Upload
others
View
15
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
İran Analiz / Tahran’da Skandal Suriye Milli Konferansı 1
TAHRAN’DA SKANDAL SURİYE MİLLİ UZLAŞMA KONFERANSI
18 Kasım 2012 tarihinde Tahran’da onlarca ülkeden şahsiyetin, Suriye muhalefet
temsilcilerinin iştirak ettiği iddia edilen uluslararası “Suriye Milli Uzlaşma Konferansı”
başlıklı bir program gerçekleştirildi. Bu dosya, içeride ve dışarıda Esed’e yönelik izolasyonu
gidermeyi amaçlayan Tahran’daki konferansın skandaldan ibaret olduğunu fotoğraflar
eşliğinde ortaya koymaktadır.
İsimleri Arap alemindeki tüm kanallarda “şebbihaya” çıkan Esed sözcüsü milletvekilleri Şerif
Şehade, Halid Abud gibi onlarca vekil, isim ve şahsiyet sözde “Suriye muhalifi” diye
pazarlanmaya çalışıldı.
Diğer ülkelerden konferansa katılan isimler de – birkaç istisna hariç – Şii şahsiyetler veya İran
lobisinin desteklediği isimlerden oluşmaktaydı. Tahran’daki konferansta tek bir gerçek Suriye
muhalifi veya muhalefet temsilcisi bulunmadığını gözler önüne seren dosyayı değerli
okurlarımızla paylaşıyoruz.
Hamaney ve Yüksek Milli Güvenlik Konseyinin iç raporuna göre bu konferansla ilgili şunlar
söylenmekteydi: “Şam’dan Tahran’a gelen tarafların temsilcileri Beşşar Esed’in iktidardan
ayrılmasını istemiyorlar ve onun geleceği hakkında da ümitsizler. Suriye içindeki bazı taraflar
da konferansa katılmadı. Neden Tahran’a gelmedikleri yönünde İran ile aktif ilişkileri
bulunan koordinasyon kurulu (Türkiye’deki Şii lobisinin can simidi gibi sarılmaya çalıştığı
Heysem Menna ve ekibi) liderlerinden birisi şu cevabı veriyor: Bizler gelip de Tahran
toplantısında Esed hükümetinin temsilcileri ile oturmak istemiyoruz!
İran rejiminden sızdırılan rapor başta olmak üzere İran resmi medyasını, Türkiye’de ve dünya
genelindeki Şii lobisinin son derece mahir bir şekilde haberi geçiştirdiği görüldü. Her ne
kadar İran övülüp Suriye’de rol kaptığı iddia edilse de Tahran’daki konferans ciddi bir
hezimetten öteye gidemedi.
Onlarca ülkeden kişinin, Suriye içindeki muhalefet ve farklı kesimlerin katıldığı milli uzlaşma
konferansı olduğu iddia edilse de gerçek bunun tam tersini gösteriyor. Kısa bir araştırma
İran’ın son bir satranç hamlesi yaptığını; ancak bunun acemilik ve beceriksizlikten öte
gitmediğini gösteriyor. Çünkü herhangi bir araştırmacı kendini ne kadar zorlarsa zorlasın
böylesi bolca slogana rağmen Tahran’da düzenlenen konferansa katılanların isim listesi,
bunların kimler olduğu, hangi tarafı temsil ettiği gibi en temel bilgilere dahi ulaşamıyor! Bu
da aslında Suriye’deki katliamlara tüm gücüyle destek veren İran’ın gerçekleştirdiği son
derece başarısız bir medyatik hamle olarak tarihteki yerini aldı.
Suriye’ye ve bölgesel gelişmelere sathi bir şekilde yaklaşan, tek zaviyeden değerlendiren,
gelişmeleri tam olarak algılayamayan ve sahadaki aktörlerle görüşmeyen, sözlerine kulak
vermeyen, dış haberlerin çoğu İran/Şii medyasından çevirilerle şekillenen Milli Gazete, Yeni
Mesaj, Yeniçağ, Sözcü, Gözcü, Aydınlık, Cumhuriyet gibi sair gazetelerden beslenen bir iki
isim de Türkiye’den konferansa katılanlar arasında yer almaktaydı.
Bunlar arasında Saadet Partisi genel başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak da yer almaktaydı.
Konferansın ne anlama geldiğini bilmeyen Türkiye heyetinin, yurt dışından katılanların
tamamına yakınının İran yanlısı/fonlu kesimler, çevreler veya yakın kişilerden oluştuğunu
bilmelerinin ise imkanı yoktu.
İran Analiz / Tahran’da Skandal Suriye Milli Konferansı 2
İRAN’IN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ SÖZDE MUHALEFET KONFERANSI
Foto: Bir numaralı rejimin sözcüsü Şerif Şehade, İran’ın Arapça yayın yapan el-Alem
kanalında konuşuyor! Elbette İran’ı yerlere göklere sığdıramıyor!
******* ******* ******** ******** ********* ********
Foto: İkinci isim de tüm medya kanallarında Esed rejimini savunan, bunun ödülü olarak
milletvekili seçilen Halid Abud! O da Suriyeye yönelik hikayelerden ve İran’ın göklere
çıkardığı tavırlarından bahsediyor. İran’ı mecburen savunacak; çünkü kendisi ve Esed
rejiminin fonlaması ve medya desteği İran’dan geliyor. Aşağıda farklı tarihler arasında İran ve
diğer kanallara çıkan Halid görülüyor. Bunu bilmeyen kendisini gerçekten muhalefet sanacak!
İran Analiz / Tahran’da Skandal Suriye Milli Konferansı 3
21 Ekim 2012 tarihinde yüklenen videoda Halid, bir diğer İran etkisi altındaki Heysem Menna
ile el-Alem kanalında görülüyor.
******* ******* ******** ******** ********* ********
29 Mayıs 2011 tarihinde Esedin adamı Halid el-Arabiyye kanalında.
******* ******* ******** ******** ********* ********
29 Ocak 2012 tarihinde Halid Abud, Esed’in karapropaganda kanalı ed-Dünya’da.
******* ******* ******** ******** ********* ********
İran Analiz / Tahran’da Skandal Suriye Milli Konferansı 4
6 Haziran 2011 tarihinde Halid Abud, Esed’in bir diğer karapropaganda kanalı Suriye el-
İhbariyye’de.
******* ******* ******** ******** ********* ********
1 Haziran 2011 tarihinde el-Cezire’ye çıkan Halid Abud yine Esed müdafiliğinde.
******* ******* ******** ******** ********* ********
4 Aralık 2012 tarihinde yine Abud ve yine el-Alem kanalı! Bu sefer Putin’in Türkiye ziyareti
değerlendiriliyor.
******* ******* ********* ************ ************
İran devletinin desteklediği fanatik Şii lobisine ait sitelerde konuyla ilgili neler yazıldığına
bakıldığında herhangi bir somut bilgiye rastlamak çok zor! Çünkü işin arka planı dosyanın
yazılış gerekçesinde gizli: katılanların tamamı İran veya Esed rejiminin desteklediği kesimler,
veyahut olaydan habersiz Saadet Partisi yöneticileri gibi farklı ülkelerden benzer bir iki
oluşum! Türkiye’de görmediği ilgiyi gören, kendilerine en üst düzey devlet protokolü
uygulanan diğer katılımcılar gibi Prof. Dr. Mustafa Kamalak da konuya dair açıklama yaptı.
Muhalifler, dile getirilen teklifin İran&Şii projesine hizmet etmekten başka işe yaramadığını,
Suriye’deki vahşetin durması noktasında hiçbir anlamı olmadığını; aksine zaten benzeri
iddiaların İran/Şii lobisince dile getirildiğini belirtiyor.
İran Analiz / Tahran’da Skandal Suriye Milli Konferansı 5
Yukarıda bahsedilen gerekçelerle İran&Şii lobisi çeşitli makalelerde kendileri lehine, Türkiye
ve Suriye devrimi aleyhine kullanmanın dışında mümkün mertebe bu haberi geçiştirdi.
Verdiği haberlere bakan hiçbir kimse katılanlar hakkında tek bir bilgi alamadı! Bilgi
içermeyen; ama bolca yorumdan ibaret haberlerden bir haber olarak propagandaya hizmet
etti!
Aşağıda bununla ilgili örnekler yer alıyor:
İran Analiz / Tahran’da Skandal Suriye Milli Konferansı 6
Dikkat çeken husus Sol veya Aydınlık veya Cumhuriyet gibi aşırı sol, laik gazetelerin
haberlerini yüzde yüz Şii kesimlerden alması! İran lobisi bu anlamda stratejik müttefik olarak
bu oluşumlara ciddi destek veriyor.
İran Analiz / Tahran’da Skandal Suriye Milli Konferansı 7
Örneğin 1 Aralık 2012 tarihli Selahaddin Özgündüz’e bağlı sitedeki haber bunun bir örneği.
Bolca slogan dolu ibareler ve sözde muhalefet diye verilen haberde yine Heysem Menna’nın
grubu olan Ulusal Koordinasyon Kurulu yer almış! Özgündüz’ün tüm cuma hutbeleri,
demeçleri ve konuşmalarını bu sitede bulmak mümkün.
İran Analiz / Tahran’da Skandal Suriye Milli Konferansı 8
21 Ekim 2011 tarihinde yüklenen videoda bir numaralı Esedçi Halid Abud ve Heysem Menna
İran’ın el-Alem kanalında yaklaşık 50 dakikalık programda görülüyor. Menna’nın
konuşmalarına bakıldığında küçük noktalar hariç İran resmi söylevi ile yüzde yüz örtüştüğü
görülüyor.
4 Aralık 2012 tarihli el-Alem kanalında yine Heysem Menna’ya yer verilmiş. Burada
Tahran’ın miftah olduğu yönünde ibaresi kaydedilmiş.
******* ******* ******** ******** ********* ********
İran fonlu israhaber sitesinin yayın yönetmeninin makaleleri, twitleri ve yazılarında sürekli
dile getirdiği “sözde muhalif” Ulusal Koordinasyon Komitesi’nin İran ile sıkı fıkı ilişki içinde
bulunduğu gerçeği burada da ortaya çıkıyor. Karapropaganda kanalı el-Alem’e 21 Ekim 2012
tarihinde konuşan mezkur komite başkanı Hasan Abdulazim’in söyledikleri yakından takip
edildiğinde sokaklara dökülen halkın taleplerini yansıtmadığı görülüyor. Grup, küçük bir
azınlığın medyadaki konuşmalarından ibaret, sahada gücü olmayan bir sözde muhalefet olarak
varlığını sürdürüyor. Rusya’ya ve diğer ülkelere çağrılan bu ekip Esed rejiminin ve elbette
İran’ın ihtiyaç duyduğu bir sözde “muhalefet” olarak işlev görüyor. Bu ekip Türkiye başta
olmak üzere muhalefeti ve Özgür Suriye Ordusunu destekleyen herkese şiddetli şekilde
saldırıyor. Dahası terörizm yandaşlığı yaparak Esed rejimini destekleme adına casusluk,
fişleme ve hedef gösterme çalışmaları yapıyor.
******* ******* ******** ******** ********* ********
İran Analiz / Tahran’da Skandal Suriye Milli Konferansı 9
Foto: Kırmızı çizgi içine alınan şahıs Suriye’deki aşırı laik bir isim. Sözde tutuklanmışmış;
ama rejim her nedense tutuklayıp işkence ile cesedini parçaladığı muhalifler gibi buna tek bir
tokat dahi atmamış! Çünkü muhalif değil; yüzde yüz rejimi savunan; İslam düşmanı bir isim
olarak medyada boy gösteriyor.
Örneğin el-Cezire’ye çıktığında yaptığı konuşma lobiye hizmet eden Türkiye’deki çeşitli
isimlerin veya Mısırlı aşırı laik birinin konuşması ile yüzde yüz benzerlik taşıyor. Suriye
devrimini inkar eden bu şahıs hemen selefiler, kaide, aşırılar, teröristler, ihvanul müslimin
diyerek Müslüman Suriye halkını, sonrasında insani gerekçelerle onları destekleyenleri
İran Analiz / Tahran’da Skandal Suriye Milli Konferansı 10
suçluyor! İki kelimede bir kendisinin de muhalif olduğu cümlesini kullanmayı ihmal etmiyor.
Bu şahıs sözde “muhalif” olarak konferansta yerini alıyor!
Aşağıda yer alan ve İran medyasının sözde “muhalif” diye lanse ettirdiği isimlerin tamamı
Esed rejimine hizmet eden ya milletvekili, ya bir grubun temsilcisi ya da paralı şebbihası!
****** ********
********* ********
********** ****
İran Analiz / Tahran’da Skandal Suriye Milli Konferansı 11
Foto: Gözlerden kesinlikle kaçmaması gereken ve İran Analiz’in araştırmaları ile ortaya
çıkartılan bir önemli fotoğraf. Aşırı Sünni düşmanlığıyla bilinen Iraklı Şii siyasetçi İbrahim
Caferi de Tahran’daki programa katılanlardan. Kendisinin Amerikan işgalinin en önemli
müttefiklerinden ve İran’ın adamlarından biri olduğunda neden önemli olduğu anlaşılıyor.
****** ******** ********* ******** **********
Konferansla ilgili olarak İran Yüksek Güvenlik Konseyi ve Hamaney’in yakın çevresince
hazırlanan raporda şunlar yazılıyor: “Tahran konferansı bir başarı değildi, öyle ki Esed’e
dahili muhalefeti dahi zayıflattı. Onlar Şam’a döndükten sonra İran’ın kendileriyle
oynadığını, Esed’in kendilerine dayatıldığını ve kendilerini için kredilerin tüketildiğini
söyledi.
Avrupa Birliği ve Amerika’nın Suriye devlet televizyonuna ambargo koyması neticesinde
Esed rejiminin yardımına yine İran koştu. Esedin temsilcileri ile görüşen Molla rejimi
Tahran’daki Kosar network’u aracılığıyla Suriye TV programlarının devam ettirilmesi
konusunda anlaşma imzaladı! Türkiye’de ise diktatör Esed rejimine medya desteği verenler
arasında ulusal kanal, meltem tv, cem tv, on4 tv, kudüs tv ve internet/uydu üzerinden yayın
yapan çeşitli televizyonlar, İran ile derin yapıların desteklediği sair kanallar yer alıyor.