198
1 T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ EKONOMİK, TOPLUMSAL VE SİYASAL ANALİZ DERGİSİ İMTİYAZ SAHİBİ : Prof. Dr. Şahin KARASAR GENEL YAYIN YÖNETMENİ : Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN EDİTÖR : Yrd. Doç. Dr. Burak KÜÇÜK YAYIN KURULU : Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN : Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ : Prof. Dr. Süleyman Seyfi ÖĞÜN : Prof. Dr. Sadettin ÖZEN : Prof. Dr. Ergül HAN YAYIN KURULU SEKRETERİ : Canan AYAR DANIŞMA VE HAKEM KURULU: Prof. Dr. Ali Rıza ABAY Yalova Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa ACAR Aksaray Üniversitesi Prof. Dr. Melek AKGÜN Sakarya Üniversitesi Prof. Dr. Dinç ALADA İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Betül ÇOTUKSÖKEN Maltepe Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa DİLBER Fatih Üniversitesi Prof. Dr. Bülent DURMUŞOĞLU İstanbul Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Ercan EREN Yıldız Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Yavuz GÜNALAY Bahçeşehir Üniversitesi Prof. Dr. Emine KILAVUZ Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Prof. Dr. Hüseyin İNCE Gebze Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Niyazi KARASAR Maltepe Üniversitesi Prof. Dr. Nihat KAYA Gebze Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Halit KESKİN Gebze Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet MARANGOZ Muğla Üniversitesi

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

  • Upload
    others

  • View
    14

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

1

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

EKONOMİK, TOPLUMSAL VE SİYASAL

ANALİZ DERGİSİ

İMTİYAZ SAHİBİ : Prof. Dr. Şahin KARASAR

GENEL YAYIN YÖNETMENİ : Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN

EDİTÖR : Yrd. Doç. Dr. Burak KÜÇÜK

YAYIN KURULU : Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN

: Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ

: Prof. Dr. Süleyman Seyfi

ÖĞÜN

: Prof. Dr. Sadettin ÖZEN

: Prof. Dr. Ergül HAN

YAYIN KURULU SEKRETERİ : Canan AYAR

DANIŞMA VE HAKEM KURULU:

Prof. Dr. Ali Rıza ABAY Yalova Üniversitesi

Prof. Dr. Mustafa ACAR Aksaray Üniversitesi

Prof. Dr. Melek AKGÜN Sakarya Üniversitesi

Prof. Dr. Dinç ALADA İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Betül ÇOTUKSÖKEN Maltepe Üniversitesi

Prof. Dr. Mustafa DİLBER Fatih Üniversitesi

Prof. Dr. Bülent DURMUŞOĞLU İstanbul Teknik Üniversitesi

Prof. Dr. Ercan EREN Yıldız Teknik Üniversitesi

Prof. Dr. Yavuz GÜNALAY Bahçeşehir Üniversitesi

Prof. Dr. Emine KILAVUZ Nuh Naci Yazgan Üniversitesi

Prof. Dr. Hüseyin İNCE Gebze Teknik Üniversitesi

Prof. Dr. Niyazi KARASAR Maltepe Üniversitesi

Prof. Dr. Nihat KAYA Gebze Teknik Üniversitesi

Prof. Dr. Halit KESKİN Gebze Teknik Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet MARANGOZ Muğla Üniversitesi

Page 2: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

2

Prof. Dr. Sedat MURAT İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Cemil OKTAY Yeditepe Üniversitesi

Prof. Dr. Ali Yaşar SARIBAY Uludağ Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet TÜRKAY Marmara Üniversitesi

Prof. Dr. Cavide UYARGİL İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Özalp VAYVAY Marmara Üniversitesi

Doç. Dr. Sinan ALÇIN İstanbul Kültür Üniversitesi

Doç. Dr. Çiğdem BOZ Gaziantep Üniversitesi

Doç. Dr. Ramazan KAYNAK Gebze Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Gonca ATICI Maltepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Zeynep AKIN Maltepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. İdris AKKUZU Maltepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Levent AKSOY Maltepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Ebru Beyza BAYARÇELİK Gelişim Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. İhsan GÜLAY Maltepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Tolga DURSUN Maltepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Kader OSKAYBAŞ Maltepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Deniz ÖZBAY Maltepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Mürşide ÖZGELDİ Maltepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Fulya TAŞEL Maltepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Hamit VANLI Maltepe Üniversitesi

YAZIŞMA ADRESİ : Analiz Dergisi

Maltepe Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Marmara Eğitim Köyü 34857

Maltepe / İSTANBUL

WEB : analiz.maltepe.edu.tr

e-MAİL : [email protected]

ISSN : 1303 - 0496

Page 3: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

3

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

EKONOMİK, TOPLUMSAL VE SİYASAL

ANALİZ DERGİSİ

Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,

Ekonomik, Toplumsal ve Siyasal Analiz Dergisi, Maltepe

Üniversitesi’nce yılda iki kez yayımlanan hakemli bir dergidir.

Dergimizde tüm sosyal bilimler alanlarında Türkçe ve İngilizce

dillerinde yazılmış makaleler yayımlanmaktadır.

Dergide yayımlanmak üzere gönderilen yazılar, belirtilen kurallara

uygun olarak hazırlanmalıdır.

Dergide yayımlanan makalelerde görüşler yazarlara ait olup,

dergimizi bağlamaz.

Dergimizde yer alan makalelerden kaynak gösterilerek aktarma ve

alıntı yapılabilir.

Editör

Yrd. Doç. Dr. Burak KÜÇÜK

Page 4: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

4

İÇİNDEKİLER

Aydınlanma Ve Din: Deizmden Sivil Dine, İnsandan Yurttaşa

Can ULUSOY

Türkiye İmalat Sanayinin Analizi (2003-2012)

Ergül HAN

Türkiye’deki Endüstriyel Kümelerin Durumu

Ahmet ERKOÇ

Marka Deneyimlerinin Tüketicilerin Satın Alma Davranışına

Etkisi ve Cep Telefonu Markalarında Bir Uygulama

Kader OSKAYBAŞ

Üretim ve Kalkınma Ekonomisi Sorunları ve Yönetimi

Sadettin ÖZEN, Samet GÜRSEV

İş Zekası ve Sosyal Medya Uygulamaları

Tolga DURSUN, Seher KAYA

Page 5: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

5

AYDINLANMA VE DİN: DEİZMDEN SİVİL DİNE,

İNSANDAN YURTTAŞA

Can ULUSOY

Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi, İİB Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler

Bölümü, [email protected]

ÖZET

Aydınlanma, kurumsal bir din olan Katolikliğe ve hurafelere karşı güçlü

bir itirazdır. Bu bağlamda bir özerklik ve bireyin aklileştirilmesi talebidir. Özellikle

Aydınlanmanın ilk döneminde, Katolik inancının, günahkâr bir doğaya sahip, aciz

insanına karşı; “iyi tanrı, iyi doğa, iyi insan” ilkesi savunulmuştur. Çoğunlukla

deist olan bu aydınların din hakkındaki düşüncelerinde, Saint Barthelemy Katliamı

ile püriten bir hareketin Fransa’da gelişiminin engellenmesi arasında bağlar vardır.

Püriten temellerden hareketle, yurttaşın moral dünyasını oluşturan bir sivil din

anlayışı ise, Aydınlanmanın ikinci döneminde Jean Jaques Rousseau tarafından

geliştirilebilmiştir.

Anahtar Sözcükler: Aydınlanma, deizm, din, Katolik Kilisesi, Püritenizm

ABSTRACT

Enlightenment is a strong objection against superstitions and Catholicism

that is an institutional religion. In this context, it’s a demand for autonomy and for

rationalizing of the individual. Especially in the first period of Enlightenment,

principle of “good God, good Nature, good Man” has been defended against the

incapable human having an evil nature as defined by the Catholic faith. In the

thought about religion of these intellectuals who were deist, there are links between

the prevention of the development a puritanical movement in France and the Saint

Berhalemy Massacre. As for the conception of a civil religion which creates the

moral world of the citizen with the influence of Puritan ethics, it has been able to be

developed by Jean Jacques Rousseau in the second period of the Enlightenment.

Key Words: Enlightenment, deism, religion, Catholic Church, Puritanism

1. GİRİŞ

Aydınlanma ve din ilişkisi açısından Peter Gay, Ernst Cassirer ve

Geoffrey Hawthorn’un çalışmaları bu alanla ilgili literatürde önemli bir yere

sahiptir. Cassirer’in pek çok kitabı Türkçeye çevrilmekle birlikte, en önemli

Page 6: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

6

eserlerinden biri olarak görülen The Philosopy of The Enlightenment

başlıklı kitabı Türkçeye kazandırılmamıştır. Aynı şekilde, Aydınlanma

üzerine en önemli akademik çalışmalardan olarak kabul edilen Peter Gay’in

The Enlightenment: An Interpretation: The Rise of Modern Paganism ile

The Enlightenment: An Interpretation: The Science of Freedom başlıklı

çalışmaları da maalesef Türkçeye çevrilmemiştir. Geoffrey Hawthorn’un da

Enlightenment and Despair: A History of Social Theory başlıklı çalışması

da sosyal teori ve Aydınlanma bağlamı üzerinden, Aydınlanma-din ilişkisini

de tartışan ve Türkçeye kazandırılmamış bir başka önemli eserdir.

Dinin toplumdaki yeri ve ilmiye sınıfı mensuplarının toplum

üstündeki etkinliği Türkiye’nin modernleşme sürecinin en önemli

sorunlarından biri olagelmiştir. Modern zihin dünyasının temelde

Aydınlanmanın ilkeleri üzerinden belirlendiği düşünülürse, Aydınlanmanın

din ile ilişkisini sorgulamak, Türkiye’de sosyal bilimlerde ve ilahiyat

fakültesi bünyesinde öğrenim gören ya da öğretim kademelerinde

bulunanlar için ayrı bir öneme sahiptir. Bu çalışma, daha çok Cassirer, Gay

ve Hawthorn’un konu hakkındaki düşüncelerini temel alarak, bu alanda yer

alan Türkçe literatüre mütevazı bir katkı sunmayı amaçlamaktadır.

Bu çalışmada, Aydınlanmanın öncüleri olan 17.y.y. filozoflarının

paganizm ile Hıristiyanlığı buluşturan düşünce dünyaları, Aydınlanma

filozoflarının deizmi ve Jean Jaques Rousseau’da yurttaşın moral

değerlerini inşa ederek bir ödev ahlakı oluşturulmasında önemli rol

oynayacağını düşündüğü sivil (yurttaş) dini tartışılacaktır.

2. ÖNCÜLER VE PAGAN HIRİSTİYAN ÇAĞ

Linda Kirk birçok yorumcuya atıfla Aydınlanma Çağı

tarihçilerinin, tarihin seçilmiş hikâyelerden oluştuğunu, tarihçinin bir şeyi

keşfetmekten ziyade onu inşa ettiğinin bilincinde olduklarını söyler (Kirk,

2000, 1137-1138).

Aydınlanmacıların kendilerini, Yunanlıların ve Romalıların

çocukları olarak gördükleri malumdur. Fakat Martin Bernal’ın da belirttiği

gibi, Aydınlanmacılar ve Newton gibi öncüler, Yunan ve Roma

Page 7: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

7

düşüncesini, Mısır gibi daha eski köklerinden soyutlayarak ele almazlar.

Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan üstün bir Batı uygarlığı

anlayışının tesisi, Aydınlanmanın reddiyesi üzerinden gelişen bir düşünsel

hareket olan Romantizmde görülür. Bu açıdan Aydınlanmacılarda

Hermesçilik ve paganizmin yüceltilmesi, Katolik Hıristiyanlığa bir tepki

üzerinden konumlandırılır ve masonik köklere olan bağlılığı ile

evrenselciliğinin dışavurumunu antikite üzerinden de gerçekleştirmiş olur

(Bernal, 1998, s. 253, 299).

Aydınlanma filozoflarına göre İyonya mitlerin tiranlığından

insanın akıl yoluyla kurtulduğu ilk ülke, Yunanlılar gerçek uygarlığın –ilk

Aydınlanma’nın- kuruculardır (Gay, 1966, s. 72). Aynı zamanda Diderot’a

göre, “Yunanlılar Romalıların öğretmenidir.” (Gay, 1966, s. 94).

Gay’e göre 1300 ile 1700 arasındaki 400 yıl Aydınlanmanın

prehistoryasıdır. Petrarch ve Locke arasındaki bu yüzyıllarda farlı dini

gruplar arasında önlenemez bir mücadele ve geri dönülemez bir değişim

süreci nüvelerini vermiştir. Bu dönem Aydınlanma’nın hazırlandığı bir

döneme tekabül eder. Bir diğer deyişle, Modern Paganizmi önceleyen bir

Pagan Hıristiyan çağdır bu dört yüz yıl (Gay, 1966, s. 256).

Bu yüzyılın en önemli simalarından biri olan Lorenzo

de’Medici’ye göre iyi bir Platonist olmadıktan sonra iyi bir Hıristiyan ve iyi

bir yurttaş olmak mümkün değildir. Medici, kendi çağının genel

karakteristiğini yansıtır hatta onun öncülerindendir: “Orta Çağ’a karşı isyan

çok açık bir şekilde kendisini bu cümlelerde saklar fakat asla dine karşı

değildir.” (Gay, 1966, s. 257)

17. y.y. Fransa’da dâhilerin baharıdır (Gaxotte, 1964, s. 79). Bu

dahiler Aydınlanma ve Devrimcilerden farklı olarak Fransa’nın birliğinin

taç sayesinde korunduğunun farkındadırlar ve çağının hâkim ruhu, Paskal,

Descartes, Bossuet ve La Bruyère’de görüleceği üzere, hukuk ve yönetime

ilişkin konseptlerini monarşiye borçludurlar. Gaxotte’a göre, bundan farklı

olarak Aydınlanmacılar, argümanlarını gelenek, Katolisizm, tarih ve

otoriteye karşı geliştirmişlerdir (Gaxotte, 1964, s. 79).

Page 8: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

8

17. yy.da Aydınlanmacılar için yüzlerini döndükleri birinci ülke

Fransa değil, İngiltere’dir. Grim’e göre İngiltere hariç Fransa’da bile akıl ve

felsefe henüz emekleme döneminde bile sayılmaz. Montesquieu ve Voltaire

kendilerini İngiliz filozoflarının öğrencisi ve takipçisi olarak

addetmektedirler (Gay, 1966, s. 12). Hatta Fransız Aydınlanmacılarının 17.

yy.a ilişkin bakışlarında kuvvetli bir “Anglomania” gözlenebilir.

Gerçekten de dahiler yüzyılı tanımlaması hiçbir ülkeye olmadığı

kadar İngiltere’ye yakışmaktadır. Bu dâhilerin içinde en önemlisi ve

Aydınlanmacıları en kuvvetli etkileyen Newton’dır. Aydınlanmacılar için

tam bir otorite ve referans olan Newton’ın, dönem üzerinde şahsi karizması

o kadar yüksektir ki “Beccaria kendisine “küçük Newton” denmesine

bayılmaktadır. d’Alambert ve Jefferson O’nun portresini yazıyor, Voltaire,

Bacon ve Locke ile birlikte tarihin en kutsal “üçlü”sü olarak Newton’ı da

ekliyor.” (Gay, 1996, s. 128-130).

Fakat Aydınlamacıların Newton’a yaklaşımlarında da, aynı

antikiteye olduğu gibi seçmeci yakınlıklar mantığı üzerinden hareket

ettikleri söylenebilir. Aydınlanmacılarda Newton’ın fiziğini, Tanrı merkezli

yapısından kopartarak okumak hali mevcuttur. Newton için Tanrı en üstün

niteliklerle bezenmiş mutlak bir varlık, güç ve yaratıcıdır. Tanrı herkesin

lordudur (Gay, 1996, s. 141). Aydınlanma deizminin ise, her şeyi belirleyen

mutlak bir güçten ziyade; Tanrı, doğa ve insan uyumu üzerinden hareket

ettiği ve yasa kavramını bu temelden bina ettiği söylenebilir. Netice

itibariyle, İngiliz emprisizminin Fransız rasyonalizmine dönüştürüldüğü,

bilim ve politik propaganda üzerinden tüm Avrupa’ya taşındığı söylenebilir

(Gay, 1966, s. 13).

Cassirer’e göre İngiltere ve Fransa’da Aydınlanma eski metafizik

sistemin ve filozofik düşüncenin kırılmaya uğramasıyla birlikte başlar. Bu

sisteme yönelik inancın yitirilmesiyle, eski düşünce tarzı, felsefi aklın

önünde bir engel olarak görülmeye başlanmıştır. Filozoflar bu dönemde

yorumlarını doğa bilimleri, doğal hukuk ve doğa devleti prensipleri

üzerinden hareketle kurgulamışlardır. Böylelikle bilginin tüm diğer alanları

için de yeni formlar oluşmaktadır (Cassirer, 1951, s. 3). Bilimsel devrim,

düşünsel devrime öncülük etmiştir. Aydınlanma, ideallerini, geçmişteki

Page 9: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

9

felsefi doktrinlerin düşünce biçimlerinden değil, çağdaş doğa bilimlerinin

model ve çizgilerine göre inşa eder. Bu yeni metodolojik düzen tüm 18. yy.

düşüncesini karakterize eder. 18. yy.ın tüm bilgi teorisi, “sistemin

ruhu”ndan “sistematik düşünce”ye keskin geçişi sağlama mücadelesinin

tezahürüdür. Condillac’a göre “sistemin ruhu”na karşı “sistematik

düşünce”, “bilimsel” ve “rasyonel” ruhu temsil eder. Bilim ve akıl asla

çatışmaz ve bir sentez haline getirilebilir. Böylelikle dogmalara karşı,

bireysel düşüncenin gelişim imkânları yükseltilmiş olunur (Cassirer, 1951,

s. 7-9).

3. AYDINLANMA VE DİN

Hegelyen bir bakış açısıyla, düşüncenin ve düşünürün, kendi

tarihinin bir ürünü olduğu söylenebilir. Hegel’i takip ederek, Aydınlanma

ve din arasındaki ilişkinin, dönemin koşullarından, yapılarından ve

düşüncelerinde ayrı olarak ele alınamayacağı iddia edilebilir. Nasıl ki

Fransa’nın, İngiltere’nin, Almanya’nın ve diğer ülkelerin kendi renklerinin

nüfuz ettiği Aydınlanma pratikleri mevcutsa, bu pratiğin din ile karşılaşması

ve ona karşı bir tavır geliştirmesi de yine kendi tarihsellikleri içinde

mümkün olur. Katolik Fransa ile Protestan İngiltere’nin, Müslüman

Türkiye’nin ile İran’ın Aydınlanmacılarının din meselesi ile aynı derecede

ilgilendikleri söylenemez. Bu açıdan Fransız Aydınlanmasının din ile

kurduğu ilişki de kendi tarihsel konteksti üzerinden tartışılmalıdır.

Aydınlanmanın dine bakıştaki temel düşüncelerinin, aklın

hâkimiyetini engelleyen hurafelere ve bireyin özerkliğini ortadan kaldıran

kurumlara itiraz noktasından bir hareketle geliştiği söylenebilir. Bu açıdan

Aydınlanmacılar cephelerini, kurumsal dine ve halkın akıl dışı mistik

inançlarına karşı çevirmişlerdir.

Avrupa coğrafyasında, bütün bir tarih boyunca, Katolik

Kilisesi’nin etkisi ve kurumsal gücü ile mukayese edilebilecek başka bir

dinsel yapı ortaya çıkmamıştır. Roma’nın çöküşü ile birlikte, orta çıkan

otorite ve örgütlenme boşluğunu doldurmaya aday olan Kilise, 16. y.y. ile

birlikte merkezi gücü elinde toplamak isteyen krallar ile teşebbüs

hürriyetine getirilebilecek her türlü kısıtlamayı reddeden, bu yüzden de

Page 10: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

10

bireyi kendi bünyesinde eriten Katolisizme karşı çıkan burjuvazinin

muhalefeti ile karşılaşmaya başlamıştır. Calvinizm, Anglikan Kilisesi ve

diğer asketik Protestan akımlar, çok genel olarak bu sürecin ürünü olarak

görülebilir. Protestanlık, Tanrıyla kişinin arasındaki aracı kurumları

kaldırıp, kişinin direk tanrıyla bağlantı kurmasına imkân vererek, kişinin

özerkliği ve haklarda eşitliği sağlamada önemli bir etki sağlar (Hawthorn,

1987, s. 11). Weber bu bağlamda Calvinizmi, kapitalizmin ruhu olarak

görmüştür (Weber, 2010), Hawthorn da İngiliz üniversitelerindeki

durgunluğa rağmen, İskoçya’da ekonomi-politiğin gelişimini ve İskoç

Aydınlanmasının moral temellerini Calvinizme bağlar (Hawthorn, 1987,

s.29). Kapitalizmin ruhu alışılagelmiş yolları sorunsallaştırır, geleneği

horlar, aynı Ansiklopedi gibi düşünce üzerinde köklü bir değişimin

gerçekleşmesine yardımcı olur ve bunu doğrudan hümanitaryanizme doğru

değil, en azından hayatın aklileşmesine (rationalization of life) doğru yapar

(Gay, 1996, s. 45).

18. y.y.da Fransa’nın Saray toplumuna ve daha sonraları burjuva

düşünürlerine de sirayet etmiş olan Aydınlanma düşüncesinin, bu bağlamda

Katolisizme karşı temel bir itirazı ortaya koymuş olduğu söylenebilir.

Katolik inancının, günahkâr bir doğaya sahip, aciz insanına karşı; “iyi tanrı,

iyi doğa, iyi insan” anlayışıyla hareket eden Aydınlanma (Öğün, 2000, s. 2),

modern dünyanın girişimci, kendine güvenen, özerkliğine son derece önem

veren yeni insan ve yaşam algısının bir tezahürüdür.

İngiltere’de VIII. Henry’nin Anglikan Kilisesi’ni kurdurarak

Katolik Kilisesi’nden kopuşu, nihayetinde de 1688 Şanlı Devrim ile erken

bir dönemde, Ada’nın modernleşmesi bağlamında din ve sosyal sınıflar

arasındaki ilişkiler belirli bir istikrara kavuşmuştur. Fransa’da ise 1572’de

Saint Barthelemy Günü Katliamı neticesinde Protestanlığın gelişimi

durdurulmuş, böylelikle 18. y.y.da Fransız Aydınlanmacıları, Katolisizmle

hesaplaşmalarında deizmi kendilerine temel inanç görüşü olarak

belirlemişlerdir.

Öyleyse, Fransız Aydınlanma düşünürlerinin, Katolisizme karşı

çıkışlarının temelinde, bireysellik ve özerklik taleplerinin yattığı

söylenebilir (Hawthorn, 1987, s. 11). Buradaki temel düstur insanın kendi

Page 11: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

11

kaderini kendi ellerinde tuttuğu noktasındaki bir inanca tekabül eder (Gay,

1986, s. 6). Bu yüzden de hem hümanist, hem de iyimserdir. Bu

iyimserliğini insanın doğasına olan güvenden çıkardığı için de Aydınlanma

düşüncesi, deizmin genel yapısına uygun olarak evrenselcidir.

Cassirer’e göre Aydınlanma düşüncesinin iyimserlik ve

hümanizminin kökleri 16. ve 17. yy.ın hümanistik teolojisinde bulunabilir.

Bununla birlikte Aydınlanmacıların Katolisizme karşı düşüncelerini,

Yunan-Roma pagan geleneğinin mirasçıları olarak dillendirdikleri de

malumdur. Nitekim 16. y.y. ve 17. y.y.ın filozofları üzerinde de Yunan

etkisinden yukarıda bahsedildi. Fakat bu dönüşüm sadece düşünce

düzeyinde ele alınıp tartışılamaz. İyimserlik ve hümanizmanın köklerinde

17. y.y.ın büyük bilimsel devrimlerinin yarattığı ve bilinemezliğin biraz

daha sınırlandırılabileceğine dair umut, yaşam standardının yükselmesi,

burjuvazinin İngiltere’de yeni bir toplumsal düzen kurulabileceğine dair

inancın yükselmesi sayılabilir. Aydınlanma yüzyılı da bu sürecin bir sonucu

olarak mistisizmin zayıfladığı, yaşam için umutların büyüdüğü, eleştiri ve

sorgulamanın bir yükümlülük haline geldiği, sosyal reform taleplerinin

geliştiği, sekülarizmin yükseldiği, risk alma arzusunun büyüdüğü bir

döneme tekabül eder (Gay, 1986, s.6).

Bu iyimserlik ve hümanizmanın devrimci bir düşünümün alt

yapısını hazırladığı söylenebilir. Çünkü bu iki yaklaşım, nihayetinde insan

doğası kurgusundan çıkarılmakta, böylelikle “Doğa”; Tanrı, insan ve tabiatı

kucaklayan bir büyük toplam addedilerek, her türlü meşruiyetin yeni

dayanağı olarak resmedilmektedir. Nitekim geleneksel meşruiyet sisteminin

bu şekilde çözülmesi, modern dönemin şüphesiz en önemli siyasal

sonucunu ortaya çıkarmıştır. Egemenliğin kaynağının Tanrı katından

yeryüzüne indirilişinin yolu böylelikle açılmıştır.

Bu noktada iyimser ve hümanist olmamasına, insan doğasına karşı

kötücül bir yaklaşımı belirlemesine rağmen, tüm modern düşünüme

damgasını vuran, böylelikle de Aydınlanmanın ve akabinde Fransız

Devrimi’nin çözüme kavuşturduğu egemenlik anlayışını etkileyen kişinin

Hobbes olduğunu söylenebilir.

Page 12: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

12

Hobbes devletin varlık nedenini ilahi bir merkezden alıp,

yeryüzüne yani insan katına indirerek, modern düşünce tarihimizde büyük

bir devrime imza atmıştır. Gerçi kendisi İngiltere İç Savaşı’nda karşı

devrimci bir tavır almıştır, fakat bu tavrı modernite karşıtı olarak okumak

yanlış olur. Hobbes ortaya attığı fikirlerler (sözleşme, birey, tabii hak, doğa

yasası vb.) modernitenin tam merkezinde yer alır. Onun Leviathan’ı tek tek

bireylerin toplamından oluşan bir “commonwealth”tir.

Hobbes’un özellikle doğa durumunda insanların özgür ve barış

içinde yaşadıkları, devletin ise mülkiyet temelinde yükselerek bu özgürlüğü

ve barış çağını insanların elinden aldıklarına dair liberal söylemlerle

uzlaştırılamayacağı aşikârdır. Fakat Hobbes’taki bu düşünce farklılığı onu

muhafazakâr yapmaz. Çünkü Hobbes da diğer liberal çağdaşları gibi en

başta akla vurgu yapar, liberal mitleri tersinden bile okuyor olsa kabullenir

ve yeniden üretir (Hobbes, 1993). Böylelikle din, egemenlik ve meşruiyet

bağlamında, “Doğa” düşüncesini sosyal teoriye kazandıran Hobbes’un,

Aydınlanma teolojisini etkilemiş bir diğer isim olduğu söylenebilir.

Aydınlanmanın iyimserliğini doğa düşüncesi üzerinden tartışan

düşünürlerin başında Rousseau, D’Alembert, D’Holbach ve Halvétius gelir.

Rousseau biraz daha farklı bir bakış açısına sahip olmakla birlikte, bu

düşünürler, geleneksel iyi ve kötü arasındaki ayrımı radikal olarak

değiştirmişleridir. İyi haklıdır, haklı doğrudur. Doğa iyi olmak zorundadır,

kötülükse doğa dışıdır. İnsan aklıyla bir seçim yapmak suretiyle, doğal

olanı, doğa dışından ayırıp seçebilir. Böylelikle tüm insanlık evrense akılda

buluşabilir (Hawthorn, 1987, s. 13). Bu evrenselliği sağlayan da

Aydınlanmacılara göre insan doğasının her yerde aynı oluşudur. Fakat bu

durum şartların ve düşüncelerin çeşitliliğinden görünür olamamaktadır

(Hawthorn, 1987, s. 30).

Kant’a göre Tanrı bizim düşüncelerimizi nakşeder. Bizim

düşüncelerimiz doğayı anlamak için kâfidir. Doğa böylelikle Tanrı’nın

iradesine bağımlıdır. Doğayı bütünüyle etüt etmeye ihtiyacımız yok. Doğayı

anlamak için, sadece Tanrı’nın emirlerinin ne olduğunu keşfetmek ve içsel

bir gözleme (murakabe) tabi tutmamız gerekmektedir (Hawthorn, 1987, s.

33-34). Kant’ın anlayışındaki bu iç görüşü, Rousseau’nun içsel

Page 13: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

13

duyumlardan süzülen teoloji algısıyla birlikte okumak faydalı olabilir.

Böylelikle hem laiklik hem de sivil din (yurttaş dini-civic religion)

tartışmasını Aydınlanma ve doğa çerçevesi üzerinden gözlemek mümkün

olacaktır.

Rousseau’nun ilahiyat meselelerine yaklaşımında, diğer

Aydınlanma dönemi düşünürlerine göre farklı bir perspektif ve orijinal bir

eğilim içinde olduğu söylenebilir (Cassirer, 1951, s. 153). Bu eğilimin en

önemli yönünü, dini kaidelerden soyutlanmış ve sadece vicdanlarda yaşayan

bir din anlayışına karşı, Rousseau’nun sivil dini, yurttaşın moral değerlerini

örecek, böylelikle de yurttaşın, toplum ve devlet ile ilişkilerinde yararlı bir

birey olarak yaşamasına imkân vererek, şahsi çıkarı ile toplum çıkarını bir

görmesini sağlayacak bir anlayışı içselleştirmesine imkân verecektir.

Cassirer’e göre ilahiyata ilişkin, Leibniz, Shaftesbury veya Pope’da

izlenebilecek saf bir analitik yorumu ya da açık bir eğilimi Rousseau’da

görmek zordur. Rousseau’nun gerçek önemi ve orijinalitesi farklı bir alanda

belirgindir. Rousseau bizatihi Tanrı’yı problem etmez, yasal ve toplumsal

olan meseleler Rousseau’nun tüm düşüncesini işgal eder. Fakat Rousseau,

yeni bir ilişki kurar ve iki alan arasında bir bağlantı yaratır. Rousseau

böylelikle bu problemi bireysel varoluş meselesinden daha öteye, toplumsal

alana taşır (Cassirer, 1951, s.154). Nitekim bireyin toplumla kurduğu

önemli bağlardan biri olan sivil din, Rousseau’nun bu tercihi üzerinden bir

anlam kazanır.

Cassirer’e göre Rousseau sürpriz derecede Pascal ile uzlaşmış

bulur kendisini. Fakat bu uzlaşıya rağmen Rousseau Pascal’ın mistisizmi ve

dinsel metafiziğini reddeder. Aynı zamanda Rousseau Pascal’ın insan

isteklerinin sapkınlığı hakkındaki düşüncelerine de karşı çıkar. Bu noktada

Rousseau en az Voltaire ve Ansiklopedistler kadar ortodoksinin şiddetli ve

radikal bir muhalifidir (Cassirer, 1951 s. 155). Onun din ile olan problemi

bir inanç tartışmasından ziyade, kurumsal dine karşı bir itirazı içerir. Bu

açıdan Aydınlanmacıların Katolisizme olan tepkisini paylaşır.

Rousseau’nun Émile’i insan doğasının günahsızlığını ve doğa

durumunda insanın itibarını, Ahit ve Kiliseye karşı keskin bir biçimde

Page 14: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

14

savunur (Cassirer, 1951, s. 157) . İnsanın doğuştan kötü olduğu söylenirse

ona tam manasıyla inisiyatif verilemez. Bir defa bu ilke kabul edildiğinde,

insanî kötülüğe ve acziyete karşı, din, Tanrı ile insan arasında bir aracı

kurum olarak devreye girer. Bu durum Rousseau’nun genel düşünce

sistemine iki açıdan tezat oluşturmaktadır. Birincisi bireyin tercih hakkına

saldırıdır ki bu tüm burjuva düşüncesi tarafından en fazla itiraz gören

tutumdur, ikincisi de Kilisenin, yurttaş ile sosyal ve siyasal yapılar arasına

girerek, egemenliğin tekliği ilkesini ortadan kaldırmasıdır. Rousseau’ya

göre iyi doğaldır, doğal olan aklidir, akli olan ise iyidir. Bu bağlamda insan

doğanın bir parçası olarak, rasyonel ve iyidir. Böylelikle Tanrıyla benzer bir

biçimde yaratıcıdır (Gay, 1966, s. 90). Rousseau’da bu yaratıcılık etik ve

politik teori bağlamında “sorumluluk” esası üzerinden hareket eder. Fakat

bu sorumluluk bireysel değil, yarattığı değer sistemi ile birlikte

“toplumsal”dır (Cassirer, 1951, s. 157). Çünkü Rousseau’da, Mirabeau’da

olduğu gibi Tanrı adaletin ve hakların öznesidir. Böylelikle Tanrı ve haklar

özdeştir (Michelet, 1964, s. 94). Bu özdeşlik, toplumun egemenliğindeki

dünyada, Tanrıya karşı duyulan sorumluluk ile temellenir. Doğa durumunda

var olan hakların korunması ile adalet sağlanmış olur (Michelet, 1964, s.

94).

Rousseau, Émile’de “Yaratıcının elinden çıktığı haliyle her şey

güzeldir, tüm dejenerasyon insan ellerinde gerçekleşir” der (Rousseau,

1889, s. 11). Bu durum, Rousseau’nun “Salon Aydınlanması”nın uygarlık

vurgusuna getirdiği yabancılaşma eleştirisinin temel bir varlık noktasından

resmedilmesidir.

Rousseau’dan önce, Onun dillendirdiği manevi duyguların sosyal

bütünleşmedeki önemine ve kullanımına benzer bir şekilde Diderot da

mitlerin benzer bir amaçla kullanılabileceğini savunur. Fakat bir farkla;

Diderot’un mitleri sekülerdir, asla bu gerekçe ile bile olsa hurafe niteliği

taşıyan gizemlerin ya da dinsel sansasyonların kullanımını talep etmez

(Gay, 1986, s. 91).

Dinsel mitlerden seküler mitlere geçiş süreci, şüphesiz, dinsel

metafizikten seküler metafiziğe, politik manada da ideolojilere geçiş

sürecini açmıştır. İdeolojileri dinlerden ayıran en temel özellik de zaten

Page 15: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

15

söylemi, İslamcılıkta da olduğu gibi tamamen dini motiflerle süslense bile,

temelde dünyevi amaçlar üzerine konumlanmasıdır. İdeolojilerin

oluşumunda Aydınlanma döneminin sekülerizminin esasi bir rol oynadığı

söylenebilir. Bununla birlikte, dindışı olan sekülerizmin, din karşıtı ya da

ateist bir bakış açısını Aydınlanmacılara kazandırmadığını, ateistlerin

Aydınlanmacılar içinde daha az sayıda kaldığı görülebilir. Laiklik dindışı,

ideolojiler de konumlarını dünya üzerine kurgulasalar dahi, tüm ideoloji ve

laik pratiklerde din karşıtı bir tutum olmadığı söylenebilir.

Aydınlanmacıların büyük çoğunluğunun Hıristiyan olmadığı fakat

Tanrının varlığına inanan deistler olduğu bilinmektedir. Bu gurubun içinden

sadece Helvétius, Baron d’Holbach, La Mettrie, Naigeon ve nihayet

Diderot’dan oluşan oldukça küçük bir grup ateisttir. Bu isimlerin dışında

kalan Aydınlanmacılar ise ahlaki veya politik gerekçelerle ateizme karşı

çıkarlar. Voltaire, Jean François Dufour’a 1768’de yazdığı bir mektubunda

ataeizmde iyi hiçbir şey olmadığını söyler (Garrard, 1951, s. 672).

Voltaire’in düşüncelerini dikkatli bir biçimde ele aldığımızda, mücadeleri

inançla değil, batıl inançlarla, din ile değil Kilise iledir (Michelet, 1961, s.

93). Voltaire, insanları barış ve adalet içinde bir arada tutacak bir insanlık

kilisesine yer açmak istemiştir. Fakat bir sonraki kuşak olan

Ansiklopedistler dine karşı açık bir savaş açmışlardır (Cassirer, 1951, s.

134). Holbach’a göre din insanı görünmez tiranlardan korkmak için

eğitirken, onu dünyadaki despotlar karşısında da köle ve aciz kılmış, insanın

kendi kaderinin özgür belirleyicisi olma imkânlarını boğmuştur (Cassirer,

1951, s. 134). Fakat Cassier dine karşı geliştirilen bu tavrın da inancı

tamamen dışlamadığını, yeni bir inanç formu oluşturulmaya ve dinin bu

form içinde eritilmeye çalışıldığını söyler (Cassirer, 1951, s. 135-136)).

Benzer bir durum Alman Aydınlanması için de geçerlidir. Alman

Aydınlanması’nın düşünürleri, dinin tamamen çözülmesini savunmamakla

birlikte, onun kurumsal ve yasal aşkınlığına itiraz etmişlerdir (Cassirer,

1951, s. 136).

4. SONUÇ

Protestanlığın şiddetli bir biçimde gelişiminin engellendiği

Fransa’da, Aydınlanma aktörlerinin siyasal erkten özerklik ve Kiliseye karşı

Page 16: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

16

kritik söylem ile bireyselliklerini ortaya koyma iddialarında deizmin önemli

bir rolü olmuştur. Aydınlanmanın kozmopolit ve iyimser tavrına son derece

uygun olan deizm, bir adım sonra Fransız Devrimi’nin laiklik ilkesinin

konumunu da etkilemiştir. Nitekim din ile siyasal ve toplumsal kurumların

ilişkinin İngiltere’den oldukça farklı bir seyir izlemesinde yukarıda tartışılan

tarihsel sürecin ve zihin dünyalarının önemli bir payı olmuştur.

Püritenizmin, bir mezhepsel yapı olarak değil ama bir moral sistem

olarak Fransa ile buluşmasında Rousseau’nun büyük payı olmuştur.

Roussea’nun ödev ahlakı ile hareket eden, Saray değerlerinden uzak ve

kozmopolit olmayan yurttaşının moral dünyası, taşralı, orta sınıf püriten

değerler üzerinden örülmüştür. Bu yönüyle Aydınlanmanın içinden

Aydınlanmaya bir itiraz olarak Neo-Klasizmin de önünü açan Rousseau, 19.

y.y.ın Romantiklerinin insan-doğa-topluluk anlayışına önemli etkide

bulunmıştur.

Netice itibariyle Alfred Coban’ın da belirttiği gibi “Aydınlanma

melekler ve şeytanlar tarafından sürdürülen spiritüel düzenin sonunu

getirmiştir. Din, bireysel inanç bağlamında deizmin gayrişahsî tanrısına

yerini bırakmıştır.” (Coban, 1964, s. 187). Böylelikle kendisine yönelik

güçlü bir itiraz barındırsa bile, Fransız Devrimi’nin ve 19. y.y. ulusçu

hareketlerin yurttaş ve ulus kimliğinin inşası için önemli bir zemin

sağlamıştır. Aydınlanmanın bu zemini sağlanmasındaki en önemli unsur hiç

şüphesiz Katolik Kilisesi ile hesaplaşmasındaki başarısıdır.

Page 17: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

17

KAYNAKÇA

Bernal, M., (1998), Kara Atena: Eski Yunanistan Uydurmacası Nasıl İcad Edildi (1785

– 1985), İstanbul, Kaynak Yayınları, Çev. Özcan Buze, İstanbul.

Cassirer, E., (1951), The Philosophy of the Enlightenment, Princeton University

Press, Translated by Fritz C. A. Koelln – James P. Pettegrove, Princeton – New

Jersey.

Cobban, A., (1964), “The Enlightenment and the French Revulation”, The Influence

of the Enlightenment on the French Revolution, Edt. William F. Church, Boston:

D.C. Heath and Company, p.p. 183-193.

Garrard, G., “The Enlightenment and Its Enemies”, American Behavioral Scientist,

Vol: 49, p.p. 664-680 , 2006.

Gaxotte, P., (1964), ‘The Enlightenment as Doctrinaire, Irreligious and

Conspiritorial’, The Influence of the Enlightenment on the French Revolution, Edt.

William F. Church, Boston: D.C. Heath and Company, p. p. 68-73.

Gay, P., (1966) , The Enlightenment: An Interpretation: The Rise of Modern

Paganism, W.W. Norton & Company, New York-London.

Gay, P., (1996), The Enlightenment: An Interpretation: The Science of Freedom,

W.W. Norton, New York.

Hawthorn, G., (1987), Enlightenment & Despair: A History of Social Theory,

Cambridge University Press, Second Edition, Londan-New York.

Hobbes, T., (1993), Leviathan, Yapı Kredi Yayınları, Çeviren: Semih Lim, İstanbul.

Kirk, L., “The Matter of Enlightenment”, The Historical Journal, Vol. 43, No. 4,

2000, p.p. 1129-1143.

Michelet, J. (1964), “The Enlightenment as the Fountain of Social and Political

Justice”, The Influence of the Enlightenment on the French Revolution, Edt. William

F. Church, Boston: D.C. Heath and Company, p.p. 91-95.

Page 18: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

18

Öğün, S. S., (2000), Mukayeseli Sosyal Teori ve Tarih Bağlamında Milliyetçilik,

Alfa Yayınları, İstanbul.

Rousseau, J. J., (1889), Émile, or Concerning Education, D.C. Heath and

Company, Translated by Elenor Worthington, Boston.

Weber, M., (2010), Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu, Ayraç Yayınevi, Çev.

Zeynep Gürata, 6. b.s., Ankara.

Page 19: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

19

TÜRKİYE İMALAT SANAYİNİN ANALİZİ

(2003-2012)

Ergül HAN

Prof. Dr., Maltepe Üniversitesi, İİB Fakültesi, İktisat Bölümü, [email protected]

GİRİŞ

İmalat Sanayinin Ekonomideki Yeri ve Önemi

İster gelişmiş, isterse gelişmekte olan bir ülke için imalat sanayinin

katma değer, istihdam, verimlilik artışı, ihracat ve ithalat gibi makro

ekonomik büyüklüklerdeki payı ekonomik yapının en önemli göstergeleri

olarak kabul edilir. Erken sanayileşmiş ABD, Almanya, Fransa ve daha

sonra Japonya gibi gelişmiş ülkelerde imalat sanayinin, beklendiği gibi,

katma değer ve istihdamda gösterdiği düşüş eğilimi bir kenara bırakılacak

olursa, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde imalat sanayinin, hâlâ

büyümenin ve ekonominin “motoru” olma özelliğini taşıdığını söylemeliyiz.

Son yıllarda dünya ticaretinde egemen olan endüstri-içi ticaret

eğilimleri ve özellikle Çin’in dünya ticaretine olanca ağırlığıyla girmesi,

Türkiye imalat sanayinin gerek üretim gerekse dış ticaret yapısını önemli

ölçüde etkilemiştir. Öte yandan Türkiye imalat sanayi 1970’lerden bu yana

dışarda ve içerde yaşanan ekonomik çalkantı ve krizlerden, başlardakine

göre daha az etkilenir olmuştur. Buradan hareketle Türkiye imalat sanayinin

güçlenmiş bir yapıya ulaştığı söylenebilir. Nitekim Gümrük Birliği’ne, Çin

ve Hindistan faktörüne rağmen belli imalat sanayi kollarında olumlu

gelişmeler görülmektedir (Doğruel ve Doğruel, 2008, s.39).

Bu gelişmelerin, daha yaygın bir sektör demetinde ve kalıcı bir

biçimde sürdürülebilmesi, doğal olarak imalat sanayinin yapısını, küresel ve

bölgesel entegrasyonlara uyumlu hale getirecek ve güçlendirecek politika ve

stratejileri gerektirmektedir.

Dünya ölçeğinde ortaya çıkan bu eğilimler yanında, özellikle

“2001 Krizi ve sonrasında uygulanan yapısal reform ağırlıklı program,

ülkemizde başta dış ticaret olmak üzere pek çok alanda temel bir dönüşüme

Page 20: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

20

yol açmıştır. Bu dönemde, uygulanan programlar ekonomide göreceli

istikrarı sağlamış, böylece yüksek üretim artışları gerçekleştirilmiştir.

Ancak, daha sonraki yıllarda cari açığın yükselmesi, belirli yıllardaki hızlı

büyümeye karşın işsizlik oranının düşürülememesi ve rekabet gücü kaybı

önemli sorunlar olarak ortaya çıkmıştır.” (Yükseler ve Türkan, 2008, s.19).

Buna ek olarak, özellikle 2007 yılının sonlarından itibaren olumsuz etkileri

hissedilmeye başlanan Küresel Krizin yarattığı dış talep daralması, -2010 ve

2011 yılları dışında- büyüme hızında, üretim, ihracat üzerinde ve istihdam

alanında etkilerini sürdürmeye devam etmektedir.

Bu temel sorunlar, izlenmesi gereken sanayileşme politika ve

stratejisinin ana hatlarını da göstermektedir: Bu bağlamda imalat sanayinde;

Rekabet gücü yüksek,

Katma değer içeriği yüksek,

İstihdam yaratan ve

Ara malı üreten

sektörlerin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu amaçlara yönelik önlemler bir

yandan ihracatı artırarak ve ara malı ithalatını düşürerek cari açık sorununa

çözüm getirirken, öte yandan yaratılan katma değerin yurtiçinde kalmasına

ve istihdamın artmasına hizmet edebilecektir.

Nitekim, Ekonomi Bakanlığının hazırladığı “Girdi Tedarik

Stratejisi”nin (GİTES) temel amaçları; tüm tedarik zincirinde tedarik

sürekliliği ve güvenliği ile ihracatta sürdürülebilir küresel rekabet gücü

artışının sağlanması, daha fazla katma değerin Türkiye’de kalması, ara

malı ithalat bağımlılığının azaltılması olarak belirlenmiştir (Ekonomi

Bakanlığı, 2012, s.7).

Bu strateji demetinde sayılan ve her fırsatta çeşitli kurum ve

araştırmacılar tarafından dile getirilen öbür amaçlar yanında, ara malı

ithalat bağımlılığının azaltılması üzerinde önemle durulması gereken bir

amaç olarak görülmelidir. Türkiye imalat sanayinin Gümrük Birliği, Çin ve

Pasifik ülkeleri faktörlerinden en fazla etkilenen sektörleri ara malı üreten

sektörleridir. Bu faktörler, özellikle ilgili sektörlerin, buna ek olarak 2008

Küresel Krizi de hemen tüm imalat sanayi sektörlerinin üretimini,

istihdamını, katma değer yaratımını ve dış ticaret büyüklüklerini önemli

Page 21: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

21

ölçüde olumsuz etkilemiş, sonuçta üretimde dışa bağımlılık, işsizlik ve cari

açık sorunları giderek ağırlaşmıştır.

Bu çalışmada Türkiye imalat sanayinin 2003-2012 döneminde

gösterdiği gelişme; üretim, katma değer, istihdam, verimlilik ve dış

ekonomik büyüklükler esas alınarak incelenmiştir. Bunu yaparken, özellikle

2001 Krizi sonrası 2003-2008 dönemi ile 2008 Küresel Kriz sonrası 2009-

2012 dönemi ayırımına gidilerek, iki farklı kriz sonrası iki farklı dönemde

imalat sanayindeki gelişmeler gösterilmeye çalışılmıştır. Ayrıca bu

analizlerde imalat sanayi; genellikle tüketim malları, genellikle ara malları

ve genellikle yatırım malları üreten sektörler ayırımında ele alınarak,

özellikle ara malları üreten sektörler grubunun çeşitli büyüklükler açısından

gösterdiği gelişmeler vurgulanmaya çalışılmıştır.

Çalışmada Türkiye İmalat Sanayinin 2003-2012 dönemindeki

gelişimi, TÜİK’in kullandığı NACE Rev. 2 Üretim Faaliyetleri

Sınıflaması’na göre 24 (Dış Ticaret’te ISIC Rev. 4 Sınıflamasına göre 23)

Alt Sektör ayırımında ele alınmıştır. Çalışmada temel olarak TÜİK verileri

kullanılmıştır. TÜİK’in cari fiyatlarla hazırladığı veriler 2003 bazlı İmalat

Sanayi ÜFE’siyle reelleştirilmiştir1. Alt sektörler üretim yapısı, katma

değer, istihdam, verimlilik ve dış ticaret büyüklükleri açısından

incelenmiştir.

1. İMALAT SANAYİ ÜRETİMİ VE SEKTÖREL DAĞILIMI

Bu bölümde imalat sanayi üretiminin gelişimi, alt dönemler itibarıyla

gösterdiği ortalama yıllık artış ve üretimin sektörel dağılımı temelinde ele

alınmıştır.

1.1. Üretimin Gelişimi

İmalat sanayi üretiminin 2003-2012 dönemindeki gelişimi ve üç dönem

itibarıyla gösterdiği ortalama yıllık artış Tablo 1’de verilmiştir.

1 İzleyen yılların endeks rakamları Aralık-Aralık değişim oranı kullanılarak

elde edilmiştir.

Page 22: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

22

Tablodan görüldüğü gibi imalat sanayi genelinde, reelleştirilmiş

üretim büyüklüğü 2003’ten 2008’e ortalama yıllık yüzde 7,40 artarak

223.118 milyon TL’den 318.835 milyon TL’ye; 2008’den 2012’e, ilk

döneme göre oldukça düşük, yüzde 5,02 oranında artarak 387.823 milyon

TL’ye çıkmıştır. Bu dönemde, özellikle 2009 ve 2010 yıllarında ulaşılan

düzey 2008’in altında kalmıştır. Dönemin tümü itibariyle ortalama yıllık

artış yüzde 6,34 olmuştur.

Page 23: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

23

Tablo 1: İmalat Sanayi Üretimi (2003 Fiyatlarıyla, Milyon TL) ve Artışı

Düzey Ortalama Yıllık Artış (%)

2003 2008 2012

2008/ 2003

2012/2008 2012/2003

İmalat Sanayi 223.118 318.835 387.823 7,40 5,02 6,34

Genellikle Tüketim

Malları 95.908 104.823 136.727 1,79 6,87 4,02

Gıda Ürünleri İmalatı 32.023 41.876 57.133 5,51 8,08 6,64

İçeceklerin İmalatı 2.046 3.019 3.385 8,09 2,90 5,76

Tütün Ürünleri İmalatı 2.731 2.190 2.450 -4,32 2,84 -1,20

Tekstil Ürünleri İmalatı 28.022 23.800 33.098 -3,21 8,59 1,87

Giyim Eşyaları İmalatı 22.426 20.519 24.365 -1,76 4,39 0,93

Deri ile İlgili Ürünlerin

İmalatı 2.447 2.594 3.487 1,17 7,68 4,01

Mobilya İmalatı 3.829 5.941 8.250 9,18 8,55 8,90

B.y.s. Diğer İmalat 2.384 4.884 4.559 15,42 -1,71 7,47

Genellikle Ara Malları 76.834 128.926 150.699 10,91 3,98 7,77

Ağaç ve Man. Ür.

İm.(mobilya hariç) 2.096 4.307 5.197 15,49 4,81 10,62

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 3.866 5.628 7.964 7,80 9,07 8,36

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med. Çoğ.)

2.241 3.415 3.614 8,79 1,43 5,45

Kok Köm; Raf. Ed. Pet.

Ürünleri 9.875 19.147 21.795 14,16 3,29 9,19

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm.

13.809 14.752 18.233 1,33 5,44 3,14

Temel Ecz. Ürün ve Malz.

İmalatı 6.319 4.363 4.194 -7,14 -0,98 -4,45

Kauçuk ve Plastik Ürünl.

İm. 9.080 15.505 20.542 11,30 7,29 9,50

Metalik Olm. Diğer Min.

Ür. İm. 11.105 18.044 21.895 10,20 4,95 7,83

Ana Metal Sanayi 18.443 43.765 47.264 18,87 1,94 11,02

Genellikle Yatırım Malları 50.375 85.085 100.396 11,05 4,22 7,96

Mak. ve Teç. Hariç; Fab.

Met. Ür.İm. 8.233 16.407 21.866 14,79 7,44 11,46

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İm.

5.746 5.046 5.107 -2,56 0,30 -1,30

Elektrikli Teçhizat İmalatı 9.070 17.614 20.322 14,20 3,64 9,38

B.y.s. Mak. ve Ekipman

İmal. 7.342 12.994 17.213 12,09 7,28 9,93

Motorlu Kara Taş. Römork

İmal. 17.798 27.421 30.124 9,03 2,38 6,02

Diğer Ulaşım Araçları

İmalatı 1.455 3.911 3.325 21,87 -3,98 9,62

Mak. ve Ekip. Kurulumu ve

Onarımı 731 1.693 2.440 18,29 9,57 14,33

TÜİK'in üretim verileri İmalat Sanayi ÜFE'siyle (2003=100) reelleştirilmiştir.

Page 24: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

24

2003-2008 dönemine kıyasla 2008-2012 döneminde imalat sanayi

üretiminin ortalama yıllık artışının oldukça düşük kalmasının temel nedeni,

2008 ve 2009 yıllarındaki dış talep yetersizliği ve buna ek olarak 2009

yılındaki iç talep yetersizliği olmuştur. Bu yıllarda yerli ve ithal girdi temini

önemli bir sorun oluşturmadığı halde, imalat sanayinde talep yetersizliği

nedeniyle kapasite kullanım oranı, önceki yıllara göre oldukça düşük

kalmıştır (DPT, 2010 Yılı Programı, s.156).

Genellikle tüketim malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta

üretim artışı ilk dönemde ortalama yıllık yüzde 1,79 gibi oldukça düşük

kalırken, ikinci dönemde bu oran yüzde 6,87 olarak gerçekleşmiştir.

Dönemin tümünde artış oranı yüzde 4,02 olmuştur. İlk dönemde üretim

artışının oldukça düşük kalmasında tütün ürünleri yanında tekstil ve giyim

sektörü üretimindeki düşüşler etkili olmuş görünmektedir. Dönemin tümü

itibarıyla mobilya ve diğer imalat sektörleri üretimi grup ortalamasının

oldukça üstünde gelişme göstermiştir.

Genellikle ara malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta üretim,

genellikle tüketim malları grubunun aksine ilk dönemde ortalama yıllık

yüzde 10,91 gibi oldukça yüksek bir oranda artış göstermiştir. İkinci

dönemde bu oran yüzde 3,98; dönemin tümünde, imalat sanayi genelinin

üstünde, yüzde 7,77 olmuştur. Bu grupta dönemin tümü itibarıyla, mobilya

hariç ağaç-mantar ürünleri, kâğıt ve kâğıt ürünleri, kok kömürü; rafine

edilmiş petrol ürünleri, kauçuk-plastik ürünleri ile özellikle ana metal sanayi

sektörleri belirgin bir üretim artışı gerçekleştirmiştir. Buna karşı kimyasal

ürünlerde en düşük üretim artışı görülürken, temel eczacılık ürünlerinde

üretim gerilemesi yaşanmıştır.

Genellikle yatırım malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta

üretim, ilk dönemde ortalama yıllık yüzde 11,05 ve dönemin tümünde

yüzde 7,96 ile imalat sanayinin en yüksek oranını tutturmuştur. Grupta

bilgisayar, elektronik ve optik sektörü üretimi dönemin tümünde negatif

gelişirken, diğer tüm sektörler dönemin tümü itibarıyla oldukça yüksek

üretim artışları göstermişlerdir.

Page 25: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

25

2003-2012 döneminin tümüne bakıldığında; Türkiye imalat sanayi

üretimindeki artışın başını yatırım malları üreten sektörlerin çektiğini, onun

hemen ardından ara malları üreten sektörün geldiğini görüyoruz. Bu iki

gruba göre tüketim malları üreten sektörlerin bu gelişmedeki rolü, onların

ancak yarısına yakın olmuştur. Ayrıntıya bakılınca, ortalama yıllık üretim

artışının % 10’un üstünde olduğu toplam 4 sektörün 2’si genellikle ara

malları, diğer 2’si de yatırım malları üreten sektör grubunda yer almaktadır.

1.2. Üretimin Sektörel Dağılımı

Alt sektör üretimlerinin toplam imalat sanayi üretimi içindeki

yüzde dağılımı Tablo 2’de üç yıl ve üç dönem itibarıyla verilmiştir.

Buna göre imalat sanayi üretiminin 2003 yılında yüzde 43’ü, 2008

yılında yüzde 32,9’u ve 2012 yılında yüzde 35,3’ü tüketim mallarından

oluşmaktadır. Görüldüğü gibi 2003’ten 2008’e yaklaşık 10 puan düşen bu

grup malların payı 2012’de az da olsa tekrar yükselmiştir. Tüketim

mallarının payı 2003-2008 döneminde ise yüzde 36,95 iken 2009-2012

döneminde 35,65’e düşmüş, 2003-2012 dönemi itibarıyla bu pay yüzde

36,36 olmuştur. Dönemin tümü itibarıyla bu payda gıda, tekstil ve giyim

sektörü ağırlık taşımaktadır.

Aynı yıllar için ara mallarının payı, sırasıyla yüzde 34,4, yüzde

40,4 ve yüzde 38,9 olmuştur. Bu gruptaki gelişme tüketim mallarındakinin

tersidir. İlk başta 6 puan artış ve sonra yaklaşık 1,5 puan düşüş

görünmektedir. Bu gruptaki gelişmenin temel belirleyicisi ise ana metal

sanayi sektörü olmuştur. Aynı dönemler temelinde ara mallarının payı

sırasıyla yüzde 37,05’ten yüzde 38,37’e yükselmiş, dönemin tümünde ise

yüzde 37,65 olmuştur. Dönemin tümü itibarıyla bu payda ana metal sanayi,

metalik olmayan diğer mineral ürünler, kimyasal ürünler, kauçuk-plastik

ürünler ve kok kömürü; rafine edilmiş petrol ürünleri sektörü ağırlık

taşımaktadır.

Yine aynı yıllar için yatırım mallarının payı, sırasıyla yüzde 22,6,

yüzde 26,7 ve yüzde 25,9 olmuştur. Yatırım malları grubunun gelişimi ile

ara malları grubununki paralellik göstermektedir. 2003’ten 2008’e payın

yükselmesinde, bilgisayar, elektronik ve optik sektörü dışında hemen tüm

Page 26: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

26

sektörler katkıda bulunmuştur. Her üç dönem itibarıyla yatırım mallarının

payı yüzde 26,00 olmuştur. Dönemin tümü itibarıyla bu payda motorlu kara

taşıtları, elektrikli teçhizat ve makine ve teçhizat hariç fabrikasyon metal

ürünleri sektörü ağırlık taşımaktadır.

Sonuç olarak 2003 yılından 2012 yılına gelindiğinde tüketim

mallarının payı düşerken ara ve yatırım mallarının payları artış göstermiş;

bu gelişme, özellikle 2003 ile 2008 arasında belirginleşmiştir. Türkiye

imalat sanayi üretiminin 2012 yılı itibarıyla üçte ikiye yakını ara ve

yatırım mallarından oluşmaktadır diyebiliriz.

Dönemin tümü itibarıyla, üretim artışında önde gelen yatırım

mallarının toplam üretim içindeki payı en düşük, ancak üretim artışında

ikinci sırada olan ara mallarının toplam içindeki payı en yüksektir.

Toplam üretim içinde tüketim mallarının payı ara mallarını izlemektedir.

Buna göre, imalat sanayi üretiminin gösterdiği gelişimi belirleyen alt

sektörlerin, gerek imalat sanayi üretimi içindeki payı gerekse üretim artışı

dikkate alındığında esas olarak genellikle ara malları üreten alt sektörler

olduğu görülmektedir.

Page 27: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

27

Tablo 2: İmalat Sanayinde Üretimin Sektörel Dağılımı (%)

2003 2008 2012

2003-

2008

2009-

2012

2003-

2012

İmalat Sanayi 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00

Genellikle Tüketim Malları 42,99 32,88 35,25 36,95 35,65 36,36

Gıda Ürünleri İmalatı 14,35 13,13 14,73 13,27 14,76 13,95

İçeceklerin İmalatı 0,92 0,95 0,87 0,92 0,98 0,95

Tütün Ürünleri İmalatı 1,22 0,69 0,63 0,92 0,70 0,82

Tekstil Ürünleri İmalatı 12,56 7,46 8,53 9,79 8,37 9,15

Giyim Eşyaları İmalatı 10,05 6,44 6,28 7,87 6,39 7,20

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 1,10 0,81 0,90 0,97 0,87 0,92

Mobilya İmalatı 1,72 1,86 2,13 1,80 2,04 1,91

B.y.s. Diğer İmalat 1,07 1,53 1,18 1,40 1,53 1,46

Genellikle Ara Malları 34,44 40,44 38,86 37,05 38,37 37,65

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya hariç) 0,94 1,35 1,34 1,23 1,36 1,29

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 1,73 1,77 2,05 1,80 2,02 1,90

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med. Çoğ.) 1,00 1,07 0,93 1,05 0,97 1,02

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 4,43 6,01 5,62 5,01 4,92 4,97

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 6,19 4,63 4,70 5,07 5,04 5,06

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 2,83 1,37 1,08 1,91 1,48 1,72

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 4,07 4,86 5,30 4,53 5,24 4,85

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 4,98 5,66 5,65 5,66 5,69 5,67

Ana Metal Sanayi 8,27 13,73 12,19 10,78 11,65 11,17

Genellikle Yatırım Malları 22,58 26,69 25,89 26,00 25,98 25,99

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür.

İm. 3,69 5,15 5,64 4,56 5,38 4,93

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İm. 2,58 1,58 1,32 2,20 1,36 1,82

Elektrikli Teçhizat İmalatı 4,07 5,52 5,24 5,03 5,36 5,18

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 3,29 4,08 4,44 3,84 4,14 3,98

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 7,98 8,6 7,77 9,10 8,12 8,66

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 0,65 1,23 0,86 0,87 1,03 0,94

Mak. ve Ekip. Kurulumu ve Onarımı 0,33 0,53 0,63 0,38 0,60 0,48

Page 28: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

28

2. İMALAT SANAYİ KATMA DEĞERİ VE SEKTÖREL

BİLEŞİMİ

İmalat sanayi katma değerinin 2003-2012 dönemindeki gelişimi ve üç

dönem itibarıyla gösterdiği ortalama yıllık artış Tablo 3’de verilmiştir.

2.1. Katma Değerin Gelişimi

Tablo 3’de görüldüğü gibi imalat sanayi genelinde, reelleştirilmiş

katma değer 2003’ten 2008’e ortalama yıllık yüzde 2,27 artarak 56.023

milyon TL’den 62.672 milyon TL’ye; 2008’den 2012’ye, ilk dönemle

hemen hemen aynı, yüzde 2,26 oranında artarak 68.530 milyon TL’ye

çıkmıştır. Bu dönemde, özellikle 2009 ve 2010 yıllarında ulaşılan düzey

2008’in altında kalmıştır. Dönemin tümü itibariyle ortalama yıllık artış

yüzde 2,26 olmuştur.

Aynı dönemler itibarıyla imalat sanayi genelinde üretimin ortalama

yıllık artışı dikkate alındığında, katma değerdeki artış oranının yüzde 2,26

ile bunun oldukça altında seyrettiği görülmektedir.

Genellikle tüketim malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta katma

değer, ilk dönemde ortalama yıllık yüzde 3,34 oranında düşmüş; ikinci

dönemde artış oranı yüzde 5,34 olarak gerçekleşmiştir. Dönemin tümünde

artış oranı yüzde 0,43 olmuştur.

2003-2008 döneminde bu grupta sadece içeceklerin imalatı ile mobilya

imalatı sektörlerinin katma değerinde artış elde edilirken; başta tekstil

ürünleri ile giyim eşyaları olmak üzere diğer tüm sektörlerin katma değeri

gerileme göstermiştir. Her üç dönem itibarıyla, sadece içeceklerin imalatı

ile mobilya imalatı sektörleri pozitif gelişmeler göstermiştir. 2008-2012

dönemindeki pozitif gelişmede, özellikle mobilya imalatı, deri ürünleri,

tekstil ürünleri, gıda ürünleri ve giyim eşyaları sektörleri etkili olmuştur.

Page 29: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

29

Tablo 3: İmalat Sanayi Katma Değeri (2003 Fiyatlarıyla, Milyon TL) ve Artışı

Düzey Ortalama Yıllık Artış (%)

2003 2008 2012

2008/

2003

2012

/2008

2012/

2003

İmalat Sanayi 56.023 62.672 68.530 2,27 2,26 2,26

Genellikle Tüketim Malları 23.513 19.842 24.434 -3,34 5,34 0,43

Gıda Ürünleri İmalatı 6.824 6.606 8.135 -0,65 5,34 1,97

İçeceklerin İmalatı 564 784 807 6,81 0,73 4,06

Tütün Ürünleri İmalatı 798 698 732 -2,64 1,2 -0,95

Tekstil Ürünleri İmalatı 7.065 5.019 6.391 -6,61 6,23 -1,11

Giyim Eşyaları İmalatı 5.843 4.214 5.102 -6,33 4,9 -1,5

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 601 511 668 -3,19 6,93 1,18

Mobilya İmalatı 1.043 1.247 1.801 3,64 9,63 6,26

B.y.s. Diğer İmalat 775 763 796 -0,31 1,06 0,3

Genellikle Ara Malları 18.926 24.146 23.006 4,99 -1,2 2,19

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya hariç) 523 876 1.185 10,87 7,85 9,51

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 905 1.066 1.561 3,33 10 6,24

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med. Çoğ.) 701 769 800 1,87 0,99 1,48

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 1.167 1.436 967 4,24 -9,41 -2,07

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 3.388 2.732 3.047 -4,21 2,77 -1,17

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 2.083 1.510 1.349 -6,23 -2,78 -4,71

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 2.560 3.274 3.987 5,04 5,05 5,05

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 3.412 4.943 5.385 7,7 2,16 5,2

Ana Metal Sanayi 4.187 7.539 4.725 12,48 -11,02 1,35

Genellikle Yatırım Malları 13.584 18.685 21.090 6,58 3,07 5,01

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür. İm.

2.144 3.616 4.828 11,02 7,49 9,44

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İm. 1.255 972 926 -4,98 -1,2 -3,32

Elektrikli Teçhizat İmalatı 2.359 3.862 3.927 10,36 0,42 5,83

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 2.287 3.229 4.215 7,14 6,89 7,03

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 4.772 5.252 5.393 1,94 0,66 1,37

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 539 1.137 959 16,1 -4,17 6,61

Mak. ve Ekip. Kurulumu ve Onarımı 228 617 842 22,03 8,08 15,62

TÜİK'in katma değer verileri İmalat Sanayi ÜFE'siyle (2003=100) reelleştirilmiştir.

Page 30: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

30

Aynı dönemler itibarıyla imalat sanayi genelinde üretimin ortalama

yıllık artışı dikkate alındığında, katma değerdeki artış oranının yüzde 2,26

ile bunun oldukça altında seyrettiği görülmektedir.

Genellikle tüketim malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta katma

değer, ilk dönemde ortalama yıllık yüzde 3,34 oranında düşmüş; ikinci

dönemde artış oranı yüzde 5,34 olarak gerçekleşmiştir. Dönemin tümünde

artış oranı yüzde 0,43 olmuştur.

2003-2008 döneminde bu grupta sadece içeceklerin imalatı ile mobilya

imalatı sektörlerinin katma değerinde artış elde edilirken; başta tekstil

ürünleri ile giyim eşyaları olmak üzere diğer tüm sektörlerin katma değeri

gerileme göstermiştir. Her üç dönem itibarıyla, sadece içeceklerin imalatı

ile mobilya imalatı sektörleri pozitif gelişmeler göstermiştir. 2008-2012

dönemindeki pozitif gelişmede, özellikle mobilya imalatı, deri ürünleri,

tekstil ürünleri, gıda ürünleri ve giyim eşyaları sektörleri etkili olmuştur.

Genellikle ara malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta katma

değer, genellikle tüketim malları grubunun aksine ilk dönemde ortalama

yıllık yüzde 4,99 oranında artış göstermiştir. İkinci dönemde bu artış oranı

yüzde -1,20’ye düşmüş; dönemin tümünde, imalat sanayinin genelinin biraz

altında, yüzde 2,19 olmuştur.

Bu grupta 2003-2012 dönemi itibarıyla, özellikle ağaç-mantar ürünleri,

kâğıt ve kâğıt ürünleri, metalik olmayan diğer mineral ürünler ve kauçuk-

plastik ürünleri sektörleri belirgin bir katma değer artışı gerçekleştirmiştir.

Buna karşı özellikle temel eczacılık ürünleri ve kok kömürü; rafine edilmiş

petrol ürünleri sektörleri katma değerinde gerilemeler yaşanmıştır.

Genellikle yatırım malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta katma

değer ilk dönemde ortalama yıllık yüzde 6,58 ve dönemin tümünde yüzde

5,01 ile imalat sanayinin, üretim artışında olduğu gibi, en yüksek oranını

tutturmuştur.

Page 31: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

31

Grupta dönemin tümü itibarıyla, sadece bilgisayar, elektronik ve optik

sektörü katma değeri negatif gelişirken, motorlu kara taşıtları dışında, diğer

tüm sektörler oldukça yüksek katma değer artışları göstermişlerdir.

2003-2012 döneminin tümüne bakıldığında; Türkiye imalat sanayi

katma değer artışının başını, üretimde olduğu gibi, yatırım malları üreten

sektörlerin çektiğini, onun ardından ara malları üreten sektörlerin geldiğini

görüyoruz. Bu iki gruba göre tüketim malları üreten sektörlerin bu

gelişmedeki katkısı, önemli görünmemektedir.

Ayrıntıya bakılınca, ortalama yıllık katma değer artışının % 5’in

üstünde olduğu toplam 10 sektörün 5’i yatırım malları, 4’ü ara malları,

sadece 1’i tüketim malları üreten sektörlerdir.

2.2. Katma Değerin Sektörel Bileşimi

2003-2008, 2008-2012 alt dönemleri ve 2003-2012 döneminin

tümünde katma değerin gelişiminden sonra imalat sanayi katma değerinin

sektörel bileşimini de değerlendirmek konu hakkında daha anlamlı bilgiler

verecektir. Alt sektör katma değerlerinin toplam imalat sanayi katma değeri

içindeki yüzde dağılımı Tablo 4’de üç dönem itibarıyla verilmiştir.

Buna göre, imalat sanayi katma değeri içinde, ikinci sırada yer alan

genellikle tüketim mallarının payı, 2003-2008 döneminde yüzde 35,93

iken 2009-2012 döneminde 34,39’a düşmüş, 2003-2012 dönemi itibarıyla

bu pay yüzde 35,28 olmuştur.

Dönemin tümü itibarıyla, üretimin dağılımında olduğu gibi bu payda

gıda, tekstil ve giyim sektörü ağırlık taşımaktadır.

Aynı dönemler temelinde, üretim içinde olduğu gibi, imalat sanayi

katma değeri içinde de en yüksek paya sahip olan genellikle ara mallarının

payı, sırasıyla yüzde 36,35’ten yüzde 35,18’e düşmüş, dönemin tümünde ise

yüzde 35,85 olmuştur.

Page 32: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

32

Dönemin tümü itibarıyla bu payda, sırasıyla, ana metal sanayi, metalik

olmayan diğer mineral ürünler, kauçuk-plastik ürünler ve kimyasal ürünler

sektörü ağırlık taşımaktadır.

Aynı dönemler temelinde, imalat sanayi katma değeri içinde genellikle

yatırım mallarının payı, sırasıyla yüzde 27,72’den yüzde 30,43’e

yükselmiş, dönemin tümünde ise yüzde 28,87 olmuştur.

2003-2012 döneminin tümü itibarıyla en yüksek ortalama yıllık katma

değer artışına sahip olan yatırım malları grubunun imalat sanayi katma

değeri içindeki payı en düşüktür.

Öte yandan yatırım mallarının katma değer payı her üç dönem itibarıyla,

üretimdeki payından daha yüksektir. Dönemin tümü itibarıyla katma değer

payında motorlu kara taşıtları, makine ve teçhizat hariç fabrikasyon metal

ürünleri, elektrikli teçhizat ve b.y.s. makine ve ekipman imalatı sektörü

ağırlık taşımaktadır.

Page 33: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

33

Tablo 4: İmalat Sanayinde Katma Değerin Sektörel Bileşimi (%)

Yüzde Dağılım

2003-2008 2009-2012 2003-2012

İmalat Sanayi 100,00 100,00 100,00

Genellikle Tüketim Malları 35,93 34,39 35,28

Gıda Ürünleri İmalatı 10,73 11,53 11,07

İçeceklerin İmalatı 1,17 1,30 1,22

Tütün Ürünleri İmalatı 1,38 1,06 1,24

Tekstil Ürünleri İmalatı 10,38 9,01 9,80

Giyim Eşyaları İmalatı 8,09 6,99 7,62

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 0,98 0,89 0,95

Mobilya İmalatı 2,01 2,37 2,16

B.y.s. Diğer İmalat 1,19 1,24 1,21

Genellikle Ara Malları 36,35 35,18 35,85

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya hariç) 1,25 1,53 1,37

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 1,82 2,09 1,93

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med. Çoğ.) 1,27 1,19 1,23

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 2,52 1,73 2,18

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 4,86 4,73 4,80

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 2,73 2,51 2,63

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 4,76 5,81 5,21

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 8,06 7,83 7,96

Ana Metal Sanayi 9,10 7,76 8,53

Genellikle Yatırım Malları 27,72 30,43 28,87

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür. İm. 4,94 6,48 5,59

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İm. 1,93 1,59 1,78

Elektrikli Teçhizat İmalatı 5,28 5,88 5,54

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 4,71 5,56 5,07

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 8,95 8,07 8,58

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 1,25 1,69 1,44

Mak. ve Ekip. Kurulumu ve Onarımı 0,65 1,15 0,87

Page 34: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

34

3. İMALAT SANAYİNDE ÜRETİM VE KATMA DEĞERİN

YAPISI

Tablo 5’te 2003, 2008 ve 2012 yıllarına ilişkin imalat sanayi üretim

bileşimini oluşturan katma değer/üretim ve girdi/üretim oranlarının gelişimi,

imalat sanayi geneli ve üç mal grubu ayrıntısında verilmiştir.

Tabloda girdi/üretim oranı, yerli girdi ve ithal girdi olarak

ayrıştırılamamıştır. Bu ayrıntı, bilindiği gibi Girdi-Çıktı Tabloları

aracılığıyla elde edilebilir. Güncel ya da anlamlı olabilecek yakın geçmişe

ilişkin veri olmaması nedeniyle girdi büyüklüğü üretim değeri ile katma

değer arasındaki fark (yerli girdi+ithal girdi) olarak alınmıştır.

Katma değer/üretim oranı ücret ve ücret dışı olarak ayrıştırılırken, yaratılan

katma değer içinde ücretin payı da ücret/katma değer oranıyla verilmiştir.

3.1.Katma Değer / Üretim ve Girdi / Üretim Oranları

Tablo 5’te görüldüğü gibi 2003 yılında imalat sanayi toplamı

olarak katma değer/üretim oranı yüzde 25,11, girdi/üretim oranı ise yüzde

74,89’dur. Katma değer/üretim oranı yatırım malları grubunda yüzde 26,97

ile en yüksekken, bu oran ara malları grubunda yüzde 24,63 ve tüketim

malları grubunda yüzde 24,52’dir. Mal gruplarının girdi/üretim oranları da

yukarıdaki oranlara bağlı değerler almıştır.

Page 35: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

35

Tablo 5: İmalat Sanayinde Üretimin Yapısı (%)

İmalat Sanayi Tüketim Malları Ara Malları Yatırım Malları

2003 2008 2012 2003 2008 2012 2003 2008 2012 2003 2008 2012

KD/Üretim 25,11 19,66 17,67 24,52 18,93 17,87 24,63 18,73 15,27 26,97 21,96 21,01

Ücret/Üretim 7,62 7,78 8,10 7,70 8,86 8,86 6,96 5,95 6,24 8,45 9,23 9,86

ÜcretDışı/Üretim 17,49 11,87 9,57 16,82 10,07 9,01 17,67 12,78 9,02 18,52 12,73 11,15

Girdi/Üretim 74,89 80,34 82,33 75,48 81,07 82,13 75,37 81,27 84,73 73,03 78,04 78,99

Ücret/KD 30,33 39,6 45,85 31,41 46,82 49,57 28,28 31,77 40,90 31,34 42,04 46,94

Kaynak: TÜİK, Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri

KD: Faktör Maliyetleri ile Katma Değer

Ücret: Maaş ve Ücretler

Girdi: Üretim Değeri ile Katma Değer arasındaki fark

Girdiler üzerindeki net dolaylı vergilere yer verilmemiştir.

Page 36: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

36

2008 yılında imalat sanayi toplamı olarak katma değer/üretim oranı

yüzde 19,66’ya gerilerken, girdi/üretim oranı yüzde 80,34’e yükselmiştir.

Katma değer/üretim oranı yatırım malları grubunda yüzde 21,96 ile yine en

yüksekken, bu oran tüketim malları grubunda yüzde 18,93 ve ara malları

grubunda yüzde 18,73’tür.

Görüldüğü gibi, katma değer/üretim oranı 2003 yılına göre, her üç mal

grubunda da düşme göstermiş; girdi/üretim oranı ise yükselmiştir. Ayrıca

üretim başına katma değer yaratmada 2003 yılında ikinci sırada olan ara

malları grubu, 2008 yılında tüketim malları grubunun da altına düşmüştür.

2012 yılında imalat sanayi toplamı olarak katma değer/üretim oranı

gerileme eğilimini sürdürmüş ve yüzde 17,67’ye düşmüştür. Girdi/üretim

oranı da yüzde 82,33’e yükselmiştir.

2012 yılında da katma değer/üretim oranı yatırım malları grubunda

yüzde 21,01 ile yine en yüksek değeri alırken, bu oran tüketim malları

grubunda yüzde 17,87 ve son sıradaki ara malları grubunda önemli bir

düşüşle, yüzde 15,27’ye gerilemiştir.

Görüldüğü gibi, katma değer/üretim oranı 2003 ve 2008 yıllarına göre,

başta ara malları olmak üzere her üç mal grubunda da düşme eğilimini

sürdürmüş; girdi/üretim oranı ise yükselmesine devam etmiştir2.

Kısacası imalat sanayi geneli ve ana mal grupları 2003’ten 2012’ye, 1

liralık üretim yaparken giderek daha az katma değer yaratır olmuştur.

2003-2012 döneminde imalat sanayi üretimi ortalama yıllık yüzde 6,34

artarken, katma değer ancak yüzde 2,26 oranında artmış; birim üretimin

yarattığı katma değer sürekli düşmüş; birim üretim başına girdi gereği ise

artış göstermiştir.

2 Girdi kullanımı artışında da ithal girdi payının giderek arttığı konusunda

bkz.: Saygılı, Ş., Cihan, C. vd (2012). Türkiye İmalat Sanayiinde İthal Girdi

Kullanımı. İktisat, İşletme ve Finans. Aralık, 2012, s.12.

Page 37: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

37

Ayrıca her üç yılda da en yüksek katma değer/üretim oranı, yatırım

malları grubunda elde edilirken; imalat sanayi üretimi ve katma değeri

içinde en yüksek paya sahip olan ara malları grubunda bu oran, 2003

yılından sonra diğer mal gruplarına göre, en düşük düzeyde gerçekleşir

olmuştur.

3.2. Ücret / Üretim ve Ücret / Katma Değer Oranları

İmalat sanayinde katma değeri oluşturan unsurlardan ücret/üretim

oranlarına bakarsak (Tablo 5); imalat sanayi genelinde bu oranın 2003,

2008 ve 2012 yıllarında aldığı değerler, sırasıyla yüzde 7,62, yüzde 7,78 ve

yüzde 8,10’dur. Ücret/üretim oranı yine aynı yıllarda yatırım malları üreten

grupta sırasıyla yüzde 8,45, yüzde 9,23 ve yüzde 9,86 ile diğer gruplara

göre en yüksek değeri almıştır. Aynı yıllarda bu oran tüketim malları

grubunda sırasıyla yüzde 7,70, yüzde 8,86 ve yüzde 8,86 olurken, ara

malları grubunda yüzde 6,96, yüzde 5,95 ve yüzde 6,24 olmuştur.

Aynı yıllar itibarıyla ücret dışı katma değer/üretim oranı, imalat sanayi

genelinde, sırasıyla yüzde 17,49, yüzde 11,87 ve yüzde 9,57 değerleriyle

giderek düşüş göstermiştir.

Aynı yıllarda bu oran yatırım malları grubunda yüzde 18,52, yüzde

12,73 ve yüzde 11,15 ile en yüksek değerleri alırken (2008’de ara malları

grubuyla yaklaşık aynı); ara malları grubunda bu oran yüzde 17,67, yüzde

12,78 ve yüzde 9,02 değerlerini almış; tüketim malları grubunda ise bu oran

yüzde 16,82, yüzde 10,07 ve yüzde 9,01 olmuştur. Görüldüğü gibi ücret dışı

katma değer/üretim oranı her üç mal grubunda da düşmüştür.

2003’ten 2012’ye katma değer/üretim oranının düşüşünde, bu oranın

unsurlarından ücret/üretim oranından çok, -net dolaylı vergiler, sabit

sermaye tüketimi ve diğer faktör gelirlerinden oluşan- ücret dışı katma

değer/ üretim oranı etkili olmuş görünmektedir.

Son olarak ücret/üretim oranı ile birlikte, yaratılan katma değer içinde

ücret ödemelerinin payını veren ücret/katma değer oranına bakarsak; imalat

sanayi genelinde 2003, 2008 ve 2012 yıllarında ücret/üretim oranı sırasıyla

Page 38: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

38

yüzde 7,62, yüzde 7,78 ve yüzde 8,10 iken; ücret/katma değer oranı aynı

yıllarda sırasıyla yüzde 30,33, yüzde 39,60 ve yüzde 45,85 olmuştur.

Görüldüğü gibi, ücret/üretim oranında çok önemli bir değişme olmadığı

halde, ücret/katma değer oranı 2003’ten 2008’e ve 2008’den 2012’ye

önemli ölçüde artış göstermiştir. Ücret/katma değer oranındaki artış

2003’ten 2012 yılına yüzde 50’nin üzerinde olmuştur.

Ücret/katma değer oranının mal grupları itibarıyla gösterdiği

gelişmeye gelirsek; 2003, 2008 2012 yıllarında bu oran tüketim malları

grubunda sırasıyla, yüzde 31,41, yüzde 46,82 ve yüzde 49,57; yatırım

malları grubunda sırasıyla, yüzde 31,34, yüzde 42,04 ve yüzde 46,94 ve ara

malları grubunda ise sırasıyla, yüzde 28,28, yüzde 31,77 ve yüzde 40,90

olmuştur.

Görüldüğü gibi her üç yılda da mal gruplarında yaratılan katma değer içinde

ücret payı itibarıyla; tüketim malları en yüksek düzeyi tuttururken, ikinci

sırada yatırım malları grubu ve son sırada ara malları grubu yer almaktadır.

Başka bir ifadeyle, mal grupları itibarıyla yaratılan katma değer içinde en

düşük ücret payı, ara malları grubuna aittir.

4. İmalat Sanayinde İstihdam ve Sektörel Dağılımı

İstihdamdaki gelişmeler üretim artışı ve ekonomik büyümeyle çok

yakından ilişkilidir. Bilindiği gibi istihdamı dar anlamıyla sadece, emeğin

üretim sürecinde bir üretim faktörü olarak kullanımı olarak görmek doğru

değildir; istihdamın çok önemli sosyo-ekonomik yansımaları olduğu açıktır.

Bu nedenle istihdam konusunu, özellikle imalat sanayinin analizi

çerçevesinde ele almamız gerekir.

Tablo 6’da TÜİK’in Nace Rev. 2 sınıflandırmasına göre, 2005-

2012 dönemi istihdamdaki gelişmeler ve yüzde dağılımı belli sektörler

itibarıyla verilmiştir.

Tablodan görüldüğü gibi imalat sanayi tüm dönemler itibarıyla diğer

alanlara göre ortalama yıllık yüzde 3,42, yüzde 4,77 ve 4,19 ile en yüksek

istihdam artışı gösteren alandır. Özellikle 2008 yılından 2012 yılına

Page 39: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

39

gelinirken, sanayi sektöründeki istihdam artışı, önceki döneme göre oldukça

yavaşlarken, imalat sanayinde bu artış yükselerek devam etmiştir. İmalat

sanayinin toplam istihdam içindeki payı ise 2005’te yüzde 13,08’den

2008’de yüzde 13,79’a, 2012 yılında da yüzde 14,30’a yükselmiştir.

Tablo 6: Çeşitli İstihdam Büyüklükleri (15+Yaş, Bin kişi)

Ortalama Yıllık Artış (%) Yüzde Dağılım

2005 2008 2012

2008/

2005

2012/

2008

2012/

2005 2005 2008 2012

Toplam 19.633 20.604 23.937 1,62 3,82 2,87 100,00 100,00 100,00

Tarım 5.014 4.621 5.301 -2,68 3,49 0,8 25,54 22,43 22,15

Tarım Dışı 14.619 15.983 18.636 3,02 3,91 3,53 74,46 77,57 77,85

Sanayi 4.241 4.537 4.903 2,27 1,96 2,09 21,60 22,02 20,48

İmalat

Sanayi 2.568 2.841 3.423 3,42 4,77 4,19 13,08 13,79 14,30

Kaynak: TÜİK

4.1. İstihdamın Gelişimi

İmalat sanayinin alt sektörleri itibarıyla 2003-2012 dönemine ilişkin

ayrıntılı istihdam gelişmeleri ve bu gelişimin üç dönem itibarıyla gösterdiği

ortalama yıllık artış Tablo 7’de verilmiştir.

Tablodan görüldüğü gibi imalat sanayi genelinde, istihdam 2003’ten

2008’e ortalama yıllık yüzde 5,52 artarak 2.172.190 kişiden 2.841.298

kişiye yükselmiş; 2008’den 2012’ye, ilk döneme göre daha düşük bir hızda,

yüzde 4,77 oranında artarak 3.423.468 kişiye çıkmıştır. Bu dönemde,

özellikle 2009 yılında yaşanan olumsuz ekonomik koşullar istihdama etkili

bir biçimde yansımıştır. Dönemin tümü itibariyle istihdamdaki ortalama

yıllık artış yüzde 5,18 olmuştur.

Katma değer artışında olduğu gibi, imalat sanayi genelinde istihdamın

ortalama yıllık artışı da, aynı dönemler itibarıyla, üretim artışının altında

Page 40: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

40

kalmıştır. İmalat sanayi istihdamına mal grupları ve alt sektörler itibarıyla

baktığımızda şu gelişmeleri görüyoruz:

Genellikle tüketim malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta

istihdam artışı ilk dönemde ortalama yıllık yüzde 2,28 olurken, ikinci

dönemde bu oran belirgin bir artışla yüzde 5,47’ye çıkmıştır. Dönemler

itibarıyla istihdamdaki bu gelişme üretimdeki gelişmeyle uyumlu

görülmektedir. Dönemin tümünde artış oranı yüzde 3,69 olmuştur. Her ne

kadar toplam imalat sanayi istihdamındaki payı çok küçük de olsa, üç

dönem ayırımında da tütün ürünleri sektöründe istihdamda önemli oranda

gerilemeler yaşanmıştır. Asıl önemlisi, dönemin tümü itibarıyla imalat

sanayi istihdamındaki payı, giyim sektöründen hemen sonra yüzde 12,68 ile

ikinci yüksek paya sahip olan tekstil sektöründe, dönemin tümü itibarıyla

imalat sanayinin en düşük istihdam artışının gerçekleşmiş olmasıdır. Buna

karşın b.y.s. diğer imalat sektöründe, 2008 öncesi dönemde istihdamda

ortalama yıllık artış yüzde 11,58 gibi oldukça yüksek gerçekleşirken, 2008

sonrası dönemde artış sıfır olmuştur. Dönemin tümü itibarıyla bu grupta en

yüksek istihdam artışları mobilya, b.y.s. diğer imalat ve gıda ürünleri

sektörlerinde görülmüştür. Buna karşı, gruptaki istihdam payı oldukça

yüksek olan tekstil ürünleri ve giyim eşyaları sektörlerinde istihdam artışı

oldukça düşük kalmıştır.

Genellikle ara malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta istihdam

artışı, 2003-2008 döneminde ortalama yıllık yüzde 7,15 artış gösterirken,

2008-2012 döneminde bu artış yüzde 4,48 gibi oldukça düşük kalmıştır.

2008 yılından sonra bu grubun istihdam artışında, özellikle ağaç ve mantar

ürünleri, basım-yayım ve metalik olmayan diğer mineral ürünler

sektörlerinde önemli yavaşlamalar olmuştur. Ara malları grubunda elde

edilen istihdam artışı, dönemin tümü itibarıyla imalat sanayi genelinden

yüksektir. Bu grupta tüm dönem itibarıyla en yüksek istihdam artışı

gösteren sektörler, 2008 öncesi dönemdeki yüksek artışın sonucunda,

sırasıyla kauçuk-plastik, metalik olmayan diğer mineral ürünler, basım ve

yayım, kâğıt ve kâğıt ürünleri ile ana metal sanayi olmuştur. Dönemin

tamamı itibarıyla en düşük istihdam artışları ise, özellikle 2008 öncesi

dönemin etkisiyle, temel eczacılık ürünleri, kimyasal ürünler ve kok

kömürü; rafine edilmiş petrol ürünleri sektörlerinde görülmüştür.

Page 41: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

41

Tablo 7: İmalat Sanayi İstihdamı ve Artışı

Düzey Ortalama Yıllık Artış (%)

2003 2008 2012

2008/

2003

2012/

2008

2012/

2003

İmalat Sanayi 2.172.190 2.841.298 3.423.468 5,52 4,77 5,18

Genellikle Tüketim Malları 1.223.076 1.369.162 1.694.366 2,28 5,47 3,69

Gıda Ürünleri İmalatı 264.834 317.713 440.942 3,71 8,54 5,83

İçeceklerin İmalatı 10.939 10.940 14.304 0 6,93 3,02

Tütün Ürünleri İmalatı 22.181 18.669 4.893 -3,39 -28,45 -15,46

Tekstil Ürünleri İmalatı 348.114 329.997 397.341 -1,06 4,75 1,48

Giyim Eşyaları İmalatı 398.695 443.727 520.370 2,16 4,06 3,00

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 41.025 50.764 63.816 4,35 5,89 5,03

Mobilya İmalatı 104.909 141.349 196.695 6,14 8,61 7,23

B.y.s. Diğer İmalat 32.379 56.003 56.005 11,58 0,00 6,28

Genellikle Ara Malları 489.836 691.976 824.677 7,15 4,48 5,96

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya hariç) 52.548 71.526 71.000 6,36 -0,18 3,40

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 31.067 43.284 51.225 6,86 4,30 5,71

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med. Çoğ.) 35.708 56.619 63.729 9,66 3,00 6,65

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 6.234 6.435 7.778 0,64 4,85 2,49

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 52.816 56.277 64.957 1,28 3,65 2,33

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 25.495 26.852 29.294 1,04 2,20 1,56

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 95.784 147.282 189.002 8,99 6,43 7,84

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 116.896 181.725 228.157 9,23 5,85 7,71

Ana Metal Sanayi 73.288 101.976 119.535 6,83 4,05 5,59

Genellikle Yatırım Malları 459.278 780.160 904.425 11,18 3,76 7,82

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür. İm. 141.061 246.117 314.668 11,78 6,34 9,32

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İm. 24.363 27.306 27.835 2,31 0,48 1,49

Elektrikli Teçhizat İmalatı 68.663 112.243 133.658 10,33 4,46 7,68

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 101.669 165.374 186.980 10,22 3,12 7,00

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 91.001 151.300 161.413 10,7 1,63 6,57

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 16.652 37.991 25.313 17,94 -9,65 4,76

Mak. ve Ekip. Kurulumu ve Onarımı 15.869 39.829 54.558 20,21 8,18 14,71

TÜİK, Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri

Page 42: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

42

Genellikle yatırım malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta

istihdam artışı, ilk dönemde ortalama yıllık yüzde 11,18 ve dönemin

tümünde yüzde 7,82 ile imalat sanayinin en yüksek oranını tutturmuştur. Bu

dönemlerde üretim artışı da sırasıyla yüzde 11,05 ve yüzde 7,96 ile imalat

sanayinin en yüksek oranlarıdır. Benzer durumun katma değer artışlarında

da görüldüğünü hatırlatalım. Ne var ki, 2008 sonrası dönemde bu grubu

oluşturan tüm sektörlerde istihdam artışı, ilk dönemle kıyaslanamayacak

ölçüde oldukça düşük düzeyde kalmıştır. 2008 öncesi dönemde, bilgisayar,

elektronik ve optik sektörü dışında çift haneli istihdam artışları gösteren bu

sektörlerin, 2008 yılı sonrası istihdam performansı çok büyük oranda

zayıflamış görünmektedir. Dönemin tamamı itibarıyla grupta bilgisayar,

elektronik ve optik sektörü istihdamı en düşük artışı gösterirken, diğer tüm

sektörler oldukça yüksek istihdam artışları gerçekleştirmişlerdir.

2003-2012 döneminin tümüne bakıldığında; Türkiye imalat sanayi

istihdamında en yüksek artışın, üretim ve katma değer artışlarında olduğu

gibi, genellikle yatırım malları üreten sektörlerde gerçekleştirildiğini, onun

hemen ardından genellikle ara malları üreten sektörlerin geldiğini

görüyoruz. Bu iki gruba göre tüketim malları üreten sektörlerin istihdam

artışındaki rolü, oldukça düşük kalmıştır.

Ayrıntıya bakılınca, ortalama yıllık istihdam artışının % 5’in üstünde

olduğu toplam 14 sektörün 5’inin genellikle yatırım malları, 5’inin

genellikle ara malları ve 4’ünün de genellikle tüketim malları üreten

sektörler grubunda yer aldığı görülmektedir.

4.2. İstihdamın Sektörel Dağılımı

Üretim ve katma değer konusundaki açıklamalara benzer olarak imalat

sanayi istihdamının yine aynı dönemler itibarıyla sektörel dağılımının ele

alınması, alt sektörlerdeki istihdam artışının imalat sanayi geneli açısından

taşıdığı anlamı daha net gösterebilecektir. Alt sektörlerdeki istihdamın

toplam imalat sanayi içindeki yüzde dağılımı Tablo 8’de üç dönem

itibarıyla verilmiştir.

Page 43: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

43

Tablo 8: İmalat Sanayinde İstihdamın Sektörel Dağılımı (%)

2003-2008 2009-2012 2003-2012

İmalat Sanayi 100,00 100,00 100,00

Genellikle Tüketim Malları 51,71 48,82 50,45

Gıda Ürünleri İmalatı 11,33 12,88 12,01

İçeceklerin İmalatı 0,41 0,44 0,42

Tütün Ürünleri İmalatı 0,78 0,30 0,57

Tekstil Ürünleri İmalatı 13,65 11,43 12,68

Giyim Eşyaları İmalatı 16,94 14,82 16,01

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 1,89 1,77 1,84

Mobilya İmalatı 5,05 5,47 5,24

B.y.s. Diğer İmalat 1,67 1,72 1,69

Genellikle Ara Malları 23,72 24,78 24,18

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya hariç) 2,60 2,28 2,46

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 1,52 1,52 1,52

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med. Çoğ.) 1,87 1,89 1,88

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 0,25 0,23 0,24

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 2,24 2,08 2,17

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 1,02 1,01 1,01

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 4,69 5,60 5,09

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 6,05 6,56 6,27

Ana Metal Sanayi 3,47 3,59 3,52

Genellikle Yatırım Malları 24,57 26,40 25,37

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür. İm. 7,74 8,96 8,27

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İm. 1,13 0,87 1,01

Elektrikli Teçhizat İmalatı 3,49 3,97 3,70

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 5,21 5,39 5,29

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 4,90 4,77 4,84

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 1,01 0,98 0,99

Mak. ve Ekip. Kurulumu ve Onarımı 1,10 1,47 1,26

Page 44: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

44

2003-2012 dönemi itibarıyla istihdam artışında en düşük oranda

gelişme gösteren genellikle tüketim malları grubu, her üç dönem

ayırımında imalat sanayinde en yüksek istihdam payına sahiptir. Bu pay

2003-2008 döneminde yüzde 51,71’den 2009-2012 döneminde yüzde

48,82’ye düşmüştür. 2003-2012 dönemi itibarıyla bu grubun istihdam payı

imalat sanayinin yarısından biraz fazladır. Dönemin tümü itibarıyla bu

payda, üretim ve katma değer payında olduğu gibi, giyim, tekstil ve gıda

sektörü önemli bir ağırlık taşımaktadır.

Aynı dönemlerde genellikle ara mallarının payı sırasıyla yüzde

23,72’den yüzde 24,78’e yükselmiş, dönemin tümünde ise yüzde 24,18

olmuştur. Dönemin tümü itibarıyla bu payda, sırasıyla metalik olmayan

diğer mineral ürünler, kauçuk ve plastik ürünler ve ana metal sanayi ağırlık

taşımaktadır. Bu üç sektör üretiminin ara malları üretimi içindeki paylarının

da yüksekliği yanında, sektörlerdeki istihdamın grubun en yüksek artışlarını

da gösteriyor olması dikkate değer bir husustur. Bu grupta üretim payı

yüksek olan kok kömürü; rafine edilmiş petrol ürünlerinin istihdam payı

yüzde 0,24 ile tüm imalat sanayi içinde en düşüktür.

Genellikle yatırım malları üreten sektörlerin yer aldığı grubun

istihdamdaki payı ilk dönemde yüzde 24,57’den ikinci dönemde yüzde

26,40’a yükselmiş, dönemin tümü itibarıyla yüzde 25,37 olmuştur. Her üç

dönem ayırımında yatırım malları grubunun istihdam payı, ara malları

grubundan biraz yüksek olmuştur. Dönemin tümü itibarıyla istihdam payı

en yüksek olan sektörler, sırasıyla makine ve teçhizat hariç fabrikasyon

metal ürünleri, b.y.s. makine ve ekipman imalatı, motorlu kara taşıtları ve

elektrik teçhizatı imalatı sektörleridir. Bu sektörlerin genel olarak üretim ve

katma değer payları ile istihdam artış hızlarının da yüksek olması, özellikle

dikkate alınması gereken bir noktadır. Bu grupta üretim ve katma değer

paylarında olduğu gibi istihdam payları da en düşük sektörler diğer ulaşım

araçları imalatı ve bilgisayar, elektronik ve optik ürünler sektörleridir. Bu

sektörlerin diğerlerine göre orta üst ve yüksek teknoloji sınıfına dahil

sektörler olması gözden kaçırılmamalıdır.

Dönemin tümü itibarıyla imalat sanayi genelinde, istihdamın ortalama

yıllık artış hızı ve yüzde dağılımı dikkate alındığında; bu iki büyüklüğü

Page 45: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

45

birden en olumlu kılan 8 alt sektörün 4’ünün yatırım malları, 3’ünün ara

malları grubunda yer aldığı görülmektedir.

5. İMALAT SANAYİNDE VERİMLİLİK

Ülkelerin büyüme, gelişme ve sanayileşme düzey ve potansiyellerini

ölçmekte başvurulan en temel göstergelerden biri verimliliktir. Gerek genel

olarak ekonominin gerekse onu oluşturan sektörlerin verimlilik düzeyleri

çeşitli faktörlere bağlıdır. Bu bağlamda üretimde kullanılan sermaye ve

işgücünün donanımı, üretimin organizasyonu, teknolojik düzey ve piyasa

yapısı en başta gelen faktörler olarak sayılabilir. Genellikle yapısal bir

özellik taşıyan bu faktörler ekonominin ya da sektörlerin büyüme, katma

değer, rekabet gücü ve sonuçta toplum refahı üzerinde kalıcı etkiler

yaratırlar.

Çalışmada, kısmî verimlilik göstergelerinden sıkça kullanılan işgücü

verimliliği esas alınmış ve Türkiye imalat sanayinde işgücü verimliliği

2003-2012 dönemi için üretim/istihdam ve katma değer/istihdam oranı

biçiminde iki değişik yoldan hesaplanmıştır. Aşağıda önce üretim-istihdam

oranıyla hesaplanan verimlilik gelişimi ve ortalama yıllık artış hızları

üzerinde durulmuştur.

5.1. Verimlilik I: Üretim / İstihdam Oranları ve Artışı

2003-2012 döneminde imalat sanayinde çalışan başına düşen üretim

cinsinden verimlilikteki gelişme ve bu gelişmenin 2008/2003 ve 2008/2012

alt dönemleri ile 2003/2012 döneminin tümü itibarıyla ortalama yıllık artışı

2003 fiyatlarıyla reelleştirilen sektörel üretim büyüklükleri ile istihdam

rakamları kullanılarak Tablo 9’da verilmiştir.

Page 46: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

46

Tablo 9: İmalat Sanayi Verimliliği (Üretim/İstihdam) (2003 Fiyatlarıyla, TL) ve Artışı

Düzey Ortalama Yıllık Artış (%)

2003 2008 2012 2008/

2003

2012/

2008

2012/

2003

İmalat Sanayi 102.716 112.215 113.284 1,78 0,24 1,09

Genellikle Tüketim Malları 78.415 76.560 80.695 -0,48 1,32 0,32

Gıda Ürünleri İmalatı 120.917 131.803 129.570 1,74 -0,43 0,77

İçeceklerin İmalatı 187.037 275.994 236.650 8,09 -3,77 2,65

Tütün Ürünleri İmalatı 123.123 117.299 500.779 -0,96 43,74 16,87

Tekstil Ürünleri İmalatı 80.497 72.121 83.298 -2,17 3,67 0,38

Giyim Eşyaları İmalatı 56.249 46.243 46.822 -3,84 0,31 -2,02

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 59.647 51.103 54.639 -3,04 1,69 -0,97

Mobilya İmalatı 36.498 42.027 41.945 2,86 -0,05 1,56

B.y.s. Diğer İmalat 73.628 87.215 81.407 3,45 -1,71 1,12

Genellikle Ara Malları 156.857 186.315 182.737 3,50 -0,48 1,71

Ağaç ve Man. Ür. İm.

(mobilya hariç) 39.887 60.217 73.204 8,59 5,00 6,98

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 124.441 130.03 155.462 0,88 4,57 2,50

Basım ve Yayım

(Kayıtlı Med. Çoğ.) 62.759 60.315 56.713 -0,79 -1,53 -1,12

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 1.584.055 2.975.436 2.802.196 13,44 -1,49 6,54

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 261.455 262.127 280.697 0,05 1,73 0,79

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 247.853 162.479 143.159 -8,10 -3,12 -5,92

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 94.797 105.276 108.688 2,12 0,80 1,53

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 94.999 99.291 95.966 0,89 -0,85 0,11

Ana Metal Sanayi 251.651 429.16 395.397 11,27 -2,03 5,15

Genellikle Yatırım Malları 109.683 109.062 111.006 -0,11 0,44 0,13

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür. 58.365 66.662 69.489 2,69 1,04 1,96

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İm. 235.849 184.785 183.472 -4,76 -0,18 -2,75

Elektrikli Teçhizat İmalatı 132.094 156.925 152.043 3,51 -0,79 1,58

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 72.215 78.576 92.057 1,70 4,04 2,73

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 195.580 181.233 186.628 -1,51 0,74 -0,52

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 87.377 102.940 131.344 3,33 6,28 4,63

Mak. ve Ekip. Kurulumu ve

Onarımı 46.065 42.516 44.729 -1,59 1,28 -0,33

Page 47: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

47

Tablo incelendiğinde imalat sanayi genelinde reelleştirilmiş

verimlilik büyüklüğü 2003’ten 2008’e ortalama yıllık yüzde 1,78 oranında

artarak 102.716 TL’den 112.215 TL’ye; 2008’den 2012’ye, ilk döneme göre

oldukça düşük oranda kalarak 113.284 TL’ye yükselmiştir. 2008 yılından

2012 yılına bu oldukça düşük artışta 2008 yılını izleyen yıllardaki olumsuz

ekonomik koşulların etkili olduğu açıktır. Dönemin tümü itibarıyla ortalama

yıllık artış yüzde 1,09 olmuştur.

Genellikle tüketim malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta ilk

dönemde verimlilikte ortalama yıllık yüzde 0,48 oranında gerileme ortaya

çıkmıştır. Bu gerilemede, özellikle giyim, deri ile ilgili ürünler ve tekstil

ürünleri sektörlerinin etkili olduğu görülmektedir. Bu dönemde bu grupta en

yüksek verimlilik artışları içecek ve b.y.s. diğer imalat sektörlerinde elde

edilmiştir. 2008-2012 döneminde verimlilikte ortalama yıllık artış yüzde

1,32 oranda olmuştur. Bu dönemde içecek, b.y.s. diğer imalat ve az da olsa

gıda ürünleri sektöründeki negatif gelişmeye karşın, özellikle tütün ürünleri

sektöründe olağanüstü yüksek olmak üzere, tekstil, ve deri ile ilgili ürünler

sektörlerinde verimlilik artışları elde edilmiştir. Dönemin tümü itibarıyla

bakıldığında; toplam imalat sanayi istihdamının yarısından fazlasını,

üretiminin yüzde 36’dan fazlasını gerçekleştiren tüketim malları grubunda

verimlilik artışı ortalama yıllık yüzde 0,32 gibi oldukça düşük bir oranda

kalmıştır.

Genellikle ara mallarının yer aldığı grupta verimlilik, tüketim malları

grubunun aksine ilk dönemde ortalama yıllık yüzde 3,50 oranında artış

göstermiştir. Bu dönemde basım ve yayım sektöründe verimlilik yüzde 0,79

gibi çok küçük bir gerileme gösterirken, temel eczacılık ürünleri sektöründe

yüzde 8,10’luk önemli bir verimlilik düşüşü ortaya çıkmıştır. Bu sektörler

dışında, sırasıyla kok kömürü, ana metal sanayi ve ağaç ve mantar ürünleri

sektörleri başta olmak üzere diğer sektörlerde verimlilik artışları pozitif

olmuştur. Bu grupta, bu dönemde en düşük verimlilik artışı yüzde 0,05 ile

kimyasal ürünler sektöründe gerçekleşmiştir. Ara malları grubunda, yine

tüketim malları grubunun aksine 2008-2012 döneminde verimlilik ortalama

yıllık yüzde 0,48 oranında gerilemiştir. Bu olumsuz gelişmede en önemli

etki sırasıyla temel eczacılık ürünleri, ana metal sanayi, basım ve yayım ve

kok kömürü sektörlerinden gelmiştir. Oysa kok kömürü ve ana metal sanayi

Page 48: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

48

ilk dönemde en yüksek verimlilik artışları göstermişti. Bu olumsuz

gelişmede istihdamdan çok ilgili sektör üretimlerinde görülen gerilemelerin

etkili olduğu söylenebilir. Dönemin tümü itibarıyla bu grupta ortalama yıllık

yüzde 1,71 oranında verimlilik artışı olmuştur. Dönemin tümünde sırasıyla

ağaç-mantar ürünleri, kok kömürü ve ana metal sanayi sektörleri önemli

ölçüde olmak üzere diğer sektörlerde verimlilik artışları görülürken sadece

temel eczacılık ve basım-yayım sektörlerinde verimlilikte düşüşler ortaya

çıkmıştır.

Genellikle yatırım mallarının yer aldığı grupta verimlilik 2003-2008

döneminde ortalama yıllık yüzde 0.11 oranında gerileme göstermiştir. Bu

olumsuz gelişmede başta bilgisayar-elektronik ve optik sektörü olmak

üzere, makine ve ekipman kurulumu ile motorlu kara taşıtları sektörü etkili

olmuştur. Bu sektörlerde üretim aynı dönemde yalnızca bilgisayar

sektöründe yüzde 2,56 oranında gerilerken diğer iki sektörde oldukça

yüksek üretim artışları görülmüştür (sırasıyla yüzde 18,29 ve 9,03).

Bilgisayar sektöründeki verimlilik düşüşün nedeni üretim gerilemesi

olurken diğer iki sektördeki neden, üretim artışının üstünde istihdam

artışının gerçekleşmiş olmasıdır (sırasıyla yüzde 20,21 ve 10,70). Bu grupta

özellikle elektrikli teçhizat ve diğer ulaşım araçları sektörleri başta olmak

üzere, fabrikasyon metal ürünleri ile makine ve ekipman sektöründe üretim-

istihdam oranı yükselme göstermiştir. İlgili dönemde oldukça yüksek

oranda istihdam artışları ile birlikte verimlilik artışlarının da elde edilmiş

olması, bu sektörler açısından olumlu bir gelişme olarak

değerlendirilmelidir.

2008-2012 döneminde yatırımın malları grubunun verimlilik artışı

ortalama yıllık yüzde 0,44 oranında olmuştur. İlk döneme göre verimlilik

artışındaki -küçük de olsa- bu iyileşmede, özellikle diğer ulaşım araçları,

makine ve ekipman imalatı ile ilk dönemde negatif gelişme gösteren makine

ve ekipman kurulumu ve onarımı sektörleri etkili olmuştur. Bu arada,

özellikle diğer ulaşım araçları sektöründeki önemli ölçüde istihdam

gerilemesi göz ardı edilmemelidir.

Dönemin tümü olan 2003-2012 dönemi itibarıyla bu gruptaki

verimlilik artışı ortalama yıllık yüzde 0,13 gibi oldukça düşük düzeyde

Page 49: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

49

kalmıştır. Bu durumun ortaya çıkmasında, diğer ulaşım araçları imalatı

dışında, diğer sektörlerde görülen ya negatif ya da çok düşük verimlilik

artışları etkili olmuştur.

Dönemin tümü itibarıyla ortalama yıllık yüzde 1,09 artış gösteren

imalat sanayi üretim/istihdam oranında belirleyici grubun genellikle ara

malları üreten sektörler olduğu; imalat sanayi genelinde en yüksek

verimlilik artışlarının (tütün ürünleri dışında) bu grupta yer alan ağaç-

mantar ürünleri, kok kömürü ve ana metal sanayi sektörlerinde gerçekleştiği

görülmektedir. Ortalama yıllık yüzde 4’ün üzerindeki verimlilik artışı

gösteren toplam 5 sektörün 3’ü ara malları, 1’i tüketim malları, 1’i de

yatırım malları grubunda yer almaktadır.

5.2. Verimlilik II: Katma Değer / İstihdam Oranları ve Artışı

2003-2012 döneminde imalat sanayinde çalışan başına düşen katma

değer cinsinden verimlilikteki gelişme ve bu gelişmenin 2008/2003 ve

2008/2012 alt dönemleri ile 2003/2012 döneminin tümü itibarıyla ortalama

yıllık artışı 2003 fiyatlarıyla reelleştirilen sektörel katma değer ile istihdam

rakamları kullanılarak Tablo 10’da verilmiştir.

Tablo incelendiğinde imalat sanayi genelinde çalışan başına düşen

katma değer cinsinden reelleştirilmiş verimlilik büyüklüğü 2003’ten 2008’e

ortalama yıllık yüzde 3,08 oranında azalarak 25.791 TL’den 22.058 TL’ye;

2008’den 2012’ye, ilk döneme göre daha düşük oranda (-2,40) azalarak

20.018 TL’ye gerilemiştir. Dönemin tümü itibarıyla ortalama yıllık gerileme

yüzde 2,78 oranında olmuştur. Dönemin tümünde, özellikle 2004, 2005 ve

2009 yıllarında çalışan başına katma değerde, çalışan başına üretimde

olduğu gibi negatif bir gelişme olmuştur.

Page 50: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

50

Tablo 10: İmalat Sanayi Verimliliği (Katma Değer/İstihdam) (2003 Fiyatlarıyla,TL) ve Artışı

Düzey Ortalama Yıllık Artış (%)

2003 2008 2012 2008/2003 2012/2008 2012/2003

İmalat Sanayi 25.791 22.058 20.018 -3,08 -2,40 -2,78

Genellikle Tüketim Malları 19.224 14.492 14.420 -5,49 -0,12 -3,14

Gıda Ürünleri İmalatı 25.767 20.792 18.449 -4,20 -2,94 -3,64

İçeceklerin İmalatı 51.559 71.643 56.443 6,80 -5,79 1,01

Tütün Ürünleri İmalatı 35.977 37.406 149.697 0,78 41,44 17,17

Tekstil Ürünleri İmalatı 20.295 15.209 16.084 -5,61 1,41 -2,55

Giyim Eşyaları İmalatı 14.655 9.497 9.805 -8,31 0,80 -4,37

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 14.650 10.072 10.467 -7,22 0,97 -3,67

Mobilya İmalatı 9.942 8.820 9.158 -2,37 0,95 -0,91

B.y.s. Diğer İmalat 23.935 13.623 14.215 -10,66 1,07 -5,62

Genellikle Ara Malları 38.637 34.894 27.897 -2,02 -5,44 -3,55

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya hariç) 9.953 12.246 16.685 4,23 8,04 5,91

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 29.131 24.620 30.472 -3,31 5,48 0,50

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med. Çoğ.) 19.631 13.582 12.555 -7,10 -1,95 -4,85

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 187.199 223.210 124.358 3,58 -13,60 -4,44

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 64.147 48.547 46.903 -5,42 -0,86 -3,42

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 81.702 56.248 46.044 -7,19 -4,88 -6,17

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 26.727 22.227 21.096 -3,62 -1,30 -2,59

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 29.188 27.203 23.602 -1,40 -3,49 -2,33

Ana Metal Sanayi 57.131 73.929 39.530 5,29 -14,49 -4,01

Genellikle Yatırım Malları 29.577 23.950 23.319 -4,13 -0,67 -2,61

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür. İm. 15.199 14.693 15.343 -0,67 1,09 0,10

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İm. 51.513 35.602 33.276 -7,12 -1,67 -4,74

Elektrikli Teçhizat İmalatı 34.356 34.405 29.379 0,03 -3,87 -1,72

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 22.495 19.523 22.540 -2,79 3,66 0,02

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 52.439 34.714 33.414 -7,92 -0,95 -4,88

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 32.368 29.927 37.903 -1,56 6,08 1,77

Mak. ve Ekip. Kurulumu ve Onarımı 14.368 15.489 15.426 1,51 -0,10 0,79

Page 51: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

51

Her üç dönem itibarıyla çalışan başına katma değerin azalmasında,

doğal olarak katma değer artışının istihdam artışından daha düşük

kalmasının rol oynadığı açıktır. 2003-2012 döneminin tümü itibarıyla

istihdamdaki artış ortalama yıllık yüzde 5,18; üretimdeki artış yüzde 6,34

iken, katma değerdeki artış ancak yüzde 2,26 olmuştur.

2003-2012 döneminde imalat sanayi genelinde, çalışan başına üretimin

ortalama yıllık yüzde 1,09 oranında artarken, çalışan başına katma değerin

yüzde 2,78 oranında gerilemesinin temel nedeni, bu dönemde artan

istihdamın oransal olarak giderek daha düşük katma değer yaratacak bir

üretim biçimiyle sağlanıyor olmasıdır. Ayrıca çalışan başına üretim

artarken, çalışan başına katma değerin giderek azalması, ortalama yıllık

yüzde 6,34 oranında artan üretimin bileşiminde girdi-üretim oranının

katma değer-üretim oranı aleyhine giderek artması anlamına gelmektedir.

Tüketim malları grubunda 2003-2008 döneminde çalışan başına katma

değerde ortalama yıllık yüzde 5.49 gibi önemli oranda gerileme olmuştur.

Bu grupta içecek ve tütün ürünleri dışında, tüm sektörlerde verimlilikte

önemli oranlarda gerilemeler söz konusudur. Özellikle b.y.s. diğer imalat,

giyim, deri, tekstil ve gıda sektörlerinde çalışan başına katma değerde

belirgin düşüşler gerçekleşmiştir. Bu grupta 2008-2012 döneminde,

önemsiz de olsa yüzde 0,12 oranında bir verimlilik gerilemesi devam

etmiştir. Bu dönemde kötüleşmenin hafiflemesinde, özellikle tütün, tekstil,

diğer imalat sektöründeki pozitif verimlilik gelişmeleri etkili olmuştur.

2003-2012 döneminin tümü itibarıyla tüketim malları grubunda verimlilik

gerilemesi ortalama yıllık yüzde 3,14 oranındadır. Grupta yer alan

sektörlerde çalışan başına katma değerin gelişimi, oranlar farklı da olsa ilk

dönemin aynıdır. Tütün ve içecek sektörleri dışında, başta diğer imalat

olmak üzere, giyim, deri ürünleri, gıda ve tekstil sektörlerinde belirgin

verimlilik gerilemeleri yaşanmıştır. Tüketim malları grubunun toplam

imalat sanayi istihdamındaki payı dikkate alındığında yüzde 3,14’lük

gerilemenin önemi daha iyi anlaşılır.

Ara mallarının yer aldığı grupta da çalışan başına katma değer 2003-

2008 döneminde, ortalama yıllık yüzde 2,02 oranında gerilemiştir. Bu

dönemde tüketim malları grubundaki yüzde 5,49’luk gerilemeye kıyasla, ara

malları grubundaki gerilemenin oldukça düşük olduğu görülmektedir. Bu

Page 52: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

52

grupta, özellikle temel eczacılık ürünleri ile basım-yayım sektörleri başta

olmak üzere kimyasal ürünler, kauçuk-plastik ürünler ve kâğıt ürünleri

sektörlerinde önemli gerilemeler ortaya çıkmıştır. Bu dönemde ana metal

sanayi, ağaç-mantar ürünleri ve kok kömürü-rafine edilmiş petrol ürünleri

sektörlerinde verimlilik gelişmeleri pozitif olmuştur. 2008-2012 döneminde

temel eczacılık ve basım-yayım sektöründe gerileme devam ederken, ilk

dönemde pozitif gelişme gösteren ana metal sanayi ile kok kömürü

sektörlerinde önemli gerilemeler ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla ikinci

dönemde bu grupta çalışan başına katma değerdeki gerileme 2003-2008

döneminden daha yüksek oranda olmuştur. 2003-2012 döneminin tümünde

ara malları grubundaki çalışan başına katma değerdeki gerileme ortalama

yıllık yüzde 3,55 olmuştur. Bu olumsuz gelişmede etkili olan başlıca

sektörler, sırasıyla temel eczacılık ürünleri, basım-yayım, kok kömürü, ana

metal sanayi ve kimyasal ürünler sektörleridir. Dönemin tümü itibarıyla,

çalışan başına katma değerde -yüzde 6’ya yakın- artış gösteren tek sektör

ağaç-mantar ürünleri sektörüdür.

Yatırım mallarının yer aldığı grupta da çalışan başına katma değer

2003-2008 döneminde ortalama yıllık yüzde 4.13 gibi oldukça yüksek

oranda gerilemiştir. Bu olumsuz gelişmede, özellikle motorlu kara taşıtları

ile bilgisayar-elektronik sektörleri başrolü oynamıştır. Bu grupta 2008-2012

dönemindeki gerileme yüzde 0,67 oranında olmuştur. En önemli gerileme

yüzde 3,87 oranında elektrikli teçhizat ile bilgisayar sektörlerinde

görülürken, özellikle diğer ulaşım araçları başta olmak üzere, makine-

ekipman imalatı sektörlerinde önemli sayılabilecek verimlilik artışları elde

edilmiştir. 2003-2012 döneminin tümünde bu grupta ortalama yıllık yüzde

2,61’lik gerileme yaşanmıştır. Bu olumsuz gelişmede motorlu kara taşıtları,

bilgisayar-elektronik ve elektrikli teçhizat imalatı sektörleri etkili olmuştur.

Elektrikli teçhizat imalatı sektöründe ikinci dönemdeki olumsuzluk; diğer

iki sektörde ise birinci dönemdeki önemli verimlilik gerilemeleri dönemin

tümündeki gelişmeyi belirlemiştir.

2003-2012 döneminin tümü itibarıyla imalat sanayini oluşturan mal

grupları ve bunların alt sektörlerindeki Katma Değer/İstihdam Oranları ve

Artışına ilişkin gelişmeler ışığında sonuç olarak şu değerlendirmeleri

yapabiliriz:

Page 53: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

53

Bu dönemde imalat sanayi genelinde katma değerdeki ortalama yıllık

artış, özellikle yatırım malları ve ara malları grubunun etkisiyle pozitif

oranda olmuştur.

Aynı dönemde imalat sanayi genelinde istihdamdaki ortalama yıllık artış

da, yine özellikle yatırım malları ve ara malları grubunun etkisiyle pozitif

oranda olmuştur.

Gerek imalat sanayi genelinde gerek mal gruplarında, çalışan başına

üretim pozitif gelişme gösterirken, çalışan başına katma değerde gelişme

negatif oranlarda olmuştur.

Toplam 24 alt sektörden sadece içecek, tütün ürünleri, ağaç-mantar

ürünleri, kâğıt ürünleri, fabrikasyon metal ürünleri, makine-ekipman

imalatı, diğer ulaşım araçları ile makine-ekipman kurulumu olmak üzere 8

sektörde çalışan başına katma değer pozitif gelişme göstermiştir. Bu

sektörlerden sadece tütün ürünleri sektöründe hem üretim ve katma değer

hem de istihdamda gerilemeler ortaya çıkarken; çalışan başına katma

değerin artması, istihdamdaki düşüşün katma değerdeki düşüşten çok daha

fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Diğer 7 sektörde hem üretim ve katma

değerde hem de istihdamda artışlar olurken; çalışan başına katma değerin

artması, doğal olarak yaratılan katma değer artışının istihdam artışından

daha yüksek olmasından ileri gelmiştir.

Çalışan başına katma değer artışının negatif olduğu geriye kalan toplam

16 sektörün tümünde de istihdam artışları olurken; sektör katma

değerlerindeki artışlar ya daha düşük kalmış ya da kimilerinde gerileme

görülmüştür. Bu arada temel eczacılık ürünleri ile bilgisayar-elektronik

ürünleri sektörleri dışında tüm sektörlerin üretimi artışlar gösterirken,

çalışan başına katma değer büyüklüğünün gerilemesi, daha düşük katma

değerli üretim yapılması anlamına gelmektedir.

İmalat sanayinde katma değer/üretim oranlarını gösteren Tablo 11,

yukarıdaki son ifadeyi desteklemektedir: 2003 yılından 2012 yılına

gelindiğinde tütün ürünleri ile makine ve ekipman kurulumu sektörleri

dışında tüm imalat sanayi alt sektörlerinde giderek düşen katma değerli

üretim yapıldığı görülmektedir. Üretimin yapısının incelendiği kısımda da

belirtildiği gibi bu durum, birim üretimin bileşiminde yerli+yabancı girdi

payının, katma değer aleyhine büyümesi demektir.

Page 54: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

54

Tablo 11’de görüldüğü gibi 2003’ten 2012’ye katma değer/üretim

oranında en fazla düşüş 9,36 puanla ara malları grubunda olmuş; onu

6,65 puanla tüketim malları grubu izlemiş ve en az düşüş 5,96 puanla

yatırım malları grubunda gerçekleşmiştir. Tablo 4’den de görüleceği gibi,

katma değer/üretim oranının en fazla düştüğü ara malları grubunun imalat

sanayi katma değerindeki payı 2003-2012 döneminde yüzde 35,85 ile en

yüksektir; tüketim malları grubunun bu payı yüzde 35,28 ve yatırım

mallarının payı da yüzde 28,87’dir. Yine Tablo 11’den yararlanarak

2003’ten 2012’ye alt sektörler itibarıyla katma değer/üretim oranındaki

düşüşleri büyükten küçüğe sıraladığımızda ilk beş sektör şöyledir:

Sektör Düşüş Puanı İmalat Sanayi

Katma Değerindeki Payı (%)

1. B.y.s. Diğer İmalat 15,05 1,21

2.Ana Metal Sanayi 12,70 8,53

3.Basım ve Yayım 9,14 1,23

4.Motorlu Kara Taş. 8,91 8,58

5.Kauçuk ve Plastik 8,78 5,21

Katma değer/üretim oranında 8 puandan daha fazla düşme gösteren bu

5 sektörün, 2003-2012 dönemi ortalaması olan imalat sanayi katma

değerindeki payları da dikkate alındığında, üçünün ara malları grubuna

giren sektörler olduğu görülmektedir.

Tablo 11: Katma Değer/Üretim Oranları (%)

2003 2008 2012

İmalat Sanayi 25,11 19,66 17,67

Genellikle Tüketim Malları 24,52 18,93 17,87

Gıda Ürünleri İmalatı 21,31 15,78 14,24

İçeceklerin İmalatı 27,57 25,96 23,85

Tütün Ürünleri İmalatı 29,22 31,89 29,89

Tekstil Ürünleri İmalatı 25,21 21,09 19,31

Giyim Eşyaları İmalatı 26,05 20,54 20,94

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 24,56 19,71 19,16

Mobilya İmalatı 27,24 20,99 21,83

Page 55: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

55

B.y.s. Diğer İmalat 32,51 15,62 17,46

Genellikle Ara Malları 24,63 18,73 15,27

Ağaç ve Man. Ür. İmalatı (mobilya hariç) 24,95 20,34 22,79

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 23,41 18,93 19,60

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med. Çoğ.) 31,28 22,52 22,14

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 11,82 7,50 4,44

Kimyasal Madde ve Ürünl. İmalatı 24,53 18,52 16,71

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 32,96 34,62 32,16

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İmalatı 28,19 21,11 19,41

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İmalatı 30,72 27,40 24,59

Ana Metal Sanayi 22,70 17,23 10,00

Genellikle Yatırım Malları 26,97 21,96 21,01

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür. İmalatı 26,04 22,04 22,08

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İmalatı 21,84 19,27 18,14

Elektrikli Teçhizat İmalatı 26,01 21,92 19,32

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmalatı 31,15 24,85 24,49

Motorlu Kara Taş. Römork İmalatı 26,81 19,15 17,90

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 37,04 29,07 28,86

Mak. ve Ekip. Kurulumu ve Onarımı 31,19 36,43 34,49

Bu arada buraya kadar elde edilen bulguları topluca veren Tablo

5.4’ten hareketle imalat sanayinin üretim ve katma değer cinsinden

büyümesinin kaynakları hakkında bir değerlendirme yapabiliriz. Tablonun

alt kısmında, ilişkilendirme amacıyla ilgili dönemler itibarıyla GSYH, nüfus

ve kişi başına GSYH’nın gelişimi de verilmiştir.

Türkiye imalat sanayi genelinde;

2003-2008 döneminde; ortalama yıllık yüzde 7,40 oranında üretim

artışının 5,52’lik kısmı istihdam artışından, 1,78’lik kısmı da işgücü

verimliliği artışından kaynaklanmıştır. Bir başka ifadeyle bu dönemde

imalat sanayi üretim büyümesinin yaklaşık yüzde 75’i istihdam artışından,

yüzde 24’ü verimlilik artışından elde edilmiştir. 2008-2012 döneminde ise

yüzde 5,02 oranındaki üretim artışının 4,77’lik kısmı istihdam artışından,

Page 56: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

56

ancak 0,24’lük kısmı işgücü verimliliği artışından kaynaklanmıştır. Bir

başka ifadeyle bu dönemde imalat sanayi üretim büyümesinin yüzde 95’i

istihdam artışından, yüzde 5’i verimlilik artışından elde edilmiştir.

Dönemin tümü için yüzde 6,34 oranındaki üretim artışının 5,18’lik kısmı

istihdam artışından, ancak 1,09’luk kısmı da işgücü verimliliği artışından

kaynaklanmıştır. Bir başka ifadeyle tüm dönemde imalat sanayi üretim

büyümesinin yaklaşık yüzde 82’si istihdam artışından, yüzde 17’si

verimlilik artışından elde edilmiştir. Öyle anlaşılıyor ki, 2008-2012 dönemi

üretim artışının temel kaynağı istihdam artışıdır.

İlginç olan gelişme katma değer artışında görülmektedir: 2003-2008

döneminde; katma değer cinsinden işgücü verimliliği ortalama yıllık yüzde

3,08 oranında gerilerken, katma değeri yüzde 2,27 oranında artıran,

istihdamın yüzde 5,52 oranında artış göstermesidir. Bir başka ifadeyle bu

dönemde imalat sanayi katma değer büyümesi, tümüyle, verimliliğin negatif

etkisini de gideren istihdam artışından kaynaklanmıştır. Benzer gelişmeler

hem 2008-2012 ve hem de dönemin tümü için söz konusudur.

Tablo 12: İmalat Sanayi Büyümesinin Kaynakları

Ortalama Yıllık Artış (%)*

2008/2003 2012/2008 2012/2003

Üretim 7,40 5,02 6,34

Katma Değer 2,27 2,26 2,26

İstihdam 5,52 4,77 5,18

Verimlilik 1 1,78 0,24 1,09

Verimlilik 2 -3,08 -2,40 -2,78

GSYH 5,95 3,65 4,92

Nüfus** 1,28 1,41 1,33

Kişi Başına GSYH 4,71 2,10 3,54

*GSYH ve Kişi Başına GSYH 1998 , diğer parasal büyüklükler 2003 Fiyatlarıyla hesaplanmıştır.

** Yıl Sonu Nüfus esas alınmıştır.

Verimlilik 1: Üretim/İstihdam; Verimlilik 2: Katma Değer/İstihdam

Page 57: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

57

6. İMALAT SANAYİNİN DIŞ TİCARET YAPISI

Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girdiği 1996 ile yapısal

dönüşüm programının uygulamaya sokulduğu 2001 yılı arasında geçen

zaman diliminde ulusal ve uluslararası alanda sık aralıklarla bir çok önemli

ekonomik, finansal ve ekonomi dışı gelişme ortaya çıkmıştır. Bunların

yanısıra, özellikle 2003 yılından sonra belirginleşen Asya-Pasifik etkisi ve

2008-2009 küresel finansal kriz, Türkiye’nin dış ticaret yapısında, o arada

imalat sanayi dış ticaretinde önemli değişim ve dönüşümlere yol açmıştır.

Özellikle 2008-2009 küresel finansal kriz Türkiye imalat sanayi ihracat ve

ithalatında belirgin etkiler yaratmıştır.

İmalat sanayi dış ticaret yapısının analizi, esas olarak daha önce elde

edilen büyüklüklerle ilişkilendirerek yapılacaktır. Bu nedenle, yine 2003-

2012 dönemine ilişkin imalat sanayi ihracat ve ithalat büyüklükleri, dolar

cinsinden değil, diğer büyüklüklerde yapıldığı gibi, 2003 fiyatlarıyla

düzenlenerek analiz edilmiştir.

6.1. İmalat Sanayi Üretim ve İhracatının Gelişimi

2003-2012 dönemi itibarıyla Tablo 13’de gösterilen ihracat artış oranları ile

Tablo 1’deki üretim artış oranlarına baktığımızda her iki büyüklüğün

gelişimi için şunları söyleyebiliriz3:

3 İmalat sanayi ihracat ve ithalat tablosunda Makine ve Ekipman Kurulumu

ve Onarımı sektörü yer

almamaktadır.

Page 58: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

58

Tablo 13: İmalat Sanayi İhracatı (2003 Fiyatlarıyla, Milyon TL) ve Artışı

Düzey Ortalama Yıllık Artış (%)

2003 2008 2012 2008/

2003

2012/

2008 2012/

2003

İmalat Sanayi 66.685 109.348 134.306 10,40 5,27 8,09

Genellikle Tüketim Malları 29.404 30.133 39.360 0,49 6,91 3,29

Gıda Ürünleri İmalatı 4.512 6.290 9.756 6,87 11,60 8,95

İçeceklerin İmalatı 78 149 212 13,82 9,14 11,74

Tütün Ürünleri İmalatı 141 249 390 12,05 11,89 11,97

Tekstil Ürünleri İmalatı 7.496 8.050 10.118 1,44 5,88 3,39

Giyim Eşyaları İmalatı 14.842 11.790 13.273 -4,50 3,00 -1,23

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 428 540 914 4,78 14,06 8,80

Mobilya İmalatı 550 1.031 1.580 13,39 11,27 12,44

B.y.s. Diğer İmalat 1.357 2.034 3.118 8,43 11,27 9,68

Genellikle Ara Malları 15.785 39.458 52.618 20,11 7,46 14,31

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya

hariç) 219 470 646 16,50 8,24 12,76

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 575 943 1.555 10,40 13,34 11,69

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med.

Çoğ.) 5 13 20 21,06 9,92 16,42

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 1.422 6.298 6.675 34,67 1,46 18,74

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 2.542 3.930 6.165 9,10 11,92 10,34

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 329 414 665 4,70 12,56 8,14

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 2.197 4.151 6.004 13,57 9,67 11,82

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 2.682 3.765 3.804 7,02 0,26 3,96

Ana Metal Sanayi 5.814 19.474 27.085 27,35 8,60 18,65

Genellikle Yatırım Malları 21.496 39.757 42.328 13,09 1,58 7,82

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür. 2.408 5.108 6.595 16,23 6,60 11,85

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İ 3.088 2.359 2.813 -5,24 4,49 -1,03

Elektrikli Teçhizat İmalatı 3.547 6.879 8.955 14,16 6,82 10,84

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 2.361 5.320 6.571 17,64 5,42 12,04

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 8.258 17.055 15.598 15,61 -2,21 7,32

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 1.834 3.036 1.796 10,61 -12,30 -0,23

Cari Fiyatlarla İhracat 2003=100 İmalat Sanayi ÜFE'siyle reelleştirilmiştir.

Page 59: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

59

İmalat sanayi üretiminin ele alındığı kısımda ayrıntısıyla incelendiği

gibi, 2003-2008 döneminde, imalat sanayi üretimi yılda ortalama yüzde

7,40 oranında artmıştır. Bu artış, tüketim mallarında yüzde 1,79; ara

mallarında yüzde 10,91 ve yatırım mallarında yüzde 11,05 olmuştur. 2008-

2012 döneminde ise imalat sanayi üretimi yılda ortalama yüzde 5,02

oranında artarken; bu artış, tüketim mallarında yüzde 6,87; ara mallarında

yüzde 3,98 ve yatırım mallarında yüzde 4,22 oranında olmuştur. Dönemin

tümü olan 2003-2012 itibarıyla, imalat sanayi üretimi yılda ortalama yüzde

6.34 artarken; bu artış, tüketim mallarında yüzde 4,02; ara mallarında yüzde

7,77 ve yatırım mallarında yüzde 7,96 oranında gerçekleşmiştir.

Üretimdeki bu artış oranlarına karşın, 2003-2008 döneminde imalat

sanayi ihracatı, yılda ortalama yüzde 10,40’la üretim artışından daha

yüksek gerçekleşmiştir. Tüketim malları ihracatı, yüzde 0,49 ile üretimdeki

artıştan daha düşük oranda artmış; buna karşın ara malları ihracatı,

üretimdeki artışın neredeyse iki katı kadar olmak üzere yüzde 20,11 ve

yatırım malları ihracatındaki artış ise üretimdeki artışın biraz üzerinde,

yüzde 13,09 oranında gerçekleşmiştir. Bu dönemde, tüketim malları dışında,

gerek imalat sanayi genelinin, gerekse yatırım malları ve özellikle ara

malları ihracatı, üretim artışlarının üstünde gerçekleşmiştir.

2008-2012 döneminde ise imalat sanayi genelinin ve tüketim malları

grubunun ihracat artışı bunların üretim artışıyla hemen hemen aynı

olmuştur. Buna karşı ara malları ihracatı, yine üretimdeki artışın neredeyse

iki katı kadar olmak üzere yüzde 7,46 oranında gerçekleşmiştir. Bu

dönemde yatırım malları ihracatı ise, ara mallarının tam tersine, yüzde

4,22’lik üretim artışına karşılık yüzde 1,58’lik bir artış göstererek üretim

artışının oldukça altında kalmıştır.

2003-2012 döneminin tümü itibarıyla bakıldığında, imalat sanayi

ihracatı, üretim artışının biraz üstünde bir gelişme gösterirken, mal grupları

arasında sadece ara malları ihracat artışının üretimindeki artıştan oldukça

yüksek oranda gerçekleştiği görülmektedir.

Page 60: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

60

6.2. İmalat Sanayinde İhracat / Üretim Oranları

2003 fiyatlarıyla reelleştirilen imalat sanayi ihracatı (Tablo 13) ile

üretim (Tablo 1) büyüklükleri kullanılarak 2003 yılından 2012 yılına

kadarki dönemde bazı yıllara ilişkin ihracat / üretim oranları hesaplanarak

Tablo 14’de gösterilmiştir.

Tablo 14: Sektörel İhracat/Üretim Oranları

2003 2007 2008 2009 2010 2011 2012

İmalat Sanayi 0,2999 0,3230 0,3448 0,3570 0,3070 0,3086 0,3485

Genellikle Tüketim Malları 0,3066 0,2917 0,2875 0,2931 0,2646 0,2775 0,2879

Gıda Ürünleri İmalatı 0,1409 0,1462 0,1502 0,1570 0,1408 0,1704 0,1708

İçeceklerin İmalatı 0,0381 0,0499 0,0495 0,0498 0,0496 0,0545 0,0626

Tütün Ürünleri İmalatı 0,0516 0,0791 0,1137 0,0975 0,1206 0,1394 0,1592

Tekstil Ürünleri İmalatı 0,2675 0,3002 0,3382 0,3649 0,2949 0,2962 0,3057

Giyim Eşyaları İmalatı 0,6618 0,6009 0,5746 0,6281 0,5701 0,5393 0,5447

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 0,1749 0,2045 0,2082 0,2205 0,2194 0,2413 0,2622

Mobilya İmalatı 0,1436 0,1622 0,1735 0,1956 0,1762 0,1727 0,1915

B.y.s. Diğer İmalat 0,5692 0,4296 0,4164 0,2995 0,4048 0,4304 0,6839

Genellikle Ara Malları 0,2054 0,2534 0,3061 0,3278 0,2653 0,2593 0,3492

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya

hariç) 0,1045 0,0967 0,1092 0,1312 0,1203 0,1283 0,1242

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 0,1487 0,1467 0,1675 0,1820 0,1685 0,1811 0,1953

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med.

Çoğ.) 0,0022 0,0033 0,0039 0,0054 0,0057 0,0064 0,0054

Kok Köm; Raf. Ed. Pet.

Ürünleri 0,1440 0,3139 0,3289 0,3293 0,2873 0,2680 0,3062

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 0,1841 0,2721 0,2664 0,2706 0,2873 0,2845 0,3381

Temel Ecz. Ürün ve Malz.

İmalatı 0,0521 0,0844 0,0950 0,0900 0,0994 0,1100 0,1586

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 0,2420 0,2695 0,2677 0,2958 0,2695 0,2820 0,2923

Metalik Olm. Diğer Min. Ür.

İm. 0,2415 0,1768 0,2087 0,2411 0,1946 0,1767 0,1738

Ana Metal Sanayi 0,3152 0,3336 0,4450 0,5612 0,3664 0,3306 0,5731

Genellikle Yatırım Malları 0,4330 0,4601 0,4767 0,4907 0,4307 0,4274 0,4321

Page 61: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

61

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met.

Ür. İm. 0,2925 0,2968 0,3113 0,3342 0,2898 0,3011 0,3016

Bilgisay. Elektron. ve Optik

Ür. İm. 0,5374 0,5904 0,4676 0,5297 0,5155 0,4710 0,5507

Elektrikli Teçhizat İmalatı 0,3911 0,3557 0,3906 0,4285 0,4210 0,4488 0,4407

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 0,3216 0,3606 0,4094 0,4714 0,3860 0,3774 0,3817

Motorlu Kara Taş. Römork

İmal. 0,4640 0,5789 0,6220 0,6077 0,5277 0,5003 0,5178

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 1,2605 0,9700 0,7764 0,6751 0,4851 0,5500 0,5403

Bulunan bu sonuçlara göre, imalat sanayi genelinde ihracat/üretim

oranı 2003 yılında yaklaşık yüzde 30,00 iken, 2008 yılında yüzde 34,48’e

ve 2009 yılında yüzde 35,70’e yükselmiştir. İhracat/üretim oranı 2010

yılında yüzde 30,70’e, 2011 yılında da yüzde 30,86’ya gerilemekle birlikte,

2012 yılında tekrar yükselerek yüzde 34,85’e çıkmıştır. 2010 ve 2011

yıllarını bir kenara bırakırsak, ihracat/üretim oranı 2008 yılından itibaren

yüzde 34-35 bandında kalmış görünmektedir. İhracat/üretim oranında 2010

ve 2011 yıllarındaki gerileme ile 2012 yılındaki yükselmenin arkasında

ihracatın ve üretimin ilgili yıllarda gösterdiği şu gelişme yatmaktadır:

2010 yılında imalat sanayi genelinde ihracat/üretim oranının yaklaşık

yüzde 31 olmasının nedeni, bu yılda imalat sanayi üretiminin yüzde 17,0

artmasına karşın ihracatın ancak yüzde 0,6 oranında artmış olmasıdır.

Küresel kriz sonrası toparlanma sürecindeki Türkiye Ekonomisi güçlü bir

seyir izlerken, 2010 yılında Avrupa Ekonomilerinde yaşanan kamu mali

sorunların etkisiyle zayıf seyreden dış talebe bağlı olarak ihracat önemli

ölçüde olumsuz etkilenmiştir (TCMB, 2011,Yıllık Rapor 2010, s.36).

Nitekim bu yılda toplam ihracat da sabit fiyatlarla yüzde 1,4 gibi oldukça

düşük bir hızda artış göstermiştir. 2011 yılında her iki büyüklük yaklaşık

aynı oranda artış göstermiş, dolayısıyla ihracat/üretim oranı da yaklaşık

yüzde 30’luk düzeyini korumuştur. Buna karşı 2012 yılında üretim yüzde 6

artarken ihracat yüzde 20 gibi oldukça yüksek bir artış göstermiş ve

dolayısıyla bu yılki ihracat/üretim oranı yüzde 35’e kadar yükselebilmiştir.

İhracat/üretim oranının 2010 ve 2011 yıllarındaki gerilemesi imalat

sanayinin tüm mal gruplarında söz konusu olmuştur.

Page 62: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

62

Tüketim malları üreten sektörler grubunda, ihracat/üretim oranı 2003

yılında yüzde 30,66 iken, bu oran giderek düşmüş, 2008 yılında yüzde

28,75’e, 2010 yılında yüzde 26,46’ya, 2012 yılına ise yüzde 28,79’a

gelmiştir.

2003-2012 döneminde ortalama yıllık üretim artışı yüzde 7,77, ihracat

artışı ise yüzde 14,31 olan ara malları üreten sektörler grubu, diğer mal

gruplarına göre ihracat/üretim oranı dönem başına göre yükselme gösteren

gruptur. Bu grupta ihracat/üretim oranı 2003 yılında yüzde 20,54 iken, bu

oran 2008 yılında yüzde 30,61’e yükselmiş, 2010 yılında yüzde 26,53’e

düşmekle birlikte, 2012 yılında tekrar yükselerek yüzde 34,92’ye çıkmıştır.

Diğer mal gruplarına göre 2003 yılından beri en yüksek ihracat/üretim

oranına sahip olan yatırım malları üreten sektörler grubunda, bu oran 2003

yılında yüzde 43,30 iken, 2008 yılında yüzde 47,67’ye, hatta 2009 yılında

yüzde 49,07’ye kadar yükselmiştir. Ancak 2010’da yüzde 43,07’ye ve 2012

yılında da yüzde 43,21’e düşerek tekrar 2003 düzeyine inmiştir.

Buna göre, 2003-2012 döneminde ihracat/üretim oranının en fazla

artış gösterdiği mal grubu, ara malları üreten sektörler olurken, bu

oranın en yüksek olduğu grubu, yatırım malları üreten sektörler

oluşturmaktadır. Tüketim malları üreten sektörler grubunda ise bu oran hem

gerileme göstermiş hem de en düşük düzeyde kalmıştır.

6.3. İhracat / Üretim, İhracat / İstihdam, Katma Değer / İstihdam ve

Katma Değer / Üretim Oranları ile Teknolojik Düzeyler

İmalat sanayiyi oluşturan sektörlerin üretimlerine oranla ihracat

performanslarını (Tablo 14); çalışan başına katma değerleri (Tablo 10),

katma değer/üretim oranları (Tablo 11) ve çalışan başına ihracatı ile birlikte

ele alarak bir değerlendirme yapmak yararlı olacaktır. Aşağıdaki Tablo 15,

ihracat/istihdam oranları yanında, imalat sanayi sektörlerinin OECD

Teknoloji Sınıflamasına göre durumlarını da göstermektedir4

4 OECD tarafından her sektörün içerdiği teknoloji yoğunluğuna göre

yapılan bu sınıflandırma konusundaki

Page 63: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

63

İmalat sanayi genelinde 2003 yılından 2008 yılına gerek

ihracat/üretim gerekse ihracat/istihdam oranları görece yüksek bir artış,

2008 yılından 2012 yılına ise düşük de olsa bir artış gösterirken; katma

değer/üretim oranı ve katma değer/istihdam oranı 2003 yılından 2012 yılına

sürekli bir düşüş içinde olmuştur. Bir başka ifadeyle imalat sanayi genelinde

üretim ve istihdama oranla ihracat artış gösterirken, bu ihracat, üretim ve

çalışan başına giderek daha düşük katma değer yaratılarak yapılmış

görünmektedir.

Tablo 15. Sektörel İhracat/İstihdam Oranı ve Teknolojik Düzey

İhracat/İstihdam Oranı Teknolojik Düzey *

2003 2008 2012

İmalat Sanayi 30.699 38.485 39.866

Genellikle Tüketim Malları 24.041 22.008 23.230

Gıda Ürünleri İmalatı 17.037 19.798 22.124 Düşük teknoloji

İçeceklerin İmalatı 7.130 13.620 14.814 Düşük teknoloji

Tütün Ürünleri İmalatı 6.357 13.338 79.747 Düşük teknoloji

Tekstil Ürünleri İmalatı 21.533 24.394 25.464 Düşük teknoloji

Giyim Eşyaları İmalatı 37.226 26.570 25.506 Düşük teknoloji

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 10.433 10.637 14.326 Düşük teknoloji

Mobilya İmalatı 5.243 7.294 8.032 Düşük teknoloji

B.y.s. Diğer İmalat 41.910 36.319 55.673 Düşük teknoloji

Genellikle Ara Malları 32.225 57.022 63.805

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya hariç) 4.168 6.571 9.092 Düşük teknoloji

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 18.508 21.786 30.359 Düşük teknoloji

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med. Çoğ.) 140 230 308 Düşük teknoloji

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 228.104 978.710 858.159 Orta alt teknoloji

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 48.129 69.833 94.904 Orta üst teknoloji

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 12.904 15.418 22.706 Yüksek teknoloji

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 22.937 28.184 31.769 Orta alt teknoloji

Eleştiriler için bkz.: (Doğruel ve Doğruel, s.52).

Page 64: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

64

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 22.943 20.718 16.674 Orta alt teknoloji

Ana Metal Sanayi 79.331 190.967 226.583 Orta alt teknoloji

Genellikle Yatırım Malları 46.804 50.960 49.805

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür.

İm. 17.071 20.754 20.959

Orta alt teknoloji

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İm. 126.750 86.391 101.044 Yüksek teknoloji

Elektrikli Teçhizat İmalatı 51.658 61.287 66.999 Orta üst teknoloji

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 23.222 32.170 35.142 Orta üst teknoloji

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 90.746 112.723 96.632 Orta üst teknoloji

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 110.137 79.914 70.970

Orta üst ve alt

teknoloji

2003 fiyatlarıyla ihracat ve istihdam verilerinden hesaplanmıştır

* Teknolojik düzeyler OECD'nin sınıflaması göre yapılmıştır. Kaynak: Doğruel, A.S.ve F.,

Türkiye Sanayiine Sektörel Bakış, TÜSİAD, s.52.

Tümünün düşük teknoloji düzeyinde bulunduğu tüketim malları

üreten sektörlerin yer aldığı grupta, 2003 yılından 2008 yılına üretim ve

istihdama oranla ihracatta çok az bir düşüş yaşanırken, üretim ve çalışan

başına katma değer önemli miktarda azalmıştır. 2008 yılından 2012 yılına

ise üretim ve istihdama oranla ihracatta düşük de olsa artışlar görülürken,

üretim ve çalışan başına katma değerdeki düşüş devam etmiştir. Başka bir

ifadeyle bu grup, üretim ve istihdam başına ihracatını, bunu yine giderek

daha düşük katma değer yaratarak gerçekleştirmiştir. Bu grupta oransal

olarak en düşük katma değerli üretim yapan sektörler en yüksek

ihracat/üretim oranına sahip sektörlerdir.

Temel eczacılık ürünlerinin yüksek teknoloji, kimyasal ürünlerin orta

üst teknoloji, diğerlerinin orta alt ve düşük teknoloji sınıfına sokulduğu ara

malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta, 2003 yılından 2008 yılına gerek

üretim gerekse istihdam başına ihracatta çok önemli artışlar yaşanmıştır.

Buna karşı üretim ve çalışan başına katma değer yine azalışını

sürdürmüştür. 2008 yılından 2012 yılına da üretim ve istihdam başına

ihracatta artışlar sürerken, üretim ve çalışan başına katma değerde önemli

Page 65: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

65

düşüşler görülmüştür. Başka bir ifadeyle bu grup, üretim ve istihdam başına

ihracatını önemli ölçüde sürekli artırırken, bu ihracatı giderek önemli ölçüde

daha düşük katma değerli üretim ile gerçekleştirmiştir. Özellikle bu grupta

yer alan sektörlerin üretim ve çalışan başına gösterdikleri ihracat

performanslarına katma değer yönünden bakıldığında, ihtiyatlı bir

değerlendirme yapılması gerektiği görülmektedir. Gerçekten de ara malları

üreten sektörler arasında da oransal olarak en düşük katma değerli

üretim yapan sektörler en yüksek ihracat/üretim oranına sahip

sektörlerdir.

Bilgisayar, elektronik ve optik ürünlerin yüksek teknoloji, makine ve

teçhizat hariç fabrikasyon metal ürünlerinin tümü ile diğer ulaşım araçları

imalatının bir kısmının orta alt teknoloji, diğerlerinin orta üst teknoloji

sınıfına sokulduğu yatırım malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta,

2003 yılından 2008 yılına üretim ve istihdama oranla ihracatta önemli

sayılabilecek artışlar yaşanırken, üretim ve çalışan başına katma değer

önemli oranda düşüş göstermiştir. 2008 yılından 2012 yılına ise üretime

oranla ihracatta bu kez önemli sayılabilecek bir azalmayla 2003’teki

oranlara geri dönülürken, istihdama oranla ihracattaki azalma daha düşük

kalmış, üretim ve çalışan başına katma değerde de çok az bir düşüş

yaşanmıştır. Dolayısıyla bu grupta 2003 yılından 2012 yılına çalışan başına

ihracat artarken, üretime oranla ihracat hemen hemen aynı kalmış, buna

karşı üretim ve çalışan başına katma değer diğer gruplarda olduğu gibi

önemli sayılabilecek oranda düşme göstermiştir. Yatırım malları üreten

sektörler arasında da oransal olarak en düşük katma değerli üretim

yapan sektörler (diğer ulaşım araçları dışında) en yüksek

ihracat/üretim oranına sahip sektörlerdir.

Son olarak 2012 yılı itibarıyla; çalışan başına en yüksek ihracatın ve

en yüksek katma değerin, düşük teknoloji sınıfına girenlerin azınlıkta

olduğu, genellikle ara malları üreten sektörlerce gerçekleştirildiğini; onu,

düşük teknoloji sınıfına giren hiçbir sektörün yer almadığı genellikle

yatırım malları üreten sektörlerin izlediğini ve son sırada, tümünün düşük

teknoloji sınıfına girdiği genellikle tüketim malları üreten sektörlerin yer

aldığını görmekteyiz. İmalat sanayi ihracatında mal gruplarının payları da

aynı sırayı izlemektedir. Üretimine oranla ihracatı ve katma değerinin

Page 66: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

66

yüksekliği açısından yatırım malları grubu, her iki oran itibarıyla ilk

sırada; ara malları grubu ise görece en düşük katma değerli üretim

yaparak ihracat/üretim oranında ikinci sırada bulunmaktadır.

6.4. İmalat Sanayinde İhracat / Arz Oranları

İmalat sanayi ve alt sektörlerinin ihracat güçlerini daha sağlıklı

değerlendirebilmek için, yukarıda verilen ihracat/üretim oranları yanında

bunların ihracat/arz oranlarını da görmek gerekir. Bilindiği gibi ihracat/arz

oranı, ilgili sektör ihracatının sektörün üretim ve ithalatı toplamına

oranlanmasıyla elde edilir. Fiyat hareketlerinden etkilenmemek için, yine

2003 fiyatlarıyla reelleştirilen imalat sanayi üretim, ihracat ve ithalat

büyüklükleri kullanılarak elde edilen ihracat/arz oranları Tablo 16’da

gösterilmiştir.

İmalat sanayi genelinde 2003 yılında yüzde 21,82 olan ihracat/arz

oranı, 2008 yılında yüzde 24,46’ya, 2009 yılında yüzde 25,29’a yükselmiş;

2010 ve 2011 yıllarında ihracat/üretim oranında olduğu gibi düşerek, yüzde

21’lere gerilemiş ve 2012 yılında tekrar yükselerek yüzde 24,42’ye

gelmiştir. Yine 2010 ve 2011 yıllarını bir kenara bırakırsak, ihracat/arz

oranı 2012 yılında, yaklaşık yüzde 24 civarında 2008 yılındaki düzeyini

korumuştur. 2003-2008 ve 2008-2012 dönemlerindeki ihracat/üretim oranı

ile ihracat/arz oranındaki gelişmeler birbirine benzemektedir. Öte yandan

aynı dönemlerde ihracatın gösterdiği ortalama yıllık artış oranlarının da

sırasıyla yüzde 10,40 ve yüzde 5,27 olduğu da dikkate alındığında, 2008-

2012 döneminde imalat sanayi ihracat gücünde bir durgunluk yaşandığı

görülmektedir.

Tüketim malları grubunda ihracat/arz oranı 2003 yılında yüzde

27,50’den 2008 yılında yüzde 25,23’e, 2012 yılında da yüzde 25,33’e

gerilemiştir. 2008-2012 döneminde, imalat sanayi genelinde olduğu gibi

tüketim malları grubunun da ihracat performansında bir durgunluk

yaşanmıştır. Öte yandan 2003-2012 dönemine baktığımızda tüketim malları

grubunun ortalama yıllık ihracat artışı yüzde 3,29 olsa da, bu grubun

ihracat/arz oranındaki ve ihracat/üretim oranındaki gelişmeler, ihracat

güçlerinin zayıfladığını ortaya koymaktadır.

Page 67: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

67

Tablo 16. Sektörel İhracat/Arz Oranları

2003 2007 2008 2009 2010 2011 2012

İmalat Sanayi 0,2182 0,2266 0,2446 0,2529 0,2162 0,2134 0,2442

Genellikle Tüketim Malları 0,2750 0,2576 0,2523 0,2579 0,2325 0,2416 0,2533

Gıda Ürünleri İmalatı 0,1304 0,1366 0,1386 0,1463 0,1319 0,1569 0,1569

İçeceklerin İmalatı 0,0377 0,0481 0,0466 0,0473 0,0471 0,0517 0,0589

Tütün Ürünleri İmalatı 0,0458 0,0706 0,0984 0,0854 0,1050 0,1179 0,1346

Tekstil Ürünleri İmalatı 0,2303 0,2553 0,2882 0,3063 0,2481 0,2514 0,2672

Giyim Eşyaları İmalatı 0,6446 0,5645 0,5267 0,5646 0,5081 0,4814 0,4968

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 0,1317 0,1387 0,1406 0,1540 0,1565 0,1640 0,1847

Mobilya İmalatı 0,1357 0,1457 0,1579 0,1790 0,1614 0,1577 0,1777

B.y.s. Diğer İmalat 0,3162 0,2742 0,2659 0,2084 0,2533 0,2660 0,3755

Genellikle Ara Malları 0,1384 0,1638 0,2030 0,2153 0,1745 0,1681 0,2255

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya

hariç) 0,0892 0,0816 0,0922 0,1135 0,1005 0,1035 0,0983

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 0,0981 0,0984 0,1137 0,1247 0,1152 0,1237 0,1384

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med.

Çoğ.) 0,0022 0,0032 0,0039 0,0054 0,0056 0,0063 0,0054

Kok Köm; Raf. Ed. Pet.

Ürünleri 0,1008 0,1952 0,2030 0,1686 0,1474 0,1485 0,1682

Kimyasal Madde ve Ürünl.

İmalatı 0,0938 0,1100 0,1158 0,1230 0,1276 0,1239 0,1409

Temel Ecz. Ürün ve Malz.

İmalatı 0,0337 0,0462 0,0487 0,0487 0,0558 0,0579 0,0809

Kauçuk ve Plastik Ürünl.

İmalatı 0,1956 0,2223 0,2245 0,2471 0,2261 0,2348 0,2430

Metalik Olm. Diğer Min. Ür.

İmalatı 0,2257 0,1636 0,1941 0,2245 0,1810 0,1635 0,1620

Ana Metal Sanayi 0,1982 0,2052 0,2941 0,3788 0,2490 0,2196 0,3762

Genellikle Yatırım Malları 0,2540 0,2807 0,2984 0,2977 0,2573 0,2515 0,2624

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met.

Ür. İm. 0,2318 0,2442 0,2572 0,2744 0,2416 0,2511 0,2523

Bilgisay. Elektron. ve Optik

Ür. İmalatı 0,2311 0,1978 0,1676 0,1688 0,1521 0,1451 0,1652

Elektrikli Teçhizat İmalatı 0,2855 0,2612 0,2798 0,2971 0,2865 0,3009 0,3113

B.y.s. Mak. ve Ekipman

İmalatı 0,1256 0,1626 0,1986 0,2156 0,1873 0,1782 0,1855

Motorlu Kara Taş. Römork

İmalatı 0,3010 0,3839 0,4149 0,4024 0,3386 0,3169 0,3380

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 0,8188 0,5379 0,4473 0,3611 0,1968 0,2065 0,2301

Page 68: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

68

Ara malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta ihracat/arz oranı 2003

yılında yüzde 13,84 iken 2008 yılında önemli bir artışla, yüzde 20,30’a

gelmiş, 2012 yılında da yüzde 22,55’e yükselmiştir. 2003-2012 döneminde

ihracat/üretim oranı en yüksek artış gösteren bu grubun, özellikle ikinci

dönemde ihracat/arz oranındaki yükseliş oldukça zayıf kalmıştır. 2003

yılından 2012 yılına gelindiğinde, bu grupta yer alan sektörlerin

ihracat/üretim oranları ile ihracat/arz oranları arasındaki farkın giderek

açıldığı, başka bir ifadeyle ihracat performanslarının giderek ithalata bağlı

hale geldiği görülmektedir.

Yatırım malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta ihracat/arz oranı

2003 yılında yüzde 25,40’dan 2008 yılında yüzde 29,84’e yükselmiş, ancak

2012 yılında yüzde 26,24’e düşmüştür. İhracat/üretim oranında olduğu gibi

diğer gruplara göre en yüksek ihracat/arz oranına sahip olan bu grup da,

ihracat/arz oranında 2003-2008 döneminde gösterdiği performansı 2008-

2012 döneminde gösterememiştir. Öte yandan ihracat/üretim oranı ile

ihracat/arz oranı arasındaki en yüksek farkın bu grupta olduğu

görülmektedir.

Öyle anlaşılıyor ki, 2003-2012 döneminde imalat sanayi genelinde,

gerek ihracat/üretim oranının gerekse ihracat/arz oranının dönem başına

göre yükselmesinde belirleyici grup, ara malları üreten sektörler grubu

olmuştur.

6.5. İmalat Sanayi Üretim ve İthalatının Gelişimi

İmalat sanayi ithalatı da ihracatta olduğu gibi, aşağıdaki Tablo 17’de

2003 fiyatlarıyla düzenlenmiştir. İthalat / üretim oranlarının hesaplanması

için üretim rakamlarında olduğu gibi, ithalatın da 2003 fiyatlarıyla

düzenlenmesi yoluna gidilmiştir.

2003-2012 döneminde imalat sanayi ithalatı yılda ortalama yüzde 7,88

oranında gerçekleşmiştir. Alt dönemlere baktığımızda, 2003-2008

döneminde yılda ortalama yüzde 9,32 gibi yüksek sayılabilecek bir artış

görülmüştür. Bu dönemde Türk lirasının değer kazanması, hızlı ekonomik

Page 69: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

69

büyüme ve dünya ticaretindeki canlılık, imalat sanayi ithalatının artmasında

etkili olmuştur.

Buna karşın 2008-2012 dönemi ithalatı, 2009 küresel krizinin gerek

uluslararası gerekse ulusal ekonomide hâlâ hissedilen derin olumsuz

etkisiyle, ortalama yıllık yüzde 6,10 oranında bir artış göstermiştir.

Tablo 17’de verilen ithalat artış oranları ile Tablo 1’deki üretim artış

oranlarına baktığımızda her iki büyüklüğün gelişimi için şunları

söyleyebiliriz:

2003-2008 döneminde imalat sanayi ithalatı, yılda ortalama yüzde

9,32 ile üretimdeki artıştan daha yüksek oranda gerçekleşmiştir. Tüketim

malları ithalatı da yüzde 5,81 ile üretimdeki artıştan oldukça yüksek oranda

bir artış göstermiştir. Ara malları ithalatı, üretimdeki artıştan yaklaşık bir

puan daha yüksek olmak üzere yüzde 11,98 oranında artarken; yatırım

malları ithalatındaki artış üretimdeki artışın altında, yüzde 7,32 oranında

gerçekleşmiştir. Bu dönemde, yatırım malları dışında, gerek imalat sanayi

genelinin, gerekse ara malları ve özellikle tüketim malları ithalatı, üretim

artışlarının üstünde gerçekleşmiştir.

2008-2012 döneminde ise tüketim malları grubu dışında, imalat sanayi

genelinin ve diğer mal gruplarının ithalat artışı üretim artışlarından daha

yüksek olmuştur. Öte yandan küresel krizin etkilerinin sürdüğü bu

dönemde, özellikle ara ve yatırım malları grubunun hem üretiminde hem de

ithalatında, ilk döneme göre önemli düşüşler kendini göstermiştir.

Buna göre ithalatın imalat sanayi geneli ve mal gruplarında, -özellikle

ara mallarında- üretim artış hızına bağlı olarak geliştiğini söyleyebiliriz.

Dönemin tümü olan 2003-2012 itibarıyla, imalat sanayi ithalatı yılda

ortalama yüzde 7,88, tüketim malları ithalatı yüzde 6,04 ve ara malları

ithalatı yüzde 9,27 ile üretim artışının üstünde gerçekleşirken; yatırım

malları ithalatı ise yüzde 6,82 ile üretim artışının biraz altında bir gelişme

göstermiştir.

Page 70: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

70

Tablo 17: İmalat Sanayi İthalatı (2003 Fiyatlarıyla, Milyon TL) ve Artışı

Düzey Ortalama Yıllık Artış (%)

2003 2008 2012 2008/

2003

2012/

2008

2012/

2003

İmalat Sanayi 83.211 129.929 164.643 9,32 6,10 7,88

Genellikle Tüketim Malları 11.017 14.609 18.669 5,81 6,32 6,04

Gıda Ürünleri İmalatı 2.579 3.492 5.031 6,25 9,56 7,71

İçeceklerin İmalatı 23 182 214 51,29 4,08 28,12

Tütün Ürünleri İmalatı 350 340 450 -0,55 7,20 2,82

Tekstil Ürünleri İmalatı 4.528 4.127 4.770 -1,84 3,68 0,58

Giyim Eşyaları İmalatı 600 1.865 2.353 25,46 5,98 16,39

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 804 1.249 1.464 9,20 4,05 6,88

Mobilya İmalatı 225 588 643 21,18 2,26 12,37

B.y.s. Diğer İmalat 1.908 2.765 3.745 7,70 7,88 7,78

Genellikle Ara Malları 37.198 65.498 82.611 11,98 5,97 9,27

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya

hariç) 358 795 1.371 17,29 14,61 16,09

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 1.995 2.663 3.272 5,94 5,29 5,65

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med.

Çoğ.) 37 45 44 4,03 -0,35 2,06

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 4.238 11.878 17.887 22,89 10,78 17,35

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 13.302 19.190 25.521 7,60 7,39 7,51

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 3.447 4.145 4.027 3,76 -0,72 1,74

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 2.150 2.985 4.169 6,78 8,71 7,63

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 778 1.352 1.595 11,68 4,23 8,30

Ana Metal Sanayi 10.893 22.446 24.725 15,56 2,45 9,54

Genellikle Yatırım Malları 34.996 49.822 63.363 7,32 6,20 6,82

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür.

İm. 2.154 3.453 4.278 9,90 5,51 7,92

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür. İm 7.614 9.031 11.921 3,47 7,19 5,11

Elektrikli Teçhizat İmalatı 3.353 6.976 8.446 15,78 4,90 10,81

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 11.450 13.798 18.211 3,80 7,18 5,29

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 9.640 13.686 16.024 7,26 4,02 5,81

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 785 2.877 4.483 29,67 11,72 21,36

Cari Fiyatlarla İthalat 2003=100 İmalat Sanayi ÜFE'siyle reelleştirilmiştir.

Page 71: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

71

Dönemin tümünde en yüksek ithalat artışı ara malları üreten, -özellikle

kok kömürü; rafine edilmiş petrol ürünleri, ağaç-mantar ürünleri ve ana

metal sanayi- sektörlerince gerçekleştirilirken; yatırım malları üreten grupta,

özellikle diğer ulaşım araçları imalatı ile elektrikli teçhizat imalatı

sektörlerinin ithalatı oldukça yüksek oranlara varmıştır.

6.6. İmalat Sanayinde İthalat / Üretim Oranları

2003 fiyatlarıyla reelleştirilen imalat sanayi ithalatı (Tablo 17) ile

üretim (Tablo 1) büyüklükleri kullanılarak 2003 yılından 2012 yılına

kadarki dönemde bazı yıllara ilişkin ithalat / üretim oranları hesaplanarak

Tablo 18’de gösterilmiştir.

İmalat sanayi genelinde 2003 yılında yüzde 37,42 olan ithalat/üretim

oranı, ekonominin hızlı büyüme sürecine girdiği 2003-2007 döneminde,

hızlı bir sıçrama göstererek 2007 yılında yüzde 42,54’e yükselmiştir. Bu

dönemde ithalat/üretim oranının yükselmesinde, Türk lirasının değer

kazanmasının ve uluslararası rekabetin artan yoğunluğunun ve dolayısıyla

üretimin ithalata bağımlılığının artmasının belirleyici olduğu söylenebilir

(Yükseler ve Türkan, 2008, s.90).

Tablo 18: Sektörel İthalat/Üretim Oranları

2003 2007 2008 2009 2010 2011 2012

İmalat Sanayi 0,3742 0,4254 0,4097 0,4113 0,4202 0,4459 0,4272

Genellikle Tüketim Malları 0,1149 0,1324 0,1394 0,1367 0,1381 0,1485 0,1365

Gıda Ürünleri İmalatı 0,0805 0,0709 0,0834 0,0730 0,0678 0,0866 0,0881

İçeceklerin İmalatı 0,0112 0,0380 0,0604 0,0527 0,0523 0,0542 0,0632

Tütün Ürünleri İmalatı 0,1282 0,1206 0,1555 0,1422 0,1489 0,1819 0,1835

Tekstil Ürünleri İmalatı 0,1616 0,1759 0,1734 0,1913 0,1885 0,1783 0,1441

Giyim Eşyaları İmalatı 0,0268 0,0646 0,0909 0,1126 0,1219 0,1201 0,0966

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 0,3286 0,4741 0,4813 0,4319 0,4022 0,4710 0,4197

Mobilya İmalatı 0,0588 0,1135 0,0990 0,0931 0,0919 0,0952 0,0779

Page 72: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

72

B.y.s. Diğer İmalat 0,8003 0,5668 0,5661 0,4369 0,5977 0,6179 0,8214

Genellikle Ara Malları 0,4841 0,5476 0,5080 0,5221 0,5207 0,5431 0,5482

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya

hariç) 0,1708 0,1855 0,1845 0,1564 0,1972 0,2399 0,2638

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 0,5160 0,4914 0,4731 0,4598 0,4633 0,4640 0,4108

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med.

Çoğ.) 0,0165 0,0128 0,0132 0,0129 0,0127 0,0145 0,0123

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 0,4292 0,6085 0,6203 0,9531 0,9495 0,8041 0,8207

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 0,9633 1,4730 1,3009 1,1996 1,2514 1,2949 1,3997

Temel Ecz. Ürün ve Malz. İmalatı 0,5455 0,8258 0,9500 0,8494 0,7828 0,9000 0,9601

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 0,2368 0,2124 0,1925 0,1972 0,1918 0,2011 0,2029

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 0,0701 0,0810 0,0749 0,0737 0,0752 0,0807 0,0728

Ana Metal Sanayi 0,5906 0,6253 0,5129 0,4816 0,4714 0,5050 0,5231

Genellikle Yatırım Malları 0,7049 0,6390 0,5974 0,6486 0,6740 0,6996 0,6469

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met. Ür.

İm. 0,2616 0,2152 0,2104 0,2181 0,1994 0,1993 0,1957

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür.

İm. 1,3251 1,9844 1,7899 2,1381 2,3884 2,2450 2,3342

Elektrikli Teçhizat İmalatı 0,3697 0,3617 0,3961 0,4426 0,4695 0,4913 0,4156

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 1,5595 1,2176 1,0619 1,1858 1,0605 1,1181 1,0580

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 0,5416 0,5078 0,4991 0,5100 0,5583 0,5789 0,5319

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 0,5395 0,8032 0,7358 0,8693 1,4648 1,6631 1,3482

2008 yılından itibaren ithalat/üretim oranı yüzde 41-42 civarında

seyretmiş, 2011’de bir miktar yükselmekle birlikte 2012 yılında yaklaşık

yüzde 43 olmuştur. Görüldüğü gibi 2007 yılından sonra ithalat/üretim

oranında önemli bir sıçrama olmamıştır.

Tüketim malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta, ithalat/üretim

oranı 2003 yılında yüzde 11,49 iken, bu oran 2008 yılında yüzde 13,94

olmuş, 2012 yılında ise yüzde 13,65’e gelmiştir. Bu grupta giyim ve deri-

bavul-ayakkabı sektörlerinde, ithalat/üretim oranlarının arttığı buna karşın,

tekstil sektöründe düştüğü gözlenmektedir.

Page 73: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

73

Ara malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta, ithalat/üretim oranı

2003 yılında yüzde 48,41 iken, bu oran 2007 yılında, oldukça yükselerek

yüzde 54,76’ya çıkmış, 2008 yılında yüzde 50,80’e inmiş, 2012 yılında ise

tekrar yükselerek yüzde 54,82 ile 2007 düzeyini yakalamıştır. Bu grupta,

2012 yılı itibarıyla kimyasal ürünler, temel eczacılık ürünleri ve kok

kömürü; rafine edilmiş petrol ürünleri sektörlerinde ithalat/üretim oranı

grup ortalamasının üzerinde bulunmaktadır. Bu sektörlerden kimyasal

ürünler sektörünün ithalatı üretiminin de üstünde gerçekleşmiştir.

Yatırım malı üreten sektörlerin yer aldığı grupta, ithalat/üretim oranı

2003 yılında yüzde 70,49 iken, bu oran 2008 yılında yüzde 59,74’e düşmüş,

2012 yılında ise tekrar artışa geçerek yüzde 64,69’a yükselmiştir. Bu grupta

da bilgisayar, elektronik ve optik ürünler, diğer ulaşım araçları sektörlerinde

ithalat/üretim oranı oldukça yüksek ve artış eğilimi gösterirken, b.y.s.

makine ve ekipman sektöründe ithalat/üretim oranı yine oldukça yüksek,

ama az da olsa bir düşüş göstermektedir. 2003 yılından 2012 yılına

ithalat/üretim oranında en önemli düşüş makine ve teçhizat hariç,

fabrikasyon metal ürünleri sektöründe görünmektedir.

Buna göre, 2003-2012 döneminde ihracat/üretim oranında olduğu gibi,

ithalat/üretim oranının en fazla artış gösterdiği grup yine ara malları

grubudur. Katma değer cinsinden verimlilikte en büyük gerilemenin

yaşandığı bu grup, girdi/üretim oranında ise en yüksek artışa sahiptir.

İthalat/üretim oranının, zaman içinde düşmesine rağmen, yine en yüksek

olduğu grup ise yatırım malları üreten sektörlerdir.

6.7. İmalat Sanayinde İthalat / Arz Oranları

İlgili sektör arzının ne ölçüde ithalat tarafından karşılandığını gösteren

ithalat/arz oranı, ilgili sektör ithalatının sektörün üretim ve ithalatı

toplamına oranlanmasıyla elde edilmiştir. Fiyat hareketlerinden

etkilenmemek için, yine 2003 fiyatlarıyla reelleştirilen imalat sanayi üretim

ve ithalat büyüklükleri kullanılarak bulunan ihracat/arz oranları Tablo 19’de

gösterilmiştir.

İmalat sanayi genelinde 2003 yılında yüzde 27,23 olan ithalat/arz

oranı, 2008 yılında yüzde 29,06’ya, 2012 yılında da yüzde 29,93’e

Page 74: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

74

yükselmiştir. Buradan görüldüğü gibi, imalat sanayinde ithalatın toplam arz

içindeki oranı giderek artmaktadır. 2003-2012 döneminin tümü itibarıyla,

imalat sanayi üretiminin ortalama yıllık yüzde 6,34, ithalatının yüzde 7,88,

ihracatının da, üretim ve ithalat artışından daha yüksek bir oranda, yüzde

8,09’lik artış göstermiş olması, imalat sanayinde, özellikle ihracatın ve

üretimin ithalata bağımlılığını açıklar niteliktedir.

Tüketim malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta ithalat/arz oranı,

2003 yılında yüzde 10,30’dan 2008 yılında yüzde 12,23’e yükselmiş, 2012

yılında ise yüzde 12,01’e gelmiştir. 2003-2012 döneminin tümü itibarıyla

toplam arz içinde ithalatın payının artmasında, özellikle deri ile ilgili

ürünler, giyim ve tütün ürünleri sektörleri etkili olmuştur.

Ara malları üreten sektörler grubunda ithalat/arz oranı, 2003 yılında

yüzde 32,62’den 2008 yılında 33,69’a, 2012 yılında da yüzde 35,41’e

yükselmiştir. Görüldüğü gibi bu grupta toplam arz içinde ithalatın payında

sürekli bir artış söz konusudur. Bu artışta, özellikle kok kömürü; rafine

edilmiş petrol ürünleri, temel eczacılık ürünleri, kimyasal ürünler ile ağaç

ve mantar ürünleri sektörleri etkili olmuştur. Kimyasal ürünlerde toplam

arzın yarısından fazlasını, temel eczacılık ürünleri ve kok kömüründe yarıya

yakın kısmını ithalat oluşturmuştur.

Yatırım malları üreten sektörler grubunda ithalat/arz oranı, 2003

yılında yüzde 41,35 iken, 2008 yılında yüzde 37,40’a düşmüş, 2012 yılında

ise tekrar yükselerek yüzde 39,28’e çıkmıştır. Ara malları grubunun tersine,

2003-2012 dönemi itibarıyla yatırım malları grubunun toplam arzı içinde

ithalatın payı iki puandan fazla düşüş göstermiştir. Diğer mal gruplarının

tersine yatırım malları üreten sektörlerin yer aldığı bu grupta ithalat/arz

oranının düşmesinde, b.y.s. makine ve ekipman imalatı, makine ve teçhizat

hariç, fabrikasyon metal ürünleri ile motorlu kara taşıtları imalatı sektörleri

etkili olmuştur. Buna karşı, özellikle diğer ulaşım araçları imalatı ile

bilgisayar, elektronik ve optik ürünleri sektörlerinde ithalat/arz oranı hem

yüksek hem de artış eğilimi göstermiştir.

Öte yandan tüm mal grupları arasında toplam arzı içinde en düşük

ithalat payına sahip grup tüketim malları grubu iken, en yüksek ithalat payı

yatırım malları grubundadır.

Page 75: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

75

Tablo 19: Sektörel İthalat/Arz Oranları

2003 2007 2008 2009 2010 2011 2012

İmalat Sanayi 0,2723 0,2985 0,2906 0,2914 0,2959 0,3084 0,2993

Genellikle Tüketim Malları 0,1030 0,1169 0,1223 0,1203 0,1213 0,1293 0,1201

Gıda Ürünleri İmalatı 0,0745 0,0662 0,0770 0,0681 0,0635 0,0797 0,0809

İçeceklerin İmalatı 0,0111 0,0366 0,0569 0,0501 0,0497 0,0514 0,0595

Tütün Ürünleri İmalatı 0,1136 0,1077 0,1345 0,1245 0,1296 0,1539 0,1551

Tekstil Ürünleri İmalatı 0,1391 0,1496 0,1478 0,1606 0,1586 0,1513 0,1260

Giyim Eşyaları İmalatı 0,0261 0,0607 0,0833 0,1012 0,1087 0,1072 0,0881

Deri ile İlgili Ürünlerin İmalatı 0,2473 0,3216 0,3249 0,3016 0,2868 0,3202 0,2956

Mobilya İmalatı 0,0555 0,1019 0,0901 0,0851 0,0842 0,0869 0,0723

B.y.s. Diğer İmalat 0,4445 0,3618 0,3615 0,3040 0,3741 0,3819 0,4510

Genellikle Ara Malları 0,3262 0,3538 0,3369 0,3430 0,3424 0,3520 0,3541

Ağaç ve Man. Ür. İm.(mobilya

hariç) 0,1459 0,1565 0,1557

0,1352 0,1647 0,1935 0,2088

Kâğıt ve Kâğıt Ür. İmalatı 0,3404 0,3295 0,3212 0,3150 0,3166 0,3169 0,2912

Basım ve Yayım (Kayıtlı Med.

Çoğ.) 0,0162 0,0126 0,0130

0,0128 0,0125 0,0143 0,0121

Kok Köm; Raf. Ed. Pet. Ürünleri 0,3003 0,3783 0,3828 0,4880 0,4870 0,4457 0,4508

Kimyasal Madde ve Ürünl. İm. 0,4906 0,5956 0,5654 0,5454 0,5558 0,5643 0,5833

Temel Ecz. Ürün ve Malz.

İmalatı 0,3530 0,4523 0,4872

0,4593 0,4391 0,4737 0,4898

Kauçuk ve Plastik Ürünl. İm. 0,1915 0,1752 0,1614 0,1647 0,1609 0,1674 0,1687

Metalik Olm. Diğer Min. Ür. İm. 0,0655 0,0749 0,0697 0,0686 0,0700 0,0746 0,0679

Ana Metal Sanayi 0,3713 0,3847 0,3390 0,3250 0,3204 0,3356 0,3435

Genellikle Yatırım Malları 0,4135 0,3899 0,3740 0,3934 0,4026 0,4116 0,3928

Mak. ve Teç. Hariç; Fab. Met.

Ür. İm. 0,2074 0,1771 0,1739

0,1790 0,1663 0,1662 0,1636

Bilgisay. Elektron. ve Optik Ür.

İm. 0,5699 0,6649 0,6416

0,6813 0,7049 0,6918 0,7001

Elektrikli Teçhizat İmalatı 0,2699 0,2656 0,2837 0,3068 0,3195 0,3294 0,2936

B.y.s. Mak. ve Ekipman İmal. 0,6093 0,5491 0,5150 0,5425 0,5147 0,5279 0,5141

Motorlu Kara Taş. Römork İmal. 0,3513 0,3368 0,3329 0,3378 0,3583 0,3666 0,3472

Diğer Ulaşım Araçları İmalatı 0,3504 0,4454 0,4239 0,4650 0,5943 0,6245 0,5742

Page 76: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

76

6.8. İhracat ve İthalat Arz Oranlarının Gelişimi

Tablo 20’de imalat sanayi geneli ve mal gruplarının alt dönemler ve

2003-2012 döneminin tümü itibarıyla ihracat/arz ve ithalat/arz oranlarının

gelişimi, ortalama yıllık artış oranları ile gösterilmiştir. Böylece daha önce

verilen ihracat/arz ve ithalat/arz oranlarının gerek imalat sanayi genelinde

gerekse ana mal grupları bazında zaman içinde gösterdikleri gelişmeyi

birlikte görmek mümkün olabilecektir.

Tablo 20: İhracat ve İthalat Arz Oranlarının Ortalama Yıllık Artışı (%)

2008/2003 2012/2008 2012/2003

İhr./Arz İth./Arz İhr./Arz İth./Arz İhr./Arz İth./Arz

İmalat Sanayi 2,31 1,31 -0,04 0,74 1,26 1,06

Genellikle Tüketim Malları -1,71 3,49 0,10 -0,45 -0,91 1,72

Genellikle Ara Malları 7,96 0,65 2,66 1,25 5,57 0,92

Genellikle Yatırım Malları 3,27 -1,99 -3,16 1,23 0,36 -0,57

İmalat sanayi genelinde 2003-2008 döneminde, ithalat/arz oranı

ortalama yıllık yüzde 1,31 oranında artış gösterirken, ihracat/arz oranı

yüzde 2,31 oranında artmıştır. İlgili dönemde arzı oluşturan üretim ve

ithalat da artarken, ihracat/arz oranının ithalat/arz oranından daha yüksek

hızda artması, imalat sanayinin toplam arzına oranla ihracat performansını

giderek artırması demektir. Buna karşı 2008-2012 döneminde, yine üretim

ve ithalatta artışlar söz konusu iken, bu kez ithalattaki artışın ihracattaki

artıştan daha yüksek gelişmesi, hem ihracat/arz oranının gerilemesi hem de

bu oranın ithalat/arz oranındaki artışın altında kalması sonucunu

doğurmuştur. Bu sonuçta küresel krizin, özellikle 2008 yılından sonra

üretim, ithalat ve ihracat üzerindeki olumsuz etkileri belirleyici olmuştur.

2003-2012 dönemi itibarıyla ihracattaki ortalama yıllık artışın ithalat ve

üretim artışının biraz üstünde gelişmesi, ihracat/arz oranındaki ortalama

yıllık artışın ithalat/arz oranındaki artıştan 20 baz puan kadar yüksek

olmasını sağlamıştır.

Page 77: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

77

Tüketim malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta 2003-2008

döneminde, ihracat/arz oranı ortalama yıllık yüzde 1,71 oranında gerilerken,

ithalat/arz oranı yüzde 3,49 oranında artmıştır. Bu dönemde bu grubun

ihracatındaki artışın ortalama yıllık yüzde 0,49 gibi sıfıra yaklaşması

yanında üretim artışının da yüzde 1,79 gibi oldukça düşük kalması, özellikle

nihai talebi karşılamaya yönelik ithalatı ortalama yıllık yüzde 5,81’lik bir

artışa yükseltmiş görünmektedir. 2008-2012 döneminde, ihracat/arz

oranının gelişiminde az da olsa bir iyileşme görülürken, ithalat/arz oranında

da düşük bir gerileme söz konusudur. Bu gelişmede, özellikle ilk döneme

göre -ithalatta artış trendi sürerken-, ihracat ve üretim artışlarında görülen

iyileşmeler etkili olmuştur. 2003-2012 dönemi itibarıyla, tüketim malları

grubunun toplam arzına oranla ihracatının düştüğünü, buna karşı ithalatının

artığını görmekteyiz. Toplam ihracat içinde yaklaşık yüzde 30 gibi önemli,

toplam ithalat içinde de yaklaşık yüzde 9 gibi oldukça düşük bir paya sahip

bu grubun ihracat/arz ve ithalat/arz oranlarının bu gelişimi dikkat çekicidir.

Ara malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta 2003-2008

döneminde, ihracat/arz oranı, tüm mal gruplarının oldukça üstünde ortalama

yıllık yüzde 7,96 oranında artarken, ithalat/arz oranındaki artış sadece yüzde

0,65 olmuştur. Bu dönemde bu grupta üretim ve ithalat birbirine yakın

oranlarda artış gösterirken, ihracat artışı oldukça yüksek oranlarda

gerçekleşmiştir. 2008-2012 döneminde de, ilk döneme göre yüksek olmasa

da ihracat artışının ithalat ve üretim artışından daha yüksek gerçekleşmesi,

ihracat/arz oranının ithalat/arz oranına göre ortalama yıllık 1,5 puan kadar

daha hızlı artmasını sağlamıştır. Bu oranlar itibarıyla küresel kriz, ara

malları üreten grubu tüketim malları üreten grubu etkilediği kadar

etkilememiş görünmektedir. 2003-2012 dönemi itibarıyla, bu grubun toplam

arzına oranla ihracatı yüzde 5,57, ithalatı ise ancak yüzde 0,92 oranında

artış göstermiştir. Bu sonuçta, ithalat ve üretim artışlarına kıyasla oldukça

yüksek ihracat artışının etkili olduğu görülmektedir.

Yatırım malları üreten sektörlerin yer aldığı grupta 2003-2008

döneminde, ihracat/arz oranı, ortalama yıllık yüzde 3,27 oranında artarken,

ithalat/arz oranında yüzde 1,99 oranında gerileme olmuştur. Bu dönemde

ihracat/arz oranının bu artışında ihracat artışının üretim ve ithalat artışından

daha hızlı gelişmesi; ithalat/arz oranının gerilemesinde ise, diğer mal

gruplarının aksine, üretimin ithalattan daha yüksek artış göstermesi

belirleyici olmuştur. 2008-2012 döneminde ise bu kez ihracat/arz oranında

Page 78: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

78

yüzde 3,16’lık gerileme; ithalat/arz oranında yüzde 1,23’lük bir artış

gerçekleşmiştir. İhracat/arz oranının gerilemesinde, ihracat artışının hem

üretimden hem de ithalattan oldukça düşük bir hızla artması belirleyici

olmuştur. Öte yandan ithalat/arz oranının yükselmesinde, üretim artışının ilk

döneme göre oldukça düşük kalması ve ithalat artışının daha yüksek oranda

gelişmesi etkili olmuştur. Anlaşılan o ki, küresel kriz, Türkiye’de yatırım

malları üretimini ve önemli ölçüde ihracatını belirgin bir biçimde olumsuz

etkilerken, bu malların ithalatında büyük bir olumsuzluk yaratmamıştır.

Bunun sonucunda, bu dönemde, diğer mal gruplarının aksine yatırım

malları grubunda ihracat/arz oranı önemli ölçüde gerilemiş; buna karşın

ithalat/arz oranı, ara malları grubununkine çok yakın oranda artış

göstermiştir. Dönemin tümü olan 2003-2012 itibarıyla, bu grubun üretim,

ihracat ve ithalatı ortalama yıllık yüzde 7 ila 8 aralığında, birbirine çok

yakın oranlarda artmış, bunun sonucunda da ihracat/arz ve ithalat/arz

oranları sıfıra yakın değişmeler göstermiştir.

ÖZET VE SONUÇ

Bu çalışmada Türkiye imalat sanayinin 2003-2012 döneminde

gösterdiği gelişme; üretim, istihdam, katma değer, verimlilik ve dış

ekonomik büyüklükler esas alınarak incelenmiştir. Bu analizde, özellikle

2001 Krizi sonrası 2008’e kadarki dönem ile 2008 Küresel Kriz sonrası

2012’ye kadarki dönem ayırımı yapılmış; böylece iki farklı kriz sonrası iki

farklı dönemde imalat sanayindeki gelişmelerin daha açık bir biçimde

ortaya konulması amaçlanmıştır.

2003-2008 dönemine göre 2008-2012 döneminde hızı düşmekle

birlikte 2003-2012 döneminin tümü itibarıyla Türkiye imalat sanayi üretimi

ortalama yıllık artış yüzde 6,34 oranında artış göstermiştir. Artışın başını

yatırım malları üreten sektörlerin çektiğini, onun hemen ardından ara

malları üreten sektörlerin geldiği görülmektedir.

2003 yılından 2012 yılına gelindiğinde üretimin bileşiminde tüketim

mallarının payı düşerken ara ve yatırım mallarının payı artış göstermiş; bu

gelişme, özellikle 2003-2008 arasında belirginleşmiştir. Türkiye imalat

sanayi üretiminin 2012 yılı itibarıyla üçte ikiye yakını ara ve yatırım

mallarından oluşmaktadır.

İmalat sanayi katma değeri ortalama yıllık yüzde 2,26 gibi bir oranda

artış göstermiştir. Gerek alt dönemlerde gerekse dönemin tümünde katma

Page 79: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

79

değer artışının üretim artışının oldukça altında seyretmesi, imalat sanayi

üretiminin giderek daha düşük katma değer yaratması anlamına

gelmektedir. Başka bir deyişle, birim üretimle yaratılan katma değer sürekli

düşerken; birim üretim başına girdi gereği artış göstermiştir.

Öte yandan en yüksek katma değer/üretim oranı, yatırım malları

grubunda elde edilirken; imalat sanayi üretimi ve katma değeri içinde en

yüksek paya sahip olan ara malları grubunda bu oran, 2003 yılından sonra,

en düşük düzeyde gerçekleşir olmuştur.

İlgili dönemde imalat sanayinde ücret/üretim oranında çok önemli bir

değişme olmadığı halde, ücret/katma değer oranı önemli ölçüde artış

göstermiştir. Ücret/katma değer oranındaki artış 2003’ten 2012 yılına yüzde

50’nin üzerinde olmuştur.

İmalat sanayi genelinde, istihdam ilk döneme göre ikinci dönemde

azalan bir hızla artış göstermiştir. İkinci dönemde, özellikle 2009 yılında

yaşanan olumsuz ekonomik koşullar istihdama etkili bir biçimde

yansımıştır. Dönemin tümü itibariyle istihdamdaki ortalama yıllık artış

yüzde 5,18 olmuştur.

Türkiye imalat sanayi istihdamında en yüksek artışın, üretim ve katma

değer artışında olduğu gibi, yatırım malları üreten sektörlerde

gerçekleştirildiğini, onun hemen ardından ara malları üreten sektörlerin

geldiğini görüyoruz.

Çalışan başına üretim cinsinden imalat sanayinde verimlilik, ilk

dönemde ortalama yıllık yüzde 1,78 oranında; ikinci dönemde ise sıfıra

yakın bir artış göstermiştir. Dönemin tümü itibarıyla ortalama yıllık artış

yüzde 1,09 olmuştur.

Çalışan başına düşen katma değer cinsinden verimlilik büyüklüğü ise,

her iki alt dönem itibarıyla de gerileme göstermiştir. Dönemin tümü

itibarıyla ortalama yıllık gerileme yüzde 2,78 oranında olmuştur. İmalat

sanayi genelinde, çalışan başına üretim artarken, çalışan başına katma

değerin gerilemesinin temel nedeni, bu dönemde artan istihdamın oransal

olarak giderek daha düşük katma değer yaratacak bir üretim biçimiyle

sağlanıyor olmasıdır. Ayrıca bu, artan üretimin bileşiminde girdi-üretim

oranının katma değer-üretim oranı aleyhine giderek artması anlamına

gelmektedir.

Katma Değer/İstihdam Oranları ve artışına ilişkin gelişmeler ışığında

sonuç olarak şu değerlendirmeleri yapabiliriz:

Page 80: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

80

Bu dönemde imalat sanayi genelinde katma değerdeki ve

istihdamdaki ortalama yıllık artış, özellikle yatırım malları ve ara malları

grubunun etkisiyle pozitif oranda olmuştur.

Gerek imalat sanayi genelinde gerek mal gruplarında, çalışan

başına üretim pozitif gelişme gösterirken, çalışan başına katma değerde

gelişme negatif oranlarda olmuştur.

Toplam 24 alt sektörden sadece içecek, tütün ürünleri, ağaç-mantar

ürünleri, kâğıt ürünleri, fabrikasyon metal ürünleri, makine-ekipman

imalatı, diğer ulaşım araçları ile makine-ekipman kurulumu olmak üzere 8

sektörde çalışan başına katma değer pozitif gelişme göstermiştir.

Geriye kalan 16 sektörden temel eczacılık ürünleri ile bilgisayar-

elektronik ürünleri sektörleri dışındaki sektörlerin üretimi artarken, çalışan

başına katma değerin gerilemesi, daha düşük katma değerli üretim

yapıldığını göstermektedir.

2003’ten 2012’ye katma değer/üretim oranında en fazla düşüş imalat

sanayi katma değerindeki payı en yüksek olan ara malları grubunda

gerçekleşmiştir.

İmalat sanayinin gösterdiği büyümeyi ayrıştırdığımızda; ilk dönemde;

üretim büyümesinin yaklaşık yüzde 75’inin istihdam artışından, yüzde

24’ünün verimlilik artışından; ikinci dönemde yüzde 95’inin istihdam

artışından, ancak yüzde 5’inin verimlilik artışından; dönemin tümünde ise

yaklaşık yüzde 82’sinin istihdam artışından, yüzde 17’sinin verimlilik

artışından kaynaklandığı görülmektedir. Öyle anlaşılıyor ki, 2008-2012

dönemi üretim artışının temel kaynağı istihdam artışıdır.

İlginç olan gelişme katma değer büyümesinde görülmektedir: 2003-

2008 döneminde; katma değer cinsinden işgücü verimliliği ortalama yıllık

yüzde 3,08 oranında gerilerken, katma değeri yüzde 2,27 oranında artıran,

istihdamın yüzde 5,52 oranında artış göstermesidir. Bir başka ifadeyle bu

dönemde imalat sanayi katma değer büyümesi, tümüyle, verimliliğin negatif

etkisini de gideren istihdam artışından kaynaklanmıştır. Benzer gelişmeler

hem 2008-2012 ve hem de dönemin tümü için söz konusudur.

2003-2012 döneminde ihracat/üretim oranının en fazla artış

gösterdiği mal grubu genellikle ara malları üreten sektörler olurken, bu

oranın en yüksek olduğu grubu genellikle yatırım malları üreten

sektörler oluşturmaktadır.

Page 81: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

81

İmalat sanayi genelinde üretim ve istihdama oranla ihracat artış

gösterirken, bu ihracat, üretim ve istihdama oranla giderek daha düşük

katma değer yaratılarak yapılmış görünmektedir.

2012 yılı itibarıyla, çalışan başına en yüksek ihracatın ve en

yüksek katma değerin, ara malları üreten sektörlerce

gerçekleştirildiği; onu, yatırım malları üreten sektörlerin izlediği

görülmektedir. Üretimine oranla ihracatı ve katma değerinin

yüksekliği açısından yatırım malları grubu ilk sırada; ara malları

grubu ise görece en düşük katma değerli üretim yaparak

ihracat/üretim oranında ikinci sırada bulunmaktadır.

İmalat sanayi genelinde 2003 yılında yüzde 21,82 olan ihracat/arz

oranı, 2012 yılında, yaklaşık yüzde 24 civarında 2008 yılındaki düzeyini

korumuştur. Aynı dönemlerde ihracatın gösterdiği gelişme de dikkate

alındığında, 2008-2012 döneminde imalat sanayi ihracat gücünde bir

durgunluk yaşandığı görülmektedir.

2003 yılından 2012 yılına gelindiğinde, ara malları grubunda yer alan

sektörlerin ihracat/üretim oranları ile ihracat/arz oranları arasındaki farkın

giderek açıldığı, başka bir ifadeyle ihracat performanslarının giderek

ithalata bağlı hale geldiği görülmektedir.

İhracat/üretim oranında olduğu gibi diğer gruplara göre en yüksek

ihracat/arz oranına sahip olan yatırım malları üreten grup da, ihracat/arz

oranında 2003-2008 döneminde gösterdiği performansı 2008-2012

döneminde gösterememiştir. Öte yandan ihracat/üretim oranı ile ihracat/arz

oranı arasındaki en yüksek farkın bu grupta olduğu görülmektedir.

Öyle anlaşılıyor ki, 2003-2012 döneminde imalat sanayi genelinde,

gerek ihracat/üretim oranının gerekse ihracat/arz oranının dönem başına

göre yükselmesinde belirleyici grup, ara malları üreten sektörler grubu

olmuştur.

İmalat sanayi genelinde ithalat/üretim oranı 2003 yılında yüzde 37,42

iken, ekonominin hızlı büyüme sürecine girdiği 2003-2007 döneminde, hızlı

bir sıçrama göstererek 2007 yılında yüzde 42,54’e yükselmiştir. 2008

yılından itibaren ithalat/üretim oranı yüzde 41-42 civarında seyretmiş,

2011’de bir miktar yükselmekle birlikte 2012 yılında yaklaşık yüzde 43

olmuştur. Görüldüğü gibi 2007 yılından sonra ithalat/üretim oranında

önemli bir sıçrama olmamıştır.

Page 82: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

82

2003-2012 döneminde ihracat/üretim oranında olduğu gibi,

ithalat/üretim oranının en fazla artış gösterdiği grup yine ara malları

üreten sektörler olurken, bu oranın zaman içinde düşmesine rağmen yine

en yüksek olduğu grubu yatırım malları üreten sektörler oluşturmaktadır.

İmalat sanayi genelinde 2003 yılında yüzde 27,23 olan ithalat/arz

oranı, 2008 yılında yüzde 29,06’ya, 2012 yılında da yaklaşık yüzde 30’a

yükselmiştir. Buradan görüldüğü gibi, imalat sanayinde ithalatın toplam

arz içindeki oranı giderek artmaktadır. İmalat sanayi üretiminin,

ithalatının ve ihracatının artış oranları, özellikle ihracatın ve üretimin

ithalata bağımlılığını açıklar niteliktedir.

Page 83: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

83

KAYNAKÇA

Doğruel, A.S. ve Doğruel, F. (2008). Türkiye Sanayiine Sektörel Bakış,

Yayın No: TÜSİAD-T/2008-05/466. TÜSİAD, İstanbul.

DPT (2010). 2010 Yılı Programı.

10 Temmuz 2014 tarihinde

http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/YillikProgramlar/Attachments/4/2010

adresinden erişildi.

EKONOMİ BAKANLIĞI. (2012). Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES), (2013-

2015).

05 Temmuz 2014 tarihinde http://www.ekonomi.gov.tr/upload/3819CABC-

D34E adresinden erişildi.

Saygılı, Ş., Cihan, C. vd (2012). Türkiye İmalat Sanayiinde İthal Girdi

Kullanımı. İktisat, İşletme ve Finans. 27 (321) 2012: 09-38.

03. 12. 2012 tarihinde www.iif.com.tr adresinden erişildi.

TCMB (2011), Yıllık Rapor 2010.

15 Temmuz 2014 tarihinde

http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/e5387637-e133-4b1d-9b20-

2f5dbac9c701/10turkce.pdf adresinden erişildi.

TÜİK: Temel İstatistikler, İstihdam, İşsizlik ve Ücret.

06 Temmuz 2014 tarihinde

http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist adresinden erişildi.

TÜİK: Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri.

15 Nisan 2015 tarihinde http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1035

adresinden erişildi.

TÜİK: Harcama Yöntemi İle GSYH.

10 Nisan 2014 tarihinde http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1063

adresinden erişildi.

TÜİK: Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi.

20 Nisan 2015 tarihinde http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1076

adresinden erişildi.

TÜİK: Dış Ticaret İstatistikleri.

Page 84: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

84

26 Mayıs 2014 tarihinde

http://rapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?disticaretdb2=&report=IHT0147

adresinden erişildi.

Yükseler, Z. ve Türkan, E. (2008). Türkiye’nin Üretim ve Dış Ticaret

Yapısında Dönüşüm, Yayın No:TÜSİAD-T/2008-02/453. TÜSİAD,

İstanbul.

Page 85: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

85

TÜRKİYE’DEKİ ENDÜSTRİYEL KÜMELERİN DURUMU

Dr. Ahmet Erkoç

[email protected]

ÖZET

Türkiye’deki Endüstriyel Kümelerin Durumu

Küreselleşmeyle birlikte serbestleşen ticaret rekabet üstünlüğünü çok

önemli bir hale getirmiştir. Dünyanın herhangi bir yerindeki işletme veya

kümeler yalnız uluslar arası pazarda değil iç pazarda da rakip olarak

karşımıza çıkabilmektedir. Zorlaşan rekabet koşullarında başarılı olabilmek

için önerilen yöntemlerden biri kümelenmedir. Kümelenme ekonomik,

teknolojik, sosyal, kültürel boyutlarla şekillenmektedir. Bu çalışmanın

amacı Türkiye’deki kümelerin mevcut durumunu belirlemektir. Kümelerin

sorunlarını, zayıf ve kuvvetli yönlerini, ihtiyaçlarını belirlemek için

Türkiye’nin altı bölgesinde, 65 katılımcıyla ampirik bir saha çalışması

düzenlenmiştir. Katılımcılar kümelenme kavramına dahil olan; küme

koordinatörleri, bakanlık görevlileri, üniversiteler, Ticaret ve Sanayi Odaları

gibi kuruluşlardan seçilmiştir.

Anahtar kelimeler: Endüstriyel Küme, Kümelenme, Türkiye’de

Kümelenme

ABSTRACT

The Status of Industrial Cluster in Turkey

The competitive advantage is considered one of the most important subject

in globalization period. With the liberalization of trade, any company or

cluster could be competitor to another company at international or domestic

market. The clustering could be the way to achieve competitive advantage

in the challenging worldwide trade. The clustering concept are formed by

economic, technological, social, and cultural dimension of the society. The

purpose of the study is define the existing status of industrial cluster in

Turkey. The characteristics of existing clusters in Turkey were empirically

studied. The cluster's requirements, problems, strong and weak points were

defined empirically with site study. This study was conducted with 65

Page 86: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

86

participants from 6 different regions of Turkey. The participants were

selected from cluster coordinators, ministry experts, university staff, and

Chambers of Commerce experts. All of them were related with clustering

concept.

Key words:Industrial Cluster, Clustering, Clustering in Turkey

1. GİRİŞ

Günümüzde politik, yasal, ekonomik, sosyokültürel, demografik, teknolojik

ve uluslararası konulardaki değişimler, gelişimler eskisiyle

kıyaslanmayacak derecede hızlı ve kapsamlı bir şekilde gerçekleşmektedir.

Küreselleşme bu değişimi hızlandırarak işletmelerin yalnız kendi

çabalarıyla başedemeyeceği bir konuma getirmiştir. Küreselleşme;

ekonomik faaliyetler yanında bilgi, teknoloji ve fikirlerin tüm dünya

ülkelerinde engelsiz olarak yayılması ve bu yayılmayı destekleyen politik,

yasal, ekonomik, sosyokültürel düzenlemeleri tanımlayan bir kavram olarak

tanımlanmaktadır (Ülgen ve Mirze, 2010, s.309). Küreselleşmenin kültüre

yaptığı etkiler de göz önüne alınması gereken diğer bir önemli noktadır.

Küreselleşmenin etkileriyle rekabet yalnız bölgesel değil uluslar arası

düzeyde gerçekleşmektedir. Teknolojideki hızlı değişim, gelişen tasarım ve

üretim süreçleri, kısalan ürün ömürleri, serbestleşen ticaret farklı ülkede

veya ülkelerde konumlanmış çok sayıda işletmeyi de yerel pazarda rakip

olarak karşımıza çıkarmaktadır. Teknolojideki ilerleme ve küreselleşme

birbirlerini destekleyerek daha ucuz, hızlı, kaliteli, yeni ürün ve hizmetin

müşteriye sunulmasını mümkün kılmıştır. Pazarlar alıcı pazarı haline

gelmiştir. Müşteri kararı marka yönelimli olabilmektedir. İşletmelerin bu

yeni duruma uyabilmesi, rekabet üstünlüğü elde edebilmesi için önerilen

yöntemlerden biri de kümelenmedir. Türkiye kümelenme çalışmalarını

dünyada ilk başlatan ülkelerden biridir. 1999 yılında başlayan çalışmalarla

çok sayıda kümelenme çalışması gerçekleştirilmiştir. Kümelenme yerel,

bölgesel, ulusal ve küresel düzeyde ekonomik, teknolojik ve toplumsal

değişkenlerle şekillenmektedir. Kümelenme ana sektördeki firmalar,

destekleyici firmalar, yerel çevre, kamu kurumları, eğitim kurumları, sivil

toplum kurumları gibi çok çeşitli kurumların işbirliği içinde çalışmalarını

gerektirmektedir. Kümelenmeyle ilgili resmi kurumlar Ekonomi, Kalkınma,

Page 87: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

87

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlıkları ve ilgili kuruluşlarıdır. Bu çalışma

Türkiye’deki endüstriyel kümelerin durumunu, ihtiyaçlarını, sorunlarını,

geliştirme önerilerini, tiplerini, gelecek beklentilerini belirleyerek daha

güçlü kümelerin oluşturulmasına katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Bu

amaçla yapılan literatür taraması ve saha mülakatları sonrasında

oluşturulan anketle kümelenme konusunda çalışan uzmanların görüşleri

bilimsel metotlarla toplanarak analiz edilmiştir.

Çalışmanın Amacı:

Kümelenme çok çeşitli kurumların etkileşimiyle oluşan bir yapı olduğu için

oldukça karmaşık konuları ve sorunları barındırmaktadır. Literatür taraması

ve saha mülakatlarıyla belirlenen araştırma sorularının cevapları

araştırılarak Türkiye’deki kümelerin durumu, ihtiyaçları, sorunları,

geliştirme önerileri, tipleri, gelecek beklentileri belirlenmeye çalışılmıştır.

Böylece kümelenme çalışmalarının daha etkili yapılabilmesine katkı

sağlayacak bilgilerin ortaya çıkarılarak, kümelenme çalışmalarının

başarısına katkı sağlanması amaçlanmıştır.

Çalışmanın Önemi

Kümelenme yaklaşımı rekabet üstünlüğü elde ederek, yerel, bölgesel, ulusal

ve küresel bir ekonomik güç olabilmek amacıyla dünyanın 75’yen fazla

ülkesinde uygulanmaktadır. Türkiye’de de çok sayıda kümelenme

çalışmaları mevcuttur. Kümelenmenin başarıyla ve hızlı bir şekilde

gerçekleşmesi her düzeydeki ekonomik kalkınma çalışmalarını daha etkin

kılmaktadır. Bu konuda oluşturulacak bilgiler kümelerin daha hızlı ve güçlü

gelişimini sağlayabilecektir.

1. KÜME KAVRAMI

Kümelenme (yığınlar) antik şehirlere kadar uzanan bir uygulamadır.

Ticarette ve zanaatta işbirliği, lobicilik, mesleki eğitim, belirli bir zanaat

kolu içinde mutabık kalınan kurallara uyma kültürü, Anadolu’da 12.

Yüzyıldan beri mevcut olan ‘’Ahilik’’ kurumunda da gözlenmektedir.

Bu toplanmaların belirli avantajlar sağladığı bilinmekte ve

uygulanmaktadır. Kümelerin rekabet üstünlüğü sağladığı görüşü Alfred

Marshall’ın (1920) İngiltere’deki endüstriyel bölgelerde yaptığı çalışmalara

Page 88: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

88

dayandırılmaktadır. Kümelenmenin yaygınlık kazanmasındaki en önemli

katkı M. Porter tarafından yapılmıştır. Porter’ın rekabet ve kümelenme

konusundaki temel çalışmaları; 1980 yılında yayınladığı Rekabet Stratejisi;

1990 yılında yayınlanan Ulusların Rekabet Avantajı (Elmas modeli)

kitapları ve 1998’de Harward Business Review’da yayınladığı Kümeler ve

Rekabetin Yeni Ekonomisi makalesidir. Porter 2003 yılında yayınladığı

‘’Bölgelerin Ekonomik performansı’’ çalışmasıyla örnek olay yönteminin

yaygın olarak uygulanmasına öncülük etmiştir.

Kümenin tanımı konusunda görüş birliği sağlanamamıştır. Porter’a (1998)

göre küme; ‘’Birbiriyle rekabet eden, ama aynı zamanda işbirliği de yapan

belirli alanlarda birbirlerine bağlı şirketler, uzman tedarikçiler, hizmet

sağlayıcılar, ilgili sektörlerdeki firmalar ve bağlantılı kurumlardan (örneğin

üniversiteler, ticaret birlikleri) coğrafi yoğunlaşmalar..’’ .

Morosini (2004)’nin tanımına göre; ‘’Endüstriyel küme, belirli bir coğrafi

alanda sıkı ilişkiler içinde olan insanların sosyal topluluğu ve ekonomik

faktörler topluluğu ile karakterize edilen sosyoekonomik kuruluştur’’.

Kümelenme; Porter’ın (1998) deyişiyle parçalarının toplamından daha

büyük bir güç oluşturulabilmektedir. Bu görüş Porter’ın yaptığı saha

çalışmalarıyla kanıtlanmıştır.

Küme konusunda değişik tanımlar olmasına rağmen çoğunluğunun

birleştiği kavramlar şunlardır; coğrafi bir bölgede yoğunlaşma, benzer veya

tamamlayıcı konularda çalışma, uzmanlaşma, bilgi ve inovasyon yaratma,

hem işbirliği hem de rekabet içinde olma, sosyal bir sistem oluşturma,

küme içinde ve çevresiyle (üniversiteler, araştırma kurumları, kamu ve sivil

toplum kuruluşları) rekabet gücünü arttırmak amacıyla bilinçli ve sürekli

işbirliği yapma, gelişkin bir fiziki altyapı, uzman tedarikçiler ve destekleyici

işletmelere, sahip olmadır.

Page 89: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

89

Şekil 1: Kümeyi Oluşturan Katmanlar

Kaynak: Ekonomi Bakanlığı(2014), Yerel Paydaşlar İçin Kümelenme

Kılavuzu, s.15.

Kümelenme işletmelerin verimliliğini, üretkenliğini, inovasyon kabiliyetini,

uzmanlaşmasını, bilgi üretme kabiliyetini arttırarak sürdürülebilir rekabet

üstünlüğü elde etmesini kolaylaştırmaktadır.

2. DÜNYADAKİ KÜMELENME UYGULAMALARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ

Kümelenme programları gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bölgesel ve

ulusal düzeyde uygulanmaktadır. ABD’de ARGE ve yenilikçilik projeleri

merkezi hükümet tarafından desteklenmekte, risk sermayesinin önemli rolü

ile verimli bir iş ortamı sağlanmaktadır. Özellikle biyoteknoloji alanındaki

kümeler dünyanın en başarılı kümelerindendir. Girişimcilik kültürü

kümelerin oluşturulması ve geliştirilmesi aşamasında en önemli etkenlerden

biridir. Eski Doğu Bloku ülkelerinde sosyal sermaye ve güven eksikliği

küme gelişiminin önündeki büyük engellerden biridir. Devletin müdahalesi

Merkez Sektör

Fiziksel altyapı

Bilgi ve işbirliği

altyapısı

Destek

kurumları

Merkez

Sektördeki

İşletmeler

Page 90: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

90

genellikle katalizör olarak ve ortamın uygunluğunu sağlayarak

gerçekleşmektedir. Almanya’daki Heidelberg kümesi kumu müdahalesinin

mevcut potansiyeli harekete geçirmedeki rolünü etkili bir şekilde

göstermektedir (Chiaroni & Chiesa, 2006). Yetişmiş insan gücünün,

uzmanlaşmanın olduğu bölgelerdeki krizler aynı zamanda yeni kümelerin

kamu desteği ile oluşturulması için birer fırsat olarak da

değerlendirilebilmektedir. Bu konuda Avrupa’daki Biovalley Kümesi

(Fransa, Almanya, İsviçre), Amerika’daki San Diego kümesi, İskoçya’daki

gemi inşa kümesinin ‘’Slicon Glen’’ adı verilen kümeye dönüşümü ilginç

örneklerdir.

Her teknoloji kümesinin ardında bir dizi başarılı eğitim kurumu vardır

(Senor ve Singer, 2011). Silikon Vadisinin arkasında Standford

Üniversitesi, Paris Every Biyoteknoloji kümesinin arkasında Paris

Üniversitesi, biyoteknolojinin doğum yeri olan Bay Area Biyoteknoloji

kümesinin (ABD) arkasında Kaliforniya üniversitesi vardır. Aarhus

Biyoteknoloji kümesi (Danimarka) akademik çevrelerin taahhüdü ile ortaya

çıkmıştır, bu bölge batı Danimarka’nın en önemli eğitim ve araştırma

alanıdır (Chiaroni&Chiesa, 2006). Örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Ancak küme oluşumunun çok çeşitli faktörlerin uyum içinde bir araya

geldiğinde veya getirildiğinde gerçekleşebildiğini vurgulamak gerekir. Bu

faktörlerin her biri zorunlu ancak kendi başına yeterli değildir.

3. TÜRKİYE’DE KÜMELENME

Türkiye’deki kümelenme çalışmaları 1999 yılında başlamıştır. 2008 yılına

kadar oldukça farklı ve birbirleriyle koordine edilmeden yapılan kümelenme

çalışmalarından edinilen deneyimler çerçevesinde Dış Ticaret Müsteşarlığı

(DTM) sorumluluğunda Ulusal Kümelenme Politikasının Geliştirilmesi

Projesi kapsamında, 2009 yılı Mart ayında ‘’Küme Haritalama, Analiz ve

Kümelenme Yol Haritaları’’ (Sentez) raporu ile daha uyumlu bir hale

gelmiştir.

Türkiye’deki kümelerin kümelenme sürecindeki gelişimi ‘’Ortak Rekabet

Alanları Strateji Raporunda’’ değerlendirilmiştir (Ekonomi Bakanlığı,

2012). Toplam 356 kümelenme; gelişme sürecine göre fikir, başlangıç,

gelişme ve olgun olarak dörtlü bir ölçekte değerlendirilmiştir. Bu

Page 91: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

91

değerlendirme sonucuna göre olgunluk aşamasında sadece üç küme

mevcuttur. Bunlar; ODTÜ Teknokent Yazılım Kümesi, SASAD- Savunma

ve Havacılık Sanayi İmalatçılar Derneği, TAYSAD- Taşıt Araçları ve Yan

Sanayicileri Kümesi. Gelişme aşamasındaki 14 küme; MOSDER Türkiye

Mobilya Sanayicileri Derneği, Eskişehir-Bilecik-Kütahya Seramik İş

Kümesi, İTKİB- Moda ve Tekstil İş Kümesi, Ankara Giyim Sanayicileri

Derneği, OSTİM Savunma ve Havacılık Kümesi, OSTİM İş ve İnşaat

Makineleri Kümesi, OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi, OSTİM

Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümesi, İzmir Endüstriyel

Havalandırma, İklimlendirme ve Soğutma Kümesi, İzmir Organik, İzmir

Havacılık ve Uzay Kümelenmesi, İzmir İNOVİZ Biyomedikal Teknolojiler,

Konya Otomotiv Yan Sanayi, Mersin Lojistik Platformu’dur. Başlangıç

aşamasındaki kümelenmelerde 18 küme mevcuttur. Geri kalan 321 adet

kümelenme ise fikir aşamasındadır. Sentez raporunda ve diğer kaynaklarda

gelişmişliklerine göre sınıflandırılan kümeler farklılıklar gösterebilmektedir.

Tablo 2’de yapılan önemli çalışmalar yürüten kurumlara göre verilmiştir.

Tablo 1: Türkiye’deki Kümelerin Gelişim Sürecine Göre Dağılımı

Kümelenme Gelişim

Süreci

Küme

Sayısı

Olgun 3

Elişmekte 14

Başlangıç 18

Fikir 321

Kaynak: Ortak Rekabet Alanları Strateji Raporu, 2012, s.74-90.

Page 92: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

92

Tablo 2. Türkiye’deki Önemli Kümeler

Yol Haritası BROP İZKA GAP ABİGEM Diğer

(DTM) Analiz

GİDEM

Ankara-İş ve

İnşaat Makinleri

Çorum-

Makine

İmalatı

Araç Üstü

Ekipman

Adıyaman-

Tekstil

Adana-Hazır

Giyim

Ankara-Kazan

Savunma

Sanayi

Ankara-Yazılım Erzurum-Kars

Endüstriyel

Havalandırma,

İklim.Soğutma

Cihazları

Diyarbakır-

Mermer

Denizli-Ev

Tekstil İstanbul Tekstil

Bodrum Yat

İmalatı

Gaziantep-

Makine

Gelinlik, Abiye

ve Sünnet

Kıyafetleri

GAP-

Organik

Tarım

Denizli-

Yeşilyuva

OSTİM-

Kauçuk,

Medikal, Raylı

Sistemler,

Savunma,

Yenilenebilir

Enerji Denizli ve Uşak-

Ev Tekstili

Kayseri-

Mobilya

Kimya:

Temizlik

Malz.Kozmetik

ve Boya

Mardin-Gıda Eskişehir-

Havacılık

İstanbul

Tekstil(İTKİB),

Sultan Ahmet-

Turizm

Eskişehir

Bilecik Malatya-

Kayısı

Üretimi

Konserve Gıda Şanlıurfa-

Organik

Kayseri-

Kapadokya

İzmir OSB-

Makine,

Kütahya-

Seramik Lojistik Tarım Turizm Metal Döküm

İzmir-Organik

Gıda

Mardin-

Turizm

Konya-Metal

Döküm

Samsun

Medikal

Konya-Oto. Yan

San.

Samsun-Dış

Tic. Hiz. İstanbul Finans

Manisa- Sivas-Doğal

Taş

Elektronik Trabzon-Ağaç

veAğaç

Ürünl.

Marmara-

Otomotiv

Yozgat-

Mobilya

Mersin-Tarım ve

Gıda

Kaynak: Sentez Raporu, 2009 ‘dan faydalanılarak yazar tarafından hazırlanmıştır

Page 93: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

93

4. ARAŞTIRMA YÖNTEMİ

Literatür çalışmasıyla beş adet araştırma sorusu belirlenmiştir. Belirlenen

beş araştırma sorusunu geliştirebilmek amacıyla ilk aşamada yarı

yapılandırılmış mülakat tekniği kullanılmıştır. OSTİM OSB’de bulunan

küme koordinatörleriyle yapılan derinlemesine mülakatlarda, kümelerin

kuruluş hikayesi, uygulamalar, karşılaşılan sorunlar, çözüm önerileri,

kümeler konusunda gelecekle ilgili beklentileri ve öngörüleri

görüşülmüştür. Kümelenmeyle ilgili üç bakanlık, Bilim Sanayi ve Teknoloji

Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı’ndan kümelenme

uzmanlarıyla derinlemesine mülakat yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda

elde edilen cevaplar tasniflenmiş ve her araştırma sorusunun değişik

yönlerini irdeleyecek anket sorularına çevrilmiştir. Türkiye’de kümelenme

konusunda çalışan kitleyi temsil edecek üç bakanlığın kümelenme

uzmanları, kalkınma ajansları, küme koordinatörleri, küme yönetim kurulu

üyeleri, teknopark ve teknoloji transfer ofisi kümelenme uzmanları,

kümelenme konusunda çalışmış ihracatçı birlikleri, kümelenme dernekleri

yöneticileri, Ticaret ve Sanayi Odaları kümelenme projelerinde çalışan

uzmanlar, ABİGEM uzmanları gibi oldukça geniş bir kitleye ulaşılmıştır.

4.1. Örneklem

Bu çalışmada kullanılan yöntem yargısal (kasti) ve kota örneklemin

karışımı olan bir örneklem alma şeklinde olmuştur. Yargısal ve kota

örneklemin karışımı olan bir örneklem metodunun seçilme gerekçesi;

kümelenme konusunda uzman olan, fiilen kümelenmeyi koordine eden,

yöneten, süreci yaşayan kişi sayısı oldukça kısıtlı olması; bu kişilerin

kamu, bakanlık merkez ve bölge teşkilatları, yarı resmi ve sivil toplum

kuruluşları gibi farklı kuruluşlarda ve değişik gelişim safhalarındaki

kümelerde çalışmalarıdır.

Page 94: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

94

Tablo 3: Kümelenme Konusunda Çalışan Ana Kitle

Ana Kitle, Adet

Olgun, Gelişmekte, Başlangıç aşamasında küme 35

Bakanlık personeli 32

URGE projesi kabul edilen İşbirliği kuruluşu

(diğerleri dışında kalan) 26

Toplam 93

Kaynak: Yazar tarafından hazırlanmıştır.

Ana kitlenin yaklaşık üçte biri bakanlık elemanlarından, üçte biri

kümelerden ve biraz daha küçük bir kısmı URGE projesi kabul edilen

İşbirliği kuruluşlarından oluşmaktadır. Barlett, Kotrlik ve Higgins’e (2001)

göre, örneklem büyüklüğü 100 civarındaki bir ana kitle için %5 güven

seviyesinde 55 olarak belirlenmiştir (aktaran Özdemir, 2013, s.122).

Toplanmak istenilen bilgiler konuya taraf olan ve farklı kurum, coğrafi

bölge ve deneyimlere sahip olan kişilerden sağlanmaya çalışılmıştır. Bu

amaçla yapılan saha çalışmasında toplam 65 adet anket elde edilmiştir.

Örneklem grupları ve ankete alınan cevap sayıları aşağıdaki gibidir;

Şekil 2: Dört Ayrı Sınıfta Toplanan Katılımcıların Dağılımı

10

19

19

17

Kişi sayısı

Bakanlıklar

Küme koordinatörleriihracatçı birliği, dernek

Teknopark ve TTO

Tic.ve San. Odası,ABİGEM

Page 95: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

95

4.2. Veri Toplama Araçları ve Analizler

Anketin işlerliğinin test edilebilmesi amacıyla ilk sekiz anket OSTİM küme

koordinatörleri, bakanlık uzmanları ve kümelenme dernek yöneticileriyle

yüz yüze mülakat yöntemiyle yapılmıştır. Edinilen bilgilere göre

güncellenen anket elektronik ortamda dağıtılmış ve toplanmıştır.

Katılımcılar 17 ayrı şehirden ve 6 coğrafi bölgeden olmak üzere çalıştıkları

yerlere göre dört ayrı grup şeklinde tasniflenmiştir.

Toplanan veriler IBM SPSS 20.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir.

Değişkenlerin aralarındaki ilişkiler Faktör Analizi, t testi , korelasyon

analizi , ANOVA gibi yöntemlerle test edilmiştir.

5. ANKET BULGULARI

Türkiye’deki endüstriyel kümelerin durumunu belirlemek amacıyla

aşağıdaki 5 adet araştırma sorusu literatür taraması yapılarak araştırmacı

tarafından belirlenmiştir.

1.Türkiye’nin hangi alanlarda (endüstriyel sektörlerde) endüstriyel küme

oluşturmaya ihtiyacı vardır?

2.Bu kümeleri oluşturabilme kabiliyeti var mıdır?

3.Bu kümelerin çıktıları neler olacaktır?

4.Bu kümeler Türkiye koşullarına en uygun küme tipi için hangi tipolojide

olmalıdır?

5.Başarılı olma koşulları nelerdir?

Bu açık uçlu sorular Ankara OSTİM Organize Sanayi Bölgesi , Ekonomi

Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı

kümelenme uzmanlarıyla yüz yüze mülakat tekniğiyle görüşülmüştür. Bu

görüşmenin sonucu her araştırma sorusuna uzmanların verdiği cevaplar

değerlendirilmiştir. Bu cevaplardan, literatür incelemesinden ve diğer

görüşmelerden faydalanılarak anket hazırlanmıştır. Böylece anketin

kümelenme konusundaki araştırmayı mümkün olan en geniş kapsamda

içermesi sağlanmıştır. Saha verileri Türkiye’de kümelenme sürecini

yaşamış resmi, yarı resmi, özel ve sivil toplum kuruluşlarını içeren 17 farklı

ildeki toplam 65 katılımcıdan toplanmıştır. Kümelenme konusunda önemli

mesafeler almış kurum ve uygulamaları kapsayan ve değişik coğrafi

Page 96: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

96

bölgeleri içeren bir veri seti elde edilmiştir. Anketler katılımcıları

çalıştıkları kurumlara göre gruplara ayrılabilecek bir yapıda tasniflenmiştir.

Bu ayrım ileriki analizlerde grupların farklı bakış açılarını, yaklaşımlarını

belirlemek için kullanılacaktır. Ankette araştırılan konuya göre nicel ve nitel

sorular kullanılmıştır. Nicel sorularda 5’li likert ölçeği kullanılmıştır. Bu tür

soruların değerlendirilmesinde aritmetik ortalama değer kullanılan yerler

mevcuttur. Ayrıca t testi, faktör analizi, korelasyon analizi ve ANOVA testi

gibi yöntemler de kullanılmıştır. Bu makalede kullanılan yöntemlerden

sadece ikinci araştırma sorusu için gerçekleştirilen faktör analizi ayrıntılı

olarak verilecektir.

Şekil 3 Ankete Katılanların Şehirlere Göre Dağılımı

5.1. Türkiye’nin Hangi Sektörlerde Kümelenmeye İhtiyacı Vardır

Hangi sektör veya endüstri konularında kümelenmeye ihtiyaç olduğu

değişik kamu ve danışmanlık firmalarının yaptığı çalışmalarla

belirlenmiştir. Kamu kurumlarının çalışmalarından bazıları; TÜBİTAK

Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikalar (TÜBİTAK, 2004, versiyon 19),

Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, 2010), 2023

Hedefleri (TÜBİTAK, 2015). Bu konudaki danışmanlık firmaları PwC’nin

17

9

7 1 8

2

2

1

4

2 2

3 1 2 2 1 1

AnkaraİstanbulİzmirAdanaSamsunEskişehirKahramanmaraşKaramanKocaeliKayseriGaziantepBursaIspartaMersinTekirdağDüzce

Page 97: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

97

“2041’de Türkiye: Geleceğe bakış” raporu (Price Waterhouse Copers,

2014), Deloittle Türkiye’de İmalat Endüstrisi sunusu (Deloittle, 2014) gibi

çalışmalardır. Bu kapsamda belirlenen soru ankette dokuz ayrı küme konusu

olarak katılımcılara yöneltilmiştir. Cevapların dağılımı katılımcıların sayısı

olarak Tablo4.’de gösterilmiştir.

Tablo 4 Kümelerin Sektörler Bazında Önem Derecesi

Önem

derecesi Fikrim

yok Önemsiz

Az

Önemli

Orta

Düzeyde Önemli

Çok

Önemli Küme

Konusu

İş makineleri 9 0 5 14 23 8

Nano

Teknoloji 5 0 1 3 15 37

Medikal 2 0 0 3 21 34

Otomobil 3 0 3 11 23 17

Tekstil 0 2 5 15 13 21

Yazılım 3 0 4 4 19 30

Yenilenebilir

enerji 5 0 2 2 9 41

İlaç 3 3 2 6 16 27

Raylı

sistemler 5 0 2 12 14 22

Diğer 0 0 0 0 2 9

Tablo 4’de görüldüğü gibi her sektör için farklı bir öngörü ortaya

çıkmaktadır. İş ve İnşaat Makinelerinde orta düzey ve önemli’de bir yığılım

görülürken; Nano Teknolojide önemli ve çok önemlide yoğunlaşma

gözlenmiştir. Otomobil, Tekstil ve Raylı Sistemler sektöründe önemli

etrafında bir dağılım vardır. İlaç ve Yenilenebilir Enerji’de önemli ve çok

önemli’de bir birikim söz konusudur. Diğer sektörler konusunda açık uçlu

soru sorulmuş ve yalnızca onbir katılımcı cevaplamıştır. Katılımcılar önemli

gördükleri konuyu belirttikleri için cevapların önemli ve çok önemlide

Page 98: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

98

toplanması doğal görülmektedir. Diğer konular başlığında; biyo teknoloji,

genetik, savunma, seramik, uzay ve havacılık, motor, kimya, makine, metal

gibi sektörlerde de kümelenmenin olması gerektiği önerilmiştir.

Kümelerin ne kadar önemli olduğu konusunda sorulan soruya verilen

cevapların ortalaması Şekil 4.’te görülmektedir.

Şekil 4 Farklı Sektörlerdeki Kümelerin Önem derecesi Ortalaması

Şekil 4 incelendiğinde en yüksek önem derecesi diğer kümeler seçeneğinde

görülmektedir. Ancak bu seçeneği sadece 11 katılımcı doldurmuş ve çok

önemli gördükleri için de yüksek bir ortalama vermişlerdir. Fazla sayıda

katılımın olduğu sektörlerden Yenilenebilir Enerji, Medikal ve Nano

Teknoloji ilk üç sıradadır. İş Makineleri, tekstil ve otomobil gibi geleneksel

sektörler daha az önemli olarak değerlendirilmiştir.

Ankette endüstri kollarına göre farklı tipte kümelerin olup olmadığı

araştırılmıştır

Marcusen (1996) tarafından yapılan küme sınıflamada 5 ayrı tip

kümelenme belirlenmiştir. Bunlar en temel özellikleriyle aşağıdaki gibidir;

a.Kendi içlerinde yoğun ilişkileri olan çok sayıda yerel küçük firma

(Marshallian tipi)

3,68 4,57 4,53

4,00 3,82 4,32 4,65 4,15 4,12 4,82

0123456

Önem Derecesi Ortalaması

ÖnemDerecesiortalaması

Page 99: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

99

b.Güçlü ticaret birliklerinin olduğu, inovasyonun, riskin paylaşıldığı çok

sayıda küçük yerel firma (İtalyan tipi Marshallian)

c.Bir kaç büyük firma etrafında öbeklenmiş yerel küçük firmalar, ilişkiler

büyük firma ile yoğunlaşmış (Göbek ok tipi)

d.Üniversite veya askeri tesis gibi kar amacı gütmeyen büyük bir müşteri

etrafında öbeklenmiş çok sayıda yerel firma (kamu ağırlıklı)

e.Uluslar arası firmanın şubesi olan firmaların toplandığı ve firmalar arası

ilişkinin az olduğu bir yapı (Uydu platformu)

Belirlenen 9 farklı endüstri kümesinin hangi tipte olması gerektiği sorusuna

verilen cevaplar Tablo 5’de gösterilmiştir. Değişik endüstrilerde farklı tipte

(belirgin temel özellikte) kümelerin olması gerektiği büyük oranda (%72),

önemli ve çok önemli tercihlerin toplamı olarak belirlenmiştir.

İş Makineleri (İş ve İnşaat Makineleri) kümesi için öngörülen en yüksek iki

oran şu şekildedir; %42 Bir kaç büyük firma etrafında öbeklenmiş yerel

küçük firmalar, ilişkiler büyük firma ile yoğunlaşmış (c tipi) ve %32 ile

Güçlü ticaret birliklerinin olduğu, inovasyonun, riskin paylaşıldığı çok

sayıda küçük yerel firma (b tipi) olarak belirlenmiştir.

Nonoteknoloji için aynı değerlendirme ile %33 b tipi ve %27 c tipi olarak

belirlenmiştir.

Otomobil endüstrisi için, %65 c tipi ve %16 b tipidir. Bu oranlar gerçek

uygulamalarla örtüşmektedir. Tablo 5’te 9 farklı sektördeki küme için elde

edilen sonuçlar toplu halde görülmektedir.

Page 100: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

100

Tablo 5. Farklı Sektörlerde Öngörülen Temel Küme Özellikleri (adet)

Temel Özellik

Küme Konusu a b c d e

Toplam

. İş makineleri 10 17 22 2 2 53

Nano Teknoloji 4 12 8 23 5 52

Medikal 7 18 15 9 6 55

Otomobil - 8 33 3 7 51

Tekstil 20 23 7 1 2 53

Yazılım 19 16 8 7 4 54

Yenilenebilir enerji 4 14 13 13 7 51

İlaç - 10 10 16 16 52

Raylı sistemler 3 9 15 15 7 49

Diğer ____________________ - 5 1 2 - 8

Bazı sektörlerde belirli temel özellikler için bir yığılım sözkonusudur. İş

Makinelerinde b ve c tipi öne çıkarken, nano teknolojide b ve d tipi,

otomobilde yalnız c tipi öne çıkmaktadır. Tekstil ve Yazılım’da a ve b tipi;

yenilenebilir Enerjide b, c ve d tipi, İlaç’ta d ve e tipi; Raylı Sistemler’de c

ve d tipi kümelenme önerilmiştir.

Şekil 5. Otomobil İçin Önerilen Küme Tipi Dağılımı

Bu sonuçlar değerlendirildiğinde; İş ve İnşaat Makineleri ile Medikal

konularında; sıkı dayanışma içinde olan çok sayıda yerel küçük firma

8

33

3 7

0

10

20

30

40

b c d e

Page 101: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

101

(İtalyan tipi Marshallian) veya birkaç büyük firmanın etrafına odaklanmış

küçük yerel firma (Göbek ok modeli) önerilmektedir.

Nano Teknoloji konusunda kar amacı gütmeyen kamu, üniversite etrafında

öbeklenmiş çok sayıda yerel firma önerilmiştir, bu aynı zamanda ana

sorumluluğu ve yönlendirmeyi kamunun almasını önermektedir.

Otomobilde ise çok belirgin olarak göbek ok modeli önerilmiştir, gerçek

durumla örtüşmektedir. Tekstil ve Yazılım’da çok sayıda küçük yerel firma

ve bunun yanında riskin paylaşıldığı küçük yerel firmalardan oluşan tip

ağırlıklı olarak önerilmiştir. İlaç sektöründe çok belirgin olarak uluslar arası

firmaların olması öne çıkmıştır. Raylı Sistemlerde ise hem kamu hem de

uluslar arası firmalardan oluşan tip baskındır.

Dokuz sektöre topluca bakılırsa en yüksek oranda önerilen küme tipi 5 adet

ile a ve b tipi (Marshallian ve İtalyan tipi Marshallian); 3 adet ile d tipi

(kamu ağırlıklı veya devlet), 2 adet ile c tipi (Göbek ok modeli) olmuştur.

Kısaca önerilen küme tipi Marshallian tipi daha sonra devlet ağırlıklı ve

göbek ok tipi kümeler olmaktadır.

Küme firmalarında dış kaynak kullanımının da yapıldığı %79’luk bir oranla

belirtilmiştir.

Kümenin, küme üyeleri tarafından organize edilmesi %66’lık bir oranda

belirlenmiş; ondan sonraki en büyük oran olan Sanayi ve Ticaret Odaları ise

yaklaşık %14 gibi diğer seçeneğe göre çok küçük bir orandır.

Savunma sanayi, raylı sistemler, ilaç gibi müşterisinin önemli ölçüde kamu

olduğu kümelerin başarılı olabilmesinin ağırlıklı olarak kamu desteğine

bağlı olduğu %88 ‘lik bir oranda kabul görmüştür.

‘’İş makineleri, otomobil, tekstil gibi kümelerde, kamu desteğinin diğer

konulardaki kümelere göre (üretilen malların, satın alma kararını kamu

otoritesinin verdiği kümelere göre) daha kısa sürede verilmesi yeterli

olur’’sorusunun cevabında ise bu oran %52’ye düşmüştür. Yaklaşık olarak

%48’lik bir oranda hiç katılmıyorum, katılmıyorum ve kararsızım

şeklindedir.

Page 102: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

102

‘’Nano teknoloji, ilaç gibi ticarileşmesi daha uzun zaman alan konulardaki

kümelerde, kamu desteği daha uzun süreli olmalıdır’’ın cevabında

katılımcılar %86’lık bir oran ile katılmışlardır.

Savunma Sanayi, İlaç, Raylı Sistemler, Nano Teknoloji konularındaki

devlet desteğinin İş Makineleri, Otomobil, Tekstil gibi geleneksel sektörlere

göre daha uzun süreli olması gerektiğini belirtmişlerdir.

Porter’ın elmas modelinde belirttiği rekabet üstünlüğünü sağlayabilecek

etkenlerin önemi 5’li Likert ölçeğiyle sorgulanarak sonuçlar Şekil 6.’da

gösterilmiştir. En önemli faktör olarak ihtisaslaşmış iş gücü ve bilgi öne

çıkmıştır. Bu da günümüzün yeni ekonomi olarak adlandırılan bilgi

ekonomisi ve insan yeteneklerini en önemli unsur olarak gören yaklaşımına

uymaktadır.

Şekil 6. Porter’ın Elmas Modelindeki Etmenlerin Önem dereceleri

4,34

4,70

4,11

4,28

4,00

4,25

4,35

1 2 3 4 5

fiziki altyapı ve finansman

ihtisaslaşmış iş gücü ve bilgi

beklentisi yüksek yerel ve ulusaltalep

küme firmaları arasında aynı andarekabet ve işbirliği

küme faaliyeti konusunda ilgilidestekleyici faktörler

kamu politikaları ve kurumlarıyladesteklenme

üniversiteler, odalar, sektördernekleriyle yoğun işbirliği

Page 103: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

103

5.2 Bu kümeleri oluşturabilme kabiliyeti var mıdır

Araştırma sorularının ikincisi bu sorunun cevabını incelemektedir. Bu

amaçla altı ayrı alt bölümden oluşan sorularla ankette katılımcıların

görüşleri sorgulanmıştır. 5’li Likert ölçeği ile elde edilen sonuçlar grafikler

halinde gösterilmiştir. Bu bölümler;

Bilimsel temeli ve bilgi üretme, paylaşma kabiliyeti

Endüstriyel Etmenler

Destek etmenler

Finansal etmenler

Küme kültürü mevcut mu

Organizasyon

5.2.1. Bilimsel Temel ve Bilgi Üretme Paylaşma Kabiliyeti

Bilimsel temeli ve bilgi üretme, paylaşma kabiliyetiyle ilgili cevapların

ortalama değerler Şekil 7.’de verilmiştir. Bilgi üretme kabiliyeti ve bilimsel

temelin zayıf olduğu konusundaki görüş karasız ile kısmen katılıyorum

arasındaki bir seviyede belirtilmiştir. En küçük değer alan veri, bilgi ve

deneyimin paylaşılıp paylaşılmadığıdır. Bu konuda katılımcılar karasız

olduklarını belirtmişlerdir. Bu konu kümelenmenin en temel gereklerinden

ve değiştirilmesi en zor konularından biridir. Bu konu insan davranışlarına,

kurum kültürüne ve genel anlamda toplum kültürüne dayanmaktadır. Bu

nedenle toplumsal bir kültür dönüşümü gerektirir. Kümelenme kültürünün

geliştirilmesi bu anlamda hem paylaşım kültürünü geliştirebilecek, paylaşım

kültürü geliştikçe kümelenme kültürü de gelişebilecektir.

Page 104: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

104

Şekil 7. Bilimsel temeli ve bilgi üretme, paylaşma kabiliyeti

5.2.2. Endüstriyel Etmenler

Endüstriyel etmenler toplam on soruda araştırılmıştır. Firma sayısı

konusundaki soru olumsuz soru olduğu için grafikte kırmızı ile

renklendirilmiştir. İstenilen nitelikte teknik eleman temini ve uzmanlığın üst

seviyede olması konusunda katılımcılar kararsız olduklarını belirtmişlerdir.

Diğer konulardaki değerlendirmelerde kararsızım ile kısmen katılıyorum

arasında değerlendirilmişlerdir.

3,49 3,19

3,36 3,03

1 2 3 4 5

Edinilen bilgi vedeneyim kurum içindeve endüstriylepaylaşılmaktadır

Araştırma enstitülerimevcuttur

Üniversiteler kümeninçalıştığı konuda makale,patent, projegerçekleştirmektedir

Page 105: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

105

Şekil 8. Endüstriyel Etmenler

5.2.3. Destek Etmenleri

Destek etmenlerinin hepsi oldukça düşük değerlerde belirlenmiştir.

Özellikle toplumsal destek olumsuza yakındır.

3,11

3,03

3,59

3,61

2,92

3,27

3,33

3,34

3,33

3,45

1 2 3 4 5

Firma sayısı (kritik kütle)yetersizdir

Uzmanlık üst seviyededir

Girişimci kültür mevcuttur

Mevcut bir başarı hikayesimevcuttur

İstenilen nitelikteki teknikelemanlar temin edilebilmektedir

ARGE, inovasyon yapılmaktadır

Diğer şirketler bölgeyeçekilmektedir

Bölünmelerle yeni şirketlerinoluşması gerçekleşmektedir

Sertifikasyon ve testLaboratuarları mevcuttur

Uluslar arası firmalarla işbirliğiyapılmaktadır

Page 106: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

106

Şekil 9. Destek etmenler

5.2.4. Finansal Etmenler

Finansal etmenler diğer konulardakilere göre oldukça düşük

değerlendirilmiştir. Risk sermayesinin temin edilememesi özellikle

büyümeyi kısıtlayan etmenlerin en önemlilerinden biridir. Başlangıç

sermayesi temininde de yetersizlik sözkonusudur. En yüksek

değerlendirmeyi alan kamu destekleri orta düzeyin az altında bir değerdedir.

Şekil 10. Finansal Etmenler

2,80 2,66

2,97 2,48

1 2 3 4 5

Kümelenmeyetoplumsal destekgösterilmektedir

Kümenin çalıştığıkonuda uzmanlaşmıştedarikçiler mevcuttur

Özelleşmiş destekaltyapısı (enerji, arıtma,bilgi sistemleri)mevcuttur

2,47 2,06

2,80

1 2 3 4 5

Kamu desteklerineyeterlidir ve hızlıalınabilmektedir

Risk sermayesimevcuttur

Başlangıç sermayesitemin edilmektedir

Page 107: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

107

5.2.5. Küme Kültürü

Küme kültürünün araştırıldığı bu bölümde değerlendirme genellikle zayıf

ile orta düzeyde olarak gerçekleşmiştir. Küme kültürünün doğrudan

sorulduğu soru 5 birimlik bir ölçekte 2,38 gibi bir değer almıştır. En

kuvvetli görülen ortak fuar katılımı, eğitim, firma ziyaretleri, lobi gibi

faaliyetlerdir. Bunlar bağlayıcılığı olmayan, kamu destekleriyle

yapıldığında firmalara çok az maliyet getiren konulardır. Ancak güvenin

oluşturulması gereken ilk aşamalar için önemlidir. Daha sonraki aşamalarda

ortak satın alma, pazarlama, üretim, tasarım gibi bağlayıcılığı olan ve güçlü

bir kümenin ulaşması gereken süreçlere adım adım geçilebilir.

Rekabetçiliğin ölçülebileceği ölçüm metodunu oluşturmak önemli bir konu

olmasına rağmen, önce rekabet gücü kazandıracak etkinliklerde

geliştirmeler yapmak daha önemlidir.

Şekil 11. Küme Kültürü

5.2.6. Organizasyon

Bu konudaki değerler orta düzeyde olarak nitelendirilmişlerdir. Kümenin

yasal yapısı ve yasal yapının yeterliği konusunda bir zayıflık belirtilmiştir.

2,38

3,05

3,42

2,80

2,74

2,51

2,20

1 2 3 4 5

Küme üyeleri arasında küme kültürümevcuttur

İnsan sermayesinin geliştirilmesi içineğitimler, seminerler etkin olarak…

Ortak ;fuar katılımı, eğitim, firmaziyaretleri, iş görüşmeleri, lobi)…

Ortak teknik-yönetsel- sosyalsorunların çözümü için dayanışma,…

Ortak satın alma, pazarlama,üretim, tasarım yapılması…

Ortak satın alma, pazarlama,üretim, tasarım mevcuttur

Rekabetçiliğin ölçüleceği genel birölçüm metodu oluşturulmuştur

Page 108: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

108

Özellikle küme koordinatörü konumunda çalışanlar bu konuyu sık ve

önemli ölçüde dile getirmişlerdir. Dernek yapısı altında yapılan çalışmalar

çeşitli kısıtlamalar getirmektedir. URGE projeleri kapsamında yapılan

çalışmalar bir destek sağlamasına rağmen doğrudan küme oluşumunu ve

kuvvetlendirmesini sağlayamamaktadır.

Şekil 12. Organizasyon

5.3. Bu Kümelerin Çıktıları Neler Olacaktır

Kümenin çıktılarının ne olması gerektiği konusunda önemli ölçüde fikir

birliği mevcuttur. En yüksek değeri kümenin konusunda ürettiği bilgi

almıştır. Üretilmek istenilen ürünün yapılabilir hale gelmesi 4,19 değeri ile

diğer değişkenlere göre göreceli olarak daha düşük bir değerdedir. Üretilen

bilgi elbette çok değerlidir, fakat ticari anlamda bir ürüne dönüştürülemeyen

bilginin sürdürülebilirliği olmayacaktır. Ancak üretilen bilgi ve ürün

biraraya geldiğinde diğer konularda da gelişmeler sağlanabilecektir. Patent,

uzmanlaşma ve markalaşma, dışsal fayda hatta küme kültürünün gelişmesi

dahi üretilen bilgi ve ürünün birlikte başarılmasıyla gerçekleştirilebilecek

değerlerdir.

2,95

2,88

3,12

3,02

3,30

3,20

1 2 3 4 5

Kümenin yasal bir yapısı vardır(mevcut yasalara uygun bir küme…

Mevcut yasal yapı (dernek,anonimşirket, organize sanayi bölgesi vs.)…

Küme koordinatörü ve ofisimevcuttur

Toplantılar, görüşmeler kümefirmalarının etkin katılımıyla…

İhtiyaç analizi, yol haritası, ortakfaaliyetler, çevredeki kurumlarla…

Kabul gören belirgin bir lider (liderlergrubu ) mevcuttur

Page 109: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

109

Şekil 13. Kümenin Çıktıları

5.4. Türkiye Koşullarına En Uygun Küme Tipi Değerlendirmesi

Bu bölümde Marcusen (1996) küme tipolojisinde belirlenen özelliklere göre

mevcut kümelerin özellikleri belirlenmeye çalışılarak nicel ve nitel sorular

bir arada sorulmuştur. Önce Küme Tipolojisi Konusundaki nicel soruların

cevaplar incelenecek sonraki bölümde nitel soruların cevapları

yorumlanacaktır.

5.4.1. Küme Tipolojisi Nicel Anket Soruları

Şekil 14.’deki grafikte Küme tipolojisi konusundaki nicel soruların

cevapları gösterilmiştir. Kümelenmede liderlik özelliğinin kuvvetli olması

önerilmektedir. Küme firmalarının yapısının küme içi ticareti önemli

miktarda etkileyeceği kanısı yaygındır. Ancak özellikle uydu platformu

yapılanmasında kararlar merkez şirketten verileceği için bu tip bir karar

yerelde genellikle alınamamaktadır. Firmalar arasındaki işbirliklerini orta

ile kuvvetli seviye arasında olduğu, yerel kültürel bağların da aynı

mertebede olduğu sonucu elde edilmiştir. Faaliyetlerin uzun dönemde sabır

sermayesi ile finansmanı orta düzeyden fazladır. Sabır sermayesi kar

4,75

4,19

4,38

4,25

4,25

4,14

1 2 3 4 5

Kümenin önemli bir çıktısıkonusunda ürettiği bilgi olacaktır

Kümenin önemli bir çıktısıkonusunda üretmek istediği…

Kümenin önemli bir çıktısıkonusunda uzmanlaşma ve…

Kümenin önemli bir çıktısıkonusunda üretilen bilgi veya…

Kümenin önemli bir çıktısıkonusunda küme kültürünün…

Kümenin önemli bir çıktısıkonusunda ürettiği patentleri…

Page 110: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

110

maksimizasyonunu amaçlamayan yereldeki firmaların sürdürülebilmesini

ön planda tutan bir tür sermayedir. Risk sermayesi, karı maksimize ettiğinde

yer değiştirirken sabır sermayesinde bu durum görülmez. Aynı kümedeki

rakip firmalar arasında riski paylaşmak, istikrarı sağlamak ve inovasyonu

paylaşmak için istikrarlı bir iş birliğinin sorgulandığı sorunun cevabı orta

düzeye yakın bir seviyede çıkmıştır. Bu kümelenme için temel özelliklerden

biridir, geliştirilmesi zorunludur. Güçlü ticaret birliklerinin ve kamu

desteklerinin küme başarısında önemli bir rolü olduğu kanısına varılmıştır.

Kümedeki rakip firmalar arasında işbirliğinin oldukça düşük çıkması

kümenin gelişmesindeki önemli engellerden biridir. Dokuz ayrı konuda

belirlenen kümelerin olumlu uzun dönemli büyüme ve istihdam beklentisi

araştırılmıştır. Sektörlerin ortalama değeri 3,83 olarak bulunuştur, bu değer

kuvvetliye yakın bir olumlu beklentiyi göstermektedir. Dikkati çeken sonuç

İş ve İnşaat makineleri ve Tekstil gibi geleneksel sektörlerde orta düzeyin

üzerinde bir beklenti vardır. Otomobil’deki beklenti kuvvetlidir. Medikal,

Nano Teknoloji, Yazılım ve Yenilenebilir Enerjideki beklenti de

kuvvetlidir. İlaç ve Raylı sistemler göreceli yeni sektörler olmasına rağmen

beklenti kuvvetlinin aşağısında kalmıştır.

Page 111: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

111

Şekil 14. Küme Tipolojisi Konusundaki Nicel Ortalama Anket Sonuçları

4,20

2,49

3,60

3,48

3,56

2,75

2,66

4,11

4,27

3,48

3,90

4,03

3,96

3,58

4,09

3,97

3,70

3,76

4,29

1 2 3 4 5

Küme yönetiminde liderlik özelliği nasıl

olmalıdır

Kümedeki firmaların yapısı küme içi ticaretin

yapısını değiştirmez

Küme firmaları arasındaki iş birlikleri hangi

etkinlik seviyesindedir

Kümede taklit edilemez yerel kültürel kimlik

bağları mevcuttur

Faaliyetlerin uzun dönemde ne ölçüde sabır

sermayesi ile finanse edilebiliyor

Müşteri ve tedarikçilerle personel değişimi ne

oranda olmaktadır

Aynı kümedeki rakip firmalar arasında riski

paylaşmak, istikrarı sağlamak ve…

Küme konusundaki güçlü ticaret birlikleri

(dernek, ticaret odası, sanayi odası, vakıf…

Merkezi ve yerel yönetimlerin teşvikleri,

düzenlemeleri küme başarısını ne ölçüde…

Büyüme ve istihdam konusundaki olumlu

uzun vadeli beklenti -İş makineleri

Büyüme ve istihdam konusundaki olumlu

uzun vadeli beklenti -Nano Teknoloji

Büyüme ve istihdam konusundaki olumlu

uzun vadeli beklenti -Medikal

Büyüme ve istihdam konusundaki olumlu

uzun vadeli beklenti -Otomobil

Büyüme ve istihdam konusundaki olumlu

uzun vadeli beklenti -Tekstil

Büyüme ve istihdam konusundaki olumlu

uzun vadeli beklenti -Yazılım

Büyüme ve istihdam konusundaki olumlu

uzun vadeli beklenti -Yenilenebilir enerji

Büyüme ve istihdam konusundaki olumlu

uzun vadeli beklenti -İlaç

Büyüme ve istihdam konusundaki olumlu

uzun vadeli beklenti -Raylı sistemler

Büyüme ve istihdam konusundaki olumlu

uzun vadeli beklenti -Diğer

Page 112: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

112

5.4.2. Küme Tipolojisi Nitel Anket Soruları

Küme tipolojisi konusundaki nitel anket soruları Tablo 6’da verilmiştir.

Elde edilen sonuçlar Tablo 6’da verilen sıra numarası ile yorumlanmıştır.

Tablo 6. Küme Tipolojisi Nitel Anket Soruları

1 Kümeye dahil olan işletmelerin büyüklüğü aşağıdaki şirket büyüklüklerinden

hangisini içermelidir.

2 İşletmelerin kurumsal yapısı (sahibi olmak anlamında) nasıl olmalıdır

3 Kümeye dahil olan hangi büyüklükteki firmalar, küme dışındaki firma ve

kuruluşlarla bağlantı geliştirmelidir

4 Küme yönetiminde liderliği hangi firmalar yapmalıdır

5 Küme katılımcısı firmalardan hangisinin ölçek ekonomisine ulaşması küme

başarısı için yeterlidir

6 Anahtar yatırım kararlarının alındığı yer neresidir

7 Kontrat ve anlaşmaların yapıldığı yer ağırlıklı olarak neresidir

8 Kontrat ve anlaşmaların süresi genellikle hangi dönemlidir

9 Kümedeki firmalar daha çok hangi coğrafi bölgedeki firmalarla işbirliği

yapmaktadır

10 Sağlanan elemanların beklentileri karşılama düzeyi Üniversite, Meslek Yüksek

Okulu, Endüstri Meslek Lisesi ve diğer eğitim kurumları için ne seviyededir

11 Hangi pozisyondaki eleman sıkıntısı kümenin başarısızlığına sebep olur

12 Çalışılacak konu uzmanlarının yurtdışından transferinin başarıya katkısı ne

ölçüdedir

13 Çalışanların sadakati öncelikle hangi kurumadır

14 Kümede taklit edilemez yerel kültürel kimlik bağları mevcuttur

15 Uzmanlaşmış finans genellikle nereden temin ediliyor

16 Uzmanlaşmış teknik uzmanlık genellikle nereden temin ediliyor

17 Uzmanlaşmış hizmetler genellikle nereden temin ediliyor

18 Küme firmaları arasındaki iş birliği hangi tip işletmeler arasında vardır

19 Merkezi ve yerel yönetimlerin teşvik, düzenleme rolü hangi konularda

olmalıdır

Page 113: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

113

1. Şirket büyüklüğü olarak KOBİ’lerin ağırlıklı olduğu ve diğer

büyüklükteki şirketlerin de olduğu bir yapı önerilmiştir.

2. İşletme sahipliğinde özel sektörün ağırlıklı olduğu ve diğer yapıları da

içeren bir görünüm vardır.

3.Küme dışındaki kuruluşlarla bütün firmaların ve özellikle KOBİ’lerin

bağlantı geliştirmesi öne çıkmıştır.

4. Küme liderliğinin de karışık olarak ve büyük şirket ağırlıklı yapılması

önerilmektedir. Çok uluslu şirketlerin oranı en düşük orandır.

5. Ölçek ekonomisine ulaşmak için bütün firmaların ölçek ekonomisine

ulaşması öne çıkmıştır. Yerel ve lider firmanın ölçek ekonomisine ulaşması

da vurgulanmıştır.

6. Anahtar yatırım kararlarının alınma yeri olarak küme içi, ulusal ve

bölgesel olması gerektiği vurgulanmıştır. Bu uydu tipi sanayi bölgelerinin

benimsenmediğini gösterebilir.

7. Kontrat ve anlaşmalar önemli ölçüde küme dışında yapılmaktadır. Ulusal

ve bölgesel önemli yer tutmaktadır.

8. Anlaşmaların süresinde orta vade ağırlıklıdır. Uzun ve çok uzun vade

toplamı %26 gibi çok düşük düzeydedir. Uzun vadeli işlemlerin düşüklüğü

dikkati çekmektedir. Sürdürülebilirlik ve büyük projelere, yatırımlara

başlamak bu işlem yapısıyla kolay görülmemektedir.

9. Küme içi işbirliği oranları düşük değerlerdedir, uzmanlaşma ve temel

yetkinliğe eğilmenin mevcut olmadığını belirtmektedir.

10. Bu analizde frekans dağılımı değil beklentileri karşılama düzeyi olarak

önemli ve çok önemli diyenlerin sayıları alınarak eğitim kurumları

birbiriyle karşılaştırılmıştır. Yaklaşık üçü de birbirine eşit çıkmıştır. Her biri

frekans tablolarından incelendiğinde %70 civarında beklentileri karşıladığı

görülmüştür. Oranlar gerçekçi değildir.

11. Kümenin başarısındaki en önemli elemanın yönetim ve ARGE

konusundaki elemanlar olduğu ileri sürülmüştür. Zincirin halkaları gibi

düşünülecek iş süreçlerinde her fonksiyonun iyi işlemesi, başarı için

zorunluluktur. Ancak eksiklik duyulan konuların öne çıkarıldığı şeklinde de

yorumlanabilir.

12. Yurt dışından getirilecek uzmanın başarıyı etkileyebileceği

düşünülmektedir.

13. Çalışan sadakatinin kümeye ve büyük firmaya olduğu belirlenmiştir.

Page 114: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

114

14. Kümenin taklit edilemez yerel kültürel bağlarının olması kümenin en

önemli rekabet gücünü oluşturacak kaynaklarıdır. Önemli ve orta düzeyde

olarak belirtilmiştir. Kuvvetlendirilmesi gerekir.

15. Uzmanlaşmış finansın yurt içi ve bölgeden temin edildiği belirtilmiştir.

Önemli bir başarı elde edilebilmiş olması durumunda yurt dışı

kaynaklarının çekilebilmesi mümkün olacaktır.

16.Uzmanlaşmış teknik uzmanlık önemli ölçüde bölge ve yurt içinden

temin edilmektedir. Yurt dışından temin oranı son derece düşüktür. Yurt

dışından teknik uzmanlık temini önemli bir katkı sağlayabilir ancak yüksek

bir maliyet gerektirir. Kümenin vizyonunu nasıl şekillendiğiyle ilgili bir

konudur. Uluslar arası rekabeti hedefleyen işletmeler yüksekte olsa

konunun dünya çapındaki uzmanlarıyla çalışabilmektedir. Teknik

uzmanlığın kümeden temin edilememesi kümenin teknik uzmanlık

seviyesinin yetersizliği olarak yorumlanabilir.

17. Hizmetlerin küme içinden temin edilememesi destekleyici kurumların

gelişmemiş olduğunu gösterebilir.

18. İşbirliği konusunda, KOBİ’ler ile büyük şirketler ve KOBİ’lerle ile

KOBİ’ler arasındaki işbirlikleri ağırlıklıdır. Diğer ilişkilerin eksikliği ağ

yapısının çok gelişmemiş olduğunu belirtir.

19. Kamunun rolü bütün konuları kapsayan bir teşvik olarak belirtilmiştir.

Kümelenme sürecinde kamu destekleri büyük bir önem taşımaktadır.

5.4.3. Marcusen Tipolojisine Göre Türkiye’deki Kümeler

Tablo 7’de Marcusen’in (1996) tanımladığı küme modellerine göre

belirlenen özellikler ile anket sonucu elde edilen veriler birlikte

gösterilmiştir. Tablo 7.’de ikinci, üçüncü ve dördüncü sütunlar sırasıyla

anketteki soru numarası, Marcusen sınıflamasına göre yaklaşık olarak

uyduğu küme tipi ve anketten elde edilen sonuç görülmektedir. Marcusen

küme tipleri Marshallian için 1, Göbek-Ok modeli için 2, Uydu Sanayi

Bölgeleri için 3 ve Devlet Ağırlıklı Kümelenme için 4 numara ile

gösterilmiştir. Bazı ilave özelliklerle Marshallian kümeler İtalyan tipi

Marshallian olarak isimlendirilir. Kümeleri yaklaşık olarak uyduğu tip

sütunundaki küme tipleri sayıları; 11 adet 1 Tipi küme yani Marshallian, 7

adet 2 Tipi küme Göbek-Ok tipi, 6 adet 3 Tipi küme Uydu Sanayi tipi

olarak belirlenmiştir. 2 adet, 4 Tipi küme Devlet Ağırlıklı Kümelenme

özelliğine rastlanmıştır. Bazı özellikler birden fazla küme tipinde ortak

Page 115: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

115

olabilmektedir. Bu sonuçlara göre Türkiye’deki kümelerin baskın

özelliğinin Marshallian tipinde olduğu söylenebilir. Daha sonra Göbek-Ok

ve Uydu Sanayi Bölgeleri gelmektedir. Marcusen’e (1996) göre Marshallian

ve İtalyan tipi Marshallian tipi kümeler büyüme ve gelişme için diğer

tiplerde görülmeyen olumlu uzun dönemli beklentiye sahiptir. Bu açıdan

bakıldığında Türkiye’deki kümelerin ağırlıklı olarak Marshallian tipi

özellikleri taşıması olumlu olarak değerlendirilebilir. Ancak ölçek

ekonomisine ulaşılamaması büyümeye engel olan bir özellik olarak

karşımıza çıkmaktadır.

Bölüm 5.1.’de dokuz ayrı sektör için küme tiplerinin ne olması gerektiği,

doğrudan sorularak alınan cevaplar Tablo 5’te gösterilmiştir. En yüksek

oranda önerilen küme tipi 5 adet ile Marshallian ve İtalyan tipi Marshallian;

3 adet ile kamu veya devlet ağırlıklı, 2 adet ile Göbek ok modeli olmuştur.

Marcusen’in (1996) tanımladığı özelliklere göre belirlenen küme tipiyle,

ankette farklı sektörlerde hangi küme tipleri olmalıdır sorusuna verilen

cevaplarda ağırlıklı olarak Marshallian ve İtalyan tipi Marshallian tipi küme

öne çıkmaktadır. Ankette Nano Teknoloji, İlaç, Raylı sistemler gibi

konulardaki küme tipi için doğrudan sorulan soruların cevabında kamu

ağırlıklı olması önerilmiştir. Bu konuların yeni, ticarileşmesi uzun zaman

olan ve alıcısının büyük ölçüde devlet olduğu gözönüne alındığında; küme

tipi belirleme konusunda kullanılan her iki yöntemden elde edilen

sonuçların birbirini doğruladığı söylenebilir.

Page 116: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

116

Tabl

o 7.

Tür

kiye

’de

Mev

cut K

ümel

erin

Yap

ısı

Küm

e Ti

pler

i ve

Öze

llikl

erin

in a

nket

ten

elde

edi

len

veril

erle

kar

şıla

ştırı

lmas

ı

No

Anke

ttek

i 4.

ve 2

. böl

üm

soru

no

Yakl

aşık

Uyd

uğu

tip

Anke

tte

önem

li v

e ço

k ön

emli

olan

ların

topl

am %

si

Küm

e Ti

pler

i

Küm

e Ö

zelli

kler

i

Mar

shal

l

ian 1

Göb

ek o

k M

odel

i

2

Uyd

u Sa

nayi

Böl

gele

ri

3

Dev

let A

ğırlı

klı

Küm

elen

me

4

14.

1Ka

rışık

%48

kob

iler

%45

hep

sinin

kar

ışım

ıİş

letm

eler

in b

üyük

lüğü

küçü

k, y

erel

birk

aç b

üyük

çek

irdek

firm

a, te

darik

çile

r ço

k

sayı

da,k

üçük

ve

tüm

firm

alar

yer

el, ç

ok sa

yıda

küç

ük

teda

rikçi

hep

si ye

rel

mer

kezi

başk

a ye

rde

olan

büy

ük

işlet

mel

erin

şube

leri

yayg

ın

kar a

mac

ı güt

mey

en k

amu,

ask

eri ü

s,

üniv

ersit

e et

rafın

a to

plan

mış

yere

l

ekon

omik

biri

mle

r fa

rklı

boy

utta

olab

ilir

24.

3Hi

çbiri

20 k

obi,

69 h

epsi

Dış b

ağla

ntıla

rım

inim

umçe

kird

ek fi

rman

ın ç

ok sa

yıda

dış

bağl

antıs

ı

mev

cut

çok

kuvv

etli

şard

an y

önet

ilen

teda

rikçi

işle

tmel

er

ile y

ükse

k de

rece

de iş

birli

ği

34.

51

37 k

uvve

tli, 4

3 ço

k ku

vvet

liKü

me

yöne

timin

in li

derli

k

özel

liği

güçl

übü

yük

firm

a ile

teda

rikçi

ler a

rasın

da d

ikey

ola

rak

ilişk

iler m

evcu

t

küm

elen

me

dina

miğ

i dışa

rdak

i ana

firm

alar

dan

kont

rol e

dilir

Far

klılı

k gö

ster

ebili

r

44.

73

4.7.

1 ile

4.7

.4 sı

rasıy

la 6

7 kü

me

içi t

ic.

55 b

ölge

deki

, 64

ulus

al, 7

0 ul

usla

r ara

Ölç

ek e

kono

misi

ne u

laşm

a

düşü

kgö

rece

li yü

ksek

, gen

elde

düş

ük

ciro

orta

sevi

yede

n yü

kseğ

e do

ğru

deği

şirgö

rece

li yü

ksek

, yer

el iş

letm

eler

de

düşü

k c

iro o

ranl

arı

54.

71,

34.

7.1

ile 4

.7.4

sıra

sıyla

67

küm

e iç

i tic

.

55 b

ölge

deki

, 64

ulus

al, 7

0 ul

usla

r ara

Küm

e iç

i tic

aret

sağl

am,

önem

li

bask

ın fi

rma

ile te

darik

çile

r ara

sında

sağl

am v

e ön

emli

düşü

k ve

ort

a se

viye

ye d

oğru

bask

ın k

urum

ile

teda

rikçi

ler a

rasın

da

önem

li ö

lçek

te v

ardı

r, fa

kat d

iğer

leriy

le

yokt

ur

64.

91,

230

küm

e iç

i, 27

ulu

sal,

23 b

ölge

sel

Anah

tar y

atırı

m k

arar

ların

ın

alın

dığı

yer

yere

lye

rel

alın

ır kü

rese

l ola

rak

yayı

lırdı

şsal

ola

rak

alın

ırhe

m iç

sel h

em d

e dı

şsal

ola

rak

74.

10/4

.11

1,2

4.10

. yer

i 28

ulus

al, 2

4 kü

me

içi,

16 u

lusla

r ara

sı, 1

4 ye

rel

4.11

. 57

orta

, 20

uzun

, 16

kısa

Kont

rat v

e an

laşm

alar

ın y

eri,

süre

si (lo

kal,

uzun

)

yere

l, uz

unye

rel,

uzun

dön

emli

yere

l ted

arik

çile

rle a

z say

ıda

uzun

döne

mli

anla

şma

bask

ın k

urum

la te

darik

çi v

e m

üşte

riler

aras

ında

kısa

dön

emli

84.

122

4.12

. 37

bölg

esel

, 24

ulus

al,

19 y

ereL

,

11l u

lusla

r ara

sıKü

me

dışı

firm

alar

la iş

birli

ği,

bağ

lant

ı

düşü

k

sevi

yede

Hem

yer

el h

em d

e dı

şsal

ola

rak

yüks

ek

dere

cede

işbi

rliği

ve

bağl

antı

dışs

al fi

rmal

arla

öze

llikl

e an

a fir

may

la

yüks

ek se

viye

de iş

birli

ği

dışa

rdan

yön

etile

n te

darik

çi

işlet

mel

er il

e yü

ksek

der

eced

e işb

irliğ

i

94.

222

49 o

rta

düze

yde,

34

az ö

nem

li, 1

0 ön

emli

Emek

piy

asas

ının

yön

ü ve

esne

kliğ

i

küm

e iç

i,

esn

ek

teda

rikçi

ve

müş

teril

erle

ort

a

sevi

yede

ve

sıklık

ta p

erso

nel

deği

şimi d

aha

az e

snek

ve

küm

elen

men

in iç

ine

yöne

lik

yüks

ek o

rand

a ve

dışs

al g

erçe

kleş

ir,

küm

ede

dike

y ol

arak

büt

ünle

şmiş

firm

alar

ara

sında

orta

sevi

yede

ve

sıklık

ta p

erso

nel

değ

işim

i

104.

171

44 k

ümey

e, 2

9 bü

yük

firm

aya,

18

küçü

k fir

ma

Çalış

anla

rın sa

daka

tikü

mey

e,

bölg

eye

büyü

k fir

may

a, so

nra

küm

eye,

dah

a so

nra

küçü

k fir

may

a

küm

eye

deği

l firm

aya

yöne

likbü

yük

enst

itüse

l firm

alar

, son

ra k

üme,

en

sond

a kü

çük

firm

alar

114.

192

Hizm

etle

rin t

emin

yer

i

tekn

ik: 3

9 yu

rtiç

i, 37

böl

ge, 1

9 kü

med

en

hizm

et: 4

2 yu

rtiç

i, 42

böl

ge, 1

5 kü

me

Emek

göç

ü

küm

e iç

i

yüks

ek,

dışa

rıya

düşü

k es

nek

küm

e iç

i yük

sek

oran

da,

dışa

rıya

düşü

k

yöne

tim, u

zman

lık,te

knik

hizm

etle

r

sevi

yesin

de iç

eri v

e dı

şarı

yüks

ek o

ranl

ı

göç,

mav

i yak

alıla

rda

düşü

k iç

, dış

göç

yüks

ek o

rand

a em

ek iç

göç

ü, d

üşük

ora

nda

em

ek d

ış gö

çü v

ardı

r, (fi

rma

kapa

tılm

adığ

ı

veya

kam

u e

lem

anla

rı ge

ri çe

kmed

iği

süre

ce)

Kayn

ak: M

arcu

sen

(199

6)'d

en fa

ydal

anıla

rak

yaza

r tar

afın

dan

hazır

lanm

ıştır

Page 117: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

117

Tab

lo 7

. Tür

kiye

’de

Mev

cut K

ümel

erin

Yap

ısı

Küm

e Ti

pler

i ve

Öze

llikl

erin

in a

nket

ten

elde

edi

len

veri

lerl

e ka

rşıla

ştır

ılmas

ı (de

vam

)

Ank

ette

ki 4

.

ve 2

. böl

üm

soru

no

Yakl

aşı

Uyd

uğu

tip

Ank

ette

öne

mli

ve

çok

önem

li

olan

ları

n to

plam

%si

Küm

e Ti

pler

i

Küm

e Ö

zelli

kler

i

Mar

shal

l

ian 1

Göb

ek o

k M

odel

i

2

Uyd

u Sa

nayi

Böl

gele

ri

3

Dev

let A

ğırl

ıklı

Küm

elen

me

4

124.

18 /

2.5.

1.1,

2,4,

4.18

. 39

önem

li öl

çede

mev

cutt

ur, 3

6 or

ta

düz

eyde

, 2.

5.1.

40

ort

a, 3

2 za

yıf,

20 ç

ok z

ayıf

Takl

it ed

ilem

ez y

erel

kül

türe

l

kim

lik,

bağl

arı

geliş

miş

geliş

miş

zayı

fge

lişm

134.

191

Fina

ns te

min

i 45

yutiç

i, 34

böl

ge, 1

8 kü

med

en

tekn

ik: 3

9 yu

rtiç

i, 37

böl

ge, 1

9 kü

med

en

hizm

et: 4

2 yu

rtiç

i, 42

böl

ge, 1

5 kü

me

Uzm

anla

şmış

fina

ns,te

knik

uzm

anlık

,

hiz

met

e ul

aşım

küm

e ya

da

böl

gede

n

büyü

k fir

mal

arın

hak

im o

lduğ

u m

evcu

ttur

dışs

al o

lara

k sa

ğlan

ırka

ynak

ları

yokt

ur

144.

201

41 ö

nem

li öl

çede

, 30

orta

,

14 ç

ok ö

nem

li, 1

1 az

öne

mli

Sabı

r ser

may

esi

var m

ı?

ula

şım

yer

i

var,

küm

e,

bölg

e

az m

ikta

rda

büyü

k fir

mal

ar

haric

inde

var

yokt

uryo

ktur

154.

211

9 ay

rı kü

med

e fa

rklı

iş m

ak. 4

8, n

ano,

72,

med

ikal

74,

oto

73,

teks

til 5

4, y

azılı

m79

,

yeni

lene

bilir

76,

ilaç

63,

rayl

ı 60

Büyü

me

ve is

tihda

mın

uzu

n

döne

mde

ki b

ekle

ntis

i

olum

luen

düst

ri ve

bas

kın

firm

alar

ın

str

atej

ileri

üzer

ine

şeki

llene

n

uzu

n dö

nem

li bü

yüm

e

bekl

entis

i

teçh

izat

ve

aktiv

itele

rin fa

rklı

yerle

re

kaym

a

teht

idi a

ltınd

adır

mer

kezi

hük

ümet

imka

n ve

bek

lent

ilerin

e

gör

e ş

ekill

enir

heps

inin

ort

alam

ası 3

,83

İtal

yanT

ipiK

üme

(Mar

shal

lian

ek

olar

ak)

164.

222,

449

ort

a dü

zeyd

e, 3

4 az

öne

mli,

10

önem

liM

üşte

ri ve

teda

rikçi

lerle

per

sone

l

deği

şim

i

yüks

ek

oran

da,s

ık

orta

sev

iyed

e ve

sık

lıkta

yüks

ek o

rand

a te

krar

ede

n dı

şsal

bir

deği

şim

var

dır y

erel

değ

ildir

orta

sev

iyed

e ve

sık

lıkta

174.

23/4

.24

3

4.23

. 39

zayı

f, 30

ort

a, 1

4 ku

vvet

li, 1

1 ço

k za

yıf

4.24

.

4.24

. 39

büyü

k- k

obi,

32 k

obile

r ara

sı,1

1 bü

yük-

kam

u

işbi

rliği

Raki

p fir

mal

arar

asın

da ri

ski

payl

aşm

ak, i

stik

rarı

sağl

amak

ve in

ovas

yonu

pay

laşm

ak iç

in

işbi

rliği

istik

rarı

yüks

ek

dere

cede

büyü

k ra

kip

işle

tmel

er a

rası

nda

düş

ük d

erec

ede

işbi

rliği

düşü

k de

rece

de iş

birli

ğiye

rel ö

zel s

ektö

r firm

alar

ı ara

sınd

a dü

şük

sev

iyed

e iş

birli

ği

18yo

kD

izay

n ve

inov

asyo

n al

anın

da

çal

ışan

ların

ora

oran

tısız

,

az

mav

i yak

alı i

şçile

rin o

rant

ısız

payl

arda

dağ

ılım

ı

ana

şirk

etin

pol

itika

sı d

oğru

ltusu

nda

gen

ellik

le a

z

prof

esyo

nel u

zman

çal

ışan

lar i

le b

üro

çalış

anla

rı a

rası

nda

oran

tısız

da

ğılım

var

dır

194.

251

52 ö

nem

li, 3

1 ço

k ön

emli,

14 o

rta

düze

yde

Güç

lü ti

care

t birl

ikle

rim

evcu

tek

sik

yokt

urza

yıft

ır

202.

4.3.

1,2,

32.

4.3.

37

orta

, 31

zayı

f, 23

kuv

vetli

Yere

l yön

etim

lerin

teşv

ik,

düz

enle

me

rolü

güçl

ügü

çlü

güçl

üdü

şük

sevi

yede

214.

27/

2.3.

2.H

epsi

4.27

. 74

heps

i, 18

yat

ırım

des

teği

,

5 ko

ordi

nasy

on

2.3.

2 . 4

2 zy

ıf, 3

6 or

ta, 1

7 ku

vvet

li

Alty

apı s

ağla

nmas

ında

yük

sek

sevi

yede

kam

uya

bağl

ılık

mev

cut

mev

cut

mev

cut

mev

cutt

ur

Kayn

ak: M

arcu

sen

(199

6)'d

en fa

ydal

anıla

rak

yaza

r tar

afın

dan

hazı

rlanm

ıştır

Page 118: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

118

5.5. Başarılı Bir Küme Olmanın Koşulları Nelerdir

Bu sorunun cevabının araştırıldığı anket soruları da nicel ve nitel sorulardan

oluşmuştur. Güven ve işbirliğinin geliştirilmesi kümelenme ile ilgili daha

kapsamlı projelerin yapılabilmesi için ön koşuldur. Başarılı bir kümelenme

için hangi kurumlar arasında yüksek düzeyde güven olmalıdır sorusunun

cevabına göre Şekil 15 oluşturulmuştur. İlk sırayı diğer seçeneklerin çok

üzerinde bir oranla, %72 ile küme firmaları arasındaki güven almıştır. Sonra

firmalar ile küme yönetimi; üniversite ve araştırma kurumları; kamu

kurumları almıştır. Kümedeki asıl unsur, baş rol küme üyesi firmaların

olmalıdır. Bu cevapta kuvvetle vurgulandığı gibi küme firmaları arasındaki

güvenin yüksek düzeyde olması başarı için en önemli unsurdur. Aksi

durumda küme kültürünün geliştirilmesi, birlikte olmanın getireceği sinerji

ile daha fazla değer oluşturmak mümkün olmayacaktır. Firmalar arası

güvenin yükseltilmesi için önce daha az bağlayıcı olan birlikte eğitim alma,

ortak fuar katılımı gibi etkinliklerle başlayıp karşılıklı güveni geliştirmek

önerilebilir. Küme kültürünün sorgulandığı bölümde bahsedildiği gibi daha

sonra ortak satın alma, üretim, pazarlama, tasarım gibi daha bağlayıcı

etkinliklere geçilmelidir. Şekil 11.’de görüldüğü gibi ortak eğitim, fuar

katılımı gibi faaliyetler daha fazla gerçekleştirilirken, bağlayıcılığı artan

faaliyetler daha azalmaktadır.

Şekil 15. Kümelerde Güven Seviyesi

72%

12%

7% 9%

hangi kurumlararasında yüksekdüzeyde güvenolmalıdır

Küme firmalarıarasında

Firmalar ile Kümeyönetimi arasında

Page 119: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

119

İş birliği kurumlarının sayı ve tür olarak artmasının kümelerin

geliştirilmesine çok yüksek seviyede bir fayda sağladığı belirtilmiştir.

Bireylerin girişimcilik seviyesinin kümelenmenin başarısı için çok önemli

bir etmen olduğu belirtilmiştir. Küçük ve büyük şirketlerin bir arada olması

önemli görülmüştür. Büyümenin en dinamik unsuru olarak KOBİ’ler

görülmektedir. KOBİ’lerin büyümeye etkisi, kümelerin zaman içersindeki

gelişimi konularında önemli bir rolü olduğu yapılan bilimsel çalışmalarla

belirlenmiştir (He ve Fallah, 2011). Anketten elde edilen sonuç ile bilimsel

araştırmaların sonuçları örtüşmektedir.

Kamudaki istikrarlı yönetimde küme başarısı için önemli olarak

değerlendirilmiştir.

İşbirliği kurumlarının kümelenmenin hangi safhasında daha faydalı

olduğunun sorgulandığı soruda; en büyük değeri kuruluş aşaması almıştır.

Kuruluş safhası işbirliği kuruluşlarının en etkin olduğu safhadır. Özellikle

günümüzdeki uygulamada, URGE desteklerinin alınması için kümelenme

zorunluluğu getirilmesi, daha sonraki aşamaya geçerek eğitim, ihtiyaç

analizi ve sonrasındaki etkinliklerdeki devlet desteğini alabilmek kuruluş

aşamasının başarılı olması ile gerçekleşebilecektir. Yüksek çıkan kuruluş

aşaması, daha sonra eğitim ve danışmanlık bir çok kümenin bu aşamada

olmasından kaynaklanmış olabilir. Yeni pazarlar bulunması ve

uluslararasılaşma çabaları çok fazla sayıdaki küme için ilerde ulaşılabilecek

bir hedef olduğundan günümüz koşullarında önemli olarak

değerlendirilmeyebilir.

Page 120: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

120

Şekil 16. İşbirliği Kurumlarının Kümelenmeye Katkısı

URGE desteğinin daha başarılı olması için ARGE’yi de kapsaması öne

çıkmıştır.

Finansal miktarın artması ve hızlı sonuçlanması daha sonraki önemli

maddelerdir.

URGE desteklerinin en fazla aksayan yönü sorgulandığında, en önemli

sorumluluğun küme üyelerinde olduğu görülmektedir. Bu sonuçta anketin

genellikle küme koordinatörü, bakanlık yetkilileri gibi kişilerle

gerçekleştirilmiş olmasının etkili olduğu düşünülmektedir. Küme üyesi

olarak ankete katılan az sayıdaki kişi aynı zamanda küme yönetim kurulu

üyesi olarak çalışmaktadırlar.

47%

21%

10%

6% 12%

4%

İşbirliği Kuruluşlarınınkümelenmeye katkısafhasıKuruluş

İhtiyaç analizi

eğitim danışmanlık

yeni Pazar bulma

uluslararasılaşma

Page 121: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

121

Şekil 17. URGE Desteklerinin En Fazla Aksayan Yönü

Küme ofisi ve koordinatör için maddi destek süresi 3 yıl ve üzerinde

yoğunlaşmaktadır. Bir kümenin rekabet üstünlüğüne ulaşması on yıl

civarında sürebilmektedir.

Başarılı bir küme oluşturulabilmesi için hangi kamu teşviklerin gerekli

olduğu sorusuna; ARGE, üretim, pazarlama, ihracat konularının hepsinin

desteklenmesi gerektiği %92 oranıyla belirtilmiştir.

6. KÜMELERİ OLUŞTURMA KABİLİYETİ FAKTÖR

ANALİZİ

Kümeleri Oluşturma Kabiliyeti Konusundaki anketin ikinci bölümündeki

sorularla Faktör Analizi yapılmıştır. Bu bölümdeki sorularla yapılan faktör

analizinin sonuçları Tablo 7’de ve Tablo 8’de verilmiştir. Faktör analizi

çok sayıda değişkenden oluşan veri setinin azaltılarak açık hale gelmesi

için yapılan analizlerdir (Özdemir, 2013). Böylece değişkenler faktör

gruplarında toplanabilir. Her faktörü oluşturan değişkenler incelenerek

isimlendirilir. Faktöre dahil edilen değişkenler yorumlanarak faktörün ne

anlama geldiği yorumlanabilir. Bu yöntemle çok sayıda değişken ve

aralarındaki ilişkilerin anlaşılmasında karşılaşılabilecek sorunlar azaltılır.

Faktör analizi değişkenler arasındaki gizli yapıyı ortaya çıkarır. Faktör

analizi yapılar içi korelasyonu inceleyerek, karmaşık ilişkileri özetler ve

basitleştirir. Faktörlerin belirlenmesinde sık kullanılan ve genel kabul

13

23

10

23

56

9

0 10 20 30 40 50 60

URGE desteklerinin en fazla…

İşbirliği kurumundan

Küme yönetiminden

Küme koordinatörüden

Bakanlıktan

Küme üyesi firmalardan

Diğer

Page 122: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

122

görmüş yöntem temel bileşenler yöntemidir (Principle Component). Dört

aşamalı bir işlem gerçekleştirilir, bunlar; korelasyon matrisinin

hesaplanması, faktör sayısının belirlenmesi, faktör döndürmesi ve faktör

skor puanlarının hesaplanarak yorumlanmasıdır. Kaizser-Mayer-Olkin

(KMO) testi değişkenlerin faktör analizine uygun olup olmadığını

belirlemekte kullanılır. Elde edilen katsayı 0,7 ve üzerindeki değerlerdeyse

yeterli görülür. Yapılan analizde KMO yeterlik katsayısı 0,798 olarak

bulunmuştur. Sig. değeri de 0,000 bulunmuştur, bu değer 0,05’ten küçük

olduğu için veri seti faktör analizine uygundur. Toplam açıklanan varyans 5

faktör için % 69,27 gibi yüksek bir değerdedir. F(1) faktörü varyansın

%37’sini açıklayarak en güçlü faktör olarak belirlenmiştir. F(2) faktörü

varyansın %10’unu açıklamaktadır. Daha sonraki faktörler sırasıyla , %9,5;

%7 ve %6’sını açıklamaktadır. Bir sonraki adımda Tablo 9’da verilen

matris döndürme işlemi yapılır ve hangi faktörlerde hangi değişkenlerin

olacağı belirlenir. Belirlenen faktör yüklerine göre her faktörde yer alan

katsayılara göre faktörü oluşturan sorular belirlenir. Faktör yüklerinde, bazı

kaynaklar değeri 0,5’ten, bazıları 0,4’ten büyük olanların faktöre dahil

edilmesini önermektedir (Özdemir, 2013).

Tablo 7 Küme Oluşturma Kabiliyeti Faktör Analizi

KMO andBartlett's Test

Kaiser-Meyer-OlkinMeasure of SamplingAdequacy. ,798

Bartlett's Test of Sphericity Approx. Chi-Square 560,051

Df 153

Sig. ,000

Page 123: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

123

Tablo 8 Faktör Analizi Döndürülmüş Matris

Rotated Component Matrix(a)

Component

1 2 3 4 5

SMEAN(S2.3.1) 0,076 0,104 0,833 0,037 -0,093

SMEAN(S2.3.2) 0,201 -0,082 0,641 0,317 0,174

SMEAN(S2.3.4) 0,17 0,108 -0,164 0,784 0,213

SMEAN(S2.4.1) 0,084 0,026 0,08 0,297 0,733

SMEAN(S2.4.2) 0,101 0,038 0,082 0,047 0,884

SMEAN(S2.5.1) 0 0,532 0,144 0,378 0,256

SMEAN(S2.5.2) 0,775 0,141 0,047 -0,154 0,204

SMEAN(S2.5.3) 0,825 0,162 0,047 0,153 -0,011

SMEAN(S2.5.4) 0,604 0,371 0,293 0,252 0,128

SMEAN(S2.5.5) 0,734 0,265 0,204 0,325 -0,017

SMEAN(S2.5.6) 0,69 0,222 0,162 0,392 0,118

SMEAN(S2.5.7) 0,277 0,17 0,354 0,69 0,109

SMEAN(S2.6.1) 0,078 0,5 0,654 -0,06 0,128

SMEAN(S2.6.2) 0,173 0,354 0,605 -0,159 0,339

SMEAN(S2.6.3) 0,35 0,665 0,296 0,076 0,049

SMEAN(S2.6.4) 0,083 0,731 0,219 0,341 -0,024

SMEAN(S2.6.5) 0,262 0,826 -0,03 0,028 -0,027

SMEAN(S2.6.6) 0,407 0,737 0,053 -0,039 0,026

Verimax yöntemiyle döndürülen matriste, birinci Faktörde (F1) 5 değişken

(soru), ikinci Faktörde (F2) 5 değişken, üçüncü Faktörde (F3) 4 değişken,

dördüncü faktörde (F4) 2 değişken ve son Faktör olan F5’te iki soru yer

almıştır. Faktöre dahil olan sorular incelenerek faktörlerin isimlendirilmesi

gerekmektedir. Birinci faktör F1’e dahil olan sorular anketin 2.5.2, 2.5.3,

2.5.4, 2.5.5 ve 2.2.6. sorularıdır. İkinci faktör olan F2’ye 2.5.1, 2.6.3,

2.6.4,2.6.5. ve 2.6.6. soruları dahildir. Bu soruların kapsamına göre faktörler

isimlendirilir. F1 faktörünün, küme kültürünü ölçtüğü belirlenerek ismi

Page 124: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

124

F(kültür) olarak belirlenmiştir. F2 faktörü ağırlıklı olarak küme

organizasyonuyla ilgili soruları içerdiği için F (organizasyon); benzer

şekilde, F3 faktörü, hukuki ve fiziki alt yapı ile ilgilidir F (yasalt), olarak

adlandırılmıştır. F4 faktörü toplumsal destek ve rekabetçiliği ölçme

metodunu içermektedir, F (toplum) olarak adlandırılmıştır. Son faktör olan

F5 ise başlangıç ve risk sermayesini kapsadığı için F (sermaye) olarak

isimlendirilmiştir. Böylece 18 sorudan oluşan bir değişkenler grubu 5

faktöre indirgenmiştir. Bu faktörler incelenerek yorumlama yapılabilecektir.

Ortalaması en düşük faktörlerden faktör yükü en yüksek olanlar belirlenerek

bu konuların güçlendirilmesiyle küme oluşturma kabiliyetinin arttırılmasına

çalışılacaktır. Her faktörün Cronbach’s alpha sayısı Tablo 10’da verilmiştir.

Güvenilirliği gösteren bu sayının 0,7’den veya 0,6’dan büyük olması

istenir. Her faktör bazında da bu faktör yaklaşık olarak sağlanmıştır. İlk üç

faktörde 0,7 aşılmış, son iki faktörde küçük bir miktar aşağısında

kalınmıştır.

Tablo 9 Faktörlerin Güvenilirliği

Faktör no Cronbach's alpha

1 0,870

2 0,862

3 0,749

4 0,645

5 0,655

7. ANKET SONUÇLARI ÖZETİ VE YORUMLAR

1. Belirlenen sektörlerdeki kümelenme ihtiyacı değişik sektörler için; orta

düzeyin üzerinde bir değerden başlayarak çok önemli’ye kadar giden bir

değerdedir. İş ve İnşaat Makineleri ve Tekstil konularında orta düzeyin

üzerinde; Otomobil, İlaç, Raylı Sistemler ve Yazılım konularında önemli

düzeyde; Nano Teknoloji, Medikal ve Yenilenebilir Enerji konularında ise

çok önemli düzeyde kümelenme ihtiyacı olduğu belirtilmiştir. İş Makineleri,

tekstil ve otomobil gibi geleneksel sektörler diğerlerine göre daha az önemli

olarak değerlendirilmiştir. Bu sektörlerde edinilen önemli deneyim

kuvvetlendirilerek mevcut potansiyel korunmalı ve geliştirilmelidir.

2. Değişik sektörlerde farklı tip kümelenme olması gerektiği belirlenmiştir.

Belirlenen sektörlerdeki kümelerin hangi tipte olması gerektiği, doğrudan

Page 125: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

125

doğruya sorulduğunda Marshallian tipi kümelenme ilk sırada olmuştur,

daha sonra Göbek-ok tipi ve Devlet ağırlıklı, en son sırada ise Uydu Sanayi

tipi kümelenme belirlenmiştir. Bu sonuç ile anket sonucu Marcusen (1996)

sınıflamasına göre belirlenen küme tipleri arasında benzerlik vardır. Tek

farklılık anketteki sorular cevaplanırken, Devlet ağırlıklı küme Türkiye’de

mevcut olmadığı için çok az sayıda özellikle temsil edilerek son sırayı

almıştır. Soru doğrudan sorulduğunda ise, Nano Teknoloji, İlaç, Raylı

Sistemler gibi konularda üniversiteler araştırma kurumlarıyla devletin

yönlendirmesi görüşü ağırlık kazanmıştır.

3.Türkiye’deki kümelerin özellikleri, anket verileri kullanılarak

Marcusen’in küme sınıflamasına göre değerledirildiğinde, ağırlıklı olarak

Marshallian tipinin özelliklerini taşımaktadır; daha sonra göbek-ok ve

Uydu Sanayi tipi gelmektedir. 11 adet Marshallian, 7 adet Göbek-Ok tipi, 6

adet Uydu Sanayi tipi özelliği belirlenmiştir.

4. Kümelerde ihtisaslaşmış iş gücü, işbirliği ve bilgi en önemli rekabet

üstünlüğü kaynağı olarak belirlenmiştir. İşbirliği konusunda önemli

derecede eksiklik belirlenmiştir. Küme kültürü vasıtasıyla geliştirilmelidir.

5. Kümenin en önemli bir çıktısı konusunda ürettiği bilgi olarak

belirlenmiştir. Daha sonraki sıralarda uzmanlaşma ve markalaşma, dışsal

fayda sağlaması, küme kültürünün gelişmesi olarak verilmiştir. Kanımızca

küme kültürünün geliştirilmesi diğer unsurları da geliştirecektir.

6. Kamunun vergi, sigorta, yatırım gibi çeşitli desteklerin hepsini sağlaması

önemli görülmektedir.

7. Kümelenmeyi desteklemek için eksik veya yetersiz seviyede olan

konular; Yasal altyapı, Fiziksel altyapı, Düşük seviyede toplumsal

destek’tir.

8. Ticarileşmesi daha uzun zaman alan kümelerdeki devlet desteğinin daha

uzun olması gerekmektedir.

9. İşbirliği Kurumlarının sayı ve türünün artması kümelenmeyi olumlu

etkilemiştir.

10. URGE desteklerinin en fazla aksayan yönünün küme üyesi firmalardan

kaynaklandığı belirtilmiştir.

11. URGE desteklerinin daha başarılı olabilmesi için ARGE’yi kapsaması,

finansal miktarının artarak hızlı sonuçlanması gerektiği belirtilmiştir.

12. Kümelenme kültürünün yetersiz olduğu belirlenmiştir.

Page 126: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

126

13. Kümenin taklit edilemez yerel kimlik bağlarının önemli ve orta

düzeyde bulunduğu belirtilmiştir.

14. Küme firmaları arasındaki güven seviyesinin yüksek olması başarılı bir

kümelenme için temel onsurdur. Güven geliştirici etkinlikler

gerçekleştirilmelidir.

15. Toplantılara katılımın orta düzeyde olduğu belirtilmiştir.

16. Edinilen bilginin kurum içinde ve endüstride paylaşılmasında zayıflık

belirtilmiştir.

17. Kümelerin yönetiminin ve asıl rolün küme üyelerinde olması gerektiği

belirtilmiştir.

18.Kümeyi geliştirecek liderin her kümede bulunmadığı belirtilmiştir.

Küme liderliğinin farklı büyüklükteki firmalar tarafından üstlenilmesi

önerilmiştir.

19. Kümedeki liderlik özelliğinin kuvvetli olması, güçlü ticaret birliklerinin

olmasının faydalı olduğu kuvvetle belirtilmiştir.

20. Kümedeki rakip firmalar, aralarında riski paylaşmak, istikrarı sağlamak

ve inovasyonu paylaşmak için düşük düzeyde işbirliği yapmaktadırlar.

21. Küme firmalarının hepsinin küme dışındaki firmalarla ilişki geliştirmesi

önerilmiştir.

22. Küme firmalarının işbirliklerinin küme içi ve uluslararası alanda düşük

seviyededir. Buna karşılık bölgesel ve ulusal düzeyde önemli bir orandadır.

23. Küme koordinatörü ve ofisinin bazı kümelerde olduğu, bu konudaki

destek süresinin 3 yıl ve üzerinde olması ağırlıklı olarak kabul görmüştür.

24. Küme başarısında; bireysel girişimciliğin yüksek olması, küçük ve

büyük şirketlerin birarada bulunması, kamu kurumlarındaki istikrar olması

önemli görülmüştür.

25.Yönetici ve ARGE elemanı eksikliğinin kümenin başarısızlığa

götürebilecek en önemli pozisyonlar olarak değerlendirilmiştir.

26. Uzmanlık ve istenilen nitelikte teknik eleman temininde sorunlar olduğu

ve genellikle küme dışından sağlandığı belirtilmiştir.

27. Firma sayısının kümelenmeyi sağlayacak kritik kütleye ulaşmadığı

belirtilmiştir

28. Uzmanlaşmış tedarikçiler konusunda eksiklik olduğu belirtilmiştir.

29. Finansal etmenlerden risk sermayesinin olmaması en önemli eksiklik

olarak belirtilmiştir.

Page 127: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

127

8. TARTIŞMA VE SONUÇ

Türkiye, Porter metodolojisiyle kümelenme çalışmalarına ilk başlayan

ülkelerden biridir. Ancak yaklaşık 16 yıllık bir süre sonunda olgunluk ve

gelişme aşamasındaki kümeler topamın % 4,7’sini oluşturmaktadır. Bu oran

son derece düşüktür. Uygulanacak politikalar ve yapılacak çalışmalarla

kümelerin geliştirilmesi son derece önemlidir. Aksi taktirde kümelenme

kavramının içi boşaltılmış bir kavrama dönüşerek toplumun inancı sarsılmış

olacaktır. Kümelenmedeki en önemli etkenlerden biri olan toplum

desteğinin güçlü tutulması için kümelenme kültürünün geliştirilmesi

muhtemelen en önemli odak noktası olmalıdır. Kümelenme kültürünün

oluşturulması uzun zaman ve emek gerektiren bir konu olacaktır. Birlikte iş

yapma, paylaşma, birlikte kazanma, bilgi ve yenilik üretme, girişimcilik

toplumumuzun benimsediği, içselleştirdiği kavramlar olmadıkça

kümelenme çalışmalarında hızlı ve kapsamlı bir başarı elde edilmesi kolay

değildir. Elde edilen sonuçlardan zayıf görülen konular güçlendirilmeli ve

geliştirilmelidir. Küme oluşturma kabiliyeti konusunda yapılan faktör

analizinde bu konular ayrıntılarıyla belirtilmiştir. Kümelenme resmi, özel,

sivil toplum ve eğitim kuruluşlarını kapsayan çok geniş kapsamlı bir

konudur. Hepsinin uyum içinde ve birbirini destekleyerek çalışması

gereklidir. Kümelenmeyle ilgili üç bakanlık ve bağlı kuruluşları

çalışmaktadır. Bu yapı etkinliği azaltmakta ve tekrarlara yol açmaktadır.

Kümelenmeyle ilgili ulusal seviyede bütüncül bir strateji oluşturularak

uygulanmalıdır.

Bütün bu öneriler ve ileriki çalışmaların sonuçlarına göre yapılacak

düzenlemeler, yerelden kaynaklanan güçlerin küresel rekabete ulaşarak

kümeyi, bölgeyi ve ülkeyi daha yüksek ve sürdürülebilir bir ekonomik ve

sosyal refaha taşımasına katkı sağlayabilecektir. Anadolu’da 12. Yüzyıldan

beri mevcut olan ‘’Ahilik’’ kurumunda ve daha sonrada Lonca’larda

gerçekleştirilen ticarette ve zanaatta işbirliği, mesleki eğitim, belirli bir

zanaat kolu içinde mutabık kalınan kurallara uyma kültürü kümelerin de

temel dayanaklarını oluşturmaktadır. Yüzyıllar evvel bu kurumları

geliştirmiş ve yaşatmış olan toplumumuz kümelenme konusundaki planlı

çabalarla önemli başarıları gerçekleştirebilecektir.

Page 128: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

128

KAYNAKLAR

2023 Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı, (2012), Eylül, 2014.

www.ekonomi.gov.tr/.../İhracat/2023%20İhracat%20Stratejisi/2023

Bartlett, J.E., Kortlik, J.W., Higgins, C.C. (2001). Organizational Research:

Determining Appropriate Sample Size in Survey Research, Information

Technology, Learning, and Performance, Vol. 19, No.1

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (2011), Küme Geliştirme Kılavuzu, 23

Aralık2012

http://www.smenetworking.gov.tr/userfiles/pdf/belgeler/sanayiBakanligi/Sa

nayiBakanligi_kilavuz.pdf adresinden indirildi.

Bulu, M. , Eraslan, İ.H. & Sağlam, İ. (Ed.). (2004). Kümelenme Yaklaşım,

Çağdaş Yönetim Yaklaşımları Ülkeler Kavramlar ve Yaklaşımlar. Beta

Basım Yayım Dağıtım AŞ., 2004, İstanbul, s. 162.

Chiaroni, D. & Chiesa, V. (2006). Forms of creation of industrial clusters in

biotechnology. Science Direct Technovation 26 (2006) 1064-1076;

Temmuz 2013’te www.elsewer.com/locate/technovation adresinden

indirildi.

Cüceloğlu,D. (2001). İçimizdeki Biz. İstanbul, Remzi Kitapevi.

Çoban, O. (2010). Rekabet ve Firma Stratejisi. İstanbul Ticaret Odası

Yayınları, Yayın no: 2010-94

Deloittle , (2014). The Manufacturing Industry in Turkey . Şubat, 2014.

http://www.invest.gov.tr/enUS/infocenter/publications/Documents/MANUF

ACTURING.INDUSTRY.pdf)

Enright, M.J (2000). Survey On The Characterization Of Regional Clusters:

Initial Results, Working Paper, Hong Kong. Mart,2014,

http://www.researchgate.net/profile/Michael_Enright2/publication/2285996

16

Friedman, T. L. (2010). Dünya Düzdür. İstanbul:Boyner Yayınları.

Page 129: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

129

Güvenç, Z. B. Gelecekte var olma projesi: Kümelenme Sunusu 3. Sanayi

Şurası 20- 22 Kasım 2013, Ankara. Mayıs, 2014.

www.sanayisurasi.gov.tr/pdfs/komisyon5-ziya-burhanettin-guvenc.pptx

He, J & Fallah, M. H. (2011). The typology of technology clusters and its

evolution — Evidence from the hi-tech industries. Technological

Forecasting & Social Change 78 (2011) 945–952

http://www.intelspace.eu/wp- content/uploads/2012/07/Jiang-He-and-

M.-Hosein-Fallah-2011-The- typology-of-technology-clusters-and-its-

evolution.pdf bağlantısından haziran 2014’te indirilmiştir.

Iammariona, S., McCann. P. (2006). The structure and evolution of

industrial clusters:Transactions, technology and knowledge

spillovers. Research policy 35, (2006) 1018-1036; Haziran 2013’te

www.sciencedirect.com adresinden indirildi.

Keskin. H. & Dulupçu, M.A. (2010). Kümeler: Bir Literatür İncelemesi.

Süleyman Demirel Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Dergisi, Y.2010, C.15, S.1 s.441-461. Kasım, 2014.

http://sablon.sdu.edu.tr/fakulteler/iibf/dergi/files/2010_1_22.pdf

Küme Geliştirme Sürecinde UR-GE Projesi Hazırlama ve Uygulama

Kılavuzu. Temmuz.

http://www.smenetworking.gov.tr/detay.cfm?MID=45

Küme Haritalama, Analiz ve Kümelenme Yol Haritaları , Sentez Raporu

(2009). Temmuz, 2014’te indirildi.

http://www.smenetworking.gov.tr/detay.cfm?MID=45

Marcusen, A., (1996). Sticky Places in Slippery Space: A Typology of

Industrial Districts.Economic Geography Vol. 72, No. 3 (Jul., 1996),

pp. 293-313. Mayıs,2014

http://www.jstor.org/stable/144402?seq=1#page_scan_tab_contents

Page 130: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

130

Marshall, A. (1920). Principles of Economics, McMillan and Co. Ltd.,

London, 8. Baskı, Bölüm IV. X, s.27.

Morosini, P. (2004). Industrial Clusters, Knowledge Integration and

Performance. World Development Vol. 32, No. 2, pp. 305-326;

Temmuz, www.elsevier.com/locate/worlddev adresinden indirildi.

Ortak Rekabet Alanları Strateji Raporu, 2012. Ekonomi Bakanlığı, Ankara.

Özdemir, A. (2013) Yönetim Biliminde İleri Araştırmalar. 2013 İstanbul.

Beta BasımYayım Dağıtım A.Ş.

Porter, M. E. (1991). Clusters of Innovation. Regional Foundations of U.S.

Competitiveness Monitor Group ontheFRONTIER Council on

Competitiveness

http://www.hbs.edu/faculty/Publication%20Files/COI_National_05202014_

a d0fe06c-674c-494 adresinden ‘07.07.2014’te indirildi.

Porter, M. E. (1998). Clusters and the New Economics of Competition.

Harvard Business Review, November 1998. 27 Aralık 2012’de

http://hbr.org/1998/11/clusters-and-the-new-economics-of-competition/ar/1

adresinden indirildi.

Porter, M. E.,(2001). Clusters of Innovation: Regional Foundations of U.S.

Competitiveness. Haziran , 2014,

http://www.hbs.edu/faculty/Publication%20Files/COI_National_05202014_

a d0fe06c-674c-494b-96f6-6882db4e6aaf.pdf

Porter, M. E. (2003). The Economic performans of Regions, Regional

Studies, Vol: 37, No: 6&7, August-October 2003, ss. 549-578

Porter, M. E.,(2010). Rekabet Üzerine. İstanbul: Optimist Yayınları.

Price Waterhouse Copers , (2012). 2041’de Türkiye: Geleceğe bakış .

Eylül, 2014.

Page 131: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

131

http://www.pwc.com.tr/tr_TR/tr/publications/arastirmalar/pdf/2041deturkiy

e.pdf

Raines, P. (2000). Developing Cluster Policies in Seven European Regions,

European Policies Research Center, University of Strathclyde, UK.

http://www.eprc.strath.ac.uk/eprc/documents/PDF_files/R42(DevelopingCl

usterPolicies).pdf adresinden 13.07.2014’te indirildi.

Senor, D. & Singer, S., (2011). İsrail’in Ekonomik Mucizesinin Öyküsü.

İstanbul: Doğan Egmont Yayıncılık .

Sövell, Ö, Lindqvist, G. & Ketels C. (2003). The Cluster Initiative Green

Book. Temmuz, 2013.

http://www.hse.ru/data/2012/08/08/1256393499/GreenbookSep031.pdf

Taylor, S & Raines, P. (2001). Learning to Let Go: The Role of the Public

Sector in Cluster Building in the Basque Country and Scotland.

Regional and

Industrial Policy Research Paper Number: 48, Europen Policies Research.

Center, September 2001

TÜBİTAK, (2004). Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 2003-2023

Strateji Belgesi. Ağustos, 2014.

http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/vizyon2023/Vizyon2023_St

rateji_Belgesi.pdf

TÜBİTAK, Vizyon 2023. Ekim,2014.

http://www.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/politikalar/icerik-vizyon-2023

Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi 2011-2014, 2010. Temmuz, 2014.

http://www.smenetworking.gov.tr/detay.cfm?MID=45

Ülgen, H, & Mirze, S.K. (2013). İşletmelerde Stratejik Yönetim. İstanbul:

Beta Basım Yayım Dağıtım

Yerel Paydaşlar için Kümelenme Kılavuzu. Temmuz, 2014.

http://www.smenetworking.gov.tr/detay.cfm?MID=45

Page 132: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

132

MARKA DENEYİMLERİNİN TÜKETİCİLERİN SATIN

ALMA DAVRANIŞINA ETKİSİ VE CEP TELEFONU

MARKALARINDA BİR UYGULAMA

Kader Oskaybaş

Yrd.Doç.Dr., Maltepe Üniversitesi, İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi,

İşletme Bölümü, [email protected]

ÖZET

Post modern tüketici ürünleri satın alırken ihtiyacının karşılanmasının

yanında hedonik fayda elde etmeyi amaçlamaktadır. Hedonik (hazcı) yaklaşım

yaşanılan deneyimler sonucunda alışverişten zevk alma anlamına gelmektedir.

Farklı deneyimlerin arayışı tüketicileri ihtiyaçları dışında da farklı ürünleri satın

almaya götürmektedir. Tüketici, yeni deneyimler yaşatan alışveriş merkezlerinden

bu deneyimleri yaşayabilmek için vakit geçirmeye ve ihtiyacı dışında ürünleri de

satın almaya başlamıştır. Bu durum, işletmelerin ürünlerini yaşattıkları deneyimler

ile sunmalarını sağlamıştır. Başka bir ifade ile ürünlerin değil marka deneyimlerin

pazarlanması söz konusu olmuştur. Çalışmamda, Samsung ve Apple markalı cep

telefonlarının marka deneyimlerinin boyutlarının satın almaya etkisi tespit edilmeye

çalışılmıştır. Bu kapsamda 154 tüketiciden veri toplanarak istatistikî analizler

yapılmıştır.

Anahtar Kelimler: Marka deneyimi, satın alma davranışı

Products of the Brand Experience Impact on Consumer Buying

Behavior and an Application in Mobile Phone Brand

When buying products, post modern consumer not only meets their needs, but

also aims to obtain hedonic benefit. Hedonic (about pleasure) approach means

taking pleasure from shopping as a result of experience process. Being in search of

a different experience leads consumers to buy different products apart from their

needs. Consumers, in order to live this experience, began to spend time and buy

Page 133: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

133

products in shopping centers that offer new experiences. This provided that

businessoffers their products with experiences. In other words, not the products but

the marketing of brand experiences came into question. In my study, it was studied

to determine the effect of Samsung and Apple-branded mobile phones' size of brand

experiences on buying proces. In this context, statistical analyzes were performed by

collecting data from 154 consumers.

Key Terms: Brand experience, buying behaviour, logit model

1. GİRİŞ

Günümüzün modern toplumlarında firmalar tüketicilerin dikkatlerini

üzerlerine çekebilmek ve artan rekabete karşı koyabilmek için üstün müşteri

değeri yaratmalıdırlar. Müşteri değeri, tüketicinin ürünleri sahip olmaktan

ve kullanmaktan ötürü sağladığı yararlarla ile maliyetler arasındaki ilişkidir

(Kotler,2010,s:9). Değerin arz ve talep yönlü olarak ele alınması

gerekmektedir. Başka bir deyişle, değer hem satıcı hem de alıcı açısından

değerlendirmelidir (Torlak, Altunışık, Özdemir,2007,s:58).

Tüketicilere rakiplerine göre üstün değer sunan işletmeler farkındalık

yaratmaktır. İşletmeler yeni müşteriler kazanmak ve mevcut müşterilerini

elde tutmak için diğer işletmelerin ürünlerin veya sunumlarından farklılıklar

yaratmak zorundadırlar. Bu farklılığı yaratacak olan geleneksel

pazarlamadaki mal ve hizmetleri sahip oldukları fonksiyonel ve duygusal

faydalarından dolayı satın alma anlayışının müşterinin ürünle yaşadığı

deneyimlere dönüştürmesidir (Odabaşı, Barış;2007,s:23). Tüketicilerin

ürünleri sundukları fiziksel faydadan ziyada sunduğu deneyimlerden dolayı

da satın alması deneyimsel pazarlama kavramını karşımıza çıkarmaktadır.

Deneyimsel pazarlama kavramını ilk olarak Pino ve Gilbert 1998

yılında yapmış oldukları çalışma ile ortaya çıkarmıştır. Müşteriler herhangi

bir alışverişle ilgili olarak mal veya hizmetin kalitesi, özellikleri, muhtemel

faydaları ve fiyatını inceler ve alternatifleri karşılaştırır. Bu alışveriş

olayının birinci yönüdür. Alışverişi diğer yönü ise müşterinin o ürün veya

firma ile yaşadığı deneyimdir (Kaya,2004,s:)

Page 134: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

134

Deneyimsel pazarlama kavramından önce, deneyim denildiğinde ilk

olarak, alışveriş sırasında müşterinin mağazada edindiği deneyimi akla

getirmektedir. Deneyimin mağazanın fiziksel durumu, çalışan elemanlar,

mağazanın müşteri ilişkileri ile ilgili politikalarından kaynaklandığı

söylenmekte, bütün bunların ve özellikle de mağaza atmosferinin

müşterinin aklında belirli bir iz bıraktığı ileri sürülmektedir. Bu iz ve

alışveriş deneyiminin, o mağazanın sattığı ürünün fiyatından ve kalitesinden

çok daha önemli olduğu belirtilmektedir (Kerin, Jain ve Howard,1992s.

376-379). Deneyimsel pazarlamanın duyusal, duygusal, düşünsel,

davranışsal ve ilişkisel boyutları vardır.(Schmitt,1999,s:53-67).

Tüketicilerin duyularına hitap ederek duygular uyandırmaya çalışır;

böylelikle yaratmaya çalıştığı deneyimi ile davranışı yönlendirebilmektedir.

Alışveriş yapmak mutluluk verir (Kaya,2004,s:17) Deneyimsel

pazarlamanın temelinde hedonik alışveriş ve bu alışverişin sağladığı haz

yatmaktadır. Hedonik alışveriş konusu ilk kez Hirhcman ve Holbrook

tarafından ortaya atılmış tüketimi kişinin ürünlerle olan, duygusal ve fantezi

deneyimiyle ilgili tüketici davranışının değişik görüntüleri olarak ifade

etmiştir.(1982,s:132-140) Hedonik (hazcı) tüketim, tüketim duygulandırıcı,

fantezi ve duyumsal yönüne ilişkin davranışları kapsamaktadır. Bu bakış

açısına göre: tüketim, ürünün kullanılması sonucunda sahip olunması

düşünülen eğlence tarafından yönlendirilir ve bu süreçte tatminin

belirleyicisi estetikle ilgilidir (Torlak, Altunışık, Özdemir,2006,s:122).

2. MARKA DENEYİMİ İLE SATIN ALMA İLİŞKİSİ

Tüketim, ortaya çıkan bir ihtiyacın giderilmesine yönelik faaliyetler ve

katlanılan giderlere verilen genel adıdır (Torlak,2000,s:17) Tüketim

olgusunda, tüketici davranışının önemli önermelerinden birisi insanların

çoğunlukla ürünleri temel fonksiyonları nedeniyle değil, içerdikleri

anlamları nedeniyle satın aldıklarını ifade etmektedir (Odabaşı,

Barış;2007,s:23). Tüketicilerin fiziksel ihtiyaçlarını karşılarken işletmelerin

pek zorlanmadığı aşikârdır ancak psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaları için

işletmelerin tüketicilere farklı deneyimler sunması gerekmektedir. Bu

durum deneyimsel pazarlama bünyesinde marka deneyiminin önemini

arttırmıştır.

Page 135: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

135

Marka deneyimini sübjektif, içsel tüketici tepkileri (duyuları,

duyguları ve koşulları) ve markanın tasarımı-kimliği-ambalajı-çevresi-

iletişimi gibi markayla ilişkilendirilmiş uyarıcılarla harekete geçirilen

tüketicilerin davranışsal tepkileri olarak kavramlaştırılmaktadır (Brakus

et.al., 2009, s.56). Bir marka tüketicilerde ne kadar çok duyuya hitap ederse,

diğer bir ifadeyle tüketicilerde ne kadar güçlü bir duyusal sinerji

yaratabilirse, tüketicilerde o kadar fazla ilgi sağlamaktadır. Bunun temel

sebebi her duyunun bir diğeriyle içsel bir bağlantısının olmasıdır (Schmitt,

2008, s.209).Marka deneyiminin ise duyusal boyutu (görsel, işitsel,

dokunsal, kokusal ve duyusal), duygusal boyutu (markanın tüketici

oluşturduğu duygusal bağlar) düşünsel boyutu (markanın tüketici zihnindeki

yakınsal ve uzaksal olarak düşündürdükleri) ve davranışsal boyutu

(markanın deneyimlerle etkileşimi) olmak üzere dört farklı boyutu vardır

(Brakus,Schmitt,Zarantonello,2009,s:52-68). Deneyimsel pazarlamadaki

ilişkisel boyutu marka deneyiminde davranışsal boyut kapsamında ele

alınmıştır.

3.ARAŞTIRMA METODOLOJİSİ

Araştırma şirketi Jack Morton Worldwide tarafından

gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre tüketicilerin %40’ı olumlu

marka deneyimi yaşadıkları ürünlere daha fazla ödemeye istekli olduğunu

belirtmişlerdir .(http://www.jackmorton.com/pdf/jack-morton-best-

experience-brands.pdf Erişim 20.03.2014). Bu durum, tüketicilerin satın

alma karar aşamalarında marka deneyimin önemini vurgulamaktadır. Bu

çalışmamda telekomünikasyon sektöründe yer alan Apple ve Samsung

markalarının sundukları marka deneyimlerinin ve demografik özelliklerin

satın almaya etkisi bulunmaya çalışılmıştır. Araştırmada kullanılan veriler

toplam 154 kişiden kolayda örnekleme yöntemi kullanılarak elde edilmiştir.

Tüm katılımcılar 18 yaşından büyüktür ve İstanbul’da ikamet etmektedir.

Verilerin toplanmasında kullanılan anket toplam üç bölümden oluşan tek bir

form olarak hazırlanmıştır. Anket formunun birinci bölümünde, araştırmaya

dahil edilecek katılımcıları belirlemeye yönelik bir soru sorulmuştur. İkinci

bölümünde, tüketicilerin marka deneyimi algısı, Brakus, Schmitt ve

Zarantonello (2009, s.52-68) tarafından geliştirilen, 12 değişkenli bir ölçek

Page 136: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

136

aracılığı ile değerlendirilmiştir. Marka deneyimi ölçeği duyusal, duygusal,

davranışsal ve düşünsel olmak üzere dört ana boyuttan oluşmaktadır.

Araştırmanın son bölümünde, katılımcıların demografik özelliklerini

belirlemeye yönelik 7 soru sorulmuştur.

Şekil 1’de araştırma modeli gösterilmiştir. Modele göre toplam

dokuz hipotez geliştirilmiştir. Bu hipotezler de araştırma modelinin altında

sıralanmıştır.

Bu kapsamda geliştirilen hipotezler:

H1: Cep telefonu markaları için, duyusal marka deneyiminin satın alma

davranışı üzerinde etkisi vardır.

H2: Cep telefonu markaları için, duygusal marka deneyiminin satın alma

davranışı üzerinde etkisi vardır.

H3: Cep telefonu markaları için, davranışsal marka deneyiminin satın alma

davranışı üzerinde etkisi vardır.

H4: Cep telefonu markaları için, düşünsel marka deneyiminin satın alma

davranışı üzerinde etkisi vardır.

H5: Gelirin marka deneyimi üzerinde etkisi vardır.

Şekil 1: Araştırma Modeli

3.1 Frekans Tabloları ve Betimleyici İstatistikler

Araştırmada kullanılan çeşitli demografik verilere ilişkin ve

toplamda 154 kişiyi kapsayan istatistikler Tablo 1’de gösterilmiştir.

Marka Deneyimi

Duyusal

Duygusal

Davranışsal

Düşünsel

Tüketicilerin

Demografik

Özellikleri

Satın alma

Davranışı

Page 137: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

137

Tablo 1. Katılımcıların demografik dağılım tablosu

CİNSİYET MESLEK DAĞILIMI

Sayı(f) % Sayı(f) %

Kadın 88 57,1 Serbest Meslek 12 7,8

Erkek 66 42,9 Tüccar/Sanayici 1 ,6

Toplam 154 100,0 Öğrenci 17 11,0

Ev hanımı 2 1,3

YAŞ DAĞILIMI

Sayı(f) % İşci 1 ,6

18-23 25 16,2 Kamu çalışanı 5 3,2

24-29 59 38,3 Özel sektör

çalışanı

88 57,1

30-34 35 22,7 Diğer 26 16,9

35-39 24 15,6 Toplam 154 100

40+ 11 7,1

Toplam 154 100,0

EĞİTİM DÜZEYİ ÇOCUK SAHİPLİĞİ

Sayı(f) % Sayı(f) %

İlköğretim 6 3,9 Çocuklu 53 34,4

Lise 31 20,1 Çocuksuz 101 65,6

Yüksek okul 21 13,6 Toplam 154 100,0

Üniversite 58 37,7

Lisansüstü 38 24,7 GELİR DAĞILIMI

Toplam 154 100,0 1000 TL altı Sayı(f) %

1001-1500 TL 17 11,0

MEDENİ DURUM 1001-1500 TL 59 38,3

Sayı(f) % 1501-2000 TL 123 10,4

Evli 90 58,4 2001-2500 TL 14 9,1

Bekar 62 40,3 2501-5000 TL 31 20,1

Dul/Boşanmış 2 1,3 5001 + 17 11,0

Toplam 154 100,0 Toplam 154 100,0

Tüketicilerin cep telefonlarında marka tercihleri sorulduğunda,

Tablo 2’de ki sonuçlar elde edilmiştir.

Page 138: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

138

Tablo 2 Katılımcıların cep telefonu marka tercihleri

Sıklık Yüzde (%)

Apple 45 29,2

Samsung 69 44,8

İkisi de değil 40 26,0

Toplam 154 100,0

Marka deneyimini frekans dağılım tablosu tablo 4’te ve ölçek

ortalamaları tablo 5’te yer almaktadır. Tablolara göre katılımcılar ne

katılıyorum ne katılmıyorum ile katılmıyorum cevapları arasında

kalmışlardır.

Tablo 3 Marka Deneyimi Algısı Frekans Dağılımı Tablosu

Kes

inli

kle

ka

tılm

ıyo

rum

Ka

tılm

ıyo

rum

Ne

ka

tılı

yo

rum

/

ne

ka

tılm

ıyo

rum

Ka

tılı

yo

rum

Kes

inli

kle

ka

tılı

yo

rum

To

pla

m

Değer 1 2 3 4 5

Bu markanın beş duyumdan

birini bile etkilemesi satın

alma davranışımı olumlu

etkiler.

Sıklık 9 17 25 55 48 154

Yüzde

(%) 5,8

11,

0

16,

2

35,

7

31,

2

100

,0

Bu markanın, beş duyumdan

biri için bile ilgi çekici

olduğunu düşündürmesi satın

alma davranışımı olumlu

etkiler

Sıklık 8 10 27 61 48 154

Yüzde

(%) 5,2 6,5

17,

5

39,

6

31,

2

100

,0

Bu markanın, beş duyumun

birine bile hitap etmemesi

satın alma davranışımı

olumsuz etkiler.

Sıklık 15 13 32 47 47 154

Yüzde

(%) 9,7 8,4

20,

8

30,

5

30,

5

100

,0

Page 139: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

139

Bu markanın, duygularımı

uyarması satın alma

davranışımı olumlu etkiler

Sıklık 3 13 30 63 45 154

Yüzde

(%) 1,9 8,4

19,

5

40,

9

29,

2

100

,0

Bu markanın, duygulara

seslenmesi satın alma

davranışımı olumlu etkiler

Sıklık 11 15 36 57 35 154

Yüzde

(%) 7,1 9,7

23,

4

37,

0

22,

7

100

,0

Bu markaya yönelik

beslediğim güçlü duygular,

satın alma davranışımı

olumsuz etkiler

Sıklık 18 24 41 46 25 154

Yüzde

(%)

11,

7

15,

6

26,

6

29,

9

16,

2

100

,0

Bu markan, beni fiziksel

davranışlarda bulunmaya

yöneltmesi satın alma

davranışımı olumlu etkiler

Sıklık 15 19 45 56 19 154

Yüzde

(%) 9,7

12,

3

29,

2

36,

4

12,

3

100

,0

Bu markanın, bedensel bir

deneyim yaşamamı sağlaması

satın alma davranışımı olumlu

etkiler.

Sıklık 15 16 49 55 19 154

Yüzde

(%) 9,7

10,

4

31,

8

35,

7

12,

3

100

,0

Bu markanın, beni fiziksel

davranışlara yönlendirmemesi

satın alma davranışımı

olumsuz etkiler

Sıklık 14 27 62 33 18 154

Yüzde

(%) 9,1

17,

5

40,

3

21,

4

11,

7

100

,0

Bu markaya ilişkin

uyarıcıların (reklam gibi)

düşünmemi sağlaması satın

alma davranışımı etkiler

Sıklık 9 14 31 64 36 154

Yüzde

(%) 5,8 9,1

20,

1

41,

6

23,

4

100

,0

Bu markanın, keşfetme ve

öğrenme isteği uyandırması

satın alma davranışımı olumlu

etkiler

Sıklık 12 9 25 60 48 154

Yüzde

(%) 7,8 5,8

16,

2

39,

0

31,

2

100

,0

Bu markanın hiç bir şey

düşündürmemesi satın alma

davranışımı olumsuz etkiler

Sıklık 19 20 28 47 40 154

Yüzde

(%)

12,

3

13,

0

18,

2

30,

5

26,

0

100

,0

Page 140: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

140

Tablo 5 Marka Deneyimi Algısı Ortalaması

Ortalama

DUYUSAL 3,75

Bu markanın beş duyumdan birini bile etkilemesi satın alma

davranışımı olumlu etkiler.

3,75

Bu markanın, beş duyumdan biri için bile ilgi çekici olduğunu

düşündürmesi satın alma davranışımı olumlu etkiler

3,85

Bu markanın, beş duyumun birine bile hitap etmemesi satın alma

davranışımı olumsuz etkiler.

3,64

DUYGUSAL 3,56

Bu markanın, duygularımı uyarması satın alma davranışımı olumlu

etkiler

3,87

Bu markanın, duygulara seslenmesi satın alma davranışımı olumlu

etkiler

3,58

Bu markaya yönelik beslediğim güçlü duygular, satın alma

davranışımı olumsuz etkiler

3,23

DAVRANIŞSAL 3,23

Bu markanın, beni fiziksel davranışlarda bulunmaya yöneltmesi satın

alma davranışımı olumlu etkiler

3,29

Bu markanın, bedensel bir deneyim yaşamamı sağlaması satın alma

davranışımı olumlu etkiler.

3,31

Bu markanın, beni fiziksel davranışlara yönlendirmemesi satın alma

davranışımı olumsuz etkiler

3,09

DÜŞÜNSEL 3,64

Bu markaya ilişkin uyarıcıların (reklam gibi) düşünmemi sağlaması

satın alma davranışımı etkiler

3,68

Bu markanın, keşfetme ve öğrenme isteği uyandırması satın alma

davranışımı olumlu etkiler

3,80

Bu markanın hiç bir şey düşündürmemesi satın alma davranışımı

olumsuz etkiler

3,45

Page 141: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

141

3.2 Güvenilirlik Analizi

Sosyal araştırmalarda alpha değerinin 0,70 seviyelerinde olması

güvenilirlik için yeterli görülmektedir (Nakip, 2006, s.146). Eğer Cronbach

Alpha .00<α< .40 ölçek güvenilir değil, .40<α< .60 ölçeğin güvenilirliği

düşük, .60<α< .80 ölçek oldukça güvenilir ve .80 <α< 1.00 ölçek yüksek

derecede güvenilirdir (Altunışık vd, 2005, s.115).

Tablo 3 Güvenilirlik Analizleri

Cronbach Alpha

DUYUSAL 0,692

DUYGUSAL 0,627

DAVRANIŞSAL 0,791

DÜŞÜNSEL 0,671

Araştırmada kullanılan ölçeklere ait güvenilirlik analizi sonuçlar Tablo

3’te ayrıntılı olarak gösterilmektedir. Tabloda Cronbach Alpha değerleri

hesaplanarak araştırılmıştır. Marka deneyimini ölçmek için kullanılan 12

ifadenin Crobach Alpha değeri 0,86’dır.

3.3 Marka Deneyimi Unsurlarının (Duyusal, Düşünsel, Davranışsal ve

Duygusal) Analiz Sonuçları

Tablo 4’te ve Tablo 5’te yer alan logit model sonuçlarına göre; Apple

marka cep telefonu için yapılan analizlerde duyusal, düşünsel, davranışsal

ve duygusal algı değişkenlerinden sadece duyusal algı değişkeni istatistiksel

açıdan anlamlı bir değişkendir.

Page 142: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

142

Tablo 4 Apple için Logit Model Sonuçları

Değişkenler Katsayıla

r

Standart

Hatalar

z-

İstatistikleri

Olasılı

k

Y=1

Sabit -2.407928 0.8374328 -2.88 0.004

Duyusal 0.398815

2

0.2102074 1.90 0.058

Bağımlı Değişken: Apple

Gözlem Sayısı: 154

LR 2

1 =3.88

Prob>2 =0.0487

2Pseudo R =0.0209

Log-Benzerlik=-91.091731

Buna göre duyusal algı değişkeni Apple markası cep telefonu

sahipliğini pozitif yönde etkilemektedir. Modele ait marjinal etki

sonuçlarına bakıldığında ise duyusal algı değişkenindeki 1 birimlik artış,

Apple marka cep telefonu sahibi olma olasılığını 0.08 kat arttırmaktadır.

Tablo 5 Apple için Marjinal Etki Sonuçları

Değişkenler Katsayılar Standart Hatalar z-İstatistikleri Olasılık

Y=1

Duyusal 0.0814822 0.04235 1.92 0.054

Tablo 6’da ve Tablo 7’de yer alan logit model sonuçlarına göre;

Samsung marka cep telefonu tercihi için yapılan analizlerde duyusal,

düşünsel, davranışsal ve duygusal algı değişkenlerinden duyusal ve

davranışsal algı değişkenleri istatistiksel açıdan anlamlı değişkenlerdir.

Page 143: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

143

Tablo 6 Samsung için Logit Model Sonuçları

Değişkenler Katsayıl

ar

Standart

Hatalar

z-

İstatistikle

ri

Olasıl

ık

Y=1

Sabit 0.05530

97

0.7658507 0.07 0.942

Duyusal -

0.47488

83

0.205186 -2.31 0.021

Davranışsal 0.46503

86

0.2059361 2.26 0.024

Bağımlı Değişken:

Samsung

Gözlem Sayısı: 154

LR 2

2 =7.87

Prob>2 =0.0372

2Pseudo R =0.0372

Log-Benzerlik=-8.6848016

Buna göre duyusal algı değişkeni Samsung markası cep telefonu

sahipliğini negatif yönde, davranışsal algı değişkeni ise Samsung markası

cep telefonu sahipliğini pozitif yönde etkilemektedir. Modele ait marjinal

etki sonuçlarına bakıldığında ise duyusal algı değişkenindeki 1 birimlik

artış, Samsung marka cep telefonu sahibi olma olasılığını 0.11 kat

azaltmakta, davranışsal algı değişkenindeki 1 birimlik artış ise Samsung

marka cep telefonu sahibi olma olasılığını 0.11 kat arttırmaktadır.

Page 144: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

144

Tablo 7 Samsung için Marjinal Etki Sonuçları

Değişkenler Katsayılar Standart Hatalar z-İstatistikleri Olasılık

Y=1

Duyusal -0.117269 0.05062 -2.32 0.021

Davranışsal 0.1148367 0.05076 2.26 0.024

Duyusal ve davranışsal algı değişkenleri Samsung marka cep

telefonu sahipliğinde farklı yönde etkilere sahip olmasına rağmen bu etkinin

büyüklüğü aynı olarak bulunmuştur. Hipotez 1 ve hipotez 3 kabul

edilmiştir.

Tablo 8 ve Tablo 9’da yer alan logit model sonuçlarına göre; diğer

marka cep telefonu için yapılan analizlerde duyusal, düşünsel, davranışsal

ve duygusal algı değişkenlerinden sadece davranışsal algı değişkeni

istatistiksel açıdan anlamlı bir değişkendir.

Tablo 8 Diğer için Logit Model Sonuçları

Değişkenler Katsayıla

r

Standart

Hatalar

z-

İstatistikleri

Olasılı

k

Y=1

Sabit 0.0956318 0.6354404 0.15 0.880

Davranışsal -

0.3622065

0.1969003 -1.84 0.066

Bağımlı Değişken: Diğer

Gözlem Sayısı: 154

LR 2

1 =3.44

Prob>2 =0.0637

2Pseudo R =0.0195

Log-Benzerlik=-91.091731

Page 145: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

145

Tablo 9 Diğer için Marjinal Etki Sonuçları

Değişkenle

r

Katsayılar Standart

Hatalar

z-

İstatistikleri

Olasılı

k

Y=1

Davranışsa

l

-

0.0687441

0.03695 -1.86 0.063

Buna göre duyusal algı değişkeni diğer marka cep telefonu sahipliğini

negatif yönde etkilemektedir. Modele ait marjinal etki sonuçlarına

bakıldığında ise davranışsal algı değişkenindeki 1 birimlik artış, diğer

marka cep telefonu sahibi olma olasılığını 0.06 kat azaltmaktadır.

3.4. Demografik Değişkenlere Ait Analiz Sonuçları

Tablo 10’da ve tablo 11’de yer alan logit model sonuçlarına göre;

Apple marka cep telefonu için yapılan analizlerde demografik

değişkenlerden medeni durum, yaş, eğitim ve gelir değişkenleri istatistiksel

açıdan anlamlı bir değişkenlerdir. Buna göre medeni durum, eğitim ve gelir

değişkenleri Apple markası cep telefonu sahipliğini pozitif yönde

etkilemekteyken, yaş değişkeni ise Apple markası cep telefonu sahipliğini

negatif yönde etkilemektedir.

Tablo 10 Apple için Logit Model Sonuçları

Değişkenler Katsayıl

ar

Standart

Hatalar

z-

İstatistikler

i

Olasıl

ık

Y=1

Sabit -

4.479762

1.108926 -4.04 0.000

Medeni Durum 0.971363

7

0.4701054 2.07 0.039

Yaş -

0.593615

2

0.2617724 -2.27 0.023

Eğitim 0.483078 0.1561043 3.09 0.002

Page 146: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

146

1

Gelir 0.465038

6

0.2059361 2.26 0.024

Bağımlı Değişken:

Apple

Gözlem Sayısı: 154

LR 2

4 =28.50

Prob>2 =0.0000

2Pseudo R =0.1532

Log-Benzerlik=-78.783584

Modele ait marjinal etki sonuçlarına bakıldığında ise medeni

durum değişkenindeki 1 birimlik artış, Apple marka cep telefonu sahibi

olma olasılığını 0.18 kat, eğitim değişkenindeki 1 birimlik artış Apple

marka cep telefonu sahibi olma olasılığını 0.08 kat, gelir değişkenindeki 1

birimlik artış ise Apple marka cep telefonu sahibi olma olasılığını 0.09 kat

arttırmaktadır. Diğer taraftan yaş değişkenindeki 1 birimlik artış ise Apple

marka cep telefonu sahibi olma olasılığını 0.11 kat azaltmaktadır. Apple

marka cep telefonu sahipliği üzerinde medeni durum değişkeni diğer

değişkenlere göre daha büyük bir etkiye sahiptir.

Tablo 11 Apple için Marjinal Etki Sonuçları

Değişkenler Katsayıla

r

Standart

Hatalar

z-

İstatistikleri

Olasılı

k

Y=1

Medeni

Durum

0.1813904 0.08624 2.10 0.035

Yaş -

0.1108505

0.04756 -2.33 0.020

Eğitim 0.0800285 0.03625 2.21 0.027

Gelir 0.090209 0.02859 3.15 0.002

Page 147: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

147

Tablo 12’de ve Tablo 13’te yer alan logit model sonuçlarına göre;

Samsung marka cep telefonu tercihi için yapılan analizlerde demografik

değişkenlerden sadece gelir değişkeni istatistiksel açıdan anlamlı değişken

olarak bulunmuştur.

Tablo 12 Samsung için Logit Model Sonuçları

Değişkenler Katsayıla

r

Standart

Hatalar

z-

İstatistikleri

Olasılı

k

Y=1

Sabit 0.848513

9

0.3699442 2.29 0.022

Gelir -

0.334449

2

0.1067877 -3.13 0.002

Bağımlı Değişken: Samsung

Gözlem Sayısı: 154

LR 2

1 =10.52

Prob>2 =0.00012

2Pseudo R =0.0497

Log-Benzerlik= -100.6528

Tablo 13 Samsung için Marjinal Etki Sonuçları

Değişkenle

r

Katsayılar Standart

Hatalar

z-

İstatistikleri

Olasılı

k

Y=1

Gelir -

0.0825287

0.02626 -3.14 0.002

Buna göre gelir değişkeni Samsung markası cep telefonu

sahipliğini negatif yönde etkilemektedir. Modele ait marjinal etki

sonuçlarına bakıldığında ise gelir değişkenindeki 1 birimlik artış, Samsung

Page 148: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

148

marka cep telefonu sahibi olma olasılığını 0.08 kat azaltmaktadır. Hipotez 5

kabul edilmiştir.

4. SONUÇ

Tüketiciler, ürünleri değerlendirirken markaların onlara sunduğu

deneyimleri de göz önüne alarak satın alma kararı vermektedirler. Ürün

kategorisine göre tüketicilerin marka deneyimi beklentileri artıp

azalabilmektedir. Tüketim ürünlerinin bir türü olan kolayda mallarda marka

deneyimi beklentisi hiç veya az olurken özellikli mallarda bu beklenti artış

gösterebilmektedir. Bu nedenle, işletmeler yarattıkları deneyimlerle

ürünlerini pazarlamaktadırlar. Marka deneyimi, tüketicilerin duyularına

hitap eden uyarıcıların tasarlanarak sunuluş biçimi olarak ifade edilebilir.

Markaların ambalajı, sunumu, kimliği vb unsurları ile tüketicilerle iletişime

geçmesi sonucunda davranışsal tepkilerin oluşmasına yol açabilmektedir.

Çalışmamda, marka deneyimlerinin cep telefonlarının satın

alınmasındaki etkisine bakılmıştır. Brakus vd tarafından 2009 yılında

oluşturulan marka deneyimi ölçeğinden yararlanılmıştır. Marka deneyimi

ölçeği duyusal, duygusal, davranışsal ve düşünsel olmak üzere dört ana

boyuttan oluşmaktadır. Araştırmada, Samsung, Apple ve diğer cep telefonu

markalarının marka deneyimleri ölçümlenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda

tesadüfî olarak seçilen 154 tüketiciden veri toplanarak istatistikî analizler

yapılmıştır.

Apple ve Samsung marka cep telefonu için yapılan analizlerde

duyusal algı değişkeni Apple ve Samsung marka cep telefonu sahipliği

üzerinde etkili bir değişkendir. Duyusal algı değişkeni Apple marka cep

telefonu sahipliğini pozitif yönde etkilerken, Samsung marka cep telefonu

sahipliğini negatif yönde etkilemektedir. Apple markasının tüketicilerin beş

duyusundan birine hitap edilerek sunulmasının satışları arttırdığı tespit

edilmiştir. Samsung marka cep telefonlarının ise daha akılcı satın alan

tüketicilerin tercih ettiği ve duyulara hitap biçimde sunulmasının satan alan

tüketici profilini olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiştir.

Page 149: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

149

Davranışsal algı değişkeni ise Samsung ve diğer marka cep

telefonu sahipliği üzerinde etkili bir değişkendir. Bu değişken, Samsung

marka cep telefonu sahipliğini pozitif yönde etkilerken, diğer marka cep

telefonu sahipliğini negatif yönde etkilemektedir. Samsung markalı cep

telefonu kullanıcılarını markanın yaptığı etkinliklere katılma gibi

kampanyalar satın almalarını olumlu yönde etkilemektedir. Diğer marka cep

telefonlarında ise tüketicilerin daha çok bu tür etkinliklere katılımlarının

olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiştir.

Demografik özellikler değerlendirildiğinde; gelir değişkeninin

Apple ve Samsung marka cep telefonu sahipliği üzerinde etkili bir

değişkendir. Ancak bu değişken Apple marka cep telefonu sahipliğini

pozitif yönde etkilerken, Samsung marka cep telefonu sahipliğini negatif

yönde etkilemektedir. Bu bulgular, tüketicilerin geliri arttıkça Samsung

markalı cep telefonları yerine Apple markalı cep telefonlarını tercih

ettiklerini göstermektedir.

Araştırmada kullanılan örnekleme yöntemi ve örnek kütle sayısı

araştırmanın en büyük kısıtını oluşturmaktadır. Bundan sonra yapılacak

olan çalışmalarda faktörler arasındaki ilişkiyi ortaya koyacak daha kapsamlı

araştırmalar yapılmalı, örnek kütle açısından farklı coğrafi bölgelere

ulaşılarak Türk tüketicilerin konuyla ilgili olarak daha net profil özellikleri

belirlenmelidir. Ayrıca marka deneyimini unsurlarının belirlenmesinde;

farklı sektörlere bakılması da ileride yapılacak olan çalışmalar için faydalı

olacaktır.

Page 150: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

150

KAYNAKLAR

ALTUNIŞIK R, R. Coşkun, E. Yıldırım ve S. Bayraktaroğlu (2006) Sosyal

Bilimlerde Araştırma Yönetemleri- SPSS Uygulamalı, Sakarya Kitabevi, 4.

Baskı, Sakarya

BRAKUS, J. J, B. H. Schmitt ve L. Zarantonello. (2009). Brand

Experience:What Is It?How Is It Measured?Doest It Affect Loyalty?.

Journal of Marketing. 73.3.ss:52-68

GEGEZ, A.E.(2007). Pazarlama Araştırmaları, 2.bs, İstanbul, Beta Basım

A.Ş.,

HOLBROOK, Moris B ve E.C. Hirschman (1982) “The experiental aspects

of consumption: Consumer fantasies, Feelings and Fun “Joornal of

Consumer Research, 9, Septermber.ss:132-140

KAYA, İ. (2004) Damla Damla Pazarlama- Pazarlama ve Müşteri Aşkı

Üzerine İstanbul: Babaili Kültür ve Yayıncılık

KAYA,İ (2004)Pazaryeri Pazarola İstanbul: Babaili Kültür ve Yayıncılık

KERİN, R. A, Ambuj, J. And Howard D. J (1992) Store Shopping

experince and consumer price quality- value perceptions Journal of

Retailing 68 (4) ss:376-397

KOTLER Philip, ARMSTRONG Gary (2010) Principles of Marketing,

Prentice Hall,13th Edition

ODABAŞI, Yavuz ve BARIŞ Gülfidan (2007) Tüketici Davranışları,

MediaCat Yayınları, İstanbul

PİNE, J. B. ve Gilmore, J. H. (1998), “Welcome to the Experience

Economy”, Harvard Business Review, July-August, ss:97-105

NAKİP, M Pazarlamada Araştırma Teknikleri (2006) Seçkin Yayıncılık 3.

Baskı

SCHMİTT B.. H. (1999), “Experiential Marketing”, Journal Of

Management, 15, ss:53-67.

TORLAK, Ömer, ALTUNIŞIK Remzi, ÖZDEMİR Şuayip (2006)

Postmodern Dünyada Tüketimi Yeniden Anlamlandıracak Yeni Müşteri,

Hayat Yayıncılık İletişim, İstanbul

TORLAK, Ömer (2000) Tüketim: Bireysel Eylemin Toplumsal Dönüşümü,

Inkılab Yayınları,İstanbul

http://www.jackmorton.com/pdf/jack-morton-best-experience-brands.pdf

Erişim 20.03.2014

Page 151: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

151

ÜRETİM VE KALKINMA EKONOMİSİ

SORUNLARI VE YÖNETİMİ*

Sadettin Özen1, Samet Gürsev

2

1Prof. Dr., Maltepe Üniversitesi, İ.İ.B.F. Ulus. Tic. Ve Loj. Yön. Bölümü,

[email protected] 2Doktora Öğrencisi, Marmara Üniversitesi,

Özet

Üretim ve kalkınma ekonomisinin temel sorunu, talebin, sektörlerin

özgün ve stratejik üretim önceliklerinin görülmesi, somutlaştırılması

sorunudur. Bu süreçte orta ve uzun dönemli karar ölçütlerin dışında

marjinal karlılık karar ölçütlerinin dikkate alınması girişimin sabit yatırım,

sosyal sermaye ve işletme sermayesi girdilerinin belirli ölçülerde heba

olmalarına yol açabilmektedir. Bu sorun süreçlerinde yatırım ve üretim

girdilerinin, katma değerlerin, ortalama değerlerin dikkate alınmasını

önemli ve gerekli kılmaktadır. Yeni üretim ve uygun üretim olanaklarının,

kalite, marka, tüketim, pazar olanakları karar yöntemlerinin; sosyal algı ve

düşüncelerinin; uygun girişim, yatırım ve işletim koşullarının, sosyal

psikoloji etkilerinin araştırılması işlerini kapsamaktadır.

Üretim ekonomisi sektörlerde arz, talep ve fiyat dengesi, maliyet ve

gelir analizi, kar, zarar, katma değer değişim süreçlerini temel alır. Üretim

ve kalkınma ekonomisi sorunları ilgili sektör ve iş alanlarında verimlilik,

karlılık, süreklilik, esneklik, girişimcilik; geliştirilebilirlik, değiştirilebilirlik

ölçütleri yönlerinde araştırılır, çözümlenebilir. Üretim ve üretim ekonomisi

araştırması sektörlerin, üretimin uzun solukta deterministik, analitik ve

sentetik üretim fonksiyonları tanımlamaları, çözümlemeleri ile

gerçekleştirilir.

Çalışma bu yönlerde sektörler ve iş süreçlerinde optimum makul

kararlar için yöntemler ile nesnel ölçütler, öncelikler araştırmaya önem

verdi. Sektörlerde girişim ve yatırım kararlarının marjinal ve ortalama

verimlilik, karlılık, katma değer ilkelerini, yöntemlerini, analitik ve

parametrik formüllerini tanımlama temellidir; amaçlıdır. Girişim ve yatırım

* İstanbul Kültür Üniversitesi İİBF’si 2014 Üretim Ekonomisi Kongresinde

sunulan bildiriden çıkarılmıştır.

Page 152: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

152

kararlarının nesnellik, öznellik, özgürlük, bütünlük ve özgünlük düşünceleri

ile somutlaştırılması odaklıdır. Aynı yönde yatırım yapılabilirlik

kararlarında sabit yatırım maliyetinin; talep miktarının, talebin gelir ve

ücret düzeylerinin önemli belirleyici olduğu görülür. Ortalama ve standart

sapma değerlerinin önemli olduğu görülür. Sektörler ve iş kolları

süreçlerinde yine uzun dönemli büyük iş hacimli teknoloji değiştirme

girişim, yatırım ortalama ve marjinal değerler ilişkileri, çözüm öncelikleri

ölçülerinin ekonomik olarak birbirlerine yaklaşmakta olduğu görülür.

Anahtar Kelimeler: Üretim, teknoloji ve kalkınma ekonomisi,

marjinal ve ortalama verimlilik, karlılık, stratejik çözümleme ve planlama.

ABSTRACT

THE BASIC PROBLEMS IN THE DEVELOPPİNG PRODUCTION

ECONOMICS

The basic problem of the developing production economics is to

estimate the balance of demand and supply, the priorities in sectors and

product capacities, and also investment capitals. In the developing process it

is important the visions and long term planning decision criteria, the

medium term planning decision criteria because of the using productivity

investment capitals. The solutions of these problems are to increase the

importance of the average costs and also investments with added values.

These problems are to increase the importance of the social perceptions and

responsibilities depending on benefits.

So, this study has focused the investigating optimum and economic

solutions of the priorities in sectors and product capacities, and also

investment capitals in sectors. The study has researched the as the

maximizing the productivity, the economic and social benefits. In the same

way, this study’s goal is to bring out analyzing the productivity problems

depending on the developing production economics models. So the

developing production economics concepts are tried to be defined

accordance with the views of the realism, empiricism, pragmatism and

rationalism.

Key Words. Production economics, productivity, visions, long term

planning, decision criteria, demand, sectors and product capacities,

investment capitals.

Page 153: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

153

GİRİŞ

Üretim ve kalkınma ekonomisi sorunu bütün sektörleri ve iş

alanlarını, sosyal etkinlikleri, üretim süreçlerini ve ilişkileri kapsayan genel

bir sorundur. Üretim ve kalkınma ekonomisi sorunu bilgi, kültür, bilim,

sağlık, teknik, eğitim, mühendislik, üretim, teknoloji, araştırma geliştirme,

ekonomik kalkınma süreçleri teori ve uygulama ekonomileri ile ilişkilidir.

Süreç ve iş kolları üretim ve kalkınma ekonomisi sorunları teorileri,

uygulamalı mikro ekonomi teknikleri, girişimleri; verimlilik, karlılık,

süreklilik, bütünlük, esneklik; geliştirilebilirlik, değiştirilebilirlik ölçütleri

yönlerinde araştırılır, çözümlenebilir.

Üretim ekonomisi, mikro ekonominin üretim, üretim yönetimi

süreçlerine bağlı teknik araştırma ve uygulama hizmetleri, ürün

uygulanmaları doğrultusunda ortaya çıkar. Sektörler ve firmalar düzeyinde

üretim faktörleri, arz ve arz maliyeti, talep, arz ve talep dengesi, fiyat

dengesi, gelir, kar, katma değer, zarar değişim ilkelerini ve karar

yöntemlerini araştırır. Üretim ekonomisi belirli sektör ve iş alanlarında

araştırma geliştirme, eğitim öğretim, teknik, teknoloji, üretim, kalkınma ve

sağlık süreçlerine uygulanmakta ve süreçler ile biçimlenmektedir. Bu

düşünceler yönünde bilgi ekonomisi, eğitim ekonomisi, enerji ekonomisi,

sağlık ekonomisi, araştırma ekonomisi, tarım ekonomisi, üretim ekonomisi,

işletme ekonomisi, ulaştırma ekonomisi, büyüme ve kalkınma ekonomisi,

dünya ekonomisi ve uygulamaları temellidir, amaçlıdır.

Dolayısı ile çalışma öncelikle üretim modeli ve fonksiyonu, üretim

girdileri, yatırım sermayesi ve verimliliği, yatırımın yapılabilirliği, uzun

dönemli birim maliyeti, birim ikinci el fiyatı, sermaye stoku, arz ve talebin

gelecek uygun dengelerini, üretim sürecinin kar zarar ölçütlerini, büyüme

ve sektör sorunlarını ve çözümleme yöntemlerini araştırma ve açıklama

odaklıdır. Üretim ve büyüme modellerini, sektörlerin özgün ve stratejik

üretim önceliklerini ve biçimlerini açma amaçlıdır. Süreçlerde, ülkede

insanların gelir, sosyoekonomik ve refah düzeylerini, sosyal psikoloji, algı

ve girişimci düzeylerini, katma değerleri üretme yükseltme ölçütlerini

araştırma ve tartışma amaçlıdır.

Page 154: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

154

Bu yönde çalışma üretim ve yatırım ekonomisinin karar ölçütlerine

ilişkin deterministik, analitik ve sentetik bazı yöntemlerin ortaya

konmasına, yerel ve sektör süreçlerine ilişkin değerlendirmelerine

yönelikliktir. Orta ve uzun dönemli üretim temel karar ölçütlerini,

biçimlerini ve etkilerini ortaya koymaya çalışır. Yatırım ve üretim

girdilerinin, kaynakların orta ve uzun dönemli önemli marjinal verimlilik ve

karlılık karar ölçütlerini girişimin sabit yatırım, sosyal sermaye ve işletme

sermayesi girdilerinin ekonomiklik ölçütlerini ortaya koymaya çalışır.

Kaynakların heba hallerini; heba olmadan ekonomik kullanım ölçütlerini

ortaya koymaya çalışır.

1. ÜRETİM EKONOMİSİ MATERYALİ, YÖNTEM

TEMELLERİ

Ekonomik büyüme, kalkınma süreçleri ve yönetimleri birbirlerine

bağlı, birbirlerini destekleyen süreçlerdir. Kalkınma, bölgesel toplumsal

kültür, bilgi, eğitim öğretim, bilim, sermaye, teknik, talep, üretim ile

sosyoekonomik bütünleşik iç gelişmeleri; sosyal algıları, sosyal

sorumlulukları, sosyal katkıları, değerleri ve katılımları kapsar. Sosyal

kültür, vicdan, sanat, sosyal verim ve kalite, sosyal birikim ve sermaye

değerlerini gerektirir. Ekonomik kalkınma ve üretim ekonomisi aynı yönde

kaliteli eğitim, araştırma geliştirme, üretim ve toplam verim dönüşümleri

yaratma temellidir. Bu bakış açıları ile üretim ve büyüme ekonomisi,

kalkınma ekonomisi yöntemleri, sınırları bütünleşik olarak şöyle ortaya

konmaya ve verilmeye çalışılmıştır.

1.1. Üretim Ekonomisi Temel bilgileri

Üretim ekonomisi deterministik, analitik ve genel olarak

açıklanabilmesi için öncelikle üretim, tüketim, üretim olanakları, süreç,

model, yönetim temel kavramlarının tanımlanmasında yarar

görülmektedir(Dinler, 1994; Karayalçın, 1979; Gökdere, 1991).

Üretim: Üretim, toprak, toprak altı ve toprak üstü doğal kaynaklar,

üretim tesisleri, sermaye, emek, nitelikli personel üretim olanakları

Page 155: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

155

kullanılarak örgütlenerek mal ve hizmetin elde edilmesine denir. Meyve,

sebze, hayvan yetiştirmek; makine, giysi, salça, şeker yapmak; araca, insana

bakmak, bozulanı onarmak, yolcu ve eşya taşımak, öğrenci yetiştirmek

üretim etkinlikleridir. Üretimin parasal karşılığına gelir denilir. Üretim

sonuçları genel olarak tüketim, tasarruf, üretim, yatırım, ihracat olarak

kullanılır.

Tüketim: Tüketim, gereksinimlerin direkt karşılaması, fayda

sağlanması doğrultusunda mal ve hizmetin kullanılması işlemidir. Ekmeğin

yenmesi, otomobil gezintisi, eğitim öğrenim alınması tüketim olaylarıdır.

Üretim Olanakları: Bir ülkenin veya bölgenin üretim olanakları

toprak, toprak altı ve toprak üstü doğal kaynaklar, üretim tesisleri, sermaye,

emek, nitelikli personel ve örgütlenme düzeyi toplamlarından oluşur.

Belirtilen üretim olanakları belir bir zaman kesitinde sınırlıdır. Dolayısıyla

ele alınan zaman kesitinde ve döneminde üretim miktarı, bu sınırlı üretim

olanaklarına, üretim ve büyüme politikalarına bağlı olarak belirli özellikleri

ile sınırlıdır(Dinler, 1994; Gökdere, 1991).

Süreç: Sistemlerin, unsurların belirli bir zaman ve mekan

çerçevesinde belirli amaçları ve işlevleri gerçekleştirmek için oluşturulan

etkinlikler, olaylar bütünlülüğüdür.

Sorun: Sorun genel olarak süreçlerde oluşan darboğazlara,

sıkışıklıklara sınırlı kaynakların, olanakların etkin ve uygun biçimlerde

dağıtımı ve kullanımı zorunluluklarına bağlı olarak ortaya çıkar. Sorun basit

tanımı ile olayların, süreçlerin temel ilkelere, kısıtlara ve amaçlara ters

yönde gelişmesine bağlı olarak ortaya çıkar (Türk Dil Kurumu; Karayalçın,

1979). Aynı yönde sorun olayların geçmişten bugüne, geleceğe

uzantılarının; bilimsel doğrular, ilkeler ve kurallar, toplulukların genel

amaçları çerçevesinde neden-sonuç ilişkileri, yarattıkları olumsuz etkileri

ortaya konarak belirlenir. Sorunlar olayların uzantılarının insanların ve

toplulukların dönemsel genel doğruları, ilkeleri, kısıtları, amaçları ile

uyumsuzluklar yaratması, insanlara rahatsızlık ve endişe vermesi

sonuçlarına bağlı olarak belirirler; insanların olayların gelişim uzantılarını

arzuları, amaçları doğrultusunda düzenleme, yönlendirme, kullanma

Page 156: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

156

amacına ve ekonomisine paralel olarak önem ve öncelik kazanırlar. Başka

bir deyiş ile sorun süreçler içinde olaylar çizgisinde kısmi bilgiler ve olaylar

arasında somut ve belirli ilişkilere dayalı olarak amaçlanan somut bilgilerin

elde edilmesi yönünde tanımlanır. Bu yönde sorunların çözümü ise olayların

uzantılarını, insanların amaçları çerçevesinde bilimsel ilkeler, modeller,

yöntemler, teknikler doğrultusunda düzenleme ve bu olaylardan ve

tekniklerden yararlanma işlemi, işi şeklinde belirginleşirler.

Araştırma: Bilgiyi, bilimsel ilkeyi, yasayı fark etme ve bulma; ürün

geliştirme ve üretme etkinliğidir. Araştırma insanlığa fayda sunmak

amacıyla doğa, fizik, teknik ve sosyal olaylardan, objelerden, ekonomik

kaynaklardan, arz ve talep oluşumlarından; olanaklardan ve temel

bilimlerinden; bilgi, bilim, model, yöntem, ekonomi, yöneylem düşüncesi

ilkeleri ve yöntemleri ile yeni bilgi, ürün, sistem, üretim süreci ve yöntemi

belirleme, geliştirme, üretme etkinlikleridir.

Model: Sistemin belirli üretim amacı için üretim süreçlerinin dinamik,

fiziki yapısını tanımlayan, ana işlevini belirleyen kısıt, kapasite ve amaç

bağıntıları kümesidir. Model matematik ifadeleri; sistemin veya sürecin

karakteristik yapısının parametresini, katsayını, kontrol edilebilir ve

edilemeyen kontrol büyüklüklerini içerir. Model sistemin sürecin tüm

üretim olanaklarını verimli kullanımına aracılık eder. Model ayrıca kapalı

ya da açık olarak sorunun çözümüne olanak verecek bir yöntem, yöntemler

dizi ima eder veya içerir(Karayalçın, 1979).

Yöntem: Yöntem, kısa bir tanım ile fizik ötesini, bilinmeyenleri

bulma ve belirleme aracıdır. Süreçlerde olaylar çizgisinde kısmı verilere,

bilgilere ve olaylar arasında somut değişmez ve kararlı ilişkilere, yasalara,

kısıtlara dayalı olarak somut, belirsiz, bilinmeyen amaç bilgilerin bilinmesi

yönünde ilkeler, aksiyomlar, ifadeler sistemi biçimde

tanımlanır(Karayalçın, 1979).

Yönetim: Yönetim bilimleri insanlığa ilişkin gereksinimleri etkin

biçiminde karşılanmaları temelli ve amaçlı düşünce ve yöntemler toplamı

olarak tanımlanır. Yönetim bilimleri bireylerin ve toplumların fizyolojik,

ekonomik, güvenlik, psikolojik, sosyolojik, saygınlık gereksinimlerinin

Page 157: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

157

etkin olarak karşılaması amacıyla üretim olanaklarının sağlanması

aşamalarına ilişkin öngörüler, ilkeler ve yöntemler bütünlüğü ve

uygulamaları biçiminde ele alınır(Koçel, 1998). Bu bağlamda yönetim

bilimleri ve yaklaşımları klasik, neo klasik, modern yönetim, post modern

yönetim ileri teorileri, biçimlerinde ilerletilir(Koçel, 1998). Yönetim

bilimlerinin temeli fizik, matematik, ekonomi, istatistik, teknik ve yöneylem

araştırması bilimleri ile psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji, sağlık, eğitim

bilimleri; süreçlere ve gereksinimlere uygun sentezleridir. Yönetim bilimleri

temel olarak; politika, plan, program kavramları ile bunları belirleme,

planlama, örgütleme, isteklendirme, koordine etme, denetleme ve bütçeleme

çalışmalarını kapsar. Bu yönde yönetim bilimleri gerek yukarıda belirtilen

bilim dallarındaki gelişmeler, gerekse karar verme, planlama ve

optimizasyon teknikleri, internet olanakları ile neo klasik ve modern

yönetim yaklaşımlarındaki gelişmeler doğrultularında post pozitivist, post

modern yönetim teorileri ve yaklaşımları biçimlerinde gelişmiştir.

Üretim ve kalkınma ekonomisi ve yönetimi sorunları birbirini izleyen

birbirine paralel sorunları içeren geniş kapsamlı aşamaları, derinlikleri olan

bütünleşik temel bir sorundur. Dolayısı ile sorunun çözümü, çözüme uygun

birbirini izleyen birbirine paralel kapsamlı karar yöntemlerini, yönetim

biçimlerini gerektirir. Üretim ve gelişme ekonomisinin temel materyalleri

mikro ekonomi, işletme ekonomisi, ölçek ekonomisi, piyasa ekonomisi,

yatırım ekonomisi, sektör ve üretim süreci ekonomisi, kalkınma ekonomisi

teorileri ve yöntemleridir. Aynı yönde üretim süreçlerinde üretim

fonksiyonu ve analizi, başa baş noktası analizi, bu günkü net değer analizi,

fayda maliyet analizi, iç verimlilik analizi, lineer programlama ile sektör

analizi, üretim ve stok analizi, ikinci el analizi, üretim sermayesi ve

amortisman analizi yöntemleridir. Bu karar analizleri bütünleşik modelleri

yönlerinde büyüme ve kalkınma modelleri gelişir, geliştirilir.

1.2. Üretim Fonksiyonu ve Analizi

Üretim süreci bir bütün olarak ele alındığında üretim modelinde L

emek, K sermaye stoku, T teknoloji, G dış ticaret dengesi kaynak girdisi

üretim olanaklarına bağlı olarak Y üretim/milli gelir fonksiyonu;

Page 158: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

158

GTKLfGLY ,,,

biçiminde tanımlanabilir. Bu üretim ve gelir fonksiyonu üretim sistemine,

teknolojisine, girdileri marjinal verimlerine bağlı olarak belirli dönem

içinde “yatık s” biçiminde ortaya çıkması beklenir. Üretim olanaklarına

bağlı üretim gelir fonksiyonu incelendiğinde; aynı süreçte üretim sistemi

kapasitesine uygun üretim olanaklarının artırılması durumunda üretim

fonksiyonunun sağ tarafa doğru kayarak büyüyebileceği görülür. Yine ileri

teknolojili ve kaliteli üretim olanakları ile yeni üretim sisteminin

geliştirilmesi ile üretim fonksiyonunun yukarı sol tarafa doğru da kayarak

büyüyebileceği ön görülür. Modelde amaçlara, ekonomik koşullara ve

işleyişe bağlı olarak aranan çözüm için üretim ve gelir fonksiyonun

geliştirilmesinde L emek, K sermaye stoku, T teknoloji, G dış ticaret dengesi

kaynak girdisi olanakları arasında ekonomik analitik bağıntılar geliştirilmesi

gerektiği belirginlik kazanır.

Bu gelir/üretim fonksiyonunun dönem içinde analitik olarak

incelendiğinde Y mutlak üretim/ gelir artışı;

dT

T

YdL

L

YdYY dG

G

YdK

K

Y

biçiminde tanımlanabilir. Bu yönde ele alınan dönem içinde işleyen üretim

sisteminin üretim olanakları artışına bağlı yıllık Y üretim atışı ile

büyüme oranının YY / biçiminde tanımlanabildiği görülür. Büyüme

oranının 0/ YY biçiminde artışı üretim alt yapı kapasitesinin kullanım

olanaklarının bulunduğu, üretim girdilerinin artırılmakta olduğu ve

kullanılması gerektiği anlamına gelir. Diğer ifade ile büyüme oranının

0/ YY durumlarında üretim girdilerinin üretim alt yapı kapasitesi

yönünde ya kullanılamadığı ya da üretim alt yapı kapasitesinin ve

girdilerinin tam kullanılma ilişkilerine erişilemediği anlamına gelir. Üretim

girdileri ve üretim alt yapı kapasitesinin 0/ YY koşullarında

kullanılması ve bu üretim koşullarında başka üretim modeline geçilmesi

Page 159: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

159

üretim alt yapısı sermaye ve potansiyel üretim girdilerinin heba olmasına,

sosyal maliyetlerin gereksiz artışlarına yol açar. Bu gerçeklik yönünde,

0Y için;

,0

L

Y ,0

T

Y ,0

K

Y 0

G

Y

biçiminde marjinal artımlarının “0” değerlerine yaklaştırılmasının gerek

koşul olduğu belirginlik kazanır. Bu yönde dönem içinde Y üretim ve gelir

fonksiyonunun maksimum değeri; marjinal artım denklemlerinin “0” ve

0Y civarında ortak çözümleri Lo, To, Ko, Go üretim olanakları girdileri

değerlerinde ortaya çıkabilir. Aynı işletme döneminde toplam gelirin

maksimum değerine yakın çalışma koşullarına yaklaşıldığı ölçülerde üretim

girdilerinden ve üretim sisteminden azami verim sağlanmakta ve üretim

girdileri arasında kararlı, optimum dengelerin oluşturulmakta olduğu

görülür. Bu değerlendirmelerden Y üretim/gelir fonksiyonunun maksimum

değerini veren Lo, To, Ko, Go optimum değerleri civarı ele alınan dönem

içinde belirtildiği biçimde, üretim girdilerinin marjinal verimlerinin ve

büyüme oranının, “0” sıfıra yaklaşmakta olduğunu belirginlik kazandırır.

1.3. Büyüme ve Sermaye Stoku Artış Oranı

Bu ekonomik büyüme ve üretim modellerinde büyüme oranı, genel

olarak gelir artışının toplam gelire oranı ya da sermaye stokun artışının

toplam sermaye stokuna oranı biçiminde,

sK

K

Y

Y

olarak tanımlanır. Bu ifadede,

s tasarruf yüzdesini,

yatırım/üretim girdileri verimliliğini

K üretim artışını ve büyümeyi sağlayan sermaye stoku

artışını,

K = üretimde olan toplam sermaye stokunu

Page 160: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

160

gösterir. Net büyüme oranı ise bu büyüme oranı ifadesinden nüfus artış

oranı etkeni çıkarılarak elde edilir. Bu bağlamda ekonomik büyüme

sürecinde işletme ve yatırım etkinliklerinde aşağıda belirtildiği şekilde

mevcut K sermaye stokunun; KK olarak artması gerekli

görülmektedir. Burada K ile Y arasında yukarıda belirtilen basit bir

ilişki bulunduğu görülür. Burada I toplam tasarruf/yatırım değerinden K

mevcut sermaye stokunun amortisman/faiz maliyetinden farkı olarak K

sermaye stoku artışının,

DKIK .

biçiminde sıfırdan büyük olması gerekir. Burada 0K , o ülkede

sermaye birikimi ve yatırımların dönemsel büyüme yaratabilecek ölçülerde

olmadığı, yetersiz olduğu anlamına gelir. Bu yönde bilinen sermaye faiz

oranına ve yatırım planlamasına bağlı amortisman/faiz maliyeti D

katsayısı ifadesi, K ifadesinde yerine konulur ise K ifadesi,

K

Hr

r

rKIDKIK n

n)1(

1)1(.

biçiminde tanımlanır. Bu ifade de;

H = Sermaye stokunun işletme dönemi sonundaki kalan hurda

değeri,

r = Sermaye stokunun faiz yüzde değeri,

n = Sermaye stoku işletme dönemi süresi

olur. Yukarıda ifadede 0K için DKI / olması gerekir. Üretim ve

kalkınma ekonomisiinde toplam amortisman ve hurda değerinin mevcut

sermaye ve yatırım artışı ile artmakta olduğu, üretim ve sermaye stoku artışı

için daha çok tasarruf, yatırım sermayesi ve pazar gerektiği görülür. Süreçte

sermaye ve üretim girdileri yatırımları bu ifadeler ile dengeli biçimlerde ele

alınmaları doğaldır ve temeldir.

Page 161: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

161

1.4. İkinci El Değeri

Gelişmekte ve orta gelir düzeyli ülkelerde araçlar ve yatırımlar

ikinci el olabilir. Bir aracın/tesisin geometrik seri işletme ilişkileri

koşullarında ilk x yıl sonra, ilk satın alma ve geri ödeme temelli işletme

koşullarına bağlı xA deterministik analitik satış değeri ifadesi;

xn

n

r

rA

)1(

)1(0 x

x

Ar

rC

1)1(

olarak elde edilir. Bu ifadede yine hurda değerli yıllık sabit

sermaye/amortisman maliyeti C yerine ifadesi konulur, uygun biçimlerde

sadeleştirilir ve xA değeri yalnız bırakılır ise, xA determinitik analitik satış

değeri ifadesi

xA

0

0 )1(1)1(

1)1()1(

A

Hr

r

rrA n

n

xx

bulunur. Liberal, neo liberal büyüme ve üretim modellerinde tesislerin

sektör ve yer ikinci el işletme değişikliklerinde teknolojinin ve sermayenin

kalan değerine dikkat etmek, piyasasını buna göre yönetmeye önem vermek

gereklidir.

2. ÜRETİM KARAR YÖNTEMLERİ VE ÖLÇÜTLERİ

Uzun dönemli üretim girişimi, yatırım ve işletme araştırma

geliştirme projeleri yapılabilirlik karar ölçütleri; maliyetlerinin, gelirlerinin

bugünkü değerlerinin hesabına ve fırsat maliyetleri ile değerlendirilmesine,

planlama ve yapılabilirlik kararlarına dayanır.

Page 162: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

162

2.1. Uzun Dönemli Olabilirlik Ölçütü

Uzun dönemli üretim süreçleri yatırım ve işletme giderleri şöyle

hesap ve tahmin edilebilir. Uzun dönemli planlamada toplam gelirden

toplam maliyetin çıkartılması ile projenin yapılabilirlik ölçütü bugünkü net

değeri ifadesi ( BND );

n

ini

ii

r

H

r

MGABND

1

0)1()1(

biçiminde yazılır(Karayalçın, 1979; Birdal, 1986; Öney, 1987). Bu

ifadelerde;

0A = Projeye ait yatırım giderlerinin işletmenin başlangıç

yılındaki sermaye ve

faiz yükü toplamı, Pb,

iM = i . yıldaki işletme gideri veya maliyeti, Pb/yıl

r = Projenin yıllık gelir ve giderlerini güncelleştirme faiz

yüzdesi değeri,

n = Projenin yıl olarak işletme dönemi süresi

iG = i . yıldaki gelir, Pb/yıl

H = Dönem sonundaki hurda değeri, Pb

değerlerini gösterir. İfade de ii MG yerine,

i

oii aqmfMG )1(11

eşitliğin sağ taraf ifadesi konulur ve toplam önündeki ifadenin geometrik

dizi ve yine ra olduğu varsayımı yapılır ise yatırım projesi BND

ifadesi,

Page 163: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

163

n

or

a

ar

aqmfABND

1

11

1)( 110

nr

H

)1(

biçiminde düzenlenebilir. Son ifade de

1f = Birim başına ortalama işletme geliri, Pb /birim,

1m = Birim başına ortalama işletme gideri, Pb/birim,

0q = İşletmenin açılış yılındaki trafik talebi miktarı, birim/yıl

a = Talepteki yıllık artış yüzde değeri,

değerlerini gösterir. Yukarıda verilen BND değerinin BND 0 olması

durumu, yatırımın yapılabilir olduğu anlamına gelir. Yine, BND ifadesinin

BND=0 koşulundan yatırım ortamının beklenen ortalama değerleri ile

yatırımın mali ve ekonomik yönden işletilebilirlik ölçütünü ortaya koyan

değerleri hesaplanabilir ve bu hesaplanan değer ile sektörde gözlem yolu ile

saptanan gerçek değerler karşılaştırılıp değerlendirilerek yatırımın

işletilebilirlik dereceleri gerçekçi ve somut biçimlerde belirlenebilir. Uzun

dönemli planlamada işletmenin dolayısı ile projenin, yatırımın gelecekteki

talep değişimleri göz önünde bulundurularak süreçte avantajlı, dezavantajlı

durumlar değerlendirilir, hesaba dâhil edilir.

2.2. Gelir ve Birim Maliyet

Yukarıda verilen 0A ifadesinde hurda değeri güvenli kararlar

yönünde ihmal edildiğinde yine, işletme sistemi alt yapı ve tesis yatırım

maliyetine bağlı yapılabilirlik koşulu altında arz ve talep ekonomik dengesi

ve bu dengeye bağlı işletme geliri;

Page 164: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

164

0101

1

11

1qm

r

a

ar

a

Aqf

n

biçiminde hesaplanır. Buradan sistemin alt yapı ve tesis yatırım maliyeti

bileşenini içeren tm “uzun dönemli ortalama yatırım ve işletme birim

maliyeti” değeri veya fonksiyonu,

1

0

1

1

11

1m

r

a

ar

aq

Amf

nt

olur. Bu ifade tm ifadesi marjinal sıkışma ve bekleme maliyet bileşenini

içermemektedir. Bu ifade ile bulunan yatırımın ortalama maliyet ve piyasa

fiyat değerleri ilişkileri, yatırımın mali ve ekonomik yönden işletilebilirlik

ölçütünü veren BND=0 koşulunu sağlar. Hesaplanan değerler ve piyasa

saha gözlem çalışmaları ile elde edilebilecek gerçek değerler

karşılaştırılarak yatırımın işletilebilirlik ölçütü ve koşulları belirlenebilir.

Bu yönde ayrıca araştırma ve yatırım projeleri seçenekleri ayrıca

fırsat maliyeti ölçütleri ile değerlendirilir. Bir sektör veya proje

seçeneklerinin fırsat maliyeti seçilen seçeneğin üretilmesinden

vazgeçilmesine bağlı olan kazanç kaybından doğan maliyettir. Belirli bir

yatırım araştırmaları çerçevesinde araştırma ve yatırım seçeneklerinden

toplam maliyeti küçük, fırsat maliyeti büyük seçeneğin uygun olduğu

görülür.

2.3. İşletmelerde Kar/Zarar Süreçleri ve Ölçütleri

Bir işletmenin yönetim kararları için daha çok dönemsel maliyet ve

gelir fonksiyonları ile tanımlanıp analizleri temeldir. İşletmenin dönemsel

sabit sermaye, arz miktarı büyüklüklerine bağlı üretim, sıkışma-bekleme,

Page 165: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

165

arz ve yönetim maliyet bileşenlerini içeren dönemsel toplam maliyet

fonksiyonu şöyle tanımlanabilir.

)(qM 2

210 qmqmm

Dönemsel talebe ve fiyata bağlı toplam gelir fonksiyonu ise

şöyledir.

)(qG qqp )( 0

Üretim süreçlerinde, son birim ürünün oluşturduğu toplam maliyet,

toplam gelir, toplam kar, toplam zarar farkı kavramları ve büyüklükleri ile

ortalama maliyet, ortalama gelir, ortalama kar, ortalama zarar kavramları ve

büyüklükleri oldukça önemli karar ölçütleridir. Bir üretim sürecinde son

birim ürünün oluşturduğu toplam maliyet, toplam gelir, toplam kar, toplam

zarar farkı büyüklükleri aynı zamanda sıra ile marjinal maliyet, marjinal

gelir, marjinal kar, marjinal zarar olarak da tanımlanır. Bu kavramlar temelli

bir işletmenin kar ve zarar koşulları, değerleri şöyle tanımlanır,

irdelenir(Dinler, 1994; Gökdere, 1991). Bir işletmenin )(pq arz/hizmet

düzeyine bağlı karlılık koşulu, )(qG toplam gelirin )(qM toplam

maliyetten büyük veya eşit olması koşulu temeldir:

0)()()( qMqGqK .

İşletmenin )(pq arz/hizmet düzeyine bağlı karlılık koşulunda

0)( qK olması durumu, işletmenin karlılık için başa baş üretim sınır

değerlerini, bir diğer deyiş ile ekonomik üretim başlangıç son değerlerini

verir:

)()( qMqG )()( 2

2100 qmqmmqqp 0 .

Page 166: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

166

Arz ve talep )(pq değişkenine bağlı ikinci dereceden bir

bilinmeyeni denklemin çözümünden bulunan kökler ile;

sanal iki kök işletmenin zarar sürecinde çalıştığını,

gerçel iki kök işletmenin karlı üretim süreci aralığı değerleri

bulunduğunu,

gerçek bir kökü işletmenin normal karlı bir üretim durumu

bulunduğunu,

ortaya koyar. Bu yönde, örneğin yukarıda verilen ikinci dereceden

denklemin

0)()( 2

2100 qmqmpm

biçiminde düzenlenmesinden sonra karlılık gerçek kökü için denklemin

diskirimant kök içi ifadesine ait,

0)(4)( 02

2

10 mmmp

ifadesi elde edilir. Bu ifadeden karlılık için 0m işletmenin sabit sermaye ve

işletme maliyetinin,

)(4

)(

2

2

10

0

m

mpm

koşulunu sağlaması, sağ taraftaki değere eşit veya ondan küçük olması

gerektiği görülür. Diğer yandan işletmenin )(pq arz/hizmet düzeyine bağlı

öngördüğü işletme karar dönemlerinde karın maksimum, zararın minimum

olmasını amaçlar. Bu yönde, kar fonksiyonu )(qK ’nin türevi olarak

marjinal kar/zarar fonksiyonu,

022)()()( 210

''' qmmqpqMqGqK

Page 167: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

167

koşulunu sağlaması beklenir. Buradan maksimum kar/minimum zarar için

marjinal gelirin marjinal maliyete

)()( '' qMqG

eşit olması beklenir: Aynı yönde maksimum kar/minimum zarar için uygun

üretim miktarı, uzun dönemli yatırım kararı üretim miktarı değeri

)(2 2

10

m

mpqk

olarak bulunur. Bu üretim düzeyi değeri ifadesi, maksimum kar/minimum

zarar koşulunun yukarıda verilen )(qG toplam gelir fonksiyonunun

)(qM toplam maliyet fonksiyonundan büyük ya da en eşit, başa baş

olmaları; yani )(qG )(qM durumlarını ortaya koyar. Burada 0m ve kq

kritik değer ifadelerinin incelenmesinden bir yandan, piyasada 0p talep

başlangıç fiyatının, 10 mp olması gerektiği; diğer yandan birim fiyat

değişim oranı ile 2m üretim miktarı sıkışıklık maliyeti toplamının ters

yönde etki yaptığı görülür. Üretim kanallarında üretimin miktarının veya

üretim miktarı kapasite oranının belirli değerlerinin altında olması

durumunda 2m üretim miktarı sıkışıklık maliyet katsayısı değeri de ihmal

edilebilecek derecede küçük olabilir.

2.4. Katma Değer

İşletmelerin ve sektörlerin üretim katma değerleri/katkı payları

dönemsel gelir, maliyet ve kar ilişkileri yönlerinde somutlaşır. Bu

tanımlamalara göre, üretim sistemlerinde üretimin katma/katkı değeri

aşağıdaki gibi tanımlanır.

katma değer =gelir- değişken maliyet =sabit maliyet işletme karı

katma değer karmqqmmqqp 0210 )()(

katma değer 0210 )()( mqqmmqqp

Page 168: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

168

Bu ifadelere göre üretim arzı katma değeri, ekonomik olarak, 0m

yıllık sabit maliyetten büyük olması gerektiği açıklık kazanır. Bunun için

talebe bağlı fiyat birim maliyet ilişkisinin,

q

mqmmqp 0

210 )()(

olması gerektiği görülür. Aynı yönde üretim arzı maksimum katma

değerlerinin, karın maksimum değerlerinde gerçekleşebileceği açıktır.

Üretim sistemlerinin katma değeri, sosyoekonomik etkinliklere bağlı sabit

yatırım ve işletme sermayesi girdileri, vergi, net kar/faydalar ile yaratılan

diğer sosyal faydalar toplamlarından oluşabileceği görülür. Katma değerler

yeterli pazar, alış veriş oluşumu oranlarında artar; etkinlik temelli somut

gelir, sosyal faydalar kazanım ile kullanıcıların gerçekten sosyoekonomik

kalıcı kazanımlar oluşumlarını işaret eder. Üretim arzı ilişkilerinde büyük

katma değerlerin büyük pazar ve sosyal paylaşımlarını gerektirdiği görülür.

3. EKONOMİK BÜYÜME MODELLERİ

Üretim ve büyüme süreçlerinde üretim ve ekonomik büyüme

modellerinin temel amacı yukarıda belirtilen üretim olanaklarının,

girdilerinin yüksek verimlilik ile kullanılmasına odaklıdır. Dikkate değer

ekonomik üretim büyüme modelleri başında

Klasik büyüme modeli,

Keynesyen büyüme modeli,

Rostow büyüme modeli,

Neo-Keynesyen Harrod-Domar büyüme modeli,

Neo-klasik büyüme modeli, Solow modeli,

İçsel büyüme modeli

Sürdürülebilir en büyük ekonomi büyüme

gelir(Jones, 2001; İşgüden, 1985; Krgel, 1982).

Neo-Keynesyen Harrod-Domar büyüme modeli üretim fonksiyonu

emek ile birlikte sermaye ve yatırım girdilerinin, kombinezonlarının

verimlilik ilişkilerine bağlı tanımlanmıştır.

Page 169: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

169

Yaygın olarak bilinen neo-klasik büyüme modelleri, SOLOW ve

geliştirilmiş SOLOW modelleridir(Jones, 2001). Genel olarak neo-klasik

büyüme modellerinde Y üretim fonksiyonu emek, sermaye ve teknoloji

üretim girdilerine, verimlilik ilişkilerine bağlı olarak tanımlanmıştır. Bu

büyüme modelinde üretim fonksiyonu, emek, teknoloji ve sermaye girdileri

ile artışları kombinezonunun toplam sosyoekonomik sinerjik etkilerine ve

verimliliklerine bağlı olarak artma, azalma kayması gösterebilen bir

fonksiyondur. Modelde belirli bir dönemde üretim fonksiyonları ve sermaye

stoku artışlarının yeni ve ileri teknolojiler ile sağlanabileceği, sağlanması

öngörülür. Bu üretim/milli gelir fonksiyonu üretim teknolojisine,

olanaklarına ve sistemine bağlı olarak belirli dönem içinde “yatık s”

biçiminde belirli süreçlere limit olmaktadır.

İçsel büyüme modeli, genel olarak neo-keynesyen, neo-klasik

büyüme modelleri yaklaşımları çerçevesinde geliştirilmiştir, model aşağıda

sıralanan ilke ve süreçlere öncelik vermiştir.

Tasarrufların teşvik edilmesi.

Etkin bir eğitim sistemi ile sosyal sermayenin yetiştirilmesi ve

geliştirilmesi.

Büyük talepler, teknolojiler yaratacak geliştirme çalışmalarının

desteklenmesi.

İleri uygun üretim teknolojili projelerin ve sanayiinin

geliştirilmesi.

Uluslararası ticarette açık ileri teknolojili yatırımların

yapılması.

Uluslararası ticarette daha büyük pay elde edilmesi.

Bu açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde içsel büyüme

modelinde sürekli üretim ve sermaye stoku artışlarının, sürekli dönemsel

yeni ve ileri teknolojilere bağlı üretim ve dış ticaret fazlalıkları ile

sağlanabileceği belirginlik kazanmaktadır.

Son yıllarda ülkelerin büyüme ve üretim modelleri işletmelerin

liberal ve neo-liberal büyüme ve üretim modellerine dayanmaktadır.

İşletmelerin liberal ve neo-liberal büyüme ve üretim modelleri ekonomik ve

Page 170: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

170

sermaye birikimlerine, yeni girişim ve piyasa olanakları yaratma temelli

küresel sermaye, yabancı sermaye giriş çıkış, verimli girişim, yatırım ve

işletme hareketleri, sosyoekonomik katma değerler çerçevesinde

ilerletilmektedir. Bu yönde özellikle hızlı büyüme ve kalkınma iradesi

gösteren ülkeler için üretim ve büyüme olanaklarının uzun dönemli

durumsal marjinal kullanım ve yararlanma temelli ortalama optimum

büyüme modelleri geliştirilmiş, ileri sürülmüştür.

4. ÜRETİM YÖNETİMİ KARAR MODELİ VE YÖNTEMLERİ

Üretim ve gelişme ekonomisinin en önemli sorunlarından birisi de

zaman içinde yerel, ulusal bölgesel ve dünya ölçeklerinde verimli

sektörlerin, iş kolu önceliklerinin; üretim hacmi ve kapasite miktarlarının,

üretim yönetimi seçeneklerinin, ölçütlerinin talebe bağlı saptanabilmesidir.

Bu sorunların çözümlerine ilişkin belirgin karar modeli ve yöntemleri;

Lineer programlama modeli

Girdi-çıktı modeli

Olabilirlik ölçütleri modeli

Üretim stok yönetimi modeli

Uygun talep, üretim ve servis kanalları yönetimi modeli

yöntem ve çözümlemeleri ile üretilebilir(Öney, 1987; Karayalçın, 1979).

5. ÇIKARIMLAR VE SONUÇ

Üretim ve kalkınma ekonomisi süreçleri ve sorunları birbirine

paralel, birbirini izleyen derinlikli, kapsamlı uzun soluklu bütünleşik temel

bir sorundur. Dolayısı ile sorunun çözümleri uygun birbirini izleyen

birbirine paralel kapsamlı büyüme, kalkınma ve üretim felsefelerini, bilgi,

bilinçlenme, gelişme ve üretim ekonomilerini; vizyonları, sürekli kararlı

misyonları, esnek modelleri ve özgün yöntemleri, politikaları ve stratejileri

gerektirir. Bu yönde bu üretim ekonomisi çalışmaları ile üretim ve kalkınma

ekonomisi sorunlarının yöntemlerinin, çözümlerinin ancak belirli bir

kısmının ele alınabileceği, araştırılabileceği, ortaya konabileceği belirginlik

kazanmaktadır. Bu çalışma üretim ve kalkınma ekonomisi süreçlerinde daha

Page 171: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

171

kapsamlı geniş analiz ve sentez çalışmalarının gerekliliklerini ortaya

koymaktadır.

Üretim ve kalkınma ekonomisi süreçleri deterministik analitik

yaklaşım ve değerlendirmeler içinde bir yıllık dönem sonunda ortaya çıkan

maksimum büyüme değerlerinin uzun dönemli isabetli büyüme modelleri ve

politikaları için tek anlamlı ölçüt olmadığı görülür. Bir yıllık dönem içinde

yüksek marjinal büyüme değeri ile büyüme oranının değerleri, sürekli

küçük yeni yatırımlar gerektirmesi dolayısıyla uzun dönemde yatırım

olanaklarının ve kapasitesinin verimli kullanılamamasına, israf edilmesine

neden olabilir. Aynı zamanda sürekli yüksek büyüme oranın sağlanması

ölçütünün, sürekli üretim sistemi kapasitesinin ve olanaklarının artırılması

ve geliştirilmesi yaklaşımlarını gerekli kıldığı görülür. Bu saptamalar

yönünde, isabetli sürdürülebilir yüksek büyüme oranlarının sağlanması

ölçütü, ancak, uzun dönemli isabetli büyüme modelleri ile 20-30 yıllık uzun

dönemlerde önceki dönemlere kıyasla toplam üretim artışlarının, yerel

üretim, sermaye ve yatırım olanakları artışlarının sağlanması, ortalama

büyük büyüme oranı değerlerinin sağlanması, yaklaşımları ve stratejileri ile

gerçekleştirilebilir. Uzun önemli büyüme oranları için, sermaye, yatırım ve

üretim olanaklarının ve kapasitelerinin özgün ileri teknolojiler, yüksek

katma değerli büyük projeler, stratejiler ile artırılması, geliştirilmesi

gerektiği belirginlik kazanır.

Üretim ve kalkınma ekonomisi süreçleri ve sorunları üretim ve

kalkınma yerel sektör olanakları, kaynakları, süreklilikleri, küresel belirtilen

dinamikler, ölçütler içinde ele alınmaları temeldir. Üretim ve kalkınma

ekonomisi sorunları yöntemleri, çözümleri ve yönetimleri sorunu uzun ve

orta dönemli bir sorundur. Üretim ve gelişme ekonomisinin ilk öncelikli

materyalleri mikro ekonomi, işletme ekonomisi, ölçek ekonomisi, piyasa

ekonomisi, yatırım ekonomisi, sektör ve üretim süreci ekonomisi, lojistik ve

taşıma ekonomisi, büyüme ve kalkınma ekonomisi teorileri ve yöntemlerini,

sentezlerini kapsar. Bu ekonomilerin bilgi araştırma, bilgilenme ve

bilinçlenme süreçleri, uygulamalı bilim felsefeleri ile gerekliliklerini,

yöntemlerini, gelişimlerini gerektirir, kapsar. İç ve yerel olanakların,

dinamiklerin dışa doğru etkin, verimli ve sosyoekonomik katma değerli

kullanımlarını gerektirmektedir.

Page 172: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

172

Bu yönlerde sonuçta, ekonomik üretim ve kalkınma süreçlerinde

kısa, orta ve uzun dönemli bakış açılarının, vizyon ve misyonlarının; aynı

ölçeklerde toplam, ortalama ve marjinal üretim ve verim fonksiyonları

analizlerinin, karar ölçütlerinin temel ölçütler oldukları ve olacakları

görülür. Üretim ve kalkınma süreçlerinde yerel üretim ve kalkınma

olanaklarının, küresel arz ve üretim olanaklarının, talep, piyasa ve pazar

koşullarının gelişimlerinin, dönüşümlerinin uzun zamana ve mekana bağlı

değişim özelliklerinin önemli oldukları görülür. Ekonomik üretim ve

kalkınma süreçlerinde belirtilen etkenlere bağlı sektör ve ölçek

ekonomilerinin, sermaye birikimi ve üretim olanaklarının gelişme ve

değişme özellikleri taşıdıkları, taşıyabilecekleri görülür.

KAYNAKLAR

ALTAN, E.(1975), Yüksek Matematik I, Birsen Kitapevi Yayınları, 6.

Baskı, İstanbul.

ALTAN, E.(1975), Yüksek Matematik II, Birsen Kitapevi Yayınları, 6.

Baskı, , İstanbul.

BİRDAL, İ. (1986), İşletme Ekonomisi, Çağlayan Kitapevi, Birinci

Baskı, İstanbul.

DİNLER, Z. (1994), Mikro ekonomi , 10. Baskı, Ekin Kitabevi

Yayınları, Bursa.

GÖKDERE, A.(1991), Bankacılar İçin Ekonomi Bilgisi, Yayın No:245,

ISBN 975-537-000-5, Adalet Matbaacılık Tic. Ltd. Şti., Ankara.

IŞIK, A. (1998), Mühendislik Ekonomisi, Üçüncü Baskı, Birsen

Yayınevi, ISBN 975-511-392-4, İstanbul.

İŞGÜDEN, T.(1985), Makro İktisat, Bilim ve Teknik Yayınları,

İstanbul.

Page 173: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

173

JONES, C. I. (2001), (Çev: Ş. ATEŞ, İ. TUNCER), İktisadi Büyümeye

Giriş, Literatür Yayıncılık, ISBN:975-8431-36-6, İstanbul.

KARAYALÇIN, İ. (1979), Harekat Araştırması, İ.T.Ü. Kütüphanesi,

İstanbul.

KARLUK, R.(2004), Türkiye Ekonomisi, Beta Basım Yayım Dağıtım

A.Ş., İstanbul.

KILIÇBAY, A., (1988), İktisat Teorisi, İktisat Politikaları ve İşletme,

İstanbul Üniversitesi Yayını, No: 3488, İstanbul .

KOÇEL, T., (1998), İşletme Yöneticiliği, Beta Basım Yayım Dağıtım

A.Ş., Yayın No. 405, 6. Baskı, ISBN 975-486-304-0, İstanbul.

KRGEL, J. A.(1982), (Çev: Ö. GÖKAY), İktisadi Büyüme Teorisi,

Akbank Kültür Yayınları, İstanbul( Macmillan Press, 1976, New

York).

MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ, (2004), Verimlilik Raporu 3

“Sürdürülebilir Büyümenin Anahtarı: Verimlilik”, Nisan, Ankara.

OKKA, O.( 2003), Mühendislik Ekonomisine Giriş, Nobel Yayın

Dağıtım, ISBN 975-591-447-1, Ankara.

ÖNEY, E.(1987) İktisadi Planlama, Savaş Yayınları, 5.Baskı, Ankara.

TÜRKAY, O.( 1983), İktisat Teorisine Giriş, Mikro İktisat, Doruk

Yayınları, No: 29, Ankara.

TÜRK DİL KURUMU, (1988), Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu

Yayınları: 549, Ankara.

T.C. DEVLET BAKANLIĞI, (1983), Türk Bilim Politikası, 1983-

2000, Ankara.

YILDIRIM, C.,(1991), Bilim Felsefesi, 3. Baskı, Remzi Kitabevi,

Evrim Matbaacılık, İstanbul.

Page 174: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

174

İŞ ZEKASI VE SOSYAL MEDYA UYGULAMALARI

Tolga DURSUN1, Seher KAYA

1Yrd. Doç. Dr., Maltepe Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü,

[email protected]

ÖZET

Günümüzde teknolojik gelişmeler ve küreselleşme kurumları pozitif yönde

etkilerken, bilgi ve bilginin kullanım süreçlerini daha karmaşık hale getirmiştir. Bu

karmaşıklığın tam ortasında iş zekası yazılımları kurumların karar verme

aşamasında ihtiyaç duydukları bilgiyi ortaya çıkaran ve böylece karar verme

sürecine katkı yapan uygulamalar olarak gelişim göstermiştir. Bu nedenle, bir iş

zekası çalışmasında kullanışlılık, performans, doğruluk ve raporlama en önemli

faktörlerdir.

İlerleyen teknoloji ve gelişmeler sonucunda bir diğer ihtiyaç sosyal medya ve

uygulamaları olarak ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaç sosyal medya üzerinden

pazarlama, uygulama kullanımı ve gündelik yaşamın bir parçası olmayı

gerektirmektedir.

Anahtar Sözcükler: İş Zekası, Karar Destek Sistemleri, Iş Zekası Uygulamaları,

Sosyal Medya, Web 2.0, Sosyal Medya Uygulamaları, Dijital Medya

BUSINESS INTELLIGENCE AND SOCIAL MEDIA

APPLICATIONS

ABSTRACT

Today, technolojical improvement and globalization positively affects institutions,

knowledge and use of knowledge has become more complex process. In the midst of

this complexity, business intelligence software contributes institutions’ they need in

the decision-making support processes and thus show the development of software

applications required while making decisions, from data. Therefore, any business

intelligence studies always as it must enable useful, performance, accuracy

processing, these are the most important factors in the BI.

Page 175: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

175

As a result of advancing technology and development it has emerged as a need for

social media and other applications. This needs through social media marketing and

use of the application requires to be a part of everyday life.

Keywords: Business Intelligence, Decision Support Systems, Business Intelligence

Applications, Social Media, Web 2.0, Social Media Applications, Digital Media

GİRİŞ

Sanayi devrinin sona ermesi ve bilgi çağının başlamasıyla birlikte yaşanan

gelişmelerin etkisi ile dünya küreselleşmiştir. Küreselleşmeyle beraber

teknoloji, iletişim, veri, bilgi, sorgulama ve haberleşme alanlarında

devrimler yaşanmış, sınırların eskisi kadar önemli olmadığı bir dünya

yaratılmıştır. Bilgisayarın ve internetin etkisi ile teknolojide, haberleşmede

ve bilgiyi kullanmada yeni bir dönem başlamıştır. Dünyada artık büyük bir

çoğunluk bilgisayar ve internet kullanır hale gelmiştir. Normal şartlarda,

teknolojinin bu kadar ilerlemiş olması, insanlarda işlerin kolaylaştığı fikrini

doğurmaktadır. Çok daha fazla veriye sahip olma şansı mevcuttur ve üretim

kapasitesi inanılmaz derecede yüksektir. Ancak bunlar tek başına yeterli

değildir. Önemli olan bilgiyi doğru yönde faydalı hale getirmek ve analiz

ederek yorumlamaktır. İşlevselliğini ve etki alanını arttırmaktır.

Bu bağlamda, çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde iş zekası

ve uygulamalarından bahsedilmekte, iş zekasının önemine ve kullanım

kavramlarına değinilmektedir.

Çalışmanın ikinci bölümünde ise, web 2.0, sosyal medya, sosyal medya

araçları, sosyal medya uygulamaları ve neden sosyal medyaya ihtiyaç

olduğu gibi başlıklardan bahsedilecektir. Bu başlık altında web 2.0

özelliğine değinilme amacı; internet teknolojilerinin gelişmesiyle web 2.0

döneminin başlaması ve sosyal medya kavramı ortaya çıkmasıdır. Web 2.0

sosyal medyanın teknolojik boyutunu ifade etmektedir.

1. İŞ ZEKASI NEDİR ?

Geçmişten günümüze kadar bakıldığında insanoğlunun hayatının birçok

safhasında “karar verme” durumunda kaldığı gözlemlenmektedir. Verilecek

her bir karar istenen bir sonucu doğurabileceği gibi karar vericiyi

istenmeyen durumlarla da karşı karşıya bırakabilir. Bu nedenle karar verme

süreci doğru ve etkin bir şekilde gerçekleştirilmelidir.

Page 176: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

176

Günümüz şirketleri artık içinde bulundukları rekabet ortamında bilginin

karar verme sürecinde doğru kullanımının organizasyonlara veya kurumlara

neler kazandırdığının bilincindedirler. Bu nedenledir ki; çağımızdaki

yöneticiler, şirketler, kurumlar, organizasyonlar vb. bilgi teknolojilerine

yatırımlar yaparak organizasyonların veya kurumların stratejik hedeflerine

ulaşmalarını hızlandırmaktadırlar.

Geçmiş dönem yöneticilerin, şirketlerin, kurumların vb. karar verme

sürecinde karşılaştıkları en büyük problemlerden biri bilgi toplamak iken,

günümüz trendlerinin karar verme sürecinde karşılaştıkları en büyük

problem ise toplanan verilerden anlamlı sonuçlar çıkartılması olarak

değişmiştir.

Bu aşamada toplanan veri miktarı büyük ölçüde önem taşımaktadır. Veri

miktarı arttıkça karar vericilerin bu verileri anlamaları ve yorumlamaları da

zorlaşmaktadır. Bu problemi çözmek için artık karar vericiler ellerindeki

veri yığınlarından gerekli ve yararlı olan bilgileri çıkartmak, veriler

arasındaki gizli ipuçlarını ve yol gösterecek sistemleri bulmaya ihtiyaç

duymaktadırlar. İşte tam da bu noktada iş zekası ve çözümleri devreye

girmektedir.

İş Zekası (BI - Business intelligence), iş amaçları için ham veriyi anlamlı

ve kullanışlı bilgiye dönüştüren teorilerin, metodolojilerin, süreçlerin,

mimarilerin, teknolojilerin, verilerin bir kümesidir. Yeni fırsatlar

tanımlamak ve geliştirmek için büyük miktarlardaki bu bilgileri yönetir.

Bir kurumun bir işletmenin; mevcut durumunu analiz etmek, performansını

ölçeklendirmek, ileriye dönük stratejik kararlar alabilmek, kaynaklarını

daha doğru kullanabilmek, finansal fayda elde etmek, verileri tek bir veri

tabanında tutmak, geniş hacimli verileri anlamlandırmak, farklı formatlarda

(Excel, XML, Oracle, my-sql vb.) tutulan verileri yorumlamak, veriye hızlı

erişmeyi sağlamak, text içerikli geniş raporların özetlenmesini sağlamak,

tüm ortamlar üzerinden hızlı bilgi paylaşımını yönetmek ve WEB

ortamından ortak erişim sağlamak gibi amaçlarla ham verilerinin analiz

edilip bilgiye dönüştürülmesidir. İş zekası, kilitli kalmış bilginin anahtarıdır.

2. İŞ ZEKASI ve TARİHÇESİ

Tarihte ilk kez 1958 yılında IBM araştırmacısı Hans Peter Luhn tarafından

kullanılmıştır. Hans Peter Luhn, iş zekasını, istenilen hedeflere doğru

ilerlemek için aksiyon kılavuzu gibi bir yöntem içinde sunulan gerçeklerin

Page 177: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

177

birbirleriyle ilişkisini kavrama yeteneği olarak tanımlamıştır. Daha sonra

karar destek sistemlerinin bir parçası olarak varlığını sürdürmüştür (Hans

Peter Luhn,1958). Bugün bildiğimiz iş zekasının 1960’da başlayan ve

1980’lerin başından ortasına kadar gelişen karar destek sistemlerinden

geliştiği söylenebilir. Karar destek sistemi planlama ve karar vermeye

yardımcı olmak için oluşturulmuş bilgisayar destekli modellerden

türetilmiştir. 1980’lerin sonunda KDS ’den ise veri ambarları, çalıştırılabilir

bilgi sistemleri, OLAP ve iş zekası ortaya çıkmıştır. 1989 yılına

gelindiğinde, Howard Dresner (daha sonra Gartner Grup analisti olmuştur)

iş zekasını bir şemsiye dönemi olarak tanımlamak için gerçek tabanlı destek

sistemleri kullanarak iş karar vermeyi geliştirmeye yarayan metotlar ve

kavramlar olduğunu söylemiştir (Howard Dresner, 1989).1996 yılında,

Gartner Group iş zekâsı terimini raporunda kullanmıştır. Bu rapora göre;

2000 yılında ileri görüşlü kuruluşlar Bilgi Demokrasilerine dönüşecek, İş

zekası bilgileri ve uygulamaları bu kuruluşların çalışanları, danışmanları,

müşterileri, tedarikçileri ve kamuoyu tarafından geniş çaplı olarak

erişilebilir hale gelecektir. Rekabetçi bir piyasada başarıyı elde etmenin

anahtarı rakiplerin önünde yer almaktır. Doğru ve güncel bilgilere dayalı

sağlam işletme kararları yalnızca sezgilere dayanılarak alınamaz. Veri

analizi, raporlama ve sorgu araçları işletme kullanıcılarının bir bilgi

deryasında bata çıka ilerleyerek bunun içindeki değerli bilgileri bir araya

getirmelerine yardım edebilir, günümüzde bu araçlar hep birlikte “İş zekâsı

“ adı verilen bir kategoride değerlendirilmektedir (Gartner Group, 2006).

3. İŞ ZEKASI AŞAMALARI ve BİLEŞENLERİ

İşletmelerin rekabet stratejilerinde, etkinlik, verimlilik ve sürdürülebilirliğin

ölçülebilmesi için iş zekâsı stratejik bir girişimdir. İş zekâsı projesi beş

aşamadan oluşmaktadır ve bu aşamalar iş zekâsı sisteminin yaşam döngüsü

olarak adlandırılmaktadır (Gangadharan, 2004: 139-140).

Analiz: Bu kısımda kullanıcıların beklentilerinin ve ihtiyaçlarının

belirlenmesi gerekir. Analiz aşamasında ilgili bilgi kaynaklarından elde

edilen bilgiler ile çeşitli bileşenlerin çözümleri yüksek bir seviyede dizayn

edilir. Her iş zekâsı projesinde bir iş probleminin çözülmesinde fayda ve

maliyet analizi yapılmalıdır.

Modelleme: Bu kısımda belirlenen beklentilerin ve ihtiyaçların nasıl bir

model kullanarak işlenmesi gerektiğine karar vermek gerekir.Modellemeler;

ilişkisel, çok boyutlu ve OLAP (Online Analytical Processing) Çevrimiçi

analitik işlem olmak üzere üç şekilde yapılabilir.

Page 178: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

178

ETL- Extract-Transform-Load (Çekme-Dönüştürme-Yükleme): Bu

adımda elde edilen veriler veri ambarına dönüştürülür ve yüklenir.

Tasarım: Bu kısımda ise raporlamak için eldeki verilerin tasarımı yapılır.

Raporlama: Son adımda ise raporlar ve gösterge tabloları oluşturulur.

4. İŞ ZEKASI TİCARİ UYGULAMALARI

Günümüzde iş zekâsı üzerine hazırlanmış olan birçok ticari ürün

bulunmaktadır. Bu ürünlerin herbiri incelendiğinde iş zekâsı olarak sunulan

yapıların gelişmiş raporlama olmaktan öteye geçmediği görülmektedir.

Genel olarak verilen hizmetler data-drilling olarak ifade edilen SQL ve

OLAP sorguları ve bu tekniklerin yan ürünleri olarak çıkarılan Dash Board,

Score Card ve Business Event Management olarak gösterilebilir. Ticari

ürünlerden ön plana çıkan uygulamalar ve özellikleri:

• Syncsort http://www.syncsort.com/

• Information Builders http://www.informationbuilders.com

• Noetix http://www.noetix.com

• Scentric http://www.scentric.com

• Sirana http://www.sirana.com

5. COGNOS UYGULAMASI

Cognos iş zekası uygulamaları içerisinde referanslarının sayısı ve işlem

kapasiteleri göz önünde bulundurulduğunda lider konumdadır. BI

uygulamalarının genelinde görülen ve aslında “intelligence” ifadesini

sadece dikkat çekmek üzere kullanılması durumu sonucu cognos’da

gelişmiş bir raporlama aracı olarak sınıflandırılabilir. Ancak raporlama

yetenekleri açısından klasik anlayışın ötesinde işlevselliğe sahip olması

sebebiyle incelenmesinde fayda vardır.Cognos, belirli ERP ürünleri

üzerinde çalışmaktadır. Veri tabanı ya da uygulama bağımsızlığı

öngörülmemiştir. Bu seçim işlevselliği ilgili ürünler üzerinde artırırken,

uygulamanın kullanım alanını daraltmaktadır. Özellikle ülkemizde, ERP

ürünlerinin hali hazırda durağan bir yapıya kavuşmaması ve lider bir ERP

üreticisinden bahsedilememesi, bu şekilde belirli ERP ürünleri üzerine

çalışmayı imkânsız kılmaktadır. Zira ülkemizde en yoğun kullanılan ERP

ürünlerinde dahi çekirdek yapı hala durağan bir yapıya kavuşmamıştır ve

durağan olmayan bir çekirdeğe göre sabit bir araç geliştirmek, sık günleme

maliyeti açısından ekonomik olmayacaktır.

Page 179: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

179

6. ORACLE UYGULAMASI

Oracle veri tabanı yönetim sistemine tümleşik olarak Veri Ambarı

uygulamalarına yer vermektedir. Veri Madenciliği ve gelişmiş OLAP

teknikleri Data Warehousing uygulamalarını oluşturmaktadır. Oracle

içerisinde Data mining işlevleri supervised ve unsupervised olmak üzere iki

farklı kümede ele alınabilecekleri gibi başka bir yaklaşımla predictive ve

descriptive olarak da ele alınabilirler. ODM tekniklerinin etkili

çalışabilmesi için veriler üzerinde ön çalışma yapılması gerektiği

öngörülmüştür. Veri hazırlama işlemi tabloların ve görünümlerin SQL

sorgulama tümceleri ile düzenlenmesinin yanında,

• Uç değerler üzerinde trimming (uç değerlerin yok sayılması, tıraşlanması)

ya da

winsorizing (uç değerin en yakın makul değere dönüştürülmesi) işlemlerinin

uygulanması,

• Farklı değer sayısının azaltılması,

• Normalleştirme (Normalization) işlemlerini de gerektirmektedir.

7. MICROSOFT BUSINESS INTELLIGENCE UYGULAMASI

Microsoft veri madenciliği, OLAP, raporlama araçlarını iş zekâsı platformu

olarak sunmaktadır. Microsoft BI ortamı bir uygulamalar bütünü olarak tarif

edilebilir. Uygulamalar, sıradan raporların üretilmesinden gelişmiş veri

madenciliğine kadar birçok iş zekâsı uygulamasını desteklemektedir. Veri

tabanından bağımsız veri madenciliği uygulamaları geliştirme ortamına

sahip olmasının yanında Microsoft Visual Studio 2005 ile entegrasyonu ile

güçlü geliştirme ortamı desteği verilmiştir.Ancak bu güçlü geliştirme

ortamının bir dezavantajı olarak, veri madenciliği uygulamalarını

geliştirmek için uzman programcı iş gücüne sahip olunması gerekmektedir.

8. WEB 2.0 (İKİNCİ NESİL WEB HİZMETLERİ)

İnternetin ortaya çıkması, world wide web ‘in (www) geliştirilmesi ve

internetin ticari kullanıma açılmasıyla bilgi paylaşıma açılmış, ticaret

gelişmiş, sınırların önemi ortadan kalkmış, özgür bir ortam meydana

gelmiştir. Bu durum işletmelerin ve kişisel kullanıcıların hayatlarına önemli

değişiklikler getirmiştir. Web 2.0 kavramı ilk defa bir O‟Reilly ve Mediali

ve International Konferansının beyin fırtınası bölümünde tartışılmış, yeni

uygulamaların web açısından bir dönüm noktası olduğu öngörülmüştür.

Web 2.0 kavramı ortaya çıktıktan sonra, ilk bir buçuk senede Google’da 9,5

milyondan fazla sorguya ulaşmıştır (Koç, E. (2008)). İnternet

Page 180: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

180

kullanıcılarının ortaklaşa üreterek ve paylaşarak yarattığı bir sistem olan,

ikinci nesil internet hizmeti olarak da bilinen web 2.0, bilgisayar

endüstrisinde internetin bir düzlem olarak ilerlemesiyle bir işletme devrimi

ve bu düzlemin kurallarının başarı içinde anlaşılmaya çalışması olarak ifade

edilmektedir. Bahsedilen kuralların başında, ağ etkilerini daha çok insanın

kullanabilmesi için programlar kurmak gelmektedir (Odabaşı, Y., Barış, G.

(2003). Web 2.0, içeriğin kullanıcılar tarafından oluşturularak veya

değiştirilerek yönetilebildiği basit ara yüzleri olan sitelerden oluşmaktadır.

9. SOSYAL MEDYA NEDİR ?

Sosyal medya, web 2.0 ile birlikte ortaya çıkmış bir kavram olmakla birlikte

Web 2.0 ‘dan farklı bir anlam taşımaktadır. Web 2.0, internette yaşanan

dönüşümün daha çok teknolojik boyutunu simgelerken sosyal medya,

kullanıcılar açısından yaşanan dönüşümün sosyal boyutunu ortaya

koymaktadır. Sosyal medyanın tanımı 3 temel unsur üzerine kuruludur.

Bunlar içerik, topluluk ve web 2.0’ dır. İçerik, kullanıcılar tarafından birçok

farklı şekilde oluşturulur ve paylaşılır. Fotoğraflar, resimler, videolar,

konum bilgisi, etiketler ve yorumlar kullanıcılar tarafından oluşturulan

içeriklerden bazılarıdır. Bu içeriklerin birçok kullanıcı tarafından

oluşturulması ve internete yüklenmesi sosyal medyanın katılımcılık yönünü

oluşturur. Bu aktivitelerin sosyal doğası da ikinci unsur olan topluluğu ifade

eder.

Sosyal medya ve geleneksel medya sürekli olarak karşılaştırılarak

tanımlanmaya çalışılmaktadır (Stokes, 2009: 124). Bu yaklaşım sosyal

medya ile geleneksel medya arasında net bir ayrımın ortaya konması ve bu

ayrımın kavranması açısından önemlidir. Tüketicilerin geleneksel medya

formlarına olan güvenlerinin azalmasının da etkisiyle büyük bir ivme

kazanarak popüler bir ortam haline gelen sosyal medya ile geleneksel

medya arasındaki farklar aşağıda Tabloda özetlenmiştir;

Page 181: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

181

Tablo 1.Sosyal Medya ile Geleneksel Medyanın Farkı

(İnternet: 10 Differences Between Classic and Social Media Marketing,

https://www.marketingtechblog.com/class-vs-social-media-marketing/,

Major Differences Between Traditional Media and Social Networking,

https://www.hausmanmarketingletter.com/16-differences-between-social-

media-and-traditional-media/ 27 Aralık 2015’te alınmıştır,)

Geleneksel Medya Sosyal Medya

Durağandır, değiştirilemez, tek

yönlüdür.

Anında güncellenebilir ve çift yönlüdür.

Sınırlı ve gecikmelidir. Özgürlük vardır. Anında paylaşım,

görüntülenme ve ulaşım söz konusudur.

Arşivlere erişim yetersizdir,

sınırlıdır.

Paylaşım ve katılım desteklenir. Arşivlere

kolayca erişim sağlanır.

Pasif katılım vardır. Ücretlidir. Aktif katılım vardır. Ücretsizdir.

Bir komite tarafından

yayınlanır.

Bireyler tarafından yayınlanır.

Erişim kısıtlıdır. Erişim 24/7 dir.

10. SOSYAL MEDYA UYGULAMALARI

Sosyal medya uygulamaları bloglar, mikrobloglar, sosyal ağlar, wikiler,

içerik paylaşım toplulukları, podcastler ve forumlardan oluşmaktadır.

10.1 . Bloglar

Sosyal medyanın en tanınmış biçimi olan blog / weblog (ağ günlüğü,

günce), ingilizce “web” ve “log” kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur.

Günümüzdeki formata uygun olan ilk blog, Dave Winer ‘ın “Demokrasinin

24 Saati” isimli projesinin bir parçasıdır ve weblog terimi yine ilk kez bu

sayfa için 1997 yılında kullanılmıştır (Bayraktutan Sütcü, G. (2010)).

Bloglar kolay hazırlanabilir web sayfalarıdır. Bloglarda yazılan her bir konu

“post” olarak adlandırılmaktadır. En son gönderilen post ilk sırada yer

almakta ve her postun gönderilme zamanı belli olmaktadır. Postların içeriği

güncel haberler, diğer blogların içerikleri, fotoğraf, video, ses kaydı hatta

yorumlarla ilgili linklerden (bağlantılar) oluşabilir. Blog kültürünün önemli

bir parçası da yorumlardır. Ayrıca geri izleme mekanizması sayesinde

belirli bir yazı hakkında yazılan diğer yazıların tespit edilmesi de

mümkündür. İnternette birçok ücretsiz blog oluşturma servisi mevcuttur. En

çok kullanılan blog servislerinden bazıları Wordpress, LiveJournal ve

Page 182: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

182

Blogger‟dır. (İnternet: Blog. Wikipedia. Web: http://en.wikipedia.org/wiki/

BloG 27 Aralık 2015’te alınmıştır.)

10.2 . Sosyal Ağlar

Sosyal ağ siteleri, bireylerin sınırları belirlenmiş bir sistem içinde halka açık

yada yarı açık profil oluşturmasına, bağlantılı olduğu diğer kullanıcıların

listesini ortaya koymasına, diğer kullanıcıların sistemde listelenmiş diğer

bağlantılarını görmesine ve bu bağlantılar arasında gezmesine izin veren

web tabanlı hizmetlerdir. Sosyal ağ sitelerini benzersiz kılan, bireyleri

yabancılarla buluşturmasından ziyade kullanıcıların sosyal ağlarını görünür

kılmasıdır. Bu açıdan arkadaş listesi görüntülenebilen profiller sosyal

ağların bel kemiğini oluşturmaktadır. Profiller yaş, lokasyon, ilgi alanları

gibi tanımlayıcı öğeler içermekte ve kullanıcılar tarafından profil fotoğrafı

yüklenerek oluşturulmaktadır.Profilin görünürlüğü kullanıcı takdirine göre

değişir. Profil bilgileri herkese açık olabileceği gibi yalnız arkadaşlara da

açık olabilir. Aynı sosyal ağı paylaşan kullanıcılar izin verilen ölçüde

birbirlerinin profil bilgilerini görebilirler. Profiller arkadaşlık, yorum

yapmak ve özel mesajlaşmanın ötesinde sosyal ağ siteleri, fotoğraf ya da

video paylaşımı, yerleşik blogging ve anlık mesajlaşma gibi teknolojilere de

sahiptir. Bütün bunlar kişisel gizlilik konusunu gündeme getirmektedir.

(Boyd, D. M., Ellison, N. B. (December, 2007).

Sosyal ağlar artık çevrimdışı hayatın önemli bir parçası haline gelmiştir.

Çevrimdışı etkinlikler de sosyal ağlardan yönetilebilir hale gelmiştir.

Günümüzde en çok bilinen ve kullanılan sosyal ağlar Facebook, MySpace,

Linkedln, Badoo, Cyworld, Friendfeed, Google+ ‘dır. Bunlardan bazıları

özel amaçlara hizmet ederken çoğunluğu genel amaçlı kullanıma açıktır.

10.3 . Facebook

Facebook, 4 Şubat 2004 tarihinde Harward Üniversitesi öğrencisi Mark

Zuckerberg tarafından, Harward Üniversitesi öğrencileri için kurulmuş ve

kuruluşundan itibaren 1 sene içerisinde Amerika’daki tüm okulları kapsamış

bir sosyal ağdır. Bugün ise çeşitli dillere destek sağlayan altyapısıyla

dünyanın en çok ilgi gören sitelerinden birisidir. Facebook’un gelirinin

büyük kısmı reklamlardan gelmektedir. Facebook kullanıcıları fotoğraf ve

çeşitli görseller yükleyerek, ilgi alanlarını listeleyerek, iletişim bilgileri,

anılar, istihdam durumu ya da ilişki durumu gibi kişisel bilgilerini ortaya

koyarak profil oluşturmaktadır. Facebook, kullanıcılarına çeşitli alanlarda

kendilerini tanımlayabilmeleri için imkan tanıyan seçenekler sunmaktadır.

Page 183: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

183

(İnternet: Facebook. Wikipedia. Web:

http://en.wikipedia.org/wiki/Facebook 24 Aralık 2015’te alınmıştır).

Tablo 2. Facebook’ta Dünya’da En Çok Takip Edilen Markalar

Markalar Takipçi Sayısı

Coca - Cola 95,921,266

Mc Donalds 61 206 414

Red Bull 44 563 248

Samsung Mobile 42 268 495

Nike Football 42 038 221

(İnternet: Facebook Pages Statistics&Number of Funs. socialbakers. Web:

http://www.socialbakers.com/facebook-pages/brands/ 27 Aralık 2015‟te

alınmıştır.)

Tablo 3. Facebook’ta Türkiye’de En Çok Takip Edilen Markalar

Markalar Takipçi Sayısı

Turkish Airlines 7 529 681

Sefamerve 4 305 208

Volkswagen 3 566 525

Kayra 3 444 545

Turkcell 2 857 734

(İnternet: Facebook Pages Statistics&Number of Funs. socialbakers.

Web:http://www.socialbakers.com/statistics/facebook/pages/total/turkey/bra

nds/27 Aralık 2015‟te alınmıştır.)

10.4 . Linkedin

Linkedin, kişilerin ve firmaların iş bağlantıları kurmak amacıyla

kullandıkları dünyanın en büyük profesyonel sosyal ağıdır. Dünya

çapındaki 400 ülke ve bölgede kullanılmaktadır. LinkedIn’in temelleri 2002

yılında kurucu ortak Reid Hoffman’ın oturma odasında atıldı ve site 5

Mayıs 2003 tarihinde resmi olarak açıldı.

Şirketin CEO’su Jeff Weiner’dır ve yönetim ekibi, Yahoo!, Google,

Microsoft, TiVo, PayPal ve Electronic Arts gibi şirketlerde yöneticilik

görevini üstlenmiş, deneyimli kişilerden oluşmaktadır. Halka açık olan

şirket, farklı alanlara yönlendirilmiş iş modeli ile abonelikler, reklam

satışları ve işe alma çözümlerinden gelir elde etmektedir. (İnternet:

Page 184: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

184

https://www.linkedin.com/about-us?trk=hb_ft_about 27 Aralık 2015’te

alınmıştır.)

Dünya genelinde 300 milyon kullanıcı sayısını bundan tam bir yıl

önce geride bırakan LinkedIn’in en hızlı büyüdüğü ülke ise Türkiye.

Publik’in, LinkedIn Türkiye kullanıcı istatistiklerine göre profesyonel ağın

Türkiye’deki kullanıcı sayısı 4 milyon 300 bindir.

Şekil 1.Türkiye’de Profesyonellerin En Çok Çalıştığı Pozisyonlar

Türkiye’deki profesyonellerin LinkedIn’de pozisyonlara göre dağılımını da

incelenen verilere göre, Türk girişimciler LinkedIn’i en yaygın olarak

kullanan ilk beş grup arasında. Zira LinkedIn’in Türk kullanıcıları arasında

satış pozisyonu yüzde 14’le ilk sırada, onu yüzde 11’le mühendislik izliyor,

girişimcilikse yüzde 6 ile beşinci sıradadır. Türkiye’deki LinkedIn

kullanıcıları üstlendikleri görevlere göre de analiz edilirken, 4 milyon 300

bin kullanıcının 500 bininin karar verici profesyoneller olduğu

söyleniyor.Webrazzi Pro’nun derlediği verilere göre LinkedIn’in

Türkiye’deki kullanıcı sayısı geçtiğimiz Eylül ayında 3,7

milyondu. Türkiye, dünya çapında LinkedIn’i en yaygın olarak kullanan ilk

20 ülke arasında 19’uncu sırada yer alıyordu.

Şekil 2.Linkedin ‘de En Çok Takip Edilen Markalar

Page 185: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

185

(Şekil 1 ve Şekil 2 : İnternet : http://www.connectedvivaki.com/linkedin-

turkiye-verileri-infografik/ 27 Aralık 2015’te alınmıştır.)

10.5 . MySpace

Myspace, kullanıcıların kendi seçtikleri formatta profil oluşturabildikleri

blog, grup, fotoğraf, müzik servisi ve video paylaşımı imkanı sunan bir

sosyal ağdır.

Myspace sanal ortamda kullanıcı denetiminde iletişim ve arkadaşlıklar

kurulabilen, kişisel profillerin, blogların, grupların, resimlerin, müzik ve

videoların barındırılabileceği bir sosyal iletişim web sayfası'dır. Myspace

yüklenen müzik eserlerinin telif hakkını yükleyen kişilerden alamaz, yani

Myspace bir nevi bedava reklam sitesidir. Myspace'e fotoğraf ve kişisel

bilgi eklenebilir. Bu eklenen bilgi "privacy" ayarları tarafından

korunulmaktadır, dolayısıyla kullanıcılar profillerinin içeriklerini istediği

kişilerle paylaşabilir. Ancak ABD'de çıkan "Patriot Act" yasası ABD

hükümetine gizli olan profillere bile giriş hakkı sağlamıştır, eleştirilere

maruz kalan bu yasa halâ yürürlüktedir.Şirketin yaklaşık 300 çalışanı vardır

(Sellers, Patricia (2006-08-24). "MySpace Cowboys". CNN). 100

milyonuncu hesap 6 Ağustos 2006'da Hollanda'da açılmıştır

("100,000,000th Account". MySpace. 2007-02-25, Murdoch, Rupert (2006-

08-09). "Rupert Murdoch Comments on Fox Interactive's Growth".

SeekingAlpha.) ve 8 Eylül 2006'da çıkan bir haberde 106 milyon hesap

olduğu belirtilmiştir ("Murdoch MySpace’i 30 milyon $’a sattı". Milliyet.

2006-06-30). 30 Haziran 2011 tarihinde Specific Media tarafından satın

alınan internet sitesi 30.000.000$ bedel ile el değiştirmiştir.

10.6 . Mikrobloglar

Mikrobloglar, blog ve anında mesajlaşma özelliklerini birleştiren ancak

bloglardan farklı olarak içerik paylaşımının belirli karakter sayılarıyla

sınırlandırıldığı sitelerdir. Mikroblog kullanıcıları siyasi, sosyal, ekonomik,

sanatsal içerikli çeşitli güncel paylaşımlarda bulunabileceği gibi duygu ve

düşüncelerini ifade eden anlık paylaşımlarda da bulunabilir.Mikrobloglarda

bilgi son derece hızlı güncellenmekte ve yayılmaktadır. Ayrıca

mikrobloglara cep telefonu ve tablet gibi mobil araçlarla ulaşılabilmesi

kullanıcıların dünyadaki gelişmelerden anında haberdar olmasını

sağlamaktadır.Bu durum mikroblogları en çok ilgi gören sosyal medya

araçlarından birisi haline getirmiştir. Twitter, Jaiku, Plurk, Tumbler çeşitli

mikroblog servisleridir.

Page 186: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

186

10.7 . Twitter

Twitter, 2006 yılının Mayıs ayında Jack Dorsey, Evan Williams, Biz Stone

ve Noah Glass tarafından geliştirilmiş, kullanıcıların tweet adı verilen 140

karakterlik mesajlar oluşturabildiği, takip sistemi üzerine kurulu bir

mikroblog servisidir (Yılmaz,V. (2005)). Kişiler, markalar, firmalar, sivil

toplum kuruluşları, siyasi organizasyonlar hatta devlet kurumları kitlelerle

iletişime geçebilmek için Twitter’ı kullanmaktadır. Türkiye’deki ve

dünyadaki birçok siyasetçi de son yıllarda Twitter’ı etkin bir şekilde

kullanmaktadır. Sosyal medya takibi ve ölçümlemesi hizmeti

sunan Monitera‘nın elindeki verilere göre Türkiye’de 9.6 milyon Twitter

kullanıcısı bulunuyor, geçtiğimiz yıl aynı sayı 7.2 milyon olarak

hesaplanmıştı. Buna göre bir yıl içerisinde Twitter’ın Türkiye’deki üye

artışı %33.3 oranında gerçekleşmiş.Bu kullanıcıların %53’ü kadın, %47’si

ise erkek olarak belirlenmiş. Bu kullanıcılardan 6.2 milyonu aylık olarak

Twitter’ı aktif kullanıyorken, 4.3 milyon kullanıcı ise haftalık olarak

Twitter’ı aktif şekilde kullanıyor.

Monitera’nın verilerine göre ortalama bir Twitter kullanıcısının 320

takipçisi bulunuyor. Haber paylaşımları kategorisinde Hürriyet en üstte yer

alırken arkasından Radikal, Ntvmsnbc ve Habertürk geliyor. Dikkat çekici

bir diğer istatistik ise mobil cihaz kullanımı kategorisinde. Monitera’nın

incelediği tweetler arasında mobilden en çok Blackberry kullanıcıları tweet

atıyor. İlk bakışta ilginç gelen bu istatistiğe göre Blackberry kullanıcıları

diğer akıllı telefon kullanıcılarından fazla tweet atıyor. (İnternet:

http://lorirtaylor.com/twitter-statistics-2015/ 27 Aralık 2015’te alınmıştır ,

http://www.digitalinformationworld.com/2015/01/twitter-marketing-stats-

and-facts-you-should-know.html 27 Aralık 2015’te alınmıştır,

http://dijitalrehberim.com/twitter-haberleri-2015-twitter-istatistikleri/ 27

Aralık 2015’te alınmıştır).

10.8 . Wikiler

Wikiler, içeriğin kullanıcılar tarafından işbirliği içerisinde geliştirildiği,

organize edildiği ve güncellendiği web uygulamalarıdır (İnternet: Mitchell,

S. (July, 2008). Easy Wiki Hosting, Scott Hanselman’s blog, and Snagging

Screens. MSDN Magazine. Web: http://msdn.microsoft.com/en-

us/magazine/cc700339.aspx 20 Aralık 2015’te alınmıştır).Kitle bilincinden

yararlanılarak içerik üretimi yapılan bir sosyal medya aracı olan Wiki,

Hawai dilinde hızlı anlamına gelmektedir. İlk wiki sitesi olan wikiwikiweb

Ward Cunningham tarafından ortaya konulmuştur (İnternet: Wiki.

Wikipedia. Web: http://en.wikipedia.org/wiki/Wiki 22 Aralık 2015’te

Page 187: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

187

alınmıştır).Wikilerin en bilinen örnekleri Wikipedia, Wikileaks, Wikia,

Wikihow, Wikinews’dir.

10.9 . Wikipedia

Wikipedia, birçok dilde hizmet veren özgür, bağımsız ve ücretsiz bir sanal

ansiklopedidir. Wikipedia kurucularından Jimmy Wales tarafından, “Dünya

üstündeki her insana kendi dillerinde, en üst kalitede bedava bir ansiklopedi

yaratma ve dağıtma emeği” olarak tanımlanmıştır. Wikipedia‟da bilgiler

uzmanlar tarafından ortaya konulmakla birlikte, bir sosyal medya aracı

olarak tartışmaya açık ve güncellenebilir niteliktedir. Bu yüzden hiçbir

zaman tamamlanmayacaktır. Wikipedia her dilde birbirinden bağımsız

hizmet vermektedir. Kullanıcılar mevcut maddelere ekleme yapabilmenin

yanı sıra yeni madde başlıkları da açabilmektedirler (Bostancı, M. (2010)).

10.10 Podcastler

Podcast kelimesi, iPod sözcüğündeki Pod (küçük kapsül) ve broadcast

(yayın) sözcüğünün birleşiminden oluşmaktadır. Podcasting kavram olarak

radyo programları, videolar, pdf vb dizi halindeki dijital medya ürünlerinin

internet üzerinden besleme yöntemiyle (feed) bilgisayar, cep telefonu veya

tablet gibi taşınabilir cihazlara indirilebilecek şekilde yayınlanmasıdır.

(Kardeş, İ. (Ocak, 2011)). (İnternet: Podcast. Vikipedi. Web:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Podcast, 22 Aralık 2015’te alınmıştır.)

10.11 Forumlar

Forumlar sosyal medyanın en köklü oluşumlarından birisidir. Forumlarda

belirli konular ve ilgi alanları çerçevesinde tartışmalar gerçekleşmektedir.

Bu açıdan forumlar herhangi bir konuda tavsiye almak, haber paylaşmak,

flört etmek ya da sohbet etmek için canlı ortamlar olarak kabul edilebilir.

Forumlar, “administrator” olarak ifade edilen yöneticiler tarafından

yönetilir. Fakat bu yöneticiler tartışmaları başlatmaz ya da yönlendirmez

sadece uygun olmayan içeriği kaldırmakla görevlidirler. Forumlarla bloglar

arasındaki temel fark, blogların belirli bir sahibi varken forumlarda

tartışmaların üyeler tarafından yönlendirilmesidir (Gonca Yazıcı, (2014)).

Page 188: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

188

10.12 İçerik Paylaşım Toplulukları

İçerik paylaşım toplulukları, üyelik sisteminin geçerli olduğu, belli kurallar

çerçevesinde konu sınırlaması olmaksızın içerik paylaşımı yapılan

ortamlardır.Sosyal ağlarda olduğu gibi içerik paylaşım topluluklarında da

bir hesap alınır ve diğer kullanıcılarla bağlantıya geçilir. Ancak sosyal

ağlardan farklı olarak belirli bir tip içeriğin paylaşımına odaklanılmıştır

(Ebrahim,R. (March, 2011). Çeşitli alanlarda içerik paylaşım toplulukları

mevcuttur. En çok bilinen içerik paylaşım toplulukları video paylaşımında

Youtube, fotoğraf paylaşımında Flickr, sunum paylaşımında Slideshare, tüm

dökümanlar için Scribd gibi servislerdir.

10.13 Youtube

Youtube, kullanıcılar tarafından geliştirilen amatör videolar, filmler, müzik

videoları, dizileri tv programları gibi içeriklerin paylaşıldığı sosyal

medyanın en önemli içerik paylaşım topluluğudur. Kendini yayınla

“Broadcast Yourself” sloganıyla hizmet veren Youtube‟a dakikada onlarca

saatlik video yüklenmektedir.

Tablo 4. Youtube’da Dünya’da En Çok Takip Edilen Markalar

Markalar Takipçi Sayısı

Angry Birds 1 550 974

Lego 1 130 084

Vat 19 1 951 802

Red Bull 4 838 620

Go Pro 3 584 535

(İnternet: Youtube Pages Statistics&Number of Funs. socialbakers. Web:

http://www.socialbakers.com/statistics/youtube/channels/brands/ 27 Aralık

2015‟te alınmıştır.)

Tablo 5. Youtube’da Türkiye’de En Çok Takip Edilen Markalar

Markalar Takipçi Sayısı

Turkish Airlines 105 350

Cornetto Turkiye 110 260

Ülker 15 600

Turkcell 34 528

Turkcell Superonline 9 834

Page 189: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

189

(İnternet: Youtube Pages Statistics&Number of Funs. socialbakers. Web:

http://www.socialbakers.com/statistics/youtube/channels/brands/ 27 Aralık

2015‟te alınmıştır.)

11. İŞ ZEKASI ve SOSYAL MEDYA KULLANIM ALANLARI

İş zekâsına sadece çok uluslu, büyük insan kaynaklarına yatırımlar yapan

çok uluslu şirketlerde değil, aynı zamanda orta ve küçük ölçekli

işletmelerinde ihtiyacı vardır. (S.Pazarçeviren, Ü. Zor ve F.Gürbüz, 2015)

Bir işletmede iş zekâsı uygulama gerekliliğini belirleme ölçüleri aşağıdaki

şekilde sıralanabilir:

Küçük miktarda bilgi üretimi yerine, büyük miktarda veriden elde edilmiş

ihtiyaca uygun özet bilgi üretimi,

Verinin ayıklanması ve ölçülmesi için harcanan sürenin hesaplanması,

Öncelikli bilgi ihtiyaçları ve bilgilerini kullanmaktaki hedefleri nelerdir?

Şirkette bilgi kullanıcıları kimlerdir ve kullanıcı grupları arasında bilgi

gereksinin değişiklikleri nasıldır?

İş zekâsı stratejisinin belirlenmesinde şirketin hedefleri nelerdir?

Rakip işletmeler müşterileri ve ortaklarıyla bilgi paylaşımında İş zekâsını

nasıl kullanıyor?

Daha karlı duruma gelmek için iş süreçleri nasıl geliştirilecek?

İş zekasını uygulayacak işletmelerde, sınırlı kapasiteye sahip cihazlarla

kapsamlı kaynaklara erişimin sağlanmaya çalışılması, benchmarklar ve

performans hedefleri, birden fazla uygulamaların geliştirilmesini ve

dağıtımını desteklemek için yeni bir bilgi altyapısı oluşturulması, mevcut

kurumsal sistemlerin entegre edilmesi ve birden fazla ağ ile bağlantının

sağlanması, iç ve dış ağ kapsama alanı sınırları ve yönetimi için çözümlerin

üretilmesi, veri ambarına erişim güvenliği ve rol tanımlamaları gibi bir

takım problemlerle karşılaşılması muhtemeldir.

11.1 İş Zekâsı Sistemleri ile Sağlanan Bilginin Kullanım Alanları

İş zekâsı ile gelecekteki trendler yâda ekonomik şartlar, işletmenin iç ve dış

ortamı ile ilgili göstergeler hakkında işletmelere sağlanan doğru bilgi

tahminleri, etkin ve proaktif olarak kullanılarak işletmelere iş kararları

almada iyi bir bilgilendirme ve rekabetçi avantaj sağlamaktadır. İş zekâsının

temel amacı; zamanında ve kaliteli bilgi sağlanmasının geliştirilmesidir.

Page 190: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

190

Zamanında ve kaliteli bilgiyi elde etmenin yollarının iş zekâsına göre

göstergeleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir.

İşletmenin konumunun rakiplerine kıyasla piyasadaki durumu

Müşteri davranışları ve harcama kalıplarındaki değişiklikler

İşletmenin kapasitesi

Piyasa şartları, gelecekteki trendler, coğrafi ve ekonomik bilgi

Sosyal, düzenleyici ve politik çevre

İş zekâsı, bireysel ve kurumsal iş yönetiminde, bilginin toplanması ve

paylaşılması ve teknolojinin etkin olarak kullanılmasını sağlamaktadır. Her

işletme için, işletme içi faaliyetlerde kaliteli işletme kararları verilmesi,

ekonomik çevre, iş ortakları, müşteriler, rekabetçiler gibi işletmeyi

etkileyen her bir faktörle ilgili derin bir bilgiye sahip olunması şarttır.

Dolayısıyla, kurumsal kullanıcılara, işletmeyi etkileyen tüm faktörlerle ilgili

karar vermelerinde bilgi toplama, bilgiye erişim sağlama, verilerin

depolanması, veri analizi gibi geniş bir alanda kılavuzluk ederek kapsamlı

bir bilgi sağlayan geniş bir kategoridir (Rouhani, Asgari ve Mirhosseini,

2012: 65-66).

İş zekâsı, işletme içinden elde edilen bilgileri dönüştüren, bilgileri

filtreleyerek verilerle ilişkilendiren örgütsel bir veri sağlama yoludur. İş

zekâsı süreçlerinde görev alan kişiler yazılım uygulamaları ve veri toplama,

verileri depolama, veri analizi verilere erişim ve verilerin basit ve kullanışlı

bir şekilde sunulması gibi teknolojik uygulamaları kolaylıkla kullanabilirler.

Yazılımlar, iş performansının yönetimi ve daha iyi işletme kararları

verilmesinde, karar vericilerin ihtiyacı olan doğru, güncel ve ilgili mevcut

bilgiyi sağlamada yardımcı olmaktadır. (Ranjan, 2009: 61)

11.2 İş Zekâsı Sistemlerinin Sağladığı Stratejik Avantajlar

İş zekâsı, bir yandan finansal değişikliklere hızlı bir şekilde adaptasyonun

sağlanması, müşteri tercihlerinin belirlenmesi, tedarik zinciri operasyonları

ve işletme faaliyetlerinin koordinasyonunu sağlarken aynı zamanda

işletmedeki tüm departmanlar arasında iletişimi artırarak pek çok varsayımı

en aza indirgemektedir. Dolayısıyla iş zekâsının kullanılması işletmelerin

tüm faaliyetlerini geliştirmektedir. İş zekâsı uygulayan pek çok firmanı

sağladığı avantajları aşağıdaki şekilde sıralanabilir. (S.Pazarçeviren, Ü. Zor

ve F.Gürbüz, 2015)

İşletme pazarlama kampanyalarının internet yoluyla duyurulması, mail ve

telefon trafiğinin gittikçe artması gibi pek çok iş problemleri ile ilgili

Page 191: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

191

bilgileri, analitik bir zekâ yoluyla işletme çalışanlarına kolayca iletmede

üstün bir araçtır.

İşletmeler gelecekteki potansiyel müşterilerini belirlemenin yanı sıra en

karlı müşterilerini ve bu müşterilerinin sadakatlerinin sebeplerini

belirleyebilir.

E-ticaret stratejilerini geliştirmek için akım verilerinin analiz edilmesi.

Karlı müşterilerin potansiyel büyüme analizi ve daha doğu finansal kredi

puanları yoluyla riske maruz kalmayı azaltmak.

Müşterilerin niçin rakip işletmelere gittiği ya da yeni müşterilerin gelme

nedenleri yıpratma ve yayık analizler yoluyla ile belirlenir.

Hileli davranışları belirlemek ve caydırmak. Müşteriler bir firmanın

başarısında önemli bir rol oynamaktadırlar müşteriler olmadan bir firma var

olamaz. Dolayısıyla firmaların müşteri tercihleri ile ilgili bilgiye sahip

olmaları kaçınılmazdır ve talep değişikliklerine hızlı bir şekilde adapte

olmalıdırlar. Firmaların, müşterilerin değişen taleplerini karşılayabilmek

için pazarlanabilir ve yenilikçi ürün trendleri ile ilgili bilgileri bir araya

getirmeleri iş zekâsı ile mümkün olmaktadır (Ranjan, 2009: 65).

11.3 Stratejik İletişimde Sosyal Medyanın Kullanım Alanları

Gelişen teknoloji özellikle kurumlar açısından bir çok avantajı da

beraberinde getirmiştir. Eskiden hedef kitlesine kendilerini rahatlıkla ifade

edemeyen kurumlar sosyal medya sayesinde kendilerini ifade edebilme

şansını yakalarken, hedef kitleler de kendi istek, talep ve önerilerini

kurumlara iletebilme özgürlüğünü elde etmişlerdir. Yeni çevrimiçi çağda

kullanılan araçlar, firmalara ürün ve hizmetlerini, markalarını tanıtmaları ve

hedef kitleleri ile iletişim kurmaları için yeni fikirler vermiştir. Çevrimiçi

ağlarda kullanılan bu araçlar içinde Wiki, podcast ve forumlar gibi değişik

iletişim mecraları bulunsa da, kurumlar tarafından en sık kullanılanlar blog,

mikroblog, sosyal ağlar, elektronik posta grupları ve kurumsal internet

sayfaları olarak sıralanabilir.

11.4 Sosyal Medyanın Dezavantajları

Sosyal medya avantajlar sunduğu kadar dezavantaj ve tehditleri de

beraberinde getirmektedir. İçerik hazırlama ve sayfa oluşturmada herhangi

bir kısıtlama olmaması ve kurumların kendi haklarında yazılan doğru veya

yanlış bilgileri sürekli takip edememelerinden dolayı, bazen sosyal medya

sorunların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Hatta bu sorunlar iyi

Page 192: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

192

yönetilmediği takdirde firmalar için krize de dönüşebilirler. Örneğin

Domino’s Pizza’nın Amerika’da bulunan bir şubesindeki iki çalışanın

Youtube’a yüklediği video Domino’s Pizza için kriz meydana getirmiştir.

Bu videoda çalışan iki kişi hijyen standartlarını göz ardı ederek

müşterilerine pizza hazırlarken birbirlerinin videolarını çekmiş ve sosyal

medyaya yüklemişlerdir. (Alikılıç Aşman, Ö. (2011). Youtube’a yüklenen

bu video 24 saat içinde 500,000 kişi, 48 saat içinde ise 1 milyonu aşan

izleyiciye ulaşmıştır. İzleyen sayısının artması ve video’nun yayılması

Domino’s Pizza’yı zor durumda bırakmıştır. Ancak Domino’s pizza 48 saat

içinde olaya müdahale etmiş ve CEO’nun konu ile ilgili konuştuğu bir

videoyu Youtube’a yüklemiştir . Bununla da yetinmeyip, Twitter’dan krizle

ilgili bir hesap açarak müşterilerinin sorularını yanıtlamış, Facebook’da

bulunan kurumsal sayfasında açıklamalarda bulunmuş, elektronik posta ile

çalışanlar ve tedarikçilerine konu ile ilgili gerekli açıklamaları göndermiş ve

ünlü blog yazarları ile iletişim kurarak konu ile ilgili onları

bilgilendirmişlerdir. Tabii ki bütün bunları yaparken sosyal ağ siteleri ve

haber merkezlerine de bültenler göndermişlerdir. Dolayısıyla sosyal

medyada ortaya çıkan bir sorun yine sosyal medyadan faydalanılarak

çözülmüştür. Özellikle krizler gibi beklenmedik anlarda ortaya çıkan

durumlarda geleneksel medya kullanımı maliyetli olabileceği için ve satın

alınan mecradaki sürenin kısıtlı olmasından dolayı, sosyal medya kullanımı

ile kurumlar kendilerini daha geniş sürede, sürekliliği olacak şekilde

kendilerini ifade edebilmektedirler.

11.5 Sosyal Medyanın Avantajları

Bunlara ek olarak genelde sosyal medya pazarlamasının kurumlara

sağladığı avantajlarda bulunmaktadır. (İnternet:

http://www.socialmediaelearning.co.uk/6-advantages-of-social-media-

marketing/ 24 Aralık 2015’te alınmıştır.)

- Marka bilinirliliğinin artması: Sosyal ağ pazarlamasının en önemli

kullanım nedenlerinden birisi marka farkındalığının arttırılmasıdır.

- Geniş kitlelere ulaşma olanağı: Sosyal ağlar üzerinden işletmenin

çevrimiçi olarak tanıtılmasında geniş kitlelere ulaşabilme imkanı

bulunmaktadır.

- Maliyetinin düşük olması: Herhangi bir maliyet olmaksızın sosyal medya

üzerinden istenildiği kadar kurum bilgisi paylaşılabilir.

Page 193: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

193

SONUÇ

İş zekâsı kavramı 1958 yılında tanımlanmış olsa da pratikte işletme yapıları

içinde bir sistem olarak kullanılmaya 1970’lerden sonra başlanmıştır ve gün

geçtikçe teknolojik gelişmelere paralel olarak gelişmiştir.

İş zekâsı taşıdığı anlam itibari ile bilginin toplanması, paylaşılmasını ve

teknolojinin etkin olarak kullanılmasını sağlamaktadır. Her işletme için,

işletme içi faaliyetlerde kaliteli işletme kararları verilmesi, ekonomik çevre,

iş ortakları, müşteriler, rekabetçiler gibi işletmeyi etkileyen her bir faktörle

ilgili derin bir bilgiye sahip olunması şarttır.

Bu nedenle, kullanıcılara, işletmeyi etkileyen tüm faktörlerle ilgili karar

vermelerinde bilgi toplama, bilgiye erişim sağlama, verilerin depolanması,

veri analizi gibi geniş bir alanda kılavuzluk ederek kapsamlı bilgi sağlayan

oldukça geniş bir kategoridir.

İş zekâsı sistemleri; çeşitli kaynaklardan sağlanan nitelikli bilginin

aranmasını, entegre edilmesini ve kümelenerek çok yönlü analizler yapmak

suretiyle; karar verme süreçlerinde kullanılacak anlamlı, özet ve amaca

uygun raporların sunulmasını sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Bu

sistemlerin ileri düzey raporlama sunabilmeleri amacıyla, belli başlı

bileşenlere ihtiyaç duyulmaktadır. Her ne kadar bu bileşenler zaman ve

teknolojiye göre farklı kategoriler altında ele alınmış olsa da bir iş zekâsı

sisteminde ihtiyaç duyulan başlıca bileşenleri OLAP, veri madenciliği, veri

depoları ve ETL araçları olarak sınıflandırılmaktadır. OLAP terim olarak

verinin hızlı, tam ve doğru bir şekilde veri depolarından çekilerek istenildiği

kadar çok boyutlu bir şekilde analiz yapılmasını sağlayan yazılım

teknolojileridir. Üst düzey yönetim için sunulacak raporlar belirli

parametreler altında OLAP yapısından sağlanmaktadır. OLTP ise OLAP

yapısından farklı olarak; günlük (rutin) veri girişlerinin yapıldığı, rutin veri

raporlarının sağlandığı ve rutin verilerin güncellenmelerinin yapıldığı veri

tabanı yapısıdır.Veri madenciliği kavramı genel olarak büyük veri yığınları

içinden işletmelerin gelecek tahminleri için ilişkili verilerin toplanması

anlamına gelmektedir. Veri madenciliği; uygun bilgisayar yazılımları

yardımıyla zaman içinde gerçekleşmiş olayların ve/veya işlemlerin istatiksel

olarak ilişkilendirilmesini ve böylece gelecek beklentilerinin belirli bir

deneyime dayandırılmasını sağlamaktadır.

İşletmelere birçok farklı kaynaktan ve farklı formatlarda birçok veri akışı

sağlanmaktadır. Bu verilerin işletme bilgi sistemine girmeden önce

Page 194: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

194

ayıklanarak gereksiz bilgilerin en aza indirilmesi, gerekli bilgilerin ise ortak

kısıtlar altında kaliteli bir şekilde veri depolarına aktarılması ETL süreçleri

ile mümkün olmaktadır. ETL sürecinden geçirilen veriler ise veri depolarına

aktarılarak, analiz ve raporlama için hazır bulundurulmaktadır.

İş zekası sistemlerinin bir işletmede uygulamaya konulabilmesi için

işletmelerin önceliklerini, örgütsel yapılarını ve raporlama tercihlerini

belirlemeleri gerekmektedir. Genel olarak işletmeler iş zekâsı sistemlerinin

uygulanabilmesi için çeşitli maliyetlere katlanmak durumundadır.

İşletmelerde, sınırlı kapasiteye sahip cihazlarla kapsamlı kaynaklara

erişimin sağlanmaya çalışılması, kıyaslamalar ve performans hedefleri,

birden fazla uygulamaların geliştirilmesini ve dağıtımını desteklemek için

yeni bir bilgi altyapısı oluşturulması, mevcut kurumsal sistemlerin entegre

edilmesi ve birden fazla ağ ile bağlantının sağlanması, iç ve dış ağ kapsama

alanı sınırları ve yönetimi için çözümlerin üretilmesi, veri ambarına erişim

güvenliği ve rol tanımlamaları gibi bir takım problemlerle karşılaşılması

muhtemeldir.

İş zekâsı ile gelecekteki trendler ya da ekonomik şartlar, işletmenin iç ve dış

ortamı ile ilgili göstergeler hakkında sağlanan doğru bilgi tahminleri, etkin

ve proaktif olarak kullanılarak işletmelere iyi bir bilgilendirme ve rekabetçi

avantaj sağlamaktadır. İş zekâsının temel amacı zamanında ve kaliteli bilgi

sağlanmasının geliştirilmesidir.

İşletmelerde kurumsallaşmanın giderek artması, üretim süreçlerinin

karmaşık hale gelmesi gibi nedenlerle işletmelerde bilgi akış süreçleri de

karmaşık yapılara dönüşmeye başlamıştır. Bununla birlikte bilgisayar

teknolojisindeki gelişmeler bize 21. Yüzyılın karmaşık yapılarında; veri

yığınları içinden ihtiyaç duyduğumuz her türlü bilgiyi, kendi belirlediğimiz

parametrelere uygun bir şekilde raporlama imkânı sağlamaktadır.

İş zekâsı bir sistem, yapı ya da teknoloji olarak günümüz işletmelerinde

ihtiyaç duyulan tam, doğru ve zamanında bilgiye ulaşılmasını ve sunduğu

otomasyonla bilgi akışlarının sürekliliğini sağlayan bir sistemdir.

2. nesil web hizmetiyle (web 2.0) hayatımıza giren sosyal medya kavramı

firmalar ve kullanıcılar açısından yeni bir alandır. Bilgisayarın icat edilmesi

ve geliştirilmesinin ardından internet ortaya çıkmış ve yıllar içinde

kullanımı yaygınlaşmıştır. Bilgi alışverişi, iletişim, sosyalleşme, oyun,

alışveriş, pazarlama, reklam, halkla ilişkiler gibi birçok alanda kullanılan

internet artık günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

Page 195: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

195

Sosyal medya, her çevreden kullanıcıya açık ve kullanıcıların birbirleriyle

iletişime geçerek düşüncelerini özgürce ifade ettikleri yeni bir iletişim

platformudur. Forumlar, bloglar, mikrobloglar, sosyal ağlar, içerik paylaşım

toplulukları firmalarla kullanıcıları buluşturan sosyal medya araçlarından

bazılarıdır.Sosyal medyada kullanıcılar içerik oluşturabilmekte ya da

oluşturulan içeriğe katkıda bulunabilmektedir. Maliyetlerin geleneksel

pazarlama kanallarına göre çok daha düşük oluşu, tüketicilerle birebir

iletişime geçebilme ve tüketici verilerine kolaylıkla ulaşabilme imkânı,

sosyal medyanın firmalar açısından alternatifli yönlerinden

bazılarıdır.Avantajlarına rağmen birçok firma sosyal medya araçlarını doğru

ve verimli kullanamamakta bu da kurum ve marka imajına zarar

verebilmektedir. Sosyal medya araçlarını doğru ve etkin kullanan

kuruluşlar, başarılı kampanyalar yürütüp, marka imajını güçlendirmekte ve

satışlarını arttırmaktadırlar. Ancak bu platformu doğru kullanamayan,

sosyal medya üzerinde tam anlamıyla bir marka kimliği yaratamayan kurum

ve kuruluşlar avantajdan çok dezavantajları ile karşılaşmaktadır.

Bu plaformlar çok faydalı olabileceği gibi doğru yol izlenmediğinde, marka

kimliği ve marka duruşu belirlenmediği taktirde tüm firmanın imajını ve var

oluşunu bir anda başka bir yöne sürükleyebilir. Bu nedenle herşeyden önce

izlenecek yol, paylaşım ve gündem konuları, medyadaki duruş, marka

değeri, marka imajı, marka farkındalığı, algılanan kalite ve marka sadakati

kavramları iyi belirlenerek tüm sosyal ağlar üzerinde aynı tutarlılıkla seyir

alınmalıdır.

KAYNAKÇA

Yararlanılan İnternet siteleri ya da yazar adı olmayan kaynaklar:

URL 1, İnternet: http://www.socialmediaelearning.co.uk/6-advantages-of-social-

media-marketing/ 15 Aralık 2015’te alınmıştır.

URL 2, İnternet: http://www.sitepoint.com/15-companies-that-really-get-corporate-

blogging/ 15 Aralık 2015’te alınmıştır

URL 3, İnternet: http://sosyalmedyakulubu.com.tr/faydali-bilgiler/sosyal-medya-

uygulamalari.html 23 Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 4, İnternet: http://dataqlik.com/blog/index.php/blogs/item/238-is-zekasi-nedir

23 Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 5, İnternet:http://www.gtech.com.tr/Cozum_Hizmetler/Servisler/Kurumsal_Is_Zekasi_

Uygulamalari.aspx 23 Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 6, İnternet: http://www.akgunyazilim.com.tr/akgun-is-zekasi/ 23 Kasım

2015’te alınmıştır.

Page 196: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

196

URL 7, İnternet: http://deryagunduz.com/?p=805 23 Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 8, İnternet: http://www.kurumsalzeka.com 23 Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 9, İnternet: http://www.yazgelistir.com/ 23 Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 10, İnternet: http://www.iszekam.net 23 Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 11, İnternet: http://acungilsqlbi.wordpress.com/ 23 Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 12, İnternet: http://en.wikipedia.org/wiki/Business_intelligence 23 Kasım

2015’te alınmıştır.

İnternet: http://www.bitechnology.com/ 23 Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 13, İnternet: http://yte.bilgem.tubitak.gov.tr/tr/faaliyet-alanlari/zekasi-

uygulamalari 28 Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 14, İnternet: Power, D. J. "A Brief History of Decision Support Systems" 10

Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 15, İnternet: Ebrahim,R. (March, 2011). A Study of Brand Preference: An

Experiential View. Brunel Business School Doctoral Symposium. Web:

http://www.brunel.ac.uk/__data/assets/file/0003/91182/phdSimp2011RehamEbrahi

m.pdf 10 Kasım 2015’te alınmıştır. URL 16, İnternet: Kardeş, İ. (Ocak, 2011). Markaların Çevre Dostu

Uygulamalarının Tüketicinin Marka Tercihi Üzerindeki Etkisi. Ege Akademik Bakış

Dergisi, 11(1).

Web:http://www.onlinedergi.com/MakaleDosyalari/51/PDF2011_1_14.pdf 10

Kasım 2015’te alınmıştır.

URL 17, İnternet:Fruchter, M., (2009). Getting started in Social Media. Slideshare.

Web: www.slideshare.net/mikefruchter/social-media-1010705 19 Aralık 2015’te

alınmıştır.

URL 18, İnternet: Blog. Vikipedi. Web: http://tr.wikipedia.org/wiki/Blog 27 Aralık

2015’te alınmıştır.

URL 19, İnternet: Tonta,Y. (2009). Dijital Yerliler, Sosyal Ağlar ve Kütüphanelerin

Geleceği. Türk Kütüphaneciliği, 23 (4).

Web:http://www.tk.org.tr/index.php/TK/article/view/534/527 adresinden 27 Aralık

2015’te alınmıştır.

URL 20, İnternet: http://files.shareholder.com/downloads/AMDA-

NJ5DZ/968914079x0x859021/F783FA3F-CB65-42C2-AB30-

5F4C56567A31/FB_News_2015_11_4_Financial_Releases.pdf , 24 Aralık 2015’te

alınmıştır.

URL 21, İnternet: 10 Differences Between Classic and Social Media

Marketing, https://www.marketingtechblog.com/class-vs-social-media-

marketing/, 27 Aralık 2015’te alınmıştır.

URL 22, Major Differences Between Traditional Media and Social

Networking, https://www.hausmanmarketingletter.com/16-differences-

between-social-media-and-traditional-media/, 27 Aralık 2015’te alınmıştır.

Kitap, yayımlanmış ders notu, bildiri, makale vb:

Alikılıç Aşman, Ö. (2011). Halkla İlişkiler 2.0, Ankara: Efil Yayınevi

Page 197: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

197

Akar, E. (2010). Sosyal Medya Pazarlaması: Sosyal Web’de Pazarlama Stratejileri,

Ankara: Efil Yayınevi

Bayraktutan Sütcü, G. (2010). Blog Ortamı ve Türkiye’de Blogosferdeki Akademik

Entelektüeller Örneği, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ankara, 97.

Bostancı, M. (2010)). Sosyal Medyanın Gelişimi ve İletişim Fakültesi

Öğrencilerinin Sosyal Medya Kullanım Alışkanlıkları, Yüksek Lisans Tezi, Erciyes

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri, 64-65).

Bostancı, M. (2010). Sosyal Medyanın Gelişimi ve İletişim Fakültesi Öğrencilerinin

Sosyal Medya Kullanım Alışkanlıkları, Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri, 48-49.

Boyd, D. M., Ellison, N. B. (December, 2007). Social Network Sites: Definition,

History, and Scholarship. Journal of Computer-Mediated Communication, Vol 13.

Web: http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1083-6101.2007.00393.x/pdf

adresinden 22 Aralık 2015’te alınmıştır.

Campbell, Don (23 June 2009). "10 Red Hot BI Trends". Information Management.

15 Kasım 2015’te alınmıştır.

D. J. Power (10 March 2007). "A Brief History of Decision Support Systems,

version 4.0". DSSResources.COM. 10 Kasım 2015’te alınmıştır.

Evelson, Boris (29 April 2010). "Want to know what Forrester's lead data analysts

are thinking about BI and the data domain?". 10 Kasım 2015’te alınmıştır.

Fatih Mehmet Güleç, 2007, Kurumsal Verilerin Yapay Zekâ Modelleri İle İşlenmesi

İçin Modelleme Aracı Alt Yapı Tasarım Ve Gerçekleştirimi)

Güray Tarımer / UyumSoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ. Proje Yöneticisi ,

http://www.dunya.com/guncel/is-zekasi-uygulamalari-ve-isletmeler-uzerine-pratik-

etkileri-116655h.htm 10 Kasım 2015’te alınmıştır.

Gartner Reveals Five Business Intelligence Predictions for 2009 and Beyond.

gartner.com. 15 Kasım 2015’te alınmıştır.

Gonca Yazıcı, 2014. İnternetten pazarlamada yeni bir boyut : Sosyal medyanun

tüketicilerin marka tercihlerine etkisi üzerine bir araştırma.

Kobielus, James (30 April 2010). "What’s Not BI? Oh, Don’t Get Me

Started....Oops Too Late...Here Goes....". "“Business” intelligence is a non-domain-

specific catchall for all the types of analytic data that can be delivered to users in

Page 198: T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ ...analiz.maltepe.edu.tr/sites/default/files/Ekonomik Toplumsal Siyasal... · Antik Yunan’ın biricikleştirilerek, buradan

198

reports, dashboards, and the like. When you specify the subject domain for this

intelligence, then you can refer to “competitive intelligence,” “market intelligence,”

“social intelligence,” “financial intelligence,” “HR intelligence,” “supply chain

intelligence,” and the like."

M. Tvrdíková, “Support of Decision Making by Business Intelligence Tools”, 6th

International Conference on Computer Information Systems and Industrial

Management Applications, Ostrava, Czech Republic, 364-368, 2007.

Mehmet Aktuğ, http://seozeo.com.tr/en-iyi-5-sosyal-medya-yonetimi-araci 10

Kasım 2015’te alınmıştır.

Nur Gün , Bişimin Parlayan Alanı: İş zekası. http://www.kigem.com/yeni-nesil-

meslek-is-zekasi-uzmanligi.html 10 Kasım 2015’te alınmıştır.

Odabaşı, Y., Barış, G. (2003). Tüketici Davranışı. (İkinci Baskı).İstanbul,:Mediacat

Akademi, 29-38.

Ranjan, Jayanthi (2009). Business Intelligence: Concepts, Componenets, Techniques

and Benefits. Journal of Theoretical and Applied Information Technology, 60-70.

Rouhani, Saeed, Asgari, Sara & Mirhosseini, Seyed, V. (2012). Review Study:

Business Intelligence Concepts and Approaches. American Journal of Scientific

Research , 62-75.

Semmes, E.(2009). “How web 2.0. is changing business development” Right Hat,

http://www.righthat.com/images/PDF/RightHat_Web2.0.pdf

Yükselen,C. (2008). Pazarlama İlkeler-Yönetim-Örnek Olaylar.(Yedinci Baskı).

Ankara: Detay Yayıncılık, 140.