Upload
others
View
11
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
DUYGUSAL ZEKA İLE AKADEMİK BAŞARI ARASINDAKİ İLİŞKİ
Mehmet GÜRDAL TEZSİZ YÜKSEK LİSANS BİTİRME PROJESİ
DANIŞMAN Doç.Dr. İlker Hüseyin ÇARIKÇI
ISPARTA 2011
ii
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE SAVUNMASI VE SÖZLÜ SINAV TUTANAĞI
İLGİ: Enstitü Yönetim Kurulu’nun …./…./20…. Tarih ve ……/…… Sayılı Kararı.
İşletme Anabilim Dalında ders dönemine ait Eğitim-Öğretim programını başarı ile tamamlayan 0930229434 numaralı Mehmet GÜRDAL’ın hazırladığı,
DUYGUSAL ZEKA İLE AKADEMİK BAŞARI ARASINDAKİ İLİŞKİ
başlıklı TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJESİ ile ilgili PROJE SAVUNMASI ve SÖZLÜ SINAVI Lisansüstü Öğretim Yönetmeliği’nin ………… md.si uyarınca .…./…../2011 ………………….. günü saat ………… ‘da yapılmış; sorulan sorular ve alınan cevaplar sonunda adayın proje savunmasının KABULÜNE / REDDİNE / DÜZELTME SÜRESİ VERİLMESİNE, OYBİRLİĞİYLE / OYÇOKLUĞUYLA karar verilmiştir.
SINAV JÜRİSİ
BAŞKAN ÜYE ÜYE
iii
ÖZET
DUYGUSAL ZEKA İLE AKADEMİK BAŞARI ARASINDAKİ İLİŞKİ
Mehmet GÜRDAL
Süleyman Demirel Üniversitesi, İşletme Bölümü
Bitirme Projesi Ödevi, 41 sayfa, Mayıs 2011 Danışman: Doç.Dr. İlker Hüseyin ÇARIKÇI Bu araştırma, duygusal zeka ile akademik başarı arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır.
Araştırmanın örneklemini, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında, Isparta İlinde bulunan özel yüksek öğrenim yurtlarında barınmakta olan toplam 323 erkek öğrenci oluşturmaktadır.
Araştırma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, kuramsal çerçeve kapsamında duygusal zeka konusu genel olarak ele alınmış; Duygu, zeka ve duygusal zeka kavramları incelenmiştir.
İkinci bölümde, öğrencilerin duygusal zekaları ile akademik başarıları arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu aşamada anket çalışması ile elde edilen veriler SPSS 15.0 programında analiz edilmiştir.
Araştırma sonucunda, duygusal zeka ile akademik başarı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir.
Anahtar Kelimeler: Duygusal Zeka, Akademik Başarı.
iv
ABSTRACT
MASTER THESIS THE RELATION BETWEEN EMOTİONAL
INTELLIGENCE AND ACADEMIC ACHIEVEMENT
Mehmet GURDAL Suleyman Demirel University, Department of Business Admistration,
41 pages, June 2011 Supervising Professor: Assoc. Prof. Dr. Ilker Huseyin CARIKCI The aim of this research was to study the relationship between emotinal intelligence and academic achievement.
323 students from private student dormitor in Isparta City,were selected for the research.
The research has two sections. In the first section, emotional intelligence is generally studied within the theoretical framework. The concepts of emotion, intelligence and emotional intelligence are examined in detail. The relation between emotion and intelligence and models of emotional intelligence are studied.
In the second section, the relationship between the emotional intelligence and academic achievement of students are studied. In this phase, the data obtained through questionnaire are analyzed and research hypotheses are tested.
As a result, statistically no significant relationship between emotional intelligence and academic achievement was found out.
Keywords: Emotional Intelligence, Academic Achievement.
v
İÇİNDEKİLER
ÖZET..........................................................................................................................iii ABSTRACT............................................................................................................... iv İÇİNDEKİLER .......................................................................................................... v KISALTMALAR DİZİNİ .......................................................................................vii ÇİZELGELER DİZİNİ ..........................................................................................viii GİRİŞ .......................................................................................................................... 1
1.1. Çalışmanın Konusu ........................................................................................... 2 1.2. Çalışmanın Sorusu ............................................................................................ 2 1.3. Çalışmanın Amacı ............................................................................................. 2 1.4. Çalışmanın Önemi............................................................................................. 2 1.5. Sınırlılıklar ........................................................................................................ 3 1.6 Çalışmanın İçeriği .............................................................................................. 3
BİRİNCİ BÖLÜM...................................................................................................... 5 KAVRAMSAL ÇERÇEVE....................................................................................... 5
2.1. Duygu................................................................................................................ 5 2.2. Zekâ................................................................................................................... 6
2.2.1. Zeka Kuramları .......................................................................................... 8 2.2.1.1. Tek Etmen Kuramı .............................................................................. 9 2.2.1.2. İki Faktör Kuramı................................................................................ 9 2.2.1.3. Çok Faktör Kuramı (Thorndike) ....................................................... 10 2.2.1.4. Çok Faktör Kuramı (Guilford) .......................................................... 10 2.2.1.5. Grup Faktör Kuramı (Thurston)........................................................ 11 2.2.1.6. Çoklu Zekâ Kuramı........................................................................... 11
2.3. Duygu – Zeka İlişkisi ...................................................................................... 13 2.4. Duygusal Zeka ................................................................................................ 14 2.5. Duygusal Zeka Unsurları ................................................................................ 16
2.5.1. Farkındalık (Kendini Bilme) .................................................................... 16 2.5.2. Ruh Halini Ayarlama (Özdenetim) .......................................................... 17 2.5.3. Empati (Duygudaşlık) .............................................................................. 17 2.5.4. Kendini Harekete Geçirebilme (Motivasyon).......................................... 18 2.5.5. Sosyal Beceri............................................................................................ 19
2.6. Akademik Başarı ............................................................................................. 20 İKİNCİ BÖLÜM ...................................................................................................... 21 ARAŞTIRMA YÖNTEMİ - TEKNİKLERİ ......................................................... 21 ve VERİ KAYNAKLARI ........................................................................................ 21
3.1. Problem ........................................................................................................... 21 3.2. Alt Problemler................................................................................................. 21 3.3. Hipotezler........................................................................................................ 21 3.4. Varsayımlar ..................................................................................................... 22 3.5. Araştırma Modeli ............................................................................................ 22 3.6. Araştırmanın Evreni ........................................................................................ 22 3.7. Araştırmanın Örneklemi.................................................................................. 22 3.8. Araştırmada Kullanılan Veri Toplama Araçları.............................................. 24
3.8.1. Kişisel Bilgi Formu.................................................................................. 24 3.8.2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması (AGNO)................................................. 24
vi
3.8.3. Wong ve Law Duygusal Zeka Ölçeği ...................................................... 24 3.9. Veri Toplama Süreci ....................................................................................... 25 3.10. Verilerin Analizi............................................................................................ 25
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM .................................................................................................. 26 BULGULAR VE YORUM.................................................................................... 26
4.1. Öğrencilerin Ağırlıklı Genel Not Ortalamaları ile Duygusal Zeka Puanları Arasındaki İlişkilere ait Bulgular ve Yorum...................................................... 26 4.2. Öğrencilerin Yaşları ve Duygusal Zeka Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum .................................................................... 26 4.3. Öğrencilerin Sınıflarına Göre Duygusal Zeka Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum .................................................................... 27 4.4. Öğrencilerin Öğretim Türü ve Duygusal Zeka Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum .................................................................... 28 4.5. Öğrencilerin Fakültelerine Göre Duygusal Zeka Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum ............................................... 28 4.6. Öğrencilerin Yaşadıkları Coğrafi Bölgeye Göre Duygusal Zeka Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum.............................. 29 4.7. Öğrencilerin Gelir Durumuna Göre Duygusal Zekâ Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum ............................................... 30
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ............................................................................................ 32 SONUÇ VE ÖNERİLER......................................................................................... 32
5.1. Sonuçlar .......................................................................................................... 32 5.2. Öneriler ........................................................................................................... 32
KAYNAKÇA ............................................................................................................ 34 EKLER...................................................................................................................... 38 EK–1.......................................................................................................................... 39 EK-2........................................................................................................................... 40 ÖZGEÇMİŞ.............................................................................................................. 41
vii
KISALTMALAR DİZİNİ
AGNO Ağırlıklı Genel Not Ortalaması
EQ: Duygusal Zeka
IQ: Bilişsel Zeka
s. Sayfa
S. Sayı
SPSS Statistical Packages for Social Sciences
viii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa No
Çizelge 3.1. Öğrencilerin Demografik Özellikleri..................................................... 23
Çizelge 4.1. AGNO ile Duygusal Zeka Arasındaki İlişki.......................................... 26
Çizelge 4.2. Öğrencilerin Yaşa Göre Duygusal Zeka Puanı ile İlgili Bulgular......... 27
Çizelge 4.3. Öğrencilerin Sınıflarına Göre Duygusal Zeka Puanı ile İlgili Bulgular 27
Çizelge 4.4. Öğrencilerin Öğretim Türü Değişkenine Göre Duygusal Zeka Puanı ile
İlgili Bulgular ............................................................................................................. 28
Çizelge 4.5. Öğrencilerin Fakültelerine Göre Duygusal Zeka Puanı ile İlgili Bulgular
.................................................................................................................................... 29
Çizelge 4.6. Öğrencilerin Yaşadıkları Coğrafi Bölgelere Göre Duygusal Zeka
Puanları ...................................................................................................................... 30
Çizelge 4.7. Öğrencilerin Gelir Durumuna Göre Duygusal Zeka Puanı ile İlgili
Bulgular...................................................................................................................... 31
1
GİRİŞ
Hayatımızda karşılaştığımız olaylara gösterdiğimiz tepkilerin, güçlüklerle ve
stresle baş edebilme şeklimizin ve bu sürecin sonuçlarının, başarılarımızın,
başarısızlıklarımızın ve yaşam doyumumuzun miktarının tek belirleyicisinin bilişsel
zeka olmadığı fikri uzun süre önce varlığını hissettirmiş olan bir konudur. Ancak
yaşam sürecimize duyguların kattığı zenginliğin ve değerin anlaşılabilmesi ve bu
doğrultuda temellenmiş olan duygusal zeka kavramının ortaya çıkışı henüz yeni bir
oluşumdur.
Duygusal zeka kavramı 1990’lı yılların başında bilim adamları John D.Mayer
ve Peter Salovey tarafından ortaya konmuştur. Kavramın bilim çevrelerinde
tanınmasından sonra kavram hakkında çok sayıda araştırma ve çalışma yapılmıştır.
Bu süreçle birlikte duygusal zeka kavramı geniş çevrelerin ilgi odağı haline
gelmiştir.
Günümüzde artık duygu ve duygusal zeka kavramları hak ettikleri öneme
sahip olmaya başlamıştır. Yapılan son araştırmalar insan zekasının ölçütünün bilişsel
zeka olarak görülmesine rağmen, hayat başarısı konusunda belirleyici olanın kişilerin
duygusal zekası olduğunu vurgulamaktadır. Gelişen ve değişen dünyada toplumsal
yaşamın bireyden beklentileri artarken ve bu yaşam kişiden sürekli daha iyiyi ve
daha yüksek başarıyı talep ederken duygusal zeka üstünlüğünün önemi açıkça ön
plana çıkmaktadır.
Duyguların yalnızca zekaya değil, aynı zamanda yaşamdan doyum sağlamaya
katkısını ifade eden inanış, duygusal zeka konusunda yapılan çeşitli araştırma
sonuçları ile desteklenmektedir. Buna göre, bireyin kendine ve başkalarına ait
duyguları doğru şekilde algılayıp değerlendirmesi ve ifade etmesi, bu duygular
arasında ayırım yapıp elde ettiği bilgileri düşünce süreçlerinde ve davranışlarında
kullanması ile ilgili üstün yetenekleri tanımlayan duygusal zeka bireyin yalnızca özel
yaşamında değil yaşamın diğer alanlarındaki başarısını da belirlemede geleneksel
olarak IQ ( Intelligence Quotient) ile ölçülen zeka kadar önemlidir.(Acar, 2002: 54)
Yapılan araştırmalar yalnızca bilişsel zekanın hayat başarısını garanti
etmediği gerçeğini vurgulamakta ve tek başına kişinin yaşamındaki başarısına
katkısının çok yüksek olmadığını göstermektedir. Üzerinde önemle durulması
2
gereken nokta bilişsel ve duygusal zekanın birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı
olduğudur. Önemli olan ve yapılması gereken bu iki tür zekanın öneminin ve
değerinin farkına varılması, her ikisinden de gerekli ölçüde yararlanılabilmesidir.
Duygusal zekanın etkili ve doğru kullanımının kişisel yaşama ve dolayısıyla
toplumsal yaşama kattığı zenginlik ve değer göz ardı edilmemesi gereken çok önemli
bir gerçektir.
1.1. Çalışmanın Konusu Duygusal zekanın ve akademik başarının ne olduğu, toplu yaşanılan yerler
olan yüksek öğrenim yurtlarında barınan öğrencilerin duygusal zeka puanları ve
akademik başarı düzeyleri, araştırma evrenindeki öğrencilerin duygusal zekaları ile
akademik başarıları arasında bir ilişkinin olup olmadığı, var ise ne yönde ve miktarda
olduğu bu çalışmaya konu teşkil etmiştir.
1.2. Çalışmanın Sorusu Bu çalışmanın sorusu; “Isparta İlinde bulunan özel yüksek öğrenim öğrenci
yurtlarında barınan erkek öğrencilerin duygusal zekaları ile akademik başarıları
arasında bir ilişki var mıdır?” şeklinde belirlenmiştir.
1.3. Çalışmanın Amacı Bu çalışmada, Daniel Goleman Duygusal Zeka Modeli temel alınmak
suretiyle, Isparta İlinde bulunan özel yüksek öğrenim öğrenci yurtlarında barınan
erkek öğrencilerin duygusal zekaları ile akademik başarıları arasında ilişki olup
olmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır.
1.4. Çalışmanın Önemi Henüz çok yeni bir kavram olmasına karşın Duygusal Zeka; başta eğitim
öğretim olmak üzere kişiler arası ilişkiler ve toplumsal gelişim gibi pek çok alanda
uygulamaya konulmuş ve her geçen gün daha çok önem kazanmaya başlamıştır.
Kişilerin kendilerine ve başkalarına ait duyguları tanıması, anlaması, ifade ve
tahlil etmesi, duygusal bilgiyi kullanma becerisi kazanması, duygularını
3
düzenleyebilmesi ve bu durumu günlük yaşamına yansıtabilmesi şüphesiz kişiler
arası ilişkilere olumlu anlamda yansıyan ve dolayısıyla toplumsal gelişime katkısı
büyük olan bir süreçtir. Toplu yaşanılan yerler olan yurtlarda barınan öğrencilerin
duygusal zeka kavramının bilincinde olması, duyguları tanıma, anlama, düzenleme
ve kullanma yeterliliğine sahip olması ve bunu toplu yaşam alanına yansıtabilmesi,
toplumsal barışa ve toplumsal gelişime önemli ölçüde katkı sağlayacak ve toplumsal
sorunların çözümünde doğrudan ve dolaylı olarak rol oynayacaktır. Bu nedenle
yurtlarda barınan öğrencilerin duygusal zekaları ile akademik başarıları arasındaki
ilişkinin incelenmesinin ve anlamlandırılabilmesinin birlikte yaşam açısından yararlı
sonuçlar doğuracağına inanılmaktadır. Yazın tarama çalışmasında, duygusal zeka
konusunda yurt dışında ve Türkiye’de bir çok araştırma yapılmış olmasına rağmen
yurtlarda barınan öğrencilerin duygusal zekaları ile akademik başarıları arasındaki
ilişkiyi inceleyen bir araştırmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle bu araştırmanın
literatüre katkı sağlayacağına inanılmaktadır.
1.5. Sınırlılıklar 1. Araştırmanın örneklemi 2010-2011 eğitim-öğretim yılında Isparta İlinde bulunan
özel yüksek öğrenim öğrenci yurtlarında barınan erkek öğrencilerden 323’ü ile
sınırlıdır.
2. Araştırma kapsamındaki öğrencilerin duygusal zeka ölçümü Wong ve Law (2002)
duygusal zeka ölçeği ile elde edilen veriler ile sınırlıdır.
3. Araştırma 2010-2011 eğitim-öğretim yılı ile sınırlıdır.
1.6 Çalışmanın İçeriği Yüksek öğrenim öğrenci yurtlarında barınan erkek öğrencilerin duygusal zeka
seviyelerini ve akademik başarı düzeylerini, duygusal zeka ile akademik başarı
arasında ilişki olup olmadığını, ilişki tespit edilmesi durumunda bu ilişkinin yönünü
ve şiddetini analiz etmeyi amaçlayan bu çalışma kapsam olarak Isparta İlindeki özel
yüksek öğrenim öğrenci yurtlarında barınan erkek öğrencileri içermektedir. Çalışma
bu kapsamda giriş dâhil beş bölümden oluşmaktadır.
Çalışmanın ilk bölümü giriş bölümüdür. Bu bölümde çalışmanın konusu,
amacı, önemi, sınırlılıkları ve içeriği özetlenmiştir.
4
Çalışmanın ikinci bölümü kavramların ve kuramsal temellerin incelenmesine
yönelik olup bu doğrultuda; duygu, zeka, duygu-zeka ilişkisi, duygusal zeka ve
akademik başarı kavramları irdelenmiştir.
Çalışmanın üçüncü bölümü; yöntem ve tekniklerin, problem ve alt
problemlerin belirlenmesi, varsayımların kabul edilmesi, evren ve örneklemin
oluşturulup uygulama sürecini ve verilerin toplanmasını ihtiva etmektedir.
Dördüncü bölümde; bulguların derlenmesi, değerlendirilmesi, tabloların
oluşturulup yorumlanması yer almaktadır.
Beşinci ve son bölümde ise belirlenen sonuç ve öneriler ortaya konularak
çalışma nihayetlendirilecektir.
5
BİRİNCİ BÖLÜM
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
2.1. Duygu Duygu kelimesi Latince ‘movere’ (hareket etme) kökünden gelmektedir.
Duygu; mutluluk, üzüntü, korku, nefret ya da hoşlanma gibi bilinci etkileyen, bilme
ve bilinçli irade durumlarını fark etme ve birbirinden ayırmayı sağlayan bir
durumdur.(Titrek, 2007: 48)
Türk Dil Kurumunca duygu; ‘duyularla algılama, duyumsama, his; ahlaki,
estetik vb. şeyleri değerlendirme, onlara bağlanma yeteneği.’ ve ‘Belirli nesne, olay
ya da bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim; aşk, önsezi; kendine özgü
bir ruhsal devinim ve devinimlilik.’ olarak tanımlanmıştır.
Duygu kavramı; duyduğumuz, duyumsadığımız her şey, özellikle de tüm
tutkularımızın, hafif veya ortalama şiddetteki heyecanlarımızın, aşk, sevgi gibi genel
hallerimizin, genel ve içgüdüsel eğilimlerimizin genel adı olarak da
tanımlanmaktadır.(Cevizci, 2000: 290)
Dökmen (2000: 14) duyguların genel işlevini, bireyin doğaya ve topluma
uyum sağlamak olduğunu ifade etmiştir.
Goleman (1998: 359) duyguyu, “herhangi bir zihin, his, tutku çalkantısı ya da
devinimi; şiddetli ya da uyarılmış bir zihinsel durum” olarak tanımlamıştır. Yine
Goleman duyguları, bireyin öğrenme potansiyelini harekete geçirerek öğrenmesini
sağlayan, soru sormasını sağlayarak bilinmeyeni aramaya iten, kapasitesini geliştiren
ve öğrenileni pratiğe geçirerek tavır almasını sağlayan özellikler olarak
tanımlamaktadır.
Başka bir tanımla duygu, Mayer ve arkadaşlarınca “psikolojik, bilişsel,
motivasyonel ve deneyim gibi pek çok psikolojik alt sistemden oluşan organize
olmuş zihinsel tepkiler” şeklinde tanımlanmıştır.(Mayer, 1990: 2)
Duygular, insan davranışlarının yaşamdaki uyum ve uyumsuzlukların önemli
etmenleri arasındadır. Duygularla ihtiyaç ve güdüler arasında sıkı bir ilişki vardır.
Temel ihtiyaçların karşılanmaması çeşitli duyguların ortaya çıkmasına yol açar.
6
Duygular, insanların düşünce ve davranışlarını da etkiler. Sevgi, güven, sevinç vb.
sözler duygusal yaşam deneyimi altında sık sık duyulan duygu ifadeleridir.(Baymur,
1994: 77)
Bazı araştırmacılar duyguların kızgınlık, korku, neşe/sevinç, sevgi, üzüntü ve
sürpriz olarak altı kategori altında toplandığını belirtmektedir. Bununla birlikte
duygular genel olarak, olumlu ve olumsuz olmak üzere iki boyut altında ele
alınmaktadır.(McShane ve Glinow, 2005: 111) Olumlu veya olumsuz olsun bütün
duygular insan yaşamında farklı etkilere sahiptir. Artık günümüzde insan, sadece aklı
ile değil, duygularıyla değerlendirilen bir varlık haline gelmiştir.
Duygularımız beynimiz ile kalbimizin konuşması; kalbimiz ve beynimiz
arasındaki köprüdür. Duygularımız içimizde oluşan ve bizlere ihtiyaçlarımızı
söyleyen seslerdir.(Yavuz, 2004: 18)
Oluşan duygular düşünceleri, düşünceler ise davranışları ortaya çıkarır.
Ayrıca duygular, hafızanın gücü de etkiler. Hafızadaki anılar daha sonra oluşabilecek
duygu, düşünce ve davranışların temelini oluşturabilmektedir.(Le Doux, 2001: 130)
2.2. Zekâ Zeka tanımı en zor kavramlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır ve
yıllarca halk arasında farklı anlamlarda kullanılmıştır. Zekâ ile ilgili tanımlamalar
incelendiğinde ilk zamanlarda “öğrenme gücü, anlama, akıl yürütme kapasitesi, daha
sonraları ise bireyin çevreye uyumu” olarak tanımlanmıştır.(Titrek, 2007: 5)
Kavramlar ve algılar yardımıyla soyut ya da somut nesneler arasındaki
ilişkiyi kavrayabilme, soyut düşünme, muhakeme etme ve bu zihinsel işlevleri
uyumlu şekilde bir amaca yönelik olarak kullanabilme yetenekleri zeka olarak
adlandırılmaktadır.(www.bilgicik.com)
Zekâ ile ilgili bilimsel çalışmalar 20. yy’ın başlarında sistemli hale getirilmiş
olsa bile aslında zekâ asırlardır tartışılan ve ilgi duyulan bir olgudur. Descartes dört
asır önce zekâyı ‘İyi hüküm vermek ve doğruyu yanlıştan ayırmak yetisi’ olarak
tanımlarken, Terman zekâyı “soyut semboller üzerinde düşünebilme yeteneği olarak
tanımlamakta ve bireyin soyut düşünebildiği ölçüde zeki olduğunu
belirtmektedir.(Titrek, 2007: 6)
7
Zeka ile başarı arasındaki ilişki üzerine günümüze kadar birçok tartışma
yapılmıştır. Bazı araştırmacılar akademik anlamda zeki olan kişilerin zeki
olmayanlara göre daha çok başarılı olmadıklarını iddia etmişlerdir.(Neisser, 1976:
54) Buna karşın, genel (bilişsel) zekâ seviyesinin mesleki başarı için iyi bir ölçek
olduğunu belirten çalışmalar da yok değildir.(Gottfredson, 1986: 22)
Weschler zekâyı; bireyin amaçlı davranışlarının, mantıki düşüncesinin ve
çevre ile etkin bir biçimde başa çıkabilmek için giriştiği çabaların tamamını kapsayan
genel bir yetenek olarak tanımlamıştır. O’na göre zekâ; dünyayı anlayabilme,
düşünebilme ve zorluklarla karşılaştığında kaynaklarını etkin bir şekilde
kullanabilme becerisidir.(Kulaksızoğlu, 2005: 135)
İlk zekâ testini yapan Fransız psikolog Alfred Binet’e göre zeka; belirli bir
amaca yönelmek, amaca erişmek için direnmek, uyum sağlayabilmek ve kendini
eleştirebilmek eğilimidir. Binet zekâyı, iyi muhakeme edebilme, iyi hüküm
verebilme ve eleştirisel görüşe sahip olma olarak da tanımlamaktadır.(Kulaksızoğlu,
2005: 135)
Zekâ, beyne ait; bilgiyi öğrenme, kaydetme, eski bilgilerle ilişkilendirerek
yeniden yorumlama, akılda tutma ve geri getirme, akıl yürütme, çağrışım yapma,
algılama ve sezebilme gibi işlevleri kapsayan bir kapasitedir. Zekâ, cevaplandırmada
ve çözüm bulmada sürati sağlayan, bir problemin çeşitli evreleri arasındaki yeni
ilişkileri anlayabilmeyi gerçekleştiren kapasitedir. İnsanların öğrendikleri bilgilerin
miktarında, öğrenilme hızında, öğrenebildikleri bilgi türünde ve bilgiyi akılda tutma
süresinde gözlenen değişiklik, onların zekâ seviyelerindeki ve kısmen zekâ
biçimlerindeki farklara bağlıdır.(Kulaksızoğlu, 2005: 135)
Sternberg’e göre zekâ; çevreyi seçme, biçimlendirme ve uyum gösterme için
gerekli olan zihinsel yeteneklerdir. Genel bir bakış açısıyla zekâ, Sternberg
tarafından, çevreye uyum sağlayabilme ve deneyimlerden ders çıkarabilme yeteneği
olarak tanımlanmıştır.(Kesken vd., 2007: 880)
Gardner’e göre (2010: 28) zeka; “içinde yaşanılan toplumda faydalı bir şeyler
yapabilme kapasitesi; her insanda kendine özgü bulunan yetenek ve beceriler
bütünü” olarak tanımlamaktadır. Yine Gardner zekayı; “bir ya da birden fazla
kültürde değer bulan bir ürün ortaya koyabilme yeteneği” olarak tanımlamıştır.
8
Zekâ bir grup zihinsel yetenek olarak tanımlanmaktadır. Zihinsel yetenekler
soyut düşünme ve problem çözmeyi içermektedirler.(Mayer vd., 2000: 105, 106)
Mayer vd., (2000: 107) zekâ kavramının, birincil amacı problem çözme olan zihinsel
özelliklere uygulanabileceğini öne sürmektedirler. Popper, problem çözmenin bir sağ
kalma sorunu olduğunu ifade etmektedir. Bütün canlılar gece gündüz sorun çözmeyle
uğraşmaktadırlar.(Sungur, 1992: 143, 144)
Son zamanlarda zekâ; çok yönlü, işlevsel ve kültürel olarak da tanımlanmaya
başlanmıştır. Bazı psikologlar zekâyı bilişsel, bazıları duygusal ve kişisel özellikleri
açısından tanımlarken, bazıları da çevreye uyma yeterlilikleri açısından
tanımlamıştır. Ayrıca zekâ işlevsel bir yetidir. Zeki davranış daima çözülecek bir
sorun ya da tamamlanacak bir göreve doğru yönlenir. (Titrek, 2007: 5)
Geçtiğimiz yüzyılda zekâ, insanların anlama, kavrama kapasite ve
fonksiyonlarını ele alan IQ (Intelligence Quotient) ile ölçülüyordu. Bilişsel zekâ
anlama, öğrenme, hatırlama, rasyonel düşünme, problem çözme ve öğrendiğini
uygulama kapasitesi olarak tanımlanmıştı.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de akademik başarı ile mesleki uzmanlıklar
bilişsel zekâyı ölçmeye ve kullanmaya yönelik hazırlanmış test ve sınavlarla tespit
edilmektedir. Ancak, bireylerin hem mesleki anlamda başarılı olmaları hem de
verimli bir yaşam sürdürebilmeleri için bilişsel zekâ kadar duygusal zekâsı da
önemlidir.(Yavuz, 2002: 13)
Gardner’e (2010: 84) göre; şunu belirtmek gerekiyor ki, insan zekalarına
ilişkin herkesin üzerinde anlaştığı ve evrensel olarak kabul gören tek bir liste yoktur
ve asla da olamaz. İnsan zekalarına dair kesin bir kurama varmak istiyorsak,
araştırmamızın hiç tamamlanmayacağını bilmeliyiz.
2.2.1. Zeka Kuramları Zekanın farklı tanımlarının olmasına karşılık zekaya ilişkin kuramların tümü
zekanın geliştirilebilecek bir kapasite ya da potansiyel olduğu ve biyolojik
temellerinin bulunduğu noktalarında birleşir. Buna göre zeka, bireyin doğuştan sahip
olduğu, kalıtımla kuşaktan kuşağa geçen ve merkezi sinir sisteminin işlevlerini
kapsayan; deneyim, öğrenme ve çevreden kaynaklanan etkenlerle biçimlenen bir
bileşimdir.
9
2.2.1.1. Tek Etmen Kuramı Zekâyı bir genel yetenek olarak algılayanların görüşlerine, zekanın Tek
Etmen Kuramları denilir. Bununla beraber, bu görüşte olan birçok psikologlar, bu
genel düşünsel yeteneği birbirinden farklı olarak tanımlamışlardır. Zeka testleri
alanında tanınmış psikolog Terman’a göre zeka “soyut düşünme yeteneği”dir.
Bundan, sayılar ve sözcükler gibi birtakım fikirsel semboller yeteneği anlaşılır. Davis
zekayı “edinilen bilgilerden yararlanılarak problem çözme yeteneği” olarak açıklar.
Stern ise “yeni karşılaşılan durumların gereklerini, düşünme yeteneğinden
yararlanarak karşılayabilme, yeni hayat koşullarına uyabilme gücü” olarak tanımlar.
Son yıllarda zekâya “öğrenme gücü”, “genel kabiliyet”, “akademik yetenek”
diyenler çoğalmaktadır. Bütün bu açıklamalarda ortak olan hususlara göre zekânın,
bireyin çevresine etkili bir şekilde uyumunu sağlayan soyut ve genel bir yetenek
olduğu anlaşılmaktadır.(www.aoa.edu.tr)
2.2.1.2. İki Faktör Kuramı İki faktör kuramı, Spearman tarafından 1904 yılında ileri sürülmüştür.
Kurama göre, bireylerin genel zekaları ile çeşitli derslerdeki başarıları ve duyum
keskinlikleri arasındaki ilişkiler saptanmaya çalışılmıştır.
Spearman, değişik zihinsel yetenekleri ölçtüğü kabul edilen testlerin
birbirleriyle olan korelasyonlarına faktör analizi tekniğini uygulamış ve sonuç olarak
bu testlerin ölçtüğü birbirinden farklı zihin güçlerinin ortak bir yanı olduğu kanısına
varmıştır. Bunun üzerine, her türlü zihin etkinliğinde rol oynayan genel bir zihinsel
enerjinin var olduğunu ileri sürmüş ve buna “g” faktörü adını vermiştir. Farklı
zihinsel yetenekleri ölçen testler arasındaki korelasyonların mükemmel olmayışını
Spearman, zihinde özel faktörlerin varlığına bağlamış, bu özel faktörlere de “s”
demiştir. Özel faktör, belirli bir zihinsel etkinliğin gösterilebilmesi için genel zihinsel
yeteneğin dışında ihtiyaç duyulan zihin gücüdür. Spearman’a göre özel faktörlerin
sayısı, birbirinden ayrı zihin gücünü gerektiren zihinsel etkinliklerin sayısı kadar
çoktur. Bir zihinsel etkinliğin meydana gelebilmesi için bütün zihinsel etkinliklerde
ortak olan bir genel yeteneğe ve o zihinsel etkinliğe özgü bir özel yetene ihtiyaç
bulunmaktadır.(Toker, 1968, alıntılayan Demirel vd., 2006: 8)
10
Bu kurama göre; zihinsel güç bir genel yetenek ile birçok özel yetikliklerden
meydana gelmiştir. Spearman bu genel yeteneğe “zeka” demiş ve bunu “karmaşık
durumlarda ilişkileri görebilme gücü” olarak tanımlamıştır. O’na göre insan ne kadar
zeki olursa, bir durumda o kadar çok ilişkiler kurar ve karmaşık bir problemi en
kestirmeden çözecek yolu bulur.(http://acikarsiv.atauni.edu.tr)
Bu genel yeteneğin yanında kişinin çeşitli faaliyet alanlarında kendini
gösteren bazı özgül yetiklikleri vardır. Örneğin; müzik, sanat, spor ve matematik
yetiklikleri gibi… Spearman, yeteneğin iki türlü belirtisinden birine genel zeka
anlamına gelmek üzere “g” etmeni ve diğerine ise özel yetiklik anlamına gelmek
üzere “özgül” ifadesi karşılığı “specific” kelimesinin baş harfi olan “s” etmeni
demiştir. Spearman’a göre; “g” faktörü zekadır ve bireyin zekasını ölçmek “s”
faktörünü ölçmek anlamına gelmektedir.(http://acikarsiv.atauni.edu.tr)
2.2.1.3. Çok Faktör Kuramı (Thorndike) Thorndike’a göre zekâ birbirinden ayrı faktörlerden meydana gelmektedir.
Faktörler birbirlerinden bağımsızdırlar. Bu duruma göre genel bir zekânın sözü
edilemez. Bir zihinsel problemin çözümünde birden fazla faktör yer almaktadır.
Ölçme gibi pratik amaçlarla, birbirlerine benzeyen zihinsel işlerde çoğu zaman
birlikte çalışan faktörleri gruplamak mümkün olabilir. Thorndike’ın bu görüşü
spearman’ın “g” faktörüne karşıdır. Zekânın birbirinden bağımsız bölümlerden
oluştuğunu ileri sürmektedir. Bu düşünceden hareketle zekayı üç boyutta ele
alınmıştır. Bu boyutlar; Soyut düşünme, sözcük, formül, sayı ve soyut sembolleri
anlama, kavrama ve kullanabilme ile soyut zekayı, Sosyal davranış, kişileri tanıma,
anlama, ilişkilerde ölçülü olabilme ve algılayabilme ile sosyal zekayı, Mekanik
beceri, makine, motor gibi çeşitli mekanizmaları anlama, öğrenme, ve kontrol
edebilme gücüyle de mekanik zekayı tanımlamıştır.(Demirel vd., 2006: 9)
2.2.1.4. Çok Faktör Kuramı (Guilford) Guilford’un ileri sürdüğü bu modele göre, zekânın üç boyutu bulunmaktadır;
içerik, işlem ve ürünler. İçerik boyutu figürlerle, sembollerle, anlamlarla ve
davranışlarla ilgili bölümlerden oluşmaktadır. İşlem boyutu ise biliş, bellek,
ayrıştırıcı düşünme, bütünleştirici düşünme süreçlerinden oluşmaktadır. Ürünler
11
boyutu birimler, gruplar, ilişkiler, sistemler değişik durumlarda formüle etme
(transformasyon) ve doğurgulardır.(Ülgen, 1997, alıntılayan Demirel vd., 2006: 9)
Guilford’a göre, zihin birbirinden bağımsız faktörlerden meydana
gelmektedir. Faktörler belli yönlerden birbirlerine benzedikleri için sınıflandırılabilir.
Sınıflandırma, faktörlerin aykırılığı ilkesine aykırı düşmemektedir. Birey, her
zihinsel etkinlik alanında aynı ölçüde yeteneğe sahip olmayabilir. Belli bir işte üstün
başarı sağlayan bir kimse, diğer bir işte aynı ölçüde başarı gösteremeyebilir.
2.2.1.5. Grup Faktör Kuramı (Thurston) Thurston’a göre zihinsel etkinliği gerekli kılan işler gruplanabilir. Bu
guruplarda yer alan işlemler belirli ve diğerlerinden ayrı bir zihinsel gücü
gerektirmektedir. Guruplardan her biri için gerekli olan zihin gücüne, temel faktör ya
da yetenek adı verilmektedir.
Thurston çalışmalarında on iki faktör bulmuştur. Yapılan çalışmalar
sonucunda bu faktörlerden yedisini adlandırmıştır. Bu yedi faktör şunlardır: Sözel
yetenek: okuduğunu anlama, sözcük ilişkileri, benzer ya da farklı sözcükleri bulma,
sözcük bilgisi. Sözcük akıcılığı: uyaklı sözcükler bulma, belirli bir ölçüte uygun
sözcükleri hızla sıralama. Sayısal yetenek: basit aritmetik işlemleri hızlı ve doğru
yapma. Uzaysal yetenek: şekil ya da nesnelerin uzayda (zihinde) döndürülmeleri ya
da her hangi bir değişikliğe uğratılmaları halinde alacakları konumu tasarlama.
Bellek: sözcük çiftlerini ezberleme, söylenen bir dizi sayıyı tekrarlama. Algısal hız:
görsel ayrıntıları, benzerlikleri ya da ayrılıkları hızlı ve doğru olarak algılama. Akıl
yürütme: mantıksal ilişkileri görme, sayı ya da şekil dizilerinin kuralını bulma.
Thurstone göre, herhangi bir karmaşık zihinsel yetenek bunların birkaçının
bir araya gelmesiyle açıklanabilir.(Demirel vd., 2006: 10)
2.2.1.6. Çoklu Zekâ Kuramı Çoklu zeka kuramı, Gardner’ın, Harward Üniversitesi projesi “Proje Sıfır
(Project Zero)” kapsamında gerçekleştirdiği, normal ve yetenekli çocukların bilişsel
potansiyellerinin gelişimi ve beyindeki hasarlardan doğan zeka bozuklukları
konusundaki araştırmasının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Özellikle beyin hasarlı
12
kişiler üzerinde yaptığı çalışmalar bu kuramın geliştirilmesinde yol gösterici
olmuştur. Beynin farklı bölgelerinde meydana gelen hasarlar doğrultusunda bir
etkinliği yapmakta güçlük çeken bireyle beynin diğer bölgeleri tarafından
desteklenerek bu açıklığı kapattığı görülmüştür. Proje sıfır, ilkokulun ilk yılları ve
okul öncesi eğitim için program geliştirme ve değerlendirmeye farklı yaklaşımlar
önermektedir.
Yapılan araştırmalar sonucunda Gardner zekayla ilgili bazı ölçütler ortaya
koymuştur. Bu ölçütler, biyolojik köken, insan türünün evrenselliği, yeteneğin
kültürel değeri, nörolojik temelin varlığı ve sembolik temsil yeteneğidir.
Zekanın, bir ya da daha çok kültürel çevrede kabul edilen değerler ortaya
koymak ya da problem çözebilmekle ilgili yeteneklerden oluştuğunu düşünen
Gardner’e göre, geleneksel zeka kavramı insan zekasının yalnızca dil ve mantıksal-
matematiksel yönlerini kapsamaktadır. Oysa Gardner bir problemi çözmeye ya da
farklı bir yoldan bir ürün yaratma yeteneğine değer veren bir kültür için, çözüme
ulaşmak için gerekli olan yeteneğin zeka olarak kabul edilmesi gerektiği görüşünü
savunmaktadır.
Gardner, bu ölçütlere uygun olarak yedi farklı zeka tanımlamıştır. Gardner,
bu kuramı ilk olarak ileri sürdüğü yıllarda zekanın yediden daha fazla sayıda
olabileceğini ileri sürmüştür. Nitekim birkaç yıl önce “doğa/doğacı zekası (naturalist
intelligence)” olarak adlandırılabilecek sekizinci bir zeka olduğunu ileri süren
Gardner, zekanın dokuzuncu bir yönü üzerinde de çalışmalarını sürdürmektedir.
Gardner’ın Çoklu Zekâ Kuramı’nı oluşturan sekiz zeka türü şunlardır;
1-Sözel-Dilbilimsel zekâ
2-Mantıksal-Matematiksel zekâ
3-Görsel-Uzamsal zekâ
4-Bedensel zekâ
5-Müzikal-Ritmik zekâ
6-Sosyal-Bireylerarası zekâ
7-Öze dönük bireysel zekâ
8-Doğacı-Doğa zekâsı
13
2.3. Duygu – Zeka İlişkisi İlkçağ felsefesinde duygular, ilkel oldukları, akıldan yoksun olup, yoldan ve
baştan çıkarıcı bir etki yaptıkları, dolayısıyla tehlikeli oldukları; bu nedenle akıl
tarafından denetlenmeye ihtiyaç duydukları gerekçesiyle insan hayatındaki rolü
açısından etik anlamda aşağı görülmüşlerdir. Bu dönemde akıl ve duygu iki farklı
doğal tür olarak görülmekle birlikte, ruhun birbiriyle çatışma halindeki iki düşman
unsuru olarak tanımlanmışlardır. Genellikle aklın üstünlüğüne vurgu yapılmış, onun
duyguları kontrol etmesi gerektiği savunulmuştur.(Cevizoğlu, 2006: 794)
Ortaçağ döneminde Avrupa’da skolâstik hıristiyan anlayışının da etkisiyle
duygular şeytana ait kötü unsurlar olarak görülmüşlerdir. Bu dönemde pek çok
zaman kötülüğün kişinin kendisini temel duygularına kaptırmasıyla geldiğine
inanılmış ve duygular kötülüğe ve yıkıma giden yolda birer kilometre taşı olarak
görülmüştür.(Çakar ve Arbak, 2004: 30)
Akılcı bir şekilde düşünerek duygulardan etkilenmeyen kararlar vermek
sanayi devrimiyle de beraber dünyada egemen ideal düşünce tarzını oluşturmuştur.
Her ne kadar on sekizinci yüzyılda romantik akımın üyeleri sezgi ve empatiye
dayanan ve duyguları içeren düşüncelerin gerekliliğini savunmuşlarsa da akılcılık
eğilimi gücünü korumaya devam etmiştir.(Çakar ve Arbak, 2004: 31)
Modern yaklaşımlarla birlikte aklın duygulara mutlak egemenliği paradigması
sorgulanmaya başlanmıştır. Bu sorgulamanın özü 1960’lı yıllarda Kuzey Amerika ve
Avrupa’da görülen sosyal olaylar ile başlamıştır. Bu dönemde insanlar, akılcılığa
tepkilerini ortaya koymuş ve duygularını ifade etmişlerdir.(Çakar ve Arbak, 2004:
31)
Duygu ve zekâ ilişkisi konusundaki klasik anlayış yani zihnin duyguları
mutlak şekilde kontrol ettiği ve vücuttan ayrı bir öğe olduğu varsayımları artık terk
edilmektedir. İnsanın düşünceleri ve duyguları birbirinden ayrılmaz bir bütündür ve
ikisinin arasında temel bir zıtlaşma yoktur. Bu iki süreçte zihnin ölçüsü olan IQ ve
duyguların ölçüsü olan duygusal zekâ kavramları birbirini güçlendiren ve
tamamlayan kavramlardır.(Çakar ve Arbak, 2004: 33)
14
2.4. Duygusal Zeka Duygusal zekâ kavramı İngilizcedeki karşılığı olan “Emotional İntelligence”
sözcüklerinin kısaltılmış şekli olan “EI” olarak anılmakla birlikte literatürdeki yaygın
kullanımı daha çok “EQ” (Emotional Quotient) kısaltmasıdır ve “IQ” nun duygusal
zekâdaki karşılığı olarak geniş kabul görmektedir.
Duygusal zekâ kavramına ilişkin literatürde pek çok tanım görülebilmektedir.
Örneğin. Thorndike’nin “Sosyal Zekâ” tanımı, Gardner’in “Kişisel ve Kişiler Arası
Zekâ” tanımı, Goleman’ın “Duygusal Zekâ Katsayısı” (Emotional Intelligence),
Cooper ve Sawaf’ın “Duygusal Zekâ Katsayısı” (Emotional Intelligence), Steiner’in
“Duygusal Okur-Yazarlık” (Emotional Literacy), Mayer ve Salovey’in “Duygusal
Zekâ” (Emotional Intelligence) tanımlamaları bunlardan bazılarıdır. Esasen tüm bu
farklı tanımlamaların benzer görüşlere dayalı olarak geliştirildiği de söylenebilir.
Duygusal zekâ akademisyenler arasında tartışılmaya başlamadan önce,
duyguların mantıklı hareket etmeyi olumsuz etkilediği, mantık ve duyguların
birbirinin zıttı olduğu yönünde bir inanç söz konusu idi.(İşmen, 2001)
Duyguların insan yaşamındaki etkileri, son 15 yıldır tartışılan ve üzerinde
önemli araştırmalar yapılan duygusal zekâ kavramının ortaya çıkmasına neden
olmuştur. Artık günümüzde insan, sadece aklı ile değil, duygularıyla değerlendirilen
bir varlık haline gelmiştir.
Pek çok modelde ortak olan yaklaşım, kişinin kendi duygularını bilmesi,
başkalarının duygularının farkında olması ve kişinin bunları iş veya sosyal
yaşamında etkin olarak kullanabilmesidir. Bu yaklaşımlar içerisinde Salovey ve
Mayer’in 1990 yılında duygu ve zeka arasındaki etkileşimi ele alan çalışmaları
duygusal zeka konusunda öncü olmuştur.(Aslan, 2009: 35)
Mayer ve Salovey (1990: 185) duygusal zekâyı, “kendisinin ve başkalarının
hislerini gözleyip düzenleyebilmek; hisleri düşünce ve eyleme rehberlik edecek
şekilde kullanabilmek” olarak tanımlamışlardır.(Titrek, 2007: 56)
Mayer ve Salovey 1997 yılında, 1990 yılındaki tanımlamalarında, hislerin,
düşünce üzerindeki etkilerinin ihmal edildiğini ve yeni bir tanım yapılması
gerektiğini belirtmişlerdir. Yeni geliştirdikleri tanıma göre, duygusal zekâyı;
“duyguların doğru algılanması, değerlendirilmesi ve ifade edilmesi, düşünceye
ulaşmada ve/veya oluşturmada hislerden yararlanma yeteneği, duygu ve duygusal
15
bilgiyi anlama, duygusal ve entelektüel gelişimi sağlamada duyguları ayarlama ve
kontrol etme yeteneği” şeklinde tanımlamışlardır.(Aslan, 2009: 36)
Daniel Goleman, 1995 yılında yayınlanan ve duygusal zekâ kavramının
tanınmasına büyük ölçüde katkı sağlayan “Duygusal Zekâ Neden IQ’ den Daha
Önemlidir” adlı kitabında duygusal zekâyı; “Kişinin kendini harekete geçirebilme,
aksiliklere rağmen yoluna devam edebilme, dürtülere kontrol ederek tatmini
erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme, sıkıntıların düşünmesine engel olmamasını
sağlayabilme, kendini başkalarının yerin koyabilme ve umut besleme…” olarak
tanımlamıştır.(Goleman, 1998: 50)
Goleman 2000 yılındaki kitabında, duygusal zekâyı; “Kendimizin ve
başkalarının hislerini tanıma, kendimizi motive etme, içimizdeki ve ilişkilerimizdeki
duyguları iyi yönetme yetisi” olarak tanımlamıştır.(Goleman, 2000: 393)
Dökmen (2000) duyguların genel işlevini, bireyin doğaya ve topluma uyum
sağlamak olduğunu ifade etmiştir. Yaylacı (2006: 48)’ de, “yaşamı hissetme, anlama,
etkili biçimde gücün ve duyguların keskin zekasına başvurma yeteneği olarak” ifade
etmekte ve duygusal zekanın akılcı olarak yönetilmesi boyutuna dikkat çekmektedir.
Acar (2002: 55) ise duygusal zekayı; “bireyin duygularını fark edip tanıması, kontrol
etmesi, hedefleri gerçekleştirmek amacıyla öz motivasyonunu sağlaması ve karsı
tarafın duygularını anlayarak iyi ilişkiler geliştirmesiyle ilişkili, sosyal yetenek ve
becerilerin bir bileşkesi” olarak görmektedir.
Haifan Üniversitesinden Psikolog Dr. Reuven Bar-On, 1980’lerde duygusal
zekâyı; “Bir kişinin çevresel baskılarla ve isteklerle başa çıkmada, duygusal, kişisel
ve sosyal yeteneklerinin bir bütünü” şeklinde tanımlamıştır.(Bar-On, 1108)
Hakkında birçok farklı tanım olmasına rağmen en basit şekliyle Duygusal
Zekâyı “duyguları etkin bir şekilde kullanabilme becerisi” olarak tanımlamak
mümkündür.(Gürbüz ve Yüksel, 2008: 176)
Tüm bu tanımlar incelendiğinde, duygusal zekâ tanımlarının, kişilerin
özelliğine, değerlerine ve davranışlarına dayalı tanımlandığı; tüm bu kişisel
davranışsal, duygusal ve sosyal katkıların, geleneksel zekâyı tamamlayıcı yönünün
vurgulandığı görülmekte ve duygusal zekâ ile duygusal yeterlilik arasında benzerliğe
işaret edilmektedir.
16
Bu tanımlamaların ışığı altında, duygusal zekâ, kendi benliğimizden ve sosyal
anlamda ilişkilerimizden tatmini sağlayan bir yaklaşım olarak değerlendirebiliriz.
Kendi benliğimizden tatmin olma, duygularımıza, iç sesimize kulak verme ve
duygularımızı etkin yönetebilme, kendi beklenti ve tercihlerimiz yönünde çaba
gösterme olarak adlandırılabilir. Sosyal anlamda ilişkilerimizden tatmin ise
çevremizdeki insanların duygu, istek ve taleplerini anlayabilmemiz ve bu talepleri
etkin yönetebilmemizdir.(Aslan, 2009: 37)
Duygusal zekâ, iş ve özel yaşamdaki başarıda önemli bir potansiyel şeklinde
değerlendirilen bir yapı olarak kabul görmektedir.(Aslan, 2009: 84)
2.5. Duygusal Zeka Unsurları Duygusal zekâyı oluşturan yetenekler yazarlar tarafından genel olarak beş ana
kategoride toplanmış olup bunlar; farkındalık, kendini yönetme, empati, kendini
harekete geçirebilme ve sosyal beceri olarak sıralanabilir.
2.5.1. Farkındalık (Kendini Bilme) Belirli bir durumda ya da anda ne hissettiğinin farkına varabilmek duygusal
zekanın temelidir. İçgörü kazanabilmek ve kendini anlayabilmek için duyguların her
an farkında olmak çok önemli bir gerekliliktir. Duygularını tanıyan kişiler, ruh
hallerinin farkındadırlar, kişisel karar gerektiren konularda daha sağlıklı kararlar
verebilirler, daha özerk davranabilirler, kendi sınırlarından emindirler ve hayata
olumlu bir gözle bakabilirler. Kişinin kendi duygularını, zayıf veya güçlü taraflarını
bilmesi, kişinin kendi iç dünyasını tanıması ve duyguları arasındaki farklılığı fark
etmesidir. Farkındalık hem ailevi hem de mesleki başarıyı etkileyen önemli
faktörlerden birisidir ve “özbilinç” olarak da tanımlanmaktadır. Bireyin kendi kendisi
ile çelişmemesi ve tutarlı davranmasını içermektedir.
Kendini bilme, Köknel tarafından şu şekilde tanımlanmıştır; “İnsanın
bedensel güçlerini oluşturan içgüdülerini, impulslarını, motivasyonlarını, isteklerini
tanıması, bedeninde bunu duygulanımlar halinde algılaması, bu duygulanımları
tolere etmeyi ve denetlemeyi bilmesi, düşüncelerini, amaçlarını, dünya görüşünü,
duyguları ile bütünlük içinde ortaya koyabilmesi ve bu iç görü ile varlığını,
17
davranışları ile sistemli bir birlik ve bütünlük içinde anlamlı bir biçimde
gerçekleştirmesidir.”(Köknel, 2003: 294)
Farkındalık sayesinde her kişi kendi duysal sinyallerinin kabul ya da reddini
yönlendirebilir.(Goleman, 2004: 25)
2.5.2. Ruh Halini Ayarlama (Özdenetim) Farkına varılan duygularla uygun biçimde başa çıkabilmek duygusal zekanın
temel özeliklerinden bir diğeridir. Kendini yatıştırma, yoğun endişelerden,
karamsarlıktan, alınganlıklardan kurtulma yeteneği gibi yetenekleri kapsar. Bu
yeteneği zayıf olan kişiler sürekli huzursuzlukla mücadele ederken, kuvvetli olanlar
ise hayatın tatsız sürprizleri ve terslikleriyle karşılaştıktan sonra kendilerini daha
kolay toparlayabilmektedirler.
Kişinin, duygu ve isteklerini kontrol edip yönetebilme yetisi olan özdenetim;
Duyguların insanı değil; insanın duygularını kontrol etmesidir. Bu, duyguların
bastırılması anlamına gelmemekte, bilakis duyguları dengeli ve uyumlu bir biçimde
yaşayabilme becerisidir. Özdenetimi sağduyu sahibi olmak ve vicdanlı davranmak
olarak da tanımlamak mümkündür.(Doğan, 2005: 117) Özdenetim kişinin, bir
sorunla karşılaşması durumunda, kendini yatıştırması, alınganlıktan ve
umutsuzluktan kurtularak yapıcı çözümler üretebilmesini sağlar ve özdenetim,
sürekli mutlu olma anlamına gelmemekte, sadece bir duyguya saplanıp kalmamayı
ifade etmektedir. Duygularını iyi ayarlayabilen bir kişinin öfkeli ve mutsuz olduğu
zamanların üstesinden rahatça gelebilmesi beklenmektedir.
2.5.3. Empati (Duygudaşlık) Karşımızdaki insanların ne hissettiğini anlama yeteneğidir. Başkalarının
ihtiyaç ve beklentilerini fark edip kişinin kendisini onların yerine koyabilme
becerisidir. Empati diğer insanlarla iyi geçinmenin de olmazsa olmazıdır. Geçimli,
anlayışlı insan empati yapabilen insan demektir. Dökmen, empatinin üç temel
unsurdan oluştuğunu belirtmektedir. Bunlar; olaylara diğer insanların bakış açısıyla
bakabilmek, onların duygu ve düşüncelerini doğru anlamak ve diğer insanların
anlaşıldığını onlara ifade etmektir.(Dökmen, 2005: 135-137) Özgen (2003: 100)’e
göre, empati yeteneği, empatik dinleme yeteneğine sahip olmayı da gerektirir. Özgen
18
empatik dinlemeyi ise, ön yargısız ve gerçek anlamda kişinin kendisini karşı tarafa
vererek dinlemesi olarak tanımlar.
Empati kurabilmek için kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyması,
olaylara onun bakış açısıyla bakması gerekir. Empati kurabilmek için kişinin
karşısındakinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması gerekir. Her ne
kadar empatinin bileşenlerinin neler olduğu konusunda araştırmacılar arasında bazı
görüş farklılıkları varsa da, bugün için çoğunluğun üzerinde uzlaştığı görüş,
empatinin bilişsel ve duygusal bileşenlerden oluştuğu yolundadır. Dolayısıyla
karşıdaki kişinin sadece duygularını ya da sadece düşüncelerini anlamış olmak
empati kurabilmek için yeterli değildir. Empati kuran kişinin zihninde oluşan
empatik anlayışın, karşıdaki kişiye aktarılması gerekir. Bu aktarım olmadan empati
süreci tamamlanmamış sayılır. Empatik tepki vermenin başlıca iki yolu vardır.
Bunlardan birincisi yüzü ve bedenimizi kullanmak, ikincisi ise sözel ifadelerden
yararlanmaktır. Empatik tepki vermenin en etkili yolu bu ikisini birlikte
kullanmaktır.
Goleman empatinin, insanlara duygusal tepkilerine göre davranma becerisi
olduğunu, ancak temelde liderin akıllı kararlar almasında başka faktörlerin yanı sıra
çalışanların duygularının da göz önünde tutulması anlamına geldiğini
belirtmiştir.(Goleman, 2002: 25)
Bir insan karşısındakine akıl vermeden onun aklından ve kalbinden geçenleri
anlamaya çalışırsa, empati kurabilir ve böylece insanlar arasında birbirlerini anlayan
ve birbirlerine hükmetmeyen bir iletişim, empati sayesinde var olabilir.(Dökmen,
2001: 15)
2.5.4. Kendini Harekete Geçirebilme (Motivasyon) Motivasyon, duyguları bir amaç doğrultusunda harekete geçirebilme
becerisidir. Heveslendirme, güdüleme diye de tarif edilebilecek motivasyon, kişinin
kendisini ve çevresindekileri belli bir amaç için yönlendirebilmesidir. Heyecan
duyup harekete geçme ve amaç elde edilene kadar coşkuyu koruma yeteneğidir.
İsteklilik hali oluşturan motivasyon bireylerin gereksinimlerini elde etmeye yardım
eden pozitif bir özelliktir. Bu yetenek özellikle engellerle karşılaşıldığında kişinin
19
hedefinden sapmadan zorlukları aşmasında ve heyecanını yitirmeden yoluna devam
etmesinde önemli rol oynamaktadır.(Beceren, 2002: 1)
Motivasyon; canlanma, davranışlarda kararlılık ve davranışların yönetilmesi
olarak tanımlanabilir. Motivasyon belirli bir eylemi yerine getirebilmek için bir
insanın bazı içsel ve dışsal faktörlerden aldığı güçle coşku ve kararlılık göstermesini
ifade eder.(Barutçugil, 2004: 372)
İnsanın kendini motive edebilmesi için öncelikle duygularını bir amaç
etrafında toplayabilmesi gerekir. Duygusal özdenetim yani doyumu erteleyebilme ve
fevri davranışları engelleyebilme her başarının altında yatan çok önemli bir özelliktir.
İç motivasyona sahip olma, diğer açıdan başarma ihtimaliyle de ilgilidir.
Nitekim bir kişinin bir işi başarma şansı, onu başarabileceğine olan inancı kadardır.
Bu inanç ise duygularından etkilenmektedir. Zira duygu, güçlendirilmiş bir
düşüncedir ve insanın yüksek performans sergilemesini sağlamaktadır.(Bozdağ,
2005: 27)
Başarma dürtüsünün bir göstergesi de, sürekli olarak daha iyi iş çıkarmanın
yollarını öğrenmek ve öğretmektir.(Goleman, 2003: 263)
2.5.5. Sosyal Beceri Sosyal beceri, etkileme, iletişim kurma, değişim katalizörü olma, çatışmayı
etkin yönetebilme, ilişki ağı kurabilme, etkin ekip çalışması yapabilme ve işbirliği
becerilerini içermektedir.(Caudron, 1999: 62) Sosyal beceri, kişinin başkalarıyla
ilişkileri yürütebilme yeteneğidir. Sosyal beceri, diğer yandan belli amacı gözeten
dostluklar kurabilmedir. Sosyal becerisi yüksek insanların, her türden insanla ortak
zemin bulma hünerleri vardır ve böylece onlar harekete geçme zamanı geldiğinde
hazır bir şebekeye sahip olmaktadırlar.(Goleman, 2002: 28)
Başkalarının davranışlarını, onları ikna ederek kişinin kendi istekleri
doğrultusunda yönlendirebilmesidir. Diğer insanların inandırılıp bazı davranışları
(işbirliği, uzlaşma v.b.) sergilemelerinin sağlanması Duygusal Zekâsı yüksek
insanların sahip olması gereken bir beceri olarak kabul edilmektedir. Duygusal
Zekânın önemli bir unsuru olan sosyal beceri kurumsal verimliliği, çalışanların
performansını ve motivasyonu etkileyebilen bir özelliktir. Sosyal beceri aslında,
20
duygusal Zekayı oluşturan yeteneklerin (farkındalık, özdenetim ve empati) hepsinin
başarılı bir şekilde kullanılması demektir.
2.6. Akademik Başarı Günümüzde başarı kavramı, sözlükte yer alışına göre; “istenilen bir sonuca
ulaşma yönünde gösterilen ilerlemedir” biçiminde tanımlanmaktadır. Başarının
böylesine kapsamlı bir anlamı olmakla birlikte eğitimde başarı dendiği zaman
genellikle, okulda okutulan derslerde geliştirilen ve öğretmenlerce takdir edilen
notlarla, test puanlarıyla ya da her ikisi ile belirlenen beceriler yahut da kazanılan
bilgilerin ifadesi olan Akademik Başarı kastedilmektedir. Oysa daha geniş anlamı
çerçevesinde başarı; bilgi ve beceriler gibi bilişsel (cognitive) davranışların
belirlediği amaçları olduğu kadar; ilgiler, kişilik ve tutumlar gibi bilişsel olmayan
davranışların belirlediği amaçları da içerebilmektedir.(Joel, 1970: 480)
Ahmann ve Glock’un belirttikleri gibi akademik başarı genellikle, öğrencinin
psikomotor ve duyuşsal gelişiminin dışında kalan, bütün program alanlarındaki
davranış gelişmelerini ifade eder. Bilindiği gibi okulda okutulan derslerle
öğrencilerde sağlanması öngörülen davranış değişiklikleri bilişsel davranışlarla sınırlı
değildir. Hemen hemen okulda okutulan her bir dersin amaçları, belirli bilgi ve
beceriler gibi bilişsel davranışlar yanında; tutumlar, değerler ve ilgiler gibi duyuşsal
davranışları da içermektedir.(Julian, 1972: 282)
21
İKİNCİ BÖLÜM
ARAŞTIRMA YÖNTEMİ - TEKNİKLERİ
ve VERİ KAYNAKLARI
3.1. Problem Çalışmanın problemi şu şekilde belirlenmiştir; Isparta İlinde bulunan özel
yüksek öğrenim öğrenci yurtlarında barınan erkek öğrencilerin duygusal zekaları ile
akademik başarıları arasında bir ilişki var mıdır?
3.2. Alt Problemler Çalışmanın alt problemleri aşağıdaki şekilde belirlenerek sıralanmıştır.
1. Öğrencilerin duygusal zekaları ile yaş grupları arasında bir ilişki var mıdır?
2. Öğrencilerin duygusal zekaları ile sınıfları arasında bir ilişki var mıdır?
3. Öğrencilerin duygusal zekaları ile öğretim türleri arasında bir ilişki var mıdır?
4. Öğrencilerin duygusal zekaları ile fakülteleri arasında bir ilişki var mıdır?
5. Öğrencilerin duygusal zekaları ile coğrafi bölgeleri arasında bir ilişki var mıdır?
6. Öğrencilerin duygusal zekaları ile gelir düzeyleri arasında bir ilişki var mıdır?
3.3. Hipotezler Çalışmanın hipotezleri şunlardır;
1. Öğrencilerin duygusal zeka düzeyi ile akademik başarıları arasında pozitif yönde
ilişki vardır.
2. Öğrencilerin yaşları arttıkça duygusal zeka düzeylerinde artış görülür.
3. Öğrencilerin sınıfları arttıkça duygusal zeka düzeylerinde artış görülür.
4. Öğrencilerin öğretim türlerine göre duygusal zeka düzeylerinde fark vardır.
5. Öğrencilerin eğitim gördükleri fakültelerine göre duygusal zeka düzeylerinde fark
vardır.
6. Öğrencilerin yaşadıkları coğrafi bölgelere göre duygusal zeka düzeylerinde fark
vardır.
7. Öğrencilerin gelir durumu arttıkça duygusal zeka düzeylerinde artış görülür.
22
3.4. Varsayımlar Araştırmada aşağıdaki temel varsayımlardan hareket edilmiştir.
1. Öğrencilerin kendilerine verilen anket formunu ve Wong ve Law (2002) duygusal
zeka ölçeğini içten ve tarafsız bir şekilde yanıtladıkları kabul edilmiştir.
2. Öğrencilerin veri toplama araçlarındaki soruları doğru şekilde algıladıkları kabul
edilmiştir.
3. Kullanılan veri toplama araçlarının ulaşılmak istenen bilgileri edinmek için yeterli
olduğu ve duygusal zeka düzeyini geçerli ve güvenilir bir şekilde ölçtüğü kabul
edilmiştir.
4. Araştırma kapsamındaki örneklem grubunun araştırma evrenini yeterli düzeyde
temsil edici nitelikte olduğu kabul edilmiştir.
3.5. Araştırma Modeli Bu araştırma demografik faktörlerin duygusal zeka düzeyleri üzerinde etkisi
olup olmadığını belirlemek ve öğrencilerin akademik başarı düzeyi ile duygusal zeka
düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla tanımlayıcı ve ilişki arayıcı
araştırma olarak planlanmış ve yapılmıştır.
3.6. Araştırmanın Evreni Araştırmanın evrenini 2010-2011 eğitim-öğretim yılında Isparta İlinde
bulunan özel yüksek öğrenim öğrenci yurtlarında barınan 1645 erkek öğrenci
oluşturmaktadır. (EK-1)
3.7. Araştırmanın Örneklemi Araştırmanın örneklemini Isparta İlinde bulunan özel yüksek öğrenim öğrenci
yurtlarında barınan erkek öğrencilerden 323 kişisi oluşturmuştur. Araştırma
kapsamına alınan öğrencilerin demografik özellikleri Çizelge 3.1’ de verilmiştir.
23
Çizelge 3.1. Öğrencilerin Demografik Özellikleri
YAŞ GURUPLARI Sayılar Yüzde (%) Toplam Yüzde (%)
20 VE ALTI 139 43,0 43,0 21 69 21,4 64,4 22 43 13,3 77,7 23 39 12,1 89,8 24 VE UZERI 33 10,2 100,0 TOPLAM 323 100,0
SINIFLAR Sayılar Yüzde (%) Toplam Yüzde (%)
HAZIRLIK 25 7,7 7,7 1.SINIF 114 35,3 43,0 2.SINIF 94 29,1 72,1 3.SINIF 49 15,2 87,3 4 VE ÜZERİ 41 12,7 100,0 TOPLAM 323 100,0
FAKÜLTELERİ Sayılar Yüzde (%) Toplam Yüzde (%)
ORMAN 17 5,3 5,3 İİBF 65 20,1 25,4 FEF 59 18,3 43,7 TEF 77 23,8 67,5 MMF 69 21,4 88,9 ZİRAAT 23 7,1 96,0 TIP 4 1,2 97,2 İLAHİYAT 7 2,2 99,4 MYO 2 0,6 100,0 TOPLAM 323 100,0
COĞRAFİ BÖLGELERİ Sayılar Yüzde (%) Toplam Yüzde (%)
MARMARA 22 6,8 6,8 EGE 56 17,3 24,1 AKDENİZ 65 20,1 44,3 İÇ ANADOLU 84 26,0 70,3 KARADENİZ 34 10,5 80,8 DOĞU ANADOLU 31 9,6 90,4 G.DOĞU ANADOLU 31 9,6 100,0 TOPLAM 323 100,0
ÖĞRETİM TÜRÜ Sayılar Yüzde (%) Toplam Yüzde (%)
I.ÖĞRETİM 189 58,5 58,8 II.ÖĞRETİM 133 41,2 100,0 TOPLAM 323 100,0
24
GELİR Sayılar
Yüzde (%) Toplam Yüzde (%)
100TL VE ALTI 27 8,4 8,4 101-200TL 41 12,7 21,1 201-300TL 109 33,7 54,8 301-400TL 66 20,4 75,2 401TL VE ÜZERİ 80 24,8 100,0 TOPLAM 323 100,0
Çizelge 3.1. Öğrencilerin Demografik Özellikleri (Devamı)
3.8. Araştırmada Kullanılan Veri Toplama Araçları Araştırmada, kişisel bilgi formu, ağırlıklı genel not ortalaması ve Wong ve
Law tarafından 2002 yılında geliştirilen duygusal zeka ölçeği kullanılmış ve bu veri
toplama araçlarına aşağıda kısaca değinilmiştir.
3.8.1. Kişisel Bilgi Formu Öğrencilerin demografik özelliklerini belirlemek amacıyla araştırmacı
tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu; öğrencinin yaşı, sınıfı, öğretim türü,
öğrenim gördüğü fakülte, yaşadığı coğrafi bölge ve gelir durumunu belirlemeye
yönelik soruları içermektedir. ( EK-2)
3.8.2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması (AGNO) Ağırlıklı genel not ortalaması öğrencilerin akademik başarı düzeyini ölçmek
amacıyla kullanılmıştır. Öğrencilerin AGNO’ su kişisel bilgi formu ile doğrudan
öğrenciye sorularak alınmıştır.
3.8.3. Wong ve Law Duygusal Zeka Ölçeği Bu araştırmada Wong ve Law tarafından 2002 yılında geliştirilen duygusal
zeka ölçeği kullanılmıştır. Wong ve Law ölçeği 16 sorudan oluşmaktadır. Ölçek 5’li
Likert Tipi bir ölçektir ve şu şekilde puanlanmıştır. 1-Hiçbir zaman, 2-Bazen, 3-
Genellikle, 4-Çoğu zaman ve 5-Her zaman. (EK-2)
25
3.9. Veri Toplama Süreci Araştırmada kullanılan veri toplama araçları öğrencilere barınmakta oldukları
özel yurtlarda ve yurt yöneticilerinden izin alınarak uygulanmıştır. Veri toplama
aşaması Nisan 2011’de gerçekleştirilmiştir. Uygulama esnasında öğrencilere
araştırma hakkında gerekli olan bilgi verilmiş ve ölçeği nasıl yanıtlayabilecekleri
hakkında açıklama yapılmıştır. Araştırmalarda gizlilik ilkesine bağlı kalınarak
öğrencilere kendileri ile ilgili bilgilerin başkalarına açıklanmayacağı hususunda
güvence verilmiş ve yukarıda tanımlanan ölçme araçları ile veri toplama süreci
gerçekleştirilmiştir.
3.10. Verilerin Analizi Araştırmaya katılan öğrencilerden elde edilen veriler kodlanarak bilgisayara
yüklenmiştir. Verilerin analizinde SPSS for Windows 15.0 istatistik paket programı
kullanılmıştır. Önemlilik derecesi 0,05 olarak alınmıştır.
• Öğrencilerin demografik dağılımlarını belirlemek için yüzde ve frekans
analizi,
• Öğrencilerin AGNO’ ları ile duygusal zeka düzeyleri arasındaki ilişkiyi
incelemek için One-Way Anova analizi,
• Öğrencilerin yaşları ile duygusal zeka düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemek
için One-Way Anova analizi,
• Öğrencilerin sınıfları ile duygusal zeka düzeyleri arasındaki ilişkiyi
incelemek için One-Way Anova analizi,
• İkili grup karşılaştırmalarında, öğretim türü değişkeni için bağımsız grup t
testi,
• Öğrencilerin öğrenim gördükleri fakülte ile duygusal zeka düzeyleri
arasındaki ilişkiyi incelemek için Kruskal-Wallis testi,
• Öğrencilerin yaşadıkları coğrafi bölgeler ile duygusal zeka düzeyleri
arasındaki ilişkiyi incelemek için Kruskal-Wallis testi,
• Öğrencilerin gelir durumu ile duygusal zeka düzeyleri arasındaki ilişkiyi
incelemek için yine Kruskal-Wallis testi uygulanmıştır.
26
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
BULGULAR VE YORUM Çalışma sonucunda elde edilen bulgular, aşağıda oluşturulan çizelgeler
konusuna göre ayrı ayrı tasnif edilmiş ve yorumlanmıştır.
4.1. Öğrencilerin Ağırlıklı Genel Not Ortalamaları ile Duygusal Zeka Puanları Arasındaki İlişkilere ait Bulgular ve Yorum
Öğrencilerin AGNO’ ları ile duygusal zekaları arasında ilişki olup olmadığını
belirlemek amacıyla One-Way Anova analizi uygulanmış ve bulgular Çizelge 4.1’ de
verilmiştir.
Çizelge 4.1. AGNO ile Duygusal Zeka Arasındaki İlişki DZ ORTALAMA PUAN ANOVA
Sum of Squares df
Mean Square F Sig.
Between Groups 2,198 5 0,440 1,327 0,252Within Groups 105,006 317 0,331 Total 107,204 322
Öğrencilerin ağırlıklı genel not ortalaması (AGNO) ile duygusal zeka puanı
arasındaki ilişki incelendiğinde; AGNO ile duygusal zeka puanı arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir. (Çizelge 4.1) Bu araştırma bulgusu,
“Öğrencilerin duygusal zeka düzeyi ile akademik başarıları arasında pozitif yönde
ilişki vardır” hipotezini desteklememektedir.
4.2. Öğrencilerin Yaşları ve Duygusal Zeka Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum
Öğrencilerin duygusal zeka puanında, yaş guruplarının farklılık oluşturup
oluşturmadığını belirlemek amacıyla One-Way Anova testi uygulanmış ve bulgular
Çizelge 4.2’de verilmiştir.
27
Çizelge 4.2. Öğrencilerin Yaşa Göre Duygusal Zeka Puanı ile İlgili Bulgular DZ ORTALAMA ANOVA
Sum of Squares df
Mean Square F Sig.
Between Groups 1,303 4 0,326 0,978 0,419Within Groups 105,901 318 0,333 Total 107,204 322
Öğrencilerin yaş gurupları ile duygusal zeka puanı arasındaki ilişki
incelendiğinde; yaş ile duygusal zeka puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişki olmadığı görülmektedir.(Çizelge 4.2) Bu araştırma bulgusu “Öğrencilerin
yaşları arttıkça duygusal zeka düzeylerinde artış görülür” hipotezini
desteklememektedir.
4.3. Öğrencilerin Sınıflarına Göre Duygusal Zeka Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum
Öğrencilerin duygusal zeka puanında, sınıfların farklılık oluşturup
oluşturmadığını belirlemek amacıyla One-Way Anova testi uygulanmış ve bulgular
Çizelge 4.3’te verilmiştir.
Çizelge 4.3. Öğrencilerin Sınıflarına Göre Duygusal Zeka Puanı ile İlgili Bulgular
DZ ORTALAMA ANOVA
Sum of Squares df
Mean Square F Sig.
Between Groups 1,915 4 0,479 1,446 0,219Within Groups 105,289 318 0,331 Total 107,204 322
Öğrencilerin sınıf gurupları ile duygusal zeka puanı arasındaki ilişki
incelendiğinde; sınıf ile duygusal zeka puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişki olmadığı görülmektedir.(Çizelge 4.3) Bu araştırma bulgusu “Öğrencilerin
28
sınıfları yükseldikçe duygusal zeka düzeylerinde artış görülür” hipotezini
desteklememektedir.
4.4. Öğrencilerin Öğretim Türü ve Duygusal Zeka Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum
Öğrencilerin duygusal zeka puanında, öğretim türünün farklılık oluşturup
oluşturmadığını belirlemek amacıyla t testi analizi uygulanmış ve bulgular Çizelge
4.4’te verilmiştir.
Çizelge 4.4. Öğrencilerin Öğretim Türü Değişkenine Göre Duygusal Zeka Puanı ile İlgili Bulgular
Group Statistics
OGRETIM N Mean Std.
Deviation Std. Error Mean DZORTALAMA
I.OGRETIM 189 3,5956 0,60680 0,4414
II.OGRETIM 133 3,5733 0,53041 0,4599
Çizelge 4.4 incelendiğinde; öğrencilerin duygusal zeka puanında, öğretim
türünün istatistiksel olarak önemli farklılık oluşturmadığı tespit edilmiştir.
Bu araştırma sonucu “Öğrencilerin öğretim türlerine göre duygusal zeka
düzeylerinde fark vardır” hipotezini desteklememektedir.
4.5. Öğrencilerin Fakültelerine Göre Duygusal Zeka Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum
Öğrencilerin duygusal puanında, fakültelerinin farklılık oluşturup
oluşturmadığını belirlemek amacıyla Kruskal-Wallis analizi uygulanmıştır. Bu testin
seçilme nedeni; gözlem sayılarının homojen dağılmayıp, en küçük gözlem sayısının
2, en büyük gözlem sayısının ise 77 olarak gerçekleşmiş olmasıdır. Bulgular Çizelge
4.5’ te verilerek değerlendirilmiştir.
29
Çizelge 4.5. Öğrencilerin Fakültelerine Göre Duygusal Zeka Puanı ile İlgili Bulgular
Ranks
FAKULTE N Mean Rank DZORTALAMA
ORMAN 17 159,24
IIBF 65 157,32 FEF 59 162,58 TEF 77 181,23 MMF 69 153,43 ZIRAAT 23 132,78 TIP 4 211,00 ILAHIYAT 7 150,57 MYO 2 153,50 Total 323
Test Statistics(a,b)
DZORTALAMA Chi-Square 7,513Df 8Asymp. Sig. 0,482
a Kruskal Wallis Test b Grouping Variable: FAKULTE
Çizelge 4.5’te öğrencilerin fakülteleri ile duygusal zeka puanı arasındaki
ilişki incelendiğinde; fakülte ile duygusal zeka puanı arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir.(Çizelge 4.5) Bu araştırma bulgusu
“Öğrencilerin eğitim gördükleri fakültelerine göre duygusal zeka düzeylerinde fark
vardır.” hipotezini desteklememektedir.
4.6. Öğrencilerin Yaşadıkları Coğrafi Bölgeye Göre Duygusal Zeka Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum
Öğrencilerin duygusal zeka puanında, yaşadıkları coğrafi bölgenin farklılık
oluşturup oluşturmadığını belirlemek amacıyla Kruskal-Wallis testi uygulanmıştır.
Bu testin seçilme nedeni; gözlem sayılarının homojen dağılmayıp, en küçük gözlem
sayısının 22, en büyük gözlem sayısının ise 84 olarak gerçekleşmiş olmasıdır.
Bulgular Çizelge 4.6’ da verilerek değerlendirilmiştir.
30
Çizelge 4.6. Öğrencilerin Yaşadıkları Coğrafi Bölgelere Göre Duygusal Zeka Puanları
Ranks
MEMLEKET N Mean Rank DZORTALAMA
MARMARA 22 168,98
EGE 56 147,09 AKDENIZ 65 158,60 IC ANADOLU 84 169,50 KARADENIZ 34 161,74 DOGU ANADOLU 31 157,50 G.DOGU ANADOLU 31 175,58 Total 323
Test Statistics(a,b)
DZORTALAMA Chi-Square 2,911Df 6Asymp. Sig. 0,820
a Kruskal Wallis Test b Grouping Variable: MEMLEKET
Çizelge 4.6’ da öğrencilerin yaşadıkları coğrafi bölge ile duygusal zeka puanı
arasındaki ilişki incelendiğinde; coğrafi bölge ile duygusal zeka puanı arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir.(Çizelge 4.6) Bu
araştırma bulgusu “Öğrencilerin yaşadıkları coğrafi bölgelere göre duygusal zeka
düzeylerinde fark vardır.” hipotezini desteklememektedir.
4.7. Öğrencilerin Gelir Durumuna Göre Duygusal Zekâ Puanı Açısından Aralarındaki Farklarla İlgili Bulgular ve Yorum
Öğrencilerin duygusal zeka puanında, gelir durumu değişkeninin farklılık
oluşturup oluşturmadığını belirlemek amacıyla Kruskal-Wallis analizi uygulanmış ve
bulgular Çizelge 4.7’ de verilmiştir. Gelir durumu ile duygusal zeka arasındaki
ilişkinin değerlendirilmesinde Kruskal-Wallis Testinin seçilme nedeni; verilerin
homojen dağılmaması, en küçük gözlem sayısı 27 iken en büyük gözlem sayısının
109 olarak gerçekleşmesidir.
31
Çizelge 4.7. Öğrencilerin Gelir Durumuna Göre Duygusal Zeka Puanı ile İlgili Bulgular
Ranks
GELIR N Mean Rank DZORTALAMA
100TL VE ALTI 27 188,70
101-200TL 41 182,79 201-300TL 109 160,69 301-400TL 66 166,39 401TL VE UZERI 80 140,49 Total 323
Test Statistics(a,b)
DZORTALAMA Chi-Square 8,664Df 4Asymp. Sig. 0,070
a Kruskal Wallis Test b Grouping Variable: GELIR
Çizelge 4.7 incelendiğinde; öğrencilerin duygusal zeka puanında, gelir
durumunun farklılık oluşturmadığı tespit edilmiştir.(p>0.05) Bu araştırma bulgusu
“Öğrencilerin gelir durumu arttıkça duygusal zeka düzeylerinde artış görülür”
hipotezini desteklememektedir.
32
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
SONUÇ VE ÖNERİLER
Üçüncü bölümde değerlendirilen ve yorumlanan bulguların tamamı sonuç ve
öneriler alt başlıklarında tasnif edilmiştir.
5.1. Sonuçlar - Öğrencilerin akademik başarısı ile duygusal zeka puanları arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir.
- Öğrencilerin duygusal zeka puanında yaş gruplarına göre farklılık olmadığı
tespit edilmiştir.
- Öğrencilerin duygusal zeka puanında sınıflarına göre farklılık olmadığı
tespit edilmiştir.
- Öğrencilerin duygusal zeka puanında öğretim türüne göre farklılık olmadığı
tespit edilmiştir.
- Öğrencilerin duygusal zeka puanında öğrenim görmekte oldukları
fakültelere göre farklılık olmadığı tespit edilmiştir.
- Öğrencilerin duygusal zeka puanında yaşadıkları coğrafi bölgelere göre
farklılık olmadığı tespit edilmiştir.
- Öğrencilerin duygusal zeka puanlarında, gelir durumu değişkeninin farklılık
oluşturmadığı tespit edilmiştir.
5.2. Öneriler İnsan ilişkilerinde, toplu yaşam alanlarında, eğitimde, iş hayatında kısacası
hayatın genelinde duygusal zekanın rolü görmezden gelinemez. Son yıllarda yapılan
araştırmalar, hayattaki başarı ve mutluluk açısından, duygusal zekanın bilişsel
zekadan daha önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Oldukça yeni bir kavram ve
çalışma alanı olmasına rağmen ülkemizde ve dünyada konuya giderek artan bir ilgi
bulunmaktadır. Başarı için önemli görülen empati, duyguları anlama, ifade etme ve
kontrol etme, özgüven, bağımsızlık, uyum sağlayabilme, beğenilme, iletişim
33
sorunlarını çözme, nezaket, saygı, sevecenlik v.b. duygusal nitelikleri betimlemek
için kullanılan duygusal zeka kavramı, Daniel Goleman’ın “Duygusal Zeka” adlı
eserinin yayınlanmasıyla popüler olmaya başlamıştır. Ülkemizde de duygusal zeka
ile ilgili ciddi çalışmalar ve araştırmalar yapılmaktadır. “Duygusal Zeka Enstitüleri
Platformu”nun kurulması da konunun akademik düzeyde ele alındığını
göstermektedir. Bu çerçevede, yapılan bu çalışmada duygusal zeka ile akademik
başarı arasında bir ilişkinin bulunup bulunmadığı araştırılmıştır. Araştırmadaki
varsayımımız duygusal zeka ile akademik başarı arasında pozitif bir ilişkinin
bulunduğu şeklinde idi. Oysa araştırmanın sonucu genel duygusal zeka ile akademik
başarı arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığını göstermektedir. Çalışmanın başında
bu öngörülmeyen bir sonuç idi. İlgi duyanlar için konu farklı evrenlerde, aynı
değişkenler açısından çalışılıp araştırılabileceği gibi, farklı değişkenler açısından da
ele alınabilir. Farklı duygusal zeka ölçekleri kullanmak suretiyle benzer çalışmalar
yapılabilir. Duygusal zeka ile liderlik ve yöneticilik, pazarlama, iletişim, güdüleme,
performans ve iş verimliliği gibi değişkenler arası ilişkileri inceleme çalışmalarının
yapılmasının hayata büyük katkı sağlayacağı inancındayız.
34
KAYNAKÇA
Kitaplar: ASLAN, Ş., Duygusal Zeka ve Dönüşümcü, Etkileşimci Liderlik, Nobel Yayın
Dağıtım, Ankara, 2009.
BAR-ON, ve diğerleri, Emotional Expression and Implications for Occupational
Stres, s.1108’den aktaran ASLAN, Ş., Duygusal Zeka ve Dönüşümcü Etkileşimci Liderlik, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2009.
BARUTÇUGİL, İ., Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, Kariyer Yayıncılık,
İstanbul, 2004.
BAYMUR, B.F., Genel Psikoloji, İnkılap Kitapevi, İstanbul, 2004.
BECEREN, E., Duygusal Zeka, Rota Yayın Yapım Tanıtım, İstanbul, 2002.
BOZDAĞ, M., Ruhsal Zeka (SQ), Nesil Yayınları, İstanbul, 2005’den aktaran
ASLAN, Ş., Duygusal Zeka ve Dönüşümcü Etkileşimci Liderlik, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2009.
CAUDRON, S., “The Hard Case for Soft Skillls, Researc…”, Workforce, 1999’dan
aktaran ASLAN, Ş., Duygusal Zeka ve Dönüşümcü Etkileşimci Liderlik, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2009.
CEVİZCİ, A., Felsefe Ansiklopedisi, Cilt 4, Babil Yayıncılık, Ankara, 2006.
DOĞAN, S., Çalışan İlişkileri Yönetimi, Kare Yayınları, İstanbul, 2005.
DEMİREL, Ö., A.BAŞBAY ve E.ERDEM, Eğitimde Çoklu Zeka, Pegem
Yayıncılık, Ankara, 2006.
DÖKMEN, Ü., Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati,
Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2001.
_____, Varolmak Gelişmek Uzlaşmak, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2000.
GARDNER, H., Zihin Çerçeveleri, Çeviren Ebru Kılıç, Alfa Basım Yayım,
İstanbul, 2010.
35
GOLEMAN, D., İşbaşında Duygusal Zeka, Varlık Yayınları, 7.Baskı, İstanbul,
2010.
_____, Lideri Lider Yapan Nedir?, Harward Business Review, Çev.Nurettin
Elhüseyni, TMESS, İstanbul, 2002’den aktaran ASLAN, Ş., Duygusal Zeka ve Dönüşümcü Etkileşimci Liderlik, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2009.
_____, What Makes A Leader, Harvard Business Review, 1998’den aktaran
ASLAN, Ş., Duygusal Zeka ve Dönüşümcü Etkileşimci Liderlik, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2009.
_____, İşbaşında Duygusal Zeka, Varlık Yayınları, Sayfa 566’dan aktaran
TİTREK, O., IQ’dan EQ’ya, Pegem Yayıncılık,Ankara, 2007.
_____, Sosyal Zeka, Varlık Yayınları, 1.Basım, İstanbul, 2006.
_____, Hayati Yalanlar Basit Gerçekler, Arion Yayınevi, 2.Basım, İstanbul, 2004.
_____, Yeni Liderler, Varlık Yayınları, 2.Basım, İstanbul, 2003.
KESKEN, J., ve diğerleri, Yönetsel Zekaya Doğru, XV.Ulusal Yönetim ve
Organizasyon Kongresi, 2007’den aktaran, ASLAN, Ş., Duygusal Zeka ve Dönüşümcü Etkileşimci Liderlik, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2009.
KÖKNEL, Ö., Akıl İle Düşünce Gücü, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul, 2003’den
aktaran ASLAN, Ş., Duygusal Zeka ve Dönüşümcü Etkileşimci Liderlik, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2009.
KULAKSIZOĞLU, A., Ergen Psikolojisi, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2005.
LEDOUX, J., Duyguların Gücü, (Çev. D.Duman), Phoenix Yayınevi, Ankara,
2001’den aktaran TİTREK, O., IQ’dan EQ’ya, Pegem Yayıncılık, Ankara, 2007.
MAYER, J.D., SALOVEY, P., Emotional Intelligence Meets Traditional
Standards for An Intelligence, 1999’dan aktaran ASLAN, Ş., Duygusal Zeka ve Dönüşümcü Etkileşimci Liderlik, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2009.
_____, What is Emotional Intelligence”, Emotional Intelligence : Key Readings on
the Mayer and Salovey Model, Dude Publishing, New York, 1997’den
36
aktaran ASLAN, Ş., Duygusal Zeka ve Dönüşümcü Etkileşimci Liderlik, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2009.
ÖZGEN, E., İletişim ve Liderlik, İletişim Yayınları, İstanbul, 2003.
SALOVEY, P.; MAYER, J.D., Emotional İntelligence, http://www.ebscohost.com
04.04.2003’den aktaran TİTREK, O., IQ’dan EQ’ya, Pegem Yayıncılık,Ankara, 2007.
TİTREK, O., IQ’dan EQ’ya, Pegem Yayıncılık,Ankara, 2007.
YAVUZ, K.E., 0-12 Yaş Dönemi Çocuklarda Duygusal Zeka Gelişimi, Ceceli
Yayınları, Ankara, 2004.
YAYLACI, G.Ö., Kariyer Yaşamında Duygusal Zeka ve İletişim Yeteneği, Hayat
Yayınları İstanbul, 2006. Makaleler: ACAR, F., Duygusal Zeka ve Liderlik, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S.13, 2002.
GOLEMAN, D., Duygusal Zeka, Varlık Yayınları, 3.Baskı, Çev. B. S. Yüksel, İstanbul,
1998’den aktaran URAL, A., Yöneticilerde Duygusal Zekanın Üç Boyutu, D.E.Ü. S.B.Enstitüsü Dergisi, C.3, S.2, 2001.
GÜRBÜZ, S. ve YÜKSEL, M., Çalışma Ortamında Duygusal Zeka, Doğuş
Üniversitesi Dergisi, C.9, S.2, 2008.
İŞMEN, E., Duygusal Zeka ve Problem Çözme, M.U. Atatürk Eğitim Fakültesi
Dergisi, S.13, 2001.
McSHANE, S.L. & Von Glinow, M.A. (2005). Organizational Behavior: Emerging
Realities For The Workplace Revolution. New York: McGraw Hill Companies, Inc.’den aktaran ERKUŞ, A., Duygusal Zekanın Dönüşümcü Liderlik Üzerine Etkileri, D.E.Ü. İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt 9, S.2, İzmir, 2008.
SUNGUR, N., Yaratıcı Düşünce, Özgür Yayın Dağıtım, İstanbul, 1992’den aktaran
İŞMEN, E., Duygusal Zeka ve Problem Çözme, M.U. Atatürk Eğitim Fakültesi Dergisi, S.13, 2001.
37
Diğer: İnternet Kaynakları: http://www.bilgicik.com/yazi/zeka-nedir-coklu-zeka-kurami (18.05.2011)
http://www.klinikpsikiyatri.org/files/journals/1/21.pdf (16.05.2011)
www.aoa.edu.tr/cankoy/ZEKA.doc (12.5.2011)
http://acikarsiv.atauni.edu.tr/browse/444/524.pdf?show (09.05.2011) Tezler: GOTTFREDSON, L.S. (1986), Societal Consequences of the G Factor in
Employment, Journal of Vocational Behaviour, 29, 379-410’den aktaran GÜNBEYİ, M., Duygusal Zeka ve Polis Liderliği, Spalding Üniversitesi, Doktora Tezi, USA, 2008.
JOEL, D.R., Psychology Of The Educational Process, McGraw-Hill Book Company,
New York, 1970’den aktaran KOÇ, N., Liselerde Öğrencilerin Akademik Başarılarının Değerlendirilmesi Uygulamalarının Etkinliğine İlişkin Bir Araştırma, A.Ü. Eğitim Fakültesi Yayınları (No:104), Ankara, 1981.
JULIAN, C., Educational and Psychologial Measurement and Evaluation, Pretice-
Hall Inc., New Jersey, 1972’den aktaran KOÇ, N., Liselerde Öğrencilerin Akademik Başarılarının Değerlendirilmesi Uygulamalarının Etkinliğine İlişkin Bir Araştırma, A.Ü. Eğitim Fakültesi Yayınları (No:104), Ankara, 1981.
38
EKLER
EK-1 Isparta İlinde Bulunan Özel Yüksek Öğrenim Erkek Öğrenci
Yurtlarının Listesi
EK-2 Kişisel Bilgi Formu ve Wong and Low Duygusal Zeka Ölçeği
39
EK–1
ISPARTA İLİNDE BULUNAN ÖZEL YÜKSEK ÖĞRENİM
ERKEK ÖĞRENCİ YURTLARININ LİSTESİ
SN YURDUN ADI MAHALLESİ KAPASİTE
1 BEYAZSARAY BAĞLAR 75
2 ÇAĞDAŞ 1 BAHÇELİEVLER 70
3 ÇAĞDAŞ 4 BAĞLAR 64
4 ÇINAR Y.ŞEHİTLER 49
5 DİLARA AYAZMANA 52
6 GÜL KUTLUBEY 120
7 HAMİDİYE FATİH 115
8 İNCİ Y.ŞEHİTLER 72
9 PALAZOĞLU ÇÜNÜR 175
10 SEÇKİN MODERNEVLER 46
11 ŞAHALOĞLU YAYLA 88
12 UFUK MODERNEVLER 125
13 VEFA ÇÜNÜR 510
14 YEŞİLKONAK MODERNEVLER 84
TOPLAM 1645
40
EK-2 ÖZDEĞERLENDİRME ANKETİ
Bu araştırma öğrencilerin duygusal özdeğerlendirmelerini ölçmek amacıyla hazırlanmıştır. Toplanacak veriler yalnızca bilimsel amaçlar için kullanılacak, özel olarak herhangi bir kişi ya da kuruma verilmeyecektir. Anketten elde edilecek veriler toplu olarak değerlendirilecektir. Bu nedenle anket formuna isim yazmanız beklenmemektedir. Çalışmaya yapacağınız katkılardan dolayı şimdiden teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz. Nisan 2011, Isparta. e-posta: [email protected]
Mehmet GÜRDAL Doç.Dr. İlker Hüseyin ÇARIKÇI Yüksek Lisans Öğrencisi Danışman Öğretim Üyesi
1.Bölümünüz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 12.Medeni durumunuz a)Bekar ( ) b)Evli ( ) c)Nişanlı ( ) d)Diğer ( )
2.Sınıfınız . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13.Şu anda dernek ve/veya öğrenci kulüpleri vb. üyeliğiniz var mı ?
3.Öğretim türünüz : a) 1.öğr.( ) b) 2.öğr.( ) a) . . . tane derneğe üyeyim ( ) b) . . . tane öğ. kulübüne üyeyim ( )
4.Yaşınız . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . c) Diğer . . . . . . . . d) Hiçbir kulüp ya da derneğe üye değilim ( )
5.Cinsiyetiniz : a) K ( ) b) E ( ) 14.Üniversite öncesi yatılı okul ya da yurtta barındınız mı ?
6.Üniversite hayatınızda toplam yurtta kalış süreniz ? a) Hayır ( ) b) . . . ay ( ) c) . . . yıl ( )
a) . . . yıl ( ) b) . . . ay ( ) 15.Sizce çevrenizde sevilen birisi misiniz?
7.Memleketiniz . . . . . . . . . . . . . . . . . a) Hayır, çevremde sevildiğimi düşünmüyorum ( )
8.Kaç kardeşsiniz . . . . . . . . . . . . . . . . . b) Sevilmediğimi düşünüyorum ( )
9.Ailenizin aylık geliri . . . . . . . . . . . . . . c) Ne sevilirim ne de sevilmem diyebilirim ( )
10.Sizin elinize geçen miktar . . . . . . . . . . . d) Sevilirim diyebilirim ( )
11.Genel not ortalamanız . . . . . . . . . . . . e) Evet, çevremde çok sevilirim ( )
Hiçbir zaman Bazen Genellikle Çoğu zaman Her zaman
▐---------------------▐---------------------▐-----------------------▐-------------------------▐
1 2 3 4 5
Aşağıdaki durumları kendinize göre derecelendiriniz. H
içbi
r zam
an
Baz
en
Gen
ellik
le
Çoğ
u za
man
Her
zam
an
1.Çoğu zaman bazı duygularımı neden hissettiğimi anlayabilirim. 1 2 3 4 5
2. Duygularımı iyi anlayabilirim. 1 2 3 4 5
3. Ne hissettiğimi gerçekten iyi bilirim. 1 2 3 4 5
4. Mutlu olup olmadığımı her zaman bilirim. 1 2 3 4 5
5. Arkadaşlarımın duygularını davranışlarından her zaman anlarım. 1 2 3 4 5
6. Diğer insanların duygularını çok iyi gözlemlerim. 1 2 3 4 5
7. Diğer insanların duyguları ve hisleri konusunda çok hassasımdır. 1 2 3 4 5
8. Etrafımdaki insanların duygularını anlama konusunda iyiyimdir. 1 2 3 4 5
9. Her zaman kendimle ilgili hedefleri belirlerim ve ulaşabilmek için elimden geleni yaparım. 1 2 3 4 5
10. Her zaman kendime yeterli birisi olduğumu söylerim. 1 2 3 4 5
11. İç motivasyonum yüksektir. 1 2 3 4 5
12. En iyisini yapmak için her zaman kendimi teşvik ederim. 1 2 3 4 5
13. Sinirlerime hâkim olurum ve sorunlarımı akıllıca ele alabilirim. 1 2 3 4 5
14. Kendi duygularımı yeterince kontrol edebilirim. 1 2 3 4 5
15. Çok kızdığım zaman kısa sürede sakinleşebilirim. 1 2 3 4 5
16. Duygularımı kontrol etmesini iyi bilirim. 1 2 3 4 5
Çok teşekkür ederiz …
41
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler:
Adı Soyadı : Mehmet GÜRDAL
Doğum Yeri : İğdecik / ISPARTA
Doğum Yılı : 1977
Medeni Hali : Evli
Eğitim Durumu:
Lise : 1990-1994 Gönen Anadolu Öğretmen Lisesi
Yüksekokul : 1994-1997 Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler M.Y.O./ Turizm ve
Otelcilik Bölümü
Lisans :1997-2000 Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi / Pazarlama
Bölümü (Dönem Birinciliği)
Yüksek Lisans: 2010-2011 Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
İşletme Tezsiz Yüksek Lisans II. Öğretim
Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi:
İngilizce, Orta düzeyde.
İş Deneyimi:
1996-1997 Renaissance Antalya Resort Hotel / Busboy
2000-2001 Türkiye Halk Bankası A.Ş. Manavgat Şubesi / Memur
2001-2002 Türkiye Halk Bankası A.Ş. Isparta Şubesi / Memur
2002-2004 Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, Isparta / Mali işler Şefi
2004- . . . Y.Ö.Kredi veYurtlar Kurumu Isparta Yurt Müd./Yurt Yönetim Memuru