Upload
others
View
13
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI
İLKÖĞRETİM DÖRDÜNCÜ SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ
“CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM” ÜNİTESİ ÖĞRENME
ÖĞRETME SÜRECİNDE YAPILAN ETKİNLİKLERİN ÖĞRENCİLERİN
ÇEVRE BİLGİSİ, ÇEVREYE KARŞI TUTUMLARI VE BUNLARIN
KALICILIK DÜZEYLERİNE ETKİSİ
Rezan YÜKSEK
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA, 2010
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI
İLKÖĞRETİM DÖRDÜNCÜ SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ
“CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM” ÜNİTESİ ÖĞRENME
ÖĞRETME SÜRECİNDE YAPILAN ETKİNLİKLERİN ÖĞRENCİLERİN
ÇEVRE BİLGİSİ, ÇEVREYE KARŞI TUTUMLARI VE BUNLARIN
KALICILIK DÜZEYLERİNE ETKİSİ
Rezan YÜKSEK
Danışmanı: Öğr. Gör. Dr. Fatma SADIK
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA, 2010
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne,
Bu çalışma, jürimiz tarafından Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı’nda YÜKSEK
LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Başkan : Öğr. Gör. Dr. Fatma SADIK
(Danışman)
Üye : Öğr. Gör. Dr. Birsel AYBEK
Üye : Yrd. Doç. Dr. Kamuran TARIM
ONAY
Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.
…./…./ 2010
Prof. Dr. Azmi YALÇIN
Enstitü Müdürü
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, tablo, çizelge,
şekillerin kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu’ndaki hükümlere tabidir
i
ÖZET
İLKÖĞRETİM DÖRDÜNCÜ SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ
“CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM” ÜNİTESİ ÖĞRENME
ÖĞRETME SÜRECİNDE YAPILAN ETKİNLİKLERİN ÖĞRENCİLERİN
ÇEVRE BİLGİSİ, ÇEVREYE KARŞI TUTUMLARI VE BUNLARIN
KALICILIK DÜZEYLERİNE ETKİSİ
Rezan YÜKSEK
Yüksek Lisans Tezi, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
Danışman: Dr. Fatma SADIK
Haziran 2010, 176 sayfa
Bu araştırmada, ilköğretim dördüncü sınıf fen ve teknoloji dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğretim sürecinin öğrencilerin çevre bilgisi,
çevreye karşı tutumları ve bunların kalıcılık düzeylerine etkisi incelenmiştir. Bu
boyutuyla araştırma tek grup öntest-sontest kontrol grupsuz deneme modelinde bir
araştırmadır. Çalışmada ayrıca öğrencilerin yapılan öğretimle ilgili görüşleri
belirlendiğinden, araştırmada aynı zamanda nitel bir boyut da içermektedir.
Araştırmanın çalışma grubunu, Hatay ili Reyhanlı ilçesindeki bir devlet ilköğretim
okulunun dördüncü sınıf şubelerinden birindeki toplam 27 öğrenci oluşturmaktadır.
Öğrencilerin 12’ si kız, 15’ i erkektir. Ailesinin aylık toplam gelirine göre sekiz
öğrencinin 0-600 YTL; 18 öğrencinin 600 – 1000 YTL, bir öğrencinin ise 1000 – 1500
YTL ’den fazla gelire sahip ailelerden geldiği belirlenmiştir. Dokuz öğrencinin annesi,
altı öğrencinin ise okur-yazar değildir. Araştırma verileri 2008–2009 eğitim-öğretim
yılı bahar döneminde, ön ölçüm, uygulama, son ölçüm, kalıcılık ölçümleri ve görüşme
şeklinde gerçekleşen bir süreç sonunda elde edilmiştir. Uygulama, beş hafta süreyle, 20
ders saati içinde gerçekleştirilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı ilköğretim 4. sınıf fen ve
teknoloji dersinin haftada dört saat işlenmesini öngörmektedir. Bu nedenle dersin
haftalık ders saatinde herhangi bir değişiklik yapılmamış, uygulamalar için haftanın iki
günü ikişer ders saati ayrılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Çevresel
Tutum Ölçeği, Çevre Bilgisi Testi, Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu ve Kişisel
Bilgi Formu kullanılmıştır.
ii
Uygulama sonrası bütün öğrencilerin her iki ölçek puanlarının da, uygulama
öncesinde aldıkları puanlardan yüksek olduğu belirlenmiştir. Ayrıca kız öğrencilerin
erkek öğrencilere, ailesinin aylık geliri yüksek olan öğrencilerin düşük olanlara ve anne-
baba eğitim düzeyi daha yüksek olan öğrencilerin anne-baba eğitim düzeyi düşük olan
öğrencilere göre çevresel bilgi ve tutumlarında uygulama sonrasında daha olumlu
gelişmeler olduğu saptanmıştır. Yapılan görüşmelerde öğrencilerin dersin işlenişi
sırasında yapılan etkinlik ve uygulamalardan keyif aldıkları, motivasyonlarının yüksek
olduğu, derse aktif olarak katıldıkları, kendilerini daha rahat ifade ettikleri ve daha
kolay öğrendiklerini ifade ettikleri görülmüştür. Öğrenciler doğayla etkileşim içinde
gerçekleşen etkinliklerden öğrendiklerinin daha kalıcı olduğunu ifade ederken diğer
derslerde de benzer etkinliklerin yapılmasını istediklerini vurgulamışlardır.
Anahtar Kelimeler: çevre eğitimi, çevresel bilgi, çevresel tutum, çevresel farkındalık,
ilköğretim
iii
ABSTRACT
EFFECTS OF THE ACTIVITIES THAT ARE DONE IN THE LEARNING-
TEACHING PROCESS IN THE PRIMARY SCHOOL AT FOURTH GRADE
SCIENCE LESSON OF THE UNIT “LET'S WANDER AND LEARN THE
LIVINGS WORLD” ON THE STUDENTS’ ENVIRONMENTAL
KNOWLEDGE, ENVIRONMENTAL ATTITUDE AND THE EFFECTS OF
THESE RETENTION
Rezan YÜKSEK
Master Thesis, Department of Education Sciences
Supervisor: Dr. Fatma SADIK
June 2010, 176 pages
In this study, it has been searched the education process of the 4th grade
primary school science and technology lesson ‘’Let’s Wander And Know To the Living
World’’ unit, the students enviroment knowledge , their attitude towards enviroment
and effect of these to their retentation. With this dimension, this study is a study in
experimental design without control group, one group pre-post test. Also, because the
ideas of the students were determined in this study, the study requires an qualitative
dimension. The study group in this study is consisted of one of the 4th grade of the state
primary school in Reyhanlı, a town of Hatay state. Twelve of the students are girls,
fifteen of them are boys. İt has been stated, that eight students come from a family
whose income is more than 0-600 tl, the eighteen come from a family whose income is
more than 600-1000 tl and one student come from a family whose income is more than
1000-1500 tl according to their monthly income. Nine student’s mother and six
student’s father is illiterate. The study statistics is achieved in a process;, pre-
measurement, practise, post measurement, retention measurement and interview in
2008-2009 academic year. The practise has realized in twenty class hour for five weeks.
Ministry of education predicts that science and tchnology lesson in 4th grade should be
teached four hours per week. So, it has been done any change in science and technology
lesson’s weekly lesson period, for the practise it has been allocated two days and two
lesson period a week. In the study as a data collection device , it has been used
iv
environmental attitudes, enviroment knowledge test, semi structured interview form and
personal information form.
It has been stated that after the practise, all student’s both measurement points
are more than the points before they got the practise. İts also stated that, especially some
kind of students have more positive improvemets in enviroment knowledge and attitude
after the practise. These are: school girls liken to school boys, students who has higher
income than others, the students whose mother and father has beter educational level
than others. In interviews, student’s enjoyment from the activites and practice during
the lesson, their high motivation, active participation, expressing themselves without
difficulty and learning easliy have been observed. While students have been stated that
the things they lean from the activities performed interaction with nature are more
permanent , they also wanted such activites for the other lessons.
Keywords: environmental education, environmental knowledge, environmental
attidute, environmental awaraness, primary education.
v
ÖNSÖZ
Bu araştırma 2005–2006 öğretim yılında uygulamaya konan ve yapılandırmacı
öğrenme yaklaşımına uygun olarak hazırlanan yeni ilköğretim programının, fen ve
teknoloji dersinde yer alan fen ve doğa etkinliklerinin, öğrencilerin çevre bilgisi,
çevreye karşı tutumları ve bunların kalıcılık düzeylerine etkisini incelemek amacıyla
yapılmıştır. Araştırma sürecinin planlanması, uygulanması ve raporlaştırılarak son
haline getirilmesi aşamalarında birçok kişinin katkısı olmuştur.
Çalışmalarımın her aşamasında benden katkılarını esirgemeyen, umutsuzluğa
kapılıp, başaramayacağımım düşündüğüm her anda, anlayışı, güven verici ve
destekleyici sözleriyle beni yeniden motive eden, lisansüstü eğitimimde benden hiçbir
zaman yardımını esirgemeyen ,her zaman yanımda olduğunu hissettiğim değerli hocam
ve danışmanım Sayın Dr. Fatma SADIK' a çok teşekkür ederim. Çalışmalarımda bilgi
ve deneyimlerini benimle paylaşan sayın hocam Yrd. Doç. Dr. Kamuran TARIM’a çok
teşekkür ederim. Yüksek lisans eğitiminde bilgi ve deneyimlerini bizlerle paylaşan
değerli hocalarım Sayın Doç. Dr. Ahmet DOĞANAY, Yrd. Doç. Dr. Filiz YURTAL,
Yrd. Doç. Dr. Ayten İFLAZOĞLU’na ve Doç. Dr. Halil ÇAKAN’a , çalışmalarımda
desteklerini esirgemeyen Ç.Ü. Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim
üyeleri ve öğretim görevlilerine, araştırmayı destekleyen Ç.Ü. Araştırma Fonu
Saymanlığı’ na (EF2008YL28), Sosyal Bilimler Enstitüsü mensuplarına, ve
çalışmalarımda yardımcı olup da burada ismini sayamadığım herkese çok teşekkür
ederim.
Çalışmalarım süresince onlara ayırmam gereken vakitlerden çalmak zorunda
kaldığım halde bu durumu anlayışla karşıladıkları, ihtiyaç duyduğum çalışma ortamını
bana sağladıkları ve bu süreçte bana gösterdikleri sonsuz destek, sabır ve özveriden
dolayı, başta sevgili annem Semiha YÜKSEK olmak üzere, bütün aileme sonsuz
teşekkürler. İyi ki varsınız…
Haziran 2010 Rezan YÜKSEK
vi
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
ÖZET……………………………………….………………………………………..…..i
ABSTRACT… ……………………………………………………..………..….……iii
ÖNSÖZ………………………………………………………...…..………...…………v
TABLOLAR LİSTESİ……………………………………………………..………....xi
EKLER LİSTESİ……………………………………………..…...………...……….xİv
GİRİŞ………………………………………………………………………….………...1
BÖLÜM I
1.1. Problem ……….........................................................................................................2
1.2. Araştırmanın Amacı...................................................................................................5
1.3. Araştırmanın Önemi……………...............................................................................7
1.4. Sayıltılar.....................................................................................................................9
1.5.Sınırlılıklar..................................................................................................................9
1.6. Tanımlar…………………………………...……………………………………….10
1.7. Kısaltmalar…………………………………………………………………………10
BÖLÜM II
KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
2.1. Kuramsal Açıklamalar……………………………………………………………..11
2.1.1. Çevre……….. ……..…………………………………….........................….11
2.1.2. Çevre Sorunları ve Nedenleri……………….…………………………….....12
2.1.2.1.Kentleşme……………………………………………..…………….13
2.1.2.2. Nüfus…………………………………………………..………..….14
2.1.2.3.Sanayileşme……………………………………………..………..…15
2.1.2.4. Bilinç……………………………………………………..………...15
2.1.3. Başlıca Çevre Sorunları………………………………………………….….16
2.1.3.1. Hava Kirliliği……………………………………………....……….16
vii
2.1.3.2. Toprak Kirliliği……………………………………………….…….17
2.1.3.3 Su Kirliliği……………………………….….………….…….….....18
2.1.3.4. Gürültü kirliliği………………………….……..…….....………….18
2.1.3.5. Katı Atıklar………………………………….…………………..…19
2.1.3.6. Radyoaktif Kirlenme……………………………………….…...….19
2.1.4. Çevre Eğitimi……………………………………….………………..……..20
2.1.5. İlköğretimde Çevre Eğitimi……………………………………...…………25
2.1.6. Yapılandırmacı Öğrenme Yaklaşımı ve Özellikleri ……………………….26
2.1.7.Fen ve Teknoloji Dersi Programı ve Yapılandırmacılığa Dayalı Özellikleri..32
2.1.7.1. Fen ve Teknoloji Programının Amaçları……………………………32
2.1.7.2. Fen ve Teknoloji Dersinin Yapılandırmacılığa Dayalı Özellikleri….33
2.2. Konuyla İlgili Araştırmalar…………………………………………………...…...35
2.2.1. Yurt İçinde Yapılan Araştırmalar...................................................................35
2.2.2. Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar...............................................................47
2.2.3. İlgili Araştırmaların Değerlendirilmesi...…………………………………...53
BÖLÜM III
YÖNTEM
3.1. Araştırmanın Modeli.................................................................................................54
3.2. Çalışma Grubu…………………..............................................................................55
3.3. Veri Toplama Araçları..............................................................................................61
3.3.1 Çevresel Tutum Ölçeği……………………………………………………....61
3.3.2 Çevre Bilgisi Testi…………………………………………………………...63
3.3.3 Görüşme Formu…………………………………………………………..….70
3.3.4. Kişisel Bilgi Formu………………………...……………………………….70
3.4. Verilerin Toplanması.………………………………………….……...…………...70
3.4.1. Ön Ölçüm…………………………………..……...……………..……..…..70
3.4.2 Uygulama…………………………………………………………………....71
3.4.3 Son Ölçüm……………………………………...…………... ………………73
3.4.4 Görüşme………………………………………………………………..……74
3.4.5 Kalıcılık Uygulaması…………………...……………………………….......75
3.5. Verilerin Analizi………………………………………………………………...…75
viii
BÖLÜM IV
BULGULAR
4.1. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi,
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında Çevresel Tutum
Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testi Sontest ve Kalıcılık Testi Puanları İle
İlgili Bulgular……………………………....…………………………………….76
4.1.1. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi, “
Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında
Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testi Sontest Puanları İle
İlgili Bulgular……………………………………………………….………76
4.1.2. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi,
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında
Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testi Kalıcılık Testi Puanları
İle İlgili Bulgular………………………………………………..…………80
4.2. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi,
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında “Çevre Bilgisi
Testi” Öntest ve Sontest Puanları Arasında Öğrencilerin Cinsiyetine,
Ailelerinin Gelir Düzeyine Ve Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı
Bir Farklılık Var mıdır?...........................................................................................83
4.3. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi,
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında “Çevresel
Tutum Ölçeği” Öntest ve Sontest Tutum Puanları Arasında Öğrencilerin
Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir Düzeyine Ve Ailelerinin Eğitim Düzeyine
Göre Anlamlı Bir Farklılık Var mıdır?.....................................................................86
4.4. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında
Fen ve Teknoloji Dersi “Çevre Bilgisi Testi” Sontest İle Kalıcılık
Puanları Arasında; Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir Düzeyine
ve Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Var mıdır?………...89
4.5. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında
ix
“Çevresel Tutum Ölçeği” Sontest ve Kalıcılık Tutum Ölçeği
Puanları Arasında; Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir Düzeyine
Ve Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Var mıdır?...............91
4.6. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Öntest Tutum Puanları
Kontrol Altına Alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını
Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında Yapılan “Çevresel Tutum Ölçeği”
Sontest Tutum Puanları Arasında; Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir
Düzeyine Ve Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık
Varmıdır?.................................................................................................................93
4.7. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Sontest Tutum Puanları Kontrol
Altına Alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim,
Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında Yapılan “Çevresel Tutum Ölçeği” Kalıcılık
Testi Tutum Puanları Arasında; Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir
Düzeyine ve Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık
Var mıdır?...............................................................................................................96
4.8. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Öntest Puanları Kontrol
Altına Alındığında, Fen Ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim,
Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında Yapılan “Çevresel Bilgi Testi” Sontest
Puanları Arasında; Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir Düzeyine ve
Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Var mıdır?....................99
4.9. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Sontest Tutum Puanları Kontrol
Altına Alındığında, Fen Ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim,
Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında Yapılan “Çevresel Bilgi Testi” Kalıcılık Testi
Tutum Puanları Arasında; Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir Düzeyine
ve Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Var mıdır?..............101
4.10. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Öğretimine İlişkin
Görüşleri Nelerdir?”………………………………………..………..……..…...104
BÖLÜM V
TARTIŞMA VE YORUM
5.1 Çevre Bilgisi Testi Sonuçlarına Yönelik Tartışma ve Yorum……………………109
x
5.2 Çevresel Tutum Ölçeği Sonuçlarına Yönelik Tartışma ve Yorum………………..111
5.3 Öğrenci Görüşlerinin Değerlendirilmesine Yönelik Tartışma ve Yorum………...115
BÖLÜM VI
SONUÇ VE ÖNERİLER
6.1. Sonuçlar…………………………………………………………………..………119
6.1.1 Çevre Bilgisi Testine İlişkin Sonuçlar …………………………………….119
6.1.2 Çevresel Tutum Ölçeğine İlişkin Sonuçları……………………………..…120
6.1.3 Öğrenci Görüşleri İle İlgili Sonuçlar………………………………………123
6.2. Öneriler…………………………………………………………………………...123
6.2.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler…………………………………………….123
6.2.2. Gelecekte Yapılacak Araştırmalara Yönelik Öneriler………………….....125
KAYNAKÇA…..……………………………………………………………………..127
EKLER……………………………………………………………………………….140
ÖZGEÇMİŞ.................................................................................................................176
xi
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa
Tablo 1. Eski ve Yeni Müfredat Programında 4. Sınıf Düzeyindeki Çevre
İçerikli Ders, Ünite ve Konular……………………………………….……..26
Tablo 2. Yapılandırmacı Öğrenme Yaklaşımının Bir Öğrenme-Öğretme Süreci
İçindeki Boyutları…………………………………………………….………30
Tablo 3. Araştırma Deseni (Tek Grup Öntest- Sontest Desen)……………………….55
Tablo 4. Öğrencilerin Öntest Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testi
Puanlarına Ait Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma Değerleri………..….57
Tablo 5. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testlerinden
Aldıkları Puanların Cinsiyete Göre Aritmetik Ortalama, Standart Sapma,
t ve p Değerleri………………………………………………………………..58
Tablo 6. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testlerinden
Aldıkları Puanların Ailenin Aylık Toplam Gelirine Göre Aritmetik
Ortalama, Standart Sapma, t ve p Değerleri………………………………….59
Tablo 7. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testlerinden
Aldıkları Puanların Anne Eğitim Düzeyine Göre Aritmetik
Ortalama, Standart Sapma, t ve p Değerleri……………………………..…..60
Tablo 8. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testlerinden
Aldıkları Puanların Baba Eğitim Düzeyine Göre Aritmetik
Ortalama, Standart Sapma, t ve p Değerleri…………………………….……61
Tablo 9. Canlılar Dünyasını Sevelim Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testi A Grubu
Denemelik Formun Madde Analizleri Sonuçları……………………………64
Tablo 10. Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testi A Grubu
Denemelik Formun Test Analizi Sonuçları………………………………….65
Tablo 11. Canlılar Dünyasını Sevelim Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testi B Grubu
Denemelik Formun Madde Analizleri Sonuçları……………………………65
Tablo 12. Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testi B Grubu
Denemelik Formun Test Analizi Sonuçları………………………………….66
Tablo 13. Canlılar Dünyasını Sevelim Tanıyalım Ünitesi Başarı Testi Madde
Analizleri Sonuçları…………………………………………………………67
xii
Tablo 14. Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testi Madde Test
Sonuçları……………………………………………………………….……67
Tablo 15. Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testinde Yer
Alan Maddelerin Kazanımlarına Göre Dağılımı………...………………….69
Tablo 16. Öğrencilerin (N=17) Sontest Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi
Testi Puanlarına Ait Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma Değerleri…….77
Tablo 17. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Sontest ve Çevre Bilgisi Testi
Sontest Puanlarının Cinsiyete Göre Aritmetik Ortalama ve Standart
Sapma, t ve p Değerleri………………………..…………………….……..77
Tablo 18. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Sontest ve Çevre Bilgisi
Testi Sontest Puanlarının Ailenin Aylık Toplam Gelirine Göre Aritmetik
Ortalama, Standart Sapma, t ve p Değerleri………………………………...78
Tablo 19. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Sontest ve Çevre Bilgisi
Testi Sontest Puanlarının Anne Eğitim Düzeyine Göre Aritmetik
Ortalama, Standart Sapma, t ve p Değerleri…………………………..….…79
Tablo 20. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Sontest ve Çevre Bilgisi
Testi Sontest Puanlarının Baba Eğitim Düzeyine Göre Aritmetik
Ortalama, Standart Sapma, t ve p Değerleri……………………….……..…80
Tablo 21. Öğrencilerin (N=27) Çevresel Tutum Ölçeği Kalıcılık Testi ve
Çevre Bilgisi Kalıcılık Testi Puanlarına Ait Aritmetik Ortalama ve
Standart Sapma Değerleri………………………………………………..….81
Tablo 22. Öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği Kalıcılık Testi” ve
“Çevre Bilgisi Kalıcılık Testi” Puanlarının Cinsiyete Göre
Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t ve p Değerleri………………..…….81
Tablo 23. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Kalıcılık Testi ve Çevre Bilgisi
Kalıcılık Testi Aldıkları Puanların Ailenin Aylık Toplam Gelirine Göre
Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t ve p Değerleri……………….……..82
Tablo 24. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Kalıcılık Testi ve Çevre Bilgisi
Kalıcılık Testi’nden Aldıkları Puanların Anne Eğitim Düzeyine Göre
Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t ve p Değerleri……………………...83
Tablo 25. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Kalıcılık Testi ve Çevre Bilgisi
Kalıcılık Testi’nden Aldıkları Puanların Baba Eğitim Düzeyine Göre
Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t ve p Değerleri…………….……..…84
xiii
Tablo 26. ÇBT Öntest ve Sontest Ortalama Puanların Cinsiyet, Aile Gelir Düzeyi ve
Aile Eğitim Düzeyine Göre t-Testi Sonuçları………………………………85
Tablo 27. ÇTÖ Öntest ve Sontest Ortalama Tutum Puanların Cinsiyet,
Aile Gelir Düzeyi ve Aile Eğitim Düzeyine Göre t-Testi Sonuçları….…….86
Tablo 28. ÇBT Sontest ve Kalıcılık Ortalama Puanların Cinsiyet,
Aile Gelir Düzeyi ve Aile Eğitim Düzeyine Göre t-Testi Sonuçları…….… 90
Tablo 29. ÇTÖ Sontest ve Kalıcılık Tutum Ölçeği Ortalama Puanların Cinsiyet,
Aile Gelir Düzeyi Ve Aile Eğitim Düzeyine Göre T-Testi Sonuçları………91
Tablo 30. CinsiyetXÖntest Ortak Testi Sonuçları………………………………...…...94
Tablo 31. Tablo 31. ÇTÖ Öntest Tutum Puanlarına Göre Düzeltilmiş Sontest Tutum
Puanlarının Cinsiyete, Ailelerin Gelir Düzeylerine, Anne-Baba Eğitim
Düzeylerine Göre ANCOVA Sonuçları………………………...…...……...95
Tablo 32. CinsiyetXSontest, Ailenin Gelir DüzeyiXSontest, Anne Eğitim
DüzeyiXSontest, Baba Eğitim DüzeyiXSontest Ortak Testi Sonuçları…...97
Tablo 33. ÇTÖ Sontest Tutum Puanlarına Göre Düzeltilmiş Kalıcılık Testi Tutum
Puanlarının Öğrencilerin Cinsiyetlerine, Ailelerinin Gelir Düzeylerine, Anne-
Baba Eğitim Düzeylerine Göre ANCOVA Sonuçları …………………...…98
Tablo 34. CinsiyetXÖntest, Aile Gelir DüzeyiXÖntest, Anne Eğitim DüzeyiXÖntest,
Bana Eğitim DüzeyiXÖntest Ortak Testi Sonuçları ………..……...…...…99
Tablo 35. ÇBT Öntest Puanlarına Göre Düzeltilmiş Sontest Puanlarının Cinsiyete,
Ailelerin Gelir Düzeyine, Anne-Baba Eğitim Düzeylerine Göre ANCOVA
Sonuçları………………………………….……………….……….....……101
Tablo 36. CinsiyetXSontest, Aile Gelir DüzeyiXÖntest, Anne Eğitim DüzeyiXÖntest,
Bana Eğitim DüzeyiXÖntest Ortak Testi Sonuçları …….….…..………....102
Tablo 37. ÇBT Sontest Puanlarına Göre Düzeltilmiş Kalıcılık Testi Puanlarının
Öğrencilerin Cinsiyetlerine, Ailelerinin Gelir düzeylerine, Anne-Baba Eğitim
Düzeylerine Göre ANCOVA Sonuçları……………………..………....….103
xiv
EKLER LİSTESİ
Sayfa
Ek 1. Araştırmanın Modeli………………..…………….…………………..…….…..140
Ek 2. İzin Yazısı……………………………………………….…………….……,….141
Ek 3. Kişisel Bilgi Formu……………………………………….…………….….…...143
Ek 4. Fen ve Teknoloji Dersi “Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım” Ünitesine
İlişkin “Çevre Bilgisi Testi”………………………………………...……..…..144
Ek 5. Çevresel Tutum Ölçeği, Dünya Hakkında Ne Hissediyorum?......................,.....151
Ek 6. Görüşme Formu………………………………………………………….……..157
Ek 7. Fen ve Teknoloji Dersi “Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım” Ünitesi
Kavram Haritası……………….………………………………..….…………..158
Ek 8. Fen ve Teknoloji Dersi “Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım” Ünitesine
İlişkin Öğretim Durumları Örnekleri………………………………....………..159
Ek 9. Ünite Süresince Yapılan Çalışmalara Ait Fotoğraflar…………….……...….....169
1
GİRİŞ
Araştırmanın bu bölümünde problem durumu, araştırmanın amacı, önemi, sayıltı
ve sınırlılıklarına yer verilmiştir.
BÖLÜM I
Günümüzün en önemli problemlerinden biri şüphesiz başta çevre kirliliği olmak
üzere çevre sorunlarıdır. En genel anlamıyla çevre, canlıların yaşama ortamları olarak
tanımlanabilir. Günümüzde çevre sorunlarını irdelerken karşımıza sık sık çıkan bir diğer
kavram da ekolojidir. Başlangıçta “organizmalar ve çevreleri arasındaki ilişkiler
bütünü” şeklinde ifade edilen ekoloji kavramı günümüzde insan ve diğer canlıların
birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen bir bilim dalı olarak
nitelendirilmeye başlanmıştır (Berkes ve Kışlalı, 1985, 17). Kocataş (1996, 392)’ a göre
günümüz dünyasında insanlığın ekolojik sorunları sayısız olmakla beraber nüfus artışı,
yerleşim, tarım arazisi, besin, enerji ve çevre kirlenmesi gibi sorunlar ilk sırayı almakta,
bunlardan birinde veya birkaçında oluşacak değişim diğerlerine de hemen yansıdığından
yaşam alanımızda önemli bozulma ve dengesizlikler oluşmaktadır.
Jekefinya ve Yusuf (2008)’ a göre insanlar, doğanın da tepkisiz kalmayacağını
ve bir gün ona yapılanların insanlığa doğadaki dengesizlikler şeklinde geri
dönebileceğini hesaba katmadan, sözde kendi gelişimleri adına, çoğunlukla çıkarları
doğrultusunda doğal çevreye adeta bir savaş açarak hâkim olmaya çalışmış ve doğanın
dengesini bozmuştur. Özellikle sanayi devriminden sonra gelişen üretim ve
insanoğlunun nüfus artışıyla birlikte artan ihtiyaçlarına paralel olarak artan çevre
sorunları günümüzde neredeyse çözülemez hale gelmiştir. Yaşamsal varlığın
devamlılığı için bu sorunların çözülmesinin zorunluluğun farkına varmış insanoğlu son
yıllarda çözüm için neler yapılabileceği konusunda harekete geçmeye başlamıştır.
Yeryüzündeki tüm canlıların yaşamı için olmazsa olmaz olan hava, su, toprak,
orman ve biyolojik çeşitlilik gibi pek çok değerlerde görülen bozulma, yok olma ya da
kirlenme nedeniyle ülkelerin dikkati çevre sorunlarına yönelmiş, çevre ile ilgili resmi ve
sivil örgütlenmeler artmış, çevre sorunlarına çözüm üretmek için politikalar üretilmeye
ve işbirliği yapılmaya başlanmıştır. İnsanın yaşamsal ve toplumsal varlığını oluşturan
2
çevre değerlerinin korunması için ortak çözüm arayışları için düzenlenen uluslararası
toplantılar ve alınan karalar incelendiğinde (1972-Stockholm Birleşmiş Milletler Çevre
Sorunları Konferansı ve 1992- Rio De Janeiro Birleşmiş Milletler Çevre ve Gelişme
Konferans), yaşanabilir bir doğanın devamlılığı için çevre eğitiminin, doğal kaynakların
korunmasındaki en önemli bileşenlerden birisi olarak kabul edildiği görülmektedir
(http://www.ekolojidergisi.com.tr/resimler/3-2.pdf).
Bu durum, çevre sorunlarını çözebilmenin sürekliliği olan tek yolunun, konu
hakkında bilinçli olmaktan geçtiğini göstermektedir. Çevre eğitimi artık tüm dünyanın
gündeminde olan çevre sorunlarının ortaya çıkardığı bireysel ve toplumsal bir ihtiyaç
haline gelmiştir. Çevre eğitimi, toplumun tüm kesimlerinde çevre bilincinin
geliştirilmesi, çevreye duyarlı, kalıcı ve olumlu davranış değişikliklerinin
kazandırılması ve doğal, tarihi, kültürel, sosyo-estetik değerlerin korunması, aktif olarak
katılımın sağlanması ve sorunların çözümünde görev almak olarak tanımlanabilir
(Ayvaz, 1998). Çevre eğitiminin temel amacı eğitim ve öğretim sürecinden geçen
bireylerin çevre konusunda sorumlu davranışlar sergileyebilmelerine olanak sağlayıcı,
teşvik edici bilgi, beceri ve değer yargıları ile donanmış vatandaşlar olarak
yetişmelerine yardımcı olmaktır (DPT,1994, 36).
Bilindiği gibi iletişim teknolojisindeki hızlı gelişmeler sonucunda bugünkü
çocuklar her alanda görülen hızlı değişim ve gelişime gençler “orta yaş” ve “yaşlı
kuşak” tan çok daha iyi uyum sağlamakta, sorunları daha kısa sürede
algılayabilmektedirler. Araştırmalar gelişmekte olan ülkelerde ilköğretim yatırımlarının
topluma büyük ölçüde geri döndüğünü göstermektedir (Çevre İçin Eğitim Toplantısı,
1993, 22). Küçük yaşlardan itibaren çevre eğitimi alan bireyler, bu sayede çevreye ve
çevre sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bireyler haline gelecek, çevreye karşı olumlu
tutumlarını bu bilinç ışığında bir yaşam biçimi haline getirecek, kurtarılması gereken
yeryüzü için güçlü yatırımlara dönüşeceklerdir. Bu da çevre eğitiminin hayat boyu
süren eğitim sürecinin bir parçası olması zorunluluğunu doğurmaktadır.
1.1 Problem
Günümüzde tüm toplumların çevre bilincine sahip, bu konuda duyarlı ve olumlu
tutuma sahip bireyler yetiştirmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Bunun için de eğitim
kurumlarına düşen görev çevre bilinci yüksek, duyarlı ve olumlu tutuma sahip
3
bireylerin yetişebilmesi için, kalıcı ve anlamlı öğrenmeler oluşmasını sağlamaktır.
Herhangi bir konudaki bilgilerin kalıcılığından söz edebilmek, kalıcılığın sağlanacağı
bireyde söz konusu olan bilginin anlamlı olmasından geçmektedir. Demirel (2004)’ e
göre öğrencilerin bilişsel ve duyuşsal yeteneklerinin gelişmesi öğrenme- öğretme
sürecinde anlamlı ve somut hedeflerin olmasına, öğretim faaliyetlerinde daha etkin
olarak yer almalarına ve kişisel deneyimlerini birleştirmelerine ortam hazırlandığında
mümkündür. Bowker (2007) ve Wilson (1996)’ a göre de çocuklar çevreyi etkin katılım
gerektiren çalışmalarla daha iyi öğrenmektedirler. İlgili araştırmaların yaparak yaşayarak
öğrenmenin öğrenciler için daha anlamlı olduğu yönündeki sonuçları bu görüşleri
destekler niteliktedir (Wilson, 1996; Lindeman- Matthies, 2002; Özdemir ve Uzun, 2006;
Bowker, 2007). Bir diğer ifadeyle çevresel bilincin geliştirilmesinin, olumlu tutum
oluşturularak bunun bir yaşam biçimi haline getirilmesinin yolunun, konu ile ilgili
bilgilerin anlamlı ve dolayısıyla kalıcı olmasından geçtiği söylenebilir. Bu bağlamda
eğitim kurumlarında müfredat kapsamında ele alınan çevre konuları işlenirken,
öğrencilerin anlamlandırabilecekleri, yaşantı ürünü olan ve somut hedefler ortaya koyan
uygulamalara gidilmesi gerekmektedir.
İlgili literatür incelendiğinde son yıllarda başta Avrupa Birliği olmak üzere
çeşitli ülkelerde çevre eğitiminin ve eğitim ortamlarının doğayla bütünleştirilmesi
doğrultusunda “yeşil sınıf”, “yeşil okul” ve “ekolojik okul” gibi isimlerle nitelenen
uygulamaların gittikçe önem kazandığı görülmektedir.
Temelinde , “kafa, kalp ve el uyumunu” olanaklı kılan etkinliklere dayalı
bütünleşik öğrenme anlayışın yattığı yeşil öğrenme uygulamaları, kalıcı ve
anlamlı öğrenme olanakları getirmenin yanında, insanın doğaya barışıklığını
pekiştirecek zengin eğitsel yaşantılar sunmaktadır. Sözü edilen eğitim
ortamlarında, çocuklara doğayı doğrudan gözlem yaparak ve olabildiğince
çeşitli duyularını kullanarak keşfetmeleri ve senteze ulaşmalarına olanak
veren zengin yaşantılar geçirmeleri sağlanmaktadır. Bu amaçla doğadaki
canlı ve cansız varlıkların çeşitliliği ve karşılıklı ilişkileri, cansız ortam ile
canlı varlıklar arasındaki bağ, besin ve enerji akışı, madde çevrimleri ve
ayrıştırma gibi olguların anlaşılması için doğal unsurlarla doğrudan
etkileşime dayalı eğitsel etkinlikler yaşama geçirilmektedir.(Aktaran,
Özdemir, Uzun, 2006, 14).
Böylece, eğitim ortamları kapalı sınıf mekanıyla sınırlı ortamlardan farklı olarak,
bir anlamda, öğrencilerin ekolojik süreçleri yerinde gözleyebilecekleri ve
4
tanıyabilecekleri yaşam ve deneyim alanı haline gelmektedir. Bu ve bu yöndeki
uygulamalar, çevre eğitiminin etkili olabilmesi için nasıl yapılması gerektiği konusunda
önemli fikirler vermektedir. Çevre eğitiminin nasıl yapılması gerektiği konusunda
ülkemizde de olumlu adımlar atılmaya başlanmış, son olarak Milli Eğitim Bakanlığı’
nın yaptığı köklü değişiklikler ile birinci sınıftan itibaren çevre ile ilgili içeriğe
(http://ttkb.meb.gov.tr/ogretmen/modules.php?name=Downloads&d_op=viewdownload
&cid=48) eski programa oranla daha çok yer verilmiştir. Ayrıca Talim ve Terbiye
Kurulunun 12.07.2004 tarih ve 114, 115, 116, 117 ve 118 sayılı kararları ile ilköğretim
okullarının 1.-5. sınıfları için hazırlanan Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi, Sosyal
Bilgiler ile Fen ve Teknoloji derslerinin öğretim programları da, yapılandırmacı öğretim
anlayışı doğrultusunda geliştirilerek; 2005-2006 öğretim yılında uygulanmaya
başlanmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı, 2005-2006 öğretim yılında uygulamaya konan bu yeni
ilköğretim programının eskisinden farklı olarak ezbercilikten uzak, hayatın içinde ve
kullanılabilir bilgi ve becerileri dikkate alarak hazırlandığını, konular arasında ilişkiler
kurularak birbirini tamamlayıcı olmasına dikkat edildiğini ve öğrenciyi merkeze alan
(http://ttkb.meb.gov.tr/ogretmen/modules.php?name=Downloads&d_op=viewdownload
&cid=48) etkinliklerle zenginleştirildiğini ifade etmektedir. İlköğretim programının
öğretim boyutunda yapılan bu değişikliklerin daha etkili bir çevre eğitimi yapılacağı
yönünde işaretler verdiği, özellikle duyuşsal özelliklerin kazandırılmasına verilen
önemin öğrencilerin çevre sorunlarıyla ilgili farkındalıklarını arttıracağı
düşünülmektedir. Başta fen ve teknoloji dersi olmak üzere, bazı derslerin çevre ile
ilgili içerik bakımından zenginleştirildiği ilköğretim programının, bu derslerin öğrenme-
öğretme süreçlerinde önerdiği ve yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına uygun olarak
hazırlanan etkinlik ve uygulamaları incelendiğinde, özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde
olmak üzere çeşitli ülkelerde eğitim ortamının doğayla bütünleştirilmesi doğrultusunda
“yeşil sınıf”, “yeşil okul” ve “ekolojik okul” gibi isimlerle nitelenen uygulamalarla bir
paralellik gösterdiği göze çarpmaktadır.
Bu noktada yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının öngördükleri ile dünyada
yapılan yeşil öğrenme uygulamalarının benzeşikliğinden söz etmek mümkündür.
Yapılandırmacı yaklaşımın temel öngörüsü, çocukların bilgileri aktif haldeyken
yapılandırdıklarıdır. Çocuklar şeylerin nasıl olduklarını denemeleri sırasında
5
öğrenirler. ‘İnsan bilgiyi kaydedici pasif bir varlık değil, bilginin yapısının
oluşturucusudur’ görüşünde hareket eder. Bu teoriye göre öğrenciler öğrenme-
öğretme atmosferinde kendi öğrenmelerinden sorumludurlar. Öğrencilerin
okulda kişisel ve birlikte kendi bilgilerinin yapılandırmaları gerektiği
tasarlanır. Öğretmenin rolü, engeller oluşturmak ve öğrenciyi engellerle
yüzleştirerek öğrencinin bilişsel yapısını provoke etmek veya desteklemektir.
Yapılandırmacılık, öğrencilerin düşüncelerini oluşturdukları ve geliştirdikleri
süreçlerin önemini vurgular. Öğrenciler işbirliği halindeyken birbirlerinin
düşüncelerini yapılandırma süreçlerini paylaşırlar (Toprak, 2007, 8).
Yukarıda belirtilen gerekçelerden hareketle bu çalışmada, yapılandırmacı
öğrenme yaklaşımına uygun olarak hazırlanmış olan fen ve teknoloji dersinde yer alan
fen ve doğa etkinliklerinin, öğrencilerin çevre bilgisi, çevreye karşı tutumları ve
bunların kalıcılık düzeylerine etkisini incelemeye gereksinim duyulmuştur. Bir diğer
ifadeyle, çocuklara doğayı doğrudan gözlem yaparak ve uygulamalar ışığında
olabildiğince çeşitli duyularını kullanarak keşfetmelerini ve senteze ulaşmalarına olanak
veren zengin yaşantılar geçirmelerini sağlayan yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına
uygun olarak hazırlanan öğrenme- öğretme etkinliklerinin fen ve teknoloji dersi
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım ” ünitesinin, dördüncü sınıf öğrencilerinin
başarı, tutum ve bunların kalıcılık düzeylerine etkisini değerlendiren bir araştırma
yapılması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda araştırmanın problem cümlesi, “İlköğretim
dördüncü sınıf fen ve teknoloji dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi
öğrenme-öğretme sürecinde yapılan etkinliklerin öğrencilerin çevre bilgisi, çevreye
karşı tutumları ve bunların kalıcılık düzeylerine etkisi nedir?” şeklinde ifade edilmiştir.
1.2 Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın temel amacı, İlköğretim dördüncü sınıf fen ve teknoloji dersi,
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesinde, hazırlanan öğrenme öğretme
sürecinde yapılan ve yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına uygun olarak hazırlanan
etkinliklerin öğrencilerin çevre bilgisi, çevreye karşı tutumları ve bunların kalıcılık
düzeylerine etkisini belirlemektir. Bu temel amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara
yanıt aranmıştır:
6
1. İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan
etkinlikler sonunda Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi düzeyleri nedir?
2. İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan
etkinlikler sonunda “Çevre Bilgisi Testi” öntest ve sontest puanları arasında;
öğrencinin cinsiyeti, ailenin gelir düzeyi ve anne-babanın eğitim düzeyine
göre anlamlı bir farklılık var mıdır?
3. İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan
etkinlikler sonunda “Çevresel Tutum Ölçeği” öntest ve sontest tutum ölçeği
puanları arasında; öğrencinin cinsiyeti, ailenin gelir düzeyi ve anne-babanın
eğitim düzeyine göre anlamlı bir farklılık var mıdır?
4. İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan
etkinlikler sonunda “Çevre Bilgisi Testi” sontest ve kalıcılık puanları
arasında; öğrencinin cinsiyeti, ailenin gelir düzeyi ve anne-babanın eğitim
düzeyine göre anlamlı bir farklılık var mıdır?
5. İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan
etkinlikler sonunda “Çevresel Tutum Ölçeği” sontest ve kalıcılık tutum ölçeği
puanları arasında; öğrencinin cinsiyeti, ailenin gelir düzeyi ve anne-babanın
eğitim düzeyine göre anlamlı bir farklılık var mıdır?
6. İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin “Çevresel Tutum Ölçeği” öntest
tutum puanları kontrol altına alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan
etkinlikler sonunda yapılan “Çevresel Tutum Ölçeği” sontest tutum puanları
arasında; öğrencinin cinsiyeti, ailenin gelir düzeyi ve anne-babanın eğitim
düzeyine göre anlamlı bir farklılık var mıdır?
7. İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin “Çevresel Tutum Ölçeği” sontest
tutum puanları kontrol altına alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan
etkinlikler sonunda yapılan “Çevresel Tutum Ölçeği” kalıcılık tutum ölçeği
7
puanları arasında; öğrencinin cinsiyeti, ailenin gelir düzeyi ve anne-babanın
eğitim düzeyine göre anlamlı bir farklılık var mıdır?
8. İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin “Çevresel Bilgi Testi” öntest puanları
kontrol altına alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını
Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan etkinlikler
sonunda yapılan “Çevre Bilgisi Testi” sontest puanları arasında; öğrencinin
cinsiyeti, ailenin gelir düzeyi ve anne-babanın eğitim düzeyine göre anlamlı
bir farklılık var mıdır?
9. İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin “Çevresel Bilgi Testi” sontest
puanları kontrol altına alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan
etkinlikler sonunda yapılan “Çevre Bilgisi Testi” kalıcılık puanları arasında;
öğrencinin cinsiyeti, ailenin gelir düzeyi ve anne-babanın eğitim düzeyine
göre anlamlı bir farklılık var mıdır?
10. İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğretimine ilişkin görüşleri nelerdir?
1.3. Araştırmanın Önemi
Son yıllarda çevre eğitimi, çevresel bilgi, algı, tutum ve davranışların ülkemizde
yapılan araştırmalara da daha sık konu olduğu görülmektedir (Tecer, 2007; Tüfenkçi,
2006; Atasoy, 2005; Engin, 2003; Kavruk, 2002; İşyar, 1999; Özdemir 1998; Yalçın,
1993; Dinçer, 1988; Özdemir, 1987). Ancak ilgili araştırmalar incelendiğinde
genellikle kuramsal ve tarama modelinde yapıldıkları, çevre eğitimi ve verilen eğitimin
çevresel bilgi, tutum ve davranışlara etkilerini inceleyen çalışmaların ise (Tüfenkçi,
2006; Uzun, 2006) henüz yeterli sayıda olmadığı görülmüştür. Mevcut ilköğretim
programının öğrencilerin çevre bilgisi, tutumları ve bunların kalıcılık düzeylerine
etkisini araştıran bir araştırmaya ise rastlanmamıştır. Bu araştırma 2005–2006 öğretim
yılında uygulamaya konan ve yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına uygun olarak
hazırlanan yeni ilköğretim programının, çevre ile ilgili içeriğe sahip olan ünitelerinin
öğrenme öğretme sürecinde yapılan etkinliklerin, öğrencilerin çevre bilgisi, tutumu ve
bunların kalıcılığı üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu incelemesi açısından
önemlidir. Elde edilen bulguların program hakkında yapılacak tartışmalara ve
gerektiğinde program geliştirme çalışmalarına ışık tutacağı düşünülmektedir. Ayrıca
8
günümüz koşullarında çevre ile ilgili olumlu tutum sahibi ve çevre bilinci yüksek
bireylerin yetiştirilmesinin çevre sorunlarına karşı alınabilecek en önemli ve acil çözüm
olduğu göz önüne alındığında araştırma sonuçlarının konunun önemine dikkat çekeceği
beklenmektedir.
İlgili literatür incelendiğinde ülkemizde 2005 ilköğretim programını konu alan
araştırmaların da sınırlı sayıda olduğu görülmüştür. Çeken (2006) yaptığı çalışmada,
2005-2006 öğretim yılında değişen öğretim programlarından biri olan Sosyal Bilgiler
Programını, Eğitim Reformu ve Yeni Öğretim Yaklaşımları çerçevesinde eleştirel bir
bakış ile nitel analiz yöntemi kullanarak ele almıştır. Aydın (2007)’ın yaptığı çalışmada
2005- 2006 eğitim- öğretim yılında uygulamaya konan Yeni Sosyal Bilgiler Programı 4.
ve 5. sınıfta görev yapan öğretmenlerin görüşlerine göre değerlendirilirken, Kurfallı
(2007)’nın çalışmasında da yapılandırmacı yaklaşıma göre yeniden düzenlenen
ilköğretim müfredatının bilgi teknolojilerinin kullanımına yönelik getirdiği yenilikler
ve bu yeniliklerin öğretmenler tarafından uygulamaya ne derece geçirilebildiğini
incelenmiştir. İlköğretim programının Fen ve Teknoloji dersi öğretim programına
yönelik ise herhangi bir araştırmaya ulaşılamamıştır. Bu araştırma 2005’ de uygulamaya
konulan yeni ilköğretim programı Fen ve Teknoloji dersinin “Canlılar Dünyasını
Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan etkinliklerin
öğrencilerin çevresel tutumları, bilgi düzeylerine ve bunların kalıcılık düzeylerine
etkisini inceleyerek, bir açıdan bu dersin bir ünite bazında da olsa öğrenme-öğretme
sürecinin kazanımlara ulaşma etkililiğini değerlendirmesi açısından önemlidir.
Araştırmada ayrıca öğrencilerin görüşlerine başvurularak, öğrenme-öğretme sürecinde
yapılan etkinliklerle ilgili duygu ve düşünceleri incelenmiştir. Ülkemizde program
değerlendirme açısından ulaşılabilen çalışmaların programın uygulayıcısı olan
öğretmenlerin görüşlerinden hareket ettiği dikkate alındığında (Kurfallı, 2007; Aydın,
2007) bu çalışma, öğrenme öğretme sürecinde yapılan uygulamalardan öğrencilerin
nasıl etkilendiği hakkında fikir vermesi bakımından önemlidir.
Araştırmada öğrencilerin çevresel bilgi ve tutumları sadece “Canlılar Dünyasını
Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan etkinliklerin
öğrencilerin çevresel tutumları, bilgi düzeylerine ve bunların kalıcılık düzeylerine etkisi
açısından ele alınmamış, öğrencilerin uygulama öncesinde çevresel bilgi ve tutum
düzeyleri de ölçülmüştür. Araştırma bu yönüyle çeşitli değişiklikler yapılarak birinci
9
sınıftan itibaren çevre konuları yoğunlaştırılan, dördüncü sınıftan itibaren de Fen ve
Teknoloji dersi programında çevre konularının kapsam ve niteliğinin arttırıldığı yeni
ilköğretim programı ile eşzamanlı olarak ilköğretim birinci sınıfa başlayan öğrencilerin,
dört yılsonunda edindikleri çevre bilgileri hakkında fikir vermesi bakımından önemlidir.
1.4. Sayıltılar
Bu araştırmada aşağıdaki sayıltılardan hareket edilmiştir.
1. Araştırmada kullanılan veri toplama araçları araştırmanın amaçlarına uygundur/
uygun olarak hazırlanmıştır.
2. Öğrenciler, veri toplama araçlarını içten ve samimi bir şekilde yanıtlamışlardır.
3. “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde
yapılan etkinlikler, araştırmanın yürütüldüğü Hatay ili Reyhanlı ilçesinde
bulunan bir devlet ilköğretim okulunun olanakları ile sınırlıdır.
4. Uygulamalar süresince öğrenciler doğal davranmışlardır.
5. Öğrenciler, ölçme araçlarının uygulanması süreçlerinde yaklaşık olarak aynı
düzeyde güdülenmişlerdir.
6. Kontrol edilen değişkenler dışındaki etkenler, tüm öğrencileri aynı düzeyde
etkilemiştir.
1.5. Sınırlılıklar
Bu araştırma, aşağıda belirtilen yönleri ile sınırlıdır.
1. Araştırma ilköğretim dördüncü sınıf Fen ve Teknoloji dersi “Canlılar Dünyasını
Gezelim, Tanıyalım “ ünitesinin kazanımlarıyla sınırlıdır.
2. Araştırma ilköğretim dördüncü sınıf fen ve teknoloji dersi “Canlılar Dünyasını
Gezelim, Tanıyalım “ ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan etkinliklerle
sınırlıdır.
3. 2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılı Bahar Yarıyılında, Hatay İli, Reyhanlı
ilçesindeki bir devlet ilköğretim okulunun dördüncü sınıflarından bir şubenin
öğrencileriyle sınırlıdır.
4. Araştırma, veri toplama araçlarından elde edilen bilgilerle sınırlıdır.
10
1.6. Tanımlar
Çevre Eğitimi: Çevreye ve onunla ilgili problemlere karşı duyarlı, ilgili, bu
problemlerin çözümüne ve gelecektekilerin de önlenmesine yönelik çalışmaları
yapabilecek, bilgi, beceri, tutum ve davranışlara sahip etkili vatandaşlar yetiştirmektir
(Venkataraman, 2008; Merritt, 2008).
Çevresel Bilgi: Çevreye ait sorunlar, bu sorunlara aranan çözüm yolları, ekolojik
alandaki gelişmeler ve doğa hakkındaki bilgiler (Erten, 2005, 91).
Çevresel Tutum: Çevreye karşı tutarlı olan, olumlu veya olumsuz tavırlar sergileme
biçiminde kendini gösteren öğrenilmiş eğilimler (Pelstring, 1997).
1.7. Kısaltmalar
ÇTÖ: Çevresel Tutum Ölçeği, “Dünya Hakkında Ne Hissediyorum?”
ÇBT: Çevre Bilgisi Testi
MEB: Milli Eğitim Bakanlığı
SED: Sosyo-ekonomik düzey
11
BÖLÜM II
KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE KONUYLA İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
Bu bölümde çevre, çevre sorunları ve yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı ile
ilgili açıklamalar yapılmış ve konuyla ilgili araştırmalara yer verilmiştir.
2.1 Kuramsal Açıklamalar
2.1.1 Çevre
Konunun disiplinler arası ilgi odağı olması farklı tanımları da beraberinde
getirmektedir. Coğrafi açıdan çevre, insanın çevresi içindeki her türlü faaliyetin
incelenmesi, insanla çevre arasındaki karşılıklı etkileşimin kurallarının ortaya
konmasıdır (Erol, 1982, 33). Ekonomik açıdan çevre, doğa ve insan tarafından
şekillendirilen elemanların tümüdür (Arat, 1982, 57). Toplumbilimcilere göre çevre, bir
bireyin, bir toplumsal kümenin ya da bir toplumun biyolojik, toplumsal, kültürel
yaşamını etkileyebilecek dış etmenlerin tümüdür (Ozankaya, 1975). Ekolojistlere
göre çevre, evrende bireyle ilişkili canlı ya da cansız her şeyi ifade eden bir kavramdır
(Berkes, Kışlalıoğlu, 1985, 18).
Görmez (2007)’e göre ise çevre insan müdahalesi olmadığı için değişikliğe
uğramamış doğal çevre ve insanlığın başlangıcından itibaren günümüze kadar yaşanmış
olan toplumsal ve ekonomik evrim sürecinde, insan tarafından doğal çevreden
yararlanılarak yaratılan yapay çevre olmak üzere iki açıdan tanımlanmaktadır. Temel
özelliği bütünüyle insan tarafından yaratılmış olması olan yapay çevre insanın yarattığı
tüm değer ve varlıklar olarak tanımlanmaktadır. Doğal çevre, çevre olgusunun
altyapısını oluştururken, üst yapıyı oluşturan yapay çevre, doğal çevreden yararlanma
ölçüsünde gelişme göstermiştir ve bu durum zamanla doğal çevre aleyhine bozulan bir
insan-doğa ilişkisi sürecini yaratarak çevre sorunlarının ortaya çıkmasının temel nedeni
olmuştur (Altuğ, 1990, 10). Bu durumda çevre denilince doğal ve yapay çevre
kavramlarının bir bütün olarak algılanması gerektiği söylenebilir. Sungurtekin (2001)
bu tanımlar doğrultusunda çevre kavramını, “insan faaliyetleri ve canlı varlıklar
üzerinde, hemen ya da süre içerisinde dolaylı ya da dolaysız bir etkide bulunabilecek
12
fiziksel, kimyasal, biyolojik ve toplumsal etkilerin belirli bir zamandaki toplamıdır”
olarak tanımlamıştır.
2.1.2. Çevre Sorunları ve Nedenleri
Yeryüzündeki bütün varlıklar şüphesiz birbirleriyle etkileşim içindedir ve aralarında
bir çevre dengesi bulunduğu kabul edilmektedir. Varlıklar tarafından yapılan müdahaleler
sonucu zamanla ekolojik dengede değişimler meydana gelmekte, bu değişimler çoğu zaman
düzeltilemeyecek şekilde çevreyi etkilemektedir. Genel anlamda bu duruma çevre sorunları
denilmektedir. Bir başka deyişle çevre sorunları, insanlar tarafından oluşturulan yapay
çevrenin, doğal varlıklardan oluşan doğal çevre üzerine olumsuz etkileridir (Kavruk, 2002).
İnsanlar çevresi arasındaki ve diğer canlılarla doğal çevre arasındaki ilişkiler,
insanlığın ilk yıllarından sanayi devrimine kadar değişime uğrasa da kısmi bir uyum
içinde devam etmiştir. Ancak sanayi devrimi insanın doğaya müdahale ederek doğal
dengeyi bozma imkanlarını ve şartlarını hazırlamış ve bu süreçte ekolojik denge insan
tarafından tahrip edilmeye, bozulmaya hatta canlılar için tehlikeli olmaya başlamıştır.
İnsanlığın tabiata hakim olma ve onu sınırsızca kullanma çabası 17. vüzyıldan sonra
giderek artan bir hırsa dönüşmüş, sanayileşme ve teknolojik gelişme sürecinde önce
Batı Avrupa ülkelerinde, daha sonraki yıllarda da bütün dünyada pek çok sorun ortaya
çıkarak, ekolojik sistemin bozulmasına neden olmuştur (Görmez, 2007; Jekayinfa,
Yusuf, 2007).
Ekolojik sistemin bozulması çevre sorunlarının en temel sebebi olarak kabul
edilmektedir (Keleş, 2003; Said, Yahaya, Ahmadun, 2007). Dünya nüfusunun hızla
artması, insanların her geçen gün artan ihtiyaçları ve kaynakların bilinçsizce
tüketiminin yanı sıra özellikle kapitalist ülkelerde ekonomik etkinliklerden doğan sanayi
artıklarının bertaraf edilmesi için ucuz yöntemlerin seçilmesi, çevre ve toplum sağlığı (
Keleş, 1993, Davis 1998) açısından kürsel bir tehdit olmaya başlamıştır. Çevre
sorunlarını oluşturan sebepler tam olarak birbirinden ayrılamamaktadır. Bununla birlikte
ayrıntılı bilgi verebilmek amacıyla aşağıda ilgili literatürde çevre sorunlarının temel
nedenleri olarak vurgulanan faktörler açıklanmaya çalışılacaktır.
13
2.1.2.1.Kentleşme
Kenti, sınırları içinde yaşayan nüfusun geçim kaynaklarını tarım ve hayvancılık
dışı uğraşıların oluşturduğu, toplumsal ilişkiler, kültürel alanlar, nüfus yoğunluğu gibi
birçok yönden kırsal alanlardan farklı olan yerler şeklinde tanımlamak mümkündür.
Kentli ise, kentte yaşayan ve kentin kendine özgü kültürünü benimsemiş olan, kırın
yaşam biçimlerinden farklı bir yaşam biçimi sürdüren, geçimini tarım ve hayvancılık
dışı faaliyetlerden kazanan kişidir. Kent sözcüğü devamlı olarak medeniyet ile eş
anlamlı olarak kullanılmıştır. Bu anlamda medeniyetin kentleşmeyle geldiğini ve
varolduğunu söylemek, genel bir kanıdır. Latin kökenli dillerde medeniyet anlamına
gelen ‘civilization’ kent anlamına gelen ‘civitas’ sözcüğünden türemiştir. Bu özellik
sadece batı kültürlerinde görülmemektedir. Arap kültüründe de medeniyet uygarlık
anlamına gelmektedir ve bir kent ismi olan Medine sözcüğünden türetilmiştir (Erten,
1999). Bu açıklamalar ışığında kentleşme, dar anlamda, kent sayısının ve kent
nüfusunun artması olarak tanımlanabilir (Keleş, 1994).
Kentleşme, kent sayılarının ve kentte yaşayan insan sayısının artması; teknolojik
gelişme, sanayileşme ve ekonomik politikaların sonucu olarak ortaya çıkarken, çevre
sorunlarının da kaynağı olmuştur. Özellikle azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde
nüfusun kentlere göçüne paralel biçimde geliştirilemeyen hizmetler, tarım alanlarının
etkin olmayan kullanımı ve yerleşim alanına dönüştürülmesi “çarpık ve sağlıksız
kentleşme” sonucunu doğurmaktadır. 2000’lerin ilk yıllarında dünya nüfusunun
yarısının kentlerde yaşayacağı yordamaları, kentleşme ile bağlantılı çevre sorunları
konusunda önemli bir işaret olarak değerlendirilebilir. Gelişmekte olan ve az gelişmiş
ülkelerde kırsal alanlardan kentlere göç, kent nüfusunun artması, doğal kaynakların yer
aldığı bölgelerin yerleşim amacıyla kullanılması diğer çevre sorunlarının da şiddetini
arttıran gelişmelerdir (Türküm,1998, 171). 19.yüzyılın başlarında dünya nüfusunun
yaklaşık %3'ü kentlerde yaşarken günümüzde bu oran %50'nin üzerindedir. Nüfus
yoğunluğu, sanayileşmiş ileri ülkelerde kentlerde fazla iken, ekonomisi tarıma dayalı
ülkelerde kırsal alanda daha fazladır. Avrupa ülkelerinde nüfusun %65'i, Amerika
Birleşik Devletleri'nde %80'i kentlerde yaşarken, bu oran Afrika ve Asya ülkelerinde
%25-30 civarındadır (Davis 2004). Kentleşmiş nüfus yoğunluğu dünya üzerinde
özellikle gelişmekte olan ülkelerde artacaktır. Bununla birlikte günümüzde beş
milyondan fazla nüfusu olan kentlerin sayısı 41 iken önümüzdeki 10 yılda 59'a çıkacağı
14
hesaplanmaktadır (Northridge, Sclar 2003). Ülkemizde Cumhuriyetin ilk yıllarında
kentleşme oranı %24.2 iken bu oran gittikçe artarak 2000 yılında %64.9'a, 2005 yılında
%78'e ulaşmıştır (Türkiye İstatistik Enstitüsü 2000, Türkiye Çevre Atlası 2004).
Toplumların hızlı kentleşme süreci, küresel düzeyde çevre değişikliklerine neden
olmaktadır. Doğal alanların giderek azalması ve tarım arazilerinin yapılarla örülmesi,
bunun yanı sıra konut, sanayi ve taşıtlardan kaynaklanan toz, kükürt dioksit, azot oksit
ve hidrokarbonlar gibi zararlı maddelerin ve nemin kentleri bulut gibi kaplaması,
küresel ısınmaya katkı sağlamaktadır (Oke, 1973).
2.1.2.2 Nüfus
İnsanın yerleşik hayata geçtiği Neolitik Dönemle başlayan nüfuslanma süreci, açlık,
salgın hastalıklar, savaşlar, doğal afetler nedeniyle yakın tarihe kadar yavaş ilerlemiştir.
Nüfusun artmasının temel nedeni doğumların ölümlerden daha çok olmasıdır. Ancak modern
çağın ilk demografik devrimi (demografic revolution) olarak nitelenen XVIII. Yüzyıl
sonrasında insan artan bilgi ve teknolojisiyle daha iyi beslenme ve sağlık koşullarıyla yaşam
standardının yükselmesini, salgın hastalıkların önlenmesini ve ölüm oranlarında giderek
azalmayı sağlamıştır. Tıp teknolojisindeki önemli gelişmelerle insan ömrü uzatılmış bu
durum nüfusun büyük ölçüde artmasına yol açmıştır (Güney, 2004, 178). Günümüzden
10-12 bin yıl önce 80 milyon civarında olan dünya nüfusu 1650’ lerde 500 milyona, son
350 yılda ise, 500 milyondan 6 milyara ulaşmıştır. Her yıl yaklaşık 97 milyon insanın
katıldığı dünya nüfusunun, aynı hızla artmaya devam ederse, yaklaşık 41 yıl sonra ikiye
katlanarak, 30 milyara yükseleceği tahmin edilmektedir (Çamurcu, 2005).
Günümüzde hızlı nüfus artışı, çevre sorunlarının ortaya çıkmasına ortam
hazırlayan temel nedenlerden biri olarak kabul edilmektedir. Çünkü nüfusun artmasına
paralel olarak atıklar da artmakta, bu da çevrenin daha çok kirlenmesine neden
olmaktadır. Artan nüfus bıraktığı artıkla çevreyi kirletirken, ihtiyaç duyulan gıda
maddelerinin üretimi esnasında da bu etki dolaylı yoldan artmaktadır. Çoğalan gübre,
idrar, hayvan ve hayvanî ürün işleme artıkları (kesimhane, kuluçkahane, mandıra
artıkları), kirlenen ahır havası, yem hazırlama (silo yemi) atıkları çevrede ağır etkiler
meydana getirmektedir. Bu etkiler toprak ve akarsularda çürüyebilen, bunların yapısını
değiştiren organik maddelerin karışması üzerinden olduğu gibi hastalık faktörleri, gaz,
15
toz, koku maddelerinin yayılması yoluyla da olabilmektedir
(http://www.mersin.gov.tr/portal/article_read.asp?id=248).
2.1.2. 3 Sanayileşme
Sanayileşme ve kitle üretimi, günümüzde her alanda ciddi bir tahribata sebep
olan bir diğer faktördür. Alet yapma yeteneğine ve bilgi aktarımına sahip insanoğlu,
tarihsel süreç içinde insan özgürlüğünün bir aracı olarak geliştirdiği teknolojiye tutsak
olmaya başlamış (Görmez, 2007), özellikle de sanayi devriminden sonra hızla doğal
kaynakları tüketen ve tükettiği hızda çöp üreten bir tür olmuştur (DEK, 2004, 525).
Sanayileşmenin çevre üzerindeki etkisi bir sanayiden diğerine değişmektedir. Enerji
üretimi hem suyun hem de havanın kirlenmesine yol açmakta ve bu etkiler üretim
yerinin çevresine bağlı olarak ciddi zararlar vermektedir. Ancak enerji üretiminin
çevresel etkileri, kullanılan hammaddenin kaynağına uygulanan üretim yöntemine ve
teknolojiye bağlı olarak değişmektedir (Tecer, 2007, 6).
Metalürji sanayi üretimde çok miktarda su ve enerji kullanılmakta ve
minerallerin kullanılabilir duruma getirilmesi işlemleri sırasında su ve hava
kirlenmesine sebep olunmaktadır. Kimya ve petrokimya sanayileri en çok su tüketen ve
sentetik ve organik maddelerle suyu kirleten sanayi türleridir. İnşaat sanayi ile yakın
sanayi dalları da bir yandan yapı gereçleri üretimi ve inşaat sürecinde doğrudan zararlar
vermekte diğer yandan da yapılar yoluyla doğrudan veya dolaylı zararlar vermektedir.
Ulaşımın olumsuz etkileri ise, hareket halindeki taşıtlardan çıkan gürültü ve gazlar,
durmakta olan araçların yol açtığı sıkıntılar, yağ ve benzin gibi maddelerin suları
kirletmesi, arabaların onarım ve bakımlarından doğan çevresel etkiler olarak
özetlenmektedir (TÇV,1995, 285). Güney (2004, 107)’ ye göre sanayi artıklarını
bugün olduğu gibi çevreye bırakılmaya devam edilirse, XXI. Yüzyılın ortalarına
doğru insanlar gaz maskeleriyle dolaşmaya, suları damıtarak içmeye başlayacak ve
yeşili göremeyecektir.
2.1.2.4 Bilinç
İnsanlığın varoluşundan itibaren insanlar doğaya hâkim olma çabası
içerisindedir. 17. yy.da Bacon’un “doğayı insan gereksinimlerine ve faydasına uygun bir
şekilde kullanmak” olarak ifade edilen amacı insanoğlunun bu çabasını daha da ön plana
16
çıkarmasına sebep olmuş ve batı toplumlarının sanayileşme sürecini etkisi altına almıştır.
Kısacası insanın doğa üzerindeki hâkimiyeti arttığı oranda çevre sorunları ortaya
çıkmaktadır (Aktaran, Erol, 2005, s.5).
2.1.3. Başlıca Çevre Sorunları
2.1.3.1. Hava kirliliği
Canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri, solunum, sindirim, fotosentez gibi
süreçleri gerçekleştirebilmeleri için havaya ihtiyaç vardır. Örneğin yetişkin bir insanın,
günde ortalama 14 kg. havaya, 2 kg. suya ve 1.4 kg. besin maddesine gereksinimi vardır
( Keleş, Hamamcı, 1993, 312). Hava kirliliği; toz, is, kül, duman, sis, buhar, gaz v.b.
gibi şekillerde bulunabilen insan, hayvan, bitki ve eşyaya zarar verebilen çeşitli
kirleticilerin belirli sürelerde, çevre atmosferindeki varlığı olarak tanımlanabilir.
Kentleşmeden doğan hava kirliliği kent yoğunluklarının artması, topografik ve
meteorolojik koşullara göre kentin yanlış yerleşimi, yanlış parselasyon, düşük nitelikli
yakıtlar ve yanlış yakma teknikleri, yeşil alan azlığı, taşıtların artması, çöplerin zararsız
hale getirilmemesi sonucu oluşmaktadır. Sanayiden doğan hava kirliliği ise yanlış yer
seçimi ve artık gazların temizlenmeden bırakılması ile meydana gelmektedir. Hayatın
temel unsuru olan hava; insanların solunum imkânını yarattığına göre; havadaki
kirliliğin insan sağlığı yönünden birinci derecedeki önemi açıktır ( Dinçer, 1998, 31).
Dünyada megakentler ortaya çıktıkça, hava kirliliği ve bu kentlerde yaşam da
ciddi sorunlarla dolu olmaktadır. Hava kirliliği sorunu dünyanın birçok megakentleri
için çok önemli bir sorun olma özelliğini kazanmıştır. Mexico City Los Angeles,
Kahire, Pekin (Beijing), Moskova, New York, Londra dünyanın en kirli havasına sahip
kentlerinden ilk 7 tanesidir. (Güney, 2004).
Hava kirliliğine yol açan maddeler Yiğit, Çolak, Ketenoğlu, Kurt (2002)’un
açıklamalarına göre, primer kirleticiler (birincil) ve sekonder (ikincil) kirleticiler olmak
üzere ikiye ayrılmaktadır. Primer kirleticiler kükürt dioksit, karbonmonoksit,
karbondioksit, azot oksit, amonyak, aseton,metiletil keton, formaldehit, asetaldehit,
klorluhidrokarbonlar, toluen, ksilen, asetilen, siklohekzan, etilen, propilen, buten,
izopentan, radyoaktif gazlar, polenler, mantar sporları, diğer tozlardır. Atmosfere
salındıkları zaman değişmeyen ve kendi asıl yapıları ile kirlilik oluştururken, sekonder
17
kirletici maddeler havada dönüşüme uğrayarak kirletici etkilerini ortaya çıkarırlar.
Sekonder kirleticiler ise ozon, azot dioksit, peroksiasetilnitrat, hidrojen peroksit,
hidroklorik asit, akrolein, formik asit, nitröz asit, sülfürik asit olarak özetlenebilir.
2.1.3.2. Toprak Kirliliği
Toprak, ana materyal adını verdiğimiz kayaçların, organik atıkların uzun bir
süreç içinde birçok fiziksel, kimyasal ve biyolojik olay ve etkenlerle parçalanıp ayrışma
sonucu ortaya çıkan ve dinamikleri devam eden doğal bir varlıktır. Buna karşılık
yeryüzünün sadece l\4'ü karalarla kaplı olup bu alanların dağlık, çöl, çoraklık vb. birçok
doğal kısıtlılık nedeniyle çok az bir miktarı tarımsal üretime başka bir deyişle insanların
kullanımına uygundur. Bugün verimli toprak alanları, bir yandan kentleşme ve altyapı
alanları olarak kullanılarak daralırken diğer yandan kirlilik gibi çok ciddi bir çevre
sorunu tehdidi altındadır. Her şeyden önce toprak kirliliğini incelerken toprakların alan
olarak arttırılamadığı ve toprakların yerine koyulması mümkün olmayan kaynaklar
olduğu hiçbir zaman akılda uzak tutulmamalıdır (Bozkurt, 2008).
Toprak kirliliği toprağın normal konsantrasyon değerlerinden yüksek olan ve
insanlar ve diğer organizmalar üzerinde olumsuz etkiye sahip kimyasal maddeler ile
kirlenmesi olayıdır. Bir kirleticinin karakterizasyonu konusunda farklı düşünceler
mevcut olduğu için toprak kirliliğini tam olarak tanımlamak zordur. Hızla artan çevre
kirliliği son 50 yıldır bilim adamları ve halkın en önemli ilgi alanlarından birini
oluşturmuştur. Tarımın hızla endüstrileşmesi, kimya endüstrisinin genişlemesi ve ucuz
enerji üretim ihtiyacı insan kaynaklı organik kimyasalların doğal ekosisteme sürekli
olarak bırakılmasına neden olmuştur. Bunun bir sonucu olarak atmosfer, su kaynakları
ve topraklar kirletilmiştir (Çınar, 2008).
Toprağı kirleten kaynaklar genel olarak şu şekilde sınıflanmaktadır (Karpuzcu,
1991, Çakır,1998).
- Katı atıklardan kaynaklanan kirlenme
- Hava kirliliğinden kaynaklanan kirlenme
- Sıvı atıkların toprağa verilmesinden kaynaklanan kirlenme
- Tarımsal ilaçlar ve yapay gübrelerden kaynaklanan kirlenme
18
- Sulama sonunda topraktaki tuz miktarının artması
2.1.3.3. Su Kirliliği
Kaynağından kullanım aşamasına kadar en kolay kirlenen madde sudur. Çünkü
eritir, taşır, bırakır ve akar. Çevresinde koruma alanı olmayan bir kaynak suyu kolayca
kirlenebilir. Günümüzde sanayileşme vazgeçilmez bir amaç ve süreçtir. Bu eğer sağlık
görevlilerinin teknik danışmanlığından yeterince yararlanılmaz, alınan teknolojinin
niteliği yönlendirilmezse su kaynaklarının tehlikeli biçimde kirlenmesine neden olabilir
(Çobanoğlu, 1994, 11). Su kirliliği, insan faaliyetlerinden dolayı suyun fiziksel,
kimyasal veya biyolojik özelliklerinde meydana gelen olumsuz değişim şeklinde
tanımlanabilir (Çınar, 2008).
Yeryüzündeki sular su döngüsü denen bir düzen içinde sürekli hareket
halindedir. Güneşin sağladığı enerji sayesinde sular bu döngü içinde hareket eder. Bu
süreç sırasında suya karışan maddeler, suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik
özelliklerini değiştirerek su kirliliği olarak adlandırılan durum ortaya çıkar. Su
kirlenmesi, su kaynağının fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik
özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi şeklinde olur. Su kirliliğine neden olan
unsurları genel olarak nüfus artışı, kentleşme, sanayileşme ve tarımsal mücadele ilaçları
ve gübreler olmak üzere dört grupta toplanmaktadır (www.molazamani.com, 2009).
Kirli sular, içme ve kullanma, rekreasyon, tarım ve endüstriyel faaliyet için uygun
değildir. Kirli sular, içme sularının zehirlenmesine, akarsu veya göl ekosistemlerinin
bozulmasına, su canlıların ölmesi sonucu biyolojik çeşitliliğin azalmasına ve çeşitli
çevresel problem ortaya çıkmasına neden olur. Çınar (2008)’ e göre su kirliliği, evsel
veya endüstriyel atıkların minimize edilmesiyle azaltılabilir veya önlenebilir.
2.1.3.4. Gürültü Kirliliği
Ses yaşamın her anında var olan bizzat doğanın kendisinin de ürettiği fiziksel bir
olgudur. Bir derede akan suyun çıkardığı ses, rüzgârda hışırdayan yapraklar, gök
gürültüsü bunlara örnek olarak verilebilir. Doğanın ve canlıların ürettiği sesi normalde
bir kirlilik kaynağı olarak nitelendirmek olanaksızdır (Yiğit, Çolak, Ketenoğlu, Kurt,
2002). Kirlilik olarak nitelendirilebilmesi için ses kaynağının gürültüye neden olması
gerekmektedir. İnsanlar üzerinde olumsuz etki yapan ve hoşa gitmeyen seslere gürültü
19
denir. Özellikle büyük kentlerimizde gürültü yoğunlukları oldukça yüksek seviyede
olup, Dünya Sağlık Örgütü'nce belirlenen ölçülerin üzerindedir. Kent gürültüsünü
artıran sebeplerin başında trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz ve zamansız klakson
çalmaları ve belediye hudutları içerisinde bulunan endüstri bölgelerinden çıkan
gürültüler gelmektedir. Meskenlerde ise televizyon ve müzik aletlerinden çıkan yüksek
sesler, zamansız yapılan bakım ve onarımlar ile bazı işyerlerinden kaynaklanan
gürültüler insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkilemekte,
fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmakta, iş verimini azaltmaktadır
(www.cevreorman.gov.tr , 2009). Görmez (2007)’ göre gürültünün, işitme kaybı başta
olmak üzere, yorgunluk ve sinirlilik dikkatin dağılması, uyku düzeninin bozulması,
fizyolojik yapının değişmesi gibi son derece olumsuz etkileri bulunmaktadır.
2.1.3.5. Katı Atıklar
Doğal ortamlarında yaşayan hayvanların yaşadıkları çevreyi çöpleriyle
kirlettikleri görülmemiştir. Çevreye saçılan çöplerin sorumlusu arandığında ulaşılan
insan olacaktır (Güney, 2004). Özellikle endüstri devriminden sonra, üretim olanakları
artan insanlar daha çok yiyip içerek, daha fazla giyim eşyası alarak artık madde ortaya
çıkarmaya başlamışlardır. Günümüzde çöp, metropollerin, megapollerin en büyük
sorunudur. Ayrıca ev önlerinde biriken çöpler de görünüm kirliği, koku yayması, hava
kirliliği yaratması, hastalıklara kaynaklık etmesi mikrop üretmesi, sızan kirli suların
yeraltı sularına karışması, toprak kirliliği yaratması gibi birçok kirliliğin oluşmasına
neden olmaktadır.
2.1.3.6. Radyoaktif Kirlenme
Radyasyon, elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji
emisyonu (yayımı) ya da aktarımıdır. Herhangi bir maddenin atom çekirdeğindeki
nötronların sayısı, proton sayısına göre oldukça fazla ise; bu tür maddeler kararsız bir
yapı göstermekte ve çekirdeğindeki nötronlar alfa, beta, gama gibi çeşitli ışınlar yaymak
suretiyle parçalanmaktadırlar. Çevresine bu şekilde ışın saçarak parçalanan maddelere
"radyoaktif madde", çevreye yayılan alfa, beta ve gama gibi ışınlara ise "radyasyon" adı
verilmektedir (http://www.cevreveteknik.com/kirlilik/74-radyoaktifkirlilik/195
radyoaktif-kirlilik.html).
20
Nükleer enerji santralleri, nükleer silâh üreten fabrikalar, radyoaktif madde
artıkları radyoaktif kirlenme yaratan başlıca kaynaklardır. Radyoaktif maddeler yaymış
oldukları elektronla hava, su, toprak ve bitkilere zarar verir. Radyoaktif maddeye sahip
(radyasyonlu) hayvansal ürünler (et, balık, süt, vb.) ve bitkiler, bu zararlı maddeyi besin
zinciri ile insanlara ve diğer canlılara taşır. Bunun sonucunda bağışıklık mekanizmasını
felce uğratmak, organları zedelemek gibi tedavisi olanak dışı olan hastalıklar meydana
getirmektedirler (http://www.kuresel-isinma.org/kuresel-isinma/cevre-kirliligi.html)
Radyasyon (ışıma) biyolojik sistemlere fiziksel ve biyolojik olmak üzere iki şekilde etki
eder. Fiziksel etkisi vücut sıcaklığını içsel olarak artırmasıdır, biyolojik olarak ise ortaya
çıkardığı hastalıklar ve ölümlerdir ( Yiğit ve diğerleri, 2002).
2.1.4. Çevre Eğitimi
Dünyadaki tüm imkânların yararlanması için emrine verildiği insan, çevrenin
merkezi, aynı zamanda çevre sorunlarının nedeni durumundadır. İnsan ve çevre
arasındaki etkileşimin vazgeçilmez nitelikte oluşu, çevre kavramının günümüzde
kazandığı boyuttur. Çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda geliştirilen
çabaların amacı, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamasıdır. Çünkü
çevreye zarar veren de, çevreyi koruyan ve geliştiren de insandır. Çağdaş çevre bilinci,
sağlıklı bir çevrede yaşamayı insanların temel haklarından biri olarak kabul etmektedir
(Türkiye Çevre Atlası 1996, 422).
Hızla artan çevre sorunlarının çözümünde, çevrenin korunup iyileştirilmesinin
temelinde eğitim yatar. Bu tür eğitim “çevre eğitimi” adı altında genelleştirilebilir.
Günümüzde “çevre eğitimi” verilerek çevre bilincinin sağlanması, öncelikle “Milli”
sonrasında ise “Evrensel” bir sorumluluk halini almıştır. Bu nedenle Çevre Eğitimi
programları eğitim kademesinin başlangıcından itibaren şekillendirilmeli ve bilinçli
olarak kişiye kazandırılmalıdır (Yücel ve Morgil, 1999, 77). Çevre eğitiminin ne
olduğu, amaçları ve neyi içerdiği ile ilgili olarak, farklı tanım ve anlamlara ulaşmak
mümkün olmaktadır.
Good (1973)’a göre çevre eğitimi, bireyin sosyo-kültürel ve biyofiziksel
çevresiyle olan ilişkilerini değerlerini ve tutumlarını tanınması ve ayırt edilmesini
kapsamakta, bu açıdan çevre eğitiminin esaslarını bilgilendirme, haberdar oluş ve
21
ilgilendirme oluşturmaktadır (Aktaran, İşyar, 1999, 1). Çevre eğitimi sadece ekolojik
duyarlılığı ve çevre bilinci yüksek, ekobirey yaratmaya yönelik bir eğitim değildir; aynı
zamanda sürdürülebilir yaşam, toplumsal gönenç ve küresel barışın teminatıdır. Çevre
eğitimi farklı seviye ve karakterdeki ekolojik bilgilerin benimsenmesi ve hayat boyu
savunması ve uygulanmasının yanı sıra; çevre kültürünün, yaşadığı ülke ve bölge, hatta
tüm gezegen ve evren için bir sorumluluk duygusunun oluşturulmasına yönelik
kesintisiz, yani ömür boyu süren bir eğitim- öğretim sürecidir. Bu süreç duyarlı ve
olumlu davranış değişikliği kazandırma süreci olup temel amacı çevresel sorumluluk
bilincine sahip, çevreciliği bir yaşam felsefesi olarak benimseyen çevreci dünya
vatandaşı yetiştirmektir (Atasoy, 2006; Ayvaz, 1998; Gökler ve Yılmaz, 1999; Geray,
1993; Vaughan, Gack, Solorazano ve Ray 2003). Bir diğer ifadeyle çevre eğitimin
amacı çevreye ve onunla ilgili problemlere karşı duyarlı, ilgili, bu problemlerin
çözümüne ve gelecektekilerin de önlenmesine yönelik çalışmaları yapabilecek, bilgi,
beceri, tutum ve davranışlara sahip etkili vatandaşlar yetiştirmektir (Venkataraman,
2008; Desjean-Perrota, Moseley ve Cantu, 2008; Merritt, 2008; Bailey ve Watson,
1998; Chawla, 1998).
Baez, Knamiller ve Smyth (1987)’ e göre insanın biyofiziksel ve sosyal
çevresiyle ilgili değerleri, tutumları ve kavramları tanıması ve ayırt etmesi çevre eğitimi
iken, çevresel okuryazar vatandaşlar yetiştirme, çevre bilincini geliştirme, çevreye olan
duyarlılıkları artırma ve yaşanabilir bir çevrenin sürdürülebilmesi çabalarına olumlu
katkılar sağlamanın da çevre eğitimi olarak tanımlandığı görülmektedir (Hungerford ve
Peyton, 1976; Roth, 1992; UNESCO, 1980; Hsu, 2004). Çevre için eğitim toplantısında
(1993) ise çevre eğitimi, insanın ve tüm canlıların içinde yaşadıkları çevreyi daha iyi
tanımaları, korumaları ve daha sağlıklı yaşayabilmeleri için gösterdiği gayret ve
etkinliklerin tümü şeklinde tanımlanmıştır.
Çevre sorunlarının 20. yüzyılın sonlarında insanlığın en önemli konularından
biri haline gelmesiyle, pek çok ülkede çevre kirliliğini önleyici yasalar oluşturma
sürecine girilmiş ancak, 1970’lerin başına kadar dünyanın bir çevre krizi ile karşı
karşıya olduğunun bilincine varılamamıştır. İlk kez 1972 yılında Stockholm’de yapılan
Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı sırasında, kamuoyunun dikkati çevre
sorunları ve bu konuda alınması gerekli önlemlere çekilerek (Soran, Morgil, Yücel,
Atav ve Işık, 2000), insanlığın şimdiki ve gelecekteki nesilleri için çevreyi korumak ve
22
iyileştirmek zorunda olduğu, insanların çevrelerine dönük tutum ve davranışlarının
(Ünal ve Dımışkı 1999) biçimlendirilmesinin de çevre eğitimiyle mümkün olabileceği
vurgulanmıştır. 1975 yılında Belgrat’ ta (Yugoslavya) düzenlenen çevre sorunları
eğitimi toplantısında ise çevre eğitimininin hedefleri somut bir ifade edilmiştir:
Bilinç kazandırma: Bireyleri ve grupları genel çevreye ve ona bağlı
problemlere ilişkin bilinç kazanmaya ve onları bu konularda duyarlılık
kazanmaya götürmek.
Bilgi verme: Bireyleri ve grupları, çevrenin tümüne ve konuyla ilgili
problemlere ilişkin, insanın bu çevredeki yeri ve önemli sorumluluğuna ilişkin
temel bir anlayış kazanmaya götürmek.
Davranış kazandırma: Bireyleri ve grupları sosyal değerlerin özünü
kavramaya, onları çevre için derin bir ilgi sahibi ve çevrenin korunması ve
iyileştirilmesine kendi eylemleri ile katkıda bulunmak için açıkça hissedilen
irade sahibi olmaya yönlendirmek.
Yetenek kazandırma: Bireylerin ve grupların çevre sorunlarının çözümü için
gerekli becerilerini kazanmalarını sağlamak.
Değerlendirme yeteneği kazandırma: Bireylerin ve grupların, çevre ile ilgili
önlemler ve programları, ekolojik, politik, ekonomik, sosyal, estetik ve eğitsel
türden faktörlerle ilişkili olarak değerlendirme yapabilmelerini sağlamak.
Katılmayı sağlama: Bireylerin ve grupların kendi sorumluluklarının bilincine
varmaya ve ortaya çıkan problemleri çözmek için gerekli önlemlerin alınması
gerektiğinde, çevre konusunda gecikmeden eyleme geçme mecburiyetinin
bilincine varmalarını sağlamak (UNESCO, 1978).
Geçmişte doğa araştırmaları ve doğanın korunması olarak kendini gösteren çevre
eğitimi (Altın, 2001, 3) konusunda uluslar arası düzeyde yapılan ilk toplantı ise 1977’de
UNESCO-UNEP işbirliği ile Tiflis’te yapılmış ve bu toplantıda çevre eğitimin
özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu toplantıda belirlenen kriterlere göre çevre
eğitiminde problem çözme yöntemleri kullanılmalı, disiplinler arası özellikte olmalı,
çevre eğitimi toplumun tüm kesimlerine yönelik olmalı ve yaşam boyu bir diğer
ifadeyle geleceğe dönük olmalıdır.
(http://unesdoc.unesco.org/images/0003/000327/032763eo.pdf).
23
Ünal ve Dımışkı (1999)’ ya göre çevre eğitimi verilirken dikkat edilmesi
gereken esaslar ise şunlardır:
• Çevreyi doğal ve yapay; teknolojik ve sosyal (ekonomik, politik, kültürel, tarihi,
ahlaki ve estetik) öğelerden oluşmuş bir bütün olarak ele almalıdır;
• Okul öncesi eğitimden başlayıp tüm gün örgün ve yaygın eğitim aşamalarında,
ömür boyu süren bir eğitim olmalıdır;
• Her disiplinden ilgili kısımları, dengeli ve bütünleştirici bir şekilde bir araya
getiren disiplinler arası bir yaklaşımla yürütmelidir;
• Öğrencilerin değişik coğrafi bölgelerdeki çevre şartlarıyla ilgili olarak fikir
sahibi olmaları açısından temel çevre sorunlarını yerel, ulusal, bölgesel ve
uluslar arası açılardan ele almalıdır;
• Var olan ve potansiyel çevre şartlarının üzerinde dururken tarihsel ve kültürel
boyutu da göz önünde bulundurmalıdır;
• Çevre sorunlarına karşı önlem almak ve bu sorunları çözmek için yerel, ulusal ve
uluslar arası işbirliğinin değerini ve gerekliliğini ön planda tutmalıdır;
• Kalkınma ve büyüme için yapılan planlarda çevre boyutunu göz ardı
etmemelidir;
• Öğrencilerin, öğrenme yaşantılarının planlanmasında etkin bir şekilde rol sahibi
olmalarını sağlamalı; karar almaları ve aldıkları kararın sonuçlarını kabul
etmeleri için fırsat tanımalıdır;
• Çevre duyarlılığı, bilgisi, problem çözme becerisi ve değer yargılarının
biçimlendirilmesi her yaş grubuna hitap edecek şekilde verilmeli, erken yaşlarda
öğrencilerin kendi toplumlarına yönelik çevre duyarlılığı üzerinde durmalıdır;
• Öğrencilerin, çevre sorunlarının gerçek nedenlerini kendilerinin bulmasına
yardımcı olmalıdır;
• Çevre sorunlarının karmaşık olmasından dolayı eleştirel düşüncenin ve problem
çözme becerisinin gerekliliğini vurgulamalıdır;
• Uygulamalara dayalı etkinliklere önem ve ağırlık vererek, çevre hakkında
çevreden öğrenmek/öğretmek için değişik öğrenme ortamlarından ve eğitim
yaklaşımlarından faydalanmalıdır.
24
Son yıllarda çevre eğitimiyle ilgilenen eğitimciler, bireylerde çevresel duyarlılık
oluşturmayı çevre eğitiminin merkezine yerleştirmiş bulunmaktadır. Çevresel duyarlılık,
çevreyi empatik bir perspektifle ele almak anlamında kullanılmakta (Hungerford ve
Volk, 1990; Sward 1999), çevresel duyarlılığın geliştirilmesinde ise farkındalık ve
tutumlarla ilgili amaçlar önemli bir yer tutmaktadır. Çevresel farkındalıkla ilgili
amaçlar, sosyal grup ve bireylere bir bütün olan çevreye ve onun problemlerine karşı
duyarlılık kazanmalarına yardımcı olmaktır. Bu noktada bireylerde bu farkındalığı
kazandıracak çevresel bilgilerin önemi ortaya çıkmaktadır.
Çevre hakkındaki bilgilerin çevreye karşı olumlu tutum geliştirmeyle yakın bir
ilişki içinde olduğu varsayılmakta ve okul da bu tutumların şekillenmesinde önemli bir
rol oynamaktadır. Bu varsayım, “bireyin çevreyi önemsemesi için öncelikle çevreyle
ilgili bilgi ve farkındalığa sahip olması gerekir” anlamına gelmektedir (DiEnno ve
Hilton, 2005). Alan yazında bu konuda yapılmış birçok çalışmada ulaşılan ortak
sonuçlara göre; çevresel sorumluluğa dayalı davranışların ancak konuyla ilgili ayrıntılı
bilgilere sahip olmakla kazanılabileceği, bilginin bireyin tutumlarını etkilediği,
bireylerin çevreyle ilgili eylemlerini sahip oldukları bilgilere göre kararlaştırdıkları ve
çevre konusunda doğru ve ayrıntılı bilgilere sahip olmanın çevre sorunlarının
çözülmesinde en uygun yolların seçilmesine yardımcı olduğu söylenebilir (Jensen,
2002; Newhouse,1990). Erten (2005, 91) çevre bilgisini çevreye ait sorunlar, bu
sorunlara aranan çözüm yolları, ekolojik alandaki gelişmeler ve doğa hakkındaki
bilgiler olarak tanımlarken Xingcune (2004, 68)’ a göre çevre bilgisi, çok geniş bir
bilim alanını (jeoloji, kimya, fizik, matematik vb.) kapsamaktadır. Özellikle ekoloji
tabanlı iyi bir biyoloji eğitimi, çevre eğitiminin temelidir. Ekoloji, genetik ve evrim gibi
temel biyoloji bilgilerine sahip olmadan doğa kanunlarını anlamak, çevresel dengeyi
sürdürmek ve biyo-çeşitliliği korumak mümkün değildir.
Tutum, bireyin kendine ya da çevresindeki herhangi bir nesne, toplumsal konu,
ya da olaya karsı deneyim, motivasyon ve bilgilerine dayanarak örgütlediği zihinsel,
duygusal ve davranışsal bir tepki ön eğilimidir (İnceoğlu, 2004, 19). Genelde tutum,
bireyin çevresindeki herhangi olgu veya nesneye sahip olduğu tepki eğilimini ifade eder
(Kağıtçıbaşı, 1999, 102). Çevresel tutum ise “çevreye karşı tutarlı olan ve olumlu veya
olumsuz tavırlar sergileme biçiminde kendini gösteren öğrenilmiş eğilimler” olarak
tanımlanabilir (Pelstring, 1997). Erten (2005, 91)’ e göre ise çevresel tutum çevre
25
sorunlarından kaynaklanan korkular, kızgınlıklar, huzursuzluklar, değer yargıları ve
çevre sorunlarının çözümüne hazır bulunuşluk gibi kişilerin çevreye yararlı davranışlara
olan olumlu veya olumsuz tavır ve düşüncelerinin hepsidir. Dolayısıyla çevre
eğitiminde tutumlarla ilgili amaçlarının, sosyal grup ve bireylere çevreyle ilgili bir
değerler seti oluşturma, çevreden sorumlu hissetme ve çevrenin korunması ve
geliştirilmesine aktif bir şekilde katılma motivasyonu yaratmada onlara yardımcı
olmakla ilgili olduğu söylenebilir (UNESCO, 1978).
2.1.5. İlköğretimde Çevre Eğitimi
Yapılan araştırmalara göre çocukların erken dönemde eğitim ortamındaki
nesnelerle girdikleri doğrudan etkileşimin zenginliği ile çevreleri hakkında edindikleri
algıları arasında paralellik bulunmaktadır (Elliott, 2003; Özdemir ve Uzun, 2006;
Bowker, 2007). Çocukların çevreleri hakkında bu şekilde edindikleri algılarının aynı
zamanda onların bilişsel, duyuşsal ve devinimsel gelişimlerinin de temelini oluşturduğu
(Phenice ve Grifffore, 2003), küçük yaşlarda duyuşsal davranışların daha etkili
öğrenildiği göz önüne alındığında örgün eğitimin temel basamağı olan ilköğretimdeki
deneyimler daha belirleyici olmaktadır.
Ülkemizde çevre politikalarında çevre eğitimine ilişkin düzenlemeler yeterli
düzeyde değildir. Çevre kanununda çevre eğitimi ile ilgili herhangi bir düzenleme
yoktur. Sadece Çevre Kirliliğini Önleme Fonu’nun kullanım amaçları arasında çevre
kirliliğini önleyici eğitim faaliyetlerinden bahsedilmektedir. Çevre politikası açısından
önemli bir yere sahip olan UÇEP’ te (Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı) ise, “çevre
için eğitim öncelikli eylemlerden biridir” ifadesi ile çevreyle ilgili konulardaki kararlılık
dile getirilmiş olmasına rağmen uygulamada bu durumun tam gerçekleşmediği
görülmektedir (Budak, 2000). Ayrıca VII. Beş Yıllık Kalkınma Planında çevre eğitimi
konusu ciddi olarak ele alınmakla birlikte, alınan kararlarla ilgili uygulamalarda
eksiklikler yaşanmaktadır.
Bu açıdan yaklaşıldığında Milli Eğitim Bakanlığının 2005 yılında ilköğretim
programlarında yaptığı köklü değişikliğin ülkemizde çevre eğitimi adına önemli bir
adım olduğu söylenebilir (Alım, 2005). Ancak, çağdaş ülkelerin çevre eğitimine giderek
artan bir şekilde önem verdikleri bir dönemde, çevre eğitimi, uluslar arası platformlarda
26
kabul görmüş gelişmeler doğrultusunda yeni düzenlemelere de ihtiyaç duymaktadır.
Yapılan değişimle eski ilköğretim programında çevre ile ilgili konular 4. ve 5. sınıf
Sosyal Bilgiler ve 4, 6 ve 7. sınıf Fen Bilgisi derlerinde yoğunlaşırken yeni ilköğretim
programında çevre konuları Hayat Bilgisi dersi ile başlayıp (1., 2. ve 3. sınıf) Sosyal
Bilgiler (4., 5., 6. ve 7. sınıf) ile genişletilmiş, Fen ve Teknoloji dersi programındaki
(4.-8. sınıf) çevre konularının da kapsam ve niteliği arttırılmıştır. Aşağıda bu
değişikliği örneklendirmek amacıyla, bu araştırmada çalışılan grubun 4. sınıf düzeyinde
olması da göz önünde bulundurularak, bir tablo oluşturulmuş, eski ve yeni ilköğretim
programlarında, 4. sınıf düzeyinde işlenen çevre içerikli ünite ve konuların
karşılaştırılması Tablo 1’de verilmiştir.
Tablo 1. Eski ve Yeni Eğitim- Öğretim Programında 4. Sınıf Düzeyindeki Çevre
İçerikli Ders, Ünite ve Konular
Tablo 1’de görüldüğü gibi eski müfredatta 4. sınıf düzeyinde çevre ile ilgili ünite
ve konular Fen Bilgisi dersinin tek ünitesiyle sınırlıyken, yeni müfredatta kapsam
genişletilmiş, çevre ile ilgili ünite ve konular Sosyal Bilgiler Dersinde iki, Fen ve
Teknoloji dersinde ise üç olmak üzere, eski müfredatın aksine tek üniteyle
sınırlandırılmayarak, toplam beş üniteye yayılmıştır.
2.1.6. Yapılandırmacı Öğrenme Yaklaşımı ve Özellikleri
Yapılandırmacılık 20. yüzyılın başlarından itibaren gelişmeye ve uygulamalara
temel oluşturmaya başlayan, son yıllarda giderek popülerleşen bir bilme kuramıdır.
Sınıf Ders Ünite Konular
Eski Program 4 Fen Bilgisi -Çevremizi Tanıyalım - İçinde yaşadığımız doğa
Yeni Program
4
Sosyal
Bilgiler
- Yaşadığımız Yer
- İyi ki Var
- Doğa ve insan
- Doğal afetler
- Teknoloji ve hayatımız
4
Fen ve
Teknoloji
- Canlılar Dünyasını
Gezelim, Tanıyalım
- Gezegenimiz Dünya
Kuvvet ve Hareket
- Yaşadığımız çevre
- Dünyamızın yapısını
tanıyalım
- Ses kirliliği
27
Ancak asıl dönüm noktası 20. yüzyılın ikinci yarısında ve son zamanlarda öne çıkan
Piaget, Vygotsky, Asubel, Bruner ve Von Glasersfeld gibi araştırmacıların
çalışmalarıyla gerçekleşmiştir. Artık yalnızca öğrencilerin ön kavramları ile değil,
öğretmenlerin örtük inançları, öğrenme ve öğretme süreciyle ilgili düşünceleri, bilişötesi
stratejiler vb. birçok yeni kavramla ilgili araştırmalar yapılmaktadır. Günümüzde
yapılandırmacılık birçok uygulama için kapsamlı bir kavramsal çerçeve
oluşturmaktadır. Önceleri bir felsefi akım, bir bilgi felsefesi olarak bilinen
yapılandırmacılık, son zamanlarda eğitim ortamlarından teknoloji kullanımına, aile
terapisine kadar birçok alanda kullanılmaya başlanmıştır ( Açıkgöz, 2004).
Yapılandırmacılık ülkemizde, İngilizce “constructivism” sözcüğünün karşılığı
olarak kullanılmaktadır. Yine oluşturmacılık, kurmacılık, bütünleştiricilik, yapılandırıcı
öğrenme, yapısalcı öğrenme, oluşumcu yaklaşım gibi kelime ve kavramlarla
yapılandırmacılık ifade edilmektedir (Demirel, 2001, 241). Tüm bu kavramların temel
dayanağını bilginin doğası ve öğrenme oluşturmaktadır. Yapılandırmacılık, öğretimle
ilgili değil, bilgi ve öğrenme ile ilgili bir kuramdır. Bu kuram, bilgiyi temelden kurmaya
dayanır (Demirel, 2000; Brooks ve Books 1993). Özünü, öğrenenin bilgiyi
yapılandırması ve uygulamaya koyması oluşturmaktadır (Perkins, 1998, 8).
Yapılandırmacılık, öğrencinin geçmiş öğrenmelerinden de yararlanarak,
öğretmen rehberliğinde, karşılaştığı yeni bilgiyi anlamlandırması ve yorumlaması
sürecidir. Bu sürecin temel özellikleri şunlardır (Shunk, 1996; Deryakulu, 2000; Akar
ve Yıldırım, 2004; Titiz, 2005; Yapıcı, 2005; Aktaran Yapıcı, M.):
• Öğrenci merkezlidir,
• Öğretmen rehberlik yapandır, bilgi sunan değildir,
• Öğrenmenin merkezinde bilgi değil, bilginin işlenmesi ve üretilmesi anlayışı
egemendir,
• Düşünmeyi öğrenme ve yaratıcılık temel esastır,
• Ana felsefe öğrenme değil öğrenmeyi öğrenmedir,
• Öğrenme sürecinin nasıl kurgulanacağı, öğrencinin bilişsel, duyuşsal ve fiziksel
kapasitesi ile bağlantılıdır ve doğaçlama olarak biçimlenir,
• Ne kadar öğrenildiği değil nasıl ve niçin öğrenildiği önemlidir,
28
• Öğrenme-öğretme süreci, öğrencinin yapabileceği ve geliştirebileceği
etkinliklerle yürütülür.
Yapılandırmacı eğitimin en önemli özelliği, öğrenenin bilgiyi yapılandırmasına,
oluşturmasına, yorumlamasına ve geliştirmesine fırsat vermesidir. Alışılmış yöntemde
öğretmen bilgiyi verebilir ya da öğrenenler bilgiyi kitaplardan veya başka kaynaklardan
edinebilirler. Ama bilgiyi algılamak, bilgiyi yapılandırmak ile eş anlamlı değildir.
Öğrenen, yeni bir bilgi ile karşılaştığında, dünyayı tanımlama ve açık ama için önceden
oluşturduğu kurallarını kullanır veya algıladığı bilgiyi açıklamak için yeni kurallar
oluştur (Brooks ve Books, 1993, 9). Bir başka deyişle yapılandırmacılık çevre ile insan
beyni arasında güçlü bir bağ kurmadır. Perkins (1998)’e göre, yapılandırmacı
öğrenmede;
• Bilgiyi araştırma, yorumlama ve analiz etme.
• Bilgiyi ve düşündürme sürecini geliştirme.
Geçmişteki yaşantılarla yeni yaşantıları bütünleştirme temele alınmaktadır.
Öğrenenin etkin rol aldığı yapılandırmacı öğrenmede sadece okumak ve
dinlemek yerine tartışma, fikirleri savunma, hipotez kurma, sorgulama ve fikirler
paylaşma gibi öğrenme sürecine etkin katılım yoluyla öğrenme gerçekleştirir. Bireyin
etkileşimi önemlidir. Öğrenenler, bilgiyi olduğu gibi kabul etmezler, bilgiyi yaratır ya
da tekrar keşfederler. Yapılandırmacılığın en temel dayanak noktası öğrencilerin kendi
bilgilerini zihinlerinde yeni edinileni önceden edinilmiş olanla yapılandırması olarak
gösterilmiştir. Yani öğrenme izole, öğrencinin hiçbir rolünün olmadığı basit bir bilgi
edinimi olmaktan çok daha anlamlı ve etkin bir süreç olarak görülmektedir (Tüfenkçi,
2006, 14).
Yapılandırmacılık, bilginin nasıl elde edildiğine ilişkin bir teori olmasına karşın,
öğrenme-öğretme deneyimlerini anlama ve yorumlamada da oldukça başarılıdır.
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının ortaya koyduğu ilkeler daha etkili öğretim
yaklaşımları geliştirmek için neler yapılabileceği konusunda önemli ipuçları
vermektedir. Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı, bilginin öğretmenden öğrenciye doğru
aktarılamayacağını, öğrencinin kendisi tarafından etkin bir şekilde yapılandırılması
29
gerektiğini ileri sürer (Tunç, Karademir, Agalday, Merdeşe, Talo, Koçakoğlu, Kaya,
2008, 15).
Yapılandırmacılık, öğrenenlere öğrenmeyi öğretmekte ve onlar için bilgiyi
anlamlı kılmaktadır. Eğitimin yeni hedefi; bilgiyi nasıl ve nerede kullanacağını bilen,
kendi öğrenme yöntemlerini tanıyıp etkili bir biçimde kullanan ve yeni bilgiler
üretmede önceki bilgilerinden yararlanan bir insan modeli yaratmadır. Abbott (1999)’ a
göre bu hedefe ulaşmada yapılandırmacı yaklaşım önemli bir rol oynamaktadır.
Öğrenenlerin sahip olduğu bilgi birikimi farklılık gösterdiğinden, yapılandırmacılıkta
tek doğrunun varlığından çok, iki bireyin aynı kavrama farklı anlamlar yükleyebildiği
gerçeği göz önüne alınmıştır. Bu nedenle hedefler kesin olarak belirlenemez. Sadece
öğrenenlerin ulaşmaları beklenen genel hedefler vardır. Davranışlar daha genel bir
şekilde hedef ifadelerinin içinde yer almaktadır (Holloway,1998).
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı; bütün öğrencileri aynı farz edip, onlara grup
halinde seslenmeye karşıdır. Bunun yerine öğrencilerin; bireysel ihtiyaçlarına, güçlü ve
zayıf yönlerine, ilgilerine ve deneyimlerine önem vermektedir. Programı sıkı sıkıya
takip etmek yerine, konuları seçmek ve kendi şartlarına uyarlamayı tercih etmektedir.
Öğrenciler arasında rekabeti desteklememek yerine; bilgiyi ve sorumlulukları
paylaşmaya, ayrıca karşılıklı saygıya dayanan bir sınıf atmosferi oluşturmaya
çalışmaktadır. Öğrenmenin sorumluluğu öğretmen ve öğrenci tarafından
paylaşılmaktadır (Jonassen, 1994, 34).
Brook ve Brooks (1993), Honebein (1996) ve Windschitl (2002)’ ye göre
yapılandırmacı bir eğitimci aşağıdaki hususları dikkate alır.
• Öğrencinin özerkliğini ve girişimciliğini teşvik eder.
• Gerçek materyallerin yanı sıra etkileşime dayalı ve gerçeği modelleyen
materyaller de kullanır.
• Öğrencilerin kendi hedeflerini belirlemelerini sağlar.
• Öğretim teknikleri ve içerik konusunda öğrenciye tercih hakkı tanır.
• Öğrencilerini soru sorma ve araştırma yapmayı teşvik eder.
30
• Mutlak ya da sorgulanamayacak doğrularla değil, deneyim, ortam ve kültürün
gerekliklerine göre doğrulara tartışarak ve paylaşarak ulaşılması gerektiğini
vurgular.
• Bireylerin öz benlik ve kişisel haklarına saygıyı kendisi örnek olarak gözetir.
• Öğrencilerin gerçek yaşamla ilgili deneyimleri yaşamaları için problem çözmeyi
gerektiren etkinlikler hazırlarlar ve bunlara eleştirel yaklaşmalarını ister.
• Soru yönelttiğinde bekleme süresi tanır ve soruların amacı ilişkilerin güçlenmesi
yönündedir. Özellikle kavramların/olguların kullanılmasını teşvik eder. Bu
şekilde bireylerin kendilerini ifade etmelerini kolaylaştırmış olurlar.
Karagöz (2009)’ a göre yapılandırmacı öğrenme yaklaşımını bir öğrenme-
öğretme süreci içinde değişik boyutlarda ele almak mümkündür. Tablo 2’de
yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının bir öğrenme-öğretme süreci içindeki boyutları ele
alınmıştır.
Tablo 2. Yapılandırmacı Öğrenme Yaklaşımının Bir Öğrenme-Öğretme Süreci İçindeki
Boyutları Boyutlar Yapılacaklar
Öğretim Programı Öğretim programlarının içeriği, diğer disiplinlerle koordineli bir
öğrenmeyi esas alarak belirlenir.
Öğrenme Süreci Öğrenme devamlı bir süreçtir ve yeni bilgi daha önce bilinen bilgiler
üstüne inşa edilir.
Yeni Bilgi Edinme Yeni bilgi daima eski bilgi ile ilişkilendirilerek kazanılır.
Öğretmen Rolü Öğretmen tarafından öğrencinin belirlenen konu üstüne yoğunlaşması
sağlanır.
Öğrencinin Bilgiyi
Yapılandırması
Öğrenme sürecinde öğrencinin gerekti düzeltmeyi yapması için, bir
problemin çözümü İle İlgili geribildirim hemen o anda verilir.
Metot ve Teknik Geliştirme Öğrenme sürecinde kullanılan metot ve tekniklerin öğrenciler ve
diğer öğretmenlerle tartışılması, iyi bir stratejik düşünme ve kendini
geliştirme yoludur.
Öğrencinin Dersi Takip Etmesi Yapılandırma, öğrencinin dersin içeriğini ve işleyişini daha İyi takip
etmesini sağlar.
Motivasyon İlişkilendirerek öğrenme, öğrencileri motive etmesi açısından
önemlidir.
Toprak’a (2007,8) göre de yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına dayalı öğretim
sırasında aşağıda belirtilen ilkelere uygun hareket edilmelidir.
31
• Öğrenilmesi gerekenleri öğrenme sorunları haline getirme
• Öğrenmeyi ana düşünceler ve kavramlar etrafında yapılandırma
• Öğrenci bakış açılarının ve görüşlerinin araştırılması ve onlara değer verilmesi
• Öğrencilerin tahminlerini ifade edebilecekleri fırsatları içeren programı
yapılaştırma
• Öğretme içeriğinde öğrencinin öğrenmesini değerlendirme (Daha çok
karşılaşılan soru tipi “Ne biliyorsunuz?” türündedir.)
Selley (1999)’e göre yapılandırmacı öğrenmeyi temele alan program
tasarımcıları bireylere ne öğretilmesi sorusu yerine, neyin nasıl öğretileceği sorusuyla
ilgilenirler. Yapılandırmacı tasarımcılar, program geliştirmeye bireylerin var olan
bilgilerini ortaya çıkarmaya yardımcı olacak bir çalışma ile başlarlar. Açıkgöz’e (2004,
66) göre ise yapılandırmacı öğretimin özellikleri şunlardır:
• Öğrenci öğretmenin yapılarına ulaşmak yerine kendi yapılarını oluşturur.
• Her öğrenciye hitap edilebilmesi için bilginin biçimine ve etkinliklere çeşitlilik
getirilir.
• Öğretirken gerçek durum ve nesnelere mümkün olduğunca çok yer verilir.
• Öğretmenler kontrol edici, empoze edici, doğruları sunucu değil, yardım edici,
kolaylaştırıcı bir tavır sergiler.
• Yanlışlar öğrenciyi tanıma fırsatı olarak görülür; nedenlerin keşfedilip
düzeltilmesi için fırsatlar yaratılır. Yanlış bile olsa öğrencilerin düşüncelerini
söylemesi özendirilir.
• Planlar esnek ve seçeneklidir. Öğrenme süreciyle ilgili kararlar öğrencilerle
birlikte alınır.
• Öğrencilerin karmaşık düşünmeleri, soru sormaları, görüş alış-verişi yapmaları
özendirilir.
• Öğrencilerin değerlendirilmesi; günlük olarak, dosyalara ve öğrencilerin
ürettiklerine bakılarak, öğrenme-öğretme süreçlerinin akışı içinde yapılır.
• Yalnızca yeni öğrenilenlerle ilgilenilmeyip ön kavramlar da göz önünde
bulundurulup değerlendirilmeye çalışılır.
32
2.1.7 Fen ve Teknoloji Dersi Programı ve Yapılandırmacılığa Dayalı Özellikleri
Fen ve teknoloji yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Öğrencilerin fen ve
teknoloji ile ilgili bilgi, anlayış, beceri, tutum ve değerleri geliştirmeleri, fen ve
teknolojinin hayatımızın her alanındaki etkilerinin belirgin bir şekilde görüldüğü bilgi
çağında özel bir öneme sahiptir. Günümüzde, her meslekte bilimsel ve teknolojik alanlarda
etkin bir şekilde problem çözme ve karar verme yetenekleri gelişmiş bireylere ihtiyaç
vardır. İşte bu ihtiyaçtan dolayı öğrencilere temel fen kavramları, bilimsel süreç
becerileri, fen, teknoloji, toplum ve çevre ile ilgili anlayışlar, bilimsel tutum ve değerler
kazandırılması zorunlu hale gelmektedir. Fen ve teknoloji dersi, öğrencilere fen ve
teknoloji okuryazarlığı için gerekli bilgi, anlayış, beceri, tutum ve değerleri
kazandırarak onların gelecekte etkin bir şekilde çalışan, bilinçli ve sorumlu vatandaşlar
olmalarını sağlayacaktır.
2.1.7.1. Fen ve Teknoloji Programının Amaçları
Dünyadaki fen ve teknoloji programlarını geliştirme çalışmaları incelendiğinde,
tüm bireylerin fen ve teknoloji okuryazarı olarak yetiştirilmesinin vurgulandığı
görülmektedir. Bu bağlamda fen ve teknoloji programının amaçları Talim ve Terbiye
Kurulunun internet sitesinde ve MEB’in Fen ve Teknoloji Öğretmen kılavuz
kitaplarında şu şekilde sıralanmıştır:
• Doğal dünyayı öğrenmeleri ve anlamaları, bunun düşünsel zenginliği ile
heyecanını yaşamalarını sağlamak,
• Her sınıf düzeyinde bilimsel ve teknolojik gelişme ile olaylara merak
duygusunu geliştirmelerini teşvik edecek,
• Fen ve teknolojinin doğasını; fen, teknoloji, toplum ve çevre arasındaki
karşılıklı etkileşimleri anlamalarını sağlamak,
• Araştırma, okuma ve tartışma aracılığıyla yeni bilgileri yapılandırma
becerilerini kazanmalarını sağlamak,
• Araştırma, okuma ve tartışma aracılığıyla yeni bilgileri yapılandırma
becerilerini kazanmalarını sağlamak,
33
• Yaşamlarının sonraki dönemlerinde eğitim ile meslek seçimi gibi konularda, fen
ve teknolojiye dayalı meslekler hakkında bilgi, deneyim, ilgi geliştirmelerini
sağlayabilecek alt yapıyı oluşturacak,
• Öğrenmeyi öğrenmelerini ve bu sayede mesleklerin değişen mahiyetine ayak
uydurabilecek kapasiteyi geliştirmelerini sağlamak,
• Karşılaşabileceği alışılmadık durumlarda yeni bilgi elde etme ile problem
çözmede fen ve teknolojiyi kullanmalarını sağlamak,
• Kişisel kararlar verirken uygun bilimsel süreç ve ilkeleri kullanmaların
sağlamak,
• Fen ve teknolojiyle ilgili sosyal, ekonomik, etik, kişisel sağlık, çevre sorunlarını
fark etmelerini, bunlarla ilgili sorumluluk taşımlarını ve bilinçli kararlar
vermelerini sağlamak,
• Bilmeye ve anlamaya istekli olma, sorgulama, doğal çevrelere değer verme,
mantığa değer verme, eylemlerin sonuçlarını düşünme gibi bilimsel değerlere
sahip olmalarını, toplum ve çevreyle etkileşirken bu değerlere uygun bir şekilde
hareket etmelerini sağlamak,
• Meslek yaşamlarında bilgi, anlayış ve becerilerini kullanarak ekonomik
verimliliklerini sağlamaktır.
(http://talimterbiye.mebnet.net/Projeler/fenbilgisi.pdf, Tunç ve diğerleri 2008):
2.1.7.2. Fen ve Teknoloji Dersinin Yapılandırmacılığa Dayalı Özellikleri
Bilgi çağının yaşandığı günümüzde fen bilimleri, büyük bilgi brikimi ve
teknolojideki hızlı gelişmelerle karakterize edilmektedir. Buna bağlı olarak eğitim
sistemimizdeki temel amaç öğrencilere mevcut bilgileri aktarmaktan çok bilgiyi elde etme
becerilerinin kazandırılması olmalıdır. Başka bir deyişle öğrencilerin, ezberden çok
kavrayarak öğrenmelerini, karşılaşılan yeni durumlarla ilgili problemleri çözebilmelerini,
analitik ve yaratıcı düşünerek bilimsel yöntem süreç becerilerini kullanmalarını sağlamak
olmalıdır (Kaptan, 2005, 283). Bu nedenle, Fen ve Teknoloji dersinde öğrenme-öğretme
sürecinde yapılandırmacı yaklaşımın esas alınmasının uygun olacağı düşünülebilir.
Nitekim yeni Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı, yapılandırmacılık, tematiklik,
öğrenci merkezlilik ve aktiflik ilkelerine dayanmaktadır (Halat, Doğan ve Marulcu, 2005).
34
Yapılandırmacı anlayışa göre öğrenenler okulda anlatılan fen derslerini önceki
deneyimleri sonucu geliştirdikleri düşünceler doğrultusunda yorumlamaktadırlar
(Driver,1985; Driver ve diğerleri, 1995; Osborne ve Freyberg, 1985; Wittrock, 1974;
Aktaran Kabapınar, 2003, 119). Yapılandırmacı fen öğretmeni öğrenenlerin bilimsel süreç
becerilerini kullanarak bilgiyi oluşturması için gerekli ortamı hazırlar. Öğretmen,
öğrencilerden fen kavramlarını yorumlamalarını, çeşitli olayları açıklamak üzere
kullanmalarını, deney yapmalarını ve sonuçları yorumlamalarını ister. Yapılandırmacı fen
öğretiminde deneyler çoğunlukla bir problem durumunu içerecek şekilde tasarlanır.
Böylece, öğrenen söz konusu problemin çözümüne ilişkin akıl yürütebilir, tahminde
bulunabilir (Kabapınar, 2006). Bu nedenle yapılandırmacı öğretmenlerin öğretme-öğrenme
sürecinde Fen ve Teknoloji laboratuarlarını etkin bir şekilde kullanmaları oldukça
önemlidir. Bunun yanında yapılandırmacı öğretmenlerin öğrenme sürecinde etkileşimli
teknolojileri sık sık kullanmaları gerekir. Bu etkileşimli teknolojiler, bilgi aktaran değil,
bilgiyi öğrenerek destekleme ve kolaylaştırma işlevini üstlenmektedir. Bu etkileşimli
teknolojilerin temel özelliği de boş teknoloji olmasıdır. Yani, içinde bilgi olmayan veya az
olan, bilgilerin öğrenciler tarafından kullanılarak, kendi bilgilerini ve anlamlarını
oluşturacakları araç ya da aracı bilgiler olmalıdır (Gürol, 2002).
Öğrenme odaklılık, bilginin içeriğe- alana bağımlı olması, gerçek ortamla bağlantı
kurulması ve bunun basite indirgenmemesi, bilginin önceden belirlenmemesi- esnek
yapının oluşturulması, ortaklaşa işbirlikli etkinliklerin uygulanması, öğrenci denetiminin
olması, her öğrencinin kendi gerçeğini keşfetmesi, süreç değerlendirmesinin ağırlık
kazanması ve tasarımın alana bağımlı olması yapılandırmacı yaklaşımın temel özellikleri
olarak sıralanabilir (Gürol, 2002, 164). Bu nedenle yeni Fen ve Teknoloji Dersi
Programının bu belirlenen temel özellikleri taşıması gerekir. Tunç ve arkadaşları (2008)
Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programlarında kabul ettiği, öğrenmenin
yapılandırmacılığa dayalı özelliklerini şu şekilde sıralamışlardır:
• Bilgi ve beceriler, öğretim uygulamaları ile öğretmenden öğrenciye olduğu gibi
aktarılamaz.
• Öğrencilerin kendilerine özgü ön bilgi, inanç, tutum ve amaçları öğrenmeyi
etkiler. Sınıfta farklı şekilde öğrenmeye ihtiyacı olan öğrenciler vardır. Bu
öğrenciler, farklı öğrenme metotları ile öğrenebilir, bilgilerini arkadaşları ile
paylaşarak içselleştirebilirler.
35
• Öğrenme pasif bir süreç değil, öğrencinin öğrenme sürecine katılımını
gerektiren etkin, sürekli ve gelişimsel bir süreçtir. Bu yüzden, öğretim
sürecinin çoğunlukla "öğrenci merkezli" olması gerektiği kabul edilir.
• Bilgi ve anlayışlar her birey tarafından kişisel ve sosyal olarak yapılandırılır.
Ancak
ortak fiziksel deneyimlerde, dil ve sosyal etkileşimler nedeniyle bireylerin
yapılandırdığı anlam kalıplarında düzenlilikler vardır.
• Fen öğrenme, mevcut kavramlara eklemeler yapılması veya genişletilmesi değil,
köklü bir şekilde yeniden düzenlenmesini gerektirebilir.
• İnsanlar, dünyayı anlamlandırmaya çalışırken yapılandırdıkları yeni bilgileri
değerlendirerek özümler, düzenler veya reddedebilirler.
2.2. Konuyla İlgili Araştırmalar
Araştırmanın bu bölümünde son yıllarda yurt içinde ve yurt dışında çevre
eğitimi, çevresel tutum ve davranışlarla ilgili yapılmış olan ve ulaşılabilen araştırmalar
yer almaktadır.
2.2.1 Yurt İçinde Yapılan Araştırmalar
Şama (1997)’nın hazırladığı “Üniversite Gençliğin Çevre ve Çevre Sorunlarına
Yönelik Tutumları” adlı çalışmasında üniversite öğrencilerinin çevre ve çevreye yönelik
tutumlarının belirlenmesi amaçlanmış, veriler cinsiyet, bölüm, yerleşim birimi, baba eğitim
düzeyi-mesleği ile ailenin gelir düzeyi bağımsız değişkenler açısından değerlendirilmiştir.
Araştırmaya Gazi Eğitim Fakültesi’nde 18 farklı bölümün 1 ve 2. sınıflarında okuyan 234’ü
kız, 208’i ise erkek olmak üzere toplam 442 öğrenci katılmıştır. Veri toplama aracı olarak
araştırmacı tarafından geliştirilen “Çevresel Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma
sonuçlarına göre; 1. ve 4. sınıf öğrencilerinin çevreye yönelik tutumları arasında önemli bir
fark olmazken, bölümlere göre tutum puanlarının farklılaştığı, yaşadıkları coğrafi
bölgelerin çevreye yönelik tutumlara etkisi olmadığı belirtilmiştir. Kız öğrencilerin
erkeklere göre, yabancı diller bölümünde öğrenim gören öğrencilerin diğer bölümlerde
öğrenim gören öğrencilere göre çevresel tutumları daha olumlu olurken, büyük
kentlerde yaşayan, babalarının eğitim düzeyi, mesleksel statüleri yüksek, ailelerinin gelir
düzeyinin orta olan öğrencilerin tutum puanlarının yüksek olduğu belirlenmiştir.
36
Özdemir (1998) tarafından yapılan deneysel çalışmada ise yazınsal bir tür olarak
öykünün öğretimde çevre duyarlığına etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Ankara’daki
bir resmi Anadolu Lisesi Orta Kısım 2. Sınıf öğrencileriyle yürütülen araştırmaya 12’si
deney ve 12’si kontrol grubuna dâhil olmak üzere toplam 24 öğrenci katılmıştır. On altı
saat süren uygulama öncesi ve sonrasında her iki gruba da öğrencilerde çevre
duyarlığını ölçen, içinde "alma", "tepkide bulunma" ve "örgütleme" basamaklarında
öngörülen çevre duyarlığına ilişkin davranışları ölçmeyi amaçlayan ölçme aracı
uygulanmıştır. Araştırma sonucunda seçilmiş öykülerin kullanıldığı deney grubu ile
kontrol grubu arasında "çevre duyarlığı" arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark
saptanmıştır.
İşyar (1999)’ın ilköğretim öğrencilerinin (3., 4. ve 5. sınıf) çevresel
tutumlarında, sosyoekonomik düzey ve yaş değişkenlerine göre bir farklılık olup
olmadığını araştırdığı çalışması alt, orta ve üst sosyoekonomik düzeyden 180 ilköğretim
okulu öğrencisiyle gerçekleştirilmiştir. Araştırma verilerini toplamak amacıyla 3., 4. ve
5. sınıf öğrencilerine çevresel tutum ölçeğinin uygulandığı araştırma sosyoekonomik
düzey ve sınıf düzeyi arttıkça, çevresel tutum puanlarının da anlamlı bir şekilde arttığı
görülmüştür.
Ayhan (1999)’ın çalışmasında ise ilköğretimin ilk üç sınıfındaki derslerin
çevrenin korunması ve geliştirilmesi ile ilgili hedef ve davranışları incelenerek, bu
hedef davranışların kazanılmasında, aile, öğretmen ve okul yönetiminin etkilerini
belirlemek amaçlanmıştır. Araştırma verileri Ankara'nın 4 farklı sosyoekonomik
düzeyindeki mahallelerinden seçilen 4 ilköğretim okulundan 4 yönetici, 12 öğretmen,
413 öğrenci ve 368 veliye anket uygulanarak elde edilmiştir. Araştırmanın sonucunda;
MEB İlköğretim Programının amaç, ilke, hedef, önerdiği öğrenme etkinlikleri
bakımından çevre eğitimini destekleyen özelliklere sahip olduğu, sınıf içi öğrenme-
öğretme etkinliklerinde bazen çevre eğitimi açısından uygun yöntemler kullanıldığı,
öğrencilerin çevre sorunlarına karşı duyarlı oldukları, fakat bildiklerini her durumda
uygulayamadıkları saptamıştır. Ayrıca okullardaki mevcut fiziki ortamın çevre ile ilgili
öğrenmeleri pekiştirecek nitelikte göründüğü ve ailelerin çevre ile ilgili tutumlarının
genellikle çevre eğitimini ve okuldaki öğrenmeyi destekleyecek düzeyde olduğu
belirtilmiştir.
37
Altın (2001)’ın hazırlamış olduğu “Biyoloji Öğretmeni Adaylarında Çevre
Eğitimi” adlı çalışmada, biyoloji öğretmeni adaylarında, hizmet öncesi çevre eğitiminin
mevcut durumunu belirlemek, öğrencilerin çevre ve çevre sorunlarına karşı ilgi ve
tutumları ile çevre hakkındaki bilgilerini saptamak amaçlanmıştır. Araştırmada Gazi
Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Biyoloji Eğitimi A.B.D.'den 22'si kız, 8'i erkek 30
birinci sınıf, 29'u kız, 21'i erkek 50 dördüncü sınıf öğrencisi, Hacettepe Üniversitesi
Eğitim Fakültesi, Biyoloji Eğitimi A.B.D.'den 18'i kız, 5'i erkek 23 birinci sınıf, 29'u
kız, 5'i erkek 34 dördüncü sınıf öğrencisi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Biyoloji Eğitimi A.B.D.'den l'i kız, 4'ü erkek 5 birinci sınıf, 11'i kız, 8'i erkek
19 dördüncü sımf öğrencisi olmak üzere toplam 161 öğrenci katılmıştır. Çalışmada
araştırmacı tarafından geliştirilen sosyoekonomik düzey ölçeği, kişisel bilgi formu ve
öğrencilerin çevre ve çevre sorunlarına yönelik ilgi ve düşüncelerinin belirlenmesini
amaçlayan 5'li Lickert şeklinde düzenlenmiş toplam 21 maddelik bir tutum ölçeği
kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin çevre ve çevre sorunlarına karşı
ilgilerinin zayıf olduğu, son sınıftaki öğrencilerin, birinci sınıftaki öğrencilere göre daha
fazla kavram bilgisine sahip olduğu halde bazı kavram yanılgılarının olduğu
gösterilmiştir. Öğrencilerin çevre ve çevre sorunlarına yönelik tutumları genel olarak
olumlu olmakla birlikte, tutumların cinsiyete göre ve ilk ve son sınıf öğrencileri
arasında farklılık göstermediği, yalnız sosyoekonomik düzey yükseldikçe çevreye
yönelik tutumlarının daha olumlu hale geldiği belirlenmiştir.
Akış (2002)’ın , “Kuzey Kıbrıs’ta Çevre Bilinci” başlıklı çalışmasında, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çevre bilincinin yaş, eğitim düzeyi, yerleşim alanı, yerli
veya göçmen olma ve cinsiyet değişkenleri arasındaki ilişkisini belirlemek amaçlanmıştır.
Araştırma örneklemi oluşturulurken toplam nüfusun %60’ının kırsal kesimde, %40’ının
da kentlerde yaşadığına ve ülkenin üç ayrı bölgesinin toplam ülke nüfusu içindeki oranına
dikkat edilmiş ve araştırma örneklemi katılımcıların %46’sı Lefkoşa’dan, %38’i
Magusa’dan ve %16’sı Girne’den olacak şekilde seçilmiştir. Çeşitli eğitim seviyelerine
mensup halktan kimselerin katıldığı araştırmada veri toplama aracı olarak anket
kullanılmıştır. Araştırmanın sonunda çevre bilincinin oluşumunda, yaş, eğitim düzeyi,
yerleşim alanı, yerli veya göçmen olma ve cinsiyet değişkenlerinin arasında anlamlı bir
ilişki olduğu bulunmuştur. Bu çalışma sonunda Kuzey Kıbrıs’ta gelişmiş bir çevre
bilinci olmadığı ve ekonomik sorunların çevre sorunlarından önce geldiği belirlenmiştir.
Sonuç olarak; anketi cevaplayanlar çevreci görüşe sahip olup, çoğu kez çevreye duyarlı
38
davranış göstermemekte oldukları ve çevreyi korumak için parasal bir bedel ödemekten
kaçındıkları belirlenmiştir.
Kavruk (2002) tarafından yapılan çalışmada ilköğretim ve ortaöğretim
öğrencilerinde çevresel duyarlılığının artırılmasında çevre eğitiminin önemi ve rolü
incelenmiştir. Ankara-Yenimahalle İlçesindeki iki genel (klasik) lisede, toplam 335
öğrenciye anket uygulanarak gerçekleştirilen araştırma sonucunda öğrencilerin
yaşadıkları kentin en önemli birinci çevre sorunu olarak yeşilin yok olmasını, ikinci
sorun olarak da hava kirliliğini gösterdikleri belirlenmiştir. Kız öğrencilerin erkeklere
nazaran yeşilin yok olması konusunda daha ısrarcı bir tutum sergilerken, erkeklerin de
kentin hava kirliliği sorunu konusunda kızlara göre daha hassas bir tutum içinde oldukları
belirlenmiştir. Öğrencilerin çoğunluğunun ülkemizde çevre sorunlarına yeterince önem
verilmediği kanaatini taşıdığı, tamamına yakınının ise, anne baba ve saygı duydukları
büyüklerinin çevreye yeterince önem verdiklerini düşündükleri belirlenmiştir. Aynı
ülke genelinde çevreye verilen önem hakkındaki kanaatlerine paralel olarak,
öğrencilerin büyük çoğunluğu genel olarak gençliğin (ya da kendi emsallerinin) de
çevreye yeterince önem vermediklerini düşündüklerini ifade etmişlerdir. Öğrencilerin
yarısı çevreyi kirleten tanımadığı kişilere karşı tepkilerini pasif olarak gösterdiklerini, %
% 42.0’ si çevreyi kirleteni açıkça uyardıklarını ifade etmişlerdir. Öğrencilerin % 8.0’ i
insanların çevreyi kirletebileceğini ki zaten kirlettiğini, temizliğin belediye kurumlarının
görevi olduğunu düşündüklerini ifade ettikleri belirtilmiştir.
Öğrencilerin hayvan ve bitkilere zarar verilmesi konusunda daha hassas olduğu,
çevreyi kirletenlere gösterilen tepkiden daha aktif bir duyarlılık içinde oldukları
görülmüştür. Araştırmada okulda çevreyle ilgili bilgiler çeşitli derslerin konuları
içerisinde verildiği ancak çevreyle ilgili bilgilerin daha çok, ilköğretim okullarının 7. ve
8. sınıflarında Fen Bilgisi dersinde, lise öğrencilerinde ise (10. ve 11. sınıflarda)
Biyoloji dersinde öğrenildiği sonucuna varılmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin
yaklaşık %90'ının bir çevre gönüllü kuruluşu olarak TEMA Vakfindan haberdar
olduğu, % 73.0' ünün ekosistemi tarif edebildiği ve bu öğrencilerin genel olarak
ülkemizde çevreye önem verilmediğini veya çok az önem verildiğini düşündüğü
belirlenmiştir. Ayrıca lise öğrencilerinin yarıya yakının, ders kitapları dışında çevreyle
ilgili kitap ve dergi okudukları anlaşılmıştır. Öğrenciler büyük oranda çevre sorunları
kavramını ilk kez ailesinden (%46,8) ve televizyondan (% 36,2) duyduklarını
39
belirtmişlerdir. Öğrencilerin dörtte üçü okullarında düzenlenecek bir çevre faaliyetine
gönüllü olarak katıldıklarını ifade ederken, katılım konusunda kız öğrencilerin erkeklere
göre daha duyarlı oldukları, faaliyetlerine gönüllü katılım isteğinin üst sınıflara doğru
azaldığı belirlenmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin dörtte biri evlerinde, kullanılan
şişe ve kâğıtların biriktirildiğini ve bu çöplerin toplayanlara verildiğini veya
semtlerindeki özel toplama kutularına bırakıldığını belirtirken, öğrencilerin % 62.0' sinin
sokakta yedikleri kabuklu yiyecekleri mutlaka çöp kutusuna atma eğilimi gösterdikleri
belirlenmiştir. Öğrencilerin büyük bir bölümü (% 90'ı) kâğıdın hammaddesinin kâğıt
olduğunu bildiği saptanırken, plastiğin hammaddesinin petrol olduğu konusunda % 61’i
bilgisiz kalmıştır. Camın hammaddesinin silisyum olduğunu bilenlerin oranı ise %
65'dir. Öğrenciler deodorantların ozon tabakasına verdiği zarar seçeneğinde hemfikir
olurken, yarıdan fazlası çevreye saygılı kalkınma yapılması gerektiğini, beşte biri ise
öncelikle kalkınmanın sağlanması gerektiğini düşündüklerini ifade etmişlerdir.
Morgil, Yılmaz, ve Cingör (2002)’ün “Fen Eğitiminde Çevre ve Çevre Koruma
Projesi Hazırlamasına Yönelik Çalışma” başlıklı araştırmalarında, ilköğretim 6. sınıf
öğrencilerinin çevresel bilgi ve duyarlılık düzeyleri ve fen derslerinde yapılan çalışmaları
incelemişlerdir. Araştırma Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Fen
Bilgisi Öğretmenliği Bölümü 1. ve 4. sınıfta öğrenim gören 224 öğrenci üzerinde
yürütülmüştür. Tarama türünde yürütülen araştırmada veri toplama aracı olarak kişisel
bilgiler, çevre ve ekoloji kavram bilgileri, çevre tutum ölçeği olmak üzere üç bölümden
oluşan anket uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda elde edilen sonuçlardan 4. sınıf
öğrencilerinin çevre bilgilerinin 1. sınıf öğrencilerine göre daha yüksek olduğu, buna
bağlı olarak da çevresel duyarlılıklarının daha fazla olduğu saptanmıştır. Araştırmada
proje tabanlı öğrenmeye dayalı öğrenme-öğretme sürecinin öğrencilerin bilgi düzeylerinde
önemli ölçüde artış sağladığı görülmüştür.
Yıldız, Baykal ve Altın (2002)’ın çalışmalarında görselliğe ve uygulamalara
dayanan çevre eğitiminin, öğrencinin çevreye karşı ilgisini ve sorunlara karşı çözümleyici
yaklaşımını etkileyip etkilemediği araştırılmıştır. Çalışma alanı olarak Karagöl (Ankara)
seçilmiş, Gazi Üniversitesi Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı 2, 3, 4. sınıf düzeylerinden
yirmişer öğrenciden oluşan 60 kişilik ekip arazi öncesi bazı uygulamalara tabi
tutulmuşlardır. Araziden bir gün önce tüm gruplara, eğitim seviyelerine uygun
geliştirilen çevre ile ilgili kavramlara, genellemelere ve sulak alanlarla ilgili çevreye
40
yönelik, araştırıcılar tarafından geliştirilen ve 12 maddeden oluşan bir anket
uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin teorik bilgilerinin uygulamalarla
pekiştiği bu sayede bazı yanlış bilgi ve yaklaşımlarının düzeldiği ve özellikle tür
zenginliğinin tahminlerinin çok üzerinde olmasından dolayı sonuçları büyük bir merak ve
ilgiyle değerlendirdikleri gözlenmiştir.
Engin (2003), “Fen Bilgisi ve Biyoloji Öğretmen Adaylarının Üniversite
Ekoloji Dersi Öncesi ve Sonrası Çevre Bilgileri ve Tutumları” adlı çalışmasında ise
Biyoloji ve Fen Bilgisi öğretmen adaylarının üniversite sürecindeki çevre bilgileri ve
tutumlarındaki gelişmeyi saptamayı amaçlamıştır. Tarama niteliğindeki bu çalışmada,
Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi'nde Biyoloji ve Fen Bilgisi Eğitimi
Programlarında öğrenim gören, 123'ü birinci sınıf, 93'ü dördüncü sınıf öğrencisi olmak
üzere 216 öğrenciyle çalışılmıştır. Veri toplama aracı olarak öğrencilerin çevre konuları
ile ilgili bilgilerini ölçen ve 24 sorudan oluşan bilgi testi, öğrencilerin çevre konulan ile
ilgili tutumlarını ölçen ve 30 sorudan oluşan tutum testi ve öğrencilerle ilgili bilgileri ve
yorumları içeren sorular kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, Biyoloji ve Fen Bilgisi
Eğitimi öğretmen adaylarının üniversite eğitim sürecinde çevre bilgileri ve çevre
tutumlarını geliştiremedikleri saptanmıştır.
Şimşekli (2004)’nin çalışmasında, 2002 – 2003 öğretim yılında Bursa il
merkezindeki 25 ilköğretim okulunda, çevre bilincinin geliştirilmesi amacıyla
uygulamalı çevre eğitimi yapılmıştır. Öğretmenler tarafından birer ay süre ile işlenen
beş ana tema için hazırlanmış olan etkinlikler dosyası okullara önceden gönderilmiş ve
öğretim dönemi boyunca 21 ilköğretim okulunda 8789 öğrencinin katılımıyla toplam 51
etkinlik yapılmıştır. Etkinliklere katılan öğrencilerin çevre konularına dikkatleri
çekilmiş ve çevre konularında düşünce ve görüşlerinin alınması sağlanmıştır. Bu
çalışmanın sonunda ilköğretim öğrencilerinin çevreye karşı duyarlılık düzeylerinin
istenilen düzeyde olmadığı belirlenmiştir.
Erol (2005) tarafından tarama modeli kullanılarak gerçekleştirilen çalışmada
“sınıf öğretmenliği ikinci sınıf öğrencilerinin çevre ve çevre sorunlarına yönelik
tutumları” ile çevre hakkındaki bilgilerini belirlemek amaçlanmıştır. Araştırmaya,
2003–2004 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Pamukkale Üniversitesi Eğitim
Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı 2. sınıfta öğrenim gören
41
143’ü kız, 82’si erkek toplam 225 öğrenci katılmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilere
birinci bölümünde öğrencilerin kişisel bilgileri, çevre sorunlarına karşı ilgileri ve çevre
sorunlarıyla ilgili düşüncelerini belirlemeyi amaçlayan sorular, ikinci bölümde çevre ve
ekolojiyle ilgili kavram bilgisi soruları, üçüncü bölümde ise çevre ve çevre sorunlarına
yönelik tutumları ölçen soruların yer aldığı 3 bölümden oluşan bir anket uygulanmıştır.
Araştırma sonucunda; öğrencilerin çevre ve çevre sorunlarına karşı ilgilerinin zayıf,
ekoloji ve çevre ile ilgili bazı kavram yanılgıları taşıdıkları ve kız öğrencilerin çevre
sorunlarına yönelik tutumlarının erkek öğrencilerden daha olumlu olduğu görülmüştür.
Öğrencilerin yaşları, kardeş sayıları ve annelerinin mesleğinin çevreye yönelik
tutumlarında farklılıklar yarattığı saptanırken, yaşanılan coğrafi bölge, yerleşim birimi,
babalarının meslekleri, anne ve babalarının eğitim düzeyleri, oturdukları ev, ailenin
gelir düzeyi ve daha önce çevreyle ilgili ders alıp almama durumunun tutumlarda
anlamlı farklılık yaratmadığı görülmüştür.
Atasoy (2005) tarafından yapılan çalışmada ise ilköğretimde verilen çevre için
eğitimin etkililiğini saptamak amacıyla 6. 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin çevresel tutum ve
bilgileri ölçülmüştür. Araştırma grubunu, Bursa kent merkezindeki Nilüfer ve Görükle
belediye sınırları içindeki, 2004–2005 eğitim - öğretim yılında, faaliyet gösteren altı
farklı ilköğretim okulundan seçkisiz seçilmiş 6. 7. ve 8. sınıflardaki 576’sı kız, 542’si
erkek olmak üzere toplam 1118 ilköğretim öğrencisi oluşturmuştur. Bu öğrencilerden
524’ü Alt Sosyo – Ekonomik Düzeydeki (Alt SED) okullarda ve 594’ü Üst Sosyo –
Ekonomik Düzeydeki (Üst SED) okullarda yer almaktadırlar. Çalışmada veri toplama
araçları olarak Çevre Bilgi Testi ve Çevre Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma
sonucunda 6. sınıflar ile 8. sınıflar ve 7. sınıflar ile 8. sınıflardaki öğrencilerin çevre
bilgileri, 6. sınıflar ile 8. sınıflar arasındaki öğrencilerin de çevresel tutumlarında
anlamlı farklılık olduğu görülmüştür. Öğrencilerin çevre bilgileri sosyoekonomik
düzeylerine göre incelendiğinde alt SED’ deki 6. sınıflar ile 7. sınıflar ve 6. sınıflar ile
8. sınıflardaki öğrencilerin puanları arasında anlamlı farklılık olduğu saptanmıştır.
Tutum ölçeği sonuçlarına göre ise alt SED’ deki 6. sınıflar ile 8. sınıflar ve 7. sınıflar ile
8. sınıflar arasındaki öğrencilerin puanları arasında anlamlı farklılık olmuştur. Alt SED
öğrencilerinin hem bilgi hem de tutum puanlarında cinsiyete göre anlamlı bir farklılık
gözlenirken, üst SED öğrencilerinin bilgi testi puanlarında cinsiyete göre anlamlı bir
farklılık olmamıştır. Araştırma sonuçlarına göre çevresel bilgi ve tutum düzeyi kız
öğrencilerde daha yüksektir.
42
Tüfenkçi (2006)’nin deneysel çalışmasında proje temelli öğretim ve işbirlikli
öğretim yönteminin ilköğretim 2. kademe öğrencilerinin çevreye karşı farkındalıklarına
etkisi incelenmiştir. Araştırmaya Manisa’nın Demirci ilçesindeki bir resmi ilköğretim
okulunda 7. sınıfta okuyan, 12–13 yaşlarındaki, 20 kız öğrenci ve 19 erkek öğrenci
olmak üzere toplam 39 öğrenci katılmıştır. Deney süresince proje grubuna proje temelli
öğretim yöntemi, işbirlikli öğretim grubuna işbirlikli öğretim yöntemi uygulanmıştır.
Araştırma sonunda her iki gruba başarı testi, açık uçlu uygulama soruları ve grup
değerlendirme testi uygulanmış ve her iki yöntemin de öğrencilerin çevreye karşı
farkındalıklarını sağlamada etkili olduğu bulunmuştur.
Özdemir ve Uzun (2006) tarafından yapılan “ Yeşil Sınıf Modeline Göre
Yürütülen Fen ve Doğa Etkinliklerinin Ana Sınıfı Öğrencilerinin Çevre Algılarına
Etkisi” adlı çalışmada; “Yeşil Sınıf Modeli”ne dayalı olarak yürütülen fen ve doğa
etkinliklerinin anasınıfı öğrencilerinin “bitkiler sınırlılığında” çevre algılarına etkisini
araştırmak amaçlanmıştır. Öntest-sontest kontrol gruplu deneysel desene dayalı olarak
gerçekleştirilen araştırmada uygulama öncesinde ve sonrasında 31 maddeden oluşan ve
araştırmacılar tarafından geliştirilen “Çevre Algısı Testi” kullanılmıştır. Araştırmanın
sonucunda elde edilen bulgular, doğal materyallerle doğrudan etkileşimi olanaklı kılan
yeşil sınıf ortamında bulunan deney grubu öğrencilerinin çevre algılarının, geleneksel
sınıf ortamında fen ve doğa etkinliklerinin yürütüldüğü kontrol grubu öğrencilerine
oranla anlamlı düzeyde arttığını göstermiştir (2006).
Armağan (2006) tarafından hazırlanan “İlköğretim 7–8. Sınıf Öğrencilerinin
Çevre Eğitimi İle İlgili Bilgi Düzeyleri” adlı çalışmada ise ilköğretim 7. ve 8. sınıf
öğrencilerinin çevre konularındaki bilgilerini ve çevreye karşı olan duyarlılıklarını
sorgulanmış, araştırmaya 2005–2006 eğitim-öğretim yılında Kırıkkale il merkezinden 7.
sınıftan 144 ve 8. sınıfta 68 olmak üzere toplam 212 öğrenci katılmıştır. Ölçme aracı
olarak 24 sorudan oluşan “Çevre Eğitimi Testi” uygulanmıştır. Araştırmanın
bulgularına göre çoktan seçmeli sorular için 7. sınıf öğrencilerinin daha başarılı olduğu,
açık uçlu sorularda ise her soru için farklı başarı dağılımı olduğu, tüm sorularda kız ve
erkek öğrencilerin başarı oranlarının birbirine yakın olduğu görülmüştür.
Uzun ve Sağlam tarafından 2006 yılında yapılan “Orta Öğretimde Çevreye
Yönelik Bilgi ve Tutumun Öğrenci Profiline Göre Değerlendirilmesi” adlı çalışmada,
43
orta öğretim düzeyindeki öğrencilerin cinsiyet, yaş, sınıf düzeyi, ailelerin gelir düzeyi,
ailedeki birey sayısı gibi özelliklere bağlı olarak, çevreye yönelik bilgi ve tutumlarını
değerlendirmek amaçlanmıştır. Bu temel amaç doğrultusunda öğrencilere “Çevresel
Tutum Ölçeği” ve “Çevresel Bilgi Testi” kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda kız
öğrencilerin çevresel bilgi, davranış ve düşünce puanlarının ortalamaları erkek
öğrencilere oranla daha yüksek bulunmuş, bu farklılıklardan çevresel bilgi ve düşünce
puanları arasındaki farklılıklar anlamlı bulunurken, çevresel davranış açısından oluşan
fark anlamlı olarak değerlendirilmemiştir. Yaşa bağlı olarak tespit edilen çevresel bilgi
puanlarındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunurken, çevresel davranış ve
çevresel düşünce puanlarındaki fark ise anlamlı bulunmamıştır. Sınıf düzeylerine göre
belirlenen ortalama farklarına bakıldığında ise, sınıf düzeyi yükseldikçe artan çevresel
bilgi ve düşüncenin tersine, çevresel davranış puanının düştüğü görülmüştür. Ailenin
gelir düzeylerine göre oluşan çevresel bilgi ve düşünce puanlarındaki farklara
bakıldığında, ailesinin gelir düzeyi yüksek olan çocukların puanlarının arttığı ancak
davranış puanlarının azaldığı bulunmuştur. Ailedeki birey sayısına göre çevresel bilgi
ve tutum puanları arasındaki farka bakıldığında, daha az çocuklu ailelerden gelen
çocukların bu ortalamaları, çok kardeşi olanlara oranla yüksek ve anlamlı bulunmuştur.
Tecer (2007) tarafından yapılan çalışmada da ilköğretim öğrencilerinin çevre
problemlerine karşı duyarlılıklarının ve sosyo-demografik açıdan araştırılmıştır.
Çalışmada araştırmacılar tarafından geliştirilen “çevresel duyarlılık ve aktif katılım
(DAK)” ölçeği uygulanmıştır. Öğrenciler Balıkesir il merkezinde bulunan değişik
sosyo-ekonomik düzeye sahip (alt, orta ve üst SED) 3 okuldan seçilmiştir. Seçilen
okullardan biri özel bir ilköğretim okuludur ve bu okuldaki öğrencilerin aileleri orta ve
yüksek gelir düzeyine sahiptir. Diğeri merkezde yer alan orta ve yüksek gelir
düzeyinden ailelerin tercih ettiği bir devlet okuldur. Ayrıca bu okul ebeveynlerin eğitim
düzeylerinin en yüksek olduğu okuldur. Son olarak, şehrin daha bir dışında yer alan,
ailelerin sosyo-ekonomik ve eğitim düzeylerinin daha düşük olduğu bir devlet
ilköğretim okulu seçilmiştir. Anketler birinci kademede toplam 299, ikinci kademede
ise toplam 200 adet öğrenciye uygulanmıştır. Araştırma sonunda öğrencilerin çoğu
çevre konularına karşı ilgili olduklarını ifade etmelerine rağmen, çevresel faaliyetlere
aktif olarak katılmadıkları belirlenmiştir. Daha yüksek sosyo-ekonomik düzeye sahip
öğrencilerin okuduğu bir devlet ve bir özel ilköğretim okulunun öğrencilerinin Çevresel
Duyarlılık ve Aktif Katılım Ölçeği puanları diğer öğrencilerden yüksek bulunmuştur.
44
Genel olarak, kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre çevreye daha ilgili oldukları, çevre
sorumlu davranış göstermeye daha eğilimli oldukları görülmüştür. Demografik
değişkenler, cinsiyet ve ebeveynlerin eğitim düzeylerinin çevre duyarlılığı, aktif katılım,
bilgi ve çevresel tavır üzerinde önemli etkiye sahip olduğu bu çalışmanın temel
bulguları arasındadır.
Deniş ve Genç (2007) “Çevre bilimi dersi alan ve alamayan sınıf öğretmenliği
öğrencilerinin çevreye ilişkin tutumları ve çevre bilimi derslerindeki başarılarının
karşılaştırılması” adlı çalışmalarında da, Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı’ nda
öğrenim gören Çevre Bilimi dersi alan üçüncü sınıf öğrencileri ile Çevre Bilimi dersi
almayan birinci sınıf öğrencilerinin çevre bilgileri ve çevre tutumları karşılaştırılmıştır.
Araştırma Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği
bölümünde öğrenim gören 110 üçüncü ve 110 birinci sınıf öğrencisi ile yapılmıştır.
Öğrencilerin çevre bilgileri ‘Alan Bilgisi Testi’ ile ve çevre tutumları da ‘Çevreye
Yönelik Tutum Ölçeği’ ile ölçülmüştür. Sonuç olarak Çevre Bilimi dersi alan
öğrencilerin bilgi testinde dersi almayan öğrencilere göre daha başarılı oldukları
görülmüştür. Çevreye yönelik tutumlarında dersi alan ve almayan öğrenciler arasında
anlamlı bir farklılık bulunmamış olup, dersi alan ve almayan öğrencilerin olumlu çevre
tutumuna sahip oldukları belirlenmiştir.
Akbaş (2007) tarafından yapılan çalışmada da fen bilgisi öğretmen adaylarının
çevre ve ekoloji kavram bilgileri ve çevreye karşı duyarlılıkları cinsiyet, ailenin geliri ve
sınıf düzeyi değişkenleri açısından incelenmiştir. Araştırma Atatürk Üniversitesi Kazım
Karabekir Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümü 1. ve 4. sınıfta öğrenim
gören,100’ü kız, 124’ü erkek olmak üzere toplam 224 öğrenci üzerinde yürütülmüştür.
Araştırmada veri toplama aracı olarak kişisel bilgiler, çevre ve ekoloji kavram bilgileri,
çevre tutum ölçeği olmak üzere üç bölümden oluşan anket uygulanmıştır. Araştırma
sonunda cinsiyet ve ailenin gelir düzeyinin öğrencilerin ekoloji kavram bilgileri
arasında anlamlı bir fark yaratmadığı saptanırken, 4. sınıf öğrencilerinin çevre
bilgilerinin daha fazla ve çevre duyarlılıklarının da daha olumlu olduğu belirlenmiştir.
Sadık ve Sarı (2008)’ nın çalışmasında ise sınıf öğretmeni adaylarının çevre
bilgisi ve çevre sorunlarına yönelik tutumları sınıf düzeyi, cinsiyet, anne-baba eğitim
düzeyi ve mesleği, ailenin aylık toplam geliri, çevre dersi almış olma-olmama ve
45
çevreyle ilgili bir kuruluşa üye olma-olmama durumuna göre incelenmiştir. Çevresel
Tutum Ölçeği ile 25 sorudan oluşan Çevre Bilgisi Testi’ nin kullanıldığı araştırmanın
verileri 2007–2008 öğretim yılı bahar döneminde ÇÜ Eğitim Fakültesi, Sınıf
öğretmenliği bölümünde okuyan 542 öğrenciden elde edilmiştir. Araştırmanın sonunda
dördüncü sınıf öğrencilerinin çevre bilgilerinin daha fazla ve çevresel davranışlarının da
daha olumlu görülmüştür. Cinsiyete göre elde edilen puanlar arasındaki farklılıklar,
Çevresel Davranış alt ölçeğinde bayan öğrenciler; Çevresel Düşünce alt ölçeğinde ise
erkek öğrenciler lehine istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ancak anne-baba
eğitim düzeyi, anne-baba mesleği ve ailenin aylık toplam geliri değişkenleri bakımından
öğrencilerin puanları arasında anlamlı farklılıklar bulunamamıştır. Çevre dersi almış
olma-olmama bakımından elde edilen puanlar arasındaki farklar, sadece Çevresel
Davranış alt ölçeğinde çevre dersi alan öğretmen adayları lehine anlamlı bulunurken;
çevreyle ilgili bir kuruluşa üye olma-olmama durumuna göre ise puanlar arasında
anlamlı fark bulunmamıştır.
Kahyaoğlu, Daban ve Yangın (2008)’ın araştırmasında da Dicle Üniversitesi
Siirt Eğitim Fakültesi’nde bulunan İlköğretim Fen Bilgisi, Matematik, Sosyal Bilgiler
ve Sınıf Öğretmenliği programlarındaki öğretmen adaylarının çevresel tutumları
incelenmiştir. 2004–2005 öğretim yılı bahar döneminde Dicle Üniversitesi Siirt Eğitim
Fakültesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği programında bulunan 40, Fen Bilgisi
Öğretmenliğinde bulunan 89, Sosyal Bilgilerde bulunan 122 ve İlköğretim Sınıf
Öğretmenliğinde bulunan 39 olmak üzere toplam 290 öğretmen adayı ile gerçekleşen
çalışmada ölçme aracı olarak beş dereceli likert tipi “Çevre Yönelik Tutum Ölçeği”
kullanılmıştır. Verilerin öğretmen adaylarının cinsiyet, öğrenim gördükleri program,
mezun oldukları ve lise türüne göre karşılaştırılarak analiz edildiği araştırmanın
sonucunda bayan öğretmen adaylarının ortalama tutum puanlarının erkek öğretmen
adaylara göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarının öğrenim
gördükleri programa göre çevre tutumlarının hemen hemen aynı olduğu, mezun
oldukları lise türüne göre ise süper lise mezunu öğretmen adayları Anadolu Lisesi, Düz
lise ve diğer lise mezunu öğretmen adaylarına göre çevreye yönelik ortalama
puanlarının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yine lise ve üniversitede çevre dersi
alan öğretmen adaylarının çevreye yönelik tutum puan ortalamaları almayanlara göre
daha yüksek çıkarken, İlköğretim Sosyal Bilgiler programı öğretmen adaylarının
46
çevresel tutumlarının İlköğretim Fen Bilgisi, Matematik ve Sınıf öğretmeni
adaylarından daha olumlu olduğu tespit edilmiştir.
Sadık, Çakan ve Artut (2009) tarafından yapılan bir diğer çalışmada 11–12 yaş
grubundaki çocukların çevre sorunlarını algılama biçimleri yaptıkları resimler
aracılığıyla incelenmiştir. 2007–2008 yılında, Adana ilindeki üç ilköğretim okulunun
beşinci sınıf şubelerinde okuyan 11–12 yaş grubundaki 108 kız ve 103 erkek olmak
üzere toplam 211 öğrenci ile yürütülen çalışma sonunda çocukların algıladıkları çevre
sorunlarını açık ve yalın bir biçimde ifade ettikleri, neden-sonuç ilişkisini kurabildikleri
ve verdikleri duygusal mesajlarla doğadaki canlılarla empati kurabildikleri görülmüştür.
Çocukların öncelikli algıladığı çevre sorunları hava kirliği (178 çocuk) ve davranış
kirliliği (161 çocuk) olmuş, hava kirliliği çoğunlukla siyah ve gri gökyüzü olarak
resmedilmiştir. Davranış kirliliği yerlere çöp atma, tükürme ve ağaçlara zarar verme
davranışlarını gösteren insan figürleriyle çizildiği görülmüştür. Su kirliliği, ormanların
yok olması ve canlı türlerinin azalması en fazla çizilen çevre sorunları olurken,
çocukların kentleşme, ozon tabakasının incelmesi, toprak kirliliği, küresel ısınma ve
ışık kirliliği ile ilgili farkındalıklarının düşük olduğu saptanmıştır.
Sadık ve Çakan (2010) tarafından yapılan araştırmada biyoloji bölümü
öğrencilerinin çevre bilgisi ve çevre sorunlarına yönelik tutumlarını bazı değişkenler
açısından incelenmesi amaçlanmıştır. 2007–2008 öğretim yılı bahar döneminde ÇÜ.
Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümünde okuyan 212 öğrenci ile gerçekleşen
araştırmada bayan öğrencilerin çevresel davranış ve tutumlarının erkek öğrencilere göre
daha olumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin sınıf düzeyine göre çevresel
düşüncelerinde anlamlı farklılık olmazken, birinci sınıf öğrencilerinin çevresel
davranışlarının daha olumlu olduğu saptanmıştır. Anne- eğitim düzeyine göre Çevresel
Düşünce alt ölçeğinde annesi okur-yazar olanlarla annesi ilkokul ve yüksek öğretim
mezunu olanlar arasında, annesi okur-yazar olanların lehine anlamlı farklar olduğu
belirlenirken, babası ilkokul mezunu olan öğrencilerin çevresel davranışlarının daha
olumlu olduğu görülmüştür. Çevre dersi alan öğrencilerin Çevresel Davranış alt
ölçeğinde elde ettikleri puanların daha yüksek olması araştırmadan elde edilen bir diğer
sonuçtur.
47
2.2.2 Yurtdışında Yapılan Çalışmalar
Kuhlemeier, Bergh ve Lagerweıj (1999) Hollanda Ulusal Değerlendirme
Programında, ülke genelinde toplam 206 liseden 9000' den fazla öğrencide çevre
bilgisi ve çevreye karşı tutumu belirlemeye çalışmışlardır. Ölçme aracı olarak çevresel
tutum ölçeğinin kullanıldığı araştırma sonuçları kullanılmıştır 9. sınıf öğrencilerinin %
57'sinin çevreye karşı oldukça olumlu tutuma sahip olduklarını ve % 35'inin çevre için
maddi fedakârlıklar yapmaya hazır olduklarını göstermiştir. Öğrencilerin çevre
sorunları hakkında bilgilerinin eksik ve çoğunlukla yanlış olduğu ve öğrencilerin
çevreye karşı sorumluluk taşıyan nitelikteki davranışlarının yetersiz olduğu elde edilen
bulgular arasındadır. Araştırma çevre bilgisi ile çevre tutum ve davranışı arasındaki
ilişkinin zayıf olduğu ortaya koymuş, çevreye karşı tutum, çevre sorumlu davranış ve
bireysel fedakârlık yapma isteği arasında önemli bir ilişki olduğu belirlenmiştir.
Araştırma sonuçlarına göre sorumlu çevre davranışı çevreye karşı tutumlardan çok,
fedakârlık yapma isteği ile ilişkilidir.
Eagles ve Demare (1999) Kanada’da bir resmi ilköğretim okulunun 6. sınıfında
okuyan 72 öğrenci üzerinde yaptıkları çalışmada çevreye karşı ekolojik ve ahlaki
tutumların nasıl geliştiğini ve bunların cinsiyete göre farklılık gösterip göstermediğini
araştırmışlardır. Araştırmada veri toplama aracı olarak anket kullanılmış, araç
uygulama öncesinde ve sonrasında olmak üzere iki kez uygulanmıştır. Yapılan
değerlendirme sonucunda konaklamalı bir kampta yapılan bir haftalık Sunship Earth
programının öğrencilerin ekolojik ve ahlâki tutumlarında önemli bir fark oluşturmadığı
belirtilmiştir. Çevreye karşı ekolojik ve ahlaki tutumların evde çevre hakkında
konuşma, doğa filmleri izleme ve çevre hakkında okuma ile ilişkili olduğu, kızların
daha yüksek ahlâki tutumlar gösterdiği fakat ekolojik tutumlarda cinsiyetler arası fark
görünmediği ifade belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar öğrencilerin, aile, medya ve
önceki okul temelli çevre eğitimi programlarını kapsayan bazı etkilerden kaynaklanan
orta düzeyde tutumlarla kamp programına girdiklerini göstermiştir.
Ma ve Bateson (1999), Kolombiya’ daki 9. sınıf öğrencileriyle yaptıkları
çalışmada bilime karşı tutum ile çevreye karşı tutum arasında bir ilişki olup olmadığını
bulmayı amaçlamışlardır. Tarama türünde yapılan bu araştırmanın verileri 3180
öğrenciye bilimsel tutum ölçeği ve çevresel tutum ölçeği uygulanarak elde edilmiştir.
48
Araştırma sonucunda, çevresel tutum puanları ile fen bilimlerine tutum puanları
arasında önemli bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Diğer bir deyişle, olumlu çevresel
tutuma sahip olan öğrencilerin aynı zamanda fen bilimlerine karşı da olumlu tutuma
sahip oldukları sonucuna varılmıştır.
Summers (2000)’in çalışmasında, İngiltere’de resmi bir resmi ilköğretim
okulunda görev yapan, 12 sınıf öğretmeninin biyoçeşitlilik, karbon döngüsü, ozon
incelmesi ve küresel ısınma alanlarındaki çevre anlayışlarını ortaya koymak için
görüşme yapılmıştır. Bu çalışma sonucunda anlaşılan ve anlaşılmayan bilimsel
kavramlar tespit edilmiştir. Bulgular ülkedeki tüm sınıf öğretmenleri için bir genelleme
niteliğinde olmasa da, araştırmanın sonunda çevre eğitimi açısında önemli sonuçlar
elde edilmiştir (Aktaran: Atasoy, 2005, 303).
Legault ve Pelletier (2000)’in “Çevre Eğitim Programlarının, Öğrencilerin ve
Ailelerinin Tutumlarına, Motivasyonlarına ve Davranışlarına Etkisi” adlı
araştırmalarında sekiz aylık bir çevre eğitimi programından sonra Kanadalı
öğrencilerin ekolojiye karşı tutumlarında, motivasyonlarında ve davranışlarındaki
değişimi incelemeyi ve çevre eğitimi programına katılmış öğrencilerin ailelerinin
ekolojik olaylara karşı tutumları, motivasyonları ve davranışlarındaki değişiklikleri
geliştirmeye yönelik olası etkilerini tespit etmeyi amaçlamışlardır. Bu amaç
doğrultusunda batı Kanada’daki dört farklı okuldan ve her okuldan farklı seviyelerdeki
altıncı sınıflardan oluşan toplam 184 öğrenci ile çalışılmıştır. Öğrenciler deney ve
kontrol grubu olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Deney grubu “Yeşil Okul Projesi” adlı
bir çevresel eğitim programını destekleyen bir müfredatın uygulandığı okullardaki beş
adet altıncı sınıftan oluşturulmuştur. İkinci grup yine altıncı sınıf öğrencilerinden
oluşan altı adet sınıftan oluşturulmuş ancak bu sınıflarda herhangi bir resmi ekolojik
program uygulanmamaktadır. Deney grubunda yaşları 10 ile 13 arasında değişen 39 kız
ve 46 erkek öğrenciyle, kontrol grubunda ise yaşları 10 ile 12 arasında değişen 50
erkek ve 49 kız öğrenciyle çalışılmıştır. Ayrıca araştırmaya toplam 131 ebeveyn
katılmıştır. Deney grubu öğrencilerinin velilerinin %46’sı, kontrol grubunun
velilerininse %39’u soruları yanıtlamıştır. Veri toplama aracı olarak uygulamaya
katılan velilere ve öğrencilere çevresel tutum ölçeği ve çevresel bilgi testi
uygulanmıştır. elde edilen bulguların analizi sonucunda, deney ve kontrol gurubundaki
öğrencilerin ekolojik tutumları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Yapılan
49
çalışmanın çocuklar ve aileleri üzerindeki etkilerinin ise oldukça zayıf olduğu
sonucuna varılmıştır.
Kilbourne, Beckman, Lewis ve Dam (2001), “Üniversite Öğrencilerinin
Çevresel Tutumlarındaki Baskın Sosyal Paradigmanın Kültürlere Göre İncelenmesi”
adlı çalışmalarında farklı ülkelerden ve farklı sosyo-kültürel niteliklere sahip olan
üniversite gençlerinin çevresel tutumları arasında bir farklılık olup olmadığını
araştırmışlardır. Araştırma, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Danimarka
üniversitelerinden toplam 386 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri
toplama aracı olarak, öğrencilerin mensup oldukları sosyo-ekonomik düzeyi
belirlemeye yönelik soruların yer aldığı bir kişisel bilgi formu ve öğrencilerin çevresel
tutumlarını belirlemek amacıyla kullanılmak üzere de bir çevresel tutum ölçeği
kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre baskın sosyal paradigmanın ekonomik,
politik, teknolojik boyutu ile öğrencilerin çevresel tutumları arasında anlamlı bir ilişki
bulunmaktadır. Araştırmada ayrıca baskın sosyal paradigmaya ilişkin puanlar yüksek
ise çevre sorunlarına ilişkin algılarda düşüş görülmüş, ülkelerin çevresel tutum puanları
değişiklik göstermiş. sosyo-kültürel yapının çevresel tutum üzerinde etkili olduğu
belirlenmiştir.
Matthies (2002)’in yapmış olduğu “Eğitim Programlarının Çocukların
Biyolojik Çeşitlilik Algısı Üzerindeki Etkisi” adlı çalışmasında “Nature On The way
To School” şeklinde adlandırılan ve doğa ve çevre farkındalığının arttırılabilmesi
amacıyla hazırlanmış bir içeriğe sahip olan eğitim programının, çocukların çevresel
algısı ve biyoçeşitlilik hakkındaki bilgisi üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Çalışmaya
İsviçre’ deki 248 ilköğretim okulundan yaşları 8 ile 16 arasında olan 4000’den fazla
çocuk katılmıştır. Programın olası etkilerini tespit etmek için, deney ve kontrol
gruplarına öntest ve sontest olarak çevresel algı anketi kullanılmıştır. Araştırmanın
sonucunda “Nature On The way To School” adlı eğitim programına katılan çocukların
çevresel algı düzeylerinin katılmayan çocuklara oranla anlamlı bir şekilde pozitif
yönde farklılaştığı ve biyoçeşitlilik konusundaki bilgilerinin de arttığı belirlenmiştir.
Aynı zamanda bu eğitim programının benzer şekilde daha küçük ve daha büyük
yaşlardaki çocuklarda ve farklı cinsiyetlerde de aynı pozitif etkiyi gösterdiği
vurgulanmıştır.
50
Uljas’ın (2001), “Çevreye Karşı Tutum ve Davranışlar Üzerine Sosyal Kimliğin
Etkisi” adlı çalışmasında sosyal kimlik ve değerlerin, çevresel tutum ve davranışlara
olan etkisini araştırılmıştır. Yerel ve küresel çevre sorunlarına ilişkin ifadelerin yer
aldığı çevresel tutum ölçeği toplam 416 kişiye uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda,
bireyin kendini ait hissettiği grubun değerlerini benimsemesinin çevresel algı, tutum ve
davranışlarına yön verebildiği ve sosyal kimliğin, bireyin çevre sorunlarına ilgisi ve
tutumları kadar, ailesine ilişkin tutumları üzerinde de etkili olabileceği belirtilmiştir
(Aktaran, Şama, 2003).
Barrazo ve Walford (2002)’un yapmış olduğu çalışmada İngiliz ve Meksikalı,
7-9 yaşlarındaki ilköğretim öğrencilerinin çevre bilgilerini etkileyen olası nedenler
analiz edilmiştir. Araştırma Meksika ve İngiltere’ den seçilmiş sekiz ilköğretim
okulunun üçüncü sınıflarında okuyan toplam 246 öğrenciyle yürütülmüştür. Okulun
kültürel yapısının öğrencilerin çevre bilgisi, algıları ve tutumları üzerindeki etkisinin
incelendiği araştırmanın verilerini toplamak amacıyla farklı metodlar kullanılmıştır.
Her iki ülkedeki okullarda, öğrencilere sorular sorulmuş, şiirler yazdırılmış ve çevresel
konulara bakış açıları hakkında fikir verebilecek resimler yapmaları sağlanmıştır.
Araştırmada sonuçları her iki ülkenin de resmi kanallardan çevre eğitimini
desteklediği, çevresel bilgi iletimi gibi çevre çalışmalarının kullanılmasının okulların
daha etkili bir çevre politikasını ortaya atmasını sağladığını ortaya koymuştur. Tüm
okullarda etkin çevre politikalarının geliştirilmesi için okul nüfusunun çevre bilincini
tanıtmaktaki öneminin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Said, Yahay ve Ahmadun (2002)’nin yapmış oldukları çalışmada, Malezya’daki
ikinci kademe öğrencilerinin çevre ve çevresel kaynaklar hakkındaki bilgisini, çevresel
farkındalığını ve çevre ile ilgili davranışlarını belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaç
doğrultusunda yaşları 15-17 arasında değişen toplam 1213 ikinci kademe öğrencisi
arasından rastgele seçilen toplam 306 kişiyle çalışılmıştır. Araştırmada beş bölümden
oluşan bir anket kullanılmıştır. Araştırma sonunda öğrencilerin sadece %10’u çevre ile
ilgili kavramları tanımlayabildikleri ve öğrencilerin doğal deneyimlerin içinde çok az
bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular, çevre eğitiminin
çevresel bilgiyi arttırdığını ancak, öğrencilerin davranışları ve örnek davranışları
üzerinde etkisiz olduğunu göstermiştir. Araştırmada öğrencilerin sadece “kirlilik” gibi
gözle görünen çevresel problemleri tanıdığını, ancak sadece önemliymiş gibi
51
görünenleri değerlendirdiklerini ortaya koymuştur. Ayrıca araştırma sonunda
öğrencilerin çevresel aktivitelere katılımları ve konu ile ilgili sorumluluk alma
konusunda yetersiz oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Çevresel deneyimlerden yoksun
olan öğrencilerin, çevresel bilgiyi daha çok TV gibi medya yoluyla edindiği
bulunmuştur.
Madruga (2003)’nın “Onüç ile Ondokuz Yaşları Arasındaki Gençler, Çocukları
Çevresel Konularla İlgili Eğitebilirler Mi?” başlıklı araştırmasında, çevre eğitimi
yapılan sınıflarda, çevreye karşı duyarlılığın oluşturulmasındaki süreç gözlemlenmiştir.
Araştırmada bir grup Brezilyalı lise öğrencisi, uluslar arası nitelik taşıyan ve önleyici
çevre yönetimi ile ilgili bilgi veren bir kursa ve örgüte katılmışlardır (Ulusal Çevre
Gençlik Örgütü). Hem kurs hem de örgüt İsviçre Lund Üniversitesi tarafından organize
edilmiştir. Lise öğrencileri kurs süresince kendi projelerini tasarlayıp uygulamışlardır.
Kursun sekiz yaşından büyük çocuklar için, çevresel konuların öğretiminde
kullanılacak olan ve onları hoşnut edebilecek nitelikteki eğitici materyalleri
hazırlamak amacıyla organize edilmesine karar vermişlerdir. Öğrenciler projelerini
örgüt içinde sunmuşlardır. Çalışma süresince, lise öğrencileri tarafından hazırlanan ve
uygulanan projelerin, uygulamaya katılan çocukların davranışları üzerinde etkili
olduğu ve doğayla daha duygusal bağlar kurmalarını sağladığı gözlemlenmiştir. Aynı
zamanda bu proje içinde yer alan eğitmen konumundaki 13-19 yaş arasındaki
gençlerin, çevresel konuların öğretiminde kendilerinden daha küçük yaştaki çocuklar
için, etkili öğretmenler olabileceği ve onları motive etmekte son derece başarılı
oldukları sonucuna varılmıştır.
Walker Loughland (2003)’ın yaptığı “Avustralya okul öğrencilerinin çevresel
anlayışlarının üzerindeki sosyokültürel etkiler: Rickinson’a bir yanıt” adlı araştırma,
çevresel eğitimin Avustralya okul yönetmeliğinden dışlanmasından doğan endişelere
yapılmıştır. Araştırmada Avustralya da hem okulda hem geniş çevrede çevresel
konuların nasıl öğretileceği üzerinde durulmuştur. Araştırmada Rickinson’un çevresel
eğitimi öğrenme ve öğretme üzerine yapılmış çalışmaları ile bu çalışma arasındaki
ilişkiyi ortaya koyulmuştur. Aynı zamanda Hart ve Nolan’ın 1999 yılında yazılan
çevresel eğitim araştırmasını da sürdürüldüğü belirtilmiştir. Bu çalışmada çevresel
eğitim amaçlarının iyi bir biçimde kağıda dökülmesine ve çevresel gelişimi sağlama
52
yolunda çevresel eğitimin okullarda stratejik bir önemi olmasının kabul görmesine
rağmen, çocukların çevresel bilinçlerinin çok az olduğu sonucuna varılmıştır.
Shepardson (2006) tarafından yapılan araştırmada öğrencilerin çevrenin ne
demek olduğu hakkındaki fikirlerini ve bu fikirlerin sınıfları yükseldikçe eğitim
tarafından ne şekilde değiştirildiği konusunu araştırmıştır. Araştırmada Amerika’daki
18’i 7. sınıf, 20’si 8. sınıf, 24’ü genel biyoloji dalı 9. sınıf ve 19’u kolej hazırlık
biyoloji dalından 9. sınıf öğrencisi toplam 81 çocuk üzerinde çalışmıştır. Araştırmada
ilk olarak öğrenciler çevrenin bir resmini çizip bu çizdiklerini açıklamışlar, daha sonra
öğrencilere bir takım fotoğraflar gösterilmiş ve bunların bir çevreyi gösterip
göstermediği sorularak cevaplarını açıklamaları istenmiştir. Genel olarak çocukların
çevreyi sınırlı bir ekolojik perspektiften algıladıkları, yani; onlara göre çevrenin
hayvanların yaşadığı ya da hayvan yaşamının desteklendiği alanlar olarak görüldüğü
belirlenmiştir. Çevreyi doğal bir görüntü olarak ve insan yapımı şeyleri ise çevre olarak
algılayamadıkları ortaya çıkmıştır. Öğrencilere göre insan, çevrenin bir parçası değil
ondan ayrı bir varlıktır.
Grodzínska, Stpska, Nieszporek ve Bryda (2006) tarafından yapılan
“Polonya’daki anasınıfı öğrencilerinin çevresel problemlere bakış açısı” adlı çalışmada,
Polonya’daki okul öncesi dönem çocuklarının ve onların ebeveynlerinin çevresel
tutumlarını incelemek ve çevreyle ilgili bilgilerini ölçmek amaçlanmıştır. Tarama
niteliğindeki bu araştırmada, Polonya’daki 30 resmi okuldan, yaşları altı ve yukarısında
olan toplam 674 okul öncesi dönem öğrencisi ve bu öğrencilerin ebeveynleri ile
çalışılmıştır. Veri toplama aracı olarak öğrenciler için 10 maddeden oluşan ve her
maddede iki farklı durumu betimleyen resimlerin yer aldığı bir anket, ebeveynler içinse
27 maddeden oluşan bir diğer anket kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda okul
öncesi dönemdeki çocukların çevre ile ilgili basit kavramları bildikleri fakat çevre ile
ilgili yanlış davranışlar gösterebilecek durumda oldukları belirlenmiştir. Ayrıca
öğrencilerin çevresel konularla ilgili bilgilerinin ve çevreyi korumaya yönelik
davranışlarının yetersiz olduğu belirlenmiştir. Bunun yanı sıra öğrencilerin çevresel
tutumlarının yaşadıkları bölgeye de bağlı olduğu vurgulanmıştır. Araştırma sonunda
ebeveynlerin genellikle olumlu çevresel tutum içinde oldukları fakat daima doğal
çevrenin korunması için gönüllü olarak fedakârlıklar yapmadıkları belirlenmiştir.
53
Ebeveynlerin çevresel tutumlarının eğitim seviyelerine bağlı olarak değiştiği sonucuna
ulaşılmıştır.
Carrier (2009), yaptığı çalışmada öğrencilerin okul bahçesindeki çevre
eğitimini, öğrencilerin öğrenme sitillerine ve cinsiyetlerine göre incelemiştir. Erkek
öğrencilerin, bilgi, tutum ve davranış boyutunda kızlara göre daha üst düzeyde
davranış sergilediklerinin tespite dildiği çalışmada, okul bahçelerinin kız ve erkek
öğrencilerin çevre eğitimi konusunda birbirlerine bilgiler kazandırabileceği bir yer
olarak değerlendirilebileceği vurgulanmıştır (Aktaran Demirbaş, Pektaş, 2009).
2.2.3 İlgili Araştırmaların Değerlendirilmesi
Gerek yurt içi gerekse yurt dışında konuyla ilgili araştırmalar incelendiğinde,
özellikle son yıllarda artan çevre sorunlarının insan yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri
ve çevre eğitimine duyulan ihtiyacın vurgulandığı görülmektedir. Özellikle ülkemizde
yapılan çalışmaların çevre eğitimine çoğunlukla öğretmen açısından yaklaştığı ve
öğretmen adayı olan üniversite öğrencilerinin çevresel bilgi ve tutumlarını incelediği
görülmektedir. İkinci kademe öğrencilerinin çevresel farkındalık ve tutumlarıyla ilgili
araştırmalara da rastlanırken, ilköğretim birinci kademe öğrencileriyle yapılan
çalışmaların ise henüz yetersiz olduğu görülmüştür. Yurt dışında birinci kademe
öğrencileri ile yapılan çalışmalar nispeten daha fazla olsa da benzer şekilde öğrencilerin
çevre bilgileri ve çevresel tutumlarının ölçüldüğü ve anket, bilgi ve başarı testleri, tutum
ölçekleri gibi nicel ölçme araçlarından daha çok faydalanıldığı görülmektedir.
Ülkemizde ulaşılabilen araştırmalarda dikkat çeken bir diğer nokta, çevre eğitiminin
bireylerin çevresel tutum ve çevre bilgisi üzerindeki etkisini inceleyen çalışmaların
henüz istenilen düzeyde olmamasıdır.
54
BÖLÜM III
YÖNTEM
Bu bölümde araştırmanın modeli, çalışma grubu, araştırmada kullanılan veri
toplama araçları ve verilerin analizi ile ilgili bilgilere yer verilmiştir.
3.1 Araştırma Modeli
Bu araştırmada, ilköğretim dördüncü sınıf fen ve teknoloji dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesinin Yapılandırmacı Öğrenme Kuramına göre
hazırlanan öğrenme-öğretme sürecinde yapılan etkinliklerin öğrencilerin çevre bilgisi,
çevreye karşı tutumları ve bunların kalıcılık düzeylerine etkisi incelenmiştir. Bu etkiler
incelenirken mevcut ilköğretim programının öngördüğü etkinliklerin dışına çıkılmamış,
bir değişiklik yapılmamıştır. Yani araştırmada var olan durum izlenmiştir. Bu boyutuyla
araştırma mevcut ilköğretim programının etkilerini incelemesi yönü ele alındığında, bir
özel durum araştırması niteliği taşımaktadır. Marrais ve Lapan (2004)’e göre Özel
Durum Araştırması ile bir grup insan, konu, sorun veya programın yakından incelemesi
yapılabilir. Bu araştırmalar öğrenci deneyimleri, bir okul reformunun etkileri ya da bir
eğitim programının niteliklerini araştırabilir. Ancak seçilen konu içerik ve karakter
bakımından özgün olmalıdır (http://egitimarastirmalari.blogspot.com/2008/11/zel-
durum-almas-nedir.html ). Ayrıca araştırma aynı zamanda tek grup öntest-sontest
kontrol grupsuz deneme modelinde bir araştırmadır. Bu desende deneysel işlemin etkisi
tek bir grup üzerinde yapılan çalışmayla test edilir. Deneklerin bağımlı değişkene ilişkin
ölçümleri uygulama öncesinde öntest, sonrasında sontest olarak aynı denekler ve aynı
ölçme araçları kullanılarak elde edilir. Seçkisizlik ve eşleştirme yoktur. Bu yönüyle
desen tek faktörlü gruplariçi ya da tekrarlı ölçümler deseni olarak da tanımlanabilir.
Desende tek gruba (G) ait öntest ve sontest değerleri arasındaki farkın (O1- O2)
anlamlılığı test edilir (Büyüköztürk, Çakmak, Akgün, Karadeniz, Demirel, 2008, s:142).
Desenin simgesel görünümü aşağıdaki gibidir.
55
Tablo 3. Araştırma Deseni (Tek Grup Öntest- Sontest Desen)
Grup Öntest İşlem Sontest Kalıcılık testi
G O1 X O2 O3
G: Öğretimin düzenlendiği grup
O1: Ön ölçüm
X: Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına uygun olarak hazırlanmış Fen ve
Teknoloji dersi öğretim programına göre düzenlenen ve gerçekleştirilen
öğrenme-öğretme süreci etkinlikleri
O2: Son ölçüm
O3: Kalıcılık için ölçüm
Bu çalışmada ayrıca öğrencilerin uygulanan öğrenme-öğretme süreci etkinlikleri
ile ilgili görüşleri belirlenmiştir. Bu bağlamda araştırma aynı zamanda nitel bir boyut da
taşımaktadır. Yıldırım ve Şimşek (1999, 19) nitel araştırmayı, “gözlem, görüşme,
doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların
doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir
sürecin izlendiği araştırma” olarak tanımlamaktadır. Nitel araştırmada çevresel veriler,
süreçle ilgili veriler ve algılarla ilgili veriler olmak üzere üç tür veri toplanır. Çevresel
veriler, araştırmanın yer aldığı sosyal, psikolojik, kültürel, demografik ve fiziksel
özelliklere ilişkindir. Bu tür veriler sürece ve algılara ilişkin verilere temel teşkil eder ve
diğer ortamlarla karşılaştırma olanağı yaratır. Süreçle ilgili veriler, araştırma süresince
neler olup bittiği ve bu olanların araştırma grubunu nasıl etkilediğine ilişkindir. Algılara
ilişkin veriler ise araştırma grubunun süreç hakkındaki düşündüklerine yöneliktir
(LeCompte ve Goetz, 1984, Akt: Yıldırım ve Şimşek, 1999, 19). Bu araştırmada
öğretim sürecine yönelik olarak öğrenci görüşlerine başvurulduğu için süreç ve algılarla
ilgili veriler toplanmıştır.
3.2 Çalışma Grubu
Araştırmanın çalışma grubunu, Hatay ili Reyhanlı ilçesinde bulunan bir devlet
ilköğretim okulundaki dördüncü sınıf şubelerinden birindeki öğrenciler oluşturmaktadır.
Araştırmanın yapılacağı okul amaçlı bir şekilde belirlenmiştir. Amaçlı örnekleme
çalışmanın gereksinimlerini karşılayan deneklerin, araştırmacının önceki yargılarından
56
da yararlanarak seçildiği olasılığına dayalı bir örneklem şeklidir (Cohen ve Manion,
1994; Baker, 1994; Fraenkel ve Wallen, 1993). Araştırmanın bu okulda yapılma nedeni;
1- Araştırmacının bu okulda görev yapması ve çalışmasını yapmak üzere okul
idaresi tarafından izin verilmesi,
2- Gerekli ortamı hazırlamasında kolaylık sağlaması,
3- Antakya il merkezinden Reyhanlı ilçesine ulaşımın güç olması ve okulun tam
gün öğretim yapan bir okul olması nedeniyle araştırmacının bir başka okulda
çalışmasını yürütmesinin kendi sınıfındaki eğitim ve öğretimi aksatma
durumudur.
Araştırmanın ilköğretim dördüncü sınıf öğrencileri ile gerçekleştirilmesinin
nedeni, dördüncü sınıf fen bilgisi ve teknoloji dersi “Canlılar Dünyasını Gezelim,
Tanıyalım” ünitesi kavram haritasının merkezinde “çevre” kavramının olması ve bu
ünitenin diğer sınıf düzeylerinde ve derslerde işlenen ünitelere kıyasla çevre ile ilgili
içeriğe yoğun şekilde yer vermesidir. Ayrıca bu yaş grubundaki öğrencilerin somut
işlemler döneminde olmasının, programda yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına uygun
olarak hazırlanmış fen ve doğa etkinliklerine göre öğretimi yapılan ünitenin,
öğrencilerin çevre bilgisi, çevreye karşı tutumları ve bunların kalıcılık düzeylerine
etkisini inceleme amacında olan bu araştırma için uygun olduğu düşünülmüştür.
Çalışma grubu belirlenirken okulun iki dördüncü sınıf şubesinden sadece biri
seçilmiştir. Bunun nedeni ise, ünite başladığı sırada diğer dördüncü sınıf öğrencilerinin
öğretmen sıkıntısı yaşıyor olması ve bundan ötürü okula devamsızlık yapıyor olmasıdır.
Çalışma grubunda toplam 27 öğrenci bulunmaktadır. Öğrencilerin 12’ si kız
(%44.4), 15’ i erkektir (%55.6). Ailesinin aylık toplam gelirine göre sekiz öğrencinin aylık
geliri 0-600 YTL; 18 öğrencinin 600 – 1000 YTL; bir öğrencinin ise 1000 – 1500 YTL
’den fazla gelire sahip ailelerden geldiği belirlenmiştir. Öğrencilerin anne-baba eğitim
düzeylerine göre dağılımları incelendiğinde dokuz öğrencinin annesi ve altı öğrencinin
babasının okuma yazma bilmediği, 18 öğrencinin annesi ve 21 öğrencinin babasının okur-
yazar olduğu görülmüştür. Okur-yazar olan bu 39 öğrenci velisi arasında ise sadece iki
öğrencinin babası formal eğitim kurumlarından birinden (ilköğretim) mezundur.
57
Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ile Çevre Bilgisi Testi’nden aldıkları
öntest toplam puanlara ait aritmetik ortalama ve standart sapma dağılımları Tablo 4’te
verilmiştir.
Tablo 4. Öğrencilerin (N=27) Öntest Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testi
Puanlarına Ait Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma Değerleri
Ölçek Puanları Alınabilecek En
Yüksek ve En Düşük Puan X Ss
Çevresel Düşünce Alt
Ölçeği 9-36 22.92 7.21
Çevresel Duygu Alt Ölçeği 8-32 23.72 4.10 Çevresel Davranış Alt
Ölçeği 8-32 22.77 3.84
Çevresel Tutum Ölç. Top.
Puan 25-100 69.48 7.21
Çevre Bilgisi Testi 0-30 13.14 4.85
Tablo 4’te görüldüğü gibi, öğrencilerin “Çevresel Düşünce” alt ölçeği
puanlarına ait aritmetik ortalama 22.92, standart sapma 7.21; “Çevresel Duygu” alt
ölçeği puanlarına ait aritmetik ortalama 23.72, standart sapma 4.10; “Çevresel
Davranış” alt ölçeği puanlarına ait aritmetik ortalama 22.77, standart sapma 3.84 ve
“Çevresel Tutum Ölçeği” toplam puanlarına ait aritmetik ortalama 69.48, standart
sapma ise 7.21’ dir. Öğrencilerin “Çevre Bilgisi Testi” nden aldıkları puanların
aritmetik ortalamasının 13.14, standart sapmasının da 4.85 olduğu görülmektedir.
Öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği” ve “Çevre Bilgisi Testi” puanlarının
cinsiyete göre anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla
yapılan t-testi sonuçları Tablo 5’ de verilmiştir.
58
Tablo 5. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testlerinden Aldıkları
Puanların Cinsiyete Göre Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t ve p Değerleri
Ölçek Puanları
Kız N=12
Erkek N=15
t
p
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 25.08 3.52 21.00 3.78 2.730 .011* Çevresel Duygu Alt Ölçeği 24.08 3.55 23.53 3.92 .377 .709 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 24.08 3.11 21.73 4.14 1.627 .116
Çevresel Tutum Ölçeği Top.
Puan
73.25 5.84 66.46 6.92 2.705 .012*
Çevre Bilgisi Testi 14.91 4.48 11.73 4.81 1.759 .091 *Anlamlı fark olduğunu gösterir.
Tablo 5 incelendiğinde, “Çevresel Düşünce” alt ölçeğine ait aritmetik
ortalamaların kız öğrenciler için 25.08, erkek öğrenciler için 21.00; “Çevresel Duygu”
alt ölçeğine ait aritmetik ortalamaların kız öğrenciler için 24.08, erkek öğrenciler için
23.53; “Çevresel Davranış” alt ölçeğine ait ortalamaların kız öğrenciler için 24.08,
erkek öğrenciler için 21.73 ve “Çevresel Tutum Ölçeği” toplam puanlarına ait aritmetik
ortalamaların kız öğrenciler için 73.25, erkek öğrenciler için 66.46 olduğu
görülmektedir. “Çevre Bilgisi Testi” puanlarına ait aritmetik ortalamalar ise kız
öğrenciler için 14.91, erkek öğrenciler için de 11.73 olarak saptanmıştır. İki grubun
puanları arasındaki farklılıklar, “Çevresel Düşünce” alt ölçeği ve “Çevresel Tutum
Ölçeği” Toplam Puanları bakımından kız öğrenciler lehine istatistiksel olarak anlamlı
olurken (p<.05), diğer puanlar arasındaki farklar ise anlamlı bulunmamıştır.
Ailenin aylık toplam gelir düzeyine göre öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği
ve Çevre Bilgisi Testinden aldıkları puanların anlamlı bir şekilde farklılaşıp
farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan t-testi sonuçları Tablo 6’ da verilmiştir.
59
Tablo 6. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testlerinden Aldıkları
Puanların Ailenin Aylık Toplam Gelirine Göre Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t
ve p Değerleri
Ölçek Puanları
0–600 TL N=8
600–1000 TL N=19
t
p
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 23.87 4.08 22.52 4.15 -.568 .446 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 23.12 3.04 24.05 3.99 .774 .563 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 21.25 4.23 23.42 3.59 -.587 .186
Çevresel Tutum Ölçeği Tp.
Puan
68.25 8.54 70.00 6.77 -1.361 .575
Çevre Bilgisi Testi 9.62 4.43 14.63 4.31 -2.699 .011*
*Anlamlı fark olduğunu gösterir.
Ailenin aylık toplam gelirine göre öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ve
Çevre Bilgisi Testi’nden aldıkları puanlar incelendiğinde, Çevresel Düşünce alt
ölçeğine ait aritmetik ortalamaların ailesinin aylık geliri 0–600 TL olan öğrencilerde,
Çevresel Duygu alt ölçeği, Çevresel davranış alt ölçeği, Çevresel Tutum Ölçeği toplam
puanları ve Çevre Bilgisi Testi puanlarına ait aritmetik ortalamaların ise ailesinin aylık
geliri 600–1000 TL olan öğrencilerde daha yüksek olduğu görülmektedir. İki grubun
puanları arasındaki farklılıklar, Çevre Bilgisi Testi puanları bakımından ailesinin aylık
geliri 600–1000 TL arasında olan öğrenciler lehine anlamlı olurken (p<.05), diğer
puanlar arasındaki farklar ise anlamlı bulunmamıştır.
Tablo 7, anne eğitim düzeyine göre öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ve
Çevre Bilgisi Testinden aldıkları puanların anlamlı bir şekilde farklılaşıp
farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan t-testi sonuçlarını göstermektedir.
60
Tablo 7. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testlerinden Aldıkları
Puanların Anne Eğitim Düzeyine Göre Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t ve p
Değerleri
Ölçek Puanları
Anne Eğitim Düzeyi
Okur-yazar değil N=9
Okur-yazar N=18
t
p
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 23.11 3.98 22.83 4.27 .163 .872 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 22.55 2.96 24.38 3.95 -1.224 .232 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 20.55 3.43 23.88 3.62 -2.289 .031*
Çevresel Tutum Ölçeği Top.
Puan
66.22 7.03 71.11 6.92 -1.720 .098
Çevre Bilgisi Testi 10.44 4.71 14.50 4.44 -2.189 .038* P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Tablo 7 incelendiğinde, Çevresel Düşünce alt ölçeğine ait aritmetik
ortalamaların annesi okur-yazar olmayan öğrencilerde, Çevresel Duygu alt ölçeği,
Çevresel davranış alt ölçeği, Çevresel Tutum Ölçeği toplam puanları ve Çevre Bilgisi
Testi puanlarına ait aritmetik ortalamaların ise annesi okur-yazar olan öğrencilerde daha
yüksek olduğu görülmektedir. İki grubun puanları arasındaki farklılıklar, Çevresel
Davranış alt ölçeği ve Çevre Bilgisi Testi puanları bakımından annesi okur-yazar olan
öğrencilerin lehine anlamlı olurken (p<.05), diğer puanlar arasındaki farklar ise anlamlı
bulunmamıştır.
Tablo 8, baba eğitim düzeyine göre öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ve
Çevre Bilgisi Testinden aldıkları puanların anlamlı bir şekilde farklılaşıp
farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan t-testi sonuçlarını göstermektedir.
61
Tablo 8. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testlerinden Aldıkları
Puanların Baba Eğitim Düzeyine Göre Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t ve p
Değerleri
Ölçek Puanları
Baba Eğitim Düzeyi Okur-yazar
değil N=6
Okur-yazar N=21
t
p
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 22.16 3.54 23.14 4.30 -.506 .617 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 22.83 2.92 24.04 3.91 -.701 .490 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 21.33 5.57 23.19 3.26 -1.045 .306
Çevresel Tutum Ölçeği Top
Puan
66.23 7.00 70.38 7.18 -1.223 .223
Çevre Bilgisi Testi 10.50 3.93 13.90 4.90 -1.555 .133
Tablo 8 incelendiğinde, gerek alt ölçekler gerekse Çevresel Tutum Ölçeği
toplam puanları ve Çevre Bilgisi Testi puanlarına ait aritmetik ortalamaların babası
okur-yazar olan öğrencilerde daha yüksek olduğu ancak iki grubun puanları arasındaki
farklılıkların istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmektedir (p<.05).
3.3. Veri Toplama Araçları
İlköğretim dördüncü sınıf Fen ve Teknoloji dersinde, “Canlılar Dünyasını
Sevelim Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan etkinliklerin
öğrencilerin çevre bilgisi, çevreye karşı tutumları ve bunların kalıcılık düzeylerine
etkisini belirlemek amacıyla yapılan bu çalışmada veri toplama aracı olarak “Çevresel
Tutum Ölçeği”, “Çevre Bilgisi Testi”, “Görüşme Formu” ve “Kişisel Bilgi Formu”
kullanılmıştır. Aşağıda veri toplama araçları ve geliştirilme süreci hakkında hakkında
ayrıntılı bilgiler yer almaktadır.
3.3.1. Çevresel Tutum Ölçeği
Araştırmada öğrencilerin çevresel tutumlarını belirlemek amacıyla Musser ve
Malkus (1994) tarafından geliştirilen (Çocukların Çevreye Yönelik Tutumları,
Children’s Attitudes Toward the Environment States- CATES), Türkiye’de Özuçucu
(1994) ve İşyar (1999) tarafından “Dünya Hakkında Ne Hissediyorum?” adı altında
ilköğretim öğrencilerinin çevresel tutumlarını ölçmek amacıyla uygulanıp, geliştirilen
62
ölçek kullanılmıştır. Ölçek çevresel duygu, çevresel düşünce ve çevresel davranış olmak
üzere 3 alt boyuttan oluşmaktadır.
Ölçekte dokuz adet düşünce ifadesi (3., 4., 7., 8., 10., 14., 20., 21., 23.
maddeler), sekiz adet duygu ifadesi (5., 6., 9., 11., 12., 17., 19., 22., maddeler) ve sekiz
adet davranış/ davranış niyeti ifadesi (1., 2., 13., 15., 16., 18., 24., 25., maddeler) taşıyan
toplam 25 madde bulunmaktadır. Ölçek, bireyin çevreye karşı tutumunu ortaya koymayı
amaçlamaktadır. Maddeler kapalı uçludur, soru şeklinde olmayıp olumlu veya olumsuz
yönlü ifadelerden oluşmaktadır. Maddeler çocuğun yaşadığı dünya hakkındaki duygu,
düşünce ve davranışlarını sormaktadır. Üç madde “yeniden dönüşüm / yeniden
değerlendirme” (3., 13., 16. maddeler); sekiz madde “doğayı- doğal hayatı koruma”(1.,
2., 7., 9., 19., 20., 24., 25. maddeler); altı madde“ hayvan hakları/hayvanların
korunması” (5., 6., 8., 12., 18., 23. maddeler); dört madde“ doğa sevgisi” (4., 11., 17.,
21. maddeler) ve dört madde ise “kirlilik” (10., 14., 15., 22. maddeler) ile ilgilidir.
Ölçekte yanıtlayıcının tutumları 4, 3, 2 ve 1 puanla ölçülmektedir. Maddeler iki
ifade altındaki dört kutudan birinin tercih edilmesini gerektirmektedir. İlk büyük kutu
bir puan, ilk küçük kutu iki puan, ikinci küçük kutu üç puan ve ikinci büyük kutu ise
dört puandır.
Örneğin;
Bazı çocuklar çöplerini ayırarak atmazlar.
Büyük kutu: “Daima çöpümü ayırarak
atmam” anlamında olup, 1 puandır.
Küçük kutu: “Bazen çöpümü ayırarak
atmam” anlamında olup, 2 puandır.
Bazı çocuklar çöplerini ayırır ve kullanmak
üzere değerlendirir.
Küçük kutu: “Bazen çöpümü ayırır ve
kullanmak üzere değerlendiririm” anlamında
olup, 3 puandır.
Büyük kutu: “ Daima çöplerimi ayırır ve
kullanmak üzere değerlendiririm” anlamında
olup, 4 puandır.
63
Ölçekten alınabilecek en yüksek puan 100, en düşük puan ise 25’tir. Ölçeğin
güvenirlik çalışması İşyar (1999) tarafından yapılmış, 3, 4 ve 5. sınıf öğrencilerinden
oluşan 90 kişilik bir öğrenci grubuna uygulanan ölçeğin dilini ve cevaplanış şeklini
çocukların kolaylıkla algıladıkları gözlenmiştir. Cevapla süresinin ortalama 20 dakikada
sürdüğü gözlenen ölçeğin Cronbach alfa’ sı .70 bulunmuştur (Bkz. Ek 5, 171).
3.3.2. Çevre Bilgisi Testi
Araştırmacı tarafından geliştirilen bilgi testi ve geliştirilme süreci hakkında
ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır.
1. Mevcut ilköğretim programının dördüncü sınıf Fen ve Teknoloji dersi kitabı
“Canlılar Dünyasını Sevelim, Tanıyalım” ünitesinin incelenerek, ünite
kapsamındaki konuların amacı, odağı ve kazanımları belirlenmiştir.
2. Ders kitabı ve yardımcı kaynak kitaplar incelenerek ünite kazanımları
doğrultusunda dörder seçenekli çoktan seçmeli 70 maddeden oluşan
denemelik form oluşturulmuştur. Kapsam geçerliğinin sağlanması amacıyla
ünitede işlenecek her konuyla ilgili sorulara yer verilmiştir.
3. Oluşturulan denemelik form Çukurova Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Fen
Bilgisi Öğretmenliği, İlköğretim ve Eğitim Bilimleri bölümlerinde görev
yapmakta olan 12 öğretim elemanı ve uygulamanın yapılacağı okulda görev
yapan 9 sınıf öğretmeninin görüşleri alınarak tekrar düzenlenmiştir.
4. Denemelik Form’ daki soruların sayı olarak çok olması nedeniyle öğrencilerin
yanıtlama sırasında sıkılabilecekleri, birbirlerine bakarak kopya
çekebilecekleri göz önüne alınarak denemelik form 35’ er sorudan oluşan A
ve B formu olmak üzere ikiye ayrılmıştır. A ve B formları düzenlenirken
soruların kapsam geçerliği açısından eşit dağılımına dikkat edilmiştir.
5. Deneme uygulamalarının yapılabilmesi için Reyhanlı İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü’nden yazılı izin alınmış, 2008-2009 Eğitim-Öğretim yılı bahar
yarıyılında, Hatay ili Reyhanlı ilçesindeki beş resmi ilköğretim okulunun
beşinci sınıfta okuyan toplam 300 öğrenciye ulaşılmıştır.
6. Denemelik form (A ve B formları) öğrencilere rastgele dağıtılmış, kopya
çekmeyi önlemek ve uygulamanın geçerliğini yükseltmek için yan yana ve
arka arkaya oturan öğrencilere aynı form verilmemiştir. Öğrencilerden tüm
64
soruları yanıtlamaları istenmiş ve yanıtlama için 40 dakika süre verilmiştir.
Öğrencilerden anlamakta güçlük çektikleri soruları da belirtmeleri istenerek
uygulama başlatılmış ve uygulama sırasında araştırmacı sınıf ortamında
bulunmuştur.
7. Deneme uygulamasından sonra her iki formda yer alan maddelerin güçlük
dereceleri (pj), standart sapmaları (sj) ve ayırıcılık dereceleri (rjx)
hesaplanmış, ayırıcılık dereceleri ..20’ nin altında olan maddeler testten
çıkarılmıştır (Turgut, 1984, 275). Ayrıca maddelerin alt-üst %27’ lik
dilimlerde yer alan öğrencilerin puanları arasında anlamlı farkların olup
olmadığı bağımsız t- testi ile test edilmiştir. Wiersma ve Jurs (1990, Akt.
Matlock, 1997), %27’ lik grupların kullanıldığını çünkü bu değerin analiz
sırasında normal dağılımdaki farklılıkları maksimize edecek bir değer olarak
görüldüğünü belirmişlerdir. Sonuç olarak A formunda 9 madde, B formundan
11 madde geçerli ve güvenilir bulunmayıp testten çıkarılmıştır. Tablo 9,
“Canlılar Dünyasını Sevelim Tanıyalım” ünitesi Bilgi Testi A Grubu
Denemelik Formu’nun madde analizleri sonuçlarını göstermektedir.
Tablo 9. Canlılar Dünyasını Sevelim Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testi A Grubu Denemelik
Formun Madde Analizleri Sonuçları
Madde No
Pj
Sj
rjx
T
P
Madde No
pj
sj
rjx
t
P
1 .46 .50 .25 3.58 .001 14 .79 .40 .26 3.57 .001 2 .67 .47 .28 3.81 .0001 15 .85 .35 .32 4.55 .0001 3 .81 .39 .20 2.90 .005 16 .71 .45 .45 6.76 .0001 4 .80 .40 .21 3.15 .002 17 .69 .46 .28 3.55 .001 5 .79 .41 .36 4.16 .0001 18 .78 .41 .22 3.26 .002 6 .57 .49 .22 3.58 .001 19 .49 .50 .40 7.07 .0001 7 .60 .49 .50 7.70 .0001 20 .62 .48 .45 6.84 .0001 8 .67 .47 .29 4.28 .0001 21 .45 .49 .27 4.45 .0001 9 .63 .48 .33 4.86 .0001 22 .67 .47 .46 6.09 .0001 10 .85 .36 .32 4.04 .0001 23 .48 .50 .40 7.57 .0001 11 .67 .47 .21 4.55 .0001 24 .87 .33 .32 4.33 .0001 12 .69 .46 .34 4.69 .0001 25 .58 .49 .42 8.19 .0001 13 .71 .45 .24 3.26 .002 26 .78 .41 .53 7.64 .0001
pj : Güçlük İndisi; rjx : Ayırıcılık İndisi; Sj: Madde standart sapması; t: t-testi sonuçları
65
Tablo 9’ da görüldüğü gibi A Grubu Denemelik Form’da yer alan soruların
madde güçlükleri .40-.87; ayırıcılık güçleri ise .20 ile .53 arasında yer almaktadır.
Madde analizinden sonra test puanları üzerinde test analizi yapılmıştır. Tablo 10,
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi Bilgi Testi A Grubu Denemelik Form’
un test analizleri sonuçlarını göstermektedir.
Tablo 10. Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testi A Grubu
Denemelik Formun Test Analizi Sonuçları
N
Aritmetik Orta
SS
Ortanca
Tepe Değer
Ort. Güçlük
KR 20
150
21.72
5.50
23
25
.83
.79
Tablo 10 incelendiğinde, tepe değer ve ortancanın birbirine yakın (23 ve 25),
ortalamanın da yakın bir değer (21.72) olduğu görülmektedir (X < ortanca <mod). Bu
verilere göre dağılımın normal dağılıma yakın olduğu söylenebilir. Testin ortalama
güçlüğü .83 ve standart sapması 5.5 olarak belirlenmiştir. Testten ayırıcılık gücü .20’
nin altında olan 9 madde çıkarıldıktan sonra 26 maddelik testin KR 20 güvenirlik
katsayısı .79 olmuştur. Tablo 11, “Canlılar Dünyasını Sevelim Tanıyalım” ünitesi Bilgi
Testi B Grubu Denemelik Form’ un madde analizleri sonuçlarını göstermektedir.
Tablo 11. Canlılar Dünyasını Sevelim Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testi B Grubu
Denemelik Formun Madde Analizleri Sonuçları
Madde No
Pj
Sj
rjx
T
P
Madde No
pj
sj
rjx
T
p
1 .17 .37 .21 2.90 .005 13 .58 .49 .28 5.56 .0001 2 .91 .28 .30 3.36 .001 14 .71 .45 .30 4.00 .0001 3 .70 .45 .35 4.83 .0001 15 .83 .37 .40 5.09 .0001 4 .89 .30 .43 4.33 .0001 16 .93 .26 .28 3.36 .0001 5 .76 .42 .36 4.69 .0001 17 .79 .41 .28 3.51 .001 6 .87 .34 .45 5.09 .0001 18 .93 .26 .25 3.12 .003 7 .72 .45 .36 5.89 .0001 19 .45 .49 .32 4.14 .0001 8 .55 .49 .33 4.86 .0001 20 .65 .47 .35 5.43 .0001 9 .60 .49 .36 7.25 .0001 21 .76 .42 .41 5.74 .0001 10 .50 .50 .49 8.12 .0001 22 .75 .43 .30 5.96 .0001 11 .87 .34 .43 5.09 .0001 23 .51 .50 .51 10.04 .0001 12 .61 .49 .49 8.31 .0001 24 .87 .33 .51 5.36 .0001
pj : Güçlük İndisi; rjx : Ayırıcılık İndisi; Sj: Madde standart sapması; t: t-testi sonuçları
66
B Grubu Denemelik Form’ da yer alan sorular incelendiğinde madde
güçlüklerinin .17 ile .93; ayırıcılık güçlerinin de .21 ile .51 arasında olduğu
görülmektedir. Madde analizinden sonra test puanları üzerinde test analizi yapılmıştır.
Tablo 12, “Canlılar Dünyasını Sevelim Tanıyalım” ünitesi Bilgi Testi B Grubu
Denemelik Form’ un test analizleri sonuçlarını göstermektedir.
Tablo 12. Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testi B Grubu
Denemelik Formun Test Analizi Sonuçları
N
Aritmetik
orta
SS
Ortanca
Tepe Değer
Ort. Güçlük
KR 20
150
23
5.19
23
23
.95
.88
Tablo 12 incelendiğinde tepe değer, ortanca ve ortalamanın aynı olduğu (23),
olduğu görülmektedir (X =ortanca = mod). Bu verilere göre dağılımın normal bir
dağılımdır. Testin ortalama güçlüğü .95 ve standart sapması 5.19 olarak belirlenmiştir.
Testten ayırıcılık gücü ise .20’ nin altında olan 11 madde çıkarıldıktan sonra, 24
maddelik testin KR 20 güvenirlik katsayısı .88 olmuştur.
8. Deneme çalışmasından elde edilen maddeler kapsam geçerliği açısından
yeniden gözden geçirilmiş, A ve B formlarından ayırıcılık gücü. 20 ve
üzerinde olan toplam 50 maddeden tek bir form oluşturmak amacıyla
Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesinin kazanımları
doğrultusunda ve kapsam geçerliği korunarak madde ayırıcılık gücü. 30 ve
üzerinde olan (Tekin, 2000, 249) 30 madde seçilmiştir. Seçilen sorular tek
bir form şeklinde düzenlenerek orta sosyo-ekonomik düzeydeki bir
ilköğretim okulunun dört şubesinde toplam 100 öğrenciye ilk
uygulamadaki koşullar hazırlanarak tekrar uygulanmıştır.
9. Uygulama sonrasında formda yer alan maddelerin güçlük dereceleri (pj),
standart sapmaları (sj) ve ayırıcılık dereceleri (rjx) hesaplanmıştır.
Analizler sonunda testte yer alan maddelerin güçlüklerinin .32 ile .89;
madde ayırıcılık güçlerinin ise .20 ile .52 arasında yer aldığı görülmüş ve
test son halini almıştır.
67
Tablo 13, son biçimi verilen “Canlılar Dünyasını Gezelim,Tanıyalım” ünitesi
Bilgi Testi’ test maddeleri ile bu maddelere ait madde güçlük indisleri (pj)i ayırıcılık
indisleri (rjx) ve t- testi sonuçlarını (t) göstermektedir.
Tablo 13. Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım Ünitesi Başarı Testi Madde
Analizleri Sonuçları
Madde
No
Pj
Sj
rjx
T
p
Madde
No
pj
sj
rjx
t
p
1 .58 .49 .42 5.356 .0001 16 .73 .44 .40 4.596 .0001 2 .32 .46 .28 3.401 .001 17 .59 .49 .52 7.181 .0001 3 .89 .31 .20 2.726 .009 18 .57 .49 .37 5.000 .0001 4 .53 .50 .26 4.410 .0001 19 .38 .48 .22 3.260 .002 5 .58 .49 .50 8.923 .0001 20 .50 .50 .49 6.458 .0001 6 .59 .49 .40 4.896 .0001 21 .60 .49 .47 7.519 .0001 7 .51 .50 .37 5.451 .0001 22 .71 .45 .38 3.854 .0001 8 .64 .48 .26 3.854 .0001 23 .56 .49 .38 4.818 .0001 9 .36 .48 .30 3.581 .001 24 .38 .48 .48 8.062 .0001 10 .62 .48 .30 4.479 .0001 25 .81 .39 .47 5.292 .0001 11 .64 .48 .45 6.099 .0001 26 .73 .44 .41 4.243 .0001 12 .72 .45 .33 4.371 .0001 27 .39 .49 .44 6.458 .0001 13 .76 .42 .43 4.914 .0001 28 .45 .50 .34 2.896 .006 14 .85 .35 .34 3.911 .0001 29 .35 .47 .39 4.589 .0001 15 .79 .40 .26 3.362 .001 30 .69 .46 .24 2.473 .017
pj : Güçlük İndisi; rjx : Ayırıcılık İndisi; Sj: Madde standart sapması; t: t-testi sonuçları
Tabloda görüldüğü gibi testteki 28. madde P<..006; 19. madde P<..002; 30.
madde P<..017 ; 3. madde P<..009; 2., 19. ve 15. maddeler P<..001, düzeyinde; diğer
maddeler (23 madde) P<..0001 düzeyinde anlamlıdır. Tablo 14, “Canlılar Dünyasını
Gezelim, Tanıyalım” ünitesi Bilgi Testi’nin test analizi sonuçları gösterilmiştir.
Tablo 14. Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testi Madde Test
Sonuçları
N
Aritmetik
orta
SS
Ortanca
Tepe Değer
Ortalama Güçlük
KR 20
100
17.87
6.12
18
18
.59
.85
Tablo 14 incelendiğinde, tepe değer ve ortancanın aynı (18), aritmetik
ortalamanın da çok yakın bir değer olduğu (17.87) olduğu görülmektedir (X< ortanca =
moda). Bu verilere göre dağılımın normal bir dağılım olduğu söylenebilir. Testin
68
ortalama güçlüğü. 59, standart sapması 6.12 ve KR 20 güvenirlik katsayısı. 85 olarak
belirlenmiştir.
Bu testin amacının öğrenme düzeylerine göre öğrencileri birbirinden ayırt
etmek olduğu göz önüne alındığında aritmetik ortalamanın testten alınabilecek en
yüksek puanın (30 puan) üzerinde olması testin ayırıcılık özelliğine sahip olduğunu
göstermektedir (Karaca, 2008, 252). Bilgi testinden alınan puanların çok uç noktalarda
toplanmaması (ortalama 17.87) ve aritmetik ortalamanın. 50’den büyük olması ise
öğrencilerin çoğunluğunun öğrenilecek içeriği öğrendikleri biçiminde yorumlanabilir
(Yılmaz, 1998, 190). Bilgi testine ait KR–20 güvenirlik katsayısının. 85 ve ortalama
güçlük düzeyinin. 59 olduğu göz önüne alınırsa başarı testinin orta güçlükte ve bu
araştırmada kullanılabilecek düzeyde güvenirliğe sahip bir test olduğu söylenilebilir
(Bkz. Ek 4, 164).
Tablo 15, “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi Bilgi Testi’ de yer
alan maddelerin ünitenin kazanımlarına göre dağılımını göstermektedir.
69
Tablo 15. Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım Ünitesi Bilgi Testinde Yer Alan
Maddelerin Kazanımlarına Göre Dağılımı
Kazanımlar
Soru Sayısı
Testteki
Soru Sırası 1. Canlı ve cansız varlıklarla ilgili olarak öğrenciler
1.1 Gözlemleri sonucunda çevresinde bulunan canlı ve cansız varlıklara örnekler verir.
1 14. soru
1.2 Bir varlığın canlı ya da cansız olduğuna sorgulayarak karar verir.
3 1,22 ve 30. Soru
1.3 Bitki ve hayvanları canlılık özellikleri açısından karşılaştırır.
4 9.17.24 ve 29. Soru
1.4 Gözle görülemeyecek kadar küçük canlılar olup olmadığını tartışır.
2 11ve 26. Soru
1.5 Mikroskop kullanarak gözle görülemeyecek kadar küçük olan canlıları gözlemler.
1 2. soru
1.6 Uyku halindeki canlı varlıkların uygun koşullar oluştuğunda canlılık özelliği gösterdiği çıkarımını yapar.
2 19 ve 23. Soru
2. Yaşam alanları ve bu alanlara insan etkisi ile ilgili
olarak öğrenciler;
2.1 Çevresinde farklı tipte yaşam alanları olduğunu keşfeder.
3 8,12 ve 21. Soru
2.2 Bir yaşam alanında bulunabilecek canlıları tahmin eder.
3 3,25 ve 27. Soru
2.3 Çevresinde bir yaşam alanında canlıları ve bu canlıların içinde bulunduğu şartları gözlemler ve kaydeder.
2 13 ve 28. Soru
2.4 Yaşam alanlarının insan faaliyetlerinin olumsuz etkisinden korunması gerektiği çıkarımını yapar.
2 6 ve 18. Soru
2.5 Yakın çevresindeki kirliliği fark eder ve bu kirliliğe neden olan maddeleri listeler.
3 10,15 ve 20. Soru
2.6 Çevreyi temizlemek amacıyla basit yöntemler geliştirir.
1 4. soru
2.7 Çevreyi korumak amacıyla yapılan birçok faaliyete gönüllü olarak katılır.
1 5. soru
2.8 Çevreyi korumak ve geliştirmek için bireysel sorumluluk bilinci kazanır.
1 16.soru
2.9 Atatürk’ün çevre ile ilgili yaptığı çalışmalara örnek verir.
1 7. soru
70
3.3.3. Görüşme Formu
Öğrencilerin yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına uygun olarak hazırlanmış fen
ve teknoloji dersi programı dördüncü sınıf “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım”
ünitesi öğrenme- öğretme süreciyle ilgili görüşleri araştırmacı tarafından hazırlanan
görüşme formu ile belirlenmiştir. Uzman görüşleri doğrultusunda geliştirilen
“yapılandırılmamış görüşme formu” toplam 7 sorudan oluşmaktadır (Bkz. Ek 6, 176).
3.3.4 Kişisel Bilgi Formu
Çalışma grubu hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla araştırmacı tarafından
geliştirilen Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır (Bkz. Ek 3, 163). Formda öğrencilerin
cinsiyeti, ailenin aylık geliri, anne ve babanın eğitim düzeyi ile ilgili sorular yer
almaktadır.
3.4. Verilerin Toplanması
Araştırma verilerinin elde edilmesi için öncelikle Hatay ili Reyhanlı İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğü’nden yazılı izin alınmış, uygulamaların yapılacağı okula gidilerek
okul yönetimi, uygulama yapılacak sınıfın öğretmeni ve öğrencileri ile tanışılarak, okul
yönetimi ve sınıf öğretmenine araştırmanın konusu hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca
sınıf öğretmenine beş hafta süresince Fen ve Teknoloji dersinin araştırmacı tarafından
yürütüleceği söylenmiştir. Veriler 2008–2009 eğitim-öğretim yılı bahar Döneminde, ön
ölçüm, uygulama, son ölçüm ve kalıcılık ölçümleri şeklinde gerçekleşen bir süreç
sonunda elde edilmiştir. Aşağıda verilerin toplanması süreci ve adımları ayrıntılı bir
şekilde açıklanmaktadır.
3.4.1. Ön Ölçüm
Kişisel Bilgi Formu, Çevresel Tutum Ölçeği (ÇTÖ) ve Bilgi Testi (BT)’ nin
2009-Mart ayı içinde uygulanması ile gerçekleşmiştir. Kişisel bilgi formu
uygulanmadan önce, sınıfta araştırmacı tarafından gerekli açıklamalar yapılmış ve
uygulama süresince de öğrenciler denetlenerek, öğrencilerin soruları eksik veya yanlış
yanıtlamaları önlenmiştir. Öğrencilerin kişisel bilgi formunu tamamlamaları yaklaşık
20 dakika almıştır. Bunun ardından öğrencilere ÇTÖ uygulanmıştır. Uygulama
öncesinde ölçek araştırmacı tarafından detaylı bir şekilde açıklanmış, testin başında yer
71
alan örnek soru, projeksiyon cihazı yardımıyla perdeye yansıtılarak öğrencilerle
beraber yanıtlanmış, ölçeğin öğrenciler tarafından tam olarak anlaşıldığından emin
olunduktan sonra, ÇTÖ uygulanmış, uygulama yaklaşık olarak 25 dakika sürmüştür.
Süre bitiminde ÇTÖ’ ler toplanmış, tek tek gözden geçirilmiş ve eksik ya da hatalı
yanıtlanmadığından emin olunmuştur. Kişisel bilgi formu ve ÇTÖ’ nün
uygulanmasının ardından Bilgi Testi öğrencilere dağıtılmış ve sorularla ilgili gerekli
açıklamalar yapıldıktan sonra, öğrencilere soruların yanıtlanması için 40 dakikalık bir
süreleri olduğu belirtilerek uygulama başlatılmıştır.
3.4.2. Uygulama
Bu araştırmanın amacı, ilköğretim dördüncü sınıf fen ve teknoloji dersi,
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğretim sürecinin öğrencilerin çevre
bilgisi, çevreye karşı tutumları ve bunların kalıcılık düzeylerine etkisini incelemektir.
Uygulama, 2008–2009 Eğitim-Öğretim Yılı Bahar Döneminde Hatay İli Reyhanlı
ilçesindeki, bir resmi devlet okulunda okuyan dördüncü sınıf öğrencileriyle, beş hafta
süreyle (20 ders saati) gerçekleştirilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı ilköğretim dördüncü
sınıf fen ve teknoloji dersinin haftada dört saat işlenmesini öngörmektedir. Bu nedenle
dersin haftalık ders saatinde herhangi bir değişiklik yapılmamış, uygulamalar için
haftanın iki günü ikişer ders saati ayrılmıştır. Aşağıda uygulama ile ilgili ayrıntılı
bilgiler yer almaktadır.
Hazırlık Süreci
Programın dördüncü sınıf Fen ve Teknoloji dersi kitabı “Canlılar Dünyasını
Gezelim, Tanıyalım” ünitesi incelenerek, ünite kapsamındaki konuların amacı, odağı ve
kazanımları belirlenmiş ve dersin öğretmen kılavuz kitabında yer alan günlük planları
doğrultusunda toplam sekiz ders planı hazırlanmıştır. Ünitenin işlenişi süresince
gereksinim duyulacak olan teknik donanım ve malzemeler temin edilerek, her ders
öncesinde ders planları, araç-gereç ve materyallerin hazır olmasına önem verilmiştir.
Ünitenin İşlenmesi
Derslere ilk olarak öğrencilerin dikkatinin çekilmesi ile başlanmıştır.
Öğrencilerin dikkatleri içeriğe göre bazen sınıfa ilgi çekici materyaller getirilmesiyle
72
merak uyandırarak, bazen projeksiyon cihazı yardımıyla perdeye bir sunum, fıkra ya da
çizgi film yansıtılarak, bazense ilgili resimlerin sınıfa getirilmesiyle çekilmiştir. Aşağıda
derse girerken uygulanan ve dikkati çekmek amacıyla üniteye başlarken yapılan bir
etkinlik örneği verilmiştir.
Derse gelirken sınıfa birtakım canlı ( güvercin, kurbağa, salyangoz, oğlak, saksı
bitkisi, nohut, fasulye, mercimek, solucan, yumurta) ve cansız (plastik top, oyuncak
bebek, kalem, kitap, taş, maket bıçağı, silgi vb.) varlıklar getirilmiştir. Sonra sınıf
tabanına bir tebeşir yardımıyla iki adet boş küme çizilmiştir. Boş kümelerden birinin
başlığı “Canlılar” diğerinin başlığı ise “Cansızlar” yazıldıktan sonra, öğrencilerden
sınıfa getirilen ve karışık bir biçimde masanın üzerinde duran varlıkları teker teker dâhil
oldukları kümeye yerleştirmeleri istenmiştir. Bunun üzerine her bir öğrenci en fazla bir
varlığı sınıflandıracak ve en çok öğrencinin katılımı sağlanacak biçimde varlıklar
sınıflandırılmıştır. Hatalı sınıflandırmalar olduğunda araştırmacı tarafından “Sizce
arkadaşınız varlığı doğru kümeye mi yerleştirdi? Sizce bu varlık hangi kümeye dahil
olmalıdır? Neden?” şeklinde sorular sorularak varlığın hangi kümeye ait olduğuna
nedeniyle birlikte sınıfça tartışılarak karar verilmiştir. Etkinlik sırasında fark edilen
kavram yanılgılarının giderilmesiyle dersin işlenişine geçilmiştir.
Dersin işleniş bölümünde ise İlköğretim Fen ve Teknoloji Programına uygun
olarak geliştirilen etkinlikler kullanılmıştır. Dördüncü sınıf Fen ve Teknoloji ders ve
çalışma kitaplarında yapılması önerilen etkinlikler gerek görüldüğü yerlerde
zenginleştirilerek uygulanmıştır. Aşağıda İlköğretim Fen ve Teknoloji Programı
doğrultusunda işlenmiş olan bir dersin detayları örnek olarak verilmiştir. Projeksiyon
cihazı yardımıyla perdeye uyku halinde olan ve olmayan birtakım canlıların resimleri
yansıtılmış ve resimde görülen varlıkların canlı mı cansız mı olduğuyla ilgili her bir
varlık için ayrı ayrı tartışılma yapılmıştır. Alınan yanıtlar doğrultusunda cansız gibi
göründüğü ve önceki derste öğrenilen canlılık özelliklerini göstermediği halde aslında
canlı olan varlıkların uyku halindeki canlılar olduğu sonucuna varılmıştır. Konu
öğrencilerin günlük hayatlarıyla ilişkilendirilmiş, etraflarındaki uyku halindeki
canlılarla ilgili anılarını aktarmaları istenmiştir.
Öğrencilerin önceki haftadan hazırladıkları ve bir kısmı buzdolabında, bir kısmı
oda sıcaklığında fakat sulanmamış, bir kısmı güneş görerek sulanmış bir kısmıysa güneş
73
ışığı görmeden sulanmış ve çimlenmiş olan bitki örnekleri sıraların üzerine konarak
incelenmiştir. Öğrencilere yaptıkları gözlemler sonucunda bitkiler arasında nasıl bir fark
gözlemledikleri sorulmuştur. Alınan yanıtlar doğrultusunda uyku halindeki bir canlının
uyanabilmesi için ışığın şart olmadığı fakat sıcaklık, hava ve suyun mutlaka olması
gerektiği sonucuna tartışma yoluyla varılmış, bu koşullar tahtaya listelenmiştir. Son
olarak öğrencilerin kümeler halinde çalışmaları sağlanarak önceden getirilen
malzemeler paylaştırılmış ve her öğrencinin kendine ait bir çim adam yapmasıyla bu
dersin işlenişine son verilmiştir.
Her dersin işlenişi sırasında veya bitiminde, işlenen konuyla ilgili olarak öğrenci
çalışma kitaplarında yer alan etkinlikler yapılmış, gerekli görülen yerlerde araştırmacı
tarafından hazırlanan çalışma yaprakları dağıtılmıştır. Ayrıca sınıf içinde yapılan
etkinliklerdeki sorular etkinlik bitiminde tüm sınıfa sorulmuş ve parmak kaldırarak söz
hakkı isteyen öğrencilere söz hakkı verilerek yanıtlanmıştır. Yanıtlamalar sırasında
gerekli ipucu, düzeltme ve pekiştirme işlemlerine yer verilmiştir.
Ünitenin bitiminde Fen ve Teknoloji ders kitabı ile çalışma kitabı sonunda yer
alan ünite sonu değerlendirme etkinlikleri yapılmıştır. Bu değerlendirme etkinlikleri
içinde doğru-yanlış, boşluk doldurma, bulmaca ve çoktan seçmeli sorular yer
almaktadır. Öğrencilerden verilen süre içinde değerlendirme etkinliğini bireysel olarak
tamamlanması istenmiş, ardından sorular tüm sınıfa sorulmuş ve öğrencilere söz hakkı
verilerek yeniden yanıtlanmıştır. Bu yanıtlamalar sırasında da gerekli ipucu, düzeltme
ve pekiştirmelere yer verilmiştir. Araştırmanın yapıldığı sınıfta sınıf mevcudunun 27
olması nedeniyle uygulama sırasında herhangi bir karmaşıklık, zorlanma ya da aksama
olmamış, her öğrenciyle ayrı ayrı ilgilenme ve her öğrenciye deneyler sırasında ayrı ayrı
uygulama yapma şansı doğmuştur.
3.4.3 Son Ölçüm
Beş hafta ve toplam 20 ders saati süren olan “Canlılar Dünyasını Gezelim ve
Tanıyalım” ünitesi tamamlandığında, öğrencilere ön ölçümde uygulanmış olan ÇTÖ ile
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesine ilişkin Bilgi Testi tekrar
uygulanmıştır. Uygulamaya ÇTÖ’ den başlanmış ve ön ölçümde olduğu gibi, uygulama
öncesinde araştırmacı tarafından öğrencilere ölçek hakkında gerekli açıklamalar
yapılmış, örnek soru projeksiyon cihazı yardımıyla perdeye yansıtılarak yeniden sınıfça
74
yanıtlanmış ve öğrencilerin ölçeğin nasıl yanıtlandığını hatırlamaları sağlandıktan sonra
ölçek uygulanmıştır. Bu uygulama da yaklaşık olarak 25 dakika sürmüş ve süre
bitiminde ÇTÖ’ ler toplanarak incelenmiş eksik ve hatalı yanıtlamaların olmadığından
emin olunmuştur.
ÇTÖ uygulamasının ardından “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım”
ünitesine ilişkin Bilgi Testi uygulanmıştır. Ön ölçümde olduğu gibi bu uygulama
öncesinde de öğrenciler soruları yanıtlamaya başlamadan önce test ile ilgili gerekli
açıklamalar yapılmış ve testi tamamlamaları için 40 dakikalık süreleri olduğu
hatırlatılmıştır. Süre bitiminde bilgi testleri araştırmacı tarafından toplanarak tek tek
kontrol edilmiş ve bütün öğrencilerin testi gerektiği biçimde tamamladığından emin
olunmuştur.
3.4.4. Görüşme
Son ölçümden sonra öğrencilere “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım”
ünitesinin işleniş sürecinde yapılan uygulamalarla ilgili sorular sorulacağı bilgisi
verilmiş ve bu görüşmeye isteyen herkesin katılabileceği, ancak bunun bir zorunluluk
olmadığı açıklaması yapılmıştır. Açıklama sonrasında belirlenen gün ve saatlerde
gelebileceğini söyleyen yedi kız ve dört erkek öğrenci olmak üzere toplam 11 öğrenci
belirlenmiştir. Görüşmeler ders saatleri dışında önceden belirlenen saatlerde, okulun
öğretmenler odasında, yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak, bire-bir
görüşme yoluyla gerçekleştirilmiştir. Görüşme sırasında öğrencilerin rahat olması ve
soruları içtenlikle yanıtlayabilmesi için odada araştırmacı ve görüşme yapılan öğrenci
dışında kimsenin bulunmaması sağlanmıştır. Görüşme sırasında sorular mümkün
olduğunca öğrencilerin anlayabileceği biçimde yöneltilmiş, gerekli görüldüğünde ek
açıklamalar yapılarak, öğrencilerin konuyla ilgili olarak düşündüklerini ve
hissettiklerini ifade etmeleri sağlanmıştır. Ortalama 15-20 dakika süren görüşmelerde
öğrenci yanıtları form üzerine not edilmiş bu sırda yüz-yüze iletişim ve göz kontağına
dikkat edilmiştir. Görüşme süresince öğrencilere herhangi bir baskı ve yönlendirme
yapılmamış, gerekli fiziksel koşullar da sağlanarak soruları yanıtlarken rahat
hissetmeleri sağlanmaya sağlanmıştır.
75
3.4.5 Kalıcılık Uygulaması
Toplam beş hafta ve 20 ders saati süren “Canlılar Dünyasını Gezelim,
Tanıyalım” ünitesi sonunda yapılan son ölçümün üzerinden üç hafta geçtikten sonra,
ÇTÖ ve Bilgi Testi öğrencilere yeniden uygulanmıştır. Uygulamaya ön ölçüm ve son
ölçüm uygulamalarında olduğu gibi ÇTÖ’ den başlanmış ve ölçek yanıtlanmadan önce
gerekli açıklamalar yapılmıştır. Verilen 25 dakikalık süre içinde ÇTÖ uygulandıktan
sonra üniteye ilişkin Bilgi Testi’ nin uygulanmasına geçilmiştir. Bilgi testi
uygulanmadan önce yine ön ölçüm ve son ölçüm uygulamalarında olduğu gibi gerekli
açıklamalar yapılmış, verilen 40 dakikalık süre bitiminde testler araştırmacı tarafından
kontrol edilerek toplanmıştır.
3.5 Verilerin Analizi
Araştırmadan elde edilen nicel verilerin analizinde SPSS istatistik paket
programı kullanılmıştır. İstatistiklere karar verilmeden önce normallik varsayımları
kontrol edilmiş ve verilerin normal dağılım gösterdiği bulunmuştur. Bu nedenle
verilerin analizinde parametrik testler kullanılmıştır. Betimsel istatistiklerin
incelenmesinin yanı sıra, bağımsız değişkenlerin özelliğine göre çoklu
karşılaştırmalarda tek yönlü ANOVA analizleri, varyansların eşit olmadığı durumlarda
Kruskall Wallis testi, ikili karşılaştırmalarda ise t testi, değişkenlere göre ön ölçüm-son
ölçüm ve kalıcılık ölçümü farklılıklarının anlamlılığı için ise kovaryans kullanılmıştır.
Nitel verilerin analizinde ise içerik analizi yönteminden yararlanılmıştır. Görüşme
metinleri satır satır okunmuş, analizin güvenirliği için görüşme metinleri üzerinde
“tekrar okuma” ve “alanyazına dönme” işlemleri araştırmacı ve danışman birlikte
gerçekleştirmiştir. Öğrenci görüşlerindeki benzerlik ve farklılıklar saptanarak, araştırma
bulgularının ana hatlarını belirleyen ortak anlamlar oluşturulmuştur.
76
BÖLÜM IV
BULGULAR
Bu araştırma yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına uygun olarak hazırlanmış
fen ve teknoloji dersi programı dördüncü sınıf “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım”
ünitesi öğrenme- öğretme sürecinde yapılan etkinliklerin öğrencilerin çevre bilgisi,
tutum ve bunların kalıcılık düzeylerine etkisini belirlemeye yöneliktir. Bu bölümde
araştırmanın alt amaçları doğrultusunda elde edilen bulgular yer almaktadır.
4.1. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında Çevresel Tutum Ölçeği ve
Çevre Bilgisi Testi Son Test ve Kalıcılık Testi Puanları İle İlgili Bulgular
Bu bölümde öğrencilerin “Çevre Bilgisi Testi” ve “Çevresel Tutum Ölçeği”
sontest ve kalıcılık testi toplam puanlara ait aritmetik ortalama ve standart sapma
dağılımları ile ilgili bulgular yer almaktadır.
4.1.1. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında Çevresel Tutum Ölçeği ve
Çevre Bilgisi Testi Son Test Puanları İle İlgili Bulgular
Öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği” ile “Çevre Bilgisi Testi”nden aldıkları
sontest toplam puanlara ait aritmetik ortalama ve standart sapma dağılımları Tablo
16’da verilmiştir.
77
Tablo 16. Öğrencilerin (N=27) Sontest Çevresel Tutum Ölçeği ve Çevre Bilgisi Testi
Puanlarına Ait Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma Değerleri
Ölçek Puanları Alınabilecek
En Yüksek ve En
Düşük Puan
X Ss
Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 9-36 25.51 3.82 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 8-32 25.18 3.23 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 8-32 24.74 3.86 Çevresel Tutum Ölçeği Top.
Puan 25-100 75.44 8.50
Çevre Bilgisi Testi 0-30 19.48 6.67
Tablo 16’da görüldüğü gibi, öğrencilerin “Çevresel Düşünce” alt ölçeği
puanlarına ait aritmetik ortalama 25.51, standart sapma 3.82; “Çevresel Duygu” alt
ölçeği puanlarına ait aritmetik ortalama 25.18, standart sapma 3.23; “Çevresel
Davranış” alt ölçeği puanlarına ait aritmetik ortalama24.74, standart sapma 3.86 ve
“Çevresel Tutum Ölçeği” toplam puanlarına ait aritmetik ortalama75.44, standart sapma
ise 8.50’ dir. Öğrencilerin “Çevre Bilgisi Testi” nden aldıkları puanların aritmetik
ortalamasının 19.48, standart sapmasının da 6.67 olduğu görülmektedir. Öğrencilerin
“Çevresel Tutum Ölçeği” ve “Çevre Bilgisi Testi” sontest puanlarının cinsiyete göre
anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan t-testi
sonuçları Tablo 17’ de verilmiştir.
Tablo 17. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Sontest ve Çevre Bilgisi Testi Sontest
Puanlarının Cinsiyete Göre Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma, t ve p Değerleri
Ölçek Puanları
Kız N=12
Erkek N=15
t
p
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 26.75 4.69 24.53 2.74 1.53 .138 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 24.75 3.25 25.53 3.29 -.618 .542 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 25.33 3.91 24.26 3.89 .705 .487
Çevresel Tutum Ölçeği Top.
Puan
76.83 9.77 74.33 7.50 .752 .459
Çevre Bilgisi Testi 20.25 5.94 18.86 7.35 .528 .602 P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
78
Cinsiyete göre öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği” ve “Çevre Bilgisi Testi”
nden aldıkları puanlara ilişkin analizlerin verildiği Tablo 17 incelendiğinde, “Çevresel
Düşünce” alt ölçeğine ait aritmetik ortalamaların kız öğrenciler için 26.75, erkek
öğrenciler için 24.53; “Çevresel Duygu” alt ölçeğine ait aritmetik ortalamaların kız
öğrenciler için 24.75, erkek öğrenciler için 25.53; “Çevresel Davranış” alt ölçeğine ait
ortalamaların kız öğrenciler için 25.33, erkek öğrenciler için 24.26 ve “Çevresel Tutum
Ölçeği” toplam puanlarına ait aritmetik ortalamaların kız öğrenciler için 76.83, erkek
öğrenciler için 74.33 olduğu görülmektedir. “Çevre Bilgisi Testi” puanlarına ait
aritmetik ortalamalar ise kız öğrenciler için 20.25, erkek öğrenciler için de 18.86 olarak
saptanmıştır. İki grubun puanları arasındaki farklılıklar, istatistiksel olarak anlamlı
bulunmamıştır (p >.05).
Ailenin aylık toplam gelir düzeyine göre öğrencilerin “Çevresel Tutum
Ölçeği” Sontest ve “Çevre Bilgisi Testi” Sontestten aldıkları puanların anlamlı bir
şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan t-testi sonuçları Tablo
18 ’ de verilmiştir.
Tablo 18. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Sontest ve Çevre Bilgisi Testi Sontest
Puanlarının Ailenin Aylık Toplam Gelirine Göre Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t
ve p Değerleri
Ölçek Puanları
0–600 TL N=8
600–1000 TL N=19
t
P
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 25.25 3.80 25.63 3.93 -.232 .818 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 24.50 2.07 25.47 3.62 -.707 .486 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 24.37 2.72 24.89 4.31 -.313 .757
Çevresel Tutum Ölçeği Top
Puan
74.12 6.35 76.00 9.36 -.515 .611
Çevre Bilgisi Testi 16.37 6.56 20.78 6.44 -1.617 .118
Ailenin aylık toplam gelirine göre öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği”
Sontest ve “Çevre Bilgisi Testi” Sontestten aldıkları puanlar incelendiğinde, “Çevresel
Düşünce” alt ölçeği “Çevresel Duygu” alt ölçeği, “Çevresel Davranış” alt ölçeği,
“Çevresel Tutum Ölçeği” toplam puanları ve “Çevre Bilgisi Testi” puanlarına ait
aritmetik ortalamaların ailesinin aylık geliri 600–1000 TL olan öğrencilerde daha
79
yüksek olduğu görülmektedir. İki grubun puanları arasındaki farklılıklar, istatistikî
olarak anlamlı bulunmamıştır.
Tablo 19, anne eğitim düzeyine göre öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği”
Sontest ve “Çevre Bilgisi Testi” Sontestten aldıkları puanların anlamlı bir şekilde
farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan t-testi sonuçlarını
göstermektedir.
Tablo 19. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Sontest ve Çevre Bilgisi Testi Sontest
Puanlarının Anne Eğitim Düzeyine Göre Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t ve p
Değerleri
Ölçek Puanları
Anne Eğitim Düzeyi Okur-yazar
değil N=9
Okur-yazar N=18
t
P
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 23.66 3.27 26.06 3.82 -1.860 .075 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 24.11 2.02 25.72 3.62 -1.232 .229 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 22.88 2.61 25.66 4.11 -1.837 .078
Çevresel Tutum Ölçeği Top
Puan
70.66 4.24 77.83 9.17 -2.212 .036*
Çevre Bilgisi Testi 16.66 4.84 20.88 7.12 -1.595 .123 P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Tablo 19 incelendiğinde, “Çevresel Düşünce” alt ölçeğine ait aritmetik
ortalamaların, “Çevresel Duygu” alt ölçeği, “Çevresel Davranış” alt ölçeği, “Çevresel
Tutum Ölçeği” toplam puanları ve “Çevre Bilgisi Testi” puanlarına ait aritmetik
ortalamaların annesi okur-yazar olan öğrencilerde daha yüksek olduğu görülmektedir.
İki grubun puanları arasındaki farklılıklar, “Çevresel Tutum Ölçeği” Sontest toplam
puanları bakımından annesi okur-yazar olan öğrencilerin lehine anlamlı olurken
(p<.05), diğer puanlar arasındaki farklar ise anlamlı bulunmamıştır.
Tablo 20, öğrencilerin baba eğitim düzeyine göre “Çevresel Tutum Ölçeği”
Sontest ve “Çevre Bilgisi Testi” Sontest’ten aldıkları puanların anlamlı bir şekilde
farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan t-testi sonuçlarını
göstermektedir.
80
Tablo 20. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Sontest ve Çevre Bilgisi Testi Sontest
Puanlarının Baba Eğitim Düzeyine Göre Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t ve p
Değerleri
Ölçek Puanları
Baba Eğitim Düzeyi Okur-yazar
değil N=6
Okur-yazar N=21
t
P
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 23.00 2.82 26.23 3.81 -1.92 .066 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 24.66 2.06 25.33 3.52 -.438 .665 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 22.66 1.96 25.33 4.01 -1.527 .139
Çevresel Tutum Ölç. Top
Puan
70.33 4.63 76.90 8.87 -1.731 .096
Çevre Bilgisi Testi 14.66 5.71 20.85 6.38 -2.136 .043* P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Tablo 20 incelendiğinde, gerek alt ölçekler gerekse “Çevresel Tutum Ölçeği”
toplam puanları ve “Çevre Bilgisi Testi” sontest puanlarına ait aritmetik ortalamaların
babası okur-yazar olan öğrencilerde daha yüksek olduğu, iki grubun puanları
arasındaki farklılıkların “Çevre Bilgisi Testi” sontest puanlarına ait aritmetik
ortalamaların, babası okur yazar olan öğrencilerin lehine istatistiksel olarak anlamlı fark
yarattığı görülürken (p<.05), diğer puanların aritmetik ortalamaları arasındaki farkın
istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmektedir (p>.05).
4.1.2. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında Çevresel Tutum Ölçeği ve
Çevre Bilgisi Testi Kalıcılık Testi Puanları İle İlgili Bulgular
Öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği” kalıcılık testi ile “Çevre Bilgisi Testi”
kalıcılık testi toplam puanlarına ait aritmetik ortalama ve standart sapma dağılımları
Tablo 21’de verilmiştir. Tabloda görüldüğü gibi, öğrencilerin “Çevresel Düşünce” alt
ölçeği puanlarına ait aritmetik ortalama 24.85, standart sapma 4.26; “Çevresel Duygu”
alt ölçeği puanlarına ait aritmetik ortalama 23.88, standart sapma 3.82; “Çevresel
Davranış” alt ölçeği puanlarına ait aritmetik ortalama 23.55, standart sapma 3.85 ve
“Çevresel Tutum Ölçeği” kalıcılık uygulaması toplam puanlarına ait aritmetik ortalama
72.29, standart sapma ise 9.01’ dir. Öğrencilerin “Çevre Bilgisi Testi” kalıcılık toplam
81
puanlarına ait aritmetik ortalamanın 20.51, standart sapmanın ise 6.91 olduğu
görülmektedir.
Tablo 21. Öğrencilerin (N=27) Çevresel Tutum Ölçeği Kalıcılık Testi ve Çevre Bilgisi
Kalıcılık Testi Puanlarına Ait Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma Değerleri
Ölçek Puanları Alınabilecek En
Yüksek ve En Düşük
Puan
X Ss
Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 9-36 24.85 4.26 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 8-32 23.88 3.82 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 8-32 23.55 3.85 Çevresel Tutum Ölçeği Top.
Puan 25-100 72.29 9.01
Çevre Bilgisi Testi 0-30 20.51 6.91
Öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği” ve “Çevre Bilgisi Testi” kalıcılık testi
puanlarının cinsiyete göre anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek
amacıyla yapılan t-testi sonuçları Tablo 22’de verilmiştir.
Tablo 22. Öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği Kalıcılık Testi” ve “Çevre Bilgisi
Kalıcılık Testi” Puanlarının Cinsiyete Göre Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, t ve p
Değerleri
Ölçek Puanları
Kız N=12
Erkek N=15
t
P
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 25.91 4.39 24.00 4.10 1.168 .254 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 24.41 2.84 23.46 4.51 .634 .532 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 24.08 4.33 23.13 3.52 1.098 .283
Çevresel Tutum Ölçeği Top.
Puan
74.41 8.58 70.60 9.27 .752 .459
Çevre Bilgisi Testi 20.83 7.13 20.26 6.98 .208 .837
Cinsiyete göre öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği” kalıcılık testi ve “Çevre
Bilgisi Testi” kalıcılık uygulamasından aldıkları puanlara ilişkin analizlerin gösterildiği
Tablo 22 incelendiğinde, “Çevresel Düşünce” alt ölçeğine ait aritmetik ortalamaların kız
82
öğrenciler için 25.91, erkek öğrenciler için 24.00; “Çevresel Duygu” alt ölçeğine ait
aritmetik ortalamaların kız öğrenciler için 24.41, erkek öğrenciler için 23.46; “Çevresel
Davranış” alt ölçeğine ait ortalamaların kız öğrenciler için 24.08, erkek öğrenciler için
23.13 ve “Çevresel Tutum Ölçeği” toplam puanlarına ait aritmetik ortalamaların kız
öğrenciler için 74.41, erkek öğrenciler için 70.60 olduğu görülmektedir. “Çevre Bilgisi
Testi” puanlarına ait aritmetik ortalamalar ise kız öğrenciler için 20.83, erkek öğrenciler
için de 20.26 olarak saptanmıştır. İki grubun puanları arasındaki farklılıklar, istatistiksel
olarak anlamlı bulunmamıştır (p >.05).
Ailenin aylık toplam gelir düzeyine göre öğrencilerin “Çevresel Tutum
Ölçeği” ve “Çevre Bilgisi Testi” kalıcılık testlerinden aldıkları puanların anlamlı bir
şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan t-testi sonuçları Tablo
23’ de verilmiştir.
Tablo 23. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Kalıcılık Testi ve Çevre Bilgisi Kalıcılık
Testi Aldıkları Puanların Ailenin Aylık Toplam Gelirine Göre Aritmetik Ortalama,
Standart Sapma, t ve p Değerleri
Ölçek Puanları
0–600 TL N=8
600–1000 TL N=19
t
P
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 22.75 3.41 25.73 4.35 -1.722 .097 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 23.50 3.16 24.05 4.14 -.337 .739 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 22.25 3.15 24.10 4.06 -1.148 .262
Çevresel Tutum Ölçeği Top
Puan
68.50 8.19 73.89 9.06 -1.450 .159
Çevre Bilgisi Testi 15.37 4.83 22.68 6.58 -2.822 .009* P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Ailenin aylık toplam gelirine göre öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği”
kalıcılık testi ve “Çevre Bilgisi Testi” kalıcılık testlerinden aldıkları puanlar
incelendiğinde, “Çevresel Düşünce” alt ölçeği “Çevresel Duygu” alt ölçeği, “Çevresel
Davranış” alt ölçeği, “Çevresel Tutum Ölçeği” toplam puanları ve “Çevre Bilgisi Testi”
puanlarına ait aritmetik ortalamaların ailesinin aylık geliri 600–1000 TL olan
öğrencilerde daha yüksek olduğu görülmektedir. Ancak iki grubun “Çevre Bilgisi Testi”
kalıcılık testi sonuçlarının, ailesinin aylık geliri 600-1000 TL olan öğrencilerin lehine
83
istatistiki olarak anlamlı bir fark yarattığı (p<.05); iki grubun puanları arasındaki diğer
farklılıkların istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmektedir (p>.05).
Tablo 24, anne eğitim düzeyine göre öğrencilerin “Çevresel Tutum Ölçeği” ve
“Çevre Bilgisi Testi” kalıcılık uygulamalarından aldıkları puanların anlamlı bir şekilde
farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan t-testi sonuçlarını
göstermektedir.
Tablo 24. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Kalıcılık Testi ve Çevre Bilgisi Kalıcılık
Testi’nden Aldıkları Puanların Anne Eğitim Düzeyine Göre Aritmetik Ortalama,
Standart Sapma, t ve p Değerleri
Ölçek Puanları
Anne Eğitim Düzeyi
Okur-yazar değil N=9
Okur-yazar N=18
t
P
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 23.44 3.57 25.55 4.50 -1.223 .233 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 23.44 3.16 24.11 4.18 -.420 .678 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 25.55 1.42 24.05 4.58 -.951 .351
Çevresel Tutum Ölçeği Tp.
Puanları
69.44 7.07 73.72 9.70 -1.171 .253
Çevre Bilgisi Testi 17.00 4.44 22.27 7.35 -1.969 .060
Tablo 24 incelendiğinde, “Çevresel Düşünce” alt ölçeği, “Çevresel Duygu” alt
ölçeği aritmetik ortalamaları ile “Çevresel Tutum Ölçeği” toplam puanları ve “Çevre
Bilgisi Testi” puanlarına ait aritmetik ortalamaların annesi okur-yazar olan öğrencilerde
daha yüksek; “Çevresel Davranış” alt ölçeği puanlarının aritmetik ortalamasının ise
annesi okuryazar olmayan öğrencilerde daha yüksek olduğu görülmektedir.
İki grubun puanları arasındaki farklılıklar ise istatistikî olarak anlamlı
bulunmamıştır (p>.05). Öğrencilerin baba eğitim düzeyine göre “Çevresel Tutum
Ölçeği” kalıcılık testi ve “Çevre Bilgisi Testi” kalıcılık testinden aldıkları puanlarına
ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma dağılımları ile tek yönlü varyans analizi
sonuçları Tablo 25’de gösterilmiştir.
84
Tablo 25. Öğrencilerin Çevresel Tutum Ölçeği Kalıcılık Testi ve Çevre Bilgisi Kalıcılık
Testi’nden Aldıkları Puanların Baba Eğitim Düzeyine Göre Aritmetik Ortalama,
Standart Sapma, t ve p Değerleri
Ölçek Puanları
Baba Eğitim Düzeyi
Okur-yazar değil N=6
Okur-yazar N=21
t
P
X Ss X Ss Çevresel Düşünce Alt Ölçeği 24.16 4.62 25.04 4.26 -.439 .664 Çevresel Duygu Alt Ölçeği 22.50 3.20 24.28 3.96 -1.008 .323 Çevresel Davranış Alt Ölçeği 21.16 2.31 24.23 3.97 -1.792 .085
Çevresel Tutum Ölçeği Top
Puan
67.83 7.65 73.57 9.12 -1.401 .174
Çevre Bilgisi Testi 17.50 5.95 21.38 7.06 -1.223 .233
Tablo 25 incelendiğinde, gerek alt ölçekler gerekse “Çevresel Tutum Ölçeği”
toplam puanları ve “Çevre Bilgisi Testi” kalıcılık testi puanlarına ait aritmetik
ortalamaların babası okur-yazar olan öğrencilerde daha yüksek olduğu, iki grubun
puanlarının aritmetik ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı
görülmektedir (p>.05).
4.2. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında “Çevre Bilgisi Testi” Öntest ve
Sontest Puanları Arasında Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir Düzeyine ve
Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Var mıdır?
İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi , “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi sonrasında “Çevre Bilgisi Testi” öntest ve
sontest puanları arasında öğrencilerin cinsiyetine, ailelerinin gelir düzeyine ve
ailelerinin eğitim düzeyine göre anlamlı bir farklılık olup olmadığını bulmak amacıyla
yapılan t-testi sonuçları Tablo 26’ da verilmiştir.
85
Tablo 26. ÇBT Öntest ve Sontest Ortalama Puanların Cinsiyet, Aile Gelir Düzeyi ve
Aile Eğitim Düzeyine Göre t-Testi Sonuçları
Değişkenler N Ortalama farklar
S Sd t p
Önt
est-
Sont
est
Cinsiyet Kız 12 -6.16 4.32 11 -4.94 .000* Erkek 15 -7.4 5.82 14 -4.91 .000*
Gelir düzeyi 0-600 TL 8 -6.12 6.59 7 -2.62 .034* 600-1000 TL 19 -7.15 4.59 18 -6.78 .000*
Anne eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
9
-5.66 5.00 8 -3.40 .009*
Okur-yazar 16 -8.06 4.87 15 -6.61 .000*
Baba eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
6 -4.16 2.40 5 -4.25 .008*
Okur-yazar 21 -7.61 5.50 20 -6.77 .000* P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Tablo 26 incelendiğinde öğrencilerin ÇBT öntest aritmetik ortalamaları ile
sontest aritmetik ortalamaları arasında, kız öğrencilerde 6.16 puanlık, erkek
öğrencilerde ise 7.4’lük bir artış olduğu ve bu artışla beraber puanlar arasında anlamlı
bir fark olduğu (p<.05) görülmektedir. Tablo 27’ye bakıldığında ailelerin gelir düzeyi 0-
600 TL arasında olan öğrencilerin ÇBT öntest aritmetik ortalamaları ile sontest
aritmetik ortalamaları arasında 6.12 puanlık, ailelerinin gelir düzeyi 600-1000 TL
arasında olan öğrencilerin öntest aritmetik ortalamaları ile sontest aritmetik ortalamaları
arasında ise 7.15 puanlık artışlar olduğu ve bu artışla beraber puanlar arasında anlamlı
bir farklılık olduğu (p<.05) görülmektedir. Ayrıca öğrencilerin annelerinin eğitim
düzeylerine bakıldığında okur-yazar olmayan annelerin çocuklarının ÇBT öntest
artimetik ortalamaları ile sontest aritmetik ortalamaları arasında 5.66 puanlık, okur-
yazar annelerin çocuklarının ÇBT öntest aritmetik ortalamaları ile sontest aritmetik
ortalamaları arasında 8.06 puanlık artışlar olduğu ve bu artışla beraber oluşan
farklılığın anlamlı olduğu (p<.05) görülmektedir.
Öğrencilerin baba eğitim düzeylerine bakıldığında, okur-yazar olmayan babaların
çocuklarının ÇBT öntest artimetik ortalamaları ile sontest aritmetik ortalamaları
arasında 4.16 puanlık, babası okur-yazar olan öğrencilerin ÇBT öntest aritmetik
ortalamaları ile sontest aritmetik ortalamaları arasında 7.89 puanlık artışlar olduğu ve
bu artışlarla beraber oluşan farklılıkların anlamlı olduğu (p<.05) görülmektedir. Babası
86
ilköğretim mezunu olan öğrencilerin ÇBT öntest aritmetik ortalamaları ile sontest
aritmetik ortalamaları arasında ise 5 puanlık bir artış olduğu ancak oluşan bu farklılığın
anlamlı olmadığı (p>.05) görülmektedir.
4.3. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında “Çevresel Tutum Ölçeği”
Öntest ve Sontest Tutum Puanları Arasında Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin
Gelir Düzeyine ve Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Var
mıdır?
“Çevresel Tutum Ölçeği” öntest ve sontest ortalama tutum puanlarının
öğrencilerin cinsiyetlerine, ailelerinin gelir düzeylerine ve ailelerinin eğitim düzeylerine
göre farkın anlamlılığı için yapılan t-testi sonuçları Tablo 27’ de verilmiştir.
Tablo 27. ÇTÖ Öntest ve Sontest Ortalama Tutum Puanların Cinsiyet, Aile
GelirDüzeyi ve Aile Eğitim Düzeyine Göre t-Testi Sonuçları
Değişkenler N Ortalama farklar
Ss Sd t p
Çev
rese
l Düş
ünce
Alt
Ölç
eği
Önt
est-
Sont
est
Cinsiyet Kız 12 -1.66 4.33 11 -1.33 .210 Erkek 15 -3.33 4.65 14 -2.77 .015*
Gelir düzeyi
0-600 TL 8 -1,37 5.26 7 -.739 .484 600-1000 TL 19 -3,10 4.20 18 -3.22 .005*
Anne eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
9
-.555 4.97 8 -.335 .746
Okur-yazar 16 -3.43 4.17 15 -3.29 .005*
Baba eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
6 -.833 4.53 5 -.450 .671
Okur-yazar 21 -3.09 4.48 20 -3.16 .005*
Çev
rese
l Duy
gu A
lt Ö
lçeğ
i
Ö
ntes
t-So
ntes
t
Cinsiyet Kız 12 -.666 3.77 11 -.612 .553 Erkek 15 -2.00 3.72 14 -2.08 .056
Gelir düzeyi
0-600 TL 8 -1.37 2.92 7 -1.33 .225 600-1000 TL 19 -1.42 4.10 18 -1.51 .148
Anne eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
9
-1.55 3.84 8 -1.21 .259
Okur-yazar 16 -.812 3.65 15 -.889 .338
87
Tablo 27. (Devam)
Baba eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
6 -1.83 3.65 5 -1.22 .274
Okur-yazar
21 -1.28 3.83 20 -1.53 .140
Çev
rese
l Dav
ranı
ş Alt
Ölç
eği
Önt
est-
Sont
est
Cinsiyet Kız 12 -4.75 4.95 11 -3.32 .007* Erkek 15 -5.13 3.85 14 -5.16 .000*
Gelir düzeyi
0-600 TL 8 -5.82 3.97 7 -4.17 .004* 600-1000 TL 19 -4.57 4.46 18 -4.47 .000*
Anne eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
9 -5.33 4.21 8 -3.79 .005*
Okur-yazar 16 -4.18 4.16 15 -4.01 .001*
Baba eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
6 -4.66 5.42 5 -2.10 .089
Okur-yazar 21 -5.04 4.06 20 -5.09 .000*
Çev
rese
l Tut
um Ö
lçeğ
i Önt
est-
Sont
est T
opla
m
Cinsiyet Kız 12 -3.50 9.92 11 -1.22 .247 Erkek 15 -7.86 7.62 14 -3.96 .001*
Gelir düzeyi
0-600 TL 8 -5.75 8.10 7 -2.00 .085 600-1000 TL 19 -6.00 9.32 18 -2.80 .012*
Anne eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
9
-4.33 9.02 8 -1.44 .188
Okur-yazar 16 -5.37 8.45 15 -2.54 .022*
Baba eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
6 -4.00 8.27 5 -1.18 .289
Okur-yazar
21 -6.47 9.09 20 -3.264 .004*
P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Tablo incelendiğinde ÇTÖ çevresel düşünce alt ölçeği puanlarında 3.33’lük bir
puan artışıyla erkek öğrencilerin öntest-sontest aritmetik puanları arasında anlamlı bir
farklılık olduğu (p<.05), kız öğrencilerin öntest-sontest aritmetik puanları arasında ise
anlamlı bir farklılık olmadığı (p>.05) görülmektedir. Yine ÇTÖ çevresel düşünce alt
ölçeği puanlarında 3.10’luk bir puan artışıyla ailesinin aylık geliri 600-1000 TL
arasında olan öğrencilerin öntest-sontest aritmetik puanları arasında anlamlı bir farklılık
olduğu (p<.05), ailesinin aylık geliri 0-600 TL arasında olan öğrencilerin öntest-sontest
aritmetik puanları arasında ise anlamlı bir farklılık olmadığı (p>.05) görülmektedir.
88
ÇTÖ çevresel düşünce alt ölçeği puanlarında 3.43’lük bir puan artışıyla annesi okur-
yazar olan öğrencilerin öntest-sontest aritmetik puanları arasında anlamlı bir farklılık
olduğu (p<.05), annesi okur-yazar olmayan öğrencilerin öntest-sontest aritmetik
puanları arasında ise anlamlı bir farklılık olmadığı (p>.05) bulunmuştur.
ÇTÖ çevresel düşünce alt ölçeği puanlarında 2.89’luk bir puan artışıyla babası
okur-yazar olan öğrencilerin öntest-sontest aritmetik puanları arasında anlamlı bir
farklılık olduğu (p<.05), babası okur-yazar olmayan öntest-sontest aritmetik puanları
arasında ise anlamlı bir farklılık olmadığı (p>.05) görülmektedir. Tablo ÇTÖ çevresel
duygu alt ölçeği ile ilgili analizler açısından incelendiğinde öğrencilerin bu ölçekteki
öntest-sontest aritmetik puanları arasında, cinsiyetlerine, ailelerinin aylık gelir
düzeylerine ve anne-baba eğitim düzeylerine göre anlamlı bir farklılık olmadığı
görülmektedir (p>.05).
Tabloda görüldüğü gibi kız öğrencilerin ÇTÖ çevresel davranış alt ölçeği
puanlarında 4.75’lik, erkek öğrencilerin ÇTÖ çevresel davranış alt ölçeği puanlarında
ise 5.13’lük bir artış olmuştur. Öğrencilerin ÇTÖ çevresel davranış alt ölçeği öntest-
sontest aritmetik puanları arasında her iki cinsiyet için de anlamlı bir farklılık olduğu
görülmektedir (p<.05). Ailesinin aylık geliri 0-600 TL arasında olan öğrencilerin ÇTÖ
çevresel davranış alt ölçeği puanlarında 5.82’lik, 600-1000TL arasında olanların ÇTÖ
çevresel davranış alt ölçeği puanlarında ise 4.57 ’lük bir artış olmuştur. Öğrencilerin
ÇTÖ çevresel davranış alt ölçeği öntest-sontest aritmetik puanları arasında her iki gelir
grubuna ait öğrenciler için de anlamlı bir farklılık olduğu görülmektedir (p<.05).
Öğrencilerin ÇTÖ çevresel davranış alt ölçeği puanları, anne eğitim düzeylerine göre
anlamlı bir şekilde farklılaşmazken, babası okur-yazar olan öğrencilerin öntest ile
sontest puanları arasında 5.04 puanlık bir artış olduğu ve bu öğrencilerin çevresel
davranış alt ölçeği öntest-sontest aritmetik puanları arasında anlamlı fark olduğu
bulunmuştur (p<.05). Ancak babası okuryazar olmayan ve ilköğretim mezunu olan
öğrencilerin çevresel davranış alt ölçeği öntest-sontest aritmetik puanları arasında
anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir (p>.05).
Tablo 27’de erkek öğrencilerin ÇTÖ öntest-sontest tutum puanları arasında
7.86’lık bir artışla, öntest-sontest aritmetik puanları arasında anlamlı bir fark olduğu
(p<.05) görülürken, kız öğrencilerin ÇTÖ öntest-sontest aritmetik puanları arasında
89
anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir (p>.05). Tablo 27, öğrencilerin ÇTÖ tutum
puanlarının ailelerinin gelir düzeyine göre anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığı
açısından incelendiğinde, geliri 600-1000 TL arasında olan ailelerin çocuklarının öntest-
sontest tutum puanları aritmetik ortalamaları arasında 6 puanlık bir artışla anlamlı bir
farklılık olduğu görülürken (p<.05) , geliri 0-600 TL arasında olan ailelerin çocuklarının
ÇTÖ öntest-sontest toplam tutum puanlarının aritmetik ortalamaları arasında anlamlı bir
fark bulunamamıştır (p>.05).
Öğrencilerin anne eğitim düzeyine göre ÇTÖ öntest-sontest tutum puanlarının
aritmetik ortalamaları arasında anlamlı bir fark olup olmadığına baktığımızda, annesi
okur-yazar olan öğrencilerin ÇTÖ öntest-sontest tutum puanlarının aritmetik
ortalamaları arasında 5.37 puanlık bir artışla anlamlı bir fark olduğu görülürken(p<.05),
annesi okur-yazar olmayan öğrencilerin ÇTÖ öntest-sontest tutum puanlarının aritmetik
ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir(p>.05).
Öğrencilerin baba eğitim düzeyine göre ÇTÖ öntest-sontest tutum puanlarının
aritmetik ortalamaları arasında anlamlı bir fark olup olmadığına baktığımızda, babası
okur-yazar olan öğrencilerin ÇTÖ öntest-sontest tutum puanlarının aritmetik
ortalamaları arasında 6.47 puanlık bir artışla anlamlı bir fark olduğu görülürken(p<.05),
babası okur-yazar olmayan öğrencilerin ÇTÖ öntest-sontest tutum puanlarının aritmetik
ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir(p>.05).
4.4. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında Fen ve Teknoloji Dersi “Çevre
Bilgisi Testi” Sontest Puanları İle Kalıcılık Puanları Arasında; Öğrencilerin
Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir Düzeyine ve Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre
Anlamlı Bir Farklılık Var mıdır?
“Çevre Bilgisi Testi” sontest ve kalıcılık ortalama puanlarının, öğrencilerin
cinsiyetlerine, ailelerinin gelir düzeylerine ve ailelerinin eğitim düzeylerine göre farkın
anlamlılığı için yapılan t-testi sonuçları Tablo 28’ de verilmiştir.
90
Tablo 28. ÇBT Sontest ve Kalıcılık Ortalama Puanların Cinsiyet, Aile Gelir Düzeyi ve
Aile Eğitim Düzeyine Göre t-Testi Sonuçları
Değişkenler
N Ortalama Farklar
Ss Sd t p So
ntes
t-K
alıcılı
k Te
sti
Cinsiyet Kız 12 -.58 6.92 11 -.292 .776 Erkek 15 -1.40 4.70 14 -1.15 .268
Gelir düzeyi 0-600 TL 8 1.0 6.80 7 .416 .690 600-1000 TL 19 -1.89 5.10 18 -1.61 .123
Anne eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
9
-.333
2.95
8
-.338
.744
Okur-yazar
16
-1.62
7.07
15
-.918
.373
Baba eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
6 -2.83 7.27 5 -.954 .384
Okur-yazar 21 -.52 5.24 20 -.457 .652
Tablo 28 incelendiğinde ÇBT sontest aritmetik ortalamaları ile kalıcılık testi
aritmetik ortalamaları arasında, kız öğrencilerde .58 puanlık, erkek öğrencilerde ise
1.4’lük bir artış olduğu ancak bu artışlarla oluşan farkın anlamlı bir fark olmadığı
(p>.05) görülmektedir. Öğrencilerin ailelerin gelir düzeylerine göre ÇBT sontest
aritmetik ortalamaları ile kalıcılık testi aritmetik ortalamaları arasındaki farka
bakıldığında, ailesinin geliri 0-600 TL arasında olan öğrencilerin puanlarında 1 puanlık
bir düşüş olduğu, ailesinin geliri 600-1000 TL arasında olan öğrencilerin puanlarında
ise 1.89 puanlık bir artış olduğu görülmektedir. Ancak oluşan bu farklılıkların anlamlı
düzeyde olmadığı (p>.05) görülmektedir. Ayrıca öğrencilerin annelerinin eğitim
düzeylerine bakıldığında okur-yazar olmayan annelerin çocuklarının ÇBT sontest
artimetik ortalamaları ile kalıcılık testi aritmetik ortalamaları arasında .33 puanlık, okur-
yazar annelerin çocuklarının ÇBT sontest aritmetik ortalamaları ile kalıcılık testi
aritmetik ortalamaları arasında 1.62 puanlık artışlar olduğu ancak bu artışla beraber
oluşan farklılığın anlamlı olmadığı (p>.05) görülmektedir.
Öğrencilerin baba eğitim düzeylerine bakıldığında, okur-yazar olmayan babaların
çocuklarının ÇBT sontest aritmetik ortalamaları ile kalıcılık testi aritmetik ortalamaları
arasında 2.83 puanlık, babası okur-yazar olan öğrencilerin ÇBT sontest aritmetik
ortalamaları ile kalıcılık testi aritmetik ortalamaları arasında .52 puanlık artışlar olduğu,
ancak bu artışlarla beraber oluşan farklılıkların anlamlı olmadığı (p<.05)
görülmektedir.
91
4.5. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen ve Teknoloji Dersi “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında “Çevresel Tutum Ölçeği”
Sontest ve Kalıcılık Tutum Ölçeği Puanları Arasında; Öğrencilerin Cinsiyetine,
Ailelerinin Gelir Düzeyine ve Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir
Farklılık Var mıdır?
“Çevresel Tutum Ölçeği” sontest ve kalıcılık tutum ölçeği ortalama tutum
puanlarının öğrencilerin cinsiyetlerine, ailelerinin gelir düzeylerine ve ailelerinin eğitim
düzeylerine göre farkın anlamlılığı için yapılan t-testi sonuçları Tablo 29’ da verilmiştir.
Tablo 29. ÇTÖ Sontest ve Kalıcılık Tutum Ölçeği Ortalama Puanların Cinsiyet, Aile
Gelir Düzeyi Ve Aile Eğitim Düzeyine Göre T-Testi Sonuçları
Değişkenler N Ortalama farklar
Ss Sd
t P
Çev
rese
l Düş
ünce
Alt
Ölç
eği
Son
test
-K
alıcılı
k T
utum
Ölç
eği
Cinsiyet Kız 12 .83 3.68 11 .783 .450
Erkek 15 .53 5.16 14 .400 .695
Gelir düzeyi 0-600 TL 8 2.50 3.74 7 1.89 .101
600-1000 TL 19 -.105 4.64 18 -.099 .922
Anne eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
9
.222 5.01 8 .133 .898
Okur-yazar 16 .25 3.54 15 .282 .782
Baba eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
6 -1.16 6.01 5 -.475 .655
Okur-yazar 21 1.19 3.98 20 1.37 .186
Çev
rese
l Duy
gu A
lt Ö
lçeğ
i Son
test
-Kalıcılı
k T
utum
Ölç
eği
Cinsiyet Kız 12 .333 3.25 11 .355 .730
Erkek 15 2.06 3.65 14 2.19 .046*
Gelir düzeyi 0-600 TL 8 1.00 3.38 7 .837 .430
600-1000 TL 19 1.42 3.67 18 1.68 .109
Anne eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
9
.666 3.16 8 .632 .545
Okur-yazar 16 1.75 3.92 15 1.78 .095
Baba eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
6 2.16 2.31 5 2.29 .071
Okur-yazar 21 1.04 3.81 20 1.25 .223
92
Tablo 29. (Devam)
Çev
rese
l Dav
ranı
ş Alt
Ölç
eği Ö
ntes
t-So
ntes
t
Cinsiyet Kız 12 1.25 3.93 11 1.10 .295 Erkek 15 1.13 3.58 14 1.22 .241
Gelir düzeyi 0-600 TL 8 2.12 3.31 7 1.81 .113 600-1000 TL 19 .789 3.82 18 .900 .380
Anne eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
9
.33 2.50 8 .400 .700
Okur-yazar 16 1.00 3.93 15 1.01 .325
Baba eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
6 1.50 3.67 5 1.00 .363
Okur-yazar
21 1.09 3.75 20 1.33 .196
Çev
rese
l Tut
um Ö
lçeğ
i Son
test
-Kalıcılı
k T
utum
Ölç
eği
Cinsiyet Kız 12 2.41 6.33 11 1.32 .213 Erkek 15 3.73 7.86 14 1.84 .087
Gelir düzeyi 0-600 TL 8 5.62 7.87 7 2.02 .083 600-1000 TL 19 2.10 6.72 18 1.36 .189
Anne eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
9
1.22 8.48 8 .432 .677
Okur-yazar 16 3.00 5.42 15 2.21 .053
Baba eğitim düzeyi
Okur-yazar Değil
6 2.50 10.1 5 .604 .572
Okur-yazar
21 3.33 6.32 20 2.41 .025
P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Tablo 29 incelendiğinde kız öğrencilerin ÇTÖ çevresel düşünce alt ölçeği
puanlarında sontest –kalıcılık tutum ölçeği aritmetik puanları arasında. 83 puanlık,
erkek öğrencilerin ÇTÖ çevresel düşünce alt ölçeği puanlarında sontest –kalıcılık tutum
ölçeği aritmetik puanları arasında ise. 53 puanlık bir düşüş olduğu ancak bu düşüşlerin
anlamlı bir farklılık yaratmadığı (p>.05) görülmektedir. Benzer şekilde ÇTÖ çevresel
düşünce alt ölçeği puanlarında sontest –kalıcılık tutum ölçeği aritmetik puanlarına
bakıldığında ailesinin aylık geliri 0-600 TL arasında olan öğrencilerin puanlarında 2.5
puanlık bir düşüş görülürken, ailesinin aylık geliri 600-1000 TL arasında olan
öğrencilerin sontest –kalıcılık tutum ölçeği aritmetik puanları arasında .105 puanlık bir
artış görülmektedir. Ancak bu artış ve düşüşlerin anlamlı düzeyde bir farklılık
yaratmadığı görülmektedir (p>.05). ÇTÖ çevresel düşünce alt ölçeği puanlarında,
annesi okur-yazar olmayan öğrencilerin sontest –kalıcılık tutum ölçeği aritmetik
93
puanları arasında .222 puanlık, annesi okur-yazar olan öğrencilerin sontest –kalıcılık
tutum ölçeği aritmetik puanları arasında ise .25 puanlık düşüşler olduğu, ancak bu
düşüşlerin anlamlı bir farklılık yaratmadığı (p>.05) bulunmuştur. ÇTÖ çevresel
düşünce alt ölçeği puanlarında babası okur-yazar olmayan öğrencilerin sontest –
kalıcılık tutum ölçeği aritmetik puanları arasında 1.16’lık bir artış olduğu, babası okur-
yazar olan öğrencilerin ÇTÖ çevresel düşünce alt ölçeği sontest –kalıcılık tutum ölçeği
aritmetik puanları arasında 1.19 puanlık bir düşüş olduğu ancak bu düşüşün anlamlı bir
fark yaratmadığı görülmektedir. Bu sonuçlar doğrultusunda öğrencilerin ÇTÖ çevresel
düşünce alt ölçeği sontest –kalıcılık tutum ölçeği aritmetik puanları arasında, baba
eğitim düzeylerine göre anlamlı bir fark olmadığı (p>.05) görülmektedir.
Tablo 29’ da görüldüğü gibi, ÇTÖ çevresel duygu alt ölçeği ile ilgili analizlerin
sonucunda, öğrencilerin bu ölçekteki sontest –kalıcılık tutum ölçeği aritmetik puanları
arasında, cinsiyetlerine, ailelerinin aylık gelir düzeylerine ve anne-baba eğitim
düzeylerine göre anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir (p>.05). Benzer şekilde
ÇTÖ çevresel davranış alt ölçeği ile ilgili analizlerin sonucunda, öğrencilerin bu
ölçekteki sontest –kalıcılık tutum ölçeği aritmetik puanları arasında öğrencilerin
cinsiyetlerine, ailelerinin aylık gelir düzeylerine ve anne-baba eğitim düzeylerine göre,
birtakım düşüşler yaşandığı, ancak yaşanan bu düşüşlerin anlamlı bir farklılık
yaratmadığı görülmektedir (p>.05). ÇTÖ ile ilgili analizlerin sonucunda, öğrencilerin bu
ölçekteki sontest –kalıcılık tutum ölçeği aritmetik puanları arasında öğrencilerin
cinsiyetlerine, ailelerinin aylık gelir düzeylerine ve anne-baba eğitim düzeylerine göre,
birtakım düşüşler yaşandığı görülmektedir. Ancak Tablo 29’ da yaşanan bu düşüşlerin
de anlamlı bir farklılık yaratmadığı görülmektedir (p>.05).
4.6. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Öntest Tutum Puanları Kontrol
Altına Alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim,
Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında Yapılan “Çevresel Tutum Ölçeği” Sontest Tutum
Puanları Arasında; Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir Düzeyine ve
Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Var mıdır?
Aşağıda ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin öntest tutum puanları kontrol
altına alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım”
ünitesi öğrenme-öğretme süreci sonrasında yapılan “Çevresel Tutum Ölçeği” sontest
94
tutum puanları arasında; öğrencilerin cinsiyetine, ailelerinin gelir düzeyine ve
ailelerinin eğitim düzeyine göre anlamlı bir farklılık olup olmadığını bulmak amacıyla
yapılan analizlere yer verilmiştir.
Tablo 30’da öğrencilerin cinsiyetlerine, ailelerinin gelir düzeylerine ve anne-
babalarının eğitim düzeyine göre, ÇTÖ öntest tutum puanlarına dayalı sontest tutum
puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon doğrularının eğimlerinin eşitliğini test
etmek amacıyla uygulanan ANOVA sonuçları verilmektedir.
Tablo 30. CinsiyetXÖntest, Aile Gelir DüzeyiXÖntest, Anne Eğitim DüzeyiXÖntest,
Bana Eğitim DüzeyiXÖntest Ortak Testi Sonuçları
Kaynak Tip III Kareler Toplamı
Sd Kareler Ortalaması
F p
Cinsiyet .041 1 .041 .001 .981
Öntest 212.530 1 212.530 3.043 .094
Cinsiyet*Öntest .135 1 .135 .002 .965
Hata 1606.390 23 69.843
Toplam 1882.667 26
Ailelerin gelir düzeyi 8.351 1 8.351 .121 .731
Öntest 225.029 1 225.029 3.252 .084
Ailelerin gelir düzeyi*Öntest 10.287 1 10.287 .149 .703
Hata 1591.639 23 69.202
Toplam 1882.667 26
Anne eğitim düzeyi 81.724 1 81.724 1.569 .224
Öntest 41.210 1 41.210 .791 .384
Anne eğitim düzeyi*Öntest 103.501 1 103.501 1.987 .173
Hata 1093.664 21 52.079
Toplam 1882.667 26
95
Tablo 30. (Devam)
Baba eğitim düzeyi 52.540 2 26.270 .388 .683
Öntest 13.228 1 13.228 .195 .663
Baba eğitim düzeyi*Öntest 63.187 2 31.593 .467 .634
Hata 1422.089 21 67.719
Toplam 1882.667 26
Tablo 30 ÇTÖ öntest tutum puanlarına dayalı sontest tutum puanlarının
yordanmasına ilişkin regresyon doğrularının eğimlerinin eşitliğini test etmek amacıyla
uygulanan ANOVA sonuçlarını göstermektedir. Tablo 30 incelendiğinde öğrencilerin
ÇTÖ sontest tutum puanları üzerinde cinsiyet Xöntest, ailelerin gelir düzeyleriXöntest,
anne eğitim düzeyleriXöntest ve baba eğitim düzeyleriXöntest ortak etkisinin anlamsız
olduğu görülmektedir (P>.05). Bu bulgu öğrencilerin cinsiyetlerine, aile gelir
düzeylerine ve anne-baba eğitim düzeylerine göre, ÇTÖ öntest tutum puanlarına dayalı
sontest tutum puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon doğrularının eğimlerinin eşit
olduğunu gösterir..
Tablo 31’de öğrencilerin ÇTÖ öntest tutum puanlarına göre düzeltilmiş sontest
ortalama tutum puanları arasında gözlenen farkın anlamlı olup olmadığına ilişkin
ANCOVA sonuçları verilmiştir
Tablo 31. ÇTÖ Öntest Tutum Puanlarına Göre Düzeltilmiş Sontest Tutum Puanlarının
Cinsiyete, Ailelerin Gelir Düzeylerine, Anne-Baba Eğitim Düzeylerine Göre ANCOVA
Sonuçları
Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı
Sd Kareler Ortalaması
F p
Öntest 234.475 1 234.475 3.503 .074 Cinsiyet .2.887 1 2.887 .043 .837 Hata 1606.525 24 66.939 Toplam 1882.667 26 Öntest 260.949 1 260.949 3.910 .060 Ailelerin Gelir Düzeyi 7.486 1 7.486 .121 .731 Hata 1601.926 24 66.747 Toplam 1882.667 26
96
Tablo 31. (Devam) Öntest 64.584 1 64.584 1.187 .288 Annelerin Eğitim Düzeyi 412.246 3 137.415 2.525 .084 Hata 1197.166 22 54.417 Toplam 1882.667 26 Öntest 194.058 1 194.058 3.005 .096 Babaların Eğitim Düzeyi 124.137 2 62.068 .961 .397 Hata 1485.275 23 64.577 Toplam 1882.667 26
Tablo 31’ deki ANCOVA sonuçlarında görüldüğü gibi öğrencilerin
cinsiyetlerine, ailelerinin gelir düzeylerine ve anne-baba eğitim dğzeylerine göre, ÇTÖ
öntest tutum puanlarına göre düzeltilmiş ÇTÖ sontest ortalama tutum puanları arasında
anlamlı bir faklılık bulunamamıştır (p>.05). Başka bir deyişle öğrencilerin ÇTÖ sontest
puanları, kız ve erkek öğrenciler arasında istatistiksel olarak farklılık yaratmamıştır.
4.7. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Sontest Tutum Puanları Kontrol
Altına Alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim,
Tanıyalım” Ünitesi Sonrasında Yapılan “Çevresel Tutum Ölçeği” Kalıcılık Testi
Tutum Puanları Arasında; Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir Düzeyine ve
Ailelerinin Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Var mıdır?
Aşağıda ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin sontest tutum puanları kontrol
altına alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım”
ünitesi öğrenme-öğretme süreci sonrasında yapılan “Çevresel Tutum Ölçeği” kalıcılık
testi tutum puanları arasında; öğrencilerin cinsiyetine, ailelerinin gelir düzeyine ve
ailelerinin eğitim düzeyine göre anlamlı bir farklılık olup olmadığını tespit etmek
amacıyla yapılan istatistiki analizlere yer verilmiştir.
Tablo 38’de öğrencilerin cinsiyetlerine, ailelerinin gelir düzeylerine ve anne-
baba eğitim düzeylerine göre, ÇTÖ sontest tutum puanlarına dayalı kalıcılık testi tutum
puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon doğrularının eğimlerinin eşitliğini test
etmek amacıyla uygulanan ANOVA sonuçları verilmektedir.
97
Tablo 32. CinsiyetXSontest, Ailenin Gelir DüzeyiXSontest, Anne Eğitim
DüzeyiXSontest, Baba Eğitim DüzeyiXSontest Ortak Testi Sonuçları
Kaynak Tip III Kareler Toplamı
Sd Kareler Ortalaması
F p
Sontest 871.742 1 871.742 17.727 .000*
Cinsiyet 1.957 1 1.957 .040 .844
Cinsiyet*Sontest .672 1 .672 .014 .908 Hata 1131063 23 49.177 Toplam 2111.630 26 Sontest 389.397 1 389.397 8.440 .008*
Ailenin Gelir Düzeyi 1.976 1 1.976 .043 .838
Ailenin Gelir Düzeyi*Sontest
5.133 1 5.133 .111 .742
Hata 1061.093 23 46.134
Toplam 2111.630 26
Sontest 61.349 1 61.349 1.617 .217
Anne Eğitim Düzeyi 105.041 1 105.041 2.768 .111
Anne Eğitim Düzeyi*Sontest
105.887 1 105.887 2.791 .110
Hata 796.822 21 37.944
Toplam 2111.630 26
Sontest 5.598 1 5.598 .149 .704
Baba Eğitim Düzeyi 159.121 1 159.121 4.225 .052
Baba Eğitim Düzeyi*Sontest
167.702 1 167.702 4.453 .046*
Hata 828.595 22 37.663
Toplam 2111.630 26
P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Tablo 32 incelendiğinde öğrencilerin ÇTÖ kalıcılık testi tutum puanları üzerinde
cinsiyetXsontest, ailenin gelir düzeyiXsontest, anne eğitim düzeyiXsontest ortak
etkisinin anlamsız olduğu görülmektedir (P>.05). Bu bulgu öğrencilerin cinsiyetlerine
göre, ÇTÖ sontest tutum puanlarına dayalı kalıcılık testi tutum puanlarının
98
yordanmasına ilişkin regresyon doğrularının eğimlerinin eşit olduğunu gösterir. Tablo
32 incelendiğinde öğrencilerin ÇTÖ kalıcılık testi tutum puanları üzerinde baba eğitim
düzeyiXsontest ortak etkisinin anlamlı olduğu görülmektedir (P<.05). Bu bulgu
öğrencilerin baba eğitim düzeylerine göre, ÇTÖ sontest tutum puanlarına dayalı
kalıcılık testi tutum puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon doğrularının
eğimlerinin eşit olmadığını gösterir.
Tablo 33’ de öğrencilerin ÇTÖ sontest tutum puanlarına göre düzeltilmiş
kalıcılık testi ortalama tutum puanları arasında gözlenen farkın, öğrencilerin
cinsiyetlerine, ailelerinin gelir düzeylerine ve anne-baba eğitim düzeylerine göre
anlamlı olup olmadığına ilişkin ANCOVA sonuçları verilmiştir.
Tablo 33. ÇTÖ Sontest Tutum Puanlarına Göre Düzeltilmiş Kalıcılık Testi Tutum
Puanlarının Öğrencilerin Cinsiyetlerine, Ailelerinin Gelir Düzeylerine, Anne-Baba
Eğitim Düzeylerine Göre ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı
Sd Kareler Ortalaması F p
Sontest 882.781 1 882.781 18.721 .000* Cinsiyet 28.354 1 28.354 .601 .446 Hata 1131.736 24 47.156 Toplam 2111.630 26 Sontest 881.563 1 881.563 19.843 .000* Ailelerin Gelir Düzeyi 93.893 1 93.863 2.113 .159 Hata 1066.226 24 44.426 Toplam 2111.630 26 Sontest 615.263 1 615.263 14.995 .001 Anne Eğitim Düzeyi 257.380 3 85.793 2.091 .131 Hata 902.709 22 41.032 Toplam 2111.630 26 Sontest 779.773 1 779.773 18.001 .000* Baba Eğitim Düzeyi 163.792 2 81.896 1.891 .174 Hata 996.297 23 43.317 Toplam 2111.630 26
P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Tabloda verilen ANCOVA sonuçlarına göre, öğrencilerin
cinsiyetlerine,ailelerinin gelir düzeylerine ve anne-baba eğitim düzeylerine göre, ÇTÖ
sontest tutum puanlarına göre düzeltilmiş ÇTÖ kalıcılık testi ortalama tutum puanları
arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir (p>.05). Bir diğer ifadeyle
99
öğrencilerin ÇTÖ kalıcılık testi tutum puanları kız ve erkek öğrenciler arasında
istatistiksel olarak farklılık yaratmamaktadır.
4.8. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Öntest Puanları Kontrol Altına
Alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım”
Ünitesi Sonrasında Yapılan “Çevresel Bilgi Testi” Sontest Puanları Arasında;
Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir Düzeyine ve Ailelerinin Eğitim
Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Var mıdır?
Aşağıda ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin öntest puanları kontrol altına
alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi
sonrasında yapılan “Çevresel Bilgi Testi ” sontest puanları arasında; öğrencilerin
cinsiyetine, ailelerinin gelir düzeyine ve ailelerinin eğitim düzeyine göre anlamlı bir
farklılık olup olmadığını bulmak amacıyla yapılan analizlere yer verilmiştir.
Öğrencilerin cinsiyetlerine, ailelerinin gelir düzeylerine ve anne-baba eğitim
düzeylerine göre, ÇBT öntest puanlarına dayalı sontest puanlarının yordanmasına
ilişkin regresyon doğrularının eğimlerinin eşitliğini test etmek amacıyla uygulanan
ANOVA sonuçları Tablo 34’ te yer almaktadır.
Tablo 34. CinsiyetXÖntest, Aile Gelir DüzeyiXÖntest, Anne Eğitim DüzeyiXÖntest,
Bana Eğitim DüzeyiXÖntest Ortak Testi Sonuçları
Kaynak Tip III Kareler Toplamı
Sd Kareler Ortalaması
F p
Cinsiyet 10.619 1 10.619 .372 .548
Öntest 487.987 1 487.987 17.075 .000*
Cinsiyet*Öntest 20.824 1 20.824 .729 .402
Hata 657.333 23 28.580
Toplam 1158.741 26
Ailelerin gelir düzeyi 49.223 1 49.223 1.841 .188
Öntest 317.504 1 317.504 11.874 .188
Ailelerin gelir düzeyi*Öntest
70.276 1 70.276 2.628 .119
100
Tablo 34. (Devam)
Hata 615.025 23 26.740
Toplam 1158.741 26
Anne eğitim düzeyi 25.856 1 25.826 1.108 .305
Öntest 264.499 1 264.499 11.330 .003*
Anne eğitim düzeyi*Öntest
56.053 1 56.053 2.401 .136
Hata 490.236 21 23.345
Toplam 1158.741 26
Baba eğitim düzeyi 213.513 2 106.757 5.055 0.16
Öntest 401.635 1 401.635 19.016 .000*
Baba eğitim düzeyi*Öntest
172.941 2 86.471 4.094 .032*
Hata 443.535 21 21.121
Toplam 1158.741 26
P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Tablo 34 incelendiğinde öğrencilerin ÇBT sontest puanları üzerinde cinsiyet
Xöntest, ailelerin gelir düzeyleriXöntest ve üzerinde anne eğitim düzeyleriXöntest
ortak etkisinin anlamsız olduğu görülmektedir (P>.05). Bu bulgu öğrencilerin
cinsiyetlerine, ailelerinin gelir düzeylerine ve anne eğitim düzeylerine göre, ÇBT öntest
puanlarına dayalı sontest puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon doğrularının
eğimlerinin eşit olduğunu gösterir. Tablo 34 incelendiğinde öğrencilerin ÇBT sontest
puanları üzerinde baba eğitim düzeyleriXöntest ortak etkisinin ise anlamlı olduğu
görülmektedir (P>.05).
Tablo 35’ de ise, öğrencilerin ÇBT öntest puanlarına göre düzeltilmiş sontest
ortalama puanları arasında gözlenen farkın, öğrencilerin cinsiyetlerine, ailelerinin gelir
düzeylerine ve anne-baba eğitim düzeylerine göre anlamlı olup olmadığına ilişkin
ANCOVA sonuçları verilmiştir.
101
Tablo 35. ÇBT Öntest Puanlarına Göre Düzeltilmiş Sontest Puanlarının Cinsiyete,
Ailelerin Gelir Düzeyine, Anne-Baba Eğitim Düzeylerine Göre ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı
Sd Kareler Ortalaması
F p
Öntest 467.827 1 467.827 16.556 .000* Cinsiyet 12.836 1 12.836 .454 .507 Hata 678.157 24 28.257 Toplam 1158.741 26 Öntest 363.732 1 363.732 12.738 .002* Ailelerin Gelir Düzeyi 5.691 1 5.691 .199 .659 Hata .685.301 24 28.554 Toplam 1158.741 26 Öntest 241.648 1 241.648 9.732 .005 Annelerin eğitim düzeyi 144.703 3 48.234 1.942 .152 Hata 546.289 22 24.831 Toplam 1158.741 26 Öntest 321.463 1 321.463 11.993 .002* Babaların eğitim düzeyi 74.516 2 37.258 1.390 .269 Hata 616.476 23 26.803 Toplam 1158.741 26 P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Tablo 35’ de verilen ANCOVA sonuçlarına göre, öğrencilerin cinsiyetlerine,
ailelerinin gelir düzeylerine ve anne-baba eğitim düzeylerine göre, ÇBT öntest
puanlarına göre düzeltilmiş ÇBT sontest ortalama puanları arasında anlamlı bir faklılık
bulunamamıştır (p>.05). Başka bir deyişle öğrencilerin ÇBT sontest puanları, kız ve
erkek öğrenciler arasında istatistiksel olarak farklılık yaratmamıştır.
4.9. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Sontest Puanları Kontrol Altına
Alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım”
Ünitesi Sonrasında Yapılan “Çevresel Bilgi Testi” Kalıcılık Testi Puanları
Arasında; Öğrencilerin Cinsiyetine, Ailelerinin Gelir Düzeyine ve Ailelerinin
Eğitim Düzeyine Göre Anlamlı Bir Farklılık Var mıdır?
Aşağıda ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin sontest puanları kontrol altına
alındığında, Fen ve Teknoloji Dersi, “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi
sonrasında yapılan “Çevresel Bilgi Testi” kalıcılık testi puanları arasında; öğrencilerin
cinsiyetine, ailelerinin gelir düzeyine ve ailelerinin eğitim düzeyine göre anlamlı bir
farklılık olup olmadığını tespit etmek için yapılan istatistikî analizlere yer verilmiştir.
102
Öğrencilerin cinsiyetlerine göre, ÇBT sontest puanlarına dayalı kalıcılık testi
puanlarının yordanmasına ilişkin regresyon doğrularının eğimlerinin eşitliğini test
etmek amacıyla uygulanan ANOVA sonuçları Tablo 36’ da gösterilmektedir.
Tablo 36. CinsiyetXSontest, Aile Gelir DüzeyiXÖntest, Anne Eğitim DüzeyiXÖntest,
Bana Eğitim DüzeyiXÖntest Ortak Testi Sonuçları
Kaynak Tip III Kareler Toplamı
Sd Kareler Ortalaması
F p
Sontest 426.222 1 426.222 13.878 .001*
Cinsiyet 8.031 1 8.031 .261 .614
Cinsiyet*Sontest 10.701 1 10.701 .348 .561
Hata 706.387 23 30.712
Toplam 1244.741 26
Ailenin gelir düzeyi
7.700 1 7.700 .320 .577
Sontest 190.970 1 190.970 7.940 .010*
Ailenin Gelir Düzeyi*Sontest
48.079 1 48.079 1.999 .171
Hata 553.172 23 24.051
Toplam 1244.741 26
Anne eğitim düzeyi
52.906 1 52.906 2.073 .165
Sontest 160.840 1 160.840 6.303 .020*
Anne Eğitim Düzeyi*Sontest
23.837 1 23.837 .934 .345
Hata 535.892 21 25.519
Toplam 1244.741 26
Baba eğitim düzeyi
90.861 2 45.430 1.528 .074
Sontest 298.540 1 298.540 10.038 .005*
Baba Eğitim Düzeyi*Sontest
73.484 2 36.742 1.235 .311
Hata 624.537 21 29.740
Toplam 1244.741 26
P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
103
Tablo 36 incelendiğinde öğrencilerin ÇBT kalıcılık testi puanları üzerinde
cinsiyetXsontest, ailenin gelir düzeyiXsontest, anne eğitim düzeyiXsontest, baba eğitim
düzeyiXsontest ortak etkisinin anlamsız olduğu görülmektedir (P>.05). Bu bulgular
öğrencilerin cinsiyetlerine, ailelerinin gelir düzeylerine ve anne-baba eğitim düzeylerine
göre, ÇBT sontest puanlarına dayalı kalıcılık testi puanlarının yordanmasına ilişkin
regresyon doğrularının eğimlerinin eşit olduğunu gösterir. Bu bulgu doğrultusunda,
öğrencilerin cinsiyetlerine, ailelerinin gelir düzeylerine ve anne-baba eğitim düzeylerine
göre, ÇBT sontest puanları kontrol altına alındığında, kalıcılık testi puanları arasında
anlamlı bir fark olup olmadığı tespit edilecektir.
Tablo 37, Öğrencilerin ÇBT sontest tutum puanlarına göre düzeltilmiş kalıcılık
testi ortalama puanları arasında gözlenen farkın, öğrencilerin cinsiyetlerine göre anlamlı
olup olmadığına ilişkin ANCOVA sonuçlarını içermektedir.
Tablo 37. ÇBT Sontest Puanlarına Göre Düzeltilmiş Kalıcılık Testi Puanlarının
Öğrencilerin Cinsiyetlerine, Ailelerinin Gelir düzeylerine, Anne-Baba Eğitim
Düzeylerine Göre ANCOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı sd Kareler Ortalaması F P Sontest 525.512 1 525.512 17.588 .000* Cinsiyet .903 1 .903 .030 .863 Hata 717.088 24 29.879 Toplam 1244.741 26 Sontest 342.729 1 342.729 13.681 .001* Ailelerin gelir düzeyi 116.740 1 116.740 4.660 .041* Hata 601.251 24 25.052 Toplam 1244.741 26 Sontest 141.209 1 141.209 5.550 .028* Anne Eğitim Düzeyi 158.263 3 52.754 2.073 .133 Hata 559.728 22 25.442 Toplam 1244.741 26 Sontest 399.980 1 399.980 13.179 .001* Baba Eğitim Düzeyi 19.971 2 9.985 .329 .723 Hata 698.020 23 30.349 Toplam 1244.741 26
P<.05 , *Anlamlı fark olduğunu göstermektedir.
Tablodaki ANCOVA sonuçlarına göre, öğrencilerin cinsiyetlerine ve anne-baba
eğitim düzeylerine göre, ÇBT sontest puanlarına göre düzeltilmiş ÇBT kalıcılık testi
ortalama puanları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir (p>.05). Başka
bir deyişle öğrencilerin ÇBT kalıcılık testi puanları kız ve erkek öğrenciler arasında
104
istatistiksel olarak farklılık yaratmamıştır. Tablo 37’ye bakıldığında öğrencilerin
ailelerinin gelir düzeylerine göre, ÇBT sontest puanlarına göre düzeltilmiş ÇBT
kalıcılık testi ortalama puanları arasında olarak anlamlı farklılık olduğu görülmektedir
(p>.05). Başka bir deyişle öğrencilerin ÇBT kalıcılık testi puanları farklı düzeyde geliri
olan ailelere sahip öğrenciler arasında istatistiksel olarak farklılık yaratmıştır.
4.10. İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Fen Ve Teknoloji Dersi “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” Ünitesi Öğretimine İlişkin Görüşleri Nelerdir?
Öğrencilere ünitenin öğrenme-öğretme süreci etkinliklerinin diğer ünitelerin
öğrenme-öğretme süreci etkinliklerinden farklılık gösterip göstermediği; hangi işleniş
tarzını tercih ettikleri ve nedenleri;bütün dersleri bu şekilde işlemeyi isteyip
istemedikleri sorulmuştur. Ayrıca süreç içinde öğrencilerin hoşlarına gitmeyen yanlar
olup olmadığı ile ilgili de görüşleri alınmıştır.
Ünite süresince öğretmeninizin ders işleyişinden farklı bulduğunuz yönler var
mıydı sorusunu görüşmeye katılan öğrencilerin tamamı yanıtlamış ve evet demişlerdir.
Ne tür farklılıklar olduğu sorulduğunda ise, çoğunlukla kendi öğretmenlerinin genellikle
okuma, anlatma ve özet yazdırma şeklinde ders işlediğini belirtirken, araştırmacının
dersleri işleyişinin, eğlenceli, ilgi çekici ve kendilerini daha rahat ifade edebildikleri bir
ortam içinde işlenmiş olması yönüyle diğer öğretmenlerinin ders işleyişinden farklı
bulduklarını ifade etmişlerdir. Öğrencilerden beşi işlenişteki farklılığın derslerde zaman
zaman konuyla ilgili filmler (ilgili sunum, çizgi film vb.) izletilmesine, biri diğer
derslerde sık sık olduğu gibi tahtaya yazılanları deftere çekmek yerine farklı etkinliklere
ağırlık verilmesine, dördü ders sırasında sınıfa birçok farklı materyalin getirilmesine,
biri ders sırasında zaman zaman sürprizler yapılmış olmasına bir diğeri ise öğretmenin
ders sırasında güler yüzlü olmasına bağlı olduğunu ifade etmişlerdir. Öğrencilerin
tamamı diğer derslerini de bu şekilde işlemek istediklerini belirtmişlerdir. Bu yönde
görüş bildiren öğrencilerden birkaçının görüşü şöyledir:
“Diğer derslerimizde çizgi film izlemiyoruz ve daha çok öğretmenimiz konuşuyor,
biz çok söz hakkı istediğimizde bize kızıyor. Bütün derslerde çizgi film izlemeyi ve
daha çok söz hakkı almayı isterdim. Çünkü öyle bir şeyleri izlediğimde ve aklıma
takılanları sorduğumda daha kolay öğreniyorum, hemen unutmuyorum.” (Erkek)
105
“Genelde diğer derslerimiz daha uzun sürer. Sıkılırız bazen. Ama sizinle
işlediğimiz dersler sanki daha kısa sürdü. Hiçbir derste sıkıldığımı
hatırlamıyorum. Bir de öğretmenim bize bazen “size bir sürprizim var “ diyip
farklı etkinlikler yaptırıyordunuz. O da farklıydı. Bütün derslerde sürprizler
olmasını isterdim, çünkü o zaman okul daha eğlenceli bir yer olurdu.”(Kız)
“Diğer derslerimizde sinema izlemedik hiç. Bir de okulun dışında ders
işlememiştik. Bütün derslerde sinema izlemek isterim tabii. Çünkü çok eğlenceli
oluyor..”(Kız)
“Bu derslerimiz diğerlerinden farklı geçti. Çünkü sınıfa değişik eşyalar geliyordu.
Hep merak ediyordum ben acaba bugün de değişik bir şeyler görebilecek miyim
diye. Keşke bütün derslerimizde değişik eşyaları görebilseydik çok eğlenceli
olurdu.”(Erkek)
Öğrencilere derslerin işlenişinde hoşlanmadıkları yanlar olup olmadığı, var ise
bunların neler olduğu sorulduğunda ise, görüşmeye katılan öğrencilerden biri dışında
tamamı, derslerin işlenişinde hoşlarına gitmeyen herhangi bir şey yaşamadıklarını ifade
etmişlerdir. Aksi yönde görüş bildiren öğrenci ise, işleniş sırasında hoşlanmadığı
noktanın, ünitenin başlangıcında yapılan bir etkinlikte kullanılmak üzere sınıfa getirilen
oğlak olduğu, ondan kötü koktuğu ve ani hareket ederek kendisini korkuttuğu
gerekçesiyle hoşlanmadığını belirtmiştir. Bu öğrencinin ifadesi şu şekildedir:
“Sınıfa oğlağın getirilmesi hoşuma gitmedi. Çünkü sınıfın içinde boşaltım yaptı,
sınıf pis koktu. Bir de çok ani hareket ediyordu, bizi korkuttu.”(Kız)
Öğrencilere, ünite süresince farklı işlenişlerden hoşlanıp hoşlanmadıklarını,
hoşlandılarsa en çok hangi işlenişten ve hangi nedenlerle hoşlandıkları sorulduğunda,
görüş belirten öğrencilerin tamamı işlenişteki farklılıklardan hoşlandıklarını ifade
etmişlerdir. Öğrencilerin bir kısmı merak ettikleri birtakım şeyleri görerek ve uygulama
yaparak öğrenme şansı buldukları için, bir kısmıysa etkinliklerde kullanmak adına sınıfa
birtakım canlı ve cansız varlıkların getirilmesinden ve onları birebir görme şansı
yakaladıklarından dolayı derslerin işlenişlerinden hoşlandıklarını belirtmişlerdir.
Ayrıca görüş belirten öğrencilerden biri dersin işlenişi sırasında en çok, projeksiyon
yardımıyla yansıtılan çevre ile ilgili görüntüler gösterilmesinden, biri mikroskopla
inceleme yapmış olmaktan, ikisi solucan bahçesi hazırlamaktan, ikisi çim adam
106
hazırlamış olmaktan, ikisi okul içi ve civarında çevre temizliği yapmış olmaktan, biri
canlı ve cansız varlıkların sınıfa getirilerek kümelere paylaştırılmasından, biri okul
bahçesine çıkarak yaşam alanlarını keşfetmiş olmaktan hoşlandığını belirtirken, bir
öğrenci işlenişlerin tamamından aynı derecede keyif aldığını ifade etmiştir. Bu soruyu
yanıtlayan öğrencilerden birkaçının görüşü ise şöyledir:
“Bahçeye çıkıp yaşam alanlarını keşfetmek. Çünkü birçok canlının yaşam alanlarını
izledik ve gördük. O canlıları büyüteçlerle daha yakından izledik. Yiyecek
taşıdıklarını gördük. Taşların altında solucanların yaşam alanları olduğunu
gördük.”(Erkek)
“Canlı ve Cansız varlıkları sınıfa getirerek gruplara ayırmamızı beğendim. Onları
görünce birçok bilgiye ulaştım. Hangisinin canlı hangisinin cansız olduğunu daha
kolay öğrendim. Çünkü onları biz ayırdık, kümelere biz koyduk. Yanlış olduğunda
kümesini değiştirdik. En sonunda herkes doğru kümeye yerleşti. Biz de bunu
gördük.”(Erkek)
“Solucan bahçesi hazırlamayı beğendim. Çünkü solucanlar nerede yaşayacaklarını
biliyorlarmış bunu öğrendim ve oraya gitmek için çok yumuşaklarsa bile de
toprakta delik açabiliyorlarmış.”(Erkek)
“Çevre temizlik etkinliğini sevdim. Çünkü çevreyi temizlerken çevrenin kirliliğini
görüyoruz.”(Kız)
Sınıfa materyal(çeşitli canlı ve cansız varlıklar, mikroskop gibi) getirilerek
dersin işlenmesinin en çok hangi nedenle hoşlarına gittiği sorusuna görüşmeye katılan
öğrencilerin tamamı yanıt vermiş ve öğrencilerden üçü dersin bu şekilde işlenmesinin
kendilerinde heyecan uyandırarak dikkatlerini çektiği için, biri işleniş sırasında bahsi
geçen varlıkları görerek onları yanlış hayal etmesinin önüne geçildiği için, dördü yeni
şeyleri kullanmayı öğrenmek ve onları görerek dokunma şansı yakalamanın onları
mutlu ettiği için, biri okuldaki fen laboratuarında bulunan malzemelerin ne işe
yaradığını öğrenme şansı yakaladığı için, bir diğeri ise öğretmenden sıkıldığı
zamanlarda sınıfa materyal getirilmesinin değişiklik yarattığı için hoşuna gittiğini ifade
etmişlerdir. Bu soruyu yanıtlayan öğrencilerden farklı görüş belirten birkaçının ifadesi
ise şu şekildedir:
107
“Derse geldiğinizde yanınızda konuyla ilgili bir şeyler getirdiğinizde onları görmek
ya da onlara dokunmak, daha kolay öğrenmemi sağlıyor. Farkında olmadan
çabucak öğreniyorum o zaman aklımda kalıyor. Bir de bazen laboratuardan daha
önce görmediğim malzemeler getirdiğinizde çok merak ediyorum ve
heyecanlanıyorum.”(Kız)
“ Eğer o eşyaları derse getirmeyip de sadece anlatsaydınız belki biz hayalimizde
yanlış canlandıracaktık. Sonra da ömür boyunca yanlış hayal ettiğimiz için o
bilginin doğrusunu öğrenemeyecektik.”(Erkek)
“Çok hoşuma gitti. Çünkü bundan önce hep laboratuardaki eşyaların ne işe
yaradığını merak ederdim. Bazılarını öğrenmiş oldum.”(Erkek)
“Sınıfa yeni bir şeyler geldiğinde ve ona dokunduğumda çok mutlu oldum.
Heyecanlandım. Örneğin mikroskop kullanmayı öğrendiğim için çok şanslı
hissediyorum. Annem ve babama söylediğimde de çok mutlu oldular.”(Erkek)
“Bazen öğretmenden sıkıldığım için onların sınıfa getirilmesinden
hoşlandım”.(Erkek)
Sınıfta derslerin işlenişi sırasında kullanılan hangi etkinliği (projeksiyon cihazı
kullanarak CD ve sunum izlemek, materyaller, çalışma yaprakları) en çok tercih
edersiniz sorusuna, sekiz öğrenci en çok CD ve sunum izlemekten, bir öğrenci yazılı
olarak verilen çalışma yapraklarından, iki öğrenci ise sınıfa materyal getirilmesinden
hoşlandıklarını ifade etmişlerdir. Bu konuda farklı görüş belirten öğrencilerden
bazılarının görüşleri ise şöyledir:
“ En çok hoşuma giden projeksiyon cihazıyla bir şeyler izlemekti”.(Erkek)
“En çok sınıfa materyal getirilmesi hoşuma gitti.”(Kız)
“ En çok etkinlik yaprakları hoşuma gitti. Sonra onları panoya astığımızda herkes
merak edip görebiliyordu ve arkadaşlarım benim çalışmalarımı çok
beğeniyorlardı.”(Kız)
Öğrencilere diğer derslerde de benzer uygulamaların yapılıp yapılmadığı, bütün
derslerde de bu tip uygulamaların olmasını isteyip istemedikleri sorulduğunda,
öğrencilerden 6’sı diğer derslerde bu tip uygulamalar yapılmadığını ancak yapılmasını
istediklerini, 5 tanesi ise bazen benzer uygulamaların diğer derslerde yapıldığını ifade
etmişlerdir. Bu soruda farklı görüş belirten öğrencilerden birkaçının ifadesi ise şöyledir:
108
“Hayır olmuyor. Evet, matematik, sosyal ve Türkçe derslerinde de olmasını istedim.
Çünkü her derste böyle işlenebilecek konular çıkıyor. Böyle işlenirse daha kolay
öğreniyoruz zorlanmıyoruz.”(Erkek)
“Evet bazen yapıyoruz. İsterim. Böyle olunca dersi daha iyi anlıyorum. Mesela
bitkilerin nasıl boşaltım yaptığını daha önce bilmiyordum. Bu etkinliklerden sonra
öğrendim.”(Kız)
“Bazen yapılıyor. Evet isterdim. Çünkü bütün derslerden yapılsaydı yazılılardan
daha yüksek not alırdım ve daha iyi öğrenirdim.”(Kız)
“Yapmıyoruz. Evet isterdim. Çünkü etkinlikler yapılınca biz görüyoruz görünce
daha iyi öğreniyoruz. Deneylerin nasıl yapıldığını öğreniyoruz unutmuyoruz.” (Kız)
Öğrencilerin ünite süresince yapılan uygulamalarla ilgili olarak neler hissettiği
sorulduğunda, görüş bildiren öğrencilerin tamamı uygulamalar sırasında olumlu
duygular içinde olduklarını ifade etmişlerdir. Ancak öğrencilerden biri genelde mutlu
olduğunu, fakat zaman zaman anlatılanları kavrayamayacağını düşündüğü yerlerde
endişe duyduğunu, bir diğeri ise yine genelde mutlu olduğu halde çevre kirliliğinin
sonuçlarını öğrendiğinde çok üzüldüğünü ifade etmişlerdir. Bu konuda görüş belirten
öğrencilerin ifadeleri ise şu şekildedir:
“Nasıl yapacağımızı düşünüp merak ettim. Çok eğlenceli olacağını düşündüm.
Etkileyici olduğunu düşündüm. Filmleri izlediğimizde balıkların öldüğünü denizlerin
atıklarla kirlendiğini çevrenin kirletildiğini görünce çok üzüldüm. Solucan bahçesini
yaparken biraz korktum çünkü hademe bana neden bu malzemeleri getirdiğimi
sorduğunda ne diyeceğimi bilemedim. Fen ve teknoloji dersleri geldiğinde
seviniyordum ve daha güzel olacağını düşünüyordum.”(Erkek)
“Canlıları sevmem gerektiğini öğrendim. Mutluluk hissettim. Çünkü deneyler yaptık
bu deneylere katıldık. Çim adamın nasıl yapıldığını, uyku halindeki canlıları
öğrendim, çevre temizleme etkinliğine katıldım. Bunlar beni eğlendirdi ve mutlu
etti.”(Kız)
“Bazen mutlu oldum, endişe ettiğim yerler oldu. Çünkü zorlandığım sorularda
kafamı veremiyorum. Ama genellikle mutluydum. Çünkü konuları anlıyorum.”(Kız)
“Mutluluk hissettim. Sevinçliydim. İçimi bir mutluluk kapladı. Bazı şeyleri izlerken
özellikle çok mutlu oldum. Çünkü dersler eğlenceliydi.”(Erkek)
109
BÖLÜM V
TARTIŞMA VE YORUM
Araştırmanın bu bölümünde alt amaçlar doğrultusunda elde edilen bulgular
tartışılmış ve yorumlanmıştır. Bütünlüğü korumak amacıyla araştırmanın temel
sorularına paralel hareket edilmiş, tartışma ve yorumlar üç ana başlık altında ele
alınmıştır. Bunlardan ilki, Çevre Bilgisi Testi’nin sonuçlarından elde edilen bulgulara
dayanılarak yapılan tartışma ve yorum; ikincisi Çevresel Tutum Ölçeği’nin
sonuçlarından elde edilen bulgulara dayanılarak yapılan tartışma ve yorum; üçüncüsü
ise öğrenci görüşlerine dayanılarak yapılan tartışma ve yorumdur.
5.1 Çevre Bilgisi Testi Sonuçlarına Yönelik Tartışma ve Yorum
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre kız öğrencilerin çevre ile ilgili ön
bilgileri, uygulama sonrası çevre bilgileri ve bu bilgilerin kalıcılık düzeyi istatistiksel
olarak anlamlı bir fark olmasa da erkek öğrencilerden daha yüksek olmuştur. İlgili
literatür incelendiğinde bu bulgunun farklı eğitim tür ve kademelerinde yapılan
araştırma sonuçlarına paralel olduğu görülmektedir. Atasoy (2005)’un ilköğretim ikinci
kademe, Tecer (2007)’in ilköğretim birinci ve ikinci kademe, Uzun ve Sağlam (2006)’ın
ortaöğretimde ve Altın (2001)’ın üniversite öğrencileriyle yaptıkları çalışmaların
sonucunda da kız öğrencilerin çevre bilgisi puanlarının, erkek öğrencilerin puanlarından
daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuç kültürümüzde kız ve erkek çocukların
yetiştirilmesindeki farklılıklardan kaynaklanıyor olabilir. Araştırmanın yapıldığı bölge
geleneksel ve kapalı bir yapıya sahiptir. Bu bölgede kız çocuklarının okul saatleri
dışında ev dışında bulunmasına sıcak bakılmamakta, kızlar genellikle evde
tutulmaktadır. Geleneksel bir yapıya sahip olan toplumlarda kadının eve kapatılması, ev
dışında hiçbir işlevinin olmaması süregelen bir alışkanlıktır (Yörükoğlu, 2000).
Özellikle bu tarz kapalı toplumlarda kız çocukları daha edilgen ve itaatkâr bir biçimde
yetiştirilir (Kuzgun, Şimşek, Balaban Salı, Pişkin, Yeşilyaprak, Deryakulu, Bıkmaz ve
Eylen Özyurt, 2006). Kız çocukların erkek çocuklara oranla evde daha çok vakit
geçirmeleri, televizyonda izledikleri programlar aracılığıyla çevre ile ilgili nispeten
daha çok bilgi edinmelerine katkıda bulunmuş olduğu düşünülebilir.
110
Öğrencilerin çevresel bilgilerinin ailelerinin aylık gelir düzeylerine göre
anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan analizler
sonucunda çevreyle ilgili önbilgiler, uygulamada edinilen bilgiler ve gerekse bu
bilgilerin kalıcılığının ailesinin aylık geliri daha fazla olan öğrencilerde daha yüksek,
öntest ve kalıcılık testleri puan ortalamaları arasındaki farklılıkların da istatistiksel
olarak anlamlı olduğu saptanmıştır. İlgili araştırmalarda da gelir düzeyi arttıkça ve
yaşam alanı açısından ise kırsaldan kentsel yaşam alanlarına doğru gidildikçe
öğrencilerin çevresel bilgilerinin arttığı ve çevreye karşı tutumlarının olumlu yönde
değiştiği görülmektedir (Tecer, 2007; Uzun ve Sağlam, 2006; Erol, 2005; Ekici, 2005;
Altın, 2001; İşyar, 1999; Şama, 1997; Arcury ve Christianson, 1993). Bu sonuçlar
ışığında, ailesinin gelir düzeyi daha yüksek olan öğrencilerin konu ile ilgili yazılı ve
görsel materyale ulaşabilme, konuyla ilgili merak ettiği hususları araştırabilme
olanaklarının daha çok olduğu, dolayısıyla ünite süresince yapılması gereken araştırma
ve ödevler konusunda farklı kaynaklardan da yararlanabildikleri düşünülebilir. Ayrıca
yaz tatillerinde tatile gitme şansları nispeten daha fazla olan bu öğrencilerin farklı
yerleri gezip görme yoluyla edindikleri çevresel bilgi ve deneyimlerin de, Çevre
Bilgisi Testinde daha başarılı olmalarına katkıda bulunduğu söylenebilir.
Öğrencilerin çevre bilgilerinin anne eğitim düzeylerine göre anlamlı bir şekilde
farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan analizler sonucunda; Çevre
Bilgisi Testi öntest, sontest ve kalıcılık uygulaması puanlarının annesi okur-yazar olan
öğrencilerde daha yüksek olduğu, ancak aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlı
olmadığı saptanmıştır. ÇBT puanlarının öğrencilerin baba eğitim düzeylerine göre
anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan analizler
sonucunda da çevreyle ilgili ön bilgilerin babası okur-yazar olan öğrencilerde daha
yüksek olduğu ancak iki grubun puanları arasındaki farklılıkların istatistiksel olarak
anlamlı olmadığı; uygulama sonrası edinilen çevre bilgilerinin de babası okuryazar olan
öğrencilerde istatistiksel olarak daha fazla olduğu görülmüştür. Çevre bilgisinin
kalıcılığı ile ilgili uygulamaya ait analizlerde de babası okur-yazar olan öğrencilerin
çevre bilgisinin, babası okur-yazar olmayan öğrencilere göre istatistiksel olarak anlamlı
olmasa da daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda, ünite
süresince evde yapılması gereken etkinliklerde (ödev ve araştırmalarını tamamlama),
okur-yazar anne ve babaya sahip olan öğrencilerin anlayamadıkları noktalarda
ailelerinin fikirlerini ve yardımlarını alma şansı yakaladıkları, bu nedenle Çevre Bilgisi
111
Testi’ nden nispeten daha iyi puanlar aldıkları düşünülebilir. Benzer şekilde Tecer
(2007)’in birinci ve ikinci kademe öğrencileriyle yaptığı çalışmanın sonucunda da,
çevresel bilgi düzeyinin daha iyi eğitim almış ebeveynlere sahip öğrencilerde daha
yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.
Uygulama öncesi ve sonrası çevre bilgisinin öğrencilerin cinsiyeti, ailelerinin
gelir düzeyi ve ailelerinin eğitim düzeylerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşıp
farklılaşmadığını bulmak için yapılan analizler sonucunda çevre bilgisinin bütün
öğrencilerde cinsiyet, ailenin gelir düzeyi, anne-baba eğitim seviyesi fark etmeksizin
arttığı ve bu artışın istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Uygulama ile
birlikte artan çevre bilgisinin kalıcılığının öğrencilerin cinsiyeti, ailelerinin gelir düzeyi
ve ailelerinin eğitim düzeylerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını
bulmak için yapılan analizler sonucunda da, ÇBT sontest ve kalıcılık testi puanlarının
aritmetik ortalamaları arasında anlamlı olarak fark olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu
bulgular doğrultusunda, dördüncü sınıf fen ve teknoloji dersi, “Canlılar Dünyasını
Gezelim, Tanıyalım” ünitesinin işlenişi sırasında yapılan uygulamaların, öğrencilerin
çevre bilgilerini arttırdığı ve olumlu yöndeki bu artışın kalıcı olduğu söylenebilir.
Matthies (2002)’in İsviçre’deki ilköğretim birinci ve ikinci kademe öğrencileriyle,
Barrazo ve Walford (2002)’un ilköğretim, Özdemir ve Uzun (2006)’un anasınıfı
öğrencileriyle yaptıkları çalışmaların sonuçlarında da, uygulanan çevresel eğitim
programının öğrencilerin çevresel bilgilerini arttırdığı belirlenmiştir. Bowker (2007) ve
Wilson (1996)’ a göre çocuklar çevreyi etkin katılım gerektiren çalışmalarla daha iyi
öğrenmektedirler. Yapılandırmacı öğrenmenin var olan bilgi ve becerilerin deneyimlerle
bütünleştirildiği etkin bir süreç olduğu göz önüne alındığında (Yurdakul, 2004), uygulama
sırasında doğayla etkileşim içinde gerçekleşen öğrenme-öğretme etkinliklerinin, daha çok duyu
organına hitap eden ilgi çekici ve merak uyandırıcı öğretim materyallerinin öğrencileri ünitenin
kazanımlarına ulaştırdığı ve öğrenmelerin kalıcı olduğu söylenebilir.
5.2 Çevresel Tutum Ölçeği Sonuçlarına Yönelik Tartışma ve Yorum
Araştırma sonucunda kız öğrencilerin uygulama öncesinde olumlu çevresel
tutumlara sahip oldukları ve bu farklılıkların “Çevresel Düşünce Alt Ölçeği” ve ÇTÖ
öntest toplam puanları açısından anlamlı olduğu görülmüştür. Bahadır (2005) ve
Kağıtçıbaşı (1981)’na göre; toplumumuzda genel olarak kadına verilen rol gereği hem
eşine hem de çocuklarına bakmakla yükümlü iyi bir eş ve iyi bir anne olmak
112
zorunluluğu yanında kadın, bir taraftan evine çeki-düzen veren, temizliğini ve
ihtiyaçlarını karşılayan "iyi bir ev hanımı" olmalıdır. Bu durumda kız öğrencilerin
çevresel tutumlarının daha olumlu olmasında kadına yüklenen ideal imajın etkisi olduğu
söylenebilir. Ayrıca iyi bir ev hanımı olması beklenen kız çocuklarının, fiziksel olarak
yeterli bir gelişime eriştikten sonra ev içi ve civarında ebeveynlerine temizlik, derleme,
toplama işlerinde birer yardımcı olarak görülmesi ve etrafı temiz ve düzenli tutmaları
konusunda sürekli uyarılmasının, genel anlamda çevre ile ilgili olumlu tutumlar ve
alışkanlıklar geliştirmelerini desteklediği, buna karşılık erkek çocuklarının ortalığı
dağıtmalarına, kirletmelerine rağmen temizlik yapmaları konusunda herhangi bir uyarı
görmemelerinin, genel anlamda çevre ile ilgili olumsuz alışkanlıklar oluşmasına etkisi
olduğu düşünülebilir. İlgili litaretür incelendiğinde üniversite öğrencileri (Şama, 1997),
ilköğretim ve ortaöğretim öğrencileri (Britner, 1999; Eagles ve Demare, 1999; Tecer,
2007; Kavruk, 2002; Sadık, Çakan ve Artut, 2008), sınıf öğretmeni adayları (Erol, 2005;
Kahyaoğlu, Daban ve Yangın, 2008; Sadık ve Sarı, 2008) ve biyoloji öğretmeni
adaylarıyla (Sadık ve Çakan, 2010) yapılan araştırmalarda kız öğrencilerin erkek
öğrencilere nazaran daha olumlu çevresel tutuma sahip oldukları ortaya koyulmuştur.
Araştırma, çevresel tutumun, öntest, sontest ve kalıcılık testlerinin her üçünde ve
bütün alt ölçeklerde ailesinin aylık geliri yüksek olan öğrencilerde istatistikî olarak
anlamlı bir farklılık çıkmamasına rağmen daha olumlu olduğunu göstermiştir. İlgili
araştırmalar incelendiğinde ailenin gelir düzeyinin bireyin çevresel tutumları üzerinde
etkili olmadığı ile ilgili araştırma bulgularına rağmen (Akbaş, 2007; Sadık ve Sarı,
2008, Erol, 2005), Kilbourne, Beckman, Lewis ve Dam (2001) ve Şama (1997)’ nın
üniversite öğrencileri; İşyar (1999) ve Tecer (2007)’ in ilköğretim öğrencileri; Altın
(2001)’ın biyoloji öğretmeni adayları; Uzun ve Sağlam (2006, 2007)’ın ortaöğretim
öğrencileriyle yaptıkları çalışmalarda bu araştırmanın bulgularına paralel olarak
yükselen gelir düzeyi ile birlikte, bireylerin daha olumlu çevresel tutuma sahip oldukları
sonucuna ulaşmışlardır. Bu sonuç, düşük gelir düzeyine sahip olan ailelerin mevcut
ekonomik sıkıntılar nedeniyle öncelikli olarak kendi problemlerine odaklanmaları ve
çevre sorunlarına karşı ilgisizleşmelerinden kaynaklanmış olabilir. Margai (1997)’ ye
göre, düşük gelirli bölgelerde yaşayan insanlar toplumsal olaylara karşı genellikle ilgisizdir.
Durumu kabullenme duygusu, kadercilik, bağımlılık, endişesizlik, duyarsızlık ve çevresel
meseleleri dikkate almama duygusu bu bölgelerde yaşayan kişilerde daha egemendir.
113
Buna göre çevre ile ilgili olumlu tutuma sahip olmanın, öncelikle bireylerin kendi
ihtiyaçlarını karşıladıklarında söz konusu olabileceği söylenebilir.
Öğrencilerin çevresel tutumlarının anne-baba eğitim düzeylerine göre anlamlı
bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek amacıyla yapılan analizler
sonucunda; çevresel tutumun öntest, sontest ve kalıcılık testlerinin her üçünde de anne
ve babasının eğitim düzeyi yüksek olan öğrencilerde daha olumlu olduğu, ancak bu
farkların annesinin eğitim düzeyi yüksek olan öğrencilerin ÇTÖ sontestten aldıkları
puanlar dışında, istatistikî olarak anlamlı olmadığı ulaşılmıştır. Bu sonuçların ortaya
çıkmasında, araştırmaya katılan öğrencilerin ebeveynlerinin eğitim düzeyleri açısından
homojen bir görünümde olmasının etkisi olduğu düşülebilir. Annesi okur-yazar olan
öğrencilerin sontestten aldıkları puanların anlamlı bir şekilde farklı olmasının nedeni
ise; en azından yazılanları okuyabilen annelerin konuyla ilgili yazılı materyalleri
anlama, çocuklarıyla çevresel konular ve yapılan etkinliklerle ilgili olarak konuşma ve
karşılıklı fikir alış-verişinde bulunma olasılığı olabilir. İlgili litaratür incelendiğinde
benzer sonuçların Tecer (2007)’in ilköğretim öğrencileriyle, Sadık ve Çakan (2008)’ ın
biyoloji bölümü öğrencileriyle yaptıkları çalışmalarda da elde edildiği, anne-baba
eğitim düzeyi yüksek olan öğrencilerin daha olumlu çevresel tutuma sahip olduğu
görülmüştür.
Araştırma sonucunda Çevresel Tutum Ölçeği öntest-sontest toplam puanları
açısından da hem kız hem erkek öğrencilerin puanlarında artış olduğu; bütün
öğrencilerin “Çevresel Davranış Alt Ölçeği” puanlarındaki artışın, erkek öğrencilerin
“Çevresel Düşünce Alt Ölçeği”, Çevresel Davranış Alt Ölçeği” sontest puanlarının
istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Araştırmada Çevresel Tutum Ölçeği
öntest-sontest toplam puanları açısından da erkek öğrencilerin öntest aritmetik
ortalamaları ile sontest aritmetik ortalamaları arasındaki farkın anlamlı olduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Bu bulgular ışığında; ünite süresince yapılan uygulama ve etkinliklerin
genel olarak öğrencilerin çevresel tutumlarında olumlu değişikliklere sebep olduğu,
bununla birlikte yapılan etkinliklerin erkek öğrencilerin çevresel tutumlarında kızlara
göre nispeten daha etkili olduğu söylenebilir. Çevresel tutum puanları kızlardan daha
düşük olan erkek öğrencilerin tutumlarında uygulama sonrasında anlamlı bir değişim
oluşması ünite süresinde gerçekleşen öğrenme-öğretme etkinliklerinin amacına
ulaştığını göstermektedir. Ayrıca gerek kültürümüzde ve gerekse çeşitli kültürlerde erkek
114
çocukların daha özgür yetiştirilmesi nedeniyle ev dışında daha fazla vakit geçirmeleri
(Kağıtçıbaşı, 1990) ve erkek öğrencilerin ünite süresince yapılan etkinliklerden
öğrendikleri bilgileri, doğal ortamda daha çok gözlemleyebilme ve uygulayarak
davranışa dönüştürme şansı yakalamış olmaları da bu sonuca katkı sağlamış olabilir.
Matthies (2002)’in ilköğretim öğrencileriyle yapmış olduğu çalışma da buradaki
bulguları destekler niteliktedir.
Çevresel tutumların uygulama öncesi ve sonrası öğrencilerin ailelerinin gelir
düzeylerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını bulmak amacıyla
yapılan analizler sonucunda her iki gelir düzeyine ait öğrencilerin puanlarında artışlar
görülmüştür. Ancak sadece ailesinin geliri yüksek olan öğrencilerin ÇTÖ “Çevresel
Düşünce Alt Ölçeği” sontest puanlarında farklılıkların anlamlı olduğu bulunmuştur.
ÇTÖ “Duygu Alt Ölçeği” sontest puanlarının, uygulamaya katılan bütün öğrencilerinin
öntest puanlarından yüksek olduğu; ancak bu farkın istatistikî olarak anlamlı olmadığı
bulunmuştur. ÇTÖ “Davranış Alt Ölçeği” sontest puanlarının her iki gelir düzeyine
sahip ailelerin çocuklarında öntest puanlarından daha yüksek olduğu ve oluşan bu farkın
anlamlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. ÇTÖ öntest-sontest toplam puanları arasındaki
farka bakıldığında her iki gelir düzeyine ait öğrencilerin puanlarında artış görülmüştür.
Fakat sadece ailelerinin gelir düzeyi yüksek olan öğrencilerin öntest aritmetik
ortalamaları ile sontest aritmetik ortalamaları arasındaki farkın anlamlı olduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Bu bulgular ışığında ünite süresince yapılan uygulamalar ve etkinliklerin
genel anlamda her iki gelir düzeyine dâhil öğrencilerin çevresel tutumlarında olumlu
artışlar göstermesi üzerinde etkili olduğu, ancak yüksek gelir düzeyine sahip
öğrencilerin çevresel tutumlarını nispeten daha olumlu yönde etkilemiş olduğu
söylenebilir. Ayrıca daha yüksek gelir düzeyine sahip olan öğrencilerin, yazılı ve görsel
kaynak ve araç-gereçlere ulaşma, farklı yerler gezerek doğal ortamlarda somut
öğrenmeler yaşama olasılıklarının da nispeten daha çok olması, çevresel tutumlarının
olumlu yönde değişmesinde etkili olduğu söylenebilir.
Çevresel tutum ölçeği sontest ve kalıcılık testi puanlarının öğrencilerin cinsiyeti,
ailelerinin gelir düzeyi ve ailelerinin eğitim düzeylerine göre anlamlı bir şekilde
farklılaşıp farklılaşmadığını bulmak için yapılan analizler sonucunda erkek öğrencilerin
ÇTÖ “Çevresel Duygu Alt Ölçeği” kalıcılık testi puanlarının, sontest puanlarından
düşük olduğu ve düşüşle beraber oluşan bu farkın istatistiki olarak anlamlı olduğu
115
sonucuna ulaşılmıştır. ÇTÖ “Çevresel Duygu Alt Ölçeği”nde erkek öğrenciler aleyhine
oluşan bu farkın dışında, öğrencilerin ÇTÖ’ nün diğer bütün alt ölçeklerinden aldıkları
puanlarda ve toplam puanlarda; her iki cinsiyet, her gelir düzeyine ve her anne-baba
eğitim düzeyine sahip öğrenciler arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Diğer bir
deyişle, erkek öğrencilerin çevre ile ilgili duyguları dışında edinilen olumlu çevresel
tutum genel olarak kalıcı olmuştur. Ünite süresince yapılan uygulama ve etkinlikler
öğrencilerin çevresel tutumlarında, genel olarak kalıcı olumlu değişiklikler yaratmıştır.
Erkek öğrencilerin aradan geçen zamanla birlikte çevresel duygu puanlarında
gerçekleşen anlamlı düşüşünün nedeni, cinsiyetin değerler üzerinde yarattığı etki
olabilir. Konu ile ilgili bir çok araştırma, erkeklerin doğumdan itibaren bireysel
değerlerle (bağımsız, eril, atak); kadınların ise hizmete veya bakıma yönelik değerlerle
(dişil, toplulukçu, insanı dikkate alma vb.) sosyalleştiği için erkeklerin daha bireysel,
kadınların ise daha toplulukçu değerler eğiliminde olduğunu göstermektedir (Hofsstede,
,1991, 1996; Gibson, 1995; Murphy, Snow, Carson, Zigarmi, 1997; Giacomino, ve
Akers, 1998; Feather, 1998; Lamsa, Sakınken ve Turjanmaa, 2000; Myyry ve Helkama,
2001). Ataerkil bir yapıya sahip olan toplumumuzda, bu değerlerle yetişen erkeklerin,
duygularını göstermesi çoğu zaman cinsiyet kimliğine yakışmayan bir davranış, bir
zayıflık göstergesi olarak nitelendirilmektedir. Hatta erkek çocukları küçük yaşlardan
itibaren vurdulu kırdılı, şiddet içeren oyunlara yönlendirilmekte, sevgi, hoşgörü, acıma
gibi duygulara nispeten yabancı kalmakta ve bunların neticesinde duyarlılığı olumsuz
yönde etkilenmektedir. Bu nedenle uygulama sonrasında edinilen çevre ile ilgili olumlu
duyguların, süregelen alışkanlık neticesinde, toplumun geneline göre, daha katı ve
acımasız olması gereken erkek çocuklarında kalıcı olamadığı söylenebilir.
5.3 Öğrenci Görüşlerinin Değerlendirilmesine Yönelik Tartışma ve Yorum
“Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi bitiminde öğrencilerle görüşme
yapılmış ve ünite süresince yapılan uygulama ve etkinliklerle ilgili olarak fikirleri
alınmıştır. Öğrencilere ünite süresince işlenen derslerin diğer işlenişlerden farklılık
gösterip göstermediği; hangi işleniş tarzını tercih ettikleri ve nedenleri;
bütün dersleri bu şekilde işlemeyi isteyip istemedikleri sorulmuştur. Ayrıca süreç içinde
öğrencilerin hoşlarına gitmeyen yanlar olup olmadığı ile ilgili de görüşleri alınmıştır.
Yapılan görüşme sonunda, uygulama sırasında işlenen ünite süresince yapılan etkinlik
ve uygulamaların öğrencileri motive ettiği ve ilgilerini çektiği, diğer derslerde de,
116
kendilerinin daha aktif katılımını sağlayacak ve daha çok duyu organına hitap edecek,
uygulamaya dayalı benzer etkinlikler yapılmasını istedikleri sonucu ortaya çıkmıştır. Bu
sonucun ortaya çıkmasında, aynı dersin diğer ünitelerinde ve diğer derslerin kılavuz
kitaplarında da öğrencilerin aktif katılımını sağlayacak ve daha çok duyu organına hitap
edecek olan etkinlikler yer aldığı halde; bu etkinlik ve uygulamaların sınıf öğretmenleri
tarafından sıklıkla sınıfta uygulanmıyor olmasının ve öğretmenin değişmesinin etkisi
olmuş olabilir.
Ünite süresince araştırmacının ders işleyişinin, farklı bulunup bulunmadığı
sorusuna öğrencilerin tamamı olumlu yanıt vermişlerdir. Öğrenciler işlenişi farklı
bulmalarında, dersin işlenişi sırasında sık sık görsel materyaller kullanılmasının
kendilerini rahat ifade edebiliyor olmalarının ve yapılan etkinliklerde süreç içinde
birebir katılım sağlamış olmalarının etkisi olduğunu ifade etmişlerdir. Öğrencilerin
tamamı diğer dersleri de bu şekilde işlemek istediklerini ifade etmişlerdir. Öğrenciler
işlenişin hangi yönleriyle farklı ve ilgi çekici olduğunu “Daha kolay öğreniyorum.
Hemen unutmuyorum. Çünkü çok eğlenceli oluyor. Mutlu oluyoruz. Gördüğümüz zaman
aklımızda kalıyor. Okul daha eğlenceli bir yer oluyor. Diğer derslerimizde de film
izleyebilsek bence daha eğlenceli geçerdi. Keşke bütün derslerimizde değişik eşyaları
görebilseydik çok eğlenceli olurdu.” şeklinde ifade etmişlerdir. Alkan (1990, 499)’ ın
belirttiği gibi farklı duyu organlarımız ve yaşantılarla iletişimde etkililik ve öğrenmede
kalıcılık farklı biçimlerde oluştuğundan bu konuda en iyi sonuca ulaşmak için öğretim
araçlarından yararlanmak gerekmektedir. Araç- gereçler, öğrencilerin güdülenmesini
arttırarak, fikirleri somutlaştırarak, anlaması güç olgu ve olayları basitleştirerek
öğrenme- öğretme sürecine çeşitlilik ve değişiklik getirmektedir (Alkan, 1990; Demirel,
2004). Öğrencilerde genel olarak görsel olarak sunulan materyallerin ve etkinliklerin
dersi daha iyi kavramalarına, ilgilerini çektiğine ve merak ettikleri şeyleri görerek
anlamalarına neden olduğunu söylemişlerdir. Bu doğrultuda işlenişin bu şekilde
gerçekleştirilmesinin, daha somut öğrenmelere yol açtığı ve doğayla iç içe yapılan
etkinliklerin öğrencinin merak duygusunu destekleyerek, öğrenmeyi kolaylaştırdığı
söylenebilir.
Öğrencilerin işlenişi diğer derslerin işlenişlerinden farklı bulmalarında,
öğretmen kılavuz kitaplarında yer alan birçok etkinliğin, öğretmen, öğrenci, fiziksel
koşullar, araç-gereç yoksunluğu ya da maddi olanaksızlıklar gibi birçok farklı nedenle
117
birebir uygulanamıyor ve çeşitlenemiyor olması da neden olmuş olabilir. Öğrenciler bu
gibi uygulamalarla sık karşılaşmadıklarından aslında zaten programda yapılması
öngörülen birçok etkinliğin, araştırmacı tarafından düşünülmüş farklı ve yaratıcı
öğretim durumları olduğunu düşünmüş olabilirler.
Öğrenciler işlenişte en çok hangi noktaların hangi nedenlerle hoşlarına gittiği
sorularına farklı etkinliklerde aktif olarak bulunarak, daha önce görmedikleri
materyalları görerek, onlara dokunma imkânı bularak ders işlemenin kendilerini mutlu
ettiğini ve dersi eğlenceli bulmalarına neden olduğunu söylemişlerdir. Öğrenciler en çok
hangi noktaların hoşlarına gittiği yöndeki görüşlerini “Çevre ile ilgili görüntülerden
hoşlandım. En çok mikroskopla inceleme yapmayı sevdim. Solucan bahçesi hazırlamayı
beğendim. Sınıfa hayvanların getirilmesini sevdim. Çim adam hazırlamayı sevdim.
Bahçeye çıkıp yaşam alanlarını keşfetmeyi sevdim. Canlı ve Cansız varlıkları sınıfa
getirerek gruplara ayırmamızı beğendim. Çevre temizlik etkinliğini sevdim.” şeklinde
ifade etmişlerdir. Öğrencilerin bu etkinliklerin hangi yönleriyle hoşlarına gittiğini ise şu
ifadelerle açıklamışlardır: “Derse geldiğinizde yanınızda konuyla ilgili bir şeyler
getirdiğinizde onları görmek ya da onlara dokunmak, daha kolay öğrenmemi sağlıyor.
Farklı materyalleri görerek tanımıştım. Sınıfa yeni bir şeyler geldiğinde ve ona
dokunduğumda çok mutlu oldum. Çünkü böylece her dersten önce meraklanıp
heyecanlanıyordum”. ). Bu yanıtlar doğrultusunda, öğrenme sürecinin içinde daha çok
duyu organı kullanmanın, aktif katılım sağlamanın öğrencileri olumlu yönde etkilediği
söylenebilir.
Ergin (1995)’e göre tüm eğitim araçları öğrencinin derse katılımı sağlama ve
onu cesaretlendirecek biçimde tasarlanması gerekmektedir. Göz, kulak, deri, burun gibi
duyu organları bedenin dışarıya açılan birer pencereleridir. Canlı, dışardan bilgiyi bu
organlar aracılığı ile alır. Gerçek yani sağlam ve doğru olan bilgilerimizin kaynağı,
duyu organlarımızdır. Çünkü bilginin temeli olan algılar duyumların zihnimizde
birleşmesi ve bir anlam kazanması ile oluşur. Duyum ise duyu organları aracılığı ile
alınan izlenimlerdir. Hayvanlar, duyum düzeyinden yukarı çıkamazlar. Duyumların
zihinde birleşerek bir anlam kazanması demek olan algıların, algılar yardımı ile kavram
ve uslamlama gibi zihin işlemlerinin oluşması insanlara özgü birer zihin sürecidir.
(http://www.weblopedi.com) Öğrenme sürecinde sürece katılan duyu organlarımızın
sayısı ne kadar fazla ise öğrenme o kadar iyi olur, öğrenmeler ise o kadar kalıcı olur. En
118
iyi öğrendiğimiz şeyler, kendi kendimize yaparak öğrendiğimiz şeylerdir, en iyi
öğretim, somuttan soyuta, basitten karmaşığa doğru gidendir, göreceli olarak daha
pahalı ve gösterişli araçlar daha yararlı olan değildir, araçlar, yalnızca öğretmen
tarafından gösteri amaçlı kullanılmamalı; öğrenciler bizzat araçları kullanmalıdır
(Ertarkan ve Özçınar, 2008).
119
BÖLÜM VI
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu bölümde, araştırmanın alt amaçları doğrultusunda elde edilen bulguların
yorumuna dayalı olarak ulaşılan sonuçlara ve bu sonuçlara yönelik önerilere yer
verilmiştir.
6.1. Sonuçlar
Araştırmanın bulguları doğrultusunda ayrı başlıklar halinde düzenlenen sonuçlar
aşağıda yer almaktadır.
6.1.1 Çevre Bilgisi Testine İlişkin Sonuçlar
1. ÇBT öntest, sontest ve kalıcılık uygulaması puanlarına ait aritmetik
ortalamalar kız öğrenciler lehine yüksek bulunmuş; ancak erkek öğrencilerin
puanları ile kız öğrencilerin puanları arasındaki farkın istatistiksel olarak
anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür.
2. ÇBT öntest ve kalıcılık uygulaması puanlarına ait aritmetik ortalamaların,
ailesinin aylık geliri daha yüksek olan öğrenciler lehine istatistiksel olarak
anlamlı olduğu bulunmuştur.
3. ÇBT sontest puanlarına ait aritmetik ortalamaların, ailesinin aylık geliri daha
yüksek olan öğrencilerde daha yüksek olduğu görülmüş; ancak iki grubun
puanları arasındaki farklılıklar, istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır.
4. ÇBT öntest, sontest ve kalıcılık uygulamasına ait aritmetik ortalamaların,
annesi-babası okur-yazar olan öğrencilerde daha yüksek olduğu, ancak
aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı bulunmuştur.
5. ÇBT sontest puanları açısından öntest puanları kontrol altına alındığında,
öğrencilerin sontest puanlarında cinsiyetin, aile gelir düzeyinin ve anne-baba
eğitim düzeyinin etkisi istatistikî olarak anlamlı bulunmamıştır.
6. ÇBT kalıcılık uygulaması puanları açısından sontest puanları kontrol altına
alındığında, öğrencilerin kalıcılık testi puanlarında cinsiyetin ve anne-baba
eğitim düzeyinin etkisi istatistikî olarak anlamlı bulunmamıştır.
7. ÇBT kalıcılık uygulaması puanları açısından sontest puanları kontrol altına
120
alındığında, öğrencilerin kalıcılık testi puanlarında ailenin gelir düzeyinin
etkisinin istatistikî olarak anlamlı olduğu bulunmuştur.
8. ÇBT öntest ve sontest puanlarının arasındaki farka bakıldığında; her iki
cinsiyet, her aile gelir düzeyi, her anne eğitim düzeyi için ve babası
ilköğretim mezunu olan öğrenciler dışındaki bütün öğrenciler için,
öğrencilerin ÇBT öntest aritmetik ortalamaları ile sontest aritmetik
ortalamaları arasında, sontest puanları lehine anlamlı fark olduğu
bulunmuştur.
9. ÇBT sontest-kalıcılık uygulaması puanlarının arasındaki farka bakıldığında;
cinsiyet, aile gelir düzeyi, anne-baba eğitim düzeyi fark etmeksizin bütün
öğrenciler için, ÇBT sontest aritmetik ortalamaları ile kalıcılık testi aritmetik
ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.
6.1.2 Çevresel Tutum Ölçeğine İlişkin Sonuçlar
1. ÇTÖ öntest “Düşünce Alt Ölçeği” ve ÇTÖ öntest toplam puanlarına ait aritmetik
ortalamalar, kız öğrenciler lehine yüksek bulunmuş; erkek öğrencilerin puanları
ile kız öğrencilerin puanları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu
görülmüştür.
2. ÇTÖ öntest “Duygu Alt Ölçeği” ve “Davranış Alt Ölçeği” puanlarına ait
aritmetik ortalamalar, kız öğrenciler lehine yüksek bulunmuş; ancak erkek
öğrencilerin puanları ile kız öğrencilerin puanları arasındaki farkın istatistiksel
olarak anlamlı olmadığı görülmüştür.
3. ÇTÖ sontest ve kalıcılık uygulaması “Düşünce Alt Ölçeği”, “Duygu Alt
Ölçeği”, “Davranış Alt Ölçeği” ve ÇTÖ sontest uygulaması toplam puanlarına
ait aritmetik ortalamalar, kız öğrenciler lehine yüksek bulunmuş; ancak erkek
öğrencilerin puanları ile kız öğrencilerin puanları arasındaki farkın istatistiksel
olarak anlamlı olmadığı görülmüştür.
4. ÇTÖ öntest, sontest ve kalıcılık uygulaması “Düşünce Alt Ölçeği”, “Duygu Alt
Ölçeği”, “Davranış Alt Ölçeği” ve ÇTÖ öntest uygulaması toplam puanlarına
ait aritmetik ortalamalar, ailesinin aylık geliri yüksek olan öğrenciler lehine
yüksek bulunmuş; ancak bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı
görülmüştür.
121
5. ÇTÖ öntest ve kalıcılık uygulaması “Düşünce Alt Ölçeği” , “Duygu Alt Ölçeği”,
“Davranış Alt Ölçeği” ve ÇTÖ öntest uygulaması toplam puanlarına ait
aritmetik ortalamalar, anne eğitim düzeyi yüksek olan öğrenciler lehine yüksek
bulunmuş; ancak bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmüştür.
6. ÇTÖ sontest “Düşünce Alt Ölçeği” “Düşünce Alt Ölçeği” ve “Duygu Alt
Ölçeği”, “Davranış Alt Ölçeği” toplam puanlarına ait aritmetik ortalamalar, anne
eğitim düzeyi yüksek olan öğrenciler lehine yüksek bulunmuş; ancak bu farkın
istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür.
7. ÇTÖ sontest toplam puanlarına ait aritmetik ortalamalar, anne eğitim düzeyi
yüksek olan öğrenciler lehine yüksek bulunmuş; bu farkın istatistiksel olarak
anlamlı bir fark olduğu görülmüştür.
8. ÇTÖ öntest, sontest ve kalıcılık uygulaması “Düşünce Alt Ölçeği” , “Duygu Alt
Ölçeği”, “Davranış Alt Ölçeği” toplam puanlarına ait aritmetik ortalamalar ve
ÇTÖ toplam puanlarına ait aritmetik ortalamalar, baba eğitim düzeyi yüksek
olan öğrenciler lehine yüksek bulunmuş; ancak bu farkın istatistiksel olarak
anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür.
9. ÇTÖ sontest puanları açısından öntest puanları kontrol altına alındığında,
öğrencilerin sontest puanlarında cinsiyetin, ailelerinin gelir düzeyinin ve anne-
baba eğitim düzeyinin etkisi istatistikî olarak anlamlı bulunmamıştır.
10. ÇTÖ kalıcılık uygulaması puanları açısından sontest puanları kontrol altına
alındığında, öğrencilerin kalıcılık testi puanlarında cinsiyetin, ailelerinin gelir
düzeylerinin ve anne-baba eğitim düzeylerinin etkisi istatistiği olarak anlamlı
bulunmamıştır.
11. ÇTÖ öntest ve sontest arasındaki farka bakıldığında, “Çevresel Düşünce Alt
Ölçeği” ve ÇTÖ sontest toplam puanlarının, hem kız hem de erkek öğrencilerde,
öntest puanlarından yüksek olduğu; ancak oluşan bu farkın sadece erkek
öğrenciler için istatistikî olarak anlamlı olduğu bulunmuştur.
12. ÇTÖ öntest ve sontest farka bakıldığında “Çevresel Duygu Alt Ölçeği” sontest
puanlarının, hem kız hem de erkek öğrencilerde, öntest puanlarından yüksek
olduğu; ancak oluşan bu farkların istatistikî olarak anlamlı olmadığı
bulunmuştur.
13. ÇTÖ öntest ve sontest farka bakıldığında “Çevresel Davranış Alt Ölçeği” sontest
puanlarının, hem kız hem de erkek öğrencilerde, öntest puanlarından yüksek
olduğu ve oluşan bu farkların istatistikî olarak anlamlı olduğu bulunmuştur.
122
14. ÇTÖ öntest ve sontest arasındaki farka bakıldığında, “Çevresel Düşünce Alt
Ölçeği” sontest ve ÇTÖ sontest toplam puanlarının, her iki gelir düzeyine sahip
öğrenciler için de öntest puanlarından yüksek olduğu; ancak oluşan farkın sadece
ailesinin gelir düzeyi yüksek olan öğrencilerde istatistikî olarak anlamlı olduğu
bulunmuştur.
15. ÇTÖ öntest ve sontest arasındaki farka bakıldığında, “Çevresel Duygu Alt
Ölçeği” sontest puanlarının, her iki gelir düzeyine sahip öğrenciler için de öntest
puanlarından yüksek olduğu; ancak oluşan farkın istatistikî olarak anlamlı
olmadığı bulunmuştur.
16. ÇTÖ öntest ve sontest arasındaki farka bakıldığında, “Çevresel Davranış Alt
Ölçeği” sontest puanlarının, her iki gelir düzeyine sahip öğrenciler için de öntest
puanlarından yüksek olduğu ve oluşan farkın istatistikî olarak anlamlı olduğu
bulunmuştur.
17. ÇTÖ öntest ve sontest arasındaki farka bakıldığında, “Çevresel Düşünce Alt
Ölçeği” sontest puanlarının, her iki anne eğitim düzeyine sahip öğrenciler için de
öntest puanlarından yüksek olduğu; ancak oluşan farkın sadece annesinin eğitim
düzeyi yüksek olan öğrencilerde istatistikî olarak anlamlı olduğu bulunmuştur.
18. ÇTÖ öntest ve sontest arasındaki farka bakıldığında, “Çevresel Duygu Alt
Ölçeği”, “Çevresel Davranış Alt Ölçeği” sontest puanlarının, her iki anne eğitim
düzeyine sahip öğrenciler için de öntest puanlarından yüksek olduğu; ancak
oluşan farkın istatistikî olarak anlamlı olmadığı bulunmuştur.
19. ÇTÖ öntest ve sontest toplam puanları arasındaki farka bakıldığında, anne
eğitim düzeyi yüksek olan öğrencilerin puanları arasındaki farkın istatistikî
olarak anlamlı olduğu bulunmuştur.
20. ÇTÖ öntest ve sontest arasındaki farka bakıldığında, “Çevresel Düşünce Alt
Ölçeği” ve “Çevresel Davranış Alt Ölçeği” sontest ve ÇTÖ toplam puanları
arasında oluşan farkın sadece babasının eğitim düzeyi yüksek olan öğrencilerde
istatistikî olarak anlamlı olduğu bulunmuştur.
21. ÇTÖ öntest ve sontest arasındaki farka bakıldığında, “Çevresel Duygu Alt
Ölçeği” sontest puanlarının, her iki baba eğitim düzeyine sahip öğrenciler için de
öntest puanlarından yüksek olduğu; ancak oluşan farkın istatistikî olarak anlamlı
olmadığı bulunmuştur.
123
22. ÇTÖ sontest ve kalıcılık testi arasındaki farka bakıldığında, “Çevresel Düşünce
Alt Ölçeği” , “Çevresel Davranış Alt Ölçeği” puanları ve ÇTÖ toplam puanları
arasında her iki cinsiyet için de istatistikî olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır.
23. ÇTÖ sontest ve kalıcılık testi arasındaki farka bakıldığında, “Çevresel Duygu
Alt Ölçeği” sontest puanlarının, erkek öğrenciler için öntest puanlarından düşük
olduğu ve oluşan farkın istatistikî olarak anlamlı olduğu bulunmuştur. Kız
öğrencilerin puanları arasında ise anlamlı bir fark bulunamamıştır.
24. ÇTÖ sontest ve kalıcılık testi arasındaki farka bakıldığında, öğrencilerin
“Çevresel Düşünce Alt Ölçeği”, “Çevresel Duygu Alt Ölçeği”, “Çevresel
Davranış Alt Ölçeği” puanları ve ÇTÖ toplam puanları arasında, her iki gelir
düzeyinden olan öğrenciler için de istatistikî olarak anlamlı bir fark
bulunamamıştır.
25. ÇTÖ sontest ve kalıcılık testi arasındaki farka bakıldığında, öğrencilerin
“Çevresel Düşünce Alt Ölçeği”, “Çevresel Duygu Alt Ölçeği”, “Çevresel
Davranış Alt Ölçeği” puanları ve ÇTÖ toplam puanları arasında, her iki anne-
baba eğitim düzeyine sahip olan öğrenciler için de istatistikî olarak anlamlı bir
fark bulunamamıştır.
6.1.3 Öğrenci Görüşleri İle İlgili Sonuçlar
Dersin işlenişi sırasında yapılan etkinlik ve uygulamalar motive edici olmuştur.
Öğrenciler diğer derslerde de, kendilerinin daha aktif katılımını sağlayacak ve daha çok
duyu organına hitap edecek benzer işlenişler yapılmasını istediklerini belirtmişlerdir.
Öğrenciler ünitenin işlenişi sırasında sık sık daha çok duyu organına hitap eden
materyaller kullanılmasının, ders içinde kendilerini daha rahat ifade etmiş olmalarının
ve yapılan uygulamalara aktif olarak katılma olanağı bulmuş olmalarının, dersi daha iyi
anlamalarına, daha zevkle ders işlemelerine ve öğrendiklerinin daha kalıcı olmasına
neden olduğunu belirtmişlerdir.
6.2 Öneriler
6.2.1 Uygulamaya Yönelik Öneriler
1. Bu araştırmanın gerçekleştirildiği okulda, donanımlı bir fen ve teknoloji
laboratuarı ve gerekli bütün eğitim teknolojileri mevcut olduğundan,
124
öğrenme-öğretme etkinliklerini uygulama sırasında herhangi bir aksaklık ya
da zorluk yaşanmamıştır. Ancak bu araştırma sırasında ünitenin sağlıklı
işlenebilmesi ve programda öngörülen etkinlikleri uygulamak için gerekli
olan araç-gereçlerin muhakkak tedarik edilmesi gerektiği görülmüştür. Bu
nedenle Milli Eğitim Bakanlığı kurum ya da okul bazında bir çalışma
yürüterek, mevcut öğrenme-öğretme ortamlarının, yapılandırmacı öğrenme
yaklaşımına göre düzenlenen eğitim programına uygun olarak
düzenlenebilmesi için gereksinim duyulan araç-gereçleri tespit edebilir ve
okulların bu konudaki eksikliklerini giderebilir.
2. Yapılan bu araştırma sonunda, uygulama öncesi ve sonrasında kız
öğrencilerin çevresel bilgi düzeylerinin ve çevresel tutumlarının erkek
öğrencilere nispeten daha iyi durumda ve olumlu yönde olduğu sonucuna
varılmıştır. Bu nedenle erkek öğrencilerin çevresel bilgi düzeylerini
arttırmak ve olumlu çevresel tutum geliştirmelerine katkı sağlamak
amacıyla, erkek öğrencilerin cinsiyetlerinin getirdiği nitelikler göz önünde
bulundurularak, onlara daha ilginç gelebilecek, motivasyonlarının daha çok
artmasını sağlayacak etkinlikler planlanabilir.
3. Araştırmadan elde edilen bulgular çevresel tutumların uygulama öncesi,
sonrası ve kalıcılık açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmasa da
anne-baba eğitim ve gelir düzeyi yüksek olan öğrencilerde daha yüksek
olduğunu göstermiştir. Buna bağlı olarak öğretmenlerin çevresel konuları ele
almada ve uygulamada öğrencilerin cinsyetlerinin yanı sıra sosyo-ekonomik
farklılıklarını da göz önünde bulundurmaları gerektiği söylenebilir. 4. Bu araştırmada öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda, mevcut ders
programında olduğu halde, yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına uygun
olarak hazırlanan etkinliklerin, öğretmenler tarafından tam olarak
uygulanamadığı sonucuna varılmıştır. Bunun için gerek hizmet öncesi,
gerekse hizmet içi eğitim programlarında yapılacak düzenlemelerle,
öğretmenlerin yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına uygun öğrenme
stillerini kuramsal ve uygulamalı bir şekilde özümsemeleri sağlanabilir.
5. Bu araştırmanının öğrenme-öğretme sürecinde, herhangi bir sorun
yaşanmamış, sadece bir öğrenci ünitenin başlangıcında yapılan bir etkinlikte
kullanılmak üzere sınıfa getirilen oğlaktan kötü koktuğu ve ani hareket
ederek kendisini korkuttuğu gerekçesiyle hoşlanmadığını belirtmiştir. Buna
125
bağlı olarak öğretmenler öğrenme-öğretme ortamını düzenlerken öğrencilerin
bulundukları çevre, yaş düzeyleri vb. gibi etkenleri göz önüne almalı,
öğrencilerin olumsuz etkilenebileceği durumları tespit ederek, ortamda
gerekli düzenlemeleri yapmalıdır.
6.2.2. Gelecekte Yapılacak Araştırmalara Yönelik Öneriler
1. Bu araştırma ilköğretim 4. sınıf düzeyinde çevre ile ilgili kazanımların en
yoğun olduğu, Fen ve Teknoloji dersi “Canlılar Dünyasını Gezelim,
Tanıyalım” ünitesinde gerçekleştirilmiştir. Benzer bir çalışma Hayat Bilgisi
ve Sosyal Bilgiler derslerinin, farklı ünitelerinde içerik analizi yapılarak
çevre ile ilgili kazanımların yoğun olduğu ünitelerin tespit edilmesinden
sonra gerçekleştirilebilir.
2. Bu araştırma bir ünite kapsamında yapılmıştır. İçerik zenginleştirilerek,
daha kapsamlı araştırmalar yapılabilir.
3. Bu araştırma ilköğretim 4. sınıf düzeyinde gerçekleştirilmiştir. Ortaöğretim
ve ilköğretimin diğer sınıflarında ve farklı derslerde benzer çalışmalar
yürütülebilir.
4. Bu çalışmada ilköğretim dördüncü sınıf Fen ve Teknoloji dersi “Canlılar
Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-öğretme sürecinde yapılan
etkinliklerin öğrencilerin çevresel bilgi ve tutumları üzerindeki etkisi ve bu
etkinin kalıcılığı çevre bilgisi testi ve tutum ölçeği kullanılarak ölçülmüştür.
Yapılacak çalışmalarda süreci de değerlendirmeye yönelik olarak gözlem,
performans görevleri, proje ödevleri, öğrenci ürün dosyaları vb.
kullanılabilir.
5. Araştırma Hatay ili Reyhanlı ilçesinde bulunan benzer SED’ lerdeki
öğrencilerin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma farklı sosyo-
ekonomik düzeydeki bölgelerde bulunan okullarda tekrarlanabilir.
6. Bu araştırmada “Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım” ünitesi öğrenme-
öğretme sürecinde yapılan etkinliklerin öğrencilerin çevresel bilgi ve
tutumları üzerindeki etkisini ve bu etkinin kalıcılığını cinsiyet, aile gelir
düzeyi ve anne-baba eğitim düzeyi gibi değişkenler açısından incelenmiştir.
Yapılacak araştırmalarda söz konusu değişkenler çeşitlendirilebilir ve-veya
değiştirilebilir.
126
7. Bu araştırma bir durum araştırması olmasının yanı sıra, tek grup öntest-
sontest kontrol grupsuz deneme modelinde yapılmıştır. Bu araştırmada
deneysel işlemin etkisi tek bir grup üzerinde yapılan çalışmayla test
edilmiştir. Aynı araştırma bir kontrol gurubu belirlenerek de yapılabilir.
8. Bu araştırmanın örneklemini, Hatay ilinin Reyhanlı ilçesindeki bir resmi
ilköğretim okulundaki, 27 kişilik bir dördüncü sınıf şubesi oluşturmaktadır.
Aynı araştırma örneklem sayısı arttırılarak gerçekleştirilebilir.
9. Bu araştırmada uygulama sonunda, öğrencilerin “Canlılar Dünyasını
Gezelim, Tanıyalım” ünitesine ilişkin görüşleri alınmıştır. Gelecekte
yapılacak olan araştırmalarda, söz konusu uygulamaların etkisi ile ilgili
olarak uygulayıcı olan öğretmenlerin düşüncelerini almak amacıyla
öğretmenlerle görüşme yapılabilir.
127
KAYNAKÇA
Abbott J., Ryan, T. (1999), “Consstructing Knowledge, Reconstructing Schooling”,
Educational Leadership, November, 66-69.
Açıkgöz, K.(2004), Aktif Öğrenme (6. Baskı), İzmir: Eğitim Dünyası Yayınları.
Alım, M. (2006), “Avrupa Birliği Üyelik Sürecinde Türkiye’de ve İlköğretimde Çevre
Eğitimi”, Kastamonu Eğitim Dergisi, 14(2), 599-616.
Alkan, C.(1990), “Öğrenme- öğretme durumlarının temel öğesi olarak öğretim araçları
üzerine bir öğretim ünitesi”, Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Ankara:
A.Ü Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, 20(2).
Altın, M. (2001), “Biyoloji öğretmeni adaylarına çevre eğitimi”, Yüksek Lisans Tezi,
Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Altuğ, F.,(1990), Çevre Sorunları, Bursa: Uludağ Üniversitesi Yayını.
Akbaş, T. (2007), “Fen bilgisi öğretmen adaylarında çevre olgusunun araştırılması”,
Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Erzurum.
Akış, S. (2000), “Kuzey Kıbrıs’ta Çevre Bilinci”, Doğuş Üniversitesi Dergisi, 1, 7-17.
Arat, Z.(1982), “İktisat ve çevre”, Çevrebilim sempozyumu, TÜBİTAK Yayını, 57.
Arcury, T. A., Christianson, E.H (1993). “Rural-urban differences in environmental
knowledge and actions”, The Journal of Environmental Education, 25
(1), 19-25.
Armağan, F. (2006), “İlköğretim 7-8. sınıf öğretmenlerinin çevre eğitimi ile ilgili bilgi
düzeyleri”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Atasoy, E. (2006), Çevre için eğitim çocuk-doğa etkileşimi, Bursa: Ezgi Kitapevi.
Atasoy, E. (2005), “Çevre için eğitim: İlköğretim öğrencilerinin çevresel tutum ve çevre
bilgisi üzerine bir çalışma”, Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa.
Aydın, S. (2007), “İlköğretim sosyal bilgiler müfredatının öğretmen görüşlerine göre
değerlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Trabzon.
128
Ayhan, F. (1999), “İlköğretimin ilk üç sınıfındaki öğrencilerin yakın çevre bilincini
etkileyen etmenler”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Ayvaz, Z. (1998), Çevre eğitiminde temel kavramlar el kitabı, Çevre Koruma ve
Araştırma Vakfı, Çevre Eğitim Merkezi Yayınları, (5), 98.
Baez, A.V., Knamiller, G.W. ve Smyth, J.C. (1987), “The environment and science and
technology education”, Exeter, A. Wheaton and Co. Ltd.
Bahadır, A. (2005), “Tarihte ve günümüzde kadın”, İlkadım Dergisi, Mayıs.
http://www.enfal.de/ev18.htm adresinden 6 Mayıs 2010 tarihinde
alınmıştır.
Bailey, S., Watson, R. (1998), “Establishing basic ecological understanding in younger
pupils: a pilot evaluation of a strategy based on drama/role play”,
International Journal of Science Education, 20, 139–152.
Barraza, L., Walford, R. (2002), “Environmental Education: a comparison between
English and Mexican school children”, Environmental Education
Research, 8(2), 172-185.
Başal, H.A (2005), Çocuklar için Uygulamalı Çevre Eğitimi, İstanbul: Morpa Kültür
Yayınları
Başlar, K. (2008), “Uluslararası çevre hukuku ve dünya çevre zirvesi”, Çevre Dergisi,
8, www.ekolojidergisi.com.tr/resimler/3-2.pdf adresinden 1 Haziran
2008 tarihinde alınmıştır.
Berkes, F. ve Kışlalı M. (1985), Ekoloji ve çevre bilimleri, Ankara: TCSU yayınları.
Britner, S.L. (1999), Moral voices in environmental education: The relationship to
gender and gender orientation. American Educational Research
Assosciation Annual Meeting, April 19-23. Montreal, Canada.
ED432463.
Bowker, R. (2007), “Childrens’ perceptions and learning about tropical rainforests, An
analysis their drawings”, Environmental Education, 13, (1), 75–96.
Brooks, J. G., Brooks, M. G. (1993), In search for understanding the case for
constructivist classrooms, Alexandria, Virginia: ASCD.
Budak, B. (2008), “İlköğretim kurumlarında çevre eğitiminin yeri ve uygulama
çalışmaları”, Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, İzmir.
129
Büyüköztürk, Ş., Çakmak, E., Akgün, Ö., Karadeniz, Ş., Demirel,F. (2008), Bilimsel
araştırma yöntemleri ( 1. Baskı), İstanbul: Pegem Akademi.
Chawla, L. (1998), “Significant life experiences revisited: a review of research on
sources of environmental sensitivity”, The Journal of Environmental
Education, 29 (3), 11–21.
Çamurcu, H. (2005), “Dünya Nüfus Artyışı ve Getirdiği Sorunlar”, Balıkesir
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 8 (13), 89-105.
Çakır, S. (1998), “Hava kirliliğinden kaynaklanan asit depolanması ve çevrede
yaratacağı olumsuz etkiler”, Çevre, 5, 35–44.
Çeken, Y. (2006), “Küreselleşme ve Türkiye’de eğitim politikaları: Yeni ilköğretim
müfredatı sosyal bilgiler programı üzerine bir inceleme”, Yüksek Lisans
Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
Çobanoğlu, Z. (1994), Su Kirliliği (1.Baskı), Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Sağlık
Bakanlığı Yayınları.
Davis, J. (1998). Young children, environmental education and future. Early Chilldhood
Education Journal, 26(2), 117-123.
Davis M. (2004), “Planet of slums: urban involution and the informal proletariat”, New
Left Review, 26, 5-34.
Demokratik Eğitim 4. Kurultayı (DEK), 1 – 5 Aralık 2004, Ankara: Eğitimsen Yayınları
(2005).
Demirbaş, N., Pektaş, H.M. (2009). İlköğretim öğrencilerinin çevre sorunu ile ilişkili
temel kavramları gerçekleştirme düzeyleri. Necatibey Eğitim Fakültesi
Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi (EFMED) 3 (2), 195-211.
Demirel, Ö. (2004), Öğretme Sanatı (7. Basım), Ankara: PegemA Yayıncılık.
Demirel, Ö. (2000), Eğitimde Program Geliştirme, Ankara: PegemA Yayıncılık.
Demirel, Ö. (2001), Eğitim Sözlüğü, Ankara: PegemA Yayıncılık
Demirel, Ö. (2004), Öğretimde planlama ve değerlendirme: Öğretme sanatı (7. Baskı),
Ankara: Pegema Yayıncılık.
Demirkapı, H., Azim, M., Uğurlu, R., Şen, Z. Ve Olukpınar, M. (2009), Tek Kitap,
İzmir: Güvender Yayınları.
Deniş, H., Genç, H. (2007), “Çevre bilimi dersi alan ve almayan sınıf öğretmenliği
öğrencilerinin çevreye ilişkin tutumları ve çevre bilimi dersindeki
başarılarının karşılaştırılması”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 8 (13), 20-26.
130
Desjean, Perrotta, B., Moseley, C. ve Cantu, L.E. (2008), “Pre-service teachers’
perceptions of the environment: does ethnicity or dominant residential
experience matter?”, The Journal of Environmental Education, 39 (2):
21-31.
Devlet Planlama Teşkilatı (1994), “Çevre Eğitimi, İnsan Gücü ve Katılım Planlaması”,
VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu, (s.33-38),
Ankara.
Dienno, C. M. ve Hilton, S. C. (2005). High school students’ knowledge, attitudes, and
levels of enjoyment of an environmental education unit on nonnative
plants. The Journal of Environmental Education, 37(1), 13 – 25.
Dinçer, M. (1988), “Çevre bilincinin oluşmasında çevre eğitiminin rolü”, Yüksek Lisans
Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Doğan, M. (2000), “Türkiye’de sürdürülebilir kalkınma ve çevre eğitimi”, IV. Çevre
Surası Tebliğleri (s.113- 118), İzmir: Ege Üniversitesi Yayınları.
Duyu Organlarınının Öğrenme Üzerindeki Etkisi, (tarih yok),
http://www.weblopedi.com adresinden 13 Mart 2010 tarihinde alınmıştır.
Eagles, F.J. ve Demare, R. (1999), “Factors influencing children's environmental
attitudes”, The Journal of Environmental Education, 30 (4), 33-37.
Ekici, G. (2005), “Lise öğrencilerinin çevre eğitimine yönelik tutumlarının
incelenmesi”, Eğitim Araştırmaları Dergisi, 18, 71-83.
Elliott, S. (2003), “Patches of Gren EPA Social Research Series Early Childhood
Environmental Education in Australia: Scope, Status and direction
environment protection authority”, Goulbur Street, 59–61, Sydney.
Ergeneci, S., Ergeneci, G. ve Gürbüz, H. (2009), Tüm Dersler, Ankara: Aydan
Yayıncılık
Engin, A. (2003), “Fen bilgisi ve biyoloji öğretmen adaylarının üniversite ekoloji dersi
öncesi ve sonrası çevre bilgileri ve tutumları”, Yüksek Lisans Tezi,
Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Ergin, A. (1995), Öğretim teknolojisi: İletişim, Ankara: Pegem (Personel Eğitim
Merkezi Yayın), 17.
Erol, G.H. (2005), “Sınıf öğretmenliği ikinci sınıf öğrencilerinin çevre ve çevre
sorunlarına yönelik tutumları”, Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Denizli.
131
Erol, O.(1982), “Coğrafya açısından çevre”, Çevrebilim sempozyumu, Ankara:
TÜBİTAK Yayını, 3.
Ertarkan, Z. , Özçınar, Z. (2008), “ İlkokul matematik disiplininin eğitim teknolojisinin
öğeleri açısından incelenmesi”, 195-1200.
http://ietc2008.home.anadolu.edu.tr/ietc2008/236.doc adresinden 13 Mart
2010 tarihinde alınmıştır.
Erten, M (1999), Nasıl Bir Yerel Yönetim, İstanbul: Anahtar Kitaplar Yayınevi, 30.
Erten, S. (2005), “Okul öncesi öğretmen adaylarında çevre dostu davranışların
araştırılması”, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 28, 91-
100.
Feather, N.T. (1998), “Attitudes toward high achievers, self-esteem and value priorities
for australian, american and canadian students”, Journal of Cross-
Cultural Psychology, 29(6), 749.
Geray, C. (1993), “Görüş ve tartışmalar içinde, çevre eğitimi”, Türkiye Çevre Vakfı
Yayınları, 110, Ankara.
Giacomıno, D.E., Akers, M.D. (1998), “An examination of the differences between
personal values and value types of female and male accounting and
nonaccounting majors”, Issues In Accounting Education, 13(3), 565-586.
Gıbson, C.B. (1995), “An investigation of gender differences in leadership across four
countries”, Journal of International Business Studies, 26(2), 255-281.
Gökler, İ. ve Yılmaz İ. (1999), “Okul öncesi çevre eğitimi”,. Çevre Koruma ve
Araştırma Vakfı, Çevre Eğitim Merkezi Yayınları, (6), 19.
Grodzínska, J.M, Stpska,A. , Nieszporek, K. ve Bryda, G. (2006), “Perception of
environmental problems among pre-school children in Poland”,
International Research in Geographical and Environmental Education,
15, (1), 62-76.
Gürol, M., (2002), “Eğitim teknolojisinde yeni paradigma: Oluşturmacılık”, Fırat
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 12(1), 159–183.
Gürpınar, E. (1990) Çevre Sorunlarıı (1. baskı). İstanbul: Der Yayınları.
Gürültü ve Gürültü Kirliliği, (tarih yok), www.cevreorman.gov.tr adresinden
12.04.2009 tarihinde alınmıştır.
Halat, E., Doğan, M., Marulcu, İ.,(2005), “Öğretmen adaylarının müfredat ideolojileri”,
XIV Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, Pamukkale Üniversitesi Eğitim
Fakültesi, Denizli. 1, 573-581.
132
Holloway, J. H.(1999), “Caution: Constructivism Ahead”, Educational Leadership,
November, 85-86.
Hofstede, G. (1991), Culture’s Consequences: International Differences In Work-
Related Values, Sage Publications, Abridged Edition (Seventh Printing).
Hofstede, G. (1996), “Gender stereotypes and partner preferences of asian women in
masculine and feminine cultures”, Journal of Cross-Cultural
Psychology, 27(5), 533, 14.
Honebein, P. C. (1996), Seven goals for the design of constructivist learning
environments, G. B. Wilson. (Ed.) Constructing learning environments:
Case studies in instructional design Englewood Cliffs: Educational
Technology Publications, Inc. 11-24.
Hsu, S.-J. (2004), “The effects of an environmental education program on responsible
environmental behavior and associated environmental literacy variables
in Taiwanese college students”, The Journal of Environmental
Education, 35 (2), 37–48.
Hungerford, R. H. ve Peyton, R. B. (1976), Teaching environmental education,
Portland, ME:
Hungerford, H. R., Volk, T. L. (1990). Changing learner behavior in environmental
education. The Journal of Environmental Education, 21(3), 8–21.
İnceoğlu, M. (2004), Tutum Algı İletişim, Ankara: Kesit Tanıtım Ltd. Şti
İşyar, N. (1999), “İlköğretim 4. sınıf öğrencilerinin olumlu çevresel tutumlarının yaş ve
sosyoekonomik düzeye göre değerlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi,
Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa.
Jekayinfa, A.A. , Yusuf A.R. (2008), “Teachers’s opinions on the incorporation of
environmental education in the Nigerian primary school curriculum”,
Educational Research and Revie,. 3 (11), 334-338.
Jensen, B. (2002), “Knowledge, action and pro-environmental behaviour”,
Environmental Education Research, 8(3), 325–334.
Jonassen, D. H. (1994), “Towards a constructivist design model”, Educational
Technology, 34 (4), 34–37.
Kabapınar, F., (2003), “Oluşturmacı anlayışı yansıtması açısından Türk ve İngiliz fen
bilgisi ve kimya ders kitaplarındaki görsel öğeler”, Hacettepe
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 25, 119-126.
133
Kabapınar, F.M.(2006), “Oluşturmacı anlayış temelinde fen öğretimi ve fen ders
kitapları: Bir Ders Kitabı Ünitesi Olarak Çözünürlük”, Eğitim
Araştırmaları Dergisi, 22, 139–149.
Kagıtçıbası, Ç. (1999), Yeni insan ve insanlar, İstanbul: Evrim Yayınları, Sosyal
Psikoloji Dizisi:1
Kağıtçıbaşı, Ç. (1990), İnsan Aile Kültür (3. Baskı), İstanbul: Remzi Kitapevi.
Kağıtçıbaşı, Ç. (1981), Çocuğun değeri: Türkiye’de değerler ve doğurganlık,. İstanbul:
Boğaziçi Üniversitesi Yayınları.
Kahyaoğlu, M., Daban, Ş., Yangın, S. (2008), “İlköğretim öğretmen adaylarının
çevreye yönelik tutumları”, Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim
Fakültesi Dergisi, 11, 42-52.
Karadağ, E., Deniz, S., Korkmaz, T., Deniz, G. (2008), “Yapılandırmacı öğrenme
yaklaşımı: sınıf öğretmenleri görüşleri kapsamında bir araştırma”,
Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 21 (2), 383-402.
Karagöz, S. (Tarih Yok), “Yeni öğretim programı ve yapılandırmacı yaklaşım”, Kayseri
Rehberlik ve Araştırma Müdürlüğü e-dergi 14, 2. www.kayram.net
adresinden 18 Eylül 2009 tarihinde alınmıştır.
Karapınar’da Çevre Olayları Genel Olarak Çevre Kirliliğinin Sebep Ve Boyutları İle
Çözüm Yolları, http://www.mersin.gov.tr/portal/article_read.asp?id=248
adresinden 08/04/2010 tarihinde alınmıştır.
Karasar, N. (2005), Bilimsel Araştırma Yöntemi (14. Baskı), Ankara: Nobel Yayın
Dağıtım.
Karpuzcu, M. (1991), Çevre Kirlenmesi ve Kontrolü (3.Baskı), İstanbul:Kubbealtı
Neşriyatı.
Kavruk, S. (2002), “Türkiye’de çevre duyarlılığının arttırılmasında çevre eğitiminin
rolü ve önemi”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler
Üniversitesi, Ankara
Keleş, R. (1984), Kentleşme ve konut politikası, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Fakültesi Yayınları, 540, 1.
Keleş, R. (1993), Kentleşme Politikası ( 2. Baskı), Ankara: İmge Kitapevi.
Keleş, R., Hamamcı, C. (1993), Çevrebilim,Ankara: İmge Kitapevi.
Kilbourne, W. E., Beckman, S. C, Lewis, A., Dam, Y. V. (2001), A multinational
examination of the dominant social paradigm in environmental attitudes
of university students. Environmental&Behavior, 33, (2), 209–229
134
Kim, K. O. (2003), “An inventory for assessing environmental education curricula”,
The Journal of Environmental Education, 34 (2), 12 – 18.
Kocataş, A.(1996), Ekoloji ve çevre biyolojisi (3.Baskı), İzmir: Ege Üniversitesi
Basımevi.
Komisyon (2009), Tüm Dersler, İstanbul: Anafen Yayıncılık.
Kuhleimer, H., Denberg, H.B. ve Lagerweig, N. (1999), “Environmental knowledge,
attitudes and behavior in dut eh secondary education”, The Journal of
Environmental Education, 30 (2), 4-14
Kurfallı, H. (2007), “Yeni ilköğretim müfredatında bilgi programlarının işlevselliği”,
Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Afyonkarahisar.
Kuzgun, Y., Şimşek, A., Balaban Salı, J., Pişkin, M., Yeşilyaprak, B., Deryakulu, D.,
Hazır Bıkmaz, F., Eylen Özyurt, B. (2006), Eğitimde Bireysel
Farklılıklar (2. Baskı), Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Lamsa, A., Sakkinen, A. ve Turjanmaa, P. (2000), “Values and their change during the
business education- a gender perspective”, International Journal of
Value-Based Management, 13, 203-213.
Legault, L. Pellettier, L.G. (2000), “Impact of an environmental education program on
students’ and parents’ attitudes, motivation and behaviours”, Canadian
Journal of Behavioural Science, 32(4), 243-250.
Lindeman- Matthies, P. (2002), “The influence of an educational program on children’s
perception of biodiversity”, The Journal of Environmental Education, 33
(2), 22-31.
Ma, X. ve Bateson, D. (1999), “A multivariate analysis of relationship between
attitudes toward science and attitudes toward the environment”, The
Journal of Environmental Education, 31 (1), 27-32.
Margai, F. L. (1997), “Analyzing changes in waste reduction behavior in a low-income
urban community follovving a public outreach program”, Environment &
Behavior, 29 (6), 773.
Madruga, K. (2003), “Can teenagers educate children concerning environmental
issues?”, Journal of Cleaner Production, 11(5), 519-525.
135
Matthies, P.L. (2002), “The influence of an educational program on children’s
perception of biodiversity”, The Journal of Environmental Education,
33(2), 22-31.
Merritt, R.D. (2008), “Environmental education”, ED29964490, Online] Retriwed on
25-October-2008, at URL: http://www.ericdigests.org
Morgil, İ., Yılmaz, A., Cingör, N. (2002), “ Fen eğitiminde çevre ve çevre koruma projesi
hazırlamasına yönelik çalışma”, V. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik
Eğitimi Kongresi, Ankara.
Murphy, E.F., Snow, W.A., Carson, P. ve Zigarmi, D. (1997), “Values, sex differences
and psychological androgyny”, International Journal of Value-Based
Management, 10, 69-99.
Musser L., Malkus J. (1994), “The children’s attitudes toward the environment scale”,
Journel Of Environmental Education, 25 (3), 22.
Myyry, L.Ve Helkama, K. (2001), “Universty students’ value priorities and emotional
empathy”, Educational Psychology, 21 (1), 25–40.
Newhouse, N. (1990), “Implications of attitudes and behavior research for
environmental conservation”, The Journal of Environmental Education,
22 (1), 26–32.
Northridge ME, Sclar E. (2003), “A joint urban planning and public health
framework:contributions to health impact assesment”, Am J Public
Health, 93, 118-121.
Oke, TR.(1973), “ City size and the urban heat island”, Atmospheric Environment, 7,
769–779.
Ozankaya, O. (1975), Toplumbilim terimleri sözlüğü, Ankara: TDK Yayınları.
Özdemir, O. (1998), “Yazınsal bir tür olarak öykünün çevre duyarlılığına etkisi”,
Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara.
Özdemir, O., Uzun N. (2006), “Yeşil sınıf modeline göre yürütülen fen ve doğa
etkinliklerinin ana sınıfı öğrencilerinin çevre algılarına etkisi”, Çocuk
Gelişimi Ve Eğitimi Dergisi, 1 (2), 12–20.
Özdemir, Ş.(1987), “Türkiye’de toplumsal değişme ve çevre sorunlarına duyarlılık”,
Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
136
Özden, M. (2008), “Environmental awareness and attitudes of student teachers: An
empirical research”, International Research in Geographical and
Environmental Education, 17 (1), 40-55.
Özel Durum Çalışması Nedir?, (Tarih yok), 10 Haziran 2010 tarihinde
http://egitimarastirmalari.blogspot.com/2008/11/zel-durum-almas-
nedir.html adresinden alınmıştır.
Pelstring, L. (1997), “Measuring Environmental Attitudes: The New Environmental
Paradigm”, http://trochim.human.cornell.edu/gallery/pelstrng/lisap.htmn
adresinden 2 Şubat 2007 tarihinde alınmıştır.
Perkins D. N. (1998), “The many faces of constrictivism”, Educational Leadership
Novenber 199, 6-11
Phenice, L.A. ve Grifffore, J.P. (2003), “Young children and the natural world”,
Contemporary Issues in Early Childhood, 4 (2), 167–171.
Roth, C. E. (1992), “Environmental literacy: its roots, evolution and directions in the
1990s”, Columbus, OH: ERIC Clearinghouse for Science, Mathematics,
and Environmental Education.
Sadık ,F., Sarı, M. (2008), “Sınıf öğretmeni adaylarının çevre sorunlarına yönelik
tutumları ve çevre bilgisi düzeyleri”, XVII. Ulusal Eğitim Bilimleri
Kongresi (Sözlü Bildiri), 01-03 Eylül Sakarya Üniversitesi Eğitim
Fakültesi, Sakarya.
Sadık, F., Çakan, H. (2010), “Biyoloji bölümü öğrencilerinin çevre bilgisi ve çevre
sorunlarına yönelik tutum düzeyleri”, ÇÜ. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,
Cilt 19(1), 351-365.
Sadık F., Çakan H., Artut K. (2009), “Perceptions about environmental problems in
elemantary school childrens’ drawings”, The 10th European Affective
Education Network Conference (Oral Presentation), 5-8 July 2009,
University of the West of Scotland, UK.
Said, A. M., Yahaya, N. ve Ahmadun, F. R. (2002), “Environmental comprehension
and participation of Malaysian secondary school studens”, environmental
Education Research, 13 (1), 17-31.
Selley, N.(1999), The Art of Constructivist Teaching in the Primary School, London:
David Fulton Publishers.
Su kirliliği ve nedenleri, 17.09.2009 tarihinde www.molazamani.com adresinden
alınmıştır.
137
Summers, M. (2000), “Primary school teachers’ understanding of environmental issues:
an interview study”, Environmental Education Research, 6(4), 293 –
299.
Sward, L. (1999), “Significant life experiences affecting the environmental sensitivity
of El Salvadoran environmental professionals”, Environmental Education
Research, 5 (2), 201–206.
Şama, E. (1997), “Üniversite gençliğinin çevre ve çevre sorunlarına yönelik tutumları”,
Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara
Sheperdson, D.P. (2005), “Student ideas: what is an environment?”, The Journal Of
Envıronmental Educatıon, 36 (4), 49–58.
Şimşekli, Y. (2004), “Çevre bilincinin geliştirilmesine yönelik çevre eğitimi
etkinliklerine ilköğretim okullarının duyarlılığı”, Uludağ Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dergisi, 17 (1), 83–92.
Sungurtekin, Ş. (2001), “Uygulamalı çevre eğitimi projesi kapsamında ana ve ilköğretim
okullarında müzik yoluyla çevre eğitimi”, Uludağ Üniversitesi, Eğitim
Fakültesi Dergisi, 14 (1), 167–178.
Tecer, S. (2007), “Çevre için eğitim: Balıkesir ili ilköğretim öğrencilerinin çevresel
tutum, bilgi, duyarlılık ve aktif katılım düzeylerinin belirlenmesi üzerine
bir çalışma”, Yüksek Lisans Tezi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Zonguldak.
Toprak, İ. (2005), İlköğretim Fen ve Teknoloji 4.Sınıf Öğretmen Kılavuz Kitabı, Ankara:
Gün Yayınları.
Tüfenkçi, E. (2006), “İlköğretim 7. sınıf öğrencilerinde etnabotanik çalışmalarla çevre
duyarlılığı ve farkındalığının sağlanması”, Yüksek Lisans Tezi, Celal
Bayar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Manisa.
TC. Çevre Bakanlığı (1996), Türkiye Çevre Atlası, Ankara: Çevre Bakanlığı Yayını,
Milli Eğitim Basımevi.
TC. Çevre Bakanlığı (2004), Türkiye Çevre Atlası, Ankara: Çevre Bakanlığı Yayını,
Milli Eğitim Basımevi.
Tunç, T., Karademir, Z., Agalday, M., Merdeşe, H., Talo, H., Koçakoğlu, M.. ve Kaya, S.
(2008), İlköğretim Fen ve Teknoloji 4 Öğretmen Kılavuz Kitabı(4. Baskı),
Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.
Turan, S., Yalçın, M. (2007), İlköğretim Murat Test, İstanbul: Milsan Basın.
138
Türkiye Çevre Vakfı Yayını, (1995), Türkiye’nin Çevre Sorunları’95, Ankara: TÇV
Yayını.
Türkiye Çevre Vakfı Yayını, (1993), Çevre Eğitimi, Ankara: TÇV Yayını.
Türkiye İstatistik Enstitüsü, Nüfus İstatistikleri 2000,
http://www.tuik.gov.tr/AltKategori.do?ust_id=11 adresinden 08/04/2010
adresinde alınmıştır.
Türküm, S. (1998), “Çağdaş Toplumda çevre sorunları ve çevre bilinci”, Anadolu
Üniversitesi Açıköğretim Yayınları, 1020 (563), 165–172.
UNESCO (1978), Final Report, Intergovernmental Conference on Environmental
Education, Paris: UNESCO ED/MD/49.
UNESCO (1980), “Environmental education in the light of the Tbilisi conference. In
Hsu, Shih-Jang (2004), “The effects of an environmental education
program on responsible environmental behavior and associated
environmental literacy variables in Taiwanese college students”, The
Journal of Environmental Education, 35 (2): 37–48.
Uzun, N. (2006), “Altındağ ilçesinde çevre eğitimi: “Yeşil Sınıf Modeli” uygulamaları”,
Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü yayın Organı (Çevre Sayısı), 8 (49),
14-15.
Uzun, N., Sağlam, N. (2006), “Orta öğretimde çevreye yönelik bilgi ve tutumun
öğrenci profiline göre değerlendirilmesi”, XV. Ulusal Eğitim Bilimleri
Kongresi, Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 13–15 Eylül 2006,
Bildiri Özetleri Kitabı, 310.
Uzun, N., Sağlam, N. (2007), “Çevreye yönelik bilgi ve tutumun ailenin gelir seviyesi
ve birey sayısı açısından incelenmesi”, XVI. Ulusal Eğitim Bilimleri
Kongresi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 5–7 Eylül 2007,
Tokat.
Vaughan, C., Gack, J., Solorazano, H. ve Ray, R. (2003), “The effect on environmental
education on schoolchildren, their parents, and community members: a
study of intergenerational and intercommunity learning”, The Journal of
Environmental Education. 34(3), 12–21.
Venkataraman, B. (2008), “Why environmental education?”, Retriwed on 25-October-
2008, at URL: http://www. Environment magazine, Org. 50 (5), 8-11.
Xingcune, L. (2004), “The role of biology in environmental education”, Chinese
Education and Society, 37 (4): 68–70.
139
Walker, K., Loughland, T. (2003), “The socio-cultural influences on environmental
understandings of Australian school students: a response to Rickinson”,
Environmental Education Research, 9 (2), 228-237.
Wilson, R.A. (1996), “Starting early: Environmental education during the early
childhood years”, ED4021247, [Online] Retriwed on 5-May–2010, at
URL: http://www.ericdigests.org
Wilson, R.A.(1993), “The Importance Of Environmental Education At The Early
Childhood Level”, International Journal of Environmental Education
and information, 12(1), 15–24.
Windschitl, M. (2002), “Framing constructivism in practice as the negotiation of
dilemmas: An analysis of the conceptual, pedagogical, cultural, and
political challenges facing teachers”, Review of Educational Research,
72(2), 131–175.
Yalçın, C. (1993), “Çevre duyarlılığı ve eğitimi”, Yüksek lisans tezi, Gazi Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Yapıcı, M. Yapılandırmacılık ve sınıf (Tarih yok), http://www.universite-
toplum.org/pdf/pdf_UT_312.pdf adresinden 6 Mayıs 2010 tarihinde
alınmıştır.
Yeni ilköğretim programları ve yeni yaklaşımlar, http://ttkb.meb.gov.tr/ogretmen
adresinden 08/ 04/ 2010 tarihinde alınmıştır.
Yıldız, K., Baykal, T. ve Altın, M. (2002), “Çevrenin tanınması ve öneminin
kavranmasına yönelik örnek bir sulak alan çalışması”, Gazi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 22 (3), 1–9.
Yiğit, N., Çolak, E., Ketenoğlu, O. ve Kurt, L. (2002) Çevresel Etki Değerlendirme
(ÇED), Ankara: Kılavuz Paz. Tic. Ve San. Ltd. Şti.
Yurdakul, B. (2004), “Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının öğrenenlerin problem
çözme becerilerine, bilişötesi farkındalık ve derse yönelik tutum
düzeylerine etkisi ile öğrenme sürecine katkıları”, Yayımlanmamış
Doktora Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Yörükoğlu, A. (2000), Değişen toplumda aile ve çocuk (6. Basım), İstanbul: Özgür
Yayınları.
Yücel, A.S, Morgil, F.İ (1999), “Çevre Eğitiminin Geliştirilmesi”, BAÜ Fen Bilimleri
Enstitü Dergisi, 1 (1), 76–89.
140
EKLER
EK-1. Araştırmanın Modeli
141
EK – 2. İzin Belgesi
142
143
EK-3. Kişisel Bilgi Formu
AD: SINIF: SOYAD: NO:
Aşağıdaki soruları yanıtlarken size en uygun olan seçeneğin önündeki kutucuğa çarpı (X) işareti koyunuz.
1)CİNSİYETİNİZ KIZ ERKEK 2)AİLENİZİN AYLIK GELİRİ 0-600 TL Arası 600-1000 TL Arası 800-1000 TL Arası 1000-1500 TL Arası 1500-2000 TL Arası 2000 TL ve Yukarısı 3)ANNENİZİN EĞİTİM DÜZEYİ NEDİR? Okur-yazar değil Okur-yazar İlköğretim mezunu Ortaöğretim mezunu Üniversite mezunu 4)BABANIZIN EĞİTİM DÜZEYİ NEDİR? Okur-yazar değil Okur-yazar İlköğretim mezunu Ortaöğretim mezunu Üniversite mezunu
144
EK-4. Fen ve Teknoloji Dersi Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım Ünitesine İlişkin Başarı Testi
1)Aşağıdakilerden hangisi doğadaki cansız varlıklardandır?
I. Hava II. Toprak III. Mikroskobik canlılar IV. Su
A) I-II B)I-II-IV C)II-IV D)II-III-IV 2) Aşağıda verilenlerden hangisi mikroskop ile incelendiğinde mikroskobik canlı
gözlemlenemez? A) İyice kaynatılmış su B) Su birikintisinden alınmış su C) Küflenmiş portakal D) Yoğurt 3) Aşağıda verilen canlı ve yaşam alanı eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır? A) Köstebek- toprakta B) Kaktüs- çölde C) Aslan- kutuplarda D)Hamsi- denizde 4) Eğer bir belediye başkanı olsaydınız çevre kirliliğini önlemek amacıyla
aşağıdakilerden hangilerini yapmaya çalışırdınız? I. Fabrika bacalarında filtre kullanımını II. Gecekonduların çoğalmasını III. Pil, plastik şişe ve kâğıtların ayrı toplanacağı çöp kutuları koymayı IV. Çöp kamyonlarının sayısını arttırmayı
A) I-III-IV B) I-III C) III-IV D) II-IV
5) Çevreyi korumak ve geliştirmek için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Doğal kaynakları sınırsız kullanmak B) Ağaçları keserek tarım alanı açmak C) İnsanlarda çevre bilinci geliştirmek D) Canlıların doğal yaşam alanlarında birtakım değişiklikler yapmak
Adı- Soyadı: Tarih:…… Numarası: Sınıfı-Şubesi:
145
6) Hangi canlı doğal çevreye daha çok zarar vermektedir? A) Kaplan B) Köpekbalığı C) Domuz D) İnsan 7)
I. Atatürk Orman Çiftliği’nin oluşturulması II. Yalova’da Atatürk Köşkü’nün bahçedeki ağacın kesilmemesi için başka bir
yere taşınması III. Atatürk’ün Karabük Demir Çelik Fabrikası’nı yaptırması.
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Atatürk’ün çevreye verdiği önemi gösterir? A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) Yalnız I 8) “ Bir canlının yaşayıp üreyebildiği doğal ortama ………. denir.” Tümcesini
aşağıdaki sözcüklerden hangisiyle tamamlayabiliriz? A) Toprak B) Yaşam alanı C) Doğal D) Hayat 9) Canlılar kendilerine benzer varlıklar meydana getirerek çoğalırlar. Aşağıdakilerden hangileri canlıların çoğalma şekillerindendir? I. Memeli hayvanlar doğurarak II. Kuşlar, balıklar yumurta ile III. Çiçekli bitkiler tohumları ile A) I-II B)I-III C) II-III D) I-II-III 10) Verilenlerden hangisi çevrede kalıcı kirliliğe yol açmaz? A) Plastik poşetler B) Cam şişeler C) Ağaç yaprakları D) Kullanılmış piller 11) Aşağıdakilerden hangisi mikroskobik canlıdır? A) Deniz anası B) Bit C) Pire D) Bakteri 12) Solucanlar aşağıdaki yaşam alanlarından hangisinde yaşar? A) Nemli topraklarda B) Denizlerde C) Kuru topraklarda D) Kayalıkların içinde
146
13) Aşağıdakilerden hangisi bitkilerin yaşaması için olmak zorundadır? A) Kaya B) Su C) Orman D) Gübre 14) Aşağıdakilerden hangisi cansız bir varlıktır? A) Mikrop B) Midye C) Kaplumbağa D) Kayalık 15) Aşağıdaki doğa olaylarından hangisi çevre kirliliğine neden olmaz? A)Fırtına ve kasırgalar B) Volkan patlamaları C)Güneş tutulması D) Sel baskını 16) Aşağıdaki sembollerden hangisi bize üzerinde bulunduğu ürünün geri
dönüştürülerek yeniden üretimde kullanılabileceğini anlatır?
A) B) C) D) 17) I. Hareket etme II. Solunum yapma III. Boşaltım yapma Yukarıdaki özelliklerden hangileri canlılık özelliğidir? A) I,II ve III B) I ve II C) I ve III D) II ve III
147
18) İnsanların Çevreye Etkileri
Olumlu etkiler Olumsuz etkiler I. Ağaç kesimi III. Orman yangınları II. Çevreyi temiz tutma IV. Ağaçlandırma çalışması
Yukarıda verilen şemada insanların çevreye etkileri yanlış gruplandırılmıştır. Kaç numaralı olaylar yer değiştirirse olumlu ve olumsuz etkiler doğru gruplandırılmış olur? A) I-II B) I-IV C) II-III D) II-IV 19) “Kış geldiğinde çevremizde yeşil çimenleri ve otları göremeyiz. Fakat bahar ayının
gelmesiyle birlikte her taraf yeşillenmeye başlar.” Sizce bunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Çim tohumlarının bahar aylarında ekiliyor olması. B) Çim tohumunun kış aylarında ölü olması. C) Çim tohumlarının kış aylarında uyku halindeyken uygun koşulların oluşmasıyla birer
bitki halini alması. D) Kışın bütün çimenlerin hayvanlar tarafından yenmiş olması. 20) Aşağıdakilerden hangisi doğal çevreyi bozmaz? A) Fabrika atıkları B) Ormandaki bitkisel döküntüler C) Orman yangınları D) Plansız kentleşme
21) 1 2 3 4 Yukarıdaki canlıların yaşama ortamları aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir? Ağaç ve dalları Su birikintileri A) 1, 3, 4 2 B) 1, 3 2,4 C) 1, 4 2, 3 D) 1 2, 3, 4
148
22) I. Tavşan II. Saksıda yetiştirilmiş çiçek III. Ağaç IV.Ahşap ev V. Otomobil VI. At Yukarıda verilenlerden hangileri canlıdır?
A) I, II ve V B) I,II,III ve VI C) III, IV ve V D) II, III ve VI
23)Aşağıdakilerden hangisinde canlı uyku halindedir? A) Kurbağa B)Midye C) Balık yumurtası D)Civciv 24) I. Yaşam süreleri II. Kullandıkları enerji miktarı III. Çoğalma hızları
Canlılarla ilgili araştırma yapan bir öğrenci, yukarıda verilenlerden hangisinin ya da hangilerinin canlılar için eşit olmadığını fark eder?
A) Yalnız III B) I ve II C) II ve III D) I, II ve III 25) Aşağıdakilerden hangisinin yaşam alanı diğerlerinden farklıdır? A) Yarasa B) Balık C) Ahtapot D) Denizanası 26) Çıplak gözle görülemeyen küçük canlılara ne ad verilir? A) Mantar B)Bit C) Mikroskobik Canlı D) Yavru havyaN
149
27)
Canlı Yaşadığı alanın özelliği I Su az, güneşli, sıcak
Kutup ayısı II III Yağış miktarı fazla, ormanlık.
Canan, yaptığı araştırma sonucunda elde ettiği, bazı canlılar ve yaşadığı alanın özellikleriyle ilgili bilgileri yukarıdaki gibi bir tabloda gösteriyor. Bu tabloda I, II ve III numaralı yerlere aşağıdakilerden hangileri gelmelidir? I II III A) Timsah Soğuk Tavuk B) Yılan Ilık Kedi C) Akrep Sıcak Timsah D) Kaktüs Soğuk Maymun 28)Aşağıdakilerden hangisi toprağın canlılar için önemli olmasının nedenlerinden biri
değildir? A) Bitkilerin çoğu toprakta yetişir. B) İnsanlar, çeşitli teknolojik gelişmelerden yararlanarak topraktan daha iyi verim alırlar. C) Bazı böcekler, toprakta beslenir ve çoğalırlar. D) Bazı havyanlar, yuvalarını toprakta yaparlar. 29) I. Canlının yaşamını sürdürmesi için gereklidir. II. Canlının yaşamını sürdürmesi için değil, neslini devam ettirmesi için gereklidir. Yukarıda verilen canlılık özellikleri aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru olarak verilmiştir? I II A) Solunum Çoğalma B) Beslenme Boşaltım C) Çoğalma Beslenme D) Boşaltım Solunum
150
30) Öğretmenleri, Ali’nin sınıfını ormanlık bir alana pikniğe götürmüş ve öğrencilerden burada gördükleri varlıları not etmelerini istemiştir. Ali de gördüğü varlıkları aşağıdaki gibi listelemiştir. 1. Taş 2. Böcek 3. Kertenkele 4. Ağaç 5. Su 6. Sincap 7. Kuş 8. Toprak Geziden sonra öğretmenin isteği üzerine Ali, listelediği varlıkları canlılar ve
cansızlar şeklinde gruplandırmıştır. Buna göre Ali’ nin yaptığı gruplandırma aşağıdakilerden hangisidir?
Canlılar Cansızlar
A) 3,5,8 1,2,4,6,7 B) 2,3,4,6,7 1,5,8 C) 2,4,6,8 1,3,5,7 D) 1,5,7,8 2,3,4,6
151
EK- 5. Çevresel Tutum Ölçeği Dünya Hakkında Ne Hissediyorum?
Bu anketteki sorular size yaşadığınız dünya hakkındaki duygularınızı,
düşüncelerinizi ve davranışlarınızı soruyor. Her soru birbirinden farklı iki çeşit çocuğu tanımlamaktadır. Öncelikle siz daha fazla hangi çocuğa benzediğinize karar verin. Hangi çocuğa benzediğinize karar verdikten sonra, bu çocuğa çok mu yoksa az mı benzediğinize karar verin.
Ankete geçmeden önce aşağıdaki örneği dikkatlice okuyun. Anlamadığınız
noktalarda öğretmeninize danışın.
ÖRNEK: Bazı çocuklar dondurma sever Ama bazı çocuklar dondurma sevmez Eğer dondurma seviyorsanız bu grubu Eğer dondurmayı sevmiyorsanız seçin. bu grubu seçin. Dondurmayı çok seviyorsanız bu taraftaki Büyük kutuya çarpı(X) Dondurmayı gerçekten işareti koyun. sevmiyorsanız bu taraftaki
büyük kutuya çarpı (X) işareti koyun.
Eğer dondurmayı az seviyorsanız bu Dondurmanın bazı çeşitlerini sevmiyorsanız bu
taraftaki küçük kutuya çarpı(X) işareti taraftaki küçük kutuya çarpı (X) işareti koyun.
Koyun. 1) Bazı çocuklar dişlerini fırçalarken suyu Ama bazı çocuklar dişlerini açık bırakırlar. fırçalarken suyu daima kapalı tutarlar.
152
2)Bazı çocuklar yazı yazarken ya da resim yaparken Ama bazı çocuklar yazı yazarken ya da resim yaparken kağıdın tek kağıdın her iki yüzünü de kullanırlar. sadece tek bir yüzünü kullanırlar. 3) Bazı çocuklar eski eşyaların atılması gerektiğini Ama bazı çocuklar eski eşyaların yeniden kullanılır hale düşünürler. Gelmesini sağlamalıyız diye düşünürler. 4) Bazı çocuklar ırmakların önüne yapılan beton Ama bazı çocuklar ırmakların yanına yapılan beton zarar verdiğini setlerin ırmaktaki hayvan ve bitkilere setlerin su taşkınlarını önlediği için yararlı olduğunu düşünürler. düşünürler. 5)Bazı çocuklar sokakta buldukları yavru hayvanları Ama Bazı çocuklar yavru hayvanlara
sokakta bakmaktan eve getirmekten hoşlanırlar. Hoşlanırlar, ancak onları asla eve
getirmezler. 6) Bazı çocuklar kuş beslemeyi ve onlara yuva Ama bazı çocuklar kuş beslemeyi ve
onlara yuva yapmayı yapmayı sevmezler. severler.
153
7) Bazı çocuklar sokak kapısının ışığının geceleri Ama bazı çocuklar sokak kapısının
ışığının geceleri açık kapatılması gerektiğini düşünürler. Çünkü çok kalması gerektiğini düşünürler. Çünkü
güvenlik için elektrik gider. gereklidir. 8) Bazı çocuklar insanların hayvanlardan daha Ama bazı çocuklar insanlar ve
hayvanların aynı önemli olduğunu düşünürler. derecede önemli olduğunu düşünürler. 9) Bazı çocuklar yağmur ormanları hakkında Ama bazı çocuklar yağmur
ormanları hakkında endişe endişelidirler. duymazlar. 10) Bazı çocuklar çöplerimizin kapalı tutulabileceği Ama bazı çocuklar çöplerimizle baş
etmek için başka daha geniş alanların yapılması gerektiğini yolların bulunması gerektiğini
düşünürler. düşünürler. 11) Bazı çocuklar milli parkları ziyaret etmeyi Ama bazı çocuklar milli parkları
ziyaret etmeyi severler. Sevmezler.
154
12) Bazı çocuklar soyu tükenmekte olan hayvanlar Ama bazı çocuklar soyu tükenmekte
olan hayvanlar için için endişe duymazlar. Endişe duyarlar. 13) Bazı çocuklar işleri bittiğinde kullandıkları Ama bazı çocuklar kullanılmış
şeyleri yeniden kullanılır şeyleri atarlar. hale getirirler ya da diğer insanlara
verirler. 14) Bazı çocuklar bahçelerimizde yapay gübre ve Ama bazı çocuklar bahçelerimizde
yapay gübre ve kimyasal madde kullanmalıyız diye düşünürler. kimyasal maddeleri asla
kullanmamalıyız diye düşünürler. 15)Bazı çocuklar yerdeki çöpleri toplar ve çöpe Ama bazı çocuklar yerdeki çöpleri
toplamaktan hiç atarlar. hoşlanmazlar.
16) Bazı çocuklar çöplerini ayırarak atmazlar. Ama bazı çocuklar çöplerini ayırır
ve kullanmak üzere değerlendirirler.
155
17) Bazı çocuklar hayvanların ve bitkilerin çok Ama bazı çocuklar insanların çok
olduğu yerlerde olduğu yerlerde yaşamaktan hoşlanırlar. Yaşamaktan hoşlanırlar.
18) Bazı çocuklar evcil olmayan hayvanlara Ama bazı çocuklar evcil olmayan hayvanlara asla dokunurlar. Dokumazlar.
19) Bazı çocuklar arabanın içinde diğerleriyle Ama bazı çocuklar arabanın içinde diğerleriyle sıkışık sıkışık olarak oturmaktan hoşlanmazlar. Olarak otursalar da şikayet etmezler. 20) Bazı çocuklar güneş enerjisini ilginç bulurlar. Ama bazı çocuklar güneş enerjisinin
çok da önemli olduğunu düşünmezler.
21) Bazı çocuklar insanların nerede isterlerse orada Ama bazı çocuklar insanların
hayvanlara ve bitkilere Zarar vermeden yaşamaları gerektiğine
yaşayabileceklerine inanırlar. inanırlar.
156
22) Bazı çocuklar hava kirliliğinden endişe duyarlar. Ama bazı çocuklar hava kirliliğine aldırış etmezler.
23) Bazı çocuklar tüm vahşi hayvanların Ama bazı çocuklar kimi vahşi
hayvanları korunması avlanması gerektiğini düşünürler. gerektiğini düşünürler. 24)Bazı çocuklar çıktıkları odanın ışığını söndürürler. Ama bazı çocuklar odadan çıkarken
ışığı açık bırakırlar. 25) Bazı çocuklar gidecekleri yere kendilerini Ama bazı çocuklar eğer mümkünse
gidecekleri yere arabayla bıraktırırlar. yürüyerek yada bisikletle giderler.
157
EK- 6. Görüşme Formu
1.Sizinle bir ünite süresince birlikte olduk. Bu süre içinde derslerin işlenişinde
öğretmenin ders işleyişinden farklı bulduğunuz yönler var mıydı?
-(Eğer evet ise) Bu farklılıklar nelerdi? Bana biraz açıklayabilir misin?
-Bütün derslerinizi bu şekilde işlemek ister misiniz? Neden?
2.Hoşunuza gitmeyen yanlar var mıydı?
-Bunlar nelerdi? Biraz açıklayabilir misin?
3.Eğer dersin işlenişindeki farklılıklar hoşunuza gitti ise;
-En çok hangi nedenlerle hoşunuza gitti? Biraz açıklayabilir misin?
4.Sınıfa materyal (çeşitli canlı ve cansız varlıklar, mikroskop gibi) getirilerek dersin
işlenmesi en çok hangi nedenle hoşunuza gitti? Bana açıklayabilir misin?
5.Diğer derslerde de bu tip uygulamalar yapılıyor mu? Birlikte yaptığımız
uygulamaların bütün derslerde olmasını ister miydin? Neden?
6.Bu uygulamalar sırasında neler hissettin?
7.Bu uygulamalar sonunda öğrendiğin sana göre en yararlı bilgi nedir? Neden?
158
EK-7. Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım Ünitesi Kavram Haritası
159
EK- 8. Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım Ünitesine İlişkin Öğretim
Durumları Örnekleri
Öğretim Durumları 1
Konu: Canlı deyince ne anlıyoruz?
Süre: İki ders saati
Kaynak, Araç-gereç: Canlı varlıklar(oğlak, kurbağa, solucan, salyangoz, güvercin, yumurta,
nohut, fasülye, saksı çiçeği), cansız varlıklar( top, maket bıçağı, oyuncak bebk, defter, kalem,
taş, tahta parçası), projeksiyon cihazı, lap top,tebeşir, öğrenciler.
İletim Biçimi: Sunuş yolu, buluş yolu, katılımla öğretim, tartışma yaklaşımı, gezi, gözlem,
gösterip yaptırma.
Kazanımlar; 1.1 Gözlemleri sonucunda çevresinde bulunan canlı ve cansız varlıklara örnekler verir. 1.2 Bir varlığın canlı ya da cansız olduğuna sorgulayarak karar verir.
İşleniş:
Öğrenciler sınıfa gelmeden önce okuldaki diğer öğrencilerden de alınan yardımlarda
sınıf içinde çeşitli canlı ve cansız varlıklar hazır bulundurulur. Öğrenciler sınıfa
geldiğinde öğretmen masası ve civarında karışık olarak bulundurulan canlı ve cansız
varlıkların neden sınıfta olabileceği sorusu sorulur ve öğrencilerin tahminleri alınır.
Daha sonra öğretmen tarafından sınıfın zeminine tebeşir yardımıyla iki büyük çember
çizilir. Bir çembere “canlılar” diğer çembere ise; “cansızlar” ibaresi eklenir. Bu işlem
yapıldıktan sonra öğrencilerden bir de şimdi bu varlıkların neden burada olabileceğini
tahmin etmeleri istenir. Alınan yanıtlar doğrultusunda, çevremizde canlı ve cansız
varlıklar bulunduğu belirtilir. Öğrencilere onları nasıl ve neye dayanarak canlı ya da
cansız olarak sınıflandırdıkları sorulur. Bu konu hakkında çeşitli görüşler alınır. Daha
sonra öğrencilere sınıfta bulunan varlıkları alıp içinde bulunması gereken kümeye
bırakması söylenir. Etkinlik her bir varlığı bir öğrencinin seçerek ait olduğunu
düşündüğü kümeye yerleştirmesi şeklinde gerçekleştirilir. Bu sırada yapılan yanlış
sınıflandırmalar diğer öğrenciler fark edilerek veya gerektiğinde öğretmenin yardımıyla
160
düzeltilir. Etkinlik sonunda canlı ve cansız varlıklar ait oldukları kümelere yerleştirilmiş
olur. Öğrencilerden onları neden hangi kümeye yerleştirdikleri hakkındaki görüşleri
yeniden alınır. Alınan görüşler doğrultusunda canlı ve cansız varlıkların özellikleri
yeniden belirtilerek projeksiyon cihazı yardımıyla çeşitli canlı ve cansız görselleri
gösterilir. Ders sonunda “Canlı ve cansız varlıklar” çalışma yaprağının öğrenciler
tarafından tamamlanması ve sergilenecek olan örnek etkinliklerin öğrencilerin de
yardımıyla seçilerek sınıf panosuna asılmasıyla ders bitirilir.
CANLI VE CANSIZ VARLIKLAR Resimlerde canlı ve cansız varlıklar verilmiştir. Boş kutucukları canlı varlılar
için kırmızı, cansız varlıklar içinse mavi renge boyayınız.
161
Öğretim Durumları 2
Konu: Bitki ve hayvanların canlılık özellikleri.
Süre: İki ders saati
Kaynak, Araç-gereç: Projeksiyon cihazı, lap top, poşet, saksı bitkisi.
İletim Biçimi: Sunuş yolu, buluş yolu, katılımla öğretim, tartışma yaklaşımı, gezi, gözlem, gösterip yaptırma, gösteri, deney.
Kazanımlar; 1.3 Bitki ve hayvanları canlılık özellikleri açısından karşılaştırırlar. İşleniş:
Derse Nasrettin Hoca’nın “Kazan Doğurdu” fıkrasının ve ilgili görselin perdeye
yansıtılmasıyla başlanır.
162
KAZAN DOGURDU
Hoca komsusundan bir gün kazanı ödünç ister. İade ederken de hem teşekkür eder, hem içine minik bir kazan koyar. Komşusu merakla bu minik kazanı sorunca da, "Komşu, bizdeyken kazanın doğurdu" der. Komşusu bu ise pek sevinir.
Aradan epey zaman geçer, Hoca yine komşusundan kazanını ödünç ister. Komşusu da sevinerek verir. Ama bu kez aradan günler, haftalar, hatta aylar geçer, kazandan ve Hoca'dan ses çıkmaz. Nihayet bir gün komsusu konuyu açmaya karar verir,"Hoca bizim kazan ne oldu?" diye sorar. Hoca da üzgün bir ifadeyle,"Komşu çok zaman geçti aradan, senin kazan öldü. Sana nasil söyleyeceğimi düşünüp duruyordum" deyince sinirlenen komşusu,"Hocam ne diyorsunuz? Hiç kazan ölür mü? Kazan canlı mı ki ölsün?" Hoca,"Doğurdugunu kabul etmiştin, sesin çıkmamıştı, şimdi ölünce neden feryat ediyorsun" der komşusuna.
Fıkra okunduktan sonra, “Sizce kazan doğurur ya da ölür mü?” sorusu sorularak
tartışma ortamı yaratılır. Alınan yanıtlar doğrultusunda cansız varlıkların canlılara özgü
olan birtakım niteliklere sahip olamayacakları sonucuna varılır.
Bunun üzerine bu özelliklerin anlatıldığı power point sunumu izletilir. Sunumda
hareket, solunum, boşaltım, beslenme, uyartı alabilme ve tepki verebilme, üreme ve
büyüme gibi özelliklerin bütün canlılara ait canlılık özellikleri olduğu belirtilir. Sunum
eşliğinde her nitelikle ilgili öğrencilerin görüşleri alınır. Bu sırada günlük hayatla ilgili
örnekler verdirilir. Bütün bunların sonunda belirlenen canlılık özellikleri öğrencilerin de
katılımıyla tahta üzerinde listelenir. Yapılan liste öğrenciler tarafından defterlere
geçirilir.
Canlıların boşaltım niteliği anlatılırken, iki saat önceden öğrenciler tarafından
poşetle sıkıca bağlanarak okul bahçesinde güneş görmesi sağlanan ve 10 dk da bir
sulanan saksı çiçeği sınıfa getirilerek, öğrencilerin terlemeyi bizzat gözlemlemesi
sağlanır. Öğrencilere saksı bitkisinin üzerindeki poşetteki su damlacıklarının nerden
163
gelmiş olabileceği sorusu sorularak konu hakkında düşünmeleri sağlanır. Öğrencilerden
bitki için yaratılan koşulları gözden geçirerek yeniden cevap vermeleri istenir. Alınan
yanıtlar doğrultusunda bitkilerin boşaltımını yaprakları aracılığıyla terleyerek yaptıkları
belirtilir.
Ders sonunda öğrencilere canlılık özelliklerini yeniden sıralamaları söylenir.
Öğrencilerin yanıtları alındıktan sonra, öğrenci çalışma kitaplarında yer alan “Ben
farklıyım” hikaye tamamlama etkinliği ile “Bitkinin Anlattıkları” etkinliğini evde
tamamlamaları istenerek ders bitirilir.
164
Öğretim Durumları 3
Konu: Gözle görülemeyecek kadar küçük canlıları tanıyalım.
Süre: İki ders saati
Kaynak, Araç-gereç: Projeksiyon cihazı, lap top, küflenmiş ekmek, 6 adet büyüteç,
mikroskop, bir hafta önceden hazırlanmış olan mikroorganizmalarca zengin su, lam, lamel,
enjektör, eldiven, konuyla ilgili power point sunumu.
İletim Biçimi: Sunuş yolu, buluş yolu, katılımla öğretim, tartışma yaklaşımı, gözlem, gösterip
yaptırma, gösteri, deney.
Kazanımlar; 1.4 Bitki ve hayvanları canlılık özellikleri açısından karşılaştırır.
1.5 Gözle görülemeyecek kadar küçük canlılar olup olmayacağını tartışır.
İşleniş: Derse bir önceki derste işlenen canlılık özellikleriyle ilgili soru-cevap yapılarak başlanır.
Alınan yanıtlar doğrultusunda sözü edilen canlılık özelliğini gösterebilen gözle görülemeyecek
kadar küçük canlılar olup olamayacağı sorusu sorularak tartışılır. Bunun üzerine perdeye
yansıtılan küflenmiş armudun neden küflenmiş olabileceği sorusu sorulur. Yapılan tartışma
sonunda konuyla ilgili power point sunumu izletilerek sunum sırasında öğrencilerin konuyla
ilgili duygu ve düşünceleri alınır.
Ardından daha önceden küflendirilerek sınıfa getirilen ekmek küfü gruplar şeklinde
öğrencilere inceletilir. Bunun sebebinin mikroskobik canlılar olduğu üzerinde durulur. Ekmek
üzerindeki küfün iyice incelenmesi sağlanarak, küf içindeki canlıların çıplak gözle görülüp
görülmediği sorulur. Ardından öğretmen tarafından verilen tarif doğrultusunda öğrenciler
tarafından daha önceden hazırlanan mikroorganizmalarca zengin sular mikroskopta incelenir.
Her öğrencinin kavanozlar içindeki mikroorganizmalarca zengin olan bu suları gözlemlemesi ve
koklaması sağlanır. Çeşme suyunun da böyle kokup kokmayacağı sorulur. Bu sulardan gelen
kokuların içindeki gözle görülemeyen mikroskobik canlılarla ilgisi olup olmadığı sorusu
yöneltilerek konu ile ilgili tartışma yapılır. Bunun üzerine öğrencilere “Sizce mikroskobik
canlılar nerelerde yaşarlar?” sorusu yöneltilerek alınan yanıtlar doğrultusunda mikroskobik
canlıların nerelerde yaşadıkları belirtilir.
Ders sonunda “Mikroskobik canlılar nasıl görünüyor? Etkinliği dağıtılarak
gözlemlediklerini evde resmetmeleri istenir.
165
MİKROSKOBİK CANLILAR NASIL GÖRÜNÜYOR?
Mikroskopta gözlemlediğin mikroskobik canlıların
resmini aşağıdaki boşluğa çizer misin?
166
Öğretim Durumları 4
Konu: Gözle görülemeyecek kadar küçük canlıları tanıyalım.
Süre: İki ders saati
Kaynak, Araç-gereç: Projeksiyon cihazı, lap top, uyku halindeki canlıların resimleri, diğer
canlıların resimleri, bir kısmının güneş ışığından uzakta, bir kısmı güneş ışığı görebilen bir
ortamda sulanarak çimlenmesi sağlanan fasulye, buğday, mercimek, nohut bitkileri. Bir hafta
önceden buzdolabına konan fasulye ve dışarıda bekletilen fakat sulanmayan fasulye örnekleri,
çim tohumları, ince çoraplar, düğmeler, sulu boya, ip, talaş.
İletim Biçimi: Sunuş yolu, buluş yolu, katılımla öğretim, tartışma yaklaşımı, gözlem, gösteri,
deney.
Kazanımlar; 1.6. Uyku halindeki canlı varlıkların uygun koşullar oluştuğunda canlılık özelliği gösterdiği
çıkarımını yapar.
İşleniş: Dersin başında projeksiyon cihazı yardımıyla perdeye uyku halinde olan ve olmayan
birtakım canlıların resimleri yansıtılır. Resimlerin canlı mı cansız mı olduğuyla ilgili tek tek
tartışılır. Alınan yanıtlar doğrultusunda cansız gibi göründüğü ve önceki derste öğrenilen
canlılık özelliklerini göstermediği halde aslında canlı olan varlıkların uyku halindeki canlılar
olduğu sonucuna varılır. Konu öğrencilerin günlük hayatlarıyla ilişkilendirilerek, etraflarındaki
uyku halindeki canlılarla ilgili anılarını aktarmaları istenir.
Öğrencilerden önceki haftadan hazırladıkları ve bir kısmı buzdolabında, bir kısmı oda
sıcaklığında fakat sulanmamış , bir kısmı güneş görerek sulanmış bir kısmıysa güneş ışığı
görmeden sulanmış ve çimlenmiş olan bitki örnekleri sıraların üzerine konarak incelenir.
Öğrencilere yaptıkları gözlemler sonucunda bitkiler arasında nasıl bir fark gözlemledikleri
sorulur. Alınan yanıtlar doğrultusunda uyku halindeki bir canlının uyanabilmesi için ışığın şart
olmadığı fakat sıcaklık , hava ve suyun mutlaka olması gerektiği sonucuna tartışma yoluyla
varılarak, bu koşullar tahtaya listelenir. Yapılan liste öğrenciler tarafından defterlere geçirilir.
Uyku halindeki canlıların gerekli ortam ve koşulların sağlanmasıyla canlılık özelliği
gösterdiği tekrarlanarak, dersin bu bölümünde uyku halindeki canlıların bu niteliklerinden
faydalanacağımız belirtilir. Sınıf içinde gerekli hazırlıkların tamamlanmasıyla birlikte, kümeler
halinde çim adam yapımına geçilir. Çim adamların tamamlanması ve gruplarca ilk kez sulanır.
Öğrenci çalışma kitaplarında yer alan “Uyku halindeki canlılar” ve “Kutucukları keşfedelim”
etkinliklerinin ödev olarak verilmesi ve çim adamlardaki değişimi gözlemleyebilmek adına
öğrencilerden onları ara ara sınıfa getirmeyi unutmamalarının istenmesiyle ders bitirilir.
167
Öğretim Durumları 5
Konu: Yaşadığımız çevre.
Süre: İki ders saati
Kaynak, Araç-gereç: Projeksiyon cihazı, lap top, farklı canlı ve yaşam alanlarının resimleri,
birkaç adet toprak solucanı, toprak, su, kuru yapraklar, soğan ve patates parçaları, kum, cam
kavanoz, ayakkabı kutusu, eldivenler.
İletim Biçimi: Sunuş yolu, buluş yolu, katılımla öğretim, tartışma yaklaşımı, gözlem, gösteri,
deney.
Kazanımlar; 2.1. Çevresinde farklı tipte yaşam alanları olduğunu keşfeder.
2.2. Bir yaşam alanında bulunabilecek canlıları tahmin eder.
2.3. Çevresinde bir yaşam alanında canlıları ve bu canlıların içinde bulunduğu şartları gözlemler
ve kaydeder.
İşleniş: Dersin başında öğrencilere ders kitabında bulunan “merak ediyorum” sorusu yöneltilir. Taşın
altında hangi canlıların olabileceği sorulur. Alınan cevaplardan sonra öğrencilere bir taşı
kaldırdıklarında ne tür canlılar gördükleri sorulur. Cevaplar öğrencilerle tartışıldıktan sonra
öğrencilerle birlikte okul bahçesine çıkılarak taşların altları incelenir. Sınıfa döndükten sonra
taşların altında nelerle karşılaştıkları sorulur ve yanıtlar tahtaya listelenir. Taşın altında yeni
filizlenmeye başlamış bitkiler, toprak solucanı, ağaç bitleri, böcek vb. küçük canlıları
görebileceğimiz belirtilir. Ancak taşın altında sadece küçük canlıların bulunmadığı,
gözle görülemeyecek olan mikroskobik canlıların da yer aldığı belirtilir. Küçük canlıların
sadece taşların altlarında yaşamadığı; okul bahçesi, küçük su birikintileri, yaprak altları ve saksı
bitkilerinin de farklı canlıların yaşam alanları olduğu belirtilir. Ardından öğrencilerden ders
kitaplarında yer alan “yaşam alanları” adlı etkinliği yapmaları istenir. Farklı yaşam alanlarında
yaşayan canlıların birbirlerinden farklı özellikleri gösterdiği söylenir. Bu konuyla ilgili ders
kitabında verilen, yakın çevremizdeki yaşam alanları ve bu alanlarda yaşayan canlılarla ilgili
açıklamaya dikkat çekilir. Perdeye yansıtılan canlıların yaşam alanlarıyla ilgili resimlerden
yararlanılarak ders kitabındaki “nerede yaşar” etkinliği yaptırılır.
Solucanların nerede ve hangi özellikteki ortamlarda yaşadıklarını gözlemleyebilmek
amacıyla öğrenci çalışma kitabındaki “Solucan bahçesi yapalım.” Etkinliği yaptırılır. Solucan
bahçesi tamamlandıktan sonra, gün boyunca burada meydana gelen değişikliklerin öğrenciler
tarafından gözlemlenerek bir dahaki derste paylaşılmak üzere kaydedilmesi istenir.
168
Canlıların besin bulabilecekleri ve hayatlarına devam edebilecekleri en uygun ortamlarda
yaşadığı söylenir. Yaşam alanlarındaki besin, su, sıcaklık ve su gibi özelliklerin bu alanlarda
yaşayabilecek canlı türlerini belirleyen etmenler olduğu söylenir. Solucanın nemli toprak
altında, kaktüsün çölde, penguenin kutupta, balıklarınsa suda yaşamasının nedeninin bu olduğu
vurgulanarak yansıtılan görsellerle desteklenir.
İnsanların yaşam alanlarının nereler olduğunu ve bu alanlarda meydana gelen kirliliğin
etkilerini belirlemek amacıyla öğrenci çalışma kitabında yer alan “Çevremizi temiz tutalım”
etkinliğinin ödev olarak verilmesiyle ders sona erdirilir.
169
EK 9. Ünite Süresince Yapılan Çalışmalara Ait Fotoğraflar
170
171
172
173
174
175
176
ÖZGEÇMİŞ
KİŞİSEL BİLGİLER
Adı, Soyadı : Rezan YÜKSEK
Doğum Tarihi : 13.04.1982
Doğum Yeri : HATAY/Samandağ
Yabancı Dili : İngilizce
Adres : Ovakent İlköğretim Okulu/Antakya
Telefon : 0505 2678784
E – posta : [email protected]
EĞİTİM DURUMU
(2005– 2010) : Yüksek Lisans, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Adana.
(2000-2004) : Lisans, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği
Bölümü, İzmir
(1997–1999) : Ortaöğretim, (Lise 2 ve 3. sınıf) Cem Bakioğlu Lisesi, İzmir
(1996–1997) : Ortaöğretim,(Lise 1) Antakya Kurtuluş Lisesi, Antakya
(1993–1996) : İlköğretim. Antakya Özel Kültür Okullları
(I.Kademe, 1,2 ve 3. sınıf) , Antakya. Mehmet Fehmi Çankaya
İlköğretim Okulu (3,4 ve 5. sınıf), Antakya. Antakya Fatih Sultan
Mehmet İlköğretim Okulu, Antakya (II. Kademe).
ÇALIŞMA HAYATI
(2009- ): Ovakent İlköğretim Okulu, Antakya/Hatay.
(2006-2009): Gazimürsel İlköğretim Okulu, Reyhanlı/Hatay.
(2005-2006): Şehit Öğretmen Bayram Yasemin Tekin İlköğretim
Okulu, Tatvan/Bitlis.
(2004-2005): Tatvan Yatılı İlköğretim Bölge Okulu, Tatvan/Bitlis.