2
L TEBRIZ) wl#) Hakim Katran Adudl Tebriz! (ö. 482/1089'dan sonra) Tebriz köyünde Katran kelimesinin kesin olarak bilinme- mektedir. ailesinin di h kan (köy söyleyen eserlerinden iyi bir an- Genç Gence'de dadller'den Ebü'l-Hasan All-i hizmetine girdi. Gence'de Mansur ve Tiflis Hükümdan Ebü'l-Fazl Ca'fer ile ken- disine son derece iltifat halde onu Tebriz'e geldi. Ancak buradan kendisine kasideler göndermeyi de ihmal etmedi. Tebriz'de intisap etti ve en sevilen den biri oldu. Bu Irak Türk- menleri'ne elde zaferleri an- latan kasideler Bir manzumesinde 434'te (1 042) Tebriz'de vuku bulan bir depremi bütün ile tasvir eder. 438'de (1046) Tebriz'de Hüsrev ile ha- kimiyetleri (446/ 054) otuzdan çok kaside yaz- Ebü'l-Halii Ca'fer bir hüküm- bulunuyordu. 459'dan (1067) sonra Gence'ye giden Katran bu- rada b. ve büyük miktarda ödül Bir kaside- sinde. 481 'de (1088) Esterabact'a götürülen Gen- ce'ye göre o tarihte Gence'de bulunuyordu. Burada Selçuklular'dan Sav Tegin için iki kaside O sekseni bir gereken Katran büyük bir ihtimalle 48Z'den (1 089) sonra vefat Eserleri. 1. Divan. Horasan bölgesi Azerbaycan'da Farsça yazan ilk kaside olan Katran ve örnek Horasan irlerinden olarak söz vermekle birlikte birçok sade ve kolay niteliktedir. 8000 beyit ihtiva eden kaside, terkibibend , ve ruballerden bilinen edebi- ilk dönem ( ö. 329/941) isnat ve Ril- 1263 son olarak Muhammed Nahcuvanl (Tahran 1362 z. Tefasir ii luga- ti'l-Fürs. Katib Çelebi bu adla bir kaydetmektedir fü'?·?Unün, 426). olan Esedl-i de Fürs eserin- de onun böyle bir eseri dair tel- mihte Ancak eser günü- müze kadar kaynaklar- da Kavsname bir mesne- visi kaydedilmektedir (mese- la bk. Safa. 422-423) . : Hüsrev. M. Debir-i Si- yaki). Tahran 1369 s. 9; Avfi, Lübab, ll, 214; Te?kire, s. 67; '?-? Unün, 1, 426; Hidayet, Tahran 1270, s. 466-476; Browne, LHP, ll , 271; Rypka, HIL, s. 194; Safa. Edebiyyat, ll, 421-430; Bediüzza- man Fürüzanfer. Sül]an ü Sül]anueran, Tahran 1369 s. 492-500; Abdülhüseyin Zerrinküb, fjull e, Tahran 1374 s. 103-115; M. Kedkeni. Suuer-i /jiyal der Farsi, Tahran 1336 s. 540-549; Abidi, "Se ez '!ebrlzl", Ay en- de, VI, Tahran 1359 s. 507-516; Ahmed "Katran", i A, VI, 447-452; 1. Dehghan. EJ2 (ing.), IV, 773. r L jjJ ADNAN KATRÜ'n-NEDA ( en-Nahvi'nin (ö. 761/1360) nahve dair eseri. _j Tam Katrü'n-neda ve da olan eser temel gramer öz- lü ifadelerle anlatan bir dir. Nah iv olmakla birlikte sarf da içeren eserde benzer konular ve bulunan fikirlerle tercih edilen gö- UsfGr bill' nin Cümeli'z -Zeccdci'si, Ali el-Farisl'nin Zemah- ile el-Enmilzec'i eserin belli Müellif yer yer Slbeveyhi. ei-Evsat, Ferra. Ali b. Hamza el-Kisa!, Serrac, Müberred. Zeccac ve Harlif'un lerine de müstakil olarak ve daha ziyade müellifin birlikte bir- çok (Bulak 253; Kah i re 1274,1278,1280.1963).MuhammedMuh- yiddin Abdülhamld eseri Sebilü'l-hüda Katri'n-neda ta'li- kiyle (Kah i re 1386/ 1966). Taha Muham- med ez-Zeynl ile Muhammed Abdül- KATRÜ'n-NEDA mün'im Hafacl de gerekli ve ilave ettikleri birlikte ya- (Kahire 1388/1969). okunan eser nazma çekme ve tercüme türü birçok Katrü'n -neda üzerine müellifi olmak üzere bir- çok Ahmed ei-Fakihl (Mücibü 'n-nida ila Katri'n-neda, Bu- l ak 1264; Kahire 1281; Bombay 1880). Ma'- mer Abdülkavl, Abdülmelik ei-Assafi (Bülügu '1-meram li-Kü teyyibi Katri'n-ne- da li'bn b. Temlm el-Cev- heri. Moulvi lrtiza Alikhan ( Medres 1889) . ve el-Endelüsl'nin bun- lardan (Brockelmann, GAL, ll . 28; Supp l. , ll, 17). Yusuf Ahmed Ahmed (Bulak 1 272; Kah i re 1299), Hasan Abdülkebir (Tunus 1281}, Ab- dürrahlm es-Süveydl. Mahmud Ebu Bekir ve Muhammed b. et- Tahir (Hediyyetü '1-erib ila Kah i re 1296) müellifin yazanlar zikredilebilir. Ah- med ei-Fakihl de Bunlardan Yasin ei-Uieyml ( Kahi- re 299). Ali en-Nebtltl tullabi'l- hüda, Jerusalem 1320) ve Mahmud sl (Kahire 1 32 0) Katrü'n-neda ve müellif ör- nek id) olarak geçen 1 50'yi de b. Muhammed ei-Bicai. b. Ali el-Hü- seyni. Muhammed Ahmed b. ei-Ubadi, Cemaleddin ei-Kabbanl, Muhammed Emin ei-Müderris ve Osman b. Mekki ez-Zebldl (Me'alimü Katri' n-neda , Kahire 1324) bu tür yazan müelliflerdendir. Eser, Abdülazlz el-Fergall (NC2?mü Kat- ri'n-neda, Bulak 1244), Said b. Abdullah el-Himyeri (NC2?mü '1-Katr). Süleyman Bek (N11?mü '1-Katr). Said 'etü't-tullab ve gibi mü- ellifler nazma Ki - bölümleri tir. b. Ali el-Hüseynl'nin Mul].tarat min Kitabi'l-Katr, b. Ganim el- Cevherl ile Nu'man Di- baceti Katri'n-neda ve Muhammed b. Ahmed ljatimetü Katri'n- neda eserleri bu tür ara- (Katrü ' n-neda ü ze rine bütün in bk. Al i Fevde Nt!. s. 107-110; Brockelmann, GAL, ll, 28;Suppl., ll, 16-17) . A. Goguyer. Katri'n -ne- La pluie de rosee et i' etanche - ment du soif çevir- (Le iden 1887). 59

TEBRIZ) wl#) z. - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · Ferra. Ali b. Hamza el-Kisa!, İbn Serrac, Müberred. Zeccac ve İbn Harlif'un görüş lerine de başvurmuştur. Katrü'n-nedd'nın

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

L

KATAAN-ı TEBRIZ) (ı.S)I.~ wl#)

Hakim Şerefüzzaman Katran Adudl Tebriz!

(ö. 482/1089'dan sonra)

İranlı şair.

Tebriz civarındaki Şadlabad köyünde doğdu. Katran kelimesinin şairin adı mı mahlası mı olduğu kesin olarak bilinme­mektedir. Bazı şiirlerinde ailesinin di h kan (köy ağası) olduğunu söyleyen Katran'ın eserlerinden iyi bir öğrenim gördüğü an­laşılmaktadır. Genç yaşta Gence'de Şed­dadller'den Ebü'l-Hasan All-i Leşkerl'nin hizmetine girdi. Gence'de ayrıca Ebfı Mansur Vehsfıdan ve Tiflis Hükümdan Ebü'l-Fazl Ca'fer ile tanıştı. Leşkerl ken­disine son derece iltifat ettiği halde onu bırakıp Tebriz'e geldi. Ancak buradan kendisine kasideler göndermeyi de ihmal etmedi. Tebriz'de Vehsfıdan'ın sarayına intisap etti ve sarayın en sevilen şairlerin­den biri oldu. Bu hükümdarın Irak Türk­menleri'ne karşı elde ettiği zaferleri an­latan kasideler yazdı. Bir manzumesinde 434'te (1 042) Tebriz'de vuku bulan bir depremi bütün ayrıntıları ile tasvir eder. 438'de ( 1 046) Tebriz'de Nasır-ı Hüsrev ile görüştü . Selçuklular'ın Azerbaycan'ı ha­kimiyetleri altına aldıkları sırada ( 446/ ı 054) hakkında otuzdan çok kaside yaz­dığı Ebü'l-Halii Ca'fer adında bir hüküm­ctarın yanında bulunuyordu. 459'dan (1067) sonra Gence'ye giden Katran bu­rada Fadlfın b. Ebü's-Süvar'ı övmüş ve büyük miktarda ödül almıştır. Bir kaside­sinde. 481 'de (1088) Melikşah tarafından Esterabact'a götürülen Fadlfın'un Gen­ce'ye döndüğünden bahsettiğine göre o tarihte Gence'de bulunuyordu. Burada Selçuklular'dan İmadüddevle Sav Tegin için iki kaside yazdı. O sırada sekseni aş­kın bir yaşta bulunması gereken Katran büyük bir ihtimalle 48Z'den (1 089) sonra vefat etmiştir.

Eserleri. 1. Divan. Horasan bölgesi dı­şında Azerbaycan'da Farsça şiir yazan ilk kaside şairi olan Katran şiirlerinde Unsfırl ve Ferrfıhl'yi örnek almıştır. Horasan şa­irlerinden farklı olarak söz sanatiarına ağırlık vermekle birlikte birçok şiiri sade ve kolay anlaşılır niteliktedir. 8000 beyit ihtiva eden divanı kaside, terkibibend, kıta ve ruballerden oluşur. Beş nüshası bilinen divanın bazı nüshaları İran edebi­yatının ilk dönem şairlerinden Rfıdeki'ye ( ö. 329/941) isnat edilmiş ve Divan-ı Ril­dekiadıyla basılmıştır(Tahran 1263 hş . ) .

Katran'ın divanı son olarak Muhammed Nahcuvanl tarafından yayımlanmıştır (Tahran 1362 hş ./ 1 983) z. Tefasir ii luga­ti'l-Fürs. Katib Çelebi Katran'ın bu adla bir sözlükyazdığım kaydetmektedir (Keş­fü'?·?Unün, ı. 426). Katran'ın çağdaşı olan Esedl-i Tfısl de Luğat-ı Fürs adlı eserin­de onun böyle bir eseri olduğuna dair tel­mihte bulunmaktadır. Ancak eser günü­müze kadar gelmemiştir. Bazı kaynaklar­da Katran'ın Kavsname adlı bir mesne­visi bulunduğu kaydedilmektedir (mese­la bk. Safa. ıı. 422-423) .

BİBLİYOGRAFYA :

Nasır-ı Hüsrev. Sefername(nşr. M. Debir-i Si­yaki). Tahran 1369 hş., s. 9; Avfi, Lübab, ll, 214; Devletşah, Te?kire, s. 67; Keşfü '?-?Unün, 1, 426; Hidayet, Mecma'u'l-fuşaf:ıa', Tahran 1270, s. 466-476; Browne, LHP, ll , 271; Rypka, HIL, s. 194; Safa. Edebiyyat, ll, 421-430; Bediüzza­man Fürüzanfer. Sül]an ü Sül]anueran, Tahran 1369 hş., s. 492-500; Abdülhüseyin Zerrinküb, BaKaruan-ı fjulle, Tahran 1374 hş., s. 1 03-115; M. Rıza Şefii Kedkeni. Suuer-i /jiyal der Şi'r-i Farsi, Tahran 1336 hş . , s. 540-549; Abidi, "Se J5aşide-i Naşinal;ı.te ez ~tran-ı '!ebrlzl", Ay en­de, VI, Tahran 1359 hş ., s. 507-516; Ahmed Ateş, "Katran", iA, VI, 447-452; 1. Dehghan . "~atran", EJ2 (ing.), IV, 773.

r

L

jjJ ADNAN KARAİSMAİLOGLU

KATRÜ'n-NEDA ( ı,S...Wf.,W)

İbn Hişam en-Nahvi'nin (ö. 761/1360)

nahve dair eseri. _j

Tam adı Katrü'n-neda ve bellü'ş-şa­da olan eser temel gramer kurallarını öz­lü ifadelerle anlatan bir giriş niteliğinde­dir. N ah iv ağırlıklı olmakla birlikte kısmen sarf konularını da içeren eserde benzer konular birleştirilmiş , farklı görüşler ve hatalı bulunan fikirlerle tercih edilen gö­rüşler kısaca belirtilmiştir. İbn UsfGr el-İş­bill' nin Şer]J.u Cümeli'z-Zeccdci'si, Ebfı Ali el-Farisl'nin el-lfalebiyyat'ı, Zemah­şerl'nin Keşşaf'ı ile el-Enmilzec'i eserin belli başlı kaynakları arasında sayılabilir. Müellif yer yer Slbeveyhi. Ahfeş ei-Evsat, Ferra. Ali b. Hamza el-Kisa!, İbn Serrac, Müberred. Zeccac ve İbn Harlif'un görüş­lerine de başvurmuştur.

Katrü'n-nedd'nın müstakil olarak ve daha ziyade müellifin şerhiyle birlikte bir­çok baskısı yapılmıştır (Bulak ı 253; Kah i re 1274,1278,1280.1963).MuhammedMuh­yiddin Abdülhamld eseri Sebilü'l-hüda bi-ta]J.~il~i Şer]J.i Katri'n-neda adlı ta'li­kiyle (Kah i re 1386/ 1966). Taha Muham­med ez-Zeynl ile Muhammed Abdül-

KATRÜ'n-NEDA

mün'im Hafacl de gerekli açıklamalar ve ilave ettikleri alıştırmalarla birlikte ya­yımlamışlardır (Kahire 1388/1969).

Yüzyıllarca okunan eser hakkında şerh, haşiye, nazma çekme ve tercüme türü birçok çalışma yapılmıştır. Katrü'n-neda üzerine başta müellifi olmak üzere bir­çok kişi şerh yazmıştır. Ahmed ei-Fakihl (Mücibü 'n-nida ila Şerf:ıi Katri'n-neda, Bu­l ak 1264; Kahire 1281; Bombay 1880). Ma'­mer İbn Abdülkavl, Abdülmelik ei-Assafi (Bülügu '1-meram li-Kü teyyibi Katri'n-ne­da li'bn Hişam). İsmail b. Temlm el-Cev­heri. Moulvi lrtiza Alikhan ( Medres 1889) . ve İbrahim el-Endelüsl'nin şerhleri bun­lardan bazılarıdır (Brockelmann, GAL, ll . 28; Suppl. , ll, 17).

Yusuf el-Feyşl, Ahmed ed-Delcemfınl, Ahmed eş-Şücal (Bulak 1272; Kah i re 1299), Hasan İbn Abdülkebir (Tunus 1281}, Ab­dürrahlm es-Süveydl. Mahmud el-Alfısl, Ebu Bekir eş-Şenevanl ve Muhammed b. Aşfır et-Tahir (Hediyyetü '1-erib ila aşda­~i'l-f:ıabib, Kah i re 1296) müellifin şerhine haşiye yazanlar arasında zikredilebilir. Ah­med ei-Fakihl şerhine de haşiyeler yazıl­mıştır. Bunlardan Yasin ei-Uieyml ( Kahi­re ı 299). Ali en-Nebtltl (İcabetü tullabi'l­hüda, Jerusalem 1320) ve Mahmud el-Alfı­sl (Kahire 1320) haşiyeleri basılmıştır.

Katrü'n-neda ve müellif şerhinde ör­nek (şah id) olarak geçen 1 50'yi aşkın şiir de ayrıca şerhedilmiştir. Ebü'l-Kasım b. Muhammed ei-Bicai. Sadık b. Ali el-Hü­seyni. Muhammed eş-Şirblnl. Ahmed b. Kasım ei-Ubadi, Cemaleddin ei-Kabbanl, Muhammed Emin ei-Müderris ve Osman b. Mekki ez-Zebldl (Me'alimü '1-i~tida şer­

f:ıu şevahidi Katri 'n-neda, Kahire 1324) bu tür şerh yazan müelliflerdendir.

Eser, Abdülazlz el-Fergall (NC2?mü Kat­ri'n-neda, Bulak 1244), Said b. Abdullah el-Himyeri (NC2?mü '1-Katr). Süleyman Bek eş-ŞiM (N11?mü '1-Katr). Said ei-Amri(Neş­'etü't-tullab ve behcetü 'l-af:ıbab ) gibi mü­ellifler tarafından nazma çekilmiştir. Ki­tabın bazı bölümleri ayrıca şerhedilmiş­tir. Sadık b. Ali el-Hüseynl'nin Mul].tarat min Kitabi'l-Katr, İsmail b. Ganim el­Cevherl ile Nu'man el-Aıfısl'nin Şer]J.u Di­baceti Katri'n-neda ve Muhammed b. Ahmed Aliş'in ljatimetü Şer]J.i Katri'n­neda adlı eserleri bu tür çalışmalar ara­sındadır (Katrü 'n-neda üzerine yap ılan

bütün çalışmalar için bk. Al i Fevde Nt!. s. 107-110; Brockelmann, GAL, ll, 28;Suppl. , ll, 16-17). A. Goguyer. Şer]J.u Katri'n-ne­da 'yı La pluie de rosee et i' etanche­ment du soif adıyla Fransızca'ya çevir­miştir (Le iden 1887).

59

KATRÜ'n -NEDA

BİBLİYOGRAFYA :

İbn Hişam en-Nahvl, Şerl:ıu Katri'n-neda (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamld), [baskı yeri ve tari­hi yokj (Darü'l-fikr); Keşfü'?·?unCın, ll, ı352; Brockelmann, GAL, ll, 27 -28; Suppl., Il, ı6- ı 7; Ali Fevde NH, ibn Hişam el-Enşarl: AşaruhCı ve me;;;hebühü'n-naf:ıvl, Riyad ı406/ı985, s. 95-117. r;,ı

ıt.J M. Rı;şir ÖzBALIKÇI

L

KATTAN, Ebfi Ma'şer

(bk. EBU MA'ŞER et-TABERI). ~

ı ı KATTAN, Rebi' b. Süleyman

(bk. REBI' b. SÜLEYMAN el-KATTAN). L ~

ı

L

ı

L

ı

L

L

KATI AN, Yahya b. Said

(bk. YAHYA b. SAID el-KATTAN).

KAVAİD

(bk. KAİDE).

KAVAİDÜ

AKAiDi ALİ MUHAMMED

(bk. BEYANü MEZHEBİ'I-BATINİYYE).

KAV AİDÜ't-TAHDIS (~~1..ı.c1~)

Cemaleddin el-Kasımi'nin (ö. 1914)

hadis usulüne dair eseri.

ı

~

ı

~

ı

~

~

Hadis usulü konularının yeni bir tertip­le ele alındığı eserin tam adı K,ava'idü't­tal;diş min fünCıni muştalal;i'l-l;adiş'­tir. Kasımi hadis. fıkıh, kelam, tasawuf ve edebiyat ilimlerinin belli başlı kaynak­larından iktibaslar yaparak hazırladığı eseri 19 Zilhicce 1324'te (3 Şubat 1907) ta­mamlamıştır. Müellif. on bölüm halinde kaleme aldığı eserin girişinde tanınmış şahsiyetlerin gelecek nesiller için kitap yazmasının önemi konusundaki görüşle­

rini açıklamakta, kitaplarda nakledilen fikirlerio kaynağını zikretmenin önemi üzerinde durmakta, İbn Hacer el-Aska­lanl'ye dayanarak başlangıçtan itibaren usul-i hadise dair eser yazanların çalışma­

larını tanıtmaktadır.

Kitabın birinci bölümünde hadisin, ha­dis ilminin, hadisleri nakleden ve savu­nanların değeri; ikinci bölümde hadis, ha­ber, eser, hadls-i kudsi, hadisleri ilk ted-

60

vin edenler; üçüncü bölümde hadis ilmi­nin mahiyeti. ravilerle ilgili bazı terimler; dördüncü bölümde sahih, hasen, zayıf, mürsel hadisler ve uydurma rivayetler, hadis diye uydurulan sözlerin nasıl biline­ceği, beşinci bölümde ashap ve tabiinin hadis rivayetindeki yeri, Şal;il;-i Bu]].ari ve Şa]Jil;-i Müslim'de uygulanan bazı metotları; altıncı bölümde isnadın mahi­yeti, önemi, tahammül yolları, rivayet sı­rasında kullanılan rumuzlar; yedinci bö­lümde rivayetle ilgili meseleler, hadisi manen, ihtisar ve takti' suretiyle ve bir­den fazla yerde rivayet, hadislerle istiş­had; sekizinci bölümde hadis rivayet edenlerle hadis talebesinin uyması gere­ken kurallar; dokuzuncu bölümde hadis kitaplarının tabakaları ve bunların sağ­lamlık derecesi, onlardan faydalanman ın usulü, bazı kitaplarda kullanılan rumuz­lar; on uncu bölümde hadisin vahye daya­nan. dayanmayan kısımları, dinin ResOl-i Ekrem'den nasıl öğrenildiği, sünnetin herkesi bağladığı, hadisiere göre amel et­menin gereği, hadisi herkesin anlamaya­cağı görüşünün yanlış olduğu, hadise say­gı göstermeyenlerden uzak durulması gerektiği. aniaşılamayan hadisler karşı­sında ve çelişki durumunda nasıl davra­nılacağı, sahabe, tabiln ve fakihlerin ihti­laf sebepleri, ehl-i hadis ve ehl-i re'y ara­sındaki farklar, müctehid imarnlara tabi olmanın gereği gibi konular yer almak­tadır. Eser, ilirnde ilerleyebilmenin yolu ve hadisin iyi bir kul olabilmek için öğre­

nilmesi gerektiğine dair iki hatime ile son bulmaktadır. Kendilerinden alıntı yapılan müelliflerle kitapları belirgin şekilde zik­redilen eser Muhammed Behcet el-Bay­tar tarafından yayımlanmıştır ( Dımaşk 1353; Kahire 1380/1961; Beyrut 1979, 1986,

1408/1987, 1989).

Kavala'dan bir görünüş

BİBLİYOGRAFYA : Cemaıeddin eı-Kasıml. Kava'idü 't- taf:ıdlş (n ş[

M. Behcet el-Baytar). Dımaşk ı353/ı935; ayrı­ca bk. M. Reşid R ıza'nın takdim i, s. 9- ı 7; Mah­mud Mehdi eı -i stanbull, Şeyl]ü'ş-Şam Cema­lüddln el-Kasıml, Beyrut- Dımaşk ı405/1985, s. 68-70; Nizar Abaza. Cemaleddln el-Kasıml, Dımaşk ı4ı8;ı997, s. 272.

L

~ M . YAŞAR KANDEMİR

KA V ALA

Yunanistan'ın Makedonya kesiminde liman şehri.

~

Ege denizinin kuzey sahilinde Selanik ile Dedeağaç (Aiexandropolis) arasında yer alır; ıssız bir Ortaçağ yerleşim bölgesinde Osmanlılar tarafından kurulmuştur. Ka­vala, Kuzey Ege'ye doğru çıkıntıyapan ka­yalık bir burunda iyi korunmuş olup gü­nümüze ulaşan bir Bizans ve Osmanlı ka­lesinin hakim olduğu alanda bulunur. Yeni kurulan mahalleler eski merkezin batı ve doğusundaki dağlara doğru kademeli bir şekilde yelpaze biçiminde açılır. Kanuni Sultan Süleyman döneminden beri ticari mekanlar kalenin altındaki düzlükte ve liman boyunca yoğun! aşmıştır.

Kavala, karşısındaki Taşöz (Thasos) ada­sının bir kolonisi olan kadim Neapolis şeh­rinin devamı olarak kabul edilir. Roma devrinde ise denizden 16 km. içerideki Philippi şehrin e bağlıydı. Geç antikite dö­neminde bu şehrin yıkılışının ardından Neapolis kendi bağımsızlığını kazandı. İmparator lustinianos tarafından yeniden güçlendirilen şehir, Slavlar ile Bulgarlar'ın istilalarına uğradıysa da IX. yüzyılda Phil­ippi'yi işgal eden Bizanslılar'ın elinde kal­dı. Bu dönemlerde Christopolis adıyla ta­nın dı ve bir piskoposluk merkezi oldu. XIII. yüzyıldan itibaren başpiskoposluk