20
KÜL TUR VE MEDENiYETiNDE TARSUS T.C. TANITIM FONU KATKILARIYLA 28-30 MAYIS 2010 - ve MÜZAKERELER- Editörler Prof. Dr. A6dulkadir Doç. Dr. YILMAZ _ poç. Dr. Fatih Yahya AYAZ Doç. Dr. YAPlCI V AKFI TARSUS

TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜL TUR

VE MEDENiYETiNDE

TARSUS

T.C.

BAŞBAKANLIK TANITIM FONU

KATKILARIYLA

28-30 MAYIS 2010

- BİLDİRİ ve MÜZAKERELER-

Editörler

Prof. Dr. A6dulkadir EVGİN

Doç. Dr. Mulı:ammet YILMAZ

_poç. Dr. Fatih Yahya AYAZ

Doç. Dr. Asım YAPlCI

~ TÜRKİYE DİYANET V AKFI TARSUS ŞUBESİ

Page 2: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE TARSUS

DÜZENLEME KURULU

Dr. Mehmet GÖDEK.MERDAN (Tarsus Kaymakamı)

Niyazi ERSOY (Mersin İl Müftüsü)

Abdülkerim AKBABA (Tarsus Müftiİ;Ü)

Prof. Dr. Ali Osman ATEŞ (Çukurova ü. ilahiyat F;ooutesi Dekanı) Prof. Dr. Bünyamin ERUL (Ankara ü. ilahiyat Fakültesi)

Prof. Dr. Hüsnü Ezber BODUR (K. S. Ü. İlahiyat Fakültesi)

Prof. Dr. Abdulkadir EVGİN (K. S. Ü. ilahiyat Fakültesi, Baş~n)

Doç. Dr. Muhammet Yll..MAZ (Çukurova Ü. ilahiyat Fakültesi)

Doç. Dr. Fatih YnhyaAYAZ (Çukurova Ü. ilahiyat Fakültesi)

Yrd. Doç. Dr. Gözde RAMAZANOGLU (Çukurova Ü. ilahiyat Fakültesi)

Yrd. Doç. Dr. Hayri KAPLAN (Çukurova Ü. ilahiyat Fakültesi)

Yrd. Doç. Dr. İzzet SARGIN (K. S. Ü. ilahiyat Fakültesi)

Dr. Yasin Yll..MAZ (Araştırmacı-Yazar)

Sekreterya: .

Doç. Dr. Abdulkadir EVGİN (K. S. Ü.İlahiyat Fakültesi, Kahramanmaraş.

Tel: O 537 644 78 21)

Doç. Dr.1:fuhammet Yll..MAZ (Ç. Ü. ilahiyat Fakültesi, Balcalı! Adana.

Tel: O 530 886 60 39 )

İrfan ATIM (Tarsus Vaizi, Tarsus. Tel: 0505 726 69 91)

Sempozyum Yazışma Adresi: Tarsus Müftülüğü, Ulu Cami Yanı, TARSUS

Tel: O 324 614 04 79-81 '

Elektronik posta adresi: tarsussempozyuı[email protected]

SMS: AbdülkerimAKBABA, Tarsus Müftüsü: tel: O 534.960 75 76

ISBN: 978-975-95480-3-2 ... ·~ :

Baskı:

Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Matbaacılı.k Ticaret İşletmesi-ANKARA

Tel: 0312 354 91 31

. . . . -..... · ~

Page 3: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE TARSUS

MEMLÜKLER DÖNEMİNDE TARSUS

Doç. Dr . Fatih Yahya AYAZ•

Giriş

Memlükler ( 648-923/1250-1517) tarihteki en büyük Müslüman-Türk devletlerinden biri olarak

kabul edilmektedir. Moğol istilasını durdurmak suretiyle İsHim dünyasının batısını önemli bir

tehlikeden kurtaran ve bu sayede batın sayılır bir itibar ve şöbretin sahibi olan bu devlet, tarih

sahnesine çıkışından başlayarak, özellikle Haçlılar ve Moğollara karşı iz bırakan büyük başarılarıyla

temayüz etmiştir.

Sultanlarm menşei veya askeri eğitimlerini aldıkları yere göre Türk ve Çerkez ya da Bahri ve

Burci Memlükler şeklinde iki döneme aynlan Mem.lük Devleti, yaklaşık iki buçuk asır boyunca Mısır,

Şam ve Hicaz gibi İslam dünyasının en önemli bölgelerini hakimiyeti altında tutmaya muvaffak

olmuştur. Mem.lükler, bu kadar geniş bir coğrafyayı hakimiyetleri altında tutahilrnek için irili ufaklı

birçok devletle mücadele içerisine girmişlerdir. Bunlar arasında, İran Moğolları olarak da adlandırılan

İlbanlılarla ve Kilikya (Çukurova) Ermeni Krallığı ile yapılan mücadeleler konumuzia ilgisi

bakımından öne çıkmaktadır. Zira Memlükler, hem kendilerini korumak bem de hakimiyetleri altında

bulunan Suriye bölgesini emniyet altına almak amacıyla VIII.IXIV. asrın ilk yarısına kadar Moğollarla

savaşmak zorunda kalmışlar, bu savaşlarda genelde tabi oldukları Moğolları destekleyen Kilikya

Ermenilerini de tarassut altında bulundurmuşlardır. Moğolları desteklemelerinden endişe ettikleri

Suriye bölgesindeki Haçlı devletçiklerini de ortadan kaldırınışlardır. Dolayısıyla Memlük Devleti,

kendi varlığı için en büyük tehdit olarak gördüğü İlbanlı Moğollarma karşı büyük bir mücadeleye

girişmiş, bu mücadele sebebiyle ilgi ve hakimiyet sahasını Tarsus'un da içinde bulunduğu ve bu sırada

Ermeniterin elindeki Kilikya bölgesine kadar genişletmek durumunda kalmıştır. VIII.IXIV. asrın ilk

yarısından itibaren Moğol tehdidinin ortadan kallanasıyla Memlükler, Tarsus ve civarını ilbak

etmişlerdir. Daha sonra da buraları hakimiyet altında tutabil.mek için civardaki bazı beyliklerle ve bu

sırada yeni bir basım olarak ortaya çıkan Osmanlılarla mücadeleye girişmişlerdir.

Biz bri çalışmada, öncelikle Mem.lükleri Çukurova ve Tarsus ile ilgilenm.eye zorlayan

Moğollarla mücadele stratejilerinde~ bahsettik Bu noktada, Çukurova'ya hakim olan Ermeni

Krallığı'na da değindik Daha sonra da kaynaklarm el verdiği ölçüde Mem.lüklerin Tarsus'a yönelik

akınları, şehri ele geÇİİmeleri ve bası.mlarma karşı Tarsus'u müdafaa etmeleri gibi konuları ineeledik

Memlüklerin Moğollarla ·Mücadele Stratejiler i ve Çukurova'ya Yönelmeleri

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, İslam Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.

Page 4: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENiYETiNDE TARSUS

Mısır, Şam ve Hicaz gibi önemli bölgelerde hüküm sürdüğlinü belirttiğimiz Memlük

Devleti'nin Şam bölgesindeki hakimiyeti Moğollara karşı yaptığı AynicalO.t Savaşı'ndan sonra

gerçekleşmiştir. Tarihin akışını değiştirecek ölçüde önemli sonuçlara yol açan, İslam dünyasının

doğusu ve hatta Avrupa 'yı Moğol i stilası tehdidinden kurtardığı belirtilen bu savaş, 1 Moğolların tarihte

kaybettikleri ilk meydan muharebesi olması bakımın<fan da ehemmiyet arz eder. Bu savaşın konumuzu

doğrudan ilgilendiren yönü Memlükler ve Moğollann batı kolunu temsil eden İlhanlı Devleti (654-

754/1256-1353) arasında, değişik n~denlerin yanı sıra jeopolitik gerçeklerin de zorlamasıyla Şam

bölgesi üzerinde büyük bir mücadeleyi başlatmış olmasıdır.

Memlüklerin bu mücadelelerini daha net anlayabilmek için iki önemli noktaya işaret etmek

gereklidir. Bunlardan birincisi İlhanlıların Şam bölgesi ÜZerindeki emelleri ve bu emellerine ulaşma

yolunda attıkları bazı şehirlerin ele geçirilmesi ve bölgedeki güçlerle ittifaklar kurulması gibi

adımlardır. İlhanlılar güneybatıda Memlük hakimiyeti altında bulunan Suriye ve Filistin'i ele

geçirmek, böylece denize inmek istiyorlıı:rdı. Stratejik hedefleri ise Mısır'ı da ele geçirmek suretiY.le

Suriye ve Filistin'deki hakimiyetlerini sağlamlaştırmaktı.2 Bu amaçla stratejik öneme sahip birçok

bölgeyi daha Hülagil (654-663/1256-1265) zamanında ele geçirdikleri, bunlar arasında yer alan

Kal'atürrilm'un (Rumkale veya Kal'atülmüslimin) Memlükler tarafindan daha sonra fethedilmeye

çalışılmasının da İlhanlılarm söz konusu stratejisine cevap amacını taşıdığı belirtilmektedir.3 İlhanlılar,

bu emellerine ulaşabilmek için bir taraftan da çeşitli ittifaklar kurmaya başlamışlardı. Mesela İlhanlı

hükümdanAbaka (663-680/1265-1282) Memlüklere karşı birlikte hareket etmek için HaçWarla yakın

ilişkiye girmiş ve Memlüklere saldırmak konusund~ teşvik için onlarla yazışmalarda bulunmuştu.

Ancak bu çabalan beklediği sonucu vermedi.4 Ne var ki, Haçlılar ve Ermeniler, İlbanlılarla her an

2

3

4

Bu savaşla ilgili geniş bilgi için bk. Abdilikerim Özaydın, "Ayoicalut Savaşı", Türkiye Diyanet Vakfı İslôm Ansiklopedisi (DİA), IV (1991), s. 275-276; Süleyman Özbek, "Yakın Doğu Türk-İslam Tarihinin Akışını Değiştiren bir Meydan Savaşı: Ayn Calud", Türkler, V (Ankara 20Q2), s. 127-133; John M. Smit:h, Jr., " 'Ayn Jaliıt: MamlUk Success or Mangol Failure?", Harword Journal of Asiatic Shtdies (HJAS), ILIV/2 (1984), s. 307-328; Fayed Hammad Aşiir, el-AlôkôW 's-siyôsiyye beyne '1-Memôlik ve '1-Muğ(il fi 'd-Devleti '1-Memliikiyyeti'l-ıilô, Kahire 1976, s. 51-59; Nuray Ergun, Ayni Côlzit Savaşı ve Neticeleri (658/1260) (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmalan Enstitüsü, İstanbul 19-99, s. 35-52.

Bertold Spuler, İran Moğol/arı (çev. Cemal Köprülü), Ankara 1987, s. 70-71; Nadir Devlet, ''İlhanlılar", Doğuştan Giiniimiize Biiyük İslôm Tarihi, IX, İstanbul 1987, s. 64-65; Cüneyt Kanat, ''Baybars Zamanında Memlfık-İlhanlı Münasebetleri", Tarih İncelemeleri Dergisi, XVI (2001), s. 32.

Muamrner Gül, "Mısır Memlılklannın Hudud Kalesi Rumkale ve Anadolu'da MemlUk izleri", Fırat Oniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, XII/2 (2002), s. 361-362.

Steven Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi (çev. Fikret Işıltan), I-lll, Ankara 1986-1987, ID, 294-295; M. Cemaleddin Sürfu, Devletii Beni Kalavzmfi Mtsr, Mısır 1947, s. 160. Ayrıca bk. Spuler, İran Moğolları, s. 71.

52

Page 5: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENiYETiNDE TARSUS

ittifak kurabilir ve Memlüklere karşı büyük bir tehdit oluşturabilirlerdi.5 Nitekim Tarsus'u da ellerinde

bulunduran Erıneniler, Irak'a bilim olan ve Mıstr'ı da stratejik planına diliii etmiş bulunan

İlbanlıların vasalleri durumundaydılar. Haçlılar da Suriye sahillerini ellerinde bulunduruyorlardı.

Dolayısıyla sadece Suriye'nin geri kalan kısmı değil, Mıstr da tehdit altındaydı ve bu strada

Memlüklerin sultanı olan el-Melikü'z-Zahir Baybars (658-676/1260-1277) buna göre tedbirler almak

zorundaydı. Nitekim Baybars çoğunlukla bem İlbanlılar, bem de Haçlılarakarşı aynı anda mücadele

etmek zorunda kalmıştı.6 Moğollarla Haçlılar ve Erınenilerin ortak hareket etmesi veya böyle güçlü bir

ibtimalin varlığı, Memlüklerin dış siyasetini ve Suriye'ye bakışlarını temelden değiştirıniş, birçok

devletle diplomatik ilişkiler kurmayı getiren çok yönlü yeni bir strateji belirlemelerini zorunlu

kılmıştı.7

İkinci önemli nokta ise, gerek Moğollara gerekse Suriye sahilleri ve Antakya'da bulunan Haçlı

devletlerine karşı Müslümanları himaye edebilecek en önemli gücün Memlük Devleti olmasıdtr.

Nitekim Memlükler Aynicalüt Savaşı'ndan sonra kendilerini İslam dünyasının hamisi olarak görmeye

başlamışlar, bu nedenle Bağdat'ı İlhanlılann elinden alma teşebbüsünde bulunmuşlardı.8 Bir yandan

da Baybars'ın başlattığı ve balefierinin devam ettirdiği bir dizi fetih hareketi sonucunda Suriye

bölgesindeki Haçlı devletlerini tamamen ortadan kaldırıruşlardı.9 Müslümanların bamiliğini üstlenen

Memlükler, özellikle de Sultan Baybars, Moğol istilası sebebiyle Anadolu ve Suriye'nin kuzeyine göç

eden Türkmenlere kucak açmışlar, onları Gazze'den başlayarak Sis (Kozan) bududuna kadar olan

bölgede iskan etmişlerdi. Böylece Suriye sınınnda Türkmenlerin oluşturduğu bir tampon bölge

meydana getirmişlerdi. 10

Özetlemek gerekirse, Meınlükler, bem kendi varlıkları hem de İslam dünyası için önemli

tehdit olarak gördükleri İlbanlılara karşı yaklaşık altmış yıl sürecek, bazen karşılıklı küçük akınlar,

diplomatik manevralar ve casusluk faaliyetleri gibi "soğuk savaş" olarak nitelendirilebilecek şekilde,

s

6

7

Ali Aktarı. "Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamlzt!cs The Mamluk-İlkhanid War, 1260-1281, Cambridge 1996, s. 106.

Kanat, "Baybars Zamanında Memlı1k-İlhanlı Münasebetleri", s. 32.

R. Stephen Humplıreys, "Ayyubids, Marnluks, and the Latin East in the Thirteenth Centuıy'', Mamluk Stııdies Review, II (1998), s. ll.

8 F. Aşfir, el-Alôkôtii's-siyôsiyye, s. 56; Yiğit, Mem/Ukler, VII, 39, 43. Ayrıca bk. Amitai-Preiss, Mongols and Manıluks, s. l-2.

9 Memlüklerin bölgedeki Haçlı devletlerini ortadan kaldırmasıyla ilgili bilgi için bk. Aktan, "Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", s. 416-45.1. . . . .

1° Faruk Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar (Fetihten XVI. Yüzyılın İkinci Yansına Kadar)", T01_-ih Araştırmaları Dergisi, lll (1963), s. 8; Kanat, "Memlı1kler'in Baybars Zamanındaki (1360-1377) Suriye­Çukurova Siyaseti ve bu Siyasetin·Çukurova'nın Türkleşmesindeki Rolü", llL Çulan:Öva.Halk Kiiltiirii Bilgi Şöleni Senıpozyumu, Bildiriler, Adana 1999, s. 432.

53

Page 6: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE TARSUS

bazen de bizzat savaş olarak ortaya çıkan bir mücadele başlatm.ışlardır. ı ı Ancak bu mücadele sadece

İlhanlılara değil, onlarla zaman zaman ittifak halinde bulunan bölgedeki Haçlı devletleri ve

Çukurova'daki Ermeni Krallığı'na karşı da yapılmıştır. Bu bakımdan, en azından ilk zamanlarda,

Memlüklerin Çukurova bölgesi ve Tarsus'a yönelmesi İlhanlılarla yaptıklan mücadele sebebiyledir.

Zira yukanda da ifade ettiğimiz gibi Çukurova'ya iı,akim olan Ermeni Krallığı bu sıralarda İlhanlılara

tabi idi. 12 Ermeniler daha güçlü olduğunu düşündükleri İlhanlılan, düşmanlan olan Müslümanlara

karşı destek.liyorlardı. Bu samimi destek nedeniyledir ki, ilk İlhanlı hükümdarlan HüHig(l ve Abaka,

Ermenileri en sadık tebaa addediyorlardı. 13 Daha da önemlisi, Baybars zamanında Ermeni

Prensliği'nin başında bulunan I. Hetum (1226-1270), Memlükleri ekonomik yönden laskaca almaya

çalışıyor, demir ve kereste gibi. ticaret mallarının Memlük Devleti'ne ulaştınlmasını engellemeye

uğraşıyordu. 14 Başka ülkelerden Mısır'a giden ticaret kervanlarını da yine İlhanlılara yaranmak için

veya onlardan çekindiklerinden engelliyorlardı. Bu engellemeler ancak Mem.lük Devleti 'nin sert

notalan sayesinde hertaraf edile biliyordu. 15 Dolayısıyla Memlükler, bir yandan İlhanlılarla mücadele

ederken, bir yandan da Haçil.ı devletleri ve Ermenilerle uğraşmak zorundaydı.

Bu noktada, konumuz olan Tarsus'ta ve Çukurova'da yaklaşık üç asır hakimiyet kuran Ermeni

Krallığı 'ndan da lasaca biıhsetmek gerekir. ı 6 Bilindiği gibi, Eski çağlarda ve Bizans döneminde (330-

1453) Kilikya olarak isimlendirilen Çukurova, Emeviler zamanında tamamen fethedilmiş, Abbasiler

döneminde de Türklerin iskanına açılmışh. Bu Türk grupları bölgenin merkezi olan Tarsus ile Misis,

Anazarba ve Adana şehirlerinde yerleşmişler, kendilerine bir hakimiyet alam oluşturarak Bizans'a

karşı mücadeleye girişmişlerdi. Ancak Abbasi De~leti'nin zayıflamaya başlaması ve parçalanması

11 Bu mücadele hakkında geniş bilgi için bk. Fatih Yahya Ayaz, "Memlük-İlhanlı İlişkilerinde Bir Dönüm Noktası: Şakhab Savaşı (702/1303)" Sakarya Oniversitesi llôhiyat Fakültesi Dergisi, XV (Sakarya 2007), s. 1-32.

12 İlbanlılar ile Ermeni Prensliği arasındaki bağlılık ilişkisi hakkında bk. Mehmet Ersan, Selçuklular Zamanında Anadolu'da Enneniler, Ankara 2007, s. 192-194; Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi, m, 251; Angus Stewart, "The Assassination of King Het'um ll: The Conversion of The Ilkhans and the Armenians", JRAS, XV/1(2005), s. 45 vd.; Hasan Oktay, Ermeni Kaynaklarında Türkler ve Moğollar, İstanbul 2007, s. 62, 125 ve tür. yer.

ıl Bk. M. Fuad Köprülü, Türkiye Tarihi, Anadolu İstilasına Kadar Türkler, Ankara 2005, s. 258. 14 Kanat, "Memlı1kler'in Baybars Zamanındaki (1360-1377) Suriye-Çukurova Siyaseti", s. 430. 15 Bk. İzzedd:in Muhammed b. Ali b. İbrahim İbn Şeddad, Tôrfhu '1-Meliki 'z-Zôhir (nşr. Ahmed Hutayt),

Beyrut 1983, s. 306-307~ Kutbüddin Ebü'l-Fetb Musa b. Muhammed el-YUniıll, Zeylü Mir'ôti'z-zamôn, I­IV, HaydarabM 1954-1961, ID, 254; Kanat, "MemlUkler'in Baybars Zamanındaki (1360-1377) Suriye­Çukurova Siyaseti", s. 430.

16 Çukurova'daki Ermeni Krallığı ya da Kilikya Ermeni Krallığı hakkında birçok çalışma y~pılmıştır. Bunların başında Mehlika Aktok Kaşgarlı'nın kıymetli eseri Kiliky Tôbi Enneni Baron/uğu Tarihi (Ankara 1990), gelmektedir. Bu çalışmalarla ilgili malumat için ayrıca bk. Oktay, Ermeni Kaynaklarmda Türkler ve Moğollar, s. 19 dn. 3.

54

Page 7: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE TARSUS

üzerine Bizanshlar Nikephor Phokas zamanında (963-969) bu topraklan tekrar ele geçirmeyi

başardılar. Buradaki Türk ve diğer unsurlara mensup Müslümanlan göç etmeye veya Hıristiyan

olmaya zorladılar. Müslümanların boşalttığı yerlere de büyük çoğunluğunu Ermenilerin teşkil ettiği

Hıristiyan göçmenleri yerleştirdiler. Ermenilerin bölgeye büyük gruplar halinde göç etmeleri

Bizansllların M. Xl asnn ilk yarısında başlattıklan Doğu Anadolu'yu ilhak siyaseti neticesinde

gerçekleşti. 17 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Çukurova bir kez daha Türklerin eline geçtiyse de çok

.geçmeden Haçlı ve Bizans istilalan ve nihayet doğuda sıkışan Ermenilerin bölgeye göçleri neticesinde

M XI. asrın sonlarında burada bir Ermeni Krallığı kuruldu. Türklerin öldürülmesi veya göçe

zorlanması gibi faaliyetler neticesinde bölgenin etnik hüviyeti değişti ve Ermeni nüfus yoğun bir iskan

hareketiyle artırıldı. Bölgeye hakim olan Ermeniler, daha önceki tarihlerinde olduğu gibi yine güçlü

devletlerin arasında sıkışmaktan kurtulamamışlardı. Çareyi güçlü devletlere tabi olmakta bulmuşlar,

önceleri Anadolu Selçukluianna (468-707/1075-1308) bağlı iken, Moğolların bunları devreden

çıkarması üzerine bu yeni gücün himayesine girmeyi menfaatlerine daha uygun görmüşlerdi. Bu

sayede çevrelerindeki Müslüman devletlerin tazyi.kinden kurtulacaklarını düşünüyorlardı. Daha da ileri

giderek Moğolların Bağdat'tan sonra Gazze'ye kadar bütün Suriye'yi istila etmeleri hususunda askeri

destek de sağlamışlardı. Ne var ki, güçlü Moğollan durduran Memlükleri düşman edinmeleri onlara

pahalıya mal olacaktı.18 Daha önce de ifade edildiği gibi İlbanlılara güvenerek Memlüklere karşı

hasmane bir tavır takınmaları ve onları iktisadi manada kıskaca almaya çalışmaları, Memlük

Devleti'nin ilgisini onlara ve hakim olduklan bölgeye yöneltmesine sebep olacaktır.

Memlükler bu şartlar altında kendilerini ve İslam dünyasını müdafaa için çok yönlü bir strateji

geliştirmek zorunda kalmışlardır. Öncelikle esas düşmanlan olan İlhanlılara karşı, bir başka Moğol

devleti olan ve İlhanlı düşmanlığı konusunda kendileriyle aynı doğrultuda hareket eden Deşt-i

Kıpçak'taki Altın Ordu (1241-1502) ile ittifak kurdular. Bu iki Moğol devleti arasındaki husumet

İlhanlı hükümdan HüHigii ile Altın Ordu hükümdan Berke'nin (654-665/1256-1266), Moğol büyük

hanı Mengü'nün ölümünün ardından kardeşleri arasında çıkan bölge paylaşımı mücadelesinde farklı

saflarda yer almalarına kadar geriye gitmekteydi.19 Memlük sultanı Baybars, bu çekişmeyi daha da

derinleştirerek İlhanlıların etkinliğini kırma siyaseti güttü. Bu amaçla Berke'ye mektuplar göndererek,

onu İlhanlılarla mücadele etme konusunda teşvik etti. Karşılıklı elçiler gönderilmesi suretiyle ilişkiler

17 Sümer, "Çukurova-Tarihine Dair Araştırmalar'', s. 3; Ersan, Selçuklular Zamanında Anadolu'da Ermeni/er, s. 108; Kanat, "Memlt1kler'inBaybars Zamanındaki (1360-1377) SUriye-Çukurova Siyaseti", s. 423.

18 Bk. Ersan, Selçuklular Zamtimnda Anadolu'da Ermeni/er, s. 196; Kanat, "Memh1kler'in Baybars Zamanındaki (1360-1377) Suriye-Çukurova Siyaseti", s. 423-424, 426. Krş. Yiğit, Memlükler, VII, 48, 146.

19 Peter Thorau, The Lion of Egypt Sultan Baybars I and the Near East in the Thirteench Century (İng. çev. P. M. Holt), London, New York 1992, s. 123-124; Nadir Devlet, "Altın Ordu", IX, 107.

55

Page 8: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENiYETiNDE TARSUS

daha da güçlendirildi.20 Bu ittifak, en azından bir süreliğine İlhanllların Suriye'ye büyük bir saldın

yapmasına mani oldu?1 Memlüklerin Altın Ordu Devleti ile yakın ilişkilerinin temelinde yatan önemli

bir etken de bu devletin bilim olduğu bölgelerdeki Türklerin devamlı artan bir sayıda Memlük

Devleti'ne gelmesiydi. Ortak düşmanlan İlhanltiarın kara yolunun üzerinde olması bu iki devletin

bağlantısını deniz yoluyla sınırlıyor, bu da deniz .. yolunun üzerinde bilim olan Bizans Devleti'ni •

anahtar konuma getiriyordu. Polayısıyla hem Memlükler, hem de Altın Ordu Devletleri Bizansla

anlaşmak zorundaydı. Bu sıralardaki Bizans imparatoru vm. Mikhail (1259-1282), İlhanlılarla olan

iyi ilişkilerini Anadolu Selçuklularina karşı bir baskı unsuru olarak kullanmayı tercih ettiğinden 1

muhtemelen Memlükler ve Altın Ordu devletleri ile anlaşma yapmaktan kaçınıyordu.22 Ancak

Hülagil'nun ölümünün ardından Vlll. Mikhail'in tavrını değiştirmeye başladığı ve Bizans Devleti'ne

zarar veren Bulgarlan baskı altında tutmak için bu devletlerle dostluk kurmayı siyasetine daha uygun

bulduğu belirtilmektedir.23

Sonuçta Memlükler güttükleri çok yönlü siyaset neticesinde ası l düşmanlan olan İlhanlılan

genellikle yalnız bırakınayı başarmışhirdı. Bununla birlikte Suriye'deki Haçlı devletlerinin ve

İlhanlılara yardımcı olan Ermeiıilerin oluşturdukları tehdidin de farkındaydılar. Nitekim Aynicalfıt

Savaşı 'ndan sonra başlattıklan bir dizi akın neticesinde M. XIII. asnn sonlarına kadar Haçlı

devletlerini tamamen ortadan kaldırdılar .. Bu alcınlara paralel olarak devam eden İlhanlılara karşı

mücadeleleri ise bunların M. XIV. as~ ortalarında tarih sahnesinden çekilmeleriyle nihayet

bulacaktır. Tabü olarak onların müttefikleri Ermeniler de bu mücadelede Memlüklerin .hedefi haline

gelecektir. ·,

Memlükler Döneminde Tarsus

İlk dönemlerde İlhanlılar ile yapılan mücadele sebebiyle Memlüklerin doğrudan ilgi sahasına

giren Ermeni hakimiyetindeki Tarsus, Memlük tarihçilerinin eserlerinde özellikle M. XIV. asnn

ortalarından itibaren sıkça yer verdikleri bir şehirdir. Memlükler döneminde coğrafi bilgiler veren bazı

tarihçiler, Tarsus'u, Şam bölgesinde ve bu bölgedeki şehirlerden Halep mülhakatı içerisinde

zilcrederler ve "Ahiru'ş-Şam (Şam bölgesinin son noktası)" olarak vasıflandınrlar.24 Özellikle

20 Tborau, The Lion ofEgypt, s. 124-125; Irwi.n, The Middle East, s. 51; Kanat, "Baybars Zamanında MemlOk­İlhanlı Münasebetleri", s. 33, 35-36.

21 Spuler, İran Moğolları, s. 71-72; Kanat, ''Baybars Zamanında MemlO.k-İlhanh Münasebetleri", s. 36. 22 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi (çev. Fikret Işıltan), Ankara 1981, s. 423-424; Kanat, "Baybars

Zamanında MemlOk-İlhanlı Münasebetleri", s. 32. 23 Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, s. 424. Ayrıca bk. Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks, s. 91 vd. 24 Bk. İmadüdd.in İsmail b. Ali Ebü'l~Fida, Takvfmii 'l-biildtin, Beynıt, ty., s. 236; Abdurrahman b:Mulıammed

İbn HaldUn, Kittibii'l-İber ve divtinü'l-mübtede ve'l-haberfi eyytimi'l-Arab ve 'l-Acem ve 'l-Berber ve men tisarahüm min zevi's-sulttini'l-ekber (nşr. Halil Şehbade), I-VIIT, Beyrut 2001, I, 86; Garsüddin Halil İbn

56

Page 9: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

-

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENiYETiNDE TARSUS

Kalkaşendl (ö. 821/1418), Tarsus ile alakalı verdiği geniş bilgi ve bu şehrin Müslümanlada dÜŞmanlan

(Ermeniler, Rumlar) arasında sınır oluşuna işaret etmesi balamından diğerlerinden aynlır?5

Dolayısıyla Memlük tarihçileri Toroslan sınır kabul ederek güneyde kalan ve Tarsus'tan Antakya'ya

kadar uzanan bölgeyi Biladüşşam'dan sayıyorlardı. Aynca Tarsus, Memlüklerin kuzeybatı sınınnın en

uç noktasını oluşturan şehir idi.26 Ancak bu noktada şunu da ifade etmek gerekir ki, Tarsus'un

Memlük Devleti için bir sınır noktası oluşturması 761 (1360) senesinden sonra, yani bu şehrin

Memlük hakimiyetine girmesinin ardından gerçekleşmiştir. Nitekim Ebü'l-Fida (ö. 732/1331) ve İbn

Fazlullah el-Ömeri (ö. 749/1349) gibi erken dönem Memlük tarihçi ve coğrafyacılan Tarsus'u

Memlük Devleti'nin bir sınır şehri olarak nitelendirmezler. Daha sonra yaşayan müelliflerden

Kalkaşendl ise hem şehirle ilgili geniş bilgi sunar hem de Tarsus'u, Ralep'e bağlı dokuz suğfu ve

avasım naipliğinden biri olarak tavsif eder.27 Dolayısıyla Memlükler döneminde Tarsus'u ele alırken,

şehrin VIII./ XIV. asnn ikinci yansından itibaren Memlük Devleti hakimiyetine girmiş olduğu

gerçeğini dikkate almak gerekir. Bununla birlikte Tarsus'a yönelik Memlük akınlarının çok erken

sayılabilecek bir dö.nemde VII.IXIII. asnn ikinci yarısından sonra başladığı da belirtilmelidir.

Memlüklerin Çukurova ve Tarsus'a yönelik akıolan, 664 (1266) senesinde başlamıştır. Bu

akınm nedeni, tahmin edilebileceği gibi, Ermeniterin Moğollarla birlikte hareket ederek Memlükleri

zor durumda bırakmalarıydı. Moğollarm metbı1luğunu kabul eden Ermeni kralı Return, Bağdat'ın

istila edilmesinden sonra Suriye'nin de işgaliiçin Hülagı1'yu teşvik etmiş, hatta damadı olan Antakya

beyi Bohemond ile birlikte bu işgal hareketine bizzat katılmıştı. Bu sefer neticesinde Moğollar

tarafından kendisine verilen Halep çevresindeki Memlük Devleti'ne ait bazı kaleleri de işgal etmişti.28

Ermenilerin Moğollara güvenerek gerçekleştirdikleri bu saldınlar sonucunda Memlük sultam Baybars

harekete geçmeye karar verdi. Ermeni tarihçi V artan, Baybars 'ın Return' dan Moğolların yardımıyla

istila ettiği kalelerio teslim edilmesini talep ettiğini, Moğollara güvenen Kral'ın bu isteği reddetmesi

üzerine, Memlüklerin güçlü bir orduyla Sis ve civarını ele geçirerek tahrip ettiğini nakleder?9 Gregory

Ebü'l-Ferec ise Baybars'ın, Kral Return'dan Memlüklere vergi ödemesi ve erzak temin etmesi

Şahin ez-Zahiri, Zübdetü Keşfi'l-memiilik ve beyiini't-turuk ve'l-mesiilik (oşr. Paul Ravaisse), Paris 1894, s. 50.

25 Bk. Ahmed b. Ali el-Kalkaşeodl, Subhu'l-a'şiifi sıniiati'l-inşii, I-XV, Kahire 1910-1920, IV, 130, 133. 26 Altan Çetin, Mem/UkDevleti'nin Kuzey Sınırı, Ankara 2009, s. 23. 27

Kalkaşeodl, Subhu'l-a'şa, IV, 228. 28 Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar", s. 10. Memlük: tarihçileri, Ermenilerin bu saldınlanyla ilgili

geniş bilgi vermektedir. Bk. Ebü'l-Fazl Muhyiddin Abdullah İbn Abdüzzahir, er-Ravzii'z-ziilıir fi sfreti'l­Meliki'z-Ziihir (oşr. Abdiliaziz el-Huveytır), Riyad 1976, s. 192-193, 196; Rülaıeddio Baybars el-Maosfui en-Nasıri ed-Devadar el-Hıtal, Ziibdetü'l-fikre fi tiirfhi'l-Hicre (oşr. Donald S. Richards), Beyrut 1998, s. 88; Takıyyüddin Alımed b. Ali el-Mak:rizi, Kitiibii's-Sülfik li-ma'rifeti düveli'l-miiliik (oşr. M. Mustafa Ziyade-Said A: Aşür), I-XII, Kahir~ 1956-1973, I/2, 510, 511.

29 Oktay,ErmeniKaynaklarmda TürklerveMoğol/ar, Vartan Vakayiniimesi, s. 186-187.

57

Page 10: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE TARSUS

talebinde bulunduğunu, Kral'ın Moğollardan çekinerek buna yanaşmaması üzerine Memlük

saldırısının gerçekleştiğini kaydeder.30 Her ne kadar çeşitli sebepler ileri sürülüyorsa da, bu büyük

çaplı sayılabilecek seferin Ermenilerin özellikle Aynicalüt Savaşı başta olmak üzere birçok hadisede

Moğollan desteklemesi yüzünden yapıldığı açıktır. Bazı araştırınacıların da ifade ettiği gibi Sultan

Baybars böyle bir fırsatı beklemiş, şartlar müsait-olunca da onları sert bir şekilde cezalandırmıştır.3 ı •

Nitekim Sultan Baybars, Safecı'i Haçlılardan geri aldıktan sonra Şam bölgesinden aynlmamış, Eyyübi

hanedanından Rama melikinin genel idaresi altında ve İzzeddin Ogan32 ile Seyfeddin Kalavun'un da

(el-Melikü'l-Mansur [678-689/1280-1290]) komuta ettikleri büyük bir Memlük birliğini Çukurova'ya,

Ermenilerin üzerine yoUarnıştı (Zilkade 664/Ağustos 1266). Bu birlik Derbsaı23 civarında Ermeni

kralı Return'un oğlu Leon komutasındaki Ermenileri büyük bir bozguna uğrattı. Return'un büyük oğlu

Leon'u esir alan, küçük oğlu Toros ve birçok akrabasını öldüren Memlük ordusu ilerleyişini

sürdürerek Ermeni Krallığı'nın başkenti Sis'e (Kazan) girdi. Memlük ordusunun genel komutanı olan

Rama meliki burada kalırken, Eı:nlr İzzeddin Ogan kuzey tarafına, Anadolu'nun içlerine doğru ilerledi,

Seyfeddin Kalavun ise Misis, Adana, Ayas ve Tarsus'a yöneldi. Memlük ordusu bu şehirlerde büyük

bir yağma ve tahrip faaliyetine girişti. Daha sonra çok sayıda esir ve ganimetle Şam bölgesine geri

döndü.34 Hıristiyan tarihçilerden Gregory Ebü'l-Ferec, Memlük ordusunun bu sefer sırasında Misis,

Ayas ve Adana'yı tahrip ettiğini, ancak Tarsus'a girmediğini ileri sürmekte/5 Ermeni tarihçi Vartan da

tahribatın Adana'ya kadar uzandığı36 şeklindeki ifadeleriyle zımnen onu teyit etmektedir. Diğer

taraftan Sultan Baybars, seferin muvaffakiyetle neticelerrmesinden o kadar memnun olmuştu ki,

kendisine zafer müjdesini getiren askere bin dinar ve tabıiliane eı:nlrliği37 payesini bağışladı.38

30 İbnü'l-İbri, Gregory Ebü'l-Ferec (Bar Hebraeus), Abü '1-Farac Tarihi (çev. Ömer Rıza Doğrul), I-ll, Ankara 1987, n, 586.

31 Bk. Spuler, İran Moğolları, s. 83; Kanat, "Memlfıkler'in Baybars Zamanındaki (1360-1377) Suriye­Çukurova Siyaseti", s. 430-431.

32 Semmülmevt olarak da tanınan, Baybars döneminin nüfuzlu ve büyük em"ırlerinden İzzeddin Ogan (ö. 675/1276) hakkında bk. Yfuıinl, Zeylii Mir'iiti'z-zamiin, m, 230; Ebü'l-Mehasin Cemaleddin Yusuf İbn Tağriberd1, el-Menhelii's-siifi ve'l-müstevfi ba'de'l-Viifi (nşr. Muhammed M. Emin-Nebil Muhammed Abdülaziz), I-Xll, Kabire 1984-2006, m, 187-188.

33 Hatay Kırıkhan civarında önemli bir geçiş noktası olan Derbs§k hakkında bk. Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar", s. lO dn. 13.

34 İbn Abdüzzahir, er-Ravzii'z-ziihir, s. 269-271; Baybars el-Mansfui, Ziibdetü'l-fikre, s. 104-105; Yfull.ni, Zeylü Mir'iiti'z-zamiin, IT, 343-344; Ahmed b. Abdülvehhab en-Nüveyri, Nihiiyetü'l-erebfifonimi'l-edeb, XXX (nşr. Muhammed A. Şaire-M. Mustafa Ziyade), Kaltire 1990, s. 290-292; Makrlzi, es-SiilUk, I/2, 551-552; Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar", s. 10.

35 Gregory Ebü'l-Ferec, AbU 'l-Farac Tarihi, IT, 586. 36 Oktay, Ermeni Kaynaklarında Tifrkler ve Moğollar, Vartan Vakayiniimesi, s. 187. 37 Memlük ordusu yüzler, larklar, yirmiler ve onlar emirleri şeklinde sıralanan bir hiyerarşik yapıya sahipti. En

üst rütbeyi haiz grup ümeraü'l-mı1n" veya "mukaddemü'l-ülüf'' olarak da tabir olunan eınirlerdi. Harp

58

Page 11: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAMKÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE TARSUS

Memlüklerin bu sefer sırasında gerçekleştirdiği tahribat, Ermenileri çok etkilemiştir.39 Ermeni

tarihçiler, özellikle kralın bir oğlunun öldürülmesi ve diğerinin de esir olarak Mısır'a götürülmesi

konusunda duyulan üzüntü ve kederi satırıanna yansıtır. BunlardanAlmerli Grigor, bu sefer sırasında

bir manastırda gizlenen Kral Return'un, oğullarını kaybetmesi sebebiyle yaşadığı kederi uzunca bir

şekilde anlatır.40

Büyük keder içindeki Kral Return, Mısır' da esaret altında bulunan oğlu Leon 'u kurtarmak için

mütemadiyen Memlüklerden talepte bulunuyor, karşılığında da para, mal ve bazı kaleleri vermeyi

teklif ediyordu. Nihayet 666 (1268) senesinde Baybars, Return'un bu talebini iki şartla kabul

edeceğini bildirdi. Bunlardan birincisi Ralep'in Moğollar tarafindan istilası sırasında (658/1260) esir

düşen Sungur el-Aşgar 'ın41 serbest bırakılınasını sağlaması, ikincisi deRalep civarında Moğolların

yardımıyla ele geçirmiş olduğu kaleleri geri vermesiydi. Ermeni kralı Returo bu şartlan düşünmek ve

durumu tabi olduğu Moğollara bildirerek onların onayını almak üzere mühlet istedi. Neticede bazı

küçük ihtilafların da halledilmesiyle iki taraf arasında Antakya'da anlaşma imzalandı (Ramazan

666/Mayıs 1268) . . Daha sonraki süreçte, istila edilen kaleler Memlüklere teslim edildi, Prens Leon

serbest bırakıldı ve Sungur el-Aşgar da Mısır'a sağ salim döndü.42 Bazı araştırmacılar Return'un böyle

dışındaki zamanlarda bunların emirleri altında her türlü ihtiyaçlanru karşılamakla yükümlü olduklan en az yüz süvari bulunur, savaş sırasında ise ecnadü'l-balka denilen iktiilı askerlerden bin kişiye komuta ederlerdi. Bu nedenle onlara "emirü mie ve mukaddemü elf' unvanlan da verilirdi. Rütbece onların ardından "ümeraü tablbane" (bando emirleri veya kırk başılar) denilen grup getirdi. Tahılhane emirlerinin komutalan altında, bazılarınınki yetınişe ulaşınakla birlikte genellikle kırk memlük bulunurdu. Daha soma ise emirleri altında on-yirmi arası memlük bulunan ''ümeraü 'işrinat" veya "'aşerat" (yirmiler emirleri), on memlük bulunan ''ümeraü 'aşere" (on başılar, onlar emirleri) ve beş memlük idare eden ''ümeraü bamsevat'' (beşler emirleri) geliyordu. Rütbelerle alakalı daha geniş bilgi için bk. Şihabeddin Ahmed b. Yahya İbn Fazlullah el-Ömeri, Mesôlikü'l-ebsôr .fi memôliki 'l-emstir: Memôlikü Mısr ve'ş-Şôm ve'l-Hicôz ve'l-Yemen (nşr. Eymen Fuad Seyyid), Kahire 1985, s. 27, 28; Kalkaşendi, Subhu 'l-a 'şô, IV, 14-15; Makri.zi, Kitôbii 'l-Mevôiz ve 'l-i '!i bar bi-zikri'l-hıtat ve'l-ôsôr (el-Hıtat), I-ll, Beyrut,ty .. , ll, 215-216; İbn Şahin ez-Zahiri, Zübdetii Keşfi'l­memôlik, s. I 13; Ayalon, "Studies on the Structiıre of the Mamluk Army -ll'', Bul/etin of the School of Oriental and African Studies (BSOg_S), XV (1953), s. 467-471.

38 İbn Abdüzzahir, er-Ravzü'z-zôhir, s. 271; Baybars el-MansO.ri, Zübdetü'l-fikre, s. 105; Makri.zi, es-Siiliik, J/2,552

39 Aktan, "MemlUk-Haçlı Münasebetleri", s. 418. 40 Bk. Oktay, Ermeni Kaynaklarında Türkler ve Moğollar, AknerliGrigor, Okçu Milletler Tarihi, s. 147-151. 41 Dımaşk'ta saltanat naipliği görevini de yürüten büyük emirlerden Sungur el-Aşgar'ın (ö. 691/1292) hayatı

hakkında bk. Fazlullah b. Ebü'l-Falır es-Sukat, Tôlf Kitabi Vefeyôti'l-a'yan (nşr. ve Fransızca'ya çev. Jacqueline Sublei); Dımaşk 1974, Arapça kısım s. 85-86; Şemseddin Muhammed b. Osman ez-Zebebl, Tôrfhu'l-lslôm ve vefeyô.tü'/-meşôhfr ve'l-a'lôm: sene 691-700 (nşr. Ömer Abdüsse1aın Tedmfui), Beyrut 2000, s. 119-120; Selahaddin ·Halil b. Aybek es-Safedi, Kitôbü'l-Vti.fi bi'l-Vefeyôt (nşr. Helmut Ritter v.dğr.), 1-, Wiesbaden 1962-, XV, 490-495; İbn Tağriberdi, el-Menhelii's-sôfl, VI, 87-95.

42 İbn Abdüzzahir, er-Ravzü 'z-zôhil~ s. 327-330; B aybars el-Mansfui, Zübdetii '1-fikre,-··s. '115; Yfuıiıll, Zeylü Mir'ôti'z-zamôn, Il, 384-386; Makri.zi, es-Süluk, I/2, 568-570. Krş. Oktay, Ermeni Kaynaklarında Türkler ve

59

Page 12: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENiYETiNDE TARSUS

bir anlaşma imzalamayı kabul etmesinde, Baybars'ın Antakya'yı fetbetmesi, dolayısıyla Kilikya

yolunun Memlüklere açılmasının da önemli rolü olduğu kanaatindedir.43 Esasen, Memlük tarihçisi

Yfıninl'nin (ö. 726/1326) bu badiseyle ilgili kullandığı ifadeler de44 böyle bir yoruma imkan verir

mabiyettedir.

Ermenilerle imzalanan anlaşma, üzerinden ·.yedi yıl geçmeden bozuldu. Daha önce de ifade

ettiğimiz gibi, Ermeniterin Moğollara tabi olması, onların Menilük Devletiyle ilişkilerini daima zora

sokan bir unsurdu. Ermeniler muhte:melen yine Moğollara güvenerek anlaşmanın bazı şartlarını ihlal

etmişler, ödemeleri gereken vergileri yollamamışlardı. Aynca Mısır'a giden ticaret kervanlarına da zarar vermişlerdi. İkazlara rağmen bu tutumlarını sürdürünce, Sultan Baybars bizzat komuta ettiği bir

orduyla Kilikya'ya sefere çıktı (6_73/1275). Öncü birliklerin başında gönderdiği Seyfeddin Kalavun ve

bazı emirler Misis ve civarındaki Ermenileri hertaraf ederek çok miktarda ganimet ele geçirdiler.

Onların arkasından Çukurova'ya gelen Baybars Sis'te karargab kurdu ve Adana, Ayas ve Tarsus gibi

şehirlere birlikler yolladı. Kendisi de Ermenilerin başkenti olan Sis'teki tekfur saraylarını yıktırdı,

babçelerini tahrip ettirdi. Hem Baybars'ın bem de civara gönderdiği birliklerin Ermeni bölgesinde

gerçekleştirdikleri tahribat büyük oldu. Çok miktarda ganimet de ele geçirildi. Neticede yaklaşık dört

ay süren bu seferinardından Memlük ordusu Sultan Baybars koroutasında Dımaşk'a geri döndü.45 Bu

sefere Memlük ordusuyla birlikte çok sayıda Türkmen de katılmıştı.46 Söz konusu Mernlük

birliğindeki askerler ve Türkmenlerin Tarsus'a vardıklarında burada medfun bulunan Abbas! balifesi

Me'mfın'un (198-218/813-833) mezarını ziyaret ederek, namaz kıldıkları da belirtilmektedir.47

664 (1266) ve (673/1275) yıllannda vuk:u bulan ve Tarsus'a kadar ulaşan bu seferlerden sonra

736 (1335) senesine kadar geçen sürede Memlükler Ermeniler üzerine birçok sefer daha

gerçekleştirmiş ve bazı anlaşmalar yaprruşlardır.48 735 (1335) senesinde gerçekleşmiş olam hariç

Moğollar, AknerliGrigor, Okçu Milletler Tarihi, s. 152-153; Gregory Ebü'1-Ferec, Abfi'l-Farac Tarihi, IL 587, 588,589.

43 Bk. Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar", s. 10; F. Aşfu, el-Alôkıitü's-siyôsiyye, s. 91. 44 Zeylii Mir'ôti'z-zamôn, II, 385. 45 İbn Abdüzzahir, er-Ravzii'z-zôhir, s. 432 vd.; Nasıruddin Muhammed b. Abdilirahim b. Ali İbnü'l-Furat:,

Tôrfhu'd-düvel ve'l-miilılk-Tôrfhu İbni'l-Furôt, VTI (nşr. Kostantin Züreyk), Beyrut 1942, VIII (nşr. Kostantin Züreyk-Necla İzzeddin), Beyrut 1939, Dq1 (nşr. Kostantİn Züreyk), Beyrut 1936, IX/2 (nşr. Kostantİn Züreyk-Necla İzzeddin), Beyrut 1938, VTI, 28-31. Ayrıca bk. B aybars el-Mansfı.ri, ZübdeHi '1-jikre, s. 144-145; Makrtzi, es-Siilük, I/2, 617-618.

46 İbnü'l-Furat:, Tôrihu İbni'l-Furôt, VTI, 30; Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar", s. 11. 47 Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul2004, s. 529. 48 Bu seferler ve anlaşmalar için bk. İbn Abdüzzahir, Teşrfjii '1-eyyiim ve 'l-usür fi sireti 'l-Me/jki '1-Mansür (nşr.

Murad Kamil-Muhammed Ali en-Neccar), Kahire 1961, s. 30-32; 92 vd.; Baybars e1-Mansı1ri;Zübdetü'l­jikre, s. 166, 231, 316-317, 364, 366, 383-384, 388, 402; Ebü'l-Fid§, el-Muhtasar, IV, 47-48, 59-60, 64, 103-104, 106, 107; Şemseddin İbnü'l-Cezeri, Havôdisü'z-zaman ve enbôiilı ve vefeyôtü'l-ekiibir ve'l-a'yôn

60

Page 13: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE .MEDENİYETİNDE TARSUS

Tarsus'a kadar ulaşmadığını tespit ettiğimiz söz konusu seferleri bu sebeple ele almayacağız. 735

(1335) yılında gerçekleşen seferde ise Halep naibi Altunboğa el-Alai"9 kamutasında yola çıkan

Memlük birliklerinin Misis, Adana, Tarsus ve Ayas şehirlerine girdiği, bu şehirlerdeki önemli binaları

ve ekinleri yaktıkları, birçok esir ve ganimetle Halep'e geri döndükleri kaydedilmektedir. Bu sefere

Suriye'deki Türkmenlerin de iştirak ettikleri belirtilmektedir.50

Neredeyse dÜZenli hale gelen bu Memlük akınları Çukurova'daki Ermeni Krallığının direncini

tamamen kırınış ve onları etkisiz hale getirmiştir. Ermeni Krallığı için asıl yıkım ise metbuu ve hamisi

olan İlhanlıların, Ebu Said Bahadır'.ın (717 -736/1317 -1335) vefatından sonra hızla inkıraza

sürüklenmesidir. Zira Anadolu ÜZerindeki Moğol baskısının kalkması hem buradaki Türk beyiiiderine

hem de Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Suriye'nin kuzeyinde yaşayan ve Ermeniler için daima bir

sıkıntı kaynağı olan Tilrkmenlere hareket serbestliği sağlamıştı. Bu durum Maraş ve civarında

Dulkadıroğulları (1337-1522) gibi Türkmen beyliklerinin kurulmasına imkan verecektir. Daha

önemlisi, Memlüklerin artık geçici taarruzları bırakıp Ermenilerin hakim oldukları bölgeleri ilhaka

girişmelerine de sebep olacaktır.51 Nitekim daha 738 (1338) senesinde Ayas ve civarındaki bazı

kaleler kesin bir şekilde Ermenilerin elinden alınmış, bu araziler Halep ve Dımaşk'taki ümeraya ikta

olarak tahsis edilmişti. Yine, bazı Türkmenler de bu bölgelere emir olarak atanmıştı.52 Faruk Sümer,

Oğuzların Üçok koluna mensup Türkmenlerin bu seferin ardından Çukurova'yı yurt edindiklerini

ifade eder. 53

İlhanlı hükümdarı Ebu Said Babadır'ın vefatı ve İlhanlıların çöküşe geçmesinden sonra

kendilerini himaye edecek bir güç kalmayan Ermeni Krallığı, 761 (1360) senesinde gerçekleşen

Memlük seferinin ardından bazı şehirlerin yanı sıra Tarsus'u da tamamen kaybedecektir. Memlük

tarihçilerinin bildirdiğine göre, 761 (1360) senesinde, Halep naibi Emir Seyfeddin Beydemir el-

min ebndih (nşr. Ömer A. Ted.müri), I-m, Beyrut 1998, I, 149-150, 151, 390, 391, 392; Seyfeddin Ebil Bekir b. Abdullah İbnü'd-Devadan, Kenzü.'d-diirer ve cômiu '1-gw·er, IX (nşr. Hans R. Roemer), Kahire 1960, s. 397-399; İbnü'l-Furat, Tôri!ıu İbni'l-Furôt, VII, 117, 140, 141, 276-277, Vill, 81, 156; Makrizi, es-Siiliik, I/2, 650, 652, I/3, 716, 748, 784, 837-841, 922, 923, 949, II/1, 30, 203, 208, 229, 237, 246, Süroer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar", s. 11-14.

49 Halep ve Dımaşk'ta saltanat naipliği yapan Altunboğa el-Ala! (ö. 742/1341) bakionda bk. Safedi, el-Vôfi, IX, 361-363; İbn Tağriberdi, el-Menlıelii's-sôfi, m, 53-56.

so İbnü'l-Cezeri, Havôdisii 'z-zaman, m, 769-772. Aynca bk. Bedreddin Hasan b. Ömer İbn Habib, Tezkireh"i'n-nebihfi eyyômi'l-Mansiir ve beni/ı (nşr. Muhammed M. Emin-Said A. Aşii.r), I-m, Kahire 1976-1986, II, 259-260; Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar'', s. H.

sı Bk. Süroer, "Çukurova · Tıirih.ine Dair Araştırmalar", s. 14-15. Krş. Ersan, Selçuklular Zamanmda Anadolu 'da Ermeni/er, s. 225 vd.

52 Bk. Makrizi, ~-Siilfik, II/2, 417-41.8, 429-430; Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştif.IIlalar'', s. 15-16. 53 Süroer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar'', s. 17.

61

Page 14: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE TARSUS

Hfuizıni,54 sultanın emri ÜZerine büyük bir orduyla Çukurova'ya girdi. Adana, Tarsus, Misis

şehirlerinin yanı sıra bazı kaleleri fethetti ve büyük bir ganimetle Halep'e geri döndü.55 Bu seferde

Tarsus emanla alınarak,56 şehrin anahtarları Memlük sultaruna gönderilinişti.57 Tarsus'taki Ermenilerin

silah ve atiarına el konmuş, burada esir olarak tutulan Müslümanlar da kurtarılmıştı.58 Emir Seyfeddin

Beydemir el-Harizıni, sultanın iradesiyle Tarsus ve· Adana'ya birer naip tayin etmiş, yanlarına da bir

miktar asker bıralanıştı.59 Tarsus'a saltanat naibi olarak tayin edilen emirin Alaeddin Ali b. eş-Şeybani

olduğu nakl edilmektedir. 60

Bu hadise Tarsus tarihi açısından büyük bir öneme sahiptir. Zira bundan sonra Tarsus şehri bir

naiplik ilidas edilerek resmen Memlük topraklarına katılmış, dolayısıyla bir Türk-İslam şehri oluşu

tescil edilmiştir. Nitekim bu sefere komuta eden Emir Seyfeddin Beydemir el-Harizıni'nin Adana ve

Tarsus'ta dönemin Memlük sultanı el-Melikü'n-Nasır Hasan (ikinci saltanatı: 755-762/1354-1361)

adına hutbe okutturduğu ve para bastırdığı6 ı şeklindeki bilgiler bu durumu teyit eder. Diğer yandan, bu

şehirlerin fethedilmesi Meınlük Devleti ~çısından da oldukça önemlidir. Zira bu şehirler, özellikle de

Tarsus, Gülek Boğazı'nın güney çıkışının emniyet altına alınması bakımından ehemmiyet arz

ediyordu.62 Memlüklerin son dönem tarihçilerinden Abdtilbasıt el-Malati'nin (Ö. 920/1514), Emir

Seyfeddin Beydemir el-Hariz:m.i'nin bu seferin hemen ardından bir taltif nişanesi olarak Dımaşk

saltanat naipliğine terfi ettirildiğini nakletmesi,63 bu şehirlere verilen ehemmiyete işaret ediyor

olmalıdır. Tarsus'a verilen önemi gösteren en önemli delillerden birisi, bu şehre tayin edilen naiplerin

"eınirü mie ve mukaddemü elf' denilen ve Memlük askeri hiyerarşisinde en yüksek rütbe olan yüzler

· '

54 Halep'ten başka Dımaşk gibi bazı önemli şehirlerde de naiplik yapan Emir Seyfeddin Beydemir el­Harizmi'nin (ö. 789/1387), bayatı haklanda bk. Takıyyüddin Ebu Bekir b. Ahmed b. Muhammed İbn Kadi Şühbe, Ttirfhu İbn Kôdf Şühbe (nşr. Adnan Derviş), I-IV, Dımaşk 1977-1997, I, 226-227; İbn Hacer el­Askalaru, ed-Dürerii'l-kômine fi a'ytini'l-mieti 's-sômine (nşr. Abdilivans Muhammed Ali), I-IV, Beyrut 1997, I, 303;İbn Tağriberdi, el-Menhelü's-sôfi, m, 498-499.

55 Ebil'l-Fida İmadiiddin İsmail b. Ömer İbn Kesir, el-Bidiiye ve 'n-nihiiye (nşr. Ahmed Ebu Mülhim v.dğr.), I­XIV, Beyrut,ty., XIV, 284; Makrizi, es-Süliik, III/1, 50;, Bedreddin Mahmud b. Ahmed el-Ayni, İkdü '1-cümtinfi tôrfhi ehli'z'-zamtin, Veliyyüddin Efendi Ktp. Arap. Yazın., nr. 2395, s. 118-119.

56 İbn Habib, Tezkiretü'n-nebih, m, 230; İbn Kadi Şühbe, Tôrihu İbn Kôdf Şühbe, m, 160. 57 İbn Kesir, el-Bidiiye, XIV, 284. 58 İbn Habib, Tezkiretü 'n-nebfh, III, 230. 59 Makıizi, es-Sülilk, III/1, 50; İbn Kadi Şühbe, Tôrfhu İbn Kôdf Şühbe, m , 161. 60 İbn Habib, Tezkiretü 'n-nebfh, m, 23 1. 61 İbn Tağriberdi, el-Menhelü's-sôfi, m, 499. 62 Çetin, MemliikDevleti'nin Kuzey Sınırı, s. 28. Krş. Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştirmalar", s. 18. 63 Zeyneddin Abdilibasıt b. Halil b. Şahin ez-Zahiri el-Malati, Neylü '/-emel fi zeyli'd-Düvel (nşr. Ömer A.

Tedmüri), I-IX, Beyrut 2002, I, 316.

62

Page 15: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE TARSUS

emirleri arasından seçilmesi ve bizzat sultanın inhasıyla (mersfun şerif) görevlendirilmesidir.64

Malatya ve Darende gibi Memlükler dönemindeki önemli hudut şehirlerine daha düşük rütbeli

emirlerin naip olarak tayin edildiği65 dikkate alındığında Tarsus'a verilen ehemmiyet daha iyi

anlaşılabilir.

761 (1360) senesinde gerçekleşen bu seferin ardından fazla geçmeden 776 (1375) yılında

civardaki Türkmen beylerinin de yardımıyla Ermeniterin elindeki son önemli şehir Sis de aluımış ve

Memlük tarihçisi Makrizi'nin (ö. 845/1441) ifadesiyle bu sayede Hıristiyan (Haçlı) Ermenilerin

devleti yılalnııştır.66 Bir başka Memlük .tarihçisi İbn Kadi Şühbe de (ö. 851/1448) bu son fetihle

Çukurova'ya ilk defa bir Türk devletinin hakim olduğuna işaret etmektedir.67 Dolayısıyla Memlükler,

civardaki Türkmenlerin de iştirakiyle gerçekleştirdikleri bu son akınlar neticesinde Çukurova

bölgesine tamamen hakim olmuş ve burayı bir Müslüman-Türk yurdu baline getirmişlerdir. Bölgeyi

Ayas, Tarsus ve Sis şeklinde genellikle Memlük ümerası arasından tayiri edilen valilerin yönettiği üç

naiplik şeklinde idari taksi:me tabi tutmuşlardır.68 Tarsus'un bir Memlük şehri baline gelmesinden

sonra Memlük tarihçilerinin de bu şehre eserlerinde daha fazla yer verdiği ve buraya tayin edilen

naiplere sıkça işaret ettiği görülmektedir. Kaynaklarda Tarsus'tan, muhtemelen devletin merkezinden

uzak olması nedeniyle, önde gelen idareciler ve ordu mensuplarının sürgüne gönderildikleri bir şehir

olarak da bahsedilir.69

Daha sonraları Tarsus, bazen Karamanoğulları (654-879/1256-1474) ve Ramazanoğulları

(753-101 7/1352-1608) beylikleri ile Memlükler, bazen de Osmanlı-Memlük mücadelelerine sahne

olan bir kavşak noktası haline gelmiştir. Memlükler Tarsus'u bir naiplik haline getirdikleri sırada

Konya ve civarında hakimiyet kurmuş olan Karamanoğulları da kuvvetli bir beylik olarak tarih

sahnesine çılanıştı. Memlüklerin Ermenileri devreden çıkarması gibi bazı önemli gelişmelerden

istifade eden ve Memlüklerle genelde iyi geçinen Karamanoğulları, beyliklerinin hakimiyet sahasını

Kayseri 'ye kadar ulaştırmışlardı.70 Devamlı surette genişleme siyaseti güden Karamanoğulları, 807

(1405) senesinde, Memlük Devleti'ndeki iç çekişmelerden de71 istifade ederek Tarsus'u kendi

topraklarına kattılar. Memlük tarihçilen şehrin, naip tarafından rüşvet karşılığında Karamanoğullarına

64 Bk. Kalkaşendi, Subhu'l-a'şô, IV, 228; Çetin, Mem/ükDevleti 'nin Kuzey Sınırı, s. 29-30. 65 Bk. Kalkaşendl, Subhu'l-a'şô, IV, 228. 66 Malaizi, es-Sülük, III/I, 238. 67

Tôrihu İbn Kôdi Şü/'!._b~, ID, 450. 68

Bk. Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar", s. 19; Çetin, Mem/OkDevleti'nin Kuzey Sınırı, s. 27. 69 Bk. Çetin, MemlükDevleti'~in kuzey Sınırı, s. 30-33. 7° Faruk Sümer, "Karamanoğullan",DİA, XXIV (2001), s. 457. 71

Bk. Yiğit, VII, ·108; Kazım Yaşar Kopraman "Mısır Memlillderi (1250-1517)", Türklet:: V, 115; Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar'', s. 79.

63

Page 16: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE TARSUS

verildiğini nakleder.12 Bu tarihten soma yaklaşık on iki sene kadar Karamanoğullarının elinde kalan ve

bazen Timur (771-807/1370-1405), bazen de Karamanoğullan beyleri adına hutbe okunan Tarsus, 8ı8

(14ı5) yılı başlannda Ramazanoğullan beyi Şehabeddin Ahmet tarafından geri alınmış ve burada

tekrar Memlük sultanları adına hutbe okurulmaya başlamıştır. 73 Ramazanoğullan beyi Şehabeddin

Ahmet'in Zilhicce 819 (Ocak-Şubat 141 7) tarihinde v~fatının ardından, Memlükler Tarsus dahil bütün

Çukurova'yı tekrar doğrudan kendi idarelerine almışlar ve . devletin yıkılışma ka·dar da bu

hakimiyetlerini sürdürmüşlerdir.74

Diğer taraftan Şehabeddin Ahmet'in vefatının ardından Karamanoğullarının tekrar Tarsus'u

ele geçirmesi Memlükleri harekete geçirmiş, Sultan el-Melikü'l-Müeyyed Şeyh (815-824/ı412-ı421),

büyük bir orduyla Suriye üzerine .sefere çıkmıştı (Rebiülevvel 820/Mayıs ı 4 ı 7). Sultanın harekete

geçmesinden soma Karamanoğullan beyi Mehmet, bir elçi göndererek özür beyan etmiş, Memlük

sultam adına hutbe okutarak para bastırdığını bildirmişti. Sultan el-Melikü'l-Müeyyed Şeyh ise

Karamanoğullarının Tarsus'u tekrar ele geçirmelerinden soma şehrin anaht~larını kendisine

yollarnamalan ve başka bazı iceaatlan nedeniyle onlara kızgındı. Kendisinin bu kadar yolu ve zahmeti

sadece Tarsus için çektiğini söyleyerek elçiyi azarladı ve onların eman talebini reddetti. Sultan, Halep

naibi ve bir emiri Tarsus üzerine yolladı, şehir emanla teslim alındı. Buradaki Karamanoğullan valisi

ve maiyeti hapsedildi. Bu sırada esas orduyla Elbistan' da bulunan Memlük sul tanı, Tarsus 'un geri

alınmasına çok sevindi. Şehri emanla teslim alan emirlerden Şahin el-İdkari'ye5 buraya naip olarak

tayin etti.76

Şahin el-İdkari Tarsus naipliği sırasında kö.tü bir yönetim sergilemiş, yöre halkı da

Karamanoğullarına başvurmuştu. Bu talep üzerine Karamanoğulları beyi Mehmet, oğlu Mustafa 'yı

72 Makrizi, es-Sü/Ctk, lli/3, 1148; Abdilibasıt el-Malati, Neylü'l-emel, m, 115; Muhammed b. Ahmed İbn İyas, Bedôiu 'z-ziilıürfi vekôii 'd-dühür (nşr. Muhammed Mustafa), I-V, Kahire 1982-1984, lll, 707.

73 Makrizi, es-Sülük, IV/1, 309; Abdilibasıt el-Malati, Neylü'l-emel, m , 283. Aynca bk. İbn Hacer, İnbôü'l­ğımır bi-ebnôi'l-umr (nşr. Hasan Habeşi), I-IV, Kahire 1998, m, 55. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Makrizi'den naklen, bu badisenin Muharrem 823 (Ocak 1420) taribinde gerçeİdeştiğini kaydetmektedir (Anadolu Beylikleri ve Akkoyım~u, Karakoyun/u Devletleri, Ankara 1988, s. 19). Oysa Mak:rizi, söz konusu tarihte bu badiseden değil, Karamanoğulları beyi Mehmet'in Kahire'de yaptıklanndan dolayı besaba çekilmesi ve hapse atılmasından .bahsetmektedir (es-Sülük, IVIl, 518-519). Aynca, Uzlinçarşılı, eserli:ıin Ramazanoğullarından bahseden kısmında kendi verdiği bu bilgiyle çelişen kayıtlara yer vermektedir (Anadolu Bey/ik/eri, s. 177). ·

74 Sümer, "Çukurova Taribine Dair Araştırmalar", s. 46. Krş. Besim Darkot, "Tarsus", İslôm Ansiklopedisi (İA), XII/1. (1979), s. 21.

75 Şahin el-İdkiiri (ö. 820/1417'den sonra) hakkında bk. İbn Tağriberdi, el-Menhelü's-sôfi, VI, 211-212; Şemseddin Muhammed b. Abdurrahman es-Sebiivi, ed-Dav 'ii '1-/ômi' li-ehli '1-karni 't-tôsi ', I-XII, Kahire,ty., m,293.

76 Makrizi, es-Siilük, IV/1, 402-403, 406-407; İbn Hacer, İnbôü'l-ğumr, m, 127-129; Sümer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar", s. 46-47.

64

Page 17: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE TARSUS

Tarsus'a gönderdi. Ramazanoğullan beyi İbrahim de Karamanoğullannı destekliyordu. Şahin el-İdkaıi

bu durumu bildiren ve yardım isteyen bir mektubu Kahire'ye yolladı. Bunun üzerine sultan, bir yandan

Halep n~iibini yardım için görevlendirirken, bir yandan da Karamanoğullarını destekleyen

Ramazanoğlu İbrahim Bey'i cezalandırmak için yerine oğlu Hamza'yı Adana naibi olarak tayin etti.

Bu tedbirlere rağmen gerekli yardım ulaşmadan Mustafa Bey Tarsus'u ele geçirdi ve Şahin el­

İdkari'yi zincire vurarak babasına gönderdi (821/1418).77

Karamanoğullarının bu hareketine çok kızan Memlük sultanı el-Melikü'l-Müeyyed Şeyh ertesi

yıl oğlunun komuta ettiği büyük bir orduyu Elbistan üzerinden Karamanoğullannın hakim olduğu

bölgeye yolladı. Şam naibini de Tarsus'u alması için görevlendirdi. Şam naibi, Ramazanoğlu Hamza

Bey ve bazı Türkmen emirleriyle birlikte Tarsus'un yanı sıra Misis ve Adana'yı da geri aldı. Daha

sonra da birlikte hareket eden Ramazanoğullan beyi İbrahim ile Karamanoğullan beyi Mehmet'in

oğlu Mustafa'ya saldırarak onlan büyük bir bozguna uğrattı (822/1419). Oğlu Mustafa öldürülen ve

kendisi de yakalanan Karamanoğullan beyi Mehmet ise Kahire'de Sultan el-Melikü'l-Müeyyed

Şeyh'in huzuruna· çıkanldı. Sultan onu özellikle Tarsus'ta yaptıklan nedeniyle azarladı ve hapse

attırdı.78

Sultan el-Melikü'l-Müeyyed Şeyh'in bu sert tutumu, Memlük hakimiyetini kabul etmek

zorunda kalan Karamanoğullarını bir süre Tarsus'tan uzak tutmaya yetti. Ancak 860 (1456) senesinde

Karamanoğullarından İbrahim Bey isyan ederek Tarsus ve civannı ele geçirdi. Buna çok kızan

Memlük sultanı el-Melikü'l-Eşref İnal (857-865/1453-1461), büyük bir ordu hazırlattı. Önce keşif

birlikleri yolladı. Daha soma yola çıkan asıl ordu, Karamanoğulları ülkesini tahrip etti ve onlara büyük

zayiat verdirdi (86111457).79 Sultanın yolladığı keşif birlikleri, Tarsus'taki Karamanoğullan valisini

yakalayarak öldürdü, başını da Kahire'ye yol1adı.80 Tarsus'un Memlük ordusu tarafından

Karamanoğullarından geri alınması hususunda Ramazanoğullan beyi Dündar'ın da yardımcı olduğu

kaydedilmektedir. 81

n İbn Hacer, lnbôü'l-ğumr, III, 159-160, 172. Krş. Mak:rizi, es-Sülük, IV/1, 456,457,463, 4(i6. 78 Makıizi, es-Süluk, IV/1, 494-495, 518-519; İbn Hacer, lnbôü'l-ğumr, ID, 189, 197-198; Sümer, "Çukurova

Tarihine Dair Araştırmalar", s. 48, 49. Krş. Çetin, MemlılkDevleti'nin Kuzey Sınırı, s. 37. 79 İbn Tağriberdi, en-Nücianü 'z-ziihire fi mü lı/ki Mısr ve '1-Kiihire, I-XII, Kaltire 1956, XIII (nşr. Febim M.

Şelrut), Kaltire 1970, XIV (nşr. Cemal M. Muhriz-Febim M. Şelrut), Kaltire 1971, XV (nşr. İbrahim Ali Tarhan), Kaltire 1972, xVı (Cemaleddin eş-Şeyyal-Febim M. Şelrut), Kahire 1972, XVI, 97, 102, 109-110; İbn İyas, Bediiiu 'z-ziihur, n, 334, 339, 340. .

80 Abdilibasıt el-:Malati, Neylü'l-emef, VI, ll; İbn İyas, Bediiiu.'z-zühür, n, 336-337. . - . · 81 Sümer, "Çukurova Taribine Dair Araştırmalar", s. 52-53; Çetin, Memluk Devleti'nin Kuzey Sınırı, s. 37-38.

65

Page 18: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAMKÜLTÜR VE MEDENiYETiNDE TARSUS

Bundan sorua Tarsus'un tarihinde başka aktörler de devreye girecektir. Bunlardan biri olan

Dulkadiroğulları 872 (1467) senesinde içinde Tarsus'un da bulunduğu bazı şehirleri istila ettiler.82

Memlükler, Tarsus'u ancak 876 (1471) senesinde, Dulkadiroğulları üzerine gönderilen Emir Yeşbek

min Mehdl'nin83 büyük mücadeleleri sonucunda geri alabildi.84 Emir Yeşbek'in Ramazanoğlu beyini

yanına bir miktar Memlük askeri vererek Tarsus ve; civarına gönderdiği ve bu birliğin büyük bir

muhasaradan sorua şehri geri aldığı kaydedilmektedir.85

Dulkadiroğulları tehlikesinin hertaraf edilmesinden sorua, Tars~ üzerinde iki büyük devletin,

Osmanlılar ve Memlüklerin hakimiyet mücadelesi başlamıştır. Esas itibariyle Hicaz su yollannın

tamiri, Dulkadiroğullarına bey tayini ve Cem Sultan'ın Memlüklere iltica etmesi gibi sebeplerle86

bozulan ilişkiler, iki devleti hasım haline getiimiştir. Daha birçok sebepten bahsetmek mümkünse de,

Memlük sultanı el-Melikü'l-Eşref Kayıtbay'ın (873-902/1468-1495), kendisine sığınan Cem Sultan'ı

dostça kabul etmesi ve ona yardımcı olması, bu iki devleti savaşa götüren esas faktör olarak öne

çıkar.87 Sonuçta, 890 (1485) senesinde Osmanlılar, Memlük Devleti'nin hakimiyetindeki Gülek,

Tarsus ve Adana'yı işgal etti.88 Ancak ertesi ·yıl Memlükler, bu şehirleri Osmanlıların elinden geri

almaya muvaffak oldu.89 Daha s~rua iki devlet arasındaki Çukurova'da hakimiyet kurma amaçlı savaşların sürdüğü ve bu şehirlerin de Osmanlılarla Memlükler arasında el değiştirdiği

82 Abdilibasıt el-Malati, Neylü 'i-emel, VI, 281; İbn İ yas, Bediiiu 'z-zühUr, ll, 460; Çetin, Memlulf Devleti 'nin Kuzey Sınırı, s. 38.

83 Emir Yeşbek min Mehdi (ö. 885/1480) hakkında bk. S~havi, ed-Dav'ü'l-lômi', X, 272-274; Abdilibasıt el­Malati, Neylü'l-emel, VII, 271, 274; İbn İyas, Bediiiu'z-zühfir, m, 170-171, 172-174, 177; Şeınseddin Muhammed b. Ali b. Ahmed b. To lun, Müfiikehetü 'l-hılliin fi haviidisi 'z-zamiin (nşr. Halil el-Mansur), Beyrut 1998, s. 26.

84 Abdilibasıt el-Malati, Neylü ·z~emel, VII, 16; İbn İ yas, Bedôiu 'z-zühur, m, 63. 85 Hatib el-Cevheri, İnbiiü 'l-hesr bi-ebniii'l-asr (nşr. Hasan Habeşi), Kahire 1970, s. 328; Muhammed b.

Mahmud İbn Ec§, Rihletü 'l-Emfr Yeşbek min Mehdi ed-Devadar (nşr. M. Ahmed Dühman), Dımaşk 1986, s. 54. Altan Çetin, Yeşbek'in Tarsus'u geri aldığı savaşla, Raınazanoğııllarının Tarsus'u geri almak için yardımcı olmalarını iki ayrı hadise gibi nakletmiştir (MemlılkDevleti'nin Kuzey Sınırı, s. 38).

86 Memlük Osmanlı ilişkileriyle alakalı geniş bilgi için bk. Yiğit, VII, 148 vd.; Şehabeddin Tekindağ, ''Fatih Devrinde Osmanlı-Memlilldu Münasebetleri", Tarih Dergisi, XXX (1976), s. 73-85; a.mlf., "ll. Baye_zid Devrinde Çukur-ova'da Nüfuz Mücadelesi, İlk Osmanlı-Memlı1klu Savaşları (1485-1491)", Belleten, XXXI/123 (1967), s. 345-37'3.;

87 Bk. Şehabeddin Tekindağ, ''Memlfik Sultanlığı Tarihine Toplu B,ir Bakış", Tarih Dergisi, XV (1971), s. 31. 88 Abdilibasıt el-Malati, Neylü'l-emel, VII, 421; İbn İyas, Bediiiu'z-zühur, ill, 218; Şihabeddin Ahmed b.

Muhammed b. Ömer İbnü'l-Hımsi, Haviidisü'z-zamiin ve vefiyyôtii'ş-şüyfih ve'l-akriin (nşr. Ö. Abdüsselam Tedmüri), I-ill, Beyrut 1999, I, 302; Tekindağ, "ll. Bayezid Devrinde Çukur-ova'da Nüfuz Mücadelesi", s. 351. Krş. Şeınseddin Muhammed b. Ali b. Ahmed İbn Tolun, Müfiikehetü'l-hılliinfi haviidisi'z-zamiin (nşr. Halil el-Mansur), Beyrut 1998, s. 61. ·

89 İbnü'l-Hımsi, Haviidisü'z-zamiin, I, 306. Krş. Abdilibasıt el-Malati, Neylü'l-emel, Vlll, 18; İbn İyas, Bediiiu 'z-zühur, m, 226.

66

Page 19: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENiYETiNDE TARSUS

anlaşılmaktadır.90 Nihayet 896 (1491) senesinde, iki devlet arasındaki elçi teatileri neticesinde

akdedilen sulha göre, Tarsus ve Adana'nın anahtarlan Memlük sultanına takdim edilmiş,91 böylece

Tarsus tekrar bir Memlük şehri olmuştur. Tarsus'un Memlüklere iadesi hususunda bu şehir ve

Adana'nın Mekke ve Medine (Haremeyn) vakfı kabul edilmesinin de önemli rolü olduğu

belirtilmektedir.92 Memlük kaynaklan, Tarsus'un Osmanlılar tarafından Memlüklere teslim

edilmesinden sonra naip tayinleri ve bazı idarecilerin bu şehre sürülmesi gibi hadiseler dışında

Tarsus'tan fazla bahsetmez. Bu durum, Memlük Devleti'nin Osmanlılar tarafından ortadan ·

kalcimlmasına kadar Tarsus'ta önemli sayılabilecek siyasi ya da askeri bir hadisenin olmamasına

bağlanabilir. Osmanlıların Memlük Devleti'ni ortadan kaldırmasına kadar geçen süreçte bir Memlük

şehri olarak hayatiyetini sürdüren Tarsus, Mercidabık Savaşı'nın ardından Osmanlı hakimiyetine

girmiştir (Receb 922/Ağustos 1516).93

Bir buçuk asn aşan bir süre Tarsus'u hakimiyeti altında tutan Memlükler, bu şehirde bazı

eserler de bırakrruşlardır. Tespit edebildiğimiz kadanyla, Halep naibi Emir Seyfeddin Beydemir el­

Harizrn1, şehri Erinenilerden aldıktan sonra buradaki bir kiliseyi (Ayasofya Kilisesi) C<l;miye

çevirtmiştir. Bu cami, Begtemür, Bay-Temür, Cami-i Atık (Eski Cami) gibi isimlerle. anılmaktadır.94

Memlük sultanlarından el-Melikü'z-Zahir Seyfeddin Çakmak (842-857/1438-1453) tarafından inşa

ettirildiği tahmin edilen Çalanakıyye (Debbağhane) Medresesi ve birkaç defa Tarsus'ta saltanat

naipliği görevini de üstlenmiş olan Memlük sultanlarından el-Melikü'l-Eşref Kaosu Gavri'nin (906-

922/1501-1516)95 yaptırdığı Hz. Daniyal Türbesi de burada zikredilmelidir. Ancak bu son iki yapının

söz konusu sultanlar tarafından inşa ettirilmiş olduğu şeklindeki bilgileri Memlük kaynaklarından

tevsik ve teyit edemediğimizi belirtmeliyiz.

Sonuç

90 Bk. Abdilibasıt el-Malati, Neylü'l-emel, VIII, 107, 113, 116, 117, 118, 121, 123, 124, 139, 142; İbn İyas, Bedaiu'z-zühiir, m, 250, 255-257;· 261; İbnU'l-Hımsi, Havôdisü'z-zaman, I, 312, 314; İbn Tolun, Müfakehetü'l-hıllan, s. 77, 80, 83, 85, 90; Tekindag, "IL Bayezid Devrinde Çukur-ova'da Nüfuz Mücadelesi", s. 351 vd.

91 Abdilibasıt el-Malan, Neylü 'I-emel, VIII, 187, 194, 226, 23 1; İbn İ yas, Bedaiu 'z-zühiir, m, 281-282, İbnü'l­Hımsi, Havôdisü 'z-zaman, I, 325, 326-327, 33 1; İbn To lun, Miifakehetü 'l-hıllan, s. 115, 119-120, 121, 122.

92 Bk. Hoca Sadettin Efendi, Tacü't-tevarih (haz. İsmet Parmaksızoğlu), I-V, Ankara 1999, m, 271; Tekindağ, "II. ~ayezid Devrinde Çukur-ova'da Nüfuz Mücadelesi", s. 372-373; Darkot, "Tarsus", s. 21.

93 Bk. İbn İyas, Bedaiiı'z-zühür, V, 102; İbnü'l-Hımsi, Havôdisü'z:.zaman, II, 286, 287, 288; İbn Tolun, Müfakehetü '1-hıllan, s. 334 vd.; f:eridun Emecen, "Mercidabık Muharebesi", D lA, XXIX (2004), s. 175-176; Darkot, "Tarsus", s. 21-22; Çetin, MemlükDevleti'nin Kuzey Sınırı, s. 40.

94 Bk. Siimer, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar'', s. 18. ~·. . 95 Abdülhay b. Ahmed İbnü'l-imact; Şezeratü'z-zeheb .fi ahbôri men zeheb (nşr. Abdülkadir el-Amaud­

Mahmud el-Arnafıd), I-X, Dımaşk 1986-1993, X, 159-160.

67 .

Page 20: TÜRK-İSLAM TUR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D209922/2010_AYAZF.pdf"Memlı1k-Haçlı Münasebetleri", Türk Dünyası Araştımıaları Dergisi, 106 (1997), s. 152. Krş. Reuven

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE MEDENiYETiNDE TARSUS

Memlükler, sahip olduklan geniş toprakları koruyabilmek için özellikle Moğol İlhanlılarla

giriştikleri mücadeleler esnasında, Suriye'nin kuzeyine göç etmiş bulunan Türkmen gruplarını bölgede

iskan etmek, liderlerine emirlik vermek suretiyle hem Halep ve civarında bem de Çukurova bölgesinde

Müslüman-Türk unsurların nüfus bakımından kesafet kazanmasım temin etmişlerdir. Böylece bir

tampon güç oluşturmuşlardır. Bu gruplar daha ·spnra Çukurova ve civarında kurulacak Türk

beyliklerinin de nüvesini teşkil edecektir.

Moğollarla mücadele etmek için çok yönlü bir siyaset güden Memlükler, bu uğurda önlerinde

engel olarak gördükleri bütün hasımlarını birer birer ortadan kaldırdılar. Öncelikle Haçlılan devreden

çıkardılar, Çukurova'daki Ermenileri ise bazen akınlar dÜZenleyerek bazen de tehdit ederek etkisiz

bale getirdiler. Bunun ardından önceden beri Çukurova'ya yönelik olarak sürdürdükleri akmlan,

İlhanllların zayıflaması ve bir tehdit olmaktan uzaklaşmasıyla himayeden mahrum kalan Ermeni

Krallığı'nı ortadan kaldınnakla sonuçlandırdılar. Bu esnada Çukurova bölgesi ve Tarsus'u da

hakimiyetleri altına aldılar.

Bundan sonra Memlük Dyvleti'nin karşısına Karamanoğullan, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar

gibi yeni basımlar çıkmıştır. Memlükler, kısa süreli olarak elinden çıksa da her seferinde Tarsus'u bu

yeni basımlanndan geri almayı başarmışlardır. Tarsus ve Çukurova'daki diğer şehirleri geri almak için

Osmanlıtarla ciddi savaşlara da girişmişlerdir. Ne var ki, çağın gerektirdiği askeri ıslahatı

gerçekleştiremeyen Memlük Devleti, hem bu yüzden bem de iktisadi açıdan zor durumda olduğundan

Osmanlılar karşısında tutunamamıştır. Memlük Devleti, Mercidabık Savaşı'ndan soı1ra Tarsus'u

kaybetmiş, Ilidaniye Savaşı'nın ardından da tarih sahnesinden çekilmiştir.

Hakim olduğu dönemde Tarsus'u Halep'e tabi bir naiplik haline getiren Memlük Devleti,

burada saltanat naibi olarak görevlendirdiği kişileri, birkaç istisna dışında, en üst rütbeye sahip ümera

arasından seçmiştir. Karamanoğullannın Tarsus'u ele geçirmesi üzerine 820 (141 7) senesinde bizzat

Sultan el-Melikü'l-Müeyyed Şeyh'in bu şehri geri almak için sefere çıkmış olması, Tarsus'a verilen

ehemmiyeti gösteren önemli bir örnektir.

*** Oturum Başkanı P rof. Dr . Mustafa Fayda: ..

Sayın Doç. Dr. Fatih Yahya Ayaz'a teşekkür ediyoruz. Gerçekten Memlükler dönemi önemli

bir safhasım teşkil ediyor hem Çukurova'nın hem Tarsus'un.

Şimdi de Yrd. Doç. Dr. Abdullah Poş bize "Osmanlı/ar Döneminde Tarsus"tan bahsedecekler.

Buyurun Sayın Hocam.

68