Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI
DRAMA ETKİNLİKLERİNİN OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMUNA DEVAM
EDEN 5-6 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARIN SOSYAL BECERİLERİ ÜZERİNE
ETKİSİ
İnanç ETİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA / 2010
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI
DRAMA ETKİNLİKLERİNİN OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMUNA DEVAM
EDEN 5-6 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARIN SOSYAL BECERİLERİ ÜZERİNE
ETKİSİ
İnanç ETİ
Danışman: Prof. Dr. Yaşare AKTAŞ ARNAS
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA / 2010
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne,
Bu çalışma, jürimiz tarafından Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalında YÜKSEK
LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Başkan: Prof. Dr. Yaşare AKTAŞ ARNAS
(Danışman)
Üye : Yrd. Doç. Dr. Özkan ÖZGÜN
Üye : Yrd. Doç. Dr. Özlem KAF HASIRCI
ONAY
Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.
...../..../....
Prof. Dr. Azmi YALÇIN
Enstitü Müdürü
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil
ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu’ndaki hükümlere tabidir.
ii
ÖZET
DRAMA ETKİNLİKLERİNİN OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMUNA DEVAM
EDEN 5-6 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARIN SOSYAL BECERİLERİ ÜZERİNE
ETKİSİ
İnanç ETİ
Yüksek Lisans Tezi, Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. Yaşare AKTAŞ ARNAS
Ağustos 2010, 119 sayfa
Yarı-deneysel bu çalışmada, drama etkinliklerinin okul öncesi eğitim kurumuna
devam eden 5-6 yaş grubu çocukların sosyal becerileri üzerine etkisi incelenmiştir.
Çalışma, 2009-2010 eğitim öğretim yılı birinci döneminde Adana ili Yüreğir
İlçesinde bulunan orta sosyo-ekonomik düzeydeki bir okul öncesi eğitim kurumunda
yapılmıştır. Çalışma grubunu 21’ i deney, 22’ si kontrol olmak üzere toplam 43 çocuk
oluşturmaktadır. Aynı sınıfı ters devre olarak kullanan iki sınıftan sabahçı devre deney,
öğlenci devre ise kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Kontrol grubu olarak belirlenen
öğlenci devreye çalışma süresince eğitim programında drama etkinliklerine kesinlikle
yer verilmeden normal eğitim süreci sınıf öğretmeni tarafından uygulanmaya devam
etmiştir. Drama etkinliklerinin okul öncesi kuruma devam eden 5-6 yaş grubu
çocukların sosyal becerileri üzerine etkisini inceleyen bu çalışmada, geliştirilen ölçme
araçları (İBSSB Veli Anketi, İBSSB Öğretmen Anketi), Sosyometrik Testler, Kimdir
Bu? tekniği ve veli görüşmeleri deney ve kontrol gruplarına öntest olarak uygulanmıştır.
Daha sonra ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisini geliştirmeye yönelik
hazırlanan 22 yaratıcı drama etkinlik planı, ilk 6 haftası hazırlık ve ısınma
çalışmalarından oluşan toplam 15 hafta boyunca deney grubuna uygulanmıştır.
Uygulamanın bitiminden sonra aynı ölçme araçlarının sontest uygulamaları yapılmıştır.
Sonuç olarak İlişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi kontrol grubu ve
deney grubu veli anketi öntest - sontest toplam puanları arasındaki değişime ilişkin
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>.05). İlişkiyi başlatma ve
iii
sürdürme sosyal becerisi kontrol grubu ve deney grubu öğretmen anketi öntest - sontest
toplam puanları arasındaki değişime ilişkin istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık
bulunmuştur (p<.05). Deney ve kontrol grubunu oluşturan çocukların akranlarından elde
edilen öntest – sontest sosyometrik analizler sonucunda belirlenen sosyal statülerinde
deney grubu lehine bir farklılık gözlenmiştir. Velilerin, çocuklarının sosyal
becerilerindeki değişime ilişkin görüş ve algıları incelendiğinde, deney grubu velilerinin
daha çok sosyal beceri alt boyutlarında değişimler gözledikleri, çocuklarının diğer
insanlarla olan etkileşimlerinin olumlu yönde geliştiğini belirtmişlerdir. Kontrol grubu
velileri ise öncelikle çocuklarında akademik değişimler gözledikleri ve diğer insanlarla
etkileşimlerinin olumlu yönde geliştiğini belirtmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: Okul Öncesi Eğitim, Yaratıcı Drama, Sosyal Beceriler.
iv
ABSTRACT
THE EFFECTS OF DRAMA ACTIVITIES ON SOCIAL SKILLS OF 5-6 YEARS
OLD CHILDREN WHO ENROLLED IN PRESCHOOL INSTITUTE
İnanç ETİ
Master Thesis, Department of Preschool Education
Advisor: Prof. Dr. Yaşare AKTAŞ ARNAS
August 2010, 119 Pages
This study which is a quasi-experimental, aimed that the effects of drama
activities on social skills of 5-6 years old children who enrolled in a preschool institute.
Fourty-three children who enrolled in a middle socio-economic status school,
involved in the study. The experimental group (n=21) participated in a 15 week drama
program which the first 6 weeks involved warm-up activities, consisted 22 creative
drama sessions developed and practiced by researcher. Whereas the control group
(n=22) proceeded the routine curriculum but lack of drama activities. The groups pre-
tested and post-tested on Parent Survey of Social Skills of the Initiating and Maintaining
the Relationships, Teacher Survey of Social Skills of the Initiating and Maintaining the
Relationships, Sociometric Tests, Who is this? technique and semi-structured parent
interviews.
According to results, the difference between pre-test and post-test of the groups
for sum scores of the Parent Survey of Social Skills of the Initiating and Maintaining the
Relationships were not found statictically significant (p>.05). The difference between
pre-test and post-test of the groups for sum scores of the Teacher Survey of Social Skills
of the Initiating and Maintaining the Relationships were found statictically significant
(p<.05). According to pre-test and post-test sociometric analyse results, for the
sociometric statuses which gained from the peers of the children, positive differences
has been observed in favor of the experimental group. In regard to the views and
perceptions of the parents about the changes of the social skills of their children, the
v
experimental group parents have been observed the positive changes about the social
skills subscales and progress in social interecations more than the control group has. As
for control group parents, at first, they have been observed the academic changes and
progress in social interecations with the others.
Keywords: Pre-school Education, Creative Drama, Social Skills
vi
ÖNSÖZ
Bu çalışmada drama etkinliklerinin okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 5-
6 yaş grubu çocukların sosyal becerileri üzerine etkisi veli, öğretmen ve akran
görüşlerine göre incelenmiştir.
Çalışmanın planlanması, uygulanması ve değerlendirmesi aşamalarında birçok
kişinin emeği geçmiştir. Öncelikle desteğini ve eşsiz tecrübelerini çalışmanın her
aşamasında benden esirgemeyen, bu çalışmanın en iyi şekilde yürütülüp
sonlandırılmasında büyük emeği olan danışmanın Sayın Prof. Dr. Yaşare AKTAŞ
ARNAS’a, çalışmamın değerlendirme aşamasında değerli zamanını, bilgisini ve
kaynaklarını esirgemeyen ve beni cesaretlendiren Sayın Yrd. Doç. Dr. Özkan ÖZGÜN’
e ve eğitimimde emekleri geçen tüm değerli hocalarıma çok teşekkür ederim.
Ayrıca çalışmamı gerçekleştirdiğim okulun müdürüne ve tüm idari personeline,
sınıf öğretmenlerine, öğrencilerine ve velilere çalışmamda bana sağlamış oldukları
imkanlar ve yardımlar için teşekkür ederim.
Son olarak çalışmam boyunca beni her zaman destekleyen, cesaretlendiren ve
motive eden anneme, babama ve tüm arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
İnanç ETİ
Ağustos 2010
Not: Bu araştırma, TUBİTAK BIDEB 2210 Yurtiçi Yüksek Lisans Burs Programı ve
Ç.Ü. Araştırma Fonu (EF 2009YL31) tarafından desteklenmiştir.
vii
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET ............................................................................................................................... ii
ABSTRACT .................................................................................................................... iv
ÖNSÖZ ........................................................................................................................... vi
TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................. xii
GRAFİKLER LİSTESİ ............................................................................................... xiv
EKLER LİSTESİ ......................................................................................................... xv
BÖLÜM I
GİRİŞ
1.1. Problem ...................................................................................................................... 2
1.2. Araştırmanın Amacı ................................................................................................... 5
1.2.1. Genel Amaç ..................................................................................................... 5
1.2.2. Araştırma Soruları ............................................................................................ 5
1.3. Araştırmanın Önemi .................................................................................................. 5
1.4. Sayıltılar ..................................................................................................................... 8
1.5. Sınırlılıklar ................................................................................................................. 8
1.6. Tanımlar ..................................................................................................................... 8
1.7. Kısaltmalar ................................................................................................................. 9
BÖLÜM II
KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
2.1. Kuramsal Çerçeve .................................................................................................... 10
2.1.1. Ekolojik Kuram .............................................................................................. 10
2.1.2. Sosyal Beceri ................................................................................................. 11
2.1.2.1. Sosyal Becerilerin Sınıflandırılması ................................................. 13
2.1.2.1.1. Caldarella ve Merrell’ in Sınıflaması ................................ 13
2.1.2.1.2. Eisler ve Fredericksen’ ın Sınıflandırması ........................ 14
2.1.2.1.3. Riggio ‘nun Sınıflandırması .............................................. 15
2.1.2.1.4. Akkök’ ün Sınıflandırması ............................................... 15
2.1.2.2. Sosyal Becerilerin Değerlendirilmesi ............................................... 16
2.1.2.2.1. Gözlem .............................................................................. 16
2.1.2.2.2. Görüşme ............................................................................ 17
viii
2.1.2.2.3. Kendi Kendini Değerlendirme .......................................... 17
2.1.2.2.4. Davranış Derecelendirme Ölçekleri .................................. 17
2.1.2.2.5. Sosyometri ........................................................................ 17
2.1.2.3. Sosyal Beceri Eğitiminde Kullanılan Yöntemler.............................. 18
2.1.2.3.1. Gösteri (Demonstrasyon) .................................................. 18
2.1.2.3.2. Model Olma (Modelling) .................................................. 18
2.1.2.3.3. Koçluk Yapma (Coaching) ............................................... 19
2.1.2.3.4. Doğrudan Öğretim Yöntemi ............................................. 20
2.1.2.3.5. Bilişsel Süreç Yaklaşımı ................................................... 20
2.1.2.3.6. Sosyal Bilişsel Öğrenme ................................................... 20
2.1.2.3.7. Akran Destekli Öğrenme .................................................. 20
2.1.2.3.8. İşbirlikçi Öğrenme ............................................................ 21
2.1.2.3.9. Rol Oynama ...................................................................... 21
2.1.2.3.10. Yaratıcı Drama ................................................................ 22
2.2. İlgili Araştırmalar .................................................................................................... 28
2.2.1. Sosyal Beceriler ile İlgili Araştırmalar .......................................................... 28
2.2.1.1. Sosyal Beceriler ile İlgili Yurtiçinde Yapılan Araştırmalar ............. 28
2.2.1.2. Sosyal Beceriler ile İlgili Yurtdışında Yapılan Araştırmalar ............ 34
2.2.2. Drama ile İlgili Araştırmalar .......................................................................... 38
2.2.2.1. Drama ile İlgili Yurtiçinde Yapılan Araştırmalar ............................. 38
2.2.2.2. Drama ile İlgili Yurtdışında Yapılan Araştırmalar ........................... 45
2.2.3. Sosyal Beceri ve Drama Etkinliklerini Bir Arada Ele Alan
İlgili Araştırmalar ......................................................................................... 48
2.2.3.1. Sosyal Beceri ve Drama ile İlgili Yurtiçinde Yapılan
Araştırmalar ...................................................................................... 48
2.2.3.2. Sosyal Beceri ve Drama ile İlgili Yurtdışında Yapılan
Araştırmalar ...................................................................................... 51
BÖLÜM III
YÖNTEM
3.1. Araştırma Modeli ..................................................................................................... 53
3.2. Evren ve Örneklem .................................................................................................. 54
3.2.1. Katılımcılara Ait Demografik Özellikler ....................................................... 55
3.2.1.1. Cinsiyet ............................................................................................. 55
3.2.1.2. Yaş .................................................................................................... 56
ix
3.2.1.3. Doğum Sırası ................................................................................... 56
3.2.1.4. Kardeş Sayısı .................................................................................... 57
3.2.1.5. Anne Eğitim Durumu........................................................................ 57
3.2.1.6. Baba Eğitim Durumu ........................................................................ 58
3.2.1.7. Ailedeki Birey Sayısı ........................................................................ 58
3.2.1.8. Çocukların Kendilerine Ait Odalarının Olup Olmaması .................. 59
3.2.2. Sınıf Öğretmenlerine İlişkin Bilgiler ............................................................. 59
3.3. Veri Toplama Araçları ............................................................................................. 60
3.3.1. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketi ......................... 61
3.3.2. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Öğretmen Anketi ................ 63
3.3.3. Sosyometri Testi ............................................................................................ 63
3.3.4. Veli Görüşmesi .............................................................................................. 64
3.3.5. Kimdir Bu? Testi ........................................................................................... 64
3.4. Verilerin Toplanması ............................................................................................... 65
3.4.1. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketinin Uygulanması65
3.4.2. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Öğretmen Anketinin
Uygulanması .................................................................................................. 65
3.4.3. Sosyometri Testinin Uygulanması ve Puanlanması ....................................... 66
3.4.4. Veli Görüşme Formunun Uygulanması ......................................................... 67
3.4.5. Kimdir Bu? Testinin Öğretmenlere Uygulanması ......................................... 67
3.5. Drama Etkinliklerinin Uygulaması .......................................................................... 68
3.6. Verilerin Analizi ...................................................................................................... 70
BÖLÜM IV
BULGULAR
4.1. Çocuklarının İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Becerisi Üzerine Velilerden Elde
Edilen Bulgular ........................................................................................................ 72
4.1.1. Deney ve Kontrol Grubu Arasındaki Değişime İlişkin Bulgular .................. 72
4.1.2. Veli Anketi Erişi Puanı Bulguları .................................................................. 74
4.1.3. Veli Görüşmelerine İlişkin Bulgular .............................................................. 75
4.2. Çocukların İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Becerisi Üzerine Öğretmenlerden Elde
Edilen Bulgular ........................................................................................................ 77
4.2.1. Deney ve Kontrol Grubu Arasındaki Değişime İlişkin Bulgular .................. 77
4.2.2. Öğretmen Anketi Erişi Puanı Bulguları ......................................................... 79
4.2.3. Kimdir Bu? Testine İlişkin Bulgular ............................................................. 80
x
4.3. Akranlardan Elde Edilen Bulgular ........................................................................... 81
4.3.1. Sosyometri Testine İlişkin Bulgular .............................................................. 81
BÖLÜM V
TARTIŞMA VE YORUM
5.1. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Üzerine Velilerden Elde Edilen
Bulgulara İlişkin Tartışma ve Yorum ...................................................................... 84
5.2. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Üzerine Öğretmenlerden Elde
Edilen Bulgulara İlişkin Tartışma ve Yorum ........................................................... 86
5.3. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Üzerine Akranlardan Elde Edilen
Bulgulara İlişkin Tartışma ve Yorum ...................................................................... 88
BÖLÜM VI
SONUÇ VE ÖNERİLER
6.1. Sonuçlar ................................................................................................................... 92
6.2. Öneriler .................................................................................................................... 93
6.2.1. Uygulamalara İlişkin Öneriler ....................................................................... 93
6.2.2. Gelecek Araştırmalara İlişkin Öneriler .......................................................... 94
KAYNAKÇA ................................................................................................................. 95
EKLER ........................................................................................................................ 104
ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………………….118
xi
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1. Yarı Deneysel - Eşitlenmemiş Kontrol Gruplu Modelin Simgesel Görünümü53
Tablo 2. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Cinsiyetlerine Göre
Dağılımı ........................................................................................................... 55
Tablo 3. Çocukların Yaşlarına İlişkin t-Testi Sonuçları ................................................ 56
Tablo 4. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Doğum Sırasına
İlişkin Dağılım ................................................................................................. 56
Tablo 5. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Kardeş Sayısına
Göre Dağılımı .................................................................................................. 57
Tablo 6. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Anne Öğrenim
Düzeylerine Göre Dağılımı .............................................................................. 57
Tablo 7. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Baba Öğrenim
Düzeylerine Göre Dağılımı .............................................................................. 58
Tablo 8. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Ailelerindeki Birey
Sayısına Göre Dağılımı .................................................................................... 58
Tablo 9. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Kendilerine Ait Bir
Odalarının Olup Olmama Durumuna İlişkin Dağılım ...................................... 59
Tablo 10. Deney ve Kontrol Grubu Öğretmenlerinin Yaş, Cinsiyet, Eğitim Durumu ve
Meslek Yılı Değişkenlerine İlişkin Bilgiler ................................................... 60
Tablo 11. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Beceri Veli Anketi Güvenirlik Testi
Sonuçları ........................................................................................................ 61
Tablo 12. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Beceri Öğretmen Anketi Güvenirlik
Testi Sonuçları ............................................................................................... 63
Tablo 13. Sosyometrik Statülerin Belirlenmesinde Kullanılan Ölçütler ....................... 67
Tablo 14. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketi Öntest
Toplam Puanları için Deney ve Kontrol Grubu t- Testi Sonuçları ................ 72
Tablo 15. Veli Anketinden Elde Edilen Betimsel Bulgular ........................................... 73
Tablo 16. Veli Öntest Puanlarına Göre Düzeltilmiş Sontest Puanlarının Kovaryansı
Analizi Sonuçları ........................................................................................... 74
Tablo 17. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Kontrol Grubu ve Deney
Grubu Veli Anketi Öntest - Sontest Fark Puanlarının t- Testi Sonuçları ...... 75
Tablo 18. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Öğretmen Anketi Öntest
xii
Toplam Puanları için Deney ve Kontrol Grubu t- Testi Sonuçları ................ 77
Tablo 19. Öğretmen Anketinden Elde Edilen Betimsel Bulgular .................................. 78
Tablo 20. Öğretmen Öntest Puanlarına Göre Düzeltilmiş Sontest Puanlarının
Kovaryans Analizi Sonuçları ......................................................................... 79
Tablo 21. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Kontrol Grubu ve Deney
Grubu Öğretmen Anketi Erişi Puanlarının t- Testi Sonuçları ........................ 79
Tablo 22. Kimdir Bu? Öntest ve Sontest Sonuçları ....................................................... 80
Tablo 23. Deney Grubu ve Kontrol Grubu Öntest ve Sontest Sosyometrik Statü
Grupları ve Çocuk Sayıları ............................................................................ 81
Tablo 24. Deney Grubu ve Kontrol Grubu Öntest ve Sontest Sosyometrik Statü
Gruplarını Oluşturan Çocuklar ...................................................................... 82
xiii
GRAFİKLER LİSTESİ
Grafik 1. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketi Öntest – Sontest
Toplam Puanları için Deney ve Kontrol Grubu Değişim Grafiği ................... 74
Grafik 2. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Öğretmen Anketi Öntest
Sontest Toplam Puanları için Deney ve Kontrol Grubu Değişim Grafiği ...... 78
xiv
EKLER LİSTESİ
Ek.1: İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Becerisi Öğretmen Anketi…….…..……..……104
Ek-2: İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Becerisi Öğretmen Anketi ….…….…………..106
Ek-3: Deney Grubu Ön-Test Sosyogram…………………..….….……….………….108
Ek-4: Deney Grubu Son-Test Sosyogram……………………….………..….……….110
Ek-5: Drama Etkinlik Örneği………………………………….………….….……….112
Ek-6: Fotoğraflar………………………………………..…….….…………..……….115
Ek-7: Araştırma Uygulama İzin Belgeleri……………….…………………..……….117
BÖLÜM I
GİRİŞ
Okul öncesi eğitim dönemini kapsayan 0 - 6 yaş, çocukların bedensel, zihinsel
ve sosyal gelişimlerinin en hızlı olduğu dönemlerden biridir. Bu dönemdeki gelişmeler,
çocuğun gelecekteki yaşamı açısından büyük önem taşımaktadır (Poyraz ve Dere,
2003). Gelişim yaşam boyu devam eden bir süreç olmasına rağmen, kişiliğin
temellerinin genel hatları ile yaşamın ilk altı yılı içerisinde atıldığı birçok bilim adamı
tarafından kabul gören bir gerçektir (Kılıççı, 1992). Pek çok gelişim alanı gibi kişiler
arası ilişkileri başlatmayı, sürdürmeyi ve sosyal uyumu sağlayabilen etmenlerden biri
olan sosyal becerileri içeren sosyal gelişim yaşamın ilk yıllarında edinilmektedir (Gülay
ve Akman, 2009) . Bu nedenle erken yaşlarda bireyin içinde bulunduğu çevre, kazandığı
yaşam deneyimleri ve eğitim olanaklarının bireyin sosyal gelişimini ve geleceğini
şekillendirmek açısından önem taşıdığı düşünülmektedir.
Günümüzde sosyal ilişkilerde zorlanan ve ilişki kurmada, kurduğu ilişkiyi
sürdürmede başarılı olamayan pek çok çocuk bulunmaktadır. Bu çocuklar okulda, sınıf
içi etkinliklerde veya serbest zamanlarda diğer çocuklarla aynı mekanı paylaşmalarına
rağmen sosyal beceri eksiklikleri yüzünden kendilerini yalnız veya uyumsuz
hissederler. Böyle hisseden çocukların gelecek yaşamlarında da okul başarısızlığı,
duygusal sorunlar, ergenlikte suça eğilim, depresyon, başarısız ilişkiler, yetersiz
ebeveynlik ve kariyer başarısızlığı gibi sorunlarla karşı karşıya oldukları görülmektedir
(Kansu ve Beceren, 2004).
Sosyal beceriler kişiler arası etkileşimi geliştiren ve sosyal ortam içinde
sergilenmesi gereken becerilerdir (Kaf, 1999). Sosyal beceriler çocuğun diğer çocuklara
yönelik, iyi ilişkiler kurma, başkalarının haklarına, duygularına saygı ve uygun sosyal
davranış için grup standartlarına uyma gibi davranışlarını kapsar. Ayrıca bu beceriler
çocuğun kendi isteklerine ulaşmasını da sağlamaktadır (Çetin, Alpa Bilbay ve Albayrak
Kaymak, 2001).
Erken çocukluk dönemindeki gelişimin bireyin gelecek yaşantısı açısından büyük
önem taşıdığı göz önünde bulundurulduğundan okul öncesi eğitim programı
kapsamında çocukların çok yönlü gelişimlerini sağlamak amacıyla birçok etkinlik
2
uygulanmaktadır. Bu etkinlikler; oyun ve hareket, fen ve matematik, sanat, Türkçe,
okuma – yazmaya hazırlık, müzik ve drama olarak çeşitlendirilmiştir (Milli Eğitim
Bakanlığı [MEB], 2006). Drama etkinlikleri, aynı anda birden çok gelişim alanına hitap
ederek çocukların gereken kazanımlara daha hızlı ve kalıcı bir şekilde ulaşmalarını
sağlayabilmesi açısından diğer etkinliklerden farklılaşmaktadır (Güven, 2006). Her
çocuğun gelişimsel özellikleri farklı olmasına rağmen dramanın gelişim alanlarına olan
etkisi, her çocuğun, kendi özelliklerine uygun bir şekilde gelişmesi için yardımcı
olmaktadır (Aral, Gülen, Bulut ve Çimen, 2000).
Drama etkinlikleri bir grup çalışması olarak gerçekleştiğinden, birey bu
etkinlikler sırasında diğerlerine karşı duyarlı olmayı, başkalarını kabul etmeyi,
değerlendirmeyi ve teşvik etmeyi öğrenir. Bireyin çevresindeki kişilerle ilişkiler kurup
bu ilişkileri sürdürmesi, grup etkinliklerine katılabilmesi, arkadaşlarıyla kaynaşması ve
iletişim kurması drama etkinliklerinin erken dönemde çocuklara kazandırabileceği
sosyal beceri örnekleridir (Aral ve ark., 2000).
Eğitimde yaratıcı dramanın, çocuğun hem kendisine hem de çevresine karşı
duyarlılıkla bilinç geliştirdiği etkileşimci bir süreç olduğu, erken yaşta bireysel
özelliklerin oluşmasında ve gelişmesinde de temel bir eğitim modeli olarak
kullanılabileceği belirtilmiştir (Güven, 2006; Tuğrul, 2006). Yaşamın ilk yıllarındaki
eğitsel süreçte, drama etkinliklerinin yer alması çocuğun olumlu sosyal becerilerle
donanmasına ve sağlıklı akran ilişkileri oluşmasına ve sürdürmesine katkı sağlayabilir.
1.1. Problem
Birey olarak insanın ruh sağlığı kişinin diğer insanlarla kurduğu karşılıklı ve
sağlıklı ilişkilere bağlıdır. Bu yüzden sosyal beceriler kişinin ruh sağlığı için de büyük
önem taşır (Bacanlı, 2000). Çocukların akran ilişkilerini geliştirmek ve diğer bireylerle
başarılı bir sosyal etkileşim sağlamaları için başta ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal
becerisi gibi çeşitli becerilere sahip olmaları gerekir (Erwin, 2000). Sosyal beceriler;
ilişkiyi başlatma ve sürdürme becerileri, grupla bir işi yürütme becerileri, duygulara
yönelik beceriler, saldırgan davranışlar ile başa çıkmaya yönelik beceriler, stres
durumuyla başa çıkma becerileri, plan yapma ve problem çözme becerileri olmak üzere
altı başlık altında ele alıp incelenmiştir (Akkök 1996).
3
Çocukların duygusal ve sosyal gelişimlerini desteklemek okul öncesi eğitimin
temel amaçlarından biridir. Bu dönemdeki çocukların akademik ortamlarda ve günlük
yaşam içinde başarılı olabilmek için bir takım bilişsel yetilere ve yeteneklere sahip
olmalarının yanında çeşitli sosyal becerilere de sahip olmaları gerekmektedir (Palut,
2003). Sosyal beceri eğitimi, ilişkiyi başlatma ve sürdürme becerilerinin tıpkı diğer
davranışsal beceriler gibi öğretilebileceğini temel alır (Erwin, 2000). Sosyal beceriler,
çocukların yaş özelliklerine uygun sosyal ortamlar sağlanarak, bu amaca uygun
etkinlikler planlanarak ve yetişkinler tarafından model olunmasıyla öğretilebilir (Kansu
ve Beceren, 2004).
Dinleme, konuşmayı başlatma, konuşmayı sürdürme, soru sorma, teşekkür etme,
kendini tanıtma, başkalarını tanıtma, iltifat etme, yardım isteme, bir gruba katılma,
yönerge verme, yönergelere uyma, özür dileme ve ikna etme becerilerinden oluşan
ilişkiyi başlatma ve sürdürme becerileri başlangıç sosyal becerileri olarak da
tanımlandığı gibi temel sosyal becerileri oluşturmasından dolayı önemlidir (Akkök,
1996; Goldstein, Sparfkin, Gershaw ve Klein, 1980 Akt: Bacanlı, 1999).
Sosyal beceriler ile ilgili yurtdışında ve ülkemizde birçok çalışma yapılmıştır.
Bu çalışmalar genel olarak incelendiğinde, çoğunlukla özel duruma sahip çocukların
sosyal becerilerinin gelişimi (De Boo ve Prins, 2007; Bozbey Akalın, 2005, Farrenkopf,
Howze ve Sowell, 1995 ; Murray, Ruble, Willis ve Molley, 2009) ve sosyal beceriler ile
akademik başarı (Forsters, 2010), bağlanma durumları (Seven, 2006), çocuk yetiştirme
tutumları (Sarı, 2007), anne-baba empatik becerileri (Günindi, 2008), duygusal zeka
(Karayılmaz, 2008), aile katılımlı sosyal beceri eğitimi (Ekinci Vural, 2006) ve bazı
demografik değişkenlerin (Kapıkıran, İvrendi, ve Adak, 2006), arasındaki ilişkinin ele
alındığı görülmektedir. Ayrıca problem davranışlar ve sosyal becerileri etkileyen
faktörler (Dervişoğlu Mavi, 2007) ve çocuklar için felsefe eğitiminin (Okur, 2008), okul
öncesi eğitimin (Erbay, 2008; Öztürk, 2008), proje yaklaşımının (Kurt, 2007) sosyal
beceriye etkisi de araştırmalara konu olmuştur. Oysaki sosyal beceri eğitimi çocuğun
sosyal gelişiminde önemli bir yer tutmaktadır. Sosyal beceri eğitiminde; gösteri, model
olma, antrenörlük, doğrudan öğretim yöntemi, bilişsel süreç yaklaşımı, bilişsel sosyal
öğrenme, akran destekli öğrenme, işbirlikçi öğrenme ve drama yöntemlerinin
kullanılması çok önemlidir. Bu yöntemlerden biri ve okul öncesi dönem çocukları için
en uygun olanı drama etkinlikleridir.
4
Okul öncesi eğitim programı kapsamında yer alan etkinliklerden biri olan
oyunsu süreçleri bünyesinde barındıran drama etkinliklerinde her yaş grubundan
katılımcılar yaratıcı oyunlarla önemli değerler kazanırlar (Adıgüzel, 1994). Oyun
sayesinde çocuk başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı gösterme, lider ya da üye
olma, sosyal ortamdaki cinsiyet rollerini tanıma ve arkadaşlıklar kurma gibi pek çok
sosyal beceriyi öğrenerek toplumsallaşabilir (Aral ve Köksal, 2001). Drama etkinlikleri,
birçok konunun öğretilmesi için gerçek yaşantılar sağlamanın yanı sıra, çocuğun kişilik
gelişimini ve toplum içerisinde yer almasını sağlayacak sosyal becerilerle donanması
açısından da oldukça önemlidir (Önder, 2007).
Alan yazında okul öncesi dönemde drama etkinlikleri ve sosyal beceri eğitimi
arasındaki ilişkiyi araştıran çalışma ise yok denecek kadar azdır. Bu konuda ülkemizde
yapılmış bir kaç çalışmadan biri Aslan (2008) tarafından yapılan, drama temelli sosyal
beceri eğitiminin 6 yaş çocuklarının sosyal ilişkiler ve işbirliği davranışlarına etkisini
inceleyen çalışmadır. Diğer çalışma ise Güner (2008) tarafından, okul öncesi
öğretmenlerinin uyguladıkları eğitici drama çalışmaları ile 5-6 yaş grubu çocukların
sosyal-duygusal uyum düzeylerini belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmadır
Yapılan her iki çalışma incelendiğinde çalışmaların sosyal ilişkiler, işbirliği
davranışları ve sosyal duygusal uyum düzeyi boyutlarını ele aldığı saptanmıştır. Ancak
okul öncesi dönem drama etkinliklerinin temel sosyal beceriler kapsamındaki ilişkiyi
başlatma ve sürdürme sosyal becerisi üzerindeki etkisini inceleyen bir çalışmanın
bulunmadığı görülmüştür. Aynı şekilde yapılan araştırmalarda kullanılan veri toplama
araçları yalnızca çocuklara ve öğretmenlere uygulanmıştır. Bu noktadan hareketle
yapılan bu çalışma, drama etkinliklerinin ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi
üzerindeki etkisinin ortaya koymak amacıyla düzenlenmiştir. Ayrıca veri toplama
kaynağı olarak sadece çocukları değil, sınıf içi sosyal ortamı oluşturan akranları, bu
ortamda çocukları gözleyebilen öğretmenleri ve sınıf dışı sosyal ortamı gözleyebilen
velileri ele almasıyla diğer çalışmalardan farklılaşmaktadır.
Tüm bu bilgiler ışığında bu araştırmanın problem cümlesi: “Drama
etkinliklerinin okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 5 – 6 yaş grubu çocukların
ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi üzerine etkisi var mıdır?” olarak ifade
edilebilir.
5
1.2. Araştırmanın Amacı
1.2.1. Genel Amaç
Bu araştırmanın genel amacı, drama etkinliklerinin okul öncesi eğitim kurumuna
devam eden 5-6 yaş grubu çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi
üzerine etkisi olup olmadığını incelemektir.
1.2.2. Araştırma Soruları
Bu genel amaç doğrultusunda aşağıdaki araştırma sorularına yanıtlar aranmıştır.
1- Velilerin görüşlerine göre, deney ve kontrol grubundaki çocukların ilişkiyi
başlatma ve sürdürme sosyal becerisi açısından deneysel işlem öncesinde ve
sonrasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık var mıdır?
2- Öğretmenlerin görüşlerine göre, deney ve kontrol grubundaki çocukların
ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi açısından deneysel işlem
öncesinde ve sonrasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık var mıdır?
3- Deneysel işlem sonrasında deney ve kontrol grubunu oluşturan çocukların
sınıf içi sosyal statülerinde herhangi bir değişim gerçekleşmiş midir?
4- Deneysel işlem sonrasında velilerin çocuklarının sosyal becerilerindeki
değişime ilişkin görüşleri nelerdir?
1.3. Araştırmanın Önemi
Sosyal bir varlık olan insan, doğumundan itibaren yaşamı boyunca çevresine
uyum sağlama çabasıyla diğer bireylerle beraber yaşayıp onlarla bir takım ilişkiler
içinde bulunur (Aral ve Köksal, 2001). Karmaşık toplumsal yaşamımızın en önemli
uğraşlarından biri de çevremizdeki diğer insanlarla olumlu ilişkiler kurmaktır. Çocuklar
büyüdükçe aile bireyleri dışında başka insanlarla karşılaşır ve bu kişilerle olumlu
ilişkiler kurmayı amaçlarlar (Morgan, 1988). Bu süre zarfında, çevresindeki diğer
insanlardan etkilenmekte ve onları etkilemekte olan çocuk, farkında olarak ya da
farkında olmadan toplumsallaşmaktadır (Gülay ve Akman, 2009).
Zamanla aile bireyleri dışında başka insanları keşfetmeye başlayan çocuk bu
kişilerle karşılıklı ve sağlıklı ilişkiler kurmayı amaçlar (Bacanlı, 2004). Çocuklar içinde
yaşadıkları sosyal çevreye uyum sağlamaları için bazı temel becerileri kazanmak
6
durumundadırlar. Çocuğun bu temel becerileri kazanmasından anne baba ve eğitimciler
sorumludur. İnsanlar için doyum sağlayan sosyal bir çevreye sahip olmak önemli bir
gereksinimdir. Çocukların sosyal yeterlikleri ile sosyal, akademik ve psikolojik
uyumları arasında sağlam bir ilişki bulunması nedeniyle erken dönemlerden başlanarak
çocukların sosyal gelişimlerini desteklemek büyük önem taşımaktadır (Şahin, 2008).
Çocuğun kısa ve uzun vadede olumlu insan ilişkileri geliştirmesinde ve çevresi
tarafından kabul görmesinde çocuğa erken yaşta sosyal gelişimini olumlu ve sağlıklı bir
şekilde destekleyici çalışmalar sunmak büyük önem taşır. Böylece insan ilişkilerinde
başarılı, sosyal uyum sağlayan, sosyal beceri sahibi ve sosyal açıdan yeterli bireylerin
yetiştirilerek topluma kazandırılması sağlanabilir. Bu çalışmada çocuklara sunulan
yaratıcı drama etkinliklerinin çocukların sosyal becerilerinde ne gibi değişimler
meydana getirdiği çocukların ebeveynlerinden, öğretmenlerinden ve akranlarından elde
edilen değerlendirmelerle sunulmuştur. Bu açıdan araştırma, çocuğun sosyal beceri
gelişimini farklı kaynaklardan ortaya koyması nedeniyle gelecek çalışmalar için
araştırmacılara yol göstermesi bakımından önem taşımaktadır.
Eğitimciler devamlı gelişim ve değişim içinde olan çocukların okul ortamı
bünyesinde kişisel, sosyal, duygusal ve akademik gelişimlerinin desteklenmesinde
önemli bir rol üstlenmektedirler. Okullarda çocukların akademik becerilerini geliştirmek
kadar kişisel ve sosyal becerilerini de geliştirmek temel amaç olmalıdır (Akkök, 1996).
Çocukların duygusal ve sosyal gelişimlerini desteklemek okul öncesi eğitimin temel
amaçlarından biridir. Bu dönemdeki çocukların akademik ortamlarda ve günlük yaşam
içinde başarılı olabilmek için bir takım bilişsel yetilere ve yeteneklere sahip olmalarının
yanında çeşitli sosyal becerilere de sahip olmaları gerekmektedir (Palut, 2003). Bu
yüzden okul öncesi öğretmenlerinin, çocuklara sosyal beceriler kazandırmak ve
çocukların kazandıkları becerileri desteklemek gibi sorumlulukları bulunmaktadır.
Okul öncesi eğitim programı kapsamında yer alan etkinliklerden biri olan
oyunsu süreçleri bünyesinde barındıran drama etkinliklerinde her yaş grubundan
katılımcılar yaratıcı oyunlarla önemli değerler kazanırlar (Adıgüzel, 1994). Oyun
sayesinde çocuk başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı gösterme, lider ya da üye
olma, sosyal ortamdaki cinsiyet rollerini tanıma ve arkadaşlıklar kurma gibi pek çok
sosyal beceriyi öğrenerek toplumsallaşabilir (Aral ve Köksal, 2001). Drama etkinlikleri,
birçok konunun öğretilmesi için gerçek yaşantılar sağlamanın yanı sıra, çocuğun kişilik
7
gelişimini ve toplum içerisinde yer almasını sağlayacak sosyal becerilerle donanması
açısından oldukça önemlidir (Önder, 2007). Bu çalışmayla öğretmenlere, eğitim
sürecinde çocuklara kazandırılması gereken sosyal becerilere çocukların yaş ve gelişim
düzeylerine uygun bir yöntem olan yaratıcı drama etkinliklerinin etkisi ve bu becerilerin
nasıl kazandırılabileceği hakkında aydınlatıcı bir kaynak sunulmaktadır.
Yaratıcı drama, sınıf ortamındaki çocuklar arasındaki ilişkilerin olumlu olarak
gelişmesini, sosyal ve psikolojik gelişimlerini destekleyen bir eğitim yöntemidir. Grup
çalışmasını gerekli kılan drama etkinlikleri sayesinde öğretmen, çocuklar arasındaki
sosyal ilişkileri doğal ilişkileriyle paralel bir ortamda gözlemleyerek gereken desteği
sağlamış ve böylece çocuklar arasında olumlu sosyal ilişkilerin oluşmasının temelini
atmış olur (Önder, 2007). Bu nedenle, sosyal beceri eğitim yöntemi olarak yaratıcı
dramayı ele alan bu çalışma öğretmenlerin kolaylıkla sınıf yönetimini sağlamasına ve
sosyal problem davranışlarla karşılaşma olasılığının azalmasına yardım edebilecek
önemli bir bir kaynak olabilir.
Erken akran ilişkileri ile daha sonraki dönemlerde oluşacak akran ilişkileri
arasında açık bir bağ bulunmaktadır. Okul öncesi dönemde akranlarıyla olumlu ilişkiler
kuramayan çocuklar, gelecekteki yaşantılarında problemli sosyal ilişkilerle karşı karşıya
kalabilirler. Erken çocukluk döneminde akranlarıyla başta oyun yoluyla olmak üzere
ilişki kurmayı başarabilen bir çocuk, gelecek dönemlerdeki akran ilişkilerinde daha
başarılı olabilmektedir (Hay, 2005; Akt: Demir, 2006). İnsanlar arasındaki iyi ilişkilerin
temelini oluşturan sosyal beceriler alanında yeterli çocuklar, diğer bireylerle etkileşime
dayanan her türlü faaliyette başarı kazanırlar. Çocukların sosyal becerileri yetişkinlerin
onlara karşı davranışlarını da şekillendirdiğinden sosyal açıdan daha girişken olan
çocuklara çevresi tarafından daha fazla zaman ayrılır ve dikkat yöneltilir (Kansu ve
Beceren, 2004). Aksine, çocukluktaki sosyal davranış ve sosyal beceri eksiklikleri,
akran ilişkileri başta olmak üzere toplumsal ilişkilerde problemler yaşanmasına yol açar
ve çocukların sonraki yaşlardaki sosyal ve duygusal gelişimini olumsuz yönde etkiler
(Hay, 2005; Akt: Demir, 2006). Çocukların ileriki yaşlarda bu gibi problemlerle
karşılaşmamaları için erken çocukluk döneminde önleyici bir takım eğitsel etkinlikler
sunmak gerektiği düşünülmektedir. Bu sebeple drama etkinliklerinin, başta çocukların
ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi olmak üzere sosyal beceriler üzerindeki
etkilerinin belirlendiği bu çalışma okul öncesi eğitim programı geliştirme çalışma grubu
üyelerine fikir vermesi bakımından önem taşımaktadır.
8
1.4. Sayıltılar
1. Bu çalışmanın deney ve kontrol grubunu oluşturan çocukların çalışma
süresince deney koşulları dışında aynı düzeyde etkileşime maruz kaldıkları
varsayılmıştır.
2. Bu çalışmada velilerin ve sınıf öğretmenlerinin, çocukların ilişkiyi başlatma
ve sürdürme sosyal becerisini ortaya koymak amacıyla hazırlanan İlişkiyi
Başlatma ve Sürdürme Sosyal Beceri Anketine içtenlikle yanıt verdikleri
varsayılmaktadır.
3. Çalışma grubunu oluşturan çocukların, kendilerine uygulanan sosyometrik
statü testine içtenlikle yanıt verdikleri varsayılmaktadır.
1.5. Sınırlılıklar
1. Araştırma evreni, Adana ili Yüreğir ilçesindeki okul öncesi eğitim kurumuna
devam eden 5-6 yaş grubu çocuklarla ve örneklemi bir resmi anaokulundaki
5-6 yaş grubu iki sınıfla sınırlıdır.
2. Örneklemin tesadüfi seçilemeyişi çalışmanın evrene genellenmesini
sınırlandırmaktadır.
1.6. Tanımlar
Drama (Yaratıcı Drama): Doğaçlama, rol oynama gibi tiyatro veya drama
tekniklerinden yararlanarak, bir grup çalışması içinde, bireylerin bir yaşantıyı, bir olayı,
bir fikri, hatta kimi zaman soyut bir kavramı ya da bir davranışı eski yaşantıların tekrar
gözden geçirilmesi yoluyla canlandırmasıdır (San, 2006a).
Sosyal Beceri: Bireyin başkalarıyla başarılı bir şekilde etkileşimde bulunmasını
sağlayan davranış örüntüleridir (Bacanlı,2000).
İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Becerisi: Dinleme, konuşmayı başlatma, konuşmayı
sürdürme, soru sorma, teşekkür etme, kendini tanıtma, başkalarını tanıtma, iltifat etme,
yardım isteme, bir gruba katılma, yönerge verme, yönergelere uyma, özür dileme ve
ikna etme becerilerinden oluşan temel sosyal becerilerdir (Akkök, 1996).
9
1.7. Kısaltmalar
İBSSB: İlişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi
10
BÖLÜM II
KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
2.1. Kuramsal Çerçeve
Bu çalışmada elde edilen bulgular insan ekolojisi kuramı çerçevesinde ele alınıp
yorumlanmıştır. Bu bölümde bulguların yorumlanması ve anlamlandırılmasında yol
gösterici işlev yüklenecek olan ekolojik kuramdan kısaca bahsedilmiş ve ardından
araştırmanın değişkenlerini oluşturan sosyal beceriler ve drama ile ilgili detaylı bilgi
sunulmuştur.
2.1.1. Ekolojik Kuram
Çocukların gelişimi ve davranışları ancak sosyokültürel bağlam içinde ele alınıp
incelendiğinde gerçekten anlaşılabilir (Fewell, 1991). Bu nedenle çalışma ekolojik
kuram çerçevesinde ele alınmıştır. İnsanların sosyal düzenini anlamak ve açıklamak
amacıyla çevresel ilkelerin göz önüne alınmasının faydası, yirminci yüzyılın
başlarından itibaren sosyal bilimciler tarafından fark edilmiş ve kişinin özelliklerinin
yanı sıra, insan davranışlarının ve gelişiminin anlaşılabilmesi için kişinin yaşamını
sürdürdüğü bağlamın da dikkate alınması gerektiğinin önemini vurgulayan insan
ekolojisi kuramının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ekolojik kuram, bireyleri kendi
çevreleriyle etkileşim içinde olan sosyal ve biyolojik varlıklar olarak ele almaktadır.
Bronfenbrenner (1977), gelişmekte olan bireyin sosyal çevresini, birbiri içinde yer alan
ve birbiriyle karşılıklı bağlantısı bulunan sistemler olarak ele alarak çocuğun gelişimini
etkileyen bir çok ekolojik değişkene dair farkındalığımızın artmasını sağlamıştır. Bu
sistemler, mikrosistem, mezosistem, eksositem, makrosistem ve kronosistem olarak
adlandırılmıştır. Yine Bronfenbrenner biyo-ekolojik modelin birbiriyle etkileşimli ve
ilişkili süreç, birey, bağlam ve zaman olmak üzere dört ilkeden oluştuğunu
belirtmektedir. Bu kurama göre, bireyin gelişimini, çevresiyle arasında gerçekleşen
yakınsal ilişki ve bu ilişki sürecinin gelişimini etkileyen kişisel özellikler, ortam, çevre
ve zaman gibi boyutlarda incelemek gereklidir (Bronfenbranner ve Morris, 1998;
Bubolz ve Sontag, 1993).
11
2.1.2.Sosyal Beceri
Birçok psikolojik ve davranışsal kavram gibi sosyal beceri kavramı da çok farklı
şekillerde tanımlanmaktadır. Sosyal beceriler için yeterli bir tanımlama yapmakta
zorlanılmasının nedeni, yapının aldatıcı basitliği, kişilik, zeka, dil, algı, değer, tutum,
davranış-çevre etkileşimi gibi temel insani özelliklere ve birçok psikolojik yapıya
dayanmasıdır (Merrell & Gimpell, 1998).
Sosyal beceri kavramından önce sosyal yeterlik kavramını tanımlamak
gerekmektedir. Sosyal yeterlik kavramı da sosyal beceri kavramı gibi farklı
araştırmacılar tarafından farklı biçimlerde tanımlamıştır. Bu tanımlar Rose ve Krasnor
(1997) tarafından sosyal başarı, farklı durumlarda belirlenen sosyal hedeflere ulaşma,
uygun yöntemler kullanarak olumlu sonuçlar elde etme, karşılaşılan sorunların
üstesinden gelme etkinliği, başarılı sosyal faaliyeti yansıtan davranışlar, kültürel olarak
kabul gören davranışları sergileme becerisi, zaman içinde ve farklı durumlarda olumlu
etkileşim sürdürürken kişisel amaçları da gerçekleştirme becerisi olarak derlenmiştir
(Akt: Çetin ve ark., 2001).
Sosyal yeterliği, Matson ve Ollendick (1988) çevreye uyum ve uygun iletişim
yöntemleriyle başkalarıyla yaşanabilecek sözel ya da sözel olmayan çatışmalarla baş
edebilme yeteneği olarak tanımlarken, Cartledge ve Milburn (1980) ise çocuklar için
sosyal yeterliği de farklı durum ve ilişkilerde hangi davranışların uygun ve etkin olduğu
bilgisine sahip olma olarak tanımlamışlardır (Akt: Çetin ve ark, 2001). Ayrıca Elksnin
& Elksnin (1995) sosyal yeterliği, sosyal beceri ve uyum davranışlarının bir bileşimi
olarak tanımlamaktadırlar. Sosyal yetenekli insan sosyal etkileşimler esnasında olumlu
sonuçlar doğuran sosyal beceri davranışlarıyla uğraşan kişidir.
Bazen aralarında ayrım gözetilmeden birbiri yerine kullanılan sosyal yeterlik ve
sosyal beceri kavramlarını birbirinden ayırmak oldukça zordur. Temelde kişinin sosyal
becerisi varsa sosyal açıdan yeterlidir mantığı bulunmaktadır. Şu ana kadar yapılan
tanımlamalarla sosyal yeterlik kavramını sosyal beceri kavramından sağlıklı ve uygun
bir şekilde ayırmanın zor olduğu görülmektedir. Ancak sosyal yeterliğin, sosyal
becerinin değerlendirilmesi ve değerlendirme sonucunda bireyin sonraki davranışlarına
ilişkin ipuçları sunan ve davranışlarda tutarlılığı öngören bir kavram olarak ele alınması
uygun bulunmaktadır (Bacanlı, 1999).
12
Sosyal beceri kavramının sınırları kesin bir tanımı bulunmasa da yapılan
tanımların her biri birbirinden farklı olsa da aslında genel bir benzerlik veya ortak
yönler barındırmaktadırlar. Başka bir deyişle sosyal beceri tanımları bir parça
birbirinden ayrılsa da tanımlar aralarındaki benzerlikler daha fazladır (Bacanlı, 2000;
Merrell & Gimpell, 1998). Sosyal beceri tanımları incelendiğinde, yapılan tüm
tanımlarda kişinin başka bireylerle ilişkilerinde karşı tarafın davranışlarını
anlamlandırarak buna uygun tepkiler verebilmesi genel olarak kabul edilen bir ifadedir.
İlgili tüm kavramlar, kişinin kendisinden başka bireyler, iletişim ve sürdürülebilir
etkileşim ortak noktalarını kapsamaktadır (Bacanlı, 2000).
Sosyal beceri, Combs ve Slaby (1977) tarafından, başkalarıyla belirli bir sosyal
bağlam içerisinde kişisel veya karşılıklı fayda elde edilen, sosyal kabul sağlayan
davranışlarla etkileşim kurma yeteneği olarak tanımlanırken, Gresham (1981), bireyin
sosyal davranışına bağlı olarak ceza alma olasılığını azaltan, pekiştirme alma olasılığını
artıran davranışlar olarak tanımlamıştır. Ayrıca Schlundt ve McFall (1985), bireyin bir
anlamda becerikli olarak yargılanmasına olanak veren özel bileşen işlemler şeklinde
açıkladığı sosyal beceri kavramını Schnider, Rubin ve Ledingham (1985), çevre ile
birey arasındaki bağlantı noktasını oluşturan, psikolojik sağlığın önemli bir parçası olan
akran ilişkilerini başlatan ve sürdüren araçların kullanımı olarak tanımlamıştır (Akt:
Merrell ve Gimpell, 1998).
Görüldüğü gibi sosyal beceri kavramının evrensel bir tanımı yoktur (Elksnin &
Elksnin, 1995). Sosyal beceri kavramının belirli bir tanımı olmayışında, her zaman ve
her yerde geçerliliği olan bir sosyal beceri veya beceriler kalıbının bulunmaması
yatmaktadır. Çünkü sosyal beceriler gelişim süreci boyunca çeşitli aşamalarda farklılık
göstermekte ve her ortamda sergilenmesi gereken sosyal beceriler birbirinden
farklılaşmaktadır (Bacanlı, 2000). Ayrıca sosyal beceri kavramı, sosyal hizmetler,
eğitim, psikoloji, psikiyatri, özel eğitim gibi geniş disiplin gruplarının çalışma alanına
girmesi de tanımlamada oluşan bu farklılığı doğurmaktadır. Çünkü her disiplin kendi
bakış açısıyla sosyal beceri kavramını tanımlamakta ve bu durum da farklılıklara zemin
hazırlamaktadır (Merrell & Gimpell, 1998).
Tüm bu nitelikler göz önüne alınarak sosyal beceri, bireyin başkalarıyla başarılı
bir şekilde etkileşimde bulunmasını sağlayan davranışlar olarak tanımlanabilir. Davranış
örüntüleri şeklinde ortaya çıkan sosyal beceriler, kişinin bu davranışları sergileyerek
13
kişiler arası etkileşimde pekiştirme elde etmesine veya önceden edindiği pekiştireçlerin
sürdürülmesini sağlamasına yardımcı olmaktadır (Bacanlı, 2000).
Sosyal becerinin belli başlı ortak özelliklerini Michelson, Sugai, Wood ve
Kazdin (1983) yedi başlık altında toplamışlardır.
• Öncelikle öğrenme yoluyla kazanılır (özellikle gözlem, model alma,
canlandırma ve geribildirim içeren sosyal öğrenme) .
• Özel ve açık, sözel ve sözel olmayan davranışlar içerir.
• Etkili, uygun başlangıçlar ve tepkiler içerir.
• Sosyal pekiştireçleri artırır.
• Etkili ve uygun tepkiler içerir ve çevre tarafından etkilenir.
• Sosyal beceri performansın meydana geldiği çevreden ve katılımcıların
özelliklerinden etkilenir. Kişinin sosyal performansı, alıcının yaş, cinsiyet ve
saygınlık durumu gibi özelliklerinden etkilenir.
• Sosyal performanstaki eksikler ve fazlalar müdahale için belirlenir ve atanır
(Akt: Merrell ve Gimpel, 1998).
2.1.2.1. Sosyal Becerilerin Sınıflandırılması
Tarihi ve güncel birçok gelişme sonucunda sosyal becerilerin anlaşılmasının
yanı sıra çocuklar için önemi belgelenmiş çok çeşitli kritik sosyal ve duygusal
çıktılarının olması, sosyal beceriler için geçerli, üzerinde uzlaşmaya varılmış bir
taksonomik sınıflandırmanın bulunması beklentisini ortaya çıkarmaktadır. Ancak sosyal
becerileri ölçebilen birçok ölçek geliştirilmesine rağmen bunlardan nispeten az sayıda
ölçek kendi sınıflandırma sistemini deneysel olarak doğrulayarak sosyal beceri
taksonomisine ulaşmıştır (Elksin ve Elksin, 1995).
2.1.2.1.1. Caldarella ve Merrell’ in Sınıflaması
Yapılan 21 araştırmayı inceleyen Caldarella ve Merrell (1997) bu inceleme
sonucunda sosyal becerileri beş alt başlık halinde sınıflandırmıştır. Akran ilişkileri, öz
denetim, akademik, uyma ve atılganlık becerilerinin en çok üzerinde durulan beş sosyal
beceri boyutu olduğunu belirtmişlerdir. Akran ilişkileri boyutunda çocuğun kendi
akranlarıyla kurduğu olumlu ilişkiler göz önüne alınmıştır. Öz-denetim boyutu çocuğun
diğerleri tarafından; duygusal olarak iyi ayarlanmış ve kızgınlığını kontrol altına
14
alabilen, kurallara, kısıtlamalara uyan, başka kişilerle anlaşabilen ve eleştiriye açık
olarak adlandırıldığını yansıtmaktadır. Akademik beceriler boyutunda öğretmen
tarafından üretken ve bağımsız çalışabilen olarak adlandırılan çocuklar görülmektedir.
Görevi tamamlamak veya bağımsız görev yapmak ve öğretmenin verdiği tüm
yönergeleri uygulamak bu boyutu belirtmektedir. Uyma boyutunda temelde çocuğun
başkalarıyla beklentiler ve kurallara uyarak, boş zamanı uygun bir şekilde kullanarak ve
eşyaları paylaşarak uzlaşması yatmaktadır. Aslında bu boyut başkalarınca sunulan
makul isteklere uyum sağlamayı kapsamaktadır. Atılganlık boyutunda ise çocuğun
diğerleri tarafından sempatik ve dışadönük olarak adlandırılmasının yanı sıra,
başkalarıyla konuşma başlatma, iltifat kabul etme, başkalarıyla etkileşim için davet
etme gibi becerileri göstermesi bu boyutu tanımlamaktadır (Akt: Merrell ve Gimpel,
1998).
2.1.2.1.2. Eisler ve Fredericksen’ ın Sınıflandırması
Sosyal becerileri sözel, sözel olmayan ve motor ögeler olarak ele almış ve
sınıflandırmış olan Eisler ve Fredericksen (1980), bu sınıflandırmaya göre sözel sosyal
beceri ögelerini, başkalarını zor duruma düşürmeden tehdit unsuru olmadan kişinin
kendisini doğrudan ifade etmesiyle ortaya çıkan uygun bir istekte bulunma, doğrudan ve
kesin bir ifade kullanarak karşıdan gelen kabul edilemeyecek olan isteği ciddi bir neden
göstermek suretiyle reddetme, başkaları veya onların yaptıkları hakkında olumlu
duygularını açıkça belirtmekle gerçekleşen iltifat etme, başkalarının yaptığı şeylerle
ilgili mutsuzluğu, hayal kırıklığını veya onaylamamayı ifade etmek olan olumsuz
geribildirim sunma, başkalarının duygularına saygı gösterip anladığını belirtmek
empatik bir ifade kullanma ve son olarak başkalarının kişinin sergilemiş olduğu
davranışları nasıl değerlendirdiği hakkında bilgi istemeyi içeren geribildirim için istekte
bulunma olarak belirtilmiştir (Akt: Bacanlı, 1999).
Sözel olmayan sosyal beceri ögeleri ise kişinin konuşurken ya da bir başkasını
dinlerken karşısındakinin yüzüne bakarak göz kontağı kurması, süregelen konuşmanın
uygun yerlerinde gülümseme, başkalarıyla uygun ses yüksekliği ile konuşma,
duraksamadan gerçekleşen akıcı bir konuşma, konuşma sırasında canlı ve duygusal bir
ses tonu olarak belirtmek mümkündür (Bacanlı, 1999).
15
Duruş, jestler, kafa sallama ve yüz ifadeleri ise sosyal becerinin motor ögeleri
olarak adlandırılmıştır. Açık bir beden duruşu ve rahat bir oturma, konuşma sırasında
konuşmayla uyumlu el ve kol uyumu, dinleme pozisyonunda konuşan kişiye katılım
mesajı veren baş hareketleri ve sözel ifadelerle anlatılan duygularla uyumlu, canlı yüz
ifadeleri başlıca motor ögelerdir (Bacanlı, 1999).
2.1.2.1.3. Riggio ‘nun Sınıflandırması
Sosyal becerileri altı boyutta inceleyen Riggio, duyuşsal dışavurumculukla
kişinin sözel olmayan, duyuşsal durumları ifade etme ve sözel olmayan iletileri
gönderme becerileri gibi iletişim becerilerini ifade etmektedir. Duyuşsal duyarlık
boyutunda başkalarının sözel olmayan iletilerine duyarlı olma, bu iletileri yorumlama,
anlama ve empati kurma gibi becerileri içermektedir. Duyuşsal kontrol boyutunda
duygularla ilgili sözel olmayan tepkileri ortama ve zaman göre düzenleyebilme ve
kontrol edebilme becerilerini kapsamaktadır. Sosyal anlatımcılık, konuşmayı başlatma,
ilişkiyi başlatma ve sürdürme becerilerini içeren bir başka boyuttur. Sosyal duyarlık,
başkalarının sözel iletilerine duyarlı olma, bu iletileri anlama, yorumlama ve uygun
davranışları sergileme becerilerinden oluşmaktadır. Sosyal kontrol boyutu ise sosyal
durumlara kolaylıkla uyum sağlama, sosyal ortamlara uygun hareket etme, kendini
ayarlama ve sosyal rol oynama becerilerini içermektedir (Gülay ve Akman, 2009).
2.1.2.1.4. Akkök’ ün Sınıflandırması
Sosyal beceriler Akkök (1996) tarafından, ilişkiyi başlatma ve sürdürme
becerileri, grupla bir işi yürütme becerileri, duygulara yönelik beceriler, saldırgan
davranışlar ile başa çıkmaya yönelik beceriler, stres durumuyla başa çıkma becerileri,
plan yapma ve problem çözme becerileri olmak üzere altı başlık altında ele alıp
incelemiştir.
İlişkiyi başlatma ve sürdürme becerileri; dinleme, konuşmayı başlatma,
konuşmayı sürdürme, soru sorma, teşekkür etme, kendini tanıtma, başkalarını tanıtma,
iltifat etme, yardım isteme, bir gruba katılma, yönerge verme, yönergelere uyma, özür
dileme ve ikna etme becerilerinden oluşmaktadır. Grupla bir işi yürütme becerileri;
grupta iş bölümüne uyma, grupta sorumluluğunu yerine getirme ve başkalarının
görüşlerini anlamaya çalışma becerilerini içermektedir. Duygulara yönelik beceriler;
16
kendi duygularını anlama, duygularını ifade etme, başkalarının duygularını anlama,
karşı tarafın kızgınlığı ile başa çıkma, sevgiyi ifade etme, korku ile başa çıkma ve
kendini ödüllendirme becerilerini kapsamaktadır. Saldırgan davranışlar ile başa çıkmaya
yönelik beceriler; izin isteme, paylaşma, başkalarından yardım isteme, uzlaşma,
kızgınlığı kontrol etme, hakkını koruma ve savunma, alay etmeyle başa çıkma ve
kavgadan uzak durma becerilerinden oluşmaktadır. Stres durumuyla başa çıkma
becerileri; başarısız olunan bir durumla başa çıkma, grup baskısıyla başa çıkma,
utanılan bir durumla başa çıkma ve yalnız bırakılmayla başa çıkma becerilerini
içermektedir. Son olarak plan yapma ve problem çözme becerileri ise; ne yapacağına
karar verme, problemin nedenlerini araştırma, amaç oluşturma, bilgi toplama, karar
verme ve bir işe yoğunlaşma becerilerini kapsamaktadır.
2.1.2.2. Sosyal Becerilerin Değerlendirilmesi
Sosyal becerileri değerlendirmek, kişilere geri bildirim sağlamak, olası sosyal
beceri eksikliklerini ve kullanılan sosyal beceri eğitim programlarının etkililiğini ortaya
koymak amacıyla gerçekleştirilir. Sosyal becerilerin değerlendirilmesinde,
değerlendirmenin amacına, değerlendirilecek grubun özelliklerine göre farklı teknikler
kullanılmaktadır (Gülay ve Akman, 2009).
2.1.2.2.1. Gözlem
Uzman, öğretmen, anne-baba ve akran gibi çocuğu değerlendirecek olan
kişilerin çeşitli ortam ve durumlarda çocuğu gözleyip hakkında rapor ve yargılarını
ifade etmesidir (Bacanlı 1999). Gözlemin en önemli yararlarından biri de çocuğun
sosyal uyumu hakkına bilgi sahibi olmamızı sağlamasıdır (Wrightstone, 1964). Gözlem
tekniğini Rustin ve Kuhr (1989), bireyin içinde bulunduğu ortam ve durumlarda en çok
hangi sosyal becerilere ihtiyacının olduğunu, bireyin hangi sosyal becerilerde yetersiz
olduğunu belirlemede ve uygulanan sosyal beceri programının sonuçlarını
değerlendirmede etkin olarak kullanılmakta olduğunu belirtmişlerdir (Akt: Avcıoğlu,
2007). Sosyal davranışlara dair ip uçları elde etmeye çalışırken hangi davranış
örüntülerine dikkat edileceği gözlemci tarafından belirlenip bir gözlem listesi
oluşturulursa yapılacak olan gözlem daha sağlıklı ve kolay olacaktır (Wrightstone,
1964).
17
2.1.2.2.2. Görüşme
Bireyin deneyimlerine, tutumlarına, görüşlerine, duygularına, inançlarına, istek
ve şikayetlerine ilişkin bilgi toplamak için gerçekleştirilir. Stewart ve Cash (1985),
görüşmeyi belirli bir amaç doğrultusunda yapılan, soru sorma ve cevap verme
yöntemine dayanan karşılıklı ve etkileşimli bir iletişim süreci olarak tanımlamışlardır
(Akt: Şimşek ve Yıldırım, 2006). Görüşmelerin zaman alıcı olması, pahalı olması ve
sınırlı sayıda kişiyle uygulanabilir olmasından dolayı bazı kısıtlılıkları bulunmaktadır.
Görüşmenin başarısı, görüşme yapan kişinin, görüşülen kişiyle iyi iletişim kurma,
destek olma ve kendisini açabilme becerilerine bağlıdır (Kılıç Atıcı, 2007).
2.1.2.2.3. Kendi Kendini Değerlendirme
Kişinin kendisi hakkında gerçekleştirmiş olduğu değerlendirmeleri içerir.
Uygulanması ve değerlendirilmesi diğer tekniklere göre daha kolay olduğu için sıklıkla
kullanılır (Bacanlı 1999). Birey hakkında bilgi toplarken, bu yöntem kişinin kendisine
ilişkin sosyal beceri düzeyini değerlendirmesini, sosyal amaç ve algılarını belirlemesini
standart ölçme araçları kullanılmasına rağmen aracı olmaksızın doğrudan bilgiye erişme
imkanı sağlar (Rustin ve Kuhr, 1989; Akt: Avcıoğlu, 2007).
2.1.2.2.4. Davranış Derecelendirme Ölçekleri
İstenen bir davranışı farklı gelişim aralıklarına ayırıp her aralığı sayısal veya
sözel olarak nitelendiren ölçeklerdir (Tekindal, 2005). Bir önermeden yola çıkarak elde
edilen sonuçları niceliksel bir şekle dönüştürmek için derecelendirme ölçekleri
kullanılabilir. Basitçe kişinin farklı davranışlarına ilişkin özellikleri en uygun aralıkta
betimlenmesidir (Morgan, 1988). Derecelendirme ölçeklerinin yapımı, kullanımı ve
sonuçlarının yorumlanması oldukça kolay olmasına rağmen özellikle derecelendirme
aralıklarının zarf ve sıfatları dikkatle seçilmeli ve tüm cevaplayıcılar için genel bir
anlam ifade etmelidir (Tekindal, 2005).
2.1.2.2.5. Sosyometri
Grup üyelerinin grubu oluşturan diğer bireylerden ne kadar hoşlandıklarını
değerlendirmek için kullanılır (Morgan, 1988). Sosyometri testleri bir sosyal grup
içerisindeki bireylerin aynı grup içerisindeki sosyal konumları hakkında bilgi verir.
18
Sosyometri testleri ile grup içinde reddedilen, ihmal edilen, popüler çocukları ve
karşılıklı arkadaşlıkları, klikleri belirlemek kolaylaşmaktadır (Wrightstone, 1964).
Kişinin sosyal grup içerisindeki yerine bakılarak o kişinin sosyal becerisi hakkında bir
yargıya varmak mümkündür (Bacanlı, 1999). Sınıfta uygulanacak bir sosyometri
testinde amaç; sınıf içindeki grupları organize etmek, çocuklar arasındaki sosyal
ilişkileri geliştirmek, grupların sosyal yapısını geliştirmek, uygulanan etkinliklerin
öğrencilerin sosyal ilişkileri üzerine etkisini değerlendirmek olabilir (Tekindal, 2005).
2.1.2.3. Sosyal Beceri Eğitiminde Kullanılan Yöntemler
Sosyal beceri eğitiminde en yaygın olarak kullanılan yöntemler; gösteri, model
olma, koçluk yapma, doğrudan öğretim, bilişsel süreç yaklaşımı, sosyal bilişsel
öğrenme, akran destekli öğrenme, işbirlikçi öğrenme, rol oynama ve drama
yöntemleridir.
2.1.2.3.1. Gösteri (Demonstrasyon)
Grup liderinin bireyler önünde bir şeyin nasıl yapılacağını sergilemek ya da bir
kuralı açıklamak için yapılan işlemlerdir. Gösteride hem görsel hem de işitsel iletişim
ögeleri kullanılır. Uygun bir şekilde hazırlanan bir gösteri, bir işin en iyi şekilde nasıl
yapılacağını göstermekte yardımcı olur. Sportif faaliyetler, fen deneyleri, müzik ve
sanat alanlarında kullanıldığı gibi sosyal beceri öğretiminde de kullanılabilir. Bireylerin
hem görsel hem de işitsel olarak öğrenme imkanları sunan gösteri yöntemi sözcüklerin
yetersiz kaldığı kavramların ve becerilerin kazanımı öğretilmesinde kullanılabilir.
Gösteriyi düzenlemek için öğretmenin öncesinde planlama ve hazırlık yapması gerekir.
Sadece gösterip anlatma değil dönütlerle gösteri sürecini zenginleştirmek gerekir
(Avcıoğlu, 2007).
2.1.2.3.2. Model Olma (Modelling)
Model olma, çocukların yeni bir sosyal beceriyi kazanmasında kolaylık sağlayan
(Akkök, 1996), başka bir kişiyi gözleyerek yeni davranış örüntülerini öğrenmesi
yöntemidir (Erwin, 2000). Küçük çocuklar günlük hayatlarında model alma yöntemini
doğal bir şekilde kullandıkları için model olma yöntemiyle çocuklara birçok davranış
kazandırılabilir. Çocuklar sergiledikleri davranış sayesinde ödüle ulaşan ya da hayran
19
oldukları, değer verdikleri kişileri taklit ederek onları model alırlar (Erwin, 2000).
Modelde gözlenen davranış taklit yoluyla öğrenilir ve model çocuğun öğrenme
sürecinde büyük kolaylık sağlar. Çocuk bir resmi, bir hikayedeki kahramanı, yetişkin
bir kişiyi veya kendi arkadaşlarını model alabilir. Özellikle arkadaşlar çocuğun sosyal
beceri kazanmasına en etkili modeller olarak görülmektedir. Sosyal becerilerce
diğerlerinden daha gelişmiş olan çocuklara, model olma fırsatı öğretmen tarafından
verilmelidir (Akkök, 1996).
Model olma yönteminde öncelikle kullanılacak olan model seçilir, belirlenen
davranışlar alt basamaklara ayrılarak düzenlenir. Sözel ve sözel olmayan ipuçları
yardımıyla davranış sergilenir. Ardından birey sergilenen bu davranışı taklit etmesi için
cesaretlendirilir. Geri bildirimlerle davranışa dikkat çekilir ve kişinin bu davranışı başka
durumlarda, başka kişilerle ve başka zamanlarda uygulaması için genelleştirme yapması
gerekmektedir (Avcıoğlu, 2007). Model alma sürecinde çocukların taklit ettikleri
davranışlar çoğu zaman model tarafından ödüllendirilir (Erwin, 2000). Böylece edinilen
davranışın kalıcılığı artar.
2.1.2.3.3. Koçluk Yapma (Coaching)
Sosyal beceri eğitiminde ilk defa Oden ve Asher (1977) tarafından geliştirilen
(Akt: Gülay ve Akman, 2009) koçluk yapma yöntemi, yeni bir sosyal beceriyi doğrudan
yönergelerle ve pratik yaptırarak öğretme yöntemidir. Eğitsel bir yöntem olarak
kullanılan koçluk yapma, bir becerinin anlaşılmasını ve çözüme ulaşmasını
sağlamaktadır. Koçluk yapma yöntemi, model olma, rol oynama ve etkin davranışların
pekiştirilmesi gibi diğer tekniklerin çeşitli ögeleriyle bağlantılı olarak kullanılmasından
dolayı güçlü bir tekniktir. Koçluk süreci üç aşamadan oluşur. İlk aşamada çocuğa
öğretilmek istenen davranış örneği ya da buna ilişkin bir kural gösterilir. Bu aşamada
filmlerden veya bu beceriye sahip akranlardan yararlanılabilir. İkinci aşama olan prova
aşamasında çocuk öğrendiği beceriyi ya da bu beceriyle ilişkili olan davranışları fiilen
uygular. Prova aşamasında rol oynama tekniğinin bazı ögelerinden yararlanılabilir. Son
aşama ise geri bildirim ve tavsiyeleri kapsayan değerlendirme aşamasıdır (Erwin, 2000).
20
2.1.2.3.4. Doğrudan Öğretim Yöntemi
Doğrudan öğretim yöntemine dayanan sosyal beceri eğitimi davranışçı
yaklaşımdan hareketle geliştirilmiştir. Bu yaklaşım, eğitimi verilecek olan sosyal
becerilerin tanımlanması, bu becerilere bireyin ne zaman ihtiyaç duyabileceğini fark
ettirmek için gereksinim oluşturulması, beceri analizi yapılarak alt basamakların
düzenlenmesi, anne-baba, öğretmen veya akran gibi bir başka bireyin model olması,
davranışın sergilenerek prova edilmesi, değerlendirme ve geri bildirim içeren rol
oynama süreci ve doğal ortamda uygun durumlarda sosyal beceriyi sergilemesini
sağlayacak olan genelleme düzeylerini içermektedir (Avcıoğlu 2007).
2.1.2.3.5. Bilişsel Süreç Yaklaşımı
Bilişsel süreç yaklaşımı öykülerden yararlanılarak çocuklara öykünün
başlangıcında ve sonunda neler yapılacağı özetlenerek, problem durumlar açıklanıp
sonunda ortaya koyulan çözüm önerilerinin olumlu sonuçları tartışılmaktadır (Agran ve
Wehmeyer, 1999, Akt: Çifci ve Sucuoğlu, 2005). Bilişsel süreç yaklaşımıyla sosyal
beceri öğretimi yapıldığında, çocuk sosyal etkileşimin genel kurallarını, farklı
ortamlarda farklı kişilere edindiği becerileri kullanmayı öğrenerek beceriyi genelleme
düzeyi gelişmektedir. Ayrıca çocuğun sosyal ortamları ayırt etmesi ve uygun ortama
göre beceri sergilemesi bu yaklaşımla daha hızlı kazanılmaktadır (Avcıoğlu, 2007).
2.1.2.3.6. Sosyal Bilişsel Öğrenme
Sosyal bilişsel öğrenmede çocuk bir modeli gözleyerek ya da sözel yönergeleri
dinleyerek öğrenmeyi gerçekleştirir. Daha sonra çocuk edindiği becerileri sergileyeceği
davranışa rehberlik ederek performans amaçlarının standartlarını belirler. Model olma,
davranışı tekrarlama (prova) ve geri bildirim değişkenleri sayesinde çocuk bir beceriyi
edinir, performansını artırır ve beceriyi devamlı hale getirip genelleştirerek farklı durum
ve kişilere de uygun şekilde sergileyerek kalıcılığını artırır (Avcıoğlu, 2007).
2.1.2.3.7. Akran Destekli Öğrenme
Akran destekli öğretimi, Rotatory, Shwenn ve Litton, (1994), bireyin başkalarına
belirlenen bir konuyu ya da beceriyi materyallerden faydalanarak tecrübe aktarımı
yoluyla akademik ve sosyal becerileri geliştirmeyi hedef alan bir öğretim yöntemi
21
olarak tanımlamışlardır. Akran destekli öğrenme, tüm sınıf, çapraz yaş ve aynı yaş
akran destekli öğretim yöntemi olmak üzere üç farklı yolla düzenlenebilir. Akran
destekli öğretimi Miller, Barbetla ve Heron (1994), öğretim içeriğinin seçilmesi, öğreten
akranın yetiştirilmesi, öğretimin planlanması, programın uygulanması ve etkililiğin
değerlendirmesi basamaklarından oluşan bir yöntem olarak belirtmişlerdir. Akran
destekli öğretimin sonucunda öğrenen konumundaki akranın kazanımları dışında,
öğreten akran ve öğretmenlerin de olumlu birçok kazanımı olduğu gözlenmiştir
(Akt:Avcıoğlu, 2007).
2.1.2.3.8. İşbirlikçi Öğrenme
Bir kavram olarak işbirlikçi öğrenme, çocukların 4-6 kişilik küçük grup
çalışmalarında yer alarak, grup yeterliğinin farklı şekillerde ödüllendirildiği öğretme
yöntemlerini içerir (Slavin 1988, Akt: Doymuş, Şimşek ve Şimşek, 2005). Doymuş ve
arkadaşları (2005), işbirlikçi öğrenme yönteminin çocukların öğrenme etkinliklerine
katılmalarının yanında aynı zamanda birçok alanda gelişimlerini olumlu bir şekilde
destekleyerek, ekip çalışması becerisinin kazandırılmasında, sosyal becerilerinin
geliştirilmesinde ve iyi akran ilişkilerinin oluşturulmasında etkili olduğunu
belirtmişlerdir. Bu doğrultuda işbirlikçi öğrenme yöntemi aynı zamanda eğitimimizin
hedefleri arasında bulunan bireylerin sosyal bir varlık olarak topluma katılımı hedefini
de gerçekleştirmektedir.
2.1.2.3.9. Rol Oynama
Sınıf içinde sosyal becerilerin kazanımı için küçük gruplarla sosyal beceri
oyunları, rol oynama tekniğinin kullanıldığı etkinlikler düzenlenebilir (Akkök, 1996).
Rol oynama yöntemi, bir fikrin, durumun ya da olayın bir grup önünde
canlandırılmasını içerir. Bu yöntemle grup üyeleri sadece dinlemek ve tartışmakla
yetinmeyip aynı zamanda olayın nasıl oluştuğunu gözlemler ve daha ayrıntılı bir şekilde
bu olayı inceleme fırsatı bulur. Rol oynama ile kişiler başka bir kimliğe bürünerek onun
gözünden neler yaşandığını, neler hissedildiğini anlama olanağı edinir. Girdikleri rol
sayesinde cezalandırılma kaygısı taşımadan düşünür ve davranırlar. İleride başlarına
gelebilecek gerçek durumlar için hazırlık amacı taşıyan bu yöntem sosyal becerileri
geliştirmek için oldukça yararlıdır. Rol oynama yöntemi lider tarafından grubun
22
gereksinimlerine göre planlanmalı ve esnek olmalıdır. Lider tarafından sınıfta serbest ve
güvenli bir atmosferin yaratılması gerekmektedir (Avcıoğlu, 2007).
2.1.2.3.10. Yaratıcı Drama
Eğitimde yaratıcı dramayı Adıgüzel (2006) herhangi bir konunun, doğaçlama ve
rol oynama gibi tekniklerden yararlanarak, bir grupla ve grup üyelerinin
birikimlerinden, yaşantılarından hareketle, oyunun genel özelliklerinden yararlanarak,
bir lider eşliğinde önceden belirlenmiş bir mekanda gerçekleştirilen canlandırmalar
olarak tanımlamıştır.
Doğumdan altı yaşa kadar olan dönemi kapsayan, bu dönemdeki çocukların
bireysel özelliklerine ve gelişimsel düzeylerine göre zenginleştirilmiş uyarıcı çevre
olanakları sunan, çocukların tüm gelişim alanlarını toplumun değer ve özellikleri
çerçevesinde yönlendiren bir eğitim süreci olan okul öncesi eğitimi, çocukların
kendilerinin ve başkalarının duygularını fark etmesi ve tüm etkinliklerin oyun temelli
düzenlenmesi ilkelerine dayanmaktadır (Poyraz ve Dere, 2003; MEB, 2006). Oyunsu
süreçleri yapısında barındıran drama etkinlikleri, bu özelliklerin çocuklara erken yaşta
kazandırılmasında, eğitim sürecinde yer alması büyük önem taşımaktadır (Aral ve ark.,
2000).
Okul öncesi çağ çocuğunun eğitimi temellerini oyun sürecinden almalıdır.
Gerçekleştirilen drama etkinliklerini çocuklar genelde oyun gibi algılar ve çocukların
tüm dikkat ve enerjisi oyun sürecinde olduğu gibi yapılan bu etkinliklere yoğunlaşır.
Drama sayesinde çocuk oyun oynayarak birçok kavram, konu ve sosyal davranışı da en
etkili biçimde öğrenme şansı elde etmiş olur (Şahin, 2004).
Okul öncesi eğitimi programı içerisinde yer alan etkinliklerden biri olan drama
etkinlikleri kapsamında çeşitli ısınma – kaynaşma çalışmaları, pandomim, doğaçlama,
rol oynama, öykü oluşturma ve dramatizasyon gibi çalışmalar gerçekleştirilmektedir
(MEB, 2006). Bu çalışmalar kuruma devam eden çocuğun aşamalı olarak önce gruba ve
ortama uyum sağlamasına ve daha sonra kendini ve çevresini tanımasına yardımcı
olmaktadır. İlerleyen süreçte farklı çatışma durumlarına kendi yaşantılarından yola
çıkarak yaratıcı çözümler üretmesi çocuğun kendi özelliklerini daha iyi tanımasıyla
gerçekleşmektedir.
23
Çocuğun yapabildiklerini ve yapamadıklarını keşfetme, kendisini daha fazla
tanıma ve duygusal rahatlama sağlayan drama, çocuğun yaşantıları sonucunda yeni
düzenlemeler yapmasına ve böylece ruhsal dengesini korumasına yardımcı olur.
Çocukların etkinlikler sırasında yorum yapmaları, tartışma ve devinimlerle kendilerini
kolayca ifade etmeleri, çocuklara özgüven duygusunu kazandırır. Çocuğun kendi ve
diğer çocukların duyguları hakkında farkındalık oluşturması kişilerarası ilişkiler
üzerinde olumlu etkiler sunduğu gibi psikolojik sağlık üzerinde de olumlu etkileri
bulunmaktadır (Aral ve ark., 2000).
Drama çocuğun kendisinin ve diğerlerinin farkına varmasını sağlamakta aktif bir
rol üstlenen sosyal ve bilişsel bir etkileşim ortamıdır (Tuğrul, 2006). Çocuk drama
etkinlikleri kapsamında diğer insanları tanıyarak kendisini onlarla karşılaştırıp kendilik
kavramını kazanabilir. Drama etkinliği sayesinde çocuk hem kendisinin hem de
başkalarının duygularına duyarlılık geliştirerek kendi yaşantılarını ve duygularını ortak
yaşantılar yoluyla paylaşır, adlandırır, ifade eder ve netleştirir (Önder, 2007).
Çocuğun bir birey olarak kendisine ilişkin bir algı geliştirip bu algıyı sürdürerek
kendilik algısını kazanması Lindvag ve Moen’e (1980) göre okul öncesi eğitimde
dramanın amaçları içerisinde bulunmaktadır (Akt: Önder, 2007). Yine Bolton, dramanın
eğitimde kullanılma amaçlarını, çocuğun kendisini ve içinde yaşadığı dünyayı
anlamasında ve içinde yaşadığı dünyaya uyum sağlama yollarını keşfetmesinde
yardımcı olmak olarak belirtmiştir (Akt: Tuğrul, 2006).
Drama etkinlikleri süresince çocuğun kendi iç dünyasını yansıtarak
arkadaşlarıyla kaynaşması ve bastırdığı duygularını dışarı vurarak rahatlaması
sağlanmaktadır. Çocuğun kızgınlık, kaygı, korku, öfke gibi duygularını ifade etmesine
olanak sağlanması saldırganlık ve hırçınlık gibi birçok olumsuz davranışın oluşmasına
engel olmaktadır (Aral ve ark., 2000). Drama etkinlikleri süresince duyguların ifade
ediliyor olması, duyguların kabul görmesi diğer eğitim etkinliklerinde çok fazla üstünde
durulmadığından, çocukların hissettikleri gerginlikleri kısmen de olsa rahatlatmaktadır
(Önder, 2007). Drama etkinlikleri sayesinde çocuk kendini tanıyarak sosyal grup
içerisinde kendisine gerekli olan davranışları edinerek kişiliğini şekillendirir. Böylece
çocuğun çevresine güven duymasına, paylaşma davranışını gerçekleştirmesine ve
başladığı bir işi bitirmesine dramanın etkisi bulunmaktadır (Aral ve ark., 2000).
24
Bu özelliklerin çocuklara erken yaşta kazandırılmasında drama etkinliklerinin
eğitim sürecinde kullanılması önem taşımaktadır. Dramanın eğitimde önemli bir yöntem
olarak kullanılması çocukların bilincini erken yaşta uyandırmakta ve davranışlarının
arkasında yatan nedenleri incelemelerini sağlamaktadır (Aral ve ark., 2000). Drama,
çocukların somut olarak davranışa dönüştüremedikleri, kullanılmayan ancak uygun
koşulları bekleyen gizilgüçlerinin gün yüzüne çıkması ve gelişmesi için uygun bir
gelişimsel olanaktır (Tuğrul, 2006). Çocuğun kendisine, başkalarına ve dünyaya karşı
olumlu duygular beslemesinde dramanın büyük rolü bulunmaktadır. Bu nedenlerle
erken çocukluk eğitimi süresince dramanın duygusal gelişime katkıları yadsınamaz bir
gerçektir (Aral ve ark., 2000).
a) Yaratıcı Drama' nın Temel Bileşenleri
Yaratıcı dramanın özel ekipmanlara, stüdyo ve sahne gibi gereksinimlere
ihtiyacı yoktur. Yalnızca zamana, mekana, iyi hazırlanmış ve heyecanlı bir lidere ve
katılımcılara ihtiyacı vardır (McCaslin, 2000). Yaratıcı drama kendi temel bileşenleri
bulunan, eğitimde bir yöntem olarak kullanılan veya bağımsız bir ders olarak işlenen
farklı bir sanat alanıdır. Yaratıcı dramanın temel bileşenleri, yaratıcı dramanın
tanımından hareketle açıklanabilir (Adıgüzel, 2007).
Lider/öğretmen drama sürecinin en önemli bileşenidir. Süreci tasarlayan kişi
lider olsa da sürecin nasıl ilerleyeceği ve sonuçlanacağı liderin/öğretmenin yönetiminde
değildir. Lider yalnızca süreçte meydana gelebilecek aksaklık veya tıkanma
durumlarında yönlendirme işleviyle katılımcılara yardımcı olabilir. Ayrıca lider çalışma
grubunu ve mekanı belirleme özelliğine sahip olduğundan bu iki bileşene göre daha
önemli bir yere sahiptir (Adıgüzel, 2006).
Yaratıcı drama bir grup etkinliğidir ve katılımcı grup olmaksızın drama
etkinlikleri gerçekleştirilemez. Drama çalışmalarının temelinde grubu oluşturan
katılımcıların deneyim ve birikimleri yatmaktadır. Sürecin gelişimi ve sonuçlanması
katılımcı grubun kendi tecrübe ve birikimlerini yeniden gözden geçirerek
değerlendirmesine bağlıdır (Adıgüzel, 2006).
Konu-tema dramanın bir başka temel bileşeni olup bir olay, bir olgu, soyut ya da
somut bir durum, edebiyatın, görsel sanatların tüm türleri, bir yaşantı, anı veya bir ders
25
ünitesi drama çalışmalarında işlenebilir. Yaratıcı drama çalışmaları, bir lider eşliğinde
grup üyelerinin geçmiş yaşantılarından hareketle bir konuyu/temayı tiyatronun
tekniklerden yaralanarak oyunsu süreçler içinde canlandırılması olduğundan son temel
bileşen olan tekniklerden de söz etmek gerekir. Bu tekniklerden en önemlileri
doğaçlama ve rol oynama teknikleridir. Birçok tiyatro tekniğinden yararlanılan drama
sürecinde doğaçlama ve rol oynama drama sürecinin olmazsa olmazları arasındadır
(Adıgüzel, 2006).
b) Yaratıcı Drama' nın Amaçları
Anne-babaların, öğretmen ve eğitimcilerin görevleri çocukların dünyayı
anlayabilmelerine, kendileri ve çevrelerindeki diğer insanlarla etkileşime girmelerine
olanak sağlamaktır. Ancak günümüzde çocuklara sağlanan bu olanaklar kısıtlanmıştır.
Çocuğun bilişsel alanı ve duyuşsal alanını ayırmadan, yaşantısal öğrenmelerle çocuğun
edindiği bilgileri yararlı ve işlevsel kılması yaratıcı drama etkinlikleriyle mümkündür
(San, 2006b).
Drama etkinlikleri hayal gücünü geliştirme, bağımsız düşünebilme, iş birliği
yapabilme ve toplumsal duyarlık oluşturabilme gibi temel değerleri her yaştan bireylere
kazandırmayı amaçlamaktadır. Bu temel değerlerin dışında, dil gelişimi başta olmak
üzere temel iletişim becerileri ve dinleme, anlatma, konuşma, düşünme yetilerini de
çocuğa kazandırmayı amaçlar. Bunun dışında yaratıcı drama yöntem boyutunda ele
alındığında eğitim ortamında farklı konuları öğretmeyi de amaçlamaktadır (Adıgüzel,
2007) .
Lindvag ve Moen (1980), okul öncesi eğitimde dramanın bir birey olarak çocuğa
kendilik algısı kazandırmayı, diğer insanlarla iletişim becerilerini geliştirerek yetenek
ve becerilerini sözel olarak ifade etmeyi, yaşam için önemli olan temel kavramları
bedenini kullanarak hissetmesini ve yaşamasını amaçladığını belirtmişlerdir (Akt:
Önder, 2007).
McCaslin (2000), yaratıcı dramanın ve modern eğitimin birçok amacının ortak
olduğunu ve bunların; yaratıcılık ve estetik gelişim, eleştirel düşünme, sosyal gelişim ve
başkalarıyla işbirliği içinde çalışma yetisi, iletişim becerilerini geliştirme, ahlaki ve
26
manevi değerlerin gelişimi, kendini bilme, başkalarının değerlerini ve kültürel geçmişini
anlama ve bunlara saygı gösterme olduğunu belirtmiştir.
Bu amaçlar göz önüne alındığında sosyal beceri eğitimi için yaratıcı drama
etkinliklerinin uygun bir yöntem olduğu söylenebilir.
c) Yaratıcı Drama' nın Aşamaları
Belli aşamalar izlemek durumunda olan yaratıcı drama çalışmalarında belirlenen
amaçlara göre ele alınacak olan konu/tema uygun gruba, uygun zamanda arasında
bağlantı olan etkinliklerle ve bu etkinliklerin birbirini destekler ve bütünler bir özellikle
lider tarafından katılımcılara sunulması gerekmektedir. Yapılacak olan çalışmaya göre
lider tarafından bu aşamalar biçimlendirilip değiştirilebilir (Adıgüzel 2006).
Hazırlık-Isınma Aşaması
Daha çok bedenin harekete geçerek duyuların yoğun bir biçimde kullanıldığı, içe
dönük çalışmaların düzenlendiği, güven kazanma, uyum sağlama çalışmalarıyla grup
dinamiğini oluşturmayı amaçlayan, kuralları ve sınırları diğer aşamalara göre daha çok
lider tarafından çizilen, katılımcıların lidere, diğer katılımcılara, mekana ve bir sonraki
çalışmaya ve alışmasını sağlayan çalışmaların yapıldığı aşamadır. Bilinen çocuk
oyunları veya bu oyunlardan üretilmiş oyunlar bu aşamada sıkça kullanılır (Adıgüzel,
2007).
Canlandırma Aşaması
Bir konunun süreç içerisinde biçimlenip ortaya çıktığı, belirlendiği tüm oluşum
çalışmalarının gerçekleştiği aşamadır. Bu aşama, canlandırılacak olan konudan/temadan
hareketle yola çıkılan, doğaçlama ve rol oynama teknikleri başta olmak üzere diğer
tiyatro tekniklerinden yararlanılarak gerçekleştirilen etkinlikleri kapsamaktadır.
Belirlenen konuyu/temayı ele alırken oluşturulan dramatik anların çözümü için gereken
tekniklerin kullanılması da bu aşamada gerçekleştirilir. Bireysel canlandırmalar
gerçekleşebileceği gibi küçük ya da büyük gruplarla da canlandırma aşaması
gerçekleştirilerek ortaya çıkan oluşumlar, kişilerde bıraktığı izler bir sonraki aşamada
değerlendirilerek anlamlandırılır (Adıgüzel, 2007).
27
Değerlendirme Aşaması
Drama çalışmalarından elde edilen sonuçlar, sürecin özü, önemi, niteliği ve
niceliği bu aşamada saptanarak değerlendirilir. Ortaya çıkan eğitsel kazanımlar veya
oluşumlar üzerine tartışmalar yapılabileceği gibi katılımcıların duygu ve düşünce
paylaşımı yapması da mümkündür. Gerçekleştirilen tartışma, fikir alış-verişleri ve
paylaşımlar sözel olarak ifade edilebileceği gibi, rol içinde ya da rol dışında çeşitli
yazma çalışmaları ile de ifade edilebilir. Diğer alanlarda kullanılan değerlendirme
araçları eğitimde dramanın yöntem olarak kullanıldığı durumlarda bu aşamada işe
koşulabilir (Adıgüzel, 2007).
d) Okul Öncesi Drama Etkinliklerinde Kullanılan Teknikler
Bir eğitimcinin amacına uygun drama tekniklerini seçebilmesi, drama
etkinliklerinin uygulanma sürecinde büyük önem taşımaktadır (Güneysu, 2006). Temel
drama tekniklerinden, dramatizasyon, pandomim, donuk imge, doğaçlama, rol oynama
ve öğretmen rolde teknikleri okul öncesi drama etkinliklerinde kullanılabilen
tekniklerdir.
Dramatizasyon tekniğinde bir metne sadık kalınarak öğretmen tarafından konu,
metin ve rollerin seçimi yapılır. Bu tür canlandırmalar tiyatroya benzer bir süreç içerir.
Öğretmen daha çok sürecin dışındadır ve çocukları kenardan yönetir. Pandomim
çocuklara bedenlerini tanıma imkanı sağlamanın yanında, çocukların duygu ve
düşüncelerini sözcükleri kullanmadan vücut hareketleriyle ilettikleri bir tekniktir.
Donuk imge, canlandırmalar sırasında çocukların bir duruma ilişkin fotoğraf karesinin
oluşturularak lider tarafından diğer katılımcılarla kısa süreli konuşma veya
çözümlemelere olanak sağlayan bir tekniktir. Doğaçlama, bir durum ya da bir nesneden
yola çıkarak anında, kendiliğinden ortaya çıkan canlandırmalardır. Rol oynama,
çocukların kendilerine verilen veya seçtikleri bir başka role bürünmelerine ve böylece
kendileri olarak söyleyemedikleri, yapamadıkları şeyleri rol içinde yapmalarına olanak
sağlayan bir tekniktir. Öğretmen rolde tekniği, dramatik kurguyu biçimlendirmenin yanı
sıra, drama çalışmalarına yeni başlayan çocuklar için veya dramatik kurguyu
biçimlendirmek için kullanılan bir tekniktir (Adıgüzel, 2006 ; Kandır, 2004 ; Öztürk,
2007).
28
2.2. İlgili Araştırmalar
Bu bölümde çocukların sosyal becerilerini, okul öncesi dönemde drama
etkinliklerini ve sosyal beceri ile drama etkinliklerini bir arada ele alan araştırmalar
üzerine odaklanan çalışmalar üç ayrı başlık altında ele alınıp incelenmiştir.
2.2.1. Sosyal Beceriler ile İlgili Araştırmalar
Sosyal beceriler ile ilgili yapılan araştırmalar yurtiçinde ve yurtdışında olmak
üzere iki alt başlıkta ele alınıp incelenmiştir.
2.2.1.1. Sosyal Beceriler ile İlgili Yurtiçinde Yapılan Araştırmalar
Bozbey Akalın (2005) dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan
çocukların abla ve ağabeylerinin sosyal beceri düzeyleri ve kardeş ilişkilerinin niteliği
ile DEHB’nin bu değişkenler üzerindeki etkilerinin incelediği çalışmasının örneklemini,
yaşları 10-16 arasında değişen, yarısı DEHB olan bir kardeşe, diğer yarısı da normal
gelişim gösteren bir kardeşe sahip 60 abla/ağabey ve onların anneleri oluşturmaktadır.
Annelerin doldurdukları ölçekten elde edilen verilere göre, DEHB olan kardeşe sahip
çocukların sosyal yetkinlik düzeyi, normal gelişim gösteren kardeşe sahip
çocuklarınkinden daha düşüktür. Yine aynı ölçekten elde edilen veriler ışığında, DEHB
olan çocukların kardeşlerinin daha sık sosyal ve davranışsal sorunlar yaşadıkları
anlaşılmaktadır. Ağabey/ablaların doldurdukları anketten elde edilen verilere göre,
kardeş ilişkilerinin niteliği kapsamında ele alınan sevgi, kardeşin hayranlık duyması,
kardeşe hayranlık duyma, baba yanlı davranışı ve benzerlik değişkenleri açısından iki
grup arasında normal gelişim gösteren çocukların abla ve ağabeyleri lehine anlamlı
farklılık olduğu ve DEHB olan bir kardeşin olduğu kardeş çiftlerinde tartışmanın daha
sık yaşandığı belirlenmiştir. DEHB olan çocukların anne ve kardeşleriyle yapılan
görüşmelerde, hem anneler, hem de ağabey ve ablalar, ebeveynlerin DEHB olan çocuğa
daha çok ilgi gösterdiğini ifade etmişlerdir. Bunun yanı sıra, kardeş ilişkilerindeki
saldırgan davranışların da sıklıkla dile getirildiği dikkat çekmektedir.
Ekinci Vural (2006) çalışmasında, aile katılımlı sosyal beceri eğitimi programı
ile ailelerden destek alan bir yaklaşımla okul öncesi eğitim almakta olan 6 yaş grubu
çocukların temel sosyal becerilerinin desteklenmesi ve geliştirilmesi amacıyla
anaokuluna devam eden kırk çocuk ve ailelerinin katılımını sağlamıştır. Araştırmanın
29
modeli öntest-sontest kontrol gruplu deneysel desen olarak belirlenmiştir. Her iki
grubun öğretmenleri tarafından, Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği ve Okul
Öncesi Çocuklar için Psikolojik Gözlem Formu doldurulmuş, çocukların ailelerine ise
Aile Katılım Ölçeği ve kişisel bilgi formu uygulanmıştır. Deney Grubundaki çocuklara
sekiz hafta süresince toplam 43 aktiviteden oluşan Aile Katılımlı Sosyal Beceri Eğitimi
uygulanmıştır. Kontrol grubunda günlük eğitim öğretim aktivitelerine herhangi bir
müdahalede bulunulmamıştır. Araştırma sonucunda deney grubunda yer alan ailelerin
Aile Katılım Ölçeğinden aldıkları son-test puanlarının kontrol grubunda yer alan
ailelerin aynı ölçekten aldıkları son-test puanlarına göre anlamlı derecede artış
gösterdiği görülmüştür. Deney grubunda yer alan çocukların Sosyal Becerileri
Değerlendirme Ölçeğinin; Kişiler Arası ilişkiler, Sözel Açıklama Becerileri, Dinleme
Becerileri ve Kendini Kontrol Etme becerileri alt ölçeklerinden aldıkları son-test
puanların kontrol grubunda yer alan çocukların aynı ölçekten aldıkları son-test
puanlarına göre anlamlı derecede artış gösterdiği saptanmıştır. Deney grubunda yer alan
çocukların Psikolojik Gözlem Formunun, Psikososyal Gelişim alt boyutundan aldıkları
son-test puanlarının kontrol grubunda yer alan çocukların aynı ölçekten aldıkları son-
test puanlarına göre anlamlı derecede artış gösterdiği, yönünde sonuçlar elde edilmiştir.
Deney grubunda yer alan çocukların bu formdan aldıkları ön test-son test puanlarının
karsılaştırılması sonucunda anlamlı fark elde edilmiştir.
Kapıkıran, İvrendi, ve Adak (2006) amacı okul öncesi öğrencilerinde sosyal
becerinin bazı demografik değişkenler açısından incelemek olan araştırmalarında,
öğrencilerin sosyal becerileri öğretmenlerin algılarına dayalı olarak belirlendi. Bu
çalışmada kullanılan Sosyal Beceri Ölçeği (SBÖ) farklı sosyal beceri ölçeklerinden
yararlanılarak geliştirilmiştir. 343 öğrenci için doldurulmuştur. Öğrencilerin 196’sı kız
ve 147’si erkektir. Öğrenciler 4-6 yaşları arasında değişmektedir. Varyans analizi
sonuçlarına göre, sosyal beceri, iletişim ve uyum alt boyutlarında yaşlar arasında fark
saptanmıştır. Kızların erkeklerden uyum puanlarının daha düşük olduğu kaydedilmiştir.
Seven (2006), anasınıfına devam eden altı yaş çocuklarının sosyal beceri
düzeyleri ile bağlanma durumları arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçladığı
araştırmanın örneklemini Muş ilindeki seçkisiz belirlenen dört okulun anasınıflarındaki
56’sı erkek, 54’ü kız 110 çocuk oluşturmuştur. Araştırmada bilgi toplamak için, Kişisel
Bilgi Formu, Cassidy Tamamlanmamış Oyuncak Bebek Ailesi Hikâyeleri ve Sosyal
Beceri Değerlendirme Sistemi Temel Eğitim Öğretmen Formu kullanılmıştır.
30
Araştırmanın sonucunda, bağlanma güvenliğiyle sosyal beceriler ve sosyal becerilerin
alt ölçekleri olan işbirliği, atılganlık ve öz-kontrol becerileri arasında orta düzeyde,
pozitif ve anlamlı ilişkiler olduğu tespit edilmiştir. Cinsiyet, anne ve babanın öğrenim
durumu ile sosyal beceri düzeyi arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Buna karşılık,
sosyo-ekonomik düzeyle sosyal beceri düzeyi arasında anlamlı fark bulunmuştur. Diğer
taraftan bağlanma ile cinsiyet arasında anlamlı fark bulunmazken, anne-baba öğrenimi
ve sosyo-ekonomik düzey arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Ayrıca çocukların
cinsiyet ve sosyo -ekonomik düzey değişkenlerine göre sosyal becerileri ve bağlanma
durumları arasında anlamlı farklılıklar saptanmıştır.
Sarı (2007) anasınıfına devam eden 5-6 yaş grubu çocukların, annelerinin çocuk
yetiştirme tutumlarının, çocuğun sosyal uyum ve becerilerine etkisinin incelenmesi
amacıyla bir çalışma yapmıştır. Ankara iline bağlı merkez ilçelerinde bulunan resmi ve
özel anaokullarına devam eden 5-6 yaş grubu çocukların anneleri araştırma evrenini
oluşturmuştur. Evrenin büyüklüğü nedeni ile örneklem seçilme yoluna gidilmiş ve
Random Örnekleme Yöntemi kullanılmıştır. Devlet okulları için araştırma evrenini,
26150 öğrencinin anneleri, örneklemini 370 anne oluşturmuştur. Özel okullar için
araştırma evrenini, 2772 öğrencinin annesi, örneklemini 330 anne oluşturmuştur. veri
toplama yöntemi olarak belirlenen, ailelerin ve çocuklarının demografik bilgilerini elde
etmek amacıyla, Genel Bilgi Formu annelerin çocuk yetiştirme tutumlarını belirlemek
için Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği (PARI) ile çocuklarının sosyal
uyumlarını belirlemek için de Sosyal Uyum Ölçeği kullanılmıştır. Sosyal Uyum, Sosyal
Uyumsuzluk ve Sınırlı Sosyal Uyum boyutları ve annenin çocuk yetiştirme tutumları
arasında anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir.
Kurt (2007) okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden beş-altı yaş
çocuklarının sosyal uyum ve becerilerine proje yaklaşımlı eğitim programlarının
etkisinin incelenmesi amacıyla yaptığı araştırmanın örneklemini, deney grubundaki 23
çocuk, kontrol I grubundaki 23 çocuk ve kontrol II grubundaki 23 çocuk oluşturmuştur.
Araştırmada, deney gurubu çocukları ile günlük eğitim programlarının bir parçası olarak
23 hafta boyunca, haftada 2 saat proje yaklaşımlı eğitim programları uygulanmıştır.
Kontrol I ve kontrol II grubunda ise günlük eğitim programlarının uygulanmasına
devam edilmiştir. Araştırmada veriler Kişisel Bilgi Formu ve Sosyal Uyum ve Beceri
Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda, proje yaklaşımlı eğitim programlarının
uygulandığı deney grubundaki çocukların sosyal uyum ve becerilerinde, Sosyal Uyum
31
ve Beceri Ölçeği ile tüm alt faktörlerinde anlamlı bir farklılığın olduğu belirlenmiştir
(p<.05).
Dervişoğlu Mavi (2007), okul öncesi kurumlarına devam eden 6 yaş
çocuklarının sosyal becerilerinin ve problem davranışlarını etkileyen faktörlerin
incelenmesi amacıyla yaptığı araştırmanın örneklem grubunu özel ve resmi anaokulları
ile ilköğretim okullarına bağlı anasınıflarında eğitim gören 6 yaş grubu 106’ sı kız, 94’
ü erkek toplam 200 çocuktan oluşmaktadır. Araştırmada verilerin toplama aracı olarak
araştırmacı tarafından hazırlanan bilgi formu, çocukların sosyal becerilerini
değerlendirmek amacıyla Sosyal Beceri Ölçeği ve problem davranışlarını
değerlendirmek üzere de Problem Davranış Ölçeği uygulanmıştır. Araştırmanın
sonucunda kız çocuklarının sosyal beceri bölümünden daha yüksek puan aldıkları, erkek
çocuklarının ise problem davranışlarından daha yüksek puan aldıkları sonucuna
ulaşılmıştır. Ailelerde bulunan çocuk sayısı artıkça, çocukların sosyal becerilerinin daha
düşük olduğu problem davranışlarının ise daha çok görüldüğü belirlenmiştir. Daha önce
okul öncesi eğitim almayan çocukların, daha önce okul öncesi eğitim alan çocuklara
oranla sosyal becerilerinin daha düşük olduğu görülmüştür. Özel eğitim kurumlarında
eğitim gören çocukların sosyal becerilerinin, devlet okullarında eğitim gören çocuklara
oranla daha yüksek olduğu görülmektedir. Gelir seviyesi, anne – baba eğitim düzeyi,
anne- baba yaşı yükseldikçe sosyal becerilerinin yüksek olduğu problem davranışlarının
daha düşük olduğu, bulunmuştur.
Okur (2008), düşünme becerilerini geliştirici eğitim programlarından biri olan
Çocuklar İçin Felsefe (Philosophy for Children- P4C) eğitim programının ve sosyal
beceriler kapsamında yer alan atılganlık, işbirliği ve kendini kontrol becerileri
üzerindeki etkisini incelemek amacıyla bir araştırma düzenlemiştir. Altı yaş grubu
toplam 24 çocuktan (12 deney grubu, 12 kontrol grubu) oluşturulan bir çalışma
grubuyla Çocuklar İçin Felfese Eğitim Programının, küçük çocuklar için uygulaması
gerçekleştirilmiştir. Deney ve kontrol grubuna 8 hafta boyunca 40’ar dakikalık 10
oturum olarak eğitim verilmiştir. Kontrol grubuna atılganlık, işbirliği ve kendini kontrol
sosyal becerilerine yönelik drama, hikaye anlatma gibi etkinlikler uygulanmış; deney
grubuna ise, işbirliği ve kendini kontrol sosyal becerilerine yönelik sokratik konuşmalar
yoluyla kavramların sorgulanmasını amaçlayan Çocuklar İçin Felsefe Eğitim Programı
uygulanmıştır. Deney ve kontrol gruplarına ön-test ve son-test olarak Sosyal Becerileri
Değerlendirme Ölçeği Öğretmen Formu (Kamaraj, 2004) uygulanmıştır. Deneysel
32
çalışmadan elde edilen bulgulara bakıldığında, Çocuklar İçin Felsefe Eğitim Programı,
sözü edilen sosyal beceriler üzerinde istatistikî olarak anlamlı bir fark yaratmıştır.
Çocuklar İçin Felsefe Eğitim programına katılan altı yaş grubu çocukların atılganlık,
işbirliği ve kendini kontrol sosyal becerileri üzerinde Çocuklar İçin Felsefe Eğitim
Programı’nın etkili olduğu görülmüştür. Programın cinsiyete göre herhangi bir farklılık
yaratmadığı tespit edilmiştir.
Günindi (2008), okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden altı yaş
çocuklarının sosyal uyum becerileri ile anne-babalarının empatik becerileri arasındaki
ilişkiyi incelemiştir. Araştırmanın örneklemini anasınıflarına devam eden 180 çocuk ve
bu çocukların anne ve babaları oluşturmuştur. Araştırmaya ilişkin verilerin
toplanabilmesi amacıyla; anne-babalara ve çocuğa yönelik bilgileri içeren Genel Bilgi
Formu, çocukların sosyal uyum becerilerini ölçmek amacıyla Sosyal Uyum ve Beceri
Ölçeği; anne-babaların empatik beceri düzeylerini belirlemek amacıyla Empatik Beceri
Ölçeği-B Formu (EBÖ-B Formu) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, anne-babalarının
empatik beceri puanları yükseldikçe, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden altı
yaş çocuklarının sosyal uyum beceri puanlarının da yükseldiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca
anne babaların öğrenim düzeylerinin yüksek olması, çocukların okul öncesi eğitime
devam etme süresi gibi değişkenlerin çocukların sosyal uyum becerilerini olumlu yönde
etkilediği tespit edilmiştir.
Karayılmaz (2008), anasınıfına devam eden çocukların duygusal zeka ve sosyal
uyum becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın
örneklemini alt ve üst sosyo ekonomik düzeydeki ilköğretim okullarının, anasınıfına
devam eden çocuklar arasından tesadüfî olarak seçilen, 266 çocuk, bu çocukların anne
ya da babaları ve öğretmenleri oluşturmuştur. Çocukların duygusal zekâlarını
belirlemek için Sullivan Çocuklar için Duygusal Zeka Ölçeği, Sullivan Öğretmenler için
Çocukların Duygusal Zekasını Değerlendirme Ölçeği ve çocukların sosyal uyum ve
becerilerini ölçmek için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma
sonucunda, duygusal zeka ve sosyal uyum becerileri arasında pozitif yönde bir ilişki
olduğu görülmüştür (p<.05). Araştırmaya katılan çocukların, Duygusal Zeka Ölçeği
Toplam Puan ortalamaları, Duygusal Zeka Ölçeği alt bölümlerine (yüzler, hikayeler,
anlama ve yönetme), Öğretmenler için Çocukların Duygusal Zekasını Değerlendirme
Ölçeği’ne Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeği Toplam Puan ortalamalarına ilişkin
bulgularda çocukların cinsiyet ve kardeş sayılarına göre anlamlı bir farklılığın
33
bulunmadığı belirlenmiştir (p>.05). Çocukların sosyo-ekonomik düzeyleri ve doğum
sıralarına göre ise anlamlı farklılıklar olduğu görülmüştür (p<.05).
Erbay (2008), araştırmasında, okul öncesi eğitim alan ve almayan ilköğretim
birinci sınıf öğrencilerinin sosyal beceri düzeyleri, anne-baba tutumları ve bazı
değişkenler açısından incelenmiş ve farkın anlamlılığına bakılmıştır. 401 öğrencinin
örnekleme alındığı araştırmada, öğrencilerin sosyal beceri düzeylerini belirlemek için
İlköğretimde Öğrencilere Kazandırılması Gereken Sosyal Beceriler Ölçeği ve anne-
babaların çocuk yetiştirme tutumlarını belirlemek için Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme
Tutumu Ölçeği (PARI) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; Okul öncesi eğitim alan
ve almayan ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin sosyal beceri düzeyleri arasında
anlamlı bir fark olduğu bulunmuştur. Okul öncesi eğitim alan ilköğretim birinci sınıf
öğrencilerinin sosyal beceri düzeylerinin okul öncesi eğitim kurumunun türü, cinsiyet,
kardeş sahibi olma, babanın eğitim durumu ve annenin çalışma değişkenlerine göre
farklılaşmadığı, öğrencilerin sosyal beceri düzeylerinin okul öncesi eğitime başlama
yaşı, anne eğitim durumu değişkenlerine göre farklılaştığı, öğrencilerin sosyal beceri
düzeylerinin ailenin çocuk yetiştirme tutumu değişkeni ile ilişkisi olduğu bulunmuştur.
Okul öncesi eğitim almayan ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin sosyal beceri
düzeylerinin cinsiyet, kardeş sahibi olma, anne – baba eğitim durumu, annenin çalışma
değişkenlerine göre farklılaşmadığı ve ailenin çocuk yetiştirme tutumu ile ilişkisi
olmadığı bulunmuştur.
Öztürk (2008), araştırmasında ilköğretim birinci sınıf ve üçüncü sınıf
öğrencilerin okulöncesi eğitim alıp almama, cinsiyet, kardeşe sahip olup olmama,
okulöncesi eğitime devam etmeme, okulöncesi eğitime bir yıl devam etme, okulöncesi
eğitime iki yıl ve daha fazla devam etme değişkenlerinin Temel Sosyal Becerilerde ve
Bilişsel Becerilerde bir farklılaşmaya neden olup olmadığının değerlendirilmesini
amaçlamıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 275 birinci sınıf öğrencisi ve 275 üçüncü
sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Tarama modelinde olan bu araştırmada, öğrencilerin
kişisel bilgilerini içeren araştırmacı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu, sosyal
beceri düzeylerini ölçmek için ise Yrd. Doç. Dr. Hasan Avcıoğlu ve Prof. Dr. Gönül
Akçamete tarafından geliştirilen Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği (SBDÖ),
Temel Sosyal Beceriler ve Bilişsel Beceriler alt ölçekleri kullanılmıştır. Araştırma
sonucunda okulöncesi eğitim alıp alamama değişkeni ile ilgili olarak; okulöncesi eğitim
alan ilköğretim birinci ve üçüncü sınıf öğrencilerin Temel Sosyal Beceriler ve Bilişsel
34
Beceriler alt ölçek puan ortalamaları anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Cinsiyet
değişkeni ile ilgili olarak; birinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinde cinsiyetin Temel Sosyal
Beceriler ve Bilişsel Beceriler alt ölçekleri puan ortalamalarında farklılaşmaya yol
açmadığı bulunmuştur. Kardeşe sahip olup olmama değişkeni ile ilgili olarak; birinci
sınıf öğrencilerin Temel Sosyal Beceriler ve Bilişsel Beceriler alt ölçeklerinde kardeşi
olmayanların puanı anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Üçüncü sınıf öğrencilerinin
ise Temel Sosyal ve Bilişsel Beceriler alt ölçekleri puan ortalamalarında kardeşe sahip
olup olmamanın anlamlı düzeyde farklılaşmaya yol açan önemli bir unsur olmadığı
saptanmıştır. Okulöncesi eğitime devam etmeme, okulöncesi eğitime bir yıl devam etme
ile iki yıl ve daha fazla devam etme değişkeni ile ilgili olarak ise temel sosyal ve
Bilişsel Beceriler alt ölçeklerinde okulöncesi eğitime iki yıl devam edenlerin puanı
anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.
2.2.1.2. Sosyal Beceriler ile İlgili Yurtdışında Yapılan Araştırmalar
Hazen ve Black (1989), üç – altı yaş arası 24’ü erkek 24’ ü kız toplam 54 okul
öncesi kuruma devam eden çocuğun örnekleme alındığı çalışmada, okul öncesi
çocukların sosyal statüleriyle, konuşma becerileri arasındaki ilişki incelenmiştir. Akran
adaylığı yöntemiyle çocuklar, sevilen, sevilmeyen ve düşük etkili olarak sosyal statülere
ayrılmışlardır. Çocukların serbest oyun etkinliklerinde, kendi cinsiyetlerinden iki
akranının kurduğu oyuna, katılma süreçleri kayıt altına alınarak incelenmiştir. Her
oturumda çocuğun süregelen oyuna katılma çabası tüm sözel ve sözel olmayan tepkileri
kayıt altına alınıp, yazılı dökümü yapılmış ve kodlanarak verilerin analizleri elde
edilmiştir. Sosyal statü farklılıklarının öncelikle uygun konuşma becerilerine katkı
sağladığı gözlenmiştir. Sevilen çocukların, açıkça oyuna katılma isteğini belirttikleri,
her iki akranla da konuştukları, oyun sırasında başkalarına fırsat verdikleri, başkalarını
kabul ettikleri ve reddedildiklerinde tekrar deneme eğiliminde oldukları gözlenmiştir.
Ayrıca düşük etki sahibi çocuklara göre sevilmeyen çocukların iletişim becerilerindeki
eksikliklerinin daha fazla olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak iletişim becerilerine katkı
sağlayan uygun konuşmanın sosyal etkileşim için önemli olduğu ve çocukların akranları
tarafından kabul edilmesini etkileyebileceği belirlenmiştir.
Kowalski (1994), çalışmasında akran etkileşimine izin veren sosyal beceri
eğitim programının, sosyal eksikliği olan çocuklara karşı akran algılarına ve akran
kabulüne etkisini incelemiştir. Roster derecelendirme ölçeği kullanarak belirlenen düşük
35
akran kabulüne sahip 30 çocuk, bir kontrol grubu, bir sosyal beceri eğitimi grubu ve bir
sınıf müdahalesi grubu olmak üzere üç ayrı gruba alınarak deneysel işleme tabi
tutulmuştur. Eğitim programları altı haftalık bir süreçte devam etmiş ve eğitimden beş
gün sonra tüm katılımcılar Roster derecelendirme ölçeği kullanılarak sonteste
alınmışlardır. Yapılan analizler sonucunda, akran etkileşimli sosyal beceri eğitimi
programına alınan sosyal yetersiz çocukların akranlarından sontestte istatitiksel olarak
anlamı ölçüde yüksek puanlar aldıkları belirlenmiştir.
Farnenkopf, Howze ve Sowell (1995), görme engelli çocuklarda sosyal beceri
gelişimini ele alan tarama modelindeki bu çalışmalarında, görme engelli çocukların
sosyal beceri gelişimi, ev içi sosyal etkileşimleri, anaokulundaki sosyal beceri
gelişimleri ve erken sosyal beceri müdalale programları üzerinde durmuşlardır. Görme
engelli çocukların gelişim süreçleri farklı basamaklarda gecikmelerle ilerlemektedir.
Çevre tarafından zenginleştirilip kolaylaştırılmadıkça sosyal beceri gelişimleri de
gecikebilmektedir. Velilere çocuklarıyla nasıl etkileşime girecekleri, ihtiyaçlarının nasıl
belirleneceği ve kardeşleriyle nasıl etkileşimlerinin destekleneceğinin öğretilmesinin
önemi vurgulanmıştır. Sosyal becerilerin erken dönemde kazandırılması için aynı
zamanda uygun oyun becerilerinin desteklenmesinin, akran etkileşimini başlatmak için
görme engelli çocuğun oyun becerilerini geliştirmesi gerektiği de tartışılmıştır.
Moore (1999), konuşma/dil bozukluğu olan 32 gelişim geriliği gösteren okul
öncesi çocuğun, sosyal beceri gelişimi ile dil gelişini karşılaştırmak amacıyla
düzenlenen bu araştırmada Vineland Uyum Davranışları Ölçeği kullanılarak
öğretmenlerden çocukların sosyal becerilerine ilişkin veriler toplanmıştır. Ayrıca okul
öncesi dil ölçeği, konuşma terapisti tarafından çocuklara uygulanarak çocukların dil
puanları hesaplanmıştır. Bu çerçevede elde edilen bulgulara göre çocukların dil
becerileri ve sosyal becerileri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
bulunamamıştır. Bunun nedeni de araştırmacı tarafından, çocukların kısıtlı çalışma
alanına sahip olmaları olarak belirtilmiştir.
Winsler ve Wallace (2002), bu çalışmanın amacı normal gelişim gösteren 47
okul öncesi çocuğun, anaokulu ve anasınıfı davranış ölçekleri hakkında öğretmen ve
veliler arasındaki tutarlılığı, eşzamanlılığı ve ölçütsel geçerliliği incelemektir.
Örnekleme alınan 47 çocuğun öğretmenleri ve velileri tarafından ölçekler doldurulmuş
ve çocuklar sınıf ortamında doğal olarak araştırmacı tarafından gözlenmiştir. Sonuç
36
olarak öğretmen ve veliler arasındaki tutarlılık orta düzeyde bulunmuştur. Öğretmen ve
veliler arasındaki korelasyon sosyal becerileri için zayıf, içe yönelen davranış
problemleri için düşük, dışa yönelen davranış problemleri için orta düzeyde
bulunmuştur. Hem veliler hem de öğretmenler erkeklerin kızlara göre daha fazla dışa
yönelen davranış problemlerine sahip olduğunu belirtmişlerdir. Veliler öğretmenlere
göre kendi çocuklarının daha fazla dışa yönelen davranış problemleri olduğunu
belirtmişlerdir. Genelde öğretmenler velilerden farklı olarak daha çok çocukların
bağımsız olarak gözlenen, hedefe yönelik etkinliklerine, dikkat sürelerine, uygun
olmayan davranışlarına, akran ilişkilerine, olumsuz davranış sergilemelerine ve sınıftaki
öğretmenlere yakınlığına göre değerlendirmişlerdir.
McClelland ve Morrison (2003), öğrenmeyle ilgili sosyal becerilerin akademik
kazanım ve okul başarısı üzerindeki rolüne odaklanan bu çalışmada bağımsızlık,
sorumluluk, öz-düzenleme ve işbirliği alanlarını işleyen öğrenmeyle ilgili sosyal
becerilerin üç-dört yaş grubu 72 çocukta, öğretmen değerlendirmesine dayalı niteliği ve
kalıcılığı incelenmiştir. Bir yıl arayla yapılan ikinci ölçümlerde elde edilen veriler analiz
edilerek, çocukların öğrenmeyle ilgili sosyal becerilerinde gelime meydana geldiği
sonucuna varılmıştır. Ayrıca kalıcılık test edildiğinde geçen zamanda bu becerilerde
istatistiksel olarak anlamlı bir değişikliğin gözlenmemesi, üç-dört yaş grubu çocukların
öğrenmeyle ilgili becerilerin kazandırılabildiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca
kazandırılan bu becerilerin kalıcılığının da olduğu belirtilmiştir.
Seevers ve Jones-Blank (2008), sosyal beceri eğitiminin, sosyal beceri ve
davranışlar üzerine etkisini incelemek amacıyla düzenledikleri bu çalışmada, model
olma, rol oynama, olumlu pekiştireç, prova yapma, suflörlük ve antrenörlük
tekniklerinin kullanılmasının çocukların başkalarıyla olan ilişkilerini olumlu yönde
geliştireceğini ve davranışsal talepler ve beklentilerle etkin bir şekilde başa
çıkabileceklerini savunmaktadır. Çalışma grubunu, sosyal uyum problemi gösteren
yaşları dokuz ila onbir arasında değişen sekiz özel gereksinimi olan çocuk
oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Sosyal Beceri Derecelendirme Sistemi
(SSRS) öntest, aratest ve sontest olarak çocukların sosyal davranışlarını değerlendirmek
için kullanılmıştır. Haftada bir kez yarım saat, 45 dakikalık oturumlar şeklinde
düzenlenen müdahale sekiz hafta boyunca sürmüştür. Rol oynama tekniğinin
kullanıldığı oturumlarda sekiz sosyal becerinin çocuklara öğretilmesi hedeflenmiştir.
Verilerin analizi sonucu elde edilen bulgulara dayanarak, çocukların öntest-aratest ve
37
aratest-sontest arasında sosyal beceri düzeylerinde anlamlı bir gelişme olduğu sonucuna
varılmıştır.
Murray, Ruble, Willis ve Molloy (2009) düzenledikleri araştırmada, otizm tanısı
konmuş çocukların bazı sosyal davranışları üzerinde veli ve öğretmen görüşleri
arasındaki tutarlılığı sınamak amacıyla yaşları beş ila on dört arasında değişen otizm
tanısı konmuş 45 çocukla çalışmışlardır. Veliler ve öğretmenler arasında sosyal beceri
derecelendirme puanları bakımından orta düzeyde bir tutarlılık gözlenmiştir. Fakat
belirli sosyal maddelerde daha az tutarlılık bulunmuştur. Aileler tutarlı olarak ilişkiyi
başlatma becerilerini içeren maddelerde, öğretmenler ise cevap verme ve ilişkiyi
sürdürme ile ilgili maddelerde değerlendirmelerini yüksek puanlarla yapmışlardır. Fikir
alma ve etkin anlama becerilerini içeren maddelerin çoğunda velilerin ve öğretmenlerin
aynı görüşte oldukları belirlenmiştir. Bulgular, belirli sosyal davranışların bağlam-
bağımlı olabileceklerini ve çocuğun ihtiyaç duyduğu sosyal becerileri belirlemek ve
buna uygun bütünsel bir iyileştirme planı hazırlamak için daha fazla bilgi kaynağından
veri toplamak gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Forster (2010), çalışmasının amacını, okula başlarken sahip olunan sosyal
yeterliliğin, ilköğretim birinci sınıfın sonundaki akademik başarı üzerinde etkisini
incelemek olarak belirtmiştir. Çalışmada ele alınan sosyal yeterlilik kavramı
öğrenmeyle ilgili sosyal beceriler ve kişiler arası sosyal beceriler olmak üzere iki beceri
grubuna ayrılmış ve her iki grubun da akademik başarıya etkisi ayrı ayrı incelenmiştir.
Erken Çocukluk Boylamsal Çalışması, 1998-1999 okul yılı anasınıfı düzeyini çalışma
grubu olarak ele alan araştırmada veli ve öğretmenler veri kaynağı olarak sunulmuştur.
Çocukların sosyal yeterliliklerini çalışmanın bağımsız değişkenini oluşturmakta olur
Sosyal Beceri Derecelendirme Sistemi (SSRS) kullanılarak veli ve öğretmenlerden
veriler toplanmıştır. Ayrıca Öğrenme Yaklaşımları Ölçeği, hem çocukların dikkat
becerilerini hem de başarı motivasyonunu ölçmek için veli ve öğretmenlere
uygulanmıştır. Çocukların arkadaşlık başlatma ve sürdürme sosyal becerilerini ölçmek
için öğretmenlere Kişiler Arası Beceriler Ölçeği ve velilere, Sosyal Etkileşim Ölçeği
uygulanmıştır. Birinci sınıf sonunda elde edilen akademik başarı ise bu çalışmanın
bağımlı değişkenini oluşturup 212’ si okuma ve 174’ ü matematik sorularından oluşan
ve madde cevap teorisine dayanan testler uygulanmıştır. Sonuçta veli ve öğretmen
tarafından öğrenmeyle ilgili sosyal becerilerinin yüksek olduğu belirtilen çocukların
38
anasınıfından, ilköğretim birinci sınıfa kadar okuma be matematik başarısında anlamlı
bir gelişme olduğu saptanmıştır.
Leaf, Dotson, Oppeneheim, Sheldon ve Sherman (2010), yaptıkları çalışmada
otizm tanısı konmuş dört-altı yaş grubundan beş çocuğa sosyal beceri gelişiminde bir
yöntem olarak kullanılan etkileşimli öğrenme süreci yönteminin sosyal becerilere
etkisini incelemişlerdir. Bu yöntem davranışı tanımlamak, davranışın kullanımı için
ipucu vermek, beceri küçük adımlara bölmek, davranışı göstermek, öğrenenin rol
oynamasını sağlayarak davranışı canlandırmak ve dönüt vermek gibi basamakları
içermektedir. Okul dışı bir program kapsamında bir anasınıfı ortamında, haftada iki kez
birer buçuk saat olmak üzere üç çocuğa yedi ay süresince, iki çocuğa ise beş ay
süresince teşekkür etme, iltifat etme, empatik cümle kurma ve oyunu değiştirme
becerilerini içeren sosyal beceri eğitimi verilmiştir. Sosyal Beceri Derecelendirme
Ölçeği, gözlemler ve sosyal geçerlik sorularına dayanarak çocukların bu becerilerin
büyük bir kısmını ya da tamamını edindikleri ve velilerin de sunulan bu eğitimden
tatmin oldukları belirlenmiştir.
2.2.2. Drama ile İlgili Araştırmalar
Drama ile ilgili yapılan araştırmalar yurtiçinde ve yurtdışında olmak üzere iki alt
başlıkta ele alınıp incelenmiştir
2.2.2.1. Drama ile İlgili Yurtiçinde Yapılan Araştırmalar
Akoğuz (2002), gönüllü olarak yaratıcı drama atölye çalışmalarına katılan
öğrencilerin, iletişim becerilerinde gösterdikleri gelişmenin belirlenmesi amacıyla
deneysel model tekrarlı ölçüm deseninde kurgulanan araştırmanın örneklemini yaşları
9- 10 ve 11 olan 22 kişilik birinci grup ile, yaşları 11-12 ve 13 olan ikinci grup
oluşturmaktadır. Örneklem grubu ile yapılan 12 haftalık yaratıcı drama atölye çalışması
sırasında iletişim becerilerindeki gelişme ile ilgili gözlemler yapılmıştır. Yapılan
gözlemler düzenli olarak gözlem formuna işlenmiş, yapılan video kayıtları izlenerek
doğrulukları kontrol edilmiştir. Bu araştırmadan elde edilen bulgular yaratıcı dramanın,
tüm deneklerde deney başlangıcında yapılan gözleme göre deney bitiminde, iletişim
becerilerinin geliştirilmesinde anlamlı bir değişiklik yaptığını göstermiştir.
39
Cömertpay (2006), okul öncesi eğitiminde drama etkinliklerinin, beş-altı yaş
grubu çocuklarının dil edinimine etkisini araştırmak amacıyla düzenlediği deneysel
çalışmada, çocukların kullandıkları sözcük türü, sözcük sayısı, cümle uzunlukları ve
öbek yapılarını incelemiştir. Bu araştırmanın çalışma grubunu beş-altı yaş grubundan
otuz altı çocuk oluşturmaktadır. Uygulamalar öncesinde çocukların her birine, genel
gelişimlerinin normal olduğu konusunda sistematik veriler elde etmek ve dil gelişim
düzeylerini belirlemek amacıyla Ankara Gelişim Tarama Envanteri uygulanmıştır.
Yaratıcı drama yönteminin etkililiğini sınamak için bir deney, bir kontrol grubu
oluşturulmuştur. Deney grubunda yaratıcı drama yöntemi kullanılarak dil etkinlikleri
gerçekleştirilirken, kontrol grubunda düz anlatım yöntemine dayalı dil etkinlikleri
düzenlenmiştir. Her iki grupta da etkinlikler araştırmacı tarafından düzenlenmiştir.
Araştırmada deney ve kontrol gruplarından uygulamalar başlamadan önce ve
uygulamaların bitiminden sonra ses kayıtları alınmıştır. Çalışmada, dil edinimine
yönelik yapılan yaratıcı drama etkinlikleri sonucunda, çocukların bir cümle içerisinde
kullandıkları sözcük sayısının arttığı ve çocukların daha uzun cümleler kullandıkları;
çocukların kullandıkları cümleler, sözcük türleri bakımından incelendiğinde çocukların
kullandıkları sıfat ve ad sayılarında artış olduğu, çocukların kullandıkları ad öbeği ve
eylem öbekleri sayısında artış olduğu görülürken kullanılan eylem ve zarf sayılarında bu
artışın olmadığı, dil gelişimine yönelik yapılan yaratıcı drama eğitiminin çocukların dil
gelişimlerini etkilemediği görülmüştür.
Erdoğan (2006), altı yaş grubu çocuklarına drama yöntemi ile verilen matematik
eğitiminin, matematik yeteneğine etkisini incelemek amacıyla planlanladığı
araştırmasının örneklemini orta sosyo-ekonomik düzeydeki iki ilköğretim okulunun
anasınıflarına devam eden 35’ i deney grubu, 35’ i kontrol grubu ve 35’i placebo
kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Bu araştırmada veri toplama aracı olarak Genel
Bilgi Formu ile Ginsburg ve Baroody tarafından 1983 yılında geliştirilmiş olan Erken
Matematik Yeteneği Testi-3 (TEMA-3) kullanılmıştır. Araştırmada öncelikle Erken
Matematik Yeteneği Testi-3 (TEMA-3)’ ün geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmış,
daha sonra deney grubundaki çocuklara uygulanacak olan Drama Yöntemine Dayalı
Matematik Eğitim Programı hazırlanmıştır. Araştırma sonucunda; deney grubuna
uygulanan drama yöntemine dayalı matematik eğitiminin çocukların matematik
yeteneğine anlamlı bir etkisinin olduğu, çocuğun cinsiyetinin, anne-baba öğrenim
düzeylerinin matematik puanlarında anlamlı bir farklılık yaratmadığı, ancak anne
40
çalışma durumunun placebo kontrol grubunun öntest ve sontest puanlarında anlamlı bir
farklılık yarattığı sonucuna ulaşılmıştır.
Sütcü (2006) yaratıcı drama eğitiminin okul öncesi eğitime devam eden 6 yaş
grubu çocukların beslenme alışkanlıklarına etkisini araştırmak amacıyla yaptığı
araştırmada 6 yaş grubu 80 çocuk, cinsiyetleri göz önüne alınarak iki eşit gruba
ayrılarak örnekleme alınmıştır. Araştırmaya katılan çocukların annelerine ön test ve son
test olarak Beslenme Tutum Ölçeği uygulanmıştır. Deneysel uygulama öncesinde
bağımlı değişken açısından gruplar arasında herhangi bir fark olup olmadığı ön testle
kontrol edilmiş ve sonuçta beslenme tutumları arasında anlamlı fark bulunamamıştır.
Sekiz hafta süren eğitim uygulamalarında beslenme alışkanlıkları ve genel beslenme
bilgilerini içeren toplam kırk etkinlik çocuklara uygulanmıştır. Çocukların annelerinin
eğitim durumları ve çalışma durumlarının çocukların beslenme alışkanlıklarını
etkilemediği sonucu bulunmuştur. Deney grubuna deneysel uygulama olarak yaratıcı
drama eğitimi uygulandıktan sonra yaratıcı drama eğitiminin çocukların beslenme
tutumlarında bir değişiklik oluşturup oluşturmadığını belirlemek için ailelere ön test
olarak uygulanan Beslenme Tutum Ölçeği son test olarak da uygulanmıştır. Son test
analiz sonuçlarına göre; yaratıcı drama eğitiminin çocukların beslenme alışkanlıklarını
olumlu etkilediği görülmüştür.
Dalbudak (2006), anaokullarında görev yapan öğretmenlerin, drama
etkinliklerini kullanma durumlarını belirlemek, öğretmenlerin eğitim durumu, mezun
oldukları bölüm, yaş, hizmet süresi, drama eğitimi alma durumu ve çalıştıkları yaş
grubu değişkenleri ile öğretmenlerin eğitim programlarında drama etkinliklerine yer
verme durumu değişkenleri arasında bir ilişkinin olup olmadığını saptamak ve
öğretmenlerin, drama etkinliklerini planlarken ve uygularken hedef ve kavramlara yer
verme durumlarını belirlemek amacı ile araştırmasını planlanmıştır. Ankara il
merkezinde bulunan, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı yirmi bağımsız anaokulunda
görev yapan ve araştırmaya gönüllü katılan, yüz on üç öğretmen bu araştırmanın
örneklemini oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacı
tarafından hazırlanan Öğretmenlerin Drama Etkinliklerini Kullanma Durumlarının
Değerlendirilmesi Anketi kullanılmıştır. Bu araştırmanın sonucunda; anaokulu
öğretmenlerinin eğitim durumunun drama ekinliğinde kullanılan aşamalar ve drama
etkinliğinde aile katılım çalışmalarına yer verme durumu üzerinde istatistiksel açıdan
anlamlı bir farklılığa neden olduğu bulunmuştur (p≤.05). Anaokulu öğretmenlerinin
41
mezun oldukları bölümün ve öğretmen yaşının drama etkinliğini planlarken dikkat
edilen unsurlar ve drama etkinliğini planlarken ve uygularken çocuklarda
kazandırılması amaçlananlar üzerinde istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılığa neden
olduğu saptanmıştır (p≤ .05). Anaokulu öğretmenlerinin drama eğitimi alma durumunun
drama etkinliğini planlarken dikkat edilen unsurlar ve drama etkinliğini planlarken ve
uygularken çocuklarda kazandırılması amaçlananlar üzerinde istatistiksel açıdan anlamlı
bir farklılığa neden olduğu belirlenmiştir (p≤ .05). Anaokulu öğretmenlerinin çalıştıkları
yaş grubunun drama etkinliğini planlarken dikkat edilen unsurlar üzerinde istatistiksel
açıdan anlamlı bir farklılığa neden olduğu saptanmıştır (p≤ .05). Araştırma sonucunda
anaokulu öğretmenlerinin eğitim durumu, mezun oldukları bölüm, yaşı, drama eğitimi
alma durumu ve çalıştıkları yaş grubunun, öğretmenlerin drama etkinliğinde hedef ve
kavramlara yer verme sıklıkları üzerinde istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılığa neden
olmadığı belirlenmiştir (p>.05).
Bayrakçı (2007), okulöncesi çağındaki çocukların iletişim becerilerini
geliştirebilmek için okul öncesi programında yer alan ve uygulanan yaratıcı drama
etkinliklerinin ne derecede etkide bulunduğunun belirlenmesi amacıyla yaptığı
çalışmanın örneklemini, 2’si erkek 38’i bayan olmak üzere toplam 40 okulöncesi
öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri; alt problemlere, ilgili kaynaklara
dayanarak geliştirilmiş Okulöncesinde Yaratıcı Drama Etkinliklerinin iletişim
Becerilerini Gelişmesi Üzerindeki Etkisi Anketi yoluyla toplanmıştır. Geliştirilen anket
bilişsel, duygusal-sosyal, dil ve etkinlikler kategorilerinde değerlendirmeye alınmıştır.
Araştırma bulguları okulöncesi çağında bulunan öğrencilerin iletişim becerilerini
geliştirmede yaratıcı drama uygulamalarının ve programda yer alan diğer etkinliklerin
etkili olduğunu ortaya koymuştur.
Çakır (2008) anasınıfı Türkçe Etkinliklerinde yaratıcı drama yönteminin
etkililiğini belirlemek ve anasınıfı Türkçe Etkinliklerinde yaratıcı dramanın yöntem
olarak kullanılması ile dramatizasyonun yöntem olarak kullanılması arasında fark olup
olmadığını belirlemek amacıyla yaptığı deneysel çalışmada Deney ve kontrol grupları
eşleştirme testleri, çocuk tanıma formu ve öğretmen görüşleriyle yirmişer çocuktan
oluşmuştur. Uygulanan yöntemlerin anasınıfı çocuğunun görüp izlediğini anlama ve
anladığını sözle anlatma becerileriyle ilgili önceki ve sonraki durumları öykü
kartlarından hazırlanan test ile kontrol edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular,
yaratıcı drama yönteminin anasınıfında görüp izlediğini anlama ve anladığını sözle
42
anlatma becerileri bakımından dramatizasyon yönteminden daha etkili olduğunu ortaya
koymuştur.
Erkoca Akköse (2008) çalışmasını, okulöncesi fen etkinliklerinde doğa
olaylarının neden sonuç ilişkilerini belirlemede yaratıcı dramanın etkililiğini belirlemek
amacıyla deneme modellerinden kontrollü öntest sontest modele göre
gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya bir okul öncesi kurumun altı yaş grubu iki şubesindeki
deney grubunda 14, kontrol grubunda 14 olmak üzere toplam 28 çocuk çocuklar
katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen bilgi
formu, video ve etkinlik materyalleri kullanılmıştır. Elde edilen veriler ışığında video
analizi ve istatistiksel analizler gerçekleştirilmiştir. Okulöncesi eğitimi fen
etkinliklerinde öğretim yöntemlerinden yaratıcı dramanın kullanıldığı deney grubu ile
düz anlatım yönteminin uygulandığı kontrol grubundaki öğrencilerin doğa olaylarının
neden sonuç ilişkilerini belirleme becerileri arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark
ortaya çıkmıştır. Bulgular ışığında yaratıcı dramanın kullanımı, çocukların fen
etkinliklerinde doğa olaylarının neden sonuç ilişkilerini belirleme becerilerini
geliştirmeye yardımcı olmaktadır sonucuna ulaşılmıştır.
Erbay (2009) yaptığı araştırmada yaratıcı drama eğitiminin anasınıfına devam
eden altı yaş çocuklarının işitsel muhakeme ve işlem becerilerine etkisini incelemiştir.
Çalışma grubunu, dört anasınıfından seçilen 15’ i deney 15’ i kontrol grubu olmak üzere
toplam 30 çocuk oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak genel bilgi formu
ile Gardner (1992) tarafından geliştirilen ve bu çalışmada altı yaş çocukları için
Türkçeye uyarlaması yapılan İşitsel Muhakeme ve İşlem Becerileri Testi -İMİBT (Test
of Auditory Reasoning and Processing Skills -TARPS) kullanılmıştır. Test çocuklara
deneme öncesi ve sonrasında verilmiş; ayrıca deneme grubuna denemeden dört hafta ve
14 hafta sonra tekrar uygulanmıştır. Yaratıcı drama eğitiminin çocukların işitsel
muhakeme ve işlem becerilerinin gelişimini desteklediğidir. Elde edilen sonuçlar
doğrultusunda yaratıcı drama eğitiminin çocukların işitsel muhakeme ve işlem
becerilerinin gelişiminin desteklediği sonucuna ulaşılmıştır.
Koç (2009) araştırmasını, okulöncesi eğitime devam eden altı yaş grubundaki
çocuklara anadili etkinlikleri sırasında uygulanan yaratıcı drama etkinliklerinin, dil
gelişimleri üzerindeki etkisini saptamak amacıyla gerçekleştirmiştir. Araştırmanın
örneklemini bir ilköğretim okulu anasınıfından ve bir bağımsız anaokulundan 56 erkek
43
ve 44 kız çocuk, olmak üzere toplam 100 çocuk oluşturmuştur. Bu araştırmada öntest-
sontest kontrol gruplu deneysel yöntem kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı
olarak Dunn (1959) tarafından geliştirilen ve Katz ve arkadaşları (1974) tarafından
Türkçe’ye uyarlanan Peabody Resim-Kelime Testi hem öntest hem de sontest şeklinde
kullanılmıştır. Ayrıca deney grubuna öntest sonrasında anadili etkinliklerine yönelik
haftada bir gün olmak üzere toplam 12 haftalık drama uygulaması yapılmıştır.
Araştırmanın sonucunda deney ve kontrol gruplarının sontest puanları arasında deney
grubu lehine anlamlı bir fark ortaya çıkmıştır. Deney grubundaki çocukların öntest ve
sontest puanları arasında istatistikî açıdan anlamlı bir fark görülürken, kontrol
grubundaki çocukların öntest ve sontest puanları arasında istatistikî açıdan anlamlı bir
fark tespit edilememiştir. Ayrıca, deney grubundaki çocukları oluşturan anaokulu ve
anasınıfı grupları kendi aralarında karşılaştırılmış ve deney grubundaki anasınıfına
giden çocukların öntest puanları yüksekken, drama uygulaması sonunda deney
grubundaki anaokuluna giden çocukların sontest puanlarının daha yüksek olduğu
saptanmıştır.
Görgülü (2009), yaptığı yarı deneysel çalışmada, eğitimde drama destekli
kubaşık öğrenme etkinliklerinin 5- 6 yaş öğrencilerinin iletişim becerilerinin (sözel
iletişim, sözel olmayan iletişim, iletişim engellerinden kaçınma, nezaket içerikli
iletişim) gelişimi üzerindeki etkisini araştırmayı amaçlamıştır. Araştırma resmi bir
ilköğretim okuluna bağlı iki anasınıfında bir deney bir kontrol grubunda bulunan toplam
21 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Deneysel program 8 hafta sürmüştür. Dersler
deney grubunda eğitimde drama destekli kubaşık öğrenme etkinlikleri, kontrol
grubunda ise okul öncesi programında yer alan MEB okul öncesi eğitim programı
etkinlikleriyle işlenmiştir. Deney ve kontrol gruplarına, araştırmacı tarafından geçerlik
ve güvenirlilik çalışması yapılan İletişim Becerileri Ölçeği öntest-sontest olarak
verilmiştir. Sonuç olarak iletişim becerileri ölçeği sözel iletişim ve iletişim
engellerinden kaçınma becerileri alt ölçeklerinden elde edilen toplam puanlar açısından
deney grubu lehine anlamlı farklar olduğu bulunmuştur. Sözel olmayan, nezaket içerikli
iletişim becerileri alt ölçeklerinden elde edilen toplam puanlar açısından deney ve
kontrol gruplarında anlamlı fark olmadığı görülmüştür.
Ceylan (2009) araştırmasının amacı, Vineland Sosyal- Duygusal Erken
Çocukluk Ölçeği (VSDÇÖ)’nin geçerlilik-güvenilirlik çalışması ve okul öncesi eğitim
kurumuna devam eden beş yaş çocuklarının sosyal-duygusal davranışlarına yaratıcı
44
drama eğitiminin etkisinin incelenmesidir. Araştırma iki örneklem grubundan
oluşturulmuştur. İlk örneklem grubunu Vineland Sosyal- Duygusal Erken Çocukluk
Ölçeğinin geçerlik güvenirlik çalışmasını yapmak üzere tesadüfi olarak belirlenen 5.0 -
5.11 ay arasında olan 300 çocuk, ikinci örneklem grubunu ise 45 deney grubu, 45
kontrol grubu olmak üzere toplam 90 çocuk oluşturmuştur. Deneysel desenli olan bu
araştırmada, çocuklar ve aileleri hakkında bilgi almak amacıyla Kişisel Bilgi Formu,
çocukların sosyal-duygusal davranışlarını belirlemek için Vineland Sosyal- Duygusal
Erken Çocukluk Ölçeği kullanılmıştır. Deney grubundaki çocuklara 12 haftalık sosyal-
duygusal davranışlara yönelik yaratıcı drama eğitim programı uygulanmıştır. Ölçek
deney ve kontrol grubuna, ön test ve son test olarak uygulanmıştır. Ayrıca, deney
grubuna son testten dört hafta sonra kalıcılık testi olarak aynı ölçek uygulanmıştır.
Araştırma sonucunda, Vineland Sosyal-Duygusal Erken Çocukluk Ölçeği (VSDÇÖ)’nin
güvenilir bir ölçme yaptığı ve tutarlı bir yapıya sahip olduğu bulunmuştur. Deney ve
kontrol grubu çocuklar arasında Vineland Sosyal- Duygusal Erken Çocukluk Ölçeği,
Kişiler Arası İlişkiler alt ölçeği, Oyun ve Boş Zaman alt ölçeği, Uyum Sağlama Becerisi
alt ölçeği son test puanları açısından deney grubu çocukların lehine anlamlı farklılık
görülmektedir (p<.01). Deney grubundaki çocukların Vineland Sosyal- Duygusal Erken
Çocukluk Ölçeği, Oyun ve Boş Zaman Alt Ölçeğine ait son test ve kalıcılık testi
puanları arasında farkın anlamlı olduğu saptanmıştır (p<.05). Kişiler Arası İlişkiler Alt
Ölçeğinde ve Uyum Sağlama Becerisi Alt Ölçeğinde son test ve kalıcılık testi puanları
arasındaki farklılığın anlamlı olmadığı belirtilmiştir (p>.05). Yaratıcı drama eğitimi alan
çocukların son test ortalama puanlarının kontrol grubu çocukların son test ortalama
puanlarından daha yüksek olması verilen eğitimin olumlu etkisini ortaya koymaktadır.
Ölekli (2009), okulöncesi eğitimi alan 5-6 yaş çocuklarında matematiksel şekil
algısı ve sayı kavramının gelişiminde drama yönteminin etkisini incelemek için yapılan
deneysel çalışmada, bir ilköğretim okulu’na bağlı anasınıfına devam etmekte olan 5-6
yaş arası 60 öğrenciden seçkisiz 30 öğrenciyi (15 erkek15 kız öğrenci) kontrol grubu
olarak, diğer 30 öğrenciyi ise deney grubu yapmak üzere iki grup oluşturulmuştur.
Araştırmada deney grubuna sayı ve geometrik şekil kavramlarının öğretimi için,
önceden hazırlanan Drama Temelli Geometrik Şekil ve Sayı Kavramları Eğitim
Programları uygulanırken, kontrol grubunda geleneksel yolla öğretim uygulamaları
yapılmıştır. Eğitim programları beş hafta boyunca haftada iki gün (Salı ve Perşembe)
uygulanmıştır. Araştırma verilerini toplamak için Piaget Sayı Korunum Testi ve Aktaş
45
ve Aslan (2004) tarafından Geometrik Şekilleri Tanıma Testi öntest olarak
uygulanmıştır. Aydoğan (2007) tarafından geliştirilen 6’dan 10’a kadar olan sayılarla
ilgi kavramları tanıma testi Piaget Sayı Korunum Testi’ne ilave olarak eklenerek
uygulanmıştır. Araştırma sonucunda drama temelli eğitim programı sonrasında deney
grubundaki çocukların, geometrik şekil ve sayı kavramları başarısında, kontrol
grubundaki çocuklara göre anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Özetle bu araştırma
çocukların geometrik şekil ve sayı kavramlarını kazanmalarında drama yönteminin
önemli derecede etkisi olduğunu göstermiştir.
2.2.2.2. Drama ile İlgili Yurtdışında Yapılan Araştırmalar
Kaanland-Wells (1993), bu çalışmanın amacı ilköğretim öğretmenlerinin yaratıcı
dramayı kullanımını ve güçlü bir eğitim yaklaşımı olması ile ilgili algılarını
incelemektir. Araştırmacı kendisi tarafından oluşturulan bir anketi 224 öğretmene
uygulamıştır. Anket, öğretmenlerin yaratıcı dramayı hangi kapsamda kullandıkları,
drama geçmişleri, yaratıcı drama teknikleri konusunda eğitimleri, yaratıcı dramanın
yedi biçimindeki başarı düzeyleri, daha fazla eğitime ilgileri ve uygulama sırasında
karşılaştıkları engellere yönelik 41 maddeden oluşmaktadır. Çalışmada drama
geçmişleriyle dramayı uygulama, yaratıcı drama eğitimleriyle dramayı uygulama ve
yaratıcı drama eğitimleriyle dramanın etkililiğine olan inançları araştırılmıştır. Elde
edilen sonuçlar incelendiğinde öğretmenlerin %79’unun dramanın yedi biçimini de
başarıyla kullandıkları, %91’ inin bu alanda daha fazla eğitim almak istedikleri, % 84’
ünün yaratıcı dramanın etkili bir yöntem olduğuna inandıkları ve uygulamada
karşılaşılan en büyük engelin zaman ve mekan sıkıntısı olduğu görülmüştür.
Goetz (1997), erken okuma yazma müfredatı bağlamında yaratıcı dramanın
kullanımını ele alan durum çalışmasında birinci sınıf çocuklarına 14 hafta boyunca dil
sanatları dersinde yaratıcı drama temelli ders planları uygulanmıştır. Bu uygulamanın
etkililiği çocukların okuma testindeki gelişimleri, toplanan yazma örneklerindeki
gelişim ve çocukların davranışlarının, motivasyonlarının ve katılımlarının
gözlenmesiyle değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre yaratıcı drama temelli
derslerin çocukları okuma ve yazma etkinliklerine daha fazla motive ettiği ve bağladığı
sonucuna varılmıştır. Bu çalışma dramanın birinci sınıf dil sanatları dersinin etkili bir
ögesi olabileceğini göstermektedir.
46
Rowland (2002), bu çalışmada yaratıcı drama etkinliklerinin soyal eksikliği olan
çocukların benlik kavramını güçlendirmeye ve kendine güven geliştirmeye etkisini
incelemektir. Bir ay süren Spotlight on Children yaratıcı drama programı seçkisiz olarak
deney ve kontrol gruplarına atanan yedi yaş grubundan beş kız beş erkek çocuktan
deney grubundakilere uygulanmıştır. Uygulanan program oturumları Bir Adam Çiz
Testi, grup liderlerinin yazılı değerlendirmeleri ve üç izleme aracı kullanılarak analiz
edilip yorumlanmıştır. Elde edilen bulgulara göre, drama etkinliğine katılan çocuklar
kendilerini sözel olmayan yollarla daha iyi tanımladıkları, daha fazla benlik farkındalığı
oluştuğu benlik kavramlarının güçlendiği ve özgüvenlerinin geliştiği sonucuna
varılmıştır.
Cormack (2003), çalışmasında bir önyazma stratejisi olarak yaratıcı Dramanın
kısa öykü yazma sürecine ve kapsamına etkisini incelemektedir. Çalışmaya altıncı ve
yedinci sınıflardan oluşan iki grup on hafta boyunca katılmışlardır. Deney grubuna
drama yoluyla, kontrol grubuna ise ders/tartışma yoluyla önyazma eğitimi verilmiştir.
Drama eğitimi alan çocukların kompozisyon puanları ölçülen dokuz kategoriden
(düşünce, detay, hedef kitle farkındalığı, cümle yapısı, üslup, konu, kurgu, karakter ve
anlatım) ilk iki öykü için kontrol grubuna göre daha yüksek puanlar aldıkları, üçüncü
öyküde ise anlamlı derecede yüksek puan elde ettikleri gözlenmiştir. Artan puanlar,
önyazma etkinliği olarak yaratıcı dramanının kullanılmasının uzun vadede daha da etkili
olabileceğini göstermektedir. Ayrıca bulgular drama eğitimi alan öğrencilerin daha uzun
öyküler yazdıklarını, öykülerinde daha fazla diyaloglara yer verdiklerini ve daha sık ilk
ağızdan yazdıklarını göstermiştir. Konunun gelişimi, tasvir ve betimlemelerde iki grup
arasında niceliksel farklılıklar gözlenmiştir. Önyazma sürecinde drama etkinliği alan
grubun daha çok eğlendiği, bu yüzden önyazma etkiniğine karşı olumlu tutum
geliştirdikleri belirlenmiştir.
Kulik (2004), bu çalışma 12 haftalık kuşaklararası yaratıcı drama programının
evsiz çocukların kendileri ve kendi hayatlarında dair tutumları, değerleri ve inançları
üzerinde etkisini incelemek amacıyla düzenlenmiştir. Yaşları 79 ve 84 arasında değişen,
huzur evinde kalan, üst sosyoekonomik düzeydeki sekiz yetişkinle, yaşları sekiz ve on
arasında değişen, okula devam etmiş, alt sosyoekonomik düzeydeki sekiz çocuk
eşleştirilmiştir. Grup yaratıcı drama ve görsel sanatlar etkinlikleriyle haftada bir, bir
buçuk saatlik oturumlarda bir araya getirilmişlerdir. Anlatı araştırması, yansıtıcı
uygulayıcı ve Erickson’ un Yorumlayıcı Mercek Araştırma Metodu, gözlemler,
47
görüşmeler ve beş çocuktan elde edilen günce kayıtları analiz edilerek yorumlanmıştır.
Bulgular incelendiğinde, evsiz katılımcıların kuşaklararası drama programına katılımı,
çocukların istediği ve ihtiyaç duyduğu destekleyici yetişkin figürüne sahip sabit bir
çevre imkanı sağlamıştır. Ayrıca, farklı yaşam olanaklarını keşfetmelerine, duygularını,
düşüncelerini ve ihtiyaçlarını daha çok ifade etmeye başlamalarına yardım ettiği tespit
edilmiştir.
Arieli (2007), çalışmasında yaratıcı dramanın fen eğitimini içinde eğitsel bir
yöntem olarak kullanılarak ilköğretim öğrencilerinin fen kavramlarını anlamasına
etkisini incelemiştir. Altıncı sınıf öğrencilerinin oluşturduğu örneklemde deney grubuna
karışımlar ve çözeltiler konusu yaratıcı drama yöntemi kullanılarak işlenmiştir.kontrol
grubuna ise aynı konu kitaptaki yönergeler kullanılarak işlenmiştir. Nicel ve nitel veri
analizleri, deney grubunda fen dersini yaratıcı drama yöntemiyle işleyen çocukların
kavramları çok daha iyi anladığını ve fen eğitiminde yaratıcı dramayı tercih ettiklerini
göstermiştir. Katılımcı çocuklar drama yöntemiyle, eğlendiklerini ve arkadaşlarıyla
birlikte katıldıkları etkinliklerle öğrenmenin, fen kavramlarının özünü anlamalarına
yardımcı olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca öğretmenler fen öğretimi için yaratıcı
dramanın iyi bir araç olduğuna inandıklarını ve yaratıcı drama etkinliklerinden
etkilendiklerini belirtmişlerdir. Gözlemler sonucunda, yaratıcı Dramanın olumlu sınıf
çevresi yaratmada, sosyal etkileşim ve özsaygı geliştirmede ve öğretmenlerin öğretme
stillerini değiştirmede katkı sağladığı sonucuna ulaşılmıştır.
Shand (2008), çalışmanın amacı, İngilizce öğrenenler için yaratıcı drama
müfredatının etkisini incelemektir. Dramanın dil edinimini engelleyen psikolojik
niteliklerin azaltılmasına yardımcı olabileceği düşüncesinden yola çıkan çalışmada
üçüncü sınıfta okuyan İngilizce anlama düzeyi iyi olan ancak konuşmaktan çekinen bir
grup ve altıncı-yedinci sınıfta okuyan, İngilizce dil becerileri düşük bir başka grup
örnekleme alınmıştır. Katılımcıların drama müfredatına verdikleri yanıtlar öntest-
sontest, gözlemler ve her katılımcının bizzat kendisi ve öğretmenleriyle yapılan
görüşmeler sayesinde ölçülmüştür. Dramanın üçüncü sınıf öğrencilerinin kaygılarını
azalttığı ve İngilizceye karşı motivasyon ve güvenlerini artırdığı sonucuna varılmıştır.
Ancak altıncı ve yedinci sınıftan oluşan ikinci grupta ise drama etkinliklerinin yararları
görülmesine rağmen, İngilizceye karşı kaygı, güven ve motivasyon düzeylerinde çok az
bir değişim gözlenmiştir.
48
O’Neill (2008), çalışmasında büyük grup deneyimleri sağlayan ve çocuklara
eğlenceli bir öğrenme ortamı sunan öykü anlatma ve yaratıcı drama etkinliklerini erken
çocukluk döneminde, çocukların sosyal deneyimlerini desteklemesi yönünden
incelemektedir. Bu etkinlikler çocukları nasıl tamamen büyük grup deneyimine dahil
ettiğini inceleyen bu çalışmada sınıf öğretmenleriyle birlikte bir sanatçı 20 hafta
süresince etkinlikler düzenlemiştir. Nitel araştırma yapısındaki vaka incelemesi
desenindeki bu çalışmada gözlem notları, kamera kayıtları, öykü anlatıcısıyla ve
öğretmenle yapılan görüşmeler çalışmanın veri kaynaklarını oluşturmaktadır. Yapılan
analizler sonucunda sınıf öğretmeninin yeni bir öğretme zihniyeti geliştirdiği, Dramanın
ve öykü anlatmanın kullanılan yönleriyle daha etkileşimli bir öğretme süreci yarattığı
gözlenmiştir. Özel gereksinimli iki çocuğun vaka incelemesi her bir çocuğun programa
katılımının, dil, sosyal ve oyun becerilerini nasıl değiştirdiğini göstermektedir. Sonuçta
öğretmenlerin öykü anlatma ve yaratıcı drama etkinliklerini büyük grup deneyimleri
sağlamak ve tüm grubun katılımını sağlamak amacıyla kullanabileceği ve özel
gereksinimli çocukların sosyal kaynaşmasını desteklediği tespit edilmiştir.
2.2.3. Sosyal Beceri ve Drama Etkinliklerini Bir Arada Ele Alan İlgili Araştırmalar
Sosyal beceri ve drama etkinliklerini bir arada ele alan araştırmalar yurtiçinde ve
yurtdışında olmak üzere iki alt başlıkta ele alınıp incelenmiştir
2.2.3.1. Sosyal Beceri ve Drama ile İlgili Yurtiçinde Yapılan Araştırmalar
Kaf (1999) Hayat bilgisi dersinde bazı sosyal becerilerin kazandırılmasında
yaratıcı drama yönteminin etkisi incelemek amacıyla; ilköğretim üçüncü sınıf
öğrencilerinden oluşan 50 öğrenci ile çalışmıştır. Deney grubuna 19 öğrenci, düz
anlatım yönteminin kullanıldığı gruba 17 öğrenci ve kontrol grubuna da 15 öğrenci
alınmıştır. Deney grubuna hayat bilgisi dersi kapsamında Köyü Tanıyalım Ünitesinde
selam verme, çevreyi koruma ve paylaşma-işbirliği sosyal becerilerinin
kazandırılmasında drama yöntemiyle ilgili bir program uygulanmıştır. Diğer gruba düz
anlatım yöntemi uygulanmış ve kontrol grubuna ise hiçbir işlem uygulanmamıştır.
Ölçme aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen sosyal beceriler gözlem formu ve
kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırma sonunda hayat bilgisi dersinde selam verme
ve paylaşma-işbirliği becerilerini kazandırmada yaratıcı drama yönteminin etkili olduğu
49
ancak çevreyi koruma sosyal becerisini kazandırmada ise etkisinin olmadığı
belirlenmiştir.
Önalan Akfırat (2004), yaratıcı drama yöntemi ile hazırlanan sosyal beceri
eğitiminin işitme engelli öğrencilerin bazı sosyal becerileri kazanmalarında etkililiğini
araştırmayı amaçlayan çalışmasında, 10 -12 yaş grubu 10’ u (5 kız- 5 erkek) deney, 10’
u (beş kız- beş erkek) kontrol grubunda toplam 20 işitme engelli öğrenci örneklem
olarak alınmıştır. Deney grubuna drama yöntemiyle hazırlanmış sosyal beceri eğitimi,
kontrol grubuna ise aynı çalışma süresince eş değer etkinlikler uygulanmıştır. Öntest –
sontest kontrol gruplu deneysel çalışmada örnekleme alınan öğrencilerin sınıf
öğretmenlerine Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği deneysel süreçten önce ve
deney süreci bitiminden bir hafta ve üç buçuk ay sonra uygulanmıştır. Elde edilen
veriler sonucunda yaratıcı drama yöntemiyle hazırlanan sosyal beceri eğitimi
programının, işitme engelli çocukların genel olarak sosyal becerilerinin gelişmesine
yardımcı olduğu ve yapılan izleme çalışmasında bu etkinin sürdüğü tespit edilmiştir.
Çalışkan Çoban (2007), araştırmasında bir grup sosyal beceri sorunu olan çocuk
ve annelerine yönelik yapılan yaratıcı drama uygulamalarının çocukların sosyal beceri
düzeylerinin gelişimine etkisini incelemiştir. Kontrollü ön - son test modelinin
kullanıldığı deneysel bir çalışma olan araştırmanın örneklemini alt sosyo ekonomik
düzeydeki bir ilkokulun gönüllü olanlarından oluşturulmuş yirmi öğrenci ve dokuz anne
katılmıştır. Deney grubun alınan on öğrenci ve kontrol grubuna alınan on öğrenci
benzer sosyo ekonomik düzey ve cinsiyet özellikleri gözetilerek eşleştirilmiştir.
Araştırmada veri toplama aracı olarak, Sosyometri Testi, Walker- McConnell Sosyal
Yeterlik ve Okul Uyum Ölçeği, yarı yapılandırılmış görüşme formu ve araştırmacı
tarafından hazırlanan öğrencilerin bireysel ve ailesel özelliklerine ilişkin bilgi almayı
hedefleyen kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Deney grubundaki annelere, çocuklarına
uygulanan ile aynı şekilde yapılan yaratıcı drama çalışmaları uygulanmış, çocukların
öğrendikleri davranışlar açısından pekiştireç olması beklenmiştir. Araştırma
sonucundan elde edilen bulgular; öğrencilerin oyuna ilişkin sosyometri puanları
incelendiğinde, drama eğitiminden sonra deney grubunun puanlarında anlamlı bir
farklılık görülürken, kontrol grubunun puanlarında anlamlı bir farklılık görülmediği,
derse ilişkin sosyometri puanları incelendiğinde ise drama eğitiminden sonra deney ve
kontrol grubunun puanlarında anlamlı bir farklılık olmadığı saptanmıştır. Öğrencilerin
WMC-SYOUÖ toplam, öğretmen tercihli sosyal davranış, akran tercihli sosyal
50
davranış, okula uyum davranışı puanları incelendiğinde, drama eğitiminden sonra deney
grubunun puanlarında anlamlı bir farklılık görülürken, kontrol grubunun puanlarında
anlamlı bir farklılık görülmediği saptanmıştır.
Aslan (2008) Drama Temelli Sosyal Beceri Eğitiminin, altı yaş çocuklarının
sosyal ilişkiler ve işbirliği davranışlarına etkisinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirdiği
öntest-sontest kontrol gruplu, deneme modelindeki araştırmasında çalışma grubunu,
MEB’e bağlı bir ilköğretim okulunun iki anasınıfına devam eden altı yaş grubu 34
çocuk oluşturmuştur. Her iki grup için, Arı ve Çağdaş (1999) tarafından geliştirilen
Davranış Derecelendirme Ölçeğinin İşbirliği, Sosyal İlişkiler 1 (Olumlu İlişkileri
Sürdürme) ve Sosyal İlişkiler 2 (Grupla İlişkileri Sürdürme) Davranışları Alt Ölçekleri
doldurulmuştur. Deney grubundaki çocuklara 12 hafta süresince toplam 40 etkinlikten
oluşan Drama Temelli Sosyal Beceri Eğitimi uygulanmıştır. Kontrol grubunda günlük
eğitim - öğretim etkinliklerine herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır. 12 haftalık
sürecin ardından deney ve kontrol gruplarına aynı ölçekler sontest olarak tekrar
uygulanmış ve toplanan veriler analiz edilerek değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler
sonucunda, deney ve kontrol gruplarının Davranış Derecelendirme Ölçeği’nin İşbirliği,
Sosyal İlişkiler 1 (Olumlu İlişkileri Sürdürme) ve Sosyal İlişkiler 2 (Grupla İlişkileri
Sürdürme) Davranışları Alt Ölçeklerinden aldıkları öntest puan ortalamaları arasında
anlamlı düzeyde bir farklılığın olmadığı görülmüştür (p>.05). Sosyal ilişkiler ve işbirliği
davranışlarıyla ilgili Drama Temelli Sosyal Beceri Eğitimi uygulaması sonrasında,
deney ve kontrol grubu çocuklarının öntest puanları kontrol altına alındığında İşbirliği,
Sosyal İlişkiler 1 (Olumlu İlişkileri Sürdürme) ve Sosyal İlişkiler 2 (Grupla İlişkileri
Sürdürme) Davranışları Alt Ölçekleri sontest puan ortalamaları arasında deney grubu
lehine anlamlı düzeyde bir farklılık bulunmuştur (p<.05).
Güner (2008), okul öncesi öğretmenlerinin, uyguladıkları eğitici drama
çalışmaları ile 5-6 yaş grubu çocukların sosyal-duygusal uyum düzeylerini belirlemeyi
amaçlamıştır. Araştırmada, genel tarama türlerinden biri olan ilişkisel tarama modeli,
kesit alma yöntemi uygulanmıştır. Okul öncesi öğretmenlerinin eğitici drama
uygulamalarına programlarında ne sıklıkta yer verdiğini belirlemek amacıyla
araştırmacı tarafından hazırlanan sınıflar hakkındaki ön bilgi formu kullanılmıştır.
Çocukların sosyal-duygusal uyumlarını ölçmek amacı ile de Önder, Güven, Sevinç,
Aydın ve diğerleri (2004) tarafından geliştirilen Marmara Sosyal-Duygusal Uyum
Ölçeğinin, Işık (2006) tarafından 60–72 aylık çocuklar için uyarlanan formu
51
kullanılmıştır. Ölçme araçları, İstanbul’ da bulunan üç resmi ilköğretim okulunun
anasınıflarına devam eden 211 çocuk ve bu çocukların öğretmenlerine uygulanmıştır.
Araştırma bulguları, 5-6 yaş çocuklarının, yaşına, cinsiyetine ve eğitici dramaya katılma
sıklıklarına göre sosyal duygusal uyum düzeylerinin istatistiksel açıdan anlamlı bir
farklılık gösterdiğini ortaya koymuştur. Haftada bir-iki saat eğitici drama uygulamasına
katılan çocukların sosyal duygusal uyum düzeyleri ile haftada üç-dört saat eğitici drama
uygulamasına katılan çocukların sosyal duygusal uyum düzeylerinin istatiksel açıdan
anlamlı bir farklılık göstermediği ortaya çıkmıştır. Bulgular, haftada bir-iki saat ve üç-
dört saat eğitici drama uygulamasına katılan 5-6 yaş çocuklarının sosyal duygusal uyum
düzeyleri ile hiç drama uygulamasına katılmayan çocukların sosyal duygusal uyum
düzeylerinin istatistiksel açıdan anlamlı şekilde farklılık gösterdiğini ortaya koymuştur.
2.2.3.2. Sosyal Beceri ve Drama ile İlgili Yurtdışında Yapılan Araştırmalar
De La Cruz (1995), çalışmasında yaratıcı drama programının öğrenme güçlüğü
olan çocukların alıcı dil, ifade edici dil ve sosyal becerilerine etkisini incelemiştir.
Öğrenme güçlüğü olan 35 çocuk araştırmanın çalışma grubunu oluşturmakta olup bu
çocuklardan 21’ ine 12 hafta süresince deneysel işlem olan yaratıcı drama programı
uygulanmıştır. Kontrol grubuna ise herhangi bir işlem yapılmamıştır. Walker-
McConnell Sosyal Yeterlik ve Okula Uyum Ölçeği ile gruplardan öntest ve sontest
verileri elde edilmiş, ayrıca Dil Gelişi Testi-2 (temel ve orta düzey) ve belirli sosyal ve
dil becerilerini içeren Kişisel Gelişim Ölçeği de her iki gruba uygulanmıştır. deney
grubuna yapılandırılmış görüşmeler düzenlenmiştir. Yapılan analizler sonucunda sosyal
beceri ve dil becerisi açıcından deney grubu ile kontrol grubu arasında anlamlı bir
farklılık bulunmuştur. Yapılan görüşmeler ise yaratıcı drama ile çocukların eğlenerek
öğrendikleri sonucuna varılmıştır.
Freeman, Sullivan ve Fulton (2003), yaratıcı drama etkinliklerinin benlik
kavramı, problem davranışlar ve sosyal beceriler üzerine etkisini incelemek amacıyla
yapılan araştırmada ilköğretim üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerinden 237 öğrenci
seçkisiz olarak Solomon dört gruplu desen kullanılarak deney ve kontrol gruplarına
alınmıştır. Deney grubuna haftada bir saat olmak üzere 18 hafta boyunca yaratıcı drama
çalışmaları uygulanmıştır. Öğrenci Benlik Kavramı Ölçeği, çocukların benlik
kavramını, Sosyal Beceri Derecelendirme Sistemi (SSRS), sosyal beceri ve problem
davranışları belirlemek için kullanılmıştır. Toplanan verilerin analizleri sonucunda
52
bağımlı değişkenlerin hiçbiri için anlamlı farklılık bulunamamıştır. Aynı şekilde
cinsiyete göre de değişkenler arasında farklılık tespit edilmemiştir.
Guli (2004), sosyal algı eksikliği olan sözel olmayan öğrenme güçlüğü,
Asperger Sendromu, Otizm, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite tanısı konulmuş
çocuklara uygulanan drama temelli müdahale programının etkisinin incelendiği bu
çalışmada Sözel Olmayan Doğruluğun Tanısal Analizi (DANVA-2), Dil Üstü öntestler,
Basc veli anketi, Sosyal Beceri Ölçekleri ve Davranışsal Gözlemlerle çocukların sosyal
algı ve yeterlikleri ölçülmüştür. Ayrıca çocuk ve veli görüşmeleri ve grup lideri
günceleri de araştırmanın nitel veri toplama araçlarını oluşturmaktadır. Müdahale
sonrasında deney grubunun kontrol grubuna oranla anlamlı ölçüde daha az yalnızlık
davranışı dergilediği ve daha fazla olumlu etkileşime girdiği gözlenmiştir. Veli ve
çocuk görüşmelerinden elde edilen bulgulara dayanarak katılımcıların %75’ inin sosyal
yeterlik boyutunda bir veya daha fazla olumlu etki oluşturdukları belirlenmiştir. Ancak
yalnızca Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda müdahale
programının etkisinin en az olduğu tespit edilmiştir. Veli ve katılımcılar, gelişim için
aile katılımının artırılmasını, daha fazla yapılandırılmış davranış yönetiminin ve daha
uzun bir programın gerektiğini bildirmişlerdir.
53
BÖLÜM III
YÖNTEM
Bu bölümde çalışmanın deseni, değişkenleri, çalışma grubu, kullanılan ölçme
araçları, bilgi toplama süreci, deney işlemi ve verilerin analizi hakkında bilgiler
verilmiştir.
3.1. Araştırma Modeli
Drama etkinliklerinin okul öncesi kuruma devam eden 5-6 yaş grubu çocukların
ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi üzerine etkisini incelemek amacıyla yarı
deneysel bir araştırma modeli düzenlenmiştir. Gerçek deneme modellerinin gerektirdiği
ön koşulların sağlanamadığı durumlarda yarı-deneysel model, kontrol güçlükleri göz
önünde bulundurularak sınırlılıklarını dikkate almak koşuluyla uygulanır. Bu modelde,
neden – sonuç ilişkisini belirlemek için araştırmacı tarafından kontrol edilen, gözlenmek
istenen veriler üretilmektedir. Yarı deneysel modellerden eşitlenmemiş kontrol gruplu
model seçilerek iki grup gelişigüzel belirlenmiş ve bu gruplardan biri deney grubunu
diğeri ise kontrol grubunu oluşturmuştur (Karasar, 2007).
Deney öncesi ve sonrasında ölçümlerin yapıldığı, grupların yansız atama yoluyla
eşitlenmeleri için özel bir çaba harcanmayan ancak grupların benzer nitelikler taşıdığı,
hangi grubun deney hangi grubun kontrol grubu olacağı yansız olarak seçilen yarı
deneysel modellerden eşitlenmemiş kontrol gruplu modele ait simgesel görünüm
aşağıda sunulmuştur (Karasar, 2007).
Tablo 1. Yarı Deneysel - Eşitlenmemiş Kontrol Gruplu Modelin Simgesel
Görünümü
G1
G2
O 1.1
O2.1
X O1.2
O2.2
G1: Deney Grubu
G2: Kontrol Grubu
X: Deneysel İşlem
O1.1 – O2.1 : Öntest
O1.2 – O2.2 : Sontest
54
Araştırmanın değişkenlerini drama etkinlikleri ve ilişkiyi başlatma ve sürdürme
sosyal becerisi oluşturmaktadır. İlişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi bu
araştırmada bağımlı değişkeni oluştururken, drama etkinlikleri ise bağımsız değişkeni
oluşturmaktadır. Her iki grubu oluşturan çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme
sosyal becerisini ölçmek üzere velilerine deney işlemi öncesinde ve sonrasında İlişkiyi
Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketi uygulanmıştır. Ayrıca çocukların
sınıf içi ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisini ölçmek amacıyla sınıf
öğretmenlerine İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Öğretmen Anketi deney
işlemi öncesinde ve sonrasında uygulanmıştır. Çocukların birbirleriyle kurdukları
arkadaşlık ilişkilerini, bu ilişkilerin değişimini ve sınıf içerisindeki çocukların sosyal
statülerini belirlemek amacıyla her iki grup için de deney öncesi ve sonrası sosyometrik
statü ölçümleri yapılmıştır. Böylece drama etkinliklerinin çocukların ilişkiyi başlatma
ve sürdürme sosyal becerisi üzerine etkisi sınanmıştır. Ayrıca araştırmada drama
etkinliklerinin, çalışma grubunu oluşturan 5-6 yaş grubu çocukların ilişkileri başlatma
ve sürdürme sosyal becerisi üzerine etkilerine ilişkin veli algıları nitel araştırma
deseninde yarı yapılandırılmış görüşme yöntemiyle betimlenmiştir. Ayrıca
öğretmenlerin sınıflarındaki çocukların ilişkileri başlatma ve sürdürme sosyal becerisi
üzerine etkisine ilişkin algıları ise Kimdir Bu? Testiyle belirlenmiştir.
3.2. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini 2009-2010 eğitim öğretim yılı birinci dönemi süresince
Adana ili Yüreğir İlçesinde bulunan okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 5 – 6
yaş grubu çocuklar oluşturmaktadır. Araştırmaya ilişkin veri toplama ve deneysel
sürecin uygulanması amacıyla seçilen örneklem grubu aşamalı olarak belirlenmiştir.
Öncelikle örnekleme yöntemlerinden oransız küme örnekleme yöntemi
kullanılarak Adana İli Yüreğir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ ne bağlı resmi
anaokullarından orta sosyo-ekonomik düzey olarak sınıflandırılmış okullar
belirlenmiştir. Ardından çalışmanın yapılacağı okul öncesi kurumun seçilmesinde
kurumdan izin alma imkânı, çalışmayı planlama ve yürütme aşamalarında kolaylık
sağlaması göz önüne alınarak kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi kullanılarak
belirlenen okulda yarı-deneysel sürecin uygulanacağı iki farklı altı yaş sınıfı rastgele
seçilerek araştırmanın örneklemini oluşturmuştur.
55
Bu amaçla çalışma grubunu 21’ i deney, 22’ si kontrol olmak üzere toplam 43
çocuk oluşturmaktadır. Aynı sınıfı ters devre olarak kullanan iki sınıftan sabahçı devre
deney, öğlenci devre ise kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Kontrol grubu olarak
belirlenen öğlenci devreye çalışma süresince eğitim programında drama etkinliklerine
kesinlikle yer verilmeden normal eğitim süreci sınıf öğretmeni tarafından uygulanmaya
devam etmiştir. Deney grubu olarak belirlenen ikinci sınıfta ise araştırmacı tarafından
çocukların drama uygulamalarına alışmaları ve grup dinamiği oluşturması amacıyla altı
hafta süresince kaynaşma ve ısınma çalışmalarını içeren ön çalışma düzenlenmiştir.
Ardından ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisine yönelik yine araştırmacı
tarafından hazırlanmış olan drama planları dokuz hafta boyunca uygulanmıştır.
Uygulama toplam 15 hafta sürmüştür.
3.2.1. Katılımcılara Ait Demografik Özellikler
Bu bölümde araştırmanın örneklemini oluşturan katılımcılara ait bazı
demografik bilgilere yer verilmiştir.
3.2.1.1. Cinsiyet
Deney ve kontrol gruplarında yer alan çocukların cinsiyetlerine göre dağılımları
Tablo 2’de sunulmuştur.
Tablo 2. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Cinsiyetlerine Göre
Dağılımı
Gruplar Cinsiyet Toplam Erkek Kız
f % f % f % Deney 12 57.14 9 42.86 21 100
Kontrol 8 36.36 14 63.64 22 100
Toplam 20 46.5 23 53.5 43 100
Tablo 2 incelendiğinde, çalışma grubunu oluşturan çocukların %46.5 ‘i erkek
(deney grubunun %57.14’ si ve kontrol grubunun % 36.36’ sı) ve %53.5’i ise kızdır
(deney grubunun % 42.86’ sı, kontrol grubunun %63.64’ sı).
56
3.2.1.2. Yaş
Deney ve kontrol gruplarında yer alan çocukların yaş ortalamaları ve iki grubun
yaşlarına ilişkin t-Testi sonuçları Tablo 3’ de sunulmuştur.
Tablo 3. Çocukların Yaşlarına İlişkin t-Testi Sonuçları
Gruplar Yaş
N Ortalama ( Χ ) SS Sd t p
Deney Grubu 21 60 1.88 41 -.084 .925 Kontrol
Grubu 22 60 1.88
Tablo 3 incelendiğinde, deney grubunu oluşturan çocukların yaş ortalamalarının,
kontrol grubunu oluşturan çocukların yaş ortalamalarının eşit olduğu ( Χ Deney= 60 ay
ve Χ Kontrol = 60 ay) ve yapılan t-Testi sonuçlarına göre gruplar arasında yaş faktörü
bakımından anlamlı bir farklılığın bulunmadığı (t(41)= -.084 ; p=.925) bulunmuştur.
3.2.1.3. Doğum Sırası
Deney ve kontrol gruplarında yer alan çocukların doğum sırasına ilişkin dağılım
Tablo 4’ de sunulmuştur.
Tablo 4. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Doğum Sırasına
İlişkin Dağılım
Doğum Sırası
Gruplar Birinci Çocuk İkinci Çocuk Üçüncü Çocuk Toplam
f % f % f % f % Deney 11 52.4 9 42.9 1 4.8 21 100
Kontrol 15 68.2 6 27.3 1 4.5 22 100 Toplam 26 60.5 15 34.9 2 4.7 43 100
Tablo 4 incelendiğinde, deney ve kontrol grubundaki çocukların çoğunun (deney
grubunda % 52.4, kontrol grubunda % 68.2 ve toplamda %60.5) ilk çocuk olduğu,
deney grubundaki çocukların % 42.9’ unun ikinci çocuk olmasına karşın kontrol
grubundaki çocukların % 27.3’ ünün ikinci çocuk olduğu görülmektedir. Her iki grupta
da üçüncü çocuk olanların sayısının eşit olduğu belirlenmiştir.
57
3.2.1.4. Kardeş Sayısı
Deney ve kontrol gruplarında yer alan çocukların kardeş sayılarına ilişkin
dağılım Tablo 5’ de sunulmuştur.
Tablo 5. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Kardeş Sayısına
Göre Dağılımı
Kardeş Sayısı
Gruplar Tek Çocuk Bir Kardeş İki Kardeş Toplam f % f % f f f %
Deney 3 14.3 9 42.9 9 42.9 21 100 Kontrol 8 36.4 11 50 3 13.6 22 100 Toplam 11 25.6 20 46.5 12 27.9 43 100
Tablo 5 incelendiğinde kontrol grubundaki çocukların deney grubundaki
çocuklara oranla (kontrol grubu % 36.5 ve deney grubu %14.3) tek çocuk olma
durumunun daha fazla olduğu, deney grubunun % 42.9’ unun bir kardeşe ve % 42.9’
unun iki kardeşe sahip olduğu görülmektedir. Buna karşın kontrol grubunun % 50’ sinin
bir kardeşe ve %13.6’ sının ise iki kardeşe sahip olduğu görülmektedir.
3.2.1.5. Anne Eğitim Durumu
Deney ve kontrol gruplarında yer alan çocukların annelerinin eğitim durumlarına
ilişkin dağılım Tablo 6’ da sunulmuştur.
Tablo 6. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Anne Öğrenim
Düzeylerine Göre Dağılımı
Anne Öğrenim Düzeyi Deney Grubu Kontrol Grubu Toplam f % f % f %
İlköğretim 12 57.1 8 36.4 20 46.5 Lise 7 33.3 9 40.9 16 37.2
Önlisans 0 0 1 4.5 1 2.3 Lisans 2 9.5 4 18.2 6 14
Toplam 21 100 22 100 43 100
Tablo 6 incelendiğinde, deney ve kontrol grubundaki çocukların çoğunun
ilköğretim okulu mezunu olduğu ancak kontrol grubunda deney grubuna oranla daha
fazla önlisans ve lisans mezunu (deney grubunda % 9.5, kontrol grubunda % 22.7) anne
bulunduğu görülmüştür. Buna karşılık deney grubunda kontrol grubuna oranla daha
fazla anne ilköğretim mezundur.
58
3.2.1.6. Baba Eğitim Durumu
Deney ve kontrol gruplarında yer alan çocukların babalarının eğitim durumlarına
ilişkin dağılım Tablo 7’ de sunulmuştur.
Tablo 7. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Baba Öğrenim
Düzeylerine Göre Dağılımı
Baba Öğrenim Düzeyi Deney Grubu Kontrol Grubu Toplam f % f % f %
İlköğretim 9 42.9 6 27.3 15 34.9
Lise 11 52.4 7 31.8 18 41.9
Önlisans 1 4.8 3 13.6 4 9.3 Lisans 0 0 4 18.2 4 9.3
Ulaşılamadı 0 0 2 9.1 2 4.7 Toplam 21 100 22 100 43 100
Tablo 7 incelendiğinde, deney ve kontrol grubundaki çocukların çoğunun
babasının lise mezunu olduğu (deney grubunda % 52.4, kontrol grubunda % 31.8) ancak
kontrol grubunda deney grubuna oranla daha fazla önlisans ve lisans mezunu (deney
grubundaki babaların % 4.8’ i, kontrol grubundaki babaların 31.8’i) baba bulunduğu
görülmüştür. Buna karşılık deney grubunda kontrol grubuna oranla daha fazla baba
ilköğretim mezunudur.
3.2.1.7. Ailedeki Birey Sayısı
Deney ve kontrol gruplarında yer alan çocukların ailelerindeki birey sayısına
ilişkin dağılım Tablo 8’ de sunulmuştur.
Tablo 8. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Ailelerindeki Birey
Sayısına Göre Dağılımı
Ailedeki Birey Sayısı
Gruplar Üç kişi Dört kişi Beş kişi Altı kişi ve üstü Toplam
f % f % f f f % f %
Deney 3 14.3 7 33.3 7 33.3 4 19 21 100
Kontrol 7 31.8 7 31.8 3 13.6 5 22.7 22 100
Toplam 10 23.3 14 32.6 10 23.3 9 21 43 100
59
Tablo 8 incelendiğinde, deney ve kontrol grubundaki çocukların büyük
çoğunluğunun evlerinde dört kişi oturdukları (deney grubunda %33.3, kontrol grubunda
%31.8 ve toplamda %32.6) ayrıca deney grubunun % 14.3’ ü üç kişilik bir evde
otururken, % 33.3’ ü beş kişilik ve % 19’ u ise altı kişi ve daha kalabalık bir evde
oturmaktadırlar. Buna karşın kontrol grubunun % 31.8’ i üç kişilik bir evde otururken,
% 13.6’ sı beş kişilik ve % 22.7’ si ise altı kişi ve daha kalabalık bir evde oturmakta
oldukları belirlenmiştir.
3.2.1.8. Çocukların Kendilerine Ait Odalarının Olup Olmaması
Deney ve kontrol gruplarında yer alan çocukların kendilerine ait bir odalarının
olup olmamasına ilişkin dağılım Tablo 9’ da sunulmuştur.
Tablo 9. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Çocukların Kendilerine Ait Bir
Odalarının Olup Olmama Durumuna İlişkin Dağılım
Gruplar Kendine Ait Odası
Olan Kendine Ait Odası
Olmayan Toplam
f % f % f % Deney Grubu 9 42.9 12 57.1 21 100
Kontrol Grubu 16 72.7 6 27.3 22 100 Toplam 25 58.1 18 41.9 43 100
Tablo 9 incelendiğinde deney grubunun % 42.9’ unun kendine ait odası varken,
% 57.1’ inin kendine ait bir odası bulunmamaktadır. Kontrol grubunun % 72.7’ sinin
kendine ait bir odası varken, % 27.3’ ünün odası bulunmamaktadır.
3.2.2. Sınıf Öğretmenlerine İlişkin Bilgiler
Deney ve kontrol grubu öğretmenlerine ait yaş, eğitim durumu ve meslek yılı
bilgileri Tablo 10’ da sunulmuştur.
60
Tablo 10. Deney ve Kontrol Grubu Öğretmenlerinin Yaş, Cinsiyet, Eğitim
Durumu ve Meslek Yılı Değişkenlerine İlişkin Bilgiler
Öğretmenin Deney Grubu Kontrol Grubu
Yaş 25 29
Cinsiyet Kadın Kadın
Eğitim Durumu Önlisans Lisans
Meslek Yılı 3 7
Araştırmanın yer aldığı iki okul öncesi sınıfından deney grubunun öğretmeni, 25
yaşında, bekâr ve ailesi ile yaşamaktadır. Usta öğretici kadrosunda ilk kez 2009-2010
eğitim öğretim yılı birinci döneminde örnekleme alınan okul öncesi kurumda işe
başlamıştır. Önlisans Çocuk Gelişimi Bölümü mezunu olan deney grubu öğretmeni
daha önce iki yıl farklı kurumlarda yardımcı öğretmenlik yapmıştır.
Kontrol grubu öğretmeni, 29 yaşında, evli ve bir çocuk annesidir. Sözleşmeli
öğretmen kadrosunda 2009-2010 eğitim öğretim yılı birinci döneminde örnekleme
alınan okul öncesi kurumda işe başlamıştır. Açıköğretim Fakültesi Okul Öncesi
Öğretmenliği Bölümünden mezun olan kontrol grubu öğretmeni daha önce altı yıllık
öğretmenlik deneyimine sahiptir.
3.3. Veri Toplama Araçları
Araştırmada çalışma grubundaki çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal
beceri düzeyleri ekolojik kuram gereği çocukların ailelerinden, öğretmenlerinden ve
akranlarından elde edilen verilerle belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla beş farklı
ölçme aracı kullanılarak veriler toplanmıştır.
Çalışma gruplarına alınan çocukların ailelerinin gözünden sosyal becerilerini
belirlemek amacıyla araştırmacı tarafından oluşturulan İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme
Sosyal Becerisi Veli Anketi ve Yarı Yapılandırılmış Veli Görüşmesi deney işlemi
öncesinde ve sonrasında velilere uygulanmıştır. Çocukların sosyal becerilerini sınıf
öğretmenlerinin gözünden belirlemek amacıyla İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal
Becerisi Öğretmen Anketi ve Kimdir Bu? testi deney işlemi öncesinde ve sonrasında
uygulanmıştır. Çocukların kendi içlerindeki etkileşimlerini, sosyal beceri düzeylerine
bağlı olan sınıf içi sosyal statülerini belirleyerek akran ilişkilerini saptamak amacıyla
61
çocuklara Sosyometri Testi öntest ve sontest olarak sınıflarındaki akranlarına
uygulanmıştır.
3.3.1. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketi
Akkök’ ün (1996) sosyal beceriler listesinden seçilen ve ilişkiyi başlatma ve
sürdürme sosyal becerisine ait alt becerilere göre oluşturulan İlişkiyi Başlatma ve
Sürdürme Sosyal Beceri Veli Anketine ilişkin sorular araştırmacı tarafından
hazırlanmıştır. Anket toplam on üç kişiden oluşan uzman görüşüne sunulmuştur. Uzman
görüşünden gelen anketler tekrar incelenerek düzenlenmiş ve ilişkiyi başlatma ve
sürdürme sosyal becerisini ölçen davranışlardan oluşan toplam 28 soruluk bir anket
formu hazırlanmıştır. Anket her bir davranışın çocuk tarafından ne sıklıkla
gerçekleştirildiğini belirlemek amacıyla üçlü likert tipinde düzenlenmiştir.
Anketin güvenirliğini belirlemek amacıyla anket 43 kişiye uygulanmıştır. Elde
edilen verilerle cronbach alpha testi yapılmış ve analiz sonucu Tablo 11’ de
sunulmuştur.
Tablo 11. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Beceri Veli Anketi Güvenirlik
Testi Sonuçları
Örneklem Sayısı Madde Sayısı Alpha
Veli Öntest 43 28 .83
Tablo 11 incelendiğinde İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Beceri Veli
Anketi Cronbach Alpha testi sonucunda anketin cronbach alpha değeri .83 olarak
belirlenmiştir.Elde edilen bu sonuca göre anket uygulanabilir olarak değerlendirilmiştir.
Anket Akkök’ ün Sosyal Beceri Listesinin incelenmesiyle ve ilişkiyi başlatma ve
sürdürme sosyal becerisini oluşturan on dört alt beceriyi referans alarak
oluşturulmuştur. Bu alt beceriler ve içerdiği davranışlar McEwan (1998) tarafından şu
şekilde tanımlanmıştır.
• Kendini Tanıtma: Çocuğun kendisini önceden tanımadığı bir başka kişiye
tanıtma becerisidir. Bu beceri kapsamında çocuktan uygun zaman ve ortamda
belirlediği kişiye yaklaşarak kendi adını söylemesi beklenmektedir.
62
• Başkalarını Tanıtma: Birbirini tanımayan iki kişiyi birbiriyle tanıştırma
becerisidir. Tanıtılacak kişiler hakkında karşı tarafa bilgiler verilmesi
gerekmektedir.
• Soru Sorma: Uygun zamanda ve uygun durumlarda çocuğun cevabını merak
ettiği, bilmek istediği bir konu hakkında başkalarına sorular sormasını içerir.
Çocuktan neyi, kime ve nasıl soracağını tasarlaması beklenmektedir.
• Konuşmayı Başlatma: Çocuğun bir başkasıyla konuşacağı zaman o kişiyle
göz kontağı kurarak konuşmaya başlaması beklenmektedir.
• Konuşmayı Sürdürme: Başlanmış olan konuşma konusundan uzaklaşmadan,
karşılıklı katılımla diyalogun devam ettirilmesidir.
• Dinleme: Başka biri konuşurken karşıdaki kişinin yüzüne bakıp, onu
dinlediğini gösteren sözel ve sözel olmayan tepkilerle, konuşma bitene kadar
dinlemeyi içerir.
• Yönergelere Uyma: Verilen talimatlara uyma davranışlarını içerir.
• Yönerge Verme: Gereken durumlarda çevresindekileri yönlendirmek üzere
talimatlar vermeyi kapsar.
• Bir Gruba Katılma: Çocuğun süregelen bir etkinlik içinde olan bir gruba dâhil
olmayı istediğinde bu durumu ilgili gruba uygun zaman ve koşulda
belirtmesini ve belirlenen etkinliğin kurallarına, amaçlarına uygun
davranmayı içerir.
• Özür Dileme: Çocuğun yapmış olduğu bir davranışın sonuçlarından ötürü
üzgün olduğunu bir başkasına belirtmesidir.
• Teşekkür Etme: Sonucunda memnun kalınan bir durumda çocuğun bu
memnuniyetini teşekkür ederek belirtmesidir.
• Yardım İsteme: Bir işi kendi başına yapamayacağını düşündüğünde çocuğun
bu durumu başka bireylere ifade etmesidir.
• İkna Etme: Sözlük anlamı inandırmak olan ikna becerisi, çocuğun isteklerine
konuşarak ulaşmasını kapsar.
• İltifat Etme: Çocuğun karşısındaki kişiye yaptığı bir şey ya da görüntüsü ile
ilgili hoş sözler söylemesidir. Karşıdaki kişiye ne söyleyeceğine karar
verdikten sonra çocuktan uygun bir zaman ve durumda bu iltifatı
gerçekleştirmesi beklenir.
63
Veliler çocuklarının ilgili beceriyi ne sıklıkla sergilediklerini, her zaman, bazen
ve hiçbir zaman seçeneklerinden uygun olanı belirleyerek dile getirmişlerdir. Anketlerin
analizi sırasında her zaman için 3, bazen için 2 ve hiçbir zaman için 1 puan olarak
hesaplanmasıyla veriler elde edilmiştir. Anketten alınabilecek en düşük puan 28 ve en
yüksek puan ise 84 olarak belirlenmiştir.
3.3.2. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Öğretmen Anketi
Araştırmacı tarafından Akkök’ ün Sosyal Beceri Listesinin incelenmesiyle ve
ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisini oluşturan on dört alt beceriyi referans
alarak oluşturulan İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketine paralel
olarak hazırlanmıştır. Veli anketinin soruları öğretmenin sınıf içinde gözleyebileceği
davranış ve alt becerilere uygun olarak geliştirilmiş ve veli anketinde bulunan ancak
sınıf içi etkinliklerde gözlenmesi mümkün olmayan iki madde çıkartılarak 26 maddelik
öğretmen anketi oluşturulmuştur. Anket her bir davranışın çocuk tarafından ne sıklıkla
gerçekleştirildiğini belirlemek amacıyla beşli likert tipinde düzenlenmiştir. Anketten
alınabilecek en düşük puan 26 ve en yüksek puan ise 130 olarak belirlenmiştir.
Anketin güvenirliğini belirlemek amacıyla anket 43 çocuk için uygulanmıştır.
Elde edilen verilerle cronbach alpha testi yapılmış ve analiz sonucu Tablo 12’ de
sunulmuştur.
Tablo 12. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Beceri Öğretmen Anketi
Güvenirlik Testi Sonuçları
Örneklem Sayısı Madde Sayısı Alpha
Öğretmen Öntest 43 26 .93
Tablo 12 incelendiğinde İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Beceri Öğretmen
Anketi Cronbach Alpha testi sonucunda anketin cronbach alpha değeri .93 olarak
belirlenmiştir. Elde edilen bu sonuca göre anket uygulanabilir olarak değerlendirilmiştir.
3.3.3. Sosyometri Testi
Sosyometri testleri bir sosyal grup içerisindeki bireylerin aynı grup içerisindeki
sosyal konumları hakkında bilgi verir. Sosyometri testleri ile grup içinde reddedilen,
ihmal edilen, popüler çocukları ve karşılıklı arkadaşlıkları, klikleri belirlemek
64
kolaylaşmaktadır (Wrightstone, 1964). Kişinin sosyal grup içerisindeki yerine bakılarak
o kişinin sosyal becerisi hakkında bir yargıya varmak mümkündür (Bacanlı, 1999). Bu
araştırmada Aday Gösterme Sosyometri Testi uygulanmıştır. Akran Adaylık ölçümü
Moreno tarafından 20. Yüzyılın ortalarında geliştirilmiş olup geleneksel ve en yaygın
kullanılan sosyometrik tekniktir. Bu ölçümde çocuklar belirtilen kişilerarası hem olumlu
hem de olumsuz ölçütlere göre akranlarını seçer. McCandless ve Marshall (1957), okul
öncesi çocuklar için bu tekniği daha da basitleştirmek amacıyla akran fotoğraflarını bir
uyaran olarak kullanmayı önermişlerdir. Çocuk tüm grup içerisinden sunulan ölçüte
uygun olan akranını seçmektedir. Aday gösterme verilerinden genellikle kabul edilme
ve reddedilme olmak üzere iki farklı puan elde edilir. Akranların verdiği olumlu
adaylıklar kabul puanının hesaplanmasında, akranlardan gelen olumsuz adaylıklar da
reddedilme puanının hesaplanmasında kullanılır (Akt: Hymel 1983).
3.3.4. Veli Görüşmesi
Velilerin, çocuklarının ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisine dair
düşüncelerini, deney süreci boyunca fark etmiş oldukları değişikleri ve insan
ilişkilerinde gözlemiş oldukları değişimleri belirlemek amacıyla araştırmacı tarafından
velilerle görüşmeler yapılmıştır. Görüşmelerde her veliye açık uçlu iki soru sorulmuş ve
alınan cevaplar araştırmacı tarafından not edilmiştir.
3.3.5. Kimdir Bu? Testi
Sınıf öğretmenlerine sınıflarındaki çocukların sosyal statülerine ve sosyal beceri
düzeylerine ilişkin algılarını belirlemek amacıyla Kimdir Bu? Testi uygulanmıştır.
Kimdir Bu? Testinde bir grup içerisindeki bireylerden, belirlenen kişilik özelliğine ya
da davranışlara göre en uygun kişilerin isminin belirtilmesi istenir. Kimdir Bu? tekniği
sayesinde, bilgi toplayan kişinin genel ve özel amaçları doğrultusunda hazırlanan
bireysel özellikler listesinden bireysel özelliklerin seçilmesi sağlanır. Hazırlanan
davranış veya özellikler olumlu ve olumsuz şekilde ifade edilir. Elde edilen sonuçların
değerlendirilmesinde gruptaki bireylerin belirtilen özellikler yönünden durumlarının
belirlenmesi amaçlanır (Özgüven, 1998).
Bu çalışmada ise öğretmenlere Kimdir Bu? Testi çerçevesinde dört farklı soru
sorulmuş olup bu sorularla, öğretmenin gözlemlerine dayanarak sınıftaki popüler
65
çocukların, reddedilen çocukların, sosyal becerisi düşük çocukların ve sosyal becerisi
yüksek çocukların kimler olduğu belirlenmiştir. Daha sonra elde edilen bu bulgularla
akranlardan elde edilen sosyometrik bulgular karşılaştırılmıştır.
3.4. Verilerin Toplanması
Çalışmanın amacına uygun veri toplama araçlarının kullanımına ilişkin bilgiler
bu bölümde sunulmuştur.
3.4.1. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketinin Uygulanması
Anket 43 çocuğun, bakımından sorumlu olan velisi ile 2009-2010 eğitim-
öğretim yılı birinci döneminde eğitimin başlamasından dört hafta sonra öntest olarak ve
araştırmacının drama uygulamalarının bitişinin ardından birinci dönemin son haftasında
sontest olarak araştırmacı tarafından birebir görüşme yöntemiyle, anaokulunun veli
bekleme salonunda gerçekleştirilmiştir. Velilerden anket sorularında belirtilen davranış
ya da becerileri çocuklarının son bir ay içindeki davranışlarını göz önünde bulundurarak
değerlendirme yapmaları istenmiştir. Her bir soru için “Her Zaman”, “Bazen ve “Hiçbir
Zaman” seçeneklerinden en yakın olanını seçmeleri istenmiştir. Böylece her bir
çocuğun İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi ile ilgili durumu velisinin
görüşüne göre belirlenmiştir. Yapılan görüşmeler sırasında velilerin seçtikleri sıklık
durumu araştırmacı tarafından ankete işlenerek veriler toplanmıştır.
3.4.2. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Öğretmen Anketinin
Uygulanması
Anket her bir grubun sınıf öğretmenine, sınıfında bulunan çocukların ilişkiyi
başlatma ve sürdürme sosyal becerisini belirlemek amacıyla 2009-2010 eğitim-öğretim
yılı birinci döneminin beşinci haftasında öntest olarak ve araştırmacının drama
uygulamalarının ardından dönemin son haftasında sontest olarak uygulanmıştır. Anket
araştırmacı tarafından bizzat her iki öğretmen ile yüz yüze görüşülerek, anaokulunun
veli bekleme salonunda mesai dışı zamanlarda gerçekleştirilmiştir. Öğretmenlerden
anket sorularında belirtilen davranış ya da becerileri sınıflarında bulunan her bir
çocuğun son bir ay içindeki davranışlarını göz önünde bulundurarak değerlendirme
yapmaları istenmiştir. Böylece her bir çocuğun ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal
66
becerisi ile ilgili durumu öğretmeninin görüşüne göre belirlenmiştir. Yapılan
görüşmeler sırasında öğretmenlerin seçtikleri sıklık durumu araştırmacı tarafından
ankete işlenerek veriler toplanmıştır.
3.4.3. Sosyometri Testinin Uygulanması ve Puanlanması
Bu test çocukların kendi akranları tarafından sosyal statüsel durumlarının
belirlenmesi amacıyla uygulanmıştır. Öncelikle sınıf içerisindeki tüm çocukların
fotoğraflarının olduğu bir pano çocukların görebileceği ve dokunabileceği şekilde test
odasında masa üzerinde hazır bulundurulmuştur. Test odasına her çocuk seçkisiz bir
şekilde çağırılmıştır. Hazırlanan pano çocuklara gösterilerek buradaki her çocuğun adını
tek tek belirtmesi istenmiştir. Çocuğun belirttiği adların fotoğraftaki kişiye ait olduğu
doğrulandıktan sonra görüşmeci elinde bulunan gülen yüz ifadesi şeklindeki kartları
çocuğa vermiştir. Çocuğa “Oynamayı en çok sevdiğin arkadaşına bir gülen yüz ver”
yönergesi verilmiştir. Ardından “Oynamayı sevdiğin başka bir arkadaşına gülen yüz
ver” yönergesi verilmiştir. Bu şekilde çocuğun en çok sevdiği ve oynamaktan memnun
olduğu üç çocuk belirlenmiştir.
Aynı şekilde çocuğa üç tane üzgün yüz ifadesi verilerek birlikte olmak
istemediği, oynamayı sevmediği üç çocuğu aynı şekilde belirlemesi istenir. Çocuğa;
“Oynamayı hiç sevmediğin çocuğa bir üzgün yüz ver”, yönergesi verilerek çocuğun
oynamayı sevmediği üç arkadaşını belirtmesi istenmiştir. Çocuklardan elde edilen
sevilme ve sevilmeme tercihleri önce sosyograma yansıtılmıştır.
Bu durum bir çocuğun kaç kez tercih edildiğini, kaç kez tercih edilmediğini
belirlemektedir. Ardından çocuk için sevilme, sevilmeme frekanslarından sosyometrik
statü ham puanları elde edilmiştir.
Daha sonra bu ham puanlar her grup için standart z puanlarına
dönüştürülmüştür, böylece her bir çocuğa ait bir sevilme (Liking point – L) bir de
sevilmeme (Disliking point – D) puanı elde edilmiştir. Sevilme puanları sosyal kabul,
sevilmeme puanları ise sosyal reddetme olarak değerlendirilmiştir. Daha sonra
sosyometrik statünün kavramsallaştırılmasındaki iki temel boyut olan Sosyal Tercih
Edilme (SP–Social Preference) ve Sosyal Etki (SI-Social Impact) puanları
hesaplanmıştır (Coie, Dodge ve Coppotelli, 1982, Akt: Kaya, 2005).
67
Sosyal tercih edilme puanı sevilme puanıyla sevilmeme puanı arasındaki fark
hesaplanarak elde edilmiştir (SP=L-D). Sosyal etki puanı ise sevilme puanı ve
sevilmeme puanlarının toplamı ile elde edilmiştir (SI=L+D). Böylece her bir çocuğun
hangi sosyometrik statüde yer alacağının belirlenmesi için kullanılacak olan dört temel
ölçüt her bir çocuk için hesaplanmıştır (Coie ve ark., 1982, Akt: Kaya, 2005).
Sosyometrik statülerin belirlenmesinde kullanılan ölçütler Tablo 13’ de
sunulmuştur.
Tablo 13. Sosyometrik Statülerin Belirlenmesinde Kullanılan Ölçütler
Sosyometrik Statü Grubu Kullanılan Ölçüt
Popüler SP >1.0, L > 0, D < 0
Reddedilen SP< - 1.0, L < 0, D > 0
İhmal edilen SI<-1.0, L < 0, D < 0
Tartışmalı SI>1.0, L > 0, D > 0
Ortalama SP= -0,5 +0,5 ve SI= -0,5 +0,5 arasında olanlar
* Hiçbir ölçüte uymayan çocuklar ise “diğerleri” olarak adlandırılmıştır (Kaya, 2005).
3.4.4. Veli Görüşme Formunun Uygulanması
Velilere bu amaçla “Çocuğunuzda okula başladıktan sonra gözlemlediğiniz
olumlu değişimler nelerdir?” ve “Çocuğunuzun diğer insanlarla olan ilişkisini dönem
başına göre nasıl değerlendiriyorsunuz?” soruları yöneltilmiştir. Görüşme formundaki
sorular araştırmacı tarafından velilerin uygun olduklarını belirttikleri bir zamanda
okuldaki veli bekleme salonunda, yüz yüze görüşülerek cevaplanmış, velilerin
verdikleri cevaplar araştırmacı tarafından not edilmiştir. Elde edilen veriler içerik
analizi tekniği kullanılarak nitel olarak betimlenmiştir.
3.4.5. Kimdir Bu? Testinin Öğretmenlere Uygulanması
Öğretmenlere deney işlemi öncesinde, 2009-2010 eğitim-öğretim yılı birinci
döneminin yedinci haftasında ve birinci dönemin son haftasında sınıflarındaki en
popüler çocukları, itilen çocukları, öğretmene göre sosyal becerisi en yüksek çocukları,
68
sosyal becerisi en düşük çocukları belirtmeleri istenmiştir. Böylece öğretmenin sınıf
genelinin grup içi durumu hakkındaki görüşleri betimlenmiştir.
3.5. Drama Etkinliklerinin Uygulaması
Drama etkinliklerinin çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisine
etkisini sınamak amacıyla deney grubundaki çocuklara drama etkinlikleri uygulanmıştır.
Drama etkinlikleri, ilk 6 haftasında ısınma-kaynaşma çalışmaları ve son 9 haftasında
ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisini oluşturan 15 haftalık bir süreci
kapsamaktadır. İlişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisini oluşturan alt beceri ve
davranışları içeren toplam 22 drama planından oluşan uygulama süreci aşağıdaki
tarihlerde belirtilen konu ve kazanımlar çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.
Tarih Konular Kazanımlar 28 Eylül- 2 Ekim Tanışma Etkinlikleri
Temel Drama Etkinliklerine Hazırlık
Çalışmaları
5 Ekim- 9 Ekim Tanışma- Kaynaşma Etkinlikleri
12 Ekim- 16 Ekim Kaynaşma Etkinlikleri
19 Ekim- 23 Ekim
Kaynaşma- Duyu Etkinlikleri
26 Ekim- 28 Ekim
Pandomim ve Doğaçlamalar
2 Kasım-6 Kasım Doğaçlamalar
9 Kasım- 13 Kasım (2 Uygulama)
Kendini Tanıtma Becerisi
- Kendisini uygun ifadelerle tanıtır. - Kendisi ile ilgili soruları yanıtlar.
16 Kasım- 20 Kasım (2 Uygulama)
Kendini Tanıtma Becerisi Başkalarını Tanıma Becerisi
- Kendisini uygun ifadelerle tanıtır. - Kendisi ile ilgili soruları yanıtlar. - Başkalarını tanımaya yönelik sorular sorar. - Başkaları hakkında öğrendiği bilgileri paylaşır.
23 Kasım- 26 Kasım (3 Uygulama)
Soru Sorma Becerisi Konuşmayı Başlatma Becerisi Konuşmayı Sürdürme Becerisi
- Duruma uygun sorular sorar. - Sorduğu soruları hatırlar. - Sorulan sorulara verilen cevapları hatırlar. - Konuştuğu kişi ile göz kontağı kurar. - Konuşmayı uygun biçimde başlatır. -Konuşmayı konuya uygun biçimde sürdürür.
69
Tarih Konular Kazanımlar
1 Aralık- 4 Aralık (2 Uygulama)
Konuşmayı Başlatma Becerisi Konuşmayı Sürdürme Becerisi Özür Dileme Becerisi
- Konuştuğu kişi ile göz kontağı kurar. - Konuşmayı uygun biçimde başlatır. -Konuşmayı konuya uygun biçimde sürdürür. - Hangi durumlarda özür dileneceğini anlar. - Gerekli durumlarda karşısındakinden özür diler.
7 Aralık- 11 Aralık (2 Uygulama)
Dinleme ve Yönergelere Uyma Becerisi Yönerge Verme Becerisi
- Kendisiyle konuşanı dinler. - Verilen yönergeleri dinler. -Verilen yönergelere uygun davranışta bulunur. - Duruma uygun yönergeler verir - Bir gruba katılım sağlar.
14 Aralık- 18 Aralık (3 Uygulama)
Yönerge Verme Becerisi Gruba Katılma Becerisi
- Duruma uygun yönergeler verir - Bir gruba katılım sağlar. - Grubun amaçları doğrultusunda hareket eder.
21 Aralık- 25 Aralık (3 Uygulama)
Yardım İsteme Becerisi Teşekkür Etme Becerisi
- Gerektiğinde başkalarından yardım ister. -Hangi durumlarda teşekkür edeceğini anlar. - Gerekli durumlarda teşekkür eder.
28 Aralık – 31 Aralık (2 Uygulama)
Teşekkür Etme Becerisi İkna Etme Becerisi
-Hangi durumlarda teşekkür edeceğini anlar. - Gerekli durumlarda teşekkür eder. - İsteklerinin nedenlerini söyler - Gerektiğinde karşısındakini ikna etmeyi dener
4 Ocak – 8 Ocak (3 Uygulama)
İkna Etme Becerisi İltifat Etme Becerisi
- İsteklerinin nedenlerini söyler - Gerektiğinde karşısındakini ikna etmeyi dener -İltifat etmenin karşısındaki kişiyi mutlu edeceğini fark eder. -Gerektiğinde iltifat eder
Yaratıcı drama etkinlik planları sabahçı devre olan deney grubuna serbest zaman
etkinliği ardından sunulan kahvaltı sonrasında araştırmacı tarafından uygulanmıştır. Her
bir etkinlik planın yaklaşık olarak 30 dakika ile 45 dakika sürmüştür. Aynı sosyal
beceri birden çok kez plana konu olup çocuklar tarafından farklı boyutlarıyla ele
alınmıştır. Araştırmacı 15 hafta uygulama günlerinin tamamında tüm gün boyunca
çocuklarla birlikte zaman geçirmiş ve böylece sınıfın bir parçası olmuştur. Yaratıcı
70
drama uygulamaları sırasında sınıf öğretmeni çoğunlukla sınıfta bulunmuştur. Yaratıcı
dramanın her üç aşamasını da içeren planların uygulanmasının ardından sınıf öğretmeni
kendi günlük planını uygulamaya devam etmiştir.
Kontrol grubunu oluşturan ve öğleci devre olan çocuklara ise her hangi bir
drama uygulaması yapılmamıştır. Ancak araştırmacı uygulamaya geldiği günler kontrol
grubuyla da zaman geçirmiş ve gereken yerlerde sınıf öğretmeniyle günlük etkinlikleri
düzenlemiştir. Uygulama yapılmasa da çocukların güvenini kazanmak, sosyometri
testinde daha içten cevaplar vermelerini sağlamak, sınıf atmosferini ve çocukların
özelliklerini daha yakından görmek amacıyla araştırmacı etkinlikler boyunca sınıfta
bulunmuştur.
3.6. Verilerin Analizi
İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketi ve İlişkiyi Başlatma
ve Sürdürme Sosyal Becerisi Öğretmen Anketi uygulanıp elde edilen öntest ve sontest
toplam puanları SPSS 11.5 paket programı kullanılarak analiz gerçekleştirilmiştir. Elde
edilen verilerin öncelikle betimsel analizleri yapılmıştır.
Velilerin ve öğretmenlerin görüşlerine göre deney ve kontrol grubundaki
çocukların İBS Sosyal Becerisi açısından öntest toplam puanları arasında anlamlı bir
farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla bağımsız gruplar t- testi uygulanmıştır.
Araştırmacıların büyük bir kısmı, bir değişkene göre oluşturulan grupların bir bağımlı
değişkene ait ölçümlerinin karşılaştırılmasını önemsemektedir. Bu amaçla gruplar
arasında gözlenen farkların istatistiksel olarak anlamlılığı ya da bu farkların bir şekilde
tesadüfen oluşup oluşmadığı hipotez testleriyle elde edilir. İki ilişkisiz örneklem
grubunun ortalamaları arasındaki farkın anlamlı olup olmadığı bağımsız gruplar t-testi
ile belirlenir (Büyüköztürk, 2006).
Öntest toplam puanlarına göre anlamlı farklılığın çıktığı durumlarda deney
işleminin etkisini gözleyebilmek için öntest puanları kontrol altına alınarak kovaryans
analizi yapılmıştır. Kovaryans analizi, araştırmada etkisi denenen bir faktörün ya da
faktörlerin dışında, bağımlı değişken ile ilişkisi bulunan bir değişkenin ya da
değişkenlerin istatistiksel olarak kontrol edilmesini sağlar. Ayrıca deney başlangıcında
gruplar arasındaki farkların olduğu durumlarda deneydeki yansızlığı artırır
(Büyüköztürk, 2006).
71
Drama etkinliğinin çocukların sosyal statülerindeki değişime etkisi öntest –
sontest sosyometrik statülere bakılarak betimlenmiş ve elde edilen veriler
tablolaştırılarak sunulmuştur. Öğretmenlere uygulanan Kimdir Bu? Testinden elde
edilen veriler tablolaştırılarak sunulmuş ve çocukların akranları tarafından belirlenen
sosyometrik statülerle karşılaştırılmıştır.
Velilerin çocuklarında gözlemledikleri olumlu değişimler ve diğer insanlarla
olan ilişkilerini değerlendirmelerine ilişkin görüşlerini edinmek amacıyla hazırlanan
görüşme sorularına verilen cevaplar, nitel araştırma modelinde, içerik analizi
yöntemiyle işlenmiştir. İçerik analizi yoluyla, elde edilen verileri tanımlamak, gizli
gerçekleri ortaya çıkarmak, birbirine benzeyen verileri belirli kavram veya temalar
içinde ele almak ve bunları okuyucuya düzenli bir biçimde sunmak amaçlanmaktadır
(Yıldırım ve Şimşek, 2006).
72
BÖLÜM IV
BULGULAR
Bu bölümde araştırma sorularından elde edilen bulgular ve bulgulara ait tablolar
sunulmuştur.
İlişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisini içeren drama etkinliklerinin 5-6
yaş grubu çocukların sosyal becerilerine etkisini incelemek amacıyla planlanan bu
çalışma yarı deneysel desende bir çalışmadır. Kuramsal çerçeve gereği çocuğun sosyal
çevresi süreç, birey, bağlam ve zaman kapsamında ele alınmıştır. Çocukların sosyal
becerileri veli ve öğretmen algılarına dayalı olarak belirlenmiş, ayrıca çocukların sınıf
içi sosyal ilişkilerinin ve statülerinin çocukların sosyal becerilerinin bir göstergesi
olduğu düşünüldüğünden akran ilişkilerine de yer verilmiştir.
4.1. Çocuklarının İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Becerisi Üzerine Velilerden Elde
Edilen Bulgular
Bu bölümde çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme becerisi üzerine velilerden
elde edilen bulgular sunulmuştur.
4.1.1. Deney ve Kontrol Grubu Arasındaki Değişime İlişkin Bulgular
Deney ve kontrol grubundaki çocukların İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal
Becerisi (İBSSB) Veli Anketi öntest puanları açısından anlamlı olup olmadığını
belirlemek amacıyla elde edilen veriler, bağımsız gruplar t-testi kullanılarak
değerlendirilmiştir. Analiz sonuçları Tablo 14’ de sunulmuştur.
Tablo 14. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketi Öntest Toplam Puanları için Deney ve Kontrol Grubu t- Testi Sonuçları
Veli Anketi Öntest
N Ortalama ( Χ ) SS Sd t p
Deney Grubu 21 67.00 5.67 41 .223 .825 Kontrol
Grubu 22 66.45 9.75
73
Tablo 14 incelendiğinde, velilerden elde edilen İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme
Sosyal Beceri Anketi öntest toplam puanlarına göre gruplar arası farkın anlamlılığına
ilişkin yapılan bağımsız gruplar t-testi sonuçlarında, her iki grubun öntest puanları
dikkate alındığında anlamlı bir farklılık göstermedikleri (t(41)= .223 ; p=.825), bu
durumun toplam puan grup ortalamaları arasındaki farkın önemsenmeyecek derecede az
olmasından (Deney Grubu Χ =67.00 ve Kontrol Grubu Χ =66.45) ortaya çıktığı
belirlenmiştir.
Araştırmanın ilk sorusu çerçevesinde, veli görüşlerine göre, deney ve kontrol
grubundaki çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi açısından deneysel
işlem öncesinde ve sonrasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olup olmadığını
belirlemek amacıyla kovaryans analizi uygulanmıştır. Deney ve kontrol grubunda yer
alan çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi veli anketi öntest ve
sontest toplam puanlarına ilişkin ortalama, standart sapma ve sontest düzeltilmiş
ortalama, standart hata değerleri Tablo’ 16’da sunulmuştur.
Tablo 15. Veli Anketinden Elde Edilen Betimsel Bulgular
Gruplar N Toplam Puanlar Düzeltilmiş Sontest
Ortalamaları ve Standart Hata Öntest Sontest
Ortalama SS Ortalama SS Ortalama SH Deney Grubu 21 67.00 5.67 73.65 6.41 73.62 1.05
Kontrol Grubu 22 66.45 9.75 70.08 5.01 70.21 1.02
Tablo 15 incelendiğinde hem deney grubunun ( Χ 1=67.00; Χ 2= 73.62) hem de
kontrol grubunun ( Χ 1= 66.45; Χ 2= 70.21) ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal beceri
veli anketi sontest toplam puanlarına göre artış sergiledikleri görülmektedir. Düzeltilmiş
sontest ortalamaları dikkate alındığında deney grubu sontest toplam puan ortalamasının
( Χ =73.62), kontrol grubu sontest toplam puan ortalamasından ( Χ =70.21) daha yüksek
olduğu belirlenmiştir.
Tablo 15’ da sunulan deney ve kontrol grubuna dair öntest ve sontest toplam
puan ortalamalarına ilişkin değişim Grafik 1’ de gösterilmiştir.
74
Grafik 1. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketi Öntest –
Sontest Toplam Puanları için Deney ve Kontrol Grubu Değişim Grafiği
Grafik 1 incelendiğinde de deney grubu öntest-sontest puanları arasındaki artışın
kontrol grubu öntest-sontest puanları arasındaki artıştan daha fazla olduğu
görülmektedir.
Ortaya çıkan bu farkın anlamlı olup olmadığını belirlemek amacıyla kovaryans
analizi uygulanmış ve elde edilen sonuçlar Tablo 16’ de sunulmuştur.
Tablo 16. Veli Öntest Puanlarına Göre Düzeltilmiş Sontest Puanlarının Kovaryans
Analizi Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
Sd Kareler Ortalaması
F Anlamlılık Düzeyi (p)
Öntest Grup Hata
Toplam
167.66 85.80 900.71 1504.90
1 1
39 42
167.66 85.80 23.09
7.26 3.71
.010
.061
Tablo 16’ de görüldüğü gibi kovaryans analizi sonuçları, öntest puanları kontrol
altına alındığında grupların sontest puanları arasındaki farkın anlamlı olmadığı
belirlenmiştir [F( 1-39)=3.71, p>.05].
4.1.2. Veli Anketi Erişi Puanı Bulguları
İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Veli Anketi öntest-sontest toplam
puanları arasındaki farkın anlamlılığı için yapılan bağımsız gruplar t-testi sonuçları
Tablo 17’ de sunulmuştur.
2190001900r3l4190001900r3l6190001900r3l8190001900r3l
10190001900r3l12190001900r3l14190001900r3l16190001900r3l
Öntest OrtalamaPuanı
Sontest OrtalamaPuanı
DeneyGrubu
KontrolGrubu
75
Tablo 17. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Kontrol Grubu ve Deney
Grubu Veli Anketi Öntest - Sontest Fark Puanlarının t- Testi Sonuçları
Gruplar N Ortalama ( Χ )
Standart Sapma (S) Sd t p
Deney Grubu 21 6.66 7.09 41 1.44 .158
Kontrol Grubu 22 3.63 6.70
İBSB Veli Anketi öntest - sontest fark puanlarında deney grubu fark ortalaması
6.66 iken kontrol grubu fark ortalaması ise 3.63 olarak bulunmuştur. Gruplar arası
öntest-sontest veli anketi fark puanlarının (erişi puanlarının) anlamlılığını belirlemek
için yapılan bağımsız gruplar t-testi sonuçlarına göre, erişi puanları ortalamasının
(Deney Grubu Χ =6.66 ve Kontrol Grubu Χ =3.63) deney grubu lehine yüksek
çıkmasına rağmen, kontrol grubuyla kıyaslandığında, farklılığın istatistiksel olarak
anlamlı olmadığı saptanmıştır (t(41)=1.44; p=.158) .
4.1.3. Veli Görüşmelerine İlişkin Bulgular
Hem deney hem de kontrol grubu velilerine açık uçlu olarak sorulan,
“Çocuğunuzda okula başladıktan sonra gözlemlediğiniz olumlu değişimler nelerdir?”
sorusuna verilen cevaplar içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir.
Deney grubu velilerinden gelen cevaplar incelendiğinde çocuklarda en çok;
konuşmalarının düzelmesi (9), sakinleşmesi-uysallaşması (6), uyum sağlama-
sosyalleşme (6), söz dinleme (5), paylaşma (5) ve teşekkür etme (5) becerilerinde
olumlu değişimler olduğu belirlenmiştir. Bu değişimlerin dışında, özür dileme (4),
sorumluluk alma (4), girişkenlik (3), insanların yüzüne bakarak konuşma (2), yemekten
sonra eline sağlık-afiyet olsun deme (2), bilmediği şeyler-kavramlar öğrenme (2),
yardım etme (2), sevecen olma (2), kendisini savunma, konuşmaya katılma, saygı, sabah
erken kalkma, çevresine ilgi gösterme, kendisini tanıtma, küfür etmeyi bırakma,
kibarlaşma, kendi kıyafetlerini giyme ve odasını toplama gibi değişimlerin meydana
geldiği veliler tarafından dile getirilmiştir.
Kontrol grubu velilerinden gelen cevaplar incelendiğinde ise çocuklarda en çok;
okul etkinliklerinde -renk, sayı, geometrik şekil, şarkı, el becerisi- (6), düzenli cümleler
kurma (6), arkadaşlarıyla geçinme-kaynaşma (5), ve paylaşma (5) noktalarında olumlu
76
değişimler olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, kendine güven (4), sosyalleşme-topluma uyum
(4), kuralları öğrenme ve uyma (3), sorumluluk (3), çevreyle iletişim (2), söz dinleme (2)
el yıkama- temizlik (2), dinleme, anlama, akıllanma, girişkenlik, ağlamama, teşekkür
etme ve evet-hayır kelimelerini kullanma gibi değişimler meydana gelmiştir.
Deney ve kontrol grubu velilerine açık uçlu olarak sorulan, “Çocuğunuzun diğer
insanlarla olan ilişkisini dönem başına göre nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna
verilen cevaplar içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir.
Velilerden gelen cevaplar incelendiğinde, kontrol grubu velilerinin 12’ sinin
dönem başı ve sonunda çocuklarının diğer insanlarla olan ilişkilerinin gelişiminde
olumlu değişim gözlediği, 10 velinin ise herhangi bir değişim gözlemediği saptanmıştır.
Deney grubu velilerinin 19’ u ise dönem başı ve sonunda çocuklarının diğer insanlarla
olan ilişkilerinin gelişiminde olumlu değişim gözlediği, 2 velinin ise herhangi bir
değişim gözlemediği belirlenmiştir.
Kontrol grubundaki çocukların velileri tarafından yapılan değerlendirme
sonucunda, çocuklarda en çok, başkalarıyla paylaşımlarında artış (4), rahat iletişim
kurma (3), kendini ifade edebilme-daha rahat konuşma (3), daha girişken olma (3),
yönünde gelişmelerin gözlendiği ortaya çıkmıştır. Bunun dışında aynı soruya kontrol
grubu velileri, çocuklarının daha sosyal olduğu (2), büyüklerine saygılı olduğu (2),
şımarmadığı-ağlamadığı (2),daha oturaklı olduğu, daha konuşkan olduğu, insanlara
daha yakın davrandığı, bencilliğinin azaldığı, çok ısrarcı olduğu, daha sorumluluk sahibi
olduğu, söz dinlediği, sorulan sorulara cevap verdiği şeklinde değerlendirmelerde
bulunmuşlardır.
Deney grubundaki çocukların velileri tarafından yapılan değerlendirme
sonucunda, çocuklarda en çok, insanlarla konuşmaya başlama (9) kendini ifade
edebilme-daha rahat konuşma (4), hoş geldin - merhaba gibi sözcükleri kullanma (4) ve
teşekkür etme- özür dileme alışkanlığı edinme (3), daha girişken davranma (3) yönünde
gelişmelerin bulunduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca aynı soruya yönelik olarak veliler
çocuklarının daha uysal olduğu (2), daha düzenli olduğu, okulda yaşadıklarını anlattığı,
ismini söylediği, insanları dinlediği ve konuşkan olduğu şeklinde değerlendirmelerde
bulunmuşlardır.
77
4.2. Çocukların İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Becerisi Üzerine Öğretmenlerden
Elde Edilen Bulgular
Bu bölümde çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme becerisi üzerine çocukların
sınıf öğretmenlerinden elde edilen bulgular sunulmuştur.
4.2.1. Deney ve Kontrol Grubu Arasındaki Değişime İlişkin Bulgular
Deney ve kontrol grubundaki çocukların İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal
Becerisi Öğretmen Anketi öntest puanları açısından anlamlı olup olmadığını belirlemek
amacıyla elde edilen veriler, bağımsız gruplar t-testi kullanılarak değerlendirilmiştir.
Analiz sonuçları Tablo 18’ de sunulmuştur.
Tablo 18. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Öğretmen Anketi Öntest
Toplam Puanları için Deney ve Kontrol Grubu t- Testi Sonuçları
Öğretmen Anketi Öntest
N Ortalama ( Χ ) SS Sd t P Deney Grubu
21 77.71 10.61 41 -3.27 .002 Kontrol Grubu
22 92.13 17.36
Tablo 18 incelendiğinde, İBSSB Öğretmen Anketi öntest toplam puanları deney
grubu ortalaması 77.71 iken kontrol grubu ortalaması ise 92.13 olarak bulunmuştur.
Deney ve Kontrol Grubu arasındaki öntest ortalama puanları arasındaki farkın
istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır (t(41) = -3.27 ; p=.002).
Drama etkinliklerinin uygulandığı deney grubundaki ve drama etkinliklerinin
uygulanmadığı kontrol grubundaki çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme öğretmen
anketi öntest toplam puan ortalaması kontrol altına alındığında, sontest toplam puan
ortalamaları arasında anlamlı bir farklılığın olup olmadığını belirlemek amacıyla
kovaryans analizi uygulanmıştır. Deney ve kontrol grubunda yer alan çocukların ilişkiyi
başlatma ve sürdürme sosyal becerisi öğretmen anketi öntest ve sontest toplam
puanlarına ilişkin ortalama, standart sapma ve sontest düzeltilmiş ortalama, standart
hata değerleri Tablo 19’ da sunulmuştur.
78
Tablo 19. Öğretmen Anketinden Elde Edilen Betimsel Bulgular
Tablo 19 incelendiğinde hem deney grubunun ( Χ 1=77.71; Χ 2= 99.76) hem de
kontrol grubunun ( Χ 1= 92.13; Χ 2= 101.36) ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal beceri
öğretmen anketi sontest toplam puanlarına göre artış sergiledikleri görülmektedir.
Düzeltilmiş sontest ortalamaları dikkate alındığında deney grubu sontest toplam puan
ortalamasının ( Χ = 104.35), kontrol grubu sontest toplam puan ortalamasından
( Χ = 95.08) daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Tablo 19’da sunulan deney ve kontrol grubuna dair öntest ve sontest toplam
puan ortalamalarına ilişkin değişim Grafik 2’ de gösterilmiştir.
Grafik 2. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Öğretmen Anketi Öntest –
Sontest Toplam Puanları için Deney ve Kontrol Grubu Değişim Grafiği
Grafik 2 incelendiğinde de her iki grup arasındaki öntest toplam puan
ortalamaları karşılaştırıldığında deney grubunun kontrol grubuna göre daha düşük bir
ortalamaya sahip olduğu ancak sontest toplam puan ortalamaları karşılaştırıldığında ise
deney grubunun aradaki farkı kapatma eğiliminde olduğu görülmektedir. Ayrıca deney
0190001900r1l
20190001900r1l
9190001900r2l
29190001900r2l
20190001900r3l
9190001900r4l
29190001900r4l
Öntest Ortalama Puanı Sontest Ortalama Puanı
Deney Grubu
Kontrol Grubu
Gruplar N
Toplam Puanlar Düzeltilmiş Sontest Ortalamaları ve Standart Hata Öntest Sontest
Ortalama SS Ortalama SS Ortalama SH Deney Grubu 21 77.71 10.61 99.76 10.80 104.35 1.71
Kontrol Grubu
22 92.13 13.36 101.36 15.67 95.08 1.47
79
grubu öntest-sontest puanları arasındaki artışın kontrol grubu öntest-sontest puanları
arasındaki artıştan daha fazla olduğu belirlenmiştir.
Ortaya çıkan bu farkın anlamlı olup olmadığını belirlemek amacıyla kovaryans
analizi uygulanmış ve elde edilen sonuçlar Tablo 20 ‘ de sunulmuştur.
Tablo 20. Öğretmen Öntest Puanlarına Göre Düzeltilmiş Sontest Puanlarının
Kovaryans Analizi Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı
Sd Kareler Ortalaması
F Anlamlılık Düzeyi (p)
Öntest Grup Hata Toplam
3806.50 251.54 15.94 7524.46
1 1 39 42
3806.50 251.54 40.89
93.05 6.15
.000
.018
Tablo 20 incelendiğinde, öntest puanları kontrol altına alındığında grupların
sontest puanları bakımından deney grubu lehine çıkan fark anlamlı bulunmuştur [F( 1-
39)=6.15, p<.05].
4.2.2. Öğretmen Anketi Erişi Puanı Bulguları
İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Öğretmen Anketi öntest-sontest
toplam puanları arasındaki farkın anlamlılığı için yapılan bağımsız gruplar t-testi
sonuçları Tablo ’ 21 de sunulmuştur.
Tablo 21. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Kontrol Grubu ve Deney
Grubu Öğretmen Anketi Erişi Puanlarının t- Testi Sonuçları
N Ortalama ( Χ )
Standart Sapma (S) Sd t p
Deney Grubu 21 21.57 8.77
41
6.43
.000 Kontrol Grubu 22 8.77 3.14
Gruplar arası öntest-sontest öğretmen anketi fark puanlarının (erişi puanlarının)
anlamlılığını belirlemek için yapılan bağımsız gruplar t-testi sonuçlarına göre, erişi
puanları ortalamasının deney grubu lehine yüksek çıktığı (Deney Grubu Χ =21.57 ve
Kontrol Grubu Χ =8.77) ve kontrol grubuyla kıyaslandığında aradaki farkın istatistiksel
olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (t(41) = 6.43 ; p=.000).
80
4.2.3. Kimdir Bu? Testine İlişkin Bulgular
Öğretmenlere yöneltilen sorular gereği, öğretmen her bir ölçüte uygun olan
çocuğun/çocukların ismini belirtmiştir. Ancak çalışmada her bir çocuğa bir kod adı
verilmiş ve kimdir bu? testi sonuçları bu kod adlarıyla sunulmuştur. Kodlamalarda D:
deney grubunu, K: kontrol grubunu, e: erkekleri ve k: kızları temsil etmektedir. Buna
göre Ke1; kontrol grubundaki 1 numaralı erkek çocuk, Dk2; deney grubundaki 2
numaralı kız çocuk olarak çözümlenebilir.
Öğretmenlerin “Sınıfınızdaki reddedilen çocuklar kimdir?”, “Sınıfınızdaki
popüler çocuklar kimdir?”, “Sınıfınızda sosyal beceri düzeyi yüksek çocuklar kimdir?”,
“Sınıfınızda sosyal beceri düzeyi düşük çocuklar kimdir?” sorularına verdikleri
cevaplara ilişkin isim kodları Tablo 22’ de sunulmuştur.
Tablo 22. Kimdir Bu? Öntest ve Sontest Sonuçları
KONTROL GRUBU DENEY GRUBU
Öntest Sontest Öntest Sontest
Reddedilen Çocuk Kk11 - Dk7, De10 -
Popüler Çocuk Kk8, Ke1 Kk8 De4,De5,De11 ,De3, De7
De4, De11 , Dk4 De6
Sosyal Becerisi Yüksek
Kk5, Kk2, Kk3, Ke2
Kk5, Kk1,Kk3 Ke2, Kk8
De11, Dk4, De7, De4
De4, Dk9, De3
Sosyal Becerisi Düşük
Kk11, Kk13 Ke1 Ke8 Kk11, Ke1, Ke8 De10, De8 Dk7,
Dk6,Dk5 De10
Tablo 22 incelendiğinde, öğretmenlerin görüşüne göre her iki grupta da sontest
verilerinde reddedilen çocuk bulunmamaktadır. Öntestte reddedilen çocuklar her iki
grupta da öğretmen tarafından aynı zamanda sosyal becerisi düşük olarak
değerlendirilmiştir. Popüler çocuk sayısında her iki grupta da azalma varken bazı
çocukların (Kk8, De4 ve De11) popülerliklerini korudukları belirlenmiştir. Her iki
grupta da popüler çocukların bazıları (Kk8, De4, De11), öğretmen tarafından sosyal
becerisi yüksek olarak değerlendirilmiştir.
81
4.3. Akranlardan Elde Edilen Bulgular
Bu bölümde çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme becerisi üzerine
akranlarından elde edilen sosyometrik bulgular sunulmuştur.
4.3.1. Sosyometri Testine İlişkin Bulgular
Çocukların birbirleriyle olan sosyal etkileşimlerini ve grup içi sosyal statülerini
belirlemek amacıyla düzenlenen sosyometri testi sonucunda, çocukların birbirlerini
seçme ve reddetme durumlarından yola çıkılarak deney ve kontrol grupları için öntest
ve sontest sosyogramları ve buradan elde ettikleri Z puanlarıyla belirlenen sosyal tercih
ve sosyal etki puanları sayesinde sosyal statülerine ilişkin bulgular elde edilmiştir.
Deney öncesinde ve sonrasında yapılan Sosyometrik Analiz Sonucunda Deney
ve Kontrol Grubunu oluşturan çocukların kendi sınıf arkadaşlarına verdikleri sevilme ve
sevilmeme puanlarından elde edilen z puanlarına göre belirlenen Sosyometrik Statüleri
Tablo 23’ de sunulmuştur.
Tablo 23. Deney Grubu ve Kontrol Grubu Öntest ve Sontest Sosyometrik Statü
Grupları ve Çocuk Sayıları
Sosyometrik Statü Grubu Gruptaki Çocuk Sayısı Değişim Yönü
DEN
EY G
RU
BU
Öntest Sontest
Popüler Çocuk 1 2
Ortalama Çocuk 2 6
İhmal Edilen Çocuk 5 6
Reddedilen Çocuk 3 2
Tartışmalı 10 6
KO
NTR
OL
GR
UBU
Popüler Çocuk 3 3
Ortalama Çocuk 4 5
İhmal Edilen Çocuk 4 5
Reddedilen Çocuk 1 2
Tartışmalı 9 7
Çocuk bazında statü değişimi ise çocuklara önceden araştırmacı tarafından
verilmiş olan kodlar yardımıyla sunulmuştur. Kodlamalarda D: deney grubunu, K:
kontrol grubunu, e: erkekleri ve k: kızları temsil etmektedir. Buna göre Ke1; kontrol
82
grubundaki 1 numaralı erkek çocuk, Dk2; deney grubundaki 2 numaralı kız çocuk
olarak çözümlenebilir.
Çocuk bazında statü değişimi Tablo 24’ de sunulmuştur.
Tablo 24. Deney Grubu ve Kontrol Grubu Öntest ve Sontest Sosyometrik Statü
Gruplarını Oluşturan Çocuklar
Tablo 23 ve Tablo 24 incelendiğinde deney grubunda, dönem başında uygulanan
sosyometrik analiz sonuçlarına göre dönem sonunda reddedilen ve tartışmalı statüdeki
çocuk sayısında azalmanın olduğu, popüler ve ortalama statüdeki çocuk sayısında ise
artış olduğu görülmektedir. Kontrol grubundaki reddedilen ve ihmal edilen statüdeki
çocuk sayısında artış olduğu, popüler statüdeki çocuk sayısında değişme olmamasına
rağmen ortalama statüdeki çocuk sayısında artış olduğu da belirlenmiştir.
Sosyometrik Statü Grubu Öntest Sontest
DEN
EY G
RU
BU
Popüler De4 De3 - De4
Reddedilen De2 - De5 - De10 De10 – De 11
İhmal edilen De6 -Dk2 - De9- Dk5 -Dk9 Dk3 - De9 - Dk5 - Dk8 - Dk9 - De12
Tartışmalı Dk1- De7 -Dk3 -De8 -Dk4 -
Dk6 - Dk8 -Dk7 -De11 -De12
De1 -De5 -Dk1 -Dk2 -Dk4 -Dk6
Ortalama De1 - De3 De2- De6 -De7 - Dk7 - De8
KO
NTR
OL
GR
UBU
Popüler Kk3 -Kk8 -Kk10 - Kk14 Kk3 - Kk8-Kk14
Reddedilen Ke1 Ke1 - Ke8
İhmal edilen Kk1 -Ke2 - Ke5 -Kk11 Kk1 -Kk4 -Ke5 -Kk12 -Kk11
Tartışmalı Kk4 -Ke3 - Kk5 - Kk6 - Kk7 - Kk9 -Kk13 - Ke7 - Ke8
Ke3 - Kk5 - Kk6 - Kk10 - Kk13 - Ke6 -
Ke7
Ortalama Kk2 - Ke4 - Kk12 - Ke6 Kk2 - Ke2 - Kk7 - Ke4 - Kk9
83
Her iki gruptaki çocukların sosyometrik statü gruplarındaki değişim incelendiği
zaman, drama etkinliklerinin uygulandığı deney grubunda, kontrol grubunun aksine
popüler statüdeki çocuk sayısında artış gözlenirken, reddedilen çocuk sayısında azalma
gözlenmiştir. Bunun dışında her iki grupta da ortalama ve ihmal edilen çocuk
sayılarında artış, tartışmalı çocuk sayısında ise azalma belirlenmiştir.
Öntest sosyometri testi sonucunda deney grubunda ihmal edilen, reddedilen ve
tartışmalı statü grubunda bulunan toplam çocuk sayısının (18) kontrol grubuna (14)
oranla daha fazla olduğu belirlenmişken, drama etkinliklerinin uygulandığı deney
sürecinden sonra bu sayıda deney grubu lehine bir azalma olduğu (14) ve kontrol
grubunda ise herhangi bir değişiklik olmadığı (14) gözlenmiştir.
Bununla birlikte öntestte kontrol grubunda bulunan popüler ve ortalama çocuk
sayısının (7), deney grubu toplamından (3) sayıca fazla olduğu saptanırken, deneysel
işlem sonrasında yapılan sontestte her iki gruptaki popüler ve ortalama statüdeki çocuk
sayısının eşitlendiği gözlenmiştir (Kontrol grubu 8, Deney grubu 8). Ayrıca öntest
sonucunda deney grubunda sadece bir çocuğun popüler statüde olduğu belirlenmişken,
deneysel işlem sonucunda iki çocuğun popüler statüye sahip olduğu belirlenmiştir.
84
BÖLÜM V
TARTIŞMA VE YORUM
Bu bölümde, drama etkinliklerinin okul öncesi eğitim kurumuna devam eden
beş-altı yaş çocuklarının ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisine etkisine ilişkin
elde edilen bulgular tartışılıp yorumlanmıştır.
Çocukların sosyal becerilerinin veli, öğretmen ve akran algılarına dayalı olarak
belirlendiği bu çalışmanın bulgularına genel olarak bakıldığında, drama etkinliklerinin
ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi üzerine etkisi velilerden elde edilen
verilere göre anlamlı değilken, öğretmenlerden elde edilen verilere göre anlamlı olarak
değerlendirilmiştir. Ancak genel olarak velilerle yapılan görüşmeler sonucunda deney
grubu velilerinin, dönem sonunda çocuklarının dönem başına göre ilişkiyi başlatma ve
sürdürme sosyal becerisi açısından kontrol grubu velilerine oranla daha fazla olumlu
değişimler gözledikleri belirlenmiştir. Ayrıca akran değerlendirmeleri ile öğretmen
değerlendirmeleri arasında bazı farklar belirlenmiştir.
5.1. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Üzerine Velilerden Elde Edilen
Bulgulara İlişkin Tartışma ve Yorum
Drama etkinliklerinin çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi
üzerine etkisini belirlemek üzere bir deney ve bir kontrol grubu ile çalışılmıştır. Deney
ve kontrol grubunun İBS sosyal becerisine ilişkin velilerin değerlendirmelerine, İBSSB
Veli Anketi ve Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu aracılığıyla ulaşılmıştır.
Drama etkinliklerinin 5-6 yaş grubu çocukların İBS sosyal becerisine etkisini
belirlemek amacıyla veli anketinden elde edilen verilere kovaryans analizi
uygulanmıştır. Kovaryans analizi sonuçları, öntest toplam puan ortalamaları kontrol
altına alındığında, grupların sontest puanları bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir
farklılık gözlenmemiştir [F( 1-39)=3.71, p>.05] (Tablo 16).
Çocuklar sosyal becerilerle donanmış olarak dünyaya gelmezler. Bu becerilerin
onlara bir başka birey tarafından kazandırılması gerekmektedir (McEwan 1998).
Cartledge ve Milburn (1980) çocukların sosyal becerileri anne-babalarıyla ya da onlara
bakan kişilerle kurdukları ilişkilerle öğrenmeye başladıklarını ve daha sonra kardeşler,
85
akranlar ve diğer yetişkinlerin katılımıyla sosyal gruplarının genişlediğini ve bu şekilde
sosyal becerilerin de geliştiğini savunmaktadırlar (Akt: Çetin ve ark., 2001).
Bu konuda yapılan araştırmalar incelendiğinde farklı sonuçlarla karşılaşılmıştır.
Aslan (2008) tarafından drama temelli sosyal beceri eğitiminin, 6 yaş çocuklarının
sosyal ilişkiler ve işbirliği davranışlarına etkisinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilen
öntest-sontest kontrol gruplu, deneme modelindeki araştırmada sosyal ilişkiler ve
işbirliği davranışlarıyla ilgili drama temelli sosyal beceri eğitiminin uygulaması
sonrasında, deney ve kontrol grubu çocuklarının öntest puanları kontrol altına
alındığında işbirliği, sosyal ilişkiler 1 (olumlu ilişkileri sürdürme) ve sosyal ilişkiler 2
(grupla ilişkileri sürdürme) davranışları alt ölçekleri sontest puan ortalamaları arasında
deney grubu lehine anlamlı düzeyde bir farklılık bulunmuştur. Ancak drama
etkinliklerinin sosyal beceri, benlik kavramı ve problem davranışlar üzerine etkisini
incelemek amacıyla Freeman, Sullivan ve Fulton (2003) tarafından gerçekleştirilen,
ilköğretim üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerini örnekleme alan çalışmada 18 hafta
boyunca sunulan drama çalışmalarının etkisi çift yönlü Anova yöntemiyle test edilmiş
ve deney-kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmemiştir.
Drama etkinliklerinin okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 5-6 yaş grubu
çocukların sosyal becerilerine etkisini inceleyen bu çalışmada velilerden elde edilen,
çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerilerine ilişkin bulgulara dayanarak,
çocuklara okulda sunulan drama etkinliklerinin onların ev ortamındaki sosyal
becerilerini geliştirdiği ancak bu gelişimin ve olumlu değişimin istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık yaratmadığı sonucuna varılmıştır. Bunun sebebi olarak öntest-
sontest arasındaki sürenin (9 hafta) çocuğun bir beceriyi edinip genelleyebilecek, veliler
tarafından değişimin gözlenebilecek kadar uzun bir süre olmamasından ve ev
çevresinde çocukların sosyal becerilerinin desteklenmemesinden, pekiştirilmemesinden
veya önemsenmemesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ayrıca örneklem sayısının
azlığı da istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın bulunmamasına neden olmuş olabilir.
Ancak deney ve kontrol grubu velilerine açık uçlu olarak sorulan, “çocuğunuzun
diğer insanlarla olan ilişkisini dönem başına göre nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna
ilişkin elde edilen bulgular incelendiğinde deney grubu velilerinin çocuklarında daha
çok sosyal beceri alanlarını içeren olumlu değişimler gözledikleri, kontrol grubu
velilerinin ise çocuklarının daha çok akademik ve dil becerilerine yönelik olumlu
değişimler gözledikleri sonucuna ulaşılmıştır. Hem deney grubunda hem de kontrol
86
grubunda bulunan çocukların velileri tarafından yapılan değerlendirilmelerde sosyal
becerileri içeren yargılar bulunmasına rağmen deney grubu velilerinin, çocuklarında
daha kesin ve açık olarak ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisinin alt
becerilerinde ve davranışlarında gelişme ve olumlu değişme meydana geldiğini fark
ettikleri sonucuna varılmıştır. Bu durumun deney grubuna uygulanan drama
etkinliklerinin bir sonucu olabileceği yargısına ulaşılabilir.
Sosyal becerilerin geliştirilmesi ve kalıcılığının sağlanması için çocuğun ev
ortamında da benzer tutum ve davranışlarının anne-baba tarafından desteklenmesi
gerekmektedir. Bu nedenle çocukların sahip olması gereken sosyal becerilerin neler
olduğu anne-babalarla da paylaşarak ev ortamında bu eğitimin sürekliliği sağlanmalıdır
(Akkök, 1996). Özellikle model alarak öğrenen çocuk için aile fertlerinin de sosyal
becerileri ilgili durumlarda sergilemek, çocuğa bu becerilerin öneminden bahsetmek,
çocuğun gözlediği becerileri uygulayabileceği ortamlar ve fırsatlar yaratmak, çocuğun
sergilediği sosyal beceriyi pekiştirmek gerekmektedir (McEwan 1998). Böylece çocuk
erken dönemde ilk sosyal grubu olan aile kurumu içerisinde sosyal becerilerle tanışmış
ve sosyal becerileri kazanmış olarak okul hayatına başlar ve gelecekte sosyal açıdan
mutlu bir birey olarak yetişebilir.
5.2. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Üzerine Öğretmenlerden Elde
Edilen Bulgulara İlişkin Tartışma ve Yorum
Drama etkinliklerinin çocukların ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi
üzerine etkisini öğretmen algısına dayanarak belirlemek üzere deney ve kontrol
grubunun İBS sosyal becerisine ilişkin sınıf öğretmenlerine İBS Öğretmen Anketi ve
Kimdir Bu? Testi aracılığıyla ulaşılmıştır.
Drama etkinliklerinin 5-6 yaş grubu çocukların İBS sosyal becerisine etkisini
belirlemek amacıyla öğretmen anketinden elde edilen verilere kovaryans analizi
uygulanmıştır. Kovaryans analizi sonuçları, öntest toplam puan ortalamaları kontrol
altına alındığında, grupların sontest puanları bakımından farkın istatistiksel olarak
anlamlı olduğu gözlenmiştir [F( 1-39)=6.15, p<.05] (Tablo 20).
Öğretmenlere göre, ilişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi bakımından
deney işlemi öncesinde kontrol grubu lehine farklılık varken, deney işlemi sonrasında
bu farkın ortadan kalktığı belirlenmiştir. Bu değişimlerin deney işlemi sırasında
87
uygulanan İBS sosyal becerilerini geliştirmeye yönelik olarak hazırlanan drama
etkinliklerinin etkisinin olduğu söylenebilir.
Yaratıcı drama etkinlikleri, grup çalışmalarına yer vermesi, birçok alana hitap
etmesi, tüm eğitim kademelerinde kullanılabilmesi ve ekonomik olması gibi özellikleri
bakımından sosyal becerilerin öğretilmesinde etkin ve etkili bir öğretme ve öğrenme
yöntemi olarak ele alınmaktadır (Önalan Akfırat, 2006).
Sosyal bir ortam olan sınıf ortamı birçok kişisel ve sosyal becerinin kazanılması
için ideal bir mekândır. Öğretmen çocukların yalnızca akademik davranışlarının değil
aynı zamanda sosyal davranışlarını da desteklemesi gerekmektedir. Öğretmenlerin
geleneksel öğretim yöntemlerini terk edip, öğrenci merkezli, öğrencinin etkin katılımını
önemseyen çağdaş öğretim yöntemlerini tercih etmesi gerekmektedir. Ayrıca eğitim
programını tekrar düzenleyerek sosyal becerileri programına dahil etmelidir (Akkök,
1996).
Öğretmenlerden elde edilen bulgulara dayanarak, başlangıçta sınıf içi sosyal
becerileri farklı olan her iki çalışma grubundan, deney grubundaki çocukların drama
etkinlikleri sayesinde sosyal becerilerinin geliştiği söylenebilir. Bu çalışmanın bulguları,
drama etkinliklerinin sosyal becerilere etkisi üzerine yapılmış diğer çalışmalarla
benzerlik taşımaktadır.
Yapılan çalışmalar incelendiğinde sosyal beceri eğitiminde drama yönteminin
kullanılması sonucunda olumlu bulgular elde edilmiştir. De La Cruz (1995) yaratıcı
drama etkinliklerinin öğrenme güçlüğü olan çocukların sosyal becerileri ve sözel
becerileri üzerine etkisini incelemek amacıyla yaptığı çalışmasında, drama etkinliklerine
katılan çocukların sosyal becerilerinin drama etkinliklerine katılmayan çocuklara göre
deney grubu lehine, istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık oluştuğunu belirlemiştir. Kaf
(1999) çalışmasında, selam verme- paylaşma-işbirliği gibi sosyal becerilerin
kazandırılmasında yaratıcı drama yönteminin etkili olduğu sonucuna ulaşmıştır. Önalan
Akfırat (2004) yaratıcı drama yöntemiyle hazırlanan sosyal beceri eğitimi programının,
işitme engelli çocukların genel olarak sosyal becerilerinin gelişmesine yardımcı olduğu
ve yapılan izleme çalışmasında bu etkinin sürdüğünü tespit etmiştir.
Bu amaçla sınıf ortamında çocukların kişisel ve sosyal yönlerini, sosyal
becerilerini, haftada 3-5 kez ortalama 20-25 dakikalık bir sosyal beceri eğitimiyle
88
geliştirmek mümkündür. Sosyal beceri kazanımı için düzenlenen etkinlikler sınıf
ortamındaki tüm çocukların katılabileceği şekilde olmalıdır (Akkök, 1996).
Öğretmenlere uygulanan Kimdir Bu? Testinden elde edilen veriler, akranlardan
elde edilen sınıf içi sosyal statü gruplarıyla karşılaştırılmış ve öğretmen algısıyla akran
algısının birbirinden farklı olduğu bulunmuştur.
5.3. İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme Sosyal Becerisi Üzerine Akranlardan Elde
Edilen Bulgulara İlişkin Tartışma ve Yorum
Çocukların birbirleriyle olan sosyal etkileşimlerini ve grup içi sosyal statülerini
belirlemek amacıyla düzenlenen sosyometri testi sonucunda, çocukların birbirlerini
seçme ve reddetme durumlarından yola çıkılarak çocukların ilişkiyi başlatma ve
sürdürme sosyal beceri durumları hakkında tamamlayıcı veriler elde edilmiştir. Çünkü
sosyal becerisi gelişen çocuğun sosyal ilişkileri de gelişeceğinden bu durum en iyi
sosyometri tekniği ile göz önüne serilebilir.
Her iki gruptaki çocukların sosyometrik statü gruplarındaki değişim incelendiği
zaman, drama etkinliklerinin uygulandığı deney grubunda, kontrol grubunun aksine
popüler statüdeki çocuk sayısında artış gözlenirken, reddedilen çocuk sayısında azalma
gözlenmiştir. Bunun dışında her iki grupta da ortalama ve ihmal edilen çocuk
sayılarında artış, tartışmalı çocuk sayısında ise azalma belirlenmiştir (Tablo 23).
Elde edilen bu sonuç, Wier (2001)’ in akranları tarafından reddedilmiş okul
öncesi çocuklarının, öğretmen rehberliği ve kısmen kabul edilmiş çocuklarla işbirliğine
dayalı etkinliklere katılımının, sosyal statü ve sosyal davranışlarına etkisini konu alan
çalışmasıyla benzer niteliktedir. Sosyal kabul gören çocuklarla birlikte işbirliğine dayalı
etkinlikler sunulan reddedilmiş çocukların 15 etkinlik sonunda sosyal statülerinde
olumlu yönde anlamlı bir değişiklik belirlenmiştir. Ayrıca Kowalski (1994), yaptığı
çalışmada sosyal beceri eğitim programının sosyal yetersizliği olan çocukların akran
kabul düzeylerine etkisini incelemiş ve sonuç olarak akran etkileşimine dayalı olan
sosyal beceri eğitiminin, sosyal yetersiz çocukların sosyometrik statülerinde istatistiksel
olarak anlamlı bir artış olduğunu tespit etmiştir.
Akran etkileşimi ve işbirliğine dayalı etkinliklerinden biri olan drama
etkinliklerinin çocukların sosyal becerilerine etkisinin incelendiği bu çalışmada elde
89
edilen bulguların drama etkinliklerinin sınıf içi etkileşimi ve sosyal becerileri
etkilemesiyle gerçekleştiği söylenebilir. Elde edilen bulgular ışığında drama
etkinliklerinin reddedilen, ihmal edilen ve tartışmalı statüdeki çocukları bile grup içinde
aktif kıldığı, gruba kaynaşma ve uyum çalışmaları ile çocuklar arasındaki iletişim
sorunlarının ortadan kalktığı sonucuna ulaşılabilir.
Gelişen akran ilişkileri sayesinde çocuklar, bilişsel becerileri, empati kurmayı,
bir gruba katılmayı ve işbirliği yapmayı öğrenirler. Böylece diğer insanlarla uyum
içinde yaşamak için gereken sosyal becerileri akran ilişkileri sayesinde kazanmış olurlar
(Çetin ve ark., 2001).
Ayrıca bu çalışmada akranlar tarafından belirlenen sosyometrik statü gruplarıyla,
öğretmenler tarafından algılanan statü grupları arasındaki ilişki de belirlenmiştir. Kısa
bir zaman diliminde çok sayıda çocuk hakkında bilgiyi bir araya getirebilen basit bir
yöntem olan sosyometri ile çocuğun akran ilişkilerini dışsal veya yetişkin kaynaklı
bilgiler yerine doğrudan akranlarının bakış açısından değerlendirme imkânı elde
edilmektedir (Hymel, 1983). Sosyometrik statüleri belirlemek çocukların akran ilişkisi
ve sosyal beceri durumları hakkında bilgi sağlamaktadır.
Akranlara uygulanan sosyometri testi ve öğretmenlere uygulanan Kimdir Bu?
Testi sonuçları karşılaştırıldığında (Tablo 22 ve Tablo 24), kontrol grubu öğretmeninin
algısı ve sınıf içi çocukların birbirlerine ilişkin algıları arasında farklılıklar olduğu tespit
edilmiştir. Kontrol grubu öğretmeni sontestte sınıfında reddedilen çocuk bulunmadığını
belirtmiş olsa da iki çocuk (Ke1 ve Ke8) diğerleri tarafından reddedilmektedir. Üstelik
aynı iki çocuk öğretmen tarafından sosyal becerisi yüksek olarak belirtilmiştir. Aynı
şekilde öğretmenin belirttiği popüler statüdeki çocukların dışında, sınıf içinde diğerleri
tarafından popüler statüde olarak adlandırılan çocuklar bulunmaktadır
(Kk3,Kk10,Kk14). Kk8 hem öğretmen tarafından hem de diğer arkadaşları tarafından
popüler olarak adlandırılırken, öntestte öğretmenin Ke1 hakkında yanılgısı olduğu
belirlenmiştir. Öğretmen öntestte Ke1’ in arkadaşları arasında popüler olduğunu
belirtmiş ancak çocuklardan elde edilen sonuçlarda ise Ke1’ in reddedilen çocuk
statüsünde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Aynı şekilde deney grubu öğretmeninin algısı ve çocukların birbirlerine ilişkin
algıları arasında farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Öğretmen, sontestte sınıfında
reddedilen çocuk bulunmadığını belirtmiş olsa da iki çocuk (De10 ve De11) arkadaşları
90
tarafından reddedilmektedirler. De10 öğretmen tarafından sosyal becerisi düşük olarak
belirtilmiştir. De11 ise öğretmen tarafından De4, De6 ve Dk4 ile birlikte popüler çocuk
olarak adlandırılmıştır. Buradan öğretmenin De11’ e ilişkin yanılgısı olduğu
belirlenmiştir. Oysa De3 ve De4 çocuklar tarafından popüler olarak adlandırılmaktadır.
Öğretmen tarafından sosyal becerisi yüksek olarak tanımlanan De4 hem öğretmen, hem
de arkadaşlarının bakış açısına göre popüler olarak nitelendirilmiştir.
Buradan hareketle, sınıf öğretmenlerinin çocukların sosyal statülerine ilişkin
yanılgıları olduğu ancak popüler olarak adlandırılan çocukların, sınıf öğretmenleri
tarafından sosyal becerisi yüksek olarak algılanmakta olduğu belirlenmiştir. Bu da bize
öğretmenlerin de popülerliği sosyal beceri düzeyinin yüksekliğiyle değerlendirdikleri
sonucunu vermektedir.
Sosyometrik statü grubu reddedilen olarak belirlenen çocukların sınıf ortamında
sosyal beceri eksikliği gösterdikleri sonucuna ulaşılabilir. Ayrıca bu çocukların ev
yaşantılarında da sorunlar yaşadığı düşünülmektedir. Erwin, (2000) bebekliğinde
güvenli bir bağlılık duygusu yaşayamayan çocukların okul öncesi dönemde akranlarına
karşı sosyal girişimde bulunsalar bile reddedilen olmaya aday olduklarını belirtmiştir.
Bu çocukların yaşadıkları sosyal problemlerin temelinde, ilgili duruma nasıl tepki
göstereceklerini bilmemeleri ya da nasıl tepki göstereceklerini bilseler bile sosyal
becerileri uygulayacak fırsata sahip olmamaları yatmaktadır (McEwan 1998).
Sosyometrik statü grubu popüler olarak belirlenen çocukların ise insanlar arasındaki iyi
ilişkilerin temelini oluşturan sosyal beceriler alanında yeterli, diğer çocuklarla
etkileşime dayanan her türlü faaliyette başarılı oldukları gözlenmiştir (Kansu ve
Beceren, 2004).
Çocukların sosyal becerileri yetişkinlerin onlara karşı davranışlarını da
şekillendirmektedir. Sosyal açıdan daha girişken olan çocuklara çevresi tarafından daha
çok zaman ayrılır ve dikkat yöneltilir. Sosyal eğilimi daha az olan çocukların ise daha
çok zamana ve ilgiye ihtiyaçları bulunur. Ancak çoğu zaman yetişkinler çocukların
sosyal yönden bilinçlenmeye ve sosyal farklılıklara karşı duyarlı olmaya ne kadar erken
başladıklarının farkına varmazlar (Kansu ve Beceren, 2004).
Yetişkin kaynaklar, uygun akran ilişkileri konusunda yetişkinlerin değerleri veya
beklentileri üzerine kurulduğu için önyargılı olabilirler. Aynı zamanda bu kaynaklar
akran etkileşiminin tüm bağlam ve olaylarına ulaşamayabilirler ve bunun yanında akran
91
kabulünde önemli olabilecek etkileşimlerin belirli çeşitlerini gözleyemeyebilirler
(Hymel, 1983). Bu sebeple akranlar arası ilişkilerin durumu yine en iyi akranlardan
elde edilecek olan verilerle değerlendirilebilir.
Çocuklar anne-babaları, başka yetişkinler, kardeşleri ve akranları gibi diğer
insanlarla çeşitli ilişkiler kurarlar (Erwin, 2000). Akran ilişkileri bebekliğin altıncı
ayından itibaren başlamaktadır. Bu aydan itibaren bebekler birbirlerine dokunarak,
hareketlerini izleyerek, taklit ederek ilişki başlatırlar (Çetin ve ark., 2001). Akranlarla
kurulan ilişkiler eşitlik ve güç düzeyleri bakımından benzerlik taşıdığından akran
ilişkilerinden çocuklar birbirlerine karşılıklı yarar sağlarlar (Erwin, 2000). Çocuklar
akran ilişkileri sayesinde, bilişsel beceriler, empati kurma, bir gruba katılma, ilişki
başlatma ve sürdürme, iletişim, yakınlık ve güvenden kaynaklanan sorunları çözme
becerilerini ve işbirliği yapmayı öğrenirler. Böylece diğer insanlarla uyum içinde
yaşamak için gereken sosyal becerileri akran ilişkileri sayesinde kazanmış olurlar
(Erwin, 2000 ; Çetin ve ark., 2001).
Sonuç olarak drama etkinliklerinin beş-altı yaş grubu çocukların ilişkiyi
başlatma ve sürdürme sosyal becerisi üzerine etkisi incelendiğinde, öğretmen ve akran
kaynaklarına göre olumlu etkisinin olduğu, velilere göre bazı olumlu etkilerinin
olmasının yanında istatistiksel olarak anlamlı bir etkinin görülmediği belirlenmiştir.
92
BÖLÜM VI
SONUÇ VE ÖNERİLER
6.1. Sonuçlar
Drama etkinliklerinin okul öncesi kuruma devam eden 5-6 yaş grubu çocukların
sosyal becerileri üzerine etkisini inceleyen bu çalışmada, geliştirilen ölçme araçları
(İBSSB Veli Anketi, İBSSB Öğretmen Anketi), Sosyometrik Testler, Kimdir Bu? Testi
ve veli görüşmeleri deney ve kontrol gruplarına öntest olarak uygulanmıştır. Daha sonra
İlişkiyi Başlatma ve Sürdürme sosyal becerisini geliştirmeye yönelik hazırlanan 22
yaratıcı drama etkinlik planı, ilk 6 haftası hazırlık ve ısınma çalışmalarından oluşan
toplam 15 hafta boyunca deney grubuna uygulanmıştır. Uygulamanın bitiminden sonra
aynı ölçme araçlarının sontest uygulamaları yapılmış ve şu sonuçlara ulaşılmıştır.
1. İlişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi kontrol grubu ve deney grubu
veli anketi öntest - sontest toplam puanları arasındaki değişime ilişkin
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>.05). Bunun nedeni
ise velilerin aradaki farkı gözleyebilecek kadar uzun bir süreye sahip
olmadıkları ve ev ortamında bu becerilere önem vermedikleri yönünde
değerlendirilmiştir.
2. İlişkiyi başlatma ve sürdürme sosyal becerisi kontrol grubu ve deney grubu
öğretmen anketi öntest - sontest toplam puanları arasındaki değişime ilişkin
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur (p<.05). Bu farklılığın
deney grubu çocukların sınıf içinde drama etkinlikleri aracılığıyla edindikleri
sosyal beceri davranışlarını sergileme fırsatı bulmalarından kaynaklandığı
yönünde değerlendirilmiştir.
3. Deney ve kontrol grubunu oluşturan çocukların akranlarından elde edilen
öntest – sontest sosyometrik analizler sonucunda belirlenen sosyal
statülerinde deney grubu lehine bir farklılık gözlenmiştir. Deney grubunda
popüler çocuk sayısı artmış, reddedilen çocuk sayısı ise azalmıştır. Bu durum
drama etkinliklerinin çocukların sosyal etkileşimlerini olumlu yönde
etkilediği şeklinde değerlendirilmiştir.
4. Velilerin, çocuklarının sosyal becerilerindeki değişime ilişkin görüş ve
algıları incelendiğinde, deney grubu velilerinin daha çok sosyal beceri alt
93
boyutlarında değişimler gözledikleri, çocuklarının diğer insanlarla olan
etkileşimlerinin olumlu yönde geliştiğini belirtmişlerdir. Kontrol grubu
velileri ise öncelikle çocuklarında akademik değişimler gözledikleri ve diğer
insanlarla etkileşimlerinin olumlu yönde geliştiğini belirtmişlerdir. Diğer
insanlarla etkileşim boyutunda kontrol grubunda da olumlu değişim olduğu
ancak deney grubundaki velilere göre daha az sıklıkta olduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Velilerin çocuklarında gözledikleri sosyal beceri gelişimi
uygulanan drama etkinlikleri sonucunda gerçekleşmiştir.
6.2. Öneriler
Araştırmada elde edilen bulgulara ve sonuçlara dayanarak uygulamalara ve
gelecekte yapılacak olan araştırmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.
6.2.1. Uygulamalara İlişkin Öneriler
1. Sosyal beceri eğitiminin, çocuklara uygun öğrenme ve öğrendiklerini
uygulama imkanı sağlaması nedeniyle drama yöntemiyle sunulması
çocukların bu becerilerle erken yaşta tanışmasını sağlayarak gelecek
yaşantılarında sosyal uyum ve doyum sağlayan bir birey olmasına yardımcı
olacaktır. Bu sebeple okul öncesi eğitim kapsamında sosyal beceriler drama
etkinlikleriyle çocuklara sunulmalıdır.
2. Çocukların sınıf içerisindeki sosyal statülerinin öğretmen tarafından dönem
başında sosyometrik tekniklerin kullanılmasıyla belirlenmesi, reddedilmiş
veya ihmal edilmiş çocukların saptanması, eksikliğini duydukları sosyal
beceriler tespit edilerek bu becerileri kazandırmaya ilişkin çalışmalar
yapılması çocukların sosyal becerilerini geliştirmeye yardımcı olabilir.
3. Sınıf içinde yapılan çalışmaların ailelere de bildirilerek, konu hakkında onları
aydınlatıp, katılımları sağlanıp, sosyal becerilerin kazandırılmasına ve
geliştirilmesine ev ortamında da devam edilmesi çocuğun sosyal gelişimine
büyük katkı sağlayabilir.
4. Bir dönemlik (15 hafta) sosyal beceri eğitiminin yetersiz olduğu, bu sebeple
öğretmenin daha uzun zaman diliminde, birçok sosyal beceriyi geliştirmeye
yönelik etkinlikleri günlük planına sıklıkla alması ve bu etkinlikleri de
çocuklara en uygun yöntemle sunması daha uygun olabilir.
94
5. Drama etkinliklerinin sınıfın kendi öğretmeni tarafından, eğitim-öğretim
yılının ilk günlerinden itibaren her gün uygulanması çocukların bir çok alanda
gelişimini desteklemeye yardımcı olabilir.
6.2.2. Gelecek Araştırmalara İlişkin Öneriler
Bundan sonra yapılacak çalışmalar için öneriler bu başlık altında sunulmuştur.
1. Sosyal becerilerin farklı alanlarını geliştirmeye yönelik çalışmalara yer
verilebilir.
2. Sosyal beceri eğitiminde dramanın farklı yöntemlerle karşılaştırılmasına
ilişkin yeni çalışmalar düzenlenebilir.
3. Çocukların sosyal beceri düzeyleri farklı ölçme araçları kullanılarak
değerlendirilebilir.
4. Çocukların sosyal beceri düzeyleri kendilerinden elde edilecek verilerle
belirlenerek yeni çalışmalar düzenlenebilir.
5. Çocukların sosyal becerilerine ilişkin elde edilen veriler, araştırmacı
tarafından yapılan gözlemlerle zenginleştirilebilir.
95
KAYNAKÇA
Adıgüzel, H.Ö. (1990), “Oyun ve Yaratıcı Drama İlişkisi”, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Adıgüzel, H.Ö. (1994), “Eğitimde Yeni Bir Yöntem ve Disiplin”, Ömer Adıgüzel (Ed.),
(2.Baskı), Yaratıcı Drama, Yaratıcı Drama 1985-1998 Yazılar, (s.203-
220), Natürel Yayıncılık, Ankara.
Adıgüzel, H.Ö. (2006), “Yaratıcı Drama Kavramı, Bileşenleri ve Aşamaları”, Yaratıcı
Drama Dergisi, 1(1), 17-30.
Adıgüzel, H.Ö. (2007), “Dramada Amaç ve Özellikler”, Ali Öztürk (Ed.), İlköğretimde
Drama, (s.20-32). Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir.
Akkök, F. (1996), İlköğretimde Sosyal Becerilerin Geliştirilmesi, (Öğretmen El Kitabı),
Milli Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Ankara.
Akoğuz, M. (2002), “İletişim Becerilerinin Geliştirilmesinde Yaratıcı Dramanın Etkisi”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Aral, N. ve Köksal, A. (2001), Okul Öncesi Eğitimde Oyun, Ya-pa Yayıncılık, İstanbul.
Aral, N., Gülen, B., Bulut, Ş. ve Çimen, S. (2000), Eğitimde Drama, Ya-pa Yayıncılık,
Ankara.
Arieli, B.B. (2007), “The Integration of Creative Drama into Science Teaching”,
Dissertation, Kansas State University.
Aslan, E. (2008), “Drama Temelli Sosyal Beceri Eğitiminin 6 Yaş Çocuklarının Sosyal
İlişkiler ve İşbirliği Davranışlarına Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydın.
Avcıoğlu, H. (2007), Etkinliklerle Sosyal Beceri Öğretimi, Kök Yayıncılık, Ankara.
Bacanlı, H. (1999), Sosyal Beceri Eğitimi, Nobel Yayınevi, Ankara.
Bacanlı, H. (2000), “Sosyal Beceri Eğitimi”, Yıldız Kuzgun (Ed.), İlköğretimde
Rehberlik, (2.Baskı), Nobel Yayınevi, Ankara.
Bayrakçı, M. (2007), “Okulöncesinde Yaratıcı Drama Etkinliklerinin İletişim
Becerilerinin Gelişmesi Üzerindeki Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kars.
Bozbey Akalın, A.O. (2005), “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan
Çocukların Abla ve Ağabeylerinin Sosyal Beceri Düzeyi ve Kardeş
96
İlişkileri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
Bronfenbrenner, U. & Morris, P.A. (1998), “The Ecology of Developmental Process”,
Handbook of Psycology, William Demon, Richard M. Lerner (Eds) ,(5th
Edition) Vol:1, 993-1023, Newyork: John Wiley & Sons.
Bronfenbrenner, U. (1977), “Toward an Experimental Ecology of Human
Development”, American Psychologist, 32, 513-531.
Bubolz, M. M. & Sontag, M. S. (1993), “Human Ecology Theory”, Pauline G. Boss,
William J. Dorothy, Ralph LaRossa, Walter R. Schumm, Suzanne K.
Steinmetz (Ed), Sourcebook of Family Theories and Methods: A
Contextual Approach, (p. 419-443), Newyork:Plenum Press.
Büyüköztürk, Ş. (2006), Sosyal Bilimler için Veri Analizi El Kitabı, (6. Baskı), Pegema
Yayıncılık, Ankara.
Ceylan, Ş. (2009), “Vineland Sosyal- Duygusal Erken Çocukluk Ölçeğinin Geçerlik-
Güvenirlik Çalışması ve Okul Öncesi Eğitim Kurumuna Devam Eden
Beş Yaş Çocuklarının Sosyal-Duygusal Davranışlarına Yaratıcı Drama
Eğitiminin Etkisinin İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Cormack, R. (2003), “Creative Drama in Writing Process: The Impact on Elemantary
Students’ Short Stories”, Master Thesis, University of Northern British
Columbia.
Cömertpay, B. (2006), “Dramanın 5-6 Yaş Grubu Çocuklarının Dil Edinimine Etkisi”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Adana.
Çakır, B. (2008), “Anasınıfı Türkçe Dil Etkinliklerinde Yaratıcı Drama Yönteminin
Etkililiği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayıs
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun.
Çalışkan Çoban, E. (2007), “Sosyal Beceri Sorunu Olan Öğrenciler ve Annelerine
Uygulanan Yaratıcı Drama Etkinlikleri Programının Öğrencilerin Sosyal
Beceri Düzeylerinin Gelişimi Üzerindeki Etkisi” , Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Çetin, F., Alpa Bilbay, A. ve Albayrak Kaymak, D. (2001), Araştırmadan Uygulamaya
Çocuklarda Sosyal Beceriler Grup Eğitimi, Epsilon Yayıncılık, İstanbul.
97
Çifci, İ. ve Sucuoğlu, B. (2005), Bilişsel Süreç Yaklaşımıyla Sosyal Beceriler Öğretimi,
Kök Yayıncılık, Ankara.
Dalbudak, Z. (2006), “Anaokulu Öğretmenlerinin Drama Etkinliklerini Kullanmaları
Üzerine Bir Araştırma”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
De Boo, G.M ve Prins, P.J.M. (2007), “Social Incompetence in Children with ADHD:
Possible Moderators and Mediators in Social Skills Training”, Clinical
Psycology Review, Vol.27, 78-97.
De La Cruz, R.E. (1995), “The Effects of Creative Drama on the Social and Oral
Language Skills of Children with Learning Disabilities”, Dissertation,
Department of Specialized Educational Development, Illinois State
University,
Demir, S. (2006), “Arkadaşlık Becerilerini Geliştirmeye Dönük Grup Rehberliği
Programının İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinin Sosyometrik
Statülerine Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İnönü
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Malatya.
Dervişoğlu Mavi, C. (2007), “Okul Öncesi Kurumlarına Devam Eden 6 Yaş
Çocuklarının, Sosyal Becerilerini ve Problem Davranışlarını Etkileyen
Faktörlerin İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Doymuş, K., Şimşek, Ü. ve Şimşek, U.(2005), “İşbirlikçi Öğrenme Yöntemi Üzerine
Derleme: I.İşbirlikçi Öğrenme Yöntemi ve Yöntemle İlgili Çalışmalar”,
Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 7, Sayı 1.
Ekinci Vural, D. (2006), “Okul Öncesi Eğitim Programındaki Duyuşsal ve Sosyal
Becerilere Yönelik Hedeflere Uygun Olarak Hazırlanan Aile Katılımlı
Sosyal Beceri Eğitimi Programının Çocuklarda Sosyal Becerilerin
Gelişimine Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
Elksnin, L.K. ve Elksnin, N. (1995), Assesment and Instruction of Social Skills, (2nd
Edition), San Diego, Singular Publishing Group Inc.,
Erbay, E. (2008), “Okul Öncesi Eğitim Alan ve Almayan İlköğretim Birinci Sınıf
Öğrencilerinin Sosyal Becerilere Sahip Olma Düzeyleri”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Denizli.
98
Erbay, F. (2009), “Anasınıfına Devam Eden Altı Yaş Çocuklarına Verilen Yaratıcı
Drama Eğitiminin Çocukların İşitsel Muhakeme ve İşlem Becerilerine
Etkisinin İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Erdoğan, S. (2006), “Altı Yaş Grubu Çocuklarına Drama Yöntemi ile Verilen
Matematik Eğitiminin Matematik Yeteneğine Etkisinin İncelenmesi”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Erkoca Akköse, E. (2008), “Okulöncesi Eğitimi Fen Etkinliklerinde Doğa Olaylarının
Neden-Sonuç İlişkilerini Belirlemede Yaratıcı Dramanın Etkililiği”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir.
Erwin, P. (2000), Çocukta ve Ergenlikte Arkadaşlık, (Çev. Osman Akınhay), Alfa
Yayıncılık, İstanbul.
Farrenkopf, C., Howze, Y ve Sowell, V. (1995), “Social Skills Development for
Preschool Children with Visual Impairments”, The Annual International
Convention of the Council for Exeptional Children, April, 5-9.
Fewell, R. R. (1991), “Parenting moderately handicapped persons”, M. Seligman (Ed.),
The Family With The Handicapped Child, Boston, MA: Allyn and
Bacon.
Forster, H.C. (2010), “Beyond the ABC’s and 123’s: The Effect of Social Competence
on Early Academic Achivement”, Master Thesis, Faculty of the Graduate
School of Arts and Sciences of Georgetown University, Washington D.C.
Freeman, G.D., Sullivan, K. ve Fulton, C.R. (2003), “ Effects of Creative Drama on Self
Concept, Social Skills and Problem Behavior”, Journal of Educational
Research, v.96(3), 131-138.
Goetz, T.A. (1997), “Creative Drama and Early Literacy”, Master Thesis, Elementary
Education, The Catholic University of America.
Görgülü, F. (2009), “Drama Destekli Kubaşık Öğrenme Etkinliklerinin Okul Öncesi 5-
6 Yaş Çocuklarının İletişim Becerilerine Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Aydın.
99
Guli, L.A.(2004) “The Effects of Creative Drama-Based Intervention for Children with
Deficits in Social Perception”, Dissertation, Faculty of Graduate School
of The University of Texas at Austin.
Gülay, H. ve Akman, B. (2009), Okul Öncesi Dönemde Sosyal Beceriler, Pegem
Akademi Yayınları, Ankara.
Güner, A. Z. (2008), “Eğitici Drama Uygulamalarının 5-6 Yaş Grubu Çocukların
Sosyal-Duygusal Uyumlarına Etkisinin İncelenmesi”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
İstanbul.
Güneysu, S. (2006), “Okul Öncesinde Hangi Tekniklerle ve Kimlerle Drama”, A.
Öztürk (Ed), Çocukta Yaratıcılık ve Drama, (s.153-168), Anadolu
Üniversitesi Yayınları, Eskişehir.
Günindi, N. (2008), “Okul Öncesi Eğitim Kurumlarına Devam Eden Altı Yaş
Çocuklarının Sosyal Uyum Becerileri ile Anne-Babalarının Empatik
Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Güven, İ. (2006), “Okulöncesinde Toplumsal Yaşam ve Drama”, A. Öztürk(Ed.),
Çocukta Yaratıcılık ve Drama, (s.200-210), Anadolu Üniversitesi
Yayınları, Eskişehir.
Hazen, N.L., Black, B. (1989), “Preschool Peer Communication Skills: The Role of
Social Status and Interaction Context”, Child Development, Vol.60, 867-
876.
Hymel, S. (1983), “Preschool Children’s Peer Relations: Issue In Sosiometric
Assessment”, Merrill-Palmer Quarterly, Vol.29, no.3, 237-260.
Kaaland-Wells, C. (1993), “Classrom Teachers’ Perception and Use of Creative
Drama”, Dissertation, University of Washington.
Kaf, Ö. (1999), “Hayat Bilgisi Dersinde Bazı Sosyal Becerilerin Kazandırılmasında
Yaratıcı Drama Yönteminin Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
Kansu, N. ve Beceren, E. (2004), “Erken Çocukluk Döneminde Sosyal Beceriler”,
Çoluk Çocuk Dergisi, Temmuz 2004, 10-11
Kapıkıran, N.A, İvrendi, B.A ve Adak, A. (2006), “Okul Öncesi Çocuklarında Sosyal
Beceri: Durum Saptaması”, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi, Sayı 19, s. 19-27.
100
Karasar, N. (2007), Bilimsel Araştırma Yöntemi, (17. Baskı), Nobel Yayınları, Ankara.
Karayılmaz, D. (2008), “Anasınıfına Devam Eden Çocukların Duygusal Zeka ve Sosyal
Uyum Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
Ankara.
Kaya, A.(2005), “Farklı Sosyometrik Statülerdeki İlköğretim II. Kademe Öğrencilerinin
Benlik Kavramı ve Yalnızlık Düzeyleri”, Türk Psikolojik Danışma ve
Rehberlik Dergisi, Cilt 3, Sayı, 23.
Kılıççı, Y. (1992), Okulda Ruh Sağlığı, Doğuş Matbaacılık, İstanbul.
Koç, N. (2009), “Eğitimde Dramanın Altı Yaş Çocuklarının Dil Gelişimleri Üzerindeki
Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Bursa.
Kowalski, E. (1994), “The Effects of a Social Skills Training Program on the Peer
Acceptence Ratings Given to Socially Deficient Children”, Master
Thesis, Kean College of New Jersey.
Kulik, J. (2004), “Intergenerational Drama and The Child: Documentaiton of Influences
and Effects of Participation”, Dissertation, Arizona State University.
Kurt, F. (2007), “Okul Öncesi Eğitim Kurumlarına Devam Eden Beş-Altı Yaş
Çocuklarının Sosyal Uyum ve Becerilerine Proje Yaklaşımlı Eğitim
Programlarının Etkisinin İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Leaf, J.B., Dotson, W.H., Oppeneheim, M.L., Sheldon, J.B. ve Sherman, A.J. (2010),
“The Effectiveness of a Group Teaching Interaction Procedure for
Teaching Social Skills to Young Children with a Pervasive
Developmental Disorder”, Research in Autism Spectrum Disorders,
Vol.4 186-198.
Mc Caslin , N.(2000), Creative Drama in the Classroom and Beyond, (7th Edition),
Addison Wesley Longman Inc.
McClelland, M.M. ve Morrison, F.J. (2003), “The Emergence of Learning-Related
Social Skills in Preschool Children”, Early Childhood Research
Quarterly, Vol.18, 206-224.
McEwan, E.K. (1998), Kimse Beni Sevmiyor, (Çev. Ş.Küçükal), HYB Yayıncılık.
MEB, (2006), 36-72 Aylık Çocuklar için Okul Öncesi Eğitim Programı, (1. Baskı), Ya-
pa Yayıncılık, Ankara.
101
Merrell, K. W. ve Gimpel, G.A. (1998), Social Skills of Children and Adolescents:
Conceptualization, Assesment, Treatment, USA: Lawrence Erlbaum
Associates Publishers.
Moore, J. (1999), “The Relationship Beetween Speech, Language and Social Skills in
Preschool Children with Developmental Delays”, Master Thesis, Faculty
of The Graduate School of Education and Psycology of Touro College,
NewYork.
Morgan, C.T. (1988), Psikolojiye Giriş, (5. Baskı), (Çev. H. Arıcı,İ. Svaşır,
O.İmamoğlu, O.Aydın, R. Bayraktar, S. Karakaş, S. Topçu, İ.Dinç, B.
Tekin, P.Uçman, D. Şahin, R. Coştar, S. Hovardaoğlu, G. Acar ve G.
Uraz). Ankara: Meteksan Yayınevi.
Murray, D.S., Ruble, L.A., Willis, H. ve Molloy, C.A. (2009), “Parent and Teacher
Reports of Social Skills in Children with Autism Spectrum Disorders”,
Language, Speech and Hearing Services in Schools, Vol.40, 109-115.
O’Neill, B.E. (2008), “Storytelling and Creative Drama: A Dynamic Approach to
Inclusive Early Childhood Education”, Dissertation, Teachers Collage,
Columbia University.
Okur, M. (2008), “Çocuklar İçin Felsefe Eğitim Programının Altı Yaş Grubu
Çocuklarının, Atılganlık, İşbirliği ve Kendini Kontrol Sosyal Becerileri
Üzerindeki Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Ölekli, N. (2009), “5-6 Yaş Çocuklarında Matematiksel Şekil Algısı ve Sayı
Kavramının Gelişiminde Drama Yönteminin Etkisi”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Konya.
Önalan Akfırat, F. (2004), “Yaratıcı Draman’ın İşitme Engellilerin Sosyal Becerilerinin
Gelişimine Etkisi”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Önder, A.(2007), Yaşayarak Öğrenme için Eğitici Drama, (7. Baskı), Epsilon
Yayıncılık, İstanbul.
Özgüven, İ.E. (1998), Bireyi Tanıma Teknikleri, PDREM Yayınları, s. 284-291, Ankara.
Öztürk, A. (2007), “Dramada Teknikler”, A. Öztürk(Ed), İlköğretimde Drama, (s.125-
141), Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir.
102
Öztürk, A. (2008), “Okulöncesi Eğitimin İlköğretim 1. ve 3. Sınıf Öğrencilerinin Sosyal
Becerilerine Etkisinin İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimle Enstitüsü, Konya.
Palut, B. (2003), “Sosyal Gelişim ve Arkadaşlık İlişkileri”, M. Sevinç (Ed.), Erken
Çocuklukta Gelişim ve Eğitimde Yeni Yaklaşımlar, Morpa Kültür
Yayınlar, s. 311-319, İstanbul.
Poyraz, H. ve Dere, H. (2003), Okul Öncesi Eğitimin İlke ve Yöntemleri, Anı
Yayıncılık, Ankara.
Rowland, G.E. (2002), “Every Child Needs Self-Esteem: Creative Drama Builds Self-
Confidence Through Self Expression”, Dissertation, The Union
Institute.
San, İ. (2006a), “Eğitimde Yaratıcı Drama”, H. Ömer Adıgüzel (Ed), Yaratıcı Drama
1985-1998 Yazılar, (s.46-57), Naturel Kitap Yayıncılık, Ankara.
San, İ. (2006b), “Yaratıcı Drama Eğitsel Boyutları”, H. Ömer Adıgüzel (Ed), Yaratıcı
Drama 1985-1998 Yazılar, (s.113-122), Naturel Kitap Yayıncılık,
Ankara.
Sarı, E. (2007), “Anasınıfına Devam Eden 5-6 Yaş Grubu Çocukların, Annelerinin
Çocuk Yetiştirme Tutumlarının, Çocuğun Sosyal Uyum ve Becerilerine
Etkisinin İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Seevers, R.L. ve Jones-Blank, M. (2008), “Exploring the Effects of Social Skills
Training on Social Skill Development on Student Behavior”, National
Forum on Special Education Journal, Vol.19(1), 1-8.
Seven, S. (2006), “Altı Yaş Çocuklarının Sosyal Beceri Düzeyleri ile Bağlanma
Durumları Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Shand, J.W. (2008), “The Use of Drama to Reduce Anxiety and Increase Confidence
and Motivation towards Speaking English with Two Groups of English
Language Learners” , Master Thesis, The University of Arizona.
Stoneman, Z. (1990), “Conceptual Relationship Between Family Research And Mental
Retardation”, International Review of Research in Mental Retardation,
16, 161-202.
Sütcü, Z. (2006), “Drama Eğitiminin Okul Öncesi Eğitime Devam Eden Altı Yaş
Grubundaki Çocukların Beslenme Alışkanlıklarına Etkisinin Analizi”,
103
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Konya.
Sütcü, Z. (2006), “Drama Eğitiminin Okul Öncesi Eğitime Devam Eden Altı Yaş
Grubundaki Çocukların Beslenme Alışkanlıklarına Etkisinin Analizi”,
Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Konya.
Şahin Tezel, F. (2004), “Oyun ve Drama”, E. Ömeroğlu, Ö. Ersoy, F. Şahin, A. Kandır,
A. Turla. Okul Öncesi Eğitimde Drama Teoriden Uygulamaya, (s.11-16).
Kök Yayıncılık, Ankara.
Şahin, R. (2008), “Sosyal Beceriler ve Kazanımı”, İlköğretmen Eğitimci Dergisi, Sayı
20, 48-51.
Tekindal, S. (2005), “Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler Derslerinde Ölçme ve
Değerlendirme”, C. Öztürk, ve D. Dilek (Ed.), Hayat Bilgisi ve Sosyal
Bilgiler Öğretimi, PegemA Yayınları, Ankara.
Tuğrul B. (2006), “Drama ve Öğretme- Öğrenme”, A. Öztürk (Ed.), Çocukta Yaratıcılık
ve Drama, (s.121-136), Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir.
Wier, A.T. (2001), “Altering Socially Rejected Pre-Kindergarteners’ Social Status and
Social Behavior: An Intervention Strategy”, Dissertation, The University
of Texas at Austin.
Winsler, A ve Wallace, G.L. (2002), “Behavior Problems and Social Skills in Preschool
Children: Parent – Teacher Agreement and Relations with Classroon
Observations”, Early Education and Development, Vol.13(1), 41-58.
Wrightstone, J.W. (1964), Çocukları Tanımada Testlerden Nasıl Faydalanılır?, (Çev.
R. Öncül), Milli Eğitim Bakanlığı Yayım Müdürlüğü Basılı Eğitim
Malzemeleri Hazırlama Merkezi, Ankara.
Yıldırım, A ve Şimşek, H. (2006), Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, (6.
Baskı), Ankara: Seçkin Yayıncılık.
104
EKLER
Ek.1: İLİŞKİYİ BAŞLATMA VE SÜRDÜRME BECERİSİ ÖĞRETMEN
ANKETİ
………………… son zamanlarda,
Ne sıklıkta?
Her
Zaman
Bazen
Hiçbir Zaman
1) İlk kez karşılaştığı kişilere adını, soyadını ve yaşını söyler.
2) Başkalarının kendisini tanımak için sorduğu soruları cevaplar.
3) Yeni tanıştığı kişilere kendisi ve ailesi hakkında bir şeyler anlatır.
4) Tanışmak istediği kişilere sorular sorar.
5) Yeni tanıştığı birini yakın çevresindekilere (anne-baba-kardeş) tanıtır.
6) Tanıdığı insanlar hakkında sorular sorulduğunda cevaplar.
7) Merak ettiği şeyleri etrafındakilere sorar.
8) Kendisine söyleneni anlamadığı zaman soru sorar.
9) Anlaşılır sorular sorar.
10) Konuşmaya başlamak için uygun zamanı ve ortamı seçer.
11) Konuşmaya başlarken karşısındaki kişiye yüzünü dönerek konuşur.
12) Konuşmaya karşısındaki kişinin dikkatini çekecek bir hitap cümlesiyle başlar (Merhaba, Anne, Bakar mısın? gibi).
13) Konuşma sırasında karşısındakiyle göz teması kurar.
14) Başladığı konuşmayı derdini anlatana kadar sürdürebilir.
105
15) Karşısındaki konuşurken onu dinler, sözünü kesmez, konuşması bitene kadar bekler.
16) Hangi durumlarda özür dileyeceğini bilir ve özür diler.
17) Birisi kendisiyle konuştuğunu fark ettiğinde dönerek onu dinler.
18) Kendisiyle konuşulduğunda konuşma bitene kadar dinler.
19) Birisi kendisi ile konuştuğunda onu dinlediğini gösteren tepkiler verir
20) Kendisinden bir şey yapılması istenildiğinde verilen talimatlara uyarak yapmaya çalışır.
(Örneğin oyuncaklarını toplaması istenildiğinde toplar.)
21) İhtiyaç duyduğunda çevresindekileri yönlendirmek için talimatlar verir.
22) Aile içinde yapılan işlerde görev alır (Masayı toplamakta, alışveriş yapmakta görev alma).
23) Ev çevresinde bulunan (kardeşleri dışında) oyun arkadaşlarıyla oynar.
24) İlk kez karşılaştığı yaşıtlarıyla kaynaşır.
25) Yapmakta zorlandığı bir iş için yakınındakilerden yardım ister.
26) Hangi durumlarda teşekkür etmesi gerektiğini bilir ve teşekkür eder.
27) İsteklerine ulaşmak için karşısındaki kişiyi konuşarak ikna etmeye çalışır.
28) Beğendiği veya hoşuna giden bir durum olduğunda karşısındaki kişiye uygun iltifatlar eder.
106
Ek-2: İLİŞKİYİ BAŞLATMA VE SÜRDÜRME BECERİSİ ÖĞRETMEN ANKETİ
Çocuğun Adı: ………………………………………
Hiçbir zaman Bazen Her zaman
1-2-3-4-5
Dönem Başı Dönem Sonu
1) Kendisi ve ailesi hakkında bir şeyler anlatır.
2) Kendisini tanımak için sorulan soruları cevaplar.
3) Tanıdığı kişileri başkalarına tanıtır.
4) Tanıdığı insanlar hakkında sorular sorulduğunda cevaplar.
5) Merak ettiği şeyleri sorar.
6) Kendisine söyleneni anlamadığı zaman soru sorar.
7) Anlaşılır sorular sorar.
8) Konuşmaya başlamak için uygun zamanı ve ortamı seçer.
9) Konuşmaya başlarken karşısındaki kişiye yüzünü dönerek konuşur.
10) Konuşmaya karşısındaki kişinin dikkatini çekecek bir hitap cümlesiyle başlar (Öğretmenin, Arkadaşım, gibi).
11) Konuşma sırasında karşısındakiyle göz teması kurar.
12) Başladığı konuşmayı derdini anlatana kadar sürdürebilir.
13) Karşısındaki konuşurken onu dinler, sözünü kesmez, konuşması bitene kadar bekler.
14) Hangi durumlarda özür dileyeceğini bilir ve özür diler.
15) Birisi kendisiyle konuştuğunu fark ettiğinde onu dinler.
16) Kendisiyle konuşulduğunda konuşma bitene kadar dinler
17) Birisi kendisi ile konuştuğunda onu dinlediğini gösteren tepkiler verir
107
Hiçbir zaman Bazen Her zaman
1-2-3-4-5
Dönem Başı
Dönem Sonu
18) Kendisinden bir şey yapılması istenildiğinde verilen talimatlara uyarak yapmaya çalışır.
(Örneğin oyuncakları toplaması istenildiğinde toplar.)
19) İhtiyaç duyduğunda çevresindekileri yönlendirmek için talimatlar verir
20) Sınıf içinde yapılan işlerde görev alır (Masayı toplamakta, temizlikte görev alma).
21) Serbest zamanlarda arkadaşlarıyla oynar.
22) Sınıf içinde yapılan grup etkinliklerine katılır.
23) Yapmakta zorlandığı bir iş için yakınındakilerden yardım ister.
24) Hangi durumlarda teşekkür etmesi gerektiğini bilir ve teşekkür eder.
25) İsteklerine ulaşmak için karşısındaki kişiyi konuşarak ikna etmeye çalışır.
26) Beğendiği veya hoşuna giden bir durum olduğunda karşısındaki kişiye uygun iltifatlar eder.
108
EK-3: DENEY GRUBU ÖN-TEST SOSYOGRAM
109
DENEY GRUBU SON-TEST SOSYOGRAM
110
EK-4:KONTROL GRUBU ÖNTEST SOSYOGRAM
111
EK-4:KONTROL GRUBU ÖNTEST SOSYOGRAM
112
EK-5: DRAMA ETKİNLİK ÖRNEĞİ
KONU: Başkalarını Tanıtma Becerisi 1
GRUP: 5-6 yaş
LİDER: İnanç ETİ
SÜRE: 60 dakika
MEKAN: Sınıf
TEKNİK ve YÖNTEM: Pandomim, Dramatizasyon, Doğaçlama, Rol oynama
ARAÇ – GEREÇ: Top, resim kağıtları ve boyalar, minderler,
KAZANIMLAR:
• Başkalarını tanımaya yönelik sorular sorar.
• Başkaları hakkında öğrendiği bilgileri paylaşır.
UYGULAMA
Hazırlık ve Isınma Aşaması
Etkinlik 1
Lider çocukları çember içinde toplar. Elindeki topu, atacağı çocuğun ismini
söyleyerek atar. İsmi söylenen çocuk topu tutar. Top elinde olan çocuk bir başka
çocuğun adını söyleyerek topu ona atar. Top tüm çocukları dolaşır. Daha sonra lider
topu eline alır ve “ Benim adım İnanç, dondurmayı çok severim.” diyerek topu bir başka
çocuğa atar. Çocuklardan da kendi adlarını ve sevdikleri bir şeyi (yiyecek, oyun, kişi
gibi) söyleyerek topu bir başka arkadaşına atmaları istenir. Ardından lider topu eline alır
ve “Benim adım İnanç, dondurmayı çok severim, en sevdiğim renk mavi.” der ve tüm
çocuklardan top kendilerine geldiğinde, önce adlarını sonra en sevdikleri şeyi ve
ardından en sevdikleri rengi söylemeleri istenir.
Etkinlik 2
Lider çocuklara “Ormanda hangi hayvanlar yaşar?” sorusunu sorar.
Çocuklardan ormanda yaşayan hayvanları sıralamaları istenir. Ormanda yaşayan
113
hayvanlar olsalar hangi hayvan olmak istedikleri çocuklara sorulur. Çocuklardan hangi
hayvan olmak istiyorlarsa onun resmini yapmaları istenir. Çocuklar resimlerini
yaparken her çocuğa “Sen hangi hayvan oldun? Nasıl bir …sın? Ormanda en çok neler
yapmaktan hoşlanıyorsun? Ne yersin” sorularını sorar. Ardından çocuklardan sırayla
kendi seçtikleri bu hayvanın ses ve hareketlerini yaparak ormanda gezinmeleri istenir.
Lider çocuklara “Ormanda güzel bir gündü, tüm hayvanlar neşe içinde
geziyorlardı. Birbirlerine kendi dillerinde “Merhaba” diyorlardı.(Lider öyküyü
anlatırken çocuklardan dramatizasyon yapmaları istenir.) Derken hava karardı ve gök
gürledi. (sınıfın ışıkları ve perdeleri kapatılır.) Hayvanlar korkmuştu. Yağmur yağmaya
başladı ve hepsi bir ağaç altına sığındı ıslanmamak için. Ancak bu defa yağmur çok
uzun sürdü. Yerler ıslak ve çamurluydu. Geceyi kuru ve sıcak bir yerde geçirmeliydiler.
Derken akıllarına Büyük Ayı’nın mağarası (ini) geldi.(Lider eliyle minder yığınını
gösterir.) Hep birlikte oraya doğru koştular. Ayı’nın kapısını çaldılar. Büyük Ayı tek
başına yaşayan bir hayvandı. Misafirleri çok sevmezdi. Ancak yağmur çok yağdığında
hayvanları mağarasına kabul ederdi. Büyük Ayı’nın diğer hayvanları mağarasına almak
için bir şartı olurdu. Bunu tüm hayvanlar bilirdi. Hayvanlar onun şartını yerine getirir ve
yağmur bitene kadar onunla kalırlardı. Ayı’nın homurtusunu tüm hayvanlar duydu.”
bilgisini verir.
Canlandırma Aşaması
Lider minderlerle hazırlanmış bir yığının arkasında homurtular çıkarır ve Büyük
Ayı rolünde “Kim o?” diye bağırır. Hayvanların kendisinden ne istediğini sorar.
Hayvanlardan yağmur yağdığı için geceyi onun mağarasında geçirmek istediklerini
belirtmeleri beklenir. Ayı onlara kapıyı açar ve “Buraya geldiğinize göre benim
şartlarım olduğunu da biliyorsunuzdur.” der. Hayvanlardan ikili eşler olmalarını ve
birbirlerine sorular sorarak iyice tanımalarını ister. “Ben evime tanımadığım hayvanları
alamam. Bu yüzden ikişer ikişer yanıma geleceksiniz ve bana birbirinizi tanıtacaksınız.
Böylece geceyi bu sıcak mağarada geçirebilirsiniz.” diyerek çocuklardan birbirlerini
tanıtmalarını bekler. Birbirini tanıtan çifti içeri alır ve uyumaları için yer gösterir. Son
çifti de içeri aldıktan sonra mağaranın kapısını kapatarak tüm hayvanlara “İyi geceler”
der. Bir süre geçtikten sonra sınıf yardımcılarından perdeleri ve lambaları açmaları
istenir. Büyük Ayı tüm hayvanlara “Günaydın, sabah oldu” der. Tüm hayvanlar uyanır.
Büyük Ayı dışarıda Güneş’in parladığını ve yerlerin kurumuş olduğunu söyler.
114
Hayvanlara “Şimdi ne yapalım?” der. Çocuklardan hep birlikte bir karar alıp (kahvaltı,
gezinti, yüz yıkama gibi) Büyük Ayı’ya söylemeleri istenir. Çocukların aldığı karar
doğrultusunda Büyük Ayı canlandırmasına devam eder. Sürecin sonunda Büyük Ayı
hayvanlara veda eder ve tekrar mağarasına döner.
Alternatif Canlandırma Aşaması:
Büyük Ayı hayvanları mağarasına almak için bir şartı olduğunu söyler.
Hayvanların ikişerli eş olmalarını ve eşlerinin ne tür bir hayvan olduğunu, ne ile
beslendiğini ve nerede yaşadığını öğrenmeleri gerektiğini belirtir. Mağaranın kapısına
gelen ikililer eşleri hakkında öğrendikleri bu üç bilgiyi Büyük Ayı’yla paylaşırlar.
Büyük Ayı her defasında bu üç soruyu eşlere sorar. Böylece geceyi içerde geçirme
hakkını kazanırlar. Eğer ikiliden biri yeterli bilgiyi edinememişse, ikili Büyük Ayı
tarafından sıranın arkasına gönderilerek birbirlerini tanımaları için ek zaman
kazandırılmış olur.
Değerlendirme Aşaması
Lider hayvanlardan kendi resimlerini ellerine alıp çemberde oturmalarını ister.
Çocuklara süreçte neler yaşadıkları hakkında sorular yöneltilerek oturum sonlanır.
115
EK – 6: FOTOĞRAFLAR
116
117
EK-7: ARAŞTIRMA UYGULAMA İZİN BELGELERİ
118
ÖZGEÇMİŞ
KİŞİSEL BİLGİLER
Adı Soyadı : İnanç ETİ
Doğum Yeri : Stuttgart-Almanya
Doğum Tarihi : 08/08/1984
Medeni Hali : Bekar
Yabancı Dil : İngilizce
Adres : Ç.Ü. Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Okul Öncesi
Öğretmenliği ABD. 01130- Sarıçam-ADANA
E-Posta : [email protected]
EĞİTİM BİLGİLERİ
2007-2010 : Yüksek Lisans, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Adana.
2009 Bahar Dönemi (02 Ocak – 15 Mayıs 2009) Estonya Tallinn Üniversitesi Erasmus
Öğrenci Değişim Programı
2005-2007 : Lisans, Çukurova Üniversitesi Okulöncesi Öğretmenliği Çift Anadal
Programı, Adana.
2004-2007 : Lisans, Çukurova Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı
2003-2004 : Lisans, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği
Anabilim Dalı, Ankara.
1999-2002 : Lise, Ayşe Atıl Anadolu Öğretmen Lisesi, Adana.
İŞ DURUMU
2009 - : Araştırma Görevlisi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
KATILDIĞI KURS VE SEMİNERLER
2010. Okulöncesi Eğitim Programı (Birleşik Yayın Grubu), Adana (24 Nisan 2010)
119
2009. 14. Uluslararası Eğitimde Drama Semineri, Lider Carmel O’Sullivan, 20 Saat
(Çevirmenlik Görevi) (20-21-22-23 Mayıs, Adana)
2008. 13. Uluslararası Eğitimde Drama / Tiyatro Kongresi ve Kapsamındaki Atölye
Çalışmaları, 7,5 saat (21-22-23 Kasım, Ankara).
2008. Çağdaş Drama Derneği Yaratıcı Drama Liderliği / Eğitmenliği Programı Beşinci
Aşama Yaratıcı Drama Atölye Çalışması, 57 saat (8 Mart - 18 Mayıs, Adana)
2007-2008. Çağdaş Drama Derneği Yaratıcı Drama Liderliği /Eğitmenliği
Programı Dördüncü Aşama Yaratıcı Drama Atölye Çalışması, 45 saat (23 Eylül -
6 Ocak, Adana) .
2007. Çağdaş Drama Derneği ve Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuarı Dans
Bölümü İşbirliği ile Düzenlenen “Fiziksel Devinim” Konulu Atölye Çalışması, 15
saat (23-24-25 Kasım, Ankara).
2007. Çağdaş Drama Derneği Yaratıcı Drama Liderliği / Eğitmenliği Programı Üçüncü
Aşama Yaratıcı Drama Atölye Çalışması, 48 saat (3 Mart - 6 Mayıs, Adana).
2006. Çağdaş Drama Derneği Yaratıcı Drama Liderliği / Eğitmenliği Programı İkinci
Aşama Yaratıcı Drama Atölye Çalışması, 48 saat (11 Kasım- 24 Aralık, Adana).
2006. Çağdaş Drama Derneği Yaratıcı Drama Liderliği / Eğitmenliği Programı Temel
Aşama Yaratıcı Drama Atölye Çalışması, 45 saat (23 Eylül- 29 Ekim, Adana).