114

Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Herkesin mütevazi ve değer yüklediği hayatına ilişkin hikayesinin başladığı bir an vardır. 2000'de arkadaşlarımız arasında bir internet grubu olarak temellerini attığımız birlikteliğin 14. yılındayız. Bu 14 yılda o kadar çok şey yaşandı ki geriye baktığımızda yüzlerce, binlerce anı oluştu. Bir çok hata yapıldı. Alkışlandık. Eleştirildik. Dostlar kazandık. Zaman zaman dostlar kaybettik. Sevindik. Üzüldük 14 yılın sonunda bu mücadeleyi özet olarak “Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılı olan 2023'te Güçlü Türkiye" olarak tanımlıyorum. “Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük” diyorum. Hukukun üstünlüğünü savunuyorum. Bu topraklardaki insanı merkeze alan kültür ile ile evrensel değerlerin örtüştüğü yeni bir modelin üzerinde yükselecek “Güçlü Türkiye” için mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Citation preview

Page 1: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi
Page 2: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi
Page 3: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

Güçlü Türkiye - Daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasiKitabın yazarı: Tuna Bekleviç

Her hakkı saklıdır. Bu yapıtın aynen ya da özet olarak hiçbir bölümü, telif hakkı sahibinin yazılı izni alınmadan kullanılamaz.

Yayıncı: OpenmediaEditör: Özgür SağmalTasarım: Arın EgemenBaskı: Matsis MatbaaTevfikbey Mah. Dr. Ali Demir Cad. No: 51Sefaköy Küçükçekmece İstanbulTel: 0212 624 2111Sertifika No: 20706

Birinci basım: İstanbul, Ekim 2014Bu kitabın birinci basımı 25.000 adet yapılmıştır.

ISBN 978-605-84797-0-8Sertifika No: 31029

OpenmediaBağdat Cad. Rüştiye Sok. No: 13/2Karaköy Beyoğlu İstanbulTel: 0216 700 1480Faks: 0216 700 1479E-posta: [email protected]

Page 4: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

GÜÇLÜ TÜRKİYEDAHA FAZLA ÖZGÜRLÜK, DAHA FAZLA DEMOKRASİ

Tuna Bekleviç

Page 5: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

1977’de esnaf çocuğu olarak Edirne’de doğdu ve Bilgi Üniversitesi’nde ekonomi okudu. 2000’de Ekonomistler Platformu’nu kurdu. Dernek çok kısa bir sürede 21 bin üyeye kadar ulaştı. 2004 yılında köy köy tüm Anadolu’yu dolaşarak Anadolu’nun Genç Liderleri’ni bir araya getirmeye çalıştı. 2005 yılında Bilgi Üniversitesi mezunlar cemiyetini kurarak ilk dönem başkanlığını gerçekleştirdi. 2006 yılı sonunda “daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi” talebi ile Güçlü Türkiye Partisi’ni (GTP) kurdu. Partisi 33 şehirde teşkilatlanmasını tamamlamasına rağmen erken seçim kararı alınınca seçimlere giremedi. 2007 yılında “Uluslararası Barış ve Demokrasi Forumu”nun (International Forum for Democracy and Peace) başkanlığına seçildi. 2011 Genel Seçimleri’nde AK Parti Edirne 2. Sıra Milletvekili adayı oldu. Aynı yıl T.C. Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın danışmanlığına atandı. 2013 yılından bu yana T.C. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun danışmanlığı ve Edirne Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı görevlerini sürdürmektedir. Bekleviç, ulusal gazetelerde yayınlanan yazıları yanı sıra İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları tarafından 2004 yılında basılan “Kağızman Modeli” ve 2006 yılında basılan “2023” isimli kitapların da yazarıdır.

TUNA BEKLEVİÇ

Page 6: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

Güçlü Türkiye sevdası ve 14 yılın ardından 7

Güçlü Türkiye Partisi 9

Genelkurmay suç duyurusu 18

Kuvvet komutanları ile ilgili suç duyurusu 4 Nisan 2007 22

21 Nisan 2007 Ev baskını 25

E-muhtıra karşısında duruş 27

Kapatma davası 29

2010 Referandumu 37

Saadet Partisi’nde olaylar, Numan Kurtulmuş ve Tuna Bekleviç görüşmesi 42

2011 Genel seçimleri 45

Başkanlık sistemi tartışmaları 51

Suriye’ye karşı vicdani duruş devlet geleneğimizdir. 53

Egemen Bağış ve Avrupa Birliği 56

Dr. Mehmet Müezzinoğlu 63

“Gezi” ile muhasebe 71

Edirne Gönüllüleri Deneyimi 73

Eğitim fırsatları 86

17 Aralık süreci 90

Haydi Türkiye Herkes AK Parti’ye 92

Yeni Dünya Düzeninin ihtiyaçları 99

Türkiye’nin kadınları 101

Güçlü Türkiye için güçlü sivil toplum 103

Türkiye’nin zihnini ancak gençler değiştirebilir 105

Yeni Yüzlerle Güçlü Türkiye 109

İÇİNDEKİLER

Page 7: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi
Page 8: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

7

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Güçlü Türkiye sevdası ve 14 yılın ardından

Herkesin mütevazi ve değer yüklediği hayatına ilişkin hikayesi-nin başladığı bir an vardır. 2000’de arkadaşlarımız arasında bir in-ternet grubu olarak temellerini attığımız birlikteliğin 14. yılındayız. Bu 14 yılda o kadar çok şey yaşandı ki geriye baktığımızda yüzler-ce, binlerce anı oluştu. Birçok hata yapıldı. Alkışlandık. Eleştirildik. Dostlar kazandık. Zaman zaman dostlar kaybettik. Sevindik. Üzüldük. 14 yılın sonunda bu mücadeleyi özet olarak “Cumhuriyetin ku-ruluşunun 100. yılı olan 2023’te Güçlü Türkiye” olarak tanımlıyorum. “Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük” diyorum. Hukukun üstünlüğünü savunuyorum. Bu topraklardaki insanı merkeze alan kültür ile evrensel değerlerin örtüştüğü yeni bir modelin üzerinde yükselecek “Güçlü bir Türkiye” için mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Henüz 23. yaş günümü kutlarken ilk sivil toplum örgütümüzün temellerini atıyorduk. Ekonomik krizin derin yaşandığı 2000’de mes-leki bir sivil toplum kuruluşu olarak kurulan “Ekonomistler Platformu” kısa sürede 21 bin üyeyi aşıyordu. Kemal Derviş’ten Ali Babacan’a, Masum Türker’den Mehmet Şimşek’e kadar Türkiye siyasetine hizmet eden isimlerin yolu bir şe-kilde “Ekonomistler Platformu” ile kesişti. TÜSİAD’dan MÜSİAD’a kadar iş dünyasından binlerce dostları-mız oldu. Bir çok farklı sivil toplum kuruluşunda yönetim kurulu baş-kanlığı, Güçlü Türkiye Partisi’nin kuruluşu, kapatma davası süreci, AK Parti’de siyaset, Bakanlara danışmanlıklar, kahvehaneler, köy-ler, beldeler, ilçe ve il teşkilatlarında siyaset ile dolu dolu geçen bir 14 yılı ardımızda bıraktık. Zaman zaman bu hayallerim imkansız bulundu. Zaman zaman

Page 9: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

8

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

kendimi ifade edemedim. Bugün hayallerimi değerlendirdiğimde yo-lun sonunda değil, başlangıcında olduğumu görüyorum. Ardıma bak-tığımda alkışlandığım anlardansa, eleştirildiğim noktaları daha net anımsıyorum.

Evet benim hikayem böyle başladı, ne mutlu ki bu hikayemi dostlarım da paylaştı. Bu zorlu ve dikenli virajlarla dolu yol hikayesi her geçen gün güçleniyor ve anlam kazanıyor.

Bazı kişiler hep konuşur, eleştirir, yakınır ama bazı insanlar hep iş yapar. Hayatta “iz bırakabilmek” için mücadele eder. Hele iz bırakma gayreti kendi kişisel çıkarları için değil milleti için olduğu zaman daha da güzel bir his ve manevi bir huzur sağlar.

İnşallah, bu kitabın sayfalarını çeviren ve yollarımızın kesiştiği herkesin niyeti samimi ve hayırlı olur.İnşallah onurlu bir hedef çerçevesinde hiç ayrılmayacak güçlü ve il-keli bir ekip olmayı başarabiliriz. İnşallah ilk günkü heyecanımızı ve samimiyetimizi hiç kaybetmeyiz.

Edirne Kozköy Hatırası, Köy Meydanı, 2007

Page 10: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

9

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Güçlü Türkiye Partisi

2006 yılında çok hareketli bir yaz yaşadım. Neredeyse tüm ta-nıdıklarım ve fikrine değer verdiğim bir çok kanaat önderine par-tinin kuruluş süreci ile ilgili düşüncelerimi açtım. Partinin kurulu-şu veya zamanlamasından ziyade çıkış gerekçelerimizi tartışmak istiyordum. Partinin ilk adımları 2006 Nisan ayında Tunceli Uzunçayır Jan-darma Asayiş Komando bölüğünde askerlik görevimi gerçekleşti-rirken atılıyordu. Arkadaşlarım bir çok dokümanı ve okumalarımı bölüğe gönderiyordu. Komutandan teslim alıyor ve sürekli oku-yordum. Askerliğimin son dönemlerinde de geceleri çok uzun nö-betlerimiz vardı. Bu nöbetler esnasında bol bol yazıyordum. Çar-şı izinleri esnasında bir internet kafe bulup yazdıklarımı arkadaş-larım ile paylaşıyordum. Yakın çalışma arkadaşlarım Aslı Yaman, Göksel Akman, Özen Demircan ve Mahir Toprak tüm zorluklara rağmen kışlaya kitapları ve çalışma notlarımı gönderiyordu. Çok manidardır. Güçlü Türkiye Partisi “daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi” söylemi ile kamuoyu önüne çıkmaya ha-zırlanıyordu. Hazırlıklar “kışla”da yapılıyordu. Siyasette bir boşluk oluştuğunu düşünüyordum. Sivil toplum alanında gerçekleştirdiğim örgütlenme tekniğinin siyasette de başarılı olacağını düşünüyordum. Siyasette teşkilat dinamikleri-ne hakim olmadan bu işe kalkışmanın çok zor bir mücadele ola-cağını söyleyen arkadaşlara “bu sorunu da aşacağız” diyordum. Bu konuda yanıldığımı yıllar sonra Sağlık Bakanımız Dr. Mehmet Müezzinoğlu ile çalışmaya başladığımda anladım. Bir siyasi par-ti için teşkilat dinamikleri gerçekten hayati bir öneme sahipti. Ben maalesef ki yola çıkarken teşkilat dinamikleri konusunda tecrübe sahibi değildim. Askerlik bitti. İstanbul’a geldim. Çalışmalar daha da hızlan-mıştı. O kadar yoğun bir toplantı gündemimiz ve görüşme trafiği-miz vardı ki birçok gece hiç eve gidemedim.

Page 11: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

10

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Uzun uzun yazışmalar, gerçekleştirilen sayısız toplantılar so-nunda “Ortak Gelecek Sözleşmesi” ismini verdiğimiz bir metinde karar kıldık. Hazırlıklarımızın yeterli olduğunu düşünüyorduk. Me-tinler ortaya çıktıkça vaktimizin azaldığını düşünüp heyecanlanı-yorduk. Tüm arkadaşlarımız çok samimiydi. Sanki o günlerde fark-lı gruplar parti kuracak ve tüm hazırlıklarımız boşa gidecek diye endişeleniyorduk. Kuruluş sürecine o kadar odaklanmıştık ki se-çimlere katılmak, oy almak yerine “kuruluş” bizim ana hedefimiz haline geldi. En yakınlar, eş, dost ve dostlarımızdan bir kurucular kurulu meydana getirdik. Yasal olarak gerekli belgeleri topladık. Hazır-ladığımız tüzüğümüzü imzaladık. Böylece 2006 yılı Eylül ayında tüm hazırlıklarımız tamamlanmıştı. Ya da başka bir deyişle biz ha-zırlıklarımızın tamamlandığını düşünüyorduk. 2000 yılından bu yana 6 yıl geçmişti. “Güçlü Türkiye Partisi”ni kurduğumuza dair dilekçemizi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaştırmak için yollara düştük. Batıdan gelenlerle İstanbul’da bu-luşarak birlikte Ankara’ya yola çıktık. Doğu’dan gelen arkadaşla-rımızda doğrudan Ankara’ya geldiler. Ben Batı’dan gelen otobüsün içerisindeydim. Otobüste heye-can doruktaydı. “Daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi” amacı ile kur-duğumuz partimizde “yeni yüzlerle Güçlü Türkiye” hedefliyorduk. Gerçekten de partinin kuruluş aşamasından bu yana siyaset ile yolu kesişmemiş binlerce genci Türkiye siyasetine dahil ettik. Özel-likle 1980 dönemi gençlerin siyasetle tanışması, onların siyasete dahil olmaya ikna edilmesi, bu durumun ailelerine izah edilmesi çok zorlu bir süreçti. Bu partinin ana hatlarında daha önce siyasette yer almamış gençlerin bulunması medyanın dikkatini çekti ve bir çok gazete alttaki şekilde haberleri gündemine taşıdı.

Page 12: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

11

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Güçlü Türkiye Partisi hızlı örgütleniyordu. Sivil toplum haya-tımız boyunca İstanbul merkezli bir hareket olduk. Anadolu’da her zaman örgütlenmemizi tamamladık. Fakat Türkiye’yi sürekli İstanbul’dan algılamaya gayret ettik. Şüphesiz bu tercihimiz bize bir çok avantaj sağladı. Öte yandan geriye dönüp değerlendirme yaptığımda yaptığımız en önemli hatalardan birisinin bir siyasi hareketi Ankara değil, İstanbul merkezli olarak inşa etme gayreti olduğunu kabul ediyorum.

Güçlü Türkiye Partisi kuruldu http://www.hurriyet.com.tr/sondakika/5186108.aspANKARA (A.A)

“Güçlü Türkiye Partisi” adıyla yeni bir parti kuruldu. Partinin Genel Başkanı Tuna Bekleviç, kuruluş dilekçesinin verilmesi-

nin ardından Sürmeli Otel’de basın açıklaması yaptı. “Yasakçı ve baskıcı zihniyet ile bürokratik kurumların anti-demokratik

özelliklerinin arttığını, hak ve özgürlüklerin geri plana itildiği” görüşünü savunan Bekleviç, kapsamlı bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Bekleviç, bu dönüşüm ihtiyacının “yeni yurttaş kimliğinin tanımlanma-sı, devletin temel görevlerinin yeniden düzenlenmesi ve yeni sivil anaya-sanın kabulü gibi üç temel alanda cesaret gerektiren demokratik reform-larla” gerçekleştirilebileceğini söyledi. Bekleviç, şunları kaydetti: “Bu ge-rekçelerle dönüşümü talep eden yurttaşlarımızı temsil edecek, ulusal de-ğerlerimize evrensellik katarak, Türkiye’yi uluslararası camianın saygın üyeleri arasına taşıma hedefi taşıyan yeni bir siyasi partinin var olma-sı gerektiğini düşünerek, Türkiye siyasi hayatına katılmaya karar verdik.

Biz, Türkiye toplumunu meydana getiren tüm yurttaşlarımız ile Türkiye’yi, insan odaklı, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak dönüştürmeyi, dünya devletlerinin özgürlükçü demokrasi, adil bölüşüm ve sürdürülebi-lir barış arayışlarına bütünleştirici katık sağlayacak seviyeye taşımayı ve ülkemizi uluslararası camianın saygın bir üyesi yapmayı ‘ortak gelecek sözleşmesi’ olarak kabul ediyoruz.”

Bekleviç, “ortak gelecek sözleşmesi”nin, Türkiyelilerin yeni yurttaş kim-liği, etkin devlet anlayışı ve tüm yurttaşların haklarını güvence altına alan sivil anayasa ilkelerini temsil ettiğini ifade etti.

Page 13: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

12

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

O dönemde teşkilatlanma manasında önemli adımlar atsak-ta teşkilatçılık konusunda o dönemde yaptığım hataları ancak yıl-lar sonra 2011’de Dr. Mehmet Müezzinoğlu ile çalışmaya başladı-ğımda anlıyordum. Mehmet Bey gerçekten bir teşkilat dehasıydı. Keşke onunla 2000’li yılların başında tanışmış olsaydım sözünü çok kez sarf ettim. Yaptığımız hatalara rağmen bu gençlik hareketi medyada yer buluyordu. O dönemde bir çok yazar Güçlü Türkiye Partisi’ni konu alan köşe yazıları kaleme aldı. Fakat Radikal Gazetesi’nde Altan Öymen ve Vatan Gazetesi’nde Elif Ergu Demiral’in yazdıkları par-timize bir çok yeni yüz kazanmamıza vesile oldu.

Siyasetteki ‘gençsiz’liği aşmak için parti kuran gençler http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=208316Altan Öymen (26/12/2006)

‘Güçlü Türkiye Partisi’nin 224 üyesinin yaş ortalaması 27... Genel başkan 29 yaşında. Üyelerin yüzde 35’i kadın... Türkiye’nin en genç parti kurucusu İmre Eskici, partiye nasıl girdiğini

anlatıyor: ‘Annem babam kaygılıydı. Herkes beni uyardı. Siyaset genç işi değil dedi. Ama ben Amasya’dan otobüse bindim...’

‘Gençsiz, kadınsız, ışıksız siyaset’ başlıklı yazıma çok sayıda mesaj geldi. Birini -özetleyerek- yayımlıyorum: “Ben İrem Eskici. 18 yaşındayım ve şu an Amasya’da üniversiteye hazırlanıyorum. Ve ben de en az sizin kadar ‘siyasetin bir vatandaşlık görevi’ olduğuna inanıyorum. Ben de etkin bir biçimde siyasette yer almaya çalışıyorum. (...) Şimdi, kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü şu an bir siyasi partinin kurucu üyelerindenim. Aynı zamanda MKYK üyesiyim de. Siyasette bana da söz hakkı doğmasına yardım eden bu parti ‘Güçlü Türkiye Partisi.’

Partinin oluşumunu internette duydum. Ortak Gelecek Sözleşmesi’ni okuyunca aktif bir şekilde yer alabilece-

ğim partiyi bulduğumu düşündüm. E-posta yolu ile parti oluşumunda yer almak istediğimi söyledim.

İstanbul’da görüşmeye çağırdılar beni.” İrem Eskici, konuyu ailesine açmış. Doğal olarak kaygılanmışlar. 1980’ler

Page 14: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

13

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

dönemindeki olayların korkusu içindeymişler. Onları ikna etmesi kolay ol-mamış. Neden sonra razı olmuşlar. İstanbul’daki yakınlarını da devre-ye sokup, kızlarını göndermişler orada yapacağı ‘siyasal görüşme’ye...

Gerisini, gene Eskici’den izleyelim: “İlk defa İstanbul’a tek başıma gi-diyordum. Hatta yer bulamadığım için muavin koltuğunda gittim. Yolda nereye gittiğimi soran yolcular, otobüs şoförleri vs. durumu anlattığım za-man beni sıkı sıkı uyardılar. Bunun bir tuzak olabileceğini, siyasetin genç-lerin işi olmadığını anlattılar. Beni karşılayan yakınlarım da durumu du-yunca şaşırdılar, bunun boş bir heves olduğunu düşündüler ve yüzüme açık açık söylediler.” ***

Sonra... İrem Eskici, ‘Güçlü Türkiye Partisi’ adı altında kuruluşu başla-yan partinin Mecidiyeköy’deki bürosuna gidiyor. Genel Başkan Tuna Bek-leviç kapıyı açıyor. Diğer kurucularla da tanışıyor. Hep birlikte görüşüyor-lar. Gerekli belgeleri tamamlıyor. Partiye ‘kurucu üye’ oluyor.

Şimdi bundan çok memnun. Gerçi bu konudaki güçlükleri görüyor. ‘Gençlerin ve bayanların aktif

olarak siyasette yer alması’ konusunda, ‘Toplumun önyargısını kırmak çok zor olacak’ diyor. Ama mesajını şöyle bitiriyor: “Önümüzdeki seçim-de de bu tablonun değişip değişmeyeceğini merak etmişsiniz. Bence de-ğişecek. Belki belirli bir dönem gerekecek, insanların ve siyasetin gençle-re alışması için. Ama biz elimizi taşın altına koyduk. Ve şunu da diyebili-rim: Gelecek dönemlerde (‘Kadınsız, Gençsiz’ başlıklı yazılar yerine), ‘Ka-dınlarla ve Gençlerle...’ diyen yazılarınız olacağını tahmin ediyorum.” ***

İrem Eskici’nin mektubu böyle bitiyor. Bunu okuduktan sonra, bir gazete yazarı ne yapar? İrem Eskici’nin partisinin genel başkanını arar. ‘Güçlü Türkiye Partisi’ adıyla kurulan parti hakkında gazetelerde birkaç

haber görmüştüm. Ama, doğrusu, bunlar fazla ilgimi çekmemişti. Yeni par-tiler kurma girişimleri hep oluyor. Bazıları o yolda epey mesafe de alıyor. Ama ‘yüzde 10’ barajın bulunduğu bir ülkede, yeni parti kurup tutturma-nın hiç de kolay olmadığı belli. Bu konuları, partinin Genel Başkanı Tuna Bekleviç’le görüştüm. Sorularımı yanıtladı. Zaten bana o da bir mesaj gön-dermiş. Onu da buldum. Görüşmemizin özetini yazıyorum.

Önce kişisel durumu: Bekleviç, 29 yaşında. Edirne’de esnaf bir ailenin tek çocuğu...

Bilgi Üniversitesi mezunu. Ekonomist... Fakülteyi bitirdikten sonra

Page 15: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

14

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

üniversiteyle ilgili idari görevlerde ve sosyal çalışmalarda bulunmuş. ‘Ekonomistler Platformu’nun aktif üyesiymiş. Amerika’da uzmanlık seminerlerine katılmış.

Parti genel başkanı olarak söyledikleri, kendi cümleleriyle şöyle: “9 Kasım 2006 tarihinde 38 genç bir araya gelerek Cumhuriyet tarihinin en genç kurucularına sahip partisinin resmi olarak kuruluşunu gerçekleştir-dik. Şu an 224 kişilik ekibimizle, Siyasi Partiler Kanunu’nun 36. madde-sini başarı ile yerine getiriyoruz. 41 şehirdeki örgütlerimizin tamamlan-masına az kaldı. Büyük kongremizi de nisan da gerçekleştirerek 2007 seçimlerine katılacağız. Siyasi yelpazedeki yerimizi, postal sesini de, ta-kunya sesini de pek sevmeyen demokrat gençler olarak tanımlayabiliriz.”

Partinin hedeflerine ve metotlarına gelince... Bunların faaliyet programı çerçevesinde somutlaştırılması için yapılan

çalışmalar sürdürülüyor. Fakat özet hedef belli: “Ülkemizin, insan odak-lı, laik, demokratik bir hukuk devleti olarak, çağdaşlaşma yolundaki de-ğişimini sağlamak...”

Bu, ‘Ortak Gelecek Sözleşmesi’ adındaki bir metinde daha geniş ola-rak anlatılıyor ***

Bekleviç, kendisinden çok diğer arkadaşlarından söz ediyor. Belirtti-ğine göre, şimdiki 224 kişilik üye kadrosunun yaş ortalaması 27. Kadro-nun yüzde 35’i de genç kız.

Ayrıca Türkiye’nin en genç ‘parti kurucusu’ da kendi partilerinde... Yukarıda mektubundan bir özet verdiğimiz İrem Eskici, o alanda rekor

sahibi. Başka hiçbir partide 18 yaşında, (hem de hanım) bir kurucu yok. *** ‘Gençsiz, kadınsız, ışıksız siyaset’ başlıklı yazıma ‘Güçlü Türkiye

Partisi’nin üye ve yöneticilerinden gelen mesajlardan ve yaptığım görüş-melerden öğrendiklerim bunlar. Bu oluşumun bundan sonraki gelişme-si nasıl, şimdiden bir tahminde bulunmak kolay değil. Ama bu girişimin, Türkiye’nin bir gerçeğinin sonucu olduğu meydanda...

Mevcut partilerin çoğu (benim üyesi olduğum CHP’de dahil), saflarını gençlere açmakta isteksiz ve hareketsiz görünüyorlar. Ülkemizde genç-lerin siyasete girmesi zaten zor. Ailede ve çevrede oluşan endişelerden başlayarak, bunu önleyen birçok engel var. Ama o engelleri aşıp siyase-te katılmak isteyen gençlerin de, siyasi partilerin kapılarındaki ve/veya bekleme odalarındaki engelleri aşması kolay değil. Aşabilenlerin de, o

Page 16: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

15

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Altan Öymen’in yazısı partinin kendisini anlatması konusunda gerçekten yararlı olmuştu. Her köşe yazısında olduğu gibi bu yazı akabinde de bir çok yeni arkadaşımız partiye katılım göstermişti.

En genç parti: GTP http://haber.gazetevatan.com/0/113531/4/yazarlarElif Ergu

Bundan 7 yıl kadar önce Ekonomistler Platformu’nu henüz kurmuştu. Tesadüf eseri tanıştık ve röportaj yaptım Başlık şuydu: “Bir gün başbakan olacak.” Tuna Bekleviç’ten söz ediyorum. Yıllar geçti. 1977 Edirne doğumlu Tuna Bekleviç, internet üzerinde ör-

gütlenen Ekonomistler Platformu’nu büyüttü. Anadolu’nun Genç Liderleri’ni topladı. Dünyayı gezdi. Tarımdan, AB konularına kadar farklı konularda al-ternatif projeler üretti birlikte çalıştığı genç arkadaşlarıyla.

Ve sonuçta 9 Ekim 2006’da Güçlü Türkiye Partisi’ni kurdu. Parti kuraca-ğını duyduğumda şaşırmadım. Sivil toplum örgütü olarak farklı sularda yü-züp bir gün mutlaka siyasete gireceğini kendisiyle ilk tanıştığımız günden beri biliyordum, zaten bunu tahmin etmek de zor değildi.

Güçlü Türkiye Partisi şimdilerde önümüzdeki seçimlere girmek için hızla örgütleniyor. Ve onlar gerçekten de genç.

Partinin kurucularının yaş ortalaması 27. 32 il, 115 noktada (belde, ilçe) örgütlendiler. İstanbul üyelerinin yüzde 67’si kadın. GTP’nin kadın kolları ve gençlik kolları yok. Çünkü buna ihtiyaç yok. GTP’nin tüm hesapları internet ortamında. Yani “şeffaf ve saydamız” demeleri boşuna değil.

Tuna Bekleviç Türkiye’de gençlerin hayal kırıklığı yaşadığından söz ediyor. 1980 sonrası “apolitik” diye tanımlamaya alıştığımız gençlerin arasından

çıkan “siyasi” gençlerin partisi GTP, bu hayal kırıklıklarına çözüm getirecek projeler üzerine odaklanarak gençleri örgütlemeye çabalıyor.

engellerin arkasındaki yapıyı gençleştirebilmeleri kolay değil... O zaman, işte, siyasete katılmak isteyen gençler, gençlerden oluşan

ayrı bir parti kurmayı, tüm güçlüklerine rağmen, daha gerçekçi buluyor-lar. Dileriz, bu çabaları, kendi amaçlarının gerçekleşmesinin yanında, ülke-miz siyasetindeki olumsuzlukların ortadan kalkmasına da katkıda bulunur.

Page 17: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

16

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Partimizin kuruluşu akabindeki 3 ay gerçekten çok hızlı geçti. Bir çok şehirde teşkilatlarımızı kuruyorduk. Fakat buna rağmen her geçen gün medya ilgisi azalıyordu. Mali olarak güçlü bir yapımız yoktu. Masraflarımızı gençlerin harçlıklarından tamamlıyorduk. Açıkçası partimizde çalışan hiç bir arkadaşımız maaş alamıyor-du. Bu kısıtlar bizi çok sıkıştırmaya başladı. Particilik deneyimi-miz teşkilat bilgimizin zayıflığından ötürü gittikçe romantikleşme-ye başlamıştı. “Ortak Gelecek Sözleşme”miz demokratikleşme konusunda cesur bir söylem içeriyordu. Fakat bu söylemi perçinleyecek teş-kilatımız da, kanaat önderlerinden yeterli desteğimiz de yoktu. Bazı röportajlarla ilgi uyandırmaya ve röportajların konusunu siyasi iddialarımıza getirmeye gayret etsem de konu dönüp dola-şıp “1980 sonrası gençlik bu parti ile politize oldu, siyasi parti kur-du.” Noktasını bir türlü aşamıyordu. Bu hareket kamuoyunun ho-şuna gitmişti. Dikkat çekmiştik. Fakat bunun ötesine geçmeyi ba-şaramadık. Aktif bir şekilde sokakta olmayınca da yayınlanan ba-sın bültenleri veya röportajlar ile kurduğumuz partinin pozisyonla-rını ve duruşunu topluma yansıtmayı başaramadık. Partinin kuruluş dönemi Türkiye’de AK Parti’nin yükseliş ve de-mokratikleşme mücadelesinin en güçlü olduğu döneme denk ge-liyordu. Toplum gittikçe kutuplaşıyor; bizden sizden olma durumu toplumda yaygın bir psikoloji haline geliyordu. Bu süreçte Güçlü Türkiye Partisi’nin pozisyon alması her geçen gün akıntıya kürek çekme anlamı taşıyordu. Özetle parti daha ilk üç ayında maddi-yattan, teşkilat dinamikleri konusundaki tecrübesizliğe ve siyasi konjonktüre kadar ciddi sıkıntılar yaşıyordu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı sürekli bir takım belgeler istiyordu. Bir yandan teşkilatlar kuruluyor bir yandan da talepler kapıya dayanıyordu. Sorunlara boğulunca teşkilat kurabilmek için seyahat yapamıyorduk. Maddi sıkıntılarda üzerine binince parti bir anda sadece internet üzerinden teşkilatlanabilir hale geldi. O

Page 18: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

17

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

dönem sosyal medya 2014 yılında olduğu kadar güçlü bir mecra değildi. Sadece e-posta ve gazetelerin internet sayfalarında yer alabiliyorduk. Zaman daralıyor ve daralan zamanda teşkilatlanma gerekliliği konusunda üzerimizdeki baskı güçleniyordu. Biz de zo-runlu olarak ücret ödemeden tanıtım konusunu çok abarttık. Bu gençlerin yoğun olarak ziyaret ettiği en güçlü mecra olan eksisoz-luk.com da ciddi bir eleştiri konusu haline geldi. Buradaki eleşti-riler daha sonra hakim medyada da yer alınca yapılan bir strate-ji hatası bedeli bizim için oldukça ağır oldu. Samimi olarak ortaya çıkan genç hareket lüzumsuz zorlama-lar yüzünden bir anda samimiyetsiz bir etiket ile anılır oldu. İşler karışıyordu. Daha adım bile atmadan zorluklar bizi sistemin dışı-na atıyordu. Bunu tüm kalbimle hissediyordum. Yine de bunu ar-kadaşlarıma hissettirmemek için ciddi bir çaba sarf ediyordum.

Page 19: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

18

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Genelkurmay suç duyurusu

Partimizin kuruluşunun üzerinden henüz 2,5 ay geçmişti ve 15 Aralık 2006 partimizin en önemli kırılma noktalarından birisi olmuştu. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt siyasete açıkça müdahale ederek Askeri Ceza Kanunu’nun 148. maddesine göre suç işlemişti. Bunun üzerine bir çok kanaat önderi ile istişareler-de bulunduk. Fakat özellikle 21. Dönem İstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu ve yazar Prof. Mehmet Altan bu konuda çok net bir du-ruş sergilediler.

Evet, biz demokratikleşme talebi ile bu partiyi kurduk. Biz nor-malleşme istiyorduk. Askerin siyasete müdahale etmesine kesin-likle karşı bir duruş sergilemeliydik. Hatta Yaşar Büyükanıt’ın bu konuda maksadını aşan suç unsuru taşıyan sözlerine karşılık ver-meliydik. Emre Bey ve Mehmet Altan ile uzun uzun görüşmeler gerçekleştirdim. Her ne kadar tereddütlerim olsa da bu adımı at-malıydım. Ümit Kardaş ve Gültekin Avcı’ya da fikrimi açtığımda olumlu geri dönüşler almıştım.

Tüm cesaretimi topladım. İşte o gün Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek Cumhu-

riyet tarihinde ilk kez bir siyasi parti genel başkanı bir Genelkur-may Başkanı hakkında suç duyurusunda bulundu.

İlginç bir gün yaşıyorduk. Bugünün koşullarında belki çok an-lam ifade etmeyebilir. Fakat o gün bu cesur kararın verilmesi ina-nın Türkiye siyasetinde en demokrat kimlikteki kişiler için bile mar-jinal bir hareketti.

Öncelikle suç duyurumuz kabul edilmedi. Suç duyurusunu alan kişi Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nda en üst katında bulunan başsavcının karşısına getirdi. Başsavcı ilk olarak bizim bir genel-kurmay başkanı hakkında suç duyurusunda bulunamayacağımı-zı belirtti. Biz de herhangi bir kişi hakkında suç duyurusunda bu-lunmanın anayasal bir hakkımız olduğunu ve suç duyurumuzu da kabul etmesi gerektiğini ve son kararı hukukun vermesi gerektiği

Page 20: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

19

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

konusunda ısrar ettik. Bu ısrarımız karşısında yeni bir taktik ge-liştiren Başsavcı henüz genç olduğumuzu hatırlatarak bize yar-gıyı lüzumsuz yere meşgul ettiğimiz konusunda suç işlediğimizi ima etti. Biz yine de geri adım atmadık ve o gün o odaya suç du-yurumuzu teslim ederek çıktık.

Bu bilgiyi öğle saatlerinde ulusal medya ajanslarına iletmiş-tik. O dönem medya üzerindeki baskının ne ölçüde olduğunu işte aynı gün yaşadık. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir siyasi parti bir genelkurmay başkanı ile ilgili suç duyurusunda bulunuyor ve hiç bir ulusal ajans bunu haberleştirmiyordu. Tüm ajanslar ile konuş-tum. Anadolu Ajansı’nda o dönem sivil siyaset ile ciddi sıkıntısı ol-duğuna emin olduğum haber müdürü ısrarlı aramaların sonrasın-da Milli Güvenlik Akademisi’nde aldığı derslerden sonra telefonu-mu yanıtladı. Bunu haberleştirmeyeceğini açıkça bana ifade etti. Bir habercinin daha sonra çok utanabileceği ve mesleki ilkelerini hiçe sayarak kurduğu tüm cümleler o haberciyi yaşamı boyunca takip edecektir. Aynı şekilde Cihan Haber Ajansı da İhlas Haber Ajansı da bu konuyu haber yapmadılar. Son olarak ANKA Haber Ajansı’nı aradığımda konunun ANKA’da haber olduğu gördüm.

Böylece bu suç duyurusu tarihe geçmiş oldu. Bir suç duyu-rusunu yapmak ve bunu kamuoyuna yansıtmak bile o kadar güç olmuştu ki yargıya güvenmek hatta genelkurmay başkanını mah-kemeye çıkartabilmek ne kadar zor olabilir hayal dahi edemiyor-duk. İşte Türkiye böyle bir atmosferden geçerken bir kaç yıl içeri-sinde Ergenekon sürecinin içerisinde bu yargılamaların mümkün olduğu bir ülke haline geliyordu.

Ben Ergenekon davası sürecinde ne tutukluluk süresinin uzun olmasını istedim ne de masumların haksız yere içeride yatması-nı istedim. Ben sadece bu ciddi iddiaların yargı karşısına çıkarak toplumsal vicdanın tesis edilmesi arzu ettim. Maalesef hiç birisi olmadı. Tutukluluk süreleri o kadar uzadı ki sanıkların hakları çiğ-nendi. Sonradan görüyoruz ki haksız yere içeriye girenlerde oldu. Tabii en önemlisi bu dava neden oluştuğu ve neden sona erdiği

Page 21: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

20

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

konusunda “toplumsal vicdan” kesinlikle tatmin edilmedi. Yıllar sonra hükümetimizi en çok eleştirdiğim konulardan birisi

“toplumsal vicdan” konusunda duyarsız kalmamız olmuştur. Doğ-ru veya yanlış ortaya çıkan haberler konusunda toplumsal vicda-nı tatmin edemedik. En çok Rıza Sarraf olayı canımı acıttı. 2013 Aralık ayında yaşanan olaylar ile gündemimize giren Sarraf’ın daha sonrasında Bodrum’da gençlerle tartışması ve Cumhurbaş-kanlığı seçimi esnasında sanki basın toplantısı düzenliyormuş-çasına gibi oy kullanması beni rahatsız etti. Bu konuda toplum-da bir hassasiyet oluşmuştu. Her ne olursa olsun bu hassasiye-te dikkat etmeliydik.

Tekrar 2006’ya dönelim. Haberlere göz atalım.

Güçlü Türkiye Partisi Başkanı Bekleviç, Orgeneral Büyükanıt’ın 8 Aralık’ta Hürriyet’e verdiği demeçle Askeri Ceza Kanunu’nun 148. maddesine göre suç işlediğini, hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılmasını ve cezalandırılmasını istedi.BİA Haber Merkezi 15/12/2006 BİA (İstanbul)

Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç, Genel Kur-may Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkında, hükümetin Avrupa Birliği’ne Kıbrıs’la ilgili olarak sunduğu öneriye ilişkin Hürriyet gazetesi-ne “siyasi amaçlı demeç verip telkinde bulunduğu” gerekçesiyle suç du-yurusunda bulundu.

Bekleviç, bugün (15 Aralık) Şişli Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, Orgeneral Büyükanıt’ın 8 Aralık’ta Hürriyet gaze-tesine verdiği demeçle Askeri Ceza Kanunu’nun 148. maddesine göre suç işlediğini; hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılma-sını ve cezalandırılmasını talep etti.

“Büyükanıt kendini sivil iradenin üstünde görüyor” Bekleviç, “Hürriyet’te yer alan sözler sayın Orgeneral Yaşar

Büyükanıt’ın kendisini seçilmiş sivil iradenin üzerinde gördüğünü ve si-yasi kararların alınma aşamasında kendisine bilgi verilmesini değil sorul-masını istediğini göstermektedir” dedi.

Suç duyurusuyla hem adli mekanizmaları uyardıklarını, hem de hükü-meti bu konuda artık tavır almaya davet ettiklerini söyleyen Bekleviç şöy-

Page 22: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

21

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Suç duyurusu akabinde Genelkurmay’dan bir albay beni aradı ve suç duyurusu ile ilgili bilgi verdi.

Partimiz ilk ciddi pozisyonunu 15 Aralık 2006 tarihinde almış oldu. Biz “askerin sivil siyasete müdahalesine karşıyız.” Derken benzer düşünen bir çok siyasi partinin korkudan veya endişele-rinden dolayı hareket etmediğini ve bu süreçte bizi yalnız bıraka-cak kadar samimiyetsiz olduğuna şahit olduk.

O zor günlerde sessiz kalan partiler Ergenekon sürecinde tu-tuklamalar başlayınca aniden “demokrat” oldular. Tarih bu süreç-leri “samimiyet” ve “korkaklık” noktasında mutlaka yargılayacaktır.

Bu süreç 2,5 aylık genç partimize ciddi zarar verdi. Dik ve sa-mimi duruş sergilemiş olsak da bir çok teşkilatımız bu konuda üye-leri ile sıkıntı yaşadı. Bazı teşkilatlarımızı fes etmek zorunda kal-dık. Hem medyada yer alamamış hem de teşkilatlarımızı kaybet-miş olarak 2007 yılına giriyorduk.

le devam etti: “Eğer hükümet sivilleşme konusunda samimi ise, yasalar-da ve uygulamada gerekli değişimi gerçekleştirerek Türkiye’de atanmış-larla seçilmişler arasındaki ilişkinin niteliğini çağdaş bati demokrasilerin-deki yerine oturtur. aksi halde, hem Türkiye demokrasisi, hem de hükü-metin samimiyeti tarih önünde tartışılır duruma düşer.”

“Bizim görüşümüz alınmadı” Hürriyet’in manşetten yer verdiği haberde Orgeneral Büyükanıt şun-

ları söylemişti: * Şunu açık seçik söylüyorum. “Off the record” demiyorum. bizim görü-

şümüz alınmadı. Orada 40 bin askeri olan bir kurumun görüşü alınmaz mı? * Türk Silahlı Kuvvetleri’nin resmi görüşü nasıl alınır bellidir. biz resmi

görüşümüzü yazılı olarak veririz. benim onayım olmadan kimse de silah-lı kuvvetler adına resmi görüş bildiremez. Ben de diyorum ki, resmi gö-rüşümüz alınmadı.

* Sorsalardı şunu söylerdik; bu devletin resmi görüşünden sapmadır. * Bize göre bu açılım, devletin resmi görüşünden sapma anlamına gel-

mektedir. limanları açacağız diyorsunuz. hangi limanları açacaksınız? * Rumların reddetmesi hiç önemli değil. dediğim gibi devletin resmi gö-

rüşünden sapma olmuştur.

Page 23: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

22

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Kuvvet komutanları ile ilgili suç duyurusu 4 Nisan 2007

Yaşar Büyükanıt şokunu henüz atlatmamıştık. Bu sefer de Kuvvet Komutanlarının darbe planları gün ışığına çıktı. Aynı tu-tarlılığı bu noktada da gösterdik. Türkiye’de 4 ayda bile çok şey değişmişti. Bu sefer haber anlamında bir sıkıntı yaşamadık. Hür-riyet Gazetesi bu suç duyurusu ve gerekçelerini de ifade ettiği gü-zel bir haber ile konuyu gündeme taşıdı.

İlgili dönemde bir çok kişi ve kurumun konu ile ilgili suç du-

Nokta Dergisi’nde 29 Mart 2007’de yayınlanan ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen günlükte dönemin Kuvvet komutanlarının iki kere darbe girişiminde bulunduğuna ilişkin ifadeler üzerine, aynı gün suç duyurusu yapıldı.http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6268469.asp

Güçlü Türkiye Partisi Genel Başkanı Tuna Bekleviç, dönemin kuvvet komutanlarının Anayasal suç işlediklerini ve cezalandırılmaları istemiyle Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, günlükteki ifadelerle ilgili olarak Cum-huriyet savcılarını göreve çağırırken, Özden Örnek’e ait olduğu ileri sü-rülen günlüğün yayınlandığı gün suç duyurusu yapıldığı öğrenildi. Güç-lü Türkiye Partisi Genel Başkanı Tuna Bekleviç, 29 Mart 2007’de Şiş-li Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir dilekçeyle başvurarak, emekli Jandar-ma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur, Hava Kuvvetleri Komuta-nı Orgeneral İbrahim Fırtına, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman ve Deniz Kuvvetleri Oramiral Komutanı Özden Örnek hakkında Anayasa’yı ihlal ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Bek-leviç, dilekçesinde eski Kuvvet komutanlarının eski TCK’nın 146 ve yeni TCK’nın 309.maddesine muhalefet ettiklerini savundu. Dilekçede, “Nok-ta Dergisi’nin 29.03.2007 tarihinde Sn. Özden Örnek’e ait olduğu belirti-len günlükler yayınlamıştır. Bu habere konu olan günlüklere göre Kuvvet komutanlarının Anayasal düzene karşı plan içerisinde bulunduğunu gös-termektedir. Günlükteki ifadelere göre dönemin Kuvvet komutanları 765 sayılı eski TCK madde 146’ya ve 5237 sayılı yeni TCK madde 309’a mu-halefet ederek suç işlemiştir” dedi.

Page 24: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

23

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

yurusunda bulunduğu konuşuluyordu. Fakat 5 Nisan 2007’de Samanyolu Haber konuya açıklık getiriyordu.

Nokta Dergisi’nde yer alan darbe haberlerinin üzerine hare-kete geçen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmayı ‘’darbe iddialarının araştırılmasına’’ yönelik değil ‘’derginin aley-hine’’ başlattığı ortaya çıktı.

Soruşturma darbeye değil dergiyehttp://www.samanyoluhaber.com/gundem/Sorusturma-darbeye-degil-dergiye/161760/

Dergi Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş’ün haberlerle ilgili olarak pazartesi günü savcılığa ifade vermesi bekleniyor.

Nokta Dergisi’nin geçtiğimiz hafta yayınlanan sayısında yer alan ve Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüğe dayandırılan darbe iddiaları, gündeme bomba gibi düşmüştü. Dergi’nin haberine göre, Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlükte, dönemin kuvvet komutanlarının iki kere darbe girişiminde bulunduğu ile-ri sürülüyordu. Başbakan Erdoğan’ın savcıları göreve çağırmasının ar-dından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlattığı orta-ya çıktı. Ancak savcılığın soruşturmayı darbe iddialarının araştırılmasına yönelik değil Nokta Dergisi aleyhine başlattığı öğrenildi. Savcılık Nokta Dergisi hakkında “ askeri itaatsizliğe teşvik ve halkı askerlikten soğutma suçları”ndan soruşturma başlattı.

Nokta Dergisindeki darbe iddialarıyla ilgili şimdilik tek adli işlemin, Güçlü Türkiye Partisi Genel Başkanı Tuna Bekleviç’in, dönemin Kuvvet Komutanları’nın Anayasal suç işlediklerini ve cezalandırılmaları istemiy-le Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurusunun kabul edilmesi oldu-ğu ifade ediliyor.

Şişli Başsavcılığı’nın bu suç duyurusu dilekçesini görevsizlik kararı ve-rerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndereceği, Ankara’nın da suç-lanan kişilerin eski kuvvet komutanları olması sebebiyle, başvuruyu yet-kisizlik kararıyla Genelkurmay Başkanlığı’na havale edeceği söyleniyor.

Ancak hukukçular, general ve amirallerin sadece askeri mahkemele-rin görevine giren suçlarından dolayı askeri mahkemede yargılanacağı-nı, bunun dışında kalan ve suç teşkil eden eylemleri için sivil mahkeme-de yargılanmaları gerektiğini dile getiriyor.

Page 25: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

24

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Sonuç aynen haber sitesinde yer aldığı gibi oldu. Görevsizlik kararı ile konu kapatıldı. O günlerde suç duyuruları birbiri ardına geliyordu. Biz hiç bir grup ile koordineli bir hareket içerisinde değil-dik. 15 Aralık’ta Yaşar Büyükanıt örneğindeki ilkesel duruşumuzu devam ettirmek istiyorduk.

Oligarşik bürokrasi sivil siyasetin görev ve yetki alanını daralt-maya çalışıyordu. Biz de bu noktada ilkesel bir duruş sergiliyorduk.

Page 26: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

25

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

21 Nisan 2007 Ev baskını

Kuvvet komutanların hakkında suç duyurusu ile artık duruşu-muzu çok net ortaya koyuyorduk. Bu duruş teşkilatlanmamızı ol-dukça olumsuz etkilemesine rağmen bir siyasi parti olma sorumlu-luğu bize bu konuda dik durma görevini yüklediğine inanıyordum.

Türkiye bu konularda gergin bir süreçten geçiyordu. Ortam sessizdi. Fakat bu sessizliğin büyük bir fırtına öncesi sessizlik ol-duğunu hissediyorduk. İşte böyle gergin bir ortamda bir gece eve gelirken kötü bir olay yaşadık.

Şişli’de bir apartmanda ikinci katta bulunan evimize girmek için asansöre binmiştik. Eşim ile marketten alışveriş yapmıştık. Elimizde torbalar vardı. Asansörün kapısını açtığım an birilerinin aşağıya doğru koştuğunu gördüm.

Olay bir anda olmuştu. Kaçanları tam olarak görebilme şan-sım olmamıştı. O sırada kapının kırıldığını görünce bir anda aşa-ğıya doğru koşmaya başladım. Oldukça hızlı davranmama rağ-men dışarıya çıktığımda kimseyi göremedim. O sırada eşimi yu-karıda bıraktığımı hatırladım ve biran içeriye girebileceğini dü-şündüm. Tekrar yukarıya koştum. Olayın basit bir hırsızlık oldu-ğunu ve evde başka bir hırsızın olabileceğini düşünerek endişe-lendim. Eve geldiğimde eşimin alt kata komşuya indiğini gördüm.

Eve girmedik ve polise bilgi verdik. Polis eşliğinde kırılan ka-pıdan içeriye girdiğimizde eve giren davetsiz kişilerin evi altına üstüne getirdiğini gördük. Evde polisin tüm çalışmalarına rağmen hiçbir parmak izi veya başka bir ipucu bulunamadı. Eve girenler şüphesiz bir şey aramışlardı. Fakat aradıkları her neyse o evde yoktu. Evde herhangi bir hırsızlık olayı da yaşanmamıştı. Olay bizi korkutmasa da bu konu hep bir muamma olarak kaldı. Hiç bir zaman aydınlanmadı.

Page 27: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

26

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

GTP lideri Bekleviç´in evine girdilerhttp://www.haber7.com/guncel/haber/235806-gtp-lideri-beklevicin-evine-girdiler

Nokta dergisinin iddiasında adı darbeci komutanlar arasında geçen Şener Eruygur´un yargılanması için dava açan GTP Genel Başkanı Tuna Bekleviç´in evine girildi.

Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç´in Şişli´deki evine giren kimliği belirsiz kişiler, bir şey almadan kaçtı. Bekleviç´in, 19 Ma-yıs Mahallesi Güven Sokaktaki evine akşam saatlerinde kapının kilidini kı-rarak giren kişilerin, eşyaları karıştırdıktan sonra herhangi bir şey almadan kaçtıkları belirtildi. Olayın, Tuna Bekleviç´in eşi Elif Bekleviç ile eve dönü-şünde ortaya çıktığı kaydedildi. Tuna Bekleviç, AA muhabirine yaptığı açık-lamada, eşiyle her zamankinden daha erken döndükleri evlerinde, kapı kili-dinin kırılmış ve içeriye girilmiş olduğunu fark ettiklerini anlattı. Bekleviç, şun-ları kaydetti: ´´Polise haber verdik. Bize iki kişi olduğu söylendi. Tetkik edili-yor. İçeride her şey kurcalanmış, ancak çalınan bir şey yok. İçeride yeterin-ce zaman harcamışlar. Kapı çok güvenliydi, ancak kilitler kırılmış. Umut edi-yorum ki adi bir hırsızlıktır.´´

Bekleviç’in evi ‘arandı’http://95.6.27.9/actuel_index.php?news_code=1177164700&year=2007&month=04&day=21

GÜÇLÜ Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç’in Şişli’deki evine giren kimliği belirsiz kişilerin her yeri didik didik aradığı ancak bir şey almadan çıktığı öğrenildi.

GTP lideri Bekleviç’in evine saldırıhttp://www.hurriyet.com.tr/gundem/6385836.asp

Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç’in evine ka-pıyı kırarak giren kimliği belirlenemeyen kişiler, evi dağıttıktan sonra kaçtı-lar. GTP lideri Bekleviç, yaptığı açıklamada, ev içerisinde her yerin karıştırıl-mış olduğunu, buna karşın herhangi bir hırsızlık olayı gerçekleşmediğini ve hiç parmak izi bulunamadığını belirterek, son günlerde aldıkları tehditlerden ve bazı internet sitelerinde kendilerinin hedef haline getirilmesinden endişe duyduklarını ifade etti.

Page 28: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

27

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

E-muhtıra karşısında duruş

Ev baskının şokunu üzerimizden atlatmış tekrar teşkilatlan-maya dönmüştük. Artık neredeyse attığımız her adımda asker si-vil ilişkileri hususunda ya tenkit ediliyor ya da takdir ediliyorduk. Bu konuda bir duruş sergiliyor ve bu duruşumuzu muhafaza etmeye gayret ediyorduk.

Biz teşkilatlanma süreci ve bir türlü kurtulamadığımız maddi sorunlar ile boğuşurken Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimi günde-mine kilitlenmişti. İşte o sırada bir gece yarısı demokrasi tarihimi-zin utanç belgelerinden birisi olan meşhur e-muhtıra yayınlandı.

E muhtıraya tepkimiz çok sert oldu. Aynı akşam Saat 2 civarla-rında bizde alttaki yanıtımızı medya organları ile paylaşmıştık. Bu yanıtımız kanaat önderleri tarafından oldukça olumlu karşılanmış-tı. Kaldı ki bir kaç gün sonra, içerisinde benim de ismimin bulundu-ğu, 500 aydın benzer bir açıklama daha yaptı.

“Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde 27.04.2007 tari-hinde yayınladığı açıklama içeriğinin bütününde siyasi amaçlı demeç veril-miş ve telkinde bulunmak suretiyle Askeri Ceza Kanunu’nun 148.maddesi’ ne göre suç işlenmiştir.

İlgili açıklamanın T.B.M.M.’de Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunun he-men akabinde ana muhalefet partisinin seçim sürecini Anayasa Mahkemesi’ne taşıma gayretinin üzerine yapılmış olması biz demokrat gençleri endişelen-dirmektedir. Askeri Ceza Kanunu’nun 148.maddesine göre açık suç teşkil eden bu tür açıklamaların toplumu kutuplaştırmakta olduğunu ve gençleri çatışma zeminine davet ettiği gerçeğini TSK’nın artık görmesi gerekliliği bu açıklama nezdinde bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Biz ne iktidar, ne de ana muhalefet partisi mensupları veya sempatizan-ları değiliz. Ayrıca açıklama içerisinde ifade edilen fiillerin de karşısında bir siyasi duruş taşıyoruz.

Biz, Türkiye’nin gerçekten demokrat, gerçekten laik, gerçekten sosyal ve gerçekten bir hukuk devleti olmasını arzu eden ve bu uğurda siyaset yapan demokrat gençleriz. Bu ülkenin geleceğine sahip çıkacak gençleri olduğu sürece siyaseti tehdit eden siyaset dışı açıklamaları gerçekleştirmenin ger-çek vatanseverlikle bağdaşmayacağı inancını taşıyoruz.

Page 29: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

28

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Türkiye bu muhtıra ile süratle erken seçime doğru yol alıyordu. Erken seçim Güçlü Türkiye Partisi için seçime katılamamak anlamı taşıyordu. Yasaya göre genel seçimlerden altı ay öncesinde büyük kongremizi toplamamız gerekiyordu. Seçimler Kasım’da gerçekleşti-rilse altı ay sınırı bizi kurtarıyordu. Fakat Temmuz ayı kurtarmıyordu. Korkulan oldu ve kısa bir süre sonra erken seçim kararı alındı. O kadar emeğimize rağmen biz seçimlerin dışında kaldık.

Unutulmaması gereken bir diğer konu, hükümetin siyasi iradesinin so-nucu olumlu olursa siyasi kredisi, olumsuz olursa da siyasi bedeli yine hü-kümete ait olduğudur.

İşte bu düşünceler çerçevesinde asker kişilerin sürekli siyasete müdaha-le etmeleri biz muhalefet partilerinin siyaset yapma alanını daraltmakta ve toplumu mevcut hükümetin iktidarına ve bu durumdan nasiplenme gayreti taşıyan muhalefete hapsetmektedir.

Çağdaş demokrasiye ulaşmamızı engelleyen bu sarmalın kırılması için ilk adımı Genelkurmay Başkanlığı’nın atması Türkiye demokrasisi için önemli bir kazanım olacaktır. Aksi halde tarih görevdeki Genelkurmay Başkanı’mızı, hakkında en çok suç duyurusunda bulunulmuş Genelkurmay Başkanı ola-rak tanımlayacaktır. Bu da biz demokrat vatanseverlerin siyasi kaygılarından arınmış bölgesinde güçlü bir ordu hayalimizi anlamsızlaştıracaktır.

Biz; Türkiye’yi insan odaklı, demokratik, sosyal, laik bir hukuk devletine dö-nüştürmeyi; ülkemizi uluslararası camianın barışçı, demokrat, zengin, saygın ve güçlü bir üyesi yapmayı ortak gelecek sözleşmesi olarak kabul ediyoruz.

Siyaset yapmamızın, parti kurmamızın temel sebebi budur. Oysa atan-mışlar siyasete müdahale ettikçe siyasetçi sorumluluk almaktan korkmak-ta ve kaçınmaktadır. bunun sonucunda toplum ve siyaset de kendi öz gü-venini kaybetmektedir.

Milletin sorunlarını atanmışlar değil, milletin iradesi çözer. Rejimin ve cum-huriyetin teminatı sadece ordu değil, milletin iradesidir.

Bizler, Türkiye’nin gerçek bir hukuk devleti olmasını özleyen ve egemen-liğin kayıtsız şartsız millette kalmasını isteyen demokratlar olarak, asker ki-şilerin sürekli siyasi amaçlı demeçler verip telkinlerde bulunmasına son ver-mesini talep etmemiz siyasi sorumluluğumuzun bir gereğidir. Saygılarımızla Tuna Bekleviç Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı

Page 30: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

29

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Kapatma davası

Parti olarak seçimlere katılamayınca 22 Temmuz seçimlerin-de Edirne’den bağımız aday olarak katıldım. Çok ama çok çalıştık. Tüm teşkilatlarımız Edirne’ye geldi. Tüm gücümüz ile mücadele et-tik. Fakat bağımsız aday fikri Trakya’da bir türlü karşılık bulmuyor-du. Hangi mahallede hangi köyde kendimizi ifade etmeye çalışır-sak çalışalım 2007’nin sert siyasi rüzgarı bizi hırpalıyordu. Netice olarak sandıklar açıldı ve başarılı olamadım.

Seçim ile birlikte oldukça zor günler başlamıştı. Partimiz seçim-lere katılamayınca zaten bir arada tutmakta zorluk çektiğimiz arka-daşlarımızın motivasyonu oldukça düştü. Bir çok teşkilatımız bo-şaldı. Partiyi maddi olarak ayakta tutmak neredeyse imkansız hale gelmişti. En zor sonbaharı geride bırakıyorduk.

Ocak ayında arkadaşlarımı bir araya toplayarak mücadelemiz-de bir karar vermemiz gerektiğini paylaştım. Partiyi kapatacaktık. Ya da kendimizi yakın hissedeceğimiz bir siyasi partiye dahil ola-caktık. Bazı arkadaşlar CHP ile, bazı arkadaşlarımız da AK Parti ile görüşmemizin yararlı olacağı yönünde fikir belirttiler. Birçok ar-kadaşımız zaten siyaset ile hiç ilgilenmek istemiyorlardı. Doğrudan partiyi tasfiye etmemizin doğru olacağını söylediler.

Partide genel kanı CHP’den yanaydı. Fakat ben 15 Aralık’ta Yaşar Büyükanıt suç duyurusu hakkındaki duruşumuzdan bu yana neredeyse bir çok pozisyonumuzun CHP’nin pozisyonları ile örtüş-mediği gerekçesi ile CHP fikrine sıcak bakmıyordum. Yine de arka-daşlarımın önerisi çerçevesinde dönemin genel başkanı Deniz Bay-kal ile İstanbul Bebek Balıkçısı’nda bir görüşme yaptım. Deniz Bey son derece beyefendi bir şekilde genel bir Türkiye siyaseti değer-lendirmesi yaptı. O gün ondan aldığım intiba benim öngörülerim ile aynı yöndeydi. Biz CHP’de siyaset yapamazdık. Böylece CHP def-teri kapanmış oldu. O günkü samimi, dürüst ve içten tavrı nedeniy-le Deniz Baykal’a karşı her zaman sempati besledim.

Sonra Abdurrahman Dilipak’ın desteği ile Yalçın Akdoğan ile

Page 31: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

30

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

temasa geçtik. Bir görüşme bekliyorduk. Fakat görüşme bir türlü gerçekleşmemişti.

Ciddiye alınmadığımızı ve yolun sonuna doğru yaklaştığımızı düşünüyordum. Partiyi tasfiye kararı almamız yönünde duruş ser-gileyen arkadaşlarımıza hak vermeye başlamıştım. Bir Cumartesi akşamı parti defterlerine bakarken MKYK üyesi eşimi yanıma ça-ğırdım. “Tamam ısrarıma son veriyorum. At imzayı kapatma kararı alalım. Yarın diğer arkadaşlara da imzaya açar, önce genel kong-re akabinde kapatma kararı alırız” dedim. Böylece karar defterine ilk iki imzamızı atmıştık.

Ertesi gün, 29 Mart 2008 tarihinde, Yalçın Akdoğan beni ara-dı. “Sayın Başbakan Edirne’de sizinle görüşmek istiyor hemen ge-lebilir misiniz?” dedi. Arabamız yoktu. Bir an düşündüm. Başbakan görüşmek istiyordu. Vakit dardı. Fulya Taksi Durağına inip bir tak-sici ile pazarlık yaptım ve Edirne’ye doğru yola çıktık. İşimiz ace-le olunca mutlaka bir terslik çıkar. İstanbul’dan henüz ayrılmıştık ki araçta bir sorun çıktı ve araç bir türlü 90 kilometre hızı geçemiyor-du. Edirne yolu işkenceye dönüşmüştü. Yetişemeyeceğimi anla-dım. Başbakan ile görüşecektim. Fakat buluşmaya yetişemeyece-ğim için bu imkanı kaçırıyordum.

Yalçın Akdoğan ile ilk konuştuğumuzda Başbakan Edirne’de gençlik kolları kongresine giriyordu. Kongre çıkışında buluşacak-tık. Yalçın Akdoğan’ı aradım. Daha bir saat civarında yolum vardı. Akdoğan sorun olmadığını Edirne Valiliği’ne geçeceklerini ve Sn. Başbakan’ın beni orada kabul edeceğini söyledi. Edirne Valiliği’ne geldim. İçeriye girdim. Valiliğin içerisinde Bakanlar, Milletvekili, İl Teşkilatı, bazı bürokratlar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri var-dı. O sırada Başbakan arka odada görüşmek istediğini belirtti. Bir-likte odaya girdik. Elimde parti ile ilgili bir sunum vardı. O sunumu gerçekleştirmemi istedi. Ben hazırladığım sunumu yaparken o da dinliyordu. Vaktimin az olduğunu düşünerek sunumu oldukça hız-lı bir şekilde anlatıyordum. Sn. Başbakan “bir saniye yavaş yavaş anlat. Detayları anlamak istiyorum. Vaktimiz var” dedi. Bende ya-

Page 32: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

31

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

vaşladım. Partinin yapısı, pozisyonları, aldığı kararları ve teşkilat yapısını kendisine yavaşça özetledim. Bir saate yakın bir süre gö-rüştük. Sözlerime son verirken “kapatma davası sürecinin oligar-şik bürokrasinin sivil siyasete bir müdahalesi ve seçilmiş hükümete karşı darbe girişimi olduğunu belirterek hiç bir pazarlık yapmaksızın üzerimize ne düşerse yerine getireceğimizi ve bu samimi girişimimi-zi demokrat olmanın bir zorunluluğu olduğuna inanıyoruz” dedim.

Sn. Başbakan bu tavır karşısında duygulandı. Teşekkür etti. “Her şey hayırlısı ile güzel olacak” dedi.

Odadan çıkarken nasıl döneceğimi sordu. Araç ile geldiğimi ve toplantı akabinde döneceğimi söyledim. O sırada Çağatay Kılıç’ı ya-nına çağırdı ve helikopterde birlikte dönelim dedi. Yolda gündem ile ilgili bir kaç konuda daha sohbet ettik. Helikopter Kısıklı’ya indi. Kendisi konutuna geçerken kendi makam aracı ile beni eve gön-derdi. Daha önce sivil toplum çalışmalarımız çerçevesinde tanış-mış olduğumuz Efkan Ala’ya da bana araçta eşlik etmesini rica etti.

Yakın dostlarım dışında görüşmenin detaylarını kimse bilmiyor-du. Konu medyaya yansımamıştı. Fakat hiç beklemediğim bir geliş-me oldu. Bir iki gün sonra alttaki haberler bir anda basında yer aldı. İlk haberin ortaya çıkmasından sonra medyada ne kadar tanıdığım dostum varsa beni arıyor ve röportaj teklifinde bulunuyordu. Röpor-taj vererek bir anda gündeme oturabileceğimiz bir zemin yaratılmış-tı. Öte yandan görüşmenin hassasiyeti çerçevesinde Sn. Başbakan ile ilgili bir açıklamanın yersiz olacağını ve beni yeni tanıdığı için fır-satçı birisi olarak değerlendirebileceği endişesi ile tüm röportaj tek-liflerini geri çevirdim. O gün medyada bir çok dostum benden ha-ber alamadığı veya röportaj yapamadığı için bana gönül koymuş-lardı. O gece neredeyse tüm ana haberlerin konusu GTP-AK Parti görüşmesi oldu. Kanal D’de Rahmetli Mehmet Ali Birand haberi ol-dukça detaylı incelemiş ve yaptığı yorumlar ile ertesi gün daha da fazla medya baskısı yaşayacağımızı bize hissettirmişti.

Kapatma davası esnasında Sn. Başbakan ile farklı zamanlar-da görüşmelerimiz oldu. Hepsi karşılıklı güvene dayalı ve verimli

Page 33: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

32

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

görüşmeler oldu. Yaz boyunca görüşmelerimize Egemen Bağış da iştirak etmeye başladı.

AKP hakkında kapatma kararı verilmesi ihtimalinin ağır bastığını gö-ren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, `yedek parti’ için harekete geçtiği ileri sürüldü. http://www.medyafaresi.com/haber/12462/guncel-iste-erdoganin-yedek-partisi-akp-kapatilirsa-gtp-hazir.html

Erdoğan’ın hafta sonu Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç ile Edirne’de bu amaçla görüştüğü belirtildi. Erdoğan, cumartesi günü AKP Edirne İl Gençlik Kolları kongresine katıldı.

GTP Genel Başkanı Tuna Bekleviç de AKP’lilerden aldığı davetle Edirne’ye geldi.

22 Temmuz 2007 seçimlerine katılma hakkı eden ancak bu hakkını kul-lanmayan GTP’nin Edirneli olan ve seçimde bu ilden bağımsız milletve-kili adaylığını koyan Tuna Bekleviç, Erdoğan’la randevu yeri olan Edirne Valiliği’ne gitti.

Kongre sonrası ilin sorunları hakkında brifing alacağı ve sivil toplum ör-gütü temsilcileriyle görüşeceği belirtilen Erdoğan da Edirne Valiliği’ne geldi.

VALİLİKTE BULUŞMA AKP’lilerin, Erdoğan’la görüşme randevusu verdiği Tuna Bekleviç bina-

ya gazetecilerin beklediği protokol kapısı yerine, vatandaşların kullandığı kapıdan Edirne Valiliği’ne giriş yaptı. Bir üst kata çıkan Bekleviç, doğruca valilik makamının bulunduğu kata alındı.

Başbakan Erdoğan ile Tuna Bekleviç, burada bir süre görüştü. Görüşme-de, daha önce AKP’ye katılma eğiliminde olan GTP’nin durumu ve AKP’nin kapatılma davasının olası sonuçları ele alındı.

Erdoğan- Bekleviç görüşmesi uzayınca, kapıda bekleyen Edirne Beledi-ye Başkan Vekili Namık Kemal Döneleken, Edirne Ticaret ve Sanayi Oda-sı Başkanı Ümit Mıhlayanlar, Esnaf Odaları Birlik Başkanı Emin İnağ, Ti-caret Borsası Başkanı Mustafa Yardımcı içeri alınmadı.

Bazı sivil toplum örgütü temsilcileri de Başbakan Erdoğan’la görüşeme-diklerini söyleyerek valilikten ayrılırken, Bekleviç ile görüşmesini tamamla-yan Erdoğan, bazı sivil toplum örgütü temsilcileriyle görüştü.

Page 34: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

33

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

BİRLİKTE UÇTULAR Başbakan Erdoğan ile GTP Genel Başkanı Tuna Bekleviç, Edirne’den

İstanbul’a helikopterle birlikte yolculuk yaptı. Edirne Valiliği’ndeki buluşma-dan sonra Tuna Bekleviç, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’nın makam oto-mobiliyle helikopterin bulunduğu Şükrüpaşa Stadı’na gitti. Başbakan Erdoğan da valilikte görüşmeleri tamamladıktan sonra makam otomobiliyle Şükrüpa-şa Stadı’na geldi. Erdoğan ve Bekleviç, buradan aynı helikopterle İstanbul’a giderken yol boyu durum değerlendirmesi yaptı.

BEKLEVİÇ, DOĞRULADI GTP Genel Başkanı Tuna Bekleviç, konuya ilişkin DHA muhabirinin so-

rularını yanıtlarken, Başbakan Erdoğan ile Edirne’de buluştuğunu ve son-ra da İstanbul’a birlikte gittiklerini doğruladı. AKP’nin kapatılması halinde GTP’nin yedek parti olarak bekletilip bekletilmeyeceği konusunda yorum yapmak istemeyen Tuna Bekleviç, “Ülkede yaşanan son siyasi gelişmele-ri değerlendirdik. Partiyi kapatıp, AKP’ye katılmamız söz konusuydu. Ama bundan vazgeçtik” demekle yetindi.

AKP DAVASININ SONUCU BEKLENECEK GTP Genel Başkanı Tuna Bekleviç, bir süre önce AKP’nin üst düzey yö-

neticileri ile görüşmüş ve partiyi kapatarak katılma yönünde fikir alışverişinde bulunmuştu. Son gelişmelerden sonra Erdoğan’ın, Tuna Bekleviç’ten, GTP’yi kapatmamalarını istediği ileri sürüldü. AKP’lilerin, Anayasa Mahkemesi’ndeki dava sonucunda partilerinin kapatılması ihtimaline karşı GTP’nin ̀ yedek par-ti’ olacağını söyledikleri belirtildi.

“Herhangi bir partinin yanındayız” http://www.cnnturk.com/2008/dunya/04/09/herhangi.bir.partinin.yaninda-yiz/446496.0/index.html

Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç, AK Parti’nin kapatılması istemiyle açılan davanın ne yöne gideceğini kestiremediğini be-lirterek, “Konu demokrasiyse biz herhangi bir siyasi partinin yanında duru-ruz” dedi.

Bekleviç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Edirne’de yaptığı görüş-meye ilişkin Türk basınında çıkan yorumların hatırlatılması üzerine Bekle-viç, “Görüşmenin içeriğiyle ilgili bir şey söyleyemeyeceğim” dedi.

Page 35: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

34

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Çok kısa süre içerisinde oldukça yersiz yakıştırmalar yapılmaya başlandı. Şüphesiz bunlardan en can sıkıcı olanı Vural Savaş’ın hiç bir temele dayanmayan yazısıydı. Arkadaşlarımız hemen dava aç-mamızı önerdiler. Ben de “onu milletin vicdanına bırakalım” dedim.

GTP olarak Türkiye’deki son gelişmeleri “endişeyle” izlediklerini kaydeden Bekleviç, “Bu gelişmelerle Türkiye demokrasisi ve kalkınması ile AB hedefi ko-nusunda bir sıkıntının oluşmamasını umut ediyoruz” dedi.

“Erdoğan’a eleştiriler adil değil” Başbakan Erdoğan’a yapılan eleştirileri adil bulmadığını ifade eden Bekle-

viç, “Tabii bu farklılıklarımız olmadığını göstermiyor. Bizim partimiz ile AK Parti arasında fikir ayrılıkları var. Fakat şu an siyaset arenasında hangi par tinin ola-cağı değil, Türkiye’nin yararına bir sonuca ulaşılabilmesi, AB sürecinin devam edebilmesi önemli” dedi.

“Türkiye siyaseti son zamanlarda şaşırtıyor ve endişelendiriyor” diyen Bek-leviç, “Ama Türkiye siyaset tarihinde böyle siyasi partilerin birbirine yakın po-zisyon alması defalarca yaşanan bir şey. Bu bir kez daha yaşanabilir. Artık çok fazla gizlemediğimiz şeyler var. Üzerimize düşen bir görev olursa, Türkiye de-mokrasisi için bunu yapmaktan mutluluk duyarız” diye konuştu.

“Daha fazla demokrasi ve özgürlük” Bekleviç, GTP’yi geçen yıl kurdukları zaman, “daha fazla demokrasi ve daha

fazla özgürlük” talebiyle ortaya çıktıklarını söyledi. “Keşke parti kapatmayla ilgili çalışma, daha önceki yıllarda harekete geçiril-

seydi” diyen Bekleviç, “Mevcut partiler içine baktığımız zaman Türkiye çift partili bir rejime doğru gidiyorsa, sanırım daha fazla demokrat davranışları benimse-yen tarafı AK Parti olarak işaret etmek çok yanlış olmayacaktır. Özellikle azın-lık vakıfları için yapılan çalışma çok uzun yıllardır Türkiye’de yapılmayan bir ça-lışmaydı. Daha muhafazakar olmakla suçlanan bir parti, böyle bir çalışmayı çı-karıyor. Çok önemli bir gelişme” dedi.

Güçlü Türkiye Partisi Genel Başkanı Tuna Bekleviç’e “ajan” suçlaması. http://www.guncelmeydan.com/pano/vural-savas-tuna-beklevic-ajan-t16986.html

Yargıtay Onursal Başsavcısı ve Sözcü Gazetesi yazarı Vural Savaş, Bu-günkü köşesinde Bekleviç hakkında bazı iddialarda bulundu.

Page 36: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

35

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Bu medya baskısı 6 ay boyunca sürdü. Bu 6 ay zarfında basına hiç bir mülakat vermedik. Sonunda Anayasa Mahkemesi kararını açıkladı ve partinin kapatılmayacağına hükmetti. Kararı evimizde partimizin Genel Başkan Yardımcısı Göksel Akman ile birlikte tele-vizyondan izledik. Bu karar ile üzerimizdeki medya baskısı bitti. Bu süre zarfında bir çok arkadaşımız AK Parti’ye katılmıştı. Ortada bir pazarlık veya bir beklenti olmadığı için katılımlar esnasında hiç bir

Savaş, “Kaan Turhan 2006 yılında yayınlanan ‘Sivil Casus’ adlı eserinde Bekleviç üzerinde özellikle durmuştur” dedi.

Yargıtay Onursal Başsavcısı ve Sözcü Gazetesi yazarı Vural Savaş, Güç-lü Türkiye Partisi genel başkanı Tuna Bekleviç’le ilgili yazılan bir kitabı kö-şesine taşırken, ‘Sivil Casus’ iddialarını gündeme getirdi.

Son günlerde adı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte anılmaya başlayan Tuna Bekleviç, geçtiğimiz genel seçimde Edirne’de bağımsız aday olmuş ve 600 oy almıştı.

Bekleviç, seçimden sonra Edirne’ye bir daha gelmemiş ve Başbakan Re-cep Tayyip Erdoğan’ın Edirne ziyareti sırasında gizlice gelerek, Başbakan’la görüştüğü ileri sürülmüştü. Vural Savaş, Sözcü Gazetesinin bugünkü sa-yısında yayınlanan köşe yazısında, kapatma davasının sonucundan önce AKP’nin kendini feshedeceğini ve mallarıyla birlikte Güçlü Türkiye Partisi’ne katılacağının konuşulduğunu bildirdi.

Savaş, köşesinde Kaan Turhan tarafından 2006 yılında yayınlanan ’Sivil Casus’ adlı kitabında Tuna Bekleviç hakkında suçlamalarda bulunduğunu ifa-de ederken, bu konuda şunları yazdı: “Kaan Turhan, Türkiye Cumhuriyeti’nin çökertilmesi ve paramparça edilmesi için ülkemizde faaliyet gösteren bazı sivil toplum örgütlerinin maskelerini düşürmek için yazdığı ve 2006 yılında yayınlanan ‘Sivil Casus’ adlı eserinde, Tuna Bekleviç üzerinde özellikle dur-muş ve şu bilgileri vermişti.

Tuna Bekleviç, parti kurmadan önce Soros’tan destek gören İstanbul Bilgi Üniversitesi Proje Geliştirme Bölümü Başkanlığı ve sonradan Anadolu Genç-lik Liderleri adını alan Ekonomistler Platformu Başkanlığı da yapmıştı”. Ki-taptan önemli bölümleri köşesine taşıyan Vural Savaş, Bekleviç’in 3 Hazi-ran 2005 tarihinde Kürt gruplarla görüşmek için Irak’a gittiğini, ABD’li yöneti-cilerin de AKP’nin kapatılması halinde Güçlü Türkiye Partisi ile birleşme ko-nusunda Bekleviç’e görüş ilettiklerine yazısında geniş bir şekilde yer verdi.

Page 37: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

36

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

pozisyon konuşulmadı. Kapatma davasının sonucunun açıklanması sonrasında Sayın

Başbakan ile gerçekleştirdiğimiz ilk görüşme oldukça neşeli geçti. Sayın Başbakan gergin ve zor günleri geride bırakmış ve geleceğe çok daha güvenle bakıyordu. Ben yine de temkinli davranmamızın yararlı olacağını düşünüyordum. Diğer arkadaşlarımız zaten partiye katılmışlardı. Ben bir süre daha partinin başında kalmaya karar verdim.

Page 38: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

37

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

2010 Referandumu

12 Eylül’ün yıl dönümünde Türkiye referandumu oyluyordu. Bir çok arkadaşımız AK Parti’ye katılmıştı. Biz bir kaç kişi hala GTP’de görev alıyorduk. Referandum konusunda “yetmez ama evet” dedik. Gerekçelerimiz çok karmaşık değildi. Biz özgürlükler alanını genişleten ve demokratikleşme konusunda atılan her adımın yanında olacaktık. Referandum döneminde gerçekten çok ciddi bir çalışma takvimi uyguladık. AK Parti ile GTP’nin sahada güzel bir uyumu vardı. AK Parti teşkilatları kendi alanlarında çalışırken biz gençlik tarafında kahvehane ziyaretleri, ev ziyaretleri, salon toplantıları ve internet üzerinden örgütlenerek ciddi programlı bir çalışma uyguladık. Bu çalışma esnasında Egemen Bağış ile sürekli bir dirsek teması gerçekleştiriyorduk. Bir çok konuda kendisinin fikirlerine de danışıyor istişarelerde bulunuyorduk. O dönemde Türkiye Gazetesi’nde yazı yazıyordum. 12 Eylül öncesinde de pozisyonumuzu ve gerekçelerimizi alttaki şekilde kaleme almıştım.

12 Eylül Referandumu Egemen Bağış Ziyareti, 2010

Page 39: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

38

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Referanduma giden yolda gençliğin kararıhttp://www.turkiyegazetesi.com.tr/tuna-beklevic/452348.aspx

Bu köşeden defalarca anayasanın değişmesi gerektiği konusunda fikir paylaşımında bulunduk. 1982 anayasası Türkiye’yi geleceğe hazırlayamaz. Çünkü bu anayasa bir toplumsal uzlaşı belgesi değil, devleti “efendi” hal-kı “kul” gören ve sadece kendisini koruyan bir yaklaşım ile demokratikleş-me sürecinde ayak bağı haline gelmiştir. Dolayısıyla 12 Eylül’de sandığa gi-dildiğinde bir tercih ile karşı karşıya kalacağız. 21. yüzyılda Türkiye’nin mo-dern ve demokratik bir yapıya kavuşmasına en önemli ayak bağı olan dar-be ürünü bir anayasanın yasakçı hüviyetinin azaltılarak sivilleşmesi yönünde atılan her türlü adımı destekleyecek miyiz? Yoksa desteklemeyecek miyiz?

Millet iradesinin ve demokrasinin, askerî vesayetin ve jüristokrasinin önü-ne geçmesini istiyor muyuz? Yoksa istemiyor muyuz?

Adalet duygusunu kaybetmiş milletlerin sonu anarşi ve kaostur. Yargıda-ki ideolojik ve elitist bakış açısının kırılması, adli mekanizmadaki kast siste-minin değiştirilmesi, prestijini tamamen kaybeden bir yargı yerine herkese adalet dağıtabilecek ve itibar sahibi bir yargı istiyor muyuz? Yoksa mevcut sistem bizim için yeterli mi?

Darbeleri önceden haber alabilmek ve halk adına halka rağmenci des-potizmi zamanında fark edip yargılayabilmek istiyor muyuz? Yoksa istemi-yor muyuz?

Devlet merkezli değil, millet merkezli bir sürecin yolunun açılmasını isti-yor muyuz? Yoksa istemiyor muyuz?

Rejim üzerinden değil, hukuk üzerinden adalet bulmak istiyor muyuz? Yoksa istemiyor muyuz?

Militarizmin duvarından bir taş alıp sivil demokrasinin yolunu inşa etmek istiyor muyuz? Yoksa istemiyor muyuz?

Türkiye’nin genç nesli, karar sizin! 26.6.2010

Bekleviç ‘Evet’ Dedi

Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç, 12 Eylül tari-hinde yapılacak olan referandumda ‘evet’ oyu kullanacaklarını söyledi. Baş-kan Bekleviç, “Hükümete destek anlamında değil, geleceğimiz için ‘evet’ di-yoruz” dedi.

Muş ve Bitlis illerinde teşkilat çalışmalarından sonra Diyarbakır’a gelen GTP Genel Başkanı Tuna Bekleviç, İHA’yı ziyaret etti. Genç bir parti olduk-larını ve gençlerle yola çıkmayı amaçladıklarını belirten Bekleviç, herkesi re-ferandumda ‘evet’ oyu kullanmaya çağırdı.

Page 40: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

39

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Anayasa değişikliğini içeren referandumun Türkiye’nin geleceği açısından önemli olduğunu aktaran Bekleviç, “Referandum konusunda AK Parti’den bile etkin çalışmalar yapıyoruz. Özellikle gençleri referandumda ‘evet’ oyu kullan-maya davet ediyoruz. Bu çağrımız hükümete destek amaçlı değil. Geleceği-miz açısından önemli bulduğumuz için bu çağrıyı yapıyoruz” şeklinde konuştu.

BİN GENÇ ANADOLU YOLLARINDA GTP Genel Başkanı Bekleviç, yaklaşık bin gencin bu yaz sıcağında

Anadolu’nun ilçe, köy ve mezralarını dolaşarak partiyi ve referandumun öne-mini anlattıklarını söyledi. Partilerin büyük bir kesiminin ‘hayır’dan yana ta-vır aldıklarını ve meydanlarda hayır için mücadele ettiklerini aktaran Başkan Bekleviç, “Bin civarında genç arkadaşımız bugün Anadolu yollarında. Köy, mezra ve ilçelerde yoğun bir çalışma yürütüyorlar. Hem partimizi anlatıyor-lar hem de referandumun önemini anlatıyorlar. Daha çok demokrasi ve öz-gürlük için halkı ‘evet’ kullanmaya davet ediyorlar. Buradan bir kez daha çağ-rıda bulunuyorum. Gençlerimizin oy kullanması lazım. Türkiye’nin geleceği-ni etkileyecek bu referanduma gençler ilgisiz kalmasın” diye konuştu. Baş-kan Bekleviç, 12 Eylül tarihinde yapılacak olan referandumda ‘Evet’ çıkma-sı durumunda da parti olarak yeni bir anayasa taslağı üzerinde çalışmala-rını sürdüreceklerini kaydetti. Anadolu’da saha çalışmasının yanı sıra inter-nette de referandum için çalışmalarını sürdürdüklerini ve yaklaşık 10 bin in-sanın örgütlendiğini anlatan Bekleviç, çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini ifade etti. CHP’nin seçim barajının düşürülme teklifine olumlu baktıklarını be-lirten Bekleviç, fikrini söylediği için eleştirilen Diyarbakır Büyükşehir Beledi-ye Başkanı Osman Baydemir hakkında da görüşlerini açıkladı. Başkan Bek-leviç, “Baydemir’in söylemlerinden dolayı siyasi lince maruz kalması doğru değil. Her insan fikrini söylemelidir. Şiddete başvurmadan fikrini söyleyen in-sanlara linç girişimi olmamalı” ifadelerini kullandı.

Bağış, Bekleviç’i kabul etti. http://t24.com.tr/haber/bakan-bagis-anayasa-paketinde-esiklikler-olabililir-istanbul-aa/91960İSTANBUL (A.A) - 17.08.2010

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 12 Eylülde halk oyuna sunulacak olan anayasa değişiklik paketinin bugüne kadar yapılan en kap-samlı değişiklik paketi olduğunu belirterek, ‘’Nereden bakarsanız bakın bu-günden çok daha demokratik, çok daha çağdaş ülke konumuna geçmemiz sağlanacaktır. Eksikleri olabilir ama onları da zaman içerisinde hep birlikte iktidar muhalefet el ele vererek tamamlayacağız’’ dedi.

Page 41: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

40

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Bağış, Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç ve bera-berindeki heyeti, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Ortaköy Ofisi’nde kabul etti.

Egemen Bağış, görüşmeden önce basın mensuplarına yaptığı açıklama-da, GTP’nin Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecine destek verdiği-ni ve Türkiye’nin AB’nin tam üyesi olarak dünya medeniyetine çok önemli katkılar vereceğine inanan bir parti olduğunu söyledi. GTP’nin son dönem-de Türkiye’nin AB standartlarında bir ülke olabilmesi için çok önemli bir sü-reç olan anayasa değişiklik paketi konusunda da çok aktif çalışmalar için-de bulunduğunu anlatan Bağış, bu partinin referandumda ‘’Evet’’ oyu veril-mesi için çağrıda bulunduğunu ve Türkiye’nin farklı illerinde bu konuda ça-lışmalar yaptıklarını belirtti.

‘’GTP’nin bu pakete desteği de gösteriyor ki; bu paket herhangi bir siya-si partinin paketi değildir, herhangi bir seçimle de alakalı değildir’’ diyen Ba-ğış, normal şartlarda rakip de olabilecekleri bu partiyle bugün Türkiye için el ele verdiklerini ifade etti. Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Bu pake-te ‘Hayır’ demenin bu ülkeye kazandıracağı hiçbir şey yoktur ama ‘Evet’ de-menin çok şeyi vardır. ‘Evet’ demekle bu ülkede memurlara toplu sözleşme hakkı verilecektir. ‘Evet’ demekle kamu denetçiliği kurumu kurulacaktır. Fiş-leme son bulacaktır. Keyfi disiplin cezalarına son verilecektir. Kişisel verile-rin korunması sağlanacaktır. Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun önü açılacaktır. Yüksek Askeri Şura kararlarının yargıya götürülmesinin önü açılacaktır. Bugüne kadar yapılabilmiş en kapsamlı anayasa değişiklik pake-tidir. Nereden bakarsanız bakın bugünden çok daha demokratik, çok daha çağdaş ülke konumuna geçmemiz sağlanacaktır. Eksikleri olabilir ama on-ları da zaman içerisinde hep birlikte iktidar muhalefet el ele vererek tamam-layacağız.’’ GTP mensuplarının bunu gözlemlediklerini ve Türkiye’nin dört bir yanında toplantı düzenlediklerini, en son Diyarbakır’da yaptıkları toplan-tıyı takip etme imkanı bulduğunu kaydeden Bağış, Türkiye’nin AB sürecine ve bu süreçte çok önemli olan referandum kampanyasına destek verdikleri için Genel Başkan Tuna Bekleviç ve partililere çok teşekkür etti.

-BEKLEVİÇ’İN DEĞERLENDİRMESİ- GTP Genel Başkanı Tuna Bekleviç de TBMM dışında kalan bir muhale-

fet partisi olduklarını dile getirerek, ancak muhalefet partisi olmanın her şeyi eleştirmek anlamına gelmediğini, iktidarın yanlışlarını eleştirirken doğru bul-dukları tarihi adımları desteklemeyi de görev bildiklerini belirtti. GTP Genel Başkanı, ‘’Anayasa değişiklik paketini Türkiye’nin kılcal damarlarına yapıl-mış olan bir demokrasi aşısı olarak görüyoruz’’ dedi. Bekleviç, kendilerinin bu pakete destek vermesinin diğer siyasi partilerin önünü açacağını küçük

Page 42: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

41

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Referandumun sonucu “evet” oldu. Referandum sonrasında fikir-lerine kıymet verdiğim bir ağabeyim olan Mücahit Arslan ile karşılaş-tığımda “iyi bir çalışma oldu. Hayırlı bir sonuç aldık.” dediğimde “biz pek hissetmedik” şeklinde şaka ile karşılık bir yanıt verdi.

Bu yanıttan çok kırılmıştım. Yıllar sonra bile bu sözünü hatırlı-yorum. Neticede niçin güzel bir söz beklediğim konusunda kendime kızmıştım. Biz bir beklenti ile pozisyon almamıştık. Bizim “evet” ge-rekçelerimiz vardı. Türkiye için “Evet” demiştik. Türkiye’nin geleceği-ne inandığımız için “Evet” demiştik. Kim ne demiş o herkesin kendi fikriydi. Biz bize düşeni en iyi şekilde gerçekleştirmiştik. Sonuçta Tür-kiye kazanmıştı.

ya da büyük tüm siyasi partilerin bu pakete ‘’Hayır’’ oyu vermenin manasız olduğuna kanaat getirmesine yol açacağına savundu.

Demokratikleşme adına atılan her adımı destekleriz http://www.turkiyegazetesi.com.tr/Genel/a459003.aspx

Bekleviç: Evet dememizin sebebi hükümeti desteklemek değil, Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sağlamak.

GTP lideri Bekleviç, Numan Kurtulmuş ile görüştü. Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç, “Demokratik-

leşme adına tek bir adım dahi atılıyorsa buna destek olmamız gerektiğine inanıyoruz” dedi. Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’la bir ara-ya gelen GTP Lideri Bekleviç, anayasa değişikliklerine ilişkin referandum-da “evet” oyu kullanacaklarını belirterek, bu sebeple Kurtulmuş ile referan-dum süreciyle ilgili ortak bir çalışma yapıp yapamayacaklarını ele aldıkları-nı belirtti. Bekleviç, “evet” demelerinin sebebinin hükümeti desteklemek de-ğil, Türkiye’nin daha demokratikleşmesine katkı sağlamak olduğunu ifade ederek, “Mevcut Anayasa değişikliği bizim beklentilerimizi tam olarak karşı-lamıyor ama demokratikleşme adına tek bir adım dahi atılıyorsa buna des-tek olmamız gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu. Siyasetin, Anayasa de-ğişikliğini birkaç partinin değil, tüm Türkiye’nin meselesi gibi ele alması ge-rektiğini belirten SP Lideri Kurtulmuş ise, “Bir ülkenin vatandaşları kendi ül-kelerinin tapusunu ancak Anayasalarını kendi yaparlarsa üzerlerine geçirir. Onun için bu süreci, Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından anlamlı gö-rüyoruz. Türkiye’nin demokratikleşmesi yolunda önemli bir adım oluşturdu-ğu için Anayasa teklifi yeterli olmasa da evet diyoruz” dedi.

Page 43: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

42

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Saadet Partisi’nde olaylar Numan Kurtulmuş ve Tuna Bekleviç görüşmesi

O dönemde Saadet Partisi ayakta kalmaya gayret ediyordu. Bir-çok benzer pozisyonumuz vardı. GTP’nin Genel Başkan Yardımcısı ve yakın çalışma arkadaşlarımdan İdris Kardaş’a bir görüşme orga-nize etmemizde yarar olabilir dedim. Özellikle referandum konusunda aynı pozisyonu almıştık. Her iki parti olarak “Evet” diyecektik. Konu hakkında hem niyetimizi tekrar kamuoyuna hissettirebilmenin hem de farklı siyasi partilerin birlikte durabildiğine dair bir mesaj verebilmenin yararlı olacağına inanıyordum. İdris Kardaş ilgili görüşmeyi hemen organize etti. Partimizden bir heyet ile Saadet Partisi’ni ziyaret ettik.

Olayların ardından Kurtulmuş – Güçlü Türkiye Partisi flörtü http://www.ajans5.com/detay/2010/08/31/numan-kurtulmus-guclu-turkiye-partisi-flortu.html

Saadet Partisi’nde yaşanan olayların ardından parti içinde kongrenin yeni-lenmesi için baskıların günden güne arttığı alınan bilgiler arasında. Özellikle

Saadet Partisi ile Güçlü Türkiye Partisi görüşmesi, İstanbul, 2010

Page 44: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

43

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Erbakan’ın TV5 ekranlarında yaptığı konuşmasının ardından teşkilat taba-nının kongre talebi daha da yükseldi. Kurtulmuş yapılacak olan yeni kong-rede Genel Başkan adayı gösterilmezse ya da Erbakan’ın listesinin karşı-sında bir liste çıkarma durumunda siyasi hayatı için alternatif yollar arayışı içine girecek. Ali Bulaç yazdığı bir yazıda ilginç iddialar ortaya atmıştı. Bu-laç yazısında AKP’nin başına Kurtulmuş’un geçeceğini savunmuştu. Böyle bir senaryo Ankara kulislerinde sıkça konuşuluyor.

Ankara kulislerinde bugünlerde ise Kurtulmuş ile Bekleviç görüşmesi gündemi meşgul ediyor.Kurtulmuş ile Bekleviç Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı’nda bir araya gelerek referandum hakkında açıklamalarda bu-lundular.

Referandum açıklamasının ardından basına kapalı görüşmede Kurtulmuş-Bekleviç ikilisi olası bir kongrede Kurtulmuş kaybederse siyasi hayatına na-sıl devam edeceği konusunda görüşme yaptığı iddia ediliyor.

Güçlü Türkiye Partisi’nin Kurtulmuş’a ilgisi: Güçlü Türkiye Partisi Genel Başkanı Tuna Bekleviç’in daha önceden de Saadet Partisi İstanbul İl Başka-nı Erol Erdoğan ile defalarca bir araya geldiği alınan bilgiler arasında. Tuna Bekleviç ise partisinin ismini duyurmak için elinden geleni yapıyor. Güçlü Tür-kiye Partisi Saadet Partisi’nde yaşanan iftar krizinin ardından hızlıca taziye gibi bir destek mesajı yayınladı. Güçlü Türkiye Partisi sanki Saadet Partisi ile söz birliği yapmış gibi açıklama yaptı.

İşte o mesaj: İlerleme yönünde atılan yeni adımların bu tür sancılara yol açabileceğini belirten Bekleviç o parti veya bu parti fark etmez demokratik süreçlerle başa gelmiş tüm siyasi liderlerin bu tür demokrasi dışı hareket-lerle yıpratılmaya çalışılmasının doğru olmadığını ifade etti Numan Kurtul-muş, Mehmet Bekaroğlu, Erol Erdoğan bir araya geliyor Erbakan’ın açık-lamasının ardından parti içinde büyük bir huzursuzluk olduğu ve parti taba-nının kongre yapılması için yönetime baskı yaptığı alınan bilgiler arasında.

Ankara kulislerinde bu iddia çokça konuşuluyor. Kurtulmuş olası kongre-de kaybederse siyasi hayatına şöyle devam edecek. Saadet Partisi’nden is-tifa edecek ve istifa sebebini Milli Görüş’ün kendisini anlamadığını ve mağ-dur olduğu iddiasına dayandıracak ve bu şekilde gideceği partiye hazır ta-ban götürecek.

Geçtiğimiz yıllarda alınan seçim sonucunun ardından Saadet Partisi’den başta Numan Kurtulmuş olmak üzere Erol Erdoğan ve Mehmet Bekaroğlu istifa ederek yeni parti kurma çalışmalarına başlamışlardı. Kuracakları yeni partinin misyonunu da Solcu-Müslüman olarak belirlemişlerdi. Fakat bu üçlü aynı heyecanı kendi aralarında yakalayamadıkları için parti kurmaktan vaz-geçmişlerdi. Eğer Numan Kurtulmuş olası kongrede kaybederse Erol Er-

Page 45: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

44

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Referandum ile ilgili Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kur-tulmuş ile gerçekleştirdiğimiz görüşme sonrasında ortalık bir anda karıştı. Saadet Partisi içerisinde yaşanan ciddi fikir ayrılıkları bizim görüşme ile birlikte ortaya çıkmıştı. Bizim görüşme her ne kadar sade-ce referandum gündemli olsa da bir anda konu Numan Kurtulmuş’un GTP’ye geçeceği iddialarına dönüşmüştü. Hatta aynı gece Numan Bey’in katıldığı bir iftar programında münakaşa çıkmış, kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletmiştik. Bu olaydan yıllar sonra Numan Kurtulmuş’ta AK Parti’ye katılmıştı. Katılım sonrasında Genel Başkan Yardımcılığı’na ve Başbakan Yardımcılığı’na kadar yükseldi.

doğan ve Mehmet Bekaroğlu ile birlikte Güçlü Türkiye Partisi’ne katılacak. Güçlü Türkiye Partisi acilen kongreye götürülecek ve Numan Kurtulmuş

Güçlü Türkiye Partisi Genel Başkanı olacak. Genel Başkan yardımcıları ise Tuna Bekleviç, Erol Erdoğan ve Mehmet Bekaroğlu etrafında şekillenecek.

Güçlü Türkiye Partisi’nin misyonu ise her kitleyi kapsayan söylemlerden oluşturulacak. Parti söylemleri siyasal İslam ve anti kapitalizm üzerinde şe-killenecek. Özellikle anti Amerikancı Müslümanların ve Solcuların oylarına talip olunacak. Merkez parti çalışmalarına son sürat devam edilecek. Par-tinin fikir babaları Mehmet Ağar’ın ve Süleyman Demirel’in danışmanların-dan seçilecek. Özellikle bu iki isme yakın durulacak.

AKP’ye alternatif yollar denenecek. Recep Tayyip Erdoğan’ın Köşk’e çık-ması durumunda zihinlerde boşalacak olan oylar kapılmaya çalışılacak. Bu-nun içinde AKP’ye yakın söylemlerde bulunulacak. Merkez parti oluşturu-lacak. Saadet Partisi’nde parti tabanının ise ikinci bir ayrışmaya meyil ver-meyeceği, eğer Numan Kurtulmuş istifa ederse bile partiden ayrılmayaca-ğı alınan bilgiler arasında.

Page 46: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

45

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

2011 Genel seçimleri

2010 yılı Kasım ayında Sayın Başbakan ile Ankara’da konutun-da bir görüşme gerçekleştirdik. Hem son siyasi gelişmeleri hem o dö-nemde gündemde olan Ermenistan ile Türkiye arasında sınır kapısı-nın açılması ile ilgili çalışmaları değerlendirdiğimiz toplantı sonrasın-da Edirne ile ilgili bazı sorular sorması önümüzdeki genel seçimlerde bana görev verebileceği hissiyatı uyandırdı. Kaldı ki benim de toplan-tı amacım genel seçimlerde bir görev talep etmekti. Sayın Başbakan özetle bana “Edirne’ye gidip çalışmalarına başla” dedi.

2011 ile birlikte adaylık süreci başladı. Gerekli başvuruları ger-çekleştirerek Edirne’ye geçtim. Zaman zaman grup toplantılarına ge-lip Ankara’daki süreci takip etmeye çalışıyordum fakat Ankara’daki adaylık süreçlerine çok fazla dahil olmak istemiyordum. Bu çerçevede Sn. Başbakan’ımız kadar Egemen Bağış’ın da oldukça katkısı oldu.

Tam bu süreçte Edirne için talihsiz bir gelişme yaşandı. Nüfus sayımından ötürü Edirne’nin milletvekili sayısı dörtten üçe düştü. Bu

Milletvekili Seçimleri, Edirne, 2011

Page 47: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

46

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

da tüm sıralamalar konusunda sıkıntı yarattı. Edirne’de temayül yok-laması, genel merkezde aday mülakatları derken 11 Nisan tarihinde Dr. Mehmet Müezzinoğlu birinci sırada, ben ikinci sırada, Fatma Aksal hanımefendi de üçüncü sırada milletvekili adayı olarak açıklandı.

Edirne’nin şaşırdığı, birinci sırayı beklediğimden ötürü ben-de hayal kırıklığı yaratan, bu sıralama daha sonra Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nu tanımam ile birlikte avantaja dönüşen bir süreç hali-ni aldı. Gerçekten eğer Mehmet Bey ile çalışma imkanı bulamasay-dım bu güne kadar siyasette edindiğim tüm tecrübeler önemli ölçü-de eksik kalacaktı.

Mehmet Bey’in teşkilat dinamiklerine verdiği değer, halkla samimi ilişkisi, toplum karşısındaki tecrübesi ve siyasi kampanya konusun-daki deneyimleri bana çok değer kattı. Adaylık sürecinde bir adaydan çok okula giden birer öğrenci gibi çalışıyorduk. Mehmet Bey organi-ze ediyor biz uyguluyorduk. Gerçekten muazzam bir çalışma yürüt-tük. Ne ben ne de Fatma Aksal sıralamamızdan ötürü bir adım ge-riye atmadık. Mehmet Bey Edirneli değildi. Bu açığı biz kapatmaya gayret ediyorduk. Köylerde, kırsalda ve kahvehanelerde ben daha fazla mücadele ediyordum. Fatma Hanım da daha çok Keşan böl-gesinde çalışmalarını yoğunlaştırıyordu. Yerel teşkilatımızda İstan-bul mantığı ile harmanlanan bu hızlı çalışma temposuna ayak uy-durmaya çalışıyordu.

2007’de bağımsız aday olduğum kampanya esnasında da çok çalışmıştık. Edirne’yi tüm köyleri ile çok iyi tanıyorduk. Her köyde, her kahvede bir tanıdığımız arkadaşa rastlıyorduk. Fakat 2011 kampan-yasında teşkilat dinamiklerini anlama imkanı bulduk. Teşkilatımızda gerçekten çok kıymetli dostlarımız oldu. Tanıştığımız herkes ile dost-luğumuzu sürdürdük. Bunun en iyi kanıtının 2013 yılı sonunda Edir-ne Belediye Başkanlığı için teşkilat içerisinde gerçekleştirilen fakat sonucu kamuoyuna açıklanmayan, maalesef bizim de genel merkez kaynaklarından sonucu öğrendiğimiz, temayül yoklaması sonuçları oldu. 2013’te gerçekleştirilen temayül yoklamasında partililer sahip çıkmıştı. Gerçekleştirilen tüm temayül yoklamalarının kamuoyuna

Page 48: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

47

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

ilan edilmesinin daha isabetli olacağına inanıyorum. Netice olarak 2011 seçimleri beni meclise göndermedi fakat teşkilat bizi kabullendi.

Zaman çok hızlı geçti. Bu çalışmalar sonrasında Edirne gene-linde 47 bin olan oy sayımız 80 bini aştı. Neredeyse iki katına yak-laşan bir oy artışı sağlamış olmamıza rağmen Edirne’den bir millet-vekili çıkarttık ve biz seçilemedik.

2007’den bu yana Edirne’nin 248 köyüne gidiyor, ilçe merkez-leri, kahvehaneler, evler derken binlerce dostumuz ve arkadaşımız vardı. 2011 seçimlerindeki yoğun çalışma bu dostlukları daha da pekiştirdi. Daha da güçlendirdi. Artık siyasi hayatımın merkezinde Edirne’nin yeri İstanbul’un önüne geçmişti. Ayrılmam pek mümkün olmuyordu. Annem, babam ve neredeyse tüm akrabalarım zaten nesillerdir Edirne’de yaşıyordu. Kısa süre sonra kızımda Edirne’de okula başlayacaktı. Ben haftanın yarısı İstanbul’da olsam da artık tüm aile Edirne’deydi.

Milletvekili Seçimleri, Edirne, 2011

Page 49: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

48

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Bekleviç, neden AK Parti’den aday oldu, beklentileri neler? Yazarımız Cengiz Koyuncu, AK Parti Edirne milletvekili adayı Tuna Bekle-viç ile adaylığını ve sonrasını görüştü. 13.04.2011 http://www.haberx.com/beklevic_neden_ak_partiden_aday_oldu_beklenti-leri_neler(17,n,10643818,531).aspxCengiz Koyuncu (HaberX)

Konuğum, Ak Parti Edirne Milletvekili Adayı Sayın Tuna Bekleviç. Adaylığının Edirne 2.sıradan açıklanmasının hemen ardından ismi ba-

sında ve kulislerde çok konuşulan bir isim haline gelen Sayın Tuna Bekle-viç ile hem kendisini daha yakından tanımak için, hem de adaylığına uza-nan süreci söyleştik.

-Sayın Bekleviç, yeni dönemde hizmete talip olarak aday adayı oldunuz ve bu talebiniz Ak Parti yönetimi tarafından da olumlu bulununca, Edirne 2. sıra-dan milletvekili adayı gösterildiniz. Öncelikle tebrik ediyor başarılar diliyorum.

Söyleşimize ‘’Aday olduğunuzda neler hissettiniz ?’’ sorusuyla başla-mak isterim.

Bir Edirneli olarak 92 yıl Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapan Edirne’den aday olmak beni çok heyecanlandırdı. Aynı zamanda da çok sevindirdi.

-Aday gösterilmeniz sizin için sürpriz oldu mu ? Aday gösterileceğiniz-den emin miydiniz ?

Edirne’de hepsi birbirinden değerli aday adayları bulunuyordu. Diğer aday adaylarımız gibi hepimizin gönlünde aday olmak yatıyordu. İsmimi listede görünce çok sevindim. Başbakanımızın çok ince detayları değerlendirdiğini düşünüyorum. Listemizde ilk sıraya son derece deneyimli bir siyasetçi Meh-met Müezzinoğlu’nu tercih etmesi Edirne için ciddi bir kazanımdır. Genç bir siyasetçi olarak benim adıma da bir fırsattır. Üçüncü sırada da Keşan’dan bir hanımefendinin yer alması tüm dengelerin gözetildiğini hissettiriyor.

-İsminizi adaylar arasındaki gençler kategorisinde değerlendirmek müm-kün, 1977 doğumlu olduğunuzu biliyorum, genç yaşta bu denli ciddi bir sorum-luluğa talip olmanın sizin açınızdan ne gibi avantaj ve dezavantajları olabilir ?

Partimizde genç yaşta ciddi başarılar elde etmiş isimler var. Egemen Ba-ğış, Ali Babacan, Mehmet Şimşek ve Suat Kılıç gibi tek nefeste sayabilece-ğim ilham alınabilecek başarılı örnekler bulunuyor. Bende her biri farklı alan-larda faaliyet gösteren üç ayrı sivil toplum örgütü ve bir siyasi partinin genel başkanlığını üstlendim. Bu süre zarfında deneyim elde ettiğimi düşünüyorum.

-Tam olarak ne zaman ve neden Ak Parti den aday adayı olmaya ka-rar verdiniz ?

Biz partiyi kurarken demokratikleşme sürecini Türkiye’nin tüm kılcal da-

Page 50: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

49

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

marlarına yaymak istiyorduk. Güçlü Türkiye’nin milleti merkezine alan yeni bir anayasa ile mümkün olacağına inanıyorduk. 10 yılı aşkın süredir binler-ce genci 2023’te Güçlü Türkiye hedefi çerçevesinde siyasete kazandırmak istedik. Bugün Sayın Başbakan’ımızın açtığı vizyon zaten kendisini demok-rat olarak tanımlayan tüm gençleri kapsayan kapsamlı bir vizyondur. Ben sadece aday olmak için değil geleceğimizin değerlerin bu partide olduğuna inandığım için ben de varım dedim. Adaylık süreci bu uzun yolculuğun sa-dece başlangıcıdır.

-Peki herkesçe malum siyasi biyografinizde bir süre öncesinde sizi GTP (Güçlü Türkiye Partisi) Genel Başkanı olarak hatırlıyoruz. Buna dair bir kaç sorum da olacak, Sayın Bekleviç, GTP halen faal bir parti midir şu anda?

Güçlü Türkiye Partisi aktiftir. -Sayın Başbakan ile GTP kuruluşu sırasında ve / veya öncesinde bir ta-

nışıklığınız yada teşviki mesainiz oldu mu? Forum İstanbul Hedef 2023 isimli bir toplantı serisinin açılış konuşmala-

rı esnasında Başbakanımızla tanışma imkanımız oldu. Bende ilgili toplantı-da 2023’te Güçlü Türkiye isimli bir konuşma gerçekleştirmiştim. Konuşmam akabinde Başbakanımızın incelik göstererek şahsımı tebrik etmesi beni çok onurlandırmıştı. Başbakanımızın konuşmasından da son derece etkilenmiş-tim. İkinci görüşmemiz 2006 yılında kaleme aldığım “2023” isimli kitabı aya-küstü kendisine takdim etme fırsatı bulduğum zamandı.

-Ak Parti saflarına katılmaya karar verirken yakın çevrenizden nasıl bir tepki aldınız ? Destek mi oldular yoksa olumsuz tepki mi verdiler?

Türkiye’nin süratle iki partili bir yapıya dönüştüğüne inanıyorum. Böyle bir zeminde bir yanda Ergenekon sanıklarını meclise taşımaya gayret eden bir siyasi partiyi görünce Sayın Başbakanımızın demokratikleşme mücadele-sinde yanında olmanın her demokrat gencin bir sorumluluğu olduğuna ina-nıyorum. Yakın arkadaşlarım ve ailemde bu gerçeği gördüklerinden ötürü kararımı son derece desteklediler.

-Ak Partiye projelerinizle ve yeni çözüm önerilerinizle mi katıldınız ? Ön-celikle Edirneli seçmenlerinize ve tabii ki bununla birlikte diğer illeri de kap-sayan seçim vaatlerinizden ve projelerinizden bahseder misiniz?

Özellikle Edirne ile ilgili birçok somut projemiz var. Ben özellikle yaşıtla-rımın istikballerini Edirne dışında aramasından çok rahatsız oluyorum. Bu konuda çalışmalar yapmak, gençlere iş imkanları yaratacak projeleri kolay-laştırmak istiyorum. Bu doğrultuda Edirne’yi bir cazibe haline getirecek eği-tim ve ticaret alanında projeleri hayata geçirmek için çalışacağız. Bu konuda kampanya döneminde birçok sürpriz proje lanse edeceğimizi düşünüyorum.

-Son olarak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkın-

Page 51: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

50

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

da, suç duyurusunda bulunduğunuzu hatırlıyorum. Bu duyuru sonrasında neler yaşadınız ? Olumlu ya da olumsuz tepkiler aldınız mı? Bu suç duyu-rusu sonrasında aslında yargılanamayacağını bildiğiniz halde, suç duyuru-sunda bulunmakla neyi amaçlamıştınız ?

Öncelikle bu konuları artık özgürce konuşabiliyor olmamızı AK Parti’ye borçlu olduğumuzu düşünüyorum. 2006 yılında demokratikleşme sivilleş-me gibi değerler insanların endişelendiği ve dokunmak istemediği konular-dı. Biz bu alanda çok mücadele ettik. Bizden sonra çok davalar açıldı. O günleri bizzat yaşayan ve şahit olan kesimlerin bugün Ergenekon sanıkla-rını aday göstermesini anlamakta güçlük çekiyorum. Ben oligarşik bürokra-sinin demokratik siyaset kurumunu boğmaya çalıştığı her an dik durmaya gayret ettim. Bu duruşumu hep muhafaza edebildiğimi düşünüyorum. Ken-disini demokrat olarak tanımlayan herkes çözümü sandıkta araması gerek-tiğini düşünüyorum.

Page 52: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

51

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Başkanlık sistemi tartışmaları

Başkanlık sistemi tartışmaları 2011 sonunda tekrar canlanmış-tı. Toplumsal meselelere ilgi duyduğum ilk günden bu yana Başkan-lık sisteminin yararlarının zararlarından her zaman fazla olduğuna inandım. Fakat tartışmalar sistem üzerinden değil kişiler üzerinden yürütülüyordu. Böylece sağlıklı bir analiz yapılamıyordu. Mesele her gündeme geldiğinde herkes bir anda kutuplara ayrılıyordu. Başkan-lık sistemine karşı olan kesimlerin argümanlarını hep eleştirdim. Öte yandan Başkanlık sistemini savunanların argümanlarını da hep ya-van buldum. Başkanlık sisteminin istikrarı güvenceye aldığına ina-nıyor ve Başkanlık sistemi tartışmalarının da bizi güçlendirdiğini dü-şünüyordum.

Türkiye’nin yakın tarihinde ne kadar problemli alan varsa hepsi-nin temelinde “kuvvetler ayrılığının” net olmamasının yattığını düşü-nüyorum. Başkanlık sisteminin ise en büyük avantajı kuvvetler ay-rılığının temel paradigmalarını net olarak belirlemesinden kaynak-lanıyor.

Türkiye toplumunun başkanlık sistemini tartışma ortamına gir-mesi her açıdan olumlu olmuştur. Birinci neden her platformda ya-pılan tartışmalar hayatımızı belirleyen siyasi meselelere daha faz-la dahil ve müdahil olmamızı sağlıyor. Bu da demokratik sistemle-rin en önemli araçlarından biridir. İkincisi dünyanın birçok gelişmiş demokrasilerinde yer bulan bu sistemin Türkiye için de alternatif bir sistem olabileceği düşüncesinin toplum tarafından daha çok özüm-senmesine yol açıyor ki bu da; güçlü bir Türkiye’nin kapılarını daha fazla aralayan bir duruma işaret ediyor.

Başkanlık sistemini desteklerken, temel olarak “dar bölge seçim sistemi” ile demokrasinin her kesim tarafından içselleştirileceğini, is-tikrarın güvence altına alacağını düşünüyorum.

Neden bu şekilde düşünüyorum? Dar bölge seçim sistemi ile güçlendirilmiş bir başkanlık modeli dünyada en çok Türkiye siya-setine uygundur. Üstelik dünya genelinde parlamenter rejim önem-

Page 53: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

52

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

li ölçüde misyonunu tamamladığı yönünde güçlü tartışmalar vardır. Demokratikleşmenin ve sivilleşmenin yararlarını gören halkımız

seçimlerde milletvekili adaylarına daha yakın olmayı talep etmekte-dir. İsimlerini bile bilmedikleri milletvekillerinden ziyade daha dar böl-geye hitap eden vekiller talep etmektedirler. Bu da seçim sistemimi-zin dar bölgeye indirgenmesi ihtiyacını ortaya koymaktadır.

Öte yandan bölgesinde lider iddiasını ortaya koyan güçlü Türkiye’de erklerin tekrar düzenlenmesi gerekiyor. Bugün ülkemiz-de yasama, yürütme ve yargı arasında kesin ayırımlar olmadığı için erkler birbirinin içerisine geçmiş durumdadır. Yani mevcut sistem da-hilinde gerek kontrol gerekse dengeleme konusunda ciddi sıkıntılar bulunuyor. Üstelik muhalefetin kendi seçmenine bile hitap edeme-diği düşünüldüğünde demokrasimizin en önemli ayağı eksik kalıyor. Bu da Türkiye’nin şahlanışının hızını kesiyor. Bugün başkanlık sis-teminin diktaya yol açacağı söylemini savunan bazı kesimler toplu-mu maalesef yanlış yönlendirmektedir. Tam tersine doğru kurgulan-mış bir başkanlık sistemi hem kontrol hem de denetleme konusun-da Türkiye için en uygun yönetim biçimidir.

Özellikle 10 Ağustos 2014 seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın 12. Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi bu tartışları farklı boyuta taşı-yacaktır. Önümüzdeki yılların kısır siyasi kavgalardan uzaklaşarak, başkanlık sisteminin tüm artı ve eksilerini tartışacağımız günler ol-masını diliyorum.

Page 54: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

53

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Suriye’ye karşı vicdani duruş devlet geleneğimizdir.

Suriye’de Esad rejiminin katliamları üzerinden bir yıldan fazla sü-reç geçmiş ve tezkerenin uzatılması meclis gündemine tekrar gelmişti.

Tam tezkere arifesinde Akçakale’ye karşı uzun süredir yapılan saldırılar sonucunda bu kez kayıp yaşadık. Bunun hemen akabinde hükümetin kararlı tutumu ve konuya hakim olması sonucunda he-men karşılık verildi. Saldırının geldiği yerler top atışına tutuldu. Ta-bii bu konu bazı çevrelerde hemen savaş ilanı olarak algılandı. Ama gerçek bunun ötesinde bir anlama sahipti.

Türkiye uluslararası hukuka ve zemine her zaman bağlı kalan bir ülke olmuştur. Dolayısıyla bu saldırıya karşı gösterilen refleks de uluslararası meşruiyeti de kapsayarak verildi. Yani o günkü refleks bir savaş ilanı değil, ülke topraklarımıza yapılan saldırıya karşı bir cevap niteliği taşıyordu...

Tabii malum olduğu üzere hükümetin attığı her adımı eleştirme-ye alışmış çevreler konunun içeriğinden ve siyasi olarak öneminden bihaber olduklarından muhalefet etmekte gecikmediler. “Suriye’de yaşananlardan bize ne? Savaşa hayır?” gibi söylemlerle hükümetin Meclisten aldığı tezkere yetkisini eleştirmeye başladılar.

Tezkerenin içeriği ve doğuracağı sonuçlar hakkında en ufak bir bilgi sahibi olmadan Türkiye’nin savaşa girdiğini sanan kesimlerin dış politika stratejilerinden de bir şey anlamadığı ortaya çıktı. Zira Meclisten alınan tezkere yetkisinin birçok anlamı vardı. En önemli-si elbette caydırıcılık. Esad yönetiminin ve muhaberatın Türkiye’ye yönelik saldırılarına karşı sessiz kalınmayacağının en önemli deli-li tezkere olmuştur. Tezkerenin ikinci anlamı da Türkiye’nin bölgede yükselen bir güç olarak insani bir katliama sessiz kalmayabileceği-nin bir göstergesidir.

Esad rejiminin, yerle bir ettiği şehirler, sayıları milyonları bulan mülteciler, öldürülen on binlerce insan... Savaş hemen yanı başımız-da cereyan ediyor. Bir televizyon muhabirinin şaşkın şaşkın “burnu-muzun dibinde” dediği topraklarda gerçekleşiyor.

Page 55: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

54

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Türkiye’nin bölgesel bir güç olma çabasından da öte, tarihten ge-len bir sorumluluğu var. Yani Türkiye bu bölgede yaşanan bu gibi kı-yımlara sessiz kalacak bir tarihsel mirasa sahip değil. Tam tersi, di-nimizin “Yerlerle gökler adaletle ayakta durur” düsturunun bölgede-ki savunuculuğunu Davos örneğinde de olduğu gibi yapmaya çalı-şan bir ülkeyiz.

Savaşa hayır sloganlarıyla mitingler yapan ve konforlu köşele-rinden yazılar yazanlar için bu değerler bir anlam ifade etmeyebilir. Ancak Türkiye bölgesel adaletin tesis edilmesi konusunda elinden geleni yapmaya çalışan bir ülke olmakta ısrar edecektir. Çünkü bu sadece idealist bir yaklaşım değil vicdani değerleri savunan bir dev-let geleneğimizin yansımasıdır.

Suriye konusunda hatalar yaptık mı elbette yaptık. Fakat hata-larımız ne olursa olsun en büyük hatamız kesinlikle Batı’nın sava-şa seyirci kalması kadar ağır sonuçlar doğurmadı. Hala Suriye adı-na içimizde bir umut var.

Bugün gelinen noktada gerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Kon-seyi gerek Avrupa Birliği, Arap Birliği gerekse de NATO gibi ulusla-rarası kuruluşlar Suriye konusunda büyük bir çıkmaza girmiş olma-sıdır. İnsani açıdan 21. Yüzyılın en büyük dramı yaşanıyor. Küresel Dünya bu kayıpları sadece izliyor.

Sadece insani bir yardım için bile Rusya’yı ikna etmekten aciz bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) yapısıyla karşı karşıya kaldık. Açıkçası Rusya’nın neden ikna edilmesi gerektiği de burada ayrı bir soru işareti olarak karşımıza çıktı. Zira tek bir ülkenin çıka-rı doğrultusunda yüz binlerce insanın ölmesi, milyonlarcasının evle-rinden, yurtlarından kopup mülteci durumuna düşmesi kadar acı bir reçete ile karşı karşıyayız.

Dünyada yaşanan tüm krizler insan olarak hepimizi ilgilendiri-yor. Ne Afrika’daki bir iç savaş, ne Bosna’daki ekonomik kriz ne de Suriye’deki savaş bizim ilgi alanımızın dışında değildir. Hepsi bir şe-kilde bizim siyaset belirleme alanımızın içinde bir yeri ve değeri olan olaylardır.

Page 56: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

55

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Türkiye’nin uluslararası ilişkilere sadece duygusal olarak baktığı-nı düşünen yorumcular, Türkiye’nin aslında siyaset olarak da bu kriz-lerden ne kadar çok etkilenebileceği gerçeğini görmüyorlar.

Türkiye, Ortadoğu’da iddiası olmayan bir ülke olsaydı dahi bu krizlerden etkilenmeye açık olacaktı. Yani kimilerinin dediği gibi “bak-mazsak, görmeyiz ve o gerçek orada olmaz” prensibi karar alıcı me-kanizmalar için gerçekçi bir yaklaşım değildir.

Suriye en uzun kara sınırımızın olduğu bir ülke. 20. yüzyılda çi-zilen tüm yapay sınırlar gibi, sınırın her iki yakası da aslında birbi-rinden bağımsız değil. Evlerin önünde oynayan çocukları bile çıplak gözle görebileceğimiz kadar yakın olan Suriye, aslında sınırın bu ta-rafındaki insanlarımızın akrabalarıdır. Yani tarihten bu yana tek par-ça olan tüm şehirler, kasabalar, köyler yapay sınırlarla bölünmüş ve parçalanmıştır. Sınırın öte tarafında insanlar ölürken, yakılırken, iş-kencelerden geçirilirken bu drama sessiz kalmak siyaseten de müm-kün değildir. Zira bu tepkiyi devlet vermezse sivil yapılar verecektir. Dolayısıyla kontrolün devlet içerisinde olması son derece önemlidir.

Türkiye Suriye’de yaşanan olaylara en baştan beri insani ola-rak bakmaktadır. Şu anda yaklaşık yedi yüz bin Suriyeli mülteci Tür-kiye topraklarında yaşamaktadır. Türk insanı binlerce yıldır korudu-ğu misafirperverlikle bugün yurtlarından koparılmış, kaçmış, zor du-rumdaki misafirlerini ağırlamak konusunda hiç tereddüt etmemiştir.

Uluslararası kurumlar da Türkiye’nin Suriyeli mülteciler için yap-tıkları katkı ve destekten ötürü de her platformda teşekkür etmiştir. Zira devlet her ne olursa olsun, önce halklardan yana tavır koyarak bu prensip üzerine politikalarını oluşturmuştur. Kısa ve orta vadede eleştireler olacaktır ancak uzun vadede Türkiye’nin Suriye politikala-rı büyük bir takdir ve hayranlıkla karşılanacaktır. On binlerce işken-ce fotoğrafı da bize göstermiştir ki Suriye’de yüzyılın en büyük in-sanlık dramı yaşanıyor. Buna sessiz kalanları ilk başta gelecek ne-siller affetmeyecektir.

Page 57: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

56

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Egemen Bağış ve Avrupa Birliği

Seçimlerden hemen sonra Egemen Bağış ile buluştuğumuz-da AB Bakanlığı’nda Bakan Danışmanlığı yapmam hususu günde-me geldi. Egemen Bey ile yaptığımız görüşmeler sonrasında Sn. Başbakan’da sıcak bakınca Bakan Danışmanı olarak atanmam ko-nusunda işlemler başladı. Yaz aylarında başlayan üçlü kararname süreci ancak Aralık ayında neticelendi. Fakat tüm bu süre zarfında resmi olmasa da gönüllü olarak Egemen Bağış’ın yanında çalışma-ları öğrenmeye gayret ediyordum. Aralık ayında resmi atamam oldu ve göreve başladım.

Egemen Bağış gerçekten kabinenin en hızlı ve şüphesiz en ça-lışkan bakanlarından birisiydi. AB hedefine kilitlenmiş ve yurt dışında milletini harikulade temsil ettiğine defalarca kez şahit oldum. Ege-men Bey, siyasette pek örneğine rastlanmayacak şekilde genç eki-bine gerçekten inanıyordu. İstişareye önem veriyor, herkesi dinliyor ancak son kararı kendisi veriyordu. Kendisi ile çalışmak çok keyifli olduğu gibi, gerçekten çok öğretici bir süreç oldu.

Çok fazla Ankara’da bulunmuyordum. Avrupa Birliği’nin İstan-bul ofisinde görev alıyordum. Göreve geldiğim günlerde Egemen Bağış’ın liderliğinde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde bir düşünce ku-ruluşu oluşturmaya karar verdik. “Küresel Sorunlar Platformu” ismi-ni alan düşünce kuruluşunda ilk olarak ben, çeşitli firmalara danış-manlık yapan ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde ders veren Can Ka-raşıklı ve daha sonra çok yakın olacağım İstanbul Bilgi Üniversite-si Mütevelli Heyeti Üyesi Fatih Akol yer aldı.

Küresel Sorunlar Platformu kurulduğu gibi hemen ekibi topladım. Daha önce çalıştığım ve GTP’nin iki genel başkan yardımcısı Baybars Örsek ve İdris Kardaş’a Küresel Sorunlar Platformu’na gelmelerini rica ettim. Daha sonra ekibe Büşra Özerli de katıldı. Çok kısa sürede uyumlu ve keyifli işler üreten bir ekip olduk. Küresel Sorunlar Plat-formu uluslararası ilişkiler konusunda raporlar üretiyordu. İlk yıl SKY Türk 360’da “Kelebek Etkisi” isminde bir de program yaptık. Kelebek

Page 58: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

57

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Etkisi programı bir çok yeni dost edinmeme neden oldu. O dönem program koordinatörümüz Esra Demirci daha sonra Uluslararası Barış ve Demokrasi Forumu’ndan diğer çalışmalarımıza kadar bir

çok faaliyetimizde ekibimizde yer aldı. Egemen Bağış, Küresel Sorunlar Platformu’nun kuruluşu konu-

sunda gerçekten vizyoner davranmıştı. Bu alanda bir boşluk vardı ve aktif bir düşünce kuruluşunun Türkiye’nin dış politika dinamiklerine katkısı olacaktı. Küresel Sorunlar Platformu ile Egemen Bağış bana bir çok yeni dost kazandırmıştı. Bugün bu dostlarımın bir çoğu ile hala görüşüyorum.

Küresel Sorunlar Platformu dışında Bakanlığın AB Ortaköy’deki ofiste görev alıyordum. Toplantılara iştirak ediyor, zaman zaman da seyahatlere katılıyordum. Katkım daha çok sosyal medya alanında ve siyasi konularda oluyordu.

Avrupa Birliği benim için Türkiye’nin demokratikleşme ve nor-malleşme yolcuğunda en kestirme ve pratik yoldu.

Kelebek Etkisi Programı, İstanbul, 2012

Page 59: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

58

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Turgut Özal, Türkiye’nin AB tam üyeliğini “uzun ince bir yol” olarak tanımlamıştı. Gerçekten de Türkiye’nin AB yolculuğu Adnan Menderes ile başlayan tam 45 yıl sonra 2004’te müzakere tarihi al-dığımız “uzun ince bir yoldu”.

Egemen Bağış’ın en sevdiğim sözlerinden birisi “sadece AB is-tedi diye Türk halkının zararına hiçbir adım atılmamıştır” sözüydü. Bu söze çok anlam yüklüyordum. Tabii bu sözler AB’nin yaşadığı mali krizin ekonomik, siyasi ve toplumsal bir krize dönüştüğü uya-rısını da içeriyordu.

Gerçekten bugün Avrupa’da yükselen aşırı milliyetçilik ve yersiz yabancı düşmanlığı Avrupa’nın kendi kuruluş değerlerini bile tehdit ediyor. Sürekli değerleri ile çatışan Avrupa durgunluktan bir türlü sıy-rılamıyor. Türkiye ise, 2014’te içerisine girdiği tartışmaları saymaz-sak, bölgede hassas dengeler çerçevesinde her geçen gün küresel olarak önemimi arttırıyor. Sıkıntılı bir dönem yaşayan Avrupa kısa vade çözümler üretmeye gayret ederken Türkiye uzun yıllardan bu yana ilk kez orta ve uzun vadeli stratejiler planlayabiliyor.

Şüphesiz Avrupa için süreç bu şekilde devam etmeyecek. Av-rupa bu krizin içerisinden bir şekilde sıyrılacak. Kriz sonrası Avrupa yeni bir mimari ile karşımızda olacak. İşte bu yeni mimari çerçeve-sinde Türkiye’nin rolünün ne olacağı bugünün siyasilerinin düşün-mesi gereken önemli soru işaretlerinden birisi olduğuna inanıyorum.

Bugün Avrupa’da Türkiye’nin önemini kavrayamayan vizyonsuz liderler olabilir. Fakat yarın bu liderler koltuklarını yeni nesillere dev-rettiğinde Türkiye’nin bulunacağı nokta önemlidir.

Bugün Avrupa’nın yaptığı hatalara salt tepkisel yaklaşıp “bizi is-temezlerse istemesinler” şeklinde kolaycılığa kaçmak Avrupa’daki Türkiye düşmanları ile aynı düzlemde buluşmak manasına gelir. Türkiye’nin çağdaşlaşma yolculuğu modern Türkiye’nin neredey-se kuruluşundan bu yana olan milli bir hedeftir. Bu hedef gerçek-ten “uzun ince bir yoldur.” Üstelik bu hedefte asla Türkiye aleyhi-ne bir adım atılmamıştır. Avrupa hâlâ dünyanın en büyük ekonomi-sidir ve hâlâ Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı Avrupa Birliği’dir.

Page 60: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

59

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Her ne kadar farklı pazarlara açılma başarısı göstermiş olsak bile ticaret hacmimizin %40’lık bir bölümünü hâlâ AB ülkeleri ile gerçek-leştiriyoruz. Üstelik Türkiye’ye giren doğrudan yabancı yatırımların %85’i ve teknolojik sermayenin de %92’sinin AB kaynaklı olduğu-nun altını çizmemiz gerekir. Türkiye’nin AB yolculuğu bazı çifte stan-dartçı Avrupalı liderlere rağmen kararlılıkla devam etmektedir. Fa-kat Özal’ın da ifade ettiği gibi AB yolculuğu “v bir yoldur.” Olgunluk gerektirir. Sabır gerektirir...

Peki Türkiye Avrupalı mıdır? En çok tartışılan konulardan biri-sine gönül rahatlığı içerisinde “evet Türkiye Avrupalıdır.” Şeklinde yanıt verebiliriz.

AB’nin Avrupalı kimliğimizi sorgulayan eleştirileri ile karşı kar-şıya kalıyoruz. Aslında kendi iç siyasetleri için Türkiye’nin Avrupa-lı kimliğini sorgulayanlar çok ciddi tarihsel hatalar yapıyorlar. Oysa gerçekler farklıdır. Biz tarihimizin en kötü döneminde bile Avrupa-lıydık. İmparatorluğun çökme tehlikesi yaşadığı dönemde dahi bize “Avrupa’nın hasta adamı” denmişti. Kimse bize “Asya’nın hasta ada-mı” dememişti. Eğer tarihimizin en kötü döneminde bile Avrupalı ol-duysak, bugün dış politikada tarihimizin en iyi dönemlerinden birisi-ni yaşarken kesinlikle Avrupalıyız.

Elbette Avrupalı olduğumuz kadar da Asyalıyız. Hem bir Akdeniz ülkesi hem de bir Karadeniz ülkesiyiz. Hem bir Balkan hem de Kafkas bölgesi ülkesiyiz. Kültürlerin ayrıştığı değil tam birleştiği noktadayız.

Türkiye’nin bu gücünü görmezden gelmek kendimize yaptığı-mız en büyük haksızlıktır. Bugün kör siyasi çıkarları için Türkiye’nin çağdaşlaşma projesine içeride veya dışarıda çelme takmaya çalı-şanları tarih iyi hatırlamayacaktır. Unutmayın ki Güçlü Türkiye birbi-rimize çelme takmak ile değil tek yürekle bir hedefe kararlılıkla yü-rümek ile inşa edilebilir.

Avrupa Birliği konusunda eleştiri alanlarının birisi de “vize” so-runudur. Vize sorununun birinci sorumlusu “darbecilerdir.”

Avrupa’da bazı önemli ülkelerin hangi dönemde bize vize uy-guladıklarına bir göz atalım. AB’nin iki önemli ülkesi olan Fransa

Page 61: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

60

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

ve Almanya’nın Türkiye’ye vize uygulamaya başladığı tarih 5 Ekim 1980’dir.

Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’un vize uygulamaya başladı-ğı tarih 1 Kasım 1980’dir.

İtalya 3 Eylül 1980’de, Danimarka ise 1 Mayıs 1981 tarihinde Türkiye’ye vize uygulamaya başladı...

Tarihlere göz atınca bugüne kadar çok da dile getirilmeyen skan-dalın boyutları ortaya çıkıyor. Şüphesiz Avrupa ülkeleri Türkiye’ye vize koymak için fırsat kollarken aradıkları fırsatı darbe süreci ile buldular. Darbecilerin de bu sürece bilinçli olarak göz yumması ile Türk vatandaşlarının Avrupa’ya vize çilesi başladı. O günlerde ken-di vatandaşının ülkesinden kaçmasından korkanlar Avrupa’nın bize haksız vize uygulamasına ses çıkartmadılar. O tarihten sonra gelen hükümetlerin de bu konudaki mücadelesi hep cılız kaldı.

Egemen Bağış’ın konu hakkında çok takdir ettiğim bir sözü var-dı: “Vize belası, bize maalesef Avrupalıların değil 1980 darbesini ya-panların kötü mirasıdır! 1980’e kadar, 1963’te imzalanan anlaşma nedeniyle vize uygulayamayan ülkelerin darbe sonrası o dar vizyon-lu zihniyetin göz yumması hatta teşvik etmesi sonrası vize uygula-ması sorunu ile karşılaştık. O atılan kazığı hâlâ çıkarmaya çalışıyo-ruz” derdi. Gerçekten “Vizesiz Avrupa hedefi”, 75 milyon vatanda-şımızın ortak paydasıdır. Dolayısıyla hepimizin bu konuda tarihî bir sorumluluğu vardır...

Uzun sözün kısası bugün Türkiye’ye sağlanacak vize kolaylık-ları hiçbir şey ifade etmez. Bizim talep etmemiz gereken 75 milyon vatandaşımızın her birine “Vizesiz Avrupa”dır.

...Egemen Bağış’ın yurt dışı toplantı performansı gerçekten örnek

alınacak bir performanstı. O dönem Egemen Bağış’ın yurt dışında-ki yüksek performansını gördükçe muhalefetin yurt dışındaki tavır-larını çok eleştiriyordum.

Yurt dışında siyasilerin kendi ülkeleri ile ilgili konuşurken dengeli olmaları gerekliliği siyasi bir geleneğimizdir. Elbette muhalefet lider-

Page 62: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

61

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

lerimiz yurt içinde arzu ettiği gibi hükümeti eleştirebilir. Siyaset yap-manın gereği budur. Fakat yurt dışında kendi ülkesini çekiştirmeye başlarsa millet o siyasetçileri alkışlamaz tam aksine yadırgar. Hele bunun seçim yatırımı olduğunu hissederse cezasını sandıkta keser.

Yurt dışında Türkiye’den gelen siyasetçiler hep ilgi ile karşılanır. Yabancı siyasiler Türkiye’yi tanımaya gayret ederler. Bir sürü soru-lar yöneltirler. İşte böyle bir ortamda “gaza gelmemek” için belli bir deneyim gerekir.

İki lider tipi bu sınavı aşamaz. Birinci tip siyasetçiler gençlikle-rinde kendilerini iyi yetiştiremediklerinden dolayı “gaza gelip” kendi ülkelerinin iç meselelerini yabancı ülkelerde tartışanlardır. Diğerle-ri ise içeride esameleri okunmadığı için millete kızanlardan oluşan ikinci sınıf siyasetçilerdir. Oysa olması gereken muhalefet liderleri-mizin yurt dışında kendi ülkelerine toz kondurmamasıdır.

Kendi ülkelerinin yüksek imajı hükümetlere değil o ülkenin va-tandaşlarına fayda sağlar. Türkiye dış politikada tüm dünyadan öv-güler alırken ülkesini çekiştirme hatasına düşen muhalefet liderle-ri maalesef hata yapıyorlar. Seçimlerde kendilerine bir iki puan fay-da sağlamak için kendi ülkelerinin imajını sarsıyorlar. Böyle basit oyunlara millet prim vermeyeceği gibi sandıkta da cezalandırır. İle-ride siyaset ile ilgilenecek gençlerin bu hataları görerek bu hatala-ra düşmemeleri gerekir...

Yurt dışında demeç vermenin bir adabı vardı. Muhalefetimiz her seferinde sınıfta kalırken Egemen Bağış bu konuda gerçekten çok iyiydi.

Bu duygularla yaklaşık bir yıl çalıştık. AB’ye de Egemen Bağış’a da inanıyordum fakat memuriyet beni gerçekten çok zorluyordu.

Hem bazı uluslararası projeler gerçekleştirmek istiyordum. Hem de siyaset yapmak için başladığım bu mücadelenin bir şekilde me-muriyet ile sonuçlanıyor olması beni üzüyordu. Netice olarak üstteki gerekçelerle Egemen Bey ile konuşmaya karar verdim. Konuşma-mızda her zaman her daim yanında olduğumu fakat memuriyetten ayrılıp siyasette devam etmek istediğimi belirttim. Bu kararımı Sa-

Page 63: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

62

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

yın Başbakan’ın bir İspanya seyahati esnasında istişare edip mü-saade aldıktan sonra resmi Bakan Danışmanlığı görevim yine fah-ri danışmanlığa dönüşüyordu.

İstifa ettiğim gün gerçekten derin bir nefes almıştım. Memuri-yetin siyasi kısıtları beni gerçekten çok mutsuz ediyordu. Parti ka-patma davasından bu yana Egemen Bey ile çalışmam 5 yılı doldur-muştu. Bu kadar zaman sonrasında sistem dışına çıkıyor olmak za-man zaman beni tedirgin etse de kendi kanatlarımın üzerinde dur-mam gerektiğini düşünüyordum. Bu ayrılık çerçevesinde mazeretle-rim dışında başka bir hesabım yoktu. Bir kuş olarak yuvadan uçma tedirginliği yaşıyordum. Biraz burukluk olsa da uluslararası vakıf-lar, Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalar ve Edirne’ye biraz daha fazla vakit ayırabilecek olmam gibi hususlar beni teselli ediyordu. Ayrılığımın üzerinde oldukça uzun bir süre geçmiş olma-sına rağmen Egemen Bey ile mevkileri bir kenara bırakıp dost ola-rak içtiğimiz kahveleri hatırladıkça o günleri hep özlerim. Fakat vakit dolmuştu. Kuş yuvadan uçmuştu ve Edirne’de yerel siyasette yap-mam gereken bir yığın iş vardı.

Page 64: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

63

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Dr. Mehmet Müezzinoğlu

Bakan Danışmanlığı görevim sona ermişti. Edirne’ye gelmiş-tim. Tekrar siyasette olmak ve dostlarla Edirne sokaklarında siya-set yapmak oldukça keyifliydi. Sık sıkta Edirne Milletvekili olan Dr. Mehmet Müezzinoğlu ile buluşuyor ve birlikte neler yapabileceği-mizi konuşuyorduk. Egemen Bey ile vakit buldukça dostça sohbet-ler ederdik. Bakan olması nedeniyle inanılmaz bir iş yükü vardı ve sohbetlerimiz ister istemez azalıyordu. Mehmet Bey ile ilk günler-de Milletvekili olması nedeniyle karşılıklı sohbet ve değerlendirme-lere daha fazla vakit ayırabiliyorduk. Bütçe tamamlanmış ve takvi-mimiz biraz rahatlamıştı.

Bu keyifli sohbetler ve değerlendirme toplantılarımız henüz baş-lamışken Ocak ayının ilk haftasında bir İngiltere seyahatim oldu. Daha önce kendisi ile tanışma imkanı bulduğum ve Londra’da ya-şayan bir arkadaşımız olan İbrahim Doğuş’un vesilesi ile İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband ile tanıştım.

Edirne’ye kazandırdığımız ve bacasız fabrika olarak anılan 800 kişilik çağrı merkezi ziyareti, 18 Ocak 2014

Page 65: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

64

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Akabinde de yönetim kurulu başkanı olduğum Uluslararası Barış ve Demokrasi Forumu adına İngiltere Parlamentosu’nda bir konuşma gerçekleştirdim. İngiltere’de kaldığım bir hafta benim için hem çok verimli geçmişti hem de Edirne’de oldukça ses getirmişti. Edirne medyası sonradan çok gurur duyacağım bir başlık ile haberi Edirne

İngiltere Parlamentosu’nda konuşma, Londra, 2013

Page 66: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

65

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

İngiliz Parlamentosu’nda bir Edirneli http://www.hudutgazetesi.com/haber/10361/ingiliz-parlamentosunda-bir-edirneli.html16 Ocak 2013 Çarşamba

Uluslararası Barış ve Demokrasi Forumu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Tuna Bekleviç İngiltere Parlamentosu’nda konuşma gerçekleştirdi...

Tarihi Parlamentoda İngiliz Milletvekili Christopher Williamson’un takdimi ile kürsüye gelen Bekleviç konuşmasında Edirne’ye de değinirken, “Edirne; Osmanlı’nın Batı’ya olan yürüyüşüyle bir anlamda Batılı değerlerin temsil-cisidir. Diğer yandan UNESCO dünya mirası listesine giren büyük Selimi-ye Camii ile İslami değerleri de temsil eden şehirlerin en önemlisidir” dedi...

Tarihi Parlamentoda İngiliz Milletvekili Christopher Williamson’un takdimi ile kürsüye gelen Bekleviç, konuşmasında Edirne’ye de değindi. Bir çok İn-giliz Milletvekilinin hazır bulunduğu konuşmasının hemen başında Edirne’de doğduğunu belirten Bekleviç, “Edirne Osmanlı’nın İstanbul’dan önceki baş-kentidir. İstanbul’un fatihi Fatih Sultan Mehmet’in doğduğu şehirdir. Edirne; Osmanlı’nın Batı’ya olan yürüyüşüyle bir anlamda Batılı değerlerin temsil-cisidir. Diğer yandan UNESCO dünya mirası listesine giren büyük Selimi-ye Camii ile İslami değerleri de temsil eden şehirlerin en önemlisidir. Türki-ye genç demokrasisinde zaman zaman sıkıntılar yaşasa bile Ortadoğu’da ilham alınacak bir bir arada yaşam örneği sergilemektedir. Türkiye gençliği teknolojinin tüm imkanlarından istifade ederek yeni bir zihniyet kapısı ara-lamaktadır. Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu’da demokratikleşme süre-ci herkese yarar sağlayacaktır. Biz demokratlara düşen görevin bu dönüşü-me ve barışa katkı sağlamak olduğunu düşünüyorum.” dedi.

2007 yılında 52 ülkeden 150 katılımcı ile kurulan Uluslararası Barış ve De-mokrasi Forumu (IFDP) çatışmalı coğrafyalarda demokrasinin kılcal damar-lara kadar yayılması, bir arada yaşamın desteklenmesi ve temel hak özgür-lüklerin anlatılmasını amaçlıyor. Forumun 2013 yılında 190 ülkeden 54 bin bireysel üye sayısına ulaşması hedefleniyor. Foruma ticari şirketler veya sivil toplum kuruluşları da katılabiliyor. Forumun yönetim kurulunda Türkiye’nin yanı sıra Venezuela, Kongo, İsrail ve Makedonya’dan temsilciler yer alıyor.

İngiltere programı sonrasında Makedonya, Arnavutluk, Katar, Libya ve ABD ziyaretleri gerçekleştireceklerini belirten Bekleviç forumun Türkiye aya-ğında Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde hala öğrenci olan veya yeni mezun olmuş Türkiye’yi iyi temsil edeceklerine inandıkları 150 kişilik gö-

Page 67: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

66

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

kamuoyuna duyurmuştu: “İngiliz Parlamentosu’nda bir Edirneli”İngiltere’den döndüğüm günlerde Edirne’de katıldığım bir top-

lantıda Mehmet Bey Edirne’yi yurt dışında temsilimizden ötürü bizi tebrik etmişti. Maalesef o gün Edirne’de yoğun bir program vardı. Mehmet Müezzinoğlu ile uzun uzun konuşamamıştık. Ertesi gün İstanbul’a döndüm.

Birkaç gün sonra 24 Ocak günü İstanbul’da bir toplantıdaydım. Mehmet Bey ise Edirne’de helva sohbetleri adı altında düzenlenen bir buluşmaya katılıyordu. Beni de çağırdığı için bir an önce toplantı bitsin Edirne’ye yola çıkayım diye acele ediyordum. Toplantımda bir türlü bitmedi. Uzadı. Sanırım yetişemeyeceğim dedim. Yine de geç de olsa sonuna yetişirim umudu ile yola çıktım. Henüz İstanbul’dan çıkmıştım ki Edirne’den bir telefon geldi. Dr. Mehmet Müezzinoğ-lu yeni Sağlık Bakanımız olmuştu. Çok sevindim. Tebrik etmek için aradım. Özel Kalem Müdürü Tarkan Alpay ile görüştük. Edirne’den İstanbul’a döneceklerini ve İstanbul’da görüşebileceğimizi söyledi. Eşim ile birlikte havaalanına gittik. Hemen akabinde eşi ile birlikte Mehmet Bey geldi.

nüllü bir sekretarya ekibi ile çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. Bu sekre-taryaya fikirsel olarak önderlik yapacak 214 kişilik danışma kurulu oluştur-duklarını belirten Bekleviç İngiltere ülke ziyaretinde bir çok milletvekili, aka-demisyen ve iş dünyasından önde gelen isimlerle toplantılar gerçekleştire-ceklerini hatırlattı.

YARIN DA KONUŞACAK 14 Ocak’ta İngiltere Parlamentosu’nda konuşan ve akabinde İsveç de-

legasyonunu kabul eden Uluslararası Barış ve Demokrasi Forumu (IFDP) Yönetim Kurulu Başkanı Tuna Bekleviç, dün de ikili görüşmeler gerçekleş-tirdi. Meksika delegasyonunu da kabul eden Bekleviç, bugün Ingiltere’nin eski Dışişleri Bakanı David Miliband ile görüşecek. 17 Ocak’ta ise İngi-liz Muhafazakar Parti Milletvekili Nick de Bois’in ev sahipliğinde, İngiltere Parlamentosu’nda Uluslararası Barış ve Demokrasi Forumu’nun (IFDP) dü-zenlediği resepsiyonda konuşma gerçekleştirecek.

Page 68: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

67

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Oldukça keyifli bir buluşma oldu. Odada kısaca konuştuk. Hem çok sevinmiştim. Hem de bir miktar burukluk vardı. Milletvekilimiz Bakan olduğu için mutluydum. Fakat bir milletvekili ile çalışmak ile bir Bakan ile çalışmak arasındaki farklılıkları biliyordum. Yoğun ama çok yoğun programlar, vakitsizlikler, uzun ve detaylı sohbetle-re ayrılamayan zamanlar, özlemler, detaylı değerlendirmeler, yani bir vakit fakirliği Bakanlığın getirdiği en önemli yan etkilerdi. Ben yine de tüm yan etkilere rağmen resmi olmadan fahri danışmanı olarak her ihtiyaç duyduğu noktada yanında olacağımı belirttim. Edirne, Trakya ve İstanbul’daki siyasi faaliyetler, medya ile ilişkiler konusunda destek olmam hususunda mutabakata vardık. Böylece

Sağlık Bakanlığı ile tanışıyordum. Mehmet Bey Bakanlık çalışmalarına hızlı başladı. Bir çoğu İstanbul

veya Trakya şehirlerimizde olan bir çok toplantıya katılıyordum. Bakan Bey teşkilat dinamikleri içerisinde fazlası ile görev alan birisi olduğu için

Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun Bakan olduğu gece hatırası, Atatürk Havalimanı, 2013

Page 69: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

68

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

her kademesi ile teşkilatın sürekli yanında oluyorduk. Sağlık Bakanlığı daha önce deneyimim olan AB Bakanlığı’na nazaran oldukça büyük bir yapıydı. Bir çok değerli arkadaşım oldu. Doktor ya da sağlık personeli olmadığım için zaten teknik konuların hiç birisine hakim değildim. Daha çok çalışmaların siyasi yansımaları ile meşgul oluyordum.

Mehmet Bey ile daha önce seçim döneminde bahsettiğim gibi si-yasi açıdan muazzam bir deneyim elde ettim. Siyaset dışında Bakanlık Devlet Adamlığı konusunda da onu izliyordum. Hangi görevi üstlense Mehmet Bey’e çok yakışıyordu. Siyasi mütevaziliği ve tecrübesi onu bir çok bakandan ayırıyordu. Sıkıntılara son derece sakin yaklaşıyor, sorunlara acele etmeden çözüm üretiyordu. Kitleleri heyecanlandıracak konuşmalar gerçekleştiriyordu. Teşkilat içerisinde güçlü bir karşılığı vardı ve her yerden davetler alıyorduk. Bakan Bey bu davetlerin büyük bir kısmına katılmaya gayret ediyordu. Herkesi dinliyor. Sıkıntılarına çözüm üretmeye gayret ediyordu. Gençlere değer veriyordu ve farklı fikirlere açıktı. Bir çok arkadaşımı kendisi ile tanıştırdım. Mehmet Bey bence AK Parti’yi AK Parti yapan değerli siyaset insanlarından birisidir.

Edirne Gönüllüleri Yaz Okulu Dersi, İstanbul, 2013

Page 70: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

69

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Teşkilatçılığı ondan örnek alıyordum. Bazen yanında duruyor-dum. Bazen bir adım arkasında. Bazen de tüm kalabalıkların arasına karışıyor onu vatandaşlarla birlikte değerlendiriyordum. Halkın yüz ifadesini, sözlerine karşı tepkilerini ölçmeye gayret ediyordum. İn-sanın kendisini bir adım geriye çekip uzaktan izlemenin önemli bir deneyim olduğunu düşünüyordum. Çok zeki bir siyaset insanıydı. Bazen öyle cevaplar veriyordu ki bu cevapları not etmeliyim diyor-dum. Bazen de eleştiriyordum.

Farklı projelere açıktı. Geliştirdiğim projelerin neredeyse tama-mında yanımda oldu. Edirne Gönüllüleri Derneği’nin fikir aşama-sında büyük katkı verdi. Cesaretlendirdi. Edirne Gönüllüleri farklı kesimleri kucaklayan ve merkezine Edirne’ye hizmeti olan bir yapı olarak şekillendiyse kalbinde Mehmet Müezzinoğlu’nun olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Edirne’de 600 kişiye istihdam kapısı olan çağrı merkezi, Yıldırım Bayezid Külliyesi ve sağlık müzesinin restorasyonu, yıllardır unutulmuş olan havaalanı projesinin tekrar gündeme alınması, Edirne yeni Devlet hastanesi, Karaağaç bağlantı yolu gibi büyük projeler hep onun eseri olarak anılacaktır.

Dr. Mehmet Müezzinoğlu ile teşkilatçılık deneyimi

Page 71: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

70

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye’de çalıştığım ikinci bakandı. İster istemez Egemen Bağış ile Mehmet Müezzinoğlu’nu karşılaştırıyor-dum. Fakat bu karşılaştırma hiç bir zaman hangisi daha iyi şeklinde olmadı. Gerçekten her iki Bakan’ın da tarzları farklıydı, Açıkçası bugün tarzları birbirinden farklı iki Bakan ile çalışma imkanı sağladığı için Sayın Başbakan’ımıza teşekkür ediyorum.

Sağlık Bakanlığı’nda bir çok danışman arkadaşım oldu. Tarkan Alpay yanısıra Osman Güzelgöz, Ubeydullah Yener, Gökhan Biçkur, Ahmet Rasim Yavaş, Derviş Burak Binici, Zafer Tarıkdaroğlu, Dr. Yasin Akar, Dr. Mustafa Kiremitçi, Dr. Mehmet Berker Bakanlıktan tanıdığım ve sürekli istişarelerde bulunduğumuz dostlarım oldular.

Edirne Gönüllüleri Yaz Okulu Dersi, İstanbul, 2013

Page 72: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

71

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

“Gezi” ile muhasebe

“Gezi” süreci benim için önemli bir dönüm noktası oldu. O dö-nemde çok yoğun günler geçiriyorduk. Sürekli Mehmet Müezzinoğ-lu ile seyahat ediyorduk. Yoğun toplantılar oluyordu ve bir çok top-lantıya bende iştirak ediyordum. Eğer yoğun gündemden fırsat bu-labilirsem uyumak yerine Edirne’ye geçiyordum.

Böyle bir gündemde Gezi olaylarının ilk günlerinde ne olduğu-nu bile anlayamadım. Çadırların yakıldığı gün ortalık bir anda ka-rıştığında dikkatlerimizi Gezi Parkı’na çevirdik.

Toplumsal meselelere ilgi duyduğum ilk günden bu yana 14 yıl geçmişti. İlk kez ama ilk kez Türkiye siyasetinde bu kadar etkili ola-bilecek bir süreci gecikmeli okuyordum. Her yerden çapraz ateş gibi haberler geliyordu. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu algılayamı-yordum. Bir kaç gün geçtikten sonra bir gece Gezi’ye bizzat gide-rek durumu kendi gözlerim ile görmeye karar verdim.

Gittiğim gece İnönü stadının oradan yukarıya doğru yürüye-rek bariyerleri geçtim. Gerçekten korkunç bir manzara vardı. Daha önce örneğini Irak’ta gördüğüm bir tedirginlik hissettim. Bilemiyo-rum. Belki de ön yargılı yaklaşıyordum. Bariyerlerde yüzler mas-keli gençler vardı. Yanmış otobüsler üzerinde zafer işareti yapan-ları görüyordum. Böyle bir tabloda neyin zaferi sorusunu içimden geçiriyordum. Hayatım boyunca insanı merkeze alan Devleti kut-sallaştırmamaya gayret eden bir üslubu tercih ettim. Buna rağmen ilk kez Devlet’in olmamasından bu denli tedirgin olduğumu hissedi-yordum. Her yerde ama her yerde fazlası ile içki tüketiliyordu. Park-ta ağaçlar altından dumanlar yükseliyordu. Çantacı diye tabir edi-len kişiler etrafta geziniyordu. Bir süre siyasi partilerin yoğunlaştı-ğı bölgelerde gezindikten sonra gecenin de çok geç olması ile bir-likte parktan ayrıldım. İçimde bir burukluk vardı. Şehrin ortası iş-gal edilmişti. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Gece eve geldiğimde, bu ruh haliyle, ben de birkaç Tweet attım. Bu Tweet’lerde uyuştu-rucu ve alkole yaptığım vurgu çok eleştirildi. Ertesi gün on binlerce

Page 73: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

72

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

yanıt geldi. Polemik büyümesin diye bu gelen mesajların hiç birisi-ne yanıt vermedim. Çok yakın dostlarım ve fikrine değer verdiğim bazı arkadaşlarım ile bu konuda telefon veya yüz yüze görüşme-lerde ciddi fikir ayrılığı yaşadık. Ortalık toz dumandı. Kimse kimse-yi ikna edemiyordu.

Bugün Gezinin üzerinden oldukça zaman geçti. Sanırım attığım Tweet’ler konusunda bu kadar eleştiri aldığıma göre bir muhasebe yapmam gerekiyor. O gün orada bulunan benim attığım Tweet’ten dolayı kalbini kırdığım herkesten özür dilerim. Siyaseten bu güne kadar yapmadığım bir şeyi Gezi olaylarında yapmıştım. Benden farklı düşünen kişileri ciddiye almam gerekiyordu. Gezi Parkı ey-lemcilerini ve fikirlerini kabul ederim veya etmem bu kadar geniş bir kitleyi ciddiye almam için beni ikna etmelerine gerek yoktu.

“Gezi” bir AVM tartışması olarak başladı. Çok kısa sürede ağaç ve polisin sert müdehalesi işleri son derece karmaşık hale getirdi. Akabinde yüzü maskeli gençler devreye girdi ve kaçınılmaz sonuç o dönem Türkiye’ye büyük bir zarar verdi.

Öte yandan Gezi sürecini hiç bir zaman haklı bir mücadele olarak görmedim. Belki başlangıç aşamasında gençlerin samimi bir protestosu olabilir. Fakat bu sürecin bir kaç gün içerisinde ta-mamen yönlendirilen bir harekete dönüştüğüne inanıyorum. Söy-lemimde “dış mihrak” kolaycılığına girmek istemiyorum. Fakat yine de Gezi Parkı olaylarının güçlü bir dış desteğinin olduğunu hala dü-şünüyorum.

Özetle “Gezi”de biz birbirimizi anlamamıştık. Anlamaya gayret etmemiştik. Gezi parkı olaylarında kim kazandı emin değilim. Fa-kat biliyorum ki can kayıplarımızla, yaralılarımızla, birbirimize karşı olan anlayışsızlığımız ile Türkiye mutlak suretle kaybetti.

Page 74: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

73

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Edirne Gönüllüleri Deneyimi

Edirne Gönüllüleri ilk adımlarını 26 Haziran 2013’te gerçekleştir-diği toplantı ile attı. İlk toplantı akabinde dernekleşme süreci başla-tıldı. Gerçekleştirdiğim ilk çağrıya olumlu yanıt veren Aydoğan Akın-cı, Can Ürenli, Esra Akgün Yılmaz, Fatih Kurt, Feridun Acar, Gökhan Balta, Gökhan Tamküpeli, Hilmi Zorlutuna, Hüseyin Semerci, Mahmut Kurt, Mehmet Eren, Murat Tuzcu, Önder Özcan, Öner Gökmen, Re-cep Zıpkınkurt, Sinan Seçkin, Kahraman Zorlutuna, Özay Öztürk’ün girişimci katkıları ile Edirne Gönüllüleri Derneği kurulmuş oldu.

Edirne’nin ekonomik ve sosyal açıdan sürdürülebilir gelişimi-nin sağlanmasını amaçladığımız bu dernek ile bir çok proje hayata geçirmeyi başardık. Edirne’nin bir Bakanı (Dr. Mehmet Müezzinoğ-lu) ve gerçekten farklı fikirlere değer veren bir Valisi (Hasan Duruer) vardı. Daha önce Mardin Valiliği yapan Edirne Valisi Hasan Duruer gerçekten sıcakkanlı, projelere değer veren, dinleyen ve şehrin ya-rarına olacağını düşündüğü tüm fikirlere açık olan, şehre katma de-ğer sağlayan bir Vali’ydi. Gerçekten yol açıyordu. Hem Bakan hem Vali’nin farklı fikirler ile şehri için projesi olanlara yol açması Edirne adına büyük bir avantajdı.

Edirneli Gençlerin Edirne Valisi Hasan Duruer ziyareti, Edirne, 2013

Page 75: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

74

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Benim için sayısız dernek girişiminden sonra tekrar bir sivil toplum örgütü kurma fikri son derece sevimsiz geliyordu. Fakat Edirne adına yapılabilecek çok iş vardı. Mevcut siyasi ve bürokratik zeminde bu fikirleri önce projeye dönüştürmek akabinde hayata geçirebilmek için bir platforma ihtiyaç vardı. Siyasette bu yönde bir kucaklaşmanın mümkün olmadığını görünce zorunlu olarak Edirne Gönüllüleri derneği kuruluyordu.

Şehrin kanaat önderleri olarak adlandırdığımız bir çok kişi bu yapının kuruluşunda katkı sağladı. Şehrin Valisi’nden Rektör’üne, Ticaret ve Sanayii Odası Başkanından Ticaret Borsası Başkanına, Eczacılardan Esnaflarına çok farklı kesimlerden kanaat öncüleri Edirne Gönüllüleri’nin ilk girişimci heyetinin içerisinde oldu. Dernek çok kısa sürede 30 bin fahri üyeye ulaşınca gündemden hiç düşmedi.

Edirne küçük bir şehir, elbette ilk girişimci heyette olmayan bir çok dostumuz bize gönül koydu.. Fakat onları da zaman içerisinde değerin içerisine almayı başardık. Böylece Edirne gerçekten fikir-leri projelere dönüştüren, bu projeleri de hayata geçiren halk des-teği olan güçlü bir sivil toplum kuruluşuna kavuşmuştu.

Edirne Gönüllüleri İstanbul Buluşması, İstanbul, 2013

Page 76: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

75

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Kuruluştan bu yana Edirne’de neredeyse her gün Sn. Vali ile Edirne’ye kimleri getirebiliriz, ne tür yatırımlar Edirne için cazip olabilir, hangi alanlarda istihdam yaratabiliriz diye kafa yoruyorduk.

Kurucuların tespitinden sonra ekibimizi oluşturmaya başlamış-tık. Fatih Kurt yanı sıra Murat Yardımcı ve Oğuz Köse ekipte yakın çalışma arkadaşlarım oldu.

Yöneticilerimizi belirledikten sonra ekibimiz için sıra dışı bir eği-tim programı tasarladık. Yaz aylarında Edirne’den 40 gencimizi se-çerek onları ücretsiz olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde yaz oku-luna davet ettik. Yaz okulunda gençlerimiz Türkiye’nin önde gelen iş adamları, bürokratlar, siyasetçiler, akademisyenler ile bir araya geldiler. Oldukça özenli tasarlanmış bir aylık bu program sonrasın-da Edirne Gönüllüleri’nin yavaş yavaş saha ekibi oluşuyordu.

Edirne için çılgın bir proje gerçekleştirmeliydik. Bu çılgın projeyi şehrin köklerinde arıyorduk. Edirne 92 yıl Osmanlı’ya başkentlik yap-mış müthiş turizm potansiyeli olan fakat bu potansiyelini bir türlü hayata geçiremeyen bir şehir olmuştu. O zaman Edirne’yi tanıtmak dışında

Edirne Gönüllüleri Yaz Okulu Faruk Eczacıbaşı Dersi, İstanbul, 2014

Page 77: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

76

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Edirne’ye ulaşımı kolaylaştıracak iki proje geliştirmeliydik. Bunlardan birisi İstanbul - Edirne arasında tasarlanan “Hızlı Tren” projesini canlı tutmak ve bu projenin bir an önce hayata geçmesini sağlamaktı. İkincisi ise Edirne Merkez Köylerimizden birisi olan Demirhanlı’da yıllar önce unutulmuş havaalanı projesini canlandırmak oldu. Hemen Edirne Valimiz ile Demirhanlı Köyümüze giderek daha önce havaalanı olarak düşünülen fakat daha sonra meraya çevrilen alanı inceledik. Evet bu alan özellikle eğitim uçuşları için gerek coğrafi gerekse hava koşulları açısından Türkiye’nin en güzel pist alanlarından birisi olarak değerlendirilebilirdi. Oldukça heyecanlanmıştık. Kamuoyu havaalanı fikrine son derece sıcak yaklaştı. Gerekçelerimizi anlattıkça önce soğuk yaklaşanlar bile sonradan projeye ısındı.

Gerçekleştirdiğimiz toplantılar sonrasında Demirhanlı Havaala-nı projemizi üç başlıkta değerlendirebileceğimiz konusunda mutaba-kata vardık. Ticari uçuşlar, eğitim uçuşları ve sportif uçuş faaliyetleri. Projenin ticari uçuşlar ayağında Bora Jet ile toplantılar yaptık. Bora Jet’in Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Akol defalarca kez Edirne’ye gel-di ve küçük uçaklarla Edirne’den çıkışlı nerelere gidilebileceğine dair çalışmalar gerçekleştirdi. Maliyet analizleri yapıldı ve Bora Jet ticari uçuşların anlamlı olacağına dair kanaat geliştirdi. Aynı şekilde spor-tif uçuşlar için de pist alanında projeler geliştirilecekti.

Bora Jet Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Fatih Akol ile Edirne’de havacılık sektörü üzerine sohbet, 2013

Page 78: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

77

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Eğitim uçuşları ile ilgili olarak hem İstanbul Bilgi Üniversitesi hem de Türk Hava Kurumu Üniversiteleri havaalanına talip olarak pilotla-rını Edirne’de yetiştirmek istediklerini belirttiler. Bu konuda Yönetim Kurulu Başkanları ve Rektörleri seviyesinde gerçekleştirilen Edirne ziyaretlerinde Valimiz başta olmak üzere Edirne Gönüllüleri’nin tüm girişimci heyeti çalışmalara destek verdi. Bu konuda Sn. Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu’nun da destekleri ile dönemin Ulaştırma Ba-kanı Binali Yıldırım’a ve bakanlık bürokratlarına projemizi anlattık. Böylece resmi çalışmalarda başlamış oldu. Eş zamanlı olarak da Sn. Başbakan’a havaalanı projesinin Edirne için önemini anlatıyorduk.

Netice olarak Sn. Başbakan 8 Aralık 2013 tarihinde Uzunköprü

mitingi esnasında “İnşallah şimdi Edirne’de bir eğitim noktasında bir havaalanını açmak suretiyle hem eğitim hizmetlerini verecek ve bunun yanında aynı zamanda küçük diyebileceğimiz uçakların inebileceği, halka hizmet noktasında bir adımı inşallah Edirne’mize kazandıracağız.” dedi. Bu sözler Edirne halkının önemli zaferlerinden

Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü Prof. Ünsal Ban ziyareti, Edirne, 2013

Page 79: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

78

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

birisiydi. Edirne Gönüllüleri üzerine düşeni yapmış ve yıllar boyunca unutulmuş olan bir projeyi önce ortaya çıkartmış, uygun hale getirmiş ve hükümetin gündemine almayı başarmıştı. Başta Milletvekilimiz ve Sn. Bakanımız Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Sn. Valimiz Hasan Duruer başta olmak üzere, Edirne Gönüllüleri’nin ilk girişimci heyeti, şehrimizin sivil toplum kuruluşlarının öncüleri, bizlere şehir dışından gönül veren kıymetli dostlarımız, Bora Jet, Atlas Jet, Anadolu Jet, Türk Hava Kurumu Üniversitesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi yöneticileri, saha performansı ile Edirne Gönüllüleri’ni halk arasında mahalle mahalle kapı kapı anlatan emektar ekip arkadaşlarımız, bu şehre gönül veren herkes bu projenin mimarları oldular.

İkinci önemli projemiz olan Edirne’ye çağrı merkezi kazandırılması

çalışmamız 2014 Ocak ayı başında hayata geçiyordu. Derneğin ilk kuruluş günlerinde Edirne’de genç işsizliği nasıl azaltabileceğimiz konusunda kafa yormaya başladık. O sırada Edirne’nin imdadına Mil-letvekilimiz ve Sağlık Bakanımız Dr. Mehmet Müezzinoğlu yetişti. “Çağrı merkezi kuralım. 600 kişi işe alalım” dedi. Hemen kolları sıvadık. Ocak

Edirne Çağrı Merkezi Personel Alımı Kura Çekimi, Edirne, 2013

Page 80: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

79

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

ayında ilk 200 kişiyi işe alarak projemizi hayata geçirmiş olduk. Böylece 2014 Haziran ayına kadar toplamda 600 kişiye ekmek kapısı araladık.

Bu proje ile Dr. Mehmet Müezzinoğlu ve Valimiz Hasan Duruer Edirne’ye bacasız bir fabrika kazandırmıştır. Kaliteli bir istihdam ala-nı sağlamıştır.

Çağrı merkezimizin açılışında gerçekleştirdiğim konuşmamda ifa-de ettiğim gibi: “Her bir kişi Edirne’ye bir kişi istihdam sağlasın Allah ondan razı olsun; İçerisinde bulunduğumuz çağda çağrı merkezleri is-tihdam fabrikaları olarak adlandırılır. Bu merkezler genç işsizliği bitirir. İnşallah bu projemize ek olarak bir 600 kişilik çağrı merkezi projemiz daha var. Bunun dışında Edirne’ye ikinci bir vakıf üniversitesi proje-miz var. Ayrıca Demirhanlı Havaalanının tekrar hayata geçirilmesi pro-jemiz devam ediyor. Bazı kesimler millete korku pompalayarak siyasi iktidarlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Halkımızı korkutarak ümü-ğünü sıkıyorlar. Oysa biz bu projeler ile Edirne’de işsizlik sorununun da ümüğünü sıkacağız. Sözlerime son verirken son bir teşekkür de Sayın Valimize O iyi bir devlet adamı olduğu kadar, gerçek bir Edirne sevdalısı Onun kıymetli Anası belki onu Edirne’de Dünya’ya getirme-di ama o gerçek bir Edirne Gönüllüsü oldu. Sayın Valimiz olmasaydı şüphesiz bu projeler eksik olurdu. Sağ olun Sayın Valim sizi yürekten tebrik ederim. Kıymetli çalışanlar, Allah hepinize arzu ettiğiniz gelece-ği versin Ben burada sizinle birlikte olmaktan büyük memnuniyet du-yuyorum. Hepinize başarılar diliyorum. Sağ olun var olun.” Bu sözler-le çağrı merkezi de hayata geçmişti.

Yaz aylarında çalıştığımız ama bir türlü hayata geçiremediğimiz Edirne’ye ikinci üniversite kazandırılması projesi 17 Aralık süreci ile bir-likte gündem değişince ve şehir yerel seçim gündemine de girince bir miktar geri planda kaldı. Bir kaç kez tekrar gündeme getirmeye gay-ret etsek de çok başarılı olamadık.

Önemli olduğuna inandığım projelerimizden birisi de İkinci Baye-zid Külliyesi ve Sağlık Müzesinin restorasyonunun gerçekleştirilerek Edirne’ye Dünya standartlarında bir müze kazandırmaktı. Restore edi-lecek muhteşem külliyede 1488 yılında tıp eğitimi verilmeye başlanmış-

Page 81: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

80

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

tı. Evliya Çelebi 1652 yılında külliyeyi gezip eğitim alan öğrenciler için “Her biri Eflatun, Aristotalis, Pisagor... “demiş. Şuruphanesi, akıl has-talarına müzikle tedavi uygulanan bölümlere sahip muhteşem bir bina.

Edirne’ye kazandırdığımız dostlarımızdan birisi olan gerçek bir

Edirne Gönüllüsü Abdi İbrahim’in sahibi Nezih Barut, Külliye’yi ilk gez-diği andan itibaren gönlünü bu muhteşem esere kaptırdı. Nezih Bey ilk ziyaretinin akabinde defalarca kez külliyeyi ziyaret etti. Külliye’nin müdürü değerli arkadaşımız Hakan Akıncı bu ziyaretlerde bize eşlik ederek külliyenin bilinmeyen yönlerini anlatıyordu. Trakya Üniversi-temizin Rektörü Prof. Yener Yörük ve seyahatlerimizin vazgeçilmezi tarih aşığı Valimiz Hasan Duruer ile bir ekip çalışması içerisinde Nezih Bey’den söz aldık. Nezih Bey yaklaşık 2 milyon TL’lik bir kaynak ile yılda 250 bin kişinin ziyaret ettiği bu müzeyi Dünya standartlarında bir müzeye dönüştürecekti. Çalışmalar hemen başladı. 21 Aralık 2013’te de çalışmalarımızın ilk meyvesini alıyorduk. Önemli bir gündü. Üniversite ile Abdi İbrahim arasında protokol imzalandı.

Sağlık Müzesi Protokol İmza Töreni Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Nezih Barut, Hasan Duruer, Prof. Yener Yörük, Edirne, 2013

Page 82: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

81

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Külliyenin restorasyonunun bittiği gün Edirne’miz şüphesiz

Trakya Üniversitesi ile Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında, 21 Aralık 2013 tarihinde Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nin restorasyonuna yönelik protokol imzalandı. http://saglikmuzesi.trakya.edu.tr/news/universitemiz-sultan-ii-bayezid-kulliyesi-saglik-muzesi-nin-restorasyonuna-yonelik-protokol-imzalandi#.UwUkjvl_s30

Törene, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Edirne Valisi Hasan Du-ruer, Rektörümüz Prof. Dr. Yener Yörük ve Abdi İbrahim İlaç Sanayi Yöne-tim Kurulu Başkanı Nezih Barut katıldı.

İmza töreninde konuşan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 500 yıl önce Avrupa’nın akıl hastalarını ya beyinlerini tahrip ederek ya da zincir-lere vurarak kontrole aldığı bir dönemde, Sağlık Müzesi’nin müzik sesi, su sesi, bitki ve çiçek kokularıyla insanı tedavi eden modern bir tedavi yön-temi uyguladığını ifade ederek bugün hala dünyanın herhangi bir ülkesin-de bu kadar gelişmiş ve medeni olan bir örneğinin görülmediğini dile getir-di. Edirne’nin sağlık turizminde bölgenin merkezi olabilme adına önemli bir altyapısı olduğunu söyleyen Bakan Mehmet Müezzinoğlu, Trakya Üniver-sitemiz, gerek tıp fakültesiyle, gerek onkoloji merkeziyle ve yeni dinamik-leriyle inanıyorum ki Edirne’nin vizyon dinamiklerine önemli katkılar sağla-yacaktır. Dolayısıyla bugün Trakya Üniversitemiz Rektörlüğü ile Abdi İbra-him Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut arasında imzalanacak bu proto-kolün Edirnemize ve Edirnelilere hayırlı olmasını temenni ediyorum.” dedi.

Vali Hasan Duruer, Sağlık Müzesi’nin tefriş ve tanziminde ciddi sıkıntı-lar bulunduğunu belirtti ve Nezih Barut’a teşekkür ederek; Edirne’ye layık bir müze yapacaklarına inandığını söyledi. Müzenin, döneminin en modern sağlık kurumu olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Yener Yörük, hastane-cilik tarihi açısından buranın ayrı bir öneme sahip olduğunu söyledi. Özel-likle, Avrupa’nın ileri hastanelerinde ve Amerika’da uygulanan formlara bu-ranın örnek teşkil ettiğinin altını çizdi.

Abdi İbrahim İlaç Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut ise, Ocak ayında başlayacakları projeyi 2014 yılı sonunda bitirmeyi planladıklarını söy-ledi. Yapacağımız çalışma yenileme çalışması olacak diyen Barut, elektrik tesisatı ve dekorasyonun tamamen yenileneceğini ve bu konuda çalışma-lara başladıklarını ifade etti.

Page 83: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

82

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

olağanüstü bir esere kavuşacaktır. Bu girişim tamamen gelecek nesillere yönelik bir çalışmaydı ve bu vesile ile bu çalışmada her kademeden emeği geçen herkesten Allah razı olsun diyorum.

Edirne Gönüllüleri olarak Edirne’deki çalışmalarımızı Balkan ülkelerinde de yaygınlaştırmak istedik. Hedefimiz Edirne başta ol-mak üzere Trakya ile Balkan ülkeleri arasında ekonomik ilişkileri güçlendirmek ve kültür köprüleri kurabilmekti. Bu hedef çerçeve-sinde birkaç çalışma ziyareti ile saha araştırması yapmak istiyor-duk. Dernek olarak ilk Balkan Seyahatimizi Şubat ayında gerçek-leştirdik. Edirne Vali Yardımcımız Ayhan Özkan, Baybars Örsek ve İsmail Yar’dan oluşan ekibimiz ile Arnavutluk, Makedonya, Kosova ve Bulgaristan’ı kapsayan ilk Balkan çalışma seyahatimizde olduk-ça üst düzeyde ağırlandık. Kosova ve Arnavutluk’ta Meclis Başkan-ları düzeyinde gerçekleşen ziyaretlerimiz diğer ülkelerde de millet-vekilleri, belediye başkanları, eski Başbakanlar seviyesinde oldu.

Edirne Gönüllüleri, Edirne’de tüm kurumlar ile dirsek temas

Kosova Meclis Başkanı Jakup Krasniqi ile görüşme, Kosova Meclisi, Priştina, 2014

Page 84: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

83

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

içerisinde bir çok proje üretti. Aktif saha ekibi neredeyse her gün sahada halkın içerisinde yer aldı. Bir siyasi parti disiplini ile kapı kapı gezen bir gönüllüler ekibi oluşturmayı başardık. Bu ekibimiz halka hem çalışmalar ile ilgili bilgileri aktarıyor, hem her hafta yayın-ladığımız 10 bin civarındaki haftalık bültenimizi halkımıza dağıtıyor hem de fahri üye çalışmalarına devam ediyordu. Sahadaki güçlü duruşumuz neticesinde 2014 yılına 30 bin fahri üye ile giriyorduk. Bu da Edirne’de yetişkin nüfusunun yaklaşık %30’una tekabül ediyordu. Artık Edirne, Edirne Gönüllüleri’ni tanımıştı. Tanımaktan öte bağrına

basıyor ve kapısını çalan her ekip arkadaşımızı kucaklıyordu. Edirne Gönüllüleri 14 yıllık sivil toplum ve siyaset çalışmaları-

mın en üst seviyelerinden birisi oldu. Değerli kurucuları, projeleri, kıymetli saha ekibi ile birlikte müthiş bir uyum içerisinde çalışan ve üreten bir grup olmayı başardık. Şehrimize istihdam sağlamanın yanı sıra, bir çok gencimizin öz güvenini arttırdık, proje hazırlama ve hayata geçirme kültürü kazandırdık.

Edirne Gönüllüleri Yönetim Kurulu Toplantısı, 2013

Page 85: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

84

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Edirne Gönüllüleri henüz birinci yılını doldurmadan Türkiye gene-linde aynı isimle bir çok dostumuz benzer bir projeyi hayata geçirme-ye gayret ediyordu. İlk kurulan yapı “Aksaray Gönüllüleri” oldu. Ken-disini yıllar önce Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığım Anadolu’nun Genç Liderleri Derneği’nden tanıdığım arkadaşım Yaşar Avcu der-neğin öncülüğünü gerçekleştiriyordu. Girişimci, dinamik, yenilikçi ve yaratıcı bir arkadaşım olan Yaşar’ın bu girişimi bana güzel bir sürp-riz olmuştu. Girişimi ilk olarak sosyal medyadan duydum. Hemen Yaşar’ı arayarak kendisini tebrik ettim ve başarılar diledim. Aksa-ray Gönüllüleri, gönüllüler hareketi için önemli bir adımdı.

Aksaray Gönüllüleri’nin lansmanı İstanbul’da Güngören’de gerçekleştirildi. İstanbul Emniyet Müdürü ve Aksaray Valisi Selami Altınok’un da katıldığı lansmanda binin üzerinde Aksaraylı salona sığmadı. Sanırım maya tutmuştu.

Aksaray Gönüllüleri bir sonraki buluşmasını bahar aylarında Aksaray’da gerçekleştiriyordu.

Gündüz Aksaray’da basın mensuplarını ve sivil toplum kuruluş-

Aksaray Gönüllüleri Buluşması, Aksaray, 2014

Page 86: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

85

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

larını ziyaret ettik. Akşamüstü Belediye Başkanımız ve parti teşki-latlatımız ile bir araya geldik. Nihayet akşam saatlerinde Aksaray’ın kanaat önderlerinin de katıldığı oldukça kalabalık ve nezih bir top-luluğa hitap etme imkanı bulmuştum.

Aksaray Gönüllüleri girişimimizin etkili olduğunu ve ses getir-diğini hissettiren bir kanıttı. Eş zamanlı olarak Eskişehir, Şanlıurfa, Balıkesir gibi şehirler de kendi gönüllülük projelerini hayata geçir-meye gayret ediyorlardı.

Page 87: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

86

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Eğitim Fırsatları

2006 yılından bu yana her yaz genç arkadaşlar ile buluşup üc-retsiz eğitim fırsatları sağlamaya gayret ediyordum. Her dönem fark-lı temalar ile gençleri bir araya getirmeme rağmen 2013’te Sağlık Bakanımız Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun önerisi ile tüm eğitimle-rimizi “Gençler buluşuyor Türkiye’nin geleceğini konuşuyor” baş-lığında topladık.

Gençler arasında demokratikleşme sürecinin yerleşmesi, bir arada yaşam kültürünün güçlendirilmesi, her alanda katılımcılı-ğı ve sosyal girişimciliği teşvik etmek amacıyla, her yıl mülakat ile belirlediğimiz 40 genç arkadaşımız ile, üç haftalık kampa giriyoruz.

Tamamı kendi alanında uzman isimler ile bir araya gelerek ti-caret odaları, valilikler, belediyeler, kamu kurumları ve özel şirket-leri ziyaret ederek kurumları yerlerinde inceleme ve tanıma imka-nı buluyoruz.

Tamamı ücretsiz olan eğitim kamplarımız bugüne kadar yüz-lerce mezun verdi. Allah güç ve kuvvet verdiği sürece bu eğitim fır-satlarının devam etmesi için elimden geleni yapacağım. Sizlerde eğitim programlarımız hakkında bilgi almak için internet sitemizden “gönüllü” olabilir ve duyurularımızı takip edebilirsiniz.

2006-2014 yılları arasında farklı yıllarda yüze yakın kanaat ön-derimiz gençlerle buluştu.

Kimler yoktu ki? Gerçekten entelektüel olarak çok zengin bir bir-liktelik oluşturmayı başarmıştık. İşte 2006’dan bu yana eğitim prog-ramlarımızda gençler ile buluşan kanaat önderlerimiz.

Dr. Mehmet Müezzinoğlu (T.C. Sağlık Bakanı)

Mevlüt Çavuşoğlu (T.C. Avrupa Birliği Bakanı)

Egemen Bağış (T.C. Avrupa Birliği Eski Bakanı)

Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan (İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi)

Prof. Dr. İlter Turan (İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Prof. Eser Karakaş (Yazar, Akademisyen)

Page 88: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

87

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Prof. Fuat Keyman (Yazar, Akademisyen)

Prof. Gaye Erbatur (22. ve 23. Dönem Adana Milletvekili)

Prof. Hande Paker (Akademisyen)

Prof. Mehmet Altan (Yazar, Akademisyen)

Prof. Melih Bulut (Çocuk Cerrahı, Sağlık Yöneticisi)

Prof. Murat Belge (Yazar, Akademisyen)

Prof. Süheyl Batum (24. Dönem İstanbul Milletvekili)

Prof. Toktamış Ateş (Yazar, Akademisyen)

Doç. İnan Rüma (Akademisyen)

Doç. Dr. Mehmet Ali Tuğtan (İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Doç. Dr. Senem Aydın Düzgit (İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Doç. Dr. Şadan İnan Rüma (İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Doç. Ferhat Kentel (Yazar, Akademisyen)

Dr. Ahmet Kutay (Danışman)

Dr. Can Fuat GÜRLESEL (Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Kurucu Başkanı)

Dr. Can Paker (TESEV Başkanı)

Dr. Cengiz Aktar (Gazeteci, Yazar)

Dr. Mensur Akgün (TESEV Genel Koordinatörü)

Dr. Oğuz Demir (Ekonomistler Platformu Başkanı)

Dr. Özgür Ünal (Akademisyen)

Dr. Rahmi Baştuğ (Edirne Emniyet Müdürü)

Dr. Salih Kenan Şahin (Pendik Belediye Başkanı)

Ahmet Misbah Demircan (Beyoğlu Belediye Başkanı)

Aslı Yaman (SOYUZ Coffee Roasting)

Ayşe Arkış (IRI Türkiye Eski Koordinatörü)

Barış Sulu (LGBTİ hakları aktivisti)

Baybars Örsek (Ortak Gelecek Derneği Yönetim Kurulu Başkanı)

Bensiyon Pinto (Türk Musevi Cemaati Onursal Başkanı)

Besim Tibuk (LDP Eski Genel Başkanı)

Bilal Macit (24. Dönem İstanbul Milletvekili)

Bülent Keneş (Today’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni)

Bülent Özcan (AB Bakanlığı Proje Uygulama Başkanı)

Cem Toker (LDP Genel Başkanı)

Cemil Ceylan (Edirne Emniyet Eski Müdürü)

Page 89: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

88

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Ceyda Karan (Habertürk Televizyonu Eski Dış Haberler Müdürü)

Dursun Ali Şahin (Edirne Valisi)

Ekim Alptekin (EA Havacılık Yönetim Kurulu Başkanı)

Ekrem Dumanli (Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni)

Emre Kocaoğlu (20. Dönem İstanbul Milletvekili)

Erden Timur (Timur Holding Yönetim Kurulu Başkanı)

Erol Kaya (24. Dönem İstanbul Milletvekili

Esra Demirci (TV360 Programlar Koordinatörü)

Faik Tünay (24. Dönem İstanbul Milletvekili)

Faruk Eczacıbaşı (Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı)

Faruk Göksu (Şehir Plancısı)

Fatih Akol (BoraJet Yönetim Kurulu Başkanı)

Gökhan Balta (Turizmci)

Göksel Akman (Vizyon Grup Genel Müdürü)

Göksel Aşan (Akademisyen)

Hasan Duruer (Edirne Valisi)

Hürriyet Şener (Aktivist)

Hüseyin Çakır (KÜREYEL Grubu Öncüsü)

Hüseyin Gülerce (Zaman Gazetesi Eski Baş Yazarı)

Hüseyin Özcan (Edirne Milli Eğitim Müdürü)

İbrahim Çağlar (İTO Başkanı)

İdris Kardaş (Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü)

Laki Vingas (Vakıflar Meclisi Üyesi)

Mahmut Övür (Sabah Gazetesi Yazarı)

Muhammet Öztürk (Edirne İl Özel İdare Genel Sekreteri)

Murat Tuzcu (İş Adamı)

Nasuh Mahruki (AKUT Başkanı)

Nevzat Yalçıntaş (21. ve 22. Dönem İstanbul Milletvekili)

Nurettin Özdoğan (Girişimci)

Ozan Ceyhun (Avrupa Parlamentosu Eski Milletvekili)

Özay Öztürk (Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı)

Özlem Dalkıran (Yazar, İnsan Hakları Savunucusu)

Patrick Hanish (ABD İstanbul Konsolosluğu Siyasi Müşteşarı)

Pınar Eczacıbaşı (GYIAD Eski Başkanı)

Page 90: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

89

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Recep Zıpkınkurt (Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı)

Sandra Oudkirk (ABD İstanbul Konsoslosluğu Eski Politika Uzmanı)

Şahin Alpay (Gazeteci, Yazar)

Şanar Yurdatapan (Müzisyen, İnsan Hakları Savunucusu)

Şekip Karakaya (SANPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı)

Tamer Gazioğlu (Büyükelçi)

Tarık El Haşimi (Irak Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı)

Tarkan Kadoğlu (TUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi)

Tunç Karaçay (Habitat için Gençlik Derneği)

Turgay Oğur (Genç Siviller Kurucularından)

Ural Aküzüm (Arı Hareketi Yönetim Kurulu Başkanı)

Ürün Güner (Uçan Süpürge Derneği Kurucusu)

Yasemin Tutal Güzelkan (KAGİDER Başkan Yardımcısı)

Page 91: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

90

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

17 Aralık süreci

17 Aralık sürecine sağduyulu yaklaşmaya gayret ettim. Gülen hareketi ile gönül verdiğimiz siyasi parti arasındaki üslup sağduyu-lu birçok kesim gibi beni de rahatsız etti. O kadar çok üzülüyorduk ki konu hakkında sözler boğazımızda düğümleniyordu. Bazen hiz-met hareketinden arkadaşlar ile karşılaşıyorduk. Onlar destek isti-yordu. Parti seçim sürecine girmişti ve her akşam yaptığımız top-lantılarda parti içerisinde cemaat aleyhine sesler yükseliyordu. Biz ise bu kötü rüya bir an önce bitse ve biz bu kabustan uyansak dü-şüncesini taşıyorduk. Dinlemeler, kasetler, montajlar gerçekler ile karışmıştı.

İlk günlerde kabuğumuza çekildik. Sürece kayıtsız kalmak pek mümkün görünmüyordu. Kolaya kaçarak tepkisiz bir duruş almak bizden bir tavır bekleyen arkadaşlara haksızlık olacaktı. Netice ola-rak Edirne’ye hizmet noktasında yoğunlaşmaya ve karşılıklı kavga-dan uzak durmaya karar verdim. Bu süreci Edirne’ye hizmet ola-rak değerlendirmenin daha yararlı olacağını düşündüm. Tüm top-lantılarımızda Türkiye’nin kazanımları ve ülkemizin Güçlü bir Tür-kiye olabilmesi için sağ duyulu davranmaya davet edecek konuş-malar gerçekleştirdim. Gülen hareketi içerisinde fikrine inandığım halisane duygular içerisinde olduğunu düşündüğüm arkadaşlarımı parti içerisinde kolluyordum. Tüm bu toz bulutu kalktığı zaman bir-birimizin yüzüne bakacağımızı bir çok arkadaşım ile bir elmanın iki yarısı olduğumuzu düşünüyor ve bu konuda ağzımdan çıkacak her söz hakkında onlarca kez düşünüyordum. Her gün duyduğum tat-sız iddialara inanmak istemiyordum.

Partimize yurt dışı etkiler ile bir takım saldırılar yapıldığını görü-yordum. Fakat bunu gelenekselleşen dış mihraklar söylemi ile ha-fifletmek istemiyordum. Bu söylemin Türkiye’yi içe kapattığını ve bizi yalnızlaştırdığını anlayacak kadar uzun süredir siyasetin içeri-sindeydim. Öte yandan tüm bu hareketin dış destek olmayan inşa edilemeyeceğini de hissediyordum. Netice olarak Recep Tayyip

Page 92: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

91

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Erdoğan’a ve AK Parti’ye sahip çıkmamız gerektiğini biliyordum. Partimize sahip çıkmanın formülünün sağa sola hakaret ederek değil sağ duyulu davranıp partimizi kurumsallaştırıp geleceğe gü-venle bakmasını sağlamak ile olacağını düşünüyordum. Partimiz kendi içerisine kapanmak yerine bizden farklı düşünen kişileri ku-caklayarak kurumsallaşmalıydı. Zenginliğimiz farklı düşünenlerin bir potada toplanmasıydı. Şimdi zaman farklı düşünenleri partiden uzaklaştırma zamanı değil farklı fikirleri dinleme, anlama, onlara kendini ifade etme imkanı tanıma zamanıydı. İşte bunu yapmaya başarırsak partimizi bu krizden güçlendirerek çıkartabilirdik. Ben-ce Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a da, partimize de sahip çıkmanın yolu buydu.

Page 93: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

92

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Haydi Türkiye Herkes AK Parti’ye

2014 yılı AK Parti için gerçekten çok hareketli bir yıl olarak geride kaldı.

17 Aralık süreci ve 30 Mart yerel seçimleri akabinde Cumhur-başkanlığı seçimi gerçekleştirildi.

Partinin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 12. Cumhur-başkanı seçilmesi ile birlikte herkese AK Parti ANAP’laşacak mı so-rularını tartışmaya başladı.

2014 boyunca parti içi tartışmalar, zaman zaman birbirini suç-lamalar bazen de partiden istifalar yaşanırken ben partiye sahip çı-kılması gerektiğine inanıyordum. Yeni bir döneme başlarken parti-mizin yeni yüzlerle farklı kesimlere açılmasını gerektiğini düşünü-yorum. İşte bu noktada tüm dostlarımı bu sürece “seyirci” olma-yı değil “belirleyici” olmaya davet ediyorum. Daha açık bir ifade ile “Haydi Türkiye herkes AK Parti”ye diyorum.

Milletvekili Seçimleri, Edirne, 2011

Page 94: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

93

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Türkiye siyaseti 14 Ağustos 2001 yılında “Recep Tayyip Erdo-ğan” liderliğinde AK Parti ile tanıştı.

Çok kısa sürede Türkiye AK Parti’ye sahip çıktı ve 2002 seçim-lerinde AK Parti’yi tek parti olarak hükümete getirdi.

Adaleti ve kalkınmayı merkezine alan AK Parti her konuda “ilk-lerin partisi” olmayı başardı.

Tarihi boyunca girmiş olduğu üç genel seçimde de birinci parti olarak ipi göğüsledi. Ayrıca Türkiye tarihinde girdiği üç seçimde de oyunu yükselterek iktidarda kalmayı başaran ilk parti oldu.

İçerisinde olmaktan onur duyduğumuz partimiz 13 yılda eğitim-den ulaştırmaya, demokratikleşmeden sağlığa kadar hayal edile-meyen icraatleri gerçekleştirerek Türkiye’yi “Güçlü Türkiye” yaptı.

Bu partinin vizyon sahibi kurucuları isimlerini tarihe altın harf-lerle yazdırdılar.

Bizler belki bu partinin kurucuları olamadık; fakat partiye katıl-dığımız ilk günkü heyecanımızı hala taze tutuyoruz.

Kalbimiz bu partiye ilk katıldığımız gün olduğu gibi heyecanla çarpıyor.

Milletvekili Seçimleri, Edirne, 2011

Page 95: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

94

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Biz farklı zamanlarda bu değere katılmış yediden yetmişe bin-lerce, on binlerce hatta yüzbinlerce partiliyiz.

2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde “demokrasi” dedik.Sivil siyasete karşı darbe girişimleri karşısında asla yalpalamadık.

Parti kapatma davasında ön koşulsuz ve açıkça “milli irade”nin yanında olduk.

Referandumda da, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde de so-kak sokak mücadelemizi verdik.

Biz “AK Parti” olduk; AK Parti “Türkiye” oldu.

Türkiye siyasetinde her dönem fırsatçılar olmuştur. Recep Tay-yip Erdoğan’ın 12. Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte AK Parti’de de bir çok fırsatçı yeni dönemde kendi şahısları için nasıl ikbal sağlarım düşüncesi içerisine girmişlerdir.

Oysa bu partinin kuruluş temelleri atılırken kurucularımız ser-mayeye ve medyaya sırtlarını dayamadılar.

Bugünün fırsatçıları o günlerin zorluklarını hissedemeyen, o

Yerel Seçimler, Edirne, 2014

Page 96: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

95

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

günlerin koşullarını anlayamayanlardır. Bürokratik oligarşinin sivil siyaseti boğmaya çalıştığı kapatma

davasında yüreği sızlamayanlardır.Bugünün fırsatçıları kapatma davasında partinin kapanacağı

hesabını yapıp farklı güç odakları ile saf tutanlardır. Bu parti demokrasiye, milletin egemenliğine ve hukukun üs-

tünlüğüne inanan kitlelerin tertemiz bir partisi olarak yürüyüşüne devam etmelidir.

Bu parti Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını kutlayacağı-mız 2023’e sadece millete güvenerek yürümelidir.

Bu parti ne bir ilçe başkanının partisi, ne bir il başkanının par-tisi, ne bir milletvekilinin partisi, ne Başbakanımızın ne de seçilmiş Cumhurbaşkanımızın partisidir.

Biliyoruz ki bu parti “milletin” partisidir. Bu parti hepimizindir. Bundan dolayı bu partiye gönül vermiş, fakat bugüne kadar

farklı gerekçelerle bu partiye katılamayan herkesi partimize “sahip çıkmaya” davet ediyoruz.

Farklı gerekçelerle partiden ayrılanlara “Yeni Türkiye” adresi-nin AK Parti olduğunu hatırlatıyoruz.

Farklı düşüncelerin partiden ayrılarak değil tam tersine partinin içerisinde dile getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

AK Parti “parti içi demokrasi”den “ifade özgürlüğü”ne kadar tüm “evrensel değerleri” yaşayan bir partidir.

AK Parti tüm evrensel değerleri yaşadığı toprakların değerle-ri ile başarı ile harmanlayarak “yeni yüzlerle yeni bir model” olarak yükselmiştir.

AK Parti milletin “ortak değerlerinin” partisidir. Bu kadar büyük bir camia içerisinde şüphesiz hata yapanlar

olabilir. Asıl olan bu hatalarımız ile yüzleşerek partimizi kurumsal-laştırarak geleceğe taşımaktır.

Bugün yaşadığımız sıkıntıları geride bırakabilmek için istifa ede-rek eleştirmek yerine Türkiye’nin en önemli kazanımlarından birisi

Page 97: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

96

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

olan partimize sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bugün partimizin birbirine “kenetlenmesi” gerektiğini düşünüyoruz. Bu partinin dün “kurucularından”, bugün “gençlerine” kadar her-

kesin Türkiye’nin kazanımları ortak paydasında buluşması gerek-tiğini düşünüyoruz.

Edirne’den Kars’a Antalya’dan Sinop’a kadar partimize bizim gibi “yeni yüzlerin” partimize katılması gerektiğine inanıyoruz.

Bundan dolayı “haydi Türkiye herkes AK Parti”ye diyoruz.Kimseyi dışlamıyoruz. Türkiye’de 12 yıldır süregelen “demokratikleşme” hamlesine

“tek adam” eleştirilerine bu partide binlerce inançlı partili olduğu yanıtını veriyoruz.

“AK Parti” tek adam partisi diyenlere her zaman bu partide “öz-gür ve demokratik” bir yarış olabildiğini hatırlatıyoruz.

Bu yarışın kırıp dökmeden Türkiye’ye yakışan bir olgunlukta olabileceğinin teminatının bu partiyi geleceğe taşıyacak gençler olduğunu söylüyoruz.

Türkiye’de 13 yılda kazanımları yok sayan “günümüz fırsatçıları”na karşı duracağımızı beyan ediyoruz.

Dün kapatmaya çalıştıkları partimizi bugün farklı yollarla zede-leme gayretinde olanların karşısında duracağımıza söz veriyoruz.

Dışarıdan gelebilecek hiç bir etkinin bu ülkenin gençliğin sa-hip olduğu demir gibi “kuvvetli irade” karşısında duramayacağını hatırlatıyoruz.

“Daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlük” için siyasete katılan bizler “adalet ve kalkınmayı” merkeze alarak partimizin ba-şarılar ile bezenmiş tarihine “yeni yüzlerle yeni soluklar” getirme-yi hedefliyoruz.

İlkesel olarak Türkiye’de özgürlükler alanının genişletilmesi, hukukun üstünlüğü, yolsuzluklar ile mücadele ve demokratikleş-me mücadelesinin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini belirtiyoruz.

Partimizde tek amaca yönelen farklı seslerin bir zenginlik ol-masını temenni ediyoruz.

Page 98: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

97

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Partimize gönül veren ve düşünen dostlarımız ile geleceğe dair gizli gündemlerin değil inancımızın ve samimiyetimizin bizleri bir araya getirdiğini tüm dava arkadaşlarımıza hatırlatıyoruz.

Dışarıdan veya içeriden tüm yönlendirmeleri reddediyor; sa-mimiyetimizi paylaşan tüm kesimleri parti içerisinde kalmaya da-vet ediyoruz.

Bu parti Türkiye’nin partisidir. Tüm demokrat kesimlerin bu partiye ve milletin iradesine sahip

çıkma “sorumluluğu” olduğunu düşünüyoruz. Biz tarihe karşı sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. “Yeni yüzlerle Güçlü Türkiye”, biz “yeni nesillerin” gelecek için

elimizi taşın altına koymamız ile mümkündür. “Yeni yüzlerle Güçlü Türkiye” ne zenginlerin tekelindedir, ne de

fakirlerin omuzlarındaki bir yüktür.

“Yeni yüzlerle Güçlü Türkiye” ne fırsatçıların hayalleridir, ne de samimiyetsiz bir çıkar mekanizmasıdır.

Kaçmanın kolay, fırsatçılığın popüler olduğu bir dönemde, vefanın

Haydi Türkiye herkes AK Parti’ye

Page 99: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

98

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

anlamına, dürüstlüğün, samimiyetin ve duanın gücüne inanıyoruz. Türkiye zor bir virajdan geçiyor. Çözümsüzlük adına çalışma-

lar yapan ve çözüm yolunu tıkayan her kim olursa olsun tarih onla-ra gereken cevabı verecektir.

Bu öyle yakıcı bir mesele ki gelecek nesiller ya beddua edecek ya da bizleri hayır dualarla yâd edecektir.

Halkımız her zaman çözümün yanında durma kültürüne sahiptir. Arası yok. Hepimizin çözümün bir parçası olmamız gerekiyor. Sağduyulu ve çözüm odaklı olmalıyız.Biz geleceğimize bakmak istiyoruz. Biz çocuklarımıza siyaset mafyası ile boğuşan bir ülke değil

demokrasi ve özgürlükleri benimsemiş bir memleket bırakmak istiyoruz...

Türkiye’nin sahip olduğu “çeşitlilik” dünyanın peşinde koştuğu bir hazinedir.

Biz “bu topraklara doğduk.”Bizim en büyük gücümüz doğuşumuzdan itibaren kazandığı-

mız müthiş çeşitliliğimizdir. Önemli olan bunu köreltmek değil tam aksine farklı kimlikleri-

mizi güçlendirmektir. Bu ilkeler çerçevesinde haydi Türkiye herkes AK Parti’ye diyoruz.

Page 100: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

99

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Yeni Dünya Düzeninin ihtiyaçları

Kitabımızın bu bölümüne kadar sizleri genç bir siyasi hareketin olgunlaşma mücadelesine tanıklığa davet ettim. Bu siyasi hareket ilk günden bu yana belirli ilkeler çerçevesinde güçlendi. Tüm faaliyetle-rimizi tasarlarken gerek yerelde gerekse uluslararası düzlemde ge-lişmeleri takip ediyoruz. Gelişmeleri anlamaya çalışıyoruz. Kendi il-kelerimiz ile Dünya’da gerçekleşen gelişmeleri harmanlıyoruz.

Biz çabalarken, Türkiye değişirken Dünya’da neler oluyordu? Dünya 2000’li yıllara ciddi “değerler karmaşası” ile girdi. Ne-

redeyse tüm değerlerin tekrar şekillendiği bir zamanı yaşıyoruz.Doğu ile Batı “birbirini anlamak” konusunda zorluk çekiyor. Yeni taktikler geliştiren “aşırı milliyetçilik” Dünya genelinde tek-

rar yükseliyor. “Çok seslilik” artması gerekirken farklı düşünenlere karşı “ta-

hammül” azalıyor. Çatışmalı coğrafyalar her geçen gün daha da fazla ısınıyor. Uluslar, cinsiyetler ve daha önemlisi nesiller arası “anlayış”

azalıyor. Bazen ideolojiler, bazen din, bazen de ekonomik çıkarlar yeni

çatışmalar doğuruyor... İnternet kullanımı dünya genelinde %40’lara ulaştı. İletişim tek-

niklerinin değişimi sosyal, ekonomi, siyaset başta olmak üzere tüm ilişkileri değiştirdi. Geleneksel iletişim ile büyüyen, para kazanan, siyaset yapan nesiller ile yeni nesil arasında büyük bir uçurum oluş-tu.

İşte dünyanın eski çatışmacı mikrobu bu yarıktan tekrar yer-yüzüne çıkıverdi. Tekrar marjinal ideolojileri, tekrar ekonomik çı-karları bu sefer çok daha hızlı bir şekilde dünya geneline bulaştır-dı. Yolsuzluklar, rüşvet ve kolay para kazanma kaygısı hiç bir dö-nem olmadığı kadar gençleri sardı. Yeni çatışmacı anlayış her ge-çen gün kendisini yeniledi ve güçlendi. Oysa kıtanın savaşlardan yorgun ihtiyarları en basit tartışmalarda bile çuvalladı. Artık kabul

Page 101: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

100

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

etmeliyiz. BM gibi, AB gibi karar alma mekanizmalarında kilitlen-miş “geleneksel” kurumlar çatışmalı coğrafyalara çözüm öneremi-yor. Hiçbir sıkıntı çözülemediği gibi geleneksel kurumlar devletle-ri savaşlara sürüklüyor.

Bahsettiğimiz tıkanıklığı aşmak, biz “yeni nesillerin” gelecek için elimizi taşın altına koymamız ile mümkündür.

Bu değişim ne zenginlerin tekelindedir, ne de fakirlerin omuz-larındaki bir yüktür.

Bu değişim ne marjinallerin hayalleridir, ne de bir çıkar mekanizmasıdır.

Bu, sesini duyurma gayretinde olan gençlerin oluşturduğu bir orta sınıf uyanışı olarak şekillenebilir.

Page 102: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

101

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Türkiye’nin kadınları

Eksik bir kadro ile sahaya çıkan bir takım kaybetmeye mah-kumdur. Kadınlarını iş dünyasına, sivil topluma, siyasete, sürek-li eğitime ve hepsinden önemlisi eğitime dahil edemeyen herhan-gi bir toplumun kalkınması mümkün değildir. Tüm vatandaşları-nın potansiyelinden istifade edemeyen bir ülkenin güçlü bir ülke olmasını beklemek hayalperestliktir.

Çok geri kalmış ülkeler dışında dünyada iş gücüne katılan ka-dınların oranı son 30 yıldır artmaktadır. Türkiye’de ise, tam tersi, azalmaktadır. 1988’de kadınların iş gücüne katılım oranı %34 iken 2008’de %22’ye gerilemiştir.

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Dünya Bankası’nın hazır-ladığı ortak rapora göre 2006 itibariyle, “Türkiye’de ekonomiye ka-tılan kadınların sayısı OECD’deki veya Avrupa ve Orta Asya Böl-gesindeki ülkelerin hepsinden daha düşüktür.” Aynı raporda eğer

Güçlü bir Türkiye ancak kadınların katılımı ile mümkündür

Page 103: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

102

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Türkiye’deki kadınların örneğin %6 daha fazlası tam zamanlı işe başlarsa, yoksulluğun %15 oranında azaltılacağı ifade edilmekte-dir. Yani yoksullukla mücadele politikalarında kadınlara iş sağlamak çok önemlidir. Konu ile ilgili ciddi teşvik uygulamaları gerekmektedir.

Hadi eğitim sağlamak gibi teşvik uygulamalarını geçelim. En azından kadınların iş bulmaları konusunda önlerindeki engelleri kal-dırıp kadınların evden çıkıp iş aramalarını kolaylaştırmamız gere-kiyor. Maalesef kadınlarımızı eğitim almış nitelikli personel yapa-mıyoruz. Kadınları düşük ücretli ve ağır çalışma şartları olan kayıt dışı sektöre itiyoruz. Bilimsel raporlarda yer alan bir kadının çığlığı-nı sizinle paylaşmak istiyorum: “Çocuklarıma daha iyi bir gelecek sunmak için çalışmak istiyorum; sınavlar için dershaneye gönder-mek ve okullarına yardımcı olmak istiyorum. Ekonomik bağımsız-lığımı kazanmak, aileme ve eşime yardımcı olmak istiyorum. Ço-cuklarımın mümkün olduğunca yüksek eğitim almasını istiyorum. Kazandığım parayı okul ihtiyaçlarını karşılamak için harcamak isti-yorum...” İşte kadınlar bunun için çalışmak istiyor.

Toplumun genelini ilgilendiren bu çığlığa kulak verirsek kalkın-ma yolunda önemli bir virajı döneriz. Aksi halde bu çığlığı duymaz-dan gelirsek ileride çocuklarımıza hesap veremeyiz.

Page 104: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

103

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Güçlü Türkiye için güçlü sivil toplum

Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinin muhalifleri ülke-mizde her fırsatta örtülü biçimde sivil toplum karşıtlığı yaparlar. Ya-şadığımız topraklarda sivil toplum bilincinin hiç gelişmediğini iddia ederek Avrupa’da bir kişi üç derneğe üyeyken bizde on kişi bir der-neğe üye olmuyor şeklindeki kanıtlarla iddialarını güçlendirmeye çalışırlar. Katılımcı demokrasi kavramının bize çok uzak olduğu-nu savunuyorlar. Anadolu’da birçok şehirde gençlerle birlikte oldu-ğumda bu ezberi duyduğum için bu algının tamir edilmesi gerekti-ğini düşünüyorum. Bu ezberi bizden sonraki nesillere kötü bir mi-ras olarak bırakmamalıyız.

İddia edildiğinin aksine sivil toplum bilinci asıl yaşadığımız top-raklarda yeşermiştir. Tarihte kısa bir yolculuk yapalım...

Örneğin Osmanlı Devleti’ndeki vakıflar geleneğinin başarı di-namiklerini Batı toplumları hâlâ araştırmaktadır. Yüz yıllar önce devlet yaşadığımız topraklarda sivil toplumun kurulması için ted-birler almış, devlete ait birçok gelir kaynağının vakıflara tahsis edil-mesini sağlamıştır. Tamamen sivil bir yapılanma olan vakıf siste-mi sayesinde de sosyal, kültürel ve dinî hayatla ilgili birçok hizmet yerine getirilmiştir.

İkinci bir örnek Ahilik’tir. Ahilik, Selçuklu döneminden bu yana Anadolu’da yaşayan halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli mes-lek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları ahlaki yönden yetiş-tiren, çalışma hayatını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenle-yen bir örgütlenmedir. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Dünya üzerindeki en etkili sivil toplum deneyimlerinden birisi ola-rak kabul edilir. Hatta çağımızın popüler kavramlarından olan top-lam kalite yönetiminin ahilikten esinlendiği iddiaları çok güçlüdür.

Benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Netice olarak bu top-raklarda sivil toplum birikimi vardır ve çok güçlüdür.

Page 105: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

104

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

Bugün ülkemizde yaşadığımız sorunların birçoğunun temelinde sivil toplum bilincimizin bilinçli olarak aşındırılması yatmaktadır. Bu toprakların ruhunda toplumsal barışı sivil toplum sağlar. Toplumsal barışını tesis etmiş Güçlü Türkiye’de gençlerinin katıldığı güçlü sivil toplum örgütleri ile inşa edilebilir. Sivil toplumu önemsemeliyiz. Katılmalıyız.

Bu topraklardaki birikimden istifade ederek güçlü yarınlara yürümeliyiz.

Page 106: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

105

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Türkiye’nin zihnini ancak gençler değiştirebilir

Toplumsal meselelere ilgi duyduğum ilk günlerden bu yana hep gençlerle çalıştım. Ekibimizi oluştururken belli siyasi birikimi elde etmiş deneyimli isimler ile birlikte yaratıcı, yenilikçi ve kendini ge-liştirmeye açık gençlerden oluşan bir ekip her zaman ilham verici oldu. Maalesef partilerimizin gençlik kollarındaki yapıların bu yara-tıcılığı örselediğine şahit oldum.

Türkiye’de gençliğin siyasete katılım oranının düşük olduğu birçok rapora konu olmuştur. Gençliğin siyasete katılımı gerçekten düşüktür. Fakat düşük katılım sanıldığı gibi gençlerin ilgisizliğinden kaynaklanmamaktadır.

Gençler siyasetle ilgilidir. Fakat partilerin otoriter liderlik yapı-ları ve çağın ihtiyaçlarından uzak teşkilatlanma şekilleri gençlerin heyecanlarını örselemektedir. Öte yandan gençler internet üzerin-den siyasi düşüncelerini birbirleri ile paylaşıyorlar. Bir parti çatısı altında olmasa da siyasete ilgilerini ortaya koyuyorlar. Yani sorun gençlerde değil; partilerin yapısındadır.

Örneğin tek başına gençlik kolları bile gençlerin ana kademe-lerde pratik yapmasını engellemektedir. Türkiye gibi nüfusunun bü-yük bir kısmı gençlerden oluşan ülkelerde gençliğin gençlik kolların-da siyasete zorlanması doğru değildir. Bu durum Türkiye’nin siyasi zihin haritasında yenilenmenin önüne geçen unsurlardan birisidir.

Siyasi “ihtiyarların” gölgesinde büyük kongreler Türkiye’ye umut verecek genç bir ekip çıkartmaktan ziyade eski isimlerle, eski tartış-maların odağı haline geliyorlar.

Eski yüzler, eski bagaj yükleri taşırlar ve bu nedenle de eski si-yaset yaparlar. Eski siyasetin de artık Türkiye’ye verecek bir şeyi kalmamıştır. Nitekim halk bu kongreleri de “Türkiye için bir değişim ışığı var mı?” diye izliyor. Lider adayları bu ilginin kendilerine yö-nelik olduğunu düşünürlerse yanlış yaparlar; sandıkta da cevapla-rını alırlar.

Türkiye’nin siyasi zihin haritasını ancak gençler yani yeni yüz-

Page 107: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

106

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

ler değiştirebilir. Bu değişim ya mevcut bir partinin içerisinde örgüt-lenerek olabilir ya da yeni bir partinin kıvılcımını yakarak olabilir. El-bette ruhen yaşlanmış, lider tarafından seçilmiş veya eski siyaset yapma tarzını benimsemiş gençliğe ihtiyacımız yoktur. Özgün, ye-nilikçi, katılıma ve rekabete açık siyaset üretebilen gençliğe ihtiyaç vardır. Mevcut partiler içerisinde bu duruşu muhafaza etmek zor-dur ama imkansız değildir. Netice olarak gençler hangi yolu seçerse seçsin kendilerini kimsenin maşası olarak değil; Güçlü Türkiye’nin güçlü mimarları olarak görmesi gerekmektedir.

Türkiye’de bu değişimi taşıyacak bir genç nesil vardır. Türkiye sivil toplum Dünya’sının son yıllarına güç katan Genç Siviller’den Yıldıray Oğur, İdris Kardaş, Genç Siviller’den sonra üniversitede çalışmalarına devam Turgay Oğur, yine Genç Siviller çalışmaları sonrasında siyasette başarılı olan AK Parti İstanbul Milletvekili Bi-lal Macit, ARI Hareketi Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ural Aküzüm, Ekonomistler Platformu’ndan sonra akademik çalışmalara yönelen Dr. Oğuz Demir, yine Güçlü Türkiye Partisi’nden sonra çalışmalar gerçekleştiren ve Ortak Gelecek Derneği Yönetim Kurulu Başka-nı Baybars Örsek, CHP İstanbul Milletvekili Faik Tünay bizim yaş grubumuzun öne çıkan isimleri oldular. Tabii bu isimler içerisinde AK Parti Eski İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Erkan Kandemir’in Bakan Yardımcısı olarak atanması bizim yaş grubumuz için ger-çekten en güzel gelişmelerden birisi oldu. Sivil toplum ve siyasette belli başarılar elde eden arkadaşlarımızın en önemli ortak özellik-lerinin “özgüven” sahibi olmaları olduğunu düşünüyorum. Her biri-nin sosyal girişimcilik potansiyeli çok yüksekti ve hepsi son dere-ce katılımcıydı. Bence 2023’te “Güçlü bir Türkiye” arzusu taşıyor-sak öncelikle katılımcı olmalıyız. Her alanda girişimci ve katılımcı...

“Katılım.” Siyasette, sivil toplumda, ekonomik hayatta, kültür-de ve sanatta, hayatın her alanında “katılım” gençliğin öncelikli sorumluluğudur.

“Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Zırhı an-

Page 108: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

107

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

dıran sırtının üzerinde yatmaktaydı...” Franz Kafka Hani birisi gelecek ya, sizi, bizi, onları kurtaracak. Siz onu daha

çok beklersiniz. O günü bekleyerek ömrünüzü tüketir; o güzel hül-yalarınızla beraber ölüp gidersiniz.

Aslında Kafka “bir sabah uyandığımızda ülkemizde her prob-lemin kendiliğinden çözüleceğini düşünenlere” güzel bir cevap ver-mişti.

Netice olarak bir sabah uyandığınızda olsa olsa ancak dev bir böceğe dönüşürsünüz. Eğer halinizden memnunsanız mesele yok. Fakat eğer ülkenizde “hakiki” bir değişim hayal ediyorsanız katıla-rak “emek” vereceksiniz.

Beklediğinizde köşe dönmeciler biraz daha köşe dönecek. Hukuk yerine kuralsızlık, ahlâk yerine bencillik egemen olacak. Rüşvetçiler biraz daha rüşvet verecek. Hırsızlar biraz daha çalacak. Katiller yakınlarınızı katledecek. Siz de “süper kahramanınızı” beklemeye devam edeceksiniz. Ya iktidara katılıp ülkeyi yönetmeye çalışacaksınız; ya da mu-

halefette kalıp iktidarın hatalarını eleştireceksiniz. Ya da ülkesini yö-netmeye hazırlanan başka ekiplerin arasına katılıp bugünden ken-dinizi yetiştireceksiniz.

“Gezi”de olduğu gibi yıkıp dökmeyeceksiniz sabredeceksiniz. Durumun farkında olacaksınız ama acele etmeyeceksiniz. Bu-

günden geleceğe hazırlanacaksınız. Emin olabilirsiniz ki bu ülkeyi; bir türlü gelemeyen “süper kahraman” değil; bugünden yarına ha-zırlanan “siz” değiştireceksiniz! Tercih sizin!

Konu gençler olunca “katılım” kadar önemli bir nokta “çatışma-dan” kaçınmaktır.

Hayatın her alanında bir çatışma yaşıyoruz. İnsanlar durup “bize neler oluyor?” diye sormuyor. Kendisinden farklı düşünen herkesi eleştiriyor.

Popüler medya her akşam haber bültenlerinden işaret fişeği atıyor. Ertesi gün tüm gençlik birbiri ile çatışıyor. Aile, okul, arka-

Page 109: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

108

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

daş ortamı siyasetten nasibini alıyor. Bir dönem sağ sol çatışırken bugün de benzer çatışmalar fark-

lı alanlarda sürüyor. Gençlerimiz de ihtiyarların izinde bu çatışma-ya alet oluyorlar.

Basit farklılıklar çok büyütülüyor. Küçük anlaşmazlıklar derin sorunlara dönüşüyor. Gençler çoğu zaman sadece kendilerinin hak-lı olduğunu düşünüyorlar. Farklı düşüncelerin olabileceğini kabul dahi edemiyorlar.

Bu çatışmanın tek sorumlusu elbette gençler değildir. Medya çatışmadan besleniyor. Her siyasi parti kendi anlayışının doğru ol-duğunu, diğerinin ihanet içinde olduğunu düşünüyor. Devletin en temel kurumları dahi birbirleri ile çatışıyorlar.

Gençler biz çatışmayı eskilere bırakalım. Eğer Cumhuriyetimi-zin kuruluşunun 100. yılında Türkiye’yi dünyanın en güçlü 10 eko-nomisi içerisine sokmayı hedefliyorsak çatışmaya vakit harcama-yalım. Vaktimizi daha çok birleştirmek için değerlendirelim. Türki-ye “çatışma” ile değil “üretim” ile güçlü olabilir.

Unutmayalım Mevlânâ, eserlerinde yaşadığımız topraklardaki farklılıkların ne kadar değerli olduğunu anlatırdı. Onun farklı düşün-celere olan saygısı ve uzlaşma kültürü bugün dünyaya ışık oluyor. Maalesef bir siyasi nesil bu uzlaşma kültüründen nasibini alama-dı. Fakat yine de siyaset yapmak isteyen yeni nesle Mesnevi’den bir bölümü hatırlatmak istiyorum. “Murad muradsızlıkta, varlık yok-luktadır!” Yani her şey zıddıyla birlikte var edilmiştir. Hayata anlam veren yegâne şey de, onun zıddı yani ölümdür. Her şey zıddı ile anlamlıdır.

Bugün “kriz” olabilir ama biz “yarına” hazır olalım. Bugün “onlar” çatışabilirler ama “biz” uzlaşalım. Bugün “farklı düşüncelere saygılı” bir siyaset olmayabilir ama biz “Güçlü Türkiye”nin tek başımıza de-ğil “hep birlikte” inşa edilebileceğini bilelim. Çünkü bu ülkenin genç-leri çatışmadan beslenen ihtiyarların maşası değil, farklı görüşlere saygı duyan ‘Güçlü Türkiye’nin gerçek mimarlarıdır.

Page 110: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

109

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

Yeni Yüzlerle Güçlü Türkiye

2000’li yılların başında yola çıktığımdan bu yana farklı siya-si düşüncelerden çok değerli, çok yetenekli ve kendisini siyasete hazırlayan arkadaşlar edindim. Onlara hep bazı tavsiyeler verdim.

Biz “sabretmeliyiz.” Sabır siyasette şüphesiz en önemli erdemlerden birisidir. Siya-

sette acele etmemek ve heyecana kapılmamak hepimiz için doğru bir başlangıç noktası. Olgunluk ve sabır halkımızın beklentilerinde hep ön sıralarda yer almıştır.

Biz “kişilere değil hedeflere odaklanmalıyız.” Bu ülkede yeni bir siyaset temelleri atan ekibe kişisel tartışma-

lardan uzak durarak vizyon siyaseti yapmak yakışır. Bugünün me-selelerine saplanmak yerine 2023 hedefine odaklanmak gerekir.

Biz “şahsi istikbale değil hakikate yönelmeliyiz” Başkalarının hatalarından “istikbal” peşinde koşan ihtiyar siya-

Milletimizle buluşmalıyız. Hazır olana kadar kendimizi geliştirmeli ve sabretmeliyiz.

Page 111: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

110

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

setçilerin açtığı çıkmaz yola girmeyerek milletin işaret ettiği doğru yolda siyaset yapmak gerekir.

Biz “siyasetin bir erdem olduğunu unutmamalıyız.” Siyasetin bir erdem olduğunu unutmamak gerekir. Siyasetin ge-

tirdiği saygınlığın esiri olmadan bu görevin millete hizmet makamı olduğunu hissederek hareket etmek hepimiz için prensip olmalıdır...

Biz “kucaklayıcı olmalıyız siyasetimizin merkezine insanı koy-malıyız.”

Kimseyi dışlamamalıyız. Kimseyi ötekileştirmemeliyiz. Şahsi menfaatlerimizi veya devletin muğlak çıkarlarını değil insanı siya-setimizin merkezine koymalıyız. İlkeli olmalı ve makamların ilkele-rimize zarar vermesine müsaade etmemeliyiz.

Her şeyden önce üslubumuzu “geçmişe” değil “geleceğe” yö-nelik olarak belirlemeliyiz.

Toplumun önüne hep “gelecek hedefi” koymalıyız. Türkiye’nin nasıl kalkınacağına dair anlaşılır ve tutarlı görüşle-

Biz “kucaklayıcı olmalıyız siyasetimizin merkezine insanı koymalıyız.”

Page 112: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

111

GÜÇLÜ TÜRKİYE

beklevic.com

rimiz olmalıdır. İşsizlik ciddi ve yükselen bir sorunumuzdur. Dola-yısıyla ana branşımız ne olursa olsun siyaset yapmak isteyen tüm gençlerin ekonomi bilgisinin güçlü olması gerekir.

Diğer siyasi parti temsilcilerine karşı “çatışmacı” üslup yerine sürekli çözüm peşinde koşan bir dil kullanmalıyız.

İnternet başta olmak üzere teknolojinin tüm nimetlerinden aza-mi ölçüde istifade etmemiz gerekmektedir.

Elbette “demokrat olmak”, devletin muğlak çıkarları için değil bireyin kendisi için siyaset üretmek gibi net ideolojik tercihlerimizin bulunması gerekmektedir.

Yani bir taraftan halk ile dürüst ve samimi şekilde iletişim ku-rabilmeliyiz, diğer taraftan da bilimsel gerçeklere dayalı politikalar belirlemeliyiz.

Ne halkın genelinin anlamasında güçlük çekecek ölçüde aka-demik bir dil kullanmalıyız, ne de sırf halkın genelinin hoşuna gidi-yor diye ideolojik duruşumuzu bozmalıyız.

Liderlerin zaman zaman halkın genelinin hoşuna gitmeyecek kararlar alması gerektiğini de bilmemiz gerekmektedir.

Popülizm uğruna toplumun her istediğini şartsız yerine getirme dönemi çok geride kalmıştır.

Türkiye’de siyaset hiç geriye gitmez. Hep ileriye gider. Son dö-nemde siyaset yapma çıtası da son derece yükselmiştir. Bu çıta ke-miksiz ve duruşsuz siyaset üretmenin “merkez” olduğunu pompa-layan liderlerin kalibresini çok aşmıştır.

Genç arkadaşlarımızın ise eski yoldan mı gidecekleri kendile-rine yeni bir yol mu çizecekleri konusu kendi tercihleridir.

Sonuç olarak ya “eskilerin” elbisesini giyip “eskiler” gibi konu-şup “eski” siyaset yaparsınız. Ya da “yeni yüzlerle güçlü Türkiye”yi inşa edersiniz...

Kitabımızın sonuna geldik. Bu kitap “daha özgür ve daha demokratik bir Türkiye” yolunda

halkımız ile birlikte bir arayıştır. Bu kitap 2000’li yılların başında on binlerce kişi ile yüz yüze

Page 113: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi

112

TUNA BEKLEVİÇ

beklevic.com

görüşmeler ile alınan bir ilhamdır. 2007’de bir siyasi parti kurulu ile teşkilatlanma dinamikleri ile

tanışma ve Türkiye genelinde şehirler, ilçeler ve beldelerde binler-ce dostumuz ile Güçlü Türkiye mücadelesidir. 2008’de parti kapat-ma davasında “bürokratik oligarşiye” karşı “sivil siyasetin” yanın-da bir duruştur.

2011’de, 248 köyde, binlerce kahvehanede, on binlerce konuş-manın bir özetidir.

Bu mücadele bu kadar genç yaşta bana yüz binlerce arkadaş ile tanışma imkanı sağladı.

Eğer Türkiye’nin parlayan ve değişen yüzünü yansıtmak isti-yorsak “Ben de varım” demeliyiz.

Biz bir telefon kadar yakınız; çağımızda internette de varız: www.beklevic.com ‘dayız.

Sosyal medyada da varız: www.twitter.com/tunabeklevic www.facebook.com/tunabeklevicSizi de “bekleriz.” Bazen bir “teşekkür” için, Bazen bir “eleştiri” için, Bazen bir “davet” için, Bazen ise sadece bir “selam” için...

Tuna Bekleviç - 2014

Page 114: Tuna Bekleviç Güç Türkiye - Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla Demokrasi