Upload
dinhque
View
216
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi Turkish Journal of Giftedness and Education
Aralık 2017, Cilt 7, Sayı 2 December 2017, Volume 7, Issue 2
TÜZED Hakkında
Türk Üstün Zeka ve Eğitim Dergisi (TÜZED) zeka,
üstün zeka, özel üstün yetenek ve yaratıcılık konula-
rında yayım yapan hakemli bir dergidir. Dergi, konu
kapsamı ile ilgili olarak bilimsel araştırmaların, ku-
ramların, uygulamaların ve fikirlerin tartışıldığı bi-
limsel bir platform sunmayı hedeflemektedir. TÜ-
ZED, Türkçe ve İngilizce dillerinde yayım yapmak-
tadır. Dergiye gönderilen bütün taslak makaleler edi-
törün önincelemesinden sonra en az iki hakeme ince-
lenmek üzere gönderilir. TÜZED, yılda iki kez çevri-
miçi olarak yayımlanmaktadır.
About the TJGE
Turkish Journal of Giftedness and Education covers
all aspects of giftedness, talent, and creativity and all
types of high ability. It provides a scientific platform
for researchers, practitioners and administrators to
discuss and disseminate scientific research, theories,
and practices and ideas. The TJGE is a refereed jour-
nal which publishes original research articles, litera-
ture and book reviews in Turkish and English. Arti-
cles submitted to the TJGE undergo peer review pro-
cess. The TJGE is an open-access online journal and
published twice a year.
Editör/Editor in Chief
Uğur Sak, Anadolu University
Sekreterya/Assistants to Editor
M. Bahadır Ayas
N. Nazlı Özdemir
International Editorial Board/Uluslararası Editörler Kurulu
Albert Ziegler, University of Erlangen-Nuremberg, Germany
Ahmed Mohamed, Sultan Qaboos University, Oman
David Yun Dai, State University of New York, USA
James C. Kaufman, University of Connecticut, USA
June Maker, University of Arizona, USA
Kyunbin Park, Gachon University, South Korea
Lola Prieto, Universidad de Murcia, Spain
Omar Muammar, University of Dammam, Saudi Arabia
Margaret Sutherland, University of Glasgow, UK
Peter Merrotsy, University of New England, Australia
Roza Leikin, University of Haifa, Israel
Seokhee Cho, St. John's University, USA
Sivanes Phillipson, Monash University, Australia
Todd Lubart, Universite Paris Descartes, France
Ugur Sak, Anadolu University, Turkey
Usanee Anuruthwong, Srinakharinwirot University., Thailand
Yavuz Akbulut, Anadolu University, Turkey
Indexing/Abstracting: The TJGE is indexed and abstracted in Academic Journals Database, Acarindex, ASOS, Akade-
mik Dizin, Citefactor, DOAJ (Directory of Open Access Journals), DRJI (Directory of Research Journals Indexing), eBooks,
EBSCOHost Education Sources, ERA (Educational Research Abstracts Online), ERIH PLUS, Gifted and Talented Ab-
stracts, Google Scholar, Index Copernicus International, Informatics Open J-Gate, Journal Index, Journal Seek, NewJour
Electronic Journals & Newsletters, OAlib (Open Access Library), ProQuest, Pubget, ResearchBib, Turkish Education Index,
ULAKBİM, Ulrich's Periodicals Directory, WorldCat
Editorial correspondence: Ugur Sak, Editor, [email protected]; [email protected] ©2011, Her hakkı saklıdır/All rights reserved. Türk Üstün Zeka ve Eğitim Dergisi/Turkish Journal of Giftedness and Education
Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi Turkish Journal of Giftedness and Education
Aralık 2017, Cilt 7, Sayı 2 December 2017, Volume 7, Issue 2
İÇİNDEKİLER/CONTENTS
Editör Notu/Editorial 64
Opinions of Artistically Talented Eminent Adults on Supports Provided by the
State for Gifted Children in the Arts
Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocukların Eğitiminin Devlet Tarafından
Desteklenmesine İlişkin Sanatçıların Görüşleri
Faruk Levent & Filiz Kansu Çelik 65
Teachers’ Views about the Education of Gifted Students in
Regular Classrooms
Üstün Yetenekli Öğrencilerin Normal Sınıflarda Eğitimine İlişkin
Öğretmen Görüşleri
Neşe Kutlu Abu, Çiğdem Akkanat & Murat Gökdere 87
A Comparison of Entrepreneurial Skills of Fourth-Grade Gifted and Normal
Student’s in Social Studies
Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersindeki Girişimcilik Becerileri:
BİLSEM ve İlkokul Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Karşılaştırılması
Şirin Çetin, Çavuş Şahin, Hüseyin Mertol, Serdar Arcagök & Derya Girgin 110
Analogical and Selective Thinking in Science: The Use of the Selective Problem
Solving in Science Courses
Fen Bilimlerinde Analojik ve Seçici Düşünme:
Seçici Problem Çözme Modelinin Fen Bilimlerine Uyarlanması
Abidin Kılıç & M. Bahadır Ayas 126
Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi Turkish Journal of Giftedness and Education
Aralık 2017, Cilt 7, Sayı 2 December 2017, Volume 7, Issue 2
64
Editorial
Hello again dear readers! This issue of the 7th
volume has four articles. Each one offers origi-
nal and insightful thoughts along with interest-
ing research findings. Please keep reading.
In the first study, Levent and Çelik interviewed
eminent artists about supports provided by the
State for gifted students in the arts. They stated
that the State no longer supports the education
of gifted students in the arts. Policies related to
the education of gifted children in the field of
arts did not work anymore, an important claim
that should be investigated in detail.
The second study carried out by Abu, Akkanat
and Gökdere presents findings on perceptions
of teachers about the education of gifted stu-
dents in regular classrooms. They found that
teachers did not believe a necessity for differen-
tiation in the education of gifted students in the
regular classroom. I believe that this is a shock-
ing finding knowing the reality that a classroom
is composed of diversity in ability.
The third article is related to entrepreneurial
skills of fourth-grade gifted and normal stu-
dent’s in social studies. The researchers found
that gifted students had higher entrepreneurial
skills than did their normal peers.
In the last article, Kılıç and Ayas reviews Selec-
tive Problem Solving technique and present its
applications in teaching sciences. They discuss
how this technique develops analogical and se-
lective problem solving skills.
I wish all of you a happy and productive new
year!
Editör’ün Notu
Dergimizin bu sayısının birinci makalesinde
Levent ve Çelik sanat alanında üstün yetenekli
olan çocukların devlet tarafından desteklenme-
sine ilişkin çok önemli bir araştırma yapmışlar-
dır. Çalışmalarında sanat alanında devlet des-
teği alan ünlü sanatçılarla görüşmeler yapmış-
lardır. Bu sanatçılardan İdil Biret ve Suna Kan
çoğumuzun bildiği ünlü isimlerdir. Araştır-
mada sanat alanında üstün yetenekli olan ço-
cuklara yapılan devlet desteğinin zamanla de-
ğerini kaybettiğinin ve desteğin bireysel karar-
lara bırakıldığının altı çizilmiştir.
İkinci makalede Abu, Akkanat ve Gökdere üs-
tün yetenekli öğrencilerin normal sınıflarda eği-
timine ilişkin sınıf öğretmenlerinin görüşlerini
incelemişlerdir. Sonuç pek de umut vaat edici
değil. Öğretmenler normal sınıf programlarının
üstün yetenekli öğrenciler için yeterli olduğunu
ileri sürmüşlerdir. Bu tutum bir tepki mi yoksa
eğitimsel bir bakış açısı mı gerçekten irdelen-
mesi önemli olan bir bulgu diyebilirim.
Sayının üçüncü makalesinde dördüncü sınıfa
devam eden üstün yetenekli öğrencilerin ve
normal öğrencilerin sosyal bilgilerde girişimci-
lik becerilerinin karşılaştırması sunulmuştur.
Çetin, Şahin, Mertol, Arcagök ve Girgin tarafın-
dan yapılan bu çalışmada üstün yetenekli öğ-
rencilerin normal öğrencilere göre daha yüksek
girişimcilik becerilerine sahip oldukları saptan-
mıştır. Sayının son makalesinde Kılıç ve Ayas,
SPÇ tekniğinin fen bilimlerinde uygulamalarını
incelemişler ve örnek etkinlikler sunmuşlardır.
SPÇ tekniği yaratıcı problem çözme becerileri-
nin geliştirilmesinde ve özellikle üstün yetenek-
lilerin eğitiminde tercih edilebilecek yeni bir
tekniktir.
Yeni yılın eşiğinde sizlere mutlu bir yeni yıl di-
liyorum.
Uğur Sak
Editor in Chief
Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi Turkish Journal of Giftedness and Education
2017, Cilt 7, Sayı 2, 65-86 2017, Volume 7, Issue 2, 65-86
1Correspondence Author, Ph.D., Marmara University, İstanbul, Turkey; [email protected] 2Ph.D Candidate, Gazi University, Ankara, Turkey
©Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi/Turkish Journal of Giftedness & Education
ISSN 2146-3832, http://www.tuzed.org
______________________________________________________Opinions of Artistically Talented
Eminent Adults on Supports
Provided by the State for Gifted
Children in the Arts
Sanat Alanında Üstün Yetenekli
Çocukların Eğitiminin Devlet
Tarafından Desteklenmesine İlişkin
Sanatçıların Görüşleri
Faruk Levent1 & Filiz Kansu Çelik2
Abstract The purpose of the study was to examine opin-
ions of artists in music about state supports for
students talented in music. Participants had
state sup-ports in music when they were young.
A phenomenological study was undertaken to
interview the participants. They were inter-
viewed face to face. Data was coded and con-
tent-analyzed and categorized by themes. The
findings showed that all of the participants ex-
pressed that policies related to the education of
gifted children in the field of arts in Turkey did
not work anymore, losing functionality and ef-
fects and special services to be provided for ar-
tistically gifted students depended upon indi-
viduals who were in charge, showing that the
policies were no longer useful. In addition, the
participants stated that policies and practices
have changed constantly as a result of changes
in perceptions of educational politics and de-
cision makers. Therefore, it is reasonable to
claim that the greatest challenge in the educa-
tion of students highly talented in the arts is the
lack of a consistent and sustainable national
policy.
Keywords: Artistically gifted, gifted education,
policy, state support
Öz Bu araştırmanın amacı sanat alanında üstün ye-
tenekli çocukların eğitiminin devlet tarafından
desteklenmesine ilişkin sanatçıların görüşleri-
nin incelenmesidir. Nitel araştırma yöntemle-
rinden olgu bilim deseniyle yürütülmüş olan
bu çalışmanın verileri, yüz yüze görüşme ve
yarı yapılandırılmış bir görüşme formu kullanı-
larak elde edilmiştir. Araştırma kapsamında sa-
nat eğitiminde devlet desteğinden faydalanan
sanatçılar ile görüşmeler yapılmıştır. Görüşme-
ler sonucunda elde edilen veriler içerik anali-
zine tabi tutularak kodlamalar yapılmış ve te-
malar oluşturulmuştur. Araştırma bulgularına
göre katılımcıların tamamı, sanat alanında üs-
tün yetenekli çocukların eğitimine yönelik yasal
düzenlemelerin günümüzde işlevselliğini kay-
betmiş olduğunu ve devlet desteğinin sağlan-
masının yetkililerinin inisiyatifine bırakıldığını
belirtmişlerdir. Bununla birlikte katılımcılar,
Türkiye’de karar vericiler ve politika yapıcıla-
rın sanata bakış açılarının değişimine bağlı ola-
rak ilgili yasal düzenlemelerin ve uygulamala-
rın da sürekli değiştiğini ifade etmişlerdir. Buna
göre sanat alanında üstün yetenekli çocukların
eğitiminde en büyük eksikliğinin bu konuda
devletin tutarlı ve sürdürülebilir milli bir politi-
kasının olmaması olduğu söylenebilir.
Anahtar Sözcükler: sanat alanında üstün yete-
nekli çocuk, üstün yeteneklilerin eğitimi, devlet
desteği
Summary
Purpose and Significance: Giftedness is an innate trait and manifests itself in child be-
havior, learning speed, high level motivation, creativity, and in different levels of produc-
tivity in pre-school period and even in infancy. The areas in which gifted children have
Levent ve Çelik Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocuklar
66 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
superior talents vary and special education environments are needed for the education of
these children. These areas can be categorized into artistic environments, social fields, sci-
entific fields, technical fields (Malkoç, 2004, s. 170). State support is needed to provide en-
riched resources for the education of gifted children in arts. The purpose of the study was
to examine views of artists who are gifted in music about state supports for the education
of gifted students in the arts.
Method: Data was collected through face-to-face interviews with eight artists in music.
These participants previously received state supports when they were young. The study
used phenomenological method. Interviews were semi-structured. Data were content-ana-
lyzed.
Results: Participants’ views were summarized in three main themes: “Supports provided
by the government for the education of gifted children in the arts,” “Problems in the edu-
cation of gifted children in the arts” and “Policy proposal for state supports for gifted chil-
dren in the arts.” In general, the findings showed that all of the participants stated that
policies related to the education of gifted children in the field of arts in Turkey have lost
effect and any services to be provided for artistically talented children depend on individ-
uals who are in charge of making new policies. They also expressed that the constant
change in policies is a preclude for state supports for the education of gifted children in the
arts.
Conclusion: Artistically talented children and youth do not receive special support from
governments anymore because policies change frequently. The greatest challenge in the
education of gifted children in the arts is the lack of a consistent and sustainable national
policy.
Giriş
Yetenek kavramı, akademik veya sanatsal alanlardaki özel kabiliyetleri ifade etmektedir.
Eğer gelişimleri için uygun eğitim imkânları sunulursa bu kabiliyetlerin çoğu üst düzey
ileri yetenekler olarak gelişebilir. Yetenek gelişimi ise umut vadeden öğrencilere hem evde
hem de okulda amaçlı ve planlı olarak zenginleştirilmiş ve esnek öğrenme ortamları sağ-
lama sürecidir. Bu süreçte harcanan çabalar, öğrencilerin tomurcuk halindeki beceri ve ye-
teneklerini üst seviyede geliştirmelerini sağlayabilir (Clark, 2015, s. 32).
Üstün yetenekli çocuk ve üstün yeteneklilik ile ilgili olarak birçok kaynakta farklı tanımlar
yapılmıştır. Bu tanımlar içinde Amerika’da Federal Hükümet tarafından hazırlatılarak
1993’te yayınlanan Ulusal Mükemmellik (National Excellence) Raporu’nda yapılan tanım-
lamanın genel olarak dünyada kabul gördüğü söylenebilir (Passow & Rudnitski, 1993, s.
26): “Aynı yaş, deneyim veya çevre şartlarına sahip akranlarına göre üstün performans gösteren
veya yüksek düzeyde başarı elde eden çocuklar ve gençlerdir”. Aynı rapora göre bu çocuk ve
gençler; entelektüel, yaratıcı ve olağanüstü bir liderlik kapasitesine sahip oldukları için sa-
natsal alanlarda ve özel akademik alanlarda yüksek performans sergilerler. Bu özellikteki
Levent & Çelik Gifted Children in Art
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 67
bireyler, genellikle okul tarafından sağlanmayan eğitim hizmeti veya faaliyetlerine ihtiyaç
duyarlar.
Millî Eğitim Bakanlığı Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesi’nde ise üstün yetenekli ço-
cuk/öğrenci, “zekâ, yaratıcılık, sanat, liderlik kapasitesi veya akademik alanlarda yaşıtlarına göre
yüksek düzeyde başarı gösterdiği alan ve konu uzmanları tarafından belirlenen çocuk/öğrenci” ola-
rak tanımlanmıştır (MEB Tebliğler Dergisi, 2007).
Akkanat’a göre üstün yetenekli çocuk, bir ya da birden çok yetenek alanında ya da zekâ
özelliğinde akranlarından çok üstün performans gösteren ya da gizil güce sahip olan ve
diğer alanlarda da ortalama düzeyde özelliklere sahip olan çocuktur. Bu çocuklar kendi
akran gruplarından rastgele seçilmiş bir kümenin %98’inden üstün olan çocuklardır (Ak-
kanat, 2004, s. 175).
Üstün yetenekli çocukların, yaşamlarının ilk yıllarından itibaren gelişim aşamalarına, nor-
mal gelişim standartları gösterenlere göre daha hızlı ulaştıkları söylenebilir. Ancak özel bir
alanda üstün yetenekli olan çocuğun tüm gelişim alanlarında hızlı olması beklenmemelidir.
Örneğin görsel sanatlar alanında üstün yetenekli olan çocuk, sadece bu alanda yaşıtların-
dan üstün olma özelliği göstermekle birlikte, diğer gelişim alanlarında standart gelişim
ritmi izleyebilir (Tuğrul, 1994; Metin, 1999; akt. Ersoy & Avcı, 2004, s. 196).
Sanat alanında üstün yetenekli olan bireyler resim, müzik, drama/tiyatro ve diğer ilgili
alanların birinde ya da birkaçında özel yetenek gösterirler (Ersoy & Avcı, 2004, s. 199). Bu
bağlamda bu tür yetenekler, çocukluk ve erken çocukluk yıllarında kolaylıkla tanılanabi-
lirler (Sak, 2010, s. 38). Alanyazın incelendiğinde, sanat alanında üstün yetenekli bireyler
için üç ayrı kavram kullanılmaktadır. Bunlar; görsel sanatlar alanında üstün yetenekli,
drama/tiyatro alanında üstün yetenekli ve müzik alanında üstün yetenekli kavramlarıdır.
Görsel sanatlar alanında üstün yetenekli çocuklar, daha erken yaşlarda ortalamanın üze-
rinde çizim kalitesine ve ileri görsel hafızaya sahip olmakla birlikte sanatsal becerilerini
geliştirmeye yönelik yüksek bir motivasyon içerisindedir (Winner & Martino, 2003, s. 347).
Lowenfeld (1957), görsel sanatlar alanında üstün yetenekli çocukların akranlarından farklı
olarak şu beş özelliğe sahip olduğunu ileri sürmüştür: 1) Hayal gücü ve ifadede akıcılık, 2)
Mekânsal dağılım ve organizasyon için son derece gelişmiş bir duyarlılık, 3) Sezgisel hayal
gücü, 4) İfadede keskinlik, 5) Konu ve araç ile ileri düzeyde kendini ifade edebilme.
Drama/tiyatro alanında üstün yetenekli çocuklar; tüm vücuduna yön verebilen, sesini etkili
kullanabilen, insan davranışlarındaki ayrıntıları yakabilen ve gözlem gücü yüksek çocuk-
lardır (Oreck, Owen & Baum, 2003). Ersoy ve Avcı (2004, s. 199) drama/tiyatro alanında
üstün yetenekli çocukların şu beş özelliğe sahip olduğunu belirtmiştir: 1) Drama etkinlikleri
ile ilgilenme ve keyif alma, 2) Jest ve mimiklerini etkili olarak kullanarak kolaylıkla hikâye
anlatma ve izleyicinin beğenisini toplama, 3) Duygularını, yüz ifadeleri, jestler ve vücut
Levent ve Çelik Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocuklar
68 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
hareketleri ile yansıtma, 4) Rol oynama, canlandırma ve diğerlerini taklit konusunda uz-
man olma, 5) Vücut dilini kullanarak fikirlerini kusursuz biçimde ifade etme.
Müzik yeteneği; seslere duyarlılık, ses yüksekliklerini ayırt etme, belleğe alma, yeniden ta-
nıma, ritim duygusu ve müzikal işitme olarak tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle müzik ala-
nında üstün yetenek; ritim duygusu, bölgesel işitme, aynı anda tonlayan iki ve daha çok
sesi algılayıp çözümleme, duyduğunu söyleme-çalma ve yaratıcı tasarımdır (Uçan, 1994, s.
16). Müzik alanında üstün yetenekli bir çocuk; sıradışı bir ritm’e, doğru ses tonu çıkarma
becerisine sahip olmasıyla normal akranlarından ayrılabilir, bu çocuklar yanlış nota oku-
yan diğer bir çocuğu anında farkedebilir (Cutts & Moseley, 2004, s. 75).
Müzik alanında üstün yetenekli bir çocuk, normal akranlarından farklılık göstererek erken
yaşlarda kendisini belli etmektedir. İnsanlık tarihi yetenekleri ve becerileri erken yaşlarda
gelişmiş çocuklar ve gençlerin hikâyeleriyle doludur. Örneğin Mozart altı yaşında beste
yapmaya başlamıştı, Yehudi Menuhin San Francisco Senfonisi ile ilk konserini yedi yaşın-
dayken vermişti ve 20 yaşına geldiğinde “olgun ve birinci derece bir viyolonist” olarak ta-
nınmıştı (Cutts & Moseley, 2004, s. 55). Yaşantısı incelendiğinde Alman Besteci Johann Se-
bastian Bach’ın henüz 5-6 aylıkken org ve piyanoya ilgi duyduğu ve yürüme döneminde
de piyano eğitimine başladığı bilinmektedir. Dünyada eşine ender rastlanır bir belleğe ve
absolut (çok iyi işitebilen) bir kulağa sahip olan, henüz altı aylıkken ninnileri tekrarlayabi-
len, iki yaşındayken de iki parmakla piyano çalabilen İdil Biret, bugün piyanist olarak ola-
ğanüstü yönlerini tüm dünyaya kabul ettirmiştir (Malkoç, 2004, s. 169-171).
Üstün yetenekli çocukların müzik yeteneklerinin doğru anlaşılıp doğru tanılanması, ço-
cuğa verilecek olan müzik eğitiminin iyi planlanması ve saptanan hedefler doğrultusunda
sağlıklı yürütebilmesi bakımından çok önemlidir. Müzik eğitimi alan bireyler için eğitim-
leri sürecinde belli bir müziksel yaşantı temel alınır ve o temel doğrultusunda bir plan ve
program yapılarak belirli hedeflere ulaşılmaya çalışılır (Malkoç, 2004, s. 169-173). Çoksesli
müzikte üstün yetenekli sanatçılarımızdan Fazıl Say doğuştan gelen olağanüstü yeteneği
ve almış olduğu eğitim sayesinde ülkemiz ve yurt dışında resitaller, orkestra eşlikli konser-
ler vermiş, beste çalışmaları yapmıştır (Tunçdemir, 2004).
Sanat alanında üstün yeteneğe sahip bireylerin ihtiyaç duydukları eğitimi aldıklarında ya
da sahip oldukları sanat görüşünü bir şekilde icra ettiklerinde tarihte nasıl önemli kırılma
noktaları yarattıkları bilinmektedir. Örneğin Rönesans döneminin önemli sanatçılarından
Leonardo da Vinci’nin Medici ailesi tarafından destek görmesi, dolaylı olarak Leo-
nardo’nun Rönesans döneminin şekillenmesinde önemli katkılar sunmasını sağlamıştır
(Bozdağ, 2015). Ülkemizde de sanatın toplum üzerindeki etkisi benzer şekilde olmuştur.
Özellikle de 1950’lerden itibaren değişen toplumsal yapı ülkemiz sanatçılarını da etkilemiş
ve ülke gerçeklerine etki etmesine neden olmuştur. Bu şekilde özellikle de resim sanatı,
toplumla bir bağ kurmak ve topluma mesaj verebilme aracı olarak kullanılmaya başlanmış-
tır (Çatalbaş & Koç, 2016).
Levent & Çelik Gifted Children in Art
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 69
Sanat eğitimi; öğretimin her aşamasında, daha okul öncesinden başlayarak eğitime girme-
lidir. Sanat, çağdaş eğitimin temel taşlarından biridir. Eğitimde sanatın yeri hiçbir şeyle
doldurulamaz. Eğitimde bu temel taşın eksikliği, kişilik gelişmesinde boşluklar oluşturmak
suretiyle yeni yetişen kuşaklarda büyük eksikliklere yol açarak toplumda onarılamaz
olumsuz gelişmeler meydana getirebilir (İpşiroğlu, 1998). Ünver’e göre ülkemizde ilkokul-
dan alan eğitimi veren üniversitelerimize kadar sanat eğitimi yeterince amacına ulaşama-
mıştır. Çünkü genellikle temel dersler olarak tanımlanan dersler kadar önemsenmeyen ve
unutulmuşluğa terk edilen sanat eğitimi; amaç, anlam, uygulama yönünden eğitim siste-
mimizde hak ettiği öneme kavuşamamıştır (Ünver, 2002, s. 1). Oysa çocuğun sanatsal yara-
tıcılığı üzerinde önemle durulması, resim olsun, müzik olsun, tasarım dersleri olsun, çocu-
ğun tüm uğraşlarında, sanatsal yöne değer verilmesi gerekliliği yeterince anlaşılamamıştır
(San, 1979, s. 2).
Türkiye’de Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocukların Eğitimine Yönelik Yasal Düzen-
lemeler
Cumhuriyetin ilanı sonrasında Atatürk, üstün yetenekli çocukların eğitimi ile yakından il-
gilenmiştir. Özel olarak Cumhurbaşkanlığı için hazırlanmış “Beyaz Tren” ile yurdu dola-
şırken rastladığı yetenekli çocukların eğitimlerini en iyi şekilde sürdürebilmeleri için emir-
ler vermiştir (Kahramankaptan, 1998, s. 40-41). Aşağıda kronolojik sıraya göre sanat ala-
nında üstün yetenekli çocukların eğitimine yönelik yasal düzenlemeler kısaca açıklanmış-
tır.
1416 sayılı ecnebi memleketlere gönderilecek talebeler hakkında kanun. Üstün
yetenekli bireylerin yetiştirilmesi ve ülkemize çağdaş anlamda uluslararası düzeyde başa-
rılar kazandırılması için 1929 yılında 1416 Sayılı “Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Tale-
beler Hakkında Kanun” çıkartılmıştır. Bu kanun ile yurt dışına gönderilecek öğrencilerin
diğer öğrencilerden zekâ ve karakter yönünden üstün olması koşulunu taşıyanların Milli
Eğitim Bakanlığınca sınav yoluyla seçilmesi öngörülmüştür. Bu kanuna göre Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından lise mezunları ve yükseköğretimin çeşitli dallarını bitirenler için batı
ülkelerinde Devlet veya İktisadi Devlet Teşekkülleri hesabına ihtisas eğitimi görmek iste-
yenler seçilmiştir. Bu uygulama, 1943 yılında yürürlüğe giren 4489 sayılı yasayla biraz daha
genişletilmiştir.
1416 Sayılı Kanun kapsamında Avrupa’ya gönderilen ilk üç yetenekli genç; Ulvi Cemal
Erkin, Cezmi Rıfkı Erinç ve İstiklal Marşı’nın bestecisi Osman Zeki Üngör’ün oğlu Ekrem
Zeki Üngör idi. Daha sonra bu gençleri Ahmet Adnan Saygun, Ferhunde Remzi Erkin,
Necdet Remzi Atak, Nurullah Şevket Taşkıran, Mahmut Ragıp Gazimihal, Halil Bedii
Yönetken, Necil Kazım Akses gibi isimler izlemiş, 1931-34 yılları arasında bu yetenekli
sanatçılar Ankara’nın eğitim ve sanat ortamında söz sahibi olmuştur (Kahramankaptan,
1998, s. 38-39).
Levent ve Çelik Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocuklar
70 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
5245 Sayılı İdil Biret ve Suna Kan’ın yabancı memleketlere müzik tahsiline gön-
derilmesine dair kanun. 7 Temmuz 1948 tarihinde halk arasında “Harika Çocuklar Ka-
nunu” olarak bilinen 5248 sayılı bir kanun çıkartılmıştır. Aynı yıl kabul edilen 5245 sayılı
yasayla özel yetenekli çocukların yurt dışında eğitimi sağlanmıştır. Cumhurbaşkanı İsmet
İnönü’nün isteği üzerine hazırlanıp çıkarılan bu yasa, “İdil Biret ve Suna Kan’ın Yabancı
Memleketlere Müzik Tahsiline Gönderilmesine Dair Kanun” adını taşımıştır. Bu yasa kap-
samında; İdil Biret yedi yaşında, Suna Kan ise dokuz yaşında Fransa’ya Paris Konservatu-
arı’na gönderilmiştir.
6660 sayılı güzel sanatlarda fevkalade istidat gösteren çocukların devlet tarafın-
dan yetiştirilmesi hakkında kanun. Cumhuriyet döneminde devletin himayesinde üstün
yetenekli çocukların eğitilmesi için 1948 yılında çıkarılan 5245 sayılı İdil Biret-Suna Kan
Kanunu, 1956 yılında kapsamı genişletilerek “Güzel Sanatlarda Fevkalade İstidat Gösteren
Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkında Kanun” adıyla 6660 sayılı kanuna
dönüşmüştür. Bu kanun; “resim, müzik ve plastik sanatlarda” olağanüstü özel yetenek gös-
teren çocukların devlet hesabına yurt içi veya yurt dışında eğitimi almasını sağlayan önemli
bir uygulamadır.
Bu kanunun üçüncü maddesinde “...fevkalade istidatlı çocukların Devlet hesabına yabancı mem-
leketlerde yetiştirilmelerinde ana ve baba veya bunlardan biri veya vasisi, bulunmadığı takdirde Ma-
arif Vekâletince tayin edilecek, çocuğa bakmağa muktedir en yakın aile mensuplarından biri refakat
edeceği” belirtilmiştir. Bu kanunun dördüncü maddesine göre devlet hesabına yetiştirilecek
yetenekli çocuğun yurt dışına gönderilmesi halinde, çocukla ilgilenecek kişilere de devlet
bütçesinden ödeme yapılmıştır.
6660 sayılı kanunun çıkmasından yedi yıl sonra “Güzel Sanatlarda Fevkalade İstidat Gös-
teren Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkında Yönetmelik”, 05.08.1963 tarih
ve 11472 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 6660 sayılı kanuna göre
hazırlanan bu yönetmelik 19 maddeden oluşmuş ve ilgili kanuna açıklık getirmiştir. Örne-
ğin Yönetmeliğin dördüncü maddesinde “6660 sayılı kanunun birinci maddesindeki ‘fevkalâde
istidatlı çocuklar’ sözü ile çok üstün bir kabiliyet gösteren ve ileride memleketimizi sanat alanında
milletlerarası ölçüde temsil edebileceği umulan çocuklar kastedilmiştir” denilerek Kanunun amaç
ve kapsamı açıklanmıştır. Ayrıca yönetmeliğin beşinci maddesinde “6660 sayılı kanundan
faydalanmak üzere yapılacak müracaatlar için, çocukların müzik icracılığında 12, kompozisyon ve
plâstik sanatlarda 14 yaşını geçmiş olmamaları gerekir. Bu yaş sınırını aşmış çocuklar için yapılacak
müracaatlar kabul edilmez” denilerek bir sınırlama getirilmiştir. Bu yaş sınırı içerisinde olan
çocuklar eğer komisyon uygun görürse bir kez daha sınava alınabilmektedir (Çitil, 2009).
Yasada öngörülen 10 kişilik komisyon, Güzel Sanatlar Müdürlüğüne dilekçeyle başvuran
adayları sınava tabi tutuyordu. Adayda olağanüstü yeteneğin bulunup bulunmadığını sap-
tayan tek yetkili bu komisyondu. Seçimde esas olan, komisyon üyelerinin deneyimlerine
dayanarak aday hakkında verecekleri karardı (Kahramankaptan, 1998). 1948’den bu yana
Levent & Çelik Gifted Children in Art
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 71
5245 ve 6660 sayılı iki yasanın sağladığı imkânlardan 17 kişi yararlanabilmiştir. 17 kişiden
15’i müzik eğitimi ve ikisi ise resim eğitimi almıştır. Bu 17 kişiden beşi yönetmelik hüküm-
lerine göre değerlendirilerek yasa kapsamına girişlerinden 1-6 yıl sonra yetersiz görülerek
yasa kapsamı dışına çıkarılmıştır (Enç, 2005, s. 228).
Halen yürürlükte bulunmasına rağmen, 1968’den sonra yetkili Milli Eğitim Bakanlığı ya-
sada öngörülen “komisyon”u kurmadığı için 6660 sayılı yasa işlemez hale gelmiştir. 30 yıl-
lık bir sürenin ardından yasadan en son faydalanan isim ise piyanist Emrecan Yavuz ol-
muştur. 1998 Ekiminde İzmir’de üstün yetenekli olduğu anlaşılan sekiz yaşındaki Emrecan
Yavuz Kültür Bakanı İstemihan Talay’ın onayıyla kurulan Uzmanlar Kurulunca devlet hi-
mayesine alınmıştır (Coşkun, 2007). Ancak 1999 yılının Mayıs ayında Kültür ve Turizm Ba-
kanı olan Erkan Mumcu’nun ilk icraatı Emrecan ile annesini bakanlığın tahsis ettiği evden
çıkarmak, ikinci icraatı ise yasa gereği ödenen maaşı kesmek olmuş. Emrecan’ın özel eğiti-
mine devam edebilmesi için bu sefer aile seferber olup kaynak ve destek aramaya koyul-
muş. Bunun sonucu olarak İzmirli işadamı Lucien Arkas’ın desteğiyle Bilkent’te iki yıl Fazıl
Say ve Sanem Berkalp ile piyano, Mahir Çetiz ve İbrahim Yazıcı ile bestecilik ve orkestra
şefliği çalışmaya başlamıştır (Ali, 2006). Bu kanun halen yürürlüktedir, fakat Emrecan Ya-
vuz’dan sonra yasa kapsamına hiç kimse alınmamıştır (Bakioğlu & Levent, 2013).
Üstün yetenekli çocuklar için “özel statü” yönetmeliği. Üstün yetenekli çocukların
Devlet Konservatuarı’nda yoğun ve hızlı bir müzik eğitimi görmeleri için Ankara Devlet
Konservatuarı eğitimcilerinden Mithat Fenmen ve İlhan Baran öncülüğünde hazırlanan
özel statü yönetmeliği taslağı, 1976 yılında Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmıştır. Bu
statü ile kendi alanlarında konservatuarın yüksek bölümünü bitirerek yurt dışına giden
öğrenciler olmuştur. Bu statüden ilk olarak yararlananlar; Oya Ünler, Burçin Büke ve Cihat
Aşkın olmuştur. 1982-1983 eğitim-öğretim yılında “özel statü” kapsamından yararlanan
üstün yetenekli öğrenciler; Fazıl Say (piyano), Muhittin Dürrüoğlu (piyano), Şölen Dikener
(viyolonsel), Yeşim Alkaya (piyano), Çağlayan Ünal (viyolonsel), Ertan Torgul (keman) ve
Özgür Balkıs (keman) 1986-1987 yılları arasında mezun olmuşlardır (Tunçdemir, 1996). Eği-
timlerini tamamlayan sanatçılarımız; akademisyen, konser sanatçısı, orkestra şefi, ulusal ve
uluslararası yarışmalarda jüri üyesi olarak hizmet vermişlerdir. Ayrıca bu sanatçılar ülke-
mizde müzik kültürünün oluşması ve gelişmesinde önemli katkılar sağlamışlardır (Maba
& Sakar, 2015).
Üstün yetenek, doğuştan gelen bir özellik olup okul öncesi dönemde hatta bebeklik döne-
minde çocuğun davranışlarında, öğrenme hızında, yüksek düzeydeki motivasyonunda,
yaratıcılığında, farklı düzeydeki üretkenliğinde kendini gösterir. Üstün yeteneğe sahip
olan çocukların yeteneklerinin biçimlendiği alanlar farklı olup bu çocukların eğitiminde
özel eğitim ortamları gerekmektedir. Bu alanlar sanat ortamları, sosyal alanlar, bilimsel
alanlar, teknik alanlar olarak ayrılabilir (Malkoç, 2004, s. 170). Sanat alanında üstün yete-
Levent ve Çelik Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocuklar
72 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
nekli çocukların eğitiminde maddi kaynakların sağlanması için devlet desteğine ihtiyaç du-
yulmaktadır. Bu araştırma, sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitiminin devlet ta-
rafından desteklenmesine ilişkin sanatçıların görüşlerini inceleme amacıyla yapılmıştır.
Yöntem
Araştırmanın Modeli
Bu araştırma, sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitiminin devlet tarafından destek-
lenmesine ilişkin sanatçıların görüşlerini incelemek amacıyla nitel araştırma desenlerinden ol-
gubilim deseninde yapılmıştır. Olgubilim araştırmalarında, araştırmacıların odaklandığı te-
mel nokta, bir olgu ile ilgili katılımcı bireylerin belli bir kavram ya da olgu ile ilgili yaşanmış
deneyimlerinin belirlenmesidir. Başka bir ifadeyle olgubilim araştırmaları, kişilerin deneyim-
lerini sadece bir olgu ile sınırlamakta; ne deneyimledikleri ve nasıl deneyimledikleri üzerine
odaklanmaktadır (Creswell, 2007, s. 57-58). Bu araştırmada incelenen olgu ise sanat alanında
üstün yetenekli çocukların eğitiminin devlet tarafından desteklenmesidir.
Çalışma Grubu
Olgubilim araştırmalarında veri kaynakları, araştırmanın odaklandığı olguyu yaşayan ve bu
olguyu dışa vurabilecek ya da yansıtabilecek bireyler ya da gruplardır (Yıldırım ve Şimşek,
2005, s. 74). Bu araştırma deseninde; ele alınan olgu açısından eğer kişilerin deneyimleri onlar
için bir anlam ifade ediyorsa, olgubilim araştırmasını yürüten araştırmacılar bu anlamı bizzat
gidip direk olarak tecrübe sahibinden almak durumundadır (Güler, Halıcıoğlu & Taşğın, 2013,
s. 234). Bu çalışmada, görüşme yapılan katılımcıların üstün yeteneği komisyonca belirlenen ve
sanat eğitimlerinin desteklenmesine ilişkin ilgili yasal düzenlemelerden faydalanmış olması
ölçüt olarak belirlenmiştir. Buna göre araştırmanın çalışma grubu, bu ölçüte uyan ve ulaşıla-
bilen sanatçılardan oluşmuştur. Tablo 1’de çalışma grubundaki sanatçılarla ilgili kişisel bilgi-
lere yer verilmiştir.
Tablo 1. Çalışma Grubundaki Sanatçılarla İlgili Kişisel Bilgiler
Katılımcı Cinsiyet Branş Faydalandığı Yasal Düzenleme
İdil Biret Kadın Piyano 6660 Sayılı Kanun
Suna Kan Kadın Keman 6660 Sayılı Kanun
Gülsin Onay Kadın Piyano 6660 Sayılı Kanun
Hüseyin Sermet Erkek Piyano 6660 Sayılı Kanun
Çağlayan Ünal Sümer Kadın Viyolonsel Özel Statü Yönetmeliği
Tuluyhan Uğurlu Erkek Piyano Özel Statü Yönetmeliği
Emrecan Yavuz Erkek Piyano 6660 Sayılı Kanun
Yeşim Alkaya Yener Kadın Piyano Özel Statü Yönetmeliği
Veri Toplama Aracı ve Verilerin Toplanması
Olgubilim araştırmalarında başlıca veri toplama aracı görüşmedir (Yıldırım & Şimşek, 2005, s.
74). Bu araştırmada veriler, yarı yapılandırılmış görüşme formu ile yüz yüze görüşme ile elde
Levent & Çelik Gifted Children in Art
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 73
edilmiştir. Görüşme formunu oluşturmak için ilgili alanyazın incelenmiş ve sekiz sanatçıyla
görüşmeler yapılmıştır. Görüşme formundaki sorular, alanında uzman iki akademisyenin gö-
rüşleri alındıktan sonra görüşme formuna son hali verilmiştir.
Verilerin Çözümlenmesi ve Değerlendirilmesi
Olgubilim araştırmalarında veri analizi, yaşantıları ve anlamları ortaya çıkarmaya yönelik ola-
rak yapılmaktadır. Bu doğrultuda yapılan içerik analizinde, verilerin kavramsallaştırılması ve
olguyu tanımlayabilecek temalar belirlenmektedir. Sonuçlar betimsel bir anlatım ile sunulur
ve doğrudan alıntılara yer verilir. Bununla birlikte ortaya çıkan temalar ve örüntülere göre
elde edilen bulgular açıklanır ve yorumlanır (Yıldırım & Şimşek, 2005, s. 75).
Bu araştırmada görüşmelerden elde edilen ses kayıtları, dinlendikten sonra yazıya aktarılmış
ve benzer konu başlıkları altında gruplandırılmıştır. Daha sonra katılımcı görüşleri kodlana-
rak analiz işlemi sonucunda kategoriler altına yerleştirilmiştir. Çalışmada görüşme yapılan
katılımcılar toplum içinde tanınan sanatçılar olduğu için, katılımcı ifadeleri kendilerinden izin
alınarak herhangi bir kodlamaya gidilmeden (parantez içinde) isimleriyle birlikte verilmiştir.
Bulgular
Türkiye’de sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitiminin devlet tarafından desteklen-
mesine ilişkin sanatçıların görüşleri “Sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitimi için
devletin sağladığı destekler”, “Sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitiminde karşıla-
şılan sorunlar” ve “Sanat alanında üstün yetenekli çocukların devlet tarafından desteklenme-
sine ilişkin politika önerileri” olmak üzere üç kategori altında toplanmıştır.
1. Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocukların Eğitimi İçin Devletin Sağladığı Des-
tekler
Yapılan görüşmelerde katılımcılardan Suna Kan, Gülsin Onay, Emrecan Yavuz, Tuluyhan
Uğurlu, Hüseyin Sermet ve Yeşim Alkaya Yener’in sanat eğitimleri sırasında devlet tarafından
kendilerine sağlanan desteklerle ilgili olarak aşağıdaki görüşleri bildirmiştir.
“Dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay’a ulaşıldı ve tam da bu durumdaki ve bu yaştaki
çocuklar için düşünülmüş olan ‘Harika Çocuklar Yasası’ fikri ortaya çıktı. Daha sonra
Kültür Bakanlığı Türkiye’nin birçok şehrinden hocalarla bir komisyon oluşturarak Ekim
1998’de Ankara’da oldukça kapsamlı, zor ve saatlerce süren bir sınav düzenledi. Bu sınava
girdikten sonra Şubat 1999’da yasa kapsamında eğitimim başlamış oldu.” (Emrecan Ya-
vuz)
“1948 yılında TBMM’de çıkan 6660 sayılı kanunun ilk ismi İdil Biret-Suna Kan Kanunu
olarak bilinir, yani isme çıkmıştır. Yani ilk başta ikimizi yolladılar. Bu, dünyanın hiçbir
yerinde olmaz. Aslında daha önce görülmemiş bir şey. Çünkü mecliste çıkan özel bir kanun
bu.” (Suna Kan)
Levent ve Çelik Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocuklar
74 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
“5245 sayılı kanun daha sonrasında 6660 sayılı ‘Harika Çocuklar Yasası’na dönüştü. Bu
yasa kapsamında Ankara’da Mithat Fenmen ve Ahmet Saygun ile çalışmalarıma iki yıl
devam ettim.” (Gülsin Onay)
“Harika Çocuklar Sınavı’na ben yedi yaşındayken girdim. Adnan Saygun’un da bulun-
duğu bir jüri tarafından sadece müzik değil, genel kültür olarak da beğenilince sınav birin-
cisi oldum.” (Tuluyhan Uğurlu)
“Üstün yetenekli çocuklar, namı değer İdil Biret Kânunu kapsamında 1968 yılında Paris'e
yollandım. Tüm sanatçı arkadaşlardan ve bizlerden beklenen, Türkiye Cumhuriyeti'nin
gelmiş olduğu ‘muasır medeniyet’ seviyesini yükseltmemiz ve dış dünyaya ispat etmemiz
ihtiyacından kaynaklanan bu kanun çerçevesinde okuma şansına nail oldum.” (Hüseyin
Sermet)
“Hocam rahmetli Profesör Tulga Cetiz, henüz Konservatuara girdiğim ilk yıllarda benim
çok yetenekli olduğumu, çok hızlı ilerlediğimi söylerdi ve her fırsatta solo ve hocamla
birlikte duo piyano konserler verirdik. Hocam, ‘İdil Biret Kanunu’ veya ‘Harika Çocuklar
Kanunu’ yerine, sonraları onun yerine çıkarılan ‘üstün yetenekli çocuklar’ statüsünden
istifade edebilmem için özel bir sınava Fazıl Say, Muhiddin Dürrüoğlu ile birlikte, benim
de katılmamı istemişti. Neticede Jüri üçümüzü de bu statüye layık görmüştü. Ben, kıymetli
hocam Rahmetli Tulga Cetiz’in, Fazıl ve Muhiddin ise yine rahmetli hocamız Kamuran
Gündemir’in öğrencisi olarak çalışmalarımızı sürdürdük. Daha sonra 13 kişilik jüri
önünde 1987 yılında, Cumhuriyet Senfoni Orkestrası’nda verdiğimiz konserler ile
hızlandırılmış eğitim statüsünden mezun olduk.” (Yeşim Alkaya Yener)
Katılımcılardan İdil Biret, Suna Kan, Hüseyin Sermet, Emrecan Yavuz ve Yeşim Alkaya Yener,
sanat alanında üstün yetenekli bireylerin eğitimi için devlet tarafından sağlanan desteklerin
kendilerinin profesyonel kariyerlerine çok önemli katkı yaptığını belirtmişlerdir.
“Ailemin maddi durumu yurt dışında eğitim almamı sağlamaya müsait olmadığından
1948 yılında TBMM tarafından kabul edilen kanun ile devletin sağladığı destek, ailemle
Paris’e gidip o dönemin en değerli hocalarından ders almamı ve Paris Konservatuarı’na
girip mezun olmamı sağladı” (İdil Biret).
“… Benim ailemin imkânı hiçbir zaman olmazdı bu kanun çerçevesinde yurt dışına gitme-
seydim.” (Suna Kan)
“... Devletin bana eğitim için sağladığı destekten dolayı müteşekkir olduğumu bilhassa be-
lirtmekte fayda görüyorum ve ‘devlet sanatçısı’ olmakla iftihar ediyorum.” (Hüseyin Ser-
met)
“Kültür Bakanlığı Ankara’da bize bir miktar burs ve bir lojman tahsis etti, annemle birlikte
Ankara’ya taşındık ve Kamuran Hoca’yla çalışmaya başladım.” (Emrecan Yavuz)
Levent & Çelik Gifted Children in Art
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 75
“Bu desteğin bize sağladığı önemli katkılar bence piyanoda Profesör Tulga Cetiz, armoni
ve kompozisyonda Profesör İlhan Baran’ın bize hoca olarak seçilmeleriydi. İkisinin de Pa-
ris’te ‘Ecole Normal de Musique’ten mezun olmaları bizim için büyük bir şanstı. En büyük
kazancımız, bize Avrupa standartlarında en üst seviyede bir eğitim vermeleriydi.” (Yeşim
Alkaya Yener)
Katılımcılarından Çağlayan Ünal Sümer, Yeşim Alkaya Yener ve Suna Kan, sanat alanında
üstün yetenekli çocukların eğitimi için devlet tarafından yurt dışına yollanmasına ilişkin uy-
gulamadan vazgeçildiğini belirtmiştir.
“Özel statü modeli kapsamında yurt içinde eğitim gördüm ve 1987’de mezun olduğum yıl
Devlet, Özel Statü’de öğrenim gören üstün yetenekli çocuklara verilen yurt dışı bursunu
kaldırdı ve ben yurt dışı eğitiminden faydalanamadım. Bizler bu statüdeki son öğrenciler-
dik.” (Çağlayan Ünal Sümer)
“… Sonrasında üstün yetenekli çocukların yurt dışında öğrenimlerini devam ettirmeleri
kaldırıldı.” (Suna Kan)
“Devlet, ‘İdil Biret Kanunu’nun uygulandığı zaman, küçük öğrenciyi anne ve babasıyla
yurt dışına yolluyordu ve öğrenciler yurt dışında tanınmış müzisyen ve eğitimciler tara-
fından yetiştiriyorlardı. Bütün eğitim masraflarını Devlet karşılıyordu. Biz bu statü’de
sadece seçilen kıymetli Türk hocalarımız tarafından hızlandırılmış bir eğitim görüp, lisans
diploması almıştık. Yurt dışına Devlet tarafından gönderilmemize gerek duyulmadı maa-
lesef.” (Yeşim Alkaya Yener)
2. Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocukların Eğitimlerinde Karşılaşılan Sorunlar
Devletin eğitim desteğinden yararlanan katılımcıların sanat alanında üstün yeteneklilerin eği-
timlerinde karşılaşılan sorunlarla ilgili görüşleri; devletin sanat politikasındaki değişimler,
maddi sorunlar ve politika yapıcıların bakış açısı olmak üzere üç tema altında toplanmıştır.
Devletin sanat politikasındaki değişimler. Katılımcılardan İdil Biret, Suna Kan,
Tuluyhan Uğurlu, Çağlayan Ünal Sümer ve Gülsin Onay, sanat alanında üstün yetenekli ço-
cukların eğitiminde karşılaşılan sorunların devletin sanat politikasındaki değişimlerden kay-
naklandığını belirtmiştir.
“Devlet politikalarında; sanat, sanatçı, kültür, kültürel yaşama verilen öncelikler ve değer-
ler, yıllar içerisinde, yok olma derecesinde azalmıştır. Sadece bu alanlarda değil; bilim ve
bilim insanı yetiştirme konusunda da desteğin azalması nedeniyle ülkemizin değerleri, ye-
teneklerini ve üretkenliklerini başka ülkeler, başka toplumlar için kullanmaya başlamışlar-
dır.” (Çağlayan Ünal Sümer)
“6660 sayılı yasa yaklaşık 25 yıldır işlemiyor, bunun nedeni ülkenin kültür ve sanat poli-
tikalarının değişmiş olmasıdır.” (Gülsin Onay)
Levent ve Çelik Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocuklar
76 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
“Mesela yabancı ülkelerde müzik okullarında biraz yetenekli çocuklar oldu mu onu hemen
konservatuara alıyorlar ve ondan sonra da bu çocuklara burs veriyorlar. Devlet destekle-
mese bile özel şirketler destekliyor. Bankalar gibi. Bizde bu tür destekler artık olmuyor.”
(Suna Kan)
“… Ancak o dönemde Türkiye ekonomisi müsait olmadığı için yurt dışında okumam için
imkân verilmedi. Bu hakkımı dondurup, İstanbul Belediye Konservatuarı’ndaki eğitimim
sonrasında Viyana Müzik Akademisi sınavlarına girdim.” (Tuluyhan Uğurlu)
“Almanya’dan büyük besteci Hindemith 1935-1937 yılları arasında Türkiye’ye gelerek
müzik reformu konusunda raporlar hazırladı ve bazı önerileri uygulamaya konuldu. 1948
kanununu bu büyük reform hareketinin bütünü içinde değerlendirmek gerekir. Zamanla
bu şevk ve heyecan kayboldu. İleri yıllarda yurt dışına gönderilen çocukların bazıları da
istenilen seviyelere gelemedi. Bu arada özel kuruluşlar da eğitim konusuna eğilerek destek
vermeye başladı. 1948 kanunu da giderek uygulanmaz oldu.” (İdil Biret)
Maddi sorunlar. Katılımcılardan Emrecan Yavuz, Suna Kan ve Yeşim Alkaya Yener
yurt dışında eğitimleri sırasında bazı maddi sıkıntılarla karşılaştıklarını belirtmişlerdir.
“Yasadan faydalanırken ciddi sorunlarla karşılaştığımı söyleyemem, ancak karşılaştığım
maddi sorunlar yasanın 2002’de işlemez hale gelmeye başlamasıyla ortaya çıktı. Önce aylık
burs kesildi, ardından kalmakta olduğumuz lojmandan çıkmamız istendi. 2002’den 2003’e,
yani ben ortaokulu bitirene kadar, Ahmet Necdet Sezer’in devreye girmesiyle güç bela an-
cak lojmanda kalabildik.” (Emrecan Yavuz)
“Annem tutumlu bir ev kadınıydı ve akıllı bir kadındı. Öyle çok fazla para sıkıntısı çekme-
dik yani. Çünkü benim o dönem kazandığım yarışmalardaki ödüllerle geçindik annemle.
Ev kirasını da ondan verdik.” (Suna Kan)
“İdil Biret Kanunu kapsamında eğitim görenlere, müzik dışında eğitim görmek istediğinde
her dalda, özel hocalar tarafından eğitim veriliyordu. Ancak bize lisan konusunda aralıklı
ve yetersiz bir eğitim verilmesi çok üzücüydü. Ayrıca mezuniyet sonrası, ileri eğitim için
Avrupa’ya gönderilmeyi beklerken, statünün kaldırılması nedeniyle yurt dışındaki eğiti-
mimizi, ailemin maddi desteği ve kendi imkânlarımızla bulduğumuz burslarla zorlukla ta-
mamlayabildik.” (Yeşim Alkaya Yener)
Yukarıda yer alan katılımcıların görüşlerinden devletin sağladığı maddi desteklerin yetersiz
olduğunu ve bireylerin yurt dışına gittikten sonra maddi açıdan bazı zorluklar yaşadıkları
anlaşılmaktadır. Katılımcılardan Suna Kan’ın yurt dışında eğitimi sırasında maddi sıkıntı çek-
memesinin sebebi, kaldığı ülkede katıldığı yarışmalardan kazandığı para ödülleridir. Suna
Kan, o dönemde kendi kazandığı ödüllerden elde ettiği gelir ile geçinmiştir.
Politika yapıcılarının bakış açısı. Katılımcılardan Tuluyhan Uğurlu, Emrecan Ya-
vuz, Suna Kan ve Yeşim Alkaya Yener devletin sağladığı eğitim desteğinden faydalanırken
Levent & Çelik Gifted Children in Art
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 77
karşılaştıkları sorunlardan birinin de politika yapıcıların bakış açısından kaynaklandığını be-
lirtmişlerdir.
“… Günümüzde bu yasaların çalışmamasının kasıtlı olduğuna inanmıyorum. Bence sorun
sanata ve kültüre bakış açısı ile ilgili.” (Tuluyhan Uğurlu)
“Yasanın 60’larda neden dondurulduğu ayrıca bir araştırma konusudur ancak birinci de-
receden tecrübe ettiğim kadarıyla 2003’te rafa kaldırılışı doğrudan o zamanki iktidarın ide-
olojisiyle ilgilidir. 40 yıldır kullanılmamış olmasından dolayı güncellik sorunları olan ya-
sanın benim zamanımda işletilmesi, ancak bu konuda iyi niyetli bir Kültür Bakanlığı’nın
çabasıyla mümkün oldu. ‘Batılı’ bir sanat dalı olan klasik müziğe devlet tarafından önem
verilmesi, bu alanda kültür yatırımlarının yapılması, kurumların olduğu kadar kişilerin de
desteklenmesi ve sanatçıların çocukluktan itibaren yetiştirilmesinin devletin ideallerinden
biri olması, daha sonraki iktidarların sahip olduğu ideolojinin önceliklerine ters bir düşün-
ceydi, bunun bir yansıması olarak devletin böyle bir işe girmesi gereksiz görüldü. Bu yal-
nızca benim kişisel çıkarımım değil, yasayla ilgili sorun yaşamaya başladığım dönemlerde
birden fazla Kültür Bakanı ve Bakanlık temsilcisiyle bire bir görüşmelerimizde de ‘kendi
müziğimiz varken neden klasik müziğe destek olalım’ gibi ifadelerle açık şekilde dile geti-
rilmiş bir durumdur.” (Emrecan Yavuz)
“Türkiye'nin bir kültür politikası yok, maalesef de hiç olmadı. Bazı kişilerle, kültür bakan-
lığına gelen kişilerle, bireysel çabalarla bir şeyler oluyor. İyi işler de oluyor ama maalesef
hükümetler değişince bazı şeyler de değişiyor.” (Suna Kan)
“Dünyanın her yerinde, üstün yetenekli olduğu anlaşılan çocuklar, Devlet tarafından her
türlü ihtiyacı karşılanarak en iyi imkânlarla yetiştirilir. Hâlbuki Türkiye’mizde bunu bir
‘ayrımcılık’ olarak tanımlayan kişiler olmakta ve bu anlayış bu statüyü baltalamaktadır.
Bu düşünce doğru değildir. Her hastaya aynı tedaviyi uygulayıp, aynı ilacı veremeyeceği-
niz gibi, her çocuğa da, aynı eğitimi sunamazsınız.” (Yeşim Alkaya Yener)
3. Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocukların Eğitimine Yönelik Politika Önerileri
Katılımcıların, sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitimine yönelik politika önerileri;
üstün yetenekli çocukların tespitine yönelik öneriler, üstün yetenekli çocuklara yönelik özel
eğitim önerileri, ilgili yasaların işler durumuna getirilmesi ve devletin sanat eğitimi politika-
larının iyileştirilmesi olarak dört kod altında toplanmıştır.
Sanat alanında üstün yetenekli çocukların tespitine yönelik politika
önerileri. Katılımcılardan İdil Biret, Suna Kan, Çağlayan Ünal Sümer, Gülsin Onay, Yeşim
Alkaya Yener ve Emrecan Yavuz sanat alanında üstün yetenekli çocukların tespitine yönelik
aşağıda yer alan önerilerde bulunmuşlardır.
“Bu alanda önemli olan sanatta yetenekli çocukların tespit edilmesidir. Bu ise genellikle
devletin elindeki imkânlarla olur.” (İdil Biret)
Levent ve Çelik Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocuklar
78 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
“Üstün yetenekli çocukların belirlenmesi için yapılacak eleme sınavları veya testleri (yön-
tem her ne ise), yaygın şekilde, ülkenin her yerinde yapılmalıdır. Büyük şehirlerde zaten
belli oranda imkânlar mevcut. Önemli olan imkânların olmadığı yerlere, devletin ulaşma-
sıdır.” (Gülsin Onay)
“Öncelikle bir çocuğun doğuştan üstün bir yeteneğe sahip olduğunun belirlenmesi çok
önemlidir. Yetenek bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Sadece ortaya çıkarılan beceriler
değil, zekâ ve duygusal zenginlik, yeteneğin tamamlayıcı öğeleri olmalıdır.” (Çağlayan
Ünal Sümer)
“Sanat alanında üstün yetenekli çocukları belirlemek için ilk başta Bilkent’in düzenlediği
turnelerde, çocukları ve gençleri de dinlediler. Doğu’ya gittiler, Orta Anadolu’ya gittiler.
Bir sürü yerden çocukları topladılar getirdiler, Ankara’da Bilkent’te eğitime başladılar.
Birkaç tanesi seçildi yetenekli olarak. Onların bazısını dinledim ben burada. Kültür Bakan-
lığı’nın da böyle bir girişimi olması lazım. Hocalardan yahut doğru dürüst müzisyenlerden
oluşan bir heyet seçilir ve bu heyet seyahate yollanabilir. Bu heyet, Türkiye’nin herhangi
bir bölgesine ya da çeşitli bölgelere gider, oradaki çocukları dinler, yeteneklileri toplarlar
getirirler. Ya İstanbul’da ya Ankara’da bir sene eğitime tabi tutarlar ve bakarlar çocuk bu
eğitime cevap verebiliyor mu? Eğer çocuk bu eğitimi kaldıramıyorsa geri gönderilir.”
(Suna Kan)
“Yetenekli çocuklar çok erken yaşta kendini belli etmektedirler. Yeter ki uzman kişiler, Dev-
let desteğini hak eden çocukları, hiçbir etki altında kalmadan belirlesin. Yani tarafsız bir
jüri tarafından bu çocuklar seçilsinler ve doğuştan üstün yetenekli olarak dünyaya gelmiş
bu çocuklara gereken her türlü imkân Devlet tarafından sağlansın.” (Yeşim Alkaya
Yener)
“Türkiye, yetenekli çocukları erken yaşta tespit etme konusunda çok çabalıyor ancak başa-
rısız oluyor şeklinde düşünülmemeli. Aksine bu kadar genç bir cumhuriyetin hayallerinin
ötesinde bir kariyer yapmış İdil Biret ve Hüseyin Sermet gibi isimleri çıkarmış bir sisteme
sahibiz. Ancak bu sistem işlemez hale getirilmiş. Bence Türkiye’nin yetenek geliştirme po-
litikası, parti politikalarından arındırmalıdır.” (Emrecan Yavuz)
Sanat alanında üstün yetenekli çocuklara yönelik özel eğitim önerileri.
Katılımcılardan Gülsin Onay, Çağlayan Ünal Sümer, Tuluyhan Uğurlu ve Yeşim Alkaya
Yener, sanat alanında üstün yetenekli çocuklara yönelik özel eğitim önerilerinde bulunmuş-
lardır.
“Üstün yetenekli çocukların ve gençlerin özel eğitim alması, özel müfredat ve yeteneklerine
göre tasarlanmış dersler almaları kadar doğal bir şey olamaz. Bildiğimiz kadarıyla gelişmiş
ülkelerde böyle yürüyor işler. Erken yaşlardan itibaren çocukların yeteneklerinin tespit
edilmesi ve uygun şekilde eğitilmeleri için olanaklar sağlanması gerekir… Belki kademeli
Levent & Çelik Gifted Children in Art
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 79
olarak yetenekli çocuklar, öncesinde ülke içindeki konservatuarlarda sonrasında da yurt
dışında eğitime gönderilebilir” (Gülsin Onay)
“Üstün yetenekli öğrencilerin eğitimlerinde önemli olan; yurt içi ve yurt dışında, doğru
kurumlar ve eğiticiler belirlenerek, devlet tarafından maddi destek ve yaşam alanı sağlan-
masıdır.” (Çağlayan Ünal Sümer)
“Müzik yeteneği tüm sanat dallarında olduğu gibi Allah vergisidir. Ancak bu yeteneğe
sahip insanların önüne eğitim imkânları sunulmazsa, yok olur gider.” (Tuluyhan
Uğurlu)
“… Çocuk bazı konularda üstün yetenekli doğmuşsa, değişik hocalarla, farklı bir yakla-
şımla eğitim görmesi sağlanmalıdır. Böylece çocuk ülkesine dünya çapında başarılar geti-
rir. Tıpkı büyük sanatçı, sayın İdil Biret gibi.” (Yeşim Alkaya Yener)
Katılımcılardan Tuluyhan Uğurlu ve Emrecan Yavuz, sanat alanında üstün yetenekli çocukla-
rın eğitiminde nitelikli eğitmen konusuna dikkat çekmiştir.
“Devlet adil olarak bakıp, gerçekten üstün yetenekli çocukları bulup onlara özel bir eğitim
vermeli ama bence hoca bulmak çok önemli. O eğitimi vereceğiniz okullara koyacağınız
hocaların seviyesi nedir? Bunun da düşünülmesi, planlanması gerekiyor.” (Tuluyhan
Uğurlu)
“Türkiye’nin üstün yetenekli çocukların eğitimi konusundaki sorunu, öncelikli olarak eğit-
men ve kültürel ortam sorunudur.” (Emrecan Yavuz)
İlgili yasal düzenlemelerin işler duruma getirilmesi. Katılımcılardan Emrecan Ya-
vuz, Hüseyin Sermet, Çağlayan Ünal Sümer, Gülsin Onay ve Yeşim Alkaya Yener, sanat ala-
nında üstün yetenekli çocukların eğitimlerine yönelik yasal düzenlemelerin yeniden işler du-
ruma getirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
“Günümüzde Devlet destekleri neredeyse çalışmaz durumdadır. Bu çocukların nasıl yetiş-
tirileceği konusunda, var olan yasaların işler hale getirilmesi ve bu yasalarda iyileştirmeler
yapılması önceliklidir.” (Çağlayan Ünal Sümer)
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti, eğer isterse yetenekli çocukların eğitimini harikulade bir
şekilde üstlenebilir, benim zamanımda yasadaki sorunlara rağmen yasanın inisiyatif kul-
lanılarak işletilmesinden görebileceğimiz üzere üstlenebilmiştir de. Yani bu sorunları aş-
mak için aşmak istemek yeterlidir.” (Emrecan Yavuz)
“6660 sayılı yasa, günümüz şartlarına uyarlanarak, devlet ile özel sektörün bu alanda iş-
birliği yapması ile geliştirilebilir ve yeniden işlevselleştirilebilir. Harika Çocuk Yasası’na
sponsor olan ticari kurumlar vergiden muaf tutulabilir.” (Gülsin Onay)
“… Ancak yürürlükte olan ve bazı sebepler yüzünden son senelerde kullanılmayan 6660
Levent ve Çelik Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocuklar
80 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
sayılı kanunda bir takım iyileştirmeler yapılmasının ve ayrıca üzerinde ciddiyetle durul-
ması zamanının geldiğini düşünüyorum.” (Hüseyin Sermet)
“Üstün yetenekli çocukların, ayrı bir eğitime tabi tutulması, çocuklar arasında bir ayrım-
cılık yaratılıyor gibi düşünülmekte. Bu görüş çok gerilerde kalmış bir düşüncedir. Bu sta-
tüye giremeyen çocuklar veya onların akrabalarının bu durumdan gocunduklarını hiç san-
mıyorum. Zamanı geldiğinde onlar da ülkemizdeki bu yetenekli insanlarla iftihar etmekte-
dir. Siz bir Fazıl Say ile iftihar etmiyor musunuz? Özetleyecek olursam üstün yetenekli
çocukların eğitimine devletin destek sağlamasına yönelik yasaların bazı eksikliklerine rağ-
men tekrar işler hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.” (Yeşim Alkaya Yener)
Devletin sanat eğitimi politikalarının iyileştirilmesi. Katılımcılardan İdil Biret,
Suna Kan, Hüseyin Sermet, Gülsin Onay, Tuluyhan Uğurlu ve Yeşim Alkaya Yener devletin
sanat politikalarının iyileştirilmesinin gerektiğini belirtmiştir.
“Tutarlı bir sanat politikasının olması gerektiğini hep savunuyorum. Bazen televizyonda
izliyorum, sporcular, diğer bazı mesleklerin mensupları da tutarlı ve devamlı politikaların
olmamasından şikâyet ediyorlar. Demek ki, ülke olarak bu özel bir hastalığımız.” (Suna
Kan)
“6660 sayılı kanunun hâlâ çok verimli ve faydalı olacağına eminim ama doğru kullanıldığı
takdirde! Yâni Batı'nın katkılarını reddetmeden, onları anlayarak ve kapsayıcı bir şekilde,
sanat eğitimimizi kendi öz kültürümüz ve geleneklerimizle harmanlamayı başarmak mec-
buriyetindeyiz. Aksi takdirde ne ‘Harika’ çocuklarımız, ne de harika olmayanlar bu kördü-
ğümü aşamazlar. Ve 50 yılda gidilecek yol 150 yıl sürer. Konuyu doğru okumak, doğru
teşhis etmek durumundayız. Temeldeki, kökteki sorunu anlamıyorsak, teşhis edemiyorsak,
tedavi de edemeyiz.” (Hüseyin Sermet)
“Üstün yetenekli çocukların desteklenmesi gerekir. Benim çocuk olduğum yıllarda bunu
yapabilecek hatta idrak edebilecek özel kimseler/kuruluşlar yoktu. Bu nedenle devletin des-
teği gerekli idi. Bugün durum farklı olup bu desteği verebilecek özel kuruluş ve vakıflar da
vardır.” (İdil Biret)
“Niyet edilirse, harika çocuklar için ‘harika’ bir hukuki çerçeve çizilebilir. Ülkemiz hem
yetenek hem de bilirkişi anlamında çok zengin. Yapılacak çok iş var. Önemli olan niyet
etmek. Bir şekilde 6660 sayılı yasanın ya da ona benzer bir uygulamanın harekete geçiril-
mesi gerekiyor. Aksi taktirde Ata’mızın dediği gibi, hayat damarlarımızdan birinin kopma
tehlikesi ile karşı karşıya kalacağız.” (Gülsin Onay)
“Ben yasadan çok eğitim sistemimizin değişmesini istiyorum. Yetenekli çocuklar için özel
okulların açılmasının, konservatuarların Türk ve Batı müziği olarak ayrı eğitim vermele-
rini değil, Türk ve Batı müziği eğitiminin birleştirilmelerini istiyorum.” (Tuluyhan
Uğurlu)
Levent & Çelik Gifted Children in Art
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 81
“Sanatsal açıdan üstün vasıfları olan çocukların desteklenmesi hedefi Büyük Önderimiz
Atatürk’ün işaret ettiği gibi, ülkeyi Çağdaş medeniyet seviyesinin en üst mertebesine ulaş-
tırmaktır. Bunu sağlayan ülkelerin itibarı, diğer ülkeler nezdinde daha yüksek olmaktadır.
Bunu gerçekleştirebileceğimiz bir politikanın olması gerek” (Yeşim Alkaya Yener)
Yine katılımcılardan Hüseyin Sermet, Tuluyhan Uğurlu, Emrecan Yavuz ve Çağlayan Ünal
Sümer, sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitimi konusunda ülkemizde verilen sanat
eğitiminde kendi özümüze uygun milli bir politikanın geliştirilememesine dikkat çekmiştir.
“Biz Türk olarak hangi kültürün ve kökenin çocuklarıyız? Batı mı, Doğu mu yoksa ikisi
arasında bir nokta mı? Atatürk’ün muasır medeniyet dediği devirlerde mutlak bir Batı
hâkimiyeti vardı. Ama siyasi ve iktisadi nedenlerden kaynaklanan ve askerî açıdan perçin-
lenen bu hâkimiyet, kültürel ve sanatsal olarak Türkiye ve Türk halkına ne kadar aşinaydı?
Bu sualin üstünde hiç durmadığımız ve devamlı görmezden geldiğimizden dolayı, bir nevî
vasatı, maalesef pek geçemedik. Tabii ki istisnalar var ama istisnalar geneli değiştirmezler!
Kısaca cedlerimiz, atalarımız "Vals", "Tango" veya "Bossa nova" yapmıyorlardı. Mozart
veya Beethoven'den bahsetmiyorum bile. Sorun "Kılıç Kalkan" veya "Mumda Çıra" gibi
kendimize has bir tarza, belli bir zümrenin, burun kıvırması ve reddiyle zuhur etti. Zira
bir tarafta, tamamen Batıcı olmuş ve kraldan fazla kral taraftarı yarı aydın bir zümre ve
diğer tarafta kendi haline bırakılmış aşağılanan ve cahil bırakılan başka bir zümre teşekkül
etti. Ve maalesef genel manada ne beste olarak ne de zihniyet olarak kendimize ait bir üslûp
yaratamadık ve bu temel sorunu aşamadık Türkiye'de! Tek bir misal vermem gerekirse
şunu söyleyebilirim: Çağdaş Bale’nin temel kurallarını ilk saptayan ülke Rönesans esna-
sında İtalya oldu. Rusya aynen Osmanlı İmparatorluğu gibi çağdaşlaşma konusunda çok
zorlandı. Ama bu bale alanında öyle bir seviyeye gelmeyi başardılar ki, neredeyse bale
Rusya ile anılır oldu. Mûsikî konusundaki başarılarından bahsetmiyorum bile. Bizler
hangi sebeplerden dolayı geri kaldık?” (Hüseyin Sermet)
“…Bence Türkiye’nin yetenek geliştirme politikası, parti politikalarından arındırmalıdır.”
(Emrecan Yavuz)
“Viyana bana çok önemli şeyler kattı. En önemlisi de şuydu: Eğitimde mutlaka Avus-
turya’nın yerel müziği üzerine dersler vardı ve hangi ülkeden gelirseniz gelin o dersleri
almak zorundaydınız. Bizde ise konservatuarlarda kendi müziğimiz ve Batı müziği farklı
bölümlerde okutulur. Bu bence bizim en büyük hatalarımızdan birisi. İki tarafta da çok
yetenekli çocuklar var ama birbirlerinden haberleri yok. Bizim çağdaş dünyanın içinde
kendi müziğimizi evrensel boyutlara taşıyamamamızın nedeni de burada yatıyor.” (Tu-
luyhan Uğurlu)
“Ülkemizde yetenekli bireyler belirlenir, desteklenir, eğitilir ve üretken hale getirilebilir.
Bu ‘insan kazanmaktır.’ Öncelikle devlet desteği, bu bireylerin kendi ülkesi için çalışan
bireyler olması için gereklidir. Hiçbir devlet, yurt dışında faydalı olsun diye kendi vatan-
Levent ve Çelik Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocuklar
82 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
daşını desteklemez. Devlet desteği, beyin ya da yetenek göçünü engellemek için vazgeçile-
mez milli bir olgudur.” (Çağlayan Ünal Sümer)
Tartışma, Sonuç ve Öneriler
İnsan gücü kaynağının “üstün yetenekliler” grubu uygarlık seviyesini belirlemede, özellikle
araştırma, geliştirme ve keşfetme yönlerinden, diğer insanlara oranla daha etkin rol oynamak-
tadır (Özoğlu, 2004, s. 387). Bunun yanında üstün yeteneklilerin doğuştan sahip oldukları po-
tansiyellerini kullanabilmelerine imkân verecek, gelişimsel özelliklerine uygun eğitim ortamı
ve öğretim olanaklarından faydalanmalarının sağlanması toplumda hassasiyet gösterilmesi
gereken bir konudur (Levent, 2014, s. 50). Bu durum Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 28. mad-
desinde “taraf devletler, çocuğun eğitim hakkını kabul eder ve çocuğun özelliklerine göre eğitim alma-
sını öngörür” ifadeleri ile açıkça vurgulanmıştır (Levent, 2011, s. 44).
Sanat eğitimi; bireyin yaratıcı güç ve potansiyelini geliştirmek, estetik düşünce ve bilinci ör-
gütlemek açısından önemlidir (Yazar, Aslan ve Şener, 2014). Sanat alanında üstün yetenek,
kaliteli bir eğitimle birleştiğinde, yüksek kalitede sanat eserleri ortaya çıkabileceği gibi bu
eğitimi alan sanatçılar tarafından yetiştirilecek çocuk ve gençler de ileri düzeyde bir eğitim
alma imkânına sahip olabilirler. Bu zincirleme, sanat eğitimi kültürünün oluşturulabilmesi
için gereklidir (Tunçdemir, 2004).
Yeteneğin erken farkedilememesi ve eğitimde gecikme, üstün yeteneğin Tanrı’nın lütfu ya da
ülkenin en zengin doğal kaynağı olarak görülmediği kültürümüzde, bu tür özelliklerin neye
yaradığı, nasıl bir şey olduğu anlaşılamamakta, yeteneklere tanı konulamamakta ve tüm
bunlar yapılsa bile bu noktada bireye ve aileye nasıl yardım eli uzatılacağı bilinmemektedir
(Akarsu, 2001). Cutts ve Moseley’e (2004) göre üstün yetenekli bir çocuğun eğitimi şansa bıra-
kılır ya da bireye özel eğitimde küçük bir zaman dilimi ayrılırsa, onun geri dönülemez kusur-
larla gelişmesine neden olunabilir.
Bu araştırmada sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitiminin devlet tarafından destek-
lenmesine ilişkin bu destekten yararlanan sanatçılarla görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşme-
lerde elde edilen katılımcı görüşleri; “Sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitimi için
devletin sağladığı destekler”, “Sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitiminde karşıla-
şılan sorunlar” ve “Sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitimine yönelik politika öne-
rileri” olmak üzere üç kategori altında toplanmıştır.
Birinci kategoride olan sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitimi için devlet tarafından
sağlanan destekler hakkında katılımcıların çoğu (5/8), sanat eğitimlerinde devletten aldıkları
desteklerin kendilerinin profesyonel kariyerlerine çok önemli katkı yaptığını belirtmişlerdir.
Bu konuda katılımcılardan İdil Biret, “Ailemin maddi durumu yurt dışında eğitim almamı sağla-
maya müsait olmadığından 1948 yılında TBMM tarafından kabul edilen kanun ile devletin sağladığı
destek, ailemle Paris’e gidip o dönemin en değerli hocalarından ders almamı ve Paris Konservatuarı’na
girip mezun olmamı sağladı” demiştir. Yine katılımcılardan Suna Kan “Benim ailemin imkânı hiçbir
zaman olmazdı bu kanun çerçevesinde yurt dışına gitmeseydim.” diyerek aldığı devlet desteğinin
sanat kariyerindeki önemine vurgu yapmıştır. Bu kategori altındaki katılımcıların ifadelerine
göre devlet, eğitim desteği konusunda gereken adımları atmış ve bu konuda belli çalışmalar
Levent & Çelik Gifted Children in Art
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 83
başlatmıştır. Bununla birlikte ülkemizde üstün yetenekli bireylerin yurt dışında gereken eği-
timleri almaları için ilgili yasalar çıkarılmış ve bireylere burs imkânı sağlanmıştır. Ancak bu
konuda atılan adımların devamının gelmemesi ve günümüzde ilgili düzenlemelerin işlevsel-
liğini kaybetmiş olması önemli bir eksiklik olarak değerlendirilebilir.
Sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitiminde karşılaşılan sorunlar kategorisinde katı-
lımcı görüşleri; devletin sanat politikalarındaki değişimler, maddi sorunlar ve politika yapıcı-
larının bakış açısı olmak üzere üç tema altında toplanmıştır. Devlet desteğinden faydalanan
katılımcıların yarısından fazlası (5/8), karşılaşılan sorunların devletin sanat politikasındaki de-
ğişimlerden kaynaklandığını belirtmiştir. Katılımcılardan İdil Biret’in konu ile ilgili görüşleri
dikkat çekicidir: “Almanya’dan büyük besteci Hindemith 1935-1937 yılları arasında Türkiye’ye gele-
rek müzik reformu konusunda raporlar hazırladı ve bazı önerileri uygulamaya konuldu. 1948 kanununu
bu büyük reform hareketinin bütünü içinde değerlendirmek gerekir. Zamanla bu şevk ve heyecan kay-
boldu”. Katılımcılardan Suna Kan, Emrecan Yavuz ve Yeşim Alkaya Yener yurt dışında eği-
timleri sırasında bazı maddi sıkıntılarla karşılaştıklarını belirtmişlerdir. Bu konuda Suna Kan,
yurt dışında kaldıkları süre içinde çok tasarruflu davranmak zorunda kaldıklarını ve yarışma-
lardan elde ettiği ödüllerle geçimlerini sağladıklarını belirtmiştir. Yine bir başka katılımcı Em-
recan Yavuz, kendilerine tahsil edilen lojmandan vaktinden çok önce çıktıklarını, aylık burs-
larının da kesintiye uğratıldığı söylemiştir. Yine katılımcılardan Çağlayan Ünal Sümer, Tuluy-
han Uğurlu, Emrecan Yavuz ve Yeşim Alkaya Yener devletin sağladığı eğitim desteği konu-
sunda yaşanan sorunların politika yapıcıların bakış açısından kaynaklandığını belirtmişlerdir.
Katılımcılardan Yeşim Alkaya Yener, “Dünyanın her yerinde, üstün yetenekli olduğu anlaşılan ço-
cuklar, Devlet tarafından her türlü ihtiyacı karşılanarak en iyi imkânlarla yetiştirilmektedir. Hâlbuki
Türkiye’mizde bunu bir ‘ayrımcılık’ olarak tanımlayan kişiler olmakta ve bu anlayış bu statüyü balta-
lamaktadır. Bu düşünce doğru değildir.” diyerek sanat ve sanat eğitimine ilişkin politika yapıcı-
larının bakış açısına dikkat çekmiştir.
Katılımcıların, sanat alanında üstün yetenekli çocuklara yönelik politika önerileri; üstün yete-
nekli çocukların tespitine yönelik öneriler, üstün yetenekli çocukların eğitimine yönelik öne-
riler, ilgili yasal düzenlemelerin işler durumuna getirilmesi ve devletin sanat politikalarının
iyileştirilmesi olarak dört kod altında toplanmıştır. Katılımcılar, üstün yetenekli çocukların
tespitine yönelik yetenek sınavlarının uygun yöntemlerle yapılmasını ve bu sınavlara ülkenin
her yerindeki çocukların girebilecekleri şekilde yaygınlaştırılması gerektiğini belirtmişlerdir.
Bu konuda katılımcılardan Suna Kan, çocukların seçilmesi amacıyla Anadolu’da bir komisyon
kurularak bu komisyonun yetenekli çocukları sınavla seçmesi ve seçilen çocukların İstanbul
ve Ankara gibi büyük şehirlerde eğitime tabi tutulması yönünde görüş bildirmiştir. Yine katı-
lımcılar, sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitimine yönelik olarak devletin, bu ço-
cukların potansiyellerini geliştirebilmeleri için gerekli olanakları sağlaması gerektiğini vurgu-
lamıştır. Bu konuda katılımcılardan Gülsin Onay “… kademeli olarak yetenekli çocuklar, öncesinde
ülke içindeki konservatuarlarda sonrasında da yurt dışında eğitime gönderilebilir.” şeklinde görüş
bildirmiştir. Ayrıca aynı konuda katılımcılardan Tuluyhan Uğurlu ve Emrecan Yavuz, sanat
alanında üstün yetenekli çocukların eğitiminde nitelikli eğitmenlerin görev alması gerektiğine
dikkat çekmiştir.
Levent ve Çelik Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocuklar
84 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
Yapılan görüşmelerde katılımcıların tamamı, sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğiti-
minin desteklenmesine yönelik yasal düzenlemelerin işler duruma getirilmesi gerektiğini be-
lirtmiştir. Bununla birlikte katılımcılar; yetkililerin yasayı işletme konusunda isteksiz olduk-
larını, yasanın işletilmesi için hiçbir çabanın sarfedilmediğini ifade etmişlerdir. Katılımcılar-
dan Emrecan Yavuz “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, eğer isterse yetenekli çocukların eğitimini hari-
kulade bir şekilde üstlenebilir, benim zamanımda yasadaki sorunlara rağmen yasanın inisiyatif kullanı-
larak işletilmesinden görebileceğimiz üzere üstlenebilmiştir de. Yani bu sorunları aşmak için aşmak is-
temek yeterlidir.” diyerek ilgili yasal düzenlemelerin uygulanmasında yetkililerin istekli ve ka-
rarlı olması gerektiğine işaret etmiştir.
Sanat politikalarının iyileştirilmesine yönelik olarak katılımcıların neredeyse tamamı (7/8),
Türkiye’de devletin işlevsel bir sanat politikasının olmadığını belirtmiştir. Bu konuda katılım-
cılardan Suna Kan’ın “Türkiye'nin bir kültür politikası yok, maalesef de hiç olmadı. Bazı kişilerle,
Kültür Bakanlığına gelen kişilerle, bireysel çabalarla bir şeyler oluyor. İyi işler de oluyor ama maalesef
hükümetler değişince bazı şeyler değişiyor. Tutarlı bir sanat politikasının olması gerektiğini hep savu-
nuyorum.” şeklindeki görüşü dikkat çekicidir. Bununla birlikte katılımcılar, karar vericilerin
ve politika yapıcıların değişimine bağlı olarak yasal düzenlemelerin ve uygulamaların da sü-
rekli değişmesinin, devletin tutarlı ve sürdürülebilir bir sanat politikasının olmamasından
kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir.
Katılımcılardan Hüseyin Sermet, Tuluyhan Uğurlu, Emrecan Yavuz ve Çağlayan Ünal Sümer,
sanat alanında üstün yetenekli çocuklara ülkemizde verilen sanat eğitiminde kendi kültürü-
müze uygun milli bir politikanın geliştirilememiş olmasına dikkat çekmiştir. Katılımcılardan
Tuluyhan Uğurlu, ülkemizde verilen müzik eğitiminde batı müziği ve Türk müziği arasındaki
çizginin keskin bir şekilde ayrıldığını, farklı kültürlerin müzik eğitimini alan bireylerin birbi-
rinden kendi kültürlerinden haberdar olmadıklarını ve bu durumun da kendi kültürlerine ya-
bancılaşmaya zemin hazırladığını ifade etmiştir.
Erdoğan’a (2008) göre ülkemizde sanat politikalarını belirleyecek bir birim bulunmamaktadır
ve konuya dair en önemli eksiklik, devletin bir sanat politikasının olmamasıdır. Zira belirli bir
sanat politikası olmadan, hedefler için çalışma yapılması mümkün değildir. Bu çalışmada elde
edilen bulgular bu görüşü destekler niteliktedir. Buna göre devletin, her siyasi parti döne-
minde değişikliklere tabi tutulmayacak şekilde ülke ölçekli ve sürdürülebilir milli bir sanat
politikasına sahip olması gerektiği söylenebilir. Bu bağlamda sanat politikaları siyasetten arın-
dırılmalı ve ülkemizin hazinelerinden biri sayılan üstün yetenekli bireylere sağlanan destekler
sekteye uğratılmamalıdır.
Bu araştırmada elde edilen bulgular doğrultusunda sanat alanında üstün yetenekli çocukların
eğitiminde devlet desteğine yönelik 6660 sayılı Kanun’a ve özel statü yönetmeliğine yeniden
işlevsellik kazandırılması gerektiği söylenebilir. Bunun yanında bu yasal düzenlemeler farklı
sanat alanlarındaki üstün yetenekli bireylerin tanılanması, eğitimi ve istihdamı konularında
çağın koşullarına uygun olacak şekilde revize edilebilir.
Sanat alanında üstün yetenekli çocukların eğitimi, maddi kaynak gerektiren bir süreçtir, bu
nedenle bu çocukların eğitiminde maddi kaynakların sağlanması için devlet desteğine ihtiyaç
Levent & Çelik Gifted Children in Art
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 85
duyulmaktadır. Bu bağlamda eğitim masrafları için maddi kaynakların sağlanmasına yönelik
olarak devlet teşvikiyle özel sektörden yardım alınabilir ve çeşitli sponsorlar bulunarak maddi
destekler verilebilir. Örneğin üstün yetenekli çocuklara eğitim desteği sağlayan özel şirketle-
rin vergilerden muaf tutulması sağlanabilir.
Beyin ve yetenek göçü, sanat alanında üstün yeteneklilerin eğitiminin önünde ve arkasındaki
en büyük engellerden biridir. Bu tehlike karşısında alınabilecek tedbirlerin başında, sanat ala-
nında üstün yetenekli çocukların küçük yaşlarda tespit edilmesi ve öne çıkan yetenek alanla-
rında eğitim almasının sağlanmasının geldiği söylenebilir. Bu noktada ülkemizde, sanat ala-
nındaki üstün yetenekli bireylerin eğitimleri ve istihdam edilmeleri konusunda Milli Eğitim
Bakanlığı ve Kültür Bakanlığınca sivil toplum kuruluşları, yazılı ve görsel medya ile iş dün-
yasından temsilcilerin katılacağı bir çalıştay düzenlenebilir.
Ülke çapında sanat alanında üstün yetenekli çocukların tespit edilmesi için devletin görevlen-
direceği bir komisyon, çeşitli merkezi il ve ilçelerini gezerek yetenekli çocukların seçimi ile
ilgili çalışmalar yapabilir. Ayrıca doğumdan yükseköğretimin sonuna kadar olan süreçte, sa-
nat alanında üstün yetenekli bireylerin takibinin yapılması için milli bir sanat merkezi oluştu-
rulabilir. Bu merkez, sanat alanında üstün yeteneklilere yönelik ülke ölçekli stratejik bilgi üret-
mek, bilimsel araştırmaları desteklemek ve değerlendirmek görevlerini yerine getirebilir.
Kaynakça
Akarsu, F. (2001). Üstün yetenekli çocuklar, Ankara: Eduser Yayınları.
Akkanat, H. (2004). “Üstün veya özel yetenekliler”, (Ed.: M. R. Şirin, A. Kulaksızoğlu ve A.E.
Bilgili), Üstün yetenekli çocuklar seçilmiş makaleler kitabı (ss. 172-181), İstanbul: Çocuk Vakfı
Yayınları.
Ali, F. (2006). “Harika çocuk artık Viyana’da”, Milliyet Gazetesi. Erişim adresi: http://www.mil-
liyet.com.tr/harika-cocuk-artik-viyana-da-pembenar-detay-kultursanat-533071/
Bakioğlu, A. & Levent, F. (2013). Üstün yeteneklilerin eğitiminde Türkiye için öneriler. Üstün
Yetenekli Eğitimi Araştırmaları Dergisi, 1(1), 33-45.
Bozdağ, L. (2015). Çağdaş sanat ve siyaset dönüşümüne yeniden bakmak politikanın estetize
hali. Eğitim Bilim Toplum, 13(52), 94-127.
Clark, B. (2015). Üstün zekâlı olarak büyümek, Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Coşkun, B. (2007). Görsel sanatlarda üstün yetenekli çocukların eğitimi ile ilgili öğretmen görüşleri ve
değerlendirmesi (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Creswell, J. W. (2007). Qualitative inquiry and research design: Choosing among five approaches (2nd
ed.). Thousand Oaks, CA: Sage.
Cutts, N. E. & Moseley, N. (2004). Üstün zekâlı ve yetenekli çocukların eğitimi. İstanbul: Özgür
Yayınları.
Çatalbaş, S. G. & Koç, N. (2016). Demokrat Parti dönemi kültür politikaları (1950-1960). Türk-
İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 11(22), 227-246.
Çitil, M. (2009). Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar Türkiye’de özel eğitim (1923-2007). (Ya-
yınlanmamış yüksek lisans tezi), Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Enç, M. (2005). Üstün beyin gücü. 2. Baskı, Ankara: Gündüz Eğitim ve Yayıncılık.
Erdoğan, G. (2008). Sosyal devlette sanat ve sanatçının korunması, TBB Dergisi, 74, 191-225.
Ersoy, Ö. & Avcı, N. (2004). Üstün zekalı ve özel yetenekli çocuklar. M. R. Şirin, A. Kulaksı-
zoğlu & A.E. Bilgili (Ed.), Üstün yetenekli çocuklar seçilmiş makaleler kitabı (ss. 195-201),
Levent ve Çelik Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocuklar
86 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
Güler, A., Halıcıoğlu, M. B. & Taşğın, S. (2013). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri, An-
kara: Seçkin Yayıncılık.
İpşiroğlu, N. (1998). Sanattan güncel yaşama. İstanbul: Pan Yayınları.
Kahramankaptan, Ş. (1998). İsmet İnönü ve harika çocuklar. Ankara: Ümit Yayınları.
Levent, F. (2011). Üstün yetenekli çocukların hakları. İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
Levent, F. (2014). Üstün yetenekli çocukları anlamak (3. Baskı), Ankara: Nobel Akademik Yayın-
cılık.
Lowenfeld, V. (1957). Creative and mental growth (3rd ed.). New York: Macmillan.
Maba, A. & Sakar, M. H. (2015). Türkiye’de müziksel alanda üstün yetenekli bireylerin eğitim-
lerine genel bir bakış. Uluslararası Eğitim Bilimleri Dergisi, 2(2), 110-121.
Malkoç, T. (2004). Üstün yetenekli çocuklar ve müzik eğitimi. A. Kulaksızoğlu, A. E. Bilgili, &
M. R. Şirin (Ed), Üstün yetenekli çocuklar bildiriler kitabı (ss. 169-177), İstanbul: Çocuk Vakfı
Yayınları.
MEB Tebliğler Dergisi. (2007). Bilim ve Sanat Merkezi Yönergesi. Sayı: 2593.
Oreck, B. A., Owen, S. V. & Baum, S. M. (2003). Validity, reliability, and equity issues in an
observational talent assessment process in the performing arts, Journal for the Education
of the Gifted, 27(1), 62-94.
Özoğlu, Ç. S. (2004). Üstün yetenekli öğrencileri araştırmaya yöneltme ve psikolojik danışma
sorunları. M. R. Şirin, A. Kulaksızoğlu & A. E. Bilgili (Ed.). Üstün yetenekli çocuklar seçil-
miş makaleler kitabı (ss. 387-389). İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
Passow, A. H. & Rudnitski, R. A. (1993). State policies regarding education of the gifted as reflected
in legislation and regulation. Storrs, CT: National Research Center on the Gifted and Ta-
lented.
Sak, U. (2010). Üstün zekâlılar: özellikleri tanılanmaları eğitimleri. Ankara: Vize Yayıncılık.
San, İ. (1979). Sanatsal yaratma ve çocukta yaratıcılık. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayın-
ları.
Tunçdemir, İ. (1996). Çoksesli müzik alanındaki kadın devlet sanatçılarımız (Yayınlanmamış yük-
sek lisans tezi). A. Ü. Sosyal Bil. Ens. Güzel Sanatlar Eğitimi, Ankara.
Tunçdemir, İ. (2004). Çoksesli müzikte ‘Harika Çocuk Kanunu’nun Türk müzik kültürüne et-
kisi: İdil Biret-Suna Kan örneği. XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı Bildiriler Kitabı,
İnönü Üniversitesi, Malatya.
Ünver, E. (2002). Sanat eğitimi. (1. Baskı). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Winner, E. & Martino, G. (2003). Artistic giftedness. In N. Colangelo, G. A. Davis (Eds.), Hand-
book of gifted education (pp. 335–349). Boston: Allyn & Bacon.
Yazar, T., Aslan, T. & Şener, S. (2014). Sanat eğitimi sorunu olarak ülkemizde ilk ve orta öğre-
tim kurumlarında sanat eğitimine olan ilgisizlik sebepleri. Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Dergisi, 33(2), 593-605.
Yıldırım, A. & Şimşek, H. (2005). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri. Ankara: Seçkin Ya-
yıncılık.
Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi Turkish Journal of Giftedness and Education
2017, Cilt 7, Sayı 2, 87-109 2017, Volume 7, Issue 2, 87-109
1Correspondence Author, Res. Asst., Amasya University, Amasya, Turkey; nese_ktl @hotmail.com 2Phd student, Amasya University, Amasya, Turkey 3Prof. Dr., Amasya University, Amasya, Turkey.
©Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi/Turkish Journal of Giftedness & Education
ISSN 2146-3832, http://www.tuzed.org
______________________________________________________Teachers’ Views about the
Education of Gifted Students in
Regular Classrooms
Üstün Yetenekli Öğrencilerin
Normal Sınıflarda Eğitimine İlişkin
Öğretmen Görüşleri
Neşe Kutlu Abu1, Çiğdem Akkanat2 & Murat Gökdere3
Abstract The purpose of this study was to investigate
classroom teachers’ views about the education
of gifted students in regular classrooms. The
sample of the study is composed of ten prima-
ry school teachers working in the city of
Amasya and had gifted students in their clas-
ses. In the present study, phenomenological
research design was used. Data was collected
through semi-structured interviews and ana-
lyzed descriptively in the QSR N-Vivo package
program. The findings showed that teachers
did not believe a need for differentiating cur-
riculum for gifted students; rather they ex-
pressed that regular curriculum was enough
for gifted students. Based on the findings, it is
clear that teachers need training both on the
need of differentiated education for gifted stu-
dents and strategies and approaches about
how to educate gifted students. Teachers’ atti-
tudes towards gifted students in regular class-
rooms should be investigated so that teachers’
unsupportive beliefs about differentiation for
gifted students also influence their attitudes
towards gifted students.
Keywords: gifted students, regular classroom,
teacher perceptions
Öz Bu çalışmanın amacı, Bilim ve Sanat Merkezi-
ne devam eden öğrencilerin normal sınıflarda
eğitiminin sınıf öğretmenleri bakış açısıyla de-
ğerlendirilmesini yapmaktır. Araştırmanın ça-
lışma grubunu Amasya ilinde görev yapan ve
sınıfında üstün yetenekli öğrencisi bulunan on
sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada
nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim de-
seni kullanılmıştır. Veriler yarı yapılandırılmış
görüşmelerle toplanmış ve QSR N-Vivo paket
programında betimsel olarak analiz edilmiştir.
Araştırma sonucunda, sınıf öğretmenlerinin
üstün yeteneklilerin eğitiminde herhangi bir
farklılaştırma yapılmasının gereksiz olduğunu
ve var olan müfredatın üstün yetenekli öğren-
ciler için yeterli olduğunu düşündükleri ortaya
çıkmıştır. Öğretmenlere üstün yetenekli öğren-
cilerin eğitimi ile ilgili olumsuz tutum ve
inançlarının giderilmesi hususunda hizmet içi
eğitimler verilerek farkındalık düzeyi artırıla-
bilir. İleriki çalışmalarda, sınıf öğretmenlerinin
derslerdeki uygulamaları ve üstün yetenekli
öğrencilerle etkileşimleri gözlemlenebilir.
Anahtar Sözcükler: üstün yetenekli öğrenciler,
normal sınıf, öğretmen algıları
Introduction
When giftedness is examined in a conceptual framework, it can be clearly seen that the defi-
nition of this concept shows differences from society to society, from time to time and person
to person (Sak, 2013). In the Marland Report (1972), giftedness was expressed as individuals
who have a high level of performance in one or more fields such as general mental ability,
special academic ability, creative and productive thinking, performance based arts, or psy-
chomotor ability. Renzulli (2016), on the other hand, defines giftedness as a combination of
Kutlu Abu, Akkanat ve Gökdere Normal Sınıflarda Üstün Zekalılar Eğitimi
88 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
ability, creative thinking, and task responsibility. In some of the definitions made, the indi-
vidual characteristics of giftedness are portrayed and environmental factors are emphasized.
In some other definitions, it is noted that giftedness is influenced by cultural values and so-
cial politics (Trail, 2011). A study on the definitions of giftedness over the past fifteen years
was made by Carman (2013). In this study, it was revealed that the definition of giftedness is
more related to intelligence in most research, and in some research there are definitions
based on the methods of diagnosis. It has also been found that in most studies there are no
detailed descriptions of student groups who are recognized as gifted (Carman, 2013).
In general terms, characteristics of gifted children differ not only from the cognitive aspects
of their peers but also from social and emotional characteristics. Ethical judgements of some
gifted students are more developed than their peers (Hökelekli & Gündüz, 2004), and their
inner appearance and emotional awareness can be higher than their peers (Ward, 1985). Gift-
ed students may experience some social and emotional problems due to complexities of their
thoughts and densities of emotions. Examples of social and emotional problems of these
children include the difficulties to develop friendship relations such as being friendly or the
weakness of social skills (Özbay & Palancı, 2011, Ogurlu & Yaman, 2010). In addition to these
social and emotional problems, some undesirable behaviours of gifted students can be ob-
served. In the classroom, teachers play a major role in eliminating negative behaviours that
students are exposed to, in supporting gifted students to work with their peers in a compati-
ble and productive way and in developing their social skills. Sezer (2015), who studied views
of teachers about the negative behaviour and management of gifted students in the class-
room, specified that the negative behaviours displayed by gifted students in the class envi-
ronment appeared to disturb the learning environment and that the teachers resorted to
methods of supporting and sanctioning them.
Teachers with gifted students in their classrooms need to teach them according to their indi-
vidual characteristics. Teachers should have a deep knowledge of the models, strategies and
techniques used in the education of these students. When the relevant literature is examined,
it is revealed that special education is not necessary for the gifted and it is thought that giv-
ing a different training to gifted students will not be advisable for equality of opportunities
(Gökdere & Ayvacı, 2004).
VanTassel-Baska and Stambaugh (2005) reported negative teacher attitudes as one of the
biggest hurdles to providing a suitable education for gifted students. It was also suggested
by Eyre and Geake (as cited in Geake & Gross, 2008) that negative teacher attitudes prevent
professional development and cause inappropriate differentiation for these children. Akar
and Şengil Akar (2012) pointed out that teachers did not have enough knowledge about the
gifted students. Tortop (2014) argued that prospective teachers are at a level of instability in
their attitudes towards education of gifted students. In Ekinci's (2002) study of primary
school students in terms of teachers' perceptions of the availability of gifted education, most
of the teachers indicated that there was no education for these children and that they did not
Kutlu Abu, Akkanat & Gökdere Gifted Education in Normal Classrooms
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 89
do any special application for their development. Şahin and Çetinkaya (2015) found that
primary school teachers who were trained in the identification of gifted students were more
effective and productive. However, in their study of prospective teachers' attitudes towards
the education of gifted students, Metin, Şenol and İnce (2017) found significant differences in
favor of primary school teachers who did not take courses on mainstreaming education upon
comparing the primary school teachers who did and did not receive such courses. Therefore,
even being trained in this area may be inadequate in some cases to positively affect attitudes
positively. Certainly, teacher attitudes, perceptions and beliefs are crucial in revealing the
gifted students’ multifaceted interests and different talents, or in developing their potentials
and social skills.
The Science and Art Centres (BILSEM) were established in our country in 1990s by the Min-
istry of National Education to meet specialised educational needs of the gifted students
(Gökdere, Küçük & Çepni, 2003). Through BILSEM, gifted students are educated at times af-
ter school in many provinces. Studies on how these institutions operate show that, despite
some problems (Keskin, Samancı & Aydın, 2013), they are close to realizing their targets as
an institution. Yumuş and Topbaş (2011), for example, examined the proper functioning of
these institutions through their teacher's views and determined that these teachers had the
opinion that they did enough to make the cognitive and affective development of the stu-
dents. It is quite clear that the numbers of these institutions are increasing with each passing
day and that the education in these centres must be supported with different applications. In
this context, besides the education given in the centres of science and arts, supportive educa-
tion studies including the gifted students in regular schools are carried out (MoNE, 2012). In
this increasingly widespread practice, the main purpose is to provide special education ser-
vices for the students with certain disabilities, or gifted students by providing special tools
and educational materials for them. Tortop and Dinçer (2016) examined the views of teachers
on this practice and determined that the in-service trainings of teachers who provided train-
ing to gifted students in supportive classrooms were inadequate and that the training mate-
rials were insufficient, but still they were pleased with the application.
When the national literature is examined, it is striking that there are few studies on the atti-
tudes, perceptions and beliefs of teachers who work in regular schools and in BILSEM on
education of the gifted students, and most of these studies are carried out with a quantitative
methodology. In a study by Kunt (2012), it was found that science teachers have uncertain at-
titudes toward the education of gifted students. In a study examining teachers' views on
supportive education teacher applications, it was stated that teachers may be in the opinion
that it is not possible to allocate extra time to these students (Bedur, Bilgiç & Taşlıdere, 2015).
Consequently, no study on the attitudes and perceptions of primary school teachers towards
the education of gifted students in primary schools could be found.
Given that the desired success in the programs launched for the gifted children in Turkey is
not achieved and the related laws cannot be utilized sufficiently (Özmen & Kömürlü, 2013),
Kutlu Abu, Akkanat ve Gökdere Normal Sınıflarda Üstün Zekalılar Eğitimi
90 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
the perceptions of the primary school teachers regarding the training of the gifted students in
the regular classrooms are of great importance because primary school teachers are those
with the best understanding capability of students throughout the primary school period,
apart from parents. It is believed that primary school teachers' attitudes and beliefs about
gifted students' education in regular classrooms (such as family, special educators, gifted
and talented specialists and cooperating with other psychologists) will affect teachers' rela-
tionships with other components of the teaching process and thus the efficiency of the teach-
ing process. It is considered that this study will contribute to the related literature in terms of
examining, evaluating and presenting the present situation of the training of the gifted in the
regular classrooms in a specific perspective of the teacher.
The aim of the study in this direction is to evaluate the education of the students attending
BILSEM in regular classroom environments and who are recognized as being gifted by the
Ministry of National Education from the point of view of the primary school teachers.
Method
Study Design
Phenomenological design as a type of qualitative research methodologies was used in this
present study to examine the views of primary school teachers of gifted students with differ-
ent characteristics. The objective of phenomenological design is to find out and interpret per-
ceptions and perspectives of a person or people towards a specific phenomenon (Creswell,
1998).
Study Group
The study group consisted of 10 primary school teachers working in Amasya City (6 women
and 4 men) who had gifted students in their classrooms. Since the teachers participating in
the study were required to have at least one gifted student, criterion sampling method was
used to determine the participants. Six of the teachers had bachelor’s degree while four had
master’s degree. Four of the teachers had 11-15 years of experience and 4 of them had 21 year
or more experience. One teacher had 16 to 20 year of experience and one teacher 1 to 5 year
of experience. T1, T2, T3, T4, T5 were between the age of 30-39. T7, T8 and T10 were between
the age of 40-49. T6 and T9 were over 50 years old. T1, T6, T7, T8, T9, T10 teachers partici-
pated in a seminar or in-service training in the education of the gifted but T2, T3, T4, T5
teachers had no training about gifted education. Majority of the teachers participating in a
seminar or in-service training program reported that they participated the seminars orga-
nized by the Ministry of Education or Counseling and Research Centers. However, teachers
stated that these seminars included too much theoretical knowledge, and were short termed
and were not very efficient. The subjects they considered themselves as the least competent
are English, Social and Science disciplines. The subjects they considered themselves as the
most competent are Turkish and Mathematics. Table 1 include the teachers’ self-assessments
Kutlu Abu, Akkanat & Gökdere Gifted Education in Normal Classrooms
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 91
about the level of knowledge on special teaching methods and techniques in the education of
the gifted.
Table 1. Teachers’ Self-Assessments about the Level of Knowledge on Special Teaching Methods and
Techniques in the Education of the Gifted
Teachers Methods and techniques used
Insufficient T1,T2,T3,T4,T5,T7,T8,T9 Brain storming, problem solving
Moderate T6 Brain storming, drama, visuals, question answer, re-
porting
Sufficient T10 States as sufficient but does not mention any methods
or techniques
Data Collection Tool and Application
To collect data, a semi-structured interview form was developed by the researchers. A de-
tailed literature review was conducted while preparing the semi-structured interview form
and interview questions were prepared in line with the aim of the study. The views of a field
expert on the education of the gifted were taken in order to ensure whether these questions
were suitable for the objective of the study. The field expert studies on the gifted education
teachers. In addition, two teachers’ views were taken about whether the questions were
comprehensible or not. After the necessary regulations were made, the interview questions
were finalized.
Before the interviews, permissions were taken from the Ministry of National Education. In
the study, face-to-face interviews were made with the ten teachers. Voice records were taken
from the teachers who gave permission to voice records being taken, while written records
were taken from the teachers who did not give permission to voice records being taken.
Data Analysis
The data obtained from the study were coded in QSR N-Vivo package program by using de-
scriptive analysis. The consistency percentage of the themes and codes was found to be 0,78
by the researchers.
Results
The interviews with the teachers were coded as T1, T2, T3, and the like. Question 1: When
the teacher views on question "Do you think that the individual, social and academic needs
of students attending BILSEM are met in regular classrooms? Why?” were analyzed, it was
found that 7 teachers thought that regular classrooms did not satisfy the individual, social
and academic needs of gifted students. Figure 1 gives the codes that regular classrooms do
not meet the individual, social and academic needs of gifted students.
When Figure 1 is examined, it can be seen that the seven teachers thought regular classrooms
did not satisfy the needs of gifted students because the learning speed of gifted children
Kutlu Abu, Akkanat ve Gökdere Normal Sınıflarda Üstün Zekalılar Eğitimi
92 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
were not taken into consideration in these classrooms.
Figure 1. Primary school teachers’ views about reasons why gifted students’ needs are not
satisfied in regular classrooms
Moreover, most of the teachers thought different activities were not made for gifted students.
Below are the teachers’ views about the codes under this theme.
"I think that individual, academic and social needs of gifted children are not satisfied in
regular classrooms because Ministry of National Education program is common for stu-
dents of all cognitive levels. I have a gifted child in my classroom. Unfortunately, we are
trying to teach in accordance with a common curriculum. This student is sometimes
bored in the classroom and I can realize that some subjects are easy for him.”(T2)
"...when we think about the level of National Education schools, the gifts of many stu-
dents are wasted in the classroom. They are bored in the classroom because of the easy in-
struction. They are even alienated from school. However, since the levels of students in
private schools are already above a specific level, maybe the students can find a competi-
tive environment for themselves.” (T4)
"Classrooms do not meet the needs of these students. They need to be educated individu-
ally in BILSEM. They have problems when they are in traditional classroom environ-
ment; as a result, it becomes a problem for them. We cannot deal with them individually.
Thus, we cannot contribute to their academic developments. There is no supplementary
practice for them in regular classrooms in terms of their social developments. We can con-
tribute to interaction with each other or only being with their peers.” (T6)
Kutlu Abu, Akkanat & Gökdere Gifted Education in Normal Classrooms
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 93
"I think that even if we can meet their academic needs in regular classrooms, we cannot
claim that we satisfy their individual needs. With children like themselves, they can be
better and they can develop themselves more. We cannot do practices for the interests and
characteristics of each one. We cannot give different programs to each one. They were not
socially excluded; however, they had difficulties in communicating with the other chil-
dren. Thus, I can say that we cannot meet their social needs, either.” (T9)
"We cannot meet their needs. The Ministry of National Education should need to devise
education platforms for gifted children in each school at specific times during the week.
Not only nothing is done for the individual and social development of these children, but
also they are not taught academically in line with their learning speed. Classrooms should
be organized according the nature of the subjects like chemistry classroom and physics
classroom, where they can do researches and spend their time. These classrooms should
have a different program where these students can develop their upper level abilities and
creativity. These students’ leadership abilities should be developed. They should be given
counselling services. They should spend more time with children like themselves.” (T10)
The results showed that three teachers thought that academic, social and individual needs of
gifted students were satisfied in regular classrooms. They thought that the students’ needs
were met since they had the opportunity to express themselves in the classroom and since
they actively participated in the lesson. T8 said the following about these expressions:
"I think that all their needs are met. Schools have everything they need and they are free
to reach these whenever they need. If their needs were not met, their parents would con-
sider private schools as alternatives.”
Question 2: The results of the question “Do the students attending BILSEM in your class-
room ask for different resources from their peers?” are given in Table 2.
Table 2. The Views of Primary School Teachers about Gifted Students in their Classrooms
Gifted students do not ask for different resources Gifted students ask for different resources
T1, T7, T8, T9 T2, T3, T4, T5, T6, T10
When Table 2 is analyzed, it can be seen that 6 of the teachers stated that students attending
BILSEM asked for resources different from their peers. 6 teachers reported that gifted stu-
dents asked for question banks about the subjects and they asked for resources for different
learning activities.
Kutlu Abu, Akkanat ve Gökdere Normal Sınıflarda Üstün Zekalılar Eğitimi
94 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
Figure 2. The codes of the primary school teacher’s responses related to the second question
For example, T5 said: "Yes, they do. After the text book is taught, they want questions from different
resources as homework". 4 teachers in the study group reported that gifted students did not ask
for different resources. When they were asked about the reason of this, they stated that gifted
students did not ask for resources because the activities and lessons at BILSEM seemed to be
enough for them (T7), gifted students were not outgoing about asking for something (T8),
they did not realize which resources they needed because they were young (T9). Teachers’
responses to the question are given below.
“They did not ask for anything. The activities and lessons at BILSEM seem to be enough
for them. We use the same resources in lessons in the classroom. They did not ask for any
extra resources so far.“ (T9)
“I have one gifted student in my classroom right now. He does not ask for any resources.
My gifted students in the past did not ask for such things, either. They are curious chil-
dren, they show that they are different; however, I cannot say that they are outgoing
about asking for things.” (T7)
Question 3. The views of teachers to the question “Do you have any problems in finding re-
sources (books, materials, lesson activities) suitable for the grades of your students attending
BILSEM?” are given in Figure 3.
Kutlu Abu, Akkanat & Gökdere Gifted Education in Normal Classrooms
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 95
Figure 3. Primary school teachers’ views about finding resources (books, materials, lesson ac-
tivities) suitable for the levels of students attending BILSEM
8 of the teachers in the study reported that they did not have any problems finding resources
(books, materials or lesson activities) suitable for the levels of students attending BILSEM
(T2, T3, T4, T5, T6, T7, T9 and T10). The teachers stated that most of the resources were pro-
vided by the families and the textbooks of students attending upper classes were used when
necessary. Some teachers stated that there were resources but for some lessons it was diffi-
cult to find resources suitable for their level. T6 reported that he did not have any problems
finding resources since there were lots of test books suitable for the ages and levels of gifted
students.
“I did not have any problems. I requested my friends who own bookshop and they were
provided in a short time. I did not have any problems since the books found were mostly
test books. There are lots of books suitable for their ages and levels.” (T6)
T8 stated that he could not find resources suitable for the levels of students attending
BILSEM because the classrooms were crowded and there was a problem of time.
"I cannot say that I use materials suitable for the level of my gifted student. I prefer the
materials I use to appeal to all the students in some way because we have time problem.
Classrooms are crowded " (T8)
"I do not have any problems because there is no need for resources suitable for our stu-
dents attending BILSEM. These children learn anyway." (T1)
Figure 4 are given teachers’ views about finding resources (books, materials, lesson activi-
ties) suitable for the levels of students attending BILSEM.
Kutlu Abu, Akkanat ve Gökdere Normal Sınıflarda Üstün Zekalılar Eğitimi
96 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
Figure 4. Primary school teachers’ views about finding resources (books, materials, lesson ac-
tivities) suitable for the levels of students attending BILSEM
Question 4: Teachers’ views on the question “Are there any special preparations that you
make before the lesson for your students attending BILSEM? If yes, what are these prepara-
tions? How much time do you allocate to these preparations?” are given in Table 3.
Table 3. Primary School Teachers’ Preparations for Gifted Students before Classes
Makes prepara-
tions before the
lesson (T6)
I have some special preparations. I bring slides, visuals, encyclopedia or different books.
The time I spend for these preparations depends on the kind of the activity. Generally, it
takes 1-1.5 hours but sometimes it can take 2-3 hours to prepare a presentation. (T6)
Does not make
preparations be-
fore the lesson
(T1,T2,T3,T4,T5,
T7,T8,T9,T10)
I don’t allocate any time to prepare extra subject for the student attending BILSEM be-
cause I think that the education he gets and the time he spends in there is enough. (T1)
I don’t make special preparations before the lesson. (T2)
I don’t make special preparations before the lesson for students attending BILSEM. (T3)
I don’t make any such preparations because I don’t do anything special in class for that
student. In the classroom, the lessons are generally taught in line with the students’ level.
I just provide support as additional resources for the student attending BILSEM. Other
students perceive this differently when I make a different activity with this student. It
causes some students to feel bad. Thus, it is better to deal with these students outside the
classroom. (T4)
I don’t make special preparations. We continue with the curriculum. (T5)
I did not have to make any special preparations because students who go to BILSEM are
good at understanding. There are some studies we conduct for low-level students. Those
attending BILSEM do not require special preparations since they can learn easily. (T7)
I don’t make special preparations before the lesson for these students. I organize lessons
and materials according to normal level. (T8)
I can allocate time for guidance; however, I can’t say it is enough because it is only during
breaks. Gifted students do not need this. (T9)
I don’t make special preparations for gifted students since I think about the class as a
whole. I don’t have the opportunity or time to do this. I think ministry should plan these.
(T10)
When Table 3 is analyzed, it can be seen that one of the teachers reported that he made prep-
Kutlu Abu, Akkanat & Gökdere Gifted Education in Normal Classrooms
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 97
arations about gifted students before the lesson while 9 reported that they did not make any
preparations.
Question 5: The findings of the question “Can you allocate time for guiding and advising
your students attending BILSEM apart from regular classroom hours in school guidance ser-
vices? Do you think that this time is enough? Why?” are given in Table 4.
Table 4. Time Allocated by Teachers for Gifted Students
Does not/cannot
allocate time
(T1, T4, T5, T6,
T7, T9, T10)
I don’t allocate any time because I think that the education he gets and the time he spends at
BILSEM is enough. (T1)
I can’t say that I can allocate too much time. (T4)
We can’t allocate enough time, but we take care of extra situations. (T5)
They come to me in the breaks to ask questions or just to talk. However, this is not enough
because it is just the break. Regular education is not enough for them. They need more de-
tailed teaching with more contact. (T6)
Unfortunately, we don’t have too much time for students attending BILSEM. In the class-
room, we have to deal with all the students and their problems. We don’t have enough time
to deal with all of them one by one. This time may not be enough. When they have very big
problems, I make them see the school counsellor. What I can do is generally very limited.
(T7)
I can allocate time for counselling but I cannot say that it is enough since it is only in the
break times. I can’t deal with them especially in class individually. Actually, they don’t
need this because they are gifted. (T9)
These students sometimes need support. Especially, they can have communication prob-
lems. On such occasions, I take deal with them in breaks. However, this is not enough since
it is a limited time. (T10)
Allocates time
(T2, T3, T8)
Of course, I do. I think it is enough. (T2)
At study times in our school, we solve different kinds of questions. (T3)
Sometimes he comes to me to talk outside classroom hours. Sometimes he comes in the break
times to ask some questions. We discuss the subjects he cannot understand for 10-15
minutes. Considering that we cannot allocate so much time to each student in general, I
think the time I allocate for him is enough. (T8)
Question 6: The findings of the question “Do you think that being labeled as gifted influence
students in your class who attend BILSEM? How does this influence them? How is this re-
flected in the classroom?” are given in Table 5.
Kutlu Abu, Akkanat ve Gökdere Normal Sınıflarda Üstün Zekalılar Eğitimi
98 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
Table 5. Primary School Teachers’ Views on Labelling
Influenced
Families of the students attending BILSEM are very happy. Thus, if they over reflect this pride
on the child, the child can have too many expectations. Similarly, if the teachers take the credit
for these children’s success and reflect this on the student, the student may not be able to pull
these expectations up. I try not to reflect this on the students in my class. (T10)
Is not
influenced
.....we are not influenced. (T1)
There is no big influence because there are students better than the chosen ones. Thus, they are
not on the forefront in our classroom. (T2)
No, they don’t consider themselves as gifted right now. (T3)
This is not discussing in the classroom. (T5)
Their attending BILSEM did not influence them much because I did not mention this. I did not
want them to feel different from or superior to their friends. (T8)
They were not influenced negatively. They were not spoilt. Sometimes they shared the things
they learned there with their friends. They did not act different. (T9)
Somehow
influenced
I don’t think that he is too influenced. Like I mentioned before, attending BILSEM and being
gifted does not show that the student has to be interested in every lesson. While the student is
very good at some lessons, he may not be as successful in some lessons the other students are
good at. Thus, students do not think that he will always be good. Passive and unsuccessful chil-
dren and those who are not self-confident develop a different complex against the student at-
tending BILSEM. These types of students commonly have the thought that he knows every-
thing and that he is successful in everything. (T4)
Yes, being labeled as gifted causes the students attending BILSEM to consider themselves spe-
cial or better than other students at first. This changes a while later. (T6)
Question 7: The findings of the question “What do you think are the factors (working, socio-
economic level, etc) that influence the learning levels of the students attending BILSEM?” are
given in Figure 5.
Kutlu Abu, Akkanat & Gökdere Gifted Education in Normal Classrooms
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 99
Figure 5. The codes of primary school teachers’ views on the factors that influence the stu-
dents’ learning levels
Question 8: The findings of the question “Do your students attending BILSEM ask questions
outside the curriculum unlike their peers? Do you think that you can answer these questions
enough?” are given in Table 6.
Table 6. Primary School Teachers’ Views on Gifted Students’ Questions
Sometimes I have
difficulties in an-
swering the ques-
tions of gifted
students
Yes, sometimes there are questions I have difficulties in answering. For example, in the
subject of solid, liquid and gas, the student asked whether a matter I never heard of before
was solid or liquid or gas. I had difficulty in answering this question. Even if I answered
whether it was solid, liquid or gas, I’m sure the questions more complicated would follow.
(T3)
He has questions and I sometimes have difficulties in answering them but I try not to re-
flect this on the student. (T7)
He does. Sometimes I have difficulties in answering them. At those times, I say ‘let me re-
search for this question, then I’ll give you the answer’ and I try to tell the answer after re-
searching for it. Sometimes I get help from my friends working in middle school or high
school. (T8)
They do, and I have difficulties. Sometimes we referred to branch teachers. If we could not
find the answer, we searched for the answer. (T9)
Kutlu Abu, Akkanat ve Gökdere Normal Sınıflarda Üstün Zekalılar Eğitimi
100 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
Table 6 (continued). Primary School Teachers’ Views on Gifted Students’ Questions
I think that I can
answer
sufficiently.
Yes, sometimes they do. If the questions they ask are questions that may confuse their
friends, I prefer to answer them during the break. Sometimes the questions they ask can be
more enlightening. Then, I elaborate on the question and answer the question he asked. I
think that I’m sufficient. (T4)
The students ask too many questions outside the curriculum. I think that I can answer
sufficiently. When I have difficulties, I say come and let’s research together. We go to the
computer room together and research together there or I lead the student to answer the
question. (T6)
They do. There is nothing for them in the curriculum. Thus, sometimes they push us. The
teacher must have a quick wit because these students like to put the teacher in a position of
not being able to answer. The teachers who use their logic well can deal with this. I think
that I answer sufficiently. If I don’ know the correct answer to the question, I try to re-
search for the correct answer for the next day and tell them the answer. (T10)
They don’t ask questions outside the curriculum. (T2)
Question 9: When the primary school teachers’ answers to the question “Do your students
attending BILSEM take part in regular classroom activities enough?” were analyzed, it was
found that 9 of the teachers stated that the students attending BILSEM took enough part in
classroom activities.
The teachers who stated that participation was in the form of question and answer think that
gifted students participate in the lesson more than normal students because they are too self-
confident (T3, T5, T6, T10), because their verbal skills are more developed (T2, T8), and be-
cause they are more intelligent and practical (T1, T7, T9). T4 stated that the participation of
students attending BILSEM differed according to their interests by saying:
“Depends on their interests. They participate in some lessons more while they do not par-
ticipate in some at all. In such situations, you should intervene, make the student get up,
ask him questions and attract the student’s attention.”
Question 10: The views of teachers to the question “Do you make changes in the teaching
program for the students attending BILSEM? If you do, what kind of changes do you do? If
you don’t, why not?” are given in Figure 6.
Kutlu Abu, Akkanat & Gökdere Gifted Education in Normal Classrooms
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 101
Figure 6. Primary school teachers’ views on making changes while applying the teaching
program for students attending BILSEM
A great majority of the teachers in study group think that changes are not made during the
teaching program because Ministry of National Education program should be applied for all
children, gifted children are already good, small in number and do not need a different edu-
cation. T4 reported that he did not make any changes since there was no curriculum devel-
oped for gifted children. Teachers’ responses to the question are given below.
"No, I don’t because there is one student in the classroom attending BILSEM. Because an
additional resource is not followed and because the student is not perfect about every sub-
ject, there is no need to make changes in the teaching program.” (T4)
"I never changed the program, I did not feel the need to. I believe that it will be something
like breaking the child off the classroom. Even if we want to, we do not have the chance to
apply different programs to everyone in our classrooms.” (T6)
“I do not make any changes during the program because the time is not enough. There are
different students in the classroom. I generally teach at a moderate level.”(T7)
"I do not make any changes during the program. I teach according to the general level.
There are other students like him in the classroom, however, I do not see big changes.
There are hardworking students in the classroom who get higher marks than him in the
exams. His thought system, dreams and approach are different. Thus, I think that I do not
need to make any changes in the program.” (T8)
"I do not make any changes during the program. I just make them study on different
questions. For maths, I give them some questions upper classes can solve to answer at
home. I give them different experiments to conduct at home and report the results for sci-
Kutlu Abu, Akkanat ve Gökdere Normal Sınıflarda Üstün Zekalılar Eğitimi
102 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
ence lesson; however, I have many inclusive students in the classroom. I do not have extra
time for the students attending BILSEM. Thus, I can’t make additions to the program in
the classroom.” (T9)
"I can’t make changes because other students in the classroom will be ineffective then.
Students attending BILSEM can as well learn things by themselves. Thus, I lead them to
learn by themselves.” (T10)
Question 11: Findings related to the responses of the “What do you think is the most im-
portant problem about the education of the gifted? Ratings from the most important (5) to
the least important (1) are given in Table 7.
Table 7. Problems Rated by Teachers Related to the Education for Gifted Students
T1 T2 T3 T4 T5 T6 T7 T8 T9 T10 Total
Identification 2 5 5 5 5 3 2 1 4 4 36
Education process 4 1 2 3 1 1 4 2 1 1 20
Curriculum and teaching techniques 3 4 3 1 - 4 5 5 3 3 36
Teacher training 5 - 4 - - 5 3 4 5 2 28
Counseling 1 - 1 2 - 2 1 3 2 5 17
Question 12: The findings of the question “When all of the above problem areas are consid-
ered, what kind of suggestions can you make for the solution of the problems in the educa-
tion of the gifted?” are given in below.
Primary school teacher’s views on suggestions to solve the problems encountered in the edu-
cation of gifted students;
Primary school teachers who receive education about the gifted should teach these
children.
Primary school teachers should be informed about gifted students.
Experts should make diagnoses with more reliable diagnostic tools.
Counseling services should give the necessary service about gifted students.
A separate group can be formed for gifted students.
Curriculum should be developed for gifted students.
Special schools should be opened for gifted students.
Flexible study program should be prepared for gifted students.
Families should be educated.
A gifted education teacher can teach gifted students in the class.
Discussion, Conclusion and Suggestions
In the research, primary school teachers stated that the common education curriculum does
not satisfy the academic, social and individual needs of the gifted students. As a reason for
these ideas, they generally refer to the gifted students’ speed of learning, the level differences
Kutlu Abu, Akkanat & Gökdere Gifted Education in Normal Classrooms
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 103
in the class and the inadequacy of class activities. In the literature, there are supporting re-
searches about this finding, which have been carried out on the primary school teachers and
the students (Kahveci & Akgül, 2014, Bedur, Bilgiç & Taşlıdere, 2015, Kaya, 2015). Primary
school teachers generally perceive themselves as inadequate in Science, Social Sciences and
English. The reason for these perceptions may be primary school teachers' knowledge and at-
titudes towards these lessons. As a matter of fact, many researchers have found that they
have attitudes and knowledge levels which are influenced by different factors related to
these subjects (Genç & Kaya, 2011; Türkmen, 2008, Hamurcu, 2006). Primary school teachers
stated that gifted students are not sufficiently pushing because of their small age and that
they are not in the demand for resources due to the lack of such needs. Undoubtedly, prima-
ry school teachers have important tasks in this regard. It is supposed that, when primary
school teachers help students improve their research skills in the resources they need for
their own learning, they will be better able to design what they need and will be able to re-
quest more consistent resources.
When gifted students in their classes want new sources to study, some teachers stated that
they have problems in finding suitable ones for their levels. Some mentioned that they do
not use a particular source, and as a justification for this situation, it was expressed that the
classes are crowded and that there is not enough time. In addition, it was found that partici-
pant teachers in the survey generally do not have special preparations for gifted students.
While only one of the interviewed teachers stated having made a special preparation, the
other teachers stated that they did not have any special preparations for these students.
These teachers touched on the fact that the time left is sufficient, that these learners easily
learn and that there are no special needs and that there is no time and opportunity for such
preparation. This may be due to the inadequacies of the teachers in preparing individual
training plans for the students.
Tike Bafra and Kargın (2009) found that primary school teachers' self-efficacy for preparing
an individual training plan was low. Bedur, Bilgiç and Taşlıdere (2015) found that 36% of the
teachers who provide supportive education services to gifted students have difficulty in pre-
paring the Individual Training Plan (ITP), 19% do not know how to prepare the ITP and 5%
could not get support in this issue. In a way that overlaps with teacher's ideas, researches in
the literature have also findings that support this research. Talas, Talas and Sönmez (2013)
have examined the problems that gifted students have experienced in school. Gifted students
have complaints that teachers are indifferent, that they are bored because they do not have
time for them, that the teaching materials are inadequate, and that school administrators are
also indifferent. Another reason is that teachers may have negative perceptions and attitudes
towards gifted students, which is found in many researches (Kunt, 2012; Tortop, 2014). This
is in line with the findings of teachers in our research.
Kutlu Abu, Akkanat ve Gökdere Normal Sınıflarda Üstün Zekalılar Eğitimi
104 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
In our research, primary school teachers stated that the education given at BILSEM was suf-
ficient and that they could not spend enough time on these children because of their high
class density. When the relevant literature is examined, it has been pointed out that in some
countries various activities have been carried out together with teachers for the integration of
gifted students. Educators need to explore the sources of curriculum for gifted students to
gain experience in enrichment-acceleration activities. The resources include high-level read-
ing skills, a senior-level curriculum, and staff who can assist content experts in a given peri-
od (VanTassel-Baska, 2005). According to VanTassel-Baska, primary school-level educators
should be engaged in finding appropriate sources at a higher level in the discussion topics
appropriate for their age. First, it is necessary for them to spend time to find these sources
and help the students in using these. Often educators believe that gifted students have the
skills necessary to use appropriate sources and that they do not need to be able to learn the
sources independently or with any external support. Such beliefs are often misbeliefs (Van-
Tassel-Baska & Stambaugh, 2005). Even if gifted students learn to work independently, if
they do not need to communicate with the teacher while fulfilling their responsibilities, then
educators should reconsider revaluating difficulty of the tasks, and complex tasks from more
in-depth and more different sources should be given.
In the related literature, it has been mentioned that the majority of teacher and teacher can-
didates do not receive the necessary training and support concerning gifted students
(Westberg et al., 1993; Westberg & Daoust, 2004). Furthermore, it has been noted that the cre-
ation of higher-level questions, enhancement of interrogative and critical thinking, imple-
mentation of diagnostic learning and pre-assessment, problem-based learning, and interdis-
ciplinary connections are not typically used for gifted students (VanTassel-Baska & Stam-
baugh, 2005). It has been shown that when pedagogical models and strategies at the top level
are used by educators, a significant increase in the success of gifted students occurs (VanTas-
sel-Baska, Bass, Reis, Poland, & Avery, 1998; VanTassel-Baska, Zuo, Avery, & Little, 2002).
Therefore, there is a continuing need for modelling and training of relevant pedagogical
skills in a specific discipline or disciplines; including how and when the educators will im-
plement different strategies.
Most of the primary school teachers expressed the problem of having time to give guidance
to their gifted students. In general, the problem they are addressing is about time. Primary
school teachers have difficulty in allocating time for these students. However, it is stated in
the literature that these students need intensive guidance. In his study, Akar (2010) examined
the guidance needs of gifted students from the perspective of their parents and teachers at
the Centre of Science and Arts, and revealed the gifted students’ needs for academic and so-
cial guidance services. As a matter of fact, Saranlı and Metin (2012) stated that many social-
emotional problems such as stress, depression, perfectionism, social isolation and suicide
that gifted people can experience are observed in them.
Reflections of the labelling of gifted students to them and to other students in the classroom
Kutlu Abu, Akkanat & Gökdere Gifted Education in Normal Classrooms
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 105
have been examined in the survey. While labelling can have positive effects on children, such
as self-confidence and self-esteem increase, increase in social contribution, and positive envi-
ronmental expectation; it can also have negative effects as social exclusion, unrealistic self-
esteem, anxiety about respectability, excessive environmental expectations and the develop-
ment of adult child behaviour (Sak, 2013). There is no doubt that teachers and parents have
important duties in taking measures to prevent these negative effects in the classroom set-
ting. Teachers should pay particular attention to the possible adverse effects of the gifted la-
bel, but not only to pupils’ interaction with their friends, but also to whether the emotions
and expectations of adults in this regard have changed or not (Moulton, Moulton, House-
wright & Bailey, 1998).
There are many factors that affect learning of gifted students according to the participant
teachers. These are intelligence, psychological perceptions, family, study conditions, envi-
ronment, friendship, interest and needs of students, socio-economic status, inability to man-
age school, teacher and time. Although giftedness and failure may seem like distant con-
cepts, the unexpected failure is one of the risks that a majority of gifted students experience
(Neihart, Reis, Robinson & Moon, 2002). In this context, it is very important for primary
school teachers to be aware of the risk of failure in gifted students, to be aware of the signs of
failure early, to take action against the facilitating factors in cooperation with the parents and
the school administration, and to intervene in the process when necessary.
Another situation that emerged in the survey is the difficulties primary school teachers expe-
rience in addressing questions posed by gifted students. Some of the teachers stated that they
had a difficulty in answering the questions they were asked by gifted students, while others
had problems in this regard, and had to get help from teachers in other branches. A large
majority of teachers participating in the survey stated that they did not make any changes in
curriculum when teaching gifted students. They expressed that they were involved in this
action because of the limitedness of time, the lack of willingness to make changes according
to only one student in the classroom, and because of these students’ abilities of learning in-
dividually. When teachers go through changes in curriculum or teaching, they tend to focus
their efforts on students who have a learning disability in the classroom, with the belief that
gifted students do not need differentiation (Brighton, Hertberg, Callahan, Tomlinson &
Moon, 2005). Underlying this belief, there is a fairly widespread misconception among
teachers about gifted students being able to learn on their own (Bain, Bliss, Choate & Brown,
2007). Moon, Tomlinson, and Callahan (1995) reported in their study with middle school
teachers, that, as they did not see any reason, 50% of teachers did not differentiate according
to students’ readiness, interest, or learning profile. Westberg, Archambalult, Dobyns and
Slavin (1993) found that 84% of 3th and 4th grades in America did not undergo any educa-
tional or curricular differentiation in their learning experiences. Another reason may be that
teachers see current workloads or differentiation as extra loads. As a matter of fact,
Endepohls-Ulpe and Thömmes (2014) stated that German primary school teachers have no
Kutlu Abu, Akkanat ve Gökdere Normal Sınıflarda Üstün Zekalılar Eğitimi
106 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
clear judgement on how to apply this information at school, despite the fact that they have a
positive hold on gifted students and adequate knowledge, and they found a negative correla-
tion between the workload of teachers and the frequency of using differentiation strategies in
their classes. When it comes to students, there is research supporting this finding in the liter-
ature. Kahveci and Akgül (2014) found that gifted students' perceptions of the differentiation
of lessons decreased as the class level increased. There is also a decrease in their perception
of positive classroom climate and their finding the lessons challenging as the class level in-
creases.
In our research, it was found that the school administration supported the primary school
teachers in activities like excursions. In order to be able to identify what gifted and special
education students need in an inclusive and self-sufficient environment, school administra-
tors must be able to identify and understand the practices necessary for effective teaching to
these students (Boscardin, 2005).
Primary school teachers have stated that the most important problem encountered in the ed-
ucation of the gifted is the recognition. Some cases have been discussed in the literature. Zor-
lu, Kahraman and Tanrıkulu (2016) presented a phenomenon in which giftedness was mis-
takenly regarded as attention deficit and hyperactivity disorder. Tarhan and Kılıç (2014) em-
phasized the necessity of using the data obtained from different sources in the determination
of the gifted students and pay attention to the fact that the tests used in the diagnosis and the
non-test methods are current, valid, reliable and useful.
In our study, some situations related to the perceptions and attitudes of the primary school
teachers who have students who are continuing to Centre of Science and Art in addition to
their classes have been revealed and the teachers' solution suggestions have been presented.
In our research, we only use primary school teacher views as a source of data, and the ab-
sence of in-class observations, which is among the major limitations of the research, and as it
is a qualitative study, its generalisability is low. Although the findings obtained in our study
are not generalizable, it reflects on what we actually experience about the education of gifted
students in schools.
Future research may refer to in-class observations to explore these problems in more depth.
In order to reach the findings on this topic in general terms, quantitative methodological re-
searches can be carried out with a comprehensive population that can sample primary school
teachers in Turkey. In-service trainings can be given to the primary school teachers so that
the misbeliefs about the education of the gifted students can be eliminated.
References
Akar, İ. (2010). İlköğretim kademesindeki üstün yetenekli öğrencilerin rehberlik gereksinimlerinin
ebeveynlerin ve öğretmenlerin görüşlerine dayalı olarak belirlenmesi. (Unpublished master’s
thesis). Anadolu University, Eskişehir, Turkey.
Kutlu Abu, Akkanat & Gökdere Gifted Education in Normal Classrooms
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 107
Akar, İ. & Şengil-Akar, Ş. (2012). Primary school in-service teachers’ perceptions of gifted-
ness, Kastamonu Education Journal, 20(2), 423-436.
Bain, S. K., Bliss, S. L., Choate, S. M., & Brown, K. S. (2007). Serving children who are gifted:
Perceptions of undergraduates planning to become teachers. Journal for the Education of
the Gifted, 30, 450-478.
Bedur, S., Bilgiç, N. & Taşdere, E. (2015). An evaluation of educational support for students
with special abilities. Journal of the Hasan Ali Yücel Faculty of Education, 23, 221-242.
Boscardin, M. L. (2005). The administrative role in transforming secondary schools to sup-
port inclusive evidence based practices. American Secondary Education, 33(3), 21-32.
Brighton, C., Hertberg, H., Callahan, C., Tomlinson, C., & Moon, T. (2005). The feasibility of
high-end learning in academically diverse middle schools (Research Monograph No. 05210).
Storrs, CT: National Research Center on the Gifted and Talented.
Carman, C. A. (2013). Comparing apples and oranges: Fifteen years of definitions of gifted-
ness in research. Journal of Advanced Academics, 24(1), 52-70.
Creswell, J. W. (1998). Qualitative inquiry and research design: choosing among five traditions.
Thousand Oaks, CA: Sage.
Ekinci, A. (2002). İlköğretim okullarının üstün yetenekli çocukların eğitimine elverişlilik düzeyi ile
ilgili öğretmen görüşlerinin değerlendirilmesi. (Unpublished master’s thesis). University of
Dicle, Diyarbakır, Turkey.
Endepohls-Ulpe, M., & Thömmes, N. (2014). Chances and limitations of implementing
measures of differentiation for gifted children in primary schools: The teachers’ part.
Turkish Journal of Giftedness and Education, 4(1), 24-36.
Genç, G. & Kaya, A. (2011). Sınıf öğretmeni adaylarının yabancı dil derslerine yönelik tu-
tumları ile yabancı dil akademik başarıları arasındaki ilişki. Balıkesir University Journal
of Social Sciences Institute, 14(26), 19-30.
Geake, J. G. & Gross, U. M. (2008). Teachers’ negative affect toward academically gifted stu-
dents: An evolutionary psychological study. Gifted Child Quarterly, 52(3), 217-231.
Gökdere, M. & Ayvacı, H. Ş. (2004). Sınıf öğretmenlerinin üstün yetenekli çocuklar ve özel-
likleri ile ilgili bilgi seviyelerinin belirlenmesi. Journal of the Ondokuz Mayıs Faculty of
Education, 18, 17-26.
Gökdere, M., Küçük, M., & Çepni, S. (2003). Gifted science education in Turkey: Gifted
teachers’ selection, perspectives and needs. Asia-Pacific Forum on Science Learning and
Teaching, 4(2), 5.
Hamurcu, H. (2006). Sınıf öğretmeni adaylarının fen öğretimine yönelik öz-yeterlik inançları.
Eurasian Journal of Educational Research, 24, 112-122.
Hökelekli, H., & Gündüz, T. (2004). Üstün yetenekli çocukların karakter özellikleri ve değerler
eğitimi. I. Türkiye Üstün Yetenekli Çocuklar Kongresi, İstanbul, Turkey.
Kahveci, N. G. & Akgül, S. (2014). Gifted and talented students’ perceptions on their school-
ing: A survey study. Gifted & Talented International, 29(1), 79-91.
Kaya, F. (2015). Teachers’ conceptions of giftedness and special needs of gifted students. Edu-
cation and Science, 40(177), 59-74.
Keskin, M. Ö., Samancı, N. K. & Aydın, S. (2013). Bilim ve sanat merkezleri: mevcut du-
rumları, sorunları ve çözüm önerileri. Journal of Gifted Education Research, 1(2), 78-96.
Kunt, K. (2012). Fen ve teknoloji öğretmenlerinin üstün yeteneklilik ve üstün yetenekli eğitimi ile
ilgili görüşlerinin incelenmesi. (Unpublished master’s thesis). University of Bülent Ecevit,
Zonguldak, Turkey.
Marland, S. P. (1972). Education of the gifted and talented. Report to the Congress of the United
Kutlu Abu, Akkanat ve Gökdere Normal Sınıflarda Üstün Zekalılar Eğitimi
108 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
States by the U.S. Commissioner of Education and background papers submitted to the
U.S. Office of Education.
Ministry of National Education (MoNE). (2012). Özel eğitim hizmetleri yönetmeliği. Ankara:
Ministery of National Education and Head Council of Turkish Education and Morality.
Retrieved April 5, 2017, from
https://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2012_10/10111226_ozel_egitim_hizmetleri_
yonetmeligi_son.pdf.
Metin, N., Şenol, F. B. & İnce, E. (2017). Öğretmen adaylarının üstün yetenekli çocukların
eğitimine yönelik tutumlarının belirlenmesi. Journal of Theoretical Educational Science,
10(1). 95-116.
Moon, T. R., Tomlinson, C. A., & Callahan, C. M. (1995). Academic diversity in the middle school:
Results of a national survey of middle school administrators and teachers [Research Mono-
graph 95124]. Charlottesville: University of Virginia, National Research Center on the
Gifted and Talented.
Moulton, P., Moulton, M., Housewright, M. & Bailey, K. (1998). Gifted and talented: Explor-
ing the positive and negative aspects of labeling. Roeper Review, 21, 153-154.
Neihart, M., Reis, S.M., Robinson, N.M., & Moon, S.M. (Eds.). (2002). The social and emotional
development of gifted children: What do we know? Waco, Texas: Prufrock Press, Inc.
Ogurlu, Ü. & Yaman, Y. (2010). Üstün zekâlı/yetenekli çocuklar ve iletişim. Pamukkale Univer-
sity Journal of Education, 28, 213-223.
Özbay, Y. & Palancı, M. (2011). Üstün yetenekli çocuk ve ergenlerin psikososyal özellikleri,
The Journal of SAU Education Faculty, 22, 89-108.
Özmen, F. & Kömürlü, F. (2013). Türkiye’de üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin eğitimine
ilişkin politika ve uygulamalar. Inonu University Journal of the Faculty of Education, 14(2),
35-56.
Renzulli, J. S. (2016). The three-ring conception of giftedness. A developmental model for
promoting creative productivity In S. M. Reis (Ed.). Reflections on gifted education (pp.
55-86). Waco, TX: Prufrock Press.
Saranlı, A. G. & Metin, N. (2012). Üstün yetenekli çocuklarda gözlenen sosyal-duygusal so-
runlar. Ankara University Journal of Faculty of Educational Sciences, 45(1), 139-163.
Sak, U. (2013). Üstün zekalılar: özellikleri, tanılanmaları, eğitimleri (3th Edition). Ankara: Vize
Press.
Sezer, Ş. (2015). Teacher opinion related to disruptive behaviours of gifted students in class-
room and managing them. International Journal of Turkish Education Sciences, 3(4), 317-
333.
Şahin, F., & Çetinkaya, Ç. (2015). Üstün zekalıların tanılanmasında sınıf öğretmenlerinin
etkililik ve verimliliklerinin incelenmesi. Turkish Journal of Giftedness and Education, 5(2),
133-146.
Talas, S., Talas, Y. & Sönmez, A. (2013). Bilim sanat merkezlerine devam eden üstün
yetenekli öğrencilerin okullarında yaşadıkları problemler. International Journal of Turk-
ish Education Sciences, 1(1), 42-50.
Tarhan, S. & Kılıç, Ş. (2014). Üstün yetenekli bireylerin tanılanması ve Türkiye’deki eğitim
modelleri. Journal of Gifted Education Research, 2(1), 27-43.
Tike Bafra L. & Kargın, T. (2009). Investigating the attitudes of elementary school teachers,
school psychologists and guidance research center personnel on the process of prepar-
ing the individualized educational program and challenges faced during the related
process. Educational Sciences: Theory & Practice, 9(4), 1933-1972.
Kutlu Abu, Akkanat & Gökdere Gifted Education in Normal Classrooms
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 109
Tortop, H. S. (2014). Öğretmen adaylarının üstün yetenekli ve çok kültürlü eğitime ilişkin tu-
tumları. Journal of Gifted Education Research, 2(2), 16-26.
Tortop, H. & Dinçer, S. (2016). Destek eğitim odalarında üstün/özel yetenekli öğrencilerle
çalışan sınıf öğretmenlerinin uygulama hakkındaki görüşleri. Journal of Gifted Education
Research, 4(2), 11-28.
Türkmen, L. (2008). Sınıf öğretmenliği programında öğrenim gören birinci sınıf düzeyinden
dördüncü sınıf düzeyine gelen öğretmen adaylarının fen bilimlerine ve öğretimine
yönelik tutumları. Kastamonu Education Journal, 16(1), 91-106.
Trail, B. A. (2011). Twice exceptional gifted children: understanding, teaching, and counseling gifted
students. Waco, TX: Prufrock Press.
Ward, V. S. (1985). Giftedness and personal development: Theoretical consideration. Roeper
Review, 8, 6-10.
Westberg, K. L., Archambault, F. X., Jr., Dobyns, S. M., & Salvin, T. J. (1993). An observational
study of instructional and curricular practices used with gifted and talented students in regular
classrooms (Research Monograph 93104). University of Connecticut, Storrs: The Nation-
al Research Center on the Gifted and Talented.
Westberg, K. & Daoust, M. E. (2004). The result of the replication of the classroom practices survey
replication in two states. Retrived February 22, 2017, from University of Connecticut Web
site: https://nrcgt.uconn.edu/newsletters/fall032/
VanTassel-Baska, J., Bass, G. M., Reis, R. R., Poland, D. L., & Avery, L. D. (1998). A national
study of science curriculum effectiveness with high ability students. Gifted Child Quar-
terly, 42, 200-211.
VanTassel-Baska, J. (2005). Gifted programs and services: What are the nonnegotiables? Theo-
ry into Practice, 44(2), 90-97.
VanTassel-Baska, J., Zuo, L., Avery, L. D., & Little, C. A. (2002). A curriculum study of gifted
student learning in the language arts. Gifted Child Quarterly, 46, 30-44.
Yumuş, A. & Topbaş, V. (2011). Bilim ve sanat merkezlerinin amacına uygun işleyişinin
değerlendirilmesi. Mersin University Journal of the Faculty of Education, 7(2), 80-88.
Zorlu, A., Kahraman, S. & Tanrıkulu, T. (2016). Üstün yetenekleri çocukların dikkat eksikliği
hiperaktivite bozukluğu olarak tanılanması sorunu: Bir olgu sunumu. Journal of Gifted
Education Research, 4(1), 27-33.
Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi Turkish Journal of Giftedness and Education
2017, Cilt 7, Sayı 2, 110-125 2017, Volume 7, Issue 2, 110-125
1Correspondence Author, Phd., Ondokuz Mayıs University, Samsun, Turkey; [email protected] 2Prof. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart University, Çanakkale, Turkey 3, 5Phd., Teacher, Ministery of Education, Turkey 4Phd., Research Assisst., Çanakkale Onsekiz Mart University, Çanakkale, Turkey
©Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi/Turkish Journal of Giftedness & Education
ISSN 2146-3832, http://www.tuzed.org
______________________________________________________A Comparison of Entrepreneurial
Skills of Fourth-Grade Gifted and
Normal Student’s in Social Studies
Öğrencilerin Sosyal Bilgiler
Dersindeki Girişimcilik Becerileri:
BİLSEM ve İlkokul Dördüncü Sınıf
Öğrencilerinin Karşılaştırılması
Şirin Çetin1, Çavuş Şahin2, Hüseyin Mertol3, Serdar Arcagök4 & Derya Girgin5
Abstract The aim of the study was to investigate entre-
preneurship skills of fourth grade gifted stu-
dents who were attending Science and Art Cen-
ters and those of fourth grade normal students
in social studies. The study group consisted of
10 Science and Arts Centers and 10 primary
schools in the province of Samsun. A conver-
gent parallel mixed method was used in the
study. Data was collected using the Fourth
Grade Social Sciences Course Entrepreneurship
Scale. Qualitative data was collected through a
semi-structured and non-directive interview
technique. N-Vivo program was used for quali-
tative data analysis. Results showed that gifted
students had higher entrepreneur skills than
did fourth grade normal students. Gender was
not found to be a significant factor in entrepre-
neur skills whereas school type was significant.
Keywords: Entrepreneur skills, gifted students,
Social Studies
Öz Bu araştırmanın amacı BİLSEM ‘de ve ilkokul
dördüncü sınıflarda öğrenimlerini sürdüren
öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersindeki girişim-
cilik becerilerini belirlemektir. Araştırmanın ev-
renini Samsun il merkezindeki BİLSEM’ de ve
ilkokul dördüncü sınıflarda öğrenimlerini sür-
düren öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırma-
nın çalışma grubunu BİLSEM’de ve ilkokul dör-
düncü sınıflarda öğrenimlerini sürdüren 20 (10
BILSEM, 10 İlkokul) öğrencisi oluşturmaktadır.
Araştırmada açımlayıcı sıralı karma yöntem
kullanılmıştır. Araştırma nicel verileri “Dör-
düncü Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Girişimcilik
Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Araştırma-
nın nitel verileri ise yarı yapılandırılmış ve yön-
lendirici olmayan görüşme tekniğiyle toplan-
mıştır. Araştırma nicel verilerin analizinde
SPSS paket programı kullanılmıştır. Nitel veri
analizinde ise N-Vivo programı kullanılmıştır.
Araştırma sonucunda cinsiyetin öğrencilerin
dersteki girişimcilik becerilerini belirlemede et-
kili bir değişken olmadığı sonucuna ulaşılmış-
tır. Buna karşın okul türünün öğrencilerin ders-
teki girişimcilik becerilerini belirlemede etkili
bir değişken olduğu bulunmuştur. Ayrıca öğ-
rencilerin derste girişimcilik becerileriyle ilgili
çeşitli kavramları öğrendiklerini belirttikleri or-
taya çıkmıştır.
Anahtar Sözcükler: Girişimcilik becerileri, üs-
tün yetenekli öğrenciler, Sosyal Bilgiler dersi
Çetin and others Entrepreneur Skills of Gifted Students
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 111
Summary
Purpose and Significance: The purpose of the research was to compare entrepreneurial
skills of gifted and normal students who were attending fourth grade. No research exists re-
lated to comparisons of entrepreneurial skills of gifted and normal stu-dents in social studies
in the fourth grade.
Method: A convergent parallel mixed method was used. The sample was composed of 180
fourth-grade students (83 normal, 97 gifted). Gifted students attended Science and Art Cen-
ters besides their regular schools. Data was collected in the academic year of 2016-2017. The
Fourth Grade Social Sciences Course Entrepreneurship Ability Scale was used to collect
quantitative data. In the first step of the analysis, descriptive analyses were carried out and
independent samples t-test was used for comparisons. Qualitative data was analyzed using
NVivo program.
Results and Conclusions: Gifted students had higher level of entrepreneurship skills than
normal students (p <0.05). Gender was not a significant factor in the analysis. Normal students
were found to solve their problems by traditional methods whereas gifted students used dif-
ferent methods (eg., (asking questions, looking at the internet, reading books, looking at key-
words, and singing).
Giriş
Ekonomik, sosyal ve istihdam alanları son yıllarda hızlı bir değişim göstermektedir. Karmaşık
ve esnek sorunları yönetip çözebilen, etkili iletişim kurabilen, bilgi yönetimine sahip ve takım
halinde çalışabilen bireylere gereksinim bu değişimin göstergelerinden biri olarak günü-
müzde ortaya çıkmaktadır. Bu değişimden eğitim sistemleri ve eğitim siteminin önemli bir
öğesi olan eğitimciler de etkilenmektedir. 21. yüzyılın öğrencilerden beklediği temel becerileri
kazandırma da eğitim sistemleri ve eğitmenler büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede eğitim
sistemlerinden ve eğitimcilerden beklenen söz konusu temel becerileri öğretim programla-
rında ve gerçekleştirdikleri etkinliklerde uygulamaktır (Girlondo, 2013).
Günümüzde eğitim sisteminin temel yapıtaşı olan okulların temel işlevlerinden biri 21. yüz-
yıldaki temel sorunlarına çözüm aramaktır. Söz konusu temel sorunlara çözüm aramada okul-
ların öğrencileri çağın gerektirdiği becerilerle ve yeterliklerle donatmaları beklenmektedir
(Mclachlan, 2012). Nitekim Avrupa Komisyonu (2007) bireylerin 21. Yüzyılda sahip olması
gereken yaşam boyu yeterlikleri; ana dilde iletişim yeterliği, yabancı dilde iletişim yeterliği,
matematiksel yeterlikler ile bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma yeterlikleri, dijital yeter-
likler, öğrenmeyi öğrenme yeterlikleri, sosyal sorumluluk üstlenme yeterlikleri, kültürel far-
kındalık ve ifade yeterliği, girişim ve girişimcilik yeterlikleri şeklinde sıralanmaktadır. Komis-
yon günümüz bilgi toplumunda bireylerde olması gereken sekiz temel yeterlik ve becerilerden
biri olarak girişimciliğe dikkat çekmiştir.
Çetin ve diğerleri Üstün Zekalı Öğrencilerin Girişimcilik Becerileri
112 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
Girişimcilikle ilgili yazılan kitap, makale veya üretilen çalışmalar girişimciliğin genel bir tanı-
mında uzlaşılmadığını göstermektedir. Bu durum girişimciliğin kapsamlı bir kavrama sahip
olmasından kaynaklanmaktadır (Denton, 1985). Tarihsel açıdan girişimciliğin ağırlıklı olarak
ekonomik alanda kullanılan bir kavram olduğu ortaya çıkmaktadır (Macke, 2003). Davey
(2005) ise girişimciliği müşteriler için daha iyi ürünler sunmak, daha verimli hizmetlerde bu-
lunmak için yaratıcı ve yenilikçi fikirler üreten bireyler şeklinde tanımlamıştır. McGrath ve
MacMillan (2000) ise girişimciliğin beş temel özelliği olduğunu vurgulamıştır. Bunlar; güncel
fırsatları tutkuyla araştırmak, faklı olanakları disiplinli şekilde izlemek, farklı seçeneklerden
en uygun olanı tercih etmek, esnek olmak ve bütün paydaşları harekete geçirmektir. Sykes
(1999) girişimciliği süreç olarak ele alarak bunun üç aşamadan oluştuğuna işaret etmiştir. Bun-
lar;
Planlamak: İhtiyaçları, boşlukları ve fırsatları açık ve belirgin şekilde tanımlamak,
Katılım: Paydaşların bütününün fırsatları önemsemeleri ve bunlara katılmalarını sağ-
lamak,
İmkân Tanımak: Gerekli kaynakların kullanılmasını desteklemek (İnsan kaynağı, para,
mülk, arsa vs.)
Karar Vermek: Projenin uygulanması ve sonuçlanması için çaba sarf etmektir.
Bu noktadan hareketle girişimcilik ve girişimcilik becerileri, kuruluşlar ve bireyler için vazge-
çilmez bir unsurdur (Eyal & Kark, 2004; Gendron, 2004; Nunn & Ehlen, 2000).
Söz konusu tanımların çoğunlukla girişimciliğin ekonomik yönünü vurguladığı ve önemini
bu açıdan ele aldığı görülmektedir. Buna karşın girişimcilik, günümüzde sadece ekonomik
alanda işleve sahip bir kavram olarak görülmemektedir. Avrupa Komisyonu (2007) girişimci-
liğin bireysel yönüne de dikkat çekmiştir. Bu noktada bireyin herhangi bir etkinlik yürütürken
gösterdiği çaba ve ortaya koyduğu yenilikçi fikir olarak girişimciliği bireyle doğrudan bağlan-
tılı şekilde ele almıştır.
Girişimcilik aynı zamanda değişim, öngörü ve yaratıcılığı bireyin bir bütün olarak algılama-
sını kapsayan dinamik bir süreçtir. Bu süreç de yeni fikirlerin üretilmesi ve yaratıcı çözümlerin
geliştirilmesi belirli bir çaba ve istek gerektirmektedir. Girişimcilik aynı zamanda belirli risk-
leri üstlenmeyi; kaos, çelişki ve karışıklığı bir fırsat olarak öngörmeyi gerektirmektedir (Ku-
ratko & Hodgetts 2007).
Girişimcilik yalnızca sosyal, ekonomik ve çevresel değerler üretmemektedir. Küreselleşen ve
karmaşıklaşan dünyada bireylerin yaratıcı ve üretici fikirlerinin desteklenmesini sağlayan fır-
satları da bireylere sunmaktadır (Griffiths, Kickul, Bacq, & Terjesen, 2012; Neck & Greene,
2011). Bunun yanı sıra, küreselleşen dünyada karşılan sorunların ya da güçlüklerin üstesinden
gelmede bireylere çeşitli olanaklar sağlamaktadır (Neck & Greene, 2011). Koh (1996) girişim-
ciliği; başarı ihtiyacı, denetim odağı, risk almaya istekli olmak, belirsizliğe karşı toleranslı ol-
mak, özgüvenli olma ve yaratıcı olmak şeklinde ağırlıklı olarak bireyin psikolojik yönüyle iliş-
kilendirmiştir.
Çetin and others Entrepreneur Skills of Gifted Students
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 113
Girişimcilik becerisi; ihtiyaçları gidermek için ortaya çıkan fırsatları değerlendirmek, pazar
olarak gelişmekte olan hizmet ve ürünleri tanımak, belirlenen hedefleri gerçekleştirmek için
risk almayı kapsamaktadır. Girişimcilik becerileri; yaratıcılık, karar verme, liderlik, iletişim
becerileri, takım halinde çalışma, pazarlama, yönetim, başarısızlığı kabullenme, esneklik, risk
alma, güven ve tutkuyu içeren bir kapsama sahiptir (Kourilsky & Walstad, 2000).
Çağımızda eğitimin farklı kademelerinde öğrenimlerini sürdüren öğrenci sayısının artırılması
için ülkeler destekleyici ve cesaretlendirici olanaklar sağlamaktadır. Bunun yanı sıra eğitim
sisteminin öğrencilerinin çağın gerektirdiği becerilerle öğrencileri donatmada büyük önem ta-
şımaktadır. Eğitim alanında başka ülkeleri geride bırakmış ve üst sıralara yerleşmiş ülkeler,
öğrencileri çağın ihtiyaç duyduğu bilgi ve becerilerle donatmaya çalışmaktadır. Bu beceriler-
den biri de girişimcilik becerileri şeklinde ortaya çıkmaktadır (Bridges, 2008; Florida, 2003).
İlgili alan yazın incelendiğinde girişimcilik, eğitim alanıyla iki şekilde ilişkilendirilmektedir.
Bunlar; girişimcilik eğitimi ve eğitimsel girişimcilik şeklinde ifade edilmektedir. Girişimcilik
eğitimi, girişimci düşünmeye ve eyleme odaklanmaktadır. Girişimcilik eğitiminin önemi son
yirmi yıl içinde gittikçe artmaktadır. Girişimcilik eğitimi küresel yaşamda yaygın bir olgu ha-
line dönüşmektedir. Buna karşın eğitimsel girişimcilik ise girişimciliğin alt boyutlarından biri
olarak bireylerin ve kurumların verimli ve etkili öğrenme ihtiyaçlarını gidermek amacıyla gi-
rişimciliği bir araç olarak kullanmayı amaçlamaktadır. Eğitimsel girişimciliği savunan düşü-
nürler, eğitimsel girişimcilik konularının genetik aktarım, çevresel etkenler, bireysel öğrenme
ve yaşam becerileri olması gerektiğini savunmaktadırlar (Barr, 2000; Rushing, 1990; Snow,
2012).
Girişimcilik becerilerini kapsayan öğretim programlarının ise öğrencilerin karşılaştıkları so-
runları çoklu bakış açısıyla çözmeleri beklenmektedir. Bu tür programlar öğrencilerin yaratı-
cılığını ortaya çıkarmalıdır. Girişimci öğrencilerin yaşama farklı bir çerçevelerden bakmalarını
sağlamak programların temel amacı olmalıdır. Girişimcilik becerilerini destekleyen program-
lar aynı zamanda öğrencilerin problem çözme becerilerini ve yaratıcılıklarını da geliştirecek
öğrenme ortamları sağlamalıdır. Bu tür programlarda, öğretmen her bir öğrencinin farklı öğ-
renme çıktılarına sahip olduğunu dikkate alarak dersleri farklı öğretim teknikleriyle işlemeli-
dir. Başka bir ifadeyle bütün öğrencilerin girişimcilik becerilerinin geliştirilmesi temel amaç
olmalıdır (Bridges, 2008).
21. yüzyılda rekabetçi ve birbirine daha bağımlı dünyamızda öğretim programlarının temel
hedefi öğrenci başarısının yüksek düzeyde olmasını sağlamak olmamalıdır (Menand, 2013).
Öğretim programlarının temel hedeflerinden birinin de öğrencileri günün koşullarına uygun
becerilerle donatmak olmalıdır.
Türkiye’de 2005-2006 eğitim – öğretim yılından başlanarak yapılandırmacı yaklaşımı benim-
seyen ilköğretim programları uygulanmaya başlanmıştır. Uygulanan yeni program öğrenci-
lere kazandırılması gereken beceriler temel beceriler ve alan becerileri olmak üzere ikiye ayır-
maktadır (Güneş, 2012). Temel beceriler; eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, Türkçeyi
Çetin ve diğerleri Üstün Zekalı Öğrencilerin Girişimcilik Becerileri
114 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
doğru, etkili ve güzel kullanma, araştırma-sorgulama, problem çözme, iletişim, bilgi teknolo-
jilerini kullanma ve girişimcilik becerileri şeklinde tanımlanmıştır (Milli Eğitim Bakanlığı
[MEB], 2005). Bu çerçevede Avrupa komisyonu raporunda da okulların, insiyatif alma, yara-
tıcılık gibi girişimcilik becerilerini kapsayan becerileri öğretim programlarına uyarlaması ge-
rektiği belirtilmiştir (Avrupa Komisyonu, 2007). Bu durumun gerçekleşmesi ise girişimcilik
becerilerini destekleyen kazanımların öğretim programlarına uyarlanmasıyla sağlanabilir
(Davey, 2005).
Girişimcilik değerler eğitimi içinde yaratıcılığı ve kendine güveni ortaya çıkaran değerlerden
biridir. Üstün yetenekli çocuklar kendi yaşıtlarına oranla ileri seviyede zihinsel soyutlama,
yaratıcı hayal gücü ve bu yetenekleri ortaya koymalarını sağlayan üstün bir merkezi sinir sis-
temine sahiplerdir (Kirk, 1972). Bu çerçevede şu sorular akla gelmektedir. Özel yetenekli bi-
reyler yaratıcılığı ön planda olan bireyler olduğundan diğer bireylere göre daha mı girişimci-
dir?
Girişimcilik becerisi yüksek olan bireyler inandığı ilkeler uğruna hareket ederler. Girişimcilik,
insanlık tarihinin her döneminde ekonomik ve sosyal yaşama olan olumlu katkıları nedeniyle
birçok araştırmacının konusu olmuş ve ilgisini çekmiştir.
Sosyal bilgiler, insanların yaşamlarını konu alır, kendisini ve birlikte yaşadığı bireyleri daha
iyi tanımasına yardımcı olur. Sosyal bilgileri tanımlamak, diğer disiplinleri tanımlamaktan
daha zordur; çünkü sosyal bilgiler disiplinler arası ve çok disiplinli bir alandır. Buna ilaveten;
sosyal bilgilerin iki temel ayırıcı özelliği bulunmaktadır: Bunlardan ilki, vatandaşlık yeterlilik-
lerini kazandırmak diğeri ise, tüm disiplinler arası bir alan oluşturmaktır (Öztürk & Dilek,
2004). Bu sebeple girişimcilik becerisi diğer derslere kıyasla en iyi şekilde ortaya koyulabilecek
ders sosyal bilgiler dersidir.
Bireyler kişisel özelliklerini ve yaşadığı toplumu bu derste tanıma olanağı bulduğundan giri-
şimcilik ile ilgili becerilerin kazanımları bu derste daha ağırlıklı olarak öğretim programla-
rında yer almaktadır. Sosyal bilgiler, insanın sosyal ve fiziksel çevresiyle etkileşimini zaman
içinde, disiplinler arası bir yaklaşımla inceleyen ve küreselleşen bir dünyada yaşamla ilgili
temel demokratik değerlerle donatılmış, becerikli ve düşünen vatandaşlar yetiştirmeyi amaç-
layan bir alandır (Doğanay, 2002).
Becerikli demokratik vatandaş becerilerinden biri de girişimcilik becerilerini ortaya koyacak
vatandaşlar yetiştirmektir. Bu bağlamda sosyal bilgiler dersi girişimcilik becerilerini ortaya
koyması açısından daha fazla önem arz etmektedir. Girişimci bireyin özelliklerini diğer birey-
lerden ayıran bir liste hazırlamak elbette ki olanaksızdır. Ancak girişimciliği inceleyen birçok
çalışmanın, girişimcilik özelliklerinde belirli ortak kavramları içerdiği ortaya çıkmaktadır. Gi-
rişimci; risk alabilmeli ve riske girmeyi varlığının bir parçası olarak görebilmeli, girişken ol-
malı, olaylar karşısında analiz yeteneği olmalıdır. (Örücü, Kılıç, & Yılmaz, 2011).
Çetin and others Entrepreneur Skills of Gifted Students
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 115
Girişimcilik becerileri özel yeteneklilerin ilgili özellikleri ile bazı durumlarda benzerlik gös-
termektedir. Bu durum özel yetenekli bireyler normal bireylere göre daha mı girişimcidir so-
rusunu karşımıza çıkarmaktadır. Türkiye’deki öğretim programları kapsamında girişimcilik
dersi ortaöğretim de seçmeli ders olarak okutulurken ilköğretim sınıflarında genel olarak sos-
yal bilgiler derslerinin konulara dağıtılarak verilmektedir. Öğretmen akademisi vakfı [ÖRAV]
pilot olarak uyguladığı bazı illerde finansal ve sosyal girişimcilik derslerini seçmeli olarak ha-
zırladığı program ve kitaplarla uygulamaya koymak için çalışmalar yapmaktadır.
Yurt dışında gerçekleştirilen araştırmaların girişimciliği ve girişimcilik eğitimini (Barr, 2000;
Beary, 2014; Bridges, 2008; Davey, 2005; Denton, 1985; Dibenedetto, 2015; Girlondo, 2013;
Kanyi, 1999; Koh, 1996; Macke, 2003; McLachlan, 2012; Molitoris, 2013; Pruett, Shinnar, Toney,
Llopis & Fox, 2009, Snow, 2012; Thompson, 2002; Zepeda, 2015; Won, 1987; Wu & Wu, 2008)
ağırlıklı olarak ele aldıkları ortaya çıkmaktadır. Türkiye’deki araştırmalar incelendiğinde ise
farklı öğretim kademelerindeki öğrencilerin ve öğretmenlerin girişimcilik becerilerini belirle-
meye yönelik gerçekleştirilen çalışmalara rastlanmaktadır (Ak, 2010; Akyürek, 2013; Avşar,
2007; Ay & Acar, 2016; Aydın & Öner, 2016; Bacanak, 2013; Çakır, 2015; 2013; Çelik, Gürpınar,
Başar, & Erdoğan, 2015; Çelik, 2013; Çetin, 2015; Ercan, 2017; Koçyiğit, 2013; Konaklı & Göğüş,
2013; Konokman &Yalpar-Yelken, 2014; Köstekçi, 2016; Pan & Akay, 2015; Ocak & Su, 2016;
Ulucan, 2015; Uygun & Er, 2016; Yazıcı, 2014). Buna karşın Bilsem ve ilkokullarda öğrenim-
lerini sürdüren öğrencilerin dördüncü sınıf Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerilerini
karşılaştırmayı öngören araştırmaya rastlanmamıştır. Bu çerçevede araştırmanın Bilsem ve il-
kokullarda öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersindeki
girişimcilik becerilerini ortaya çıkarması beklenmektedir.
Araştırmanın Amacı
Araştırmanın temel amacı BİLSEM’de ve ilkokullarda öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf
öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerilerini karşılaştırmaktır. Bu nokta-
dan hareketle şu sorulara yanıt aranmıştır:
1. BİLSEM’de ve ilkokullarda öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencilerinin Sos-
yal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerileri hangi düzeydedir?
2. BİLSEM’de ve ilkokullarda öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencilerinin Sos-
yal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerileri cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göster-
mekte midir?
3. BİLSEM’de ve ilkokullarda öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencilerinin Sos-
yal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerileri okul değişkeni bakımından anlamlı bir
farklılık göstermekte midir?
4. BİLSEM’de ve ilkokullarda öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencilerinin Sos-
yal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerilerine yönelik bakış açıları nelerdir?
Yöntem
Dördüncü sınıf öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerilerini belirlemeyi
Çetin ve diğerleri Üstün Zekalı Öğrencilerin Girişimcilik Becerileri
116 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
amaçlayan bu araştırmada açımlayıcı sıralı karma yöntem kullanılmıştır. Açımlayıcı sıralı
karma yöntem de nicel verilerle başlayan araştırmanın nicel veriler ışığında nitel verilerle ta-
mamlandığı araştırma yöntemidir. Araştırmada açımlayıcı sıralı karma yöntem kullanılması-
nın birtakım nedenleri bulunmaktadır Bunlar; i) Araştırma probleminin daha çok nicel yöne-
limli olması, ii) Araştırmacıların araştırmayı iki aşamalı şekilde yürütebilecek zamana sahip
olmaları, iii) Nicel sorulara dayanan analizlerin derinlemesine yorumlanmasını sağlamaktır
(Creswell & Clark, 2014).
Çalışma Grubu
Araştırmanın birinci aşamasının çalışma grubunu 2016-2017 öğretim yılında Samsun il mer-
kezindeki ilkokullarda ve BİLSEM’de öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencileri oluş-
turmaktadır. Araştırmanın birinci aşamasının çalışma grubunu maksimum çeşitlilik örnek-
lemi oluşturmaktadır. Maksimumu çeşitlilik örnekleminin kullanılmasının temel amacı katı-
lımcılardan çok yönlü görüş elde edebilmektir (Creswell, 2012). Bu noktadan hareketle 2016-
2017 öğretim yılında ilkokullarda ve BİLSEM ‘de öğrenimlerini sürdüren 180 dördüncü sınıf
öğrencisi araştırmanın birinci aşamasının örneklemini oluşturmaktadır (83 ilkokul, 97 BİLSEM
öğrencisi). Ayrıca araştırmanın birinci aşamasındaki örneklemi oluşturan ilkokul dördüncü
sınıf öğrencileri, BİLSEM’de öğrenim görmeyen dördüncü sınıf öğrencilerdir.
Araştırmanın ikinci aşamasının çalışma grubunu amaçlı örnekleme çeşitlerinden ölçüt örnek-
leme çeşidi oluşturmaktadır. Araştırmanın ikinci aşamasında, ölçüt örnekleme çeşidi kullanıl-
masının temel amacı araştırma konusunu derinlemesine irdelemektir (Neuman, 2007). Bu çer-
çevede ikinci aşamadaki çalışma grubunu ilkokullarda ve BİLSEM ’de öğrenimlerini sürdüren
ve gönüllü olarak araştırmaya katılan onar BİLSEM ve dördüncü sınıf öğrencisi oluşturmak-
tadır. İkinci aşamadaki örneklem açımlayıcı sıralı karma araştırma yöntemine uygun olarak
anket çalışmasına katılan öğrencilerden gönüllülük esasına dayalı şekilde oluşturulmuştur.
Veri Toplama Araçları
Araştırmanın nicel verileri Arcagök (2016) tarafından geliştirilen, geçerlik ve güvenirliği sağ-
lanan “Dördüncü Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Girişimcilik Becerisi Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçek
likert tipi 9 maddeden oluşmaktadır. Bu maddeler “Kesinlikle Katılmıyorum”, “Katılmıyo-
rum”, “Orta Derecede Katılıyorum”, “Katılıyorum” ve “Kesinlikle Katılıyorum” şeklinde sı-
ralanmaktadır. Ölçek tek boyutlu bir yapıya sahiptir. Aritmetik ortalama değerleri incelendi-
ğinde ise “1 - 1.79” aralığı kesinlikle katılmıyorum, “1.80 - 2.59” aralığı katılmıyorum, “2.60 -
3.39” aralığı orta derecede katılıyorum, “3.40 - 4.19” aralığı katılıyorum, “4.20 - 5.00” aralığı
ise kesinlikle katılıyorum şeklinde ifade edilmiştir. Ölçeğin orijinal formunda bulunan mad-
delerin faktör yük değerleri 0.36 ile 0.58 arasında değişmektedir. Ölçeğin tamamının açıkladığı
toplam varyans %44 olarak belirlenmiştir. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda ortaya çıkan
diğer uyum değerleri ise (x2= 68.96, GFI= 0.97, AGFI=0.95, CFI=0.97, NNFI = O.96, SRMR =
0.033, RMSEA = 0.057) şeklindedir. Ölçeğin Cronbach Alfa değeri geliştirilen ölçek için 0,84
olarak belirlenmiştir. Bu araştırmada ölçeğin Cronbach Alfa değeri 0,91 olarak belirlenmiştir.
Çetin and others Entrepreneur Skills of Gifted Students
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 117
Araştırmanın nitel verileri, açımlayıcı sıralı karma yönteme bağlı olarak nicel veriler doğrul-
tusunda oluşturulan yarı yapılandırılmış ve yönlendirici olmayan iki görüşme sorusuyla top-
lanmıştır. Hazırlanan görüşme soruları eğitim bilimleri alanında uzman iki öğretim üyesine
inceletilerek uzman görüşü alınmıştır. Alan uzmanlarının eleştirileri doğrultusunda sorular
tekrar düzenlenmiştir. Görüşme sorularını denemek amacıyla ilkokul dördüncü sınıfta ve
BİLSEM’de görevlerini sürdüren ikişer öğretmene de danışılmış, öğretmenlerin görüşleri doğ-
rultusunda sorular yeniden düzenlenmiştir. Görüşme sorularının anlaşılır olup olmadığı ise
ilkokul dördüncü sınıfta ve BİLSEM ‘de öğrenimlerini sürdüren bir grup öğrenciyle pilot gö-
rüşmeler gerçekleştirilerek belirlenmiştir. Pilot görüşmeler sonucunda görüşme sorularının
son şekline karar verilmiştir. Görüşmeler öğrencilerin uygun olduğu gün ve saatler belirlene-
rek gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerde ses kaydı kullanılmıştır. Her bir görüşme yaklaşık 30-
35 dakika sürmüştür. Görüşmelerde öğrenci katılımı gönüllülük esasına dayalı olarak gerçek-
leşmiştir.
Görüşme soruları öğrencilerin nicel verilerinin analizleri doğrultusunda oluşturulmuştur. Gö-
rüşme sorularının oluşturulmasındaki temel amaç nicel araştırma sonucunda ortaya çıkan bir-
biriyle bağlantılı sonuçları daha derinlemesine ve ayrıntılı açıklamaktır (Morgan, 1998).
Verilerin Analizi
Araştırma verilerinin analizinin birinci aşamasında yüzde (%), frekans (f), aritmetik ortalama
(X), bağımsız örneklemler için t testi değerleri kullanılmıştır. Ayrıca araştırma verileri normal
dağılım gösterdiğinden bağımsız örneklemler için t testi kullanılmıştır. Söz konusu değerler
SPSS paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın ikinci aşaması olan nitel ve-
rilerin analizinde ise, NVivo programı kullanılarak modelleştirilmiştir. Kodlama formunun
güvenirlik hesaplaması iki veri kodlayıcı tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede Miles
ve Huberman‘ın (1994) belirttiği, Güvenirlik = Görüş Birliği / (Görüş Birliği + Görüş Ayrılığı)
şeklinde güvenilirlik formülü kullanılarak kodlama formunun güvenirliği belirlenmiştir. Bu
çerçevede araştırmanın güvenirliği %91 olarak belirlenmiştir.
Bulgular
Bu bölümde araştırma sorularına bağlı olarak BİLSEM ve ilkokullarda öğrenimlerini sürdüren
dördüncü sınıf öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerilerine yönelik gö-
rüşleri ile ilgili bulgulara yer verilmiştir.
Tablo 1. Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersindeki Girişimcilik Becerilerinin Aritmetik Ortalama ve
Standart Sapma Sonuçlarının İncelenmesi
Girişimcilik Becerisi X Ss
BİLSEM 3.73 1.03
İlkokullar 3.37 1.05
Tablo 1 incelendiğinde BİLSEM’de öğrenimlerini sürdüren öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersin-
deki girişimcilik becerilerine “Katılıyorum” şeklinde ifade ettikleri ortaya çıkmaktadır (X =
Çetin ve diğerleri Üstün Zekalı Öğrencilerin Girişimcilik Becerileri
118 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
3.73). Buna karşın ilkokullarda öğrenimlerini sürdüren öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersindeki
girişimcilik becerilerinin orta düzeyde (X= 3.37) olduğunu ifade ettikleri görülmektedir.
BİLSEM’de ve ilkokullarda öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencilerinin Sosyal Bil-
giler dersindeki girişimcilik becerilerine yönelik görüşlerinin cinsiyet değişkenine göre an-
lamlı bir farklılık gösterip göstermediği Tablo 2’de gösterilmiştir.
Tablo 2. Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersindeki Girişimcilik Becerilerinin Cinsiyete Göre İncelenmesi
Cinsiyet N X Ss sd t p
BİLSEM Kız 47 3.83 1.05 81 0.959 0.340
Erkek 36 3.61 1.02
İlkokullar Kız 55 3.51 0.97 95 1.592 0.115
Erkek 42 3.17 1.13
Tablo 2 dikkate alındığında BİLSEM’de öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencilerinin
Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerilerinin cinsiyete göre anlamlı bir fark gösterme-
diği ortaya çıkmaktadır, t(81) = .959, p > 0.05. Kız öğrencilerin dersteki girişimcilik becerilerinin
(X=3.83) erkek öğrencilere (X=3.61) göre daha yüksek olduğu ancak bu farkın anlamlı olmadığı
söylenebilir.
Devlet okullarında öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencilerinin de Sosyal Bilgiler
dersindeki girişimcilik becerilerinin cinsiyete göre anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir, t(95)
= 0.115, p > 0.05. Benzer şekilde kız öğrencilerin dersteki girişimcilik becerilerinin (X= 3.51)
erkek öğrencilere (X= 3.17) göre daha yüksek düzeyde olmakla birlikte, bu fark anlamlı bulun-
mamaktadır.
Dördüncü sınıf öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerilerinin okul türü
değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediği Tablo 3’ de gösterilmiştir.
Tablo 3. Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersindeki Girişimcilik Becerilerinin Okul Türüne Göre İncelenmesi
Okul Türü N X Ss sd t p
BİLSEM 83 3.73 1.03 178 2.32 0.02
İlkokullar 97 3.37 1.05
Tablo 3 incelendiğinde öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerileri okul türü
değişkenine göre BİLSEM öğrenciler lehine anlamlı bir farklılık göstermektedir, t(178) = 2.32, p
< 0.05. Başka bir ifadeyle BİLSEM öğrencilerinin derse yönelik girişimcilik becerilerinin (x
=3.73) ilkokullarda öğrenim sürdüren öğrencilere (x =3.37) göre daha yüksek düzeyde olduğu
ve bu farkın anlamlı olduğu söylenebilir.
BİLSEM ve devlet okullarında öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencilerinin Sosyal
Bilgiler dersindeki girişimcilik becerisine yönelik bakış açıları ise şekil 1 ve şekil 2 de gösteril-
miştir.
Çetin and others Entrepreneur Skills of Gifted Students
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 119
Şekil 1. Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersindeki Zorlukları Aşma Yolları (BİLSEM ve İlkokullar)
Şekil 1 incelendiğinde ilkokullarda öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencilerinin
dersteki zorlukları “Öğretmenlerine sorarak” (f:5), “Notlarına bakarak” (f: 4), ve “Ders kita-
bına bakarak” (f: 3) çözmeye çalıştıkları görülmektedir. BİLSEM öğrencilerinin yarısı dersteki
zorlukları “Sorular sorarak” (f: 5) ve “İnternetten bakarak” (f: 5) çözmeye çalıştıkları ortaya
çıkmaktadır. Bununla birlikte BİLSEM öğrencilerinin bir kısmı ise “Kitap okuyarak” (f: 2),
“Anahtar kelimelerden bakarak” (f: 1), “Şarkı söyleyerek” (f: 1) ve “Büyüklerime sorarak” (f:
1) dersteki zorlukları aşmaya çalıştıklarını ifade etmektedirler.
Şekil 2. Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersinde Öğrendikleri Kavramlar (BİLSEM ve İlkokullar)
Şekil 2 incelendiğinde ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersindeki girişim-
Çetin ve diğerleri Üstün Zekalı Öğrencilerin Girişimcilik Becerileri
120 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
cilik becerileriyle ilgili kavramlardan ağırlıklı olarak “Meslekler” (f: 6), “Üretim” (f: 5) ve “Ge-
lir” (f: 4) kavramlarını öğrendikleri görülmektedir. Buna karşın, BİLSEM öğrencilerinin giri-
şimcilik becerisiyle ilgili derste öğrendikleri kavramların ise ağırlıklı olarak “Üretim” (f:7),
“Tüketim” (f:6) ve “Meslekler” (f: 6) olduğu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca BİLSEM ‘de öğrenim-
lerini sürdüren öğrencilerin derste “Bütçe” (f: 3), “Gelir” (f: 3), “Gider” (f: 2), “İsraf” (f: 1) ve
“Sorumluluk” gibi çeşitli kavramları da öğrendiklerini ifade ettikleri ortaya çıkmaktadır.
Sonuç ve Tartışma
Bu araştırmada BİLSEM’de ve ilkokullarda öğrenimlerini sürdüren dördüncü sınıf öğrencile-
rinin girişimcilik becerilerini karşılaştırmak amaçlanmıştır. İlkokullarda öğrenimlerini sürdü-
ren dördüncü sınıf öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerilerine sahip ol-
duklarını ifade ettikleri görülmektedir. Bu bulguyu Gömleksiz ve Kan’ın (2009) gerçekleştir-
diği araştırma bulgularının sonuçları desteklemektedir. Benzer şekilde BİLSEM’deki öğrenci-
lerde Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerilerine sahip olduklarını belirtmiştir. İlgili
alan yazın dikkate alındığında ise BİLSEM deki öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersindeki ya da
farklı derslerdeki girişimcilik becerilerini belirlemeyi amaçlayan herhangi bir araştırma tespit
edilmemiştir. Millî Eğitim Bakanlığı, BİLSEM’lerin okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim ku-
rumlarında öğrenimlerini sürdüren özel veya özel yetenekli öğrencilerin örgün eğitim kurum-
larındaki eğitimlerini aksatmayacak şekilde bireysel yeteneklerinin bilincinde olmalarını ve
kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak amacıyla açılmış olan ba-
ğımsız özel eğitim kurumlar olduğunu belirtmiştir (MEB, 2012). Bu noktadan hareketle
BİLSEM’lerden beklenen temel amaçlardan biri de üstün yetenekli öğrencileri girişimcilik be-
cerisi gibi çağın gerektirdiği becerilerle donatmaktır.
Araştırma, cinsiyetin hem BİLSEM hem de ilkokullarda öğrenimlerini sürdüren dördüncü sı-
nıf öğrencilerin girişimcilik becerilerini belirlemede etkili bir değişken olmadığını ortaya çı-
karmıştır. Her iki okul türünde de kız öğrencilerin girişimcilik becerileri daha yüksek düzeyde
olmasına karşın bu fark anlamlı değildir. İlgili alan yazında BİLSEM ’de dördüncü sınıfta öğ-
renimlerini sürdüren öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerilerini cinsiyet
gibi farklı değişkenlerle ölçen bir araştırmaya rastlanmamıştır. Buna karşın ilkokul dördüncü
sınıfta öğrenimlerini sürdüren öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerilerini
cinsiyet değişkenine göre ölçen araştırmaya rastlanmıştır. Arcagök (2016) tarafından ilkokul
dördüncü sınıf öğrencileriyle gerçekleştirilen araştırmada da kız öğrencilerin Sosyal Bilgiler
dersindeki girişimcilik becerileri düzeyinin erkek öğrencilere göre daha yüksek olduğu sonu-
cuna ulaşılmıştır. Ayrıca, farklı öğretim kademelerinde girişimcilik becerilerini genel olarak
belirlemeye çalışan araştırmaların bir bölümü bu bulguyu desteklerken (Avşar, 2007; Doğaner
& Altınoğlu, 2010; Kılıç, Keklik, & Çalış, 2012; Ocak & Su, 2016; Ulucan, 2015; Wilson, Kickul,
& Marlino, 2007) bir bölümü de bu bulguyla çelişmektedir (Aydın & Öner, 2016; Bilge & Bal,
2012; Köstekçi, 2016; Yılmaz & Sünbül, 2009).
Çetin and others Entrepreneur Skills of Gifted Students
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 121
Araştırmada okul türü değişkeninin dördüncü sınıf öğrencilerinin girişimcilik becerilerini tes-
pit etmede etkili bir değişken olduğunu göstermektedir. BİLSEM’de dördüncü sınıfta öğre-
nimlerini sürdüren öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersindeki girişimcilik becerileri ilkokul dör-
düncü sınıftaki öğrencilere göre anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Üstün yetenekli öğrenci-
lerin farklı ilişkileri birbiriyle anlamlandırmaları, genelleme yapmaları, bilgi aktarımları ve
yaratıcılıkları yaşıtlarına göre daha ileri düzeydedir (Metin, 1999). Bu bağlamda üstün yete-
nekli öğrencilerin girişimcilik becerilerinin daha yüksek düzeyde olması araştırma sonucunda
ortaya çıkan bulgu çerçevesinde beklenen bir sonuçtur.
Araştırma, ilkokul dördüncü sınıfta öğrenim gören öğrencilerin derste karşılaştıkları güçlük-
leri geleneksel yöntemlerle çözmeye çalıştıkları belirlenmiştir. Buna karşın BİLSEM ‘de öğre-
nimlerini sürdüren öğrencilerin derste karşılaştıkları güçlükleri çözmede farklı yöntemler de-
nediklerini (soru sorma, internetten bakma, kitap okuma, anahtar kelimeler bakma, şarkı söy-
leme) göstermektedir. Üstün yetenekli öğrenciler karmaşık fikirleri arkadaşlarına göre daha
hızlı kavramakta ve derinlemesine öğrenmektedirler. Ayrıca herhangi bir konuyla ilgili derin-
lemesine araştırmalar yaparlar. Bu çerçevede çok geniş bir bilgi dağarcığına sahiptirler (Stei-
ner & Carr; 2003; Jost, 2006).
Araştırmada dikkat çekici bir diğer sonuç ise hem BİLSEM hem de ilkokullarda öğrenimlerini
sürdüren öğrencilerin çoğunluğunun Sosyal Bilgiler dersinde girişimcilikle ilgili benzer kav-
ramları öğrendiklerini (meslekler, üretim, tüketim, gelir, gider) belirtmeleridir. Bu durumun
temel nedeni hem BİLSEM ‘de hem de ilkokul dördüncü sınıflarda Sosyal Bilgiler dersindeki
ders kitaplarının benzer olmasından kaynaklanabilir. Nitekim BİLSEM ‘de bir çerçeve eğitim
programının olmadığı bazı araştırmacılar tarafından vurgulanmaktadır (Çelik-Şahin, 2014;
Kazu & Şenol, 2012; Kurnaz, 2013; Sezginsoy, 2007). Millî Eğitim Bakanlığı ise girişimciliği
Sosyal Bilgiler Dersi ilköğretim dördüncü ve beşinci sınıf programına sekiz temel beceriden
biri olarak yer vererek öğrencilere bu derste kazandırılması gereken bazı hedefleri meslekleri
ve çevresindeki işyerlerini tanıma, ekonominin temel kavramlarını edinme şeklinde vurgula-
mıştır (MEB, 2005). Bu bağlamda hem BİLSEM’de hem de ilkokulda dördüncü sınıfta öğre-
nimlerini sürdüren öğrencilerde bu hedeflerin karşılandığı söylenebilir.
Kaynakça
Arcagök, S. (2016). Dördüncü sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersindeki özerklik desteği algılarının
motivasyon, girişimcilik ve yaratıcılık ile ilişkisi (Yayımlanmamış doktora tezi). Çanakkale
Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Ça-
nakkale.
Avrupa Komisyonu (2007). Directorate-general for education and culture. Key competences for life-
long learning European reference framework. Brussels, Belgium, ec lifelong learning prog-
ramme.http://ec.europa.eu/dgs/education_culture/publ/pdf/ll-learning/keycomp_en.
pdf . Adresinden 13 Kasım 2017 tarihinde alındı.
Avşar, M. (2007). Yükseköğretimde öğrencilerin girişimcilik eğilimlerinin araştırılması, Çukurova
üniversitesinde bir uygulama (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). T.C. Çukurova Üniver-
sitesi Sosyal Bilimler Enstitü İşletme Anabilim Dalı, Adana.
Çetin ve diğerleri Üstün Zekalı Öğrencilerin Girişimcilik Becerileri
122 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
Ay, T. S. & Acar, S. (2016). Sınıf öğretmenlerinin girişimcilik becerisi kazandırmaya yönelik
görüşleri. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 15(58), 960-976.
Aydın, E. & Öner, G. (2016). Sosyal bilgiler ve sınıf öğretmeni adaylarının girişimcilik düzey-
lerinin incelenmesi. Journal of Kirsehir Education Faculty, 17(3), 497-515.
Bacanak, A. (2013). Fen ve teknoloji dersinin öğrencilerde girişimcilik becerisinin gelişimine
etkisi üzerine öğretmen görüşleri. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 13(1), 609-629.
Barr, J. S. (2000). A comparison of the perceptions of entrepreneurial traits by program and gender
among secondary at-risk, vocational, and college-preparatory students (Unpublished doctoral
dissertation). The Faculty of the Graduate School University of Missouri-Columbia,
USA.
Beary, V. E. ( 2014). Persistent gender gaps in entrepreneurial attitudes, intentions, and actions: The
effects of a youth entrepreneurship education program in Khujand, Tajikistan (Dissertation
Abstract) (May 4, 2014). Available at SSRN: https://ssrn.com/abstract=2602413 or
http://dx.doi.org/10.2139/ssrn.2602413.
Bilge, H. & Bal, V. (2012). Girişimcilik eğilimi: Celal Bayar Üniversitesi öğrencileri üzerine bir
araştırma. Journal of Suleyman Demirel University Institute of Social Sciences, 16(2), 131-148.
Bridges, C. M. (2008). Entrepreneurshıp education and economic development: Preparing the
workforce for the twenty-first century economy (Unpublished doctoral dissertation). The
Graduate School of Clemson University, USA.
Creswell, J. W. (2012). Planning, conducting, and evaluating quantitative and qualitative rese-
arch. Boston: Pearson Publisher.
Creswell, J.W. & Clark, V. L. P. (2014). Karma yöntem araştırmaları: Tasarımı ve yürütülmesi (Çev.
Ed. S.B. Demir). Ankara: Anı Yayıncılık.
Çakır, C. (2015). The moderating role of entrepreneurial education, gender, and age on the relationship
between proactivity, emotional intelligence (EQ) andentrepreneurial orıentation (Unpublished
master thesis). T.C. Yeditepe University Institute of Social Sciences, Istanbul.
Çelik, M. (2013). Öğretmen algılarına göre ilkokul yöneticilerinin dönüşümcü liderlik ve girişimcilik
becerileri arasındaki ilişki bağcılar ve bakırköy ilçeleri örneği (Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi). Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı, Sakarya.
Çelik-Şahin, Ç. (2014). Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinin bu kurumlara ilişkin görüşlerinin
incelenmesi. Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Dergisi, 11(21), 101-117.
Çelik, H., Gürpınar, C., Başer, N., & Erdoğan, S. (2015). Öğrencilerin analitik düşünme beceri-
sinin gelişimi üzerine fen bilgisi öğretmenlerinin görüşleri. Akademik Platform, 396-408.
Çetin, B. (2015). Öğrenme stillerine göre öğrencilerdeki girişimcilik becerilerinin incelenmesi (Yayım-
lanmamış yüksek lisans tezi). Kırıkkale Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Kırıkkale.
Davey, M. C. (2005). The efficacy of the elementary level entrepreneurs in action curriculum (Un-
published doctoral dissertation). Faculty of Peabody College of Vanderbilt University,
USA.
Denton, R. N. (1985). Perceptions of entrepreneurs and secondary vocational educators on selected
aspects of entrepreneurship and entrepreneurship education (Unpublished doctoral disserta-
tion). University Microfilms International, USA.
Dibenedetto, C. A. (2015). Teachers’ perceptions of their proficiency and responsibility to teach the
knowledge, skills, and dispositions required of high school students to be career ready in the 21st
century (Unpublished doctoral dissertation). University of Florida, USA.
Doğanay, A. (2002). Sosyal bilgiler öğretimi, hayal bilgisi ve sosyal bilgiler öğretimi. Ankara:
Pegem Akademi Yayıncılık.
Çetin and others Entrepreneur Skills of Gifted Students
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 123
Doğaner, M. & Altunoğlu, A. E. (2010). Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli iktisadi ve idari
bilimler fakültesi işletme bölümü öğrencilerinin girişimcilik eğilimleri. Organizasyon ve
Yönetim Bilimleri Dergisi, 2(2), 103-110.
Ercan, S. (2017). Duygusal zekâ ile girişimcilik arasındaki ilişki: Karabük üniversitesi girişimcilik bö-
lümü öğrencileri örneği (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Karabük Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Karabük.
Eyal, O. & Kark, R. (2004). How do transformational leaders transform organizations? Astudy
of the relationship between leadership and entrepreneurship. Leadership and Policy in
Schools, 3(3), pp. 211-235.
Florida, R. (2003). Entrepreneurship, creativity, and regional economic growth. In D. M. Hart
(Ed.), The emergence of entrepreneurship policy: Governance, start-ups, and growth in the U.S.
knowledge economy (pp. 39-58). New York: Cambridge University Press.
Gendron, G. (2004). Practitioner’s perspective on entrepreneurial education: An interview
with Steve Case, Matt Goldman, Tom Golisano, Geraldine Laybourne, Jeff Taylor, and
Alan Webber. Academy of Management Learning and Education, 3(3), 302-314.
Girlondo, G. (2013). Making the shift from traditional teaching to 21st century teaching (Unpublis-
hed doctoral dissertation). Walden University, USA.
Gömleksiz, M. N. & Kan, A. Ü. (2009). Sosyal bilgiler dersi öğretim programının eleştirel dü-
şünme, yaratıcı düşünme ve girişimcilik becerilerini kazandırmadaki etkililiğinin belir-
lenmesi (Diyarbakır İli Örneği). 15. Eğitim Bilimleri Kongresi, 13-16 Eylül, Muğla.
Griffiths, M., Kickul, J., Bacq, S., & Terjesen, S. (2012), “A Dialogue with William J. Baumol:
Insights on Entrepreneurship Theory and Education”, Entrepreneurship: Theory and Prac-
tice, Vol. 36 No. 4, pp. 611-625.
Jost, M. (2006). İleri zekâlı çocukları tespit etmek ve desteklemek (A. Kanat, Çev). İzmir: İzmir Yayı-
nevi.
Güneş, F. (2012). Bologna süreci ile yükseköğretimde öngörülen beceri ve yetkinlikler. Yükse-
köğretim ve Bilim Dergisi, 2(1), 1-9.
Kanyi, E. (1999). Entrepreneurship development in Kenyan technıcal education: Exploring the state of
the art department of secondary education (Unpublished doctoral dissertation). Edmonton,
Alberta, USA.
Kazu, İ. Y. ve Şenol, C. (2012). Views of Teachers about Gifted Curriculum (Case of BİLSEM)
/ Üstün Yetenekliler Eğitim Programlarına İlişkin Öğretmen Görüşleri (BİLSEM Ör-
neği). e-Uluslaraarası Eğitim Araştırmaları Dergisi, 3(2), 13-35.
Koçyiğit, E. (2013). Üniversite öğrencilerinin girişimcilik özelliklerinin belirlenmesi (Yayımlanma-
mış yüksek lisans tezi). T.C. İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstan-
bul.
Konaklı, T. & Göğüş, N. (2013). Aday öğretmenlerin sosyal girişimcilik özellikleri ölçeği: ge-
çerlik ve güvenirlik çalışması. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 33(2), 373-
391.
Konokman, G. Y. & Yalpar Yelken, T. (2014). Eğitim fakültesi öğretim elemanlarının yaşam
boyu öğrenme yeterliklerine ilişkin algılar. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi,
29(2), 267-281.
Koh, H. C. (1996). Testing hypotheses of entrepreneurial characteristics: A study of Hong Kong
MBA students. Journal of Managerial Psychology,11(3), 12-25.
Koulrisky, M. & Walstad, W. (2000). The generation: Prepared for the entrepreneurial economy?
Dubuque, Iowa: Kendall Hunt Publishing Co.
Kılıç, R., Keklik, B., & Çalış, N. (2012). Üniversite öğrencilerinin girişimcilik eğilimleri üzerine
Çetin ve diğerleri Üstün Zekalı Öğrencilerin Girişimcilik Becerileri
124 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
bir araştırma: Bandırma İİBF işletme bölümü örneği. Süleyman Demirel Üniversitesi İkti-
sadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 17(2), 423-435.
Kirk, S. A. (1972). Educating exceptional children (2. Ed.). USA: Houghton Mifflin Company.
Köstekçi, E. (2016). Öğretmen adaylarının girişimcilik özellikleri ile yansıtıcı düşünme düzeyleri ara-
sındaki ilişkinin incelenmesi (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Bartın Üniversitesi Eği-
tim Bilimleri Enstitüsü, Bartın.
Kuratko, D.F. & Hodgetts (2007). Entrepreneurship: Theory, practice (7th ed.). Mason, OH: Thom-
son/South Western Publishing.
Kurnaz, A. (2013). Evaluation of Science and Art Centers in the twentieth year depending on
the reports and directors' views. Journal of Gifted Education Research, 2(1), 1-22.
Macke, A. M. (2003). An entrepreneurial spirit ın education: What does it take? (Unpublished doc-
toral dissertation). University of St. Thomas, Minnesota, USA.
McGrath, R.G. & MacMillan, I. (2000). The entrepreneurial mindset. Boston, MA: Harvard Busi-
ness School Press.
ME, K. (2012). A case study of 21st century skills programs and practices. (Unpublished doctoral
dissertation). University of Southern California, USA.
MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı (2005). İlköğretim sosyal bilgiler dersi ve öğretim kıla-
vuzu (4-5. Sınıflar). Ankara: MEB Devlet Kitapları Müdürlüğü.
MEB. (2012). Milli Eğitim İstatistikleri (Örgün Eğitim) 2011-2012,
http://sgb.meb.gov.tr/www/milliegitim-istatistikleri-orgun-egitim-2011-2012/icerik/68.
Menand, H. (2013). Globalization and education: 21st century ınstructıonal practıces for urban teac-
hers (Unpublished doctoral dissertation). University of North Carolina at Charlotte,
Charlotte, USA.
Metin, N. (1999). Üstün yetenekli çocuklar. Ankara: Özaşama Matbaacılık.
Miles, B. M. & Huberman, A. M. (1994). Qualitative data analysis. London: Sage Publications.
Molitoris, I.S. (2013). Entrepreneurial transformation of the school of education at one midwestern
public university: A case study. (Unpublished doctoral dissertation). Department of Lea-
dership and Counseling, Ypsilanti, Michigan, USA.
Morgan, D. L. (1998). Practical strategies for combining qualitative and quantitative methods:
Applications to health research. Qualitative Health Research, 8(3), 362-376.
Neck, H., & Greene, P. (2011). Entrepreneurship education: Known worlds and New frontiers.
Journal of Small Business Management, 49(1), 55-70.
Neuman, L. W. (2007). Toplumsal Araştırma Yöntemleri: Nitel ve Nicel Yaklaşımlar (S. Özge,
Çev.). İstanbul: Yayın Odası.
Nunn, L. & Ehlen, C. (2001). Developing curricular with a major emphasis in entrepreneurship:
An accounting perspective. The Journal of Applied Business Research, 17(4), 1-8.
Ocak, G. & Su, A. (2016). Öğretmen adaylarının girişimcilik düzeylerinin değerlendiril-
mesi/An evaluation of entrepreneurship levels of prospective teachers. E-AJI (Asian Jo-
urnal of Instruction), 4(1). 1-16.
Öztürk, C., & Dilek, D. (2004). Hayat bilgisi ve sosyal bilgiler öğretimi. Ankara: Pegem Akademi
Yayıncılık.
Örücü, E., Kılıç, R., & Yılmaz, Ö. (2011). Üniversite öğrencilerinin girişimcilik eğilimlerinde
ailesel faktörlerin etkisi üzerine bir uygulama. Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2(2), 27-
47.
Pan, V. L. & Akay, C. (2015). Eğitim fakültesi öğrencilerinin girişimcilik düzeylerinin çeşitli
değişkenler açısından incelenmesi. Education Sciences, 9(6), 125-138.
Çetin and others Entrepreneur Skills of Gifted Students
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 125
Pruett, M., Shinnar, R., Toney, B., Llopis, F., & Fox, J. (2009). Explaining entrepreneurial inten-
tions of university students: A cross-cultural study. International Journal of Entrepreneurial
Behavior & Research, 15(6), 571-594.
Rushing, F. (1990) Entrepreneurship and education. In C. A. Kent (Ed.), Entrepreneurship edu-
cation current developments, future directions (pp 29–39). New York: Quoru Books.
Sezginsoy, B. (2007). Bilim ve Sanat Merkezi Uygulamasının Değerlendirilmesi. (Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi), Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri
Anabilim Dalı, Balıkesir: Türkiye.
Snow, M. H. (2012). Music education and entrepreneurship: Post-secondary music teacher education
and value creation for ındividuals and communities (Unpublished master dissertation). Bos-
ton University: USA.
Steiner, H. H. & Carr, M. (2003). Cognitive development in gifted children: Toward a more
precise understanding of emerging differences in intelligence. Educational Psychology Re-
view, 15(3), 215-246.
Sykes, N. (1999, April). Is the organization encoded with a DNA which determines its development?
Paper presented at The Visioneers, Conference, Putteridge Burry Management Centre.
Thompson, J. L. (2002). The world of the social enterpreneure. The International Journal of
Public Sector Management, 15(4): 412–31.
Ulucan, S. (2015). Girişimcilik eğiliminin ve girişimcilik eğilimini etkileyen faktörlerin analizi: orta-
öğrenimde lise 3. ve 4. sınıf öğrencileri üzerinde bir uygulama (Yayımlanmamış yüksek lisans
tezi). Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Uygun, K. & Er, A. R. (2016). Sosyal bilgiler öğretmenlerinin girişimcilik özelliklerinin ince-
lenmesi. Sosyal Bilimler Dergisi, 6(11), 136-157.
Yazıcı, O. (2014). Ortaokul yöneticilerinin girişimcilik yeterlilik düzeyleri (Yayımlanmamış yüksek
lisans tezi). Yeditepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Yılmaz, E. & Sünbül, A. M. (2009). Üniversite öğrencilerine yönelik girişimcilik ölçeğinin ge-
liştirilmesi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 21, 195-203.
Zepeda, P. A. G. (2015). Exploring relationships between entrepreneurship education and stu-
dents’entrepreneurial ıntentions: A mixed method study of entrepreneurial pedagogies at chilean
universities (Unpublished doctoral dissertation). Portland State University, USA.
Wilson, F., Kickul, J., & Marlino, D. (2007). Gender, entrepreneurial self-efficacy, and entrep-
reneurial career ıntentions: ımplications for entrepreneurship education. Entrepreneurs-
hip Theory and Practice, 31(3), 387-401.
Won, S. B. (1987). An investıgation of emphasis given to teaching basic skills for entry level employ-
ment in Korean vocational high schools. (Unpublished doctoral dissertation). University of
Illinois at Urbana-Champaign, USA.
Wu, S., & Wu, L. (2008). The impact of higher education on entrepreneurial intentions of uni-
versity students in China. Journal of Small Business and Enterprise Development, 15(4), 752-
774.
Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi Turkish Journal of Giftedness and Education
2017, Cilt 7, Sayı 2, 126-140 2017, Volume 7, Issue 2, 126-140
2Correspondence Author, Phd., Anadolu University, Eskişehir, Turkey; [email protected] 1Assoc. Prof. Dr., Anadolu University, Eskişehir, Turkey
©Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi/Turkish Journal of Giftedness & Education
ISSN 2146-3832, http://www.tuzed.org
______________________________________________________Analogical and Selective Thinking
in Science: The Use of the Selective
Problem Solving in Science Courses
Fen Bilimlerinde Analojik ve Seçici
Düşünme: Seçici Problem Çözme
Modelinin Fen Bilimlerine
Uyarlanması
Abidin Kılıç1 & M. Bahadır Ayas2
Abstract Problem solving can be considered as an inte-
gral part of our everyday life. Some of the solu-
tions produced to the problems can be evalu-
ated in the context of creativity in terms of being
unique, novel and inspiring new ideas, whereas
others are ordinary. In fact, according to some
researchers, creativity is defined as problem
solving process. Along with many problem-
solving approaches, the use of analogies that re-
sult in inventions or discoveries in areas such as
science and mathematics, is a frequently used
method. In this study, Selective Problem Solv-
ing (SPS) model, a creative problem-solving
model developed by Sak (2011), was examined
in detail and applied the science. SPS is a prob-
lem-solving model developed to help students
to improve their creative problem-solving skills
and to provide transferable knowledge to dif-
ferent problem situations. The model focuses on
analogical thinking and selective thinking
skills. The theoretical background of SPS model
is based on Polya's (1957) problem solving
model, Davidson and Sternberg’s (1984) in-
sightful thinking model and research findings
in the field of creativity.
Keywords: Analogical thinking, selective think-
ing, selective problem solving, creative problem
solving
Öz Problem çözme günlük yaşantımızın ayrılmaz
bir parçası olarak değerlendirilebilir. Problem-
lere üretilen çözümlerin bazıları sıradan, bazı-
ları ise insanları şaşırtmaları ve yeni fikirlere il-
ham olmaları bakımından yaratıcılık bağla-
mında değerlendirilebilir. Hatta bazı araştırma-
cılara göre yaratıcılık problem çözme süreci ola-
rak tanımlanmaktadır. Birçok problem çözme
yaklaşımı olmakla birlikte fen bilimleri gibi
alanlarda bir buluş veya icatla sonuçlanan
problem çözme analoji kullanımı sıklıkla kulla-
nılan bir yöntemdir. Bu çalışmada Sak (2011) ta-
rafından geliştirilen bir yaratıcı problem çözme
modeli olan Seçici Problem Çözme (SPÇ) mo-
deli detaylı bir şekilde incelenerek fen bilimleri
alanından bir uygulama örneği verilmiştir. SPÇ
yaratıcı problem çözme becerilerini geliştirmek,
farklı problem durumlarına transfer edilebilir
bilgi birikimi sağlamak amacıyla geliştirilmiş
bir problem çözme modelidir. Modelde analojik
düşünme ve seçici düşünme becerilerine odak-
lanılmaktadır. SPÇ modeli kuramsal olarak
ünlü matematikçi Polya’nın (1957) problem
çözme modeli, Davidson ve Sternebeg’in (1984)
iç görüsel düşünme teorisi ve yaratıcılık alanın-
daki araştırma bulgularının sentezlenmesi so-
nucunda geliştirilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Analojik düşünme, seçici
düşünme, Seçici Problem Çözme, Yaratıcı prob-
lem çözme.
Giriş
Problem çözmenin insanoğlunun yaşamında bütünleyici bir rolü vardır. Bu bakımdan yaşam
bir problem çözme süreci olarak ta değerlendirilebilir. Yaşamımız boyunca kolay, zor veya
çözümü imkânsız problemlerle karşılaşır ve bunları çözmek için çabalarız. Problemlerin türü
Kılıç ve Ayas Seçici Problem Çözme
128 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
ve düzeyi değiştikçe problemi ele alma tarzımızda değişmektedir. Problem çözme yöntemi-
miz ne olursa olsun, bazı çözümler sıradanken bazıları insanları şaşırtmaları ve yeni fikirlere
ilham olmaları bakımından diğer çözümlerden farklılaşırlar. Farklı ve özgün çözümler ise ya-
ratıcılık bağlamında değerlendirilebileceğinden, bazı araştırmacılar yaratıcılığı problem
çözme sürecinin ürünü olarak ta değerlendirmektedir (Runco & Dow, 1999). Bu bağlamda fen
bilimleri alanında Seçici Problem Çözme Modeli’nin (SPÇ) (Sak, 2011) konu edildiği bu çalış-
mada öncelikle yaratıcı problem çözme kavramına odaklanılmış ve daha sonra SPÇ modeli
detaylı bir şekilde örnekler üzerinden incelenmiştir.
Yaratıcı Problem Çözme Sürecinde Analojik Düşünme
Sözlük anlamı benzeşim olarak verilen analoji, iki veya daha fazla fenomenin benzerlikler üze-
rinden ilişkilendirilmesi/eşleştirilmesi olarak tanımlanmaktadır (Holyoak & Thagard, 1995;
Mumford & Porter, 1999). Farklı bir tanıma göre ise farklı durumlar arasında ileriye yönelik
çıkarsamalar yapmak için kullanılabilen kısmi benzerlikler olarak değerlendirilmektedir
(Gentner, 1998). Bu tanımlara problem çözme süreci bağlamında düşünüldüğünde, analojilere
problemin çözümünü hedef guruplara açıklamak (Sadi Carnot’un ısı akışını şelaleden akan
suya benzeterek açıklaması) veya problemi çözmek (Faraday’ın elektirik alanı açıklamak için
manyetize/mıknatıslanmış demir tozu kullanması) için kullanılabilir (Gentner & Jeriorski,
1993). Problem çözme sürecinde sık kullanılmasından dolayı çoğu zaman icat analojik muha-
keme ile de ilişkilendirilir (Gentner, 2002). Bu bakımdan analojiler keşfetme kapasitesi yaratıcı
bireyleri diğerlerinden ayıran temel özelliklerinden biri olarak ta değerlendirilebilir. Hatta
analoji ve seçim yapma buluş için gerekli temel araçlar olarak ta düşünülebilir. Çünkü daha
önceden çözülmüş problemlerle ilgisi olmayan bir problemden söz etmek mümkün değildir
(Polya, 1957). Örneğin bir matematikçi problemlerin oluşturan yapılar arasında seçici bir ara-
yış içindedir. Ünlü matematikçi Poincare’e göre (Gould, 2001) yaratıcı bir matematikçi, mate-
matiksel unsurlar arasındaki uyumlu ilişkileri ayırt eder. Benzer şekilde yaratıcı bilim insan-
larının da yeni bir teori veya buluş sürecinde sıklıkla analojilere başvurdukları bilinmektedir
(Gick & Holyoak, 1980). Rutherfor’un atom modelini güneş sistemine benzetmesi veya Huy-
gens’in ışık ile ilgi teorisini ses dalgalarına benzetmesi bilimsel buluş sürecinde analoji kulla-
nımına ilişkin örnekler olarak verilebilir. Hatta analojik düşünmenin yaratıcılığı beslediği dahi
düşünülmektedir (Boden, 2004; Holyoak & Thagard 1995; John-Steiner, 1997; Runco, 2006;
Sawyer, 2006).
Yaratıcılık ve buluş yapma sürecinde sıklıkla başvurulan analoji açıklamaya çalışan teoriler iki
bileşenin altı çizilmektedir: hedef ve kaynak. Açıklanan fenomen hedef olarak adlandırılırken,
analojik olarak kıyaslanan fenomen kaynak olarak tanımlanabilir. Buluş yapma süreci bağla-
mında düşünüldüğünde hedef çözülmesi gereken bir problem olabilir. Hedef problemi çöz-
mek ya da anlamak için ise başka bir problem kaynak olarak kullanılabilir. Analoji oluşturma
süreci, bellekten bir kaynak bulunması, kaynak ve hedef arasında benzerliklerin kurulması ve
kaynağın özelliklerinin hedefin ilgili özellikleri ile eşleştirilmesini kapsamaktadır (Dunbar,
1999). Farklı bir ifade ile analoji, uygun bir kaynağın seçilerek hedefle eşleştirilme süreci olarak
Kılıç & Ayas Selective Problem Solving
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 129
tanımlanabilir. Bu sürecin başarılı bir analoji ile sonuçlanabilmesi için kaynak ve hedefin ya-
pısal göstergelerinin eşleştirilmesi çok önemlidir. Ancak bu süreç kolay gerçekleşmeyebilir
(Holyoak & Koh, 1987). Holyoak ve Koh’a göre analojik transferin dört farklı aşamada ger-
çekleşebilir: 1) kaynak ve hedefin zihinsel temsillerinin oluşturulması, 2) doğru kaynağın se-
çilmesi, 3) kaynak ve hedefin yapısal benzerliklerinin eşleştirilmesi ve 4) eşleştirmenin hedef
için çözüm üretecek şekilde genişletilmesi.
Araştırma bulguları analoji kullanımının yetenek düzeyinden etkilendiğini göstermektedir.
Analoji kullanımı üzerine yapılan deneysel çalışmalarda deneyimsiz olan bireylerin hedef ve
kaynak arasında yüzeysel benzerliklere odaklandıklarını, uzmanların ise ilgisiz görünen prob-
lemler arasında yapısal ilişkiler kurduklarını ve bu süreçte hedef ve kaynağa ilişkin yapısal
bilgileri kullandıklarını ortaya koymaktadır (Forbus, Gentner & Law, 1995; Holyoak & Tha-
gard 1995). Kaynağın özelliklerinin hedefin özelleri üzerine eşleştirilmesi, hedef problemin
anlaşılmasında yeni öngörülere kaynaklık eder; bu durumun sonucunda ise birey hedef prob-
lemin yeni ve farklı özelliklerini keşfederek yeni fikirler ve yaratıcı çözümler geliştirir.
Yaratıcı Problem Çözme Sürecinde Seçim
Seçici düşünce, bir problemle ilgisi olmayan unsurların veya fikirlerin görmezden gelinerek,
problem çözümünde yararlı olacak bilgilere veya fikirlere odaklanan bir düşünme süreci ola-
rak tanımlanabilir. Bu süreçte seçimin yapılması ise problemin anlaşılmasına bağlıdır (David-
son & Sternberg, 1984). Polya’ya (1957) göre ise iyi bir matematikçinin problem çözme süre-
cinde seçici olması gerekmektedir. Benzer şekilde bilim insanları araştırdıkları problemle ilgisi
olan ve olmayan elemanları birbirlerinden ayırırlar ve problemin çözümünde kullanabilecek-
leri bilgilere odaklanırlar. Seçim süreci aynı zamanda yeni yapıların/kombinasyonların oluş-
turulmasında da kullanılır. Yaratıcı bir bilim insanı sonsuz sayıdaki bu kombinasyonlardan
uygun olanları seçer. Einstein kombinasyonları üretkenliğin önemli bir özelliği olarak değer-
lendirirken (Hadamard, 1945), büyük bilim insanlarının buluşlarını inceleyen James (1880) ya-
ratıcılığı duyulmamış ve az rastlanır kombinasyonlar olarak tanımlamaktadır (akt. Simonton,
2009). Poincare’e göre yaratıcı matematikçiler sonsuz sayıdaki seçenek içerisinden uygun
kombinasyonları seçebilirler (Gould, 2001) ve bu kombinasyonlardan uzak analojiler içerenle-
rin faydalı olma olasılıkları daha yüksektir (Weisberg, 2006). Seçim yapma aynı zamanda uy-
gun analojilerin kurulmasında da önemli bir role sahiptir (Davidson & Sternberg, 1984; Gust,
Krumnack, Kühnberger & Schwering, 2008; Pereira de Barros, Primi, Koich Miguel & Almeida,
2010).
Seçici Problem Çözme Modeli (SPÇ)
Seçici Problem Çözme modeli (SPÇ), Sak (2011) tarafından yaratıcı problem çözme becerilerini
geliştirmek, farklı problem durumlarına transfer edilebilir bilgi birikimi sağlamak amacıyla
geliştirilmiş bir problem çözme modelidir. Modelde analojik düşünme ve seçici düşünme be-
cerilerine odaklanılmaktadır. SPÇ modeli kuramsal olarak ünlü matematikçi Polya’nın (1957)
Kılıç ve Ayas Seçici Problem Çözme
130 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
problem çözme modeli, Davidson ve Sternbeg’in (1984) iç görüsel düşünme teorisi ve yaratı-
cılık araştırmalarının sentezine dayanmaktadır (Bal-Sezerel & Sak, 2013). Polya’ın matematik-
sel problem çözme modeli dört aşamadan oluşmaktadır: 1) problemi anlama, 2) çözümü planı
oluşturma, 3) planı yürütme ve 4) geri bakma/kontrol etme. İç görüsel düşünme teorisinde ise
Davidson ve Sternberg yaratıcılığa temel oluşturan üç bilgi kazanım bileşeni önermektedirler:
1) seçici kodlama, 2) seçici kombinasyon ve 3) seçici karşılaştırma. Teoriye göre seçici kodlama
gerekli ve gereksiz bilgilerin birbirlerinden ayrılmasını; seçici kombinasyon, fikirlerin ilgili ve
bütüncül bir şekilde birleştirilmesini; seçici karşılaştırma ise yeni edinilen bilgilerin daha ön-
ceden edinilmiş bilgilerle ilişkilendirilmesini kapsar. Ayrıca yaratıcılık araştırmalarında yara-
tıcı problem çözme sürecine kaynaklık eden problem tanılama, problemi tanımlama ve prob-
lem oluşturma süreçleri de (Getzels, 1979; Getzels & Csikszentmihalyi, 1976; Runco, 2006) dik-
kate alınarak SPÇ modeli geliştirilmiştir (Sak, 2011).
SPÇ altı problem çözme basamağından oluşmaktadır: problem tanımlama, problem tanılama,
problem çözme, problem oluşturma, problem çözme ve değerlendirme (Tablo 1 ve Şekil 1).
SPÇ modelinde yer alan her bir basamak ve basamakların önemi aşağıda detaylı şekilde veril-
miştir.
1. Problem Tanımlama. Yaratıcı problem çözme sürecinin ilk aşamasında genellikle
var olan problem durumu tanımlanır. Bu aşama problemlere yaratıcı çözümlerin üretilme-
sinde çok önemli bir aşamadır. Çünkü problemin farklı şekillerde tanımlanması beklenmedik
çözümlere yol açabilir (Runco, 1994; Runco & Dow, 1999). Örneğin klasik elektrikli süpürge-
lerde hava ile birlikte kir partikülleri makinanın içerisine çekilmekte ve daha sonra hava ile
kir birbirinden ayırılmaktadır. Elektrik süpürgelerindeki bu problemin süpürge torbalarının
bir filtre gibi kullanılarak çözülmesinden dolayı birçok elektrikli süpürge torbası patentine
rastlanmaktadır. Ancak James Dyson bu problemi farklı bir şekilde tanımlamış ve torbanın
özelliklerinin yerine kir partiküllerinin havadan nasıl ayrılabileceğine odaklanarak torbasız
elektrikli süpürgeleri üretmeyi başarmıştır.
Problem tanımlanma süreci, problemin ve bileşenlerinin anlaşılmasını sağlar. Bir problemin
anlaşılmasında ise iki tür kodlama yapılır. Birinci tür kodlamada problemin her bir bölümü-
nün ne anlama geldiği tanımlanır ve yorumlanır. Önemli problemler genellikle çok fazla bilgi
içerir ve bu bilgilerin sadece bir kısmı problemin çözümüyle ilgilidir (Davidson & Sternberg,
1984). Bu bakımdan seçici kodlama olarak adlandırılan ikinci tür kodlamada gerekli bilgiler
gereksiz bilgilerden ayrılır.
Kılıç & Ayas Selective Problem Solving
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 131
Tablo 1. Seçici Problem Çözme Modeli Tartışma Tablosu
Basa-
mak
Davranış Odak Sorular Öğrencinin Rolü Öğretmenin Rolü
1. P
rob
lem
i T
anım
lam
a
Problemi tanımlama
Bilinen ve bilinmeyen bilgileri belirleme
Çözüm için gerekli bilgileri belirleme
Çözüm için gereksiz bilgileri belirleme
Problem nedir?
Bilinenler nelerdir?
Bilinmeyenler nelerdir?
Bu problemi çözmek için hangi bilgiler
gereklidir?
Bu problemi çözmek için hangi bilgiler
gerekli değildir?
Bu problemi çözmek için hangi durum
yeterlidir?
Problemi çeşitli kı-
sımlara ayırır
Hedef problemi sunar
Verileri listeler
Gösterimleri tanıtır
İhtiyaç duyulduysa şe-
kil çizer
2. P
rob
lem
i B
elir
lem
e
Benzer bir problem tanımla
Problemleri karşılaştırma
Problemler ve parçaları ara-
sındaki ilişkileri anlama
İlişkiler arasındaki ilişkiyi
fark etme
Doğru olan benzer problemi
seçme
1. Benzer bir prob-
lem tanımlama
Bu problemi daha önceden görmüş
müydün?
Aynı problemi daha farklı bir şekilde
görmüş müydün?
Benzer bir problem biliyor musun?
Daha önceki bulduğun gibi bu problemi
de çözebilir misin?
Benzer bir problem
bulur
Öğrencilerin önceki bil-
gilerini ortaya çıkarır
2. Benzer prob-
lemi seçme
İki problemden hangisi hedef probleme
benzemektedir?
Hangi açıdan benziyorlar?
Hedef problemin çözümünde iki prob-
lemden hangisi kullanılır?
Seçtiğiniz problemi çözebilir misiniz?
Doğru olan benzer
problemi seçer
Benzer problemi
çözer
Gerekli olursa iki tane
problem sunar
Problem çözüm süre-
cini izler
3. P
rob
lem
Çö
züm
ü
Farklı problem durumlarında bilgiyi uygulama
Çözüm basamaklarını inceleme
Hedef problemi çözmede benzer proble-
min çözüm yolunu nasıl kullanırsınız?
Her basamağın doğru olduğunu kanıt-
layabilir misiniz?
Hedef problemi çö-
zer
Çözüm basamakla-
rını kontrol eder
Problem çözüm süre-
cini izler
Kılıç ve Ayas Seçici Problem Çözme
132 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
Tablo 1 (devamı). Seçici Problem Çözme Modeli Tartışma Tablosu 4.
Pro
ble
m O
luşt
urm
a
Benzer bir problem geliştirme
Problemleri karşılaştırma
Problemler arasındaki ilişkiyi anlama
İlişkiler arasındaki bağı fark etme
Hedef problemi çözmede kullanılan benzer
problemdeki stratejiler ve metotlar dışında
hedef probleme benzer daha ileri düzey
problemler nelerdir?
Problem nedir?
Bu iki problem çözümleri açısından birbi-
rine nasıl benzemektedir?
Yeni problem hedef problemden nasıl daha
ileri düzeydedir?
Daha ileri düzeyde
benzer problem oluştu-
rur
Gerekirse problem su-
nar
5. P
rob
lem
Çö
züm
ü Farklı problem durumlarında bilgiyi
uygulama
Çözüm basamaklarını inceleme
Yeni problemi çözmede hedef problemin
çözüm yolunu nasıl kullanırsınız?
Her basamağın doğru olduğunu kanıtlaya-
bilir misiniz?
Yeni problemi çözer
Çözüm basamaklarını
kontrol eder
Problem çözüm sürecini
izler
6. D
eğer
len
dir
me
Benzer problem çözümünü açıklama
Seçici problem çözümünü açıklama
Problem çözerken ne öğrendiniz?
Benzerlik kurma problem çözmede size na-
sıl yardımcı oluyor?
Yeni problem geliştirmede benzerlik kur-
mayı nasıl kullanırsınız?
Problem çözmede nasıl seçici olursunuz?
Problem çözme dene-
yimlerini paylaşır
Öğrencileri açıklamala-
rında cesaretlendirir
Kılıç & Ayas Selective Problem Solving
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 133
Şekil 1. Seçici Problem Çözme Modeli Uygulama şeması
Yazdığınız bu problem çözülebilir mi?
Öyleyse bu problemi çözelim.
İki kaynak problemden hangisi hedef probleme benze-
mektedir?
Ne tür benzerlikler vardır?
Hedef problemin çözümünde bu iki kaynak problem-
den hangisi bize yardımcı olabilir? (Öğrencinin doğru
kaynak problemi seçmesi beklenir.)
Öyleyse bu problemi çözelim.
--Hedef problem sunulur--
Hedef problemde sizden ne yapmanız isteniyor?
Şimdi problemimizi incelemeye başlayalım. Bu problemde bilinenler nelerdir?
Problemde bilinmeyenler nelerdir?
Hedef problemin çözümü için gerekli olan bilgiler nelerdir?
Hedef problemin çözümü için problem içinde gereksiz olan bilgiler nelerdir?
Elimizdeki bu bilgilerle hedef problemi çözebilir miyiz? Nasıl?
Daha önce benzer bir problem gördünüz mü? Gördüyseniz yazınız.
Hedef problemin çözümünde yardımcı olacak
doğru kaynak (analojik) problem öğrenciler tarafın-
dan üretilirse, bu kaynak problem sınıfla paylaşılır.
Hedef problemin çözümünde yardımcı olacak doğru
kaynak (analojik) problem öğrenciler tarafından üreti-
lemezse, öğretmen tarafından iki ya da daha fazla kay-
nak (analojik) problem sunulur.
Hedef problemin çözümünde ürettiğiniz doğru
kaynak problemin çözüm metodunu nasıl kullana-
bilirsiniz? Öyleyse bu metodu kullanarak hedef
problemi çözelim.
Çözdüğünüz hedef problemin her basamağının
doğruluğunu kontrol ettiniz mi?
Hedef problemin çözümünde kaynak problemin çözüm
metodunu nasıl kullanabilirsiniz? Öyleyse bu metodu
kullanarak hedef problemi çözelim.
Çözdüğünüz hedef problemin her basamağının doğru-
luğunu kontrol ettiniz mi?
Hedef problemi başarıyla çözdük. Şimdi sıra sizde. Hedef problemin çözümünde kullandı-
ğınız metot ve stratejileri kullanarak, hedef problemle benzer ya da ondan daha zor yeni bir
problem yazınız. Bu probleme orijinal problem adını veriniz.
Çözümleri açısından hedef problemle orijinal problemin benzerlikleri nelerdir?
Orijinal problem, hedef problemden hangi açılardan daha üst düzeydedir?
Öğrenciler tarafından doğru orijinal problem üreti-
lirse, bu orijinal problem sınıfla paylaşılır.
Öğrenciler tarafından doğru orijinal problem üretile-
mezse, öğretmen tarafından orijinal problem sunulur.
Orijinal problem ile hedef problemin benzerlikleri
nelerdir? Hedef problemin çözümünde kullandığı-
mız metotları orijinal problemin çözümünde nasıl
kullanırsınız? Öyleyse hedef problemin çözü-
münde edindiğimiz deneyimi kullanarak orijinal
problemimizi çözelim. Çözdüğünüz orijinal prob-
lemin her basamağının doğruluğunu kontrol ettiniz
mi?
Orijinal problem ile hedef problemin benzerlikleri ne-
lerdir? Hedef problemin çözümünde kullandığımız
metotları orijinal problemin çözümünde nasıl kullanır-
sınız? Öyleyse hedef problemin çözümünde edindiği-
miz deneyimi kullanarak orijinal problemimizi çöze-
lim. Çözdüğünüz orijinal problemin her basamağının
doğruluğunu kontrol ettiniz mi?
Evet, sıra değerlendirme aşamasına geldi. Bugünkü problem çözme etkinliklerimiz sizlere
neler öğretti? Problemleri çözerken, problemler arasındaki benzerliklerden nasıl yararlandı-
nız?
Peki, yeni problemleri geliştirirken problemler arasındaki benzerlikleri nasıl kullanabilirsi-
niz?
Kılıç ve Ayas Seçici Problem Çözme
134 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
SPÇ modelinin problem tanımlama aşaması öğrencilere bir hedef problemin sunulması ile
başlar. Bu aşamanın amacı öğrencilerin problemi tam olarak anlamalarına ve problemi üze-
rinde çalışılabilecekleri bir şekilde tanımlamalarına yardımcı olmaktır. Bu aşamada öğrenciler
hedef problemin başlıca bileşenlerini (bilinenler ve bilinmeyenler gibi) farklı perspektiflerden
değerlendirerek kendi bakış açılarına göre tanımlamalıdır. SPÇ etkinliği başladıktan sonra bu
aşamada öğretmen aşağıdaki soruları sorarak öğrencilerin hedef problemi kendi bakış açıla-
rından tanımlamalarına yardımcı olmalıdır (bakınız, Tablo 1):
Problem nedir?
Bilinenler nelerdir?
Bilinmeyenler nelerdir?
Gereksiz veya ilgisiz bilgiler varsa öğretmen yukarıdakilere ek olarak aşağıdaki soruları da
sorarak, öğrencilerin ilgili ve ilgisiz bilgileri belirlemelerine yardımcı olmalıdır:
Problemi çözmek için hangi bilgiler gereklidir?
Bu problemi çözmek için hangi bilgiler gereksizdir?
Bu aşamada problemin zorluk ve karmaşıklık düzeyi çok önemlidir. Öğrencilere sunulan he-
def problem öğrencilerin düzeylerinden bilgi birikimi bağlamında daha üst düzey olmalıdır.
Aksi halde öğrenciler analojik transfere gerek kalmadan hedef problemi bu aşamada çözebi-
lirler. Örneğin Ek1’de verilen elektrik devreleri ile ilgili örnekte öğrencilerin basit elektrik dev-
resi ve Ohm kanunu bildikleri ancak seri-paralel bağlı dirençlere Ohm yasasını uygulayama-
dıkları varsayımı ile kurgulanmıştır.
2. Kaynak Problemin Tanılanması. Problemin tanılanması, eyleme geçilmemiş olsa
da bir problemin varlığını fark etmeyi (Runco & Dow, 1999) ve/veya problemler arasında se-
çici karşılaştırmalar yaparak bağlama uygun bir problem belirlemeyi kapsar. Seçici karşılaş-
tırma, yeni edinilen bilgileri geçmişte edilen bilgilerle (Davidson & Sternberg, 1984), geçmişte
öğrenilen bilgilerle karşılaşılan yeni bilgileri ve yeni öğrenilen bilgilerle gelecekte öğrenilecek
bilgileri ilişkilendirmeyi kapsar. Seçici karşılaştırma süreçleri uzun süreli bellekteki bilgiler-
den hangilerinin sorunun çözümü ile ilgili olduğunun belirlenmesinden, çağrılmasından ve
saklanmasından sorumludur (Sternberg, 1986). Analojilerin yeni ve eski bilgilerin benzerlik-
leri üzerinden kurulmasından dolayı analoji kullanarak problemlerin çözülmesi seçici karşı-
laştırmaya örnek olarak verilebilir. Analoji kurma sürecinde ise önemli olan hafızadan yararlı
bir kaynağın çağrılmasıdır (Holyoak & Nisbett, 1988). Bununla birlikte hedef problemin bazı
yönleri problemi çözen bireye kaynağı hatırlatacak ipuçları içermelidir (Schank, 1982).
SPÇ modelinin bu basamağında öğrencilerin görevi hedef problemle yapısal benzerlikleri olan
ve hedef problemin çözümünde kullanılabilen basit bir kaynak problem bulmaktır. Yeni bir
problemleri çözerken, potansiyel kaynak problem adayları arasından uygun problemin belir-
lenmesi, problem çözme yeterliliği için önemli bir unsurdur (Richland & McDonough, 2010).
Bu aşamada öğretmen öğrencilere “Hedef problemimize benzer bir problem biliyor musunuz?” şek-
Kılıç & Ayas Selective Problem Solving
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 135
linde bir soru sorabilir. Hedef problemle ilgili çok sayıda problem olabileceği unutulmamalı-
dır. Bu tip durumlarda öğretmen “Benzer veya aynı bilinmeyeni olan bir problem biliyor musu-
nuz?” şeklinde ikinci bir soru sorabilir. Eğer öğrenciler hedef problemle ilgili daha önceden
çözdükleri bir kaynak problem bulamazlarsa, öğretmen öğrencilere sadece bir tanesi hedef
problemle ilgili olan iki veya daha fazla problem sunmalıdır. Örneğin Ek 1’de verilen örnekte
öğrencilere paralel bağlı dirençlerden oluşan bir devre ve ek bir dirençte oluşan devre verile-
rek öğrencilerden analoji için uygun problemi seçmeleri istenmiştir.
Kaynak problemi öğretmenin sunduğu bir durumda öğrencilerin görevi öğretmen tarafından
sunulan problemleri hedef problemle karşılaştırmaktır. Öğretmen problemleri sunduktan
sonra “Hangi problem hedef probleme benziyor?” şeklinde bir soru sormalıdır. Öğrenciler prob-
lemlerden birini seçtikten sonra “Kaynak problemle hedef problem arasında ne tür benzerlikler gö-
rüyorsunuz? Bilinmeyenleri arasında benzerlik görüyor musunuz?” soruları sorulmalıdır. Örnekte
verilen kaynak problemlerden birincisinde dirençler farklı tellerde ve ana koldan geçen akım
iki kola ayrılmaktadır. İkinci problemde ise akım tek bir kol üzerinden devreyi tamamlamak-
tadır.
Öğrencilere doğru kaynak problemi seçip, doğru ve yararlı benzerlikleri keşfedene kadar kar-
şılaştırmalı muhakemeyi desteklemek için benzer sorularla ipuçları sağlanmalıdır. Bu süreçte
sorularla ipuçları sağlamak analojik transfer için çok önemlidir. Çünkü yapılan deneysel araş-
tırmalarda karşılaştırmalı muhakemeyi desteklemek için ipuçları sağlamanın, kaynakları ayırt
etme ve analojik transfer üzerinde olumlu etkileri olduğu ortaya koyulmuştur (Nhu & Yeung,
2012; Richland & McDonough, 2010).
3. Hedef Problemin Çözülmesi. Öğretmen tarafından sunulan problemler arasın-
dan uygun olanı belirleyip, hedef ve kaynak problemler arasında doğru karşılaştırmaları ya-
parak kaynak problemi doğru bir şekilde çözmek, benzer bir problemle yapısal benzerlikler
içermesi bakımından, öğrencilerin ön bilgilerini hedef problemin çözüm sürecine transfer et-
melerini kolaylaştıracaktır. Bununla birlikte, kaynak problem ve hedef arasında yüzeysel ben-
zerlikler olması sürecin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabilir (Holyoak & Nisbett,
1988). Bu gibi durumlarda kaynak ve hedef arasındaki benzerlikler arttırılarak, karşılaştırmalı
muhakemeyi arttıracak şekilde ipuçları sağlanmalıdır. Benzerliklerin arttırılması, problem
çözme sürecinde kendiliğinden gerçekleşen (spontane) analojik transferin artmasına neden
olabilir (Holyoak & Koh, 1987).
SPÇ modelinin bu aşamasında öğretmen öğrencileri hedef problemi çözmek için kaynak
problemin çözümünde kullandıkları yöntemleri ve prosedürleri kullanmaları için cesaretlen-
dirmelidir. Öğrencileri cesaretlendirmek için “Kaynak problemi çözmek için kullandığımız yön-
temi, hedef problemin çözümünde nasıl kullanabilirsiniz?” sorusu sorulabilir. Öğrenciler problemi
çözmeye başladıklarında, bu aşamada problem çözme süreçlerine dikkat etmeleri gerekmek-
tedir. Öğretmen, öğrencilerin problem çözme yöntemlerini kontrol etmeleri için “Her adımın
doğruluğunu kanıtlayabilir misin?” şeklinde sorular sorabilir. Bu şekilde öğrenciler çözümlerini
Kılıç ve Ayas Seçici Problem Çözme
136 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
aşamalı ve bütüncül bir şekilde yeniden incelemiş olurlar. Çözümün yeniden incelenerek göz-
den geçirilmesi, öğrencilerin bilgilerini içselleştirmesini sağlar ve daha üst düzey problemleri
çözme becerilerini geliştirir. Ekte verilen örnekte öğrenciler Ohm yasasını kullanarak kaynak
problemi çözdükten sonra aynı bağıntıları hedef problem için kullanmaları gerekmektedir.
Öğrencilerden beklenen daha önceden görmüş oldukları Ohm yasasının basit elektrik devre-
lerinde kullanımını, seri ve paralel devrelerde kullanıma transfer ederek yeni bilgiler öğren-
meleridir.
4. Orijinal bir Problemin Oluşturulması. Yaratıcılık üzerine çalışan araştırmacılar
yaratıcılıkta problem kurmanın en az problemi tanıma ve tanımlama kadar önemli olduğu
belirtmektedirler. Örneğin Getzels (1975) bir problemin niteliğinin, çözümün niteliğini belir-
lediğini savunurken, Einstein, “bir problemi formüle etmenin, genelde çözümünden daha
önemli olduğunu” iddia etmiştir (Einstein & Infeld, 1938).
Söz konusu evrenin temel özellikleri, öğrencilerden geliştirmeleri beklenen problemlerde ana-
lojik transfer ve yeniliktir. İlk olarak öğrenciler, problem çözme etkinliklerinin başında kendi-
lerine sunulan hedef probleme benzeyen problemler kurmalıdırlar. İkincisi, bu problemler öğ-
renciler için ya yeni olmalı ya da hedef problemden daha ileri bir düzeyde olmalıdır. Bu evre
analoji ve seçici karşılaştırma kullanımını gerektirmektedir. Bazı problemler, problem kurma
evresinin başlangıç aşamalarında, hedef problemin zihinsel kilit oluşturmasından ve öğrenci-
lerin orijinal fikir üretmelerine engel olmasından dolayı öğrenciler çok az düzeyde yeni olan
ya da hiç yeni olmayan problemler üretebilmektedir. Düzenli bir şekilde bu aşamaya maruz
kalan öğrenciler, büyük olasılıkla alışılagelmiş düşünce kalıplarından çıkarak daha ileri dü-
zeyde ve özgün problemler geliştirmeye başlayacaklardır. Bu evreyi tetiklemek için öğretmen-
lerin şu soruyu sormaları gerekmektedir: “Hedef problemi çözmek için daha önceden kullandığınız
yöntem ve stratejileri kullanarak hedef problemden daha ileri düzeydeki problemler nelerdir?” Öğren-
ciler bir ya da daha fazla problem kurduktan sonra, öğretmen öğrencilerden yeni problemi
tanımlamalarını ve hedef problemle karşılaştırmalarını istemelidir. Soruları harekete geçiren
düşünce şu şekildedir (Tablo 1): Problem nedir? Bu problemler çözümleri açısından ne kadar ben-
zerlik göstermektedirler? Yeni problem hedef problemden ne kadar ileri düzeydedir? Öğretmen öğren-
cileri, daha öncesinde hedef problemin çözümünde kullanılan basamaklardan yararlanmaları
konusunda hayal kurmaya teşvik etmelidir. Bu işlemler birkaç kez yapılarak öğrenciler bilgiyi
pekiştirmekte, öğrencilerin yeni bilgileri transfer etme ve yeni problemlerle baş edebilme be-
cerileri gelişmektedir. Burada verilen örnekte öğrenciler orijinal problem olarak paralel bağlı
dirençlerden oluşan elektrik devresinin her bir hücresini/düğümünü hedef problemle ilişki-
lendirmek ve hedef problemin çözüm yöntemini kullanmalarını sağlamaktır.
5. Orijinal Problemin Çözülmesi. Bu aşamada, kaynak ve hedef problem çözümü
sırasında kazanılan analojik deneyim, ileri düzey analojik problemlerin çözümüne transfer
edilir. Bu aşamaya öğretmen, “İleri düzey problemi çözerken, hedef problemin çözümünde kullandı-
ğınız yöntemi nasıl kullanabilirsiniz?” sorusunu sorarak başlamalıdır. Analojik problem oluştu-
Kılıç & Ayas Selective Problem Solving
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 137
rurken öğrenciler hata yapabilirler. Öğrencilerin oluşturduğu problem doğru bir analoji prob-
lemi değilse, doğru bir şekilde çözemezler; bunun nedeni, mevcut bilgilerinden daha ileri dü-
zeyde bir problem oluşturmalarıdır. Eğer problem oluşturma aşamasının başlarında doğru
analoji ile zor bir problem oluşturmuşlarsa, çözmekte hala başarısız olurlar. Bunun nedeni,
iki problem arasındaki analojinin çok uzak olması ve ileri düzey problemin çözümü için uy-
gulanacak yeterli bilgi birikimine sahip olmamalarıdır. Öğrenciler ileri düzeydeki analoji
problemini çözemezlerse, onlara ileri düzey analoji probleminin çözümü için yararlı olabile-
cek basit bir analoji problemi sunulabilir veya onlardan istenebilir. Öğrenciler ileri düzey ana-
loji problemini çözerken, hangi aşamada olduklarını, çözüm sürecinin nasıl ilerlediğini ve ku-
rulan analojinin başarılı olup olmadığını takip etmek çok önemlidir.
6. Değerlendirme. Bu aşamanın amacı daha fazla gelişim için deneyimlerden yarar-
lanmaktır. Bu aşamada öğrenciler birinci aşamadan beşinci aşamaya kadar edindikleri prob-
lem çözme sürecini ve deneyimlerini değerlendirirler ve tüm aşamalar üzerinde düşünürler.
Öğretmen öğrencilerin deneyimleri ve SPÇ aşamalarından ne öğrendiklerini düşünmeleri için
şu soruyu sorar: Problem çözerken neler öğrendin? Öğretmen öğrencilerin tüm problem çözme
sürecini değerlendirmeleri için onları cesaretlendirmeli ve takip eden soruları sormalıdır:
“Problem çözerken analojileri nasıl kullandınız? Yeni problemler geliştirirken analojileri nasıl kullan-
dınız? Problem çözerken nasıl seçici olursunuz?”. Bu aşamada süreç baştan sona gözden geçirile-
rek öğrencilerin yaratıcı problem çözme sürecinde analojik ve seçici düşünmenin önemini ve
SPÇ önemli bir öğrenme çıktısı olan yaratıcı problem çözme konusunda öğrencilere nasıl fay-
dalı olduğunu anlamaları sağlanır (Sak, 2011).
Sonuç ve Öneriler
Sak (2011) tarafından öğrencilerin yaratıcı problem çözme becerilerini geliştirmek amacıyla
tasarlanan SPÇ modeli kuramsal olarak problem çözme Polya’nın (1957) problem çözme mo-
deli ve Davidson ve Sterneberg’in (1984) iç görüsel düşünme teorisi ve yaratıcılık alanında
yapılan araştırma bulgularına dayanmaktadır. Yeni bir model olmasından dolayı SPÇ üzerine
yapılmış araştırmaların sayısının az olduğu görülmektedir. Modelin etkililiği üzerinde Sak ve
Duman (2012) tarafından 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileri ile yapılan çalışmada öğrencilere 8 haftalık
SPÇ uygulaması yapılmış ve tekniğin öğrencilerin matematik başarısını arttırdığı bulunmuş-
tur. Matematik dersinde yürütülen diğer bir çalışmada ise Bal-Sezerel ve Sak (2013) tarafından
SPÇ modelinin 6 ve 7. sınıf öğrencileri üzerinden sosyal geçerlik çalışması yapılmıştır. Sosyal
geçerliği yüksek olarak rapor edilen araştırmanın diğer bulgularına göre öğrenciler daha sık
SPÇ uygulaması istediklerini, SPÇ uygulamalarında derse daha iyi motive olduklarını ve bu
teknikle eski ve yeni öğrendikleri arasında daha kolay bağlantılar kurabildiklerini belirtmiş-
lerdir.
SPÇ üzerine yapılmış çok az sayıdaki çalışmada matematik alanından uygulama örnekleri ve-
rilmiştir. SPÇ modelinin iki önemli özelliği olan seçici düşünme ve analoji düşünme birçok
farklı disiplinde buluş ve icatlar için gerekli kaynaklar arasında sıralanmaktadır (Byers, 2007;
Kılıç ve Ayas Seçici Problem Çözme
138 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
Dunbar, 1995; Feist, 2006; Holyoak & Thagard, 1995; Sawyer, 2006; Weisberg, 2006). Bal-Seze-
rel ve Sak (2013) ise SPÇ modelinin farklı disiplinlerde kullanımını önermektedirler. Bu bağ-
lamda ek 1’de sunulan SPÇ uygulama örneğinin farklı konular için veya biyoloji ve kimya gibi
farklı disiplinlerde uyarlanmış etkinlikleri üzerinde SPÇ’nin fen bilimlerinde dersinde öğren-
cilerin akademik başarıları, yaratıcılıkları, analojik düşünme becerileri ve problem çözme be-
cerileri üzerindeki etkisine deneysel araştırmalarla bakılabilir. Aynı şekilde yapılan bu tür uy-
gulamalarda fen bilimleri dersinde SPÇ etkinliklerinin sosyal geçerliliklerine bakılabilir.
Her ne kadar araştırma sayısı az olsa da var olan araştırma raporlarında SPÇ uygulamasının
geçerliğine ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Geliştirilecek uygulama etkinlikleri-
nin değerlendirilmesinde SPÇ konusunda tecrübeli alan uzmanları ile birlikte çalışma yapıla-
cak disiplindeki uzmanların etkinliklerde sunulacak hedef problem, kaynak problemler ve
orijinal problemi kapsam, düzey ve SPÇ’ye uygunluk bakımından değerlendirmeleri önerile-
bilir.
Kaynakça Bal-Sezerel, B. & Sak, U. (2013). The Selective Problem Solving Model (SPS) and its social vali-
dity in solving mathematical problems. The International Journal of Creativity and Problem
Solving, 23(1), 71-87.
Boden, M. A. (2004). The creative mind: Myths and mechanisms (2nd ed.). London: Routledge.
Byers, W. (2007). How mathematicians think: Using ambiguity, contradiction and paradox to create
mathematics. New Jersey: Princeton University Press.
Davidson, J. E. & Sternberg, R. J. (1984). The role of insight in intellectual giftedness. Gifted
Child Quarterly, 28, 58-64.
Dunbar, K. (1995). How scientists really reason: Scientific reasoning in real-world laboratories.
In R. J. Sternberg & J. Davidson (Eds), The nature of insight, (pp. 365-395). Cambridge:
MIT Press.
Dunbar, K. (1999). Science. In M. A. Runco & S. R. Pritzker (Eds), Encyclopedia of creativity, vol
2, (pp. 525-531). San Diego, CA: Academic Press.
Einstein, A. & Infeld, L. (1938). The evolution of physics. New York: Simon and Schuster.
Forbus, K. D., Gentner, D., & Law, K. (1995). MAC/FAC: A model of similarity based retrieval.
Cognitive Science, 19, 144-206.
Gentner, D., Jeziorski, M. (1993). The shift from metaphor to analogy in western science. In A.
Ortony (Ed.), Metaphor and Thought (2nd ed) (pp. 447-480). Cambridge: Cambridge
University Press.
Gentner, D. (2002). Analogy in Scientific Discovery: The Case of Johannes Kepler. Model-Based
Reasoning: Science, Technology, Values, 21-39.
Getzels, J. W. (1979). Problem finding: A theoretical note. Cognitive Science, 3, 167- 172.
Getzels. J. W. & Csikszentmihalyi, M. (1976). The creative vision: A longitudinal study of problem
finding in art. New York: John Wiley & Sons.
Gick, M. L. & Holyoak, K. J. (1980). Analogical problem solving. Cognitive psychology, 12(3),
306-355.
Gould, S. J. (Ed.). (2001). The value of science: Essential writings of Henri Poincare. New York: The
Modern Library.
Gust, H., Krumnack, U., Kühnberger, K.-U., & Schwering, A. (2008): Analogical reasoning: A
core of cognition. KI - Zeitschrift Künstliche Intelligenz 1, 8-12.
Hadamard, J. (1945). The psychology of invention in the mathematical field. Princeton, NJ: Princeton
Kılıç & Ayas Selective Problem Solving
Turkish Journal of Giftedness & Education, 2017, 7/2 139
University Press.
Holyoak, K. J. & Nisbett, R. E. (1988). Induction. In R. J. Sternberg & E. E. Smith (Eds.), The
psychology of human thought (pp. 50-91). Cambridge: Cambridge University Press.
Holyoak, K. J. & Thagard, P. (1995). Mental leaps. MIT Press. Cambridge: MA.
Holyoak, K. J., & Koh, K. (1987). Surface and structural similarity in analogical transfer.
Memory & Cognition, 15, 332-340.
Holyoak, K. J. & Nisbett, R. E. (1988). Induction. In R. J. Sternberg & E. E. Smith (Eds.), The
psychology of human thought (pp. 50-91). Cambridge: Cambrdige University Press.
John-Steiner, V. (1997). Notebooks of the mind: explorations of thinking (Rev. Ed.). New York: Ox-
ford University Press.
Mumford, M. D. & Porter, P. P. (1999). Analogies. In M. A. Runco & S.R. Pritzker (Eds.), Ency-
clopedia of creativity (pp. 71-77). San Diego, CA: Academic Press.
Nhu, B. H. & Yeung, A. H. (2012). Fostering analogical transfer: The multiple components ap-
proach to algebra word problem solving in a chemistry context. Contemporary Educational
Psychology, 37, 14-32.
Pereira de Barros, D., Primi, R., Koich Miguel, F., & Almeida, L. S. (2010). Metaphor creation:
A measure of creativity or intelligence? European Journal of Education and Psychology, 3, 1,
103-115.
Polya, D. (1957). How to solve it (2nd Ed). NJ: Princeton University Press.
Richland, L. E. & McDonough, I. M. (2010). Learning by analogy: Discriminating between an-
alogs. Contemporary Educational Psychology, 35, 28-43.
Runco, M. A. (1994). Conclusions concerning problem finding, problem solving, and creativ-
ity. In M. A. Runco (Ed.), Problem finding, problem solving, and creativity, 272-290. Nor-
wood, NJ: Ablex Publishing.
Runco, M. A. (2006). Creativity theories and themes: Research, development, and practice. San Diego,
CA: Academic Press.
Runco, M. A., & Dow, G. (1999). Problem finding. In M. A. Runco & S.R. Pritzker (Eds.), Ency-
clopedia of Creativity (Vol. 2, pp. 443 - 445). San Diego, CA: Academic Press.
Sak, U. & Duman, F. (2012). [A study on the effectiveness of the SPS on students’ achievement
in mathematics]. Unpublished raw data.
Sak, U. (2011). Selective Problem Solving (SPS): A model for teaching creative problem solving,
Gifted Education International, 27(3), 349-357.
Sawyer, R. K. (2006). Explaining creativity: The science of human innovation. Oxford: Oxford Uni-
versity Press.
Schank, R. C. (1982). Dynamic memory. Cambridge: Cambridge University Press.
Simonton, D. K. (2009). Genius 101. New York, NY: Springer.
Sternberg, R. J. (1986). Toward a unified theory of human reasoning. Intelligence, 10, 281-314.
Weisberg, R. W. (2006). Creativity: Understanding innovation in problem solving, science, invention,
and the arts. New Jersey: Wiley.
Kılıç ve Ayas Seçici Problem Çözme
140 Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi, 2017, 7/2
EK 1. Seçici Problem Çözme Modelinin Fizik Elektrik Devrelerinde Uygulanması
1. Aşama: Hedef Problemin Tanımlanması
Hedef Problem: 1Ω ve 9Ω’luk dirençler ve 20voltluk
güç kaynağı ile direnci olmayan iletken tellerle oluştu-
rulmuş devreden geçen akımın şiddetini nedir?
2. Aşama: Kaynak Problemin Tanılanması
Kaynak bir problem oluşturunuz
Kaynak problem oluşturulamaz ise aşağıda-
kiler arasından doğru kaynak problemi seçi-
niz
1. Aşağıdaki dirençsiz iletken teller ve dirençler kulla-
nılarak oluşturulmuş elektrik devresinde, R2 direnci-
nin üzerinden geçen İ2 akımın şiddetini bulunuz?
2. Aşağıda dirençsiz teller kullanılarak oluşturulmuş
elektrik devresinde, R direncinin üzerinden geçen İ
akımın şiddetini bulunuz?
Doğru kaynak problemi çözün (Problem 2)
Ohm Kanunu (R=V/i veya V=ixR bağıntısı) ka-
palı devre için analoji olarak kullanılır.
V= ixR bağıntısı V–ixR=0 şeklinde düzenlenir
16 – ix8 = 0
16 = ix8
i =2A
3. Aşama: Hedef Problemin Çözülmesi
V–ixR=0 bağıntısı kapalı devre için kullanılır.
V–ixR1–ixR2 =0
20 – ix1 – ix9 =0
20 – 10xi =0
20 = 10xi
i = 2A
4. Aşama: Orijinal Problemin Oluşturulması
Hedef probleme benzer fakat daha üst düzey
bir problem oluştur ya da aşağıdaki orijinal
problemi çöz.
Aşağıdaki devrede pil ve tellerin dirençleri olma-
dığına göre pilin yer aldığı ana tel üzerinden ge-
çen İ0 akım şiddetinin değerini bulunuz
5. Aşama: Orijinal Problemin Çözülmesi
Hedef problemin çözümünü orijinal proble-
min çözümü ile eşleştir.
Ohm Kanunu elektrik devresinin iki bölümü
için ayrı ayrı kullan
V–İ1xR1 = 0 ve V–İ2xR2 = 0
12–İ1x3 = 0 ve 12–İ2x6 = 0
İ1 = 4A ve İ2 = 2A
İ0 = İ1 + İ2
İ0 = 6A
6. Aşama: Değerlendirme
Analoji kullanma ve seçim yapmanın problem
çözme sürecinde nasıl işe yaradığını değerlendir.
R1=1Ω R2=9Ω
V =20V i=? R1=4Ω
V =16V İ0
R2=4Ω İ2
İ1
R=8Ω
V =16V İ
R1=3Ω
V =12V İ0=?
R2=6Ω
İ1
İ2
Türk Üstün Zekâ ve Eğitim Dergisi…….Turkish Journal of Giftedness and Education
Aralık 2017, Cilt 7, Sayı 2 December 2017, Volume 7, Issue 2
Editör Notu/Editorial 64
Opinions of Artistically Talented Eminent Adults on Supports Provided by the State for
Gifted Children in the Arts
Sanat Alanında Üstün Yetenekli Çocukların Eğitiminin Devlet Tarafından
Desteklenmesine İlişkin Sanatçıların Görüşleri
Faruk Levent & Filiz Kansu Çelik 65
Teachers’ Views about the Education of Gifted Students in
Regular Classrooms
Üstün Yetenekli Öğrencilerin Normal Sınıflarda Eğitimine İlişkin
Öğretmen Görüşleri
Neşe Kutlu Abu, Çiğdem Akkanat & Murat Gökdere 87
A Comparison of Entrepreneurial Skills of Fourth-Grade Gifted and Normal Student’s in
Social Studies
Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersindeki Girişimcilik Becerileri:
BİLSEM ve İlkokul Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Karşılaştırılması
Şirin Çetin, Çavuş Şahin, Hüseyin Mertol, Serdar Arcagök & Derya Girgin 110
Analogical and Selective Thinking in Science: The Use of the Selective Problem Solving in
Science Courses
Fen Bilimlerinde Analojik ve Seçici Düşünme:
Seçici Problem Çözme Modelinin Fen Bilimlerine Uyarlanması
Abidin Kılıç & M. Bahadır Ayas 126