139
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET ANABİLİM DALI AFET YÖNETİMİ Yüksek Lisans Tezi Cevdet ERTÜRKMEN Ankara – 2006

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET

ANABİLİM DALI

AFET YÖNETİMİ

Yüksek Lisans Tezi

Cevdet ERTÜRKMEN

Ankara – 2006

Page 2: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET

ANABİLİM DALI

AFET YÖNETİMİ

Yüksek Lisans Tezi

Cevdet ERTÜRKMEN

Tez Danışmanı

Doç. Dr. Ahmet Alpay DİKMEN

Ankara – 2006

Page 3: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET

ANABİLİM DALI

AFET YÖNETİMİ

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı: Doç. Dr. Ahmet Alpay DİKMEN

Tez Jürisi Üyeleri Adı ve Soyadı İmzası Prof. Dr. Birgül Ayman GÜLER

Doç Dr. Ahmet Alpay DİKMEN

Doç. Dr. Gamze Yücesan ÖZDEMİR

Tez Sınav Tarihi ……………………..

Page 4: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

I

AFET YÖNETİMİ İÇİNDEKİLER............................................................................................................. I

TABLOLAR VE ŞEKİLLER LİSTESİ..................................................................... IV

GİRİŞ............................................................................................................................. 1

Birinci Bölüm

TÜRKİYE’DE AFET VE AFET YÖNETİMİNİN GELİŞİMİ

I. AFET TÜRLERİ ..................................................................................................... 8

A. DOĞAL AFETLER ............................................................................................ 8

1. Depremler ........................................................................................................ 9

2. Seller ................................................................................................................. 10

3. Çığlar................................................................................................................ 12

4. Fırtınalar.......................................................................................................... 13

5. Tsunami............................................................................................................ 14

B. DOĞAL OLMAYAN AFETLER...................................................................... 17

II. AFET SAFHALARI ............................................................................................... 18

A. AFET ÖNCESİ SAFHASI ................................................................................. 22

1. Zarar Azaltma ................................................................................................. 23

2. Önceden Hazırlık............................................................................................. 25

B. AFET ANI VE HEMEN SONRASI................................................................... 28

Kurtarma ve İlk Yardım ................................................................................... 29

C. AFET SONRASI SAFHASI ............................................................................... 32

1. İyileştirme Aşaması......................................................................................... 32

2. Yeniden İnşa Aşaması..................................................................................... 33

III. TÜRKİYE’DE AFET YÖNETİMİNİN TARİHİ GELİŞİMİ........................... 39

A. PLANLAMA ÖNCESİ DÖNEM ...................................................................... 40

1. 1944 Öncesi ...................................................................................................... 40

2. 1944–1958 Arası............................................................................................... 43

3. 1958 Sonrası..................................................................................................... 46

B. KALKINMA PLANLARI DÖNEMİ................................................................ 50

1. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963–1967)............................................ 51

Page 5: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

II

2. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968–1972).............................................. 51

3. Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973–1977) .......................................... 52

4. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979–1983) ...................................... 52

5. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985–1994 ) .......................................... 54

6. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990–1994) ............................................ 54

7. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996–2000) .......................................... 56

8. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001–2005) ........................................ 59

9. Planlama Döneminin Değerlendirilmesi ....................................................... 62

İkinci Bölüm

AFET VE KRİZ YÖNETİMİ I. AFET VE KRİZ ....................................................................................................... 66

II. KRİZ YÖNETİM MERKEZLERİ ....................................................................... 69

A. KRİZ YÖNETİM MERKEZİNİN ÖZELLİKLERİ ....................................... 69

B. KRİZ YÖNETİM MERKEZİNİN GÖREVLERİ ........................................... 70

C. BAŞBAKANLIK KRİZ YÖNETİM MERKEZİ ............................................. 72

1. Kriz Koordinasyon Kurulu ............................................................................. 73

2. Kriz Değerlendirme ve Takip Kurulu............................................................ 73

3. Sekreterya ......................................................................................................... 74

Ç. KRİZ YÖNETİM PLANLAMASI VE HAZIRLANIŞ AŞAMALARI.......... 75

1. Ön Hazırlık Aşaması (Envanter Çalışmaları) ............................................... 79

2. Planın Yazım Aşaması (Planın Oluşturulması)............................................. 81

a) Planın Amaçlarının Saptanması ................................................................. 82

b) Görevlerin Belirlenmesi ve Görev Dağılımı Yapılması............................. 82

c) Planın Kesinleşmesi ve Uygulamaya Konulması aşaması ......................... 84

III. TÜRKİYE’DE AFET YÖNETİMİ ORGANİZASYONU, KARŞILAŞILAN

SORUNLAR VE YENİ YAKLAŞIMLAR ................................................................ 85

A. AFETLERLE İLGİLİ KURUM VE KURULUŞLAR ................................... 85

1. Başbakanlık...................................................................................................... 85

Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü ........................................... 86

2. İçişleri Bakanlığı.............................................................................................. 91

Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ...................................................................... 92

Page 6: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

III

3. Bayındırlık Ve İskân Bakanlığı...................................................................... 94

a) Afet İşleri Genel Müdürlüğü....................................................................... 95

b) Yapı Denetim Komisyonları ....................................................................... 98

4. Milli Savunma Bakanlığı ................................................................................ 100

5. Dışişleri Bakanlığı ........................................................................................... 101

6. Sağlık Bakanlığı............................................................................................... 102

7. Ulaştırma Bakanlığı ........................................................................................ 102

8. Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 103

9. Türkiye Kızılay Derneği ................................................................................. 104

10. Ulusal Deprem Konseyi .................................................................................. 105

11. Doğal Afet Sigortaları Kurumu ..................................................................... 106

B. AFET YÖNETİMİNDE SORUNLAR VE YENİ YAKLAŞIMLAR .............. 107

1. Mevzuattan Kaynaklanan Sorunlar.............................................................. 107

2. Uygulamadan Kaynaklanan Sorunlar .......................................................... 109

3. Afet Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar ............................................................. 112

SONUÇ.......................................................................................................................... 116

KAYNAKÇA ................................................................................................................ 118

EK-1 İÇİŞLERİ BAKANLIĞI SİVİL SAVUNMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İLE

............. KURULUŞU ARASINDA DÜZENLENEN PROTOKOL ...................... 121

EK-2…………VALİLİĞİ SİVİL SAVUNMA MÜDÜRLÜĞÜ İLE

........KURULUŞU ARASINDA DÜZENLENEN PROTOKOL .............................. 125

EK-3 SİVİL SAVUNMA GÖNÜLLÜSÜ GÖREV İSTEK DİLEKÇESİ............... 129

EK-4 GÖNÜLLÜ TAAHHÜTNAMESİ .................................................................... 131

Page 7: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

IV

TABLOLAR VE ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1.1 Deprem Bölgeleri Haritası ........................................................................... 10

Tablo 1.1 Doğal Afetlerin Temel Özellikleri ve Olası Sonuçları.............................. 15

Şekil 1.2 Afet Safhaları ............................................................................................... 19

Tablo 1.2 E.Y.Y. ve 4133’e Göre Afetzedelere Ödenen Kredi Durumu.................. 34

Şekil 1.3 Hazır Konut Dağılımı Grafiği...................................................................... 35

Tablo 1.3 İllere Göre Ödenen Orta Hasarlı Konutların Kredi Durumu ................ 36

Tablo 1.4 İllere Göre Ödenen Orta Hasarlı İş Yeri Kredi Durumu ....................... 38

Şekil 2.1 Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetişim Şeması ............................ 72

Şekil 2.2 Kriz Yönetim Planlamasından Sorumlu Aktörler..................................... 76

Page 8: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

1

GİRİŞ

Ortaya çıkışından günümüze gelinceye kadar değişik şekillerde

tanımlanmakla birlikte devlet, toplumsal yaşamın örgütlenmiş en büyük siyasal

kurumu olma özelliğini sürdürmektedir. Doğal afetler, bu örgütlenmiş siyasal

kurumun topyekûn hazırlıklı olmasını gerektiren çok önemli olaylardır. Bu durum

devletin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında hayati bir öneme sahip görünmektedir.1

Genel olarak herhangi bir oluşum ne zaman afet ya da felaket olarak

nitelendirilebilecektir? Bu konuda hâkim yaklaşıma göre, “belirli bir parasal değerin

üstünde yıkım veya tahribat” ve “belirli sayının üstünde ölüm ve yaralanma” olduğu

takdirde bu durum afet ya da felaket olarak nitelendirilmektedir. Böyle olmakla

birlikte, her şeyden önce bu tanımlama ahlaki bir eksikliği beraberinde getirmektedir.

Öyle ki, yönetici denilen karar alıcı konumda bulunanlar –özellikle yerel yöneticiler-

yöre sakinlerinin korunmasından onların esenliğinden sorumludurlar. Bu sorumluluk

bütün diğer sorumlulukların üzerinde yer almaktadır. Dolayısıyla bu sorumluluğun

yerine getirilememesi, örgüt bütünlüğünün verimliliği sorununu gündeme getirmekte,

örgüte olan güvenin sorgulanmasına yol açmaktadır.2

Afet kavramı ve afetle iç içe geçmiş kavram ve terimlerin öncelikle

birbirinden ayrılması için kavramsal bir çerçeve ortaya koymak gerekir. Bu

kavramlar afet kavramından bir üst kavramı veya alt kavramları ifade etmektedir.

Çoğu kez bu kavramların birbiri yerine kullanıldığı da görülmektedir.

1 Hikmet Yavaş, “Doğal Afetler ve Kriz Yönetimi”, Yerel Yönetim ve Denetim, C.VI, S.2, Şubat 2001, s.50. 2 J.A. Mc Holloway, Yerel Yönetim ve Kriz Yönetimi, Çev. Ömer Gün BULUT, 2.B, İstanbul, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı yayını, 1995, s.2.

Page 9: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

2

Afet, “büyük felaket, bela, yıkım” olarak tanımlanmaktadır.3 Afet insanlığın

var oluşundan beri insanların sosyo-ekonomik, sosyo-psikolojik yapılarını etkileyen,

değiştiren bir olgu olduğu için büyük önem arz ederken, gelişen sanayileşme ile

birlikte insanoğlunun maruz kaldığı afet sayısı da günden güne artmaktadır.

En genel tanımla insanlar için fiziksel ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran,

normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak

toplulukları etkileyen doğal, teknolojik veya insan yapısı kökenli olaylara afet

denilmektedir.4

Bu tanımlardan çıkan sonuçlar şunlardır:5

- Afet bir olayın kendisi değil sonucudur. Örneğin deprem ne kadar şiddetli

olursa olsun can ve mal kaybına yol açmamışsa afet olarak nitelenemez.

Okyanuslarda kara parçalarında görülen sarsıntılardan çok daha şiddetli sarsıntılar

olmaktadır. Ama afetten bahsedilemez.

- Afet birdenbire meydana gelen bir olaydır. Çevre kirlenmesi, kuraklık,

erozyon, orman tahribatı, deniz suyu yükselmesi, ozon tabakasının incelmesi gibi

olaylar tedricen meydana geldiği için tehlike olarak görülmekle beraber afet olarak

nitelenmemektedir. Ama hasara yol açmak kaydıyla deprem, volkan patlaması, çığ,

kaya düşmesi, fırtına, tayfun, heyelan, su baskını gibi olayların afet olarak nitelendiği

bilinmektedir.

- Afet zamanında bazı konular ön plana çıkmaktadır. Normal zamanlarda pek

üzerinde durulmayan adeta kendiliğinden yürüyormuş izlenimi verilen bazı hizmetler

ve kendiliğinden temin oluyormuş gibi görülen maddeler afet sırasında gündemin ilk

3 Hasan Eren, Türkçe Sözlük, C.I, Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınları, Yayın No: 549, 1998, s.18. 4 Oktay Ergünay, “Afet Yönetimi Nedir? Nasıl Olmalıdır?”, TÜBİTAK Deprem Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 15-16 Şubat 1996, s.263. 5 Osman Tural, “86. Dönem Kaymakamlık Ders Notları”, T.C. İçişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı Yayını, Ankara, 2002, C.II, s.1.

Page 10: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

3

sırasını alırlar... Afet anında ilk ve önemli sorunları sayacak olursak ekmek, su

temini, barınma, haberleşme, ilaç ve yatak temini, ölülerin defni, enkaz kaldırma...

gibi şeylerden bahsetmek gerekecektir.

- Afet doğal olabildiği gibi teknolojik ve insan yapısı da olabilmektedir.

Deprem, volkan patlaması, heyelan, kaya ve çığ düşmesi, fırtına, kasırga, su baskını

gibi afetler doğaldır. Nükleer veya kimyasal kazalar teknolojik afetlere örnektir.

Orman yangınları, salgın hastalıklar ve savaş ise insan yapımı afete örnektir.

Yukarıdaki tanımlardan da anlaşıldığı gibi bir olayın afet sonucunu

doğurabilmesi için, sadece meydana gelmesi yeterli değildir. “...Aynı zamanda bu

olayın insanlar üzerinde büyük ölçüde fiziksel, sosyal ve ekonomik kayıplar

doğurması da gerekmektedir”6

Afetin büyüklüğüne etki eden ana faktörleri ise aşağıdaki gibi özetlemek

mümkündür:7

1. Olayın fiziksel büyüklüğü,

2. Olayın yoğun yerleşme alanlarına olan uzaklığı,

3. Fakirlik ve az gelişmişlik,

4. Hızlı nüfus artışı,

5. Tehlikeli bölgelerdeki hızlı ve denetimsiz şehirleşme ve sanayileşme,

6. Ormanların ve çevrenin tahribi veya yanlış kullanımı,

7. Bilgisizlik ve eğitim eksikliği,

6 Oktay Ergünay, “Acil Yardım Planlaması ve Afet Yönetimi”, Uzman Der Dergisi, Yıl: 2, S:6-7, Nisan-Eylül, 1999, s.10. 7 ibid, s.10.

Page 11: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

4

8. Toplumun afet olaylarına karşı önceden alabildiği koruyucu ve önleyici

önlemlerin ulaşılabildiği düzey,

Bu faktörlerin ilk ikisi, yani olayın fiziksel büyüklüğü ve yerleşme

merkezlerine uzaklığı dışında kalanların hepsi, doğal kökenli değil, insan faaliyetleri

kökenlidir. Demek ki afetlerin büyüklüğü, çok önemli ölçüde insan faaliyetlerinin

doğru veya yanlış yönde gelişmesine paralel olarak artmakta veya azalmaktadır.

Afet Yönetimi ise kısaca; “Afetlerin önlemesi ve zararların azaltılması

amacıyla, bir afet olayının zarar azaltma, hazırlıklı olma, olaya müdahale ve

iyileştirme gibi aşamalarda yapılması gereken faaliyetlerin planlanması için

toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla, kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda

kullanılmasını gerektiren çok kapsamlı bir yönetim şeklidir.”8

Afet ile ilgili ve çoğunlukla da anlam karmaşasına sebebiyet veren

kavramların açıklanması konunun anlaşılması açısından önem arz etmektedir.

Bunlardan birkaçına değinmek gerekirse;

Acil durum, “ani olarak ortaya çıkan güç durum, yardım veya kurtarmayı

gerektiren acil durum, beklenmeyen, öngörülmeyen olaylar koordinasyonu” olarak

tanımlanmaktadır. Aslında kavramdaki acil kelimesi beklenmeyen ve öngörülemeyen

durumu ifade etmektedir. Salgın hastalıkları, yangınları, trafik kazaları, endüstriyel

kazaları, terörist faaliyetleri acil durum için verilecek örneklerdir.

Meydana gelebileceği herkesçe bilinen ancak beklenmeyen olaylar için

kullanılan “beklenmedik olay” kavramı, “ihtimal, muhtemel olay ya da durum”

olarak açıklanmaktadır. Fırtınalar, elektrik kesintileri, orman yangınları, toplumsal

8 Oktay Ergünay, “Afet Yönetiminde İşbirliği ve Koordinasyonun Önemi”, Afet Yönetiminin Temel İlkeleri, JICA Türkiye Ofisi, Mart 2005, Ankara, s.10

Page 12: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

5

bir karmaşaya dönüşme potansiyeli olan grevleri beklenmedik olaya örnek olarak

verebiliriz. Beklenmedik olay acil durumdan daha önemli durumları anlatır.

“Doğal veya insan eliyle oluşturulmuş çevrede, insanların hayatlarını, sosyal

ve ekonomik faaliyetlerini, mal ve hizmetlerini önemli ölçüde etkileyebilecek en

olumsuz ve nadir olaylar” tehlike olarak tanımlanmaktadır.9

Kriz ise çoğu kez afet ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Dilimizde

“bunalım”, “buhran” gibi karşılıkları olan kriz kavramı “bir toplumun, bir kuruluşun

veya bir kimsenin yaşamında görülen güç dönem” şeklinde tanımlanırken10, kriz

yönetimine ilişkin düzenlemeleri içeren yönetmelikte ise “kriz hali” terimine yer

verilmekte ve yönetmeliğin 4. maddesinin (b) bendinde hangi hallerin kriz hali

kapsamına girdiği şu şekilde belirtilmektedir;11

Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabi afetlerin tehlikeli ve salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların ve iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu halleri ifade eder.

Kriz kavramını örgütsel düzeyde ele alırsak, örgütün amaçlarını ve varlığını

tehdit eden, örgütün risk önleyici önlemlerini yetersiz kılabilecek nitelikte, örgütün

ani tepkisini gerektiren beklenmedik ve hızlı değişikliklerin söz konusu olduğu,

planlama ve karar mekanizmalarını olumsuz biçimde etkileyen gerilimli bir durum

olarak nitelendirebiliriz.

Kriz yönetimi kavramına ilişkin olarak yapılan tanımlar da genelde konuya

işletme ve örgüt odaklı yaklaşıldığı görülmektedir.

9 Oktay Ergünay, “Afet Yönetimi”, Emergency Türkiye’93 – First International Disaster Relief and Prevetion, Civil Defence, Public Security and First Aid Exhibition, November 23-27, 1993, s.2. 10 H. Eren, 1998, s.1393. 11 Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği, Yönetmelik No: 96 / 8716, Resmi Gazete No: 22872, 09.01.1997.

Page 13: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

6

Kriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun

teşhisinden başlayarak, gerekli yönlendirici kararların alınmasına, uygulanmasına,

takip ve kontrolüne kadar uzanan bir seri faaliyetler” bütünü olarak ifade

edilmektedir.12 Yapılan tanımlamalardan da anlaşılacağı üzere kriz yönetimi bir

“süreç” olarak ele alınmaktadır.

En genel anlamda kriz yönetimi, deneyimler ve bilgi temelli bir yaklaşımdır.

Doğal afetlerden kaynaklanan kriz durumları ortaya çıktığında önceden hazırlanmış

bir kriz yönetim planına sahip olmak etkili kararların alınmasında yardımcı olacak ve

ortaya çıkan sorunların çözümü noktasında zaman kısıtını en aza indirecektir. Başka

bir anlatımla, kriz planlaması, başarılı ve uygulanabilir bir kriz yönetiminin temel

fonksiyonudur. Bu noktada hazırlanacak bir kriz yönetim planında, doğal afetlerden

etkilenebilecek tüm aktörlerin aktif katılım ve sorumluluğu bulunmalıdır.13

Ülkemizde 1999 yılında meydana gelen Marmara ve Düzce ile 2000 yılında

meydana gelen Çerkeş deprem felaketleri ve sonrasında yaşananlar; çağdaş bir afet

yönetimi sistemi oluşturmaya yönelik arayışları da gündeme getirmiş bulunmaktadır.

Bu çalışma öncelikle, “afet yönetimi” kavramını açıklığa kavuşturmayı;

ülkemizdeki mevcut afet yönetim sistemini, ilgili mevzuat ve sorumlu kuruluşlar

bakımından ele almayı amaçlamaktadır. Böylece, afet yönetimi konusunda olması

gereken durumla var olan durum arasında bir karşılaştırma yapma, sistemin aksayan

yönlerini ortaya koyma imkânı da doğacaktır.

Birinci bölümde, afet kavramı üzerinde durularak, afet türlerinin neler

olduğuna ve afet safhalarından bahsedilecektir. Türkiye’de afet yönetiminin tarihi

12 ibid, m.6/a. 13 H.Yavaş, 2001, s.53.

Page 14: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

7

gelişimine planlama öncesi ve planlama dönemi olmak üzere iki bölüm halinde

değinilecektir.

İkinci bölümde ise afet yönetimi kavramının tanımı, kapsamı ve kendine özgü

yönleri üzerinde durulacaktır. Bu bölümde, afet yönetimi açısından büyük önem

taşıyan afet yönetim planlarına ve bu planların hazırlanması ve uygulamaya

konulması aşamalarına ilişkin bilgilere yer verilecektir. Ayrıca, başarılı bir afet

yönetimi açısından afet öncesi, afet anı ve afet sonrasında önemli görevler üstlenen

“kriz yönetim merkezleri” ne; bu merkezlerin taşıması gereken özelliklere de yine bu

bölümde değinilecektir. Ayrıca bu bölümde kriz ve afet kavramlarının

karşılaştırılması yapılacaktır.

Son bölümde Türkiye’deki afet yönetimi organizasyonu üzerinde durularak,

afet yönetiminde sorunlar ve yeni yaklaşımlar değerlendirilecektir.

Page 15: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

8

Birinci Bölüm

TÜRKİYE’ DE AFET VE AFET YÖNETİMİNİN GELİŞİMİ

I. AFET TÜRLERİ

Yıkım olaylarını başlıca iki kümede incelemek olanağı vardır. Bunlardan bir

kümesi, yer sarsıntısı, toprak kayması, kaya düşmesi, sel baskını ya da çığ gibi

doğaya bağlı yıkımladır. Bir de doğrudan doğaya bağlı olmaksızın, teknolojik

nitelikteki yıkımlar vardır. Sözgelimi; yangın, trafik, endüstri kazaları, çevre

kirlenmesi, yapı çökmeleri gibi.14

Bilindiği gibi ülkemiz coğrafi ve iklimsel özellikleri nedeni ile büyük can ve

mal kayıplarına yol açan doğal afetlerle sık sık karşılaşmaktadır. Ülkemizde çok

farklı afet türleri görülmekte olup, bu afetlerin başında yarattığı hasar durumları

dikkate alındığında; % 64 deprem, % 16 heyelan, % 15 su baskınları, % 4 yangınlar

ve % 1 oranında çığ, fırtına, yeraltı suyu yükselmeleri gibi meteorolojik kökenli

diğer afetler gözlenmektedir.15

A. DOĞAL AFETLER

Toplumun normal yaşam düzenini bozan ve onun uyum sağlama kapasitesini

aşarak dış yardım gereksinim duyulan ekolojik olaylardır.16

Birleşmiş Milletler Afet Yardım Komisyonu Bürosu tarafından 1974 yılında

hazırlanan “Türkiye’de Acil Yardım Teşkilatları” başlıklı raporda Türkiye’de

14 Fehmi Yavuz, Cevat Geray, Ruşen Keleş, Şehircilik, “Toplum Olaylarını etkileyen Yıkım (Afet) Olayları”, Ankara, 1978, s.2. 15 Mustafa Taymaz, “Doğal Afet Zarlarını Azaltma Çalışmaları”, Afet ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü, S.2, 2001, s.4. 16 Muzaffer Keçici, “Doğal Afetlerde Bulaşıcı Hastalıklar ve Çevre”, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı İle Belediyeler, Yıl 8, 1994, s.24.

Page 16: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

9

meydana gelen afetler şu şekilde sıralanmıştır:17 Tektonik hareketler, depremler,

toprak kaymaları, kaya düşmeleri, hububat ve orman yangınları, su baskınları, çığ

düşmeleri.

1. Depremler

Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin

dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına deprem

denir.18

Deprem kuşağı içinde bulunan ülkemizde her gün aletlerin kaydettiği ve

insanlar tarafından farkına varılmayan çok sayıda deprem meydana gelmektedir.

Türkiye’nin 1990 nüfus sayımına göre toplam nüfusunun %98’i, yüzölçümünde

%96’sı deprem riski altında olup; ülke yüzölçümünün %42’si ve ülke nüfusunun

%44’ünün birinci derecede tehlikeli bölgelerde olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda

kontrol edilemeyen göç sonucu nüfusun riskli bölgeler olarak tanımlanan bu

bölgelerde daha hızlı artması sonucu her geçen yıl daha fazla sayıda insanımızın

deprem tehlikesi altında kaldığı söylenebilir.19

Sanayi yerleşim bölgelerinin büyük bir bölümü ile enerji santrallerimizin

çoğu bu riskli bölgede yer almaktadır. Var olan enerji santrallerimiz 1996 yılı itibari

ile 124 tane olup bunların 122 tanesi deprem riski taşıdığı ve %52’sine karşılık gelen

65 adedi de 1. derecede deprem bölgesinde yer almaktadır. Aynı şekilde sanayi

17 Selahattin Babüroğlu, Deprem ve Devlet, Ankara: TBMM Vakıf Ofset Tesisi, 1998, s.18. 18 Turan Erkoç, Belgin Bardan, Gülşah Hamzaçebi, Deprem Nedir?, T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, 2000, s.1. 19 Doğal Afetler Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı, “Deprem Alt Komisyonu, Basılmamış Raporu”, Ankara, 2000, s.2. Doğal Afetler Özel İhtisas Konisyonu (DAÖİK), 14 Ağustos 1999 tarih ve 23786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1999/7 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile kurulmuştur.

Page 17: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

10

bölgelerinin %93’ü deprem kuşağında, bunlarında %73’ü aktif fay zonları içerisinde

yer almaktadır.20

Şekil:1.1

Kaynak: T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, 1996

2. Seller

Bir akarsu debisinin (yataktaki mevcut su miktarının) akarsu havzasının

normalden fazla yağmur yağması veya havzadaki mevcut kar örtüsünün erimesinden

ötürü hızla artması ve yatak çevresinde yaşayanlara, araziye, mala ve mülke zarar

vermesidir.21

Sellerin neden olduğu zararlar şunlardır:22

- Doğal yatağından taşan akarsuyun çevresinde can ve mal kayıplarına neden

olması; 20ibid, s.2. 21 İbrahim Gürer, “Doğu Anadolu’da Kar Örtüsü ve İlkbahar Taşkınları”, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı İle Belediyeler, Yıl 6, S.15, s.17. 22ibid, s.17-18.

Page 18: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

11

- Akarsu ve havzasında hızlı akıştan kaynaklanan yüzey ve yatak aşınmaları;

- Hızın azaldığı akarsu kesimlerinde taşınmakta olan sürüntü malzemesinin

çökelmesi sonucu akarsu yatağının değişmesi;

- Akarsu üzerinde yapılmış ve hizmet vermekte olan köprü, menfez,

regülatör, baraj, çevirme bendi, sedde, mahmuz vb. koruma ve yatak düzenleme

yapılarının tahrip olmasıdır.

Can ve mal kayıplarının azaltılması için su kanallarının ıslah edilmesi, gerek

kırsal yerleşimin gerekse bentlerin altyapı çalışmalarının tamamlanması,

yapılaşmanın imar mevzuatı çerçevesinde oluşmasının sağlanması gibi önlemler

alınabilir.

Doğal afet olarak sel bir akarsuyun muhtelif nedenlerle yatağından taşarak

çevresindeki arazilere, yerleşim yerlerine, altyapı tesislerine ve canlılara zarar

vermek suretiyle etki bölgesinde normal sosyo-ekonomik faaliyeti kesintiye

uğratacak şekilde bir akış büyüklüğü oluşturması olayı şeklinde ifade edilmektedir.

Bu tanımı, deniz sahillerine mücavir bölgelerdeki dalga hareketlerinden kaynaklanan

kıyı taşkınları, göllerdeki seviye değişiklikleri ile dalga etkilerinden kaynaklanan göl

taşkınları ve buzul erime ve parçalanmalarından kaynaklanan buz hareketi taşkınları

ile genişletmek mümkündür.23

Dünyanın birçok bölgesinde aşırı yöresel yağışlardan veya toplu kar

erimelerinden sonra yaşanan akarsu taşkınları sel olayının en yaygın örneğidir. Sel,

yaşandığı bölgenin iklim koşullarına, jeoteknik ve topoğrafik niteliklerine bağlı

olarak gelişen bir doğal oluşumdur. Ancak sel problemi veya afeti tamamen insan

aktivitelerinin bir sonucu olarak meydana gelmektedir. Sel riski bulunan sahalarda

23 Doğal Afetler Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı, “Meteorolojik Kaynaklı Doğal Afetler Alt Komisyonu, Basılmamış Raporu”, Ankara: Ocak 2000, s.5.

Page 19: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

12

önceden tedbir alınmaksızın süregelen kontrolsüz kentleşme faaliyetleri dünyanın her

köşesinde sel afetinin en önemli nedenidir.24

3. Çığlar

Çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan, engebeli, dağlık ve eğimli arazilerde,

vadi yamaçlarında tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin içi veya dış

kuvvetlerin etkisi ile başlayan bir ilk hareket sonucu yamaçtan aşağı kayması olayı

olarak tanımlanmaktadır.25 Çığ olayı topoğrafik, jeomorfolojik, jeolojik, meteorolojik

parametreler ve bitki örtüsü ile doğrudan ilişkili ve farklı dış etkenler ile oluşan bir

doğal afettir.

Dünya genelinde başta Alpin Ülkeleri (İsviçre, Avusturya, Fransa) olmak

üzere, Baltık Ülkeleri (İtalya, Amerika, Kanada ve bazı Asya Ülkeleri) çığ afetinde

yoğun olarak etkilenmektedir. Çoğu gelişmiş ülke statüsünde olan bu ülkelerde çığ

afetlerinin yol açtığı zararlar son yıllarda daimi yerleşim yerlerinden ziyade daha çok

kayak merkezlerini, ulaşım ve iletişim hatlarını etkilemektedir.26

Daimi yerleşim yerlerindeki çığ riski; geniş gözlem ağı, sağlıklı tahmin

çalışmaları, etkili fiziki önlem yapılarının inşaatı ve ciddi bir biçimde sürdürülen

imar uygulamaları ile önemli ölçüde kontrol altına alınmış durumdadır. Ancak,

kayak merkezlerinin ve kış sporlarına ilgi duyan insan sayısının sürekli artması

nedeniyle son 15 yılda çığ afetleri sonucu hayatını kaybeden insan sayını 2000’in

üzerinde olmuştur.27

24ibid, s.5. 25 İbrahim Gürer, Ömer Murat Yavaş, “Anadolu’da Çığ Sorunu”, Sivil Savunma Dergisi, Yıl: 36, S.135, Ocak-Şubat-Mart, 1994, s.15. 26 “Doğal Afetler Özel İhtisas Komisyonu Raporu”, 2000, s.13. 27 ibid, s.13.

Page 20: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

13

Türkiye’nin coğrafi konumundan dolayı özellikle kuzey-kuzeydoğu ve doğu

bölgelerinin çığ olaylarının meydana gelmesine uygun topoğrafik ve meteorolojik

şartlara sahip dağlık alanlar bulunmaktadır. Bu alanların söz konusu bölgelerin

toplam yüzölçümü içinde çok büyük bir yüzdeye sahip olması ve dağlık alanların

Türkiye yüzölçümünün yaklaşık 1/3’ünü oluşturması nedeniyle çığ olaylarının

meydana geldiği alanların yayılımı çok geniştir. Bunun sonucu olarak da bu

bölgelerde meydana gelen çığ olayları insan yaşamını, yerleşim yerlerini, yolları,

turistik tesisleri ve diğer devlet yatırımlarını tehdit etmektedir.

Çığ afetinin sosyo-ekonomik etkileri yalnız can ve mal kayıpları ile sınırlı

kalmamaktadır. Çığdan etkilenen alanlarda meydana gelen maddi kayıpları

karşılayamayan insanların bölgeden göç etmesi ve bölgede çığların yol açtığı

hasarların kısa sürede telafi edilememesi nedeniyle üretim ve işgücü kayıpları

giderek artmakta, ayrıca söz konusu bölgelerin turizm potansiyellide giderek

azalmaktadır.

4. Fırtınalar

Rüzgârın 6 bofor kuvvetini aştığı, hız olarak saatte 55 Km. ve üzeri hız

değerlerine ulaşan çeşitleri Fırtına olarak tanımlanmaktadır. Deniz taşımacılığı başta

olmak üzere birçok sektörde faaliyetleri olumsuz yönde etkileyen fırtına afeti, kıyı

bölgelerinde dalga hareketlerinden kaynaklanan kıyı taşkınlarına, kara içinde

çatıların uçmasına ve ağaç örtüsünün zarar görmesine, enerji ve haberleşme iletim alt

yapısında hizmetlerin kesintiye uğramasına, sık sık yol açabilmektedir.28

28 ibid, s.15.

Page 21: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

14

Dünya genelinde, basınç sistemlerinden ve sıcaklık farklarından kaynaklanan

cephesel fırtınaları birçok ülkede görmek mümkündür. Okyanus ve atmosfer ilişkisi

sonucu tropikal bölgelerde meydana gelen, kasırga, tornado, hortum ve tayfunlar

yaşandıkları bölgelerde daha büyük boyutlarda can ve mal kaybına yol

açmaktadırlar. Dünyanın değişik bölümlerinde yaşanan; 1979 da Frederick, 1980’de

David, 1963’de Allen, 1989’da Huga, 1991’de Bob ve 1992’deki Andrew kasırgaları

bu türden fırtınalardır. Dünya Meteoroloji Teşkilatı; tropikal fırtınalardan

kaynaklanan zararların azaltılması ve etkilenen ülkeler arasında bilgi alışverişi ile iş

birliği imkanlarını arttırmak üzere Tropikal Siklon Çalışma Programı adı altında bir

programı 1971 yılında yürürlüğe koymuştur.29

5. Tsunami

Japonca'da "liman dalgası" anlamına gelen tsunami sözcüğü; okyanus ya da

denizlerin tabanında oluşan deprem, volkan patlaması ve bunlara bağlı taban

çökmesi, zemin kaymaları gibi olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan

uzun periyotlu deniz dalgasını temsil eder.

Tsunami sözcüğü, dünya dillerine 15 Haziran 1896'dan sonra girmiştir.

Japonya'da, 21000 kişinin hayatını kaybettiği Büyük Meiji Tsunamisi'nden sonra

Japonlar'ın yaptığı yardım çağrılarıyla dünya dillerine kendiliğinden yerleşmiştir.

Tsunamiden sonra oluşan dalganın diğer deniz dalgalarından farkı; su

zerreciklerinin sürüklenmesi sonucu hareket kazanmasıdır. Derin denizde varlığı

hissedilmezken, sığ sulara geldiğinde dik yamaçlı kıyılarda ya da daralan körfez ve

koylarda bazen 30 metreye kadar tırmanarak çok şiddetli akıntılar yaratabilir.

29 ibid, s.16.

Page 22: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

15

Tsunami ilk oluştuğunda tek bir dalgadır ancak kısa bir süre içerisinde üç ya

da beş dalgaya dönüşerek çevreye yayılmaya başlar. Bu dalgaların birincisi ve

sonuncusu çok zayıftır ancak diğer dalgalar etkilerini kıyılarda şiddetli biçimde

hissettirebilecek bir enerjiyle ilerlerler. Bu nedenle depremlerden kısa bir süre sonra

kıyılarda görülen yavaş ama anormal su düzeyi değişimi ilk dalganın geldiğini

gösterir. Bu değişim, arkadan gelecek olan çok kuvvetli dalgaların ilk habercisi de

olabilir. 26 Aralık 2004’te Güneydoğu Asya’yı yedi ülkede vuran 8,9

büyüklüğündeki deprem ve dev dalgası, 11 binden fazla kişinin hayatına mal oldu.

Tablo 1.1’de doğal afetlerin temel özellikleri ve sonuçları kısaca

gösterilmiştir.

Tablo: 1.1. Doğal Afetlerin Temel Karakteristikleri ve Olası Sonuçları

DOĞAL

AFETLER

TEMEL

KARAKTERİSTİKLERİ OLASI SONUÇLARI

1. Çığ

*Dağlık bölgelerde görülür. Çoğu zaman

yerel iklim ve topografik yapının temel

esaslarında tahmin edilebilir.

*Takip ettiği yol üzerinde her şeyi bütünüyle yok eder.

*Can kaybı oranı, zamana, çığın takip ettiği yolda doğal

yapıya, yardım ulaşmadan önce geçen zamana ve afet

noktasına ulaşılabilirlik güçlüğüne bağlıdır.

2.Aşırı Sıcak

Nemli

*Çok sık bir şekilde meydana gelmez.

Sadece yaz aylarında görülür. Gerçekte

yoğun nüfuslu kent merkezleri ve böl-

geleri tehdit altındadır. Meteorolojik

servislerce tahmin edilebilir.

*Aşırı sıcak nemli yaz gönleri 40 derece

ile 50 derece arasında değişen sıcaklık-

larda birkaç gün devam edebilir.

*Aşırı sıcaklar sonucunda birçok insan hastalanabilir ya da

ölebilir. Çok sayıda güneş çarpması durumu ortaya çıkacak

ve zayıf insanların sağlığı kötüye gidecektir.

*Tarım ve hayvancılıkta olumsuz etkiler ortaya çıkacak.

Ürünler zarar görecektir.

3. Kuraklık

*Yaygın bir şekilde, Özellikle yaz

aylarında, kuzey ülkelerinde meydana

gelmektedir.

*Ürünler ve plantasyonlar zarar görürler, hayvanlar

güçsüzleşir ve uyuşurlar.

*Su kirliliği ve orman yangınları en büyük risktir.

*Yerel nüfus ve hayvanlar kalitesi belirsiz içme sularından

zehirlenebilirler.

Page 23: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

16

4. Baraj

patlamaları seller

ve özellikle

deprem sonucu

oluşan dev deniz

dalgaları

*Sık rastlanılan bir doğal afet türüdür.

*Seller iki şekilde görülebilir:

a) Yağmur sonrası ve/veya karın erimesi

sonucunda nehir seviyesindeki anormal

yükseleme nedeniyle yavaş bir şekilde

yükselen selleri ki bunların büyüklükleri

önceden tahmin edilebilir.

b) Belirli bir bölgede aşırı/ani yağış ya

da diğer afetler (deprem, deprem dalgası,

baraj patlaması vb.) sonucunda meydana

gelen ani seller.

*Her ne kadar sonuçları açısından büyük

bir alanı kapsasa da risk altındaki

bölgeler nehir yatakları, deltalar ve diğer

yerler önceden tanımlanabilir.

* Can kayıpları, genellikle ortalamanın üstündeki verimli

alanlar bu bölgelerde olduğundan ve nüfus yoğunluğu çok

yüksek olduğundan artabilir.

* Bölgeden kitlesel göçler başlayacaktır.

* Birçok insan evsiz kalacaktır.

* Haberleşme ve ulaşım sisteminin çökmesi sonucunda

dış dünya ve iç bölgelerde bağlantı kopacaktır.

* Ürünler zarar görecek, temel yaşam stokları yok

olacaktır.

* Kalın çamur tabakası nedeniyle toprak kirliliği ortaya

çıkacaktır.

5. Depremler,

Volkanik

patlamalar ve

toprak kaymaları

* Aniden meydana gelirler ve nadiren

tahmin edilebilirler.

* Depremin büyüklük ve şiddetine bağlı

olarak etkileri belirli bir alan

çerçevesinde sınırlı olabilir ya da geniş

bir alan etkilenebilir.

* Yıkım oranı yüksektir.

* Seller, toprak kaymaları ve yangınlar başlangıçta

meydana gelen afetin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir.

* Başlangıçtaki afet, afet bölgesinde yerleşmiş bulunan

kimyasal ve nükleer kurumlarda teknolojik kazalara neden

olabilir.

* Çok sayıda insan ölebilir, yaralanabilir ve kaybolabilir.

* Afetin tekrarlanması korkusu vardır, birçok insan evsiz

kalır,

* Kirli içme suyu ve çürümüş cesetleri nedenliye salgın

hastalık riski vardır. İnsanlar genellikle zor durumdadırlar.

* Kara, demir ve hava yolu ulaşımı kesildiği için

mağdurlara ulaşmak için yardım malzemeleri getirmek

güçleşir.

* Sorunları çözmek için çok fazla kaynağa ihtiyaç vardır.

* Ürünler hemen hemen zarar görmemiş şekilde kalır.

DOĞAL

AFETLER

TEMEL

KARAKTERİSTİKLERİ OLASI SONUÇLARI

6. Orman

yangınları

* Orman yangınları özellikle yaz ayları

süresince Akdeniz bölgesinde sık

görülen bir olaydır.

* Çevresel bir bakış açısından, tahrip olmuş bitkilerle

kaplı afet bölgesinde, çölleşme, erozyon, bazı dağlık

bölgelerde toprak kayması ve ani seller gibi ekolojik bir

Page 24: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

17

* Üç türü bulunmaktadır.

a) Sadece küçük bir bölgeyi etkileyen

yangınlar(%85)

b) Büyük yangınlar (%13)

c) Felakete neden olan yangınlar(%2)

dengesizlik meydana gelir.

* Bazen yoğun bir nüfusu sahip turistik bölgelerde ciddi

kazalar için büyük risk vardır.

* Orman ve fundalıkların yok olması halk arasında

epeyce fazla çevresel kaygı yaratır.

7. Kasırgalar

* Kasırga, büyük bir hızla hareket eder.

Bazı durumlarda tahmin edilebilir.

Büyük çoğunlukla kıyı bölgelerini

etkiler.

* Bur kasırga, binlerce kilometre kare

alanda yıkıma yol açabilir.

* İki çeşit etkisi görülebilir.

a) Yağmur ya da büyük deniz dalgası nedeniyle sel

baskını.

b) Çok şiddetli fırtına.

* Nehir yatakları ve drenaj kanalları ile içlere taşınan

sular, iç içe geçmiş bir şeklide ve boşaltma sisteminde

problemlere neden olur.

* Pek çok sayıda insan ölebilir, yaralanabilir ve

kaybolabilir.

* Yaşam stoklarında büyük kayıplar ortaya çıkar.

Kaynak: Hikmet YAVAŞ, “Doğal Afetler ve Kriz Yönetimi”, s.54–55.

B. DOĞAL OLMAYAN AFETLER

İleride teknolojinin kullanılması, endüstrileşme, kara, hava, demir, deniz

ulaşımındaki gelişmeler, barajlar “kaza” niteliğindeki çeşitli olaylara neden olmakta

bu da can ve mal kayıplarına yol açmaktadır.30

Günümüzde arta enerji ihtiyacını karşılama zorunluluğunun bir sonucu

olarak, nükleer reaktörler sosyal hayatın bir parçası olmaya başlamışlardır. Artık

“nükleer enerjinin üretilip üretilmemesi” problematiği tartışma konusu olmaktan

çıkmıştır. Yapılması gereken, nükleer enerji üretimi esnasında koruyucu ve önleyici

30 C. Geray, 1978, s.7.

Page 25: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

18

tedbirlerin yeterince alınması ve bölge insanlarının radyasyon korkusundan kurtulup

onunla iç içe yaşamayı öğrenmeleri için eğitilmeleridir.31

Türkiye’de endüstriyel bölgelerin deprem bölgesinde olması, kara yolu ve

demir yolu ulaşımının bu bölgelerin içinden geçmesi, rafinerilerin kuruluş yerlerinin

de iyi seçilememesi doğal olmayan afetlere neden olmaktadır.

Yine barajların kuruluş yerlerinin iyi seçilememesi veya gerekli uyarı

sistemlerinin kurulamamış olması da afetlere neden olmaktadır.

Yukarıdaki açıklamalardan doğal olmayan afetleri şu şekilde sıralayabiliriz:

Endüstriyel-Nükleer afetler, Baraj kazaları, Yangınlar.

II. AFET SAFHALARI

Afet safhalarını “afet öncesi, afet anı ve afet sonrası” olmak üzere üçlü bir

ayrıma tutabiliriz.32 Bu safhaları 5’li ayrıma tabi tutan görüş de mevcuttur. Buna

göre:33 Zarar azaltma, Önceden hazırlık, Kurtarma ve ilkyardım, İyileştirme,

Yeniden inşa.

Afet safhalarında yapılan faaliyetlerin birbirleri ile iç içe girmesi, söz konusu

safhaların birbirini takip etme zorunluluğu, bir önceki safhada gerçekleştirilen

faaliyetlerin büyük ölçüde sonraki safhayı doğrudan etkilenmesi gibi nedenlerden

dolayı; afet safhalarının, süreklilik göstermesi gereken bir afetler halkası veya zinciri

oluşturduğunu belirten Ergünay bu safhalar arasındaki bağımlılık ve kesişimi

aşağıdaki şekilde şematize etmiştir:

31 B.Rıdvan Alevcan, “Radyasyonlu ortamda Yaşam ve Korunma Yöntemleri”, Sivil Savunma Dergisi, Yıl: 37, S.140, Nisan-Mayıs-Haziran, 1995, s.12. 32 Cevat Geray, “Türkiye’de Yıkım (Afet) Olayları Karşısında Önlemler ve Örgütlenmeler”, Amme İdaresi Dergisi, C.10, S.3, Eylül, 1977, s.91. 33 O.Ergünay, 1996, s.264-268.

Page 26: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

19

Şekil: 1.2. Afet Safhaları

Kaynak: Oktay ERGÜNAY, “Afet Yönetimi Nedir? Nasıl Olmalıdır?”

Afetlerin büyük bir kısmının tamamen önlenmesi imkânsızdır. Bu yüzden

afetlerin tamamen önlenmesinden ziyade, önceden haber alma, uyarma ve meydana

geldikten sonra yol açacağı kayıpları azaltmak için önlemler alınabilir.34 Dolayısıyla

afetin bir organizasyon, bir yönetim sistemi olduğu ortaya çıkar.

Afet yönetimi; afetlerin önlenmesi ve zararların azaltılması amacıyla bir afet

olayının yukarıda açıklanan 5 ana safhasında yapılması gereken çalışmaların

yönlendirilmesi, koordine edilmesi ve uygulanabilmesi için toplumun tüm kurum ve

kuruluşlarıyla kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda yönetilmesini gerektiren

çok geniş bir kavramdır.35

Afetten önce ve afet sırasında uygulamalar 7269 Sayılı Kanunun 1051 Sayılı

Kanunla değişik 4. maddesi gereğince hazırlanan ‘Afetlere İlişkin Acil Yardım

Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik’ gereğince yapılmaktadır.

34 C. Geray, 1977, s.99. 35 O. Ergünay, 1996, s.264.

Page 27: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

20

Buna göre;

Genel hayatı büyük ölçüde etkileyen afetlerden hemen sonra Ankara’ da

‘Afetler Merkez Koordinasyon Kurulu’ toplanmakta ve afet bölgesinden alınan ilk

haberlere göre kısa ve uzun vadede alınması gereken tedbirleri belirlemektedir.

Kurul; Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Müsteşarının Başkanlığında, Milli

Savunma, Dışişleri, İçişleri, Maliye, Milli Eğitim, Sağlık, Ulaştırma, Tarım ve

Köyişleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Sanayi ve Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar,

Çevre Bakanlıkları Müsteşarları ile T. Kızılay Derneği Genel Başkanı ve Genel

Müdüründen oluşmakta ve Genelkurmay Başkanlığı Temsilcisi de görev ve

sorumlulukları ile ilgili konularda kurulda temsilci bulundurmaktadır.

Bu kurulun teşkiline paralel olarak illerde ve ilçelerde Valilik ve

Kaymakamların Başkanlığında İl/İlçe Kurtarma ve Yardım Komiteleri

bulunmaktadır.

Komite; Vali veya görevlendireceği Vali Yardımcısı Başkanlığında, Belediye

Başkanı, İl Jandarma Alay Komutanı, Emniyet Müdürü, Sivil Savunma Müdürü,

Milli Eğitim Müdürü, Bayındırlık ve İskân Müdürü, Tarım ve Köyişleri Müdürü,

Kızılay Temsilcisi, Garnizon Komutanı veya mahallin en büyük askeri, birlik

temsilcisinden oluşmaktadır.

İl Kurtarma ve Yardım Komitesine bağlı olarak 9 hizmet grubu

oluşturulmuştur. Bunlar öncelik sırasına göre; Haberleşme, Ulaşım, Arama, kurtarma

ve yıkıntıları kaldırma, İlk yardım ve sağlık, Ön hasar tespiti ve geçici iskan,

Güvenlik, Satın alma, kiralama, el koyma, dağıtım, Tarım, Elektrik, su ve

kanalizasyon hizmet gruplarıdır

Page 28: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

21

Yönetmeliğe göre afetin oluş tarihinden itibaren 15 gün süre ile afetzedelerin

acil yardım ihtiyaçlarının karşılanması gerekmekte ve bu süre afetin büyüklüğü veya

iklim şartlarına bağlı olarak uzatılabilmektedir.

Acil yardım süresi içerisinde: Haberleşmenin sağlanması, Arama, kurtarma ve

tedavi, Öncelikle kaldırılması gereken enkaz ve yolların açılması, Yedirme,

giydirme, ısıtma, geçici iskân, Güvenlik tedbirleri, Ölülerin gömülmesi ve Alt yapıda

meydana gelen hasarların onarımı gibi hizmetler yapılmaktadır

Bu hizmetler yerine getirilirken İl Kurtarma ve yardım komitesinin yanında

Askeri Birlikler, Sivil Savunma, Sağlık Bakanlığı ve Kızılay’a da büyük görevler

düşmektedir. İl Kurtarma ve Yardım Komitelerinin görevlerine afet anı ve hemen

sonrası bölümünde tekrar değinilecektir.

Bu örgütlenmenin yanında Başbakanlık bünyesinde bir Devlet Bakanının

Başkanlığında, Bayındırlık ve İskân, İçişleri, Maliye ve Sağlık Bakanlıklarından

oluşan “Doğal Afetler Koordinasyon Kurulu” da mevzuat işleyişinin iyileştirilmesi

konularında çalışmalar yapmaktadır.

Yine Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinde oluşturulan ve halen

çalışmalarını sürdüren “Doğal Afetler ve Sivil Savunma Planlama ve Çalışmaları

İzleme ve Değerlendirme Grubu” bulunmaktadır. Değerlendirme Grubu yıl içerisinde

il ve ilçeleri gezerek valiliklerin ve kaymakamlıkların afet durumuna hazır olup

olmadıklarını kontrol ederek, aksaklıkların giderilmesini rapor etmektedirler. Ayrıca

afet konularında alınacak tedbirler konusu “Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi”nin

de görev alanları içerisine girmektedir.

Afet yönetimini kısaca, “afet öncesi”, “afet anı” ve “afet sonrası” olmak üzere

üçe ayırabiliriz.

Page 29: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

22

A. AFET ÖNCESİ SAFHASI

Bu safhada afet meydana gelmeden önceki hazırlık aşamasına değinmektedir.

Zararın minimize edilmesi asıl amaçtır. Bu safhada;36

- Meydana gelebilecek afetlerden toplumun en az zararla kurtulabilmesi için

gerekli teknik, yönetsel ve yasal önlemlerin afetten önce alınması;

- Önlemenin mümkün olduğu hallerde afetin önlenmesi, mümkün olmadığı

hallerde ise kurtarma, ilk yardım ve iyileştirme çalışmalarının mümkün olan en hızlı,

verimli ve etkin şekilde gerçekleşmesinin sağlanması;

- Afet zararlarının azaltılması çalışmalarının ülke kalkınmasının her

aşamasında dikkate alınması ve bu aşamalara dahil edilmesi, böylelikle afet riskinin

azaltılması ve sürdürülebilir bir kalkınma trendinin yakalanması;

- Son olarak, toplumu meydana getiren bireylerin afetlerin olası zararlarından

en alt düzeyde etkilenmesi için gerekli bilgileri elde etmelerini amaçlayan eğitim

programlarının düzenlenmesi ve bu programlara katılımın en üst düzeyde

gerçekleşmesini sağlayıcı çalışmaların yapılması.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığına bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğünün

sorumluluğunda Bayındırlık ve İskân İl Müdürlüğü bünyesinde afet şube

müdürlüğünce İl-İlçe Afet Planları hazırlanır ve afet meydana geldiğinde bu planlar

uygulanır. Ancak 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun 69. Maddesine göre,

yangın, sanayi kazaları, deprem ve diğer doğal afetlerden korunmak veya bunların

zararlarını azaltmak amacıyla ilin özelliklerini de dikkate alarak gerekli afet ve acil

durum planlarını yapar, ekip ve donanımı hazırlar.

36ibid, s.268.

Page 30: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

23

Acil durum planlarının hazırlanmasında varsa il ölçeğindeki diğer acil durum

planlarıyla da koordinasyon sağlanır ve ilgili bakanlık, kamu kuruluşları, meslek

teşekkülleriyle üniversitelerin ve diğer mahalli idarelerin görüşleri alınır.

Planlar doğrultusunda halkın eğitimi için gerekli önlemler alınarak ikinci

fıkrada sayılan idareler, kurumlar ve örgütlerle ortak programlar yapılabilir.

İl özel idaresi, il dışında yangın ve doğal afetler meydana gelmesi

durumunda, bu bölgelere gerekli yardım ve destek sağlayabilir.37 Yine 5393 Sayılı

Belediye Kanunu’nun 53. maddesi gereğince Belediye; yangın, sanayi kazaları,

deprem ve diğer doğal afetlerden korunmak veya bunların zararlarını azaltmak

amacıyla beldenin özelliklerini de dikkate alarak gerekli afet ve acil durum planlarını

yapar, ekip ve donanımı hazırlar.

Acil durum planlarının hazırlanmasında varsa il ölçeğindeki diğer acil durum

planlarıyla da koordinasyon sağlanır ve ilgili bakanlık, kamu kuruluşları, meslek

teşekkülleriyle üniversitelerin ve diğer mahalli idarelerin görüşleri alınır.

Planlar doğrultusunda halkın eğitimi için gerekli önlemler alınarak ikinci

fıkrada sayılan idareler, kurumlar ve örgütlerle ortak programlar yapılabilir.

Belediye, belediye sınırları dışında yangın ve doğal afetler meydana gelmesi

durumunda, bu bölgelere gerekli yardım ve destek sağlayabilir. 38

1. Zarar Azaltma

Zarar azaltma aşaması, uygulamada, afet sonrası çalışmaları içeren

“İyileştirme (rehabilitation)” ve “yeniden inşa (reconstruction)” safhalarında

37 İl Özel İdaresi Kanunu, Kanun No: 5302, 04.03.2005 tarih ve 25745 sayılı Resmi Gazete. 38 Belediye Kanunu, Kanun No: 5393, 13.07.2005 tarih ve 25874 sayılı Resmi Gazete.

Page 31: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

24

gerçekleştirilen faaliyetlerle birlikte başlar ve yeni bir afet meydana gelene kadar

devam eder. Bu aşamada gerçekleştirilen faaliyetlerin genel karakteristiği; ülke,

bölge ve yerleşme birimi bazında olmak üzere çok geniş alanlara yayılan bir

uygulama alanına sahip olmasıdır.39

Bu safhada yapılacak çalışmalar;40

- Afet anında uygulanacak yasal mevzuatın gözden geçirilmesi ve ihtiyaç

halinde yeniden düzenlenmesi,

- Yapı ve deprem yönetmelikleri, imar mevzuatı ve alan kullanımı

yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi,

- Afet tehlikesi ve riskinin makro ve mikro ölçekte yeniden belirlenmesi,

geliştirilmesi ve tehlike haritalarının hazırlanması,

- İhtiyaç duyulan bilimsel ve teknik araştırma-geliştirme faaliyetlerinin

planlanması ve uygulanması,

- Ülke için deprem kayıt şebekeleri ve afet erken uyarı ve kontrol

sistemlerinin kurulması ve geliştirilmesi,

- Afet zararlarının azaltılması konusunda ilgili her kesimi kapsayan geniş

kapsamlı eğitim faaliyetlerinin yürütülmesi,

- Afet zararlarının azaltılması kavramının, kalkınmanın her aşamasında dahil

edilmesi ve uygulanmasının sağlanması,

39 O. Ergünay, 1999, s.11. 40 O. Ergünay, 1996, s.263

Page 32: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

25

- Afetlere karşı önleyici ve zarar azaltıcı mühendislik tedbirlerinin

geliştirilmesi ve uygulanması gibi, pek çok faaliyet zarar azaltma safhasında gereken

ana faaliyetler arasında sayılabilir

2. Önceden Hazırlık

Afet planlamasının temel amacı, bir afet meydana geldikten sonra acilen ve

etkin bir şekilde mümkün olan en fazla sayıda insana yardım ulaşmasını sağlayarak,

can kayıplarını ve yaralı sayısını azaltmak, afet etkilerinin iyileştirilmesini

çabuklaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için; “....acil durumlarda en üstün

performansı gösterebilmeleri için insan ve kurumsal kaynakları hazırlamak ve afet

planlarının önemi, uygulanması ve sağlayacağı yararlarla ilgili olarak halkı

bilinçlendirmek....” gerekmektedir.41

Bu faaliyetler arasında;42

- Merkezi düzeyde afet yönetimi ile ilgili planların hazırlanması ve

geliştirmesi,

- İl düzeyinde “Kurtarma ve Acil Yardım Planlarının” hazırlanması ve

geliştirilmesi,

- Gerektiğinde bölge teçhizat merkezleri kurulması ve kritik malzemelerin

stoklanması,

- Alarm, erken uyarı ve erken haber alma sistemlerinin kurulması, işletilmesi

ve geliştirilmesi gibi ana faaliyetlerin yürütülmesi gerekmektedir.

41 Nilgün Sarp, “Sağlık Hizmetlerinde Afet Yönetimi”, Deprem Araştırma Enstitüsü Bülteni, Yıl 26, S.81, Temmuz,1999, s.29. 42 O. Ergünay, 1996, s.265.

Page 33: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

26

Genel bir tanımla acil yardım planı, bir yerleşme biriminin, bu birim köy, ilçe

veya il olabilir, karşı karşıya bulunduğu tehlikeleri, bu tehlikelerin meydana gelmesi

halinde uğranacak, kayıp ve zararları gerçekçi bir biçimde ortaya koyan ve bu kayıp

ve zararların en düşük düzeyde tutulabilmesi için, kimlerin, ne zaman, hangi görev

ve yetkiyle, hangi kaynaklar kullanılarak görev üstleneceklerini açıkça tanımlayan

bir belgedir.43

Türkiye’ de afet yönetimi ile ilgili mevzuata bakıldığında afet planlaması ile

ilgili düzenlemelerin 7269–1051 Sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan “İçişleri,

İmar ve İskân, Bayındırlık, Sağlık ve Sosyal Yardım ve Tarım Bakanlıklarınca acil

yardım teşkilatı ve programları hakkında genel esasları kapsayan bir yönetmelik

yapılır.” hükmüne dayanılarak hazırlanan ve 1988 yılında yürürlüğe giren 88/12777

sayılı “Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair

Yönetmelik” te yer aldığı görülmektedir.44

“Devletin tüm güç ve kaynaklarını afetten önce planlayarak, afetin meydana

gelmesi halinde devlet güçlerinin afet bölgesine en hızlı bir şekilde ulaşması ile

afetzede vatandaşlara en etkin ilk ve acil yardım yapılmasını sağlamak için acil

yardım teşkilatının kuruluş ve görevlerini düzenlemek.....”45 amacını taşıyan 12777

sayılı Yönetmelik’te Afet planlamasının genel esaslarının belirtildiği üçüncü

kısımda; koordinasyon ve işbirliği, dikkate alınacak genel faraziyeler, planlama

temel esasları ayrıntılarıyla anlatılmaktadır.46 Yönetmeliğe göre, acil yardım planları

43 O. Ergünay, 1999, s.7. 44 Sivil Savunma İle İlgili Kanun, Tüzük ve Yönetmelikler, T.C. İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü Yayını, Ankara, 1994, 1.kitap, s.293-359 45ibid, s.293-359. 46ibid, s.293-359.

Page 34: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

27

yapmaktan sorumlu makamların planlama çalışmalarında koordinasyon ve işbirliğine

ilişkin şu esaslara uymaları gerekmektedir.47

a) Bakanlık, kurum ve kuruluşlar afet planlarında yer alacak olan kendilerine

ait kaynakları en doğru şekilde saptamak ve istendiği takdirde doğru bilgiler

vermekten sorumludurlar.

b) İl ve ilçelerdeki askeri ve sivil kamu kurum ve kuruluşları planlama

çalışmalarında birbirleri ile iletişim ve koordinasyon halinde bulunmalıdırlar.

c) Afetler acil yardım planları hazırlanırken bu planların sivil savunmaya

ilişkin planlarla koordineli olmasına dikkat edilmelidir.

Afet planlamasında göz önünde bulundurulması gereken faraziyeler

Yönetmeliğin 11. maddesinde 18 ayrı madde halinde sıralanmaktadır.48 Söz konusu

maddede olası bir afetin o bölgede geçmiş yıllarda meydana gelmiş afetlerden daha

büyük ve kapsamlı olabileceğinin öngörülmesinden afet bölgesinde yağmacılık

teşebbüslerinin olabileceğine kadar, bir afet sırasında karşılaşılabilecek hemen

hemen tüm olumsuzluklar göz önünde bulundurularak afet planlamasının yapılması

öngörülmektedir. Kanımızca bir afet planlaması, bu olasılıkların tümü dikkate

alınarak yapılır, yeterli araç-gereç ve insan gücü aracılığıyla etkin bir şekilde

uygulanırsa, afetlerde karşılaşılabilecek sorunlar minimum düzeye inecektir.

Yönetmeliğin “Planlama Temel Esasları”nın yer aldığı 12. maddesinde acil

yardım planlaması temel esasları 18 ayrı madde halinde sıralanmaktadır. Söz konusu

temel esasların başlıcaları şunlardır:49

47ibid, s.296-297. 48ibid, s.297-298. 49ibid, s.298-299.

Page 35: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

28

a) Resmi kurum ve kuruluşlar ile tüzel ve gerçek kişilerin afet sırasında

kendilerine verilen görevleri öncelikle yapma ve afet komitelerince kendilerinden

talep edilen her türlü ekipmanı zamanında verme zorunluluğu bulunmaktadır

b) İl/ilçe acil yardım planları hazırlanırken ilde/ilçede meydana gelebilecek en

ağır şartlar göz önünde bulundurulmalıdır.

c) Afet planlarında kurtarma ve ilkyardım faaliyetlerine katılacak hizmet

gruplarının oluşturulması, görevleri, çalışma esasları, yetki ve sorumlulukları açık ve

kesin ifadelerle belirtilmelidir.

d) Her hizmet grubu ilgili diğer hizmet gruplarıyla koordinasyon ve işbirliği

içinde olmalıdır.

e) Son olarak il ve ilçe düzeyinde hazırlanan planların kapsamı ve oluşumu

planlama temel esaslarına göre düzenlenmekle beraber, planlara yerel koşullar ve

ihtiyaçlara göre eklemeler yapılabilir

Planlamanın etkin olabilmesi konu ile ilgili bütün bilgilerin doğru şekilde

toplanması ile mümkündür. Yönetmeliğin 13. maddesi afet planlaması için gereken

bilgilerin toplanmasını düzenlemektedir.50

B. AFET ANI VE HEMEN SONRASI

Afet yönetimi sürecinin ikinci safhası olan “Afet anı ve hemen sonrası”

safhasıdır. Bu safhada gerçekleştirilecek faaliyetler tüm güç ve kaynakların en hızlı

şekilde ve en etkili yöntemlerle afet bölgesinde kullanılmasını amaçladığından bu

faaliyetlerin çok iyi planlanmış olması gerekir. Ayrıca bu faaliyetler çok iyi bir

50ibid, s.299-301.

Page 36: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

29

koordinasyonu gerektirmekte ve olağanüstü koşullarda uygulanması zorunluluğu,

olağanüstü hazırlık, yetki ve sorumluluklara ihtiyaç duymaktadır.51

Afetin meydana gelmesinden hemen sonra alınan acil önlemler ve yapılan

çalışmalar ana hatlarıyla;52

- Mümkün olan en fazla sayıdaki insanın hayatının kurtarılması ve

sağlıklarına kavuşmalarının sağlanması;

- Söz konusu afetin yol açabileceği yeni tehlike ve risklerden afetzedelerin

can ve mallarının korunması;

- Afetten etkilenen toplulukların hayati ihtiyaçlarının mümkün olan en kısa

zamanda karşılanması ve afet bölgesindeki sosyal hayatın mümkün olan en kısa

zaman dilimi içinde normale dönmesi için gerekli çalışmaların yapılması,

faaliyetlerini içermektedir.

Kurtarma Ve İlk Yardım

Kurtarma ve ilk yardım aşaması afetin meydana gelmesinden hemen sonra

başlayan ve afetin türüne, büyüklüğüne, afetin meydana geldiği bölgenin

özelliklerine göre azami olarak 1–2 aylık bir süre içinde gerçekleştirilen

faaliyetlerdir.53 Kurtarma ve ilkyardım aşamasının süresi ile ilgili olarak 88/12777

sayıla “Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair

Yönetmelik”in 5. maddesinde “...Afetzedeleri kurtarma, yaralılara ilk yardım ve

tıbbi tedavi yapma, aç ve açıkta kalan ailelerin geçici barındırılması ve bunların

51 O.Ergünay, 1998, s.24. 52 ibid, s.28. 53 O. Ergünay, 1996, s.266.

Page 37: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

30

yiyecek, giyecek, ısıtma aydınlatma ve diğer ihtiyaç maddelerinin karşılanması ve

salgınları önlemek için yapılacak yardımların....” (e bendi) “... Afetin meydana

gelmesi ile başlayıp, afetin sona ermesinden itibaren 15 gün devam edeceği,

gerektiğinde Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nca uzatabileceği...” (f bendi)

belirtilmektedir.54

“Kurtarma ve ilk yardım aşaması”nda gerçekleştirilen faaliyetlerin ana

hedefi; mümkün olan en kısa süre içerisinde en fazla sayıda insan yaşamının

kurtarılması, yaralıların tedavisinin sağlanması ve açıkta kalanların su, yiyecek,

giyecek, ısınma, barınma, korunma gibi yaşamsal ihtiyaçlarının en kısa süre

içerisinde ve en uygun yöntemlerle karşılanmasıdır.55

Bu safhada yapılan faaliyetler arasında;56

Haber alma ve ulaşım, İhtiyaçların belirlenmesi, Arama ve Kurtarma, İlk

yardım, Tedavi, Tahliye, Geçici iskân, Yiyecek, içecek, giyecek, yakacak temini,

Güvenlik, Çevre sağlığı ve koruyucu hekimlik, Hasar tespiti, Tehlikeli yıkıntıların

kaldırılması, Yangınlar, patlamalar, bulaşıcı hastalıklar vb. gibi ikinci afetlerin

önlenmesi

Türkiye’de afetlerde kurtarma ve ilkyardım aşamasında yapılacak faaliyetleri

ve bu faaliyetlerin yerine getirilmesi için gereken örgütlenmeyi düzenleyen 88/12777

sayılı “Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair

Yönetmelik” hükümlerine göre Acil yardım hizmetlerini yürütmek üzere, illerde

Valinin başkanlığında İl Kurtarma ve Yardım Komiteleri, ilçelerde kaymakamın

54 Sivil Savunma İle İlgili Kanun, Tüzük ve Yönetmelikler,1994,s.294. 55 O.Ergünay, 1993, s.22. 56 O.Ergünay, 1996, s.266.

Page 38: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

31

başkanlığında İlçe Kurtarma ve Yardım Komitesi kurulmaktadır. İl Kurtarma ve

Yardım Komitelerinin başlıca görevleri şunlardır: 57

- İl acil yardım planlarının yapılmasını ve uygulanmasını sağlamak,

- Planda öngörülen teşkilatı kurmak ve burada görev alacakları belirleyerek

ilgililere duyurmak,

- İlçe acil yardım planlarını inceleyerek valinin onayına sunmak,

- Yapılacak yardımların ilkelerini belirlemek, belirlenen ihtiyaçların teminini

sağlamak,

- Acil yardım hizmetlerinin yürütülmesi çalışmalarında görev alan

kuruluşların çalışmalarını koordine etmek.

Yukarıda sıralanan görevleri yerine getirmek üzere Komiteye bağlı olarak

görev yapan 9 hizmet grubu oluşturulmaktadır. Bunlar, haberleşme; ulaşım; arama,

kurtarma ve yıkıntıları kaldırma; ilk yardım ve sağlık; ön hasar tespit ve geçici iskân;

güvenlik; satın alma, kiralama, el koyma ve dağıtım; tarım ile elektrik, su ve

kanalizasyon hizmetleri gruplarıdır. (16–45. maddeler) Bu 9 hizmet grubu içinde

toplam 23 servis kurulması öngörülmektedir.

Yönetmeliğin “İl ve İlçe Acil Yardım Teşkilatı ve Görevleri” başlığını taşıyan

dördüncü kısmının ikinci bölümde yer alan 46- 48. maddelerinde kuruluşu ve işleyişi

düzenlenen İlçe Kurtarma ve Yardım Komitesi; oluşum, görevleri, çalışma esasları

ve oluşturduğu hizmet grupları açısından illerdeki örgütlenmeye paralel bir yapı arz

etmektedir.

57 Sivil Savunma İle İlgili Kanun, Tüzük ve Yönetmelikler,1994, s.294.

Page 39: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

32

C. AFET SONRASI SAFHASI

Herhangi bir afet meydana geldikten sonraki uzun vadede daimi iskan ve

normal yaşama geçiş ile ilgili önlemlerin alınması gerekmektedir.58 Bu önlemler, afet

yönetim sürecinin son safhası olan “Afet Sonrası” safhasını oluşturmaktadır.

Ana hatlarıyla;

- Afetin doğurabileceği ekonomik ve sosyal kayıpların en düşük düzeyde

kalmasını ve yaraların bir an önce sarılmasının sağlanması;

- Afetten etkilenen topluluklar için güvenli ve gelişmiş yeni bir yaşam

çevresinin oluşturulması, faaliyetlerini içerir.59

“Afet Sonrası” aşaması bu çalışmada; “iyileştirme (rehabiltatinon)” “yeniden

inşa (reconstruction)” aşamaları olmak üzere iki başlık altında ele alınmaktadır.

1. İyileştirme Aşaması

Ergünay’ın belirttiğine göre ana hedefi; “.. Afete uğramış toplulukların

haberleşme, ulaşım, su, elektrik, kanalizasyon, eğitim, uzun süreli geçici iskân,

ekonomik ve sosyal faaliyetler ve yaşamsal aktivitelerin minimum düzeyde

karşılanabilmesi için gereken tüm çalışmaları yapmak...”60 Olan “iyileştirme

aşaması” afet sonrası safhasının ilk aşamasıdır.

58 C. Geray, 1977, s.110. 59 O. Ergünay, 1996, s.269. 60 O. Ergünay, 1999, s.12.

Page 40: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

33

2. Yeniden İnşa Aşaması

Yeniden inşa aşaması; toplumun afet nedeniyle bozulan sosyo-ekonomik

yapısının ve afetzedelerin psiko-sosyal yaşantısının en azından afet öncesindeki

düzeye yükseltilmesi,61 yıkılan veya hasar gören tüm yapıların yeniden inşası gibi

çok geniş alanlara yayılan faaliyetleri kapsamaktadır. Söz konusu faaliyetler afetin

büyüklüğüne bağlı olarak birkaç yıl sürebilir.

17 Ağustos – 12 Kasım Depremlerinde Köylerde ve Şehirlerde Evini Yapana

Yardım (E.Y.Y.) ve 4133 Sayılı Kanun’a göre afetzedelere bugüne kadar 11,7

Trilyon TL. kredi 7269 Sayılı Kanun’un 29. maddesine göre yüzde metodu ile

aşağıda yazılı olduğu gibi beş safhada ödenmiştir.62 Tablo:1.2.’de kredilerin illere

göre dağılımı gösterilmektedir. Kredi kullanımında Sakarya İli başı çekmektedir.

Sakarya İlini Düzce ve Kocaeli İlleri takip etmektedir. Konutlar, inşaatların alt yapı

hariç maliyet bedeli üzerinden iki yılı ödemesiz yirmi yıl vadeli ve faizsiz olarak

kredilendirilmektedir.

1- Tesviye ve temel kazısı tamamlanınca, kredinin %10’u,

2- Temel ve su basma betonu-döşeme grobetonu tamamlanınca, kredinin

%25’i,

3- Taşıyıcı tuğla duvar ve tabliye betonu tamamlanınca, kredinin %30’u,

4- Ahşap oturma çıtı, çatı örtüsü ve tesisat işleri, iç ve dış sıvalar, doğramalar

ve döşeme kaplamaları tamamlanınca, kredinin %20’si,

5- İnşaatın bitirilerek yapı kullanma izni alınması halinde kredi miktarının

son limiti olan %15’i ödenmiştir.

61 O. Ergünay, 1996, s.274 62 Afet ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü, T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü Yayını, 2001,S.2, s.50.

Page 41: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

34

Tablo:1.2. E.Y.Y. ve 4133’e Göre Afetzedelere Ödenen Kredi Durumu

(Milyon TL)

İLİ

Borçlanan

Afetzede

Sayısı

%10

Kredi

Kullanan

Kişi Sayısı

%25

Kredi

Kullanan

Kişi

Sayısı

%30

Kredi

Kullanan

Kişi

Sayısı

%20

Kredi

Kullanan

Kişi

Sayısı

%15

Kredi

Kullanan

Kişi Sayısı

Afetzedelere

Yapılan

Toplam

Ödeme

Bolu 217 21 21 18 13 9 100.200

Bursa 41 20 16 16 5 2 73.600

Düzce 4064 1152 1050 686 318 56 3.483.100

Eskişehir 40 0 0 0 0 0 0

İstanbul 322 41 34 20 11 4 430.000

Karabük 0 0 0 0 0 0 0

Kocaeli 2422 250 290 191 3 0 354.000

Sakarya 5620 1453 1283 1047 759 282 5.844.900

Yalova 445 62 52 44 320 5 582.900

Zonguldak 57 14 14 0 0 0 29.400

Genel

Toplam 13230 3053 2773 2022 1429 398 11.703.900

Kaynak: Afet ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü Sayı: 2, 2001

Depremden sonra hak sahibi olan afetzedelere sunulan seçeneklerden biride

istediği ilden hazır konut alabilmesiydi. Afetzedelere verilen 6.000.000.000 TL. hazır

konut kredisinin hak sahipleri yine deprem bölgesindeki konutlar için kullanılmıştır.

Konutunu almasına müteakip tapu kaydına ipotek konulmasından sonra kredi defaten

ödenmekte ve geri ödemesi, Hazır Konutu’nu aldığı tarihten itibaren iki yıl sonra 20

yıl içinde eşit taksitler halinde yapılması öngörülmüştür.

Page 42: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

35

Afetzedelerden 4439 kişi bu krediyi kullanmış ve hazır konutlar için toplam

26.634.000.000.000.000 TL. ödenmiştir.63 Şekil:1.2.’de bu kredilerin illere göre

dağılımı gösterilmektedir. Buna göre Kocaeli İli 1301 kişi ile en çok tercih edilen il

durumundadır. Bu ili Sakarya ve Yalova İlleri takip etmektedir.

Şekil:1.3.

Kaynak: Afet ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü Sayı:2, 2001

Orta hasarlı konutlarda afetzedelere bugüne kadar 70 Trilyon kredi 7.269

Sayılı Kanunun 29. Maddesine göre yüzde metodu ile aşağıda yazılı olduğu gibi 4

safhada ödenmiştir.64

1) Onarım ve güçlendirme projesi hazırlatma amacıyla, kredinin % 10’u,

2) Projenin onayına müteakiben inşaat ruhsatının alınması ve onarım için gerekli

malzemenin inşaat mahallinde ihzar edilmesi halinde, kredinin % 30’u,

63 Afet ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü, s.51. 64 ibid, s.48.

Page 43: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

36

3) Onarım inşaatının yarısının tamamlanması halinde, kredinin % 40’ı,

4) İnşaatın bitirilerek yapı kullanma izni alınması halinde ödenmek üzere kredinin

% 20’si ödenmiştir.

Tablo: 1.3. İllere Göre Ödenen Orta Hasarlı Konutların Kredi Durumu

Milyon TL

İLİ Borçlanan

Afetzede

Sayısı

% 10 Kredi

Kullanan

Kişi Sayısı

% 30 Kredi

Kullanan

Kişi Sayısı

% 40 Kredi

Kullanan

Kişi Sayısı

% 20 Kredi

Kullanan

Kişi Sayısı

Afetzedelere

Yapılan

Toplam

Ödeme

Bolu 3.170 3.170 2.820 2.715 1.918 5.265.200

Bursa 289 231 231 227 180 438.400

Düzce 2.993 2.014 830 487 65 1.316.400

Eskişehir 106 104 104 101 66 190.400

istanbul 7.091 7.091 5.080 5.007 3.363 9.817.000

Karabük 63 62 50 50 0 82.400

Kocaeli 23.130 21.727 20.437 19.640 16.030 38.731.600

Sakarya 7.679 5.385 1.595 761 0 2.642.800

Yalova 7.863 6.179 6.016 5.454 3.362 10.553.400

Zonguldak 160 56 36 0 0 32.800

GENEL

TOPLAM 52.590 46.065 37.231 34.461 24.984 69.114.000

Kaynak: Afet ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü Sayı: 2, 2001

Orta hasarlı konutların kredilendirilmesinde Kocaeli İli 23130 kişi ile önde

bulunmaktadır. Bu İli 7863 kişi ile Yalova takip etmekte, 3. sırada ise 7679 kişi ile

Sakarya İli bulunmaktadır.

Page 44: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

37

Orta hasarlı işyerlerinde afetzedelere bugüne kadar 2,5 Trilyon kredi 7.269

Sayılı Kanunun 29. Maddesine göre yüzde metodu ile aşağıda yazılı olduğu gibi 4

safhada ödenmiştir. İşyeri borçlanmaları ise %4 faizli ve geri ödeme süresi

temayülde 5 yıl uygulanmasına rağmen, Marmara deprem bölgesinde inşa edilen

işyerlerinin fiyatlarının yüksek olması ve yapıldığı yerlerin cazibesinin olmaması

gibi nedenlerle bu süre bakanlık oluru ile on yıla çıkarılmıştır65

1) Onarım ve güçlendirme projesi hazırlatma amacıyla, kredinin % 10’u,

2) Projenin onayına müteakiben inşaat ruhsatının alınması ve onarım için

gerekli malzemenin inşaat mahallinde ihzar edilmesi halinde, kredinin %

30’u,

3) Onarım inşaatının yarısının tamamlanması halinde, kredinin % 40’ı,

4) İnşaatın bitirilerek yapı kullanma izni alınması halinde ödenmek üzere

kredinin % 20’si ödenmiştir.

Tablo:1.4.’te Orta hasarlı işyerleri için kredi durumu gösterilmiştir. Buna göre

Kocaeli İli kredi kullanımı bakımından 1193 kişi ile 1. sırada, Düzce İli 650 kişi ile

2. sırada, İstanbul İli 536 kişi ile 3. sırada yer almaktadır.

65 ibid, s.49.

Page 45: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

38

Tablo: 1.4. İllere Göre Ödenen Orta Hasarlı İşyerleri kredi Durumu

Milyon TL

İLİ Borçlanan

Afetzede

Sayısı

% 10 Kredi

Kullanan

Kişi Sayısı

% 30 Kredi

Kullanan

Kişi Sayısı

% 40 Kredi

Kullanan

Kişi Sayısı

% 20 Kredi

Kullanan

Kişi Sayısı

Afetzedelere

Yapılan

Toplam

Ödeme

Bolu 267 267 239 228 88 2.072.000

Bursa 15 14 14 11 9 10.200

Düzce 650 287 86 43 5 72.700

Eskişehir 11 10 10 8 8 8.800

İstanbul 536 536 392 366 215 360.600

Karabük 0 0 0 0 0 0

Kocaeli 1.993 1.498 1.498 1.432 1.092 1.390.400

Sakarya 936 397 40 27 O 62.500

Yalova 500 500 464 414 258 406.400

Zonguldak 1 0 0 0 0 0

GENEL

TOPLAM 4.909 3.509 2.743 2.529 1.675 2.518.800

Kaynak: Afet ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü Sayı: 2, 2001

Page 46: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

39

III. TÜRKİYE’ DE AFET YÖNETİMİNİN TARİHİ GELİŞİMİ66

Yazılı tarihin başlangıcından itibaren Anadolu topraklarının büyük deprem

afetlerine maruz kaldığı ve Pamukkale (Hierapolis), Truva, Efes örneklerinde olduğu

gibi bazı medeniyetlerin tarih sahnesinden silindiği veya yerlerinin değiştirildiğine

dair birçok örnek bulunmaktadır.

Muhakkak ki, bu yer değiştirmelerde o günkü otoritelerin deprem zararını

azaltmak konusunda almış oldukları kararlar etkili olmuştur.

Bu nedenle ülkemizde doğal afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması

konusundaki çalışmaları tarihsel bir bakış açısı içerisinde özetlemekte yarar

görülmektedir.

Ülkemizde doğal afet zararlarının azaltılması konusundaki çalışmaları, önemli

politika değişiklikleri göstermeleri açısından iki bölüm halinde incelemek

mümkündür. Birinci bölüm olan planlama öncesi dönemi 1944 öncesi, 1944–1950

arası ve 1958 sonrası olmak üzere üç dönem halinde değerlendirilecektir. Planlama

döneminde ise Birinci Beş Yıllık Kalkınma Döneminden başlayarak, Sekizinci Beş

Yıllık Kalkınma Dönemi de dâhil olmak üzere yıllık planlarda afet yönetimi

planlamasına bakılacaktır.

66 “Doğal Afetler Özel İhtisas Komisyonu Raporu”, 2000, s.15-16.

Page 47: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

40

A. PLANLAMA ÖNCESİ DÖNEM

1. 1944 Öncesi67

Doğal afetler ve özellikle depremlerden etkilenen insanlara yardım etmek

geleneği çok eski tarihlere kadar uzanmaktadır. Bu konudaki ilk yazılı örnek 14

Eylül 1509 yılında meydana gelen İstanbul depremi görülmektedir. 13 bin insanın

öldüğü rivayet edilen ve 109 cami ile 1047 yapının yıkıldığı bilinen bu depremden,

sonra zamanın Osmanlı Padişahı 2. Beyazıt çıkardığı bir fermanla, yeniden ev

yapmak amacıyla aile başına 20 altın bağışta bulunmuştur.

Yine bu fermanla, harap olan Başkent’ in imarı için 50 bin usta

görevlendirilmiş ve 14–16 yaşları arasındaki erkeklerin inşaat işlerinde çalışmaları

emredilmiş, deniz kenarındaki dolgu zeminler üzerinde ev yapmak yasaklanmış ve

ahşap-karkas(bağdadi) ev yapımı teşvik edilmiştir.

Bu fermanın çıkarılmasının müteakip İstanbul’ da 6 ay gibi kısa bir süre

içerisinde 2000 yeni yapı yapılmış ve bazı camiler onarılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde meydana gelen büyük afetlerde halka

padişah fermanları ile acil yardım ve konut yardımı yapıldığına dair bazı örnekler

verilebilir. Ancak tüm bu yardımlar doğal afet zararlarının, afetler olmadan önce

azaltılması çalışmaları ile ilgili olmayıp, afetler olduktan sonra yapılan yara sarma

çalışmaları olarak devam ede gelmiştir.

Bu dönemde şehirleşme ve yapılaşmaları bazı kurallara bağlama ihtiyacı ilk

kez 1848 yılında duyulmuş ve o yıl çıkarılan “Ebniye Nizamnamesi” ile yalnız

İstanbul içerisinde yapılaşmalara bazı esaslar getirilmiştir. Daha sonra 1877 yılında

67 ibid, s.16-18.

Page 48: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

41

çıkarılan bir nizamname ile uygulama imparatorluk sınırları içerisinde tüm

belediyelere yaygınlaştırılmıştır.

1882 yılında çıkarılan Ebniye Kanunu ile de belediye teşkilatı olan yerlerde,

alt yapılar ve yolların düzenlenmesi konusu da, yapılarla birlikte esaslara

bağlanmıştır.

Cumhuriyet Dönemi’nde yerleşme ve yapılaşmalara yeni esaslar getirilmesi

1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Hükümetinde Mübadele, İmar ve İskân

Bakanlığı’nın kuruluşu ile başlamış, ancak ilk kuruluş yılında göçmen mübadelesi ve

iskân görevlerini üstlenen bu bakanlık bir yıl sonra kaldırılmış.

1930 yılında yürürlüğe giren 1580 sayılı “Belediye Yapı ve Yolları” kanunu

ile Belediyelere, yerleşme ve yapılaşmalarla ilgili denetim görevi ile ihtiyaç sahipleri

için konut inşa ettirmek görevi de verilmiştir.

1933 yılında yürürlüğe giren 2290 sayılı “Belediye Yapı ve Yolları” kanunu

ile de Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri uygulanmakta olan Ebniye Kanunu

4–5 maddesi dışında tamamen değiştirilmiş ve şehirlerin imar planlarının

hazırlanması, yeni yapılacak yapılar, yollar, ruhsat alınması, fenni mesuliyet, yapı

denetimi konularına çağın şehircilik anlayışına uygun olarak yeni esaslar

getirilmiştir. Daha sonraki dönemlerde çıkarılan imar kanunlarının ana esasını

oluşturan bu kanunla, yerleşme ve yapılaşmaların sağlık, fen ve sanat kurallarına

uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır. Her ne kadar yasada doğal afet zararlarının

azaltılması konularında doğrudan hükümler bulunmasa da, bu yasanın yerleşme ve

yapılaşmalara yeni esaslar getirdiği için, dolaylı olarak afet zararlarının azaltılması

çalışmalarına yardımcı olduğu söylenebilir.

Page 49: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

42

1933 yılında yürürlüğe giren “Belediye Yapı ve Yolları” kanununun altı yıllık

uygulamasında görülen aksaklıkları ortadan kaldırmak, meydana gelen doğal

afetlerle ilgili Kızılay, İçişleri Bakanlığı vb. gibi teknik olmayan kuruluşlar eliyle

yürütülen yardım çalışmalarını bir esasa bağlamak üzere 1939 yılında 3611 sayılı

kanunla Bayındırlık Bakanlığı Kuruluş Kanunu değiştirilmiş ve yukarıda sayılan

işlerle ilgili görevler Yapı ve İmar İşleri Reisliği adı altında yeniden düzenlenen

birime verilmiştir.

26 Aralık 1939 yılında ülkemizde son yüzyılın en büyük depremi olan

Erzincan depreminin meydana gelmesi ve bu depremde 32962 kişinin hayatını

kaybetmesi ve 116720 yapının yıkılması veya ağır hasar görmesi üzerine o günkü

Cumhuriyet Hükümeti bazı yasal düzenlemeler yapma ihtiyacı duymuş ve ilk kez 17

Ocak 1940 tarihinde 3773 sayılı “Erzincan’da ve Erzincan Depreminden Müteessir

Olan Mıntıkalarda Zarar Görenlere Yapılacak Yapılar Hakkında Kanun”

çıkarılmıştır.

İlk kez bu kanunla, depremden etkilenen yörelerdeki vergi mükelleflerinin

tüm vergileri terkin edilmiş, memur ve diğer çalışanlara 3 maaş tutarında avans

verilmesi öngörülmüş ve evleri yıkılan ve kullanılmayacak hale gelen kişilere

ücretsiz arsa verilmesi ve yapı malzemesi yardımı yapılması esasları benimsenmiştir.

Daha sonra aynı yıl içerisinde Erzincan’ın yeni yerleşim yerinde Belediyesine

istimlâk yetkisi veren 3908 sayılı kanun ile bütçeye fevkalade ödenek ekleyen,

mahkûmların cezalarını affeden, bölgeye yapılacak taşımalarda ücret indirimi

getiren, yurt dışından bölge için gönderilen yardım malzemelerine gümrük vergisi ve

diğer harçlar kaldıran kanunlar çıkarılmıştır.

Page 50: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

43

1941–1942 ve 1943 yılları içerisinde ülkemizin birçok yöresinde yoğun su

baskınlarının yaşanması üzerine 14 Ocak 1943 yılında 4373 sayılı “Taşkın Sulara ve

Su Baskınlarına Karşı Korunma” adı altında yeni bir kanun çıkarılmıştır. Bu kanunla

Cumhuriyet Döneminde ilk kez, su baskınları afetine karşı, afetler olmadan önce

alınacak tedbirler belirlenmiş ve afet sırasında yapılacak çalışmalara yeni esaslar

getirilmiştir.

2. 1944–1958 Arası68

1939–1940 yılları arasında 26 Aralık 1939 büyük Erzincan Depremi ile

başlayıp, ortalama olarak 7 ay gibi kısa aralıklarla meydana gelen Niksar-Erbaa,

Adapazarı-Hendek, Tosya-Ladik ve Bolu-Gerede depremlerinde 43319 kişinin

ölmesi, 75 bin kişinin yaralanması ve 200 bin civarında yapının yıkılması veya

kullanılamaz hale gelmesi üzerine o günün Cumhuriyet Hükümeti, deprem olayının

doğurduğu sonuçların yalnızca yıkılanın yerine yeni ev yaparak çözülemeyeceğini ve

ülkemizde mutlaka deprem zararlarının azaltılması konusunda bazı çalışmalar

yapılması gerektiği kararına varmış ve 18 Temmuz 1944 tarihinde 4623 sayılı “Yer

Sarsıntılarından Evvel ve Sonra Alınacak Tedbirler Hakkında” kanun çıkarılmıştır.

Ana hatlarıyla; ülkenin nerelerinin deprem tehlikesine sahip olduğunun tespit

edilmesi ve yayımlanması, bu bölgelerde yapılacak yapılar için bazı özel kuralların

deprem yönetmelikleri halinde yayımlanması ve uygulanması zorunluluğu, her il ve

ilçede acil yardım ve kurtarma programlarının önceden hazırlanması, Belediyelerin

yeni gelişme alanlarında jeolojik etütler yapılmasının zorunlu hale getirilmesi gibi

zarar azaltıcı önlemleri olmadan önce almayı zorunlu kılan bu kanun, aynı zamanda 68ibid, s.18-20.

Page 51: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

44

depremler sırasında yapılacak işlemleri, yönetici ve halkın görev ve sorumluluklarını

esasa bağlamıştır. Daimi iskân çalışmaları ise bu kanunda yer almamış ve bu

konunun çözümü için eskiden olduğu gibi, doğal afete uğrayan bölgenin sosyal ve

ekonomik yapısına bağlı olarak ayrı ayrı afet yardımı kanunları çıkarma yolu tercih

edilmiştir.

Ülkemizde gerçek anlamda doğal afet zararlarının azaltılmasına yönelik

çalışmalar bu kanunla başlamıştır. Bu kanunun çıkarıldığı yıllarda benzer yasalara

sahip olan, 1924 yılında çıkardığı bir kanunla Japonya, 1933 yılında çıkardığı bir

kanunla Amerika Birleşik Devletleri ve 1940 yılında çıkardığı bir kanunla İtalya

dışında benzer kanunu olan başka bir ülke bulunmamaktadır.

Nitekim bu kanun gereğince Bayındırlık Bakanlığı ilgili üniversitelerle

işbirliği yaparak, 1945 yılında Türkiye’nin ilk deprem bölgeleri haritası ile Türkiye

yer Sarsıntısı Bölgeleri Yapı Yönetmeliği, bugünkü adıyla afet Bölgelerinde

Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik, hazırlamış ve uygulanması zorunlu bir

yönetmelik olarak yürürlüğe koymuştur.

1953 yılında Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliği bünyesinde

deprem bürosu kurulmuştur. Daha sonra 1955 yılında bu büro DE-SE-YA (Deprem,

Seylap, Yangın) şubesi haline getirilmiş ve doğal afet zararlarının azaltılması

çalışmaları bu şube tarafından yürütülmeye başlanmıştır.

Bayındırlık Bakanlığı’nın Su işleri Reisliği, aynı yıl (1953) çıkarılan 6200

sayılı kanunla, “yerüstü ve yeraltı sularının zararlarını önlemek ve bunlardan çeşitli

yönden yararlanmak” amacıyla, Bayındırlık Bakanlığı’na bağlı tüzel kişiliği olan,

katma bütçeli Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü haline getirilmiştir.

Page 52: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

45

1950’li yılların ortalarından itibaren gittikçe yoğunlaşan sanayileşme, göç ve

şehirleşme hareketleri, şehirlerimizde olumsuz gelişmelere yol açmış ve 1933 yılında

çıkarılmış olan “Belediye Yapı ve Yollar” kanunu yerleşme ve yapılaşmaların

denetimi açısından yetersiz kalmaya başlamıştır. Bunun üzerine, 1956 yılında

zamanına göre hayli ileri sayılan 6785 sayılı “İmar Kanunu” çıkarılmıştır. Bu

kanunla, yerleşme yerlerin belirlenmesi sırasında doğal afet tehlikesinin ortaya

çıkarılması ve fenni mesuliyet sistemi ile yapı denetimi konularına önem ve öncelik

verilmiştir.

Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, ülkede gittikçe önemi artan imar,

konut ve afet politikalarının Bayındırlık Bakanlığı gibi aşırı yoğun görevlerle

görevlendirilmiş bir Bakanlık içerisinde etkili bir şekilde yürütülemeyeceği gerçeği

anlaşılmış ve İmar ve İskân Bakanlığı adı altında yeni bir Bakanlığın kuruluş

hazırlıklarına başlanmıştır.

Bu dönemde meydana gelen doğal afetlerden etkilenen halka, ayrı ayrı

çıkarılan yardım kanunları ile daimi iskân yardımları yapılmaya devam edilmiştir.

Örnek olarak; 1948 yılında çıkarılan 5243 sayılı “Erzincan’ da Yaptırılacak

Meskenler Hakkında Kanun”, 1950 yılında çıkarılan 5663 sayılı “Eskişehir Sel

Baskınından Zarar Görenler İçin Yaptırılacak Meskenler Hakkında Kanun”, 1956

yılında çıkarılan 6746 sayılı “Aydın, Balıkesir, Bilecik, Edirne, Eskişehir, Konya ve

Denizli Vilayetlerinde 1955–1956 Yılında Tabii Afetlerden Zarar Görenlere

Yapılacak Yapılar Hakkında Kanun” sayılabilir.

Page 53: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

46

3. 1958 Sonrası69

1958 yılı ve sonrası ülkemizde doğal afet zararlarının azaltılması çalışmaları

açısından önemli politika değişikliklerinin yaşandığı ve uluslar arası alandaki yeni

gelişmelere paralel olarak önemli gelişmelerin sağlandığı yıllar olmuştur.

Özellikle ana görevi; afetlerden önce ve sonra gerekli tedbirleri almak,

ülkenin bölge, şehir ve köylerinin planlamasını yapmak, konut ve iskân sorununu

çözmek, ülkedeki yapı malzemelerinin geliştirilmesi ve standartlarını hazırlamak

olan İmar ve İskân Bakanlığı’nın Mayıs 1958 yılında 7116 sayılı kanunla kurulması

ve bu kanunlarla ilgili görevleri Bayındırlık Bakanlığı’nın devir alması çok olumlu

bir gelişme olmuştur.

Yine aynı yıl 7126 sayılı “Sivil Müdafaa” kanununun çıkarılması ve bu kanun

kapsamında doğal afetler sırasında gereken kurtarma ve ilkyardım çalışmalarının da

dâhil edilmesi, bu konuda önemli bir boşluğu doldurmuştur.

En önemli gelişme ise, 15.05.1956 tarihinde, çeşitli değişikliklerle bu gün

hala yürürlükte olan, 7269 sayılı “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla

Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun” çıkarılması olmuştur.

Doğal afet zararlarının azaltılması amacıyla Cumhuriyet döneminde

çıkarılmış bulunan tüm kanunları tek bir kanun halinde toplayan ve afet zararlarının

azaltılabilmesi için afet öncesi, afet sırası ve afet sonrasında yapılması gereken

çalışmaları açıklayan bu kanunun en önemli özelliği, o güne kadar afet sonrasında

yapılması gereken Genel Bütçe’den fevkalade tahsisat adı altında kanunlarla ek

ödenekler ve her afet olayı için ayrı bir yardım kanununun çıkarılmasını önlemiş ve

69ibid, s.21-24.

Page 54: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

47

bu amaç için Genel Bütçe dışında bir “Afetler Fonu” oluşturulmasını öngörmüş

olmasıdır.

Kanunun 33. maddesiyle kurulan bu fon, Genel Bütçe’ den her yıl fona

aktarılan ödenekler, Kamu İktisadi Teşekküllerinin bilânço karlarının %3’ ünün bu

fona aktarılması, bağışlar, borçlandırılan vatandaşların geri ödemeleri gibi ana gelir

kalemlerinden oluşmaktadır.

7269 sayıl kanunun bir diğer önemli özelliği de, depremler ve su baskınları

dışında kalan heyelan, kaya ve çığ düşmesi, yangın, fırtına ve tüm doğal afetleri de

kapsamı içerisine alması ve muhtemel afet kavramı getirerek, bu afetler olmadan

önce, can ve mal güvenliği açısından, gelecekte afete maruz kalabilecek yerleşimleri

de kapsamı içerisine almış olmasındır.

Çıkarıldığı tarihte, uluslararası alanda, en çağdaş ve kapsamlı afet

kanunlarından biri olarak değerlendirilen ve birçok ülke tarafından örnek alınan bir

kanun, ülkemizde 1960–1967 yılları arasında çok yoğun olarak yaşanan depremler,

su baskınları ve heyelanlardan elde edilen deneyimlerin ve yeni ihtiyaçların ışığı

altında, 1968 yılında 1051 sayılı kanunla önemli oranda değiştirilmiş ve kanuna 7

madde eklenmiştir. Yapılan bu değişiklik ve ilaveler, tamamen hizmetin daha hızlı ve

etkili yapılmasını ve afetlerden etkilenen vatandaşlara daha geniş yardımlar

yapılmasını sağlayacak yönde olmuştur.

1968–1971 yılları arasında sırası ile 1968 yılında Amasra-Bartın, 1969

yılında Demirci ve Alaşehir, 1970 yılında Gediz, 1971 yılında 15 gün ara ile Burdur

ve Bingöl depremlerinin meydana gelmesi ve bu depremler nedeniyle 27 bin yapının

yıkılması veya ağır hasar görmesi üzerine zaten gelirleri açısından yetersiz hale

Page 55: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

48

gelmiş olan Afetler Fonu’na yeni gelir imkânları aranmış ve 1972 yılında 1571 sayılı

“Bazı Tekel Maddeleri Fiyatlarına Yapılan Zamlardan Elde Edilen Hâsılatın T.C.

Merkez Bankası’nda Açılacak Bir Deprem Fonu Hesabında Toplamasına Dair

Kanun” çıkarılmış ve böylece münhasıran deprem afetlerinin zararlarını karşılamak

üzere ayrı bir deprem fonu oluşturulmuştur.

İlk çıktığı yıllarda önemli bir gelir kaynağı olan bu fonla meydana gelen

depremlerin yaraları sarılmış ancak maktu olan bu zamlar, zaman içersinde sabit

kaldığı ve inşaat maliyetinin de devamlı arttığı için günümüzde önemini yitirmiştir.

Örneğin 1972 yılında 500 Milyon TL. geliri olan bu fon, yaklaşık 15 yıldır 1–1,5

Milyar TL gelir toplayabilmektedir.

7269 sayılı kanunun zaman içerisinde ortaya çıkan ihtiyaçlar ve yeni gelir

kaynakları aranması yönlerinden 1981 yılında 2479 sayılı kanunla, 1985 yılında 3177

sayılı kanunla ve son olarak da 1995 yılında 4133 sayılı kanunla bazı maddeleri

değiştirilmiş veya bazı maddeler eklenmiştir.

1992 yılında Erzincan’ da önemli hasarlara yol açan bir deprem meydana

gelmesi ve deprem olaylarının yalnızca fiziksel kayıplara değil, göç, işsizlik, üretim

kaybı, vb. sosyal ve ekonomik kayıplara yol açması ve halen yürürlükte olan 7269

sayılı kanunun bu tür sosyal ve ekonomik kayıpları azaltmaya imkân vermemesi

üzerine, 28.08.1992 tarihinde 3838 sayılı “Erzincan, Gümüşhane ve Tunceli İllerinde

Vuku Bulan Deprem Afeti ile Şırnak ve Çukurca’ da Meydana Gelen Hasar ve

Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesi Hakkında Kanun” çıkarılmıştır.

7269 sayılı kanunun zaman içerisinde eksik kalmış olan yönlerini

tamamlayan bu kanunla Erzincan Depreminin yaraları kısa zamanda sarılmış ve

deprem güvenliği arttırılmış yepyeni bir Erzincan inşa edilmiştir.

Page 56: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

49

Yalnızca Erzincan depreminden etkilenen bölgeleri kapsayan bu kanundan

sonra, meydana gelen afetlerden etkilenen diğer yöreler için de benzer bir kanun

hazırlanması ihtiyacı ortaya çıkmış ve 23.07.1995 tarihinde 4123 sayılı “Tabii Afet

Nedeniyle Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İliştin Hizmetlerin Yürütülmesine

Dair Kanun” çıkarılmıştır. Acele ile hazırlandığı için 3838 sayılı kanunun bütün

maddelerini kapsayan bu kanun, 01.10.1995 Dinar depreminden sonra, 16.11.1995

tarih ve 4133 sayılı kanunla değiştirilmiş ve yeni bazı maddeler eklenmiştir.

17.08.1999 tarihinde yaşanmış olan deprem nedeniyle; deprem bölgesindeki

hasar ve tahribatın giderilmesi, bölgede normal hayata dönülmesi ve bölge

ekonomisinin düzeltilmesi, diğer yandan da daha uzun vadeli ve ülke çapında geçerli

önlemler alınması için ihtiyaç duyulan yasal tedbirlerin alınabilmesi amacıyla

27.08.1999 tarih ve 4452 sayılı “Doğal Afetlere Karşı Alınabilecek Önlemler ve

Doğal Afetler Nedeniyle Doğan Zararların Giderilmesi İçin Yapılacak

Düzenlememler Hakkında Yetki Yasası” çıkarılmış olup, 29.08.1999 tarih ve 23801

sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yetki Yasası’nın 3. (f) maddesinde de “Doğal afet bölgelerinde, afetten

kaynaklanan hukuki ihtilafların çözümüne dair işlemlerin hızlandırılması” ile ilgili

Bakanlar Kurulu’na kanun hükmünde kararname çıkartma yetkisi verilmektedir.

Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü 583 sayılı Kanun

Hükmünde Kararname ile "Türkiye Acil Durum Yönetimi Başkanlığı" olarak

kurulmuştur. 600 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye Acil Durum

Yönetimi Genel Müdürlüğü’ne dönüştürülmüş, (1) Genel Müdür, (4) Genel Müdür

Yardımcısı ile (8) Daire Başkanlığı kadroları ihdas edilmiştir.

Page 57: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

50

21 Mart 2000 tarih ve 2000/9 sayılı Başbakanlık Genelgesiyle Ulusal Deprem

Konseyinin kurulması öngörülmüştür. Depremle ilgili güncel konularda bilimsel

tartışmalar sonunda ulaşılan uzlaşma sonuçlarının kamuoyuna duyurulması

amaçlanmaktadır. 8'i yer bilimci, 8'i inşaat mühendisi, 4'ü diğer alanlardan

(mimarlık, kent planlaması, sosyal bilimler, tıp, çevre mühendisliği vb) olmak üzere

20 uzmandan oluşmaktadır. Bağımsız olarak görev yapmaktadır.

27 Aralık 1999 tarihinde yayımlanan 587 sayılı Kanun Hükmünde Kararname

ile meydana gelecek deprem afeti sonucu binaların yıkılması veya hasar görmesi

nedeniyle uğrayacakları zararların karşılanmasını sağlayacak zorunlu deprem

sigortasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

B. KALKINMA PLANLARI DÖNEMİ

Türkiye topraklarının, insanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar

büyük depremler, su baskınları, heyelanlar, kaya ve çığ düşmeleri, yangınlar vb gibi

afetlere sık sık karşılaştığının ve özellikle büyük depremler nedeniyle bazı eski

medeniyetlerin tarih sahnesinden silindiklerinin bilinmesine rağmen maalesef

kalkınma planlarında, ülkenin doğal afet sorunları ve alınması gereken önlemler

konusunda ciddi yaklaşımlar sergilendiğini iddia etmek mümkün değildir.

Nitekim hemen her konuda bir özel ihtisas komisyonu oluşturmuş olan Devlet

Planlama Teşkilatının depremler ve diğer afetler konusunda ancak 17 Ağustos 1999

depreminden sonra bir özel ihtisas komisyonu oluşturmaya karar vermesi de bu

durumun en açık göstergesidir.

Page 58: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

51

Ülkemizde planlı dönemde uygulanan beş yıllık kalkınma planlarının afet

zararlarının azaltılması konusundaki yaklaşımlarının incelenmesi ve irdelenmesi

geçmişte yapılanların anlaşılabilmesi için önem arz etmektedir.

1. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963–1967)

Afetlerin yol açtığı sorunlar ve uygulaması gereken politika ve tedbirler

konusunda hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

Bu dönemde, 6 Ekim 1964 Manyas, 19 Ağustos 1966 Varto, 27 Haziran 1967

Adapazarı depremleri meydana gelmiş ve bu depremlerde 2450 kişi ölmüş, 1700 kişi

yaralanmış ve 28000 yapı yıkılmış veya ağır hasar görmüştür.

Ancak kalkınma planımıza göre bir sorun yoktur ve tedbir önerilmemektedir.

2. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968–1972)

Bu dönemde ne şehirleşme ve yerleşme politikaları ve ne de konut sektörü ve

araştırma-geliştirme faaliyetleri arasında afetlerle ilgili soruna ve tedbire

rastlanmamıştır.

Hâlbuki bu dönem, özellikle hasar yapan depremler açısından, ülkemizin

yaşadığı en şanssız dönemlerden birisidir. Bu dönemde 1968 Amasra-Bartın, 1969

Alaşehir, 1970 Gediz, 1971 Burdur ve Bingöl depremleri yaşanmış ve bu depremler

de 2100 kişi ölmüş, 2800 kişi yaralanmış ve 15.000 yapı yıkılmış veya ağır hasar

görmüştür.

Page 59: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

52

3. Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973–1977)

Kalkınma planları içersinde en kapsamlısı olarak ta kabul edilebilecek,

yaklaşık 1000 sayfa kalınlıkta olan ve Türkiye’nin hemen her sorununa değinilen bu

planda, doğal afet sözcüğü yalnızca konut ihtiyacının tahmininde geçmiştir.

Ayrıca konut sektörü ile ilgili tedbirler arasında “ticari amaçla yapılan

konutların daha sıkı denetlenmesini sağlayacak yasal ve idari tedbirlerin alınacağı”

belirtilmiş olmasına rağmen plan döneminde bu konu ile ilgili hiçbir faaliyet

yapılmamıştır.

Ancak, 1972 yılında eski İmar ve İskân Bakanlığınca Türkiye’nin Deprem

Bilgeleri Haritası yenilenmiş ve 1975 yılında ise yine aynı Bakanlıkça çeşitli

değişikliklerle 1945 yılından beri uygulanmakta olan “Afet Bölgelerinde Yapılacak

Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte” radikal değişiklikler yapılarak, yapıların deprem

güvencesi çağdaş deprem mühendisliği anlayışı içerisinde, yeniden düzenlenmiştir.

Ancak bu yönetmeliğin uygulanmasını sağlayacak ve uygulamayı etkin bir

şekilde denetleyecek herhangi bir idari veya yasal düzenleme yapılmamıştır.

Bu dönemde ülkemiz, 1975 yılında Lice depremi, 1976 yılında Denizli ve

Çaldıran depremleri, 1977 yılında Palu depremini yaşamış ve bu depremlerde 6240

kişi ölmüş, 4900 kişi yaralanmış ve 21.750 yapı yıkılmış veya ağır hasar görmüştür.

4. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979–1983)

Afet zararlarının, ancak afetler olmadan önce alınacak koruyucu ve önleyici

önlemlerle, azaltılabileceği ve bunun içinde mutlaka yerleşme ve yapılaşmaların

denetlenmesi gerektiği gerçeği ilk kez dördünü beş yıllık kalkınma planında

kavranmış ve sorunlar arasında;

Page 60: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

53

- İmar planlarının, kentlerin fiziksel sorunlarına çözüm getirmek ve sağlıklı

mekansal gelişmeyi düzenlemekten uzak, büyük ölçüde oluşmuş sağlıksız ve

düzensiz gelişmeyi yasallaştırmanın ötesinde bir işlev görmeyen belgeler haline

geldiği,

- Kırsal bölgeler kaliteli malzeme ve teknolojinin giremediği,

- Aktif deprem kuşakları içersinde olan ülkemizde, yukarıda sayılan iki faktörün

her yıl önemli can ve mal kayıplarına yol açtığı, açıklıkla vurgulanmıştır.

Konut sektörü ile ilgili ilke ve politikalar başlığı altında ise, “doğal afetler ve

özellikle depremlere duyarlı yörelerde, yeni yapılacak konutlarda özel standart ve

yönetmeliklerin uygulanması ve mevcut yapılarda dayanımı arttıracak onarım ve

güçlendirme çalışmalarının yapılacağı” belirtilmiştir.

Ancak bu konulardaki çalışmalar yıllık programlarda yeterli kaynak

ayrılmadığı için, bu dönem içerisinde etkili hiçbir çalışma yapılmamıştır.

Bu dönemde ülkemiz depremler açısından, geçmiş dönmelere oranla oldukça

az kayıp vermiştir. 1986 yılında Malatya’da meydana gelen artarda iki depremde 9

kişi ölmüş, 44 kişi yaralanmış, 2800 civarında yapı yıkılmış veya ağır hasar

görmüştür.

Ancak bu dönem içerisinde, ülkemizin çeşitli yörelerinde inşa edilmiş veya

edilmekte olan 16 çok katlı yapının kendiliğinden çökmesi ve özellikle de 3 Ocak

1983 günü Diyarbakır’da kendiliğinden çöken 7 katlı bir yapıda 89 kişinin hayatını

kaybetmesi kaçak, düzensiz ve denetimsiz bir yerleşme ve yapılaşma sorunu

yaşadığımızı yeniden gündeme getirmiştir.

Page 61: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

54

5. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985–1989)

Yalnızca konut sektöründe ve sorun yalnızca köy konutlarında mevcutmuş

mantığı ile;

- Birinci derece afete maruz bölgelerde yer alan köylerde öncelik verilecek,

- Köy konutlarının ıslahına yönelik eğitim, uygulama ve teşvik faaliyetlerinin

hızlandırılarak yürütüleceği,

- Köy hayat tarzına uygun ve gelişmelere açık köy konutu tiplerinin

geliştireceği hükümleri,

İlke ve politikalar arasında yer almıştır.

Ancak yıllık programlarda bu konuda hiçbir çaba gösterilmediği gibi

maalesef 1985 yılında halen yürürlükte olan 3194 sayılı imar kanunu çıkarılmış ve

bu kanunla yerleşme ve yapılaşmaların denetimi tamamen ortadan kaldırılacak, tüm

yetkiler “bırakınız yapsınlar” anlayışı içerisinde yerel yönetime devredilmiştir.

Ayrıca yine bu dönemde çıkarılan çok geniş kapsamlı bir imar affı ile, tüm

kaçak yapılar yasal hale getirilmiş ve kaçak yapı yapmaya adeta teşvik edilmiştir.

Büyük bir şans eseri bu dönemde ülkemizde hasar yapan depremler olmamış,

anca su baskını, heyelan, kaya çökmesi vb. gibi diğer afetler nedeniyle 50 kişi ölmüş

ve 8250 yapı yıkılmış veya ağır hasar görmüştür.

6. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990–1994)

Deprem ve diğer afet zararlarının azaltılması konusundaki ilke ve politikalara

oldukça ağırlık verilen bu dönemde:

- Yapı denetimindeki mevcut aksaklıkların giderilebilmesi için yeni bir yapı

denetimi sistemi geliştirileceği,

Page 62: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

55

- İnşaatlarda standart dışı malzeme kullanılmasının kesinlikle önleneceği,

- Ülke şartlarına uygun prefabrike yapıların teşvik edileceği,

- Deprem bölgelerinde kullanılamaz halde bulunan 600 bin köy konutunun

yenileneceği,

- Deprem bölgelerindeki uygulamalarda, depreme dayanıklı yapı yapımına

uygun olan teknolojilerin tespit edileceği tüm yapılarda bu teknolojilerin

kullanılmasının teşvik edileceği,

- Araştırma-geliştirme faaliyetlerinde bulunan kamu ve özel sektör

kuruluşlarının destekleneceği, öngörülmüştür.

Ancak dönem içerisinde yeni bir yapı denetimi sistemi geliştirilememiş,

çeşitli çabalara rağmen inşaat sektöründe standart dışı malzeme kullanımı

önlenmemiş, yenileneceği öngörülen 600 bin köy konutundan ancak 75 bini

yenilenebilmiştir.

Yine bu dönem prefabrike veya tünel kalıp yapı sistemleri teşvik edilmiş,

yapılarda hazır beton kullanımı yaygınlaşmış, deprem ve diğer afet zararlarının

azaltılabilmesi için 1990 yılında ülkemizde ilk kez bir “Milli Plan” hazırlanmış, 1992

yılında meydana gelen Erzincan depreminde uygulanan acil yardım ve kurtarma,

iyileştirme ve yeniden inşa çalışmalarında yeni yaklaşımlar ve yeni yasal

düzenlemeler getirilerek, başarılı uygulamalar gerçekleştirilmeye başlanmıştır.

1992 yılında ilk kez profesyonel sivil savunma birlikleri geliştirilip,

donatılmaya başlanmıştır.

Ancak maalesef yine bu dönemde afetler, deprem ve sivil savunma fonları,

1992 yılında genel bütçe içerisine alınarak, doğal afet zararlarının azaltılması

çalışmalarındaki ana mali kaynağı oluşturan bu fonlar kullanılamaz hale getirilmiştir.

Page 63: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

56

Bu dönemde meydana gelen Erzincan depremi ve özellikle 1992–1993 kış

sezonunda yaşanan yoğun çığ düşmesi olayları nedeniyle 1100 vatandaşımız ölmüş,

4000 kişi yaralanmış ve 11000 yapı yıkılmış veya ağır hasar görmüştür.

7. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996–2000)

Deprem ve diğer afet zararlarının azaltılması çalışmalarına en kapsamlı olarak

değinen ve gerek doğrudan ve gerekse “bölgesel gelişme ve fiziki planlama”

“Metropollerle ilgili düzenlemeler” başlıkları altında yapılması gereken çalışmalarda

geçekten ülkemizdeki afet sorunları ve uygulanması gereken politikaların gerçekçi

yaklaşımlar bu dönmede belirlenmiştir.

Örneğin, bölgesel gelişme başlığı altında;

-Ülke genelinde arazi haritaları ve yerel deprem tehlike haritalarının

çıkarılması ve bu çalışmalardan bölgesel ve fiziki planlama çalışmalarında

yaralanılması, esasları benimsenmiştir.

Konut başlığı altında;

- %92’si deprem bölgelerinde bulunan ülkemizde afetlerin önlenmesi ve

zararlarının azaltılması yönünde çalışmalar yapılacağı ve afet riskini en aza indirmek

için gerekli önlemlerin alınacağı,

- Afete ilişkin mevzuatın günün şartlarına göre yeniden düzenleneceği esasa

bağlanmıştır.

Özellikle Hukuki ve Kurumsal düzenlemeler başlığı altında;

- 3194 sayılı İmar Kanunun, planları yapan, yaptıran ve aykırı hareket

edenlerin sorumlulukları ve bu kişilere uygulanacak müeyyidelerin açıklıkla ortaya

konacak şekilde değiştirilmesi,

Page 64: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

57

- Afet öncesi ve afetin vukuu bulması halinde acil kararların alınıp

uygulamaya konabilmesi için, bu işle görevli kurum ve kuruluşların diğer kurumlarla

koordinasyonunu sağlayacak bir yapıya kavuşturulması ve etkili tedbirlerin

alınmasını sağlamak amacıyla 7269 sayılı “Umumi Hayatı Müessir Afetler

Nedeniyle Alınacak Tedbirleri İle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un”, yeniden

düzenlenmesi esasları belirlenmiş ve bu konuda kurumlara görev verilmiştir.

Bu dönem içerisinde 1995 yılında Senirkent çamur akması, Dinar depremi,

İstanbul ve İzmir’de yaşanan su baskınları, 1996 yılında Amasya-Çorum depremi

üzerine, 1997 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi de konuya eğilmiş ve “Afetlerde

Meydana Gelen Mal Ve Can Kaybını En Aza İndirmek İçin Alınması Gereken

Tedbirlerin Belirlenmesi” amacıyla bir Meclis araştırması açılmıştır. Oluşturulan

komisyon 4 aylık yoğun bir çalışma sonucunda hazırlamış olduğu raporunu 1997 yılı

Haziran ayı içerisinde TBMM Başkanlığına sunmuştur.

Ülkemizde afet zararlarının azaltılması için alınması gereken tedbirlerin afet

öncesi, afet sırası ve afet sonrasında olmak üzere tüm yönleriyle ortaya koyan bu

rapor ülkemiz için bir nevi stratejik belge mahiyetinde olmasına rağmen ve ayrıca bu

rapordan sonra 2 Şubat 1998’ de Balıkesir, 20-21 Mayıs 1998’de Batı Karadeniz su

baskınları, 27 Haziran 1998’de Adana-Ceyhan depremi, 8 Ağustos 1998’de Trabzon-

Beşköy su baskını olaylarında 250 civarında kişinin ölmesi, 3500 kişinin yaralanması

ve 15.000 civarında yapının yıkılması veya ağır hasar görmesine rağmen, ülkemizin

içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar gerekçesiyle yıllık programlarda iyileştirici

herhangi bir çalışma yapılmamış, ancak;

Page 65: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

58

- Japon Uluslararası Yardım Teşkilatı JICA’nın desteği ile Bayındırlık ve

İskan Bakanlığı bünyesinde “Deprem Zararlarının Azaltılması Araştırma Merkezi”

kurulmuş,

- 1996 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca çağdaş yöntemlerle yeni bir

deprem tehlike haritası hazırlanmış,

- 1997 yılında “Türkiye’nin Afet Yönetim Sistemi’nin İyileştirilmesi” UNDP

Projesi uygulanmaya başlanmış.

- 1998 yılı içerisinde yapıların deprem güvenliğini çağdaş anlamda sağlayan

yeni bir deprem yönetmeliği Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yürürlüğe konmuştur.

- Yine bu dönemde Sivil Savunma Genel Müdürlüğünce İstanbul’da 26 ve

Erzurum’da 34 profesyonel çekirdek kadrodan oluşan sivil savunma birlikleri

kurulmuştur.

- Ayrıca 3194 sayılı imar mevzuatında afetlere karşı dayanıklılığı arttıracak

değişikliklerle yeni bir yapı kontrol sistemi kurulması ile ilgili düzenlemeler

hazırlanmış,

- Afetler mevzuatında çeşitli iyileştirme ve yeni düzenlemeler yapan bir tasarı

taslağı hazır hale getirilmiştir.

Bu çalışmalar devam ederken, 17 Ağustos 1999 günü, ülkemizin nüfus ve

sanayi yoğunluğu en yüksek olan İzmit Körfezi bölgesinde, yol açtığı zararlar

açısından Cumhuriyet tarihimizin en büyük depremi ile karşılaşılmıştır.

Bolu, Bursa, Eskişehir, İstanbul, Kocaeli, Sakarya ve Yalova İllerimizde

66.500 konut ünitesinin yıkılması veya ağır hasar görmesi, 67.250 konut ünitesinin

orta ve 80.160 konut ünitesinin hafif hasar görmesine yol açan bu depremde 17.450

vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 44 bin kişi yaralanmıştır.

Page 66: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

59

Yaklaşık olarak 16 milyon nüfusu etkileyen bu depremde ülkemiz 10 milyar

dolara yakın doğrudan ekonomik zarara uğramıştır.

Bu depremin henüz yaraları sarılmadan, 12 Kasım 1999 da Bolu ilinin Düzce,

Kaynaşlı, Gölkaya, Gümüşova ilçelerinde önemli hasarlara yol açan 7,2

büyüklüğünde ikinci bir deprem yaşanmış ve bu depremde de 845 kişi hayatını

kaybetmiş, 4948 kişi yaralanmış ve 15500 civarında konut ve işyeri kullanılamaz

hale gelmiştir.

İzmit Körfezi ve Düzce depremleri ülkemizde deprem ve diğer afet

zararlarının azaltılabilmesi için mutlaka yeni strateji ve politikaların hiç vakit

kaybetmeden uygulamaya konulması zorunluluğunu bir kez daha ve çok ağır fatura

ödenerek gündeme getirmiştir.

10 Nisan 2000 tarihinde yayımlanan 595 sayılı Kanun Hükmünde Kararname

ile yeni bir yapı denetimi sistemi oluşturulmuş; yapılarda can ve mal güvenliğinin

sağlanması, kaynak israfına yol açan plansız, kontrolsüz ve kalitesiz yapılaşmanın

önlenmesi, çağdaş norm ve standartlarda yapı üretilmesi ve bunun için yapı

denetiminin sağlanması ile yapı hasarı nedeniyle zarara uğrayan kişilerin haklarının

korunması ve doğabilecek zararların karşılanması amaçlanmıştır.

Ülkemizin bundan sonra hazırlayacağı 5 yıllık Kalkınma Planları ve Yıllık

Uygulama programları afet zararlarının azaltılmasına yönelik tedbir ve uygulamalar

ihmal edilmeden ve öncelikle uygulanmalıdır.

8. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001–2005)

Sekizinci beş yıllık planda amaçlar, ilkeler ve politikalar aşağıdaki gibi

değerlendirilmektedir;

Page 67: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

60

Alınacak etkili önlemlerle afet zararlarının en aza indirilmesine yönelik sosyal,

hukuki, kurumsal ve teknik yapının oluşturulması esastır. Bu yapının

oluşturulmasında koordinasyonun tek elden sağlanması temel ilkedir.

Sürekli ve sistemli eğitim çabaları ile deprem ve diğer afetlere karşı önlem

alınarak bu afetlerin birlikte yaşanabilen olağan birer doğa olayı olarak algılanması

sağlanacaktır. Halk eğitimi çalışmaları, toplumsal etik kurallarına da kapsayacak

biçimde sürdürülecektir. Mevcut ve yeni yapılacak olan tüm alt ve üst yapıların

yeterli afet güvenliğine kavuşturulması için gerekli çalışmalar tamamlanacaktır. Afet

sonrasında kullanılan ve verimli sonuçlar vermeyen büyük miktardaki kaynakların

küçük bir bölümü afet öncesinde bilinçli ve planlı bir biçimde kullanılarak afet

zararlarının azaltılması için gerekli tedbirler alınacaktır. Afetlere dayanıklı yapı

tasarımı uzmanlık gerektirdiğinden mühendislik lisans programlarında deprem ve

diğer afetlerle ilgili konulara daha fazla ağırlık verilmesi sağlanacaktır. Ayrıca,

mühendisin sorumluluk duygusunu geliştiren ve meslek etiği kavramlarını yerleştiren

programlara yer verilecektir. Teknik açıdan yeterli bulunan üniversitelerde Deprem

Mühendisliği yüksek lisans programları oluşturulacak, mevcutlar geliştirilecektir.

Mühendislerin uygulamadaki eksikliklerini azaltmaya yönelik çalışmalar

başlatılacaktır. Yapı stokunun büyük bir bölümü yeterli deprem güvenliği

taşımadığından, deprem tehlikesinin yüksek olduğu yerlerden başlayan bir öncelik

sırası içinde, bu yapıların deprem dayanımı bakımından sistematik bir biçimde

değerlendirilmeleri ve güçlendirilmeleri sağlanacaktır. Mevcut yapıların deprem

güvenliği bakımından değerlendirilmesi ve güçlendirilmesi için yetkin mühendislerin

görev yapacağı Yapı Değerlendirme Merkezleri oluşturulması desteklenecektir. Alan

kullanımı ve imar planlarının ilke ve yöntemlerinin afete duyarlı niteliğe

Page 68: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

61

kavuşturulması amacıyla, ilgili mevzuat gözden geçirilecek ve bunların ödünsüz

uygulanması için etkin mekanizmalar geliştirilecektir. Kurallara aykırı uygulama

yapanların sorumlulukları ve bunlara uygulanacak yaptırımlar yeniden

düzenlenecektir. Afet sırasında ve öncesinde; afet zararlarının azaltılması amacıyla

hızlı, etkili ve kapsamlı bir kurtarma ve ilk yardım çalışmasını kapsayan, afet

sonrasında afetin neden olduğu ekonomik, toplumsal ve psikolojik hasarların

giderilmesine yönelik işlevlerin yerine getirilmesini sağlayan ve mevcut hukuki ve

kurumsal yapı ile uyumlu, Ulusal Olağanüstü Hal Planı çalışmalarını da içeren bir

afet yönetim sistemi oluşturulacaktır.

Türkiye Acil Durum Yönetim Kurumuna işlerlik kazandırmak amacıyla

mevzuatta gerekli düzenlemeler yapılacaktır. Mühendislerin görev, yetki ve

sorumluluklarını düzenleyen Mühendislik ve Mimarlık Yasası ile meslek odalarının

görev ve yetkilerini belirleyen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yasası

yeniden düzenlenerek Yetkin Mühendislik kavramı getirilecektir.

İmar Yasası, sağlıklı bir yapı denetim sistemi getirecek ve kurallara aykırı

uygulama yapanların sorumluluklarını ve bunlara uygulanacak yaptırımları da

içerecek biçimde yeniden düzenlenecektir.

Belediyeler Kanunu ile Büyükşehir Belediyeleri Kanunu, sağlıklı bir yapı

denetim sistemi getirecek ve yerel yönetimlerin doğal afet tehlikesi ve riskinin

belirlenmesi ve zararlarının azaltılması konusundaki görev yetki ve sorumluluklarını

düzenleyecek biçim de yeniden ele alınacaktır.

Afet Yönetmeliğinin depremle ilgili koşullarının bilinçli ve eksiksiz olarak

uygulanması, bundan sonra yapılacak yapıların depreme dayanıklı olmasını sağlamak

Page 69: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

62

için yeterli görülmektedir. Diğer afetlerle ilgili mevzuat da yeterli bir düzeye

getirilecek ve uygulanmaları sağlanacaktır.

Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanununun ilgili maddeleri,

yapıda denetim, sorumluluk ve sigorta konuları bakımından gözden geçirilerek bu

amaca yönelik yasal düzenlemeler yapılacaktır.

Konutu hasar gören herkesi hak sahibi yaparak devleti doğal sigorta durumuna

getiren Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak

Yardımlara Dair Kanun değiştirilerek bu uygulamanın kapsamı sigortalamanın

mümkün olmadığı koşullar ile sınırlandırılacak ve kamunun sorumluluk alanı

daraltılacaktır.

Diğer ülkelerdeki kuruluşlar ve uluslararası kuruluşlarla da işbirliği

yapabilecek bir ulusal afet bilgi sistemi oluşturulacaktır.

Afet sırasında aksamadan hizmet verebilecek bir ulusal afet haberleşme sistemi

oluşturulacaktır.

9. Planlama Döneminin Değerlendirilmesi

Planlama dönemlerinde özellikle birinci ve ikinci beş yıllık kalkınma planları

kapsamında afet yönetimi ile ilgili olarak büyük bir beklenti içerisinde olmamak

gerekir. Afetlerin yol açtığı sorunlar ve uygulanması gereken politikalar ve tedbirler

konusunda ne de şehirleşme ve yerleşme politikaları konusunda hiçbir bilgi

bulunmamaktadır. Üçüncü Beş Yıllık Planda ise afet sözcüğü sadece konut

ihtiyacının tahmininde geçmiştir. Bununla birlikte konu hakkında yasal düzenlemeler

yapılacağından bahsedilmesine rağmen, sadece “Afet Bölgelerinde Yapılacak

Page 70: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

63

Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte” radikal değişiklikler yapılabilmiştir. Bu da siyasi

iradenin olayın ciddiyetine varamadığının bir göstergesidir.

Afet zararlarının ancak afet olmadan önce alınacak koruyucu ve önleyici

tedbirlerle azaltılabileceği ve bunun içinde mutlaka yerleşme ve yapılaşmaların

denetlenmesi gerçeği ilk kez Dördüncü Beş Yıllık Planda kavranmıştır. Bu dönemde

afet bölgelerinde yapılacak yapılar için özel önlemler getirilmesine değinilmiş, ancak

yeterli akçalı kaynak ayrılmadığı için bu çalışmalar yapılamamıştır. Diğer yandan

Beşinci Beş Yıllık Planda durum daha kötüye gitmiştir. Sorun sadece konut

sektöründe ve köy konutlarında varmış gibi bir plan yapılmıştır. Bu dönemde

çıkarılan ve halende yürürlükte olan 1985 tarihli 3194 Sayılı İmar Kanunu;

yerleşmelerin ve yapılaşmaların denetimini tamamen dönemin politik eğilimlerine

uygun olarak yerel yönetimlere bırakmıştır. Yine bu dönemde çıkarılan imar afları ile

sorunlu yapılar yasal statüye kavuşturularak, afet sırasında oluşan zararların

artmasına neden olunmuştur. Sorunun sadece konutlarda ve köylerde olmağı İstanbul

ve Düzce depremlerinde görülmüştür. Büyük sanayi tesislerinin ölümcül yıkımı ile

karşı karşıya gelindiğinde yapılan planlamaların yetersizliği ve siyasi iradenin

tutumunun nelere mal olduğu görülmüştür. Çünkü Türkiye’deki birçok tesisin

kuruluşu bu döneme rastlar.

Afet zararlarının azaltılması konusunda ilke ve politikalara oldukça yer veren

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı, yeni bir Yapı Denetim Sistemi kurulacağından

bahsetmesine rağmen bu gerçekleşmemiştir. Bununla birlikte ilk kez hazırlanan

“Milli Plan” sayesinde başarılı çalışmalar gerçekleşmiştir. Buna örnek olarak Sivil

Savunma Birliklerinin oluşturulmasını gösterebiliriz. Bu döneme ilişkin olumsuz bir

durum ise, dönemin maliye politikaları gereği afetler, deprem ve sivil savunma

Page 71: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

64

fonlarının genel bütçe içerisine alınmasıdır. Bir afet durumunda harcama esnekliğine

sahip olan fonlar, afet durumunda yapılacak harcamaların gecikmesine neden olduğu

gibi hükümetlerin zaten duyarsız olduğu bir konuda genel bütçeye daha az kaynak

ayırmaları durumunda karşılaşılacak olumsuzlukları da tetiklemiştir.

Afet yönetimi konusunda ciddi politikalara yer veren Yedinci Beş Yıllık Plan,

Bölge ve anakentlerle ilgili düzenlemelerden söz etmektedir. Yasalara aykırı hareket

edenlere yükümlülük getirmesi önemlidir. Bu dönemde Japonya Uluslar arası

Yardım Teşkilatı JICA’nın desteği ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı bünyesine

“Deprem Zararlarının Azaltılması Araştırması Merkezi” kurulmuştur. Bu merkez afet

yönetiminin uluslar arası koordinasyonu konusundaki Türkiye’deki ilk örneklerinden

olması nedeniyle önemlidir. Bu konuda diğer bir örnek ise UNDP (Birleşmiş

Milletler Kalkınma Teşkilatı) işbirliği ile yapılan “Türkiye’nin Afet Yönetim

Sisteminin İyileştirilmesi” projesidir. Bu da göstermektedir ki; afet yönetimi ulusal

boyuttan çıkarak küresel bir boyut kazanmaya başlamıştır. Ülkeler arası ekonomik

ilişkiler arttıkça, bir ülkede meydana gelen ve üretimi etkileyen afet olayları diğer

ülkeleri de etkilemektedir. Örneğin Japonya’nın ülkemizdeki yatırımların büyük

bölümü deprem riski altındaki bölgelerimizde bulunmaktadır. Dolayısı ile

ülkemizdeki bir afet Japon ekonomisini de etkilemektedir. Oyun teorisi afet yönetimi

içinde geçerlidir.

Sekizinci Beş Yıllık Planda daha önceki plandaki durumlara değinilmiş, ancak

koordinasyonun tek elden sağlanması temel ilke olarak benimsenmiştir. Bu planda

benimsenen diğer bir hususta Ulusal Olağanüstü Hal Planı çalışmalarını da içeren Bir

afet yönetim sisteminin geliştirilmesidir. Ayrıca diğer ülkelerdeki kuruluşlar ve

uluslar arası kuruluşlarla da işbirliği yapabilecek bir ulusal bilgi sistemi

Page 72: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

65

oluşturulmasıdır. Buna ek olarak afet sırasında aksamadan hizmet verebilecek bir

afet haberleşme sisteminin oluşturulması öngörülmüştür. Kısaca değindiğimiz bu

plan, İstanbul ve Düzce depremlerinde yaşadığımız olumsuzlukların giderilmesi

noktasında ve uluslar arası işbirliğinin gerekliliği ve vazgeçilmezliğini göstermesi

açısından önemlidir.

Page 73: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

66

İkinci Bölüm

AFET VE KRİZ YÖNETİMİ

I. AFET VE KRİZ

“Afet”in “kriz” kapsamında değerlendirilmesi için afetin insanların yaşadığı

yerde olması ve can ve mal kaybına yol açması gerekmektedir. Diğer yandan “kriz”

kavramı “afet” kavramını içine alan bir üst kavramdır.

Doğal afetlerden kaynaklanan kriz durumlarında insanların sağlık ve güvenlik

meseleleri bir kriz yönetim planlamasında birinci ilgi konumundadır. Daha sonra

çevrenin ve menkul/gayrimenkul malların korunması ve kurtarılması gelmektedir.

Diğer taraftan, doğal afetlerden kaynaklanan kriz durumlarında bireysel davranışlar

ortaya çıkmaktadır. İnsanlar, yönetimin yapamama durumlarında bireysel çabalar ile

kurtarma ve korumaya girmektedirler. Dolayısıyla, doğal afetler, bireysel çabaların

çok ötesinde, etkili bir ekip çalışmasını gerektiren kriz durumlarıdır. Ekipte her

bireyin kendi sorumluluklarının bilincinde olması krizlerin yönetiminde vazgeçilmez

bir unsurdur.70

Kriz yönetimini gerektiren haller şunlardır:71

a) Yurt dışında; Türkiye’nin toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına, milli

hedef ve menfaatlerine yönelik tehdit emarelerinin belirmesi ve gelişme göstermesi,

b) Yurt içinde; Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini, temel hak ve

hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi

belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları nedeniyle kamu düzenin bozulması;

(1) Terör olayları, (2) Kanunsuz görev, lokavt ve işi bırakma eylemleri, (3) Etnik

yapı, din ve mezhep farklılıklarından kaynaklanan olaylar,

70 H.Yavaş, 2001, s.55. 71 Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği, 1997,m.5.

Page 74: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

67

c) Tabi afetler; (1) Deprem, (2) Sel baskını, (3) Çığ düşmesi, (4) Toprak

kayması,

d) İltica ve büyük nüfus hareketleri,

e) tehlikeli ve salgın hastalıklar,

f) Büyük yangınlar, (1) Bina ve tesis yangınları, (2) Orman yangınları, (3)

Gemi yangınları,

g) Radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikli kimyasal ve teknolojik

olaylar,

h) Ağır ekonomik bunalımlar,

ı) Diğer haller.

Türkiye’de afet mevzuatına bakıldığında “genel hayata etkili afet” olgusu ile

karşılaşılmaktadır. Kanımızca “genel hayata etkili afet” olgusu ile kastedilen “kriz

haline dönüşmüş afet”tir. Zira 21.09.1968 tarih ve 13007 sayılı Resmi Gazetede

yayınlanan “Afetlerin Genel Hayata etkililiğine İlişkin Temel Kurallar hakkında

Yönetmelik”te aşağıdaki özellikleri taşıyan “afetler” “genel hayata etkili afet”

sayılmaktadır:72

a) Afet sebebiyle ölü veya ağır yaralıların bulunması

b) Tarım ürünlerinden en az 1/3’ünün zarar görmüş olması;

c) Büyük ve küçükbaş hayvanın telef olması;

d) O yerde kışların çok şiddetli ve inşaat mevsiminin kısa süreli olması;

e) O yerdeki kamu tesislerinin (yol, su, elektrik, kanalizasyon vs.)

kullanılamayacak veya çalışmayacak derecede hasar görmüş olması;

f) Ulaşım imkânlarının çok sınırlı olması.

72 Sivil Savunma İle İlgili Kanun, Tüzük ve Yönetmelikler, 1994, s.361.

Page 75: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

68

Yine bu yönetmeliğe göre meydana gelen bir afetten;

a) 100 Haneye kadar olan köylerde ve bucaklarda mevcut konutlardan en az

1/10’unun;

b) 100 Haneden fazla olan köylerde ve bucaklardan en az 10 konutun,

c) Nüfusu 5 bine kadar olan ilçe ve illerde en az 20 binanın,

d) Nüfusu 5 – 10 bin arası olan ilçe ve illerde en az 25 binanın,

e) Nüfusu 10 – 30 bin arası olan ilçe ve illerde en az 30 binanın,

f) Nüfusu 30 – 50 bin arası olan ilçe ve illerde en az 40 binanın,

g) Nüfusu 50 binden fazla olan ilçe ve illerde en az 50 binanın yıkılması veya

bir daha oturulamayacak veya kullanılamayacak derecede ağır hasar görmesi halinde

afet o yerin genel hayatına etkilidir.73

Her iki ölçüt de yukarıda değinilen “insanların yaşadığı yerleşim alanlarında

meydana gelme” ve “ can ve/veya mal kayıplarına yol açma” özelliklerini

taşımaktadır.

Yönetmeliğin nüfus ve yıkılan bina sayısı ile ilgili ölçüt ve bu ölçütlerin

uygulamaya yansıtılma şekli eleştirilmektedir. Örneğin; “99 haneli bir köyde 10 değil

de 9 konutun yıkılması durumunda genel yaşam etkilenmemiş sonucuna varıldığı

görülmüştür.”74

73ibid, s.360. 74 Cevat Geray, “Yıkım (Afet) Olaylarında Kurtarma, İlkyardım, Konutlandırma ve Yerleştirme Önlemleri”, Amme İdaresi Dergisi, C.10, S.4, Aralık 1997, s.66.

Page 76: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

69

II. KRİZ YÖNETİM MERKEZLERİ

Kriz yönetim merkezleri, etkili bir kriz yönetim sisteminin oluşturulmasında,

önemli görevler üstlenmektedir. Bu merkezler, “bir kriz durumunda acil önlemleri

almak, görev alacak personeli harekete geçirmek, ilgili kurum ve kuruluşlarla

koordinasyonu sağlamak, kamuoyunu bilgilendirmek, krizi izlemek ve

değerlendirmek, eğitim yoluyla personeli krize hazırlamak gibi, kriz öncesi, kriz

anını ve kriz sonrasını” içeren çok önemli ve kapsamlı çalışmalar yapmak

zorundadır.75

A. KRİZ YÖNETİM MERKEZİNİN ÖZELLİKLERİ

Kriz yönetim merkezlerinin; üstlendiği görevleri istenilen düzeyde yerine

getirebilmesi için, bir takım teknik, fiziksel özelliklere sahip olması gerekir.

Merkezin taşıması gereken özelliklere ilişkin olarak yapılan bir değerlendirmede şu

görüşler aktarılmaktadır:76

“Kriz Yönetim Merkezi (...) çekirdek bir kadronun barınabileceği kapasitede

olmalı, ancak bir kriz durumunda daha geniş bir kadronun çalışması gerekeceği

hesaba katılmalıdır. Asıl önemli olan, mümkün olduğu kadar çok sayıda iletişim

aracı bulunmasıdır. Bunlar önceden kurulmalı ve düzenli aralıklarla denenmelidir.

Kriz Yönetim Merkezi, kriz süresince çok yoğun bir haberleşme sorunu ile

karşı karşıya olacaktır. Kriz yöneticileri, kriz durumunda bu tür haberleşmelere

dayanarak olayı değerlendirecek ve karar vereceklerdir. Bu tür kararların sağlıklı

olarak alınabilmesi için, yöneticilerin olaya konsantrasyonu büyük önem

taşımaktadır. Kriz sırasında gelen ve giden mesajlar, bunları getirenlerle alanlar

75 Sadun Emrealp, Belediyelerde Kriz Yönetimi, İstanbul, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, 1993, s.45. 76 ibid, s. 45-46.

Page 77: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

70

arasındaki diyalog, sürekli çalan telefonlar, telsiz bağlantılarının (...) ve diğer

haberleşme cihazlarının oluşturacağı gürültünün bu konsantrasyonu azaltacağı

gözden uzak tutulmamalıdır. (...) Bu nedenle, mekânsal düzenlemeler yapılırken kriz

sırasında yöneticilerin ayrı bir odada bu tür görüntülerden etkilenmeyecek bir

ortamda görev yapabilmelerinin sağlanması gerekir.”

Kriz yönetim merkezinin görevlerini yerine getirebilmesi için: “24 saat”

faaliyette bulunabilecek olanaklara sahip olması; merkez çalışanlarının barınma,

yiyecek gibi, gereksinimlerini karşılaması gerekmektedir. Merkezin, muhtemel bir

krizin (deprem, sel, kimyasal sızıntı vb.) etkilerinden korunmasının da sağlanması;

gelişmiş iletişim ve elektronik sistemleriyle donatılması büyük önem taşımaktadır.77

B. KRİZ YÖNETİM MERKEZİNİN GÖREVLERİ

Kriz yönetim merkezinin; kriz öncesinde, kriz sırasında ve sonrasında yerine

getirilmesi gereken çok çeşitli görevleri bulunmaktadır. Merkez, kriz anında; gereken

önlemlerin alınması, ilgili birimlerle koordinasyonun sağlanması, kamuoyunun

bilgilendirilmesi, halkla ilişkiler vb. çok çeşitli görevler üstlenmektedir. Burada,

merkezin “Kriz öncesi” görevlerine ilişkin olarak yapılan şu değerlendirmeyi

aktarmakta fayda vardır:78

- Yıl boyunca ve günde 24 saat süreyle belediyede en az bir sorumlu personel

bulundurmak ve kriz ihbarı durumunda çağrıyı almak;

- Yerey yönetimin sorumluluk alanındaki çevre sorunlarının envanterini

yapmak yada yaptırma, verileri değerlendirmek ve ortaya çıkabilecek krizleri

belirlemek;

77 İbid, s.45-46. 78 İbid, s.47-48.

Page 78: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

71

- Kriz anında sorumlu kurum ve kuruluşları belirlemek, bunların tüm teknik

ve idari olanaklarının envanterini yapmak ya da yaptırmak;

- Eğitim malzemeleri hazırlamak, çeşitli kriz senaryoları düzenleyerek

belediye personelini ve koordinasyon yapacağı kuruluşların personelini eğitmek;

- Çeşitli eğitim seminerleri ve radyo, televizyon, gazete gibi kitle iletişim

araçlarının yardımı ve çeşitli yayınlarla olası krizlerin oluşturacağı tehlikeleri halka

duyurmak;

- Belde halkının muhtemel bir krizde yapması gerekenleri ve olması gereken

önlemleri açıklamak; halkı karşılıklı bulundurmak;

- Merkezdeki telefon, telefaks ve telsiz gibi tüm haberleşme araçlarının kusursuz ve

kesintisiz çalışmasını sağlayacak önlemleri almak;

- Kriz anın da Kriz Yönetim Merkezi’nin kullanılacak yada ilişkiye geçilecek

tüm telefon numaraları, teleks ve telefaks bağlantıları ile telsiz frekanslarını ve özel

kodları belirlemek; bunları içeren ve bir kriz anında kullanılacak bir iletişim rehberi

hazırlamak, basmak ve dağıtmak;

Page 79: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

72

C. BAŞBAKANLIK KRİZ YÖNETİM MERKEZİ

Şekil: 2.1. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetişim Şeması

Kaynak: Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği.

30.09.1996 tarih, 1996/8716 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 09.01.1997

tarih ve 22827 no’lu Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Başbakanlık

Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği” ne göre “Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi”

kurulmuş olup, doğal afetler de dâhil olmak üzere her türlü kriz anında, en yüksek

düzeyde yönetim bu yönetmelik hükümlerine göre yürütülür. Ancak bu yönetmeliğin

dayanağı olan bir kanun mevcut değildir. Oysa tüm yönetmeliklerin bir kanuna

dayanması anayasal bir zorunluluktur.

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri; kriz yönetim faaliyetlerini Başbakan

veya krizden sorumlu Devlet Bakanı adına koordine etmekten, Başbakanlık Kriz

Yönetim Merkezinin devamlı faal halde tutulmasından ve sistem içerisinde yer alan

birimlerin bilgilendirilmesinden sorumlu tutulmuştur.

Page 80: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

73

Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi, kriz emarelerinin belirlenmesi ve

başlaması ile birlikte ilgili organlardan birinin (MGK, Bakanlar Kurulu veya Krizden

Sorumlu Devlet Bakanı, MGK Genel Sekreteri) teklifi ve Başbakan’ın direktifi ile

faaliyete geçer.

Kriz önlenemediği veya giderek tırmanma eğilimi gösterdiği hallerde,

durumun gelişmesine göre Olağanüstü Hal, Sıkı Yönetim, Seferberlik ve Savaş Hali

ilan edilmesi Kriz Koordinasyon Kurulu’nca yasalara uygun yönetmeliklerle ilgili

mercilere önerilir.

Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezinin üç organı bulunmaktadır. Bunlar;

1. Kriz Koordinasyon Kurulu

Başbakan veya yetki vereceği bir Devlet Bakanı başkanlığında kurulan, krizin

cinsine göre ilgili Bakanlar, Genelkurmay Başkanı veya temsilcisi, Milli Güvenlik

Kurulu Genel Sekreteri ve ihtiyaç duyulan Bakan, Müsteşar ve Makam

Başkanlarından oluşan en üst kuruldur.

Bu kurul, herhangi bir kriz halinde, olayların niteliğine göre il ve ilçelerde

Kriz Merkezleri kurulmasına ve krizden etkilenen bölgede ise merkezden

görevlendireceği personel ile Bölge Yönetim Merkezi teşkiline karar vermektedir.

Aynı zamanda ilgili makamlar arası koordinasyonu da sağlamakta ve lüzum gördüğü

hizmet ve faaliyetlerde Kriz Değerlendirme ve Takip Kurulunu yetkilendirmektedir.

2. Kriz Değerlendirme ve Takip Kurulu

Başbakanlık Müsteşarının başkanlığında krizin cinsine göre ilgili Bakanlık

Müsteşarları, Genelkurmay ve MGK Sekreterliği temsilcisi, YÖK Başkanı, MİT,

Page 81: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

74

DTP, Hazine Ticaret Müsteşarları, Merkez Bankası Başkanı, Atom Enerjisi Kurumu

Başkanı, Kızılay Genel Başkanı, ihtiyaç duyulan Bakanlık ve Birim temsilcilerinden

oluşmaktadır.

Kurul, doğal afet gibi kriz durumlarında Koordinasyon Kurulu tarafından

verilen yetkiler çerçevesinde çalışmalar yürütmekte, bilgi ve haberi değerlendirme

koordinasyon, kamu kaynakları kullanımı, gördüğü hizmet ve faaliyetlerle ilgili

Sekreterya’yı görevlendirme gibi görevleri yerine getirir.

3. Sekreterya

Başbakanlık Müsteşar Yardımcısının başkanlığında krizin cinsine göre Kriz

Değerlendirme ve Takip Kurulu’ndaki kuruluşlardan gelen uzman personel ile

oluşmaktadır.

Sekreterya, normal durumda çekirdek kadro ile teşkil edilmiştir. Sekreterya’

nın, kriz yönetim merkezinin faal halde tutulması, kriz esnasında kriz merkezinde

görev alacak personelin eğitilmesi, mevcut kriz merkezlerinin incelenmesi, gerekli

planların yapılması gibi görevleri bulunmaktadır. Ayrıca kriz durumunda her türlü

bilgiyi toplayıp Kriz Değerlendirme ve Takip Kurulu’na sunarak alternatif çözümler

üretmek, yetkisini aşan konuları Kriz Değerlendirme ve Takip kuruluna sunmak,

kendisine irtibatlı merkezlerle krizi yönetmek, gerekli görüldüğünde krizle ilgili

diğer devletlerle işbirliği ve koordinasyonu sağlamak, gerekli görülen bilgilerin

basında yayınlanmasını sağlamak, üst kurullarca verilen görevleri yerine getirmek

olarak sıralanabilir.

Page 82: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

75

Ç. KRİZ YÖNETİM PLANLAMASI VE HAZIRLANIŞ AŞAMALARI

Kriz yönetiminde; krize neden olabilecek durumların önceden saptanması; bu

tip durumlarda ilgili kurum ve kuruluşlarca yapılacakların belli bir plan içerisinde

uygulanmaya konması büyük önem taşımaktadır. Kriz yönetim planları bu açıdan bir

“kılavuz” niteliğindedir.

Kriz yönetim planını, yönetimlerin, “kendi sorumluluk alanları içerisinde ya

da yakın çevresinde her türlü yapay ve doğal bir kriz durumu sonucunda ortaya

çıkabilecek bir olayda, krizin türüne ve boyutuna bağlı olarak uygulanabilecek acil

önlemlerin yer aldığı esnek yapılı bir plan” olarak tanımlamak mümkündür.79

Şüphesiz, bir kriz yönetim planının kriz anı ve sonrasında meydana gelebilecek

olayları önceden, tam olarak ön görmesi söz konusu değildir. Bununla beraber ister

yerel isterse ulusal düzeyde olsun, kriz yönetim planlarının, yönetime çok önemli

yararlar sağladığı görülmektedir. Kriz yönetim planlarıyla ulaşılmak istenen amaçları

şu şekilde açıklamak mümkündür:80

Kriz niteliğini taşıyan olayların ortaya çıkması öncesinde, yerel yönetimin, bu tür bir kriz karşısında hazırlıksız yakalanmasını engelleyecek ve etkin, hızlı ve güvenli bir biçimde krize müdahale edilmesini sağlayacak bir çerçeve oluşturmak;

Bir kriz sırasında, gerek kendi olanakları ve gerekse diğer kamu ve özel kuruluşların, araç ve gereçlerini kullanarak, beldede kriz boyutuna ulaşan sorunların yol açtığı zararı en düşük düzeyde tutacak önlemleri almak,

Gerek kriz öncesinde ve gerekse kriz sırasında ve sonrasında, alınacak önlemlerin ve yapılacak çalışmaların gerektirdiği etkili yönetim ve koordinasyonun sağlanmasına yönelik düzenlemeleri yapmak.

79 İbid, s.17. 80 ibid, s.17-18.

Page 83: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

76

Şekil:2.2. Kriz Yönetim Planlamasında Sorumlu Aktörler

Kaynak: Yavaş, “Doğal Afetler ve Kiriz Yönetimi”, s.54.

Yukarıda değindiğimiz konular sadece kamu sektörünü içine alan bir

planlama süreci değildir. Planlama sürecine özel sektör ve Sivil Toplum Kuruluşları

(STK)’da dâhil edilmelidir. Bir kriz durumunda özel sektörün elindeki araç ve

personel durum envanterleri Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu çerçevesinde

hazırlanan Kaynak Sayım Cetvelleri ile takip edilmektedir. Bu konuda sıkıntılar

yaşansa da giderilebilir görünmektedir. Şöyle ki; Ticaret ve Sanayi Odalarınca

tacirlere ait bilgiler kayıt altına alınmaktadır. Tacirler kredilerle ilgili belge alabilmek

için bu bilgileri doğru vermek zorundadırlar. Oysa STK’ların kriz durumunda ne

yapacakları noktasındaki hukuki durum henüz yeni düzenlenmiştir.

Afet yöneticileri için en önemli problem gönüllüler problemidir. Çoğu zaman

gönüllülerin hangi işleri ve nasıl yapacakları konusunda yetkililer karar almakta

zorlanmaktadırlar.

Afet Mevzuatımızda STK’lar ve gönüllülere yeterince ve doğru biçimde yer

verildiğini söylemek mümkün değildir. Gönüllülerden ve STK’lardan; kanun

düzeyinde sadece, Türkiye Acil Durum Yönetimi (TAY) Genel Müdürlüğü’nün

görevleri arasında “acil durumlarda yardım sağlayan gönüllü kuruluş ve kişiler için

teşvik edici düzenlemeler yapmak, yardım malzemelerinin teslim alınmasını,

Page 84: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

77

korunmasını ve ihtiyaç noktalarına sevk edilmesinde koordinasyonu sağlamak”

şeklinde söz edilmektedir. Yine İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü

tarafından çıkarılan “Gönüllülerin Sivil Savunma Hizmetlerine Katılma Esasları

Yönergesi”nde;81 gönüllülerden bahsedilmektedir.

A.B.D.’de her iki vatandaştan bir tanesi haftada en az üç saat STK’ larında

çalışmaktadır ve ülke gayri safi hâsılasının %3’ünü bu kuruluşlar oluşturmaktadır. 82

Bununla birlikte son dönemde yaşanan kasırga felaketinde gerek A.B.D Hükümetinin

gerekse STK’ların başarılı bir sınav verdiği söylenemez.

Bu Yönergede, Sivil toplum örgütleri, özel ve tüzel kişiliğe sahip kurum ve

kuruluşlar ile gerçek kişilerin, sivil savunma hizmetlerinin yürütülmesi için devletin

resmi güçleri yanında bu hizmetlere, gönüllü olarak katılımlarının sağlanması,

gerekli organizasyonların yapılması ve eğitilmeleri amaçlanmıştır. Yine Sivil

Savunma Genel Müdürlüğü, il ve ilçe mülki idare amirlikleri ile sivil savunma

teşkilatında gönüllü olarak görev alacak, sivil toplum örgütleri ile gerçek kişilerin

arama, kurtarma ve yardım faaliyetlerinde koordinasyonu, işbirliği ve yardımlaşma

esasları bu yönergede belirlenmiştir.

Yönergenin 6. maddesinde ülke çapında sivil savunma gönüllülüğünün

teşviki, organizasyonu ve hizmetlerin yürütülmesi için aşağıdaki komisyonlar

kurulur.

Sivil Savunma Genel Müdürü veya görevlendireceği Genel Müdür

Yardımcısının başkanlığında; bir daire başkanı ve bir şube müdüründen oluşan

“Merkez Gönüllü Hizmetleri Komisyonu” kurulur. Ancak; komisyonca gerekli

81 İçişleri Bakanlığının 05.05.2000 gün ve B05055603000002/130 sayılı Yönergesi. 82 Mehmet Firik, “Gönüllü Kaynaklar ve Sivil Toplum Kuruluşları”, Afet Yönetiminin Temel İlkeleri, JICA Türkiye Ofisi, Mart 2005, Ankara, s.16.

Page 85: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

78

görüldüğünde, ilgili kamu ve özel kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinden

komisyona temsilci çağrılır.

İllerde; Vali veya görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığında;

Belediye Başkanı, İl Sivil Savunma Müdürü, İl Milli Eğitim Müdürü, Köy

Hizmetleri İl Müdürü, İl Özel İdare Müdürü, Arama ve Kurtarma Birlik Müdüründen

oluşan “İl Gönüllü Hizmetleri Komisyonu” kurulur. Ancak komisyonca gerekli

görüldüğünde ilgili kamu ve özel kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinden komisyona

temsilci çağrılır.

İlçelerde; Kaymakamın başkanlığında Belediye Başkanı, İlçe Sivil Savunma

Müdürü veya Memuru, İlçe Milli Eğitim Müdürü, Özel İdare Müdüründen “İlçe

Gönüllü Hizmetleri Komisyonu” kurulur.

Komisyonların Sekreterya işleri merkezde Sivil Savunma Genel

Müdürlüğünce, İl ve ilçelerde sivil savunma müdürlükleri ve memurluklarınca

yürütülür. Komisyonlar; komisyon başkanının uygun göreceği dönemlerde veya

yılda en az bir kez toplanır.

Yönergenin 7. maddesinde komisyonun görevleri şu şekilde sıralanmıştır:

- Ülke çapında sivil savunma gönüllülüğünün yaygınlaştırılması, gönüllü

teşkilatının kurulması, planlanması için özendirici hususları belirlemek,

- Gönüllülerin malzeme ve ekipmanlarının cins ve özelliklerini belirlemek ve

teminine destek olmak,

- Gönüllülerin, eğitim ve tatbikatlarla yetiştirilme esaslarını belirlemek,

- Hizmetin gerektirdiği diğer tedbirleri almak ve uygulamak.

Sivil toplum kuruluşları ve gönüllü gerçek kişiler ile sivil savunma teşkilatları

arasında yapılacak protokol ile çalışma esasları belirlenir. (Ek–1,2,3,4)

Page 86: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

79

Kriz yönetim planları, kriz yönetiminde başarıyı sağlayan en önemli

araçlardan biridir; ancak söz konusu başarı, bu planların çok ciddi ve ayrıntılı

çalışmaların ürünü olmasına bağılıdır. Kriz yönetim planlarının hazırlanmasında belli

başlı aşamalar bulunmaktadır. Bunlar, planın “hazırlık aşaması”, “yazılım aşaması”,

“planın kesinleşmesi ve uygulamaya konulması” aşamasıdır. Bu kısımda, sözü edilen

aşamalara ilişkin bilgi verilmeye çalışılacaktır.

1.Ön Hazırlık Aşaması (Envanter Çalışmaları)

Ön hazırlık aşaması, kriz yönetim planının ihtiyaç duyduğu temel bilgilerin

(personel sayısı, araç-gereç sayısı vb.) sağlanması bakımından, önemli bir aşamayı

oluşturmaktadır. Sorunu, yerel yönetimler düzeyinde ele alan ve bu anlamda ön

hazırlık aşamasının önemine değinen bir değerlendirmeyi burada aktarmakta yarar

vardır:83

Etkili bir kriz yönetiminde dikkat edilmesi gereken konuların başında, krizin

oluşmasından önce yapılması gerekli ön hazırlıkların tamamlanması gelir. Bu ön

hazırlıklar ise yalnızca yerel yönetimlerin tüm birimleri ile araç-gereç ve personelin

hazırlıklı olması ile sınırlı kalmayarak, kriz durumunda beldenin tüm potansiyelinin

harekete geçirilmesini gerektirir.

Bu ön hazırlıkların çıkış noktası olarak yerel yöneticiler, kendi sorumluluk

bölgelerinde doğal ya da yapay afetlerin neler olabileceği ve bunların önceliklerini

değerlendirmeli, bunlara ilişkin olarak alınacak önlemlerin neler olması gerektiğini

belirlemelidirler.

83 S.Emrealp, 1993, s.19.

Page 87: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

80

Yapılacak ön hazırlıklar yerel yönetimin kriz durumlarını göğüslemek için ön

gördüğü önlemlerin, mevcut araç-gerecin ve teknik olanakların ne ölçüde yeterli

olduğunu belirlemeye yardımcı olacaktır. Bu hazırlıkların, Kriz Yönetim Planı’nın

sağlıklı bir biçimde işlenmesinde çok önemli bir rolü vardır.

Bu tip ön bilgiler, yerel yönetimler açısından olduğu gibi, kuşkusuz, merkezi

yönetim düzeyinde de kriz yönetimi açısından büyük önem taşımaktadır. Yerel

düzeyde kriz yönetimi açısından “yerel yönetimlerin sorumluluk alanı içindeki çevre

sorunlarını ortaya koyan bir çevre envanteri’nin hazırlanmasının önemi

vurgulanmaktadır.84

Milli Savunma Bakanlığı’nca hazırlanan İl İlçe kaynak Sayım Yönergesi’nde

sayıma tabi olan malların cinsleri belirlenmiştir. İl ve ilçelerde Milli Müdafaa

Mükellefiyeti komisyonu marifetiyle bu malları satan yerlerin adres ve ticaret

unvanları, Ticaret Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve gerektiğinde personel eliyle

tespiti yapılarak her yıl eylül-ekim aylarında il- ilçe kaynak sayım cetvelleri

güncelleştirilir.

Kriz yönetim planına temel oluşturacak böyle bir çevre envanterinin içermesi

gereken “envanter bilgilerinin” ise şunlar olduğu belirtilmektedir:85

- Sabit Tesisler Envanteri: Yöredeki sanayi tesislerinin sayısı, ürettikleri

maddelerin ve atıkların nitelikleri; katı, sıvı ve gaz atıkların boşaldığı yerler; personel

sayıları gibi bilgilere yer verilir.

- Ulaşım Ağı Envanteri: Yörenin ulaşım durumuna (araç sayısı, araçların

taşıdıkları yüklerin niteliği, trafik yoğunluğu vb.) ilişkin bilgiler bulunur.

84ibid, s.19. 85ibid, s.20-28.

Page 88: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

81

- Hava Kirliliği Envanteri: Hava kirliliği sorunu bulunan yerlerde, mevcut

hava kalitesi, kirlilik yayıcı kaynaklar (konut, sanayi kuruluşları vb.) kirliliğe ilişkin

risk oluşturacak değerler gibi ayrıntıları içerir.

- Krize Dönüşebilecek Olayların Envanteri: Yörede, krize neden olabilecek

(hava kirliliği, içme-kullanım sularının kirlenmesi vb.) olaylara yer vermektedir.

- Personel ve Ekipman Envanteri: Bir kriz durumunda görev alacak

personel, kullanılacak araç-gereç ile diğer kamu ve özel kuruluşlarla askeri

kuruluşlardan sağlanabilecek personel, araç ve gerece ilişkin ayrıntılı bilgiler

içermektedir.

- Sağlık Kuruluşları ve Gönüllü Kuruluşlar Envanteri: İhtiyaç

duyulabilecek sağılık personeli (doktor, hemşire, hasta bakıcı vb.) sayısı;

hastanelerin sağlık donanımı ve kapasitesi (yatak, ameliyathane, ambulans sayısı vb.)

konusundaki bilgiler bulunur.

2. Planın Yazım Aşaması (Planın Oluşturulması)

Kriz Yönetim Planı’nın esasını teşkil edecek bilgilerin toplanmasından sonra,

planın yazım aşaması gündeme gelmektedir. Plan hazırlama yetkisine sahip her idari

birim kendi somut koşullarına uygun bir kriz yönetim planı geliştirmelidir. Plan, en

üst yönetim kademesinden en alt birimlere kadar uzanan aşamalı bir müdahale

mekanizmasının oluşturulmasına yönelik düzenlemeleri içermelidir.

Yukarıda söz ettiğimiz il- ilçe kaynak sayım cetvelleri, bir sureti İl Sivil

Savunma Müdürlüğü’nde diğer sureti ise Garnizon Komutanlığı’nda güncel halde

bulundurulur. Garnizon komutanlıkları kendilerine gelen il- ilçe kaynak sayım

cetvelleri içerisinde seferberlik ve savaş halinde ihtiyaç duyacağı malzemeleri cins

Page 89: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

82

ve miktar olarak belirleyerek bunları satan ve kaynak sayım cetvellerinde yer alan

firmalarla protokol yapılmak üzere protokol metni hazırlar, 3 suret olarak İl- ilçe Sivil

Savunma Müdürlüğü’ne gönderir. Bu protokoller ilgili firmalara tebliğ edilerek

protokolün onaylanması istenir. Protokolün bir sureti firma sahibinde, bir sureti İl-

ilçe Sivil Savunma Müdürlüğü’nde ve bir sureti de Garnizon komutanlığı’nda

bulundurulur. Bu aşamada, dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar

bulunmaktadır. Planın oluşturulmasında önemli görülen bu hususlara kısaca

değinmekte yarar vardır.

a) Planın Amaçlarının Saptanması

Kriz yönetim planı hazırlanırken, planla ulaşılmak istenen amaçların çok iyi

belirlenmiş olması gerekmektedir. Planın oluşturulmasından, planın amaçlarına

ilişkin olarak şu noktalara dikkat edilmelidir:86

Amaç, somut bir biçimde dile getirilmelidir; Erişilebilir olmalıdır;

Ölçülebilir olmalıdır; Zaman kısıtlamalarını göstermelidir; Öncelikleri saptanmalıdır;

Zorunlu veya kaçınılmaz sınırlamaları açıkça belirtilmelidir

b) Görevlerin Belirlenmesi ve Görev Dağılımı Yapılması

Kriz yönetim planı oluşturulurken; olası kriz durumları karşısında,

üstlenilecek görevlerin belirlenmesi ve bu görevleri yerine getirecek kurumlar

arasında, görev dağılımı yapılması gerekmektedir. Bir planda olası kriz ve

sonuçlarının, önceden, tamamıyla kestirilmesi söz konusu değildir; ancak, kiriz

sırasında ve sonrasında yerine getirilmesi gereken bazı temel görevler

86J.A. Mc Holloway, 1995, s.38.

Page 90: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

83

bulunmaktadır. Burada, yerel düzeyde yöre halkının tahliyesini gerektiren bir “kriz

senaryosu”nda ilgili yönetimce yönetilmesi gereken temel işler ve görevlere ait bilgi

sunulacaktır. Böyle bir durumda yapılması gereken görevler ve bunların kapsamı

şunlardır:87

- Tahliye: Tahliye edilmesi gereken alandaki insanların sayısı ve hareket

yeteneği; Mevcut kamu ulaşım olanakları (karayolu, demiryolu, suyolu vb.); Kendi

kendine tahliye (yaya olarak ya da özel taşıtla);Halkın bilgilendirilmesi ve uyarı

sistemi; Özürlü ya da sağlığı bozuk kişilere yardım; Güzergahların belirlenmesi ve

işaretlenmesi;Tahliye sırasında akışın sağlanması; Güvenlik, yağmanın önlenmesi;

- Barındırma: Barındırılacak insan sayısı;Yerin kapasitesi; Ulaşılabilirlik

;Barınağa kabul ve kayıt işlemleri;Gıda ve su mevcudu; Yakacak ve yakıt durumu;

Yaşlılar, özürlüler, hastalar ve çocuklar için özel olanaklar; Çadır, battaniye ve yatak

adedi; Kayıp ve kazaların kayıtlarının tutulması;Yer değiştirirken ayrı düşen aile

fertlerinin birleştirilmesi; Hava koşulları; Sağlık koşulları; Güvenlik (...)

- Beslenme: İnsan sayısı; Kaynak mevcudu; Beslenme ve yemek pişirme

donanımı; Su depolaması ve dağıtımı; Yakıt durumu; Barınak içi ve barınak dışı

gereksinimler; Barınakta kalış süresi; Sıcak ve soğuk yemek verilmesi (...)

- Sağlık: Gezici denetim ekipleri; İçme suyu ve gıda sağılığı; İlaçlar ve tıbbi

malzemeler; Gezici sağlık ekipleri; İlkyardım noktaları; Haşarat ve kemirgen

denetimi; Defin ekipleri; Atık tasfiyesi; Hastaneye nakil, vb.

- İçme ve Kullanma Suyu: Mevcut su kaynakları; Su kaynaklarının

kirlenmesinin önlenmesi; Süzme donanımı; Doğrudan ya da taşıma yoluyla su temin

87 S. Emrealp, 1993, s.33-37

Page 91: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

84

- Yardım ve Kurtarma: Gezici ekiplerin kurulması; Kapanan yolların

temizlenerek açılması; Çökme tehlikesi gösteren yapıların yıkılması ve molozların

temizlenmesi; Geçici enerji ve yakıt temini; Yapıların onarımı ve hava koşullarına

dayanıklı duruma getirilmesi; İtfaiyeye araç ve insan gücü yardımı; Kurtarma

ekipleri; Gerekli özel donanımın sağlanması; Koordinasyon, denetim ve yönetim vb.

- Ulaşım: Tahliye işlemlerinin yürütülmesi; Ulaşım sırasında su ve yiyecek

sağlanması; Yardım ve kurtarma; Ulaşım sırasında iletişimin kesintisiz sağlanması;

Yakıtın sınırlı dağıtımı (...)

- Kirlilik Denetimi: Özellikle duyarlı olanların koruması; Halkın ve

personelin korunması; Koruyucu sağlık önlemleri; Doğal yaşamın korunması; Giriş-

çıkışın sınırlanması ve tahliye; Zehirli sıvılar, radyolojik kirlilik, denize petrol

dökülmesi gibi olayların insanlar ve çevre üzerindeki etkilerinin belirtilmesi (...)

Kriz yönetim planında, çeşitli kurumlarca yerine getirilmesi gereken

görevlerin belirlenmesinin ardından her kurumun ve bu kuruma bağlı alt birimlerin

yetki ve sorumluluklarına ilişkin “görev dağılımı” yapılması gerekir. Görev

dağılımında, “muhtemel bir krizde kimin, neyi, ne zaman yapacağının kuşkuya yer

bırakmayacak kesinlikte belirlenmesi ve müdahalenin gerektirdiği tüm önlemlerin

alınmasını sağlamak için ayrıntılı görev tanımları hazırlanması”nda büyük yarar

vardır.88

c) Planın Kesinleşmesi ve Uygulamaya Konulması Aşaması

Kriz yönetim planları, ön hazırlık ve yazım aşamasından sonra ilgili

kurumların incelenmesine sunulur, onlar tarafından da uygun bulunup onaylanan

88ibid, s.37.

Page 92: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

85

plan kesinleşmiş ve uygulamaya konulmuş demektir. Planın onaylanması öncesinde

onay için gönderilen birimlerce dikkatlice incelenip, planda bulunabilecek

eksikliklerin giderilmesi gerekir. Eksiklerin düzeltilmesi ve istenilen değişikliklerin

yapılması sonrasında planın onaylanması söz konusudur. Onay kesinleşen planın

uygulamaya geçirilmesinde en önemli görev kriz yönetiminden sorumlu olarak,

merkeze (kriz yönetim merkezi) düşmektedir.

III. TÜRKİYEDE AFET YÖNETİMİ ORGANİZASYONU,

KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE YENİ YAKLAŞIMLAR

A. AFETLERLE İLGİLİ KURUM VE KURULUŞLAR89

1. Başbakanlık

Afet olayları ile ilgili tüm çalışmalarda koordinasyon ve işbirliğini

sağlamakla sorumlu olan Başbakanlık bu sorumluluğunun dışında şu görevleri de

yerine getirmekle yükümlüdür: Afetler Merkez Koordinasyon Kuruluna gereken

talimatları vermek; Afetler Merkez Koordinasyon Kurulunca halledilmeyen sorunları

çözüme kavuşturmak; afet bölgesi için ihtiyaç duyulan malzemelerden gerekli

olanların kotalara bağlı olmaksızın ivedilikle ithaline izin vermek; afet bölgesindeki

hizmetlerin aksamadan yürütülmesini sağlamak amacıyla bölgeye akaryakıt sevki ve

takviyesi konusunda gerekli tedbirleri almak; meteoroloji rasathanelerinin afet

olaylarında kullanılmasını ve afet haberlerinin ilgili ve yetkili makamlara en kısa

sürede iletilmesini sağlayıcı tedbirler almak; vakıflar bünyesinde mevcut yurt ve

89 Devlet Teşkilat Rehberi, Ankara, TODAİE, 1988,7269-1051 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun; 88/12777 sayılı “Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik”; 7126 sayılı Sivil Müdafaa Kanunu ve ilgili diğer mevzuat.

Page 93: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

86

benzeri sosyal tesislerden afetzedelerin de yararlandırılabilmesi için gerekli tedbirleri

almak ve son olarak sayılan tedbirlerin uygulanmasını izlemek.

Görüldüğü gibi Başbakanlığın Afetler Merkez Koordinasyon Kurulu ile ilgili

görevleri dışındaki görevleri kendisine bağlı kuruluşların sorumluluk alanı içine

giren görevlerdir.

Başbakanlık düzeyinde Japonya’daki örgütlenmeye baktığımızda, bir afet

durumunda kanun gereği derhal oluşturulması öngörülen bir acil durum merkezi

bulunmaktadır. “Headquarter for Major Disaster Control and Emergency Disaster

Control” adını taşıyan söz konusu kriz merkezine, çok büyük afet hallerinde

(100’den fazla can kaybı) Başbakan, daha küçük afetlerde ise NLA (National Land

Agency) başkanı (Devlet Bakanı) başkanlık etmektedir.90

ABD’de ise 1979 yılında kurulan FEMA (Federal Emergency Management

Adminstrati on), ABD Federal Hükümet’inden bağımsızdır. Başkanı, doğrudan ABD

Başkanı tarafından atanır ve Amerikan Senatosu’nca onaylanır. FEMA Başkanı, 28

federal ajans ile bakanlıkların, Amerikan Kızılhaç örgütü ve gönüllü kuruluşların afet

yardım faaliyetlerini koordine etmekle görevlidir.91

Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü

Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü 583 sayılı Kanun

Hükmünde Kararname ile "Türkiye Acil Durum Yönetimi Başkanlığı" olarak

kurulmuştur. 600 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye Acil Durum

Yönetimi Genel Müdürlüğü’ne dönüştürülmüş, (1) Genel Müdür, (4) Genel Müdür

Yardımcısı ile (8) Daire Başkanlığı kadroları ihdas edilmiştir.

90 “Doğal Afetler Özel İhtisas Komisyonu Raporu”,2000,s.8-10 91 İbid, s.14-15

Page 94: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

87

Ülke güvenliğini etkileyecek ölçekteki deprem, heyelan, kaya düşmesi,

yangın, kaza, meteorolojik afet, nükleer ve kimyasal madde kazaları ve göç

hareketleri ile ilgili acil durum yönetiminin ülke düzeyinde etkin bir şekilde

gerçekleştirilmesi için gerekli önlemleri almak ve acil durum yönetimini gerektiren

olayların vukuundan önce alınacak önlemler, olay sırasında yapılacak arama,

kurtarma ve yardım faaliyetleri ve olay sonrasında gerçekleştirilecek iyileştirme

çalışmalarını yürüten kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak

amacıyla kurulmuştur.

Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:

a) Acil durum yönetiminin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla kamu

kurum ve kuruluşlarında acil durum yönetimi merkezlerinin kurulmasını sağlamak,

çalışma esaslarını belirlemek ve bu merkezler arasında koordinasyonu sağlamak,

b) Acil durum yönetimi gerektirecek olayların önlenmesi ve zararlarının

azaltılması için kurum ve kuruluşlarca gerekli önlemlerin alınmasını, kısa ve uzun

vadeli planların hazırlanmasını ve bilgi bankalarının kurulmasını izlemek ve

değerlendirmek,

c) Acil durum yönetimine geçildiği hallerde kamu ve özel sektöre ait her türlü

kara, deniz ve hava taşıtları ile kurtarma ve yardım araç ve gereçlerinden

yararlanılmasında koordinasyon hizmetlerini yürütmek,

d) Acil durumlarda yardım sağlayan gönüllü kuruluş ve kişiler için teşvik

edici düzenlemeler yapmak, yardım malzemelerinin teslim alınmasını, korunmasını

ve ihtiyaç noktalarına sevk edilmesinde koordinasyonu sağlamak,

e) Başbakan tarafından verilen diğer görevleri yapmak.

Page 95: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

88

Başkanlık, acil durumlara ilişkin olarak bilimsel, teknik ve idari çalışmalarda

bulunmak üzere sürekli veya geçici kurullar oluşturabilir. Kurul üyelerine Başbakan

onayı ile belirlenecek miktarda huzur hakkı ödenir.

Acil durum yönetimine geçilen hallerde, kamu kurum ve kuruluşlarına

Başbakanlık tarafından verilecek görevlerin gerektirdiği kaynak Başbakanlıkça

karşılanır ve söz konusu kurum ve kuruluşlar, ücret ve adedi Başbakan onayı ile

belirlenecek miktarda geçici işçi çalıştırabilirler. Kamu kurum ve kuruluşlarının bu

kapsamda yapacağı harcamalar 1050 sayılı Muhasebe- i Umumiye Kanunu, 2886

sayılı Devlet İhale Kanunu ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu ile 19/06/1994 tarihli ve

540 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi değildir.

Haberleşme Merkezi 365 gün, 24 saat esasına göre çalışmaktadır. On-line

bağlantı yoluyla Anadolu Ajansı haberleri izlenmektedir.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ile Bayındırlık Bakanlığı Afet

İşleri Genel Müdürlüğü’nden periyodik deprem raporları ve Meteoroloji İşleri Genel

Müdürlüğü’nden düzenli olarak günlük ve haftalık meteorolojik tahmin raporları

alınmakta ve değerlendirilmektedir.

Tüm Bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları ile valiliklere bildirilmiş olan 24

saat açık bulundurulan telefon hatları ve fakslar yoluyla merkeze ulaşan ihbarlar

değerlendirilmektedir. Tüm Bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları ile valiliklere ait

haberleşme güncellemeleri yapılmaktadır. Sürekli olarak görsel medya takibi

yapılmaktadır.

ABD ‘de ise Acil durum Yönetim İdaresi (FEMA), inşaat kodları ve su

baskını riski taşıyan bölgelerin idaresi konusunda danışmanlık hizmeti vermek, yerel

yönetimlerin acil durumlara hazırlıklı olmalarını sağlamak, bir felakete karşı ABD

Page 96: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

89

kurumları arasında faaliyetleri koordine etmek, insani yardımları, ABD’deki

eyaletlere, topluluklara, işyerlerine ve bireylere ulaştırmaktır. Acil durum

yöneticilerini eğitmek, ülkenin itfaiye sistemini desteklemek, ulusal sel ve suç sigorta

programlarını idare etmek olarak sıralayabiliriz. Anlaşıldığı üzere FEMA’nın en

büyük görevi koordinasyonu sağlamaktır92

Japonya’da ise NLA (National Land Agency) Başbakanlığa bağlı bir kurum

olup, başkanı Devlet Bakanı olarak kabul edilmektedir. Görevleri, Türkiye Acil

Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü’ne benzer özellikler taşımasına rağmen halkın

doğal afetler konusunda eğitim işi belediyelere verilmiş bulunmaktadır.93

TAY Genel Müdürlüğünün yürüttüğü projeler:

1- Marmara Depremi Acil Yeniden Yapılandırma (MEER) Projesi

Marmara Depreminden etkilenen alanlarda; Yaşam koşullarının iyileştirilmesi

ve ekonomik kalkınmanın sağlanması, doğal afetlere hazırlık, afet zararlarını azaltma

ve risk yönetimini sağlayacak kurumsal çerçevenin oluşturulması projesidir.

MEER projesinin "Ulusal Acil Durum Yönetimi Sisteminin Oluşturulması"

konusundaki A1 alt bileşeni Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğünce

yürütülmektedir.

MEER Projesi’nin Afet Müdahale Sistemi ve Risk Azaltma A Bileşeni’nin

Amaçları;

- Doğal afetlerde daha etkin yönetim,

- Finansal sorumluluğun ve gelecekteki risklerin azaltılması,

- Arazi kullanım planlaması ve

- Yapı inşaatı ile ilgili yasal çerçevenin iyileştirilmesidir.

92 ibid, s.14-15 93 ibid, s.8-10

Page 97: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

90

2- Başbakanlık Kriz Yönetim ve Hükümet Harekât Merkezi ve Muhabere

Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Projesi:

Ülke genelinde vuku bulacak afet ve krizlerde kesintisiz haberleşme imkânı

ve güvenli bir fiziki ortamın oluşturulması amacıyla inşa edilen Hükümet Harekât

Merkezi’nin altyapı çalışmaları devam etmektedir.

Muhabere Elektronik Bilgi Sistemi Projesi, Hükümet Harekât Merkezi Ek

Projeleri ile birlikte TAY Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.

3- İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlığı (İSMEP)

Projesi. Olası bir İstanbul depremine karşı hazırlık çalışmalarını kapsayan bu

projenin koordinasyonu TAY Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.

İSMEP Projesi’nin bileşenleri:

- Acil durum hazırlık ve afet yönetim kapasitesinin iyileştirilmesi,

- İstanbul’daki konutlarda sismik riskin azaltılması,

- İstanbul’daki kamu yapılarında ve hayati öneme sahip şebekelerde sismik

riskin azaltılmasıdır.

Yapılan çalışmalardan bazıları ise şu şekilde sıralamak mümkündür:

1- Irak krizi sırasında ve Bingöl depreminde Başbakanlık Kriz Yönetim

Merkezi’nin kurulması ve yönetilmesi,

2- 16–19 Aralık 2003 tarihleri arasında MGK Genel Sekreterliği ile işbirliği

yapılarak "Ulusal Afet Yönetimi Tatbikatı" gerçekleştirilmiştir.

3- Hindistan’da meydana gelen deprem nedeniyle bu ülkeye insani yardım

malzemesi gönderilmesi,

Page 98: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

91

4- 2003 yılı içerisinde meydana gelen Cezayir Depremi ve Irak’taki Birleşmiş

Milletler Binası’na yapılan saldırılar için ülkemiz adına arama kurtarma ekibi ve

insani yardım gönderilmesi,

5- Pakistan’da meydana gelen sel felaketi sonrasında insani yardım

malzemesi gönderilmesi,

6- 26 Aralık 2003 tarihinde İran’ın Bam kentinde meydana gelen deprem

nedeniyle Türkiye’den yapılan 1 trilyon 210 milyar TL. tutarında gıda, ilaç ve diğer

insani yardım malzemelerinden oluşan yardımlar ile 80 kişilik resmi ve özel arama

kurtarma ekipleri ve 51 kişilik resmi ve özel ilk yardım sağlık ekipleri gönderilmesi,

7- Gürcistan’da yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle Türkiye’den 1 milyon

ABD doları tutarında 1.552 ton gıda yardımı yapılması;

Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde

gerçekleştirilmiştir

2. İçişleri Bakanlığı

İçişleri Bakanlığının afetlere ilişkin görevleri Sivil Savunma Genel

Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel

Komutanlığı aracılığıyla yürütülmektedir.

Bu kapsamda: Afet bölgenin emniyet ve güvenliğini sağlamak; yağmacılığı

önlemek amacıyla bölgeye giriş ve çıkışları denetim altına almak; bölge içerisindeki

trafik düzenini kontrol altına almak; afet nedeniyle meydana gelen ölüm ve

kayıplarla ilgili nüfus hareketlerini takip etmek; toplu geçici iskân nakillerinde can

ve mal güvenliğini sağlamak; her türlü haberleşme sistemleri ile afet haberleşmesine

yardımcı olmak; il ve ilçelere ait afet planlarının yapılmasında mahalli Sivil

Page 99: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

92

Savunma örgütlerinin Bayındırlık ve İskân Bakanlığının ilgili birimleri ile işbirliği

içinde bulunmasını sağlamak; afet acil yardım ve kurtarma hizmetleri ile sivil

savunma servislerinde görevli personel ve yükümlülerin eğitimlerini yaptırmak;

genel emniyet ve asayiş planlarında olası afetlerin tür ve çaplarına göre alınacak

önlemlerin yer almasını sağlamak; sayılan görevleri eksiksiz ve süratle yerine

getirmeyi sağlayıcı planları afet öncesinde hazırlamak; buraya kadar sıralanan

görevlerin yerine getirilmesini izlemek ve aksaklıklarda müdahalede bulunmak

görevleri sayılabilir.

Görüldüğü gibi İçişleri Bakanlığının afet olaylarında yaşamsal öneme haiz

görevleri bulunmaktadır. Ancak bu görevleri yerine getirmekle yükümlü bulunan

bağlı örgütlerin yeterli eleman ve teknik donanıma sahip bulunduğu söylenemez.94

Sivil Savunma Genel Müdürlüğü

Sivil Savunmanın afet hizmetleri konusundaki görevleri 7126 ve 7269 Sayılı

Yasalar ile 88/12777 Sayılı “Afetlere İlişkin Yardım Teşkilatı ve Planlama

Esaslarına Dair Yönetmelik”te düzenlenmiştir.

7126 Sayılı Sivil Müdafaa Kanununun 85 sayılı Kanunla değişik 1.

maddesinde; “Sivil Savunma düşman taarruzlarına, tabii afetlere ve büyük yangınlara

karşı can ve mal kaybının en aza indirilmesi.......”,

Değişik 5 inci maddesinde;“Mülki idare amirleri tabii afetlere ve büyük

yangınlara karşı barıştan itibaren sivil müdafaayı fiilen tahakkuk ettirmekten bizzat

mesuldürler”.... hükümleri yer almaktadır.

94 C.Geray, 1997, s.103.

Page 100: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

93

Bir afet halinde sivil savunma birliklerinin olay yerine intikaline kadar geçecek

sürede arama, kurtarma, ilk yardım ve sosyal yardım yapmak üzere illerde kamu

kurum ve kuruluşlarının kadrolu personelinden “Acil Kurtarma ve Yardım Ekipleri”

kurdurulmuştur. Bu ekiplerin araç ve gereçleri kendi kurumlarınca, şahsi teçhizatları

ile çalışmalarına ait harcamaları ise Sivil Savunma Teşkilatınca karşılanmaktadır.

13 Mart 1992 tarihinde meydana gelen Erzincan depreminde 35 kişinden

oluşan Ankara Sivil Savunma Birliği, çalışmalarını afet mahallinde 15 gün

sürdürmüş, bu surede 4 vatandaşımız sağ olarak kurtarılmış, 34 vatandaşımızın ise

enkaz altından cesetleri çıkartılmıştır.

Sivil Savunma Birliği, 13 Temmuz 1995 günü Senirkent’te sel ve toprak

kayması sonucu afet bölgesine 40 personel, 2 arama köpeği ve 10 araç ile katılmış

olup 22 Temmuz 1995 gününe kadar yaptığı kurtarma çalışmalarında 1 vatandaşımız

sağ olarak kurtarılmış, 37 vatandaşımızın toprak ve enkaz altından cesetleri

çıkartılmıştır.

Bir afet sonrasında yapılan kurtarma çalışmalarında olaya en kısa zamanda iyi

eğitilmiş ve donatılmış ekiplerle müdahale durumunda çok daha fazla can

kurtarılması mümkün olabilmektedir.

Sivil Müdafaa fonu 7126 Sayılı Sivil Müdafaa Kanununun 36. maddesi ile

kurulmuş olup, 1992 yılında bu fonun Genel Bütçe kapsamına alınmasıyla

gelirlerinin %89’ u hazineye, %10’u Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik

Fonuna ve %1’i Afetler fonuna verilmekteydi. Buna karşılık Sivil Savunma

Hizmetleri için Genel Bütçeden çok az ödenek verilmektedir. 1996 yılı fon geliri 1,5

trilyon TL iken Sivil Savunmaya 47,5 milyar TL ödenek verilmiştir. Ancak;

Kurulmasında yarar görülen ve gerekli olan bu birliklerin donatımları ile yurt

Page 101: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

94

çapında tesisi gereken “İkaz ve Alarm Sistemi” ve “Telsiz Haberleşme Sistemleri”

için paraya ihtiyaç duymaktadır. Harcamalarda Sivil Savunma Fonu Tüzüğü ve

Fonlar ihale Yöntemliği hükümlerine uyulmakta ve harcamaları Sayıştay denetimine

tabi bulunmakta idi.

Savaşlarda, afetlerde ve büyük yangınlarda 4126 Sayılı kanunun 1.

maddesinde belirtilen Sivil Savunma hizmetlerini Sivil Savunma Birliği, Acil

Yardım ve Kurtarma Ekipleri ve Sivil Savunma Mükellefleri ile getiren teşkilatın

eğitim, malzeme, tesis, vasıta tedariki ve işletim giderlerinin tümü Sivil Savunma

Fonundan karşılanmakta idi. Ancak; 14.07.2004 tarih ve 5217 sayılı Özel Gelir ve

Özel Ödeneklerin Düzenlenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde

Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 19. maddesi ile, 7126

sayılı Sivil Savunma Kanununun 36. maddesi değiştirilerek Sivil Savunma

Hizmetleri Payı Mükellefiyeti 01.01.2005 tarihinden itibaren kaldırılmıştır.

3. Bayındırlık Ve İskân Bakanlığı

Afet olaylarında etkin görev alması gereken diğer bir bakanlık Bayındırlık ve

İskân Bakanlığıdır. Afetlerde ilişkin görevlerini gerek bünyesinde bulunan Afet İşleri

Genel Müdürlüğü gerekse diğer birimleri (Karayolları ve DSİ Genel Müdürlüğü)

aracılığıyla yerine getiren bakanlığın, afetlerde yerine getirmekle yükümlü olduğu

görevler ve faaliyetler uzun bir liste oluşturmaktadır. Bunlardan başlıcaları şunlardır:

Afet haberlerinin alınmasından sonra bölgeye ihtiyaca göre acil yardım ödeneği

gönderir; afetin genel hayta itkili olması durumunda Afetler Merkez Koordinasyon

Kurulunu göreve çağırır; ön hasar tespitlerine yardımcı olur; geçici iskân

faaliyetlerini yürütür; afetler nedeniyle yapılacak parasal yardımlar için ilgili

Page 102: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

95

bankalarda hesaplar açtırır ve bu konuda gerekli koordineyi sağlar; afetle ilgili olarak

afetin nedenleri, etki sahası, sonuçları, sınırları ve bölgede afet zararlarını azaltacak

tedbirleri belirlemeye dönük çalışmalar yapar ve bu çalışmaların sonuçlarını ilgili

kuruluşlara iletir; özel ve resmi binaların kesin hasar tespitlerini yaptırır, bu tespit

sonuçlarını ilgili kuruluşlara duyurur; oturulamaz durumda olan ve yıktırılması

gereken binalara ait raporları düzenler ve ilgililere bildirir; afet nedeniyle bölgedeki

belediyelerin alt yapılarında meydana gelen hasarın tespitini yapar, onarımına

yardımcı olur; afet bölgesinde ulaşımı en kısa sürede sağlayacak çalışmalar yapar;

afet bölgesi halkının afet etkileri konusunda eğitilmesi için gereken eğitim

programlarının hazırlanmasını sağlar.

Yukarıda sayılan görevleri dışında afet Fonunun yönetilmesi görevi de

bulunduğu halde, Fonun genel bütçeye aktarılmasından sonra bu görevi fiilen

ortadan kalkmıştır.

Bakanlığa bağlı DSİ tarafından yapılan barajlarda afetlere karşı ilk yardım,

kurtarma ve erken uyarı işleri sorumlu işletme yöneticilerine bırakılmıştır. Yüksek

afet riski taşıyan bölgelerde yapılmış barajlarda meydana gelebilecek bir kazanın ne

derece büyük afetlere yol açabileceği çalışmanın ilk bölümünde belirtilmiştir. Bu

kadar önemli bir konunun sadece sorumlu işletme yöneticilerine bırakılmış olması

düşündürücüdür.

a) Afet İşleri Genel Müdürlüğü

Afet İşleri Genel Müdürlüğü 7269 Sayılı ‘Umumi Hayata Müessir Afetler

Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’ ve bunu

Page 103: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

96

değiştiren, ek getiren diğer Kanunlar ve bunlara göre çıkarılan yönetmelikler

çerçevesinde faaliyetini sürdürmektedir. 95

Bu kanun; deprem, yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ,

tasman vb. afetlerde yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede

zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak

yardımları belirlenmektedir.

Görüleceği üzere, bu kanunun uygulanabilmesi için;

a) Belirtilen afetlerin meydana gelmesi ve geleceğinin tespiti,

b)Afetin yapı ve kamu tesislerinde genel hayata etkili olacak derecede zarar

meydana getirmesi veya getirilebileceğinin tespiti gerekmektedir.

Afet İşleri Genel Müdürlüğünün yapmakta olduğu görevler:

- Afet öncesi,

- Afet sırası

- Afet sonrası olarak 3 ana grupta toplanmaktadır.

Bunlar özetle:

- Afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması amacıyla alınması gereken tedbirler

araştırmak, bu konudaki temel ihtiyaçlarla hedef ve politikaları belirlemek, ülke

içindeki bilmesel, teknik ve idari çalışmaları koordine etmek, ortak sonuçlarını tüzük,

yönetmelik, talimat ve eğitim yoluyla uygulamaya aktarmak ve uygulamayı

denetlemek,

- Afet zararlarının azaltılması amacıyla ulusal ve uluslararası işbirliği, proje ve

programları oluşturmak, bu projelerde ülkemizi temsil etmek ve elde edilen sonuçları

uygulamaya aktarmak,

95 Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, Kanun No: 7269, Resmi Gazete Sayı: 10213, 25.05.1959.

Page 104: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

97

- Afete uğramış ve uğrayabilecek bölgeler ile yapı ve/veya ikamet için

yasaklanmış afet bölgelerini tespit ve ilan etmek, afet bölgelerinde yapılacak

yapılarla ilgili kuralları, yapı tekniklerini ve projelendirme esaslarını tespit etmek,

- Afet olduğunda acil yardım uygulaması ve koordinasyonunu sağlamak,

- Afete uğramış veya uğraması muhtemel yerlerin etüt, araştırma, hasar

tespitleri, yer seçimleri, harita, plan, aplikasyon, kamulaştırma, tahsis, hak sahipliği,

borçlandırma işlerini yapmak veya yaptırmak bu yerlerde geçici ve daimi yerleşme

ve barınmayı sağlamak amacıyla kısa ve uzun süreli tedbirleri almak, bu amaç için

gerektiğinde bölgesel merkezler kurmak, prefabrike yapı elemanları üretim ve

stoklama ile ilgili tedbirler almak,

- Valiliklerce yapılan acil ve kurtarma planlarının hazırlanmasını,

güncelleştirmesini ve afet anında uygulanmasını sağlamak,

- Afetle ilgili daimi iskan yerleşmelerinde alt yapı tesislerine ait etüt, harita, ön

proje ve ihtiyaç programlarını yapmak veya yaptırmak,

- Deprem zararlarının azaltılması konusunda araştırmalar yapmak, depremleri

ve etkilerini incelemek, elde edilen sonuçlara göre deprem katalogları ve ülkenin

deprem tehlike haritalarını hazırlamak ve geliştirmek, deprem bölgelerinde yapılacak

yapılarla ilgili tedbirleri, yapım tekniklerini ve projelendirme esaslarını belirlemek,

depremlerden hasar görmüş yapıların takviye ve onarımının yöntemleriyle ilgili

çalışmalar yapmak,

- Ülkemizde kurulu bulunan deprem kayıt şebekesi ve kuvvetli yer hareketi

kayıt şebekesinin ülke ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde geliştirilmesini sağlamak,

mevcut şebekelerin bakım ve onarım ile bu şebekelerde cihazların geliştirmesini

Page 105: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

98

sağlamak, her türlü deprem kayıtlarının değerlendirildiği ulusal veri işlem merkezi

kurarak standart veri bazı oluşturmak ve ilgililerin yararlanabilmesini sağlamak,

Depremlerin önceden bilinmesi amacıyla pilot bölgeler kurmak ve

cihazlandırmak bu konuda üniversiteler ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca

yapılan çalışmaları koordine etmek ve desteklemek, erken uyarı ve alarm sistemleri

kurmak veya bu amaç için kurulmuş bölgesel veya uluslar arası sistemlere katılmak.

Afet İşleri Genel Müdürlüğü afetin her aşamasında yapmakta olduğu

koordinasyon görevinin yanında acil yardımlar için gerekli maddi desteği

sağlamakta, tüm yönetici ve personeli ile afet bölgesindeki idareci ve yöneticilere

yardımcı olmakta ve genel hayatı etkileyen afetlerde, afetzedelerin konutlarının

yapım ve yaptırımına kadar tüm çalışmaları yürütmektedir.

Yönetmeliğe göre tüm il ve ilçelerimizde yapılması gereken afet planları ve

örgütlenme, bazı ilçeler hariç tamamlanmış olup zaman içerisinde revize

edilmektedir. Ancak çeşitli nedenlerle bu planlar bir afet anında etkili bir şekilde

uygulanmamaktadır.

b) Yapı Denetim Komisyonları

10 Nisan 2000 tarihinde yayımlanan 595 sayılı Kanun Hükmünde Kararname

ile yeni bir yapı denetimi sistemi oluşturulmuş; yapılarda can ve mal güvenliğinin

sağlanması, kaynak israfına yol açan plansız, kontrolsüz ve kalitesiz yapılaşmanın

önlenmesi, çağdaş norm ve standartlarda yapı üretilmesi ve bunun için yapı

denetiminin sağlanması ile yapı hasarı nedeniyle zarara uğrayan kişilerin haklarının

korunması ve doğabilecek zararların karşılanması amaçlanmıştır.96 Yapı

96 İbid, s.238.

Page 106: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

99

denetimlerinin, yapı denetim üst komisyonundan aldığı izin belgesi ile çalışan ve

yalnızca bu işle uğraşan yapı denetim kuruluşlarınca yapılması öngörülmektedir.

Yapı denetim kuruluşları, yapım faaliyetlerini ve bu işlerde kullanılan

malzemelerin standartlara uygunluğunu denetlemek ve jeoteknik raporlar ile

uygulama projelerini kontrol etmekle yükümlüdür. Bu kuruluşlar, denetim

faaliyetlerinin her aşamasında diğer yapı sorumluları ile birlikte tutanak, gerektiğinde

raporlar düzenlemek ve bunların bir nüshasını ilgili idareye vermek zorundadır.

Yapı denetim kuruluşlarının bünyesinde uzman mühendis ve mimarların

bulunması ve bu kuruluşun ödenmiş sermayesinin en az % 51 'inin uzman mühendis

ve mimarlara ait olması zorunludur.

Kanun Hükmünde Kararnameye göre, yapı denetim komisyonları, il ve

ilçelerde kurulacak, yapı denetim üst komisyonu ise Bayındırlık ve iskân Bakanlığı

bünyesinde oluşturulacaktır.

Yapı denetim hizmetlerinin bedeli, asgari hizmet bedelinden az olmamak

üzere yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında yapılacak sözleşme ile

belirlenecektir.

Yapının, projelerine uygun olarak kısmen veya tamamen bitirildiğine ilişkin

yapı denetim kuruluşu tarafından ilgili idareye rapor verilmeden, yapı kullanma izni

verilmeyecektir.

Yapı denetim kuruluşları ile bu kuruluşların uzman mühendis ve mimarları,

denetimleri altında yapılan yapıların fen ve sanat kurallarına aykırı yapılması

nedeniyle ortaya çıkan her türlü yapı hasarından kusur aranmaksızın sorumlu

olacaklardır.

Page 107: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

100

Yapı denetim kuruluşları, denetim faaliyetine başlamadan önce, denetimini

üstleneceği her bir yapı için ayrı ayrı, yapının taşıyıcı sisteminde meydana

gelebilecek yapı hasarlarından kaynaklanan zararın karşılanmasını sağlamak üzere

mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunda olacaktır.

4. Milli Savunma Bakanlığı

Milli Savunma Bakanlığının afetlere ilişkin başlıca görevleri şunlardır: Afet

bölgesinden askere alınacak yükümlüler ile halen silâhaltında bulunanların eteleme,

izin ve erken terhisine dair işlemlerin halledilmesini sağlar, afetzedelere gıda ve

sağlık hizmetleri yönünden yardımcı olur, gerekli direktifleri verir ve izler.

Milli Savunma Bakanlığının görevleri kapsamında Genel Kurmay

Başkanlığının görevlerini de ele almakta yarar vardır. Afet olaylarında askeri

birlikler halkın yardımına koşan en etkin güçler olmaktadır. Çünkü ülke geneline

yayılmış çeşitli birlikler araç-gereç ve özellikle insan kaynakları ile afete maruz

bölgenin yardımına çok kısa bir zaman dilimi içinde koşabilecek şekilde

örgütlenebilmektedir.97 Ancak, afet olaylarında enkaz kaldırma, afetzedelere ilk

yardım ve kurtarma çalışmaları özel beceri ve eğitim gerektiren hizmetlerdir. Askeri

birliklerin bu konularda gerekli eğitime sahip bulunmadıkları açıktır. 1999 Marmara

depreminden sonra bu konularda özel eğitim almış birliklerin oluşturulması

çalışmaları başlamıştır.

Mevzuatta Genel Kurmay Başkanlığının afetlere ilişkin görevleri şu şekilde

sırlanmaktadır: Afetlerle ilgili kanun, tüzük ve yönetmeliklerde Türk Silahlı

Kuvvetleri tarafından yapılacağı belirtilen görevlerin yapılmasını sağlar, afetlerde

97 ibid, s.103.

Page 108: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

101

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılacak acil yardımlara ilişkin esasları belirler,

afetle ilgili askeri acil yardım planlarının mülki amirlikler ile koordineli olarak

hazırlanmasını sağlar, gerekli direktifleri verir ve izler.

Silahlı kuvvetlerin afet yönetimine katılımı konusunda en önemli örneklerden

bir tanesi de Kanada örneğidir. Kanada’da meydana gelebilecek tüm doğal afetlere

karşı hazırlıklı olunmasını sağlamakta Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde bulunan

“Emergency Preparedness Canada (EPC)” adlı federal hükümet kuruluşu

görevlendirilmiştir. Söz konusu kuruluştan federal düzeyde sorumlu olan bakan Milli

Savunma Bakanıdır. EPC, Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde işlevini

sürdürmekte, federal hükümet ve eyalet hükümetleri ile çeşitli bakanlıklar arasında

koordinasyonu sağlamaktadır.98

5. Dışişleri Bakanlığı

Dışişleri Bakanlığının afetlere ilişkin başlıca görevleri şunlardır: Yurtdışından

yardım talebinde bulunulması kararının alınması üzerine ihtiyaç duyulan yardım

malzemelerinin cins ve miktarını uluslararası ilgili kuruluşlar aracılığı ile veya

doğrudan duyurur; dış ülkelerden çeşitli yardım kuruluşları ve kişiler tarafından

yapılacak yardımların ivedilikle Türkiye’ye ulaşması konusunda gerekli koordineyi

sağlar; yurt dışından afet nedeniyle gelecek olan resmi ve özel kişilerle ilgili

koordineyi sağlar; afet nedeniyle yurt dışı haberleşmelerinde yardımcı olur; afet

nedeniyle dış ilişkiler açısından hükümete tavsiyelerde bulunur; yabancı ülkelerden

ve uluslar arası kuruluşlardan istenecek yardımların belirlenmesi, gelen yardımların

98“Doğal Afetler Özel İhtisas Komisyonu Raporu”,2000,s.11-14

Page 109: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

102

koordine edilmesi ve izlenmesi konularında esasların belirlenmesi çalışmalarına

katılır.

6. Sağlık Bakanlığı

Sağlık Bakanlığının afetlere ilişkin başlıca görevleri şunlardır: İlk yardım ve

tedavi hizmetlerinin hızlı, etkin ve ihtiyaca cevap verecek şekilde yürütülmesini

sağlamak; çevre ve toplum sağlığını ilgilendiren her nevi koruyucu sağlık

hizmetlerinin yürütülmesi ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak; bulaşıcı

hastalıklarla mücadele ve aşılama hizmetlerinin yürütülmesini sağlamak; yetişmiş

insan gücü, tıbbi malzeme, ilaç vb. ihtiyaçların zamanında karşılanmasını sağlamak;

Bakanlığın sorumluluğundaki görevlerin eksiksiz ve süratle yerine getirilmesini

sağlamaya dönük afet planlarının hazırlanmasını sağlamak; gerekli direktifleri

vermek ve izlemek.

7. Ulaştırma Bakanlığı

Ulaştırma Bakanlığının afetlere ilişkin pek çok görevi bulunmaktadır.

Bunlardan başlıcaları şunlardır: Afetin meydana geldiğini ihbar veya yardım talepleri

için yapılacak haberleşmelerin parasız kabul edilip, muhataplarına ulaştırılmasını

sağlar; afet bölgesinin ülkenin her tarafı ile acil haberleşmesini sağlamak için gerekli

önlemleri alır; afetten zarar gören haberleşme araçları, tesis ve şebekelerini mümkün

olan en kısa zamanda hizmete sokar; afet ile ilgili haberleşmelere öncelik verir;

gerekli görülen afet ve geçici iskân bölgelerinde haberleşme tesis ve şebekesini

öncelikle kurar; Afetler Merkez Koordinasyon Kurulunca uygun görülen, yurt içi

yurt dışından çeşitli kuruluşlar tarafından gönderilecek kurtarma ve ilkyardım

Page 110: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

103

ekipleriyle her türlü malzeme, makine, alet, yiyecek, giyecek, barınma için

gönderilmiş eşya ve maddelerin her türlü ulaşım aracı ile gerekirse ücreti sonradan

ödenmek üzere sevkini sağlar; afet bölgesine veya afet bölgesinden başka gölgelere

yapılacak ikmal ve nakillerde gerekli önlemleri alır, takviyeleri yapar; afet

bölgesindeki demiryollarında, hava alanlarında, limanlarda meydana gelen hasarları

süratle giderir ve hizmete açar veya gerekli görülen yerlerde yenilerini yapar;

Bakanlığın sorumluluğundaki görevlerin eksiksiz ve süratle yerine getirilmesini

sağlamaya dönük afet planlarının hazırlanmasını sağlar; gerekli direktifleri verir ve

izler.

8. Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel

Müdürlüğü

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü; Kuruluş Kanununa göre taşkın kontrolü

ile ilgili olarak ‘Taşkın Suları ve Sellere Karşı Koruyucu Tesisler Meydana

Getirmek, bu Tesisleri Çalıştırma, Bakım ve Onarım Dâhil İşletilmesini Sağlamak’

ile görevlendirilmiştir. 99

1954 yılında Yasanın yürürlüğe konmasını takiben, kurum tarafından

günümüze kadar devam eden süreçte, sürekli olarak taşkın etütleri yapılarak

sonuçları ‘Taşkın Yıllığı’ adı ile yayınlanmaktadır.

Bu yıllıklarda taşkın olayının tarihi, oluş nedeni, meteorolojisi ve zararları

belirtilmekte, alınacak önlemler ve önerilere yer verilmektedir.

Türkiye akarsu havzalarında meydana gelen taşkınların nedenleri ile sonuçları

bu yıllıklarda verilen istatistikî bilgiler çerçevesinde yorumlanabilmektedir.

99 Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun, Kanun No: 6200, Resmi Gazete Sayı: 8592, 25.12.1953.

Page 111: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

104

Sel afetinden farklı olarak daha sınırlı alanlarda etkili olmakla beraber, daha

sık tekrar ettiği ve bu nedenle de zarar boyutunun önemli mertebelerde olduğu

görülmektedir. Önceden alınan koruma önlemlerinin bazı durumlarda sel riskini

tamamen ortadan kaldırdığı, bazı durumlarda ise ekonomik nedenlerle önceden kabul

edilen bir oranda azalttığı anlaşılmaktadır. Ancak, akarsu meralarına yakın düzensiz

kırsal yerleşmelerde veya kentsel mekânlarda zaman zaman yaşanarak can ve mal

kayıplarına neden olan su baskını olaylarının doğal bir olgu olan taşkınlardan ayırt

edilmesi gerekir.

Bu olayların büyük ölçüde bazı insan aktivitelerinin hidrolik ve hidrolojik

bilinçten yoksun bir şekilde gelişigüzel gerçekleştirilmesinden kaynaklandığı

görülmektedir.

9. Türkiye Kızılay Derneği

Türkiye Kızılay Derneği, 7269 sayılı yasaya dayalı olarak çıkarılan “Afetlere

İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik” in 69.

maddesi hükmüne göre, özet olarak:

- Afetten sonra, afet hizmetinin gereğine uygun olarak, özellikle sağlık, çadır

battaniye ve gıda malzemesi ikmali konusunda afetzedelerin yardımına koşmak,

- Yurt içinden ve yurt dışından gelen yardım malzemelerini teslim alıp

depolamak ve tahsis edilecek yerlere dağıtımını yapmak,

- Afet bölgesinin acil yardım ihtiyaçları konusunda uluslar arası Kızılay ve

Kızılhaç Dernekleri (LİG) ile temasa geçmek ve yurt dışından gelecek yardımlar

konusunda Dışişleri Bakanlığı ile işbirliği yapmak,

Page 112: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

105

- Afet öncesinde, muhtemel bir afet için hazırlıklı olmak adına, gerekli araç-

gereci temin ederek depolamak.....gibi faaliyetlerde bulunmaktadır.

17 Ağustos depreminde görülen hizmet eksiklikleri ve aksaklıklar üzerine

Kızılay'da da bir yeniden yapılanma süreci başlatılmıştır.

23 Eylül 1999 tarihinde yayımlanan 576 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile

Kızılay tarafından verilen hizmetlerin iyileştirilmesi için kamu kurum ve kuruluşlarında

çalışmakta olan personelin Kızılay'ın mevcut veya ihdas edilecek her düzeydeki

kadrolarında iki yılı geçmemek kaydıyla çalıştırmaya ve bu amaçla gerek görülecek

diğer önlemleri almaya Başbakanlık yetkili kılınmıştır.

Ayrıca, 28 Mart 2000 tarih ve 4552 sayılı Yasa ile Dernekler Kanununda

değişiklik yapılarak, Türkiye Kızılay Derneği'nin kuruluş amacına ve uluslararası

anlaşmalarla belirlenen nitelik ve durumuna göre düzenlenen tüzüğüne ve yasaların

verdiği görev ve yetkilere uygun olarak teşkilatlanacağı ve yönetileceği öngörülmüş,

Kızılay'ın; Genel Kurul Kararı üzerine tüzüğünü onaylamaya denetlemeye yetkili

mercilerin raporları üzerine organlarının görevlerine son vermeye, bunlar yerine

geçici kurullar oluşturmaya, tüzüğünü değiştirmeye, yürürlükten kaldırmaya ve

yeniden düzenlemeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Ancak 04.11.2004 tarihli

5253 sayılı Dernekler Kanunu ile Bakanlar Kurulu’na sadece Kızılay Derneği

Tüzüğü’nü onaylama yetkisi verilmiştir.

10. Ulusal Deprem Konseyi

21 Mart 2000 tarih ve 2000/9 sayılı Başbakanlık Genelgesiyle kurulması

öngörülmüştür. Depremle ilgili güncel konularda bilimsel tartışmalar sonunda

ulaşılan uzlaşma sonuçlarının kamuoyuna duyurulması amaçlanmaktadır. 8'i yer

bilimci, 8'i inşaat mühendisi, 4'ü diğer alanlardan (mimarlık, kent planlaması, sosyal

Page 113: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

106

bilimler, tıp, çevre mühendisliği vb) olmak üzere 20 uzmandan oluşmaktadır.

Bağımsız olarak görev yapmaktadır.100

Başlıca görevleri:

Bilim adamlarınca yapılan deprem tahminlerini bilimsel açıdan

değerlendirerek sağlıklı sonuçlar üretmek ve kamuoyunun bu konuda en güvenilir

bilgiyi sağduyulu biçimde alabilmesini sağlayacak açıklamalar yapmak,

Ülkemizin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, deprem zararlarının en aza

indirilmesine yönelik araştırma çalışmaları için öncelikli alanları belirlemek,

Deprem sorunlarına ilişkin konularda kamu yetkililerine danışmanlık

yapmak, gerekli görülen alanlarda politika ve stratejiler üreterek uygulamaya

yardımcı olmak,

Deprem tahminleriyle ilgili etik problemler içeren başvuruları

değerlendirmek, bu çalışmalarında Avrupa Konseyi'nin “Depremin Önceden

Tahminiyle ilgili Etik Kuralları”nı esas alarak uygulamaya yol göstermektir.

Konsey yılda en az dört kez olmak üzere gerekli görüldüğü zamanlarda

toplanacaktır. Sekretarya işleri TÜBİTAK tarafından yürütülecektir. Oluşumu

tamamlanan Konsey çalışmalarına başlamıştır.

11. Doğal Afet Sigortaları Kurumu

27 Aralık 1999 tarihinde yayımlanan 587 sayılı Kanun Hükmünde Kararname

ile meydana gelecek deprem afeti sonucu binaların yıkılması veya hasar görmesi

100 Ulusal Deprem Konseyi, Deprem Zararlarını Azaltma Ulusal Stratejisi, Nisan 2002, Ankara, s. 237.

Page 114: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

107

nedeniyle uğrayacakları zararların karşılanmasını sağlayacak zorunlu deprem

sigortasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Kat Mülkiyeti Yasası kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel

mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde konut olarak yapılmış binalar, bu binaların

içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız

bölümler ile doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile

yapılan konutlar zorunlu deprem sigortasına tabidir.101

Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığı bünyesinde kamu

tüzel kişiliğine haiz Doğal Afet Sigortaları Kurumu kurulmuştur.

B. AFET YÖNETİMİNDE SORUNLAR VE YENİ YAKLAŞIMLAR

1. Mevzuattan Kaynaklanan Sorunlar

7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle

Yapılacak Yardımlara Dair Kanun ve 88/12777 sayılı “Afetlere İlişkin Acil Yardım

Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik” afet olayının hemen sonrasında

merkezde “Afetler Merkez Koordinasyon Kurulu”, yerel düzeyde ise il/ilçe kurtarma

ve yardım komiteleri oluşturulmasını öngörürken Başbakanlık Kriz Yönetim

Merkezi Yönetmeliği merkezde “Kriz Koordinasyon Kurulu” ile bölgesel ve yerel

düzeyde Bölge Kriz Yönetim Merkezleri ile il/ilçe kriz merkezlerinin oluşturulmasını

öngörmektedir. Oysaki gerek merkezi gerekse yerel düzeyde her iki metnin

101 T.C. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi, “Deprem Sonrası Teşkilatlanma”, Depremler 1999, Ağustos 2000, s. 238.

Page 115: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

108

öngördüğü örgütlenmeleri oluşturacak görevliler, çok az farklılık olmakla beraber,

aynıdır.102

Toplumu tehdit eden afetlerin vukuunda, yapılacak ilk iş en hızlı ve en etkili

şekilde afet bölgesine ulaşmak ve afetzedelerin yanında olmaktır. Toplumun ihtiyaç

duyacağı hizmetleri tam anlamıyla yerine getirmek ise afet öncesi oluşturulacak

sürekli ve deneyim sahibi kadroların işidir. Süresi ne olursa olsun, geçici görevli ve

deneyim sahibi olmayan bireylerden oluşan komiteler/komisyonlar vasıtasıyla hizmet

sunmak ve bu hizmette etkin olmak mümkün değildir. Kaldı ki afet öncesinde ve

sonrasında yapılacak pek çok iş ve işlem vardır. Bu nedenle afet gibi yaşamsal

öneme sahip bir olayla, adına Komite veya Komisyon denilen geçici kurullar eliyle

sadece kamu kurum ve kuruluşlarının ellerindeki olanakların harekete geçirilmesi

suretiyle mücadele edilemeyeceğini bugüne kadarki uygulamalar göstermiştir.103

Afet yönetiminin farklı mevzuat metinlerinde düzenlenmesinde karşılaşılan

önemli bir sorun, bu farklı düzenlemelerin afetlerde görev alacak kurum ve

kuruluşların yetki, görev ve sorumluluklarında belirsizliğe yol açmasıdır. Örneğin;

7126 Sayılı Sivil Müdafaa Kanunu’nun değişik 1.,2.,3.,5.,ve 6. maddelerinde afetlere

karşı her türlü silahsız koruyucu kurtarıcı tedbir ve faaliyetler sivil savunmanını

tanım ve kapsamı içinde değerlendirilirken; 7269 sayılı umumi Hayata Müessir

Afetler Dolayısıyla Alınacak Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, afetlerde alınacak

her türlü koruyucu ve kurtarıcı tedbirleri ayrı bir konu olarak düzenlemekte, sivil

102 Abdullah YILMAZ, “Türk Kamu Yönetiminin Sorun Alanlarından Biri Olarak Afet Yönetimi ve Karşılaşılan Sorunlar, Marmara Depremi Örneği”, Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sivas 2001, s.197. 103 “Genel Hayata Etkili Afetlerde Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun Tasarısı’na Ait Görüşlerimiz”, Sivil Savunma Dergisi, Yıl 33, S.123, Ocak-Şubat-Mart-1991, s.27.

Page 116: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

109

savunma teşkilatının afetlerdeki rolünü düzenlediği 4. maddesinde teşkilatın görev ve

sorumluluğunu “yapılan kurtarma ve yardım işlerine katılmakla sınırlamaktadır.104

Hâlihazırdaki uygulamalar ve karşılaşılan güçlükler devletin güç ve

kaynaklarının afet öncesinde planlanmasında ve afet sonrasında kullanılmasında tek

otoriteye ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Meydana geldiklerinde toplumun ihtiyaç

duyacağı hizmetlerin benzer ve iç içe olduğu “Düşman saldırıları”, “Afetler” ve

“Büyük yangınlar” için farklı yasal düzenlemeler yapılması ve düşman saldırıları için

İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğüne, afetler için Bayındırlık ve

İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğüne, yangınlar için ise Belediyeler

bünyesindeki itfaiye teşkilatlarına görevler verilmesi tarzı hatalıdır. Hemen hemen

aynı etkilere, aynı hasar ve zayiata karşı aynı yöntem ve araç-gereçlerle yapılacak

olan her üç haldeki acil kurtarma ve yardım işlerinin, aynı mevzuat ve teşkilat

kapsamında düzenlenmesi, bütünleştirilmesi daha yararlı ve daha verimli olacaktır.

Zira ayrı ayrı görevlendirmeler kaynak israfıdır, gücün parçalanmasındır.105

2. Uygulamadan Kaynaklanan Sorunlar

Türkiye’de meydana gelen afet olayları esnasında gerçekleştirilen kriz

yönetimi uygulamalarında karşılaşılan sorunlar çok çeşitlidir. Esen bu sorunları şu

başlıklar altında toplamaktadır.106

- Mevcut kriz yönetiminin genel sorunları,

- Ulaşım hizmetlerinde yaşanan sorunlar,

- Altyapı sorunları,

104ibid, s.26-27. 105 İbid, s.26-27. 106 Kasım ESEN, “17 Ağustos 1999 Marmara, 12 Kasım 1999 Düzce Depremleri Işığında Olası Benzeri Depremlerde Kullanılması Gereken Tecrübeler”, Türk İdare Dergisi, Yıl 72, S.428, Eylül 2000, s.31-49.

Page 117: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

110

- Kurtarma ve tahliye sorunları,

- Emniyet ve asayiş sorunları,

- İnsani yardım malzemelerinin kabulü, kaydı, depolanması ve dağıtımı ile

ilgili lojistik sistemin kurulmasında yaşanan sorunlar,

- Mühendislik açısından yaşanan sorunlar,

- Geçici barınma sorunları.

Doğal afetler nedeniyle ilkyardım, kurtarma ve yardım hizmetlerinde

bulunmakla yükümlü tutulan Belediyelerin, sadece kendi belde sınırları, görev

sahaları içinde değil, diğer il, ilçe, belde ve köylerde de bu hizmetleri yürütebilme

imkânının sağlanması önemli bir gelişme olup, muhtemel doğal afetlerde, afetten

doğrudan etkilenen beldelere mücavir diğer beldelerin gecikmeden kurtarma ve

yardım hizmetlerinde bulunarak, afetzedelerin acılarını dindirme ve ihtiyaçlarını

karşılamalarına imkân sağlayacaktır. 107

KHK/586 ile: 11 il’de (Adana, Afyon, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Erzurum,

İstanbul, İzmir, Sakarya, Samsun, Van,) 120’şer kişilik Sivil Savunma Arama ve

Kurtarma Birliklerinin kurulması, ayrıca birlik kurulmayan illerde, illerin büyüklüğü

ve hassasiyeti dikkate alınarak, Mülki İdare Amirlerinin emrinde 10, 20 veya 30

personelden oluşan İl Arama ve Kurtarma Ekiplerinin kurulması öngörülmüştür.

KHK/586 ile öngörülen Sivil Savunma birliklerinin, birlik kurulmayan illerde

ise İl Arama ve Kurtarma ekiplerinin bir an önce kurulması, çağdaş araç, gereç ve

malzeme ile donatılmasının, doğal afetlere en seri ve etkin şekilde müdahale

yönünden ne kadar hayati olduğunu unutulmamalıdır.

107 H.Engin ŞENALP, “Doğal Afetlerde Yerel Yönetimlerin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Yükümlülükleri”, İdarecinin Sesi, C.14, S.78, Ocak-Şubat, 2000, s.49.

Page 118: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

111

Geray’a göre her düzeydeki politikacılar ve yöneticiler ile ilgili

sorumlulukların açık seçik ortaya çıkması gerekir. Şöyle ki bunlar:108

- Yıkım olaylarına karşı önceden haber alma ve uyarı, ilk yardım ve kurtarma,

geçici ve sürekli barınma konularına, kısaca yıkımın verdiği zararları en aza

indirmeye ilişkin gerekli yöneltileri üretmemişler, önlemleri almamışlar,

- Bu yöneltilere dayanak olan yasal ve yönetsel düzenlemeleri yapmamışlar,

- İmar planları, yasaları uygulamamışlar,

- Çıkarcılarla işbirliği yapmışlar, onların çıkar ortaklıkları kurmuşlar,

- Yapı denetimi ihmal etmişler,

- Yapı polisini ve uzmanlık yargıçlarını oluşturmamışlar,

- Meslek odalarının bilimsel kuruluşların uyarılarına kulak tıkamışlar,

-Endüstriyel kuruluşların, barajların, enerji santrallerinin, insan

yerleşmelerinin ülke düzeyine dengeli ve sağlıklı dağılımını sağlamak

amacıyla yöneltiler gütmemişler,

- Yolsuzlukların, ihmallerin üzerine gitmemişler,

- Ülke ve kent topraklarını birtakım vurgunculara yerli yabancı holdinglere

peşkeş çekmişler,

- Endüstriyel kuruluşların insan yerleşmelerine ve çevreye yaratacakları

tehlikeleri dikkate almamışlar, bunların kent içinde ve bölgede yığılmalarını

özendirmişler,

- Yıkım olayı olasılığının yüksek olduğu yerlerde ve ülkenin her yanında bu

olayların hafif atlatılması, can kaybının önlenmesi, kısacası korunma, kurtarma ve

108 Cevat GERAY, “Marmara’daki Son Depremden Ders Alabilecek Miyiz?”,Kent Kooperatifçiliği, Türkiye Kent Kooperatifleri Merkez Birliği Süreli Yayını, S.109-111,Haziran-Ağustos, s,6-7

Page 119: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

112

yardımlaşma konularında halkın bilinçlenmesini sağlayacak bir duyarlılık eğitim

verilmesi yoluna gitmemişlerdir.

3. Afet Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar

Afet yönetimi konusunda son dönemde ülkemizde yaşanan gelişmelerin

temelinde İstanbul ve Düzce depremleri yatmaktadır. Yıllardır yazılıp çizilmesine

rağmen bir türlü gerekli çalışmaların yapılmadığı ülkemizde, nüfusun yoğunlaştığı ve

ülke GSMH’nin büyük bir kısmının üretildiği bu bölgede meydana gelen yıkım, bazı

yapısal değişiklikleri de beraberinde getirmiştir. Bunlardan bir bölümünü kurumsal

düzenlemeler, diğer bölümünü ise uluslar arası ilişkiler oluşturmaktadır. Bu bölümde

bu konulara değinilecektir.

Yaşadığımız son büyük depremlerden sonra, özellikle Dünya Bankasının

yardım şartlarından biri olarak karşımıza çıkan Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel

Müdürlüğü, yeni bir kurum olarak yerini aldığında mevcut sisteme yeni bir soluk

getiremeyeceği düşünülmüştü. Bu eleştiride haklılık payı yok da değil. Genel

Müdürlüğün görevleri, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Genel

Müdürlüğü ve Kızılay’ın görevleri ile örtüşmektedir. Bu durumun kargaşaya

sebebiyet vereceği açıktır. Örneğin uluslar arası alanda afet yardımlaşması

konusunda koordinatör kurum TAY Genel Müdürlüğü’ dür. Bununla birlikte afet

yönetiminde değişimin kaçınılmazlığı karşısında, 17 Ağustos depreminden sonra çeşitli

ülkelerdeki afet yönetim sistemleri incelenmiş, ülkemizde afet yönetiminin çağdaş bir

anlayışla yeniden yapılandırılması amacıyla, Amerika Birleşik Devletleri Federal

Olağanüstü Hal Yönetim Ajansı (FEMA) ile işbirliği yapılması kararlaştırılmıştır. Bu

bağlamda, Afet işleri Genel Müdürlüğü ile FEMA arasında "Doğal ve Doğal Olmayan

Teknolojik Afetleri Önleme ve Müdahale Etme Alanında işbirliği Niyet Protokolü"

Page 120: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

113

imzalanmıştır. Protokol 10 Aralık 1999 tarih ve 99/13872 sayılı Bakanlar Kurulu

Kararıyla onaylanmıştır. Bu Protokole dayanarak, 16 Haziran 2000 tarihinde, ülkemiz

ile ABD arasında "Afetlere Ön Hazırlık ve Afet Yönetimi Alanında Türk-Amerikan

işbirliği 2000 Yılı Çalışma Planı" imzalanmıştır. Bu çalışmanın TAY Genel

Müdürlüğü ile yapılması gerekirdi. Çünkü Uluslar arası koordinasyondan bu Genel

Müdürlük sorumludur.

TAY Genel Müdürlüğünün uluslar arası ilişkiler konusundaki çalışmaları

önemlidir. Bunlar:

Güneydoğu Avrupa Savunma Bakanları Süreci:

1- Güneydoğu Avrupa Sivil - Asker Olağanüstü Hal Planlama Konseyi

(CMEP) Ülke Koordinatörlüğü

2- Güneydoğu Avrupa Simülasyon 2002 (SEESIM) tatbikatına katılım ve

2004 yılında Türkiye’de yapılacak bu tatbikata Genelkurmay Başkanlığı ile birlikte

ev sahipliği,

3- İstikrar Paktı - Afet Hazırlık ve Önleme İşbirliği Girişimi (DPPI)

4- Güneydoğu Avrupa Savunma Bakanları sürecinde oluşturulan ve Genel

Kurmay Başkanlığı koordinatörlüğünde yürütülen SEEBRİG (Güneydoğu Avrupa

Barış Tugayı) faaliyetlerinde sivil asker unsurların doğal afetlerde kullanılmasına

yönelik yürütülen çalışmalar.

NATO Çerçevesinde Yürütülen Çalışmalar:

NATO - Avrupa - Atlantik Afet Müdahale Koordinasyon Merkezi

(EADRCC)

İkili Düzeyde Yürütülen Çalışmalar:

1- Türk - Yunan Afet Görev Gücü (JHET – SDRU)

Page 121: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

114

2- Türk - Macar ikili işbirliği.

BM Düzeyinde Yürütülen Çalışmalar:

1- Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Ofisi (OCHA)

2- Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (UN-WFP)

3-Akdeniz diyalogu çerçevesinde afetlerin önlenmesine yönelik olarak

Akdeniz ülkeleri ile Türkiye arasında yürütülen çalışmalar:

ABD İle Birlikte Yürütülen Bölgesel İşbirliği GUUAM (Gürcistan, Ukrayna,

Özbekistan, Azerbaycan, Moldova) ülkeleri, ABD ve Türkiye arasında Bölgesel

İşbirliği ve Kriz Yönetimi çerçevesinde yürütülen çalışmalar.

Uluslar arası ilişkilerdeki önemli bir hususta işbirliğinin silahlı kuvvetler

ekseninde gerçekleşmesidir. Bunun birinci nedeni sivil arama ve kurtarma

ekiplerinin yetersizliği ikincisi ise afet durumunda askerlerin daha hızlı hareket

edebilmesidir. Emir komuta, arama ve kurtarmada donanım kadar önemli olmaktadır.

Diğer bir hususta afete sadece sivillerin değil askerlerinde maruz kalmasıdır.

Uluslar arası alandaki gelişmelerden de daha önemli bir gelişmede, Yapı

Denetim Komisyonlarının kurulmasıdır. Yıllardır sağlıklı bir yapı denetim sistemi

kurulması planlarda yer almasına rağmen gerçekleşmemişti. Bunun gerçekleşmesi

gerçekten önemli bir başarıdır. Çünkü yapıların sanat ve fen usullerine uymasının

sağlanması ve sağlanamaması durumunda bundan yapı denetim komisyonlarındaki

mühendis ve mimarların sorumlu tutulması, afet zararlarının azaltılmasında

önemlidir.

17 Ağustos depreminde görülen hizmet eksiklikleri ve aksaklıklar üzerine

Kızılay’da da bir yeniden yapılanma süreci başlatılmıştır. Bu amaçla hizmetlerin

iyileştirilmesi için kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmakta olan personelin iki yılı

Page 122: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

115

aşmamak üzere Kızılay’da çalıştırılmasına Başbakanlık yetkili kılınmıştır. Ayrıca

Dernek Tüzüğündeki görevleri ve uluslar arası yükümlülükleri doğrultusunda

teşkilatlanacağı hüküm altına alınmıştır. Bir diğer hususta Dernekler Kanunu ile

Bakanlar Kuruluna, Kızılay Derneği Tüzüğünü onaylama yetkisi verilmiştir. Bu

durum Kızılay gibi önemli bir derneğin hükümet tarafından kontrol altında tutulması

şeklinde değerlendirebiliriz.

Afetle ilgili olarak yaşanan sıkıntıların en önemlilerinden birisi de bilimsel

olmayan açıklamaların kamuoyuna duyurulmasıdır. Bu sorunun bertaraf edilmesi ve

çalışmalara bilimsel bir yapı kazandırmak amacıyla, 21 Mart 2000 tarihinde Ulusal

Deprem Konseyi kurulmuştur. 20 uzmandan oluşan konsey bağımsız olarak görev

yapmaktadır. Konseyin sekreteryası TÜBİTAK tarafından yürütülmektedir. Bu

konseyin en büyük özelliklerinden bir tanesi de Avrupa Konseyi’nin “Depremin

Önceden Tahmini ile İlgili Etik Kuralları”nı esas alarak ilgili kurumlara yol

göstermesidir. Bu durum, Türk afet yönetiminin uluslar arası kurumlar tarafından

yönlendirildiğini göstermesi açısından önemlidir.

Afet sonucu oluşan yıkımın finanse edilmesi en önemli sorunlardan birisidir.

Bu finansmanı sağlamak, afet sonrası toplanan yardımlarla değil, afet öncesi

oluşturulacak yapısal bir finansman sistemi ile mümkündür. Bu amaçla 27 Aralık

1999 tarihinde Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığı

bünyesinde kamu tüzel kişiliğine haiz Doğal Afet Sigortaları Kurumu kurulmuştur.

Böylece afetzedeler yapısal bir sigorta güvencesine kavuşmuştur. Ancak toplumun

bu güvenceye ilgi gösterdiği söylenemez.

Page 123: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

116

SONUÇ

Ülkemizde Afet Yönetimi denilince, bir afet olayından sonra uygulanan

Kurtarma ve İlkyardım, çalışmaları gelmekte ve başarı ya da başarısızlık buna göre

değerlendirilmektedir. Yara sarma politikası olarak adlandırılabilecek bu tür

yaklaşımlardan vazgeçilip afet yönetim yapısının afet öncesi, sırası ve sonrasına

dönük olarak yeniden tasarlanması gereklidir.

Afet Yönetimi içerisindeki tüm kamu kurum ve kuruluşları ile STK’ların

Toplam Kalite Yönetimi anlayışı ışığında faaliyetlerini devam ettirmeleri

sağlanmalıdır. Zira Toplam Kalite Yönetim felsefesinde önleyicilik egemendir. Hata

yapıp, bunu tespit etmek yerine, öngörüye dayalı önlemler almak, Toplam Kalite

yönetiminin temelidir.

Bunların yanı sıra daha etkili bir Afet Yönetim gerçekleştirebilmenin diğer

bir şartı ise mevzuat kargaşasından kurtulmaktır. Afete yol açan her olaydan sonra,

çıkan aksaklıkları düzeltmek amacıyla yalnızca mevcutların tekrarı niteliğinde yeni

yasal düzenlemelere gitmek zaten pratiğe geçirilme sorunu yaşanan yasal

düzenlemeler daha da içinde çıkmaz hale getirilmektedir. Buna en iyi örnek 17

Ağustos 1999 depreminden sonra bir Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulan

Türkiye Acil Durum Yönetimi Başkanlığı gösterilebilir. Bu durum kısa bir süre sonra

yeni bir değişiklik ile Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü şeklinde

değiştirilmiştir. Oysa mevcut düzenlemeler düşünüldüğü zaman böyle bir

yapılanmaya gitmenin hiçbir faydası olmadığı gibi yönetsel kargaşaya dahi yol

açabilir. Bu nedenle tüm yetkilerin TAY Genel Müdürlüğü bünyesinde toplanarak,

personel ve donanımların buraya aktarılması veya Acil Durum Bakanlığı’nın

Page 124: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

117

kurulması gerekir. Birçok bakan afet durumu ile ilgileneceğine tek bir bakanın

zamanını bu işe ayırması yararlı olacaktır.

Bununla beraber Sivil Savunma Arama ve Kurtarma birliklerinin kuruluş,

görev ve çalışma esaslarını belirlemeye yönelik bir yönetmeliğin yayınlanması ise

pratik uygulamaya geçirme açısından detay gerektiren bu konudaki mevzuat

boşluğunu doldurmuştur.109

Afet öncesi dönemde, köylere kadar her bir bölgenin ve yerleşim yerinin

haritaları, yerleşim planları, binaların yapı ve konumu, her bir evde yaşayan insanlar

hakkındaki ayrıntılı bilgileri bilgisayara işlemek ve bir bilgi bankası oluşturmak

gereği vardır. Çünkü bir afet anında, o bölgede afetten etkilenen bina ve tesisler ile

bir arada yaşayan insanlar hakkındaki ayrıntılı bilgiler derhal arama, kurtarma ve

yardım ekiplerine ulaştırabilecektir. Bu konuda Japonya’daki uygulamalar örnek

alınabilir.

Son tahlilde şunu söylemek gerekir: Etkili bir afet yönetimi sağlamak adına

şu ana kadar söylediklerimizin üstüne daha birçok husus eklenebilir. Ancak temel

olarak ele alınması gereken konu, her şeyde olduğu gibi insan unsurudur. Bilinçli

toplum oluşturamadığımız sürece ne kadar yasal ve teknik tedbir alırsak alalım, değil

afet anını yönetmek, olağan yönetimi dahi gerçekleştirmek mümkün olmayacaktır.

109 Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlikleri ve Ekiplerinin Kuruluşu, Görevleri, Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete Sayı: 24116, 21.07.2000, s.4-21.

Page 125: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

118

KAYNAKÇA

ALEVCAN, B. Rıdvan. “Radyasyonlu Ortamda Yaşam ve Korunma Yöntemleri”, Sivil Savunma Dergisi Yıl: 2, S.6-7, Nisan-Eylül 1999, s. 14-17.

BABÜROĞLU, Selahattin. Deprem ve Devlet, Ankara, TBMM Vakıf Ofset

Tesisi,1988. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği, Yönetmelik No: 96/8716, Resmi

Gazete No: 22872, 09.01.1997. Belediye Kanunu, 5393 Sayılı, 13.07.2005 Tarih ve 25874 Sayılı Resmi Gazete. Çığ El Kitabı, Afet-Çığ Grubu, Ankara, 1999. Devlet Su İşleri Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun, Kanun No:

6200, Resmi Gazete Sayı: 8592, Tarih:25.12.1953. Devlet Teşkilat Rehberi, Ankara, TODAİE Yayını, 1988. Doğal Afetler Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı, “Deprem Alt Komisyonu,

Basılmamış Raporu”, Ankara, 2000. Doğal Afetler Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı, “Meteorolojik Kaynaklı Doğal

Afetler Alt Komisyonu, Basılmamış Raporu”, Ankara,2000, s.5. Dernekler Kanunu, 04.11.2004 Tarih ve 5253 Sayılı Kanun EMREALP, Sadun. Belediyelerde Kriz Yönetimi. İstanbul, T.C. Başbakanlık Toplu

Konut İdaresi Başkanlığı Yayını, 1993, s.17. ERGÜNAY, Oktay. “Afet Yönetimi Nedir? Nasıl Olmalıdır?” Erzincan ve Dinar

Deneyimleri Işığında Türkiye’nin Deprem Sorunlarına Çözüm Arayışları,

TÜBİTAK Deprem Sempozyumu Bildiriler Kitabı. 15-16 Şubat 1996, s.263-272. ERGÜNAY, Oktay. “Acil Yardım Planlaması ve Afet Yönetimi”, Uzman Der

Dergisi, Yıl: 2, S.6-7, Nisan-Eylül-1999, s.17-14. ERGÜNAY, Oktay. “Afet Yönetiminde İşbirliği ve Koordinasyonun Önemi”, Afet

Yönetiminin Temel İlkeleri, JICA Türkiye Ofisi, Mart 2005, Ankara, s.10. ERGÜNAY, Oktay.”Afet Yönetimi”, Emergency Türkiye 93 First International

Disaster Relief and Prevetion, Civil Defence, Public Security and First Aid Exhibition, November 23-27, 1998, s.2.

Page 126: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

119

ERKOÇ, Turan, BARDAN Belgin, HAMZAÇEBİ Gülşah. Deprem Nedir?, T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, 2000, s.1.

ESEN, Kasım, “17 Ağustos 1999 Marmara, 12 Kasım 1999 Düzce Depremleri

Işığında Olası Benzeri Depremlerde Kullanılması Gereken Tecrübeler”, Türk İdare Dergisi, Yıl:72, S.428 Eylül, 2000, s: 31-49.

FİRİK, Mehmet, “Gönüllü Kaynaklar ve Sivil Toplum Kuruluşları, Afet Yönetiminin

Temel İlkeleri, JİCA Türkiye Ofisi, Mart 2005, Ankara, s.16. GERAY, Cevat, “ Marmara’daki Son Depremden Ders Alabilecek miyiz?”, Kent

Kooperatifçiliği, Türkiye Kent Kooperatifleri Merkez Birliği Süreli Yayını, Ankara, Haziran- Ağustos, S.109–111, s. 6-7.

GERAY, Cevat. “Türkiye’de Yıkım (Afet) Olayları Karşısında Önlemler ve

Örgütlenmeler”. Amme İdaresi Dergisi. C. X, Eylül–1997, s. 91. GERAY, Cevat. “Yıkım (Afet) Olaylarında Kurtarma, İlkyardım, Konutlandırma ve

Yerleştirme Önlemleri.” Amme İdaresi Dergisi. C. X, S. 4, Aralık -1997, s.66.

GÜRER, İbrahim ve Ömer Murat YAVAŞ. “Anadolu’da Çığ Sorunu”. Sivil

Savunma Dergisi. Yıl: 36, s.135, Ocak-Şubat-Mart 1994, s.15–29. GÜRER, İbrahim, “Doğu Anadolu’da Kar Örtüsü ve İlkbahar Taşkınlıkları”.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı İle Belediyeler. Yıl: 6, S. 15, s. 17–26. Gönüllülerin Sivil Savunma Hizmetlerine Katılma Esasları Yönergesi, İçişleri

Bakanlığı’nın 05.05.2000 Gün ve 130 Sayılı Yönergesi. İl Özel İdaresi kanunu, 5302 Sayılı, 04.03.2005 Tarih ve 25745 Sayılı Resmi

Gazete. Kamu Yönetimi Sözlüğü, Ankara TODAİE, 1998, s.155. KEÇECİ, Muzaffer, “Doğal Afetlerde Bulaşıcı Hastalıklar ve Çevre”, Bayındırlık

ve İskan Bakanlığı İle Belediyeler, Yıl: 8, 1994, s. 24. Mc Holloway J.A, Yerel Yönetim ve Kriz Yönetimi, (Çev. Ömer BULUT), 2. B,

İstanbul, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı yayını, 1995, s.2. SARP, Nilgün. “Sağlık Hizmetlerinde Afet Yönetimi”. Deprem Araştırma

Enstitüsü Bülteni. Yıl:26, S. 81, Temmuz 1999. s. 29. Sivil Savunma Dergisi, Yıl: 37, S:140, Nisan-Mayıs-Haziran 1995, s.12–17. Sivil Savunma Dergisi, Yıl: 33, S:123, Ocak-Şubat-Mart 1991, s.27

Page 127: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

120

Sivil Savunma İle İlgili Kanun Tüzük ve Yönetmelikler, Ankara: T.C. İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü Yayını, 1994, s.361.

ŞENALP, H. Engin. “Doğal Afetlerde Yerel Yönetimlerin Görev, Yetki, Sorumluluk

ve Yükümlülükleri”, İdarecinin Sesi, C. 14, S.78, Ocak-Şubat 2000, s. 49. TAYMAZ, Mustafa, “Doğal Afet Zararlarını Azaltma Çalışmaları”, Afet ve Afet

İşleri Genel Müdürlüğü, S.2, 2001, s. 4-5. TURAL, Osman. “86. Dönem Kaymakamlık Ders Notları”, T.C. İçişleri Bakanlığı

Eğitim Dairesi Başkanlığı Yayını. Ankara, 2002, C. II, s.1. Türkçe Sözlük, C. I Hazırlayanlar: Hasan EREN ve Diğerleri, Ankara, Türk Dil

Kurumu Yayınları, Yayın No: 549, 1988, s.18 Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün Kurulması Hakkında

KHK, 22.11.1999 Sayılı Resmi Gazete. T.C. Başbakanlık kriz Yönetim Merkezi “Deprem Sonrası Teşkilatlanma”,

Depremler 1999, Ağustos 2000, s.238. Türkiye Kızılay Derneği Tüzüğü, 06.02.2004 Tarih ve 2004/6800 Sayılı Bakanlar

kurulu Kararı. Ulusal Deprem Konseyi, Deprem Zararlarını Azaltma Ulusal stratejisi, Nisan

2002, Ankara, s.237. Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak

Yardımlara Dair Kanun, Kanun No: 7269, Resmi Gazete Sayı: 10213 Tarih: 25.05.1959.

YAVAŞ, Hikmet. “Doğal Afetler ve Kriz Yönetimi.” Yerel Yönetim ve Denetim.

C. VI. S.2, Şubat 2001. s.50–55. YAVUZ, Fehmi, GERAY, Cevat, KELEŞ, Ruşen. Şehircilik. “Toplum Olaylarını

Etkileyen Yıkım (Afet) Olayları”, Ankara, 1978, s.1–13. YILMAZ, Abdullah. “Türk Kamu Yönetiminin Sorun Alanlarından Biri Olarak Afet

Yönetimi ve Karşılaşılan Sorunlar, Marmara Depremi Örneği”, Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sivas, 2001, s. 1–304.

Page 128: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

121

EK-1

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI SİVİL SAVUNMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İLE

............. KURULUŞU ARASINDA DÜZENLENEN PROTOKOL

l - TARAFLAR; "İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile ......

.............. dır.

2. - AMAÇ : Ülkemizde meydana gelebilecek, deprem, sel, çığ, toprak

kayması ve diğer afetlerde, arama, kurtarma ve yardım faaliyetlerinde, sivil savunma

eğitim ve tatbikatlarında sivil savunma teşkilatı ile işbirliği içinde çalışmalarını

sağlamaktır.

3 - KAPSAM ; Afetler ile buna ilişkin eğitim ve tatbikatlarda Sivil Savunma

Genel Müdürlüğü ile ........................................ arasında arama, kurtarma ve yardım

hizmetleri için yapılacak işbirliği esaslarını kapsar.

4 - HUKUKİ DAYANAK : Bu protokol; 7126 Sayılı "Sivil Savunma

Kanununun 11 ve Ek-8 inci maddeleri, 6/3150 Karar Sayılı "Sivil Savunma İle İlgili

Şahsi Mükellefiyet, Tahliye ve Seyrekleştirme Planlama ve Diğer Hizmetler

Tüzüğü"nün 3 üncü ve 25 inci maddelerine ve (varsa) kuruluşun kendi mevzuatına

istinaden düzenlenmiştir.

5 - SORUMLULUK :Bu protokol ile tespit edilen hususların

uygulanmasından Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile ......................... kuruluşu

sorumludur.

6- YAPILACAK İŞİN MAHİYETİ VE İŞBİRLİĞİ:

....... kuruluşu; sivil savunma hizmetlerinde görevlendireceği kişilerin

listesini (adı, soyadı, görevi, adresi, telefon numarası) Sivil Savunma Genel

Page 129: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

122

Müdürlüğü'ne, ayrıca görev belgesi düzenlenmesi amacıyla; aynı liste ile birlikte 2

şer adet fotoğraflarını, gönüllülerin bulunduğu ilin sivil savunma müdürlüklerine

gönüllü işlemleri için verecektir.

18–65 yaşları arasındaki kişilere görev verilecektir.

Sivil Savunma Müdürlüklerince, adı geçen kuruluşun, sivil savunma

hizmetlerinde görevlendireceği her personel için Sivil Savunma Gönüllüsü Görev

Belgesi ve Görev Kartı düzenlenecektir. Gönüllüler Görev Belgesini görevleri

süresince yakalarına takacaklardır. Kuruluş, gönüllü olarak bildirdiği kişilerden

görevi sona erenleri derhal Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile Sivil Savunma

Müdürlüğü'ne bildirecek ve görev belgelerini de sivil savunma müdürlüklerine iade

edecektir.

Kuruluş; bir afet vukuunda acil kurtarma ve yardım çalışmaları için özellikle

görevlendireceği kişilerin listesini faksla, telefonla veya elden Sivil Savunma Genel

Müdürlüğü ve Sivil Savunma Müdürlüğü'ne bildirecektir.

Sivil Savunma Genel Müdürlüğü veya il, ilçe sivil savunma müdürlüklerince

yapılacak sivil savunma tatbikatlarına gönüllülerin de katılmaları sağlanacaktır.

f) Taraflar, birbirleri ile yardımlaşma yapabilecekleri konuları saptayarak bu

konularda karşılıklı yardımlaşmayı sağlamak üzere ortak eğitim ve tatbikat

çalışmaları düzenleyebileceklerdir.

Gönüllüler; afetlerde görevleri ile ilgili basına bilgi vermeyeceklerdir. Bu

konularda bilgi verme yetkisinin, il Valisine veya İçişleri Bakanına ait olduğu

belirtilecektir.

Page 130: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

123

h) Kuruluşun eğiticileri merkezde veya illerde düzenlenecek kurslarda, sivil

savunma konularında eğitilmeleri sağlanacaktır. Eğitilen personel de diğer

gönüllülerin yetiştirilmesi için eğitimler düzenleyecektir.

Afet haberini alan veya gören kişi, belgesini ibraz etmek suretiyle afet

haberini en kısa sürede mülki idare amirine ve sivil savunma yetkilisine bildirecektir.

Haberleşmeye ilişkin bilgiler EK-l dedir. Değişiklikler taraflarca 30 gün içinde

bildirilecektir.

Gönüllülerin sivil savunma konularında tazeleme eğitimleri; sivil savunma

arama ve kurtarma birlik müdürlüklerince, birlik bulunmayan ilerde sivil savunma

müdürlüklerince mahallinde yaptırılacaktır.

1) Gönüllüler;

(1) Afet nedeniyle kaybolan kişilerin aranması,

(2) Enkaz altında mahsur kalanların kurtarılması,

(3) Yiyecek ve içecek hazırlanması ve dağıtılması,

(4) Afetzedelere giyecek dağıtılması,

(5) Evsiz kalanların çadırlara yerleştirilmesi için çadırların kurulması,

(6) Kurtarılan afetzedelere ilk yardım yapılması,

(7) Gerektiğinde, çalışma yapılan enkazın çevre güvenliğinin sağlanması,

gibi benzeri hizmetlerde görevlendirilir, sivil savunma personelinin

yönetiminde görev yaparlar. Kriz Merkezleri veya sivil savunma yöneticilerinin sevk

ve idaresi dışında hareket eden sivil toplum örgütleri ve gönüllüler; sivil savunma

gönüllülerine tanınan haklardan yararlanamazlar.

Gönüllü kişi ve kuruluşlar; günlük olarak ve ayrıca görev sonunda

faaliyetlerini kapsayan rapor düzenleyerek kriz merkezine vereceklerdir.

Page 131: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

124

Gönüllü kuruluş; sivil savunma teşkilatı dışında, kişi ve kuruluşlardan almış

oldukları eğitimlerin süre, nitelik ve konularını sivil savunma birimine

bildireceklerdir.

7 - GÖNÜLLÜLERİN HAKLARI:

Bu protokolün 6/d maddesi uyarınca, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü'ne

ismi bildirilen ve sivil savunma hizmetlerinde görev verilen gönüllüler; sivil

savunma mevzuatına göre gönüllülere verilen görev ve sorumlulukları taşırlar ve

bunlara tanınan haklardan yararlanırlar.

8 - PROTOKOLÜN YÜRÜRLÜĞÜ:

Protokol, imzalanması ile birlikte yürürlüğe girer ve l yıl süre ile yürürlükte

kalır.

Taraflardan biri yazılı olarak protokolü sona erdirmek istediğini karşı tarafa

süre bitiminden bir ay önce bildirmesiyle protokol sona erer, aksi halde her

defasında, bir yıl süreyle kendiliğinden yenilenmiş sayılır.

Taraflar her zaman için bu protokol üzerinde anlaşarak maddelerde

değişiklikler yapabilir ve ek maddeler koyabilirler.

9 - PROTOKOLÜN DÜZENLENMESİ:

Bu protokol, bu madde ile birlikte 9 madde ve 3 sayfadan ibaret olup / / 2000

tarihinde taraflarca imzalanarak yürürlüğe konulmuştur.

Kurum Yetkilisi İçişleri Bakanlığı Yetkilisi

Page 132: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

125

EK-2

………….VALİLİĞİ SİVİL SAVUNMA MÜDÜRLÜĞÜ İLE

........KURULUŞU ARASINDA DÜZENLENEN PROTOKOL

1 - TARAFLAR; .... ..Valiliği ile ........ .dır.

2 - AMAÇ ; Ülkemizde meydana gelebilecek, deprem, sel, çığ, toprak

kayması ve diğer afetlerde, arama, kurtarma ve yardım faaliyetlerinde, sivil savunma

eğitim ve tatbikatlarında sivil savunma teşkilatı ile işbirliği içinde çalışmalarını

sağlamaktır.

3 - KAPSAM ; Afetler ile buna ilişkin eğitim ve tatbikatlarda .... Valiliği

ile ............

arasında arama, kurtarma ve yardım hizmetleri için yapılacak işbirliği

esaslarım kapsar.

4 - HUKUKİ DAYANAK ; Bu protokol; 7126 Sayılı "Sivil Savunma

Kanunu"nun 11 ve Ek-8 inci maddeleri ile 6/3150 Karar Sayılı "Sivil Savunma İle

İlgili Şahsi Mükellefiyet, Tahliye ve Seyrekleştirme Planlama ve Diğer Hizmetler

Tüzüğü"nün 3 üncü ve 25 inci maddelerine ve (varsa) kuruluşun kendi mevzuatına

istinaden düzenlenmiştir.

5- SORUMLULUK :Bu protokol ile tespit edilen hususların

uygulanmasından . . . Valiliği ile ......... kuruluşu sorumludur.

6- YAPILACAK İSİN MAHİYETİ VE İŞBİRLİĞİ;

....... kuruluşu; sivil savunma hizmetlerinde görevlendireceği kişilerin listesini

(EK/6), 2 şer adet fotoğrafla birlikte gönüllü işlemleri ve görev belgesi

düzenlenmesi için sivil savunma müdürlüğüne verecektir.

Page 133: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

126

18 – 65 yaşları arasındaki kişilere görev verilecektir.

Sivil Savunma Müdürlüklerince, adı geçen kuruluşun, sivil savunma

hizmetlerinde görevlendireceği her personel için Sivil Savunma Gönüllüsü Görev

Belgesi ve Görev Kartı düzenlenecektir. Gönüllüler Görev Belgesini görevleri

süresince yakalarına takacaklardır.

Kuruluş, gönüllü olarak bildirdiği kişilerden görevi sona erenleri derhal Sivil

Savunma Genel Müdürlüğü ile Sivil Savunma Müdürlüğü'ne bildirecek ve görev

belgelerini de sivil savunma müdürlüklerine iade edecektir.

Kuruluş; bir afet vukuunda acil kurtarma ve yardım çalışmaları için özellikle

görevlendireceği kişilerin listesini faksla, telefonla veya elden Sivil Savunma Genel

Müdürlüğü ve Sivil Savunma Müdürlüğü'ne bildirecektir.

Sivil Savunma Genel Müdürlüğü veya il, ilçe sivil savunma müdürlüklerince

yapılacak sivil savunma tatbikatlarına gönüllülerin de katılmaları sağlanacaktır.

Taraflar, birbirleri ile yardımlaşma yapabilecekleri konuları saptayarak bu

konularda karşılıklı yardımlaşmayı sağlamak üzere ortak eğitim ve tatbikat

çalışmaları düzenleyebileceklerdir.

Gönüllüler; afetlerde görevleri ile ilgili basına bilgi vermeyeceklerdir. Bu

konularda bilgi verme yetkisinin, il valisine veya İçişleri Bakanına ait olduğu

belirtilecektir.

Kuruluşun eğiticileri merkezde veya illerde düzenlenecek kurslarda sivil

savunma konularında eğitilmeleri sağlanacaktır. Eğitilen personel de diğer

gönüllülerin yetiştirilmesi için eğitimler düzenleyecektir.

Afet haberini alan veya gören kişi, belgesini ibraz etmek suretiyle, afet

haberini en kısa sürede mülki idare amirine ve sivil savunma yetkilisine bildirecektir.

Page 134: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

127

Haberleşmeye ilişkin bilgiler EK–1 dedir. Değişiklikler taraflarca 30 gün içinde

bildirilecektir.

Gönüllülerin sivil savunma konularında tazeleme eğitimleri; sivil savunma

arama ve kurtarma birlik müdürlüklerince, birlik bulunmayan illerde sivil savunma

müdürlüklerince mahallinde yaptırılacaktır.

Gönüllüler;

(1) Afet nedeniyle kaybolan kişilerin aranması,

(2) Enkaz altında mahsur kalanların kurtarılması,

(3) Yiyecek ve içecek hazırlanması ve dağıtılması,

(4) Afetzedelere giyecek dağıtılması,

(4) Evsiz kalanların çadırlara yerleştirilmesi için çadırların kurulması,

(5) Kurtarılan afetzedelere ilkyardım yapılması,

(6) Gerektiğinde, çalışma yapılan enkazın çevre güvenliğinin sağlanması,

gibi benzeri hizmetlerde görevlendirilir, sivil savunma personelinin

yönetiminde görev yaparlar. Kriz Merkezleri veya sivil savunma yöneticilerinin sevk

ve idaresi dışında hareket eden sivil toplum örgütleri ve gönüllüler; sivil savunma

gönüllülerine tanınan haklardan yararlanamazlar.

Gönüllü kişi ve kuruluşlar; günlük olarak ve ayrıca görev sonunda

faaliyetlerini kapsayan rapor düzenleyerek kriz merkezine vereceklerdir.

Gönüllü kuruluş; sivil savunma teşkilatı dışında, kişi ve kuruluşlardan almış

oldukları eğitimlerin süre, nitelik ve konularını sivil savunma birimine

bildireceklerdir.

Page 135: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

128

7 - GÖNÜLLÜLERİN HAKLARI:

Bu kuruluş tarafından bu protokolün 6/d maddesi uyarınca, Sivil Savunma

Genel Müdürlüğü'ne ismi bildirilen ve sivil savunma hizmetlerinde görev verilen

gönüllüler; sivil savunma mevzuatına göre gönüllülere verilen görev ve

sorumlulukları taşırlar ve bunlara tanınan haklardan yararlanırlar.

PROTOKOLÜN YÜRÜRLÜĞÜ:

a) Protokol, imzalanması ve valinin onayı ile yürürlüğe girer ve l yıl süre ile

yürürlükte kalır.

Taraflardan biri yazılı olarak protokolü sona erdirmek istediğini karşı tarafa

süre bitiminden bir ay önce bildirmesiyle protokol sona erer, aksi halde her

defasında, bir yıl süreyle kendiliğinden yenilenmiş sayılır.

Taraflar her zaman için bu protokol üzerinde anlaşarak maddelerde

değişiklikler yapabilir ve ek maddeler koyabilirler.

Gönüllülük işlemleri sivil savunma müdürlüklerince yürütülür.

9 - PROTOKOLÜN DÜZENLENMESİ:

Bu protokol, bu madde ile birlikte 9 madde ve 3 sayfadan ibaret olup / / 2000

tarihinde taraflarca imzalanarak yürürlüğe konulmuştur.

Kurum Yetkilisi İl Sivil Savunma Müdürü

ONAY

../.../200

Vali

Page 136: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

129

EK–3

SİVİL SAVUNMA GÖNÜLLÜSÜ GÖREV İSTEK DİLEKÇESİ

İL/İLÇE SİVİL SAVUNMA MÜDÜRLÜĞÜNE

Sivil savunma hizmetlerinde gönüllü olarak görev almak istiyorum. Kimlik

bilgilerim aşağıda belirtilmiştir.

Gereğini arz ederim. / / 2000

İmza

Page 137: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

130

ADI VE SOYADI :

BABA ADI :

DOĞUM YERİ VE TARİHİ :

BİRİMİ :

EV ADRESİ :

EV TELEFONU :

İŞ ADRESİ :

İŞ TELEFONU :

CEP TELEFONU :

KAN GRUBU :

SEFER GÖREV EMRİ VARMI :

GÖRDÜĞÜĞ EĞİTİMLER :

ULAŞILABİLECEK BİR YAKININ

ADI SOYADI :

ADRESİ :

TEL. NUMARASI :

Page 138: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

131

Ek–4

TAAHHÜTNAME

Ülkemizin herhangi bir bölgesinde meydana gelecek bir afet veya büyük

kazalarda sivil savunma kurtarma hizmetlerinde katılmak üzere, benimle irtibat

kurulduktan en geç bir saat sonra belirtilen buluşma yerinde hazır olmaya, bana

verilecek malzeme, ekipman ve teçhizatı kullanarak verilen özel görevi yerine

getirmeye ve görev süresince sivil savunma yetkililerinin yazılı ve sözlü

belirleyeceği esaslara uygun olarak hareket etmeye eğitim ve tatbikatlara katılmaya

gönüllü olduğumu taahhüt ediyorum. / / 2000

Adı ve Soyadı

İmza

Page 139: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2531/3297.pdfKriz yönetimi, konuya ilişkin yönetmelikte (m.6/a), “bir kriz durumunun teşhisinden

Ertürkmen, Cevdet, Afet Yönetimi, Yüksek Lisans Tezi, Doç. Dr. Ahmet Alpay

Dikmen, 131s

Örgütlenmiş en büyük siyasal kurum olan devlet, doğal veya doğal olmayan

çeşitli tehditler altında varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Bu tehditlerin en

eskisi olan afetleri tanımak, sınıflandırmak ve ortaya çıktıklarında zararlarını en

aza indirecek yöntemleri geliştirmek afet yönetiminin konusudur.

Yıkım olayları karşısında bir sistem geliştirmeye çalışan yöneticilerimiz,

dönemler itibari ile farklı uygulamalar içerisine girmişlerdir. Birinci bölümde

afetleri tanımladıktan sonra afet yönetiminin tarihi gelişimi değinilecek, özellikle

planlama döneminin değerlendirilmesi yapılacaktır. Bu bölümde büyük yıkım

olaylarına maruz kalan ülkemizde, planlama döneminin başlarında bu durumdan

söz edilmemesi önemlidir.

Afet ve kriz kavramları çoğu zaman bir biri yerine kullanılmaktadır. Oysa

kriz, afet kavramını da içine alan bir üst kavramdır. Bu yüzden kriz yönetimine

bakmadan afet yönetimini anlamak mümkün olmamaktadır. İkinci bölümde, kriz

ve afet yönetimi kavramlarına değinildikten sonra, ülkemizdeki afet yönetiminden

sorumlu kurumlara bakılacak ve karşılaşılan sorunlar değerlendirilecektir.

17 Ağustos depreminden sonra ülkemizde afet yönetimi konusunda yeni

yaklaşımlar oluşmaya başlamıştır. Bunlardan en önemlileri STK’ların ve

uluslararası kuruluşların afet yönetimine dâhil olmalarıdır. Bütün bu

düzenlemelere rağmen afet yönetimindeki kargaşanın giderildiği ve sağlıklı bir

yapıya kavuşturulduğu söylemez.