yumurta çıkar; çeflit çeflit kır bitkileri toplanırdı. Yaza do¤ru dut, kiraz,viflne gözükür; yazın da kavun, karpuz, her türlü yemifl ve sebze her yanı kaplardı. Heleüzüm çıktı mı, geçim daha da kolaylaflırdı.

Kıflı da kurtaran o vakitler yazdı; yazdaki o bolluk, o bereket… Yaz, hayatın ta kendisiydi.Kıfl ise âdeta ölüm kadar ciddiye alınırdı.

Kıfla, sanki uzun bir yolculu¤a çık›lacakm›fl ya da çok uzaklara gidilecekmifl gibihazırlanılırdı. Sanki kıfl gelince kapılar kapanacak; dıflarıyla, dıfl dünyayla tüm iliflkilerkesilecek zannedilir, hazırlıklar buna göre yapılırdı. Bu yüzden, kıfl da kendine mahsusbir renk kazanırdı. Sıcak sac sobaların kıpkırmızı kesildi¤i halı, minder ve yastıklarla dolukıfl odalarında çok farklı bir hayat vardı.

Sezai KARAKOÇ(Düzenlenmifltir.)

Page 38: Turkce4ders

SABAH

Sabah erken horoz öter,Sanki keskin sesiyle der:“Kalk iflini yoluna koy,Kukuriku, kukuriku!”

Arı gezer çiçekleri,O da der ki: “Kalma geri,Bak, kaldı mı gökte yıldız,Sabah oldu, vız, vız, vız, vız!”

Serçe öter ciyak ciyak,Daldan dala uçuflarak,‹nce sesle kesik kesik,Çalıfl diyor, ifl vaktidir,‹fline kofl, cik, cik, cik, cik!”

A¤ır çekiç vurur örse,Ah bunları tembel görse.Çekiç de der: “ÇalıflmadanYaflanılmaz, dan, dan, dan, dan!”

Ali Ulvi ELÖVE

38

Page 39: Turkce4ders

39

Page 40: Turkce4ders

KONUfiAN EfiYALAR

Bardaktan boflanırcasına ya¤mur ya¤ıyordu. Sokak araları, caddeler, küçük çukurlar,bahçeler, parklar ya¤mur sularıyla dolmufltu. Sokaklardan flarıl flarıl ya¤mur suları akıyordu.Hemen her çocuk gibi Emre de ya¤murun altında koflmak, oynamak, ıslanmak, birikensulara ayaklarını flap flap vurmak istiyordu. Ancak annesi “Islanıp üflütürsün, hasta olursun.”diyerek dıfları çıkmasına izin vermemiflti. O da pencerenin önüne çıktı, pencereyi açtı…Ya¤murda koflup oynayamıyordu ama en azından ya¤ıflını seyrediyordu. Ayrıca ya¤murunsesini duyuyordu.

Ya¤murda ı s l an-mamak için koflturaninsanlara da bir anlamveremiyordu do¤rusu.fiimdi onların yerindeolmayı ne kadar çokisterdi. Bir birikintidendi¤erine koflufltururdu.Ama flimdilik seyret-mekle ve dinlemekleyetinmek zorundaydı.Neredeyse ya¤mursesinden baflkases duyulmu-yordu. Biraz sonraya¤mur bıçaklakesilir gibi kesildi.Sokaklardan sulara k m a y a d e v a mediyordu. Bir de çatı-larda, a¤aç dallarındabiriken sular tıp tıpdiye hofl sesler çıka-rarak yere düflmeyebafllamıfltı.

40

Page 41: Turkce4ders

Emre bir konuflma duydu. Etrafına baktı, kimseyi göremedi. Kula¤ını kabarttı, sesinnereden geldi¤ini anlamaya çalıfltı. Yine kimseyi göremedi. Ama konuflma devam ediyordu.Konuflulanları anlamak için daha dikkatli dinlemeye baflladı.

Biri:— Evet çok ya¤dık ama neye yarar? Bir kısmımız topra¤ın derinliklerinde depolanıyoruz,

a¤açların kökleri bizden faydalanıyor. Bir kısmımız barajları doldurduk. ‹nsanlar seviniyorbarajlar doldu, bu sene su sıkıntısı çekmeyece¤iz diye.

Konuflmalar devam ededursun Emre flaflkınlıktan küçük dilini yutmak üzereydi.Konuflanlar ya¤mur damlalarıydı. fiaflkınlı¤ı artarak dinlemeye devam etti.

Bir ya¤mur damlası flu flekilde devam etti:— ‹nsanlar çeflmeyi açınca akan suyu bitmez tükenmez bir hazine zannediyorlar her-

hâlde. Akıttıkça akıtıyorlar. Bu kaynakların da bir gün tükenebilece¤ini hiç düflünmüyorlar,dedi.

Bir di¤eri:— Ne yapsınlar canım, susuz temizlik olmaz, mecburen bol bol kullanıyorlar, diye

cevapladı.— Hayır, dedi ilk konuflan. Mesela flu anda bizi dinleyen flirin çocuk Emre. Geçen gün

difllerini fırçalıyordu. Bu sırada açtı¤ı çeflmeyi kapatmayı hiç düflünmedi. Hiçbir ifleyaramadan bofluna akıp giden su damlaları “Bizi bofluna akıtma, ziyan etme Emre, hiçbirifle yaramadan akıp gitmeyelim.” diye haykırdılar ama seslerini duyuramadılar, dedi.

Bu konuflmalar olurken Emre hayretten donakaldı. Ne düflünece¤ini flaflırmıfltı. Gerçekle

41

Page 42: Turkce4ders

hayal arasında gidip geliyordu. Ama söylenenler de do¤ruydu. Gerçekten de difllerini

fırçalarken arada suyu kapatmayı hiç düflünmemiflti. Bunun savurganl›k olaca¤ı aklının

ucundan bile geçmemiflti. Bu flaflkınlı¤ı yetmezmifl gibi defterleri, kitapları, kalemleri,

elbiseleri, ayakkabılar› ve okul çantası gibi eflyaları da kofltura kofltura geldiler. Sanki bir

çizgi film seyrediyormufl gibi geldi Emre’ye.

“Eyvah!” dedi içinden.”Bunlar da flimdi hakkımda kim bilir neler söylerler?” O, tam

bunları düflünürken okul çantası, bir mahkeme baflkanı edasıyla öksürerek söze baflladı.

Emre gözlerini kapattı, dinlemeye devam etti:

— Söylediklerin beni flaflırttı do¤rusu ya¤mur kardefl. Çünkü Emre, düflünceli bir ço-

cuktur. Tertipli düzenlidir. Savurganl›k yapmay› sevmez. Ben iki

yıldır Emre’nin kitaplarını, okul eflyalarını taflıyorum, nere-

deyse ilk günkü yenili¤imi koruyorum. Çünkü Emre, beni

çok dikkatli kullanır. Olur olmaz yerlere atmaz.

Kirlenip yıpranmamam için özen gösterir.

Emre’nin gömlek, pantolon ve ayakkabıları

da hep bir a¤ızdan: ”Bizi de dikkatli kullanır,

yıpratmaz.” dediler. Emre duydukları üzerine

sıkıntılı hâlinden biraz kurtulmufl, rahat-

lamıfltı. Yine de “fiimdi hangisi gelecek

acaba?” diye düflünmekten kendisini

alamıyordu. Tam bu sırada, harçlıkları

gülümseyerek geldi.

— Emre, sen bizi çok dikkatli kulla-

nıyorsun. ‹htiyacın oldukça harcı-

yorsun. Bazı arkadaflların gibi

ihtiyacın olmayan fleyleri

sırf reklamlarda gördü-

¤ün için satın almıyor-

sun. Seni tebrik ediyo-

ruz, dediler. Emre’ye

iyice yaklafltılar ve onu

yana¤ından öptüler.

42

Page 43: Turkce4ders

Son sözü kitapları söyledi:— Çok do¤ru yapıyorsun Emre. Keflke bütün çocuklar eflyalar›n› senin gibi dikkatli

kullansalar.fiaflkınlı¤ı iyiden iyiye artan Emre, birden karflısında annesini gördü. Ona:— Sen de gördün mü anne, dedi. Annesi:— Camı açıp önünde uyudu¤unu mu yavrum? Üflütüp hasta olacaksın, diye cevap verdi.Gördüklerinin ve duyduklarının rüya oldu¤unu anlayan Emre’nin flaflkınlı¤ı biraz azaldı.

Artık ya¤mur dinmiflti. Dıfları çıkmak için annesinden izin aldı. Hazırlanırken hep gördü¤ürüyayı düflünüyordu. Bir taraftan da o flaflkın hâline gülmekten kendini alamıyordu.

Elif ARSLAN(Düzenlenmifltir.)

43

Page 44: Turkce4ders

Günlerden beri kafamda bir tek nakıfl var. Pamu¤un yüzlerce, binlerce makine

öpücü¤ünden sonra iplik olması. Melih Cevdet’in dedi¤i gibi: “Gel benim flair tabiatım çık

ortaya. Gel benim renk sevgim, biçim sevgim, çekidüzen gayretim, örgü muhabbetim,

Allah rızası için el ele verin, imdadıma koflun, gelin de hep birlikte pamu¤un iplik oluflunu

anlatalım.”

Pamu¤u tarlada görmüfl, her hâline bayılmıfltım. Ama fabrikada görünce ayıldım.

Pamuk tarlası kadar güzel bir tarla az bulunur. Sanki milyonlarca küçücük bafllı, kalın

dudaklı çocuk, üstlerinden geçen bir buluta tuzak kurmufllar, her tarafını bir güzel ısırmıfllar

hepsinin kalın dudaklarında bir tutam bulut. Ama insan bir defa fabrikaya girdi mi, bir defa

pamu¤un makinenin elinde ne hâllere girdi¤ini seyre daldı mı, sen tarlayı da bulutu da

manzarayı da bir kalem unut.

44

TARLADAN FABR‹KAYA PAMUK

Page 45: Turkce4ders

Pamuk nasıl iplik olurmufl? Ben ömrümde bu kadar keyifli, bu kadar güzel bir olufl

görmedim. Kuvvetli bir hava baskısı, periflan pamuk yı¤ınlarına bir hıflım gibi dalıyor. Bu

kudretli solu¤un önüne düflen pamuk yı¤ını ne oldu¤unun farkına varmadan eriyor. Açık

mavi bir su, bir rüzgâr, bir elektrik nefesi kesiliyor. Bu acayip solu¤un bir borudan fıflkırdı¤ını

görmüyor, ancak hissedebiliyorsunuz. Biraz sonra öteki makineden bu renksiz rüzgâr

bile¤im kalınlı¤ında bir süt çeflmesi gibi akmaya bafllıyor. Daha bunun tadına doymadan

aynı hıflımla rüzgârın önüne düflüyor. Öteki makinede parmak kalınlı¤ında çıkıyor. Bu

cümbüfl, bilek kalınlı¤ındaki pamu¤un kıldan ince kılıçtan keskin bir çizgi, bir makara ipli¤i

hâline gelmesine kadar devam ediyor. ‹plik makinenin diledi¤i kadar inceldi mi, dokuma

ifli bafllıyor.

En büyük telafl, en büyük patırtı ve en büyük rutubet derecesi dokuma tezgâhlarının

bulundu¤u salonda. ‹flte burada bir kıyamettir kopuyor. Ama kıyametin böylesine can

kurban!

Bedri Rahmi EYUBO⁄LU (Düzenlenmifltir.)

45

Page 46: Turkce4ders

46

ÇÖMLEK USTASI KAPLUMBA⁄A

Topra¤ı bereketli Avanos’ta çömlek ustası bir kaplumba¤a varmıfl. Bölgenin en iyiçömlekçisi oymufl. Onun elinden çıkan çömlek hemen kendini belli ediyormufl. Onunçömle¤ine bir kez bakan bir daha bakmadan geçemiyormufl.

O bölgenin beyinin bir o¤lu varmıfl. Bu bey o¤lu, çalıflana ve eme¤e saygı duymazmıfl.Biraz da cahilmifl. Onun davranıfllarından babası da memnun de¤ilmifl. Ama bir türlü onasöz geçiremiyormufl.

Bey o¤lunun, bir gün hatırlı misafirleri gelmifl. Bey o¤lu da hatırlı misafirlerine çömlekalmak istemifl. Çömlek ustası kaplumba¤anın tezgâhına bir çocu¤u göndermifl.

— Git, o kaplumba¤anın yanına. Beni, bey o¤lu gönderdi, de. Kırk tane çömlek al.Hazır yoksa baflında bekle, tamamlasın. Parası neyse hemen öderiz.

Küçük çocuk, kofla kofla kaplumba¤anın yanına gitmifl:— Bey o¤lunun emri var, demifl. Bana hemen kırk tane çömlek vereceksin.

Kaplumba¤a:— fiu anda elimde o kadar çömlek yok, demifl.

Çocuk kenarda paketlenmifl çömlekleri göstermifl:— fiu kenarda duranları bana ver, götüreyim.— Olmaz, onların sahibi var, demifl kaplumba¤a.

Çocuk, kaplumba¤anın bu sözüne flaflırmıfl:— Ama, beni bey o¤lu yolladı. O daha fazla para verir.

Kaplumba¤a, kestirip atmıfl bu sefer:— Her fley para ile de¤il. Olmaz dedik ya, veremem.

Page 47: Turkce4ders

47

Kaplumba¤anın bu yanıtına flaflıran çocuk, gidip durumu bey o¤luna anlatmıfl. Beyo¤lu bu yanıta çok kızmıfl:

— Çabuk söyle o kaplumba¤aya, demifl. Usta oldum diye kendini ne sanıyor. Ö¤leyekadar benim siparifllerimi tamamlasın. O saate kadar tamamlamazsa sanatçı, ustadinlemem, gelip tezgâhını baflına geçiririm.

Çocuk, tekrar gidip kaplumba¤aya durumu anlatmıfl. Kaplumba¤a hiç aldırmamıfl:— Bu, boyacı küpü mü, demifl, batırıp çıkaracaksın! Biz burada bir emek harcıyoruz.Çocuk gittikten sonra kaplumba¤a biraz düflünmüfl. Bey o¤lunun huyunu biliyormufl.

O flimdi söyledi¤i saatte gelir, olay çıkarırmıfl. Aklına bir fley gelmifl. Hemen kalkmıfl,tezgâhın baflına geçmifl. Tıpkı kendisine benzeyen kaplumba¤alar yapmaya bafllamıfl.Kısa sürede odanın içi, kendisinin benzeri birçok kaplumba¤a ile dolmufl. Onları düzgünbir flekilde odanın içine da¤ıtmıfl. Bilmeyen biri, içeride birçok kaplumba¤a var sanırmıfl.

Tam dedi¤i saatte bey o¤lu çıkmıfl gelmifl. Kapıdan:— Nerede bu kaplumba¤a? Çıksın ortaya, diye ba¤ırmıfl.Kendisine kimse yanıt vermeyince içeri girmifl. Bakmıfl ki içeride bir sürü kaplumba¤a

var.— Vay, demifl, fluna bak! Aklı sıra beni korkutmak için arkadafllarını toplamıfl. Siz,

flimdi görürsünüz!

Page 48: Turkce4ders

48

Bey o¤lu, bunu söyledikten sonra önüne gelen ilk kaplumba¤aya saldırmıfl.

Kaplumba¤anın kırıldı¤ını görünce:

— Vay! Bu çamurmufl, demifl. fiundaki akla bak, bunların arasında kendini saklayacak!

Bey o¤lu bu sefer yanındaki baflka bir kaplumba¤aya tekme atmıfl. Ama o da çamur

çıkmıfl. Bu sırada kapıya yakın duran kaplumba¤a, yavaflça dıfları çıkıp kapıyı onun üzerine

kilitlemifl.

Durmaksızın çamurdan kaplumba¤alara saldıran bey o¤lu, epey sonra kapının üzerine

kilitlendi¤inin farkına varmıfl. Kapıya gelip ba¤ırmaya bafllamıfl:

— Kaplumba¤a! Aç kapıyı!

Kaplumba¤a ona yanıt vermifl:

— Kırdı¤ın kaplumba¤aların aynısını yapmadan, seni oradan çıkarmam.

Bey o¤lu bu sefer, daha çok ba¤ırmaya bafllamıfl. Ama kaplumba¤a, onun ba¤ırıfllarına

hiç aldırıfl etmemifl. Bey o¤lu, uzun süre içeride ba¤ırmıfl, tehditler savurmufl. Sonunda

sesini kesmifl. Biraz sakinleflince:

Page 49: Turkce4ders

49

“Ben koskoca bey o¤luyum. Bu kaplumba¤a

bunları yapıyorsa ben daha iyisini yaparım.” diye

düflünmüfl.

Tezgâhın baflına geçip çalıflmaya bafllamıfl.

Akflama do¤ru kaplumba¤a, kapının altından

yiyecek bırakmıfl. Ertesi gün sabahleyin bey o¤lu,

yine kapıya vurmaya bafllamıfl:

— Kaplumba¤a, yeter artık! Aç flu kapıyı!

Kaplumba¤a aynı yanıtı vermifl:

— Kırdı¤ın kaplumba¤aların aynısını

yapmadan bu kapıyı açmam!

Bunun üzerine bey o¤lu, kapının

aralı¤ından yaptı¤ı bir kaplumba¤ayı

uzatmıfl:

— ‹flte yaptım, sanki ne var

bunda, demifl.

Kaplumba¤a, bey o¤lunun

yaptı¤ı kaplumba¤ayı almıfl.

Bu, hiçbir fleye

benzemiyormufl.

— Olmamıfl, diyerek yere

atıp kırmıfl.

Bey o¤lu, bunun üzerine

hemen bir yenisini yapıp

kapının altından uzatmıfl.

Kaplumba¤a, buna da

“olmamıfl” diyerek yere

atmıfl. Biraz sonra bey

o¤lu, bir tane daha yapıp

kaplumba¤aya uzatmıfl.

Kaplumba¤a bunu da

kırmıfl. O gün akflama kadar

bey o¤lu kaç tane yaptıysa kaplumba¤a hiçbirini

be¤enmeyip kırmıfl. Bey o¤lu, bunun üzerine, kaplumba¤aya yeniden ba¤ırıp ça¤ırmaya

bafllamıfl. Ama bu sefer fazla uzatmamıfl, çabuk susmufl.

Bey o¤lundan ertesi günü, daha ertesi gün, ondan sonrası gün hiçbir haber çıkmamıfl.

Sadece, kaplumba¤anın verdi¤i yemekleri düzgün bir flekilde yiyormufl. Kaplumba¤a ne

zaman kapının aralı¤ından baksa onu tezgâhın baflında çalıflırken görüyormufl.

Page 50: Turkce4ders

50

Tam bir hafta sonra bey o¤lu, kapının altından yeni bir kaplumba¤a uzatmıfl. Bukaplumba¤anın üzerinde de flöyle bir not varmıfl: “Bu kaplumba¤ayı be¤enmezsen bilekesinlikle kırma. Ben ona çok emek harcadım.” Kaplumba¤a bu notu görünce, “Bu ifloluyor.” diye kendi kendine gülümsemifl.

Kaplumba¤a ertesi gün yavaflça kapıyı açmıfl. Bakmıfl ki bey o¤lu, arkası dönük,tezgâhın baflında çalıflıyor. Kaplumba¤anın kapıyı açtı¤ından haberi bile olmamıfl.Kaplumba¤a hemen di¤er kasabalılara haber vermifl. Onlar da gelmifller, sessizce beyo¤lunun çalıflmasını izlemifller.

Neden sonra, bey o¤lu arkasını dönünce kendisini seyredenleri fark etmifl. Hemenaya¤a kalkmıfl, artık o sinirli, saldırgan bey o¤lundan eser yokmufl. Sanki o adam gitmifl,yerine baflkası gelmifl. Bey o¤lu gelip kaplumba¤anın önünde saygıyla e¤ilmifl:

— Senden özür dilerim Bay Kaplumba¤a, demifl. Ben çalıflmanın, eme¤in ve sanatınde¤erini flimdi anladım. Asıl beylik; çalıflmak, ifl yapıp üretmekmifl.

Adnan ÖZVER‹(Düzenlenmifltir.)

Page 51: Turkce4ders

51

4.

GEÇM‹fi ZAMAN M‹SAF‹RLER‹GEÇM‹fi ZAMAN M‹SAF‹RLER‹MUC‹T DEDEM‹N MÜTH‹fi ‹CATLARIMUC‹T DEDEM‹N MÜTH‹fi ‹CATLARI

MEDYA ÇOCUKLARIMEDYA ÇOCUKLARI

SIRA SIRA BONCUKLARDANM‹N‹ M‹N‹ B‹LG‹SAYARLARASIRA SIRA BONCUKLARDANM‹N‹ M‹N‹ B‹LG‹SAYARLARA

(Serbest Okuma Metni)

SORU BALONLARISORU BALONLARI(Serbest Okuma Metni)

Page 52: Turkce4ders

52

MUC‹T DEDEM‹N MÜTH‹fi ‹CATLARI

Benim dedem çok yafllı ve çok akıllıdır. Bahçenin bir köflesindeki karanlık, tozluatölyesinde, dünyanın en muhteflem fleylerini icat etmek için u¤raflır.

Günün birinde dedeme bir davetiye geldi. Davetiyede diyordu ki:

Page 53: Turkce4ders

Dedem kafasını kaflıdı. “Acaba ne yapsam?” diye düflündü, taflındı. O sırada nineminaklına bir fikir geldi:

“Hayvanlarla konuflabilmemizi sa¤layan bir ‘Hayvanlar› Konuflturan Büyülü Mikrofon’yapmaya ne dersin? Bir zürafayla sohbet etti¤ini düflünsene! Ona ne sorardın?”

“Ama bu daha önce yapıldı.” dedi dedem. “Baflka ne olabilir?”

“Ben biliyorum! Bir ‘Derin Denizleri Keflfedici’ yapabilirsin.” diye önerdim. “Okyanusun derinliklerine dalıp batık gemilerdeki hazineleri bulabiliriz ve okyanusunhâkimi oluruz.”

“Gözünüzde kırmızı bir ‘Çok Katl› Astronot Tafl›y›c›’ canlandırın!” dedi dedem, hayalleredalarak. “Sokaktaki duraktan binip uzayda gün boyu dolaflabiliriz! Dünya’yı Ay’danseyretmeye ne dersiniz? Ya da Mars’ta piknik yapmak isteyen var mı?... Manzara hiçde fena de¤ilmifl diye duydum!”

“Eveeet! Ya da bizim için ‘Süper Is›tmal› Z›p Z›p Balon’ yapabilirsin.” dedim.“Parkta hoplaya zıplaya dolaflırız. Üstelik, ne so¤uk havada üflürüz ne de düflersekoramızı buramızı acıtırız!”

“Durun yahu! ‘Müthifl Tüylü Mekanik P›r P›r Kanat’ da yapabilirim!” dedi dedem,kollarını sallayıp havalara sıçrayarak. “Kufllarla birlikte en yüksek binaların üzerindengeçip bulutlara do¤ru uçabiliriz!”

“Ya da belki benim için bahçe ifllerinde kullanabilece¤im bir ‘ToprakKaz›c› Köstebek’ yapabilirsin.” dedi ninem.

53

Page 54: Turkce4ders

Saat geç olmufltu, dedem birden haykırdı:“Tamam, buldum! Ne yapaca¤ımı biliyorum!” dedive bahçedeki atölyesine koflup çalıflmaya baflladı.Gece boyunca atölyeden testere, çekiç sesleriyankılandı. Tak tuk! Kırt kırt! Çat çut!

Ertesi gün dedem yorgun ama gülümseyerekatölyesinden çıktı. Gizemli makinesini kocamanbir battaniyenin altına saklamıfltı.

Yaptı¤ı fleyin ne oldu¤unu söylemesi içinyalvardık, ama söylemedi. “Bu bir sır!” dedi gözkırparak. “Bekleyip göreceksiniz.”

Yarıflma günü geldi çattı. Dedem, makinesindebirkaç küçük ayarlama yaparken ben de etrafabir göz atmaya karar verdim.

“Muhteflem Görünümlü Y›kar S›kar Ütü Yapar”denen bir makine gördüm. Bir de “KendindenSabunlamal› Küvet” ve daha baflka pek çok acayipicat.

Derken sıra dedeme geldi. Herkes heyecanlanefesini tutmufl, onun inanılmaz icadını görmek için bekliyordu…

“Bayanlar ve baylar!” diye baflladı dedem. “‹flte huzurlarınızda GörüntülüKokulu T›ng›r M›ng›r Muhteflem Masal Anlat›r.” Battaniyeyi çekti ve

makinenin dü¤mesine bastı. Masal makinesi pır pır ederekçalıfltı.

Dedemin icadı birbirinden güzel masallaranlatırken herkes büyülenmiflçesine oldu¤u yerde

kalakalmıfltı. Havada uçuflan görüntülerebakıyor, çıkan sesleri dinliyor, aramızdan

süzülen kokuları içimize çekiyorduk.

Hepimiz dedemi coflkuylaalkıfllayıp kutladık ve

birincilik kupasının onunhakkı oldu¤una kararverdik.

54

Page 55: Turkce4ders

O gece, dedemin icadını deneme sırası sonunda bana gelmiflti. Ama dedem dü¤meyebasınca masal makinesinden dumandan baflka bir fley çıkmadı …

“Çakada… Çaaat!”

“Evvel zaman içinde, kalbur güvercin peflinde, gökten üç muz düflmüfl üç de balıkköftesi bu masal burada biter, haydi iyi geceler.”

Dedemin muhteflem icadı bozulmufltu. “Aman canım, bofl ver!” dedi dedem kıkır kıkırgülerek. “En iyisi, ben sana bir masal anlatayım.”

Dedem böyle dedikten sonra, bir çift müthifl tüylü mekanik pır pır kanat takmıfl küçükbir kızın bütün dünyayı gezerken yafladı¤ı sihirli maceralarla dolu harika bir masal anlattı.

Uykudan gözlerim kapanırken “Masal anlatan bir makineye ne gerek var!” diyedüflündüm, “Benim dedem harikalar harikas›, ak saçl› bir masal ustas›! Dünyadaki dedelerinen tatlısı.”

Richard JOHNSON (Riç›rd CANSIN)Çev.: fiiirsel TAfi(Düzenlenmifltir.)

55

Page 56: Turkce4ders

GEÇM‹fi ZAMAN M‹SAF‹RLER‹

Bayrak töre-

nindeydik. ‹stiklâl

Marflı’nı okumufl,

sınıflarımıza girmeyi

bekliyorduk. Okul

müdürümüz mikro-

fonu eline aldı ve

konuflmaya bafllad›:

— Sevgili çocuklar,

Bugün saat 10.00’da

okulumuza önemli misafirler gelecek. Misafirlerimizi,

okulumuzun tiyatro salonunda a¤ırlayaca¤ız.”

Okul müdürümüzün bu sözlerinden sonra sınıf

arkadaflım Tu¤rul heyecanla, misafirlerin kimler oldu¤unu

sordu. Bunun üzerine müdürümüz:

“Sabırlı olun çocuklar. Bu bir sürpriz. fiimdi söylersem

sürpriz özelli¤i kalmaz. Sadece flunu söyleyebilirim. Aramıza

yüzyıllar öncesinden gelecek olan misafirlerimiz, bilim

dünyasına önemli katkılar sa¤lamıfl çok de¤erli Türk bilginleridir.”

dedi.

fiaflırıp kalmıfltık. Çok eski zamanlarda yaflamıfl bu bilginler

kimlerdi ve flimdi bizim yanımıza nasıl geleceklerdi?

O gün misafirlerin okulumuza gelece¤i an› sab›rs›zl›kla bekledik. ‹kinci ders

tamamland›ktan sonra düzgün bir flekilde tiyatro salonuna girdik. Tiyatro salonunun

duvarlarında Türk kültürüne ve bilime önemli hizmetleri dokunmufl Türk büyüklerinin

resimleri asılıydı.

Resimleri incelemeye baflladım. Resimlerin altında, resimdeki kiflilerle ilgili ilginç bilgiler

yer alıyordu. Bu bilgileri okudukça merakım daha fazla artıyordu.

56

ÇAYKÖY KÖYÜ ‹LKÖ⁄RET‹M OKULUÇORUM-BAYAT

Page 57: Turkce4ders

‹bn-i Sina: Eserleri Avrupa üniversitelerinde600 sene ders kitabı olarak okutulmufltur. Tıbbınbabasıdır.

Harizmî: Sıfırı ilk kullanan bilgindir. Batılı bütünbilginlerce Dünya düz kabul edilirken Dünya’nınyuvarlak oldu¤unu 9. yüzyılda kanıtlamıfltır.

Pirî Reis: 400 sene önce bugünküne en yakındünya haritasını çizmifltir.

Hezarfen Ahmet Çelebi: Takma kanatlarla uçan ilkbilgindir.

Ali Kuflçu: ‹lk defa Ay’ın flekillerini anlatan kitabı yazmıfltır.Astronomi bilginidir.

Acaba bu bilginlerden hangileri gelecekti? Misafirleringelmesine artık dakikalar vardı. Herkes yerini almıfl ben deoturaca¤ım yere geçmifltim. Biraz sonra okul müdürümüzün hemenönünde tuhaf giyimli iki kifli salona girdi. Kıyafetleri, bu adamlarınçok eski zamanlardan geldiklerini gösteriyordu. Misafirler sahnedekiyerlerini almıfllardı. Müdürümüz önce kısa bir konuflma yaptı:

“Sevgili Çocuklar,

fiu anda, yüzyıllar öncesinden gelmifl çok de¤erli bilginlerimizia¤ırlıyoruz. Bu de¤erli bilginlerimiz, ‹bn-i Sina ve Farabî’dir. Onlar,bilim dünyasına büyük hizmetlerde bulunmufl, bilimin geliflmesindeönemli katkılar sa¤lamıfllardır. Misafirlerimiz, sizin sorularınızıcevaplamak için geldiler.” dedi ve kürsüden indi.

Pirî Reis

‹bn-i Sina

57

Page 58: Turkce4ders

58

Arkadafllarımızdan bu büyük bilim insanlarını tanıyanlar vardı. Arka sıralardan bir abla:

“‹bn-i Sina Bey’e bir sorum olacak.” deyince ‹bn-i Sina:

“Buyur kızım.” dedi:

“Efendim, ‘fiifa’ isimli bir ansiklopediniz ve Avrupa üniversitelerinin tıp fakültelerinde

yüzyıllarca okutulan ‘Kanun’ isimli tıp kitabınız oldu¤unu biliyoruz. Ayrıca çok say›da kitap

yazdı¤ınızı okumufltum. O zamanın zor flartlarında bu kadar kitabı nasıl yazdınız?”

“Hakkımda bu kadar bilgiye sahip olman beni çok mutlu etti kızım. Evet do¤rudur. O

zamanda bilgiye ulaflmak o kadar kolay de¤ildi. Bakıyorum da bugün her fley elinizin

altında. Parmaklarınızla klavyenin tufllar›na dokunmanız yetiyor. Bilgisayar a¤ları (‹nternet)

yoluyla istedi¤iniz bilgiye anında ve çok rahatlıkla ulaflabiliyorsunuz. Bizim zamanımızda

ö¤renmek ve bilgiyi elde etmek çok zordu. Mum ıflı¤ında kitap okur ve ders çalıflırdık.

Yazılarımızı, dizlerimizin üstünde yazardık. Kim bilir, flimdiki imkânları bulsaydık belki daha

çok fley ö¤renir ve üretirdik.”

Bir baflka arkadaflımız Farabî’ye:

— Sizin, zamanınızın birçok bilgisine sahip önemli bir bilim insanı

oldu¤unuzu dedemden duymufltum. Bu bilgilere nasıl ulafltı¤ınızı

bize anlatabilir misiniz? Farabî, arkadaflımızın sorusu üzerine

aya¤a kalktı:

“Evet, ben ö¤renmek ve yeni bilgileri arafltırmak için

zamanımın ço¤unu kütüphanelerde geçirdim. Yeni fleyler

ö¤renmek için çok dolafltım, çok okudum. Arapça ve

Farsçanın yanında o zamanın Batı’da geçerli dillerinden

Yunanca ve Latinceyi de ö¤rendim.”

Page 59: Turkce4ders

59

“Bu kadar dili nasıl ö¤rendiniz?”

“Çok kolay oldu bu. Önce yafladı¤ım çevrede Türkçe dıflında konuflulan dilleri ö¤rendim.

Bir dili iyi ö¤rendikten sonra di¤erlerini ö¤renmek çok kolaydı. ‹nanıyorum ki bunu siz

de rahatlıkla baflarabilirsiniz. Yeter ki isteyin ve ö¤renmek için çaba sarf edin. Ama her

fleyden önce bir ifli yapaca¤ınıza dair kendinize güvenin. Hele bu zamanda dil ö¤renmek

daha kolay. fiimdiki zamanda yaflayan insanların en az üç dil bilmesi gerekiyor.”

“Efendim siz müzikle de u¤raflmıflsınız.”

“Evet, sesle ilgili önemli çalıflmalarım var. Ben daha çok müzik, felsefe, matematik

ve fizikle u¤rafltım. Ayr›ca müzikle ilgili çal›flmalar›m› bir kitapta toplad›m.”

...

Bu önemli misafirlerle sohbetimiz yaklaflık iki saat sürdü. Konuflmaların sonunda

misafirlerimizin, aslında Devlet Tiyatrosu sanatçıları olduklar›n› ö¤renince flaflkınlı¤ımız

biraz ortadan kalkmıfltı.

Misafirlerimizin bize son sözleri ise flunlar olmufltu:

“Sevgili çocuklar, tarihimiz, resimleriyle sizlerin salonunu süsleyen çok de¤erli bilim

insanları ile doludur. Siz, önce onların baflarılarını ö¤renecek sonra da onların yaptıklarının

daha fazlasını yapmak için çok çalıflacaksınız. Büyük önderimiz Atatürk’ün dedi¤i gibi:

“Bir millete gidece¤i yolu gösterirken dünyanın her çeflit ilminden, bulufllarından,

yükselmelerinden faydalan›lmalıdır. Fakat unutmayalım ki asıl temeli kendi içimizden

çıkarmak mecburiyetindeyiz.”Komisyon

‹brahim Gültekin(Bu Kitap için yaz›lm›flt›r.)

Page 60: Turkce4ders

60

MEDYA ÇOCUKLARI

Biz medyayla büyüyenZamane çocukları,E¤lencemiz tek kiflilik‹nternet oyunları.

Gazete ve dergilerinOkudu¤umuz kolları,En çok okunanlarMagazin sayfaları.

Kendi adımız gibiBiliyoruz onları.Onlar evlerimizinHer akflam konukları.

Artık diziler aldıSohbetlerin yerini.Diyalo¤u küfürlüKomedi filmleri.

Elif Cansu ÖZDEM‹R

Dilara DÖKER

Page 61: Turkce4ders

61

Yalnız ihtiyaç içinKullansak biz medyayı,Ayıklayıp içindenZararlı yayınları.

Medyanın az de¤il,Çocuklara faydası,Belgeseller izlersekTanırız do¤ayı, hayvanları.

Programlar hayalî,Gerçek dıflı olmasa,fiu büyükler bizleri,Biraz ciddiye alsa.

M. Çi¤dem AYYÜKSEL

Tu¤çe ÖZDEM‹R

Page 62: Turkce4ders

62

Hesap Makineleri Geliyor.

Zaman içinde, hesap ifllemlerini daha kolayyapmay› sa¤layan bulufllar ortaya ç›kmayabafllad›. Yaklafl›k dört yüz y›l önce AlmanProfesör Wilhelm Schickard (Vilhelm fiikard) ilkhesap makinesini gelifltirdi. Schickard (fiikard),ünlü matematikçi ve gökbilimci Johannes Kepler(Yohannes Kepler)’in hesap ifllerini kolay-laflt›rmak istiyordu. Bunun için 1623’te bir hesapmakinesi yapmaya bafllad›. Ancak veba salg›-n›nda yaflam›n› kaybetti ve makinesini tamam-layamad›. Ancak planlar› do¤ruydu, makineçal›fl›yordu. O nedenle hesap makinesini bulankifli Schickard (fiikard) olarak kabul edilir.

SIRA SIRA BONCUKLARDAN M‹N‹ M‹N‹ B‹LG‹SAYARLARA

Bundan yaklafl›k 70 y›l öncesine kadar kimse bilgisayar diye bir ayg›t›n olabilece¤inidüflünemezdi. Oysa bugün hemen her evde bir bilgisayar var. Üstelik de günümüzünbilgisayarlar› göz aç›p kapay›ncaya kadar trilyonlarca ifllem yapabiliyor. Bilgisayarlar›ntarihini ad›m ad›m keflfetmeye ne dersiniz?

Boncuklarla Hesap

Günümüzde bilgisayarlar›n yapt›¤›karmafl›k hesap ifllemlerini geçmiflteinsanlar yapard›. Ancak hesap yapmak zorbir iflti. Hem ifllemler uzun sürüyordu hemde hata yapma olas›l›¤› çok yüksekti. Buyüzden insanlar, hesap ifllemlerini kolay-laflt›ran ayg›tlar gelifltirmeye bafllad›lar. Buayg›tlar›n ilk örneklerinden biri bundan bin-lerce y›l önce Babillerin gelifltirdi¤i düflü-nülen “abaküs” tür. Çubuklara geçirilmiflboncuklardan oluflan abaküs, ayn› zaman-da bilgisayarlar›n ilk örne¤i olarak da kabuledilir.

Page 63: Turkce4ders

63

Delikli Kartlar

Joseph Marie Jacquard (Jozef Mari Jekar) adl› Frans›z buluflçu, 1801’de üzerinedelikler açt›¤› kartlar› kumafl dokuma makinelerinde kullanmaya bafllad›. Kartlar›n üzerindekidelikler dokuma s›ras›nda kumafl üzerinde desen oluflmas›n› sa¤l›yordu. Bu delikli kartlar›nbenzerleri ilk bilgisayarlarda veri girifli yapmak amac›yla kullan›ld›.

Ça¤dafl Bilgisayarlar Do¤uyor

Farkl› amaçlarla kullan›labilen ilk bilgisayar 1941’de gelifltirildi. Alman bilim insan›Konrad Zuse’nin gelifltirdi¤i Z3 adl› bilgisayar dört ifllem yapabiliyordu. Verileri girmek içindelikli kartlar›n kullan›ld›¤› Z3, 1944’te bir bombard›manda yok olana kadar uçaklarla ilgilihesaplar›n yap›m›nda kullan›ld›. Ard›ndan 1944’te Colossus (Kolossus) ve AmerikanHarvard Mark 1 (Harv›rd Mark 1) ça¤dafl bilgisayarlar›n ilk örne¤i olarak kabul edilir.

Kocaman Bilgisayarlar

1945’te tasarlanan bilgisayarlar, bir apartman dairesini kaplayacak kadar büyüktü.Bu bilgisayarlar hesap yapabiliyor, sonuçlar›n ç›kt›s›n› yaz›c›dan alabiliyordu.

Page 64: Turkce4ders

64

Bilgisayarlar Gittikçe Küçülüyor

Bilgisayarlar zaman içinde daha küçük boyutlarda üretilmeye baflland›. Özellikle1947’de transistörün bulunmas›yla bu küçülme daha da h›zland›. 1960 y›l›nda yeni birbilgisayar modelinin gelifltirilmesiyle de bilgisayarlar daha ucuza üretilmeye baflland› veilk bilgisayar oyunu tasarland›.

Kiflisel Bilgisayar Ça¤› Bafll›yor

‹lk kiflisel bilgisayar, 1970’te John Blankenbaker (Con Blenk›nbeyk›r)’in gelifltirdi¤iKenbak-1 oldu. Ancak Kenbak-1’in ekran› ve klavyesi yoktu. Üzerindeki dü¤melerleprogramlan›yordu. Sonuçlar da ›fl›kl› göstergelerde görüntüleniyordu.

Hofl Geldin Masaüstü Bilgisayar

Günümüzdeki masaüstü bilgisayarlar›n ilk örne¤i 1981 y›l›nda piyasaya ç›kt›. Ayn› y›lilk tafl›nabilir bilgisayar da üretildi. Büyükçe bir bavul görünümündeki bu 12 kilograml›kbilgisayar›n klavyesi, ekran› ve disket sürücüsü de beraberinde bulunuyordu.

fiimdiki Bilgisayarlar Çok H›zl›

Günümüzde kulland›¤›m›z masaüstü bilgisayarlar ilk örneklerinden çok daha yüksekbir ifllem gücüne sahiptir. Bellekleri de çok daha genifltir. Masaüstü bilgisayarlara fare vebenzeri ayg›tlar da ba¤lanabiliyor. Bunlar, bilgisayarlar›n kullan›m›n› çok kolaylaflt›r›yor.Tafl›nabilir bilgisayarlarla birlikte bilgisayarlar›n boyutlar› da neredeyse bir defter kadarküçük olabiliyor. Üstelik bunlar, eskiden bir oday› dolduracak kadar kocaman olanbilgisayarlardan daha h›zl› çal›fl›yor.

Levent DAfiKIRAN(Düzenlenmifltir.)

Page 65: Turkce4ders

Bir varm›fl bir yokmufl. Gökyüzünün çok uzak bir yerinde, minicik bir gezegen varm›fl.Bu gezegende yaflayan çocuklar, o kadar merakl›, o kadar merakl›ym›fllar ki sabah uyan›ruyanmaz soru sormaya bafllar, akflam olup uyuyana kadar bilmedikleri ve ö¤renmekistedikleri her konuyu araflt›r›rlarm›fl.

Bu çocuklar›n sordu¤u her soru bir balon olup havaya uçarm›fl. Çocuklar sorularsordukça bu balonlar gökyüzünde uçuflur, sonra uzay bofllu¤unda kaybolurmufl.

Her sorunun bir rengi varm›fl. “Gündüzleri neden y›ld›zlar görünmez?” diye soruncagökyüzünde mavi balonlar uçarm›fl. “Yapraklar neden yeflildir?” diye sorunca da yeflilbalonlar... Güneflle ilgili sorular turuncu balonlara girip uçuflur, toprakla ilgili sorularkahverengi balonlar olurmufl. Bu nedenle bu gezegenin atmosferinde her gün renk renkbinlerce balon yükselirmifl.

Sorular soran bu çocuklar, sorular›n›n cevaplar›n› ö¤rendikçe daha bilgili, daha ak›ll›olurlarm›fl. O küçücük gezegende büyüyen bu ak›ll› çocuklar, büyüklerin bile düflünemeyece¤içok ilginç, çok yararl› fleyler icat ederler, ülkelerini daha geliflmifl bir ülke hâline getirirlermifl.

SORU BALONLARI

65

Page 66: Turkce4ders

66

Bir gün bu gezegende yaflayan ak›ll› çocuklardan biri, kendi programlad›¤› bilgisayar›nekran›ndan gökyüzünü incelerken daha önce hiç görmedi¤i bir gezegen görmüfl. Bugezegende milyonlarca hatta milyarlarca insan yafl›yormufl. Kalabal›k flehirlerde, üst üstepencereleri olan binalar›n içinde oturuyor, her sabah as›k bir yüzle bu evlerden ç›k›pakflamlar› daha as›k bir yüzle yine bu evlere dönüyorlarm›fl.

Page 67: Turkce4ders

67

Ekranda görülen bu kalabal›k gezegende milyonlarca da çocuk varm›fl. Bisiklete binen,kayd›raktan kayan, seksek oynayan... Ama bu çocuklar›n ço¤u, televizyon ekran›n›nkarfl›s›nda saatlerce hiç k›p›rdamadan oturuyormufl. Ak›ll› çocuk bilgisayar ekran›n› birazdaha netlefltirmifl. Renkleri iyice ayarlam›fl. Ama hay›r! Bu gezegenin atmosferinde renklibalonlar uçuflmuyormufl! “Nas›l olur? Bu gezegende yaflayan çocuklar hiç mi sorusormuyor?” diye hayrete düflmüfl ak›ll› çocuk.

Ekran› biraz daha netlefltirmifl. Balonlar› görememifl. Renkleri iyice ayarlam›fl. Bakm›flbir evde bir çocuk kitaplarla dolu bir odada televizyon izliyor. Raflarda s›ra s›ra kitaplar,dizi dizi ansiklopediler... Ama ço¤una dokunulmam›fl, sayfalar› çevrilmemifl... Anlafl›lanekranda gördü¤ü bu gezegendeki çocuklar fazla soru sormuyor, sormad›klar› için demerak edip kimse kitaplar› kar›flt›rm›yormufl.

Minik gezegendeki bütün ak›ll› çocuklar, bilgisayar ekran›n›n karfl›s›nda toplan›p kitapokumayan bu gezegeni hayretle izlemifller. Aralar›ndan biri ortaya bir fikir atm›fl. “E¤erorada yaflayan çocuklar soru sormaya bafllarsa onlar da bizim gibi bol bol araflt›r›r,durmadan kitap okurlar. Ne dersiniz, onlara yard›m edelim mi?”

Page 68: Turkce4ders

O günden sonra kendi balonlar›na ekranda gördükleri gezegenin koordinatlar›n›vermifller. Renk renk soru balonlar› hep birlikte kitap okumayan gezegenin atmosferindeuçuflup gökyüzünde dolaflmaya bafllam›fl. Merakl› kufllardan biri uçarken gördü¤ü bubalonlardan birini gagas›yla patlatt›¤›nda, balonun içindeki sorular ya¤mur gibi gezegeneya¤m›fl. O zaman o gezegenin çocuklar› renk renk sorular sormaya ve cevab›n› bulamad›klar›sorular›n çözümlerini kitaplarda aramaya bafllam›fllar.

Gün gelip bütün balonlar patlad›¤›nda bu gezegendeki çocuklar da minik gezegendekiak›ll› çocuklar kadar bilgi sahibi olacak ve belki onlar da bir gün kendi soru balonlar›n›,kitap okumay› bilmeyen baflka bir gezegene göndereceklermifl.

Aytül AKAL(Düzenlenmifltir.)

68

Page 69: Turkce4ders

69

5.

M‹DEM‹N DOSTUYUM(Serbest Okuma Metni)D‹fi ÇÜRÜKLER‹(Serbest Okuma Metni)

MUTLU PARKKARA TOPRAKDEDEMDEN Ö⁄REND‹KLER‹M

Page 70: Turkce4ders

MUTLU PARK

Evvel zaman içinde, belki sizin kentte belki bizim kentte çok güzel bir park varmıfl.Bu parkın ortasındaki gölcükte kırmızı mavi balıklar, yeflil bafllı ördekler, bembeyaz ku¤ulardolaflırmıfl. Gür yapraklı, yemyeflil a¤açlarda barınan kufllar, gün do¤umundan gün batımınade¤in parkı cıvıltılarıyla doldururlarmıfl. Yeflil çayırları, mis kokulu rengârenk çiçeklersüslermifl. Kentteki herkes bu parkı çok severmifl. Çocuklar, gençler, yetiflkinler ve yafllılarburaya gelir, dinlenip e¤lenir, güzel bir gün geçirip gidermifl.

Günlerden pazartesiymifl. Ö¤le üzeri bu parka bir ö¤rencigelmifl. Yemyeflil bir a¤acın gölgelendirdi¤i çimenlerin üzerine

yerleflmifl. Annesinin yapt›¤› böre¤ini yemifl, ayranınıiçmifl. Çevresindeki güzellikleri izleyerek e¤lenip

dinlenmifl. Birden uzaklardan, okul zilininçaldı¤ını iflitmifl. “Eyvah, geç kaldım!” demifl.Börek kâ¤ıdını ve ayran kutusunu çimenlerinüzerinde unutarak alelacele kalkıp gitmifl.Oysa çöp kutusu, kenarda onu beklemek-teymifl.

Ertesi gün, aynı parka iki çocuk daha gel-mifl. Onlar da aynı a¤acın altında oturup

mısırlarını yemifller. Çimenlerin üzerindeki börekkâ¤ıdını ve ayran kutusunu görmüfller. Çöpkutusuna kadar gitmeye üflenmifller. Onlar damısır koçanlarını, börek kâ¤ıdıyla ayrankutusunun yanına bırakıp gitmifller.

fiimdi çimenlerin üzerinde bir börek kâ¤ıdı,bir ayran kutusu ve iki mısır koçanı varmıfl.

Oysa çöp kutusu, hemen oracıkta bom-bofl durmaktaymıfl.

70

Page 71: Turkce4ders

Ertesi gün, günlerden çarflambaymıfl. Aynı parka üç çocuk daha gelmifl. Hepsininelinde birer su fliflesi ve birer pasta varmıfl. Orada bir yere oturuppastalarını yemifller, sularını içmifller. Sonra da su fliflelerinive pasta kâ¤ıtlarını çimenlerin üzerindeki di¤er çöplerinyanına atıp gitmifller. fiimdi çimenlerin üzerindebir börek kâ¤ıdı, bir ayran kutusu, iki mısırkoçanı, üç pasta kâ¤ıdı ve üç su fliflesivarmıfl. Oysa çöp kutusu, hemenoracıkta bombofl durmaktaymıfl.

Ertesi gün, günlerdenperflembeymifl. Aynı parkaellerindeki elmaları yiye yiyedört çocuk gelmifl. Bunlar daelmalarını bitirmifller.Koçanlarını aynı a¤acın dibine,çimenlerin üstüne atıp gitmifller.

fiimdi çimenlerin üzerinde birbörek kâ¤ıdı, bir ayran kutusu, ikimısır koçanı, üç pasta kâ¤ıdı, üçsu fliflesi, dört elma koçanıvarmıfl. Çöp kutusu, bunlarınniye çimenlerin üzerinebırakıldı¤ını bir türlüanlayamamıfl.

Ertesi gün, günlerdencumaymıfl. Aynı parka befl çocukgelmifl. Hepsinin elinde birer muzvarmıfl. Çocuklar, parkta birazkofluflup oynamıfllar. Sonraçimenlerin üzerine oturup konuflagülüfle muzların› yemifller. Sonrada muz kabuklarını çimenlerinüzerine fırlatıp gitmifller.

fiimdi çimenlerin üzerindebir börek kâ¤ıdı, bir ayrankutusu, iki mısır koçanı, üç pastakâ¤ıdı, üç su fliflesi, dört elmakoçanı ve befl muz kabu¤u varmıfl.Çöp kutusu artık umutsuzlanmaya bafllamıfl.

71

Page 72: Turkce4ders

Ertesi gün, günlerden cumartesiymifl.

Gençler, arkadafllarıyla; anneler babalar, çocukları; dedeler, nineler torunlarıyla parkagelmifller. Parkta gezip e¤lenmifller. Kufl cıvıltılarını dinleyip çiçekleri, ördekleri, ku¤ularıseyretmifller. Kurabiyeler, çörekler, simitler yemifller; ayranlar, meyve suları içmifller.Hepsinin kâ¤ıdını, kutusunu, kabını, fliflesini oracıkta bırakıp gitmifller.

Çimenlerin üstü yavafl yavafl çöplerle örtülmeye bafllamıfl. Çöp kutuları bu durumaüzülmekten baflka bir fley yapamamıfl.

Ertesi gün, günlerden pazarmıfl. Kentte, o gün nerdeyse herkes tatil yapmaktaymıfl.Park, daha sabahın erken saatlerinde dolmaya bafllamıfl. ‹nsanlar, ailece veya arkadafllarıylaparka gelmifller. Yaygılarını yaymıfllar, yerleflip oturmufllar. Konuflup gülüflmüfller. Oynayıpe¤lenmifller. Mangallarını yakıp köfteler piflirmifller. Sofralar kurup yiyip içmifller. Karınlarınıbir güzel doyurmufllar.

Akflam olunca yaygılarını toplamıfllar. Eflyalarını alıp yola koyulmufllar. Ama mangallarınınküllerini, yemek artıklarını, yiyecek kutularını, kâ¤ıt peçeteleri,

kâ¤ıt tabakları, plastik flifleleri, plastik bardaklarıve daha birçok fleyi çimenlerin üzerinde bırak-mıfllar. Çöp kutusu bu duruma dayanamayıpa¤lamıfl.

Ondan sonraki günler ve haftalar dahep böyle geçmifl. Parka

gelenler, yedikler in iniçtiklerinin kabuklarını,koçanlarını, kutularını,kaplar ın ı ç imenler inüzerine atıp atıp gitmifl.Bu çöpler, biriktikçe çöptepeleri oluflmufl. Çevreçok kötü kokmufl. Çiçek-ler sararıp solmufl. Oyemyeflil çimenler yokolmufl. A¤açlardaki kufl-lar, göldeki ördekler,ku¤ular parkı terk edipgitmifl. Parka sinekler,böcekler, fareler, kedilerköpekler doluflmufl.‹nsanlar artık parkagiremez olmufl.

72

Page 73: Turkce4ders

Günlerden bir gün parka bir çocuk gelmifl. Me¤er bu çocuk, okula yetiflmek isterkenaceleyle börek kâ¤ıdını ve ayran kutusunu çimenlerin üzerinde unutan ö¤renciymifl.

Çocuk, parkın o çöplü¤e dönmüfl hâlini görünce çok üzülmüfl. “Keflke börek kâ¤ıdınıve ayran kutusunu çöp kutusuna atsaydım. Onları çimenlerin üzerinde bırakmasaydım.”demifl. Gözlerinden iki damla gözyaflı süzülüp yanaklarından akıvermifl.

Daha sonra çocuk, kofla kofla gidip okula varmıfl. Bütün arkadafllarını ça¤ırıp çevresindetoplamıfl. Gözyaflları içinde yaptı¤ı yanlıflı onlara anlatmıfl. Çocuklar hemen oracıkta birkarar vermifller. O gün okul çıkıflında da bunu uygulamaya geçmifller.

fiarkılarla türkülerle parklarına girmifller. Yerlerdeki çöpleri, tırmıklarla küreklerle toplayıpçöp kutularına doldurmufllar. O kadar çöp varmıfl ki hepsini bir günde bitirememifller.Günlerce parkta u¤raflm›fllar ama sonunda bu iflin üstesinden gelmifller. Parkı el birli¤iyletertemiz yapmıfllar.

Park tertemiz olunca sinekler, böcekler, fareler, kediler ve köpekler çekilip gitmifl.Çimenler yeniden bitip yeflermifl. Çiçekler boy atıp parka

renk vermifl. Giden bütün kufllar, serçeler, sakalar,güvercinler, ördekler, ku¤ular hep geri

dönmüfl. Böylece park yeniden canlanıpgüzelleflmifl.

Park böyle güzelleflince insanlar dururmu? Anneler bebeklerini, çocuklarını alıp

parka getirmifl. Ö¤renciler okul çıkıfllarındaparka u¤ramayı alıflkanlık edinmifl. Gençler

arkadafllarıyla sözleflip parkta e¤lenmifl;nineler, dedeler, parkta dinlenmifl.

Hafta sonları park yenidenflenlenmifl. Ama hiç kimseyerlere, çimenlerin üstüne tekbir çöp olsun atmamıfl. Herkesyedi¤i yiyece¤in artı¤ını,çöpünü, koçanını, kutusunu,

kâ¤ıdını çöp kutularınıniçine bırakmıfl. Böylece

park sonsuza kadartertemiz, rengârenk,cıvıl cıvıl kalmıfl.

73

Tuncel ALTINKÖPRÜ (Düzenlenmifltir.)

Page 74: Turkce4ders

Dost dost diye nicesine sarıldım,Benim sadık yârim kara topraktır.Beyhude dolandım bofla yoruldum,Benim sadık yârim kara topraktır.

Nice güzellere ba¤landım kaldım,Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum,Her türlü iste¤im topraktan aldım,Benim sadık yârim kara topraktır.

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi,Yemek verdi ekmek verdi et verdi,Kazma ile dövmeyince kıt verdi,Benim sadık yârim kara topraktır.

Karnın yardım kazma ile bel ile,Yüzün yırttım tırnak ile el ile,Yine beni karflıladı gül ile,Benim sadık yârim kara topraktır.

Dile¤in var ise iste Allah’tan,Almak için uzak gitme topraktan,Cömertlik topra¤a verilmifl Hak’tan,Benim sadık yârim kara topraktır.

Âflık VEYSEL(Kısaltılmıfltır.)

KARA TOPRAK

74

Page 75: Turkce4ders

75

Page 76: Turkce4ders

DEDEMDEN Ö⁄REND‹KLER‹M

Günlerden cumartesiydi ve dıflarıda çok güzel kar ya¤ıyordu. Gizem, pencereninönüne oturmufl, kar ya¤ıflını seyrediyordu. Kar tanelerinin beyaz gülücükler da¤ıtaraksüzüle süzüle yere inmesini seyretmekten büyük bir mutluluk duyuyordu.

Yandaki kanepede oturan dedesine heyecanla seslendi:— Dede dede, bak! Her yer nasıl da bembeyaz oldu.Dedesi dıflarıya baktı ve Gizem’e:— Evet benim güzel kızım, tıpkı pamuk tarlası gibi.— Ama dede, pamuk tarlası sıcak olmaz mı? Kar ise üflütüyor. Bir de üflütmese ya!Gizem o sırada, evlerinin hemen önündeki a¤aca bir serçenin kondu¤unu gördü.

Serçe, tüylerini kabartmıfl, vücut ›s›s›n› ayarlamaya çal›fl›yordu. Evin içi sıcaktı, dıflarısıise so¤uk. Kar güzeldi ama so¤uk olmasa daha güzel olacaktı. Gizem, dedesine:

— Dede bak, a¤aca bir serçe kondu. Nasıl da büzülmüfl öyle!— Gizemci¤im, serçenin tüyleri onu so¤uktan ve hasta olmaktan korur.

Gizem bu arada hafifçe öksürdü. Bunun üzerine dedesi:— Biz de kendimizi hastalıklara karflı korumalıyız, de¤il mi Gizemci¤im, dedi.Gizem, dedesinin söyledi¤ine bir karflılık vermedi. Serçenin hâline çok üzülmüfltü.

Odasına gitti ve eline günlü¤ünü aldı. Günlü¤üne kar tanelerini yazmak istedi. Aklınadıflarıdaki serçe geldi.

Birden üflüdü¤ünü hissetti. Canı sıkıldı. Hiçbir fley yazamadı. Tekrar dedesinin yanınageldi ve ona:

— Dedeci¤im, flimdi o serçenin evi yok mu?— Olur mu kızım, bütün gökyüzü, yeryüzü, ormanlar, a¤açlar, dıflarıda gördü¤ün her

yer onun evidir.— Ama flimdi üflütüp hasta olacak!

76

Page 77: Turkce4ders

77

Dedesi Gizem’i yanına ça¤ırarak:— Gel bakalım benim yüre¤i sevgi dolu torunum, seninle biraz konuflalım, dedi ve

anlatmaya baflladı:— Aslında kar demek temizlik demektir. So¤uk havalarda mikroplar›n bir k›sm› yafla-

yamaz. Ancak biz yine de üflütüp hasta olmamak için tedbirli olmalıyız. Özellikle so¤ukhavalarda giydiklerimize ve yediklerimize çok dikkat etmeliyiz.

— Dedeci¤im, mikroplar canlı mıdır?— Elbette canlıdır. Mikroplar gözle görülemeyecek kadar küçük varlıklardır. Vücudumuza

girerlerse hasta oluruz. Baz› mikroplar zehir üretirler ve güçlü ordular olufltururlar. Amabunlar düflman orduları gibidir.

— Nasıl yani dedeci¤im? Mikropların orduları mı var? — Evet kızım, mikroplar, ortamını bulduklarında çok hızlı ço¤alırlar ve birlikte hareketederler. Ama hiç merak etme. Bizim vücudumuz da dıflarıdan gelecek mikrop saldırılarınakarflı çeflitli tedbirler almayı ihmal etmez. Eskiden insanlar düflman saldırılarından korunmakiçin tafl duvarlardan oluflan dayanıklı kaleler yaparlar ve bir düflman saldırısı sırasında bukalelere sı¤ınırlarmıfl. Bizim de vücudumuzun derisi kale duvarı gibidir ve onun kadar dayanıklıdır.Ayrıca vücudumuzda dıflarıdan gelen mikrop saldırılarına karflı savunma yapan hücrelervard›r. Bu hücreler t›pk› askerler gibi bizi mikrop saldırılarından korurlar.

— Benim iyice kafam karıfltı dede. Askerler, mikroplar, saldırılar, hepsi birbirine girdi.fiimdi senin anlattıkların kafamda, bir o yana bir bu yana koflturup duruyor.

— O zaman kızım, kula¤ını iyice bana ver ve söylediklerimi can kula¤›yla dinle.— Dede, benim bu iki kula¤›m d›fl›nda bir de can kula¤›m m› var?— Benim flakacı torunum, her fleye nas›l da bir kulp bulursun. Anlatacaklar›m› dikkatli

dinle de can kula¤›n var m› yok mu onu sonra konufluruz. Aslında mikroplar sa¤lıklı derininiçinden geçemez. Ancak derimiz yaralanır da biz o yarayı temiz tutmazsak mikroplar buyaradan içeri girebilir.

— Peki dedeci¤im, mikroplar baflka nerelerden vücudumuza girebilir?— Mikroplar a¤ız ve burun gibi deliklerden vücudumuza girebilir. Ancak vücudumuzdaki

mikropların girebilece¤i bu tür yerlerin hepsi koruma altındadır.— Dede, ben gene anlamadım. Nasıl koruma altındadırlar ki! A¤zımızı ve burnumuzu

koruyan nöbetçi askerler mi var?

Page 78: Turkce4ders

— Bak bu verdi¤in örne¤i sevdim. fiimdi beni iyidinle. Örne¤in burnumuz. Burnumuzda, soludu¤umuzhavadaki mikropları yakalayan yapıflkan kıllar vardır.Bu kıllar, mikropların vücudumuza girmesini engeller. Tükürük, mikropları alıp midemize yollar. Midemizdebulunan bir çeflit su ki buna öz su denir, pek çokmikrobu öldürebilir.

— Baflka neler vücudumuzu mikroplardan korur dede?

— Sabret kızım. “Sabırla koruk helva olur.” demiflatalarımız.

— Bak gene anlamadım, dede.

— Ne demifltik. Vücudumuz tıpkı bir kale gibidir ve bu kaleninher yanında nöbetçi askerler vardır. Kulak deli¤imizde mikropları yakalayan ve onlarıniçeri girmesine engel olan kulak sıvısı ve tüyler vardır. Derimizde de ter gözenekleri bulunur.Bu küçük delikler terin dıfları çıkmasını sa¤lar. Temiz ter mikroplar› öldürür, oysa beklemiflter, kir biriktirir. Bu yüzden düzenli olarak yıkanmamız gerekir, yoksa vücudumuz mikroplarınsaldırısına açık hâle gelir.

— Mikroplar a¤zımızdan girerse ne olur?

— A¤zımız, mikropların en kolay içeri girebilecekleri yerdir. Onun için yediklerimizeve içtiklerimize çok dikkat etmeliyiz.

— Anladım dedeci¤im. Sebzeleri ve meyveleri yıkamadan yememeliyiz.

— Çok do¤ru söylüyorsun kızım. Yedi¤imiz sebze ve meyveleri yemeden önce yıkama-lıyız. Ama mutlaka temiz su ile yıkamalıyız. Çünkü kirli su, mikropların en çok sevdi¤iyerlerdendir.

— Dedeci¤im, mikroplar daha çok nerelerde yaflar?

— Ilık, rutubetli, karanlık ve kirli yerler mikropların yaflamaalanlarıdır. Mikroplar, temiz havayı ve sabun gibi temizle-

yicileri hiç sevmezler ve böyle ortamlarda yaflama imkânıbulamazlar. Onun için hem yafladı¤ımız çevreyi temiz

tutmalıyız hem de yemeklerden önce ve sonraellerimizi bol su ve sabunla iyice yıkama-

lıyız.

— Ben ellerimi hep sabunlayıkıyorum dedeci¤im.

— Aferin benim güzel kızı-ma! Yedi¤imiz besinler de mik-roplarla savaflırken vücudumuzayardımcı olur. Özellikle vitamindeposu meyve ve sebzeleriyemeyi asla ihmal etmemeliyiz.

78

Page 79: Turkce4ders

— Dedeci¤im, son bir soru daha sorabilir miyim?

— Elbette kızım, haydi sor bakalım, seni dinliyorum.

— Geçen hafta okulumuza doktor amcalar geldiler ve aflı olmamız gerekti¤ini söylediler.Dedeci¤im, biz neden aflı oluruz?

— Bak kızım, bu sorunu çok be¤endim. Çünkü bazı çocuklar aflı olmaktan çok korkar-lar. Mikropların bir kısmı gizli silahlara sahiptir. Bu mikroplar, bizleri zayıf anımızda yakala-yabilirler. Bu tür beklenmedik saldırılara karflı aflı sayesinde vücudumuzu korumufl oluruz.

— Hepsini anladım da dedeci¤im tek bir fleyi anlamadım.

— Neymifl o bakalım?

— Hani dedin ya dedeci¤im, vücudumuzun derisi tıpkı kale duvarı gibidir.

— Ee, dedimse ne olmufl?

— Yani dedeci¤im, vücudumuzu mikroplara karflı aflı ile güçlendirebiliyoruz. Peki kaleduvarlarını da güçlendirmek için aflı mı yapıyorlar?

— Tamam iflte kızım. Bunu da sen bul bakalım. Benden bu kadar.

Gizem, bu çok kıymetli bilgiler içindedesine teflekkür ettikten sonra tekrarpencerenin kenarına geldi. Dıflarıya baktı.

Dıflarıda hâlâ ince bir kar ya¤ıyordu.Gizem’in gözleri, dalları artık iyice

karla dolmufl a¤açtaki serçeyiaradı. Serçe orada yoktu.“Kendisine daha güvenli biryer bulmak için uçup gitmiflolmalı.” diye düflündü. Odasınagitti ve masasının üzerinebıraktı¤ı günlü¤ünü tekrar elinealdı. Yazmaya baflladı:

Sevgili Günlü¤üm,

Bugün dedem bana çokönemli fleyler anlattı.Dedemden ö¤rendiklerimiflimdi seninle paylaflmakistiyorum…

Judy HINDLEY (Cudi Hendli)Çev: Bar›fl BIÇAKÇI(Düzenlenmifltir.)

79

Page 80: Turkce4ders

Bir zamanlar, abur cubur fleyleri yemeyi çok seven bir çocuk vardı. Kilolu sayılırdı.

Buna ra¤men durmadan yer içerdi. Hep, “Patates cipsim hiç bitmese! Yesem yesem hiç

doymasam!” der dururdu.

Okul çantasından bile kola, gofret, çikolata, cips gibi yiyecekler hiç eksik olmazdı. Zaten

kocaman bir çantası vardı. O sanki minik bir market gibiydi. Teneffüs saatlerinde çantasın-

dakilerin hepsini büyük bir ifltahla yerdi.

Bu obur çocu¤un okulu iki sokak arasındaydı. Pencerenin yanındaki sıralardan birinde

oturuyordu. Yiyece¤i az kaldı¤ı zamanlarda hep dıflarıya bakardı. Çünkü çok so¤uk olma-

yan günlerde, okulun önüne bir sürü satıcı gelirdi. Onları görmek çocu¤un çok hofluna

giderdi. Zil sesiyle birlikte hemen yanlarına koflar, istedi¤i yiyeceklerden alırdı.

M‹DEM‹N DOSTUYUM

80

Page 81: Turkce4ders

Bir gün okulun önüne tatlı satan bir satıcı geldi. Adam, tatlıları tepsinin üzerine dizmifl,“Nar gibi kızarmıfl tatlılar!“ diye ba¤ırıyordu.Obur çocuk, satıcının sesini duyunca pencereden dıfları baktı, tatlıları görünce

dayanamadı. Ders zilini zor bekledi. Zille birlikte hemen satıcının yanına kofltu.Kumbarasından akflam çıkardı¤ı parayı satıcıya vererek“En büyü¤ünden dört tane istiyorum!” dedi.

Çocukca¤ız yine çok acıkmıfltı. Tatlıların hepsini yedi ama tadına doyamadı. O sıradabüyükannesinin, “Sokak satıcılarından bir fley alıp yeme yoksa hastalanırsın. Çünkü onlarhem dikkatsizce hazırlanıyor hem de açıkta satılıyor.” dedi¤i aklına geldi.

Anne ve babası çalıfltı¤ı için ona büyükannesi bakıyordu. Sonra da “Bu tatlılar çoklezzetli. Galiba büyükannem abartıyor. Keflke biraz daha param olsaydı da birkaç tanedaha alıp yeseydim.” diye söylendi. Bu sırada karnı “gur gur” guruldamaya baflladı. Geçsindiye bisküvi, çikolata yedi ama geçmedi. Arkasından meyveli gazoz içti, o da ifle yaramadı.

81

Page 82: Turkce4ders

Eve geldi¤inde hâlâ karnı gurulduyordu. “Nasıl olsa geçer.” diye düflündü. Kendineıvır zıvır bir fleyler almak için bakkala gitti. Obur çocuk bu tür yiyeceklere, “ıvır zıvır”diyordu. Gitti¤i bakkal, onun en sevdi¤i yerdi. Küçücük bir dükkân olmasına ra¤men içindeçok fley bulunurdu. Çocuk canının istedi¤i yiyeceklerden aldı. Parasını öderken karnı dahafarklı bir flekilde guruldadı. Yanındaki çocuk bile bunu duymufltu. O sesin çocu¤unkarnından geldi¤ine önce inanamadı. Bir kez daha aynı sesi duyunca annesine,

“Anne!.. Bu çocu¤un karnında kurba¤a var!” diye ba¤ırdı.Gerçekten de karnında sanki bir kurba¤a “v›rak, vırak!” diye ses çıkarıyordu. Obur

çocuk ne yapaca¤ını flaflırmıfltı. Sesin çıkmasını engellemek için eliyle karnına bastırdı.Ama geçmedi. Bakkaldaki herkes ona bakınca kendini kötü hissetti. Tombul beyaz yanaklarıatefl gibi kızardı. Elindeki yiyecekleri tezgâhın üzerine bıraktı ve oradan hızla uzaklafltı.

Aslında obur çocu¤un midesi, yedi¤i abur cubur yiyeceklere daha fazla dayanamamıfltı.fiimdiye kadar sabretmiflti ama bundan böyle sabretmeyecekti. Çünkü mide, o gün enyakın arkadaflı karaci¤ere,

“Bıktım artık! Her gün beni tıka basa dolduruyor. Onun çok fazla abur cubur fleyleryemesi beni rahatsız ediyor. Kendimi âdeta çöp torbası gibi hissediyorum. Bundan böyleo bana yardımcı olmazsa ben de ona iyi davranmayaca¤ım.” diye dert yanmıfltı.

Karaci¤er, arkadaflı mideyi teselli etmek için,“Biraz daha sabırlı olmalısın. O sa¤lı¤ın de¤erini bilmiyor. E¤er bize zarar verdi¤ini

bilseydi böyle yapmazdı.” demiflti.

82

Page 83: Turkce4ders

Aslında karaci¤er sevgili dostu mideye hak veriyordu. Kendisi de bu konuda oldukça

rahatsızdı. Obur çocu¤un aldı¤ı her kilo ile birlikte ya¤landı¤ını hissediyordu. Bu da görevini

tam olarak yerine getirmesini engelliyordu.

Yine de midenin, obur çocu¤a iyi davranmasını istiyordu. Ama arkadaflını ikna

edememiflti. Bundan böyle çocuk ne zaman abur cubur fleyler yerse mide de bir kurba¤a

gibi “vırak, vırak!” vıraklayıp duracaktı.

Obur çocuk eve geldi¤inde karnının guruldaması azalmıfltı. Buna ra¤men oldukça

neflesizdi. Onu kapıda büyükannesi karflıladı.

Çocuk daha a¤zını açmadan karnından “vırak!” diye bir ses geldi. Büyükanne önce

flaflırdı. Sonra gülmeye baflladı. Bir zamanlar kendisinin yakalandı¤ı hastalı¤a, flimdi torunu

yakalanmıfltı.

Büyükanne,

“Sonunda sen de abur cubur hastalı¤ına yakalandın. Miden artık isyan ediyor.

E¤er onu yoran yiyecekleri çok yemeye devam edersen karnın sürekli vıraklayacak.” dedi.

83

Page 84: Turkce4ders

Oysa çocu¤un aklı dolaptaki gofretlerdeydi. Onları sabah okula giderken yanına almayı

unutmufltu. ‹çinden, “En sevdi¤im gofretler. Kola ile yemesi çok güzel oluyor.” diye geçirdi.

Obur çocuk dayanamadı, gitti, dolaptan gofret aldı. Birkaç kutu da kola. Bir güzel

yiyip içti. Bu sırada midesindeki kurba¤a da yeniden harekete geçti. Durmadan “vırak,

vırak!” vıraklayıp duruyordu. Zavallıcık bu kez çok korktu. Hatta bakkaldaki çocu¤un,

“Karnında kurba¤a var!” cümlesinin do¤ru olabilece¤ini düflündü. Hemen odasına girdi

ve kapıyı kilitledi. Ellerini yere koyup ayaklarını duvara dayadı, amuda kalktı. Sonra da

a¤zını açıp kurba¤anın çıkmasını bekledi. Uzun süre böyle durdu ama kurba¤a çıkmadı.

Obur çocuk o geceyi, “Yarın okulda karnım yine vıraklarsa!” korkusuyla geçirdi.

Arkadafllarının diline düflmek istemiyordu. Büyükannesinin haklı olabilece¤ini düflündü.

Bu yüzden sabah kahvaltıda abur cubur fleyler yemedi. Hatta okula giderken çantasına

sadece kitap ve defterlerini koydu. Elbette bir de büyükannesinin hazırladı¤ı peynirli böre¤i.

Gerçekten de o gün karnı hiç guruldamadı, vıraklamadı.

‹flte o günden sonra obur çocuk dengeli beslenmeye özen gösterdi. fiekerli yiyecekleri

çok tüketmedi¤i için boyu da hızla uzadı. Böylece daha sa¤lıklı ve mutlu yafladı.

Hikmet ULUSOYSa¤l›k Öyküleri

(Düzenlenmifltir.)

84

Page 85: Turkce4ders

D‹fi ÇÜRÜKLER‹

Difller neden çürür?

A¤›zda bulunan bakterilerden oluflan bakteri pla¤› flekerli ve unlu yiyeceklerin a¤›zdakalan art›klar›ndan asit oluflturabilmektedir. Bu asitler, difllerin mineral dokusunu bozarakdiflin minesinin bozulmas›na ve sonuçta da difl çürü¤ünün bafllamas›na ve oyuklara nedenolmaktad›r.

Uzun y›llar, nedeni bilinmeyen bir hastal›k gözüyle bak›lan difl çürü¤ünün günümüzdepek çok sebebe ba¤l› bir hastal›k oldu¤u anlafl›lm›flt›r.

Difl çürükleri daha çok koyu renklenmelerle kendini gösterir ve çürümeyle birlikte diflteoyuklar oluflmaya bafllar. Önlenebilir bir hastal›k olmas›na karfl›n dünyada difl çürü¤üdeneyimi yaflamayan çok az insan vard›r.

85

Page 86: Turkce4ders

Çürük belirtileri nelerdir?

Çürük ve oyulmufl bir difl, koyurenkli bofllu¤uyla kolayca tan›n›r.Fakat bazen çürük çukurcu¤u gizlikal›r ve difl doktoru ancak yard›mc›tan› araçlar›yla (difl röntgeni gibi)teflhis koyabilir.

Difl çürü¤ünde difl doktorunabaflvurmay› gerektiren en önemlibelirti a¤r›d›r. A¤r›, so¤uk, s›cak,tatl› veya ekfliden olur. A¤r›n›nfliddeti kifliden kifliye de¤iflir veetken ortadan kalk›nca a¤r› dageçer fakat tedavi edilmeyençürüklerde a¤r›lar bir süre sonrasürekli olmaya bafllar.

Difl çürü¤ü nas›l ilerler?

Çürük, daima diflin yüzeyindenbafllar ve diflin derinliklerine do¤ru ilerler.Bununla birlikte çürü¤ün ilerleme h›z›kifliden kifliye ve diflten difle çok de¤iflir.

86

Page 87: Turkce4ders

Çürükten korunmak için ne yapmal›d›r?

‹lk yap›lmas› gereken fley difl doktoruna gitmek ve onun önerilerine uymak olmal›d›r.

Asl›nda çürükten korunma, bir kiflisel irade konusudur ve hepimizin sa¤lam difller ve

sa¤l›kl› a¤z›n getirece¤i rahatl›¤›n bilincinde olmam›z gerekir.

Kimlerde daha çok çürük olur?

fiekerli ve unlu yiyeceklerle bakterilerin buluflmas› sonucunda çürükler olufltu¤una

göre herkes için bir tehlike var demektir. Ancak beslenmelerinde karbonhidratl› ve flekerli

yiyeceklerin oran› çok yüksek olanlar, bir de sular›nda florür oran› çok düflükse çok daha

fazla çürük tehlikesi alt›ndad›rlar. Tükürük, do¤al bir savunma mekanizmas› olufltursa da

tek bafl›na çürü¤ü önleyemez. Tükürük ak›fl›n› ve miktar›n› azaltan hastal›klar ya da ilaçlar

da çürük oluflumunu h›zland›rmaktad›r. Bu nedenle de difl doktorlar› tükürük ak›fl›n›

artt›rd›¤› için flekersiz sak›zlar› s›kl›kla önerirler.

87

Page 88: Turkce4ders

Difl çürümesi önlenebilir mi?

Evet önlenebilir. Yemeklerden sonra ve akflam yatmadan önce difllerin f›rçalanmas›en etkili yoldur. Yiyecek art›klar› en çok difllerin çi¤neme yüzeylerindeki girintilerde vedifllerin birbirine de¤di¤i ara yüzeylerde birikti¤i için difl f›rçalar› küçük bafll› seçilmelidir.Difllerin iç yüzeyleri, d›fl yüzeyleri, çi¤neyici yüzeyleri ve dilin üstü f›rçalanmal› ve arayüzeylerde difl ipli¤i kullan›lmal›d›r. F›rçalar, orta derecede sert ya da yumuflak k›ll› olmal›ve belirli aral›klarda de¤ifltirilmelidir. F›rça k›llar›n›n afl›nmam›fl olmas› ve bakteri tafl›mayacakbir flekilde muhafaza edilmesi gerekmektedir. Asla baflkas›n›n difl f›rças› kullan›lmamal›d›r.Difl f›rçalama s›ras›nda florürlü bir difl macunu kullan›larak florürün difl çürü¤ünü önlemedekirolünden yararlan›lmal›d›r. Ayn› zamanda a¤›z kokusunu giderip ferahl›k ve temizlik hissiveren florürlü gargaralar da kullan›labilir.

fiekerli yiyecekleri ana ö¤ünlerde tüketmeye çal›flmak ve yemek aralar›nda bir fleyyememeye gayret etmek de di¤er bir önlemdir.

Difl doktoruna düzenli aral›klarla baflvurmak difl çürüklerini önlemede en iyi yoldur.Ayr›ca s›cak ya da so¤u¤a duyarl› difller ya da a¤r›l› difller veya tebeflirimsi renkte olanbafllang›ç çürükleri gibi durumlarda doktora baflvurulmas› gereklidir.

Sa¤l›kl› difller ve mutlu gülücükler...Haz›rlayanfiener FAKIO⁄LU(Düzenlenmifltir.)

88

Page 89: Turkce4ders

6.

B‹R EFSANED‹R AMASYA

MÜZE

MERAKLI GEZG‹N KAPLUMBA⁄A R‹ZE’DE

“ZEYT‹N‹N ÇOCU⁄U” ZEYT‹NYA⁄I(Serbest Okuma Metni)

SAFRANBOLU EVLER‹(Serbest Okuma Metni)

89

Page 90: Turkce4ders

Biricik Anneci¤im,

fiimdi neredeyim, yazdıklarımı okudu¤unuzda inanamayacaksınız.Hatırlarsanız en son Adana’da karpuz tarlasındaydım. Akflamdan

karpuzları yı¤ın yaptılar. Sabahleyin alaca karanlıkta kamyona yüklemeyebaflladılar. Bir baktım, bir kifli beni attı di¤eri de kapıp kamyon kasasına

koydu. Anlaflılan beni de karpuz sanmıfllardı. Böylece bir kamyon karpuzlayolculu¤a baflladım. Sonra kamyonun sallantısıyla uyuyup kalmıflım.

Gözlerimi açtı¤ımda farklı bir flehirdeydim.

Kamyon sürücüsü karpuzları getirdi¤i satıcıya,

“Adana sıcaktan kavruluyor, sizde ya¤mur ya¤ıyor, bu ne ifltir kardeflim!”

Satıcı:

“Eee... Burası ya¤mur kenti Rize. Türkiye’nin en çok ya¤ıfl alan ili. Sen Adana’dasıcaktan bunaldıkça bize karpuz getir. Burada yazlar serin, kıfllar ılımandır ve her mevsimya¤ıfl vardır.”

Onlar sohbet ederken ben etrafı incelemeye ve dolaflmaya baflladım. Acıkmıfltım, birbahçeye girdim. Kırt kırt sesler, konuflmalar geliyordu. Bahçe daha önce gördüklerimebenzemiyordu. Sonradan ö¤rendim ki burası bir çay bahçesi imifl. Yani çay içilen yerde¤il, çayın yetiflti¤i yer! Rizelilerin ifadesi ile “çaylık”. Duydu¤um kırt kırt sesi de çayfilizlerini kesen makas sesleri.

Ben karnımı doyururken akflam yaklaflmıfltı. Kadınlar da birbirlerine akflama neyapacaklarını soruyorlar. Birisi mıhlama yanına turflu kavuracakmıfl. Bak flu ifle! Turflukavrulur mu? Evet so¤anla kavurup yiyorlarmıfl. Mıhlama dedikleri de peynir piflirmesi.Di¤erinin de bir gün önceden kalma karalahana sarması varmıfl. Yanına yo¤urt ve mısırekme¤i yeter, diyor. Yemekleri biraz ilginç geldi bana. Ya¤mur hâlâ ya¤ıyor ama kadınlarya¤murun altında çay kesmeye devam ediyorlardı. Oradan ayrıldım.

MERAKLI GEZG‹N KAPLUMBA⁄A R‹ZE’DE

90

Page 91: Turkce4ders

Rize ve çevresinde gezmek zor. Çünkü da¤ları engebeli, dikyamaçlı, sanki “V” fleklinde. Zaten Rize, Karadeniz sahilinde küçükbir il. Tabii, bu engebeli yerde büyük flehir kurmak zor. Merkezdebinaları sıkıflık, çevrede ise seyrek seyrek yapılmıfl. Anneci¤im bu-ralar tam babama göre. Hani o a¤açları çok sever ya...

Duydu¤uma göre burada her türlü a¤aç yetiflirmifl: kayın,kestane, ıhlamur, gürgen, yabani Trabzon hurması, yabani karayemifl,defne, çınar, mefle.

Rize’ye gelip de Kaçkar Da¤ları’nı görmemek olmazdı. KaçkarDa¤ları yaylaları ile ünlüdür. En ünlüsü de Ayder Yaylası’dır. AyderYaylası hakkında tek bir cümle söylemek istiyorum. Ayder Yaylası,uzayıp giden Fırtına Deresi, çam ormanları, eflsiz do¤al güzelliklerive yeflilin her tonu ile sanki cennetten bir köfle. Ben buraya gelelineredeyse bir ay oldu. Hamsisi, kadınların eteklerinin üzerineba¤ladıkları “dolaylık”ları, omuzlarına örtükleri “keflan” adını verdikleriflalları ile Rize ilginç ve güzel bir yer.

fiu an bir çay fabrikasındayım. Etraf taze çay yapra¤ı kokuyor.Baflımda da postacı güvercin, “Yeter!Gidiyorum, bitir artık mektubunu!” diyebana kızıyor. Zaten uykum da geldi.Senin ve babamın ellerinden, kardefl-lerimin de yanaklarından öperim. Herkeseselamlar... Sizi çok seven Meraklı.

Zekiye DEM‹R(Düzenlenmifltir.)

91

Page 92: Turkce4ders

MÜZE

Tarih, sanat, kültürün,Hazinesidir müze.En gerçek bilgileri,O verir hepimize.

Onunla aydınlanır,En eski uygarlıklar.Orada sergilenir,Çok de¤erli varlıklar.

Müzeleri gezmeyi,Hiç ihmal etmeyelim.Bilgimize yepyeni,Bilgiler ekleyelim.

Antik eser bulursakVerelim müzelere.Tarihî hazinemiz,Ün salsın ülkelere.

92

Page 93: Turkce4ders

Tarihî eserleri,Özenle koruyalım.Turisti çekti¤ini,Her an hatırlayalım.

Her turist yurdumuzun,Döviz, reklam kayna¤ı.Onu hoflnut tutalım,Gezsin denizi, da¤ı.

Böylece, hem tanınırHem de gelir sa¤larız,Dünyayı ülkemize,Sevgilerle ba¤larız.

Naim YALNIZ

93

Page 94: Turkce4ders

“Amasya halkı arasında, bilgi sahibi, sözü sohbeti dinlenir, nüktecikimseler çoktur. Kırk türlü armudu, kırmızı kirazı, yedi türlü üzümü, ekmekayvası olur. Elmasının dünyada efli yoktur. ‹çeceklerden güzel kokulupekmezi, ayva flerbeti vardır ki sıcak havalarda çok faydalıdır.

Esnaftan hüner sahibi kifliler çoksa da özellikle terzisi ve hallacıünlüdür. Berberleri ve helvacıları meflhur sanatkârlardır.

fiehir, ırmak kıyısında, dereli tepeli yerlerde bulundu¤u için ›l›k birhavaya sahiptir. fiehrin iki yönünü çeviren da¤lar boydan boya bahçeliktir.Evlerin pencereleri, batıya ve kuzeye bakar. Kıflları sert olur. Suları iseflehrin ardındaki Ferhad Da¤ı’ndan gelir. Bu suyu Ferhad getirmifltir. Çevrede70 kadar gezinti yeri vardır.”

17. yüzyılın büyük gezgini Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde Amasya’yı böyle anlatıyor.Daha neler söylemiyor ki. Merak ettiniz de¤il mi? Merakınızı gidermek sizin elinizde. Nasılmı? Kütüphanelerden ya da baflka kaynaklardan Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ni

bulup okuyabilirsiniz.

Size bir de Amasya efsanesi anlatayım.

Osmanlılar devrinde flehzadeler flehri olarak tanınan Amasya’nınsuları üzerine anlatılan efsanemiz flöyledir:

Çok eski zamanlarda Amasya’n›n kenar da¤lar›ndaaz›l› bir ejderha yaflarm›fl.

B‹R EFSANED‹R AMASYA

94

Page 95: Turkce4ders

Bu ejderha öyle bildi¤imiz ejderhalara benzemez-mifl. Gözleri atefl parças›. Ben diyeyim üç bafll›,siz deyin yedi bafll›. ‹ki kanad›n›n yan›nda iki tanede yedek kanatlar› varm›fl. A¤z›nda bir dili varm›flki d›flar› ç›kard›¤›nda en az iki metre uzarm›fl. Önü-ne gelen canl› cans›z her fleyi lüp diye yutarm›fl.

Günlerden bir gün, Amasya’nın Güllüba¤larınaakan ırma¤ın kayna¤ına bu azılı ejderha oturmufl,flehrin suyunu kesmifl. Susuzluktan ba¤lar kurumufltoprak çatlamıfl, insanlar kırılmaya bafllamıfl.

Amasya halk› ejderhayı yok etmenin, onunlabafla çıkmanın çaresini aramaya koyulmufl. Birbabayi¤it ejderi öldürse diye beklemifller, ama nemümkün. Düflünüp taflınmıfllar ve de çaresinibulmufllar. Nasıl mı? Ejderhayı çatlatıp öldürmek.

Ertesi gün semizce bir katıra iki çuval tuzyükleyip ejderhanın önüne salmıfllar. Azılı ejderha,katırı sırtındaki tuz çuvallarıyla birlikte yutuvermifl.

Tuz, ejderhanın içini yakmıfl kavurmufl.Bafllamıfl ırmak suyunu içmeye. ‹çtikçe fliflmifl,flifltikçe içmifl ve sonunda çatlayıp ölmüfl. Amasyada ejderhadan kurtulmufl.

95Mehmet ÖNDER

(Düzenlenmifltir.)

Page 96: Turkce4ders

Eski ça¤larda yaflamıfl ünlü birdüflünür, “Sa¤lımızı nasıl koruyabilir deyaflam süremizi uzatabiliriz?” sorusunaflöyle yanıt veriyor: “‹çimizi balla, dıflımızızeytinya¤ı ile yıkayalım.” Bu cümledende anlaflılaca¤ı gibi zeytinya¤ı geçmiflte,öncelikli olarak beslenme amacıylakullanılmamıfl, bir güzellik malzemesiolmufl. Güzelliklerine meraklı insanlaronunla saçlarına parlaklık vermifller.Kahramanlarsa vücutlarını onunlaovarak parlatmıfl ve yumuflatmıfllar.

Ayrıca yakacak olarak kandillerde de kullanılmıfl.Günümüzdeyse zeytinya¤ı daha çok beslenme amacıyla kullanılıyor. ‹çine katıldı¤ı

yemeklerin lezzetine lezzet katan zeytinya¤ının sa¤lık açısından da çok yararlı oldu¤ubiliniyor. ‹çeri¤inde bulunan A, D ve E vitaminleri çocukların sa¤lıklı bir flekilde büyümelerinekatkıda bulunuyor. Yalnız çocukluk ça¤ında de¤il her yaflta yarar sa¤layan bir besinzeytinya¤ı. Ancak yine de tüm yararlarına karflın enerji de¤eri yüksek bir besin oldu¤undanzeytinya¤ının aflırı tüketilmemesi gerekiyor. Böylesi ola¤anüstü bir ürün olan zeytinya¤ıhepimizin bildi¤i gibi zeytinden elde ediliyor.

96

“ZEYT‹N‹N ÇOCU⁄U” ZEYT‹NYA⁄I

Page 97: Turkce4ders

Güven ve barıflın simgesi zeytin dal› vezeytin a¤acı, günümüzden binlerce yıl önceAnadolu’da yaflamlarını yan yana sürdüren kavimlertarafından bilinen ve kullanılan bir bitkidir. O gününinsanları, bu a¤acın niteliklerini düflünerek onu barıflınsimgesi olarak kabul etmifller. Bu kabulleniflgünümüzde de sürüyor.

Boyu 8 metreye kadar uzayabilen zeytin a¤acı,kıflın yapraklarını dökmez. Zeytin a¤açlarının ömrü500 ila 1000 yıl arasındadır. Zeytin a¤acının gövdesiölse bile küçücük bir kök parçası ya da sürgünücanlılı¤ını koruyorsa bunlar a¤acın tekrar yaflamadönüflünü sa¤layabilir. Bu nedenle ona “ölümsüza¤aç” da deniliyor.

Zeytin a¤açlarının önemli bir bölümü Ege,Marmara ve Akdeniz kıyılarında bulunmaktadır.Sevindirici olan, Türkiye’nin zeytin a¤acı sayısı ve üretimi bakımından dünya üretimindesöz sahibi ülkelerden biri olmasıdır. Ülkemiz bu konuda dünya beflincisi. Do¤u KaradenizBölgesi’nden bafllayıp tüm kıyı bölgelerimizi dolaflarak Güneydo¤u Anadolu Bölgesi’nekadar pek çok çeflitte zeytin yetifltiriliyor.

Zeytin a¤acı bakımından zengin olan ülkemiz bu alanda daha da ileri gidebilir. Zeytinyetifltiricili¤i yapan di¤er ülkelerde zeytin a¤acına ayrılan alanlar tümüyle dolmufldurumdayken ülkemizde zeytin a¤acının yetiflebilece¤i alanlar çok fazladır. Ülkemiz,zeytinya¤ı üretimi bakımından da dünyanın önemli üreticilerindendir. Tüm bu olumluluklarakarflın Türk halkı zeytinya¤ını yemeklerinde pek fazla kullanmıyor.

Bu kadar faydalı ve zengin bir ya¤ın Türk mutfa¤ındaki hak etti¤i yerini alması hepimizindile¤idir.

Gülgûn AKBABA

(Düzenlenmifltir)

97

Page 98: Turkce4ders

98

SAFRANBOLU EVLER‹

Sevgili Arkadafllar,

Bizim ülkemizde dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan kıyılar, ulaflılmaz da¤lar, peribacalarıgibi do¤al güzellikler yanında evleriyle ünlü flirin kasabalarımız da vardır. fiimdi, sizlerigeleneksel Türk mimarisinin en güzel örne¤i olan Safranbolu evleri ile tanıfltırmak istiyoruz.

Safranbolu evleri yüzlerce yıllık bir zamanda oluflan Türk kent kültürünün günümüzdeyaflamaya devam eden yapılarıdır. Bu nedenle Safranbolu evleri hakkında yeterli bilgiyesahip olabilmek için bu yörenin ikliminden bafllayarak kültürünü, ekonomisini ve geleneklerinidaha yakından tanıyalım.

Safranbolu ilçesi, Batı Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Karabük ilinin güzel bir ilçesidir.‹lçe merkezinde 18 ve 19. yy. ile 20. yy. bafllarında yapılmıfl yaklaflık 2000 tane gelenekselTürk evi bulunmaktadır. Bu evlerin yaklaflık 800’ü ise yasal koruma altındadır.

Evler, Safranbolu’nun iki ayrı bölümünde gruplanmıfl durumdadır. Birincisi “flehir” diyebilinenen ve kıfllık olarak kullanılan bölüm, ikincisi “ba¤lar” diye bilinen ve yazlık olarakkullanılan bölümdür.

Page 99: Turkce4ders

99

Safranbolu’da yaflayan ailelerinbir kıfllık bir de yazlık evleri vardır.Safranbolulular kıflın flehirdekievlerinde yaflarlar, yazın havalarınısınmasıyla da ba¤lardaki yazlıkevlerine göç ederler.

Ticaret bölgesi flehrin merke-zindedir. Pazarlar bu bölgeninhemen çevresinde; çevreyi kirleticietkisi olan demircilik, bakırcılık,dericilik gibi üretim alanları ise kenarkısımlardadır.

fiehirdeki yollar tafl kaplıdır. Taflkaplamalar sel sularına karflıdayanıklı ve a¤aç köklerinin yeterlisu almasına uygun yapıdadır.

Görülmeye de¤er bu güzel evlerhakkında daha ayrıntılı bilgilere nedersiniz?

fiehir, yönetim merkezinin bu-lundu¤u kale ve alıflverifl merkezininbulundu¤u çarflı ile evlerin bulun-du¤u semtlerden oluflmaktadır. Bubölüm iki vadinin içindedir. Bunedenle iklimin olumsuz etkilerinekarflı korunmaktadır. Evler birbirineyakın, sokaklar ise dardır. Ba¤larolarak adlandırılan bölüm ise dahayüksekte ve genifl araziler üzerin-dedir.

Tüm evler bahçe içindedir.Genellikle 3 katlı, 6 ya da 8 odalı,oldukça büyük konak biçimindeevlerdir. Safranbolu’nun çok ya¤ıflalması nedeniyle çatılar sa¤lamyapılı, uzun saçaklıdır. Saçaklarsayesinde ya¤mur suları do¤rudansaçaklardan akmaktadır.

Hiçbir ev, di¤er evin görüflünüengellemez ve manzara açıktır. Buda do¤aya, insana ve komfluyasaygının en güzel örne¤ini göster-mektedir.

Page 100: Turkce4ders

Evlerin yapımında tafl, kerpiç ve ahflapkullanılmıfltır. Evlerin bahçeleri sokaktan taflduvarlarla ayrılmıfltır. Her kapının üzerindekocaman kilitler, kilitlerin yanında halkalar,kapının çalınması için de “flak flak” adı verilendemir mandallar bulunmaktadır.

Evlerin giriflinde zemin katta “hayat” adıverilen genifl bölümler vardır. Bu bölüm e¤ertafl kaplıysa “tafllık” adını almaktadır. Zeminkatlarda ayrıca ahırlar, büyük kazan ocaklarıve ambarlar bulunmaktadır. Merdivenlerleorta kata çıkılır. Bu katta gerekti¤inde yatakodası olarak da kullanılabilen bir mutfakbulunmaktadır. Yaflam daha çok bu kattageçmektedir. Üçüncü kat ise odalarınbulundu¤u bölümdür. Odalarda “sedir” adıverilen oturma grupları vardır.

Evlerin pencereleri ise dar ve uzundur.Günefl ıflı¤ından faydalanmak için çok sayıdapencere bulunmaktadır.

Sevgili arkadafllar, mimari yapılarıyla,zengin kültürüyle Safranbolu evlerini yakındantanıdık. Hepinizin bu güzel yapıları görmenizigönülden dilerim.

Bir dergi yazısıdır.(Düzenlenmifltir.)

100

Page 101: Turkce4ders

101

ATASÖZLER‹M‹Z

ATATÜRK ÇOCUK OLMUfi

B‹R K‹TABIN H‹KÂYES‹

DÜNYA ÇOCUKLARINA(Serbest Okuma Metni)

GÖZLÜK TAKANYILDIZLAR

(Serbest Okuma Metni)

7.

Page 102: Turkce4ders

102

B‹R K‹TABIN H‹KÂYES‹

Türkçe dersinde bugün, yeni bir temaya baflladık. Ö¤retmenimiz, metni okumadan

önce bize bazı sorular sordu. Bu sorular hem çok kolay hem de e¤lenceliydi. Sorulardan

sonra ö¤retmenimiz, arkamıza yaslanmamızı ve kendisini dikkatle dinlememizi söyledi.

“Çocuklar, bugün sizlere, Türkçemize ve Türk kültürüne çok büyük katkılar yapmıfl

ünlü bir bilginden ve onun yazmıfl oldu¤u çok önemli bir eserden söz edece¤im. 11.

yüzyılda yaflamıfl olan bu bilgin, Türkçenin ilk büyük sözlü¤ünü ve Türk ansiklopedisini

yazdı. Bu bilgini ve eserinin adını kitaplardan, ansiklopedilerden ya da büyüklerinizden

daha önce duymufl olabilirsiniz.

Öncelikle, bu önemli eserin, yazıldıktan yüzyıllar sonra nasıl ortaya çıktı¤ının hikâyesini

anlataca¤ım. fiimdi beni can kula¤ıyla dinlemenizi istiyorum.”

Bundan yaklaflık yüz yıl önce, eski Maliye Bakanlarından Nazif Bey, yakınlarından bir

kadına, de¤erli oldu¤unu tahmin etti¤i bir kitabı uzatarak,

— Bak, sana bir kitap veriyorum. Bu kitabı iyi sakla… Sıkıfltı¤ın zaman eski kitapçılar

çarflısına (sahaflar) götür. Altın para ile otuz lira eder, afla¤ı verme, der. O zamanlar bir

lira bir alt›n de¤erindeydi.

Page 103: Turkce4ders

103

Bir süre sonra

paraya ihtiyacı olan

kadın, ki tabı eski

kitapçılar çarflısında

Burhan Bey’e götürür.

Ona,

— Elimde çok de-

¤erli oldu¤unu düflün-

dü¤üm bir kitap var,

e¤er ilgilenirseniz sat-

mak istiyorum, der.

Burhan Bey kitabı

alır ve inceler. Ancak

kitap için kadının iste-

di¤i paranın çok oldu-

¤unu düflünür ve kitabı kadına geri verir. Tam o sırada kitapçı dükkanına Ali Emiri Efendi

girer. Ali Emiri Efendi, ömrünü kitaplara adamıfl bir kitapseverdir. Her hafta kitapçılar

çarflısına gelip bütün kitapçıları tek tek dolaflmak onun vazgeçemedi¤i alıflkanlıklarındandır.

Ali Emiri Efendi Burhan Bey’e, yeni bir fley olup olmadı¤ını sorunca Burhan Bey,

— Elime çok ilginç ve de¤erli bir kitap geçti. Kitabın sahibi iflte bu hanımefendidir.

Kitabına 30 lira istiyor, der.

Bunun üzerine kadın, kitabı çantasından çıkararak Ali Emiri Efendi’ye verir. Ali Emiri

Efendi, eline aldı¤ı kitabın adını okudu¤u anda bayılacak gibi olur… Dünyada efli benzeri

olmayan, Türk dilinin en de¤erli eseri Divanü Lügâti’t-Türk’tür elindeki kitap… Ali Emiri

Efendi, biraz heyecanla kadına kitab› sat›n almak istedi¤ini söyler.

Hemen elini cebine atar ve cebindeki bütün paralar› ç›kar›r. Ancak cebindeki para

kitab› sat›n almaya yetecek kadar de¤ildir. Tam o s›rada dükkan›n önünden eski edebiyat

ö¤retmeni Faik Reflat Bey geçer. Ali Emiri Efendi, ö¤retmeninin yanına giderek durumu

anlatır. Faik Reflat Bey’in cebinden de ancak 10 lira çıkmıfltır. Reflat Bey 10 lira daha

bulabilmek için gider ve bir süre sonra geri döner. Böylelikle Ali Emiri Efendi, kadının 30

lirasını öder ve kitabı satın alır. Burhan Bey’e de 5 lira verir.

Page 104: Turkce4ders

104

Ali Emiri kitapç›dan ayr›ld›ktan sonra evine döner ve gün boyu kitab› inceler. Akflam

olunca da kitapseverlerin u¤rad›¤› k›raathaneye gider ve orada bulunanlara Divanü Lügâti’t-

Türk’te geçen bilgileri ve kitab› balland›ra balland›ra anlat›r. Onlara dünyan›n en büyük

hazinesine sahip oldu¤unu söyler.

Kahvede bulunan bütün kitap meraklıları, Ali Emiri Efendi’yi tebrik ederler. Çünkü

onlar da ünlü Türk bilgini Kaflgarlı Mahmut tarafından kaleme alınan bu çok de¤erli kitabı

önceden duymufllardı.

— Evet çocuklar, eserin ortaya çıkıflının hikâyesi böyle.. Gördü¤ünüz gibi bu de¤erli

hazinenin bulunuflu tamamen bir rastlantı sonucudur. Kitap dostu Ali Emiri’nin bilgisi,

dikkati, kitap sevgisi ve çabaları olmasaydı eser bilgisiz ellerce belki de yok edilecek,

dilimizin ve kültürümüzün en büyük hazinesinden mahrum kalacaktık.

Ö¤retmenimizin anlattıkları gerçekten çok ilginç ve heyecan vericiydi. Özellikle Ali

Emiri’nin, kitabı eline aldı¤ında heyecandan bay›lacak gibi olmas› bu kitaba ne kadar çok

kıymet verdi¤ini gösteriyordu. Sınıf arkadafllarımızdan Nazl›:

— Ö¤retmenim, Kaflgarlı Mahmut ne zaman yafladı, diye sorunca, Yi¤itcan da biraz

muzipçe:

— Ö¤retmenim, bu kitaba neden hazine demifller? ‹çinde tonlarca altın mı var, soruları

ile Nazl›’ya efllik etti. Yi¤itcan’ın sorusu hepimizi güldürmüfltü. Ö¤retmenimiz:

— Sorularınız için teflekkür ederim çocuklar. fiimdi ben de Kaflgarlı Mahmut’un kim

oldu¤unu ve yazdı¤ı eserin nasıl bir hazine oldu¤unu anlatacaktım, dedi ve tekrar

konuflmaya baflladı:

Kaflgarlı Mahmut, küçük yafltan

itibaren iyi bir e¤itim gördü. Ünlü bilgin,

kitabını yazabilmek için Türk toplu-

luklarının bulundu¤u bölgeleri

gezip dolafltı, arafltırmalar yaptı.

Page 105: Turkce4ders

Kaflgarlı Mahmut, yapt›¤› arafltırmaları vearaflt›rma notlar›n› bir araya getirdi. Daha sonratoplad›¤› bilgilerin ›fl›¤›nda eserini yazmayabafllad›. Kaflgarl› Mahmut, eserinin yaz›m›n›iki y›lda tamamlayarak devrinin hükümdar›nasundu.

Divanü Lügâti’t-Türk’te hemen hemen herkonuda bilgi bulmak mümkündür. Eserde yerigeldikçe görgü kurallar›ndan Türk töresindende söz edilmektedir. Kaflgarl› Mahmut baz›sözleri aç›klarken o konudaki görgü kurallar›n›da yazmaktad›r. Bu bilgilerden Türklerin toplumhayat›ndaki davran›fl ve görgü kurallar›n›ö¤renebilmekteyiz. Eserde, çok eski zamanlardanitibaren Türk evlerinde banyoların bulundu¤unu ve Türkhalkının temizli¤e ne kadar önem verdi¤ini ö¤reniyoruz.

Çocuklar,

Divan’da sekiz bin civar›nda Türkçe kelime ve iki yüzün üzerinde atasözü vardır.

Bu atasözlerinin birço¤u bugün bile dilimizden düflmez, günlük hayatımızda sık sıkkullanırız. Bunlara birkaç örnek verecek olursak:

“Gözden uzak olan gönülden uzak olur.”

“Aceleci sinek süte düfler.”

“Eve konuk gelse u¤ur da gelir.”

Ben bu bilgileri ve kitab›n bulunuflu hakk›ndaki öyküyü Türk Dil Kurumu’nun ‹nternetsitesinden ve “Kaflgarl› Mahmut” adl› kitaptan derledim. Eser hakkında söylenecek okadar çok fley var ki maalesef bizim bütün bunları söylemeye zamanımız yok. Daha fazlabilgi için siz, baflka kaynaklardan arafltırırsanız ve arafltırmalarınızı bizimle paylaflırsanızçok sevinirim. Ancak son bir fley daha söyleyeyim ondan sonra sözü size bırakaca¤ım.

Çocuklar biliyor musunuz? Bilinen en eski Türk dünyası haritası ile ilk Japonya haritasıyine Divanü Lügâti’t-Türk’tedir.”

Ö¤retmenimizin verdi¤i bilgiler gerçekten çok önemliydi. Bizim ise soracak bir sürüsorumuz vardı. Ders bitti¤i için sorularımızı bir sonraki derse sakladık ve teneffüs zili ilebirlikte dıfları çıktık. Ancak benim kafamda ö¤retmenimizin verdi¤i bilgilerden sonra önemlibir arafltırma konusu oluflmufltu. Teneffüste bu konuyu arkadaflım Elif Su’ya anlattım...

Komisyon

105

Page 106: Turkce4ders

106

ATATÜRK ÇOCUK OLMUfi

Çocuk Bayramı’ndaGelmifl katılmıfl aramıza,Atatürk çocuk olmufl bakın:Sallanıyor salıncakta!

Gülüyor gözlerinin içi,Gülüyor,Gökler, denizler kadar mavi.Diyor ki: “Çocuklar, ben verdim sizeBayramların en güzelini”.

“Dilerim, yurdumun çocukları,Tüm çocukları dünyanınGülüp oynasınlar bugünkü gibi;Acıda, sevinçte kardefl olsunlar...Çınlasın yeryüzünde barıfl türküleri”.

Aziz S‹VASLIO⁄LU

Page 107: Turkce4ders

107

Page 108: Turkce4ders

108

ATASÖZLER‹M‹Z

Anadolu’nun yıllanmıfl sirke gibi keskin, bir

deyiflte söylenen sözleri vardır. ‹lkin, kimin söyledi¤i

bilinmez. Atalarımız söylemifltir der ve geçeriz.

Tekerlemeler gibi dilimizden düflürmedi¤imiz,

konuflmalar›m›zda ve yaz›lar›m›zda kulland›¤›m›z

bu özlü sözlere “atasözleri” ad› verilir.

Türkçemizin dil zenginlikleri arasında

tekerlemeler, halk hikâyeleri ve masalların yanı

sıra, atasözleri de önemli bir yer tutar. Her

atasözü, yüzyılların oluflturdu¤u bir hayat

tecrübesine dayanır. “Atalarımız flöyle demifl”

diyerek söze bafllayan bir kifli, konusuyla ilgili

atasözlerini sıraladı mı akan sular durur. Do¤ru söze,

yerinde söylenmifl bir çift söze kim ne diyebilir? Söz

gelimi “Gülü seven dikenine katlanır.” atasözüyle sohbeti

ba¤layan kifli karflısında, baflka söz yavan olur. Güzelin de kusurları, sevilenin de nazı

vardır. Seviyorsan, inciten küçük dikenlerine katlanacaksın. Hele ayrılanların birgün

kavuflabileceklerini anlatan “Da¤ da¤a kavuflmaz, insan insana

kavuflur.” atasözündeki teselli, insano¤luna umut, umuttan

do¤an mutluluk verir.

Page 109: Turkce4ders

109

Anadolu’nun bitmez tükenmez, binlerce, on

binlerce atasözü, a¤ızdan a¤ıza bize kadar

ulaflan baba ö¤ütleri, do¤ruyu, iyiyi telkin eden

insanlık ilkeleridir. “Aya¤ını

yorganına göre uzat.” atasözü

hesaplı ve tedbirli olmayı,

“Sürüden ayrılan kuzuyu kurt

kapar.” atasözü de birlik ve

beraberli¤i ö¤ütler. “A¤aç yafl iken

e¤ilir.” derken ailede çocukların

küçük yafltan e¤itilmesi gerekti¤ini

anlarız. “Kabahat samur kürk olsa kimse

sırtına almaz.” sözündeki gerçek her zaman, her devirde geçerlidir.

“Ne ekersen onu biçersin.”, “Taflıma su ile de¤irmen dönmez.”, “Keskin sirke küpüne

zarardır.”, “Üzüm üzüme baka baka kararır.” atasözleri, elmas parçası gibi devirler geçse

de yıpranmaz, de¤erini yitirmez.

Kökleri tarihimizin derinliklerine inen atasözlerimizin ço¤u, zaman içinde Türk bilginlerince

derlenmifl, dilden yazıya dökülmüfltür. On birinci yüzyılda yetiflen

tanınmıfl Türk bilgini Kaflgarlı Mahmut’un “Divanü Lugati’t-

Türk” adlı eserinde onlarca Türk atasözü vardır. Son

yıllarda Türk atasözleri konusunda çeflitli yayınlar

yapılmıfltır. Türk flairleri, atasözleriyle fliirler, destanlar

yazmıfl, atasözleriyle ö¤ütler vermifllerdir.

Atasözlerinden söz açıldı mı sözün sonu gelmez.

En iyisi biz susalım ve diyelim ki:

Çok sözünü az söyle,

Az sözünü öz söyle.

Mehmet ÖNDER

(Düzenlenmifltir.)

Page 110: Turkce4ders

110

DÜNYA ÇOCUKLARINA

Gülerek geldiniz, gülerek gidin,Unutmayın bizi sakın çocuklar.Silin düflmanlı¤ı hepten yok edin,Dostluk kurun daha yakın çocuklar.

Barıfl cephesine bayrak çektiniz,Kardefllikten yana tohum ektiniz,Bu yıl Türkiye’de fidan diktiniz,Gidin her ülkede dikin çocuklar.

‹nsanlı¤a kara leke çalmayın,Bilimden teknikten geri kalmayın,Nükleer savafltan yana olmayın,Füze üslerini yıkın çocuklar.

Page 111: Turkce4ders

111

Hiç yüzünden garaz ba¤lamayınız,Kötülü¤e fırsat sa¤lamayınız,Savafllar içinde a¤lamayınız,Sevinçle gözyaflı dökün çocuklar.

Mihnetî der, gelin yapalım flarkı,‹nsanın insandan olmasın farkı,Kaldırın ortadan renk ile ırkı,‹nsana insanca bakın çocuklar.

M‹HNETÎ(K›salt›lm›flt›r.)

Page 112: Turkce4ders

112

GÖZLÜK TAKAN YILDIZLAR

Bir varmıfl bir yokmufl. ‹yileri seven çokmufl, kötülerin yüzüne bakan yokmufl. Öyleyse kötülerhüngür hüngür a¤lasın, iyiler sevgi olup ça¤lasın. Biz gelelim Nasrettin Hoca’mıza. Hoca’nın varıyo¤u bir eflekmifl. Onu gözü gibi sever, kimi görse efle¤ini övermifl.

“Sakınılan göze çöp batar.” diye bofluna dememifller. Gün gelmifl, devran dönmüfl; Hoca’nıngözündeki mutluluk pırıltıları sönmüfl. Niye mi? Niye olacak canım, Hoca’nın biricik efle¤i hastaolmufl. Ne yapsa da efle¤in derdine derman bulamamıfl.

Zavallı eflek, gün geçtikçe sararıp soluyor; Hoca’nın gözlerine yafllar doluyormufl. Günler,haftalar böyle geçmifl. Hoca, efle¤ine binmeyi bir özlemifl, bir özlemifl ki rüyasında bile ona binmeyerazı olmufl.

Bir gece bu iste¤ine kavuflmufl Nasrettin Hoca. Rüyasında, dumanlar arasında efle¤in semerinigörmüfl. Yüre¤i sevinçten hop hop hoplamıfl, binmek için hemen cübbesini toplamıfl. Semeryaklafltıkça Hoca flaflırmıfl. ‹yice yaklaflınca elindeki de¤ne¤i düflürmüfl. Nasıl düflürmesin? Semeruçarak geliyormufl. Semer de uçar mı demeyin. Rüya bu, semer de uçar, eflek de...

Nasrettin Hoca, Allah’a sı¤ınıp binmifl semerin üstüne. Semer, “Akflam-sabah, yallah yallah!” deyince uçak gibi uçmaya, da¤ların üstünden geçmeye bafllamıfl. Hoca’nın keyfi yerine gelmifl.

Page 113: Turkce4ders

113

Semer, bir da¤ın tepesinde durunca Hoca’mız ona teflekkür ettikten sonra “Sevgili semer! Benefle¤e ters binmeyi çok severim. Sana da öyle binebilir miyim?” demifl. Semer, “Hay hay!” deyinceHoca da ters binmifl ona. Semer de “Gelsin beyaz, gitsin siyah; haydi yallah, haydi yallah!”diyerekfüze gibi uçmaya bafllamıfl. Hoca bir yandan kavu¤una, bir yandan cübbesine sarılmıfl. Korkudangözlerini kapatıp dua etmeye bafllamıfl.

Az gitmifller, uz gitmifller; dere tepe düz gitmifller. Semer birden durunca Hoca korkarakgözlerini açmıfl. Bir de ne görsün? Etrafında yıldızlar fırıl fırıl dönüyor; Ay Dede, karflısında tatlıtatlı gülüyor. Hoca’nın flaflkınlı¤ı devam ederken yıldızlar koro hâlinde seslenmifl:

“Nasrettin Amca, hofl geldin. Niçin elin bofl geldin?”

Hoca, telâflla heybesini aramıfl. En güzel fıkralarını çıkarıp yıldızlara anlatmaya bafllamıfl. Hoca,gülmeceden gülmeceye atlamıfl, yıldızlar gülmekten çatlamıfl. Sabaha do¤ru, yıldızlar bir istektebulunmufllar:

“Sevgili Nasrettin Amca! Seni çok sevdik. Yarın yine gelir misin? Gelirken de bize güneflgözlü¤ü alır mısın?”

Nasrettin Hoca, niçin gözlük istediklerini sorunca da “Biz günefli çok seviyoruz ama gündüzleriöyle parlıyor ki ona bakamıyoruz. Gözlü¤ümüz olursa onu her zaman sevgiyle seyrederiz.” demifller.

Hoca da “Tamam” der gibi baflını sallamıfl, semerine binip uçaca¤ı sırada küçük bir yıldız onayaklaflarak “Buyur Nasrettin Dede, gözlü¤ün parası.” demifl.

Page 114: Turkce4ders

114

Hoca’mız tam uçmaya hazırlanırken Ay Dede yaklaflmıfl yanına. Kula¤ına bir fleyler fısıldadıktansonra ıflıktan bir kese bırakmıfl heybesine. Ayrılık vakti gelince Kutup Yıldızı da dünyaya dönünceyekadar onlara efllik etmifl.

Kufllar uçmufl, tavflan kaçmıfl, aradan bir gün geçmifl. Nasrettin Hoca, semerine bindi¤i gibiçıkmıfl gökyüzüne. Parayı veren küçük yıldızla beraber Kutup Yıldızı’na ve Ay Dede’ye birer gözlük vermifl. Di¤er y›ldızlar yine koro hâlinde ba¤ırmaya bafllamıfllar:

“Nasrettin Amca, hofl geldin. Niçin elin bofl geldin?”

Hoca’mız da gülerek “Su akar, yıldız bakar. Ancak parayı veren veya bir iyilik yapan gözlü¤ütakar.” diyerek taflı gedi¤ine koymufl.

Yıldızların boynu bükülmüfl, gözlerinden pırıltılar dökülmüfl. Nasrettin Hoca fazla dayanamamıfl:

“Sevgili yıldızlar! Ay Dede’niz sizler için de para vermiflti. Buyrun gözlüklerinizi. Yalnız birindenbir fley isteyece¤iniz zaman onun ücretini vermeyi unutmayın!” demifl.

Bütün yıldızlar gözlüklerini takınca gökyüzü rengarenk parıltılarla dolmufl. Nasrettin Hoca, iyiyürekli Ay Dede’ye de kocaman bir gözlük hediye etmifl. Bu masal da burada bitmifl.

Hayır, bitmesin mi, diyorsunuz veya Nasrettin Hoca’nın efle¤ine ne oldu¤unu mu merakediyorsunuz? Merak›n›z› gidermek için önce kütüphaneye gitmeniz gerekir. Kütüphanede çocukkitaplar› bölümünde gördü¤ünüz ilk Nasrettin Hoca f›kralar› bölümünde efle¤in nas›l iyileflti¤iniokuyacaks›n›z.

Haydi iyi okumalar!.. Bestami YAZGAN(Düzenlenmifltir.)

Page 115: Turkce4ders

115

8.

MASAL PER‹S‹MASAL PER‹S‹

NEDEN RÜYA GÖRÜRÜZ?NEDEN RÜYA GÖRÜRÜZ?

OKULA G‹DEN ROBOTOKULA G‹DEN ROBOT

BEYAZ KIZIN KOLYES‹BEYAZ KIZIN KOLYES‹

AÇSAM RÜZGÂRAAÇSAM RÜZGÂRA(Serbest Okuma Metni)

(Serbest Okuma Metni)

Page 116: Turkce4ders

116

MASAL PER‹S‹

Ben Masal Perisi’yim,Güzel masallar anlatırım.Onların her biriniGökyüzü ülkesindenYıldızlar getirir hediye,Çocuklar dinlesin diye.

Masal masal içinde,‹pek bir flal içinde…Al satarım, bal satarım,Bir sihirli gül satarım.Bir koklayan uçar gider,Kırk kapıyı açar gider.

Page 117: Turkce4ders

117

Ben Masal Perisi’yim,Güzel masallar anlatırımGeceler boyu.Çocuklar peflimden yetiflsin diyeKırk yılda giderim ancakBir arpa boyu.Sonra varırım devler ülkesine.Sizi korkutursa e¤erMasaldaki devlerim,Hiç merak etmeyinOnların kulaklarını çekerim.

Ben Masal Perisi’yim,Güzel masallar anlatırım.Ali Baba ve Kırk Haramiler,Ma¤aralarının kapısınıYalnızca bana açar.Hazine sandı¤ındanRengârenk masallar çıkar.Peri kızı ile flehzade,Padiflahın üç kızı,Gülen ayva a¤layan narE¤er usulca dinlerseniz,Gökten düfler sihirli elmalarResimler çize çize.Bu güzel elmalarınBirisi bana, gerisi size…

Bestami YAZGAN

Page 118: Turkce4ders

Ay ben çok mu tembelim? Aa aa! Nerem tembel benim?

‹stedi¤im fley çok basit canım. Bir robot olacak, o robot benim yerime sabahleyin

yataktan kalkacak ve okula gidecek. Benim yerime dersleri dinleyecek sonra benim yerime

eve gelince dersleri hazırlayacak.

Ben çok fley istemiyorum ki canım.

Biliyorum, flu anda dıflarıda öyle bir so¤uk var ki. Kimbilir belki de ya¤murla birlikte

kar da atıfltırıyordur. fiimdi bu karda

dıflarıya çıkacaksın, çantan sırtında

ıslanacaksın, üflüyeceksin, koflacaksın,

sınıfa gireceksin, belki ö¤retmen hemen

seni tahtaya kaldıracak;

“Söyle bakalım Burak, flu nasıl

olmufl, bu nasıl olmufl?” diyecek.

“Ö¤retmenim, benim çok

uykum vardı ama annem önce

dürte dürte uyandırmak istedi. Ben

uyanmayınca bu kez kollarımdan

çeke çeke kaldırmak istedi. Ama

benim gözüm yatakta oldu¤u için

cup diye yata¤ın içine kayıyor,

gözlerimi kapatıyor, dıflarıdaki

ya¤murun sesini duyunca daha çok

yorganın içine giriyordum. fiimdi bu

uykulu hâlim geçmeden siz bana

flu flöyle mi bu böyle mi diye

soruyorsunuz. Aslında ben flu anda

düfl görüyorum ö¤retmenim, oh

sıcacık yata¤ımın içinde, soba

baflında kestane yerken…” ah

böyle diyemem ki ö¤retmenime,

sonra arkadafllarım benimle alay

ederler. Hepsi kahkahayla gülerler.

OKULA G‹DEN ROBOT

118

Page 119: Turkce4ders

Azıcık flu gözümü açayım bakayım…

Uuu, annem perdeyi aralamıfl. Bu demektir ki biraz sonra gelip beni uyandıracak. fiuanda mutfakta kahvaltı hazırlıyordur. Okula gitmeden önce bir de kahvaltı edilecek, uf ufuf… O yumurta yine yenecek, o süt yine içilecek… Ya o a¤ır çanta, o da sırta alınacak…Sonra o kaç ba¤la ba¤lanan ayakkabı, uf uf, ba¤la ba¤la bitmez.

fiimdi o benim yerime okula gidecek olan robottan bir tane olsa ne ben üzülürüm nede annem üzülür. Ben çok üzülüyorum canım, hıh iflte bakın, gözümden flıpır flıpır uykuakıyor. Hiç gözünden çeflmeler gibi uyku akan bir çocuk okula gönderilir mi? Baktın kiiki gözü iki çeflme fıflıl fıflıl uyku, “Yat kuzucu¤um, yat yavrucu¤um.” dersin olur biter.Ama az sonra annem gelecek, ne diyecek?

“Kalk Burak, geç kalacaksın Burak, kahvaltı hazır Burak…”

Ay vallahi kurulmufl gibi sil bafltan:

“Kalk Burak, geç kalacaksın Burak, kahvaltı hazır Burak…”

Aa aa “Üflengeç Burak” mı diyorsun yine?

Ama ben üflengeç de¤ilim ki anneci¤im, tembel olan insan yataktan hiç çıkmaz. Benöyle demiyorum ki, flöyle iyice uykumu alayım, ö¤leyin, akflama do¤ru yataktan çıkarımdiyorum. O zamana dek robot benim yerime okula gider, gelir, dersleri hazırlar.

Hah, flimdi aklıma yeni bir fikir geldi. Beni okula böyle götürün, yatakla, yorganla. Beniçinde, tortop, ö¤retmen masasının yanına karyolamı koyun. Oh ben oracıkta, hem uyurumhem de dersi dinlerim.

Kaflık sesleri… Annem sütümün flekerini karıfltırıyor, biraz sonra yanıma gelecek,“Burak Burak” diyecek, ben “Bırak Bırak” diyece¤im. Aaahem ben düfl görüyorum, evet evet düfl görüyorum. Düflgörürken insan uyanamaz ki. Uyandırmaya çalıflsan bileuyanamaz. Sonra düflte gördükleri de uyanırlar, ühüüü biryı¤ın kalabalık, onların hangi birine sütyetifltireceksin anneci¤im.

119

Page 120: Turkce4ders

Tık tık tık.. Annemin ayak sesi.

fiıngırt, dıgırt… Kapı açıldı.

“Kalk Burak, geç kalacaksın Burak kahvaltı hazır Burak…”

Hiç sesim çıkmıyor ama benim içim hep “Bırak bırak” diyor. Gözlerimi öyle sıkıyummuflum ki yorganın içinde öyle tortop olmuflum ki, yani annem beni dört top ipleba¤lasa öyle tortop olamam. Zaten bu durumda uyansam bile çözülemem ki.

Annem yorganı üzerimden aldı.

“Aaaa!..”

“Aaa” ya anneci¤im, sen hiç böyle bohça gibi olmufl çocuk gördün mü?

Ayaklarım, bacaklarım, kollarım, gövdem, baflım yusyuvarlak bir minderim sanki. Senflimdi bu minderi okula göndereceksin, hiç olur mu anneci¤im?

“Böyle nasıl yatıyorsun Burak, ayol soru iflareti gibi olmuflsun…”

Ya ya anneci¤im, soru iflareti gibi oldum ya. Bir noktam eksik. Haydi onu da senkoyuver de git. “Bu çocuk bugün okula gidemez, çünkü soru iflareti olmufl, düzelmez.”de…

“Haydi fırla Burak… Kalk Burak, geç kalacaksın Burak, kahvaltı hazır Burak…”

“Aaa! Hiç soru iflaretleri kahvaltı yapar mı anneci¤im?”

“Çocu¤um haydi çözül, baflın bacakların çıksın ortaya…”

Ay anneci¤im çözülemem ki.

“Bak Burak son kez söylüyorum, kalk Burak, geç kalacaksın Burak, kahvaltı hazırBurak…” Tık tık tık…

“Çocuk kalksana…”

Annem baflımı iki kolumun arasından çıkarmaya çalıflıyor.

Ama anneci¤im o benim baflım de¤il, dizim… Pıh pıh pıh…

Annemin parmakları karnımın üzerinde…Gıdıklamaya baflladı beni.Pıh pıh… Kıkır kıkır…

“Uyandın Burak, kalk haydi Burak, geç kalacaksın Burak, kahvaltıhazır Burak… Sinan dayın geldi, o da seninle birlikte kahvaltıedecek Burak.”

“Buraaaaak!..”

Sanki otobüs floförlerinin“Duraaaak” demeleri gibidayım beni ça¤ırıyor.

Dayımı çok severim. Amauykuyu daha çok severim.Dayım mı, uyku mu, dayımmı, uyku mu? Ay yoksa okulmu? Hayır canım, okula robotgidecek. Hangi robot? Öylebir robot yok ki.

120

Page 121: Turkce4ders

Ama belki dayım öyle bir robot biliyordur.

Eh, madem robot falan yok, dayım da gelmifl, kalkayım bari… Önce tuvalet, sonrabanyo. Yüz yıkama, önlü¤ü giyme, kahvaltı sofrası, difl fırçalama…

“Günaydın dayıcı¤ım.”

“Günaydın Burak.”

“Dayıcı¤ım, sen bilirsin…”

“Ühüüü ben her fleyi bilirim, hele flu yumurtayı da lüplettikten sonra. Lüüüp…”

“Dayıcı¤ım, acaba bir robot yapılamaz mı, flöyle benim yerime sabah kalkacak, benimyerime okula gidecek, benim yerime ders çalıflacak?”

“Elbette yapılır Burak, niçin yapılmasın? Yaln›z ben iki fleyi merak ediyorum.”

“Neyi merak ediyorsun day›c›¤ım?”

“Birincisi, senin yerine okula robot gidecekse bu durumda sen ne yapacaks›n?”

“Ben mi day›c›m? Çok kolay bir soru bu. Tabi ki yat›p dinlenece¤im.”

“Di¤er insanlar da senin gibi düflünürlerse o hâlde istedi¤in robotu kim yapacak?”

“Day›c›m bak ben bunu hiç düflünmemifltim.”

“Bence öncelikle bunu düflünmeliydin ama benim bir çözümüm var.”

“Ne diyorsun dayıcı¤ım, sen bir harikasın!”

“Harikay›m ya! Dinle bakal›m! ‹stedi¤in robotu yine sen yapmal›s›n ama bunun içinöncelikle ilkö¤retimi bitireceksin, sonra lise, sonra üniversite ama onun elektronik bölümünübitireceksin. ‹flte oradan mezun olduktan sonra senin yerine okula gidecek robotu yapars›n.”

“Day›c›¤ım ben o zaman hemen okuluma gideyim.”

“Dur bakal›m, o kadar acele etme. Önce güzel bir kahvalt› yapman gerekir.”

“Hakl›s›n day›c›¤ım.”

Kalktım, dayımı sevinçle öptüm. Robotumu yapmak için yumurtamın hem sarısını hembeyazını yedim. Sütümü de lıkır lıkır içtim, çantamı sırtıma aldım, kofla kofla okulumunyolunu tuttum.

Muzaffer ‹ZGÜ (Düzenlenmifltir.)

121

Page 122: Turkce4ders

NEDEN RÜYA GÖRÜRÜZ?

Kırmızı bir kedi ile kırlarda dans ediyorsunuz. Ardından gökyüzünde uçarak çok büyükbir gemiye ulaflıyorsunuz. Bir de bakıyorsunuz ki geminin içi eviniz gibi. Kaptanı da okuldakibir ö¤retmeniniz. Ö¤retmeniniz size bir kitap veriyor. Kitabı açıyorsunuz, içinde küçük birtavflan ailesi yaflıyor. Onların havuçlarından yemek istiyorsunuz ama vermiyorlar. Rüyabu ya. Tavflanlar havuçlarını paylaflmayabilir. Kediler dans edebilir. Ö¤retmeniniz de birgeminin kaptanı olabilir. Rüyalarda her fley ama her fley olabilir. Yerler, zamanlar,insanlar hepsi birbirine karıflabilir.

Rüyalar, mutluluk verici olabildi¤i gibi çok çılgınca, çok ürkütücü ya da öfkelendiriciolabilir. ‹nsanların rüyalarda bu duyguları hissetmeleri çok do¤aldır. Uykumuzunönemli bir bölümünde rüya görürüz. Uyurken kaslarımızhareketsizdir. Bu durum, rüyalarımızı hareket etmedenyaflamamızı sa¤lar. Elbette bizim güvenli¤imiziçin. Rüyamızda bizi kovalayan aslandan gerçektenkaçmamak için. Ama güvenlik sistemi her zamaniyi ifllemez. Bir de bakarsınız ki rüyadaki aslandankaçarken yataktan düflmüflsünüzdür.

Niçin rüya görürüz? Rüyaların anlamı nedir?‹nsanlar bu soruları zihinlerinde çözmeyeçalıflmıfllardır. En basit anlamıyla rüyalar, uyku-dayken zihnimizde beliren olaylar, düflünceler vegörüntülerdir.

122

Page 123: Turkce4ders

Neden rüya gördü¤ümüze iliflkin birbirinden farklı pek çok

görüfl var. Kimilerine göre insan, rüyalarında korkularını,

mutluluklarını, üzüntülerini görür. Kimileri de rüyaların

zihnimizi temizledi¤ini düflünüyor. Kimileri ise rüya

görmenin yaratıcı olmamızı sa¤ladı¤ını

söylüyor.

Bazı kimseler sık sık rüya

gördüklerini söylerler. Bazıları ise

hiç rüya görmediklerinden söz

ederler. Belki sizlerin içinde de

böyle düflünenler vardır. Hiç rüya

görmüyorsanız merak etmeyin. Bu,

yalnızca çok derin uyudu¤unuzu ve

rüyalarınızı anımsamadı¤ınızı gösterir.

Çünkü herkes gecede en az bir buçuk

iki saat rüya görür. Uyandı¤ınızda rüyanızın ayrıntılarını bütünüyle hatırlamayabilirsiniz.

Bir süre sonra da gördü¤ünüz rüyayı ya tamamen ya da kısmen unutursunuz. Bu da yine

vücudumuzun kendini korumaya yönelik bir önlemidir. Rüyalarımızın birço¤unu unutmasaydık

bunların hepsi hafızamızda depolanmıfl olurdu. Gerçek yaflantımızda olanlarla rüyalarımızda

olanları birbirinden ayırt etmekte zaman zaman zorlanabilirdik. Bu durum da bizi sıkıntıya

sokacak bazı sorunlarla karflılaflmamıza neden olabilirdi.

Zuhal ÖZER(Düzenlenmifltir.)

123

Page 124: Turkce4ders

Doldursa içimi oradaBaygın kokusu i¤delerin,Bilmese tadını kederinBu her âlemden uzak adam.

Konsa rüya dolu köflkümünÇiçekli damına serçeler.Renklerle çözülse geceler,Nar bahçesinde geçse gün.

Ne hofl, ey güzel Tanrı’m, ne hofl!‹ller, göller, kıtalar aflmak,Ne hofl deniz deniz dolaflmakDüflünceler gibi baflıbofl.

Orhan Veli KANIK(K›salt›lm›flt›r.)

124

AÇSAM RÜZGÂRA

Ne hofl, ey güzel Tanrı’m, ne hofl!Maviliklerde sefer etmek.Bir sahilden çözülüp gitmekDüflünceler gibi baflıbofl.

Açsam rüzgâra yelkenimi,Dolaflsam ben de deniz denizVe bir sabah vakti, kimsesizBir limanda bulsam kendimi.

Bir limanda, büyük ve beyaz…Mercan adalarda bir liman…Beyaz bulutların ardındanGelse altın ıflıklı bir yaz.

Page 125: Turkce4ders

125

BEYAZ KIZIN KOLYES‹

Bir zamanlar küçük bir çocuk, k›rlardagezerken bir çal›ya kuyru¤unu kapt›rm›fl olanbir tilkiyle karfl›laflm›fl. Tilki çocu¤a, “Ah neolursun, benim kuyru¤umu kurtar.” demifl,“Karfl›l›¤›nda sana ne istersen veririm...”.

Çocuk tilkinin kuyru¤unu kurtarm›fl. Tilkide ona kurnazl›¤›n› vermifl. Art›k çocuk, tilkikadar kurnazm›fl.

Gezintisine devam etmifl. Az sonra birkaplumba¤ayla karfl›laflm›fl. Kaplumba¤a tersdönmüfl, Bir türlü düzelemiyormufl. Çocuk onudüzeltmifl, kaplumba¤a da ona karfl›l›k olaraksabr›n› vermifl. Çocuk art›k bir kaplumba¤akadar sab›rl› olacakm›fl.

Yoluna devam eden çocuk tavflana rastlam›fl. Tavflanbuldu¤u havucu yerinden sökemiyormufl. Çocuk ona yard›metmifl. Tavflan da ona çok güçlü arka bacaklar›n›n gücünüvermifl. Çocuk böylece çok h›zl› koflabilecekmifl.

Az sonra çocuk bir maymunla karfl›laflm›fl. Maymununvücudunda pireler varm›fl. Pireler onu rahats›z ediyormufl.Çocuk maymunu gölde y›kam›fl, pireler kaç›p gitmifl.Maymun çocu¤a çevikli¤ini vermifl. Art›k maymunlar gibia¤aca ç›kabilecek, daldan dala atlayabilecekmifl.

Yoluna devam etmifl, bir deveye rastlam›fl. Deve yükünüyere düflürmüfl, alam›yormufl. Çocuk devenin yükünüyeniden s›rt›na yüklemifl. Deve de ona dayanma gücünüvermifl. Çocuk art›k çok uzun süre dayanabilecekmifl.

Çocuk biraz daha yürüyünce aya¤›na diken batm›fl olan arslanla karfl›laflm›fl. Arslan›naya¤›ndaki dikeni ç›karm›fl. Arslan da ona cesaretini vermifl. Çocuk art›k bir arslan kadarcesurmufl.

Çocuk biraz daha yürüyünce file rastlam›fl. Filin t›rna¤›n›n aras›na tafl girmifl,ç›karam›yormufl. Çocuk filin t›rna¤›n›n aras›ndaki tafl› ç›karm›fl. Fil de ona kendi gücünüvermifl. Çocuk art›k çok güçlüymüfl.

Yoluna devam etmifl. Kartala rastlam›fl. Kartal, kanatlar› petrole bulaflt›¤› içinuçam›yormufl. Çocuk kartal›n kanatlar›n› temizlemifl. Kartal da ona gözlerinin keskinli¤inivermifl. Çocuk art›k her fleyi çok uzaktan bile görebilecekmifl.

Page 126: Turkce4ders

K›z kolyeyi görünce çok sevinmifl. Çocu¤a birdilim kek vermifl.

Çocuk, beyaz k›za niçin beyaz oldu¤unusormufl. K›z, evlerinin bafl›ndaki tepeyi göstermifl.Tepenin üstünde kocaman bir kaya parças› varm›fl.‹flte bu kaya güneflin önünde durdu¤u için k›z›nevine hiç günefl gelmiyormufl. Bu yüzden de beyazk›z, ad› gibi bembayaz ve solukmufl.

Çocuk hemen tepeye t›rmanm›fl. Bir fil kadargüçlü oldu¤u için kayay› kucaklay›p tepenin ötekitaraf›na yuvarlam›fl. K›z›n evine günefl gelmeyebafllam›fl. Beyaz k›z›n yüzü pembeleflmifl.

K›z, çocu¤a onlarla birlikte kal›p kalamayaca¤›n›sormufl. Çocuk teflekkür etmifl ve art›k eve dönmesigerekti¤ini söylemifl. Çünkü bu bir masalm›fl vebütün masallar bitermifl.

Yoluna devam etmifl. Az sonra bir köpe¤e rastlam›fl. Köpek, kemi¤ini çukura düflürmüfl,alam›yormufl. Çocuk çukura inip köpe¤in kemi¤ini alm›fl. Köpek de ona kulaklar›n›n duymagücünü ve burnunun koku alma gücünü vermifl. Çocuk art›k her fleyi duyabilecek, bütünkokular› alabilecekmifl.

Yoluna devam etmifl. Bir kargaya rastlam›fl. Karga demifl ki “fiu ilerideki da¤›n arkas›ndabir uçurumun dibinde kolyem var, ama çok yafll› oldu¤um için ben oraya kadar uçam›yorum.Sen gidip al›r m›s›n?

Çocuk yard›m etmeyi çok seviyormufl. Ama bir tilki kadar kurnaz oldu¤u için bukolyenin kargaya ait olmayaca¤›n› anlam›fl. Yürümeye bafllam›fl. Yol çok uzunmufl amaçocuk bir kaplumba¤a kadar sab›rl›ym›fl. Yürümüfl, yürümüfl, gece olmufl, yine yürümüfl.Hiç korkmuyormufl çünkü bir arslan kadar cesurmufl. Günlerce aç, susuz yürümüfl. Açl›¤ada susuzlu¤a da dayanabiliyormufl. Çünkü bir deve kadar dayan›kl›ym›fl. Sonundauçurumun bafl›na gelmifl. Gözleriyle uçurumun dibine bakm›fl. Bir kartal gibi keskin gözlerioldu¤u için kolyeyi görmüfl. Bir maymun çevikli¤iyle uçurumun dibine inmifl. Kolyeyi alm›fl,yukar› t›rmanm›fl.

Yine günlerce yürüyerek geri dönmüfl. Kargan›n oldu¤u yere yaklafl›rken gizlenipbeklemeye bafllam›fl. Karga kendi kendine, “Nerede kald› bu çocuk? Küçük beyaz k›zdançald›¤›m kolyeyi getirecekti bana.” demifl. Çocuk, kulaklar› bir köpe¤in kulaklar› kadargüçlü oldu¤u için bu sözleri duymufl. Kargan›n yan›na gitmekten vazgeçmifl. Beyaz k›z›aramaya bafllam›fl. Burnuyla havay› koklayarak duman kokusu alm›fl. Tavflanlar kadarh›zl› koflarak k›z›n evini bulmufl. Beyaz k›z, annesinin kolyesini kaybetti¤i için a¤l›yormufl.Gerçekten de k›z›n yüzü ad› gibi bembeyazm›fl.

Fatih ERDO⁄AN(Düzenlenmifltir.)

126

Page 127: Turkce4ders

127

AKALIN, fiükrü, Kaflgarlı Mahmud ve Divanü Lügati’t Türk, www.tdk.gov.tr.AKAL, Aytül, “Soru Balonları”, Sabahı Boyayan Çocuk, Uçanbalık Yayınları, ‹stanbul, 1997.AKBABA, Gülgûn, Zeytinin Çocu¤u: Zeytinya¤ı, Bilim Çocuk Dergisi, TÜB‹TAK Yayınları, Sayı: 79, 2004.ALTINKÖPRÜ, Tuncel, Mutlu Park, Çilek Yayınları, ‹stanbul, 1989.ARIBURNU, Kemal, “Atatürk’ün Yüksek ‹nsanlık Duygusu”, Atatürk’ten Anılar, ‹nk›lap Kitabevi, ‹stanbul, 1998.ARSLAN, Elif, “Konuflan Eflyalar”, Diyanet Çocuk Dergisi, Sayı 307, 2006.ÂfiIK VEYSEL, “Kara Toprak”, Dostlar Beni Hatırlasın, ‹nk›lap Yayınevi, ‹stanbul, 2001.AYYÜKSEL, Merve Çi¤dem, “Medya Çocukları”, Medya Okuryazarlı¤ı fiiir Kitabı, Radyo Televizyon Üst Kurulu, Ankara, 2008.DAfiKIRAN, Levent, Sıra Sıra Boncuklardan Mini Mini Bilgisayarlara, Bilim Çocuk Dergisi, TÜB‹TAK Yayınları, Sayı: 52, 2009.DEM‹R, Zekiye, “Gezgin Kaplumba¤a Rize’de”, Diyanet Çocuk Dergisi, Sayı: 332, 2008.DEM‹RASLAN, ‹lhan, “Atatürk”, Atatürk fiiirleri Antolojisi, hzl.: Prof. Dr. Mehmet KAPLAN, Doç. Dr. Nejat B‹R‹NC‹, Kültür Bakanlı¤ıYayınları, Atatürk Dizisi 21, Mersin, 1992.DURSUN, Yusuf, “Benimle Yaflıt Dedem”, Kufl Yuvası Yüre¤im, Nar Yayınları, ‹stanbul, 2005.ELÖVE, Ali Ulvi, “Sabah”, Çocuklarımıza fiiirler, hzl.: fiükrü ELÇ‹N, Kültür Bakanlı¤ı Yayınları, ‹stanbul, 1980.ERDO⁄AN, Fatih, Beyaz Kızın Kolyesi, Ebe Sobe Çocuk Dergisi, Sayı: 69, 2008.EYUBO⁄LU, Bedri Rahmi, Bütün Eserleri-Tezek, Bilgi Yayınevi, s.151-152, Ankara, 1987.FAKIO⁄LU, fiener, Difl Çürükleri, Sincap Dergisi, Sayı Eylül-Ekim, Orman Genel Müdürlü¤ü Yayınları, Ankara, 2007.GÜLTEK‹N, ‹brahim, “Altın Ö¤ütler”, Do¤u, Günlük Haber Yorum Aktüalite Gazetesi, Sayı: 9672, Erzincan, 30 Eylül 2009.HINDLEY, Johnson, Vücudumuz Nasıl Çalıflır, çev.: Barıfl BIÇAKÇI, TÜB‹TAK Popüler Bilim Kitaplı¤ı, Ankara, 2004.‹ZGÜ, Muzaffer, “Maçı Biz Kazandık”, fiarkıcı Kufllar, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2000.‹ZGÜ, Muzaffer, Okula Giden Robot, Bilgi Yayınevi, ‹stanbul, Temmuz 2008.JOHNSON, Richard, Mucit Dedemin Müthifl ‹catları, çev.: fiiirsel TAfi, Remzi Kitabevi, ‹stanbul, 2008.KANIK, Orhan Veli, “Açsam Rüzgâra”, Bütün fiiirleri, Yapı Kredi Yayınları, ‹stanbul, 2004.KARAKOÇ, Sezai, “Ba¤ Bozumu”, Portreler, Dirilifl Yayınları, ‹stanbul, 1999.KULEB‹, Cahit, Atatürk Kurtulufl Savaflı’nda, Kültür Bakanlı¤ı Yayınları, Ankara, 1981.MÎHNET‹, Dünya Çocukları, Ö¤retmen Dünyası Dergisi, Sayı: 24, Nisan, Ankara. 1985NECAT‹G‹L, Behçet, ”Mavi Iflık”, Ünitelere Göre Çocuk fiiirleri Antolojisi, hzl.: Cuma KARATAfi, Assos Yayınları, ‹stanbul, 2006.ÖNCÜ ÇOCUK DERG‹S‹, Atatürk ve Çocuklar, Türk Standartları Enstitüsü Çocuk Dergisi, Sayı 21, Ankara, 2001.ÖNCÜ ÇOCUK DERG‹S‹, “Safranbolu Evleri”, Türk Standartları Enstitüsü Çocuk Dergisi, Sayı 19, Ankara, 2000.ÖNDER, Mehmet, “Anadolu Atasözlerinde Özleflir”, Aldı Sazı Anadolu, Elips Kitap, Ankara, 2005.ÖNDER, Mehmet, “Bir Efsanedir Amasya”, fiehirden fiehire Anadolu, Türkiye ‹fl Bankası Kültür Yayınları, 1997.ÖZER, Zuhal, Neden Rüya Görürüz?, Bilim Çocuk Dergisi, TÜB‹TAK Yayınları, Sayı: 11, 1998.ÖZVER‹, Adnan, Kapadokyalı Çamur Ustası, Berk Yayın Da¤ıtım, Ankara.SA⁄LAM, Seyfettin, “Kaflgarl› Mahmut”, Hikmet Neflriyat, ‹stanbul.S‹VASLIO⁄LU, Aziz, “Atatürk Çocuk Olmufl”, Ünitelere Göre Çocuk fiiirleri Antolojisi, hzl.: Cuma KARATAfi, Assos Yayınları,‹stanbul, 2006.SUAV‹, Cuneyd, Küçük Limon A¤acı, http://okulweb.meb.gov.tr/26/01/454665/hikayeler.html (Eskiflehir Cumhuriyet ‹lkö¤retimOkulu) adresinden 08.09.2009 tarihinde alınmıfltır.ULUSOY, Hikmet, “Midemin Dostuyum”, Sa¤lık Öyküleri, Çilek Yayınları, ‹stanbul, 2005.YALNIZ, Naim, “Müze”, Belirli Günler ve Haftalar, hzl.: Osman SEV‹M, Bilge Kültür Sanat, ‹stanbul, 2005.YAVAfiLI, Aydo¤an, Ben Mustafa Kemal, Bulut Yayınları, ‹stanbul, 2007.YAZGAN, Bestami, “Gözlük Takan Yıldızlar”, Yeni Can Kardefl Aylık Çocuk Dergisi, Sayı 221, 2008.YAZGAN, Bestami, “Masal Perisi”, Masal Denizi, Erdem Yayınları, ‹stanbul, 2006.

KAYNAKÇAKAYNAKÇA

www.amasya.gov.trwww.canakkale.gov.trwww.dmi.gov.tr

www.tdk.gov.trwww.safranbolu.gov.trwww.hacettepe.edu.tr

‹NTERNET ER‹fi‹M S‹TELER‹

s. 29, fiehitler Abidesi, Mehmetçi¤e Saygı Anıtı, Çanakkale Valili¤i ‹nternet sitesinden 25 Mart 2009 tarihinde alınmıfltır.s. 57, ‹bn-i Sina, Hacetepe Üniversitesi ‹nternet sitesinden 24 Mart 2009 tarihinde alınmıfltır.s. 57, Piri Reis, Devlet Meteoroloji ‹flleri Genel Müdürlü¤ü ‹nternet adresinden 24 Mart 2009 tarihinde alınmıfltır.s. 60-61, görseller, Radyo Televizyon Üst Kurulu Foto¤raf Arflivi.s. 91, üst görsel, Ardeflen Belediyesi ‹nternet sitesinden 15 Mart 2009 tarihinde alınmıfltır.s. 94-95, görselleri, Amasya Valili¤i ‹nternet sitesinden 25 Mart 2009 tarihinde alınmıfltır.s. 98-99, görselleri, Safranbolu Kaymakamlı¤ı ‹nternet sitesinden 23 Eylül 2009 tarihinde alınmıfltır.s. 104, Kaflgarlı Mahmut Anıtı, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ‹nternet adresinden 20 Mart 2009 tarihinde alınmıfltır.

GÖRSEL KAYNAKÇA

Page 128: Turkce4ders
Page 129: Turkce4ders

Kra

snoy

arsk

HAKASYA

C.

Hak

asya

C.

Kra

snoy

arsk

(

(

D i n y e s t ý r

a

Muh

tar