Thomas R.p.mielke İnanna

8/12/2019 Thomas R.p.mielke İnanna

http://slidepdf.com/reader/full/thomas-rpmielke-inanna 1/579





THOMAS R.P. MIELKE Ak Tanr #ças# $nanna

$nanna, iyi ve kötü özelliklerin tümü olan yüz ME'yi eski tanr #n#nelinden

almay# baar #r ve onlar # insanlara arma'an eder. Atlantis tanr #lar #,onun bu davran##n# asla affetmeyecektir...Thomas R.P. Mielke, 1940 y#l#nda Detmold'da do'mutur. HalenBerlin'de yaamaktad#r, evli ve dört yetikin çocu'u vard#r. Çoksay#datarihsel, bilim-kurgu ve k #sa hikaye türünde eseri vard#r. Eserleri birçoködül alm# ve çeitli dünya dillerine çevrilmitir.i1© 1997 by Franz Schneekluth Verlag, MünchenOrijinal Ad# $nanna-Odyssee einer Göttin© 2000 Yurt Kitap-Yay#nÇeviren Atilla Dirim Tashih Zeliha *ahin Kaya

Yurt Kitap-Yay#n 108 * Tarihi Romanlar Dizisi 17ISBN 975-7076-30-92. Bask # Eylül 2004, AnkaraDizgi Yurt Kitap-Yay#nKapak Ali $mrenBask # Cantekin Matbaas#, AnkaraYurt Kitap-Yay#nKonur Sokak No: 26/3

K #z#lay-ANKARATel: (0312)4173549Fax: (0 312) 425 36 40e-maii: [email protected] www.yurtkitap.com A*K TANRIÇASI$ NANNA

mailto:[email protected]

http://www.yurtkitap.com/

http://www.yurtkitap.com/

mailto:[email protected]

http://www.cizgiliforum.com/




THOMAS R.P. MIELKEmitolojinin roman# N

Çeviren Atilla D$R $M

Yakla#k 20 Bin Y#l Önceki Buzullanma

$Ç$ NDEK $LER

Mutlular Bahçesi..........................................................9Yok Olu *ark #lar #......................................................29Tanr #lar Okulu............................................................45Her *ey Ak #yor...........................................................62

Direni.......................................................................79Geçmiin I#'#............................................................95Son Günün Sabah#..................................................112Tanr #lar #n Alacakaranl#'#..........................................129Tufandan Geriye Kalanlar........................................147Ta B#çak.................................................................164Kurtlar ve *elale......................................................183





Yeni Balang#c#n $aretleri.......................................199Karanl#klar Dünyas#ndan Kaç#................................219

Kayadaki Bal#k.........................................................238Lepeno Burgac#nda.................................................256Son K #....................................................................276Sazl#k Tarlalar #.........................................................294Üç Deniz Üzerinde...................................................313Yaln#zl#k Adalar #.......................................................332$ç Dünya ve D# Dünya............................................353Tanr #lar #n S#rr #..........................................................371Tanr #sal ME U'runa Sava......................................390Kad#nlar #n *ehri.......................................................413$ki Erkek...................................................................431Dünden Vedalama.................................................450Kutsal Dü'ün...........................................................469Osiris'in Ülkesi.........................................................489Sphinx......................................................................511

Aç#klamalar..............................................................531Kaynakça.................................................................557

MUTLULARIN BAHÇES$

Söylenene göre, Tanr # Ta#'na sahip olan biri, kiklop duvarlar #ndakikap#y# açabilirmi. Ben bu. taa sahiptim.Ek yerleri neredeyse hiç belli olmayacak ekilde üst üsteyerletirilmi kocaman kaya parça-ar #ndan oluan duvar #n

ortas#ndaki küçük kap#ya ak #yordum. Metal par #lt#lar saçan a'#rkalaslarla s#-s#k #ya kapat#lm#t#. Görünürde ne bir kilit, ne de birsürgü vard#. *ehrin çok ard#nda bulunan Yasak Bahçe'ye nas#lgirece'imi bilemiyordum."Fakat ben içeri girmek istiyorum!" diye f #s#ldad#m. Oldukçagecikmitim. Büyük ehrin tam ortas#nda bulunan tepenin üzerine beklenmedik bir ekilde silahl# muhaf #zlar ve daha önce





görmedi'im garip aletler yerletirilmiti. Bir eyler oluyordu ve buolanlar #n günein bat#m#ndan sonra balayacak olan büyük Krallar

*öleni'nin haz#rl#klar #yla bir ilgisi yoktu.Parmak uçlar #m yavaça Tanr # Ta#'n#n üzerinde gezindi.Çocuklu'um boyunca onu sol bile'imdeki bir band#n içindeta#m#t#m. Reçine ve bal renkli bu ta, benim koruyucum ve t#ls#-m#md#. Gece gündüz kalbimin at#lar #n# dinliyor, açl#'#ma,susuzlu'uma, k #saca bana zarar verebilecek her eye dikkatediyordu. Alt# y#l önceki son kutsama esnas#nda barahip taraf #ndanmetal bir zincirin ucuna tak #lm# ve törenle boynuma as#lm#t#.Tanr # Ta#'n# o zamandan beri gö'üslerimin aras#nda muska vet#ls#m olarak ta#yordum.Bu ta sayesinde kraliyet saray#n#n ar ivinden istedi'im mü-

zik parças#n# ve yaz#l# metinleri dinleyebiliyor, ayn# taa sahipolanlar #n tümüyle konuabiliyor ve bakalar #na kapal# olankap#lar #n tümünü açabiliyordum. Hatta Tanr # Ta#'n# dikkatle

oynatt#'#m zaman, en kal#n bulut örtüsünün alt#ndan bile mat bir##lt# halinde günein nerede oldu'unu görebiliyordum.Birkaç gün sonra sahip oldu'um ta büyük bir törenle RunMührü'yle mühürlenecek ve böylece sonsuza dek hükmedenlerinaras#na kat#lm# olacakt#m. O gün geldi'inde yarat#l##m üzerindentam on be y#l geçmi olacakt# - fakat etraf #mdaki insanlar için busüre çok daha fazlayd#, çünkü onlar zamanlar #n# büyük kozmikdevire göre de'il, dünyan#n güne etraf #nda yapt#'# devire göre

hesapl#yorlard#.O gün geldi'i zaman ku uçuu bir günlük mesafede bulunan di'er bölgelerde neler oldu'unu ö'renecek, ne zaman di'erleriyle biraraya gelmek istedi'ime ve ne zaman yaln#z kalmak istedi'imekendim karar verecektim."$çeri girmek istiyorum!" dedim bir kez daha ve sahip oldu'umdan bu yana ilk kez Tanr # Ta#'n# vücudumdan uzaklat#r-d#m.




nledim.


Boynumdaki zinciri ba#m#n üstünden ç#kard#m, uzun, kahverengisaçlar #m# düzelttim ve kap#ya do'ru yürüdüm. Üç ad#m, iki ad#m...

kala durdum ve elimi uzatt#m. Parmaklar #m#n aras#ndaki ta sankiyavaça #s#nmaya bal#yordu. Onu önce bir tarafa hareket ettirdim,sonra da di'er tarafa. Metal kalaslardan yay#lan enerji, kap#n#nüzerini görünmez bir kubbe gibi örtüyordu. Sadece orta k #sm# birazdaha ince gibiydi. Yavaça e'ilerek kubbenin zay#f noktas#ndangeçtim ve bundan sonras# tahminimden çok daha kolay oldu.Kap# sanki görünmez hizmetkârlar taraf #ndan ikiye ayr #lm# vekanatlar yavaça birbirlerinden ayr #lmaya balam#t#. Burnumailkel, fakat tatl# bir koku geliyordu. Bir an için derin bir nefesald#m, gözlerimi kapad#m ve uzaklardan gelen say#s#z incecik sesinf #s#lt#s#n#, arp ve simbalonlar #n yumuak melodilerini di

Çok k #sa bir an için hâlâ geriye dönebilece'imi düündüm.Tek yapmam gereken arkam# dönerek d#ar # ç#kmakt#. Kap#, sanki

hiçbir ey olmam# gibi kapanacakt# ard#mdan. Fakat ba#m# sallad#m, gülümsedim ve Yasak Bahçe'ye ayak bast#m.Seslerden ve renklerden, kokulardan ve alg#lardan oluan buyabanc# dünya beni kabul etmiti. Geni, beyaz ta saks#lardakie'reltiotu benzeri bitkilerin hakk #mda ak #nl#kla f #s#ldat#klar #-n#,f #skiyeli bir havuzun etraf #ndaki kular #n merakl# c#v#lt#larla bal#klara geliimi haber verdiklerini, dallar # çiçeklerle dolu büyüka'açlar #n yapraklar # aras#nda esen rüzgâr #n ak #nl#kla nefesini

tutuunu dinledim.Hâlâ az da olsa endieliydim. Yavaça k #rm#z# ve siyah kaya parçalar #ndan yap#lm# olan kiklop duvar #n#n hemen dibinde bulunan f #skiyeli havuza gittim. $çinde k #rm#z# ve alt#n renkli süs bal#klar #n#n yava yüzgeç hareketleriyle yüzdü'ü berrak kaynaksuyu, günein ##'# alt#nda par #lt#lar saç#yordu. Sanki çember biçimli kanallar # ve tepenin üzerindeki görkemli saray#yla büyük





kraliyet ehrinden ç#km# ve çocuklu'umun hâlâ bar # doludünyas#na geri dönmütüm.

Burada yukar #da, tap#na'#n arkas#nda, kudretli metropolüngürültüsünden eser bile yoktu. Ne araba tekerleklerinin g#c#rt#s#, nesokak sat#c#lar #n#n ba'#rt#lar #, ne liman bölgesindeki denizcilerin#sl#k ve ç#'l#klar #, ne de aa'# ehrin çok say#daki stadyum vearenalar #ndan gelen alk # sesleri. Hatta koyu mavi semada bir tekgök arabas# olsun görünmüyordu."Geciktin, $nanna" dedi arkamdan yumuak bir erkek sesi. Bir aniçin belli belirsiz bir irkilmeyle kas#ld#m, fakat hemen sonra busesin kime ait oldu'unu anlad#m. Bir elimle aç#k yeil, ipe'imsi birkumatan yap#lm# k #sa elbisemin eteklerini düzelttim, di'er elimlede olgunlamaya balayan iki yar #m meyveyi and#ran gö'üsleriminaras#nda sallanan Tanr # Ta#'n# örttüm.

"Sen misin, Osiris?" diye sordum yavaça. "Sessim belli belirsiz

titriyordu. Kalbimin daha h#zl# att#'#n# ve yüzümün alev alevyanmaya balad#'#n# hissettim. "Daha erken gelemedim... saray#nher taraf #nda ustalar ve muhaf #zlar kouturup duruyor... çokheyecanl#lar, iç avlunun sütunlar #n#n aras#na halatlar geriyor vegarip aletler yerletiriyorlar."Sonra sustum ve büyük e'reltiotlar # yavaça aralanmaya balad#.Çenesi ve yanaklar # yeni yeni tüylenmeye balam#, geni al#nl#,gösterili bir delikanl# ortaya ç#kt#. Üzerinde kaba kumatan

yap#lm# gri bir pelerin vard# ve belindeki kemerden aa'# üzerleridü'ümlü rengârenk ipler sallan#yordu. Yasak Bahçe'de en küçük bir esinti olmamas#na ra'men, ince, sar # saçlar # her ad#m at##ndadalgalan#yordu."Bir deprem olaca'#n#n söylendi'ini duymad#n m#?" diye sorduOsiris gülümseyerek. Ses tonundaki bariz üstünlük, kendimi bir kezdaha aptal ve cahil hissetmeme yol açt#. Baka kad#nlar #n veya




-


k #zlar #n da ayn# eyi hissedip hissetmedi'ini bilmiyordum, fakather halükârda konutu'um erkekler beni hem öfkelendiriyor, hem

de etkiliyordu. Fakat birkaç ay öncesine kadar böyle de'ildim.Uzun uzun düünmeme ra'men bu çelikinin beni neden giderekartan bir ekilde ilgilendirdi'ini anla-yam#yordum, fakat Tanr # Okulu'ndaki bilgeler ve kâhinler bile bana neden erkeklerin erkek,kad#nlar #n da kad#n gibi oldu'unu söyleyememiti."Yanarda' her an faaliyete geçebilir" diye sözlerine devam ettiOsiris yumuak, fakat ö'retici bir sesle. "Her tarafta gök gemilerihaz#rlan#yor. Krallar #n bugün ada krall#klar #na dönmeleri bile sözkonusu.""Sadece ada krall#klar #na kadar m#?"Sözlerim a'z#mdan ç#kar ç#kmaz bu sorunun ne kadar aptalca vegereksiz oldu'unu fark ettim. Zaten bunu bilmek de istemiyordum.Bak #lar #m Osiris'in boynundaki Tanr # Ta#'na kay

m#t#. Gizlice iç çektim ve ta#n#n onun genç bir tanr # oldu'unu

gösteren sedef benzeri incecik bir maddeyle kapl# oluunuk #skand#'#m# düündüm. Osiris sanki düüncelerimi okumu gibi, bana cevap vermeden önce ta#n# bir eliyle örttü. "Büyük birk #sm#n#n koloniletirilmi ülkelere kaçmay# çok istedi'indeneminim. Korkmana gerek yok - u ara kimse seni aramayakalk #maz. Burada tamam#yla güvendeyiz.""Bu yüzden mi Yasak Bahçe'yi seçtin?""Bu bahçe ve Basilea ehrinin eski bölümünde bulunan Gri Ev, bu

adada Tanr # Talan'n#n d#ar #yla ba'lant#lar #n#n tam anlam#ylakesildi'i yegâne yerlerdir."Ona üpheyle bakt#m ve bir kez daha onun plan#na hayranl#k m# duymam, yoksa öfkelenmem mi gerekti'inden emin olamad#m.Osiris'in yaklaan bir depremi f #rsat bilerek benimle yaln#z kalmayaçal#mas#, gururumu ok am#yor de'ildi. O sahip olduklar # gemilerleve vahilerle olan maceralar #yla böbür-lenmekten baka bir ey







ne kadar yüksek olursa olsun, hiçbir tanr #sal varl#'#nödeyemeyece'i bir bedeldir bu!"

"Bize yasaklanm# olan hiçbir eyi yapmad#k!""Yapmad#k m#?" dedim hüzünle gülümseyerek. "Fakat yapabilirdikdemek istiyorsun, de'il mi?.." Bir kez daha güldüm. F#skiyelihavuza gittim ve damlac#klarla dalgalanan yüzeyde yüzümüinceledim. Bu gerçekten ben miydim? Yoksa suda yans#yan güzelk #vr #ml#, dolgun dudakl#, inci dili, ciddi ifadeli, oval yüzlü, adadado'an tüm çocuklar #n sahip oldu'u ve tanr # çocuklar #n#n yüzy#llar boyunca sahip olmaya devam edece'i alt#n par #lt#l# aç#k mavi gözlü bu suret, bir müddet sonra dönüece'im tanr #çaya m# aitti?Sonsuzluk kadar k #ymetli bir an boyunca, seçilmilerin hâlesi, sudayans#yan di'er çehremin ba#n#n ve omuzlar #n#n etraf #nda ##ldad#..."Sen de istiyordun, ben de istiyordum" dedi di'er çehrem."Ölümsüzlükten daha büyük bir anlam ifade eden bir mutlulukar #yorduk."

"Ben bunu hâlâ istiyorum" dedi Osiris neler olup bitti'inianlamadan. Sudaki bal#klardan biri z# plad# ve suyu dalgaland#rarakdi'er çehremin yok olmas#na neden oldu. Yavaça ba#m# sallad#m,gözlerimi kapad#m ve derin bir nefes alarak Yasak Bahçe'ninkokusunu içime çektim. E'reltiotiarm#n gölgesi ve yumuak birgüne ##'#, kimli'i belirsiz bir ressam#n f #rças#ndan ç#kan renklergibi yüzüme düüyordu. Tenimdeki ##'#n ve gölgeninyumuakl#'#n# zevkle yudumlad#m, sonra gülümsedim ve gözlerimi

açt#m."Kaçmak için gemin haz#r!" dedim ve bu kez ben ona üstünlü'ümühissettirdim."Öyle bir gemi yok" diye kar #l#k verdi Osiris rahats#z bir sestonuyla. "Tanr # Okulu'nda bulunan herkesin büyük seremoniesnas#nda bir s#nava tabi tutuldu'unu benim gibi sen de biliyorsun.Sen henüz bir görev almad#n m#?"





"Hay#r" dedim ve bir kez daha gülümsedim. "Daha do'rusu... birdefas#nda Berios benim Verimli Hilal için ideal bir tanr #ça

olabilece'imi söylemiti.""Verimli Hilal m#? Böyle bir bölgeden söz edildi'ini daha önce hiçduymam#t#m.""San#r #m Berios bununla Amon-Ra, Enlil ve Enki gibi çok eskitanr # bölgesini kastediyor.""Demek Enki?" Osiris hakir görürcesine güldü. "Evet, do'ru, o birzamanlar F#rat ve Dicle aras#nda harap bir koloniye sahipti. Eridu...Evet, ismi buydu san#r #m. O bölgedeki di'er yerleim yerleri de budala yerlilerin oturdu'u saz kulübelerden ibaret zavall# köyler!Do'ru düzgün bir tap#nak veya saray yapmak için ta veya tahta bile bulamazs#n... maden bile yok! Zaten Tanr # Enki de çoktankolonisini terk ederek denize çekildi.""Peki ya sen neresi için düünülüyorsun?" diye sordum. Onunerkeklere has üstünlük taslama çabas# sinirlerimi bozmutu.

"Ben kendimi Sahra kolonileri için haz#rlad#m diye cevap verdigururla. "Çok verimli, fakat kolay de'il. Dünden beri bana özel birgörev verilece'ini de biliyorum. Çok k #sa bir süre sonra en eskitanr #lardan biriyle bir araya gelece'im. Ne yaz#k ki ismini kimseyesöylemem mümkün de'il...""Senin için ne büyük bir eref dedim onu önemsemedi'imi belirten bir ses tonuyla. Sinirlendi'imi fark etmesini istemiyordum. "Fakat belki de erkekler için iki ayr # ey ayn# önemi ta#yabilir, de'il mi?"

Ona yalan söylemesine ve kaçamak cevap vermesine imkântan#mayan bir ekilde bak #yordum. Ö'retmenlerim bile en ba#ndan beri bu bak #lar #n büyüsü kar #s#nda güçsüz kalm#lard#."Cevap ver" dedim ona. "Herkes tereddüt edebilir ve kaderinverece'i karar # bekleyebilir. Fakat bir tanr # önceli'in neredeoldu'unu bilmelidir: Senin için uzak ülkelere yapaca'#n uçu benden daha önemli mi?"





"Bunun ne kadar önemli oldu'unu biliyorsun" dedi bana neredeyseyalvaran bir ifadeyle, fakat bak #lar #m# daha da sert-letirdim.

Asl#nda mant#'#m ona hak veriyordu. Sadece alt# y#lda birdüzenlenen büyük seremoniye kat#labilmesi için, uçmas# artt#.T# pk # benim gibi o da çocuklu'undan beri o güne haz#rlan#yordu.Fakat ben buna ra'men onun yan#mda kalmas#n# istiyordum.Ondan imkâns#z# istememin sebebini bilmiyordum. Yoksa bu onus#nama arzusu muydu? Yoksa onun duygular #n#n mant#'#ndan dahagüçlü olmas#n# m# bekliyordum?"Demek gitmek istiyorsun?" dedim sonunda.Osiris huzursuzlukla a'#rl#'#n# bir baca'#ndan di'erine verdi."Beni anlamak istemiyorsun, $nanna! Tam iki saat boyunca buradaseni bekledim! *imdi de gelmi, benden... bu tipik... çocukça...özür dilerim, demek istedi'im...""Çocukça, öyle mi? Çok teekkür ederim! Bu söyledi'in bilegerçek de'il! Tipik genç k #z, tipik kad#n demek istemitin, de'ilmi?"

"Ne demek istedi'imi ben de a#rd#m!""O halde git!" dedim dik kafal# bir edayla. Gözlerimdeki alt#n p#r #lt#lar #n nas#l ate saçt#'#n# hissedebiliyordum. "Git ve küflüma'aralarda eski kemikler ara! Sonra da otur raporunu yaz, fakat bir daha asla beni kand#rmaya yeltenme!"Bo gözlerle beni süzdü, bir ey anlamazm# gibi ba#n# sallad# vead#m ad#m geri çekilmeye balad#. Bana ne oldu'unu bir türlü

anlayam#yordu. Beni as#l öfkelendirenin de bu anlay#- , sizli'ioldu'u akl#na bile gelmiyordu.Bir eyler söylemek ister gibi dudaklar #n# büzdü, sonrasendeleyerek geri döndü ve kendisini kiklop duvar #n#n kap#s#ndand#ar # att#.$çimde bir boluk duygusuyla öylece kalakalm#t#m. Bu kezdeprem kendi içimde oluyordu. Bembeyaz bir yüz ve titreyen





dudaklarla havuzun kenar #na futundum. Bir kez daha sudakiaksime bakt#m ve gelecek olanlar #n korkusu suyun yüzeyini

karartt#.*iddetli bir yer sars#nt#s#, duvara ne kadar yak #n durdu'umuhat#rlamama sebep oldu. Telala kap#dan d#ar # f #rlad#m. Kuzeyedo'ru f #rlatt#'#m bir bak #, neler olup bitti'ini anlamama yetmiti.Derinden gelen bir u'ultu büyük ve ma'rur ehrin titremesineneden oldu. Yüzlerce davulun gürültüsüne eit olan bu ses sankihiçlikten geliyor, fakat her tarafta ayn# iddette yank #lan#yordu. $lkgürültüyü kara bir sars#nt# takip etti. Sokaklar, meydanlar, hattasaray tepesi bile ayn# ekilde sars#l#yordu. Evlerin duvarlar #nanüfuz ediyor, sütunlar #n, köprülerin ve saray kap#lar #n#ng#c#rdamas#na neden oluyor, büyük metropoldeki tüm hayat# felçediyordu.*ehirdeki tüm erkek, kad#n ve çocuklar -ister insan, ister tanr #- o an bulunduklar # yerde kalm#lard#. Sonra gözle görül-17

meyen bir güç taraf #ndan yönetiliyormu gibi yüzlerini hep birdenKral Da'#'n#n üzerindeki ehre hakim tap#na'a do'ru çevirdiler.Erkekler balar #ndaki apkalar # ç#kard# ve kad#nlar avuç içleriniyakarmak istedikleri zaman yapt#klar # gibi birletirdiler."Tüm tanr # ad#na!" diye inledi baharat liman#nda bulunan büyükkapal# çar #n#n içindeki sat#c# kad#nlar. Tavandan balar #na ya'antozlar #n aras#nda yere çökmülerdi."Böyle olaca'#n# biliyordum!"

"Bu kadar debdebenin, bu kadar savurganl#'#n sonu böyle olurite!""Ceza günü gelip çatt# sonunda..."O çok eski alçakgönüllülük ve da'a tap#nma ritüellerini herkeshat#rlam#yordu. Baz# erkekler ve kad#nlar içgüdüsel bir hareketlekar #daki yan yana ve arka arkaya s#ralanm# gemilere bakt#lar.Lüks sürat tekneleri, demirden yap#lma büyük yük gemileri,





rengârenk yelkenleri olan #k gezinti yatlar #, hatta üç kürekgüvertesi olan eski moda bir yelkenli. Kürekçilerinin karaya

ç#kmas#n#n üzerinden en fazla bir saat geçmiti."Bu ne biçim bir kar #lama!" diye homurdand# birinci güvertededuran ve bir kas y#'#n#n# and#ran kürekçiba#. "Eve bu ekildedönece'imizi hiç düünmemitim.""Eski yasalar #n bile zerre kadar dikkate al#nmad#'#n# düünürsek, bu kar #lamaya bile ükretmeliyiz" dedi geminin uzun denizyolculuklar # sonucu y# pranm# olan sahibi."Pani'e gerek yok!" Saray duvarlar #ndaki mazgallardan bir rahibingür sesi iitildi. "Tekrarl#yorum: Pani'e gerek yok! Krallar #nhabercileri da'#n öfkesini önceden bildirmiti... ta ya'muruolmayacak... belki biraz lav külü. Kehanet pani'e gerek olmad#'#n# söylüyor! Bütün eytanlar kontrol alt#nda tutulacak!""Daha fazla günah ileyeyim deme, Jason" dedi kürekçiba# yangözle yanarda'#n tepesine bakarak. "Do'udaki ülkeden demirald#'#m#zdan bu yana adan#n on kral#na küfretmekten baka bir ey

yapt#'#n yok!"18"Boversene! Benim lanetlerim bile durumda bir de'iiklikyapamaz! Ben bir tanr #yd#m ve gücüm elimden al#nd#. B#rak dadiledi'im gibi küfredeyim... nas#l olsa kimsenin umurunda bilede'il! Senin de'il, kürekçilerin de'il, kendilerini dünyan#n efendisisanan u megalomanlar #n da de'il! Krallar #m#z ve elçileri olacak oherifler ölçüyü iyice kaç#r # p, fazlas#yla küstahlat#-lar! Tembeller!

Asalaklar! Di'er yarat#klar #n önlerinde sürünmek için yarat#ld#'#n# düünüyorlar! Vakti zaman#nda ben herkesi uyarm#t#m!"

"Ya eline ne geçti?" diye sordu kürekçiba# alayc# bir sesle."Üç kürekçi güvertesi olan bir gemiye sürgün!" dedi geminin sahibive uzaklara bakt#. "Köle ticareti! Sürgünler ve mahkûmlar! Pisliklerve döküntüler! Hal#n#n desenine uymayan dehalar! Budalalar ve





dangalaklar! Ancak dünyan#n bilmem ne-resindeki #ss#z adalar #n paklayabilece'i ak #l ve ruh hastalar #!"

"Ne güzel bir dünya!" dedi kürekçiba# dilerinin aras#ndan.Geminin sahibi kuru bir sesle güldü. "Evet, bizim dünyam#z...onlar #n dünyas#!" dedi sonra. "Di'er gemilere baksana... eriyenenerjinin gücüyle havada, denizin üstünde ve okyanusunderinliklerinde gidiyorlar. Fakat bu nedir ki... Eriyen enerji, birzamanlar kaybetti'imiz büyük bilgilerin yan#nda hiç kal#r!"Yanarda' sanki bu sözleri beklermi gibi bo'uk bir gümbürtününeli'inde havaya yüksek bir lav sütunu f #k #rtt#. Simsiyah birduman bulutu gö'e yükseliyordu. $ç içe geçmi dairelerden oluan büyük ehrin sokaklar #nda, limanlannda, kanallar #nda vetarlalar #nda bulunan insanlar #n hiçbiri k #m#ldam#yordu.Yelkenli gemiye sürgün edilmi olan adam liman#n sular #natükürdü ve gözlerini k #sarak ate ve duman sütununu, gökyüzünüve ma'rur ehrin tepelerini inceledi. Pek uzakta olmayan büyük birmeydanda, art#k omurgalar #n#n alt#nda suya ihtiyaç duymayan hava

gemilerinin durdu'unu gördü. Bak #rdan ve gümüten yap#lm# yuvalar #nda oturan dev kular # and#r #yorlar-19di. Alt#n ##lt#lar saçan kraliyet saray#n#n muazzam duvarlar #n#nalt#nda birtak #m k # p#rdanmalar balad#. Geminin sahibi eski püs-kü,tahtadan yap#lm# bir dürbünü yukar # kald#rd#, merce'i gözüneyaklat#rd# ve bir eliyle borular #n uzunlu'unu ayarlad#. Anla#langördükleri yanarda'#n giderek daha s#k fas#lalarla gerçekleen

patlamalar #ndan daha ilgi çekiciydi. Kraliyet saray#n#n bulundu'utepeden aa'#, Yasak Bahçe'den geldi'i belli olan genç bir adaminiyordu. Biraz yukar #dan da bir genç k #z onu izliyordu."Fakat bunlar..." diye ba'#rd# geminin sahibi. "Seçilmi çocuklarYasak Bahçe'ye nas#l girebilirler? Üstelik yaln#z balar #na...""Yaln#z olan kim?" diye sordu kürekçiba#.





"Seni ilgilendirmez" dedi geminin sahibi dilerinin aras#ndan. "Seniine bak! Yeni mahkûmlar #n mümkün oldu'unca çabuk gemiye

binmelerini sa'la ki, bir an önce buradan çekip gidelim. Yükümüz bu defa krallar #n ve yard#mc#lar #n#n can#n# s#kan budalalardanoluuyor..."Geminin sahibi öfkeyle sustu. Hiç gere'i yokken yapt#'# bukonuma can#n# s#km#t#. Ayn# anda da akl#na bir fikir geldi. Bu okadar cüretkâr bir fikirdi ki, adam bir an için nefesini tuttu.Y#llard#r süren s#n#rs#z bir öfkenin sonunda, nihayet kendisiniaa'#layan ve tanr #lar aras#ndan kovan tüm o alçaklar #n ahfad#ndanintikam alabilecekti. O ac# ve utanç dolu sahne akl#na bir kez dahagelmiti. Saray#n seremoni avlusunun içinde herkesin gözü önündeTanr # Ta#'n#n geri al#n##... Ne kadar zaman önce olmutu bu? Yüz, belki de bin güne y#l#! Dürbünü öyle bir bast#r #yordu ki, sa' gözüyaarmaya balam#t#. Kiklop duvar #n#n önündeki k #z birdenduralad#, geriye dönmek istedi, sonra birkaç basamak daha aa'# indi ve yana açt#'# kollar #yla öylece kalakald#. Talam# bir dua

heykelci'i gibi, görkemli saray#n öte taraf #ndaki duman bulutuna bak #yordu...Daha çok genç, diye düündü Jason, belki onbe, on alt# 20ya#nda. Fakat oldukça güzel, fizi'i düzgün, hareketlen soylu.Acaba tanr # prensesleri olarak yetitirilen böyle kaç k #z vard#?Kendimi bildim bileli bu yer sars#nt#lar #ndan korkmuumdur. Sankitopra'#n tüm kudreti bacaklar #ma ve gövdeme geçerek, yüre'ime

yerleiyordu. D#ar #dan gelen gürültü, ta derinliklerimi yaralayan bir ac#ya dönüüyordu. Birçok insan taraf #ndan kötü niyetli birdo'a olay# olarak alg#lanan bu hadise, bence kozmik-tanr #saldokunun uyumuna yönelmi i'renç bir hakaretten çok daha fazla bir eydi. Yanarda'#n patlamas#, o zamana dek inand#'#mgerçekleri y#kmaya balam#t#...





Tüm duyular #m sonuna kadar uyan#kt#, fakat ayn# zamanda içimdesefil bir bayg#nl#k hissi de vard#. Asl#nda sahip olmam gereken

duygu ve düünceler, beni yerin sars#lmas#ndan çok daha fazlagüvensizletiriyordu.Sonra ans#z#n her ey susmutu. Derin sessizlik o kadar s#k #nt# vericiydi ki, kara bulutlara bakarak bo yere bir gürültü duymayaçal##yordum. Fakat en küçük bir ses dahi iitilmiyordu. Ne yerinderinliklerinden gelen bir u'ultu, ne ku c#v#lt#s#, ne de liman bölgesinin cadde ve sokaklar #ndan yükselen o bildik gürültüler.Sa' ve sol taraftaki gökyüzü, giderek yükselen duman bulutuyüzünden renk de'itirmeye balam#t#. $lk olarak adalardaki berrak göller gibi yeîl bir renge dönütü, sonra beyazlat# venihayet yol yol buz mavisi çizgilerle doldu.Çocukluk dülerimden bu yana ilk kez korkuyordum. KralAdas#'ndaki tüm insanlar #n, hayvanlar #n ve bitkilerin yaam#n# tehdit eden güç beni korkutuyordu. Tam bu anda neden baz# erkeklerin yanarda'#n duman#n# bir kez olsun görmek yerine

okyanusun dalgalar #yla, uzak ülkelerin f #rt#nalar #yla ve neyapacaklar # belli olmayan vahi insanlarla bo'umay# ye'lediklerini birdenbire kavrad#m.21Dünyan#n her yerinde ate püskürten da'lar #n ve baka tehlikelerin bulundu'unu biliyordum. Fakat bu tehlikelerin hiçbiri tanr #salkardeini yeryüzünü ve gökyüzünü omuzlar #nda ta#maya ve buesnada bir an bile olsun sallanmamaya mahkûm eden o çok yal#

tanr #n#n hat#ras# kadar korkunç olamazd#. Atlas dünyay# daha nekadar süreyle dengede tutabilecekti? Eski Düzen daha ne kadardayanabilecekti?$rkilerek omuzlar #m# k #st#m. Hay#r! Art#k bu duman mantar # hakk #nda bir ey görmeyi veya duymay# istemiyor, mutlulukça'#n#n da bir sonu olabilece'ini düünmemeye çal##yordum.





Derin bir iniltiyle hareketsizli'ime son verdim ve etraf #ma bak #nd#m. Kiklop duvar # dayanm#t#. K #rm#z# ve siyah renkli, harç

kullan#lmadan üs üste konulmu dev kaya parçalar #n#n ek yerlerinehâlâ incecik bir b#ça'#n bile girmesi mümkün de'ildi. Sonra tekrarihtiyar Atlas baban#n kara bulutlarla kapl# da'#na bakt#m. Da' ileehir aras#ndaki ovan#n son derece sakin ve emniyetli bir görüntüsüvard#. Fakat ans#z#n bu dümdüz ovan#n da bir zamanlar biryanarda' krateri olmas# gerekti'ini anlad#m. Çevremdeki hiç kimse bu ehrin nas#l kuruldu'u, bu esiz benzersiz ehrin nas#l olutu'ukonusunda a'z#n# bile açmam#t#. $ç içe geçmi çember eklindekiyükselti dalgalar #, aralar #nda su yollar # ve limanlar, merkezde bulunan saray tepesi... nas#l meydana gelmiti?Say#s#z patlama sonucu yüksekli'i giderek artan yanarda' kraterinin etraf #nda ne bir tap#na'#n, ne bir saray#n, ne bir evin, ne bir kanal#n, ne de bir köprünün bulundu'u o çok eski günleridüündüm. *ehir, çok eski zamanda yaayan atalar #n yanarda'#nkraterini ilk bulduklar # yere kurulmutu - bu arada kuzeydeki

da'lar #n orada, ehirden yakla#k bir günlük mesafede kendisine püskürmek için yeni bir yol bulan devle ayn# yanarda'd# bu...Ba'r #nda büyük bir kültür ve uygarl#k bar #nd#ran bu ehrin,22emin olmayan bir zeminin, tanr # aras#ndaki savata ma'lup olanGigant Atlas'#n kaç# yerinin üzerine kurulmu oldu'unu biliyordum. Ve tam bu anda sadece insanlar #n de'il, tanr #lar #n dauymas# gereken kurallar # ihlal etmeme ramak kald#'#n# fark ettim.

Topra'#n derinliklerindeki u'ultu bir uyar # olabilir miydi? YoksaTanr # Okulu'ndaki ö'retmenlerin b#k # p usanmadan tekrar tekraranlatt#'# o belirsiz sona m# yakla#yorduk? Böyle bir eyi bugünekadar tasavvur dahi etmemitim, oysa imdi bu dev ada-k #tas#n#ndenizin dibine batmas# sonucunda neler olabilece'ini hayal etmeye balam#t#m.





Böyle bir ey imkâns#zd#! Görkemli ev ve saraylar #, ##lt#l# surlar # ve çember biçimli kanallar #n r #ht#mlar # kenar #ndaki dev

limanlar #yla bu büyük ehre uzun uzun bakt#m. Binlerce güne y#l#ndan beri aday# çevreleyen okyanusun sular # yükselip duru-7yordu. Fakat ne bir f #rt#na bu muazzam büyüklükteki aday# sular #nalt#nda b#rakabilirdi, ne de iddetli bir deprem!Yoksa bambaka bir tehlike mi vard#? Sadece birkaç kiinin bildi'i büyük bir s#r m# gizliydi adada?"Ne yapmal#y#m?" diye ba'#rd# dünyan#n en kudretli hükümdar #."$çinizden biri bana imdi ne yapmam gerekti'ini söyleyebilir mi?*ehrimi - ehrimizi terk mi etmeliyiz? Bereketli tarlalarla dolugeni düzlükleri ve binlerce y#lda ina edilmi kanallar # denize terkmi edelim? Yoksa adadan kaçmal# m#y#z? Ate püskürten da'a,sallanan topra'a veya f #rt#nal# denize sava ilan etsek nas#l olur?"Çaresiz bir ifadeyle kollar #n# yukar # kald#rd#, sonra tekrar indirerekarkas#na kavuturdu ve saray#n üstü aç#k dört köe salonunda birileri, bir geri yürümeye balad#. Tüylerle süslü de'erli pelerininin

üzerindeki alt#n ilemeli dik yaka, bir kua benzeyen s#ska boynunun üzerindeki ba#n#n sadece önden görün-23meine neden oluyordu. Ada-k #tan#n ve uzak ülkelerin on kral#,saray#n büyük salonlar #nda verilen ölenden derhal ayr #larak, içtap#na'#n önündeki tören avlusunda toplanm#lard#. Krallar #n birço'unun yüzünde hâlâ derin bir ak #nl#k ifadesi okunuyordu.Her alt# y#lda bir defa bir araya gelmelerine ra'men, yaln#z

balar #na ve daima yanlar #nda bulunan çok say#da dan#man#nyoklu'unda bulumalar # ilk kez gerçekleiyordu.Atlas ne kendisinin, ne de dokuz kardeinin, ilk be ikiz krallarlamukayese bile edilemeyece'inin fark #ndayd#. Atlantis kral sülalesigelene'i kuaktan kua'a aktar #lm#t#. Fakat art#k pek az# saray#nmerkezinde bulunan ve hükümdarlar #n sürekli olarak kutsal onsay#s#na ulaabilmelerini sa'layan Duka-odas#n#n s#rr #n# biliyordu.





"Nedir bu halimiz? Bize ne oldu?" diye s#zland# Atlas. Törenavlusunun zemininde lapislazuli mavisi mozaik talar #ndan

yap#lm# pentagrama bakt#. Ortadaki dünya alevinin etraf #ndaki be ##nl# y#ld#z#n bir ucu güneyi iaret ediyordu. Y#ld#z#n uçlar # aras#ndaki üç kenarl# k #s#mlar alt#n çivilerle doldurulmutu. Bu pentagram, Atlantis'in be iç ve be d# krall#'#n#n çok eski birsimgesiydi. Adada do'an her ikizin ilki, lapislazuli mavisi y#ld#z#n##nlar #n#n her biri taraf #ndan simgelenen iç krall#klar #n birininhükümdar # oluyordu. Bu iç krall#klar bir kenarlar # ile kutsal bakentBasilea'n#n etraf #ndaki sonsuz alevin kenarlar #n# oluturuyor,sadece bir uçlar #yla okyanusa aç#l#yorlard#. Buna kar #n ikizlerinikincilerinin alt#n renkli üçgenlerle temsil edilen krall#klar #n#nsadece bir ucu kutsal dünya alevinin begenine uzan#rken,okyanusa geni kenarlar # aç#l#yordu.$lk do'an ikizler ve kardeleri aras#ndaki bu payla#m, pek çokkuaktan bu yana kudret yasas#n# tekil ediyordu. Atlas, Ampheres,Mnaseas, Elasippos ve Azeas adl# krallar içeriye, eski yasalar # ve

gelenekleri muhafaza etmeye yönelmiti. Di'er be kral ise -Gadeiros, Euaimon, Autochton, Mestor ve Diapre-24 pes ise tüm düünce ve eylemlerini d#ar #ya, denizlerin ötesindekiülkelere yöneltmilerdi. *ehrin merkezindeki saray da çift begen prensibine göre ina edilmiti."Bize ne oldu?" diye tekrarlad# ilk do'an krallar #n ba#. "Eu-enor balang#çta yerden biten adamlardan biri de'il miydi? Kar #s#

Leukippe'den olma k #z# Kleito, Poseidon'u batan ç#karmam# m#yd#? Nas#l oldu da krall#'#m#z okyanusun yükselen sular #na ves#radan bir depreme kar # koyamaz hale geldi?""A'#t yakmaya son ver art#k, Atlas!" diye ba'#rd# kral#n ikizkardei ve aya'a kalkt#. "*u anda atam#z#n Kleito ve Promethe-usmu, yoksa Titan $apetos mu, ya da Asia, Klymene veya bilmem





hangi su perisi mi oldu'u kimin umurunda! Geçmiin bize nefaydas# var?"

Atlas, kardei Gadeiros'a #st#rap dolu bir bak # f #rlatt#. En ba#ndan bu yana aralar #nda belirgin bir gerilim vard#. $kinci do'an kral,krallar #n meru kral#ndan daha uzun boylu, daha yak ##kl# ve dahaak #ll#yd#. Üstelik bunu herkes biliyordu... Gadeiros da di'er krallargibi binlerce incecik tüyden oluan uzun bir elbise giymiti. Bunara'men bambaka bir havas# vard#. Bu giysi sadece bir vücut örtüsüde'il, aksine her hareketinde ##ldayan renklerle dalgalanan bir bayrakt# sanki.Gadeiros bir ad#m öne ç#kt#. Hükmedici ve ayn# zamanda alayc# bak #larla di'er krallar # süzdü. Merakla bir eyler söylemesini beklediklerinin fark #ndayd#. Krallar #n kral# olan kardei bile onuntavsiyesini bekler gibiydi. Gadeiros iç avlunun zeminindeki pentagrama kadar yürüdü. Dudaklar #n# büzdü, lacivert ve alt#nrenkli alanlar # inceledi, sonra da iç begenin üzerine bast#. Dünyaalevinden ans#z#n saç#lan k #v#lc#mlar adam#n ç# plak bacaklar #n#n

etraf #nda dans etti, sonra alev tekrar sakinleti."Kardeim Atlas hakl#!" diye ba'#rd# Gadeiros. "Krall#'#n sütunlar # çat#rd#yor. Kudret ve ihtiam iaretleri duvarlardan dökülmeye balad# bile. *ehrimizin alt#ndaki toprak f #rt#naya tutul-25mu bir gemi gibi sallan#yor. Günein her geçen sene daha fazlalekeyle kapland#'#n# biliyoruz. S#cak bin y#llar kuzeydeki buzlar # eritiyor. M#knat#s talar # yanl# yönleri gösteriyor..."

"Yeni y#ld#z# unutma!" diye ba'#rd# Mestor ve ayn# ekilde aya'af #rlad#. "Son h#zla üzerimize do'ru gelen gökta#! Eskiler bizi bukonuda uyarm#t#!" Gö'sünde sallanan kolyeden gümü bir diskkopard# ve ba#n#n üzerinde döndürmeye balad#. "*ehrin##klar #n#n yanmad#'# her yerde insanlar yeni y#ld#z# rahatl#klagörebiliyor! Fakat siz bu olay# sanki bir aman gevezeli-'iymi gibi bo veriyorsunuz!"





"Bereketli ülke çöle dönüecek!" diye onaylad# ikinci do'an devAutochton. "Ben de Atlantis'ten sizler kadar az ayr #ld#m, fakat bana

ba'l# olan tanr # raporlar #n# okuyorum."Atlas ba#n# omuzlar #n#n içine giderek daha fazla çekiyordu. Gerikalan kardeleri de teker teker aya'a kalk #yordu."Krall#k da'#l#yor mu? Kudretimiz son mu buluyor?""Belki de" dedi Diaprepes. "Yerlilerden pek ço'u Eski Dü-zen'eart#k hiç sayg# göstermiyor. Çoktand#r kendi yollar #na gidiyorlar.""Baz#lar # taraf #ndan Cro-Magnon diye adland#r #lan o ma'ara deneyivar ya... Aquitania'daki o büyük delik... ite ta o zamandan beriyap#yorlar bunu" dedi henüz dört, be bin y#l öncesine kadar buzlarla kapl# olan geni kuzey ülkesinin kral# olan Euaimon."Fakat durum her geçen gün kritikleiyor. Bir yandan dik kafal# yerliler, di'er yandan ie yaramaz bir tanr # nesli! Uzun zamand#rdaha iyisini yapacaklar #n# söyleyip duruyorlar, ama sonuç ortada!Sakat do'umlar, ateler içinde yanan ie yaramaz yarat#klar...""Yeter! Yeter!" diye ba'#rd# Kral Atlas. "Neden kavga ediyoruz?

Durumun zorlu'unun fark #nday#m, fakat uzun zamand#r insanüretiminde baar #s#z oldu'umuzu siz de en az benim kadar iyi biliyorsunuz!"26"Zaten hiçbir zaman mükemmel olmam#lard#!" diye at#ld# Gadeiros."Kad#nlar hariç" diye gülümsedi Mnaseas. "Aralar #ndan her zamanie yarar birkaç örnek ç#kar..."

"Saçma sapan akalar yapman#n s#ras# m# imdi?" dedi Gadeirossurat#n# buruturarak."Konuacak baka bir eyiniz yok mu?" diye at#ld# Elasip-pos.Atlas kalar #n# kald#rd#, aç#k k #rm#z# renge boyanm# dudaklar #n# büzdü ve surat#n# teatral bir maska dönütürdü."Herkes beni baka bir tehlikeyle tehdit ediyor" diye inledikrallar #n kral#. "Bir tanesi ba#m#za düecek bir tatan söz ediyor,





ikincisi kabaran denizden, üçüncüsü yeni çöllerden, dördüncüsüayr #lan kolonilerden, beincisi yeni neslin kötülü'ünden... Ne

yapmak istedi'inizi söyler misiniz? Yoksa binlerce y#l önce oldu'ugibi titanlar aras#nda ve tanr # aras#nda yeni bir sava ç#kartmaya m# çal##yorsunuz?""Bunu görece'iz!" dedi Gadeiros. Derhal birlikte bir eyleryapmazsak, yeni durumlar üzerine tart#mam#z gerekecek.""Hiç kimse ve hiçbir ey hükümranl#'#m#za el uzatamaz!" diye ba'#rd# Atlas c#rtlak sesiyle. "Gökler ve denizler, güne vey#ld#zlar, da'lar ve #rmaklar, krall#'#n ebedî yasas#na tabidir! Bizim bilgimiz d##nda hiçbir ey, ama gerçekten hiçbir eygerçekleemez! Gelin, ölene devam edelim! Tacirlerin prensleri vetüm bilgelerimiz bizi bekliyor. Yiyip içelim, gülüp e'lenelim ve buçirkin olay# unutal#m!"Krallar #n kral# aya'a kalkarak tören avlusu boyunca yürümeye balad#."Al bakal#m!" dedi Gadeiros öfkeyle s#kt#'# dilerinin aras#ndan.

"Hiçbir ey anlam#yor! Kolonilerimizden birço'unun uzunzamand#r ba'#ms#zl#klar #n# ilan etti'ini ve Atlantis krallar # yerinedaha kudretli tanr #lara hizmet etti'ini kabul etmek istemiyor! *imdide hiç ans#m#z kalmad#'#n# anlam#yor!"27"Belki de son anda bir kurtulu f #rsat# yakalayabiliriz" dedi kralDiaprepes alçak sesle. "K #sa bir süre önce baz# mahkûmlar #na'z#ndan de'erlerin dönütü'ünü ö'rendim. Geceler boyu bir arada

oturup meditasyon yap#yor ve Atlantis'in imdiki tüm gemilerden,savaç#lardan ve silahlardan daha kudretli bir güce sahip oldu'u birça'# hat#rlamaya çal##yorlar...""Zaten mahkûm olmalar #n#n sebebi bu bat#l inançlar" dediGadeiros. "Yoksa benim kral kardeim de mi bu efsaneyeinan#yor?"





"Ar ivlerimizde saklad#'#m#z her ey bir efsaneden mi ibaret yani?Ya Enki'nin suyun içinde muhafaza etti'i söylenen tanr #sal ME'ye

ne dersin?"Gadeiros omuzlar #n# silkti. "Bizim atalar #m#z da krall#'#n bilgelerine yüzy#llar boyunca ar ivleri inceletmilerdi. Sonuç neoldu? Etrafa birbiri ard#na bat#l inançlar yay#ld#! Hayalcilik,spekülasyon ve okült saçmal#klar...""Fakat mutlaka birtak #m kan#tlar olmal#!" diye #srar etti Diaprepes."Bu ada-k #tas#nda olmasa bile, atalar #m#z#n vahi yerlilerle deneyyapt#'# yerlerin birinde! Kendi geçmiimizin izlerini takip edersek,elle tutulur baz# sonuçlara ulaabiliriz!""Çölün kumlar #nda yaz#l# formüller mi?" diye güldü Kral Gadeiroshakir gören bir edayla. "Bilmem neredeki ma'ara duvarlar #na alt#nça'da kaz#nm# ifreli mesajlar m#? Ya da karanl#k ormanlar #niçlerine tatan sunaklar yapan ve bulutlar # eski tanr # ruhlar # sanançocuklar #m#z m#?"Sonra anlay#l# bir tav#rla Diaprepes'in omzuna vurdu. "Kardeim

oldu'unu bilmesem seni daha bugün o yelkenliye bindirip sürgünegönderirdim! Yarad#l##n tüm isimleri ad#na! D#ar #da, buradaoldu'undan fazla ne bulabiliriz ki? Hay#r, Diaprepes! Bir mucizeyeinanman#n anlam# yok! Her ey bitti... hem de kesin ve çaresizolarak!"28YOK OLU* *ARKILARIDo'ruca saraya geri dönmedim. Bilmedi'im bir sebepten, ehrin

eski k #sm#n#n içinden geçen f daha uzun ve tehlikeli yolu tercihetmitim. Tan-'j r # Ta#'n#, elbisemin k #vr #mlar #n#n aras#ndakaybolacak ekilde yerletirmitim. Saraydaki bilgelerden veyaö'retmenlerden birisinin neler hissetti'imi anlamas#n# istemiyordum. Buna ra'men .t#'#m her ad#mda izlendi'im hissinekap#l#yor-m.





Ani yanarda' patlamas# ve topra'#n k #sa sars#nt#s# ehrinsokaklar #nda hemen hemen hiç iz b#rakmam#t#. Orada burada baz#

binalardan düen ta parçalar # göze çarp#yorsa da, ehrin civcivlihayat# eski renklili'ine çoktan kavumutu. S#rtlar #nda ilemeliörtüler bulunan fillere geçmeleri için yol verdim, gülerek akalaançocuklar #n önümden geçmelerini izledim ve baharat liman#ndangelen batan ç#kart#c# kokulan içime çektim.Liman kanallar #n# ve dairesel caddeleri birbirine ba'layan arasokaklardan birinden, s#rt#na bir seyahat ç#k #n# vurmu olan birdenizci ç#kt#. Yürürken bacaklar #ndan birini sürüyordu.Elbisesindeki de'erli süslere bak #lacak olursa bir gemi sahibiolmas# gereken bu kavruk, buruuk ve çok yal# adam#n do'rucaüzerime do'ru yürüdü'ü hissine kap#lm#t#m. Adam soka'# çaprazlamas#na geçti, önümü kesti ve garip derecede memnun birifadeyle alt duda'#n# sark #tt#."Sen $nanna de'il misin?" Gülüü bana tehdit dolu gelmiti."Yoksa prensesimiz ö'retmenlerinden mi kaç#yor?"

. 29"Neden söz etti'ini bilmiyorum" diye kar #l#k verdim düünmeden.Kendimi iyi hissetmiyordum. Bu yabanc# benden ne istiyordu?Bana söyleyecek nesi olabilirdi?"Hepimiz birer tanr #y#z" dedi gemi sahibi. "Ama kimimizdi'erlerinden daha tanr #sal! Bunu son buzul ça'# sonunda Corn-wall ve Cymru'daki kalay madenlerinden ç#kan Annunaki'ler desöylemiti."

"Geçmeme izin ver!"Oradan bir an önce uzaklamak istiyordum, fakat sesimin ne kadarzay#f ç#kt#'#n# da fark etmitim."Yasak Bahçe'de ne ar #yordun?" diye sordu adam çok bilmi birgülümsemeyle."Bunu da nereden ç#kard#n..."





"Seni gördüm!" dedi adam ve elindeki dürbünü kald#rd#. "Kiklopduvar #n#n ard#nda yaln#z olmad#'#n# da çok iyi biliyorum!"

"Yan#l#yor olmal#s#n!""Öyle mi?" dedi adam neeli bir öksürükle. "Genç bir tanr # sars#nt#dan kaçarken, kollar #n# açm# bir heykel gibi bekleyenkimdi öyleyse?""O öyle bir ey yapmad#..."Bu bir hatayd#. Yabanc#n#n beni bir tuza'a çekti'ini anlam#t#m.Yanaklar #ma kan hücum etti ve beni bu ekilde utand#ran gemisahibinden o an nefret ettim.""Benden ne istiyorsun?" diye sordum titreyerek."Çok ey, güzel $nanna! Hatta çok fazla ey! Benimle gel! Sana hereyi anlataca'#m. $lk olarak benim için yapacaklar #na kar #l#k,kiklop duvar #n#n ard#nda olup bitenler hakk #nda a'z#m# kapal# tutaca'#m# bilmelisin. Gizlemi olmana ra'men Tanr # Ta-#'nasahip oldu'unu biliyorum. Bu da senin kutsanmadan önceerkeklerden uzak durmas# gereken bir seçilmi oldu'un anlam#na

geliyor, de'il mi?""Evet, ben Tanr # Ta#'na sahibim!" diye kar #l#k verdim gurur30ve inat dolu bir sesle. "Seremoniden sonra da bir tanr #ça olarakvahilerin yan#na gidece'im.""Saraydakiler bugün nerede oldu'unu ö'rendikleri takdirde,gidece'in yer bir mutfaktan bakas# olamaz! Asl#nda burada bulunmaya bile hakk #n yok! Senin gibi k #zlar orada burada

k #r #t#rmamak, ama san#r #m sen bu konular # benden daha iyi bilirsin!"Çaresizlik içinde dudaklar #m# #s#rd#m. Sokaklardaki gürültü çokuzaklardan geliyor gibiydi. Art#k sadece gemi sahibinink #r ##kl#klarla kapl# yüzünü görüyordum. $çgüdüsel olarak bu bak #lara sahip oldu'um kudretle kar #l#k vermeye çal#t#m.Kendimi her eyimle zorluyor, bir an önce buradan kaç# p gitmeye





çabal#yordum. Fakat gemi sahibi gevemedi. Onun ne tür bir büyüyapt#'#n# bilmiyor, bu yal# vücudun beni bir eytan kuvvetiyle

kendisine ba'layan böylesine bir irade gücüne nas#l sahipolabilece'ini anlayam#yordum. Bugüne kadar sadece binlerce y#lönce yaam# eskilerin konumaya ihtiyaç duymadan tüm canl#larlaanlaabildi'im ve düünce güçleriyle nesnrV'-' bile hareketettirebildi'ini duymutum."Ne yapmal#y#m" dedim duygular #m# belli etmemeye çal#arak."Kar #daki Gri Ev'e git" dedi adam sakin bir sesle.Elindeki dürbünle giri kap#s#nda en küçük bir alt#n süsleme bile bulunmayan gösterisiz bir evi iaret etti. "*ehrin en eski evidir bu.Yap#ld#'# tarihlerde d# süslemeler gereksiz ayr #nt#lard#. $çinde neoldu'unu bilenlerin hiçbir eye ihtiyac# yoktu. Bu nedenle eviniçine pencerelerden ##k da dümez. Ve hiçbir düünce içeri giripd#ar # ç#kamaz. $çeri girdikten sonra hiçbir ey duymayacaks#n.Duvarlarda birtak #m resimler belirmeye balay#ncaya kadaryürümeye devam et. On kupa, on âsâ, on pentakel ve on k #l#ç. Ve

ayr #ca siluetler! Bunlar #n hepsine dikkatle bak ve gördükleriniyüre'inde sakla!"31Uyan#k m# oldu'umun, ya da dü mü gördü'ümün fark #ndade'ildim. Bir an için gözlerimi kapad#m ve her eyin bir kâbustanibaret olmas#n# diledim. Gözlerimi tekrar açt#'#m zaman garipadam kaybolmutu. Sokak tümüyle botu. Biraz yana döndüm vekar #mda kör pencereli evi gördüm. O kadar eski ve sadeydi ki,

soka'#n sa' ve sol taraf #ndaki di'er evlerin gösterili süslemeleri bana ucu do'ruca eve aç#lan bir huniyi and#r #yordu.Ayaklar #m#n yava yava hareketlenmeye balad#'#n# hissettim.$çimdeki tüm dürtüler gemi sahibinin emrine kar # koymam# söylüyordu. Fakat tüm çabama ra'men yabanc#n#n gizemlikudretine kar # koyacak halde de'ildim.





Ak am olmutu. Yanarda' ifrazat#n#n tozlar # ehrin ve denizinüstünü kara çizgilerle parçalanm# k #rm#z#ya boyam#t#; güne çok

az görülen büyüklükte bir disk eklinde ufukta ##ld#yordu. Çoksesli bir boru iaretini takip eden bir dizi davul gümbürtüsü,görümelerin sona erdi'ini ve tüm ehrin kat#laca'# enli'in balamak üzere oldu'unu haber veriyordu.Tüm evlerden bir masal alemini and#ran k #yafetlere bürünmü erkekler ve kad#nlar ç#k #yor, do'ruca büyük meydanlara do'ru yolakoyuluyorlard#. Soylular ise yerin birkaç kar # üzerinde sessizcehareket eden arabalar #na binmi, dolambaçl# yollardan tepeninüzerindeki saraya do'ru yol al#yorlard#. Baz#lar # garip binekhayvanlar #n#n s#rt#na binmiti, hatta kocaman fillerin s#rt#ndakievlerin içine kurulmu olanlar dahi mevcuttu. Saray tepesininetraf #ndaki çember biçimli, geni kanallarda bulunan limanlarademir atm# olan gemilerin fenerlerle süslenmi olan direkleri ##l#s#ld#. Hatta alt#ndan yap#lm# bir balina gibi okyanusunderinliklerinde yol alan yük gemileri bile yar # yar #ya su yüzeyine

ç#km#t#. $ç kanal çemberinde bulunan su alt# tersanelerine yan yanadizilmilerdi. Ara sokaklar mealeler ve güzel32kokulu mumlarla ayd#nlat#lm#t#, saray tepesinin etraf #ndaki he-lezonik yollara ise bir üzüm salk #m#na benzer, alt#n ve gümütenyap#lma gösterili amdanlar dizilmiti.Giderek daha fazla say#da ehir sakini, yukar #daki saray#n içavlusunda beyaz bir bo'an#n kurban edilmesiyle birlikte balayacak

olan k #z#l renkli muhteem havai fiek gösterisinin beklentisiylesokaklar # dolduruyordu. Spor arenalar #n#n etraf #ndaki pazaryerlerine ak #n ediyor, #zgara ve k #zartma etlerden bol bol mideyeindiriyor, ülkenin uzak kesimlerinden gelen güzel kokulumeyvelerin tad#na bak #yor, heyecanla konuarak oradan orayakouturuyorlard#. Hokkabazlar ve cambazlar gürültülüaklabanl#klar #yla insanlar #n daha da neelenmesine sebep





oluyordu. Sadece enlik günü ve gecesi için ina edilmi olanküçük tap#naklarda, içinde kutsal k #rm#z# arap bulunan alt#n

yald#zl# testiler sat#l#yordu. Havai fiek gösterisi balad#'# andaehirdeki binlerce insan ayn# anda testilerin mühürlerini kopar # patacak, yedi tah#l unundan yap#lma ekmekten bir lokma yiyecek vekurban edilen bo'an#n kan#n# simgeleyen araptan bir yudumiçecekti.Fakat yine de bu ak am ehirde garip bir durgunluk gözeçarp#yordu. $nsanlar #n birço'u bu y#l on kral#n daha öncekitoplant#lar #na nazaran çok daha fazla eyin de'imi oldu'unuhissediyor gibiydi."Bilmiyorum" dedi ku k #zartmas# satan, bir tezgâh#n önünde duranuzun külahl# bir zanaatç#. Kuyumcu loncas#n#n bir üyesiydi. "Bununas#l aç#klayaca'#m# gerçekten bilmiyorum, fakat yanarda' patlamas#ndan bu yana alt#nlanm art#k parlam#yor!""Demek ki biraz daha fazla cila kullanman#z gerekiyor" dedi baharat liman#ndan bir sat#c#.

"*imdiye kadar asla cila kullanmad#m!" diye ba'#rd# kuyumcu."Benim alt#nlar #m Yukar # Nil bölgesinden geliyor ve tüm bal#kgözlerinden daha temizdirler."33"Bak hele, bak hele!" dedi baka bir kuyumcu. "Hepimiz seninc#vayla deney yapt#'#n# biliyoruz. Bunun maliyeti de oldukçayüksek, bu nedenle tak #lar #na bir miktar kötü gümü kar #t#rman hiçde a#rt#c# de'il..."

"$ftira!" diye kükredi ilk kuyumcu. "Tek bir kelime daha edersen,seni alt#n yerine pirit satmakla suçlar #m. Hem de... hem de saraya bile!""Ya senin sahte Tanr # Ta# imal etmene ne demeli?""Seni... seni gidi üretim odas# piçi!""Kes sesini Duka-odas# kaçk #n#!"





$ki dövü horozu yumruklar #n# s#karak birbirlerinin üzerlerineat#ld#lar. $kisi de sol ellerinde ucunda güne küresi bulunan alt#n

birer âsâ ta#yordu. Etrafta duran di'er insanlar gayr # ihtiyari birad#m geri çekildi. Bu arada bir çember olumu ve omuzlar #nda gri-kahverengi pelerinler, balar #nda da bal#k kafas# eklinde, yüzü aç#kmaskeler bulunan birtak #m insanlar küçük bir davulun ritmineuyarak dans etmeye balam#lard#. Kollar #n# pelerinin içinegizlemi ve yüzlerini beyaz pudrayla tan#nmaz hale getirmilerdi."Her eyin, her eyin suya batt#'# bir enlik..." Genç k #zlar vedelikanl#lar, tekdüze bir sesle ark # söylüyordu. "Yaayan her eysudan geldi... denizlerin tuzlu derinliklerinden ve tatl# sulardan... binlerce y#l önce oradan ç#kt#k ve oraya tekrar geri dönece'iz...""Oannes'ler!" diye f #s#ldad# seyircilerden birkaç#. "Bal#kadamlar...Tanr # Enki'nin hâlâ tanr #lar #n büyük plan#na sahip oldu'ueklindeki bat#l inanan taraftarlar #...""Vahi yerliler üzerinde yap#lan Cro-Magnon deneyinde aktar #lmakistenen yetenek planlar #..."

"Bilgelik tanr #s#...""Bu nedenle di'erlerinden gizleniyor..."Meydan#n kenar #nda beliren bir metal-adam gruba do'ru34yaklamaya balad#. Çember bir anda da'#ld# ve insanlar neOannes'lerin söyledi'i ark #y# duymu, ne de kavgay# görmü gibi bir tav#r tak #nd#lar. Hokkabazlar #n ark #lar #n# m#r #ldan#yor,kalçalar #n# sall#yor ve bo gözlerle kalabal#'# yararak ilerleyen deve

sadece göz ucuyla bak #yorlard#.Metal-adam, s#radan bir Basilea sakininin neredeyse birbu-çukmisli boyundayd#. Yürürken kendi a'#rl#'# ve kuvveti alt#ndaeziliyor gibiydi. Kollar #, bacaklar # ve gövdesi kuma bandajlarla vemetal iplerle s#k # s#k #ya sar #lm#t#. Bu bandajlar en küçük birzorlanmada damarlar #ndaki yaam suyunun gözeneklerindenf #k #rmas#na engel oluyordu. Metal-adamlar Atlantis'in en trajik





yarat#klar #n#n aras#nda yer al#yorlard#. Karaya vurmu ve devkütlelerini kontrol edebilme yetene'inden yoksun kalm# balinalara

benziyorlard#.Ve pek az# vücut a'#rl#klar #n# azaltacak enerji gömleklerindenedinecek imkâna sahipti.Bu metal-adam da ansl#lardan biri de'ildi. A'#r ad#mlarla vegüçlükle soluyarak iki kuyumcuya yaklat#, sonra da küt parmaklar #yla güç bela konuma ayg#t#n#n dü'mesini çevirdi."Kim... huzuru bozuyor?" diye sordu suni olarak yükseltilmi birsesle. Ve bir cevap beklemeden sorusunu düzeltti: "Huzuru bozmak... yasakt#r. On... kral... enli'inde..."Enki taraftarlar #n#n aras#ndan f #rlayan bir genç k #z, çevik birhareketle metal-adam#n boynuna sar #ld# ve parmaklar #yla yüzünüok amaya balad#."Metal-adamlar sunidir. Metal-adamlar so'uktur!" diye ba'#rd# meydan#n dört bir yan#ndan duyulabilecek tiz bir sesle. "Bal#klarokyanusta yaar, metal-adamlar ve insanlar okyanustan korkar..."

Metal-adam hareket etmeye çal##rken genç k #z kalabal#'#n aras#nadalarak gözden kaybolmutu bile. Metal-adam bandajl# elleriyleyüzünü sildi. Bo'ulurcas#na sesler ç#kararak nefes al-maya çal##yordu. Sonra güçlükle çal#an bir makine gibi silkin-dive kendini toplad#. *akaklar #ndaki damarlar neredeyse patlamaküzereydi."Böyle bir eye nas#l izin veriyorlar" diye homurdand# bal#ksat#c#lar #ndan biri. "Bu tür kötü üretimlerin mutlaka engellenmesi

gerekir.""Düzeni bu mu koruyacak yani?" diye ba'#rd# ilk kuyumcu vetehlikeli bir ekilde sallanan metâl-adama do'ru bir ad#m att#."*uradaki adam# al# p götürün! Sanat#mla alay etti ve bana iftiraatt#!""Sanatla alay etmek... yasakt#r." Metal-adam sallanmaya devamediyordu. "$ftira... yasakt#r."





Bandajl# kocaman eliyle havada bir hareket yapt#. Yaral# bir hayvangibi tutunacak bir dal ar #yor, kendisini kurtarmaya çal##yordu.

Metal-adam#n civar #ndaki insanlar geri çekilmek istediler, fakat hertaraftan ak #n eden merakl#lar onlar # s#k #t#r # p duruyordu. $nsanlar ba'#ra ça'#ra çemberi iyice daraltt#klar # bir esnada, dev yarat#'#n bandajlar # aras#ndan kan benzeri bir s#v# f #k #rmaya balad#. Ayn# s#v# gözlerinden, burnundan ve kulaklar #ndan da fik #r #yordu.Aniden sol baca'# üzerine çöktü, elleriyle havay# yakalamayaçal#t#, sonra da çürümü bir a'aç gövdesi gibi yere devrildi.En güzel elbiselerini giymi kad#n ve erkeklerden oluan merakl# insanlar #n yüzünde donuk bir dehet ifadesi vard#. Genç bir k #zyavaça h#çk #rmaya balad#. Büyük ak #nl#k, korku veumutsuzlu'a dönümütü."Bir demir-adam öldü! Tüm tanr #lar ad#na!""Yer sars#l#yor, demir-adamlar ölüyor!""Krallar bu ie ne diyor?""Sonumuz ne olacak?"

36Resimler, büyüleyici bir yabanc#l#kta ve buna ra'men bildik birdünyaya aç#lan pencereleri and#r #yordu. Nas#l davranaca'#m# veneler hissetmem gerekti'ini bilmiyordum. Duygular #m#n bir k #sm#,duvarda beliren ve bir sahnenin sanatkârane düzenlenmi resimlerini and#ran görünümlere hayranl#k duyuyordu. Fakatduygular #m#n baka bir k #sm# ise dikkatli olmam# ö'ütlüyor-du,çünkü duvarlara fazla yaklat#'#m zaman sadece kendi yans#mam#

seyredebildi'im bo yüzeyler görebiliyordum.Bu garip eve yakla#rken son ad#mlar #m# büyük bir tereddütleatm#t#m, ta ki akl#ma tekrar Tanr # Ta# gelene kadar. Sol elimin parmaklar #yla onu s#k # s#k #ya kavram# ve kudretine duydu'um,güvenle öbür elimin yard#m#yla kap#y# açm#t#m. Kap# s#cakt# vekara ##ktan yap#lm# bir perde gibi yar # saydamd#. Sonra yumuakhal#lar üzerinde ilerlemeye balam#t#m. En hafif bir ses bile





iitilmiyordu. Bu dolambaçl# evde kar #ma ç#kan ilk resimlere tektek bakm#t#m. Garip bir ekilde yabanc#, ama yine de bildik

izlenimleri alg#larken zaman durmu gibiydi.Kap#n#n hemen arkas#nda gerçek büyüklü'ünde ve tepelerle dolu bir ufka uzanan bir perspektifte bulunan bir çocuk tasvirine bakt#m.Bu saf, bilgisiz siluete bakt#'#m zaman, kutsanm#-l#'#n çok eskiyirmi iki basama'#n#n ba#nda durdu'umu fark ettim. Di'erleri buna benzer bir ey asla yaamam#t#.Küçük bir çocukken dünyan#n mucizelerini kavramay# ve onlarlaoynamay# düledi'imi çok iyi hat#rlad#'#m için, daha bu ilk resim bile beni derinden etkiledi. Bu çocuk tasviri uzun ve gizemli biryolun balang#c#n# temsil ediyordu. K #sa bir tereddüt an#ndan sonrailerlemeye devam ettim. $lk gerçek resmi önceden tan#yordum. Onu bir defas#nda ö'retmenim Berios'ta görmütüm."Vakti geldi'i zaman bu resmin ne anlama geldi'ini sanasöyleyece'im" demiti bana. Resme bir ad#m daha yaklat#m.Parlak yüzey üzerinde önce benim yüzüm belirdi, fakat sonra

37kendi çehremin ard#nda bir eyler görmeye balad#m. Birbirlerinikesen iki yolun tam ortas#nda bulunan bir taa bir k #l#ç saplanm#t#.Ta#n yart#nda sanki unutulmu gibi arap kadehleri ve enerjiçubuklar #, metalden yap#lma be köeli y#ld#zlar ve ehrin pek çokyerinde kullan#lan büyülü amblemler duruyordu. $çimdeki bir ses, bu dört yolun hangisini takip edece'ime imdi karar vermemisöylüyordu. Fakat ben bir türlü karar veremiyor, hangi yolu takip

edece'imi bilemiyordum. Yol kava'#nda eskilerin gizli bilgileriy#'#l#yd#. K #sa bir an için Berios'u görür gibi oldum."Git" dedi bana. "Yollar #n hangisini seçmen gerekti'i senin içindeyaz#l#."Tekrar bir an tereddüt ettim, sonra da dosdo'ru yürümeye devamettim. Parlak yüzey vücuduma kar # en küçük bir direnç bile





göstermedi. Asalar #n, kadehlerin, k #l#çlar #n ve paralar #n aras#ndanyavaça yürüyordum...

Birkaç ad#m sonra korkuyla irkilerek durdum. Tam kar #mdasevecen, fakat so'uk yüzüyle kraliyet saray#n#n barahibesiduruyordu. Sa' elinde bir nar ve sol elinde aç#k bir kitap tutuyordu.Ba#nda bulunan beyaz nergislerden örülme taç, barahibe-nin ayn# zamanda ölüler ülkesinin koruyucusu olmas# gerekti'ini bildiriyordu. $lk Ana'n#n k #z# olarak krallar #n öte taraf #nda bulunuyordu ve tanr #sal do'umun s#rlar #na vak #ft#.Sonraki iki resim daha fazla houma gitti. Bir kral ve kraliçe vard# kar #mda. O kadar s#cak ve mükemmel görünüyorlard# ki, t# pk # balang#ç zaman# üzerine anlat#lan hikâyelere benziyorlard#.Korkum yava yava yok oluyordu. Resimlerden hiçbiri beniincitmi veya zarar vermi de'ildi. Daha ziyade benim kendime aitve kendi hakk #mda en gizli tasavvurlar #m#, umutlar #m# ve beklentilerimi yans#t#yorlard#. Bir sonraki resimde görülen yar # insan, yar # hayvan yarat#k bile bana bir ekilde tan#d#k geldi. Bu

kez Berios'u az önceki sahneden çok daha net olarak gördüm.Gülümsedim ve yürümeye devam ettim.38Bir sonraki resimdeki sevenleri gördü'üm zaman duygular #mde'iti. Genç bir adam iki kad#n aras#nda duruyordu, onlar #nüzerinde de gökyüzünde alt#n oklar par #ld#yordu.Yedinci resim ise bir ç#k # yolu gösterir gibiydi. Zafer içinsüslenmie benzeyen bir sava arabas#n# gösteriyordu. $çinde

tanr #sal kuvvette bir figür vard#. Bir an için bu arabada duran#n bende'il, aksine yüzünü daha önce hiç görmedi'im bir adam oldu'unuunutmutum.Sonraki iki resimden hiç holanmad#m. $lk resim sert yüzlü birkad#n# gösteriyordu. Bir elinde yal#n bir k #l#ç tutuyordu, di'erelinde bir terazi vard#, omzuna da beyaz bir bayku tünemiti.Resimden koruyucu bir düzenin uyumu okunuyordu, fakat benim





için bundan ziyade sert ve kat# törelerin bir ifadesiydi. Di'er resimise zaman#n yasalar #na kar # gelmeye çal#an, fakat yaln#zl#'#n

kendi ekseninde duran bir devinim oldu'unu idrak eden bir keiitasvir ediyordu.H#zla ilerlemeye devam ettim. Duvarlardan garip ekilde titreyen bir ##k yay#l#yordu. Yukar #, aa'#, sonra da iki yana bakt#m. Sonrailk kez olarak hareketli bir resim ç#kt# ortaya. Gözlerimin önündek #v#lc#mlar uçuuyordu. Renkler canland#, de'iti ve sankitesadüfen olmu gibi ard#nda bar # dolu bir manzaran#n bulundu'u bir ma'ara a'z#n#n önünde durdu.Bir sonraki resimde görülen aslan güçlü, güzel ve asil bir görünümesahipti. Ona do'ru bir ad#m att#'#m zaman, ma'rur hayvan#n ba#n#n tam arkas#nda duran aynay# fark ettim. Ellerimi öneuzatt#m. Aslan a'z#n# açt#. Ona do'ru bir ad#m daha att#m vegörkemli hayvan#n sanki bana boyun e'ercesine sindi'ini gördüm.Vahi bir hayvan# bile etkileyebilen, fark #nda bile olmad#'#m bugüç, nereden geliyordu acaba?

Sonra da as#lm# bir adam. Ölü de'ildi, ba'l# ellerinden bir kayayaas#lm#t#. Dev kanatl# ve kanl# gagal# kartallar, sisli bir dumaniçinde onun etraf #nda dolan#yordu. Kayada, tal# zemin-39de ve ç# plak kurban#n vücudunda so'uk çi' damlalar # parl#yordu.Bu adam ne yapm#t#? Ve ne yaamas#na, ne de ölmesine izinverilmeyen bu adama bu korkunç cezay# kim lây#k görmütü? Belkide kader çark #n#n yanl# bir oyunuydu bu! Yoksa adalet terazisinin

sonsuz ezaya lây#k gördü'ü bir zavall# m#yd#?On üçüncü resim ise hiçbir üpheye meydan vermeyecek kadaraç#kt#. Ölümü görüyordum. Buz gibiydi ve hareketsizdi, günein,ay#n ve y#ld#zlar #n ##klar # üzerine dümüyordu. Fakat buna ra'men bu resim öncekilerden çok daha aç#k ve berrak bir ifadeye sahipti.Beni korkutan bu resim kar #s#nda fazla duramad#m ve h#zlaönünden ayr #ld#m.





Pastel renkli ##k huzmeleri karanl#k ve bulan#k ölüm tablosunu yoketmiti. Yüzeyinde çiçeklerin ve otlar #n yans#d#'# cam

berrakl#'#nda bir suyun ba#nda duran, beyaz tüllere bürünmü birgenç k #z# görüyordum. Saçlar # omuzlar #na dökülen genç k #z,derenin suyunu sade bir gümü kadehten, yine ayn# sadelik vegüzellikte alt#n bir kadehe döküyordu. $nce bulutlar #n süzüldü-'üaç#k mavi bir ilkbahar gökyüzünün alt#nda yeil tepeler ve yumuakçay#rlar uzan#yordu. Bu resim, Kiklop duvar #n#n arkas#na yapt#'#myasak gezinin ard#ndan yaad#'#m ve gördü'üm çok eyiaffetmeme neden olmutu. *ayet yaln#z ba#ma olsayd#m, o bahçenin de böyle görünece'i muhakkakt#.Fakat imdi baka bir sesi, bir sonraki resimden yükselen eytanîça'r #y# izlemek zorunda kald#m. Karma bir yarat#'#n öfkelisurat#ndaki k #z#l ve kara renkleri gördüm, bir pan flütünün sesiniduydum ve yarat#'#n keçelemi tüylerinden yükselen d#k # kokusunu içime çektim. Burun kanatlar #m# kabartt#m, a'z#m# açt#mve ans#z#n yasak olan# yapmay#, bu pis pis s#r #tan erkek vücuduyla

birlemeyi arzulad#m. Üzerimde nas#l bir etki uyand#rd#'#n#nfark #nda olan yarat#k, hor gören bir edayla bana bak #yordu.Yüzündeki ifadenin ayn#s#n# Osiris'te de görmü oldu'umuhat#rlad#m - elbette bu kadar kaba bir ekilde de'il,40fakat beni itenin ne oldu'unu imdi anl#yordum. Bu eytanî resim bana bir erkek ve kad#n aras#nda yaanabilecek her eyicösteriyordu. Bu bir mutluluk oyunu, idrakin bir meyvesi ya da

ö'retmenlerin bilge ö'ütlerinden biri de'ildi, hay#r, bu hayvaniehvetin ta kendisiydi.$nleyerek resmin etkisinden s#yr #ld#m ve kendime gelmeye çal#t#m.Bir yandan vücudumdan so'uk terler boan#yor, di'er yandan damidem bulan#yordu. Ellerimi karn#ma bast#rd#m. Bir yandan dagö'üslerimin aras#nda sallanan Tanr # Ta#'n# korumayaçabal#yordum. Nas#l olup da yanl# zamanda yanl# eyleri





arzulad#'#m# unutabilmitim? Ans#z#n uyuyan ehvetimindinmesine bilincimin de'il, aksine yanarda' depremin öncü

dalgalar #n#n sebep oldu'unu fark ettim. Bir kez daha inledim,elimin tersiyle aln#mdaki terleri sildim ve kraliyet saray#n#n resminikar #mda kurtar #c# bir kale gibi gördüm.Fakat ayn# anda saray#n duvarlar #n#n çatlaklarla dolu oldu'unu dagördüm. Çok eski bir krall#'#n merkezi olan yap#n#n üstünde kara bulutlar dolan#yor, nilerde bulunan tanr # heykelleri teker tekerdevriliyordu.Dehetle arkam# döndüm. Baka resim görmek istemiyordum art#k.Bu evin içinde daha ne kadar kötülük, tehlike ve i'rençlik sakl#yd# acaba! D#ar # ç#kmay# baarana kadar bu karma#k labirentin içindedaha ne kadar dolan# p duracakt#m? Ans#z#n tüm bu resimlerinsadece benim bilinçalt#m# yans#tt#'#n# hisseder gibi oldum.Gördü'üm çehre ve sembollerin birço'u eskiden tan#d#'#meylerdi, asla bu kadar net görmemi olsam bile. Bu tür düüncelerve hayaller akl#mdan devaml# geçiyordu. Bazen görünen olaylar #n

yüzeysel bir yorumu, fakat genellikle de dünya denen muammay# çözme çabas# olarak. Bazen de durduk yerde gündüz dülerigörüyor, gözlerimin önünden geçenler keyfîmi kaç#r #yor ya daneemi yerine getiriyordu.Korku ve dehetle dolu bu resimler dizisi gerçekten de be-41nim içimde mi bulunuyordu? Neden sadece güzel olan# göre-miyordum? Neden her güzelli'in kar #t# olarak kötülü'ü ve

i'rençli'i de yaamak zorundayd#m?Önümde uzanan koridor ne karanl#k, ne de ayd#nl#kt#. Bana kalsa burada durur ve hiçbir yere k #m#ldamazd#m. Bunu yapmay# denedim. Dikkatle nefesimi tuttum ve nefes almamaya çal#t#m.Hiçbir ey görmüyor ve duymuyordum. Fakat yine de ne oldu'unuanlayamad#'#m bir eyin bana do'ru yaklat#'#n# ve yan#mdangeçti'ini anlad#m. Il#k yaz ak amlar # s#rt üstü çimlere uzanm# bir





halde y#ld#zlara bakarken içime dolan ho duygu geldi birdenbireakl#ma. Her defas#nda toprakla temas#m#n kesilmesi ve y#ld#zlar #n

bana yaklamas# pek uzun sürmüyordu. Yukar # do'ru düme vetüm a'#rl#klardan s#yr #larak sadece ben olma duygusunu çokseviyordum.Bu durum, yolun hedefi miydi? Ne iyinin, ne de kötünün bulundu'u, sadece sonsuz ve ebedî bar ##n hüküm sürdü'ü ulvî birhiçli'in içinde yok olma arzusu muydu?Ans#z#n yeni bir resim üzerime do'ru gelmeye balad#. Kar #mda bana t# pat# p benzeyen, ç# plak ve da'#n#k saçl# bir k #z çocu'u belirmiti. K #v#lc#mlar saçan y#ld#zlarla dolu bir gökyüzününalt#nda bulunan küçük bir gölcü'ün k #y#s#na oturmutu. Topra'#nsuyunun içinde küçük bir mahfaza yüzüyordu; yar # hazine sand#'#,yar # tabut. Resimde gördü'üm k #z çocu'u su içiyordu. Ans#z#nsand#'# gördü ve hemen o anda onu açmamas# gerekti'ini hissetti. Ne yap#lmas# ve tüm çekicili'ine kar # gizli kalmas# gerekene dairsezgisel bilgiydi bu.

"Hay#r!" diye ba'#rd#m ç# plak k #z çocu'unun sand#'# açmak üzereelini uzatt#'#n# görünce. Fakat k #z ç#'l#'#m# duymam#t#. Kapa'# açar açmaz bir y#'#n i'renç hastal#k ve bela, iyi ve kötü özellik,karmakar ##k bir ekilde gökyüzüne yükseldi. H#çk #rarak a'lamaya balad#m ve gökyüzünde beliren bir umut y#ld#z#n#n ufac#k ##'#n#ntitreyerek yand#'#n# görünce ellerimi ç#rparak onu bir kez dahauyarmaya çal#t#m.42

Kanatlanm# kötülükler dört bir yana da'#l#yor ve daha havadauçarken ço'al#yordu. Görünüe göre hiçbir ey onlar # durduramazd#. Fakat gökteki umut y#ld#z#n#n ##'# giderekgüçlenmeye bal#yordu. Ve ikinci bir aynada görür gibi, kendimi bir kez daha tan#d#m. Bu kez çok küçüktüm ve barahibe olarakta#d#'#m beyaz tüllere bürünmütüm. Gökyüzünde beliren kad#n





ise son derece ayd#nl#kt# ve sand#ktan ç#kan tüm kötülü'ü altedebilecek içten gelen bir güzelli'e sahipti.

Birdenbire gülümsedim ve her eyi anlad#m. Bu vizyon bir öncekiresmin kal#nt#lar #n#n eseriydi. Benli'im veya irademle bir ilgisiyoktu, sadece buradayd#. Bu umut y#ld#z# parlamaya devam ettikçe,yolun sonuna gelmi olmayacakt#m...Bu resmin büyüsüne öyle bir kap#lm#t#m ki, yavaça ilerlemeye balad#'#m#n fark #nda bile de'ildim. Bir sonraki resim ayaadanm#t#. Ayn# anda birçok farkl# görüntüyle akl#m# kar #t#rmayaçal##yordu. Barahibenin ve kader çark #n#n görüntüsünde oldu'ugibi, burada da her ey tesadüfi bir görünüm arz ediyordu.Kar #mda duran ay#n tüm halleri hem gerçekti, hem de gerçekde'ildi - dolunay, yar #m ay ve karanl#k. Bu resmin ne söylemekistedi'ini anlamaya balam#t#m: Nerede bulunursam bulunay#m, ben daima merkezi tekil ediyordum, fakat genel anlam#yla bak #ld#'# takdirde, bulundu'um yer büyük bir desenin küçücük bir parças#yd#, hatta att#'#m tek bir ad#mda gerçekli'ini yitiriyor ve

anlams#zla#yordu.On dokuzuncu resim ay#n yüzlerini ortadan kald#rd#. I#ldayangüne tüm görkemiyle ufuktan yükseliyordu. Alt#n renkli par #lt#s#,##'#n#n on üç damlas# ile ölümü gösteren on üçüncü resmi yoketme kudretine sahipti. Güne, evin koridorlar #ndaki karanl#'# dayok etmiti. Ans#z#n resimler galerisinde uzanan bu sonsuz yolaminnet duymaya bile balam#t#m. Bugüne kadar bana gizli kalm# olan eyler görmütüm. Hayat#mda ilk kez olarak kendimi

s#rlardan, karanl#k efsanelerden ve gizli düüncelerden oluan bira'#n içine hapsolmu hissetmiyordum.43Serin bir hava ak #m#, derin bir nefes almama sebep oldu. Güneinönünden geçtim ve geçmiim ile gelece'imden bugünümünolumas#n# gördüm. Çevremdeki her ey yerle bir olsa bile, birtanr #ça olarak uçsuz bucaks#z dünyaya gönderilmek üzere





yarat#lm#t#m. Uzun yol boyunca gördü'üm resimler birmerdivenin basamaklar #n# oluturuyordu. Öyle bir düzenle bir

araya gelmilerdi ki, bir tanesinin eksikli'i bile söz konusuolamazd#. Bu bilgiyle basamaklar # t#rmanmaya balad#m ve sonresimle birlikte d#ar #ya aç#lan kap#ya ulat#m.Cam kap#n#n etraf #nda alt#ndan yap#lm# kendi kuyru'unu #s#ran biry#lan vard#. Y#lan#n oluturdu'u ovalin içinde ise yar # erkek, yar # kad#n bir varl#k dans ediyordu. Cam kap#n#n sol üst köesinde iseku kanatlar #na sahip bir tanr # habercisi bulunuyordu. Elinde fikirve ate sembolü olan alt#n bir âsâ vard#. Sa' üst köede ise ba#n#netraf #nda bir hâle bulunan beyaz bir ku geni kanatlar #yla havadasüzülüyordu. Pençelerinin aras#nda mant#k k #l#c# vard#. Sol aa'#da bulunan kanatl# bir aslan, ön pençelerini gerçe'in alt#n paralar #n#nüzerine koymutu. Paralar #n üzerinde pentagram sembolü vard#.Sa' aa'#da ise beyaz bir bo'a sevgi kadehini ta#yordu.Kap#y# açt#m, bir an için gözlerimi kapad#m ve derin bir nefesald#m. Sonra da bir ad#m atarak görünür dünyaya ç#kt#m. Art#k

rüyalar #n#n, özlemlerinin ve arzular #n#n ne anlama geldi'ini bilmekistemeyen on be ya#ndaki çocuktan bambaka biri oldu'umu biliyordum.Çocukluk dönemini geride b#rakm# oldu'umun fark #nday-d#m,fakat buna sevinmem mi, yoksa üzülmem mi gerekti'ini henüz bilmiyordum. Tepeden t#rna'a tir tir titriyordum. Ayn# andagünein ok ayan ##nlar #n# tenimde hissettim.Dünyay# görmek güzeldi.

44TANRILAR OKULU'-,. Görkemli ehrin tam ortas#ndaki tepenin üzerin-' de bulunankraliyet saray#n#n manzaras#n# hay-"¦% ranl#kla seyrediyordum.Daha önce Poseidon'un :| ilk o'lunun soyundan gelen yüksekkrallar #n evi-l ni bu aç#dan görmemitim. Krallar #n her biri sarayagörkemli bir ilave yapm# ve her biri kendisin-«fr c'en





öncekinden daha üstün olmak için elinden ge-f? leni yapm#t#. Buekilde say#s#z kuak sonunda saray benzersiz cesamet ve

güzellikte bir sanat eserine dönümütü.Do'u ve bat# caddeleri ile yeil gezi yollar #n# birbirinden ay#rangeni ana kanal#n üzerinde bulunan güzel bir köprünün üzerindengeçtim. Kanal ve iki yan#nda bulunan caddeler dümdüz bir ekildedenizden balayarak, ehrin merkezindeki saray tepesinin etraf #nda bulunan üç su yoluna kadar uzan#yordu. Köprüden inereksanatkârane bir ekilde düzenlenmi olan çiçek tarhlar #n#n birininiçine girdim. Yeil çal#lar #n aras#ndaki nadir a'açlar, dünyan#n enuzak adalar #n#n ve k #talar #n#n en ücra köelerinden getirilentohumlardan üretilmiti.Tereddüt etmeden yürümeye devam ettim. Kanal, k #y#s#ndaki yeilgezi yollar # ve caddeler, geçmi zamanlarda kazan#lan zaferlerinan#s#na dikilmie benzeyen üç zafer tak #n#n içinden geçiyordu.Taklardan ilki üzerine milyonlarca sembolün ilenmi oldu'u pirinçten yap#lm#t#. Yumuak par #lt#lar saçan kalaydan yap#lm#

olan ikinci taka ulaana kadar epey yürümem gerekti. *ehrin bukadar d# bölgelerinde daha önce hiç bulun-45mam#t#m. $ç içe geçmi çember eklinde kanallardan ve bunlar # dik aç#yla kesen caddelerden oluan ehri daha önce sadeceharitalardan, planlardan ve kraliyet tepesinden tan#yordum. Burada,aa'#da, u'uldayan trafi'in ve insanlar #n aras#nda, her eyyukar #dan görünenden çok daha büyüleyiciydi.

Kim oldu'umu anlayan ve beni sayg#l# bir gülücükle selamlayaninsanlar #n yan#ndan geçerken, bak #lar #m# kaç kere yere indirdi'imi bilmiyorum. Birço'u yüzüme bile bakmadan yan#mdan geçipgidiyordu. Kimi derin sohbetlere dalm#t#, kimi de ilkbahargüneinin yak #c# ##nlar #ndan korunmak için gözlerini k #sm#t#.Güne ##'#n#n alt#nda beyaz par #lt#lar saçan sütunlar #n aras#ndakiküçük mermer banklara oturmu olan insanlar, büyük ehrin





ortas#ndaki bu huzur adas#n#n keyfini ç#kart#yordu. *ar #ldayançemeler ve f #skiyeli havuzlar sular #n# dar kanallar vas#tas#yla ana

kanala ak #t#yorlard#. Servi a'açlar #n#n ve ekil verilmi kayal#klar #ngölgesinde dolaan tavus kular #, görkemli kuyruk tüylerini gururlasergileyerek dola#yorlard#.K #z#l ##lt#lar saçan bak #rdan yap#lm# taka ulat#'#m zaman, vakitö'leden sonras#n#n erken saatleriydi. Saray tepesinin önündeki tak,en eski ve en güzel olan#yd#. Geni kemerin alt#nda durdum ve ba#m# kald#rarak büyük kasetlerin içine oyulmu kudret iaret vesembollerini inceledim. Genelde lapisla-zuli ve alt#nla ilenmi zeminlerin üzerinde binlerce çehre görüyordum. Çerçeve veçehreler aras#na kaz#nm# olan say#s#z sembol ve iaretin büyük birk #sm#n# art#k tan#yordum. Fakat buna ra'men içimde ehrin vekrall#'#n bu kadar aç#kça ifade edilen s#rlar #n# sanki ilk kezgörüyormuum gibi bir his vard#.$ç kanal çemberinden eski bir yelkenli yük gemisi yakla#yordu.Yeil alanda dolaan insanlar gemiye bakmaya balam#lard#.

Davuldan yükselen monoton darbeler eli'inde üç s#ra uzun kürekdüzenli hareketlerle inip ç#k #yordu. Dümenin biraz yanak #r #lmas#yla birlikte gemi yelken açmaya gerek kalma-46dan ana kanala girdi. Küçük tekneler, mavnalar ve yatlar, yelkenligeminin önünden çekilerek ona yol veriyordu. Ben kürekdarbelerini izliyordum. Geminin içinde bulunan adamlar # göremiyor, fakat onlar #n adan#n ve ehrin kurallar #na kar # ç#kan

zavall#lar oldu'unu biliyordum.Gemi, ilk taka yaklamadan önce, krallar #n onuruna göndere ontane flama çekti. Davul sesleri duvarlarda yank #land# ve gemi yeilk #y#da bekleen seyircilerin önünden geçip gitti. Gemiylek #y#dakiler aras#nda baz# selam sözleri gidip geliyordu."Kocama onu sonsuza dek bekleyece'imi söyleyin!" diye ba'#rd# kanal#n hemen dibindeki genç bir kad#n. Utanç ve üzüntüden





saçlar #n# k #sac#k kesmiti. Gezintiye ç#km# insanlardan birkaç# kafalar #n# omuzlar #na çektiler ve aralar #nda fts#ldat#-lar. Bu genç

kad#n#n görmemesine ra'men ard#ndan el sallad#'# adam#n neyapt#'#n# bilmeyi çok istiyordum.*ehrin bu kesiminde kral enli'i süslemelerinin bulunmay## ancakimdi dikkatimi çekmiti. Tam o anda geminin kaptan kökündegemi sahibini gördüm. Onunla göz göze geldi'imiz anda elimdeolmadan irkildim. Gemi h#zl# kürek darbeleriyle ilerlemeye devamediyordu, buna ra'men bak #t#'#m#z o an bana sonsuzluk kadaruzun gelmiti. Yavaça dudaklar #m# oynatt#m. Ona seslenmek,hayk #rmak, beni o eve neden gönderdi'ini sormak istiyordum. Nezaman olmutu bu? Dün mü? Yoksa pek çok gece önce mi?Gemi sahibinin yüzünde memnun bir ifade oldu'unu fark etmitim.Kaptan kökünün alt#n yald#zl# korkulu'una dayanm#t#. Geni birkay#a ba'l# olan dürbün süslü gö'sünde sallan#yordu. Ans#z#ndo'ruldu, dürbünü eline ald# ve bana bakt#. Elimde olmadan bak #lar #m# ondan kaç#rd#m ve yana döndüm. Onun neler

düündü'ünü anlayamad#'#m için, onun da bana bakmas#n# istemiyordum."Tekrar görüece'iz, $nanna!" diye ç#nlad# ironi dolu sesi ka-471nal#n üzerinde. "Herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda. Benimsayemde vaktinden önce gördüklerini unutma sak #n!"Sonra ç#nlayan kahkahalarla gülmeye balad#. Göz ucuyla ona

bakt#m. Yelkenli yük gemisi düzgün kürek darbeleriyle ilerlemeyedevam ediyordu. Oldu'um yerde ta kesilmitim; saçlar # k #sac#kkesilmi genç kad#n#n yavaça yan#ma yaklat#'#n# bile farketmedim. Kad#n elini omzunun üstüne koydu."Kendini iyi hissetmiyor musun?" dedi bana. Bir yandan da di'ereliyle gözlerindeki yalar # siliyordu. Ba#m# ona çevirerek güzelkad#na ak #nl#kla bakt#m.





"Bunu neden bana soruyorsun? Bana kal#rsa ilgi ve efkate ihtiyac# olan as#l sensin..."

"Hay#r" dedi genç kad#n. "Ben yeteri kadar güçlüyüm ve teselliedilmeye ihtiyac#m yok. Neden a'lad#'#m# nereden bilebilirsinki..." Giderek küçülen geminin ard#ndan bakt#. "Mahkûmlar # ta#yan gemi bir süre sonra aç#k denize ç#kacak. Her eyin buradakikadar yapmac#k olmad#'# uzak ülkelere gidecekler... Kanallar #n vesaraylar #n olmad#'#, göz kamat#rmaktan baka bir ie yaramayanmücevherlerin bulunmad#'# ülkelere...""Ard#ndan gözya# döktü'ün adam#n suçu nedir?" diye sordumdikkatle. Genç kad#n bana ak #n bir bak # f #rlatt#."Suç mu?" diye sordu sonra. "Di'er erkekler gibi de'ildi, o kadar.$çinden berrak bir derenin akt#'# el de'memi bir ormandaoturmay#, ok ayacak hayvanlara, istedi'imiz gibiyetitirebilece'imiz çocuklara sahip olmay# istiyorduk. Meyve ve bö'ürtlen toplamay#, do'aya zarar verebilecek hiçbir eyyapmamay# istiyorduk... ne demek istedi'imi anlayabiliyor

musun?""$smin ne?" diye sordum ona."Morgana" diye cevap verdi genç kad#n."Neden d#ar #da bir göreve atanmay# talep etmediniz?"Genç kad#n geriye do'ru bir ad#m att#.48"D#ar #da bir görev mi? Sen nereden geliyorsun?"Elimle Tanr # Ta#'n# yoklad#m. Elbisemin alt#na kaym#t#.

"Tamam, tamam, anlad#m" dedi kad#n ac# bir sesle. "Sen... send#ar #ya ç#kabilenlerden birisin. Siz krall#'#n kudretini en uzakülkenin en ücra köesine ta#mak için do'dunuz zaten! Krallar #ntemsilcileri, valileri, ya'mac#lar #, uygar tanr #lar!"Hiçbir ey anlamadan bak #yordum ona. "Neden böyle diyorsun?Biz vahilere pek çok iyi ey götürmüyor muyuz?"





"Sen asl#nda önünden derhal kaç#lmas# gereken birisin! Seçilmi birvarl#k oldu'unu düünüyorsun, de'il mi? Temiz, bakire tanr #ça!

Fakat binlerce y#ldan beri dünyay# yöneten erkeklerin planlar # hakk #nda ne biliyorsun ki? Erkekler, $nanna! Dünyan#n uyumunu bozan ve kendi arzular #n# yasa yapmak isteyenler sadeceerkeklerdir! Senin gibi kad#nlar da onlann oyuncakland#r...""Bu do'ru de'il!"Damarlanmdaki kan#n ba#ma hücum etti'ini hissediyordum."Do'ru de'il mi? Do'ru de'il demek! O halde saraya git, bilgelereve ö'retmenlere sor! Her tanr # ve her tanr #ça, dura'an ve suni birsistemin s#radan bir çark #d#r yaln#zca! Güya evrenin ve do'an#nyasalar #na göre düzenlenmi bir sistem... o halde neden herkoloniye özel görevli temsilcilerin gönderildi'ini düünüyorsun?Yal# bir batanr # tüm ipleri elinde tutuyor. Onun alt#nda da EskiDüzen'in ve kudretin bekas#n# temin eden bir tanr # veya tanr #ça var.Gö'ün ve denizlerin tanr #lar #, bereketin, ölümün, sava ve sanat#ntanr # ve tanr #çalar #. Tanr #lar #n dünyas#na dikkatle bak! Ne

görüyorsun? Her kolonide yüzlerce, hatta binlerce isim -fonksiyonlar # ise neredeyse tümüyle ayn#. Her eyleriyle dünyan#nmekanik bir modelini oluturuyorlar! Sen de do'umundan itibaren böyle bir rol oynamaya haz#rlan#yorsun..."Morgana sert bir hareketle arkas#n# döndü ve h#zl# ad#mlarlayan#mdan uzaklat#. Midemin tekrar bulanmaya balad#'#n# his-49sediyordum. Her ey çok müthi, çok inan#lmazd#. Az önce

duyduklar #m# bana hiç tan#mad#'#m bir kad#n#n m# söyledi'ini,yoksa bunlar #n kendi düüncelerim mi oldu'unu bile anlayam#-yordum. $çimde imdiye kadar hissetmedi'im bir so'ukluk vard#.Seçilmiler seremoninin balamas#n# sab#rs#zl#kla bekliyorlard#.$çlerinden birço'u k #sa bir süre öncesine kadar göreveça'r #lmalar #na henüz çok vakit oldu'unu düünüyordu. Fakat büyük gün umduklar #ndan çok daha çabuk gelmiti. Saray#n iç





k #sm# da'#t#lm# bir kar #nca yuvas#n# and#r #yordu. Yatak odalar #n#n,dersliklerin, ar ivlerin ve toplant# salonlar #n#n aras#nda huzursuzluk

içinde oradan oraya dolaanlar sadece genç ö'renciler de'ildi. Birk #sm# o zaman dek pek önemli olmad#klar #n# düündükleri konular # tekrar etmeye çal##yordu. Birço'u ise çocuklu'undan beri birlikteolduklar # eya, resim ve oymalarla vedala#yor, k #sa bir süre sonrailk kez resmi olarak giyecekleri metalik-ipe'imsi elbiselerink #vr #mlar #n# ok uyorlard#.Ve genç seçilmilerin bir k #sm# da durmadan temel tanr #lar #nheykellerinin önünde diz çöküyordu. Bu heykeller Duka-bölgesiylekrallar #n seremoni salonlar # aras#ndaki yüksek duvar nilerinde bulunuyordu. Bir k #sm#n#n ismi çoktan unutulmutu, bir k #sm# isekrallar #n bulumas#n#n erefine y#kan# p temizlenmi ve sembolikarma'anlarla süslenmiti. Bu özellikle Baykal Gölü k #y#s#ndanÜlgen Bey, Kemir bölgesinden Brahma, Mezopotamya'dan Anu,Enki ve Enlil, Yukar # Nil'den Amon-Ra, Akdeniz'den Zeus,Aqutania ve Armorica'dan Tiuz, Kuzey Buz Böl-gesi'nden Wotan,

Odin ve kötü öhretli sava tanr #s# Thor, çift k #tan#n ilkhükümdarlar # olan Tawa, Kukulkan ve Viracocha için geçerliydi.Di'er tanr # heykellerinin durumlar # oldukça kötüydü, hattayüzlerine bak #l#nca kim olduklar # bile anla#lm#yordu. Bu grubaHopi'lerin Kachina'lan, Afrika'n#n Dogon halk #n#n Nommo'lar #,Odin'in kolonisinin As ve VVan'lar #, Avrupa'n#n50do'usundaki Bog'lar ve Avustralya yerlilerinin VVoncina'lar #

dahildi.$ç tap#na'#n plastik ve effaf bir görünüm arz eden duvarlar #n#ntümünde, hatta sütunlu koridorlarda bile ö'retmenlerin ve bilgelerin projeksiyonlar # görünüyordu. Neredeyse tüm Tanr # Talar # al#c# konumuna yönlendirilmi ve iç tap#na'#n Duka-ar ivine odaklanm#t#. Bilgelerin ve ö'retmenlerin tümü, yüksek vetörensel bir sesle bir eyler anlat#yordu. Hatta pek ço'u imdiye





dek defalarca kez anlatm# olduklar # konular # bile tekrar etmeyeçal##yordu. Karmakar ##k bir ekilde tanr #lar #n kökenlerinden,

görevlerinden ve bin y#llar boyunca geçirdikleri de'iikliklerdensöz ediyorlard#. Fakat telala anlat#lan bu bilgileri birbirindenay#rmaya neredeyse kimsenin gücü yetmiyordu..."Ada-k #tas#n#n d##ndaki vahi bölgelere gönderilen $zleyici veHaberci 'lerin görevleri balang#çta krallar toplant#s#nda görüülenen önemli konulardan biriydi...""Yava yava hükümranl#'#n belli organizasyon ekillerinin art#kaç#kça ortaya konulmamas#n#n daha ak #ll#ca olaca'# düünülmeye baland#. Bu bir çeliki de'ildi. Hâlâ mümkün oldu'unca geni kat#l#ml# toplant#lar, dünya hükümranl#'#n#n en önemli temellerinitekil ediyordu...""Yakla#k seksen bin y#l önce bu kadar büyük bir krall#'#n art#khükümdarlar #n kiisel karizmalar #yla, yasalarla ve temsilcilerleyönetilemeyece'i anla#ld#. Kudret -gerçek kudret- daha fazlas#n# talep ediyordu...

"Bu yüzden geçmiin krallar # ikinci bir tür otoritenin yarat#lmas#n#n belki de daha uygun olaca'#n# düünmeye balad#lar. Ülkeyedöndükleri zaman tüm halk taraf #ndan kar #lanan ve rapor vermekleyükümlü olan Haberciler ve Elçi'ler, di'erlerinden daha fazla bilgiye sahip olan yeni bir s#n#f tekil etmeye balam#lard#..."Bu ekilde Suskunlar meydana geldi. Be ila alt# bin y#l ön-51ce, kuzeydeki buzlar #n yava yava erimeye balad#'# s#rada,

görünür hiçbir iaret ve s#fat ta#mayan Suskun'lar, her eyi duyan,gören ve kendilerine saklayan tecrübeli bilirkiiler olarak bir arayagelmeye balad#lar...""Bu ayn# zamanda uzun ve tehlikeli seyahatleri boyuncakar #lat#klar # göçebe vahi insanlar, maymunlar ve vahi hayvansürülerinin gelenek ve özellikleri içinde geçerliydi. Suskun'lar -





birkaç cesur gönüllünün eli'inde olmak kayd#yla- o zamanlar bilinen dünyan#n s#n#rlar #na bile ulam#lard#."

"Hatta içlerinden birkaç# teknik yard#m ve enerji kapsüllerikullanmadan, kuzeyin gö'e uzanan görkemli buz da'lar #n# bileincelemeye kalk #t#. Üzerlerinde sadece kalçalar #na dolad#klar # s#radan bir örtü veya hayvan postu, ayaklar #nda da inceciksandaletler bulundu'u halde, kendi yapt#klar # k #zaklar üzerindeeriyen kar sular #yla dolu uçsuz bucaks#z düzlüklerde dolat#lar,yerlilerin nemli ma'aralar #nda yatt#lar, hastaland#lar, fakatvazgeçmediler. Yorulmak bilmeden da'lar # ve k #y#lar # dolaarak,arkaik ritüeller üzerinde bilgi ve veri toplamaya devam ettiler.""Vahilerle birlikte mamut ve bizon avlad#lar, bal#k k #lç#klar #ndanve kemik parçalar #ndan i'ne yapmas#n# ö'rendiler, çakmak talar # yontarak yerlilere atei nas#l kullanacaklar #n# ö'rettiler...""Sonunda Suskunlar'#n kodeksi o kadar mükemmel bir hale geldiki, kendi seleflerinin gördü'ü veya yüzeysel olarak anlatt#'# eyleri bile unutmaya balad#lar. Baz# bölgelerde oturan yerlilerin onlarla

önceden baz# temaslarda bulunmu olmalar # gerekti'ini biliyorlard#. Ve özellikle bu bölgede sadece suskun-luklar #ylaaç#klanabilecek baz# ritüellerin gelimi oldu'unu fark ettiler...""Çok eski zamanlarda at#lm# tohumlar, yeermeye balam#t#. $lkSuskunlar'#n ahfad# gördükleri eyleri art#k en az#ndan birbirlerinden gizleme imkân# bulam#yorlard#. Böylece son de-52rece gizli toplant#lar yaparak edindikleri tecrübeyi birbirlerine

aktarmaya balad#lar ve resmi hadiselerden giderek uzaklamaya balad#lar...""Ayn# zamanda yeni bir mit do'maya balam#t#. Ada-k #tas# giderek güçleniyor ve geliiyordu. Sürekli kalabal#klaan halk # doyurmak için devaml# yeni kanallar aç#l#yordu. Kral Tepesi'ninetraf #nda bir ehir çemberi olumutu. Bu çemberin etraf #na bronz bir sur dikildi. Sonra ildnci bir ehir çemberi olutu, sonra da





üçüncüsü. Ve d#a do'ru uzanan ehir gibi, krall#'#n kendi içindede yeni kudret çemberleri olumaya balam#t#...."

"Görünür zirve o kraldan oluuyordu. D#a do'ru onu bilge veö'retmenler s#n#f #, sonra savaç#lar, rahipler, ticaret prensleri vezanaatç# ustalar # s#n#f # takip ediyordu...""$çe do'ru ise manzara bambaka bir görünüm arz ediyordu.Burada Suskunlar'in krallar üzerinde çok büyük bir nüfuzlar # vard# - resmi dan#manlar #n, savaç#lar #n ve barahiplerin çok üstünde birnüfuz...""Ve suskunlar uzun zaman önce kendi aralar #ndaki kast sisteminiuygulamaktan vazgeçmilerdi. Rahats#z edilmeden bulutuklar # zaman birbirlerine sayg#l# davran#yorlard#, fakat temelde her biri ba#na buyruk, ba'#ms#z, Atlantis Dünya Krall#-'#'n#n gerçekkrallar #n#n asla görmemi olduklar # uzak bir ülkenin tanr # benzerikral#yd#...""Vahi yerlilerin efsanelerinden ise özel yeteneklere ve gizem dolu pratiklere sahip olan baz# kad#n ve erkekler türemiti. Ve bugün

bile Atlantis'de pek çok kii bir zamanlar #n Suskunlar #n#n tanr #laradönümesinden çok do'al bir tav#rla söz eder...""Bu tanr #lar #n hiçbirinin ebeveyni yoktu...""Fakat yine de tümü birbiriyle akrabayd#...""Bu durum bugün bile saray#n iç bölgesinin çocuklar #n#ngizemlerinden biridir."53Duka-bölgesi, içinde yaamayan ve bir ilgisi bulunmayanlar için,

en az kiklop duvar #n#n ard#ndaki bahçe kadar yasakt#. $ç törenavlusunda bulunan Poseidon Tap#na'fn#n hemen arkas#nda bulunuyordu. Dev saray kompleksinin en s#k # korunan bu bölgesineancak Tanr # Ta#'na ya da izin mührüne sahip olanlar girebilirdi.Zaten saraydaki bilgelerin, dan#manlar #n ve komutanlar #n, ailelerive hizmetkarlar #yla birlikte yaamalar #na mahsus bölümler deyabanc#lar için tabuydu. Büyük tap#nak binas#, dan#ma salonlar # ve





alt#n ihtiam#yla ta uzaldardan bile seçilebilen ana giri kap#s#n#niki yan#ndaki merdivenlerin bir k #sm# tüm Basilea sakinlerine

aç#ksa da, saray#n iç k #sm# oraya ait olmayan herkes için sonsuzadek kapal#yd#. Büyük kap# sadece özel günlerde tören alay#n#n içerigirmesi için k #sa süreli'ine aç#l#rd#. *ehrin zanaatç#lar # ve tacirleri,içeri girmelerine yarayan ziyaretçi mührünü almadan önce uzunuzun kontrol ediliyordu.D# muhaf #zlar #n aras#ndan geçmekte herhangi bir zorlukyaamam#t#m. Gö'üslerimin aras#nda sallanan Tanr # Ta#, anagiri kap#s#n#n duvarlar #nda bulunan donuk gözlerin ve sakl# kulaklar #n alg#layabilece'i sinyaller yay#yordu. Bu yorucu gündensonra saraya ulat#'#m zaman bitkin dümütüm. Ortada kralenli'ini an#msatan hiçbir ey yoktu. Kral Atlas'#n kardelerinintekrar ada-k #tas#nda bulunan krall#klar #na geri dönmü olupolmad#klar #n# bilmiyordum. Yanarda' patlamas# ve depremkonusunda ne karara var #ld#'#n# da bilmek istemiyordum.Gidiimden bu yana çok ey yaam#t#m ve olup bitenler kafam#n

içinde dönüp duruyordu. Mutlaka dinlenmeliydim. Bu nedenle oanda beni ilgilendiren tek ey, bir an önce saray#n iç k #sm#n#nmerkezinde bulunan odama tekrar kavumakt#.Kimse dönüüme a#rmam#t# ve kimse bir ey sormuyordu. Sonkap#n#n ard#ndaki çiçek bahçesinin aras#ndan geçip, bir amfi tiyatroeklinde düzenlenmi olan küçük meydana ula-54tim- Tiyatronun ortas#ndan yukar # do'ru uzanan basamaklar #n

üstünde bulunan bir s#ra pembe sütunun üzerinde, beyaz kesmetalardan yap#lma bir düzine pencere güzel bir süs gibi uzan#yordu.Kimseyi görmemem beni a#rtm#t#. Normalde pek çok çocu'un,genç k #z#n ve delikanl#n#n bu basamaklar üzerinde gruplar halindeoturarak sohbet etti'ini, küçük araba ve bebeklerle oynad#'#n#, zaratarak e'lendi'ini bildi'im için, bu sessizlik bana son derece garipgeliyordu.





Arkam# döndüm ve yerdeki büyük mozaik desene bakt #m. Stilizeedilmi bir a'ac# tasvir eden bu küçük renkli talar #n üstünden, ona

göz ucuyla bile bakmaks#z#n kaç kere geçmi oldu'umu düündüm.A'ac#n rengârenk dallar #n# ve alt#n yald#zl# yaz#lar # sanki ilk kezgörüyordum."Hiçlikten hiç olur, hem de tanr #lar #n iradesine ra'men!" Meraklaokudu'um yaz#da bu yaz#yordu. Ba#m# yana e'dim ve yaammozai'inin içindeki lacivert bir dal#n karma#k yolunu izlemeye balad#m. "Sen bir primats#n" diye heceledim, "maymunlar #n altgrubuna dahilsin... dar burunlu maymunlar #n ara grubunadahilsin..." Burun k #v#rarak birkaç ad#m daha yürüdüm. Lacivertdal çizgisi giderek daral#yordu. "$nsanlar #n ve in-san#ms#-maymunlar #n üst ailesine dahilsin.... $nsan#ms#lar #n alt ailesinedahilsin..."Mozai'in on ta# eksikti. Aln#m# k #r #t#rd#m. Yerde sadece u yaz# kalm#t#: "$nsanlar #n S#n#fland#r #lmas#."Ve yine on lacivert ta eksikti. Dolay#s#yla son cümle de

tamamlanmam#t#. Sadece "... Türleri" yaz#s#n# okuyabiliyordum.Ve ans#z#n kendime ne kadar zamand#r burada olmad#'#m# sormaya balad#m."Neredesiniz?" diye ba'#rd#m yüksek sesle. Yukar #daki pencere boluklar #na bakt#m ve kendi eksenim etraf #nda bir kez döndüm.Duka-bölgesinin oyun avlusunu kimseye görünmeden terk55edebilece'im bir yolu aramakla geçirdi'im uzun saatler gelmiti

akl#ma. Kendi içine kapal# bu küçük dünya üç bölümdenoluuyordu: Sütunlarla çevrili basamakl# avlu ve üzerindeki odalar,okul binalar #n#, çocuk bahçesini, jimnastik salonlar #n# ve ko'ular # içeren ikinci bir avlu, içinde pencereleri olmayan bir tap#na'#n bulundu'u üçüncü bir avlu. Biz oraya "üretim odas#" ad#n# veriyorduk, ama hepimiz gayet iyi biliyorduk ki, oras# sadece





bilgelerin ve ö'retmenlerin rahats#z edilmeden toplanmak içinkulland#klar # bo bir mekândan ibaretti.

Birkaç kez daha ba'#rd#ktan sonra omuzlar #m# silktim ve basamaklar # t#rmanmaya balad#m. Sütunlu koridorun içindengeçtim ve hiç beklenmedik bir anda kar #mda Kâhin Berios'u buldum. Darmada'#n#k saçlar # bulunan, genelde dalg#n dalg#nyürüyen bu adam#n üzerinde alt#n renkli semboller ilenmi beyaz bir pelerin, uzun, beyaz bir etek ve deri sandaletler vard#."Seni selaml#yorum, $nanna" dedi bana yumuak ve suçlama bulunmayan bir sesle. Gülümsemeye çal#t#ysam da bunu baaramad#m. Ona cevap vermeden önce öksürerek bo'az#m# temizledim."Beni korkuttun.""Sen de beni korkuttun" diye kar #l#k verdi Berios. Yerden bir aynaald# ve yüzüme tuttu."Bir ey görüyor musun?"Bo gözlerle aynaya bakt#m. Hat#rlad#'#mdan çok farkl# gö-

rünüyordum. Bu imkâns#zd#! Bir gün ve bir gecede nas#l bu denlide'iebilirdim? Ya ba#m#n etraf #ndaki garip hâle ne anlamageliyordu?"Neredeyse bir hafta" dedi Berios. "Bir haftad#r ortada yoktun.Tanr # Ta# yard#m#yla seni enerjiyle beslemeye çal#t#k. Fakat bulundu'un yerde bilgelerin sanat# etkisiz kald#...""Ben... ben gizlenmitim! Bambaka bir eydi!""Att#'#n her ad#m# bize anlatacaks#n" dedi Berios hâlâ yu-

56ak j-,jr Sesle. "*ükret ki eve dönmek için kanal boyunca uzanangezi yolunu seçtin. Bu sayede seni yukar #dan görebildik ve çekti'inaçl#k ile susuzlu'un fark #na varabildik! Neyse ki tam vaktinde seni besleme f #rsat# bulduk...""Fakat bu do'ru de'il" dedim ve ba#m# sallad#m. "Bir an bile açl#kveya susuzluk çekmedim! Hatta bunlar akl#ma bile gelmedi!"





"Peki ba#n#n etraf #ndaki hâleye ne dersin? Senin hâlâ ne denli aç,susuz ve uykusuz oldu'unu gösteriyor..."

"Demek istedi'in bu hâle...""Daha önce onun hakk #nda konuuldu'unu duymutun, de'il mi?Fakat o bir tanr #sall#k alameti de'il. Neden olsun ki? Tanr #, Tanr #çaveya muhaf #z olarak uzak ülkelere yollanan biri, ba#n#n etraf #ndadikkat çekici bir hâleyi ne yaps#n? Hatta genellikle tan#nmamakçok daha iyidir. $leriki aylarda bütün bunlar # sen de ö'renecektin.Fakat sen kendi yoluna gitmeyi tercih ettin." Ne demek istedi'ini derhal anlad#m ve bak #lar #m# yere çevirdim."Demek seremoniye kat#lamayaca'#m!""Üzgünüm, $nanna, fakat eski yasalar istisna kabul etmez."Kalar #m# çatt#m. $çimde bir eyler ac#yordu ve son derece bitkindim. Baka bir ey söylemek istememe ra'men, a'z#mdan usorunun dökülmesine engel olamad#m: "Osiris... Ona ne oldu? Oseremoniye ka...""Belde, evlad#m" dedi kâhin. Sözleri kula'#ma kal#n bir perdenin

ard#ndan geliyordu sanki. "Bugün dinlen ve yar #n Ak am Y#ld#z# belirdi'i zaman kuleme gel."Elimde olmadan yutkundum. "Teekkür ederim, Berios" dedim onaneredeyse a'lamak üzere olmama ra'men. "Ak am Y#ld#z# do'du'u zaman dedin, de'il mi? Fakat o zaman yeni tanr # vetanr #çalar #n kabul töreni sona ermi olacak..."57"Tören kaideleri bunu emrediyor!"

Ani bir hareketle arkam# döndüm. Ellerim duvarda tutunacak biryer ar #yordu. Yava ve güvensiz ad#mlarla odama do'ru yürüdüm.Ve ancak kap#y# ard#mdan kapad#ktan sonra son birkaç gündüriçimde güçlükle zapt etti'im her eyi d#an boaltt#m.O güne kadar a'lamad#'#m kadar a'lam#t#m.Saray#n eref salonunda toplanm# olan genç tanr # ve tanr #çalarheyecanla büyük kral#n gelmesini bekliyordu. Atlantis'in pek çok







Tören alay# salonda bekleen genç erkek ve kad#nlar #n önündengeçti, sonra geri döndü ve beyaz mermerden yap#lma bir podyuma

yöneldi. Kral üç basamak, di'erleri de iki basamak yukar # ç#kt#.Buna ra'men tüm tanr #lar #n boyu krallar #n kral#ndan daha uzundu,hatta baz#lan onu bir ba kadar geçiyordu. Atlas kollar #n# kald#rd# ve ku tüylerinden yap#lma pelerinini omuzlar #ndan düürdü. Arka plandaki müzik derhal susmutu."Çocuklar #m" diye ba'#rd# kral davudî bir sesle. "Bugün sizin içinuzun bir rüyan#n - hay#r, genç yaamlar #n#z#n en önemli ve ensamimi rüyas#n#n gerçekleece'ini biliyorum. Fakat bunu söylemek bana ne kadar zor gelse de..."Dudaklar #nda beliren zoraki bir gülümsemeyle sa' ve soltaraflar #na bakt#. *eref salonunun uzun kenarlar #nda bulunanflamalar ani bir hava ak #m#yla dalgaland#lar."... bunu söylemek bana ne kadar zor gelse de" diye tekrarlad#,sonra da h#zl# ve neredeyse duyulmayacak sözlerle devam etti:"Sizi hayal k #r #kl#'#na u'ratmak zorunday#m."

*eref salonundaki kad#n ve erkekler k #m#ldamaya cesaretedemiyorlard#. *ak #n bak #larla Kral Atlas'# süzüyor ve onun azönce söylediklerine inanmak istemiyorlard#. Krallar kral#n#nsözlerinin ne anlama geldi'ini bilmemelerine ra'men, yaklaanhayal k #r #kl#'#n# sezinliyorlard#."Flamalardaki u iaretlere bak #n!" diye ba'#rd# Atlas salona do'ru."Bunlar Atlantis Dünya Krall#'#'na ba'l# koloni ve eya-59

(etlerin bulundu'u ülkeleri simgeliyor. Belki de sözlerimiabartt#'#m# düünüyorsunuzdur, çünkü bu ak ama kadar vahilerinoradan oraya göç edip durdu'unu ö'rendiniz. Fakat bu sadecek #smen do'ru. Binlerce y#l önce bile sizin gibi kad#n ve erkekler buyarat#klara kültür ve ilerlemenin ne anlama geldi'ini göstermiti.Onlar ö'retmen ve e'itmendiler. Bütün bir kavmin müfik anne ve





babas#yd#lar. Kuaklar boyunca hogörü ve sab#rla onlar #n yan#ndakald#lar."

Atlas yava yava salona girdi'i zamanki görkemli havas#na bürünmeye balam#t#. Yüzünde geni bir gülümsemeyle tanr # vetanr #ça adaylar #n# teker teker inceledi. Baz#lar #nda ba#n# yavaçaöne e'di, baz#lar #nda ise alt duda'#n# sark #tt#. "Evet, u anda nelerdüündü'ünü ve hissetti'ini gayet iyi biliyorum!" der gibiydi."Ben büyük sözler söylemeyi seven biri de'ilim!" diye ba'#rd# h#zla. "Son günler benim gibi sadelikten ve pentagram sembolüalt#nda bar #tan baka bir eyi arzulamayan bir kral için fazlas#ylazor ve yorucuydu! Bu nedenle verdi'im kraliyet hükmünühomurdanmadan kabul edin! Bundan sonra yeni tanr #larolmayacak! En az#ndan bugün ve yak #n bir gelecekte de'il! Bana bunun nedenini sormay#n, çünkü böyle olmas# gerekiyor! *imdihepiniz d#ar # ç#k #n! Her biriniz çözümü krall#'#n gelece'inido'rudan ilgilendiren bir görev alacaks#n#z. Bu görevleri çözmeyi baaramayacak olursan#z, bundan böyle ne tanr #lara, ne krallara, ne

bilgelere, ne de savaç#lara ihtiyac#m#z olmayacak!"Dudaklar #n#n kenarlar # bir kez daha sanki gülümsermi gibi kas#ld#.Art#k güçlü ve görkemli bir kral gibi de'il, çaresiz bir adam gibigörünüyordu. Daha önce hiçbir kral, on kral#n en yal#s# olan Atlasgibi güçsüz ve aciz bir görüntü sergilememi-ti. Az önce krallarkral#n# geleneksel övgü sözleriyle selamlamak için yan# p tutuankad#n ve erkeler, imdi bembeyaz yüzleri ve kas#lm# dudaklar #ylatek kelime etmeden ona bak #yorlard#.

60Atlas utangaç bir tav#rla ellerini ovuturdu: "Evet, size söy-mekistedi'im buydu!" Ba#yla k #sa bir selam verdi, sonra muzlar # dütüve bo bak #larla podyumdan inerek salonuterk etti.Tüm bu zaman boyunca flamalar #n arkas#ndaki karanl#k bir köseyegizlenmitim. Asl#nda art#k onlardan biri olmama ra'men,





bo'az#mdan yükselen bir h#çk #r #'# bast#ramad#m. Sonra birdenkorkuya kap#ld#m ve bir an önce oradan uzaklamaya çal#t#m.

Adaylardan bir k #sm# beni fark etti, fakat neden aralar #ndaolmad#'#m o anda hiçbirini ilgilendirmiyordu.611HER *EY AKIYORBu olay#n üzerinden sadece birkaç saat geçmiti ki, ada-k #tas#n# ikiye bölen büyük da' s#ras#n#n ; kuzeyinde, bakentten yüzgünlük mesafede bir ¦i~ toplant# daha yap#ld#. Bu toplant#y# ayarlamak, ' r kat#l#mc#lar için krall#k görevlerinin üstesindengelmekten çok daha zor olmutu. $kiz kardelerin genç olanlar #,henüz bo'an#n % kurban edilmesi s#ras#nda bu toplant# içinsözlemi-lerdi. Basiea'da rahats#z edilmeden konuabileceklerihiçbir yerin bulunmad#'#n# biliyorlard#. Fakat burada, Atlantis'inç# plak, so'uk ve rüzgârl# kuzeyinde, üstelik de gece vakti,güneyden gelen tüm haberciler s#'#nabilecekleri s#cak bir delik

ar #yorlard#.Pentagram uyar #nca adan#n d# bölgelerine hükmeden krallar,Gadiros'un adamlar #n#n onlara sundu'u kürklü kal#n giysileriminnetle kabul etmilerdi. Gadeiros'un ta kalesindeki kulenin birodas#nda oturuyorlard#. Da'lar #n iç k #s#mlar #nda f #k #ran s#caksuyun karma#k bir boru sistemiyle kalenin zeminini #s#tmas#nara'men, özellikle güneydo'udan gelen Diaprepes ve güneybat#dangelen Mestor tir tir titriyordu. Onlar s#cak rüzgârlara ve #l#k deniz

ak #nt#lar #na al##kt#lar."Büyük kardelerimizle konuman#n art#k hiç anlam# yok" diye ba'lad# büyük kral#n ikiz kardei Gadeiros son bir saatte yap#lantart#malar #. Sadece onun üzerinde kürk yoktu. Üzerinde deri bir pantolon ve önü alt#n iplerle ba'lanan bir gömlek vard# sadece.Gömle'inin sol taraf #n#n gö'üs k #sm#nda bulunan be 62





uücük pirinç halka, üzerindeki tek süslemeleri tekil ediyordu. „ pirinç halkalar onun krall#'#n ilk ikiz kardelerinden biri oldu'una

delaletti."Belki de buraya hiç gelmemeliydik" dedi on kardein en genciDiaprepes. Ya# birkaç gün sonra ada-k #tas#n# terk edecek olankad#n ve erkeklerden daha büyük de'ildi. "Nas#l olsa yapacakhiçbir ey yok! Bir zamanlar #n görkemli ve kudretli Atlantis DünyaKrall#'# art#k çok yaland#. $ki aya'# üzerinde dik duran ilkinsan#ms# varl#'#n denizlerin, adalar #n ve k #talar #n mutlak hakimiolmak için tatan bir alet yapmas#n#n ve atein gücünü tan#mas#n#nüzerinden neredeyse bir milyon y#l geçti.""Resmi bir törendeymiiz gibi konumay# kessene!" dedi Gadeiros."Lafi uzatmadan nereye varmak istedi'ini söyle!""Bir milyon güne y#l#" diye devam etti Diaprepes. "Ve her geçendakika, her geçen gün, her geçen y#l, güne sistemi evren içindegezegenleriyle birlikte yapt#'# yolculu'a devam ediyor. Atlantisd##ndaki dünya bu geçen zaman zarf #nda büyük de'iikliklere

u'rad#. Bazen bütün kuzey bölgesi kal#n bir buz tabakas# alt#ndakald#, bazen de çöl bölgeleri çiçeklerle dolu k #rlara dönütü. Fakatiki ey var ki, tunç yasalar gibi de'imeden kald#: D#ar #dafirt#nalar #n esmesine, manyetik kutuplar #n yer de'itirmesine,yanarda'lar #n patlamas#na ve bereketli topraklar #n sular alt#ndakalmas#na ra'men, biz gelimemizi kesintisiz olarak ayn# h#zdasürdürüyoruz. $kinci yasa ise bizim gibi olabilecek olan tümvarl#klar # ilgilendiriyor. Elbette, onlar da pek çok ey ö'rendi, fakat

gene de öz olarak de'imeden olduklar # gibi kald#lar: hayvanlar #n# gütmekten baka bir ey düünmeyen ve gerçe'in ##'#n# yakalamayan ilkel vahiler...""Bildiklerimizi onlara ta#maya çal#t#k" diye at#ld# Euaimon, ikincikral çiftinin genç olan#."Evet" dedi Diaprepes onu onaylayarak. Sonra aya'a kalkt# veodan#n içinde bir ileri bir geri yürümeye balad#. Kristal pen-





63cerelerin ard#nda ya'mur ya'#yordu. Deniz görünmez olmutu.

Gadeiros'un atosunun etraf #ndaki küçük ehir bile gecenin içine enküçük bir ##k saçm#yordu. "Fakat bu konuda gerçekte ne kadarçaba harcand#'#n# bile bilmiyorum" diye devam etti. "Tek bildi'im,Cro-Magnon deneyinin d##nda hiçbir baar # kazan#l-mad#'#...""Konuya gelsen iyi olur art#k" dedi duvardaki bir dizi aletin üzerinee'ilmi olan Gadeiros bir kez daha. "Bütün dünya yaklaantehlikeyi kular #n ve y#lanlar #n depremi hissetti'i gibi hissediyor.Aletlerimiz dünyan#n her taraf #nda korkunç f #rt#nalar, sallananda'lar ve güçlü hava bas#nc# de'iiklikleri kaydediyor.""Yola ç#kmadan önce bilgelerim bana günete büyük bir patlamaoldu'unu haber verdi" dedi Autochthon."Benimkiler de büyük lekelerden söz ediyor" dedi Mestor."Gö'ün daha birkaç hafta önce y#ld#zlarla dolu olan baz# bölgeleriimdi gölgelerle kapl#" diye devam etti Euaimon. "Fakat krallartoplant#s#na kat#ld#'#m#z zaman da bunlar bizim için bir s#r de'ildi.

Hepimiz bu iaretleri biliyorduk, bilgelerimiz biliyordu, tümdünyadaki tanr #lar biliyordu.""Anlayam#yorum!" diye ba'#rd# kardelerin en genç olan# heyecanla. "Hepimiz yaklaan tehlikenin bilincinde oldu'umuzagöre, neden hiçbir ey görmeyen körler gibi davranmaya devamediyoruz? Halk neden sessiz kal#yor, neden kimse ba'#r # pça'#rm#yor? Daha da önemlisi, tedbir almak için neden parma'#m#z#n ucunu bile k #m#ldatm#yoruz?"

"Pekâlâ, kardeim, söyle bakal#m! Sana kalsa bu durum kar #s#ndane yapard#n?""Ne mi yapard#m?" diye güldü Diaprepes ac#yla. "$lk olarakhepimizi yeteneksizlikten ve görmezli'e gelmekten dolay# görevden al#rd#m.""Neden? Bunu gerektirecek ne suç iledik?""Her eyden önce Mana'y# yitirdik. $mtiyazlar #m#za onlar #





64hak etti'imiz için de'il, bize miras kald#'# için sahibiz. Art#k ne

baehirde, ne de tüm dünyaya yay#lm# tanr #lar #n ülkelerinde nelerolup bitti'ini bilmiyoruz. Bana kalsa ilk i olarak en yal# kad#n veerkekleri bir araya toplayarak çocuklara hikâyeler anlatmalar #n# sa'lard#m! Hatta -söyledikleri saçmal#ktan ibaret olsa bile-a'#zlar #ndan ç#kan her kelimeyi alt#nla ödüllendirirdim!""Neden?""Art#k ne bir erkek, ne de bir kad#n gerek limanda, gerek iliklerdeçal#mamal#! Herkes tüm ii gücü b#rak # p kaybettiklerimizi tekrar bulana kadar durup dinlenmeden okumal#!""Bu söyledi'in çöküten önce isyan ve huzursuzluk anlam#nageliyor!" dedi, Autochthon kuru bir sesle."O halde derhal tüm ehirleri boaltal#m, tüm gemileri geriça'#ral#m ve en yüksek da'lar #n tepesinde yeni bir hayat organizeedelim!" diye önerdi Euaimon."Neden da'lar #n tepesinde?" diye sordu Gadeiros.

"Çünkü alev alev yanan y#ld#z atmosfere girdi'i anda denizlerkabaracak ve azg#n sular #n kar #s#nda ne bir duvar ayaktadurabilecek, ne de bir gemi yüzebilecek!""Durumu hâlâ kavrayamad#'#n#z# görüyorum" dedi Diapre-pesk #s#k bir sesle. "Korktu'umuz ba#m#za geldi'i takdirde en yüksekda'larda bile on y#llar, hatta yüz y#llar boyunca yaam olmayacak.Güne uzun süre bulutlar #n ard#ndan ç#kamayacak, ne bir ##k, ne bir yaam, hiçbir ey olmayacak..."

As#rlar kadar uzun geçen birkaç dakika boyunca kral kardelerinhiçbiri tek kelime bile etmedi. Her biri derin düüncelere dalm#t#.Gadeiros parmak uçlar #yla odan#n duvar #ndaki ölçüm aletlerinit#klat#yordu. Euaimon kalar #n# çatm#, önüne bak #yordu.Autochthon zemindeki cilal# talar # say#yor, Mestor ise odan#nköesinde bulunan metal bir dünya küresinin üzerine pentagramlarçiziyordu.





"Ne kadar vaktimiz kald#?" diye sordu Diaprepes.65 -

"On gün, en fazla on be...""Ve bu durum bizi hiç ilgilendirmiyormu gibi davranmaya devamediyoruz" dedi Diaprepes alçak sesle. Elleriyle gözlerini ovuturdu,odan#n bir köesinde bulunan bir çana'#n yan#na gitti, bir barda'ameyve suyu doldurdu ve bir dikite bitirdi."Hakl#s#n#z" dedi sonunda. "Hiçbir ç#k # yolu yok! Çünkü birzamanlar, atalar #m#z Cro-Magnon deneyini yapt#'# zaman,kendilerinden çok fazla ey katm# olmal#lar..." kardelerininkendisini dinleyip dinlemedi'inin fark #nda bile de'ildi."Banyondaki küvetin içini so'uk ve s#cak su kaynaklar #ndan akansularla doldur. Bunun geri dönüü olmayan bir ilem oldu'unugöreceksin - çünkü hiçbir güç ya da büyü küvetin içeri'ini tekrarso'uk ve kaynar su olarak birbirinden ay#ramaz. Bunun baar #laca'#n# farz etsek bile, mutlaka bir eyler kaybolurdu... vekimse onun nerede oldu'unu bilemezdi..."

Diaprepes ans#z#n aya'a f #rlad#."Biliyorum! Onun nerede oldu'unu biliyorum!""Neyi biliyorsun?" diye sordu Autochthon."Neden söz etti'ini aç#klar m#s#n?" dedi Mestor merakla."Art#k sahip olmad#'#m#z ruhsal kudretten söz ediyorum!" diye ba'#rd# Diaprepes. "Dahas# da var: Kibre kap#l# p kendi suretimizdeinsanlar yaratmaya çal#t#'#m#z s#rada yitirdi'imiz yüz tanr #salyetenek! Onlar #, yani ruhun tüm maddeler üzerinde hükmetme

yetene'ini tekrar buldu'umuz takdirde, hepimiz büyük ve tek birdüüncede birleebilir ve kendimizi d#ar #dan gelecek tehlikelerekar # koruyabiliriz!""Gerçekten de bu masallara inan#yor musun?" dedi Mestor hayalk #r #kl#'# içinde."Atlantis'in ilk sakini sudaki aksine bak # p "Benim!" diyedüündü'ü zaman bu kudret oradayd#! Ve bu kudret kendisini





ans#z#n di'er vahi komular #ndan farkl# hissedenlerin tümünegeçti. Evrenin tüm güçlerinden daha kudretli bu minicik k #v#lc#ma

yeniden sahip olmay# baarabilirsek..."66"Yani en tecrübeli tanr #lar #m#z#...""Hay#r, tam aksine! Az önce ne söylemek istedi'imden tam larakemin de'ildim. Fakat imdi biliyorum: Sadece efsanele-rivle birlikte en yal# olanlar, bir de düleri ve arzulan kendileri içingerçek olan gençler... Ancak onlar bize yard#m edebilir!""Baka bir zaman ve mekânda olsayd#k, akl#n# kaç#rm# oldu'unudüünürdüm" dedi Gadeiros. "Fakat u anda belki de „erçekten buna ihtiyac#m#z var - inan#lmaz olan# düünmek...""Etraf #na baksana, Gadeiros!" dedi Diaprepes kendi fikrinincokusu içinde. "Yirmi bin y#ldan daha uzun bir süredir, bizimsayemizde yeni hiçbir ey gerçeklemedi. Bir zamanlar içimizdeyanan ate, yarat#c# gücünü yitirdi. Seçilmiler'i d#ar #yagönderelim - henüz birer tanr # olmayan çocuklar #m#z#! Atlas ve

büyük kardelerimizin bunu istemedi'ini biliyorum, fakat Du-ka- bölgesinde yaayanlar #n tümünü dünyan#n dört bir yan#nagöndermekten kayb#m#z ne olabilir? Nas#l olsa cam tüplerdeyarat#ld#klar # ve ilk ç#'l#klar #n# sunî #s# odalar #nda att#klar # için,kaybedecekleri anne ve babalar # yok!"Önce sola dönerek Mestor ve Autochthon'a, sonra da sa'a dönerekEuaimon ve Gadeiros'a bakt#. Kardeleri düünceli bak #larla onuizliyordu.

"Tüm seçilmi çocuklar # m#?" diye sordu Gadeiros. "Her eynormal olsayd# birkaç gün içinde yal# tanr #lar #n yan#nda göreve balamas# gerekenleri de mi?""Tümü!" dedi Diaprepes ##ldayan bir yüzle. "Manu, Osiris, Seth, Nephtys ve di'erleri... Hatta $nanna gibi çok genç olanlar # bile..."





"$nanna da m#?" diye sordu Gadeiros üpheyle. "O neredeyseSeçilmiler aras#ndaki ensest yasa'#n# delmek üzereydi! Ayr #ca Gri

Ev'deki psikogram# da gördü...""Bunun u anda ne önemi var ki?"Di'erleri de onu onaylarcas#na balar #n# sallad#.67"Büyük sorunlar ç#kacak!" dedi Gadeiros. "Yal# ve kudretlitanr #lar #n bu plana raz# olacaklar #na hiç ihtimal vermiyorum!M#s#r'daki Amon-Ra, Viracocha, Quetzalcoatl veya Brahma, Atlan-tis krallar #n#n kendilerine çocukluktan henüz tam olarak ç#kmam# birilerini göndermesi üzerine, parmaklar #n#n ucunu bile k #m#ldat#rm# dersiniz?""Üstelik bu henüz kutsanmam# çocuklar çok uzun zaman önceunutulmu bilgilerin sakl# kaynaklan üzerine arat#rma yapacaklar!"diye at#ld# Mestor. "Ne yaz#k ki Tanr # Enki'yi art#k hiçbir eyyapmas# için zorlayam#yoruz! Bu Aquitania'daki Tiuz için degeçerli. O bir zamanlar ormanlarla kapl# da'lar ve romantik akarsu

vadiieriyle dolu bir bölgede hüküm sürüyordu ve buradaki yüzlercema'arada izlerini b#rakanlar sadece Cro-Magnon insanlar # de'ildi. Ne yaz#k Tiuz art#k kuzeydeki Armo-rica bölgesine çekildi veyerlilere Carnac'ta bir cins ilkel kral ehri ina ettiriyor...""Seçilmiler neyi nas#l yapacaklar #n# bilir!" diye #srar etti Di-aprepes. "Birço'unun baar #s#zl#'a u'rayaca'#n# varsaysak bile... bir tek baar #, kolonilerden gelecek bir tek do'ru iaret, bize yokolup gidece'imizi ya da kozmik uyumun s#rr #n# yeniden

kullanabilece'imizi bildirecektir!"Di'er tanr #lar tereddütle ona bakarken Gadeiros genç kardeineyaklat# ve elini onun omzuna koydu. Onu Autochthon, Euaimonve sonunda Mestor takip etti."Vard#'#m#z karar # derhal tanr #lara, habercilere ve tüm dünyadaki bilgelere iletece'im" dedi Diaprepes. "Fakat bu son çaban#n bilefazla bir ie yaramayaca'#ndan korkuyorum."





"Baka bir seçene'imiz var m#?" diye sordu Gadeiros.Kulenin kubbesindeki aç#kl#'#n yan#ndaki yast#klarla kapl# bir

sedirin üzerinde oturuyor ve gece mavisine bürünmü olangökyüzünde bana göz k #rpan y#ld#zlar # izliyordum. Kâhinin benine-68, ça'#rtt#'#n# ö'renmitim. Ve Berios'un konumas# esnas#nda bo yere gökyüzünden gelecek olan tehlikeyi görmeye çal#-lyordum. Ne var ki ona inanm#yordum, ona bir türlü inanam#yordum! Orak biçimli ay#n yan#ndan bak #nca Mars, Jüpiter ve Satürn'ü gördüm.Y#ld#zlar buradan Duka-bölgesinden çok daha net olarakgörülüyordu. Venüs'ün ##'#n#n gökyüzüne neredeyse tümüylehakim olmas#n# seyrederken, hemen hemen tam anlam#yla özlemdolu bir hayal alemine dalm#t#m. Bu ##k beni tutsak ediyordu.*ayet günün birinde yerlilerin aras#na tanr #ça olarak gitti'imtakdirde, bunu Venüs'ün iareti alt#nda yapmay# çok isterdim.Kâhin Berios ise gökyüzündeki manzaradan etkilenmeden yüksek

ve davudî bir sesle konumaya devam ediyordu: "Gelece'in uzakgünlerinin birinde, bizim de bir efsaneden daha fazla bir eyoldu'umuzu anlayacaklar... t# pk # bugün kolonilerimizin o görkemligünlerinin bizim için uzak bir efsaneden ibaret olmas# gibi. Atlantiskrall#'#n#n geçmiinde de Eski Düzen'i tehdit eden pek çok tehlikeyaanm#t#... Zengin kolonilerle dolu k #y#lar sular alt#nda kalm#,yanarda'lar tüm uygarl#k izlerini silmi ve denizden yeni ülkeleryükselmiti. Hatta tanr #lar #m#z#n ada-k #tas#n#n hükümranl#'#na

bakald#rmalar # bile pek ender rastlanan bir olay de'ildir..."Yavaça güldü ve yo'unlat#r #lm# havadan oluan mercekleresahip büyük teleskopun yan#ndaki v#z#ldayan aletleri inceledi."Atina" diye devam etti sonra. "Titan savalar # s#ras#nda o ehrigüçlülde ma'lup etmi, onlar # barbarl#'a ve çocukça bir düünceyegeri atmay# baarm#t#k. Baz# kolonilerde ise hükümranl#'#m#zçoktand#r sadece bir efsaneden ibaret. Güçlü ve ba'#ms#z tanr #





kuaklar #, kendilerini krallardan ay#rmak için ellerinden geleniyapt#. Yeni efsaneler icat ettiler, yeni yarat#c# tasvirlerine

tap#n#lmas#n# sa'lad#lar ve böylece kendi mutlak hakimiyetlerinigüçlendirdiler."69"Krallar neden bu asilere kar # harekete geçmedi?" diye sordumak #nl#kla. Kâhin bir kez daha neredeyse neeyle güldü."Onlar uzun zamand#r sadece kendileriyle megul oluyor. Kudretliatalar #n#n ortaya koydu'u eser öylesine karma#k ve anla#lmaz birhal ald# ki, biz bilgeler ve kâhinler bile her eyi anlamakta veyorumlamakta büyük güçlük çekiyoruz. Zaten bunu neden yapalimki? Son bin y#l#n krallar #n#n tek amac# var olan# korumak ve kendiç#karlar # do'rultusunda kullanmak. Her türlü dura'anl#'#n gerilemeanlam#na geldi'ini anlam#yorlar!"Kâhin bu sözlerden sonra sustu ve yan#ma yaklat#. Birlikte uzunmüddet gökteki y#ld#zlar # seyrettik. Gecenin görüntüsü gözümetasvir edilemez güzellikte göründü'ü gibi, ayn# zamanda içimde

gizem ve tehlike duygulan da uyand#r #yordu."Bu felaketten sonra ne olacak?""Bizim uygarl#k seviyemizle k #yaslanabilecek yeni krall#klar #nolumas# için on binlerce y#l#n geçmesi gerekecek. Her eyinyeniden düünülmesi, kefedilmesi ve gelitirilmesi gereken on binlerce y#l! Ac#mas#z bir zaman dilimi. Fakat günün birindeinsanlar yeniden evrenin uyumu ve yaam#n anlam# aras#ndakiilikiyi sorgulamaya balayacaklar. Kova burcunun dönemi

balad#'# zaman ise dünyada milyonlarca ve milyonlarca insanoturacak... Bizimkisi gibi ehirlere, uygarl#'a ve her eyin yenidençökmesine yol açabilecek kudrette bir teknolojiye sahip insanlar!Belki Eski Düzenimizin izlerini Kova burcunun bu uzak zaman#nakadar ta#may# baarabiliriz. Ülkemiz sulara gömülmeden vekaranl#k hayatta kalanlar #n an#lar #n# örtmeden önceyapabilece'imizin hepsi bu..."





Sessizli'i tenimdeki so'uk bir ürperti olarak hissediyordum.Titredim ve omuzlar #m# içeri çektim.

"Her ey o kadar güzel ve huzurlu görünüyor ki" dedim. "Pekyak #nda her eyin sona erece'ine bir türlü inanmak istemiyorum."70V"Gezegenlerde yükselenler ve yok olanlar y#ld#zlar # ilgilenilmez"diye kar #l#k verdi Berios. "Sonsuz evrende olup biten her eye ba'#ml# oldu'umuzu çok çabuk unutuyoruz. Kozmik ölçülere göre bize çarpacak olan nesne bir avuç ta ve buzdan baka bir ey de'il.Her gün ve gece dünyaya o kadar çok y#ld#z tozu ya'#yor ki, biraraya topland#'# takdirde bizim ehrimizi bile rahatl#klakaplayabilir. Oysa biz bunun fak #nda bile de'iliz. Arada bir kayan bir y#ld#z görüyoruz, o kadar...""Sözünü etti'in gökta# da henüz uzaydayken yan# p kül olamazm#?" diye sordum."Bir k #sm# yanacak" diye kar #l#k verdi Berios. "Ve çok büyük

ihtimalle dev kütle ikiye bölünecek. Fakat tüm bunlar onun yokedici gücünü ortadan kald#rmaya yeterli de'il.""Peki ya bambaka bir yere, dünyan#n öteki taraf #na düerse?""Bir kara parças#na çarpt#'# takdirde inan#lmaz büyüklükte birkrater aç#lacak, tasavvur dahi edilemez iddette depremler olacakve korkunç atmosfer olaylar # meydana gelecek" dedi Berios. "Fakathayatta kalmam#z mümkün olabilir. Fakat ne yaz#k ki biziyüzy#llardan bu yana tehdit eden gökta# büyük ihtimalle okyanusa

düecek.""Peki ben buna kar # ne yapabilirim?" diye sordum. "Benimyard#m#ma ihtiyaç duydu'unu söylemitin.""Felaketi önlemek için de'il! Art#k bunu kimse baaramaz!Dünyan#n her taraf #nda bulunan meteor kraterlerinin ölçümünüyapt#k. Baz#lar # milyonlarca y#l ya#nda olmalar #na ra'men, hâlâiyilemeyen birer yara hüviyetindeler. Yapacak bir ey yok!





Gökta# bize çarpacak ve tüm bilgilerimize ra'men bunun önünegeçemeyiz. Zaman bizim için daha uygun olsayd#, belki bir

ans#m#z olabilirdi...""'Uygun' derken neyi kastediyorsun?""Bu olay on bin y#l önce gerçekleecek olsayd#... son buzul ça'#n#ndoruk noktas#ndayken... deniz seviyesinin bugünkün-71den çok daha aa'#da oldu'u bir zamanda..." Berios sustu. Ba#n#netraf #nda oluan haleyi görebiliyordum. "Özür dilerim" dedi Berios."Kendimi biraz güçsüz hissediyorum. Bize uzun yaam sa'layanotlarla yanl# bir ey yapm# olmal#y#m."Kâhine dikkatle bakt#m."Sen çok yal#s#n, de'il mi?""Söylemek istedi'in buysa, ben Cro-Magnon deneyinden sonrado'dum. O zamanlar, bundan yirmi alt# bin güne y#l# önce, yaamüzerindeki esrar perdesi bir ekilde bir miktar aralanm# olmal#.Sadece vahi insanlar #n de'il, bizim de lehimize olmak üzere. O

insanlara ilk kez kendileri üzerine düünmelerini ö'retmitik.Onlara bilinç arma'an etmitik. Bizim pay#m#za da neredeyseölümsüzlük denilebilecek bir ey dümütü. Deneylerin esas amac# da buydu...""Ya imdi? *imdi her ey unutuldu mu?""Her ey de'il, $nanna. Güne sistemimiz, gezegenimizdeki tümgelimeler ve ilerlemeler aç#s#ndan son derece uygun olankonumuna geçebilmek için ihtiyaç duydu'u yirmi alt# bin y#ll#k

süreyi ard#nda b#rakt#. Fakat bu defa yeni bir ad#m atmaya haz#rl#kl# de'iliz. Tam aksine. Ve böylece, kozmik yap#da hiçbir güç kendikar #t# olmadan varolamayaca'# için yeni y#ld#z ça'# bizi ilerigötürmeyecek, aksine büyük spiral üzerinde bilinmeyen bir döngüsay#s# kadar geri götürecek.""O halde her ey yirmi alt# bin y#l ile ilikili olmal#..."





"Bugünlerde bir insan#n yaayaca'# gün say#s#na denk düen y#lsay#s#" diye ba#n# sallad# Berios. "Gerçi hepsi için de'il, çünkü

birço'u di'erlerinden çok daha uzun ya#yor. Baz# insanlariçlerinde örne'in düünce aktanm# gibi genellikle büyü, sihir veokültizm olarak adland#r #lan güçler bar #nd#r #rlar. Bu güçler temeldehepimizde mevcuttur. Ne yaz#k ki bir zamanlar sahip oldu'umuz bu hazineyi nas#l muhafaza edece'imizi ve nas#l ortayaç#karaca'#m#z# unutmu bulunuyoruz."72"Demek ki eski zamanlar hakk #nda anlat#lanlar do'ru" de-Him."Sadece iradelerini kullanarak kendilerini havaya kald#ran, eyalar # hareket ettiren insanlardan ve sadece ruhun gücü kullan#larakgerçekletirilen savalardan söz ediyorum...""Bütün bunlar belgelendi ve ispatland#" diye kar #l#k verdi Berios."Fakat ne yaz#k ki bütün halk # bir alana toplay# p, yaklaan tehlikeyidüünce gücüyle bertaraf etmesini nas#l sa'layaca'#m#z# art#k bilemiyoruz."

"Bu art#k neden olmuyor?" diye sordum. "Hiç olmazsa denemekiçin herkes bir yere toplanamaz m#?""Bu tekrar tekrar denendi" diye içini çekti Berios. "Normal olaraktek tek bireylerin kalabal#ktan ürkmesi gerekir. Küçük bir grupkorunma ve emniyet duygusu sa'lar, fakat say# artt#kça insanlar #n birbirini tan#mas# zorla#r. Buna ra'men, yabanc# ve düman birgücün kar #s#nda bir araya gelen yüzlerce, binlerce insan#n hep bira'#zdan ark # söylemesinin, el ç#rpmas#n#n, yakarmas#n#n veya

sadece düünmesinin eski ve gizemli bir gücü harekete geçirmesigerekir...""Hep birlikte harekete geçti'imiz takdirde gökta#n# rotas#ndansapt#rma ans#m#z oldu'unu mu söylemek istiyorsun?""Bunu geçmi y#llarda defalarca denedik. Günler boyu sürenenlikler düzenledik. Dev kitle gösterileri tertiplendi, seyircilerinöfkesinin ve sevincinin dakikas# dakikas#na hesapland#'# sava





oyunlar # yap#ld#. Ne var ki hiçbiri ie yaramad#! Maddeleri hareketegeçirmek ve gerçe'i de'itirmek için toplu olarak tüm

hücrelerimizi nas#l harekete geçirebilece'imizi bir türlühat#rlayamad#k."Berios yavaça öksürdü. Sedirin üzerinde duran bir pelerini ald#mve onun omuzlar #na örttüm."Ruhun madde üzerinde kudret sahibi oldu'unu biliyoruz. Hastalargerçekten istedikleri zaman iyileebilir. Akl#n çaresiz kald#'# anlarda insan denen varl#k hisleriyle bir ç#k # yolu bula-73 bilir. Bizi hayvanlardan ay#ran en önemli nokta budur, bizi bizyapan, do'an#n çizdi'i s#n#rlar # durmadan amam#zd#r. Harta baz#lar # kalp at#lar #n# bile durdurabiliyor. Baz#lar # ise daha önceyaam# olduklar # baz# durumlar # hat#rlayabiliyor - bu durumlaryüzlerce y#l önce yaanm# olsa bile. Asla yok olmayan bu bilgelik bizim içimizde, $nanna, fakat ne yaz#k ki art#k ona ulaam#yoruz...""Bunlar # bana neden anlat#yorsun?" diye sordum yavaça. "Benim

gibi baar #s#z birine bunlar # anlatmak için özel bir nedeninolmal#...""Sana bunlar # anlatmak için bir sebepten fazlas#na sahibim, $nanna!Bunu istersen bir dü, bir görüntü, ya da son bir umut olaraknitelendir... Kral Atlas her eyden vazgeçti'i zaman sen deoradayd#n. Ona kalsa bu son ölen asla sona ermeyecekti. Ülkemizisular bas#ncaya, yer yar #l#ncaya ve neeli ark #lar ölüm ç#'l#klar #nadönüünceye kadar ölene devam etmek istiyordu. Fakat #srarl#

taleplerimiz sonucunda kay# p gücün bir kez daha aranmas# için bizeizin verdi. Ve sen, $nanna, Tanr #lar Oku-lu'nun Gri Ev'deki gizliresim sembollerini gören tek ö'rencisi sensin. O semboller iç ved#, balang#ç ve son, yin ve yang aras#nda bulunan çok eski uyumö'retiidir. Resimler evi krallar #m#za art#k çok fazla ey vermiyor.Fakat birisi seni özellikle o eve gönderdi. *u anda kral ve tanr # olanlardan intikam almak istiyordu, seni de emellerine alet etti."





"Gemi sahibi mi?" diye sordum ak #nl#kla. "O garip adam#n tüm bunlarla ne ilikisi var?"

"jason çok uzun zaman önce atalar #m#z#n s#rr #n# çözmeyeçal#m#t#. O bu miras# Alt#n Post olarak adland#r #yordu. Baar #s#zolduktan sonra ise alev soluyan tunç toynakl# mekanik bo'alaryapmaya balad#. Onlar # bir sabana kotu ve metal savaç#laryetitirmek için tarlaya ejderha dileri ekmeye balad#. Ceza olarak bir zamanlar sunî insanlar #n# deniz yoluyla do'uya74götürdü'ü gemiye sürgün edildi. Jason o Gri Ev'deki resimlerhakk #nda baka herhangi birinden çok daha fazla ey bilir.""Peki neden bilmek istediklerinizi ona de'il de banasoruyorsunuz?""Jason bildiklerinin tek kelimesini söylemektense, on kral#n sularalt#nda bo'ulmas#n# kahkahalarla gülerek seyretmeyi tercih eder.""Demek bu kadar ac# dolu bir adam!""Daha da kötüsü, $nanna: Ac# dolu bir tanr #!"

"Fakat beni resimler evine göndermekle mutlaka belli bir amaçgütmü olmal#!""Kendisinin asla bulamad#'# cevab#n nerede sakl# bulundu'unu bize göstermek istiyordu.""Ve sen benim size yard#m edebilece'imi mi düünüyorsun?""Evet, çünkü sen haz#rl#kl# de'ildin. En saf biçimiyle görüphissedebilirdin. O tecrübe senin için ne anlama geliyor, $nanna?Tüm canl#lar #n içindeki kozmik dalgalara kar # kör ve sa'#r

oldu'umuz için, hemen önümüzde durmas#na ra'mengöremedi'imiz bir resim var m#?"Kendimi zorlayarak düünmeye çal#t#m. Gri Ev'deki tüm resimlerteker teker gözlerimin önünden geçiyordu."Bilmiyorum" dedim sonunda. "Çok fazla resim vard# ve vaktimçok azd#...""Gri Ev'de tam yedi gün kald#n."





"Yedi gün mü?" Ona inanmaz gözlerle bakt#m. "O halde ben art#kon be de'il, on alt# ya#nday#m..."

"Bedensel ya#n# kastediyorsan söyledi'inde hakl#s#n! Fakat benias#l ilgilendiren, bu yedi günlük zaman zarf #nda ruhunun edindi'itecrübeler.""Bu zaman bana çok k #sa gelmiti. Gerçekten de nereden aramaya balayaca'#m# bilemiyorum." Elimde olmadan gö'üsleriminaras#ndaki Tanr # Ta#'n# ok ad#m. Tanr # Ta#!75"Gri Ev'den ayr #ld#ktan sonra beni izledi'inizi söylememi miydin?""Evet, do'ru" diye kar #l#k verdi Berios."Ya boynumdaki ta? Size burada, Duka'da yorumlayabilece'inizhiçbir ey göndermedi mi?""$te burada! Geliyor!" diye ba'#rd# Berios. Sesi heyecandantitriyordu. Ba#n#n etraf #ndaki mavi ##lt# ans#z#n dünya d## birhâleye dönümütü. Ona bakt#'#m anda, kulenin kubbesinin

tümünün ayd#nlanm# oldu'unu fark ettim. Bak #lar #m# gö'eçevirince, kuzey yönündeki y#ld#zlar #n aras#nda k #rm#z#, mavi veyeil bir ##k band#n#n titredi'ini gördüm. Ayn# anda arkamda duranBerios yüksek sesle inledi. Arkam# döndü'üm anda yal# kâhininellerini gö'süne bast#rd#'#n# gördüm."Hangi k #taya... hangi ma'araya... gidece'ini... sana söylesinler...Oray#... mutlaka bulmal#s#n!""Ama ben art#k bir tanr #ça..."

"Tanr #ça olarak de'il, fakat..."Sendeleyerek birkaç ad#m att#, sonra dizleri gevedi ve tam önümdeyere y#'#ld#. Ve ayn# anda da ba#n#n etraf #ndaki mavi ##k yokoldu.Haz#rl#klar büyük bir gizlilik içinde tamamlanm#t#. Seçilmi-ler'inhiçbirinin Duka-bölgesini terk etmesine gün boyunca izinverilmemiti. Ö'retmenler al#nan bu s#k # tedbirleri kâhinin ani







Yolun birçok kesiminde bal#k derisi cüppeleriyle Oannes'lerduruyor, avuçlar #na kanallardan su dolduruyor ve insanlann

ayaklar # alt#nda çi'nenen tarlalara #slak ekiller çiziyorlard#. Buarada da bir zamanlar kimse taraf #ndan ciddiye al#nmayanark #lar #n# söylemeye devam ediyorlard#..."Süslü püslü, gösterili, oysa pek az de'erli...""Her ey ak #yor, her ey geçiyor...""Biz denizden yarat#ld#k, killi topraktan de'il..." eklinde ark #larsöylüyorlard#. "Da'lar sizi korumaz, toprak sizi tutmaz, hep birlikteeve, denize geri dönece'iz..."77Güne gö'ün en yüksek noktas#na ulat#'#nda hava dalgalanmaya balad#. Kaçmakta olan insanlar #n giderek daha fazlas# arabalar #ndaki balyalar #, sand#klar # ve f #ç#lar #, mal h#rs# içinde üstüste y#'d#klar # her eyi aa'# atmaya bal#yorlard#. De'eriniyitirmi hazinelerden oluan iz giderek kal#nla#yordu. Balang#çta baz#lar # kendilerini tutamayarak yere e'iliyordu, fakat bir süre

sonra çocuklar bile alt#n gibi parlayan, fakat bir ie yaramayannesneleri ayaklar #yla tekmelemeye balad#.Havay# garip bir v#nlama doldurmutu. $nsanlardan baz#lar # hemgözlerini k #sarak günee bak #yor, hem de ellerinin tersiyleyanaklar #ndan aa'# süzülen yalar # siliyordu."Günee ne oluyor?" diye inliyordu bir k #sm# da. "Yoksa bu o lanetolas# gökta# m#?""Ne bileyim ben!"

"Devam edin! Durmay#n!""Haydi! Devam! Devam!"Ve ayn# anda ehrin kenar #ndan dev kulara benzeyen büyük veküçük, alt#n ve gümü, siyah ve beyaz, düzinelerce gök gemisiteker teker havalanmaya balad#."Kaç#yorlar!" diye hayk #rd# kuyumcu öfke dolu bir sesle. "Krallarve alçak yard#mc#lar # bizi u halimizde terk edip gidiyor!"





Ne var ki kuyumcu yan#ld#'#n# bilemezdi. Zaten o anda ehirdeolup bitenler hiç kimseyi ilgilendirmiyordu. Ve kötü havadan nas#l

olsa yakay# s#y#raca'#n# düünenler de, imdi baz# eylerin geridönüü olmayan bir ekilde yitirildi'ini anlam#t#.Okyanusun tek bir dalgas#n#n bile liman duvarlar #n#n üzerindenamas#ndan önce, Atlantis'in görkem ve kudreti son bulmutu.A'açlar çiçek aç#yordu, kiminin dallar # meyve yüklüydü, tarlalarolgunlam# baaklarla doluydu. Fakat ak am olup hava kararmaya balay#nca, asi y#ld#z tüm ihtiam#yla gökyüzünde belirdi. Venüs'ünkadife mavisi gökyüzünde ##ldad#'# yönden geliyordu.78D$REN$* Çok uzaklarda, her zamanki gibi y#ld#zlarla dolu I hiçli'in içindegünein ateinin etraf #nda dönmeye devam eden gezegenin ötetaraf #nda, maymunlar #n saati yakla#yordu. S#k ormanlar #n aras#ndakeskin ç#'l#klar atarak daldan dala atl#yor, sarma#klara sar #l#yor ve bu sayede en az kular kadar büyük bir süratle uzun mesafeleri

geride b#rak #yorlard#.Her zamanki gibi orman#n tam ortas#ndaki yeni yüzülmü dev birhayvan# and#ran k # pk #rm#z# bir kayaya gidiyorlard#. Muazzam büyüklükteki bu kaya kütlesi tüm a'açlardan daha yüksekti ve bütün bir y#l boyunca avlanan hayvanlar art arda dizildikleri zaman bile onun boyunu aam#yordu.Pek çok yeri yar #k, çatlak ve gizli ma'aralarla dolu, pek çok yeri def #rt#na ve ya'murun etkisiyle dümdüz cilalanm# olan bu dev kaya,

geçmi günlerin tap#na'# ve suna'#yd#. Güneydeki okyanusun tamortas#ndaki bu büyük k #tan#n baka hiçbir bölgesinde ##'#n geceninkaranl#'#na kar # verdi'i sava bu kayada oldu'u kadar dramatikde'ildi.Günein batmas#yla birlikte hilal eklindeki bembeyaz ay#n ortayaç#kt#'# günlerde balta girmemi ormanlar #n sakinleri olanmaymunlar, büyük kediler, kular ve di'er hayvanlar #n yan# s#ra,





#rmak kenar #ndaki aç#k arazide ve kuzeydeki çal#l#klar #n aras#ndayaayan iki ayakl#lar da k #rm#z# kayaya geliyordu. $çlerinden

birço'u ç# plakt# ve koyu renkli vücutlar #n# kül ve k #rm#z# kayatozuna bulam#lard#. Baz#lar #n#n üzerinde ise hafif gömlek-79.Tler ve pantolonlar vard#. Ç# plak adamlardan fark edilir derecedeuzundular ve bazen hiçbir yard#m almadan yerle temaslar #n# keserek, nerede oldu'unu kimsenin bilmedi'i yaln#zl#k bölgesinegidiyorlard#.Derilerinin rengi gere'inden fazla aç#k olan VVoncina'lar güneinyak #c# ##nlar #na ve orman#n nemine kar # çok dayan#ks#zd#lar.Ancak gece olunca do'a koullar #yla daha iyi baa ç#kabi-liyorlard#, fakat günein son ##nlar # sadece k #rm#z# kayay# ayd#nlatt#'# zaman bile balar #n#n etraf #ndaki mavi hâle hafifçe parlamaya devam ediyordu. Ve imdi bir kez daha dans ve yakar # dolu bir gecenin vakti gelmiti.

VVoncina'lar her taraftan k #z#l kayaya yaklamaya balam#lard#.Bu kez en uzak bölgelerden bile geliyorlard# ve say#lar # herzamankinden daha kalabal#kt#. Mavi gökyüzüne yükselen songüne ##nlar #yla birlikte tören balam#t#.Kad#nlar da geldi'i zaman, art#k sadece k #z#l da' ayd#nl#kt#. Danseden vücutlar #n titreyen elleri onlara tatl#-ek i meyve suyu doluçanaklar uzat#yor ve onlar # davullar #n ritmik gümlemesi eli'indeyere sertçe vuran ayaklar #n oluturdu'u çemberin içine

çekiyorlard#. Kimse VVoncina'iardan bir ey söylemelerini beklemiyor, kimse onlara soru sormuyor, kimse onlar #n büyük,ayd#nl#k gözleri ve neredeyse yok denilecek kadar ince dudaklar # kar #s#nda ak #nl#'a dümüyordu.VVoncina'lar hiç konumuyordu. Çok, çok uzun bir zaman önce balta girmemi orman#n içindeki k #z#l kayaya ilk kez geldiklerinde bile bunu yapmam#lard#. Ç# plak insanlardan birço'u, VVoncina





erkeklerinin veya kad#nlar #n#n ancak gece olunca gö'üslerindekitalarla konuabildi'ini düünüyordu. Onlar tüm evreni do'uran

dünya y#lan# Julunggul'un çocuklar #yd# ve dünyan#n ilk sekiza'ac#n# diktikten sonra kaosa bir düzen getirmilerdi.Güne tümüyle yok olduktan sonra VVoncina'lar dans eden-80rin aras#ndan ayr #ld#. Ç# plak insanlar bunu fark etmemi gibi zunsüre dans etmeye devam ettiler, fakat yine de geçmeleri •cin onlarasayg#yla yol verdiler. Onlar #n istedikleri zaman etraflar #nay#ld#r #mlar savurabilece'ini biliyorlard#.Suskun VVoncina'lar bu arada kâra ve tehlikeli bir görünüme bürünmü olan dev kayan#n bat# taraf #nda bir araya geldiler. Ateinalevleri arada s#rada ya'mur ya'd#ran kanguru diisinin kayayaçizilmi dev resmini ve henüz kimsenin görmedi'i bal#kç#y# ayd#nlat#yordu.Dans edenlerden hiçbiri uzun, çok uzun bir zaman sonra ilk kezolarak VVoncina'lardan birinin a'z#n# açt#'#n# fark etmedi. Bu bir

kad#nd#:"Geri dönmeliyiz" dedi di'erlerine. Di'erleri ona suskunluklacevap verdi. Bu dans#n art#k hiçbir eyi de'itiremeyecek bir ritüeloldu'unu hepsi biliyordu."Art#k bizim gibi olanlar #n say#s# çok az.""Asya ve Afrika içlerindeki, kuzeyin buzlar # aras#ndaki veyaokyanusun öte taraf #ndaki çift k #tadaki kardelerimizle birlikte birçözüm yolu düünebiliriz..."

"Bunu neden yapal#m ki? Onlarla aram#zda ortak ne kald#?""Bir zamanlar onlarla birlikte oldu'umuzu unuttun mu?""Dans edenler uzun zamand#r bize onlardan çok daha yak #n.""Onlara sahip oldu'umuz bilgilerin bir k #sm#n# verecek miyiz?""Hay#r! Hayatta kalacak olanlar için sadece düler daha güzel vehuzur dolu olacak!""Aborijiler!"





"Evet, gelece'in mutlu insanlar #!""O halde yanlar #na gidelim ve buradan kesin olarak ayr #lmadan

önce onlara haz#rlad#'#m#z hediyeyi verelim.""Bu ça'#n bitimine kadar sadece üç gecemiz var!""Ya sonra?""Ne olaca'#n# biliyorsunuz..."81Bu bölgenin VVoncina'lar # yerlilerin ülkesinde asla bir tanr # veyahükümdar gibi davranmam#t#. Bir süre dikkatle, hogörüyle,onlar #n yaamlar #na kar #madan ve onlar # kendilerine benzetmeyeçal#madan onlarla birlikte yaam#lard#, o kadar."Evet, ne olaca'#n# biliyoruz...." Diye kar #l#k verdi Wonci-na'larteker teker. Sonra atein çevresindeki davullar #n gümbürtüsü yava yava söndü. Hilal eklindeki ay#n beyaz ##'#, VVoncina'lar #noluturdu'u çemberin içine düüyordu. Ayn# anda kadifegörünümlü, gece mavisi gökyüzünde iki yeni ##k belirdi. $lkininard#nda uzun bir kuyruk ve karanl#k vard#. $kincisi ise büyük bir

süratle yakla#yordu. H#zla kara orman#n üzerinden geçti, alt#nsar #s# ve mavi ##klar saçmaya balad#, sonra da do'ruca devkayan#n üzerine yöneldi."Geliyorlar" diye düündü VVoncina'lar hep birlikte. "Art#k bizimle alay etmeye cüret edemezler. Fakat onlar #n eski gücüyeniden kefetmelerini ve buradan kaç#rmalar #n# istemiyoruz... karay#ld#z buyursun gelsin! Gö'ü ve havay#, #rmaklar # ve deniziar #nd#rs#n! $çi boalan ve anlams#zlaan her eyi yok etsin! $yilik ve

ac#ma m#? Bunu bile yanl# anlay# p kendilerine mal edeceklerikesindi!"I#l ##l yanan gök gemisi önce iddetli bir v#nlama sesi ç#kard#,sonra da büyük bir gürültüyle orman#n içindeki dev kayaya çarp# p parçaland#. Geminin alev alan parçalar # dört bir yana da'#lm#t#.Gecenin içinde alevden izler b#rakt#lar ve yalanc# bir ##k ya'murugibi a'açlar #n dallar # aras#na ya'maya balad#lar.





"Kanal çemberlerine ve okyanusun sular #n# ovaya ta#yan udümdüz kanala bak!" dedi kâhin. *ak #nl#k içinde kar #mdaki

projeksiyona bak #yor ve kar #mda yal# kâhinin sadece birhat#ras#n#n bulundu'una inanmak istemiyordum. Fakat her ey okadar do'al ve gerçekçiydi ki, sanki Berios bana bilmem gerekeneyleri anlatmaya devam ediyordu.82"Pek çok kuaktan beri bu su yolu bizi dünyan#n di'er bollerine ba'layan bir göbek kordonu. Dünyan#n tüm zenginlikleri onunarac#l#'#yla buraya ak #yor. Onun arac#l#'#yla gemilerimizhayvanlar #n ve vahilerin önümüzde orman#n içlerine, çöllere veya buzlar #n aras#na kaçt#'# k #y#lara ula#yor. Denizin öte tarar #ndayaayan ve bize çok benzeyen varl#klar #n tümü, bizim tanr #salyarat#klar oldu'umuzu düünüyor. Kendilerini önümüzde yerlereatmalar # ve bizim için maden ocaklar #nda çal#malar # houmuzagidiyor. Evet, ellerindeki ta baltalar ve tahta m#zraklarla mamut,aslan veya geyik av#na ç#kmadan önce dans etmeleri ve yalamalar #

da houmuza gidiyor.""Bunlar # bana neden anlat#yorsun?" diye sordum ona."Düüncelerim uzak ülkelerde de'il. Vahiler hakk #nda hiçbir ey bilmek istemiyorum. *u anda beni ilgilendiren sadece neredengeldi'im ve kaderin beni nereye sürükledi'i!"Kâhinin resmi sorumu anlam# gibi bana cevap verdi. Asl#nda butümüyle imkâns#zd#, çünkü Beriös ölmütü. Yoksa bilgi bankas# Berios'un uzun yaam# boyunca vermi oldu'u nice cevap

aras#ndan, bana uygun olan#n# m# seçiyordu?"Sen kader hakk #nda ne bilirsin ki?" diye içini çekti Berios. "Ya davücudunun tüm hücrelerine yerlemi, içine ilemi olan hükümhakk #nda? Sen bir ölümsüz de'ilsin, $nanna! Hepimiz gibi birinsans#n sadece...""Ben bir tanr #ça olacakt#m. Tüm yaam#m boyunca baka hiçbir eydüünmedim..." "Bunun anlam# ne peki?"





Ona cevap vermek istiyordum ki, resmin enerjisi ans#z#nzay#flamaya balad#. "Hat#rlamaya çal#, $nanna" dedi Berios titrek,

duyulur duyulmaz bir sesle. "Gri Ev'de gördü'ün resimlerihat#rlamaya çal#!"Duvardaki projeksiyonun ##'# titredi ve az önce kâhinin resminin bulundu'u yer karanl#kla kapland#. Sanki sa'#r olmu gibi hiçli'e bak #yordum. Art#k bir cevap yoktu.83Duvar #n parlak yüzeyinde art#k sadece kendi resmimin aksi vard#.Daha önce de pek çok kez aynaya bakm#t#m, fakat bu defagördü'üm sadece d# görünüümün yans#mas# de'ildi. Sankiyüzlerin ard#na gizlemi olan iki ayr # varl#k kar #l#kl# olarak birbirlerinin resmine bak #yordu. Bu varl#klardan hangisi bendim?Gözlerimi bir maskenin göz delikleri gibi kullanmaya balad#m. Vekar #da sadece bu maskenin yans#mas# vard#. Uzun saçlarla çevrilioval yüzümden, içlerinde alt#n benekler bulunan büyük, aç#k mavigözlerimden, düz burnumdan, dolgun dudaklar #mdan ve büyükçe

kulaklar #mdan oluan bu maskeyi tan#yordum. Aynadakiyans#man#n dudaklar #n#n kenar #ndaki gülücük yorgunluk muydu?Yoksa biraz alay, biraz da ac# m# okunuyordu? Bu âna kadar buçehrenin hatlar #n# ciddi olarak de'erlendirmitim. Güzeldim.Güzelli'imle gurur duyuyordum. Bakalar #n#n bu maskenin ard#na bakamamas#na ra'men, kendimi her zaman neeli bir genç k #zolarak görmütüm. Maskenin ard#na bakmay# ben baarabiliyormuydum acaba?

Dudaklanm# aralad#m ve dilimi yavaça pütürlerin üzerlerindegezdirdim. Her birini ayr # ayr # hissediyordum. Aynadakiyans#mamda ise ayn# dudak hareketinin neredeyse müstehcen birifadesi vard#. Ve ans#z#n içimden gülmek geldi. Dudaklar #m# gerdim ve yans#man#n da ayn# anda ayn# eyi yapmas#n# sevinçleizledim. Ondan daha h#zl# davranmak istiyor, fakat bunu bir türlü baaram#yordum. Küçük bir çocuk gibi gözlerimi yuvarlad#m,





burnumu k #r #t#rd#m, yanaklar #m# iirdim ve dilerimin aras#naçektim. Sonra ellerimi boynumda dolat#rd#m, ba#m# hafifçe öne

e'dim ve saçlar #m# yüzüme düürdüm. Hem kendimi görebildi'im,hem de kendimi aynadaki yans#mamdan gizleyebildi'im bir örtü, bir perde daha...Ellerimle yavaça kalçalar #m# ok ad#m, elbisemin ete'ini birazyukar # kald#rd#m ve bacaklar #m#n sona erdi'i bölgeyi inceledim.Buradaki alt#n renkli k #llar k #v#r k #v#rd#. Elbisemin ete'ini841 rar indirdim. Bu kez ellerimle yavaça gö'üslerimi kavra-onlar # ok ad#m ve Tanr # Ta# aralar #nda görünmez olana rlek iki yandan bast#rd#m. Asl#nda gö'üslere ihtiyac#m yoktu, nuka-bölgesindeyaayan hiçbir k #z#n gö'üslere ihtiyac# yoktu. Omuzlar #m# dikletirdim, saçlar #m# geriye att#m ve ba#m# kald#rd#m. Aynadakiyans#ma art#k benim kadar ma'rur görünmüyordu. Ans#z#n kendimison derece yaln#z hissettim. Art#k kimse burada olmad#'#, gün boyu bana ne yapaca'#m# söylemedi'i ve kimse sorular #ma cevap

vermedi'i zaman, ne yapacakt#m?Bir zamanlar sürekli olarak gözlenmekten kurtulmay# ne kadar çokarzulad#'#m# düündüm... Yaln#z ba#ma bir dere kenar #ndagezinmeyi, parmak uçlar #mla sudaki bal#klar # g#d#klamay#,hayvanlar # seyretmeyi ve ba#m#n üstünden geçen bulutlanizlemeyi...Hangi resimdi bu? $çine dald#'#m derin düünce durumundanirkilerek ayr #ld#m. Bu arzunun Gri Ev'deki resimlerle bir ilgisi var

m#yd#? Yoksa sadece ayn# düünce ve resimleri ifade etti'i için biryelkenliyle sürgüne gönderilen adam#n sevgilisi Morgana adl# k #z#nsöyledikleri mi yank #lan#yordu içimde?Ani bir refleksle gö'sümdeki Tanr # Ta#'na dokundum. Gözleriminönünde derhal yeni resim parçalar # belirdi. Projeksiyon odas#n#nsisli havas# içinde dünyan#n çeitli yörelerinden k #sa sahneler, ar ivveya canl# yay#n görüntüleri uçuup duruyordu. $stesem baka





resimler de ça'#rabilirdim - gerçekte ne arad#'#m# bilmedi'immüddetçe bunlar #n hepsi birer yan#lsamadan ibaretti.

Saray labirentinin içinde oradan oraya koturan muhaf #zlar, bilgelerve hizmetkârlar görüyordum. Erkekler, kad#nlar, çocuklar veyal#lar, avluda ve iç sarayda bekleyen az say#da arabaya binmeyeçal##yordu."Yukar # giden tüm gemiler derhal harekete geçsin!" diye emretti birses. Resim titreyerek de'imiti. Denizin alt#nda al-85t#n gibi parlayan bir gemi kümesi görüyordum imdi. Onlar dahavada uçabilen di'erleri gibi sadece "gemi" olarakadland#r #l#yordu. Bir an için okyanusun derinliklerinde hareketedebilen gemilerin de, neden havada hareket edebilen gemiler gibida-r ha ziyade bir kuu ça'r #t#ran bir isimle an#ld#klar #n# düündüm: Ma-ana... Yukar # giden gemi...Sonra Tanr # Ta# yard#m#yla yapt#'#m yolculu'a devam ettim. Art#kdaima yapmak istedi'im eyi yapmama kimsenin engel

olamayaca'#n# düünüyordum. Normal artlar alt#nda di'erleri gibiDuka-bölgesi de s#k # bir kontrol alt#nda tutuluyordu ve pek az birk #sm#n#n izlenebilmesine izin veriliyordu. Ben bu kurallara herzaman harfiyen uymutum. *u anda bu çok gizli bilgilere nedenulamak istedi'imi bilmiyordum, fakat içimde gerçekte neler olup bitti'ini ö'renmeye kar # dayan#lmaz bir arzu vard#!Uzun tecrit ve görünürdeki huzur y#llar #ndan sonra, u son birkaçgün ve saat içinde o kadar çok ey de'imiti ki! Düüncelerim en

az projeksiyon odas#ndaki sis kadar bulan#kt#. Daha önemli olanneydi? Ne yapabilirdim? Berios'un bana Atlantis'in geçmii,tanr #lar ve büyük tehlike hakk #nda anlatt#klar #n# düündüm. Ayn# anda gözlerimin önünde Gri Ev'deki resimler çok daha belirginleti.Yol ay#r #m#, y#k #lmak üzere olan kule, â#klar ve kader çark #.Tekrar dünyaya geri dönmemi sa'layan cam kap#n#n üzerindekikanatl# varl#klar #n anlam# neydi? Ya da barahi-benin?





Hâlâ sonsuz bir kâbusun içinde yuvarlan#yormu gibihissediyordum kendimi. *ayet yeterli vaktim kald#ysa, nereden

balamal#yd#m? Daha da önemlisi, ne ar #yordum?Berios'un son sözlerini an#msamaya çal#t#m. Projeksiyonmakinesinin yans#tt#'# de'il, ölmeden az önce do'ruca banasöyledi'i sözleri..."Bulman gereken... bir ma'ara..."86Bu konuya nereden gelmiti? Düünmeye çal#t#m, fakat eyfazlas#yla bulan#kt#. Art#k hiçbir ey hat#rlayam#yordum. Yoksa bunu yap#yor muydum? Sahip oldu'um Tanr # Ta# hakk #ndakonumuyor muyduk? Ve Gri Ev'de görüp hissettiklerimin Duka-ar ivinde kay#tl# oldu'u hakk #nda?"Duka-kontrolü" diye m#r #ldand#m. "Koruyucu-Melek... Her eyorada kay#tl#..."Projeksiyon odas#n#n duvar #ndaki ve gözlerimdeki sis karard#.Odan#n ortas#nda sadece küçük bir pentagram görünüyordu. Teker

teker on kral#n isimlerini sayd#m. Sonra da onlara ait olantanr #lar #n. $simler... Giderek daha fazla say#da isim. Baz#lar # hakk #nda bilgi sahibiydim, baz#lar #n#n ise dünyan#n hangi bölgesinde bulundu'unu bile bilmiyordum.Tanr # Ta#, a'z#mdan ç#kan her kelimeyi, saray#n hayat#m boyuncahiç girmedi'im iç bölümlerine ta#yordu. Pentagram yava yava ayd#nland#. A'z#mdan ç#kan baz# isimlerde titriyor, baz#lar #nda iserengini de'itiriyordu. Ans#z#n konuyu de'itirdim. Berios'la

yapt#'#m#z konumada bana önemli görünen her kavram# tekraretmeye balad#m. Ve ans#z#n alçak tanr #lar aras#nda yap#lan birtak #m konumalar # dinlemeye balad#m.Birbirleriyle çok uzaklardan konuabilen bu tanr #lar # göremi-yordum. I#ldayan pentagram#n ard#nda daha önce hiç görmedi'im bulan#k semboller belirmeye balad#: A'larm# gibi görünen büyük





bir göz, tüylü bir y#lan, üst k #sm#nda bir yuvarlak bulunan bir haç, be veya sekiz köeli y#ld#zlar, diz çökmü ahin kafal# bir çocuk...

Ve sonra neler konuuldu'unu anlamaya balad#m."Letu, Letu'yu ar #yorum, M#s#r Sazl#klar # Tarlas#...""Ben Letu... Tekrarl#yorum, ben Letu. Dinliyoruz, haberci. Senkimsin?""Ayn# ekilde Sazl#k Bölgesi'nden... Tula'dan ar #yorum.""Buz bölgesindeki Ultima Thule mi? Ya da Atlantis'in ilk Thule'simi?"87"Hay#r, ikisi de de'il! Buras# Tula. Tekrarl#yorum... Titicaca Gölük #y#s#ndaki Tu-la... Sazl#k Bölgesi'nin ne anlama geldi'ini bilmiyormusunuz?""Bir dakika, Tula... evet, burada bu eski kavram#n anlam#n# bilen biri var... Fakat bizim ad#m#z art#k M#s#r Sazl#klar # Tarlas# de'il...Elysion Tarlas#.""Bu ne zamand#r böyle?"

"Bilmiyorum, ben buraya geldi'im zaman, bu isim kullan#l#yordu.""Her tanr # akl#na eseni yaparsa, iin içinden kim ç#kacak?""Bu bizim sorunumuz de'il. Burada sadece Amon-Ra'mn sözügeçer, o kadar.""Konuabilir miyim?""Kiminle?""Amon-Ra ile elbette! Ona iletecek acele bir mesaj#m var... ilkyarat#c# tanr # $nti'nin o'lu Viracocha'dan."

"Bu da ne demek oluyor! Yarat#c# tanr #n#n ismi Ptah't#r ve büyüksuyun, büyük sonsuzlu'un, büyük karanl#'#n ve büyük birlemeninsuretini ta#r!""Sizde böyle olabilir! Bizde ise hâlâ Viracocha hüküm sürüyor,yard#mc#lar # Vari Viracocha Runa, Vari Runa, Purun Runa ve AucaRuna ismini ta#yor... merak #n# gidermek için söylüyorum..."





"Derslerin can#m# s#k #yor. O sözünü etti'in küçük tanr # ve önemsizyard#mc#lar # kimin umurunda? Sen iyisi mi tanr #n#z#n bizim yüce

tanr #m#z# dinlenirken rahats#z etme cüretinin nedenini söyle!""Genç kral-ikizlerinin emri!""Biz böyle bir emir almad#k.""Kendi d##n#zda olup bitenlerle hiç ilgilenmezseniz elbettealamazs#n#z! Tek yapman#z gereken büyük iaretinize gitmekti!Piramit-mahfazalar #n#z#n içinde bulunan Tanr # Talar #'na bavurun!Günlerdir Amon-Ra'ya mesaj gönderip duruyoruz! Pencab88, fesinden Brahma, Mezopotamya'dan Anu, Carnac'tan Tiuz,Bay]cal Gölü'nden Ülgen Bey de ayn# ekilde...""O bölgelerle ilikimiz uzun zamand#r kopuk. Ayr #ca bundan böyle piramitlerimizi baka tanr #lar #n gevezelik kutular # olarak de'il,mezar olarak kullanaca'#z!""Can#n#z ne isterse onu yap#n, yeter ki bana Amon-Ra'y# ba'lay"1'-Viracocha ona her eyi yok etmek üzere olan büyük bir tehlikeyi

haber vermek istiyor!""Hiçbir tehlike bizi korkutamaz! Tanr #sal Maat'#n efendisi vetemsilcisi tüm insanlar #n annesi ve babas#d#r... esiz ve benzersizdir! O en az güne kadar ölümsüzdür...""O halde ona gökyüzünde büyük bir hareketlenme oldu'unu, sizind##n#zdaki tüm tanr #lar #n kötülü'ü yenmek üzere iyi güçleriharekete geçirdi'ini söyleyin...""Saçma sapan tehditlerinizi kendisine saklay#n! Tanr #lar #n ve

rahiplerin neler baarabilece'ini biz sizden daha iyi biliyoruz. Sizve Atlantis krallar # bu bilgileri çoktan unuttunuz...""Burada söz konusu olan büyü de'il, gökyüzünden düecek olan büyük bir ate! Denizi kaynama noktas#na getirecek ve k #talar # bat#racak büyük bir güç...""Biz kutsal Nil nehrinin tak #nlar #na al#k #n#z! Denizde olup bitenler ise bizi ilgilendirmiyor..."





"O halde lanet olas# kibrinizle birlikte bo'ulup gidin!""Tule? Tu-le! Durun! Bana sizinle konumak istedi'imizi

söylediler! Buras# Leto, M#s#r. Çift k #tan#n tanr #lar #n# ar #yoruz! Neden cevap vermiyorsunuz? Viracocha'n#n yak #nlar #nda biri varm#? Kukulkan... Inanna'n#n büyük k #z kardei Erekigal? Ya daHopi'lerin Kaina'lar #ndan biri?"Yava yava silinmeye balayan iaret ve sembollere inanmazgözlerle bak #yor, ak #nl#kla duyduklar #m#n ne anlama geldi'inikavramaya çal##yordum. Berios ve di'er ö'retmenlerin durup89dinlenmeden bahsettikleri o büyük düzende ters giden bir eylerolmal#yd#! Nas#l olur da M#s#r tanr #s# baka bir yüksek tanr #ylakonumay# reddedebilirdi? Ve kimsenin önemsemedi'i bir emir, neie yarard# ki?Tanr #lar #n yan#na s#'#nmak ve onlardan destek almak için az önceuzak ülkelere uçan o genç kad#n ve erkekleri düününce ürperdim.*imdiye kadar verilmi olan en önemli görevle yola ç#kan

Seçilmiler'in ba#na oralarda neler gelecekti?Ans#z#n büyük bir hayal k #r #kl#'# ve moral bozuklu'unakap#lm#t#m. Yaklaan felaketin boyutlar #n# ancak imdi tammanas#yla kavrayabiliyordum. Say#s#z kuak boyunca kudretininzirvesinde bulunan krall#k, art#k on kral#n tanr #sal temsilcileritaraf #ndan bile dikkate al#nm#yordu. Zaten tanr #lar #n kap#ld#klar # bukorkunç megalomani ve kibir, geni kapsaml# bir ortak çal#may# nas#l mümkün k #labilirdi ki?

Çaresizlik içinde ba#m# sallad#m. "Hay#r" diye m#r #ldand#m kendikendime, "durum gerçekten de buysa, umuda kap#lmam#z içinhiçbir nedenimiz yok!"Bak #lar #m projeksiyon odas#n#n sisli havas#na tak #l# p kalm#t#. Yantaraf #mda bulunan bir ekerleme kutusunun içindeki küçük pastalar # teker teker a'z#ma atarken, kafamdan binlerce düünce





geçiyordu. Uzun zaman önce vahi halklara bilinç verme fikrindevar oldu'una göre, imdi de bir kurtulu ümidi var olmal#yd#.

Be genç kral kaybolan gücün s#rr #n#n anahtar #n# Aquita-nia'n#nkutsal ma'aralar #nda veya baka bir deney alan#nda bulacaklar #n# düünüyordu. Ellerimle dudaklar #m# sildim, yan tarafta durantestiden kendime bir bardak arap doldurdum ve büyük yudumlarla bir dikite boaltt#m.Cevab#n çok yak #nlarda bulunmas# mümkün olamaz m#yd#? Acabaetranmdaki iaret ve sembolleri Gri Ev'de gördü'üm ekilde miyorumlamal#yd#m? Sürgün edilmi tanr # Jason'un beni90eve göndermesinin gerçek nedeni neydi? Sadece intikam ,uygusumu? Kime kar #? *imdiki krallar #n Jason ile eski tanr #lar aras#ndakianlamazl#kla ilgileri yoktu. Yoksa o çok yal# gemi sahibi bambaka bir ey mi amaçl#yordu? Acaba beni kendisine faydas# dokunacak bir eyi aray# p bulmam için mi seçmiti? Hem de tüm bu felaket haberlerine ra'men!

Demek ki Jason felaketten sa' olarak kurtulma hesaplar # yap#yordu! O ve ben! Fakat ona götürmem gereken neydi? Daha daönemlisi, nereye götürecektim?"$nanna! Burada ne yap#yorsun? Bütün saray seni ar #yor!"$rkilerek arkam# döndüm ve kap#n#n önünde Osiris'in durdu'unugördüm. O anda her eye haz#rl#kl#yd#m, fakat onu görmeye de'il.Dilerimi s#kt#m ve onu kötü bak #larla süzmeye balad#m."Gitmeliyiz!" dedi Osiris heyecanla. "Herkes yola ç#kt# bile! Geriye

sadece tek bir gök gemisi kald#, o da her an kaçmaya çal#aninsanlar taraf #ndan gasp edilebilir!"Hay#r anlam#nda ba#m# sallad#m. "Kaçmak istiyorsan... yolun aç#kolsun! Fakat bensiz lütfen!""Akl#n# ba#na topla $nanna! Bölüüm böyle yap#ld#! Aram#zdageçenler ne olursa olsun, derhal benimle gelmen gerekiyor!""Seninle hiçbir yere gitmem!"







isminde bir çocuk daha do'urdular. Çirkin bir çocuktu bu;vahiydi, asiydi, içinde kötü bir ate yan#yordu. Nefesi ülkeyi kas# p

kavuruyor ve meyve ta#yan bitkileri yak #yordu. Hatta kendiannesini bile esirgemedi ve onu da yakarak öldürdü.$zanagi, kar #s# ve k #z kardei $zanami'yi gömdü, sonra k #l#c#n# ald# ve ate çocu'unun ba#n# uçurdu. Fakat cesedi daha küçük parçalara bölmeye devam ettikçe, çocu'un kan#ndan ve etindenoluan korkunç yarat#klar #n say#s# da ayn# oranda art#yordu. Yapt#'# iin bu feci sonucunu gören $zanagi, ak #l dan#-92mak iÇ'n di'er tanr #lara bavurdu. Fakat tanr #lar çok uzaklardakalan eski vatanlar # olan adaya binlerce y#l boyunca cevapvermediler.Bunun üzerine $zanagi ilk k #z# güzeller güzeli Ama-terasu'ya bavurdu. "Torunun Ninigi'yi sazlar #n bol yetiti'i ülkeye gönder"diye rica etti. "Ona bir ev ve kendi yerimi vermek istiyorum, çünkük #z kardeimi... kar #m# aramak için yeralt# dünyas#na inece'im."

"Tanr # olarak senin bulunman gereken yerden ayr #lmasan iyiedersin!" diye uyard# onu gök tanr #ças#. "Yine de bunu yapacakolursan gökten ate bak #l# ve sivri dili binlerce canavar inecek vesaz tarlan# mahvedecek. Sen bulundu'un yeri asla terk etmemesigereken bir koruyucusun. Do'malar #na sebep oldu'un vedüüncesize dünyan#n dört bir yanma da'#tt#'#n yarat#klar #n#n sanave yak #nlar #na yaklamamalanna dikkat edeceksin!""Fakat kötü o'lumun cesedinin her zerresinde bulunan kendi

tohumlar #m# nas#l ma'lup edebilirim ki? Hay#r, mutlaka k #zkardeimin, kar #m#n yanma inmeliyim."Art#k ne y#ld#zlar #n m#r #lt#s#na kulak veriyordu, ne de durdurulamaz bir ekilde yaklaan karanl#'# fark ediyordu. Yeralt# dünyas#na indive îzanami'yi kurtlar taraf #ndan yar # yar #ya kemi-rilmi bir halde buldu.





"Benimle sazl#klara geri gel!" diye yalvard# ona. Fakat $zana-miate çocu'unu öldürdü'ü için ona lanetler ya'd#rd#.

O o'lan kötüydü" dedi $zanagi. "Daha önce yaratt#klar #m#z#ntümünü yok etmemesi için onu öldürmek zorunda kald#m!""Sen kötüyü öldürmedin, sadece öfkene ma'lup olarak onun dahada yay#lmas#na neden oldun!" diye ba'#rd# ona $za-nami öfke venefret dolu bir sesle. "Saz tarlalar #n#n neler söyledi'ini iitmiyormusun? O kötü yarat#l#l# ate çocu'unu da yan#m#zda al#koymakve di'er çocuklar kadar sevmek zorundayd#k. *imdi dört bir yanasaçt#klar #n bize geri gelecek; kötülük93 bizi talayacak, karanl#kla vuracak, tüm kalplere so'ukluktohumlar # ekecek. Senden ve benden yarat#lan bir eyi de'itirmeçabalar #n# hiçbir ey yapmadan seyreden tanr #lar # da seninle birlikteyok edecek!""Savaaca'#m!" diye ba'#rd# $zanagi."Kime kar #?" diye güldü $zanami. "Kendinden ç#kan bir eye kar #

m#?""Benden mi? Yoksa senden mi?"Böylece ne hale gelmi olduklar #n# gördüler ve bir daha asla birlikte olamayacaklar #n# anlad#lar. Fakat Ninigi hâlâ oradayd#.Gö'ün ve güne ##'#n#n tanr #ças# ile çok say#da baka tanr #, onaYasaka-e'ri mücevherlerini ve Gökte I#ldayan'#n ruhunu özledi'izaman $se bölgesinde ona bakarak kendisini seyredebilece'i birayna verdiler.

Ninigi'nin gök gemisi Yamato Adas#'n#n sazl#klar #n#n tam ortas#naindi. Tanr #lar #n Adas#'n#n terk edilmi oldu'unu gördü.Kayal#klar #n ard#nda sadece vahi yerliler vard#. Onlar da yenigelenlere ta att#lar ve zehirli m#zraklar f #rlatt#lar. Ninigi'nin akl# kar #an adamlar # Ainu'larla iliki kurmaya çal#t#lar. Fakat o kadarçabuk öldüler ki, Ninigi'nin geri çekilme emri ancak ölülere ulat#. Ninigi'nin kendisi ise rahats#z edilmedi. Ainu'lar atlaya z# playa





onun etraf #n# çevirdi Ve g#rtlaktan gelen homurtularla onu dik birkaya duvar #ndaki bir ç#k #nt#ya götürdü. Sürekli olarak önce onu,

sonra da kaya duvar #na kaz#nm# bir resmi gösteriyorlard#.Vahilerin aç#k mavi gözlere sahip oldu'u Ninigi'nin ancak imdidikkatini çekmiti."Shin-to!" diye ba'#r #yordu vahiler, "Shin-to! Shin-to!" Ninigi ans#z#n bu kelimenin ve duvardaki resmin atalar #n s#rr #n#nanahtar # oldu'unu anlad#. Ainu'lar atalar #n#n yaratt#'# varl#klar #ntorunlar # olmal#yd#... Cro-Magnon deneyinin varisleri!"Tanr #lar #n Ülkesi!" diye ba'#rd# Ninigi. Fakat sonra dünyan#n pekçok bölgesindeki genç tanr #lar gibi o da buraya neden geldi'ini vene arad#'#n# unuttu.94 ¦GEÇM$*$ N I*I,IYere iniimizin aa'#dan nas#l görünmesi gerekti'ini gösteren projeksiyona büyülenmi gibi bak #yordum. Alt#n renkli Ma-anat# pk # iki yan#nda (iril fini dönen tekerlekleri, ba ve k #ç taraflar #nda

y#lan balar #, yelkensiz k #sa direkleriyle bir ay teknesiniand#r #yordu. U'ultulu bir v#nlamayla pem-^ ; be-beyaz bir bulutkümesinin içinden geçti ve hafif ¦'W e'imli vadinin üzerindeneredeyse hiç ses ç#karmadan tur atmaya balad#. Aç#k yeilkestane a'açlar #, siyah denilebilecek koyuluktaki karaçamlar vemee a'açlar #yla dolu olan yükseltiler, küçük akarsu vadileriyle bölünüyordu. Irma'a do'ru bak #ld#'# zaman ö'le güneinin alt#nda parlayan beyaz da' s#rtlar #, daha önce görmedi'im güzellikte bir

manzaran#n s#n#rlar #n# tekil ediyordu.Gök gemisi bir an için üzerine geni bir ma'ara a'z#n#n gölgesidüen büyük bir kaya ç#k #nt#s#n#n önünde as#l# kald#. Sonra yava yava aa'# indi, yerdeki küçük talan ve tozlar # da'#tarak bir kartalgibi da'daki yuvas#na yerleti.Bu arada u'ultu ve v#nlama sesleri son bulmutu. Alt#n kuun karn# yava yava aç#ld#, ben de duvarda as#l# olan k #rm#z# pelerinlerden





birini omuzuma atarak d#ar # s#çrad#m. Osiris beni izlemeden önce birkaç ad#m uzaklamam# bekledi. Birbirimize bakm#yorduk. Bütün

uçu boyunca birbirimizle tek kelime olsun konumam#t#k.Aquitania ve Armorica'n#n yönetici tanr #s# Tiuz'un yan#na sanki bakas# yokmu gibi Osiris'le gönderilmi olmam hâlâ'.•¦-.. 95"T^can#m# s#k #yordu, fakat Tiuz bu düzenlemeyi ölümünden k #sa süreönce Berios'un yapt#'#n# söyledi.Hem benim, hem de Osiris'in elinde alt#n birer âsâ vard#. Gemidenç#kt#ktan sonra bir süre etraf #m#za bak #nd#k. Ben kaya ç#k #nt#s#n#nkenar #na kadar yürüdüm. Aa'#daki #rma'a öyle bir göz att#m,sonra da ellerimi gözlerime siper ederek yak #c# günein ayd#nlatt#'# tepelerle dolu manzaraya bakt#m."Demek Cro-Magnon vadisi buras#!" dedim hayranl#kla. Her eyin bu kadar çabuk gelimi olmas#n# hâlâ akl#m alm#yordu. Osiris'leYasak Bahçe'de yapt#'#m o talihsiz buluman#n üzerinden y#llar

geçmiti sanki... Ayn# ekilde depremin, Jason'la kar-#lamam#m,Gri Ev'de yaad#'#m tecrübenin, tanr #ça olamayaca'#m#nsöylenmesinin, seremoninin ve Berios'un ölümünün üzerinden de.Her ey uzak ülkelerdeki yaam hakk #nda y#llard#r yapt#'#mtasavvurlar #n ayn#s#yd#, sadece bir tek gerçek son derece ac# birekilde kendisini hat#rlat#yordu. Yaam#m boyunca bulunmakistedi'im yerdeydim - fakat bir tanr #çan#n büyüleyici yaam#n#nkeyfini ç#karmak için de'il, tam aksine, yaklaan tehlikeye kar #

yap#lan bir yar ## kazanabilmek için.Yan tarafa döndüm. Gözlerimin ucuyla Osiris'in yukar #daki ma'aragiriinde bir eyler fark etmeye çal#mas#n# izledim. Bir süresessizli'e kulak kabartt#, sonra ba#n# sallad# ve gemiye geri döndü."Görülebilecek hiçbir ey yok!" diye ba'#rd# içeri do'ru. Bir ansonra aa'# metal bir merdiven uzand# ve gemiden ikinci bir adamindi. Benden ve Osiris'ten oldukça yal#yd#. Sar # sakal# gö'süne





uzan#yordu ve karmakar ##k gri saçlar #n#n etraf #nda puslu gecelerdeay#n etraf #nda görünen türden mavi bir hâle vard#.

"Elimde olsa buradan bir daha asla ayr #lmazd#m" dedim derin deriniç çekerek. "Kuzey'deki Armorica kolonisinde nas#l bir so'uktayaad#'#n# göz önünde bulundurursak, buras# bana cennet gibigeliyor!"96"Buras# da bir cennetti, Inanna, fakat ayn# ekilde oldukça guk bircennet!" diye gülümsedi yal# adam. "Atalar #m#z#n üvükdeneylerinin en önemli evresini gerçekletirmelerinden , yana, burada öyle önemli bir de'iiklik olmad#'#n# itiraf ediyorum.""Atalar #m#z#n buradan ayr #lmalar #n#n üzerinden ne kadar süregeçti" acaba?" diye sordu Osiris ve yan#m#za yaklat#. "Be bin y#l?On bin y#l? Yoksa daha m# fazla?""Bilmiyorum" diye cevap verdi gri saçl# adam. "$lk deneylerdünyan#n pek çok yerinde binlerce y#ld#z y#l# önce balad#, fakat buradaki yirmi alt# bin y#l önce. Atalar #m#z aa'#daki #rma'#n her

iki yakas#nda yaayan yeni insan gruplar #n# yakla#k on bin y#l boyunca izledi... ta ki hava son derece so'uyuncaya kadar. Bu bölge de sadece buzullarla ve tundra bitkileriyle kaplanm#t#. Ozamanlar deniz buradan çok daha bat#da bal#yordu. Buz... Korkunç bir buz tabakas# havadan ve okyanustan giderek daha fazla suemiyordu...""Fakat buzlar çok uzun zamandan bu yana eriyor" dedim. "Denizseviyesi o zamana göre en az#ndan elli adam boyu yükselmi

olmal#!""Daha da yükselecek" diye ba#n# sallad# yal# adam. "Büyükihtimalle bu vadi de günün birinde bir koy halini alacak.""Denizin bizim arad#'#m#z insanlarla ne ilgisi var?" diye sorduOsiris sab#rs#zl#kla. "Tamam, bir zamanlar burada, Madelei-ne veCro-Magnon'da yaam#lar. Fakat bunun üzerinden o kadar fazlazaman geçti ki, bizim için hiçbir anlam ifade edemez."





Osiris'in Berios'un bana anlatt#'# eylerin hiçbirinden haberiolmad#'#n# ancak imdi anl#yordum! O da ayn# zamanda dünyan#n

dört bir yan#nda bulunan ve gerçek anlam#n# asla anlayamad#klar # bir sorunun cevab#n# aramaya çal#an di'erleri kadar bilgisizdi."$te bu s#k s#k düülen bir hata, Osiris" dedi ihtiyar ciddi bir97sesle. "Sen resmen tanr # olmad#n, bu yüzden ilikilerin birço'undanhaberin yok. Fakat o zamanlar ayn#s#n# binlerce y#ld#r tekrarlamay# baaramad#'#m#z bir eyi gerçekletirdi'imizi biliyorsun.""Burada, Neandertal'da ve baka yerlerde yaayan vahilerin insanadönütürülmesinden söz ediyorsun, de'il mi?""Cro-Magnon deneyinden söz ediyorum. Bu küçük, fakat çokönemli bir fark, Osiris! Madelaine ve Moustier -yani Neandertal'da-yaayan vahiler ta silahlar kullanan, ay#lara tapan, ölülerinigömen, iyi avc#lard#. Fakat bizim insan kavram#yla kastetti'imizvarl#klardan de'illerdi! Asla belli bir geliim basama'#n#n üstüneç#kamad#lar. Cro-Magnon deneyi yepyeni ve bambaka bir ad#md#.

Bu yeni insanlar müzikten holan#yor, kemiklerden ve üzerlerine ba'#rsak gerdikleri tahtalardan yapt#klar # çalg#larla ola'anüstügüzellikte melodiler yarat#yorlard#. Ben de kemikten yap#lma birkavala sahibim. Onlar kendilerine elbise diken büyük sanatç#lard#.""Sanatç# m#? O ma'ara adamlar # m#?""Tanr #lar Okulu'nda size ne ö'rettiklerini çok merak ediyorumdo'rusu" diye alay etti yal# adam. "Cro-Magnon insanlar # bununkigibi bir kaya ç#k #nt#s#n#n alt#nda, aç#kta yaarlard#. Ma'aralar,

onlar #n bugün bizim fark #nda bile olmad#'#m#z bir gücü teminetmekte kulland#klar #, büyülü mekânlard#."Ans#z#n bu yal# adam#n anlatt#klar #n#n do'rulu'undan üpheyedütüm. Yoksa tüm bunlar onun bize hükümranl#k bölgesiyle böbürlenmek için anlatt#'# masallardan m# ibaretti?"Elbette bunlardan söz edildi'ini duymutum" dedi Osiris birazutanarak. "Fakat bu gizemli sanat eserlerinin varl#'#na asla





inanmam#t#m.... Atlantis'li sanatç#lara ede'er vahi sanatç#lar...hem de on bin, hatta yirmi bin y#l önce..."

"Onlar #n imdikilerden daha iyi oldu'una inanabilirsin..." dedi yal# adam.981•'Bu ma'aralar # arat#rmakla görevlendirildik."Yal# adam elini sallad#."Sana yanl# ma'aralar # da gösterebilirdim. Irmak vadisi bo-vuncayükselen kayal#klarda bunlardan bol miktarda var. Osiris! Gökgemisinde size gösterdi'im Laussel kad#n kabartmas#nda-kj bulunan ay#n on dört de'iik evresinin ve Cro-Magnon deneyindeortaya ç#kan 0 kan grubunun gizemini anlamay# bir yana b#rakal#m,sen tek ba#na buradaki iskeletlerin farkl# kafa yap#lar #n# bile ay#rtedebilecek durumda de'ilsin."Osiris öfkeyle surat#n# buruturdu. Bu ifadeden hiç holanmad#'# her halinden belliydi. Yal# tanr # kolunu omzuma att# ve beni kaya

ç#k #nt#s#n#n dibine götürdü."Onu uzun zamand#r tan#yor musun?""Evet" diye kar #l#k verdim tereddütle."Birbirinizden pek holanm#yorsunuz san#r #m?"Dudaklar #m# büzdüm ve omuzlar #m# silktim. Yal# adam bunugördü ve sadece ba#n# sallad#."Buz ve güne birbirlerinden holanmaz" dedi. "Kuzeydeki buzlargiderek daha h#zl# eriyor, ard#nda verimli yeil bölgeler b#rakarak

daha kuzeye çekiliyor. Bunun bedeli ise ayn# verime sahip baka bölgelerin sular alt#nda kalmas# ve bir daha geri gelmeyecekekilde yitirilmesi."Ba#m# çevirerek ona bakt#m. Yal# adam#n ba#n#n etraf #ndakimavi hâlenin rengi giderek koyula#yordu. Bunun ayn#s#n# k #sa birsüre önce de görmütüm - Berios'ta!





"Bulmak istedi'iniz gerçekte nedir?" diye sordu sakin bir sesle."Bir zamanlar düünen insanlar yaratmay# baard#'#m#z#n

kan#tlar #n# m#?""Evet" diye cevap verdim. "Vahi insanlar # insan, insanlar # dakozmik varl#klar yapan eski bir gücü ar #yoruz.""Atlantis'in durumu o kadar kötü mü gerçekten?" diye sordu.Ona cevap vermek yerine, düünceli bak #larla vadiyi izlemeyekoyuldum.99"T^"E'er durum gerçekten de bu kadar kötüyse, o halde binlercey#ldan beri yapt#'#m#z uyar #lar hakl#ym#! Sadece d# dünyaylailgilenip, kendi iç dünyam#z# tümüyle ihmal ettik" dedi yal# tanr # Tiuz. "Ben de içimden gelen seslere kulak vermedim... sahipoldu'um "üçüncü göz" art#k tümüyle körleti. Eski iaretlerinanlamlar #n# bile unuttum ve uzun zaman öncekine benzer birekilde yaamaya devam eden tanr #larla ve insanlarla olan

ba'lant#m koptu."Elimde olmadan h#zl# h#zl# nefes almaya balad#m."Demek... demek onlar #n hâlâ var oldu'unu söylüyorsun!Atalar #m#z olan gerçek tanr #lar ve onlar #n soyundan gelenler hâlâya#yor mu?"Tiuz avuçlar #n# gö'e uzatt#."Evet, yeni yerleim yerlerinin etraf #ndaki duvar #n kudretin, elmasve mücevherlerin ##lt#s#n#n, alt#n h#rs#n#n insan kalbindeki

huzurdan daha önemli olmad#'# baz# bölgelerde yaamaya devamediyorlar. Çok yal# tanr #lar #n bir k #sm#, art#k bir bedene ihtiyaçduymayacaldan yerlere çekildiler. *ayet yeteri kadar güçlüolsayd#m, sizinle Uygur $ç Denizi bölgesine gelirdim. Oradaarad#'#n#z cevab# bulabilirdiniz - hem çok yal# tanr #larda, hem deonlarla birlikte yaayan insanlarda..."





"*u resimlerin... yani ma'aradaki sanat eserlerinin baz# bilgileriçermesi mümkün de'il mi?" diye sordum güçlükle bast#-rabildi'im

bir heyecanla."Bunu kendiniz bulmal#s#n#z! Ben aramaya nereden balanmas# gerekti'ini bile bilmiyorum...""Saz" dedim ona. "Sazl#k bölgesi..."Yal# tanr # omuzlar #n# silkti."Bu ma'aradaki resimlerde sazlar #n tasvir edildi'ini hiçduymad#m.""Bunu bilmek istiyorum" dedim sab#rs#zl#kla. "Gel, gidip birlikte bakal#m!"100Saran#n ana mekân#, yar # yar #ya döküntülerle örtülü giritenrkaç ad#m sonra bal#yordu. Osiris sessizce ve düüncelere, 1^,5 bir halde önden yürüyordu. Yal# tanr #n#n ve benim,nun bilmedi'i bir s#rra vak #f oldu'umuzun fark #na varm#t#.Fakat yine de bize kar # olan davran#lar # de'imemiti.

Yüksek tavandan aa'# uçlar #ndan su damlayan sar # renkli sark #tlaruzan#yordu. Osiris ba#n# hafifçe yana e'erek, duvardaki k #smen içiçe geçmi hayvan resimlerini incelemeye balad#. Bu tasvirler onakesinlikle gizemli ve esrarengiz gelmiyordu. Sol taraf #nda bir at#n ba#n#n resmini gördü, sonra vücutlar #n#n yar #s# görünen birkaç atresmi daha, sonra bir bo'a, birkaç geyik, ikinci bir bo'a ve bir bizon. Ma'aran#n di'er duvar #nda ise bir y#ld#z, bir ay# ve bir inekgörülüyordu.

"*ayet göreceklerimizin hepsi bundan ibaretse, burada ne iimizoldu'unu gerçekten anlam#yorum" diye homurdand#. Sonraarkas#n# döndü ve ma'aradan ç#kmaya haz#rland#."Orada iki geçit daha var" diye ba'#rd#m. Sesimin heyecandantitredi'ini duyan sadece Osiris de'ildi."Orada bir ey bulamayacaks#n#z" dedi yal# tanr #. "Ma'ara sa'ado'ru giderek daralan iki küçük geçide bölünüyor, sonra da da'#n





içine do'ru s#z#nt# kanallar eklinde uzan#yor. Hemen önünüzdekidi'er geçit de dar bir çatlak eklinde uzanarak, bir süre sonra son

buluyor. Her iki bölümün tavanlar #nda da benzer türden birkaçresim var.""Her eye ra'men burada daha önceki arat#rmalarda gözdenkaçm# birtak #m eylerin bulunmas# laz#m" dedim. "Bir kez dahadüünelim! Tanr #lar Okulu'nda ö'rendi'imize göre, Cro-Magnoninsanlar # avc# ve toplay#c#yd#. Ma'ara d##nda da bulunan ate yerlerinin etraf #ndaki kemik bulgular #na göre, genellikle ren geyi'iyiyerek besleniyorlard#. O halde bu geyik, inek, 3y# ve bizonresimleri niye?"Osiris uzun bir aradan sonra ilk kez lafa kar #t#. "Avc#lar hay-101vaniann peinde uzun mesafeler kat eder. Belki de bu ma'ara av büyüsü yap#lan gizli bir yer, ya da... genç avc#lar için okm benzeri bir eydi...""Bu yorumlan biz yal#lar aram#zda uzun süre önce tart#m#t#k"

dedi Tiuz ba#n# sallayarak. "Bu tasvirlerin avlanmayla ilgiliolduklar # yorumunda gerçek pay# olmal#. Fakat tek anlamlar # buolsayd#, o takdirde o zamanlar #n en önemli av hayvanlar #n#nresimlerinin de çizilmi olmas# gerekirdi. Bu ma'arada büyük tüylügergedan#n resimlerinin bulunmas#na ra'men, gerek Neandertaladamlar #yla, gerekse de Cro-Magnon insanlar #yla yak #n ilikileriçinde bulunmu olan mamutlar #n bir tek resminin bile bulunmay##n# sen nas#l aç#klars#n?"

"Burada hiç mamut resmi yok mu?" dedi Osiris ak #nl#kla. Tiuz ba#n# sallad#. "Bir tane bile...""Çok garip" dedim ben de. "Ya di'er ma'aralarda?""Orada çok say#da mamut resmi var. Ve onlarla birlikte in-san-hayvan karma varl#klar #...""$lkellerin maskeli aman rahipleri" dedi Osiris. "Bunlar #n tümüavc#l#k kültüne ait olabilir."





"Belki de" dedi tanr # Tiuz sab#rla. "Fakat bu aç#klama da tek ba#nayetersiz kalabilir. $lk olarak, o zamanlar hayvan k #tl#'# diye bir ey

olmad#'# için. Hayvanlar muazzam büyüklükte sürüler halindekuzeyin buzlar #ndan güneyin ve bat#n#n s#cak denizlerinink #y#lar #na göç ediyorlard#. $kinci olarak da bu maskeli dans s#radan bir hayvan büyüsünden çok daha fazla anlamlar içermeli. Banakal#rsa bunlar Cro-Magnon insanlar #n#n atalar #m#zdan ald#klar # birtak #m bilgilerin gizli oldu'u sembol-tasvirler."Bir süre duvardaki ve tavandaki bu çok eski sanat eserleriniinceledim. Baz# yerlerde zeminin kabar #kl#'#na öyle güzeluydurulmulard# ki, hayvanlar neredeyse canl#ym# gibi duruyordu.Ve ans#z#n neyin yanl# oldu'unu fark ettim!102"Bütün resimlerde ortak bir ufuk eksik" dedim yavaça. •Sankiyerçekimi olmadan havada uçuyormu gibi görünüyor-Nedenhiçbir hayvan#n yerde durmad#'#n# ve neden yerçe-# imsiz birortamdaym#lar gibi alt.alta, üst üste tasvir edildiklerini bilmek

istiyorum... Neden bu ine'in boynuzlar #, gözleri ve toynaklar # büyük bir özenle çizilmi ve vücudu bir siluet olarak görünüyor?Ve neden küçük gruptaki ine'in bir leopar gibi benekli bir postuvar?""Belki de bunlar tamamlanmam# resimlerlerdir" dedi Osiris horgörür bir ifadeyle. Ona neredeyse ac#ma dolu bir bak # f #rlatt#m."Resim yapmak için bu ma'araya meale ve ya' lambalar # getiren, boya elde etmek için talar # un ufak eden ve ya'la kar #t#ran, dahas#

tavana yetimek için iskele kurmak zorunda olan birilerinin, buresimleri bitirecek zaman# da mutlaka vard#r!""Acaba kavgan#za d#ar #da devam etmek istemez miydiniz" dediTanr # Tiuz titreyerek. "Buras# benim için biraz fazla so'uk da...""Bekleyin!" sözleri döküldü a'z#mdan. Lambam# elime ald#m vetasvirlerin alt#nda yava yava yürümeye balad#m. Resimler.Semboller.





Herkesin görebildi'i, fakat sadece içindeki hat#ralar # hareketegeçirmeyi baaran birinin yorumlayabilece'i bilgiler.

Bu resimler bana neyi an#msat#yordu? Bu sorunun mutlaka bircevab# olmas# gerekti'ini biliyordum! Resimler bir eylersöylüyordu, fakat benim anlayabilece'im bir dilde de'il. Nedenhepsi sanki birbirleriyle hiç ilgileri yokmu gibi ayr # ayr # çizilmiti?Ana ma'aran#n sa' taraf #ndaki dar geçide girdim. $leride bir bakageçide daha ayr #l#yordu. Yüzüme belli belirsiz bir hava ak #m#n#nçarpt#'#n# hissediyordum.Tekrar geri döndüm. Ba#m#n tam üzerinde kara bir bo'a vard#.Karn#n# deen bir m#zrak, ba'#rsaklar #n# d#ar # dökmütü.103""T^Sol tarafta stilize edilmi bir insan figürü kefettim; iki yana açt#'# kollar # ve elindeki sivriltilmi tahta parças#yla geriye dümekte olandört parma'# and#r #yordu. Figürün üzerinde bir tek göz ve gagaya benzer bir yüz bulunan bir ba# vard#. Fakat bu çizimde esas ilginç

olan ne bo'a, ne de arkaya dümekte olan adam de'il, tam aksine,resmin alt#nda bulunan ku figürüydü. Dik duran bir tahta parças#n#n üzerine tünemiti ve ma'aran#n sar #-kahverengitavan#nda tasvir edilmi olan dramla yak #ndan uzaktan ilgisiyokmu gibi duruyordu.Yaral# bo'a da avc#s#na bakm#yordu. A'z#ndan bir kar # d#ar # f #rlam# diliyle ba#n# m#zra'#n açt#'# yaraya çevirmiti. Nihayet resmin sembolik ifadesini anlayabilmitim. Bu bir av

kazas#n#n resmi veya gerçekten yaanm# bir olay#n an#s# de'ildi.Tam aksine, Basilea'daki Gri Ev'de gördüklerime çok benzeyensembol resimleriydi. Bu resmi yapan kii, do'al uyum güçleri veEski Düzen'in y#k #lmas# konusunda Atlantis'in tüm krallar #ndandaha fazla bilgi sahibiydi!Bo'aya saplanm# olan m#zra'#n k #r #lm# oldu'unu ancak imdifark etmitim. K #r #k parça sanki bir tesadüfmü gibi, tahta





parças#n#n üzerine tünemi olan kuu iaret ediyordu. Evet, itecevap buydu! Bu resim, yaam ve ölümün bir ifadesi olmal#yd#.

Avc#n#n ölümcül m#zra'# k #r #lm#t#, fakat göklerde özgürceuçabilen ku, yaam#n sembolü olarak zaferini ilan ediyordu! Derin bir soluk ald#m ve kendimi uzun süredir olmad#'#m kadar mutluhissettim.Gülümseyerek ana ma'araya geri döndüm. $ki adam ma'aran#na'z#nda duruyor ve beni bekliyordu. Bir kez daha yukar # bakt#m veayn# anda küçüklü büyüklü bir grup at ve bo'a gördüm. Onlar #nyan#nda da ne Aquitania'da, ne de dünyan#n baka bir yerinde varolan bir hayvan göze çarp#yordu. Benden önce bu hayvan# kimsefark etmemi miydi? Bu, cennetin kay# p düünün bir sembolüydü.Sadece hayal eden, seven, ümit104 jgn insanlar #n tasavvur edebildi'i bir yarat#k. Görünen dünya-n daha fazlas#n#n var oldu'unu her zaman hissetmi olan insanlar!Ve bu resmi bir Cro-Magnon insan# buzul ça'#n#n en so'uk

evresinde çizmiti. $nanam#yordum, fakat resim kar #mdayd#!"Onlar # bulmal#y#z" dedim duyulur duyulmaz bir f #s#lt#yla.Atlantis'in genç krallar #n#n hakk # vard#. Cro-Magnon insanlar # birsopan#n ucundaki bir kuun ne anlama geldi'ini biliyordu. Onlar aydönümünün, kimsenin yakalayamad#'# tek boynuzlu at#n vedo'an#n gizli güçlerinin s#rlar #n# da biliyorlard#."Onlar mutlaka bir yerlerde ya#yor!" dedim kendi kendime."Buzul devrinin üzerinden binlerce y#l sonra bile..."

Bat# k #tas#n#n içlerindeki vahi da'larda Hopi halk # kuaklardan beri küçük gruplar halinde herkesten uzak ya#yordu. Onlarda dasadece Ay# kabilesinin ve Y#lan kabilesinin bilgeleri kendilerinintanr #lar # Kaina'lar taraf #ndan yarat#ld#'#n# biliyordu.Bu bilgelerden ikisi, Y#lan kabilesinin efi ve k #z#, bir ta platonunkenar #na oturmu ve milyonlarca y#ld#r akan #rmaklar taraf #ndanaç#lm# derin kanyonlar #n inan#lmaz görüntülerini izliyordu. Adam





ve genç k #z, gece yar #s#ndan beri günein do'mas#n# bekliyorlard#.Birkaç anl#k bir zaman diliminden sonra gökyüzü do'u yönünde

k #rm#z# ve mavi bir peçeye büründü. Serin bir rüzgâr gecenin sonkal#nt#lar #n# da yok etti ve gökteki y#ld#zlar # süpürüp götürdü."Çok eski zamanlardan bu yana Tawa olarak adland#rd#'#m#z güne tanr #s#n#n önünde e'ilelim" dedi baba, k #z#na. Birlikte yeree'ildiler, önce parmak uçlar #, sonra al#nlar #, yürekleri vedudaklar #yla topra'a dokundular."Gel, Tawa" dedi baba, "sonsuz Tokpella'dan karanl#'# kovdun vetüm dünyalar #n ilkini yaratt#n. Fakat dünya ma'aras#n-daki küçükhayvanlar yaam#n anlam#n# kavrayam#yor, seninle105konuam#yordu. Bu nedenle yarat#klar #n# yok etmesi için aa'#yaBüyükanne Örümce'i gönderdin... imdi de sen devam et, k #z#m...""Büyükanne Örümcek tüm küçük canl#lar # yok etmedi" diye devametti k #z#. "Hayvanlar #n bir k #sm#n# uzun ve yorucu bir yolculuktansonra ikinci, sonra da imdi bizim, yani bir zamanlar #n küçük

hayvanlar #n#n oturmakta oldu'u üçüncü dünyaya götürdü...""Ve senden, Tawa, di'er Kaina'lardan ve elçilerinizden nas#lelbise dokuyaca'#m#z#, içinde su Ve yiyecek saklayabilece'imizkaplar # nas#l yapabilece'imizi ö'rendik...""Bu güzel bir dünya idi" diye devam etti k #z#, "fakat sonra bakaKaina'lar geldi, bize sarho eden içecek verdiler ve kabilemizin engüzel k #zlar #n# kaç#rd#lar. Bu k #zlar art#k bize ait olmayan vetozlar #n aras#nda a'lamaya b#rakt#'#m#z çocuklar getirdiler..."

Baba ve k #z birlikte do'ruldular. Uzak da'lar #n zirvelerindekisislerin aras#ndan günein ilk ##nlar # belirmeye balam#t#."Tawa, yanl# yapt#'#m#z# biliyoruz!" diye ba'#rd# baba berrak birsesle günee kar #. Üzerimizdeki kötünün ad#mlar # gökyüzünüçi'nedikten sonra, suyun yükselerek senin ve di'er Ka-ina'lar #ngeldi'i ülkeyi kaplad#ktan sonra, bir daha bize bir gemi veya birönder göndermeyece'ini biliyoruz."





"Bize ne yapmam#z gerekti'ini söyle!" diye yalvard# k #z#. Tanr # Tavva ufuktan bir ate topu gibi do'arak gö'e yükselmiti. Baba-

k #z#n yüzlerini #s#t#yor ve içlerini umutla dolduruyordu."Tavva, sana ihtiyac#m#z oldu'unu biliyorsun!" diye ba'#rd# baba."Sen yan#m#zda olmad#'#n zaman, senin yard#m#nla yükseldi'imizen derin ma'aralara uykudaym##z gibi sürünerek geri dönece'iz.Oysa senin ##'#n bizi ayd#nlat#rken bütün hayvanlarla, a'açlarla vekayalarla bir oluyoruz. Kaina'lar bize her insan#n neyin iyi veneyin kötü oldu'unu bildi'ini ö'rettiler -106ekilde ve nerede yarat#lm# olursa olsun, derisinin rengi ne lursaolsun, içinde oturan "Büyük Ben" hangi ad# ta#rsa ta#s#n..¦""Nerede yanl# yapt#'#m#z# söyle bize!" diye sözünü kestiinZ babas#n#n. "Ve bu kötülü'ün üzerimize neden geldi'ini...""Olacak olanlar size kar # de'il" dedi baba birdenbire de'iik birses tonuyla. "Fakat siz bir bütünün parçalar #s#n#z. Sa' aya'a batan bir dikenin ac#s#n# nas#l sol ayak da çekerse, bakalar # "Büyük

.Ben"e kar # günah iledi'i için ate ve y#k #m sizin üzerinize degelecek.""Senin gördüklerin hakk #nda bilgi sahibi de'iliz" dedi k #z#."Hakl#s#n! Tanr #lar #n#z size kar # do'ru davrand#lar ve gözleriniziEski Düzen'i yok edecek eylerle kamat#rmad#lar. Bu nedenle sizde dünyan#n pek az baka bölgesinde yaayan ve kalplerini temiztutmay# baarabilen di'er insanlarla birlikte felaketten sa' olarakkurtulacaks#n#z! Da'lardaki ma'aralara s#'#n#n ve Sapapuni'yi,

gö'ün karanl#'#ndaki deli'i görünceye kadar bekleyin. Onugördükten sonra d#ar # kular sal#n... Önce bir güvercin, sonra birahin, o da bir ey bulamazsa bir alayc# ku..."Baba oldu'u yerde iki yana sallan#nca k #z# onu tutmak zorundakald#."Biz... do'ayla aram#zdaki anlamay# asla unutmad#k..." diye inledive bu kez a'z#ndan kendi sesi ç#km#t#.





"Bunu söyledi'ine göre, tüm olanlarda bizim de suçumuz oldu'unu bilmelisin" dedi k #z. "Kendi yapmad#'#m#z ve engellememize

imkân olmayan eylerde bile...""Fakat çok uza'#m#zda olup bitenlerden nas#l haberimiz olabilirdiki?""Onlardan haberimiz olmas#n# istemedik" dedi k #z. "Bu da bedeliniödememiz gereken bir baka suç."107$HBu arada gökteki kötülük günein batmas#ndan evvel de görünürolmaya balam#t#. Dünyay# günein çevresinde att#'# turdageçmiti. Ortas#nda büyük bir kral tepesi, tap#naklar ve duvarlar,kanallar ve bahçeler bulunan büyük, ehir çoktan terk edilmiti ve#ss#zd#. Gemiler ne suda, ne de havada kaç##n izlerini b#rakm#lard#. Sadece liman duvarlar #n#n dibinde ve havameydanlar #nda gereksiz malzemeden oluan birtak #m y#'#nlar gözeçarp#yordu.

Kral saray#n#n yüksek ön avlusunda birkaç Oannes toplanm#t#.Üzerlerinde bal#k derisinden yap#lma pelerinler ve aç#k a'#zl# bal#k balar #na benzer maskeler vard#. Saray#n son muhaf #z#n#n daehirden kaçmas#ndan sonra, sokaklarda sadece ie yaramaz birkaçdemir-adamdan baka kimse kalmam#t#. Oan-nes'ler de budurumdan faydalan# p uzun süredir haz#rland#klar # planlar #n# gerçekletirmeye, yani saray ar ivini inceleyerek en önemligördükleri bölümlerini ay#rmaya balad#lar. Ön avlunun üzerinde

giderek daha fazla alt#n ve mermer levha y#'#l#yordu. Ayr #ca birköede de kadife kapl# sand#klar, piramit biçimli kristal kutular,içlerinde anlamlar #n#n çok uzun zaman önce unutulmu oldu'ukutsal nesnelerin, t#ls#mlar #n ve sembollerin bulundu'u tahtamahfazalar bulunuyordu.





"Jason yak #nda geri dönmezse tüm çabalar #m#z boa gidecek!" diyeinledi Oannes kad#nlar #ndan biri ve bal#k derisi pelerinin kenar #yla

yüzüne serin hava yelpazeledi."O adan#n do'u taraf #nda bizden bir iaret alana kadar beklemekistemiyor muydu?" diye sordu baka biri."$areti alm# m# peki?""Tanr # Enki'nin gemisindeki arkadalar #m#z#n söyledi'ine göre,çoktan burada olmas# gerekiyormu...""Neler oluyor?" diye ba'#rd# Morgana. "Neden iinize devametmiyorsunuz? Yoksa gökta#na yalvarmak gibi bir niyetiniz mivar?"108Genç kad#nlar balar #n# kald#r # p gökyüzüne bakt#lar. Güne, fuktaki belli belirsiz sislerin aras#ndan yükseliyordu. Onun he-en üzerindede çok daha küçük ikinci bir güne parl#yordu. Fakat bu güne dünyaya #s#t#c# ##nlar de'il, ölüm ve y#k #m getirecekti.

"$te yelkenli geliyor!"Bu ç#'l#k kraliyet saray#n#n bombo ön avlusunda uzun uzunyank #land#. Büyük gemi, ehrin güney kanal#nda büyük bir h#zlailerliyordu. Ayn# anda yeni ve büyük denizalt# gemilerininsonuncusu da iç kanal çemberinin r #ht#m#nda ortaya ç#k #verdi. Normal artlar alt#nda birbirlerinden bu denli farkl# iki geminin biraraya gelmesi en az#ndan yar #m günlük bir süreyi gerektirirdi.Fakat imdi kanallar bombotu ve yelkenli asl#nda ne büyük bir

güce sahip oldu'unu ortaya koyuyordu. Bir süre sonra kü-rekçiba#n#n davulunun gümbürtüsü tüm ehirde yank #lanmaya balad#.Enki'nin denizalt# gemisinin alt#n renkli s#rt# da, ard#nda bembeyazköpükler b#rakarak büyük bir süratle yol al#yordu. Afrika ve Asyak #talar # aras#ndaki çoktan batm# olan ba'lant# k #tas#n#n tanr #s#,geminin yar # aç#k kubbesinin ortas#nda duruyordu. Üzerinde bal#k





pullar #ndan yap#lm#, ta ayak bileklerine kadar inen p#r #l p#r #l birelbise, belinde kudretinin iaretlerini ta#yan bir kemer ve önü aç#k

ilemeli bir cepken vard#. Atlan-tis'in en önemli kolonilerinden birisinin tanr #s# olmayan Enki, Mezopotamya'n#n ba tanr #s# Anu'nun buyru'u alt#ndayd#. Anu, Nil k #y#s#ndaki Amon-Ra ve$ndus bölgesindeki Brahma Manu, ayn# statüye sahip tanr #lard#.Buna kar #n Enki hükümranl#k alan#n# deniz seviyesinin üstündekive havadaki tüm hareketlerden sorumlu olan kardei Enlil ile paylamak zorundayd#.Fakat buna ra'men Enki'nin Oannes'ler aras#nda özel bir *öhretivard#. Enki'nin, Atlantis'in on kral# taraf #ndan hiçbir ekilde kontroledilemeyen pek az hükümranl#k sahas#ndan birisi-10$ne sahip oldu'u söyleniyordu. Bu gizli krall#'#n nerede oldu'unukimse bilmiyordu, hatta birkaç kii onun yerin derinliklerinden ve$ç Asya'daki gizemli bir tatl# su denizinden gelen tatl# suyunefendisi oldu'unu bile söylüyordu. Bu büyük tatl# su denizini en

eski tannlardan sonra bir daha hiç kimse görmemiti...Yelkenli kuvvetli davul gümbürtüleri ve kürek darbeleri eli'indeiç kanal çemberine girdi. Enki kollar #n# yukar # kald#r #nca, alt#n par #lt#l# gemisinin etraf #ndaki dalgalar birden seyrekleti. Jason daayn# ekilde gemisine h#z kesmesi emrini verdi. Birbirindentümüyle farkl# iki deniz ta#t#, sanki bu manevray# binlerce kezdenemi gibi yavaça birbirine yaklat#. Kral saray#na uzananmerdivenlerin tam önüne yanam#lard#.

"Müritlerin arad#klar #n# bulmu mu?" diye ba'#rd# yelkenlininsahibi."Tutsaklar #n hâlâ merdivenleri ç#kabilecek durumdaysa, sarayar ivinin en önemli bölümünü kurtarmaya haz#r #z.""Duka-bölgesindeki kay#t disklerini de mi?""Hem de geçmi bin y#llar #n tanr # sülalelerinin tüm çizimleriyle birlikte!" dedi Enki ve güldü.





"Beni as#l ilgilendiren gen deneyleri ve insan üretimiyle ilgiliraporlar!" diye ba'#rd# Jason.

"Tüm bu belgelerin aras#nda onlar #n da bulunup bulunmad#'#n# imdi kontrol edemeyiz.""Bu her eyi yan#m#za almam#z gerekti'i anlam#na m# geliyor?""Mümkün oldu'u kadar fazlas#n#...""Umar #m gemin bu kadar yük ta#yabilir!""Baka ans#m#z yok!""Haydi bakal#m, vakit geldi" diye ba'#rd# Jason geminin karn#ndakiadamlara. "Zincirleri ç#kart#n ve mümkün oldu'u kadar çabuksaraya gidin."Kürekçi s#ralar #ndaki adamlar kilitleri daha önce aç#lm# olan110rleri bir kenara att#lar. Parlak güne ##'#na ç#kt#klar # zamandümemek için birbirlerine destek oldular ve gemiyi terkzinc# yere ettiler.«Do'ruca kad#nlara gidin! diye ba'#rd# jason arkalar #ndan.

"Saray#n önünde sizi bekliyorlar."111SON GÜNÜN SABAHI"Ne bulduk imdi sonuçta burada?" diye sordu $ Osiris can# s#kk #n bir tav#rla. Ma'aran#n önündeki $ bir kaya parças#nda oturuyor vea'z#nda birkaç 1 f #nd#k geveliyordu. Onun her tarafta yetienf #nd#klardan tiksindi'ini biliyordum. Bu meyveler kabuksuz olarakona küçük, kurumu birer beyni .„;Jk an#msat#yordu. |Jf Ne

ben ne de yal# tanr # onun sözlerine kulakverdik. Kaya ç#k #nt#s#n#n önünde duruyor ve binlerce y#l önce hereyin balam# oldu'u vadiye bak #yorduk."Belki de bu civarda bir zamanlar bu ma'arada yaam# olanatalar #n gizemli güçlerine dair daha belirgin iaretler vard#r" dedimona. Kendi sesim bana bile son derece y#lg#n ve ümitsiz geliyordu.Yal# tanr # ise ba#n# sallad#.





"Cesaretinizi k #rmak istemezdim" dedi bana bakmadan. "Elbette ki biz tanr #lar bundan binlerce y#l önce dünyan#n birçok yerinde ayn#

anda gerçeklemi olan bir olay#n izlerini her tarafta arad#k.Üzgünüm, $nanna. Size ve kendimize yard#m etmeyi çok isterdik,fakat her ey bitti." "Hiç umut yok mu?" Tanr # Tiuz omuzlar #n# kald#rd#."Mistik güçlere sahip eski Atlantis'in izlerini bulmay# baar-sayd#k bile... elimize ne geçerdi ki? Bir zamanlar insanlar #n vehayvanlar #n, a'açlar #n ve talar #n, gö'ün ve yerin uyum içinde birarada var oldu'unu ispatlamay# baarsayd#k bile, bu bilgi neiimize yarard#? Kafam#za dümekte olan bir gökta#n# durdur-112v# baarabilece'imize cidden inanan birileri var m# gerçekten?"Ba#m# ona çevirdim ve yal# tanr #n#n gözlerine uzun uzunakt#m. Bu gözler Berios'un, Atlantis krallar #n#n, Basileasakinlerinin, hatta benim gözlerime bile benzemiyordu. Çok parlakolan irislerindeki alt#n renkli noktac#klar #n say#s# benimkinden col<

daha fazlayd#. Buna ra'men gene de bulan#k ve yorgun bir ifadelerivard#. Tam o anda bu yal# tanr #yla dudaklar #m#z# oynatmadan dakonuabildi'imizi fark ettim. Sözcükleri kullanmadan yapt#'#m#z bu düünce al#veriinin, yal# tanr #n#n engin tecrübesiyle sahipoldu'u Tanr # Ta#'n#n frekans#n# benimkine göre ayarlamas#ylagerçekleti'ini ilk anda düünememitim."Çok güzelsin, $nanna. Ve umdu'umdan çok daha fazlas#n# biliyorsun! Bölgemdeki insanlar seni görebilseydi sana $s -afak

tanr #ças#- ya da Peri Morgana ismini takabilirlerdi...""Morgana? Bu ismi daha önce bir yerlerde duymutum..."Onu salon unutma! $leride sana laz#m olabilir...""San#r #m eskiden çok bilge bir tanr # olmal#yd#n...""Gücümün ço'unu kulland#m. Aram#zda anlams#z bir mücadelevar. Her kuakta buraya Tannlar Okulu'nun yeni mezunlar # geliyor





ve her gelen eskiden daha ukala ve daha küstah oluyor. Buna kar #n bilgi seviyeleri süreldi düüyor ve hata üzerine hata yap#yorlar..."

"Dünyan#n pek çok yerinde sadece çok yal# ve çok genç tanr #lar #n bulunmas#n#n sebebi bu mu?""Son bin y#llarda Krallar Adas#'ndan gönderilenlerin birço'uyerlilerden daha uzun yaam#yor. Bu hem tanr #lar, hem de ne birhaberci melek, ne de muhaf #z olarak ie yaramayan demir-adamlariçin geçerli. Bu korkunç gelimenin nedenleri üzerinde uzun sürekafa patlatt#m, fakat yal# tanr #lar #n hiçbiri bu fenomeniaç#klayam#yor. Bizde ters giden bir eyler olmal#! Tanr #lar art#kkendilerini bekleyen kaderden kaçam#yor!"113"Bu durum tüm koloniler için geçerli mi?""Evet... hem de gere'inden çok fazlas#nda..."Eski Düzen'in ne kadar kötü durumda oldu'unu ilk kez bir tanr #n#na'z#ndan duyuyordum. Bu yeni ve korkunç tecrübe benim içingerçek bir ok olmutu, çünkü bu zamana kadar büyüdü'üm ve

yetiti'im saray çevresinde kolonilerdeki tanr #lar hakk #nda sadecean, öhret, kudret ve zenginlik ifade edilen sözler söylenildi'iniduymutum."*imdi ne yapacaks#n#z?" diye sordu Tiuz."Bilmiyorum. Sen ne yapacaks#n?""Ben tekrar kuzey bölgelerine gitmek istiyorum. Orada çok uzunzamand#r tan#d#'#m insanlar ya#yor. Yard#m edemesem bile, enaz#ndan onlar # biraz avutmak istiyorum. Ya sen?"

"Buras# Atlantis'ten çok daha güzel. Büyük ehirden hiçbir zamanholanmam#t#m. Belki de güneydeki yüksek da'lara giderim.Pirene da'lann#n da su alt#nda kalaca'#n# sanm#yorum...""Cro-Magnon deneyinin baar #l# oldu'u baka yerler de var" deditanr # Tiuz düünceli bir tav#rla. "Biskaya'n#n güney k #y#lar #ndakiAltamira ma'aras# sözgelimi. Orada u s#ralar hiçbir tanr #yatapmayan bir kabile oturuyor. Kim bilir, belki de oras# sana uygun





bir yerdir. Fakat ya Osiris ne olacak? Onu yan#ma alay#m m#?Yoksa beni Oarnac'ta b#rak # p, birlikte Altamira'ya uçmay# m# tercih

edersiniz?"Yan gözle Osiris'e bakt#m. Art#k ma'aran#n önündeki kayan#nüzerinde oturmuyordu."Ya da Atlantis'e geri dönmeyi mi düünüyorsun?""Hay#r" diye kar #l#k verdim telala. Arkam# döndüm ve yava yava gemiye yürümeye balad#m. Henüz basamaklaraulamam#t#m ki, geminin içinden gelen birtak #m sesler iittim.Kulak kabart#nca Osiris'in haberleme cihaz#n# açm# oldu'unuanlad#m."Sonuç yok! Tekrarl#yorum... kayda de'er hiçbir sonuç elde114medik..- Yeni emirleri bekliyoruz... Tekrarl#yorum... yeni illeri bekliyoruz!"*iddetli bir h##rdama iittim ve o anda Osiris'in neden çerialamad#'#n# anlad#m. Haberleme cihaz#ndan gelen rapor-rla

ilgilenecek hiç kimse yoktu art#k!"D#ar # ç#k ve gökyüzüne bak!" diye ba'#rd#m ona. "Çabalan#n nekadar anlams#z oldu'unu kendi gözlerinle gör!"Osiris bir hamlede d#ar # s#çrad#, ba#n# kald#rd# ve güneinyan#ndaki beyaz lekeyi gördü."Bu mu?""Evet" diye kar #l#k verdim. Gözlerim ans#z#n yalarla dolmutu.Yok olmaktan kurtulamayaca'#m#z# bilmek içimi öfke ve

umutsuzlukla doldurmutu. Yumruklar #m# s#karak gö'e uzatt#m veiçimdeki tüm çaresizli'i d#ar # hayk #rd#m: "Gel ve bizi yok et, ta yürekli y#ld#z! Binlerce y#lda yap#lan her eyi y#k! Da'lar # parçalara ay#r ve okyanuslar # buharlat#r! Öldürebildi'in her eyiöldür... fakat baaramayacaks#n! Tüm yaam# yiyebilirsin, fakatölse ve yense de, yaam yaamaya devam edecek! $te, y#ld#z! Sen





bunu bilmiyorsun! Çünkü tanr #lar #n her kaya resminde, her yeilyaprakta, her ya'mur damlas#nda yaz#l# olan s#rr #d#r bu!"

"Sakinle, $nanna!" diye ba'#rd# yal# tanr #. Yan#ma gelerek eliniomuzuma koydu. "Bu ekilde bir sonuca ulaamazs#n!" Sonra bar # dolu vadiyi seyretmeye balad#. Ve bir kez daha dudaklar #n#nk #m#ldamamas#na ra'men onun sesini duydum: "Yok olua uzananyol geni ve aç#lan kap# büyüktür. Bu yolda yürüyüp kap#dan içerigirenlerin say#s# çok fazlad#r. Yaama uzanan yol dar ve aç#lan kap# küçüktür. Bu yolda yürüyüp kap#dan içeri girmeyi baaranlar #nsay#s# çok azd#r..."Bu garip, yabanc# konuma tarz# içimi ürpertmiti."Bilgeler nerede?" diye devam etti Tiuz'un beynimdeki sesi, eskiyaz#lar # inceleyen ak #ll# adamlar nerede? Eski Düzen'in ko-#l5ruyucular # nerede? Tannlar dünyan#n eski bilgeli'ini budalal#kolarak m# de'itirdi. Burada bizi bir zaman insanlar #n gözünclçkrallardan da üstün tanr #lar mertebesine yükselten eski bir s#rdan

söz ediyoruz. Fakat biz bu s#rr # ne kendimiz için, ne de bize tap#naninsanlar için kullanmad#k! *imdi de yeryüzünün yabanî otlar # gibiatete kavrulaca'#z! Bu ça'#n sonu geliyor..."Sonsuzluk kadar uzun süren bir an zarf #nda etraf #mdaki herkesnefesini tutmutu."Fakat ben yeni bir gökyüzü ve yeni bir yeryüzü görüyorum" dediTanr # Tiuz sonunda. "Ve insanlar #n kulübelerinde yeni tannlar...Kendi tanr #lar #!"

Osiris tüm bunlar #n hiçbirini duymam#t#."Art#k güneye gitmek istiyorum" dedi bozuk bir sesle. Kendisiniihmal edilmi gördü'ü aç#kça belliydi. "Benim bölgem Sahara veoradan tanr #lara seslenen birtak #m sesler alg#l#yorum."Görkemli ve esiz benzersiz ehir, binlerce y#ldan beri hiç bu kadarsessiz olmam#t#. Ve tam imdi, insanlar #n ve hayvanlar #n,arabalar #n ve gemilerin bulunmad#'# bir zamanda bir gök





gemisinden aa'#daki Kral Tepesi'ne bakan bir kimse, ehrin o çokeski plan#ndaki görkemli uyumu görebilirdi. $ç Kral Tepe-si'nin üç

kanal çemberi çevreliyordu. Bu çemberler dümdüz kanallar ile dört ba'#ms#z bölüme ayr #l#yor, ayr #ca köprüler ve duvarlardaki kap#laryard#m#yla birbirine ba'lan#yordu. Sahile kadar uzanan güneykanal# da dikkate al#nd#'#nda, bunlar #n hepsi sihirli bir çekicili'esahip bir desen tekil ediyordu. Güney kanal#n#n bir âsâ oldu'ukabul edilirse, kara ve su çemberlerinin dönüümü bir kuun kanatç#rp##n#, evet ve hay#r #, kat# ve s#v# olan#, maddeyi ve ruhusembolize edebilirdi.Atlantis haç# daima bir sembolden fazlas# olmutu. O, görünen ilegörünmeyen aras#ndaki dönüümün ve uyumun iaretiydi. $ç içegeçmi çemberlerin oluturdu'u resimde, kimse-116 bulamad#'# balang#ç ve son bilgisi sakl#yd#. Ne bir kral, ne n!rI ne de bir insan bir çemberin nerede balay# p nerede erdi'inisöyleyebilirdi. Dünya, irade ve tasvir olarak, ken-#<uvru'unu #s#ran

y#lan gibi durmadan devinen sonsuz bir döngüydü-Fakat Atlantis haç# ayn# zamanda bir mühür iaretiydi - inan!davran# ve düünce üstünlü'ü ile dünyan#n yeni düzeniniyasalar #n# bildiren, yeryüzüne bir daha ç#kmayacak ekildekaz#nm# bir mühür.Basilea sakinlerinin binlerce y#ldan bu yana do'rulu'una inand#'# her eyin yanl# oldu'u ortaya ç#km#t#. Do'aya insanlar, tanr #larveya krallar de'il, sadece ve sadece tesadüf hükmediyordu. Gö'ün

derinliklerinden gelen isimsiz ve önemsiz bir kaya parças#n#n,neredeyse gülünç denilebilecek bir ekilde ortaya ç#kmas#na nedenolan uygunsuz durumlar #n bir araya gelii... Her eyi sona erdiren bu nesne karanl#klarda göze görünmez ordular #n# toplayan eytanî bir intikamc#, patlayan bir yanarda', hatta düman#n bir silah# bilede'ildi. Zaten buraya y#kmak ve yok etmek amac#yla da,





gelmiyordu. O bir hiçti - amaçs#z ve ödevsiz bir hiç! Bu yüzden deanla#lmas#, lanetlenmesi ve engellenmesi imkâns#zd#.

Her eyin sona erece'i gün uzak de'ildi.Bir zamanlar kudretli ve güzel olan ehrin surlar #n#n içinde ne birerkek, ne bir kad#n, ne de bir çocuk kalm#t#. Rüzgâr geldi'i zaman,çarpan pencere kepenklerini sabitletirmeye kimse yeltenmedi.Hâlâ #slak olan bal#k sepetleri bombo sokaklarda oradan orayayuvarlan#yordu. Baz# evlerin ve dükkânlar #n önündeki sokaklambalar # hâlâ yan#yordu. Bahçelerde ve kanal k #y#s# boyuncauzanan parldarda bulunan çal#lar ve a'açlar, #t#rl# yapaklar #n# suya b#rak #yorlard#. Fakat suda oluturduklar # desen ne °'r gemiomurgas#, ne de bir kürek darbesi taraf #ndan da'#t#l#yordu.117.Bir süre sonra son kular da yuvalar #ndan ayr #ld#. Kuzeye uçmaküzere son bir kez Poesidon Tap#na'#'n#n etraf #ndaki k\\^ lopduvar #n#n ve ölüme mahkûm edilen ehrin üzerinde uçtuklar #nda,art#k ark # söylemiyorlard#. Tanr #lar #n seçilmi çocuklar # gibi

yumurtadan ç#km# olan kular #n birço'u, daha önce ehri hiç terketmemiti. Onlar bile ehrin art#k bir gelece'i olmad#'#n# anlam# gibiydiler...Ku katarlar #n#n da'lara ulamas# uzun zaman alm#t#. $lk zirvelerinhemen ard#nda bir zamanlar bombo olan, fakat imdi kaçmaktaolan insanlar taraf #ndan doldurulmu geni vadiler uzan#yordu.Kular vadilere ula#nca alçald#lar ve yanlar #nda say#s#z sand#k vesepet, f #ç# ve çuval, denk ve torba ta#yan insanlar #n oluturdu'u

uzun konvoylar # izlediler.Kulardan birkaç# hava bal#klar # gibi hava okyanusunun dibinedalarak güçlükle ilerleyen kalabal#'#n ard#nda b#rakt#'# öte beriyididiklemeye balam#t#.Di'er kular ise havada kalmay# tercih ettiler. Yeni bir gücün yön bulma içgüdülerini ilemez hale getirdi'ini hissediyorlard#. Çoknadir görülen bir olay ans#z#n her yerde görülmeye balam#t#:





Neredeyse gözle görülemeyecek yumuakl#kta kanat hareketleriylegökyüzünde süzülen kular ans#z#n birbirlerine çarpmaya, olduklar #

yerde dönmeye, sonra da ç#'l#klar atarak çaresizlik içinde yeredümeye balam#t#.Ayn# anda kara hayvanlar # aras#nda da panik balad#. $lk s#ralardakigüçlü muhaf #z ve savaç#lar #n beyaz öküzleri ans#z#n ba'lar #n# kopard#lar. Bir k #sm# sahiplerini de pelerinden sürükleyerek deli bir kouya balad#. Öküzlerin bö'ürtüleri fillerin dehetekap#lmas#na neden oldu. Bu hayvanlar #n kuzey bölgelerinin buzlar #n k #y#s#nda yaayan devasa mamut sürüieriyle bir ilgileriyoktu, fakat imdi t# pk # onlar gibi davran#yorlard#. Önlerine ç#kanher eyi parçalamaya, çi'nemeye ve arkalar #nda kanl# bir iz b#rakarak dehet içindeki insanlar # yara yara komaya balad#lar.118Uzun süredir konumayan insanlar, sanki seslerini yeniden .iard#. O zamana kadar sadece inleme ve soluma sesleri-•duyuldu'u vadi, ans#z#n ç#'l#klar ve h#çk #r #klarla dolmutu. "Büyük

ve bilge eski tanr #lar... bize yard#m edin... yard#medin!""Krallar nerede?""Ey tanr #lar! Nerede bilginiz, nerede ac#man#z, nerede koruyucueliniz!""Art#k hiçbir eyin anlam# yok...""Çocu'um! Çocu'um ölmü! Çi'nenmi...""Defolun buradan! Yer aç#n! B#rak #n geçelim!"

Gözleri kan çana'#na dönmü bir grup asker kalabal#'#n içindekendilerine yer aç#yordu. Balar #n#n üzerinde k #l#çlar #n# sall#yor,ölümcül imeklerini dört bir yana savuruyor, önlerindeki kad#nlar # kayalardan aa'# f #rlat#yorlard#."Do'ru s#cak su kaynaklar #ndaki ma'aralara!" diye ba'l#yorlard# garip bir sesle. "Suya suyla kar #l#k verin ve denizi bize ulamadan buharlat#r #n!"





"Gökten düen da'#n bize zarar vermemesi için da'lar #n zirvesineç#kal#m!"

"Kutsal ma'aralarda herkese yer yok...""Sadece en güçlüler hayatta kalacak!""En güçlüler! En iyiler!""Size lanet olsun!" diye ba'#r #yordu kenara itilen kad#nlar. "Yaamh#rs#zlar #...""Da'lar mezar #n#z olsun..."Gök gemisi manyetik bir bulutun içinde yalpalay# p duruyordu.Akdeniz'den güneye do'ru inerken bir sorun ç#kmam#t#, fakatSahara bölgesinin zümrüt yeili çay#rlar #n#n üzerinden geçip büyükkral gibi Atlas ad#n# ta#yan kurtar #c# da'lara do'ru uçtu'u esnada,gemi Osiris'in komutlar #na cevap vermemeye balam#t#.119."Keke o çok yal# tanr #y# Armorica'daki Carnac kaya mezarlar #nagötürmeseydik" dedi s#k #l# dilerinin aras#ndan. Tümülüs vedolmenleriyle birlikte suya gömülecek mi acaba?"

Ona cevap vermedim. $ki elimle koltu'umun kenarlar #na s#k # s#k #yayap#m#t#m. Ben de Osiris gibi Tanr #lar Okulu günlerinde her türlüteknik gerecin kullan#m#n# ö'rendiysem de, onun gök gemisiyle neyapmaya çal#t#'#n# anlayam#yordum. Duka-bölgesinin tümçocuklar # gibi ben de makineler ve aletler için kuaklar boyuncagelien bir hassasiyete sahiptim. Biyolojik olarak yan#mdaki gençadamla vücudumun tüm hücreleri dahil olmak üzere ayn#yd#m.Hatta hücre çekirdeklerinde bulunan genlerimiz bile ayn# ç#k #

malzemesine dayan#yordu. Biz dii tannlar sava ve avlanmadandaha az anl#yorduk, fakat beynimiz erkeklerinkinden dahakarma#kt# ve duyguyu etkileyen kaynaklardan s#k s#k farkl# soru vecevaplar geliyordu.Eski krall#'#n kutsal yasas#na göre tüm seçilmiler sadece birbirleriyle akraba de'il, ayn# zamanda kardetiler. Ve imdi





kolonilerde hüküm sürmekte olan tanr #lar -anne ve babalar #m#z- daayn# ekilde kardetiler...

Tanr #lar aras#ndaki akrabal#k ilikisinin neden bu anda akl#mageldi'ini bilmiyordum. Belki de hem benim, hem de Osiris'invücudunun ölümlü oldu'unu bilmem beni bunu düünmeye sevketmiti. Biz insanlardan en az yüz kere daha uzun yaamaya programlanm#t#k. Organizmalar #m#z#n her hücresinde ölümsüzlükvard#. Fakat bu gerçek bir ölümsüzlük de'ildi, çünkü bir tanr # bilevücuduna ba'#ml# oldu'u müddetçe ölümsüz de'ildi."Ne muhteem" ark #s#n# söylüyordu kabileler $ndus Neh-ri'nehükmeden Tanr # Brahma ve onun genç yard#mc#s# Manu üzerine,"yemek yiyen olan ben, zaman# aldatabilmek için, ye' mekleriyiyenleri yiyorum! $#'# görmek istedi'im takdirde ise, yemekyiyen olan ben, kendim yemek olaca'#m!"120yere çak #ld#'#m#z takdirde ne olacakt#? Ölüm ikimizin üzerinezaman çökecekti? Ne zaman ölece'imi düünmü müy-.. njç? O

âna kadar bu düünce bana çok uzak görünmütü. duygu korkudan bambaka bir eydi. Asla çok cesur biri ol-mam#t'm- Di'erSeçilmiler'in birço'u gibi ben de karanl#k ormanlardan, yerlileringizemli törenlerinden ve yer sars#nt#s#ndan korkuyordum. Fakat birtanr #çaya yak #mayacak cinsten zay#fl#k göstermek asla akl#magelmemiti. Ö'retmenlerimiz bize sürekli olarak unu demezmiydi? "Tanr # veya tanr #ça olacak bir kimse sadece tek bir eydenkorkar: Bakalar #n#n fark edebilece'i cinsten bir hata yapmaktan!"

Gök gemisi hâlâ büyük bir süratle do'uya do'ru yol al#yordu.Sonra kuzeye, denize do'ru yalpalad#, büyük bir nehrin üzerindengeçti ans#z#n havadaki görünmez bir duvara çarpt#. Darbe o kadarsertti ki, oturdu'um yerden ileri do'ru f #rlad#m. $çgüdüsel olarakiki büklüm oldum, h#zla Osiris'in vücuduna çarpt#m ve birkaçsaniye için bilincimi yitirdim. Fakat gö'süm-deki ani boluk hissi beni derhal kendime getirdi. Yavaça do'ruldum ve denizin tam





ortas#ndaki gri dalgalara bakt#m. Yeryüzünün tüm denizlerinisular #n#n rengine bakarak tan#yabilirdim. Bu da e'itimimin bir

parças#d#r. Buna ra'men nerede oldu'umuzu bir an biledüünmedim. Akl#mda sadece üzerimize gelen dalgalardan nas#lkurtulaca'#m#z düüncesi vard#.Kollar #m metal kadar a'#rd#. Parmaklar #m sonsuz bir yaval#ktaOsiris'in önündeki kurtar #c# dü'melere yöneldi. Neyedokunaca'#m# bilmiyordum. Gözlerimin önüne Gri Ev'degördü'üm yol ay#r #m# resmi geldi. Karar vermeliydim. Ve sonragök gemisi keskin bir manevrayla dalgalar #n üzerinde yükseldi.Yan tarafa bakt#m. Osiris'in sol kula'#n#n arkas#ndaki bir yaradankan daml#yordu.Parmaklar #m#n neler yapt#'#n# düünmemeye çal##yordum. Gökgemisi büyük bir h#zla, fakat gere'inden fazla yalpalayarak devsedir a'açlanyla dolu bir da' s#ras#n#n sahiline yakla#yordu.121Bu bölgenin tanr #s#n#n ismi neydi? Nerede oturuyordu?

Baal... Marduk... K #z kardeim Erekigal...Hay#r, bu isimler do'ru de'ildi! Bunlar benden önce Tanr #larOkulu'ndan ayr #lan genç Seçilmiler'di. O halde buradaki tanr # kimolabilirdi? Ans#z#n akl#ma önemli denilebilecek bir yerleimyerinin ismi geldi: Byblos!Evet, gri deniz ile sedir ormanlar # aras#nda görev yapan tanr #n#noturdu'u ehrin ismi Byblos'tu! Yoksa bu yerin ismi biraz dahaaa'#da bulunan bir iç denizin k #y#s#ndaki Jericho muydu?

Kendimi bir kez daha bir s#navdaym# gibi hissediyor ve kendimegüvenemiyordum. Yan gözle Osiris'e bakt#m. Gözleri hâlâkapal#yd#. Gök gemisi uçmaya devam ederken onun için bir eyyapamayaca'#m# biliyordum. Derhal yere inmeli ve yard#m bulmal#yd#m. Fakat nas#l?Kendimi tanr #lar # ve ö'retmenleri düünmemeye zorlad#m. Bir gökgemisinin ini h#z# ne olmal#yd#? Hangi aç#yla inmesi daha





uygundu? Nefesimin kesildi'ini hissediyordum. Kayal#k k #y# eridigeminin penceresinin önünde bir görünüp bir kayboluyordu.

Yava... çok daha yava!Bir ate!K #y#da kocaman bir ate yan#yordu. Etraf # dans eden vücutlarlaçevriliydi. Bir yol. Bir kule. Pembe mermer gibi par #ldayansütunlar #n aras#ndaki e'ri bir duvar #n üzerinde yabanc# bir yaz#.Evet, buras# Byblos olmal#yd#!Gök gemisi su yüzeyine çarparak sekti, tekrar havaland# veyalpalayarak k #y#daki atee do'ru yol almaya balad#. Dansedenlerin hemen yan#ndaki sütunlar #n yan#na tehlikeli bir ekildesola yatt# ve nihayet durdu.Elimde olmadan öne e'ildim ve ellerimle yüzümü örttüm. Tümvücudum titriyordu. Bu arada Osiris inleyerek kendisine geldi,yüzüme bakmadan do'ruldu ve yava ad#mlarla kap#ya yürümeye balad#.122

"Dur, Osiris! Tek ba#na olmaz..."Ona yard#m etmek için yerimden f #rlad#m. Osiris bir metal-.m#nk''ere benzer mekanik hareketlerle kap#y# açt#. Yüzlerce rtlaktanyükselen bir ç#'l#k çarpm#t# yüzüne. Geri dönmek isterkendengesini kaybetti ve d#ar # yuvarland#. Kap#ya ulamakta ?eçkalm#t#m. Yanan bir dal yüzüme do'ru geliyordu. Üzerindekalçalar #n# saran bir kumatan baka bir ey bulunmayan bir adamtiz bir sesle hayk #rmaya balam#t#. Önceleri ne söyledi'ini

anlayamad#m, fakat sonra yava yava kelimelerin manas#n# ç#kard#m."... günei büyülediler... ate gözyalar #n# aa'# gönderiyor... herey yok olacak..."Alev alev yanan ikinci bir ta geminin d# yüzeyine çarpt#. Sonra data ya'muru balad#. Talar kafama, kollar #ma ve bacaklar #maisabet ediyordu. Sendeleyerek geri döndüm. Ne yapaca'#m#





bilmiyordum ve çaresizdim. Osiris'e yard#m edemiyordum. Ve birkez daha bilinçsizce hareket ettim. Parmaldanm tanr #sal kardeimin

bo koltu'unun önündeki dü'melere dokundu.Gök gemisi g#c#rdayarak kendi ekseni etraf #nda döndü, yaral# birhayvan gibi do'ruldu ve inleyerek havaland#."Hay#r!" diye ba'#rd#m. "Burada kal!"Bouna!Gök gemisi dimdik havaya yükseldi. Bacaklar #m#n üzerindeduramayarak Osiris'in koltu'una oturdum. Gök gemisi yabanc# birgücün etkisindeymi gibi giderek daha yükse'e t#rman#yordu.Sonra do'uya döndü ve sedir da'lar #n#n k #y#s#nda yanan atetenuzaklamaya balad#. Korkuyla ba#m# sall#yordum. Böyle olmas#n# istememitim! Ans#z#n Osiris'e ve kiklop duvar #n#n arkas#ndakiYasak Bahçe'deki davran##na olan öfkem yok olmutu. Geridönmek, ona yard#m etmek, onu aya'a kald#rmak ve ona sar #lmakistiyordum.123

1Olmuyordu. Dokundu'um dü'melerden hiçbiri gök gemisininyönünde ve süratinde bir de'iildik meydana getirmiyordu.Art#k hiçbir ey yapam#yordum. Gök gemisi yerden bin ad#myükseklikte nehirlerin ve ovalar #n, çöllerin ve ormanlar #n, suyun vesonsuz topra'#n üzerinde büyük bir süratle uçuyordu.Önceden Osiris'in oturdu'u koltu'a büzümütüm. Bacaklar #m# karn#ma çekerek kollar #mla onlar # sarm#, tortop olmutum. Baka

bir durumda bu ekilde saatlerce oturabilir ve gök gemisinin alt penceresinden aa'#daki güzellikleri izleyebilirdim, oysa imdi felçolmu gibiydim.Beklenmedik hareketten sonra önce ormanlarla kapl# da'lar, sonrada büyük Nü deltas#n# fark etmitim. Uzun y#llar önce Annunakitanr #lar # tarafindan zorlu bir çal#ma sonucu yap#lan TumilatKanal#'n#n üzerinden geçiyordum. Bu kanal Nü Nehri'ni Ac# Deniz





ve uzun Eflatun Deniz arac#l#'#yla Hint k #tas#n#n bat#s#ndakiokyanusa ba'l#yordu. Eskilerin en önemli gemi yollar #ndan biriydi.

Gök gemisi, Eflatun Deniz'in arkas#nda bulunan Tanr # Amon-Ra'n#n hükümranl#k bölgesine yönelmiti. Pek çok nehirle süslüola'anüstü güzellikteki Arap yar #madas#n# Afrika'n#n sonsuzdüzlüklerinden ay#ran bo'aza geldi'im zaman, ne kadar süredir yolalmakta oldu'umu bilmiyordum. Bu dev k #tan#n boynuzu üzerinde bir süre uçtuktan sonra ans#z#n milyonlarca y#l önce her eyin balam# oldu'u vadilere do'ru yol almad#'#m# fark ettim. Bir aniçin geminin beni Oldovvay bölgesine götürdü'ünü düünüyordum,fakat bu bir yan#lg#yd#-.Birçok buzul ça'# öncesi efsanevi Mu ve Lemurya k #talar #n#n balad#'# bölgeye gelmeden çok önce, gemi yumuak bir kavislegünein do'du'u yöne do'ru yol almaya balad#. Gemiyi kiminyönetti'ini, h#z#n# ve yükseldi'ini kimin ayarlad#'#n# bilmiyordum.Ve hâlâ bu durumun tanr #sal varl#'#m#n iç yap#s#yla ilgiliolabilece'ini düünmüyordum.

124Hint Okyanusu'nun üst k #sm#n# geçip tekrar kuzeydo'uya lai'imzaman çoktan gece olmutu. Her ey zifirî karanl#k-Sadece önümdeki kumanda tablosunun ekran#nda asl#nda himemgereken, fakat kendimi ne kadar zorlasam da bana bir ev ifadeetmeyen renkli iaret, çizgi ve semboller parl#yordu. Kendime birie Soma, tanr # nektar # açm#t#m ve tatl#-ek i s#v#y# yava yudumlarla içiyordum. Bu içecek h#zla kan#ma kar #an ve bana

uzun süreli güç veren küçük partiküller içeriyordu.Osiris'i bir daha asla göremeyece'imi anlam#t#m. Bu durumaüzülüyor, fakat onu kaybetmekten dolay# ac# duymuyordum- Tekdüüncem, kiklop duvar #n#n arkas#ndaki o çirkin sahnenin hiçyaanmam# olmas#yd#. O zamanlar neden bu kadar sert ve kesin bir tepki verdi'imi bilmiyorum. Asl#nda kendimi hâlâ hakl# görüyordum. Osiris ayr #l#k üzerine o duygusuzca sözleri





söylememeliydi! Elbette ki onun öyle demek istemedi'ini biliyordum, â#k olmak üzere oldu'um adam#n ald#'# emirlere ona

kar # besledi'im duygulardan daha fazla de'er vermesini kabuledemiyordum.S#kk #n bir tav#rla ba#m# sallad#m. "Bir insan kad#n# gibi düünmekzorunda m#s#n?" diye sordum kendi kendime. Vücudumunhücrelerindeki cinsel program#n zay#f bir hat#ras# m#yd# bu?Ans#z#n Morgana adl# k #z#n sevgilisinin yelkenliyle götürülmesiesnas#nda bana yöneltti'i suçlamalar # an#msad#m. Peki ya di'ertanr #lar? Onlar tanr #çalar # kucaklam#yor muydu? Yaln#z kald#klar # zaman parlak gözlerle insanlar #n kad#nlar # hakk #nda konumuyorlarm#yd#?Ben tüm bunlar # sevmiyordum. Baka bir ey düünmeye Çal#t#m,fakat karanl#k ve gök gemisinin biteviye v#z#lt#s# beni mütemadiyenkad#n ve erkek aras#ndaki ilikilere dair düüncece yöneltiyordu.Asl#nda tüm bunlar #n benimle hiçbir ilgisi yoktu. Ben bir anidendo'mam#t#m, biyolojik babam da tanr #lardan veya kral-

125lardan herhangi biri olabilirdi. Belki de birden fazla babam vard#,çünkü yarat#l##m s#ras#nda bana aktar #lan genlerimin sadece birerke'e ait oldu'unu kim söyleyebilirdi ki?Tanr #lar #n Okulu'nda bu sorulara sadece kaçamak cevapiaralm#t#k. Fakat yarat#c#lar #m aras#nda Tanr # Amon-Ra ileMezopotamya bölgesindeki Tanr # Enki'nin bulunabilece'ine dair birkaç ipucu elde edebilmitim. Bu tanr #lar # bir kez olsun

görememitim, oysa onlar #n yan#na gidip gerçe'in ne oldu'unusormay# çok isterdim.Art#k çok geçti. $çimdeki birçok soru gibi bu da art#k asla bir cevapalamayacakt#. Her ey sona erece'ine göre bu ne ie yarard# kizaten?Gözlerimi karanl#'a dikmi, sükûnetle afa'#n sökmesini bekliyordum. Ufukta ilk ##k belirdi'i zaman, günein





refakatçisinin gökyüzünden dümesine bir ya da iki saat kalm# olacakt#. Aa'#dakilerin tümünün bu felaketten ayn# oranda

etkilenece'ini sanm#yordum. Dünya yuvarla'#n#n sadece bir yar #s# felakete do'rudan maruz kalacakt#. Bu yar #da yaayan herkessonun geliini görecek ve duyacakt#. Ölüm, nereden ve nas#lgelece'i belli olmayan bir dalga eklinde çökecekti balar #na!Yanaklar #mdan aa'# yalar #n süzüldü'ünü hissediyordum. Yaln#zolmam bir talih miydi? Yoksa gecenin içindeki yaln#z uçuunAtlantis krallar #n#n, tanr #lar #n#n ve bilgelerinin benim gibi görev veyükümlülüklerini unutmaya haz#r bir k #z için düündükleri cezan#n bir di'er ekli miydi?Aradaki fark neydi? Ak neden belli bir zaman ve izne ba'l# olmakzorundayd#? Gri Ev'deki resimleri düünüyordum. Onlar da birbirinden farkl# zaman dilimlerini içeriyorlard#. Yaam#n herevresini farkl# bir resim sembolize ediyordu. Barahibe ve büyücüyü, yol ay#r #m#n#, çökmekte olan kuleyi ve dünyay# sembolize eden kanatl# hayvanlar # hat#rl#yordum. Ve bir kez daha

Jason'un beni o ruh aynas#na neden gönderdi'ini düündüm.126ilk bata ##klara hiç dikkat etmiyordum. Sürekli olarak alt#m#zkaranl#'#n içinde ortaya ç#k #yor, garip çemberler, uzun dal-vegeometrik desenler oluturuyorlard#. Öne e'ildim. r~k cemisi çokalçaktan uçuyordu. Gecenin y#ld#zlar # belirgin k görülüyordu veans#z#n alt#mdaki denizi yeni cilalanm# bir gümü tepsiye benzettim. $lk anda akl#ma ##ldayan kü-•jk canl#lar geldi,

planktonlar veya baka bir do'al fenomen.Fakat sonra inanmaz bir tav#rla ba#m# sallad#m. Hint Okya-nusu'nun derinliklerindeki bu do'al ##klar #n, uzun ve görkemli birça'#n sona ermesi arifesindeki bu gecede oldu'u gibi daha binlercey#l parlamaya devam edeceklerini nereden bilebilirdim kj? Gizemli##klar #n dans# uzak galaksileri and#ran ate çemberlerioluturuyordu. Sonra bu çemberler dörtgenlere, üçgenlere,





pentagramlara ve patlayarak uzun süre suyun içinde ##ldayany#ld#zlara dönüüyordu.

Ne dalgalar, ne de okyanusun zemininde düzenli olarak patlayanyanarda'lar ##k sembolleriyle suya böylesine düzenli bir yaz# çizemezdi! Neler olup bitti'ini anlamaya balam#t#m. Enki'nin gerçekhükümranl#k bölgesinin üzerinde bulunuyor olmal#yd#m. Oderinliklerin tanr #s#yd# ve beni - k #z#n# ça'#r #yordu."Denizalt# gemileri!" diye f #s#ldad#m. Atlantis'ten buraya amalar # gereken uzun mesafeyi büyük bir süratle kat etmilerdi. Tanr # Enkihakk #nda gerçekte ne biliyordum ki? Suyun alt#nda nas#lyaayabiliyordu? Duka bölgesinde de Oannes'ler hakk #ndakonutu'umuzu hat#rlad#m. Enki kültüne inanan bu kiilerark #lar #nda tatl# suyun ve denizin alt#nda büyük ve sa'lam bir*ehirden söz ediyorlard#, fakat bugüne dek kimse onlarainanmam#t#.Atlantis d##nda gerçek bir ehrin var olmas# mümkün müydü?

Tanr # Tiuz ve Osiris bana kolonilerdeki istinat noktalar #n#n, etraf # ilkel evlerle çevrili karargâhlardan ibaret oldu'unu, Atlan-127tis'te böyle bir yerde hayvanlar #n bile bannamayaca'#n# söyle,mislerdi.Gök gemisi tekrar yükseldi. Alt#mdaki son ##k iaretlerinin de yokoluunu hayal k #r #kl#'ryla izledim. Bir an için Enki'nin beni yan#naalaca'#n# ümit etmitim. Fakat anla#lan bu da bo bir hayalden

baka bir ey de'ildi. Do'u ufkundaki mavi #^ çizgisi süratleayd#nlan#yordu. Elimde olmadan yumruldanm# s#kt#m."Son günün sabah#!" dedi yava ve sakin bir sesle. l"128TANRILARIN ALACAKARANLI,IJ$L Güne, uzun zamand#r görünen gökta#n# art#k .Bjf yak #n#ndatutam#yordu. Her yerde, dünya yu-Jjnf varla'#n#n dört bir yan#nda





bulunan büyük ve •¦M küçük Atiantis tannlan, demir-adamlar vetanr # 0 habercileri, mant#kl# düünme yetene'ini kazanm# tüm

yerliler, son günün geldi'inin fark #ndayd#. Ve her biri, ister tek tek,ister grup halinde olsun, farkl# ekillerde tepki veriyordu...Amon-Ra'n#n bölgesinde henüz afak sökmeden Nil ile EflatunDeniz aras#nda sessiz bir tören balam#t#. Rahipler ve aa'# tanr #lar, sabah serinli'inde yal# ve asla gülmeyen tanr #y# alt#n kapl# bir taht#revan#n üzerinde ta#yorlard#. Elinde çok eski zamanlardan beri kudretini simgeleyen ucu k #vr #k asay# ve kuyruklu k #rbac# tutuyordu. $stendi'i zaman parlak bir ##k saçan bu asa ve isyanateebbüs eden her asinin ac# içinde k #vranmas#na yol açan metalkürecikler f #rlatan k #rbaç, Nil tak #nlar # ve y#ld#z bilimi gibitanr #lara ait bir s#rd#.Tören alay# sadece be çift ad#m ile ilerliyordu - sol bacak ile at#lan be ad#m, sa' bacak ile at#lan be ad#m. Atiantis krallar # için at#lanher ad#m, ç# plak ayaklar alt#nda kazan#lacak yeni bir toprakanlam#na geliyordu.

Bu arada güne ufuk çizgisinden çoktan ayr #lm#t#. Fakat törenekat#lanlar #n tümü hâlâ her çift ad#mdan sonra Nil üzerinden ÖlülerÜlkesi'ne geçmi olan tanr #lar #n isimlerini monoton ve yüksek sesletekrarlamak için duruyordu... Nil'in bat# yakas#ndaki bereketli çay#rlarda ve yemyeil or-129manlarda oturanlar ise yaklaan tehlikeye bambaka bir ekildetepki gösteriyorlard#. Sahara bölgesinin Tibesti Da'lan'n#n

vadilerinde yaayan abanoz renkli, mavi dudakl# Tuareg'ler, ta baltalarla yollar #n# kesen sarma#k ve dallar # kesiyor, yüksekkayalar #n tepesinde görkemli ateler yak #yor ve günein yan#ndaki##'a alevlerin s#rr #na vak #f olduklar #n# gösteriyorlard#."Üzerimizden geçip git!" diye yalvar #yor, bat# yönüne do'ru durupdinlenmeden secde ediyorlard#.





Ve Afrika tanr #lar # taraf #ndan çok ilkel s#n#f #na sokulan Do-gonyerlileri de yine bambaka bir tepki veriyorlard#. Dogon'lar uzun

zaman önce Nommo'lar # görmülerdi - sudan ç#karak onlarakendilerini evrenin uyar #c#s#, insanl#'#n babas#, ya'murunya'd#r #c#s# ve gizemli güçlerin sahibi olarak tan#tan bal#kadamlar.Bütün bunlar o kadar geride kalm#t# ki, kabile büyücüleri art#k Nommo'lar #n ve tanr #lar #n insanî yarat#klar de'il, aksine istediklerizaman y#ld#zlara seyahat edebilen ata ruhlar # oldu'unum#r #ldan#yorlard#. Buna delil olarak da atalar #n#n yeni vatanlar # olangökyüzündeki parlak y#ld#za ve görünmez refakatçisine binmi olarak yanlar #na gelmelerini gösteriyorlard#. Yaayanlardan hiçbiriPo-tolo ismindeki bu ikinci, görünmez y#ld#z# görmemiti. Fakatsöylendi'ine göre bu y#ld#z dünyada bir a'#rl#'# olan her eydendaha a'#rd#. Dogon'lar, Po-tolo'nun güne-y#ld#zm# her zamankiyörüngesinden bile sapt#rabilecek kadar güçlü oldu'unainan#yordu.Gerçek güne yeni refakatçisiyle birlikte gökte belirdi'i zaman,

Dogon'lar #n birço'u ellerindeki sopalarla topra'a yüzy#llar sonrayeniden ortaya ç#kan atalar #n#n vatan#n#n eliptik yörüngesiniçizmeye balam#t#. Bir an bile korku duymad#klar # o y#ld#z#nkendilerinin de gerçek vatanlar # oldu'undan emindiler. Yaad#klar # toprak suya batsa bile, t# pk # efsanevî Nommo'lar gibi bal#k-adamlara dönüeceklerdi nas#l olsa...Büyük denizin öte taraf #nda, yüksek Titicaca Gölü'nün k #y#-130

da Tanr # Viracocha da'lar #n yerlilerini ve geliimin de'iikmalar #ndaki deney #rklar #n# düzene sokmaya çal##yordu, roldekiköpük evinden yüzy#llard#r ayr #lmay##n#n cezas#n# çeki-ordu.Evinden ayr #l# p koruyucu sazl#klar #n arkas#ndaki deney tarlalar #ndainsanlar #n# arad#'# zaman, kar #s#na tembel ve a'#r kanl# tanr #-adamlardan bakas# ç#kmam#t#. Hayvanlar #n#n aras#nda hiçbir eyyapmadan öylece oturuyor ve s#kk #n bir ifadeyle do'makta olan





günee bak #yorlard#. Ne Viracocha'y#, ne de yaklaan tehlikeyi farketmie benzemiyorlard#.

"Bana ve Atlantis krallar #na borçlu oldu'unuz hizmeti böyle miyerine getiriyorsunuz?" diye ba'#rd# yal# tanr # kar #s#ndakiadamlara. Üzerlerine öyle büyük bir öfkeyle yürüyordu ki,akaklar # a'armaya balam# sar # saçlar # aralanm# ve uzun kulakmemeleri ortaya ç#km#t#. "Yoksa biz tanr #lar # taklit etmekleölümsüz olaca'#n#z# m# san#yorsunuz?""Biz tanr # olmad#'#m#z# biliyoruz" diye kar #l#k verdi adamlar #n enyal#lar #ndan biri alayc# bir tav#rla. "Biz sadece siz tanr #lartaraf #ndan yarat#lan insan formlar #ndan biriyiz - Vari ViracochaRuna. Belki uzun zaman önce düündü'ünüz kadar baar #l# birüretim de'iliz, fakat bu yüzden kuzeydeki da'lar #n arkas#ndaki devadamlar gibi pani'e kap#lmam#z, surlar ina etmemiz ve kaç#n#lmazolan# görmemek için günein önünü has#rlarla kapatmam#z m# gerekiyor?""Önceden tahmin ettiklerimiz gerçekleecek olursa, her yer çok

uzun süre so'uk ve karanl#k olacak" dedi bir bakas#. "Gül-sek de,a'lasak da kaderimizi de'iti remeyiz. Böylece huzur otununyapraklar #n# çi'niyor ve sonsuzlu'a haz duyarak haz#rlan#yoruz...""Bu bitkinin zehri sizi sarho etmi!" diye ba'#rd# Viracocha."Etki eden her ey öldürebilir veya yaatabilir. Sonumuzu mutlu birekilde beklemeye karar verdik..."Adam sözlerine devam edemedi, çünkü tam o anda gerçek131

günele giderek parlaklaan refakatçisi aras#nda korkunç bir h#zasahip bir gök gemisi belirmiti. Adamlar derin bir transtay-m# gibiellerini gözlerinin önüne götürdüler ve parmaklar #n#n aras#ndangünee kar # bakmaya çal#t#lar. Hatta içlerinden baz#lar # aniden üçtane güne görmeye balam#t#: Büyük olan#, yenisi ve aniden bir##k hâlesiyle çevrelenmi olan Venüs gezegeni.





Gök gemisi Titicaca Gölü'nün dalgalar #n#n ve adamlar #n üzerindengeçerek yoluna devam etti. Sonra geni bir kavis çizdi, geriye

dönmek istermi gibi yapt# ve kuzeybat# yönündeki havan#n ve bitkilerin seyreldi'i da'lara do'ru f #rlay# p gitti.Daha kuzeyde, çift k #tan#n birleti'i topraklar #n ötesinde, kimiyerliler taraf #ndan Kukulkan olarak da adland#r #lan dev yap#l#,sakall# ve herkes taraf #ndan sayg# gören tanr # Quetzalcoatl hükümsürüyordu. Burada da kabilenin art#k çal#amayacak durumda olanyal#lar # bir araya toplanm#, hep birlikte günee bak #yordu. Onlar #netraf #nda ise böylesine harika bir günde neden her eyin sonaermesi gerekti'ini anlayamayan çocuklar oturuyordu."Kimse ölmesi gerekti'i için üzülmemeli" diyordu yal#lar. "Birça'#n sona ermesi, yeni bir ça'#n balamas#n#n kouludur. 'DörtJaguar' ad#ndaki ilk günei hat#rlay#n. O da vakti doldu'u zaman,ölmeden önce tüm insanlar # yemiti.""Demek o zamanlar da bizim gibi insanlar vard#" diye sordu düzsiyah saçl#, ciddi ifadeli bir o'lan çocu'u.

"Her güne, ya da baka bir ifadeyle her yeni ça', var olandan dahaiyi eyler üretmeye çal##r. Size ikinci güne hakk #ndaanlatt#klar #m#z# hat#rlay#n. Ad# 'Dört Rüzgâr'd#, beraberindef #rt#nalar ve yer sars#nt#lar #yla dolu bir ça' getirmiti. Bu güne deyorulduktan sonra dünyada en yüksek varl#k olarak sadecemaymunlar kalm#t#."132"Günümüzde yaayanlara benzeyen maymunlar m#?"

"Belki de. Belki de de'il, çünkü biz pek az maymun cinsininly0ruz, pek ço'unu da bir kez olsun görmü de'iliz. 'Dört Rüzgâr'güneinin orman#n derinliklerinde farkl# maymun türlerini hayatta b#rakm# olmas# da mümkün. Bu ça' süresince bir müddet kular #n bile bizim kadar ak #ll# olduklar #n# biliyoruz. Bu ça'# 'Dört Su'isminde dördüncü bir güne takip etti..."





"Bu bizim güneimiz olmal#!" diye ba'#rd# az önce konuan çocuk."Kabilemizin efi olan babam, okyanusta asla imdiki kadar çok su

bulunmad#'#n# söylemiti.""Asla sözü biraz abart#l#" dedi yal# adam. "Fakat baban yine dehakl#, çünkü okyanusun sular # binlerce y#ld#r sürekli art#yor. Busuyun nereden geldi'ini bilmiyoruz, bal#klara dönümeyi nas#l baaraca'#m#z# da bilmiyoruz, fakat imdi bunu ö'renmenin vaktigeldi!""Ben bal#k olmak istemiyorum" dedi küçük bir k #z. "Ve ölmek deistemiyorum...""Hiçbir ey mükemmel olmad#'# için, hiçbir ey ebedî de'ildir"dedi ihtiyar ba#n# e'erek. "Hatta tanr #m#z Quetzalcoatl'#n biledördüncü günele birlikte yok olaca'# söyleniyor. Fakat biztedbirimizi alaca'#z... uradaki odun y#'#n#n# görüyor musunuz?"Çocuklar #n bak #lar # adam#n iaret etti'i yöne çevrildi. Nehrinkenar #ndaki köyün tam ortas#nda a'aç kütüklerinden yap#lma, gö'edo'ru giderek yükselen görkemli bir sunak vard#. Çocuklar son

birkaç gece boyunca köyün erkeklerinin neden ormandanç#kmad#'#n# ve kad#nlar #n#n tan yeri a'arana kadar nedendurmaks#z#n kütükleri kabuklar #ndan vedallar #ndan ar #nd#rd#'#n# imdi anlam#lard#. Dördüncü güne, gece boyunca dünyan#n ötekiyar #s#nda dinlendi'i s#rada, burada neler olup bitti'inigörmemeliydi!"Tanr #m#z Quetzalcoatl, alev alev yanan vücudunun ve ru-133

günele giderek parlaklaan refakatçisi aras#nda korkunç bir h#zasahip bir gök gemisi belirmiti. Adamlar derin bir transtay-m# gibiellerini gözlerinin önüne götürdüler ve parmaklar #n#n aras#ndangünee kar # bakmaya çal#t#lar. Hatta içlerinden baz#lar # aniden üçtane güne görmeye balam#t#: Büyük olan#, yenisi ve aniden bir##k hâlesiyle çevrelenmi olan Venüs gezegeni.





Gök gemisi Titicaca Gölü'nün dalgalar #n#n ve adamlar #n üzerindengeçerek yoluna devam etti. Sonra geni bir kavis çizdi, geriye

dönmek istermi gibi yapt# ve kuzeybat# yönündeki havan#n ve bitkilerin seyreldi'i da'lara do'ru f #rlay# p gitti.Daha kuzeyde, çift k #tan#n birleti'i topraklar #n ötesinde, kimiyerliler taraf #ndan Kukulkan olarak da adland#r #lan dev yap#l#,sakall# ve herkes taraf #ndan sayg# gören tanr # Quetzalcoatl hükümsürüyordu. Burada da kabilenin art#k çal#amayacak durumda olanyal#lar # bir araya toplanm#, hep birlikte günee bak #yordu. Onlar #netraf #nda ise böylesine harika bir günde neden her eyin sonaermesi gerekti'ini anlayamayan çocuklar oturuyordu."Kimse ölmesi gerekti'i için üzülmemeli" diyordu yal#lar. "Birça'#n sona ermesi, yeni bir ça'#n balamas#n#n kouludur. 'DörtJaguar' ad#ndaki ilk günei hat#rlay#n. O da vakti doldu'u zaman,ölmeden önce tüm insanlar # yemiti.""Demek o zamanlar da bizim gibi insanlar vard#" diye sordu düzsiyah saçl#, ciddi ifadeli bir o'lan çocu'u.

"Her güne, ya da baka bir ifadeyle her yeni ça', var olandan dahaiyi eyler üretmeye çal##r. Size ikinci güne hakk #ndaanlatt#klar #m#z# hat#rlay#n. Ad# 'Dört Rüzgâr'd#, beraberindef #rt#nalar ve yer sars#nt#lar #yla dolu bir ça' getirmiti. Bu güne deyorulduktan sonra dünyada en yüksek varl#k olarak sadecemaymunlar kalm#t#."132"Günümüzde yaayanlara benzeyen maymunlar m#?"

"Belki de. Belki de de'il, çünkü biz pek az maymun cinsinitanlyoruz, pek ço'unu da bir kez olsun görmü de'iliz. 'DörtRüzgâr' güneinin orman#n derinliklerinde farkl# maymun türlerinihayatta b#rakm# olmas# da mümkün. Bu ça' süresince bir müddetkular #n bile bizim kadar ak #ll# olduklar #n# biliyoruz. Bu ,-a'# 'DörtSu' isminde dördüncü bir güne takip etti..."







ç# plak üst k #s#mlar # rengârenk boyal#yd#, balar #nda büyük apkalar # vard# ve kalçalar #n# geni bir kemer sar #yordu. Kulübeler aras#ndaki

ba'lant# yollar #nda topland#lar, birbirleri önünde e'ildiler yava ad#mlarla köyün ortas#ndaki bir toprak tepenin üzerinde kurulu olan basamakl# piramide t#rmanmaya balad#lar. Basamaklar # oluturantalar ve kiklop duvarlar #, yüzy#llar boyunca tanr #lar #n ##nsilahlar #yla kayalardan kesildikleri gün kadar dümdüz ve parlakkalm#lard#. Ancak bir güne dönümü öncesi büyük tanr # Quetzalcoatl düz duvarlar #n kabartmalar, figürler ve kendisitaraf #ndan düünülmü sembollerle kaplanmas#n# emretmiti. Ogünden bu yana köyde çekiç ve keski seslerinin duyulmad#'# tek birgün bile geçmemiti. Fakat art#k bu sesler bile susmutu.$lk haftalar boyunca gürültüden ikâyetçi olan yerliler, imdiüzerlerinde sessizli'in bask #s#n# hissediyorlard#. Görünüe görerahiplere ve tanr #lara tekrar aletlerini kullanmalar #na izin vermeleriiçin yalvarmak üzereydiler...Rahipler basamakl# tapma'a do'ru aç#lan bir dörtgen

oluturmulard#. Rengârenk süslü alt tanr #lar üçerli gruplar halinde ba tanr #n#n evine do'ru yürümeye balad#lar. Normal artlaralt#nda hiç kimse Quetzalcoatl'# rahats#z edemezdi. Büyük y#lantanr # kolonisinin halk #na kendisini y#lda sadece bir defagösteriyordu. Venüs tekrar görünür oldu'unda topu topu birkaçsaatlik bir süre için oturdu'u tap#na'#n en üst platformunaç#k #yordu. Geri kalan vaktini ise Venüs ve di'er y#ld#zlar #n yörün-134

lerini hesaplay# p, akla hayale gelebilecek tüm felaketleri ba-r #v'laatlataca'# söylenen bir takvim ta#na kaydetmekle geçiriyordu-Atlantis krallar #n#n sar ##n, mavi gözlü ve sakall# yöneticisi- jn bir zamanlat dünyan#n baka bir yerinde Cro-Magnon ismiyleyap#lan deneyin bir benzerinin durumundan düzenli olarak raporald#'#n# pek az kimse biliyordu. Quetzalcoatl kendisini yerlihalktan üstün hisseden tanr #lardan biri de'ildi. Aralar #nda daima bir





baba-çocuk ilikisi olmutu ve Quetzaicoatl günün birinde onlar #nkendi kararlar #n# kendilerini vermelerini yürekten diliyordu.

Yard#mc# tanr #lar #n ilk grubu basamakl# platformun en üstüneulam#t#. Ba tanr #n#n önünde aa'#da bekleyenlerinin tümününgörebilece'i ekilde e'ildiler."Zaman geldi" dedi büyük sar ##n tanr #. "Evrim denemesinevaktinden önce son vermek zorunda kalmam#z ne yaz#k!""Bu gökta#n#n tam da deney esnas#nda üzerimize düece'ini kim bilebilirdi ki?""Zaten o bin y#llardan beri ortaya ç#k # p huzurumuzu kaç#r #r.$nsanlar uzayda dolan# p duran serseri bir tala dünyan#n çarp#maihtimalinin her zaman çok yüksek oldu'unu bilseler, acaba nederlerdi? Bu nedenle sa' kalan herkes bunun bir gökta# de'il,aksine Venüs gezegeni oldu'unu söylesin!""Sa' kalanlar pek çok kayan y#ld#z görecek.""Evet, bugün varl#'# bile bilinmeyen yeni meteorlar dünyan#nyüzeyinde arada s#rada mutlaka bir delik açacaklard#r. Fakat bu

büyüklükteki bir kütlenin gelecek on bin y#l boyunca dünyayaçarpma ihtimalini pek az olarak görüyorum.""Büyük mü?" diye güldü aa'# tanr #lardan biri i'neleyici bir sesle."O cans#z kaya parças# buradan nehre kadar olan bin ad#ml#kmesafeden daha büyük de'ildir.""Bu h#z ve a'#rl#ktaki bir kütle bile, tüm dünyada güçlükle att#'#m#zinsan tohumlar #n# yok etmeye yeterlidir!"135

"Ya Atlantis? Oradaki insanlar #n bakenti çoktan terk etrr # jsoldu'unu duyduk...""Hesaplar #m do'ruysa, gökta# birkaç saat içinde hepimizin vatan# olan ada-k #tas#n# yok edecek. Bu nedenle haz#rlad#'a yeni takvims#fir-günü ya da A-günü ad#n# verdi'im bugünle bal#yor..."Quetzalcoatl gülümseyerek sözlerine devam etti: "*imdi burayagelin ve son âna kadar sarf edilen her sözü, her düünceyi taa





kaz#y#n! Hayatta kalanlar #n efsanelere ihtiyac# olacak... Bir ö'ütkitab#... Bir Popol Vuh..."

Sonra arkas#n# döndü ve tap#na'#n#n büyük basamakl# merdiveninit#rmanmaya balad#. Onu bekleyen ilk rahip s#ras#n#n önündengeçti'i zaman adamlar yerlere kadar e'ildiler, yerden mealeleriniald#lar ve bir dörtgen oluturacak ekilde üst üste y#'#l# kuruodunlardan oluan ikinci piramidin üstüne t#rmanmakta olan büyüktanr #n#n arkas#ndan yürüdüler.Quetzalcoatl beyaz tüylerden oluan pelerinini ç#kard#. Yere dizçöktü, topra'# ve otlar # öptü, dört bir yana gülümseyerek bakt# veson rahip s#ras#n#n önünden geçti. Rahiplerin dördünün elindesaatler süren bir çal#mayla haz#rlanm# rengârenk ku tüylerindenoluan yeni bir pelerin vard#. Onu tanr #lar #n#n omuzunayerletirdiler, ba#na yine ayn# ekilde renkli tüylerden oluan birtaç takt#lar ve yana çekildiler. Atlantis tanr #s# böylece sonyolculu'u için hayvanlar #n tabusunu, Mana's#n# ve deste'ini dealm# oldu.

Quetzalcoatl odun y#'#n#n#n üzerine t#rmanmaya devam ediyordu.Yukar # ulat#'# zaman ba#n# günee ve onu kötü ##nlar saçarakizleyen di'er y#ld#za döndü. Aa'#da bekleyen suskun kalabal#k,Tüylü Y#lan'#n kafas#n#n etraf #nda mavi renkli bir ##k hâlesi belirdi'ini gördü.Metallerin birbirine vurmas#ndan ç#kan tiz ve yüksek sesler, aa'# tanr #lara atei yakma emrini veriyordu. Bir tanr #, ölümüy-136

nj bir yaam umudunun do'aca'#n# halk #n#n beynine ve il ;nekaz#mak için, kendisini atee kurban ediyordu. Tüm kulübelerdenç#kan yar # ç# plak erkekler, kad#nlar ve çoklar atein ba#natoplanm#t#. $lk alevler yükselmeye balad#-"# zamang#rtlaklar #ndan ac# dolu bir inilti yükseldi. Sarma#k k #rbaçlarlakendilerini dövüyor, uzun saçlar #n# yoluyor, yüzlerine toprak vekandan oluan bir bulamaç sürüyorlard#. Fakat gerçeklemek üzere





olan art#k durdurulamazd#. Rahipler ve aa'# tanr #lar bile,kaç#n#lmaz olan#n yaklat#'#n#n fark #ndayd#lar.

"Keke bütün krallar burada olanlar # görebilseydi!" diye ba'#rd# aa'# tanr #lardan biri gözleri yalarla dolu olarak. "Tüylü Y#lanQuetzalcoatl, gücünüz ve kudretiniz en itaatkâr koloninize kadar bile ulamad#'# için, kendisini yakarak kurban ediyor! Yüzlerce ve binlerce y#l neden geçti? Neden tüm dünyada savalar yap#ld#,neden misyonerler dünyan#n en ücra köelerine kadar gitti? Bizimsuretimizde insanlar yaratmak istiyorduk... vahî hayvanlardandüünen insanlar... kendi kararlar #n# kendileri verecek ve do'ayahükmedecek yeni bir insan #rk #... neden? Niçin?!!"Büyük bir ku güney yönünden atee yaklamaya balad#. Bu aradaalevler Tanr # Quetzalcoatl'a ulam#t#. Onu alt#n sar #s# bir ##kduvar #yla çevrelemilerdi ve bir duman sütunu dev bir a'aç gibigünee yükseliyordu.Alt#n ku dik bir ekilde alev alev yanan odun y#'#n#na do'rualçalmaya balad#. Kanatlar #n# iki yana açt# ve gagas# duman

sütununu da'#tt#. Yar # ç# plak insanlar dehet içinde kendileriniyüzükoyun çi'nenmi topra'#n üzerine yere att#lar. Rahiplerden pek az# alt#n kuun neredeyse yanmakta olan tanr #y# son andaalevlerin aras#ndan çekip ald#'#n# görebildi. Quetzalco-atl'#n renkliku tüylerinden yap#lma pelerini alev ald# ve basamakl# piramidinen üst platformuna ulamadan kül oldu.137"Neden... Bunu neden yapt#n?" dedi Quetzalcoat! aks#rarak.

Bu sözler kula'#ma bir sevinç ç#'l#'# gibi çal#nm#t#. Alevle-rinaras#ndan çekip ald#'#m adam saatler boyunca bayg#n bir ekildeyatm#t#, imdi de ac# içinde bir zamanlar Osiris'e ait olan koltuktaoturuyordu. A'#r yaral# tanr #n#n üzerine e'ildim ve yüzündekiyan#klar #n üzerinde Atlantis'in ifal# s#cak kaynaklar #n#n suyuylainceltilmi bir merhem sürdüm. Tanr #n#n ba#n#n etraf #ndakilacivert hâle hâlâ oldukça tehlikeli görünüyordu.





"Sen de kimsin, k #z?" diye sordu Quetzalcoatl. Onun ne kadaröfkeli oldu'unu fark ettim, fakat sesi beni korkutamayacak kadar

güçsüz ç#k #yordu."Ad#m înanna" diye kar #l#k verdim ona. "Tanr #lar Oku-lu'ndangeliyorum.""Tanr #lar Okulu mu?" diye güldü Quetzalcoatl ac#yla. "Bir bueksikti! Sen ne yapt#'#n#n fark #nda m#s#n?""Hiçbir ey yapmad#m" diye kar #l#k verdim, fakat sesim suçlulukve utanç doluydu."Hiçbir ey yapmad#n m#? Ne zamandan beri bir çocuk bir tanr #n#nölümüne engel olabiliyor... kutsal bir âyini engelleyebiliyor? Koca bir halk #n efsanesini henüz balamadan yok etti'inin fark #ndam#s#n?"Onun haks#z suçlamalar # beni öfkelendirmiti. Buna ra'men nelerolup bitti'ini ona aç#klamaya çal#t#m: "Gök gemisi benimkontrolüm d##nda hareket ediyor. Neden bilmiyorum, fakat gemiyekumanda edemiyorum..."

"Peki nas#l oldu da kendimi yakmak istedi'im meydan#n tamortas#na gelebildin? Halk #m#n korkusunu u son saatlerde bir nebzeolsun dindirmek için düzenledi'im tören, imdi tam anlam#yla terstepti! Senin benim törenimi boa ç#karmak isteyen kötü bir eytanoldu'unu düünecekler! Evet, çocuklar #na ve onlar #n çocuklar #naaynen bunu anlatacaklar, çünkü bu halk da art#k bizdenduyduklar #ndan ziyade kendi gözüyle gördüklerine inanmaya balad#..."

138«gerçekten de yapabilece'im hiçbir ey yoktu" dedi inceesle ve yüzüme düen bir tutam saç# dudaklar #m#n aras#n-ignemeye balad#m. Sonra koltu'uma oturdum ve bacak-, öne uzatt#m. Pencereden aa'#s#n# seyrederken yava va5 kendime gelmeye balad#'#m# hissediyordum. "Ayr #ca





vrnak ile görmek aras#nda nas#l bir fark da oldu'unu anlaya-¦yorum" dedim içinde biraz kibir bulunan bir sesle.

"Do'ru! Bunu senden öncekiler de anlayamam#t#, hem de sendendaha büyük olmalar #na ra'men! Fakat teknoloji oyuncaklar #n#n,makinelerin ve göz kamat#r #c# saçmal#klar #n aras#nda büyüdü'ünüz için bunu bas#l anlayabilirsiniz ki? Kral Ada-s#'n#ntüm uygarl#'# art#k sadece yüzeysellikten ibaret... bo bir kabuk...herkes di'erinden farkl# ve özel olmak istiyor, bir an parlamak içinkendisini atee atan güveleri and#r #yor... Kör birisi etraf #n# göremese de gerçek anlam#yla duyabildi'i için sevinçlidir, fakatsa'#r birisi gördü'ü halde ac# çeker. Bir zamanlar büyük ve uyumluolan uygarl#'#m#z#n çöküünün bal#ca nedeni budur!"Quetzalcoatl sözlerini bitirince sustu. Ona nas#l cevap verece'imi bilemiyordum, fakat bana haks#zl#k yapmas# içimi öfkeyledolduruyordu. Bu arada gök gemisi giderek artan bir h#zla büyükk #tan#n bat# k #y# eridi boyunca ilerlemeye devam ediyordu."Bu gemiye nas#l bindin?" diye sordu Quetzalcoatl ans#z#n. "Sadece

Mana'nla birlikte seyahat edebilecek yata görünmü-yorsun..."Tanr #n#n beni küçük görmesi kar #s#nda iyice öfkelenmitim.Atlantis'ten dört gün önce gönderildik" diye cevap verdim sonunda."Osiris'le birlikte Armorica ve Aquitania'ya uçtuk...""Armorica? Aquitania? Bunlar Themse Nehri'nin kuzeye akanRhein Nehri'yle birleti'i so'uk bölgeler de'il mi? Hyper-borea'n#n buz da'lar #ndan balad#'# yerler?"139

"Hay#r, hay#r" dedim ve ba#m# sallad#m. Bir tanr # nas#l bn kadar bilgisiz olabilirdi! "Söyledi'in bölge Cymru'nun do'u. sunda bulunuyor. Oradaki yerliler kendilerini Kimmer'ler olarakadland#r #yor, ta baltalar kullan#yor ve eski tanr #lara Aas isminiveriyorlar. Benim sözünü etti'im megalit halklar # ise f #rt#nalarlak #rbaçlanan okyanusun kayal#k k #y#lar #nda oturuyor ve biz tanr #lara





VVan'lar ismini veriyorlar. Armorica'n#n en büyük yerleim yeriCarnac'tan söz edildi'ini duymad#n m# hiç?"

"Tamam! Elbette!" diye hat#rlad# Quetzalcoatl gülerek. "Yal# Tiuzve buzlar #n aras#nda buldu'u talar # güneye ta#yarak yapt#rd#'# budalaca ta çemberler! Hâlâ yerlilerine Atlantis bakentinin bir benzerini yapt#rmaya çal##yor mu?""Do'rusunu istersen bunu bilmiyorum.""Peki ya Aquitania'n#n durumu nedir? Bana son üç veya dört bin y#lönce buzlar #n erimesiyle ortaya ç#kan bölgelerden söz ediyorsun...""Aquitania!" dedim bir daha. "Dordogene Nehri vadisi k #y#s#ndakiköy... Cro-Magnon...""Evet, hat#rlamaya bal#yorum" dedi Quetzalcoatl tereddütle."Orada bilmem gereken bir eyler olmutu... Ne yaz#k ki uzunsüredir dünyan#n di'er bölgelerinde neler olup bitti'iyleilgilenmiyorum. Ba#mda zaten yeterince bela vard#... Ayr #ca benim bölgem ikiz krallar #n büyüklerinden biri olan Elasippos'aaitti. O da biz tanr #lar #n sorunlar #yla az#c#k olsun ilgilenmiyordu!

Bu arada akl#ma gelmiken soray#m... Bu yak #nlarda krallar #ntoplant#s#n#n yap#lmas# gerekmiyor muydu?""Basilea'da neler olup bitti'inden haberin yok mu?""Hay#r! Orada olanlar uzun süredir beni ilgilendirmiyor-Yüzlercey#ld#r ada-k #tas#ndan önemli hiçbir ey gelmedi. Sen anlatmayadevam et! Yüre'imin ac#s#n# hafifletiyorsun. Az önce sözünüetti'in refakatçinin ismi neydi?""Osiris. Bu y#l birlikte kolonilere gidecektik. Fakat sonra biz' Tanr #

Tiuz'a gönderdiler..."140"Yal# Tiuz..." Quetzalcoatl'#n bo'az#ndan h#r #lt#l# biri kahka-vükseldi. "O, Viracocha, Amon-Ra, ben, yani biz son yal# nlar, ayn# y#l mezun olmutuk. Bunlar #n tümünü unutmamkadar garip! Cro-Magnon mu demitin?





Hakl#s"1' küçük k #z! Benim hakk #mda benden daha fazla bil-¦sahibi olman ne kadar garip, öyle de'il mi? Evet, bir zaman-l kuzey

bölgeleri üç bin ayak kal#nl#'#nda bir buz tabakas#yla kapl# oldu'uzamanlarda, hepimiz Cro-Magnon deneyinin ürünü olan birkaç çiftinsan alm#t#k." Aniden sustu ve ba#yla önümdeki Soma iesiniiaret etti. $çecekten birkaç yudum alarak konumaya devam etti."Benimkilerin ne oldu'unu kendin gördün... Harika insanlar... $yi birer avc# olabilmek için fazla duygusallar, fakat yine de son derece baar #l# bir üretim! Ölümün ötesini düünebilen ilk vahiler... Biztanr #lara benzeyen insanlar... bir ölçüde elbette...""Arkama yaslanmak istedim, fakat ayn# anda büyük tanr #n#n nesöyledi'ini kavrad#m."Cro-Magnon deneyinin sonuçlar # m#?.." diye tekrarlad#m titreyen bir sesle. "*u aa'#dakiler, yani seni ald#'#m yerdeki-ler, demekistiyorum, onlar..."Quetzalcoatl gözlerini açt# ve babacan bir ifadeyle yüzüme bakt#."Sakin ol, tanr #ça! Bunda bu kadar heyecanlanacak ne var?"

"Fakat biz tüm dünyada bu insanlar # ar #yoruz! Her yerde... tümyerleim merkezlerinde ve kolonilerde...""Bana bunun nedenini de lütfeder misin? Bu insanlar #n nesi bukadar önemli? Kral Adas#'ndakiler bize teslim edilmi olaninsanlarla neden ilgileniyorlar?"Atalar #m#z#n binlerce y#l önce onlara verdiklerini içlerinde ta#maihtimali olan tek insanlar onlar!""Evet, bu do'ru" diye ba#n# sallad# Quetzalcoatl. "Bu insanc#"

yaad#klar # dünyay# hâlâ büyük bir mucize olarak görüyorlar.141 _Düünebiliyorlar, yarat#c#lar ve bilinçaltlar #nda bizim içimiz^çoktan sönmü olan bir ate yan#yor.""$te bu yüzden onlar # ar #yoruz!" dedim heyecanla. "Onlar, bulup bilgelerimize götürebildi'imiz takdirde, belki felaketi





engelleyebilmek için birlikte ark # söyleyebilir, el ele tutuabilirveya buna benzer bir ey yapabilirler..."

"Felaketi engellemek için mi?" diye sordu Quetzalcoatl a.k #nl#kla. "El ele tutumak ve ark # söylemek mi? Bu masallar # sizekim anlatt#?""Burada söz konusu olan o eski gücü tekrar harekete geçirebilmek"dedim ak #nl#kla. "Bir zamanlar bugün oldu'undan çok daha fazlaeyler yapmaya kadir de'il miydik...""Olabilir!" dedi Quetzalcoatl k #saca. "Fakat bunun ark # söylemekleilgisi yok! Yoksa bu gök gemisini sadece duygu ve düüncelerinleyerinden birazc#k olsun oynatabilece'ini mi düünüyorsun?""Ben de'il" dedim yavaça, "fakat...""Üzgünüm, $nanna" dedi büyük tanr #. "Bunlar #n tümü bo hayaller!Düünceler çok ey yapabilir, fakat ne ben sadece düünerekkendimi yakmam# engelleyebilirdim, ne de Cro-Magnon deneyininsonuçlar #n#n torunlar # olan o insanlar sadece düünerek o gökta#n# zarars#z bir ilkbahar rüzgâr #na dönütürebilirler..."

$nanmaz bir tav#rla ba#m# sallad#m. Quetzalcoatl Tiuz'dan çokfarkl#yd# ve az önce bana ne kadar kötü davrand#'#n# unutmutum bile. En ba#ndan beri tanr #lar # Quetzalcoatl gibi hayal etmitim.Yan gözle onun uzun sar # saçlar #n#, yüksek aln#n#, düz ve büyük burnunu, ateten kavrulmalar #na ra'men hâlâ dolgun ve yumuakgörünen dudaklar #n# inceledim. Bak #lar #m oradan güçlü kollar #na,geni gö'süne ve uzun bacaklar #na indi"Nas#l? Be'endin mi?" diye gülümsedi Quetzalcoatl bana

bakmadan. Elimde olmadan k # pk #rm#z# kesildim.142c"Bunlar #n bo birer hayal olmamas#n# isterdim..." "Demek her eyinsonunun geldi'ine inan#yorsun!" dedi etzalcoatl. Sesindeki ironiyifark etmitim ve ona nas#l bir rs#l#k verece'imi bilemiyordum.Benden en az iki ba daha un boyluydu. Osiris'ten ve Duka-





bölgesinden tan#d#'#m di-~er s?enç erkeklerden sadece bu yönüyle bile ayr #l#yordu. O zamana kadar dünyada dev olarak sadece demir-

adamlar #n bu-l##ndu'unu düünüyordum. Buradaki tanr #n#n iseyal# bir adamla ve s#radan bir muhaf #zla en küçük bir benzerli'i bileyoktu."Nas#l olup da hâlâ gülebildi'im merak ediyorum" dedim hüzün vemerak dolu bir sesle. "Görünüe göre dünyan#n batmak üzere oluuseni hiç rahats#z etmiyor.""Bu sadece görünüte böyle!" diye kar #l#k verdi Quetzalco-atl ve bana bakt#. "Uzun zamand#r a'layamad#'#m için gülüyorum! Belkide di'erlerinden biraz daha fala uza'a bakabiliyo-rumdur... Bizeski tanr #lara sizden çok daha fazla ey ö'retmilerdi. Bizim içinzaman kavram# sizin kua'#n#z#n düündü'ünden tümüyle farkl# biranlam ta#yor. Siz zirvesine yirmi bin y#l önce ulam# olan büyük bir devrin son kal#nt#lar #s#n#z. Belki de yeni bir balang#c#n vaktigerçekten gelmitir! Ve tüm umudum, senin gibi birkaç kiinin

yüreklerinde ve hücrelerinde ta#d#'#, bilinçle ilgisi olmayan birhazine...""Az önce düüncenin gücü olmad#'#n# söylememi miydin?""Dikkatlisin!" diye güldü Quetzalcoatl. "Do'ru, fakat ben S^ne de bunu demek istiyorum! Bir eyi ispat etmek için bilinçli olarakdüünmen, çöldeki bir kum zerresini bile yerinden oynatamaz.Bilinç... Düünme yetene'i... $rade gücü... tüm bunlar inanc#nkudreti kar #s#nda o kadar zavall#d#r ki! Bütün 'dealleri ve fikirleri,

tüm bilgileri ve bilimsel hesaplan düün... "de edebildikleri nedir?Birkaç saray, köprü ve gemi... On bin-lerce veya yüz binlerce canl# varl#'#n gözlerini kamat#rmay#,143 -V• ¦¦ '¦





I"onlara birlik duygusu ve arzusunu vermeyi mi kastediyorsun) *ayet

böyleyse - bunu bir müzi'in ritmi ve güçlü bir koku d^ baarabilir.Milyonlarca kar #nca bile kökeni hakk #nda en küçü^ bir fikir sahibiolmad#klar # bir kokunun peinden kolayl#kla gidebilir!""Bizim gerçekte düünmedi'imizi mi söylemek istiyorsun?""Hay#r! Sadece düündü'ümüzü sand#'#m#z# söylüyorum ve bu bileoldukça önemli. Düündüklerimiz neden ibarettir? Bir ekildekullanmay# baarabildi'imiz birtak #m tasvirler... $çeri'i olmayansembollerin de'eri yoktur. Ve kimse salt düünmek yoluylagerçe'in ne oldu'unu bilemez, çünkü akl#n ön-tasvirlere, benzetmelere ve iliki sistemati'ine ihtiyac# vard#r. Bunu idrakeden herkes, o anda neyin gerçek ve do'ru oldu'unu söyleyerek,tüm ak #ll# varl#klar # istedi'i gibi yönlendirebilir..."O anda akl#ma Gri Ev'in neden geldi'ini bilmiyordum. Acaba ona bundan söz etse miydim?"Ben... ben Gri Ev'deydim..." dedim dikkatle.

"Sen mi?"Bekledi'imden çok daha fazla a#rm#t#."Seni oraya gönderen kimdi?" diye sordu çabucak."Bir gemi sahibi. Ad# Jason..."Quetzalcoatl derin derin soluyarak arkas#na yasland# ve gözlerinikapad#. Gök gemisi giderek artan bir h#zla kuzeye do'ru uçmayadevam ediyordu. Çok uzun zamandan bu yana alt#m#zda sadece beyaz par #lt#lar saçan bir buz tabakas# görüyorduk. $çimde sanki

dünyan#n yekpare bir buz kütlesine dönütü'üne dair kuvvetli birhis vard#. Ufuk çizgisinde bir tanr # hâlesine benzer ince, mavi birçizgi vard#. Onun üzerinde ise rengârenk par #lt#lar saçan ##kdalgalar # y#ld#zlarda dolu evren bolu'una do'ru uzan#yordu."Ragnarök" diye m#r #ldand# Tüylü Y#lan. "Bütün bir gezege-nin bat##n#n mavi hâlesi... T# pk # eskilerin söyledi'i gibi... Bir144





\ra&#n#n sona eriini haber veriyor. $te balad# - fakat biz »-

msüzüz! Belki bedensel olarak de'il, fakat düüncelerde ve °-eklerde, efsanelerde, dinlerde ve masallarda!"Ürperdi'im' hissettim. Bilinmedik bir enerjinin etkisinde kal-qibitepeden t#rna'a titriyordum."Simdi seni bana gönderenin kim oldu'unu biliyorum, gü-• tanr #ça!" dedi bana kapal# gözlerle. Dudaklar #nda ince bireülümseme vard#. "Büyük bilge tanr #lar kendilerinin yan#na gel-mernj istediler! Beni Uygur'a götürmek üzere de seni seçtiler...Uygur! Asya'n#n dev da'lar #yla çevrili tatl# denizinin tanr #larvadisi! Demek oraya çekildiler! Su oraya kadar asla yükselemez!"Asl#nda istedi'inden çok daha fazlas#n# söyledi'ini fark ettim.Geçicili'in tüm ba'lar #ndan s#yr #lm# olan büyük tanr #lar #n sons#'#naklar # hakk #nda ne kadar büyük bir hasretle konutu'ununfark #nda bile de'ildi belki de..."Hayatta kalacak olursan Jason'dan sak #nmaya bak!" dedi

Quetzalcoatl ciddi bir ifadeyle. "Onunla kar #lat#'#n takdirde,arkas#na gizlendi'i ismi ne olursa olsun ya derhal oradan kaç, ya daonu öldür! Ve erkek ya da kad#n, ona benzeyenlerden ve onun peinden gidenlerden de sak #n kendini! Onlar içlerinde sadece yoketmeye yarayan tutku, k #skançl#k ve kendini be'enmilik ta#rlar...Yaam kitab#n#n sayfalar #n#n birindeki ufac#k bir hata, hepimizinhücrelerinin en gizli köesinde sakl#d#r. Krallar #m#z#n kibrekap#lmas#na ve adada yaayan mutlu insanlar #n binlerce y#l zarf #nda

gözlerinin kamamas#na neden olan ite bu zehirdir!"Quetzalcoatl'#n söylediklerinin üzerine uzun zaman düündüm.Daha önce hiçbir ey bana bu kadar karma#k ve kafa kar #t#r #c# gelmemiti. O âna kadar düündü'üm her ey basit resimlerdenibaretti. Fakat bu son duyduklar #m o kadar dolambaçl# ve kar ##kt# ki, nereden balay# p nerede bitirece'im, iin 'Cinden nas#lç#kaca'#ma dair hiçbir fikrim yoktu. Elimde olma-





145dan Yasak Bahçe'yi düündüm. Her ey neden bu kadar zor 0|_

mak zorundayd#?"Neden?" diye sordum yal# tanr #ya. "Neden bilgi iyi ve kötütanr #larla, efsane ve destanlarla, ate kurbanlar #yla ve dünyan#nsonuyla ilgili olmak zorunda?""Her ey ak #yor" diye kar #l#k verdi Quetzalcoatl. "Yeni bir eyö'rendi'in her an, içinde baka bir ey kaybedersin. Çünkü çembertamamlanmadan ve varl#'#n yeni bir alan#na ulamadan, her ey birbirini eitler ve akmaya devam eder.""Bu birilerinin felaketten kurtulaca'# anlam#na m# geliyor?""Esas olan yapraktaki larva m#, koza m#, kelebek mi, yoksa yazdansonra b#rakt#'# yumurta m#d#r?" diye sordu Quetzalco-atl."Yaam#n bu birkaç çeidinin hangisini amaç ve gerçek olarakkabul edersin?""Kelebe'i.""Hay#r" dedi Quetzalcoatl gülerek. "Amaç ve gerçek olan, ölümü

bile aan dönüümdür. *ayet hayatta kalacak olursan, anlaman vekavraman gereken amaç, dönüüm olacakt#r!""Nereye kadar? Bu dönüüm nereye kadar devam edecek?""$te bu tanr #lar #n bile cevaplayamayaca'# bir soru..."146TUFANDAN GER $YE KALANLAR!%%s, Son, bilgelerin dakikas# dakikas#na hesaplad#'# jl'jf andageldi. Kozmik gökta# k #talar #n ve okya-$?• ''$ nuslar #n üzerini

kaplayan yo'un hava tabakas#na .' ; girdi'i s#rada öyle büyük birh#za sahipti ki, nere-MKf deyse gözle bile görülmüyordu.Cisimlemi fela-m' ket, tam otuz bin tanr # yüksekli'inde,dünyan#n '<'s koruyucu mavi tabakas#yla savamaya balad#. OW zamana kadar düz olan rotas#n# de'itirmiti ve aa'# bir parabol çizerek düüyordu. Ayn# anda kar #lat#'# direnç yüzünden





muazzam gövdesi kor haline dönütü. Dört bir yana ate saç#yor vegiderek parlaklaan bir kuyru'u ard#ndan sürüklüyordu.

Yalanc# günee buhar ve madde parçac#klar #, yeil ve k #rm#z# ##lt#lar, iniltili bir ç#'l#k elik ediyordu. Dünyan#n her taraf #ndakicanl# varl#klar olduklar # yerde donup kalm#lard#. Geni çay#rlardaki hayvanlar kaçmaktan vazgeçtiler. Nehirlerin vegöllerin içindeki bal#klar yönlerini a#rarak dipteki talara çarpt#larve yalpalayarak su yüzeyine ç#kt#lar. Ormanlar #n derinliklerindedallar birbirine kar #t#, leoparlar ve maymunlar, kular ve y#lanlara'açlardan aa'# dümeye balad#lar.Toprak yüzeyinin alt#ndaki böcekler bile yürümekten vazgeçtiler,varl#klar #n#n daha yüksek seviyesine henüz ulaamam# larvalargibi olduklar # yerde k #vranmaya balad#lar.Hint Okyanusu ile Afrika ve Çift K #ta'n#n aras#ndaki denizinderindeki gökyüzünün bulutsuz ve güneli olmas#na ra'men, güney buzlar #ndan kuzey buzlar #na kadar uzanan tüm bölgeler-147

deki canl#lar gökteki alev alev yanan kütleyi rahatl#kla görebil,yordu. Dev gökta# gökyüzünü yutmak ister gibi büyüdük büyüdü,rengi giderek k #z#llat#, görüntüsü giderek korkunçia$ ti, sesigiderek yükseldi. Art#k kimsenin göremedi'i gerçek gjj. ne, henüzdünya yüzeyine ulamadan bö'ürmeye balayân canavar #n yan#nda,küçük bir toz zerresi gibi kalm#t#. Aniden gökyüzü bir perde gibiy#rt#ld#. Alev alev yanan hava, bir an için daha önce kimseningöremedi'i uzay bolu'unu bile görünür k #ld#.

Sonun gelmesinden k #sa bir süre önce, sahte güne parçalaraayr #lacakm# gibi davranmaya balad#. Sonra gerçekten de yüzlercealevli parçaya bölündü. Büyük parçalardan bir k #sm# rotalar #n# de'itirerek denizin üzerinden uçmaya balad#lar, sonra da birkaç parçaya daha bölündüler.Cisimlemi kötülü'ün ana gövdesi ise beklenilen noktaya çarpt#.Ayn# anda Basiiea'dan daha büyük ve Atlantis'in en yüksek da'





zirvesinden daha yüksek bir ate sütunu gö'e yükseldi. Her ey okadar çabuk ve o kadar do'al bir ekilde gerçeklemiti ki, sanki

bilgeler bu ân# bekleyerek son anda müdahale etmilerdi. Hattaiçlerinden baz#lar # Atlantis bakentini yeniden ina etmeyehaz#rlanmak üzere birkaç gün bekleyecek-mi gibi görünüyordu -daha güzel, daha büyük, daha görkemli olarak.Fakat çarpma ân#ndan hemen sonra kimsenin beklemedi'i bir eyoldu. Tüm dünya yuvarla'# yava yava ve bir canl# gibi, hatta birmimoza çiçe'i gibi tepki verdi. Dünya, günein etraf #ndakiyörüngesinden sapm#t#. Küçük, küçük bir sapma. Afrika'n#n y#ld#z bilimcileri Dogon'lar bile bu sapmay# fark edemezdi. Ayn# andaçarpman#n iddeti yeryüzünün iç kabu'unu oluturan s#v# magmatabakas#na nüfuz etti.*ayet dünyan#n buzdan takkeleri korkunç a'#rl#klar #yla dünyan#nkendi ekseni etraf #nda dönerken az#c#k yalpalamas#na ne-1480)rnasayd#... dünyaya belki de hiçbir ey olmayacakt#, hat-n (<at

daha büyük bir gökta# bile dünyan#n güne etrafin-.. yörüngesini asla de'itiremeyecekti.Fakat kendi kütlesiyle mukayese edilince hiç denilebilecekHar gülünç bir a'#rl#'a sahip olan gökta#n#n gücü, dünyan#ncfçe yana yatmas#na yol açm#t#. Dünyan#n ekseni bir milyon jftad#m, yani dünyan#n çevresinin yirmide biri kadar kayd#. Avn# andadünyan#n uzay bolu'una uzanan manyetik alan# Ha&ld#.Yeryüzündeki tüm demir parçac#klar # yönlerini kuzeyden güneye,

güneyden kuzeye de'itirdi. Bu de'iim tüm kular # ve bal#klar # etkilemiti. Yaklamakta olan f #rt#nalar onlar # yakalamadan öncehavada ve suda yönlerini kaybettiler.$lk ime'i ikinci bir bas#nç dalgas# izledi. Gözle görülmez dev bir b#çak gibi ormanlar #n ve bozk #rlar #n üzerinde dolat#, da'lar #nzirvelerini y#kt#, denizlerde oluturdu'u dev dalgalar yürüyenda'lar gibi karaya yönelmeye balad#.





Çarpman#n gürültüsü dünyan#n yar #s#ndan duyulmutu. Devasa birgümbürtü olarak do'uya ve bat#ya yönelmiti. Hava okyanusunu

korkunç bir kaosa dönütüren tayfunlar ve kas#rgalar etraf # kas# pkavururken yer yar #lmaya balad#. Hatta aradan bir gün geçtiktensonra bile, sanki yerkabu'unun içi kendisiyle korkunç birhesaplamaya girmi gibi, çok uzak bölgelerde dahi yerkabu'undauçurumlar aç#ld#. Kükürtlü, pis kokulu, kaynayan su elaleleri gö'eyükseliyordu. Ev büyüklü'ündeki kaya parçalar # durduk yerde patlay# p binlerce parçaya bölünüyordu. Tüm yanarda'lar hareketegeçmi, etrafa lav ve kül ya'd#r #yor, varolanlara her geçen anyenileri ekleniyordu.Dünyan#n tüm kayal#k k #y#lar # parçalanan buz da'lar # gibi köpürendenize dökülmeye balam#t#. Okyanustan ate ve duman sütunlar # yükseliyor, etrafa keskin kenarl# buz parçalar # ya'#yordu. Gökyüzühenüz her yerde zifiri karanl#'a bo'ulma-rn,*t#. Da' bulutlar # aras#nda hâlâ yer yer aç#k mavi lekeler gö-149

ze çarp#yordu. Baz# yerlerde ise gerçek güne kendisini k #z#] ^ devgibi gösteriyordu. Gece olan yerler, yans#yan güne #^ n#n etkisiylek #z#l bir kan denizinin içinde yüzüyor gibiydi. Gün. düz olanyerlerde ise ayd#nl#k denizlerin ve bulutlar #n karanl#. '#ylakar #arak yeni bir gece oluturuyor, hiç güne almayan yerlerde isegökyüzünde ara ara aç#lan deliklerden göz kama, t#r #c# ##ksütunlar # dünyaya düerek do'aüstü görüntüler oluturuyordu.Kuzeyin ve güneyin tüm f #rt#nalar #, yerin derinliklerinin tüm atei

sanki ayn# anda zincirlerinden boanm#t#. Dev güçlerin kavgas# bozk #rlar # ve çölleri, ormanlar # ve da'lar # kaplam#t#, Denizlerinsular # karaya hücum ediyor, karalar #n da'lar # denize dökülüyordu.Art#k kara yoktu, deniz yoktu, s#n#r yoktu.Fakat buna ra'men korkunç tufan#n içinde baz# adac#klar vard#. AlpDa'lar #'nm kuzeyinde on yalar #ndaki bir o'lan çocu'u, kayalar #nve çak #llar #n aras#nda korkunç bir h#zla koan bir mamutun s#rt#na





binmiti. Aquitania'da, Carnac'#n ta caddelerini sular kaplamadanönce büyükçe bir kay#'a hayvanlar # ve erzaklar #yla birlikte binmeyi

baaran bir aile, Pirene'lerin kayal#klar #na do'ru sürükleniyordu.Bir süre sonra kay#k yar # yar #ya y#k #lm# bir ma'ara a'z#na tak #l# pkald#. Çarp#ma s#ras#nda Tanr # Ti uz'un gö'üs kafesi ezilmiti. Neredeyse ayn# olay Akdeniz'in do'u kayal#klar #nda dagerçekleiyordu. Bu kay#k Tanr # Zeus'un hükmetti'i adalarülkesinden geliyordu. Fakat pek az kay#k bu derece ansl#yd#,çünkü kabaran sular giderek yükseliyor, karanl#k son ##kl# noktalar # da teker teker yutuyordu.Tüm zamanlar #n en büyük depreminin ana dalgas#, dünyan#netraf #nda bir kere dolamak için otuz saate ihtiyaç duymutu. Fakat bu esnada pek az canl# hayatta kald#'# için, korkutucu etkisi fazla büyük olmad#. Büyük dalgan#n toprakta açt#'# derin yar #k derhalsuyla doluyor, fakat k #zg#n lavlar taraf #ndan kaynar su ve buharolarak geri püskürtülüyordu.150

\mon~R& daha ilk anda halk #n#n tümünü kaybetmiti. Ken- j dev kaya bloklar #n#n aras#nda be gün dayanmay# baard#,kat alt#nc# gün sakland#'# yere hücum eden dev bir dalgan#n. ndeki bal#k lelerinden birinin kuyru'unun bo'az#na saplan-sl sonucu öldü. Viracocha ise Titicaca Gölü'nün alt#ndaki sa-ay#nasaklanmay# baarm#t#. Fakat üzerinde gölün bulundu'u •ag s#ras# ani bir hareketle metrelerce yükselmeden önce, dökülen kaya parçalar # saray#n giriini t#kad#.

Zalim ve sonu gelmeyecekmi gibi görünen felaket, dünya-n)n pekaz yerine dokunmadan geçti. Hopi'lerin ve Nava-jo'lar #n çok eskikayal#k ülkesi ile üzerinde Ainu'lar #n oturdu'u kuzey adalar #n#n birk #sm# bunlar #n aras#ndayd#. Kara gökyüzünden bardaktan boan#rcas#na ya'mur ya'mas#na ra'men, Avustralya içlerifelaketten neredeyse hiç etkilenmedi. Kuzeybat#da ise deniz Asyaile Çift K #ta'n#n son kara ba'lant#lar #n# da kaplad#. Hindistan'#n





güneyinde azg#n sular ölülerin kemiklerini topraktan ç#kartarak, son buz ça'#ndan kalma ta aletlerle birlikte dört bir yana saçt#. Büyük

tanr # Brahma arkas#nda en küçük bir iz b#rakmadan ortadankaybolmutu. $nanna ve Osiris'le ayn# zamanda Atlantis'ten ayr #langenç Manu ise yedi bilgeden oluan bir müzik grubu ve birtak #meyalarla bir gök gemisine binerek dünyan#n dam#na s#'#nmay# baard#.Fakat hayatta kalanlardan hiçbiri yan#na ##k almam#t#.Rüyamda üüyordum. Tüm vücudum titriyordu ve so'uk pençelerini damarlar #ma saplam#t#. Uyanmak istiyordum, fakatüzerimdeki yumuak bir da'# and#r #r a'#rl#k, k #m#ldamama bile izinvermiyordu.Sanki Gri Ev'deki dünyan#n kendi kuyru'unu #s#ran bir y#lan olaraktasvir edilen ç#k # kap#s#n#n önünde duruyordum. Hay#r, bu ekilde bu kap#ya asla ulaamazd#m! Köelerdeki dört sembolü banayard#m etmeye ikna etmeliydim. Fakat hangilerini? Kanatl# adamam# yafvarmal#yd#m? Kartala m#? Aslana m#?

151Ba#ma ulaan so'uk, yüzümü buzdan bir örtü gibi kapla, m#t#.Gözlerimdeki yalar yava yava donuyordu. Bu, ölij^ müydü?Fakat ben nas#l ölebilirdim ki? Ben binlerce y#l hüküm sürecek birtanr #ça de'il miydim? Her zaman kendisini yenileyebilen birvücuda, ba#m#n etraf #nda tehlike iareti belirdi'i zaman benikoruyan, bana ö'üt ve güç veren bir Tanr # Ta#'na sahip de'ilmiydim?

Ölmemelisin!"Nanna..."Bir ses. Bir kelime. Ad#m#n bir parças#..."$nanna" diye f #s#ldad# dudaklar #m."Hoi, Nanna..."Bir erkek sesi. Sert. Kaba. Bo'uk.





Baka sesler duyuyordum. Üzerimde soluyan bir ey vard#.Dudaklar #m#n aras#na so'uk, uzun, keçelemi saçlar girdi. Ayn#

anda kapal# gözlerimin aras#ndan bir gölge gördüm. Kirpiklerim birbirine yap#m#t#. Her yan# ac#yan yüzümü buruturdum.Gerilmi derim sanki bana ait de'ildi. Hafif bir çat#rdamayla öncesa' gözümü açt#m, sonra da sol gözümü."Hoi, Nanna, Nanna..."Ate gibi yanan bir nefes yüzüme çarpt#. Üzerime tan#mla-yamad#'#m bir nesnenin e'ilmi oldu'unu görmekten çokhissediyordum."Ya#yorsun!""$nledim. Nas#rl#, güçlü eller beni koltuk altlar #mdan kavrad#. Derin bir soluma daha iittim, sonra üzerimdeki yumuak da'#n alt#ndankuvvetle çekildi'imi hissettim. Ba'#rd#m.""Hah, ite kurtuldun!"Az önceki erkek sesi heyecan ve sevinçten titriyordu. Adam beni b#rakt# ve sertçe s#rt üstü dütüm. Bir kez daha ba'#rd#m, fakat bu

ac#dan ziyade korkunun sebep oldu'u bir ç#'l#kt#.152"jyj!" dedi hâlâ yüzünü göremedi'im adam. Sonra karanl#-- n içineçekildi. Kal#n ve özlü bir s#v#n#n sesini duydum. Adamgeri geldi."$ç bunu!"Hareket etmeye cesaret edemiyorum."Beni anlam#yor musun?"

Elimde olmadan nefesimi tuttum."Hey sen! Beni anl#yor musun? Sana bir ey yapmayaca'#m!Sadece iç... Mamut kan#... donmutu... iyice ezildi veimdi iyi!"Midemin kalkt#'#n# hissettim."Çok mu so'uk?"





Gitmek istiyordum. Aya'a kalkmak ve gitmek. Vahi adam hemenönümdeydi ve a'z#nda bir eyler çalkalay# p duruyordu. Sonra

yüzüme o kadar yaklat# ki, yar # karanl#kta gözlerini görebildim.Geni ve neredeyse kapkara bir aln#n ortas#nda, aç#k ve ayd#nl#kgözlerdi bunlar. Deri veya kumatan yap#lm# bir al#nl#'#n alt#ndauzun ve s#k saçlar # vard#. Sonra burnunu, dolgun dudaklar #n# ve boynundaki kolyede sallanan deniz kabuklar #n#, kemik parçalar #n#,kaplan t#rnaklar #n# ve büyük dileri gördüm.Kendimi savunmama f #rsat b#rakmadan üzerime ç#km#t#.Dudaklar #n# dudaklar #ma bast#rd# ve vahi bir güçle a'z#ma s#cak bir s#v# püskürttü. Dudaklar #n#n bask #s#ndan kaçmam#n imkân# yoktu. S#v#y# yutmak zorundayd#m - bir kere, iki kere, üç kere...Sonra beni aniden b#rakt#."$yi? Daha?"Tüm vücudumun tiksintiden kas#ld#'#n# hissediyordum. Ö'ürdümve a'z#ma gelenleri tukurdum. Ç#lg#nca bir umutsuzluk içindeellerimi kald#rarak kendimi korumaya çal#t#m, fakat adam#n

dudaklar # tekrar dudaklar #ma yap#m#t#. Elleriyle ba#-153-m# s#k # s#k # tutuyordu. Daha önce hiç kimse beni istemedi'e bireyi yapmaya zorlamam#t#. Beni daha fazla tiksindirenin neoldu'unu bilmiyordum... A'z#mdaki s#cak kan m#, kokusu muyoksa bu vahi adam#n kar #s#ndaki zavall# çaresizli'im mi?Sonra elleri ba#mdan ayr #ld#, boynumu ve omuzlar #m# yo|<_lamaya balad#. Oradan h#zl# ve kaba hareketlerle gö'üslerime ve

karn#ma indi, sonra da kalçalar #m# kald#rd#.Ans#z#n içimde bambaka bir korku belirdi. A'z#mdaki, bo-'az#mdaki ve midemdeki kan# unuttum. Bu vahi, bir erkekti...Hiçbir ey sormayan, aksine istedi'ini yapan bir erkek. *imdi denas#rl# elleri bald#rlar #ma uzanm#t#.





"Hay#r!" diye ba'#rd#m olanca gücümle. Ç#rp#nmaya balad#m,yumruklarla üzerimdeki postlarla kapl# gö'sü dövmeye balad#m,

bo yere kendimi yana atmaya çal#t#m."Tamam! Tamam!" diye soludu vahi. "Ungur Nanna'ya iyidavranacak!"Tanr #lar Okulu'nda hiç kimse bana böyle bir durum kar #s#nda nas#ldavranaca'#m# ö'retmemiti. Fakat bunu istemiyorum! Bu korkunçve i'renç aa'#lamay# yaamaktansa ölmeyi tercih ederdim! *imdide'il, burada de'il, hele bir hayvan gibi üzerime çullanan bu vahitaraf #ndan hiç de'il!"Bana yard#m et, Tanr # Ta#!" diye ba'#rd#m yalvar #rcas#na. Bununeden yapt#'#m# bilmiyordum. Ne bekledi'imi de bilmiyordum.Etrafimdaki her ey bulan#klamaya balad# ve karanl#k, dipsiz birçukura dütüm."Toprak, gökyüzü, bulutlar ve denizler eski tanr #lara bakald#rd#"dedi Hopi efi yan#ndaki k #z#na. Kabilenin ma'aralar #ndan oldukçauzaklam#lard#. Ne ef, ne de k #z# nerede olduklar #n# bilmiyorlard#,

çünkü etraflar #nda kendilerine tan#d#k gelen ve nerede olduklann# anlamalanna yard#mc# olacak hiçbir ey yoktu. "Yaamaya nas#ldevam edece'iz?" diye sordu k #z.154«Yaayarak" diye kar #l#k verdi ef. Ve dedi'i gibi oldu. Ala-karanl#k saatler yerlerini uzun bir geceye terk etti. Bazen un sureuyuyam#yorlard#. O zaman bilinmedik da'lar #n vevonlar #n s#r #ls#klam kayalar #nda oturuyor, sab#rla bir ##k be-irtisi

bekliyor ve her on iki ya da on üç nefesten sonra ma'ara-l rdan birinde bulduklar # kurutulmu eti çi'niyorlard#.Zaman h#zla ak #yor ve yine de her ey ayn# kal#yordu. Sadece aradas#rada iddetli ya'mur ans#z#n diniyordu. O zaman talar kuruyorve baz# küçük hayvanlar sakland#klar # yerlerden d#ar # ç#kmayacesaret ediyorlard#. Birço'u bo'ulmutu. *efin k #z# leleri,





kemikleri ve y#rt#k postlar # saymaktan uzun süre önce vazgeçmiti.Bir süre sonra ölümün izleri giderek azalmaya balad#.

Ve günün birinde bir deri bir kemi'e dönümü, açl#ktan neredeyseölmek üzere olan genç bir adam, efle k #z#n#n s#'#nd#klar # ma'aran#n önündeki ta platformda beliriverdi. Kar #n üzeri yereuzanm#t# ve a'z#n# açm# aa'#daki vadiye bak #yordu. *efle k #z#,dikkatle yanma yaklaana kadar, bir süre onu uzaktan gözlediler.Yal# ef önce öyle bir öksürdü. Genç adam irkilmeden yavaça ba#n# çevirdi."*t!" dedi parma'#n# dileri yar # yar #ya dökülmü a'z#n#n önünegötürerek. Yüzü tiklerle sars#l#yordu ve çukura kaçm# gözleri kocakoca aç#lm#t#."Nereden geliyorsun?" diye sordu yal# ef."*t... rahats#z etmeyin! Ne yapt#'#m# görmüyor musunuz?"Hopi'lerin efi ve k #z# balar #n# sallad#lar."Nereden geliyorsun?" diye sordu yal# ef bir daha."Bilmiyorum, fakat san#r #m güneyden" diye kar #l#k verdi yabanc#.

Baba-k #z ona yiyecek bir eyler verdiler ve sorular #n# daha iyianlayana kadar saatler boyu beklediler."Geldi'im yerde her ey mahvoldu" diye anlatmaya balad#-"$nsanlar kayboldu, bo'uldu, ya da bal#'a dönütü. Tüm155 bunlar bir tek günde oldu. Fakat tanr #lardan biri ve refakatçis Nanna kurtulmay# baard#, çünkü çok yal# tanr # Titlacahuan onlar # uyarm# ve bir sandal yapmalar #n# emretmiti."

"Tanr #n#n ismi Titlacahuan m#yd#?" diye sordu yal# ef."Buna benzer bir eydi herhalde, son hecesinin an oldu'unu biliyorum...""O halde sen bir Aztek'sin. Halk #ndan söz edildi'ini duymutum.Güne tanr #n#z#n ismi Huitzlipochtli. Karan#n iki büyük okyanusunneredeyse birbirine de'ecek kadar darald#'# yerde ya#yordunuz.Ülkenin ismi Aztlan m#yd#, Mechiko muydu?"





"Bilmiyorum" diye cevap verdi genç adam, "belki...""Fakat sen bir Aztlan's#n! Atlantis'e ait bir koloninin halk #ndan!"

dedi yal# ef #srarla. "Yoksa bir Ölmek oldu'unu mudüünüyorsun? Ya da bir Maya...""Hat#rlayam#yorum. Her ey benim için fazlas#yla karanl#k..." Gençadam ans#z#n do'ruldu, gözlerini efin k #z#na dikti ve sanki bambaka biriymi gibi törensel bir sesle konumaya balad#:"Neyin gelece'ini kimse bilmiyordu. Ba#m#za bal#klardan oluan bir ate ya'muru ya'd#, kül ve k #rm#z# kurba'alar ya'd#,köklerinden sökülmü a'açlar ya'd#... hatta gökten demir kayalar bile ya'd#. Büyük Y#lan gökyüzünden kopar #ld#... sonra derisi vekemikleri parça parça aa'# dümeye balad#. Oklar herkese isabetediyordu. Yetimlere, ihtiyarlara, dullara ve tüm canl#lara... Hayattakalanlar kumlu deniz k #y#s#nda kabaran sular taraf #ndan yutuldu.Ve Büyük Y#lan'la birlikte gökyüzü aa'# düerek karalar # bat#rd#...""Neden söz etti'ini bilmiyor" dedi k #z.

"Hay#r, bunu biliyor. Fakat gerçekte kim oldu'unu, neredengeldi'ini, neler yaad#'#n# ve neler duydu'unu bilmiyor...""Duymak m#? O halde yan#nda duyduklar #n# ona anlatan bakalar # da olmal#..."Genç adam ans#z#n güldü. Gözlerini döndürdü, aya'a f #rlad#.156 jeleyerek uçurumun kenar #na gitti ve kollar #n# açt#. S#cak s. k0raf #rt#nas# derin, sisle kapl# vadi taban#n# kavuruyordu.

as#dan yan#lt#c# bir ##k parl#yordu, sanki uzun zamand#r gö-¦ meyengüne bir yolunu bulup ##nlar #n# aa'# gönderiyor-OySa gökyüzü her geçen an daha fazla kararmaktayd#."Dinleyin beni!" diye ba'#rd# genç adam vadinin dibine fto&ru."Dinleyin beni, gecenin eytanlar #! Neler oldu'unu biliyorum!kötünün ismini biliyorum, bunu size de söyleyebilirim. Evet, bunu biliyorum! Alt#nc# Can y#l#nda, Zar ay#n#n on birinci Muluc'unda





balayan korkunç depremler, on üçüncü Huen'e kadar aral#ks#zdevam ettiler. Mut ad# verilen WI tepeler ülkesi ve Mound ülkesi

bu depremlerin kurban# oldu. Bu ild ülke iki kez salland# ve birgecede ortadan kayboldu! Yerkabu'u içten gelen güçlerin etkisiyleo kadar fazla e'ilip büküldü ki, sonunda bas#nca dayanamayarakyar #ld#. Derin bir çatlak bu iki ülkeyi birbirinden ay#rd#! Fakat ben... ben onlar # tekrar bir araya getirece'im! Bir taraftaki kayaduvar #n# al# p, di'er taraftaki kaya duvar #na ba'layaca'#m!""Neler söyledi'ini anl#yor musun?" diye sordu Hopi kabilesininefinin k #z#."Akl#n# kaç#r #yor... Çabuk... Tut onu!"Fakat art#k çok geçti. Genç adam eline geçirdi'i bir sopaylaarkas#ndaki kaya duvar #na vurmaya balad#. Sonra öne e'ildi, di'erkolunu uzatt# ve dengesini kaybetti."Di'er taraftaki kaya duvar #! Geliyorum!" diye ba'#rd# büyük birsevinçle. "Sizi birletirece'im - dünyan#n yaralar #n# kapayaca'#m!"Bora f #rt#nas#n#n içindeki yan#lt#c# ##k genç adam#n gövdesini

sard#. Onu tekrar tekrar kayalara çarp# p duruyordu."Derhal ma'araya geri dönelim!" diye ba'#rd# yal# ef. Ça-ördayarak yan#na düen bir imek büyük bir ta# paramparça etti.Sonra ikinci ve üçüncü imekler... Dördüncü imek ta 157 platforma isabet etmedi. Bora f #rt#nas#n#n oluturdu'u kUrn yüklühortuma çarpt#, ateten bir hayvan gibi büzüldü ve geni bir kavisçizerek tekrar yukar # f #rlad#.

"Ne kaos ama!" diye düündü dehet içinde kalan yal# ef K #z#n# kolundan tuttu'u gibi kaya duvar #n#n içindeki koruyuCu deli'esürükledi. "*imekler bile nereye gideceklerini bilmiyor!"Yumuak, keyifli bir duyguyla uyand#m. Gözlerimi açmadan burnumdan derin derin nefes ald#m. Etraf #mdaki her ey ##khayd#nl#k ve berrakt#. Parmaklar #m alt#mdaki yumuak postun tüyleriüzerinde dolat#. Üzerimdeki oldukça a'#r, fakat ayn#





yumuakl#ktaki örtüye s#k #ca sar #ld#m. Fakat hemen sonra kaçzamand#r peimi b#rakmayan korkunç rüya tekrar akl#ma geldi.

Ne müthi bir kâbus! Depremler, küçük gri evlerde resimlabirentleri, lav ve kül püskürten yanarda'lar, ma'araduvarlar #ndaki büyülü resimler, sahilde dans eden yerliler, alev alevyanan odun y#'#nlar # üzerindeki tanr #lar, gökten düen güne,korkunç bir tayfun sonucu okyanuslara gömülen ülkeler, kara bulutlar içinde yalpalayan gök gemileri iç gözümün önünden geçittöreni yaparken ürperdi'imi hissettim. Fakat imdi her ey sonaermiti. Karanl#k yok olmu, s#cakl#k vücuduma geri dönmütü.Rahatlayarak iç çektim ve kâbusu mümkün oldu'u kadar çabukunutmaya karar verdim.Dudaklar #m# yalad#m. Dilimde ya'l# ve tuzlu bir tat b#rak #yorlard#.Son olarak ne yemitim? Ne içmitim? Hat#rlayam#-yordum.Uykuya dalmadan önce ne yapt#'#ma dair hiçbir fikrim yoktu.Bugün günlerden neydi acaba?Gözlerimi açt#m.

Ba#m#n hemen üzerinde garip bir mavi ##kla ayd#nlanm#, sar #-kahverengi renkte, büyük bir mekân#n tonozlu tavan# vard#. Buras# benim yatak odam de'ildi! Tavandan aa'# rengârenk ##ldaryans#tarak de'erli elmaslar gibi parlayan ta 158sark #yordu. Dikkatle ve ba#m# çevirmeden bak #lar #m# 5 süslemelerin üzerinde dolat#rd#m. Tonozlu tavan#n yerini• ni< bir ustal#kla cilalanm# dümdüz bir duvara terk etti'i yer-

renkü ##k titredi. Belli belirsiz bir ekilde ba#m# kald#rd#m,' u #r #lt#s# iittim, sonra da kula'#ma m#r #ldanan sesler geldi. parlayan ta duvarlar #n üzerinde büyük gölgeler oyna#yordu Birazyana döndüm ve beyaz-kahverengi ham fildilerin-den oluan biry#'#n gördüm. Uzun ve k #vr #k mamut dileri. Ve küçük, titrek birate.





Ans#z#n dehetli bir pani'e kap#ld#'#m# hissettim. Vücudum kas#ld# ve nefesim kesildi.

"Sadece bir s#nav!" diye geçti akl#mdan kurtar #c# bir düünce. "Birtanr #ça ne yapar, ayet...""*ayet ta devri insanlar #na ait bir ma'arada uyanacak olursa!" diyef #s#ldad# dudaklar #m. "Oradan oraya dolaan vahi Neandertaladamlar #n#n, yaban avc#lar #n#n tutsa'#..."Üzerimdeki postu çeneme kadar çektim. Ayn# anda ilk uyan##mesnas#nda üzerimdeki a'#r, keçelemi tüylere sahip nesne akl#mageldi. O mamutun cans#z, fakat hâlâ s#cak gövdesinin alt#na nas#lgirmitim? Quetzalcoatl ile yapt#'#m uçuun son anlar #n# nedenhat#rlayam#yordum? Akl#mda tek bir isim vard#: Ungur!O vahi karanl#kta üzerime sald#rd#'#nda neler olmutu? içimdekiher ey korkunç gerçe'e kar # mücadele ediyordu. Gördüklerimeinanmay# bir türlü istemiyordum. Yoksa bu sadece yeni bir kâbusmuydu? Yukar # bakt#m. Hay#r, bu tavan#n elmaslarla ilgisi yoktu.Ta süsler ise uzun y#llar boyunca bilmem hangi yeralt# suyu

taraf #ndan oyulmu bir ma'aran#n tavan#ndan sarkandamlatalardan ibaretti.Atein öte taraf #ndan birbirine sürtünen ve çarpan nesnelerin seslerigeliyordu.Geri geliyorlar!" diye ba'#rd# genç bir ses. Hemen sonra iki Yenigölge gürültülü bir ekilde di'erlerinin aras#na kar #t#.159"So'uk!" dedi adamlardan biri bo'uk bir sesle. "Bu bölgede böyle

bir so'uk daha önce hiç görülmemiti.""Her ey donuyor" dedi ikinci, daha genç erkek sesi. So|u. 'umkesildi. Bu, Ungur'un sesiydi. "*uraya bak #n! Bu ya'mUr de'il,aksine dolu! Hem de her biri bir ay# ba# büyüklü'ünde dolutaneleri!"





Elindeki buz kütlesini yere b#rakt#. Kocaman dolu tanesi ma'aran#nzeminine çarparak parçaland# ve buz zerrecikleri dört bir yana

da'#ld#."Kaç##m#z sona erdi!" dedi yal#lardan biri. "Bu korkunç havan#nne zaman sona erece'ini bilmiyorum, fakat d#ar #da bir gün biledayanamay#z!""Gökyüzü bizi kaya tüküren bir yanarda' gibi ezip geçer!" dediadamlardan daha genç olan#."Bize üç ya da dört y#l, belki de daha fazla zaman boyunca yetecekkadar erza'#m#z var" dedi bir kad#n. "Siz avland#n#z, biz toplad#k,her zamankinden çok daha fazla kurutulmu ete, meyveye ve bö'ürtlene sahibiz. Bizden çok daha büyük bir aileye bile gelecekyaza kadar yeter...""Gelecek yaz m#?" diye güldü yal# adam ac# ac#. "Art#k yaz falanyok! Ne gün, ne güne, ne yaz! Ne hayvanlar, ne a'açlar, ne otlar!Sadece so'uk, buz ve zifiri karanl#k bulut da'lar #!""Ya tanr #ça?" diye sordu çocuk. "Tanr #ça bize neden yard#m

edemiyor? Neden bize günei geri getiremiyor?""Çünkü uyuyor!" diye cevap verdi Ungur. "Kafas#n#n etraf #ndaki ohâleye ükret! O, günein yerini tutacak!""Ya onu uyand#r #rsak?" diye sordu çocuk."Evet, onu neden uyand#rm#yoruz?" diye sordu kad#nlardan biri."Otuz ateten bu yana bizim yan#m#zda. Yirmi ate boyunca onuyan#m#zda ta#d#k, on ate boyunca da hiç k #m#ldamadan postlar #naras#nda yat#yor! Bu arada bir kere olsun vücudundaki fazlal#klar #

boaltmad#!"160Plaklar #m# birbirine kenetledim. Ma'aran#n ön taraf #ndaaz be kii bulunuyordu - gölgelere bak #lacak olursa belkivedi. hatta sekiz kii. Bu insanlar #n ne s#kl#kta ate yakt#klar #- biImiyorc'um' fakat ate gün anlam#na geliyorsa, tam bir ay-H#r onlar #n yan#nda olmal#yd#m.





"Bana s#cak çorbadan biraz verin!" dedi Ungur. "Gidip ne dunumdaoldu'una bakay#m."

"Çorban#n içine k #zg#n talar koyana kadar beklemelisin" dedikad#n. "Bu kadar çabuk geri gelece'inizi nereden bilebilirdik?""Bu andan itibaren d#ar #ya ad#m bile atmayaca'#z!" dedi yal# adam. "Hatta muhtemelen bu ma'arada ölüp gidece'iz..." "O haldetanr #çay# uyand#r #n! Bana kal#rsa o baka bir kabileden kovulmu ie yaramaz#n tekidir! Uykudan ve yumuak postlara sar #nmaktan baka bir ey bilmeyen bir kad#n# kim ister? Haydi, Ungur! Git onuuyand#r, bakars#n bir ie yarar..."Ejderha biçimli küçük gök gemisi, su çölünün sonsuz dalgalar #n#nköpükleri aras#nda bir f #nd#k kabu'u gibi oradan oraya sav-ruluyordu. Bazen suya dal#yor, sonra tekrar ç#k #yor, karanl#k bulutda'lar #n#n aras#nda uçuyor, amaçs#z ve hedefsiz olarak her geçengün korkunç sona daha fazla yakla#yordu.Deniz ile gö'ün birbirine kar #mas#n#n üzerinden kaç gün ve gece,hafta, hatta ay geçmiti? Ya da'lar #n erimesinin, kaynar lav#n

denizleri doldurmas#n#n ve gökten zift ya'mas#n#n üzerinden? Yada küçük gemiyi düzenli aral#klarla önce gö'e yükselten, sonra daiddetle suya çarpan bu korkunç tusunami dalgalar #n#n sonu nezaman gelecekti?Ejderha biçimli geminin içindeki sekiz adam#n hiçbiri yön ve hedef belirleyecek güçte de'ildi. Kendilerini oturduklar # yere s'k s#k # ba'lam#, oradan oraya savruluyorlard#. Adamlar #n yedisi balar #n# dahi saran koruyucu elbiseler giymilerdi. Lombar Penceresinin

ba#nda duran sekizinci adam#n ba#nda ise koru-161yucu yoktu. D#ar #dan gelen gürlemelere ve çat#rdamalara karçoktan sa'#rlam#t#, art#k sadece f #rt#nan#n tiz #sl#klar #n# duyabiliyordu. Ba# çatlayacakm# gibi a'r #yordu. Bazen bir an iÇjn alayedercesine etraf # mutlak bir sessizlik kapl#yor, sonra da f #r. t#naolanca iddetiyle kükremeye devam ediyordu...





Manu, Brahma'y# ie yaramaz yal# bir budala olarak nitelen-dirdi'igüne binlerce kez lanet etmiti ve etmeye devam ediyordu. "Sen

Himalaya Da'lan'n#n güneyindeki Pencab bölgesinin tanr #s# vehükümdar # m#s#n, yoksa yal# ve korkak adam#n teki misin?" diyesormutu ona herkesin önünde. "Bir tanr # ne zamandan beri birkaçyer sars#nt#s#ndan ve ilkbahar rüzgâr #n#n getirdi'i ya'murdankorkuyor?""Sen neden söz etti'ini bilmiyorsun" diye kar #l#k vermiti Brahma."Fakat madem bu kadar ak #ll# ve kahramans#n, o halde durmadançalg# çalarak ark # söyleyen yoldalar #n# da yan#na alarak çoksevdi'in o bal#'a bin ve tufan#n aras#ndan sana yol göstermesinisöyle! Kendine ve di'erlerine bir insandan çok daha fazla bir eyoldu'unu ispat et! Bir kahraman olmak istiyorsun, Manu, fakat buzamana dek üstün bir insan olarak sadece hayat#n güzel yönlerinitatt#n!"Manu, tanr #sal hükümdar #n saray#ndaki dehet dolu yüzlerihat#rl#yordu. Brahma'n#n yerini alma vakti gelmiti art#k.

"Peki, büyük Brahma!" diye kar #l#k vermiti. "Bal#'#m#n seni uzunzamand#r sinirlendirdi'ini biliyorum. Onu kutsal suyun kayna'#nday#kan#rken bulmutum - sana de'il, Arya, Arattave Elam'#nötesindeki Mezopotamya'n#n efendisine ait olan kaynakta!Okyanuslar hakk #nda hepimizden fazla bilgiye sahip olan bu bal#k,hiçbir sel bask #n#n#n beni korkutamayaca'#n# ispat etmem için benisular #n içinde ta#yacak!"Brahma'ya bu kadar utanmazca bir ekilde meydan okumam#

olmay# o kadar çok isterdi ki! Fakat art#k çok geçti. Akl#na tekrartekrar zavall# Jason geliyordu. Bu yal# tanr # da tanr #lar #n162... düzeninin yasalar #na kar # geldi'i için yelkenli gemisine bl^hkûm edilmemi miydi? 01 ..Röyie olaca'#n# biliyordu" diyeinledi Manu. Dudaklar # o





Har im'**' ki aralar #ndan tek bir ses bile ç#km#yordu, fakat lcjjolarak lanet okumak Manu için yava yava ç#ld#rmama-

n tek çaresiydi. Zay#fl#k göstermek istemiyordu ve bunu ya-arnazd#.Kendisi gibi aa'# tanr #lardan olan, fakat kendisindenu sonra Pencab'a gelmi olan yedi arkada# için, o hâlâ Brahma'n#nhalefiydi. Himalaya'n#n buzlarla kapl# zirvesini hangi vöndearamas# gerekiyordu acaba? Lanet olsun..."Böyle olaca'#n# biliyordu... On kral#n tümü, Duka bölgesinin bilgeleri, tüm tanr #lar böyle olaca'#n# biliyordu!" O halde neden? Neden Brahma onun felaketten bu kadar k #sa bir süre önce yediarkada#yla birlikte gök gemisine binmesine, yan#na yeteri kadarg#da ve ihtiyaç malzemesi almas#na izin vermiti? Yoksa bu sadeceyönetici tanr #lar #n bildi'i bir plan#n bir parças# m#yd#?Manu ac#yla inledi. Yanan gözlerle önünde aç#lan yeni bir dalgavadisine bakarak bal#'#n# arad#. Onu görmeyeli ne kadar olmutu?Bal#'# onun tek umuduydu. Bu küçük gemi görünmez bir iple ba'l#ym# gibi gri dalgalar #n aras#nda günler boyu onu izlemiti.

Manu köseleye dönmü diliyle dudaklar #n# yalad#. Çok susam#t#,susuzluktan ölecek gibiydi. Bu cezaya daha ne kadar katlanmakzorundayd# acaba?Gözlerinin önünde renkli ##klar görüyordu. Lombar penceresininhemen önünde helezonik seldiler çizerek dönüp duruyorlard#. Fakatsonra pencereye çarpan bembeyaz köpükler ##-S1 derhal yok etti.Korkunç ve kötü niyetli dalgalar, azg#n su-yun içinde yüzmeyeçal#an gök gemisine iddetle çarp#yordu. binlerce ve binlerce kez.

Ve bu #st#rab#n yak #nda sona erece'i-ne dair hiç, ama hiçbir umutyoktu.163TA* BIÇAKJmJ "D#ar #daki karanl#'#n içimize ilemesine izin vçr. |ümemeliyiz" dedi Ungur neredeyse yalvar #rca^. IHi na. "Her ey bizim için de en az senin için oldu-t M 'u kadar anla#lmas# güç ve





korkunç! Fakat sen W bir tannças#n... neyin gelmekte oldu'unu bilmiyor ) ¦ muydun?" <gf Bak #lar #m# kald#rd#m ve k #z#l

par #lt#lar saçan ate-¦ W in üzerinden düünceli bir ifadeyle ona bakt#m. Bu aradayan#ld#'#m# anlam#t#m. O benim için bir tehlike oluturmuyordu,asla da oluturmam#t#. Ungur üzerindeki postu ç#karm# ve kürkyele'ini giymiti. P#r #l p#r #l parlayan bir tenin koyu kahverengi,hatta siyah olmas#na hâlâ al#amam#t#m. Bilmedi'im bir sebeptendolay# Cro-Magnon deneyinin soyundan gelenlerin kara deriliolabilece'i hiç akl#ma gelmemiti. Ne Berios, ne de di'er tanr #lar bana bu garip gerçekten söz etmemilerdi.Saatler boyudur topra'#n derinliklerinden gelen bir atein ba#ndaoturuyorlard#. Küçük bir çatlaktan yükselen alevler, ma'aran#n önk #sm#n# #s#tmaya ancak yeterli oluyordu. Ungur'un ailesinin hayattakalan di'er fertleri yatmaya gitmiti Ungur'un nihayet uyanm# olan gizemli ganimetini görebilmek için uzun süre uyan#kkalm#lard#.

"Evet, Ungur" dedim bir süre sonra bo'uk bir sesle. "Birço'umuzneler olaca'#n# biliyordu. Fakat bu kadar korkunç olaca-'#n# hiçkimse tahmin etmemiti."Bu arada Ungur'un ailesi hakk #nda çok ey ö'renmitim, 'a'164. bunlar benim için henüz son derece yeni ve inan#lmaz-'<a flaketten önce on be kiiydiler: Üç erkek, dört kad#n, iki• ar ve alt# çocuk. $htiyarlar, çocuklardan dördü, bir kad#n ve rkek

art#k hayatta de'ildi. Ungur da dahil olmak üzere aile,| asiden oluuyordu. Gö'ün nas#l ac#mas#zca y#rt#ld#'#n# vev#n so'uklu'unun tundran#n üzerine birden bire nas#l çök--günü ö'rendi'im zaman, bu bile bana bir mucize gibi gö- jnmütü. Hayatta kalanlar #n tümü, mamutlar da dahil olmaküzere hiçbir büyük hayvan#n bu korkunç so'uk okunu atlata-mayaca'# görüündeydiler.





Ungur bana geçmi günlerde olup bitenlerin tümünü anlatm#t#.Buna ra'men benim bildi'imden çok farkl# yas tutmas#, ailesinin

ölümünden dudaklar #nda ince bir gülümsemeyle söz etmesi, benison derece a#rtm#t#.Tüm bu yaad#klar #m#, gördüklerimi ve duyduklar #m# nas#liçselletirebilece'imi hâlâ anlayam#yordum. Ungur'a hayranl#kduymaya balad#'#m# fark etmitim. Genç adamdan etrafa yay#lansükûnet, kad#nlar #n bana tereddütle f #s#ldaarak yedirdikleriö'ütülmü tohum ve kök lapas#ndan çok daha fazla kuvvetveriyordu.Aç#kça anlad#'#m tek bir ey vard#: Basilea'n#n kraliyet saray#n#nDuka-bölgesinin bilgeleri hakl#yd#. Cro-Magnon deneyininsoyundan gelenlerin var oldu'unu söyleyen Berios da hakl#yd#.Fakat ak #nl#'#m#n esas sebebi bunlar da de'ildi.Kimse bana Cro-Magnon insanlar #n#n vahi olmad#klar #n# söylememiti. Tam aksine: konutu'um dili anl#yorlard# ve Las-caux civar #ndaki ma'aralardaki çizimlerden beldenilenden çok

daha yüksek bir geliim basama'#na ulam#lard#. Tanr #lar #nkolonilerinden ve yerleim yerlerinden neden daima uzakdurduklar #n# da görünüe göre çok iyi biliyorlard#."Biz de y#ld#zlar # izledik" dedi Ungur. "Yaklaan felaketi elbette kisizin kadar iyi göremiyorduk. Fakat uzun y#llard#r a'#z-165dan a'za kehanetler dola#yordu ve yollarda rastlad#'#m^ ^ 'erailelerden birçok ey iitiyorduk. Uzun süre erzak toplacj ve

kendimize s#'#naklar haz#rlad#k. Buna ra'men hayatta pe# az#m#zkald# - hem bizden, hem de sizden!"Sessizce ba#m# sallad#m, dudaklar #m# #s#rd#m ve kalbimde] derinüzüntünün üstesinden gelmeye çal#t#m. Gözlerimin yas. larladolmamas# için büyük çaba harc#yordum."Bana kar # çok iyiydin" dedim yavaça. "Senin vahi bir hayvanoldu'unu düündü'üm için çok utan#yorum."





"Sizin ehir ve köylerinizde köle olmaktansa geni topraklardaözgürce yaamay# tercih etti'imiz için, tanr #lar #n birço'u bizi

evcîlletirilmemi hayvan yerine koyuyor. Biz avc# ve toplay#c# olarak kald#k. Belki hepimiz de'il, fakat sand#'#n#zdan çok dahafazlas#.""Demek ki sizinle bizim aram#zda daima bir iliki vard#?""Evet, binlerce y#l süren buz ça'# da dahil olmak üzere, her zaman.Fakat daima size tutsak olmaktansa kendimizi öldürmeyi ye' tuttuk.""Neden, Ungur? Neden bizden nefret ediyorsunuz?""Bunu anlamak gerçekten bu kadar zor mu?" diye gülümsediUngur."Bana aç#klamay# istemez misin?""Asla bizi kendinizle eit haklara sahip insanlar olarak kabuletmeye yanamad#n#z. Biz sizin içim mamut öldürüp tohumtoplayan, hatta bazen rüzgârdan korunmak için çad#rlar yapan vekötü ruhlardan korunmak için çakmak talar #yla hayvan kemikleri

üzerine ilkel iaretler çiziktiren vahilerdik. Kibir ve gururunuzgözlerinizi öylesine kör etmiti ki, ailelerimizin yeni tanr #lararad#'#n# fark etmediniz bile.""Yeni tanr #lar m#?""Evet, Elohim olmayan, do'an#n gerçek yarat#klar #... güne, ay,f #rt#na, su ve toprak. Ve görünür her eyin, her çiçe'in, her166 _ ner sine'in ve her ta#n içinde gizli olan o görünmez a'aC ' ..

büyük g"Ç-uRu hangi güç?" diye sordum nefesimi tutarak. Ungur kasn# kald#rd#. Gözleri k #v#lc#mlar saç#yordu."Hat#rlaman#n gücü" dedi sonra. "*imdiye kadar hiçbir eynutulmad# ve bundan sonra da asla unutulmayacak. Hatta bir v y0#<edildi'i veya öldü'ü takdirde bile, bu güç baka formlardayaamaya devam eder. Biz ölümden korkmuyoruz, çünkü o da





do'umumuz gibi bize aittir. Fakat bunun içindeki..." Ç# plakgö'sünü yumruklad#. "Bunun içindeki asla ölmez, çünkü her yerde

her zaman mevcuttur!""$te bu!" diye ba'#rd#m heyecanla. "Kaybetti'imiz için sizdearamam#z gereken güce sahipsin sen!""Bu güç herkesin içindedir - senin de!""Onu nas#l hissedece'imi söyle! Bu gücü nas#l tan#yabilirim?""Bunu bir tanr #ça bir vahiye mi soruyor?""Ben size kar # bir tanr #ça gibi mi davrand#m?""Hay#r, daha ziyade küçük bir k #z çocu'u gibi... Sen bir tanr #çan#nhâlesine sahipsin, fakat benim Mana'm olmadan felaketi biraz zoratlat#rd#n!""Mana... dedi'in nedir?" diye sordum ürpererek."Güç. Bu güce bir a'aç da sahiptir, bir ay# da, bir insan da.""Bu Mana'ya... sen de sahipsin demek?""Evet" dedi Ungur sadece.Utançla güldüm ve ba#m# sallad#m.

"Ve ben de tanr #ça olan#n ben oldu'umu düünüyordum...""Senin de bir Mana'n var" dedi dudaklar #n# büzerek. "Fakat bizimkinden farkl#, mahiyetini bilmedi'imiz bir Mana. O seningö'sünden de'il, aksine boynundaki tatan geliyor."Elimi Tanr # Ta#'n#n üzerine koydum. Hâlâ yerinde olmas# benisakinletirmiti."Tüm tanr #lar bu ta# ta#yor" dedi Ungur. "Bizim de buna167

benzer bir ta#m#z var, fakat bizimki gökyüzü bulutlarla örtül,-oldu'u zaman günein nerede oldu'unu gösterir."*ak #nl#kla aln#m# k #r #t#rd#m."Konuan bir ta#n#z m# var?""Gerçek bir konuma de'il bu, sadece hangi yöne gitmem^gerekti'ini belirtirken rengini de'itiriyor."





"Kendi Tanr # Ta#'m#n da en az#ndan bu güce sahip olmas#n# dilerdim!" dedim içimi çekerek.

"Onun daha fazla güce sahip oldu'una eminim. Yoksa o ta# boynunda niye ta#d#'#n# bilmedi'ini mi söylemek istiyorsun?"Yerdeki atein ##'#n#n üzerinden tereddütle ona bakt#m. Bir yandanona hayranl#k duyuyor, di'er yandan da sükûneti ve a#lacak bilgisi sinirimi bozuyordu."Tanr # Ta# yaam# uzat#r" dedi Ungur. "Ona sahip olmad#'#n anda bizden fark # bulunmayan bir ölümlü olursun. Fakat Tanr # Ta# boynunda as#l# oldu'u müddetçe binlerce güne dönümü boyuncayaayabilirsin. Bunun nas#l oldu'unu bilmiyorum, fakat belki de bilgeleriniz di'er varl#klar #n Mana'lar #n# bu ta#n içinde toplamay# baarm#lard#r.""Bu imkâns#z!" dedim, fakat ayn# anda yaam# boyunca asla birAtlantis ehri görmemi, Duka-bölgesinden, Tanr #lar Okulu' ndanve o son umutsuz denemeden haberi bile olmayan bu genç adam#n,gerçe'e tüm bilgelerden daha fazla yaldam# oldu'unu anlad#m.

"Bizim hakk #m#zda bu kadar çok eyi nereden biliyorsun?" diyesordum ona. Ungur omuzlar #n# silkti. Parmaklar #yla uzun saçlar #n# kar #t#rd#, ba#n# ka#d# ve düündü. "Yal#lar henüz hayattaykenonlardan çok ey duymutum" dedi sonra. "Fakat imdi daha önceüzerinde asla düünmedi'im eyleri bile gayet iyi hat#rl#yorum.""Felaketten önceki yaam sizin için çok zor olmal#yd#" dedim ona.168#lnûr gülerek ba#n# sallad#. "Hay#r, bizim yaam#m#z hiçbir

zor olmad#. Yoksa siz tanr #lar böyle oldu'unu mu san#-zarfl31v0rdunuz?"Ne bileyim... Demek istedi'im, bu kadar büyük bir grubu beslemek...""Bunda zor olan nedir ki? Zorlanmadan toplayabilece'imizeyvelerin ve bö'ürtlenlerin nerede oldu'unu hepimiz bili-vorduk.





Bir aile gere'inden fazla büyüdü'ü zaman bir araya toplan#yor vegenç kad#nlardan biri yeni bir yaam alan# bulmak için aileden

ayr #lmaya karar verene kadar tart##yorduk. Baz#lar # yan#na be'endi'i bir genç erke'i al#yor, baz#lar # da yaln#z ba#nagidiyordu. Bir müddet hayvan sürülerinin peinden gidiyor, dört, yada be y#l sonra tekrar toplan# p bilgi al#verii yap#yorduk.""Ya senin kendi ailen? Siz nas#l ya#yordunuz?""Asl#nda biz daima oradan oraya göç edip duruyorduk. Neresihoumuza giderse, orada ya#yorduk. Yaz aylar #nda kuzeye gidiyor,k # aylar #nda ise daha s#cak bölgelere iniyorduk. Ailemizin kökleri bat#daki büyük okyanusun k #y#lar #na dek uzan#r. Tanr #lar fazlagürültücü olmaya balay#nca, atalar #m#z Lascaux ve Pirenecivar #ndaki ma'aralar # terk etmiler. Onlar bir zamanlar #n büyük vemüfik tanr #lar #n# hat#rl#yorlard# ve onlar # aramak üzere yolakoyulmulard#. Uzun, çok uzun bir yoldu bu..."Ungur düünceli bir ekilde gülümsedi. Ans#z#n ailesinin çok eskian#lar #na dalm# gibiydi.

"Bir k #sm#m#z#n o büyük ülkeyi batan sona amas# binlerce y#lsürdü" diye devam etti sözlerine. "Baz#lar # do'u ve bat# yönüneuzanan dar kara köprülerinin üzerinden geçti. Pek az# arad#'#n# bulamad#'# için geri döndü: k #y#lar # bar # dolu, tüm insanlar #n vetanr #lar #n hayvanlarla konuabildi'i büyük tatl# su denizi. Eskitanr #lar #n, zirveleri gö'e yükselen karla kapl# da'arla korunan bugöle çekildikleri söyleniyordu. Bu ülkenin ne-169

rede oldu'unu ben de bilmiyorum. Tek bildi'im, eskilerin h tatl# sugölü denizine Uygur ad#n# verdi'iydi..."Bir zamanlar bana ilkel vahiler olarak tan#t#lan bu insanUhakk #nda ne kadar yanl# yarg#lara varm# oldu'umu yava ya va anlamaya bal#yordum. Alt#n kapl# evleri ve görkemli sa-raylar #ylaAtlantis'in nesi daha iyiydi? Ungur ve onun gibi insanlar #n neyelkenlilere, ne de gök gemilerine ihtiyac# vard# Evet, onlar #n ipek





elbiseleri ve sal#narak yürüyebilecekleri ta* kapl# caddeleri yoktu.Fakat onlar da so'uk ve s#cak kaynaklan kullanabiliyor, yemek

piirmek için ate yakabiliyor, uyumak için yere yumuak döeklerserebiliyorlard#."Ne düünüyorsun?" diye sordu Ungur."Ne kadar az ey bildi'ime a#r #yorum.""Bu beni de a#rtt#" diye s#r #tt# Ungur. Birlikte gülmeye balad#k.Akl#ma garip, al##lmad#k, ilk anda beni ürküten bir düüncegelmiti. Bu ak #ll#, ma'rur, vahi ve neredeyse kara derili gençadamla birlikte uzaklara gitmenin, onunla birlikte yaaman#n,ondan çocuk sahibi olman#n nas#l bir ey olaca'#n# düünüyordum.Ungur deriden yap#lm# bir bardak ald# ve kil bir testiden içine tatl# kokular saçan bir s#v# doldurdu."Al" dedi ve barda'# uzatt#. Bana bak #yordu. $çimde, onuna'z#ndan ç#kan sözlerle düüncelerinin uyum içinde olmad#'#nadair bir his belirdi. "Bal ve üzüm suyu kar ##m#. Üzümlerin birazmayalanm# olmas# houmuza gidiyor. Hem insan# rahatlat#yor,

hem de biraz içtikten sonra dans etmek çok kolayla#yor.""Beni a#rt# p duruyorsun, Ungur" dedim ve barda'# ald#m.$çindeki s#v#y# koklad#ktan sonra, dikkatle birkaç yudum ald#m."Tad# çok güzel" dedim sonra. "Bana kendinizden biraz daha sözet. Çok eski tanr #lar hakk #nda ne biliyorsun?""Sana her eyi anlatt#m" dedi Ungur. Ba#m# sallad#m. Bir süre birbirimizin gözlerinin içine bakt#ktan sonra gülerek öyle dedi:"Pekâlâ, dünyadan haberi olmayan tanr #ça! Madem bizim

170aklar #m#z# daha beikteyken ö'rendiklerini bile bilmiyorsun, ' h $desana çok eski ark #lardan birini söyleyeyim..."Önce hafifçe öksürerek bo'az#n# temizledi, sonra bir yudum Met$Çti ve hiç k #m#ldamadan yerdeki atee bakmaya balad#. nüz<?ünhatl#, güzel yüzünde törensel bir ifade belirmiti. Sonra henüz Pe'cSenc> fakat bo'uk erkek sesiyle yavaça ark # söyle-meye balad#.





Bat#daki büyük okyanusun k #y#s#ndaki cennet benzeri bir ülkeden,ma'ara ay#lar #n#n "kutsal oldu'u zamanlardan ve tanr #lar #n

insanlar # hayvanlardan ay#rmak için göklerden fiinden sözediyordu. Ve tanr #lar #n kendi yaratt#klar # varl#klardan giderek dahafazla uzaklamas#ndan..."Bize ##k verenler, kendi ##klar #n# yitirdiler" diyordu ark #s#nda.Büyülenmi gibi onu dinliyordum. Son derece duygulanm#t#m.Küçük ve koruyucu ma'aran#n ##'#nda zaman durmu gibiydi. BenMet içtim, o ark # söyledi, sonra tekrar birbirimize bakt#'#m#zda,her eyin böyle kalmas#n# diledik.Zaman kavram#n# epeydir yitirmitim. Ma'aran#n d##nda geceveya gündüz mü, yaz veya k # m# oldu'unu bilmiyordum. Bazenkad#nlar #n art#k törensel bir hüviyete bürünmü olan yemekhaz#rl#klar # esnas#nda onlara yard#m ederken ans#z#n duruyor, büyük ehrin ve kraliyet saray#n#n gürültüsünün, gün ##'#n#n,y#ld#zlarla dolu gecenin bulunmad#'# bu ma'aradaki yaama nekadar çabuk uyum sa'lam# oldu'umu ak #nl#kla düünüyordum.

Hatta bu anlarda sanki ezelden beri Ungur ve ailesiyle birlikteya#yormu gibi bir duyguya kap#l#yordum.Fakat özellikte yerdeki çatlaktan yükselen atein aniden harlad#'# ve bir an için nerede oldu'umu bilemedi'im anlarda gelen bakaduygu ve düünceler de vard#. O anlarda bu gizemli ate* ve ma'araduvar #nda oynaan gölgeler beni korkutuyor, "U* ile gerçe'ineredeyse ay#rt edemiyordum. Ma'aradaki yaam#n tekdüzeli'i ozaman bana dülerimdeki resimlerden bile ^ha inan#lmaz geliyordu.

171Dülerim bile giderek monotonla#yordu. Genelde ayn# rüyalar # görüyordum. Bazen kumsalda yatan Osiris'ti gördü'ü^ bazen yananodun y#'#n#n#n üzerindeki Quetzalcoatl. Dülerim, de göremedi'imtek olay ise uçuumuzun nas#l sona erdi'i ve sonra neleroldu'uydu. Korkunç derecede ayd#nl#k, neredeySe kor halindeki





gökyüzü ile Ungur'un beni uyand#rd#'# s#cak, a',r karanl#k aras#nda bir köprü yoktu.

O arada neler oldu'unu Ungur'a birçok kez sormutum. Daha ilksoruumda bana kaçamak bir cevap vermiti. Bana gökyüzününy#ld#zlara dek y#rt#ld#'#n# aniden bast#ran ölümcül bir so'u'unetrafindaki her eyi yok etti'ini anlatm#t#. Fakat o ve ailesinin birkaç üyesi hâlâ hayattayd#. Karanl#ktaki mamut da s#cakt# ve bende bir buz kal# b#na dönümemitim.Hikâyede do'ru olmayan bir eyler vard#.Parmaklar #mla bacaklar #m#n aras#ndaki kil testinin kenarlar #n# ok ad#m. Atein yan#ndaki postlar #n üzerinde oturuyor ve kemikten bir tokmakla ta havan#n içindeki kurutulmu çim tohumlar #n# ö'ütüyordum. Ada k #tas#ndaki tarlalara ekilen ve iyi bir bak #mlay#lda iki kere hasad# yap#lan bu'day ve yulaftan, arpa ve çavdardansöz etti'im zaman, Ungur bile bana üpheyle bakm#t#."Neden bir eyi yere gömelim ve olgunlamas#na kadar birkaç ay

bekleyelim ki?" diye sormutu bana yava ve ölçülü konumatarz#yla. "Böyle bir ey yapsak, keçileri, koyunlar # geyikleri vekular # tohumlardan uzak tutmakta epey zorlan#rd#k!""Hay#r, hay#r! Biz gözümüzün gördü'ünü toplayaca'#z ve tanr #lar #nmucizelerini beklemeyece'iz!" Her zaman son derece az konuan baba bile bu konudaki görüünü böyle bildirmiti. Ne o, ne de di'erleri yenebilecek tohumlar # topra'a saçman#nak #ll#ca bir i oldu'unu düünmüyordu. "Ama bu bir mucize de'il

ki!" diye onlara tekrar tekrar aç#klamalarda bulundum, fakat bukonuda ancak aradan birkaç ay geçtikten sonra bir da-172konuma f #rsat# bulabildim. Avlanmaya ç#kan erkekler bir dahama'araya bo ellerle geri dönmütü."Hiçbir ey yok!" dedi Ungur. "Art#k kaya yar #klar #nda bilesUn ve e'reltiotu bulam#yoruz."





"Eskiden toprak kendi kendine her y#l meyve verirdi" dedi#lngur'un ablas# Ania ac# bir iç çekile.

"Bunu biz olmadan da yapard#" dedi annesi ba#n# sallayarak ve bana keyifsiz bir bak # f #rlatt#. Atein yand#'# ma'aran#n yan#ndakiçakmak ta# b#çaklarla kaz#lm# küçük bir toprak parças#na ekti'im birkaç tohum tanesini çimlendirme giriimlerimin baar #s#zl#klasonuçlan##n# hat#rlad#m. "Burada bir ie yaramayan, d#ar #da da birie yaramaz. Zaten topra'# çal# ç#rp#dan ar #nd#rmak, çakmaktalar #yla kazmak ve sonuç alana kadar birkaç ay beklemek çokzahmetli bir i."Böylece bu konu kesin olarak kapanm#t#.Avc#lara ve toplay#c#lara sahip oldu'um bilgilerin hiç olmasa birk #sm#n# aktarabilmek için yapt#'#m di'er birçok denemeyidüündüm. Fakat her defas#nda çocuklar bile balang#çta hayretuyand#ran aç#klamalar #m# sonradan budalaca veya en iyi olas#l#klatanr #lara yara#r olarak nitelendiriyorlard#.Art#k ciddiye al#nmad#'#m#n da uzun zamand#r fark #nday-d#m. Bir

süre için bana kar # belli bir sayg# duyduklar #n# ve az da olsaçekindiklerini biliyordum. Fakat iki kad#n#n do'rudan yüzüme kar # bana Ungur'la postlar #n alt#nda neden hiç birlikte olmad#'#m# sormalar #yla birlikte, art#k bu sayg#dan eser kalmad#'#n# fark ettim."Sen bir k #z, bir kad#ns#n" demiti Ania. "Senin bizden fark #nnedir? Karn#n# aya kurban sunmad#'#n# fark ettik. Yetildn birgörünümün var, fakat bizler gibi kanaman yok...""Karn#nda her insan#n annesine ba'l# oldu'u kordonun izi de

yok..."Dudaklar #m# s#kt#m. Bu sahneyi hat#rlamaktan holanm#yor-173,-/»«I"1





dum. Erkekler s#k s#k yapt#klar # gibi ma'aran#n derinliklerin*uzanan bir keif gezisine ç#km#lard#. Çocuklar uyuyordu vp ben

atein ba#nda kad#nlarla yaln#z kalm#t#m."$te..." demiti Ania karn#n# açarak. "Bu yara izi... sende yok!""Ben baka bir ekilde... demek istedi'im, sizden farkl# olarakdünyaya geldim...""Ne demek istiyorsun? Tanr #lar #n anneleri ve babalar # y0]( muyani?""Tanr #lar #n insanlar #n kad#nlar #yla bir arada olmaktanholand#klar #n# biliyorum" diye at#lm#t# Ania. "Her taraf demir-adam, Titan ve Gigant dolu... Sadece kendilerini yaratanlara hizmetetmeye yarayan zavall# hilkat garibeleri...""Yoksa siz de Atlantis'te çim tohumlar # gibi topra'a ekilerek miyarat#l#yorsunuz?" diye sormutu Ania gülerek. Dilerimi s#km#,havanda küçücük tohumlar # dövmeye devam ediyordum. Onlara içsaraydaki Üretim Odas#'n#n s#rr #n# anlatmaya . yeltenmemitim bile.O konumalardan sonra varl#'#ma ancak katlan#lmaya

balan#lm#t#. Yapmay# denedi'im her ey, aile fertleri taraf #ndanküçüklerin el becerilerinden bile daha aa'# görülüyordu. Yemek piirmeyi ö'renmitim, art#k tüm otlar #, tohumlar # ve e'reltiotuçeitlerini birbirinden ay#rt edebiliyordum, kemik i'nesiyle diki dikebiliyordum. Hatta duvardaki bir çocuk kafas# büyüklü'ündekita ç#k #nt#lar #na geyik boynuzlar #n#n küt uçlar #yla hafif darbelerindirmek suretiyle haz#rlad#'#m çakmak ta# b#çaklar bile pek azhayranl#k uyand#r #yordu.

Hatta Ungur bile benden uzak duruyordu. $lk zamanlarda, bazenyaln#z kald#'#m#z takdirde, büyük gözleriyle üzgün üzgün benisüzüyordu. Fakat bu arada bana en az di'erleri kadar az bak #yordu.Küçük ailenin umudu olarak ta#d#'#m de'eri yitirmitim.Art#k do'mam# olan ve do'urup do'uramayaca'#n# bile174





Igyemeyen bir tanr #çadan ibarettim. Ungur'un ailesi beni kigelenekler uyar #nca kendisine e arayan bir genç k #z gibi ras#na

kabul etmiti. Oysa erzaklar # tüketmekten baka bir ie rarnayan birtanr #çayla ne yapacaklar #n# bilemiyorlard#..."Letu, Letu'yu ar #yorum, Sazl#k Tarlas#...""Buras# Sazl#k Tarlas#. Dinliyoruz, haberci. Sen kimsin?""Ayn# ekilde Sazl#k Bölgesi'nden... Tula'dan ar #yorum... ilticacaGölü k #y#s#ndaki Tula'dan... Tanr # Viracocha, Tanr # Amon-Ra ilekonumak istiyor...""Amon-Ra m#? O burada de'il! Buras# büyük Baykal Gölük #y#s#ndaki Sazl#k Tarlas#...""Baykal Gölü mü? Sibirya'n#n Kutsal Gözü araya nas#l girdi?""Araya girebildi'ime ükret! Say#s#n# unuttu'um günler önce büyük bulut da'lar # günei yuttu ve etraftmdaki her eyi yok etti. Ozamandan bu yana da'lar #n doruklar #ndan aa'# buz gibi bir so'ukiniyor ve bir zamanlar gölün bulundu'u yer büyük kar kümeleriylekapl#. Art#k hiçbir ey göremiyorum... Ne bir mamutun, ne k #l#ç

dili bir kaplan#n, ne de ma'ara aslan#n#n ayak izlerini. Kutsalay#lara kurban sunam#yorum, hatta nerede oldu'umu bile tamolarak bilemiyorum.""Sen... yaln#z m#s#n?""Hay#r, benden baka dünyan#n en derin gölünün güneyindekida'lar #n eteklerinde yaayan birkaç Evenki-Tunguz'u da sa' kald#.Fakat onlar da ak #llar #n# kaybetmiler... Her taraflar #na zillertakm#lar, bütün gün deri davullar #n# çal# p duruyor ve büyük bir

ümitsizlik içinde dokuz dall# gök kay#n# arac#l#'#yla Tanr # UlgenBey'in yan#na ç#kmaya çal##yorlar.""Tanr # Ülgen Bey mi? Hiç duymad#m!""En yetenekli yard#mc# tanr #lar # ve bilgeleriyle birlikte kendisinikurban etmek üzere yalanc# günee do'ru uçtu. Fakat gök Semisigökyüzündeki o parlak noktaya ulaamadan dütü ve BaykalGölü'nün derinliklerine gömüldü."





175"Sen kimsin peki?"

"Ben Tunguz kabilelerinin en büyük saman#yd#m.""*aman? Bu sizin orada aa'# tanr #lardan Annunaki'leri tan#mlamakiçin kullan#lan bir kavram m#?""Hay#r, ben tanr #lara konumalar #nda arac#l#k eden bir bilgeydim...Uygur Denizi'nin eski tanr #lar #n#n... kimlerden söz etti'imianl#yorsun, de'il mi?""Bu senin Atlantisli olmad#'#n anlam#na m# geliyor?""Benim atalar #m dünyan#n buzlarla kaplanmas#ndan çok uzun birsüre önce Aquitania ma'aralar #ndan ayr #lm#lar. Ben do'uya do'ruay#lar #n yolunu izledim...""Demek sen bir tanr # de'il, bir vahisin. O halde benimsöylediklerimi nas#l anl#yorsun?""Ben sadece seninle konutu'umu düünüyorum, o halde sen beninas#l anl#yorsun? Benim... benim dudaklanm s#ms#k # kapal#! Bunara'men beni duyuyor musun?"

"Evet, seni duyuyor ve anl#yorum. Bu çok garip! Eski tanr #lar #ns#rlann# bilen yaban insanlar #n#n bulundu'undan haberim yoktu...""Bu sizin çok uzun zamand#r unuttu'unuz s#rlardan sadece biri!Gecenin balamas#ndan önce Avustralya'daki Abori-jin'lerle, Hopive Dogon yal#lar #yla, okyanusun derinliklerindeki Tanr # Enki'ninhizmetkarlar #yla da görüebilmitim...""OannesTeri tan#yor musun? O sapk #nlar tarikat#n#?""Ben Atlantis tanr #lar # taraf #ndan yarat#lan tüm varl#klar # tan#r #m...

Demir-adamlar #n ve Oannes'lerin yan# s#ra, Atlantis'in büyüksaray#n#n Duka-odas#n#n ürünü olan devleri ve canavarlar # da...""Senin ismin nedir?""$smimin art#k bir anlam# yok. 'Kuzeylilerin Kral#' ad# verilenYecüc veya Mecüc'den söz edildi'ini duydun mu hiç?Mezopotamya ve Akdeniz k #y#s#nda yaayacak ve tanr #lar # biledeh-





176düürecek olan halklar hakk #ndaki kehaneti biliyor musun? j|rn

kültürel ve ahlakî çöküten sonra kopacak olan k #yametmaher anlam#na m# geliyor? Yoksa Eski Düzen'in sonu p Bilmiyorum, çünkü unuttum.""Gerçekten de Krallar Adas#'ndan gelmiyor musun? Bizden biride'il misin?""Binlerce y#ll#k bir zaman zarf #nda Atlantis $mparatorlu-su'ndanuzaklaan insanlar #n say#s# nedir? Gelecek olan felaketi «jrdü'ü veyanl# yollara sapmaktan uyard#'# için kaç kii yurdundan kaçmakzorunda kald#? Kaç kii sizin taraf #n#zdan sürgüne gönderildi?""Bir tanr #! Sen Atlas gibi çok yal#, kovulmu bir tanr # olmal#s#n...""Ya da di'er Titan'lar gibi... Örne'in Hindistan'daki Vrta, buz bölgesindeki Ymir, Mezopotamya'daki Kingu, Promothe-us,Sisyphos ve jason gibi... Krallara ve tanr #lara kar #, kendiyaratt#klar # insanlara eit muamele etmeleri için savaan di'erlerigibi..."

"Art#k her ey için çok geç! So'uk ve karanl#'#n içinde güneigöremeden oradan oraya gidiyorsun. Benim bulundu'um yerde iseda'lar bir türlü sakinle*miyor ve be güne dönümü öncesigerçekleen felaketten bu yana di'erlerinden en küçük bir yaamiareti bile alamad#m! $çimizden birisinin önceki dünyada tanr #,kral ya da mamut avc#s# olmas# neyi de'itirir ki?""Fakat sen hayatta kalmay# basard#n, ayn# ekilde ben de! Pekyak #nda ister da'lar #n doruklar #nda, ister giderek yükselen denizin

k #y#s#nda, ister bir zamanlar bereketli topraklar olan Çöllerinortas#nda olsun, ateler yanmaya balayacakt#r. Biz ikiliz her eyin bir milyon y#l önce oldu'u gibi balamamas#n# a'layabiliriz!"Hayatta kalanlar yeni yaamlar #n# neden efsaneler üzerine kursun?*ayet biz geri çekilir de çiftlerden aileler, ailelerden177





kabileler, kabilelerden ise büyük halklar meydana gelebiljrse toprako zamana dek sakinleecek olursa, gerçek mirasç#lar, ait olabilir.

Öldür kendini, Yecüc veya Mecüc! Ben de ayn, kilde kendimiöldürece'im. Çünkü dünyan#n gelece'i için ^ bir ey birzamanlar #n görkemli an#lar #ndan baka bir eye sar # jD olmayaneski efendilerin ortaya ç#kmas# kadar kötü olamaz!""Ben kendimi öldürmeyece'im!""Bunu yapmak zorundas#n!""Hay#r, yanl# mitlerin olumas#n# engellemeliyim. Buzlanngüneyindeki ülkelere gidecek, ne kadar yal# ve güçsüz oldu'umugösterece'im. Bizden baka hangi aa'# tanr #lar #n hayatta kald#'#n# bilmiyoruz. Bizden bakalar # da bunu baardrysa, iç. lerinden birk #sm#n#n kendilerini bir zamanlar #n büyük kültürünün merumirasç#s# olarak tan#tmalar # kaç#n#lmazd#r. Fakat gerçek bilgiyesahip olanlar #n say#s# pek az oldu'u için, onlar da yaamlar # boyunca ne anlayabildikleri, ne de ö'renebildikleri kavramlar # gerçek ve hakiki din olarak sunmaktan çekinmeyeceklerdir. Bu

ç#lg#nl#'a kar # koyacak kimse bulunmazsa, gelecek kuaklara çokyaz#k olacak! Gelecek insan soylar #n#n sonlar #n#n Atlantis Krall#'# gibi olmas#n# istemeyiz, de'il mi?""Cevap... cevap veremiyorum! Koca göl fokur fokur kayn#yor!Viracocha'n#n evi... Da'lar parçalan#yor... Yamaçlar # ate dolu...Bat#ya gitmeliyim... buz ça'#ndan sonra asla yeerme-mi olan Nazca düzlü'ünün ötesindeki büyük denize... Yer sars#l#yor...Toprak dalgalan#yor... Hay#r! Yine mi?.."

"Seni arayaca'#m! Da'lar #n yamaçlar #na tanr # iaretleri çiz!Denizden rahatl#kla görülebilecek büyüklükte iaretler! Beniduyuyor musun? K #y#lardaki talar #n yard#m#yla dev ekiller çiz!Seni bulaca'#m... Tula..."Sonra, günün birinde, hayatta kalan küçük grubun ba#na yeni birfelaket geldi. Ungur ve babas# uzun zamandan bu yana ma-178





an#n derinliklerindeydi. Di'erleri ise atein ba#nda oturuyorellerinde kalan birkaç kök parças#yla s#cak bir çorba piirme-V

çal##yorlard#. Ans#z#n çok yak #nlardan gelen bir ç#'l#k sessizdiniçinde yank #land#.»'Konumayanlar' geliyor!" Ba'#ran, Ungur'un babas#yd#. »Dikkatedin ve onlar # atele uzaklat#rmaya çal##n!"Ma'aran#n içinden yuvarlanan talar #n gürültüsü yükseldi. c0nraUngur'un babas# sendeleyerek ortaya ç#kt#. Yüzü kan içindeydi.Hayvana benzeyen üç vahi gölge onu izliyordu. Tüylü birgörünümleri vard#, al#nlar # dard#, ileri f #rlam# olan çenelerigüçlüydü.Korkuyla aya'a f #rlad#m. $lk anda insana benzeyen maymunlar #nma'aray# bast#'#n# düünmütüm. Fakat sonra sald#rganlar #nellerindeki ta baltalan ve kal#n dal parçalar #n# fark ettim.Hay#r, bunlar maymun de'il, aksine bölgenin bana buz ça'#ndasoylar #n#n tükendi'i ö'retilen yerlileriydi. Bu üç yarat#k da gerektutum ve görünüler, gerekse de tek heceli homurtulardan ileri

gitmeyen konuma çabalar # ile Cro-Magnon deneyinden önceda'larda ve ormanlarda yaayan insanlar #n geliim safhas#nda bulunuyorlard#.Henüz parma'#m#n ucunu bile oynatmaya f #rsat bulamam#t#m ki, ba#m#n yan#ndan yumruk büyüklü'ünde bir ta parças# uçtu. Kvenac# dolu korkunç bir ç#'l#k att#. Ta, al#n kemiklerini paramparçaetmiti. K #z sendeleyerek birkaç ad#m att# ve ma'aran#n duvar #n#ndibinde yere y#'#ld#. $kinci ve üçüncü vahi ise Ungur'un babas#n#

yakalayarak, onu atein öte yan#na f #rlatt#lar. Yal# adam#nkemikleri çürümü bir tahta parças# gibi un ufak oldu.Vahiler, yerden ç#kan atein etraf #nda bulunan yiyecek çanaklar #nave deri keselere sald#rm#lard#. Bir elleriyle yenebilecek her eyia'#zlar #na t#karken, di'er elleriyle de Ania ve Ama'y# kendilerineçekiyorlard#.179





Neler olup bitti'ini geç, çok geç kavrayabildim. Fakat tüm ailenin

varl#'#n#n büyük bir tehlikeye dütü'ü o anda, içimde yeni bireyler belirdi. Gri Ev'de gördü'üm resimler h#zla göz. leriminönünden geçiyordu. Ölüm, güç, adalet...Y#ld#r #m h#z#yla ve düünmeden e'ildim. Parmaklar #m yer_ dekiçakmakta# b#çaklardan birini ar #yordu. Ans#z#n elime tas b#ça'akum ve reçine yard#m#yla tutturulmu boynuz kabzalardan birigeldi. Ma'aran#n duvar #ndan h#z alarak ileri f #rlad#m. Bir güne ##n# kadar h#zl# bir ekilde ta b#ça'# ilk vahinin kalbinin tamortas#na saplarken, ba#m#n etraf #nda mavi renkli #,# ##l bir halka belirmiti. Ayn# b#çak, ikinci vahinin k #ll# boynunu bir kula'#ndandi'er kula'#na kadar yard#.Üçüncü sald#rgan#n üzerine at#lmaya haz#rland#'#m s#rada,Ungur'un yan#mda durdu'unu fark ettim. Kendi b#ça'#n# vahiningöbe'ine saplad# ve h#zla gö'süne kadar çekti.Ölmekte olan vahilerin korkunç ç#'l#klar # ma'aran#n duvarlar #nda

yank #lan#yordu. Büyülenmi gibi elimdeki kanl# çakmak ta#na bak #yordum. Ne yapt#'#m# ancak imdi anl#yordum. Bir tanr #çaolan ben, nas#l olur da bu vahileri onlarla ayn# ilkellikteöldürebilirdim? Daha önce bu derece hayvani ve onursuz bir eyyapaca'#m akl#ma bile gelmezdi. Dudaklar #m#n kenarlar #n#ntitredi'ini hissediyordum. Sonra utanç ve tiksinti içinde kas#lmaya balad#m. Yanaklar #mdan aa'# yalar süzülüyordu. B#ça'# yere b#rakt#m, sendeleyerek su kaplar #ndan birinin yan#na gittim ve

vahilerin ellerime bulam# kanlar #n# bir ç#lg#n gibi y#kayaraktemizlemeye çal#t#m. Fakat ayn# zamanda okyanuslardaki tümsular #n bile beni ar #nd#rmayaca'#n#n fark #ndayd#m.Bir süre sonra kad#nlar #n a'#tlar # ve a'lamalar # beni gerçek hayatageri döndürdü. Ama ve Ania'n#n birkaç çizik d##nda bir eyleriyoktu. Kven ve Aqual'#n cesetlerini, atein yan#na serdikleri





dallar #n ve kök parçalar #n#n üzerine yat#rmakla meguldüler.Balar #n#, bir zamanlar do'u olan yöne çevirmilerdi.

180Ungur ve çocuklar ise vahilerin cesetlerini ma'aran#n serin brköesine ta#yordu. Kaskat# yüzlerle ve s#k #l# dilerle geridöndükleri zaman, Ania ve Ama o zamana dek kullan#lmayan ,eri bir kesenin içindeki k #rm#z# topra'# ölü aile fertlerinin etraf #naserpitirmeye balam#lard#. Bu arada kendilerinden geç- j bir ekilde o kadar hüzünlü bir melodi tutturmulard# ki, venidena'lamaya balad#m. Ania yere diz çöktü. Kven'in yüzünü y#kad# ve parçalanm# aln#n# bembeyaz ku tüyleriyle kaplad#. Tüylerden baz#lar # k #rm#z#ya boyand#, fakat birço'u kar kadar beyaz kald#.Ania daha sonra ölü k #z kardeinin boynuna en güzel inci kolyesiniyerletirdi, ba#n#n etraf #na deniz kabuklar #ndan bir taç ördü veyava hareketlerle üzerine k #rm#z# toprak serpmeye balad#.Ama ise baka eyler yap#yordu. Ailenin annesi monoton birmelodi m#r #ldanarak farkl# mamut kemiklerini iaret ediyordu.

Çocuklar Ungur'un da yard#m#yla bir mamutun dev kürek kemi'inigetirdiler. Aqual'# onun üzerine yat#rd#lar, yan#na da yay#n#, oklar #n# ve b#ça'#n# yerletirdiler. Sonra Ungur babas#n#n yan#na dizçökerek, onun yaam# boyunca neler yapt#'#n# ve gördü'ünüanlatmaya balad#. A'#t#n#n her m#sras#ndan sonra Ama'n#n o günedek titizlikle korudu'u koleksiyonundan bir ok ucunu, bir denizkabu'unu, ya da bir ta# ölünün yan#na koyuyordu.Ve uzun süredir yanlar #nda yaamakta oldu'um ailenin kökeni ve

at#'# yollar hakk #nda bir kez daha yeni eyler ö'rendim."Annelerimizin anneleri, babalar #m#z#n babalar #n#n k #zkardeleriydi" diyordu Ungur. "Gece-gündüz, yaz-k # demeden,hayatta kalmalar #n# sa'layan bitki ve hayvanlarla uyum içindeyaayarak yol al#yorlard#. Geldi'imiz ülkenin kuzeyi beyaz veso'uk, güneyi ola'anüstü yeil, bat#s# ve do'usu ormanl#kt#,





atalar #m#z ma'aralar # mamut, bizon, at ve s#'#r resimleriylekaplam#lard#. Fakat kuzeyin kal#n buz tabakas# inceldi'i ve ge-

181cenin uzun sürdü'ü ülkelere do'ru çekildi'i için, kutsal ma&aralar # terk etmek zorunda kald#k. Büyük su bask #n# mamutlan bizonlar #, atlar # ve s#'#rlar # kaç#rm#t#. Tanr #lar #n art#k bizi anla-mamalar #na ve gökten düecek kötülü'e kar # bir eyyapmamalar #na ra'men, onlar #n peinden gittik. Tanr #lar biziyaratm# ve sonra terk etmilerdi. T# pk # hayvanlar #n, günein ve babam#z olan senin bizi terk etti'in gibi..."Kollar #n# kald#rd#, derin bir nefes alarak ci'erlerini havayladoldurdu ve aln# yere de'ene kadar topra'a e'ildi. O anda sadeceyerden ç#kan atein hafif sesi iitiliyordu. Ungur biraz do'ruldu,ölünün ellerini tuttu, kuvvetle s#kt# ve gö'sünün üstünde birletirdi."$ki zaman" dedi bo'uk bir sesle. "Onu zamanlar #n ötesindekizaman geldi'inde uyanaca'# so'u'a ta#madan önce, iki zaman boyunca atein yan#nda kalacak..."

182KURTLAR VE *ELALE"Erzak tükenmek üzere" dedi Ungur'un annesi disiz a'z#yla.Küçük aile, sessizce ve donuk yüzlerle, hâlâ topra'#n derinlerindenç#kmakta olan atein etraf #nda oturuyordu. Bu ate ne zamanma'aradaki yaam#n odak noktas# olmutu? Bilmiyordum.Balang#çta kad#nlar #n vücutlar #ndaki düzenli sanc#lar güvenilir birzaman hesab# kayna'#yd#. Giderek küçülen aile bu ekilde hiç

olmazsa yakla#k olarak aylar # tespit edebiliyordu. Fakat farkl# biryaam#n uzak an#lar # olan bu sanc#lar da giderek ortadan kalkmaya balad#. Ania uzun zamandan bu yana ayba# görmüyordu.Günün birinde Ungur yerden ç#kan atein alevlerinin belliaral#klarla harlad#'#n# ve tekrar güçsüzleti'ini fark etmiti.Alevlerin iddetindeki bu de'iimin gün de'iimlerini iaret edipetmedi'inin pek bir önemi yoktu. Önemli olan, ailenin ne zaman





yemek yenip ne zaman uyunaca'#n# bildiren bir zaman göstergesinesahip olmas#yd#. Ve çok s#radan bir olaym# gibi alevlerin parlak

oldu'u zaman# bir ma'ara günü, alevlerin sönük oldu'u zaman# da bir ma'ara gecesi olarak adland#rmaya balad#lar."'Konumayanlar'in eti ac#lar #m#z# sadece uzatt#" dedi ailenin yahannesi. "Yiyece'imiz tükendikten sonra önce Kven'i, sonra daAqual'# yedik. Ondan geriye sadece buzun içindeki kutsal ci'erikald#. Fakat bizim d#ar #ya ç#kmam#za izin vermeyen de o korkunç buzdan bakas# de'il..."183"Can#m yan#yor!" diye inledi çocuklardan biri."Karn#m aç!" diye soludu di'eri. "Karn#m o kadar aç ki...""Toprak bizi kendisine ça'#rd#'# zaman tekrar yemek yiye ce'iz"dedi Ama."Bu ne zaman olacak?" diye sordu atein ba#nda oturan Ania.Ungur'un ma'aran#n derinliklerinden getirdi'i iki kertenkeleyi ta bir ie takm#, k #zartmaya çal##yordu.

Ama porsumu bir deri torban#n içinde kalan son tuzu dih bir ta#nüzerine döktü, sonra da parmak uçlar #yla zerreleri üç parçayaay#rd#."Eski zamana göre tam alt# y#ld#r burada kapal# kald#k. En geç biray sonra da ölmü olaca'#z." Yavaça ba#n# kald#rd# ve Ungur'a bakt#. "Sen elinden geleni yapt#n" dedi k #s#k sesle. "Baban#n öldü'ügünden beri buldu'un tüm kertenkeleleri, böcekleri ve örümcekleri buraya getirdin. Ma'aran#n karanl#klar #nda bilinmez olan#n peinde

kotun ve so'ukta pusuya yatt#n. Sen ba#m#zdaki en iyierkeklerden biriydin, o'lum. Fakat açl#'a kar # senin de elinden birey gelmez..."Sonra gözlerini ta iin ucundaki ufac#k kertenkelelere dikti."Zaman zaman talar #n aras#nda bu küçük hayvanlar #n birkaç#n# yakalasan dahi, bu bizim hayatta kalmam#za yetmez. Art#k elimizde





sadece bu tuz var. Çocuklar #m#z#n sadece ikisi ya#yor. Derime bak #n - ne kadar beyaz ve hasta bir görünüü var..."

"Derisi beyazlay#nca insan neden ölür?" diye sordu çocuklardan biri. "$nanna'n#n da derisi beyaz...""Bizim derimiz her zaman koyu renkliydi" diye kar #l#k verdi Ama."$nsanlar günein kötü ##nlar #ndan korunmak için kara bir teneihtiyaç duyarlar.""Fakat art#k güne yok ki!""Geri gelecek!" dedi Ungur s#k #l# dilerinin aras#ndan. "Yüz ya da bin y#l dahi sürse, geri gelecek!""O zamana dek biz ölmü oluruz!" dedi Ania yavaça.184Bütün bu zaman zarf #nda ben arka planda kalm# ve sessizce nlar # dinlemitim. O iki "Konumayan"# öldürdü'ümden bu vana.çocuklar bana "Silex - Ta B#çak" ad#n# takm#lard#. Fakat ne Ania,ne anne, ne de Ungur için davran##m bir zorunluluktan baka birey de'ildi. Ne de olsa ben de beslenmek zorundayd#m ve

insanlar #n gizliden gizliye de olsa bir tanr #çadan bekledi'iyeteneklerin henüz hiçbirini göstermemitim...Di'erlerinin ne düündü'ünü biliyordum. Baar #s#zl#'#m ve ieyaramazl#'#m beni derinden yaral#yordu. Ma'aran#n sonsuzsessizli'i içinde kendime tekrar tekrar neden felçli gibi oldu'umusorup duruyordum. Her eyin sona ermekte oldu'unu görüyordum,fakat ne yapabilece'ime dair en küçük bir fikrim bile yoktu.Deriden incecik eritler kesmeyi, bunlarla çocuklar #n ve erkeklerin

giysilerini yamamay# ö'renmitim. Bir süre eski denizkabuklar #ndan, fildiinden ve kemiklerden süs yapmaya bileçal#m#t#m. Fakat saatler boyu u'ra# p yapt#klar #m#n hiçbirikad#nlar #n be'enisini kazanm#yordu."Her eyi yanl# yap#yorsun" demiti bana Ania bir defas#nda."Yapt#klar #nda Mana eksik. Bunlar anlams#z #v#r z#v#rdan baka birey de'il."





"T# pk # senin yapt#'#n gibi yapt#m" diye kar #l#k vermitim ona. "*usenin yapt#'#n, bu da benim yapt#'#m kolye. Aradaki fark nedir?"

"Anlam#yorsun!" demiti Ania. "Hem de hiçbir ey! Seninkolyelerin ölü - anlams#z parçalardan bir araya gelen bir bütün!""Bir kolyenin nas#l bir anlam# olabilir?""Bunu bile bilmiyorsan sana yard#m edemem!"O zamandan sonra benimle neredeyse hiç denilecek kadar azkonumutu. $lk zamanlarda bu durum houma bile gitmiti. Hereyin yanl# oldu'unu o kadar s#k düünmütüm ki... BanaYerlilerin vahi ve aptal oldu'u söylenmiti. Fakat imdi onlar #nevcilletirilmi birer maymundan baka bir ey olmad#'#n# düündü'üm için sonsuz bir utanç içindeydim.185Çünkü Ungur ve ailesi bundan baka her eydi. Ama, Ania veKven'le birlikte ark # söyleyip, çocuklarla oyun oynayarak vakitgeçirdi'imiz o uzun saatleri düünüyordum s#k s#k. OySft imdikorkmaya balam#t#m... Ölümden korkuyordum, dünyada yaln#z

ba#ma kalmaktan korkuyordum, bir tanr #ça, bir Cro-Magnon, hatta bir insan diisi bile olamamaktan korkuyordum...S#rt#mdaki hayvan postundan yap#lm# pelerinin içine iyjCe büzüldüm. Onu kendim biçmi ve deri kay#larla dikmitim.Ma'aran#n içinin s#cak olmas#na ra'men, gelecek saatleridüünmek içimin buz kesmesine neden oluyordu. Bu aileyle dahafazla bir arada yaayamayaca'#m# hissediyordum. Bir eyleryapmal#yd#m! Fakat ne? Ne yapabilirdim? Art#k kendimi bile

düünmüyordum. Tek iste'im, bir ekilde yard#m edebilmekti.Duka-bölgesinde y#llar y#l# ö'rendiklerimin aras#nda buz kapl# biryanarda' ma'aras#nda ie yarayabilecek hiçbir ey yok muydu?Benim yerimde bir delikanl#, bir bilge, bir savaç# olsa ne yapard#?Ya da bir gemi sahibi, ya da...Ard# ard#na bu sayd#klar #mdan biri oldu'umu düünüyordum. Öncekendimi bir demir-adam gibi hissetmeye çal#t#m. Yasa, hukuk,





düzen. Hay#r, bunlar #n hiçbiri burada ie yaramazd#. O halde birsavaç#! Elime bir mamut dii parças# ald#m. Parmaklar #mda hafif

ve kuru bir duygu b#rak #yordu. Ta bir b#çakla ne yapabilirdim?Daha fazla vahi öldürmek mi?Ya da di'erlerini... kad#nlar #... çocuklar #... Ungur'u...Bir teki bile hayatta kalamayacakt#. Tanr #lar insanlar #n ölüm veyaamlar # üzerinde söz sahibiydiler. Bunu ilk defa ve son defa nezaman duymutum?Ans#z#n a'lad#'#m# fark ettim. Yakla#k yedi y#ld#r yanlar #ndayaad#'#m ailenin atete yanan bir dal parças# gibi karar # p yokoldu'unu görüyordum."Neden?" diye f #s#ldad#m ba#m# sallayarak. "Ben neden birtanr #çay#m ve neden ne yapaca'#m# bilemiyorum?"186Gri Ev! O yirmi iki resim! !S#rt#mda s#cak bir ürpertinin dolat#'#n# hissettim. Ve ans#-resimler kar #mda bir kitap gibi belirdi. Tüm yapmam gereken,

sayfalar # açmaktan ibaretti...Münzevi - bu ben miydim? Kader çark #... as#lm# adam... ¦|üm.Sonra ne geliyordu? *eytan ve vahi dalgalar #n karmaas#nda çökenkule mi? Zorlukla nefes alabiliyordum. Bir sonraki resim nas#ld#?Gözlerimi kapad#m, fakat içinden hastal#klar #n ve i'renç ma'arakertenkelelerinin boand#'# bir sand#ktan baka bir ey görmedim.Örümcek benzeri hayvanlar, böcekler, y#lanlar. Fakat orada baka bir ey daha yok muydu? Ç# plak bir k #z... çaresiz ve yaln#z. Diz

çökmütü, gecenin gökyüzüne bak #yordu ve inanmak istiyordu.Fakat... fakat görmek istedi'i neydi?On kral#n hükmetti'i ada-k #tas#na dönü yolunu mu? Yoksa saray#nDuka-bölgesini mi? Kiklop duvar #n# m#?Hay#r, bunlar #n hiçbiri de'ildi.Ans#z#n günei görmeye çal#t#'#m# fark etmitim. Ay# ve y#ld#zlar #.Ba#m#n üzerinde gölcyüzü eksikti ve onu bulmaya çal##yordum.





"Kendi d##ndan yollar da bilmek istiyorsan, kendi içine kulakvermelisin!"

Ans#z#n irkildim ve kocaman aç#lm# gözlerimle etraf #ma bak #nd#m.Fakat yan#mda kimse yoktu. Ama, Ania ve çocuklar ateinetraf #nda oturuyor, yava yava ileri geri sallanarak, sonsuzhüzünlerini dile getiren bir melodi m#r #ldan#yorlard#.Ve ans#z#n Ungur kar #ma dikildi. Art#k onda hiçbir ey beni birzamanlar mamut cesedinin alt#nda bulan ve ailesine getirenkuvvetli, ma'rur genç adam# hat#rlatm#yordu."Yoluna git, $nanna!" dedi adam zorlukla nefes alarak. "Yeterikadar bekledin!""D#ar #ya... d#ar #ya aç#lan bir yol bulaca'#m! Hepimiz için..."Berrak ve kararl# bir sesle konumutum. Ungur ellerini kal-187T^d#rd#. Titreyen parmaklar # büyük bir zorlukla ve son gücünrharcayarak gö'üs uçlar #ma dokundu. Sonra yava yava önc~

karn#ma, sonra bacaklar #ma indiler, sonunda da ap#rdayan yerdeki bir su birikintisine dütüler."Ungur!"Bu ismi var gücümle hayk #rd#m, öne e'ildim ve ellerini yâ_kalad#m. Ba#n# kendime do'ru çevirdi'im anda tüm vücudumtitriyordu. Gördüklerime inanmak istemiyordum. Uzun, çok uzun bir zaman boyunca ba#n# kollar #m#n aras#nda tuttum. Aln#n#, gözkapaklar #n#, yanaklar #n# ve dudaklar #n# öpüyor, fakat kar #l#k

alam#yordum. Ve sonunda kollar #m#n aras#ndaki vücut o kadara'#rlat# ki, onu yere b#rakmak zorunda kald#m. K #rm#z# toprakdolu deri torbaya do'ru emekledim, onu sürüyerek Un-gur'unyan#na getirdim ve içindekilerin tümünü onun yüzüne, boynuna,vücuduna ve aradan geçen tüm y#llar boyunca görmedi'im bölgesine serptim.





Atein yan#ndaki kad#nlar uyuyor gibiydiler. Sanki son nefeslerinekadar korumak istermi gibi çocuklar #n# s#k # s#k # kucaklam#lard#.

Ani bolu'u vücudumda bir k #rbaç darbesi gibi hissettim.Kad#nlar #n Ungur'la ayn# anda ölmesi mümkün müydü? Az önceark # söylemiyorlar m#yd#... ve çocuklar! Çocuklar neden ölümsanki s#cak bir postmu gibi rahatça uykuya dalm#lard#?Tüm vücudumla titremeye balad#m. Kollar #m# vücuduma sararak,içimdeki panik duygusunu bast#rmaya çal##yordum."Ey tanr #ça!" diye inledim. "Sen ulusun, esizsin, emsalsizsin! Yediy#l boyunca buradayd#n ve ne yapt#n? Eyalar #n# al ve buzu k #rarakd#ar # ç#k, bunu yapacak gücün varsa elbette..."Yan#ma almak istediklerimi bir deri torbaya doldururken biryandan a'l#yor, h#çk #r #yor ve kendime k #z#yordum. Ba#m#netraf #ndaki alev alev yanan ate hâlesini acaba baka biri dahagörebilecek miydi? Ben üzüldükçe, o daha da güzelleiyordu.-188n sular, korkunç f #rt#nalar, kapkara bulut da'lar # dinlenmek

dir bilmiyordu. Hiçbir ey sakinlemiyordu. K #y#lardaki kum °i#lar # etraf # kas# p kavuran rüzgâra direniyor, kökleriyle suyaörr #ülmekte olan karaya s#k # s#k # yap##yor, dalgalar taraf #ndanerinden sökülünceye kadar dayanmaya çal##yordu.Hiçbir ey oldu'u gibi kalm#yordu. Dünyan#n eski yüzü hatlar #n# kaybediyor, sürekli yeni ekillere giriyor ve daha olumadan y°koluyordu. Kaos, o eski ve büyük gücüyle, tekrar tekrar denizlerdenve bulutlardan yeryüzüne çöküyordu. Hiçbir da'#n zirvesi, hiçbir

vadinin taban# sa'lam kalmam#t#. Bir zamanlar ormanlarla kapl# alanlarda imdi kapkara f #rt#nalar ç# plak topra'# kavuruyordu. Buzgibi dalgalar koca koca talar # karan#n ta içine ta#yordu. Ve heryanda çatlayan topraktan f #k #ran yanarda'lar #n püskürttü'ü küllerya'murla kar #arak çamur eklinde geri ya'#yordu.Bu ikence yüz, hatta bin güne y#l# devam etti. Ve bin y#l bir güngibiydi...





Hay#r!Bir tek sonsuz gece gibiydi!

$nsanlar kay# plara kar #m#, bo'ulmu, ya da bal#klara dönümütü.Çok, ama çok az# hayatta kalmay# baarm#t#. Tanr # T#tiacahuantaraf #ndan tam vaktinde uyar #ld#klar # için servi a'açlar #ndan birtekne ina eden Nata ve Nana hayatlar #n# kurtarabilmilerdi.Aztek'ler sonradan bunun böyle oldu'unu anlatacaklard#.Bor'un o'ullar # Odin, VVili ve We, buz devlerinin babas# devYmir'i öldürmülerdi. Ymir'in yaralar #ndan o kadar çok kan ak #t# ki, Bergalmir d##ndaki tüm devler bo'ulup ölmütü. Fa-tat okar #s#yla birlikte bir kay#'a binerek kurtulmay# baarm# Ve yeni bir devler soyunun babas# olmutu. Güne kararm#t# Ve topraksuya gömülüyordu. Gökten s#cak y#ld#zlar düüyordu, k #zg#nalevler gö'ü kaplam#t# ve ate hortumlar # kutsal189dünya a'ac# Yggdkapl# kalan Kuze;v

sonraki birkaç bin \derek daha büyü^jhayvanlar #yla birlimi, _yordu. Ta ki günei 'S#cak ve so'u],¦ "jkuzey yar #mküreyi^lerce y#ldan beri l'l ¦ (| balam#lard#. Ve jg

ya gömülüyordu. |.f 'Gerçek felake !(is yordu. Sular ade tuzlu suya tema^ \* ( yenikörfezler, y«-a O korkunç gc]1, i ça'# öncesinde <|h^ rin suyuartmaya1j|] Özellikle iki *T$ Serbesti. Dö. |\J buzlar #n geni k!J|^|sincje, sular an^W karanl#k içinde ^ topraklar # yutm^.^ seNehri'nina'^b\jsre#





MSMsMi

Hmeye devam &\p du. Bir müddet im0rica ile Cym.. ..... M?ya gomuluyo^, Da'lar #n dik ya |teniz bir tepe s#r,\,JU,deniz olutura<fto1'«'^nu#slatj,'«rctli we,'#u#urçy«"enni f%(i,? A\> ttku^ze^''' W56*mv«

190I,M<s^V4^k vera|ar,»:z ^V#k

$K y köl,esi\ drV derh«l„nylan "H kar,#îlf ^<Cl1 uV doâ > y





$/$den^<çiB^nde#^ba^/%a»^ ld#s#s'|

f( $!,/(jdefeK — ui eür4 "tunun \^ 'ys''i de'iidA^'y^nt,, /^feblr^sebe^fajia^.Wdünya a'ac# Yggdrasil'i kas# p kavuruyordu. Uzun süre buZ],, kapl# kalan Kuzey Avrupa'n#n halklar #, buzlar #n erimesine),, sonraki birkaç bin y#l# böyle an#msayacaklard#. Eriyen buzlar o-derek daha büyük toprak parçalar #n# aç#'a ç#kar #yor, insan], hayvanlar #yla birlikte giderek daha kuzeye ve do'uya yol a| yordu. Ta ki günein

yok oldu'u güne kadar.S#cak ve so'uk hava kütleleri korkunç hortumlar eklinde kuzeyyar #mküreyi kas# p kavuruyordu. Kuzeyin buz da'lar # binlercey#ldan beri okyanuslardan çald#klar # suyu geri vermeye balam#lard#. Ve kara parçalar # dur durak bilmez bir ekilde suyagömülüyordu.Gerçek felaket ite buydu. Deniz seviyesi giderek yükseliyordu.Sular adalar # ve k #talar # kaplam#, çok uzun zamand#r tuzlu suya

temas etmemi olan bölgelerin iç k #s#mlar #na girmi, yeni körfezler,yeni denizler meydana getirmiti.O korkunç gökta#n#n dümesinden sonra okyanuslar üç buz ça'# öncesinde oldu'undan da fazla büyümülerdi ve denizlerin suyuartmaya devam ediyordu.Özellikle iki alçalt# bölgesinde gece boyunca yeni felaketlergerçekleti. Dört, be bin y#l önce, Cro-Magnon zaman#nda





buzlar #n geni kara parçalar #n# meydana ç#kartt#'# kuzey bölgesinde, sular ans#z#n yükselmeye balam#t#. Neredeyse mutlak

karanl#k içinde sular büyük Ren Nehri'nin iki yakas#ndaki geni topraklar # yutmaya balam#t#. Her ne kadar deniz henüz Them-se Nehri'nin a'z#na ulamam#sa da, güneye do'ru h#zla ilerlemeyedevam ediyor, Ren Nehri'nin deltas#n# giderek daralt#yordu. Birmüddet sonra bu nehir iki yeni nehre dönüecekti. Ar-morica ileCymru aras#ndaki devasa kireç ta# kayal#klar # da suyagömülüyordu. Kuzeydo'uda bu çoktan gerçeklemiti' Da'lar #n dikyamaçlar #n#n düz ovalara uzand#'# bölgede ise de' niz bir tepes#ras#n# aarak, ileride Balt#k ad#yla an#lacak yeni bir denizoluturacakt#.190K #y#lar #nda asla mutlak so'uk ve gecenin yaanmad#'# gü-c)ej Akdeniz'in ötesindeki k #y#larda da ayn# ey gerçeklei-n rC$U.Hint Okyanusu'ndan esen s#cak rüzgârlar taraf #ndan bir laf # Sibikullan#lan dalgalar, Arabistan da'lar # kar #s#nda bile .uraklamadan

yoluna devam ediyordu. Dalgalar tal#k k #y#y# üzy,Har boyuncakemirdikten sonra, F#rat ve Dicle'nin döküldü'ü büyük gölü birdenize dönütürmeyi baard#lar. Okyanu-sun tuzlu sular # uzunçöküntü bölgesini derhal doldurmu, bu höigedeki Çok eski tanr # kalelerini suyun derinliklerindeki ta mezarlara dönütürmütü.Uzun zaman için kuzeye do'ru uzanan bereketli Arabistan ovalar #,do'udaki yüksek da'lara kadar köpüklü sulardan oluan geni biryüzeye dönümütü, üstelik do'udan ve kuzeyden eriyerek gelen

kar sular # seviyeyi giderek yükseltiyordu.Di'er k #talarda ise aniden su eksikli'i hissedilmeye balanm#t#.Birçok bin y#ldan beri Afrika içlerinde ilk defa ya'murya'm#yordu. Ormanlar ve çal#lar kurumutu, Sahara ölmeye balam#t#. Ayn# ey Avustralya k #tas#nda ve Asya içlerinde degerçeldemeye balam#t#. Himalaya'nm kuzeyindeki çanakta bulunan ve Uygur ad# verilen tatl# su denizi yüzy#llar boyunca





k #zg#n güne ##nlar #na maruz kalarak buharlamaya balam#t#. Tuzseviyesi giderek artm#, denizin k #y#s#nda oturanlar kaçmak ile

ölmek aras#nda bir tercih yapmak zorunda kalm#t#.Ve art#k hiçbir ey yal#lar #n bildi'i gibi de'ildi.Gecenin içinde dur durak bilmeden ilerliyordum. Saatlerdert berikaranl#klar #n içinden azalmak bilmez gücüyle bir f #rt#na gibiu'uldayan garip gürültüye do'ru yakla#yordum. Hava buz gibiso'uktu. Öne do'ru giderek daha fazla e'iliyor, ad#m ad#mgüçlükle ilerlemeye çal##yordum. Sadece birkaç ta at#m# ilerideköpüklerle kapl#, azg#n bir su ak #yordu.Sonra bu gümbürdeyen gürültünün sebebini anlad#m. Bu191zamana kadar gördü'üm en büyük elalenin önünde duruyON dum.Muazzam a'#rl#ktaki su kütleleri, neredeyse tümüyle bUz. danoluan bir duvar #n önünden aa'# düerek, ayaklar #m#n alt#ndakitopra'#n titremesine neden oluyordu. Buz duvar neredeyse göktekikara bulutlara dek yükseldi'i için, muhtemelen imdiye kadar

hiçbir insan onun nereye kadar uzand#'#n# gözleriyle görebilmi de'ildi.Bulan#k alacakaranl#'#n içinde yo'un sis bulutlan uçuuyordu. Buzduvar #n üzerindeki gök bulutlar #ndan çok daha aç#k renkli veso'uktular. *ak #n bak #larla aa'# düen suyu yukar # do'ruizlemeye balad#m. $çimde bir his en yukar #da, yani bulutlar #n enyo'un oldu'u yerde, bir ##k kayna'#n#n gizli oldu'unu söylüyordu.Bulutlar de'il, suyun ta kendisi aa'# düerken baka dünyalardan

gelen bir ##'# da beraberinde getiriyor gibiydi. Bu güne olabilirmiydi? Orada, yukar #da, bulutlar #n öte yan#nda günein görünmesimümkün müydü?Benim dünyamda her ey karanl#k, so'uk, #slak ve yaamdüman#yd#. Buna ra'men ben uzun zamand#r büyük bir ren geyi'isürüsüyle birlikte elaleye yakla#yordum. Bu görkemlihayvanlardan hiçbiri bulutlara ve uzaklardan gelen gürültüye dikkat





etmemiti. Hayvanlar #n insanlardan ve bir tanr #çadan daha güçlüsezgilere sahip olmas# mümkün müydü?

Ren avc#lar #n#n kabilesiyle ne kadar zamand#r beraber oldu'umuart#k bilmiyordum. Çocuklar #n do'uuna, büyümelerine, çocuksahibi olmalar #na ve ölmelerine tan#k olmutum. Zorlu yaamsava# kuaklar boyu devam edip gidiyordu. Ve önlerine ç#kan hereyi parçalamak, öldürmek ve yemek isteyen k #sa boylu, esmertenli, kana susam# eytanlara benzeyen Konumayanlar'dankorunmak için ço'u zaman çakmak ta# b#çaklar #m#z#n ve baltalar #m#z#n say#s# yetersiz kal#yordu...Ben ise daima bir yabanc# olarak kalm#t#m. Belki bir azize, hatta bir tanr #ça - fakat lider olarak de'il. Ungur'un ailesinin192aaaras#n# terk edip so'uk karanl#'#n içine dald#'#mdan bu ya-birçok|<ez olup biten her ey üzerine düünmeye yeltenitim. Fakatdüüncelerim sanki görünmez bir kafesin içine tutsak edilmiti.Ya#yordum, hareket ediyordum, her türlü za-ân ve mekân

kavram#n#n d##nda olarak durmadan yürüyordum, ftirçok kez Tanr # Tafm#n günein yönünü bulutlar #n ard#na «izlenmi oldu'u zaman bile gösterebilme yetene'ine sahip oldu'unu hat#rlad#m. Ve birkeresinde -çok uzun zaman önce-fjrt#nalarla kara bir denizindalgalar # taraf #ndan durup dinlenmeden dövülen kayalarla dolu birk #y#ya ulam#t#m. Orada bir an için di'erlerinden farkl# kayalargörür gibi olmutum... Do'a taraf #ndan yap#lmam# olan kayalar.Kim oldu'u bilinmeyen devler için haz#rlanm#a benzeyen büyük

kayalardan yap#lma ta masalar uzan#yordu gözlerimin önünde.Bunun yan# s#ra anlam#n# çözemedi'im ve bana kay# p tanr #lar #nrnezarlar #ym# gibi gelen ta çemberler de gördüm.Gece karas# hiçlik yerini s#k s#k bulan#k bir f #rt#na grisine b#rak #yordu. Karanl#'#n içindeki bu renk dönüümleri banauzaklarda bir yerde günlerin ve gecelerin bulundu'unu ispatediyordu. Ta masalar #n yan#ndan geçtim ve k #y#n#n birkaç yüz





ad#m ötesinde k #r #lacak kadar güçlü olan dalgalara yaklat#m. Ve oanda içimde yeni bir umut ##'# belirdi.

Giderek daha fazla ta çember buluyordum ve bu manzarakar #s#nda gö'süm daral#yordu. Bulutlar, bir zamanlar bakentBasilea'n#n etraf #n# çevreleyen duvar #n kal#nt#lar #n# and#r #r bir*ekilde dikey olarak topra'a dikilmi büyük ta dizileriniya'murlar #yla k #rbaçl#yordu. Yoksa eve geri mi dönmütüm?Toprak, deniz ve bulutlar #n sava#na sahne olan bu yerde eskikraliyet ehrini mi bulmutum? Uzun süre kanallar #, evleri, gemienkazlar #n# ve saray#n surlar #n# arad#m, fakat tüm buldu'umdevlerin ve Titan'lar #n mezarlar #na benzeyen tepeler oldu. S#k s#kgözya# dökmeden a'layarak nemli duvar nilerine193yaslan#yor, parmaklar #mla talardaki çizgi ve daireleri yokluy0art#k benim için bir ey ifade etmeyen ve kara f #rt#nan#n a'z#r^ danderhal al# p götürdü'ü eski kelimeler m#r #ldan#yordum...Carnac... Menhirler... Chromlechler... Tiuz...

Ve günün birinde, bu denizde ve geçmiin ölü izlerinde bir ey bulamayaca'#m# anlad#'#m zaman oradan ayr #lm#, kaya|a. raçarpan dalgalar #n sesini duymak zorunda kalmayana dek yu_rümü, yürümü ve yürümütüm. Bir müddet kuzeye do'ru yolalm#, çok eski kalay madenleri kal#nt#lar #na rastlam#, böylece birzamanlar #n Cornvvall ve Cymru kolonilerine ulam# oldu'umutahmin etmitim. Themse Nehri'nin k #y#lar #nda art#k insanl#kla pekaz ilgileri kalm#, birbirleriyle konumayan, Kim-mer kabileleri

hakk #nda hiçbir ey bilmeyen, karanl#klar içinde sinerek yürüyenve kar #lar #na bir hayvan ç#kt#'# zaman avlar #n# di'erlerine kar # dileri ve pençeleriyle koruyan varl#klar #n oluturdu'u bir grubakat#lm#t#m.Ben de t# pk # onlar gibiydim. Donmu çal#lar #n ac# ve sertyapraklar #n# çi'niyor, bir lokma çi' et için ölesiye mücadeleediyor, buna ra'men sürekli açl#k çekiyordum. Çok sonralar #,





ölçemedi'im ve kavrayamad#'#m zaman dilimlerinden sonra, enfazla beyüz ad#m yüksekli'indeki da'lar aras#nda k #vr #mlar

yaparak akan küçük bir nehir boyunca ilerlemeye balam#t#m.Tanr # Ta# arada s#rada parlak bir ##k saçarak bir yönügösteriyordu, fakat güne benim hesaplanma göre bambaka biryerde olmal#yd#. Eski düzen Tanr # Ta#'n# dahi yan#ltacak kadar bozulmutu. Bir süre sonra küçük nehrin büyük bir nehre kar #t#'#n# görmütüm. Her iki suyu da amay# baaramad#'#m için, büyüknehri ak # yönünün tersine do'ru izlemeye karar vermitim.Bu düünceye nas#l ulat#'#m# bilmiyordum, fakat günün birindezihnimde eski bir hat#ra belirmiti: kuzeydo'u yönünde buzlarado'ru akan büyük Ren Nehri'ydi bu. Fakat bu imkâns#zd#! Güneigörmememe ra'men bu nehrin kuzeydo'u194gerinekuzeye, hatta kuzeybat#ya akt#'#n# hissediyordum. Yok-y ' nSuzluk içinde dönüp duran dünya yuvarla'#, her eyin

ümesine neden olacak ekilde bat#ya m# kaym#t#? *ehirlerin bulutu'u noktan#n hemen yak #nlar #nda bir ya-rda' kraterinerastlam#t#m. Bu iz tahminlerimi daha da güç-j ndirrnit'- Eskikrall#'#n sona eriinden neredeyse bin y#l önce büyük ve baar #l# deney alanlar #ndan birini tüf ve lav alt#nda b#rakan bir olay#nkaranl#k izleri belirmiti zihnimde. Hemen yak #nlarda, nehrink #y#s#n#n yakla#k k #rk ad#m ötesinde, bir zamanlar yerlilertaraf #ndan "Tanr #lar #n Köyü", sonra da "Gönners-dorf olarak

adland#r #lan yer bulunuyordu...Karanl#'#n içinde bir tek iz bile bulamam#t#m - ne köy meydan#n#nta kaplamalar #, ne çakmak talar #, ne ok uçlar #, ne ate yerleri, neren boynuzlar #, ne yaban atlar #n#n, kar tilkilerinin ve su kular #n#nkemikleri... Bunlar #n tümünün kal#n bir tüf tabakas# alt#nda gizlioldu'undan emin olmama ra'men, benim için teselli bulaca'#mgeçmie bir dönü yolu yoktu.





Gö'sümde sallanan Tanr # Ta# bile bulmak istediklerimi aramamkonusunda bana yard#mc# olmuyordu. Eski ve y# pranm# bir tat#

art#k bu... Kirli sar # renkte, parlamayan, bir zamanlar içinde ta#d#'# kudretten eser bile bulunmayan ie yaramaz bir muska... Nehrin ak ##n#n ters yönüne do'ru epey ilerledikten sonra, büyüknehri yüzerek amaya cesaret etmitim. Ren geyi'i avc#lar # fazlasoru sormaya gerek görmeden beni aralar #na kabul etmilerdi.Mamut avc#lar # ailesinden çok daha h#zl# konuuyorlard#. Bazenoraya geldi'im ilk anda bir geyik postuna bürünmenin Ve o andanitibaren lider hayvan#n ben oldu'umu aç#klaman#n nas'I olaca'#n# düünüyordum. Hiç itiraz etmeden peimden Seleceklerindenemindim. Fakat bunu yapmad#m. En ba#ndan beri kesin bir kanaat bu korkunç dünyan#n bana ve di'erlerine195izin verdi'inden daha fazlas#n# yapmama engel oluyordu. Bütün buolanlar #n bir rüya, bir s#nav, önceden belirlenmi ve de'itirilmesimümkün olmayan yolun bir parças# oldu'unu düünüyordum.

Yüzy#llardan beri gidilecek yeri ve yönü hayvanlar belirliyor-du.Bulan#k gün ##'#n#n yerini kapkara bir geceye b#rakmakta oldu'uak amlarda erkekler buzullar taraf #ndan ta#nan büyük kaya parçalar #n#n güney taraflar #nda nispeten daha kuru konaklamayerleri aramaya gidiyorlard#.Her ey her zamanki gibiydi. Buna ra'men büyük elalenin yan#nda bulundu'um bir s#rada, buz duvar #n#n dünyan#n sonu olmaktandaha fazla bir anlam ta#mas# gerekti'ini hissettim. K #m#ldamadan

bekliyordum. Bir eyler olaca'#n# hissediyor, fakat bunun neolaca'#n# bilemiyordum. Ans#z#n kula'#ma beni ürküten hafif birgürültü geldi. Balang#çta elalenin gürültüsü bu sesi bast#r #yordu.Fakat sonra inleyen rüzgâr #n içindeki uluma sesleri giderekyaklamaya balad#. Ve ans#z#n bu seslerin sahibinin kim oldu'unuanlad#m.Kurtlar!





Bu tekin olmayan, a'larcas#na uluma seslerini en son ne zamanduymutum? On y#l m#? Yoksa yüz y#l m#? Ren avc#lar #n#n yan#na

gelmeden çok uzun bir süre önce, güneydeki da'lar #n buzlarla kapl# eteklerinin civar #nda amaçs#z ve hedefsiz bir ekilde dolan# pdurdu'um s#rada olmal#yd#. Bilmedi'im bir sebepten ötürü daimakurtlar #n yoluna ç#kmamaya çabalam#t#m. Ay#lar ve di'erhayvanlar beni korkutmuyordu. Kurtlar ise kan#m#n buz kesmesineve tüm vücudumdan so'uk terler boanmas#na neden oluyordu.Onlar #n rahats#z edici, neredeyse büyülü ulumalar # beni dehetedüürüyordu.Ve sonra kurtlar # gördüm. Bembeyaz postlara sahip alt#, ye' dihayvan karlar #n üzerinde yan yana kayarcas#na ilerliyor, aradas#rada durarak dar balar #n# dimdik yukar # uzat#yor ve elalenin enüstünde görünen küçücük #s#ld# noktaya do'ru uluyorlard#.196geyaz kurtlar!Onlara benzeyen hayvanlar # daha önce asla görmemitim. Hayvan

ruhlar #n#n olanca güçleriyle üstlerindeki ##kl# noktaya rt#k büyümesi, f #rt#na bulutlar #n# kovalamas#, karanl#'#n içine (.pkrar #s# ve ##k saçmas# için yalvar #r gibiydiler.kümde olmadan geçmiin rahiplerini düündüm. Onlar da hjra'#zdan ark # söylüyor, seslerini yükseltip alçalt#yor, evrenin 0 büyük ve sonsuz s#rlar #ndan hiç olmazsa bir k #sm#n# kendi lehlerinekullanabilmek için ark #lar söylüyorlard#. Beyaz kurtlar t>u eskitörenleri nereden biliyorlard#? Bu hayvanlar nas#l olup da batm#

k #tan#n eski bilgeleri gibi davranabiliyorlard#?Kurtlar #n dimdik yukar # uzanm# boyunlar #n#n oluturdu'u manzara beni öylesine büyülemiti ki, onlardan duydu'um korku bile yokolmutu. Dikkatli hareketlerle beyaz sürüye yaklamaya balad#m.Büyülenmi gibi bak #lar #m bir kurtlara, bir gökteki ##k lekesinekay# p duruyordu. Yoksa giderek büyüyor muydu? Gerçekten dedaha fazla ##k saç#yor muydu?





Kurtlar hiç beklenmedik bir anda ulumay# kestiler. Hayvanlar balar #n# e'diler ve ani bir komut alm# gibi bana do'ru döndüler.

Bana bakan yedi çift gözün kar #s#nda donup kalm#t#m. O kadarso'uk ve kötü par #lt#lar saç#yorlard# ki, elimde olmadan solu'umututtum. Sonra lider kurt sürüden ayr #ld#. Tehlikeli görünümlü kocakurt, dimdik olmu tüylerle üzerime yürüyordu. Titreyendudaklar #n#n aras#ndaki beyaz ye sivri dilere bakt#'#m anda, buhayvan#n bende bir tanr #ça görmedi'ini anlad#m. Kurtlar #n törenini bozmu ve sürünün düman# olmutum...Beyaz kurtlar #n ne tür yasalara sahip olduklar #n# bilmiyordum. Tek bildi'im, lider kurdun beni öldürmek istedi'iydi. Hayat#mda ilk keztanr #çalar #n bile ölümsüz olmad#'#n# tam manamla hissediyordum.Geçmi tüm y#llarda, on y#llarda ve yüz olarda uykudan bir dahauyanamamay# veya baka bir tehli-197keyle yüz yüze kalmay# ciddi olarak düünmemitim. Etraf #m dakiinsanlar #n ölmeleri beni geçici bir süre yas tutmaya itmiti fakat

kendimi asla gelip geçici do'an#n sonsuz döngüsünün bir parças# olarak düünmemitim.Kendimi bu dünyada bir misafir olarak hissetmeyecek kadarfarkl#yd#m. Fakat uzun y#llard#r sahip oldu'um bu bilinç, beyazkurdun korkunç bak #lar # kar #s#nda bir sis bulutu gibi da'#lmgitmiti.Ölümden korkmuyordum. Ölmekle kaybedece'im fazla bir eyyoktu. Hatta ruhumun ta derinliklerinde bu kâbusun bir an evvel

son ermesine dair bir arzu bile vard#. Sonra ne olacakt#? Beyazkurdun dilerinin g#rtla'#m# kavramas#ndan, vücudumu parçalamas#ndan ve bilincimi söndürmesinden sonra ne olabilirdi?Bir reenkarnasyon mu? Is# ve ##k dolu yeni bir dünyada tekrar bedenlenecek miydim? Uzun süredir hayatta olmayanlarla tekrar bir araya m# gelecektim?





Beyaz kurt kaslar #n# gerip üzerime at#lmaya haz#rlan#nca, yava yava ellerimi kald#rd#m. Hayvan# irademe boyun e'meye

zorlamak istiyordum. Gözlerimdeki alt#n sar #s# benekler uzunzamand#r olmad#'# gibi parl#yordu. Ba#m#n etraf #nda tanr #lar #nmavi renkli ##k hâlesinin belirdi'ini hissettim. Di'er kurtlar a'-larcas#na sesler ç#kartarak karanl#'#n içine çekildiler. Fakat liderkurt korkmuyordu. Zaten konumunu korumak istiyorsa korkmamakzorundayd#.Beyaz kurt müthi bir s#çray#la üzerime at#ld#. S#cak ve kan kokannefesini yüzümde hissetti'im anda hayvan#n a'#rl#'#yla s#rt üstüyere yuvarland#m. Kurdun dileri Tanr # Ta#'nda tak #r-dad#, sonrada balad#'# ii bir hamlede bitirebilmek için, beyaz ve yumuak boynumu arad#.Sonsuz karanl#'#n tüylerini beyazlat#rd#'# kurdun o anda tek biramac# vard#: Öldürmek, öldürmek, öldürmek...198YEN$ BA*LANGICIN $*ARETLER $

ilJ9L Çok uzaklarda, güneydeki yeni körfezin derinlik-Jvjf lerinde, okyanusun dalgalar # Afrika ve HindistanW% aras#nda her zamankinden farkl# bir ekilde hare-M ket ediyordu. Denizin derinliklerinde ##kl# alev,y.Jn tekerlekleri, geometrik desenler ve ayd#nl#k çizgi-f* 1er belirdi'i zaman, gece yeni bal#yordu.¦ Am "Letu... Letu'yu ar #yorum... Thule, Saz Tarlala-

"Sen kimsin?""Tanr # Enki, Eaad# da verilir...""Demek kurtulmay# basard#n!""Denizin derinliklerinde... Uygur ad# verilen tatl# su denizinin,yeralt# kanallar # ve mecralar # yard#m#yla dünyadaki tüm sukaynaklann# besledi'i evimde. Buraya Agartha ad# veriliyor.""Yaln#z m#s#n?"





"Hay#r, yan#mda baz# talihsiz hatal# do'um örnekleri de var... Fakatiçinde bulundu'umuz gemiyi su yüzeyine ç#karmay#

baaram#yoruz. Bize gönderebilece'iniz baka gemiler var m#?""Sahip oldu'umuz gemiler bizi sadece Ölüler Ülkesi'ne götürebilir.Bu kadar uzun zamand#r denizin dibinde oldu'una göre bunu nedensoruyorsun?""Tanr #lar #n k #z# $nanna tehlikede...""$nanna, $nanna... Bu isim bana tan#d#k geldi. Sanki çok uzunzaman önce duymu gibiyim...""Sen kimsin?""Yukar # Nil'de ismim 'Bat#dan Gelenlerin îlki'dir."199"Nereden geliyorsun ve imdi neredesin?""Byblos'un do'usundaki sedir ormanlar #yla kapl# da'larc# oturuyorum ve bazen surlarla kapl# eski Jericho ehrini ziyaref.ediyorum.""Orada hayatta kalan yerli var m#?"

"Bunu bana senin sorman ne kadar garip... Evet, a#lan say#dayerli hayatta kald#. Fakat burada küçük gruplar halinde ya#yorlar.Kendilerine Amalkit'ler, Ammonit'ler, Enakit'ler vç Philist'lerismini veriyorlar. Baz#lar # atelerinin ba#nda yerleik hayatageçmi, baz#lar # ise bereketli Sahara'ya ve yeil Arabistanvadilerine göç ediyor.""Onlar #n ne yapt#'#n# bu kadar iyi nereden biliyorsun?""Çünkü onlar # uzun süre izledim. Hatta Yukar # Nil'de kökenim

hakk #nda birtak #m kaynaklara bile ulat#m. Ne yaz#k ki haf #zamdayakla#k bin y#ll#k bir boluk var. Fakat yine de atalar #m dan birininPtah oldu'unu düünüyorum. Di'erleri de büyük sular Nun ve Naunet, büyük sonsuzluklar Hu ve Hauhet, büyük karanl#klar Kukve Kauket, büyük birleme Niau ve Niaut. Bakalar # ise benim eneski atalar #m#n Ammon ve Amaunet oldu'unu söylüyor. Fakat ben büyük ruh Shu ve Tefnu ad# verilen suyun #slakl#'#n# atalar #m





olarak kabul etmeyi ye'liyorum. Onlar Büyük Dokuzluk'tanmeydana gelmi ve yer erke'i Geb ile gök kad#n# Nut'u

yaratm#lard# ki, onlara da gerçek annem ve babam olarak sayg# gösteriyorum.""Bana atalar #n#n gerçek isimlerini sayd#'#ndan emin misin?""Bunda yanl# olan ne olabilir ki?""Bu isimleri daha önce asla duymad#m!""Bin y#ldan beri yukar # dünyaya ayak basmad#'#n# az önce kendinsöyledin...""Evet, fakat benim kim oldu'umu bilmene ra'men, nas#l olur dakökenini bambaka bir ekilde tasvir edebilirsin?""Benim zaman#mdan önceki zamandan kalma çok say#da200.. )enti var. Bunlardan hangisinin do'ru oldu'unu nereden bi-51ilirim? Sen benim atalar #m hakk #nda hiçbir ey bilmiyorsun, jeyal# tanr # Enki'nin $nanna adl# bir k #z# bulundu'unu hiçduymam#t#m..."

"O benim taz#m... Gerçi bedensel babas# de'ilim, fakattohumlan™1"""Duka için vermitin, de'il mi?""Bu kavram# biliyor musun?""Eskiler taraf #ndan tanr #lar #n, canavarlar #n ve yeni insanlardan birkaç#n#n yarat#ld#'# bir üretim odas#ndan söz edildi'iniduymutum. Fakat bu çok uzun bir süre önceydi...""Biliyorum, fakat $nanna'n#n hâlâ hayatta oldu'unu ve büyük bir

tehlikeyle kar # kar #ya bulundu'unu henüz yeni ö'rendim.""Bu mesaj nereden geldi?""Kuzeyin bulutlar # aras#ndaki karanl#klar dünyas#ndan.""Bu çok kötü, hatta kötüden de kötü! Orayla hiçbir ekilde ba'lant# kuram#yoruz. Sahara'n#n gölgeli vahalan, hatta Ölüler Ülkesikanal#yla bile de'il!""Civarda baka tanr #lar var m#?"





"Evet, hatta #rmaklar #n ve denizlerin yeni sahillerinin kenar #ndayeni yerleim yerleri bile var. Eskisinden çok farkl#, ba'#ms#z, Kral

Adas#'n#n eski düzenini tan#mayan ehirler...""Oralardan bir gök gemisi gönderilemez mi?""Yeni ehirlerde gök gemileri bilinmiyor. Eski dünyaya ait olan pek az eyden haberleri var.""Peki ben ne yapabilirim? Karanl#k dünyaya ulaman#n mutlaka biryolu olmal#! Yeni dünyan#n înanna'ya ihtiyac# var! Bir zamanlarCro-Magnon ma'aralar #nda balayanlar # ancak o devamettirebilir!""Üzgünüm, Tanr # Enki! Buzlar #n aras#ndan karanl#klara aç#lan b'ryol yok! Belki bin, hatta iki bin y#l sonra..."201"Bu çok geç!"Okyanusun derinliklerindeki renkli ate tekerlekleri ve î,^ yangeometrik desenler giderek zay#flad#. Büyük deniz, deri bir hayalk #r #kl#'#na u'ram# gibiydi. Say#s#z y#ld#zla dolu ge_ gö'üne son

bir ##k yükseldi, sonra her ey karard#.Beyaz kurt sanki bir k #rbaç darbesi yemi gibi geri çekildi. Y#rt#c# hayvan#n keskin dilerinin Tanr # Ta#'nda açt#'# küçük çizikten yeni bir ##k yükseliyordu. Sanki elalenin üzerindeki küçük lekenin##'#n#, mücevherden yap#lan bir ayna gibi yo'unlat#rarakyans#t#yordu.Kendime gelmeye çal#arak etraf #ma bak #nd#m. Bak #lar #n öncegö'sümdeki ##'a, sonra da beyaz kurda tak #ld#. Az önce g#rtla'#m#

parçalamak ve beni öldürmek istiyordu. Oysa imdi iki ad#mötemde sakin bir tav#rla oturuyor, bir kar # d#ar # sarkm# diliyledostça soluyor ve kuyru'uyla yerdeki karlar # süpürü-yordu. Neler olup bitti'ini anlayam#yordum. Ayn# anda beyaz kurt s#rt#n#nüstüne döndü, bacaklar #n# havaya dikti ve karn#n# ok amam# beklemeye balad#.





Düünmeden ve korkmadan aya'a kalkarak kurdun yan#na gittim,üzerine e'ildim ve parmak uçlar #mla bembeyaz tüylerini

g#d#klamaya balad#m. Beyaz kurdun karn# h#zla inip kalk #yordu.Hayvan gözlerini bana dikmiti, fakat bak #lar #ndaki tüm nefret veöldürme arzusu yok olmutu. Ayn# anda onun beni art#k öldürmekistemedi'ini anlad#m. Tek yapabilece'i bana elik etmekti. Budüünce benim için o kadar yeniydi ki, ani bir heyecana kap#larakkurdun yanma diz çöktüm, ba#n# ellerimin aras#na ald#m vekulaklar #n#n arkas#n# ka#d#m. Özgür ve vahi yaayan bir hayvan#nkendisini gönüllü olarak bir insan#n elleri' ne teslim etti'ini ilk kezgörüyor ve duyuyordum. Yoksa beyaz202. |,eni tanr #ça olarak kabullenmi miydi? *ak #nl#kla ba#m# salc#m-•¦Qe\t Kurt!" diye seslendim ona. Bu sadece bir denemeydi.Mant#ksfZ- koulsuz ve ba'lar #ndan kurtulmu bir düüncenindenemesi.

Dudaklar #m#n aras#ndan neredeyse f #s#ldar gibi ç#kan sesimi kurdunduymu olmas# mümkün de'ildi, fakat hayvan yine de an#ndaaya'a f #rlad#. Güzel ve tehlikeli hayvan#n bu davran##n#n içgüdüsel bir hareket oldu'unu düünerek ben de aya'a kalkt#m, arkam# döndüm ve birkaç ad#m yürüdüm. Beyaz kurt bir an için tereddütetti, sonra ba#n# kald#rarak etraf #na bak #nd# ve beni izlemeye balad#.Kurtla beraber yürürken Kral Adas#'nda fillerin, yunuslar #n ve

baka hayvanlar #n da evcilletirilmi oldu'unu düündüm. Fakat bu bambaka bir eydi. Beyaz kurdu ne cezaland#rmakla tehdit etmi,ne de ödüllendirme vaadinde bulunmutum. Bir an için yeni bireyin, bundan böyle birlikte var olmak isteyen birbirinden sonderece farkl# iki türün yak #nlamas#n#n balad#'#n# düündüm.Beyaz kurt, benden çok daha güçlü olmas#na ra'men, benimyolda#m olmak istiyordu...





Beyaz kurdun eli'inde nehrin yan#nda uzanan bir dizi küçük gölve tepenin yan#ndan yürürken, az önce gerçekleen bu mucizeyi

düünüp duruyordum. Görkemli elalenin gürültüsü art#k bakasesler taraf #ndan bast#r #lmaya balanm#t#. Kulaklar #ma yerdeki azmiktarda yosun ve otlan yiyen ren geyiklerinin dudak ap#rt#s# geliyordu. F#rt#nan#n bir an için dindi'i durumunda, özelliklekaranl#kta duyulan bu sesler, insan#n içine huzur veriyordu. Rengeyikleri kocaman boynuzlar #yla balar #n# yere e'iyor, topraktakiaz miktardaki yosunu, e'reitiotlar #n# ve beyaz çiçekleri ile bir karörtüsünü and#ran bodur çal#l#klar #n dallar #n# yiyorlard#.Ren avc#lar # ailesi, sürüyü ürkütmeyecek bir mesafede, canl# 203et depolar #n#n civar #ndan ayr #lmadan yaay# p gidiyordu. l-|]?,yürümeye devam ediyordum. Buna ra'men beyaz kurtla birlik tekampa ulamam uzun bir zaman ald#.Kad#nlar büyük güçlüklerle deri mahfazalar içinde saklananodunlarla ate yakmaya çal##rken, erkekler de buz taraf #ndan

cilalanm# kaya parçalar #n#n üzerine uzun s#r #klar yerletiriyoronlara s#r #ls#klam deriler geriyor, bu ilkel çad#r #n alt#nda yananatein içerisini az#c#k olsun #s#tmas#n# bekliyordu.Geri döndü'üm esnada çocuklar derilerin alt#ndaki duman#n içineta#n#yordu. Bu zavall# küçüklerin nemli dumana al#ma çabalar #n# görmek her defas#nda içimi ac#yla dolduruyordu. Ök-sürüyor,a'l#yor, ren avc#lar # ailesiyle geçirdi'im pek çok gecede oldu'ugibi kendilerini savunmaya çal##yorlard#.

O ak am neden her zamankinden farkl# davrand#'#m# bilmiyordum.Bunun sebebi belki elalenin üstündeki ##k lekesinin büyüsü, belkivahi yolda#m#n verdi'i gurur, belki de çocuklar #n iddetli öksürüknöbetlerine tutulmadan da uyuyabilece'ine dair çok, çok eski biran#yd#.Yeni yolda#m yan#ma gelinceye kadar bekledim.





"Burada kal, Kurt!" dedim ona. Hayvan soran bak #larla bana bak #nca, bir el iaretiyle ona yere oturmas#n# belirttim. Beni

anlayana kadar aradan bir süre geçmesi gerekti. Sonra tekrararkam# döndüm ve s#r #klar gerili derilerden oluan çad#r #n alt#ndakikad#nlar #n yan#na gittim."Neden çocuklara eziyet edip duruyorsunuz?" diye sordumannelere. Neredeyse tümüyle kürklerle kapl# yüzlerdeki berrak,cam gibi gözler bana ak #nl#k, hayret ve çaresizlikle bakt#lar. Tam bu esnada beyaz kurt bana do'ru yaklat#. Bu tehlikeli yabanhayvan#n# yan#mda gören kad#nlardan birkaç# dehetle silahlar #nasar #ld#. Bu görülmü bir ey de'ildi. Ne düündüklerini yüzlerindenokuyabiliyordum: Ren avc#lar #n#n yan#na geldi-204günden bu yana ilk kez durmadan tekrarlan# p duran eski neklerekar ##yordum. Bunun yan# s#ra gecenin en tehlikeli • manlar #ndan birini de yan#mda getirmitim...«gir kurt! Bir kurt!" diye ba'#rd# küçük bir k #z. O'lanlardan

. çad#r #n ard#ndaki m#zraklardan birini kaparak yan#ma dikildi-Henü2 on be ya#nda olmas#na ra'men bir isim ta#yordu bu onun için büyük bir onurdu. Hellfried on üç ya#ndayken adeceellerinin kuvvetiyle yaln#z bir kurdun çenesini k #rm#t#. Ozamandan beri kurtlara kar # kabilenin koruyucusu olarak kabulediliyordu.Ensemde garip bir titreme hissettim. Sanki kurdun s#rt#ndaki k #llar benim ensemde kabar #yordu. Kabilenin erkekleri karanl#k

bak #larla kad#nlar #n yan#na geldiler. Tümü de silahlar #n# bana veyan#mdaki kurda do'rultmutu. Hatta çocuklar bile a'lamay# kesmilerdi."Yapt#klar #m#zda houna gitmeyen nedir?" diye sordu kabilenin enyal#s#. "Ve bu kurda ne yapt#n? Kenara çekil de onu öldürelim!"Renbart'a korkusuzca bakt#m. O zamana kadar neredeyse otuzya#nda olan bu adama daima sayg# göstermitim. Do'du'u zaman





bile onun günün birinde kabilenin önderi olaca'# belliydi. O'lunaHellfried ismini veren de onun ta kendisiydi.

"Bu kurt bugünden itibaren benim yolda#m" diye kar #l#k verdimona. "Bana bir ey yapmad#'#n#z müddetçe, o da size bir eyyapmayacakt#r.""Bu saçmal#k da nesi?" dedi Renbart kaba bir sesle. "Bir kurt ^la bir kad#na yolda olamaz!""Hay#r! Bu kurt beni kendisine efendi olarak seçti." Bu memeyikapatmak ve sözü içinden yo'un bir duman#n yükselmekte oldu'uçad#ra getirmek istiyordum. "E'er... e'er üst k #ldaki postlarda birdelik açacak olursan#z, duman oradan ç#-klP gidebilir" dedim veayn# anda söylediklerim kar #s#nda a-205k #nl#'a kap#ld#m. Bunu söylerken elalenin orada gördü'üm parlak##k lekesini düünüyordum. Sular sürekli olarak aa*. ak #yor, fakatduman benim günee kar # olan özlemim gibi sürekli yukar # ç#k #yordu. Duman#n içinde ans#z#n atein ruhunu s#rr #n# ve gizli

gücünü görmütüm. Odunlar #n yak #ld#'# her yer. de, atein ruhunaözgürlü'ünü verebilmek için bir delik aç#lma-s# gerekirdi. *eylerin bir varl#k biçiminden daha yüksek bir biçime dönümeleriniengellemek iyi de'ildi!Belki de alacakaranl#kta geçirdi'im bin y#l boyunca eksikli'inihissetti'im bilgi ite buydu!"Postlar #n üst k #sm#nda bir delik aç#n!" diye tekrarlad#m. "Böyleceduman ç#k # p gidebilir, ate daha güçlü yanar ve kimse öksürmek

zorunda kalmaz.""Bu da ne demek oluyor?" dedi Renbart honutsuz bir sesle. "Önce bu kurdun yolda#n oldu'undan söz ediyorsun, sonra da so'u'unçad#rlar #m#za girmesine izin vermemizi istiyorsun! Acaba neoldu'unu bilmedi'in bir eyler mi yedin? Yoksa zehirli birkurba'aya m# dokundun?"





"Hay#r, Renbart!" dedim çabuk çabuk. "So'uk, yükselen duman#niçinde bulunan ate ruhuna kar # mücadele etmekten sak #nacakt#r!

$nan#n bana! Çad#r #n içinde yanan bir ate bulundu'u müddetçe,duman#n ç#kt#'# delikten içeri asla so'uk girmeyecektir...""Sana neden inanal#m ki?" diye sordu Renbart güvensiz bir sesle."Ben bu çad#rda do'du'um zaman sen buradayd#n. Babam#n babas#n#n do'umunda da buradayd#n, söylendi'ine göre onlar #n babalar #n#n do'umunda da.""Evet, bu do'ru.""Neden onlara duman içindeki ate ruhuna dair tek kelime bileetmedin? Bugün için geçerli olan, her zaman için geçerli de'ilmiydi?""Bunu... bunu unutmutum."206.,pel<i neden imdi akl#na geldi?"«Çünkü elalede dünyada so'uk, karanl#k ve #st#raptan ba-yjer de bulunmas# gerekti'ini gördüm." ugjZi rahats#z ediyor!" diye

ba'#rd# Renbart'#n kar #s# Fjörgyn birkaç ad#m öne ç#kt#. "Bizkad#nlar ta en ba#ndan beri un kabilemize huzursuzluk veanlamazl#k getirece'ini biliyorduk!""Sak #n bu saçmal#klara yeniden balamay#n!" dedi Renbartujderek artan bir öfkeyle. "Baka iiniz yok mu? Durmu çad#r #ntepesinde aç#lacak bir duman deli'inden söz ediyoruz! Hay*.Hellfried! Gidip çad#r #n tepesinde bir delik aç! Ne olaca'#n# görmek ve ona göre karar vermek istiyorum!"

"O bir tanr #ça!" diye kükredi Renbart'#n iri yap#l# kar #s#. "Asla bizden biri olmad#! Bugüne kadar onu ne bir erkek, ne de bir çocukkucaklad#... o ie yaramaz bir dii geyikten bakas# de'il!""Kes sesini!" diye emretti Renbart."As#l sen kes sesini!" diye kar #l#k verdi Fjörgyn sert bir sesle."Kabilenin en yal#s# sen olabilirsin, fakat bizim ne yap# pyapmayaca'#m#za ben karar veririm!"





"Hah! Senin bir kurda ihtiyac#n yok, sen kurdun ta kendisisin!"diye homurdand# Renbart ve ellerini kald#rd#.

"*una bir baksan#za!" diye devam etti kad#n. "Hâlâ incecik ve birgenç k #z#n gö'üslerine sahip. Do'urma kudretine sahip de'il ve birfareye yetecek kadar bile sütü yok!" Fjörgyn bana bir ad#m dahayaklat#. "Bizim yan#m#zda iin ne senin? Beyaz derin nedenyalanm#yor? Gözlerinin alt# neden k #r #m#yor? Neden kalçalar #nve bacaklar #n bizimkiler gibi ya'lanm#yor?"'Tamamd#r!" diye ba'#rd# o anda Hellfried yukar #dan. Delikanl# büyük kayan#n arkas#na t#rmanm#, öne e'ilmi ve çad#r # kaplayan postlarda yuvarlak bir delik açm#t#. Rüzgâr, k #z#l#ms# bir sütunhalinde yükselen duman# bir anda yakalayarak dört bir yana da'#tt#.Büyük çad#r #n ortas#nda yanan atein alevleri207sanki eskisinden daha parlakt#. E.rk;ekler çad#r #n gjiind, lar #nüzerine yürüyerek s#cak atÇin önünde durdul) kimse bana ve beyaz kurda dik^ etmiyordu. Fakat1! balad#'# ii bitirmek

niyetindeydi. ^"Aram#zdan ayr #lmal#s#n!" diy^. konutu diie#inin 4 b#çak kadarkeskin bir sesle. "Bijgün duman deli'i l\\ basard#n, yar #n daerkeklerimizi t(jm kad#nlar #n sana befl gerekti'ine ikna edebilirsin!Haylr sen bir tanr #ça del olmayan bir çiçeksin! Senin gerç^kte neoldu'unu, b|| yapt#'#n# ve seni göndermek sur^tiyje bizi kimi» ce^jj'#n# bilmiyorum! Bildi'im tek bir ey var. kabilede bir |j daha fazlakalacak olursan, seni arktan k #vr #rn k #vran |f rarak öldürürüm!"

mKad#n h#zla arkas#n# döndü v^ büyük çad#r #n giri|W postlar #nard#nda kayboldu. 01di4gum yerde donup ÜÎ Fjörgyn'e neolmutu? Bu ani nef^ patlamas# ueanlaj j yordu? D# görünüümlene al# p veremedi'i vard#? DiM düüncelerimi düzene sokmaktagQÇiük çekiyordun. M k #sa bir zaman zarf #nda bana böyledavranmas#n#ger|'l ne olmutu? Bir süre elaledeki #^k lekesini,





beyaku# j)| dirisini, bana gösterdi'i beklenildik dostlu'u, fanMfikrini ve Renbart'#n kar #s#n#n ani Nefret patlarr»asir #clüfi|i(i

Ve sonra akl#ma felaketin henr,en balang#c#n*be^'jfi ralar #na kabuleden o insan grub#^ geldi. Çok, çotourtjill önce, oradaki kad#nlar da bana k^, olmam#lar myd#? 'iFakat neden? Evet ben bir zarvîar bir Seçilnijve i 11 çayd#m.Gerçekten de öyle miyç|jm? Yoksa koZ*bife§ zamanlar bana aitolan dünyay# \,0k etti'i zarn31™ 1 V yürümeye balam#t#m?\ 1 l$çimde bir eylerin de'imi oldu'unu his5<H il y#ll#k bir süreyi bir hayvan gibi ^# uykusunda SH,11 eyleri de'itirmek yolundaen l^üçük bir çaba tamul208 lKk^^biln,/) $P$™?" i, fa J<a \, ^,' \. "«Mil - w y\ w

k #t-

hal^m#r^soy ; °âW m bilgi sacWî«?sanki eskisinden daha parlakt#. Erkekler er çad#r #n,,;. . , , lar #nüzerine yürüyerek s#cak atein çjc *Dnunc,e durdul kimse bana ve beyaz kurda dikkat etiJetmiyord^ Fakat ...^ balad#'# ii bitirmek

niyetindeydi. '0tsy"Aram#zdan ayr #lmal#s#n!" diye konu^nnutu di|erjnin ar b#çakkadar keskin bir sesle. "Bugün n duman deli' j aJj"^ basard#n, yar #nda erkeklerimizi tüm kaj=#/;x»-d#nlar #r #sana be ^ gerekti'ine iknaedebilirsin! Hay#r, sen fl>en bir H#ça de'il k"ld olmayan birçiçeksin! Senin gerçekte « iî r>e olcûnU) buradan! yapt#'#n# veseni göndermek suretiyledir bizi kit^ cezaland#rd|, '#n# bilmiyorum!





Bildi'im tek bir ey vw var: kabi|ede bir gecedeJl daha fazlakalacak olursan, seni açl#ktans#n k #vr #m \fwnm iyVrancj. rarak

öldürürüm!"Kad#n h#zla arkas#n# döndü ve büîr#yffk çad!r #n giriini örW, postlar #n ard#nda kayboldu. Oldu'um 0^ yerde t\QnUp kalm#t#*Fjörgyn'e ne olmutu? Bu ani nefret pqp patlama , ne an|ama ge|yordu? D# görünüümle ne al# p veresenemedi'i Varcj,? oUygU tdüüncelerimi düzene solumakta güçl" kUS^k Çek%rcjum Bukad# k #sa bir zaman zarf #nda bana böyle dx3 davranmam, gerektireöt neolmutu? Bir süre elaledeki ##k leiel lekesini, beyaz kurdun s*dirisini, bana gösterdi'i beklenmecliHsIilik. dostlu^ duman del)fikrini ve Renbart'#n kar #s#n#n ani nefre-ges'et patlan#as#n# düündünVe sonra akl#ma felaketin hemen î . n balang#c#nda beni malralar #na kabul eden o insan grubu gells*^'- ÇokÇok uzun bir s«önce, oradaki kad#nlar da bana kar # o o olmam#|ar m!yd#?Fakat neden? Evet ben bir zamanl.lnMnlar bir Sççilmi ve birçayd#m. Gerçekten de öyle miydim? V?«? Yoksa ltozmik W ^

zamanlar bana ait olan dünyay# yok >lo*< ettl& ^man m# y°yürümeye balam#t#m? ^ l# $çimde bir eylerin de'imi oldufcitfugunu •Ussediyord ^ y#ll#k birsüreyi bir hayvan gibi k # u - uykusurMa S**1""^ eyleride'itirmek yolunda en küçüiçttük bir â harcama2080**f % . f "ym ha\ra ^le\ê ve kedere boyun e'mii- ^#sl f,' \'

Ne»ir \ /%:^.bir \n 0l^lm> .itim; sadece zamanancak H"d6^\ ,lien b,\ , . ^"Do^^y ç Vrdu, «W _a dek yap#mdann., bir Vun^^ld#rr #, do^^r1' „V^ .. . ferf ¦/V /r\, ..^h.iH#if^ ^ ellerimle ka çalar #m# ofca*,^ ne/ 5,«ar,n uze ^ bile ^ Renbart,n ^





dim . ^nu 7/W^X> '^.nlardan daha ince. Vear,s#!#n, h> bo/f^v1med#k bV111 tl\e e*tl'lrv, _ . ,_, "Pe lâ" \iç bOlçakbirs^

**^W ^ !f , ,rXLif/% "Hu w\ G^ \3<"n onunde renkli k #-ûyû uya#^ v u"Letu.jula. -..Benlduj, jleri x ar m#?»Hyrfrba hule/iin ötesindeki * ^ „ buV. ,„ bir çoiedönLaV Agurcennêr ff\ûzy" daha korl<unç*eyiyö,ed,v. s|>,ynL,^zâ/^nket °k?..her Sûyor. b*4or. fj" denizi bile W< ^V<*. d*?W V $S$^1> Caniden^^^h''' „"C AiU ./AWn X ed£«fr ^ duymam#t#m.""^«MkV sahibi <V *%™\ /er #-lecek WWat. B//\vor• Ve #?,rkafyetk #l, tarafindan S*-âV Beliyor» Vl^"^; Va aü209sanki eskisinden daha parlakt#. Erkekler çad#r #n giriindeki p0s1,lar #n üzerine yürüyerek s#cak atein önünde durdular. /\n, kimse

bana ve beyaz kurda dikkat etmiyordu. Fakat Fjörpv balad#'# ii bitirmek niyetindeydi."Aram#zdan ayr #lmal#s#n!" diye konutu dilerinin aras#nda b#çakkadar keskin bir sesle. "Bugün duman deli'i açt#rrr #av basard#n,yar #n da erkeklerimizi tüm kad#nlar #n sana benzemesi gerekti'ineikna edebilirsin! Hay#r, sen bir tanr #ça de'il, köi^ olmayan birçiçeksin! Senin gerçekte ne oldu'unu, burada ne yapt#'#n# ve senigöndermek suretiyle bizi kimin cezaland#rd#'#n# bilmiyorum!

Bildi'im tek bir ey var: kabilede bir geceden daha fazla kalacakolursan, seni açl#ktan k #vr #m k #vr #m k #vrand#-rarak öldürürüm!"Kad#n h#zla arkas#n# döndü ve büyüft çad#r #n giriini örten postlar #nard#nda kayboldu. Oldu'um yerde donup kalm#t#m. Fjörgyn'e neolmutu? Bu ani nefret patlamas# ne anlama geliyordu? D# görünüümle ne al# p veremedi'i vard#? Duygu ve düüncelerimidüzene sokmakta güçlük çekiyordum. Bu kadar k #sa bir zaman





zarf #nda bana böyle davranmas#n# gerektirecek ne olmutu? Birsüre elaledeki ##k lekesini, beyaz kurdun sal dirisini, bana

gösterdi'i beklenmedik dostlu'u, duman deli'i fikrini veRenbart'#n kar #s#n#n ani nefret patlamas#n# düündüm.Ve sonra akl#ma felaketin hemen balang#c#nda beni ma'aralar #nakabul eden o insan grubu geldi. Çok, çok uzun bir süre önce,oradaki kad#nlar da bana kar # olmam#lar m#yd#?Fakat neden? Evet ben bir zamanlar bir Seçilmi ve birtanr #çayd#m. Gerçekten de öyle miydim? Yoksa kozmik bir güç birzamanlar bana ait olan dünyay# yok etti'i zaman m# yolumdayürümeye balam#t#m?$çimde bir eylerin de'imi oldu'unu hissediyordum- Bin y#ll#k bir süreyi bir hayvan gibi k # uykusunda geçirmi ve bir eyleride'itirmek yolunda en küçük bir çaba harcamam#t#k208rçek|e ''Sis' 0'mayan hat#ralara, dülere ve kedere boyune'mitim-

j^le bir tanr #ça, ne de bir kad#n olabilmitim; sadece zaman jönümü içinde kendisini, yeni bir balang#c# arayan, varl#'#nancak tahammül edilebilen bir varl#k...Düünmem gerekiyordu, fakat bu zamana dek yapt#'#mdan farkl# bir ekilde. Çünkü iki gerçek hâlâ farkl# bir varl#k oldu'umu ispatediyordu: Göbek deli'im yoktu. Ve uzun, karanl#k yüzy#llar boyunca az#c#k olsun yalanmam#t#m.Derin bir nefes ald#m, do'ruldum ve ellerimle kalçalar #m# ok ad#m.

Kal#n postlar #n üzerinden bile Renbart'#n kar #s#n#n hakl# oldu'unuhissedebiliyordum. Hâlâ genç bir k #z gibi inceydim - ça'lar boyunca gördü'üm tüm kad#nlardan daha ince. Ve ans#z#n, hiç beklenmedik bir ekilde, gülmeye balad#m."Pekâlâ" dedim alçak bir sesle. Gözlerimin önünde renklik #v#lc#mlar uçuuyordu. "O halde uyan art#k, $nanna!"





"Letu... Tula... Thule... Beni duyan birileri var m#?" "UltimaThule... buras# Ultima Thule, son kale!" "Hyperborea'n#n ötesindeki sonsuz

buzda m#?" "Hay#r, Asya'n#n içlerinde... Her geçen yüzy#l dahakorkunç bir çöle dönüen Uygur cennetinde! Kurakl#k yemyeilülkeyi yiyip bitiriyor. S#cak rüzgârlar bir zamanlar bereketli olanher *eyi yok ediyor. Su kaynaklar # kuruyor, #rmaklar dereleredönüüyor, hatta tatl# su denizi bile giderek küçülüyor...""Uygur isimli bir koloniden söz edildi'ini hiç duymam#t#m.""Buras# Atlantis tanr #lar #n#n son s#'#nak yeri..." "Bu konuda da bilgisahibi de'ilim.""Uygur Vadisi tüm yeralt# geçitleri, ambarlar # ve Eski Dü-Zen'e ait belgeleriyle birlikte son buz ça'#ndan bu yana gide-rek unutuluyor.Büyük bilgi sadece birkaç yetkili taraf #ndan ge-lecek kuaklaraaktar #l#yor."209fML

An*?™'"! /^ ^ ^'Kral Adas.'n,^/jnuzu^ ediy°î /£ ^ * ^ 7/deya^ko,onlWf,W/(e#\îmli U,eden müdahje^J/fidiniz! V/ //>KÖnlsine pelerin Hirn^H L/L" y«,,lann bilsKfv"4 hiîm as-%in verdL Sö^-,La'lar^ki ShanS| f Y* $L iç^ \an, haftalar £almayan, ^/^^?^V.- ^-

- — M* ^V< \ edildi'iniV."fe göre»'1W tarafta HorumaW 'Him#'daki Shafn/r # 'Witum.JPnndenhM S^|^;âbul#uy°rmu%*





/f >¦Wen^

^madi'i da' ^m<\ v\a..... - \wj #\- -r* sma kimi teknolojiW/VDo8rf!*,lerln Sü?bi'far^K H^L, -denemesini bQ/,ran Wekana don|ü ÎMêv^ ey dani?-Vi ">Ger\^bir$ey% }>dl m, iiz \W îsine ötürQ;/ ^^ *^ a*> ö ***** 4 be|geler, felake.k* b^ j â * W Rahipler e|leen hemen öt\ce r/Zjeki H* b,1S«yl °ft// *^^dl£n bi> edince ker^,. ^, bir k #f^fjj r/fV IJn .^Ç- J* kendilerini • jiülerdi. Tsêsi1(*yokolm,U^hrV;ibiJ( lmas*««el olma>W^4»Înffi"Yaa.ûkadar«*$S7 /ê'i*ênsenJk^nj ön#navfsterru^ KC,lu"C1"" sle 'n son anda kur-

ana #\'"Berili" sen(^dP*na söjlt! ' "Beni»\'men hiçbir e_ xç& kikoldu'unu senBrahma'"Ser#htna'n#n ha*"Ned/ '('n

"Çü#en de Brah|\al$lenil,n!^W'hnf ifyc\»W1'''h#





,0W

"Brahma öldü!""Brahma sonsuza dek y* vücut bulacakt#r. ^ tr #n birû da benim gibi >Wölom " V(kuttan rl<a bir boyutuna geçmenin l^ptN yolu buqUrr"Bir Yeniden do'um muirici^ '"Cevab, bulabilmen için '- Kendini ^ A#madm hk ^ bunuyapmakla megul... \nc&Btekl» kad#nlar ve çocuk, „ deri^ni kurumajan için asm.la-V, n*f ak^n, gibi sonsuzala.karanllg#n içinde #s# { Hôrürna Vç ^ ^ ~f 1™?" *1Sma ÇIplal'5,k'/< ^"!tuk. Bu ak am ilk!k ko^ dayan,'maZ bOV ^y deSH ' Ve herkes ^>r,n en uzakko^jni bile rahat#,kla ^tlar^ ;iiyc?rdu. **feteS- ^ Parma4^>^ isindeki garip deli'i '?aret etr #§# zaman.HaÇ*

6öZT^Tlr $n °rada,\ V ^t^bart son-d* bana «ir°dâ d$Serler # S'^n?da b, barça et bulum ve blf' ^^ ÜZen" UCVrla Vrdu. Ba.m, salla-Zm*im- M' ÜÇ T?.^ J arad« birkaç damla dmSfaSkatler $m$n ^^<**" \& ey fark etme-Verine a^* ^^ ^V't/' * U ^ ^ tek™ dahi, o^-.BU -"*«; " t ^^k?,^nIarVe ^ d* 'ardan oS ' ^ ^ ^ ( *»* b*k'Vordu- Bu bak ##m ÇofMRÇarahatS,Z °'m ^ b' ^7 Vavaça yana çevit deS$?mic£riP' d$yKe

f^'f*^ tanr #ça bir eylerin Ça^nn UgUnU bedensfÜm' l> naGedebilir ki?misti ve bi S$r $*$ne UZanm'* ' °'a V32 h^ bi,e "ulaklar #n# dik-b'rtaraftan di'er ta(W b^ üp d%yordu. Kara It_Wad0>211T





"Anlayam#yorum! Madem bu bilgiler saklad#'#n#z# ve |<0rudu'unuzu iddia ediyorsunuz, o halde gökta# Kral Adas#'n# ve

neredeyse tüm kolonileri tahrip etti'i zaman neden müdahaleetmediniz?""Son yüzy#llar #n bilgisiz krallar # en önemli belgelerin Himala-yaDa'lan'ndaki Shangri-La'ya götürülmesine izin verdi. Söy|e_ nenegöre orada ilk kolonistlerin hiç yalanmayan, haftalar boyuncanefes almayan, yemeye ve içmeye gerek duymayan ahfad# taraf #ndan koruma alt#na al#nm#lar...""Himalaya'daki Shangri-La m#? Oradan söz edildi'ini duymutum.Üzerinden hiçbir gök gemisinin uçamad#'# da' da orada bulunmuyor mu?""Do'ru! Eskilerin gücü Karakal Da'#'n# en gelimi teknolojiyi bileçaresiz b#rakan ve her türlü yaklama denemesini boa ç#karan birmekâna dönütürmeyi baarm#t#.""Geriye hiçbir ey kalmad# m#? En küçük bir ey dahi?""Hay#r. Eskiler taraf #ndan kar devlerinin vadisine götürüle-meyen

belgeler, felaketten be yüz y#l önce $ç Asya'dald dört renkli Sian piramidinde muhafaza alt#na al#nm#t#. Rahipler ellerindeki büyük bilgiyi orada saklam# ve felaketten hemen önce son bir kurtulu çaresi aranmaya baland#'#n# fark edince kendilerini öldürmülerdi.Tek bir düüncelerinin bile kendilerini ele vermesine ve yokolmaya mahkûm bir sistemin son anda kurtar #lmas#na engel olmakistiyorlard#.""Ya sen? Bu kadar çok bilgi sahibi olmana ra'men hiçbir eyi

de'itiremeyen sen... Sen kimsin?""Beni arayan sen oldu'una göre, önce kim oldu'unu sen banasöyle!""Ben Tanr # Brahma'n#n halefi Mana'y#m.""Sen Brahma'n#n halefi olamazs#n!""Neden?""Çünkü ben de Brahma ad#n# ta#yorum!"





210«Brahma öldü!"

"Brahma sonsuza dek yeniden vücut bulacakt#r. Eski tanr #la-t>irÇO§u da benim gibi yapt#. Ölümlü vücuttan varl#'#n ba-fI bir boyutuna geçmenin biricik yolu budur!""Bir yeniden do'um mu?""Cevab# bulabilmen için önce kendini tan#! Aran#zdan bir k #z bunuyapmakla megul..."Erkekler, kad#nlar ve çocuklar, nemli deriden yap#lm# giysilerinikurumalar # için asm#lard#. Her ak am oldu'u gibi, sonsuzalacakaranl#'#n içinde #s# ve ##k, koruma ve emniyet anlam#naçelen atein kar #s#na ç# plak olarak oturmutuk. Bu ak am ilk kezduman dayan#lmaz boyutlarda de'ildi ve herkes çad#r #n en uzakköesini bile rahatl#kla görebiliyordu."Bakal#m ne zamana kadar ie yarayacak?" diyordu Renbart, o'luHellfried ona parma'#yla çad#r #n tepesindeki garip deli'i iaretetti'i zaman.

"Demek elalenin oradayd#n?" dedi Renbart sonunda bana dönerek.O da di'erleri gibi ucunda bir parça çi' et bulunan kemik bir iiatein üzerinde sab#rla tutuyordu. Ba#m# sallad#m ve bir kez dahaatein yan#ndaki içi s#cak süt dolu deri tuluma uzand#m. $ki, üçyudum içtim ve bu arada birkaç damla süt gö'üslerimin aras#nadamlad#. Önce hiçbir ey fark etmedim, fakat sonra Fjörgyn'inaln#na düen saçlar #n#n aras#ndan bana dik dik bakt#'#n# gördüm.Deri tulumu yava yava tekrar yerine ast#m. Bu ak am erkekler,

büyükçe o'lanlar ve k #zlar da dahil olmak üzere, herkes bana bir baka bak #yordu. Bu bak #lardan oldukça rahats#z olmutum.Ba#m# yavaça yana çevirdim. Çok garip, diye düündüm, genç birtanr #ça bir eylerin de'imi oldu'unu bedensel olarak nas#lhissedebilir ki?Çad#r #n giriine uzanm# olan beyaz kurt bile kulaklar #n# dikmitive bir taraftan di'er tarafa dönüp duruyordu. Kara par #lt#-





211w

lar saçan dudaklar #n# germiti ve çok yava bir sesle h#rl#y0rc|Hayvanlar #n çad#ra girmesine asl#nda pek ender izin verilirdi'Fjörgyn ancak küçük çocuklar ellerinde kanad# k #r #k veya yaVr, birkula geri döndükleri zaman onlar #n biraz #mart#lmas#r izin verirdi.>Renbart'#n kar #s# bir yandan kendisini ba'da kurdu'u be caklanylaatee biraz daha yaklat#r #rken, di'er yandan da ellf riyle dolgungö'üslerini ok uyordu. Ne kadar kuvvetli ve i beslenmi oldu'unu bana özellikle sergilemek ister gibi bir hai vard#...Di'er kad#nlar #n bana yöneltilmi özel davran# ve mimikle-rinidaha önce asla bir meydan okuma olarak kabul etmemi tim. Benonlardan biri de'ildim. Erkeklerle kad#nlar aras#nc; balang#çtailgimi çeken, fakat sonradan s#radanlaan ilikiye kat#lmam için birsebebim yoktu. Erkeklerle kad#nlar #n, hat; hayvanlar #n biraradayken yapt#klar # benim için onlar #n k #sa yaamlar #n#n yemek,

içmek, nefes almak ve uyumak gibi zorunlu hatta ho birzorunlulu'uydu.Ben de insanlar ve hayvanlar gibi yemek, içmek, nefes a: mak veuyumak zorundayd#m. Fakat bende zaman onlarda ol du'u gibiönemli bir rol oynam#yordu. Daha da önemlisi cinsel iliki, do'um,ölüm, korku ve iktidar kavgas# ve kar #l#kl# ba'#ml#l#k gibigeleneklere da ba'l# de'ildim. Onlardan biri gibi ya#yordum -fakat özgürdüm... Daha önce asla akl#ma gelme yen bir eyi

yapabilecek kadar özgür...Yava yava s#rt#m# dikletirdim. Omuzlar #m# geriye att#m ve parmaklar #m# ileri uzatt#m. Atein ba#nda oturan di'er kad#nla r #n parmaklar #ndan çok daha ince ve uzundular. As#rlardan son ra ilkkez t#rnaklar #m#n alt#ndaki kirler beni rahats#z ediyordu Fjörgyndudaklar #n# #s#rd# ve derin bir nefes ald#. Ne yapmak is tedi'imianlam#t#.





Karn#m Fjörgyn"#nki gibi kat kat de'ildi, tam aksine, çad#r #:212

iar #na gerilmi dümdüz derilere benziyordu. Bacaklar #m da„, ceküde düz ve pürüzsüzdü. A'z#m# biraz aralad#m, par-aklar #m# açt#m ve uçlar #yla gö'üslerimin üzerindeki süt damar #n# sildim.Renbart'#n bak #lar # kararm#t#. Aln#nda derin k #r ##kl#klar be-irrnj olmas#na ra'men, bu ifadenin ard#nda hangi duygular # gizlemekistedi'ini çok iyi biliyordum. Renbart, Fjörgyn'den korktu'u için böyle yap#yordu. Hellfried'in kabilenin kad#nlar #yla ilgilenmesi içinhenüz birkaç y#la daha ihtiyac# vard#.Renbart'#n a'z# giderek daha fazla aç#l#yordu. Sonra elindekikemikl' et parças#n# öyle bir #s#rd# ki, az kals#n bo'uluyordu. Büyük bir güçlükle gülmemeye ve tüm bu olanlar #n fark #nda de'ilmiimgibi davranmaya çal#t#m. Atein ba#ndaki konumalar son bulmutu. Kabile üyeleri soluklar #n# tutmu, benimle Fjörgynaras#ndaki sessiz mücadeleyi izliyorlard#. $çlerinden sadece pek az# bu duruma a#rm#t#. Di'erleri aç#klayamad#'#m bir sebepten ötürü

bu ân# uzun bir zamand#r bekler gibiydiler."Yeter art#k!" dedi Renbart kaba bir sesle."O buradan gitmeli!" diye kar #l#k verdi Fjörgyn ayn# andadilerinin aras#ndan. Nefesini daha fazla tutamad#'# için gö'sünütekrar içeri çekmek zorunda kalm#t#."*uradaki kurt benim de houma gitmiyor.""O canavardan söz edip durma!" diye ba'#rd# Fjörgyn öfkeyle."Meselenin o olmad#'#n# çok iyi biliyorsun! *u yabanc#n#n ne

yapmak istedi'ini benden bakas# fark etmiyor mu? Art#k vaktiningeldi'ine inan#yor! Üzerindeki yumuak postu tümüyle s#y#r # p att#.Art#k dii bir kurt olmak istiyor... Bize önderlik edecek lider birhayvan!""Saçmal#yorsun!" diye sözünü kesti Renbart kar #s#n#n. "O ne yapt#?Kabileye bir kurt getirdi. Çad#rda bir duman deli'i açt#. Eseninlekavga etti. Seni bu kadar öfkelendiren bu mu?"





"Hiçbir ey anlam#yorsun!"213

"Anl#yorum, anl#yorum" diye güldü Renbart k #s#k bir sesU "Seniniçin çok ac# bir durumun seni öfkeden deliye döndurc)Q günü gayetiyi anl#yorum! O henüz genç bir k #z ve bizim kad#n lar #m#za benzemiyor. En fazla on alt#, on yedi yalar #nda bir ]y. z#nvücuduna sahip! Yoksa içimizden birinin Tanr # Ta#'na sahmolmad#'# takdirde toz bile olamayacak bir kad#n# arzulad#'#n, m# düünüyorsun?""O halde neden ona büyülenmi gibi bakt#n#z?" "Gö'sünüiirmeye ilk olarak sen balamad#n m#?" "Evet, bunu yapt#m.Çünkü onun gurur duydu'u eyler hiçbir ie yaram#yor. O benimakl#m# kar #t#ramaz ama atein kar #s#nda gerçek düünceleriniaç#klayamayacak kadar korkak olan sen, Hellfried ve di'erleri içinayn# eyi söyleyemem..."Renbart'm yüzü daha da kar #t#. Öne e'ildi, atein yan#ndaki oduny#'#n#n#n içinden birkaç ince dal ald# ve onlar # yavaça atein içine

koydu. Nemli köklerin çat#rdayarak ve tüterek yanmalar # içinaradan bir süre geçmesi gerekmiti. Neden oldu'unu bilmiyordum,fakat bu erkeklere kar # içimde bir ac#ma hissi belirmiti. $lk kezFjörgyn ve kabilenin di'er kad#nlar #na kar # içimde erkeklereduydu'umdan daha derin bir holanmazl#k hissi belirmiti. Kafamoldukça kar #m#t#... Asl#nda annelerin ve k #zlar #n taraf #n# tutmamgerekmez miydi? Ben de gö'üsleri ve cinsel organ# olan bir diide'il miydim? Gerçi onlar #nkiyle tam olarak ayn# ilevi

görmüyordu, ama...O zamana kadar duygular #m erkekler, kad#nlar ve çocuklar aras#nda bir ay#r #m yapmam#t#. Benim için onlar sadece birer insand# -aralar #nda fark gözetmiyordum. Onlarla birlikte ya#yordum, fakatonlara ait de'ildim. Kendi benzerlerimle ve kökenimle her türlüilikiyi kaybetmi olan bir tanr #çayd#m. Tam bu anda içimde bir





aç#klama yapma ihtiyac# belirdi. Fakat elalede yaad#klar #m# onlara ve kendime nas#l aç#klayabilirdim ki-

214c0nraki haftalar önemli bir olay olmadan geçti. So'u'un ve #s-lald#'"1 içindeki sürekli hareketlilikte, h#zla yol alan kara bulutlarda, yosun ve kuru çal#larla kapl# çamur deryas#nda birde'iiklik yoktu.Ren geyiklerinin izledi'i yolu h#zla akan nehirler belirtiyordu. Buzgibi sular # binlerce y#l önce balayan erime döneminden bu yanaderin vadiler oluturmutu. *imdi de yaama alanlar #n#n do'als#n#rlar #n# belirtiyorlard# ve onlardan ayr #lmak neredeyse tümüyleimkâns#zd#.Fakat bu geni vadilerin tümü a#lmaz de'ildi. Baz#lar #n#n ortas#ndaren geyiklerinin hepsinin yüzerek geçebilece'i ince derelerak #yordu. Baz# nehirlerin suyunun çok bol, baz#s#n#n ise pek azolmas# üzerinde hiç kafa yormam#t#m. Fakat günlerden birgün,özel bir sebebi olmadan, ans#z#n bunun nedenini anlam#t#m: suyu

az olan vadiler, ilk bata oluanlard#. Dünyan#n eksenininde'imesine neden olan felaketten sonra ise eriyen kar sular #n#nak # yönü de'imiti.Bunun ne anlama geldi'ini kavramam oldukça uzun sürdü. Renavc#lar # yönlerini hesaplarken yaral#yorlard#! Onlar hâlâ çok eski bilgilere ve geleneklere göre hareket ediyorlard#. Fakat art#k kuzeyyönü kuzey de'il, kuzeybat# veya kuzeydo'u yönüne denkdüüyorsa, bulutlar #n izledi'i yol ve geceyle gündüz aras#ndaki

ince ay#r #m eskisi gibi de'ilse, hayvanlar ve insanlar kaç#n#lmazolarak her gün tekrarlanan bir yan#lg#n#n içine düeceklerdi!Evet! Tüm hayvanlar ve insanlar büyük bir çemberin üzerindedolan# p duruyorlard#! Gündüzleri günei görmeden düz bir hatüzerinde yol ald#klar #n# san#yorlard#, oysa hâlâ belirgin olanmevsimlerin bulutlar # ve rüzgârlar #, onlar #n birkaç ay sonra tekrarhareket noktalar #na dönmelerine sebep oluyordu.





Bu olay# kavrad#'#m s#rada dii bir ren geyi'inin yan#ndaduruyordum. Genç bir k #z, elindeki kal#n bir tahta parças#yla

215deri bir tulumun içindeki sütü h#zla ç#rparak, tereya'# elde et meyeçal##yordu. Biraz ileride ise birkaç adam duman tüter kangölcükleri aras#nda erkek bir geyi'i parçalamakla rnegU|_ dü.Yan#mdaki beyaz kurt huzursuzlukla h#rlad#. Her ileri at#lma. yahaz#rlan##nda önce soran gözlerle bana bak #yordu. Ben de onunvahi yaam#na dönmesini istemedi'im için ba#m# sall#. yordum.Zaman#n#n ne zaman gelece'ini ö'renmek zorundayd# Birkaç gecedir di'er kurtlar da çad#rlar #n yan#na geliyordu Beyazkurdun onlara kat#lmas#na izin vermitim. Kad#nlar kendiaralar #nda benim beyaz kurdu büyüledi'imi ve ondan çocuk sahibiolmay# istedi'imi f #s#ldamaya balam#lard# bile...Daha dikkatli davranmam gerekti'ini biliyordum. Genel ha vaaleyhime dönmeye balam#t#. Buna ra'men ren avc#lar # ka bilesiniterk etmeye henüz haz#r de'ildim. Fazla vaktim kalma d#'#n# ve

beyaz kurdun yan#mda olmad#'# her gecenin son ge cemolabilece'ini biliyordum!Erkeklerin parçalamakta oldu'u geyi'in yan#na gittim, yak #ndakiyuvarlak bir ta#n üzerine oturdum, bir yandan onlara bakarken, biryandan da daha neler ö'renmem gerekti'ini düünüyordum.Yüzy#llar boyunca ayn# yerde yaamakla edindi'im bilgi ne iimeyarard# ki? Erkeklerle kad#nlar #n ak amlar # atein ba#nda oturaraksürekli ayn# eylerden söz etmelerinin, büyük bir çember üzerinde

dolan# p durmalar #yla ne ilgisi vard#? Onlar #n karanl#ktan öncekizamana dair anlatt#klar #n#n tümünü biliyordum. Fakat yine de, buhikâyelerin ne anlama geldi'ini ne ben, ne de onlaranlayabiliyordu! Ans#z#n bu hikâyelerde bana yöneltilen biraç#ldama bulunabilece'ini sezinledim. Suya gömülmü krall#'#ntüm bilge ve ö'retmenlerinin, olacaklar # anlad#ktan sonra hiçbirhaz#rl#k yapmam# olmalar # mümkün de'ildi.





O büyük uygarl#'#n en az#ndan bir k #sm#n# kurtarmaya çal#*' m# olmal#yd#lar! Hem de akla hayale gelebilecek her türlü yön-

216lel Ben olsam ne yapard#m? Bilgi hazinesini topra'a m# ömerdim?Yoksa karanl#'#n f #rt#nalar # son bulunca yeniden yerme imkân# bulabilecek her yere eker miydim? Bir tohum nerede yeerir?Topra'#n nemli ve karanl#k ba'r #nda. Yeni yasam nerede meydanagelir? Günein yak # p kavurdu'u bir alanda de'il, gizlili'inkorumas#nda. Kabilenin anlatt#'# hikâyeler, yeni balang#c#n ilkfilizleriydi. Bu filizler o kadar küçüktü ki, ancak eski s#rlara vak #folanlar onu yorumlamay# baarabilirdi.Kanl# b#çaklar #yla öldürdükleri ren geyi'inin ba#nda duranerkeklere bak #yordum. Onlar için baka bir ey yoktu. Ezelden beriyapt#klar # gibi mi ya#yorlard#?Hay#r!Bu tam olarak böyle de'ildi!Onlar dünyalar #n#n karanl#k ve kör çemberinin içinde ya#yorlard#.

Fakat bu gerçe'in sadece bir yüzüydü, çünkü baka bir geçmiesahip olmasalar, atein ba#nda oturup kendileri için bugün bile bukadar önemli olan o büyük ilikilerden söz etmezlerdi.$çlerinde o çok eskiden at#lan tohumu ta#yorlard#. Ve bu tohumeninde sonunda yeerecekti - aradan binlerce y#l daha geçmesigerekse bile! Fakat ben gerçe'in fark #na onlardan öncevarabilmitim. Belki de hayatta kalmam#n sebebi de buydu. Veans#z#n meselenin ne oldu'unu kavrad#m: Dinlemeliydim... bu

insanlar #n anlatt#klar #n# art#k can kula'#yla dinlemeliydim.Art#k günleri gö'sümdeki Tanr # Ta#'n#n ##lt#s# alt#nda izlemeye balam#t#m. Bu nedenle beyaz kurtla birlikte kabileden ayr #l# p,yaln#z ba#ma kalabilecek kadar uzaklara gidiyordum. Nehirlerinak ##n# izliyor, Tanr # Ta#'n#n solgun ##'# alt#nda onlar #n sabah,ö'le ve ak amki durumlar #n# kar #lat#r #yordum. Ren kan# ile birderi parças#na elimden geldi'i kadar #yla buzlar alandaki ülkenin bir





haritas#n# çizmitim. Dünyan#n eskisinden daha farkl# dönmesigerekti'ini anlayabilmem için de aradan oldukça uzun bir süre

geçmesi gerekmiti.217Bu bilginin daha fazlas#na ise ulamam imkâns#zd#, çün^,-üzerindehareket etti'imiz bölge felaketten önce de kal#n bjr buz tabakas#ylakapl#yd#. Fakat asgari olanaklarda çizdi'im harj_ tan#n bile bana büyük yard#m# dokunuyordu. Eriyen buzlar #n ar_ kalannda yenigöller ve iç denizler b#rakarak geriye çekildi'e anlam#t#m. Vegünün birinde, hatta yak #n bir gelecekte, buzlar geride sadece karade'il, tuzlu su denizleri b#rakacak kadar eri-yecekti. O zaman buzlar yerlerini büyük okyanusa teslim edecekti. Ve imdi sürülerinhareket etti'i her yerde, di'erleriyle ba'lant#l# büyük bir denizmeydana gelecekti. Buzul ça'#nda var olmayan büyük bir KuzeyDenizi...218KARANLIKLAR DÜNYASINDAN KAÇI*

Jlk Hemen ayn# ak am uzun süredir sab#rs#zl#kla bekledi'im olay gerçekleti. D#ar #da f #rt#nau'uldarken çad#r #n içinde yiyip içiyorduk.Fjörgyn'in kötü bak #lar #na ra'men, Renbart bana1 bir kez daha elalede gördü'ümün ne oldu'unusordu."Gö'sümdeki bir damla süte benzer bir eydi" dc;dim alçak seslekendime ve di'erlerine. "I#'# gördüm ve ans#z#n karanl#ktan ve

so'uktan baka bir eyi, mutlulu'u da hissedebilece'imi anlad#m.""Onu dinlemeyin!" dedi Fjörgyn k #s#k dudaklar #n#n aras#ndan b#çakkadar keskin bir sesle. "D#ar #da karanl#k ve so'uktan baka neolabilir $d? Annelerimiz bizi buna kar # uyarmam# m#yd#?" Kötü bak #larla etrahn# süzdü ve di'er kad#nlar #n sessiz onay#n# ald#."Onun gördü'ünü iddia etti'i bir eyin olmas# mümkün de'il!"





"O halde hayvanlar #n gözleri sizinkilerden daha keskin!" diyecevap verdim sakin bir sesle.

"Onlar ne görmü olabilir?" diye sordu Hellfried. Ona gülümsedimve k #ls#z gö'sünü iirmesini izledim. Kollar #ndaki ve bacaldar #ndaki kaslar # oynat#rken, ter içindeki vücudu atein¦*ilt#s#nda parl#yordu."Güne ##'#n#" dedim. "Bana kal#rsa hayvanlar elalenin par #lt#s#nda günein ##'#n# görüyorlar. Ben de ayn# eyi gördü'ümühissettim...""Güne..." dedi Renbart derin derin içini çekerek. "Güne 219nedir? Biz kuzeyin en uzak noktas#na kadar gittik, fakat sQrul rin peinden giden ren kabilelerinden hiçbir avc# uçsuz bucai s#zdüzlüklerin bir taraf #nda do'duktan sonra gökteki mavi K denizinüzerinde yava yava yol alan ve aksi yönde yok olan atei görmü de'il...""Belki de sözlerinde do'ruluk pay# vard#r" dedi Renbart'm genç

kardelerinden biri. Hellfried gibi onun da ailenin di'er üyelerindençok daha aç#k bir teni ve k #z#l saçlar # vard#. Bundan tam yirmi be y#l önce, uzun bir karanl#k sonras# bulutlar #n aras#nda sar # birlekeye benzeyen atein görüldü'ü o günde do'mutu. "Bulutlar #naras#nda gürültüyle yere düen ve bizi korkutan baka ate k #v#lc#mlar # da yok mu?""Bunun aç#klamas# kolay" dedi Renbart elini sallayarak, "o olaydünya a'ac#n#n dallar #nda oturanlann kavgas#n#n bir sonucu."

"Bu a'aç nerede?" diye sordu Windkald. "Üç kuaktan berisürülerimizin peinde kuzeye do'ru yol al# p duruyoruz. *imdiyekadar bir tek da' bile görmü de'ilim. Her ey buzlar taraf #ndandümdüz ve yamyass# edilmi...""Fakat hayvanlar binlerce y#l sonra bir eyler yetien topraklar # yeniden buluyorlar" dedi Renbart. A'z#ndaki bir k #k #rdak parças#n# tükürdükten sonra konumaya devam etti: "Belki Hellfried güne





##'#n#n Niflheim karanl#'#n#n üzerinde zafer kazanaca'# o günügörebilir." Sonra ba#n# kardeinden yana çevirdi. "Do'du'un gün

babam#z annemize öyle demiti: '*uraya bak! Ne güzel bir ##k!'Annemizin ona nas#l cevap verdi'ini biliyor musun?""Evet, bunu daha önce de yeteri kadar anlatm#t#n.""Çünkü gerçek bu! 'Hangi ##'# daha çok be'endin? Gökte parlayan# m#, yoksa kuca'#mda parlayan# m#?' demiti annemiz babam#za.""Kes art#k!" dedi VVindkald s#kk #n bir tav#rla. "Babam#z#n onanas#l cevap verdi'ini biliyorum..."220"Söyle demiti: 'Gökyüzünde her gün yeniden do'an ve -lunaverece'im umudun ad# kadar ayd#nl#k bir atee kar #l#k,in çocuklar #n#n bir düzinesini feda ederim!'"O mucizevî günden sonra bulutlar #n rengi ne bir daha ay-Hnianm#, ne de her zamankinden daha kararm#t#. Sadece bir , zdiye anlat#yordu kabilenin yal#lar #, sadece bir kez, uzun «rnan

önce ba#n#n etraf #nda mavi bir hâle bulunan tanr #ça kampa ayak bast#'# zaman, o y#ld#z# tümü görmütü. Bulutlar #n aras#ndakiufac#k bir delikten o kadar berrak ve ayd#nl#k olarak ##ldam# ki,sürüdeki hayvanlar bile çad#rlar #n etraf #n# birkaç kez koarakdolanmak zorunda kalm#lar."Sizi hâlâ anlam#yorum" dedim. Bir an için onlara her zamandüündükleri gibi kuzeye do'ru yol almad#klar #n# aç#klamay# düündüm. Fakat bu sadece yeni anlamazl#klara yol açard#, bu

nedenle hiç sesimi ç#karmad#m."Bu korkunç alacakaranl#kta yaamaya mecbur olmad#'#n#z# size birçok kez söylememe ra'men bana inanmad#n#z" diye sözlerimedevam ettim. "Sizi güneye, da'lar #n ve tepelerin aras#ndan, buzlar #nasla ulaamad#'# ülkelere götürebilirim. Orada da avlanacakhayvanlar oldu'unu biliyorum..."





"Hay#r, yine balama!" diye sözümü kesti Renbart. Fjörgyn'inelinden yeni bir etli kemik parças# ald#. "Belki de ha-t#ralar #ndaki

ülke Ata-lantis ve bakenti Basilea gerçekten hâlâ vard#r. Fakat bizim orada iimiz ne? Bugüne kadar asla yaban s#'#r #, gergedan veay# avlamad#k. Ren sürüleri bizim yaam#m#z anlam#na geliyor.So'u'un ne bizim, ne de onlar üzerinde etkisi var. Yeryüzü yeralt # dünyas# oldu'u zaman, o korkunç bö'ürtü havay# y#rtt#'# zaman,kar gökten kara taneler halinde dümeye balad#'# zaman ve eskiAs kâhinlerinin söyledi'i her ?eY gerçek oldu'u zaman, ba#m#zagelenlere onlarla birlikte katland#k. Bize k #z ve erkek kardelerimizkadar yak #n olan ren geyiklerini takip etmekten asla vazgeçemeyiz.Onlardan ayr #lmam#z bizim ölümümüz anlam#na gelir."221Omuzlar #m# silktim. Israr etmenin anlam# yoktu. Bu insanlar # dünyan#n daha s#cak, daha güzel bölgelerine göç etmeye zor.layamazd#m. Fakat ben kendim için daha fazlas#n# ö'renmekistiyordum.

"Renbart hakl#" diye onaylad# onu VVindkald. "Bizim köklerimiz burada. Ren geyikleri burada her gün Yggdrasil A'ac#'nmdallar #yla besleniyorlar. Günün birinde biz de atalar #m#z#n sözünüetti'i Dünya Di budak A'ac#'n#n alt#nda duraca'#z."$te bu! Bir zamanlar tüm yaam# belirlemi olan tek, büyük bira'aç! Bu gerçekten de bir a'aç olmak zorunda m#yd#? Yoksa butasvirin bambaka anlamlar # da olabilir miydi? Gri Ev'deki ifrelitasvirleri düündüm. Onlar #n aras#nda gö'e yükselen dall# budakl#

bir a'aca benzer bir ey var m#yd#? Tanr #lar Okulu'nun en küçükö'rencilerine s#k s#k anlat#lan bir hikâyeyi hayal meyalhat#rl#yordum. Kral Adas#'n#n en büyük yanarda'#n#n kraterindenyükselen ve yukar # ç#kt#kça etrafa yay#lan duman sütununu, gökkubbeyi omuzlar #nda ta#yan güçlü bir adama benzetmez miydik?"Yggdrasil tüm a'açlar #n en büyü'ü ve en iyisidir" diye ba#n# sallad# Renbart hûû içinde. Kar #s#n#n kendisine mütemadiyen yeni





et parçalar # uzatmas#ndan oldukça honut görünüyordu. "Dallantüm dünyaya yay#l#r... hatta bulutlar #n üstüne dek uzan#r..."

*"Hellfried!" diye ba'#rd# ans#z#n Fjörgyn. Delikanl# irkilerektoparland#. O âna kadar yal#lar #n konumalar #n#n bir kelimesineolsun dikkat etmemiti. Büyülenmi gibi parmak uçlar #mlagö'üslerimin aras#nda ve bacaklar #m#n iç k #sm#nda oluan terdamlalar #n# silmemi izliyordu. Çad#r #n içi oldukça s#cakt#. Herzamankinden daha s#cak..."Konuulanlar # dinlemiyor musun?" "Dinliyorum, anne...""O halde benden duyduklar #n# ve benim de büyüklerimdenduyduklar #m# anlatmaya sen devam et..." 222ya"giz hepimiz..." diye ba^ ,rak, "t"'z hepime bu a'&^na'nin bir zama.nl*r yaay«; getirdi'i bir a'açta. Üç kökO alt#ndatüm tatl# su)ar #n ka^V derha Nidhöggar her eyi k«Â IL"Ya kartal ne û?" diyATi^ na memnun, hatta ûrur doj^^ dûl

d /'w\lV>r. 0 fVyf'takl#y"Çok ey bilen bir kartal \ oturur ve kartal#r, gözlerini* nöbet tutar.Yggtfrîl'in da1 töskr'e bile yer v^r. Bu sttU^jM,^ aras#nda yaayankötü ejderi ^^ <" yapar. Dain, Dwaiin, Dunne|VUfw)%| ar ,kemli a'ac#n etr^nda dola^tfu^ê^ Fakat -ejderhan#nma'arasmUUWincap mez, çünkü hiç l^se .Ygg^ 11, H« A ate,

ne de balta ^rar verehji |y^|t <|"Görüyor musun, bizim hjVML "- '''Fjörgyn.Bunlar #* t»r k #sm# # AÛ%ml J .'! belki. Fakat ta çarlara, su l ^ bt|azat J dair masallar bizim ne JJmla#U ^^ ^ dev a'açlar #ndallar #nda yet^'l^ ^





can#n ne isterse anlatabilirsin^^ lt j gu'u ve karanl#k bdutiany!^^ b/(

istemiyoruz!'V# D " lU)Vtei|»n g^HKen avc#lar #n#n ve kad#nla I ^#| Syoll|ernÇ n bile bana kar # çekingen ve tj"Bunlar # bana neden aniA \#\'Hhayy/uuman oana neaen an, ya.|Rir ;, Renizi sizden çokdaha uiU^^W/ü Sen hikâyemizi ve yaar^ i '|Jfjorgynsertblr**!* \\\Vy Ç$ Vâ#t##Ômuzlar #m# silktim. Israr etmenin anlam# yoktu. Bu insanladünyan#n daha s#cak, daha güzel bölgelerine göç etmeye £0rlayamazd#m. Fakat ben kendim için daha fazlas#n# ö'renmek is_

tiyordum."Renbart hakl#" diye onaylad# onu VVindkald. "Bizim kökleri, miz burada. Ren geyikleri burada her gün Yggdrasil Agacf n#ndallar #yla besleniyorlar. Günün birinde biz de atalar #m#z#n sözünüetti'i Dünya Di budak A'ac#'n#n alt#nda duraca'#z."$te bu! Bir zamanlar tüm yaam# belirlemi olan tek, büyük bira'aç! Bu gerçekten de bir a'aç olmak zorunda m#yd#? Yoksa butasvirin bambaka anlamlar # da olabilir miydi? Gri Ev'deki ifreli

tasvirleri düündüm. Onlar #n aras#nda gö'e yükselen dall# budakl# bir a'aca benzer bir ey var m#yd#? Tanr #lar Okulu'nun en küçükö'rencilerine s#k s#k anlat#lan bir hikâyeyi hayal meyalhat#rl#yordum. Kral Adasfn#n en büyük yanarda'#n#n kraterindenyükselen ve yukar # ç#kt#kça etrafa yay#lan duman sütununu, gökkubbeyi omuzlar #nda ta#yan güçlü bir adama benzetmez miydik?





"Yggdrasil tüm a'açlar #n en büyü'ü ve en iyisidir" diye ba#n# sallad# Renbart hûû içinde. Kar #s#n#n kendisine mütemadiyen yeni

et parçalan uzatmas#ndan oldukça honut görünüyordu. "Dallar # tüm dünyaya yay#l#r... hatta bulutlar #n üstüne dek uzan#r..."*"Hellfried!" diye ba'#rd# ans#z#n Fjörgyn. Delikanl# irkilerektoparland#. O âna kadar yal#lar #n konumalar #n#n bir kelimesineolsun dikkat etmemiti. Büyülenmi gibi parmak uçlar #mlagö'üslerimin aras#nda ve bacaldanm#n iç k #sm#nda oluan terdamlalar #n# silmemi izliyordu. Çad#r #n içi oldukça s#cakt#. Herzamankinden daha s#cak..."Konuulanlar # dinlemiyor musun?""Dinliyorum, anne...""O halde benden duyduklar #n# ve benim de büyüklerimdenduyduklar #m# anlatmaya sen devam et..."222"Biz hepimiz..." diye balad# konumaya Hellfried duraksa-

k "biz hepimiz bu a'ac#n çocuklar #y#z. O, büyük Toprak\ a'nm bir zamanlar yaayan her eyi korumas# için dünyayatirdi'' bir a'açt#r. Üç kök onun dik durmas#n# sa'lar. Onlar #n #0ndatüm tatl# sular #n kayna'# olan Hvvergelmir sakl#d#r, ejderha Nidhöggar her eyi kemirse bile...""Ya kartal ne oldu?" diye sordu Renbart. Bir yandan da banamemnun, hatta gurur dolu bak #lar f #rlat#yordu."Çok ey bilen bir kartal Yggdrasil A'ac#'n#n dallar # aras#nda oturur

ve kartal#n gözlerinin üzerinde de atmaca VVedrfölnir nöbet tutar.Yggdrasil'in dallar # aras#nda kavgac# sincap Rata-töskr'e bile yervard#r. Bu sincap bilge kartal ile a'ac#n kökleri aras#nda yaayankötü ejderha aras#ndaki kavgan#n ta#y#c#l#'#n# yapar. Dain,Dvvalin, Dunneir ve Durathror adl# dört geyik görkemli a'ac#netraf #nda dolanarak onun tomurcuklar #n# yerler. Fakat -ejderhan#nma'aras#ndaki y#lanlar gibi- bu ona zarar vermez, çünkü hiç kimse





Yggdrasil A'ac#'n# deviremez. Ona ne ate, ne de balta zararverebilir..."

"Görüyor musun, bizim hikâyemiz bu kadar basit ite" dediFjörgyn. "Bunlar #n bir k #sm# senin bize anlatt#klar #na benziyor belki. Fakat ta çad#rlara, suda yüzen ve gökte uçan gemilere dairmasallar bizim ne iimize yarar ki? Süt dolu memeler gibi deva'açlar #n dallar #nda yetien meyveler... hay#r, hay#r... sen can#n neisterse anlatabilirsin! Buras# bizim ülkemizdir - sisi, so'u'u vekaranl#k bulutlar #yla! Biz baka bir ey bilmiyoruz ve istemiyoruz!"Ren avc#lar #n#n ve kad#nlar #n#n yüzlerini inceledim. Çocuklar bile bana kar # çekingen ve ters davran#lar içindeydi."Bunlar # bana neden anlat#yorsunuz?" diye sordum. "Sizinhikâyenizi sizden çok daha uzun zamand#r biliyorum...""Sen hikâyemizi ve yaant#m#z# de'itirmeye çal#t#n!" dediF$örgyn sert bir sesle.223"Fakat ben sadece elalede ne gördü'ümü söyledim!"

"Ezelden beri birlikte yaad#'#m#z duman#n d#ar # ç#km^ içinHellfried'i çad#r #n tepesinde bir delik açmaya zorlayan ly^ di?""$çerisi imdi daha s#cak de'il mi?" diye sordum. "Çocuklar hâlâöksürüyor mu? Çad#r #n içinde daha önce hiç bu kadar rahat etmi miydiniz?""Sen erkekleri ayartmaya çal##yorsun!" dedi Fjörgyn. "Dii birgeyi'in sütüyle gö'üslerini #slatt#n! Bununla ne yapmay# amaçlad#'#n# fark etmedi'imi mi san#yorsun? Hellfried'in sana nas#l

bakt#'#n# gördüm. Ve VVindkald'#n yan#na oturabilmek içmgösterdi'i çabay#. Ve Renbart'#n atalar #n hikâyesi ile senikazanmaya çal#mas#n#."Onun ne demek istedi'ini anlamam#t#m."Neden ans#z#n benden nefret etmeye balad#n?" diye sordum."*imdiye kadar size kar # bir davran##m oldu mu?"





"Öyle mi? Gerçekten olmad# mî?" diye kar #l#k verdi Fjörgyn buzgibi bir sesle. "O halde bize imdi ve burada, aradan geçen y#llar ve

yüzy#llar boyunca herhangi bir ey yap# p yapmad#'#n# söyle!"Çaresizce ba#m# sallad#m. Beni neyle suçlamak istiyordu?"Cevap vermiyor musun? O halde sana ne düündü'ümüsöyleyeyim: Senin bir tanr #ça oldu'un iddia ediliyor! Bizimhepimizden daha büyük olabilirsin, fakat sen Buz Devi Ymir'insoyundan gelmiyorsunl Odin bir tanr #yd#, Wili ile We de. Odintanr #lar #n yaklaan sonundan haberdard#. O her eyin nas#l balad#'#n# ve nas#l sona erece'ini biliyordu..."Ate çat#rdad# ve küllemi baz# dallar k #r #ld#. Ocaktan yükselen birduman bulutu çad#r #n tepesinde topland#, delikten ç#kmaküzereyken ters bir rüzgâr #n etkisiyle tekrar içeri yay#ld#-"Görüyor musun! Duman deli'in bile verdi'in sözleri yerinegetirmiyor!" dedi Fjörgyn zafer dolu bir sesle. Ba#n# Renbart3224gru çevirdi ve bo'uk, h#r #lt#l# sesiyle o eski a'#t# okumaya bala*:

"Ymir'in etinden dünya yarat#ld#, kan#ndan f #rt#nal# deniz,kemiklerinden en yüksek da'lar, saçlar #ndan bitkiler ve a'açlar, ve ba#ndan gö'ün çat#s#. Kalar #ndan ise tanr #lar Midgard'# yaratt#lar,insanlar #n bahçesini, Midgard'#n ortas#nda, sonsuz yükseklikte,Asgard'# yaratt#lar, kendi evlerini. Nerede imdi Midgard, neredeAsgard? Sadece #ss#z Utgard ülkesini görüyoruz çevremizde,.sadece Niflheim'in bulutlu gecelerini..."*iddetle esen rüzgâr çad#r oluturan derileri iiriyordu. Arka

tarafta çocuklar yeniden öksürmeye balam#t#. Büyük ya'murdamlalar #, Fjörgyn'in a'#t#n# hakl# ç#kartmak istercesine, içk #s#mlar # kuruyup sertleen hayvan derilerinin üzerine düüyordu.O anda di'erlerinin ne yapt#'# umurumda bile de'ildi.Düüncelerim sadece o büyük a'ac#n etraf #nda dolan# p duruyordu.Bununla gerçekten Kral Adas#'ndaki yanarda' kast edilmi olabilirmiydi? Köklerinde ve dallar #nda yaayan çeitli canl# varl#klar, bir







kurutulmu ba'#rsaklar # boynuzlar #n uçlar #n#n aras#na bir örümceka'# gibi gerdim. Yuvarlak ta parçalar #n#n yard#m#yla sivri kemik

parçalar #n# ba'lar # tutacak kadar derine çakm#t#k. Sonra daerkekler büyük kemik çengellerle etleri ortadaki dire'e ast#lar.Haz#rl#k yapt#'#m zaman boyunca aile ayn# yerde kald#. Bu biraz daren geyi'i sürüsünün son derece al##lmad#k bir davran##ndankaynaklan#yordu. O zamana kadar hayvanlar da t# pk # 226niar gibi her so'uk ve nemli günde biraz daha yol kat derlerdi-Beyaz kurdun sürüyü bir arada tuttu'unu ilk farked,en Hellfried olmutu. Kurt s#k aral#klarla yan#ma yakla# p gü-el ba#m havaya kald#rarak ulumaya bal#yor, ben de ona özlü'ünün bir k #sm#n# geri veriyordum. Onun nereye gitti'ine dair hiçbirfikrim yoktu ama sürünün di'er kurtlar #yla buluaca-a#n# tahminediyordum. Muhtemelen de böyle yap#yordu."Seninle sürüsü aras#nda seçim yapmakta zorlan#yor" diye

düüncesini belirtti Hellfried. Bir süre sonra beyaz kurdun peindengitti ve sürünün neden ilerlemedi'ini anlad#."Geni bir yay çizerek tüm sürünün etraf #nda dolan#yor!" dediHellfried ak am#n birinde. "Ve bir hayvan uzaklamak istedi'inde,onu hemen geri dönmeye zorluyor.""Hayvanlar kurtlardan korkuyor" diye ba#n# sallad# Renbart."Evet" dedi Hellfried. "Önce tek ba#nayd#, sonra sürünün di'erkurtlar # da ona kat#ld#."

"Her zamanki gibi zay#f hayvanlar # seçeceklerdir" dedi VVindkald."Etin etraf #n# çevirdi'imizden beri ona eskisi kadar rahatyaklaam#yorlar." Hellfried ise ba#n# sallad#."Hayvanlardan birine sald#rd#klar #n# asla görmü de'ilim.""O halde yaamaya nas#l devam ediyorlar?""Hayvanlar # kesti'imiz yerdeki art#klarla..."





"Neden söz etti'ini biliyor musun, o'lum? Bir kurt, bir kurttur!Onlar vahi birer hayvan olarak kalacaklar ve bunu $nanna bile

de'itiremez!""Belki de yan#l#yorsundur" dedim ve gülümsedim. Beyaz kurdunve sürüsünün davran#lanndaki de'iikli'in fark #na uzun süre öncevarm#t#m. Bu arada yavru kurtlar da dünyaya gelmiti. Balang#çtakimsenin dikkatini çekmemesine ra'men, s°nradan kabileninkad#nlar # bu hayvanlar #n daha önce gördükleri kurt yavrular #ndanoldukça farkl# oldu'unu fark ettiler. Ne kadar garip!" diyordu Fjörgyn bile. "Di'er hiçbir hayva-n#nolmad#'# kadar güvenilirler."227"Lider kurt gittikten sonra da yan#n#zda kalacaklar."Fjörgyn inanmaz bak #larla beni süzdü."Bu da büyülerinden biri mi?""Bilmiyorum" diye cevap verdim. "Tek bildi'im, bunçtâf, böyle bugenç kurtlardan korkmaya gerek duymayaca'#^ Onlara iyi

davrand#'#n#z müddetçe size yolda olan ilk vah j hayvanolacaklar."Fjörgyn ba#n# sallay# p duruyordu."Git!" dedi sonra öfkeden çok korku dolu bir sesle. "Buradanmümkün oldu'u kadar çabuk git!""Gidece'im" diye ba#m# sallad#m. "Yar #n sabah, bulutlar o kadarkaranl#k olmad#'# zaman."Ren geyi'i derisi üzerine çizdi'im yar #m yamalak haritay#, bir

zamanlar kuzeyin bulundu'u kuzeybat#ya do'ru döndürmemgerekti'ini anlam#t#m. Asl#nda bat#ya do'ru gitmek istiyordum,fakat sular # buz kadar so'uk nehirlerden hiçbiri a#lacak gibide'ildi. Kuzeyde göklere do'ru uzanan buzdan bir duvar geçitvermiyordu. Uzun zaman önce güneyde de ikinci bir buz engeli bulundu'unu biliyordum. Bir zamanlar güneybat# yönü olmas# gereken güneye gitmeye karar vermitim. Tanr #lar Oku-lu'nda





geçirdi'im uzun y#llar boyunca, krall#k taraf #ndan koloni-letirilmemi bölgelere kar # pek az ilgi duydu'um için imdi çok

pimand#m.Bildiklerimin tümü neydi? Eski Armorica'da, Aquitania'da,Akdeniz sahillerinde ve Afrika'da birkaç yerleim ismi. K #talar #neski hatlar #n# kabaca çizebilir, art#k ö'rendi'imden çok daha farkl# konumlarda bulunan okyanus ve deniz ak #nt#lar #n#n yollar #n# gösterebilirdim.Büyük tanr #lar #n etki alanlar #na dair bildiklerim bile bana fazlayard#mc# olmuyordu, fakat buna ra'men bana yol gösterecek yeni bir iaret bulaca'#ma dair inanc#m# asla yitirmiyordum.228upa'n#n ortas#nda bir zamanlar buzlarla kapl# büyük da'la-jsrninihat#rlamam da bana fazla yard#mc# olmad#. «Aip-ler" diyem#r #ldan#yordum sürekli olarak, fakat yan#mla beyaz kurt bile bukelimelerle ne yapaca'#n# bilemiyordu. f>celeri yan#mda yat#yorduve vücutlar #m#z#n s#cakl#'#yla birbi-. izi #s#t#yorduk. Bazen bir süre

için yan#mdan uzakla#yor, onra a'z#nda bir ku, kar tilkisi veya kartavan#yla geri dönüyordu.Avlad#'# hayvan# her defas#nda getirip önüme koyuyor, sevinçlekuyru'unu sall#yor ve onu kendisiyle paylamam# istiyordu. Fakat bunu yapam#yordum. So'uk su içiyor, küçük tomurcuklar ve otlaryiyor, o dilerini av#na geçirirken de baka tarafa bak #yordum. Ne zaman oldu'unu tam olarak hat#rlam#yorum, fakat rüzgâr #n biraz hafifledi'i ve bulutlar #n her zamankinden daha yüksekte

bulundu'u bir gecede, beyaz kurt aniden do'ruldu. Bo yere neoldu'unu anlamaya çal#t#m. Bir gün önce a'açs#z tundrada geçenuzun y#llardan sonra kar #m#za ç#kan ilk tepeleri geride b#rakm#t#k.Ben de buna en az yolda#m kadar sevinmitim. Aylard#ryoldayd#k. Ve sonra sesler duydum. Civarda baka kurtlarolmal#yd#. Sad#k yolda#m#n tüylerini ok ad#m, fakat huzursuzlu'ugiderek art#yordu. Sonra ans#z#n karanl#klar #n içinde kayboldu.





Ayn# anda etraf #mdan korkunç havlama ve uluma sesleri yükseldi.Dört bir yan#mda hayalet gibi gölgeler koturup duruyordu. Sonra

inleme, ciyaklama ve a'lama seslerinden baka hiçbir eyduyulmaz oldu.Ve birdenbire tüm sesler kesildi. Sessizlik bana az önceki kanl# kavga gürültülerinden daha korkunç geliyordu. Beyaz kurt geridöndü'ü zaman, gözlerim karanl#'a bir nebze olsun a''*rn#t#.Vücudumu belli belirsiz mavi bir ##k halesinin çevreli'ini farkettim. Bu ##k Tanr # Ta#'ndan yükseliyordu. Ve\229sonra onlar # gördüm. Yakla#k on, oniki tane gri kurt... Bey-, kurtda onlara önderlik ediyordu. Ancak o zaman az önce rteu olup bitti'ini anlayabildim: Beyaz kurt yeni bir sürünün önder), 'i içinmücadele etmi ve sürünün eski liderini öldürmütü."Bunu bir daha sak #n yapma, Kurt!" dedim keskin bir sesle banado'ru memnun ve ma'rur bir ifadeyle yaklaan kurda Hayvan

büyük, güzel gözleriyle bana bakt#, sanki ne demek istedi'imi anlargibiydi. Az öncenin vahi ve muzaffer savaça kuyru'unu bacaklar #n#n aras#na ald#, önümde yere uzand# ve karn#ndakiyumuak tüyleri görebilmem için yan döndü. Bacaklar #n# kendisineçekmi, karn#n# g#d#klamam# bekliyordu."Hay#r" dedim sert bir sesle. "Bu defa yapmayaca'#m!"Beyaz kurt yavaça inlemeye ve m#z#ldanmaya balad#. 0 andavahi bir hayvandan baka her eye benziyordu. Omuzlar #m#

silktim, bir süre daha sert bak #larla onu izledim, sonra üzerinee'ildim ve yavaça karn#nda tüyleri ok ad#m."Tamam, tamam, ihtiyar Kurt! Bana sadece ne kadar büyük vegüçlü oldu'unu göstermek istedi'ini biliyorum! Fakat ben sava vekavga sevmiyorum, anl#yor musun? Daha büyük bir sürüye sahipolmak gibi bir niyetim de yok..."





Kurt arkas#n# dönerek aya'a f #rlad#. Bu ani hareketi yüzünden azkals#n yere düecektim. Hayvan biraz ileride durdu ve ba#n#

sallayarak bana bakmaya balad#."Öyle olsun!" diye ba'#rd#m ona. "Ne yapal#m, art#k birkaç kiidaha kalabal#k olduk!"Kurt memnun olmua benziyordu. Bir kez daha onun asim da benigayet iyi anlad#'#n# ve bir kez daha kendi iradesini kabul ettirmeyi baard#'#n# anlad#m.O geceden sonra yan#mda daha kalabal#k bir refakatçi gru buyla yolalmaya balad#m. Tepeler yava yava da'lara d° nümeye balam#t#. Geni vadileri a#yor ve zirvesi bulutla dek uzananda'lara t#rman#yorduk. Çorak topraktaki kara kur1230I#lar yerlerini aniden yeil bitkilere ve a'açlara b#rakm#t#, f prak batakl#'# and#ran nemini kaybetmiti; çimenler nere-,^,,-e dizlerimekadar uzan#yor, kaya parçalar # art#k su taraf #n-Han cilalanm#a benzemiyordu.

hat#rlad#klar #ma göre çoktan bir deniz k #y#s#na ulam# olmam#zgerekirdi. Karanl#k ve alacakaranl#k belki bin kez yer de-sitirmiti,fakat etraf #m#z# hâlâ bilinmeyen da'lar ve vadiler, uçsuz bucaks#zyaylalar, k #y#lar #nda neredeyse hiçbir ey yetimeyen çamurlu nehirve göl yataklar # sar #yordu. Acaba burada da kuzeyde oldu'u gibifark #nda olmadan bir çember mi çiziyordum?Güneydo'uya gitmek istiyordum. Acaba bunun yerine do'rucado'uya m# gitmitim? O takdirde dev Asya k #tas#n#n sonundaki

denize ulamam on y#llar sürebilirdi...Bir süre sonra di'erlerinden daha yüksek bir da'a ulat#k. Devrik bir a'aç kütü'ünün üzerine oturdum, dirseklerimi dizlerimedayad#m ve çenemi avuçlar #m#n aras#na ald#m. Nerede yanl# yap#yordum? Neden tüm bu zaman boyunca bir tek insan bilegörmemitim?





Felaketten kurtulmay# baarabilenler mutlaka bir yerlerde ya#yorolmal#yd#lar! Yoksa bunun sebebi yan#mda bir kurt sü-rüsüyle

gezmem miydi? Onlar #n sesini duyan insanlar kaç#yor olabilirmiydi? Fakat biraz düününce ba#m# sallad#m. O takdirde enaz#ndan konaklad#klar # yerlerin izlerine rastlamam gerekirdi. Yoksagüneybat#daki da'lar ve vadiler, bir tek insan#n bile yaamad#'# #ss#z yerler miydi? Neden art#k burada yaam#yorlard#? Neyin önünden kaçm#lard#?Bu konu üzerine uzun uzun düündüm, fakat tüm çabalar #-^ra'men bir sonuca ulamay# baaramad#m. Ta ki bir sabah uyan# pgördüklerime inanamay#ncaya kadar...Yatt#'#m yerden do'ruldum, gözlerimi ovuturdum ve yu-231kar #ya bakt#m. Gördü'üm kar #s#nda avuçlar #mla yüzümü ört mekzorunda kalm#t#m. Daha önce hiç bu kadar güzel bir ev görmü müydüm? Kalbim deli gibi çarp#yordu ve gözleri^ yalarladolmutu. Sevinçten a'l#yordum ve neredeyse hiçbir ey

seçemiyordum. Ayn# anda gö'üslerim gerilmeye ve ac#-maya balad#. Ancak gözlerimi sildikten ve gö'sümden yükselen sevinçh#çk #r #klar #n# zorlukla bast#rabildikten sonra, ola'a. nüstü ve gerçekd## bir rüya gibi önümde uzanan manzaray# kana kana içebildim.Henüz gecenin gölgelerinin oynamakta oldu'u güzel vadilerinarkas#nda yeilden mora kadar bir dizi renge bürünmü büyükda'lar uzan#yordu. Renklerin sarholu'u, do'unun çok uzaklar #ndayükselen güne yuvarla'#n#n alt#n renkli ##nlar #yla taçland#r #lm#t#.

Bulutlar #n görkemli dalgalar # aras#nda yaam veren suyla doluküçük bir göl gibi görünen aç#k mavi bir gökyüzü parças# görüyordum. Küçük, fakat bana günei arma'an edecek kadar büyük bir gökyüzü parças#. Demek karanl#k ve so'uk dolu uzuny#llardan sonra bile hâlâ güne gökteki hakimiyetini sürdürüyordu."Beni duyuyor musunuz? Buras# Enki, derin sular #n tanr #s#...""Ne! O hâlâ ya#yor mu?"





"Baard#! Beni duyuyor musunuz? $nanna baard#! Genç tanr # vetanr #çalar #n uzun y#llar arad#klar # bilgiyi de bir süre sonra bulacak!"

"Yine mi o eski hikâye!" diye inledi birisi."Onun Tanr # Ta#'ndan gelen sinyalleri al#yorum. Ta yenidensinyal göndermeye balam#... Gerçi oldukça zay#f, fakat bu onungünei gördü'ünün bir ispat#...""Sular #n derinliklerindeki bir tanr #!" diye içini çekti bir bakas#,"felaketten sonraki bin y#llar boyunca neler oldu'unu, ne turdönüümler yaand#'#n# ve nelerin de'iti'ini nereden bilecek-232"Karada ve k #talarda olup biten her eyi bilmese bile, eski nlar #ndüzeninin art#k yürürlükte olmad#'#n# mutlaka duy-' ôlmal#d#r.""£vet, duymu olabilir, fakat tatl# su okyanusunun derinlik-rindes#k ## p kalan biri insanlar #n art#k bambaka mucizeleretap#nd'S"11 nas#1 1<avrayabilir?""Topraktan, elementlerden, talardan, p#narlardan ve nehirlerden, bitkilerden ve a'açlardan, da'lardan ve ma'aralardan, rüzgârdan ve

bulutlardan, gökyüzünden, güneten, y#ld#zlardan ya da kuzeydekikaranl#ktan nas#l haberi olabilir?""Denizin dibindeki biri ya'mur ya'd#'#n# anlayabilir mi?""Bir gökkua'#n#n neler vaat etti'ini bilebilir mi?""Bu kadar yal# bir tanr #, kendi zaman#n#n art#k çok geride kald#'#n# kavrayabilir mi?""Sevincimden bu kadar rahats#z olan sizler de kimsiniz?""Bizi e'lendiren sevincin de'il" diye kar #l#k verdi konuanlardan

ilki. "Sadece sorunlar #n gerçekten çok uzakta. Art#k hiçbir eysenin bildi'in gibi de'il! Art#k on kral#n say#s#z koloni ve kudretlitanr #lar üzerinde hüküm sürdü'ü bir dünya mevcut de'il! Krallar #nkudreti çoktan yok oldu, krall#klar # suyun dibine batt# ve neredeysetümüyle unutuldu! Bugün bir tanr #ya ihtiyaç duyan biri onu kendisuretinde ve kendi tasavvurlar #na uygun olarak yarat#yor!"





"Bu da ne demek? $nsan yaratmak yeterince güç olmutu! *imdi deinsanlar #n tanr # yaratt#'#n# m# söylemek istiyorsunuz?"

"Bunu anlayam#yor musun, geçmiin tanr #s#? Tüm dünya yerindenoynad#. Yaanan de'iim tüm o f #rt#nalardan ve ateten, yersars#nt#lar #ndan ve her eyi birbirine kar #t#ran tufandan daha etkilioldu! Eski Düzen'in an#lar # ondan daha parlak ve daha gözkamat#r #c# olan yenileriyle kar #t#!"Duyduklar #ma inanmakta büyük güçlük çekiyorum."Art#k hiçbir ey basit ve anla#l#r de'il!"233"Keke derinliklerin sessizli'ini hiç terk etmeseydim! I\jev z#kfelaketten kurtulan zavall#lara! Herhangi bir düzene sah olmadankendi içlerindeki ve dünyadaki kaosla bo'umak z0 rundalar...""$te burada yan#l#yorsun, Tanr # Enki..." "Bu yeni bir balang#ç...""On kere, hatta yüz kere yeni bir balang#ç..." "$yi ama her eyi kimyönetiyor, kim düzenliyor?" "Buna her defas#nda ve her yerdeyeniden karar verilmek zorunda!"

Kendimi yeniden do'mu gibi hissediyordum. $lk günü nere deysetümüyle bitkileri incelemekle geçirdim. Güne ##'#n#n alt#nda banakiklop duvar #n#n ard#ndaki Yasak Bahçe'de gördü 'üm çiçekleri,e'reltiotlar #n# ve çal#l#klar # an#msatm#lard#. Sa-dece karanl#k veso'uktan ibaret olmad#'# takdirde do'an#n ne kadar renkli ve çeitliolabilece'ini unutmutum.Yapraklan ve tomurcuklar # neredeyse yüz kere ok am#, çi-çeklerihayranl#kla incelemi, e'reltiotlar #n#n ve çal#lar #n güzel $lklerini

içime sindirmitim. Fakat en büyük mucize a'açlard#! Gerçek bira'aç görmeyeli o kadar uzun bir süre olmutu ki... Gö'e uzanangösterili dallar # bana çok korktu'um o yanarda'#n tepesindenyükselen duman sütununu hat#rlat#yordu. Fakat bu güzelim mee,çam ve gürgen a'açlar # beni kesinlikle korkutmuyordu. Onlar benim için daha ziyade büyüleyici bir evin bir tap#na'# and#ran





pencereleriydi ve aralanndan gö'e uzanan da' s#ralar # ile derinvadileri izleyebiliyordum.

Kurt ve ben önden yürüyorduk, sürü de her zamanki mesafeyikoruyarak ard#m#zdan geliyordu. Hâlâ oldukça kal#n olan ve gökteh#zla yol alan bulut örtüsünün aras#ndaki delikten gC" rünen güne, bize yol gösteriyordu. Karanl#kta ve alacakaranl#k ta geçen buncay#ldan sonra, günee do'rudan bakmamay1234. ar ö'renmem gerekiyordu. Buna ra'men bunu yapmay# #<jartekrar denedim. Gözlerimi k #s# p ba#m# biraz geriye ata-kyapraklar #n ve dallar #n aras#ndan s#zan ##k oyunlar #n# izle-l< son derece zevkliydi.Bu görkemli orman#n içinde kurtlarla birlikte ne kadar yol al-H#S#m# bilmiyordum. Fakat bir süre sonra geni bir yay çizerekyürüdü'ümüzü fark ettim. Önce güneydo'uya, sonra güneye, sonrada bat#ya do'ru yürümütük. Günei takip ediyorduk.Bulutlar #n ufukla birleti'i yer k #z#la boyanmaya balay#nca,

önümde dimdik yükselen bir kayan#n önünde durdum. Kaya,üzerinde sadece birkaç çal# bulunan, do'al bir teras oluturuyordu.Birkaç ad#m daha yürüdüm, fakat kaya ayn# yönde ilerlememizeizin vermiyordu."Burada mola verelim" dedim yan#ma gelen ve bacaklar #masürtünen kurda. Bir elimi ba#n#n üzerine koydum ve kulaklar #n#naras#n# ka#d#m. Önümüzde geni bir vadi uzan#yordu. Aa'#da,derinlerde bir yerde, menderesler çizerek yava yava akan bir

nehir gecenin krallar #n#n metali gibi parl#yordu. Nehir, ufukta görünen bir da' s#ras#na do'ru ak #yordu. Da' s#ras#n# ikiye böldü'ü yerde, yüksek kaya duvarlar # günein son ##nlar #n#nalt#nda alev alev yan#yordu. Ak am günei onlar # öylesine k #z#l birrenge boyam#t# ki, kayalar #n buzdan yap#lm# kadar beyazolduklar # ve bu nedenle son ##nlar # bu kadar keskin bir ekildeyans#tt#klar # düünülebilirdi.





"Keke Renbart ve Hellfried bunlar # görebilseydi!" dedim k #s#k birsesle kendi kendime. Kurt ba#n# kald#r #nca ona gülümsedim. "Hele

Ungur'un bu ola'anüstü manzaray# asla hayranl#klaseyredemeyecek olmas# ne kadar ac#..."Hüzünlenmitim. Kar #mda o kadar güzel ve bar # dolu birManzara vard# ki, tüm bunlar # birlikte seyretmenin daha güzelolaca'# yoldalar #n eksikli'i beni duyguland#rm#t#. Belld kurdaâr *i haks#zl#k yap#yordum, fakat yuvarlak bir ta#n üzerine235oturmay#, kendimi bir erke'in kollar #n#n aras#na b#rakmay# bu ân#ntad#n# ç#karmaktan baka hiçbir eyi düünmerneyi ^ kadar çokisterdim ki...Acaba Osiris'in ba#na neler gelmiti? Onun ipeksi saçlar #n yüksekaln#n# ve o zamanlar erkekli'ini sergilemek istedi'i r0 cuksugururunu düününce gülümsedim. Tümümüz de Kral Adas#'n#nd##nda gerçekte neler olup bitti'inden haberdar ol-mayançocuklard#k sadece.

Bu kadar yeter! Bu arada yanl# ve bir ölçüde utand#r #c# olarakhissetmeye balad#'#m o zaman üzerine bu kadar fazla dü-ünmemeye karar verdim. Kay# p dünyaya dair düüncelerdenkendimi kurtarmal#yd#m. Uzun zamandan bu yana ilk defa kendimeimdi ne yapaca'#m# soruyordum. Beyaz kurdun bana yolda oldu'u o andan itibaren içimde bir eyler de'imiti. Uyumak veyemek, uyanmak ve yürümek aras#nda geçen biteviye günler art#k bana bir anlam ifade etmemeye balam#t#. Ren avc#lar #n#n

kabilesinde bundan baka bir ey bilmiyor ve istemiyordum. Fakatuzun zamand#r hissetmedi'im bu mutluluk ân#nda, izledi'im yolun beni nereye götürece'ini düünmeye balam#t#m.Günei, gündüzün güzelli'ini ve ak am#n huzurunu nihayet bulmutum. Fakat ayn# zamanda o zamana dek yabanc#s# oldu'umyeni bir huzursuzluk belirmiti içimde.





"Nereye, $nanna" diye m#r #ldand#m yavaça. "Nereye gitmekistiyorsun ve ne ar #yorsun?"

Kurt ba#n# kald#rd# ve büyük gözlerle bana bakt#. Sonra sanki benianlad#'#n# ve yan#mda kalaca'#n# belirtmek istermi gibi ba#n# dizlerimin üzerine koydu. Siyah dudaklar #n#n iki yan#ndaki k #llark #rç#ilam#t#. Yal# bir kurt. Ya ben? Bunun bir anlam# olmasa bile, kendimi hâlâ on alt# veya on yedi ya#ndaym# gi' bihissediyordum.Ba#m# kald#r # p uzaldara bakt#m. Karanl#k nehir vadisinin236indeki sis bulutlar # beyaz bir tül perde gibi giderek yükseli-U Hu-Sadece çok uzaklardaki da' s#ras#n#n birkaç kayas# par-^ yadevam ediyordu. Günein batmakta oldu'u yer ise k #-rnavi velacivert renklere bürünmütü. Ufuk çizgisiyle bulut-nn aras#nda ilkönce bir y#ld#z, sonra da dolunay#n narin yüzü belirdi- Onugörmeyeli ne kadar zaman olmutu? Ans#z#n kar #mda garip birs#z#n#n dolat#'#n# hissettim. Bunun ne anlama geldi'ini çok iyi

biliyordum. Beyaz kurt ba#n# dizlerimin aras#ndan kald#rd#,arkas#n# döndü ve yan#mdan uzaklat#. Dudaklar #m# #s#rarak onunarkas#ndan bakt#m.Sonra da da'lar #n karart#s# aras#ndan yavaça süzülen incecik birduman gördüm. Güzelli'ini geceye teslim eden bir günün sonaeriini uzun süre izledim. Dolunay sanki bana her eyi göstermekister gibiydi... Uzun zamand#r göremedi'im engin gö'ün birbiriylekavuan tüm renklerini, cokusunu... Mutluluktan a'l#yordum.

237KAYADAK $ BALIKKurtlar bütün gece uludu. Kuzeyin karanl#klar #n-daki buz duvar #n#nönündeki elalede o ##k le-, kesini gördü'üm günden bu yana böylesine hü-<' zünlü, böylesine a'lamakl# bir kurt ulumas# duy-Jr mam#t#m. Gece boyunca neredeyse hiç uyuyamad#m. Eskideri örtümün alt#nda huzursuzluk .w içinde oradan oraya





dönüyor, sonra aya'a kalkarak •& uluyan hayvanlara yakla#yor,güzel sözlerle onlar # sakinletirmeye çal##yordum. Fakat gecenin

ilerleyip çabalar #m#n hiçbir sonuç vermedi'ini görünce,sinirlenmeye balad#m.Sad#k yolda#m beyaz kurt sonunda ulumaya son verdi. Yan#mageldi, ay#n donuk ##'#nda uzun uzun bana bakt# ve sonra yan#mauzand#. Nefes nefeseydi. Ben de ona sar #ld#m ve nihayetuyuyabildim...Ertesi sabah oldukça yükselmi olan günein burnumun ucunug#d#klamas#yla uyand#m. Hap#rmak zorunda kald#m ve sonra ani bir hareketle do'ruldum. Düüncelerimi toparlayabil-mem içinaradan bir süre geçmesi gerekti. Önümdeki vadi ve uzaklardakigö'e yükselen da' s#ralar #, görkemli bir manzara oluturuyorlard#.Kular #n c#v#lt#s#n#, küçük hayvanlar #n incecik seslerini ve rüzgâr #nh##rt#s#n# zevlde dinledim, otlar #n, çal#lar #n ve çiçeklerin kokusunuderin derin içime çektim. Kendimi yorgun, hatta bitkinhissediyordum.

Önce uykumu alamad#'#m# düündüm, fakat hemen sonra bunundo'ru olmad#'#n# anlad#m. Aradan geçen yüzy#llar bo-238^ bazen haftalarca uykuya ihtiyaç duymad#'#m olmam# Û aû Haftalar boyunca yar # aç bir ekilde karanl#klar #n içinderfllYdan oraya dolanmam# m#yd#m? So'uk bazen vücuduma° rkunç eziyetler etmemi miydi? Vahi yerlilerin birço'u bu

• kenceye dayanamay# p ölmemi miydi?Hay#r! Bambaka, bugüne kadar yaamad#'#m bir bitkinlikti Ba#m# kald#rarak beyaz kenarl# kara bulutlara bakt#m. Hâlâ anki bireylerden kaçar gibi gökyüzünde h#zla yol al#yorlard#. r |<at yine dekuzeyde bir tek güne ##n#n# bile aralar #ndan b#rakmayan buhareketli da'lar, art#k s#k s#k mavi bir gökyüzü parças#n#n ortayaç#kmas#na müsaade ediyorlard#. Bulut denizinin arka taraf #ndaki bu





mavilikten öylesine büyülenmitim ki, ona bakmaya bir türlüdoyam#yordum.

Uzun süre karanl#k bir zindanda kalm# bir mahkûm gibi et-rafimdaki renkleri, kokular # ve gürültüleri tüm duyular #mlaalg#lamaya çal##yordum. Asl#nda oldukça serin olan, fakat bananeredeyse s#cakm# gibi gelen bir esinti tenimi ok uyor, saçlar #m# dalgaland#r #yordu.Ellerime bakt#m. Bir tanr #çan#n elleriyle hiçbir benzerlikleri yoktu.Kir ve bitki sular #, eklemlerin üzerindeki çizgilerin renginide'itirmiti. T#rnaklar #m kaba ve k #sayd#, hatta yer yer çatlam# vek #r #lm#t#. Parlak gün ##'# bana ellerimin, kollar #m#n ve bacaklar #m#n derin çatlak ve yar #klarla dolu oldu'unu gösteriyordu."Sana ne oldu böyle, $nanna?"Ba#m# sallayarak kendime güldüm. "Kar #na ç#kacak ilk deredey#kanacaks#n!" diye emrettim sonra kendime. Kurtlarla birlikteoldu'umdan bu yana s#k s#k hem onlarla, hem de kendimle konuurolmutum. Uzun zaman önce, henüz sekiz veya «okuz

yalar #ndayken de kendi kendime konutu'umu hat#rl#yordum.Hatta kendi kendime sohbet bile ederdim: Bir $nanna s°rular sorar,di'er $nanna ise bunlar # yan#tlard#. Böyle bir ey239gerçekten de mümkün müydü? Düünceler, duygular ve alp lar, bir bireyin farkl# görülerini yans#tacak ekilde bölünebü miydi?Bir kez daha ba#m# sallad#m. Fakat bu kez a#rmam#n s? bebisonraki saatlerde ne yapaca'#m# de'il, bu tür eyleri d(j ünmemdi.

Kurt sürüsüyle birlikte günein görülebildi'i bi# bölgeye ulamay# baarm#t#m. Güne, gökyüzü, ay ve y#ld#z-lar... Karanl#klardünyas#n#n d##ndaki ikinci günümü nas#l geçjr. eydim acaba? Yaüçüncüsünü? Kaya teras# üzerine dallardan bir kulübe miyapmal#yd#m? K # için meyve ve bö'ürtlen m toplasayd#m? Yereçim tohumu ekip yeni ve daha uzun otlar #n yeermesini mi bekleseydim?





Bugüne kadar nereye gitmek istedi'im konusunda hiç kafeyormam# oldu'um geldi akl#ma. Oysa mutlaka bir hedefim ol

mal#yd#! Yoksa yüz y#llar boyunca yürüdü'üm tüm yollar, benkaranl#klardan kurtaracak bir ç#k # aramak u'runa harcad#'#m bo çabalardan m# ibaretti?Bu sabahki uyan##mdan sonra üçüncü kez ba#m# sall#yor dum.Felaketten önceki son gün ve saatleri düündüm. *imdi çokgerilerde kalm# olan bu olay ba#m#za gelmemi olsayd# ben dedi'er genç tanr # ve tanr #çalar gibi en ince ayr #nt#lar #na kadar belirlenmi bir mevkie sahip olacakt#m: Ö'renimime de vametmem için uzak kolonilerden birine gönderilecek ve yerlikabilelerden herhangi birisini inceleyecektim. Bu insanlar için ony#llar ya da yüz y#llar anlam#na gelen önceden belirlenmi birzaman diliminden sonra, günün birinde en büyük tanr #, on kral#nvalisi ve bir halk #n hükümdar # olabilmek için o yal# ve büyüktanr #lardan birisinin yard#mc#s# olacakt#m. Barahibemir sakimin vegök gemisinin kaptan#n#n kim olaca'#na ben kara verecektim. Ya

da hangi tür kurbanlar # kabul edece'ime..- A' zu etti'im zaman da, benim gibi iç saray#n merkezindeki DL ka-odas#nda dünyayagelecek olan çocuklar #m#n babas# ve ha kimin kral# olmas# için,erkeklerden birini seçecektim.240Fakat bunlar #n hiçbirisi gerçeklememiti.cimdi ne olacakt#? Geçmite biz tanr #ça ve tanr #lara ilkel yer-,.# rden t>'ze benzeyen insanlar #n yarat#ld#'# zamana ait izleri rama

yolunda verilmi olan emir hâlâ yürürlükte miydi? Yoksa Cro-Magnon deneyinin art#k bir de'eri kalmam# m#yd#?Bunu bilmiyordum.Bu arada sadece tek bir eyden kesinlikle emin olmutum:$çimizden hiçbiri, ne Manu, ne ben, ne de Osiris, son emri yerinegetirmeye muvaffak olamam#t#k! Ruhun, iradenin ve inanangücünün Eski Düzen'in prensiplerine göre bir gökta#n# yo-kedi





yolundaki rotas#ndan sapt#rmay# ve dünyay# korkunç bir kaostankurtarmay# nas#l baaraca'#n# ö'renememitik!

Felaketten geriye ne kalm#t#? Kimler kurtulmutu? Art#k hangieski ve yeni kurallar ve ilikiler geçerliydi? Karanl#kta geçirdi'imuzun y#llardan sonra bizden birini bulmak ve onunla konumakistiyordum. Ben hayatta kalmay# baarm#t#m. Acaba birileri biryerlerde bir tanr #n#n veya tanr #çan#n belirmesini bekliyor olamazm#yd#?Derin derin iç çektim."Neredesin, di'er tanr #ça?" diye seslendim uzaklara. "Ve senneredesin, ey o çok özledi'im tanr #!"Aya'a kalkt#m, o zamana dek beni #s#tm# olan giysilerin tümünüç#kard#m, kollar #m# ba#m#n üzerinde birletirdim, gözlerimikapad#m ve tüm vücudumla çok uzun süredir ayr # kalmak zorundakald#'#m güne ##'#n# içtim. Saçlar #m omuzlar #m#n üstündeuçuuyordu ve tenimin üzerinde s#cak yaz rüzgâr #n# hissediyordum.Kendimle öylesine meguldüm ki, di'er bir de'iikli'in fark #na

ancak çok sonra vard#m: Beyaz kurt ortalarda Yoktu.Yavaça ona #sl#k çald#m, seslendim ve kaya platformununüstündeki çal#lar # inceledim. Henüz birkaç hafta önce dünyayaSelmi olan birkaç yavru kurt, kaya ç#k #nt#s#n#n kenar #na tehlike-241li denilebilecek bir yak #nl#kta oyun oynuyordu. Tekrar giyindir-veonlar #n yan#na gittim."Kurt nerede? Aray#n onu, aray#n!"

Genç kurtlar #n en büyü'ü h#zl# h#zl# soluk alarak yan#ma ge|. di,ayaklar #m#n dibine oturdu ve beklenti dolu gözlerle beni süzmeye balad#."Ne oldu? Neden soluk solu'a kald#n?"Çal#l#klardaki di'er kurtlar #n da h#zl# h#zl# soluk ald#klar #n# ve inceseslerle m#z#ldand#klar #n# ancak imdi fark ediyordum. Ç#kard#klar # sesleri takip ederek kaya duvar #n#n yan#na gittim, a'aç dallar #n# ve





çal#lar # kenara çektim, sonra da ma'ara benzeri bir girintiyi ortayaç#kard#m. $htiyar kurdum orada yat#yordu! Sevgili, sad#k dostum

Kurt!Bütün sürünün ma'aran#n önünde neden sayg#yla bir ileri bir geriyürüyüp durdu'unu bata anlayamam#t#m. Fakat sonra sad#kdostumun donuk gözlerini gördüm. Beyaz kurt ölmütü. Banasayg#yla yol veren di'er kurtlar #n aras#ndan geçerek ona do'rugittim ve yan#na diz çöktüm."Eski dostum" dedim üzgün bir sesle, gözlerini kapad#m veçenesindeki gri k #llar # ok ad#m. So'u'un ve karanl#'#n içinde okadar uzun süre birlikte olmutuk ki... Yerdeki kovuklar #n içindeveya çal#lar #n alt#nda birbirimize sanlarak f #rt#nalarda ve buz gibigecelerde kaç kere birbirimizi #s#rm#t#k kim bilir? Gün ##'#na ves#cakl#'a varana kadar bana yolda olmutu. Onun di'er kurtlardandaha uzun yaamas#na acaba bu mu sebep olmutu?Onu son bir kez daha ok ad#m, sonra etraftaki talar # ve kaya parçalar #n# toplayarak kaskat# bedeninin üzerine y#'d#m-Onun için

bundan fazlas# elimden gelmezdi. Bu arada imdiye kadar yak #ndantan#d#'#m ne kadar çok insan#n yalan# p öldü'ünü düündüm. Ozaman da üzülmü, hatta di'erleriyle birlikte onlar #n ard#ndana'lam#t#m. Fakat bu bambaka bir eydi-242un son is-Ellerimin tersiyle gözlerimi sildim ve arkam# döndüm. Di'erdar çal#lar #n aras#na çekilmilerdi. Uzun ve gürültülü gece

ras'nC,a y°rSun dümüe benziyorlard#. Beyaz kurd 5 gmu olano'lu koarak yan#ma geldi ve oyun oynamak irrnj gibi bacaklar #ma s#çrad#. Bu yavru henüz birkaç ayl#ktan büyük de'ildi."Hay#r, sen olup bitenin henüz fark #nda de'ilsin" dedim ona. Gençkurdun babas# gibi kar beyaz# tüyleri vard#. Kurdun di'erçocuklar #n#n neredeyse tümünün tüyleri gri renkteydi. Hâlâ gecenin





ilk saatlerini kurdumla birlikte geçirdi'im yerde duran deritorbalar #m#n yan#na döndüm. Genç kurt beni ad#m ad#m takip

ediyordu. Ve ans#z#n onu anlad#m. "Yan#mda m# kalmakistiyorsun?" diye sordum genç kurda. Hayvan tekrar bacaklar #mas#çrad# ve h#zl# h#zl# soluk ald#. Pembe dili heyecanla a'z#na giripç#k #yordu. "Tamam, tamam" dedim ve ba#n# ok ad#m, "yan#mdakalabilirsin! Seni ne diye ça'#ray#m? Sana da sadece Kurt diyeseslenmemi ister misin?"Bir süre düündüm, sonra ona "O'ul Kurt" ad#n# takmaya kararverdim, tik kurdumun ismini bakas#na vermeyerek, onun an#s#nasayg# göstermenin daha do'ru olaca'#n# düünüyordum.Bütün yaz boyunca kaya duvar #n#n yan#ndan ayr #lmad#k. Kurtsürüsü orman#n içinde dola#yor, bazen günlerce ortadagörünmüyor, fakat eninde sonunda beyaz kurdun mezar # olan ta y#'#n#n#n yan#na geri dönüyordu.Kurdun ölümünden k #sa bir süre sonra, O'ul Kurt y#kanabi-tece'imiz küçük bir da' deresi kefetmiti. Berrak kaynak suyu,

as#rlardan beri içti'im en lezzetli içecekti. Ö'rendi'imi biliyordum.Her yeni gün bana verilmi yeni bir arma'and#, her yeni Sün yeni bilgi ve tecrübeler edinmeme sebep oluyordu. Daha öncegörmedi'im üzeri desenli ku yumurtalar # buldum, dere-n#nyan#ndaki ayak izlerinin hangi hayvana ait olabilece'ini uzun uzundüündüm, nereden bildi'imi hat#rlayamama ra'-men bana bildikgelen bitkiler kefettim.243.

Neredeyse her gün orman#n baka hayvanlar # beni kaya t ras#nüzerinde ziyarete geliyordu. Ürkek ve sanki tesadüfen d geçidegeliyor, beni merakla süzüyor ve onlara yaklamak iste di'im andaortadan kayboluyorlard#. Gördü'üm hayvanlar ara s#nda porsuklar,sansarlar, küçük f #nd#k fareleri, su samurlar # hatta bir geyik bilevard#...





Bu hayvanlar #n beni ancak kurtlar yan#mda olmad#'# zaman ziyaretettiklerini anlamam oldukça uzun sürmütü. Daha ilk günlerde

vadideki nehrin yaban ördekleri uçarak yan#ma gelmilerdi. Öncekayal#k alan#n üzerinde öyle bir daire çizerek uçmulard#. Oesnada ben yemyeil çimlerle kapl# bir yamaçtaki bir ta#n üzerindeoturuyordum; Bir süre onlar # izledim ve ç#kard#klar # sesleri takipettim, ta ki onlar #n güvenlerini tam anlam#yla kazan# p banayaklamalar #n# sa'lay#ncaya kadar.O günden sonra ördekler beni neredeyse her sabah ziyaret etmeye balad#lar. Sonra yaban tavuklar # ve orman#n di'er sakinleri de balang#çta tereddütle, fakat sonradan merakla kaya teras#nasokulmaya balad#lar. Huzur ve bar # dolu bu yaz aylar #nda etraf #ms#k s#k keçiler ve koyunlar, ördekler ve kazlar, geyikler ve küçükyaban domuzlanyla çevrili oluyordu. Onlarla konuuyor ve oyunlaroynuyordum. Sanki karde gibiydik.O sessiz, fakat dolu dolu geçen günlerde akl#ma uzun, çok uzunzaman önce bana hayallerinden söz eden Morgana adl# genç kad#n

gelmiti. El de'memi bir orman#n içinde akan bir dereninkenar #nda, s#rtlar #n# olmayabilece'i hayvanlarla beraber yaamak...Felaketin tüm hayallerini söndürmesinden önce onun el de'memi bir orman ve bir dere görmeyi baar # p baaramad#'#n# çok merakediyorum. Morgana'n#n felaketten kurtulmas#, üstelik bir de çocuksahibi olmas# mümkün de'ildi' Jason'un gemisinin ard#ndan nas#l bakt#'# hâlâ gözlerimin önündeydi. O gizemli tanr #n#n gemisi, gençkad#n#n birlikte mutlu olmak istedi'i erke'i al# p götürmütü. Her

eyin nas#l $Ç içe geçmi oldu'unu ö'retebilece'i çocuklar #n#n babas#n#..-244Morgana bunu baarabilir miydi? O zamanlar bana çok do-I gelen o düüncenin yanl# olup olmad#'#ndan art#k tam an-# ,ylaemin de'ildim. Atlantis'in krallar # ve kudretlileri, do-- ayla vel<endi'eny|e t>ar #s 'Cinde yaamaktan baka bir ey düzmeyen





insanlar # neden sürgün etsinlerdi ki? Ne alt#n, ne öhret, ne de kudretsahibi olmak istemeyen bu sessiz insanlar #n hayallerinde ve

dülerinde, nas#l bir tehlike sakl#yd#? Tanr # Tiuz bana kendi bölgesinde yaayan yerlilerin neden "Peri Morina" ad#n# takacaklar #n# söylemiti? Tiuz günün birinde Mor-ffana ile ayn# eyleri hissedece'imi tahmin mi etmiti? O genç kad#n acaba ozamanlar varl#'#ndan haberdar olmad#'#m ikinci benli'im miydi?Eski tanr #lar #n sahip oldu'u büyük gücün anahtar #n#n izlerini bambaka bir yerde mi aramal#yd#k acaba? Geçmiin izlerindede'il, ilerlemenin ve gelimenin gürültüsünde seslerini kimseyeduyuramayanlarda m#?..Kulara bakarak iç çektim. Geçmii düünmenin anlam# var m#yd#?Art#k bir saray#n d#ar #dan tecrit edilmi odalar #nda yaam#yordum!Kurtlar geri döndükleri zaman di'er hayvanlar protesto ç#'-l#klar #yla yan#mdan ayr #l#yorlard#. Sürüyle sert bir sesle konuuyorve tüm bu irin hayvanlar #n benim dostlar #m oldu'unu üzerine basa basa belirtiyordum. Birkaç gün sonra kurt sürüsü etraf #mda

toplanan hayvanlar # görmezden, duymazdan ve kokula: nn# almazdan gelmeye balad#. Bu çözümden memnundum."Benim yak #nlar #mda oldu'unuz müddetçe size bir eyyapmayacaklar" diye söz veriyordum ördeklere, yaban tavuklar #na,keçilere, koyunlara ve hâlâ ürkek ceylanlara. "Ben de bir daha ^'a benimle konuan bir hayvan# öldürmeyi veya yemeyi akamdangeçilmeyece'im..."Fakat k #sa bir süre sonra olanlar oldu.- Günlerin çok uzad#'# Ve

gecelerin çok k #sald#'# mevsimin bir sabah#nda, O'ul Kurt245 - beni ölü bir dii geyi'in yan#na götürdü. Bir gece önce kurt sf rüsütaraf #ndan öldürülmü olmal#yd#. Öfkeden ç#lg#na dön mütüm.O'ul Kurt'a ba'#r # p ça'#rd#m, ona bin bir türlü sudd, mada bulundum. Sinirimin yat#mas# ve tiksintimin dinrr #es için aradanepey bir zaman geçmesi gerekti. Çakmakta# b#çj. '#m# al# p dii





geyi'in derisini sürüden arta kalan et parçalar #ndan ay#r #rken, sonderece üzgündüm. Deriyi dereye götürdüm ve suyun içine ast #m.

Hayvan#n ölümüne can#m s#k #lm#t#, fal<at kabul etmekzorundayd#m ki, baka çaresi yoktu. Kurtlar etobur hayvanlard# ve benim gibi meyve ve bö'ürtlenlerle beslenmeleri mümkünde'ildi...Kurdun öldü'ü ve ay# gökyüzünde çok uzun bir süreden sonra ilkkez gördü'üm gece, karn#mda o garip s#z#y# hissetm* nedenimiart#k çok iyi biliyordum. Da' deresinde y#kan#yor dum.Bacaklar #m#n aras#nda aç#k k #rm#z# kan s#z#nt#s#, art#k de 'iti'imive büyüdü'ümü gösteriyordu.Yapacak fazla iim yoktu. Üç gün sonra geyi'in postunu dereninsuyundan ç#kard#m, kaya teras#n#n üzerine yayd#m ve birkaç keskinta parças#yla zorlu bir ie balad#m: Deriyi üzerinde bulunan sonya', et ve k #l parçalar #ndan ar #nd#rmam gerekiyor du. Bu i içintam üç kere dere kenar #na gitmem gerekti, faka en az#ndanFjörgyn'in kabilesinde çok ey ö'renmi oldu'umu kendime

ispatlad#m. Ne var ki elimde tuz ve kül yoktu. Geyik derisinin kuruduk tansonra sertlemesini nas#l engelleyebilece'imi uzun süre düündüm.Ans#z#n kendi vücut s#v#lar #m#n deriyi tabaklamakta kullan#lanmaddeleri içerdi'i geldi akl#ma. Böylece O'ul Kut ve ben hers#k #t#'#m#zda derinin yan#na gittik ve onu vücut s: v#lar #m#zla#slatt#k. Bu arada deriyi s#k s#k döndürüyor ve dere de tekrar tekrary#k #yordum. Bu çok zahmetli ve uzun bir süreç ti, fakat bir hafta

sonra çabalar #m#n kar #l#'#n# ald#m. Elimde sc derece yumuak vesa'lam bir deri vard#. Torba yapmak üze;246küçük parçalar kestim, geri kalan#n# da ileride kullanmak üzereCivarda bol bol meyve ve bö'ürtlen yetiiyordu. Al#k #n olu'umüzere çim tohumlar # topluyor ve onlar # derenin kenara #slatt#'#mderi kesenin içine koyuyordum. Elimde kalan kemik i'neleri





sivrilttim, ba'#rsak ve deri ipler haz#rlad#m, üzerimdeki postlardanyap#lma ceketi ve son derece y# pranm# p0St pantolonumu elimden

geldi'ince onard#m. $e yaramaz birkaç deri torbadan da kendimeyeni ayakkab#lar biçtim. Bu i için önce elimde kalan sonçakmakta#ndan birkaç parça kopard#m ve b#ça'#mla ölçülüdarbeler indirmek suretiyle incelttim. Dikkatli bir çal#ma sonucu,geyik derisini bile rahatl#kla kesebilecek keskinlikte birkaç küçük b#ça'a sahip olmutum.Yeni ayakkab#lar #m#n tabanlar #n# otlarla ve ku tüyleriyledoldurdum, eit aral#klarla açt#'#m deliklere deri ba'c#klar geçirdimve yapt#'#m iin sonucunu hemen denedim. Ayakkab#lar son derecerahatt# ve çok memnundum.Her ak am düzenli olarak ilk gece uzaklardan yükselen duman# gördü'üm yere gidiyordum. Rüzgâr çok iddetli esti'i zamanlardahiçbir ey göremiyordum. Fakat bazen, nehrin bin ayak kadaraa'#s#nda, kara-yeil da'lar #n gündüzleri beyaz, ak amlar # k #z#l##lt#lar saçan kayal#klar # aras#nda, yine o gizemli duman# görür gibi

oluyordum...Yeil a'aç dallar #n# örmek suretiyle meydana getirdi'im bir cinshas#r # kaya duvar #n#n arkas#na dayam#, böylece ilkel bir kulübeyesahip olmutum. $çerisini daha yaanabilir bir yer halinegetirebilmek için de kaya duvar #ndan birkaç çal#y# sökmek zorundakalm#t#m. Bunu yaparken bir keifte bulundum:Duvarda oldukça derine kaz#lm# bir çizim vard#.Elimdeki çal#lar # d#ar # atmak için arkam# döner dönmez oldu'um

yerde ta kesildim. Çal#lar elimden dümütü. Nefes albaya bilecesaret edemiyordum. Vücuduma s#cak bir dalga ya-247y#ld#. Duvara ilenmi bir resim! Bu bir hayvan#n pençe izi fiude'il, düpedüz duvara ilenmi bir bal#k resmiydi.Yavaça etraf #ma bak #nd#m. Sanki her an birisinin ortaya o k # p bana öyle demesini bekliyordum: "Neden kayaya çizdj. 'im





resmin önündeki çal#lar # kald#rd#n? Ben senden önce bura. dayd#mve buras# bana ait. Buradan ayr #l ve geldi'in yere gerj dön!"

Fakat hiç kimse gelmedi. Kayaya oyulmu resme bir kez daha bakmaya cesaret edemiyordum. Bal#k tasviri kayaya sadeceoyulmakla kalmam#, baz# yerlerde kabart#larak ön plana bileç#kart#lm#t#. Resmin yap#l# ekli, bana garip bir ekilde Tanr # Tiuzve Osiris'le birlikte Cro-Magnon deneyinin yap#ld#'# ma-'aralardaki kaya resimlerini hat#rlatm#t#. Acaba bu resimde son buzul ça'#ndan m# kalmayd#? Bal#k yakla#k bir buçuk ad#muzunlu'unda ve yar #m ad#m yüksekli'indeydi. Resmin baz# yerlerinde k #rm#z# boya izleri bile fark ettim. Bu resmin çok, amaçok eski olmas# gerekti'ini biliyordum.Fakat bu bile beni rahatlatmaya yetmemiti. Say#s#z kuak önce birtak #m insanlar bu bal#k resmini kaya duvar #na çizmek üzere buraya gelmilerdi. Bunu yaparken amaçlar # burada birkaç günvakit geçirmek de'il, buraya tam anlam#yla yerlemek olmal#yd#!Yoksa evim olarak kabul etti'im bu yer eski bir tap#nma merkezi

miydi? Nehrin yukar #s#nda bir sunak belki? E'er böyleyse biryerlerde mutlaka baka izler de sakl# olmal#yd#!Kulübemi ina etmeye devam ettim, fakat kendimi iimeveremiyordum. Her ad#mda biraz kül, eski bir ocak, kemik art#klar # veya benzeri eyler bulabilmek umuduyla yere e'iliyordum. Sonradallardan, kurutulmu yosundan ve yapraklardan kendimeyüksekçe bir döek, O'ul Kurt'a da daha alçak, fakat geni bir yerhaz#rlad#m.

O zamana kadar geceler so'uktu, fakat dondurucu de'ildi-Bireyler k #zartmaya veya piirmeye hiç ihtiyaç duymam#t#m-248r-un ailesinin ve ren avc#lar #n#n yan#nda di'erleri gibi et ic ve s#caket suyu içmitim. Bütün bu zaman boyunca kar-ygffl'5 doyuran her eyi oldu'u gibi kabul etmitim. Fakat bu du-n m art#k de'imiti: Art#k sadece meyve, bö'ürtlen ve ot yi-





rel< besleniyor, can#m bitkisel g#dalardan baka bir ey çekti-1.^man da bir ku yumurtas#n# kafama dikiyordum. Hatta tuz

kullanmadan yaamaya bile al#m#t#m. Birkaç kez akl#mdan bir tesyakmay# ve külünü yiyecekleri tatland#rmakta kullanmay# düünmütüm. Fakat günei görmedi'im günlerde oldu'u kadarkirlenmek korkusu, beni bunu yapmaktan al#koyuyordu.Her gün dereye gidiyor ve köpüren bitkilerle vücudumu tepedent#rna'a temizliyordum. Sonra vücudumu günete kurutuyor vetenime diken özsuyu, ezilmi kay#n kabu'u ve tatl# badem a'ac# tohumu ya'#ndan oluan bir kar ##m sürüyordum. Tanr #larOkulu'nda bir süre çiçek ve bitkilerle ilgilenmi olmam imdioldukça iime yar #yordu. Saray bahçesindeki egzotik bitkilerüzerine ö'rendiklerimin birço'unu unutmutum. Fakat mucizevî bir ekilde o zaman hiç ilgilenmedi'im konular # imdi gayet iyihat#rl#yordum.Birkaç gün sonra tenim daha parlak ve gergin bir görünümkazanm#t#. Kaya duvar #n#n üstündeki teras#n birkaç ad#m

arkas#nda, a'aç dallar #n#n ve çürüyen yapraklar #n derenin önünükesmesiyle oluan küçük bir gölcük kefetmitim. Buradaki su bazen o kadar durgundu ki, Yasak Bahçe'deki kuyuda oldu'u gibiyüzümü rahatl#kla seyredebiliyordum.*imdiki görüntümün Yasak Bahçe'deki halimden çok daha güzeloldu'unu düünüyordum. Yüzüm hâlâ oval biçimliydi, aln#myüksekti ve burnum düzdü. Dolgun dudaklar #m# gerdi'ini zamaninci gibi bir s#ra diin su yüzeyinde parlad#'#n# görüyordum. Eskisi

kadar narin ve ipeksiydim. Omuzlar #m biraz daha yuvariaklam#,gö'üslerim biraz daha irilemiti. Aradan 0 kadar çok zamangeçmiti ki! Her halükârda gördüklerim249güçlükle hat#rlad#'#m o uzak resimden çok daha fazla ho$ugidiyordu.





Keskin çakmak ta# parçalar #yla saçlar #m# omuzlar #ma d(k cekekilde k #saltt#m. Sonra bir tahta parças#ndan kendime # • tarak

yonttum. Kendilerini henüz göremedi'im, fakat çal#iar # aras#ndaseslerini duydu'um ürkek hayvanlar #n geride b#rakt#k lan k #llardan bir f #rça yapmam ise iki günümü ald#. Çal#larc)ar # toplad#'#myumuak ku tüylerinden ise kendime iki al#nl#k yapt#m. Orman#nüst taraflar #ndaki tal#k bir aç#kl#kta, saray#n bahçesinde deyetitirilen Alkanna adl# bir bitki kefetmitim Onu yukar # do'ruaç#lan çanak biçimli çiçe'inden, dikeni and#ran tüylerle dolusap#ndan ve yine s#k tüylerle kapl# yapraklar #ndan tan#m#t#m. Birsopan#n yard#m#yla bitkiyi bir ayak uzunlu'undaki kökleriyle birlikte yerinden söktüm ve kulübeme ta#d#m. Bu bitkiden birbirinden çok farkl# iki ayr # renk elde edildi'ini biliyordum:Alkanna k #rm#z#s# ve Anchusa k #rm#z#s#.Boya elde etmek düündü'ümden çok daha kolay olmutu. $ehemen ayn# günün ö'leden sonras# iki al#nl#'#m# boyamakla balad#m. Boyama ilemi bitince al#nl#klar # kuruttum ve fazla

boyalar #n#n akmas# için suya yat#rd#m. Sonra bir kez daha boya-d#m, iki gün daha bekledim ve tekrar suya yat#rd#m. Bu kez çokdaha az boya akm#t#. Elde etti'im sonuçtan o kadar honutkalm#t#m ki, baka boyalar da imal etmeye ve kulübenin yan#ndakikayalardaki küçük çukurlarda biriktirmeye karar verdim.Bu arada bir kaya çatla'#na kazara birkaç damla boya dökmütüm.Bal#k resmindeki k #rm#z# boyan#n kökeni hakk #nda böylece birfikrim olmutu. O boyay# yapanlar bin y#l sonra bile solmamas# için

onu muhtemelen reçine ve mumla kar #t#rm# olmal#yd#lar.Yaad#'#m kaya teras#n#n çok uzun zaman önce bir yerleim yeriveya bir kült merkezi oldu'una kesinlikle inan#yordum. Gerçietrafta ne kül, ne kemik, ne de ocak kal#nt#lar # bulmutum, fakat bu pek çok anlama gelebilirdi. Bir an için du-250rdaki resmin yan#na bir bal#k ya da bir hayvan resmi çizmek





cti akl#mdan. Bu civarda asla yaamam# olan bir hayvan... jêlki bir fil... ya da bir gök gemisi!

Hay#r, bunlar çocukça düüncelerdi! Fakat houma gidiyor-. rcj,!Gelecek kuaklar #n burada asla yaamam# olan bir hay-n#n ya da bir makinenin resmini görmeleri durumunda nedüüneceklerini hayal ediyordum. Neeyle güldüm. Acaba binlercey#l sonra yaayacak bilim adamlar #, dev bir demir-adam#n resmininas#l yorumlarlard#? Ya da Atlantis krallar #n#n pentag-ramsimgelerini...Uzun süre düündükten sonra, bal#'#n yan#na bir resim çizmektenkendimi al#koyamad#m. Epeyce u'raarak suya gömülen Atlantis bakentinin kanallar #n#n plan#n# bir labirente benzer ekilde duvaraçizdim. Ortak bir merkeze sahip daireler, merkezde ise ucuokyanusa aç#lan ana kanal# temsil eden bir haç.Kayaya çizdi'im iaretin ne anlama geldi'ini aslaanlayamayacaklard#! Gelecekte hiç kimse kayadaki bal#k resmi ile benim çizimimin neden yan yana durdu'unu bilemeyecekti!

Bu arada O'ul Kurt büyümü ve görkemli bir hayvan olmutu. 0 da babas# gibi bazen ortadan kayboluyordu. O zamanlar geceniniçinden korkunç kavga sesleri geliyordu, fakat onun ne yapt#'#n# bilmek bile istemiyordum. Onu ancak arada s#rada içgüdülerinitatmin etmesine izin verdi'im takdirde yan#mda tutabilece'imihissediyordum. O'ul Kurt bir insan de'il, bir hayvand#. Vehayvanlar farkl# olas#l#klar aras#nda insanlar ve tanr #lar gibi kolaycakarar veremezlerdi. Onlar özgür iradelerini k #s#tlayan, fakat uzun

uzun düünmeden do'ru davranmalar #n# sa'layan bir hayatta kalma plan#na ba'l#yd#lar.Kendime s#k s#k neyin daha iyi oldu'unu soruyordum: Kurallar # belli bir dünyada yaay# p ölmek mi, yoksa her ad#m#n ^üündüktensonra at#lmas# gereken özgürlü'e sahip olmak251





m#? Ada-k #tas# sakinlerinin, tanr #lar #n, krallar #n ya da kolonu dekiyerlilerin gerçekte ne kadar özgür olduklar #n# düündüm O çok eski

içgüdüler nerede sona eriyor, akl#n ve ruhun o(j nerede bal#yorduacaba?Ormandan vahi gürültülerin yükseldi'i bir ak amda 0pu Kurt uzunsüre d#ar #da kald#. Bu güzel, s#cak sabahta derede y#kanmaya tek ba#ma gitmitim. Yolda her zamankinden darp fazla k #r #k dal vekavga izleri vard#. Bir süre sonra kaya teras#na geri dönmü vegünlerden beri çal#lardan toplad#'#m, özel otlarla y#kad#'#m,tarad#'#m, günete kuruttu'um ve parmaklar #m#n aras#ndayuvarlad#'#m rengârenk ku tüyleriyle kendime bir etek dikmeye balam#t#m.Etrafimdaki kular #n c#v#lt#s#na kulak vermitim. Nehir vadisindekisis yava yava da'#lmaya bal#yordu. Vadinin öte taraf #nda birguguk kuu ötmeye balam#t#. Bu mevsime göre oldukça geçkalm# oldu'unu düündüm. Kuzeyin karanl#'#nda dolat#'#mzaman zarf #nda çok ey de'imi olmal#yd#. Sonuçlar # hâlâ

a#lamam# olan felaketi bir yana b#rakarak, bana tamam#ylayabanc# olan bu bölgenin seslerini ve iaretlerini ö'renmekzorundayd#m.Ve ans#z#n O'ul Kurt geri döndü. Kaya teras#na ulamas#n danönce solu'unu duymu ve yolunda gitmeyen bir eyler oldu'unuanlam#t#m. Birbirine dikmeye balad#'#m ku tüylerini bir yanasavurdum, aya'a f #rlad#m ve kaya teras#n#n giriine kotum. O'ulKurt topall#yordu. Beyaz postu korkunç bir görü nümdeydi. Her

taraf # yara bere, #s#r #k ve kan içindeydi."O'ul Kurt!" diye hayk #rd#m. "Sana ne oldu?"Ad#mlar #n# sürüyerek yava yava bana yaklamaya balad# Onuyakalad#m ve yan#ma uzanmas#na yard#m ettim. Her zaman çokgüçlü olan büyük gövdesi, bu kez son derece güçsüz ve halsizdi.Parmaklar #mla yaralar #n# kontrol etmeye balad#m ve ans#z#n252





is#l<lam tüylerinin alt#nda sert bir maddeye tesadüf ettim. s' IKurt'un tüm vücudu kas#ld#, ac#yla inledi ve kolumu kap#ya çal#t#-

"Rahat dur! diye ba'#rd#m ona ac#lann# anlamama ra'men. «cadecesana yard#m etmek istiyorum..."gir kez daha sert noktaya dokundum, bir dirençle kar #lat# ve onuh#zla kendime çektim. O'ul Kurt bir kez daha ac#yla inledi.Parmaklar #m#n aras#nda üçgen biçimli bir kemik parças# tutuyordum. Biraz yukar # kald#r #nca onun bir tahta parças#na ba'l!oldu'unu gördüm. O'ul Kurt'un kan# yere daml#yordu.Dudaklar #m# #s#rd#m. Bu kez benim gözyalar #n# beyaz kurduntüylerinin üzerine düüyordu.Her ey bitmiti. Kaya teras#n#n üzerinde geçirdi'im huzur dolugünler ve geceler, mutluluk dolu hartalar ve aylar, sanki b#çaklakesilmi gibi ans#z#n sona ermiti.O'ul Kurt'un vücuduna bir ok saplanm#t#. Vücudundaki #s#r #klar #n bundan önce mi, yoksa sonra m# oldu'unu bilmiyordum. Asl#nda bu umurumda bile de'ildi. *u anda tek önemli olan, yaln#zl#'#m#n

sona ermi olmas#yd#. Aya'a kalkt#m, kaya duvar #ndaki kulübemeyürüdüm, a'layarak kurdun baca'#na sarabilece'im ifal# bitkileraramaya balad#m.Genç beyaz kurdun etine saplanm# olan ok, kendimi özgür vemutlu hissetti'im yaz mevsiminin sonuydu.O'ul Kurt'un tekrar aksamadan yürüyebilmesi için, aradan üçhaftan#n geçmesi gerekmiti. Onun ölümden dönmü oldu'unuimdi daha iyi anl#yordum. Çal#lardan daha fazla pamuk toplayarak

onlar # parmaklar #m#n aras#nda e'irdim ve uzun bir ip halinde büktüm. Bu ipi kaya duvar # ile kulübem aras#na öyle birYerletirdim ki, d#ar #dan birisinin gelmesi durumunda derhalhaberim olacakt#. Bu ekilde elinde yay ve ok bulunan adamla-r #n bana sürpriz yapmas#n# engellemek istiyordum.253 .





Bu arada geceler hissedilir ekilde so'umutu. Nehir vadeninüzerindeki sis her geçen gün daha geç kalk #yor ve g(jn ancak ö'le

saatlerinde #s#t#yordu. Güneye göç etmenin vakti gelmiti.Özenle haz#rland#m. Yaz boyunca toplad#'#m her eyi yaru_ maalamazd#m. Gereksiz yük ta#yacak durumda de'ildim. Bn nedenlesadece bir miktar yemi, kurutulmu bitkiler ve meyveler, tohumdolu keseler, yaz boyunca geyi'in derisinden ku tüylerinden ve pamuk lirlerinden haz#rlad#'#m giysilerle yetinmeye karar verdim.Da' deresinin berrak ve serin sular #nda son bir kez y#kand#m, tümvücudumu haz#rlad#'#m kar ##mla ovdum ve yeni y#kam# oldu'umtemiz giysilerimi üzerime geçirdim: Sa'lamlat#rmak için derikay#larla çapraz olarak ba'lad#'#m yar #m bo'az ayakkab#lar,kalçalar #m#n etraf #nda yün bir örtü, dizlerime kadar uzanan deri biretek, geni bir kemer, içlerinde tohum, ifal# bitki, merhem, boya,kemik i'ne, çakmak ta# parçalar # ve benzeri malzemeler bulunan pek çok deri keseyi ba'lamak için deri ipler. Sonra da kurtlar #nöldürdü'ü dii geyi'in derisinden yapt#'#m ceketi giydim. Alkanna

k #rm#z#s# al#nl#'#m# saçlar #m#n etraf #na yerletirdim, çakmakta# b#ça'#m# kemerime soktum ve ucuna büyükçe deri torbalan ast#'#ms#r #'# elime ald#m."Gel, O'ul Kurt" dedim. Bir kez daha kayadaki bal#k resmine bakt#m. Dairelerle çevrili haç tasvirine bakt#'#m zamangülümsedim. Bu tasviri kaz#y# p yok etmenin daha iyi olupolmayaca'#n# uzun süre düünmütüm. Fakat imdi omuzlar #m# silk-tim, O'ul Kurt'a k #sa bir #sl#k çald#m ve kaya teras#n#n da' ya"

maç#na aç#ld#'# yere do'ru yürümeye balad#m.Art#k geriye bakm#yordum. Burada kalamamaktan dolay# içimde bir parça hüzün olsa dahi, güneye do'ru ilerleme karar # benisevindiriyordu. San#r #m bir kez daha kara bulutlarla kap'1254gökyüzunu ve insan#n iliklerine ileyen so'u'u hissetmektikorkLiyordum-





.a'# inmek düündü'ümden çok daha zordu. Geçen aylar vuncakaya duvar #ndan en fazla beyüz ad#m uzaklam#t#m.

sm yamac#n#n asl#nda ne kadar dik ve geçit vermez oldu'u-ancak imdi fark ediyordum. Orman giderek s#kla#yordu. Dikenliçal#lar ve devrilmi a'aç gövdeleri s#k s#k yolumu kesi-rdu. ly büklüm e'ilerek dallar #n alt#ndan geçmeye çal##yor ve büyük birgüçlükle ilerliyordum.Yola ö'lene do'ru ç#km#t#k. Orman tahminimden çok daha h#zl# bir ekilde karanl#'a bürünmütü. Göz gözü görmedi'i için iin zork #sm# O'ul Kurt'a düüyordu. Sürünerek çal#lar #n aras#ndangeçiyor, geri geliyor, k #s#k bir sesle havlayarak bana yolugösteriyor, dili bir kar # d#ar #da h#zl# h#zl# soluyarak önümdeilerliyordu.Bu tür bir s#k #nt#ya uzun süredir katlanmak zorunda kalmam#t#m.Huzur ve güven ortam# içinde geçen alt# ay kaslar #m# zay#flatm# vederimi inceltmiti. Neredeyse yürüyemeyecek hale geldi'im annehri gördüm. Bir göl kadar geniti. Gözlerimi k #rp#t#rarak

yürümeye devam ettim. S#k orman nehrin k #y#s#na kadaruzan#yordu. Ak am günei geni suyu k #z#la boyam#t#.O'ul Kurt ans#z#n çal#lar #n aras#na at#ld# ve keskin bir ç#'l#ksessizli'i y#rtt#. Hemen sonra da kurdun öfke dolu sesi duyuldu.Hayvan yan#mdan geçerek h#zla nehrin k #y#s#na kotu ve en fazlaon ad#m ötemde bulunan iki adam suya dütü. Üçüncü adam#ngölgesini ise ancak tepeme bindi'inde görebilmitim.255

LEPENO BURGACINDAi# S#cakl#k. Duman. Çat#rdayan ate. K #zarm# et kokusu vekarmakar ##k sesler. Erkek sesleri, kâ. dm sesleri, arada kad#nsesleri. Konuulanlardan tek kelime bile anlam#yordum. Zatenneden ki? f jff Bugüne kadar bunu birçok kez yaamam# m#y-|'





d#m? Ungur. Renbart. Her ey durmadan tekrarlanmak zorundam#yd#? Bu kez neredeydim? Kendimi mahvolmu hissediyordum.

Nehirdeki adamlar ve ans#z#n yan#mda beliren gölge bana neyapm#lard#? Biraz gerindim ve do'ruldum. Alev alev yanan küçük bir atein be ad#m kadar ötesinde, bir dizi büyük nehir ta# üzerinegerilmi olan bir a'#n içinde yat#yordum. Etrafimda duran birkaçdüzine erkek, kad#n ve çocuk, etten bir duvar oluturuyordu. Bukadar çok yerliyi bir arada hiç görmemitim. Atein sadece benimyüzümden böylesine bol alevli yand#'#n# anlamam için birkaçdakikan#n geçmesi gerekti. O'ul Kurt neredeydi?Yerliler uyand#'#m# fark etmi ve kendi aralar #nda heyecanlakonumaya balam#lard#. Kar #mda yuvarlak bal#, uzun siyahsaçl#, iri yar # ve güçlü kuvvetli erkekler görüyordum. Yüz hatlar # imdiye kadar gördü'üm yerli gruplar #n#n tümünden daha keskindi.Üzerlerinde giysi olarak sadece k #sa birer bel örtüsü vard#,vücutlar #n#n üst tas#mlar #na çaprazlamas#na birkaç deri kay'Sdolam#lard#.

Anla#lmaz bir ekilde kad#nlar bambaka görünüyordu. Er'keklerden daha uzundular, vücutlar # dolgundu, saçlar # uzun ve256r k #v#rd#. Sanki boyunlar #n#n üzerinde içlerinden sadece yu-|al< yüzlerin göründü'ü ar # kovanlar # ta#yorlard#. Etek giyilerdive baz# yal#lar omuzlar #na örtüler atm#lard#. *a#rm#t#n, Çunku bu örtü'erin hangi maddeden yap#ld#klar #n# aç#klaya-îyordum.Atein öbür taraf #ndan ritmik bir ç#nlama sesi yükseliyordu.

Yerlilerin kendi aralar #nda yapt#klar # ateli tart#malar sadece pekender olarak hafifliyordu. Ans#z#n ya# belli olmayan bir adamdikkatimi çekti ve onu görür görmez elimde olmadan irkildim. BirOannes-müridine o kadar çok benziyordu ki, nihayet felaketiatlatm# birini buldu'umu düünmeye balam#t#m. Fakat sonradan ba#ndan bacaklar #na kadar uzanan bal#k biçimli giysinin benialdatt#'#n# anlad#m. Adam#n üzerinde bu giysiden baka ayak





bileklerine kadar uzanan önü aç#k bir etek vard#. Gö'sününüzerinde yuvarlak talar, büyük deniz kabuklar # ve bal#k k #lç#klar #

sallan#yordu. $nce kumla kapl# zeminde her ad#m at##ndan önceyuvarlak bir ta arayarak elindeki insan boyunda, ucu salyangozeklinde k #vr #lm# uzun asay# ona vuruyor, böylece say#s#z ipinucunda sallanan deniz kabuklar #n#n sopaya çarparak tak #rdamas#n# sa'l#yordu.Atein ##'# adam#n parlak etekli'inde garip yans#malaryarat#yordu. Onun yava dans ad#mlar #yla önce atein, sonra da benim etraf #mda bir kez dönece'ini düünüyordum. Etrafimda-kiinsanlar giderek heyecanlan#yordu. Bunu hissediyordum. Bu insangrubunun yasalar #n# tan#m#yor, törenlerinin ne anlama geldi'ini bilmiyordum. Zarars#z veya tehlikeli, yumuak veya sert - benimiçin huzur ve enginlikten baka bir ey ifade edemeyecek olan buyaz gününde nehrin kenar #nda olanlar bana hiç, ama hiçbir eysöylemiyordu.Garip süslemeli adam ans#z#n üzerime do'ru geldi, deniz

tabuklar #yla dolu asas#n# tal# k #y#ya saplad# ve önümde belli belirsiz e'ildi. Bu jest benim üzerimde sayg#, gurur ve dikkat257kar ##m# bir ifade uyand#rm#t#. Zeytin renkli ç# plak kollar #n# s#rt#nda birletirdi, biraz öne e'ildi ve önümde tam üç kere gi^ geldi.Sonra ans#z#n durdu ve benimle konumaya balad#.Sesi g#rtlaktan geliyordu ve hayret edilecek derecede mei0. dikti.So'uk kuzeydeki erkek ve kad#nlardan çok daha h#zl# konuuyordu.

Dikkatimi toplayarak onu dinlemeye çal#t#m, fakat söylediklerinintek kelimesini bile anlam#yordum.Adam#n kollan öne uzand#, gözlerini koca koca açt# ve soran bak #larla bana bakt#. Sadece ba#m# sallayabildim. Adam benia#rtan bir davran#la beni anlarm# gibi ba#n# sallad#, sonraellerini tekrar s#rt#nda birletirdi ve neredeyse törensel bir hüviyete bürünmü olan gelip gitmelerine yeniden balad#. Üç ad#m sola, üç





ad#m sa'a... Göz ucuyla di'er yerlilere bakt#m. Yüzleri gergindi,fakat bak #lar #nda dümanca bir ifade yoktu. Atein ##'# etraf #

baka bir eyi görmeme izin verecek kadar ayd#nlatm#yordu. Aradas#rada kad#nlar #n oluturdu'u çemberin ard#nda bir su ar #lt#s# duyargibi oluyordum.Sonra garip süslemeli adam en küçük bir uyar #da bile bulunmadankollar #n# yukar # kald#rd# ve tiz bir sesle ba'#rd#. Elimde olmadanirkildim ve üzerinde yatt#'#m a'#n dü'ümlerini s#k # s#k # tuttum.Adam ba'#rmaya devam ediyordu. Asl#nda bu bir ç#'l#k de'ildi;aksine dudak, g#rtlak ve gö'üs seslerinin sürekli h#zlanan veola'anüstü bir yetene'i gerektiren bir tekrar #yd#. Tüyler ürpertici bu sesler, adam#n a'z#ndan soylar # çoktan tükenmi üç ya da dörthayvan#n ba'#rd#'# izlenimini uyand#r #yordu.Daha önce bu denli büyüleyici ve bu denli gerçek ötesi bir sahneasla yaamam#t#m. Bu inan#lmaz sesler bana Gri Ev'de gördü'ümzaman ve mekân ötesi resimleri hat#rlatm#t#. Bu da benim içinaç#klamas# çok zor olan yeni tecrübelerden biriydi.

Bu arada gerçe'in birden çok oldu'unu ö'renmitim. Birincialanda duyularla kavranabilen gerçekler vard#. Dokunmak vegörmek gibi, duymak, tatmak ve koklamak da bunlara aitti-258rçeklerin ikinci alan#, ilk alandan gelen bilgileri do'rulayabilirvayalanlayabilirdi. Ö'rendi'ime göre bilgi sürekli deneylereanan bir neden-sonuç ilikisinin sonuçlar #ndan ibaretti. Fa-t k°ca'3$r uySar''Sln çökmesine de bilginin ite bu tan#m# ne-,en olmutu!

Art#k tek geçerli olan daha h#zl#, daha kesin ve daha yüksekde'erlendirilebilir sonuçlard#. Bilgi saptamas#nda-kj buyüzeysellik, gerçe'in üçüncü alan#n#n giderek yok olmas#na nedenolmutu.Ve ans#z#n gözlerimin önünde bir perde aç#ld#. Cro-Magnondeneyinin s#rr #n# bo yere neden arad#'#m#z# imdi anlam#t#m: Biz,fikirlerin ve dülerin, duygular #n ve özlemlerin, umudun ve inanc#n





do'du'u o en eski kayna'# bulmam#z için dünyan#n dört bir yan#nagönderilmitik. Fakat bir kör nas#l görebilir, bir sa'#r bir senfoninin

kudretini sadece notalara nas#l anlayabilir, bir tanr # nas#l bir insangibi alg#layabilir ve bir insan evrenin uyumunu nas#lkavrayabilirdi?Ans#z#n kendimi ç#r #lç# plak ve zavall# hissettim. Çaresiz bir jestlekollar #m# kald#rd#m. Hiçbir ey bilmedi'imi biliyordum ve kendimidi'erinin ellerine teslim ettim. Bu bir vecd hali de'ildi, büyüde'ildi, meditasyon de'ildi. Hiçbir ey anlamak istemiyordum. Tekiste'im ayn# zamanda var olmak ve var olmamakt#: Yolumu belirleyen hedef olmamal#yd#, tam aksine, hedef yolun ta kendisiolmal#yd#! Benim içime uzanan yol..."Sen gördü'üm kiiysen" diye ark # söylüyordu adam, "benim neoldu'umu göreceksin..."Onu anlam#t#m! O bir bal#kç# rahibi, fonksiyonlar #n içerikten dahaönemli oldu'unu düünen bir din adam# de'ildi. O, bir Samand#!Rahiplerle samanlar #n aras#ndaki fark # çok kesin olarak

hat#riayamamam beni bir an için a#rtt#. Bildi'im tek bir ey vardi:Hiçbir aman sadece can# istedi'i için kad#n k #yafetleri 'Cinde birç#lg#n gibi davranamazd#! Yerlilerin gerçek samanlar # do'umlar #yla birlikte gizli güçlere sahip oluyorlard#... Bilge ata-iar'n sesleri...Canl# tanr # talar #...259*aman#n ark #s#n#n her sözünü anl#yordum! O da bunu his sediyor,donuk bir maskeye dönümü olan yüzünün ifadesin-hiç bozmadan

dans etmeye devam ediyordu. Sonra, ans#z#n bana s#r #tt#. Gözleriimek çak #yordu. Hareketleri sertlemiti Hipnoz alt#ndaym# gibi bana kendi dilimde tanr #lar #n birkar bin y#l önce ilk kez Tuna Nehri'nden aa'# gelilerini, Karpat Da'lan'n#n kireçta# kayal#klar #ndaki bo'azda bulunan Lepen0 Burgac#'nda korunakl# alanlar tespit ettiklerini ve buralara insanlar yerletirmeye balad#klar #n# anlatmaya balad#...





"Onlar geldiler ve gittiler" diye ark # söylüyordu aman, "onlaraBog ad#n# verdik. Bilgi, zenginlik ve eli aç#kl#k anlam#na geliyordu

bu. Varl#klar #yla bizi mutlu k #lmalar # için onlara kurbanlarveriyorduk. Böylece dönüümlü olarak Daz-Bog gökteki atee,Stri-Bog ise havan#n hareketlerine, bulutlara ve f #rt#nalarahükmetmeye balad#... fakat sonra tanr #lar # bir daha göremedik...tanr #lar bizi unuttu ve biz de onlar # güçlükle an#msayabiliyoruz.Fakat sonra sen atalar #m#z#n Bog'lar # ululamak için da'dahaz#rlad#klar # suna'a geldin. Sen bizi yaratan tanr #çalardan birimisin?"Ertesi gün ve geceler ç#lg#n bir ölen halinde gelip geçti. Küçük bal#kç#lar uzun zamand#r toplay# p biriktirdikleri her eyi bukutlama için sarf etmi olmal#yd#lar. Onlar #n dünyadan tamamenayr #, fakat k #smen yaln#z yaad#klar #n# fark etmem uzun sürmedi. Nehirdeki büyük burgac#n üst k #sm#ndaki tal# bölgeye binlerce y#lönce yap#lan ilk yerleimden bu yana, imdiye dek yerlilerinyaamlar # üzerine duyup gördüklerimden çok daha karma#k

yap#lar gelimiti. Ve ertesi haftalarda nehrin bal#kç#lar #n yaam# üzerinde ne kadar etkili oldu'unu kendi gözlerimle gördüm.Dimdik yükselen kireç da'lar #n#n eteklerine kurulu olan yüz elliad#m uzunlu'unda ve elli ad#m genili'indeki yerleim ye' ri,do'an#n bir akas# sonucu ortaya ç#km# gibiydi: Nehrin yâ'260g# sadece yüz ad#m genili'indeydi ve içinde bar #nd#rd#'# uazzamsu kütlesinin sakin bir ekilde akmas#na yetmeyecek kadar dard#.

Kaya duvar #n#n dar bir noktas#nda nehir o kadar fijk bir aç#ylaak #yordu ki, neredeyse be yüz ad#m uzunlu'unda iddetli bir burgaç alan# meydana getiriyordu. Burgaçlar ki-j^j zaman öylesineiddetli ve güçlüydüler ki, çok büyük bal#klar bile suyun gücünedayanamayarak yerleim yerinin hemen önündeki s#' ve sakinsulara savruluyorlard#.





Böyle günlerde nehre hiçbir kay#'#n indirilmesine gerek yoktu.Erkeklerin, kad#nlar #n ve çocuklar #n s#' sulara talarla birkaç bent

yap# p beklemeleri yeterliydi. Böyle bir nehirde bu kadar çokhayvan#n yaayaca'#n# daha önce asla düünemezdim. Görünür birsebep olmadan ans#z#n iddetlenen burgaçlar #n bal#kç#laragönderdi'i arma'anlar çok zengindi. Her türden yüzlerce bal#k,tatl# su yengeçleri ve kabuklu hayvanlar suyun k #y#s#nay#'#l#veriyordu. Bal#kç#lar #n bir k #sm# bunlar # toplarken, baka birk #sm# da onlar # türlerine göre istif ediyordu.Baz# bal#klar henüz ilk gün fark etti'im iki ad#m genili'inde içi sudolu birtak #m çukurlar #n içine konuyordu ve bu ilginç bal#klar burada günlerce yaayabiliyordu. Bir süre sonra bu ilginç talar #niddetli ya'murlar sonras# ate yak #lan ocaklar #n bulundu'uyerlerde olutu'unu fark ettim.Baz# bal#klar ise derhal sudan ç#kart#l#yor, ay#klan#yor, pullar #ndanar #nd#r #l#yor, külle s#van#yor ve bükülmü bal#k derisinden ipleredizilerek günee as#l#yordu. Yine baka bal#klar da ocakta yanan

atein duman# üzerine as#l#yor ve parlak kahverengi bir renk al# pnefis kokular saçana kadar tütsüleniyordu.Bal#kç#lar # tümüyle yanl# de'erlendirmitim: Kabilenin geçicinia'lar ve kay#klarla yap#lan av de'il, nehrin zaman zaman büyük bireli aç#kl#kla gönderdi'i arma'anlar sa'l#yordu. Yerleim yerindennehrin yukar #s#na do'ru iki bin ad#m mesafeye, nehrin aa'#s#nado'ru da en az alt# bin ad#m mesafeye bakabiliyordum. Fakat burgaca do'ru yüzen bir nesne, ne olursa ol-

261sun, an#nda gözden kayboluyordu! Azg#n sular gece günde, bo'uk bir u'ultuyla kaya duvar #n#n aras#nda köpürüyordu. ya aylar #nda biraz daha sakin ve huzurlu, k # aylar #nda ise korkun ve tehlikeli biryak #nl#kta!Bal#kç#lar nehrin sadece ak # yönünün tersine yol almaktakulland#klar # kay#klara bir kez olsun binmeme izin vermemi|er_ di.





Erkekler geri döndükleri zaman yanlar #nda bö'ürtlenler ve otlar,yemiler ve meyveler getiriyorlard#. Fakat bir ku ya <ja ölü bir

orman hayvan#yla geri döndüklerine asla ahit olmam#t#m.Bal#kç#lar giderek daha belirgin bir ekilde homurdanmaya balam#lard#. Neden oldu'unu bilmiyordum, fakat kad#nlar bile bana giderek daha dümanca ve suçlay#c# bir ifadeyle bakarolmulard#. Yolunda gitmeyen bir eyler vard#! Nehir bol bolarma'an veriyordu, köyün yeterince yiyece'i vard#, fakat görünüegöre insanlar bir eyin eksildi'ini hissediyorlard#. Uzun bir süretereddüt ettikten sonra, onlara do'rudan neler olup bitti'inisormaya karar verdim."Neden her geçen gün bana daha bir öfkeyle bak #yorsunuz? Size neyapt#m?"Erkekler arkalar #n# dönüp kireçta# kayal#klar #na kadar geriçekildiler. Yan#mda sadece birkaç kad#n kalm#t#. Bir sürearalar #nda fts#ldat#ktan sonra, içlerinden biri yan#ma yaklat#."Erkeklerimiz bo yere nehirden yukar # gidiyorlar" diye söze

balad# ikâyet eder bir tav#rla. "Köyümüze sadece bö'ürtlen,meyve ve ot getiriyorlar!"Onu onaylarcas#na ba#m# sallamama ra'men, kad#n#n sözü nereyegetirmek istedi'ini anlayamam#t#m. Fakat ans#z#n akl#ma O'ulKurt'un etindeki ok ucu geldi ve bal#kç#lar #n öfkeylehomurdanmalar #n#n sebebini anlad#m."Buraya geldi'in günden beri kimse bir tek ku bile yakalayamad#!Erkeklerin oklar # hayvanlara isabet etmiyor! Av için aç-

262g#rn#z çukurlar bombo ve hayvanlar erkeklerimizin takip ede-yece'i kadar h#zla kaç#yor!""Ve siz benim...""Sen hayvanlarla birlikte ya#yordun! Onlar #n dilini biliyor-un# Onlara sivri dili kurtlardan ve v#nlayarak uçan oklardansak #nmalar #n# söyledin!"





"Hay#r, yan#l#yorsunuz! Böyle bir ey yapmad#m...""Yapt#n!" dedi ans#z#n tan#d#k bir ses. "Bunlar # söyledi'ini

duydum!" H#zla arkam# döndüm ve yüzü utangaç bir ifadeyletitreyen aman# gördüm. "Erkekleri uzak da'da seni gördüklerizaman gelip bana haber verdiler. Seni hemen kaç#rmak istiyorlard#,fakat ben cinlere dan#t#m ve yaz boyunca beklemenin daha uygunolaca'#n# söyledim..."$nanmaz bir tav#rla ba#m# sallad#m."Hemen her gün iki ya da üç adam senin yak #nlar #ndayd#" diyesözlerine devam etti aman. "Bütün gün seni gözetlediler vegördüklerini gelip bana anlatt#lar! Kurtlarla ve kularla nas#lkonutu'unu, kendine nas#l elbise dikti'ini, ayaklar #n için nas#lgiyecekler haz#rlad#'#n#, kayadaki bal#'# nas#l fark etti'ini,dostlar #n# ne öldürmeye, ne de yemeye söz verdi'ini..."Tüm vücudumun kas#ld#'#n# hissediyordum. Tüm yaz boyuncasürekli olarak gözlendi'imi ve izlendi'imi ö'renmek, içimikorkunç bir hiddetle doldurmutu.

"Evet, böyle yapt#m! Ve benim istedi'im gibi olacak!" diye ba'#rd#m aman#n yüzüne dizginlenemez bir öfkeyle. "Benimkular #m# yakalaman#z#, benim ceylanlar #m# öldürmenizi veorman#n hayvanlar #n# yemenizi istemiyorum! Yeteri kadar bal#'#n#zyok mu? Onlarla yetinin ve di'er yarat#klar # rahat b#rak #n!"Öfke dolu patlamam, tahmin edebilece'imden çok daha etkiliolmutu. Sonraki y#llarda kad#nlar #n hiçbirinin ve özellikle aman#n bana neden kar # ç#kmaya cesaret edemedi'ini kendime

263sorup durdum. Homurdanmalar #n kesilip sadece nehirden g lenlerinyenilmesinin sebeplerini ise ancak çok sonralar # kavr yabildim.Köy sakinlerinin dinsel tasavvurlar #nda geçmiin büyül Bog-tanr #lar #n#n yan# s#ra, aç#k ya da gizli olsun herkes taraf #ndan sayg# gören ve korkulan baka varl#klar da oldu'unu ö'renmitim. Köysakinleri bana yuvarlak hatl#, küçük, bal#'# and#ran özelliklere sahip





birtak #m heykelcikler göstermilerdi. Bu heykelcikler gö'eyükselen kayalar #n, aa'# yuvarlanan talar #n geni nehrin öte

taraf #nda uzanan karanl#k ve a'açs#z da'lar #n cinlerini tasvirediyordu. Ay ##'#n#n ayd#nlatt#'# gecelerde ark # söyleyen Vilyisimli su perilerinden söz edildi'ini duydum ve burgaçta ç#'l#klaratan Russalky canavarlar #n#n seslerini iittim.Ve kuzeyde yaayan kara derili, kötü tanr # Çerne-Bog. Bu tanr # ilgimi di'erlerinden daha fazla çekmiti, çünkü aradan geçen tümy#llar boyunca kimse bana bir zamanlar bu bölgede hüküm sürmü olmas# gereken bu karanl#klar dünyas# efendisi hakk #nda bir eyleranlatmaya yanamam#t#."Onun kudreti emirlerinin kay#ts#z arts#z yerine getirilmesinedayan#yordu" diye anlatt# bana tüm grubun lideri oldu'unu kabuletti'im bir kad#n. "Sen de bundan böyle orman hayvanlar #n#n vekular #n etinin yenmeyece'ini emretti'in gün t# pk # onun gibidavranm#t#n! Atalar #m#z az kals#n açl#ktan ölecekti!""O zamanlar hayvanlarla birlikte harika bir yaz geçirmitim" dedim

özür dilercesine. "Ayr #ca henüz çok gençtim. Nehrin yeteri kadaryiyecek gönderdi'i bir gerçekse de, san#r #m bugün ayn# eyisöylemezdim!"Kad#n omuzlar #n# silkti ve cevap vermeden uzaklat#. Uzun süreonun arkas#ndan bakt#m. Müteakip haftalar boyunca benimlek #yaslad#klar # tanr #n#n ismini daha önce duyup duymad#'#m# düündüm, fakat kara derili tanr #lar #n var olup olmad#'#11' dan tamanlam#yla emin de'ildim.

264, ce su yoluyla ula#labilen köyde yakla#k yüz kadar erkek, j.n veçocuk ya#yordu. Günün birinde burada bir tutsak olsumu farkettim. Herkes taraf #ndan say#lan ve ululanan bir rica. fakat ayn# zamanda bir tutsak!Köy halk # benim için burgac#n hemen yan#na, s#r #klardan ve saçdallar #ndan t# pk # benim kaya duvar #n#n yan#na yapt#'#m kulübeyi





and#ran bir kulübe yapm#t#. A'açlar #n yapraklar #n#n uya dümeye balad#'# sonbahar mevsiminden sonra havalar iyice so'umaya

balay#nca kulübenin ortas#na ta bacal# bir de ömine yapt#lar.Geni nehir köye bol bol dal ve a'aç parçalar # ta#yordu. Bunlarhem yap# malzemesi, hem de yakacak olarak kullan#l#yordu.Geliimden iki y#l sonra, sessiz ve sakin bir günde, k #y#daki bekçilerin tehlike ç#'l#klar # tüm köyde yank #land#. Ben bu esnadaköyün genç k #zlar #yla birlikte kurutulmu ve atein küllerindeyumuat#lm# bal#k derilerini birbirine dikmekle meguldüm.Ve sonra, nehrin azg#n sular #n#n neredeyse ilk kulübelere ulaacakkadar yükseldi'i, ben de dahil hiç kimsenin gözüne uyku girmedi'iya'murlu bir gecede, ans#z#n karanl#klar #n içinde bir çocu'unç#'l#'# yank #land#. F#rt#na, a'#t# and#ran bir ark #n#n sözlerini bölük pörçük kula'#ma ta#yordu. Yüzümdeki su damlalar #n# sildim vedikkatle di'erlerine yaklat#m.Çok say#da adam, dalgalar #n üzerinde dans eden bir kay#'# s#k # s#k #ya tutuyordu. Bir kad#n#n kollar #n#n aras#nda ise yakla#k be

yalar #nda, tamamen ç# plak, üüyen ve ba'#ran bir çocuk vard#.Tüm bunlar #n ne anlama geldi'ini bilmiyordum. Bir ey yapmamaf #rsat kalmadan kad#n çocu'unu kay#'#n içine f #rlatt#. Erkekler emiralm# gibi hep birlikte geriye s#çrad#lar. Küçük ka-Vk dalgalartaraf #ndan derhal yakalanm#t#. Kendi ekseni etra-"nda bir kezdöndü, kurumu bir yaprak gibi yalpaland# ve °nümden geçipgecenin karanl#'# içinde yok oldu. Çocu'un a'l#klar #n# bir kez dahaduydum, sonra her ey bitti.

265Cinayet! Bütün köy bilerek ve isteyerek masum bir ç0ç kurbanetmiti! Öylesine büyük bir dehete kap#lm#t#m l<j sil davranmamgerekti'ini bilmiyordum. Ayn# anda herkes c -" l#k ç#'l#'a ba'#rmaya balad#. $nsanlar üzerime yürüdüler ve # ni kaba birhareketle kenara ittiler. Sendeledim. Kollar #m# l<a rayan güçlü eller beni kulübemin kap#s#na kadar sürükledi. Sn ra üzerimizdeki da'







$lk on y#llar boyunca arada s#rada gökte gördü'üm garip l futlarkar #s#nda kalbim duracakm# gibi oluyordu. Eski gök gernilerine o

kadar çok benziyorlard# ki, içimden ellerimi sallamak, z# plamak,hayk #rmak, onlar #n dikkatini çekmek geliyordu. Art#k neyeinanaca'#m# a#rm#t#m. Bazen bulutlar #n aras#ndaki bu bulutlar #nyeryüzünü gözleyen Ma-ana'lar oldu'unu düünüyordum, sonrahemen bu düünceyi zihnimden uzaklat#r #yor, kendi kendimehiçbir tanr # gemisinin felaketten tam bin y#l sonra bu vahi ülkeyigözleyemeyece'ini söylüyordum. Eski tanr #lar #n bir teki bile sa' olsayd#... beni imdiye kadar mutlaka bulmu olmalar # gerekmezmiydi?Gözetlenmedi'imi hissetti'im anlarda Tanr # Ta#'m# temizliyor, parlat#yor, büyük ve kara bir elmas gibi parlayana kadarcilal#yordum. Kendi kadercili'im üzerine gülümsemem veyasinirlenmem de giderek daha seyrekleiyordu. Aradan geçen uzuny#llar boyunca elbette içimde bir nebze özlem kalm#t#. Kendimiçok huzursuz hissetti'im, hatta bana dostça yaklaan çocuklar # bile

can s#k #nt#s#yla kovalad#'#m günler olmuyor de'ildi. O zamanlar nekadar çekilmez oldu'umu kendim de fark ediyordum. Fakat bambaka sorunlarla bo'umak zorunda olan insanlar bana sab#r veanlay#la yakla#yorlard#. Benim köyün di'er kad#n ve k #zlar #ndanfarkl# oldu'umu biliyor, durumumu kabul ediyorlard#.Erkekler ise bana, gizli güçler hakk #nda bilgi sahibi olan, fa-tatgünlük iler konusunda büyük ailenin di'er fertlerinden daha beceriksiz olan dii bir aman muamelesi yap#yorlard#. Bü-Vuk

ailenin dii fertleriyle olan ilikilerim ise daha karma#kt#.267Beni dikkatle izlediklerinin fark #ndayd#m, fakat yanlar #na oh,onlarla sohbet etmek istedi'im zaman benden uzakla#y0r # ^ di. Buaç#dan yaant#m Ungur veya Renbart ile Fjörgyn'jn n#nda oldu'umzamandan pek de farkl# de'ildi.





Nehir, da' ve çocuk kurban#, bu dar toprak parças#nda 41gere'inden fazla insan#n yaamamas#n# sa'l#yordu. Bir kez bil

olsun bir erkek bana yaklamaya çal#mam#t#. Köyün kad#nla da benim çocuk sahibi olmamam# hayranl#kla kar #l#yorlar Zaten böyle bir ey onlarla olan ilikimi daha da zorlat#rmak tan baka bir ie yaramazd#...Çocukluk dönemini geride b#rakan, nehirden ve da'dan kurtulmay# baarabilen bir yetikin, en fazla otuz ya#na ulaabiliyordu. Sadeceamanlar biraz daha uzun yaayabiliyordu. Köye geliimden üç yüzy#l sonra yedinci kuaktan bir aman düzenli olarak kurbanverilmesi ve geleneksel törenlerin yerine getirilmesi ileriniyürütüyordu.Tüm törenlerin en büyü'ü, çok so'uk geçen bir k # mevsimindedonan nehir sular #n#n, havalar #n #s#nmas#yla birlikte çat#r-dayarakk #r #ld#'# ilkbahar döneminde yap#l#yordu. Köyün gençleri büyük buz parçalar # üzerinde s#çraya s#çraya nehrin ortas#na giderek,ellerindeki yiyecekleri ona kurban ediyorlard#. Tabii bu esnada

gençlerin en cesur olanlar #n#n geri dönememesi de ola'anvakalardand#. Tekrar so'uk bir k # yaan# p, tekrar buzlar k #-r #l#ncaya kadar da adlan dilden dile dola#yordu. Nehrin k #y#s#ndaki hamur teknesi görünümlü garip talar # ilk nezaman dikkatimi çekti'ini hat#rlam#yorum. $çine canl# bal#klar #nkondu'u bu talardan kimi y#l daha fazla, kimi y#l da da ha azvard#. Her iddetli ya'murdan sonra sertlemi ve ie yaramaz halegelmi ocak talar #n#n kulübelerden k #y#ya ta#nmas#na al#m#t#m.

$lkbahar ya'murlar #n#n dütü'ü bir gecenin sonras# birkaç erkekkulübeme geldi. Her zamanki gibi ocak ta#n# almak istiyorlard#.268ojr önceki ak am Slava ile küçük bir anlamazl#'a dümü-gu becerikli ve cesur kad#n, benden holanmad#'#n# kü-klü^ünden beriçeitli vesilelerle belli ediyordu. Ç Genç erkeklerden biri bana birsopan#n ucunda nar gibi k #-^fu bir bal#k parças# ikram etmeye





kalk #t#'#nda, bir an bile cikmeden sertçe onu uyar #yordu: "Sadecetanr #lara kurban rlljr!" Ve herkes onun ne demek istedi'ini

biliyordu.gu arada köyün bakan# olmu olan Slava, o ak am bu k # mevsiminin oldukça sert geçece'ini ve ilkbaharda her zamankindendaha fazla ya'mur ya'aca'#n# öne sürmütü."Böyle olaca'#n# nereden biliyorsun?" diye sormutum ona."Bunu biliyorum, çünkü senden daha fazla görüyorum!" diyekar #l#k vermiti Slava. "Sen boynundaki süsün bir Tanr # Ta# oldu'unu söyleyip duruyorsun. Buna ra'men nas#l olur da suyunrengindeki de'iikli'i, havadaki k # kokusunu ve ku katarlar #n#nuçuundaki düzensizli'i fark etmezsin?"Söylediklerinin do'ru oldu'unu bilmeme ra'men onunla bir süredaha tart#m#, sonra da köyün kenar #ndaki kulübeme çekilmitim.Derin düüncelere dalm# bir ekilde atein kenar #ndaki kireçtozlar #yla oynam#, bu arada fark #nda olmadan yere uzun zamanönce denizin derinliklerine batm# olan Atlantis bakentinin plan#n#

çizmitim...Erkekler ocak ta#n# kald#rd#'# anda, tozlar #n üzerine yapt#'#mçizimin hâlâ bozulmadan durdu'unu gördüm."Bekleyin!" diye ba'#rd#m ve onlar #n yan#na gittim. Üç erkekellerinde a'#r bir ta levha tutuyordu. Parmaklar #m# yavaçaçizimin üzerinde dolat#rd#m. Kireç tozlar # ta kesilmiti..."Bunu oldu'u yerde b#rak #n" dedim adamlara."Fakat neden, $nanna? Sana yeni bir ocak ta# getirmek istiyoruz!"

dedi on dört y#l önceki do'umundan bu yana kendisinin daimaholanm# oldu'um bir delikanl#. Slava, di'erlerinin daha iri yap#l# olan bu çocuk için bir isim düünüp düün-269medi'imi sordu'u zaman, ona Urso ismini önermitim, c Slava'n#nuzun süredir yapt#'#na piman oldu'unu biliyordum ^





"*u çizgileri dün ak am oca'#n yan#ndaki tozlar #n üze '"çizmitim."

"Bu nedir?" diye sordu Urso. Genç adamlar ellerindeki ya ta# tekrar yere koydular."Dünyaya geldi'im ehir bir zamanlar böyle görünüyordu ""*ehir mi? *ehir nedir?"$çimi çekerek ba#m# sallad#m."Bu olay#n üzerinden çok zaman geçti ve bunu aç#klamak çok zor"diye gülümsedim. "Bunu asla anlayamazs#n#z!"Her yeni kua'a kökenimi ve geçmiimi anlatmaktan uzun süreönce vazgeçmitim. Bu onlar #n kafalar #n# kar #t#rmaktan baka birie yaram#yordu."Peki neden sana yeni bir ocak ta# getirmemizi istemiyorsun?Yerdeki bu ta sertlemi tozdan baka bir ey de'il..."S#rt#mda so'uk bir ürpertinin dolat#'#n# hissettim. Elbette! $temesele buydu: Sertlemi kireç tozu! Kral adas#n#n evlerinin vesaraylar #n#n birço'u da yanm# ta tozuyla yap#lmam# m#yd#?

"Gelin!" dedim heyecanla. "Bana bu geceki ya'murda #slanmam# olan bir ocak gösterin!""Annemin oca'# kuru!" dedi Urso derhal. Slava'n#n #rma'#n üstk #sm#nda dolat#'#n# görünce, derhal onun kulübesine do'ruyürüdüm. Delikanl#lar bir an tereddüt ettikten sonra beni izlediler,çünkü köydeki herkes Slava'yla aram#n pek iyi olmad#'#n# biliyordu.Urso'nun annesinin kulübesinde kuru oca'#n yan#na diz çöktüm ve

atei çevreleyen talar #n etraf #ndaki gri-beyaz, #l#k tozlar # avuçlar #mla bir araya getirdim. Bu küçük y#'#n#n etraf #ndakitopra'a dikkatle kemirilmi bal#k kafalar # yerletirdim. Sonrayanm# kireç tozunun üzerine ta bir kab#n içinden yava yava sudamlatmaya balad#m.270





Cehrin getirdi'i bir tahta parças#ndan yontulmu bir ka#kla tozunukar #t#rd#'#m# gören delikanl#lar, tereddütle kulü-kl -n kap#s#nda

belirdiler. Bir süre daha yapt#'#m iin ba#nda ^ duktan sonra aya'akalkarak onlara gülümsedim. ° "Kimse buna dokunmayacak!"dedim onlara. "Yar #na kayada ertesi güne kadar. Bunu daha kesinolarak söyleye-n#em!" «gu ne olacak, Inanna?" diye sordu Urso üpheyle. "Kireçtozunu neden suyla kar #t#r #yorsun? Bununla hangi cini etki alt#naalmak istiyorsun? Daha da önemlisi, Slava'ya ne diyece'iz?""Henüz bilmiyorum" dedim neeyle. "Fakat düündü'üm eygerçekleecek olursa, o takdirde bir daha köyün sular alt#ndakalmas#ndan korkmayaca'#z!"Mucize gerçeklemiti, iki gün sonra tüm köy Urso'nun annesininkulübesinin önünde toplanm#t#. Yeni gelen gruplara durupdinlenmeden neyi denedi'imi anlat#yordum. Köydeki her kad#n#n,erke'in ve çocu'un bal#k balar #yla çevrili ta#m# görmesindensonra, Urso ve arkadalar #yla bir araya geldim ve sonraki haftalar

için plan yapmaya balad#m."Bunu her zaman biliyorduk!" dedi Urso ba#n# sallayarak. "Ocaktalar #n# #slatan her ya'murdan sonra sertlemi kireç tozlar #n# nehrin k #y#s#na at#yorduk...""Kireç ta# tozlar # atein #s#s#n#n etkisiyle de'iime u'ruyor" diyeaç#klad#m. Bunu bilmeme kendim de a#rm#t#m. "Çok fazlamiktarda toz yakmak zorunday#z, fakat iki ya da üç tekne dolusuyakt#ktan sonra, sular #n yükselmesinden etkilenmeye-cek bir

kulübe zemini haz#rlayabilece'imiz! düünüyorum.""Bununla duvar da yap#labilir mi?""Bunun mümkün oldu'unu biliyorum" dedim ba#m# sallamak."Fakat bunun için baka bir eye daha ihtiyaç vard# ki, ne bu'unu bir türlü hat#rlayam#yorum..."271





"Önemli de'il" dedi Urso düünceli bir tav#rla. "Bana ka), ilk i olarak yanm# kireç tozu çamurundan yeni bir kulübe ? * mini

dökmeliyiz. Köyün ortas#na yap#lacak büyük bir kulübe mal# bu...""Herkesle konutuk" diye söze kar #t# bir di'eri. "Tüm ^ halk # bukulübede senin oturman gerekti'ini düünüyor."Uzun zamandan beri ilk kez kendimi neeli ve mutlu hissediyordum. Tüm köye yaam sava#nda yard#mc# olacak bir bu lu yapm#t#k. Yeni bir teknik miydi bu? Belki de. Fakat muhtemeleniçimde uyuyan hat#ralar #n küçük, küçücük bir parças#yd# Hertaraftan alevler yükselmeye balam#t#. Erkekleri kireçduvarlar #ndan talar kopart#yor, çocuklar onlar # atein ba#nata#yor, kad#nlar ise talar # büyük havanlarda döverek incecik tozhaline getiriyorlard#.Bu olay# takip eden günler yeni denemeler yapmakla geçti. Ta tozu ile tahta külünü birbirleriyle kar #mayacak ekilde ay#rmakçok zordu. Akl#m#za gelen tüm yöntemleri denememize ra'men,kireç tozu çok nadir olarak istedi'imiz safl#'a ula#yordu. Sonunda

Urso ilk olarak atein üzerine koyaca'#m#z yass# talar dökmemiziteklif etti."Bu yeterli de'il" dedim. Bildiklerim kar #s#nda ak #nl#'adüüyordum. "Alevler tozlara direk temas etmeli." "Peki yalevhalara delikler açarsak?" "O zaman toz aa'# düer" dedi birdi'eri. "Küçük delikler" diye #srar etti Urso. "Alevleringeçebilece'i, fakat atein külünün aa'#da kalaca'# delikler.""Bu kula'a ho geliyor" dedim onu onaylayarak. "Deneyelim!'

Büyük bir ölen kutlamas#na haz#rlan#r gibi haftalar boyu çal#t#k.$ki defa neredeyse tüm çabalar #m#z boa gidecekti. $lkinde beklenmedik bir yaz f #rt#nas# koparak bize büyük bir sürpriz yapt#.Gökyüzü o kadar âni bir ekilde kararm#t# ki, o zaman* kadar biriktirmi oldu'umuz kireç tozlar #n#n üzerini kurutulup272





rbirine dikilmi bal#k derileriyle kapay# p, uçmamalar # için kenar #naa'#r talar yerletirecek vakti zor bulmutuk. $kinci de-, s,nda ise

gece yar #s# koca bir kaya parças# kireç tozu y#'#n#n#n tam ortas#nadütü. Bal#k ya'#na bat#r #lm# mealelerle zarar # saptamaya çal#t#k."Tanr #lar bize kar #!" diye m#r #ldand# Slava. "Bir tanr #ça oldu'unuöne süren birisine neden yard#m ediyoruz, bilmem ki..."Erkekler donuk yüzlerle büyük zorluklarla oluturulan kireç tozuy#'#n#ndan geriye kalanlara bak #yorlard#. Toz o kadar inceydi ki,koca kaya zerreleri dört bir yana savurmutu."Tozu tekrar toplayabiliriz" dedi Urso. Annesi ise kötü bir bak #laonu süzdü."Bize ne oldu böyle!" dedi kenetli dudaklar #n#n aras#ndan. Sadeceaman#n danslar #yla yaad#'#m#z günlerde huzurluyduk veatalar #m#z#n ruhlar #yla, cinlerle ve eski tanr #larla iyi ilikileriçindeydik. Oysa $nanna buraya geldi'i günden beri amandavulunun sesini bir kez olsun duymad#k. Bu bize iyi gelmedi! Buy#l ne toplayabildik? Burgac#n k #y#ya bal#k savurmad#'# günler için

haz#rlad#'#m#z yiyecekler nerede?"Kad#n#n hakl# oldu'unu herkes biliyordu. Deneyimiz içinharcad#'#m#z zaman beni bile düündürmeye balam#t#. FakatSlava'n#n kehaneti ilkbahar ya'murlar # bast#rmadan korunakl# biryer yapma düüncemi hakl# ç#karm#yor muydu? Slava'n#nöngörüsünün gerçek oldu'undan hiç üphem yoktu. Köydekikad#nlar #n tümü nehrin ne zaman bereketli oldu'unu, k ##n nezaman sert geçece'ini ve o korkunç töreni bir daha ne zaman

yapmalar # gerekti'ini söyleyebilecek durumdayd#lar."Size bir önerim var" dedim alabildi'ine yüksek bir sesle ve "erkesderhal sustu. Bana dönerek ne söyleyece'imi beklemeye balad#lar.Aradan geçen bütün bu y#llar boyunca sesimi hiç °u kadaryükseltmemitim. Fakat imdi onlara art#k burada kalfas#na ancakgöz yumulan bir misafir olmad#'#m# kan#tlamak273







a'#laman#n intikam#! Köye geliimin hemen sonras#nda av-[anmayve orman hayvanlar #n# yemeyi yasaklay##m# unutmalard#. O

zamanlar ben mucizevî bir varl#k, Leponto bal#kç#lar # için birtanr #çayd#m. Ortaya ç#k ##m#n yaratt#'# büyük heyecan kuaklar boyunca anneden k #z#na aktar #lm#t#, fakat o zamandan t>u vanaonlar # savS' ve korkuyla doldurabilecek bir eyler yapamam#t#m.Art#k durumumun yeniden de'erlendirilmesinin vakti gelmiti. VeSlava bunu biliyordu.(I275SON KI* .';. "Ea ad#yla da bilinen Tanr # Enki'den söz edildiö}. , . ../ ;fni duyan oldu mu hiç? Ya da onun eski müritleri :' / Oannes-bal#kadamlardan? Yukar # ve aa'# do?-xi ru uçabilen gemisi Ma-ana'dan?" >- î "Hay#r..." diye geldi ilk cevap."Olumsuz!" diye geldi uzaklardan bir bakas#. "Biz de duymad#k"dedi b#kk #n bir baka ses. "Hiçli'i arayan, hiçli'i bulacakt#r!"

"Varolu, varolmaman#n z#dd#nda bulunur..." "Ve felsefe sadeceeve duyulan özlemdir..." "Tüm tanr #lar ad#na! $çinizde biri mant#kl# bir soruya mant#kl# bir cevap veremez mi? Ben tatl# sular #n tanr #s# Enki'yi ar #yorum. Ona iletilecek bir mesaj#m var. Genç tanr #ça$nanna'yta ilgili..." "Kad#nlar! Bir rahibenin Ana Tanr #ça'danistedikler kimi ilgilendirir? Bu ta eski krallar zaman#nda bile böyleydi! Siz en iyisi varoluun bir üst basama'#na ulamayaçal##n! Tekrar dünyaya geldi'iniz takdirde tek önemli olan bu

olacakt#r!""$nanna'n#n hâlâ yaamas#n#n siz tanr #lardan birini ilgilendirece'inidüünmütüm. Tanr # Ta# onun yard#ma ihtiyac# oldu'unu bildiriyor. $nsanlar # etkileyebilecek bir alamet göstermesigerekiyormu.""Olabilir, fakat bu bizim sorunumuz de'il, haberci. Bu arada bizinereden arad#'#n# söyler misin?"







"Kendisinden baka bir eyi olmayan bir tanr #!""Bir fikre ve düüncelere sahibim! Fakat bir kad#n bunu asla

277anlayamaz! Siz vücudunuza bir eyler yaratmak için ihtiyac ,yuyorsunuz! Oysa biz salt zekân#n gücüyle yeni dünyalar n|layabilir ve ina edebiliriz. Mant#kl#, ie yarar dünyalar! $lerlem veuygarl#k! Bir sistem olarak üstün iradenin dünyas#! Bunlakar #s#nda ay ve duygular nedir ki...""Senin arad#'#n insanl#k d## bir ey... Hayatta kalanlar iCj bircehennem! Böyle bir ey asla gerçeklemeyecek...""Sen öyle san! Baz# tanr #lar bunu gerçekletirdi bile! Bu tanr #lardan birinin ismi u anda benim de aralar #nda yaad#'#m oy. neyHimalaya yerlilerinin aras#nda Dyaus-pita, baka bölgelerdeDioupiter, Zeus-pater ve hatta bu ismin çok daha genç oldu'unudüünmeme ra'men Tiuz. Onun tanr #sal ei de eski kolonilerinyerlileri aras#nda hayli tan#nm# olmal#ym#. Ad# Prthivi-mata, Ge-meter, Terra-mater ve buna benzer di'erleri..."

"Bu çok eski tanr #lar #n seninle ilgisi ne?""Ben hem yarat#c#lar #, hem de yeri ve gö'ü koruyanlar # ar #yordum.Bu arada günein arabac#s# olarak devlemek isteyen tanr #sal cüceVinu'ya rastlad#m. Onun sembolleri balang#ç, zirve ve çökütür.O tam anlam#yla erkeksi bir tanr #d#r ve pek çok ismi vard#r, çünkü bilgiye sahip olanlar bilgiyi korumak için, bir olan#, çok olan olarakadland#r #rlar...""Bana söylemek istediklerini kendin anl#yor musun?"

"Sen bana durumumu sordun, ben de sana kim oldu'umuanlatmaya çal##yorum: Çok eski ve daha az eski tanr #lar # arad#ktanve onlar hakk #nda epey bilgi sahibi olduktan sonra, büyük birhayatta kalanlar grubu bulundu'unu ö'rendim. Tanr #lar #n#n ismiy#k #c# *iva'yd#. Onu ve yan#nda bulunan kalabal#k müritlerini tekilgilendiren, yok ederken e'lenebilmekti. *iva, iktidar #n#n güne tanr #s# Vinu'dan, hatta eski krallardan daha güçlü oldu'unu öne





sürüyordu. Linga ad#n# verdi'i büyük bastonunu kendisine aitolmayan kolonilerde bile kendi sembolü ha' line getirdi ve

insanlar #n ona kutsal bir nesne gibi tap#nmalar #n'278»udi! Fakat o bir korkakt#; çünkü güne onun ard#ndan bir in-5mc# savurdu'u zaman, kuzeydeki da'lara do'ru kaçt#...""Koca bir dünyan#n yok olmas#n#n sebebinin *iva oldu'unu ûsöylüyorsun?""$nsan ve do'a aras#ndaki eski uyumu yok eden ondan bakas# de'ildi, hatta onunla kar #lat#'#m zaman benim bile ba#m# uçurmak istedi.""Ya sen ne yapt#n?""Onu tanr #lar #n eski içicisi Soma yard#m#yla ma'lup ettim. Osarho olup ba'#ra ça'#ra etrafa kendisinin dünyan#n efendisioldu'unu ilan ederken, ben de günein ruhu sayesinde onun ruhunanüfuz ettim. O zamandan bu yana Vinu, *iva ve ben, üçlü varl#kTrimurti'yi tekil ediyoruz. Çünkü galip gelemeyen kimse,

paylamay# bilmelidir! Hepimiz kendi yerlerimize sahibiz: Benyarat#c#n#n halefiyim, Vinu koruyor ve *iva gerekti'i zaman yokediyor.""Peki birlemeden önce sen kimdin, eski tanr #?""Senin için bir ey ifade ediyorsa, söyleyeyim: Brahma. Ve buandan itibaren sorular #n# cevapland#rmayaca'#m. Genç birtanr #çan#n hayatta olup olmad#'# umurumda bile de'il. *iva, Vinuve ben kendimize yetiyoruz. Kendi ruhlar #m#z ile dünyan#n ruhu

aras#ndaki birli'i bulduk.""Dur! Gitme! Son bir soru daha!""Son bir soru!""Amac#n#n üstün irade oldu'unu söylüyor, sonra da ruhtan sözediyorsun. Birbirinden bu kadar farkl# iki ayr # ey bir araya nas#lgelebilir?"





"Bir soru ve ne bugün, ne de gelecekte kad#nlar için geçerliolamayacak bir cevap: Bizi anlayanlara sorun. Rahiplerime so-rur>.

Brahmanlara sorun..."dünler k #sal#yor ve hava serinliyordu. Geçmi on y#llarda oldu-279'u gibi k # mevsimi bu kez de nehrin ve ormanlarla kaph ^üzerinde karanl#k gölgeler oluturan bulutlar # beraberinde nrükleyerek kendini belli diyordu.Yanm# kireç tozu imalat# her geçen gün daha baar #l# eçekleiyordu. Bal#kç# köyünün sakinlerine ne yapmak istedis;anlatm#t#m. Bu arada erkeklerin ne söyledi'imle pek azimlendi'ini fark ettim. Pek ço'unun ilgisi havaya birtak #m resimler çizen ellerime ve vücudumun hareketlerine yönelmiti. Yar aç#ka'#zlar #yla beni dikkatle dinliyorlard#. Sesimi bo'uklat#r-d#kça,gözlerinin ##lt#s# da art#yordu. Ve bu yar # uyan#k trans halinde birekilde söylediklerimi anl#yorlard#.Kad#nlar ise bütünüyle farkl#yd#lar.

Benim için bile oldukça karma#k ve anla#lmas# zor olan bu olay# a#lacak bir h#zla kavram#lard#."Bu kayal#k k #y# eridinin bizim için ne kadar önemli oldu'unuanlat# p durmaktan vazgeç art#k" dedi Slava bir sabah. Sontehtidinden bu yana bana bir karde gibi davran#yordu. Fakatgörünü aldat#c#yd#. Herkes onun kendi zaferinden eminolmas#ndan dolay# böyle dostça ve yard#msever davran#larsergiledi'ini biliyordu. Bana ne kadar iyi davran#rsa, zaferinden

sonra yerini o denli sa'lamlat#raca'#n# düünüyor olmal#yd#.Do'ruldum, yüzümden birkaç saç telini üfledim ve ellerimdeki grikireç çamurunu temizledim. O zamana kadar kireçta# imalat# deneyleri yapmak benim hakk #m ve görevimdi. O kadarsab#rs#zd#m ki, elimizdeki tozu nehir k #y#s#ndan getirdi'imiz incekumla belli bir oranda kar #t#rmaya karar verdim. Sonuçtahminimden çok daha iyiydi.





"Haz#r oldu'u zaman o'lun çamuru kars#n" dedim Slava'y3'"Benim bildi'im her eyi o da biliyor."

"Ya sen? Sen ne yapacaks#n?""Ben bir iaret yapaca'#m" dedim sadece. Slava ellerini k #s3ete'ine vurarak üzerindeki tozlar # silkti. Sonbahar mevsimin"1280son günlerinden biri s#cak ve sessizdi. Sabah#n erken saatlerenehrin kar # taraf #ndaki orman#n hayvanlar # gürültülü bir nservermilerdi. *imdi, ö'le vaktinden az önce, güne tam nemizde bulunuyordu. Nehir yava yava ak #yordu. Az ilerideki burgaçlar bile imdiye dek asla karaya bal#k savurmam# kurban edilençocuklar # yutmam# gibi kendi halinde ça'l#yordu.Slava'n#n yüzü ter içindeydi. O da en az di'erleri kadar çokçal##yor, fakat bundan pek etkilenmie benzemiyordu. Kad#nyavaça bana yaklat#. Zeki gözlerinde bir üphe k #v#lc#m#n#n parlad#'#n# görüyordum ki, bunda pek de haks#z say#lmazd#."Demek bir iaret yapmak istiyorsun!" diye tekrarlad# sözlerimi

bakalar #n#n duyamayaca'# kadar alçak bir sesle. "Beni di'erlerininönünde aa'#lamak için büyü yapmana ya da eski bilgilerinikullanmana izin verece'imi mi sand#n?""Beni yanl# anl#yorsun!" dedim ayn# ekilde alçak bir sesle. "Budar k #y# eridi yüz y#llardan, belki de bin y#llardan bu yana sizinvatan#n#z. Erkekler s#k s#k kay#klara binerek nehirden yukar # gidiyorlar, fakat siz kad#nlar köyden yüz elli ad#mdan fazlauzaklam# de'ilsiniz. Sen de, Slava, sadece burada ne görüyorsan,

onu biliyorsun...""Daha fazlas#n# neden isteyeyim ki?""Benim demek istedi'im de bu de'il zaten. Fakat nehrin ötetaraf #nda ve kireçta# duvarlar #n#n arkas#nda baka köyler veyerleim yerleri de olabilece'ini tasavvur edemiyor musun?"Slava omuzlar #n# silkti. "Ne ç#kar? Bu nehrin günein batt#'# yöndeki dümdüz topraklardan gelip, tüm nehirlerin döküldü'ü yer





olan büyük suya ulamak için günein do'du'u yöne do'-ru tekrardüz ve s#k #c# topraklardan akt#'#n# bilmem neyi de'itirir..." Eliyle

bana #rma'#n ak # yönünü öyle güzel tasvir etti ki, °nun ne demekistedi'ini hemen anlad#m. "Buras# benim kö-281yüm" diye devam etti sözlerine, "benim vatan#m, benim hav tim!Ve beni burada rahats#z eden tek ey sensin, $nanna!"S#rt#mdan aa'# so'uk terler boand#'#n# fark ettim. Tebkonumaya balamadan önce, birkaç kez derin derin nefes al makzorunda kald#m: "Bu nehrin nereye akt#'#n# biliyor musun?""Bunu herkes bilir!""Nas#l, Slava?" diye sordum sakin olmaya çal#arak. "Bu t>ji giyenas#l sahip oldunuz? Bu konu üzerinde konutu'unuzu asla duymu de'ilim. Üç yüz y#l boyunca bu nehrin nereye akt#fr konusunda tek bir kelime bile duymad#m."Slava omuzlar #n# silkti. "Bu önemli bir ey de'il" dedi sonra"Ayr #ca sen bir kez olsun nehrin nereye akt#'#n# sormad#n!"

Bir an için gözlerimi kapad#m. Uzun zamandan bu yana ilk kezöylesine büyük bir üzüntü ve hayal k #r #kl#'# hissediyordum ki,içimden ba'#ra ba'#ra a'lamak geliyordu. Otuz kuak boyunca çokeski bir bilginin yan#nda yaam#, fakat ona ilikin bir tek sorusormam#t#m. Bunun sebebi yerlilere kar # besledi'im duygularolabilir miydi? Irmak eridindeki tutsakl#'#m, bu kadar kibirli ve burnu büyük olmama verilen bir ceza m#yd#? Uzun zamandan sonraakl#ma ilk kez Gri Ev'de gördü'üm resimler geldi. Onlar # görmü,

fakat anlamam#t#m. Köyün erkekleri nas#l benim sözlerimi duyup bambaka eyler tasavvur ediyorlarsa, ben de üç yüz y#ldan bu yana bal#kç# ailelerinin yan#nda yaam# ve bir kez olsun onlar #n ilkel ve budala olmad#klar #n# düünmemitim. Onlar #n dünyas# bir tesadüfya da do'an#n zalim bir akas# de'il, tam aksine, büyük bir plan#n bir parças#yd# ve içlerinde bu plan# benim tahmin etti'imden kat katdaha fazla ta#yorlard#. Cro-Magnon deneyi! Tanr #lar #n Eski





Düzeni'ni Çe' itli insan gruplar #na aktarma çal#mas#!Zamanlar #n#n sona ermesinden binlerce y#l önce, kendilerine izin

verilmeyeni ger-çekletirmeleri için varis ve halefler seçmi olaneski tanr #lar, ne kadar bilge ve büyük olmal#yd#lar!282gen de daima kendimi felaketten sa' olarak kurtarmay# ba-rrni* olan insanlardan daha ak #ll# ve bilge görmütüm. Belki je bunu herzaman bilinçli olarak yapmam#t#m, fakat yine de davran#lar #mdi'erlerini beni kendilerinden biri gibi görmelerine engel olmutu.*u anda da kendimi bir tanr #ça gibi hissediyordum.Fakat onlara verebilece'imden fazlas#na sahip olan bir toplulukta bunun ne önemi vard# ki?Derin bir iç çekiten sonra Slava'ya gülümsedim."Pek çok eyi yanl# yapt#m.""Demek burada geçirdi'in vaktin boa oldu'unu, varl#'#n#n bizi burada sadece rahats#z etti'ini ve ölmen gerekti'ini kabulediyorsun!"

"Hay#r" dedim ve ba#m# sallad#m. "Evin yap#m# baar #l# olacak.Beni öldürüp öldüremeyece'inizi ben de bilmiyorum, fakatsöylediklerim gerçeklemezse boynumdaki ta# suya ataca'#m!Böylelikle tanr #sal koruyuculuktan yoksun kalaca'#m# biliyorsun.Sizin için ölüm ne demekse, bu da benimle aa'# yukar # ayn# anlama gelir!"Slava yuvarlak yüzünü buruturdu. Onun büyük bir ciddiyetledüündü'ünü biliyordum. "Bunun kar #l#'#nda ne istiyorsun?"

"Kendi vatan#m#n eski tannlanna bir duadan baka hiçbir ey!""Az önce bir iaretten söz etmitin...""Evimi çok önceden ö'renmi oldu'um uyum kurallar #na göre inaedece'im.""Urso bana üzerine bir eyler çizdi'in ta# gösterdi. Onu mu tetediyorsun?"





"Tam olarak de'il. Sizin için hava ve su, ak #nt# ve iklim, kendiniziyönlendirmenizi sa'layan iaretleri teldl ediyor. Ben lse say#lar #n

aras#ndaki orant#n#n her eyin düzenini simgeledi'i bir dünyada büyüdüm..."283"Bu benim için anla#l#r bir ey de'il."Kafan# çal#t#rsana, Slava: Siz de çocuklar # kurban etti&in-zamansay#ya önem veriyorsunuz. Benim de tüm istedi'i^ t melleri eskidüzen ve güzellik dengesi ölçülerine uygun bir P yapmak."Slava bir müddet alt duda'#n# kemirdi. Ruhunun derinlikle rinde biryerde ona tüm gerçe'i söylemedi'imi hissediyor ol mal#yd#.Hakk #mda verilen ölüm hükmünden nas#l kurtulabilece'imi uzunuzun düünmü, sonunda bana yard#m edebilecek birileri için büyük bir iaret haz#rlamaya karar vermitim.Eve Atlantis haç# eklini vermem art#k mümkün de'ildi Köydekiherkes haftalar önce kulübemdeki oca'#n yan#ndaki kireç tozlar #n#nüzerine çizdi'im ekli biliyordu. Bunu yapmam halinde derhal

üphelenmeleri iten bile de'ildi.Bu vahi bölgede ilk bak #ta dikkati çekecek kadar belirgin yeni birekil bulmam gerekiyordu. Ayn# zamanda bu ekil Slava'n#n bileüphelenmesine meydan vermeyecek kadar basit olmal#yd#.Pentagrama ite bu nedenlerden dolay# karar verdim. Daireselekiller göllerde ve di'er yeryüzü ekillerinde s#k s#k do'al olarakortaya ç#k #yordu. Bir dörtgen yeteri kadar dikkat çekici de'ildi. Birda' yamac#ndan aa'# yuvarlanan bir kaya parças# bile toprakta

dikdörtgen ya da kare biçimli bir yara açabilirdi. Tüm budüünceler beni yeni evin plan#n# iki aç#s# ve iki kenar # birbirineeit olan bir üçgen eklinde yapmaya zorlam#t#. Sla-va'y# çok iyitan#yordum. Önce iste'imi kabul ediyormu gibi görünecek, sonrada temel bitmeye yüz tutunca plan#n# de'itirmemi isteyecekti. Birüçgen ekliyle böyle bir duruma haz#rl#kl# olacakt#m...





"Dedi'in gibi olsun" dedi Slava. Kendisini bir kez daha zaferkazanan taraf gibi hissetti'ini saklamaya gerek görmüyordu.

284günei dönümünden dört hafta önce temelin ölçüm ileri-balad#m.K #y# çizgisi ile kaya duvar #n#n tam ortas#ndaki ta-n,,n aras#na bir bal#k k #lç#'# yerletirdim. Sonra k #y#ya paralel #arak nehrinaa'#s#na do'ru yedi ad#m yürüdüm ve yere ikinci bir k #IÇ'ksoktum.Çizgiyi ortalayarak bu kez da'a do'ru yedi ad#m yürüdüme temelin di'er köesini belirten bal#k k #lç#'#n# yere soktum.Sonra da köelerin aras#n# baka k #lç#klarla belirleyerek sabitle-tirdim."$te sizden istedi'im ekil bu" dedim yapt#'#m ii ilgiyle izleyenerkek ve kad#nlara. "$aretledi'im yerlerin aras#n# talardantümüyle ar #nd#r #n. Sonra da topra'# mümkün oldu'u kadar derinkaz#n ki, yeni evin temeli sa'lam ve görkemli olsun!"Köy sakinleri dediklerimi uygulamaya balad#. Günün kalan k #sm#

çukuru açmakla geçti. Slava bu i esnas#nda ortada gö-zükmemiti.Ak ama do'ru ise küçük bir ölenle bu olay# kutlamam#z# teklifetti. $nsanlar #n birço'u a#rm#t#. Fakat ben bu ölen düüncesininard#nda ne yatt#'#n# çok iyi biliyordum...Ate tümüyle söndükten, köy sakinleri midelerini k #zarm# bal#klat#ka basa doldurduktan, birbirine dikilmi ve beyazlat#lm# bal#kkafalar #ndan oluan küçük bardaklar içinde sunulan mayal# bitkiözlerini kafaya diktikten ve aman#n son ark #s#n# da bitirmesinden

sonra Slava aya'a kalkt# ve ellerini kald#rd#."Evinin temelini ataca'#m#z çukuru açt#k" dedi herkes taraf #ndanduyulabilecek bir sesle. "$ste'ini yerine getirdik. Fakat ben senindüüncelerini okuyabiliyorum, $nanna! Sen tanr #lar #n soyundangeldi'ini de'il, do'rudan bir tanr #ça oldu'unu soyuyorsun!"Kendisine uzat#lan bal#k kafas# barda'#n içindekini bir dikite bitirdi, sonra da barda'# ard#nda akan nehrin karanl#k sular #na





«rlatt#. "Sende neyin tanr #sal oldu'unu bir türlü anlayamad#m!"diye devam etti sözlerine. "Fakat gökyüzünde belli bulut bi-

285çimlerini gördü'ün zaman ne kadar heyecanland#'#n# biljv rum.Geçmite birlikte oldu'un adamlar #n buray# bulmalar # ümitediyorsun! Ve yapt#'#n bu ev..." dedi giderek tizleen t>-sesle, "... bu ev o kadar belirgin bir ekil ki, havada uçan |<ö bir Bog bile onurahatl#kla fark edebilir!"Art#k kendimi oldu'umdan farkl# göstermekten s#k #ld#$lrr # için birad#m öne ç#kt#m ve gö'sümü iirdim."Evet!" diye ba'#rd#m sonra. "Ben bir tanr #çay#m ve bir tanr #çaolarak kalaca'#m! Büyük felaket tüm dünyay# gerçek bir kaosuniçine sürükledi'inde henüz çok gençtim. Fakat böylesine korkunç bir olay bile dünyadaki tüm tanr #lar #n yok olmas#na neden olamaz!$te, bana bak #n! Ben buraday#m ve hiçbiriniz benim neredengeldi'imi, neden yüz y#llardan beri ölmeden yan#n#zda oturdu'umu bilmiyorsunuz!"

"Duyuyor musunuz? $te kabul etti!" Slava sa' kolunu kald#rarakyüzümü iaret etti. "Bu nedenle yapt#'#n iareti de'itirmeniistiyorum!" dedi emreden bir sesle."Köelerde bir de'iiklik yap#lmad#'# müddetçe buna bir itiraz#myok" diye cevap verdim tümüyle sakin bir sesle. "Yan kenarlar # uzatabilir, ya da...""Hay#r, $nanna!" diye ba'#rd# Slava ve yüksek sesle güldü. "$iniçinden bu kadar kolayca s#yr #lamazs#n! Do'du'un ehrin

çiziminde oldu'u gibi, iaretini düz çizgiler kullanarak yapmakistiyor, böylece #rma'#n kenar #nda senin gibi birisinin yaad#'#n# herkese göstermek istiyorsun! Fakat ben senden iaretini yuvarlakyapman# istiyorum! Seninkilerden çok daha yuvarlak olan unlargibi..."Elleriyle dolgun gö'üslerini alttan kavrad# ve yukar # kald#rd#. "Neyapmak istedi'ini çok iyi biliyorum, $nanna. Annem bana senin





do'al olmayan ekillere kar # gösterdi'in ilgiyi daha küçük birk #zken anlatm#t#. Bu nedenle sana emrediyorum: Evin #rma'a

aç#lan kenar #n# yuvarlak yap!"286 jete bunu hiç hesaba katmam#t#m. Ans#z#n içimde bu yerli-kar i bir hayranl#k belirdi. Onun bu içgüdüsel üphecili'i na-Iedindi'ini bilmiyordum; ama ona sahip oldu'u ve bana karlar silaholarak kulland#'# kesindi.Onunla kavga etmeyi sürdürmenin anlam# yoktu. Arkam# jöndümve köyün kenar #ndaki kulübeme gittim. Yar # karanl#ktakikulübelerin aras#nda iki kez Urso'nun yüzünü gördüm. Beni takipediyor, fakat konumaya cesaret edemiyordu. Bana ne söylemekistedi'ini anlam#t#m. Bu gece bana bir ey olmamas# için nöbettutacakt#...Uzun süre uyan#k kalarak, hem Slava'n#n güvensizli'ini nas#lyat#t#rabilece'imi, hem de tasarlad#'#m# nas#l hayatageçirebilece'imi düünmeye balad#m. Ertesi sabah üç yetikin

adam beni almaya geldi. Slava onlar # günün ve gecenin hersaatinde beni izlemekle görevlendirmiti. Fakat gözetim alt#ndaolmam durumumda herhangi bir de'iiklik meydana getirmiyordu.Bir an bile tereddüt etmeden elime kurutulmu ve bükülmü bal#kk #lç#klar #ndan yap#lma bir ip ald#m. Kireçta# Da'#'n#n dimdikduvarlar #n#n yan#na gidip, aa'#da akmakta olan nehre bakt#m. Su,so'uk ve sevimsizdi. Sert bir rüzgâr suyu kabartarak dalgalar #n herzamankinden daha yükse'e ç#kmas#na neden oluyordu. Aa'#daki

burgaçlara bakt#m. Bembeyaz köpükler dört bir yana saç#l#yordu veimdiye kadar oldu'u gibi, bu kez de bu kaç# yolunun benim içinsonsuza dek kapal# oldu'unu kabul etmek zorunda kald#m.En yukar #daki bal#k k #lç#'#n#n yan#na gittim, ba'#rsaklardanyap#lma ipi ona ba'lad#m ve temel çukurunun içine atlad#m. Solalttaki bal#k k #lç#'#na ulat#'#m zaman tekrar yukar # s#çrar #n#. $ pin





ucunu elime alarak sa' alttaki k #lç#'a kadar uzanan ^f yar #m daireçizdim.

"San#r #m bu kadar yeterli!" dedim etraf #mdaki herkesinduyabilece'i bir sesle. "Topra'#n bu k #sm#n# da kaz#n!"287Slava tüm bu zaman boyunca ortada görünmemiti. £r| , ler a'#rtalar # yerlerinden kald#rd#lar, toprak ve ta parçalar bir kenaray#'d#lar ve bu ekilde üçgen biçimli temelin bir #< nar #n# bir yar #mdaireye dönütürdüler. Buna ra'men üçger). iki kenar # ve üst aç#s# hâlâ oldu'u gibi duruyordu.Slava ö'leden sonra ortaya ç#kt#'# zaman temelin yeni eu ninetraf #nda birkaç kere doland#, sonra gülümsedi ve üst köeyi iaretetti."*u köenin de kald#r #lmas#n# istiyorum!"Buna bir itiraz#m yoktu. Irmak taraf #nda oldu'u gibi, ölçümler için burada da ba'#rsaktan yap#lma ipi kulland#m. Üçgenin tepe aç#s#n# da bir yar #rn daire tekil edecek ekilde yumuatt#m. Slava

bilmeden bana büyük bir yard#mda bulunmu, Kral Adas#'n#nhayatta kalan sakinleri için ekenar bir üçgenden daha dikkat çekiciyeni bir ekil bulmutu. Üçgenin tepe aç#s# tekrar ta ve toprakladolduruldu'u zaman, ortaya ç#kan yeni ekil, eski bakentin d# kanaldan kral saray#na kadar uzanan bölgesinin tam anlam#yla birkesitini tekil ediyordu!$ki kez yedi gün boyunca temeli yanm# kireç kumu çamuruyladoldurduk. $lk haftadan sonra adamlara ocak ta#n#n nereye

yerletirilece'ini gösterdim. Temel eklini oluturan tüm çizgilerinkesime noktas#na yuvarlak bir sunak ta# yerletirmeyidüünüyordum. Ocak ta# ise onun #rma'a bakan taraf #n#n hemenalt#nda yer alacakt#. Daha en ba#nda bal#k k #lç#klar #ylaiaretledi'im yerlerde ise duvar kirileri için boluklar b#rak #ld#.Temel çukuru bir süre sonra y#kmaya kimsenin ve hiçbir eyingücünün yetmeyece'i büyük bir ta platforma dönümütü. Slava





bile düüncemin hiç de aptalca olmad#'#n# kabul etmek zorundakalm#t#.

"Hakl#ym#s#n" dedi önüme dikilip. "Bu koca ta# art#k hiçbir sel bask #n# al# p götüremez! Fakat yine de bekleyelim... Bakalitilkbaharda sular ne kadar yükselecek?"288"Temeli bir ayak daha yükseltebiliriz" dedim ona. "Elimizdeeterince kireç tozu var!"51ava bir süre düündükten sonra fikrini aç#klad#: "Temeli bir d#mde'il, tam üç ad#m yükseltece'iz! Fakat sonra buras# art#k eninde'il, benim evim olacak!"Bir zafer ç#'l#'# atmamak için kendimi zor tutuyordum. Bunara'men aptal numaras# yapmay# baarabildim."Fakat benim burada oturmam kararlat#r #lmam# m#yd#?..""Kararlat#rmak m#? O dündü ve bugünden önceydi! Yeni vegüvenli bir evde neden sen oturas#n ki? Ben de en az senin kadar burada oturma hakk #na sahibim..." Bu iddias#n# gerekçe-lendirmek

zorunda oldu'unu bildi'i için bir süre düündükten sonra öylededi: "Sular yükseldi'i zaman köyün tüm sakinleri bu temelinüzerinde durma hakk #na sahip olsun!""Bu söyledi'in evde benim yaamam durumunda da geçerliolabilir" diye kar #l#k verdim. Akl#mdan ikimizin de prestijimiziyitirmeden kabul edebilece'imiz bir düünce geçiyordu. "Bu evinne sana, ne de bana ait olmadan, tüm köy halk # için yap#lacak bir evolmas#na ne dersin?"

Slava bir an için duraksad#, sonra gülerek öyle dedi: "Yoksa evdekimsenin oturmamas#n# m# istiyorsun?""Bu ev özel durumlarda kullan#labilecek bir yer olabilir" diyeaç#klad#m çabucak. "Burada asla sönmeyen bir ate yanacak! K #tl#kzamanlar #nda kullan#lacak erzak burada saklanacak! Eski tanr #lar #nve cinlerin resimlerinin saklanaca'#, kutsal bir s#'#nma yeri..."







söylencelerimizin de do'ru oldu'unu biliyorum. Sen gerçekten deyakla#k on be yüzy#l önce dünyay# kurtarmaya çal#an genç tanr #

ve tanr #çalardan biri olmal#s#n!""Demek bunu da biliyordun?.."290»gizde anneler baz# eyleri k #zlar #n#n kula'#na f #s#ldarlar. Bu rningerçek yoludur ve bu nedenle, Tanr #ça $nanna, sen ^ ayageldi'inden bu yana bizim eskiyi hat#rlamam#za yar-, -o olan birsunak ta#ndan baka bir ey de'ildin. Sana kurlar sunduk, seni besledik, sana yeni giysiler ve bir kulübe erdik. Çünkü yinesöylenceye göre sen de günün birinde bize gjld tanr #lar #n yapt#'# gibi de'erli arma'anlar vereceksin!""Demek tüm bu y#llar boyunca size arma'anlar vermemi beklediniz?""Evet!""Ya imdi?""Bize güvende olmay# arma'an ettin."

"Hâlâ buradan gitmemi istiyor musun?""Henüz de'il.""Benden daha baka ne bekliyorsun? Ölümümü istedi'inisan#yordum.""Sen baka eyler de biliyorsun... Ve ben onlan istiyorum!"Gecenin içindeki uluma sesleri giderek yakla#yordu. Art#kSlava'n#n söylediklerini dinlemiyordum, çünkü bu uzun, hüzünlüulumalar # tan#m#t#m.

"Kurtlar!" diye f #s#ldad#m büyük bir heyecanla. Onlar # sonduyuumun üstünden tam üç yüz y#l geçmiti! Üç yüz y#l!"Biz avc# de'iliz!" dedi Slava. Sesi belli belirsiz titriyordu.Yavaça gülümsedim. Büyük nehrin bal#kç#lar #na verece'im di'erarma'an#n ne oldu'unu biliyordum art#k.Kurtlar bütün gece uludular. Ertesi sabah yeniden kar ya'maya balam#t#. O korkunç ve dehet verici ulumalar hakk #ndaki





konumalar derhal yeni bir hüviyete bürünmütü. Baz# yal# köysakinleri, izlerin karla tamamen örtülmesinden önce harekete geçip,

gecenin cinlerine kurutulmu bal#k kurban edilmesi konusunda#srar ediyordu. Bakalar # ise sivriltilmi bal#k aç#klar #n# köyünetraf #na bir çit eklinde dilemenin daha iyi ola-^S'n# önesürüyorlard#.' 291"Bu ekilde tart#maya devam ederseniz, pek yak #nda hiciv iz bulamayacaks#n#z!" dedim onlara. r"Fakat sen onlar # bulabilirsin, $nanna!" dedi Slava."Ben mi? Bunu da nereden ç#kard#n?!""Atalar #m#z#n seni buraya getirmesinden önce, vahi hav vanlarla birlikte ya#yordun. Tüm zaman boyunca bu civarda ol mad#klar #n# kim bilebilir? Ve onlar # senin ça'#rmad#'#n# kim bilebilir? Belkieve verdi'in ekil, belki de boynundan asla ç#karmad#'#n o süsyard#m#yla...""Hay#r, bu do'ru de'il, Slava! Üç yüz y#ldan beri köyden d#ar #

ad#m#m# atm# de'ilim. Bu zaman boyunca kimse kurtlar hakk #nda bir ey duymad#!""Fakat sen onlar #n ismini hat#rl#yorsun!""Bu neyi ispat eder?""Onlar #n da senin ismini hat#rlayabilece'im!"*ak #nl#kla Slava'ya bakt#m. Sözü nereye götürmek istedi'inianlayam#yordum. Aptal görünümlü bu kad#n, kurdu'u ne-den-sonuç ilikileriyle beni her geçen gün daha fazla hayrete

düürüyordu. Slava kendi sand#'#ndan bile çok daha fazlas#n# biliyordu! Benim içimde oldu'u gibi arada s#rada Slava'n#n içindede o eski bilgiden k #r #nt#lar ortaya ç#k #yordu. Fakat bu bambaka,çok daha eski bir bilgiydi...Yava yava aa'# düen iri kar taneleri aras#ndan buz tutmu nehre bakt#m. Kar # k #y# art#k görünmüyordu, fakat birtak #m gölgelerindikkatle köye yaklamakta olduklar # gözümden kaçmam#t#.





Fark #nda olmadan solu'umu tuttum, sonra da onlar # gördüm: Yediveya sekiz kurttan oluan bir sürü, da'#n nehirle birleti'i yerde

kayarcas#na ilerliyordu. En önde beyaz bir kurdun bulundu'unugördüm. Tereddüt etmeden, korkmadan ve tehdit edici tav#rlartak #nmadan do'ruca üzerime geliyordu-"O'ul Kurt!" dedim duyulur duyulmaz bir sesle.Bunun O'ul Kurt olamayaca'#n# gayet iyi biliyordum. Hiçb'r292^f~rt (jç yüz y#l boyunca yaayamazd#! Fakat bu garip derecede alsürünün ba#ndaki hayvan, ilk hayvan yolda#m#n o'luna - derece benziyordu. Yavaça ve korkmadan ona do'ru yüceye balad#m.293 _SAZLIK TARLALARI$lkbahar #n gelii, gücünü uzun haftalar boyuno, kal#n bir buztabakas#n#n alt#nda saklam# oU nehrin yava yava uyanmas#yla belli oluyordu Günein ##nlar # be gün boyunca buzlar #n üstündeki

ince su tabakas#nda parlam#, ancak alt#nc# günün gecesindegörünmez olan nehir esnemeye ve gerinmeye balam#t#. Sankigünein gökyüzünde tekrar görünmesinden önce tüm gücüylezincirlerini parçalamak istiyordu. Buzlar #n çat#rdamaya balamas#ndan önce, yan#mdaki O'ul Kurt'un soluklar #ylauyand#m. Yatt#'#m yerden do'rularak d#ar #daki karanl#'# dinledim.Birkaç hafta önce O'ul Kurt ile sürüdeki iki genç kurt aras#ndakopan iddetli bir kavgadan sonra onun yan#nda kalmay# tercih

eden iki dii kurt da yan#m#za gelmiti. O'ul Kurt kendisinemeydan okuyan genç hayvanlardan birini k #sa bir bo'umadansonra öldürmü, di'erini ise sürüyle birlikte kovalayarak kaç#rm#t#.Köy halk # için ölü kurdun eti al##lmad#k, fakat ho kar #lanan birde'iiklik olmutu. Beyaz kurt, sürüsü ve benim aramda olanlananlayam#yorlard#. Birço'u olup bitenleri benim sihirli güçlerime veSlava'yla aramda sürmekte olan iktidar mücadelesine ba'lam#t#.





Bu kavgadan benim pay#ma ise yeni ve de'erli bir post dümütü.Genç kurdun kokusundan ar #nmas# iç"1 onu önce bal#k suyunun

içinde birkaç gün bekletmitim. Bu $*' lemden sonra da, bu kez bal#k kokusundan ar #nmas# için onU keskin kokulu otlar #nözsular #n#n içine yat#rm#t#m.294»Ne var?" diye f #s#ldad#m yavaça ona do'ru ve kulaklar #n#n as#n# ok ad#m. O'ul Kurt ans#z#n aya'a f #rlad# ve kulübenin pis#na gitti. Ben hâlâ köye ilk geliim esnas#nda bana gösterenyerde oturuyordum. "Ev" ad#n# verdi'imiz daha büyük di'erkulübenin yap#m# çoktan tamamlanm#t#. Köy halk #n#n tümününerzaklar #yla birlikte oraya s#'# p s#'mad#'#n# denedikten sonra,çocuklar #n içeri girip oyun oynamamalar # için kap#y# bal#k ba'#rsa'#ndan yap#lma iplerle s#k # s#k #ya kapatm#t#k.Üzerime örttü'üm kurt postunu omuzlar #ma atarak aya'a kalkt#m.O'ul Kurt kulübeden d#ar # ç#kt#. $ki genç dii kurt içeride kal#rken ben onu takip ettim, sonra da buzdan yükselen garip, korkutucu

çat#rdamay# iittim. Giderek parlaklaan hilal, do'uya do'ru h#zlayol alan bulutlar #n boluklar #ndan s#k s#k yüzünü gösteriyordu. Veay ##'#n#n suya her düüünde O'ul Kurt deliye dönüyor, bir ay#nsudaki yans#mas#na, bir de gökyüzündeki kendisine h#rlay# pduruyordu.Çat#rdama ve ç#t#rdama sesleri giderek yükseldi. Köyün di'ersakinleri de kulübelerinden d#ar # ç#kmaya balam#t#. Yanan ilkatein alevleri sert esen rüzgâr #n etkisiyle gürleiyordu. Ans#z#n

buzun üzerinde nehrin ortas#ndan karaya kadar derin bir çatlakoluuverdi."Su geliyor!" diye ba'#rd# genç bir adam. Bu, Urso'ydu."$yi de'il! Hiç iyi de'il!" diye kar #l#k verdi heyecanl# bir kad#nsesi. "Buz çok daha yava erimeli, aksi takdirde buz tabakalar # kireç da'#n#n tepesine kadar yükselir!"





"$te bal#yor!" diye ba'#rd# Urso. "Çabuk bana kurban sepetinihaz#rlay#n!"

Büyük bir buz tabakas#, keskin bir çat#rt#yla ana kütleden koptu.Yeni oluan bu boluktan geni bir su dalgas# homurdanarak buzlar #n üzerine yay#ld#. *imdiye kadar say#s#z kez izledi'im ve herdefas#nda hiçbirimizin göremedi'i gizli güçlerin ak #l almaz biroyunu olarak tasavvur etti'im bu olay# bir kez daha büyülenmiçesine izlemeye balad#m.295K #y# eridini toplam be meale ayd#nlat#yordu. O'ul k çoktan diiyoldalar #n#n yan#na dönmütü, fakat ben bunu c sonra farketmitim. *afak sökmeden önce ilk buz tabakalar # k y#ya do'ru birbirlerini s#k #t#rmaya balam#lard# bile. Nerede se atelerinaras#na yerletirilmi olan kurban sepetlerini devir çeklerdi. Vesonra, güne ba#m#z#n üzerindeki bulut denizini k #y#s#nda belirmeye balad#'# anda, köyün en cesur delikanl#lar çat#rdayan buzlar #n üzerine ç#km#lard# bile...

Urso'nun bana gülümsedi'ini görünce, ben de ona el sallad#m.Delikanl# yerden t#ka basa dolu bir kurban sepeti ald#, vahi birç#'l#k att# ve komaya balad#. Birkaç ad#mda ondan önce komaya balayarak çat#rdayan buzlar #n üzerine ç#kmaya cesaret eden di'ergençleri geride b#rakm#t#. Nehrin ortas#ndaki giderek büyüyen suçizgisine ulaabilmek için ak #nt#n#n ters istikâmetine do'rukouyorlard#. Nehrin ortas#ndaki buz tabakalar # da giderekküçülüyordu. Sert ve yekpare buz tabakas#, birkaç saat içinde

sular #n üzerinde ç#lg#nca hareket eden buz parçalar #na dönümütü.Duyulacak ve görülecek o kadar fazla ey vard# ki, bir an içinUrso'ya dikkat edemedim. Slava'n#n tiz bir ç#'l#'# beni tekrarkendime getirdi."Geri dööön! Uuur-sooo! Geri dööön!"Urso'nun göremedi'i veya görmek istemedi'i eyin fark #navarm#t#m: Nehrin iki ya da üç yüz ad#m ötesinde, yeni bir erimi





kar suyu dalgas# buzlar # yararak ilerliyordu. Önüne ç#kan buztabakalar #n# parçal#yor, un ufak ediyor, üzerlerinde ilerleyen bir

adam#n a'#rl#'#n# ta#yamayacak kadar ufalt#yordu."Uuur-sooo! Uuur-sooo!" Bu defa nehrin k #y#s#ndaki izleyicilerintümü birden ba'#rmaya balam#t#. Etrafima bak #nd#m ve heyecanl# yüzlerde korkudan eser bile bulunmad#'#n# gördüm-Sadece büyük bir heyecan, hatta umutlu bir bekleyi...$nsanlar onun baar #s#z olmas#n# istiyorlard#!296"Uuur-sooo! Uuur-sooo!"0y halk #, Urso'nun ismini ritmik bir ekilde hayk #rarak,un kendisini sulara kurban etmesini bekliyordu! Kurutulmu meyve, tohum, bal#k ve küçük hayvanlar #n art#klar #yla dolu sepetide'il... Hay#r! $nsanlar #n tümü Urso'nun giderek küçülen h# jztabakalar # aras#na düerek bo'ulmas# için s#zlan#yor, ba'#r #-or>yalvar #yordu!"Urso!"

Sesimin tüm köy halk #n#n hep bir a'#zdan att#'# ç#'l#klar # bast#racak kadar gür ve berrak ç#kmas# beni bile a#rtm#t#. Ursoarkas#na döndü. Bir eliyle kurban sepetini gö'süne bast#rd#, di'ereliyle bize do'ru el sallad#. Nehrin ortas#na ulamak üzereydi.Bundan önce hiçbir delikanl# neredeyse avuç içi büyüklü'ünde buz parçalar #n#n üzerinde bu kadar ilerlemeye cesaret edememiti.Onun att#'# her ad#mda suya daha derin gömüldü'ünü görüyordum.Balang#çta bileklerine kadar yükselen su, art#k neredeyse dizlerine

kadar ç#kmaya balam#t#. Buna ra'men Urso buz parçalar #n#nüzerinde ad#m ad#m ilerlemeye devam ediyordu.Eriyen kar sular #n#n oluturdu'u büyük dalga buz tabakas#n# kald#rd# ve binlerce parçaya ay#rd#. Yeni evin temeli kadar büyük buz tabakalar #, Ic#y#da toplanm# olan bizlerin üzerine çul-lanm#t#."Geri! Geriye!"





Önümde, yan#mda ve arkamdaki köy sakinleri, sendeleyerek vetökezleyerek daha yüksek bir yere kaçmaya çal#t#lar. Birbirinin

üzerine binen büyük buz tabakalar #n#n aras#nda bir tek benkalm#t#m."Neden?" diye ba'#rd#m buz gibi kaosun içine. "Bakalan-n#nyaam#n# kurtarmak için neden bir yaam kurban edilmekz°runda?"Bir insan kurban töreni bana bugüne kadar hiç imdiki kadar297 -saçma gelmemiti. Nehir, Lepeno Burgac# k #y#s#ndaki bal#kc,# r #nkendisinden ne istedi'ini fark etmeyecekti bile. O baka u rallarave daha büyük yasalara ba'l#yd#.Sonra ans#z#n beyaz kurt y#ld#r #m h#z#yla yan#mdan gect-Önce h#zl# bir soluma duydum, sonra onun siyah dudaklarm fark ettim ve biran için s#cak dilini ellerimde hissettim. Oau# Kurt buz gibi suyaatlad#, eriyen buzlar #n aras#nda kâh kayarak kâh s#çrayarak, kâhyüzerek ilerlemeye balad#.

Bir mucizenin gerçeklemesini seyrediyordum.Slava'n#n o'lu, küçücük bir buz parças#n#n üzerinde dura-mayarakyana devrildi. Önce buz gibi sulara gömüldü, sonra tekrar yüzeyeç#karak sular damlayan kurban sepetini ba#nm üzerine kald#rd#.Kenarlar # b#çak kadar keskin buz tabakalar # dört bir yan#n# sarm#t#.Giderek h#zlanan ak #nt# Urso'yu burgaçlara do'ru sürüklerken, buztabakalar # da olanca güçleriyle ona çarp#yorlard#.Fakat sonra O'ul Kurt geldi.

Yüzlerce y#l önce çok daha büyük bir buzlar ülkesinde tek birgüne ##'# sayesinde yolda#m yapmay# baard#'#m beyaz kurduntorunu, inan#lmaz bir ey yapt#: Buzlar #n aras#nda bo'ulmakta olangenç adam#n elbisesine yap#t#, onu var gücüyle çekmeye balad#,Urso'yla birlikte yan#ma ula#ncaya kadar da bu ç#lg#ncaçabas#ndan vazgeçmedi.





Birbiri üzerine y#'#lan buz tabakalar #n#n üzerine t#rmand#m, aa'# kayd#m ve yorgunluktan bitmi s#r #ls#klam iki varl#'#n yan#na

ulaana kadar hiç durmadan kotum. Urso'nun her taraf #ndan kanlars#z#yordu, fakat hayattayd#."Teekkür ederim, O'ul Kurt!"Islak postunun alt#ndan son derece s#ska ve çelimsiz görünmesinera'men, O'ul Kurt bana berrak, ayd#nl#k ve gurur dolu bak #larla bak #yordu. Onun ba#n# ellerimin aras#na ald#m ve ha-yat#mda ilkkez bir hayvan# dudaklar #ndan öptüm. O bir tanr # 298veya insan olsayd#... onu bu gece yata'#ma al#r ve eim yapard#m--geni duyan birileri var m#? Kuzey bölgelerinden bir haberim var!Bir Tanr # Ta# en yak #n Sazl#k Tarlas#'n#n nerede oldu'unusoruyor...""Sazl#k Tarlas#'n#n nerede oldu'unu kim bilmek istiyor? BuradaMezopotamya'da, sazl#ktan ve hurma a'açlar #ndan baka hiçbir eyyok! Do'udaki da'larda yaamay# baaran insanlar # sazl#klar #n

aras#ndaki tarlalara iskân etmek oldukça güç bir i. Yükselen sudanduyduklar # korku çok derinlere kök salm#...""Neden söz etti'ini bilmiyorum. Burada insanlar sudan de'il, kimolduklar # bilinmeyen devler tarar #ndan yap#lm# garip ve harapyap#larda oturan cinlerden korkuyor.""Senin orada eski yap#lar m# var?""Duvar kal#nt#lar #... Büyük yap#lar, tap#naklar... Burada yaayanvahi gruplar #n#n bunlar # yapm# olmas# mümkün de'il!"

"Tanr #lar #n izleri! Kendi geçmiinin son kal#nt#lar # aras#ndaoturuyor olmal#s#n!""Neden söz etti'ini anlayam#yorum.""Bu sadece senin sorunun de'il! Sazl#k Tarlalar #'n#n tanr #lar #noturdu'u yerler olmas#n#n üzerinden çok zaman geçti. On kral# hat#rl#yor musun? Tannlar #n kolonilerini? Letu, Thule ve Tu-la'y#?""Hay#r."





"Ne yaz#k! Aradan sadece bin be yüz y#l geçmi olmas#na ra'men,dünyan#n kutsal yerlerinin ne tür bir anlama sahip oldu'unu pek az

kii biliyor.""Sen de bunlardan biri misin?""Önce bana kim oldu'unu ve ismini söyle!""Ben Akdeniz'in do'u k #y#s#nda, ola'anüstü güzellikte sedir0rmanlanyla kapl# iki da' s#ras# aras#nda oturuyorum. Güzel,299/" bereketli bir k #y# buras#. Bazen, gökyüzünün y#ld#zlarla kap#,du'u gecelerde, bir zamanlar onlardan biri oldu'umu düün-yorum.Uzun zaman önce büyük uyumun yasalar #n# bulmak # görevlendirilmi genç bir tanr #...""Bir ismin yok mu?""Var, elbette var, fakat önemini yitirdi'i için onu art#k kmlanm#yorum! Babalar #m insan de'ildi ve annelerim insan de'ildi!Tanr #sal düzenin benim zaman#mdan önce de mükemmelolmad#'#n# biliyorum, çünkü krall#k dünyan#n elinden al#nm#t#

Gök kubbe salland#'# ve dünyan#n kemikleri titredi'i zamangökyüzü bulutlarla kapl#yd# ve y#ld#zlar kararm#t#. Sevgilimi,tanr #sal k #z ve erkek kardelerimi yitirmitim. Bu olay# hat#rlamakistemiyorum. Bu nedenle senin hakk #nda konusak daha iyi olur...Sen kimsin?""Az önce Mezopotamya'da oturdu'umu ve di'erleriyle birlikteda'larda yaayan insanlar # buraya yerletirmeye çal#t#'#m# anlatm#t#m. Ad#m Eritil, ya da Sular # Kabartan. Bana ayn#

zamanda Hava Tanr #s# ad# da verilir.""Bu ismi daha önce hiç duymad#m. Sen eski tanr # Enki'ye miaitsin?""O benim kardeimdir. $kimiz de büyük tanr # Anu'nun o'ullar #y#z.""Sen iklime ve f #rt#nalara hükmedebiliyor musun?""Hay#r, bir Ma-ana ile yere son inen ben oldu'um için, ad#m havatanns# olarak kald#."





"Bir Ma-ana m#? Garip! Bu kelimeyi bir yerlerden tan#yorum...Ma-ana'lar hem havada, hem de okyanusun derinliklerinde yol

alabilen gemiler de'il miydi?""Gerçekten de çok ey unutmusun! Ya da bunlar # hiçbir zaman bilmiyordun... Belki de bu sorunu cevaplamamam daha iyi olur. Busadece akl#n# kjar #t#r #r ve huzurunu kaç#r #r!""Fakat ben de bir zamanlar t# pk # senin gibi bir tanr # oldu'u-300söylemitim! Can#m istedi'i takdirde her eyi hat#rlayabilir ve bilebilirim!""Son zamanlarda bunu iddia eden o kadar çok kii var ki! Reseletanr # ya da tannça olmamak de'il! Senin onlardan biri olupolmad#'#n#n da önemi yok. Önemli olan, bakalar #n#n sa-na negözle bakt#'#! $nsanlar # bir ta#n tanr # oldu'una ikna et, o zamanona tap#nacaklar #n# ve ona kurban sunacaklar #n# göreceksin. Eline bir kalem al# p bir yere sadece tanr # kelimesini yaz, o tannsalolacakt#r! Bu nedenle bir Tanr # Ta#'n#n Sazl#k Tarlalar #n#n yerini

sormas#n# anlayam#yorum. Bulundu'u her yeri bir güç ortam#nadönütüremez mi?""Bunu ben de sordum. Fakat görünüe göre Tanr # Ta# sorumuanlam#yor...""Bu gerçekten de çok ilginç! Ne dersin? Bu ta#n ta#y#c#s# sencekim olabilir?""Bilmiyorum. Bana bir anlam ifade etmeyen bir isim. '$nan-na' gibi bir eyler duymutum..."

"$nanna ya#yor mu? Bu çok eyi de'itirir."Bu ismi ta#yan tanr # kim?""O bir tann de'il, ey ak #n! Bir tanr #ça! $nanna yerliler aras#ndadengeleyici güç olmas# için Duka-odas#nda yarat#lan ilktanr #çayd#... Annelikten daha fazla özellikler ta#yan bir dii...$nanna yerlilere hem sevginin birden fazla türü oldu'unu





gösterecekti, hem de erkeklerin y#k #c# taleplerinin kar #-gücüolacakt#..."

"Bu tür planlardan söz edildi'ini duydu'umu hiç sanm#yorum.""Ya#n bunun için çok genç olmal#! $nanna, son buzul ça'#nda balayan ve o çok gereksiz felaketle aptalca bir ekilde sona ereninsan geliimi deneyinin bir sonraki evresini tekil edecekti! Bunara'men... iaretler nereden geliyordu?""Kuzeydeki bir denize akan bir nehirden."301"Buzlar #n erimesiyle oluan yeni denizden mi söz ediyorsun?""Hay#r, Tanr # Ta#'ndaki hat#ralar kara bir denizden söz eriyordu!""Fakat oras# senden hiç de uzak de'il! Teknelerin var m ¦> Kuzeyegidebilir misin?""Birkaç tekneye sahibiz, fakat asla sedir ormanlar #n# göre meyecekkadar uza'a aç#lmad#k.""O halde benim bir eyler yapmam laz#m! Okyanusunderinliklerindeki Enki ile iliki kuraca'#m. Belki Brahma, Zeus, j\-

uz, Amon-Ra ve di'er eski tanr #larla da..."Büyük su üç gün sonra geldi. Nehir gece gündüz hiç durmadank #y#ya büyük buz tabakalar # y#'#yordu. Buzlar # eritmek için kocakoca ateler yakm#t#k, fakat nehir durmadan yeni buzlargetiriyordu. Sonra da sel bask #n# geldi.Tüm bu geceler boyunca ben Urso'nun yata'#n#n yan#ndanayr #lmam#t#m. Delikanl# uykusunda say#kl#yor, asla buz görmemi olan uzak adalardan ve köyün yiyeceklerini yiyip tüketen üç

kurttan söz edip duruyordu. Urso'nun gerçekte ne amaçlad#'#n# ancak imdi kavr #yordum. Köyün bir kurdu vard# zaten. Üç kurdudaha besleyebilmesi için, nehre özel bir kurban sunulmas# gerekiyordu. Bal#kç#lar #n dünyas#nda böyle bir ey ancak benimhaberim olmadan gerçekleebilirdi. Urso bana gü-lümsedi'i zaman bile, kurt yoldalar #m#n varl#'#yla küçük toplulu'un s#rt#na binenyükü kendi ölümüyle dengelemek istiyordu.





Her gece yar #s# Urso'nun annesi "Yeni Ev"e geliyordu. Sessiz biranlamayla Urso'nun hasta yata'#n#n erzak tap#na'#na

yerletirilmesine karar verilmiti. Yar #m düzine kadar genç kad#n,her eyin Slava'n#n istedi'i gibi olmas# için oradan orayakoturuyordu. Yaral#n#n aln#na bitki sular #na bat#r #lm# kompreslerkoyuyor, ailelerinin erzaklar #n#n en iyi k #s#mlar #n# ona getiriyor,deniz kabuklar #n#n içinde kurutulmu çiçek tozlar #n# bal#k302g#yla kar #t#r #yor, evin duvarlar #n#n su geçirmemesine dikkatdiyorlard#. Geçen gece iki defa genç k #zlar #n delikanl#yla gerekenfazla ilgilendiklerini görmü ve duymutum.gu inlemelerden ve solumalardan, dii varl#klar #n tüm ac#, t#rap vehaks#zl#klar #n#n ortaya ç#kt#'# bu hayvanlamadan nefretediyordum.Ba#m# sallayarak beni rahats#z eden düüncelerden kurtul-mayaçal#t#m. *u anda önemli olan köyün bu sel bask #n#na dayan# pdayanamayaca'# idi. Aln# iaretli küçük çocuklar ortada dolanmaya

balam#t# bile. Tüm kad#nlarla ve erkeklerin birço-»uylakonutum. Beni sab#rla dinlediler, gülümsediler, anlad#klar #n# belirtmek için balar #n# sallad#lar. Fakat a'z#mdan ç#kan herkelimeyi bir aynan#n aksi gibi ters anl#yorlard#. $çimde onlar #n banasadece duymak istedi'im cevaplar # verdi'ine dair yo'un bir duyguvard#. Bunun yalan veya aldatmayla da ilgisi yoktu, sadecekararlat#r #lan eyleri yapmak için en küçük bir çabagöstermiyorlard#, o kadar. Tüm çabalar #m bounayd#. Benimle

sadece a'#zlar #yla konuuyorlard#; onlar #n gerçek duygu vedüüncelerini giderek daha az anlayabiliyordum.Lepeno Burgac#'ndaki bal#kç#larla tam üç yüz y#l boyunca oldukçaiyi ilikiler kurmutum, oysa imdi Slava'n#n etkisiyle burada bambaka bir topluluk belirmeye balam#t#. Yoksa bunun sebebi biraz da ben miydim? Nehirdeki insanlar #n davran#la-nndaki bugarip de'iikli'in sebebi, onlara ne yapmalar # gerekti'ini





söylemem olamaz m#yd#? Bilinçsiz bir ekilde kendilerini banakar # savunuyorlar m#yd#? Yoksa vahi hayvanlar # uysal

yoldalar #m haline getiren tanr #sal güçlerimden mi korkuyorlard#?Tüm bu düüncelerin hepsinde biraz gerçek pay# bulundu'unu biliyordum. Hepimiz de'imitik. *imdiki durumu da ol-^'u gibikabul etmem gerekiyordu. Köy sakinleri kurban vermektenvazgeçmi de'illerdi. Akl#ma onlar # engelleyebilecek b**ka birgerekçe gelmedi'i için, uysal kurtlar #mla onlar #n için-"eki o eskikorkuyu yeniden canland#rmaya çal#t#m.303"Beyaz kurdun büyülü güçlerinin ne kadar büyük oldu&,gördünüz!" diye ba'#rd#m k #y#da Slava'n#n etraf #nda bekle birgruba. "Yoksa görmediniz mi?""Onlar büyülü güçler de'il, sadece birer komuttu" dedi Si vayüzünü bana dönmeden."O esnada kurt benim yan#mda de'ildi! Ona komut vermi olmammümkün de'il!"

"Onunla sözcükler kullanmadan konuamaz m#s#n? Sen birtanr #ças#n..."Slava'n#n ukalal#'# her geçen an daha fazla can#m# s#kmaya bal#yordu. "Evet!" diye ba'#rd#m ona do'ru. "Ben bir tanr #çay#mve benim yapt#'#m# içinizden hiçbiri yapamazd#! Vahi kurtlar # evcilletirdim! Yaban hayvanlar # ilk kez insanlar #n uysal yoldalar # oluyor! Bunun ne anlama geldi'ini kavrayam#yor musunuz?""Aman, bo versene! Büyülü kurtlar #n ne ie yar #yor? Sadece

erzaklar #m#z# tüketiyorlar, o kadar!""Onlar # çocuklar #n#z#n üzerine sald#rt#r #m..."Slava ani bir hareketle arkas#na döndü."Bunu yapacak olursan, nehir ilk olarak seni yutacak!""Bana bir kay#k verin! Yemin ederim, nehir beni ne bir kurban, nede bir suçlu olarak kabul etmeyecektir!"





"Hay#r, beyaz tanr #ça!" diye soludu Slava. Yüzü alev alevyan#yordu. "Bizden bu kadar kolay kurtulamazs#n!"

"O halde benden ne istedi'ini söyle art#k! Bazen beni öldürmekistedi'ini, bazen kurban etmek istedi'ini, bazen de kovmakistedi'ini söyleyip duruyorsun. Sonra yine senin kap#n#n önüne bileç#kamayan tutsa'#n oluyorum. Benimle durmadan a'#z de'itiripkonuamazs#n!""Nedenmi o?" dedi Slava muzaffer bir edayla. "Ben gökteki bulutlar ve sudaki dalgalar gibi düünüyor ve hissediyorum-Onlarda bir o yandan, bir bu yandan gelip giderler. Sen bunu304vamazs#n ve asla anlayamayacaks#n, çünkü bizlerden çok fjld#s#n,Tannça $nanna!"cjava'n#n gerçekten böyle mi düündü'ünü, yoksa gerçek tinigizlemek için mi böyle konutu'unu anlayam#yordum. #/öyün di'erkad#nlar #yla kapal# kap#lar ard#nda ne tür entrikalar ,,niad#'#n# art#k bilmek istiyordum.

Fakat Slava'ya cevap vermeye f #rsat bulamad#m. Köyün üstkesiminden bir uyar # sinyali yükselmeye balam#t#. $lk sel dalgas# geliyordu."Yeni eve!" diye ba'#rd# Slava. "Herkes derhal yeni eve gitsin!"Kad#nlar, erkekler ve çocuklar, sa'lam bir temel üzerindeyükselen yeni eve kotular. Onlar # takip eden yeil-beyaz dalga okadar kudretliydi ki, k #y#ya y#'#l# buz tabakalar # bile onudurduramad#. $lk dalgay# hemen bir ikincisi takip etti. Bu görüntü

beni öylesine büyülemiti ki, neredeyse kendimi emniyete almay# unutacakt#m. Sonra silkinip kendime geldim ve bacaklar #m#nolanca gücüyle yeni eve do'ru komaya balad#m. Dalgadan k #l pay# kurtulmutum. Kollar #ma yap#an birkaç genç erkek eli, benisular #n içinden çekip ç#kard#.Köy y#k #l#yordu. Her yeni dalgayla birkaç kulübe da'#l# p suyakar ##yordu. Her taraftan k #r #lma ve çat#rt# sesleri yükseliyordu.





Bembeyaz köpükler içindeki suyun yüksekli'i, bir ara temel ta#n# bile at#. Ç#talardan ve aralar #na gerilmi bal#k derilerinden oluan

tüm yap#, bir anda çat#rdayarak devrildi ve sular taraf #ndankolayl#kla al#n# p götürüldü. Art#k aç#ktayd#k. Alt#m#zda sadecekireç ta# çamurundan döktü'ümüz temel vard#. Ba-z# genç k #zlar büyük bir korkuyla ç#'l#k ç#'l#'a ba'#rmaya balad#lar, baz#lar # ise bembeyaz suratlarla birbirlerine sar #l# p beklemeye balad#lar.Birkaç erzak sepeti ba'lar #ndan kurtularak, barlarla birliktesürüklenip gitti."Bu muydu koruman?" diye ba'#rd# Slava. "Bu muydu tan-nsaliaretin?"305"S#k # tutunun!" diye ba'#rd#m onlara. "Temel dayana Kimseninkorkmas#na gerek yok! Kimsenin! Anlad#n#z m#?" *'A'lama ve inleme sesleri, yerini gerçeküstü bir sessizi,-terk etmiti.Yüz kadar inan birbirine s#k # s#k #ya sar #lm#t# ve f melin üzerindeiki ya da üç kiilik daha bo yer yoktu. Fakat v ni evin temeli t#ka

basa dolu bir gemi güvertesi gibi, homurcl nan suyun bir kar # üstünde dayanmaya devam ediyordu.Kireç kayal#klar #na çarpan sel dalgas# geri dönerek, paramparçakulübelerin son kal#nt#lar #n# da al# p götürmütü. Sadece küçükteknelerden ikisi devrilerek kayalar #n aras#na s#k #m# böylece parçalanmaktan kurtulmulard#.Temelden aa'# atlad#m, kay#klara do'ru birkaç ad#m yürüdüm vearkam# döndüm. Köy halk #, insan vücutlar #ndan oluan tek bir kütle

gibi, temelin üzerinde duruyordu. Buras# ne bir ev, ne bir kulübe,ne de bir tap#nak, aksine hayatta kalanlar #n s#'#nd#'# koca bir tatanibaretti."Aa'# gelebilirsiniz!" diye ba'#rd#m tir tir titreyen insanlara."Geçti! Su birkaç gün daha yüksek kalacak, fakat buna benzer büyük bir dalga daha gelmeyecek!"





"Bunu nas#l bilebilirsin?" diye ba'#rd# yal# adamlardan biri bo'uk bir sesle. Son gün ve geceler boyunca varl#'#yla yoklu'u belli

olmayan köyün saman#yd# bu."Çünkü burada hepinizden çok daha uzun süredir ya#yorum!" diye ba'#rd#m yüksek sesle. "Tam üç yüz y#ldan daha fazla! Ve herzaman sadece tek bir büyük dalgan#n geldi'ini gayet iyi biliyorum!""Biliyormu! Yok can#m!" diye alay etti Slava. "Sen ne bilirsin ki?""Hâlâ hayattas#n#z, de'il mi? Size bundan fazlas#n# sözvermemitim!""Ya köy? Kulübeler nerede?""Üzerinde durdu'umuz temeli yapmam# olsayd#k, u anda sizin de bulunaca'#n#z yerde!"306Onlar #n ak #llar #n# balar #na toplamalar #n# sa'lamak için serta)lyd#m. Fakat yapt#klar #m# abartmak gibi bir niyetim yoktu.0 rÇel<ten de erzaklar d##nda geriye hiçbir ey kalmam#t#. Ne

¦ Rap, ne ba'lk derisi, ne kanca, ne de ip... Bütün köy yaa-aya tap#na'#n ocak ta#n#n içinde bulunan az say#da aletle devamedecekti.Köy sakinleri yava yava temel ta#ndan aa'# atlamaya balam#lard#. Baz#lar # bir zamanlar kulübelerinin bulundu'u veredo'ru kouyordu. Di'erleri ise öylece duruyor ve nereden balamalar # gerekti'ini kestiremiyorlard#."Su seviyesi yüksek oldu'u müddetçe, burgaç bize bal#k

göndermeyecek!" dedi yak #nlar #mda bulunmaktan holanandelikanl#lardan biri."Önemli de'il" diye kar #l#k verdim. "Yeteri kadar erzak kurtuldu.Zaten bol su bereketli bir y#l anlam#na gelir..."Temel ta#na geri döndüm. On, on iki kadar köy sakini aa'# inecekcesareti henüz kendilerinde bulamam#lard#. Donuk gözlerle nehre bak #yor ve korkuyla her eyi yok edecek ikinci bir dalgan#n





gelmesini bekliyorlard#. Urso'nun bana el sallad#'#n# görünceyukar # t#rmand#m. Bana gülerek ocak ta#n# iaret ediyordu.

Gösterdi'i yere bak #nca dii kurtlardan birinin ocak talar #n#naras#nda yatt#'#n# gördüm. Yaln#z de'ildi. Bacaklar #n#n aras#nda üçya da dört küçük yarat#k beceriksiz hareketlerle yürümeyeçal##yordu."Ne zaman oldu bu?" diye sordum ak #nl#ktan küçük dilimi,yutmu bir vaziyette. Urso omuzlar #n# silkti."Hiçbir fikrim yok. Fakat izin verirsen onlara senin ad#na bakmakisterim.""Elbette" diye ba#m# sallad#m. Ayn# zamanda O'ul Kurt'un diiyoldalar #n# imdiye kadar neden çok genç olarak tasavvur etti'imidüündüm. Acaba o nerelerdeydi?"O'ul Kurt'u gördün mü?" diye sordum Urso'ya.307"Su geldi'i zaman buradayd#.""Sonra?"

"Bilmiyorum!" Nehirden aa'#, burgaçlara do'ru bakt#m. Belli belirsizTünüyorlard#. Sonra bak #lar #m kayalar #n aras#ndaki kay#kla k #ld#.d*"Bana yard#m edecek misin?" diye sordum Urso'ya."Ne konuda?""Bu kay#klardan birini almak istiyorum...""Kay#klardan birini mi? Annem buna asla izin vermez!"

"Temel ta# konusunda hakl# oldu'umu ispatlad#m. Siz kendinizeyeni kulübeler yapacaks#n#z ve burgaç size yeni bal#klargönderecek. Fakat benim zaman#m sona erdi. Üç yüz y#ld#raran#zda yaaman#n anlam#n# bilmiyordum. Oysa imdi bunu bende biliyorum, siz de. Art#k bana ihtiyac#n#z yok! Bu nedenle buradan gidece'im..."





Art#k tüm köy halk # varl#'#m#n fark #nda de'ilmi gibidavran#yordu. Köy tümden yok olmad#ysa bunun sebebi yeni evin

sa'lam temeliydi. $nsanlar bunu gayet iyi biliyor, fakat kulübeleriniyitirdikleri için de homurdanmaktan geri durmuyorlard#. $çimdesuçu bana bulduklar #na dair yo'un bir his vard#...O'ul Kurt'u kay#klar #n yan#nda buldu'um zaman ö'leden sonraolmutu. Di'er genç dii kurtla birlikte selden kurtulmay# baarm#t#. Bunu nas#l yapt#klar #n# bilmiyordum, fakat hayattaolmalar # beni çok sevindirmiti.K #sa bir süre sonra Urso yan#nda üç delikanl#yla birlikte benimoldu'um yere do'ru yaklamaya balad#. Adamlar tek kelimeetmeden kay#klardan birini kayalar #n aras#ndan ç#kard#lar,do'rulttular, içini temizlediler, sonra da çekip gittiler. Sadece kal#n bir de'ne'e dayanmakta olan Urso yalpalayarak benimle kay#klararas#nda duruyordu.308nemek sen de, Urso!" dedim ona. Genç adam dudaklar #n# , ve

ba#n# sallad#.6it, $nanna! Sen bize ait de'ilsin. Yalanamayan ve öleme-birisininaram#zda yaamas# iyi bir ey de'il!""Fakat ben üç yüz y#l sizinle beraber yaad#m.""Evet, fakat varl#'#n art#k bizi rahats#z ediyor! Sen atalar #m#-n büyük sayg# duydu'u, hatta bu sayg#dan dolay# hayvan yemekten bile vazgeçti'i bir tanr #ça olarak geldin köyümüze. Üç yüz güne ve bilmem kaç yüz ay y#l# boyunca sadece nehrin ftze verdikleriyle

yetindik.""Bunlar kötü y#llar m#yd#?""Hay#r - bunlar senin y#llar #nd#! Belki de bu zaman# 'Uzun Gece' yada 'Yeralt# Dünyas#' diye adland#rd#'#n yerin yorgunlu'unuüzerinden atmak için kulland#n! Fakat bu art#k sona erdi."Ba#m# sallad#m. Urso dayand#'# de'ne'i kay#'#n içine f #rlatt#,sonra da sendeleyerek belindeki bal#k derisinden yap#lma küçük bir





keseyi bana uzatt#. "Sana baka Jbir ey veremem." Keseyi ald#mve kendi kemerime takt#m.

"Teekkür ederim, Urso!"Urso üzgün bir tav#rla gülümsedi, arkas#n# döndü ve tek baca'# üzerinde sekerek yan#mdan uzaklat#. Di'er köy sakinlerinin hiçbiri bana bakm#yordu. Art#k beni görmek istemediklerini anlam#t#m...Demek Lepeno Burgac#'ndaki küçük bal#kç#lardan ve kar #lar #ndan böyle ayr #lacakt#m! Beni kovuyorlard#! Ölüm ve kurbandan,tanr #sal arma'anlardan tek kelime bile etmiyorlard# art#k. Her ey bitmiti ve ben bir kez daha bir istenmeyendim.Tam bu anda aradan geçen bunca zaman boyunca onlardan binolmay# baaramamaktan dolay# içimde derin bir hüzün duydum.Birkaç ad#m atarak tam üç yüz y#l boyunca kulübemin durrnu oldu'u yere gittim. Kulübeden geriye en küçük bir iz °'lekalmam#t#. Sadece bir zamanlar oca'#n bulundu'u yerde309üzerine Atlantis haç#n# çizmi oldu'um ve bu ekilde davran

lar #m#n ve tutumumun da de'imeye balam# oldu'u U\ tozlar # talam# bir halde kutsal bir emanet gibi duruy0rd Ç Onu yerdenalarak kay#'a ta#d#m. O'ul Kurt ve dii yoin-, tek kelime etmemi olmama ra'men kay#'#n içine atlad#lar, k y#'# suya ittim, sonra bende içine atlad#m ve nemli zeminin oturdum. Ak #nt# bizi al# pgötürürken bir kez olsun dönüp arb ma bakmad#m. Kollar #m# O'ulKurt'un boynuna dolad#m, onun s#cakl#'#n# hissettim ve uzun uzuna'lad#m.

Sular yüksek iken köyün tüm kaderini belirleyen bur<&c güçsüzdü.Kay#k sadece biraz salland#, kendi ekseni etraf #nda birkaç kezdöndü ve h#zland#. Urso'nun de'ne'ine ihtiyac#m yoktu. Geni nehir, içinde bulundu'um küçük kay#'#, kal#n buz tabakalar # aras#nda tam üç yüz y#ldan beri vatan#m olmu olan küçük k #y# eridinden h#zla uzaklat#r #yordu.





Etrafimdaki manzaran#n giderek de'iti'ini fark ediyordum, fakat bunlar benim için bir ey ifade etmeyen resimlerden ibaretti. Nehir

pek çok kez yön de'itirdi. Da'lardaki a'açlar #n aras#nda geyiklerve ceylanlar görüyordum. Hayvanlar neredeyse suyun kenar #nakadar yakla#yor ve ak #nt#n#n h#zla uzaklat#rd#'# küçük kay#'# seyrediyorlard#. Nehir önce güneydo'uya döndü, sonra güneye,sonra da bat#ya. Bu kez k #y#larda keçiler, koyunlar ve hatta s#'#rlargörmeye balam#t#m.Güne da'lar #n ard#nda batmaya yüz tutarken, kay#k bu kezgüneydo'uya do'ru akmaya balam#t#. Önümde geçen yüz y#llar boyunca asla düleyemeyece'im kadar yeil, dümdüz bir ovauzan#yordu.O'ul Kurt ve dii yolda# bacaklar #m#n aras#nda uyuyorlard#, bende Atlantis bakentinin haritas#n#n bulundu'u yanm# kireÇtabakas#n#n üzerinde oturuyordum. Karn#m ac#km#t#, fakat k #y#yayanamak istemiyordum. Tek düüncem ilerlemek, daha fazlailerlemekti. Büyük nehir art#k iyice sakinlemi ve kuzeye

yönelmiti. S#rt üstü uzand#m ve derin bir uykuya dald#m.310Ertesi gün ve gece önemli bir olay olmadan ak # p gitti. Kurt-¦a birlikte nehrin buz gibi suyunu içiyorduk. Bir ey yeme-ernize ra'men ne onlar #n, ne de benim karn#m#z açt#. Nehrin j2$ burgaçlardan ne kadar uza'a ta#m# oldu'unun fark #nda jeSildim.Çizdi'i geni menderesler ve çok kez yön de'itirdi de benia#rtm#yordu. Etraf #mda hâlâ dümdüz topraklar san#yordu ve

hiçbir yerde da' s#ralar # göremiyordum. $lk gün soyunca k #y#lardaküçük orman parçalar # ve çal#l#klar uzan#yordu, fakat art#k sonsuz bir düzlükten baka hiçbir ey görünmüyordu.$kinci ak am kay#'#n alt#ndaki nehir ikiye ayr #ld#. Nehrin ana kolugiderek yan kollara ayr #lmaya balam#t#. Kuzeyin karanl#klar #ndado'mu olan nehir uzun bir yol at#ktan sonra görünüe göre art#kgücünü yitirmiti ve suyunu bir arada tutmay# ba-aram#yordu.





Güne ard#m#zda batarken ak am k #z#ll#'#nda ba#m#z#n üzerindengeçen bir ku katar #n# izledim. Turnalara ben-ziyorlard#. Akl#ma

çok uzun zamand#r yan#ma gelmemi olan yaban ördekleri ve di'erorman kular # gelmiti. Nehir kay#'# yava yava alt#n renkli, s#k bir sazl#k tarlas#na do'rusürüklüyordu. Ve sonra onlar # gördüm. Rengârenk tüylü yabanördekleri sazlar #n aras#ndan yükseldiler, küçücük kay#'#n üzerindedaireler çizerek döndüler ve zafer ç#'l#klar # atarak ak ama kadar bizi izlediler.Sazlar #n alt#n k #rm#z#s# uçlar #n#n üstündeki bulutlar #n aras#nda parlak noktac#klar halinde y#ld#zlar # görmeye balam#t#m. Onlar # izledikçe say#lar # da art#yordu. Dikkatimi bu ayd#nl#k noktalaraverdikçe, aralar #ndaki siyah sonsuzlu'un içinde daha sönük, dahaküçük di'er noktac#klar da teker teker gözüme çarp#yordu.Y#ld#zlar bana büyük ve kudretli tanr #lar ile daha önemsiz terin vetanr #çalar #n geçmite kalan o görkemli dünyalar #na ait k'rer an# gibigelmiti. Yukar #daki o #s#ld# noktac#klar #n biri ben

311olabilirdim. Sonsuzlukta bir toz zerresi, gelip geçicili'in l ¦• cük birizi... ÇlJ~Mutlu bir uykuya dald#m. Bu küçüldü büyüklü y#ld#zlar #n mü, çokuzun bir zamand#r beni beldeyen tann ve tanr #çab U Ben, $nanna,onlar #n k #z kardeleriydim... ''312ÜÇ DEN$Z ÜZER $ NDE

Uzun uykumdan uyand#'#m zaman günein s#cak ##nlar # tepemde parl#yordu. Etraf çok sessizdi ve bir süre kay#'a vuran küçükdalgalar #n ap#rt#s#n# zevkle dinledim. Arkama bak #nca O'ulKurt'un s#rt#n# gördüm. Beyaz kurt ba#n# dikmi ]* etraf # dinliyorve tecrübeli bir dümenci gibi dört ..."."' bir yan# gözlüyordu. *i.Dudaklar #m# büzerek hafif bir #sl#k çald#m, fakat





O'ul Kurt tepki vermedi. Onun yerine dii yolda# aya'a f #rlad#, bacaklar #n#n üzerinde gerindi, a'z#n# ard#na kadar açarak uzun uzun

esnedi ve diliyle dudaklar #n# yalad#."Nas#ls#n#z bakal#m? Kendinizi iyi hissediyor musunuz?" diyesordum neeyle. Dii kurt yan#ma yaldat#, beni koldad# veayaklar #m#n dibine uzand#."Hay#r, hay#r!" diye güldüm. "Yeteri kadar uyuduk. Önce neredeoldu'umuzu anlayal#m bakal#m!" Dii kurdun gözlerinin içine bakt#m."Seni nas#l ça'#rsam acaba? Hâlâ bir ismin yok. O'ul Kurt'unEi'ne ne dersin? Yok... çok uzun! Dii Kurt desem daha iyiolacak!"Dii Kurt yavaça soludu ve diliyle ellerimi yalad#. Kay#'#n toçtaraf #ndaki O'ul Kurt hâlâ bizimle ilgilenmiyordu. Yavaçado'ruldum ve ayn# anda gözlerimi k #st#m. Sanki p#r #l p#r #l parlayangümü bir levhan#n üzerinde yüzüyorduk. Güne ##nlar #, denizindalgalar # üzerinde milyarlarca küçük ##k noktac#'# eklinde

parl#yordu. I#ldayan denizin güzelli'i beni öylesine de-313rinden etkilemiti ki, bir de öteki tarafa bakmay# ak #l edeiy# memiçin aradan uzunca bir süre geçmesi gerekti.Deniz gözüme çok büyük, hafifçe kabar #k, metal bir #evh gibigörünüyordu. Ne yana bakarsam bakay#m, ufuk çizgisi dü bir hatolarak de'il, garip bir e'ime sahip bir çizgi ekl#ncj uzan#yordu.Acaba içinde bulundu'um kay#k, son derece orant#l# bir e'ime

sahip büyük bir su tepesinin üzerinde yüzüyor olabilir miydi? Ufukçizgisinin ard#nda ne vard#? Ans#z#n denizin gökyüzüyle birleti'iyerin bir s#n#r oldu'u hissine kap#ld#m Oras# dünyan#n sonuolmal#yd# ve ard#nda bulunan ey benim için en az Yasak Bahçekadar çekiciydi.Görünür dünyan#n ötesinde ne olabilece'ine dair bir fikrim yoktu.Yukar # bakarak akl#mda sadece silik an#lar # kalm# tüm o tanr #lar #n





nereye gitmi olabilece'ini düündüm. Gökyüzü ayd#nl#k ve berrakt#. Orada kimsenin saklanmas#na imkân yoktu. Hele güne

p#r #l p#r #l parlamaya devam etti'i müddetçe, asla... Fakat benim içinokyanus kavram#ndan baka bir ey ifade etmeyen bu büyükdenizin ötesinde, çok uzun zamand#r içimi huzursuzlukla doldurandüüncelerin cisimlemi varl#klar #n#n beni bekledi'inihissediyordum. $çimdeki duygular #n ne kadar çeliik oldu'unun dafark #ndayd#m. Bir yandan bu zaman ötesi huzurun tad#n# ç#kar #yorken, di'er yandan da denizin bu düz, berrak ve sonsuzgenili'i beni hasta ediyordu.Ans#z#n Gri Ev'deki güne resmini hat#rlad#m. Orada da aynalar bana birden fazla resim göstermilerdi! Gözlerimi giderek dahafazla aç#yordum. Gece bana sonsuz karanl#'# içinde milyarlarcay#ld#z göstermiti, imdi de gün ##'# bana kendisini dalgalar #nüzerinde milyarlarca parçaya bölünerek gösteriyordu. Bu iki sahne birer mesajd#!Gö'sümdeki Tanr # Ta#'ndan hafif bir v#nlama yükseliyordu. En az

çocuklu'um kadar eski olan bir melodi yank #lan#yordukulaldar #mda. I#k tüm ruhumu dolduruyor, ben de onu kana314na içiyordum, içimdeki karanl#'#n yava yava geride kald#-_ f # yokoldu'unu hissediyordum. Acaba tüm bu yaad#klar #m # ntü birdüten, bir hayalden, bir s#navdan m# ibaretti?Yan#mda oturan kurtlara bakt#m. A'#zlar #n# kay#'#n kenar #nadayam'*. hiç k # p#rdamadan denize bak #yorlard#. Hay#r, ne O'ul

Kurt, ne Dii Kurt, ne de bu kay#k, bir hayalden ibaret de'ildi. Tümk #y#lardan uzakta, bilinmedik bir denizin ortas#nda yüzüyorduk.Fakat yine de bir eyler de'imiti. Karanl#kta geçen yaam#mdaoldu'undan çok daha farkl# düünüyordum art#k.Sazl#k tarlas#, y#ld#zl# gece ve üzerinde ##ldar yans#yan deniz, bilincimin üzerindeki bir perdeyi y#rt# p atm#t# sanki! Çok eski birkitab#n sayfalar #n# kar #t#r #r gibiydim. Bu kitap tüm bu zaman





zarf #nda içimde sakl#yd#. $simler geliyordu akl#ma, denizk #y#lar #n#n, nehirlerin, göllerin, da'lar #n, ovalar #n, çöllerin, insan

topluluklar #n#n, eski tanr #lar #n ve kolonilerinin resimleri.Her ey üzerime o kadar yo'un bir ekilde çökmütü ki, ba-'#rmamak için kendimi zor tutuyordum. Oldu'umuz yerde duruyormuyuz, yoksa bir ak #nt#yla sürükleniyor muyuz, fark #nda bilede'ildim. Bu zamana kadar tüm yapt#klar #m# ve olanlar # d# dünyan#n kurallar #na göre yorumlam#t#m. Bir insan gibi görmü veduymu, hissetmi, koklam# ve tatm#t#m. S#ca'# s#cak olarak,so'u'u da so'uk olarak alg#lam#t#m. $çimdeki o büyük ve gizemli bilginin k #r #nt#lar # ise pek nadir olarak ortaya ç#km#t#.*u andan itibaren ise her ey bambaka olacakt#! Belki tanr #salideallerin bekledi'i kadar mükemmel de'il, fakat sadece içgüdüleredayanan bir yaamdan da berrak. Geçmiimin, bilgimin, varl#'#m#nve iç dünyam#n çok önemli bir bölümünü yeniden kefetmitim. Bunoktaya ulaabilmem için kuzeyin karanl#klar #n#n içinde bin y#l ve büyük nehrin yak #nlar #nda tam dört yüzy#l geçmesi gerekmiti. On

dört yüzy#l! Bu benim ondört ya#nda oldu'um anlam#na m# geliyordu? Ba#m# sallayarak315güldüm. Hay#r, ya#m# bu ekilde hesaplayamazd#m. O ha#Hgerçekte kaç ya#ndayd#m? On be mi? Felaketten az önce du'ugibi neredeyse on alt# m#? Yoksa bu arada on yedi mi 0# mutum?Duygular #m bana kendimi on sekiz ya#nda hissetr 'imisöylüyordu.

Yavaça içimi çektim ve on yedi ya#nda oldu'uma kara verdim.On yedi ya#ndaki bir tanr #ça olarak nas#l düünüphissedece'imden emin olamamama ra'men, bu kabul edebilece'im bir yat#. Ve kendime bir bakas#n#n gözleriyle bakmaya balad#m.Bu benim için de'iik, yepyeni bir duyguydu. Belki de dikkatli biruyan#...





Saatler sonra bat# yönünde birtak #m garip biçimli bulut kümeleri belirmeye balad#. Görünüe göre iki ya da üç farkl# hava tabakas#

üst üste binmiti. Deniz hareketlenmeye balam#t#. Ans#z#n birtak #m bal#k gruplar # sudan d#ar # s#çramaya balad#lar. Bir k #sm# do'ruca kay#'#n üzerine atl#yordu. Ba#m# omuzlar #m#n aras#naçekerek onlardan sak #nmaya çal#t#m, fakat O'ul Kurt ve Dii Kurt benim gibi yapmad#lar. O kadar çabuk do'-rulmulard# ki, neyapt#klar #n#n fark #na bile varamad#m. Havadaki bal#klara hamleyap#yorlard#. Bal#klar birbiri ard#na kay#'a dümeye balad#lar. $kikurt açl#'#n ve yaban içgüdüsünün dürtüsüyle benimdüünebilece'imden çok daha h#zl# olarak harekete geçmilerdi.Av#m#z# mutlulukla paylat#k. Kurtlar a'#zlar #n# ap#rdata a- p#rdata bal#klar # mideye indirmeye balad#lar, fakat ben bir lokmaolsun yiyemiyordum. Ans#z#n yakla#k iki bin ad#m ötede baka birkay#'#n bulundu'unu gördüm! Büyük bir korku üzerimde so'uk birdu etkisi yapm#t#. Tüylerimin diken diken oldu'unu ve tümvücudumun ürperdi'ini hissettim.

Di'er tekne t# pk # kurtlarla beraber içinde bulundu'um kay#'a benziyordu! Fakat benimkinden gözle görülür bir ekilde316daHa büyüktü ve k #ç taraf #nda duran beyaz bir kurt, gözünü bürümü bir canavar gibi bizden yana bak #yordu. Di'er ka-#ktat# pk # benim gibi bir de kad#n silueti bulundu'unu fark et-!•«!.Genel olarak hatlar #n# seçmekle beraber, yüzünü göremi-yordum.

Kay#k h#zla üzerimize geliyor, giderek daha da büyüyordu.Korkunç kay#'#n her iki taraf #nda garip bir ##lt# titreiyordu. $kiyana k #v#lc#mlar saçarak ilerliyor, ard#nda kara köpükler b#rak #yordu. Kay#'#mdaki kurtlar #n ikisi de a'larcas#na seslerç#karmaya balam#lard#. Elimde olmadan çok uzun y#llar önce buiki kurdun atalar #n#n kara buz duvar #n#n üzerinde ilk kez ##'# görmü olduklar # o garip durum geldi akl#ma. O zamanlar büyük





lider kurt öldürme arzusuyla üzerime at#lm#, sivri dileri Tanr # Ta#'m#n üzerinde bin y#ld#r birikmi olan kir tabakas#n# s#y#rm#t#.

Ans#z#n sert bir rüzgâr esti ve di'er kay#'#n görüntüsü ortadankayboldu. Gökyüzü yoktan var olmua benzeyen kara bulutlarlakaplanm#t#. Güne gözden o kadar çabuk kaybolmutu ki, bir aniçin yeniden karanl#klar dünyas#na dütü'ümü düünmektenkendimi alamad#m. Kay#'#n kenarlar #na s#k # s#k # tutunmutum.Rüzgâr küçük kay#'# öylesine iddetle sall#yordu ki, onu dengedetutmakta büyük zorluk çeldyordum. Büyük bir dalga kay#'açarparak hepimizi köpük içinde b#rakt#. Tuzun tad#n# almayal# acaba ne kadar olmutu? Öksürdüm ve ö'ürerek mideme boalandeniz suyunu geri ç#kard#m. Neler oldu'unu bilmiyordum.Rüzgâr f #rt#naya dönümütü. Ans#z#n aksi yönden esmeye balad# ve kay#'# arkadan yakalad#. Köpüklü dalgalar giderek daha büyük bir h#zla kay#'a çarp#yordu. Sonra dört bir yana ilk y#ld#r #mlardümeye balad#. F#rt#nan#n karanl#'#n#n içine gizlenmi olan birehrin metal kap#lar # büyük bir gürültüyle birbirine Çarp#yor

gibiydi. Kay#k, kendisinden daha h#zl# olan dalgalar #n317.üzerinde, kendisine yön verecek kuyru'u olmayan bir kU ... h#zlauçuyordu."Yaz#k sana!" dedi içimdeki $nanna di'erine so'uk bir sesi "Fazlagurur ve fazla ans, yok olmay# beraberinde getirir!"Dilerimi s#kt#m. Küçük kay#k h#zla su al#yordu, fakat benim veyakurtlardan birisinin denize dümesi, bundan çok daha tehlikeli bir

durum ortaya ç#kar #rd#."Haydi, buraya gelin!" diye ba'#rd#m dalgalar #n u'ultusunun vef #rt#nan#n homurtusunun içine. Sonra da kay#'#n içine boylu boyunca uzand#m. Bacaklar #m#n ve s#rt#m#n s#r #ls#klam olmas#nara'men, kurtlar #n her ikisini de yan#ma çektim. Alçak bir sesleinlemeye devam ediyorlard# ve korkudan tir tir titrediklerininfark #ndayd#m. Urso'nun bana vermi oldu'u de'ne'i ald#m ve





kay#'#n iki kenar #n#n aras#na s#k #ca yerletirdim. Tam vaktindedavranm#t#m!

Kay#k o kadar dik bir ekilde yükselmiti ki, içindeki tüm sulararka taraftan d#ar # boald#. Sonsuzluk kadar uzun süren bir an boyunca ne dalgalar #n sesi duyuldu, ne de f #rt#nan#n u'ultusu. Buani sessizlik o kadar acayipti ki, bir an için de'ne'i yerindensökmeyi düündüm. Fakat hemen sonra küçük kay#k büyük birh#zla tekrar dalgalar #n üzerine dütü. Kay#'#n tüm tahtalar # çat#rdam#t#. Fakat son derece garip bir durum olmas#na ra'men,kay#'#n iç k #sm#na gerili olan bal#k derileri hâlâ parça-lanmam#t#.Daha önce akl#ma gelmeyen bunca eyi hat#rlamam#n bana imdine faydas# vard#? Be ad#mdan daha büyük olmayan bir cevizkabu'unun içinde korkudan tir tir titreyen, s#r #ls#klam iki kurdasar #lm# olan bir insan, bir kad#n, bir tanr #ça, bilinmedik bu denizinortas#nda yakaland#'# f #rt#naya kar # ne yapabilirdi ki?Bilinmedik deniz mi?Hay#r! Çok uzun zaman önce bu denize "Kara Deniz" ad#

318 jüyordu... "Kara Deniz... Schernoje More... Mare Naegra...uWarzes Meer..." Bu korkunç suyu tan#mlayan bu kadar is-jp biranda akl#ma gelmesi beni a#rtm#t#. Acaba hangisi , »ruydu?Yoksa do'ru birden fazla m#yd#?Gök gürültüsünün, f #rt#nan#n u'ultusunun ve imeklerinçat#rdamas#n#n aras#nda, önüme aç#lan yepyeni bir kap#n#n ei'iniatlamakta oldu'umu fark ettim. Evet, birden fazla do'ru, birden

fazla gerçek vard#! Nas#l her aile, her kabile ya da her halk do'an#ncisimlerini ve olaylar #n# benzer ya da farkl# seslerle ifade etmehakk #n# kendilerinde görüyorlarsa, felaketten önceki zamana veeski dünyaya ait an#lar kesin ve de'itirilmez de'il, kular kadarözgür, bulutlar ve rüzgârlar kadar ne yapacaklar # belli olmazyasalard#!





Büyük tanr #lar olacaklar # önceden nas#l bilebilmilerdi? Her ku cinsinin, her hayvan ailesinin milyonlarca y#ll#k bir zaman zarf #nda

birbirleriyle anlaabilmek için kendi iaret ve seslerini, koku vedavran# türlerini gelitirdiklerini biliyordum. Fakat insanlarda vetanr #larda bu süreç neden çok daha k #sa bir zamanda iliyordu?Tüm tanr # ve kolonilerin geçmii ortakt#. Atlantis'in çöküüne kadarda tanr #lar #n ve halklar #n dillerinde en küçük bir de'iiklikolmam#t#. O halde nas#l olup da benim akl#ma ayn# deniz için dörtya da be farkl# isim gelebiliyordu? Bunun arkas#nda hangi kod,hangi s#r ve hangi niyet gizliydi?Ve bir kez daha beni Gri Ev'e gönderen o gemi sahibi geldi akl#ma.Bu korkunç, zalim ve itici deniz, büyük tanr # Zeus zaman#nda eniyi yedi kere yedi Annunaki'siyle -Castor, Polydeu-kes, Herakles,Orpheus ve kuzey rüzgâr #n#n ikiz o'ullar #- birlikte aç#ld#'# denizolmal#yd#. Kendimi zorlayarak Argonaut'lann 0 zamanlar neyiaramakta oldu'unu düündüm. Yan#lm#yorsam bu bir postolmal#yd#, alt#n bir post. Fakat neden? Elli cesur adam#n kendilerini

bile bile ölüm tehlikesinin kuca'#na at-319mas#na neden olan bu postta de'erli olan neydi? Çok k #Sa .. an içinzihnimde ç#lg#nca bir düünce belirdi. Elli erkek! /\u bir post! Bu post bir kad#n#n diilik organ#n# çevreleyen n0 olamaz m#yd#?Bu soruma cevap veremedim. Akl#ma sadece her eyin bi kehanetle balad#'# geliyordu. Çok uzun bir süre önce, Pe|j^ isimli biryöneticiye günün birinde ülkesini ve iktidar #n# elinden alacak

birisinin ortaya ç#kaca'# söylenmiti. Jason ortaya ç#kt#ö, zaman,Pelias onu imdi de benim ba#ma bela olan denizin çok uzak birk #y#s#ndaki Kolchis ülkesine göndermiti.Pelias, Jason'un bu uzun ve zorlu yolculuk esnas#nda ölüpgidece'ini düünüyordu, çünkü ondan Chrysomallos adl# koçunalt#n postunu bulup getirmesini istiyordu. Alt#n post, savaç# biryarad#l#a sahip olan aa'# tanr # Ares'in korkusunda sakl#yd#. Bu





meselenin aa'# tanr # Phrixos ve k #z kardei Hel-le'yle ilgilioldu'unu hayal meyal hat#rl#yordum. Muhtemelen her ikisi de bir

gök gemisinin idarecisi olmal#yd#lar. Yoksa gök gemisinin ismiChrysomallos muydu? Yeni bir d# kaplamaya sahip olan birdeneme modeli olabilir miydi?Her halükârda Helle Kolchis'e do'ru uçarken denize dümü ve butrajik ölümün an#s#na dütü'ü suya Hellespont ad# verilmiti. Jasonve Argonaut'lar ise alt#n postu çalmay# baarm# ve sakin sularageri dönmülerdi. Yine de iç sarayda anlat#lan bu çok eskihikâyenin bizi neden bu kadar etkiledi'ini anla-yam#yordum.Ouetzalcoatl'#n uyar #s#n#n bu konuyla ilgili olup olmad#'#n# uzunzaman düündüm. Fakat bu da beni çözüme yaklat#rmad#.Gö'sümdeki Tanr # Ta#'n#n her zamankinden daha s#cak oldu'unufark ettim. Yoksa bana bunlar # o mu anlat#yordu?Çat#rdayarak çakan son imek hemen yan#m#zda yükselen birdalgan#n üzerine dütü. Göz kamat#r #c# ##k yuvarlanarak bir tophalini ald# ve k #v#lc#mlar saçarak yan#mdan öylesine kor-

320ç bir h#zla geçti ki, yeil ##k kurtlar #n s#r #ls#klam tüylerini billurdu.Gö'sümdeki Tanr # Ta#'n#n #s#nd#'#n# ve mavi k #v#l-#rt#lar saçt#'#n# hissettim. Can#m ac#yordu ve elimde olmadan hir ç#gl'k att#m.Etrafimdaki her ey dönüyordu. S#rt üstü dön-.^ ve can havliylekay#'#n iki kenar # aras#na s#k #t#rd#'#m ,eane'e sar #ld#m. Gözümünönünde sadece mavi bir ##k var-di. Ba#m geriye dütü. Öksürereka'z#ma dolan sular # yuttum. c0nra üzerime o kadar fazla su çulland#

ki, kendimi korumaya firsat bulamad#m. Giderek suya bat#yor, ayn# zamanda bir zamanlar tanr # ve tanr #çalar hakk #nda duymu oldu'um an#lar #n derinliklerine gömülüyordum. Ve bu an#laraBerios'un sesi elik ediyordu..."Yirmi ila otuz bin y#l önceki kolonileme zaman#yd#. Atlan-tis'inen yetenekli erkek ve kad#nlar #n#n tüm zamanlar #n en büyüleyici veiddial# projesini gerçekletirmek üzere dünyan#n her k #tas#nda





seçilmi olan bölgelere gönderildikleri zaman. Adan#n yüksekkültür ve bilim düzeyinin, geliim düzeyi birbirinden çok farkl#

gruplar halinde yaayan vahilere aktar #lmas#na ad#m ad#m balanacakt#.Cro-Magnon deneyi fikir olarak ilk kez ortaya at#ld#'# zaman, bunun binlerce y#l sonras#n#n yay#lmac# iktidar h#rs#yla, büyüklükhezeyanlar #yla ve a#r # gururla bir ilgisi yoktu. Bu deneyin balat#lmas#ndaki esas neden gelecek kuaklara kar # duyulansorumluluk bilinci, gezegenin gelece'inin onlarla payla#lmas# için bilgi aktar #m# ve hizmet arzusuydu.Dünyan#n o zamana kadar uzak durulan bölgelerine ilk tanr #lar #nyerletirilmesi bir istila de'il, bir keif hareketiydi. Tanr #-'ar enyüksek ahlaki duygular #n gücüyle hareket ediyorlard# ve hedeflerikendi kültürlerini tehlikeye düürmeleri muhtemel tüm hatalar # olumadan engellemekti. Eski büyük tanr #lar o ka-c'ar lütufkâr,alçakgönüllü ve müfik bir ekilde ortaya ç#km#-'321

lard# ki, kendi yüzlerini ve varl#klar #n# mümkün oldu'u kangizleme çabas# içindeydiler. Baarmak istedikleri büyük eseri ' rinekudret ve korku saçan buyurucu varl#klar olarak de'il, ak • neçal#larda yanan bir ##k, a'açlar #n dallar #nda bir h##rt#, otla da ve bulutlarda bir iz olarak balam#lard#.Tanr #lar ve tanr #çalar, uzak ülkelerin kendi seviyelerine yükseltmek istedikleri insanlar #yla kutsal ayinler düzenleyerekevleniyorlard#. Fakat hiçbir ey balad#'# gibi kalmam#t#. Zaman#n

bilgeleri ve kâhinleri, ilk denemeden üç ya da dört bin y#l sonraeski ça'larla yapt#klar # kar #lat#rmalar sonucunda dünyayuvarla'#n#n kuzeyindeki buzlar #n önce güneye do'ru yay#laca'#n# sonra da önü al#nmaz bir ekilde eriyece'ini anlam#lard#. Budurum kar #s#nda kimsenin elinden hiçbir ey gelmezdi. Bununyan# s#ra kulaktan kula'a dolaan baka bir söylenti de vard#:Uzayda oradan oraya dolanan kaya parçalar #ndan biri dünyaya





düecekti. Atlantis'in çok eski kültürünün günün birinde yokolabilece'i düüncesi bile öylesine a'#r bir ok olmutu ki, büyük

kozmik uyum inanc# bir anda çöküvermiti. Atlantis'in birzamanlar #n esiz benzersiz dünya düzeni, kendine duydu'u inanc#ngücünü yitirmiti.Böylece çökü süreci daha ta o zamanlar devreye girmiti. Eski bilginin izleri her yeni tanr # kua'#nda giderek karma#kla-an, çokkez de politik düüncelerden etkilenen çürümü bir yap#yadönümütü.Gerçekçilik yerini resim ve sembollere b#rakm#t#. Dil, giderekdüünceleri saklaman#n bir arac# oluyordu. Eskiden dürüstlükolarak bilinen kavram, art#k aptall#k anlam#na geliyordu. Her kad#nve erke'in görevi art#k do'ru olan# de'il, o anda önemli olarakkabul edileni düünmek ve söylemekti. Yaklaan sondan duyulankorku uyumu yok etmi ve her eyi binlerce küçük parçayaay#rm#t#. K #skançl#k ve güvensizlik, yalan ve egoizm KralAdas#'n#n ve kolonilerinin eski kültür ve uygarl#'#n# bir ur gibi

sarm#t#.322cjki krall#'#n krallar # giderek kendi iç sorunlar #n# çözmeyeas#rken, kolonilerin hükümdarlar # da ayn# oranda güçleniyor-V. Tanr #lar ana k #tadan giderek daha az haber al#yor ve eski¦üt krallar #n çaresizli'ini sadece kültürel çökü olarak alg#l#yor-rdi- Zamanlar #n#n sona ermekte oldu'unu bir türlü kabul et-mek istemiyorlard#.

Baz# tanr #lar ise kendi krall#klar #n# kurmaya balam#lard#. BuHurumlanr #i merulat#rmak içinse eski geleneksel anlat#mlarakendileriyle ilgili küçük ama önemli pasajlar ekliyorlard#. Zeus dasadece batanr # olarak kabul edilmemek için birtak #m önlemleralm#t#. Bilgeleri ve rahipleri kanal#yla, gerçek tarihle ör-tümesinera'men, kendisini her eyin ba# ve sonu olarak belirleyen yeni biryarat#l# mitosu gelitirmiti. Bu yeni mitos, balang#çtaki kaostan





sonra Gaia'y# ilk ve ana tanr #ça olarak belirtiyordu. Gaia bir dairegibi yuvarlakt# ve etraf # sürekli olarak kendi içine dökülmesi için

ters istikâmete akan Okeanos Neh-ri'nin sular #yla çevriliydi.Toprak Ana Gaia'n#n, tanr #lar #n ikâmet etti'i gökyüzünün ki-iletirilmi hali olan UranosTa birlemesinden ilk olarak korkunçhilkat garibeleri dünyaya geldi: Yerlilerin korkuya ve dehetekap#lmalar #na neden olan tek gözlü kikloplar, elli bal# ve yüz kolluçocuklar, intikam tanr #çalar #, aa'# tanr #lar. Gerçekte ise bunlartekrar gerçekletirilmek istenen Cro-Magnon deneyinin baar #s#zürünleriydi...$o gibi su perileri, $apetus ve Kronos gibi Gigant ve Titanlar bileKral Adalarfndan gelen tanr #lar de'il, tanr #lar #n yaratt#'# varl#klard#. Zeus ise kendi kökenini Titanlar #n en genci ile resmiolarak Gaia'n#n halefi ilan edilen Rhea'ya ba'l#yordu.Zeus, Cro-Magnon deneyi ile eski dünyan#n çöküü aras#ndaki binlerce y#lda hüküm sürmü olan tanr #lar #n en pervas#z#yd#.Yönetim merkezi olan Olympos, akla hayale gelebilecek tüm deney

yarat#klar #yla doluydu. Zeus günei ve ay# durdura-323 bilece'ini, kendisinin dünyan#n hakimi ve bayarg#c# oldus can#n#nistedi'i her eyi yapabilece'ini iddia ediyordu, u U' bir süre sonraikiz krallara kar # sava bile ilan etti..." aKâhinin sesi giderek hafifliyordu...Zaman#n sonsuz burgac#na dümütüm. Bo yere d(jn # bugünü biryerlerde, bir ekilde ve bir zamanda ba'dat#rma çal##yor,

zihnimde ç#lg#nca bir h#zla bir resimden di'erine pe • yordum. Ne bir dura'#m, ne bir dayana'#m vard#. Kollar #m# ac m#, aç#k mavi bir ##k halesinin içinde uçuyordum...Önümde eski zaman#n iki genç tanr #ças# belirdi. Benim içintümüyle saydamd#lar, çünkü onlar #n bir genç k #z# and#ranvücutlar #n#, ince bacaklar #n#, hafif yuvarlak kalçalar #n#, ola'anüstü





güzellikteki gö'üslerini, zarif yüzlerini, bundan öte duygu vedüüncelerini de görebiliyordum.

Bu iki genç tanr #ça tanr #lar #n bir planlama hatas# olarak ayn# andave eit haklara sahip olarak Tanr # Zeus'un kolonisine geldiklerini biliyorlard#. Zeus en ba#ndan itibaren kendi dünyas#n# ve kendikrall#'#n# yaratm#t#. Adalardan oluan dünyas#n#n ilk sakinleri olanyerlilerine kay#klar, gemiler, hatta kalyonlar yapma izni vermiti.Sonra bir savaç# #rk # yaratm# ve yard#mc# tanr #s# Jason'u zenginsahiller aramas# için dur durak bilmeden denizlerde dolamaklagörevlendirmiti. Düüncelerim bir zaman dilimini daha atlad# veHera'n#n o geni omuzlu, sakall# ve güçlü tanr # Zeus taraf #ndan ilkkez nas#l batan ç#kart#ld#'#n# gördüm. Hera ilk önce iyi bir savaç# olan Ares'i, sonra Hebe'yi ve nihayet do'um sanc#lar #n# dindirdi'isöylenen Eileithya'y1 dünyaya getirdi. Tiksinti ve memnuniyetkar ##m# duygularla, o ebedî kad#n avc#s# Zeus'un on kraldanHera'y# ikinci ei olarak kabul etmesi emrini almas#n# izledim."Zeus on yedi tanr # kua'# boyunca eski krall#'#n yöneticilerinin en

vahisi ve doymak bilmezi olarak kald#" diyen sesini duydumBerios'un bir kez daha. "Onun iktidar #ndan ald#'# güÇ'324kaÇ tanr #çay# ve yerlilerden kaç kad#n# aldatarak batan ç#karmamve namile b#rakt#'#n# art#k kimse sayam#yordu. Eski dö-•süm vetelekinezi s#rlar #n# art#k sadece kendi istekleri do'rultundakullan#yordu. Bir at sine'i biçimine bürünerek He-*nin gö'sünekonar, alt#n ya'muru biçiminde Danae ile birle-jr bir ku'u eklinde

Leda'y# batan ç#kart#r. Yüzen bir bo'a uretinde de hiçbir eydenhaberi olmayan tanr #ça Europa'n#n bacaklar #n#n aras#na girer ve onuGirit'e kaç#r #r.Hükümdarl#'#n#n tüm süresi boyunca da kendi gerçek görünümüyles#k s#k genç tanr #ça $o ile seviir. Hera bunu ö'rendi'i zaman o çokeski ba'l#l#k yasas#na kar # ç#karak savamaya balar - kendisi ve





çocuklar # için. Yüz gözlü bekçi Argos'u, Her-mes adl# genç tanr #n#nmüzi'iyle uyutur. Sonra da her gece nöbet tutmaya balar.

Tanr # Zeus meselenin ne oldu'unu hissetmi gibidir. Çok uzun birsüre hiçbir ey yapmadan öylece bekler. Fakat günün birindeHera'n#n önceden planlad#'# olay gerçekleir: $o, so'uk ve nemli bir gecede, Zeus'a kavumak için yüzerek Asya ile Avrupak #talar #n# birbirinden ay#ran bo'azdan geçmeye karar verir. Ondanart#k bir karara varmas#n# isteyecektir. Uzun zamand#rgözetlenmekte ve yeni bir entrikan#n içine çekilmekte oldu'unu bilmeden bo'az#n kuzey k #y#lar #nda sudan ç#kar. Vücudununa'#rl#'# onu a#rtm#t#r ve kollar #yla bacaklar #n#n ucunda nedentoynak benzeri ç#k #nt#lar bulundu'unu anlayamam#t#r. Yavaçak #y#da yürümeye balar. Ans#z#n bir inek suretine büründü'ünükavrar. Geriye döner ve kendisini sadece Tanr # Zeus'tan de'il, ikik #tay# birbirinden ay#ran geçide bakar.Bu yüzden kendini salon, Tanr #ça $nanna! Zeus gibi olmak isteyenerkeklerden kendini koru! Onlar # dizginlemek için bir SeY

yap#lmad#'# takdirde say#lar # çok fazla olacakt#r! Onlar güç-'üolmalar #n#n kendilerinde di'erleri üzerinde hakimiyet kurmahakk #n# verdi'ini düünmektedirler... Bu nedenle kendini bu325 -yar # tanr #lardan sak #n... $simleri ister Tammuz olsun, istçr c istersede G#lgame... Onlar bugün ak yeminleri etmeb yar #n isesevgililerini, hatta çocuklar #n#n analar #n# aldatmak' • her türlüyalan# söylemekten çekinmezler! Bu nedenle $0'n yüzerek geçti'i

bo'az#n ismini bir an bile unutma...""Bosporus!" Bu isim kalbime buzdan bir b#çak gibi sap|a m#t#."Aptal ine'in geçidi... A#k olan, bu yüzden de alay ed-len birdiinin aa'#lanmas#..."Etrafimdaki her ey beyaz sis bulutlar #yla örtülmütü. Akl#-mayava yava gelen tüm bu söylenceler beni o kadar etkilemiti ki,tekrar yaad#'#m âna dönmekte büyük güçlük çekiyordum. Yar #





yar #ya suya gömülmü olan kay#'#n içine s#k #t#rd#'#m de'ne'inalt#ndan ç#kt#m, saçlanmdaki suyu silkeledim ve beyaz sessizli'in

içine bakt#m. O'ul Kurt ve Dii Kurt, gri renkli dalgalar #n aras#ndaac#nas# bir tahta parças# gibi sürüklenen kay#'#n ön taraf #ndas#r #ls#klam bir vaziyette duruyorlard#.Hareket etmeye bir türlü cesaret edemiyordum. Kurtlar ise balar #n# dört bir yana çevirerek etraflar #na bak #yorlard#. Sanki sislerinaras#ndan k #y#ya vuran dalgalar #n sesini arar gibiydiler. Ben de sisduvar #n#n ard#nda bir direncin varl#'#n# sezinler gibiydim. Art#kKara Deniz'de olmad#'#m#z# hissediyordum. Henüz göremedi'imk #y#lar kay#'#n her iki taraf #nda bazen bin be yüz, bazen de enfazla üç yüz ad#m uzakl#'#nda olmal#yd#lar. Hatta kay#'#n alt#ndakisular #n derinli'inin de'iti'ini bile hissediyordum.Sonra sis perdesi yava yava aralanmaya balad#. Gözleriminönünde üzerinde birtak #m küçük adac#klar bulunan yeni bir deniz belirmiti."Marmara!" diye ba'#rd#m O'ul Kurt'la Dii Kurt'a. "Marmara

Denizi'ndeyiz!" Hayvanlar balar #n# benden yana çevirdiler, fakatne söyledi'imi anlamad#lar. Urso'nun de'ne'iyle kay#'# en yak #nadaya yöneltmeyi düündüm, fakat ak #nt# imdad#-326etiti. O güzel ve berrak günde elli ila yüz bin ad#m yol Salmay# baard#k.Saçlar #m kuruyal# epey olmutu. Urso'nun de'ne'ini bir$ken dire'i gibi kay#'#n önüne uzatm# ve üzerinde Atlantis Lç#nin

bulundu'u tala sabitlemitim. S#cak bir esinti de'ne'in üzerineast#'#m elbiseleri kurutuyordu. Ayn# esinti kurtlar #n tüylerini, benim ç# plak omuzlar #m#, gö'üslerimi ve vücudumu da ok uyordu.$l#k rüzgâr #n ç# plak vücudumda dolamas#ndan büyük keyifal#yordum. Arkama yasland#m, kollar #m# arkaya uzatt#m, gözlerimikapad#m, dudaklar #m# aralad#m. Yaamak o kadar güzel, o kadarharika, o kadar ola'anüstü bir eydi ki!





Ak ama do'ru k #talar aras#ndaki ikinci bo'aza ulat#k. MarmaraDenizi'nin giderek s#'lat#'#n# ve iki k #tay# birbirinden ay#ran ince

bir su yolu oluturdu'unu gayet iyi hat#rl#yordum. Gece boyuncaeski tanr # Zeus'un ada krall#'#na aç#lan su yolunda hiç durmadanilerledik.Y#ld#zlar üzerimize bir kez daha ##ldamaya balam#lard#. Kurtlar, ba#na gelen birçok felaketten sa' salim kurtulmay# baarm# olankay#'#n içinde yan yana uyuyorlard#. Atlantis'li genç bir k #z#nismini ta#yan bir su yolunda ilerlemek oldukça garip bir duyguydu.Bu genç k #z kendisini ta#yan gök gemisinden düerek ölmütü.Kay#k imdi Helle'nin mezar #n#n üzerinde, Hellespont'ta yolal#yordu.Bütün gece uyuyamad#m. K #rm#z# güne topu arkam#zdaki s#kormanlarla kapl# da'lar #n üzerinde yükseldi'i vakit, önümüzde grirenkli bir deniz belirmiti. Sol tarafta birkaç alçak te-Pe gözümeçarpt#. Yak #n bir gelecekte bu tepelere insanlar #n yerleece'inidüündüm. Bu kan#ya nas#l vard#'#m# bilmiyordum, fakat belki de

ö'retmenlerimin bana bu civarda yer alan Troya adl# güzel bir bölgeden söz ettiklerini hat#rlam#t#m.Küçük kay#k ilerlemeye devam ediyordu. Ak #nt#ya uyarak327k #y# boyunca güneye do'ru yol al#yordu. Birtak #m tahta r>alar #ndan, bal#k ba'#rsaklar #ndan ve bal#k derisinden yap#im-, zavall# su ta#t#n#n korkunç burgaçlara, f #rt#nalara, dalgalara U havakoullar #na dayanabilmi olmas# beni art#k a#rtm#y0rcj $ki kurdun

davran#lar # benim için çok daha a#rt#c#yd#. Bir # bile pani'ekap#lmam#lard#. Tüm bu günler ve geceler boyun ca korkuyakap#ld#klar # tek bir ân# hat#rl#yordum.Onlar #n üzerine e'ildim ve ükran duygusuyla enselerini o|< ad#m.Sanki dokunuumla beraber onlar # uzun ve sessiz bir #st#rapdöneminden kurtarm#t#m. Öylesine büyük bir sevinç ve cokuylaüzerime at#ld#lar ki, iki elimle kendimi korumak zorunda kald#m.





"Yeter, yeter!" diye ba'#rd#m. "Tekneyi devireceksiniz!" Bununüzerine kurtlar yavaça ayaklar #m#n dibine uzand#lar. Dii Kurt,

Urso'nun bana vermi oldu'u keseyi kokluyordu. $çinde neoldu'una bakmaya henüz f #rsat bulamam#t#m. Bunun sebebi neydiacaba? Ba#m# sallayarak keseyi kemerimden ç#kard#m ve dikkatleaçarak içindekileri yass# ta#n üzerine döktüm.Bal#k k #lç#klar #ndan yap#lma biri küçük, di'eri büyük iki oltai'nesi. Gülümseyerek Urso'nun hazinelerini günee koydum.Bunlardan baka kesede bal#k ba'#rsa'#ndan yap#lma biraz ip veküçük bir çakmakta# parças# vard#. Urso'nun bu hazineleri nas#lelde etti'ini bilmiyordum. $ki deniz kabu'u. Birisinin üzerine eskiköyün plan#n# çizmiti. Gülümseyerek onu düündüm: "Seni gidisevgili aptal..."Çimen tohumlar #. Bununla ne kastetmek istedi'ini düündüm.Lepeno Burgac#'nda neredeyse hiç çimen yoktu. K #y# eridininkayal#k zemini buna uygun de'ildi. Tohumlar #n birkaç tanesini parmaklar #m#n aras#na ald#m, koklad#m ve a'z#ma soktum. Yava

yava çi'neyerek nereden geldiklerini anlamaya çal#t#m.328„¦, gün boyunca güneye do'ru ilerledikten sonra, ta uzaklardan bitecennet benzeri bir görünüme sahip olan bir adaya lastik- Adan#niçlerindeki yakla#k bin ad#m yüksekli'inde bir ¦a* yemyeiltepelerin ve dik kaya duvarlar #n#n üzerinde yük-eliyordu. Ak #nt# bizi adan#n bat# sahiline yaklat#rm#t#. K #y#ya anaabilmek içinUrso'nun de'ne'ini kullanmaya balad#m. j|<i kurtla birlikte

yapayaln#z denizin ortas#nda sürüklenmekten b#km#t#m. Ayr #caacil olarak taze suya ihtiyac#m#z vard#.K #sa bir süre sonra alçak dalgalar kay#'# sahilin talar # üzerinesürüklemiti. Son ve büyükçe bir dalga kay#'# kald#r # p ileri att#'# esnada aya'a kalkmak üzereydim. Kay#k bir baltayla parçalananodun parças# gibi da'#l#vermiti. Öne do'ru sendeledim. O'ul Kurtve Dii Kurt benden önce karaya atlad#lar, sonra da ma'lup etmeyi





baard#klar # bir düman gibi kay#'#n enkaz# etraf #nda uluyarak vehavlayarak dönmeye balad#lar.

Dizlerimin titremesine engel olamayarak bizi üç denizin üzerindenta#yarak buraya getiren kay#'#n enkaz#na bakt#m. Neden daha önce parçalanmad#'#n#, f #rt#nada sular #n dibine gömülmedi'ini bir türlüanlayam#yordum.Yere e'ilerek parmak uçlar #mla bükülmü bal#k ba'#rsaklar #nadokundum. Dokunmamla birlikte de gri bir toz y#'#n# halindetopra'a döküldüler. Denizin tuzu içlerine ileyerek onlar # un ufaketmiti. Ba#m# sallayarak üzerine eski bakentin plan# kaz#l# olanta# yerden ald#m. Bu ta bu arada bana bir t#ls#m gibi gelmeye balam#t#.K #y#s#na ç#kt#'#m#z küçük koy kayal#k bir burun taraf #ndankorunuyordu. Asl#nda sadece taze su almak ve birkaç meyvetoplamak üzere karaya ç#kmay# istemitim. Fakat art#k yeni birdurumla kar # kar #ya kalm#t#m: Tümüyle hesap d## yeni birhedefe ulam# bulunuyordum. Adan#n içlerindeki da'a bak-t#rn.

Zirvesine ç#k # p adan#n hatlar #na bakabilmeyi baarabilirim, belki buras#n#n ismini hat#rlayabilirdim.329Ta#m# biraz yukar #daki a'açlar #n aras#na saklamaya l<ar verdim.Etraf #ma bak #nd#m ve bu i için uygun bir yer arad#m Ayn# andadenizin üzerindeyken de gördü'üm, fakat üzerind fazladüünmedi'im bir ey gözüme çarpt#: Bu adada insanlar ya#yorolmal#yd# ya da en az#ndan bir süre önce yaam#lard#

Hemen ötedeki zeytin a'açlar #, insan eliyle dikilmi bir bahçeyiand#r #yordu. Kurtlar tepenin yamac#ndaki yüksek otlar #n aras#ndaoyna#rken, yava yava yapraklar # gümü par #lt#lar saçan, yamruyumru a'açlara do'ru yürümeye balad#m. $lkbahar günei buradaLepeno Burgac#'ndan çok daha fazla #s#t#yordu. Ta#m# kar #maç#kan ilk a'ac#n dibine b#rakt#m ve yapraklar #na dokundum. Hayalk #r #ld#'# içinde en fazla bir ay önce yeermi olduklar #n# fark ettim.





Dallarda bir tek olsun meyve yoktu. Oysa imdi bir zeytin, birf #nd#k, bir elma ya da bir armut yemeyi o kadar çok isterdim ki!

Ans#z#n içimde taze meyveye kar # dayan#lmaz bir arzu belirmiti.Kurtlar av peinde komaya balam#lard#. Onlar # göremiyor, fakatçal#lar #n ve otlar #n aras#ndan h#zla komalar #n# duyabiliyordum.Yavaça bir tepeye t#rmand#m. Otlar neredeyse belime kadaryükseliyordu. Baaklar #n irili'ini ilk bak #ta fark edemedim, fakatsonra ak #nl#kla oldu'um yerde kalakald#m. Bunlar ot de'il, bariz bir ekilde görüldü'ü üzere arpayd#!Eski arpa tarlalar #, eski zeytin korular #! Bu adan#n bir zamanlar birkoloni oldu'undan art#k emindim! Henüz tam olarakolgunlamam# baaklardan bir avuç tohum kopard#m. Oldukçalezzetliydiler ve çi'nedikçe tatl#la#yorlard#. Yamaçtan yukar # do'ru t#rman#rken, yerlilerle kar #lat#'#m takdirde daha dikkatlidavranmay# düünüyordum. *u ana kadar kar #lam# oldu'um hergrup, bir ekilde eski tanr #larla iliki kurmutu. Hem mamutavc#lar #, hem Renbart ile Fjörgyn'in kabilesi, hem de Lepeno

bal#kglar #. Esasen imdiye kadar bana bir kötülük yap#lm# de'ildi,fakat bir daha beni daima bir yabanc# olarak görecek bir toplulu'unüyesi olmak istemiyordum...330iki bo'azdan geçti'im esnada baka bir tanr # veya tanr #çaylakar #lamaya nas#l hasret kald#'#m# anlam#t#m. O anda zeytina'açlar #n#n aras#ndan Osiris bile ç#km# olsayd# bir sevinç jgh'# atar ve kendimi onun kollar #na atarak beni kucaklamas#n#

beklerdim.$çimi çekerek a'z#mdaki birkaç tohum kabu'unu tukurdum veelimin tersiyle dudaklar #m# sildim. Korkunç derecede susa-#r ##t#m.Dudaklar #m, ellerim, her ey tuzluydu. Zeytin a'açlar #n#n aras#ndangiderek yukar #lara t#rman#yordum. $çimde bu a'açlar #nmeyvelerinin uzun zamandan beri toplanmad#'#na dair kuvvetli bir





his vard#. A'açlar birbirine fazlas#yla yak #nd# ve uzun zamand#r budanmad#klar # her hallerinden belliydi.

Bir dere buluncaya kadar uzun süre yürümem gerekti. Berrak, tatl# su, denizin üzerinde yapt#'#m uzun yolculuk esnas#nda akl#magelen tüm o ac# dolu düünceleri kafamdan silip atm#t#.Elbiselerimi ç#kararak önce güzelce kendimi, sonra da onlar # y#kad#m. Dere k #y#s#ndan birkaç ad#m uzakl#kta tatl# bö'ürtlenlerdolu çal#lar kefettim. Birkaç bö'ürtlen yedikten sonra kurumalar # için elbiselerimi yere serdim ve onlar #n yanma uzand#m. Güne,vücudumu #s#t#yordu. Tuna Nehri'nin üzerindeki kaya teras#ndakiyaz mevsiminden bu yana kendimi hiç bu kadar iyihissetmemitim...331YALNIZLIK ADALARIi'$ jjjj'tl Adadaki üçüncü günümde buras#n#n ismi akl# j ¦" ma geldi.Birkaç saat k #y# boyunca yürümü ; sonra tekrar iç tarafa

yönelmi ve adan#n neredeyse ortas#na kadar ulaan büyük birkoyun . varl#'#n# fark etmitim. Yeil tepeler ve da'lar yakla#kon be bin ad#m uzunlu'unda ve on bin ad#m genili'indeki koyu bir taç gibi kuat#yordu. ICoyun güney taraf #ndaki yüksek da',düüncemden kesinlikle emin olmam# sa'lad#. "Lesbos!" diyem#r #ldand#m. "Buras# mutlaka Lesbos olmal#!" Beyaz bir kaya parças#n#n üzerine oturarak, çok uzun y#llar önce bana bu adaüzerine anlat#lanlar # hat#rlamaya çal#t#m. Bir zamanlar bir tanr #ça

olmak üzere e'itilmi olmama ra'men, kullan#lmayan bilgileri bilinçalt#m#n derinliklerinde bulup ç#karmakta büyük zorlukçekiyordum.Lesbos'daki ilk büyük tanr #lardan birinin ismi Makareos olmal#yd#.Hat#rlad#klar #m beni yan#ltm#yorsa, bu tanr # k #y#dan da'#n ete'inekadar uzanan yemyeil vadide ya#yordu. Yine hat#rlad#'#mkadar #yla k #z# Methymna, Lesbos ismindeki genç bir tanr #yla





evlenmiti. Tüm bunlar #n Tanr # Zeus'un hükümdarl#'#ndan öncegerçeklemi olmas# gerekiyordu.

Zeus! Her zaman Zeus! Bu tanr #n#n ismi akl#ma geldikçe,duydu'um öfke daha da art#yordu. Asl#nda o beni hiçbir ekildeilgilendirmiyordu, fakat anla#lan benim için yava yava birsembole dönümeye balam#t#. Uzun erkek egemenli'in yokolmu dünyas#na duydu'um öfkeyi içine att#'#m bir çöp çuku-332# bu Çul<ur Gfi Ev'deki on yedinci ayna resminde görülenanfazayd#. Erkeklerin tüm bilinmezlikleri, anla#lmazl#klar # vehjjkelerinin bulundu'u kutu! Tam bu anda, kolonizasyonun ¦wzamanlar #ndaki yüzlerce isim ve yer hakk #nda daha fazla bil— -jsahibi olmay# arzulad#m. Fakat art#k etrafta ne bir kütüphane, e desoru sorabilece'im birileri vard#. Neredeyse bütün gün boyunca koyun k #y#s#n# izleyebildi'im huyerden ayr #lmad#m. Akl#ma bu arada bu adayla ilgili baka birsöylence daha gelmiti. Söylence Orpheus ad#nda bir ozanla

ilgiliydi- Orpheus benim de kurtlarla beraber yapt#'#m seyahat boyunca gördü'üm k #y#lar boyunca yaam#, $iriyle tanr #lar # veinsanlar # kendisine hayran b#rakm#t#. Söyledi'i ark #lar vahihayvanlar # büyülüyor ve denizi sakinletirebiliyordu. Fakatkendilerini Mainad olarak adland#ran birtak #m vahiler taraf #ndanöldürülmü ve ba# kesilerek iiriyle birlikte Ebros Nehri'neat#lm#t#. Dalgalar ve ak #nt# da Orpheus'un kesik ba#yla liriniLesbos'un kuzey sahillerine sürüklemiti. Ozan#n kafas# kumlara

gömülüp kalm#t#, fakat liri talar #n aras#na s#k #m#t# ve rüzgârtellerinin aras#ndan süzülerek onu çalmaya devam ediyordu. Buekilde bülbüller Orpheus'un ark #lar #n# ö'rendiler. Rüzgâr onlar # en uzak k #y#lara kadar ta#d# ve a'açlar #n yapraklar # bile ozan#nhüzünlü ark #lar #n# söylemeye binlerce y#l devam ettiler.O geceyi koya bakan tepenin üzerinde, Orpheus'un özlem doluark #lar #n# dinleyerek geçirdim. Rüyamda günün birinde benim





yapt#'#m gibi küçük kay#klara, gök gemilerine, beyaz bo'alara yada yunuslar #n s#rtlar #na binmi olan k #zlar #n ve kad#nlar #n Lesbos'a

ak #n edece'ini ve yemyeil çimenlerle kapl# tepelerde bu hüzünlümelodileri dinleyece'ini gördüm. Rahibelerin etraf #nda toplanarakYasak Bahçe'de oldu'u gibi dolaacaklar, benim ebedî gençli'imive yaln#zl#'#m# anlatan dizece kulak vereceklerdi. Kendi duygular # ve arzular # benim öz-333lemime yak #n olan tüm kad#nlar # ve k #zlar # kucaklamay# ve ön-cüklere bo'may# dülüyordum. Bu arada onlar da ark #lar sfileyecek, el ele tutuacak ve birbirlerini seveceklerdi.Ertesi gün tepeden aa'# inerek kay#'#m#n parçaland#'# yer gitmeyeniyetlendim. Adan#n kuzeybat# k #y#s#na ulamak üze reyken ans#z#nkar #ma tuhaf ve esrarengiz bir orman ç#kt#. Ka $m gövdeli, on, oniki ad#m yüksekli'inde dev a'açlar, bulutsuz gökyüzüne tap#naksütunlar # gibi yükseliyordu. Talama dallar yerde gri, kahverengive siyah dev oyuncaklar gibi y#m. l#yd#. A'açlara yaklat#m ve

aradan geçen tüm bu y#llar boyunca yanm# topraktan neden bir tekolsun yeil ot bitmedi'ini merakla düündüm.Bir an sonra burada neler olup bitti'ini anlad#m. Gökta# dünyayadütü'ü zaman, yerkabu'unun ince ve hassas tüm kesimleriniharekete geçirmiti. Her tarafta yanarda'lar harekete geçmi ves#cak kaynaklar kötü niyetli gayzerler olarak yüzlerce y#l boyuncaetraf # kas# p kavurmutu. Dünyan#n kuzey kesimleri kal#n bir buluttabakas#n#n alt#nda kalarak so'uk ve karanl#kla kaplanm#, di'er

bölgelerde deniz ak #l almaz bir h#zla yükselmi, bereketlitopraklardaki yaam ölümün kara solu'uy-la yok edilmiti. Karaorman kar #mda bir uyar # sembolü gibi yükseliyordu.Yürümeye devam ettim ve karaya ç#kt#ktan sonra içindey#kand#'#m dereye ulat#m. Biraz su içtikten sonra #r #l #r #l akanderenin kenanna oturdum. *imdi ne yapmal#yd#m? Yeniden birkulübe ina etmeli, bö'ürtlen ve tah#l toplamal#, sonra da di'er





meyveler olgunla#ncaya kadar beklemeli miydim? Bir kad#n#n, birtanr #çan#n yaam# böyle mi olmal#yd#?

Birden kendimi çok yaln#z ve terk edilmi hissettim. O'ul Kurt ileDii Kurt bile ortada yoklard#. Nerede olduklar #n# bilmiyordum,ama en az#ndan iki kiiydiler. Duygusal davrand#'#m için kendimek #z#yordum, fakat tüm çabama ra'men böylesine334•jzel ve güneli bir günde gözyalar #m#n yanaklar #mdan aa'# gülmesine engel olamad#m."Her bitki, her hayvan, her ey yaam#n# önceden belirlendi'i gibisürdürüyor" dedim üzgün bir sesle. "Sadece sen, jnanna, bir tek senneden varoldu'unu bile bilmiyorsun..."Dere yavaça ar #ldayarak ak #yordu. Önümden ak #nt#ya kap#lm# bir yaprak geçti. Ona bakt#m ve bu adada gerçekten yapayaln#zolup olmad#'#m# düündüm. Bu âna kadar burada bakalar #n#n da bulundu'una dair en küçük bir iz bile elde edememitim. Bu aradakendimle giderek daha yüksek sesle konumaya balad#'#m# fark

etmitim. Sanki asla bir araya gelemeyen iki ayr # varl#ktanoluuyordum. Asl#nda üzgün olmam için bir sebep yoktu. Ada banayaamam için gerekli olan her eyi sa'l#yordu. Ak #ll# bir toplamave saklama plan#yla açl#k ve susuzluktan korkmama gerekkalmazd#. Fakat mesele bu de'ildi!Y#llar ve y#llar boyunca yapayaln#z yaad#ktan sonra ölüp gitmekdüüncesi beni dehete düürmütü! Ard#mdan ne bir erkek, ne de bir çocuk a'layacakt#! Benim kadar çok zamana sahip olmak ne

korkunç bir düünceydi! Ben dünyan#n, gökyüzünün, bitkilerin vedenizlerin tüm zaman#na sahiptim. Can#m#n istedi'ini yapabilir,istedi'im gibi yaayabilirdim - hem de bir tanr #ya, bir insana, birerke'e kar # sorumlu olmadan...Kadife yumuakl#'#ndaki ak am gö'ünde y#ld#zlar ve gümü renklinarin hilal giderek yükselmeye balad#'# zaman, hâlâ m#r #ldanarakakan derenin kenar #nda oturuyordum. Her gece durmadan





de'ierek iri yar #, k #zlar #, kad#nlar # ve kurtlar # ürküten bir erkekk #l#'#na bürünen, sonra da yeniden zay#flayarak, yeniden güç

toplamak üzere yok olan bir erke'i and#ran ay# izliyordum. Bazenonun di'er tüm gök cisimlerinden daha ^rarengiz oldu'unudüünüyordum. Oysa ayaklar #m#n dibinde huzurlu, fakat canl# birvarl#k gibi hiç durmadan akan su bile °'r hayal, bir illüzyon, gerçekolmayan bir görüntü de'il miydi?335O anda akmakta olan su, birkaç saniye içinde birkaç an yol alarakyerini baka bir suya b#rakm#t#. Fakat yine de bn yu içinde bar #nd#ran dere daima ayn# ya da en az#ndan ben bir görünümesahipti. Sadece rüzgâr esti'i, ya'mur ya'd#m r da mevsimler onuetkiledi'i zaman görünümünde k #smi eksiklikler oluyordu. Acabadere olarak adland#rabilece'im k-ey gerçekten var m#yd#? Yoksa bu akar su zaman benzeri, k #Sa bir an için gerçek, fakat elletutulmaz bir ey miydi?Elimi derenin içine sokup sonra avcumu d#ar # ç#karsayd#m derenin

bir parças#n# m# yakalam# olurdum, yoksa sadece parmaklar #m#naras#ndan akan suyu mu?Sahip oldu'um bu duygu ve düünceler beni a#rt#yordu. Bunlar #nkayna'# tanr #sal m#yd#, yoksa insanî miydi? Yoksa bakalar #ylakonuma iste'imden mi do'uyorlard#?Düüncelerimin tutarl# ve mant#ksal olmad#'#n# biliyordum. Pekk #sa bir süre önce nihayet bakalar #yla birlikte yaamaktankurtuldu'uma seviniyordum. $nsanlar # terk ediimin üzerinden

henüz birkaç gün geçmi olmas#na ra'men, neden onlar #nyoklu'unu hissetmeye balam#t#m?Aya'a kalkarak dere boyunca s#cak gecenin içine yürümeye balad#m. Sa'#mdaki ve solumdaki büyük a'açlar, düüncelerimiizleyip izlemediklerini benden gizleyen büyük bekçileriand#r #yordu.





K #y#ya ulat#'#m zaman denizin bitmez tükenmez u'ultusu benikucaklad#. Dalgalar beni talar #n ve sahilin yumuak dudaklar # gibi

öpücüklere bo'uyordu. Ay ##'# suyun çalkant#s#nda binlerce parçaya bölünüyor, uzaklarda bir yerde Orpheus ark #s#na balamaküzere lirini akort ediyordu.Yaln#zd#m! Gö'ün ve yerin aras#nda yapayaln#z. Ya#yor-dum.Acaba benden baka tanr # ve tanr #çalar, insanî varl#klar var olmu muydu hiç? Tüm bunlar #n zihnimdeki bir hayalden ibaret olmas# mümkün müydü? Hiçbirinin gerçek olmad#g1336,au, düünce ve tasavvurlardan oluan bir dünyada ya#yor 0lablHrmiydim?«Bir tanr #ça asla üphe edemez!" diye yükseldi Berios'un gji jçimden. "Varl#k biçimlerini yükseltmeye çal#abilmek için fjpheyetene'i sadece insanlara verilmitir.""*üphelenmiyorum" dedim alçak sesle. "Sadece soruyorum!"«Vücudunun her hücresine ve en gizli düüncelerine

yerletirilenleri tümüyle unutmu...""Bu seni neden sinirlendiriyor, Quetzalcoatl? Onun her eyihat#rlamak üzere oldu'unu görmüyor musun?""Evet, fakat çok yava! Neredeyse bin be yüz y#ld#r kendini bilmeden oradan oraya sürüklenip duruyor! $çinde bulundu'umuzgök gemisi karanl#'#n buzlar #na düüp parçaland#ktan sonra, kendiTanr # Ta#'m# bir mamuta vermemi miydim? Sabah Y#ld#z# olarakinsanlara gitmesi için $nanna'n#n koruyucusu olmam# m#yd#m?

Dördüncü dünyan#n üzerine gökten y#ld#zlar dütü'ü zaman, gökkubbenin ta#y#c#s# ben de'il miydim?""Bir y#ld#z, Quetzalcoatl! Dünyaya düen sadece tek bir y#ld#zd#...""Olabilir, fakat benim ta#m#n büyük enerjisi, bulunana kadar$nanna'y# #s#tm#t#. Hatta üzerini örten mamut tümüyle buzkesildikten sonra bile..."





"Di'er eski tanr #lar bunu biliyor. Ayr #ca Tanr # Viracocha da tüylüy#lan#yla sana yard#ma gelmiti. Sana kendi Tanr # Ta#'n# getirdi'i

s#rada, senden çok daha fazla karanl#klar #n içinde kalm#t#...""Bana Viracocha'y# methedip durma! $nka güne tanr #s# $nti "e birinsan k #z#n#n o'ullar # olan o sözde tanr #y# tan#yorum! Büyük eskitanr # Manco Capac Uygur'a çekilmi olmasayd#, o asla ilticacaGölü'nün hükümdar # olamazd#...""S#zlanmaktan vazgeç art#k, Quetzalcoatl! Kendine bir yerli337.kabilesi bul ve onlara içini k #skançl#kla dolduranlardan daha 'oldu'unu ispat et!""Bu k #skançl#k de'il, Enki! Ben senin gibi eski bir tanr # deö-Hm!Sizlerle tekrar konuabilmeyi baarabilmem için uzun sürdüünebilmem gerekti! Benim gibi bir tanr # ve $nanna gibi bitanr #ça için yaln#zl#k lanetinin ne anlama geldi'ini nereden bilebilirsiniz ki? Fakat sana yemin ederim, ilk halk #mdan geriyekalanlar #n yan#na günün birinde mutlaka geri dönece'im!

Vücudumu, sar # saçlar #m# ve sakal#m# gördükleri anda beni tekrartan#yacaklard#r! Fakat bu henüz mümkün de'il. Büyük Düzenletüm ilikilerimin koptu'u zamanda Viracocha'n#n bana arma'anetti'i Tanr # Ta#'nda benim için ne tür k #s#tlamalar bulundu'unuortaya ç#karana kadar, daha binlerce y#la ihtiyac#m var! Bu arada dat# pk # benim gibi ülkesini, halk #n# ve kudretini kaybetmi olan di'ertanr #lar # arayaca'#m... Fakat $nanna'y# mümkün olan en k #sazamanda devreye sokman#z gerekiyor, çünkü her yerde olaylar hiç

beklenmedik ekilde geliiyor...""Duruma henüz müdahale edemeyiz! Tanr #ça $nanna, kendisi için belirlenen yolu, kendisi bulmal#d#r!""Senin için konumak kolay! Birçok insan grubunun geliimininnereye gitti'ini kavrayam#yor musunuz? Sadece kendilerinidüünen ve ayn# anda hem efendi, hem tanr # olmaktan baka hiçbir





arzuya sahip olmayan küçük tanr #lar #n, yalanc# peygamberlerin peinden gidiyorlar..."

"Yine abart#yorsun, Quetzalcoatl! $nsanlar #n kendi tanr #lar #n# kendilerinin yaratmas# eski plan#n sadece lehine olabilir! Neyin iyi,neyin kötü oldu'unu böylece daha kolay kavrayacaklard#r...""Fakat ne pahas#na, Tanr # Enki, ne pahas#na?""Gerçe'i tecrübe yoluyla kavramak pahas#na!""Gerçek mi dedin? Tecrübe mi? $nsanlar #n kendilerini mahvedecekyolda el yordam#yla ilerlemelerini seyretmeniz ne kadar ac#! Buçocuklar #n eline bir zamanlar bizim sahip oldu'u-338^ silahlar # da verebilirsin! O zaman dünyan#n kendilerine ait bu'unu sanacak, hakk #nda hiçbir ey bilmedikleri yarad#l##n nyüce varl#klar # olduklar #n# düünmeye balayacaklard#r! Buapt#'#n#z adil ve dürüst de'il, Tanr # Enki, çünkü yarat#klar #m#zadaha yüce bir varl#k seviyesinin yolunu kap#yorsunuz. Bizim^diklerimizin çok az bir k #sm#na sahip olsalar bile, eski Büyük

püzen'i yeniden kurmalar # asla mümkün de'ildir! Onlar sadece birer insan, Enki! Tanr # de'il, insan!""Onlar # evcilletirmek ve genç ruhlar #n# zincirlerle ba'lamak m# istiyorsun?""Tüm bu olup bitenler onlar için çok fazla... Evrendeki ve kendiiçimizdeki Büyük Düzen'i anlamaya balayabilmek için biz bileyüz binlerce y#la ihtiyaç duyduk! *ayet duruma müdahaleetmezsek, insanlar #n kendilerini ve dünyay# yok etmeleri için en

fazla on bin y#la ihtiyaçlar # olacakt#r!""Bu genç tanr #çan#n bir eyleri de'itirebilece'ine ve geliimidüzenleyebilece'ine inan#yor musun gerçekten?""$nanna senin ve di'er eski tanr #lar #n tohumlar #yla yarat#ld#'# zaman bunun böyle olmas# planlanm#t#! Bu imdi neden de'imi olsun ki?""Bir dünya yok oldu!"





"Belki, ama sorunlar olduklan gibi kald#!"Sonraki haftalar ve aylar bana kuzeydeki nehrin üzerindeki kaya

teras#nda geçirdi'im yaz mevsimini hat#rlat#yordu. Fakat *imdiiçinde bulundu'um mekân daha geni, daha çeitli ve ilginçti.Balang#çta ç# plak dola#yordum, fakat sonra geni kemerlerle veyapraklardan ördü'üm etekliklerle giyinmekten zevk almaya balad#m. Talam# orman#n yak #nlar #ndaki parçalanm# kay#'#m#,her geziden sonra geri döndü'üm mihenk noktas# yapm#t#m. Belkide kurtlar #n günün birinde orada ortaya ç#kacaklar #n# düünüyordum.339Yava yava tüm aday# tan#maya bal#yordum. Çok uzun man öncekültür bitkileri olmas# gereken, fakat bu arada v den vahilemi olan a'açlar ve çal#lar kefetmitim. A'ar] daki meyvelerden baz#lar # nar, armut ve incire benziyord Gerçi küçük ve ek iydiler,fakat hâlâ oldukça lezzetli say#hr #ardGüneybat#da daha küçük, ikinci bir koy vard#. Uzunca b' aradan

sonra ilk kez gökyüzünde bulutlar #n topland#'# ve ya? murun k #zg#nkayalar #n üzerine dütü'ü bir günde, bu küçük koydan yola ç#karakadan#n do'u k #y#lar #na do'ru ilerlemeye balad#m. Ya'muriddetlenince bir a'ac#n alt#na s#'#narak bir müddet bekledim. Buarada so'uk ve ya'#l# günler için kendime bir bar #nak yapman#ngerekebilece'ini düündüm. O zamana dek buna ihtiyaçduymam#t#m.Fakat içimdeki bir dürtü beni Lesbos'ta daha fazla kalmamak için

zorlay# p duruyordu. Geçti'imiz aylar boyunca geceleri s#k s#kkayna'#n# anlayamad#'#m sesler taraf #ndan uyand#r #lm#t#m. Birkaçdefa da Tanr # Ta#'m#n sanki benimle konumak istermi gibi birhisse kap#lm#t#m. Fakat bu imkâns#zd#! Neredeyse bin be yüzy#ldan bu yana tatan en küçük bir mesaj bile almam#t#m.Asl#nda onu boynumda art#k sadece o eski görkemli günlerinan#s#na ta#yordum. Ta# sahilin ince kumuyla temizlemi ve





yumuak yapraklarla cilalam#t#m. Bunu herhangi bir umutta#d#'#m için de'il, sadece baka bir meguliyetim olmad#'# için

yapm#t#m.Ya'mur dindi ve güne tekrar gökyüzünde h#zla yol alan bulutlar #nard#ndan ç#kt#. Bir kaya ç#k #nt#s#n#n üzerine t#rmanarak, adan#n ozamana kadar görmemi oldu'um bir k #y#s#na bakt#m. Su o kadardurgun ve berrakt# ki, denizin dibindeki kayalar # ve talar # bilegayet iyi görebiliyordum. Bir süre beni bu derece etkileyenin neoldu'unu anlayamad#m. Fakat sonra bir an için kalbim duracakm# gibi oldu. Suyun derinliklerinde neler gördü'üme bir türlüinanam#yordum!340"Duvarlar!" diye f #s#ldad#m kendi kendime. "Ev duvarlar #!" -ra kesilmi gibi suya batm# bir yerleim yerinin kal#nt#lar #- bak #yordum. Akl#mdan yüzlerce soru geçiyordu. Bu evler zamanina edilmiti? Bunlar # kim yapm#t#? Ne zaman batlard#? $çlerindeoturanlara ne olmutu?

Ani bir hareketle arkam# döndüm, üzerinde bulundu'um kayaç#k #nt#s#ndan yar # kayarak, yar # s#çrayarak inmeye çal#t#m, vargücümü kullanarak daha fazla bir eyler görmeyi umut edebildi'imdeniz k #y#s#na indim. Heyecanla oradan oraya koturmama ra'men,hiçbir ey göremiyordum.Yapabilecek tek bir eyim kalm#t#. Kendimi h#zla suya att#m.Tuzlu su, az önce kayadan aa'# inmeye çal##rken çizilen tenimiyak #yordu. Bat#k kaya duvarlar #n#n bulundu'unu sand#'#m yerin

üzerine gelinceye kadar durmadan yüzdüm. S#k s#k ba#m# suyasokuyor, fakat yine de aa'#s#n# kayan#n üstünden oldu'u kadar berrak olarak göremiyordum. Sonra derin bir nefes ald#m ve suyadald#m.Belki de buna sadece heyecan#m sebep oluyordu, fakat bir an içingeceler boyunca beni uyand#ran sesleri duydu'umu hissetmeye balam#t#m. Denizin dibine yaklat#m. Birbiri üzerine y#'#l# kaya





bloklar #n#n üzerinde dikkatle yüzüyordum. Az sonra üzerleri yosun,alg ve kabuldü küçük deniz hayvanlar # ile kapl# testiler fark ettim.

Birtak #m düz alanlar # ve duvarlar # da aç#kça gördükten sonra, bat#k bir yerleim yerinin üzerinde bulundu'umdan hiç üphem kalmad#.Testilerden birinin kulpunu yakalad#m, fakat onu denizin dibindensökmeyi baaramad#m. Yere s#k # s#k #ya yap#m#t#. Yerden sadeceküçük bir ta parças# alabilmeyi baard#m. Derhal su yüzüneç#kt#m, fakat bu ta parças#n#n ne ie yarad#'#n# anlayamad#m.Sonra k #y#ya geri yüzdüm ve ya'an ya'mur yüzünden hâlâ #slakolan kumlar #n üzerine oturdum. Ta parças#n#n berine yap#m# olan kumlar # ve yosunlar # dikkatle temizleme-341ye balad#m. Ba parmak büyüklü'ündeki bir alan# temizledi tensonra, çok uzun y#llardan sonra gördü'üm en güzel nesn ye bakmaya balad#m: Bu gri ta parças# kilden yap#lm#t# Atete pimi kilden!Üzeri incecik çizgilerle kapl#yd# ve s#rlanm#t#.

Ayn# ince çizgiler ve ayn# s#r kaplamay# Duka-bölgesi arsi vindende tan#yordum. Gerçi orada çok daha de'iik materyaller de vard#,fakat elimde tuttu'um bu kil parças#n# orada gördü'ümden hiçüphe yoktu!Küçücük kil parças#n# elimde tutarken sevinçten a'l#yordum $lk kezfelaketten önceki zamandan kalan bir ey bulmutum.O'ul Kurt ile Dii Kurdu akl#mdan bir türlü ç#karamamamara'men, kay#'#m#n parçaland#'# sahile geri dönmemeye karar

verdim. Belki bir süre bensiz yaamaya karar vermilerdi ya daherhangi bir sebepten ötürü anakaraya dönmülerdi. Ertesi günkaya ç#k #nt#s#n#n alt#na yar # ma'ara, yar # kulübe eklinde bir ba-nnak yapm#t#m bile. Asl#nda k #l#k erzak haz#rlamaya niyetlioldu'um halde, kendimi tümüyle bat#k yerleim üzerineyo'unlat#rm#t#m.





Nadir olarak bal#k avl#yordum. Denizin dibinden midye ve denizkestanesi ç#kart#yor, kurutabilece'im meyveler toplamak üzere

adan#n içlerine gidiyordum. Zaman#m#n büyük k #sm#n# ise sudageçiriyordum. Suyun dibinde tahmin etti'imden çok daha uzunsüre kalabiliyordum. Hatta nefes almadan suyun dibinde ne kadarsüreyle kalabilece'imi ölçerek e'lenmeye bile balam#t#m. Tekrarsu yüzüne ç#kt#'#mda yorgunluk belirtisi göstermeden k #y#yaç#k #yor ve bulduklar #m# kaya ç#k #nt#s#n#n alt#na elimden geldi'ikadar düzenli bir ekilde yan yana yerletiriyordum. Yava yava bu bat#k yerleimin Lepeno Burga-c#'ndaki köyden çok daha eskiolmas# gerekti'ini kavramaya balam#t#m. Belki de geçmiimamut avc#lann#n ve ren geyig1342yw¦canlar #n#n anlatt#klar # o zamana dek uzan#yordu. Yani Cro-#v/lagnon deneyi zaman#na...Buna ra'men denizdeki bu köyün Lascaux veya Altamira

â'aralar #ndaki çizimler kadar eski olmas# imkâns#zd#. Bukal#nt#lar #n felaketten üç ya da dört bin y#l öncesine dayand#'#n# düünmeye balam#t#m. Bu yerleim kuzeydeki buzlar #n erimeye balamas#yla birlikte sular alt#nda kalm# olmal#yd#. Budüüncemin do'ru olmas#, köy sakinlerinin baka bir yere göçetmek için yeterli zaman bulmu olmalar # anlam#na geliyordu.Art#k Lesbos'ta yaamad#klanna göre, acaba nereye gitmilerdi?Onlar #n yerinde olsam ne yapaca'#m# düündüm. Denizin

yükselmesi tüm insanlar #n durumu fark edebilece'i kadar yava birsüreçti. Fakat ne kadar yükselece'i belli de'ildi ve bu belirsizlikgünün birinde büyük bir korkuya dönüebilirdi. Önceden kimseninkabul etmek istemedi'i gerçek, bir müddet sonra somut durumlahiçbir ilgisi bulunmayan durumlar #n ortaya ç#kmas#na nedenolabilirdi. Acaba böyle mi olmutu? Yerleim yerinin sakinleri





evlerini kaçarcas#na terk etmi, hatta adalar #n#n da'lar #na bilegüvenmemiler miydi?

Ma'ara kulübemin üzerindeki kaya ç#k #nt#s#na t#rmand#m vedenizin üzerinden do'uya bakt#m. Önce günee kar # denizdens#çrayan, havada taklalar atan ve #sl#k çalarak suya düen birkaçyunus fark ettim. Günein biraz yükselmesiyle birlikte de ufuktaanakaran#n k #y#lar #n# gördüm. Bat#k yerleimin sakinleri kay#klara binip anakaraya göç etmi olabilir miydi?Bu düünce akl#ma giderek daha fazla yatmaya balam#t#. Belki de bu adadan sorumlu olan aa'# tannlardan biri, büyük felaketten binlerce güne y#l# önce adan#n terk edilmesi emrini vermiti. Buvarsay#m do'ruysa, kar # tarafta birilerinin yaamas# gerekiyordu -t# pk # Fjörgyn'in kabilesi veya Lepeno bal#kç#lar # gibi.Düünceli bir tav#rla ba#m# sallad#m. Gerçekten de bir kez343daha bir insan grubunu aramak istiyor muydum? Kendime # nu bilmedi'imi itiraf etmek zorundayd#m. Can#m#n istedjs- " yapmak

bir ölçüde houma gidiyordu. Giderek daha büyük s~' rüler halindeadan#n üzerinden uçup giden kular kadar öz<?ü düm. Baz# ak amlar ise kendimi bir tutsak gibi hissediyordum Adan#n,yaln#zl#'#n ve benim için bir anlam# olmayan zaman# tutsa'#...Kendime bir meguliyet buldu'um müddetçe bu duruma gayet iyikatlanabilirdim. Kendi kendime #sl#k çal#yor, bazen ark #larsöylüyor, talar, a'açlar ve büyük bir güvenle yan#ma gelenhayvanlarla konuuyordum. Bu arada birkaç yaban ked-siyle

tan#m#t#m ve onlar # tüylerindeki farkl# desenlerden ay#rtedebiliyordum. Kaya ç#k #nt#s#n#n az üstündeki küçük bir göle beni bazen paytak ad#mlarla takip eden bir yaban örde'i sürüsüyerlemiti. Turnalar kendilerine çok yaklamama izin veriyor, bülbüller bile benden korkmuyordu.





Giderek daha s#k kendimle konumaya balam#t#m. Kendime birsoru sormam ve pek çok cevap aramam, benim için bir nevi oyun

olmutu."Sana bir ey sorabilir miyim, $nanna?""Dünkü ve önceki günkü soru de'ilse, neden olmas#n?""Onlar # cevapland#rmam#t#n...""Bunu yapmak zorunda m#y#m?""Hay#r, fakat sonunda bir karara varmak isteyip istemedi'ini bilmek, oldukça ilginç olurdu...""Bu neye yarar?""Bilmeye!""Peki bu bir eyi de'itirir mi?""Evet... belki... hay#r..."Sonra sustum ve öylece durdum. Ne istedi'imi biliyor muydum, bilmiyor muydum? Ba#m# sallad#m. Bugünkü oyun hiç de iyigitmiyordu. Yoksa cevab# biliyor, fakat bunu itiraf etmeye miçekmiyordum?

344"Qff diye içimi çektim. "Senin hakk #nda ne düünmeliyim, ,nna?Sen bir tanr #ça ve ayn# zamanda genç bir kad#ns#n. Fa-t günlerini boa geçiriyor ve birtak #m eski çanak çömlek parlar # ç#karmak içindenize dalmaktan baka bir ey yapm#yor-n Bir kerecik bile birerke'i özlemiyor musun? Sana hayat rkada# olacak, seni kollar #n#naras#na alacak ve kula'#na seni bu dünyada her eyden fazlasevdi'ini f #s#ldayacak bir adam#..." "Bunu yapamam..." "Bunu kim

söylüyor?""Atlantis'te yaayan herkes, çünkü ben bir Seçilmi'im!" "Seçilmi mi? Ne için?"Dudaklanm# #s#rd#m. Art#k buna devam etmek istemiyordum. Bukonuyla ilgili düüncelerimi bast#rmakta güçlük çekiyordum.Bunlar benim için daima bir tabu, bir tür Yasak Bahçe olmutu.Denize geri dönüp kendimi serin dalgalar #n içine b#rakt#m. Bu bin





be yüz y#ld#r ruhum en ücra köelerinde saklad#'#m s#rlar # kurcalamaktan çok daha iyiydi. Bütün dünyada bana ihtiyac# olan

bir tek insan bile yoktu. Hem de bir zamanlar benim için özel biryol çizilmi olmas#na ra'men! Bunun bir anlam# var m#yd# hâlâ?Art#k bana gerek kalmam#t#. Kuzeyin karanl#k dünyas#nasürüklenmi ve unutulmutum...Uzun bir süre denizin dibine dald#m. Tekrar su yüzüne ç#kt#'#mdagüne orman#n ve da'lar #n arkas#nda batm#t#. Sadece do'udakik #rm#z# bir çizgi Asya k #y#lar #n# iaret ediyordu. Bulduklar #m# birkez daha kaya ç#k #nt#s#n#n alt#na ta#d#m ve özel bir seçimyapmadan kil parçalar #ndan birini temizlemeye balad#m. Veans#z#n sanki her ey donup kald#. Gördü'üm ey benim için odenli önemliydi ki, içimde bat#k köyü ilk gördü'üm andakiduygular belirdi.Aç#k renk bir zemin üzerinde kahverengi kareler ve dikdörtgenlergörüyordum. Bu iaretlerin her birinin ortas#nda yine ay-n# *ekildekare veya dikdörtgen bir leke bulunuyordu. Buna ila-

345ve olarak kahverengi çerçevenin içinde dört, be, bazen d küçücükkareye benzer ve yine de farkl# motifler oluturuv$lk anda bunlar #n bir kuma parças# ya da tahta oymas# •• U rindekimotiflerin birer kopyas# olabilece'ini düündüm F #,6 sonra kare vedikdörtgen dizilerinin üstünde Atlantis'e ait #^ mayacak bir çizim bulundu'unu fark ettim. Bu motif bana h eyiyle Tanr # Tiuz'unkolonisindeki ma'aralarda gördü'üm • zimleri an#msat#yordu. Bu

çizim yerlilere aitti!Çizimde iki da' zirvesi görüyordum. Birinden duman yutseliyordu, di'er da'#n ete'ine ise lav ak #nt#s#na benzer y0]iaçizilmiti. Lepeno Burgac#'ndaki kulübemde bulunan ocak tas#n#nyan#ndaki kireç tozlar #n#n üzerine Atlantis bakentinin plan#n# çizmek eklindeki çocukça giriimimi hat#rlad#m. Ellerimin





aras#nda tuttu'um bu kil parças#n#n üzerinde, çift zirveli biryanarda'#n eteklerinde bulunan bir ehrin plan# çiziliydi!

Lesbos'da böyle çift zirveli bir yanarda' bulunmad#'#n# gayet iyi biliyordum. O halde bu çizim nereye aitti? Hangi yerleim yerini,hangi ehri temsil ediyordu?Bak #lanm# denizin ötesine çevirdim. Do'u ufkundaki k #rm#z# çizgisolgunlam#t#. Yar #n sabah anakara k #y#lar #n# en iyi ekildegörebilmek için hemen bu ak am adan#n en yüksek da'#n#nzirvesine t#rmanmay# geçirdim akl#mdan. Fakat sonra böyle çiftzirveli bir yanarda'# geçti'imiz haftalarda k #y#dan veya kayaç#k #nt#s#n#n üzerinden mutlaka görmü olmam gerekti'inidüündüm.Lesbos'dan hemen o gece ayr #lmaya karar verdim. Bal#k derisindenyap#lma küçük torban#n içine toplad#'#m meyvelerden vetohumlardan birkaç#n# koydum. Bir kez daha kayan#n üzerineç#kt#m ve kurtlar # görmeye çal#t#m. Bu öylesine yap#lm# birhareketti, çünkü onlar # bir daha asla göremeyece'imi biliyor' dum.

K #y#ya geri döndüm, kenevir liflerinden yapt#'#m kemen belimetakt#m ve buldu'um parçalar #n en güzellerini ona s#k #03346»lad#m- 'nce hilalin do'u ufkunda belirmesini bekledim vera denize girdim. Nerede oldu'unu ve ne kadar uzakta bu-5 ndu'unu bilmedi'im bir liman#n fenerini and#ran hilale do'ruun ûlaçlarla yüzmeye baladum.

nenjzdeki ilk saatim çok iyi geçti. Kollar #m# ve bacaklar #m# simetrik olarak kullan#yordum. Muhteem gecenin içinde yüzmek benim için yepyeni bir tecrübeydi. Arada s#rada s#rt üstü dönüyor,sadece el ve ayaklar #m# hafifçe oynatarak birkaç dakikadinleniyordum. Sessizlik ve yaln#zl#k kendisini adada oldu'undançok daha yo'un bir ekilde hissettirmeye balam#t#. Y#ld#zlarladolu gökyüzüne bakarken kendimi hem enginlerde kaybolmu, hem





de yukar # ve aa'#n#n, dün ve bugünün aras#na s#k #m# hissediyordum.

Ak #nt# beni öylesine beklenmedik bir anda yakalam#t# ki, aç#kdenize sürüklenmemek için kollar #m ve bacaklar #mla var gücümleyüzmeye balam#t#m. Bunu hiç hesaba katmam#t#m! Çift zirveliyanarda'#n eteklerinde kurulu oldu'unu düündü'üm ehrin bulundu'u yabanc# ülkeye, yani do'uya do'ru gitmeyitasarl#yordum, bat#ya do'ru de'il!Ay ##'# karanl#k bir bulut kümesinin ard#nda kayboldu'u zaman,yolun henüz dörtte birini bile alm# de'ildim. Su hissedilir derecedeso'umutu. H#z#m#n ne oldu'u konusunda en ufak bir fikrim bileyoktu. Sadece bir kere yukar # bakt#'#m esnada birkaç y#ld#zgördüm. Onlara bakarak yönümü saptamaya Çal#t#m, fakat süreklidönüyor gibiydiler. Gerçekte bütün gökyüzü dönüyordu, fakat birzamanlar gö'ün ortas#n# belirleyen y#ld#z#n de'il, bambaka birtanesinin etraf #nda.Felaketten bu yana dünyan#n ekseninin ne ölçüde e'ildi'i yolunda

bir izlenim elde ediyordum. Ve ans#z#n kafamdaki bir-Ç°k sorununcevab#n# buldum: Tüm bu y#llar boyunca bir zamanlar banaö'retilen gökyüzü resmine göre yön tayin etme-347ye çal#m#t#m. Fakat imdi her ey de'imiti. Hayvanlar # yerlilerin saptad#klar # yön ile benimkinin sürekli çelime • .e sebebi bu olmal#yd#. Eski geleneklerin anlatt#klar # ile görduk # n aras#ndakiderin çeliki... '

Ak #nt# beni karanl#k bir gölgenin yan#ndan sürüklüy0rd Do'uda ve bat#da kara oldu'unu hissediyordum, fakat den' beni bir türlü b#rakm#yordu. Görünmez nehir beni giderek dan uzaklarasürüklüyordu. Art#k tek umudum sabah#n ilk \#sin dekdayanabilmekti.Fakat güne do'mad#. Gece sona erdi'i zaman, birkaç saat önceayr #ld#'#m k #y#dan pek de farkl# olmayan bir k #y#n#n ilerisinde





yüzüyordum. Üzerimde kur unî bulutlardan oluan kal#n bir örtüvard#. Do'uya gitmek isterken neredeyse yüz bin ad#m güneye

sürüklenmitim ve art#k tek bir ans#m kalm#t#: Az ilerideki adayas#'#nabilmek! Oras#n#n Chios oldu'unu düünüyordum.Denizin ak #nt#s#ndan kurtulabilmem ve adan#n güney ucununsevimsiz kayal#klar #na ulaabilmem yakla#k iki saatimi alm#t#.Karaya ayak bast#'#m zaman ise aday# neredeyse k #l pay# kaç#raca'#m# anlad#m.Geriye bakm#yordum. Beni aldatm# olan denizi bir daha görmekistemiyordum. Büyük bir hayal k #r #kl#'# içinde ve cesaretimiyitirmi olarak adan#n kayal#k tepesine t#rmand#m. Etrafta bir tekolsun a'aç bile yoktu. Bulutlar neredeyse ba#m#n üzerindengeçiyor ve etraf #m# bir sis duvar #yla çevreliyorlard#."Neden?" diye ba'#rd#m öfke ve hayal k #r #kl#'# dolu bir sesle.A'l#yordum. "Neden bu kadar güzel balayan gece, böylesine kötü bir ekilde sona erdi? Neredesiniz, ey tanr #lar? Beni nedenyaratt#n#z ve imdi beni neden yaln#z b#rak #yorsunuz?"

Giderek daha iddetli a'l#yor ve yumruklar #m# s#k #yordum. $çimdenhayk #rmak geliyordu."Hayk #r o halde, $nanna!" dedim kendi kendime h#çk #rarak.348"Evet, hayk #rmak istiyorum, art#k sadece hayk #rmak!" 0 kadaryüksek bir sesle hayk #rd#m ki, kendim bile korkuya pljd#m. Tekrartekrar kollar #m# yukar # kald#rd#m ve günei giz-êye cüret eden bulutlara do'ru hayk #rd#m. Neden yaad#'#-, ve sonumun ne

olaca'#n# bilmedi'im tüm bu zaman zarf #nda içimde biriken öfkeyionlara kustum...Dayanamayacak noktaya gelinceye kadar hayk #rmaya devam ettim.Gö'sümdeki Tanr # Ta# mavi bir uyar # ##'# saçmaya balam#t#.Ta#n uzun y#llar süren bir suskunluk döneminden sonra tekraruyanm# olmas# umurumda bile de'ildi. Bitkin bir ekilde





yan#mdaki nemli kayalar #n üzerine çöktüm ve uyuyup kalana deka'lad#m.

Kal#n bulut örtüsü, Chios hakk #nda edinebildi'im az bir izlenimindaima #slak ve nemli kalmas#n# sa'l#yordu. Bir tek yenebilecek ot, bö'ürtlen veya meyve bulamam#t#m. Bu çorak yerde yetien tek bitki, omuzlar #ma dek yükselen garip görünülü çal#l#klard#. Herzaman yeil olan bu bitkiler bana f #st#k a'açlar #n# hat#rlat#yordu,fakat dallar #ndaki siyah renkli meyveler ta kadar sertti ve yenecekgibi de'ildi.Daha ilk gün bu garip çal#lar #n gövdelerinden aç#k sar #, k #vaml# birözsuyun akt#'#n# fark ettim. Gözyalar #m bu güzel kokulu,yumuak reçinenin üzerine dütü'ü zaman, çal#lar #n öz-sular # mücevher gibi parlayan küçük damlalara dönüüyordu.Sertleen bu reçineyi çi'nemeyi denedim ve bu ekilde erzaktorbamdaki kurutulmu meyvelerin ve tohumlar #n pek az#n# yiyerekgün boyu açl#'#m# dindirmeyi baard#m.Yirmi dört gecenin yirmi dördünde de baka bir yerde uyumaya

çal#t#m. Her biri en az di'eri kadar korkunçtu. Bir türlü's#nam#yordum. Ne üzerimi örtecek bir battaniyeye sahiptim, nea'aç dallanna, ne de kuru yapraldara. Adada bir tek olsun da'arayoktu. Kaya ç#k #nt#lar #n#n alt# bile nemli ve yosunluydu.349Gözyalar #m#n dondurdu'u ve effaflat#rd#'# reçine dam# aklar #ndan epeyce toplam#t#m. Gelecek ça'larda dünyan hiçbiryerinde bu kadar saf sak #z damlac#klar # bulunamayacak

bilemezdim. Yirmi dört gece boyunca uyumaya çal#t#'#m v midört ayr # yerde yetien çal#lar, altlar #nda bir tanr #çan#n yan '#n# vegece gündüz gözya# döktü'ünü asla unutmayacaklard# Tüm bu zaman zarf #nda Tanr # Ta#'mdan yükselen mavi i#it bir anolsun solgunlamad#. Ba#m#n ve omuzlar #m#n etraf #ndaki mavirenkli ##ldamaya al#mam da oldukça zor olmutu. Bu ##lt# sankikula'#ma bu gri ve #slak kayalar #n gerçekte baka bir ey oldu'unu,





bulutlar #n üzerinde günein ve baka ##k kay-naklann#n varoldu'unu ve bu çorak yerden ayr #labilmek için do'ru sözü

söylemem gerekti'ini f #s#ldar gibiydi...Buradan ayr #lmay# baarabilmek için gece gündüz düünmemera'men, akl#ma ne bir kelime, ne bir büyü, ne sihirli bir hareket, nede tanr #sal bir bilgelik geliyordu. Kendimi sadece kaybolmu hissediyordum.Bu korkunç adada geçirdi'im yirmi beinci günde gözyala-r #mkurudu. A'lamaya devam etmek istiyor, fakat bunu baara-m#yordum. Yüre'im bombotu ve ruhum bir eyler alg#lamaya sonvermiti. Ne açl#k, ne de susuzluk hissediyordum. Hiçbir eyduymuyor, hiçbir koku alm#yordum. Dilim ve dudaklar #m tatalm#yordu, derim ölü bir bal#'#nki kadar so'uktu. Geceler boyuncauyumaya çal#t#'#m kayalar ve çal#lar aras#nda amaçs#zca dolan# pduruyordum.Karaya ç#k ##m#n yirmi alt#nc# gününde art#k çok yava hareketediyordum. Kendimi ölmekte olan bir hayvan gibi hissediyordum.

Fakat içinde rahatça ölebilece'im bir kovu'a, küçücük bir çukura bile sahip de'ildim. Adan#n k #y#s#na gittim. Bütün gün boyunca bazen suyun içinde, bazen de #slak kumsalda yürüyüp durdum.Üzerine uzan# p gözlerimi kapayabilece'im uygun bir yeraramaktan bir türlü vazgeçmiyordum.350yirmi yedinci günün nas#l geçti'ini anlamad#m. Gecenin ka-l,g# içinde, buz gibi esen rüzgâr #n alt#nda yere büzülmü-.rn. Tanr #

Ta#'ndan yükselen mavi ##lt# beni incecik bir örüm-ek a§' S"3'sa#malam,*tl- Ans#z#n, varl#k ile yokluk aras#nda bir ,urUmda,gökyüzündeki bulut örtüsü araland#.Yeniden büyümeye balayan hilal biçimli ay gökyüzünde öyle birduruyordu ki, sanki aradan bir ay de'il de, birkaç dakika geçmiti.Ay ##'#n# kana kana içtim. Yüre'im, ruhum ve bedenim, uzunzamand#r kayboldu'una inan#lan bir sevgiliye tek-rar kavuman#n





sevinciyle dolmutu. Daha önce asla ay# ilk «ördü'üm bu andaoldu'u kadar derinden bir minnet duymam#t#m. Gökteki gümü

renkli hilal, bana içinde hasretini çekti'im her eyi bar #nd#ran bir bereket boynuzu gibi geliyordu. K #sac#k bir an için uzaklardan beyaz kurtlar #n ulumalar #n# iitir gibi oldum."Beni yan#na al, Nanna-suin" diye f #s#ldad# dudaklar #m. "Seni uzunsüredir bekleyen benim - $nanna!"Hilal biçimli ay#n önünden, incecik çizgiler eklinde bir bulutörtüsü geçti.Ans#z#n gökteki hilalin Cro-Magnon vadisinde gördü'üm kad#nheykelci'inin, Laussel Venüsü'nün elindeki bereket boynuzuoldu'unu düündüm.Ay#n önünde oluan bulut çizgilerinin say#s#n# saymadan da biliyordum. On dördü ayd#nl#k, on dördü de karanl#k olmak üzere,tam yirmi sekiz çizgi... Bir aydaki günlerin ve ay#n her kad#n#nvücudunda açt#'# yaran#n dönümünün say#s#.Hilal biçimli ay#n biraz çapraz alt#nda yavaça soluyan bir gölge

belirmiti. Bana do'ru yaklat# ve giderek büyüdü. Ay#n uçlar # dev bir bo'an#n boynuzlar #na dönümütü sanki. Bo'a yavaça göktenindi. Sular #n üzerinden yürüyerek yan#ma yaklat#, etraf #mda öyle bir doland# ve ate saçan gözleriyle gözlerimin içine bakt#. Nefesiniyüzümde hissetti'im zaman ona351)gülümsedim. Sonra beni kald#rarak gö'e ç#kard#. Genç bo'as# beni

denizin ve güneydo'udaki da'lar #n üzerinden ^ di. Sonra tekrargeni bir su yüzeyinin ve s#k sedir ormanla kapl# da'lar #n üzerindengeçtik. Aa'#ya bakt#'#m zaman 5 â bir nehir ve sadecesazl#klardan olumu gibi duran geni k? düzlük gördüm.rSu kanallar #, küçük göller, etraf # palmiye a'açlar #yla çev t yass# tepeler ve garip biçimli saz kulübe topluluklar #yla kesinf ye





u'rayan sazl#k tarlalar #. Gökteki uçuum, ay ##'#nda gizemr par #lt#lar saçan, daha önce hiç görmedi'im bir denizin kuzçv

k #y#s#na ula#ncaya kadar devam etti. Art#k ben de bir y#ld#zd#m vetanr #lar #n yan#na dönüyordum.352$Ç DÜNYA VE DI* DÜNYAM'«¦Mlllti. bendimi ayn# anda hem içime, hem de d##ma JHHf bak #yormu gibi hissediyordum. Neler oldu'u-j^HHf nualg#layabiliyordum. Tüm evrenin, her birinin I^BF kendi geçmii,kendi gerçe'i ve kendi gelece'i IHp bulunan milyarlarca karma#kresimden oluan bu f^Rr sonsuz bahçenin merkez noktas#yd#m. Buresim-$V lerden birço'u onlar # kavramama yetecek kadar mm uzun bir süre var olmuyordu. Di'erleri ise güçsüz düüp di'er resimlertaraf #ndan alt edilene kadar, bir an için tüm sonsuzlu'u zaptedercesine parl#yorlard#.K #v#lc#mlar saçan bu resim evreni, içimde olup biten her eyi

yans#t#yordu. Yoksa insanlar #n hiçbir sözü, hiçbir say#s# taraf #ndandile getirilmesi mümkün olmayan bu kavranmaz evreni yans#tan ben miydim?Kendi içimdeki tanr #sal bilgeli'in kütüphanesine tüm kayany#ld#zlardan daha büyük bir h#zla düerken, karma#k resimcümbüünü düzenlemeye ve gö'ün ark #lar #n# anlamayaçal##yordum. Gördüklerimin, duyduklar #m#n ve hissettiklerimin birço'u gerçek anlam#n# benden gizliyordu. Bunlar #, neyi

simgelediklerini anlamadan oldu'u gibi kabul ediyordum. Bakaalg#lamalar bana öyle böyle tan#d#k geliyordu, t# pk # bir zamanlarsonunu getiremedi'im düünceler gibi: ölü düünceler, yarat#lan,fakat asla dünyaya getirilmeyen çoculdar, benim için asla büyük birönem kazanmadan gelip geçen duygu ve düünceler. Zaman#niçinden düüyordum ve zaman benim için bana hem yabanc#, hemde bildik olan bir lisan haz#rl#yordu. Birçok





353eyin baka bir ismi vard#, birçok ey bildi'imden farkh $v kilde

t#nl#yordu. Fakat yine de hiçbir ey bana yabanc# deö# Eski günlerde, çok eski günlerde,Eski gecelerde, çok eski gecelerde,Eski y#llarda, çok eski y#llarda,$nsanlar gelmeden önceVarolmas# gerekenlerin yarat#ld#'# o günlerdeEkme'in ve elbiselerin yarat#lmas#ndan önce,Dünyan#n gökyüzünden ayr #lmas#ndan önce,Ve bir insan di'erine ad#yla seslenmeden önce,Atlas-Anu gö'ün en kudretlisi oldu'u s#rada, Ninmach onun kar #s# oldu'u s#rada,Enlil f #rt#nalar #n efendisi oldu'u s#rada,$te o zaman insanlar #n yarat#lmas# düünüldü. Ninmach ve An'#n o'lu Tanr # Enki,$nsanlar #n babas# düündü onlar # yaratmay#,

Tanr #lar #n saray#n#n üretim odas#nda,Yaratmay# düündü insanî ilk varl#'#.Büyükler istemedi gerçi onlar #.Fakat Enki yan#na alarak yaratt#'# insanlar #,Terk etti tanr #lar #n saray#n#,Gök gemisiyle ta#d# onlar #,Dünyan#n birbirinden uzak pek çok k #y#s#na.Hava tanr #s# emretti f #rt#nalara, Enki'nin gemisine dolu

ya'd#rmalar #n#, Da'lar #n derinliklerindeki yer cini Kur'a Emrettiate ve kaya f #k #rtmas#n#. Enki Ma-ana adl# gök gemisini, Suyadalan bir gemi gibi kulland#.354|U ate ve f #rt#nalar #n aras#nda,





pizin derinliklerine dald#. ^|<reyen öfl<eli aslanlar gibi, r^p#yordudalgalar geminin küpetesine. Kanat ç#rpan bir mart# sürüsü gibi, #

Ijyordu dalgalar geminin dümenini.fakat bilge tanr # Enki, penizlerin ve karalar #n alt#nda,Buldu tüm nehirlerin ve göllerin kayna'#,Absu adl# tatl# suyu.Orada yer cini Kur'a sormadan,Lapislazuli evini ina etti.Büyükler istemiyordu fakat insanlar # ve tanr # Enki gibi, bu kez onlar çocuklar yaratmaya balad#lar.Enlil, Ninmach'#n k #z# Ninlil'i,Kendisine e olarak ald#,Ve ay tanr #s# olan ilk o'ullar #na Nanna-suin ismini verdiler.Fakat o Enki'yi asla bulamad#.

Tanr #lar #n ikinci çocuklar # ise Nergal'd#,Dünyan#n ölü derinliklerindeEnki ve insanlar # arayacakt#.Ve ilk do'an k #zlar # Nisaba'yaEnlil ve Ninlil bilgeliklerini verdiler.Sonra pek çok tanr # çocu'u geldi dünyaya: Ay tanr #s# Nanna-suin,Yeralt# tanr #ças# Erekigal'#n babas# oldu. Utu tanr #l#k alametiolarak günei ald# Ve bana, $nanna'ya, sabah y#ld#z# denildi.

$lk insanlar da giderek ço'ald#lar. Enki sular #n derinlik #er; ,gizlenip uyurken, yava yava pek çok tanr #n#n omuzlar #nd a'#rgörevleri üstlendiler. Enki gö'e yükselen ve suya dal gemisiylesadece bir kez daha ortaya ç#kt#. Di'er tanr #lar #n v lundan daimaçekildi ve kendisine gürültücü tanr #larla onlar kurbanlar sunaninsanlar #n bulunmad#'# bir yer arad#.





Dilmun adas# tertemiz, kutsal, karga sesinin duyulmad#m aslan#n baka hayvanlar #, kurdun kuzuyu parçalamad#'# biryeN di. Burada

hastal#k, ihtiyarl#k ve ölüm de yoktu. T# pk # bir zamanlar tüm büyüktanr #lar #n yurdu olan aday# and#r #yordu. Korkunç rüzgârlar #n devdalgalar oluturdu'u, gökten lav ya'd#'#, topra'#n ellerini bö'rüne bast#rarak inledi'i o günlere kadar Enki orada yaad#. Enki, Enlil'in bir kez daha üstüne kaya parçalar #, hatta koca da'lar f #rlatt#'#n# san#yordu. Ay yok oldu'u, güne karard#'#, gün geceye ve yaz k #adönütü'ü zaman Enki adadan ayr #ld# ve sular #n derinliklerineçekildi.Tüm bunlar olurken sanki ben de oradayd#m. Kendimi genç birtanr #ça olarak görüyordum. Bir nehrin k #y#s#na bir Huluppa a'ac# ekiyor ve liflerinden hâlâ üzerimde ta#d#'#m geni kemerli ete'idokuyordum.Alg#lar #m giderek ilerilere uzan#yordu. Dikti'im a'ac# ar #yorlard# ve onu yar # yar #ya parçalanm# bir ekilde F#rat Nehri'nde yüzerken buldular. Güzel a'ac#m#n -bu geni nehrin k #y#s#ndaki ilk a'ac#n-

ne hale geldi'ini görünce içimi derin bir hüzün kaplad#. Ararcas#naetraf #ma bak #nd#m. Kim bana yard#m edebilirdi? A'aç sulartaraf #ndan uzaklara sürüklendikçe, onun benim için yeermesini vemeyve vermesini daha da içten arzuluyordum. Onun a'ac#ndan birtaht yapabilmeyi umut ediyordum. Beni seven ve bana sevgiylehizmet eden insanlarla dolu geni bir ülkeye hükmedebilece'im birtaht... Ya da bir yatak. Kendisine uygun bir e seçebilmesi için birkraliçeye, bir tanr #çaya lây#k bir yatak.

356ww3u iki arzudan hangisinin beni daha çok heyecanland#rd#'#n# ,.fiyordum. Her iki düünce de ruhumun o kadar derinliklerdengeliyordu ki, büyük tanr #lar #n da onlar # duymas#ndan vegörmesinden korktum. Henüz bir kraliçe de'ildim, hatta bir kad#n





bile de'il, sadece bir k #zd#m ama bana o kadar çok ey vaat eden oa'ac# istiyordum.

O anda akl#ma beni bilge ve lütufkâr büyük tanr # Enki'nin yaad#'# yerin yak #nlar #na getiren beyaz bo'a geldi. Bo'ay# ça'#rd#m uzunsüre. $smini bilmedi'im için akl#ma gelen tüm s#fatlarla, tüm güzelsözlerle onu yan#ma çekmeye çal#t#m.Ve beyaz bo'a yan#ma geldi'i zaman, onu tan#yamad#m. Öncenehrin kar # yakas#nda bir erke'in gölgesini gördüm. $lk anda bunun Berios oldu'unu, sonra da genç kral Gadeiros oldu'unusand#m. Birkaç dakika boyunca onun ne Berios, ne de Gadeiros,aksine beni bir kez daha bilinmedik ve tan#nmad#k bir yeregöndermek üzere yan#ma yaklaan Jason oldu'u düüncesiylemücadele etmek zorunda kald#m.Birbiri ard#na bugüne kadar yollar #m#n kesimi oldu'u Un-gur,Hellfried, Urso ve di'er erkekleri düündüm. Onlar # tekrar görmekistiyor muydum, yoksa onlar # hat#rlamaktan korkuyor muydum?Elimde olsa hemen u anda arkam# döner ve sessiz Lesbos

Adas#'na, Tuna üzerindeki kaya teras#na veya kral adas#n#n kiklopduvarlar #n#n arkas#ndaki Yasak Bahçe'ye giderdim.Yabanc# adam giderek büyüyordu. Güçlü, ma'rur ve güzel ba#n#netraf #n# saran alt#n renkli saçlar #yla genç bir tanr # gibi yakla#yordu bana. S#k sazlar onun önünde sanki binlerce kiilik bir hizmetçiordusu gibi e'iliyordu. Acaba bu adam Enlil'in bir elçisi miydi?Yoksa Anu taraf #ndan m# gönderilmiti? Yoksa sak #nmam gerekeno yar # tanr #lardan biri miydi?

"Bana hiçbir ey söyleme!" diye ba'#rmak istiyordum adam nehrinkar # k #y#s#na ulat#'# anda. "Tammuz, Seth veya ismin her neyse,seni istemiyorum!"357Aram#zda hâlâ bir nehir vard#. Sular #nda a'ac#m#n yüzde--. nehir...Yabanc# adam sadece güldü, dalgalar #n aras#na ati ve güçlüelleriyle sular # yarmaya balad#. Bu arada sa' elinr # tuttu'u silah





p#r #l p#r #l parl#yordu. Nehrin ortas#na geldi'i 7= man onaarzular #m#n ve tutkular #m#n ne oldu'unu söylemem' olmama

ra'men, a'ac# yakalayarak bana do'ru yüzmeye balad# Sonra a'ac# k #y#ya çekti ve onu bükülmü saz demetlerin denyap#lm# kulübelerin bulundu'u yass# bir tepenin arkas#na götürdü.Her ad#m at##nda yer sars#l#yordu. A'ac# topra'a dikti ve ellerinik #sa etekli'inde sildi. Sonra alt#n gibi par #ldayan çift a'#zl# baltas#n# yerden ald# ve bana do'ru yaklamaya balad#. Günler ve geceler,haftalar ve aylar boyunca birbirimize bakt#k ve sonunda onuns#radan bir ölümlü olmad#'#n# anlad#m."Sen Osiris misin?" diye sordum nihayet."Hay#r" diye güldü adam ve görkemli vücudunu gerdi. "Osiris sedirormanlar #nda yaayan göçebelerin zay#f, sönük bir tanr #s#! Amaçs#zve hedefsiz, hayalperest bir zavall#! Fakat ben büyük tanr #lar #n vekrallar #n o'ullar #na ede'er biriyim! Ad#m G#lgame ve bu adsonsuza dek yaayacak, çünkü alev alev yanan ate ve ülkeninvahi bo'as# anlam#na gelmektedir."

Demek tahminim do'ruydu! Fakat kendime hakim oldum ve onunirkildi'imi anlamas#na meydan vermedim."Demek G#lgame sensin!" Sanki onu tan#yormuum gibi güldüm."Nereden geliyorsun?""Uruk yolunday#m ve bu yolda daha pek çok kez yürüyece'im - birsavaç#, bir kral ve bir ölümsüz olarak! Büyük tanr #lar içingörkemli tap#naklar yapt#racak, ehrin etraf #na kal#n bir duvarçekece'im!" Ma'rur bir tav#rla güldü ve diliyle dudaldar #n# yalad#.

Beyaz dileri p#r #l p#r #ld#. "$stersen seni ehrimin ve ülkemintanr #ças# yapabilirim! Sadece çocuklar #m#n annesi de'il, anl#yorsunde'il mi? Yan#mda oturacak ve benimle birlikte ülkenin hakimiolacaks#n!"358«isliye ben? Beni tan#m#yorsun... Hatta ismimi dahi bilmiyorsun!"G#lgame bir kez daha güldü. Kollar #ndaki ve bacaklar #ndaki





kai#r) kaslar k #vr #m k #vr #md#."Tanr #lar #n kaç güne dönümünden bu yana senden söz ettiklerini

anlatmam# ister misin? Seni bilgelere ait bir ta gibi aray# pduruyorlar. Onlar için neden bu kadar de'erli oldu'unu çimiyorum,fakat bunu ö'renece'im! Sen hiçlikte kaybolmutun ve ben seniyan#ma yükseltecek kadar güçlüydüm. Beni Sevmek ve sayg# göstermek art#k senin elinde! Seni seçti'im için gururduyabilirsin...""Hay#r" diye ba'#rd#m. Onun bu küstahl#'# ve üzerimde hükmetmearzusu sinirlerime dokunmutu."Bunu istemiyor musun?" G#lgame güldü. "O halde benimyan#mda oldu'un takdirde gelece'in sana neler verebilece'ini gör!"Baltas#n# kald#rd# ve var gücüyle gecenin içine savurdu. Kuzeyindev tanr #lar # bile zaman örtüsünü böylesine görkemli bir ekilde parçalayamazlard#. Yass# tepenin ard#ndaki ilkel kulübeleringörüntüsü ans#z#n ortadan ikiye ayr #ld# ve kar #mda günetekurutulmu kil tu'lalardan yap#lm# evler gördüm. Etraf #m#zda

çocuklar kouturuyordu. $lk bata birbirleriyle oynuyorlard#, fakatk #sa bir süre sonra kollar #nda bez bebekler bulunan k #zlar evlerinyak #nlar #nda kalmaya balad#lar, tahta k #l#çlar ta#yan o'lanlar ise büyüklerle birlikte nehre ve tarlalara gittiler. Bir süre sonra da büyüdüler, yaland#lar ve öldüler. Cenaze alaylar # önümüzden h#zlageçiyordu, fakat ölümlülerden hiçbiri bizi fark etmiyor gibiydi.Sonra do'udaki da'lardan yabanc# adamlar geldi. Yuvarlak bal# vekara saçl#yd#lar. Fakat k #zlara yaklat#klar # zaman bir çat#ma ya da

bir sava ç#kmad#. Bir zamanlar saz kulübelerden oluan köy,göçmenlerin de yerlilerin aras#na kar #mas#yla gi-359derek büyüdü ve etrafa yay#lmaya balad#. Arkalar #nda yük *¦ yanhayvanlar #n bulundu'u insanlar geçiyordu önümün Geni nehirüzerinde ise her iki yöne do'ru giderek daha f kay#k hareketediyordu. $lk kay#klar yuvarlak görünümlüydn ve yeil dallar #n





üzerine gerilmi hayvan derilerinden oluuv lard#. Fakat sonra bükülmü saz demetlerinden oluan uzun l< y#klar da belirmeye

balad#. Hepsi de t# pk # Jason'a benzeye kaptanlar taraf #ndanyönetiliyordu. Uzun direklerinde geni ye] kenler bulunan t#ka basayüklü tekneler, ta#d#klar # mallan r #ht#ma boalt#yorlard#.Bal#kç#lar a'lar #n# nehre at#yor ve bereketli bir avdan sonra evlerinegeri dönüyorlard#. Bahçeler ekilmesine gerek olmayan bitkilerledoluydu ve biz hâlâ G#lgame'le birbirimize bak #yorduk, çünkü bütün bu y#llar tanr #sal bir düünce ân#ndan ibaretti...Bu arada geliip güçlenmi Huluppa a'ac#n#n köklerinin aras#na biry#lan#n saklanm# oldu'unu ikimiz de fark etmemitik. Anzu-kuunun görkemli kanatlar #yla dallar #n#n aras#na yuva yapm# oldu'unu ve yavrular #n# beslemeye balad#'#n# da görmemitik.Hatta a'ac#n gövdesinin etraf #ndaki havada karanl#k eytanlar #nhomurtular #n# bile duymuyorduk.Anzu-kuunun yuvas#ndaki yavrular #n ark # söylemeye balamas#yla birlikte, dehet içinde bu a'ac#n art#k sadece bana ait

olmad#'#n# anlad#m. G#lgame sadece gülüyordu. Sonra avuçlar #natükürdü, bana kibir dolu bir bak # f #rlatt#, çift a'#zl# baltas#n# ans#z#ntekrar ellerinin aras#na ald# ve benim yapamad#'#m eyi yapmaya balad#.G#lgame ilk olarak beni korkutan y#lan# öldürdü. Sonra a'aca yuvayapm# olan kuu ve yavrular #n# kovdu. Daha sonra da Lilitheytanlar #n# parçalad#. Çift a'#zl# baltan#n keskin kenarlar # sanki benim etime saplan#yormu gibi bir ac# duydum. Bir an için onun

kollar #na at#lmay#, a'ac# ba'#lamas# için ona yalvarmay# istedim.Tanr #çalara yara#r bir taht ve krallara yara#r bir360tak iste'imden çoktan vazgeçmitim. Fakat art#k çok geçti! \ skesilm'* gibi beni y#landan, kulardan ve eytanlardan daha fazlakorkutan iddet gösterisine bak #yordum.





G#lgame tek bir balta darbesiyle a'ac#m# devirdi. Derin bir .çekme duydum, a'ac#n yere devrildi'ini gördüm ve o anda onun

bir daha asla eskisi gibi olamayaca'#n# anlad#m. Baltayla kesilen bir a'aç, bir daha asla eski halini alamazd#! Gerçe'e dönüen hiçbiristek masumiyetini koruyamazd#. Ve hiçbir Ölümlü asla birölümsüz olamazd#. Gözümde yalarla a'ac#n tepesindeki dallarayaklat#m, en uçtakilerinden birini kopard#m ve G#lgame'e verdim."Kalbimin hüzünle dolu olmas#na ra'men sana teekkür etmeliyim"dedim ona. "Bana bu a'ac#n gövdesinden krallara ve kraliçelereyara#r bir taht yaparsan, bu tahta parças# sana ait olsun!"A'ac#n köklerine yaklat#m, oradan da bir parça kopard#m veG#lgame'e uzatt#m."Ve bana bu a'ac#n gövdesinden krallara ve kraliçelere yara#r biryatak yaparsan, bu tahta parças# da sana ait olsun!""Her iki iste'ini de yerine getirece'im!" dedi G#lgame güçlü vema'rur bir gülücükle. "Fakat ancak bana bu tahta parçalar #yla neyapaca'#m# söyledi'in takdirde..."

"Onlar # sana hediye ediyorum" dedim hâlâ az önce yapt#'#ndanduydu'um korku içinde. "Onlardan iki davul toiona'# yontmal#s#n.Pukku ve Mikku ad#n# verece'in bu tokmaklar, seni etraf #ndayaayan her eyin efendisi k #lacakt#r!""Bunlara sen de dahil misin?" dedi sert dudaklar #n# büzerek.Tepeden t#rna'a k #zard#'#m# hissettim."Belki de" diye cevap verdim ve gülümsemeye çal#t#m. "Fakat belki de de'il! Benim bir tanr #ça oldu'umu unutma..."

"Belki de" diye tekrar etti. "Fakat belki de de'il! Bir erkekkan#tlanmam# hiçbir eye inanmaz!"361"Neden her eyin kan#tlanmas# gerekir?""Çünkü sadece gerçek tanr #lar ve gerçek tanr #çalar bn •• ME'yesahiptir ve onu anlayabilir. Fakat bana kal#rsa sen bun ne oldu'unu





bilmiyorsun? Dedim ya, di'er tanr #lar #n ser #d ne bekledi'ini birtürlü anlayam#yorum!"

Zaman burgac#n#n eytanî bir gülüle etraf #ma doland#khissediyordum. Akl#m o kadar kar ##kt# ki, yerin yar #l# p beni iCj nealmas#n# dilemeye balam#t#m. Ayn# zamanda mahcubiyetimdenve zay#fl#'#mdan dolay# da kendime k #z#yordum. Benimle Anzu-kuunun yuvas#ndaki tüyler gibi oynayabilen bu cüretkâr ve ayn# zamanda büyüleyici dev de kim oluyordu?Aya'#m# h#zla yere vurdum, fakat onunla aram#zda sadece içindenkötü kokular yükselen bir yer çatla'# belirdi. ME... Tanr #sal ME... Ne oldu'u hakk #nda en küçük bir fikrim olmayan bir eyi neredenelde edebilirdim ki?"Senin yerinde olsam onu Enki'de arard#m" dedi G#igame. Bu ses bana ans#z#n tanr #lar # bile kendi ç#karlar # için kullanabilecek vegözünü bile k #rpmadan yüzlerce cesedin üzerinde yürüyebilecek birzalimin alay# gibi geldi. Yeni erkek bu muydu? Görülmeyen, fakatetraf #m#zda olan her eyin kan#tlanmas#n# isteyen bir erkek...

G#igame çift a'#zl# baltas#n# kavrad#, yerdeki çatla'#n üzerindenatlad# ve gürültülü kahkahalar atarak gecenin içinde kayboldu.G#igame gibi erkeklerin hükmetti'i bir dünya fikri beni ans#z#ndehete düürmütü."Hay#r" diye ba'#rd#m öfkeyle. "Bu ekilde de'il... Hele benimle,asla! $stedi'in kan#tlar # getirece'im sana... Onlar # çalmam icap etse bile!"G#lgame'in a'ac# -benim a'ac#m#- devirdi'i baltay# düündüm.

Silah# olmadan neye benzerdi acaba? Çakmakta#ndan362Dt#S#m b#çaklar d##nda asla bir silaha sahip olmad#'#m# dü-•Senin de bir silah#n var, bakire tanr #ça!"$rkildim. Bu ses kula'#ma o kadar aç#k ve berrak gelmiti ki, ijmdeolmadan etraf #ma bak #nd#m. Yoksa bu ses yerdeki çatlaktan m# yükselmiti? Gecenin karanl#k gö'ünde bir tek y#ld#z bjle





görünmüyordu, sadece k #vr #k uçlar #yla ola'anüstü bir tekneye benzeyen hilal biçimli parlak ay d##nda. Ay# daha önce hiç bu

ekilde görmemitim...Ay#n hemen alt#nda daha önce orada olmayan küçük bir a'açduruyordu. Duraksayarak ona do'ru yürüdüm. Huluppa a'ac#n#ntoprakta kalan köklerinin bu kadar çabuk yeni bir sürgün vermesimümkün müydü? $nanamayarak ba#m# sallad#m. Asl#nda bir çal#ya benzene bu a'ac#n dallar #nda, ay#n gümü renkli ##'# alt#nda parlayan büyük elmalar sallan#yordu."Senin de bir silah#n var, $nanna... G#lgame'inkinden çok dahagüçlü, harikulade bir silah!"$çimdeki bir his bu sesin bana ne demek istedi'ini bildi'imisöylüyordu. Fakat buna kar # ç#k #yor, daha fazla dinlemekistemiyordum. Yumuak bir esinti, elma çal#l#'#n#n meyveleriniyerlerinde hafifçe oynat#yordu. Yalvar #rcas#na aya bakt#m, fakatçal#n#n meyveleri gümü renkli ##'#n alt#nda daha kuvvetle parlamaya balam#lard#.

"Bana yard#m et, Nanna-suin!" dedim inleyerek."Neden korkuyorsun ki, $nanna? Tanr # Osiris'i küçümsedin, mamutavc#s#n# hor gördün, ren insanlar #n#n çad#r #ndaki erkeklerinkafalar #n# kar #t#rd#n, bal#kç#n#n o'lunu terk ettin. Yoksa onlardande'il de, kendinden mi kaç#yorsun? Bir kad#n oldu'unu daha nekadar inkâr edeceksin?""Ben bir tanr #çay#m!" diye inledim."Çok do'ru! Bir tanr # de'il, bir tanr #ça! Dii bir tanr #, $nanna! &u

ülkenin erkeklerine dur demenin vakti geldi art#k!"363"Sen kimsin? Yerin sesi mi, yoksa elma çal#l#'#n#n m#?""Beni tan#mad#n m#? Ben senin kad#nl#'#n#m...""Hay#r.""O halde ete'ini kald#r ve ay ##'#nda ne gördü'ünü sövl #»"Asla! Bunu asla yapamam!"





"Yaln#zs#n...""Fakat bunu yapmak istemiyorum!"

"Seni zorlamaktan vazgeçmeyece'im!""Pekâlâ" diye içimi çektim ve Nanna-suin'in kad#nl#&#m görmesiiçin ete'imi kald#rd#m."Dikkatle bak, $nanna! Bacaklar #n#n aras#ndaki post tüm kular #ntüylerinden daha yumuak de'il mi?"E'ildim ve önüme bakt#m."Öyle özel bir ey göremiyorum.""O halde postunu ok a ve içinde neler sakl# oldu'unu kefet..."Dedi'ini yapt#m ve içimde garip bir heyecan hissettim. $çimdeyanan bir atein damarlar #ma yay#ld#'#n# ve s#cak dalgalar #nvücuduma çarpt#'#n# hissettim."Benden, sahip oldu'un o harikulade silahtan yükselen gücühissediyor musun?" diye sordu kad#nl#'#m. Yutkundum vedudaklar #m# #s#rd#m. Bacaklar #m#n titredi'ini hissediyordum."Bana hâlâ inanm#yor musun? O halde yere devrilen a'ac#n

dallar #ndan birkaç#n# kopar ve bir taç ör! Sonra da kar #na ç#kan ilkerke'in seni ülkenin, ak #n ve bereketin tanr #ças# olarak kabuletmesi için bu tac# ba#na tak! Silah#n# tecrübe et! Bir erke'esevgini ver ve sonra onunla sava tanr #ças# olarak mücadele et!""G#lgame denilen o...""Bunu söylemedim! Henüz de'il...""Fakat baka bir erkek göremiyorum.""Enki'ye, yüz ME'nin kutsal ruhunu koruyan tanr #ya gitmek

istemiyor muydun?"364Art#k ne düünece'imi bilemiyordum. Kad#nl#'#m az önce rerkekten söz ediyordu, oysa imdi de sadece gerçek tanr # gerçek tanr #çalar #n bildi'i yetenekleri aramam# ö'ütlüyordu. aüdurumda ne yapabilirdim ve ne yapmal#yd#m?





"Tanr # Enki'yi nerede bulaca'#m# bilmiyorum" dedim durak-yarak.Art#k kendimi kesinlikle bir tanr #ça gibi hissetmiyordum.

Zaten o gizemli ME'yi anlad#'#m# neden kan#tlamak zorundayd#mki? Neden benden önceki pek çok tanr #sal varl#k gibi varl#'#n birüst basama'#na ç#kam#yordum?Art#k insanlar #n dünyas#nda amaçs#zca dolan# p durmakistemiyordum."Tekneyi takip et" dedi kad#nl#'#m beni k #k #rt#rcas#na. "Y#ld#zlardenizinin içinde yol alan hilali takip et! Ay bizim babam#z, bizimsevgilimizdir. Gece boyunca tüm kad#nlar #n güvenebilece'i tekvarl#k..."Yukar #da tuttu'um ete'imin uçlar #n# elimden b#rakt#m. "Sonra neolacak?" diye sordum.Ses art#k cevap vermiyordu. Serin bir nefes ald#m, sonra ad#m ad#may teknesini takip etmeye balad#m. Asl#nda bunu yapmakistemiyordum, fakat içimdeki ö'renme arzusunun önünegeçemiyordum.

Karanl#k beni yumuak ve s#cak bir örtü gibi sarm#t#. Zaman#ngiderek daha derinlerine dümeye devam ediyordum. Buras# hiçli'in içinde bir tünel ya da boru, bir spiral, ba# ve sonu olmayan bir yol de'ildi. Zaman, ç#k ## olmayan bir durumdan ibaretti. Nehrin sular #n#n ard#nda gözden kaybolmas#ndan hemen önce ay#ngümü bir tekneye dönümesi beni neredeyse hiç *a#rtmam#t#.Ay... bir gök gemisi olabilir miydi? Bunun üzerice düünmekistemiyordum! Engin bir denizin k #y#s#ndayd#m. S#cak bir rüzgâr

sazl#klar #n aras#nda dolan#yordu. Gümü tekne-365ye do'ru yürüdüm. Yüzleri ve vücutlar # kapal# 05, içeri alarak birkoltu'a oturttular. Sazlar # h##rdatan r ~ ^ si, tekneye çarpandalgalar #n ap#rt#s# ve etrafimdaki eîsde^ çat#rt#s# geliyordukula'#ma. r #n





"Nereye gitmemizi istersin, gö'ün ve yerin tanr #ças#?" di sordugarip gölgelerden biri. Bo'uk, fakat kula'a Çok ho H s#cak gelen

bir sesi vard#. Omuzlar #m# silktim."Kimsin sen, ay teknesinin elçisi?""Ad#m Nin-shubur, senin dümencin ve hizmetkâr #n#m.""Sen bu gök gemisinin dümencisi ve ben de yerin ve gö'üntanr #ças#ysam, o halde Enki'yi ziyaret etmek ve onun önündee'ilmek, bakire bir tanr #çan#n büyük ihtiyarlardan birinin kar #s#naç#kt#'# zaman söylemesi gerekenleri ona söylemek istiyorum." Ne kadar kolayd#. Bu sözleri çok, çok uzun zaman önceö'renmitim. Dünyan#n büyük felaketle yüz yüze kald#'# günlerdeBasilea Saray#'n#n iç k #sm#ndaki bilgeler, bakentten ayr #lm# olanlarla son bir kez ilikiye geçmek için büyük çabaharcam#lard#. Bu deneme baar #l# olmay#nca da, bir zamanlartanr #lar #n insanlara arma'an etti'i eyin izini bulmak için biz gençtanr #lar # göndermilerdi."Yüz ME" diye gülümsedim teknenin içinden hafif bir v#nlama

yükselmeye balad#'# ve dümenci yerine geçti'i zaman. Di'ergölgeler duvar diplerine dizilmilerdi. V#nlama sesi giderek tizleti, bir sirene dönütü ve tekne yavaça titremeye balad#. Tekneduvarlar #n#n dibine dizilen gölgeler vücutlar #n# gizleyen örtüleriüzerlerinden att#lar. $çerisi mavi bir ##l<la do1' mutu.Refakatçilerimi ancak imdi tan#yabilmitim. Her birininomuzlar #nda yere kadar uzanan geni bir atk #, ba#nda alt#nilemeli, sivri, tepesi bir bal#k a'z# gibi aç#lan bir külah vard#.

Oannes müritleri!366"Ellerini Tanr # Ta#'n#n üzerine koy!" dedi Nin-shubur banasönerek. "Gücün geminin gücünü etkilememeli! Yayd#'#n ##-âdeniz dibi yarat#klar #na oldukça yabanc#. Ekum-yarat#klan Fnki'y'sana k&r # müdafaa etmeye kalk #abilir..."





Onun dedi'ini yapt#m. Üst üste koydu'um ellerimle geriyeyasland#m. Tekne yavaça yerinden oynad#. Balang#çta denizce

beyaz köpükler oluuyordu. Sonra tekne giderek h#zland# ve denizyüzeyinin hemen üzerinden güneybat#ya do'ru uç-maya balad#.Bu uçu henüz pek uzun sürmemesine ra'men, k #y#lar #nyan#m#zdan h#zla geçti'ini görebiliyordum. Denizin bat# k #y#s#nda bir an için G#lgame'in bana tasvir etti'i türden bir yerleimgördüm. Basamakl# bir tapma'#n ana hatlar #n# gördü'üm anda,oradan uzaklat#k."Eridu" diye ba'#rd# dümenci. "Tanr # Enki'nin eski ehri! Hiçbireyin eskisi gibi olmad#'# zamana dek orada oturdu!"Büyük ve küçük adalar #n yan#ndan geçtikten sonra, önümüzdekidüzlü'ün ard#nda kar #m#za ans#z#n da'lar ç#kt#. Tekne geni biryay çizdi. $kinci bir manevrayla da denize uzanan kayal#k bir burnun üzerinden uçtu ve bir bo'az# at#. Bu bo'az gözüme o kadardar görünmütü ki, bir an için teknenin kaya duvarlar #na çarp# p parçalanaca'#n# sand#m. Fakat alt#m#zda geni ve garip par #lt#lar

saçan bir deniz uzanmaya balam#t#."Neredeyiz?" diye ba'#rd#m kaptan kökündeki adamlara. "Venereye gidiyoruz?""Afrika ve Hindistan'# birbirinden ay#ran eski okyanusunüzerindeyiz" diye kar #l#k verdi Nin-shubur. "Uzun, çok uzunzaman önce -dünyada dinozorlar hüküm sürerken- önümüzdekiufukta Gondvvanaland bal#yordu. Buras# on kral#n dünya krall#'# ve baka pek çok ülke gibi sular #n derinliklerine gömülmütü!"

Ve ans#z#n yeniden büyük bir plan#n motifi gibi suyun derin-367ye do'ru yürüdüm. Yüzleri ve vücutlar # kapal# gölgeler # içerialarak bir koltu'a oturttular. Sazlar # h##rdatan rüzgârm "^ si,tekneye çarpan dalgalar #n ap#rt#s# ve etraf #mdaki elbisei çat#rt#s# geliyordu kula'#ma.





"Nereye gitmemizi istersin, gö'ün ve yerin tanr #ças#?" çi-sordugarip gölgelerden biri. Bo'uk, fakat kula'a çok hos v s#cak gelen

bir sesi vard#. Omuzlar #m# silktim."Kimsin sen, ay teknesinin elçisi?""Ad#m Nin-shubur, senin dümencin ve hizmetkâr #n#m.""Sen bu gök gemisinin dümencisi ve ben de yerin ve ço'untanr #ças#ysam, o halde Enki'yi ziyaret etmek ve onun önündee'ilmek, bakire bir tanr #çan#n büyük ihtiyarlardan birinin kar #s#naç#kt#'# zaman söylemesi gerekenleri ona söylemek istiyorum." Ne kadar kolayd#. Bu sözleri çok, çok uzun zaman önceö'renmitim. Dünyan#n büyük felaketle yüz yüze kald#'# günlerdeBasilea Saray#'n#n iç k #sm#ndaki bilgeler, bakentten ayr #lm# olanlarla son bir kez ilikiye geçmek için büyük çabaharcam#lard#. Bu deneme baar #l# olmay#nca da, bir zamanlartanr #lar #n insanlara arma'an etti'i eyin izini bulmak için biz gençtanr #lar # göndermilerdi."Yüz ME" diye gülümsedim teknenin içinden hafif bir v#nlama

yükselmeye balad#'# ve dümenci yerine geçti'i zaman. Di'ergölgeler duvar diplerine dizilmilerdi. V#nlama sesi giderek tizleti, bir sirene dönütü ve tekne yavaça titremeye balad#. Tekneduvarlar #n#n dibine dizilen gölgeler vücutlar #n# gizleyen örtüleriüzerlerinden att#lar. $çerisi mavi bir ##kla dolmutu.Refakatçilerimi ancak imdi tan#yabilmitim. Her birininomuzlar #nda yere kadar uzanan geni bir atk #, ba#nda alt#nilemeli, sivri, tepesi bir bal#k a'z# gibi aç#lan bir külah vard#.

Oannes müritleri!366"£llerini Tanr # Ta# n#n üzerine koy!" dedi Nin-shubur bana,£0erek. "Gücün geminin gücünü etkilememeli! Yayd#'#n ##-madeniz dibi yarat#klar #na oldukça yabanc#. Ekum-yarat#klar # Fnki'y'sana kar # müdafaa etmeye kalk #abilir..."





Onun dedi'ini yapt#m. Üst üste koydu'um ellerimle geriyeyasland#m. Tekne yavaça yerinden oynad#. Balang#çta denizce

beyaz köpükler oluuyordu. Sonra tekne giderek h#zland# ve denizyüzeyinin hemen üzerinden güneybat#ya do'ru uçmaya balad#.Bu uçu henüz pek uzun sürmemesine ra'men, k #y#lar #n ya-nlm#zdan h#zla geçti'ini görebiliyordum. Denizin bat# k #y#s#nda biran için G#lgame'in bana tasvir etti'i türden bir yerleim gördüm.Basamakl# bir tap#na'#n ana hatlar #n# gördü'üm anda, oradanuzaklat#k."Eridu" diye ba'#rd# dümenci. "Tanr # Enki'nin eski ehri! Hiçbireyin eskisi gibi olmad#'# zamana dek orada oturdu!"Büyük ve küçük adalar #n yan#ndan geçtikten sonra, önümüzdekidüzlü'ün ard#nda kar #m#za ans#z#n da'lar ç#kt#. Tekne geni biryay çizdi. $kinci bir manevrayla da denize uzanan kayal#k bir burnun üzerinden uçtu ve bir bo'az# at#. Bu bo'az gözüme o kadardar görünmütü ki, bir an için teknenin kaya duvarlar #na çarp# p parçalanaca'#n# sand#m. Fakat alt#m#zda geni ve garip par #lt#lar

saçan bir deniz uzanmaya balam#t#."Neredeyiz?" diye ba'#rd#m kaptan kökündeki adamlara. "Venereye gidiyoruz?""Afrika ve Hindistan'# birbirinden ay#ran eski okyanusunüzerindeyiz" diye kar #l#k verdi Nin-shubur. "Uzun, çok uzunzaman önce -dünyada dinozorlar hüküm sürerken- önümüzdekiufukta Gondwanaland bal#yordu. Buras# on kral#n dünya krall#'# ve baka pek çok ülke gibi sular #n derinliklerine gömülmütü!"

Ve ans#z#n yeniden büyük bir plan#n motifi gibi suyun derin-367liklerinden ##ldayan iaret ve sembolleri, ate tekerleklerini vspiralleri, dalgalar #, dörtgenleri ve birbirini kovalayan ##k çizilerinigördüm.





"Arkana yaslan, Tanr #ça $nanna!" diye ba'#rd# dümenci yiji, seksesle. "Tanr # Enki'nin derinlerde nerede oturdu'unu hi kimse

görmemeli!"Koltu'um yavaça arkaya e'ildi. Üzerimizde ve etraf #m#zdaki camduvarlar #n kapand#'#n# son anda görebildim, sonra her yan# dalgave köpükler kaplad#.Uzaklardan kula'#ma gelen ses bana o kadar tan#d#k geliyordu ki...T# pk # yal# kâhin Berios'un sesiydi: "Buraya gel, vezirim! Gençkad#n Absu krall#'#m#za yakla#yor... Onu kar #lamak isterim!"Geminin etraf #ndaki su ve köpükler alt#n bir ##'a bo'uldu. Tümrenklerde ##ldayan su damlac#klar # koruyucu cam kubbeninkenarlar #ndan akmaya balad#. Gemi aç#k mavi bir kanal#n içinegirdi ve v#nlama sesi hafifledi. Sonra da yumuak bir sesle yerineoturdu.Koltu'um tekrar do'rulmutu. Küpetedeki adamlar aç#k renkmermer levhalarla kapl# bir r #ht#m#n üzerine atlad#lar. Ans#z#n çokuzun bir aradan sonra tekrar kraliyet saray#na geri dönmü

oldu'umu düündüm. Her ey bir zamanlar bildi'im gibiydi.Sütunlar, duvarlardaki figürler, üzerlerine alt#n ve lapisla-zuliresimler ilenmi yer kaplamalar #, yüksek tavan ve a'#r perdeler...Tüm bunlar bana ac# bir ekilde iç saray# an#msat#yordu. Üsttaraflar # bal#k a'z# gibi aç#lm# sivri külahlar giymi olan Oannesmüritleri, r #ht#mla tekne aras#nda mekik dokuyorlard#. Gemidenaa'# balyalar ve sepetler dolusu meyve indiriyorlard#. Duvardakinilerden ise benzerlerine ancak kâbuslarda rastlanabilecek

yarat#ldar ç#k #yordu: Geni omuzlar #n#n üzerinde boyunsuz368kafalar ta#yan dev yap#l# erkek ve kad#nlar, ince örümcek banklar # üzerinde birer gölge gibi oradan oraya koan yarat#klar, yaslan veku yüzlü, pençe elli, kuyruklu ve tüylü hilkat garibeleri degörüyordum. Önümden vücutlar # gri bandajlar sar #l# de-jflir-adamlar geçiyordu. Öylesine s#k # sarmalanm#lard# ki, sadece





gözleri aç#ktayd#. Gök gemisinin yan#nda ise ola'anüstü güzelliktegenç k #z vücutlar # belirmiti. K #v#r k #v#r saçlar #n#n çevreledi'i

yüzlerinde bulunan dudaklar #ndan öylesine tiz sesler ç#kartarakark # söylüyorlard# ki, kulaklar #m ac#d#. K #zlardan baz#lar # kuvvetli bir hareketle sudan d#ar # s#çr #yor ve vücudunun bal#'a benzer altk #sm#yla tekrar köpüklü suya düüyorlard#. Sonra ortadankaybolarak yerlerini kocaman bal#k a'#zl#, dört bir tarafa bakabilen patlak gözlü, b#y#kl# korkunç deniz yarat#klar #na b#rakt#lar.Etraf #mda sadece bildi'im türden insanlar yoktu. Bu inan#lmaz veeytanî görünülü yarat#klardan hiçbiri bana ne yapaca'#m# söylemiyordu.Ben de bir zamanlar ay teknesi olan gök gemisini terk ettim verahats#z edilmeden ilk yüksek kap#ya kadar yürüdüm. Demek Tanr # Enki'nin Atlantis'in sulara gömülmesinden önce çekildi'i kutsalmekân buras#yd#! Bütün bu yer bana üretim odas#n#n hilkatgaribeleri için tasarlanm# büyük bir tap#na'#, bir saray#, bir ar ivihat#rlat#yordu. Yoksa buras# denizin derinliklerine sabitlenmi dev

bir gök gemisi miydi?$lk kap#n#n büyük perdesine ulat#'#m anda, a'#r kuma "parças# kendili'inden aç#l#verdi. Önümde zay#f görünülü, ufak tefek biradam duruyordu. Üzerinde deri benzeri bir maddeden yap#lm# birgö'üslük, geni bir kemer, ayak bileklerine kadar uzanan yün birkemer, sandaletler, üzerine binlerce ku tüyü ilitirilmi bal#kderisinden yap#lma bir pelerin vard#. Kollar #n#n üst k #sm#nda isey#lan eklinde süsler göze çarp#yordu.

"Büyük tanr # Enki'nin saray#na ho geldin!" dedi bana önümdeyerlere kadar e'ilerek. "Buraya gelmeyi baaran tek369liklerinden ##ldayan iaret ve sembolleri, ate tekerleklerdispiralleri, dalgalar #, dörtgenleri ve birbirini kovalayan ##k çb •lerini gördüm. S'"





"Arkana yaslan, Tanr #ça $nanna!" diye ba'#rd# dümenci ynu seksesle. "Tanr # Enki'nin derinlerde nerede oturdu'unu hi kimse

görmemeli!"Koltu'um yavaça arkaya e'ildi. Üzerimizde ve etraf #m#zdaki camduvarlar #n kapand#'#n# son anda görebildim, sonra her yan# dalgave köpükler kaplad#.Uzaklardan kula'#ma gelen ses bana o kadar tan#d#k geliyordu ki...T# pk # yal# kâhin Berios'un sesiydi: "Buraya gel, vezirim! Gençkad#n Absu krall#'#m#za yakla#yor... Onu kar #lamak isterim!"Geminin etraf #ndaki su ve köpükler alt#n bir ##'a bo'uldu. Tümrenklerde ##ldayan su damlac#klar # koruyucu cam kubbeninkenarlar #ndan akmaya balad#. Gemi aç#k mavi bir kanal#n içinegirdi ve v#nlama sesi hafifledi. Sonra da yumuak bir sesle yerineoturdu.Koltu'um tekrar do'rulmutu. Küpetedeki adamlar aç#k renkmermer levhalarla kapl# bir r #ht#m#n üzerine atlad#lar. Ans#z#n çokuzun bir aradan sonra tekrar kraliyet saray#na geri dönmü

oldu'umu düündüm. Her ey bir zamanlar bildi'im gibiydi.Sütunlar, duvarlardaki figürler, üzerlerine alt#n ve lapisla-zuliresimler ilenmi yer kaplamalar #, yüksek tavan ve a'#r perdeler...Tüm bunlar bana ac# bir ekilde iç saray# an#msat#yordu. Üsttaraflar # bal#k a'z# gibi aç#lm# sivri külahlar giymi olan Oannesmüritleri, r #ht#mla tekne aras#nda mekik dokuyorlard#. Gemidenaa'# balyalar ve sepetler dolusu meyve indiriyorlard#. Duvardakinilerden ise benzerlerine ancak kâbuslarda rastlanabilecek

yarat#klar ç#k #yordu: Geni omuzlar #n#n üzerinde boyunsuz368,<afalar ta#yan dev yap#l# erkek ve kad#nlar, ince örümcek banklar # üzerinde birer gölge gibi oradan oraya koan yarat#klar, yaslan veku yüzlü, pençe elli, kuyruklu ve tüylü hilkat garibeleri degörüyordum. Önümden vücutlar # gri bandajlar sar #l# de-fnir-adamlar geçiyordu. Öylesine s#k # sarmalanm#lard# ki, sadece





gözleri aç#ktayd#. Gök gemisinin yan#nda ise ola'anüstü güzelliktegenç k #z vücutlar # belirmiti. K #v#r k #v#r saçlar #n#n çevreledi'i

yüzlerinde bulunan dudaklar #ndan öylesine tiz sesler ç#kartarakark # söylüyorlard# ki, kulaklar #m ac#d#. K #zlardan baz#lar # kuvvetli bir hareketle sudan d#ar # s#çr #yor ve vücudunun bal#'a benzer altk #sm#yla tekrar köpüklü suya düüyorlard#. Sonra ortadankaybolarak yerlerini kocaman bal#k a'#zl#, dört bir tarafa bakabilen patlak gözlü, b#y#kl# korkunç deniz yarat#klar #na b#rakt#lar.Etraf #mda sadece bildi'im türden insanlar yoktu. Bu inan#lmaz veeytanî görünülü yarat#klardan hiçbiri bana ne yapaca'#m# söylemiyordu.Ben de bir zamanlar ay teknesi olan gök gemisini terk ettim verahats#z edilmeden ilk yüksek kap#ya kadar yürüdüm. Demek Tanr # Enki'nin Atlantis'in sulara gömülmesinden önce çekildi'i kutsalmekân buras#yd#! Bütün bu yer bana üretim odas#n#n hilkatgaribeleri için tasarlanm# büyük bir tap#na'#, bir saray#, bir ar ivihat#rlat#yordu. Yoksa buras# denizin derinliklerine sabitlenmi dev

bir gök gemisi miydi?$lk kap#n#n büyük perdesine ulat#'#m anda, a'#r kuma parças# kendili'inden aç#l#verdi. Önümde zay#f görünülü, ufak tefek biradam duruyordu. Üzerinde deri benzeri bir maddeden yap#lm# birgö'üslük, geni bir kemer, ayak bileklerine kadar uzanan yün birkemer, sandaletler, üzerine binlerce ku tüyü ilitirilmi bal#kderisinden yap#lma bir pelerin vard#. Kollar #n#n üst k #sm#nda isey#lan eklinde süsler göze çarp#yordu.

"Büyük tanr # Enki'nin saray#na ho geldin!" dedi bana önümdeyerlere kadar e'ilerek. "Buraya gelmeyi baaran tek369 bakire genç tanr #ça sensin. Bilgelik tanr #s#n#n ve di'er b(j ¦•tanr #lar #n ak #l hocas#n#n saray#na ulamak hiç de kolay bir is h ~.# #.» * de-'ildir.





"Tanr # Enki sen misin?""Hay#r, benim ad#m $simud, onun veziriyim. Seni Enkiv derhal

götürece'im. *arap ve tatl# pastayla birlikte sevgili k #z n# bekliyor..."Ba#m# sallay# p ona cevap vermeye haz#rland#m.Fakat $simud dua eder gibi ellerini kald#rd# ve tekrar ba#m e'di."Bir ey söyleme ve beni takip et!"370TANRILARIN SIRRIi Kendime öyle bir bakt#m ve rüya ile uyan#kl#k: aras#ndaki bu durumda korkunç bir utançla doldum. O kadarkirliydim ki, etraf #mdaki tüm görkem ve ihtiam kal#n bir sis perdesinin ard#nda kayboluyor gibiydi. Bu ekilde asla bilgeliktanr #s#n#n ve tatl# sular #n efendisinin kar #s#na ç#kamazd#m!Fakat o korkunç adan#n nemli so'uklu'una geri dönmeyi aslaistemiyordum! Bir daha üümek... a'lamak... yaln#z olmak... asla!Hedefime bu kadar yaklam#ken pes edemezdim! Kendimi ta

kesilmi gibi hissediyordum. $nsanî zay#fl#k tanr #sal varl#'#m#n herzerresine ilemiti. Gerçekten de vücudum yaama arzumdan veTanr # Ta#'mdan daha zay#f olabilir miydi? Yoksa ben de bir insangibi ölümlü muydum?Bu korkunç ve zalim düünceden duydu'um korku, gö'sümdeta#d#'#m ta#n içine de nüfuz etmiti. Ve ans#z#n büyük düümün##'#, parlakl#'# ve s#cakl#'# geri geldi.Ufak tefek vezir benden oldukça uzaklam#t#. Onu takip etmek

istiyorsam acele etmek zorundayd#m. Ona yetiti'im zaman adamarkas#na dönüp bana bakt# ve sanki düüncelerimi okumu gibi, beni her biri güzel kokulu sularla dolu üç mermer havuzun bulundu'u bir odaya soktu.Büyük tanr #n#n veziri bir ey söylemeden odadan ç#kt#. Uzun uzundüünmeye gerek görmeden üzerimdeki son elbise parçalar #n# daç#kard#m ve s#cak mermer basamaklardan aa'#





371inerek ilk havuzun içine girdim. Att#'#m her ad#m ile vücud ma bir

rahatl#k dalgas# yay#l#yordu. Bir banyo bana daha ön hiç bu kadargüzel görünmemiti. Tüm vücudumla suya girdim ve s#cakl#'#nkeyfini ç#kard#m. Yeteri kadar rahatlad#ktan soru ikinci havuzudenemeye karar verdim. Bu havuz buz gibi suyia dolu olmas#nara'men, bir da' p#nar # kadar serinletici ve ferahlat#c#yd#. Birkaçkulaç atarak bu tatl# serinli'in içinde yüzdüm sonra da üçüncühavuza geçtim. Il#k su üzerime giydi'im bir kürk manto kadarrahatlat#c#yd#. Tatl# sular #n tanr #s#n#n benim için haz#rlatt#'# bu banyoda uzun süre kald#m.Büyük bir boy aynas#n#n önündeki mermer s#ran#n üzerinde tüylühavlular, çeitli elbiseler ve birçok sand#k bulunuyordu.Kuruland#ktan sonra elime bir f #rça ald#m ve tekrar belime eri-inceye dek saçlar #m# uzun uzun tarad#m. Bir yandan da son olarakkraliyet saray#nda gördü'üm türden boy aynas#nda kendimiseyrediyordum. *ak #nl#kla aradan geçen tüm bu y#llara ne büyük

bir baar #yla dayand#'#m# düündüm. Büyük bir dikkatle yüzümüinceledim ve ne tür de'iiklikler bulundu'unu anlamaya çal#t#m.Hat#rlad#'#m ve tan#d#'#m $nanna'y# ilk bak #ta tekrar gördüm. Hereyi birbiriyle uyumlu, ola'anüstü güzellikte, bakire, ayn# zamandada mermer bir heykel kadar so'uk ve ula#lmaz bir tanr #ça. Aynaya bakt#kça görünür olan#n ard#na gizlenmi olan ikinci bir çehre daha belirgin olarak ortaya ç#k #yordu. Kar #mda bilinçli ve güçlügörünen, fakat içindeki duygular #n ne kadar karma#k ve çelikili

oldu'unu saklamakta güçlük çeken genç ve güzel bir k #z vard#.Zapt edilmesi neredeyse imkâns#z bir huzursuzluk, yüzümü ##k vegölge oyunlar #na bo'uyordu. Bu d# güzelli'in ard#nda Gri Ev'degördü'üm türden resimler görür gibiydim. Tan#maya çal#t#kça buresimler benden uzakla-#yordu, fakat onlar # daha fazla bast#rmay# baaramayaca'#m# 372





biliyordum. Eninde sonunda içimdeki genç k #z resmi yok ola-^ veyerini genç bir kad#n resmine terk edecekti.

Quetzalcoatl kelebekler hakk #nda ne demiti? Gülümsedim.Kanatlar #m# açarak tatl# kokular #n peinden uçmaya ve nektarla-r #nen güzelini ele geçirmeye haz#rd#m...Uzun, beyaz, ipe'imsi, saklamaktan ziyade ortaya koyan bir elbiseile incecik eritleri alt#n par #lt#lar saçan sandaletler giymeye kararverdim. Siyah cilal# abançz bir kutunun içinden, bir seferdetakabilece'imden çok daha fazla mücevher kefettim. $çlerindensadece inci bir kolye alarak boynuma üç kez dola-d#m. BöyleceTanr # Ta# gurur duydu'um yegane mücevher olarak gö'üsleriminaras#nda ##ldamaya devam etti.Bileklerime ise yüzlerce küçük alt#n yüzükten örülme bileziklertakt#m. Tanr # Enki ve veziri her eyi en ince ayr #nt#s#na kadardüünmülerdi. Mücevher kutusunun yan#ndaki daha küçük birkutunun içinde yüzlerce çeit boya, küçük bir sünger, f #rça, c#mb#zve benzeri makyaj malzemeleri kefettim. Bunlardan o kadar uzun

süredir ayr # kalm#t#m ki...Böylece makyaj yapmaya balad#m. Önce büyük bir dikkat veözenle yanaklar #m# boyad#m. Sonra kalar #m# ald#m ve ma-vi-yeilrenkli gözlerimin etraf #na lacivert boya sürdüm. Göz bebeklerimdeki alt#n renkli noktac#klar #n ne kadar büyülü birgörünüme sahip olduklar #n# unutmutum. Dudaklar #m# eftalik #rm#z#s#na boyad#ktan ve gö'üslerimin çatal#na biraz alt#n tozudokundurduktan sonra, kar #mdaki aynada harikulade bir tanr #çan#n

bana bakt#'#n# gördüm."Bu onun houna gidecek" dedi büyük tanr #n#n arkamda duranveziri. "Hatta fazlas#yla houna gidecek!"Gülümsedim ve arkam# döndüm."O halde beni ona götür!"Bu defa $simud kar #mda ilk kar #lamam#zda oldu'undan dahafazla e'ildi ve beni birbirinden de'erli hazinelerin k #y-





373metsiz eyalar gibi y#'#ld#'# odalar #n aras#ndaki ayd#nl#k bir k

ridordan geçirdi. Sonra da en kutsal yere geldik. Büyük tanr #n# evine...Bu geni mekân#n di'erleri kadar ayd#nl#k olmamas#na ra'men büyük tanr #y# derhal tan#d#m. Onun t# pk # hayalimde canland#rd#'#mgibi olmas# beni oldukça a#rtm#t#: $ri cüsseli, geni omuzlu, bak #ml# sakall# bir adam. Omuzlar #na dökülen gür saçlar #n#naras#nda birkaç gümü tel parl#yordu. K #ll# gö'sünü aç#kta b#rakan,geni kollu bir gömlek, dar bir pantolon ve k #sa çizmeler giymiti.*öyle bir etraf #ma bak #narak oday# inceledim. Her tarafta görülenmermer kaidelerin üzerinde keçi bal#'# figürleri vard#. Keçi bal#'#n#n Enki'nin tanr #sal simgesi oldu'u akl#ma geldi, çünkü keçida'lar #n doruklar #na ç#kabilir, bal#k okyanuslar #n en derin yerineinebilirdi. T# pk # her eyin balad#'# zamanlarda Tanr # Enki'ninyapt#'# gibi... Masalar #n üzerleri meyve sepetleri, belgeler ve dahaönce hiç görmemi oldu'um aletlerle doluydu. Duvarlarda resimler

yerine oyma a'aç levhalar as#l#yd#. Odan#n öte taraf #nda, ba# neredeyse tavana de'en görkemli bir aslan heykelinin önünde,üstünde y#'#nla yast#k bulunan dev bir sedir göze çarp#yordu.Enki odadaki büyük bir mermer masan#n ortas#nda oturuyordu ve bacaklar #n# öne uzatm#t#. Masan#n arka k #sm# say#s#z yar # aç#lm# istiridye kabu'uyla doluydu. Kabuklar #n içleri bombotu. Enki benifark etti, gülümsedi ve eliyle bir hareket yapt#. Vezir neredeysesecdeye var #r gibi e'ildi ve geri geri oday# terk etti.

"Demek buradas#n, gö'ün ve yerin tanr #ças#!" dedi Enkigülümsemeye devam ederek. "Hakk #nda çok ey duydum ve uzunsüre seni bulmaya çal#t#m. Fakat Tanr # Ta#'n#n yayd#'# enerjihiçbir zaman senin d# görünüünü anlamama yetecek kadar güçlüolmad#."374





"Ya imdi?" diye sordum hiç çekinmeden. "Gördüklerinden pland#nm#?"

Enki öksürdü, dudaklar #n# büzdü ve kahkahalarla gülmeye ^lad#.Gülüü s#cak ve hotu."Hem de nas#l! Asl#nda senin gibi bir kad#n için art#k çok yal# say#l#r #m, fakat yakla#k yirmi bin y#ld#r güzellik bak #m#ndanseninle boy ölçüebilecek ne bir tanr #ça, ne de bir insan kad#n# görebildi'imi rahatl#kla söyleyebilirim.""Belki de yukar # daha s#k ç#kman gerekir...""Bu uzun bir hikâye" diye içini çekti büyük tanr #. "Otur lütfen!Pasta yemek ister misin? Ve en lezzetli suyumdan bir barda'a nedersin?"Asl#nda karn#m açt# ve bo'az#m kurumutu, fakat hay#r anlam#nda ba#m# sallad#m."Hadi, hadi" dedi Enki babacan bir tav#rla. "Su içmek istemiyorsan, bir bardak biraya da araba hay#r demezsin san#n#m..."Yavaça ona yaklat#m. Bana bakmas#n#, bana hayranl#k duymas#n#

istiyordum. Kendimden baka hiçbir eye sahip de'ildim - ne bakatanr #lardan bir mesaj getirmitim, ne bir arma'an, ne de insanlar #ntanr #lara sundu'u türden bir kurban.Enki aya'a kalkt#. Büyük masan#n etraf #ndan dolanarak yüksekarkal#kl# bir sandalye çekti ve ben yaklaana kadar bekledi.Y#kand#'#m banyolar #n kokusunu ald#'# zaman, bir an için burunkanatlan titredi ve dudaklar #n# yalad#."Otur" dedi sonra. Ona sürtünerek yan#ndan geçtim ve sandalyeye

oturdum. Enki yerlememi bekledikten sonra sandalyeyi ileri itti.Sonra yavaça #sl#k çalarak aslan heykelinin yan#ndaki kakmal# f #ç#lar #n yan#na gitti, iki tane yüksek a'#zl# kupa ald#, içleriniköpüklü birayla doldurdu ve birini önüme koydu."Daha önce hiç bira içmi miydin?" diye sordu ve masan#n ötekitaraf #na oturdu. Hay#r anlam#nda ba#m# sallad#m."Özür dilerim, bu aptalca bir soruydu" diye güldü. "$ç sa-





375raydaki genç tanr # ve tanr #çalar biraya nas#l ulaabilirdi ki? r-yük

gök gürültüsünden sonra ise ne insanlar, ne de tanr #lar bi veya arapiçmeyi düünebilecek haldeydi. O korkunç as#ri boyunca ne içtin?Gökten ya'an kükürtle kar #m# su mu? Sü#-mü? Yoksa yeniöldürülmü bir hayvan#n kan#n# m#?""Susad#'#m zaman ne bulduysam onu içtim...""Öyle!" dedi Enki. Kupas#n# kald#rd# ve benim de kald#rmam# bekledi. Bira maya ve taze ekmek kokuyordu. Ekmek yeme-yeli nekadar süre olmutu acaba?"Kraliyet saray#n#n huzur ve güven ortam#n# a'#r bir görevyüklenerek terk etmek zorunda kalan tüm tanr # ve tanr #çalar #nonuruna içiyorum!"Bunu söylerken ciddi mi oldu'unu, yoksa alay m# etti'ini bilmiyordum. Buna ra'men kupam# kald#rd#m, dudaklar #mayaldat#rd#m ve dikkatle bir yudum içtim. Biran#n tad# ayn# andatatl# ve ac#yd#. Gerçekte buraya bambaka düünce ve duygularla

geldi'imi düündüm. Gerçekten de öyle miydi? Enki'den felaketinkarmaas#nda yitirdi'im ve bizi son görevimize yollayan bilgelerin bile adland#ramad#'# s#rlar # ö'renmeye gelmemi miydim?Arad#'#m#z neydi? Eski tanr #lar #n hangi s#rlar # dünyaya dümekteolan bir gökta#n# durdurabilecek güçteydi? Neden Enki ve di'ereski tannlar son anda duruma müdahale etmemilerdi?Bunun nas#l oldu'unu bilmiyordum ama onun babacan ve sevimlitav#rlar # bana bir meydan okuma gibi geliyordu. Enki G#lgame'ten

tümüyle farkl#yd#, fakat yine de tüm erkeklerde var olan çizgilerita#yordu. Sadece G#lgame'te ve Enki'de de'il, bugüne kadarkar #lat#'#m tüm erkeklerde var olan çizgiler... Bir tek Berios'taonlar # görememitim.Enki gülümseyerek aya'a kalkt# ve bize birer kupa bira dahadoldurmak için f #ç#lar #n yan#na gitti. Gözlerimi yar # boalm# barda'#ma dikmitim. Benimle daha fazla e'lenmesine f #rsat





376rrT1ek istemiyordum. Kupay# kafama diktim ve büyük yumanlarla

boaltt#m.Enki masan#n iki ad#m ötesinde durakald#. $ki elinde birer küpaoldu'u halde inceleyen bak #larla beni süzdü. Bu kez gül-erniti.Tek kelime etmeden masaya yaklat#, ikinci kupay# önüme koyduve sandalyeye oturdu."Bilgelerin seni d#ar # göndermelerinden sonra ba#na gelenlerianlat!""Ne bilmek istiyorsun? Nereden balayay#m?""Berios'un ölümünden" diye kar #l#k verdi ve arkas#na yasland#.Gözlerimi biran#n köpü'üne dikmitim. Kula'#ma uzaklardan birmelodi geliyordu. Bunun baka bir odadan m#, yoksa duvarlardakioymalardan m# geldi'ini bilmiyordum. Derin bir nefes ald#m, büyük bir yudum bira içtim ve anlatmaya balad#m. Balang#çtaona Osiris ve kiklop duvannm arkas#ndaki bahçede olanlar # anlatmaya çekinmitim, fakat sonra ona Ja-son'dan söz etti'im

zaman surat#n# buruturdu ve aln#nda derin bir k #r ##k belirdi."Az kals#n bizden biri olacakt#" dedi bo'uk bir sesle. "Hatta belkiolmutu bile, fakat gerçek bir tanr #n#n kudret ve mal h#rs#na sahipolmamas# gerekti'ini unutmutu! Bir tanr # için çok fazla insanîözellikler ta#yordu, fazlas#yla insanî...""Yine de bana bakalar #n#n çoktan unutmu oldu'u eylerigösterdi...""Gri Ev mi?" diye güldü Tanr # Enki önemsemez bir ifadeyle.

"Oras# benim zaman#mda çocuk tanr #lar #n oyun yeriydi... Bilincinoyun dünyas#! Orada görülebilenleri art#k insanlar bile yo-rumlayabiliyor! Bilinçalt#n#n, duygular #n, vücudun her hücresindegizli an#lar #n aynas#... ve bence insanlar #n dinlerini yaratt#klar # gerçek malzeme!""Di'er genç tanr #lar Gri Ev'e gitmemilerdi."





"Zaten orada ne ileri var ki? Gri Ev'de dünyay# kurtaracak bir s#rr # bulmalar # mümkün de'il!"

377Bir kez daha bira almak için aya'a kalkt#. Bu konuda ç>n boy ölçüüp ölçüemeyece'imi bilmedi'im için bir an dur^# , ok a-d#m."Bir tane daha?" diye ba'#rd# f #ç#n#n yan#ndan. Evet a m#nda ba#m# sallad#m."Pekâlâ! O halde bir kupa sana, bir kupa bana!"Bu s#nava nas#l dayanaca'#m# bilemiyordum. Henüz bif medi'imkupam#n yan#na dolu bir kupa daha koydu."Biran#n bayatlamas#na izin verilmemeli!" dedi uyar #rcas#na "*imdianlatmaya devam et."Enki'nin Gri Ev'den bu kadar hakirâne bir ekilde söz etmesi benihem öfkelendirmi, hem de can#m# s#km#t#. O resimlerin bana nekadar yard#mc# oldu'unu nereden bilebilirdi ki? $kjncj barda'#

kafama diktim ve uzun maceram# anlatmaya devam ettim. Bu kezsözümü kesmeden beni dinledi. Sadece arada s#rada yeni biraalmak üzere aya'a kalk #yordu.Onunla saatler, günler ya da geceler boyu mu oturdu'umuzunfark #nda de'ildim. Berios'la son konumam#zdan bu yana ilk kez beni anlayabilen birisiyle konuuyordum. Sonra ona gök bo'as#ndan, Huluppa a'ac#ndan, G#lgame'ten ve bana o gece vaatetti'i ehirden söz ettim.

"Asl#nda bambaka bir tanr #ça olmas# gereken genç bir kad#n içinoldukça zorlu bir macera" diye homurdand# Enki ben anlatmay# bitirdikten sonra. Birkaç kere ba#n# sallad# ve saka-l#ndaki biraköpüklerini temizledi. "Yine de tanr #lar #n çok eski ve çok de'erligüçlerinin senin içinde tekrar canland#klar # belli. Do'rusunuistersen senin üzerinde yap#lan deneyin baar #l# olaca'#na aslainanmam#t#m! Biz eskiler gibi gerçek tanr #lar #n yarat#lmas# sadece







plan#m#z buydu. Fakat bu plan da t# pk # bizler gibi baar #s#zl#'au'rad#."

"Hay#r, Enki!" diye kar # ç#kt#m. "Az önce siz eski tanr #lar #nistedi'i her eye sahip olan insanlarla kar #lat#'#m# anlatt#m!Hiçbir eyi unutmam#lard#!""Fakat onlar a'açlara ve burgaçlara tap#yorlar! Tanr #lar # ve379eytanlar # hayvanlarda, bulutlarda, sis perdelerinde görüyor] Hiçbirey anlamam#lar... Hiçbir ey! Anlatt#'#n gibi çocukl kurbanediyor, yüreklerini ve ruhlar #n# korkudan ar #nd#rd#kla takdirde hereyin bir ve mükemmel olabilece'ini anlatmak i tedi'imizsembollerden ödleri kopuyor! Biz insanlar #n özgür ol mas#n# istiyorduk, say#lar # durmadan ço'alan yeni ve sahte tan r #lar #nkölesi olmalar #n# de'il! Kendilerini anlamay# ö'reninceye ve k #l#çyerine bilgiyle idrak edilen gerçe'i kavray#ncaya kadar yenitanr #lara sahip olmalar #n# istemiyorduk. 'Ben' kavram# onlar #ntanr #s# olmal#yd#, hem de yapayaln#z ve tek ba#na."

'Tüm bunlardan haberim yoktu" dedim sersemlemi bir halde."Elbette olamazd#! Fakat buna ra'men seni insanlardan ay#ranözelliklerini muhafaza etmeyi basard#n! Güç sahibi olmay# istemedin, hükümdar olmaya ve di'erlerini kendine tabi k #lmayaçal#mad#n! Tam aksine - insanlar # rahats#z etmeye balad#'#n# hissetti'in anda yanlar #ndan ayr #ld#n. Hatta bazen arkanda insanlara bundan sonraki yaamlar #n# kolaylat#racak bir eyler bile b#rakt#n!"

"Benim de sana birkaç soru sormama izin verir misin?" "Diledi'inisorabilirsin! Buraya bu yüzden gelmedin mi?" "Evet ve hay#r" diyekar #l#k verdim utanarak. Bu bilge tanr #n#n bildikleri ve hissettiklerineydi acaba? Tanr #çalar ve tanr #lar onun gibi di'erlerinin nedüündü'ünü bilmek zorunda de'iller miydi? Yoksa bu sadece birzamanlar yaratt#klar # varl#klar için mi geçerliydi?





"Bir tanr # olmak hiçbir zaman kolay olmam#t#" dedi Enki."Asl#nda biz tanr #lar da bugün dünyada yaayan insanlardan hiç

farkl# de'ildik. Binlerce y#ll#k bir zaman zarf #nda, kendimizi tümkrallar #n ve tanr #lar #n atas# olan hayvanlardan ay#rt etmeyiö'rendik. Fakat biz bir aç#dan hem talihli, hem de lanetliydik: B'z bir adaya s#k ## p kalm#ken, dünyan#n di'er birçok bölgesinde380,e çok daha yava ve hâlâ tamamlanmam# olsa dahi, benzer kjrgeliim süreci iliyordu. $lk büyük uygarl#'#n kuruluunu do'an#n bir cilvesi olarak kabul edebilirsin. Günümüz insanlar #n# êkleyentüm hatalar # teker teker ileyerek bir kültür basarnas#ndan di'erinet#rmand#k. Bir milyon y#l önce atei kefettik ve araç gereçkullanman#n ne kadar yararl# bir ey oldu'unu Ö'rendik. Sonrakonumaya balad#k ve iki aya'#m#z üzerinde do'rularak kendimizihayvanlardan tümüyle ay#rd#k. Orada burada bulduklar #n# yiyerekgeçinen küçük gruplar yerine, anneli'e tap#nan büyük aileler vekabileler olutu. Fakat sonra biyolojik bir kültür s#çramas#

gerçekleti: Atalar #m#z#n kad#nlar #, erkeklerin koruyucu kanatlar # alt#na s#'#nman#n, kendileri için daha iyi olaca'#na karar verdiler.Sonras#n#n nas#l geliti'ini kendin de biliyorsun.""Evet, fakat bunlar #n sizlerle, daha do'rusu tanr #larla ne ilgisioldu'unu anlayam#yorum.""Sen her eyin balang#c#n#, ya da baka bir deyile, çabalar #m#z#nsonunu gördün: Yaam ve ölüm hakk #nda kendi düüncelerinigelitiren insan gruplar #. Art#k nas#l yorumlarsan... Geçmite

yapt#'#m#z müdahalelerin bu olayda da bir miktar rol oynad#'#n# kabul ediyorum.""Yapt#klar #n#z# küçümsüyorsun!" dedim cesaretle. "Cro-Magnondeneyi olmasa insanlar imdi neye benzerdi acaba?"Enki geni omuzlar #n# silkti."Her halükârda biz kendi kendimize olutuk. Bunun ayn#s# neden bir daha tekrarlanmas#n ki?"





Onun beni s#namak istedi'ini gayet iyi anl#yordum. Hay#r, yirmi ilaotuz bin y#l önce dünyan#n her taraf #nda yeni bir insan #rk #

yarat#lmam# olsayd#, hiçbir eyin imdiki gibi olabilece'ineinanm#yordum. $nsanlar #n sonu, yanl# bir yolda ilerleyen vesonunda yok olmaya mahkûm olan Suskunlar'a benzerdi..."Sonra nas#l devam etti?" diye sordum dikkatle.381"Atalar #m#z topra'# ekmeyi ve hayvan beslemeyi ö'renri. ler. Öncekulübeler, evler ve köyler, sonra da ehirler, saravl ula#m araçlar # ve makineler ina ettiler. $htiyac#m#z olan her« ye sahiptik, fakatdaha fazlas#n# istiyorduk... devaml# daha fa las#n#! Topra'# kazarakmadenler ç#kard#k ve yeteri kadar içe cüne sahip oldu'umuzkolonilerde yeni zenginlikler arad#k. V sonunda elde etti'imiz bilgiler ve sahip oldu'umuz teknikle son s#n#rlar # da at#k.Maddenin en küçük parçalar #n#n dönüürr, ve de'iim s#rlar #n# çözmütük. $lk önce fiziksel güç yard#m#yb eyalar # uçurmay# baard#k, sonra onlar # bilgiye dönütürüp parçalad#k ve hedefe

ula#nca tekrar birletirdik. Bu ekilde yer çekiminden ve zaman#nzincirlerinden de kurtulmay# baard#k. Bir zamanlar bizi meguleden zorluklar # ve kazand#'#m#z ola'anüstü baar #lar # anlatarakakl#n# daha fazla kar #t#rmak istemiyorum. Fakat bilmen gerekeniki konu var: Bizim birer tanr # olmam#z#n gerçek nedenlerindenilki, beden olmadan ruhun yaamaya nas#l devam edece'iniö'renmemizdir. $kincisi ise insan# hayvandan ay#ran s#rlar # kefetmemiz ve bunlar # Duka-bölgesindeki üretim odas#nda kendi

arzu etti'imiz ekilde bir araya getirmeyi baarmam#zd#r!""Yoksa Duka-odas#nda tanr #lar da m# yaratt#n#z?" diye sordumyavaça. Enki cevap vermeden önce biras#n# alarak büyük biryudum içti."Bu tüm fikirlerin en kötüsüydü" diye kar #l#k verdi sonra."Çöküümüzün balang#c#! Cro-Magnon deneyiyle kazand#'#m#zzaferden sonra, kendimizi de yeniden yaratmaya karar verdik.





Bunun için en yüksek bilgi ve idrak seviyesine ulam# tanr #lardanher biri temel özelliklerinin bir k #sm#n# Duka-odas#na verdi, t# pk #

seçilmi yerlilerin vücutlar #na bilgi zerk etmemiz gibi. Duygu vealg#lar # da Yin-Yang yasas#na göre bedensel özellikler gibi birbirleriyle kombine edebilece'imizi düünüyorduk-Fakat bedensel bir anne ve babas# olmadan dünyaya gelen var-382#klardan bir teki bile biz son tanr #lar #n konumuna ulaamad#. Çünkü biz bilincin -ister tanr #sal, ister insanî olsun- sadece bilinçalt#nagömülmü tecrübelerden oluan esiz benzersiz bir temelin üzerineoturtulabilece'ini unutmutuk. Ve bu temeli tüm yüksek idrakin##lt#s#na ra'men bir tanr # bile bir bakas#na aktaramaz!""Ben de üretim odas#nda yarat#lm#t#m...""Evet" diye ba#n# sallad# Enki, "senin göbek deli'in yok veola'anüstü bir güzelli'e sahipsin. Bizim ruhumuzdan yarat#lanharikulade bir tanr #ça! Demir-adam veya hilkat garibesi olarakyaamak zorunda kalan erkek veya k #z kardelerin senin kadar

talihli de'iller. Hiçbir ey anlamayan bo kafal# di'er genç tanr # vetanr #çalara benzememen de senin için ayr # bir talih..."Ans#z#n durdu, ba#n# sallad# ve derin bir nefes ald#."Neyin var?""Sana Gri Ev hakk #nda söylediklerimi unut" diye cevap verdi bo'uk bir sesle. "Demek Jason bu ekilde intikam ald#.Hiçbirimizin akl#na gelmeyen onun akl#na geldi. Her genç tanr #çay# ve her genç tanr #y# çocuklu'un dü resimlerine göndermemiz

gerekirdi. Art#k çok geç... Çok geç!""$yi ama maden üretim odas# bir ie yaram#yordu, o halde onuneden bu kadar uzun bir süre kullanmaya devam ettiniz?""Üretim odas#n#n ie yaramad#'#n# biz biliyorduk, fakat on kral bunu kabul etmeye bir türlü yanam#yordu. Ve tanr # taklit-leriyleyetinmeye raz# oldular...""Hakaretin için teekkür ederim, yal# adam!"





Ellerini kald#rarak beni yumuatmaya çal#t#: "Seni kastetmekistememitim!"

"Neyi kastetmek istiyorsan, onu söyledin!" diye kar #l#k verdimona öfkeli bir sesle. Kendisini bu kadar yüceltmesi son derececan#m# s#km#t#. O tüm bu canavarlar ve korkunç yarat#klararas#nda kendi halinde yaayan bir ihtiyardan baka neydi ki?383Çoktan unutulmu zamanlardan kalma kutsal l • beyaz dinozor kemiklerine benzeyen bir f • ert1ar #et,Kaf*genç k #zlara a'z# sulanan ihtiyar bir keçi! O kad . aV# Çehonu nas#l yaralayabilece'imden baka hiçbir ev h w't# dum.y du*ünerniyr"Üretim odas#na neden ihtiyac#n#z vard# kP" sesimi tatl#lat#rarakve dudaklar #ma sahte bir çül" ^ S°rc$L rerek. "Siz eski tanr #lar art#ktanr #çalar #n#zla..." ê%

"Hay#r" dedi Enki ba#n# sallayarak. Sorumun zerr bile farkedememiti. "Yeni insanlar # üretti'imiz s ^^ yapma gücümüzüyitirdik Bu çok s#cak suyla çok sos 1°°^ kar #t#rmak gibi bir eydi.Bunu yapt#'#n zaman evrendeki? bir güç onlar # eski haliyleayr #t#ramaz!" Iç"Onun çok fazla içmi oldu'unu fark ettim."Bana k #zd#n m#?" diye sordu Enki laf # dolat#rmadan. "Mademöyle, beni affetmen için sana bir ey hediye etmeliyim Fakat önce

senden bir ey istiyorum: Bana beni niçin arad#'#n# söyle!""Sen eski ve kudretli bir tanr #s#n" diye kar #l#k verdim kendimehakim olarak. Öfkem, amaçlar #mdan daha kuvvetli olmamal#yd#."Bende eksik olan bilgeli'i ar #yorum...""Seni uyar #yorum, $nanna! Bir tanr #ya meydan okuyorsun!""Ben de bir tanr #çay#m!"





"Öyle mi?" diye güldü Enki. "Peki bana kar # kullanaca'#n birsilah#n var m#?"

Zaman durmu gibiydi. Hiç k # p#rdamadan birbirimize bak #yo' ve bir eylerin olmas#n# bekliyorduk. Sonunda içimi çe er fifçek #m#ldand#m. Beyaz elbisenin yumuak kuma#n'^ örtmesinera'men, ans#z#n kendimi ç# plak hissetm y ^ mistim. Gö'sümdekiTanr # Ta#'n#n #s#nmaya balad#g^ ^ tim. Benimle büyük tanr # aras#nda mavi bir ##lt# be # lam#t#.384I ir kez daha kad#nl#'#m#n sesini duydum: "Sen AV11 *n ahips'"'$nanna... G#lgame'inkinden çok daha j» b>r si'a a<* bir silah! Onu dene... Onu Enki üzerinde de-" ..harikula ... ,„#P' diili'ini görmesine izin ver!^lOnun ^nn ve söylentilere göre benim babam dahi"® â- m#r #ldand#m kendi kendime. Buna ra'men k #sa °^ran#ndan sonra sandalyemi bacaklar #m#n görülebi-

lir dü*u geriye çektim ve onlar # hafifçe aralad#m. Bacaklar #-1^' , ma<; serilmii. Enki mermer masan#n üzerinden yan 0 örtenkuma 5zie bana bak #yordu.»n Haklar #n#n k #m#ldamas#na ra'men neden bir ey duymu-V° "Kendi kendime senden ne isteyebilece'imi düünüyordum-""Pekâlâ!" diye öksürdü Enki ve ikinci kez dudaklar #n# yalad#.'Kudretimin ve tatl# sular #n derinliklerinde tüm felaketlere ra'men

ayakta kalmay# baarm# olan saray#m#n ad#na! Sevgili k #z#m$nanna! Ben, Enki, sana kendine bir barahibe atama yetkisi hediyeediyorum... Sana kendinin gerçekten bir tannça olup olmad#'#nyolunda bana yöneltti'in soruya evet cevab# hediye ediyorum. Sanageri al#nmas# mümkün olmayan kraliyet tac# hakk # hediyeediyorum."





Bana sundu'u her hediyeden sonra yan#nda bulunan bo istiridyekabuklar #n#n içine bir inci tanesi koyuyor ve kabuklan y#lmayacak

ekilde bast#rarak kapat#yordu. Ben ise büyümü gözlerle ona bak #yordum."Oddi misin?"^nki kollar #n# kald#rarak gerindi. Hediye edilen, hediye edilmitir!"Hediyelerini kabul ediyorum!" Ier|e ^ ' °n'ar # her ^"^n istedi'in birtahtla, âsâ ve yönetici-' annsal ölcü de'nekleri ve tarla ölçümeritleriyle birlikte385Çoktan unutulmu zamanlardan kalma kutsal 1 • beyaz dinozor kemiklerine benzeyen bir f • 6rnar #et, l —¦¦ 1US1JI 1/genç k #zlara a'z# sulanan ihtiyar bir keçi! O kan ' aV o'd<-'ar öfl/^n Vley "Üretim odas#na neden ihtiyac#n#z vard# kPonu nas#l yarayabilece'imden baka hiçbir ev h- ydi^ ki dum.

Y ünemiV0Nsesimi tatl#lat#rarak ve dudaklar #ma sahte bir Pür- '^ Sorc$1^ rerek."Siz eski tanr #lar art#k tanr #çalar #n#zla..." yer'eti-"Hay#r" dedi Enki ba#n# sallayarak. Sorumun zerr bile fark edememiti. "Yeni insanlar # üretti'imiz s#rada'"' yapma gücümüzü yitirdik Bu çok s#cak suylaçok so~ k^* kar #t#rmak gibi bir eydi. Bunu yapt#'#n zamanevrendeki?" bir güç onlar # eski haliyle aynt#ramaz!"

Iç*Onun çok fazla içmi oldu'unu fark ettim."Bana k #zd#n m#?" diye sordu Enki laf # dolat#rmadan. "Mademöyle, beni affetmen için sana bir ey hediye etmeliyim Fakat öncesenden bir ey istiyorum: Bana beni niçin arad#'#m söyle!"





"Sen eski ve kudretli bir tanr #s#n" diye kar #l#k verdim kendimehakim olarak. Öfkem, amaçlar #mdan daha kuvvetli olmamal#yd#.

"Bende eksik olan bilgeli'i ar #yorum...""Seni uyar #yorum, $nanna! Bir tanr #ya meydan okuyorsun!'"Ben de bir tanr #çay#m!""Öyle mi?" diye güldü Enki. "Peki bana kar # kullanaca'#n birsilah#n var m#?" bak #yot kerek!»Zaman durmu gibiydi. Hiç k # p#rdamadan birbirimize ve bireylerin olmas#n# bekliyorduk. Sonunda içimi çek ^ fifçek #m#ldand#m. Beyaz elbisenin yumuak k""1351™"^. örtmesinera'men, ans#z#n kendimi ç# plak hisse m y et. mistim.Gö'sümdeki Tanr # Ta#'n#n #s#nmaya baladlêye !*¦ tim- Benimle büyük tanr # aras#nda mavi bir ##lt# be # lam#t#.384I ir kez daha kad#nl#'#m#n sesini duydum: "Sen AY111 aP ahips'n'$nanna... G#lgame'inkinden çok daha bir sila . K,r silah! Onu

dene... Onu Enki üzerinde de-" - hAril<u'a • • • i"^' hdiili'ini görmesine izin ver!„e!0nUn . jr ^nn Ve söylentilere göre benim babam dahi~® ¦ rn#nldand#m kendi kendime. Buna ra'men k #saolatlilir.- an#ndan sonra sandalyemi bacaklar #m#n görülebi-[jir dü^ çektim ve onlar # hafifçe aralad#m. Bacaklar #-ieC ° , ,^,jk; aerilm##. Enki mermer masan#n üzerinden yan

, örten kuma Sliebanabakryordu. •n Haklar #n#n k #m#ldamas#na ra'men neden birey duymu-y° «Kendi kendime senden ne isteyebilece'imi düünüyordum-""Pekâlâ!" diye öksürdü Enki ve ikinci kez dudaklar #n# yalad#.Kudretimin ve tatl# sular #n derinliklerinde tüm felaketlere ra'menayakta kalmay# baarm# olan saray#m#n ad#na! Sevgili k #z#m





$nanna! Ben, Enki, sana kendine bir barahibe atama yetkisi hediyeediyorum... Sana kendinin gerçekten bir tanr #ça olup olmad#'#n

yolunda bana yöneltti'in soruya evet cevab# hediye ediyorum. Sanageri al#nmas# mümkün olmayan kraliyet tac# hakk # hediyeediyorum."Bana sundu'u her hediyeden sonra yan#nda bulunan bo istiridyekabuklar #n#n içine bir inci tanesi koyuyor ve kabuklar # y#lmayacakekilde bast#rarak kapat#yordu. Ben ise büyümü gözlerle ona bak #yordum."Ciddi misin?"^ki kollar #n# kald#rarak gerindi.Hediye edilen, hediye edilmitir!" Hediyelerini kabul ediyorum!"lerle °n'an her zaman istedi'in bir tahtla, âsâ ve yönetici-nr #salölcü de'nekleri ve tarla ölçüm eritleriyle birlikte385kabul et! Sana koyun sürüleri yetitirme ve etraflar #n# çitle c virmehakk #n# da hediye ediyorum. Kendine bir hükümdar t yin etme,

tanr #sal vekillerin olacak kraliyet rahibelerini seçm sihirli güçleresahip büyücü rahipler, do'a kanunlar #n# tan#yan' soylu rahipler,kutsal ayinler için sunu rahipleri ve akl#na gelen her türden yetkiliatama hakk #n# hediye ediyorum..."Enki ge'irdi ve vücudunun üst k #sm#yla mermer masaya yasland#.$ncilerini istiridyelerin içine yerletirmekte güçlük çekiyordu.Kollar #n# zorlukla kald#rarak kupas#n# yakalad# ve kafas#na dikerekiçindekini bir yudumda içti. A'z#n#n kenarlar #ndan aa'# bira

daml#yordu."Kudretimin ve tatl# sular #n derinliklerinde tüm felaketlere ra'menayakta kalmay# baarm# olan saray#m#n ad#na! Bana bir kupa biradaha getir... Çabuk ol, $nanna! Çok susad#m!"Bir an duraksad#ktan sonra ellerinin aras#ndaki kupay# kapt#m vekoarak büyük f #ç#n#n yan#na gittim. Do'ru davrand#'#m takdirde bu büyük tanr #dan benden önce hiçbir tanr #çaya nasip olmayan





hediyeler koparacakt#m! Enki'nin bana bu hediyeleri nedenverdi'ini tahmin ediyordum. Onun benim için neden s#cak

banyolar, yeni elbiseler ve mücevherler haz#rlatt#'#n# da tahminediyordum.Enki'den kurtulabilmek için tek bir ans#m vard#. Ondan devaml# bir eyler istemeliydim, bu arada da durmadan bira içmesini vekeyfinin kaçmamas#n# sa'lamaya çal#mal#yd#m. Elimden geldi'ikadar h#zl# bir ekilde ona yeni bir kupa bira daha getirdim. $çimdehâlâ az da olsa tereddüt vard#. Enki kupay# elimden kapt# ve birkere bile masan#n üzerine koymaya gerek görmeden bir dikitehepsini boaltt#. Ona derhal yeni bir kupa daha getirdim."K #z#m $nanna'ya tanr #sal bilgelik s#rlar #n# hediye ediyorum. Yeralt# dünyas#na nas#l inilece'inin... ve tekrar nas#l ç#k #laca'#n#n s#rr #n#.Her eyi duyan kulaklar, konsantrasyon yetene'i,386korku, dehet, yorgunluk, moral bozuklu'u... Evet, k #z#m $nan-na, bunlar da tanr #sal bilgeli'in birer parças#d#r! Bana bir bira daha

getir!"Enki'nin önüne yeni bir kupa daha koydum."Evet, benim dünyalar güzeli k #z#m!" dedi kekeleyerek sarho tanr #."Sana ak sanat#n# hediye ediyorum... Her kad#n#n bilmesi gerekenmezar ta#n# diriltme sanat#n#!""Hediyeni kabul ediyorum!""Bu kadar # yeterli de'il mi?" Enki gürleyen kahkahalar att#."Kudretimin ve tatl# sular #n derinliklerinde tüm felaketlere ra'men

ayakta kalmay# baarm# olan saray#m#n ad#na! O halde sana gö'ünrahip s#n#f #n#, bir hançer ve bir k #l#ç, sava için kara, ak için c#v#lc#v#l giysiler hediye ediyorum. Sana uzun saç#n# batan ç#kart#c# birekilde ba'lama ve ç# plak vücudunu üzerinde bir pelerin gibita#ma sanat#n# hediye ediyorum.""Hediyeni kabul ediyorum!"





"Kaç tane hediye verdim sana?" Enki o kadar güçlü kahkahalar att# ki, sesi kulaklar #m# ac#tt#. Sonra da onikinci kupas#n# kafaya dikti.

"On mu, yirmi mi, otuz mu? Daha kaç tane istiyorsun? Yoksa yüztanr #sal ME'nin tümünü mü istiyorsun? Korkar #m o kadar inciyesahip de'ilim!""Bana benim için de'il, bakalar # için belirlenmi olan bir eyhediye edebilir misin?""Bakalar # için mi?" diye güldü Enki ve onüçüncü kupas#n# boaltt#."Bu ne olabilir? Sahip olmad#'#n savaç#lar için bir sancak? Sanaonu hediye ediyorum! Sava daha h#zl# olma sanat#n# gerektirir... oda senin oldu! Bakalar # için... Bakalar # için... Bakalar #n#n sahipoldu'u özelliklerden hangisini sana hediye edebilirim? Hah, imdi buldum! Sana zevk verme ve fahielik sanat#n# hediye ediyorum."Ona ondördüncü kupas#n# getirdim."Dobra dobra konuma sanat#n# ister misin?" diye geveledi,387"ve a'z#ndan bal akarak konuma sanat#n#? Davullar #n, ljr]e . ve

flütlerin en güzel seslerini ç#kartabilme sanat#n#? *ark # sövi mesanat#n#? Eskilerin bilgeli'ini? Hepsi senin oldu! Bunlara il vetentahta oyma sanat#n#, metal ileme sanat#n#, döküm san t#n#, yaz# sanat#n#, dericilik, ar #c#l#k, dokumac#l#k, saray ve s?env inasanat#n#? Hepsini sana hediye ediyorum! Atein korunu ve ateisöndürme bilgeli'ini de al!""Hediyelerini kabul ediyorum!""Evet, evet, hiç çekinme! Hepsini al... Kudret, kahramanl#k kavga

ve ihanet... bu yetenekleri de kabul et! Sonra bae'mez-lik,kurnazl#k, ehirleri ya'malama arzusu... onlar da tanr #sal ME'nin birer parças#! Seyahat etme sanat#n# da m# istiyorsun? S#cak evininiçinde mutlu bir aile? Ço'alma yetene'i, yürekten duyulan sevinç,tolerans? $yilik, sevecenlik ve adil hüküm verme sanat#? Hepsinisana verdim gitti..."





Onbeinci kupaya dokunmad#. Art#k sadece donuk bak #larlaönündeki çana'# süzüyordu. Parmaklar # bo yere çanaktan üç inci

tanesi ç#karmaya çal##yordu. Zorlukla nefes al#yor ve gö'südenizden karaya ç#kan bir bal#k gibi inip kalk #yordu."Daha... baka... hediye istiyor musun?" diye sordu zorlukla."Bakas# kald# m#?"Enki gülmek istedi, fakat gö'sünden kesik kesik soluklardan baka bir ey ç#kmad#."Elbetteeee!" dedi sonra s#k #l# dilerinin aras#ndan. Eline bir siyah, bir de beyaz inci ald#. Önüne iki tane bo istiridye kabu'u uzatt#m,fakat o iki inciyi ayn# kabu'a koydu. Büyük bir i baarm# gibigüldü ve kabuklar # kapad#. "$te hediyen... karar... karar vermesanat#...""Bu hediyeyi de kabul ediyorum!" dedim h#zla. Telatan En-ki'ninönündeki son kadehi devirmitim. Köpüklü bira masan#nkenarlar #ndan yere damlamaya balam#t#. $te bilmeden bekleyipdurdu'um buydu: Karar verme sanat#! Tüm hediyelerin en

de'erlisi!388E.nki ba#n# kollar #na dayad#. Ben ise hemen aya'a f #rlad#m,giemin eteklerini toplad#m ve aceleyle içleri inci dolu istiridyeleriiçine süpürdüm. Onlar # emin bir yerde saklamaya kararl#yd#m.Fakat nerede?Enki bir kez daha ba#n# kald#rd#."$-si-muuud!" diye ba'#rd# çatallam# bir sesle. "$simud! jnanna

gitmek istiyor! Uruk'a... Uruk'a gidecek... Orada kendisini emniyeteals#n. Kendisini korumal#... Kendisini... kimden korumal#... biliyormusun?"389TANRISAL ME U,RUNA SAVA* i





Enki'nin zil zurna sarho oldu'unu görmesine ? ra'men vezirinyüz ifadesinde en küçük bir de'iiklik bile olmam#t#. Kap#y# örten

perdeyi açt# ve elbisemin eteklerindeki istiridyelerle birlikte d#ar # ç#karken önümde e'ildi. Bu kez etrafta ne demir-adamlar, ne de baka hilkat garibeleri vard#. v ,.M Tanr #sal saray#n bo koridorlar #nda sadece ad#mlar #-; ¦ m#n sesi yank #lan#yordu.$simud'la birlikte r #ht#ma ba'lanm# olan gök gemisine ulam#t#k.Yedi kere yedi say#da Oannes-müridi, gelirken de oldu'u gibigeminin küpetesine s#ralanm#t#. Geminin merdivenlerinden ç#k # pkoltu'a ulamamda $simud bana yard#mc# oldu. Elbisemineteklerindeki istiridyeleri koltu'un üzerine boaltt#m. Do'rusuimdiye kadar hiç de bir tanr # taraf #ndan verilen en büyük arma'an# and#r #r bir halleri yoktu.$simud önümde bir kez daha e'ildi, sonra ellerini kald#rarakdümenciye hareket etmesini iaret etti. Geminin etraf #ndaki camduvarlar bir kez daha kapanm#t#. Gemi geri geri hareket ederekmermer limandan ç#kt#. Koltu'um istiridyelerle dolu oldu'u için

dümenci bana el sallayarak yan#ndaki koltu'a oturmam# iaret etti.Adam#n önündeki göstergelerde yine ayn# renkli iaretlerin bulundu'unu gördüm. Sonra dev bir tünele girdik ve etraftm#z# sukaplad#. Geminin içini yine bilinmez bir güç kayna'#ndan yükselenv#nlama sesi doldurmutu.Hem gökte, hem de denizde hareket edebilen geminin su yüzeyineyükselerek yavaça yol almaya balamas# pek uzun390

urmedi. Bu kez okyanusun derinliklerinde parlayan ate çemberlerigörememitim. Ba#m# kald#r # p y#ld#zlara bakt#m ve ku-zeye do'ruyol ald#'#m#z# fark ettim. Gemi giderek h#zlan#yordu. Birkaç saatsonra kayal#k k #y# önümüzde belirdi. Gemi bur-nun etraf #ndandolat#, dar bo'aza girdi ve kuzeydo'u yönüne do'ru ilerlemeye balad#.





Balang#çta dikkatimi çekmemi olmas#na ra'men, ans#z#n nerede bulundu'umuzu çok iyi bildi'imi fark ettim. $stiridyelerin içindeki

inciler d##nda da büyük tanr #n#n bilgeli'inin bir k #s-nn# bir ekilde bana geçmi olmal#yd#. Nin-shubur hemen önümüzde duran içinde resim bulunmayan birçerçeveyi iaret etti. "Seni ar #yorlar!" Küçük projeksiyon yüzeyininüzerinde bir ##k belirmiti. Ans#z#n Berios'un son sözlerindeoldu'u gibi, kar #mda Tanr # Enki'yi gördüm. Okyanusunderinliklerindeki bo saray#n#n içinde oradan oraya kouyor veöfkeyle ba'#rarak vezirini ça'#r #yordu."$-si-muuud! $simud, yine hangi cehennemdesin!""Buraday#m, tanr #m! Buraday#m, kral#m! Emirlerinizi bekliyorum!""Barahibelik ME'si nerede? Tanr #sall#k ME'si nerede? Taç ve âsânerede?""Tannm, kral#m ve yüce efendim! Onlan k #z#na hediye ettin...""Peki ya kahramanl#k, kudret ve el becerisi ME'lerine ne oldu?""Ey tanr #m ve kral#m! Onlan da k #z#n $nanna'ya hediye ettin!"

Enki ona tam yedi kez çeitli ME'lerin nerede oldu'unu sordu,$simud da tam yedi kez ona ayn# cevab# verdi. Büyük tanr # sarholu'undan ancak imdi s#yr #lm#t#. $simud'un verdi'i soncevaptan sonra öfkeli ad#mlarla odas#na geri döndü ve parma'#n# #klatarak duvarlardaki tüm deniz, da', k #y# ve yerleim resimleriniayd#nlatt#."$simud! Gök gemisi u anda nerede?"391

"Eridu'ya yakla#yor.""Ne! O kadar uzakta m#?" diye soludu Enki. "Elimde rins düzgündemir-adamlar olsayd#, bu i çok kolay olurdu. Neys imdi neyapabilece'imize bakal#m!" Bir an için düündükte sonra emriniverdi: "Koruyucu cinler olarak ehrim Eridu'nun alt#na saklad#'#mEkum-yarat#klar #na haber verin! Gemiyi yaka. las#nlar ve derhal buraya geri getirsinler!"





Dümencinin önündeki küçük resim karard# ve yerine $Sj. mud'unyüzü belirdi.

"Enki'nin ne söyledi'ini duydun, $nanna!" dedi. Sesi o kadar berrakt# ki, adam sanki hemen yan# ba#m#zda konuuyordu. "Tanr # Enki kendi sarholu'unun ve senin çekicili'inin etkisiyle böyledavrand#'#n# söylüyor. Asl#nda o ME'leri sana arma'an etmekistememiti ve emirlerinin tümünü geri ald#.""Hangi emirleri?""Uruk'a gitmene izin vermesi gibi. Hemen geri dönmeni ve ancaktertemiz bir ruha sahip büyük bir tanr #n#n kontrol edebilece'iME'leri ona geri vermeni istiyor!""Demek tertemiz bir ruh ha!" diye ba'#rd#m öfkeyle. "Enki'ninkendisi için kutsal eylerin üzerine kaç kere yemin etti'inihat#rlam#yorum bile! Bu ME'ler art#k bana ait! Bana verdi'i sözlerisanki hiç verilmemi gibi geri alamaz!"Gök gemisinin dümencisi Nin-shubur öne do'ru bir ad#m ataraküzerindeki pelerini ç#kard# ve sanki Enki'nin tehditlerinden

kurtulabilecekmi gibi uzaklardaki tanr # hizmetkâr #n#ngörüntüsünün üzerine f #rlatt#. Elimde olmadan solu'umu tuttum,çünkü gördüklerim beni oldukça a#rtm#t#. Y#ld#zlar #n parlak vegizemli ##nlar #n#n alt#nda geminin dümencisinin bir erkek de'il, birkad#n oldu'unu fark ettim. Onu daha önce de görmütüm... Onudaha önce gördü'ümden emindim!"Sen... bir kad#ns#n!""Evet, ben bir kad#n#m, $nanna! Kocam elimden al#nd#'# za-

392an ehrimizi terk ettim ve uzun süredir gizledikleri bir ge-jyle Tanr # Enki'ye gitmek isteyen Oannes-müritlerine kat#ld#m. F#rt#na vetayfunlar bizi sizlerden birisinin k #sa bir süre önce gök gemisiyleindi'i adalara kadar sürükledi. O tanr #n#n ismi san#r #m Ninigi'ydi.Oannes-müritleri karanl#'a ra'men kaya-iar #n üzerindeki eski Shin-to resimlerini fark ettiler. Himala-ya'lar #n kuzeyinde bulunan eski





tanr #lar #n Uygur ad#n# verdikleri tatl# su denizine gitmek, orada dayeralt# sular # kanal#yla Tanr # £nki'nizin Absu krall#'#na ulamak

istiyorlard#. Ayr #ca bir zamanlar Ama-terasu'nun gö'ün ve yerintanr #ças# oldu'u adada kalmak istemiyorlard#...""Gö'ün ve yerin tanr #ças# m#?" diye sordum ak #nl#kla. "Demekeskiden u anda benim ta#d#'#m s#fata sahip olan bir tanr #çan#n varoldu'unu söylüyorsun!""Elbette ki dünyan#n çeitli bölgelerinde senden önce bu s#fat# ta#yan tanr #çalar vard#! Ama-terasu ar #lar #n ana kraliçesiydi,dam#zl#k bir k #srakt#..."Elimde olmadan irkildim."Senin gerçek ismin nedir, ay#n elçisi?""Nin-shubur isminin bu ülke dilinde ne anlama geldi'ini bilmiyormusun?""Buraya ilk kez geliyorum...""Nin-shubur, 'Do'unun ve I#'#n Kraliçesi' anlam#na gelir" dedikad#n ve gülümsedi. "Su ve tohuma burada ayn# isim verilir. Ve

ikisi de, Enki'nin ne suyu, ne de tohumlar #, bu âna kadar banade'medi. Bu nedenle beni di'er kendin ve Enki'nin üzerinde kudretsahibi olmad#'# gizli güçlerin olarak kabul edebilirsin!""Seni daha önce görmütüm...""Evet. Ta o zamanlar bile sana bir eyler söylemek istemitim,fakat sen beni anlamam#t#n. $lk kez bilincine çarpt#'#m o gün, sanakendimi Morgana olarak tan#tm#t#m."393

Refakatçimin beklenmedik aç#klamalar #n# içsel olarak ileye# •mem için aradan uzunca bir sürenin geçmesi gerekti. Km -inan#lmaz gelmesine ra'men, kendisini benim di'er benlis olaraknitelendiren Morgana, benden bambaka bir yol izlç^-olmal#yd#!"*u anda var oldu'una göre, tüm o korkunç yüzy#llar bo yunca neyapt#n peki?" diye sordum düünceli bir tav#rla.





"Az önce Uygur ad# verilen tatl# iç denizi arad#'#m#z# söyie.mistim. Uzun süre oradan oraya sürüklendikten sonra onu bulduk.

Tanr #lar bize yard#m ettiler. Kendileriyle tüm bu kaostankurtulmay# baarabilen insanlar aras#nda arac#l#k etmemiziistiyorlard#. Benim yan#mdakiler de onlar #n ilk rahipleri oldu.Anl#yorsun, de'il mi? $lk Brahman'lar! Hizmetlerimizin kar #l#'# olarak da yaamlanm#z# birkaç yüzy#l uzatan ottan birer parçaald#k.""Bin be yüz y#l m#?" diye sordum üpheyle."Bir k #sm#m#z#n" diye kar #l#k verdi Morgana. "Tanr #lar #n yava yava suskunlamas# ve Uygur denizinin sular #n#n yeralt# kanallar # arac#l#'#yla Enki'nin tatl# su denizine akmas# sebebiyle, Cro-Magnon deneyi yerlilerinin büyük k #sm# bat#ya göç etmeye balad#.Bu neredeyse bir kavimler göçüydü. Yirmi ila otuz bin y#l önceldCro-Magnon deneyinden sonra da pek çok kabile ve aile Asya'danÇift K #ta'ya kadar uzanan uzun mesafeleri kat etmilerdi. Kraladas#n#n suya gömülmesinin üzerinden bin be yüz y#l geçtikten

sonra da, Pamir yaylalar #ndan bat#ya do'ru, Elam, Aratta veMezopotamya'ya kadar uzanan büyük bir göç yaand#. Baz# gruplarise kendilerine daha kuzeyde bir yol arad#lar ve eskiden büyük tannZeus'un hükmetti'i Akdeniz bölgesiyle, Kafkas da'lar #nayay#ld#lar. Kuzeyin hâlâ karanl#klar içinde bulunan Hyperborea bölgesine ulamalar # da en fazla bin y#l sürecektir.""Karanl#k ülke" dedim ürpererek. "O korkunç yerde uzun süreyaad#m! Oras#n#n ismini bile duymak istemiyorum, bu

394

^zcien kendi ba#na gelenleri anlat#rsan çok daha makbule geçer!"Büyük denizin son damlalar # da yerin alt#na çekildikten sonra, b'rSruP ver" ve '<#rk dokuz Oannes'le birlikte bu gök gemisiylegüneye do'ru yol ald#m. Eski tanr #lar #n yan#nda uzun süre kalm'* ve onlardan pek çok ey ö'renmi olan Ari'leri de yan#ma ald#m.





Onlarla birlikte $ndus Nehri'ni oluturan tatl# su kaynaklar #n# bulduk. Ari'ler benim için $ndus k #y#s#nda kuracaklar # ehrin

kraliçesi olmam# istediler...""Yerliler mi?" diye sordum ak #nl#kla. "Onlar ehirlerden neanlar?""Bunu isteyen erkeklerdi, kad#nlar de'il" dedi Morgana."Sonra ne yapt#n?""Denedim.""Bir yerli ehrinin kraliçesi olmay# m#?""Evet. *ehre Harappa ismini verdik. Erkeklerin büyük bir baar #yla planlamas#na ra'men, bu ehri bir türlü sevememitim. Do'alolarak de'il, çoktan unutulmu eski söylentilerin yanl# biryans#mas# olarak büyüyordu. Karanl#k bir gecede Oan-nes'ler ve baz# Ari'ler Harappa'y# terk ettiler. Nehrin aa'#s#na do'ru üç yüz bin ad#m yüzdük ve ikinci ehri kurduk. Oannes-müritlerinin Arikad#nlanyla yaad#klar # ilk ehir: Mohenjo Daro...""Ya sen?"

"Ben de geceler boyunca Tanr # Enki'yi ve di'erlerinden farkl# oldu'u söylenen bir tanr #çay# aramaya devam ettim...""Beni arad#'#n# m# söylemek istiyorsun?""Bin be yüz y#l boyunca.""Neden?""Çünkü Uygur denizindeki çok eski tanr #lardan biri, Enki'yi bulacak olan#n benim de'il, u anki varl#k formunla ancak seninolabilece'ini söylemiti..."

"Kimdi bu tanr #?" diye sordum heyecanla.395"Jason, yelkenli geminin sahibi. Binlerce y#ldan beri tanr # r #n yüzME'yi insanlara vermelerini istiyordu. Bu u'urdaki m•• caddesinifarkl# k #l#k ve suretlerde hiç durmaks#z#n sürdürrr Balang#çta Atlasve Promotheus olarak, sonra Viracocha, o etzalcoatl ve..."Bu tanr #n#n ismi vücuduma bir imek gibi yay#ld#.





"Quetzalcoatl m# dedin?" diye sordum ona heyecanla."Evet, o Jason'un hemen hemen gerçek görüntüsüydü. Nje. den

oldu'unu bilmiyorum ama Jason tanr #sal ME'nin ruhunun ##k,ayd#nl#k ve atein ruhuyla ilintili oldu'una inan#yordu. Belki deunuttu'u her eye ra'men, Atlantis'in ilk insanlar #n#n ate yard#m#yla düüncelerinin karanl#'#n# ayd#nlatt#'#n# h(l(hat#rl#yordu.""Suskunlar da atei tan#m#yor" dedim bir müddet düündüktensonra. "Ben atein kendileri için neredeyse hiçbir anlam ifadeetmedi'i barbar geleneldere sahip pek çok insan grubu tan#d#m.""Ne olursa olsun" dedi Morgana. "Ate somut bir ey veayd#nlat#yor. Fakat Jason'un arad#'# ve insanlara vermek istedi'i,farkl# bir tür ayd#nl#k olmal#. Eski büyük tanr #lar pes etmi ve geriçekilmilerdi. Sadece Jason Cro-Magnon deneyinin ikinci birevresinin vaktinin geldi'ini düünüyordu...""Tanr #lar #n tüm yeteneklerinin insanlara verilmesi!""Hemen hemen tüm yeteneklerin." Morgana gülümsedi. "Son

ad#mlar # her eye ra'men insanlar #n atmas# gerekir, binlerce y#lsürecek olsa bile..."Ayn# anda gök gemisinin k #ç taraf #ndaki Oannes-müritlerinin biri bir tehlike ç#'l#'# att#. Di'erleri de onu takip edince bu garipadamlar #n ç#'l#klar # denizin üzerinde yank #lanmaya balad#:"Kar ##k saçl#lar... Eridu'dan gelen Ekum-yarat#klar #..."Birkaç ad#m atarak geminin k #ç taraf #na gittim. Büyük dalgalararas#ndan korkunç görünümlü on yarat#k bize yakla#yordu.

396Sarm# nefes borular #ndan dumanlar yükseliyor, kocamansular #ndaki s#ra s#ra diler deniz suyunu çi'niyordu. Homurtu vegürlemeleri sessiz geceyi bir sava alan#na çevirmiti.Bir an düündükten sonra yumruklar #m# kalçalar #ma dayad#m,s#rt#m# dikletirdim ve yüksek, davudî sesle Enki'nin bana verdi'isözleri ba'#rmaya balad#m. Hiçbirini atlamadan her Kelimeyi





tekrar ediyordum. Sonra da bekledi'im mucize gerçekleti. Tanr # Enki'nin koruyucu cinleri dehet içinde geri çekildiler. Geminin

etraf #nda üç, dört kez turlad#ktan sonra suya dald#lar ve okyanusunderinliklerinde gözden kayboldular."Enki pes etmeyecek, $nanna!" diye ba'#rd# ismi bir zamanlarMorgana olan Nin-shubur. Kara pelerinini tekrar omuzlar #naatm#t#. Ben de geri döndüm ve onun yan#na geldim."$te, uraya bak... bu defa Eridu'daki elli kanatl# Utu-gigant#naüzerimize sald#rmalar #n# emretti.""Utu-gigant# da neyin nesi?""Hiçbir fikrim yok!" diye güldü Morgana. "Fakat pek yak #ndaö'renece'iz! $te - di'er emirleri... Tatan yap#lma elli La-hama-ejderi! Ç#'l#k atan Kugugal'lar... Eneon'lar...""Dehet odas#nda yap#lan deneylerin ürünü olan o zavall# hilkatgaribeleri" dedim s#k #l# dilerimin aras#ndan. "Onun karadakiehrinden ne kadar uzakl#ktay#z?""Bir saat bile de'il" diye cevap verdi Morgana ve önündeki ##kl#

göstergelere bakt#. "Az önce 'dehet odas#' derken neyikastediyordun?"Bu arada ö'renmi olduklar #m# mümkün oldu'u kadar k #sa birekilde ona anlatt#m. Fakat ME'lerden ve istiridye kabuklar #ndanona söz etmedim. Morgana benden ö'rendiklerine cevap vermedi.Bir süre gökyüzüne bakt# ve bal#k ba#na benzer külahlar giymi olan adamlar #na dört bir yan# gözetlemelerini emretti."Eskiden nerelerdeydin?" diye sordum ona bir f #rsat#n# bulunca.

"Sana sarayda hiç rastlamam#t#m."397Ben senin içinde uyuyan tanr #sall#kt#m" diye gülüm Morgana."Eski tanr #lar ölümsüzlü'ü bulmak için mant#ki kullanm#lard#.Onlar birer erkekti ve baka bir ey de va ' mazlard#, çünkü herkad#n#n ruhunda ve yüre'inde sakl# oi kuvvetten haberleri bileyoktu!"





Morgana'nadan daha çok ey ö'renmeyi iddetle arzu ed' yordum,fakat ans#z#n Eridu üzerindeki gökyüzü karard#. Birta kim gölgeler

korkunç gürültülerle bize yakla#yordu."Elli Utu-gigant#!" diye ba'#rd# Morgana ve yeniden geminink #ç#na kotu. Gölgeler birer yelken büyüklü'ündeki yarasalar gibiüzerimize dütüler. Tam onlara Enki'nin bana verdi&j sözlerihayk #rmak üzereydim ki, yarat#klar zarars#z kular misali gemininetraf #nda birkaç tur at# p bat#ya do'ru uçarak gözden kayboldular."Bu nas#l oldu?" diye ba'#rd#m Morgana'ya do'ru?"Bu kez onlara ben bir eyler hayk #rd#m!" diye güldü Morgananeeyle. "Ne yapt#'#m# sak #n soray#m deme, sadece onlar #n zarars#zkular oldu'unu düündüm, o kadar..."$nanmaz bir tav#rla ba#m# sallad#m."Bunu bana mutlaka ö'retmelisin!""Bu mümkün de'il, çünkü bunu nas#l yapt#'#m# ben kendim de bilmiyorum!""Lahama-ejderhalar #!" diye ba'#rd# küpetedeki gözcüler.

Canavarlar geminin d# duvarlar #na iddetli darbeler indirmeye balam#lard#. Dev ahtapot kollar # güverteye uzanm#, kimiadamlar # yere devirmi ve malzemeleri parçalamaya balam#t#.Ç#'l#k ç#'l#'a Enki'nin sözlerini hayk #rmaya balam#t#m. Ayn# anda gökyüzünde Kugugal'lar #n i'renç sesleri yank #lanmaya balad#. Dev denizanalar #na benzeyen yarat#klar gökten üzerimizeya'mur gibi ya'maya balam#lard#. Sonra da alev alev yananoklara benzeyen Eneon'Iar geminin dört bir yan#nda cirit atmaya

balad#lar.398iVlorgana ile s#rt s#rta vermi, canavarlar #n sald#r #s#na kar # ymayaçal##yorduk. Elimize geçen her eyle kendimizi savu-nlJyor, buarada ad#m ad#m istiridyelerle dolu koltu'a yakla#-orduk. Birseçim yapmaya f #rsat bulamadan kabuklardan birini seçip telalaaçt#m. Önce ate ve k #l#ç serbest kald#, sonra konsantrasyon,





kahramanl#k ve korkusuzluk. Sonunda da karar verme gücünütemsil eden ME.

"Uruk'a ne kadar uzakl#ktay#z?" diye ba'#rd#m Morgana'ya. (3ençkad#n hayk #ran, #s#ran, pençeleyen canavarlar #n aras#nda kollar #n# açm#, bir heykel- gibi k # p#rdamadan duruyordu."Enki'nin ehrinden bir türlü kurtulam#yoruz...""Gök gemisine uçma emri ver! Derhal benim ehrime... Uruk'agidelim!"Morgana sendeleyerek birkaç ad#m att#. Gök gemisi, üzerineçullanm# olan canavarlar #n a'#rl#'# alt#nda sars#l#yor ve titriyordu.Sonra yavaça su yüzeyinden yükselmeye balad#. $'rençcanavarlar giderek daha fazla say#da pis bir çamur gibi gemininkenarlar #ndan aa'# ak #yor ve geldikleri okyanusa geridüüyorlard#. Öfkeli tanr #n#n canavarlar #n# okyanusa gerigönderenin hangimiz oldu'unu bilmiyorduk. Ve Enki'nin art#k pesmi edece'ini, yoksa ba#m#za baka belalar m# gönderece'ini de...Gö'sümdeki Tanr # Ta#'n#n her zamankinden çok daha s#cak

oldu'unu hissediyordum. Ans#z#n gülümsedim ve eski zamanlardan bana kalm# olan tek nesneyi parmaklar #mla yavaça ok amaya balad#m. Acaba beni ne kadar süredir koruyordu? Acaba bana farkettirmeden beni ne kadar yönlendirmiti? Art#k hiçbiri yaamas# mümkün olmayan bilgeler taraf #ndan yap#lm# olan bu ta#n içindeacaba hâlâ hangi s#rlar, hangi gizli mesajlar sakl#yd#?"Uruk'a gitmiyoruz!" dedim ani bir kararla. Morgana o s#ra-399

da gök gemisinin üstündeki kötü kokulu leleri süzüyordu kas#n# dönerek soran gözlerle bana bakt#. Oannes-müritleri d#zlarla doluyumuak gecenin alt#nda geminin dört bir yan sis bulutlar #ylatemizliyorlard#."Neden gitmiyoruz?" diye sordu Morgana. "Uruk seni ehrinolacak. Enki'den daha önce hiçbir genç tanr #çan#n rüya s#nda bilegöremeyece'i bir hazineyi almay# basard#n. Art#k ak linin ve





yüre'inin emretti'i her eyi yapabilirsin. Art#k anlaana, $nanna!Eski büyük tanr #lar #n varisi sensin, bakas# de'il,.."

"Bilemiyorum" diye cevap verdim. "Her ey benim için çok yeni veyabanc#. Belki de sen hakl#s#nd#r. Belki de sevinmeli ç#'l#klaratmal#, dans etmeli ve bugüne kadar cesaret edemedi'im her eyiyapmal#y#m!""Seni dünyan#n her yerine götürebilirim" diye güldü Morgana."Rüyalar #n#n erke'inin hangi vadide veya hangi da'da bulundu'unu söylemen yeter!""Rüyalar #m..." dedim alçak sesle. Geminin önüne do'ru yürüdüm,Morgana da peimden geldi. Birlikte uzun bir süre gökyüzüne bakt#k. Esld tanr #lar #n iaretleri etraf #m#zda p#r #l p#r #l yan#yordu."Asl#nda bir daha asla dünyaya dönmek istemiyorum" diye içimiçektim."Aa'#da seni bekleyen ve seni seven hiç kimse yok mu?" diyesordu Morgana dikkatle. Hay#r anlam#nda ba#m# sallad#m veans#z#n ona güvenebilece'imi hissettim.

"Hay#r, hiç kimse!" dedim hüzünlü bir sesle."Bu imdiye kadar duydu'um en büyük zulüm" dedi Morganaüzüntümü paylaarak. "Aks#z nas#l yaanabilir ki?""Benim bir tanr #ça oldu'umu unutma!""Tanr #çalar da birer kad#nd#r.""Bunu bir kez ben de düünmütüm.""O halde ak #na kar #l#k vermemi ve seni yaralam# olan biri var!"400

r"O zamanlar çok gençtim" dedim içinde bir nebze ac#l#k 0ian birsesle. "Ne biliyorduk ki? Alt#n bir kafeste büyümütük.çeçilmiler... Tanr # çocuklar #! O zamanlar gördü'ümüz veyapt#r #m#z her ey, tanr #lar dünyas#nda yerimizi almam#zla taçlana-^k olan büyük ilermi gibi geliyordu bana. Tanr # olmak istiyordukve akl#m#zdan asla baka bir düünce geçmiyordu..."





"Asla m#? Gerçekten asla m#, $nanna?""Hay#r" diye kar #l#k verdim ona aa'#m#zda ak # p giden denizlere,

da'lara, ovalara ve nehirlere bakt#m. Yeryüzü büyük bir ##k gölgeoyununun oynand#'# bir sahneye benziyordu."Hakl#s#n" dedim sonra. "Akl#ma bazen baka eyler de geliyordu.Asl#nda her ey krallarla tanr #lar aras#ndaki anlamazl#klardanhaberdar olmam#zla balam#t#. Tanr #lar #n yeryüzündeki tümcanl#lardan daha bilgili ve ak #ll# oldu'unu düünüyorduk. Bunedenle ö'retmenlerimizin krallar #n ve barahiplerin önünde nedene'ildiklerini de bir türlü anlayam#yorduk.""Uzun zamandan bu yana dünyada gerçek tanr #lar #n bulunmad#'# size söylenmemi miydi?""Hay#r, asla! Biz kendimiz birer tanr # olmayacak m#yd#k?""Fakat sadece ikinci veya üçüncü kuak tanr #lar, $nanna! Eski büyük tanr #lar #n meru varisleri olabilirdiniz, fakat kay# p bilgiyekesinlikle sahip de'ildiniz.""Biliyorum" diye kar #l#k verdim. "Bunu imdi biliyorum, fakat o

zamanlar pek yak #nda gerçek tanr #lar olarak kutsanaca'#m#zkonusunda bir an bile tereddüde kap#lm#yorduk.""O halde gerçekten alt#n bir kafeste ya#yor olmal#ym#s#n#z!Sadece size verileni ald#'#n#za göre...""Her ey yaland#!" dedim ve buna ra'men evimi özledi'imihissettim. "Kula'a oldukça garip geldi'ini biliyorum, fakat art#kher eyin olmas# gerekti'i gibi oldu'unu düünüyorum!""Felaket mi? $nanna, sen ne söyledi'ini bilmiyorsun!"

"Çok iyi biliyorum!" dedim berrak bir sesle. "Çöküün ne401ekilde gerçekleti'i önemli de'il. Göktalar #, salg#n hastal#)savalar, tufanlar ve di'er felaketler sadece do'an#n birer ce *'s#ndan ibaret. Ve her zaman masumlar ilk kurbanlar oluv Onlarkendi büyüklükleri ve ihtiamlar # taraf #ndan gözleri # •¦ edilmi





tanr # ve krallar #n saraylar #ndaki kil tu'lalardan ba|<a n ki?"e

"Bu her zaman böyle olacak, $nanna!" dedi Morgana. "bu aslatatmin olmayan erkeklerin laneti. Onlar #n istemekten vefethetmekten baka düünceleri yok. Yeni gök gemileri, en büyüktap#nak, en güçlü ehir veya u'runa mücadele edilen en atelikad#n! Hedeflerine ulat#klar # zaman ise mutlu olmaktan ödleri patlar ve kendilerini yeniden doyuma ulat#rabilecek hazinelerin peine düerler..."Morgana'n#n önündeki ##kl# göstergelerin aras#ndaki küçük resmiiaret ettim: "$te tekrar burada... Vezir..."Biraz öne e'ildik ve birlikte ekrana bakmaya balad#k. Ans#z#nkar #m#zda Enki de belirmiti. Ellerini arkas#nda kavuturmu,odas#n#n içinde bir ileri, bir geri dolan# p duruyordu."Bize kar # baka nas#l tedbirler alabilece'ini düünüp duruyor"dedi Morgana alçak sesle. Ba#m# sallad#m ve nefesimi tuttum.Enki'nin ne yapt#'#n# belli belirsiz görebiliyorduk. Yal# tanr # s#k

s#k duvardaki bo çerçevelerin önüne gidiyor ve dakikalarca onlara bak #yordu."Bizim onu gördü'ümüz gibi, o da bizi görebilir mi?" diye sordum."Olabilir" diye kar #l#k verdi Morgana. "Öte yandan bu âna dek bizim ne yapt#'#m#z# sadece $simud'a sordu. Belki de bizi do'rudande'il, bilmedi'im bir yans#tma tekni'i yard#m#yla görebiliyordur.""Bir gök gemisinin nas#l çal#t#'#n# biliyor musun?""Ben de'il, fakat Oannes'ler biliyor" dedi Morgana. "Ben sadece

bir gök gemisine nas#l kumanda edildi'ini biliyorum."402r"Bunu bir zamanlar ben de ö'renmitim, fakat çoktan unut-turî#"dedim. Akl#ma ilk uçu tecrübem gelmiti ve bunu bir ug# dahayapmaya hiç istekli de'ildim.





Morgana gerinerek ba#n# kald#rd#. "Aa'#da görünen bir sey varm#?" diye seslendi Oannes-müritlerine.

"Eridu'yu geride b#rakt#k...""F#rat üzerinde uçuyoruz...""Uruk yerleimine yakla#yoruz..."Elimi Morgana'n#n koluna koydum. Genç kad#n ba#n# çevirdi vesoran gözlerle bana bakt#."U-ruk" dercesine büzüldü dudaklar #m, fakat a'z#mdan hiç sesç#kmam#t# Morgana ne demek istedi'imi derhal anlad#. Ayn# andada yeniden Enki'nin sesini duydum: "*imdi neredeler, $simud?""Ey tanr #m, ey efendim, gök gemisi Uruk'un yan#ndaki r #ht#mdaF#rat'#n suyuna inecek!""O halde çabuk! $turungu kanal#n#n bekçilerine gemiyi Uruk'aulamadan yakalamalar #n# emret!""Bu kanal# tan#yor musun?" diye sordu Morgana."Hay#r, asla duymad#m" diye kar #l#k verdim ona. "Uruk'un birkanala sahip oldu'undan bile haberim yok. Buras#n#n üzerinden

uçtu'umuz s#rada aa'#da sadece birkaç zavall# saz kulübe vard#.""Gel!" dedi Morgana ve tekrar ön tarafa yürüdü. Ben de onu takipettim. Birlikte aa'#ya bakt#k. Gök gemisi neredeyse yüz ad#myükseklikte, aa'#da daha önce hiç görmedi'im bir ev toplulu'ununüzerinde uçuyordu."Bu nedir?" diye sordum heyecanla."Bu ne mi? Elbette Uruk!" diye güldü Morgana."Fakat..."

"Sazlar #n aras#ndan ç#kan ve sana Huluppa a'ac#n# geri getirenadam#n söylediklerini hat#rlam#yor musun? O bu ehrin de403di'er birço'u gibi geliece'ini ve tap#naklara sahip olaca&söylememi miydi?""Evet, fakat saz kulübelerde oturan yerlilerin bu kadar ki sürede bukadar çabuk gelimi olabileceklerini akl#m alm#y0r #»





"Herhalde bu arada buraya do'udan yeni bir insan grubn gelmi olmal#... Elam, Aratta ve ta Uygur'a kadar uzanan sonsuz

düzlüklerden. Tanr #lar #n eski bilgilerinin bir k #sm#n# bir kültürhazinesi gibi Mezopotamya'n#n düzlüklerine getiren insanlar...""Demek bunun böyle olaca'#n# biliyordu" diye m#r #ldand#m."Kim?""G#lgame!""Bunu bilen pek çok kii olmal#yd#" dedi Morgana elini sallayarak."Felaketten ve Uygur denizinin kurumas#ndan sonra pek çok insangrubunun bat#ya göç etti'ini sana söylemitim. Bir k #sm# Jerichoad#nda sa'lam duvarlar # olan bir ehir kurmu, di'erleri de ar #lar #nve kar #ncalar #n yuvalar #n# taklit ediyormu. Fakat görünüün senialdatmas#na izin verme, $nanna! *u anda ne düündü'ünü biliyorum: Madem insanlar her eyi kendileri gelitiriyor, o haldeneden yüz tanr #sal yetenek, neden iyi ve kötü yarat#c# güçler?""Gerçekten de böyle de'il mi?""Hay#r!" diye gülümsedi Morgana. "$nsanlar belki birtak #m eyler

yap#yorlar, fakat bunu neden yapt#klar #n# bilmiyorlar! ME'lermutasyon etkisi yaratmaz. $nsanlar # içsel olarak de'itirirler,anl#yor musun? Onlar büyü'ün ve güzelin, kötünün ve korkuncunkayna'# olan ruhlard#r!""T# pk # Mana gibi" dedim yavaça ve bir miktar hayal k #r #kl#'#nau'ram# olarak."Hay#r, hay#r!" diye itiraz etti Morgana. "$te tüm mesele burada.Mana, tabu ve di'er bulan#k ##ldamalara herkes sahip olabilir.

Hayvanlar bile gözümüze ola'anüstü görünen yuvala-404nl yaparken çok eski planlan ve içgüdüleri takip ederler. SepinEnki'den ald#klar #n ise bambaka bir ey - insanlar #n neyin iyi veneyin kötü oldu'unu görebildi'i tüm davran#lar #n bir aynas#!"Morgana eliyle aa'#s#n# iaret etti.





"Aa'#da bizi bekliyorlar bile. Uruk'un etraf # batakl#klarla kapl#-*ehirde bir gök gemisinin inebilece'i büyüklükte bir peydan yok.

Bu nedenle suya inece'iz, onlar da h#zl# kay#kla-rryla bizi almayagelecekler...""Hay#r, bundan hiç holanmad#m!" dedim kesin bir tav#rla."Daha ne bekliyorsun, gö'ün ve yerin kraliçesi? ME'ler seninelinde. $çlerinden do'rusunu bul, sular #n yükselmesini sa'la ve birkraliçenin saltanat kay#'# gibi Ningulla Kap#s#'ndan içeri girmemizisa'la!"Ve ans#z#n tekrar gülmeye balad#m. Yava yava alçalmaya balayan gök gemisinin ön tarafindayd#m. Daha önce NingullaKap#s#'ndan söz edildi'ini hiç duymam#t#m, fakat yine deMorgana'n#n ö'üdüne kulak verdim. Kendi kendime yavaça birark # m#r #ldanmaya balad#m. *afa'#n ilk ##nlar #n#n narinrenkleriyle do'udaki da'lar #n üzerinden parlamas#yla birlikte, eskitanr #lar #n iaretleri soluklamaya balad#. Benim günüm olacakyeni günden kaç#yorlard#!

Kollar #m# iki yana açarak gö'e uzatt#m ve tüm ülkenin üzerineyay#lan bir sesle ark # söylemeye balad#m:Uruk'un Ningulla Kap#s#,Bugün gök gemimin içeri girmesi için aç#lacak!Sular önümde caddeleri doldursun!Berrak dereler tüm sokaklardan aks#n!Yal# erkekler bana ö'üt vermek için toplans#n!Yal# kad#nlar beni temiz yürekle kar #las#n!

Genç erkeklerin bana silahlar #n# göstermelerini istiyorum!405Çocuklar #n beni güler yüzle ark # söyleyerekKar #lamalar #n# istiyorum!Tüm Uruk halk #n#n beni cokuyla kabul etmesini istiyorum)Barahip yeni bir ilahiyle kutsas#n,Gök gemimin Uruk'a geliini.





Onun benim için büyük dualar etmesini istiyorum!*ehrin kral# benim için öküzler ve koyunlar kurban etsin!

Tüm bardaklar #n birayla dolmas#n# istiyorum!Tüm tamburlar #n ve davullar #n çalmas#n# istiyorum!Benim için tatl# Tigi müzi'inin yap#lmas#n# istiyorum!Tüm ülkelerde ad#m#n yüceltilmesini istiyorum!Ve erefime ark #lar söyleyecek bir halk istiyorum!Ve sonra F#rat sular #n#n bu küçük ehrin k #y#lar #na tamaya balad#'#n# gördüm. Kabaran sular ehrin caddelerine hücumediyordu. Meydanlar # dolduruyor, sokaklar # geçmiin izlerinden vekirlerinden ar #nd#r #yorlard#. Gök gemisi yavaça ad#n# daha öncehiç duymam# oldu'um kanal#n dalgalar # üzerine indi. Fakat kimsekorkmuyordu. Tam aksine! Sularla kapl# tüm k #y#larda toplananerkek, kad#n ve çocuklar gülerek bana el sall#yorlard#. Erkekler ba'#rarak Nin-shubur'un gök gemisini nereye yönlendirmesigerekti'ini söylüyorlard#. Kad#nlar sevinçle ba'r ##yor, birbirlerinesar #l#yor, suya çiçekler at#yorlard#. Gök gemisi büyük bir asaletle

ilk basamaklar #n# sular #n kaplad#'# yeni bir tap#na'#n önüne kadargitti."Burada olanlar bana her eyiyle krallar #n saray#n# hat#rlat#yor"diye ba'#rd# dümendeki Morgana. D#ar #daki korkunç gürültükulaklar #m#z# u'uldat#yordu."Evet" diye ba'#rd#m ben de ona gülerek. "Fakat bunlar sadecesaray# de'il, -Basilea'n#n ortas#ndaki tepenin bile bir benzeriniyapm#lar!"

406"*an ve eref senin olsun!"Gülerek ellerimi kald#rd#m. Bu anda Uruk insanlar #na benim ôldu'umu ve beni nas#l kar #lamalar # gerekti'ini kimin ö'retti'iumurumda bile de'ildi. Ben onlar #n kraliçeleri ve tanr #çalar #yd#m!Aradan geçen tüm bu ac# dolu y#llardan sonra nihayet insanlar #ntanr #çalar # olmak istiyordum!





"$nanna!"Etraf #ma bak #narak bana seslenen kad#n#n kim oldu'unu anlamaya

çal#t#m."$nanna! Çabuk!"Bu Morgana'yd#. Üzerine tekrar pelerinini geçirmiti. Kalar #m# kald#rarak ona ne oldu'unu sordum. Dört bir yana bir kez daha elsallad#ktan sonra ona do'ru yürüdüm."Ne oldu?""Kendin bak... îsimud ve Enki...""Hay#r! Yine mi!" diye inledim ve öne e'ildim. Absu'nunderinliklerindeki iki kiinin görüntüleri parlak gün ##'#ndagüçlükle seçiliyordu. Ans#z#n Enki'nin henüz pes etmedi'inianlad#m. H#zl# bir el hareketiyle yolculuk boyunca oturdu'umkoltu'u iaret ettim. $çlerinde Yüz tanr #sal ME'yi simgeleyenincilerin bulundu'u istiridyeler hâlâ orada bulunuyordu."Bana bir kez daha yard#m et, Nin-shubur... Morgana!" dedimh#zla. "Bu istiridye kabuklar #n# karaya götür ve birer tanesini

ellerine al! Oannes müritlerinin her biri de ellerine birer kabukals#n! Haydi, çabuk! Ben burada kal# p Enki'nin ne yapmakistedi'ini anlamaya çal#aca'#m...""Kabuklar # nereye götürelim?" diye sordu Nin-shubur."Tap#na'a... hay#r, en üst basama'a tek s#ra halinde dizilin. Bensöylemeden kimse ellerindekileri göstermesin!"Morgana peki anlam#nda ba#n# sallad#, ben de tekrar ##lt#l# ekran#nüzerine e'ildim. Büyük tanr # yedinci kez kendisine hizmet eden

vezire ayn# soruyu yöneltiyordu...407"Sad#k vezirim Isimud...""Ey kral#m ve tanr #m! Hizmetinizdeyim..." d"Gök gemisi u anda nerede?""Uruk'un yeni tap#na'#n#n basamaklar #na bir r #ht#ma yana gibiyanam#!"





"Demek öyle... Bir mucize gerçekletirmi olmal#! Evet gökgemisini Uruk'un ta ortas#na bir r #ht#ma yanat#r #r gibi yanat#rmay#

baarm#sa, bir mucize gerçekletirmi olmal#! $nan-na'n#n u andane yapt#'#n# söyle bana!""$çlerinde yüz ME'yi temsil eden incilerin bulundu'u istiridyekabuklar #n# karaya ta#t#yor...""Bunu yapamaz!" diye hayk #rd# Enki çaresizlik ve dehet içinde."Bunu kesinlikle yapmamal#! Bunun ne tür sonuçlar do'uraca'#n#nfark #nda bile de'il! $nsanlar henüz tüm bu tanr #sal yeteneklerikullanacak olgunlu'a erimi de'iller! Onlar # binlerce y#l dahadenizin derinliklerinde muhafaza etmeliyim..."O anda yüzümün ne kadar sert ve kararl# bir ifadeye bürün-dü'ünün fark #nda de'ildim. Gö'sümdeki Tanr # Ta# benimlekonuuyor ve bana varl#k sebebimi söylüyordu...Demek eski büyük tanr #lar #n düünceleri öyleydi: Tesadüf veyatalih, zorunluluk veya bilgi onlar # dünyada yaayan ilk insanlardandaha üstün k #lm#t#. Bunun gerçeklemesi yirmi, otuz, hatta elli bin

y#l öncesine kadar dayanabilirdi. Bu ilk tanr #lar kendileri vedo'an#n di'er yarat#ldar # üzerinde o kadar uzun süreyleoynam#lard# ki, sonunda ruhlar #n# maddenin zincirlerindenkurtarmay# baarm#lard#. Bu yeni s#n#rs#zl#k eski tanr #lar #nkendilerinin yaam#n ve ölümün, hatta do'an#n efendisi oldu'unudüünmeye itmiti.Günün birinde ise her eye ra'men asla de'iemeyeceklerinianlam#lard#. Kendileri için seçtikleri tüm ölümlü bedenlerin içinde

ayn# birey olarak kal#yorlard#... Tüm hata ve baar #lar #, zay#f vegüçlü yanlar #yla ayn# anda hem ölümlü, hem de ölümsüz olaninsanlar!408Kendileri için baaramad#klar # eyleri, bakalar #n#n üzerindedeniyorlard#. Eski hayvansal içgüdülerinden s#yr #lm# yeniinsanlar #n kendi miraslar #na lây#k olup olamayaca'#n# anlamak





istiyor, bilinçaltlar #nda kendilerininkinden çok daha fazla huzurolan insanlar yaratmaya çal##yorlard#.

Bunu gerçekletirmek için ellerinden geleni yapm#larsa da, buyeterli de'ildi. Gizemli bir umutla dolu k #sa bir zaman dilimindensonra do'a uyanm# ve yeni belirmeye balayan tomurcuklar # dondurmutu. Yeni insanlar geriye dümü ve tanr #lar oyunukaybetmiti. Tüm çabalar # boa gitmi, eski tanr #lar #n ve yeniinsanlar #n yülcsek kültürü halklar #n zihinlerinde sadece bulan#k biran# olarak kalm#t#... Ta $d milyonlarca y#ll#k bir de-neme-yan#lman#n beklenen korkunç sonucunun her eyi yok etmesinekadar!Bu korkunç ikilem kar #s#nda eski tanr #lar tümüyle çaresiz kalm#t#.Bilgeler ve rahipler, binlerce y#ldan beri yarat#lan tanr # vetanr #çalar #n s#radan birer iktidar arac# olmaktan baka bir ieyaramad#klar #n# biliyorlard#. Eski tanr #lar gibi maddeninzincirlerinden s#yr #lma yetene'ine sahip olmayan birer güç fetii...Buna ra'men ilk uygarl#'#n temsilcileri imkâns#z# denemeye

çal#m#lard#. Tüm bilgilerini ta#nabilir talar #n üzerindeyo'unlat#rm# ve onlar # genç tanr #lara Tanr # Ta# olarakvermilerdi. Aradan yüzlerce ve binlerce y#l geçmi, uzaydanyaklaan tehlike giderek yaklam#t#. Fakat bu son tedbir bile ieyaramam#t#. Eski tanr #lar diledikleri takdirde eski uygarl#'# kurtarabilirlerdi, fakat art#k yorulmulard# ve birbirleriyle baar #s#zl#klar # üzerinde konuacak halleri kalmam#t#.Tanr # Ta# yava yava suskunlat#. Etrafimdaki alk #, kahkaha ve

ark # seslerini çok uzaklardan geliyormu gibi alg#l#yordum. Dört bir yandan tamburin ve davul sesleri yükseliyordu. Havadaki tazeçiçek kokusunu içime çekiyor, erefime kesilen kurbanlar #n ateteyak #lan etlerinin dumanlar #n# izliyordum.409ilk kez neler olup bitti'ini tam manas#yla kavr #yordum F büyüktanr # Enki'nin binlerce y#ldan beri tanr #lar #n hazinesi oi rak denizin





derinliklerinde saklad#klar #n# yeryüzüne getirrni tim. Görünüegöre tanr #lardan hiçbiri ME'lerin ne demek ol du'unu gerçekten

anlayamam#t#! Cro-Magnon deneyinde in sanlar # birer testi gibiekillendirmi, fakat sonra içlerini doldurmay# unutmulard#! Oysakutsal olan testi, tap#nak, d# görünü de'il, aksine testinin içindekiiçki, tap#na'#n anlam# ve insan#n ruhuydu. Bu gerçek geçmite nekadar s#k unutulmutu acaba? Ve gelecekte ne kadar s#kunutulacakt#?Avuçlar #m# yeni evimin tepesinde duran Nin-shubur'ungörebilece'i ekilde açarak yukar # kald#rd#m. Morgana daellerindeki istiridyeleri yukar # kald#rm#t#. Ona ba#mla belli belirsiz bir iaret yapt#m. Uruk halk # nefesini tutmu bir haldeikinci bir iaretimi bekliyordu. Gök gemisinin güvertesinde tek basmayd#m. Tanr #ça olaca'#m an gelip çatm#t# art#k..."Ne tür tanr #sal yeteneklere ve sanatlara sahip oldu'umu tümhalk #n görmesini istiyorum!" diye ba'#rd#m. "Neden söz etti'imiherkesin kavramas#n# istiyorum!"

Nin-shubur sol elindeki istiridyenin kabuklar #n# aralad#. $çindekiinci tanesinin aç#k mavi ##lt#s# geni bir yay çizerek gök gemisinde bulunan bana kadar ulat#."$nanna, bizim barahibemiz!" diye ba'#rd# insanlar hep bira'#zdan. Sonra Nin-Shubur'un sa' elindeki kabuk da araland# veikinci bir ##k dalgas# ilkinin yan#ndan bana ulat#. Rengi di'erinden biraz farkl#yd#."$nanna, bizim tanr #çam#z!"

Yeni tap#na'#n en üst basama'#ndaki Oannes-müridi gö'e uzananavuçlar #ndaki istiridyeleri açt#. Yeni renklere sahip yeni ##kdalgalar # bana ulat#. Karanl#k ça'lardan tanr #sal ME'lerle birlikte bir arma'an gibi bu insanlar #n yan#na geliim, balar #m#z#n üstündeoluan rengârenk bir gökkua'# gibi parl#yordu...410!





Son istiridye aç#l# p son ##k dalgas# üzerime dütükten sonra, gökgemisinin küpetesine yürümek istedim. Fakat ans#z#n koltukta

baka kabuklar #n da bulundu'unu gördüm. Baka Ê'lere desahiptim!"*imdi ne yap#yorlar?" diye sordu arkamdan Enki'nin sesi."Tüm ME'lerini gördüler" diye kar #l#k verdi $simud. "Fakat bakaME'lere de sahip... seninkilerden farkl# baka ME'ler...""Baka ME'ler mi?" diye sordu Enki titreyen bir sesle. "Bunlarhangileri? Mutlaka onun içinde sakl# olanlard#r...""Bir elbisenin vücudun üzerinden s#yr #lma sanat#... Batan ç#karmasanat#... Kad#nlar #n gizemleri... Tüm bu METeri do'rukullanabilme sanat#... Bunlar # müzikle birletirme sanat#..."Enki'nin daha fazlas#n# duymas#n# istemiyordum. O bir erkekti vetüm bunlar # bilmesine gerek yoktu. Dudaklar #mda alayc# bir gülüleona döndüm."Çok geç, Tanr # Enki!" dedim ekrandaki ufac#k resme. "Gökgemimin insanlarla bulutu'u bu yere Beyaz Liman ad#n#

verece'im. $nsanlar #n tanr #sal ME hazinesini gördükleri yere iseLa-pislazuli Liman ad#n# verece'im.""Her ey senin ellerinde" diye kar #l#k verdi Enki çaresiz birekilde. "Art#k hiçbir eyi geriye döndüremem. Fakat kudretimin vetatl# sular #n derinliklerinde tüm felaketlere ra'men ayakta kalmay# baarm# olan saray#m#n ad#na! Benden çald#'#n ME'leri ehrindekien kudretli tap#na'#n en kutsal odas#nda en iyi ekilde muhafaza et!Zaten herkes ME'leri gördü ve bu kadar # yeterli! Hatta rahiplerine

METeri ark # söyleyerek korumalar #n# emret. Böylece ark # kesildi'i anda bir tehlike oldu'unu derhal anlayabilirsin! Halk #nancak bu ekilde özgür ve güçlü olabilir. Eski ehrim Eridu'nunsakinlerinin Uruk halk #yla dost ve müttefik olmalar #n# sa'la!Beraber oyunlar ve enlikler düzenlesinler. Bereket ve ak içinçal#, gerekti'i zaman halk #n#n özgürlü'ü için kavga etmektençekinme! Uruk senin yönetimin alt#n-





41J__-da kudret sahibi olacak ve insanlar gelecek bin y#llarda bil senden

övgüyle söz edecek!"Tam ona cevap vermeye haz#rlan#yordum ki, ekran garip w ekildetitreyerek karard#. Neler olup bitti'ini bilmiyordum Ans#z#n yeni bir gürültüyle irkildim. Etraf #ma bak #n#nca insanlar #n gemininetraf #ndan uzaklamakta olduklar #n# gördüm. Oan-nes-müritleriortadan kayboldu, Nin-shubur ortadan kayboldu yeni tap#nak gri birduman perdesine bürünerek yok oldu. Az evvel bulundu'u yerde,imdi sadece birbirine ba'lanm# saz demetlerinden oluanac#nacak kulübeler vard#.Tüm gücümle bu de'iime kar # koymaya çal##yordum, fakatzaman ak #m# bana yard#mc# olmuyordu. Harcad#'#m çaba miktar # artt#kça, de'iim daha da h#zlan#yordu. Etraf #mdaki davul sesleri,hayk #r #lar ve yere vuran ayaklar #n gürültüsü giderekiddetleniyordu. Ruhen çöktü'ümü hissediyordum. Enki adl# o eskive kurnaz tanr # demek her eye ra'men kazanm#t#! Beni

canavarlar # ve emrindeki eytanlar #yla de'il, sadece ölümsüzler için bir ey ifade etmeyen zaman sayesinde ma'lup etmiti.Tüm gücümle dülerimden uyanmaya çal##yordum. Ne var ki herey bounayd#.412KADINLARIN *EHR $ Gök bo'as#n#n beni Tanr #sal Düler Ülkesi'nin Gözya# Adas#'ndankaç#rmas#n#n üzerinden be

/yüz güne y#l# ve alt# bin be yüz ay y#l#ndan fazla zaman geçmiti. Ne var ki bu bilgi beni korkutmuyor, sadece gülümsememe nedenoluyordu. Büyük bir rüyadan ibaret olan bu durum, benimficin o kadar anlaml#yd# ki! $ster bir an# olsun, ister gelece'e bir bak #, ister en gizli duygu ve düünce-ler #m#n bir yans#mas#, bunlar # yaam#t#m ve her ey içimde sakl#yd#.





Ve sonra o anda ne düündü'ümü anlay#nca kahkahalarla güldüm.Uzun zaman ne demekti? Be yüz y#l m#? O korkunç adada

geçirdi'im bir ay bu zamandan çok, ama çok daha uzundu!Yatt#'#m yerde iyice gerindim ve vücuduma düen s#cak güne ##nlar #n#n keyfini ç#kard#m. Ans#z#n kula'#ma coku ve heyecanlasöylenen bir ark #n#n melodisi geldi. Bu ark #y# pek çok kiisöylüyor olmal#yd#. Kula'#ma balang#çta sadece" kavallar #n sesigeliyordu, fakat hemen sonra simbolinler ve boynuzlar, davullar veziller cehennemî bir gürültüyle çalmaya balad#. Etrafimdaki herey ba'#r #yor, bögürüyor, ötüyor, #sl#k çal#yor ve hayk #r #yordu.Yavaça aya'a kalkt#m. Ba#m#n üzerinde k #rm#z# toz bulutlar # uçuuyordu. Koca koca aç#lm# gözleriyle bana bakan, a'#zlar #n# ard#na kadar açarak ark # söyleyen, kollar #n# havaya kald#rarakç#lg#nca dans eden ve önümde tekrar tekrar yerlere kadar413e'ilen gölgeleri seyretmeye balad#m. Bana giderek daha f^# yakla#yor, vücuduma dokunmadan e'iliyor, üzerimden iv eyler

f #rlat#yor ve benden tekrar uzakla#yorlard#. Gölge|er; baz#lar #n#nkafas#nda bo'a maskeleri vard#, baz#lar # bellerin hayvan postlar # sarm# ve kafalar #na karmakar ##k bir ekilde ku tüylerisokmulard#.Kar #mda renk, gürültü, ##k ve gölgeden oluan bir cümbü vard#.Hoplayan ç# plak gö'üsler, titreyen kalçalar, kollarda ve bacaklarda##ldayan süsler. Ne yapmam gerekti'ine bir türlü kararveremiyordum, çünkü bu kez yan#mda ne Nin-shubur, ne Morgana,

ne de varl#'#m#n daha üst bir basama'#n#n tanr #sal kudreti vard#.Yine bir vücuda sahiptim ve bu da Tanr # Ta#'yla bileaamayaca'#m baz# s#n#rlar #n varl#'#na iaret ediyordu.Yavaça hareket etmeyi denedim ve ans#z#n etraftmdaki gürültününniteli'i de'iti. Tiz ve ç#lg#nca hayk #r #lar kulaklar #m# u'uldat#yordu. Felaketten bu yana böyle bir ey ne duymu, ne degörmütüm.





Etraf #mda dans eden gölgelerden neredeyse iki ba daha uzunoldu'umu fark etti'im anda içimi bir rahatlama duygusu kaplad#.

Bu gölgelerin sadece kad#n ve k #zlardan olutu'unu ancak imdianlayabilmitim. Ans#z#n koluma birkaç parmak dokundu.Dokunular # bir ok amadan ibaretti, ancak tenimde k #rm#z#, beyazve siyah izler b#rakm#lard#. Dokunular giderek s#klat#.Kollar #m#n, bacaklar #m#n, gö'üslerimin, vücudumun, hattayüzümün üstünde düzinelerce el hissediyordum. Sanki bu parmaklar ve eller bana hem bir ey vermek, hem de bir ey almakistiyordu.Daha önce buna benzer bir ey hiç yaamam#, kendi vücudumundokunulara kar # ne kadar hassas oldu'unu alg#laya-mam#t#m!Balang#çtaki ak #nl#'#m# ve karars#zl#'#m# üzerimden atm#t#m.Ç#'l#klar ve çalg#lar yeni bir melodiyle kulaklar #mda yank #lan#rken,etraf #mda dans eden kad#n vücutlar #n#n414ortas#nda bir heykel gibi hareketsiz duruyordum. Kar #mdaki

rengârenk boyanm# yüzler oldukça y# pranm# olmalar #na ra'men,yine de cokulu bir ekilde ##ld#yorlard#. Bu arada içinde bulundu'umuz toz bulutu giderek yo'unla#yordu ve öksür-memekiçin kendimi zor tutuyordum. Bu anda baka bir rol oynamamgerekti'ini tüm varl#'#mla hissediyordum. Etrafimdaki hayranl#'#nnesnesi, merkezi ve heykeli olmaya devam etmeliydim! Bu kad#nve k #zlar #n benden bekledikleri her neyse, onu bozacak en küçük bir davran#, her eyin sonu olabilirdi.

Dans eden kalabal#'#n beni itmeye balad#'#n# hissettim. Hareket balang#çta son derece yavat#. Vücudumda dolaan çok say#da elve parmak beni kavram#, yava yava ileriye itekliyordu. Ans#z#netraf #m# çevreleyen insan balar #n#n üzerindeki k #rm#z# tozlar #naras#ndan yumuak bir e'imle yükselen, son derece garip bir tepegördüm. Bu ister istemez bana uzun bir süre önce sulara gömülmü olan kral ehrinin ortas#ndaki tepeyi an#msatm#t#. Sonra da tüm







bir balang#ç yapmak üzere buraya yerlemi olmalar # ise ayr # birak #nl#k vesilesiydi.

"*imdiki erkeklerle u'ramak çok zor" demiti bana törenalay#ndan hemen sonra içine sokuldu'um evde bulunan bir kad#n,"hem de fazlas#yla zor! Ne avlanmaktan anl#yorlar, ne de ekinleri biçmekten! Tek yapt#klar # i yüzy#llardan bu yana kavga edipdurmak, hem de biz kad#nlara ve sayg# gösterdi'imiz atalarahayvan kurban etmenin mi, yoksa tah#l sunman#n m# daha iyiolaca'# konusunda bir türlü anlaamamalar # yüzünden! Bo yerekarde kardei öldürüp duruyor! Atalar #m#z olan kad#nlar erkeklereyeni görevler vermeye çal#t#lar, fakat bunun sonucu ne oldu?Anlams#z bir rekabet! Erkekler üzerinde bir lanet olmal#!Kendilerine göre birtak #m önemli iler baararak içlerindekiaa'#l#k duygular #n# bast#rmak istiyor olmal#lar, çünkü kardelerhâlâ birbirleriyle kavga edip duruyor... Bu kez tarlalar-416 jan sorumlu olan Enkimdu ile çobanba# olarak görevlendirdi'imiz

Tammuz! Benim o'ullar #m. Babalar #n#n farkl# olmas#na agmen, herikisi de benim o'lum..."Buna benzer a'#tlar # o kadar çok yak # p duruyordu ki, art#k 0nadikkat etmez olmutum. Bu arada yakla#k bin kiinin oturdu'u bugarip yere geliimin üzerinden bir ay kadar geçmiti, gana tepeninen üstünde bo duran bir evi tahsis etmilerdi, fakat diledi'imzaman köyün yal#s#n# ziyaret etmeye gidebiliyor-du#m. Bu kad#n,çok eski zamanlardan bu yana, köy yaam#nda önemli rol oynayan

kad#nlar taraf #ndan, kendi aralar #nda konutuklar # sürece Gaiaolarak adland#r #l#yordu. D#ar #da ise onun bambaka isimlerleça'#r #ld#'#n# duyuyordum. Bu durum bu arada tan#d#'#m bakakad#nlar için de geçerliydi. Onlar #n ta#d#'# isimler de beniak #nl#'a düürüyordu, çünkü bunlar bambaka koullar alt#ndadaha önce de duymu oldu'um isimlerdi. Ve sonunda bu eski isimtan#mlamalar #n#n bir kültle ba'lant#l# oldu'unu anlad#m: Bu isimler







ölümüne sebep olmutu. K #rm#z# renk, onun kan#n# simgeliyordu.Onun kan#ndan ve vücut hücrelerinden al#nan örneklerle, ilk insan

üretimi deneylerine balanm#t#. Ve tanr #sal yaam gücününaktar #lmas#yla yarat#lan ilk insana, Kingu'nun kan#n#n ismiverilmiti: Adamah...*ak #nl#kla ba#m# sallayarak bunlar #n nereden akl#ma geldi'inidüündüm ve bak #lar #m# yukar # çevirdim. Sütunun üst taraf #ndakiduvara üç çift bo'a boynuzu yerletirilmiti. Daha yukar #da isekollar #n# iki leopar #n üzerine koymu olan diz çökmü bir kad#nfigürü vard#. *i karn#n#n alt k #sm#ndan genç bir bo'an#n ba#n#nç#kt#'# görülüyordu. Fakat beni her defas#nda yeniden ürküten bugörüntü de'ildi...Totem sütununun kaidesinin önünde bulunan alçak bir duvar #nüzerine yerletirilmi olan bembeyaz insan kafataslar #, bana di'erher eyden çok daha fazla rahats#zl#k veriyordu. En fazla biryumruk büyüklü'ünde olan üç tanesi en öndeydi-418

Onun ard#nda ise farkl# büyüklüklerde alt# kafatas# daha vard#,unlardan üçü sazlardan örülme bir sepetin içinde bulunuyordu."Ölmü olan en küçük çocuklar #m... Ölmü olan erkeklerim- • •"diye aç#klam#t# Gaia daha ikinci günde.Odan#n kuzey taraf #nda iki karanl#k delik vard#. Kalçayüksekli'inde olan ilki penceresiz bir erzak odas#na, daha alçakolan ikincisi ise Gaia'n#n çocuklar #n#n ölmeden veya kendi evlerineç#kmadan önce yaad#klar # odaya aç#l#yordu.

Büyük oturma odas#n#n arkas#ndaki bu küçük odalar #n, Les-bos'ta buldu'um kil parças#ndaki aç#k renk lekelere tekabül etti'ini art#kçok iyi biliyordum. O kil parças# sadece s#radan bir harita de'il,ayn# zamanda Küçük Asya'n#n Konya Ovas#'nda bulunan ÇatalHöyük tepesindeki ilk yerleimin detayl# bir plan#yd#. Ve banagarip ekilde tan#d#k gelen bir ey daha vard#. Çatal Höyük'egeliimin ilk üç haftas# boyunca düünüp durmu, sonra da bunun







"Kim oldu'unu gizlemekte gösterdi'in baar # bizi a#rt#yor" dediGaia ve güldü. "Bazen senin güne tanr #s#n#n k #z kardei oldu'unun

fark #nda olmad#'#n# bile düünüyorum!""Güne tanr #s# m#? Bununla kimi kastediyorsun?"Gaia eline obsidiyenden yap#lma bir tokmak ald# ve kil bir havan#niçindeki taneleri ezmeye balad#. "Onun pek çok ismi vard#r,$nanna... Uzak bat#da ona Tawa ve $nti ad#n# verirler, güneydekida'lar #n ötesinde *ama ve Utu, Zeus'un bat#k krall#'#nda Heliosve Apollon, bunlardan baka Surja, Amon ve Ra...""Benim bu kadar çok isme sahip bir tanr #n#n k #z kardei oldu'umuda nereden ç#kart#yorsun?" diye sordum üpheyle. Birbirinden çokfarld# kuaklarda yaam# olan tanr #lar aras#nda bu kadar az ay#r #myapmas# beni oldukça a#rtm#t#."Atalar #m#z gelecekte birgün bize bilmediklerimizi ö'retecek olan beyaz bir tanr #çan#n bizi ziyaret edece'ini söylemilerdi. Bunudaha sonra buradan geçen tanr #lar da söyledi. Sen sabah y#ld#z# do'du'u zaman buraya geldin. Onun günein k #z kardei oldu'unu

herkes bilir..."Onu uzun uzun süzdüm. Damarlar #mda ve hücrelerimde bulunançok, ama çok eski bir an#n#n, uzun süredir sakl# olan bir tohum gibiyeermek üzere oldu'unu hissediyordum.420Gaia ak #nl#'#m kar #s#nda gülümsedi ve içinde birtak #mkurutularak ufalanm# baharat#n bulundu'u bir çana'a s#cak et suyuve et parçalar # koydu. Sonra bu çana'# ilk olarak totem sütununa

götürdü ve teker teker her kafatas#n#n dilerinin hizas#nda tutarak,anlamad#'#m birtak #m kelimeler m#r #ldand#. Sonra da yan#magelerek çana'# bana uzatt#."Bunu iç" dedi gülümseyerek. "$çinde nane, kimyon, kekik, biberiye, papatya ve o'ul otu var. Adet kanaman balay#ncaac#lar #n# dindirecektir...""Ama uzun zamand#r kanamam yok ki..."





"Bunu tahmin etmitim. Olsun, sen gene de iç! Çok zay#fs#n vemutlaka biraz kilo alman gerekiyor.

Çana'# almama ra'men içindeki s#v#y# içemedim. Uzun zamand#rsemirtilmeye çal##ld#'#m#n fark #ndayd#m. Fakat neden, hangiamaçla?"$ç!" diye emretti Gaia. "Ben imdi giyinece'im, sen de haz#rolunca birlikte d#ar # ç#kaca'#z. Erkeklerin senin önünde tozlar #niçinde yuvarlanmalar #n#n vakti geldi."Gaia kuzey duvar #ndaki küçük ve karanl#k deliklerden birininyan#na gitti, e'ildi ve inleyerek çi'nenmi toprak zeminin üzerinediz çöktü. Karanl#k deli'in içine do'ru yava yava emeklerken,gö'üsleri neredeyse yere sürünecekti.Gaia'n#n son sözleri üzerine düünmeme ra'men, onlar #n ne anlamageldi'ini bir türlü ç#karamad#m. Burada benden gizli bir eylerdönüyordu. Fakat ne? Geçen günler ve haftalar boyunca Gaia veyaköyün konuabildi'im di'er kad#nlar #yla daha önce buradan geçti'isöylenen di'er tanr #lar hakk #nda konumaya ve erkeklerin beni

görür görmez neden kaçarak gözden kaybolduklar #n# ö'renmeyeçal#t#m. Fakat Gaia özellikle bu konularda a'z#n# bile açm#yordu.Gaia günün belli saatlerinde bana tahsis edilmi olan evdenaynlmam# ö'ütlemiti. Onun bu düzenleme konusunda ne ka-¦»¦'.' ' 421Gaia atein ba#nda birtak #m testi, çanak ve kepçelerle rries gülken,"Beni bu denli dostça kar #lay# p kabul etti'iniz için size teekkürederim" dedim. Arkas# bana dönüktü. Ç# plak s#rt#ndan aa'#

süzülen ter damlalar #, benimkilerden en az üç kere daha geni olankalçalar #n# kapayan leopar derisini #slat#yordu."Size teekkür ederim" diye tekrarlad#m bir kez daha. Bununüzerine Gaia arkas#n# döndü ve do'ruldu. Devasa gö'üslerikocaman karn#n#n üzerine sarkm#t#. Elimde olmadan bir kez dahaCro-Magnon ma'aralar #nda gördü'üm ve kad#nlar ehrine ulaanakadar yol boyunca pek çok kez gördü'üm buzul devri öncesi kad#n





figürlerini düündüm. Benden farkl#yd#lar. Hem de tümüylefarkl#yd#lar...

"Kim oldu'unu gizlemekte gösterdi'in baar # bizi a#rt#yor" dediGaia ve güldü. "Bazen senin güne tanr #s#n#n k #z kardei oldu'ununfark #nda olmad#'#n# bile düünüyorum!""Güne tanr #s# m#? Bununla kimi kastediyorsun?"Gaia eline obsidiyenden yap#lma bir tokmak ald# ve kil bir havan#niçindeki taneleri ezmeye balad#. "Onun pek çok ismi vard#r,$nanna... Uzak bat#da ona Tawa ve $nti ad#n# verirler, güneydekida'lar #n ötesinde *ama ve Utu, Zeus'un bat#k krall#'#nda Heliosve Apollon, bunlardan baka Surja, Amon ve Ra...""Benim bu kadar çok isme sahip bir tanr #n#n k #z kardei oldu'umuda nereden ç#kart#yorsun?" diye sordum üpheyle. Birbirinden çokfarld# kuaklarda yaam# olan tanr #lar aras#nda bu kadar az ay#r #myapmas# beni oldukça a#rtm#t#."Atalar #m#z gelecekte birgün bize bilmediklerimizi ö'retecek olan beyaz bir tanr #çan#n bizi ziyaret edece'ini söylemilerdi. Bunu

daha sonra buradan geçen tanr #lar da söyledi. Sen sabah y#ld#z# do'du'u zaman buraya geldin. Onun günein k #z kardei oldu'unuherkes bilir..."Onu uzun uzun süzdüm. Damarlar #mda ve hücrelerimde bulunançok, ama çok eski bir an#n#n, uzun süredir sakl# olan bir tohum gibiyeermek üzere oldu'unu hissediyordum.420Gaia ak #nl#'#m kar #s#nda gülümsedi ve içinde birtak #m

kurutularak ufalanm# baharat#n bulundu'u bir çana'a s#cak et suyuve et parçalar # koydu. Sonra bu çana'# ilk olarak totem sütununagötürdü ve teker teker her kafatas#n#n dilerinin hizas#nda tutarak,anlamad#'#m birtak #m kelimeler m#r #ldand#. Sonra da yan#magelerek çana'# bana uzatt#.





"Bunu iç" dedi gülümseyerek. "$çinde nane, kimyon, kekik, biberiye, papatya ve o'ul otu var. Adet kanaman balay#nca

ac#lar #n# dindirecektir...""Ama uzun zamand#r kanamam yok ki...""Bunu tahmin etmitim. Olsun, sen gene de iç! Çok zay#fs#n vemutlaka biraz kilo alman gerekiyor..."Çana'# almama ra'men içindeki s#v#y# içemedim. Uzun zamand#rsemirtilmeye çal##ld#'#m#n fark #ndayd#m. Fakat neden, hangiamaçla?"$ç!" diye emretti Gaia. "Ben imdi giyinece'im, sen de haz#rolunca birlikte d#ar # ç#kaca'#z. Erkeklerin senin önünde tozlar #niçinde yuvarlanmalar #n#n vakti geldi."Gaia kuzey duvar #ndaki küçük ve karanl#k deliklerden birininyan#na gitti, e'ildi ve inleyerek çi'nenmi toprak zeminin üzerinediz çöktü. Karanl#k deli'in içine do'ru yava yava emeklerken,gö'üsleri neredeyse yere sürünecekti.Gaia'n#n son sözleri üzerine düünmeme ra'men, onlar #n ne anlama

geldi'ini bir türlü ç#karamad#m. Burada benden gizli bir eylerdönüyordu. Fakat ne? Geçen günler ve haftalar boyunca Gaia veyaköyün konuabildi'im di'er kad#nlar #yla daha önce buradan geçti'isöylenen di'er tanr #lar hakk #nda konumaya ve erkeklerin benigörür görmez neden kaçarak gözden kaybolduklar #n# ö'renmeyeçal#t#m. Fakat Gaia özellikle bu konularda a'z#n# bile açm#yordu.Gaia günün belli saatlerinde bana tahsis edilmi olan evdenayr #lmam# ö'ütlemiti. Onun bu düzenleme konusunda ne ka-

., ¦ ' 421dar ciddi oldu'unu anlamadan önce, s#k s#k tek parça tahtadoyulmu merdiveni duvara yerletirerek evin düz dam#na ç#kyordum. Ve her defas#nda, daha merdivenin uçlar #n#n belirme siyle birlikte, aa'#dan iddetli bir #sl#k korosu yükseliyordu.





Bu #sl#'# çalanlar #n erkekler de'il, aksine komu evlerde oturan ve benim bir cins koruyuculu'umu yapan genç klz]ar oldu'unu

sonradan anlad#m. Gözetleniyordum.Bunun nas#l oldu'unu bilmiyordum, fakat giyinirken ans#z#nakl#ma beni o kadar ürküten ve ayn# zamanda büyüleyen birdüünce geldi ki, heyecandan elimdeki et suyu dolu çana'# devirdim.Ma'ara prensibi!Lascaux ma'aralar #n#n bir ekilde kap#s#z ehirle bir ba'lant#s# vard#. Cro-Magnon vadisindeki resimlerin neden ma'aralar #n ancaken dip ve en ücra köelerde rastlanabildi'im hiçbir zamananlayamam#t#m. Bunun do'um denen gizemli olayla bir ilikisiolmal#yd#.O ma'ara resimlerinin ilkel avc#lar taraf #ndan yap#lan s#radan büyüresimleri olmalar # mümkün de'ildi! Onlar sadece kendilerine bereketli bir av dileyen erkeklerin yakar #lar # da olamazd#! Do'ruolan bunun tam aksiydi! Onlar erkekler taraf #ndan de'il, fakat

kad#nlar taraf #ndan daima do'ru bir ekilde anla#lm# olan birgerçe'i simgeliyorlard#!Kad#nlar her eyi biliyorlard#! Bu bilgiye de'il bir erke'in, cinselorgan#n#n, en gizli düüncelerinin bile ulamas# mümkün de'ildi!Kad#nlar en ba#ndan bu yana ne giri deli'inin, ne de erkeklikorgan#n#n kad#nl#k organ#na verdi'i vahi öpücü'ün önemlioldu'unun fark #ndayd#lar! Aslolan karanl#klar #n s#cakderinlikleriydi. Tohum ancak topra'#n ba'r #n#n derinliklerinde

yeerebilirdi.Ve ans#z#n aradan binlerce ve binlerce y#l geçtikten sonra, dünyadayarat#lan ilk kültürün ta#y#c#lar #yla kar # kar #ya oldu-422sumu anlad#m. Bu kültür kay# p dünyan#n krallar #, bilgeleri vetanr #lar # taraf #ndan tümüyle unutulmutu. Kad#nlar ehri gözümeans#z#n kutsal bir eya gibi görünmeye balam#t#. Çünkü hiçbir





kap#n#n aç#lmad#'# zar biçimli evler, içlerinde olup bitenlerdenancak kad#nlar #n haberdar oldu'u karanl#k odal# ma'aralara

benziyordu.Ve birçok kad#n#n neden geçmii o eski alt#n ça'a, ana tann-çan#nça'#na kadar uzanan isimler ta#d#'#n# da imdi anlam#t#m.Daha önce bu kadar çok çocu'u bir arada hiç görmemitim.Gülerek ve sevinç dolu ç#'l#klar atarak nehrin k #y#s#ndakiçal#l#klar #n aras#nda oradan oraya kouyor, sonra kollar #n# iki yanaaçarak kendilerini tekrar nehrin sular #na b#rak #yorlard#. Yüksekçe bir yerde oturan anneler ise onlar # izliyordu. Nehrin suyunun henüzso'uk olmas#na ra'men, her tarafta ilk otlar yeermeye ve tohumlar patlamaya balam#t#. K #z#l-kahverengi toprakla kapl# geni ova, birgecede yanarda'#n eteklerindeki mor renkli ormana dek uzananyemyeil bir çimen örtüsüyle kaplanm#t#."Bir sonraki dolunayda büyük bayram# kutlayaca'#z" dedi Gaiamerdiveni yukar # çektikten ve damdaki deli'in üzerine koyduktansonra. Sanki son derece s#radan bir eyden söz ediyormu gibi bir

hali vard#. "Sadece on günümüz kald# ve daha yapacak çok iimizvar!"Onu soran bak #larla süzmeye balad#m. Gaia'n#n üzerinde kara vek #rm#z# renklere boyanm# bir geyik derisi, uçlar #nda kemik süslersallanan keten bir etek, geni sandaletler ve her evden ayr #l##ndamutlaka yan#na ald#'# omuz ask #l# büyük bir çanta vard#. ÇatalHöyük kad#nlar #n#n çok çeitli yetenekleri beni a#rtmaya devamediyordu. $ plik büküyor, dokuyor, dikiyor, yemek piiriyor, ev

yap#m# için tu'la haz#rl#yor ve buna benzer birçok iin üstesindengeliyorlard#. Fakat buna ra'men ekmek piirmekten, do'ru düzgüntohum saçmaktan ve ev hayvanlar #ndan tümüyle habersizdiler...423Gaia güçlükle nefes alarak e'ildi, merdivenin alt ve üst n lar #naönceden #s#t#lm# balmumu döktü, sonra dipsiz çantas#n dankendisine ait iki tutam saç ç#kartarak yavaça donmakt-olan





balmumunun üzerine yap#t#rd#. Bu arada kendi kendine birtak #m büyülü sözcükler m#r #ldan# p duruyordu.

"Neler söylüyorsun?" diye sordum ona merakla, fakat Gaia banaald#r # etmedi. Bir süre sonra do'ruldu, dudaklar #n# yalad# vehavay# koklarcas#na ba#n# ensesine yaslad#. Gerçekten de çokgaripti, fakat aradan geçen zaman zarf #nda Gaia'n#n her ad#m#n#n,her hareketinin ve her jestinin özel bir anlam ta#d#'#n# farketmitim. Bu kural evin d##nda geçerli de'ildi. Fakat kendi dörtduvar #n#n aras#ndayken, di'er kad#nlar #n aras#ndaki mevkii veitibar #n#n gerektirdi'i gelenek ve törelere harfiyen uymaya gayretediyordu."Ne söyledi'imi soruyorsun" dedi pozisyonunu de'itirmeden.Yavaça kendi ekseni etraf #nda dönerek bana bakt#. "Bana nesöyledi'imi soruyorsun ve bu arada kardein günein s#cak##nlar #n#n yolunu keserek duama engel oluyorsun!""Oh, bunu yapmak istememitim" dedim ve derhal e'ildim. Gaia burnunu iyice havaya dikti. Saçlar #m# örmü ve onlar # kad#nlar #n

bir k #sm# gibi i'neler yard#m#yla ba#mda toplam#t#m. $lkbahar #ns#cak ##nlar # aç#ktaki ensemi #s#t#yordu. Bu garip, fakat ayn# zamanda ho bir duyguydu. Günein kardeim oldu'u iddia edilenve bugüne kadar hakk #nda bir ey bilmedi'im bir tanr #n#n simgesioldu'unu düündükçe, kendimi ç# plak hissediyordum. Güne tüminsanlardan, krallardan, hatta eski tanr #lardan bile daha yal#yd#. Nas#l olur da benim gibi genç ve tecrübesiz bir tanr #çan#n erkekkardei olabilirdi ki?

Birkaç günlük bir zaman zarf #nda Çatal Höyük kad#nlar #n#nyan#nda gördüklerimin ve duyduklar #m#n akl#m# kar #t#rd#'#n#nfark #ndayd#m. Buna kar #n karanl#k ve so'uk kuzeydeki rengöçebelerinin yaam# ne kadar tekdüze, Tuna burgaçlar #ndaki ba-424aç#lar #n dünyas# ne kadar küçük, da' teras#nda ve Lesbosy^das#'nda geçirdi'im yaln#z günler ne kadar güzeldi!





Gaia gö'ü incelemeyi sona erdirdikten sonra, alt#m#zda uzananevlere bakt#. Yukar #dan bak #nca tepe eklindeki yerleim sanki

tesadüfen bir araya gelmi farkl# yüksekliklerdeki dikdörtgenalanlardan meydana gelen bir daireyi and#r #yordu. Sadece damlar #ntam ortas#nda bulunan karanl#k giri delikler düzeni bozmaktayd#.Daha önceki günlerde oldu'u gibi, imdi de baz# evlerin düzdamlar #n#n oldukça y# pranm# oldu'u ve yar # parçalanm# sazdemetlerinin yer yer kil s#vay# çatlatt#'# dikkatimi çekmiti. Baz# baka damlarda ise duman izine benzer karanl#k yüzeyler vard#."Kapatma büyüsü yapt#m" dedi Gaia ans#z#n. Merdivenin uçlar #nasürdü'ü balmumuna yap#t#rd#'# saçlar #n ne ie yarayaca'# yolundaki soruma cevap verdi'ini anlamam bir an sürdü. "Evimeayak basmaya hiç kimse cesaret edemeyecek! Ne bir tanr #, ne bireytan, ne kötü bir rüzgâr, ne bir ku, ne de bir y#lan...""Demek evini her eye kar # tam olarak kapad#'#n# düünüyorsun?"Gaia ciddiyetle ba#n# sallad#. "Aynen öyle!""Fakat ya'mur ve rüzgâr merdiven boluklar # aras#ndan..."

"Tam olarak kapal# dedim!" Gaia etli elleriyle bo ver derce-sine bir hareket yapt#. "Sen bunu asla anlayamazs#n! Zaten anlad#'#n nevar ki?""Bunu bana son zamanlarda s#k s#k söylüyorsun" dedim onagülümseyerek. Onun bana k #z#ym##m gibi davranmas#naal#nm#yordum. Ayr #ca hakk # da vard#: Tepe-ehrinin yaamal#kanl#klar # ve gelenekleri hakk #nda henüz çok az bilgiyesahiptim.

"$te yine geliyorlar!" diye homurdand# Gaia. "Erkeklerle u'ramakzor, hem de çok zor..."425Parma'#yla orman# iaret ediyordu. Elimi gözlerimin üze ' siperettim. Gerçekten de yakla#k iki bin ad#m ötede, berah lerinde birey ta#yan bir grup göze çarp#yordu. O kadar vü# sek sesle ba'#r # pça'#r #yorlard# ki, sesleri buradan bile duyul yordu.





"Güne batmak üzere" dedi Gaia itham edercesine ve nere deyseal#nm# bir sesle. "Ya bu ie yaramaz oburlar ne yap#yor? Sabah#n

köründe avlanmak bahanesiyle kirii k #r #yorlar! Fakat ben onlar #normanda ne yapt#'#n# çok iyi biliyorum: Uygun bir aç#ld#'a oturup, bütün gün birbirlerine kendilerinin ne kadar zeki ve güçlü oldu'unuanlat# p duruyor, bir kez daha elimizden kurtulmay# baarm# olmakla övünüp duruyorlar. Hiçbir kad#n#n kendilerine neyapacaklar #n# söyleyememesinden ötürü çocuklar gibi seviniyor,c#l#z bir yaban domuzunun, zay#f bir keçinin, yal# bir geyi'inyollar #na ç#kmas#n# bekliyorlar. Sonra da Kral Adas#'ndan ya dado'udaki da'lar #n ard#ndaki tatl# su denizinden gelen parlaktanr #larm# gibi geri dönüyorlar. Oysa burada her eye karar verenve düzeni koruyan bizleriz!"Gaia bana daha önce asla bu kadar uzun bir konuma yapmam#t#.O kadar ak #nd#m ki, a'z#m# bir kar # açm#, onu dinliyordum.Çatal Höyük'ün kad#nlar # ve erkekleri aras#ndaki iliki hakk #ndaduydu'um ilk sözlerdi bunlar.

"En önde kim var?" diye soludu Gaia. "Elbette $d Tammuz adl# o pis çoban!"Ensemdeki tüylerin kabard#'#n# hissettim. Tammuz! Bu ismiGaia'n#n a'z#ndan birçok kez duymutum, özellikle de evdekikafatas# suna'#nda yapt#'# birtak #m büyüler esnas#nda. O zamanakadar erkeklerden hiçbirini yak #ndan görememitim. Gaia veyadi'er kad#nlar # ziyaret etmek amac#yla evimin dam#na ç#kar ç#kmazortadan kayboluyorlard#.

$lk haftalar boyunca onlar #n benden korktu'unu düünmütüm.Fakat art#k ortaya ç#kt#'#m zaman erkeklere ortadan toz426imalar #n# söyleyenlerin kad#nlardan bakas# olmad#'#n# anla^rrii*t#m."O'lun Tammuz seni neden bu kadar çok sinirlendiriyor?" .jyesordum Gaia'ya.







gülerek ve ark #lar söyleyerek kendilerine yaklaan av c# grubunado'ru yürümeye balad#lar.

"Letu, Tula... Sazl#k Tarlalar #! Di'er tanr #lardan biri bir tanr #n#nsorusunu iitiyor mu?""Seni duyuyorum, Enki! Uzun süredir öfkeyle senden ses ç#kmas#n# bekliyordum!""Sen de kimsin, cevap veren tanr #?""Kim olacak? Osiris!""Osiris mi? Bu gerçek olamaz! Osiris iki bin y#ldan beri kay# p olangenç tannlardan biriydi...""Ben kay# p falan de'ildim, aksine Tanr # Ta#'mdaki bir hat#rlamaengeli taraf #ndan korunuyordum.""Hat#rlama engeli... Zay#fl#k, yeteneksizlik ve küçük bekçilerinkiisel beceriksizlikleri art#k böyle adland#r #l#yor demek! Öfkedensöz ederken benden ne bekliyordun? Cehaletine ac#mam# m#?Yoksa senin gibi bir sonradan olmayla konuma büyüklü'ünügöstermemi mi?"

"Daha önce benimle son derece farkl# bir ekilde konumutun. Ozamanlar kim oldu'umu bilmiyordum, fakat art#k bununfark #nday#m.""Senin ad#na çok sevindim! *imdi sesini kes de nihayet gerçektanr #larla konuabileyim!""Ben de senin gibi bir tanr #y#m!""Sen büyük ve sonsuz olan#n ne oldu'unun fark #nda bile olmayan beceriksizin tekisin!"

"Olabilir, fakat buna kar #n onun nerede oldu'unu biliyorum!""Kimin nerede oldu'unu biliyorsun?""$nanna'n#n!"428r"$nanna."





"Evet! Ve siz eski tanr #lar #n yapt#klar # beni öfkelendirmeye devamediyor! Tanr #sal ME'leri ne kadar kötü bir ekilde korudu'unun

fark #nda de'il miyim san#yorsun? $nanna u anda hâlâyaad#klar #n#n bir rüya oldu'unu san#yor. Fakat yine de insanlaradüler ve fikirler vermeyi baard#... Yani sizin onlardan saklamakistedi'iniz her eyi! Neden gerçek olana de'il de, inan#lmakistenilene inan#l#yor? Bu durum sadece insanlar için de'il, tanr #lariçin de geçerli, Tanr # Enki! Bu nedenle bir gök gemisi talepediyorum! $nanna'yi ay dönümü taraf #ndan belirlenen yeni bir anatanr #ça olmaktan korumak istiyorum! Çatal Höyük'ün kad#nlar # birde kutsal ME'lere sahip olurlarsa, insanlar binlerce y#l boyuncakad#nlar taraf #ndan yönetilecekler ve ana kraliçeye bal ta#yan içiar #lar kadar bile de'erleri olmayacak!""B#rak da bu bizim sorunumuz olsun!""Anlaana art#k! Alt#n ça' sona erdi! Atlantis sular #n dibine batt# vetanr #lar #n son s#'#na'# olan Uygur kupkuru bir çölden baka bir eyde'il. Orada saklananlar #n tümü kayal#k da'lar #, f #rt#nal# yaylalar #

ve çorak bozk #rlar # aarak ya Ari ülkesine, ya Aratta'ya; ya $ndus'a,ya da Kafkas'lar # aarak kuzeye gidiyor. Bana kal#rsa herkes bireyler ar #yor, fakat u âna kadar kimse arad#'#n# bulmu de'il. Sizçok eski tanr #lar bile art#k zaman çark #n# geri döndüremezsiniz.Dünyan#n her taraf #nda sizin taraf #n#zdan hâlâ vahi yerliler veilginç hayvanlar olarak kabul edilen insan gruplar # ve kabileleriuyanmaya balad#. Sizin tekrar canland#rmak istedi'iniz, tam iki bin y#l önce suyun dibine batt#! Hem de sonsuza dek, Enki!"

"Bizim geriye dönmek istedi'imizi de nereden ç#kart#yorsun?$nsanlar # bizim varislerimiz yapmak konusundaki plan hakk #nda ne biliyorsun?""Felaketten önceki son dakikada biz genç tanr #lar arac#l#'#yla, buzul ça'#nda kaybetmi oldu'unuz bir eyi bulmak istiyor-429





dunuz! Bir zamanlar sizi gerçek büyük tanr #lar yapan özelli"• neoldu'unu unuttunuz! Bana bir gök gemisi verin, gidip u^ eye zarar

vermeden $nanna'y# geri getireyim!""Ya bunu yapmazsak?""O takdirde siz eski tanr #lar #n elinde kalan son gücü de ya va yava yok edece'im! Sizi en fazla ne rahats#z ederdi? jerjc ho mu?Ari yaylalanndaki Aratta m#? $ndus ehirleri mi? Yoksa M#s#r m#?""Senin neyin var? Ans#z#n büyüklük hastal#'#na m# tutuldun yoksaTanr # Ta#'n m# bozuldu?""Demek M#s#r... Evet, sizi en fazla M#s#r rahats#z eder...""Hakl#s#n... Fakat imdi senin kim oldu'unu hat#rlad#m: Sen bizi bundan önce bir kez daha $nanna'y# vaktinden önce baka bir yeregötürmeye zorlam#t#n! Tanr #lar #n verdi'i kararlar # bozmana birkez daha izin vermeyece'im!""Çünkü art#k sadece kendinizi düünüyorsunuz! $nsanlar #n neolaca'# umurunuzda bile de'il! Fakat ben $nanna'yla beraber EskiDüzen'i Yeni Ça' ile birletirebilirim..."

"Sen onu tan#yorsun!""Tam iki bin y#ldan beri.""Bu zaman zarf #nda bir araya gelemediniz mi?""Hay#r. Ne yaz#k ki o çok uzun bir süre karanl#klar diyar #nda kald# ve benim içimdeki unutkanl#k denizi çok derindi.""Art#k ne istedi'ini tam olarak biliyorum, fakat cevab#m yine dehay#r! Ne $nanna'y#, ne de tanr #sal ME'leri elde edebileceksin!M#s#r'# ele geçirmen umurumda bile de'il... Nas#l olsa oray#

kardein Seth ile paylamak zorunda kalacaks#n! Sen Sa-hara içinhaz#rlanm#t#n, oysa Amon-Ra'n#n miras# ona ait! $nan-na'n#n neolaca'# ise bizim sorunumuz! O önce eski plan# gerçekletirecek,sonra da hak etti'i cezaya çarpt#r #lacak!"430iki erkek





$lkbahar bayram# haz#rl#klar #na hemen o ak am i- baland#. Evegeri dönen erkekler avlar #n# büyük |- bir tantanayla nehirle

ehir aras#na ta#d#ktan ; ¦]¦> sonra, vahi bir dansa balad#lar.$çlerinden bir -' k #sm# ölü fareler, köstebekler, kular, y#lanlar,hatta p#r #l p#r #l parlayan semenderler getirmi ve ölü ••¦-î Sey''inetraf #na dizmilerdi.-•••'*' Gaia ve ben merdivenler ve küçük basamaklaryard#m#yla damdan dama inerek tepenin yamac#ndaki evlereulam#t#k. Görkemli vücudunun her k #vr #m#n# sayg# bekleyen birkraliçe gibi ayr # ayr # hareket ettiren Gaia'n#n peinden geliyordum.Onun pek de sa'lam olmayan saz damlar #n içineyuvarlanaca'#ndan endie etmeme ra'men, kad#n cüsse-sindenumulmayacak derecede çevik hareketlerle, di'er evlerin çevresinde bir duvar vazifesi gören en alttaki evlerden birinin dam#na kazas#z belas#z inmeyi baarm#t#.Di'er kad#nlar da bat# yamac#ndaki evlerin damlar #ndatoplanm#lard#. S#ms#k # kapal# dudaklar #yla erkeklerin amatal#

gösterilerini izliyorlard#."Bana kal#rsa yap#lacak en iyi i onlar #n hepsini buradan kovmakve do'udaki da'lardan yeni erkeklerin gelmesini beklemek!" diye ba'#rd# Gaia bana. Aa'#daki gürültülü amata yüzünden onunsöylediklerini güçlükle anl#yordum. Gaia ve di'er kad#nlar # bukadar öfkelendiren bu manzara, bana budalaca bir gösteri gibigeliyordu. Bunun bir törensel cokuyla veya ortak bir hedefeulaman#n verdi'i mutlulukla bir ilgisi yoktu. Aa'#-

431da olan bitenler daha ziyade bir meydan okumaya benziy0r du...Bir ayaklanmaya... Bir devrime...Midemde hissetti'im rahats#zl#'#n giderek güçlendi'inihissediyordum. Gaia ve ehrin di'er kad#nlar #yla yapt#'#mkonumalardan edindi'im izlenim, erkeklerin bir tür dik kafal# köle





veya geliimi yüzy#llar önce durmu bir hayvan cinsi oldu'uyolundayd#.

Erkekler ne istiyordu? Amaçlan birlik olduklar # zaman ne kadargüçlü olduklar #n# göstermek miydi? Avlad#klar # bu görkemli geyik,uzun süredir bask # alt#nda tutulan bilinçaltlar #n#n isyan etmesine mineden olmutu? Erkeklerin daha önce avlanm# küçük hayvanlar # onarl# gruplar halinde öbek öbek y#'d#klar #n# görüyordum. Fakat bugruplar # her zamanki yöntemlerine göre de'il, bilakis hayvanlar #n büyüklüklerine, renklerine, derilerine, tüylerine, hatta dii veyaerkek olmalar #na göre oluturuyorlard#. Ölü geyi'in çevresinde her biri di'eriyle ilikili, gizemli, hatta büyülü bir desen belirmiti. Veson olarak da yaban otlar #n#n tohumlar #n# öylesine yereserpitirmeye balad#lar.Onlar #n ne yapt#'#n# biliyordum! Çatal Höyük erkeklerinin bu andao çok eski eitlik ilkesini bozduklar #n# bana kimsenin aç#klamas#nagerek yoktu! Ellerin ve ayaklar #n toplam onar parmaklar # vard#;eski krall#k da tam on krala sahipti. Fakat on say#s# erkekler için

bambaka bir anlama sahipti: Bu ekilde kad#nlar #n kutsal yedirakam#na kar # ç#km# oluyorlard#... $ki dolunay aras#nda geçen dörtkere yedi gün ve kutsal büyüklük olan yedi kere yedi gün.Kad#nlar #n on rakam# kar #s#nda erkeklerin önünde zay#f dütükleritek bir olay vard#: Hamileli'in on ay#...Erkekler di'er küçük hayvanlar # geyi'in etraf #na dizmek suretiyle,avlar #n#n ne kadar büyük ve görkemli oldu'unu göstermekistiyorlard#. Kad#nlara geyi'in de'erini iaret ediyorlard#. Krallara

lây#k bir avd# bu. Geyi'in etraf #ndaki ilk çemberi güzel ve büyükkemirgenler tekil ediyordu. Onlarla renkli kular ve432Uilt#l# semenderler aras#nda arkaik bir iliki vard#. Ve sankitesadüfen olmu gibi, dii hayvanc#klar çemberlerin d##na,tohumlar #n aras#na geliigüzel serpitirilmiti.





Binlerce da'# ve binlerce vadiyi sadece bu yüzden mi am#t#m?Kendime binlerce soruyu bu,yüzden mi sormu, sadece bu

erkeklerin niyetinin ne oldu'unu anlayabilmek için mi binlerce keziçimde gizli bir u'ultu hissetmitim? O kadar çok görmü, o kadarçok yaam#, fakat bir ad#m olsun ileri gidememitim! Buncazamand#r izledi'im gerek iç, gerek d# yollar, görünürde bir hedeftakip etmemesine ra'men, ad#m ad#m bir mucizeyi takip ediyorgibiydi. Bana karda veya çölün kumlar #nda bir ayak izi gibi gelens#radan bir olay, uzun vadede hayal bile edemedi'im kadar büyüksonuçlar do'urmu olmal#yd#! Akl#ma Uruk'lu G#lgame'in bana büyüyen bir ehri gösterdi'i vizyon geldi. Orada da asl#ndaAtlantis'le birlikte yok olmu olmas# gereken pek çok eytekrarlanm#yor muydu? Efsanelerin, hat#ralar #n ve destanlar #n, binlerce y#l sonra bir damla suya kavutuklar # zaman derhalyeeren tohumlar olmas# mümkün müydü?Bundan sonra olacak olanlar #n, çok önceden planlanm# olmas# mümkün müydü?

Art#k en ba#ndan bu yana oldu'umu sand#'#m o masum, hiçbireyden haberi olmayan k #z çocu'u olmad#'#m# kavramaya bal#yordum. Ben dokundu'u her eyi de'itiren tanr #ça m#yd#m?$çimde o çok eski s#rlar sakl#yd# ve bunlara imdi de yüz tanr #salME eklenmiti. Eski tanr #lar #n beni bir dü sahnesiyleuyarmalar #ndan önce, insanlara neler vermitim acaba?Ve ans#z#n çözümsüz bir ikilemin içine dümü oldu'umu farkettim: Ben insanlar # daha yüksek bir varl#k seviyesine yükseltmek

için yarat#lm#t#m, fakat art#k dünya de'iti'i ve eski koullar varolmad#'# için, bunu yapmam mümkün de'ildi!Art#k do'ru olan neydi? Yarat#l# sebebimden farkl# davranmammümkün müydü?433Ans#z#n iç gözümün önünde o kelebek resmi belirdi. Son da birtomurcuk gördüm. Öylesine bir enerji ve güçle doluya ki, patlamak





ve tüm görkemiyle açmak için, ufac#k bir sicai esinti bile yeterliolacakt#. Bunun bir an önce gerçeklemesin' daha önce hiç bu kadar

büyük bir özlemle istememitim! Vücudunun her hücresinde bulunan eski görevin koruyucu z#rh#n#n bulunmad#'# yeni $nanna,acaba nas#l bir ey olurdu?$çime önce kaynar, sonra da buz gibi sular #n boald#'#n# hissediyordum. Ba#m# omuzlar #m#n içine gömdüm. Tüm vücudumiçten gelen bir f #rt#nayla sars#l#yor gibiydi. Etraf #mdaki tüm bugürültüye ra'men gözlerimin önünde Gri Ev'de gördü'üm resimler belirmeye balam#t#. Bu kad#nlara ve gelecekte yaayacakkad#nlara yeni bir ans tan#yacak bir sembol, bir anahtar var m#yd# acaba? Çocuklu'umun resimleri içimi ans#z#n güvenle doldurdu. $çsarayda çanlar #n çald#'#n#, o'lanlar #n ve k #zlar #n Duka-bölgesininmerdivenlerinde oturarak ö'retmenlerini dinledikleriniduyuyordum. Bedensel ak hakk #nda hiçbir ey bilmeyen, biranadan do'mam# olan biz genç tanr # ve tanr #çalar, farkl# cinsiyetler aras#ndaki sevgi ve nefret hakk #nda tek kelime edildi'ini

imdiye kadar duymam#t#k. Biz, bir bütündük. Gök ve yer, Yin veYang, kendi ekseni etraf #nda sürekli dönen, bu yüzden de aa'#y# ve yukar #y#, iyiyi ve kötüyü, evet ve hay#r # asla bilemeyen küçücük parçalar...Tanr # ve tanr #çalar #n ölümlülerde oldu'u gibi ne ahlâk de'erlerineihtiyaçlar # vard#, ne de yaan#lan ân#n geçicili'inden korkuduymaya. Dünyan#n tüm zaman#na sahiptiler ve ne $yi, ne de kötüolmaya ihtiyaçlar # vard#. Olabilecek en kötü ey, bir tanr # veya bir

tanr #çan#n kendi balar #na hareket etmeleriydi. Bu ister bir ceza,ister bir yard#m olsun, tanr #sal bir felaket anlam#na geliyordu,çünkü en küçük bir müdahale bile her eyin kaynakland#'# ve hereyin ulamaya çabalad#'# yasalar # tahrip ediyordu.434Peki ya tüm bir dünyan#n yok olmas#ndan sonra da bu geçerlimiydi?





Gri Ev'deki resimlerden hiçbiri bana bu konuda yol göstermiyordu!Sadece kar #mda duruyorlard# ve ben görmek istedi'imi

görüyordum. Onlar benim kendi benli'imin aynas#, gidebilece'imtek yolun iaretçisiydiler: "Kendini tan#!"Ve ans#z#n içimde büyük bir ##k patlamas# ile her eyi anlad#m:Eski tanr #çalar ve tanr #lar, hiçbir zaman benim ve di'er birço'unundüündü'ü gibi kudretli hükümdarlar ve göksel kraliçelerolmam#lard#! Hepimizin bildi'i bir eyi aramak hatas#nadümütük. Gerçek tanr # ve tanr #çalar asla kurbanlar, dinsel ayinlerve kutsal törenler talep etmemilerdi. T# pk # denizler, gökyüzü,nehirler, okyanuslar ve rüzgârlar gibi... Gerçek tanr #lar birer varl#kde'il, aksine kâinat#n sonsuzlu'u içindeki en küçük ve en büyükaras#ndaki ebedî uyum ve mükemmel birliktelik durumundan baka bir ey de'ildi. Tanr #sall#k, insanlar #n ne yapt#klar #n# ve nedüündüklerini görebildikleri bir tür aynayd#. Ancak kötü rahiplerve sözde bilgeler insanlar taraf #ndan elle tutulmaz ve gözlegörülmez olan#n bir suretinin yap#lmas#na izin vermilerdi.

Önümde yar # effaf, aç#k mavi bir ##lt# belirmiti. $çimde tüm buzaman boyunca zay#fl#k olarak beliren gücün Tanr # Ta-#'n#nyard#m#yla etraf #mda güçlü bir hâle olarak belirmesini izliyordum.Zay#fl#k, kendisini tan#yanlar için, bir güç halini alabilirdi. Hiçbirey söylemeden ve hiç hareket etmeden öylece duruyor, kar #mdakigruplardan hangisinin etraf #mdaki ##'# yeni ve dii bir tannçan#nsimgesi olarak kabul edece'ini bekliyordum.Gürültü sona ermiti. Erkekler az önce yüksek sesle ark #lar

söyleyip dans ettikleri yerde ta kesilmi'gibi donup kalm#lard#.Ter içindeki yüzleri art#k ##ldam#yordu. Bo gözlerle yukar #ya, bulundu'um yere do'ru bak #yorlard# sadece. Fakat kad#nlar435da art#k öfkeli görünmüyorlard#. Onlar da t# pk # erkekler gibiolduklar # yerde donup kalm#lard#. Vücudumu çevreleyen hâle iseyava yava solgunlamaya bal#yordu.





Erkeklerden birkaç# tek kelime etmeden evlere do'ru yürüdüler.Tahtadan yap#lm# büyükçe bir kutudan içleri oyulmu talar

ald#lar, geriye döndüler ve az ileride otlayan yar # yabani keçileredo'ru komaya balad#lar. Ans#z#n keçilerin epey uza'#nda gözüme birtak #m karart#lar çarpt#. Kurtlar! Gri-beyaz renkte, O'ul Kurt veDii Kurt'tan oldukça küçük, fakat gene de onlara benzeyenhayvanlard# bunlar.Erkekler beslemekle sorumlu olduklar # keçiler büyük güçlüklerleyakalad#ktan sonra onlarla birlikte nehrin k #y#s#na gittiler, içi oyukta# memelerinin alt#na yerletirdikten sonra sütlerini sa'd#lar ve batmakta olan günein alt#nda nehirde y#kanarak içlerindeki vicdanazab#ndan ar #nmaya çal#t#lar. Ayn# zamanda kendilerine neyapacaklar #n# söyleyecek kad#nlardan da mümkün oldu'unca uzakdurmaya çal##yorlard#.Ben de düz dam#n kenar #nda bulunan tersine çevrilmi bir sepetinüzerine oturdum, dirseklerimi dizlerime dayad#m, ba#m# avuçlar #m#n içine ald#m ve sessizce etraf #mda olup bitenleri

izlemeye balad#m. $çimde bir miktar hayal k #r #kl#'# vard#. Azönceki tezahürümün baka sonuçlar do'urmas#n# bekliyordum,fakat görünüe göre her ey eskisi gibi kalm#t#. Sadece erkeklerindans#n# sona erdirmitim. Bu da bir baar # diye geçirdim içimden.Bu andan itibaren her eyi izleyecek ve ehirdeki yaam# de'itirecek en küçük bir davran#ta bile bulunmayacakt#m! Buehir, ancak tüm yasalar #n en do'al olanlar #na ba'l# kald#klar # müddetçe erkeklerin varl#'#n# kabul edecek kad#nlara ve annelere

aitti ve bu yasalar tüm tanr #lardan daha eskiydi!Ve bir kez daha bu kad#nlar ehrindeki erkeklerin birbirlerinden nekadar farkl# olduklar #n# düündüm. Geyi'i ta#yan güçlü kuvvetliadamlar, keçileri yakalamakta son derece beceriksiz436ve baar #s#zd#lar. Bana Lepeno bal#kç#lar #n# an#msatan yuvarlak bal#, daha ufak tefek adamlar ise keçileri büyük bir ustal#kla





yakal#yordu. Nehrin kenar #na ilk onlar gelmiti. Buna kar #nerkeklerin birço'u ne yapacaklar #n# bilemez haldeydi.

Di'erlerinden daha narin ve ince yap#l# olan bu adamlar ürkekgözlerle ehre göz at#yor, oradan oraya koarak çal#lar #n ard#nasaklan#yor ve görünüe göre bir kad#nla kar #lamaktan ödlerikopuyordu.Gaia ve kad#nlardan birkaç# ise bu arada meydan#n ortas#nda öyleceyatmakta olan ölü geyi'in yan#na gitmilerdi. Ben de aya'akalkt#m, aa'# indim ve onlar #n aras#na kar #t#m. Gaia sanki hiçbirey olmam# gibi davran#yordu. Paytak ad#mlarla geyi'in etraf #ndadolan#yor, sanki hiç görmüyormu gibi di'er küçük hayvanlar # aya'#yla kenara itekliyordu. Arada s#rada hayvan#n üzerine e'ilerekderisini, toynaklar #n#, boynuzlar #n# ve dilerini inceliyordu.Parmaklan ölü hayvan#n vücudundaki tek yara izinden akankurumu kanlar #n üzerinde dolat#. Ve ans#z#n kemerinden bal rengiçakmakta# bir b#çak çekti. Gaia ehre var ##m#n ikinci günündedi'er süsleri olan cilalanm# obsidiyen-den yap#lm# aynas#,

incileri, deniz kabuklar #, kolyeleri ve al#n-l#klar #yla birlikte bu b#ça'# bana göstermiti. Bunu ona bundan birkaç y#l önce TorosDa'lan'n#n güneyindeki denizin ötesinden gelen ve kuzeye do'rugitmekte olan göçebeler vermiti. Daha do'rusu Gaia bana bunun böyle oldu'unu söylemiti. O zamandan bu yana bu b#çak zihnimimegul edip duruyordu, çünkü bana çok eski zamanlarda bir insanöldürdü'üm benzer bir b#ça'# hat#rlat#yordu.Gaia, kemikten yap#lm# kabzas# birbirine sar #lm# iki y#lan

eklinde ilenmi olan b#ça'# havaya kald#rd# ve ölü geyi'ingö'süne saplad#. B#ça'# h#zla yukar # aa'# hareket ettirerek kanl# yaray# geniletti ve elini içeri sokarak hayvan#n kalbini büyük birgüçle yerinden söktü. Sonra do'ruldu ve zafer dolu bak #larlaetraf #n# süzdü.437 -





da art#k öfkeli görünmüyorlard#. Onlar da t# pk # erkekler gibi olduklar # yerde donup kalm#lard#. Vücudumu çevreleyen hâle ise

yava yava solgunlamaya bal#yordu.Erkeklerden birkaç# tek kelime etmeden evlere do'ru yürüdüler.Tahtadan yap#lm# büyükçe bir kutudan içleri oyulmu talarald#lar, geriye döndüler ve az ileride otlayan yar # yabani keçileredo'ru komaya balad#lar. Ans#z#n keçilerin epey uza'#nda gözüme birtak #m karart#lar çarpt#. Kurtlar! Gri-beyaz renkte, O'ul Kurt veDii Kurt'tan oldukça küçük, fakat gene de onlara benzeyenhayvanlard# bunlar.Erkekler beslemekle sorumlu olduklar # keçiler büyük güçlüklerleyakalad#ktan sonra onlarla birlikte nehrin k #y#s#na gittiler, içi oyukta# memelerinin alt#na yerletirdikten sonra sütlerini sa'd#lar ve batmakta olan günein alt#nda nehirde y#kanarak içlerindeki vicdanazab#ndan ar #nmaya çal#t#lar. Ayn# zamanda kendilerine neyapacaklar #n# söyleyecek kad#nlardan da mümkün oldu'unca uzakdurmaya çal##yorlard#.

Ben de düz dam#n kenar #nda bulunan tersine çevrilmi bir sepetinüzerine oturdum, dirseklerimi dizlerime dayad#m, ba#m# avuçlar #m#n içine ald#m ve sessizce etraf #mda olup bitenleriizlemeye balad#m. $çimde bir miktar hayal k #r #kl#'# vard#. Azönceki tezahürümün baka sonuçlar do'urmas#n# bekliyordum,fakat görünüe göre her ey eskisi gibi kalm#t#. Sadece erkeklerindans#n# sona erdirmitim. Bu da bir baar # diye geçirdim içimden.Bu andan itibaren her eyi izleyecek ve ehirdeki yaam#

de'itirecek en küçük bir davran#ta bile bulunmayacakt#m! Buehir, ancak tüm yasalar #n en do'al olanlar #na ba'l# kald#klar # müddetçe erkeklerin varl#'#n# kabul edecek kad#nlara ve annelereaitti ve bu yasalar tüm tanr #lardan daha eskiydi!Ve bir kez daha bu kad#nlar ehrindeki erkeklerin birbirlerinden nekadar farkl# olduklar #n# düündüm. Geyi'i ta#yan güçlü kuvvetliadamlar, keçileri yakalamakta son derece beceriksiz





436ve baar #s#zd#lar. Bana Lepeno bal#kç#lar #n# an#msatan yuvarlak

bal#, daha ufak tefek adamlar ise keçileri büyük bir ustal#klayakal#yordu. Nehrin kenar #na ilk onlar gelmiti. Buna kar #nerkeklerin birço'u ne yapacaklar #n# bilemez haldeydi.Di'erlerinden daha narin ve ince yap#l# olan bu adamlar ürkekgözlerle ehre göz at#yor, oradan oraya koarak çal#lar #n ard#nasaklan#yor ve görünüe göre bir kad#nla kar #lamaktan ödlerikopuyordu.Gaia ve kad#nlardan birkaç# ise bu arada meydan#n ortas#nda öyleceyatmakta olan ölü geyi'in yan#na gitmilerdi. Ben de aya'akalkt#m, aa'# indim ve onlar #n aras#na kar #t#m. Gaia sanki hiçbirey olmam# gibi davran#yordu. Paytak ad#mlarla geyi'in etraf #ndadolan#yor, sanki hiç görmüyormu gibi di'er küçük hayvanlar # aya'#yla kenara itekliyordu. Arada s#rada hayvan#n üzerine e'ilerekderisini, toynaklar #n#, boynuzlar #n# ve dilerini inceliyordu.Parmaklar # ölü hayvan#n vücudundaki tek yara izinden akan

kurumu kanlar #n üzerinde dolat#. Ve ans#z#n kemerinden bal rengiçakmakta# bir b#çak çekti. Gaia ehre var ##m#n ikinci günündedi'er süsleri olan cilalanm# obsidiyen-den yap#lm# aynas#,incileri, deniz kabuklar #, kolyeleri ve al#n-l#klar #yla birlikte bu b#ça'# bana göstermiti. Bunu ona bundan birkaç y#l önce TorosDa'lar #'n#n güneyindeki denizin ötesinden gelen ve kuzeye do'rugitmekte olan göçebeler vermiti. Daha do'rusu Gaia bana bunun böyle oldu'unu söylemiti. O zamandan bu yana bu b#çak zihnimi

megul edip duruyordu, çünkü bana çok eski zamanlarda bir insanöldürdü'üm benzer bir b#ça'# hat#rlat#yordu.Gaia, kemikten yap#lm# kabzas# birbirine sar #lm# iki y#laneklinde ilenmi olan b#ça'# havaya kald#rd# ve ölü geyi'ingö'süne saplad#. B#ça'# h#zla yukar # aa'# hareket ettirerek kanl# yaray# geniletti ve elini içeri sokarak hayvan#n kalbini büyük bir





güçle yerinden söktü. Sonra do'ruldu ve zafer dolu bak #larlaetraftn# süzdü.

437r"Evet? Ne diyorsunuz?" diye ba'#rd# yüksek sesle. "Bu u van#nkalbi hasta de'il! Keçi çobanlar # tamamen sa'l#kl# bir ff yi'iöldürmüler!"Bunun üzerinde say#lar # iki düzineden fazla olan kad#n v k #zlar hep bir a'#zdan konumaya balad#lar. Fazla bir ey an]a mamamara'men, onlar #n Gaia'n#n elindeki kalbi inanmaz bak #larlainceledi'ini hissediyordum.Gaia kalbi h#zla elinden f #rlat# p att#. Kurt benzeri birkaç hayvanmeydan#n kenar #ndaki çal#lar #n aras#na düen kanl# organ#n üzerinesald#rm# ve bu lezzetli lokma için birbirleriyle k #yas#ya mücadeleetmeye balam#lard#. Onlar #n ufak bir lokma için böyle bir h#rsladövümeleri kar #s#nda yüre'im c#z etmiti. Bu hayvanlardagururun zerresi bile yoktu. Gerçekten de bunlar #n bir zamanlar bana

yoldal#k etmi olan kurtlar #n soyundan gelmi olmalar # mümkünmüydü? Aradan o kadar çok zaman geçmiti ki! Ve bu hayvanlar #n buraya gelmek için geride b#rakt#klar # yol o kadar uzun olmal#yd# W!Gaia yan taraftan bana seslenince irkilip toparland#m. Bana herzamanki gibi davran#yordu. "Böyle bir ey daha önce hiçolmam#t#" dedi ba#n# sallayarak. Tahta bir kovan#n yan#nagiderek, yine tahta bir kepçeyle ellerinin üzerine biraz su döktü.

"En az#ndan biz burada yaad#'#m#z süre zarf #nda de'il...""Sizi bu kadar k #zd#ran#n ne oldu'unu bir türlü anlayam#yorum"dedim ona. Gaia öfkeli bir ekilde homurdand#ktan sonra, düünceli bir tav#rla alt duda'#n# kemirmeye balad#. Tüm bu y#llar boyuncaüçüncü kez, hay#r, hatta dördüncü kez, bir tanr #çaya ya da barahibeye benzememelerine ra'men, toplumsal i bölümünde bask #n rol oynayan kad#nlarla kar #la#yordum. Kral Adas#'nda bu





kad#nlardan hiçbiri pazar yerinin veya liman bölgesinin d##naad#m#n# bile atamazd#. Bu güçlü ve kendine güvenen kad#nlar #n

hiçbiri öyle genç ve ince de'ildi-Ama'n#n yanarda' ma'aras#nda pek dikkatimi çekmemi ol-438mas#na ra'men, Fjörgyn ve Slava'n#n benim kadar ince ve uzun boylu olmamalar # oldukça önemli denilebilecek sorunlara nedenolmutu. Bu kad#nlar, d# görünülerinin benden oldukça farkl# olmalar #na ra'men, yine de kabilelerindeki di'er erkek vekad#nlara, hatta s#ras#nda bana da iradelerini kabul ettirmilerdi. Nas#l oluyordu da bu kad#nlar toplumlanndaki en küçük bir olaya bile hükmedebilecek gücü kendilerinde buluyorlard#? Aralar #nda bir tanr #ça olmamas#na ra'men, nas#l olup bunca zamand#rerkeklerden daha güçlü kalabilmilerdi?Bunu sadece sahip olduklar # tecrübe, özel becerileri ve di'eryetenekleri ile aç#klamak mümkün de'ildi. Elbette ki bu liderkad#nlardan her biri özel yeteneklerini kendi lehine kullanm#t#.

Fakat tüm bir kabilenin anas# olarak kabul edilmek için tek ba#nafiziki güç, güzellik ve zekâ yeterli de'ildi. Bir kad#n#n toplulu'unen büyük anas# olarak kabul edilmesi için sahip oldu'u çocuklar #nsay#s# veya ya# bile belirleyici de'ildi. Bu güçlü kad#nlar #n sahipolduklar # kudret, yaam, ölüm ve erkeklerin gizemleriyle ilgili bireylerden kaynaklan#yor olmal#yd#..."Sizi hayrete düürenin ne oldu'unu bana neden aç#klam#yorsun?"diye sordum Gaia'ya asl#nda bambaka bir ey bilmek istememe

ra'men. "Ne oldu ki? Erkekler bir geyik avlam#. Bu bir avc# grubuiçin al##lmad#k bir ey de'il ki!""Evet, hakl#s#n" diye içini çekti Gaia. "Erkeklerimiz bir geyikavlam#lar. Yeniden avc# olmak istiyorlar. Fakat onlar art#k bireravc# de'il, anl#yor musun?"





"Bir geyik avlad#klar #na göre, avc# olmal#lar" diye kar #l#k verdim.Ans#z#n di'er kad#nlar gülmeye balad#lar. Ellerini a'#zlar #n#n

önünde tutarak, giderek yükselen kahkahalar at#yorlard#."Hay#r, $nanna!" *imdi Gaia da gülüyordu. "Erkekler art#k avc# de'il! Ne burada, ne de da'lar #n öte taraf #nda! Evet, eskiden, henüzevlerimiz yokken... O zamanlar hepimiz birer avc#yd#k. Binlerce y#lönce hepimiz av peinde komak zorunday-439dik. O zamanlar kuzeyde ya#yorduk..." Eliyle kuzeydo'uyu iaretederek tekrar etti: "Kuzeydeki büyük buzlar #n s#n#r #nda ya#yorduk,çünkü orada mamutlar, s#'#rlar ve di'er büyük hayvanlar sürülerhalinde ya#yordu. Fakat biz kad#nlar #n çocuklar # vard#. Onlarayaklar #m#za ba' oluyordu. Oradan oraya göc ediyorduk.Erkeklerin peinden gidiyorduk. Hayvanlar #n peinden gidiyorduk.Hayvanlar #n peindeki erkeklerin peinden gidiyorduk.Di'er kad#nlar seslerini kesmi, Gaia'y# dinliyorlard#. Bana yapt#'# aç#klama, tümüne yönelik bir konumaya dönümütü.

"Üzerlerini a'aç dallar #yla örttü'ümüz büyük deliklerde Uryakal#yorduk. Sadece yiyecek ve erzak olarak de'il... Boynuzlu Urayn# zamanda aya sundu'umuz bir kurband#. Onun ölümü bizimyaamam#z anlam#na geliyordu. Kad#nlar #n kanamalar # balad#'# zaman, bedenlerimizdeki yara bize ac# vermeye balad#'# zamanonu kurban ediyorduk, çünkü ay bizden çok uzaktayd#... Ay# öldürüyor, onunla birlikte bize ac# veren her erke'i deöldürüyorduk... Onlar avc#yd#, fakat biz daha güçlüydük. .. Her ay,

her yirmi sekiz günde bir, yeni bir kurban veriyorduk..."Bu kadar eski an#lar # daha önce hiç dinlememitim, fakat Gaiasanki di'erlerine de'il, bana bir eyler anlatmak ister gibiydi.Havan#n kararm# olmas#na ra'men Gaia henüz sözlerini bitirmemiti. Yumruklar #n# kalçalar #n#n iki yan#ndaki ya' katmanlar #na dayam#t# ve odan#n be, alt# yerinde mealeleryan#yordu.





"Onlar avl#yor, biz topluyorduk" diye sözlerine devam etti Gaia.Sesi giderek yükseliyor ve daha kudretli bir ton al#yordu. "Sonra

hava #s#nmaya balad#. Hayvanlar bu durumdan holanmad#lar ve büyük sürüler halinde buzlar #n peinden gitmeye balad#lar. Art#ktakip ve av son derece zorlam#t# ve çocuklar #m#zla birlikte onlar #n peinden gitmekte zorlan#yorduk. Art#k440erkeklerimizi günler, hatta haftalar boyu göremez olmutuk,açl#ktan ölmemek için giderek daha fazla toplamak zorundakal#yorduk. $te bu zamanda ilk tanr #lar ortaya ç#kt#lar..."Bir an için durdu ve onda daha önce görmedi'im bir mutluluklagülümsedi. Nerede oldu'unu ve ne söylemek istedi'ini unutmu gibiydi. Bir an için gözlerini kapad#, sonra içini çekerek konumayadevam etti: "Onlar bizimkilerden çok farkl# erkeklerdi! Neden sözetti'imi gayet iyi biliyorum! Onlar gö'ün ve yerin tüm s#rlar #n# biliyorlard#. Bizden önce yaam# olan kad#nlara her eyin nas#lolutu'unu, daha önce akl#m#za bile gelmeyen otlar #n, bitkilerin ve

tohumlar #n nas#l yenilece'ini ö'rettiler. Art#k kimsenin avlanmakve öldürmek zorunda olmad#'#n# ö'renmitik. Sonundaerkeklerimiz bile en eski zamanlardan bu yana sürdürdükleriavlanmaktan vazgeçtiler. Art#k onlar da toplay#c# olmulard# ve biznas#l çocuklar #m#z# emziriyorsak, onlar da yal# ve ie yaramazhayvanlar #n çoban# olmulard#. Ormandan baka erkekler geldi'izaman onlar # yataklar #m#zdan kovup d#ar # att#k. Fakat bu erkeklerde bizim toprakta yetien besinlere sahip oldu'umuzu gördükleri

zaman, bir ie yarama-maya balad#lar. Yine de onlarakulübelerimizde küçük yataklar verdik. Bunu neden yapt#'#m#z# hâlâ kendi kendime soruyorum... Birkaç yüzy#l önce ise onlar # daaram#zdan kovup, kuzeyden gelen güçlü erkekleri aram#za kabulettik. Bu adamlar beraberlerinde kurtlar getirmilerdi... Sanki ayn# türden yarat#k-larm# gibi onlar # takip eden evcil kurtlar. Fakatsonunda bu erkeklerin de ne hale geldi'ini kendi gözlerinle gördün!





Zaman# gelince onlar #n yan#m#za gelmelerine izin veriyoruz. Fakatonlar günlerini boa geçirip duruyorlar. $e yaramaz keçi çobanlar #.

Palavrac#lar. Oysa baaklar onlar olmadan da olgunla#yör. Gençhayvanlar onlar olmadan da yetiiyor. Çocuklar onlar olmadan da büyüyor. Tanr #lar #n gelmesinden çok önce bile... yaam ve ölümüzerine karar veren bizlerdik! Evet, bu bir gerçek:441Biz kad#nlar, yaamlar #m#z# art#k ne için yarat#ld#klar #n# bile Kimeyen erkekler olmadan da, en iyi ekilde sürdürebiliriz...""Bunu gerçekten yapabilir misiniz?" diye sordum onlar Kad#nlara'#zlar #n# ard#na dek açarak, ak #nl#kla bana bakmav balad#lar."Elbette yapabiliriz bunu!" dedi Gaia kesin bir sesle."Fakat art#k erkekler... ve onlar #n cinsel organlar # olmaks#z#n... bedenlerinizin derinliklerine inen ma'aralarda yeerecek tohumlar # nereden bulacaks#n#z?""Sen neden söz etti'ini gerçekten biliyor musun?" dedi Gaiaanlay#l# bir gülümsemeyle bana bakarak. Tepeden t#rna'a

k # pk #rm#z# kesildi'imi hissettim."Senin pek çok yaz ve pek çok k # gördü'ünü biliyorum" diyedevam etti Gaia. "Fakat sana bakt#'#m zaman kar #mda en fazla onyedi, on sekiz yalar #nda bir k #z görüyorum. Senin yalar #nda birkad#n#n kaç çocu'a sahip olabilece'ini biliyor musun? Hay#r m#? Ohalde etraf #na bak! *uradaki kad#n on yedi ya#nda... imdiye kadarüç canl#, bir de cans#z çocuk do'urdu. *uradaki ise on alt# ya#ndave dört çocuk do'urdu. Birbirine t# pat# p benzeyen iki tane ildz..."

"Ben kendi hakk #mda konumak istemiyordum" dedim endieyle."Pekâlâ, o halde sana sorunun cevab#n# vereyim. Erkeklere art#kihtiyac#m#z yok, çünkü onlarla y#lda bir kere Kutsal Dü'ündüzenlemek bizim için yeterli. Sonra onlara ihtiyac#m#z kalm#yorve yan#m#zdan kovuyoruz. Avc# olmak isteyen tembel çobanlarolarak öylece yaay# p gidiyorlar..."





Bu kad#nlar ehrinde beni neyin bekledi'ini yava yava anlamaya bal#yordum.

Sonraki iki gün, evlerin erzak odalar #ndaki yiyeceklerin büyükmeydana ta#nmas# ve istiflenmesi ileriyle geçti. $lkbahar bay-442rarr ##ndan tam yedi gün önce, sabah#n çok erken bir saatinde,sulaklar #mda yank #lanan yüksek ve ritmik ç#'l#klarla uyand#m.¦T# pk # tepe-ehrinin önündeki tozlar #n içinde uyand#'#m ilk sabahduyduklar #ma benziyorlard#. Derhal aya'a kalkt#m, ateinközlerinin üzerindeki beyaz külleri üfledim ve yeni odunlar ilaveettim. Büyük bir kil çana'#n içindeki suyun bir k #sm#n# içtim,alelacele y#kand#m, duvardaki bir dikene as#l# tütsülenmi geyiketinden bir parça ald#m ve merdivene do'ru yürüdüm.Bu ç#'l#klar #n nereden geldi'ini anlayabilmek için, en tepedekidam#n üstüne ç#kmak zorunda kalm#t#m. Sabah günei k #z#lyuvarla'#n# henüz do'udaki da'lar #n üzerinden ay#rmam#t#.Ba#m# biraz e'erek do'an günei selamlad#m. Yava yava büyük

ve tanr #sal bir erkek kardee sahip oldu'um düüncesinikan#ksamaya bal#yordum. Güne bütün gece boyunca süt banyosuyapm# gibi duruyordu. Gö'ün mavi tonlar # ile orman#n karanl#'#,mor bir ##k eridi ile birbirinden ayr #l#yordu.Yava akan nehir ile tepe-ehrinin aras#ndaki büyük meydandatoplanm# olan kad#nlar, imdiye kadar görmedi'im bir ekildesüslenmilerdi. Saçlar #nda akbaba tüyleri vard#, vücutlar #n#n ç# plakolan üst k #s#mlar #na renkli çemberler ve siyah zikzaklar çizmilerdi.

Yal# kad#nlar dizlerine kadar uzanan keten etekler giymilerdi;ilkbahar bayram# esnas#nda henüz detaylar #n# ö'renemedi'im birtörenle kad#nlar #n aras#na kat#lacak gençlerin üzerinde ise sadecegeni bir kemer ve önlerini kapatan bir parça kuma vard#. Bunund##nda kollar #nda ve bacaklar #nda çeitli kay#lar, bilezikler,yüzükler ve süsler göze çarp#yordu.





Genç k #zlar kollar #n# iki yana açarak bir çember oluturmu, dansediyorlard#. Yal# kad#nlar ise ellerini ç#rparak giderek süratlenen

bir tempo tutuyor, bu arada gökte uçan ku sürülerinin seslerinian#msatan "chicka-chacka" eklinde ç#'l#klar at#yorlard#. Bu ilginçgösteriyi merakla izliyor ve ne anlama geldi-443'ini kavramaya çal##yordum. Bir süre sonra dans edenler • s#rahalinde dizildiler ve a'#r ad#mlarla nehir boyunca güne yürümeye balad#lar. Onlar # takip etmeye karar verdim damdan damaatlamaya balad#m.Tepenin en alt#ndaki evlere ulamak üzereyken, ans#z#n tamönümdeki evin dam#ndaki boluktan d#ar # garip görünülü biyarat#k f #rlad#. Kar #mdaki kad#n etekli'i giymi, renkli tüylerlesüslenmi, ba#na bo'a boynuzlar # takm# olan bu varl#'# arkadangörüyordum. Fakat hareketlerinden onun bir erkek oldu'unuanlad#m.Ans#z#n adam beni gördü ve tüm vücuduyla titremeye balad#.

Sonra korku dolu bir ç#'l#k atarak pald#r küldür evinmerdiveninden aa'# indi ve var gücüyle komaya balad#. Uzunsüre onun ard#ndan bakarak ba#m# sallad#m. Kad#nlar ehrinde biraman bulundu'undan haberim yoktu. Korku dolu ç#'l#klar atmayadevam eden siluet, tökezleyerek nehir kenar #na do'ru komayadevam ediyordu. Her gün oldu'u gibi bugün de erkekler s#k s#ralarhalinde suyun kenanna çömelmi, kutu benzeri tahta kal# plar #niçine yumuak kil doldurmakla meguldü. Bir süre onlar # izledim

ve gerçekten her eyin Gaia'n#n anlatt#'# gibi olup olmad#'#n# düündüm. Kad#nlar ehrinde farkl# #rklardan erkeklerin bir aradaya#yor olmas# bana gerçekten de son derece garip geliyordu.Büyük meydan# geçerek kad#nlar #n çal#larda ve küçük a'açlarda b#rakt#klar # izleri izlemeye balad#m. Nehirden aa'# bir süreyürüdükten sonra arkam# döndüm. Epeydir yoku aa'# indi'imiçin, tepe-ehri art#k görünmüyordu. $lk kez yaln#z ba#ma ehirden





ayr #ld#'#m#n fark #ndayd#m. Kimse benimle ilgilenmiyordu. OysaGaia ve di'er kad#nlar #n beni görmü olduklar #ndan emindim.

Onlar #n ne yapt#klar #n# müthi merak ediyordum. Kad#nlar #n izlerinehrin k #y#s#ndaki sazl#k alan#n içinden geçti, do'uya do'ru döndüve yerden f #k #ran filizlerle ye-444 jl t>ir hal#ya dönüen bir tarlan#n kenar #na kadar devam etti. Tümt>u zaman boyunca sürekli olarak önümdeki kad#nlar #n »chicka-chacka" ç#'l#klar #n# duyuyordum.Ve ans#z#n beni son derece ürküten bir ey oldu. Çal#l#klar #naras#ndan ç#kan güçlü kuvvetli, ter içinde kalm# genç bir adam,do'ruca kar #ma ç#kt#. Bir müddet hor gören bak #larla birbirimizisüzdük. Delikanl#n#n büyük ve yuvarlak gözleri, k #v#r k #v#r siyahsaçlar #, dolgun ve yar # aral#k dudaklar # vard#. Yutkun-dukçag#rtla'#n#n inip kalkt#'#n# ve karn#ndaki kaslar #n heyecandankas#ld#'#n# görebiliyordum. Üzerinde giysi olarak sadece beline ba'lad#'# bir hayvan derisi vard# ve omuzuna bir çapa atm#t#.

Kad#nlar ehrine geldi'imden bu yana ilk kez bu kadar yak #n#mdaduran bir erkekle kar #la#yordum. Bu genç adam vücuduna hiçbir boya sürmemiti ve hiçbir süs takmam#t#. $lk bak #ta Osiris'e nekadar benzedi'ini görünce içim c#z etti."Daha ileri... gitme..."Sesi yumuak ve heyecanl#yd#. Uzun, çok uzun zaman öncesevdi'im sese benziyordu. Genç adama dikkatle bakt#m. En fazlaon alt# yaz görmü olmal#yd#.

"Neden daha ileri gitmeyeyim?" diye sordum ona ve içimdekiheyecan beni a#rtt#."Ben... Kad#nlar #n nereye gitti'ini görmesen daha iyi olur. Onlar...ölüleri almaya gittiler!""Hangi ölüler?" diye sordum ak #nl#kla. Onun benden ne kadarçekindi'ini ve benimle konuabilmek için ne büyük çabaharcad#'#n# rahatl#kla görebiliyordum. Benden iki ba kadar daha





k #sayd#, fakat biraz daha yüksek bir yerde durdu'u için, birbirimizin gözlerinin içine bakabiliyorduk. Bir an için

kollar #ndaki ve bacaklanndaki kal#n kaslar # izledim. Güçlü birisiydiama ayn# zamanda alçakgönüllü ve sayg#l#. Gaia'n#n tepe-ehrininerkekleri hakk #nda söylediklerini hat#rlad#m ve bu aa'#laman#nsebebini bir türlü anlayamad#m.445"Hangi ölüler?" diye sordum bir daha. Asl#nda onun b nedenengellemek istedi'i umurumda bile de'ildi. Sade onun biraz dahakonumas#n# sa'lamaya çal##yordum."Bu y#l#n ölülerini..."Kalar #m# kald#rd#m ve bo gözlerle ona bakt#m."Akbabalar Meydan#'ndan" dedi delikanl#. "Bunu bilmiyormusun?"Hay#r anlam#nda ba#m# sallad#m. Bu âna kadar ne Gaia, ne de baka bir kad#n, ehrin ölülerinin nereye ve nas#l gömüldü'ükonusunda hiçbir ey söylememiti.

"Sen... $nanna's#n" dedi biraz daha cesaret kazanm# olan delikanl#,"beyaz tanr #ça...""Evet" diye ba#m# e'dim ve gülümsedim "Ya sen kimsin?""Enkimdu, Gaia'n#n ikinci o'lu."Delikanl# houma gitmiti. Hatta çok houma gitmiti. Yukar # bakarak gökyüzündeki erkek kardeime göz k #rpt#m. Fakat bir bulut güne tanr #s#n#n yüzünü karartt#."Defol buradan, seni gidi yer solucan#!" diye ba'#rd# bir an sonra

baka bir ses. "Bu tanr #sal kad#n senin gibi bir yaban otuay#klay#c#s#n# seçecek de'il ya! O ancak benimle birlikte olabilir!Benimle! Çobanlar #n tanr #s#, gelmi geçmi en iyi avc#, gerçek birtanr #n#n o'lu olan Tammuz'la!"Sesin geldi'i yöne do'ru bakt#m. Üzerine bir leopar postu atm# olan genç bir adam çal#l#klar #n aras#ndan ç#kt# ve büyük birazametle bize do'ru yürümeye balad#. Bu genç adam bana beni





kendi ehrinin kraliçesi ve tanr #ças# yapaca'#n# vaat edenG#lgame'i hat#rlatm#t#. Tammuz'un boynunda y#rt#c# hayvan

dilerinden yap#lma bir kolye vard#, sa' elinde ucu atetesertletirilmi üç ayak uzunlu'unda bir m#zrak ta#yordu. Geni kemerinde çakmakta#ndan yap#lma pek çok b#çak vard#. Düz vesiyah saçlar #n# bir deri parças#yla ensesinde toplam#t#-Ona bir hayalet görmü gibi bakt#m. Tammuz bu muydu?446*ia'n#n sürekli olarak hakaretler ya'd#rd#'# o'lu? Benim vahi ujfhayvan, çocuk yiyen bir canavar gibi tasavvur etti'im jam?Kar #mdaki güçlü-kuvvetli genç adam, Duka-kölgesindekiSeçilmi'lerin hayranl#k dolu bak #lar #n# bile üze-rir #detoplayabilirdi."Hay#r!" diye güldüm inanmaz bir tav#rla. "Tammuz senolamazs#n! Sen o de'ilsin!"Sözlerimi duyan delikanl# önce hafifçe irkildi, sonra da ma'rur ba#n# kald#rarak gözlerini bana dikti.

"Ben ehrin tüm kad#nlar #n#n ilkbahar bayram#nda birlikte olmay# arzulad#'# Tammuz'um! Çoban yerine avc# olmak istedi'im içinannem beni d#l#yor, fakat onun d##ndaki tüm kad#nlar evlerindekiate yerlerinde geceler boyunca güzel kokulu otlar yak #yor! Hepside beyaz kemiklerin beni kendileri için seçmesini istiyor...""Pek alçakgönüllü say#lmazs#n, de'il mi?" diye sözünü kestimalayc# bir ifadeyle.M#zra'#n# kald#rd# ve sivri ucunu Enkimdu'nun çenesinin bir kar #

alt#na yaklat#rd#. Yak ##kl# delikanl# utanm# ve korkmu görünüyordu."Neden onun bu küstahl#'#na kar # koymuyorsun?" diye sordumona. Enkimdu yavaça ba#n# sallad#."Çünkü onu tan#yorum" diye kar #l#k verdi. "Ona kar # koyacakolursam ilk i olarak bak #m#ndan benim sorumlu oldu'um tarlan#nalt#n# üstüne getirir, ekinleri hayvanlara çi'netir, kurban otlar #m#n





aras#na zehirli bitkiler yerletirir, sonra da uykuya dal# p dikkatetmedi'imi söyleyerek beni suçlar!"

"Bunu neden yaps#n ki?"Enkimdu ile olan kar #lamamda beni bir an için kaplayan büyününuçup gitti'ini hissettim."$lkbahar bayram#nda benim olman# istiyorum" dedi Tam-rnuzgeni bir gülümsemeyle. Az kals#n ard#na kadar aç#lan a'-447z#m# kapamay# unutacakt#m. *ak #nl#k ve inanamazl#k dolu hk #larla Tammuz'a bakmaya balad#m."Ciddi olamazs#n... Çatal Höyük'te ne zamandan beri bir er kek birey isteyebiliyor? Bunu ö'rendi'i zaman annenin ne diyece'initahmin...""Hiçbir ey ö'renmeyecek, çünkü ona hiçbir ey söylemeyeceksin!Elbette sen de, Enkimdu!"M#zra'#n#n sivri ucunu bir kez daha kardeine yöneltmiti."$ndir unu!" dedim sert bir sesle.

Tammuz bana bakt# ve sadece güldü."Pekâlâ Tammuz! Gaia'ya hiçbir ey söylemeyece'im! *imdiönümden çekil ve geçmeme izin ver!""Her zaman seni düündüm... Bir erkekle beraber oldu'u zamanakl#na gelen ilk eyin çocuk yapmak olmad#'# beyaz bir tanr #ça...Avlanmaya gitti'imiz zaman en az benim kadar h#zl# koabilen birsevgili, bir k #z arkada, bir kad#n...""Sen ne söyledi'inin fark #nda de'ilsin!"

"Ben ne istedi'imi çok iyi biliyorum! Fakat sen bir erke'in nedemek oldu'unu biliyor musun?" M#zra'#n# bana çevirdi ve ucuyla boynumdaki Tanr # Ta#'na dokundu."Senin hakk #nda çok ey biliyorum, $nanna! Geceler boyunca seninhakk #nda konuan kad#nlar #n anlatt#klar #n# dinledim. Senin göbekdeli'in yok ve kad#nlar ne bir annen, ne de bir baban olmad#'#n#





söylüyorlar. Hatta senin diilik organ#n#n karad#'#ndan ve içine birerkeklik organ# alabilece'inden bile kukulular..."

"Bu do'ru de'il! Zaten bu sizi ilgilendirmez! Ne kad#nlar #, ne deseni..."Kendimi savunmam gereken bir konuma dütü'üm için kendimek #z#yordum. Bu kendini bilmez delikanl#yla neden konuuyordumki?"B#rak geçeyim!"448Tammuz s#r #tmaya devam ederek ba#n# sallad#. "Geri geliyorlar"dedi sonra. "Kemiklerin tak #rt#s#n# iitiyor musun? Seni az, önce büyücünün kötü ruhlardan ar #nd#rd#'# bu yol üzerinde görürlersehiç iyi olmaz.". Son derece garip bir durumda oldu'umu biliyordum. Tammuz ad# verilen bu utanmaza boyun e'mek istemiyordum, fakat ÇatalHöyük'te hüküm süren örf ve adetler hakk #nda ne biliyordum ki? Nitekim mant#'#n a'#r basmas# uzun sürmedi. Hiçbir eyden

korkmad#'#m# ona ispatlaman#n ne anlam# vard#? Tammuz birmüddet daha s#r #tmaya devam etti, sonra dudaklar # bir öpücükgönderircesine büzüldü. Hemen sonra da çal#lar #n aras#na dalarakgözden kayboldu. Kad#nlar #n "chicka-chacka"lar # giderekyakla#yordu."Dikkat et, tanr #ça!" dedi Enkimdu alçak sesle. "*imdi gerçekten dedikkatli olmal#s#n! Yaad#'#m müddetçe sana hizmet edece'im.Ben de en az onun kadar kuvvetliyim, fakat o istedi'i bir eyi

daima elde eder!449DÜNDEN VEDALA*MABilmedi'im ve aç#klayamad#'#m bir sebepten ötürü, bu iki gençadam#n uyar #lar #n# dikkate ald#m. Enkimdu da kardei kadar çabuk bir ekilde ortadan kaybolmutu. Muhtemelen kad#nlar gelmeden





önce evlerin yanma gitmeye çal#acak-| lard#. Ben de gereksiz bir riske at#lmay# uygun

f görmedi'im için arkam# döndüm ve geldi'im yolda yürümeye balad#m. Çatal Höyük'e ulamak üzereyken, ans#z#n kar #mda birçocuk grubu gördüm. Güvenli bir mesafede durmak kouluyla,nehrin k #y#s#na inmi iki genç yaban bo'as#n#n etraf #nda hoplay# pz# pl#yorlard#. Ayn# anda vahi hayvanlar #n k #sa bir zaman zarf #ndaikinci kez tepe-ehrinin yak #nlar #na kadar gelmeye cüret ettiklerinifark ettim. O zamana kadar neyin eksikli'ini hissetti'imi de ancakimdi fark ediyordum. Ren avc#lar # hayvanlarla çok yak #n ilikileriçindeydi, Lepeno bal#kç#lar # da bir ölçüde öyle, fakat burayageldi'imden bu yana evlerle nehir aras#nda avc#lar #n getirdi'i ölügeyikten baka büyük bir hayvan görememitim. Sonra akl#mayaban keçileri ve ölüler tarlas#n#n üzerindeki akbabalar geldi. OnlarÇatal Höyük insanlar #n#n yaamlar #na elik ediyorlard#, fakat O'ulKurt ve Dii Kurt gibi gerçek birer yolda de'ildiler.Gaia'n#n evinin duvarlar #nda as#l# olan bo'a balar #n# düündüm.

Çok uzun zaman önce ehrin saldnleri ile s#'#rlar aras#ndaneredeyse kutsal denilebilecek bir iliki bulunmu olmal#yd#! *imdide insanlara yaklamaktan ürkmeyen iki bo'a görüyor-450cHum. Bunun yaklaan ilkbahar bayram#yla bir ilikisi olabilirmiydi? Yoksa kurtlar #n -benim kurtlar #m#n- ortaya ç#k ## kimseninyaamad#'# geni düzlüklerde baka hayvanlar #n varl#'#na m# iaret

ediyordu?Kendi kendime gülümsedim, derin bir nefes ald#m ve h#zl# ad#mlarla nehrin kenar #ndaki yamac# t#rmand#m. Sonra da onlar # gördüm: Çeitli hayvan gruplar # ürkek ad#mlarla orman#nkenar #ndan ehre do'ru yakla#yordu. Elimi gözlerimin üzerinesiper ederek bakt#'#m zaman inekler, koyunlar, yaban eekleri ve





küçük yaban domuzlar # fark ettim. Fakat görünüe göre buhayvanlar ehre do'ru de'il, do'ruca benim üzerime geliyorlard#.

K #sa bir duraksama ân#ndan sonra, ben de onlara do'ru yürümeye balad#m. Bu arada ehrin kad#nlar # bütün bir y#l#n ölülerininkemiklerini ta#yarak nehir boyunca ehre do'ru yürümeye devamediyorlard#. Dikkatle etraf #ma bak #nmama ra'men, onlar # göremedim. Sadece geni kanatlar #n# açarak havada süzülenakbabalar, bana onlar #n nerede oldu'unu iaret ediyorlard#.Ormana do'ru yürümeye devam ettim. Evet, tam düündü'ümgibiydi. Hayvanlar bana geliyordu... tümü bana geliyordu!Yanaklar #mdan aa'# yalar süzülüyordu ve bunun neden böyleoldu'unu, bu hayvanlar #n nereden geldi'ini bilmek istemiyordum.Hayvanlar beni tan#yor, benim bir tanr #ça oldu'umuhissediyorlard#.Birkaç küçük o'lak kuca'#ma do'ru s#çramaya balam#t#. Onlar #nüzerine do'ru e'ildim ve boynuzlar #n#n aras#n# ok ad#m. Uzunsakall# iki teke yan#ma yaklaarak bacaklar #m# koklamaya

balad#lar. S#rtlar #n# ok ad#'#m zaman kuyruklar # sevinçle havayadikildi. Sonra yar #m düzine kadar küçük, tombul domuz, sevinçlihomurtular ç#kartarak yan#ma yaklat#lar. Üç ma'rur yaban ee'iönümde aha kalkm#t#. Sanki beni tan#d#klar #n# belli etmekistiyorlard#.451Yan#ma yaklamaya çal#an hayvanlar etraf #m# çevrelemi*-Birsüre sonra kurtlar belirdi'i zaman heyecanla g#daklayan ya ban

tavuklar #, kanat ç#rpan yaban ördekleri, hatta heyecanl# he yecanl# gaklayan yaban kazlar # bile ürküp korkmad#lar. Sekjz yüzy#l kadarönce Tuna Nehri'nin üstündeki kaya teras#nda #?e_ çirdi'im oola'anüstü yaz mevsiminde onlara verdi'im sözlerin hâlâ geçerlioldu'unu art#k çok iyi biliyordum!Ak am olmutu. Hayvanlarla vedalat#ktan sonra mutlulukla doluolarak kad#nlar ehrine geri döndüm. S#'#rlar #n, keçilerin,





koyunlar #n ve yaban tavuklar #n#n bir k #sm# beni takip etti. Geridönüümü ehre erkeklerin yapt#'# gibi ç#lg#nca hayk #r #larla de'il,

bir zamanlar iç sarayda söylenen çok eski bir ark #yla belirtmeyitercih ettim. Bu ark # çoktan yitip gitmi eski bir zamandan sözediyordu. $nsanlarla hayvanlar #n birbirleriyle konuabildi'i çokeski bir zamandan...Çatal Höyük kad#nlar # korkuyla yolumdan çekiliyordu. Çocuklarise bana do'ru gelmeye balam#lard#. Benim ve hayvanlar #netraf #n# çevirdiler, karanl#kta iki büklüm yürüyerek s#'#rlar #n,keçilerin, koyunlar #n ve yaban tavuklar #n#n seslerini taklit etmeyeçal#t#lar. Nehirle evler aras#ndaki büyük meydanda gürültülü, fakatneeli bir alay eklinde ilerliyorduk.Erkeklerden bir k #sm# meydan#n etraf #na çukurlar kazmaklameguldüler. Yeni kaz#lm# topra'#n üzerine üüerek heyecanl# gaklamalarla solucan arayan yaban tavuklar #n#n kanatç#rp#lar #ndan ürkerek geriye çekildiler. Büyük bir saz sepeti tersçevirerek üzerine oturdum, bacaklar #m# öne uzatt#m ve p#r #l p#r #l bir

yüzle etraf #ma bak #nd#m.Gaia karanl#k bir f #rt#na bulutu gibi üzerime geliyordu."Bu da neyin nesi!" diye kükredi bana bakarak. "Tüm bir y#l#nölülerini keçilerin melemeleriyle rahats#z m# etmek istiyorsun? Bu bir tanr #çaya yara#r bir davran# m#?"452r"Benden ne istedi'ini anlam#yorum" diye kar #l#k verdim ona. "Bu

hayvanlar benim yoldalar #m. Onlar #n hasretini çok uzun zamand#rçekiyordum.""Burada hayvanlara yer yok! Yoksa zorlukla biriktirdi'imiz hereyi yemelerini mi istiyorsun?""Buradakiler hepimize yeter!""Ya tarlalar #m#z?"





"Size tarlalar #n#zdan daha fazla verim almay#, daha büyük baaklaryetitirmeyi ö'retece'im."

"Bunu nereden bileceksin ki?""Ans#z#n her eyi hat#rlad#m" diye kar #l#k verdim gülümsemeyedevam ederek."Kular taneleri yerse, keçiler, koyunlar, s#'#rlar ve domuzlar tümyeilli'i yok ederse, senin büyülerinin ne faydas# olur ki?""Kurtlar böyle bir eyin olmamas#n# sa'layacaklar!""Kurtlar m#? Kurtlar m# dedin? Kurtlar önce küçük çocuklara,sonra da kuzulara sald#racaklard#r!"Enkimdu'nun Gaia'n#n arkas#na dikildi'ini gördüm. Fark ettirmeden ba#yla bana iaret etti."O halde erkekler de kurtlara dikkat etmeli" diye kar #l#k verdim.Gaia yumruklar #n# s#kt# ve yere tükürdü."Amma da aptalca sözler!" diye ba'#rd# öfkeyle. "Senden b#kt#mart#k! Arkamdan ne iler çevirdi'ini bilmedi'imi mi san#yorsun?Biz kad#nlar matem içinde ölülerin kemiklerini buraya getirirken

sen önce Enkimdu'yla, sonra da Tammuz'la fingirde-din!""Evet, hakk #n var" diye kar #l#k verdim. "Gerçekten de nehirdeo'ullar #nla kar #lat#m. Fakat onlar #n hayvanlarla bir ilgisi yok.""O'ullar #m olacak o tembeller hayvanlar # avlayamayacak kadarüengeç olduklar # için, onlar # buraya sen getirdin! Aran#zdaanlat#n#z! Sen orman#n hayvanlar #n# buraya getirecektin,453onlar da seni ehrimizin tanr #ças# ilan edeceklerdi... Öyle de&ji

mi?""Hay#r, öyle de'il.""Aman, bo versene! Senin neye ulamak istedi'ini bilmedi'imizimi san#yorsun? Daha buraya duman ve ateten oluan bir bulutunüzerinde geldi'im gün, senin hakk #nda bilgi toplamalar # için k #zkardelerimin en ak #ll#lar #n# görevlendirdim. Güneydeki vedo'udaki tüm da'lar # dolat#lar. Göçebelere hediyeler vererek,







Kimse bana dikkat etmiyordu. Ben ise oradan oraya dolan#yor veinsanlar #n kad#nlar ehrinde hangi kurallara göre yaad#klar #n#

ö'renmeye çal##yordum. Bu kurallar bana LepenoBurgac#'ndakilerden çok daha karma#k geliyordu. Erkeklerden baz#lar # ormana gönderilmiti. Gidenler bir müddet sonradallar #ndan annd#r #lm# genç a'aç kütükleriyle geri döndüler. Sonrada nehirler evler aras#ndaki meydan#n tam ortas#na büyük bir iskelekurmaya balad#lar. Ne ie yarayaca'#n# bilemedi'im bu iskeleyi bir müddet inceledikten sonra, merdivenler ve basamaklaryard#m#yla bana tahsis edilen eve ç#kmaya balad#m.Yar # karanl#kta henüz ilk basamaklar # t#rmanmaya balam#t#m ki,evimde birden çok kad#n#n bulundu'unu fark ettim. Merdiveninson basamaklar #n# da t#rmanarak ak #nl#kla etraf #ma bak #nd#m."Burada ne yap#yorsunuz? Buras# benim evim!"Sonra da genç kad#nlar #n ne yapt#klar #n# anlad#m. D# görünü olarak benden çok daha genç, fakat çok daha sa'lam bir vücutyap#lar # vard#. Bir süre sonra onlar #n da Gaia ve köyün di'er

anneleri gibi ya' ba'layacaklar #n# hiç kimse düünemezdi.Odamdaki be k #z#n ellerinde ve etrafa nee saçan yüzlerinde beyaz balç#k izleri vard#."Kemikleri getirdik" diye kar #l#k verdi içlerinden biri. Ad# Rheaolan bu k #z, Gaia'n#n en büyük k #z#yd#. Onunla imdiye455dek sadece bir kez konumu olmama ra'men, ondan oldukholan#yordum.

"Hangi kemikler?" diye sordum hiçbir ey anlamadan."Enkimdu'nun atalar # olarak kabul edilen tüm erkeklerin kemikleri" diye aç#klad# Rhea. Odan#n ortas#na giderek eski bir geyikderisini kenara çekti. Yerden bir toz bulutu yükselmiti Öksürerekellerimle a'z#m# kapad#m. Batmakta olan günein odaya düen son##nlar # alt#nda yerde karmakar ##k bir y#&ln halinde yatan kemik,kafatas# ve çene parçalar #n# gördüm.





"Bu da nesi! diye ba'#rd#m öfkeyle. Bunlar # benim evime getirmekakl#n#za nereden geldi?"

"Sadece üç, bilemedin dört erke'in kemikleri" diye kar #l#k verdiRhea. "Geri kalanlar #n# Gaia kendisine saklad#."Pekâlâ" diyerek içimi çektim. "Hiç olmazsa bu kemikleri neyapaca'#m# söyleyin bana.""Onlar # senin için gömmek üzereydik...""Gömmek mi? Nereye?""Oraya!" dedi k #z ve yata'#m#n oldu'u yeri iaret etti. "Tümölülerin kemiklerinin kad#nlar #n yataklar #n#n alt#na gömüldü'ünü bilmiyor muydun?"Hay#r anlam#nda ba#m# sallad#m. Bu düünceden hiç ho-lanmam#t#m! Hay#r, kesinlikle hiç mi hiç houma gitmemiti!"$çimizden biri öldü'ü zaman onu akbabalara götürürüz" diyedevam etti Rhea hiçbir rahats#zl#k duymadan. "Kurban ateleri üçgün boyunca yanar. Sonra içinde ölü evinde yaayan kad#nlar #ngözya#, tükürük, ter, kan ve benzeri vücut s#v#lar #n#n bulundu'u kil

bir testiyi tarlaya yerletiririz. Kad#n, erkek, çocuk ya da ölü do'an bir bebek - akbaba tarlas#nda hepimiz eitiz!"Tiksintimi gizlemekte güçlük çekiyordum."Sonra ilkbahar bayramlar #nda kemikleri geri getirip evlerinize migömüyorsunuz?" diye sordum güçlüide. "E'er öyleyse evleriniçinde oldukça fazla say#da kemik y#'#lm# olmal#."456"Her y#l#n tüm ölülerinin kemikleri evlerimizde gömülü" diyerek

ba#n# sallad# Rhea. "Ve o y#l#n ar #nd#r #lmas# için, içine ölü ,jjrenevin iç ve d# duvarlar # beyaz balç#kla s#van#r. Bu evin duvarlar # pek çok kat balç#kla kapl#.""Hay#r!" diye ba'#rd#m ve geri çekildim."Bu ev ehrin ilk eviydi. Yata'#n ne kadar yüksek oldu'unugörmüyor musun? Burada yaayan son kad#n kendisine ikinci bir





yatak haz#rlam#t# ve o zamandan beri buraya ard#ndan kil bir testiyerletirecek birileri olmayan erkeklerin kemikleri gömülüyor."

Art#k anlamaya bal#yordum. Bana tepe-ehrinin en üstündeki evinverilmesini ta ba#ndan beri hayretle kar #lam#t#m. Oysa bu bireref, bir ayr #cal#k de'ildi, $nanna! Çatal Höyük'te yaayan hiçbirkad#nla akrabal#'#n# kan#tlayamayan bir yabanc#y# utanc#ndankurtaracak bir çözümdü sadece!Evet, kad#nlar bana aralar #nda yaama izni vermilerdi. Fakaterefime ne bir tap#nak yapm#lard#, ne de bir sunak! Arkalar #ndana'layacak anneleri olmayan ölülerin evini uygun bulmulard# banasadece! Genç k #zlar #n yüzlerine bakt#m. Yüzüme öylesine mutlu veneeli bir ifadeyle bak #yorlard# ki, onlarla birlikte gülmeye balamadan önce sadece derin bir iç çekebildim."Bana ne yapabilece'imi söyleyin" dedim onlara. "Geleneklerinemretti'i ekilde size yard#mc# olmak istiyorum.""Hay#r, hay#r" dedi bana her eyi aç#klayan genç k #z çabucak."Hiçbir ey yapmana gerek yok! Kendine zarar verecek ilerden

sak #nmal#, #rma'a gidip bol bol yüzmeli ve yemek yemelisin! Üçgün sonra her ey haz#r olacak!"Di'er k #zlar elleriyle a'#zlar #n# kapat# p k #k #rdad#lar."Yani bana buradan gitmemi mi söylüyorsunuz?"K #zlar hep birlikte balar #n# sallad#lar. Bir an için ba#m# e'erekkemikleri, duvarlar #, yeni kaz#lm# mezar çukurunu ve tavandakiyeni saz demetlerini inceledim.457

"Buras# güzel bir ev" dedi k #z. "Bu güzel ev sadece sana v kocanEnkimdu'ya ait olacak..."K #zlar #n bana söylediklerini yaparak nehre gittim, uzun uzunyüzdüm, tepe-ehrinin epey ötesinde otlar #n üzerine uzand#m vegüne ##nlar #n#n ç# plak vücudumu kurutmas#na izin verdim Birkaçkez göksel kardeime ak #l dan#may# bile geçirdim akl#mdan. Fakat





ba#m# kald#r # p gö'e bakt#'#m zaman, Utu kafamdaki sorular #nhiçbirine cevap vermedi.

Yumuak çimlerin üzerinde yat#yor ve uzun bir günün keyfiniç#kar #yordum. Bazen tüm bu gelimelerin kar #s#nda a#r # pkal#yordum. Enkimdu'nun beni kollar #n#n aras#na almas#na biritiraz#m yoktu. Hatta buna seviniyordum bile. Dudaklar #n#n bedenimde dolamas#n# ve dudaklar #m# öpmesini hayal ettikçezevkle gülüyordum. O bir kahraman, genç bir tanr #, beni eldeetmek için eytanlara kar # savaan, hatta m#zra'#n# gö'eyöneltmekten bile çekinmeyen bir savaç# de'ildi. O bulutlar #nard#ndan bakan, toprakta yeeren genç baaklan çi'nemektençekinmeyen, duygulu ve dürüst bir erkekti."Benim yumuak, sevgi dolu eim" f #s#lt#s# ç#kt# dudaklar #m#naras#ndan. O bana O'ul Kurt ve Dii Kurt gibi, orman#n ve bozk #r #nhayvanlar # gibi, sad#k bir hizmetkâr olacakt#. Kendisindenistediklerimi yerine getirecek, beni sevecek, sayacak ve de'erverecekti. Mutluydum. Enkimdu benim uzun yolumun hedefiydi,

kad#nlar ehri yeni yuvamd#. Nihayet sadece benim için var olmakisteyen, kendisine ihtiyaç duydu'um zaman daima yan#mda olan,tüm arzular #m# dudaklar #mdan okuyan, ruhum ve vücudum haz#roldu'u zaman bana çoculdar arma'an edecek olan bir erkek bulmutum."Baka ne isteyebiliyorsun ki, $nanna?"Kalar #m# kald#rd#m, gülümsedim ve otlar #n aras#nda uzun uzungerindim. Her ey o kadar basitti ki! Zihnimdeki o a'#r ve

458\ jarnan zaman ac# veren düüncelerin hepsi yok olmutu.Be'endi'im ve ilk bak #ta sevdi'im bir erke'e sahip olacakt#m.$çimdeki o bir nebze hayal k #r #kl#'# bile tüm dünyay# ola'anüstü vegüzel bulmam# engelleyemiyordu.





Ba#m#n üzerinde uçuan kular # izledim ve ö'leden sonra onlar #nark #lar #n# dinleyerek uyuyakald#m. Rüyamda tepe-ehrindeki

kad#nlar #n yak ##kl# kocam# nas#l k #skand#klar #n#, ben ma'rur biredayla nehre do'ru yürürken Enkimdu'nun eyalar #m# ta#yarakard#mdan nas#l geldi'ini, kad#nlar #n aralar #nda sayg#yla nas#lfis#ldat#klar #n# gördüm: "$te beyaz tanr #ça ve yak ##kl# kocas#...$nanna ehrimizin, topraklar #m#z#n ve uzaklardaki da'lara kadaruzanan orman#n tanr #ças# olacak!"Çok uzaklardan gelen kad#nlar ve erkekler bana hediyelergetirecek, kendi ehirlerinde yaamam, ak #n tanr #ças#, barahi-besive kraliçesi olmam için bana yalvaracaklard#. Ans#z#n erkekkardeim güne tanr #s# Utu'nun yukar #dan bana bakarak gülüm-sedi'ini hissettim."Evet, genç tanr #ça!" diye f #s#ldad# bana sanki beni çok uzun birsüreden beri tan#rm# gibi. "Olgunlat#'# zaman keten bitkisinin nekadar güzel görünece'ini anlayabiliyor musun art#k? Senin içi hasatyapacak ve ürünü sana getirece'im. Dü'ün gecen için yeni, p#r #l

p#r #l bir parça ketene ihtiyac#n var!""O kadar çok ey biliyorsun ki, benim büyük kardeim" diye içimiçektim mutlulukla. "Fakat bana vermek istedi'in keten ne iimeyarayacak? Tan#d#'#m hiç kimse onun nas#l taranaca'#n# bilmiyor!""Onu sana taranm# olarak getirece'im, küçük k #z kardeim!""Çok güzel, kardeim! Fakat söyledi'in gibi keteni bana taranm# olarak getirsen bile, onu kim e'irecek?""Onu sana e'rilmi olarak getirece'im."

"Onu kim dokuyacak?"459"Onu sana dokunmu olarak getirece'im." >"Onu kim beyazlatacak?""Onu sana beyazlat#lm# olarak getirece'im.""Tüm sorular #ma verecek bir cevab#n#n olmas# ne kadar o-zel"dedim rahatlam# bir ekilde. Buna ra'men bir soru hâl" cevaps#z





kalm#t#. Asl#nda Utu'ya yapt#'#m tüm itirazlarda h sorununcevab#n# almak istiyordum. K #sa bir tereddüt ân#ndan sonra Utu'ya

do'ruca u soruyu yönelttim: "Bana en güzel ve en beyaz keten bezini getirsen bile, onu benimle kim paylaacak?""Kocan elbette...""Bu kim olacak?""Bereketli bir kad#ndan do'mu olan biri! Bu adam görkemli biryatakta dü'ün ad#n# verdi'in o zaman# seninle birlikte geçirmeküzere çok, ama çok önceden seçildi...""Kim oldu'unu bildi'in bu adam#n ismi nedir, Utu?""Bunu bilmiyor musun? Tabii ki Çoban Dumuzi! Yumuak keten bezini seninle o paylaacak...""Hay#r!" diye ba'#rd#m korkuyla. "Benim kalbimin daha h#zl# çarpmas#na neden olan adam elinde bir çapa ta#yor, sivri birm#zrak de'il! Benim seçti'im adam bir avc# ve çoban de'il, birçiftçi olmal#! Güçlü kardeim günein her y#l büyüttü'ü ekinleriseven ve onlar # doldurmak için depolar yapan bir toprak adam#!"

"K #z kardeim, neden böyle düünüyorsun? Tammuz sana çok dahauygun bir koca! O imdi bir avc#, fakat ona koyunlara nas#l bak #laca'#n# ö'retirsen, pek yak #nda bir çoban da olacakt#r. Her y#lsana bol bol süt, en iyisinden kaymak verecektir. Ve yapt#'# bir ii,en iyi ekilde yapar. Tammuz'la evlen, $nanna!""Ama ben onu istemiyorum ki! Bir koyun çoban#ylaevlenmeyece'im! Çobanlar #n yün elbiseleri hem çok serttir, hem deçok kötü kokar! Ben tarlalar #n ve bereketli topra'#n adam#n# is-

460F ¦;. .(iyorum. O benim için hem keten yetitirir, hem de soframasoyabilece'im her türlü tah#l ve sebzeyi..."Ans#z#n Utu'nun önünden bir gölge geçti. Ayn# anda bir gü-vercininku'urdamas#n# iittim. Günee bakarak gözlerimi k #rp#t#rd#m ve





do'ruldum. Beyaz bir güvercin, az ilerideki elbiseleriminceplerindeki birkaç tohum tanesini gagal#yordu.

Çok eski zamanlardan beri saf ve masum ruhun sembolü olangüvercinin beni bilerek mi, yoksa tesadüfen mi uyand#rd#'#n#nfark #nda de'ildim. Bir an için elimde olmadan Morga-na'y# düündüm. Beyaz güvercin son bir taneyi de yedikten sonrakanatlar #n# açarak havaland#. Onun önce güneye do'ru yöneldi'ini,sonra geri dönüp ba#m#n üzerinde bir kez uçtu'unu, sonra datekrar ayn# yöne uçtu'unu gördüm.Güneydeki gri par #lt#lar saçan da'lar #n ard#nda bir yerlerdeAkdeniz bulunmal#yd#. Daha da güneyde Nil sulan bu denizedökülüyordu. Bu güvercin da'lar #n ve denizlerin üzerinden Amon-Ra'n#n eski kolonisine kadar uçabilir miydi? Birden tüm bunlar #n uanda akl#ma gelmesinin sebebini düünmeye balad#m. Ayn# andagö'sümdeki Tanr # Ta#'ndan ho bir s#cakl#'#n yay#lmaya balad#'#n# hissettim. Neler oluyordu?

Ans#z#n bu gündüz düümün her ân#n# sadece beyaz güvercin ileUtu taraf #ndan de'il, di'er tanr #lar #n tümü taraf #ndan da batansona dikkatle izlendi'i duygusuna kap#ld#m. Ba#m# sallayarak birmüddet bat#daki ormana dek uzanan çay#r #n yemyeil otlar #na bakt#m. Sonra aya'a kalkt#m ve nehir k #y#s# boyunca yürüyerekkad#nlar ehrine geri döndüm. Gördü'üm rüya beni bir müddetdaha megul etti, ta ki bu konuda çok fazla kafa yordu'umudüününceye kadar. Ben bu kad#nlarla yaamak, hem içlerinden

biri, hem de tanr #çalar # olmak istiyordum. Elimdeki hazine iseonlara yava yava verece'im yüz yetenekten ibaretti.461Baka dülere ihtiyac#m yoktu art#k. Art#k ne Atlantis'i, rm detufandan önce ilk erkekler dünyas#n# yaratan o kibirli kralla, vetanr #lar # hat#rlamak istiyordum. Bunlar çoktan geçmiinkaranl#klar #na gömülmütü. Arad#'#m eyi bulmam tam iki bin





y#l#m# alm#t#. Kad#nlar ehri benim yeni evimdi. Buradatanr #lardan ve Cro-Magnon deneyinden çok daha eski hat#ralar

hüküm sürüyordu.$lkbahar bayram#n#n balayaca'# gün çok çabuk geldi. Tüm evlerindamlar # gülücükler saçan kad#n ve k #zlarla doluydu. Evlerle nehiraras#ndaki meydan#n tam ortas#na günete piirilmi tu'lalardanyap#lma yeni bir ev ina edilmi, etraf # ise çok say#da çemberleçevrelenmiti. Son birkaç gündür erkeklerden bir k #sm# nehrink #y#s#ndaki killi topra'# kal# plara dökerek bunlar # günete kurutmu ve k #sa zaman zarf #nda duvarlar #nda küçük bir pencere deli'i vedüz dam#nda ayn# ekilde küçük bir delik bulunan bu evi inaetmilerdi.Bu evin ne ie yarayaca'#n# köyün kad#nlar #na ve k #zlar #na birkaçkez sormu olmama ra'men, bana sadece gülerek cevapvermilerdi...Bayramdan bir önceki günün ak am# Gaia yan#ma gelmi veinleyerek evimin dam#n#n yan#na oturmutu. Birkaç gündür

birbirimizle konumuyorduk ve bunun sebebini ikimiz de çok iyi biliyorduk."Bazen biraz kabalat#'#m için kusura bakmamaks#n" dedi Gaia bana bakmadan. Ben de ona bakmak yerine aa'#daki nehriseyretmeyi tercih ediyordum. "Uzun uzun düündüm" diyesözlerine devam etti kad#n. "Belki de gelecekte yabanc# erkeklerikabul etmesek daha iyi olur. Elimizdeki malzemenin ne oldu'unu biliyoruz, fakat gelecek olan# bilemeyiz. Do'udaki ormanlarda

giderek daha garip gruplar dolamaya balad#. Hatta bu erkeklerin baz#lar # senin gibi mavi gözlere sahip!"462"*ehrin tehlikede oldu'unu düünüyor musun?" diye sordum ona."Bu y#l de'il. Fakat bu ekilde büyümeye devam edersek,Önümüzdeki y#llarda kendimizi ya'mac# gruplara kar # korumam#zgerekebilir. Söylenene göre art#k göçebelerin baz#lar #n#n kendileri





avlanm#yormu. Bunun yerine avdan dönen avc#lar # bekleyip,onlar # avl#yorlarm#. Anl#yorsun, de'il mi?"

Hem de nas#l anl#yordum! Görünüe göre tufan#n kaosundankurtulabilenler sadece eski tanr #lar #n büyük ve iyi hat#ralar # de'ildi.K #skançl#k, kötü niyet ve açgözlülük yüz tanr #sal ME'ye ait de'ildi.Yoksa... öyle miydiler?"Niyetin nedir?" diye sordum ona. "Erkeklerin art#k sürekli olarakevlerde oturmalar #n# m# istiyorsun?"Gaia erkekleri hor görürcesine güldü ve yere tükürdü. "Böyle birey düündü'üm yok! Fakat belki kar # tarafta, nehrin öteyakas#nda, kendileri için bizimkine benzer bir ehir ina edebilirler.Bu ekilde hem yak #n#m#zdan ayr #lmazlar, hem de bizi rahats#zetmeyecek kadar uza'#m#zda kal#rlar."Kendi kendime Gaia'n#n neden tam da imdi bu sorunlar üzerindekafa yordu'unu düündüm. Kutsal dü'ün sonras#n# m# planlamaya balam#t# acaba?"Enkimdu'yla biraz sohbet edebilmeyi çok isterdim" dedim

Gaia'ya. "Onu biraz daha iyi tan#may# çok isterdim, çünküyak #nda... demek istiyorum ki...""Asl#nda böyle bir gelene'imiz yok!" diye sözümü kesti Gaia."Fakat madem bu kadar çok istiyorsun, kocan# yan#nagönderece'im."Dudaklar #nda s#r dolu bir gülümsemeyle bir sonraki damdan aa'# kayd#. Ben de günein alt#nda oturmaya ve insanlar #n yeni evi yeildallarla süslemelerini izlemeye devam ettim. Tüm yollar çal#

süpürgeleriyle süpürülüyordu. Bu yollardan bir tanesi yeni evinönünden bal#yor ve nehrin k #y#s#ndaki yüksek bir tahta y#'#n#nakadar uzan#yordu.463Aa'#daki hararetli çal#may# ne kadar süreyle izledi'imi ^j.miyordum. Ucu atete yak #larak sertletirilmi bir m#zrak evi minkil tu'lalardan yap#lma duvar #na sapland#'# zaman irkiie rek





s#çrad#m. M#zrak ayaklar #m#n hemen dibinde sallan# p duruyordu.Sonra üzerime bir gölge dütü ve Tammuz gürültülü bir kahkahayla

yan#ma oturdu."Benden ne istiyorsun?" diye ba'#rd#m ona. "Seni buradaistemiyorum!""Bugünlerde hiç güzel bir rüya gördün mü?" diye sordu Tammuz bana geni bir gülümsemeyle. "Her eyi duydum... Uykundakonuurken a'z#ndan ç#kan her kelimeyi!""Buna nas#l cesaret edebilirsin!""Ben de otlar #n aras#nda, senin çok yak #n#na uzanm#t#m...""Defol buradan!" dedim ona b#çak kadar keskin bir sesle. "Derhal!"Tammuz ise sadece güldü ve m#zra'#n# evimin duvar #ndan çekti."Önce bana kardeimde holanacak ne buldu'unu söylemelisin!Ben bir tanr #n#n o'luyum! O sana kara toprak verirse, ben de sanakara yün verebilirim. O sana beyaz toprak verirse, ben de sana beyaz yün verebilirim. O sana ac# bira verirse, ben de sana tatl# sütverebilirim. O sana ekmek piirirse, ben de sana bal pete'i

verebilirim. Hatta sana daha fazlas#n# da söz verebilirim:$htiyac#mdan fazla olan tüm kayma'# Enkimdu'ya verece'im.$htiyac#mdan fazla olan sütü de o alabilir. O çiftçiyi unut art#k!Bende olmayan ne buluyorsun onda?"Aya'a f #rlayarak yumruklar #m# s#kt#m ve öfkeyle ona ba'#rd#m:"Sen kendini ne san#yorsun, koyun çoban#!" Ans#z#n akl#ma parlak bir fikir geldi. Onu ancak atalar #mdan söz ederek, yani onungururunu k #rarak buradan kovabilirdim. Ne bir anneye, ne de bir

babaya sahip olmamama ra'men, ben bir tanr #çayd#m! Bunu ona belli etmek istemedi'im için, akl#ma gelen464tüm tanr # ve tanr #çalar #n isimlerini bir bir saymaya balad#m. Oysaonun bunu yapmas#na imkân yoktu, çünkü atalar # hakk #nda bilgisahibi oldu'unu hiç sanm#yordum!





"Bir tanr #n#n o'lu oldu'unu söylüyorsun, öyle mi?" diye ba'#rd#mona. "Bunun ne anlama geldi'ini bile bilmiyorsun! Baban#n

annesinin kim oldu'unu biliyor musun? O ayn# zamanda benim deannemdi ve Ningal olmasayd# asla dünyaya gelemezdin!Büyükannem Ningikuga olmasayd# bozk #rda yolunu kaybederdin!Babam Nana olmasayd#, ba#n# sokaca'#n bir evin olmazd# vekardeim Utu olmasayd#..."Onu çok küçümsemitim! Onu gerçekten de fazlas#yla kü-çümsemitim! Gözlerindeki ars#z ##lt#y# görür görmez, onunsöylediklerimin tek kelimesine bile inanmad#'#n# anlam#t#m! Tamaksine... Bana kafa tutmaya karar vermiti."Pekâlâ, $nanna! Demek atalar #m#z# tart#mak istiyorsun! Sen bilirsin!" dedi s#r #tarak. "Benim babam Tanr # Enki'dir, t# pk # seninde oldu'u gibi! San#r #m annem Sirtur ayn# zamanda senin deannen. San#r #m k #z kardeim Getinanna ayn# zamanda senin dekardein. Daha fazlas#n# duymak ister misin, Çatal Höyüktanr #ças#?"

O kadar a#rm#t#m ki, ne yapmam gerekti'ine bir türlü kararveremiyordum. Kelimelerden oluan ##lt#l# k #l#çlarla birbirimizesald#rm#t#k ve sanki ikimiz de bundan zevk al#yorduk. Bu tür birdüelloya haz#rl#kl# de'ildim. Bir yandan beni tuza'a düürdü'ü içinona k #z#yor, di'er yandan da gözleri ve dudakla-nndaki ars#zgülümseyi beni büyülüyordu. Nas#l oldu'unu bilmiyordum amaona kar # olan tüm öfke ve k #zg#nl#'#m#n ilgiye dönütü'ünühissediyordum. $çten içe bu duyguyla mücadele etmeme ra'men,

art#k geri dönülmez bir yolda yürüdü'ümün fark #ndayd#m...Tammuz güldü ve ben de gülmek zorunda kald#m. Tammuz aln#n# k #r #t#rd# ve ben de aln#m# k #r #t#rd#m. Balang#çtan beri birlikteolmak istedi'im erke'in o oldu'unun fark #ndayd#m.465Tanr # Utu'ya yöneltti'im #srarl# sorular #n nedeni de bu de'il miydi?





"Tatl# süt ister misin?" diye sordu bana Tammuz ve belindekikemerden deri bir tulum ç#kard#.

"Hay#r" dedim ne yapaca'#m# bilmez bir halde. "Hay#r, imdide'il... Gaia'n#n yan#na gitmem gerekiyor..."Tammuz gülümseyerek bana bakmaya devam ediyordu. Bir süreonun yüzünü inceledim, sonra h#zla arkam# döndüm ve damlardanaa'# koarcas#na inmeye balad#m.Gaia beni bekliyordu. Evinin oturma odas#n#n tam ortas#na çökmü,oca'#n#n önündeki irili ufakl# bir sürü çanak çömlekle meguloluyordu. Ba#n# kald#r # p tasa bir an yüzüme bakt#. Buna ra'menonun dudaklar #nda beliren bir gülümsemeyi güçlükle bast#rd#'#n# fark ettim."Bunu biliyordun!" dedim ona kar # bir öfke duymadan.Merdivenin son basama'#ndan aa'# atlayarak onun yata'#naoturdum. "Evet, sen seçece'im erke'in Enkimdu de'il, Tammuzolaca'#n# en ba#ndan beri biliyordun!""Sana bunu anlatmaya çal#mad#m m#?" diye kar #l#k verdi Gaia.

"Bunu yapmak için her eyi denedi'imi kabul etmelisin...""Hakk #n var" dedim onu ba#mla onaylayarak."Fakat bo yere!" diye devam etti Gaia sözlerine. "*imdi sana bundan sonra ne yapman gerekti'ini söyleyece'im, çocu'um: Sen baban# tan#m#yorsun, bu nedenle bu genç adam bu andan itibarensenin baban#n yerini tutacak! Sen anneni tan#m#yorsun, bu nedenle bu genç adam bu andan itibaren senin annenin yerini tutacak! $yi bir koca, iyi bir e, hem annenin, hem de baban#n yerini tutar, aksi

takdirde hiçbir k #z ailesini bir erkek için terk etmezdi. Ona sadeceevinin kap#s#n# açmamal#s#n, k #z#m! Ayn# zamanda kalbininkap#s#n# da...""Seni anlayam#yorum" dedim ak #nl#kla ba#m# sallayarak. "Sizkad#nlar bu ehirde bambaka bir hayat sürdü'ünüze gö-466





re, nas#l olur da böyle konuabilirsin? Hiçbinniîjilenizin yan#ndanayr #lmad#n#z. Hatta çocuklar #n#z#n babas#n» kim oldu'u

umurunuzda bile de'il!""Bugüne kadar bu böyleydi" dedi Gaia ciddi bir sesle, "ve tepe-ehrinde gelecekte de böyle kalacak! Sen $k\ ehrimizin kraliçesiolabilece'ini düünüyordun, fakat bnart#k mümkün de'il. Bizde'iemeyiz. Fakat sana daha iyi bir öneri yapaca'#m: Sen veo'lum Tammuz, yeni bir balang#ç Rpm! Burada de'il ama, buradan mümkün oldu'unca uzak fcitferde. Rüyanda sazkulübelerle dolu bir yer gördü'ünü söyliiprdun. Oraya gidin ve birlikte rüyalar #ndaki ehri ina edin! J#opotamya'ya gidin ve hereyi eskilerden ve bizden daha iyi yapmaya çal##n! Tammuz kralolsun, sen de onun kalbinin, yata'#n#n ve ehrinin kraliçesi! *imdi beni iyi dinle! Seninle Tammuz aras#ndaki kutsal dü'ünün yeni biriaret olmas# için, i* neler yap#lmas# gerekti'ini söyleyece'im..."Gaia yan#ma bir y#'#n çanak çömlek koydu. S°nr;# yan odalardan birine girdi, karanl#kta bir eyler arad#, bi'5Üre sonra da elleri

kollan dolu oldu'u halde geri ç#kt#."Sana en de'erli hazinelerimi verece'im" d^ bana. "Bunlar #n birço'u bana annemden ve onun anneleri*" '«$di. Bu elbise vemücevherler art#k senin olacak. Bunlara kraliçenin elbiseleri.Hepsini al ve haz#rlan. Yar #n sabah gü** do'madan nehre gidipgüzelce y#kan, sonra da senin için harlad#'#m kokular # ve pomatlar # sürün. Elbiselerin içinden en Sözellerini seçerek üzerine giy.Ak am oldu'u zaman seni t>ü7Ük meydana ça'#raca'#m."

Uzun uzun Gaia'ya bakt#m. Bugün ikinci olar*!' Çatal Höyükinsanlar #n# çok, ama çok fazla küçümsedi'imi at#l#yordum. Gaia, bu iman ve ekilsiz kad#n, bir insan olrfi*lr #a ra'men, ölümsüztanr #lar #n birço'undan çok daha buyiJl* bir bilgeli'e sahipti!467Tanr # Utu'ya yöneltti'im #srarl# sorular #n nedeni de bu desn miydi?





"Tatl# süt ister misin?" diye sordu bana Tammuz ve belindekikemerden deri bir tulum ç#kard#.

"Hay#r" dedim ne yapaca'#m# bilmez bir halde. "Hay#r, jm. dide'il... Gaia'n#n yan#na gitmem gerekiyor..."Tammuz gülümseyerek bana bakmaya devam ediyordu. Bir süreonun yüzünü inceledim, sonra h#zla arkam# döndüm ve damlardanaa'# koarcas#na inmeye balad#m.Gaia beni bekliyordu. Evinin oturma odas#n#n tam ortas#na çökmü,oca'#n#n önündeki irili ufakl# bir sürü çanak çömlekle meguloluyordu. Ba#n# kald#r # p k #sa bir an yüzüme bakt#. Buna ra'menonun dudaklar #nda beliren bir gülümsemeyi güçlükle bast#rd#'#n# fark ettim."Bunu biliyordun!" dedim ona kar # bir öfke duymadan.Merdivenin son basama'#ndan aa'# atlayarak onun yata'#naoturdum. "Evet, sen seçece'im erke'in Enkimdu de'il, Tammuzolaca'#n# en ba#ndan beri biliyordun!""Sana bunu anlatmaya çal#mad#m m#?" diye kar #l#k verdi Gaia.

"Bunu yapmak için her eyi denedi'imi kabul etmelisin...""Hakk #n var" dedim onu ba#mla onaylayarak."Fakat bo yere!" diye devam etti Gaia sözlerine. "*imdi sana bundan sonra ne yapman gerekti'ini söyleyece'im, çocu'um: Sen baban# tan#m#yorsun, bu nedenle bu genç adam bu andan itibarensenin baban#n yerini tutacak! Sen anneni tan#m#yorsun, bu nedenle bu genç adam bu andan itibaren senin annenin yerini tutacak! $yi bir koca, iyi bir e, hem annenin, hem de baban#n yerini tutar, aksi

takdirde hiçbir k #z ailesini bir erkek için terk etmezdi. Ona sadeceevinin kap#s#n# açmamal#s#n, k #z#m! Ayn# zamanda kalbininkap#s#n# da...""Seni anlayam#yorum" dedim ak #nl#kla ba#m# sallayarak. "Sizkad#nlar bu ehirde bambaka bir hayat sürdü'ünüze gö-466





re, nas#l olur da böyle konuabilirsin? Hiçbiriniz ailenizin yan#ndanayr #lmad#n#z. Hatta çocuklar #n#z#n babas#n#n kim oldu'u

umurunuzda bile de'il!""Bugüne kadar bu böyleydi" dedi Gaia ciddi bir sesle, "ve tepe-ehrinde gelecekte de böyle kalacak! Sen belki ehrimizin kraliçesiolabilece'ini düünüyordun, fakat bu art#k mümkün de'il. Bizde'iemeyiz. Fakat sana daha iyi bir öneri yapaca'#m: Sen veo'lum Tammuz, yeni bir balang#ç yap#n! Burada de'il ama, buradan mümkün oldu'unca uzak bir yerde. Rüyanda sazkulübelerle dolu bir yer gördü'ünü söylüyordun. Oraya gidin ve birlikte rüyalar #ndaki ehri ina edin! Mezopotamya'ya gidin ve hereyi eskilerden ve bizden daha iyi yapmaya çal##n! Tammuz kralolsun, sen de onun kalbinin, yata'#n#n ve ehrinin kraliçesi! *imdi beni iyi dinle! Seninle Tammuz aras#ndaki kutsal dü'ünün yeni biriaret olmas# için, baka neler yap#lmas# gerekti'inisöyleyece'im..."Gaia yan#ma bir y#'#n çanak çömlek koydu. Sonra yan odalardan

birine girdi, karanl#kta bir eyler arad#, bir süre sonra da ellerikollar # dolu oldu'u halde geri ç#kt#."Sana en de'erli hazinelerimi verece'im" dedi bana. "Bunlar #n birço'u bana annemden ve onun annelerinden kald#. Bu elbise vemücevherler art#k senin olacak. Bunlar bir kraliçenin elbiseleri.Hepsini al ve haz#rlan. Yar #n sabah güne do'madan nehre gidipgüzelce y#kan, sonra da senin için haz#rlad#'#m kokular # ve pomatlar # sürün. Elbiselerin içinden en güzellerini seçerek üzerine

giy. Ak am oldu'u zaman seni büyük meydana ça'#raca'#m."Uzun uzun Gaia'ya bakt#m. Bugün ikinci olarak Çatal Höyükinsanlar #n# çok, ama çok fazla küçümsedi'imi anl#yordum. Gaia, buiman ve ekilsiz kad#n, bir insan olmas#na ra'men, ölümsüztanr #lar #n birço'undan çok daha büyük bir bilgeli'e sahipti!467"Balang#çtan beri yapt#'#n plan bu muydu?" diye sordum ona.





"Bu balang#çtan beri bütün kad#nlar #n en büyük dile'iydi" diyecevap verdi bana. "$lk kad#nla ilk erke'in kar #lat#'# \\^ günden

beri akta eit olmak..."Ans#z#n kendimi onun k #z kardei gibi hissettim ve kendimikuca'#na atarak ona s#k #, s#ms#k # sar #ld#m...468KUTSAL DÜ,ÜNGaia'n#n hediyelerini merdivenden merdivene, damdan dama kendievime ta#rken ak am olmutu. Karanl#k gökyüzündeki ay vey#ld#zlar bana yolumu gösteriyordu, fakat duygular #m vedüüncelerim tanr #lar #n bu iaretlerinde de'il, aksine ; Gaia'da,Tammuz'da ve giderek daha fazla sevmeye balad#'#m erkekle birlikte kendime yeni bir dünya kuraca'#m saz kulübelerdeydi.Kad#nlar ehrinden ayr #lmaktan dolay# içimde bir nebze olsunhüzün vard#. Bundan sonraki yaant#m# Çatal Höyük kad#nlar # aras#nda geçirece'im fikrine kendimi çok fazla kapt#rm#t#m. Fakat bu düünce bana art#k eskiden oldu'u kadar çekici gelmiyordu.

Bugüne kadar çok derin an#lar #mda sakl# olan büyüleyici bilinmezli'e do'ru Tammuz'la birlikte yol almak, benim için çokdaha ilginçti. Felaketten önce tanr #ça olarak görevlendirilmemin planland#'# büyük F#rat ve Dicle nehirleri aras#ndaki bereketlitopraklar #n, hayalimde canland#rd#'#m gibi olup olmad#'#n# çokmerak ediyordum. Oras# gerçekten bana bir cennet, bir Midgard, birOphir, bir Dilmun, bir Brasil olacak m#yd#?Tüm bu iaretlerde, ilikilerde, an#larda ve düüncelerde mistik bir

eyler oldu'unu düünüyordum. $çimde ve etraf #m-daki her eygizemli bir ekilde gerçekti ve gerçek de'ildi. Tüm duygular #m vehissettiklerim bana bir an için son derece basit, aç#k ve yal#n, birsonraki an ise karma#k ve içinden ç#k #lmaz geliyordu. Kendikendime insanlar #n da ayn# eyleri hisse-469





"Balang#çtan beri yapt#'#n plan bu muydu?" hu öna.' Ve S0ûm

"Bu balang#çtan beri bütün kad#nlar #n en büviilf h-i------, ,----- -t,,. ...j.-.. -.u. . - û^ c#ue'iydr,r #la»Ans#z#n kendimi onun k #z kardei gibi hissettimdiye cevap verdi bana. "$lk kad#nla ilk erke'in kar #l ^ günden beri akta eit olmak..." ® ilkkuca'#na atarak ona s#k #, s#ms#k # sar #ld#m...ve kendimi468KUTSAL DÜ,ÜNI •Gaia'n#n hediyelerini merdivenden merdivene, damdan dama kendievime ta#rken ak am olmutu. Karanl#k gökyüzündeki ay vey#ld#zlar bana yolumu gösteriyordu, fakat duygular #m vedüüncelerim tanr #lar #n bu iaretlerinde de'il, aksine Gaia'da,

Tammuz'da ve giderek daha fazla sevme-i ye balad#'#m erkekle birlikte kendime yeni bir dünya kuraca'#m saz kulübelerdeydi.Kad#nlar ehrinden ayr #lmaktan dolay# içimde bir nebze olsunhüzün vard#. Bundan sonraki yaant#m# Çatal Höyük kad#nlar # aras#nda geçirece'im fikrine kendimi çok fazla kapt#rm#t#m. Fakat bu düünce bana art#k eskiden oldu'u kadar çekici gelmiyordu.Bugüne kadar çok derin an#lar #mda sakl# olan büyüleyici bilinmezli'e do'ru Tammuz'la birlikte yol almak, benim için çok

daha ilginçti. Felaketten önce tanr #ça olarak görevlendirilmemin planland#'# büyük F#rat ve Dicle nehirleri aras#ndaki bereketlitopraklar #n, hayalimde canland#rd#'#m gibi olup olmad#'#n# çokmerak ediyordum. Oras# gerçekten ku#a bir cennet, bir Midgard, birOphir, bir Dilmun, bir Brasil 0|acak m#yd#? Tüm bu iaretlerde,ilikilerde, an#larda ve düüncelerde >k bir eyler oldu'unudüünüyordum. $çimde ve etraf #mla er ?eV gizemli bir ekilde





gerçekti ve gerçek de'ildi. , uygular #m ve hissettiklerim bana biran için son derece roaz Veya''n, bir sonraki an ise karma#k ve

içinden ç#k #l-tyordu. Kendi kendime insanlar #n da ayn# eylerihisse-469ona.Balang#çtan beri yapt#'#n plan bu muydu?" h-"Bu balang#çtan beri bütün kad#nlar #n en büyü] s cevap verdi bana."$lk kad#nla ilk erke'in ka Jgünden beri akta eit olmak..." ^ 'S1 ilkdiye cevap verdi bana. "$lk kad#nla ilk erke'in^kar â^* günden beri akta eit olmak..." 1§1 '"Ans#z#n kendimi onun k #z kardei gibi hissettimkuca'#na atarak ona s#k #, s#ms#k # sar #ld#m...1 ve indimi468KUTSAL DÜ,ÜN

Gaia'n#n hediyelerini merdivenden merdivene, damdan dama kendievime ta#rken ak am olmutu. Karanl#k gökyüzündeki ay vey#ld#zlar bana yolumu gösteriyordu, fakat duygular #m vedüüncelerim tanr #lar #n bu iaretlerinde de'il, aksine Gaia'da,Tammuz'da ve giderek daha fazla sevme-'# ye balad#'#m erkekle birlikte kendime yeni bir dünya kuraca'#m saz kulübelerdeydi.Kad#nlar ehrinden ayr #lmaktan dolay# içimde bir nebze olsunhüzün vard#. Bundan sonraki yaant#m# Çatal Höyük kad#nlar #

aras#nda geçirece'im fikrine kendimi çok fazla kapt#rm#t#m. Fakat bu düünce bana art#k eskiden oldu'u kadar çekici gelmiyordu.Bugüne kadar çok derin an#lar #mda sakl# olan büyüleyici bilinmezli'e do'ru Tammuz'la birlikte yol almak, benim için çokdaha ilginçti. Felaketten önce tanr #ça olarak görevlendirilmemin planland#'# büyük F#rat ve Dicle nehirleri aras#ndaki bereketlitopraklar #n, hayalimde canland#rd#'#m S1» olup olmad#'#n# çok





merak ediyordum. Oras# gerçekten bana bir cennet, bir Midgard, birOphir, bir Dilmun, bir Brasil olacak m#yd#?

'tim bu iaretlerde, ilikilerde, an#larda ve düüncelerde , ir *eyleroldu'unu düünüyordum. $çimde ve etrafim-j. er ?ey gizemli birekilde gerçekti ve gerçek de'ildi. , uygular #m ve hissettiklerim bana bir an için son derece fnaz Ve ya'ln' k'r sonraki an isekarma#k ve içinden ç#k #l-yordu. Kendi kendime insanlar #n da ayn# eyleri hisse-469ona."Balang#çtan beri yapt#'#n plan bu muydu?" d-sordUrn"Bu balang#çtan beri bütün kad#nlar #n en büyük di diye cevapverdi bana. "$lk kad#nla ilk erke'in kars#] ^^ günden beri akta eitolmak..." 'S1 ilkAns#z#n kendimi onun k #z kardei gibi hissettim ve 1 kuca'#na

atarak ona s#k #, s#ms#k # sar #ld#m... Irni468KUTSAL DÜJ,ÜNGaia'n#n hediyelerini I merdivenden merdiven' damdan damakendili evime ta#rken ak am el' mutu. Karanl#k gökyü-üzündeklay ve y#ld#zlar br na yolumu gösteriyoro-du, fakat (duygular #m vedi' üncelerim tanr #lar #n bu u iaretle#-inde de'il, aksin' Gaia'da,Tammuz'da ve s giderek daha fazla sevme ? ye balad#'#m

erkekle birlikte kendime yeni bü , dünya kuraca'#m sazkulüCebelerdeydi.Kad#nlar ehrinden ayr # nlmaktan dolay# içimde bi> nebze olsunhüzün vard#. Bundan so-sonraki yaant#m# Çatal Ho' yük kad#nlar # aras#nda geçirece'im m fikrine kendimi çok fezl» kapt#rm#t#m.Fakat bu düünce, bana»a art#k eskiden oldu'u ka' dar çekicigelmiyordu. Bugüne kadan_r çok derin an#lar #mda saki olan





büyüleyici bilinmezli'e do'ru ~ Tammuz'#a birlikte yol al' mak, benim için çok daha ilginçti. Felaketten önce tanr #ça ola' jak

görevlendirilmemin planland.'# bJ büyük F#r*t ve Dicle nehir' enaras#ndaki bereketli topraklann. I hayalimde canland,rd,',rf Jh olupolmad#'m, çok merak edriüyordum. Oras, gerçelL01^™' Wr M$dsard' bir OFI*phir' bir ^-.V#S^bi'sevr6^6' i,$*k $lerde' * an'larda Ve incelerde dakj her f ylerolduSu™ düünüyo.ordum. $çimde ve etrafirrvÎÛm ^ZZZeml 5$r *ek $'de Se«srçekti ve gerçek de'ildi, ^ *9kvT , ^h,SSettik,erim b**&™ bir ^ Mn son derece**8fiWy Jn' îr,SOnraki an ise ; = karma,k ve *inden Ptai-rau.Kendi kendime insanl#lar #n da ayn# eyleri hisse^469"Balang#çtan beri yapt#'#n plan bu muydu?" diye sordum ona."Bu balang#çtan beri bütün kad#nlar #n en büyük dile'iydi" diyecevap verdi bana. "$lk kad#nla ilk erke'in kar #lat#'# ilk günden beri akta eit olmak..."

Ans#z#n kendimi onun k #z kardei gibi hissettim ve kendimikuca'#na atarak ona s#k #, s#ms#k # sar #ld#m...468KUTSAL DUGUN. Gaia'n#n hediyelerini merdivenden merdivene, f damdan damakendi evime ta#rken ak am ol-.•-.;," • mutu. Karanl#kgökyüzündeki ay ve y#ld#zlar ba-t~s na yolumu gösteriyordu,fakat duygular #m ve dü-C"', üncelerim tanr #lar #n bu iaretlerinde

de'il, aksine Gaia'da, Tammuz'da ve giderek daha fazla sevmeye balad#'#m erkekle birlikte kendime yeni bir dünya kuraca'#m sazkulübelerdeydi.Kad#nlar ehrinden ayr #lmaktan dolay# içimde bir nebze olsunhüzün vard#. Bundan sonraki yaant#m# Çatal Höyük kad#nlar # aras#nda geçirece'im fikrine kendimi çok fazla kapt#rm#t#m. Fakat bu düünce bana art#k eskiden oldu'u kadar çekici gelmiyordu.





Bugüne kadar çok derin an#lar #mda sakl# olan büyüleyici bilinmezli'e do'ru Tammuz'la birlikte yol almak, benim için çok

daha ilginçti. Felaketten önce tanr #ça olarak görevlendirilmemin planland#'# büyük F#rat ve Dicle nehirleri aras#ndaki bereketlitopraklar #n, hayalimde canland#rd#'#m gibi olup olmad#'#n# çokmerak ediyordum. Oras# gerçekten bana bir cennet, bir Midgard, birOphir, bir Dilmun, bir Brasil olacak m#yd#?Tüm bu iaretlerde, ilikilerde, an#larda ve düüncelerde mistik bireyler oldu'unu düünüyordum. $çimde ve etraf #m-daki her eygizemli bir ekilde gerçekti ve gerçek de'ildi. Tüm duygular #m vehissettilderim bana bir an için son derece basit, aç#k ve yal#n, birsonraki an ise karma#k ve içinden ç#k #lmaz geliyordu. Kendikendime insanlar #n da ayn# eyleri hisse-469.).dip hissetmedi'ini soruyordum. E'er bu böyleyse, bu sürekli duygude'iimleri aras#nda yaamlar #n# nas#l sürdürebiliyorlar-d#?

Dayanak noktalar # neydi? Davran#lar #n# belirleyen neydi?Tanr #lara bu yüzden ihtiyaç duyuyor olabilirler miydi? Korkunç birh#zla y#ld#zlarla dolu bolu'un içinde dönüp durmakta olan budünyada ben neye inanacakt#m? Kendimi yaln#z ve kaybolmu hissetti'im anlarda beni koruyup kollayacak olan neydi? Yeni balamakta olan gecenin sona ermesini, günün do'mas#n# ve ayn# ak am sevgilim Tammuz'la kutsal dü'ün törenine ad#m atmay# sab#rs#zl#kla bekliyordum. Çok uzun bir aray##n sonucunda beni

durduracak bir sebepti o. Güçlü, yabani bir erkek! Koca birdünyaya kahkahalarla gülebilecek bir erkek!Damlardaki deliklerden yükselen farkl# farkl# gürültülerinoluturdu'u bir müzik eli'inde, kendi kendime bir ark # m#r #ldanmaya balad#m. Evlerin içinde yanan ateler, ehri büyülü bir fener gibi ayd#nlat#yordu. Evet, bu benim gecemdi! Gelinindü'ünden önceki son gecesi! Bir çocuk gibi seviniyor ve içimde





esen duygu f #rt#nalar #nda mucizevî bir banyo gibi y#kan#yordum.Tüm vücudum titriyordu. $çimden Gaia'n#n tüm hediyelerini bir

köeye atmak ve erkeklerin aras#nda Tammuz'u aramak için koakoa aa'# inmek geliyordu. Onlar # görmüyordum, fakat otlar #n veçal#lar #n aras#na uzanm# olduklar #n# biliyordum.Evimin dam#na ulat#'#m zaman dört bir yana uzun uzun bakt#m.$ncecik uçlar #yla bir gök gemisinde yeni do'mu bir çocuk gibinarin ve ayd#nl#k olan ay#n ##'#n#n ayd#nlatt#'# nehri seyrettim.Ayn# anda evlerin gölgelerinin birisinin arkas#nda Tammuz belirdi.Bana bak #yordu. Kutsal bir ürpertinin tüm vücudumda dolat#'#n# hissetmeme ra'men, onu görmemi gibi davrand#m. Yava vetitreyen bir sesle onun için bir ark # m#r #ldanmaya balad#m:470»Kalbimin sana söyleyecekleri, Ozanlar #n iirlerinde dokunsun.Kalbimin sana söyleyecekleri, A'#zlardan kulaklara bir ku gibiuçsun. Kalbimin sana söyleyecekleri, Yal#lar taraf #ndan gençlere

aktar #ls#n. Kad#nl#'#m gülümsüyor, diyor gökteki ay, Vegökyüzündeki yeni tekne gibi, Kad#nl#'#m heyecanla ar #yor, Bakirtopra'# sürecek olan erke'i. $nanna sarfa söylüyor, $nanna soruyor:Kad#nl#'#m# kim sürecek? Bu bereketli tarlay# kim tohumlayacak?Bu nemli çukuru kim eeleyecek?*ark #m# bitirerek sustum ve etraf #m# dinledim. Sesimin tepe-ehrindeki evlerden duyulmu olmas#na imkân yoktu. Fakat sonraDumuzi'nin karanl#klar #n aras#ndan gelen sesini iittim: "O benim,

ey büyük tanr #çam... Saban#ma senin bereketli topraklar #n# sürmesini söyleyece'im..."Gülümsedim ve bir müddet sonra yeni bir ark #ya balad#m:E'er birisi beni duyuyorsa, E'er benim kral#m beni duyuyorsa,Saban#yla $nanna'n#n kad#nl#'#n# tats#n Ve tarlan#n derinliklerinedald#rs#n.





Tammuz'un evin gölgesinin biraz d##na ç#kt#'#n# gördüm. Saban#,çal#l#klar #n aras#ndan yükselen genç bir sedir a'ac# gibi dimdik ileri

f #rlam#t#. Sa'l#kl# baaklarla dolu bir tarlan#n ortas#ndaki güçlü birsaban oldu'unu görüyordum bunun.471Evet, o çimleniyor, yeeriyor, tomurcuklan#yor,T# pk # nehrin k #y#s#ndaki yüksek otlar gibi.Evet, bu saban benim için burada,Tanr #çan#n tarlas#n# seviyor!Benim bahçem çok iyi sürülmütür,Elma a'ac#m#n dallar # bol meyveyle doludur,Su kenar #ndaki otlar yemyeildir.Benim bal-adam#m soma gibi tatl# Ve tanr #lar #n nektar # kadar lezzetli olmal#,Ak # beni sarho etmeli!Sen benim vücudumu arzu eden birisin,Ve senin elin tatl#, senin aya'#n tatl#,

Sen cokulu, önünde durulmaz olan,Sen insanlar #n göbeklerindeki deli'in,$nsanlardaki ilk yaran#n tad#c#s#s#n.Ve bacaklar #m# merak eden,Vücudumu arzu eden birisin.Dumuzi gecenin içinden batan duraksayarak, sonra giderekgüçlenen bir sesle cevap verdi. Yava yava bana yaklat#, elleriniuzatt# ve ark #s#na balad#:

Ey benim tanr #sal $nanna'm,Dimdik gö'üslerini görüyorum.Yüksek da' zirvelerine benziyorlar,P#narlar #ndan akan serin sular #n,Kendisine hediye etti'in her eyi içmek için,Bekleyen o de'ersiz varl#'a kadar ulat#'#...





Ben de ellerimi ona uzatt#m. Ad#m ad#m birbirimizin etraf #ndadolan#rken, vücutlar #m#z birbirine de'miyordu. Yüzlerimiz ay#n ve

y#ld#zlar #n ##klar # alt#nda p#r #l p#r #ld#.472Sütünü kuvvetli ve tatl# yap, ' Benim ahane erke'im. ! Eykoyun sürülerimin çoban#,Senin taze sütünü seviyorum.Onlar # benim a'#l#ma ak #tVe bal teknemiEn tatl# bal pete'iyle doldur.Sevgili kocam!A'#l#m# senin için koruyaca'#m.Senin yaam evini, ¦ Bir ambar gibi muhafaza edece'im.Yüce saban#n,Benim #rmaklar #m#n aras#ndaki ülke için,Yaam solu'u olsun.Ve ben, saray#n kraliçesi,

Tohumlar #n# tüm gücümle müdafaa edece'im.Sonra parmaklar #m#z birbirine dokundu. Birbirimize yaklat#k.Önce ellerimiz birleti, sonra dudaklar #m#z. Evlerin içlerinde yananateler bir bütün oldu ve bizi yakmaya balad#.Ertesi sabah çok erken bir saatte nehre gittim ve Gaia'n#n banaö'ütledi'i gibi y#kanarak kokular süründüm. Tüm bu zaman boyunca gülümsüyordum. Dumuzi tekrar erkeklerin aras#nadönmütü. Dün ak am birisinin bizi gözetleyip gözetlemedi'ini

bilmiyordum ve aç#kças# bu pek umurumda da de'ildi. Olup bitenler hakk #nda kad#nlardan biri bana bir ey sorsayd#, ne cevapverece'imi bilemiyordum. Eski geleneklerin emretti'i gibi beklememitik. Fakat ben imdi saklanamayacak kadar mutlu vegururluydum. Bu harika, ola'anüstü, mükemmel ve sonsuzk #sal#ktaki anlar #n hiçbirinden piman de'ildim.$çimde yeniden ark # söylemek için öylesine bir arzu vard#





473ki, art#k suskun kalamazd#m. Koku kaplar #m# ald#m ve giyinmeden

geri dönmeye balad#m. Herkesin beni görmesini ve dinlemesiniistiyordum. Bu arada ark #ma balam#t#m:Son gece ben bir gelindim, Gö'ün ve yerin efendisiydim. Buak am# düündü'ü için Mutlulukla dans edip ark # söyleyen, Otalihli erke'in geliniydim. O, bana geldi! O, bana geldi! KocamTammuz benim yan#ma geldi! Ellerimiz ellerimizi tuttu,Dudaklar #m#z dudaklar #m#z# öptü. Benim barahibim Kutsal dü'üniçin haz#r. Bitkiler ve otlar olgunlat#. Ey Tammuz!Büyüklü'ünle doldur beni! Gecemi ve gündüzümü mutlu k #l! Bizeo yüksek yata'# haz#rlay#n! Bize kraliyet yata'#n# haz#rlay#n! Dahafazla beklemek istemiyorum! Tammuz güçlü elini, Benim güzelelimin üzerine koydu. El ele uyumak ne tatl#! Kalp kalbe uyumakne tatl#!Tepe-ehrine geri döndüm. S#k s#k düünceli bir tav#rla durupetraf #ma bakm#yordum. *ehirdeki kad#nlar #n birço'u ak am için

süslenmekle meguldü. Bir k #sm# bana gülümsedi, bir k #sm# iseyapt#'# ie o kadar dalm#t# ki, benim geldi'imi fark etmediler bile.Kad#nlardan bir k #sm#n#n, geçmi günlerde onlara474

' yapt#'#m önerileri uygulamaya balad#klar #n# fark ettim. *ehregeldi'im zaman kad#nlar toplad#klar # tah#l tanelerini iki ta aras#ndaeziyor ve meydana gelen kaba unu suyla kar #t#rarak bu bulamac#

ate yerlerinin iç taraflar #nda piiriyorlard#. Onlara Tanr # Utu'nun#s#s# ve ##'# sayesinde bu tohum bulamac#n# nas#l ek iteceklerinigöstermitim ve birkaç gün sonra ehrin evlerinde sert pide yerineyumuak ocak ekme'i pimeye balam#t#. Zaman# gelincekad#nlara bu ek i tah#l tanelerinden nas#l bira yapacaklar #n# dagösterecektim. Yaban üzümlerinin suyundan arap yapmay# veveriminin dümemesi için tarlalara her y#l baka bir bitkinin





ekilmesi gerekti'ini de ö'reneceklerdi. Gülümseyerek ilk evlerinduvarlar #na kadar yürüdüm. Etrafta sadece küçük çocuklar #n

dolat#'# ancak imdi dikkatimi çekmiti."Di'erleri nerede?" diye sordum Rhea'ya. Genç kad#n duvar #ndibine oturmu, bir yandan önündeki çok say#daki küçük çana'# düzenliyor, di'er yandan da duvara dayad#'# cilal# obsidi-yenaynada yüzünü inceliyordu."Aynan#n önüne geçme!" diye beni uyard#ktan sonra, ya' ve odunkömürü tozu kar ##m# bir macunu göz kapaklar #n#n üzerine sürmeye balad#. "Nehre hepimizden geç geldin. Bu yüzden Gaia'n#n gününgidiat#yla ilgili anlatt#klar #n# da duymad#n...""Bilmem gerekenleri söyle bana.""Çok basit" dedi Rhea. "Güne gökyüzünün en yukar # noktas#naula#ncaya dek kad#nlar ve k #zlar haz#rl#klar #na devam ederler.Sonra hepimiz evlerimize döneriz. Bir eyler yer, dinlenir veerkekli'e yeni ad#m atm# delikanl#lar #n meydan# temizleyerekgüzel kokulu tahtalar # ö'ütüp ezmelerini seyrederiz."

"Tüm ö'leden sonra m#?" diye sordum ak #nl#kla. Rhea'Hevet anlam#nda ba#n# sallad#.î "Kutsal dü'üne kat#lacak olan hiçbir kad#n, güne bat#ncaya ¦kadar evinden d#ar # ç#kamaz. Bu arada yal# kad#nlar u kar #datah#l tanelerini tasnif ederler."475"Neden?"

"Gece yap#lacak tohum ekme için.""Bu konuda bana hiçbir ey anlatmad#n#z!""$htiyarlara söyle, sana daha fazlas#n# anlats#nlar" diye güldü Rheacilveli bir tav#rla. "Benim süslenmem gerekiyor."Kar #daki yal# kad#nlar #n yan#na giderek yere oturdum."Ne yap#yorsunuz?" diye sordum onlara."Sen evine gidip dinlensen daha iyi edersin."





"Acelesi yok" dedim onlara. "Yorgun de'ilim.""O halde u ot tohumlar #n# tasnif etmemizde bize yard#m et.

Tarlaya sadece en büyük olanlar # at#lacak."Kahverengi ve siyah zikzak çizgilerle süslenmi, fakat oldukçaekilsiz bir çana'#n içindeki tohumlardan bir avuç ald#m."E'er #slak kili yuvarlak bir tahtan#n üzerine koyduktan sonra, biryandan onu döndürüp, di'er yandan da parmaklar #n#zla ekilverirseniz, her yan# eit ölçüde çanak ve testiler elde edersiniz.""Peki bu ne ie yarayacak?" diye güldü çok yal#, vücudu eklinitümüyle yitirmi olan kad#nlardan biri. Dilerinin tümü yerindeydi,gür ve s#k saçlar # vard#. Sadece vücudunun her yan#ndan kal#n ya' katmanlar # sark #yordu. Ne var ki bu durum onu rahats#z etmiyorgibiydi, çünkü di'er kad#nlar #n görünüleri de ondan hiç farkl# de'ildi. O anda kendimi bir kez daha insanlar #n aras#nda biryabanc#ym##m gibi hissettim."Bu önemli bir ey de'il" dedim onlara, "sadece daha güzel kaplarave testilere sahip olmak isteyebilece'inizi düünmütüm. Onlar #

bugüne kadar yapt#'#n#z gibi günete kurutabilir veya bir damlaolsun su s#zd#rmayana kadar atete piirerek sertletirebilirsiniz.""Bu tanr #sal bir büyü olmas#n?" diye sordu yal# kad#n kukuyla.476"Hay#r" diye cevap verdim ona. "Sadece benim bir hediyem.$stedi'iniz takdirde size bildiklerimin daha fazlas#n# daö'retebilirim.""Hay#r, hay#r" diye güldü yal# kad#n. "Sen yeteneklerini kocana

sakla! Duydu'umuza göre kendinize, bir kad#n#n, alt#nda atalar #n#nkemiklerinin bulundu'u s#radan yata'#ndan çok daha geni veyüksek bir döek haz#rlamak istiyormusunuz!"Di'er kad#nlar ellerini kocaman bald#rlar #na vurarak, kahkahalarlagülmeye balad#lar."Gülün bakal#m!" dedim s#kk #n bir ifadeyle. "Zaten buradayapt#'#n#z da tümüyle yanl#!" Çanaktan birkaç çavdar tanesi ald#m.





"Taneleri büyüklüklerine göre tasnif ediyorsunuz, fakat büyüklüklerinin içlerinde sakl# olan güçle bir ilgisi yok. Onlar #

tartmal#s#n#z, anl#yor musunuz? Bana boyunlar #n#zdaki kolyelerdeniki deniz kabu'u verin."Kad#nlar o denli a#rm#lard# ki, hep birlikte ellerini boyunlar #naatarak benim için deniz kabuklar #n# ç#karmaya davrand#lar."Yeter, yeter!" diye ba'#rd#m. "$ki tane yeterli!"Bana uzat#lan iki deniz kabu'unu yere koydum. Sonra k #saetekli'imden ince bir erit kopard#m ve bu eridi düz bir tahta parças#na ba'lad#m. Deri eridin iki ucuna iki dü'üm atarak, denizkabuklar #n# bu dü'ümlerin aras#na yerletirdim. Tüm bu zaman boyunca yal# kad#nlar heyecanla ve kukuyla benim ne yapt#'#m# izliyorlard#. Sonra yerden piramit biçimli, k #r #k bir tu'la parças# arad#m ve bulunca sivri tepesi yukar # bakacak ekilde yerletirdim.Yan#mdaki yal# kad#nlar #n hiçbiri onlara bir ME hediye etmeküzere oldu'umu ve k #r #k tu'la parças#yla Ba-silea'n#n ortas#ndakiKral Tepesi'ni simgeledi'imi bilemezdi.

"Tamam" dedim ve iki yan#nda deniz kabuklar #n#n salland#'# sopay#, kabuklar #n birbiriyle ayn# seviyede duraca'# ekilde, piramidin üzerine yerletirdim. "*imdi bu kabuklardan birisininiçine, tah#llar #n en büyüklerinden iki elinizdeki parmaklar #n say#s# kadar koyun!"477Devrilmemesi için ta#n üzerindeki tahtaya parma'#mla bast#r #yordum. Bu arada ben de on adet tane toplad#m ve di'er

deniz kabu'una koydum."$te görüyorsunuz! Sizin taneleriniz benimkilerden daha büyük!"dedim. "Parma'#m# çekti'im zaman sopa hangi tarafa do'rue'ilecek dersiniz?"Yal# kad#nlar birbirlerine sokularak f #s#ldamaya balad#lar. Aradas#rada bana kaçamak bak #lar f #rlat# p, birbirlerinin ç# plakomuzlar #na vuruyorlard#. Ans#z#n kad#nlar #n üzerine bir gölge





dütü. Ba#m# kald#rd#'#mda Gaia'n#n sert ifadeli yüzünü gördüm.Bir kere etraf #mda doland#, yapt#'#m ilkel teraziyi dikkatle inceledi,

sonra da öfkeyle yere tükürdü."Büyük tanelerin bulundu'u tarafa e'ilecek" dedi bana dönerek.Ses tonundan itiraz kabul etmeyece'i anla#l#yordu. Bir an içindeneyi sona erdirmeyi düündüm. Kavga istemiyordum. Fakatsonra di'er kad#nlar #n beklenti dolu gözlerine bakt#m."Ben de benim tanelerimin bulundu'u kabu'a do'ru e'ilece'inisöylüyorum...""O halde parma'#n# sopadan çek! Ama yava yava..."Tam onun istedi'i gibi yapt#m. Terazinin kefeleri bir an içindengede durdu, sonra ani bir hareketle benim kabu'umdan yanae'ildi ve yere düerek darmada'#n oldu."Bu kadar # yeter!" dedi Gaia. Ses tonunda ak #nl#k yoktu. "Bunlarçocuk oyunlar #. Git art#k, $nanna! Bir tanr #ça bile olsan, senin dedinlenmen gerekiyor!""Sopan#n neden küçük tanelerin bulundu'u tarafa do'ru e'ildi'ini

bilmek istemiyor musunuz?""Hay#r, bunu bilmek istemiyoruz" dedi Gaia."Fakat ben gene de söyleyece'im!" Yavaça gülümsedim. "Birtohuma gücünü veren büyüklü'ü de'il, a'#rl#'#d#r. Az önce a'#rtohumlar # seçtim. Bir daha tarlaya tohum att#'#n#z zaman bunudüünün. Her seferinde sadece a'#r taneleri kullan-478d#'#n#z takdirde, her y#l daha iri ve a'#r tanelerle dolu baaklar elde

edeceksiniz. Ve bana gelen hayvanlardan da en büyüklerini de'il,en iyi özelliklere sahip olanlar # çiftletirin. Dedi'imi yaparsan#z,hayvanlar burada yaayan insanlar #n refah ve mutlulu'u için, s#ks#k güçlü yavrular dünyaya getirecekler."Sözlerimin yaratt#'# etkiyi beklemeden oradan uzaklat#m. Benelimden geleni yapm#t#m ve kad#nlar #n bu ME'yi kullan# pkullanmayacaklar # sadece ve sadece onlar #n iiydi.





Bütün gün kendi kendime ark #lar m#r #ldand#m. Bugüne kadarkimse bana bir dize veya bir melodi ö'retmi de'ildi. Söyledi'im

ark #lar sanki kalbimdeki bitmez tükenmez bir hazinedengeliyordu. Ayn# kelimeleri, ayn# tasvirleri ne kadar s#k olarakkulland#'#m akl#ma gelince, kendi kendime gülümsedim. O andaakl#ma gelen tüm resimleri, tüm hat#ralar # içimdeki zapt edilmezduygular #n tad#n# ç#karmakta, kendimi onlara bir ilkbaharrüzgâr #n#n ok ay##, çiçeklerin kokusu, beyaz kumsaldaki yumuakdalgalann sonsuzlu'una teslim etmekte kullan#yordum.Düüncelerim, içimdeki Dumuzi resminin etraf #na sürekli yeniaynalar yerletiriyordu. Bu defa kocam#n baa ç#kmas# gereken GriEv bendim! Onun bir baba, bir o'ul ve savaç#, sapan ve baltaüstad#, araba sürücüsü ve gemi kaptan#, tap#naklar mimar #, tümhalklar #n alfabelerinin ö'retmeni, eski yasalar #n koruyucusu,sürülerin çoban#, barahip, kral ve sevgilim olarak nas#l olaca'#n# tahayyül ediyordum.O, benim kendisiyle her eyi paylaaca'#m erke'im olmal#yd#.

Kad#nl#'#m#n yan# s#ra, Tanr # Ta#'m# bile... Neeyle güldüm vekollar #m# yukar # kald#rarak kendi eksenim etraf #nda dönmeye balad#m. Demek tanr #lar #n peinde koup durdu'u, binlerce ismiolan ak, böyle bir duyguydu...Ocakta güçlü bir ate yakt#m ve bana ans#z#n bir kraliyet saray# gibigelmeye balayan evimin içinde dans etmeye bala-479d#m. Birkaç gün önce burun k #v#rd#'#m nesneler, gözüme alt#n

kapl# mücevherler gibi görünmeye balam#t#. O güne kadaryoluma ç#km# olan erkeklerin tümünü unutmutum. Hepsinin engüzel hat#ralar #n# al#yor ve Dumuzi'ye mal ediyordum. Osi-ris'insoylu kökenini, Jason'un tecrübesini, Berios'un bilgeli'ini, krallar #nelbiselerini, Ungur'un yumuak bal#l#'#n#, Hellfried'in merak #n#,Urso'nun cesaretini, G#lgame'in sertli'ini, Enki'nin bildiklerini,





tanr #sal kardeim Utu'nun parlak ##nlar #n# ve En-kimdu'nunalçakgönüllülü'ünü ona mal etmitim.

Onu hayallerimin erke'i yapm#t#m ve bir an önce ak am olmas#n# sab#rs#zl#kla bekliyordum. O andan itibaren Dumu-zi'nin kaderini paylamak, savata sa' kolu olmak, toplant#larda dan#manl#'#n# yapmak, s#cak günlerde gölgesi olmak ve so'uk gecelerde onu#s#tan bir alev olmak istiyordum. Ona, tarlalar #n ve bahçelerin nas#lsürülece'ini ö'retmek, topraklar #n#n bereketli olmas# vehayvanlar #n#n daha önce görülmedik ekilde ço'almas# içinelimdeki tüm ME'leri hediye etmek istiyordum. Benim yard#m#mlayepyeni bir tanr # olmas#n# istiyordum. Güçlü ve kuvvetli oldu'umüddetçe, etraf #ndaki hayvanlar #n ve bitkilerin tanr #s# olacakt#.Diili'im ona eski tanr #lar #n büyük s#rlar #n# ö'retecekti ve onun barahibesi ile kraliçesi ben olacakt#m.Bugüne dek bu kadar özenli süslendi'imi hiç hat#rlam#yordum.Obsidiyen ta#ndan yap#lm# bir aynan#n önünde üzerime içg#c#klay#c# kokular sürdüm. $çinde tanr #lar #n boyalar #n#n ve

kokular #n#n bulundu'u küçük kutulara ve çekmecelere sahipolmamama ra'men yanaklar #m# yumuak bir pembeye boya-d#m,kulak memelerime ya' sürdüm, kalar #ma ve kirpiklerime sürmeçektim, uzun saç#m# saatler boyu süren bir çal#mayla incecikörgüler halinde ördüm, sonra da renkli deniz kabuklar # ve talarlasüsledim.Deniz kabu'u borulardan yükselen sesler bayram#n balan-480

g#c#n# haber verirken, Gaia yan#ma geldi. Sönmekte olan ocakateinin yan#na dikilerek dudaklar #mda ince bir gülümseme ile ona bakt#m."$lk defas#nda nas#l oluyor?" diye sordum sab#rs#zl#kla. "Çabuk, bayram balamadan önce, bana nas#l oldu'unu anlat! Bunu bilmekistiyorum!"





"O sana geldi'i zaman bunu ö'reneceksin!" diye kar #l#k verdiGaia.

"Ya sen? Sende nas#ld#? Sonradan bir fark hissetmi miydin? Yanisonradan farkl# biri olmu muydun?""Bunu onunla beraber olduktan sonra ö'reneceksin!""Tam iki bin y#ld#r bekliyorum!" diye ba'#rd#m umutsuz bir sesle."Bana bir saat hediye etsen ne ç#kar...""Tam iki bin y#ld#r bekleyen birisi için bir saat nedir ki?" diyekar #l#k verdi Gaia. S#rt#ndaki biçimsiz kaplan postuyla ve sark #kgö'üslerine ba'lad#'# renkli eritlerle oldukça garip bir görüntüsüvard#. K #sa ete'i de rengârenk boyanm# kocaman bald#rlar #n# aç#kta b#rak #yordu.Deniz kabu'u borular #n#n sesi art#k daha yüksek ve #srarc# ç#k #yordu."Gel art#k" dedi Gaia. "Tüm ehir seni bekliyor...""O geldi mi?""Evet, Tammuz u anda meydanda" diye ba#n# sallad# kad#n.

"O'lum Enkimdu da öyle. Onlara birbirleriyle bar #malar #n# söyledim. Enkimdu sana bozk #r #n meyvelerini hediye edecek. Onunverece'i mercimek, fasulye ve tah#l tanelerini sayg#yla kabul et!Sonra bunlardan hangisini tohum olarak tarlaya ekmesi gerekti'iniona söylersin. Tammuz da sana birkaç genç hayvan getirdi. Yar #nsabah ona da bu hayvanlardan hangilerinin ancak bir çobantaraf #ndan bak #lacak bir sürü oluturmak üzereçiftletirilebileceklerini aç#klars#n.

Yavaça gülümsedim. Her eye ra'men onun beni anlad#'#-481n# görüyordum. Gaia, baka birisinin kendisinden daha fazla bilgisahibi olabilece'ini asla kabul etmeyecek bir kad#nd#. Kendisineyap#lan tüm önerileri geri çevirirdi, bu yetmezmi gibi o etrafaö'ütler ya'd#r #rd#. Buna bir itiraz#m yoktu. Beni sadece Tammuz'la,





benim Tammuz'umla ne zaman bir araya gelece'imilgilendiriyordu.

Birbiri ard#na dar merdivenden yukar # ç#kt#k. Ba#m# damdakidelikten d#ar # ç#kard#'#m anda, üzerimizdeki gökyüzünün alt#nrenkli ola'anüstü bir ##k kubbesi oluturdu'unu gördüm. Sonsuz bolu'un derin mavisi, incecik bulut çizgileriyle süslenmiti. Nehrin öte taraf #nda ise Tanr # Utu ovan#n öte yan#ndaki da'lar #nard#nda, alt#n bir taht üzerinde oturuyordu. Gaia ile ben dam#nkenar #na do'ru yürüdük ve aa'#daki meydana bakt#k. Tatl# kokularve neeli gürültüler ta bize kadar ula#yordu.Alev alev yanan ateler, çeitli otlar #n dumanlar #n#n incecik çizgilerhalinde gö'e ulamas#na neden oluyordu. O anda bir kez daha bugüne dek duydu'um, gördü'üm, yaad#'#m ve katland#'#molaylar # düündüm. Uzun, çok uzun bir yol olmutu bu. Bendenönce hiç kimsenin yürümedi'i bir yol - ne bir k #z#n, ne bir kad#n#n,ne de bir tanr #çan#n! Buna ra'men yolun sonuna geldi'im bu yerde, ben de bu kutsal dü'ün ak am# öncesi di'er genç k #zlardan farkl#

hiçbir ey hissetmiyordum. Bunun böyle oldu'unu biliyordum vegö'sümdeki Tanr # Ta# da beni do'rulamak istercesine yavaça##ldamaya balam#t#. Bir an sonra aç#k mavi bir ##k hâlesine bürünmütüm."Her ey haz#r!" diye ba'#rd# Gaia. $lk kez olarak sesinde birhayranl#k ve sayg# ifadesi duyuyordum. Ona gülümsedim vedamdan dama atlayarak aa'#ya inmeye balad#m.Etraf #m# kaplayan sevinç ç#'l#klar # bende serinletici ve heyecan-

land#r #c# bir banyo etkisi yapm#t#. Çatal Höyük'ün kad#nlar # vek #zlar # üzerime taze ilkbahar çiçekleri döküyorlard#. Yoluma gü-482zel kokulu otlar döküyor, önümden çekiliyor, sonra yeniden dört bir yan#m# kuat#yorlard#. Etraf #mda sadece gülümseyen gözler veheyecanl# yüzler görebiliyordum. "$-nan-na!" "$-nan-na!" "$-nan-na!"





Kad#nlar tekrar tekrar ismimi hayk #r #yorlard#. Borular çal#n#-, yor,tahta tokmaklar gergin derilerin üzerine vuruyor, titreye-| rek dans

eden vücutlar beni giderek meydan#n ortas#na sürük-I lüyordu.Enkimdu'yu gördü'üm anda, etraftaki her eyin üze-I rindeyükselen suna'#n sadece birkaç ad#m ötesindeydim. En-kimdu hiçk # p#rdamadan öylece duruyor ve bana bak #yordu. Bak #lar # öylesinederin bir hüzünle doluydu ki, ans#z#n kendimi kaybedipöfkelenecektim. Delikanl# birkaç ad#m atarak ellerini bana uzatt#.Gaia beni önceden uyarmam# olsayd#, önünden geçip giderdim.Fakat imdi s#rt#m# daha da dikletirdim. Etraf #m# çeviren tümkad#nlar #n üzerinden bakt#m ve d# çemberde bekleyen erkeklerigördüm.Avuçlar #mdan birisini Enkimdu'ya do'ru uzatt#m. Delikanl# büyük bir dikkatle tarlan#n ürünlerini ve tah#l tanelerini avucu-ma döktü.Bu arada tanelerden birkaç# yere dümütü. Enkim-du e'ilerekonlar # toplamak istedi, fakat ben daha erken davran# p aya'#mlaüzerlerine bast#m ve tozun içinde kaybolmalar #n# sa'lad#m.

Enkimdu dayak yemi bir hayvan gibi sinerek geri çekildi. Hay#r, böyle bir adam asla benim kocam olamazd#!Erkek kardeim günein gökteki k #z#l topunun, yeralt#na yapaca'# yolculuk sebebiyle dünya ile vedalamaya haz#rland#'#n# fark ettim.Dünyan#n durmaks#z#n döndü'ünü ve gece oldu'u zamanlardaUtu'nun gezegenin öbür yar #s#n# ayd#nl#'a bo'du'unu elbette ki biliyordum. Fakat bu bilgiler u anda umurumda bile de'ildi.$nsanlar #n her yerde farkl# bir isim ta#yan günein yeralt#na

gitti'ini düünmeleri asl#nda o kadar da kötü de-'ildi. Günein her bat## onlara hiçbir günün ve hiçbir yaam#nsonsuz olmad#'#n# hat#rlat#yordu...Kutsal dü'ün için haz#rlanm# olan suna'a ulam#t#m. Du-muzineredeydi? Onu hiçbir yerde göremiyordum. Gaia hâlâ arkamdangelmeye devam ediyordu. Ona soran gözlerle bir bak # f #rlatt#'#mzaman, bana tahta s#r #klar üzerinde yükselen suna'#n nehir





taraf #nda bulunan merdivenini iaret etti. Heyecanla birkaç ad#m*daha att#m ve sonunda ma'rur sevgilimi gördüm. Tüm bu zaman

boyunca suna'#n üzerine uyuyan birisi gibi uzanm#t#. *u anda daaya'a kalk #yor ve kollar #n# iki yana aç#yordu. Etraf #mdaki ç#'l#klarve hayk #r #lar öyle bir h#zla kesildi ki, ani sessizlik vücuduma bir b#çak gibi sapland#. Gaia'n#n a'z#ndan anlamad#'#m birtak #mkelimeler yükseliyordu. Çok eski sözlerdi bunlar. O kadar eskilerdiki, geldi'im yerde bile hiç kimse bunlar # hat#rlayam#yordu..."Git, $nanna!" dedi sonra Gaia bana alçak sesle. "Ona git! Buradakikad#nlara ve erkeklere... tüm ehre bu gece yeni bir ça'#n balad#'#n# göster! Büyük Ana'n#n zaman# sona erdi. Do'an#nzincirleriyle ba'l# olmayan h#zl# erkekler kar #s#nda asla yeterikadar güçlü olamam#t#. Eski tanr #çalara ak #l dan#t#m. Erkeklerinkendilerine fazla de'er vermesi sonucu yok olanlar #n tekrar geridönmemesi için, bir diinin, bir kad#n#n, bir tanr #çan#n nelere kadiroldu'unu onlara göstermelisin!"Gaia'n#n gizemli par #lt#lar saçan gözlerinin içine bakt#m.

"Sen en büyük s#rr #m#z# muhafaza etmemizi sa'layacak bir silahs#n,$nanna!" dedi ve kurnaz bir ifadeyle gülümsedi. Ans#z#n içinedütü'üm derin bir sarholuktan uyand#'#m# hisseder gibi oldum.Gaia'n#n bu son ifadesi içimde bir eylerin çat#rdamas#na sebepolmutu. Bunun ne oldu'unu henüz bilmiyordum, fakat geçengeceden beri beni dülerden ve arzulardan örülmü incecik bir a' gibi örten o büyü ans#z#n y#rt#lm#t#. Gaia'n#n ak #l dan#t#'# di'ertanr #çalar da kimdi? Bir daha geri dönmemesi gereken de neydi?

484Gaia bir elini yukar # kald#rd#. Tek bir borudan yül<s bir ses geceniniçinde yank #land#. T# pk # öfkeli geyik|er 6n Uzufl berili ' davul gümbürtüsü daha. Törenin gidiat#n# kavramaya basr"^ Yavaça merdivene do'ru döndüm ve ayn# anda ay#n m#z#s# bir





renge bürünmü olan evlerin ard#ndan ym " gördüm. Çok büyük veçok donuk bir görünümü vaw '¦'

um.tüsünü, kurtlar #n ulumas#n#, da'lar #n f #rt#nas#n# ve ri ^''dalgalar #n# and#r #yordu. Bir ad#m daha att#m. Bo'uk #^ sesihareketlerime elik ediyordu. Bir ad#m daha # lr âvU' _.".„u."._j.."._.-. J,u- t:____:_ _:_ #:„i.._. l......__. . '»H'Vorcii alevi'ini n#n üzerinde dolunay ##ld#yordu. "' rtyla'$çimde bir eylerin kas#ld#'#n# hissettim. Bu iaret n geliyordu?Yoksa, dolunay# uyar #c# bir alamet olarak a. ama kadar m# kendimitörenin büyüsüne kapt#rm#t#m? Bas ece'( yarak bir ad#m dahaatt#m. Yukar # ulam#t#m bile. Dn ' Sa"a' üzerinde kalçalar #nasard#'# küçük bir hayvan postund UZ' n'n hiçbir ey yoktu. Ellerini bana uzatmak istedi, fakat ben' ^'a sal azametteki hareketlerimkar #s#nda geri çekilmek kald#. Oynamak zorunda oldu'um rolü

tam anlam#yla "^ semitim. Ben kraliçeydim, gecenin tanr #ças#yd#mve ft*6'1''11' d#nlar #n s#rda#yd#m. Hem onlara, hem de onlardansoh ' cek olanlara, kar #m#zda hiçbir erke'in duramayacaöm ê'e'recektim. §öste-Dumuzi'yle aram#zdaki son engel olan büyük yata-m#t#m.Delikanl# büyülenmi gibi bana bak #yor ve hpf '' gizlemekte büyükgüçlük çekiyordu. Onu hem arzul C?r"n# hem de ona boyune'meyecek oldu'umu içgüdüsel o] ^"*"' lam# gibiydi. Yere

e'ilerek baharl# bir içkiyle a'z#na bn (*n' olan bir testiyi kald#rd#.Omuzlar #ndaki ve bacaklar #nda!/ 'u küçük hayvanlar gibi hareketediyordu. <âs'afTek kelime etmeden ba#m# öne e'dim. Dumuzi bar,yi uzatt# ve birkaç yudum içtim. Baharl# içki ate kadar ^di. Dumuzi de içkiden ayn# ekilde birkaç yudum içti v ""'^testiyi





)yata'#n yan#na koydu. Gecenin soluksuz sessizli'i içinde belli

belirsiz bir davul sesi iitildi. Sonra talar birbirine çarpmaya vekirilerden giderek yükselen bir v#nlama kulaklar #m# doldurmaya balad#. Tören müzi'inin içimi ürpertti'ini hissettim. Yoksa bununsebebi etkisini göstermeye balayan içki miydi?Dumuzi'nin iki defa daha kald#rd#'# testiden ikier yudum dahaiçtik ve üçüncü yudumdan sonra hiç beklenmedik bir anda yüzlercekad#n#n g#rtlaklar #ndan ç#kan ç#'l#klar gö'e yükseldi. $rkilmitim.Ç#'l#klar bende birer k #rbaç darbesi etkisi uyand#rm#t#. Dumuzielini belindeki hayvan postuna att#, bir çekite kopar # p ald# vekalabal#'#n üzerine f #rlatt#. Sonra da üzerime yürümeye balad#,fakat ben daha h#zl#yd#m!Vücudumu bir y#lan gibi oynatarak elbisemin üzerimden dümesinisa'lad#m. Bunun için ellerimi kullanmam gerekme-misti. Alev alevyana atelerin ve devasa dolunay#n büyülü ##klar # alt#nda kar # kar #ya duruyorduk. Bir an bekledim. Sonra bir an daha. $lk ad#m#

hangimizin att#'#n# ne bizler, ne de bakalar # söyleyebilirdi.Dudaklar #m#z sonsuz bir öpücükle birbirine kavuunca, aa'#dansevinç dolu ç#'l#klar yükseldi. Fakat ben Dumuzi'yi gözümde fazla büyüttü'ümü derhal anlam#t#m. O, avc# olmak isteyen bir çoband# sadece... Ne bir G#lgame, ne bir Osiris... hatta bir Enkimdu bilede'ildi! Güçlü olan#n kendisi oldu'unu bana ve di'erlerine ispatetmek amac#ndayd#. Asl#nda onun sertli'i houma gidiyordu vegö'süne zevkle yaslanabilirdim. Fakat bunu yapmam imkâns#zd# -

hele bu gece, kutsal dü'ün suna'#n#n üstünde, asla!Kad#nl#'#mda duydu'um ac#n#n asl#nda tatl# olmas# gerekirdi, amade'ildi. Dumuzi'ye kar # hissetti'im o büyük, o ola'anüstüduygular #n geri gelmesi için bir kez daha elimden geleni yapt#m.Onu içimde hissetti'im anda kendimi sonsuz büyüklükte, dünyay#,hatta bütün evreni bile içine alabilecek bir ma-486





gara gibi hissetmeye balad#m. Ben tüm uzay ve evrendim, iyili'ive kötülü'ü, güzeli ve çirkini bar #nd#ran sonsuzluk! Balang#ç ve

son, bekan#n ve fenan#n ebedî döngüsü benim içimdeydi.Büyük tanr #lar, â#k olanlara ellerindeki her eyi hediye ediyorlard#.Zaman ve sonsuzluk, dün ve yar #n, yukar # ve aa'#, iç ve d#, almakve vermek... Alt#m#zda yükselen o vecd ç#'l#klar #n# duymuyordumart#k. Gece çok büyüktü ve y#ld#zl# gök kubbe yeni evimizdi. FakatDumuzi'nin kollar #n#n aras#nda büyük dolunay# yenidengördü'ümde, k #rm#z# bir örtüyle perdelenmekteydi. Acaba buyaklaan veda ân#n#n bir iareti miydi?$çimdeki her ey bu âna kar # mücadele ediyordu. Art#k düünmek,mant#kl# olmak istemiyordum! Ben tanr #çayd#m, ben ak #n takendisiydim! Ve aa'#daki herkes bunu Dumuzi ve benimle birliktekutluyordu. Koyu k #rm#z# ##k Nana-suin'i giderek daha fazlaörtüyordu. Bo'ulmakta olan birisi gibi kocama sar #ld#m. Gaia vedi'er eski tanr #çalar umurumda bile de'ildi!Gecenin ilerleyen saatlerinde Dumuzi ans#z#n üzerimden çekildi.

Ay#n k # pk #rm#z# bir renge büründü'ünü ancak imdi fark etmiti.Yüzünü neredeyse görememe ra'men, onun ne kadar korktu'unuhissediyordum."Ne oluyor?" diye inledi güçlükle."Hiçbir ey, sevgilim" diye cevap verdim yumuak bir sesle."$kimizin gölgesi ay# karartt#, o kadar..."Dumuzi inleyerek do'ruldu ve dirse'iyle baharl# içki testisineçarpt#. Yar # boalm# testi yuvarlanarak sunaktan aa'# dütü ve

yere çarparak parçaland#. Art#k ben de aya'a kalkm#t#m.Bacaklar #m# hafifçe aralayarak Dumuzi'nin kar #s#na dikildim,kollar #m# kald#rd#m ve üzerime düen büyülü ay ##'#yla y#kanmaya balad#m. Neredeyse tüm y#ld#zlar kal#n bir bulut örtüsünün ard#naçekilmilerdi. Sadece kanl# ay ve do'makta olan sabah y#ld#z# bana bak #yor ve beni anl#yordu."Hay#r!" diye inledi Dumuzi yalvar #r gibi bir sesle. "Buna da-





487yata'#n yan#na koydu. Gecenin soluksuz sessizli'i içinde belli

belirsiz bir davul sesi iitildi. Sonra talar birbirine çarpmaya vekirilerden giderek yükselen bir v#nlama kulaklar #m# doldurmaya balad#. Tören müzi'inin içimi ürpertti'ini hissettim. Yoksa bununsebebi etkisini göstermeye balayan içki miydi?Dumuzi'nin iki defa daha kald#rd#'# testiden ikier yudum dahaiçtik ve üçüncü yudumdan sonra hiç beklenmedik bir anda yüzlercekad#n#n g#rtlaklar #ndan ç#kan ç#'l#klar gö'e yükseldi. $rkilmitim.Ç#'l#klar bende birer k #rbaç darbesi etkisi uyand#rm#t#. Dumuzielini belindeki hayvan postuna att#, bir çekite kopar # p ald# vekalabal#'#n üzerine f #rlatt#. Sonra da üzerime yürümeye balad#,fakat ben daha h#zl#yd#m!Vücudumu bir y#lan gibi oynatarak elbisemin üzerimden dümesinisa'lad#m. Bunun için ellerimi kullanmam gerekme-miti. Alev alevyana atelerin ve devasa dolunay#n büyülü ##klar # alt#nda kar # kar #ya duruyorduk. Bir an bekledim. Sonra bir an daha. $lk ad#m#

hangimizin att#'#n# ne bizler, ne de bakalar # söyleyebilirdi.Dudaklar #m#z sonsuz bir öpücükle birbirine kavuunca, aa'#dansevinç dolu ç#'l#klar yükseldi. Fakat ben Dumuzi'yi gözümde fazla büyüttü'ümü derhal anlam#t#m. O, avc# olmak isteyen bir çoband# sadece... Ne bir G#lgame, ne bir Osiris... hatta bir Enkimdu bilede'ildi! Güçlü olan#n kendisi oldu'unu bana ve di'erlerine ispatetmek amac#ndayd#. Asl#nda onun sertli'i houma gidiyordu vegö'süne zevkle yaslanabilirdim. Fakat bunu yapmam imkâns#zd# -

hele bu gece, kutsal dü'ün suna'#n#n üstünde, asla!Kad#nl#'#mda duydu'um ac#n#n asl#nda tatl# olmas# gerekirdi, amade'ildi. Dumuzi'ye kar # hissetti'im o büyük, o ola'anüstüduygular #n geri gelmesi için bir kez daha elimden geleni yapt#m.Onu içimde hissetti'im anda kendimi sonsuz büyüklükte, dünyay#,hatta bütün evreni bile içine alabilecek bir ma-486





gara gibi hissetmeye balad#m. Ben tüm uzay ve evrendim, iyili'ive kötülü'ü, güzeli ve çirkini bar #nd#ran sonsuzluk! Balang#ç ve

son, bekan#n ve fenan#n ebedî döngüsü benim içimdeydi.Büyük tanr #lar, â#k olanlara ellerindeki her eyi hediye ediyorlard#.Zaman ve sonsuzluk, dün ve yar #n, yukar # ve aa'#, iç ve d#, almakve vermek... Alt#m#zda yükselen o vecd ç#'l#klar #n# duymuyordumart#k. Gece çok büyüktü ve y#ld#zl# gök kubbe yeni evimizdi. FakatDumuzi'nin kollar #n#n aras#nda büyük dolunay# yenidengördü'ümde, k #rm#z# bir örtüyle perdelenmekteydi. Acaba buyaklaan veda ân#n#n bir iareti miydi?$çimdeki her ey bu âna kar # mücadele ediyordu. Art#k düünmek,mant#kl# olmak istemiyordum! Ben tanr #çayd#m, ben ak #n takendisiydim! Ve aa'#daki herkes bunu Dumuzi ve benimle birliktekutluyordu. Koyu k #rm#z# ##k Nana-suin'i giderek daha fazlaörtüyordu. Bo'ulmakta olan birisi gibi kocama sar #ld#m. Gaia vedi'er eski tanr #çalar umurumda bile de'ildi!Gecenin ilerleyen saatlerinde Dumuzi ans#z#n üzerimden çekildi.

Ay#n k # pk #rm#z# bir renge büründü'ünü ancak imdi fark etmiti.Yüzünü neredeyse görememe ra'men, onun ne kadar korktu'unuhissediyordum."Ne oluyor?" diye inledi güçlükle."Hiçbir ey, sevgilim" diye cevap verdim yumuak bir sesle."$kimizin gölgesi ay# karartt#, o kadar..."Dumuzi inleyerek do'ruldu ve dirse'iyle baharl# içki testisineçarpt#. Yar # boalm# testi yuvarlanarak sunaktan aa'# dütü ve

yere çarparak parçaland#. Art#k ben de aya'a kalkm#t#m.Bacaklar #m# hafifçe aralayarak Dumuzi'nin kar #s#na dikildim,kollar #m# kald#rd#m ve üzerime düen büyülü ay ##'#yla y#kanmaya balad#m. Neredeyse tüm y#ld#zlar kal#n bir bulut örtüsünün ard#naçekilmilerdi. Sadece kanl# ay ve do'makta olan sabah y#ld#z# bana bak #yor ve beni anl#yordu."Hay#r!" diye inledi Dumuzi yalvar #r gibi bir sesle. "Buna da-





487ha fazla dayanamayaca'#m! Beni serbest b#rak, Inanna! Gitmeme

izin ver..."$çimde bir eyler y#rt#ld#. Gecenin büyüsü yalanc# bir ayna gibi parçaland# ve her parçada baka bir erke'in, baka bir tanr #n#n yüzü bana gülmeye balad#. Ans#z#n ba'#rmaya balad#m. Daha önce hiç bu kadar iddetli ve umutsuz ç#'l#klar atmam#t#m."Evet! Evet! Evet!" sözleri yükseliyordu bo'az#mdan. "Defolkar #mdan! Hepiniz derhal önümden kaybolun! Ak #m#n venefretimin kar #s#nda tozlar #n içinde sürünün!"Dumuzi de dayak yemi bir hayvan gibi iki büklüm olarak geriçekilirken aa'# dütü, tozlar #n aras#nda sürünmeye balad#,dilerini s#karak di'er erkeklerin aras#na kaçt#. Erkekler onumuzaffer bir kral gibi kar #lad#lar. $çimdeki sonsuz öfke sebebiyleh#çk #ra h#çk #ra a'layabilirdim, fakat gerçekte neler hissetti'imigörmelerini istemiyordum. Hay#r, ne kad#nlar #n, ne de erkeklerin bunu görmesine dayanamazd#m! Tüm vücudumla titreyerek Nana-

suin'e döndüm. Kan k #rm#z#s# gölgenin bir k #sm# yerinden ayr #ld# ve sabah y#ld#z# yeni oluan hilalin uçlar # aras#nda kald#."Beni bir kez daha götürün!" diye ba'#rd#m sesimin olancagücüyle. "Beni zaman ve mekândan uzaklat#r #n... Beni Uruk'a,Enki'ye, Osiris'e... Buradan uzak herhangi bir yere götürün! Sendenrica ediyorum, ey bilge ay! Sabah y#ld#z#n#n tanr #ças#na yard#m et!"488OSIRIS$ N ÜLKES$

"Birisi bana Letu kelimesinin ne anlama geldi'i-;: ni söyleyebilirmi? Belki de Tule... ya da tam aksi...""'Om mani padme hum' desen belki ne dedi'ini anlayabilirdik.Fakat söyledi'in kelimeler say#s# yüz bini bulan ark #lar #nhiçbirinde geçmi-fyor! Shangri-La'n#n okyanus benzeri Lama's# sorular de'il,sessizlik istiyor... om mani..."





"Buna bir son verin! Kulak t#rmalay#c# ilahiler dinlemek yerine,sorular #ma cevap almak istiyorum! Letu... Sazl#k Tarlalar #'n#

ar #yorum! Felaketten tam dört bin y#l sonra hâlâ beni anlayabilen birileri var m#?""Lotus çiçe'i üzerindeki mücevherlerin ululanmas# kar #s#nda,insanlar #n binlerce y#l# nedir ki... om mani padme...""Bu son derece yararl# görümenizin aras#na girdi'im için beni ba'#lay#n... Buras# Sazl#k Tarlalar #! Burada bize yüzlerce y#lyetecek kadar saz var... Hatta istedi'imizden çok daha fazlas#! Neistiyorsun, 'Arayan?'""Önce bana kim oldu'unu söyle!""Uruk Kral# G#lgame!""Tanr # m#, insan m#?""Üçte iki tanr #, üçte bir insan.""Bunu nas#l anlamal#y#m?""Ben Kral Enmenkar'#n k #z# Nin-sun ile Lilith ad# da verilen KutsalRuh'un o'ullar #y#m. Ya sen kimsin?"

"Yukar # M#s#r'#n koruyucusu Osiris. Bir zamanlar Aton,489Amon ve Ra gibi eski tanr #lar #n izinden gidiyordum, oysa imdiyedek sadece benim gibi genç tanr #lara tesadüf ettim: Kardeim Sethve k #z kardeim Nephthys. Fakat biz yarat#ld#'#m#z zaman dörtkiiydik ve tanr # çifti Geb ve Nut'un mükemmelli'ine ulamam#ziçin mutlaka bu k #z kardeimizi de bulmal#y#z.""Bu k #z kardein ismi $nanna m#?"

"Hay#r, $nanna de'il, $sis...""Emin misin?""Kutsal Sazl#k Tarlalar #'ndan Ölüler Ülkesi'nin kap#lar #na uzanan bir yol olan bu dünyada kim herhangi bir eyden kesin eminolabilir ki?""Söylediklerinden bir ey anlamad#m. Beni ilgilendiren öbürdünyaya giden yol de'il, tam aksine, s#'#r sürülerimin büyüyüp





güçlenmeleri, savaç#lar #m#n ehirde gere'inden fazla içkiiçmemeleri ve - kendimi ölümsüz k #lmam! Üzgünüm, Osiris. *ayet

bir $sis ar #yorsan, sana yard#mc# olamam.""Hay#r, hay#r, benden hemen ayr #lma! Belki de arad#'#m$nanna'd#r! Bana onun hakk #nda birkaç ey söyleyebilir misin?""Belki.-Sen onun hakk #nda ne biliyorsun?""Aradan o kadar çok zaman geçti ki... Benim gibi bir tanr # için bileçok uzun bir zaman... Çok fazla ey oldu, anl#yorsun de'il mi?Zaman son derece h#zl# ak #yor ve kafam karmakar ##k. $nsanlar bana ac# verecek kadar büyük bir telala konuuyor. Herkes sankidi'erlerinden daha fazla biliyormu gibi bir, eyler anlat# p duruyorve kimse di'erinin ne söyledi'ini umursam#yor... Her tarafta yenitanr # ve tanr #çalar, göçebe kavimler türedi... Üstüne üstlük bir degeçmie duyulan sayg# dolu korku... Birtak #m ehirler yoktan varoluyor ve daha onlara al#maya f #rsat kalmadan tekrar yokoluyorlar... Tüm bunlar # anlamak niyetinde de'ilim! Sadeceülkemde huzurun hüküm sürmesini ve her eyin oldu'u gibi

korunmas#n# istiyorum.""O halde söyleyeceklerim seni yaralayacak, çünkü ben Uruk490halk #na an ve eref kazand#rmak için eskiyi y#kmak istiyorum.Kendilerini göstermeyen tanr #larla da bir al#veriim yok. Geçmite bir zamanlar büyük bir öneme sahip olmu olmalar # mümkün, fakattufandan sonra, ikinci kez gökten indiklerinde, eskileriylearalar #nda hiçbir benzerlik kalmam#. T# pk # insanlara benziyorlar.

Bu durumda ben de senin gibi bir tanr #y#m! Güçlü olan#n hangikökenden geldi'i kimi ilgilendirir? $yisi mi sen kendi yoluna git, ben de kendi yoluma. Sana son bir ey soraca'#m: k #z kardeinoldu'unu düündü'ün tanr #çadan en son ne zaman haber ald#n?""Bin güne dönümü önce. Arkas#nda hiçbir iz b#rakmadan F#rat'#nkuzey kaynaklar # civar #ndaki Çatal Höyük'te ortadan kayboldu.San#r #m korkunç bir ay gölgelenmesi esnas#nda..."





"O halde ayn# kiiden söz ediyoruz! Fakat onun ortadankayboldu'unu da nereden ç#kard#n? Burada $nanna'y# herkes tan#r!

Çok uzun bir süre Uygur'u arad#. Sonra Agartha dehlizlerindegörüldü, sonra da Aratta yaylalar #nda, Jericho surlar #nda, Byblosk #y#lar #nda ve Sahara ormanlar #n#n içindeki Tibesti Da'-lar #'n#nmavi dudakl# sakinlerinin aras#nda. *ehrim Uruk'a gelen insanlar #n birço'u ondan söz edildi'ini duyduklar #n# anlat#yor. Tacirler iseSaba Kraliçesi adl# birinden söz ediyorlar, sonra Akdeniz'ink #y#lar #nda yaayan erkek düman# bir Astarte'den, Ba-bil ehrininsavaç# tanr #ças# $tar'dan ve kad#ndan çok erke'e benzeyen birtanr #çadan. Bazen onun olgun baaklar #n uzun örgülü tanr #ças# olarak ortaya ç#kt#'#n# duyuyorum, bazen de bir gök gemisinin hertürlü sava kural#n# hiçe sayarak ortal#'# k #r # p geçiren bir tanr #ças# olarak. Can# istedi'i zaman hiç umulmad#k yerlerde ortayaç#k #veriyor. Ona yalvard#'#n zaman kendisini göstermiyor, onalanet etti'in zaman ise gecenin karanl#'#nda yan#nda bir zamanlar #n bir isim bile ta#mayan demir-adamlar #na benzer dev yarat#klar

oldu'u halde ba ucunda biti-veriyor. Öyle hükümdarlar tan#yorumki, kudretlerini ve ak #llar # -491n# onun yüzünden bir gece içinde kaybediyorlar. Yaylalardakiçobanlar ise onun ne bir geyi'e, ne de bir ee'e dokundu'unuanlat#yor...""Korkunç! Peki sen onun hakk #nda bu kadar bilgiyi neredenedindin?"

"Çünkü $nanna benim ehrimin, Uruk'un tanr #ças#!""Onu kendi gözlerinle gördün mü?""O benim içimde eski, çok eski bir resim...""Bana onu gören tek bir kral#n, tek bir insan#n ismini verebilirmisin?"





"Biraz düünmem laz#m... Belki Ki Kral# Mebaragesi veya o'luAkka onu görmütür, belki de Sippar, *uruppak veya bilge tanr #

Enki'nin ehri Eridu'da yaayan insanlardan biri...""Sak #n bu ismi bir daha a'z#na alma! Tanr #lar #n o çok eski s#rlar #n# $nanna'ya sarhoken hediye eden ondan bakas# de'ildi. Çok eskitanr #lar #n o günden bu yana tanr #sal ME'lerin hiç olmazsa birk #sm#n# geri alabilmek için u'ra# p durduklar #n# biliyorum! Bukad#n#n her tarafta neler yapt#'#n# sen de görmüyor musun?$nsanlar evrenin tüm düzenini ve uyumunu bozacak bir yoldailerlemiyorlar m#?""Belki de, Osiris. Fakat olan olmu bir kere! Hiçbir ey zamancartan# geriye döndüremez. $nsanlar #n içinde var olan belli birzaman için unutulabilir veya de'itirilebilir, fakat y#ld#zlar uygun bir konuma geldikleri anda tekrar yoluna devam eder...""Demek sen de! Sen de büyük bilgeli'in ME'lerini o kadar çokgörmüsün ki, akl#n# ba#na toplama yetene'ini yitirmisin. Eminol, tannsal ME'ler askerlerinin bir türlü vazgeçemedi'i sarholuk

verici içkiden çok daha etkilidir! ME'ler güç, kudret ve iktidar #nalevli oklar #d#r! Bir kural olmad#'# ve kimse onlar # dizginlemedi'itakdirde, etraflar #ndaki her eyi yakarlar!""Beni bu çocuk masallar #yla m# korkutacaks#n? Sadece kendi492yaam#n# belirleyebilen kii özgürdür! Gör bak: Bir zamanlaroturdu'un sedir ormanlar #na gidece'im ve tüm koruyucu cinleri,do'an#n tüm eski büyülerini yok edece'im! Geçmiin tanr #lar #n#n

ve kad#nlar #n söyleyecek bir sözleri yok art#k. Dünya, yeteneklerinihiçbir kad#n#n anlayamayaca'# yeni erkeklere ait art#k! Bugünekadar ma'lup edilemeyen her ey benim hayat#m#n amac# ve yasakolan her ey benim için baldan tatl#. Erkek erke'e dövüebilece'imdümanlar ar #yorum! Ancak gerçek bir sava insan# dinç tutar. Lapakazan# insan# tembel ve güçsüz yapmaktan baka ne ie yarar?"





"Daha önce hiçbir insan senin kadar kat# ve so'uk konu-mam#t#r.Senden hiç holanmad#m, Uruk kral#! Sen gerçek krall#'#n ne

demek oldu'unu en az#ndan tufanda bo'ulan o zavall#lar kadaryanl# anlam#s#n! Sen yapmak istedi'in ilerden söz ediyorsun,fakat ben kendime sevgili, k #z karde ve çocuklar #m#n anas# olacak bir tanr #ça ar #yorum.""Kad#nlardan bana ne! Benim tek istedi'im erkeklik öhretimintüm dünyaya yay#lmas#! Sunaklarda yak #lan tüm ateler ve binlercesaz kulübe, benim kudretimi hayk #ran tap#naklara dönüecek!""Siz insanlar ne hale gelmisiniz böyle!""Ne hale mi? Kendilerinden baka tanr #lara ihtiyaç duymayanerkekler olduk sadece! *ayet o mehur k #z kardeini bulacakolursan, onu bana gönder! Ona bir kral#n ve bir erke'in ne demekoldu'unu göstereyim!""Demek bunu baard#'#n#z# düünüyorsun...""Evet, bunu baard#k, gelecek binlerce y#l boyunca da böylekalacak!"

Sahara'n#n s#k ormanlar #n#n aras#ndaki güneli vadide bulunanrefakatçilerimi geride b#rakm# ve pastel sar #s# kayal#klar boyuncayürümeye balam#t#m. Hava çok s#cakt# ve kayalar #n üstün-493de ve alt#nda büyüyen çal#l#klar #n yorgun bir görünüleri vard# Bu bana pek garip gelmiyordu, çünkü Tibesti Da'lan'nda yaayangöçebeler bana uzun süredir kuruyan göllerden ve felaketten önceOsiris'le birlikte üzerinde uçtu'umuz bölgeden esen s#cak

rüzgârlardan söz ediyorlard#.Son buzul ça'# bu bölgede kuzeyde oldu'undan çok daha yumuakizler b#rakm#t#. Kuzey Nil vadisinde ehirlerin de felaketten önceyeil Sahara ovalar #nda s#'#rlarla birlikte yaayan, güzelim Kaurisalyangozlanyla ticaret yapan, ölüleri için ta çemberler haz#rlayanve kaya duvarlar #na resimler yapan insanlar taraf #ndan kuruldu'unaemindim.





Sahara bölgesindeki kaya resimlerinde, Aquitania'da görülenlerinaksine, hayvan resimlerinden çok insan figürleri göze çarp#yordu.

Bu resimlerde neden güçlü ve hareketli erkeklerin ön plana ç#kt#'# ve kad#nlar #n daha ziyade yuvarlak hatlara sahip küçük varl#klarolarak tasvir edildi'i konusunda uzun süre kafa yormutum. Vegünün birinde bunu bu bölgede yaayan insanlara sordu'umzaman, bekledi'im türden bir cevap alm#t#m: Sahara'daki kayaresimleri kad#nlar taraf #ndan de'il, erkekler taraf #ndan yap#lm#t#.Bunun neden böyle oldu'unu anlamak için de uzun güne dönümleri boyunca düünmütüm. Bu arada Xam ve Sankabilelerinin kayalar #n üzerine cokulu bir yaam sevinciyle resimyapt#klar #n# da fark etmitim. Her tasvir bu insanlar #n bu ormanlarlakapl# da'larda gördü'ü, yaad#'# ve duydu'u eyleri bir çocuk gibi bakalar #na iletme duygusunun ürünüydü. Ve kuzey ülkelerindeyaayan Cro-Mag-non'lar #n, Ren avc#lar #n#n, Lepeno bal#kç#lar #n#nve Çatal Höyük kad#nlar #n#n aksine, bu insanlar #n hat#ralar #ndakaranl#'a, so'u'a ve ölümcül dalgalara dair izler yoktu.

Aradan geçen zaman zarf #nda gerçekte neyin peinde oldu'umuunutmutum. Fakat büyük tanr #lar #n beni unutmam# olduklar # düüncesi, kendimi rahat ve huzurlu hissetti'im bir ye-494re yerlememe f #rsat b#rakmadan, tekrar oradan ayr #l# p yollaradümeme neden oluyordu. Bazen yerli kabilelerinin aras#ndayaamaktan holan#yor, bazen de tek ba#ma kalmay# tercihediyordum. *u anda bir zamanlar Osiris'e vaat edilen topraklarda

bulunuyordum ve daha küçük yalarda kendime yard#mc# olarakseçti'im on iki erkek bana refakat ediyordu.Bu abanoz renkli ve soylu görünülü yoldalar #, bugüne kadarrastlad#'#m erkekler aras#nda en iyileri olarak nitelendirebi-liyordum. Tümü de beni kalplerinin kraliçesi ve yerin ve gö'üntanr #ças# olarak kabul ediyordu. Ve yine tümü de benim arzular #magöre gerekti'i zaman savaç#, gerekti'i zaman çal#lar #n aras#nda yol





aç#c#, oyun arkada# veya uzun bir gecede yatak arkada# olabiliyordu. Bazen onlar # etraf #ma topluyor ve onlara bir yar #ma

sonucu çözmeleri gereken bir görev veriyordum. Bazen de iki ya daüç tanesini birkaç gece için yan#mda al#koyuyor, onlaragördüklerimi ve yaad#ldar #m# anlat#yor, bilmek istedikleri sorular # cevapland#r #yordum.Hiçbir kabile, hiçbir aile, bu on iki yolda#n verdi'inden dahafazlas#n# veremezdi bana. Ne yedi, ne de on kiilik bir grup kurmafikri houma gitmedi'i için, bu rakam# seçmitim. Yedi kiilik birgrup bana Çatal Höyük kad#nlar #n# ve birlikte Enki'nin Absu'dakisaray#na gitti'imiz Oannes'leri hat#rlat#yordu. On rakam# da çeitlisebeplerden dolay# uygun de'ildi. Ancak çok sonralar # on ikirakam#n#n bana hüzünlü bir ekilde Berios'u ve onun kâinat#nuyumu teorisini hat#rlatt#'#n# fark ettim.Sürekli olarak yeni kaya resimlerinin yan#ndan geçiyordum. Ve buresimler bir kez daha birer ayna gibi ruhumu yans#t#yor, binlercedünya y#l# boyunca içimde sald# kalm# olan duygu ve düünceleri

gün ##'#na ç#kar #yorlard#. Çevremde olup biten, fakat do'rudan benimle ilgili olmayan olaylara kar # ne kadar duygusuz oldu'umuanlam#t#m. Ay#n ve günein sürekli dönümü, f #rt#nalar ve bulutlar,sonbahar ve ilkbahar beni bazen büyük bir sessizlik, bazen de ince bir derenin #r #lt#s# gibi takjDetmi, sürekli kendine dönerek yeniden ortaya ç#km#t#.Dünyan#n her taraf #nda insanlar #n do'du'u, büyüdü'ü, ös. rendi'i,savat#'# ve yine öldü'ü bin y#l boyunca etraf #mda olup bitenlere

kar # büyük bir kay#ts#zl#k içinde kendime öylesine yo'un birekilde konsantre olmutum ki, bu durum bir tanr #ça olan beni bilekorkutmaya balam#t#. Fakat imdi bacaklar #m# çizen çal#lar #naras#nda s#cak talar #n üzerinden kaya yamaçlar # boyuncailerlerken, ans#z#n tanr #sal ME'leri nas#l kulland#'#m ve Tammuz'ane büyük bir haks#zl#k yapt#'#m zihnime gelin yerlemiti.





Da'#n yamac#ndaki geni bir kavisi ald#ktan sonra hafif bir rüzgâr #nk #sa etekli'imi havaland#rmas#n# ve gö'üslerimi serinletmesini

zevkle izledim. Ba#m#n etraf #na sadece gözlerimi aç#kta b#rakacakekilde bir örtü sarm#t#m. Bu al#kanl#k bana kad#nlar ehrindenkaçarcas#na uzaklat#'#m günlerden kalm#t#. Sürekli olarakyeniledi'im bu örtü sayesinde, kar #ma ç#kan avc# ve çobanlar #nhor gören bak #lar #na maruz kalmaktan kurtulmu oluyordum.K #rl#k alanda ve yeni kurulmu olan ehirlerin civar #nda, benigördükleri zaman bir hayranl#k veya sayg# ifadesi göstermeyenerkeklerle s#k s#k kar #la#yordum. Tam aksine: Bu erkeklergözlerimdeki k #v#lc#mlar # gördükleri zaman, kendilerine meydanokudu'umu düünüyorlard#. Onlar # bak #lar #m#n gücüyle yan#mdanuzaklat#rma çabalar #, her defas#nda baar #s#zl#kla sonuçlan#yordu.Bu erkekler beni bir zamanlar kurtlar #n yapt#'# gibi de'il, aksinerahats#z edici bir h#rs ve ihtirasla izliyorlard#.Uzun uzun kafa yormama ra'men, bu geliimin aç#klamas#n# birtürlü yapam#yordum. Erkeklerin geceleri atein kenar #nda

otururken birbirlerine bir kad#n# yakalad#klar # gibi bir çal#n#narkas#na at# p iini nas#l bitirdiklerini kahkahalar aras#ndaanlatmalar #na bile ahit olmutum.496\I Ta balang#çta, Nanna-suin'e, Tammuz ve Enkimdu'ya bir Iy#l#n iki yar #s#n# paylat#rmas# için yalvard#'#mda, erkeklere bü-fyük bir öfke duyuyordum ve derin bir hayal k #r #kl#'# içindey-; dim.

Asl#nda onlar # duydu'um hayal k #r #kl#'#ndan da sorumlu 'tuttu'umun fark #ndayd#m. Yasak Bahçe'de yaad#'#m olaydan ¦ vesevgi dolu bir Osiris rüyas#n#n sona erdi'i andan itibaren, i bir k #zveya kad#n#n ayn# anda hem tutucu ve yenilikçi, hem t anne veefendi olamayaca'#n# anlam# bulunuyordum. Düle-[ di'im türden bir ak #n çok fazla beklentisi vard#. Hem bana sevgi ve sayg#yla ba'l# olan, hem de bana hediye etmek için ; gerekirse gö'ü y#rt# p





ayaklar #m#n dibine serecek olan bir erkek... $ster tanr #, ister kralolsun, yeteri kadar â#k ve erkek # olan herkes, aya'a kalk # p tüm

bak #lar #n önünde bana arma'anlar sunmal#yd#.Evet, ben ak # tanr #lara sunulan bir arma'an gibi tasavvur etmitim.Dünyan#n tüm sevinçleri ve zaferleri üzerine hükme-[ den bir anatanr #çaya sunulacak bir arma'an. Bana sahip olmak isteyen biri,yedi kere yedi say#da s#navdan geçmeliydi, çünkü ancak bu sayedeanlaml# bir birliktelik meydana gelebilirdi. Anal#'# düünen herkad#n, kendi içinde var olan# sürdürebilmek için, erkekler aras#ndaen iyi olan# seçmeliydi.Bu prensip ile son buzul ça'#ndan önce yeni insanlar meydanagelmi ve vahilerden ayr #lm#lard#. Cro-Magnon insanlar #n#nevlatlar # da ancak bu ekilde dünyay# kendi iradelerine tabik #labilirlerdi. Benimle birlikte baka pek çok kad#n#n hatas#, sadece bir tek ey istememiz ve di'erlerinden tümüyle vaz-geçmemizdi.Çocuklar #m#z#n babas# olarak seçti'imiz kahramandan bize ark #larsöylemesini, ayaklar #m#z#n alt#na taze çiçekler sermesini ve biz izin

verene kadar gölgede beklemesini bekleyemezdik.Ben de böyle davranmaya çal#m#t#m. Akl#ma gelen her yöntemleyaam, ço'alma ve toplum üzerine karar verecek497olanlar #n biz kad#nlar oldu'unu anlatmaya çal#m#t#m. Fakat bo yere. Giderek h#zlanan zaman art#k derin konular üzerinde kafayormak yerine, çabuk davranan insanlar talep ediyordu.Bu arada da'#n en zirvesine ulam#t#m. Önümde renkli kaya

duvarlar #yla çevrilmi derin yarlardan, geni vadilerden, s#kormanlardan, yeil göllerden ve berrak akarsulardan oluan sonsuz bir cennet uzan#yordu. S#cak bir ta#n üzerine oturdum. Asl#ndakendimi mutlu ve memnun hissetmemem için hiçbir sebep yoktu.Fakat mutlu ve memnun de'ildim.Tammuz'la yaad#'#m kutsal dü'ün töreninin hayal k #r #kl#'#, tümduygular #m#n üzerine kara bir bulut gibi çökmütü. Kad#nlar





ehrinde bu kadar yanl# davranmam#n sebebini kendim deanlayam#yordum. Nas#l olup da ne öncesinde, ne de sonras#nda

hiçbir ey hissetmedi'im bir erkek için ak ark #lar # söyleyebilmi,nas#l olup da tüm yüre'imle onu arzu edebilmitim?Ormanlardan bana do'ru esen ho kokulu rüzgâr # zevkle içimeçektim. Bu gibi anlarda Çatal Höyük'te yaad#'#m ani evlili'insadece kad#nlar #n ii olamayaca'#n# düünüyordum. Erkekler deGaia'ya yard#m etmi olabilirlerdi, fakat ne olursa olsun, benimiznim olmaks#z#n bunu baarmalar # imkâns#zd#. Buna izin vermemise onlar #n de'il, güne tanr #s# olan kardeim Utu'nun etkisiylegerçeklemiti. Sadece onun etkisiyle mi?Ba#m# omuzlar #m#n aras#na gömdüm, bacaklar #m# ta#n üzerindetoplad#m ve kollar #m# onlar #n etraf #na dolad#m. Ola'anüstügüzellikteki uçsuz bucaks#z bir manzaran#n üstündeki bu da'#nzirvesinde, kendimi çok güçlü ve tanr #sal hissetmem gerekirdi.Oysa ben do'an#n ve bir k #sm#n# gasp etti'im güçlerinin kar #s#ndane kadar aciz ve güçsüz oldu'umu anl#yordum. Belki de o çobanla

yapt#'#m evlilik, bana verilen cezalardan ilkiydi. Öte yandancezam#n henüz tamamlanmad#'#n# da hissediyordum. Enki ve di'ertanr #lar #n Utu'nun ikna kabiliyetiyle do'-498¦•¦¦.' X-rudan bir ilgileri olmasa bile, bir zamanlar Atlantis tanr #ças# olaraköngörüldü'üm eski plana kar # ç#k # p ç#kmad#'#m sorusu hâlâcevaps#z kal#yordu.

$lk kez bu bölgede aslanlar görüyordum. Su içmek üzere yavaçadere k #y#lar #na yakla#yorlard#. A'açlar #n gölgesinde sessizceoturan abanoz derili yoldalar #m#n varl#'# bile hayvanlar # rahats#zetmiyordu. Neyi yanl# yapm#t#m? Kutsal dü'ün gecesi Tammuz'u yan#mdankovmasayd#m, erkeklerin davran#lar # farkl# m# olacakt#? Daha aztalep edip daha fazla verseydim? Ay#n k #z#l kan rengine büründü'ü





o karanl#k gecede, Tammuz'u benim için çok zay#f oldu'undanreddetmitim. Yoksa beni korkutan onun gücü müydü? $lkbahar

geldi'i zaman Tammuz benden korkup kaçt#'# karanl#klardan gerigeliyordu. $nsanlar onun bitkilerin tanr #s# oldu'una inanmaya balam#lard#. Ben onun böyle bir ey olmad#'#n# biliyor, fakat onugeri almak için bir ey yapm#yordum.Bu sessiz ve huzur dolu anda, neden Tammuz'la birleti'im ogecede ve daha sonra bir çocu'a sahip olmad#'#m# düünüyordum.Daha önce akl#ma hiç gelmemi olan bu düünce ruhumda birk #rbaç gibi saklam#t#. Kollar #mla bacaklar #m# daha s#k # sard#m ve bir kez daha o nemli ve bulutlu #ss#z adada oldu'u gibi bugünekadar u'rad#'#m baar #s#zl#klar # ve aa'#lamalar # a'laya a'layahayk #rmak istedim.Beni arayan ve beni hâlâ bulamad#klar #n# düündü'üm büyüktanr #lar acaba neredeydi? Gö'sümde ta#maya devam etti'im Tanr # Ta#, k #zlar # $nanna'n#n ne durumda ve nerede oldu'unu onlara bildirmiyor muydu? Kardeim güne, dünyada olup bitenleri art#k

göremiyor muydu? Bir zamanlar kad#nlara ait olan# erkeklerinalmas#na izin veren Tanr # Enlil nerelerdeydi? Bilge tanr # Enki'nin bekçileri, hizmetkârlar # ve eytanlar # neredeydi?499Yoksa art#k zaman#n batan ç#kart#c# bir kad#n kimli'ine bu-ründü'ü görünmez bir a'#n içinde mi ilerliyordum? Bu a' somakokusu kadar tehlikeli, sarholuk veren bir içki kadar felç edicimiydi? Kaderimden saklanmay# baaraca'#m bir yer var m#yd#?

Yeil da'lar #n ötesine bakt#m. Karanl#klar dünyas#n#n so'u'undanayr #ld#ktan sonra gördü'üm ilk da'lardan tümüyle farkl#yd#lar. Veans#z#n beni neyin güvensizletirdi'ini anlad#m: Ölümünhabercilerini hissediyordum!Yeil do'an#n üzerinde öylesine kararl# bir ekilde uçuuyorlard# ki, sanki Osiris'in ülkesi geri dönüü olmayan bir sonbahar #n içinedümek üzereydi. Bu ola'anüstü /rman gerçekten içinde yaayan





tüm canl#lara yasaklanacak bir çöle dönüebilir miydi? Böyle birey olabilir miydi? Büyük tanr #lar #n kendi içlerinden birini de'il,

fakat onun dokundu'u her eyi cezaland#rmalar # mümkün müydü?Gördü'ü ormanlar #, ok ad#'# hayvanlar #, holand#'# insanlar #...Hayat#mda ilk defa korkuyordum. O kadar çok korkuyordum ki, buduygunun kar #s#na nas#l ç#kabilece'imi bilemiyordum. Tanr #lar #nintikam# bana ulat#'# zaman ölecek olan ben de'ildim, benimetrafîmdakilerdi! Ans#z#n her eyin ne kadar mant#ksal vekaç#n#lmaz oldu'unu düündüm. Hiçbir ç#k # yolu da yoktu.Yoksa... var m#yd#?Ba#ma sard#'#m örtünün alt#ndaki Tanr # Ta# #s#nmaya balam#t#.Örtüyü yana çektim ve mavi par #lt#ya bakt#m. Tanr # Ta# karanl#'#nen korkunç zamanlar #nda bile hiç bu kadar yo'un bir ekilde##ldamam#t#.Vazgeçmedi'im takdirde ne olurdu? Bu andan itibaren yaayantüm varl#klarla, dolay#s#yla da tanr #sal ruhun ölümlü suretiyle olanilikimi sona erdirsem? Kendimi isimlerinden tan#d#'#m di'er

tanr #lar #n üzerinde bulunan, efkatli, iyi kalpli, adil ve her eyi bilen, kendilerini ça'lar boyu gerçek tanr #lar olarak su-500nanlann bile günün birinde geri dönmesi gereken tanr #sal bir varl#kekline dönütürsem? Yoksa pek az kimsenin bildi'i kutsal s#r bumuydu?Bu düünce kar #s#nda gülümsedim. Her eyin birin içinde ve birinher eyin içinde olmas# durumunda, ölüm art#k var olmazd#! Bu

durumda tanr #lar, krallar ve insanlar, hatta bitkiler, hayvanlar veyaayan her ey, tek ve büyük bir kaynaktan gelirdi. Günün birinde baka bir surette yeniden bedensel bir varl#k edinmek üzere tümyaam#n ve ruhlar #n geri dönece'i sonsuz bir ülke...Bu dünyan#n tüm tanr #lar #n#n gözünden kaçmama sebep olan,yürüdü'üm bu yol muydu? Bu büyük kayna'#n suyu aslatükenmezdi. O tüm alg#lar #n, duygular #n ve bilgilerin toplam#yd#.





Bu bilgilerin tümü yaayan tüm varl#klar #n içinde sakl#yd#, fakatonlar bu bilgilerin ancak çok küçük k #r #nt#lar #n# daha yüksek bir

varl#k seviyesine ulamakta kullanabiliyorlard#.Eskilerin yasalar #n# ve düüncesizce insanlara vaktinden önceverdi'im ME'lerin sembolik anlamlar #n# ilk kez imdikavrayabiliyordum.Ya ben art#k hiçbir eyin yaamad#'#, bundan dolay# da benden birzarar göremeyecek olan bu yere gönüllü olarak gidecek olursam? Otakdirde insanlar tanr #sal ME'lere gerçek anlamda sahip olacak,kullanacak ve ço'altacaklard#.Bir kez daha gülümsedim.Bunu yapmam mümkündü! Akl#ma Mezopotamya'da duydu'um bir isim gelmiti: Erekigal. Geçti'imiz yüzy#llar #n birinde kimoldu'unu hat#rlayamad#'#m birisi bana onun benim k #z kardeimoldu'unu söylemiti. Belki Morgana, belki de baka biri.;.$ndus Nehri vadisinde birkaç kez Morgana'yi aram#, fakat onu bulamam#t#m. Kurdu'u ehirlerin ömrü pek uzun ömürlü

olmam#t#. Çatal Höyük'ten bu yana evlerinin hepsi birbirine501 benzeyen baka bir ehir görememitim. Mohenjo Daro ve Ha-rappa'n#n caddeleri, sokaklar # ve geni meydanlar # bile benimdüünceme uygun de'ildi. Bir zamanlar Atlantis'le birlikte sularagömülmü ve neredeyse tümüyle unutulmu olan Basi-lea'n#nyerini tutmalar # kesinlikle mümkün de'ildi.Bu arada dünya tam dört bin kez kendi ekseni etraf #nda dönmütü.

$nsanlar #n bak # aç#s#yla güne tam dört bin kez do'mu ve tamdört bin kez batm#t#. Kardeim Utu'nun ve di'er tanr #lar #n sahipolduklar # isimleri art#k sayam#yordum. Birçok ehirde daha öncehiç duymad#'#m isimler zikrediliyordu ve insanlar s#k s#k benitan#madan benim hakk #mda bir eyler anlat#yorlard#.Sessizli'in uykumu getirmekte oldu'unu hissediyordum. S#cakta#n dibindeki otlar #n üzerine do'ru kayd#m ve s#rt#m# ona





dayad#m. Gökyüzü berrak bir mavilikteydi, vadilerden nemli birs#cakl#k yükseliyordu ve uzaklardan bir kaval#n sesi iitiliyordu.

Osiris neredeydi? Neden ondan bir daha haber alamam#t#m?Buras# onun ülkesi de'il miydi? Bir daha görüebildi'imiztakdirde, ona ne hediye edebilece'imi düünmeye balad#m. Derin bir iç çekmeyle ona olan sonsuz hasretimi dindirmeye çal##rken,huzur dolu topraklardan bana do'ru yaklamaya balayan tehlikeyigözden kaç#rd#m. Hemen yak #n#mda bulunan eski tanr #lar #nkonumalar #n# duyamam#t#m. Onlar # görmü olan insanlar iseyüzy#llar boyunca onlar #n görkem ve ihtiamlar #n# k #rm#z# boyaylakaya duvarlar #na nak ettiler."Neredesin Nin-shubur, Morgana, Erekigal?" diye m#r #ldand#myar # kapal# gözlerle. "$nsanlar #n yaamlar #n#n küçük veya büyük,iyi ya da kötü oldu'una karar veren ara dünyan#n kap#lar # nerede? Neredesin, Tammuz? Ya sen neredesin, Osiris? Yan#n#za gelmekistiyorum!"Kapal# gözlerle gülümsedim. Yeralt# dünyas#, diye düündüm.

Sorular #m#n cevab#n# yeralt# dünyas#ndan baka nerede502 bulabilirdim? Tanr #lar #n bile do'ruyu söyleyip söylemediklerikonusunda yarg#land#klar # bu dünyaya nas#l gidebilece'imkonusunda bir fikrim vard#. Sadece yeteri kadar becerikli olmal# veiyi haz#rlanmal#yd#m.Öfkeli tanr #lar #n gölgeleri bilincime ulam#lard#. Henüz yolumunsonuna ulamam#t#m; fakat ne benim, ne de onlar #n bekleyecek

hali kalmam#t#. Bir kez daha içimi çektim. Bunun üzerine büyüktanr #lar nihayet önümde e'ildiler ve bana ezelden berikendilerinden biriymiim gibi davranmaya balad#lar.Enki'nin saray#nda yapt#'#m gibi y#kand#m, tüm vücuduma güzelkokular sürdüm, omuzlar #mdan aa'# dökülen saçlar #m# tarad#m,onlar # kal#n örgüler halinde ördüm ve ülkenin ak ve berekettanr #ças#na yara#r bir ekilde ba#m#n üzerinde bir taç eklinde





toplad#m. Sonra da en k #ymetli elbisemi giydim. Koyu tenliyoldalar #m ve saray#m#n hizmetkârlar #, bana yumuak yast#klar

üzerinde mücevherlerimi getirdiler.Geni lapislazuli talar #ndan oluan bir gerdanl#k ald#m ve uçlar # gö'üslerimin aras#na düecek ekilde boynuma takt#m. Sonra"b#rak-buraya-gelsin" isimli alt#n tozuyla göz kapaklar #m# boyad#m.Sol bile'ime bir bilezik geçirdim, belime inci ve elmaslarla süslü bir tokas# bulunan geni bir kemer ba'lad#m. Kemer tokas#n#nüzerinde eskilerin harfleriyle "gel-adam-gel" yaz#l#yd#. Son olaraksüslü enerji asas#n# bir zamanlar büyük tanr #lar #n yapt#'# gibi sa' elime ald#m.Geçmiin birçok tanr #s# beni görmek için ortaya ç#km#t#. Brahma,Viracocha, Tiuz ve Amon-Ra beni selamlad#lar ve yeralt# dünyas#na yapaca'#m yolculukta baar # dilediler. Beni bekleyen bilinmezden korkmuyordum, çünkü bu yolculuk bana Gri Ev'deyapt#'#m gezintiden daha zor gelmiyordu. Nin-shubur'un ay teknesini haz#rlad#'#n# gördüm. Sonra Nanna-

suin, Enlil ve Enki de ortaya ç#kt#lar. Bana dostça davra-503n#yorlard#. Ne bir sitem, ne bir suçlama, ne de haz#rland#'#myolculu'u engellemeye yönelik bir uyar # veya tehdit.Saray#m#n önünde demir atm# olan ay teknesine ayak bast#m.Donan#m# t# pk # Tanr # Tiuz'un gök gemisini and#r #yordu, fakat herey daha zengin ve gösteriliydi. Ay teknesinde kendimi evimdegibi hissediyordum. Nin-shubur tekneyi yavaça hareket

ettirdi'inde, büyük tanr #lar bana çiçek atmaya ve el sallamaya balad#lar. Ay teknesi bir süre boyunca G#lgame'in uzun süre öncetasvir etmi oldu'u Uruk'a benzeyen bir ehrin duvarlar # önündeseyretti.Sonra yava yava havaland#k, k #y#larda yanan atelerin üzerindengeçtik ve y#ld#zlarla dolu gökyüzüne yükselmeye balad#k. Nin-shubur'un ay teknesini büyük bir beceriyle ve dudaklar #nda ince bir





gülümsemeyle do'uya yöneltmesini izledim. $ki büyük nehrinaras#ndaki geni düzlük ard#m#zda kalm#t#. Gök gemisi giderek

artan bir süratle da'lar #n, sonsuz yaylalar #n, sonra yine da' zirvelerinin üzerinde uçuyordu."Neler olaca'#n# bilmiyorum" dedim Nin-shubur'a. "Geridönemeyecek olursam, ard#mda b#rakt#'#m tüm izler silinmeli.$nsanlar #n benim ad#ma tap#naklar ina etmesini ve heykellerdilemesini istemiyorum.""Bunu onlara yasaklayamazs#n" dedi dümencim. "$nsanlar en ba#ndan beri kendileri için tanr #lar #n heykellerini ve idolleri-nihaz#rlad#lar. Bunu yapmakla san#r #m gerçekte her eyi ne kadar azanlad#klar #n#n üstünü örtmek istiyorlar. Kendilerine ne yapmalar #n# söyleyecek tanr #lar # olmad#'# zaman, korlcmamak için busembollere ihtiyaçlar # var.""Ama ME'ler onlar # daha bilgili, ak #ll# ve özgüvenli k #lmad# m#?"diye sordum ak #nl#kla. Nin-shubur güldü."Mutlaka yapm#t#r" diye cevap verdi. "Sen insanlara tüm ME'leri

verdin... Sadece bir teki hariç...""Bununla neyi kastediyorsun?"504V"Bir eyden kesinlikle emin olmay#..." diye kar #l#k verdi Nin-shubur. "Duygu ve düüncelerin karmaas#nda insanlara bir eydenkesinlikle emin olma yetene'ini. Fakat her ey ak #yor, bu nedenleinsanlar tutunabildikleri uygun bir eye s#k # s#k # yap##yorlar.

Belirsizlik ve yar #n ne olaca'#n#n bilinmemesi onlar aç#s#ndankorkunç bir ey oldu'u için durup dinlenmeden yasalar peindekouyor, tanr #lara ve büyük bir düzenin varl#'#na inanmakistiyorlar. Her ak am y#ld#zlara bak #yor ve her ak am kendigünelerinin bir daha geri dönmeyece'ini düünüyorlar. Zaman# biryolun merhaleleri gibi dilimlere ay#r #yor, sonra da bir zamanlartanr #lar #n sahip oldu'u kudrete sahip olduklar #na inanmaya





çal##yorlar." Nin-shubur bana bakt# ve kar #mda Morgana'n#nyüzünü gördüm. "Senin için belki belirsizlik can s#k #c# bir ey,

fakat kesin bilgiye sahip oldu'un zaman bir daha asla çabagöstermeyece'ini biliyorsun. $nsanlar bu ME'ye sahip de'iller, hemde nicesi kesin emin olabilmek için tüm varl#'#n# tanr #lara arma'anetmeye haz#r oldu'u halde..."Ona cevap vermedim. Gök gemisi do'uya do'ru uçmaya devamediyordu. Bir süre sonra h#z# azald# ve hafifçe yalpalayarakalçalmaya balad#. Bir an sonra karla kapl# iki büyük da' s#ras# gördüm. Zirveleri bulutlarla örtülüydü."Yeralt# dünyas#n#n ilk kap#s# orada" dedi Nin-shubur. Elimdeolmadan yutkundum ve sa' elimdeki âsây# daha s#k # kavrad#m. Nin-shubur karanl#k kap#n#n hemen önünde gök gemisini yereindirdi. Sonra yan kap#lardan birini açt# ve vahi görünülü bir bekçi kafas#n# içeri uzatt#."Nereye gitmek istiyorsun?" diye sordu bana."Yeralt# dünyas#n#n yarg#çlar #na" diye kar #l#k verdim ona.

"Geri Dönüü Olmayan Kap#'dan, ancak bu dünyaya ait bireylerden vazgeçmeye haz#r oldu'un takdirde geçebilirsin!""Bilezi'i ver ona" dedi Nin-shubur. Derhal onun dedi'ini yapt#m.Bekçi elindeki mücevheri evirip çevirerek iyice incele-505di, sonra ba#n# sallayarak geri çekildi. Bir sonraki kap#ya kadaryavaça onu takip ettik. Oradaki bekçi de benden bir eylerdenvazgeçmemi istedi. Ona lapislazuliden yap#lm# gerdanl#'#m#

verdim.Sekiz kap# ve sekiz bekçi: $lk kap#y# Gözyalar # Kap#s# izledi, onuKorku Kap#s#, onu da $ntikam Kap#s#. Ve her defas#nda bekçilereüzerimdekilerden birisini vermek zorunda kal#yordum. ÖfkeKap#s#n#, Sessizlik Kap#s#'n# ve *öhret Kap#s#'n# geride b#rakt#k.*imdi önümüzde sadece Sonsuzluk Kap#s# kalm#t#."Buradan sonra sana refakat edemem" dedi Nin-shubur.





"Biliyorum" diye kar #l#k verdim. "Her ey için sana teekkürederim. Bundan sonra yoluma ç# plak ve yaln#z olarak devam

edece'im. Sen de yaayanlar #n dünyas#na geri döndü'ün zaman,sana söylediklerimi unutma.""$htiyac#n oldu'u takdirde sana yard#m bulmaya çal#mam# istermisin?""Bilmiyorum" diye kar #l#k verdim."Davullar çald#rabilir, topra'# isyana tevik edebilir, insanlara gö'eulaan ateleryakt#rabilirim... Enki'den yaam ekme'ini ve yaamsuyunu göndermesini isteyebilirim...""Bunlar #n bana ne faydas# dokunacak?" diye sordum ona. "Hay#r, Nin-shubur, gelecek olanlan tek ba#ma gö'üslemeliyim." Nin-shubur uzun uzun bana bakt# ve sonra ba#n# sallayaraksessizce uzaklat#. Ne kadar ç# plak oldu'umun fark #na ancak imdivarabilmitim. Yan#mda ne bir hediye, ne de bir silah kalm#t#.Fakat boynumdaki Tanr # Ta# uzun bir aradan sonra yeniden#s#nmaya ve ##ldamaya balam#t#.

Sessizli'in içinde dikkatle ilerlemeye balad#m. Kulaklar #ma enküçük bir ses gelmiyordu ve saçlar #mda en küçük bir esintihissetmiyordum. Etraf ne s#cak, ne de so'uk, ne ayd#nl#k, ne dekaranl#kt#. *imdiye dek hiçbir insan#n geri dönemedi'i dünyan#ngiderek daha derinlerine inmeye devam ediyordum.506i Balang#çtaki ihtiyat#mdan vazgeçmem uzun sürmedi. Kendi 'kendime art#k küçük bir k #z çocu'u olmad#'#m# ve varl#'#m#n

sebebini arat#rmam# kimsenin engelleyemeyece'ini söylüyordum.Tam dört bin insan y#l# boyunca bu cevab# almay# beklemitim.Tanr #lar #n beni nas#l bir oyuna bulat#rd#klar # üzerine de s#k s#kdüünmütüm; fakat eski plan#n hâlâ yürürlükte mi oldu'u, yoksafazla gürültü ç#karmadan bertaraf edilmesi gereken bir planlamahatas# olarak m# kabul edildi'i benim için bir mu-I ammayd#.





Yeralt# dünyas#nda gerçekten de ölüleri yarg#layan yarg#çla-I r #n veölülere hükmeden bir tanr #çan#n olup olmad#'#n# merak I

ediyordum. Ve bu tanr #çan#n bedensel olarak gerçekten benim Ikardeim olup olmad#'#n# da... Bana felaketten sonra geçirdi-i 'imilk bin y#l# an#msatan bir alacakaranl#'#n içinde yürüyor-( dum.Ans#z#n önümde Atlantis'in surlar #na benzeyen metal bir duvar belirdi.Kap#n#n önünde durarak bo yere bir giri noktas# arad#m. Buduvar, bana hâlâ ac# veren her eyin balad#'# yer olan YasakBahçe'nin önündeki kiklop duvar #n# hat#rlat#yordu.Ellerimi gö'sümde sallanan Tanr # Ta#'n#n üzerine koydum. Ta uzun zamand#r olmad#'# kadar so'uktu. Buna kar #n birkaç ad#milerledim, yumruklar #m# s#kt#m ve duvara vurarak ba'#rmaya balad#m."Kap#y# aç, bekçi! Buraya yaln#z geldim!" "Sen kimsin?" diyegümbürdedi içeriden bir ses. "Ben yerin ve gö'ün tanr #ças# $nanna'y#m. Do'uya do'ru gidiyorum."

"Kimsenin geri dönmedi'i yoldan buraya neden geldin?" "Çünkü...çünkü k #z kardeim Erekigal'in durumunun nas#l oldu'unuö'renmek istiyorum. Kocas# olan Gök Bo'as# öldü. Onunla cenazemerasiminin nas#l düzenlenmesi gerekti'ini konuaca'#m."507Bu yalan bana son kap#y# da açm#t#. Asl#nda böyle olaca'#mtahmin etmitim, çünkü bu ekilde de yaayanlar dünyas#ndangetirdi'im bir eyden vazgeçmek zorunda kalm#t#m. Önümde

aç#lan yüksek kap#dan içeri girdi'im anda, kar #mda yarg#çlar, veErekigal'# gördüm. Sanki dev bir çivi ile kayalara as#lm# olankocaman bir aynada kendimi seyrediyordum. Erekigal bana okadar çok benziyordu ki, elimde olmadan bir ad#m geri gittim.Kimdi bu tanr #ça? Morgana m#? Nin-shubur mu? Yoksa benimkötü benli'im mi?





Bu arada yarg#çlar #n önündeki a'#r bir ta masan#n üzerinde durannesneleri de fark etmitim. Beyaz ve siyah renkli birer küre, bir

terazi, sayfalar # aç#k duran bir kitap, yasa metinlerinin yaz#l# oldu'urulolar, bir kum saati ve bir k #l#ç. Buna ek olarak p#r #l p#r #l parlayanmetal paralar, kudret pentagram#, mealeler, su, arap ve kankupalar #. Tüm bunlar bana Gri Ev'de gördüklerimi o kadar çokhat#rlat#yordu ki, omuzlar #m# dikletirerek yarg#çlara ve k #zkardeime yaklat#m."$nanna!" diye ba'#rd# Erekigal ta kesilmi bir suratla. "Burayagelmeye nas#l cüret edersin? Sen ayn# kandan ve ayn# etten olmak #z kardelerin aras#nda en iyisiydin, bir Seçilmi'tin! Gerçektanr #larla yeni insanlar aras#nda ba'lant# noktas# oluturacakt#n...çok uzun zaman önce bakalar #n#n da yapt#'# gibi...""Ne demek istiyorsun? Beni neyle itham ediyorsun? Otuz, k #rk biny#l önce birtak #m insanlar #n Cro-Magnon deneyine balay# p,gerisini nas#l getireceklerini bilememeleriyle mi? Yeni bir buzulça'#n#n geliim sürecini duraklatmas#yla m#? $nsanlar dünyan#n

dört bir yan#na yay#l#rken, Atlantis hükümdarlar #n#n tanr #lar #n vekrall#klar #n#n ne ie yarad#klar #n# unutmalar #yla m#?"Öne do'ru bir ad#m att#m ve korkusuzca yarg#çlar #n gözlerininiçine bakt#m. Ve ayn# anda bak #lar #mdaki güç ve büyü geri geldi.Yarg#çlar #n ak #nl#'#n# hissediyor ve kazand#'#m zaferin tad#n# doya doya ç#kart#yordum. Önlerindeki nesnelerle belki ölülerinruhlar #n# korkutabilirlerdi, fakat beni de'il!508

"Dikkat et, tanr #ça!" diye ba'#rd# Erekigal. "Buras# benim görevalan#m ve benim krall#'#m!""Beni yarg#lamaya hakk #n yok! Buzun erimesine ve denizseviyesinin yükselmesine ben neden olmad#m! Tam aksine,kap#ld#'#n#z kibir ve gurur yüzünden büyük gerçeklerin yanl# anla#lmas#n#n sorumlulu'unu sizler ta#yorsunuz! Sadece bu





yüzden yaklaan tehlike burnunuzun ucuna geldi'i zaman dahi onugörmemekte #srar ettiniz..."

"Sus! Baar #s#zl#'#n#n sorumlulu'unu bakalar #na y#kmayaçal#man burada bir ie yaramaz! Biz her eyi biliyoruz: Kiklopduvar #ndan geçtin. Yasak Bahçe'ye ayak bast#n. Tüm yasalarara'men Osiris'i bedensel olarak sevmeye haz#rland#n. Görevdenal#nm# bir tanr # sana görmemen gereken resimler göstermeyeçal#t#'# zaman, ona kar # ç#kmaya yeltenmedin. Kâhin Berios'u batan ç#kartarak, onun asl#nda anlatmamas# gereken : eylerianlatmas#na neden oldun. Etraf #na saçt#'#n ##lt# yüzünden Osiris'ingörev yapaca'# ülkenin üzerinden uçup gitmesine neden oldun veonu Byblos'un ölüm saçan vahi yerlilerinin i ellerine b#rakt#n.Quetzalcoatl'#n alevler içinde ölmesine engel oldun. Mamut kan# içtin, aç kalan vahileri öldürdün, hayvanlar # evcilletirdin,yerlilerin düzenini bozdun, geçti'in her yerde izlerini b#rakt#n,tanr #sal ME'leri çald#n ve senin için düünülmü olan kocan# aa'#lad#n..."

Erekigal aya'a kalkarak kollar #n# iki yana açt#. "Tanr #ça $nanna,ölümü yüzlerce kez hakedecek kadar çok say#da suç iledin! Büyüktanr #lar #n vatan#na bir daha asla geri dönemeyeceksin!"Söylediklerinden etkilenmeden onun gözlerine bakt#m. "Gö'sümdeki Tanr # Ta# #s#nmaya balam#t#. Sahip oldu'um tekey oydu art#k. Tanr # Ta# ve içimdeki, bak #lar #mdaki güç...Benimle yeralt# dünyas#n#n tanr #ças# aras#ndaki cam benzeri duvar, bir serap gibi yava yava eriyip kaybolmaya balad#.

509Onun bak #lar #nda da bir anda benim sahip oldu'um güç belirmiti.Birbirimize bakt#k. Etraf #m#zdaki gri duvarlar geri çekilcii. Varl#kve yokluk aras#nda art#k sadece bak #lar #m#z vard#. Ondan dahagüçlü oldu'umdan bir an bile üphe etmiyordum.





Ellerinde yaam eleme'i ve yaam suyu ta#yan çocuk görünümlücinler bana yaklamaya çal#t#lar, fakat görünmez bir duvara

çarpm# gibi geriye s#çrad#lar.Ve ans#z#n her ey sona erdi. Yere y#'#ld#m ve ölmek üzereoldu'umu hissettim. Son düüncelerim yok olmadan, yarg#çlargüçsüz gövdemi yerden kald#rd#. Erekigal'in ç#nlayan kahkahalaratt#'#n# duyuyordum."Onun çok güzel, fakat be para etmez vücudunu duvardakiçivilerden birine eski bir çuval gibi as#n!"Hissetti'im son ey, Tanr # Ta#'mdan yay#lan mavi #s#n#n verdi'iac#yd#. Göz aç# p kapayana kadar kalbime yay#ld# ve onu bir andadurdurdu.510SPH$ NX"Letu... Letu'yu ar #yorum... Eskilerden biri beni duyuyor mu?""Seni duymuyorlar, arayan haberci... Art#k duymak da dahil, hiçbirey istemiyorlar. Büyük tanr #lar #n zaman# sona erdi. Art#k bir daha

kendi-, ; lerini göstermemeye ve do'a ile yaam#n gelii-•'-j^>'m'ne kar #mamaya karar verdiler." W "Ama insanlar #n tanr #laraihtiyac# var! Henüz ye-teri kadar olgun de'iller ki..." "Ellerinde yeteri kadar ME ve eskigelenekler var. Ço'alma yetene'ine sahipler ve bundan sonratanr #lar #n yard#m# olmadan yaamak durumundalar! *u andanitibaren sadece rahipler, druidler, amanlar ve azizler eski bilgilerin bir k #sm#na sahip olacaklar. Ve pek çok sahte peygamber, gerçe'i

sadece kendisinin bildi'ini iddia edecek..." j "Tüm tanr #lar ad#na... Bu bir cinayet! Eskiler bunu yapmakfyerine küçük çocuklar #n eline ölümcül silahlar ile zaman, $mekânve say# üzerine hükmetme yetene'ini de verebilirlerdi!" I"Hakl#s#n, arayan haberci. Bu nedenle bu yaam#m# da belirleyecekolan öteki varl#'#ma henüz geçmemeye karar verdim." I "Senkimsin? Niyetin nedir?"





"Benim ad#m Osiris ve Amon-Ra'n#n kutsal nehrinde hiçbir insan#nhükümdarl#'# eline geçirmesini istemiyorum. Vars#n baka

bölgelerde krallar gelip geçsin, insanlar eski tanr #lar #n adlar # içintap#naklar ve sunaklar ina etsin, M#s#r d##ndaki ülkelerde büyükdavullar çal#ns#n ve demirden k #l#çlar dökülsün,511çocuklar annelerinin memelerini bulamas#n, tarlalar yan# pkavrulsun ve sürüler susuzluktan k #r #ls#n! Ben eskilerin birzamanlar yapmak istediklerine sad#k kalaca'#m!""Yeni bir ada m# yaratmak istiyorsun? Etraf #nda olanlar # görmeyecek, duymayacak m#s#n?""Ben bir tanr #y#m, fakat di'er tanr #lar #n yapt#klar #ndan sorumlude'ilim. Benim yasam, eskilerin istedi'i türden bir dünya düzeniolacak.""$nsanlar #n sava ç#'l#klar #na ve a'#tlar #na kulaklar #n# t#kay# pgözlerini kapatacak olursan, bir dünya düzeninden nas#l sözedebilirsin ki?"

"Bu benim suçum de'il." "Yard#m edebilirdin." "Kime yard#medebilirdim?""Bana... Nin-shubur'a ve kendine e olarak almak istedi'in kardein$sis'e...""$sis diye birisi yok art#k.""Yan#l#yorsun, Osiris! Onu tan#m#, sevmi ve binlerce y#l boyuncaaray# p durmutun. Ablas# Erekigal'in ölümcül bak #lar # onuyakalayana ve ölümlü bedeni yeralt# dünyas#n#n yarg#çlar #

taraf #ndan metal bir çiviye as#l#ncaya kadar, $nanna ad#n# ta#yordu...""$nanna, $sis miydi?" "$nanna, $sis'in ta kendisi!" "*imdi neyapmal#y#m?""Eski tanr #lardan birine ulamaya çal#mal#s#n. Yaam ekme'i veyaam suyu ta#yan çocuk habercilerin nerede bulundu'unu bilen





tanr #lardan birine. Belki Anu sana bu konuda yard#m edebilir, belkide Enki..."

"Ya bunu onu mahkûm eden ve cezaland#ran tanr #lar olmadanyapmaya çal##rsak?""Çocuklar # bulmay# baarabilirsen, ben yeralt#na inerim. Fa-512kat $nanna/$sis'in yaayanlar aras#na geri dönmesi ve sanakavuabilmesi için nas#l bir bedel talep edilece'inikestiremiyorum...""Onu seviyorum ve geri dönmesi için her türlü bedeli seve seveöderim.""O halde kendin için neyin daha önemli oldu'una hemen imdikarar vermelisin... Eski dünya düzenini yeniden tesis etme hayalimi, yoksa ein olacak k #z kardeine duydu'un seygi mi?""Yoksa tekrar tereddüde kap#laca'#m# m# düünüyorsun? Onu banagetir! Cevab#m budur.""Bu takdirde büyük tanr #lar #n öfkelerini üzerine çekebilece'ini de

biliyorsun, de'il mi?"I "Tanr #lar da kim oluyor? Bana kar # harekete geçmeyi gözealamazlar! Eski Düzen'i koruyan tek varl#k bet#im.""Kardein Seth'e ve k #z kardein Nephthys'e ne oldu?""Ben Yukar # Nil bölgesinde yaayan tüm insanlar #n annesi ve babas#y#m, tanr #sal kardelerim de dan#manl#'#m# yaparak banayard#mc# oluyorlar." i "Onlar M#s#r'a senden önce gelmilerdi...Felaketten he-

I' men sonra..." "Evet, fakat dedi'im gibi, Eski Düzen'i benkoruyorum." "Pekâlâ, Osiris! O halde bir tanr #çay# yaama geridöndürmeye çal#al#m!"Ölüm ac#s# yava yava geri döndü ve cisimleti. Sonsuz bir an boyunca etraf #mda yeralt# dünyas#n#n so'uk kaya duvarlar #n# vealacakaranl#k ma'aralar #n# görmemeyi umdum. Dudaklar #m#n # aras#na su akt#'#n# hissediyordum. Sonra da yeni pimi, taze





eleme'in kokusunu ald#m. Dudaklar #m#n aras#na akan suyu içtimve küçük bir parça ekmek yedim. Vücudumdaki ac#lar #n giderek

iddetlendi'ini hissediyordum. Uyand#m ve k #sa bir tereddütan#ndan sonra gözlerimi açt#m.513"D#ar # ç#kmama izin ver!" dedim duyulur duyulmaz bir sesle.Kaya duvar #ndaki kocaman çividen aa'# kayarak yere dütüm vegüçlükle do'rulabildim. Kollar #ma, bacaklar #ma, boynuma ves#rt#ma hükmedebilmek bana hiç bu denli zor gelmemiti."Hiç kimse ölüler dünyas#ndan bir bedel ödemeden ayr #lamaz!"diye ba'#rd# ilk yarg#ç. Yan#mda duran çocuklardan birinin elindekisu dolu testiyi ald#m ve kana kana içtim. Sonra di'er çocu'unelindeki yaam ekme'ini alarak ikiye böldüm ve bir parças#n# yedim."Gitmek mi istiyorsun?" diye ba'#rd# ikinci yarg#ç. "O halde seninyerine baka bir ey burada kalmal#!""Git, $nanna! Buradan git!" dedi ilk çocuk berrak bir sesle. "Kendi

yerine Nin-shubur'u burada b#rakabilirsin...""Hay#r!" diye ba'#rd#m dehete düerek. "Nin-shubur'u asla burada b#rakamam! O benim tek yard#mc#m ve dayana'#md#... benim iyilik perim, benim dan#man#m, benim sa' kolum, benim gören gözüm, benim duyan kula'#m. Cesaretimin yeterli olmad#'# her yerde banayard#m etti. Hay#r, Nin-shubur'u asla burada b#rakmam!""Nas#l istersen" dedi öteki çocuk. "O halde vücudunun hâlâ bir o'uldo'urma yetene'ine sahip olan k #sm#n# burada b#rak..."

"Hay#r, lütfen... Ben, ben...""Anlad#k" dedi çocuk cinlerin ikisi birden. "Vücudunun yaamadönmesi için ne kurban etmek isterdin? Tecrübe ve hat#ra bahçesindeki Huluppa A'ac#'n# almam#z# ister miydin?"Hay#r anlam#nda ba#m# sallad#m."O halde geriye bir tek seçene'imiz kal#yor" diye ba'#rd# üçüncüyarg#ç.





"Nedir bu?" diye sordum."Senin yerine bir bakas#n# burada al#koymal#y#z" diye cevap verdi

dördündü yarg#ç. "Y#l#n yedi ay# için zaten dünyam#za sürgünetti'in biri..."514"Tamam!" diye ba'#rd#m telala. "Tammuz yan#n#zda kalabilir!Bundan böyle her güne y#l#n#n yar #s#n# yan#n#zda geçirebilir!""Önce ona sormal#y#z!" diye ba'#rd# beinci yarg#ç. "Tam-muz'u buraya getirin!"Birtak #m gölgeler f #s#ldaarak dört bir yana da'#ld#lar. Hemensonra kad#nlar ehrindeki kocam sendeleyerek yarg#çlar #nmasas#n#n önünde belirdi."Yeniden bu tanr #çayla yaamak ister miydin?" diye sordu alt#nc# yarg#ç.Tammuz ma'rur ba#n# kald#rd#. Ans#z#n onun G#lgame'e benzedi'i hissine kap#ld#m. "Böyle bir ey istemiyorum. Ben birerke'im, bir kad#n#n kölesi de'il!"

"Bu y#l#n yar #s#n# yeralt# dünyas#nda geçirmeyi tercih edece'inanlam#na m# geliyor?" diye sordu yedinci yarg#ç."Evet, fakat önce $nanna'n#n erkek kardeini görmek isterdim...Onunla konuacak ve ona taleplerimi bildirece'im...""Dilersen toprakta yetien tüm yeil bitkilerin ve bereketin tanr #s# olabilirsin!" diye ba'#rd# son yarg#ç."O halde k #sa bir süre için dünyaya gitmeyi ve iyi bir hasatla geridönmeyi istiyorum! Zorlu bir ç#k #tan sonra kahramanca bir ini

kar #s#nda, tanr #lar #n ve kad#nlar #n aras#ndaki uyum ve eitlik nedirki?"Gümbürdeyen bir sesle salonun tavan# yar #ld#. Yere koca kocakayalar düüyordu. Üzerimizde erkek kardeim Utu'nun görkemlialev topu belirdi."Beni mi ça'#rd#n#z, yeralt# dünyas#n#n yarg#çlar #?"





"Evet, kardeim!" diye ba'#rd# Erekigal var gücüyle. Sesi öylesineyüksek perdeden ç#km#t# ki, kulaklanmda korkunç bir s#zlama

hissettim. "Biz hepimiz kardetik... Eski ve yeni tanr #lar, tümümüz!Fakat hiçbir ey yarat#ld#'# gibi kalm#yor! $nanna bundan böyleeski kaidelere ba'l# kalmak istemiyor. Geriye ; dönmek ve sonradi'er tanr #lar #n k #z kardei olmak niyetinde.515"Hangi isim alt#nda ortaya ç#karsa ç#ks#n, o tüm tanr #sallar #n k #zkardei ve k #z#...""Olabilir, fakat bu beni ilgilendirmiyor! Sen iyisi mi bir yar #-tanr #n#n senden istedi'ine kulak ver!"Tammuz ba#n# kald#rarak yukar # bakt# ve günee yalvar #rcas#naseslenmeye balad#: "Ben bir zamanlar k #z kardein için uygun buldu'un adam#m. Kendi ayaklar #mla onun yan#na gittim. Kendiellerimle ona hayvanlar #m#n tatl# sütünü getirdim. Bendenistedi'iniz her eyi yapt#m. Fakat o benim kendisini gerçektensevmedi'imi anlad#... Ben sizin intikam arac#n#zdan baka bir ey

de'ildim. Bunu bir kez daha yaamak istemiyorum... Bu nedenleayaklar #m# y#lan ayaklar #na, ellerimi y#lan ellerine çevirin ki, birdaha tanr #lar #n elçileri beni kovalad#klar #nda yeterince h#zl# davran# p onlardan kaçabileyim!"Bunun nas#l oldu'unu bilmiyordum ama Tammuz'un ricas# duygulanmama sebep olmutu. Söyledikleri bugüne kadarhissetmi olduklar #m# do'ruluyordu. O bir insan, bir erkek, belki de bir yan-tanr #yd#. Fakat içinde yaad#'# dünyadan çok daha büyük

olan ilikiler a'#ndan haberi yoktu. Çocuk cinlerin aras#ndangeçerek güne ##'#na ç#kt#m."Bu yapt#'#n#z do'ru de'ildi!" diye ba'#rd#m üzerimizde ##ldayan büyük alev topuna. "Cennet size aitti, fakat bununla yetinmediniz!Tüm yaayanlar #n, tüm do'an#n önünde e'ilmesini istedi'iniztanr #lar olmay# arzulad#n#z! Yaratt#'#n#z insanlar #n en ba#ndan berisizinle eit olmas#n# istemediniz! Fakat bu insanlar benim sayemde





ME'lere sahip oldular! Onlar #n her birinin gerçek anlam#n# kavrayabilmeleri oldukça uzun sürecek. Belki de binlerce y#l..."

"Buna bir son ver art#k!" diye ba'#rd# Erekigal. Üzerimizdekiyar #k bo'uk bir gümbürtüyle tekrar kapand#."Hay#r, buna bir son vermeyece'im!" diye ba'#rd#m karanl#'#niçine. "Geriye dönecek, tekrar büyük yurduma gidecek ve516yeralt# dünyas#nda kalmayaca'#m. Beni durduramazs#n tanr #sal k #zkardeim ve ölü ruhlar ülkesinin tanr #ças#! Ben yaayaca'#m veyaama hizmet edece'im!"Sonra Tammuz'a döndüm. "Affet beni, sevgilim" dedim, ellerimleyanaklar #n# ok ad#m ve onu dudaklar #ndan öptüm. Sonra geriyedöndüm ve yeralt# dünyas#n#n kap#lar #ndan teker teker geçerek,geldi'im yoldan geri döndüm. Her kap#dan geçerken bedel olarak b#rakt#'#m eyalar # ve elbiseleri geri ald#m. Da' s#ralar # aras#ndakison kap#da ay teknesi ve Nin-shubur beni bekliyordu. Yeralt# dünyas# ile yaam aras#nda sadece incecik bir örümcek a'# kalm#t#.

"Gel" diye seslendi bana Nin-shubur. Ay teknesinin ##'#, karlakapl# yamaçlar #n mücevherlerden oluan bir dünya gibi par #ldamas#na neden oluyordu. Gümü örümcek a'#n#n içindengeçtim ve onu tül bir peçe gibi üzerime örttüm."Ho geldin, yerin ve gö'ün tanr #ças# $sis." Nin-shubur gü-lümsüyordu."Ben $nanna'y#m ve $nanna kalmak istiyorum.""Yaam#na giren ilk kad#n oldu'un ve seni tüm dünyada arayan

erkek için de mi? O seni Morgana veya $s olarak tan#yor...""O sadece bir kii olabilir...""Düündü'ün kii" diye gülümsedi Nin-shubur. "Kavuma ân# içinher eyi haz#rlatt#...""Tüm bu y#llardan sonra beni tekrar tan#yaca'#n# düünüyormusun?""Gel" dedi Nin-shubur. "Kardei Seth ve k #z kardei





Nephthys'le birlikte seni bekliyor. Onlar da senin kadar genç.Osiris d##nda bugüne dek sadece senden büyük olan Utu ve

* Erekigal'# tan#d#n. Oysa Duka-bölgesinde senin gibi pek çokkii yarat#ld#...""Osiris!" diye m#r #ldand#m. Ona olan özlemim, ay teknesinden çokdaha h#zl#yd#.517Yeniden kavumam#z# tüm gece, tüm ay ve tüm y#l boyuncakutlad#k: Tam üç yüz altm# gün boyunca birbirimizi sevdik vesadece kad#nl#'#m Nanna-suin'i hat#rlayarak ona kurban verdi'izamanlarda sevimeye ara verdik. Bir y#l sona erdikten sonra,tufanda yok olmadan önce bizi dünyaya aç#lmakla görevlendiren be genç Atlantis kral#n#n an#s#na, sevimeye be gün daha devamettik.Ruhumun ve yüre'imin huzur buldu'u bu harika gün ve geceler boyunca, düündü'ümden çok daha fazla de'imitim. Pek çokinsan grubunda ve kabilesinde oldu'u gibi o büyük felakete, tufana

ve sonras#nda genç bir tanr #ça olarak katlanmak zorunda kald#'#mkorkunç dört bin y#la dair an#lar, benim içimde de yava yava donuklat# ve önemini yitirdi. Ba#mdan geçenleri unutmam#t#m,fakat onlar # art#k çok daha sakin ve sessiz biçimdedüünebiliyordum.Utu, Tammuz, Erekigal ve benim yeralt# dünyas# yarg#çlar # önünde yapt#'#m#z anlaman#n büyük tanr #lar taraf #ndan kabuledilmeyece'i korkusu da yava yava içimden silinmeye

balam#t#. Akl#m bana art#k dünyay# tanr #lar #n de'il, insanlar #nyönetti'i yeni bir ça'a ayak basm# oldu'umu söylüyordu. Aradas#rada, gökyüzü karanl#k bulut kümeleriyle kapland#'#nda, sessizgecelerde aslanlar #n kükremesi ve çakallar #n ulumas# duyuldu'unda, kutsal Nil timsahlar # nehir kenar #nda gruplarhalinde dolat#'#nda, ya da skarabe böcekleri günein alt#nda alt#n





gibi parlad#'#nda, çok uzun bir zaman önce iç sarayda Berios adl# bir kâhinden iitti'im sözleri hat#rl#yordum...

Osiris benden çok farkl# bir ekilde düünüyor ve hissediyordu.Onun için dünyan#n bu de'iimi hâlâ çok büyük bir trajediydi.Bana bu arada ola'an gelen eylerin hiçbirini görmüyor vekendisinin di'erleri taraf #ndan yaln#z b#rak #lm# bir tanr # oldu'unukabul ediyordu. Bir sene sonra küçük bir maiyetin eli'inde güneyedo'ru yola koyulmas#n#n en önemli sebebi de,518durup dinlenmeden aramaya devam etti'i eski bilgilere kavumaarzusuydu. Nehrin aa'#s#nda, birinci ve ikinci elaleler aras#nda,imdiye dek çeitli haberler, bazen de k #r #k seramikler ve çizimlereklinde insan elinden ç#lana sanat eserleri ald#'# Nubia kabilesioturuyordu. Osiris, bu çizimlerin be günlük mesafede Tarsa veBadari adl# ilkel köylerden elde etti'i seramik parçalar #ndan çokdaha eski oldu'unu öne sürüyordu.O zamanlar bir tepenin üzerinde bulunan yeni evimizde oturmaya

balam#t#k. Bu tepenin hemen ard#nda da, kiklop talar #ndanyap#lma yeni bir tepe inaat#na balanm#t#. Osiris, onun birzamanlar çocukken bize dünyan#n en yüksek da'# olarak gelenyanarda'#n ölçülerinde olmas#n# planl#yordu. Uzun süre bu ikincitepenin etraf #n# Basilea'da oldu'u gibi çepeçevre evlerle kaplay# pkaplamamay# konuarak birbirimizle akala-m#t#k."Neden bu tepe köeli de'il?" diye sormutum sevimekten bitkindümü bir halde yast#klar #n aras#na uzand#'#m#z bir s#rada. Akl#ma

Çatal Höyük'te gördü'üm küp biçimli evler gelmiti..."Çünkü tepeler ancak yuvarlak olabilir" diye kar #l#k vermitiOsiris."Belki mezar tepeleri" demitim ona. "Carnac'# ve Tiuz'un ta çemberlerini hat#rl#yor musun? O da eski kral ehrinin bir benzeriniina etmek-istiyordu. Sence yapt#rd#'# ey etkileyici miydi? Yenitepenin temelini karesel olarak yapt#rman bence çok daha güzel





olur... Güzel, e'ik kenarlar ve y#ld#zlarla dolu gökyüzünün tamortas#n# iaret eden sivri bir zirve."

"Bu tepenin daha dikkat çekici olaca'#n# m# düünüyorsun?""Büyük tanr #lardan biri olsayd#m, böyle bir yap# mutlaka dikkatimiçekerdi" diyerek sorusunu cevaplarken, asl#nda hiç mi hiç ciddide'ildim. Buna ra'men Osiris günler boyunca düüncelere dalm#,sonra da etraf #na talimatlar ya'd#rmaya ba-519lam#t#. $kinci tepe kare planl# olacakt#... Bir piramit, merkezindeülkenin tüm düünce güçlerinin toplanaca'# yeni bir Tanr # Ta#!A'z#na kadar dolu kay#klarla hareket edece'i güne kadar, kocamaseyahatinde elik etmeye kesin kararl#yd#m. Osiris'in buna biritiraz# yoktu, fakat Seth ve Nephthys tanr #-kral#n kar #s# olarak buseyahatin zahmetlerine katlanman#n yak ##k almayaca'#na beniikna ettiler.Üzüntüm birkaç gün boyunca devam etti ve bu durum kar #s#nda$nanna olarak nas#l davranaca'#m# düündüm. Hiçbir eyden

korkmayan ve dünyay# büyük bir macera olarak kabul eden tanr #çahâlâ içimde ya#yordu. Fakat Nil hükümdar #n#n kraliçesi olarak büründü'üm yeni rolden de yava yava ho-lanmaya bal#yordum.Eksik olan tek bir ey vard#: Ona hâlâ bir çocuk arma'anedememitim!Osiris'in de benim gibi ak #m#z#n bir sembolüne özlem duydu'unu biliyordum. Benim hiçbir iste'imi geri çevirmiyor, tümünü an#ndayerine getiriyordu. Balang#çta her gece ondan yeni ve ç#lg#nca

isteklerde bulunmaktan çocukça bir haz al#yordum. Benikorumalar # için Sahara ormanlar #ndan kara derili genç erkeklergetirtmiti. Sonra da sadece benim bak #lar #ma boyun e'enaslanlar. Hayvanlardan ne kadar holand#'#m# gördü'ü için, bayram ve ölenlerde insanlara aslan, çakal, kedi, koç, ahin, ibi ve timsah maskeleri takmalar #n# emretmiti.





Yapt#'#m her aka ve oyuna, piramit fikrinde oldu'u gibi büyük birciddiyetle yaklam#t#. Bir zamanlar Sahara ormanlar #nda yapt#'#m

gibi ba#m#n etraf #na tekrar bir örtü sarmaya balad#'#m zaman ise benim için özel olarak alt#n yald#zl# kumalar dokutmu ve onlar # kraliyet nian# olarak belirlemiti. Bir süre sonra akl#ma gelen hereyi, giderek daha fazla megul olmaya balad#'# say#lar #n,sembollerin, y#ld#zlar #n ve hesaplar #n büyüsü kadar ciddiye ald#'#n# düünmeye balam#t#m. Fakat520 ben onu seviyordum, o da beni seviyordu. Önemli olan da sadece buydu...Osiris'in seyahati ikinci ay#n# doldurdu'u zaman, her zamanki gibiyaln#z ba#ma yatak odam#z#n önündeki ta terasa ç#kt#m. Yenido'an günü, rahipler yakar #lar #na balamadan önce, sabah sislerihenüz da'#lmam#ken selamlamay# seviyordum. Osiris'in ülkesinin bir k #tan#n yar #s#na de'il, sadece Nil'in iki yakas#nda bulunan veyava yava çöllemeye balayan dar bir eride yay#lm# olmas#na

al#makta güçlük çekiyordum.Yaz mevsiminin henüz balar #nda olmam#za ra'men, büyük nehir birkaç günde bereketli k #y#lar #n# her y#l oldu'u gibi küçük bircennete çeviren kara çamuru ta#maya balam#t#. Birkaç sütununetraf #nda doland#ktan sonra, teras#n korkulu'una dayanarakuzaklar # seyretmeye balad#m. Gecenin nemli so'u'unu hâlâiçimde hissediyordum. Nil Nehri do'makta olan günün içinde yava ve yumuak bir

ekilde ak #yordu. Bahçelerin üzerindeki sis örtüsü yava yava da'#lmaya ve k #y#lardaki kay#klar #n etraf #nda uyku sersemi insanlar belirmeye balam#t#. Osiris'in ehri uyanmaya bal#yordu; fakatyeni do'an günü ilk kar #layanlar insanlar veya çocuklar de'il,aksine hayvanlard#. $nsanlar fazla konumuyorlard#. Bu garip veçok eski halk #n ne kadar az konutu'u, daha buraya geldi'im ilkgünlerde dikkatimi çekmiti. $nsanlar beni gördükleri zaman iç





çekiyor, rahipler ise anlamlar #n# ve yararlar #n# bilmedi'im büyülüdizeler okuyorlard#.

"Evet, güzel k #z kardeim! Hâlâ mutlu ve tanr #sal sevgilineduydu'un özlemle dolu musun?"$rkilerek kendimi toplad#m. Kula'#ma gelen bu ses, beni herdefas#nda binlerce y#l önce gerçekleen çok garip bir olay# hat#rlamaya yöneltiyordu. Arkam# dönmedim. Bu sesin sahibininSeth oldu'unu çok iyi bilmeme ra'men, onun Jason oldu'unudüünmekten kendimi alam#yordum.521"Ne istiyorsun?" diye sordum bu ince yap#l#, keskin zekâl# ve s#ks#k alayc# bir ifadeye bürünen kardeime. Ona al#makta büyükgüçlük çekmitim."Oh, hiçbir ey" dedi Seth arkamdan. "Sadece tanr #sal kral#m#z#n bize bu kez neler getirece'ini düünüyorum. Belki de ötekidünyaya yolculuk yapmaya yarayacak bir tekne! Belki de bir gökgemisi! Acaba buradaki her eyi alt üst edecek tanr #sal yasalarla

dolu levhalar m#?"Ani bir hareketle arkam# döndüm."Osiris asla hiçbir eyi de'itirmeyecektir" dedim derhal."Biliyorum, biliyorum" diye cevap verdi Seth geni birgülümsemeyle. A'z#na araba yat#r #lm# bir hurma att# ve benidikkatle inceledi."K #z kardein ve ein Nephthys nas#l?" diye sordum ona. Sethomuzlar #n# silkti. "Evde oturup, hayran hayran geçen gece elime

geçen tekneyi seyrediyor."Tekrar arkam# döndüm ve bo bak #larla bahçeleri seyretmeye balad#m. Seth ne yapmak istiyordu. Büyük Nil sabah s#cakl#'#ndayava ve yumuak bir ekilde ak #yordu. Son sis bulutlar # dada'#lm#t# ve bugün de her zamanki gibi huzur dolu ve sakinolaca'a benziyordu. Buna ra'men içimdeki her ey titreiyordu.Eskisinden daha da belirgin olarak bir eylerin geri döndü'ünü





hissediyordum. Yoksa sadece yelkenli geminin sahibini mihat#rl#yordum? Bana yard#m et, Morgana! diye geçirdim ald#mdan,

bana yard#m et, Nin-shubur! Büyük tanr #lar huzur içinde yaamamaizin vermiyorlar..."*ayet ilgilendiysen hava karar #nca bize gel" diye güldü Sethard#mdan. "Birlikte einin yar #nki dönüünü kutlayal#m..."Tekrar sakinleebilmek için oldukça uzun bir süreye ihtiyac#moldu. Bütün gün boyunca bir odadan di'erine dola# p durdum.Sonra nehrin kenar #na indim, çiçek bahçelerinin aras#nda gezindimve insanlar #n e'ilerek beni selamlamalar #na ald#r # et-522medim. Hava kararmaya balay#nca da aslanlar #m#n bulundu'ukafeslere gittim. Aralar #ndan iki tanesini seçerek, bana eliketmelerini istedim. Yan#ma baka koruma almadan aslanlarla birlikte tepeyi t#rmand#m. Birileriyle konumak ihtiyac# hissediyordum. Sab#rs#zl#kla gökyüzünde bana bugüne dek birçokkez yard#m etmi olan ay#n do'mas#n# bekledim. Burada ismi art#k

Nanna-suin de'ildi ve Osiris'in en güvenilir adam# kimli'indeortaya ç#k #yordu."Ne yapmam gerekiyor, Thot?" diye sordum yavaça. "Seth veyapmak istedikleri beni korkutuyor."Uzun süre bekledim. Bu arada akl#ma Thot'un bana bir Nilkolonisinin ismi hakk #nda anlatt#klar # geldi. Bir zamanlar onaHekuptah ad# veriliyordu, yani büyük Ptah'#n kutsal yeri. Buras# okadar eski bir yerleimdi ki, büyük tanr # Zeus bile Amon-Ra ile

dalga geçmek için oraya Aigyptos ad#n# vermiti. Saha-ra'n#n yeilovalar #ndan sonra ilk kez Nil'in tak #nlar #na ahit olan Cro-Magnoninsanlar #, bu ülkeye "Km-t" ad#n# vermilerdi, yani "Kara-Ülke.""Sen de beni dan#man#n olarak kabul et" diye rica etmiti Thot benden. "Burada olup bitenleri anlaman#n hiç de kolay olmad#'#n# çok iyi biliyorum. Osiris gelmeden önce eski tanr #lar #n isimleriSeth taraf #ndan büyük ölçüde de'itirildi. Seth imdi de geçmii ve





gelece'i kendi tasavvurlar #na göre de'itirmekten büyük zevkal#yor."

"Bunu nas#l yapabilir?" diye sordum Thot'a. "Bu ülkenin efendisi,kral# ve tanr #s# Osiris de'il mi?""Osiris her eyin oldu'u gibi kalmas#n# veya bir zamanlar büyüktanr #lar ça'#nda oldu'u ekle dönümesini istiyor. Kendisini Ptahve Amon'un, Shu ve Tefnut'un, Nut ve Geb'in meru varisi olarakgörüyor. Onun için eski tanr # Ra'n#n güne teknesi ve benim ayteknem, eski geleneklerin iki tezahüründen baka bir ey de'il..."523V"Bu ülkenin eski tanr #lar # hakk #nda pek az bilgiye sahibim" dedimona."Farkl# isimler ta#salar bile, di'er ülkelerde ve di'er k #talardayaam# olan eski tanr #lardan temelde hiçbir farklar # yok. Her yerdeüç büyük tanr # grubundan söz edilir: Dünyay# yaratan ilktanr #lardan, insanlar # yaratan büyük tanr #lardan ve eski bilgilerin

ancak bir k #sm#na sahip olan genç tanr #lardan. Büyük felaketesnas#nda sen ve Osiris henüz çok genç ve tecrübesizdiniz. Bunedenle kocan güne teknesine binerek yaam k #y#lar #ndan hareketetmeyi, yeralt# dünyas#n# amay# ve çok uzun zaman önce eskilerinvard#'# yere ulaana kadar, zaman# durdurmak istiyor.""M#s#r'daki tüm erkek, kad#n ve çocuklar #n her iki kelimeden birinde ölümden söz etmelerinin sebebi bu mu yoksa?" diyesordum ürpererek.

"Aynen öyle" diye kar #l#k verdi Thot. "Nil k #y#s#nda varolu veyokoluu tak #n, ekim ve hasat olmak üzere üç mevsim üzerindenhesaplamaya balad#'#m#z günden beri, durup dinlenmeden eski bilgilere ait izleri ve gelenekleri bir araya toplad#m. Belki de çokgeç kal#nm# bir i bu; çünkü Jericho ve Byblos yerlileriyle birliktesedir ormanlar #n#n içinde dola#rken, an#lar #n ne büyük öneme





sahip oldu'unun fark #nda de'ildik. Nelerin kayboldu'ununfark #nda bile olmadan, binlerce y#l# bir kalemde çizip att#k."

"Bizim içimizde olan bir eyin kaybolaca'#n# sanm#yorum.""Hay#r, fakat canl#lar için zaman en berrak kayna'# bile günün birinde kurutacak olan çöl kumudur.""Uygur'dan söz edildi'ini duymad#n#z m# hiç?""Evet, felaketten hemen sonra tanr #lar #n birço'u Sazl#k Tar-lalar #'n# bulmaya çal#t#. Osiris'in Tanr # Ta# üzerinden onlar #nkonumalar #n# dinledik. Fakat sonra konumalar giderek azald#.524Manu Sazl#k Tarlalar #'n# bulmay# baarm# olabilir, Brahmamutlaka bulmutur, belki Amon-Ra, Anu ve Enlil de...""Viracocha, Quetzalcoatl veya Tiuz hakk #nda bir ey biliyormusun?""Hay#r, bu isimler bile bana bir ey ifade etmiyor. Ya da... evet,kuzeyde bir yerlerde insanlar bana Tiuz isimli bir tanr #dan sözetmilerdi. $çlerinde çember biçiminde büyük ta a'açlar yetien

bahçelerden sorumlu bir tanr #ym# anlad#'#m kadar #yla. Üç noktaon dört olarak adland#rd#'#m gizemli bir say#n#n geçmii de ta onadek uzan#yormu...""Thot! Bir eyler duymuyor musun?"$ki yan#mda yatmakta olan aslanlar ans#z#n do'ruldular, yelelerinikabartarak sivri dilerini gösterdiler. Ans#z#n ay teknesinin bendengiderek uzaklat#'# hissine kap#lm#t#m."Burada kal!" diye emrettim aslanlardan birine. Di'eriyle birlikte

do'makta olan hilalin sivri uçlar #na do'ru yürümeye balad#m.K #sa bir süre sonra nehirden ve di'erlerinden o kadaruzaklam#t#m ki, içimdeki her türlü zaman ve mekân kavram#n# yitirdim.Y#ld#zlarla dolu gökyüzünün so'uklu'unun Tanr # Ta# arac#l#'#ylagö'süme nüfuz etti'ini hissettim. Tanr # Ta# etrafa yava yava aç#k mavi bir ##k yaymaya balam#t#. Gücümü neden yi-





tiriyordum? Yaam gücümün giderek azald#'#n# hissediyordum.Fakat böyle bir ey olamazd# - olmamal#yd#!

"Gerçek tanr #lar asla unutamazlar!" diye ba'#rd# Thot bana çokuzaklardan. "Gerçek tanr #lar isteseler de unutamazlar, $sis/$nanna...""Hay#r!"Tökezledim ve yere yuvarland#m. Aslan da derhal yan#ma uzand#.Ans#z#n canl# halini asla görmemi oldu'um bir mamut geldiakl#ma. Fakat burada ne bir Ungur vard#, ne bir Quetzal-coatl, ne de bir Viracocha...So'uk çöl kumu etraf #m# kaplam#t#. Çok yava, sonsuz bir525<vyaval#kta talat#'#m# hissediyordum. Yan#mdaki aslan ise çoktanta kesilmiti. Sürünerek ona yaklamaya, ona yard#m etmeyeçal#t#m. Ne var $d art#k her ey için çok geçti.Gece sona erdi. Ben her eyi bir canl#n#n gözleriyle görmeye

devam ediyordum. Ertesi gün eimin kay#klar # k #y#ya yanat#.Kendisini kar #lamaya gelmedi'im için Osiris hayal k #r #kl#'#nau'ram#a benziyordu. Sonra iki aslan#n izlerini takip ettirerek beniaratmaya balad#. Asl#nda beni korumakla görevli olan bekçileraslanlardan birini ehrin epey d##nda, çölün kumlar # aras#nda buldular. Di'erinin izlerini rüzgâr yok etmiti.Osiris'in morali o kadar bozulmutu ki, bekçileri cezaland#rmay# bile akl#na getiremedi. Kendi içine kapand# ve bütün gün eski

k #r #klardan oluan koleksiyonuyla ilgilenmeye balad#. Hiçbir eyyemiyor, hiçbir ey içmiyordu. Ak am olup kardei Seth kap#s#n# çald#'#nda, tek kelime etmeden onu içeri ald#."Sana asla bir o'ul do'uramazd#" dedi Seth Osiris'e. "Çünkü o birana tanr #ça olarak de'il, insanlar # zekâ dolu yaam#n bir üst basama'#na ç#karmas# için yarat#lm#t#."





"Her tanr #n#n hakk # olan ölümü bulamad#'#m takdirde, yaam neie yarar ki?"

"Benim bir teknem var" dedi Seth dikkatle. "$sis onu denedi bile. Ne var ki teknem ona çok büyük geldi.""Bu konuda bana bir ey söylenmedi. Tekne nerede?""Evimde.""Onu görmek istiyorum."Birlikte Seth'in evine gittiler. Osiris'i neyin bekledi'ini biliyor,fakat bir ey yapam#yordum. Konuam#yor, k # p#rdayam#-yordum.Ta kesilmitim. Seth'in iki yan# kulplu, uzun bir sand#'# and#rantekneyi Osiris'e öve öve göklere ç#karmas#n# çaresizlik içindeseyrediyordum."Kendini ondan sak #n, sevgili kocam!" diye ba'#rmak istiyordum,fakat onun art#k beni duyamayaca'#n# da biliyordum.526Osiris ilgiyle sand#'#n etraf #nda doland# ve vücuduna uygun olupolmad#'#n# denemeye karar vererek içine uzand#. Ayn# anda kardei

yerinden f #rlad# ve tabutun a'#r kapa'#n# var gücüyle kapad#."Evet, Osiris! $te sonun geldi!" diye ba'#rd# sevinç ve zafer dolu bir sesle. "Bu tabutu nehre götürün ve dalgalar #n aras#na b#rak #n!Ak #nt# onu denize sürüklesin! Böylece ben tekrar tanr #lar #n kral# veAmon-Ra'n#n gerçek varisi olaca'#m!"Sonsuzlu'un ak #nt#s# içinde günler ve geceler geçti. Osi-ris'intabutunun bir adan#n kayal#k k #y#lar #na tak #l# p kald#'#n# görmütüm. Yerliler denizin kendilerine getirdi'i bu sand#'a

dokunmaya cesaret edemiyorlard#. Fakat çok uzun y#llar boyunca bu sahili "Tabut Yeri" anlam#na gelen Larnaka ad#yla and#lar.Osiris'in tabutu Byblos'a kadar sürüklendi. Art#k onu göre-miyordum. Bu arada M#s#r'da kurakl#k ba göstermiti. Ülke batan baa çoraklam#, güzelim bahçeler akbaba ve çakal yuvalar #nadönümütü.





"Sadece bir kez daha, ey büyük tanr #lar!" diye yalvar #yor-dum. "Birkez daha yürümeme izin verin, sonra geri dönüp sonsuza dek aslan

ta# olarak kalaca'#m..."On kere, yüz kere, bin kere y#ld#zlara da yalvard#m. Aradan pekçok ay geçtikten sonra, Berios'un sesiyle konuan Thot'un banaseslendi'ini duydum: "Bir kez daha yaamana izin verildi! Fakatsadece Osiris'le birlikte yaad#'#n süre kadar. Bu zaman sonaerdi'inde, üçüncü yaant#n da sona erecek."Yerimden do'rulup tekneye binerken tüm tanr #lara teekkürediyordum. Bu kez tek ba#ma uçmak zorundayd#m. Yan#mda neOannes-müritleri, ne Morgana, ne de dümencim Nin-shuburolacakt#... Her yerde Tammuz'u aramaya balad#m. Nehir ve denizk #y#lar #nda kurulmu olan yeni yerleim yerlerinin, köylerin veehirlerin üzerinden geçtim. Bir süre sonra onu, Kral G#lgame'in bu arada yüzlerce burçla süslü büyük bir surla527çevirdi'i ehrin önünde buldum. Hay#r, bu insanlar #n art#k eski

tanr #lara ihtiyac# yoktu. Onlara sayg# göstermeye ve arma'anlarsunmaya devam edeceklerdi, fakat bir zamanlar #n düzeniyleimdiki düzenin birbiriyle ilgisi yoktu.Tammuz'u M#s#r'a getirdim ve onu s#k, fakat yar # yar #ya kurumu bir sazl#'#n ortas#na oturttum."Etraf #na bereket saç, sevgilim" dedim ona, sonra da tufandansonra Osiris'i ilk kez kaybetti'im k #y#lara do'ru yol almaya balad#m. Bir dilenci k #l#'#na girerek gece gündüz ehrin

kap#lar #nda onu arad#m. Kimse içinde ölü bir tanr # bulunan bir tabutgörmemiti. Hiç durmadan gözya# döküyor, art#k onu neredearayaca'#m# bilemiyordum. Ta ki Byblos ehrinde yaayankad#nlar #n en soylusu #st#rab#mdan haber alana kadar. Kad#nyan#ma geldi ve beni saray#na davet etti.Uzun geceler boyunca onunla birlikte oturduk ve ona özellikle ilkyaam#mda ba#ma gelenleri anlatt#m.





"Senin hakk #nda her eyi zaten biliyordum" dedi sonra kad#n."Yapt#klar #n yüzünden kimse seni suçlayamaz."

"Fakat erkekler tanr #lar #n istedi'i gibi olmad#.""Buna kar #n biz kad#nlar erkeklerin tahmin etti'inden çok dahafazla ey biliyoruz" dedi kad#n ve bana gülümsedi. "*üphesiz pekçok insan için korkunç bin y#llar gelecek, fakat u anda birzamanlar tanr #lara ait olan yeri dolduracak erkeklere ihtiyac#m#zvar. Erkeklerin bizimle beraber ve s#k s#k bize kar # kat ettikleriyol, do'um sanc#lar #n#n tümünden daha zor, ac# verici ve zalim.Fakat tüm yenilikler, içimizde büyüyen yaam gibi, çok fazla sab#rve efkate ihtiyaç duyarlar. Günün birinde, belki de binlerce y#lsonra, bilgeli'in ve kavray##n sevinç ç#'l#'# yeni bir tanr #ça gibieski göbek kordonunun yerini tutacak olursa, o zaman tüm buzahmetlere de'ecektir...""Buna inan#yor musun?" diye sordum ak #nl#kla."$nanabilece'imiz ve umut edebilece'imiz herhangi baka bir eyinismini söyleyebilir misin bana?"

528Saraydan ç#k # p kad#n#n bahçesine ayak bast#m ve ayn# anda tabutuntahtalar #n# fark ettim. Çürümek üzere olan eski kalaslar #n aras#ndanç#kan yemyeil dallar, güne ##'#na do'ru uzan#yordu. Derhal budallar #n yan#na gittim, onlar # öptüm, koklad#m ve sevdim."$te seni hamile b#rakacak yeil dallar bunlar" dedi kad#nlar #n ensoylusu. "O'lunun ismi Horus olacak ve Seth ile hiçbir eyanlamayan di'er erkeklerin üzerine bir ahin gibi sald#racak.

Güçsüzlerin intikam#n# alacak ve yas tutanlara yeniden yaamcesareti verecek.""Sen kimsin?" diye sordum kad#na."Ben senin resminim..." diye kar #l#k verdi kad#n gülerek. "Birserap... her insan#n içinde varolan tanr #sal tasavvur... Ölümünötesindeki bir vatana duyulan umut ve özlem. Çocuk do'ana kadar benim yan#mda kalabilirsin. Bu çocuk senin için ölümsüzlük





anlam#na gelecek... T# pk # her k #z çocu'u ve her o'lan çocu'u gibi,çünkü bir her eyin içindedir ve her ey birin içindedir. Sonra tekrar

son tanr #lar #n görkemli bir an#t# olan Sphinx'e dönüebilirsin.Gelecek kuaklara talaman#n ne anlama geldi'ini anlat!""Ya tanr #lar #n asla var olmad#'#na inanacak olurlarsa?""O zaman kökenlerini aç#klayabilmek için dünyan#n her yan#nda benzer efsaneler ve gelenekler yaratmalar # gerekir..."Ans#z#n Gri Ev'deki y#lan geldi akl#ma. Her eyin balay# p hereyin sona erdi'i çemberi oluturan o y#lan...529AÇIKLAMALARBu bölümde kitapta geçen isimler, kavramlar ve co'rafitan#mlamalar aç#klanmaktad#r.Kitapta Sumerce olduklar # belirtilen isim ve kavramlar #n birço'uAkad dilinde yaz#lm# çivi yaz#s# metinlerden al#nmad#r, çünkü1000 y#l önce F#rat ile Dicle aras#nda varolan Sümer uygarl#'#ndakullan#lan isimler o zamanlar bile pek nadir kullan#l#yordu.

"Mitolojik" ifadesiyle çeitli efsane ve destanlarda kafa kar #t#racak bir çeitlilikle kar #m#za ç#kan ve pek ço'u birbiriyle ayn# anlam# ifade eden isim ve kavramlar aç#klanm#t#r. Örne'in Titan'lar,devler, Gi-gant'lar gibi...Aborijinler(Avustralyaca) Avustralya k #tas#n#n günümüzde bile tarih öncesikoullarda yaayan yerlileri.Absu

(Sumerce) Balang#çta ilk tanr #lardan biri, sonra HintOkyanusu'nun alt#nda bulunan büyük tatl# su denizi, tanr # Enki'ninkrall#'#.Agartha(Hintçe) Orta Asya Budistleri taraf #ndan sözü edilen yeralt# ma'arave labirent sistemi. Bat#k k #talar #n halklar #n#n buraya s#'#nd#'# söylenmektedir. Agartha'n#n tanr #-kral# "... dünyan#n tüm güçlerini





tan#r." M#s#rl#lar, Sümerler, Yunanlar, Cermenler ve di'er halklarda benzer "yeralt# dünyalar #na sahiptirler.

Ainu(Japonca) "Soylu atalar #m#z bir kay#'#n içinde gökten indiklerivakit, bu adalarda (Japonya) içlerinde en vahileri Ainu'lar olan barbar kavimlere rastlad#lar."Ama-terasu(Japonca) Shin-to dininde genel hatlar #yla inanna'y# ça'r #t#ran yervegök tanr #ças#.531Amon-Ra(M#s#rca) $.Ö. 2000 y#llar #nda tüm M#s#r krall#'#na hükmetmeyi baaran Orta M#s#r kral#. Çift ismi eski güne tanr #s# Ra ile yarat#c# tanr #lar Atum ve Ptah'#n kudretini simgelemektedir.An#larHalklar #n sahip oldu'u kolektif an#lar, evrim sürecinde kültürel ve

genetik ilerlemenin birbirine paralel olarak geliti'i teziniçürütmektedir. Çeitli halklara ait tam altm# tufan öyküsü vard#r ve bunlar neredeyse kelimesi kelimesine ayn#d#r. $nsanl#'#n yaad#'# alt#n bir ça'a, baar #s#z tanr #lara, uyar #c# peygamberlere ve küçükinsan gruplar #n#n dramatik kurtulu çabalar #na dair anlat#lanlar isesöylencelerin gerçeklik olas#l#klar #n# büyük ölçüde art#rmaktad#r.Bu söylencelerde söz edilen felaketler bugünkü bilimsel bulgularla birebir örtümektedir, hatta baz# ifadeler ancak günümüzdeki sera

etkisi, ozon deli'i ve çevre felaketleri sonras#nda ancakanla#labilmitir.SerapBüyük dinlerin veya tanr #lar #n yönlendirdi'i kültürlerin büyük birk #sm#, s#cak hava yans#malar #n#n s#kl#kla meydana geldi'i bölgelerde ortaya ç#km#t#r. Eski tanr #lar #n döneminde atmosferikve meteorolojik fenomenlerin günümüzdekinden çok daha fazlagörülmü olmas# muhtemeldir.





Anu(Sumerce) En büyük gök tanr #s#. O'ullar # Enki ve Enlil ile

Mezopotamya'da hüküm sürer.Anunnaki(Sumerce) Sümer, Akad ve Babil çivi yaz#s# metinlerindemadenlerde çal#maktan ikâyet eden ve ayn# kaynaklarda "insan"olarak adland#r #lan yard#mc# varl#klar #n yarat#lmas#n# talep edeneski zaman#n aa'# tanr #lar #.Aquitania(Latince) Güneybat# Fransa'da (Dordogne) tarih öncesi yerleimyeri. 100000 y#l kadar önce Neande#tal insanlar # taraf #ndan, 36000y#l kadar önce de Cro-Magnon insanlar # taraf #ndan iskân edilmitir.Aratta(Akadca) Çivi yaz#tlar #na göre do'udan Mezopotamya'ya göç etmi 532olan Sumerlerin konaklama yeri olarak kulland#klar #, bugünküiran'#n da'l#k bir bölgesi.

Armorica(Eski Keltçe) "Deniz k #y#s#nda." F#rt#nal# iklimine ra'men tarihöncesiça'larda bile insanlar taraf #ndan iskân edilen Brötonya'n#n kayal#kk #y# eridi. Menhirler ve dolmenler gibi piramitlerden daha eski ta yap#larasahiptir.

Ari($ranca) Soylu, topra'# sürmek ve müttefik gibi farkh anlamlar # vard#r. Dilbilimciler taraf #ndan Hint-Cermen/Hint-Avrupa dilgruplar #n# tan#mlamak için kullan#lan bu kelime, herhangi bir #rktan#mlamas# içermez.As'lar





(Cermence) Odin taraf #ndan yönetilen ve Asgard'da oturan eskitanr # soyu.

Asgard(Cermence) Tanr #lar #n dünyan#n "ortas#nda" bulunan yerleimyerleri.Astarte(Fenikece) Eski Ahit'te yanl# olarak Atoreth olarak geçen bu isim,Su-mer-Asur-Babil tanr #ças# $nanna/$tar ile M#s#r tanr #ças# $sis içinkullan#lan çok say#da isimden biridir.Atlas(Yunanca) Titan iapetos ile deniz tanr #ças# Asia'n#n (Klymene)o'ullar #, Prometheus'un kardeidir. Titan savalar # s#ras#ndainsanlardan yana tav#r ald#'# için di'er tanr #lar taraf #ndan gökkubbeyi sonsuza dek omuzlar #nda ta#makla cezaland#r #lm#t#r.Atlantis533 x 355 krr #2 büyüklü'ündeki bu ada k #tas# ile daire planl# bakenti Basilea hakk #nda edindi'imiz bilgilerin tümü, $.Ö. 427-

347 y#llar # aras#nda yaam# olan Yunan filozofu Platon'unanlatt#klar #na dayanmaktad#r: Sais'li bir M#s#r rahibi olan Sonchis,$.Ö 600 y#llar # civar #nda Akdeniz bölgesini gezmi oldu'u bilinenYunan kanun yap#c# Solon'a ($.Ö. 640-560) Atlantis krall#'#n# anlatm#t#r. Solon da duyduklar #n# torunu Sokra-533tes'in ($.Ö. 470-399) bir arkada# olan Kritias'a aktarm#t#r. Atlantishakk #ndaki bu bilgiler ilk kez Platon taraf #ndan $.Ö. 355 y#l#nda

yazm# oldu'u "Kritias" ve "Timaios" adl# kitaplarda geçmektedir.Platon, Atlantis'in Akdeniz'de bulunmad#'#n# yazmaktad#r.Platon'un arkada# Kritias, Atlantis hikâyesinin tarihsel gerçeklerleörtütü'ünü söylemektedir. Aradan geçen zaman zarf #ndaAtlantis'in nerede bulunmu olabilece'ini ortaya ç#karmaya çal#an binlerce kitap yaz#lm#t#r. Bugün Atlantis'in Bahama'lardanMeksika'ya, Carnac'tan Helgoland'a, ispanya'daki Tar-tessos'tan





Yunan yanarda' adas# Thera/Santorin'e kadar uzanan bir dizi yerde bulunabilece'i ileri sürülmektedir. Atlantis'in isim benzerli'inden

dolay# Atlantik Ckyanusu'nda bulunmu olabilece'i ise kesin birkan#t de'ildir, çünkü bu isim söz konusu okyanusa 17. yüzy#ldaharitac# Anastasius Kirchner taraf #ndan verilmitir. Buna kar #n$.Ö. 285-205 y#llar # aras#nda yaam# olan Yunan Erathostenestaraf #ndan çizilmi en eski dünya haritalar #nda, gerek bat#daki,gerekse de do'udaki okyanuslar "Atlantlar #n Denizi" olarakan#lmaktad#r.AtlantlarBeyaz tenli tanr #lar (Atta: efendi, baba ve Lant: Ülke). Platon'unifadesine göre Atlantis'in güney düzlüklerinde dört bir yan# yumuak bir e'ime sahip olan bir da' bulunmaktayd#. Bu da'#nüzerinde ise yerden biten erkeklerin ilklerinden olan Euenor vekar #s# Leukippe oturuyordu. Bu çiftin Kleito ad#nda bir de k #zlar # vard#. Euenor ve Leukippe öldü'ü zaman Poseidon kara birsevdayla Kleito'ya tutuldu. Birlikte tam be çift ikiz sahibi oldular:

Atlas/Gadeirios, Ampheres/Euaimon, Mnaseas/ Autochton,Elasippos/Mestor ve Azaes/Diaprepes.Aztek'lerAztek'ler tanr #lar #n ülkesini u ekilde tan#mlarlar: Zirvesinde gö'eyükselen bir a'aç bulunan bir da' adas#n#n önündeki yüksekdalgalar #n üzerindeki bir kay#k. Mexiko'daki Aztek'ler, köklerinin"Aztlan" ad# verilen bir adada bulundu'una inan#yorlard#.Bak #r

Çatal Höyük sakinleri $.Ö. 8000 y#llar #nda bak #r eritme ve çivi gibimalzemeler dökme bilgisine sahiptiler.Bay Ülgen(Sibirya dilinde) Altay kabilelerinde bir aman#n tanr # Bay Ülgen'in##k-534





gö'üne yapaca'# yolculuk, en az Yggdrasil kadar kutsal olan dokuzdall# bir a'açtan balar.

Brahma(Hintçe) Ayn# anda dört bir yana bakabilen yarat#c# tanr #. B#rakt#'# ilk yumurtadan yarat#l##n çeitli aamalar # do'mutur. Brahma birdefas#nda uyuyakal#nca sular yükselmi ve karalar batm#t#.Uykuda a'z#ndan dökülen Veda'lar, kutsal metinler olarak denizindibine kaç#r #lm#t#. Tanr # Vinu onlar # tekrar gün ##'#naç#karabilmek için tam bin y#la ihtiyaç duymutu.Bergalmir(Cermence) Kar #s#yla birlikte bir kay#'a binerek dev Ymir'den akankanlar #n oluturdu'u tufandan kurtulmay# baaran ve yeni bir #rk #n babas# olan dev.Bog'lar(Slavca) orta Avrupa bölgesinde çeitli özelliklere sahip eskitanr #lar.Örne'in göksel atein efendisi olan Dazbog, kötü kara tanr # olarak

Çer-nebog.BronzBak #r #n % 10-30 oran#nda kalay ile kar #t#r #lmas#yla elde edilenmaden.Dökümü bak #rdan daha kolayd#r ve daha serttir.Buzul Ça'# Dünya tarihi sürekli olarak birbirleriyle yer de'itiren so'uk ve

s#cak dönemlerden olumaktad#r. 35000 y#l önceki buzul ça'#nda Neandertal insanlar # yerlerini kökenleri belli olmayan ve günümüzinsan#n#n atas# olarak kabul edilen Cro-Magnon insanlar #na b#rakm#lard#r. Bilinen son buzul ça'# yakla#k 9000 y#l sürmütür.O dönemde henüz bilinmeyen bir olay kuzey kutbunun yerde'itirmesine ve Golf Stream ak #nt#s#n#n yön de'itirmesine nedenolmutur. Yakla#k üç kilometre yüksekli'indeki buz tabakas#n#n





erimesi ise deniz seviyesinin yüz metre kadar yükselmesine sebepolmutur.

Carnac(Bretonca) Armorica'da tarih öncesi ta an#tlar #n ve yar # yar #yaAtlantikOkyanusu'na gömülmü yap#lar #n bulundu'u bölge.535Cermenler ,Kuzey Avrupa'ya run yaz#s#n# ve t# p sanat#n# kültür ta#y#c#s# olarakkabul edilen tanr #. VVotan getirmitir. Ba#nda yüksek bir apka veelinde bir m#zrak (enerji âsâs#) ile tasvir edilir. Cermenlerin ikinciatas# olarak ise elinde "Cer" isimli özel bir m#zrak ta#yan Mannuskabul edilir. Hükmü alt#ndaki insanlara Cer-men ismi verilmitir.Chios(Yunanca) Ege denizinin do'usunda buluna bir ada (Sak #z Adas#).Tam yirmi dört ayr # noktas#nda yetien ve "tanr #sal reçinedamlalar #" elde edilen mehur sak #z çal#lar #, tüm çabalara kar #

baka bir yerde yetitirile-memektedir.Cro-Magnon(Frans#zca) Vezere'deki Les Eyzies'de bulunan "Büyük Delik."Mehur Lascaux ma'aras# da burada bulunmaktad#r. Yakla#k30000 ilâ 40000 y#l önce hüküm süren son buzul ça'#nda günümüzinsan# Homo Sapi-ens ilk kez burada ortaya ç#km#t#r. Sar ##n, mavigözlü, 180-230 cm aras#nda de'ien boylar #yla al##lmad#kderecede iri gövdeli, uzun kafal#, derin göz çukurlu, düz ve yüksek

al#nl#, a'#r ve köeli çeneli bu insanlar #n nas#l ortaya ç#kt#klar # henüz anla#lamam#t#r. Kanarya Adalar #'nda yaayan ve bu insansoyundan gelen Guanche'lerin soyu ispanyollar taraf #ndankurutulmutur. Sahara'daki Tibesti Da'lar #'nda ve Japon adalar #ndaCro-Magnon'lar #n soyundan gelen insanlar #n varl#'# bilinmektedir.Yakla#k 11000 y#l önce sona eren buzul ça'#nda yaayan Cro-Magnon insanlar #n#n kültür seviyesi, 8500 ilâ 4500 y#llar #





aras#ndaki karanl#k ça' kültüründen çok daha yüksektir. 15000 ilâ30000 ya#ndaki Cro-Magnon sanat eserleri, bu insanlar #n usta

sanatç#lar oldu'unu, do'al olaylar # tan#d#'#n#, gezegenlerin rotalar # hakk #nda bilgi sahibi olduklar #n#, ölüm ve öbür dünya hakk #ndakendilerine özgü fikirleri bulundu'unu ortaya koymaktad#r.Cromlech(Eski Keltçe) Mezarlar #n etraf #nda bulunan tarih öncesi ta bloklar,$rlanda'dan Kuzey Afrika'ya kadar uzanan geni bir sahayayay#lm#t#r. Bretagne'nin Armorica bölgesinde bu ta bloklar insan boyundan yüksektir ve denizin içine kadar uzan#rlar. Brötongeleneklerine göre burada bir zamanlar tanr #ça/kraliçe is'in tufandasular alt#nda kalan ehri bulunmaktayd#. (Roma yerleimi Lutetiasonradan bu tarih öncesi kad#n figürü uyar #nca Paris isminialm#t#r: Par-is, $s'e benzeyen.)536Ça'lar$nsanî kültürlerin ta, bronz ve demir ça'lar # olarak belirlenmesi,

genel bir geliim çizgisini ifade etmekten uzakt#r. Bu s#ralama herzaman do'ru olmayabilir. Metal ilemeyi ö'renmi kavimler kimizaman baz# olaylar sonucu bu bilgilerini unutarak tekrar ilkelkoullara dönmülerdir ve bu durum arat#rmac#lar #n kafas#n# kar #t#rmaktad#r.Çatal Höyük(Türkçe) Orta Anadolu'da 1961 y#l#nda James Mellaart taraf #ndantesadüfen bulunan ve o zamandan bu yana düzenli olarak kaz#lan

çift zirve-li bir hüyük. Kaz#lar #n balamas#yla birlikte arkeolojik birsansasyon gün ##'#na ç#km#t#r: Ayn# yerde kurulan ilk avc# köyünün tarihi $.Ö. 7500'lere kadar uzanmaktad#r ve bilinmeyensebeplerden ötürü $.Ö. 5600 y#llar #nda terk edilmitir. Yerleiminsakinleri nehrin öte yakas#na göç etmi ve bu yerleimin katmanlar # da ayn# ekilde bir tepe oluturmutur, iç içe geçmi kutu biçimlievlere ancak bir merdiven yard#m#yla ç#k #labilen damlardaki





deliklerden girilebiliyordu. Duvarlardaki resimler a#lacak ekildeLascaux ve Altamira'daki ma'ara resimlerine benzemektedir. Evler

32x16x8 cm büyüklü'ünde kil tu'lalarla ina edilmi ve duvarlartahta kalaslarla desteklenmitir. Erzak depolar #nda birbirindenfarkl# tam on dört kültür bitkisinin yan# s#ra el de'irmenleri,tokmak, havan gibi araçlar, ince ilemeli ve boyal# kuma parçalar # bulunmutur. Tüm bu buluntular arkeologlar taraf #ndan hâlâ"bilinmeyen kültür miras#" olarak de'erlendirilmektedir.Çömlekçi tornas# Gerek eski Hint, gerekse Sümer uygarl#klar #n#n çömlekçi tornas#n# biliyor olmas#na kar #n, eski Amerika'daki varl#'# bugüne kadarkan#tlana-mam#t#r.Dilmun(Sumerce) Tilmun, Tula, Thule, Sumerlerin "Mutlular Adas#" vekay# p cennetleri, Titicaca kültürlerinin "tüm bilgilerin kayna'# olanSazl#k Tarlas#." Bu ada Eden Bahçesi, irlanda yerlilerinin cennetiBrasil, Homer'in Ogygia Ada's# ile ilikilendirilebilir.

Dogon(Bat# Afrika dili) Bu kabile, bal#k derilerine bürünmü olan tanr #-atalar # Nommo'lar #n gürleyen ve ##k saçan gemilerle gökten indi'ineinan#r.537Dolmen

(Keltçe) Dört ilâ alt# ta#y#c# tatan ve bir ilâ iki üst tatan oluankaya mezarlar #. Dev masalar # and#r #rlar, isimlerinin Keltçeolmas#na ra'men Avrupa'da bulunan 50000 Dolmen'in veFilistin'de bulunan benzer yap#lar #n tarihi 10000 y#l öncesinedayan#r. Dolmen'lerin iç duvarlar #nda boynunda bir kolye bulunan bir tanr #ça resmine s#k s#k rastlanmaktad#r (Dolmen Tanr #ças#).Dumuzi







d#r, Absu'da oturur. Enlil ve batanr # Anu'yla birlikte Sümer panteonunun zirvesini tekil eder.

Enlil(Sumerce) Anu'nun o'lu ve Enki'nin kardei. Genelliklecezaland#r #c# rüzgâr tanr #s# olarak ortaya ç#kar.Enkimdu(Sumerce) Çoban Tammuz'un çiftçi z#tt#.Enten(Sumerce) "Habil" $nanna-Dumuzi efsanesinde ad# geçenEnkimdu'nunselefi, ilk çiftçi.Eridu(Sumerce) F#rat'#n denize döküldü'ü bölgedeki en eski ehir. $.Ö.6000 y#llar #n#n ortalar #nda F#rat ve Dicle aras#nda kalanMezopotamya'da Tepen Gaura, Eridu, Ur ve Uruk gibi merkezi basamakl# tap#naklara, "kutsal" alanlara ve organize olmu toplum

yaam#na sahip çok say#da ehir kurulmutur.FenikelilerBu güne dek ortaya ç#kart#lan en eski Fenike yerleim yerleri, $.Ö.7000 tarihine ait olan Ugarit ve Byblos yerleimleridir. Buralardaevler, tap#naklar ve mezarlar bulunmutur. Sonradan harflerle yaz# sanat#n# gelitirecek olan bu denizci halk, eski uygarl#klar #n pekço'uyla iliki içindeydi. Eski M#s#r tanr #s# Osiris'in de Byblos'tangeldi'i söylenir.

Gaia(Yunanca) Yunan mitolojisinde neredeyse tüm tanr #lar #n ve yar #-tanr #lar #n atas# olan ilk ve ana tanr #ça. Do'a tanr #ças# ilevi,sonradan pek çok tanr #ça taraf #ndan devral#nm#t#r.Geb(M#s#rca) Topra'#n erkek tanr #s#d#r. $sis, Osiris, Seth ve Nephthys'in babas#.





G#lgame (Sumerce) Uruk kral# ve dev kahraman. Tarihsel hükümdar olarak

$.Ö.5393000 dolaylar #nda, mistik figür olarak ise çok daha eski devirlerdeyaam#t#r. Çizi yaz#s# tabletlere yaz#l# dünyan#n en eski destan#n#n ba kahraman#d#r. Hükümdar #n bakire k #z# Nin-sun ile Lilith ad# verilen gizemli Kutsal Ruh'un (bkz. Viracocha, isa) o'ullar # olarakG#lgame ölümsüzlü'ün peinde koan, fakat çok fala insanîözellik bar #nd#rd#'# için bunu baaramayan ilk insand#r. Urukehrinin etraf #na kal#nt#lar # bugün bile belli olan 9,5 kmuzunlu'unda bir duvar çekmi ve kutsal dü'ün töreni esnas#ndaehrinin tanr #ças# inanna'y# aa'#lam#t#r, inanna da elinden geleniard#na koymayarak onu cezaland#rmaya çal#m#t#r.Gönnersdorf(Almanca) 1968 y#l#nda Koblenz yak #nlar #nda bir kaz# çal#mas# s#ras#nda tesadüfen bulunan "Buzul Ça'# Pompei'si." Yakla#k

olarak $.Ö. 9500 y#llar #nda bir yanarda' patlamas# sonucu volkaniknküller alt#nda kalm#t#r. Metrelerce kal#nl#ktaki kül tabakas# sadece çeitli araçlar #, oyma kad#n heykelciklerini ve buzul ça'# avc#lar #n#n giysilerini konserve etmekle kalmam#, kulübelerin talakapl# zeminlerini ve içlerinde k #zg#n talarla su kaynatmayayarayan deri kapl# çukurlar # da son derece iyi bir ekildekorumutur.Gizli Bilgiler

$nsanî kültürün balang#c#ndan günümüze kadar her dönemdesadece belli özelliklere sahip kiilerin vak #f oldu'u "gizli bilgilerden söz edilir. Genellikle bat#l inanç, okültizm vemistikletirme olarak kar #m#za ç#kan bu bilgiler, hayat#m#zdakabul etmek istedi'imizden çok daha büyük bir rol oynarlar.Ayd#nlanma ça'#ndan beri sadece do'a bilimleriyle aç#klanabilenolaylar kabul görmektedir, ne var ki rasyonel dünya varl#'#m#z#n ve





davran#lar #m#z#n ancak küçük bir bölümünü aç#klayabilmektedir.Bu durumdan duyulan rahats#zl#k öylesine geni çevrelerde yank #

bulmutur ki, art#k en so'ukkanl# bilim adamlar # bile haklar #ndafazla bilgi sahibi olmad#'#m#z güçlerin varl#'#n# kabul etmektedir.Gondvvanaland(Hintçe) "Gond Ülkesi." Güney Amerika'n#n, Afrika'n#n,Antarktika'n#n, Hindistan'#n ve Avustralya'n#n bir k #sm#n# kaplam# olmas# muhtemel ilk k #ta. Yak #n zamanlarda yap#lan deniz dibiarat#rmalar #, Hint Okyanu-su'nun güneyindeki Kerguel Adalar # civar #nda dinozor kemikleri ve orman kal#nt#lar #n# gün ##'#naç#karm#t#r.540Harappa(Hintçe) indus k #y#s#nda caddeleri, sa'lam evleri, kanalizasyonsistemleri olan tarih öncesi yerleim yeri. Bulunan baz# yaz#tlar,1.000 km ötedeki Sümer'le ticari ilikilere dikkat çekmektedir.Hayvan-insanlar

(Mitolojik) Sümerler, M#s#rl#lar, Çinliler ve K #z#lderililer, en azYunan ve Cermen mitolojilerindeki s#kl#kla hayvan-insanlardan sözederler. Tanr #lar genellikle tüylü olarak tasvir edilir. Örne'in Horus bir ahin olarak, Ouetzalcoatl tüylü y#lan olarak, Viracocha ku-insan olarak. Eski kültürlerin pek ço'unda genellikle kanatl# olaraktasvir edilen ve bünyelerinde insanî, hayvanî ve tanr #sal özellikleri bar #nd#ran karma yarat#klardan söz edilir. Pegasus, Anka Kuu, tek boynuzlu at, ejderha ve sfenks gibi masal yarat#klar #na tarih öncesi

efsanelerde s#k s#k rastlan#r.Hint OkyanusuBugüne kadar aç#klanamam# olan do'al fenomenler aras#nda, HintOkyanusu'nun dibinde bulunan, pek çok denizci ve kâif taraf #ndanvarl#klar # bildirilmi olan ate tekerlekleri, spiraller ve aklagelebilecek her türlü geometrik desenler eklinde ortaya ç#kan ##koyunlar # da bulunmaktad#r.







Bugün bile köyün en yal#s#na verilen bir eref unvan# olan bukelime, tanr #lardan gelen kudret ve bilgiyi simgelemektedir. Kral

listelerinin ba#nda bulunan ve do'rudan güne tanr #s# $nti'dengelen ilk $nka, Aztek-çe olmayan Manco Capac ismini ta#yordu.$nka'lar #n çok uzak bir ülkeden geldi'ine dair var olan bilgi,sonradan $spanyollar #n kendilerini ziyarete gelen tanr #-çocuklar # oldu'u gibi trajik bir yan#lg#ya düülmesine sebep olmutur.inti(inkaca) Yarat#c# tanr # Pachacamac'#n o'lu olan güne tanr #s#n#n birdi'er ismi Viracocha'd#r.$simud(Sumerce) Tanr # Enki'nin veziri.isis(M#s#rca) Seth taraf #ndan öldürülen Osiris'in tanr #sal ei ve k #zkardei. $sis M#s#r'#n büyük tanr #ças#, efkat ve iyilik, ak ve bereket kayna'#d#r, isis kültü H#ristiyanl#kta da yaamaya devametti. "Tanr #n#n maymunu" olarak insan isis'e zincirlenmitir, çünkü

varl#'#n# ona borçludur. Frans#z devrimi s#ras#nda RobespierreTanr #ça isis'te ilerlemenin at#l#m gücünü görmütür: Mant#'#.542izanagi, izanami(Japonca) Shin-to dininin eski tanr #lar #.Jerichoinsanl#'#n en eski yerleim yerlerinden biri olan bu ehirde, $.Ö.8000 -$.Ö. 6000 y#llar #na tarihlenen en az 5 metre yüksekli'inde bir

sur kal#nt#s# ile 9 metre çap#nda bir kulenin kal#nt#lar # ortayaç#kart#lm#t#r. Jeric-ho'da ölüler kendilerini mezarda yaln#zhissetmesinler diye k #rm#z# kilden (Adem "k #rm#z#" demektir)yapkima küçük figürlerle birlikte gömülürlerdi.Kachina'lar(K #z#lderilice) Hopi ve Pueblo k #z#lderililerinin beyaz derilitanr #lar #. Asya ile Kuzey Amerika aras#ndaki kara köprüsünü





amalar # esnas#nda onlara elik etmi, faydal# bilgiler vermi, sonrada "gizli" bir yere çekilmilerdir. Kachina'lar #n etki alanlar #

Japon'yan#n Ainu'lar #ndan Kuzey Amerika'n#n bat#s#na, OrtaAmerika'n#n Yukatan bölgesinden Titicaca Gö-lü'ne kadaruzan#yordu. Kiklop duvarlar # (Yunanca) Tonlarca a'#rl#kta ve ekilsiz kaya parçalar #n#naralar #nda neredeyse hiç boluk kalmayacak ekilde üst üsteyerletirilmesi tekni'iyle yap#lan duvarlar. Pausanius ($.S. 175) buduvarlar #n insan yiyen devler olan Kikloplar taraf #ndan yap#ld#'#n# öne sürmektedir.Kimmer'ler(Yunanca) "Güne bir kez daha batt#ktan ve gece olduktan sonra,Kim-meryal#lar #n oturdu'u ülkeye vard#k. Buras# ebedî sisle ve bulutlarla örtülüdür. Parlak güne onlara ##nlar #yla hiçbir zamangörünmez; ne y#ld#zl# gö'e yükseldi'i vakit, ne de göktenyeryüzüne döndü'ü vakit. O zavall#lar sonsuz bir gece içindeyaamaya mahkûm edilmilerdir." (Ho-mer, Odysseia) Kuzey

Avrupa halklar # tarih öncesi devirlere ait karanl#k bir dünyay# hat#rlarlar, Edda'lar #n "Nilfheinf # da gündüz bile sadecealacakaranl#kt#r.Kingu(Sumerce) Ba kald#ran ve sonunda öldürülen asi tanr #. Mami ad# verilen kan#n#n kille kar #t#r #lmas# sonucu, tanr #lar kurulunun daonay#yla Enki ilk insan# yaratm#t#r. , .543

KukulkanBazen Ouetzalcoatl ile eit tutulan bu tanr # Maya'lar #n ilktanr #lar #ndan biriydi ve do'udan gelmiti. Yakla#k 7000 y#l önceMaya'lara yaz#y# ve m#s#r bitkisini getirmiti. Baz# Bat# Mayakabilelerinde Kukulkan ayn# zamanda Uotan (VVotan) ismini ta#r.Uotan uzun boylu, beyaz tenli, sakall# bir tanr #d#r, ba#nda sivri bir





apka vard#r, elinde bir balta ve m#zrak tutar, diledi'i zamankendisini bir y#lana dönütürebilir.

Kuzey DeniziYetmili y#llar #n ortalar #ndan bu yana, son buzul ça'#n#n sonlar #nado'ru bugünkü kutup denizinde büyük ölçüde buz bulunmad#'#n#, buna kar #n Kuzey Avrup'n#n, Asya'n#n, Kanada'n#n ve GüneyAmerika'n#n güneyinin kilometrelerce kal#nl#kta bir buz tabakas#ylakapl# oldu'u bilinmektedir. O zamanlar -tufandan önce- GolfStream ak #nt#s#n#n rotas# imdikinden farkl#yd#.Kuzey KutbuDünya tarihi boyunca manyetik kutuplar s#k s#k yer de'itirmitir.Bu durum talardaki paleomagnetizma etkisiyle ispatedilebilmektedir. Co'rafi kuzey kutbu da, yani sanal bir dünyaekseninin balang#ç noktas#, $.Ö. 8500 y#llar #nda Grönland'dan3500 km uzaklaarak bugünkü konumunu alm#t#r. Bu "jeolojikyeniça'"#n balang#c# C14 yöntemiyle kesin olaraksaptanabilmektedir.

LascauxGüneybat# Fransa'daki Vezere bölgesinde bulunan bu ma'ara, 1949y#l#nda pîanl# arat#rmalar yapan çocuklar taraf #ndan bulunmutur.1879 y#l#nda yine ayn# ekilde ispanya'da bir çocuk taraf #ndan bulunan Alta-mira ma'aras#yla birlikte, erken paleolotik ça'#n engüzel sanat eserlerini bar #nd#r #r: Yüzlerce renkli bo'a, inek, ay#,geyik, ördek, at ve kedi resminin yan# s#ra, bir de tek boynuzlu at.Cro-Magnon insanlar # taraf #ndan yap#lan bu sanat aheserlerinde

dikkat çekici olan genellikle ma'aralar #n en ücra köelerine, hattahiç ##k almayan yerlerine çizilmi olmalar #d#r.Lemuria($ngilizce) ingiliz zoolog Philip Slater, sadece Afrika'n#n do'uk #y#lar #,Madagaskar ve Bat# Hindistan'da yaayan lemur isimli küçükmaymun-





544lar #n varl#'#n#, bu bölgeler aras#nda bir zamanlar bir ba'lant#

oldu'unun delili kabul eder. Slater bu kay# p k #taya Lemuria ad#n# vermiti.Lepenski Vir(Yugoslavca) Tuna'n#n Yugoslavya'dan Romanya'ya akt#'# "DemirKap#" ad# verilen bölge, son buzul ça'#ndan, yani 12000 y#ldan beridevaml# olarak iskân edilmitir. Dar ve derin da' vadileri, bu tarihöncesi yerleimler için ola'anüstü bir mekân tekil etmektedir.1965 y#l#nda bir baraj inaat# s#ras#nda arkeolog Dragoslav Srejovictaraf #ndan bulunan bu köyde, Frans#z ma'aralar #nda bulunan buzulça'# figürlerinin d##nda dünyan#n en eski heykelcikleri,matematiksel olarak hesaplanm# ve dökülmü ev temelleri ortayaç#kart#lm#t#r. Bu buluntular özellikle yarat#c# bir devir olan $.Ö.8000 senelerine tarihlendirilmektedir.Lesbos(Yunanca) Ege denizinin kuzeydo'usunda bulunan ve dikkatle

bak #ld#'#nda Küçük Asya'n#n da'lar # görülebilen bu ada, Helenöncesi kavimler taraf #ndan iskân edilmiti. Bu kavimlerin efsanevîatalar # olan Maka-reos, k #z# Methymna'y# Lesbos'a e olarakvermiti.Maden ocaklar # Daha buzul ça'#nda bile insanlar çakmakta# elde edebilmek içinyerin metrelerce alt#na uzanan maden ocaklar # açm#lard#.CornvvalPe göre, buzul ça'#n#n sonu ile yaz#l# tarihin balad#'#

ça'lar aras#nda binlerce y#l hüküm süren karanl#k ça'lar boyuncahenüz bir kanal ile ayr #lmam# olan Armorica'da, di'er bölgelerde bronz yap#m#nda kullan#lan kalay madenleri bulunuyordu.Mamut ölümleriSibirya'da yaayan mamutlar #n bundan yakla#k on bin y#l öncekitlesel ve ani olarak ölmelerinin nedeni, çeitli teorilere ra'men bugüne kadar tutarl# bir ekilde aç#klanamam#t#r. Hayvanlar o





kadar çabuk bir ekilde donmulard#r ki, kimisinin etleri bugün bileyenilebilir niteliktedir.

Mana, TabuMana, canl# veya cans#z varl#klar #n içinde bulunabilen, bu nedenlekutsal olmaktan ziyade içinde iyili'i ve kötülü'ü bar #nd#rma potansiyeline sahip, al##lmad#k yo'unluk ve kuvvette, kiiselolmayan, hakim bir mis-545tik güçtür. Bundan ötürü Mana Ozeaniens, Sumer'lilerin ME'sindenziyade, baz# k #z#lderili kabilelerinin Manitu, Orenda ve VVakondagibi ak #kan özellik gösteren gücüyle tan#mlanabilir. Manadevral#nabilir (*ef-Mana) veya örne'in büyü yoluyla (Rahip-Mana)elde edilebilir. Baz# belirli Tabular #n (yasaklar #n) çi'nenmesi veyakaidelere uyulmamas# durumunda Mana yitirilebilir.Manco Capac$nka kültürünün tanr # atas#, ismi $nka diline ait de'ildir.Manu

(Hintçe) Hintlilerin kültür ta#y#c# yar #-tanr #s#.Maya'larKuzeyden göç etmi olan Maya'lar $sa'dan 9000 y#l önce Yukatanyar #-jnadas#nda ve Guatemala yar #madas#nda yaamlar #n ta devri bal#kç#lar # ve avc#lar # olarak sürdürüyorlard#. Maya kronolojisi ise birkaç yüzy#l sonra a#lacak bir astronomik bilgiyle balar. Duta'ac# kabuklar #ndan yap#lm# kitaplara yaz#lm#, talara veyatap#nak duvarlar #na ilenmi olan Maya takvimi, $.Ö. 8498

y#l#ndaki felaketi "s#f #r günü" olarak kabul eder.ME(Sumerce) Balang#çta insanlar #n emrine amade olmayan yarat#c# yeteneklerin genel ifadesi olan bu kavram, Tekvin'deki $drakA'ac#'ndan, rahip ve samanlar #n gizli bilgilerine kadar pek çokgelenekte yer almaktad#r.Megalit'ler





(Yunanca) Kuzey Avrupa'n#n erken ta ve bronz devirlerindeyaam# olan bu insan grubunun geçmii, $.Ö. 6000 y#llar #na kadar

dayanmaktad#r. Bu isim Yunanca mega: büyük ve lithos: ta kelimelerinden türetilmitir.Menhir(Keltçe) Boylar # yirmi metreye kadar ulaan ve a'#rl#klar # bazen üçyüz tona kadar ulaan, tek ba#na duran talar (men: ta, hir: büyük)En tan#nm# Menhir'lerden biri Carnac/Bretagne'de bulunan,devrilmi ve parçalanm# "Er grah" büyük-ta#d#r. Geleneklere göreMenhir'ler büyük yeralt# suyu Absu'nun yeryüzüne ç#kmas#n# engelleyen t#kaçlard#r.546"\..Mexiko(K #z#lderilice) "$nsanlar #n" $.Ö. 7500 y#llar #nda ilk ortayaç#k ##ndan önce, Amerika'n#n geni düzlükleri eski ta devri avc#lar # taraf #ndan iskân edilmiti. Bu avc#lar mamut, buzul devri bizonu

mastadon, bugün Amerika'da soyu tükenmi olan deveanavatan#n#n Amerika olmas#na ra'men k #taya sonradan tekrarAvrupal#lar taraf #ndan getirilecek olan atlar # avl#yorlard#.M#s#rYukar # ve Aa'# M#s#r ülkelerinin yüksek uygarl#klar #n#n kökeniyakla#k $.Ö. 4500'lere dayan#r. Bu son derece karma#k vegelimi uygarl#k, tarih sahnesine neredeyse yoktan var olarakç#km#t#r. Ülkeyi yöneten hanedanlar ise bu uygarl#'# gelitirmek

yerine, var güçleriyle korumaya çal#m#lard#r. Eski M#s#rtanr #lar #n#n kökenleri ayn# olmay# p, Heliopo-lis'in BüyükDokuzlu'u ve Hermopolis'in Büyük Sekizli'i gibi birbirlerindenfarkl# sistemler olutururlar. Hermopolis'in sistemi u tanr # çiftlerinden oluur: Büyük sular Nun ve Naunet, büyüksonsuzluklar Hu ve Ha-uhet, büyük karanl#klar Kuk ve Kauket, büyük birleme Niau ve Niaut, büyük görünmezlikler Ammon ve





Amaunet. Eski tanr #lardan Atum veya Ptah'la beraber bu Dokuzlukveya Sekizlik, yer tanr #s# Geb ile gök tanr #ças# Nut'u yaratt#lar.

Onlar da Osiris, $sis, Seth ve Nephthys'i dünyaya getirdiler. EskiM#s#rl#'lar #n tüm inanç sistemleri, ölümden sonra daha yüksek,tanr #sal bir varl#k seviyesine dönüebilmeye ve çok eski kozmikyasalar # korumaya dayan#yordu. Tufan efsanesi zaman#m#zda jeofizik yöntemlerle aç#klan#yorsa da, bugünkü felsefe, biyokimyave iletiim sistemleriyle kar #lat#r #lmas# sonucu bu eski ve gizemliuygarl#'#n s#rlar #, efsanevi niteliklerinden s#yr #l# p daha somut birekilde kavranmaya balanm#t#r. Richard Lepsius taraf #ndan 1842y#l#nda "M#s#r Ölüler Kitab#" ad# alt#nda ilk kez yay#mlanan papirüs belgeleri, bugünkü bak # aç#s#yla art#k okült büyü metinleri olarakde'il, aksine tanr #lar #n zaman#n# sona erdiren bir hatal# geliimin bugün bile hissedilebilen sonuçlar #na dair duyulan uzak an#lar #n parçalar #d#r.Midgard(Cermence) Edda'larda ad# geçen, tanr #lar #n insanlara tahsis etti'i

"Orta Ülke."Mohenjo Daro(Hintçe) indus nehrinin bugünkü Pakistan topraklar #nda kalank #y#lar #n-547da kurulmu olan tarih öncesi yerleim. Yunanl#lardan veRomal#lardan önce merkezi bir ticaret ve yönetim biçimine, imzamühürlerine, mallar #n üzerinde kalite damgalar #na ve hiyerar ik bir

toplum yap#s#na sahip olmas#ndan ötürü, Harappa'yla birlikte enönemli buluntulardan biri olarak kabul edilmektedir.Mu(Mistik) Tufandan ya da çok say#da buzul ça'#ndan öncePolinezya'dan Hint Okyanusu'na dek uzanan k #ta. Pasifikefsanelerine "Köken Ülkesi" olarak an#l#r. Nanna-suin





(Sumerce) Ay tanr #s#. Akad'larda Sin veya Suin olarak geçer.EnliPin

o'ludur. Kar #s# Ningal'le birlikte güne tanr #s# Utu'yu do'urmutur. Nata ve Nana(Aztekçe) Tufandan kurtulan çift. Nazca(K #z#lderilice) Schliemann ismi nas#l Troya'dan ayr # düünülemezse, Maria Reiche ismi de Peru'nun Nazca düzlü'ünde bulunan kilometrelerce uzunluktaki ku, bal#k, çiçek ve hayvanresimlerinden ayr # düünülemez. Dev boyutlardaki bu inan#lmazresimler "tanr #sal bir grafitiyi" and#rmaktad#r. Tüm çal#malarara'men 1.000 km2 lik bir alana yay#lm# olan bu resimlerin neanlama geldi'i ve ne maksatla yap#ld#'# hâlâ anla#lamam#t#r. Neolitik DevriRus biyolog N. Vavilov, $.Ö. 8000 tarihinde birbirinden ba'#ms#zolarak sekiz ayr # bölgede m#s#r, çavdar gibi kültür bitkilerinin planl# olarak yetitirilmeye baland#'#n# saptam#t#r. Sadece kültür

bitkilerinin yetitirilme-siyle de'il, hayvanlar #n daevcilletirilmesiyle belirlenen bu döneme günümüzde "NeolitikDevrim" ad# verilmektedir. Nephthys(M#s#rca) Osiris, $sis, ve Seth'in kardei. Ninigi(Japonca) Shin-to dininin tanr #sal insan#.548

Nin-shubur(Sumerce) Dümenci kad#n, ayn# zamanda $nanna'n#n öbür benli'i. Nin-ti(Sumerce) Enki'nin kar #s#, ilk "insan" Lahar'# (Adem) do'urmutur. Nommo'lar(Bat# Afrika dili) Dogon'lar #n bal#k-insanlara benzer atalar #. Nu





(M#s#rca) Gök tanr #ças#. Osiris, $sis, Seth ve Nephthys'in annesi.Oannes

(Sumerce) Tanr # Enki'nin maiyetindeki bal#k-adamlar.Odin(Cermence) Bor'un o'lu. Kardeleri Wili ve VVe'yle birlikte buzdeviYmir'i öldürmütür.Odysseia(Yunanca) Homer'in Odysseus'unun yapt#'# efsanevi gezi üzerinede, en az Platon'un Atlantis raporu üzerine oldu'u kadar çok yorumyap#lm#t#r. Her ne kadar Odysseia insanlar taraf #ndan neredeyseher ça'da ciddiye al#nm#, Atlantis uygarl#'#n#n yok oluuna iseüpheyle yakla#lm# olmas#na ra'men, her iki anlat#m#n da çokeski kaynaklara dayand#'# üphesizdir. Platon hikâyesinin M#s#rkaynakl# oldu'unu aç#kça söylese de, Homeros hikâyesinin kökenihakk #nda susar ve kahraman#n#n ba#ndan geçen maceralar #nJason'un Argonaut'lar #n#n hikâyesi ile Fenikelilerin Karadeniz'de

yapt#'# keif ve kolonileme gezilerine dayand#'# konusunda birey söylemez. Odysseus'un ba#ndan geçenler asla tesadüfleredayal# bir macera de'ildir, çünkü Odysseus "hangi tanr #n#nkona'#nda" bulundu'unu daima çok iyi biliyordu.Ogygia(Yunanca) Okeanos ad# verilen büyük su çemberinde bulunan bi.ada. Baz# yönleriyle Dilmun'u, Brasil'i ve di'er efsanevî cennetlerihat#rlat#r. Homer, Odysseia adl# eserinde bu adada Tanr #ça

Kalypso'nun oturdu'unu ve adan#n insanlar #n yaad#'# karalardanon sekiz gün uzakta ol-549du'unu belirtir. Thor Heyerdahl, Ogygia'n#n Arabistan'#ngüneydo'u ucunda bulunmu olabilece'ini de öne sürer.Okeanos





(Yunanca) Dünyay# çepeçevre saran büyük deniz. Uzun süreHome-ros'a ait bir sözcük oldu'u düünülen Okeanos, köken

itibar #yla Fenike dilindeki Og = Çember kelimesinden gelmektedir.Osiris(M#s#rca) Filistin k #y#lar #ndaki Byblos'tan M#s#r'a gelmi olan bu"göçmen", Nil k #y#lar #n#n tanr #s# ve kültür ta#y#c#s# olarak tasviredilir. Kardei ve rakibi Seth taraf #ndan kand#r #larak öldürülmütür.Ayn# zamanda k #z kardei de olan ei $sis onu tekrar hayatadöndürmü ve ona Horus isimli bir erkek çocuk do'urmutur. GeçM#s#r gizem ayinlerinde Osiris giderek Tammuz'un çizgilerine bürünür. Hellenistik zamansa bo'a tanr # Apis'le birleerek Osiris-Apis, Oserapis, sonunda da sanat tanr #s# Sera-pis ad#n# al#r.Pan-ku(Çince) Bir bütün olan kaostan yeryüzünü (Yin) ve gökyüzünü(Yang)ekillendiren dev.Göktalar #

10 m çap#nda ve 1.000 kg a'#rl#'#nda bir gökta#, 12 *ubat 1947günü büyük bir patlamayla parçalanarak Wladiwostok'un kuzeyinedüer. Yakla#k yüz kadar küçük parça, 13 km2 lik bir alana yay#l#r.Bundan 38 y#l önce, 30. Haziran 1908 günü Sibirya'ya düen baka bir gökta#, çok daha kötü felaketlere sebep olmutu. Patlaman#ngürültüsü 4.200 mil uzakl#ktan duyulmu, 400 mil uzakl#ktakiinsanlar ve ta#t araçlar # bas#nç dalgas#n#n etkisiyle devrilmi,yerden kalkan toz bulutlar # bütün Kuzey Asya ve Kuzey

Avrupa'n#n günler boyu bulan#k, k #rm#z#ms# bir alacakaranl#ktakalmas#na neden olmutur. Popol Vuh'ta günümüzden tam 10500y#l önce yaanan bir gökta# felaketi tüm detaylar #ylaanlat#lmaktad#r. Hellen öncesi Phaeteon efsanesi, güne arabas#n#ndünyaya düüünü anlat#r. M#s#rl#lar ise bu felaketi Set I. veRamses III.'ün mezar duvarlar #nda u ekilde ifade etmilerdi:





"Güne tanr #s# Ra'n#n gözü, insanlar #n kibrini cezaland#rmak içinkan ya'muru, çamur ve külle birlikte gökten yere dütü."

550Popol Vuh(K #z#lderilice) Mayalar #n "Ö'üt Kitab#." içinde insanlar #n yarat#l# hikâyesini, yarat#c# zekâ ve 10.500 y#l önce gerçekleen bir gökta# çarpmas# sonucu oluan tufan felaketi, astronomik bilgilere en inceayr #nt#s#na kadar uygun olarak anlat#lmaktad#r.Ouetzalcoatl(Aztekçe) "Yeil Tüylü Y#lan", Aztek ata-tanr #s# Huitzlipochtli'ninson derece ilginç seleflerinden biridir. Tula adl# bir bölgedeyaayan, Tol-tek'lere ve Aztek'lere kültür ve uygarl#k getiren busar # saçl#, mavi gözlü, sakall# tanr #, Kukulkan ad# alt#nda Maya'larada tanr #lar #n bilgisini vermitir. Aztek'ler daima öuetzalcoatl'#ngünün birinde geri dönece'ine inanm# ve bu yüzden $spanyoligalcileri sevinçle kar #lam#lard#. Sonradan Maya barahipleri deOuetzalcoatl ad#n# bir unvan olarak kullanmaya balad#lar.

Ragnarök(Cermence) Tanr #lar #n kader yolu, tanr #lar #n alacakaranl#'#.Run'lar(Cermence) Edda'larda Run'lardan tanr #lar #n araçlar # olarak sözedilir, insanlar #n bunlar # tören, büyü veya yaz# amaçl# kullanmalar #na izin verilmitir. Run'lara sadece Hyperborea kültürçevresinde de'il, M#s#r ve do'u adalar #nda da rastlanmaktad#r.Sahara

Frans#z Henri Lhote 1956 y#l#nda Sahara'n#n tam ortas#nda içinden büyük nehirlerin akt#'#, mee ve ceviz a'açlar #yla kapl#, bereketli bir toprak parças#n#n tasvir edildi'i kaya resimleri bulmutur.Aradan geçen zaman zarf #nda ise uygarl#'#n#n doru'una $.Ö. 8000 -$.Ö. 5000 y#llar #nda ç#km# olan büyük bir Sahara kültürünün çoksay#da kal#nt#s# bulunmutur. Ta devri avc#lar # gergedan, zürafa,fil, devekuu ve antilop avl#yorlard#. Bu avc#lar ve toplay#c#lar





muhtemelen sonradan Kalahari çölüne dek çekilmek zorunda kalanBuman'lar #n atalar #yd#. Sahara'da ilk kurakl#k belirtileri ancak $.Ö.

2000 y#llar #nda ortaya ç#km#t#r.Seth(M#s#rca) Yabanc# ülkelerin tanr #s#. Osiris, isis ve Nephthys'inkardei.Al##lmad#k bir ekilde ikiz kardeini öldürmütür.551Shangri-La(Tibetçe) ingiliz James Hilton bu sunî sözcük ile HimalayaDa'lar #'n#n zirvelerinde yaayan ve di'er insanlardan bambaka birzaman duygusuna sahip olan rahip-keilerin bilgilerini ifadeetmektedir.Shin-to(sino-japonca) "Kami no michi" = Tanr #lar #n Yolu ad# da verilen budin, üç mitolojik öykü üzerine kurulmutur. Bu öykülerin en -eskisi"Kuju-ki" (Eski zamanlar #n olaylar #n#n hikâyesi) ad#n# ta#r. Bu

öyküye göre balang#çta $zanagi ve izanami adl# bir tanr # çifti vard#.Bu tanr # ve tanr #ça evlenerek önce bereketli Yamato adas#n#, sonrada Japonya'n#n di'er adalar #n# dünyaya getirdiler. Denizler,#rmaklar, bitkiler ve hayvanlar gibi baka tanr #sal çocuklar dayaratt#ktan sonra, tüm bunlara hükmedecek tanr #sal bir insanyaratmayan karar verdiler. Böylece yerin ve gö'ün tanr #ças# Ama-terasu yarat#lm# oldu. Sonra Sümer'lerde de oldu'u gibi tanr #lar #naras#nda ailevî sorunlar yaanmaya balad# ve Ama-terasu, torunu

Ninigi'yi dünyaya hükmetmesi için "Sazl#k Tarlalarf'na gönderdi.Onunla birlikte de tanr #lar #n zaman# sona erdi ve Japonimparatorlar #n#n zaman# balad#.Shu(M#s#rca) Kutsal ruh, rüzgâr #n solu'u, Geb (yer) ve Tefnut (gök)'unyarat#l##n#n bir parças#.Soma





(Hintçe) Tanr #lar #n sarholuk veren içkisi. Yunan Nektar'# veCermen

Met'i gibi insanlar # tanr # benzeri durumlara yükseltebilir ve onlaraidrakkazand#rabilir.SphinxAsur'larda çeitli hayvanlardan oluan karma bir varl#kt#r.Yunanl#larda ise yol balar #n# tutarak insanlara anla#lmaz sorularyönelten ve do'ru cevap veremeyenleri parçalayarak öldüren bircanavar konumuna indirilmitir.Sümer$.Ö. 3. bin y#l#n balar #nda Sümerler F#rat ve Dicle nehirleriaras#nda kalan Mezopotamya bölgesinde çok say#da ba'#ms#zehir-devleti eklinde örgütlenmilerdi. $.Ö. 4000 balar #ndado'udaki da'l#k bölgeden göç552ettikleri tahmin edilen Sümerler, Mezopotamya'ya geldiklerinde

kendilerinden önce kurulmu yerleim yerlerine rastlam#lard#. Çiviyaz#s#n#n mucitleri ve sonradan Akadlar taraf #ndan bir kez dahakaleme al#nan insanl#'#n en eski destanlar #n#n müellifi olduklar # kabul edilir. Bu Sumer-Akad kültür miras#na 19. yy'da bulunmu olan 12 tabletlik G#lgame destan#n#n yan# s#ra, Dumuzi ve $nanna,$nanna'n#n Yeralt#na inii, inan-na ve Huluppa A'ac#, inanna'n#nAk *iirleri, Cennet Adas# Dilmun ve benzeri pek çok metindahildir. Sümer ehir-devletilerinin her birinin kendisine ait

tanr #lara sahip olmas#na ra'men, Anu, Enki ve Enlil gibi büyüktanr #lara tüm Sümer belgelerinde rastlan#r.*iva(Hintçe) Brahma ve Vinu'yla birlikte tanr #sal üçlemeyi oluturur.Tammuz(Sumerce) Dumuzi ad# da verilen bu çok eski figür, mitolojikoldu'u kadar, tarihsel bir kiiliktir de. Çobanl#ktan Uruk krall#'#na





kadar yükselen Dumuzi, eski anaerkil toplum düzeni ile yeniataerkil toplum aras#nda yaanan çat#man#n trajik bir kurban#

olmutur.Tap#nakDünyan#n ayakta kalmay# baaran en eski tap#na'# Abydos/M#s#r'da bulunur. Yakla#k $.Ö. 6000 y#llar #nda yap#lm#t#r ve duvarlar #ndakikabartmalarda eski zaman#n sembolü olarak y#lan ordular # ve çoksay#da koç bal# gemi tasvir edilmitir. Atlantik Okyanusu'nun ikiyakas#nda da birbirine son derece benzer tarzda yap#lm# basamakl# tap#naklar bulunur. Mezopotamya'da Ur, Uruk, Eridu ve Babilkentlerindeki zigguratlar, M#s#r'da Djoser hanedan#na ait piramitler,Honduras ve Mexiko'daki güne tap#naklar #.Tawa(K #z#lderilice) Kuzey Amerika'n#n Pueblo yerlilerinin güne tanr #s#.$nsanlar #n yarat#c#s# oldu'u kabul edilir.Tefnut(M#s#rca) Nem. Geb (yer) ve Tefnu (gök)'nun yarat#l##n#n bir

parças#d#r.Thule(Mitolojik) Bakenti Ultima Thule olan "Mutlular Adas#" dünyan#nkuzey553k #y#s#nda, Hyperborea bölgesinde bulunuyordu. Thule, insanlar #nmaddi varl#klar #ndan s#yr #labildikleri, büyülü bir yerdi.T#ls#m

Bir t#ls#m ile bir muska aras#ndaki fark, t#ls#m#n iyilikleri kendineçekme, muskan#n ise kötülükleri kendinden uzaklat#rmaözelli'idir. Yunan, Türk, Hindu, Çin ve pek çok di'er gelenektet#ls#mlar da, muskalar da ancak do'um zaman#na, y#ld#zlar #nkonumuna, kiisel özelliklere göre haz#rland#klar # takdirde etkiliolabilirler.Titanlar





(Mitolojik) Genellikle tanr #sal kökenli dev yarat#klar. Sümer, Çin,Yunan, Kelt ve Cermen mitolojilerinde oldu'u kadar Eski Ahit'de

de s#k s#k rastlan#lan Titanlar, bugünkü insanlar #n (baar #s#z) bir önaamas#n# tekil ederler.Titlacahuan(Aztekçe) Nata ve Nana için tufandan önce servi a'açlar # tahtas#ndan bir gemi ina eder.Tiuz(Cermence) Bar # ve bereket tanr #s#. Gökyüzünün en eskitanr #lar #ndan biri.Uruk(Sumerce) $ncil'de Erech olarak an#lan bugünkü Warka. GüneyMezopotamya'n#n en önemli ehir-devletlerinden biridir. *ehrintanr #ças# inanna, en tan#nan kral# G#lgame'tir.Utgard(Cermence) Tanr #lar #n devleri sürgüne gönderdi'i, erimekte olan

buzlar #n s#n#r #ndaki ülke.Utu(Sumerce) Güne tanr #s# ve $nanna'n#n kardei. Akad'larda *ama,M#s#rl#larda Ra, Yunanl#larda Apollon ad#n# alm#t#r.Uygur(Asya dilleri) Himalaya'lar #n kuzeyindeki yakla#k 1000 km büyüklü'ün-554

deki Tar #m Havzas#. Bugün bile güney, bat# ve kuzeydekida'lardan gelen tüm akarsular bu havzada geride hiçbir iz b#rakmadan yok olurlar. Veda'lar(Hintçe) Rigveda isimli en eski Veda'yla birlikte Yayurveda,Samaveda, Atharvvaveda ad# verilen di'erleri 4000 y#l önceSanskritçe kaleme al#nm#lard#r. Bunlar en eski Ari kültündeki sonderece karma#k kozmogoni üzerine yaz#lard#r.





Viracocha(Inkaca) "Deniz Köpü'ü" ad# da verilen bu eski ve yarat#c# tanr #,

gö'ü, yeri ve canl#lar #n birkaç#n# yaratmak için Titicaca gölünündalgalar #ndan veya do'udaki denizden ç#km#t#r. Birazc#k da ##kolsayd# durum mükemmele erecekti. $nsanlar karanl#kta yürüyerekyollar #n# bulmak zorunda kald#klar # için sinirlendiler. Viracochaonlar # cezaland#rmak için insanlar # taa çevirdi ve tekrar suya geridöndü. Bir süre sonra bir kez daha (Sümer'de de tanr #lar iki keregeliyordu) sudan ç#kt# ve kendilerini yönetme yetene'ine sahip yeni bir insan türü yaratt#. $nka geleneklerine göre Viracocha uzun boylu, sar # saçl#, sakall# ve beyaz deriliydi. Bu nedenle de 16. yy'daPizzaro'yu bu tanr #yla özdeletirmilerdi.Vinu(Hintçe) *iwa ve Vinu'yla birlikte tanr #sal üçlemeyi oluturur.VVan'lar(Cermence) Kuzeyin bereket tanr #lar # soyu. Muhtemelen As'lardandaha eski bir soydu.

VVoncina'lar(Avustralyaca) Aborijin geleneklerine göre dünyay# yaratan vekaosa düzen getiren tanr #lar. VVoncina'lar #n renkli kaya resimleria'#zlar # olmayan, etraflar # bir cins haleyle çevrili, boyunlar #ndadikkat çekici birer kolye takan varl#klar # tasvir eder.VVotan(Cermence) Ata tanr # ve ifac# tanr # olarak savata ölen savaç#lar # VValhalla'ya götürürdü. Di'er bir ismi Odin'dir. Aztek'lerde Uotan

olarakgeçer.Yecüc, Mecüc($ branice) "Kuzey Krallar #." Mutsuzlar Ülkesi'in en ücra noktas#ndaya-555





ayan ve eski peygamberlerin kehanetlerine göre günün birindeyeniden kurulmu olan israil'e sald#racak olan bir kavim.

Yggdrasil(Cermence) Aktif yanarda'lar #n üzerindeki duman bulutu, dallar # gö'e uzanan bir a'aç olarak görülebilir - özellikle de denizden birada-yanarda'#na bak #ld#'# zaman. Bu a'aca Dünya A'ac# veya$drak A'ac# ismi verilir, dallar # aras#nda Yggdrasil'de oldu'u gibikartallar, sincaplar, geyikler, ejderhalar ve y#lanlar yaayabilir.Huluppa da bu tür bir a'açt#r. Eski Ahit'te, M#s#r ve Hintdestanlar #nda da ortaya ç#kar.Y#lanY#lan bereketin, yaam#n ve büyük gizemin en eski sembollerinden biridir. Eski Ahit'te insanlar # "gerçe'i (ME) ve tanr #lar #n bilgisini"aramaya yönlendirdi'i için H#ristiyanl#k taraf #ndaneytanlat#r #lm#t#r.Ymir(Cermence) Buz devi. Kuzey'in Nuh'u olan Bergalmir'in

büyükbabas#.Yunanl#larHomeros'un hellenistik-öncesi ve önasya-öncesi pek çok elementkullanm# olmas#na ra'men, antik Yunanistan'#n prehistorik zamansonras# panteonunda s#k s#k tasvir edilen kültürel çöküntü tanr #salolmaktan ziyade ataerkil-insanîdir ve Zeus'un keyfiyetine ba'l#d#r.Bu aç#dan Pla-ton'un Atlantis hakk #nda söyledikleri, yanl# gelimelere ve yozlamaya yöneltilmi bir uyar # niteli'indedir.

Zaman dönümüiçinde yaad#'#m#z yirminci yüzy#l#n sonlar #na do'ru, 2150 y#lsürecek yeni bir kozmik ça' balamaktad#r: Kova burcu ça'#. Oniki kozmik ça', 25800 y#ll#k bir zaman dilimine denk dümektedir.Zeus(Yunanca) Uranüs ve Gaia'nm bir dizi hilkat garibesi çocu'u olur:Tek gözlü Kiklop'lar, Yüz K ollular, Furie'ler, Gigant'lar ve





Titan'lar. Bunlar #n içlerinde en genci olan Kronos, Gaia'nm halefiRhea'yla birlikte Zeus, Hera, Poseidon, Hades, Demeter ve

Hestia'dan oluan Olympos'un hakim tanr # sülalesini yarat#r.556KAYNAKÇAAdams, Russel B. (Hrsg.): Mystische Stâtten, Amsterdam 1988Biedermann, Hans: Die versunkene Lânder, Graz 1975Belz, VValter: Die Mythen der gypter, Düsseldorf 1982Berlitz, Charles: Das Atlantis-Râtsel, Wien 1976Blumrich, J.F.: Kasskara und die sieben VVelten, VVeiBer Bârerzâhltden Erdmythos der Hopi-indianer, Düsseldorf 1979Bock, Emil: Urgeschichte, Beitrâge zur Geistesgeschichte derMensc-hheit, Frankfurt 1985Brockhoff, Victoria: Götter, Dâmonen, Menschen, Mythen aus demZvveistromland, Stuttgart 1987

Daniel, Glyn: Enzyklopâdie der Archâologie, Bergisch Gladbach1980DröBIer, Rudolf: Spuren in die Vergangenheit, Ausgrabungen derletz-ten Jahrzehnte, Leipzig .1980Elliot, Alexander: Mythen der VVelt, Luzern 1976Farkas V./Krassa P.: Lasset uns Menschen machen, Schöpfungsm-ythen beim Wort genommen, München 1985

Feustel, Rudolf: Abstammungsgeschichte des Menschen, Jena 1986Frazer, Sir James George: The Golden Bough, A Study in MagicandReligion, London 1978Galter, Hannes: Der Gott Enki/Ea in der akkadischenÜberlieferung. Ei-ne Bestandsaufnahme des vorhandenen Materials, Diss., Graz 1981





Golter, VVolfgang: Handbuch der germanischen Mythologie, Neudruck

d idi t A b 1908 K tt i 1987

Documents

Thomas R.p.mielke İnanna