Upload
bahadirhan-tabak
View
272
Download
0
Embed Size (px)
DESCRIPTION
"Ceza hukukunun temel ilkelerinden biri olan “Kaç tane fiil varsa o kadar suç; kaç tane suç varsa o kadar ceza vardır / Quot crimina tot poenae” ilkesine istisna teşkil etmek üzere suç ve ceza politikamızın bir gereği olarak bir fiil ile birden fazla suç normunun ihlali halinde suçların içtimaı hükümleri devreye sokulup ihlal edilen normlardan yalnız birinin cezası esas alınmak suretiyle aynen veya artırım yapılmak suretiyle ceza tatbiki gerçekleştirilebilmektedir."
Citation preview
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -1-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
SUÇLARIN İÇTİMAI
Bahadırhan TABAK*
GİRİŞ
Ceza hukukunun temel ilkelerinden biri olan “Kaç tane fiil varsa o kadar suç;
kaç tane suç varsa o kadar ceza vardır / Quot crimina tot poenae”1 ilkesine istisna
teşkil etmek üzere suç ve ceza politikamızın bir gereği olarak bir fiil ile birden fazla
suç normunun ihlali halinde suçların içtimaı hükümleri devreye sokulup ihlal edilen
normlardan yalnız birinin cezası esas alınmak suretiyle aynen veya artırım yapılmak
suretiyle ceza tatbiki gerçekleştirilebilmektedir.
Fail tarafından gerçekleştirilen fiil bazen birden fazla suç teşkil etmekle birlikte
bu suçlardan biri diğerinin unsuru veya ağırlaştırıcı sebebi olabilmekte (bileşik suç);
bu fiil bazen aynı anda kanunda tipik olarak düzenlenmiş farklı iki suç normunu ihlal
edebilmekte (farklı neviden fikri ictima); bazen fail aynı suçu belirli aralıklarla birden
fazla kez gerçekleştirmekte (zincirleme suç); bazen de failin bir fiili ile aynı suç birden
fazla kişiye yönelik olarak ihlal edilebilmektedir (aynı neviden fikri ictima).
* Adli Yargı Hâkim Adayı, Çankaya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim
Dalı Yüksek Lisans Öğrencis
1 ARTUK, Mehmet Emin/GÖKÇEN, Ahmet/YENİDÜNYA, A.Caner; Ceza Hukuku Genel
Hükümler, Adalet Yayınevi, 6. Baskı, 2012, Ankara, s.669; HAKERİ, Hakan; Ceza Hukuku Genel
Hükümler, Adalet Yayınevi, 16. Baskı, 2013, Ankara, s.555; GÖKTÜRK, Neslihan; Fikri İçtima,
Adalet Yayınevi, 1. Baskı, 2013, Ankara, s.6
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -2-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Genel kural “quot crimina tot poenae” ilkesi gereği gerçek ictima yani
cezaların ictimaı uygulanmak suretiyle işlenen her bir norm ihlali için ayrı ayrı
cezalandırma yapılması ise de yukarıda sayılan hallerde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
(“TCK”) 42, 43 ve 44’üncü maddelerinde düzenlenen ictima hükümleri uygulanmak
suretiyle failin kusuru oranında cezalandırılması ilkesine uygun2 bir cezalandırma
amaçlanmakta; ceza sorumluluğunun sınırları suçların içtimaı ile daraltılmaktadır.3
Fail görünüşte birden fazla hukuki normu ihlal etmiş olsa da ihlale sebep olan
hareketler arasında amaçsal birlik bulunması ve hareketlerin arasında önemli bir
zamansal kesit bulunmaksızın birbirini takip etmesi4 gibi sebeplerle suçların ictimaı
yoluna gidilmektedir.
Suçların içtimaı kapsamına giren bir durum bulunmadığında devreye giren ve
gerçek içtima olarak da adlandırılan cezaların içtimaı TCK’da düzenlenmemiştir. Zira
bu durumda teknik anlamda suçların içtimasından çok suç sonucu hüküm altına alınan
cezalar içtima edilmekte; fail işlediği her suçtan ayrı ayrı cezalandırılmaktadır. Türk
Ceza Kanunu’nda düzenleme alanı bulmayan cezaların içtimaı kavramının kısıtlı bir
uygulaması Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 99’uncu
maddesinde bulunmakta olup bu husus çalışmamızın konusu dışında kalmaktadır.
Çalışmamızın ilk bölümünde genel olarak suçların içtimaı ile ilgili olarak
çeşitli bilgiler aktarıldıktan sonra ikinci, üçüncü ve dördüncü bölümde sırasıyla bileşik
suç, zincirmele suç ve fikri içtima kavramları incelenecektir. Çalışmamızın sonunda
yer alan sonuç bölümünde genel bir özet ve değerlendirme yapılarak çalışmamız
noktalanacaktır.
I. GENEL OLARAK SUÇLARIN İÇTİMAI
2 GÖKTÜRK, Neslihan; “Türk Hukuku’nda Suçların İçtimaı”, Ceza Hukuku ve Kriminoloji Dergisi,
C 2, S 1-2, 2014, İstanbul, s.32 3 HAFIZOĞULLARI, Zeki/ÖZEN, Muharrem; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, U-S-A
Yayıncılık, 5. Baskı, 2012, Ankara, s.374 4 SOYASLAN, Doğan; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayıncılık, Güncelleştirilmiş 4.
Baskı, 2012, Ankara, s.256
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -3-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
A. SUÇLARIN İÇTİMAININ CEZA HUKUKU İÇERİSİNDEKİ
KONUMU
Suçların İçtimaının ceza hukukundaki konumu bakımından suçların içtimaını
suç teorisi kapsamında inceleyen görüş, yaptırım teorisi içerisinde inceleyen görüş ve
karma görüş olmak üzere üç farklı sistem bulunmaktadır.
Suçların içtimaını suç teorisi kapsamında incelenmesi arkasında yatan sebep
suçların içtimaının fiil tekliği-fiil çokluğu ayrımı üzerine temellenmesi ve suç tipleri
ile suç tipleri arasındaki yapısal ilişkinin suçların içtimaı açısından özen arz etmesidir.
Suçların içtimaını yaptırım teorisi altında ele alan görüşe göre ise suçların
içtimaı cezanın belirlenmesi gerekliliğinden ortaya çıkmaktadır, cezaların belirlenmesi
suçların içtimaının ortaya çıkış nedenidir; dolayısıyla suçların içtimaı hükümleri de
yaptırım teorileri bağlamında ele alınmaktadır.
Alman doktrininde karşılık bulan karma görüşe göre ise suçların içtimaı hem
suç teorisi hem de yaptırım teorisi altında ele alınması gereken çifte konuma sahip bir
kurumdur. Bu görüşe göre suçların içtimaı hem suç teorisini hem de yaptırım teorisini
ilgilendirmektedir.
GÖKTÜRK’e göre suçların içtimaı, kavram, hukuki nitelik ve koşulları
bakımından suç teorisi; ortaya çıkış nedeni ve sonuçları bakımından yaptırım teorisi
ile ilgili bulunmakta olup karma teori bu bakımdan daha isabetlidir.5
B. ÇEŞİTLİ İÇTİMA SİSTEMLERİ
İçtima sistemleri toplama sistemi, hukuki içtima sistemi, erime sistemi,
kombinasyon sistemi, tek ceza sistemi olmak üzere beşe ayrılmaktadır.
5 GÖKTÜRK, Neslihan; Fikri İçtima, s.8 v.d.
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -4-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Toplama sistemi “quot crimina, tot poenae” ilkesi gereği kaç tane suç varsa o
kadar ceza verilmesi ve cezaların toplanmasını öngörmektedir. Bu durum cezanın
kusurla orantılı olması ilkesine aykırı düşmektedir. Zira cezaların toplanması her bir
cezanın fail üzerindeki bağımsız etkisinden daha yoğun bir etki bırakmaktadır.
Örneğin iki yıllık bir hapis cezası üzerinde eklenecek bir yılın fail üzerindeki etkisi;
bağımsız bir yıllık hapis cezasının etkisinden daha yoğundur. Bu da eklenen her
cezanın etkisini katlanarak göstermesi anlamına geleceğinden cezanın kusur ile
orantılı olması ilkesine aykırı düşmektedir.
Hukuki içtima sisteminde fail işlediği suçların cezalarının toplamından değil
en ağır cezanın belirli bir oranda artırılması suretiyle elde edilecek cezadan sorumlu
tutulur. Erime sisteminde ise fail işlediği suçlardan sadece en ağır cezayı gerektiren
suçun cezasından sorumlu tutulur. TCK’da düzenlenen farklı neviden fikri içtimada
erime sistemi esas alınmıştır.
Kombinasyon sistemi failin işlediği suçlardan en ağır cezayı gerektiren suçun
cezasından sorumlu tutulması ancak daha az ceza gerektiren suçların da nihai cezanın
belirlenmesinde dikkate alınmasını öngörürken tek ceza sistemi ise fail aynı anda kaç
hukuki normu ihlal ederse etsin hakkında tek bir cezaya hükmedilmesini öngörmekte,
dolayısıyla fiil tekliği, fiil çokluğu ayrımının ve esasen bütün içtima kurallarının
gözardı edilmesi sonucunu doğurmaktadır.6
C. FİİL TEKLİĞİ / FİİL ÇOKLUĞU AYRIMI
Fiil tekliği, fiil çokluğu ayrımı ve bu konudaki tartışmalar esasen içtima
konusunun temelini teşkil etmektedir zira gerçekleştirilen bir fiil sonucunda kaç farklı
hukuki normun ihlal edildiği yani ortada kaç farklı suçun bulunduğu hususunda bu
ayrım son derece önem arzetmektedir.
Alman doktrininde fiilin failin hareketinden ibaret olduğu kabul edilmekte ve
suç teorisindeki haksızlığın esasını hareketin oluşturduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla
6 GÖKTÜRK, Neslihan; Fikri İçtima, s.12 v.d.
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -5-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
bu görüşe göre fiilin tekliği veya çokluğu hareketin tekliği ve çokluğuna göre
belirlenmektedir.7
Ancak Türk doktrinindeki klasik suç teorisine göre fiil hareketten ibaret
olmayıp netice ve fiil ile netice arasındaki nedensellik bağı da fiilin bir unsuru olup
suça haksızlık muhtevasını netice kazandırmaktadır. Bu bakımdan klasik suç teorisine
göre fiilin çokluğu neticenin çokluğuna göre belirlenmektedir.
Bu noktada neticeli suçlarla neticesiz suçlar arasında ayrıma giden yazarlar da
mevcuttur. Örneğin HAFIZOĞULLARI neticeli suçlarda neticenin sayısının fiilin
sayısını, fiilin sayısının da suçun sayısını belirleyeceği, buna karşılık neticesiz suçlarda
salt hareketin sayısının fiilin sayısını, fiilin sayısının suçun sayısını belirleyeceğini
ifade etmektedir.8
TCK’nın 44’üncü maddesinin gerekçesinden ve TCK’nın 8’inci maddesinin
lafzından yeni TCK’nın fiil kavramı ile sadece hareketi ifade ettiği anlaşılmaktadır.9
Yeni TCK sistemine göre fiil tekliği / fiil çokluğu ayrmını hareket tekliği / hareket
çokluğu olarak anlamak da mümkündür. Yargıtayın uygulaması da fiilin hareketten
ibaret olduğu kabulü yönündedir. 10
Hareket tekliği kavramını da kendi içerisinde doğal anlamda hareket tekliği ve
hukuki anlamda hareket tekliği olarak ikiye ayırmak mümkündür: doğal anlamda
hareket tekliğinde failin iradi her bedensel hareketi doğal anlamda bir hareket kabul
7 KOCA, Mahmut/ ÜZÜLMEZ, İlhan; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayıncılık,
Güncellenmiş 5. Baskı, Ankara, s.431 8 HAFIZOĞULLARI/ÖZEN; age, s.377 9 KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.431 10 GÖKTÜRK, Neslihan; “Türk Hukuku’nda Suçların İçtimaı”, s.40; Yargıtay CGK, 6.7.2010, E.
2010/8 51, K. 2010/162 “Ayrıca, sanık Seyithan'ın hukuki anlamda tek sayılan “birden fazla ateş etme”
eylemi sonucunda, birden çok kişinin “olası kastla” yaralanmış olması nedeniyle, 5237 sayılı TCY.nın
43/2. Maddesindeki “aynı nev'iden fikri içtima” hükümlerinin uygulanması gerektiği de ileri
sürülebilirse de, 43. maddenin 3. fıkrası uyarınca “kasten yaralama” suçları açısından “aynı nev'iden
fikri içtima” hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığından, bu açık yasal düzenleme uyarınca
gerçek içtima kuralları uyarınca olası kastla yaralanan her bir mağdur yönünden ayrıca hüküm
verilmesi gerekmektedir.” Anılan kararda Yargıtay’ın fiilin tespitinde neticeyi esas alması halinde
birden fazla neticenin meydana gelmesinden bahisle doğrudan gerçek içtima değerlendirmesi yapması
gerekirken; fiil açısından hareketi esas alarak hukuki anlamda tek bir hareket dolayısıyla tek bir fiil
bulunduğu tespiti ile aynı neviden fikri içtima ve TCK 43/3’te yer alan istisna hükmü gereği de gerçek
içtima değerlendirmesi yapmıştır.
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -6-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
edilirken hukuki anlamda hareket tekliğinde ise doğal anlamda bir hareket kabul edilen
birden fazla hareketin hukuki bir bütün olarak kabul edilebildiği durumlarda tek bir
hukuki hareketin var olduğu öngörülmektedir.11
Örnek vermek gerekirse failin mağduru önce yumruklayıp sonra cebinden
çıkardığı bıçakla bacağından bıçaklaması halinde doğal anlamda hareket teorisine göre
birden fazla hareket bulunmasına rağmen hukuki anlamda hareket teorisine göre tek
bir hukuki fiil vardır ve örnekte bu fiil kasten yaralama suçunu meydana getirmektedir.
II. BİLEŞİK SUÇ
A. KAVRAM
TCK’nın 42’inci maddesinde düzenlenen bileşik suçla ilgili olarak “Biri
diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek bir fiil
sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.”
hükmüne yer verilmiştir.
Esasen burada içtima hükümleri uygulanmaz denmek suretiyle içtima
yapılmasına gerek olmadığı ifade edilmek istenmektedir zira bileşik suçun bulunduğu
hallerde içtima zaten bizzat kanun koyucu tarafından yapılmaktadır. TCK’da tipik
olarak düzenlenen iki farklı suç tipi suç politikası gereği kanun koyucu tarafından biri
diğerinin unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni olacak şekilde bir araya getirilmekte ve
bağımsız bir suç tipi oluşturulmaktadır.
Aslında bileşik suçu düzenleyen TCK 42’inci madde olmasaydı da bir eksiklik
olmayacak yine aynı sonuca ulaşılabilecekti zira bileşik suç kanunda tipik olarak
düzenlenmekte ve unsurlarıyla birlikte kanuni düzenleme içerisinde yer almaktadır.
Bileşik suçu meydana getiren tipik hareketlerin artık bağımsız bir suç olmaktan
çıkarak bileşik suçun unsuru haline geleceği hakim tarafından takdir edilebilecektir.12
11 KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.432 12 BİRTEK, Fatih; Ceza Hukuk Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 3. Baskı, 2014, Ankara, s.320;
ÖZGENÇ, İzzet; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayıncılık, 7. Baskı, 2012, s.515;
ÖZBEK, Veli Özer/ KANBUR, M. Nihat/ BACAKSIZ, Pınar/DOĞAN, Koray/TEPE, İlker; Türk
Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, 2010, s.514
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -7-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Kanun metninde de ifade edildiği gibi bileşik suç iki farklı şekilde
oluşmaktadır.13 Bunlardan ilki iki farklı suç tipinin bir araya getirilmesi sonucu
bağımsız bir suç tipinin ihdası şeklinde olmaktadır. Bu durumda bir araya getirilen
suçlar bileşik suçun unsurunu teşkil etmekte14 ve meydana gelen yeni suç tipi unsur
niteliğindeki suç tiplerinden bağımsız bir suça dönüşmektedir.
Bu tarz bileşik suçlara TCK 148’de düzenlenen yağma suçu örnek
gösterilebilir. Yağma suçu farklı tipik suçlar olarak düzenlenen TCK’nın 141’inci
maddesindeki hırsızlık suçu ile TCK’nın 108’inci maddesinde düzenlenen cebir veya
106’ıncı maddesinde düzenlenen tehdit suçlarının bir araya gelmesi ile oluşmaktadır.
Ancak tipik olarak TCK’da düzenlenmiş bulunan bu farklı suç tipleri yağma halinde
sadece yağmanın unsurları olarak kalmakta hüküm TCK 148 yağma suçu üzerinden
kurulmaktadır.15
Bileşik suçun diğer bir meydana geliş şekli ise TCK’da tipik olarak
düzenlenmiş bir suçun başka bir suçun ağırlaştırıcı nedenini teşkil edecek şekilde
kanunda düzenlenmesi ile meydana gelmesidir. Burada suçlardan biri ana suç olarak
yer almakta diğer suç tipi ana suçun ağırlaştırıcı nedeni kabul edilmektedir.
Bu tür bileşik suça örnek olarak da TCK’nun 116’ıncı maddesinde düzenlenen
konut dokunulmazlığının ihlali suçunun TCK 149/1-d’de yer alan yağma suçunun
nitelikli halini teşkil etmesi gösterilebilir. 16 Görüldüğü üzere konut içerisinde yağma
suçunun işlenmesi halinde TCK’da bağımsız bir suç olarak düzenlenen konut
dokunulmazlığının ihlali suçu ana suç olarak kabul edebileceğimiz yağmanın
ağırlaştırıcı nedenini teşkil etmekte ve konut dokunulmazlığının ihlali bağımsızlığını
yitirerek hüküm sadece nitelikli yağma suçundan kurulmaktadır.17
13 DEMİRBAŞ, Timur; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 8. Baskı, 2012, s. 504 14 AKSOY İPEKÇİOĞLU,Pervin; ”Türk Ceza Kanunu’nda Bileşik Suç”, Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi, 61 (1), 2012, Ankara, s. 43 15 ÖZTÜRK, Bahri/ERDEM, Mustafa Ruhan; Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik Tedbirleri
Hukuku, Seçkin Yayınevi, 12. Baskı, 2012, s.624 16 CENTEL, Nur/ZAFER, Hamide/ÇAKMUT, Özlem; Türk Ceza Hukukuna Giriş, Beta Basım
Yayın, 7. Baskı, 2011, İstanbul, s.520 17 GÜNDÜZ, Remzi/ GÜLTAŞ, Veysel; 2006-2007-2008 İçtihatları İle 5237 Sayılı Türk Ceza
Kanunu Genel Hükümler Cilt 1, Bilge Yayınevi, 1.Baskı, 2009, Ankara, s.307, Yargıtay 6. Ceza
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -8-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
B. BİLEŞİK SUÇ KAPSAMI DIŞINDAKİ HALLER
Bileşik suç düzenlemesi diğer tüm içtima hükümlerinde olduğu gibi gerçek
içtimanın bir istisnası şeklindedir. Bileşik suçun söz konusu olmadığı hallerde her bir
suç bağımsızlığını koruyacak ve ayrı ayrı cezalandırılacaktır.
Bu istisnanın gerçekleşmesi için de kanunun bir suçu açıkça bileşik suç olarak
düzenlemesi gerekmektedir. Kanun koyucu suçu tarif ederken suç tanımında bileşik
suçun unsurlarını açık bir şekilde ortaya koymakta ve artık bu suç tanımı içerisinde
yer alan suç tipleri bağımsız bir şekilde yargılama konusu yapılmamaktadır.
Bileşik suça benzemekle birlikte bileşik suç kapsamı dışında kalan bir takım
durumlar vardır. Bunlar bir suçu işlemek için başka bir suç işlemek, işlenmiş bir suçu
gizlemek için başka bir suç işlemek, bir suç vesilesiyle bir başka suç işlemek
durumlarıdır ki bu durumlarda bileşik suç bulunmaz gerçek içtima hükümleri
uygulanır.18
Bir suçu işlemek için başka bir suç işleme durumunda fail TCK’da bağımsız
bir şekilde düzenlenen bir suçu işlemek isterken bu amacı gerçekleştirmek için bir
başka suç daha işlemektedir. Kanun açıkça bu suçları birbirinin unsuru veya
ağırlaştırıcı nedeni olarak suç tanımında göstermediği sürece bileşik suç söz konusu
olmaz ve gerçek içtima hükümleri uygulanır.19 Cinsel saldırı suçunu işlemek için aynı
zamanda konut dokunulmazlığının da ihlal edilmesi buna örnek gösterilebilir.
Dairesi, 10.12.2007 T. E:97 – K:13859 “Sanıkların bileşik suçlardan olan nitelikli yağma suçunu, 5237
sayılı TCY’nın 149/1-a, c, d, h maddesine uyan biçimde silahla, birden fazla kişiyle, konutta ve
geceleyin işlediklerinin anlaşılması karşısında, anılan maddede yazılı nitelikli yağma suçunun
ağırlaştırıcı nedeni olan konut dokunulmazlığını bozma suçundan ayrıca hüküm kurulması olanağı
bulunmadığı gözetilmeden yazılı biçimde uygulama yapılarak, aynı Yasanın 42/1. Maddesine aykırı
davranılması...” Yargıtay 6. Ceza Dairesi 28.11.2006 T. E: 12231 “5237 sayılı Türk Ceza Yasasında
yağma suçunun konutta işlenmesi aynı Yasanın 149. Maddesinin 1. Fıkrası “d” bendine göre suçun
nitelikli halini oluşturan öğelerinden bulunduğundan; sanıkların ayrıca bu suçtan da
cezalandırılamayacağının gözetilmemesi,” 18 CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT; age, s.521 19 ÖZBEK/KANBUR/BACAKSIZ/DOĞAN/TEPE; age, s.513
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -9-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
İşlenmiş bir suçu gizlemek için başka bir suç işleme durumunda da fail TCK’da
tipik olarak düzenlenen bir suçu işledikten sonra bu suçu gizlemek ve ortaya çıkmasını
önlemek için bir başka suç daha işlemektedir. Bu durumda da kanunda açıkça bileşik
suç düzenlemesi bulunmaması halinde gerçek içtima hükümleri uygulanacaktır.
Örneğin cinsel saldırı suçunun işlenmesi akabinde suçun ortaya çıkmasını önlemek
için cinsel saldırı mağdurunun öldürülmesinde bileşik suç değil gerçek içtima
hükümleri uygulanacaktır. Burada her ne kadar başka bir suçun ortaya çıkmasının
önlenmesi amacı kasten öldürme bakımından TCK 82/1-h’de nitelikli hal olarak
düzenlense de nitelikli halde suçun tipi belirtilmediğinden cinsel saldırı suçu
bağımsızlık niteliğinin kaybetmez;20 hem TCK 82/1-h hem de TCK 102’de yer alan
cinsel saldırı suçundan ayrı ayrı cezalandırma yoluna gidilir.
Bir suç vesilesiyle bir başka suç işleme halinde de bileşik suç değil gerçek
içtima hükümleri uygulanacaktır. Örneğin fail bir kişiyi öldürdükten sonra mağdurun
üzerinde yer alan değerli eşyaları da alması veya konutta hırsızlık yaparken polisin
sesini duyması halinde kaçarken pencerenin camını da kırması halinde işlediği her
suçtan ayrı ayrı cezalandırılacaktır.21
C. BİLEŞİK SUÇUN BAZI ÖZEL SONUÇLARI
TCK’da bir suçun bileşik suç şeklinde düzenlenmesine bağlı bir takım özel
sonuçlar söz konusudur. Bunlardan birincisi bileşik suçun kendisini oluşturan suçlara
bölünememesidir. Bileşik suçu oluşturan tipik suçlar bağımsızlığını yitirerek bileşik
suç potası içerisinde erirler ve bağımsızlıklarını yitirirler.22
Bileşik suçun işlendiği yer ve zamanın tespiti bakımından bileşik suçta
belirtilen netice dikkate alınmaktadır; zamanaşımı da bileşik suçta belirtilen neticenin
gerçekleştiği andan itibaren işlemeye başlar.
20 DEMİRBAŞ, Timur; age, s. 505 21 ÖZGENÇ, İzzet; age, s.515,516 22 Yargıtay CGK, E. 2010/9-254, K. 2011/31 ”..sanıkların amaçlarının baştan beri yağma suçunu
işlemek olduğu, katılanın görüntü ve fotoğraflarını kaydetmelerinin yağma suçunun devamı şeklinde
olup, olayda tehdit suçunun özel bir görünüm şekli olan şantaj suçunun ayrıca oluşmadığı, şantaj içerikli
ifadelerin yağma suçunun tehdit unsuru içinde kaldığı ve sanıkların eylemlerinin bir bütün halinde
yağma suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -10-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Bileşik suçta unsur veya ağırlaştırıcı neden konumunda bulunan suçun
tamamlanması ancak asıl suçun teşebbüs aşamasında kalması halinde bileşik suç
bakımından teşebbüs hükümleri uygulanır. Örneğin konut dokunulmazlığının ihlali
suretiyle yağma suçunda konuta girildikten sonra failin çeşitli sebeplerle yağmayı
gerçekleştirememesi halinde bileşik suça teşebbüs söz konusu olacaktır. 23
Bileşik suçu oluşturan suçlardan unsur veya ağırlaştırıcı neden konumunda
bulunan suçun ortadan kalkması herzaman bileşik suçun da ortadan kalkması
sonucunu doğurmaz. Ayrıca bileşik suçu oluşturan suçlardan birinin şikayete bağlı
olması da doğrudan bileşik suçun da şikayete bağlı olacağı sonucunu
doğurmamaktadır.24
III. ZİNCİRLEME SUÇ
A. KAVRAM
765 sayılı Eski Türk Ceza Kanunu’nda müteselsil suç olarak isimlendirilen
zincirleme suç Türk Ceza Kanunu’nun 43’üncü maddesinde “Bir suç işleme kararının
icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla
işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte
üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı
gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda
da bu fıkra hükmü uygulanır.” şeklinde hüküm altına alınmış bulunan özel bir içtima
türüdür.
Kanun koyucunun izlediği suç ve ceza siyaseti gereği diğer içtima
hükümlerinde olduğu gibi zincirleme suçlarda da sanık lehine olarak cezanın kusurla
doğru orantılı olması, gerçekleştirilen fiillerin belirli bir amaç doğrultusunda bir
bütünlük arzetmesi gibi gerekçelerle şartları oluşması halinde failin müteselsil şekilde
gerçekleştirdiği birden fazla hukuki norm ihlalinin tamamından değil sadece bir
23 HAKRERİ, Hakan; age, s.561 24 DEMİRBAŞ, Timur; age, s.506
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -11-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
tanesinin karşılığı olan cezada artırım yapılmak suretiyle cezalandırma yoluna
gidilmesi söz konusudur.
Zincirleme suç müessesinin ilk olarak ortaya çıkışının müsebbibi olarak üç
defa hırsızlığın ölümle cezalandırdığı ortaçağda Glossatörler ve Postglossatörlerin
aynı tip suçu birden çok işleyen failleri aşırı şiddetteki cezalardan korumak için
aldıkları ortak karar gösterilmektedir. Başta hırsızlık için öngörülen bu müessesenin
daha sonra tüm suçlara teşmil edildiği ifade edilmektedir.25
Zincirleme suç 765 sayılı eski TCK’nın 80’inci maddesinde “Bir suç işlemek
kararının icrası cümlesinden olarak, kanunun aynı hükmünün bir kaç defa ihlal
edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile, bir suç sayılır.” şeklinde düzenleme alanı
bulmuş; müteselsil suçların aynı kişiye karşı işlenme şartı aranmamıştır. Bu bakımdan
yeni TCK’nın zincirleme suç kapsamını daralttığı söylenebilir.26
Örnek vermek gerekirse bir mağazada kasiyer olarak çalışan failin iki ay
içerisinde her gün gizlice kasadan bir miktar para almış olması halinde altmış farklı
güveni kötüye kullanma suçu oluşacaktır ve zincirleme suç hükmü uygulanmazsa fail
güveni kötüye kullanma suçundan altmış defa cezalandırılacaktır. Ancak zincirleme
suç hükmü gereği bu durumda fail hakkında tek bir güveni kötüye kullanma suçundan
dörtte birden dörtte üçe kadar artırım yapılmak suretiyle cezalandırma yoluna
gidilmektedir.27
Maddenin ikinci fıkrasında yer alan hüküm aynı neviden fikri içtimaya ait
olduğundan söz konusu fıkra çalışmamızın devamında Fikri İçtima başlığı altında ele
alınacaktır.
B. ZİNCİRLEME SUÇUN BENZER KAVRAMLARDAN FARKI
25 DEMİRBAŞ, Timur; age, s.506; SOYASLAN, Doğan; age, s.259 26 ÖZGENÇ, İzzet; age, s.519; SOYASLAN Doğan; age, s.261 27 ARTUK/GÖKÇEN/YENİDÜNYA; age, s.677
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -12-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Zincirleme suçu kesintisiz suçtan ayıran nokta zincirleme suçta her bir suç
arasında kesintisiz suçtan farklı olarak kesintinin söz konusu olmasıdır. Kensintisiz
suçlarda zincirleme suçu oluşturabilir28; uyuşturucu bulunmaktan tutuksuz yargılanan
failin yeniden uyuşturucu bulundurmaya başlaması buna örnek verilebilir.29
Zincirleme suçu tekerrürden ayıran nokta zincirleme suçlar arasında herhangi
bir mahkumiyet hükmü bulunmazken tekerrürde birinci suç ile ikinci suç arasında
mahkumiyet tesisi söz konusudur.30
İtiyadı suç ile zincirleme suç kavramlarının farkı olarak da itiyadi suçta fillerin
ancak belirli bir yoğunluğa ulaştığında cezalandırıldığı halbu ki zincirleme suçta her
suçun birbirinden bağımsız olduğu ve ilk fiil işlendiğinde suçun cezalandırılabilir
olduğu gösterilmektedir.31
C. ZİNCİRLEME SUÇUN HUKUKİ NİTELİĞİ
Zincirleme suçun hukuki niteliğini açıklayan iki görüş bulunmaktadır.
Bunlardan birincisi zincirleme suçu tek suç olarak açıklarken diğeri zincirleme suçun
çok suçtan oluştuğunu belirtmektedir.
Tek suç görüşündeki yazarlar zincirleme suçta failin tek bir suç işleme
kararının bulunduğu ve aynı yasa hükmünü ihlal ettiği gerekçeleriyle esasen ortada tek
bir suçun olduğunu savunmakta diğer bir grup yazar ise ortada birbirinden bağımsız
birden çok suç olduğu ancak bunların ceza yönünden tek suç sayıldığı görüşünü
savunmaktadırlar.32
D. ZİNCİRLEME SUÇUN ŞARTLARI
28 SOYASLAN, Doğan; age, s.260 29 ÖZTÜRK/ERDEM; age, s.333; CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT; age, s.509-510 30 ÖZTÜRK/ERDEM; age, s.333 31 CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT; age, s.510 32 CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT; age,s.510; DEMİRBAŞ, Timur; age, s.507
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -13-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Zincirleme suçun meydana gelebilmesi için dört koşulun mevcut bulunması
gerekmektedir. Bunlar, aynı suçun temel şeklinin veya daha az veyahut da daha çok
ceza gerektiren nitelikli şekillerinin birden çok kez gerçekleştirilmiş olması, bu
suçların değişik zamanlarda işlenmesi, tek bir suç işleme kararının tüm suçları
kapsayacak şekilde mevcut bulunması ve suçun belli bir kişiye karşı işlenmesi veya
işlenen suçların mağduru belli bir kişi olmayan suçlardan olmasıdır.
1. AYNI SUÇUN TEMEL ŞEKLİNİN VEYA NİTELİKLİ
ŞEKİLLERİNİN BİRDEN FAZLA KEZ İŞLENMESİ
Zincirleme suçu meydana getiren her bir suçun bağımsız olarak suç teşkil
etmesi gerekmektedir. Zincirleme suç kapsamındaki her bir suçun tipiklik ve hukuka
aykırılık unsurları mevcut bulunmalıdır; şayet teselsül eden suçlardan biri için hukuka
uygunluk sebebi varsa veya kanun koyucu tarafından suç olmaktan çıkartılmışsa artık
bu suçun zincirleme suç kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır.33
Bir suç kapsamında gerçekleşen birden fazla fiil bağımsız suç teşkil
etmeyeceğinden ve aslında ortada hukuki anlamda bir fiil bulunduğundan bu durumda
da zincirleme suçtan bahsedilemez.34 Örneğin failin girdiği evde mağdura ait birden
fazla eşya çalması halinde aslında hukuki anlamda tek bir fiil vardır ve failin
33 KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.439 34 ARTUK/GÖKÇEN/YENİDÜNYA; age, s.678; Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 02.10.2007, 6-
195/197 “Somut olayda sanığın bir apartmanın üçüncü katında oturan yakınının evine penceresinden
girerek para ve bir kısım eşya ile birlikte aldığı otomobil anahtarıyla evden çıkıp hemen evin önünde
otoparkta bulunan aracı çalması eyleminde, araya zaman aralığı girmediği ve fiilin kesintiye uğramadan
devam ettirildiği gözetildiğinde zincirleme suç hükümlerinin uygulama yerinin bulunmadığı, sanığın
eyleminin bütün halinde tek bir hırsızlık suçunu oluşturduğu, suça vasıf verilirken eylem bütünlüğü
içindeki en ağır niteliğe dayanılması icap ettiği, Yerel Mahkemece bozma üzerine yeni hüküm
kurulurken oluşum bütünlüğünün gözetilerek Yasanın 61 inci maddesince temel cezanın tespitinin
uygun olacağı, görüş ve kanaati benimsendiğinden, Özel Dairenin sanığın eyleminin tek hırsızlık
suçunu oluşturduğuna ilişkin kararı isabetli olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının
reddine karar verilmelidir...” KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.440; Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 08.04.2009,
2540/4415 “Aynı zamanda ve mekanda birbirlerini takibeden nitelikli cinsel saldırı eylemlerini
gerçekleştirirlerken mağdurenin kollarından tutmak suretiyle direncini kırıp, birbirlerine yardımcı olan
sanıklardan her birinin, bizzat gerçekleştirdiği eylemle birlikte, diğer sanığın eylemine TCK’nın 37.
Maddesi kapsamında fail olarak katılmış olmasından dolayı haklarında bu suçun nitelikli hali olan
102/3-d maddesi ile birlikte aynı Yasa’nın 43/1. Maddesinin de uygulanması gerektiğinin
gözetilmemesi”
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -14-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
gerçekleştirdiği fiiller tek bir hırsızlık suçunu oluşturacağından zincirleme suç söz
konusu olmaz.
Ayrıca kesintisiz suçlarda da kesinti gerçekleşmediği sürece tek bir suç söz
konusu olduğundan zincirleme suç söz konusu olmaz, ancak kesinti gerçekleştikten
belli bir süre sonra suç tekrar işlenirse kesintisiz suçlar açısından da zincirleme suç
gündeme gelir.
İhmali suçlar da tıpkı icrai suçlar gibi zincirleme suçun konusunu
oluşturabilirler. Acil servisteki doktorun acil müdahale gerektiren bir hastaya bir hafta
boyunca, müdahale etmesi gereken durumlarda müdahale etmemesi ve bu süreç
içerisinde hastanın ölmesi halinde doktorun fiilleri ihmali suçların zincirleme suç
teşkil etmesine örnek oluşturur.35 Ayrıca ihmali suçlarla icrai suçlar da aynı suç tipini
oluşturmaları kaydıyla zincirleme suç kapsamında yer alabilirler; örneğin
dolandırıcılık suçunun icrai ve ihmali şekilde işlenmesi halinde diğer şartların da
mevcut olması takdiriyle zincirleme suç hükümleri tatbik edilebilir.36
İşlenen suçların aynı suçun temel şekli veya daha az veyahut daha çok ceza
gerektiren nitelikli şekilleri olması gerekmektedir. Bu bakımdan örneğin failin bir gün
hırsızlık ertesi gün dolandırıcılık ve daha sonra resmi belgede sahtecilik suçlarını
işlemesi halinde zincirleme suç hükmü uygulanamayacak her bir suç bağımsız bir
şekilde cezalandırma konusu olacaktır.
Madde metninde bir suçun daha az veya daha çok ceza gerektiren nitelikli
hallerinin de aynı suç kabul edileceği belirtildiğinden örneğin basit yaralama ile
nitelikli yaralama; basit tehdit ile nitelikli tehdit gibi suçların işlenmesi halinde de
zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır.
35 SOYASLAN, Doğan; age, s.262; KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.441; Yargıtay 4. Ceza Dairesi
03.05.1994, 942/3887 “Sanığın Yargıtay’dan gelen dosyaların esasını kapatmama, bir kısım belgeleri
dosyalarına yerleştirmeme ve temyiz dilekçeleriyle ilgili işlem yapmama şeklinde aynı nitelikte 1991-
1992 yılları içinde süre gelen ve bir suç işleme kararının icrası cümlesinden olarak yasanın aynı
hükmünün ihlali niteliğinde bulunduğu kabul edilen eylemleri için TCY’nin 230 ve 80. maddelerinin
uygulanması.” 36 KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.441; HAKERİ, Hakan; age, s.569
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -15-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Ancak dikkat edilmelidir ki suçun temel şeklinin yanında teselsül içerisinde
nitelikli hali de işlenmiş ise zincirleme suç hükmü kapsamında yapılacak arttırmada
suçun nitelikli hali için öngörülen ceza esas alınmalıdır.37
Kabahatler ile suçlar arasında da zincirleme suç hükmü uygulanamamaktadır.
Kabahatler de kendi içerisinde müteselsil şekilde işlense de Kabahatler Kanunu
15/2’de yer alan “Aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgili
olarak ayrı ayrı idari para cezası verilir.” hükmü gereği zincirleme suç hükümleri
uygulanamamaktadır.38
2. AYNI SUÇUN DEĞİŞİK ZAMANLARDA İŞLENMESİ
765 sayılı eski TCK’da muteselsil suçlar arasındaki zaman kavramı “muhtelif
zamanlarda vaki olsa bile” şeklinde ifade edilmekteydi ve bir kişiye karşı bir suçun
aynı zaman dilimi içerisinde birden fazla kez işlenmesi halinde de zincirleme suçun
varlığı kabul ediliyordu.
Ancak 5237 sayılı TCK’da zaman kavramı “değişik zamanlarda” şeklinde
ifade edilmiş ve takibeden suçların mutlaka değişik zamanlarda işlenmiş olması
öngörülmüştür. Bu bakımdan yeni TCK’ya göre bir suçun aynı zaman içerisinde
birden fazla işlenmesi zincirleme suç kapsamında değerlendirilemeyecektir39; ancak
bu husus TCK 61’inci madde kapsamında hakim tarafından dikkate alınabilecektir.40
37 ÖZGENÇ, İzzet; age, s.526 38 KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.439 39 SOYASLAN; Doğan; age, s.258 40 ÖZGENÇ, İzzet; age, s.530, Yargıtay Ceza genel Kurulu, 4.10.2011, E: 2011/8-115 K: 2011/197
“ Zincirleme suç, 765 s. TCK 80. Maddesinde, “ Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak
kanunun aynı hükmünün bir kaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile bir suç sayılır”
şeklinde düzenlenmişken, 5237 sayılı Yasanın 43/1. Maddesinin konumuza ilişkin ilk cümlesinde; “Bir
suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla
işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir” biçiminde düzenlenmiştir. 763 s. TCK’da yer alan “
muhtelif zamanlarda vaki olsa bile” ifadesinden hareketle aynı suç işleme kararı altında birden fazla
suçun aynı zamanda işlenmesi durumunda diğer koşulların da varlığı halinde zincirleme suç
hükümlerinin uygulanabilmesi olanaklıdır. 5237 sayılı TCY’nın 43/1. Maddesinde bulunan “değişik
zamanlarda” ifadesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, suçların mutlaka
değişik zamanlarda işlenmesi gerekidir ki bunun sonucu olarak, aynı mağdura, aynı zamanda, aynı
suçun birden fazla işlenmesi durumunda tek suçun oluşacağı kabul edilmiştir. Bu halde zincirleme suç
hükümleri uygulanarak artırım yapılmayacak, ancak bu husus 5237 sayılı TCY’nın 61. Maddesi
uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önüne alınabilecektir.”
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -16-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Zaman aralığının ne kadar olması gerektiği ise madde metninden
anlaşılmamakla birlikte bunun değerlendirmesi her somut olayda hakim tarafından
yapılmalıdır.41 Müteselsil fiiller arasındaki zaman aralığı az olabileceği gibi çok da
olabilir.42 Bu noktada mühim olan fiiller arasındaki zaman aralığının aynı suç işleme
kararı kapsamında işlenme bütünlüğünü bozmuyor olmasıdır. 43
3. SUÇ İŞLEME KARARINDA BİRLİK BULUNMASI
Failin zincirleme suçu oluşturan fiillerin icrasına başlarken “bu fiilleri belli bir
suç işleme kararı kapsamında gerçekleştirme saikiyle hareket ettiği varsayımı
zincirleme suç kurumunun temelini oluşturmaktadır. Bu koşul doktrinde zincirleme
suçun subjektif koşulu olarak da adlandırılmaktadır.44
Teselsül eden suçların manevi unsuru olarak failin kastı zincirleme suçu
meydana getiren tüm bu suçları tam da gerçekleştirildiği şekilde belirli bir teselsül
halinde işlemeye yöneliktir. Örneğin failin bir hafta boyunca mahallesindeki bir
inşaattan her gün belli bir miktar tuğla çalması halinde zincirleme hırsızlık suçu söz
konusudur ve failin inşaatta bulunan tuğlaları çalma noktasında önceden bir planı ve
tüm tuğlaları kapsayan genel bir hırsızlık niyeti söz konusudur.45
41 Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 13.12.2007 t. 6273/10854 “Futbolcu olan sanığın resmi karşılaşmada
kendisine kırmızı kart gösteren hakeme tükürmek, maç bittikten sonra da televizyon kameraları
karşısında “Bu Hakem Hırsız” demekten ibaret eylemlerinin, sürenin kısalığı da göz önünde tutulup” ...
bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı kişiye aynı suçun birden fazla işlenmesi anlamına
geldiği...” zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, iki ayrı sövme suçundan
hüküm kurulması...” 42 SOYASLAN, Doğan; s.260 43 HAKERİ, Hakan; age, s.571 44 ÖZGENÇ, İzzet; age, s.525 45 ÖZGENEÇ, İzzet; age, s.519, Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 1.6.1999, 6-122/145 “Aynı suç işleme
kararından yasanın aynı hükmünü bir çok kez ihlal etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir
niyetin anlaşılması gerekir. Bu bağlamda failin suçu işlemeden önce bir plan yapmasının veya bu suça
niyet etmesinin, fakat, eylemi bir defada yapmak yerine kısımlara bölmeyi ve o surette gerçekleştirmeyi
daha uygun görmesinin, hareketinin önceki hareketinin devamı olmasının ve tüm bu hareketleri arasında
sübjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerekmektedir. Aynı suç işleme kararının varlığı, her
olayda suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi, eylemlerin işlendikleri yer ve işlenme
zamanı, eylermlerarasında geçensüre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar
ile korunan değer ve yarar,olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özellikleri olaysal olarak
değerlendirilerek belirlenecektir.
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -17-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihadında46 suç işleme kararında birliği
aşağıdaki unsurların varlığına bağlamıştır:
Benzer fırsatları değerlendirme
Suçun yöneldiği maddi konunun (kişi ya da şeyin) nitelik ve başkalıkları
Olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler
Suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı
Fiiller arasında geçen süre
İhlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar
Olayların oluşum ve gelişimi
Diğer tüm özellikler47
4. SUÇUN BİR KİŞİYE KARŞI İŞLENMESİ VEYA MAĞDURU BELLİ
BİR KİŞİ OLMAYAN BİR SUÇUN İŞLENMESİ
Zincirleme suç kural olarak belli bir kişiye karşı işlenebilir. Zincirleme suç
kapsamında gerçekleştirilen fiillerin hedefinde aynı kişi olmalıdır. 765 sayılı eski
TCK’dan faklı olarak48 5237 sayılı TCK farklı kişilere karşı işlenen suçları zincirleme
46 YCGK, 13.10.1998, 304 47 HAKERİ, Hakan; age, s. 572 48 GÖKTÜRK, Neslihan; “Türk Hukuku’nda Suçların İçtimaı”, s.42; Yargıtay CGK, 15.2.2005, E.
2005/11-12, K. 2005/12, “Bu hususta Ceza Genel Kurulunun 18.11.1985 gün ve 220-585 sayılı kararı
da önemli bir emsal oluşturmaktadır. Anılan kararda, suç işleme kararında birlik bulunması halinde
suçtan zarar görenin birden fazla olmasının, eylemlerdeki bağlantıyı ve teselsülü etkilemeyeceği,
müteselsil suçu ancak kararın yenilenmiş olmasının ortadan kaldıracağı belirtilmiş, böylece
dolandırıcılık suçunda mağdur sayısının fazlalığının teselsüle mutlak engel bir hal olmadığı kabul
edilmiştir. Açıklanan bilimsel görüşler ve yargısal kararlar ışığında somut olayı değerlendirecek
olursak; Özel bir öğrenci yurdunda aşçı olan sanık yurtta kalan öğrencilerden birkaçına ucuz cep
telefonu ve bilgisayar malzemesi satıp güvenlerini kazanmış, olayın duyulup yayılmasından sonra bu
kez yurttaki diğer öğrencilere, yurtdışında cep telefonu ve bilgisayar malzemesi vurgunu yaptıklarından,
bunları satmak istediklerinden söz ederek birkaç numune gösterip, marka ve model siparişlerini not
ettiği mağdurlara malı daha sonra teslim edeceği vaadinde bulunarak, bir kısmından kaparo bazılarından
da sipariş bedelini aldıktan sonra topladığı paralarla ortadan kaybolmuştur. Sanığın somut olayda,
önceden yaptığı plan ve genel niyet doğrultusunda hareket ettiği anlaşılmaktadır. Tümü aynı ortamda
yaşayan mağdurlarla ayrı yer ve zamanlarda görüşerek hile ve desiseye başvurduğu kanıtlanamadığı
gibi, yaklaşık bir haftalık bir süreç içinde gerçekleştiği saptanan olayın gelişim seyri itibarıyla, sanığın
suç işleme kararının yenilendiğini gösteren bir durum da söz konusu değildir. O halde, yurdun aşçısı
olan sanığın bir suç işleme kararı çerçevesinde, aynı yurtta kalan mağdurları ucuz cep telefonu ve
bilgisayar malzemesi getireceğinden bahisle toplu biçimde kandırarak haksız çıkar sağlamak şeklindeki
eyleminin, müteselsilen dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabul edilmeli, mağdur sayısının çokluğu ise
TCY 'nın 29. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken aşağı hadden uzaklaşmayı gerektiren bir neden
olarak dikkate alınmalıdır. Bu itibarla, sanığın her bir mağdura yönelik eyleminin gerçek içtima
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -18-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
suç kapsamında değerlendirmemektedir. TCK 43’üncü maddenin gerekçesinde de bu
husus “… Zincirleme suç halinde, ortada bir suç değil, birden fazla suç mevcuttur.
Zincirleme suçtan söz edebilmek için, aynı suçun müteaddit defa aynı kişiye karşı
işlenmesi gerekir. İşlenen suçların mağdurunun aynı kişi olması gerekir. Suçun
mağdurunun farklı kişiler olması halinde, zincirleme suç hükümleri uygulanamaz.”
şeklinde vurgulanmaktadır.
Zincirleme suçun belirli bir kişiye karşı işlenmiş olması aranmakla birlikte
mağduru belli bir kişi olmayan suçlar açısından da zincirleme suç hükümlerinin
uygulanacağı madde metninde belirtilmiş; madde gerekçesinde ise bu durum “Rüşvet
ve çevrenin kirletilmesi gibi, toplumu oluşturan herkesin mağdur olduğu suçlarda
muayyen bir kişi mağdur olmadığına göre, zincirleme suç hükümlerini öncelikle
uygulamak gerekir. Ancak, bu son durumla ilgili olarak hukuk uygulayıcılarında
oluşan tereddüdü gidermek amacıyla, 43’üncü maddenin birinci fıkrasına “Mağduru
belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” şeklinde bir cümle
eklenmiştir.” şeklinde açıklanmıştır.
Örneğin TCK 235’te düzenlenen ihaleye fesat karıştırma suçu topluma karşı
suçlardan biridir. Failin değişik zamanlarda değişik kamu kurumlarına açılan
ihalelerde ihaleye fesat karıştırma suçunu işlemesi halinde hesasen teselsül eden
suçların hepsinde mağdur toplum olduğundan kanun bu tür suçlarda da mağdur belli
bir kişi olmasa da zincirleme suçun uygulanabileceğini öngörmüştür.49
C. ZİNCİRLEME SUÇ KAPSAMI DIŞINDA BIRAKILAN SUÇLAR
Zincirleme suçu düzenleyen TCK’nın 43’üncü maddesinin üçüncü fıkrasında
zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayacağı dört adet istisnai suç tipi
öngörülmüştür. Bu suçlar kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağmadır.50
kurallarının uygulanmasını gerektiren ayrı dolandırıcılık suçlarını oluşturduğuna ilişkin Yerel
Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.” Yargıtay CGK, 2.3.1987, 6-341/84,
“Öğretmenler odasında ayrı kişilere ait iki çantadan para çalan sanığın eylemi müteselsil şeklinde
hırsızlık suçunu oluşturur.” 49 KOCA/ÜZÜLMEZ;age, s.444 50 GÜNDÜZ/GÜLTAŞ; age, s.311, Yargıtay 2. Ceza Dairesi 15.01.2008 t. 15307/143 “Sanığın eşini
evin içinde dövmesinin ardından, katılan eşin üst kattaki ev sahibine çıkıp olayı telefonla emniyete
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -19-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Maddenin ilk halinde cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı suçları da bu
istisnalar arasında iken 29.06.2005 tarih ve 5377 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle
bu suçlar istisna kapsamından çıkartılmıştır.51
Cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarının istisna kapsamından
çıkartılması ile ilgili olarak madde gerekçesinde başta Yargıtay olmak üzere hakim ve
savcılarda ispat sorunu ve ölçüsüz ceza miktarlarının ortaya çıkması bakımından ciddi
endişelere neden olduğu, bu endişeleri gidermek maksadıyla ilgili suçların istisna
kapsamından çıkartıldığı belirtilmiştir.52
D. ZİNCİRLEME SUÇUN BAZI ÖZEL SONUÇLARI
Zincirleme suçu oluşturan suçlardan bir kısmının teşebbüs aşamasında kalması
halinde de zincirleme suçun varlığı kabul edilir.53 Bu durumda zincirleme suç
kapsamında işlenen suçlardan tamamlanmış olan suç üzerinden artırım yapılarak
cezalandırma yoluna gidilir.
Zincirleme suç son fiilin gerçekleştiği tarihte işlenmiş sayılır, zamanaşımı son
fiilin gerçekleştiği andan başlar. Yer itibariyle yetki ise son fiilin gerçekleştirildiği yer
mahkemesidir. Zincirleme suçu oluşturan suçlardan biri şikayete bağlı ise bu suç
bakımından şikayette bulunulmaması halinde söz konusu fiil zincirleme suç
kapsamında değerlendirilemez; şikayet bakımından hak düşürücü süre zincirleme suç
kapsamında son fiilin işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.54
haber vermesinden sonra sanığın da eşinin peşinden gitmesi ve evine dönüşleri sırasında olayın
devamı mahiyetinde eşini ev kapısı önünde tekrar dövmesinin tek suç oluşturduğu 5237 sayılı
TCK’nun 43/3. Maddesi uyarınca kasten yaralama suçlarında zincirleme suç ile ilgili hükmün
uygulanmayacağı gözetilmeden sanığın eyleminin zincirleme suç olarak kabulü ile hakkında ceza
tayini...” 51 ÖZGENÇ, İzzet; age, s.527 52 KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.446 53 KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.441 54 SOYASLAN/DOĞAN; age, s.262
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -20-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
E. ZİNCİRLEME SUÇ SONUCU VERİLECEK CEZA
Zincirleme suç şartlarının oluşması halinde faile işlediği suçlardan sadece bir
tanesinin cezasında olayın mahiyetine göre hakimin takdiriyle dörtte birden dörtte üçe
kadar arttırım yapılmak suretiyle cezalandırma yoluna gidilecektir.
Zincirleme suçu oluşturan suçlardan biri teşebbüs aşamasında kalmış diğeri
tamamlanmış ise arttırım tamamlanmış suçun cezası üzerinden veya biri suçun basit
hali diğeri cezanın arttırılmasını gerektiren bir nitelikli hali şeklinde işlenmişse
nitelikli hal üzerinden yapılacaktır.
Zincirleme suç bakımından gerçekleştirilecek bu arttırım TCK 61 kapsamında
belirlenecek somut ceza üzerinden yapılacaktır. TCK 61’inci maddesinde zincirleme
suç arttırımı dahil cezanın arttırılması veya azaltılmasını gerektiren unsurların tatbik
sırası belirtilmiştir. TCK 61’de belirtilen sıra gereği öncelikle temel ceza belirlenecek,
ardından cezayı arttıran ve azaltan nitelikli haller uygulanacak, daha sonra sırasıyla
teşebbüs, iştirak ve zincirleme suç hükümleri tatbik edilecektir.55
IV. FİKRİ İCTİMA
A. KAVRAM
Fikri içtima, farklı neviden fikri içtima ve aynı neviden fikri içtima olmak üzere
iki farklı türü bulunan ve TCK’nın 43/2 ve 44’üncü maddelerinde düzenlenen bir
suçların içtimaı türüdür.
Bir fikri içtima türü olan aynı neviden fikri içtimanın zincirleme suçu
düzenleyen 43’üncü maddenin içerisinde ele alınması kanun sistematiğindeki bir hata
olarak görülebilir. Zira aynı neviden fikri içtima çok fiilli bir içtima türü olan
zincirleme suçun türü değil aksine TCK 44’de düzenlenen fikri içtimanın bir
çeşitidir.56
55 KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.445 56 GÖKTÜRK, Neslihan; “Türk Hukuku’nda Suçların İçtimaı, s.45; Yargıtay Ceza Genel Kurulu,
6.7.2010, 2010/8-51 E., 2010/162 K. “765 sayılı TCY.nda, aynı nev'iden fikri içtima ile farklı nev'iden
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -21-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
TCK’nın 44’üncü maddesinde farklı neviden fikri içtima “Bir suç işleme
kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden
fazla işlenmesi durumunda bir cezaya hükmedilir” şeklinde, aynı neviden fikri içtima
ise TCK 43/2’de “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı işlenmesi durumunda da birinci
fıkra hükmü uygulanır” -yani tek bir norm ihlalinin cezası üzerinden artırım yapılmak
suretiyle cezalandırma yoluna gidilir- şeklinde tanımlanmıştır.
Failin tek bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirdiği tek bir fiil
neticesinde birden fazla hukuk normunun ihlal edilmesi halinde kanun koyucu failin
tek bir suç işleme kastının bulunması, fiilin haksızlık muhtevasının karşılığı olan
cezalandırmanın kusur ilkesi bakımından orantılı olması gerekliliği gibi sebeplerle bir
suç politikası olarak ihlal edilen iki ayrı normdan dolayı iki ayrı cezalandırılma yerine
gerçekleşen norm ihlallerinden sadece birinin cezası ile cezalandırılmasını
öngörmüştür.
765 sayılı TCK’nın 79’uncu maddesinde de fikri içtima 5237 sayılı TCK’ya
benzer olarak “İşlediği bir fiil ile kanunun muhtelif ahkamını ihlal eden kimse o
ahkamdan en şedit cezayı tazammun eden maddeye göre cezalandırılır.” şeklinde
düzenlenmiştir.
Fikri içtimanın hukuki niteliğini açıklamaya çalışan “birlik” ve “müteaddit
suçların birleşmesi” olarak adlandırılan iki ayrı teori bulunmaktadır. Birlik teorisine
göre fikri içtima halinde aslında tek bir suç söz konusudur, bu da failin kastının
tekliğine dayandırılmaktadır. Müteaddit suçların birleşmesi görüşüne göre ise fikri
içtimanın birden fazla suçun bir araya gelmesi ile oluştuğu kabul edilmektedir.57
fikri içtima tek madde halinde ve Yasa'nın 79. maddesinde düzenlenmiş iken, 5237 sayılı TCY.nda bu
iki hal birbirinden ayrılarak, aynı nev'iden fikri içtima, zincirleme suçun düzenlendiği 43. maddenin 2.
fıkrasında, farklı nev'iden fikri içtima ise Yasa'nın 44. maddesinde düzenlenmiştir” 57 ARTUK/GÖKÇEN/YENİDÜNYA; age, s.688; KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.447
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -22-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
B. FİKRİ İÇTİMANIN ŞARTLARI
Fikri içtimanın şartları tek bir fiilin bulunması ve bu tek fiil ile birden fazla
hukuk normunun ihlal edilmesidir. İhlal edilen birden fazla hukuk normunun farklı
suçlar teşkil etmesi halinde farklı neviden fikri içtima, aynı suçu teşkil etmesi halinde
aynı neviden fikri içtima hükümleri uygulama alanı bulacaktır.
1. TEK BİR FİİLİN BULUNMASI
Fikri içtimanın uygulanabilmesi için tek bir fiille kanunun düzenlediği farklı
normların ihlali veya bir normun birden fazla ihlali söz konusu olmalıdır. Fiilden ne
anlaşılması gerektiği doktrinde tartışma konusudur.58 Fiilin hareketten mi ibaret
olduğu yoksa hareketle birlikte neticenin de fiilin bir unsuru olarak kabul edilip
edilemeyeceği suç teorisi bağlamında doktrinde tartışma konusudur.
Bazı yazarlar fiilin hareketten ibaret olduğu ve tek hareketin bulunduğu
durumlarda birden çok netice gerçekleşse bile tek bir fiilin bulunduğu görüşünü
savunmaktadır. Diğer bir grup yazara göre ise fiilin sayısı gerçekleşen neticeye göre
belirlenmelidir. Bu yazarlara göre tek bir hareket sonucu birden fazla netice
gerçekleşmişse artık fiilin tekliğinden bahsedilemeyecek ve birden fazla fiil bulunduğu
sonucuna ulaşılacaktır.
Doktrindeki bu görüş ayrılığı fikri içtimanın kapsamını da savunulan görüş
doğrultusunda genişletmekte veya daraltmaktadır. İlk görüşü savunan yazarlara göre
doğal veya hukuki anlamda tek bir hareket bulunduğunda netice birden fazla da olsa
artık tek bir fiilden bahsedilecek ve ortaya çıkacak birden fazla netice bakımından fikri
içtima hükümleri uygulanacaktır.
Örneğin failin silahla ateş etmesi halinde hem pencere camının kırılmasına;
hem de pencerenin arkasında bulunan kişinin ölümüne sebep olunması halinde fiilin
hareketten ibaret olduğu görüşünü savunan yazarlara göre silahla ateş etme tek bir
58 ARTUK/GÖKÇEN/YENİDÜNYA; age, s.689 vd.
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -23-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
hareket olduğundan tek bir fiil bulunduğu kabul edilecek, tek fiil sonucu iki farklı
suçun meydana gelmesi fikri içtima hükümleri uygulanması sonucunu doğuracaktr.59
Dolayısıyla fail sadece daha fazla ceza öngören kasten adam öldürme suçundan
cezalandırılacaktır. Esasen kanun gerekçesi de bu görüşü desteklemektedir.60
Diğer görüşü savunan yazarlara göre ise hareketin sonucunda birden fazla
netice meydana gelmişse artık fiilin tekliğinden bahsedilemeyecek61; dolayısıyla
meydana gelen neticeler bakımından çok fiil bulunması meydana gelen suçlar
bakımından gerçek içtima hükümlerinin uygulanmasını gerektirecektir. Örneğin failin
silahla ateş etmesi halinde hem pencere camının kırılmasına; hem de pencerenin
arkasında bulunan kişinin ölümüne sebep olunması örneğinde iki farklı netice
bulunduğundan iki fiil söz konusu olacak ve iki fiil sonucu meydana gelen iki ayrı
suçtan gerçek içtima kapsamında ayrı ayrı cezalandırma yoluna gidilecektir.
Dolayısıyla fail hem mala zarar verme hem de kasten öldürme suçlarından dolayı
cezalandırılacaktır.
İkinci görüşteki yazarlara göre ancak tek hareket sonucu tek netice ile birden
fazla suçun meydana gelmesi durumunda fikri içtima hükümleri uygulanabilecektir.
Buna örnek olarak failin tek bir tokat ile hem mağduru aşağılamak suretiyle hakaret
fiilini işlemesi hem de kasten yaralama suçunu oluşturması gösterilebilir. Hareket tek
olduğu gibi netice de mağdura tokat atılmasından ibarettir.
59 ARTUK/GÖKÇEN/YENİDÜNYA; age,s.690; Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 19.10.1982 “...mağduru
öldürmek için bulunduğu yere birden çok ateş ederken mermilerden birisinin vitrin camını kırdığı,
diğerinin saklanmak isteyen mağdura isabetle yaraladığı, diğer bir merminin de olayla ilgili bulunmayan
üçüncü bir kişiye isabet ederek onu yaralamış olduğuna göre sanıklar hakkında TCY’nin 79. Maddesi
uygulanmalıdır”; TBMM, Dönem: 22, Yasama Yılı: 2, Sıra Sayısı: 664, s. 452 60 GÖKTÜRK, Neslihan; “Türk Hukuku’nda Suçların İçtimaı”, s.46; TBMM, Dönem: 22, Yasama
Yılı: 2, Sıra Sayısı: 664, s. 452 “Gerek doktrinde gerek uygulamamızda, hedefte sapma durumunda da
fikri içtima hükmünün uygulanması gerektiği konusundaki görüş hâkimdir. Bu nedenle, kanuni
düzenlemede hedefte sapmanın şahısta yanılma ile birlikte değerlendirilmesinden vazgeçilmiştir.
Örneğin bir kişiyi yaralamak için fırlatılan sopa, mağduru yaraladıktan sonra veya mağdura isabet
etmeden vitrin camına çarparak kırılmasına neden olabilir. Bu durumda, sopa fırlatma fiiliyle hem
tamamlanmış veya teşebbüs aşamasında kalmış kasten yaralama suçu hem de başkasının malına zarar
verme suçu işlenmiş olmaktadır. Aynı şekilde, bir kişiyi öldürmek için ateşlenen silahtan çıkan kurşun,
mağdura isabet etmeden duvara çarpması nedeniyle sekerek bir başkasının ölümüne veya yaralanmasına
neden olabilir. Bu durumda, hedeflenen kişi açısından kasten öldürme suçu teşebbüs aşamasında
kalmıştır; ancak, sekme sonucunda ölümüne veya yaralanmasına neden olunan kişi açısından ise,
taksirle öldürme veya taksirle yaralama suçu işlenmiş olmaktadır. Bu gibi durumlarda kişi işlediği bir
fiille birden fazla farklı suçun oluşumuna neden olmaktadır ve bu suçlardan en ağır cezayı gerektireni
ile cezalandırılmasıyla yetinilmelidir.” 61 SOYASLAN, Doğan; age, s.267-268
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -24-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Çok neticenin varlığında dahi hareket tek ise fiilin tek olduğunu kabul ederek
fikri içtima hükümlerinin uygulanmasını savunan yazarların yukarıdaki örnekte
olduğu gibi neticenin de tek olduğu hallerde fikri içtima hükümlerinin uygulanmasını
kabul edecekleri evleviyetle ortadadır.62
Fiilin tekliği sonucunu doğuran hareketin tekliğinden bahis daha önce de
açıklandığı üzere doğal anlamda hareketten ziyade hukuki anlamda hareket tekliğidir.
Aynı suçun icrası kapsamında belli bir bütünlük içerisinde işlenen birden fazla
hareketin hukuki anlamda tek bir hareket oluşturduğu kabul edilmektedir.
Örneğin failin mağdura önce tokat atıp, sonra tekmelemesi halinde; esasen tek
bir kasten yaralama suçu kapsamında değerlendirilecek hukuki anlamda tek bir fiil
mevcuttur. Yargıtay’ın bu noktada hatalı kararları bulunsa da63 böyle bir örnekte tek
bir fiille iki farklı kasten yaralama suçu oluştuğundan fikri içtima hükümlerinin
uygulanacağı yorumu hatalıdır ve ortada tek bir kasten yaralama suçu mevcuttur.
Fikri içtima hükümlerinin uygulanabilmesi için failin kastının tek bir suç
işlemeye yönelik olması gerekir64; aksi halde fikri içtima hükümleri uygulanmaz;
gerçek içtima yapılmak suretiyle her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırma yoluna gidilir.65
62 ARTUK/GÖKÇEN/YENİDÜNYA; age, s.690 63 ARTUK/GÖKÇEN/YENİDÜNYA; age, s.691; Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 21.01.1958, 5620/10934
“...maznunun aynı kavgada ve aynı zamanda mağdurun eline ve ayaklarına vurmakla ika ettiği yaradan
dolayı TCK.nun 79 uncu maddesi nazara alınmadan ayrı ayrı ceza tayini yolsuzdur.” 64 SOYASLAN, Doğan; age, s.267 65 Yargıtay 6. CD, 4.11.2008, E. 2007/8659, K. 2008/18853, “Sanığın, çadır içindeki cüzdan ve
telefonların farklı kişilere ait olduğunu bildiğini açıkça kabul etmesi karşısında; her yakınana yönelik
eylemi nedeniyle ayrı ayrı uygulama yapılması yerine zincirleme suç olarak kabulüyle yazılı biçimde
hüküm kurulması” Yargıtay 6. CD, 22.2.2010, E. 2009/297, K. 2010/1637, “Sanığın kollukta
savunmanı yanında verdiği 13.09.2005 tarihli ifadesinde, 'konutun içerisine girdiğinde, yakınanların
uyuduklarını gördüğünü, yattıkları yerlerin baş taraflarında bulunan gömlek, pantolon ve cep
telefonlarını çalarak evden çıktığını ve dışarıda gömlek ve pantolon ceplerinden paralarını aldığını'
belirtmiş olması karşısında yakınanların ve suça konu eşyalarının eylem sırasındaki konumları
itibariyle, sanığın çaldığı eşya ve paranın ayrı ayrı yakınanlara ait olduklarını bilerek suçu işlediği
gözetilmeden, iki ayrı hırsızlık suçundan mahkumiyeti yerine, eylemin tek zincirleme suç olduğu kabul
edilerek yazılı biçimde uygulama yapılması” Yargıtay 6. CD, 6.9.2008, E. 2006/12217, K.
2008/13109, “... katılanların halı sahanın içindeki soyunma odasına astıkları giysilerinin içinden cep
telefonlarını, paralarını ve bir adet kol saatini çalan sanığın, katılanların sayısı kadar hırsızlık suçunu
işlediği gözetilmeden, zincirleme suç oluşturduğu kabul edilerek, tek eylemden hüküm kurulması”
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -25-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Bir önceki örnekte failin kastının tek bir kurşunla hem camı kırmak suretiyle
mala zarar vermeye hem de pencere ardındaki kişiyi öldürmeye yönelik olması halinde
artık fikri içtima hükümlerine gidilemeyecek ve fail kastı doğrultusunda işlediği iki
ayrı suçtan ayrı ayrı cezalandırılacaktır. 66
2. BİRDEN FAZLA NORM İHLALİNİN MEYDANA GELMESİ
Tek bir fiille gerçekleştiren birden fazla norm ihlali farklı farklı suçlardan
teşekkül edebileceği gibi; aynı suçun birden fazla ihlali şeklinde de meydana gelebilir.
İlk durumda TCK’nın 44’üncü maddesinde düzenlenen farklı neviden fikri içtima;
ikinci durumda 43/2’de düzenlenen aynı neviden fikri içtima hükümleri
uygulanacaktır.
a. Aynı Neviden Fikri İçtima (TCK 43/2)
Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi halinde TCK
43/2’de düzenlenen aynı neviden fikri içtima meydana gelmektedir. Bu durumda fail
tek bir fiiliyle aynı ceza normunu birden fazla kez ihlal etmekte ancak bu ihlallerden
yalnız bir tanesinin cezası dörtte birden dörtte üçe kadar arttırım yapılmak suretiyle
uygulanmaktadır. Failin birden fazla kişiye hakaret etmesi, birden fazla kişinin aynı
anda tehdit edilmesi, tek fiille birden fazla kişinin hürriyetinden yoksun bırakılması
halinde aynı neviden fikri içtima hükmü uygulama alanı bulur.67
Zincirleme suç bahsinde belirtlen istisnai suçlar aynı neviden fikri içtima için
de caridir. TCK 43/3’te belirtilen kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma
halinde aynı neviden fikri içtima uygulanmaz ve gerçek içtima yapılarak fail her bir
suçtan ayrı ayrı cezalandırılır.
Aynı neviden fikri içtimanın zincirleme suç maddesi altında düzenlenmesi de
“doktrinde, zincirleme suç bakımından birden fazla suça birden fazla fiil ve tek fiille
sebebiyet verilmesi şeklinde ikili bir ayırım yapılması; bir başka ifadeyle aynı nev’iden
66 ARTUK/GÖKÇEN/YENİDÜNYA; age, s.691 67 GÖKTÜRK, Neslihan; “Türk Hukuku’nda Suçların İçtimaı”, s.52
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -26-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
fikri içtimaın zincirleme suçun bir türü olarak algılanması, birbirinden farklı olan iki
kurumun yapısal olarak birbirine karıştırılması sonucunu doğurması” gerekçeleriyle
eleştiri konusu olmakta68, aynı neviden fikri içtimanın farklı neviden içtima ile beraber
TCK 44’üncü maddede düzenlenmesi gerektiği belirtilmektedir.
b. Farklı Neviden Fikri İçtima (TCK 44)
Tek fiille birden fazla farklı suçun meydana gelmesi halinde TCK 44’te
düzenlenen farklı neviden fikri içtima hükmü uygulama alanı bulur. Farklı neviden
fikti içtima halinde failin gerçekleştirdiği fiil aynı anda iki ayrı ceza normunu ihlal
etmektedir.
Bu norm TCK dışındaki kanunlarda düzenlenmiş suçlara ilişkin de olabilir;
ancak kabahat niteliğindeki düzenlemeler ile suç teşkil eden normlar arasında fikri
içtima hükümleri uygulanamaz. Kabahatler Kanunu 15’inci maddede bu konuda
getirilen özel düzenlemeye göre bir fiilin hem suç hem de kabahat teşkil etmesi halinde
sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilecektir.69
Farklı neviden fikri içtimada fail sadece en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı
sorumlu tutulmakta meydana gelen diğer suç bakımından herhangi bir cezalandırma
yapılmamaktadır. Hangi normun daha çok ceza gerektirdiği her bir hukuk normunun
somut olaya uygulanması ile tespit edilmelidir.70
Aynı neviden fikri içtimada cezada artırım öngörülmesi ve çeşitli istisnai
suçların düzenlenmiş olmasına karşı farklı neviden fikri içtimada arttırım ve istisna
hükümlerine yer verilmemesi “farklı nev’iden fikri içtimada failin sadece en ağır
68 GÖKTÜRK, Neslihan; “Türk Hukuku’nda Suçların İçtimaı”, s.53 69 KOCA/ÜZÜLMEZ; age, s.451 70 GÜNDÜZ/GÜLTAŞ; age, s.322, Yargıtay 10. Ceza dairesi, 27.11.2007, 2007/16652 E, 2007/13837
K., “Sanığın suça konu uyuşturucu ile Atatürk havalimanı yolcu kontrol noktasında yakalanmış olması
ve tüm dosya kapsamında göre, eyleminin uyuşturucu madde ihracına teşebbüs aşamasında kalmış
olduğu değerlendirildiğinde, biri ihraca teşebbüs, diğeri tamamlanmış nakletme olmak üzere iki ayrı
suçu işlemiş olacağından; TCK’nın 44. Maddesi gereğinde, tamamlanmış nakletme suçundan uygulama
yapılıp belirlenecek sonuç ile ihraca teşebbüs suçundan yapılan uygulama ile belirlenen sonucun
karşılaştırılması ve daha ağır sonuç doğuran suç esas alınarak hüküm kurulması gerekirken belirtilen
nitelikle somutlaştırma ve karşılaştırma yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması...”
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -27-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
cezayı gerektiren suçtan sorumlu tutulması, fakat cezanın belirlenmesinde ihlallerin
çokluğunun dikkate alınmaması, haksızlık muhtevasının tüketilmesi ilkesinin ihlali
niteliğini taşıdığı”71 gerekçesiyle doktrinde eleştirilmektedir.
Örnek olarak tek bir fiil ile aynı anda hem bir kişinin öldürülmesi hem de bir
kişinin yaralanması halinde sadece kasten öldürmeden sorumlu tutulan fail yaralama
olmaksızın sadece kasten öldürme durumunda da bir tek kasten öldürmeden sorumlu
tutulmaktadır. Sonuçta iki durumda da aynı cezalandırmanın gerçekleştirilmesi çelişki
arzetmekte ve adilane bir cezalandırma olarak gözükmemektedir.
Esasen ceza hukukunun genel hükümlerinde kıyas mümkün olsa da TCK 43’de
yer alan artırım ve istisnalar TCK 44’e kıyas yoluyla uygulanamayacaktır zira ceza
hukuku genel hükümlerinde yapılacak kıyas ceza sorumluluğunun genişlemesine
sebep olmamalıdır. Söz konusu kıyas açıktır ki farklı neviden fikri içtima bakımından
ceza sorumluluğunu genişletecektir.
C. FARKLI NEVİDEN FİKRİ İÇTİMANIN ÖZEL SONUÇLARI
Fikri içtimayı meydana getiten suçlardan bir tanesinin dava zamanaşımının
dolması halinde artık bu suç fikri içtima kapsamında değerlendirilemeyecek; ancak
zamanaşımına uğramamış suç bakımından yargılama ve cezalandırma yoluna
gidilebilecektir.72
Fikri içtima kapsamındaki suçlardan en ağır olanının şikayete bağlı olması
halinde ise bu suça ilişkin şikayet bakımından hak düşürücü sürenin dolması beklenir;
sürenin dolması halinde yargılama ve cezalandırma daha hafif suç bakımından
gerçekleştirilir.73 Fikri içtimayı oluşturan suçlardan bir tanesinin teşebbüs aşamasında
kalması fikri içtima uygulanmasını etkilemeyecektir.
71 GÖKTÜRK, Neslihan; “Türk Hukuku’nda Suçların İçtimaı, s.50 72 SOYASLAN, Doğan; age, s.268 73 SOYASLAN, Doğan; age, s.268
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -28-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Fikri içtimaı oluşturan suçların farklı yerde işlenmesi halinde en ağır cezayı
gerektiren suçun işlendiği yer mahkemesi yetkili kabul edilir; görevli mahkeme de en
ağır cezaya göre belirlenecektir.74
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
“Kaç tane fiil varsa o kadar suç; kaç tane suç varsa o kadar ceza vardır / Quot
crimina tot poenae” ilkesine fail lehine bir takım istisnalar getiren suçların içtimaı
hükümleri 765 sayılı TCK’da olduğu gibi bir takım ufak değişikliklere uğramak
suretiyle 5237 sayılı TCK’da da yerini almıştır.
Fiilin, kanunda suç olarak düzenlenen normun içerdiği haksızlık muhtevasının
karşılığı olması, faile verilecek cezanın kusuruyla orantılı olması, non bis in idem
ilkesi gereği bir fiilin birden fazla kez cezalandırılamaması, failin tek bir suç işleme
doğrultusundaki kastı, hareketlerindeki birlik ve bütünlüğün mevcudiyeti gibi çeşitli
sebep ve gerekçelerle esasen şekli manada ve görünüşte birden fazla suç işleyen failin
işlediği bu suçlar çalışmamızda da incelediğimiz üzere içtima hükümleri ile daha hafif
şekilde cezalandırılmaktadır.
Çalışmamızda ele aldığımız TCK’nın 42, 43 ve 44’üncü maddelerinde
düzenlenenen sırasıyla Bileşik Suç, Zincirleme Suç ve Fikri İçtima kavramlarının
kapsamı, uygulama alanları doktrinsel bir takım tartışmaların da konusnu teşgil
etmektedir.
Fiil tekliği, fiil çokluğu ve fiilin muhteviyatındaki hareket ve netice
bağlamındaki doktrinsel tartışmalar hala devam etmekte; Yargıtay’ın da bu bağlamda
muhtelif kararlarının bulunması içtima teorisinin tam olarak rayına oturmasını
güçleştirmektedir. Esasen suç teorisinin temelinde gerçekleşen bu tartışmalar suçların
içtimaının kapsamını da doğrudan etkilemesi bakımından son derce mühimdir.
74 HAKERİ, Hakan; age, s.590-592d
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -29-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
Suç teorisindeki bu tartışmaların varlığı ve fiilin muhteviyatındaki muğlak
durum devam ettiği sürece ceza hukukunun pek çok noktasında kendisini gösteren bu
doktrinsel ihtilaf suçların içtimaında da varlığını sürdürmeye devam edecek gibi
gözükmektedir.
KAYNAKLAR
AKSOY İPEKÇİOĞLU,Pervin; ”Türk Ceza Kanunu’nda Bileşik Suç”, Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 61 (1), 2012, Ankara
ARTUK, Mehmet Emin/GÖKÇEN, Ahmet/YENİDÜNYA, A.Caner; Ceza Hukuku
Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 6. Baskı, 2012, Ankara
BİRTEK, Fatih; Ceza Hukuk Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 3. Baskı, 2014,
Ankara
CENTEL, Nur/ZAFER, Hamide/ÇAKMUT, Özlem; Türk Ceza Hukukuna Giriş,
Beta Basım Yayın, 7. Baskı, 2011, İstanbul
DEMİRBAŞ, Timur; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 8. Baskı,
2012
GÖKTÜRK, Neslihan; “Türk Hukuku’nda Suçların İçtimaı”, Ceza Hukuku ve
Kriminoloji Dergisi, C 2, S 1-2, 2014, İstanbul
GÖKTÜRK, Neslihan; Fikri İçtima, Adalet Yayınevi, 1. Baskı, 2013, Ankara
GÜNDÜZ, Remzi/ GÜLTAŞ, Veysel; 2006-2007-2008 İçtihatları İle 5237 Sayılı
Türk Ceza Kanunu Genel Hükümler Cilt 1, Bilge Yayınevi, 1.Baskı, 2009,
Ankara
HAFIZOĞULLARI, Zeki/ÖZEN, Muharrem; Türk Ceza Hukuku Genel
Hükümler, U-S-A Yayıncılık, 5. Baskı, 2012, Ankara
HAKERİ, Hakan; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 16. Baskı,
2013, Ankara
http://www.istanbulfikirenstitusu.com/wp/?p=1282 -30-
İSTANBUL FİKİR ENSTİTÜSÜ – OCAK 2015
KOCA, Mahmut/ ÜZÜLMEZ, İlhan; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin
Yayıncılık, Güncellenmiş 5. Baskı, Ankara
ÖZBEK, Veli Özer/ KANBUR, M. Nihat/ BACAKSIZ, Pınar/DOĞAN,
Koray/TEPE, İlker; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 1.
Baskı, 2010
ÖZGENÇ, İzzet; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayıncılık, 7.
Baskı, 2012
ÖZTÜRK, Bahri/ERDEM, Mustafa Ruhan; Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik
Tedbirleri Hukuku, Seçkin Yayınevi, 12. Baskı, 2012
SOYASLAN, Doğan; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayıncılık,
Güncelleştirilmiş 4. Baskı, 2012, Ankara