ANADOLU ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ’NE

KONU : Rektörlüğünüzün 26.03.2010 Tarih Ve D.30.2.Ana.0.61.00.00.200/44 Sayılı Yazınız İle Tarafıma Bildirilen Disiplin Soruşturmasındaki Yazılı Savunmamdır. AÇIKLAMALAR : Rektörlüğünüzün 26.03.2010 tarih ve D.30.2.ANA.0.61.00.00.200/44 sayılı yazısı ile;

“19.03.2010 tarihinde Yunus Emre Kampusunda saat 11.30 sıralarında başlayan ve Rektörlük önündeki kabartma heykellerin üzerine pankart açıp (babalar gibi satıp babalar gibi yiyenleri durdurun)sloganlar atarak AKM önde toplanan öğrencilere dahil olup (YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek), (gözaltılar, soruşturmalar, baskılar bizi yıldıramaz), (Ampüller dışarı, öğrenciler içeri), (Sermaye defol Üniversiteler bizimdir, (müşteri değil öğrenciyiz, AKP elini Üniversiteden çek) sloganlar atarak basın açıklaması yaptığınız, saat 12.55 sıralarında ise kütüphane ile yemekhane arasında yol üzerinde güvenlik görevlilerine saldırdığınız ve arbedeye neden olduğunuz, tekrar AKM önüne gelerek AKM giriş kapılarına yumurta atarak içeri girmek istediğiniz tespit edildiğinden dolayı hakkınızda soruşturma açılmıştır. Soruşturmayı yürütmek üzere Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 13. maddesi uyarınca soruşturma komisyonu görevlendirilmiştir..” şeklinde bir yazı tebliğ edilerek, hakkımda diplin soruşturması açıldığı bildirilmiştir.

Ancak, bu yazı ile birlikte tarafıma isnat edilen disiplini bozucu eylemin kanıtlarının ne olduğu, hangi delil ve gerekçeler ile hakkımda soruşturma açıldığı ve Disiplin Yönetmeliğinin hangi madde ya da maddelerini ihlal etmekle suçlandığım bildirilmemiştir.

Bilindiği üzere savunma, sadece, bana yöneltilen suçlama ile ilgili tanıklığımdan ibaret bir eylem olarak değerlendirilemez ve düşünülemez.

Hakkımdaki isnat ve suçlamalara karşı, kendimi gerçek anlamda savunabilmem ve temel haklardan olan eğitim hakkından bir biçimde yoksun kalmamam için disiplin soruşturmasına neden olduğu iddia edilen ve kabul etmem mümkün olmayan eylemlerin bana bildirilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen savunmaya çağrı yazısının gönderilmesi savunma hakkımı kısıtlamaktadır.

Rektörlük makamı savunmaya çağrı yazısında ileri sürdüğü olay sonrasında hakkımda bir disiplin soruşturması açtığını belirtmektedir. Soruşturmaya konu edilen olay şu şekilde meydana gelmiştir:

19 Mart 2010 tarihinde Anadolu Üniversitesi Yunusemre Kampüsünde Bologna Süreci ile ilgili bir toplantı yapılmıştır. Sabah saat 09.30’da başlayan toplantıya bir üniversite öğrencisi olarak ben de katılmak istedim, ancak görevliler tarafından içeri alınmadım. Saat 11.00 sularında Atatürk Kültür Merkezi önünde, toplantıya katılabilmek için beklemeye başladım.

Yukarıda da belirtildiği gibi 19 Mart 2010 tarihinde yaşanan olay “kütüphane ile yemekhane arasında yol üzerinde güvenlik görevlilerine saldırmak ve arbedeye neden olmak, tekrar AKM önüne gelerek AKM giriş kapılarına yumurta atmak” şeklinde meydana gelmemiştir. Aksine Anadolu Üniversitesi Rektörlüğünün sevk ve idaresinde bulunan Özel Güvenlik Görevlileri bizlere yönelik görülmedik bir şiddete başvurmuştur.

Savunmaya çağrı yazısında belirtilen “basın açıklaması yapmak” herhangi bir disiplin suçunu gerektirecek davranışlardan değildir. Üniversitemiz içinde yapılan bir etkinliğe alınmadığımız için tepki göstermek demokratik haklarımızın kullanılması olarak nitelendirilmelidir. Şöyle ki:

Basın açıklaması yapmak düşünce ve düşündüklerini ifade etme özgürlüğü kapsamındadır. Düşünce ve düşündüklerini ifade etme özgürlüğü demokratik bir toplumda yaşamsal değerdedir. Düşünce ve düşündüklerini ifade etme özgürlüğü, hem yeni ve farklı düşüncelerin ortaya çıkmasına olanak sağlar hem de bireylere farklı düşünceler arasında seçim yapma ve ileri sürülen düşüncelerin doğruluğunu, yanlışlığını sınama olanağını verir. Anayasanın 90. maddesi ile iç hukukun bir parçası haline gelen ve yasalardan önce uygulanacak olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeler arasında bulunan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 19. maddesinde “Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.” denilmektedir.

Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 19. maddesi şu şekildedir: “Herkesin, bir müdahale ile karşılaşmaksızın fikirlere sahip olma hakkı vardır. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir; bu hak bir kimsenin ülke hudutlarıyla sınırlanmaksızın sözlü, yazılı veya basılı veya sanatsal ürün şeklinde veya kendi tercih ettiği başka bir iletişim vasıtasıyla her türlü bilgi ve düşünceyi arama, edinme ve ulaştırma özgürlüğünü de içerir.”

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinde “Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir.” denilmektedir.

Anayasanın 25 ve 26. maddelerinde de ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altında alınan düşünce ve düşündüklerini ifade etme ve yayma hakkı düzenlenmiştir.

Anayasa tarafından güvence altına alınmış Düşünce Ve Kanaat Hürriyeti ile Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti hiç kuşku yok ki, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği tarafından kısıtlanamaz.

19 Mart 2010 tarihinde okulumuzdaki bir etkinliğe alınmamamızı kınamak için yapmış olduğumuz basın açıklaması demokratik bir tepkinin gösterilmesinden ibarettir. Bu tepkimize tahammül edemeyen Anadolu Üniversitesi yönetimi, o gün orada bizlere saldıran güvenlik görevlilerini halen okulumuzda istihdam etmektedir.

22.04.2010

İSİM SOYAD

BÖLÜM

OKUL NUMARASI

Tebligat Adresi: ………………………………………..