Upload
others
View
17
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
İnceleme
41 � ����������������������
Bölgenin “barışın, istikrarın, refahın, kültür ve medeniyetin bir merkezi” olmasını hedefleyen AKP, bu hedefleri doğrultusunda
bölge insanları arasında “yeni bir kardeşlik, dostluk ve alışveriş dönemi başlatmayı” seçmenlerine vaat etmektedir.
Türk Siyasi Partileri,
Seçim Bildirgeleri ve Ortadoğu
Turkish Political Parties, Election Manifests and the Middle East
Emre HATİPOĞLU & Brooke LUETGERT
AbstractThis study offers a systematic analysis of how the three top-performing Turkish political parties in the last three elections have portrayed Middle East and Turkey’s role in the region in their electoral manifestos. In doing so, the study focuses on the 2002, 2007 and 2011 electoral manifestos of the AKP, the CHP and the MHP, and seeks to answer to what extent do internal politicking and global events shape these parties’ stances regarding the Middle East. Concomitantly, we also analyze how the “Arab Spring” affected the three political parties’ stances through these manifestos. The findings indicate that both the incumbent and the main opposition parties give significant salience to the Middle East and Iraq in their foreign policy portfolios. Specifically, the AKP pays special attention to electoral sensitivities, and the feedback from its policies emp-loyed until then in the region. Compared to 2007, the CHP’s discourse in 2011 on the region changed from a critical tone to a constructive one that aims to lead the political agenda. Our research also suggests that the MHP has stayed away from such strategic interaction, and has been content in following a security-oriented, boutique stance about the Middle East and Iraq.
Keywords: Electoral manifesto, elections, party position, Middle East, Turkey, foreign policy
* Yardımlarından ötürü araştırma asistanlarımız İlker Aslan ve Gülnur Kocapınar’a, değerli yorum ve katkılarından ötürü Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’na teşekkür ederiz.
İnceleme
42 � ����������������������
�����(�4����L� ���3*4(��(��������� ������� ����+��*������(�� ���������-���� ���*����� ��� ���� ���(��� �� ����� �� ��� ��3� ��� ����� ��(�� ��>�L ����������=�(���B�� � ������ �������� ����*��������� 0���+� ����� 2��*��(�4��������� ����� ���������� �+������(�4���������(������� ���� �������������� ��� �>
Özet
Bu çalışma, Türkiye’de son üç seçimdir en faz-
la oy alan üç siyasi partinin Ortadoğu’yu ve
Türkiye’nin bu coğrafyadaki rolünü seçim bil-
dirgelerinde nasıl betimlediği konusunda siste-
matik bir çözümleme sunmaktadır. Çalışma, bu
çözümlemeyi AKP, CHP ve MHP’nin 2002, 2007
ve 2011 seçim bildirgeleri üzerinden yapmak-
ta ve bu siyasi partilerin Ortadoğu konusunda
duruşlarını belirlerken ne ölçüde iç siyasetteki
gelişmelerinden ve küresel ölçekteki olaylardan
etkilendikleri sorusuna da cevap aramaktadır.
Aynı zamanda, daha güncel bir konu olarak,
“Arap baharı”nın Türk siyasi partilerinin duru-
şunu nasıl etkilediğini de seçim bildirgeleri üze-
rinden incelemekteyiz. Bulgular, iktidar ve mu-
halefet partisinin Ortadoğu ve Irak’a dış politika
portföylerinde önemli bir yer verdiklerine işaret
etmektedir. AKP, Ortadoğu ve Irak’a ilişkin se-
çim vaatlerini şekillendirirken, seçmenlerinin
hassasiyetlerini ve daha önce izlediği politikala-
rın sonuçlarını dikkate almaktadır. 2011 yılında
CHP’nin bölgeye dair söyleminin odağı, eleştirel
bir tondan yapıcı ve gündemi belirleyen bir tona
kaymıştır. Araştırmamız, MHP’nin ise son on
yıldır Ortadoğu ve Irak konusunda görece siya-
setten uzak, güvenlik eksenli ve butik bir duruşu
koruduğunu önermektedir.
Türk Siyasi Partileri,
Seçim Bildirgeleri ve Ortadoğu
1. Giriş
Ortadoğu, Türk dış politikasının gündeminin en
önemli konularından biridir. Soğuk Savaş süre-
since kendisini bölgeden görece izole eden Tür-
kiye, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bölgede
daha aktif ve çok boyutlu bir politika izlemeye
başlamıştır1 Kuşkusuz, Türkiye’nin Ortadoğu’ya
yönelik artan ilgisinde, bu bölgeyi ilgilendiren
konuların iç politikayla gittikçe artan bağıntısı-
nın rolü büyüktür. Otonomi hedefleyen Kürt ha-
reketlerinin komşu ülkeler Irak, İran ve Suriye’de
daha etkili hale gelmesi, Türkiye’nin bölgeye olan
ilgisini daha da arttırmıştır.2 İsrail-Filistin konu-
su Türkiye’nin Ortadoğu politikasını şekillendi-
ren bir diğer mihenk taşıdır. Her ne kadar İsrail-
Filistin çatışmasında tarafsız kalmaya çalışan bir
ülke olsa da3 Türkiye yakın zamanda bu konuda-
ki duruşunu kültürel ve din kardeşliği boyutunda
tanımlamaya başlamıştır. Bu tür güvenlik temalı
konulara ek olarak, Türk hükümetinin bölgeyle
olan ticaret bağlarının çeşitli boyutlarıyla gelişti-
rilmesini bir öncelik olarak görmesi, ülkenin izle-
diği Ortadoğu politikasına ekonomik önemli bir
konum kazandırmıştır.4 Kuşkusuz 2010 yılının
son günlerinde başlayan Arap Baharı ve özellikle
Libya ve akabinde Suriye’de yaşanan gelişmeler,
Türkiye’de Ortadoğu’yu günlük siyasetin en sık
konuşulan konularından biri haline getirmiştir.
Bu çalışma, Ortadoğu’nun ve Türkiye’nin bu
coğrafyadaki rolünün Türkiye’de son üç seçimdir
en fazla oy alan üç siyasi parti tarafından seçim
bildirgelerinde nasıl betimlendiği konusunda
sistematik bir çözümleme sunmaktadır. Çalışma,
bunun için AKP, CHP ve MHP’nin 2002, 2007
ve 2011 seçim bildirgelerini kullanmakta ve bu
süre zarfında yaşanan iç siyasetteki gelişmelerin
ve küresel ölçekteki olayların siyasi partilerin
İnceleme
43 � ����������������������
duruşlarını ne ölçüde belirlediği sorusuna ce-
vap aramaktadır. Aynı zamanda, 2010 yılı Aralık
ayından beri süre gelen “Arap Baharı”nın Türk
siyasi partilerinin duruşunu nasıl etkilediğini
de seçim bildirgeleri üzerinden incelemekteyiz.
Bulgular, iktidar ve muhalefet partisinin Orta-
doğu ve Irak’a dış politika konuları arasında en
önemli yeri verdiklerine işaret etmektedir. İkti-
dar partisi Ortadoğu ve Irak’a ilişkin seçim va-
atlerini sunarken seçmenlerinin hassasiyetleri ve
daha önce izlediği politikaların sonuçlarını dik-
kate almaktadır. Son on yıldır, CHP’nin bölgeyle
alakalı söyleminin yapıcı ve gündemi belirlemeye
yönelik bir tona kaydığını da gözlemlemekteyiz.
Araştırmamız, MHP’nin ise son on yıldır Orta-
doğu ve Irak konusunda görece siyasetten uzak,
güvenlik eksenli butik bir duruşu koruduğunu
önermektedir.
Çalışmamız altı bölümden oluşmaktadır. Giri-
şi takip eden bölümde neden odağımızın seçim
bildirgeleri olduğunu tartışmaktayız. Daha sonra
partilerin seçim bildirgelerinde Ortadoğu’nun
görece önemine dair verileri sunmakta ve yo-
rumlamaktayız. Dördüncü bölümde Ortadoğu
ve Irak konusunda partilerin seçim bildirgelerin-
de sundukları içeriğin nitel bir analizi yapılmakta
ve partilerin izlediği genel stratejiler bildirgeler-
den alınan cümlelerle örneklenmektedir. Bu tar-
tışma dahilinde Ortadoğu geneli, Irak ve “Arap
Baharı”nı ayrı alt başlıklar halinde sunmaktayız.
Beşinci bölümde ise bu içeriğin sistemli bir nicel
analizi yapılmakta ve bir önceki bölümde sunu-
lan bazı fikirler daha da olgunlaştırılmaktadır.
Önemli bulgularımızın tekrarı ve bu bulguların
bazı ana uluslararası ilişkiler kuramlarıyla nasıl
örtüştüğü konusunda bazı fikirlerin tartışılma-
sıyla da çalışmamızı sonlandırmaktayız.
2. Neden Seçim Bildirgeleri?
Türk dış politikasının popülerleşmesinin, bu ko-
nunun iç siyaset ile olan artan bağıntısıyla açıkla-
nabileceği düşünülebilir. Ancak, bu bağıntıyı şu
ana kadar sistematik olarak inceleyen çalışma sa-
yısı azdır. Partilerin dış politikadaki duruşlarının
Türk seçmen davranışı üzerine fark edilir bir et-
kisinden söz edebiliriz.5 Ancak, Türk seçmeninin
siyasi tutumlarını açıklamakta sıkça kullanılan
dindarlık ve etnisite gibi etmenler, aynı seçmenin
dış politika konusundaki tutumlarını açıklamak-
ta çok etkili gözükmemektedirler.6 Diğer taraf-
tan, izlenecek dış politikaların Türk seçmeninin
refahını arttırma ve Türk mallarına yurtdışında
pazar yaratma potansiyeli, siyasi partilerin fark
ettiği ve üzerine ilgi gösterdikleri bir bağıntıdır.7
Dış politikanın seçmen davranışına olan etkisi-
nin başka bir yansımasını bu konunun Türk siya-
si partilerinin seçim manifestolarında ağırlığının
artması olarak da görmekteyiz. Özellikle AKP ve
CHP, seçim bildirgelerinde dış politika hakkında
artan bir şekilde tespit, tasvir ve vaatlerde bu-
lunmakta, daha da önemlisi bu tespit, tasvir ve
vaatleri sayıları yirmiye varan alt başlıklara yay-
maktadırlar. Başka bir deyişle, Türkiye’de siyasi
partiler birçok dış politika konusunda kendileri-
ni seçmenlerine karşı bağlayıcı duruş alma ihti-
yacı hissetmektedirler.
Dış politika konusunda diğerlerinden farklı ol-
duğunu iddia eden AKP, 2002 seçim bildirge-
sinde dış politikaya ilişkin elliye yakın cümle
kullanırken, kendisini iktidara taşıyan seçimleri
takip eden 2007 ve 2011 seçimlerinin her birinde
ise 250’ye yakın cümleyi dış politika için sarf et-
miştir. AKP kadar olmasa da CHP’nin de seçim
bildirgelerinde dış politikaya gösterdiği ilgide bir
artış gözlemlemekteyiz. Örneğin, 2002 seçim bil-
dirgesinde dış politika üzerine 40 civarında cüm-
le sarf eden ana muhalefet partisi, 2007 yılında
bu sayıyı neredeyse iki katına çıkarmış, 2011 yılı
bildirgesinde ise CHP dış politika konusunda
duruşunu belirlemek ve seçmenlere bu konuda
verilecek sözler için 120’nin üzerinde cümle kul-
lanılmıştır. MHP’nin seçim bildirgelerine bak-
tığımızda ise AKP ve CHP’den farklı bir eğilim
gözlemlemekteyiz. 2002 yılında 50’nin üzerinde
cümleyle dış politikaya en fazla yer ayıran parti
olan MHP, 2007 ve 2011 seçimlerinde ise dış po-
litikaya atfettiği cümle sayısında anlamlı bir artış
göstermemiştir. 2007 seçim bildirgesinde ufak
bir artışla 70 civarına çıkan dış politikayla ilgili
cümle sayısı, MHP’nin 2011 seçim bildirgesinde
tekrar 50 civarına düşmüştür.
İnceleme
44 � ����������������������
3. Seçim Bildirgeleri ve Ortadoğu
Türk siyasi partileri, Ortadoğu bölgesiyle ilgili
seçim beyanatlarını iki ana başlık altında topla-
maktadırlar: Ortadoğu ve Irak. Ortadoğu başlığı
altında Suriye’den Fas’a kadar uzanan bölge ül-
keleriyle olan ilişkiler ve özellikle İsrail-Filistin
çatışması üzerine partilerin tespit ve seçim va-
atlerini bulabiliyoruz.8 Partilerin son üç seçimde
Irak konusunda ise genel olarak ayrı bir başlık aç-
tıklarını gözlemlemekteyiz. 2002 yılında Irak ko-
nusunda ayrı bir başlık açan tek parti AKP iken,
ABD’nin Irak’a savaş açmasıyla birlikte 2007 se-
çimlerinde her üç partinin de bu konuya ayrı bir
başlık ayırmıştır. 2011 seçim bildirgelerinde ise
muhalefet partilerinin Irak konusu için ayrı bir
başlık açtığını fakat iktidar partisinin ilginç bir
şekilde Irak konusuna bildirgesinde hemen hiç
yer vermediğini gözlemlemekteyiz.9
Partilerin seçim bildirgelerinde Ortadoğu ve
Irak’a diğer dış politika konularına nazaran gös-
terdikleri ilgi, kendi aralarında ve zaman içinde
çeşitli farklılıklar arz etmektedir. İktidar partisi
için Ortadoğu’nun çok önemli olduğunu gö-
rüyoruz. AKP, 2002 ve 2007 seçim bildirgeleri-
nin yaklaşık %20’sini Ortadoğu bağlamında dış
politikaya ayırmıştır. 2011 yılında ise bölgenin
payı %12’ye düşmüştür. 2011 yılındaki nerdey-
se yarı yarıya düşüşe rağmen Ortadoğu ve Irak,
AKP’nin 20’ye yakın dış politika başlığı altında
üç seçimdir en fazla üzerinde durduğu konu ola-
rak öne çıkmaktadır. Rakamlar, CHP’nin bölge-
ye ilgisinin ise zamanla arttığını göstermektedir.
CHP, bölgeye, bildirgelerindeki dış politika bö-
lümünün sırasıyla yaklaşık %5, %10 ve %20’sini
ayırmıştır. Bu oranlar Ortadoğu ve Irak’ı 2002
yılında CHP’nin dış politika bölümü altında aç-
tığı 12 başlık arasında dördüncü, 2007 yılında ise
15 başlık arasında beşinci en önemli konu yap-
mıştır.10 2011 seçimlerinde ise bölge CHP için
en önemli dış politika konusu haline gelmiştir.
MHP’de ise 2002 yılında %2 oranla 11 konu ara-
sında, 2007 %8 ile 13 konu arasından, 2011’de
ise 16 konu arasından dördüncü olmuştur.11 Bu
rakamlar, MHP’nin Ortadoğu konusunda çok
da iddialı bir siyaset izlemeye niyetli olmadığını
önermektedir.
4. İçerik Karşılaştırmaları
Bu bölüm, siyasi partilerin seçim bildirgelerin-
de Ortadoğu’yla ilgili verdikleri vaatleri dört alt
başlık altında tartışmaktadır. İlk iki ana başlık,
partilerin Ortadoğu genelinde ve Irak’la ilgili du-
ruşlarının ana hatlarını örneklerle çizerken, 2011
seçim bildirgelerinde Arap Baharı’nın nasıl ele
alındığı üçüncü alt başlığı oluşturmaktadır. Bil-
dirgelerin içeriklerinin sistematik nicel analiziyle
de bu bölümü sonlanmaktadır.
Ortadoğu Geneli
Ortadoğu başlığı altındaki tespit ve vaatlere bak-
tığımızda, Filistin sorunu, kültürel bağlar ve ti-
cari ilişkilerin öne çıkan konular olduğunu gör-
mekteyiz. Örneğin, AKP ve CHP’nin bölge eko-
nomileriyle ilişkilerin iyileştirilmesi vaatleri bir-
birleriyle önemli şekilde benzeşmektedir. Diğer
taraftan, AKP’nin özellikle 2011 bildirgesinde
din kardeşliği ve tarihsel birliktelik gibi kavram-
lara yer verilirken, CHP insan hakları ve özgürlük
gibi değerleri vurgulamıştır. MHP ise Ortadoğu
konularını çoğunlukla güvenlik perspektifinden
ele almış, özellikle Irak konusunda soydaşlık kav-
ramını ve Ortadoğu’daki Türkmenler’in hakları-
nın korunması konusunu öne çıkarmıştır.
Bölge halkıyla olan kültürel bağlar ve din kardeş-
liği, bölge ülkeleriyle ekonomik ilişkilerin güçlen-
dirilmesi ve İsrail-Filistin uyuşmazlığı, AKP’nin
seçim bildirgelerinin Ortadoğu başlıklarını oluş-
turan üç ana konudur. 2002 yılında Türkiye’nin
“yakın kültürel ve tarihi ilişkiler” içinde olduğu
Ortadoğu’da “kalıcı barış”, AKP’nin öne çıkan
vaatlerindendir. Bu doğrultuda, AKP “Filistin’de
barışın tesisine yönelik çabaları destekleme” ko-
nusunda da seçmenlere vaatte bulunmuştur.12
2007 yılı bildirgesinde ise AKP’nin Ortadoğu du-
ruşunun bugüne kadar süregelen söyleminin te-
mellerini bulmaktayız. İktidar partisi, bu bildir-
gede seçmenlere “Türkiye’nin tarihi sorumluluk
ve tecrübelerinden kaynaklanan ve tutarlı ilke-
lere dayanan kuşatıcı ve bütünleştirici bir bölge
vizyonu” sunmuş ve bu vizyonu güvenlik, politi-
ka, ekonomi ve kültür olmak üzere dört ana ilke
üzerine oturtmuştur.13 AKP’nin bu vizyonu nasıl
İnceleme
5� � ����������������������
uygulayacağını da seçim bildirgesinde detaylan-
dırdığını, “bölge güvenliğini tehdit eden risk ve
bunalım alanlarını” kontrol etmek için “dinamik
ve önalıcı bir bölge politikası” izleyeceği vaadin-
de bulunduğunu görmekteyiz.14 Parti, sözkonu-
su stratejilerin uygulanmasını Filistin ve Lübnan
özelinde de tartışmıştır. AKP’nin 2007 bildirge-
sinde gördüğümüz bu kuramsal derinlik, bize bu
belgede Ahmet Davutoğlu’nun önemli etkisinin
olduğunu düşündürmektedir.
AKP’nin 2011 yılı seçim bildirgesinde 2007 yı-
lında oluşturduğu dinamik ve önalıcı politikalar
üretme söylemine devam ettiğini, bu politika va-
atlerini kültürel ve özellikle politik unsurlar te-
melinde vurguladığını görmekteyiz. Kuşkusuz,
seçimlerden birkaç ay önce Tunus’ta patlak veren
ve Ortadoğu’ya hızla yayılan devrimler AKP’nin
bölgede izleyeceği politikaların Türkiye’ye sağla-
yacağı faydadan çok, bölge ülkelerindeki siyasi
yapılanmada Türkiye’nin nasıl bir rol oynayaca-
ğı tartışmasına neden olmuştur. Diğer taraftan,
AKP’nin daha önceki yıllarda izlediği Ortadoğu
politikasını uluslararası perspektiften meşrulaş-
tırması, 2011 yılı bildirgesinde göze çarpan en
önemli farklardan birini oluşturmaktadır. Örne-
ğin, AKP bu bildirgede Türkiye’nin Ortadoğu’da
attığı adımların “küresel siyasete” olumlu şekilde
etki ettiğini ve “Türkiye’nin bölgeye bakışı[nın],
dünya olaylarını değerlendirmesi[nin] ve sergile-
diği güçlü siyasi liderli[ğin], bölgedeki bütün ta-
raflar tarafından takdirle karşılanmakta” olduğu-
nu ileri sürmektedir.15 AKP’nin bu tür bir meşru-
laştırmaya önem vermesini, Arap Baharı süresin-
CHP’nin, 2011 yılı bildirgesinde, Ortadoğu’da hızla gelişen siyasi karışıklıklara rağmen “Ortadoğu ve bitişik bölgelerindeki
istikrarsızlığın ve çalkantıların ana nedeninin süregelen Filistin sorunu” olarak görmesi oldukça ilgi çekicidir.
İnceleme
46 � ����������������������
ce uygulayacağı taktiklere muhalefetten gelecek
eleştirilere karşı partinin oluşturacağı “bölgede
sorumluluk alma ve elini taşın altına koyma” söy-
leminin habercisi olarak da görebiliriz. Son ola-
rak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 2009’da
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’le yaşadığı
Davos krizinin akabinde AKP’nin 2011 bildirge-
sinin İsrail-Filistin uyuşmazlığı ile ilgili olarak bir
cümle dahi içermemesi de dikkat çekicidir.
CHP’nin seçim bildirgelerinin Ortadoğu başlık-
larına baktığımızda, bölge ile ekonomik ilişkile-
rin geliştirilmesinin ve İsrail-Filistin uyuşmazlı-
ğının partinin Ortadoğu politikasının ana hat-
larını oluşturduğunu görmekteyiz. 2002 yılında
“İsrail ve Filistin’in bağımsız devletler olarak gü-
ven ve barış ortamında yan yana yaşamalarını”
destekleyen CHP16, 2007 yılında daha eleştirel bir
üslup kullanmıştır. Bu bildirgede, AKP’nin “res-
men terör örgütü saydığı Filistin Hamas örgütü-
nün siyasi liderlerini Ankara’ya davet etme[sini]”
eleştirmiş ve hükümetin izlediği bu politikanın
“birçok ülkenin güvenilirliğini[sic]” kaybetmesi-
ne yol açtığını öne sürmüştür.17 CHP’nin, 2011
yılı bildirgesinde, Ortadoğu’da hızla gelişen si-
yasi karışıklıklara rağmen “Orta Doğu ve bitişik
bölgelerindeki istikrarsızlığın ve çalkantıların
ana nedeninin süregelen Filistin sorunu” olarak
görmesi oldukça ilgi çekicidir. İktidar partisinin
artan bir şekilde Birleşmiş Milletler’i eleştirme-
sine karşın, İsrail-Filistin konusunda CHP’nin
BM’yi adres göstermesi, iktidar ve ana muhalefet
partisinin bölge üzerindeki önemli görüş ayrılık-
larından biri olarak ortaya çıkmaktadır.
Her ne kadar AKP kadar ayrıntılı vaatlerde bulun-
masa da Ortadoğu ülkeleriyle ekonomik işbirliği
vaat etmesi, CHP’nin Ortadoğu politikasının di-
ğer ana temasını oluşturmaktadır. CHP, 2002 yılı
seçim bildirgesinde “Dış politika ile dış ekono-
mik ilişkileri bir bütünlük içinde ele alacağı[nı]”
ifade etmiş18 ve Ortadoğu’nun da “dış siyaset[in]
ve ekonomik işbirliğinin etkinlik alan[ının] için-
de” yer alacağını vurgulamıştır.19 Ana muhalefet
partisinin 2007 yılında da benzer şekilde “Orta-
doğu’daki bütün ülkelerle karşılıklı menfaatleri
gözeten ortak işbirliği projeleri geliştirmek” va-
adinde bulunduğunu gözlemlemekteyiz.20 2011
yılında CHP’nin Ortadoğu ülkeleriyle ekonomik
ilişkilerin geliştirilmesi konusunda önceki yıllar-
dan farklı olarak “bölge ülkeleri ile olan ticaret
ve yatırım ilişkilerinin daha da ileri götürülmesi
için, bu ülkelerin dillerini, ekonomik ve huku-
ki yapılarını iyi bilen dış ticaret uzmanları[nın]
yetiştiril[mesi] ve bu uzmanların çalışacağı ti-
caret ateşelerinin sayısı[nın] arttırıl[ması]” gibi
ayrıntılı vaatlerde de bulunduğunu görmekteyiz.
MHP’nin Ortadoğu genelinde bulunduğu seçim
vaatlerinin içeriği açısından 2002 yılından 2011
yılına doğru gidildikçe bir gerileme göze çarp-
maktadır. 2002 yılında MHP, siyasi duruşunu
gereği olarak “Ortadoğu’da yaşayan soydaşlar ve
Türkmen kardeşlerin” durumuna gösterdiği has-
sasiyetin altını çizmiştir. Bu duruşunu, bölgesel
işbirliğini güçlendirecek inisiyatiflerin başlatıl-
ması, özellikle de “Ürdün, İsrail, Mısır, Suriye,
Suudi Arabistan, Lübnan ve Filistin’in yer ala-
�B'�2��1G'+� ���������������������������� �������������� ���������-������ � �� +� � 2���2��2�� �������*�*���� �+��������������� ���*� � -�� +� � 2���2��2�� ����� �(����(����(��2������� �����������(�(��� ���-���>�������������(����+������(�4��� �(� ����� ������������������� ������-�* *���������������� �������������������3��("��*�*��������� �(�"��� � ��� �������>
İnceleme
47 � ����������������������
cağı ‘Doğu Akdeniz Birliği’nin oluşturulması”
gibi somut vaatlerde de bulunarak çok boyutlu
hale getirmiştir.21 Bir sonraki seçim bildirgesin-
de ise MHP Ortadoğu konusuna oldukça genel
ve yüzeysel bir şekilde değinmiştir. Bu bildirge-
de MHP’nin Ortadoğu’yu bir taraftan Kafkasya
ve Balkanlarla birlikte “zorluğu ve riski yüksek”
bir bölge olarak nitelendirdiğini22, diğer taraftan
ise bu bölgedeki ülkelerle “paylaştığı ortak tarihi
ve kültürel değerleri” bir stratejik birikim olarak
değerlendirdiğini gözlemlemekteyiz. İlginç bir
şekilde, 2007 bildirgesinde Ortadoğu ile ortak
ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine genel ola-
rak atıfta bulunulurken İran ve Suriye ana hedef
ülkeler olarak zikredilmektedir.23 MHP, 2011 yılı
bildirgesinde ise bölgeyle ortak ekonomik pro-
jelerin geliştirilmesi vaadini yinelemekte, ancak
ülkeler özelinde sadece İran’ın adını belirtmek-
tedir.24 Son olarak, MHP’nin dış politika bildir-
gelerinde İsrail-Filistin uyuşmazlığına hemen hiç
değinmemesi oldukça dikkat çekicidir.
Irak
Partilerin seçim bildirgelerinde Ortadoğu konu-
sunda genel olarak gösterdikleri benzerliği, Irak
özelinde bulamamaktayız. 2002 yılında Irak ko-
nusuna seçim bildirgelerinde değinmeyen CHP
ve MHP, Irak savaşı sırasında AKP’nin ABD
hükümetiyle ortak hareket etmeye çalışmasına
farklı şekilde yaklaşmıştır. CHP, özellikle “çuval”
olayını bir seçim kozu olarak görmüş ve 2007 yılı
bildirgesinde bu konuyu AKP’yi eleştirmek için
kullanmıştır. Örneğin, ana muhalefet partisi bu
bildirgede “askerlerimizin başına çuval geçirile-
rek Türk milletinin haysiyetine vurulan darbeye”
karşı tepki göstermiş, hükümeti “Kuzey Irak’ta
Türkiye’nin ve Irak Türkleri’nin menfaatlerini
korumak için ilan ettiği ‘Kırmızı Çizgiler’in ar-
kasında duramamak”la suçlamıştır.25 MHP ise
Irak’taki gelişmelerin “Türkiye’nin karşısına çok
boyutlu bir güvenlik tehdidi çıkardığına” dikkat
çekerken, AKP’nin izlediği politikaları eleştir-
mekten imtina etmiş, onun yerine “Türkiye’nin
askeri güçle desteklenen etkili bir siyasi caydırı-
cılık stratejisi uygulamasının” gerekliliğinin altını
çizmiştir.26
2011 bildirgelerine baktığımızda ise üç partinin
Irak konusundaki duruşlarının daha da farklılaş-
tığını görmekteyiz. AKP Irak’a son seçim bildir-
gesinde özel olarak yer vermezken, CHP Irak’ın
yeniden inşası konusunda izleyeceği politika ko-
nusunda oldukça detaylı vaatlerde bulunmuştur.
Örneğin, CHP “Irak’ta halk oylamasıyla kabul
edilen anayasanın öngördüğü siyasal düzene”
saygı duyacağını belirtmiş, gerek merkezi Irak
hükümeti gerekse yerel yönetimlerle “temas ve
ilişkilerini” güçlendireceğini beyan etmiştir.27
Ayrıca, ülkenin yeniden yapılanmasında “çağ-
daşlık ve evrensellik” ve “Irak toplumunun tüm
katmanlarının hakça temsil edilmesi” gibi de-
ğerlerin CHP tarafından desteklendiğini gör-
mekteyiz. MHP ise 2011 bildirgesinde, dört yıl
öncesine benzer şekilde, “Irak’ın toprak bütün-
lüğünün muhafaza edilmesi”, “Irak’taki Türk-
men varlığının haklarının korunması” ve Kuzey
Irak’ta “yuvalanan terör unsurlarının tasfiyesi”
için Türkiye’nin Irak’ta güç eksenli bir politika
izlemesi gerektiğini savunmuştur. Diğer taraftan,
MHP’nin iktidar olduğu takdirde Irak devleti ile
ilişkileri nasıl bir temele oturtacağı konusunda
sessiz kaldığını görmekteyiz.28
Seçim Bildirgeleri ve Arap Baharı
Türkiye’nin dış politika gündemini son iki se-
neden beri meşgul eden en önemli konulardan
birini de “Arap Baharı” olarak da anılan, Orta-
doğu ülkelerinde gördüğümüz siyasi çalkantılar
ve devrimler oluşturmaktadır. 2010 yılı Aralık
ayında Tunuslu bir seyyar satıcı olan Muham-
med Bouazizi’nin Sidi Bouzid şehrinde kendisini
ateşe vermesiyle başlayan olaylar, Tunus’un lideri
Zeynel Abidin bin Ali’nin devrilmesiyle ivme ka-
zanmış ve akabinde bölgede birçok ülkede rejim
karşıtı gösterilere ve zaman zaman da rejim deği-
şikliklerine yol açmıştır. Bu gelişmeler Türkiye’yi
de beklenmedik bir şekilde yakalamıştır. Bu -ne-
redeyse kaotik- ortamda AKP hükümeti siyasi
darboğazdan geçen ya da siyasi arenasına yeni
oyuncuların girdiği ülkelerin bazılarıyla ilişkile-
rini muhafaza etmeyi ya da güçlendirmeyi seçer-
ken, bazı ülkelerin hükümetleriyle de ters düş-
mekten çekinmemiştir. Farklı seçmen grupları-
nın çelişebilen çıkarları, AKP’nin Arap Baharı’na
İnceleme
48 � ����������������������
karşı tutumunu belirlemesi kuşkusuz zorlaştır-
mıştır. Örneğin, Libya iç savaşında ülkedeki eko-
nomik çıkarlarını korumak için önceleri Kaddafi
hükümetine açıkça karşı çıkamayan Türkiye,
Kaddafi’nin birkaç kilit şehri kaybetmesiyle bir-
likte ağırlığını muhaliflerden yana kaydırmıştır.
2011 seçimlerinden yaklaşık yedi ay önce patlak
veren bu olayların, üç siyasi partinin seçim bil-
dirgelerine de yansıdığını görmekteyiz. Bölge ül-
kelerinin ve özellikle Suriye’nin Türkiye ile olan
kültürel ve ekonomik bağları düşünüldüğünde
“reel-politik” anlayışın ötesinde çözümlenmesi
gereken bu gelişmelere ilişkin Türk siyasi parti-
lerinin farklı tepkiler verdiklerini görmekteyiz.
AKP’nin 2011 seçim bildirgesine baktığımızda
partinin Türkiye için bölgede aktif ve girişken
bir rol çizdiğini görmekteyiz. Bölgenin “barı-
şın, istikrarın, refahın, kültür ve medeniyetin bir
merkezi” olmasını hedefleyen AKP, bu hedefle-
ri doğrultusunda bölge insanları arasında “yeni
bir kardeşlik, dostluk ve alışveriş dönemi baş-
latmayı” seçmenlerine vaat etmektedir. Ayrıca,
AKP’nin Ortadoğu “halklarını”, onları yöneten
rejimlerden ayrı tutmasının, Arap Baharı’na iliş-
kin olarak partinin söyleminde göze çarpan baş-
ka bir tepki olduğunu söyleyebiliriz. “Demokrasi,
adalet, şeffaflık, iyi yönetim, refah ve refahın adil
paylaşımı[nın], diğer milletlerin olduğu kadar
Ortadoğu halklarının da en meşru talebi ve en
doğal hakkı” olarak gören AKP, Türkiye’nin “Or-
tadoğu ülkeleri ve halklarıyla olan ilişkileri[n]de
bir normalleşme süreci” yaşandığını da bu bildir-
gesinde iddia etmektedir.29
CHP’nin 2011 seçim bildirgesine baktığımızda
ise ana muhalefet partisinin Ortadoğu’nun yeni-
den inşası için sunduğu vizyonun AKP’ninkine
benzer şekilde “insan haklarına, demokrasiye ve
sosyal adalete dayalı” olduğunu görmekteyiz.30
Ancak, AKP’den farklı olarak bu vizyonun haya-
ta geçirilmesinde CHP Türkiye’ye daha ihtiyatlı,
ülkenin izlediği politikaların “taraflar nezdinde
güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitirmesine”
neden olmayacak bir rol biçmektedir. MHP ise
diğer iki partiden tamamen farklı bir duruş ser-
gilemektedir. Parti, bölgedeki olaylara “bölgeyi
istikrarsızlaştıran, kan ve gözyaşı getiren” bir
“küresel proje” olarak bakmakta, aynı zaman-
da “diğer devletlerin bağımsızlık, ülke bütünlü-
ğü ve iç işlerine karışmamayı temel ilke olarak
benimse[diğini]” deklare etmektedir.31
5. Seçim Bildirgelerinde Ortadoğu:
Nicel Analiz
Yukarıda verilen örnekler, her ne kadar üç siya-
si partinin Ortadoğu politikaları hakkında genel
bir fikir önerse de partilerin ortalama duruşları-
nı anlamak için konu hakkında sarf ettikleri tüm
cümleleri sistematik bir şekilde analiz etmek ge-
rekmektedir. Siyasi partilerin, seçim bildirgele-
rinde seçmen karşısına Ortadoğu’yla ilgili nasıl
bir içerikle çıktıklarını sistematik bir şekilde kar-
şılaştırmak, bize partilerin hem birbirlerine karşı
oluşturdukları hem de zaman içinde aldıkları du-
ruşların nasıl değiştiği konusunda daha geçerli
çıkarım yapma şansı verecektir. Bu çözümlemeyi
yapmak için, seçim bildirgeleri literatüründeki
teamülleri takip ederek bir seçim bildirgesinde
Ortadoğu ile ilgili yazılmış bütün cümle ve söz
gruplarını belirleyip, aşağıda detaylı olarak tar-
tıştığımız grupları tertip ettik.32
Ortadoğu ile ilgili bölümlerde (Ortadoğu – Ge-
nel ve Irak) yer alan cümleleri tespitler ve vaat-
ler solarak iki ana gruba ayırabiliriz. Tespitler,
tartışılan konunun altyapısını hazırlayan, o ona
kadar bölgede meydana gelmiş olayları belirten
ve o ana kadar izlenen politikaların hangi sonuç-
ları beraberlerinde getirdiği konusunda sapta-
malarda bulunan cümlelerdir. Bu çalışmada söz
konusu seçimlere kadar izlenen politikalara yö-
neltilmiş övgü ve eleştirileri de tespitlerle birlikte
gruplamaktayız. Vaatlerde yaptığımız gibi tespit-
leri de iki alt gruba ayırdık; herhangi bir yargıda
bulunmadan durum değerlendirmesi yapan veya
izlenilen politikalardan övgüyle bahseden cüm-
le ve söz gruplarını olumlu tespit/tasvir, mev-
cut duruma veya izlenilen politikalara eleştirel
bir biçimde yaklaşan cümle ve söz gruplarını ise
olumsuz tespit/eleştiri olarak sınıflandırdık.
Vaatler ise partilerin seçmenlere sundukları, seç-
menler tarafından sonuçları gözlemlenebilir poli-
tikalardır. Belirlenmiş ülkelerle vizelerin kaldırıl-
İnceleme
5' � ����������������������
ması, ekonomik anlaşmaların imzalanması ve bu
ülkelerdeki ataşelik sayısının arttırılmasına dair
sözler, bu tür seçim vaatlerini örneklemektedir.
Seçmenlere verilen bu vaatler, partilerin ulusla-
rarası ilişkilerde hangi kuramsal yaklaşımı vur-
guladıklarına dair ipucu da vermektedir. Bundan
hareketle, partilerin Ortadoğu’ya ilişkin seçim
vaatlerini iki alt gruba ayırmaktayız: Pragmatik
ve idealist vaatler. Uluslararası ilişkiler kuramın-
da realist-liberal ayrımına benzerlik gösteren bu
gruplamada içinde güç, toprak bütünlüğü, silah-
lanma, ittifak ve güvenlik gibi reel-politikle ilgili
temaları barındıran vaatleri pragmatik vaatler
olarak gruplandırdık. Diğer taraftan, demokrasi,
insan hakları, işbirliği, kalkınma, kardeşlik gibi
neoliberal temalar üzerinden bulunulan vaatleri
ise idealist vaatler olarak sınıflandırdık.
Tablo 1- Seçim bildirgelerinde Ortadoğu Başlığı Altında Yer Alan Cümlelerin Dökümü
Kaynak: Siyasi parti seçim bilgirgenlerinden yazarların hesabı
İnceleme
�9 � ����������������������
Tablo 1, AKP, CHP ve MHP’nin son üç seçim
bildirgelerinde Ortadoğu üzerine sarf ettikleri
cümlelerin dökümünü sunmaktadır. Bu tablo-
da vaat ve tespitlerin alt grupları ilgili kolonlar-
da yer almakta (Pragmatik Vaat, İdealist Vaat,
Olumlu Tespit/Tasvir, Olumsuz Tespit/Eleştiri)
ve bunları takip eden kolonda (Toplam) bir par-
tinin o seneki bildirgesinde ilgili konuyla ilgili
sarf ettiği cümle toplamı yer almaktadır. Son ko-
lon (Pragmatizm/İdealizm Skalası) ise partileri-
nin bildirgelerinin genel olarak ne ölçüde prag-
matik ya da idealist tona sahip olduğu ölçen bir
skalayı göstermektedir.33,34 Uç değerleri -1 ve 1
olan bu skalada pozitif değerler daha pragmatik
bir söyleme, negatif değerler ise daha idealist bir
söyleme işaret etmektedir.
Tespitler
Tablo 1’deki verileri incelediğimizde Türk dış si-
yasetinin seçim bildirgelerine yansımasıyla ilgi-
li birçok ilginç nokta karşımıza çıkmaktadır. İlk
olarak, Batı Avrupa’daki akranlarıyla karşılaştı-
rıldığında, Türk siyasi partilerinin seçim bildir-
gelerini kendi icraatını övmek ve diğer partilerin
icraatını eleştirmek için olabildiğince kullan-
makta olduğunu görmekteyiz. 2002 yılında CHP
ve AKP tarafından DSP-MHP-ANAP koalisyo-
nuna hiçbir eleştiri yöneltilmemiştir ki bunu iki
partinin zaten oldukça düşük oy alması beklenen
koalisyon ortaklarını eleştirmekle zaman kaybet-
meme isteğiyle açıklayabiliriz. Ancak, AKP’nin
iktidar olmasıyla partilerin birbiriyle bildirgeler
üzerinden yürüttüğü siyaset daha açıkça ortaya
çıkmaktadır.
AKP’nin iktidarda geçirdiği süre arttıkça, seçim
bildirgelerinde artan bir şekilde tespitlere ağırlık
verdiğini ve bu tespitlerde o ana kadar izlediği
politikaların neden etkili olduğunu ayrıntılı bir
şekilde açıkladığını görmekteyiz. Irak Savaşı ve 1
Mart Tezkeresi’ni takip eden 2007 seçim bildir-
gesinde Irak konusunda 13 tespit cümlesi kullan-
ması, AKP’nin Irak konusunda kendini güçlü bir
şekilde konumlandırma isteğini göstermektedir.
Örneğin, AKP Irak’ta izlediği politikayı konum-
landırırken Irak’ın “küresel ekonomi-politiğin
atardamarları olan enerji hatlarını” yakından et-
kilediğini seçmenlerine hatırlatmış ve bu ülkenin
“siyasal yapısında çıkabilecek parçalanmalar[ın]
bölgesel jeopolitik dengeleri altüst edece[ği]”
konusunda seçmenini uyarmıştır.35 2011 yılın-
da Irak konusunda hiçbir tespit yapma gereği
görmeyen AKP, odağını 16 cümleyle Ortado-
ğu geneline kaydırmıştır. Seçmenlerine “AK
Parti’nin dış politika vizyonu sayesinde bugün
Türkiye’nin herhangi bir bölgesel meselede ne
söyleyeceği[nin], nasıl bir tavır takınacağı[nın]
yakından takip edil[diğini]” iddia eden iktidar
partisi, Ortadoğu’da yaşananları da “bir normal-
leşme süreci” olarak lanse etmektedir.36
CHP’nin 2007 ve 2011 yılı seçim bildirgeleri, kul-
lanılan dilin eleştirel tonu açısından ciddi fark-
lılıklar göstermektedir. Ana muhalefet partisi,
2007 yılında hükümeti özellikle Irak konusunda
ciddi olarak eleştirmiş, hatta bu bildirgede Or-
tadoğu ve Irak konusunda söylediklerinin ço-
ğunluğunu AKP’ye yönelttiği eleştiriler oluştur-
muştur. CHP’nin AKP’ye yönelttiği eleştirilerin
muhtemelen en ağırı, AKP’yi “askerlerimizin
AD88� �������������(�������(�����(���"���� ����2��������(����+���� �(� ����� ����� �����������������������(�� �3�������� �(�6>�������������������2���6��������*��(�4���������(�������������� �����2�������������3�������������3������Y��������� ��[�����(���� � �������6�����-�� �����������*�������������������������� �(� ����� ���������&����� ����-����2������������������ �(�6>
İnceleme
�+ � ����������������������
başına çuval geçirilerek Türk milletinin haysi-
yetine vurulan darbeye” istinaden tepki göster-
memekle, “CHP’nin ısrarlı uyarı ve önerilerine
rağmen [ABD’ye] bir protesto notası bile vere-
memiş” ve “Türkiye’yi küçük düşürmüş” olma-
sıyla suçlamasıdır. CHP’nin çuval hadisesine ek
olarak AKP hükümetini Kuzey Irak’ta “Iraklı
Türkmenler’in ve diğer önemli siyasetçilerin ka-
tıldıkları” toplantılara katılmaya ve “Meclis’ten
aldığı yetkileri kullanarak sınır güvenliğini sağ-
lamak amacıyla Kuzey Irak’a asker göndermeye
cesaret edememe[k]” ile itham etmesi de dikkat
çekicidir.
CHP, 2011 seçim bildirgesinde önceki iki bildir-
geye göre oldukça farklı bir profil çizmekte, Or-
tadoğu konusundaki duruşunu AKP’yi eleştirme
temelinden somut vaatlere kaydırmaktadır. Tablo
1’den çıkan başka bir ilginç bulgu ise MHP’nin –
özellikle Irak Savaşı’nı takip eden 2007 yılı seçim
bildirgesinde– ne Irak özelinde ne de Ortadoğu
genelinde AKP’ye yönelik bir eleştiride bulun-
mamasıdır. Ancak MHP’nin 2011 yılı bildirgesi-
nin Irak başlığına baktığımızda ülkenin güvenli-
ğini arttırma vaatlerinde üstü kapalı olarak AKP
hükümetinin Kuzey Irak’taki Kürt oluşumlarıyla
yaptığı anlaşmaları eleştirdiği sezilebilir.
Vaatler
AKP, CHP ve MHP’nin son üç bildirgelerinde
verdikleri seçim vaatleri hem nicelik ve nitelikte
birbirlerinden önemli farklılıklar göstermekte-
dir. Bu vaatlerin içeriklerini yakından incelediği-
MHP 2011 bildirgesinde, Irak’ın toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, Irak’taki Türkmen varlığının haklarının korunması ve
Kuzey Irak’ta yuvalanan terör unsurlarının tasfiyesi için Türkiye’nin Irak’ta güç eksenli bir politika izlemesi gerektiğini savunmuştur.
İnceleme
�, � ����������������������
mizde, bir taraftan küresel olayların bir taraftan
iç siyasi konjonktürün bir diğer taraftan ise par-
tilerin ideolojik çapalarının bu vaatleri şekillen-
dirmekte etkili olduğunu görmekteyiz.
Ortadoğu’ya ilişkin vaatlere ayrılan cümlelere
baktığımızda, AKP’nin genel olarak diğer par-
tilere göre sayısal yönden daha fazla vaatte bu-
lunduğunu söyleyebiliriz. 2002 yılında AKP’nin
beş vaadine karşı CHP ve MHP’nin ikişer vaadi
bulunmaktadır. AKP, 2007 yılı bildirgesinde ise
Ortadoğu ve Irak’a ilişkin vaatlere ayırdığı cüm-
le sayısını ciddi bir artışla 32’ye çıkarmakta, bu
cümlelerin büyük bir çoğunluğunu (22) ise Irak
konusuna ayırmaktadır. Aynı seçimlerde CHP
için bu sayının üç, MHP için ise dört olduğunu
görmekteyiz. 2011 yılında ise AKP’nin bölge için
seçim vaatlerine ayırdığı cümle sayısı 13’e düş-
mektedir. Her ne kadar AKP’nin Ortadoğu gene-
line dair vaatleri için kullandığı cümle sayısı bir
önceki seçim dönemine göre %40 (10’dan 14’e)
artmış da olsa, AKP’nin Irak konusunda hiçbir
vaatte bulunmaması, cümle toplamındaki bu
önemli düşüşe neden olmuştur.
CHP’nin 2011 yılı seçim bildirgesinde
Ortadoğu’ya ilişkin vaatler için kullandığı cümle-
lerin sıklığı, AKP’nin tersi bir görüntü çizmekte-
dir. CHP, gerek Ortadoğu genelinde (2’den 13’e)
gerekse Irak konusunda (1’den 5’e) vaatlerini art-
tırmış ve CHP’nin bu konudaki vaatleri için kul-
landığı cümle toplamı ilk defa AKP’yi geçmiştir.
Bir önceki bölümde belirttiğimiz üzere, CHP’nin
2011 yılında eleştirel bir tonu bırakıp durum tes-
pitinde nötr bir duruş benimsediğini de hatırlar-
sak, 2011 yılı bildirgesinde CHP’nin Ortadoğu’ya
ilişkin kendi gündemini oluşturmaya çalıştığı
çıkarımını yapabiliriz. MHP ise 2011 yılında
önceki iki seçimde izlediği çizgisini bozmamış,
bölgeye ilişkin vaatleri için beş adet cümle kul-
lanmıştır.
Vaatlerin içeriğine baktığımızda, AKP ve
MHP’nin söylemleri genel olarak çizgilerini ko-
rurken CHP’nin vaatlerinde kullandığı söylem-
de, özellikle son iki seçim bildirgesini karşılaş-
tırdığımızda, önemli değişikler kendini göster-
mektedir.37 AKP, Ortadoğu’ya ilişkin vaatlerinde
kardeşlik, ticaret ve işbirliği gibi konuları üç se-
çimdir ana teması olarak seçmiştir. Partinin 2011
yılı bildirgesinde verdiği “Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarının bütün Ortadoğu’da rahatça ge-
zebilmesi, ticaret yapabilmesi, muhataplarıyla
ortak projeler geliştirebilmesi” vaadi AKP’nin
bölgeye ilişkin seçmenlerine şu ana kadar ver-
miş olduğu seçim sözlerini oldukça yerinde ör-
neklemektedir.38 Nitekim, AKP’nin pragmatizm/
idealizm skalasındaki değerleri devamlı idealist
uca yakın çıkmıştır. 2007’de Irak’taki gelişmele-
re istinaden, AKP’nin seçmenlerine Türkiye’nin
güvenliğini sağlamaya yönelik verdiği sözler için
kullandığı 10 cümle bile bu skaladaki eksi değer-
lerini artıya çıkaramamıştır. Dolayısıyla iktidar
partisi her ne kadar Ortadoğu politikasını dört
ana direk üzerine inşa ettiğini iddia etse de va-
atlerinde kültürel bağların (örn. din kardeşliği)
ve ekonomik ilişkilerin (örn. ticaret ve turizm)
güçlendirilmesini vurgulamaktadır. AKP’nin
iç politikada da seçmenini ekseriyetle bu iki
konu üzerinden mobilize ettiğini39 düşünürsek,
Türkiye’de iç siyasetle ülkenin uluslararası konu-
larda duruşu arasındaki ilişki göze daha görünür
hale gelmektedir.
CHP, incelediğimiz üç parti arasında genel du-
ruşu pragmatik ve idealist arasında değişen tek
parti olarak öne çıkmaktadır. Her ne kadar 2002
yılında Ortadoğu üzerine seçmenlerine verdiği
sözler için kullandığı iki cümle bize içerik konu-
sunda fazla bir fikir vermese de ana muhalefet
partisinin 2007 yılında seçmenine realist, güven-
lik odaklı bir politika portföyü sunduğunu göz-
lemlemekteyiz. Parti, daha önce de belirtildiği
üzere, realist perspektiften AKP’nin Ortadoğu
ve Irak politikasını ciddi olarak eleştirmiştir. Bu
eleştirilerin beraberinde CHP’nin Kuzey Irak’ta
“terörün odağını kurut[ma]”, Ortadoğu’da ise
“tüm bölge ülkelerinin güvenini kazanarak ih-
tilafların çözümünde ağırlığını hissettir[me]”
vaadinde bulunduğunu görmekteyiz.40 2011 se-
nesinde ise CHP söyleminde ciddi bir değişik-
liğe gitmiş, Ortadoğu ve Irak’a ilişkin vaatlerini
AKP’ye benzer bir şekilde ticaret, halkların kar-
deşliği ve (uluslararası) işbirliği temaları üzerine
inşa etmiştir. Pragmatizm/idealizm skalasında
2007 yılında aldığı 0.11 değerinin 2011 yılında
İnceleme
�. � ����������������������
-0.67’e değişmesi, bu söylem değişikliğini açıkça
göstermektedir.
MHP ise Ortadoğu konusunda son on sene-
dir oldukça tutarlı bir duruş sergilemektedir.
Ortadoğu ve özellikle Irak konusunu güvenlik
ve terör perspektifinden ele alan ve bu bölgede
Türkiye’nin gücünü ve güvenliğini arttıracağı-
nı her seçimde benzer bir söylemle ifade eden
MHP’nin, beklendiği üzere, pragmatizm skala-
sındaki değeri de (özellikle Irak için) üç seçim
dönemi boyunca yüksek çıkmıştır.
6. Sonuç
Yukarıda sunduğumuz analiz, AKP, CHP ve
MHP’nin Ortadoğu ve Irak’a ilişkin duruşlarını
belirlerken iç ve dış politik dinamiklerden be-
lirli ölçüde etkilendikleri ve seçmen kazanma
güdüsünün bu partilerin duruşlarını önemli öl-
çüde şekillendirdiğini göstermektedir. Veriler,
AKP’nin 2002 yılında dış politika genelinde ve
Ortadoğu özelinde oldukça iyi çalışılmış bir du-
ruşla seçimlere girdiğini, 2002’yi takip eden se-
çimlerde ise o seçime kadar aldığı geribildirim-
lerle duruşuna gerekli makyajları yaptığını bize
önermektedir. CHP’nin AKP’ye karşı muhalefet
olarak farklı stratejiler denediğini, MHP’nin ise
–ilginç bir şekilde– Ortadoğu konusunda bu si-
yasi oyuna dâhil olmaya pek de istekli olmadığını
gözlemlemekteyiz.
Kuşkusuz, seçim bildirgelerinin tonunda gör-
düğümüz değişiklikleri bir nebzeye kadar parti
seçkinlerinin etkisiyle de açıklayabiliriz. Dikkatli
bir okuma, AKP’nin 2007 ve 2011 bildirgelerin-
de, 2002 bildirgesine nazaran, Ahmet Davutoğlu
etkisini rahatlıkla görecektir. Benzer bir şekilde
CHP’nin 2011 yılı bildirgesinde gösterdiği te-
melli değişiklik, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz
Baykal’a nazaran son 2,5 senedir gösterdiği uz-
laşmacı tavırla da paralellik göstermektedir.
Dış politika ve seçmen davranışı arasında var-
saydığımız bağıntı, partilerin seçmenlere karşı
bölgeyle ilgili neyi vaat ettikleri sorusunun altını
çizmektedir. Bu soruyu cevaplamak için partile-
rin bulundukları vaatlerin içeriğine baktığımız-
da, AKP ve CHP’nin Ortadoğu’ya çoğunlukla
neoliberal bir perspektiften yaklaştığını görmek-
teyiz. Bu idealist vurgu, gerek AKP’nin gerekse
CHP’nin diğer dış politika konularına, özellikle
de Avrupa Birliği’ne dair vaatlerinin içeriğiyle
ciddi anlamda farklılık göstermektedir.41 MHP
ise son on senedir güvenlik merkezli bir duruşu,
popülist bir duruşa tercih etmektedir. Bu bağlam-
da yakın zamanda gerek siyasi gerekse ekonomik
açıdan değişim geçiren Ortadoğu ülkelerin yeni
kurumsal yapıların pekişmesiyle Türkiye’ye ge-
liştirecekleri ilişkiler, gelecek seçimlerde parti-
lerin Ortadoğu söylemini oluşturmakta oldukça
belirleyici olacaktır.
O
8� >��(��+�b�*���(����� ���-������,� ����899D4 4+�M��������S������' ���!'�@ ���A@H;I+�899:+� (��??�?E>A� ->�>�� *���+�b�*���(4 �"��������-������,� �����"(4+�*$ !& �� �K��� �����5����A;+�AD8D+� (��8ED>;� G>�B� ��������+��b����"�� � �����*��� ��0 ���������� ��� ��.�� �� �� � �� ���"� ����&�"��"�\4�# @@�����'�
��� K3�8:H;I+�AD8D+� (��;:>?� B>�B������+�b���� ��� &���� �����&��*��� ��&�����������"(�������� ���&� ��� ������� � �4+�$�N�����5�K' 1���
������,�3�?D+�ADD9+�A9�E:>E� ,>�B���("�3�*+�b'*���"�"���"������&��������&&��� ������"��"(������� ���� ���������� ��� �����*���(4+�$�N�
����5�K' 1���������,�3�?D+�ADD9+�E9�F;>@� ,>�G� ���3�*+�b%�����������"(������*���"�� � *�� �����*���(����������"� �����&� ���� ����K� K����������&�
� � *����� ���� 4+�ADD?+�����"�Q��2�� � � ���Z�� ���)� �� ���6�>:� B������+�ADD9>
DİPNOTLAR
İnceleme
�5 � ����������������������
F� T�* ������ �B*�*�*���������3��� ���������� ����������*���� �(������ �����L� ���3*4(�������������������"���"���������*����������������� �(�6>��*�"�������������(�4����L� ���3*����� ��� ������������ ���������������*�* ������ ��*�*�*�������� �����3������ ���� ������"�3�����* *(�������������*���������+� �6���* *�"���������(*����������� �3���6�� � � �������������� * ��� �(6>
9� �B'4����AD88� ������������� �����0���� ���"��Y*��(�+�0���+�)�����+�Z*���� ��+�2��!* (���������������������� ����3���6� �� �/����������3��������6�� +������������ �������������������(����������2����2��*(�*������[�"���� ����������� ����H�B'�AD88��8?;I>
8D� ADDA�(�����1G'������������������� ����*��2�*��������3�+�Z*� ������Z���(����������+�T�* ���� �B*-�*�*������������ ���������� 2��L� ���3*�2��B�� � ����+�ADD:4����*� �������Z*� ������Z���(����������+��2�*��������3�+�����2��B�� ����������3����� ��>
88� -G'������ADDA�(���������������������*� �� (���������1*��*��(� ���+��2�*��������3��2��B�� +�ADD:4����2�*��������3�+�B�� �2��������1*��*��(� ���+�AD884���� ��� ������������1*��*��(� ����+��2�*��������3��2��B�� ����*� *�>
8A� �B'+�YG����(������(������[+��ADDA�������������� �>8;� �B'+�YC�2���2��� ��������������*�����Z���Z������2��[+�ADD:�������������� �+� (��AA8>8?� �B'+�ADD:+� (��AAA>8E� �B'+�Y�����(��G�6�+�G���&�ADA;[+�AD88�������������� �+� (��8?F>8@� 1G'+�YC�6���C������C���"�3�6h[+�ADDA�������������� �+� (��E8>�8:� 1G'+�Ya�������3�����c����+�a�����1G'�c����[�+�ADD:�������������� �+� (��8?>�8F� 1G'+�ADDA+� (��E;>89� 1G'+�ADDA+� (��E8>AD� 1G'+�ADDA+� (��8@>A8� -G'+�ADDA�������������� �>AA� -G'+�Y-������*�*��2��B������������� �[+�ADD:�������������� �+� (��88;>�A;� -G'+�ADD:+� (��8A8>A?� -G'+�YADA;4����3�*�Z�� �����Q���������(���6����� �[+�AD88�������������� �+� (��8F9>�AE� 1G'+�ADD:+� (��8?>A@� -G'+�ADD:+� (��8A8>A:� 1G'+�YX6�����3���2��T�*�*��Q��� �>�G���� ��������(� �[+�AD88�������������� �+� (��8A9>�AF� -G'+�AD88+�89D>A9� �B'+�AD88+�8?F>;D� 1G'+�AD88+�8A9>;8� -G'+�AD88+�8FE>;A� �>.����+�L>�)�"�$����2���>�N����� +�b-���&� ��"�������� �*" ��� �H?>�C�6����C������������ �I4+�#�?
� S��'�����O�K'+�.� �� "��& 6�� �*���������&����6���&�� "�*��+�AD8D>;;� �>�B�����+��>���*��+�2���>�)*��+�b'���"(�"������$� ��* ���2������ �"�����\�C������������"���& ��� ���
ADDA����" ���4+�(��%������ ' K��8AHAI+�ADD;+�F@�8?@>;?� '����� �6�V������6�� ���� ���� �������������B����+���*���2��)*��4���HADD;I��*�&��������*������� ����
Hf�'����� �����f������� I�V�HiHf�'����� �����f������� ij�f��� �� I;E� �B'+�ADD:+� (��AA;>;@� �B'+�AD88+� (��8?F�8?9>;:� B*�����3�6�'����� �6�V������6�� ���� �"����� ���������������*&��� �(����� �������� �3���*�*�-
�������������������3�����>;F� �B'+�AD88+� (��8?9>;9� �>�M����3�*+�b�*���(4 �AD88������������" ��� ����$��� ���������� ���� (� ( ��\4+� �� ��'����,�3�8;H;I+�
AD88+�?;�@A>?D� 1G'+�ADD:+� (��8E>?8� ,>�G� ���3�*+��>�� ����2���>�)*� ��� +�b�*��� ��%�������'���"(��,5������������� ����,��" �����-���&� � 4+�
AD8A�,1'!���2�*��������3��M������C�*�*����&���� ���� *�*��*+��������+�%�������(�>