13
ve kutsiyet velôyet kerômet ., KURAMER

İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

  • Upload
    others

  • View
    16

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE

kutsiyet velôyet kerômet

.,

KURAMER

Page 2: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

....

IJ İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Kur'an Araştırmaları Merkezi Yayınlan

KURAMER Yayınları: 20 İlmi Toplantılar Serisi: 7

İSLAM DÜŞÜNCE VE GELENEGİNDE KUTSİYET, VELAYET, KERAMET

Editör Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz

İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

Dizin Zeynep Sülün

Yayın Koordinatörü M. Turan Çalışkan

Kapak ve Sayfa Tasarunı Furkan Selçuk Ertargin ·

Basım ve Cild: Pasifik Ofset Ltd. Şti. Cihangir Malı. Güvercin Cad. No: 3/1 Baha İş Merkezi A Blok Kat: 2 343ıo Haramidere/İSTANBUL Tel: +90 (212) 412 17 77 Sertifika No: 12027

Birinci Basım: İstanbul, Haziran 2017 ISBN 978-605-9437 -12-7

© Her hakkı mahfuzdur.

Yayıncının izni olmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz. Kaynak gösterilmek şartıyla iktibas edilebilir.

KURAMER İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Kur'an Araşıınnalan Merkezi Kısıklı Cad. HalukTürksoy Sok. No:4 Kat: 2 34662 Üsküdar/İstanbul Tel: 0216 474 08 60 / 1910 wıvw.kuramer.org

Page 3: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

Giriş

Doç. Dr.-Muammer Cengil Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Tasavvuf ve Tarikatlara Yöneliş Psikolojisi

Yüzyıllarca İslam toplumlarında maddi hayatın kıskacında sıkışan insan­lar için dint yaşantının bir boyum olarak çıkış yolları sunan tasavvuf ekolleri günümüzde de aynı şekilde dini hayatın bir boyutu olarak varlığını devam

ettirmektedir. IX. Yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve İslam mistisizmi olarak tanımlayabileceğimiz tasavvufl geniş kitleler tarafından kabul görmüşrür.2

Tasavvuf kelimesinin kökü ve terim olarak ne anlama geldiğiyle ilgili farklı tanımlar ortaya konmaktadır. Yapılan farklı tanımlardan anlaşılan tasavvufun, insanın Kur'an-ı Kerim'i Hz. Peygamber gibi anlayıp yaşamaya çalışması3 ve her türlü kötü huylarını terk ederek aşk ile Allah'a ulaşma çabası olduğııdur4• Ta­

savvufun gayesinin ise Resulullah'ın ahlakıyla ahlak.lanmak olduğıı söylenebilir.5

Tasavvufun insanın ruhsal yönüyle ilgileniyor olması ise modern çağda

psiko~ojiyle mukayese edilmesine hatta onunla rekabetine neden olmuştur. Örneğin İdris Şah tasavvufu insanın doğal yapısının bir ifade biçimi olarak tanımlar ve Batı dünyasında geliştirilmiş tüm psikoloji ekollerinden daha ileri

William C. Chiccick, Fait a11d Pracricc of Jslam: Time Tbirteemb Ce11tııry Sıifi Texts, Srarc Univcrsiry of Ncw York Press, Albany 1992, s. 168-173.

2 Selçuk Eraydın, Tasauuııf ue Tarikarlar, 5. bs., M:ırm:ıra Üni. İlahiyac Fak. Vakfı Yay., İsranbul 1997, s. 32.

3 Süleyman Uludağ, TasauuııfTerimlui Sözliiğii, Marifet Yay., İscanbul 1996, s. 696. 4 Must:ıf.ı Kara, Metiıılerle Giimlmı7z Tasauuııf Hartkttleri, Dcrgili Yay., İsc:ınbul 2002, s. 16. 5 Eraydın, Tasavvuf ve Tarikatlar, s. 56.

ff

169

Page 4: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

,..: ff İslam Düşünce ve Geleneğinde Kutsiyet, Velayet, Keramet 170

seviyede bir psikoloji ekolü/olduğunu iddia eder.6 A. M. Schimmel de (1922-

2003) tasavvufu "insanın kendini gerçekleştirme yolunda uğraş vermesi" ola­

rak tanımlamaktadır.7

İslamı literatürde tasavvuf düşüncesinin teorik alandan pratik alana ge­

çişini yani kurumsallaşmış halini tarikatlar ifade etm.ektedir8. Arapça yol9

anlamına gelen tarikat(lar) Allah'a ulaşma gayesiyle. aynı tasavvufi düşünce

merkezinden hareket eden fakat farklı ilke ve metotları benimseyen oluşumlar

olarak değerlendirilebilir.

Tasavvufi Yaşantıya Yönelmenin Psikolojik Nedenleri

Biz de bu bildiride tasavvuf! yaşantıya yönelme nedenleri üzerinde dura­

cağız. İnsanlar niçin tasavvufi yaşantıya yönelmektedir? Aslında bu sorunun

cevabı bize tasavvufi yaşantıya yönelmenin motivasyonunu sunmaktadıi. Öy­leyse tasavvufi yaşantıya yönelmenin nedenlerine geçni.e_den önce motivasyon

kavramı üzerinde kısaca durmak faydalı olacaktır.

İnsanoğluna ait davranışların temelinc~e güdüler yatmaktadır. 10 Güdü,

belli bir hedefe ulaşmak için gayret göstermemize neden olan içsel sebep ya da

sebeplerdir ve günlük dilde· ihtiyaç, arzu, istek, özlem, emel, ilgi, hırs, amaç,

hedef gibi bazı kavramlar güdü teriminin ifade ettiği anlamı karşılamak üzere

kullanılmaktadır. Güdülenme ise bir istek ya _da ihtiyacın uyanmasına bağlı

olarak onun doyuma ulaşmasına yarayan hedeflere ulaşmak için bilinçli ya da

bilinçsiz olarak faaliyete geçme durumunu ifade etmektedir.11

Bizleri bir davranışta bulunmaya yönelten nedenler içsel ya da dışsal ofabilir. Örneğin bit öğrencinin ders çalışırken yaptığı etkinliklerden mutlu

olma, hoşlanma, yeni bir şeyler öğrenmeyi başarma isteği vb. nedenler varsa

içsel güdülenme, öğretmen ya da ebeveynlerini mutlu etme ya da üzmeme,

ödül alma vb. saikler var ise dışsal güdülenmeden sözedebiliriz.12

6 M. Spiegelman, P. Vilayat İnayet Han, Tasnim Fernandez, fımg Psikolojisi ve Tasavvuf, çev.;

Kemal Yazıcı, Ramazan Kutlu, İstanbul 1994, s. 22. 7 Annemarie Schimmel, Tasavvııfwı Boyııtlan, Adam Yayıncılık, İstanbul 1982, s. 168. 8 Osman Türer, Anahatlanyla Tasavvııf Tarj_hi, Seha Neşriyat, İstanbul 1998, s. 98. 9 Mevlüt Sarı, el-Mevarid, Tiirkçe-Arapça Sözliik, Bahar Yay., İstanbul 1982, s. 923. 10 Doğan Cüceloğlu, İnsan ve Davramşı, Remzi Kitabevi, bs. 7, İstanbul 1997, s. 230. 11 Hayati Hökelekli, Psikolojiye Giriş, Düşünce Kitabevi Yay., Bursa 2008, s. 67-68. 12 Ayten Ulusoy, "Güdülenme", Gelişim ve Öğrenme, Ed.it.: Ayten Ulusoy, bs. 5, Anı Yay., Ankara

2006, s. 310-311.

Page 5: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

Tebliğler ve Müzakereler ff 171

Bazı durumlarda insanın belli bir davranışı neden yaptığı açıkça görü­lebilmektedir. Örneğin bir insan, beslenme ihtiyacını karşıladığı için yem~k yemektedir ve bu davranış açlık dürtüsünü tatmin etmektedir. Fakat davranış ve dürtüler arasındaki ilişkiler her zaman bu kadar açık olmayabilir. Örneğin

bir kimse araba kullanırken niçin tehlikeli riskleri göze almaktadır? Dolaysız olarak yaşamını etkilemeyeceği halde, bir akademisyen niçin ömrünü kozmo­loji kuramları üzerinde çalışarak harcamaktadır? İşte bu soruların cevaplarını

bulabilmek farklı kuramların geliştirilmesine vesile olmuştur. 13

Güdülenmeyi açıklayan çeşitli yaklaşunlar vardır. Bir fikir vermesi açlSln­da hümanist yaklaşımı örnek olarak vermek gerekirse, bu yaklaşımı savunan

Maslow insan güdülerinin hayvanlarınkinden farklı olduğunu ifade etmiş ve bunları bir piramit şeklinde belirtmiştir. Piramidin en alt basamağında açlık, susuzluk, cinsellik gibi fizyolojik güdüler, yukarı basamaklarda ise güvenlik,

aidiyet ve sevgi, takdir olunma ve kendini gerçekleştirme gelmektedir. 14

Tasavvufi yaşantıya yönelmeyle ilgili psikolojik tahlillere geçmeden önce mutasavvıfların konuya nasıl yaklaştığına bakmak istiyoruz.

Mutasavvıflar Kur'an'ın insanoğlundan bahsederken iki ifade kullandığına

dikkat çekmektedir. Bunlar "Sizi çamurdan yaratan, sonra da ecelinizin vak­tini takdir eden O'dur (Allah'tır)" mealindeki En'am sfuesi 2. ayet ve "Hani Rabbi' in meleklere demişti ki: Ben çamurdan bir beşer yaratacağım. Ona şekil

verip de Ruh'umdan üflediğim zaman ona secde edin!" mealindeki ayetler­dir15. Mutasavvıflara göre Kur'an, insanın varlık yapısında fani olan beden ve baki olan Allah'ın Ruhu (RUhullah) olmak üzere iki alanın birleştiğine dikkat

çekmektedir. Ayrıca Allah ile insan arasında ezelde bir ahitleşme (ınJsak) söz konusudur. Buna göre insan, Allah'ın yeryüzünde halifesi ve ilahi emanetin yani varlığın gayesini birleştirme borcunun taşıyıcısıdır. İnsan, mutluluğu ve

ölümsüzlüğü ancak Allah'a ulaşmakla elde edecektir. O'ndan uzaklaştıkça da mutsuz olacaktır. İnsanoğlu yeryüzüne gelmekle Allah'tan ayrılmıştır ve ya­ratılmış bir kalıp olan beden içerisinde yaratıcı ile aynı olan özü taşımakta-

13 Recep Yaparcl, "Günümüz Psikolojisinde Güdü Kavramı ve Güdülenme Kuramları", Dokıız Eyliil Üniversitesi İlahi)•at Fakiiltai Dergisi, İımir 1995, sayı: 9, s. 197-198.

14 Turgut Göksu, Sosyal Pjikoloji, Seçkin Yay., bs. 3, Ankara 2007, s. 37-38. 15 el-Hicr, 15/28-29.

Page 6: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

~·.

ff İslam Düşünce ve Geleneğinde Kursiyer, Velayet, Keramet 172

dır. İnsanın ilahi olandan bu kopuşu beraberinde bir yükselişi getirmektedir.

Bu ise Hz. Peygamber'in gerçekleştirmiş olduğu şekliyle ınlrac ile olacaktır. Mtric olayı sadece Hz. Peygamber'e özgü bir olay değildir, insanoğlu da ken­di miracını gerçekleştirecektir. Fakat bu ınlricın şartları, özelliği ve nasıllığı

karşımıza özel bir eğitim ve terbiyenin kaçınılmaz gerekliliğini çıkarmaktır ki buna ilm-i ledün denilir. Tarikatlar ise ilm-i ledün eğitiminin kurumsallaşmış

bir şeklidir. 16 Yani bu bakış açısına göre tasavvuf ilahi bir öz taşıyan insanoğ­lunun tekrar O'na dönüş yolculuğudur ve Cenab-ı Allah her insanı bu yolcu­

luğa çıkmaya eğilimli olarak yaratmıştır. Dolayısıyla bu yoruma göre tasavvuf dostundan ayrılarak yabancılaşan insanın tekrar ona kavuşma çabası olarak

değerlendirilmektedir. 17

Mutasavvıfların bu değerlendirmelerine uygun olarak SUfıli.k önce ben­likten yani yarı nefisten ve sosyal benden kurtulma olan fena, sonra evrensel

benlikle bütünleşme yani kendi benliğini kazanma olan beka şeklinde iç içe

geçmiş iki psikolojik adımda özetlenebilir. /8

Şunu da ifade ermeliyiz ki tasavvuf! den~yimlerin gerçekliğinin zihni yön­den tamamen açıklığa. kavuşturmak mümkün değildir.19 Bizler bu bildiride sadece ferdi ve toplumsal tezahürleri açısından konuya birtakım yaklaşımlar

sunmaya çalışacağız.

Günümüzde tasavvufa yön.elmede mistik nedenlerden ziyade farklı eği­limlerin de etkili olduğu varsayılmaktadır. Örneğin kentleşmenin ve modern hayatın bunaltıcılığının bir sonucu olan "anomi" duygusundan kurtulmak20

,

insanların içine düştüğü duygusal boşluğu doldurma isteği21 , kutsalla ilişki kurarak ruhsal olgunluğa erişmeye çalışmak, güvenlik ihtiyacı, kendini değerli kılma arzusu ve mutluluk arayışı22 bunlardan birkaçıdır. Erich Fromm (1900-

16 Ahmet Yüksel Öıeınre, Kamil Mılrpdlerin Mlrfısı, Sufi Kicap, İscanbul 2008, s. 7-9. 17 Ferhat Akdemir, "Din-Yabancılaşma İlişkisi Üzerine Düşünceler", Tabııla Rasa, Isparca 2002,

sayı: 5, s. 73. 18 A. Rıza Arascch, Enis A. Sheikh, "Suliım: Evrensel Benliğe Giden Yor, Yayına Hazırlayan:

Kemal Sayar, Sicfi Psikolojisi, İnsan Yay., bs. 3, İscanbul 2003, s. 48. 19 H:ıyrani Alnncaş, "Din Psikolojisi ve Tasavvuf", İs/tim İlimleri Eıısritiisii Dergisi, Ankara Üni­

versicesi İlahiyat Fakültesi, Ankara 1980, sayı: 4, s. 171. 20 George Lundskow, Tbe Sodology of Religion, A S11bsta11tivt and Traıııdisdplinary Approach, Pine

Forge Prcss, Los Angeles, 2008, s. 9. 21 Ruşen Çakır, Ayet ve Slogan, Metis Yay., 8 bs. İstanbul 1997, s. 19-20. 22 Abdülkerim Bahadır, "Ergen Kişiliği Bağlamında Din-IGşilik İlişkisi", Sclpık Ü11ivmitesi İlahi­

yat Fakiiltesi Dergisi, Konya 2002, sayı: 14, s. 116.

Page 7: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

Tebliğler ve Müzakereler ~ 173

1980) çağımızda varolan toplumsal dizgelerin insanın birlikte olma, toplumsal olma, kimlik ve sevgi gereksinmesi, kökenlilik gereksinmesi gibi temel gerek­sinimlerine yanıt veremediğini ve bunun bir sonucu olarak yalnızlaştığını ve ya­bancılaştığını ifade· etmektedir.23 Yabancılaşma ise içsel yönelimlerde bir belir­sizlik ve varoluşsal boşlukları beraberinde getirir.24 Viktor Frankl'e(1905-1997)

göre birey ancak manevi ihtiyaçlarını gidererek varoluşunu anlamlandırabilir.25

Dolayısıyla tasavvufi yaşantı yoluyla manevi ihtiyaçlarını tatmine yönelen birey

varoluşunu da anlamlandırmaya çalışmaktadır.

Ahlakl gelişim konusundaki kuramıyla önemli bir yere sahip olan Koh­lberg'de psikolojik ve dini bir anlama sahip olan ahlakl gelişimin 7. aşaması konumuzla alakalıdır. Bu aşama alem ile birlik ·duygusunu, bütün varlığın bir

parçası olduğu ve yaratılmışların ayrılmaz bir parçası olduğu hissini içeren mistik bir farkındalık durumudur ve bu durum ahlaki gelişimin herhangi bir

safhasında ortaya çıkabilir.26 Mantıki ya da bilişsel açıdan diğer aşamalardan farklı olduğu için gerçek bir ahlak aşaması kabul edilmeyen bu durum insa­noğlundaki mistik eğilimi göstermesi açısından önemlidir.

TasavVufi yaşantıya yönelmeyi açıklayabilecek bir diğer yaklaşım da dav­

ranışçı öğrenme kuramıdır. Davranışçı öğrenme kuramına göre pekiştirilen davranış devam eder, cezalandırılan davranış ise kaybolur.27 Dolayısıyla tasav­vufi bir grubun üyesi olmak, sosyal kabul veya grup tarafından benimsenme

şeklinde ödüllendirildiğinde birey bu yaşantıyı sürdürmeye devam eder, be­nimsenmeyerek cezalandırıldığı zaman ise giderek uzaklaşır.

Bir diğer yaklaşım sosyal öğrenme kuramıdır. Dünyanın pek çok farklı

yerinde yaşayan insanların yetiştikleri bölgenirı dini inançlarını benimsiyor ol­maları, çocukların ebeveynlerinin inançlarına paralel inanç geliştiriyor olması vb. sosyal öğrenme kuramını destekleyen önemli bulgulardandır. Dolayısıyla

23 Gürsen Topses, Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi, Nobel Yay., İstanbul 2009, s. 149. 24 M. Doğan Karacoşkun, "Bireysel ve Toplumsal Çözülmede Televizyon Faktörü Üıcrine Düşün­

celer", Cıınıhııriyet Üniversitesi İlalıiyat Fakiiltesi Dergisi, Sivas 2002, c. 6, sayı: 1, s. 227. 25 Viktor Frankl, "Kendini Gerçekleftinne ve Kendini İfade Etmeııiıı Ötesinde", Der.; Kemal Sayar,

Sana Rııbtan Sanıyorlar, İz Yay., İstanbul 1991, s. 313. 26 BonnideU Clouse, "Ergenlerde Ahlak Gelişimi ve Cinsellik", çev.; Turgay Gündüz, Ulııdağ

Üniversitesi İlahiyat Fakiiltesi Dergisi, Bursa 2000, c.9, sayı: 9, s. 720. 27 B. F. Skinner, "A Case Hisrory in Scienüfic Meı:hod", Psydıological Research the lııside Story,

ed.: Michael H. Siegel, New York 1976, s. 25.

Page 8: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

~-.

~ İslam Düşünce ve Geleneğinde Kutsiyet, Velayet, Keramet 174

tasavvufun bir yaşam tarzı olarak uygulandığı çevrelerde İslam'ın tasavvufi

yorumu birey tarafından öğrenilerek benimsenebilmektedir. Fakat sosyal öğ­renme kuramının bireysel farklılıkları hesaba katmaması ve yeni çıkan dini hareketleri izah etmedeki yetersizliği önemli sınırlılıklarındandır.28

Leuba ise insanı mistisizme götüren nedenleri şu ş.el.W.de sıralamaktadır:

1) Öz saygı gereksinimi ve kendini onaylama için eğilimler,

2) Bir kimseye ya da bir şeye kendini adamaya yönelik eğilimler, ·

3) Sevgi ve moral destek ihtiyaa,

4) Hem aktif, hem de pasif faaliyette birlik ve barış ihtiyacı,

5) Organik ve duygusal doyum gereksinimleri.29

William James'a (1842-1910) göre ise insan ruhunda olumlu etkiler bı­rakarak hayatını olumlu yönde değiştirmeye katkıda bulunan mistisizm, dinin

özünde bulunan, büyUk bir varlıkla buluşma ve onunla birleşme isteğinden do­ğan büyüme hissinin en son halidir.30 James mistik tecrübeyi normal bilincin bir uzantısı olmakla birlikte ondan daha büyük ve kuvvetli, şuur eşiğinin altın­

da barınmakta olan psikolojik bir yapının ürlinü olarak görmektedir. J ames'in teorisinin geçerliliği gerçek muhtevasının ne olduğunu tam olarak bilemedi­ğimiz ve alt-şuur olarak ifade edilen zih_µi bölgenin mahiyeti ve bunun şuurla

olan ilişkisi hakkındaki bilgimize bağlıdır. Bu teorinin geçerli olabilmesi için mistik deneyimlerin sadece mekanizma olarak değil içerik açısından da birbi­

rine benzemesi gerekir ki böyle bir şey sözkonusu değildir. Örneğin Müslü­man su.fi vecd halinde Hı. Peygamber'i veya büyük su.fi önderlerini görürken,

Hıristiyan mistiği Hı. İsa veya Havarileri görmektedir. 31 Dolayısıyla James'in konuyla ilgili açıklamaları tatmin edici bulunmamaktadır.

Tasavvufi yaşantıya yönelmede etkili olabilecek hususlardan bir diğeri de sosyal ihtiyaçlardan bir tanesi olan kendini kabul edecek bir gruba ait olma is­

teğidir. İnsanın sosyal bir varlık olarak bir gruba, bir topluluğa ihtiyaç duydu-

28 Michael Argyle, Benjamin Beit-Hallahıni, "Dini Davranış Teorileri", çev.: Ali Kuşat, Mehmet Korkmaz, İsmail Güllü, Sosyal Bilimler Eıistitiisii Dergisi, 200411, sayı: 16, s. 258.

29 Hasan Kayıklık, Tasavvuf Psikolojisi, Akçağ Yay., 1. bs., Ankara 2009, s. 75. 30 Ali Ayrcn, "William Jamcs (1842-1910) ve Din Psikolojisinde Tecrübe Merkezli Bir Yaklaşım",

İslami Ara.ştımıalar Dergisi, 2006, c. 19, sayı: 3, s., 462. 31 Hay:ıti Hökclckli, Diıı Psikolojisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., Ankara 1993, s. 348-349.

Page 9: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

Tebliğler ve Müzakereler ff 175

ğu ve kendi kendisine yetemediği öteden beri söylene gelmektedir.32 Tasavvufi

bir gruba katılan kişi bir yandan aidiyet ihtiyacını karşılarken diğer yandan da yeni bir amaç ve vizyon kazanarak yaşamını anlamlı hale getirmektedir. Bu şekilde bireyselliğin küçük görüldüğü ve biz şuurunun yüceltildiği grup orta­

mında bireyin kişiliği de yeniden şekillenmeye başlar.33

İç güdümlü dindarların içsel, mistik dindarlığa yönelirken dış güdümlü dindarların dışsal yöne daha çok önem verdikleri düşünülebilir. Fakat iç ve dış güdümlü dindarların farklı farklı niyetlerle tasavvufa yöneldiğini düşün­

mekteyiz. Çalışmalar iç güdümlü dindarların inançlarına samimi bir şekilde bağlandıklarını ve onu son derece önemsediklerini gösterirken, dış güdümlü dini yönelime sahip olan kişilerin ise inançlarını bireysel ihtiyaçlarını karşıla­

mak amacıyla bir araç olarak kullanma eğiliminde olduklarını göstermektedir.34

Dolayısıyla iç güdümlü dindarlar samimi bir şekilde manevi ihtiyaçlarını karşı­lamak amacıyla tasavvufa yönelirken dışsal dini yönelime'sahip olan kimselerin

de bireysel veya sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için tarikatlara katılmış olabi­lecekleri düşünülebilir.

Suden'in rol teorisi de tasavvufi yaşantıyı tercihi açıklamaya yönelik bir

başka yaklaşımdır. Bu teoriye göre din, insanlara bir yandan anlamlandırıcı bir düşünce sistemi takdim ederken diğer yandan da davranışa yönelik sosyal roller kazandırır ve bu roller toplumsal bağlamda diğer rollerle uyumlu bir

biçimde devreye girer.35 Bu rollerden bir tanesi de dine yönelim rolleridir. Gerek dini metinlerde gerekse toplumsal bilinçaltımızda çeşitli nedenlerle daha deruni bir dini hayat yaşamanın tezahürü olan farklı roller mevcuttur ve

bunlardan birisi de tasavvufi yaşana yoluyla dine yönelmedir. Dolayısıyla daha derı1ni bir diru yaşantıya yönelmek isteyen birey tasavvufi yaşantı yoluyla dine yönelim rol modelini tercih edilebilir.

32 Recep Yaparcl, "Din Psikolojisi-Sosyal Psikoloji İlişkisi sosyal Psikoloji'dc Konu ve Mecod So­runu (I. Kısım)", Dokıız Eyliil Üııiverritesi llahi)'at Fakiiltesi Dergisi, İzmir 1995, sayı: 9, s. 114.

33 Barry E. Collins, Social Psycbology, Addison-Wcsly Publishing Comp:ıny, London 1970, s. 198-203; Rica Ackinson ve arkadaşları, Psikolojiye Giriş, çev.; Yavuz Alagon, Arkadaş Yay., Ankara 1999, s. 747.

34 Faruk Karaca, "Din Psikolojisinde Mccod Sorunu ve Bir Dindarlık Ölçeğinin Türk Toplumuna Scandardizasyonu", EKEV Akademi Dergisi, 2001, c. 3, sayı: 1, s. 193.

35 Nils G. Holın, Din Psikolojisi11e Giriş, çev.; Abdulkerim Bahadır, İnsan Yay., 2. bs., İstan-bul 2007, s. 25.

Page 10: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

.... ff İslam Düşünce ve Geleneğinde Kutsiyet, Velayet, Kecimet

176

Yine modem psikolojinin geüşiminde büyük katkıları olan Hall'un psiko­

lojik gelişimin yenilenmesi teorisi (recapirulation theory of psychological deve­

lopment) de tasavvufi yaşantıya yönelmeyi izah edebilecek bir başka yaklaşım

sunmaktadır. Hall'un teorisine göre çocukların kendi bireysel gelişimleri ırkın

geüşim tarihini izlemektedir. Örneğin çocuklar kovboycu~uk veya kızıldericilik

oynadıklarında insanlığın eğitim öncesi seviyelerini yi~eliyor demektir. Aynı

şekilde o bireyin dini gelişiminin de rU.rün dini gelişimini takip ettiğini söy­

lemektedir. 36 Dolayısıyla türün dini gelişim aşamasında yaşamış olduğu ·çeşitli

deneyimler bireylerin dinl hayatında da yaşanmaktadır.

Bazı psikanalisder ise mistisizmi henüz doğmamış bebeğin kendisine ha­

yat veren ve hayatta kalmasını sağlayan anneyi henüz kendisinden ayırt ede­

mediği ana rahmi tecrübesine saplanıp kalma olarak açıklamaktadırlar. Bu

açıklama her ne kadar tasavvufi anlayıştaki insanların henüz insan olmadan

önce Allah'ta mevcut oldukları ve tasavvufi tecrübenin d~a bu dünyada iken

bu asla dönüş anlamına geldiği anlayışıyla benzerlik gösterse de birincisinde

dönülecek olan ana kaynak dünyevi bir planda ele alınırken, ikincisinde me­

tafizik ve tarih öncesi bir anlam ifade etmektedir37 ve bu yüzden tatminkar

bulunmamaktadır.

Tasavvufi yaşantıya yönelmek aynı zamanda dine yönelim (conversion)

hareketi olarak da yaşanabilmektedir.

Osman Pazarlı, dine yönelim ye din değiştirme olaylarının nedenlerini üç

ana başlık altında ele almıştır ki bunlar tasavvufi yaşantıya yönelimi de izah

edebilecek türdendir. Buraya kadar bizim ifade ettiğimiz bazı psikolojik izah­

ları da barındıran bu açıklamalar şu şekildedir: Nefse ve şuura ait iç nedenler,

dış nedenler ve sosyal nedenlerdir. Ona göre en önemli etken iç sebepler, yani

insanın bfünç ve bilinçaltında meydana gelen buhran ve değişmelerdir. Diğer

iki sebep ise değişimi hızlandıran, geciktiren veya besleyen nedenlerdir.38 Pa­

zarlı, bu üç nedeni şu şekilde açıklamaktadır:

a) İç Sebepler: Kişi bıkkınlık ve ümitsizlik dunununa girer. Hayatı boyun­

ca taunin bulmayan arzular, ihtiraslar, kıskançlıklar arasında yolunu kaybetmiş

36 David M. Wulff, Psychology of Religioıı, Classic & Coııtenıporary, 2. bsk., John Wilcy&Sons, Inc.., USA 1997, s. 59.

37 Hökclckli, Diıı Psikolojisi, s. 346-347. 38 Osman Pazarlı, Din Psikolojisi, Rcmz.i Kicabcvi, İstanbul 1993, s. 127.

Page 11: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

Tebliğler ve Müzakereler ff 177

bir yolcu gibi sağa sola yalpalamaya başlar. Toplumdaki çeşitli siyasi, sosyal ve ideolojik çekişmeler, ekonomik kriz ve sınıf mücadeleleri bu kriz durumunu

daha da arttırır. Hassas bir kişilik özelliğine sahip olan bireylerde yaşanan bu olumsuzluklar karakter ve kişilikte sarsıntılara neden olur. Tam bu sırada ken­dini içinde bulunduğu durumdan kurtaracağına inandığı bir mürşit ile tanışma veya herhangi bir tesir, hidayet olayını meydana getirir. Buhran ve karanlığın

yerini ay~ huzur, ümit ve aşk alır. Bu durumda hidayet insan bütünlüğünü tamamlayan, karakter ve kişiliği güçlendiren bir unsur olarak karşımıza-çıkar.39

İç sebepler olarak ifade edilebilecek bir diğer husus ise şu şekildedir. Mad­

dileşen, insanların bencilleştiği, sevgi, merhamet ve yardımlaşma gibi duygu­ların ortadan kalktığı bir dünyada maddi ve manevi hayat tehlikeye girmekte­dir. Bu durumda insanda hayat hamlesi ve ruhl kudret (Bergson'un ifadesiyle)

devreye giriyor. Burada ruhi kudreti bazı psikologlar bilinçaltı {enconscient}

veya kuvvet-fikir {idee-force} olarak ifade ederler. Böyle bir kriz döneminde

bilinç üstüne çıkan ruhi kuvvet ruhl bütünlüğü sağlayıp yaşanan krize bir son vererek bireyi yeni bir hayata ulaştırır. Bu durum bazı psikologların "birden veya ani hidayet olayı" olarak ifade ettikleri husustur ve teolojide "ilham" sö­

züyle ifade edilen durumun karşılığıdır.40

b) Dış Sebepler: Dış sebepler sözüyle kastedilen bireyde doğrudan hi­dayet olayına sebep olmayan, ancak bilinçaltında hazırlanmış ve mayalanmış olan "bilinçaltı kompleksleri" harekete geçiren ve bu şekilde dini değişimi

hazırlayan veya hızlandıran tabu ve maddi türden olan nedenlerdir. Bu olaylar yeniden bir şey yaratmazlar, fertte hazır olan istidat ve kabiliyeti ortaya çıka­rırlar. Bunları maddeler halinde şöyle sıralayabiliz:

1) Doğal afetler ve kazalar: Deprem, sel, yangın vb. doğal afetler, kaza, hastalık ve ölüm olayları bazı insanların uyumakta olan bilinç altını harekete geçirir ve bu ini uyanmanın etkisiyle din! yaşantıya geçiş yaparlar .

. 2) Evlilik, okunan kitaplar, dini içerikli vaaz ve telkinler de dine dönüş olayını meydana getiren bir diğer sebeptir. Bu durumda da dine dönüş olayı kişinin ruhunda yeniden yaratılmayıp, bilinç altında yaşayan komplekslerin

harekete geçirilmesi yoluyla oluşmuştur.

39 Pazarlı, Din Psikolojisi, s. 128. 40 P.ızarlı, Din Psikolojisi, s. 128.

Page 12: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

~·i

ff İslam Düşünce ve Geleneğinde Kutsiyet, Velayec, Kecimcc 178

3) Aileden ve okuldan alınan d.in1 terbiye ve telkinler de ileriki yaşlarda

dine dönüş olayını harekete geçiren etkenlerdendir.41

c) Sosyal Sebepler: Tasavvuf ekollerinin icra etmiş oldukları çeşitli zikir

ayinleri de bireyin dine dönüşünde etkili olabilir. Okunan ilahiler, musiki,

sema, devran vb. bireyin ruhunun derinliklerine inerek onu etkisi altında bı­

rakabilir. Ayrıca tekkeler dışında camilerde veya başka mekanlarda yapılan her

türlü toplantı ve dini merasim, okunan mevlitler, Kur'an-ı Kerim tilavetleri,

Ramazan ayının manevi atmosferi, kandil geceleri vb. de aynı etkiyi meydana

getirebilir. Tüm bu etkiler kimi insanda W bir şekilde hidayete sebep olurken

kimilerinde yavaş yavaş etki meydana getirir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bir

kimsenin yıllar önce almış olduğu bir tesir bilinçaltında uzun yıllar kalabilir ve

hiç ummadığı bir zamanda aniden ortaya çıkarak onun dine dönüşüne sebep

olabilir.42

Peker ise tasavvuf kitaplarında yer alan büyük sufilerin hayat hikayelerin­

den harekede tasavvufi yaşantıya yönelimde geçirilen psikolojik süreçleri şu

şekilde sıralamaktadır;

Önce insanda ilahi bir istek ve arzu ile Allah'a yönelme, O'na bağlanma

eğilimi kuvvet kazanır. Bu eğilimle tasavvufi yaşantıya girilir.

İkinci aşamada ise Allah'ın rızasını kazanmak için O'nun emirleri doğrul­

rusi.ında hareket etme çabası ağır~ kazanır. Bir taraftan ibadet ve zikre önem

verilirken, diğer taraftan nefsin istek ve arzularını bastırma gayret ve düşünce­siyle şahsiyet yeniden şekillenmeye başlar.

Üçüncü aşamada dünyaya ait her şeyi gönülden çıkartarak, nefsin istek

ve arzularının tasfiyesi tamamlanır ve şahıs Allah'tan başka hiçbir şeye değer

vermez duruma gelir ve Allah aşkı kalbini kaplamaya başlar.

Dördüncü aşamada zihin bütün düşüncelerden boşaltılmış, kalp Allah

aşkı ile doldurulmuştur. Dikkat dış dünyadan çekilmiş, Allah'ta yoğunlaşmış­

tır. Benliğin ortadan kalkmasıyla birlikte, Allah'ta yok olma aşamasına gelin­

miştir.

Son olarak benlik tamamen kaybolmuş, kişinin iradesi Allah'ın iradesinde

41 Pazarlı, Di11 Psikolojisi, s. 129. 42 Pazarlı, Diıı Psikolojisi, s. 129-130.

Page 13: İSLAM DÜŞÜNCE ve GELENEGİNDE kutsiyet velôyet kerômetisamveri.org/pdfdrg/D257586/2017/2017_CENGILM.pdf · Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz İmla ve Transkripsiyon Aliye Uzwılar

Tebliğler ve Müzakereler ff 179

yok olmuştur. Bütün şuuru Allah kaplamıştır. Sufi artık Allah'ta yok olmuş

(fenafi.Uah), Allah'la dirilmiştir (belclbillah).43

Netice olarak tasavvufun temelinde dinl-mistik bir duygu ve eğilimin

olduğu bir gerçektir. Dolayısıyla onu, ferdi, sosyal veya tarihi bir olgu veya

gerçekliğe indirgemeye kalkışmak doğru bir yaklaşun tarzı değildir. Bunun­

la birlikte tasavvufi düşünceyle ilgili tarihi panorama bize göstermektedir ki;

tasavvufun onaya çıkışı bu temel dinl-mistik duygu ya da eğilimin tarihi, sos­

yal, psikolojik, kültürel, siyasal, ekonomik vb. etkenlerle sürekli beslenmesi

suretiyle vuku bulmuş ve ferdi (psikolojik) ve toplumsal (sosyolojik) bir varlık

olarak olay toplumda bu haliyle olgusal bir gerçeklik kazanmıştır.44

43 Hüseyin Peker, Din Psikolojisi, 3. bs., Çamlıca Yay., İscaııbul 2003, s. 128. 44 Ünver Günay, A. Vehbi Ecer, Toplıımsal Değişme, Tasavvuf, Tarikatlar ve Türkiye, Erciyes Üni­

versicesi Yay., Kayseri 1999, s. 289-290.