Seta Kayıtdışı

  • Upload
    test

  • View
    229

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    1/40

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    2/40

    FATİH SAVAŞAN

    Sayı: 35 | Mart 2011

    S E T AA N A L İ Z

    TÜRKİYE’DE KAYITDIŞIEKONOMİ VE KAYITDIŞILIKLAMÜCADELENİN SERENCAMI

    2 0 1 1 © Yay ı n h a k l a r ı m a h f u z d u r

    seta Analiz

    .

    İÇİNDEKİLER

    GİRİŞ | 4

    KAYITDIŞI EKONOMİ: TANIM VE ÖLÇÜM | 6

    KAYITDIŞI EKONOMİ NEDİR? | 6

    KAYITDIŞI EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ | 8

    TÜRKİYE’DE KAYITDIŞI EKONOMİNİN BÜYÜKLÜĞÜ | 9TÜRKİYE’DE KAYITDIŞILIĞIN NEDENLERİ | 12

    EKONOMİNİN YAPISAL ÖZELLİKLERİ | 13

    VERGİ SİSTEMİNİN ÖZELLİKLERİ | 16

    VERGİ İDARESİ VE DEVLETE BAKIŞLA İLGİLİ ÖZELLİKLER | 22

    TÜRKİYE’DE KAYITDIŞILIKLA MÜCADELENİN SERENCAMI | 26

    SİYASİ PARTİ PROGRAMLARINDA KAYITDIŞI EKONOMİ | 27

    ORTA VADELİ PLANLARDA KAYITDIŞI EKONOMİ İLE MÜCADELE | 28

    KAYITDIŞILIKLA MÜCADELEDE DÖNEMLER | 30

    SONUÇ VE ÖNERİLER | 33

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    3/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    3

    ÖZET

    Kayıtdışı ekonomi Dünya’da son 30 yıldır, Türkiye’de ise yaklaşık olarak son 15 yıldır akademisyen-lerin ve uygulamacıların gündemindedir. Tanımlama ve ölçme yöntemlerinin getirdiği kısıtlamalarve kargaşa bir tarafa bırakılırsa, kayıtdışılığın sadece Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde değil,gelişmiş ülkelerde de önemli boyutlara ulaştığı görülmektedir. Ne var ki, kayıtdışılığa yol açan temelnedenlerin ağırlığı ülkeden ülkeye değişmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde kayıtdışılıkta “sistemik”nedenlerin ağırlıklı olduğunu söylemek yanıltıcı olmaz.

    Hal böyle olunca Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kayıtdışılık alanlarının daraltılmasındadenetimlerin ve cezaların artırılması gibi rutin mücadele yöntemlerinin etkisi sınırlı olmaktadır. Sonyıllarda kayıtdışı ekonomi ile mücadelede atılan somut adımlar şimdiye kadar atılan adımların çoküzerinde olsa bile bu hususta başarı sağlamak için köklü değişikliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Baştagelir vergisi reformu olmak üzere vergi yasalarında yapılacak değişikliklerle basitliğin sağlanması,

    algılanan vergi yükünün düşürülmesi, denetimlerde (denetim oranından çok) etkinliğin artırılmasıve kamuda şeffaığın artırılarak vergi ahlakında düzelmenin sağlanması gerekmektedir. Türkiye’dekayıtdışılığın yaklaşık olarak ekonominin üçte biri büyüklüğünde olduğu tahmin edilmektedir. An-cak, kayıtdışılığın sektörler arasında dağılımı aynı değildir. Bu yüzden kayıtdışılığın yaygın olduğusektörlere özel çözümlerin geliştirilmesi, kayıtdışılıkla mücadelede sosyal konsensüsün sağlanması-na yardımcı olacaktır.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    4/40

    S E T AA N A L İ Z

    4

    GİRİŞEkonomik faaliyetlerin tamamı kayıtlı değildir. Ekonomi aslında, kayıtlı olanın yanın-da kayıtdışı kalan ekonomik aktiviteleri ile bir bütündür. Ekonomistler ve politikacılarekonominin bu ikili yapısının çok önceden farkındaydı. Özellikle 1970’lerin sonundaABD’de kayıtdışılığın tahmin edilmesinden1 itibaren geçen otuz yılı aşan bu süredekayıtdışılık olgusunu değişik boyutlarıyla araştıran çok sayıda bilimsel araştırma yapıl-mıştır. Araştırmaların odağında daha çok kayıtdışılığın ölçülmesi yer almakla beraberekonomilerin bu ikili yapıdan görecekleri zararlar (ve faydalar) ve kayıtdışı ekonomi-nin nedenleri üzerinde duran ve buna çözüm önerileri geliştirmeye çalışan çok sayıdaçalışma mevcuttur.

    Türkiye’de kayıtdışı ekonomiye bilimsel ve politik anlamda ilgi, yaklaşık on beş yıllıkgecikme ile 1990’ların başında oluşmaya başlamıştır. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebi-

    liriz ki geçen süre içinde Türkiye, açığını fazlası ile kapatmıştır. Araştırmaların sonuçlarıiki ortak bulguya sahiptir: Birincisi, Türkiye’de kayıtdışı ekonominin kayıtlıya oranı yük-sektir. İkincisi, kayıtdışılık hızı yavaşlasa da büyümeye devam etmektedir. Kayıtdışılığınbüyük boyutlara ulaştığının kabulü yüzünden popülerliği artmış, ekonomistlerin ya-nında politikacı ve bürokrasinin de gündeminde önemli yer işgal etmeye başlamıştır.Kayıtdışı ekonomi aslında, üzerinde çok konuşulan ama az çözüm üretilebilen konu-lardan biri haline gelmiştir. Kayıtdışılığın önlenmesi adeta bir slogan haline gelmiş,bir sihirli değnek ile önlenebilse mali ve ekonomik sorunlar otomatik olarak ortadankalkacak havası hâkim olmaya başlamıştır. Bu aceleci tavır, kayıtdışılığın bir sonuç ol-duğunu ve mücadele edilmesi gereken birçok yönü olmakla beraber başarının ancak

    köklü ekonomik ve politik değişimlerle sağlanabileceği gerçeğini göz ardı etmektedir.

    1. Guttmann, Peter, M. (1977). “The Subterranean Economy”Financial Analysts Journal , v. 34, pp. 24-27.

    TÜRKİYE’DE KAYITDIŞI

    EKONOMİ VE KAYITDIŞILIKLAMÜCADELENİN SERENCAMI

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    5/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    5

    Türkiye’de kayıtdışıekonomi ilemücadelede, ABDve Kanada gibigelişmiş ülkelerinörneklerini izleyen“kayıtlı ekonomiyegeçiş” genelbaşlığı altındatoplanabilecekçalışmalar

    yürütülmektedir.

    Bu tavır sadece Türkiye’ye özgü bir tavır değildir. Bir tarafta olguyu genel bir tanım ola-rak alıp doğrudan ölçmeye (“teorisiz ölçüm”2) odaklanan çalışmalar, diğer tarafta ise

    kavramsal kargaşalar neticesinde tahminlerin kullanışlılığını sorgulamaya odaklanançalışmalar3 sayesinde kayıtdışı ekonomi geniş sayılabilecek bir literatüre kavuşmuştur.Bu son grup araştırmacılar tarafından tespit edilen durum, diğer grup araştırmacılartarafından da fark edilmiştir. Şemsiye kavram olarak kullanılan kayıtdışı ekonomi -un-derground/shadow/hidden economy- kavramının, birbiri ile bağlantısı olmakla bera-ber farklılıkları daha baskın olan birçok alanı ifade etmekte olduğuna vurgu yapaneleştirel yaklaşıma göre, kayıtdışı ekonomi her derde deva olarak sunulmakla bir “hu-rafeye” dönüşme tehlikesi taşımaktadır.

    Ekonomide değişkenlerin analiz edilebilmesi için gerekli olan en önemli unsurlardanbiri tanımlanabilirlik diğeri ise ölçülebilirliktir. Kayıtdışı ekonomi, çok geniş bir ala-nı kapsayan faaliyetleri ifade ettiği için tanımlamasında güçlükler yaşanan kavram-lardandır. Ölçmek ise daha zordur. Gizli kalanı ölçmeye çalışmak oldukça zor (hattaimkânsız) bir iştir. “Fili görünce tanımamak mümkün değildir; ancak, fili tarif etmekzordur” benzetmesinden hareketle, kayıtdışı ekonomi de tıpkı yol arkadaşı “yolsuzluk”gibi varlığı hissedilen ama ete kemiğe büründürülemeyen olgulardan biridir.

    Ancak bu zorluklar, kayıtdışı ekonominin boyutlarının ölçülmesine, nedenlerinin veçözüm yollarının araştırılması ve tartışılmasına engel değildir. Nitekim biz de bu ça-lışmada hem kayıtdışı ekonominin tanımını vereceğiz hem de ölçüm metotlarınınsağladığı tahmin rakamlarına göz atacağız. Önemli olan her bir metodun tahmin ra-kamlarının aslında kayıtdışılığın hangi boyutunu ölçtüğünü tartışmak ve kayıtdışılığayol açan faktörlerin ülke bazında göreli önemini ortaya koyarak politika yapıcılara yolgöstermektir.

    Türkiye’de kayıtdışı ekonomi ile mücadelede, ABD ve Kanada gibi gelişmiş ülkele-rin örneklerini izleyen “kayıtlı ekonomiye geçiş” genel başlığı altında toplanabilecekçalışmalar yürütülmektedir. Bunlardan en somut olanlardan ilki “Kayıt Dışı İstihdam-la Mücadele (KADİM) Projesi” adında olup bu çerçevede Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı, Strateji Geliştirme Başkanlığı bünyesinde “Kayıt Dışı İstihdamla MücadeleKoordinatörlüğü” kurulmuştur. İkincisi ise 2008 yılında, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın so-rumluluğunda “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı (2008-2010)” ha-

    zırlanmasıdır. Her ne kadar planların kağıt üzerinde kararlı ve kapsamlı olması güzelsede, uygulama alanına taşınmasında ortaya pek çok zaafiyet çıkmaktadır. Bu kapsamdailk plan olması, siyasi iktidarın kararlılığını göstermektedir. Ne var ki planın daha ilksayfasında verilen web sitesinin (www.kayitliekonomiyegecis.gov.tr) hala aktif olma-ması uygulamadaki sorunların bir göstergesi olarak ele alınmaktadır.

    Bu çalışmada öncelikle kayıtdışı ekonominin tanımı ve ölçümü üzerinde durulacaktır.Daha sonra kayıtdışılığın Türkiye özelinde boyutu ve nedenleri ele alınacaktır. Tanım-lanması zor olan değişkenin ölçülmesi de daha zordur. Zira ölçmenin temelinde tanımyatar. Bu çalışmada bu sorun, kayıtdışı kavramın en çok kullanılan (belki en doğru olan

    2. Thomas, Jim. (1999). “Quantifying the Black Economy: ‘Measurement without Theory’. Yet Again?”, theEconomic Journal , 109, No 456 June, F381-89.3. Şengül, Selami.(1997).Bir Hurafe Kayıtdışı Ekonomi (Vergi Sistemi ve Vergi İdaresinin İç Yüzü), Ankara: İmaj;Gylys, Povilas. (2005).“Economy, Anti-economy, Underground Economy: Conceptual and TerminologicalProblems”,Ekonomika, 72, pp. 27-37.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    6/40

    S E T AA N A L İ Z

    6

    1950’lerdeve 1960’larda

    şehirlere göçünneticesinde çokbelirgin bir hale

    gelen gayri resmi(informal) sektör,önce sosyologlarve antropologlar

    tarafındaninceleme konusu

    yapılmıştır.

    değil!) tanımları alınarak ve Türkiye için farklı metotlar kullanılarak yapılan kayıtdışılıktahminleri özetlenerek teğet geçilecektir. Son olarak, Türkiye’de kayıtdışılıkla mücade-

    lenin serencamı ele alınacaktır. Sonuç ve öneriler kısmında ise kayıtdışı ekonomiylemücadeleye ilişkin de politika önerileri sunulacaktır.

    KAYITDIŞI EKONOMİ: TANIM VE ÖLÇÜMTanımlar, tanımlanmak istenen olgunun “efradını cami, ağyarını mani” olmalıdır. An-cak bu o kadar da kolay değildir. Özellikle kayıtdışı ekonomi gibi kapsamı çok genişolan bir kavram için herkesin kabul ettiği bir tanıma ulaşmak oldukça güçtür. Tanım-lanmasındaki güçlük kayıtdışılığı tahmin etme işini daha da zorlaştırmaktadır. Adınakayıtdışı ekonomi tahmini denilen çok sayıda ölçümün aslında aynı şeyi ölçüp ölçme-diği çok açık değildir. Dolayısıyla tahminlere ihtiyatla yaklaşmak gerekmektedir.

    Kayıtdışı Ekonomi nedir?Ekonomilerde kayıtdışı ve kayıtlı olmak üzere iki sektörlü yapı ekonomistlerin ilgisiniancak 1970’lerin sonuna doğru çekmeye başlamıştır. 1950’lerde ve 1960’larda şehir-lere göçün neticesinde çok belirgin bir hale gelen gayri resmi (informal) sektör, resmikurum ve kuruluşlardan ve özellikle sosyal güvenlik sisteminden kopuk bir kesiminvarlığının ifadesi olduğundan önce sosyologlar ve antropologlar tarafından incele-me konusu yapılmıştır. Kayıtdışı çalışan emeğe ilişkin “üçüncü dünya” bağlamında ilktanımlama K. Hart tarafından getirilmiş, fakat asıl akademik yaklaşım Uluslararası İşÖrgütü (ILO) tarafından 1972’de geliştirilmiştir.4 Gelişmiş ülkelerde kayıtdışılığın bo-

    yutları üzerine ilk çalışma ise 1958’de yapılmıştır. İzleyen yıllarda Amerika Gelir İdareside kayıtdışılığın boyutlarını tahmin etmeye yönelik çalışmalar yapmış ve kayıt altınaalma yönünde Kongreye önerilerde bulunmuştur, Ancak hem ekonomistlerin hem dedünyanın dikkatinin konuya yönelmesi 1970’lerin sonlarına doğru olmuştur5.Her ekonomide milli gelir hesaplarına dâhil edilemeyen parasal akımlar bulunmakta-dır. Türkçede yaygın olarak “kayıtdışı ekonomi” (“unrecorded economy”) kavramıylaifade edilen bu türden ekonomik faaliyetler literatürde çoğu zaman birbiriyle eşan-lamda kullanılan“vergi dışı ekonomi” veya “vergi dışı piyasa ekonomisi” (“untaxed eco-nomy”), ”gizli ekonomi” (“hidden economy”), “gölge ekonomi” (“shadow economy”), “gö-rünmez ekonomi” (“invisible economy”), “yeraltı ekonomisi” (“underground economy”),

    “yasadışı ekonomi ”(“illegal economy”) “resmi olmayan ekonomi” (“unofficial economy”),informal ekonomi (“informal economy”), “ikinci ekonomi” (“second economy”), “gri/karaekonomi” (“grey/black economy”) gibi çok sayıda kavram ile ifade edilmektedir.6

    4. Gёrxhani, Klarita.(2004). “Informal Sector in Developed and Less Developed Countries: A Literature Survey”,www.sigov.si/zmar/conference/97-99/gerxhani.pdf [Erişim: Ocak 2004], ss. 3, 22.5. Guttmann, Peter, M. (1977), a.g.m.6. Danesh, Abol- Hassan. (1991).“The Informal Economy: Underground Economy, Moonlightining,Subcontracting, Household Economy, Unorganized Sector, Barter, Ghetto Economy, Second Economy, - AResearch Guide”, New York: Garland Reference Library of Social Science vol 624; Portes, Alejandro., ManuelCastells and Lauren A. Benton (Eds). (1989),The Informal Economy: Studies in Advanced and Less DevelopedCountries,Baltimore: John Hopkins University Press; Roemer, Michale and Christine Jones (1991),Markets inDeveloping Countries - Parallel, Fragmented and Black , San Francisco: ICS Press; Greenfield, Harry (1993),Invisible,Outlawed and Untaxed: America’s Underground Economy , London: Greenwood; Lippart, Owen and Michael Walker(1997),The Underground Economy: Global Evidence of Its Size and Impact , Vancouver: BC, The Fraser Institute;Aktan, Coşkun Can (2000)Vergi Dışı Piyasa Ekonomisi , Ankara: TOSYÖV, Ekonomik, Sosyal ve Siyasal AraştırmalarSerisi, No: 6; Gylys, Povilas (2005),a.g.e. “Economy, Anti-economy, Underground Economy: Conceptual andTerminological Problems”,Ekonomika, 72, pp. 27-37.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    7/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    7

    Kayıtdışı ekonomidaha çok vergiile ilgili boyutuile gündemegelmektedir.

    Kayıtdışı ekonominin ne tür ekonomik aktiviteleri kapsadığı konusundaki tartışmalarve dolayısıyla en kapsamlı tanımına ulaşma denemeleri uzun bir literatür taramasını

    gerektirmektedir. Örneğin, Uluslararası İş Örgütü (ILO) tanımlamayı bu sektörde faali-yet gösteren bireyleri esas alarak yapmaktadır. Buna göre gayri resmi (veya informal)sektör, istatistiklere yansımayan ve sözleşme, lisans, işgücü denetimi, beyan ve vergi-leme gibi kuralların dışında işleyen ekonomik aktiviteleri yürüten bireyleri kapsamak-tadır7. Biz burada olgunun tanımlanması çabaları üzerine geniş bir tartışma yapma ye-rine, en çok kullanılan tanımlarından birini ve (bizce) en kapsamlı ve doyurucu olanınıvermekle yetineceğiz: “Kayıtdışı ekonomi, devletin düzenlemelerinden, vergilemedenveya gözleminden tamamen ya da kısmen gizlenen ekonomik faaliyetleri ve bu faali-yetlerden elde edilen gelirleri kapsamaktadır”.8

    Bu tanımlama ile yasadışı faaliyetler, yasal ancakkısmen ya da tamamen kayıt dışında kalan faaliyetler ve vergi kaçırma amacında olsun ya da olmasınresmi istatistiklerindışında kalmış bütün faaliyetler, ekonomik bir değer ürettikleri, yani gelirle sonuçlan-dıkları takdirde kayıtdışı ekonomi kapsamı içine girmektedirler. Dolayısıyla bu tanım,kayıtdışılığın hem yasa dışılık boyutuna, hem vergi ile ilişkili boyutuna ve hem de ço-ğunlukla gözden kaçırılan ya da daha az önem verilen boyutuna, yani kayıtdışılığınresmi istatistiklere etkisi boyutuna gönderme yapmaktadır.

    Kayıtdışılığın yasadışı olma boyutu genelde “yasadışı/illegal ekonomi” terimi ile karşılan-makta ve kayıtdışılığın bu boyutu ile ortaya çıkan gelir ve malvarlığına “kara para” denil-mektedir. Bir diğer ifadeyle, kanunun cezalandırdığı fiil ya da fiillerin işlenmesi sonucu

    elde edilen gelir veya para ile ifade edilebilen her türlü malvarlığı “kara” olarak nitelendi-rilmektedir. Türkiye’de 19.11.1996 tarihinde yürürlüğe giren 4208 Sayılı “Karaparanın Ak-lanmasının Önlenmesine Dair Kanunun” 2. Maddesinde “karapara aklama suçu” hükümaltına alınmış ve öncül suçlar Kanunda tek tek sayılmıştır –(“Liste Yöntemi”)9. 5237 sayılıTürk Ceza Kanununun 282. maddesinde alt sınırı bir yıl ve üzeri hapis cezası gerektirensuçlar öncül suç kapsamına alınarak “alt eşik yöntemine” geçilmiştir.10

    Kayıtdışı ekonomi daha çok vergi ile ilgili boyutu ile gündeme gelmekte, vergilemeyönünden konuya yaklaşılmakta ve vergi dışında kalan iktisadi faaliyetler incelenme-mektedir. İllegal olmamakla birlikte bir takım vergi sığınakları ya da yasalardan kay-naklanan bazı vergi boşlukları vergiden kaçınmaya fırsat yaratabilmektedir. Buradayasal olarak vergi ödememe durumu, yani“vergiden kaçınma” söz konusudur. Oysayasalarda vergi konusu olan işlem ve faaliyetlerin vergi idaresinin bilgisi dışında sür-dürülmesi ya da vergi idaresinin bilgisi dâhilinde olmakla beraber çeşitli yöntemlerlevergi matrahının eksik olarak beyan edilmesinden kaynaklanan “vergi kaçakçılığı ve/ veya vergi ziyaı” da söz konusu olabilir. Vergisel yükümlülüğü azaltmak için tamamen

    7. Morris, Michael H, P. Jones ve D. Nel. (1997).“The Informal Sector, Enterpreneurship and EconomicDevelopment”, www.usasbe.org/knowledge/proceedings/1997p108morris.pdf [Erişim: Ocak 2004].8. Feige, Edgar L. (1989). “The Meaning and Measurement of the Underground Economy,” içinde E. L. Feige, ed.,Underground Economies, Tax Evasion and Information Distortion. Cambridge: Cambridge University Press, pp.13-56.9. Mavral, Ülker.(2001).Karapara Kayıtdışı Ekonomi İlişkisi ve Türkiye’ye Yansımaları, Ankara: Vergi DenetmenleriDerneği Yayını; Aykın, Hasan.(2008). “Kayıtdışı Ekonominin Yaygın Olduğu Ortamda Kara Para ile Etkin MücadeleMümkün mü?”,Yaklaşım Dergisi , Mart, Sayı 183.10. Aykın, Hasan (2008), a.g.m.Aykın, Hasan (2008), a.g.m.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    8/40

    S E T AA N A L İ Z

    8

    veya kısmen kayıtdışı kalan faaliyetlere “vergi dışı bırakılmış ekonomi”11 veya “vergidışı piyasa ekonomisi”12 denilmektedir. Aslında günlük kullanımı ile kayıtdışı ekonomi

    ile kastedilen de budur ve genelde tahmin metotları özellikle de vergi ile ilgili değiş-kenleri kullanan tahmin yöntemleri bu tür kayıtdışılığı tahmin etmektedir. Bu yaklaşı-ma göre, vergi istisna ve muafiyetleri, kayıt içi kesimin kayıtdışılığı (yarı kayıtlılık veyayarı kayıtdışılık), vergi yasalarının düzenleniş şekli, vergi idaresinin etkinsizliği ve vergiidaresi ile bağlantılı kamu birimleri arası koordinasyonsuzluk bazı ekonomik faaliyet-leri kayıtdışı bırakmaktadır.13

    Tanımda altı çizilen unsurlardan biri de resmi istatistikler ile kayıtdışılık ilişkisidir. Ka-yıtdışılığın büyüme oranının yıllar itibariyle farklılaşabildiği ve devletin ekonomiyemüdahalesinin yoğun olduğu ekonomilerde kayıtdışılığın resmi istatistiklerde yarat-

    tığı tahribatın önemi daha büyüktür. Gelişmekte olan ülkelerde devletin ekonomideağırlığı göreceli olarak zaten büyüktür veya müdahale biçimleri daha etkisizdir. Buülke grubunda, devletin ekonomiye bir de vergilendirme ve teşvik politikaları ile yönvermeye çalıştığı göz önüne alındığında, ekonomi politikalarını belirlemede ve bupolitikaların sonuçlarının ne olduğunu izlemede istatistiklerin önemi açıktır. Kayıtdı-şı sektörün büyüklüğünün ama daha çok bu sektörün ülke içinde (bölgeler ve gelirgrupları arasındaki) dağılımının ve büyüme oranlarındaki yıldan yıla değişimin, baştaişsizlik oranı, bölgeler arasında gelir farklılığı, kişi başına düşen gelir ve hatta enasyonolmak üzere bütün sosyoekonomik göstergelere etkileri olacaktır. Bu istatistiklerdenhareketle politika belirlenmesi ve uygulanması halinde amaçlananın dışında rast-

    gele sonuçlarla karşılaşılacaktır. Bir diğer ifadeyle, gerek ekonomik büyüme gerekseekonomik istikrarı temin etmek için devletin uyguladığı makroekonomik ve genelde‘telafi edici’ politikaların etkinliğinde kayıtdışı ekonomi yüzünden aşınma ortaya çıka-bilecektir.

    Kayıtdışı Ekonominin ÖlçülmesiKayıtdışı ekonominin kayıtlı ekonomiye oranının bütün Dünya’da artma eğiliminde ol-duğu14 genel kabul görse de, ampirik çalışmaların ortak bulgusu kayıtdışılık oranın ge-lişmekte olan ülkelerde ve geçiş ekonomilerinde daha yüksek olduğudur: 1988-2000yılları ortalaması OECD ülkelerinde yüzde 14-16 iken, gelişmekte olan ülkelerde vegeçiş ekonomilerinde sırasıyla yüzde 35-44 ve 21-30’dur15. Türkiye için 1970-1998 or-talaması yüzde 2716, 1999-2005 ortalaması ise yüzde 3417 olarak tahmin edilmektedir.

    11. Şengül, Selami (1997), a.g.e., ss. 5-6.Şengül, Selami (1997), a.g.e., ss. 5-6.12. Aktan, (2000), a.g.e.Aktan, (2000), a.g.e.13. Şengül, Selami (1997), a.g.e., ss. 5-6.Şengül, Selami (1997), a.g.e., ss. 5-6.14. Prokhorov, Artem B.(2001).“The World Unobserved Economy: Definition, Measurement, and OptimalityProkhorov, Artem B.(2001).“The World Unobserved Economy: Definition, Measurement, and OptimalityConsiderations”, Central Michigan University, Dissertation, ss. 4-5.15. Schneider, Frederic and D. H. Enste. (2000). “Shadow Economies: Size, Causes, and Consequences.”Schneider, Frederic and D. H. Enste. (2000). “Shadow Economies: Size, Causes, and Consequences.” Journalof Economic Literature, v. XXXVIII (March), pp. 77-114.

    16. Savasan, Fatih.(2003), “Modeling the Underground Economy in Turkey: Randomized Response and MIMICSavasan, Fatih.(2003), “Modeling the Underground Economy in Turkey: Randomized Response and MIMICModels”,the Journal of Economics,v. XXIX, n. 1, 49-76, s. 64.17. Schneider, Frederic. and Fatih Savasan (2007), “Dymimic Estimates of the Size of Shadow Economies ofSchneider, Frederic. and Fatih Savasan (2007), “Dymimic Estimates of the Size of Shadow Economies ofTurkey and of Her Neighbouring Countries”,International Research Journal of Finance and Economics, Issue 9, pp.126-143.

    Kayıtdışıekonominin

    kayıtlı ekonomiyeoranı, bütün

    Dünya’da artmaeğilimindedir.

    Bununla birlikte,kayıtdışılık oranı,gelişmekte olan

    ülkelerde ve geçişekonomilerinde

    daha yüksekolduğudur.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    9/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    9

    Aynı tekniklerinkullanılmasısayesindeekonomikgelişmelerin birülkenin kayıtdışıekonomisine neyönde ve hangibüyüklükte etkiettiği görülebilir.

    Kayıtdışı ekonominin tam ve doğru olarak tespit edilebilmesi son derece güç, hattaimkânsızdır. Kayıtdışı ekonomi tanımı gereği tamamen veya kısmen “gizli” olarak sür-

    dürülen ekonomik faaliyetleri içermektedir. Her ne kadar kayıtdışı ekonomi tam vedoğru olarak ölçmek mümkün değilse de, bu amaca yönelik geliştirilmiş çok sayıdateknik mevcuttur. Tekniklerin tamamı kayıtdışı ekonominin ekonomide bıraktığı izleritakip ederek kayıtdışılığı ölçmeye çalışmaktadır. Bazı teknikler, para piyasasındaki iz-lerini, bazı teknikler emek piyasasındaki izleri, bazı teknikler ise üretim piyasasındakiizleri kullanarak tahmin yapmaya çalışmaktadır. MIMIC (çoklu neden-çoklu gösterge)modeli ise tüm izleri aynı anda değerlendirmeye çalışan tek yöntem olarak karşımızaçıkmaktadır. Bunun dışında anketlerden ve denetim sonuçlarından faydalanan mik-ro yöntemlerde vardır. Her yöntemin kayıtdışılığı tahmin etmede başarılı bulunduğuyanları vardır. Ancak sonuçta görünmeyeni tahmin etmeye çalışan bu yöntemlerin ta-mamı önemli eleştirilerle de karşılaşmaktadır. Tüm yöntemler en iyi ihtimalle kayıtdışıekonominin belli bir yönünü tahmin edebilir. Bu nedenle, kayıtdışı ekonominin ölçül-mesi konusundan önce gerçekten neyin “ölçülmek istendiğinin” çok açık olarak ortayakonulması gerekir. Ölçülmek istenen boyutunun ne kadar iyi tahmin edildiği sorusuise aynı yöntemlerin farklı zamanlarda ürettiği rakamlar ve farklı yazarların rakamlarıkıyaslanarak cevaplanabilir. Bu karşılaştırma izleyen alt başlıkta ele alınmıştır.

    Türkiye’de Kayıtdışı Ekonominin Büyüklüğü

    Tanımı gereği gözlenemeyen kayıtdışı ekonomik faaliyetler (burada gözlenememeresmi istatistikler ve vergi idaresi tarafından izlenememe anlamındadır, yoksa bu faa-liyetlerin çoğu gün ışığında, aleni olarak ve piyasada yürütülmektedir) geliştirilen çoksayıda yöntemle ölçülmeye çalışılmıştır. Ancak, bu yöntemlerin kullanılmasıyla üreti-len tahmin rakamları hep tartışılır olmuştur. Dahası, tahmin rakamlarının neyi ölçtüğüya da kayıtdışı ekonominin hangi boyutunu yakaladığı bile tartışmalıdır. Bu tahmin-lerin hiçbir teknikten faydalanmadan yapılabilecek tamamen “kaba tahmin” (guessti-mate) rakamlarından neden daha iyi olacakları bile çok açık değildir.

    Yine de ekonomistler kayıtdışı ekonomik faaliyetlerin büyüklüğünü zekice tasarlan-mış yöntemlerle tahmin etmekten geri kalmamışlardır. Bu çabalar boşuna da değildir.Aynı tekniklerin kullanılması sayesinde ekonomik gelişmelerin bir ülkenin kayıtdışıekonomisine ne yönde ve hangi büyüklükte etki ettiği görülebilir veya ülkeler arasın-da aynı tekniklerin tahmin rakamları karşılaştırmalı olarak kullanılabilir.

    Kayıtdışı ekonomi tahmin eden çalışmalar birbirlerinden çok farklı rakamlar önermiş-lerdir. Aynı yöntemin tahmin rakamları arasında bile büyük farklılıklar gözlemlenebil-mektedir. Bu nedenle bir teknikle bulunan tahminlerin verilmesi yerine Türkiye özelin-de yapılan tahminlerin özenle karşılaştırılmasının önemi aşikârdır.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    10/40

    S E T AA N A L İ Z

    10

    Tablo 1: Türkiye’de Kayıtdışı Ekonomi TahminleriYazar(lar) Periyod/Yıl Kayıtdışı Ekonomi (%)

    (Ortalama)Min-Max Metot

    Kasnakoğlu(1993)18

    1968-1990 3,1; 4,5; 6,2; 5,1; 8,9; 7,4 -4,2-34,9 Nakit Oranı‡

    1963-1990 4,9; 5,4; 10,9; 11,6; 4,2; 5,1; 10,8;13,4; 4,6; 5,7; 5,6; 7,2

    0-22,6 Para Talebi‡

    Temel vd. (1994)19

    1987-1992 2,3 1,5-3,6 Fark Yöntemi1984-1991 23,1; 37,7 8,2-91,6 Vergi

    İnceleme‡

    1970-1992 10,8 0-26,3 Nakit Oranı1970-1992 10,9 0-26,3 İşlem Metodu1975-1992 12,1 6,3-20,3 Para Talebi

    Yayla (1995)20 1968-1993 5,6; 6,8; 8,3; 9,5; 12,4; 10,0; 11,4;14,7

    -4,30-99,6 Nakit Oranı‡

    1968-1993 12,9; 11,6; 12,2; 12,2; 6,3; 5,8;4,8; 5,7; 6,7; 5,8; 7,4; 6,6

    0-42,1 Para Talebi‡

    1968-1993 32,9 0-62,5 İşlem MetoduÖğünç & Yılmaz(2000)21

    1987-1999 -1,2 -10,6-7,5 Fark Yöntemi1980-1998 16,1 0-46,2 Nakit Oranı1971-1999 15,1 10,5-22,1 Para Talebi

    Savasan (2003)22 1971-1998 27,2 10-44,8 MIMIC1998 28 - Randım Yanıt

    Çetintaş & Vergil(2003)

    1971-2000 24,7 16,8-31,3 Para Talebi

    Us (2003)23 1985-2002 65 26-184 Vergi İnceleme1978-2000 4,41; 20 -1-33 Fiziksel Girdi1987-2003 48 0-90 Nakit Oranı

    1987-2003 6 3-12 Para TalebiKaranfil&Ozkaya(2007)24

    1973-2003 20,2 (yaklaşık) 12-30 Kalman Filtresi

    Schneider&Savasan25 (2007)

    1999-2005 33,8 32,1-35,1 DYMIMIC

    HUK 26 1998-2004 31,1 26,1-37,3 Girdi-ÇıktıYöntemindenhesaplananKDV Kaçağı

    ‡Aynı metot varsayımlar değiştiğinde farklı tahminler üretmektedir.18 19 20 21 22 23 24 25 26

    18. Kasnakoğlu, Zehra.(1993). “Monetary Approach to the Measurement of Unrecorded Economy in Turkey.”METU Studies in Development , 20 (1-2), pp. 87-111.19. Temel, Adil, Ayşegül Şimşek, Kuddusi Yazıcı. (1994). “Kayıtdışı Ekonomi Tanımı. Tespit Yöntemleri ve TürkEkonomisindeki Büyüklüğü”, Ekonomik Modeller ve Stratejik Araştırmalar Genel Müdürlüğü, DPT.20. Yayla, Münür. (1995). “Unrecorded Economy in Turkey”, Master’s Dissertation, Middle East TechnicalUniversity.21. Öğünç, F. and G. Yılmaz. (2000).“Estimating the Underground Economy in Turkey”, Research Department,Discussion Paper, September, the Central Bank of the Republic of Turkey.22. Savasan, Fatih. (2003). a.g.m.23. Us, Vuslat. (2004). “Kayıtdışı Ekonomi Tahmini Yöntem Önerisi: Türkiye Örneği”. Türkiye Ekonomi KurumuTartışma Metni 2004/17. http://www.tek.org.tr [Erişim: Mart 2006].24. Karanl, Fatih & Ata Ozkaya. (2007). “Estimation of real GDP and unrecorded economy in Turkey based onenvironmental data”. Energy Policy, doi:10.1016/j.enpol.2007.04.012.25. Schneider, Frederic and Fatih Savasan. (2007). “Dymimic Estimates of the Size of Shadow Economies ofTurkey and of Her Naighbouring Countries”, International Research Journal of Finance and Economics, Issue 9,pp. 126-143.26. GİB. (2009). Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı (2008-2010), Ankara.

    Tablo 1göstermektedir ki,kayıtdışı ekonomi

    hala tahminedilmesi zor

    bir alandır.Tahminler arasındaçok yüksek farklar

    vardır.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    11/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    11

    İyimser biryorumla, kayıtdışıekonomininartışı durmuştur.Kötümseryorumlaise, kayıtdışıekonomininartış trendiyavaşlamıştır.

    Türkiye’de kayıtdışılığın tahmin edildiği araştırmaların tamamı değilse bile önemli birbölümünün bulguları Tablo 1’de sunulmuştur. Bu tahminlerin detaylı bir değerlendir-

    mesi Türkiye kayıtdışılığına ilişkin bazı sonuçlara ulaşmamıza yardımcı olabilir.Tablo 1 göstermektedir ki, kayıtdışı ekonomi hala tahmin edilmesi zor bir alan olarakkalmıştır. Tahminler arasında çok yüksek farklar vardır. Her ekonomide az ya da çok ka-yıtdışılık olduğu gerçeği bilinmesine rağmen kayıtdışılığı kantitatif olarak analiz etme-nin önemine inananlar daha başta onun boyutlarını tahmin etme işinde çıkmazlarlakarşılaşmaktadırlar.

    Peki, kayıtdışılığı tahmin etmekten vazgeçmeli miyiz? Bunun yanıtı, bize göre hayır-dır. Her şeye rağmen kayıtdışılıkla ilgili tamamen kaba ve içten geldiği gibi oranlar

    ortaya atarak tahmin yapmaktan daha iyidir ve belli ölçüde analiz edilebilir tahminlerüretilebildiği ortadadır. Bir diğer konu ise tahminlerin düzeyindeki farklılıklar bir yanatrendi konusunda birçok çalışma hem fikirdir. Tablo 1’de ortalamaları verilen ampirikçalışmalar Türkiye’de kayıtdışı ekonominin yükseliş trendine sahip olduğunu ortayakoymaktadır.

    Tablo 2: Türkiye’de Kayıtdışı Ekonomi (GSYİH’nın Yüzdesi)Yıl 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005

    Schneider&Savasan - 32,1 32,7 33,2 33,8 34,6 35,0 35,1HUK 37,3 33,5 26.1 31,5 29,8 29,6 30,1 -

    Kaynak:Schneider ve Savasan (2007)27 DYMIMIC metodunu kullanmıştır. Hesap Uzmanları Kurulu (HUK)28 iseDİE/TÜİK tarafından hazırlanan girdi-çıktı tablolarından hareketle hesaplanan KDV kaçağını kayıtdışılığın tahminiolarak almıştır.

    Daha güncel tahminlerin yer aldığı Tablo 2’deki rakamlara göre, kayıtdışı ekonomihala GSYİH‘nın üçte birleri civarında seyretmektedir. Bir diğer sonuç ise kayıtdışılığın

    trendi ile alakalıdır. İyimser bir yorumla kayıtdışı ekonominin artışı durmuştur. Kötüm-ser yorum ise kayıtdışı ekonominin artış trendinin yavaşladığıdır. Hangi yorum doğruolursa olsun kayıtdışılığın doğal zirvesine ulaşıldığını düşünmek pek yanıltıcı olmaz.Türkiye’de nakit kullanımının yeni ödeme araçlarının yaygınlaşması ile azalmasındanvergi idaresinin otomasyonuna; bankacılık sektörünün gelişmesinden enasyon-la mücadelede sağlanan kısmi başarıya kadar birçok ekonomik ve mali gelişmeninyanında kamu mali yönetim ve denetimi ve mali teşkilatın yeniden yapılandırılmasıgibi hukuksal ve idari reformların bu sonuçta etkisi vardır. Ancak kayıtdışı ekonomininsektörel dağılımın aynı olmadığı bilinmektedir. Bu yüzden kayıtdışılıkla mücadelede

    hem sektörel tahminlerin yapılması hem de mücadele yöntemlerinin sektörlere göre

    27. Schneider,Friedrich and Fatih Savaşan.(2007) a.g.m.Schneider,Friedrich and Fatih Savaşan.(2007) a.g.m.28. GİB. (2009). a.g.e.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    12/40

    S E T AA N A L İ Z

    12

    revize edilmesi gerekmektedir. Bu konulardaki değerlendirmelere ilerleyen sayfalardayer verilecektir.

    TÜRKİYE’DE KAYITDIŞILIĞIN NEDENLERİKayıtdışı ekonomi az ya da çok her ülkede vardır. Kayıtdışılığın ortaya çıkmasına vebüyümesine yol açan faktörlerden çoğu, ülkeye özgü değil ortaktır. Yine de her ülke-de kayıtdışılığın büyüklüğünün temel belirleyicilerinin bir ölçüde ayırt edilmesi müm-kündür. Bir diğer ifadeyle, kayıtdışılığı etkileyen faktörlerin nispi ağırlıkları ülkedenülkeye değişebilir. Örneğin, vergi yükü ile kayıtdışı ekonomi arasında pozitif bir ilişkibeklenir. Ancak asıl belirleyicinin objektif vergi yükü (milli gelirin oranı olarak vergigelirleri) değil sübjektif (algılanan) vergi yükü olduğu daha titiz bir çalışma ile anlaşı-labilir. Bu yüzden “taşınan yük” değil “yükün hissedilen ağırlığı” önemli hale gelebilir.Yükün ağırlığını ise yükün nereye taşındığı (yolsuzluk, israf vb.), yükü daha kolay taşı-ma yönteminin olup olmadığı (bürokratik hantallık ve vergisel uyumun açık ve saklımaliyetleri), yüke el atması gereken başka kimselerin olup olmadığı (adalet) ve yükünbir işe yarayıp yaramayacağı (kamu harcamalarının bileşimi ve kalitesi) gibi konular-daki algılar belirler.

    Tablo 3: Kayıtdışılığın Nedenleri: Mükellef ve GİB Çalışan Perspektifi

    “Türkiye’de kayıtdışılığın size göre en önemli üçnedenini sıralayınız” Mükelleer (Sıra) GİB Çalışanları (Sıra)Vergi yükü 54,1 (1) 43,1 (2)Ekonomik krizler 38,0 (2) 19,3 (6)Vergide adaletsizlik 30,1 (3) 32,8 (4)Ayakta kalma çabası 29,5 (4) 9,1 (12)Cezaların caydırıcı olmaması 24,7 (5) 41,1 (3)Küçük işletmelerin çokluğu 19,4 (6) 13,7 (8)Kamuda yolsuzluk 18,6 (7) 11,4 (11)Denetimin azlığı 16,4 (8) 44,3 (1)Nakit kullanımı 13,4 (9) 20,1 (5)Bürokratik formalite 12,8 (10) 13,1 (9)Karmaşık vergi düzenlemeleri 11,6 (11) 18,3 (7)Devlet hizmetlerinin yetersizliği 10,6 (12) 4,7 (13)Bilgi ve yönlendirme eksikliği 6,6 (13) 11,9 (10)Diğer 1,2 (14) 5,7 (14)

    Aşağıda kayıtdışılığın olası nedenlerinin bir dökümü ve bu nedenlerin Türkiye kayıt-dışılığına yol açmada göreli ağırlıklarına ilişkin bulgulara yer verilmiştir. Ancak bunageçmeden önce kayıtdışılığa yol açan etmenleri hem mükellef hem de Gelir İdaresiBaşkanlığı çalışanlarının perspektifinden ele alan göreli yeni bir çalışmanın bulguları-

    Vergi yükü ilekayıtdışı ekonomi

    arasında pozitifbir ilişki beklenir.

    Ancak asılbelirleyicinin

    objektif vergi yüküdeğil sübjektif

    (algılanan) vergiyükü olduğu dahatitiz bir çalışma ile

    anlaşılabilir.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    13/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    13

    Vergi ve ekonomi/piyasa şartları,Türkiye’dekayıtdışılığın enönemli nedenleriarasındadır.

    na29 kısaca göz atmakta fayda vardır. Tekstil özelinde mükelleere ve GİB çalışanlarına“Türkiye’de kayıtdışılığın size göre en önemli üç nedenini sıralayınız” sorusunu yönel-

    ten araştırmanın bulguları Tablo 3’te özetlenmiştir. Buna göre mükelleer ilk beş sıra-ya vergi ve ekonomi/piyasa şartlarını koymuşlardır. Vergi yükü ilk sırayı alırken vergideadaletsizlik ve cezaların caydırıcı olmaması üçüncü ve beşinci sırayı almıştır. Ekonomikkrizler ve ayakta kalma çabası sırasıyla ikinci ve dördüncü sırayı almışlardır. GİB çalışan-larına göre en önemli neden denetim azlığıdır. Vergi yükünün ikinci, cezaların caydırıcıolmamasını üçüncü ve vergide adaletsizliğin dördüncü sırayı alması bize Türkiye’devergiyle ilgili sorunların/algıların kayıtdışılığa yol açan en önemli faktörler olduğunugöstermektedir.

    Ekonominin Yapısal Özellikleri

    İşletme büyüklüğü, iş yapma kolaylığı, nakit kullanımı, ekonomik istikrarsızlıklar vesektörel özellikler bu kategoride ele alınabilecek nedenlerdir.

    İşletme Büyüklüğü

    Türkiye’de mikro, küçük ve orta boy işletmelerin ağırlığı yüksektir. DİE 2002 Genel Sa-nayi ve İşyerleri Sayımı sonuçlarına göre “mikro” (1-9 çalışan) ve “küçük” (10-49 çalı-

    şan) işletmelerin toplama oranı sırasıyla yüzde 95 ve yüzde 3 civarındadır. Bu ölçekteişletme yapısına sahip olan bir ekonomide bir yandan işletmeler vergi, iş, sosyal gü-venlik, muhasebe gibi yasal düzenlemelerin dışında kalmakta veya bunlara uymaktazorlanmakta, diğer yandan vergisel uyum düzeylerinin izlenmesi ve denetlenmesizorlaşmaktadır. İşletme yapısının küçüklüğü bu işletmelerin sermayeye erişimini degüçleştirmektedir.30 Kayıtdışı istihdamın yaygın olduğu sektörlerden biri olan tekstilsektörü özelinde firma büyüklüğünün kayıtdışı istihdamı artıran bir etken olduğunutespit eden ampirik bulgular söz konusudur.31

    Gelişmekte olan ülkelerde emek piyasası yanında kredi piyasası da ikili yapıdadır. İş-

    letmelerin ölçeği küçüldükçe informal/sigortasız işçi çalıştırma artmakta ve informalkrediye başvurma zorunluluğu artmaktadır. Formal kredi piyasasında ödünç verilebilirfonların daha azı küçük işletmelere tahsis edilmekte; küçük işletmelerin bu piyasadanborçlanması göreli olarak daha yüksek maliyetle olabilmektedir.32 Gelişmiş ülkelerdetoplam krediler içinde KOBİ payı göreli daha yüksekken (dörtte birden yarıya kadar)ülkemizde yüzde 9’lar civarındadır.33

    29. Aktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan. (2009). “Kayıtdışı Ekonomi ve Etik”, Ankara: Avrupa Konseyi ve BaşbakanlıkAktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan. (2009). “Kayıtdışı Ekonomi ve Etik”, Ankara: Avrupa Konseyi ve BaşbakanlıkKamu Görevlileri Etik Kurulu.30. GİB. (2009). a.g.e., s. 12.GİB. (2009). a.g.e., s. 12.31. Savasan, Fatih and Frederic, Schneider.(2006). “What Determines Informal Hiring? Evidence from theSavasan, Fatih and Frederic, Schneider.(2006). “What Determines Informal Hiring? Evidence from theTurkish Textile Sector”,the Middle East Business and Economic Review , Vol. 18, No. 2, pp. 14-32.32. Ahmad, Jaleel (2000). “Factor Market Dualism, Small Scale Industry and Labor Absorption”,Ahmad, Jaleel (2000). “Factor Market Dualism, Small Scale Industry and Labor Absorption”, Journal ofEconomic Development , Volume 25, Number 1, 111-126.33. GİB. (2009). a.g.e., s. 14.GİB. (2009). a.g.e., s. 14.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    14/40

    S E T AA N A L İ Z

    14

    İş Yapma Kolaylığı

    Dünya Bankası “Doing Business-2011”34 raporuna göre Türkiye iş yapma kolaylığı açı-sından 183 ülke arasında 65. sıradadır. 2010 raporuna göre 5 sıra birden düşmüştür.Alt başlıklar (parantez içinde 2011 ve 2010 sıraları) itibariyle yerimiz şöyledir: İşe başla-ma (63-56), inşaat ruhsatı alma (137-133), mülkiyet tesisi (38-35), kredi kullanma (72-69), yatırımcıyı koruma (59-57), vergi ödeme (75-73), sınır ötesi ticaret (76-72), kontrat-ların uygulanması (26-25) ve iş kapama (115-119). Raporda Türkiye’nin Doğu Avrupave Orta Asya ülkeleri ile kıyaslanması bile genel havayı anlamak için yeterlidir. Bu grupülkelerine göre bu başlıkların önemli bir bölümünde daha ileride olmakla beraber di-ğer ülkelerin alt başlıklarda gittikçe gelişmelerine rağmen Türkiye’de durumun iyileş-mediği görülmektedir. Elbette sıralamada bir önceki yıla göre gerileme Türkiye içindegerileme olduğu anlamına gelmez. Türkiye bu başlıklarda olumlu gelişmeler olsa bileyüksek gelirli OECD ülkeleri ve bölge ülkeleri ortalamalarına göre gelişmelerin geridekalması genel sıralamamızın geriye düşmesine yetebilmektedir.

    İş kurma ve iş bırakma arasında geçen işlemlerin zaman ve para olarak maliyeti kü-çük ve orta ölçekli işletmelerin yasal düzenlemelere uyumunu olumsuz etkilemekteve kayıtlı çalışmanın maliyetini yükseltmektedir. Türkiye’de özellikle vergi idaresininetkinliğinde son yıllarda artan memnuniyet araştırmalara yansımakla beraber, henüzkritik eşiğin atlanılamadığı anlaşılmaktadır.35

    Ekonom k İst krarsızlıklar

    Enasyon ve krizlerin olumsuz etkileri daha çok sabit gelirliler, vasıfsız çalışanlar veküçük işletmeler üzerinde görülür. Enasyonun gelirde oluşturduğu aşınmaya karşıkorunmak için tüketiciler ve maliyet artışına direnmek isteyen üreticiler kayıtdışılığakayabilir36. Türkiye özelinde enasyon ile kayıtdışı ekonomi arasında beklendiği gibipozitif bir ilişki tespit edilmiş ancak bu ilişki istatistiksel olarak anlamsız çıkmıştır.37

    Ekonomik krizler en çok vasıfsız işçileri ve küçük işletmeleri etkiler. Krizlerde ilk olarakişini kaybedenler bu grupta yer alan işçilerdir. Bu nedenle kriz hem işini kaybedenişçilerin kayıtdışı sektörde istihdam arayışına girmelerine hem de rekabette zorlananküçük işletmelerin kayıtdışılığa yönelmelerine neden olur.38 Krizlerin KOBİ’ler üzerindebir diğer olumsuz etkisi de kredi piyasasında görülür. Yukarıda tartışıldığı gibi istih-dam yaratma kapasitelerinin çok altında bir oranla kredi piyasasından faydalanabi-len bu işletmelerin krizlerden sonra formal kredi imkânları daralmakta ve son küreselekonomik krizde Türkiye’de yaşandığı gibi kredi geri çağrılmalarından en fazla zararı

    34. World Bank,World Bank, “Doing Business 2011” , http://www.doingbusiness.org/reports/doing-business/doing-business-2011

    35. Aktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan.(2009).a.g.m.Aktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan.(2009).a.g.m.36. GİB. (2009). a.g.e., s.15.GİB. (2009). a.g.e., s.15.37. Savasan, Fatih.(2003). a.g.m.Savasan, Fatih.(2003). a.g.m.38. GİB.(2009). a.g.e., s.15GİB.(2009). a.g.e., s.15

    Kriz, hem işinikaybeden işçilerinkayıtdışı sektördeistihdam arayışına

    girmelerine hemde rekabette

    zorlanan küçükişletmelerinkayıtdışılığa

    yönelmelerineneden olur.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    15/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    15

    Organize alışverişmerkezlerinde vebüyük işyerlerindekayıtdışınaçıkmanın dahazayıf olmasıbeklenir. Ancak,bu tür işletmeler/rmalar da taşeronrmalar eliylekayıtdışı istihdamın

    gelişmesinde rolalmaktadırlar.

    görmektedirler. Bu nedenle krizler bu işletmeler üzerine ekstra yük bindirebilmekte-dir. Bankacılık sistemi ile bağın gevşemesi işletmelerin informal kredi piyasasına kay-

    malarına ve belge düzenine daha az riayet etmelerine de yol açabilmektedir.

    Nak t Kullanımı ve Organ ze-Büyük Alışver ş Merkezler

    Kayıtdışı ekonomiyi ölçme tekniklerinden biri de bir temel yıla göre nakit kullanımın-daki değişmenin izlenmesidir (Gutmann tekniği). Bu tekniğin temelinde yatan varsa-yıma göre nakit kullanımı ile kayıtdışı ekonomi arasında pozitif bir bağ vardır. Elbetteödeme tekniklerindeki değişme ve bankacılık sektöründeki yapısal durum aynı ikennakit kullanımındaki değişme kayıtdışılığın göstergelerinden biri olabilir. Nakit dola-şımı özellikle de büyük banknot talebi kayıtdışı ekonominin yasa dışı faaliyetleri iledaha çok ilgilidir.

    Türkiye’de kredi kartı ve banka kartı kullanımındaki yaygınlaşma izlenme olasılığınıartırdığından ekonomik birimler kayıtdışına çıkma konusunda daha çekingen dav-ranmaktadır., Diğer taraftan kredi kartı ve banka kartı kullanımıyla gerçekleştirilenekonomik faaliyetlerin daha çok iz bırakmalarından dolayı vergi denetimi açısındandaha fazla imkân doğmaktadır. Nitekim, Türkiye’de de para hareketlerinin izlenmesisuretiyle vergi kaçağını tespit etmek denetim birimlerinin faydalandığı yöntemlerdenbiridir.39

    Organize alışveriş merkezlerinde ve büyük işyerlerinde kayıtdışına çıkmanın daha za-yıf olması beklenir. Yine de büyük işletmeler/firmalar doğrudan kayıtdışı faaliyette bu-lunmamakla beraber taşeron firmalar eliyle kayıtdışı istihdamın ve kayıtdışılığın diğerunsurlarının gelişmesinde rol alabilmektedirler.

    Sektörel Özell kler

    Sektörlerin özellikleri kayıtdışı ekonominin sektörel büyüklüğüne etki eder. Her sektörkayıtdışı faaliyet yürütmede aynı avantaja sahip olmaz. Örneğin işlemlerinde fiziki maldeğişimi olmayan hizmet sektörü denetimden kaçma konusunda daha avantajlıdır.Öte yandan vasıfsız emek istihdam eden sektörler kayıtdışı çalışmaya razı işgücüneulaşabilirler. Bu yüzden kayıtdışı ekonominin sektörel dağılımı kayıtlı ekonomidenfarklı olabilir.

    Kayıtdışılığın sektörel boyutuna değinen çalışmaların sayısında son yıllarda artış gö-rülmektedir. Türkiye’de de perakende sektöründe kayıtlı ve kayıtdışı kalma davranışınıinceleyen çalışmalar, organize perakendede geleneksel perakendecilere göre kayıtdı-

    şı istihdamın ve belge düzenine uyma düzeyinin düşük olduğunu tespit etmektedir-ler. Ayrıca, yüksek katma değer vergisi oranlarının belgesiz alışverişi özendirdiğini ve

    39. GİB .(2009). a.g.e.GİB .(2009). a.g.e.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    16/40

    S E T AA N A L İ Z

    16

    belge almama tercihini artırdığını saptamaktadırlar.40 Genel perakende ve gıda pera-kendecilerine kıyasla tekstil perakendecilerinde kayıtdışılığın daha büyük olduğunu

    tespit eden araştırmalar vardır.41 SAM Araştırma Danışmanlık tarafından kayıtdışılığınfarklı yönlerine ilişkin hazırlanan indeks rakamlarına göre, belgesiz satıştan belgesizmal alımına, sigortasız işçi çalıştırmadan ücreti düşük beyan etmeye her alanda teks-til perakendecileri genel ve gıda perakendecilerinden önde gitmektedir. Mükelleerve GİB çalışanlarına kayıtdışılığın en yüksek olduğu üç sektörü sıralamalarını isteyenbaşka bir çalışmaya göre, doktor-avukat meslek grubu, diğer hizmet, inşaat, emlak vekuyumculuk kayıtdışılığın yüksek olduğu sektörler olarak ortaya çıkmaktadır.42

    Vergi Sisteminin ÖzellikleriVergi idaresi ve vergi sistemi ile “nasıl bir Türkiye” ve “nasıl bir ekonomi” soruları ara-sında bağ vardır.43 Vergi sistemi ve vergiye ilişkin özelliklerden en başta gelenleri vergiyükü, denetim ve ceza mekanizmalarının caydırıcılığıdır. Bu üç husus vergi kaçırma/kaçırmama kararını veren mükelleerin optimum eksik beyanında dikkate alacağı ob- jektif hususlardır. Öte yandan vergilemede adalet (algısı), vergi sisteminin vergileme-nin genel ilkeleriyle uyumu, devlet harcamalarına mükellef bakışı ve vergi idaresininetkinliği gibi faktörler bir taraftan algılanan (sübjektif) vergi yükünü diğer taraftan al-gılanan yakalanma olasılığını ve vergisel uyumun maliyetini etkiler.

    Verg Yükü

    Vergi yükü, genellikle toplam vergi gelirlerinin GSYİH’ya oranı olarak tanımlanır. Ancakvergi türlerinin toplam vergi gelirleri içindeki ağırlığı aynı değildir. Örneğin kişisel gelirvergisi tahsilâtında ücretler üzerinden alınan vergilerin oransal ağırlığının artması mü-kellefin yük algısını etkileyecektir. Öte yandan vergi yükü dışında devletin varlığınınsonucu olan diğer bazı yüklerden de bahsetmek olasıdır. Sosyal güvenlik primleri debu anlamda reel sektörün katlanmak zorunda kaldığı yüklerdendir. Bürokratik düzen-lemelerden kaynaklanan maliyet artırıcı işlemler ve devlet görevlilerinin işi yavaşlata-rak veya işi hızlandırma vaadiyle topladıkları bağışlar, hediyeler ve rüşvetler de devle-tin vatandaşa yüklediği yükler arasında değerlendirilmelidir.

    Türkiye’de vergi oranlarının ve vergi yükünün OECD ülkeleri ile kıyaslandığında yüksekolmak bir tarafa düşük olduğu görülmektedir.44 Türkiye’de objektif vergi yükü ne olur-

    40. Koban, E., Z. Fırat ve E. Selimoğlu.(2006). “Perakende Sektöründe Kayıtlı-Kayıtdışı Faaliyetlerin BursaKoban, E., Z. Fırat ve E. Selimoğlu.(2006). “Perakende Sektöründe Kayıtlı-Kayıtdışı Faaliyetlerin BursaÖzelinde Karşılaştırmalı Analizi”, AMPD Bilimsel Araştırma Platformu, İstanbul: bzd Yayın ve İletişim Hizmetleri.41. SAM Araştırma Danışmanlık (2006). “Kayıtlı Perakende Satış Noktaları Kanaat Anketi-Raporu”, AMPD BilimselSAM Araştırma Danışmanlık (2006). “Kayıtlı Perakende Satış Noktaları Kanaat Anketi-Raporu”, AMPD BilimselAraştırma Platformu, İstanbul: bzd Yayın ve İletişim Hizmetleri; Koban vd. (2006), a.g.m.42. Aktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan.(2009).a.g.m.Aktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan.(2009).a.g.m.43. Şengül, Selami .(1997). a.g.m., s. vii.Şengül, Selami .(1997). a.g.m., s. vii.44. GİB.(2009). a.g.e., ss. 18-20.GİB.(2009). a.g.e., ss. 18-20.

    Vergi sistemi vevergiye ilişkin

    özelliklerden enbaşta gelenleri

    vergi yükü,denetim ve ceza

    mekanizmalarınıncaydırıcılığıdır.

    Bu üç hususmükelleerin

    vergi kaçırma/

    kaçırmama kararınıetkilemektedir.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    17/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    17

    Mükellen vergikaçırma kararınıekonomikfaktörlerin (netgelirini artırmagibi) yanındapsikolojik faktörler(devlet karşıtlığı,hilebazlık gibi) vesosyolojik faktörlerde (‘herkes

    kaçırıyor’ anlayışı)etkilemektedir.

    sa olsun mükelleer vergi yükünün ağır olduğu algısına sahiplerse bu dikkate alın-malıdır. Zaten Türkiye’de yapılan akademik çalışmalar da vergi yükünün ağır olduğu

    algısına vurgu yapmaktadırlar. Bu algıya neler neden olmaktadır? Birincisi, vergi yüküyanında vergilerle kamu hizmetlerinden sağlanan faydaların birlikte ele alınması ilebulunan net vergi yükü (algısı) önemlidir. İkincisi, vergi yükü algısını kamu hizmet-lerinden sağlanan fayda yanında vergi ile irtibatlı doğrudan ve dolaylı birçok faktöretkiler. Mükellef davranışlarını ise algılar yönlendirir. İlginç olan, vergi yükünün ağırolduğu kanısı Türkiye’de sadece mükelleerce değil vergi idaresi çalışanlarınca dapaylaşılmaktadır. Vergi yükünün ağır olduğu düşüncesi mükelleerde daha yüksekolmasına rağmen çalışanlarda da yüzde 70’leri aşmaktadır.45

    Denet mde Etk nl k ve Cezalarda Caydırıcılık

    Teorik çalışmalarda, mükellefin vergi kaçırma hesaplarını yaparken sorduğu şu soru-nun yanıtı aranmaktadır: “cezalandırılma olasılığı göz önünde bulundurulduğunda,gelirimin ne kadarını vergi otoritelerine bildirmeliyim?” Mükellefin amacı bu bilgilerışığında beklenen faydasını maksimize etmektir.46 Vergi mükelleerinin vergi sonra-sı net kazançlarını (ya hiç beyan etmeyerek ya da eksik beyan ederek) artırmak iste-melerine dayanan vergi kaçırma analizi aslında davranışın psikolojik ve psiko-sosyalyönlerini göz ardı etmektedir. Bu kararını etkileyen ekonomik faktörlerin (net gelirini

    artırma gibi) yanında psikolojik faktörler (devlet karşıtlığı, hilebazlık gibi) ve sosyo-lojik faktörler (‘herkes kaçırıyor’ anlayışı ve ‘devlete vergi verme yerine fakire yardımedeyim’ düşüncesi gibi) söz konusudur. Birey, önce vergisel işlemlerinde dürüst olupolmayacağı kararını verir. Çok sayıda faktörün etkisiyle kararı, vergi kaçırma yönündeolduğunda ise rasyonel fakat (vergisel konularda) dürüst olmayan birey olarak hesapyapar.

    Türkiye’de vergi inceleme oranı, dönemlere göre değişse bile, tüm mükelleerin yüz-de 2’si kadardır.47 Bu oran, denetimin maliyeti ve her mükellefin denetlenmesininolanaksızlığı/gereksizliği düşünüldüğünde çok düşük sayılmaz. Ancak, ‘gerçek yaka-lanma olasılığı’ ile ‘algılanan yakalanma olasılığı’ arasında da bir ayırıma gitmek gerek-lidir. Mükellef davranışına yön veren işte bu algıdır. Öyleyse denetimde asıl olan hermükellefin denetlenmesi değil, mükellefin denetlenme olasılığı algısını etkilemektir.Yakalanma korkusunun vergi kaçırma davranışına etkisi konusundaki ampirik çalış-malarda, vergi kaçıranların ve kayıtdışı sektörde faaliyet gösterenlerin diğer vergi mü-kelleerine göre algıladıkları yakalanma olasılıklarının düşük olduğu tespit edilmiştir.Yakalanma olasılığı ‘algısı’ hangi faktörler tarafından belirlenmektedir? Yapılan araştır-

    45. Savaşan, Fatih ve Hakkı Odabaş.(2005). “Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçaklarının Nedenleri Üzerine AmpirikSavaşan, Fatih ve Hakkı Odabaş.(2005). “Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçaklarının Nedenleri Üzerine AmpirikBir Çalışma”,Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi , Yıl 5, Sayı 10, 1-28.46. Pyle, David J. (1989). a.g.e. ss. 87-89.Pyle, David J. (1989). a.g.e. ss. 87-89.47. Kızılot, Şükrü ve Şafak E. Çomaklı.(2004).“Vergi Kayıp ve Kaçakları ve Kayıtdışı Ekonomi İlişkisi ve BoyutlarınınKızılot, Şükrü ve Şafak E. Çomaklı.(2004).“Vergi Kayıp ve Kaçakları ve Kayıtdışı Ekonomi İlişkisi ve BoyutlarınınMevzuat Açısından Değerlendirilmesi”, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu, 10-14 Mayıs 2004, Belek/ Antalya, 115-158, s. 128.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    18/40

    S E T AA N A L İ Z

    18

    malara göre, vergi matrahından yapılan indirimlerdeki detaylar yakalanma olasılığınındüşük olduğu algısına yol açmaktadır. Yakalanma olasılığının düşük olduğu algısına

    yol açan diğer bir neden ise verginin beyan edilmesinde vergi türüne göre gözlemle-nen farklılıklardır. Örneğin, gelir üçüncü bir kişinin beyanını gerektirmeyen kaynaklar-dan elde ediliyorsa yakalanma riski daha düşük algılanmaktadır.48

    Türkiye’de yapılan çalışmaların tamamı, yakalanma olasılığının ve cezaların caydırıcılı-ğının düşük olduğu konusunda hemfikirdir. Hem mükelleerin (ve SMMM’lerin) hemde vergi denetim elemanlarının yarıdan fazlası cezaların caydırıcı olmadığını düşün-mektedir49. Bu algıya katkı sağlayan faktörlerden birisi de nerdeyse rutin haline gelmişvergi aarının bir şekilde cezalarda yüzde yüze varan indirimleri içermesi olabilir.

    Risk analizleri, riskli mükelleerin denetlenmesini sağlayarak denetimde etkinliği ar-tırmaya yardımcı olur. Maliye Teftiş Kurulu VEDEBİS projesi, Hesap Uzmanları KuruluAr-Ge ve Risk Analiz Merkezi (ARGE-RAM) bu yönde atılmış adımlardandır. ABD Gelirİdaresi (IRS) tarafından uzun süredir uygulanan risk analizlerine benzer çalışmalarınyapılması ve bu analizleri mümkün kılacak veri tabanlarının oluşturulması ve dene-tim birimleri arasında koordinasyonun sağlanması denetimde etkinliği artıracak vealgılanan yakalanma olasılığı artacaktır. Denetimde aşırıya gitmenin sonucu olarakmükelleerin gereksiz yere denetim amacıyla rahatsız edilmeleri de nefret etkisi oluş-turabilmekte, gönüllü uyumu azaltabilmektedir.

    Verg S stem n n Adalet(s zl k) Algısı

    Adalet (algısı), vergi kaybına neden olan faktörler içinde ölçülmesi en zor olanlardan-dır. Yatay ve dikey adalet tanımları ile adalet ilkesinin sağlanması için gerekli çerçeveçizilmiştir. Ödeme gücünün göstergesi olarak gelir, harcama veya servet değişkenle-ri kullanılmaktadır. Ancak, bu değişkenler bireylerin tercihlerinin bir sonucudur. Aynısaatlik ücretle piyasada istihdam imkânı bulan iki bireyden daha çok mesai yapanıngeliri yüksek olacaktır. Bu sonuç, aslında aynı pozisyonda olan iki bireyin farklı gelir

    elde ettiklerini göstermektedir. Gelir gibi bir ölçü ile bu iki bireyin pozisyonu ölçülme-ye çalışıldığında kazanma potansiyeli olmasına rağmen az çalışmayı tercih eden fazlaçalışmayı tercih edene göre daha az vergilendirilmiş olacaktır.50 Bu da fazla çalışan bi-reyin adalet algılamasına olumsuz etki yapacaktır. Bu yüzden, sistemin gerçekte he-deediği adalet yerine bireyin algısı, vergiye bakışı etkileyecek ve bu da bireyin vergikaçırma eğilimini artıracaktır.

    Çalıştıklarının karşılığını alamadıklarını gören iş görenlerin daha az çalışması gibi,vergi mükelleeri de vergi sisteminde (veya genel ekonomik düzende) algıladıkları

    48. Webley, Paul, Henry Robben, Henk Elffers ve Dick Hessing.(1991).Webley, Paul, Henry Robben, Henk Elffers ve Dick Hessing.(1991).Tax Evasion, an Experimental Approach,Cambridge: Cambridge University Press, ss. 8-9.49. Savaşan, Fatih ve Hakkı Odabaş.(2005). a.g.m.; Aktan ve Savaşan (2009), a.g.m.Savaşan, Fatih ve Hakkı Odabaş.(2005). a.g.m.; Aktan ve Savaşan (2009), a.g.m.50. Rosen, Harvey S. (1995).Rosen, Harvey S. (1995).Public Finance, Irwin, 4. Edition, s. 345.

    Türkiye’de yapılançalışmaların

    tamamı, vergikaçakçılığı ile

    ilgili yakalanmaolasılığının

    ve cezalarıncaydırıcılığınındüşük olduğu

    konusundahemkirdir.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    19/40

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    20/40

    S E T AA N A L İ Z

    20

    yüzdesi firmalarda yüksek çıkmıştır. Çalışanlarda istihdam yaratmayı vergiden dahafazla önemseyenlerin oranı daha düşük çıkmasına rağmen her dört çalışandan birinin

    bu yönde düşünüyor olması yine de vergi etiğinin zayıığına ilişkin bilgi vermektedir.

    Verg Mevzuatı le İlg l Sorunlar

    Türk Vergi Sisteminin basit olmadığı, istisna ve muafiyetlerin geniş yer tuttuğu vevergi idaresi çalışanlarının vergisel işlemlerde yeterli donanıma sahip olmadıkları yö-nünde bulgularla dolu çok sayıda çalışma vardır. Vergi mevzuatının açık olmadığını,karmaşık olduğunu düşünenlerin oranı en az yüzde 50’ler civarındadır.55 Vergi idaresiçalışanlarında bile oranın çok yüksek olması yanında vergi düzenlemelerinin ayrımcımuameleye neden olmayacak açıklıkta olmadığını düşünen çalışanların oranı yüzde60’ları bulmaktadır.56

    Türk vergi sisteminde istisna ve muafiyetler ekonomik ve sosyal hedeere ulaşmakamacıyla geniş yer bulmuştur. Türk vergi sisteminde yer alan istisnalar ile bazı sektör-ler ve faaliyetler desteklenmiş ve kaynak dağılımı önemli ölçüde etkilenmiştir. Ancakdevlet finansman ihtiyacını vergi gelirleri ile karşılayamaz duruma gelmiştir. Özellikle1984–1995 döneminde Türkiye, istisna, muafiyet ve teşvikler nedeniyle önemli vergikayıpları ile karşı karşıya kalmıştır.57 Öte yandan, istisna ve muafiyetlerin yoğun bir şe-kilde uygulama alanı bulması vergide genellik ilkesinden sapılmasına da yol açmıştır.İstisna ve muafiyetlerin aşırı kullanımı bir taraftan sistemi basit olmaktan uzaklaştırıpdaha karmaşık hale getirerek vergisel uyum maliyetini artırmakta, diğer taraftansa de-netimi zorlaştırmaktadır.58

    Verg Aarı

    Vergi aarı vergi mükelleeri arasında vergi ödeme noktasında dürüst olmayan mü-kelleer lehine ayrımcı muamele yapılmasıdır. Vergi affı kavramının içeriği üç başlık-

    ta toplanabilir: a) Geçmişteki vergi asılları ve gecikme faizleri ödendiğinde, cezalar,b) Geçmişteki vergi asıllarının tamamı (veya bir kısmı) ile gecikme faizlerinin tamamı(veya bir kısmı) ödendiğinde idari ve adli cezalar, c) Geçmişteki vergi asılları, gecikmefaizi, idari ve cezai nitelikte cezalar affedilir.59

    Türk Hukuku’nda vergi affının ilk uygulaması, 1906 tarihinde çıkarılan ‘iradei seniye’ ileyol vergisi cezalarının affedilmesidir. 1921-1960 döneminde, ilki 1921’de olmak üze-

    55. GİB. (2009). a.g.e., s. 21.GİB. (2009). a.g.e., s. 21.56. Aktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan. (2009).a.g.m.Aktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan. (2009).a.g.m.57. Emil, M. Ferhat; H. Hakan Yılmaz ve Caroline Van Rijckeghem. (2005). “Kamu Borcu Nasıl Oluştu, Bu NoktayaEmil, M. Ferhat; H. Hakan Yılmaz ve Caroline Van Rijckeghem. (2005). “Kamu Borcu Nasıl Oluştu, Bu NoktayaNasıl Gelindi? Turkish Debt 1990-2002: How Did We Get Here?” TESEV Yayınları, s.12.58. Savaşan, Fatih ve Hakkı Odabaş. (2005). a.g.m.Savaşan, Fatih ve Hakkı Odabaş. (2005). a.g.m.59. Saban, Nihal. (2001). “Vergi Suçlarında Affı Anayasa ile Sorunsallaştırmak”,Saban, Nihal. (2001). “Vergi Suçlarında Affı Anayasa ile Sorunsallaştırmak”, Anayasa Yargısı Dergisi , cilt no:18, ss. 451-475, s. 455.

    İstisna vemuayetlerin

    aşırı kullanımı birtaraftan sistemibasit olmaktan

    uzaklaştırıp dahakarmaşık hale

    getirerek vergiseluyum maliyetini

    artırmakta,diğer taraftansa

    denetimizorlaştırmaktadır.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    21/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    21

    re yedi ayrı af uygulaması söz konusudur; 1960’lardan itibaren ise af neredeyse rutinhaline gelmiştir.60, 61 Türkiye’de 2001 krizi sonrasında 2003 yılında çıkarılan 4811 sayılı

    Vergi Barışı Kanunu kapsamlı bir mali af niteliğindedir. 2008 yılındaki dar kapsamlıyapılandırmanın üzerinden fazla zaman geçmeden küresel ekonomik krizin mükellefüzerinde bıraktığı etkileri silme amaçlı yeni bir yeniden yapılandırmanın arifesinde-yiz. 15 Ekim 2010 tarihinde (Kurban Bayramı arifesinde!) kamuoyunun beklediği “maliyeniden yapılandırma” da adında geçmese bile aslında bir mali aftır. Vergi affı yasala-rında af kelimesine yer verilmemesi sadece Türkiye’ye özgü değildir. Tüm ülkelerdevergi aarı kanunlarında “af” kelimesinden kaçınılmıştır. Borçların 300 civarındaki ka-lemde yeniden yapılandırılmasını öngören son tasarı da objektif nedenlere dayansa(krizin etkisi, beklenen tahsilâtın cazibesi vs.) bile uzun dönemde mükellef uyumuna

    etkisi bakımından aarın karşılaştığı eleştirilerle karşılaşacaktır. Çok fazla uzatmadankrize rağmen vergi borcunu ödeyen ve ödemeyen iki rakip mükellefi karşılaştırmakyeterli olur. Vergi borcunu ödeyen ve bu yüzden bankadan borçlanmak zorunda ka-lan bir mükellef enasyonun üzerinde bir faiz ödeyerek zor durumda kalırken vergiödemeyip sermaye olarak kullanan diğer mükellefin borcu enasyon oranında gün-cellenecektir. Bu durumda bir sonraki krizde, (af olasılığı arttığı için) bu mali yenidenyapılandırma ile dezavantajlı hale sokulan “dürüst” mükellef vergisel yükümlülüğünüyerine getirmeyebilecektir.

    Vergi aarından faydalanan mükelleer vergisel uyumsuzluğu olan mükelleerdir.

    Ne var ki vergisel uyumsuzluğu olan mükelleerin tamamı aardan yararlanmazlar.Aara rağmen uyumsuzluğunu gizleme yolunu seçen mükelleer vardır. Vergi aa-rı eğer vergisel uyumsuzluğu olan mükelleere bir ‘beyaz sayfa açma’ çağrısı olarakdeğerlendirilebilirse bu çağrıya olumlu yanıt veren mükelleer olduğu gibi verme-yenler de çıkacaktır. Aftan faydalanırken bile, sicilini temizleme vurgusuna rağmenvergisel yükümlülüğü azaltacak yasal olmayan yollara sapabilen mükelleerin varlığıda sürpriz olmaz. Öte yandan, Türkiye gibi, aara sıkça başvuran ülkelerde mükellef-lerle vergi otoriteleri arasında farklı bir ilişki biçiminin oluştuğu da gözlenebilir. Eğeraynı mükelleer birkaç kez vergi ve sigorta prim aarından faydalanmışlarsa, af vergi

    mükelleerini dürüst davranmaya teşvik etme hedefine ulaşamıyor demektir. Aftanfaydalanan mükellef daha sonra vergi yasalarına aykırı davranıyor ve yeni affa kadarvergisel uyumsuzluğunu devam ettiriyor demektir. Burada af-yüksek düzeyde vergiseluyumsuzluk-yeni af döngüsünden nemalanan ve döngüye katkıda bulunan bir mü-kellef tipolojisinden bahsetmek mümkündür.62

    Affın faydaları kısa dönemde ortaya çıkarlar. Vergi gelirlerinde yükseliş sağlanır (sonyapılandırmada bütçe gelirlerinin dörtte birine yakın tahsilât beklenmektedir). Yöne-

    60. Dönmez, Recai. (1992).Teoride ve Uygulamada Vergi Aarı, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, 1992, ss. 141-Dönmez, Recai. (1992).Teoride ve Uygulamada Vergi Aarı, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, 1992, ss. 141-145.61. Bülbül, Duran ve Hülya Karadeniz. (2004). “Vergi ve Sigorta Prim Aarının Kayıt Dışı Ekonomi Üzerine Etkisi”,Bülbül, Duran ve Hülya Karadeniz. (2004). “Vergi ve Sigorta Prim Aarının Kayıt Dışı Ekonomi Üzerine Etkisi”,19. Türkiye Maliye Sempozyumu, Uludağ Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü, Belek-Antalya, 2004, s. 806.62. Savaşan, Fatih. (2006). “Vergi Aarına Mükellef Tepkisi: Türkiye’de Vergi Aarından Kimler Faydalanıyor?”,Savaşan, Fatih. (2006). “Vergi Aarına Mükellef Tepkisi: Türkiye’de Vergi Aarından Kimler Faydalanıyor?”,Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , 2 : 149-171, s. 150.

    Eğer aynımükelleer birkaçkez vergi ve sigortaprim aarındanfaydalanmışlarsa, afvergi mükelleerinidürüst davranmayateşvik etmehedeneulaşamıyordemektir.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    22/40

    S E T AA N A L İ Z

    22

    tim maliyetlerinde ve yargı yükünde azalma yanında güçlendirilmiş vergi uygulama-ları ile desteklenirse af sonrası gönüllü uyumda artış da görülebilir. Vergi uygulama-

    sını güçlendiren, caydırıcı bir ceza sistemini getiren bir vergi reformunun bir parçasıolduğunda yeni sisteme geçişte af bir enstrüman olarak gereklidir de. Zaten af ancakböyle bir reformun parçası olduğunda yeni af beklentilerine yol açmayabilir. Affın ma-liyetleri ise uzun dönemde ortaya çıkar. Vergi gelirlerinde uzun dönemde azalma enönemli maliyetidir. Vergi sonrası gönüllü uyum azalabilir. Azalmanın nedenlerindenbirkaçı affın yeni af beklentisi oluşturması, dürüst mükelleerde yarattığı adaletsizlikduygusu ve affın aslında idari zafiyetin tescillenmesi olarak algılanmasıdır.63 Af ayrıcavergi kaçırma eyleminin veya uyumsuzluğun taşıdığı ‘suç’ vurgusunda yaratacağı gev-şemedir.64

    Kısacası aar umulan faydaları yanında uzun dönemde önemli sorunları beraberindegetiren uygulamalardır. Türkiye gibi kayıtdışılığı yüksek olan ülkelerde vergi kaçırma-nın yaygınlığı nedeniyle aar politik açıdan risk taşımamaktadır. Seçimlerden önceveya sonra, kriz sırasında veya sonra af beklentisi oluşmaktadır. Aslında af uygulama-sının sıklığı vergi sistemi ve uygulamalarında bir sistemik sıkıntı olduğunun gösterge-lerinden biridir. Vergi sisteminde köklü bir reform politik açıdan sevimsiz (riskli), idariaçıdan zordur. İlaveten uzun yıllardan beridir kurulan mali gelir-harcama dengesindeyaratacağı etki de belirsiz olunca devletle vatandaş arasında dönem dönem beyazsayfa açma kaçınılmaz hale gelmektedir. Türkiye 2001’den sonra vergi yasalarında vevergi idaresinin yapılandırılmasında önemli adımlar atmıştır. Ancak belki de vergiselanlamda en önemli ihtiyaç yeni bir gelir vergisi kanununun yapılmasıdır. Bu yoldaçalışmalar devam etse de anlaşılan henüz kıvam yakalanmadığından somut adımlaratılmamıştır.

    Son borçların yeniden yapılandırılması tasarısı üzerindeki tartışmalarda krize rağmenvergisel uyumunu sürdürmüş mükellefe tanınacak vergisel kolaylıklarla bir tür “teşek-kür” önerisi ise en azından gelecek yıl için karşılık bulamamıştır. Bu öneriyi iş dünyasıseslendirmiş, muhalefet desteklemiş, hükümet ise prensipte karşı çıkmasa da tamam-lanmış 2011 bütçesine etkisi nedeniyle şimdilik uygulanmayacağını belirtmiştir. Aftasarılarının meclis genel kurul ve komisyonlarda görüşülmesi sırasında öneriler ge-nellikle kapsamı genişletici nitelikte olagelmiştir. Bu açıdan af kapsamının genişlemesisürpriz olmayacaktır.

    Vergi İdaresi ve Devlete Bakışla İlgili Özellikler

    Özelde vergi idaresi genelde de devlete ve devlet faaliyetlerine bakış vergisel uyumuetkiler. Vergi idaresinin işleyişinin mükellefin işlerini kolaylaştırıcı olması ve mükellef-

    63. Alm, James. (1998). “Tax Policy Analysis: the Introduction of a Russian Tax Amnesty”, Internatinal StudiesAlm, James. (1998). “Tax Policy Analysis: the Introduction of a Russian Tax Amnesty”, Internatinal StudiesProgram, Working Paper 98-6, Georgia State Andrew School of Policy Studies, 1998, SSRN: http://ssrn.com/abstract=471321 [1 Ekim 2005], s. 4.64. Kellner, Martin. (2004).“Tax Amnesty 2004/2005- an Appropriate Revenue Tool?”,Kellner, Martin. (2004).“Tax Amnesty 2004/2005- an Appropriate Revenue Tool?”,German Law Journal , v. 5,no 4, pp. 339-346, s. 346.

    Vergi affıuygulamasının

    sıklıklagerçekleştirilmesi

    vergi sistemi veuygulamalarında

    bazı problemlerinolduğunun

    göstergelerindenbiridir.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    23/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    23

    lerin aldıkları hizmetten memnun olmaları, vergiye bakışı olumlu yönde etkiler ve mü-kelleerin uyumunu artırır. Devletin topladığı vergilerle finanse ettiği harcamalar ve

    devlette yolsuzluk ve israfın olmaması mükellef uyumunu olumlu yönde etkiler.

    Mükellef n Kamu Harcaması Algısı

    Mükelleerin algıladıkları vergi yükü ile devlet harcamalarının kompozisyonu ve ye-terliliği hakkındaki kanaatleri arasında yakın bir ilişki vardır. Devlet harcamalarında‘uygunluk’ algılaması birey-vergi ilişkisinde önemli olmaktadır. Bu ilişki ‘bireyin devletile değişim ilişkisi’ (mübadele) olarak tanımlanmaktadır. Buna göre, birey vergi yükünühesaplarken devlet harcamalarından aldığı faydanın değerini vergi yükünden düşür-

    mektedir.65

    Türkiye’de yapılan ampirik çalışmalarda mükelleerin ödedikleri verginin mal ve hiz-met olarak geri dönmediği algısına veya mükelleerin önceliklerine uymadığı dü-şüncesine sahip oldukları ortaya çıkmaktadır. Bazı bulgulara göre, toplanan vergile-rin gerekli yerlere sarf edilmediğini düşünen mükelleerin oranı yüzde 97’dir.66 Biraraştırmada, mübadele eşitliğine mükellef bakışını öğrenmek için yöneltilen ‘devlettarafından toplanan vergiler akıllıca kullanılarak bana hizmet olarak geri dönüyor’önermesine katılımcıların sadece yüzde 8’i katılmış, katılımcıların büyük çoğunluğu(% 76) ise bu önermeye katılmamıştır.67 Mükelleerin vergi algılaması ve devlete karşı

    tutumunu ortaya çıkarmak için yapılan bir ampirik çalışmada ise katılımcıların yüzde87’si kamu hizmetlerinden yeterince yararlanmadıklarını beyan etmişlerdir.68 Aktan veSavaşan (2009)69 araştırmalarında firmalar ve GİB çalışanlarından oluşan katılımcıla-rın kamu harcamalarını nasıl değerlendirdiklerini öğrenmeye çalışmışlardır. Firmalar,“ödedikleri vergiyi fiyat, devletin altyapı, eğitim ve savunma gibi hizmetlerini mal diyedeğerlendirdiğinde bunu iyi bir alışveriş olarak görmekteyiz” önermesine yüzde 32oranında bir dereceye kadar katılmaktadırlar. GİB çalışanlarında bu oran yaklaşık yüz-de 43’tür. Öte yandan çalışanlarda vergilerin verimli harcandığını düşünenlerin oranıyüzde 12’dir. “İyi bir alışveriş” görenlerin oranı yüksek olmasına rağmen buradaki ora-nın düşük olması çalışanların vergi kaçağının çok olduğunu düşünmelerinden kaynak-lanabilir. Yani mükelleerin vergisel uyumuna kıyasla alınan hizmetleri değerlendirmeile vergilerin devlet tarafından verimli harcanması arasında ayrım yapıyor olabilirler.Vergi kaçırmayı anlaşılır bulanların içinde vergilerin verimli harcandığını düşünenlerinoranı ise yüzde 50’lere yükselmektedir.

    Bu araştırmalarda sonuçlar arasında ortaya çıkan farkın nedenlerinden biri sorununsoruluş biçimi olabilir. Araştırmaların bulguları arasında rakamsal farklar olsa bile şu

    65. Webley, Paul, Henry Robben, Henk Elffers and Dick Hessing.(1991). a.g.e., s. 17.Webley, Paul, Henry Robben, Henk Elffers and Dick Hessing.(1991). a.g.e., s. 17.66. Kızılot, Şükrü ve Şafak E. Çomaklı.(2004). a.g.m., s. 133.Kızılot, Şükrü ve Şafak E. Çomaklı.(2004). a.g.m., s. 133.67. Bayraklı, H. Hüseyin, N. Tolga Saruç ve İsa Sağbaş.(2004). a.g.m., s. 227.Bayraklı, H. Hüseyin, N. Tolga Saruç ve İsa Sağbaş.(2004). a.g.m., s. 227.68. Çoban, Hilmi ve Selami Sezgin.(2004). ‘Vergi Mükelleerinin Davranışları Üzerine Ampirik Bir İnceleme:Çoban, Hilmi ve Selami Sezgin.(2004). ‘Vergi Mükelleerinin Davranışları Üzerine Ampirik Bir İnceleme:Denizli Örneği’, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu, 10-14 Mayıs 2004, Belek/ Antalya, 776-792, s. 784.69. Aktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan.(2009).a.g.m.Aktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan.(2009).a.g.m.

    AraştırmalarTürkiye’demükelleerinödedikleriverginin mal vehizmet olarakgeri dönmediğialgısına sahipolduklarını ortayakoymaktadır.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    24/40

    S E T AA N A L İ Z

    24

    sonuç açıktır: Türkiye’de mükelleerin kamu hizmetlerinden memnun olma düzeyleridüşüktür. Bu da vatandaşların gönüllü uyum düzeylerinde aşınmaya neden olur.

    Verg İdares ve Denet m B r mler ne Bakış

    Vergi idaresinden ve vergi denetim birimlerinden memnuniyet düzeyi, gönüllü vergiuyumunu etkileyen faktörlerdendir. Vergi mükelleerinin denetim birimlerine bakışıvergisel uyumu etkiler. Aşağıda vergi denetim birimleri ve vergi idarelerinin mükellefnezdinde algılanışı ile ilgili bulgulara kısaca yer verilmiştir.70

    Merkezi denetim elemanlarının en olumsuz üç yönü mükelleere göre ceza yazmak

    için bahane aramaları (yüzde 28), potansiyel suçlu muamelesi yapmaları (yüzde 25) vetarafsız davranmamalarıdır (yüzde 15). Rüşvet ve hediye almanın olumsuz yön olarakson sıralarda gelmesi denetim birimleri açısından kayda değer olumlu bir sonuçtur.

    Grafik 1: Firmaların Vergi Denetmenlerinin Rüşvet Almalarına İlişkin Algıları

    Rüşvet almanın yaygın olmadığı (hemen hemen hiçbir denetim elemanı rüşvet almaz:%36; az sayıda eleman alır: %31) algısı Türk Vergi İdaresi açısından olumlu bir durum-dur. Öte yandan aynı araştırmada vergi mükelleeri ile daha sık temas halinde olanvergi idaresi çalışanlarında rüşvet ve hediye kabul etmenin olumsuz yön olarak önsıralara çıktığı da rapor edilmektedir. Şüphesiz bu durum vergi idaresinin mükellef gö-zündeki yerini sarsar.

    Nasıl vergi aarı vergisel uyumu zayıf olanlar lehine bir ayrımcılık ise vergi denetimleride mükelleer arasında gelir, sosyal statü, siyasi düşünce ve ırk gibi temellere dayalıayrımcı muamele yapabilirler. Araştırmanın sonuçlarına göre, vergi denetmenleri veyoklama memurlarının ayrımcı muamele yapmadıklarını düşünenlerin oranı yakla-

    70. Aktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan.(2009).a.g.m.Aktan, Coşkun C. ve Fatih Savaşan.(2009).a.g.m.

    Vergi idaresindenve vergi denetim

    birimlerindenmemnuniyet

    düzeyi, gönüllüvergi uyumunu

    etkileyenfaktörlerdendir.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    25/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    25

    şık yüzde 30’lardadır. Ayrımcı davranışların hangi temellere dayandığı konusundakibulgular, gelir, tanınmışlık ve siyasi düşüncenin ayrımcı davranışa temel oluşturan enönemli faktörler olarak ön plana çıktığı görülmektedir.

    Tablo 4: Vergi Dairesi Üst Düzey Yöneticilerinin Algılanan Eksikliği

    “Vergi Dairesi Müdürleri/Müdür Yardımcılarının en önemli eksiği sizcenedir?” Frekans Nispi FrekansMükellefi potansiyel suçlu gibi görmeleri 159 21,3Personeli sevk ve idarede yetersizlik 111 14,8Takdir yetkilerini suiistimal etmeleri 98 13,1

    Bilgi yetersizliği 73 9,8Nezaket eksikliği 70 9,4Ayrımcılık yapmaları 59 7,9Rüşvete açık olmaları 33 4,4Hediyeye açık olmaları 10 1,3Diğer 59 7,9Cevapsız 76 10,2Toplam 748 100,0

    Vergi daireleri yöneticilerinin mükelleer tarafından algılanan eksiklikleri de vergiseluyumu etkiler. Denetim elemanlarında olduğu gibi “mükellefi potansiyel suçlu olarakgörüyorlar” algısı vergi idaresi tarafından not edilmesi gereken bir olgudur. Personelisevk ve idarede yetersizlik vergi dairelerindeki normal işleyişteki aksaklıkların mükel-lef tarafından önemsendiğini göstermektedir.

    Tablo 5: Vergi Dairelerinde Gözlemlenen En Önemli Üç Olumsuzluk

    “ V e r g

    i d a i r e

    l e r i n

    d e g

    ö z l e m

    l e d i ğ i n i z

    e n

    ö n e m

    l i

    ü ç

    o l u m s u z l u ğ u

    s ı r a

    l a y ı n ı z

    E v r a

    k t a

    B e

    k l e m e

    B i r i ş l e m

    i ç i n ç o

    k a ş a m a

    D a n ı ş m a n

    l ı k v e y ö n

    l e n

    d i r m e

    e k s i k l i ğ i

    U z u n

    k u y r u

    k l a r

    Y a n

    l ı ş t u t u m

    P e r s o n e

    l i n e

    ğ i t i m

    y e t e r s

    i z l i ğ i

    E v r a

    k k a y b ı

    P e r s o n e

    l y e t e r s

    i z l i ğ i

    D i ğ e r

    Birinci 27,5 14,0 7,1 9,9 5,9 8,4 6,1 2,8 4,4İkinci 7,5 13,6 8,4 13,8 9,0 9,6 7,4 4,7 1,2Üçüncü 8,3 10,8 16,7 4,1 12,6 8,3 1,6 4,9 2,5Toplam 43,3 38,5 32,2 27,8 27,4 26,3 15,1 12,4 8,2Listelemeyen 56,7 61,5 67,8 72,2 72,6 73,7 84,9 87,6 91,8

    Vergimükelleerinindenetimbirimlerine bakışıvergisel uyumuetkiler.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    26/40

    S E T AA N A L İ Z

    26

    Vergi dairelerindeki olumsuzluklarda ise evrakta bekleme, bir işlem için çok aşamave danışmanlık ve yönlendirme eksiklikleri ilk üç sırayı almaktadır. Bu konuda son bir

    nokta ise Tablo 6’da özetlenmektedir. Buna göre, olumsuzluklara rutin kontrollerde vevergi dairesi memurlarında daha çok karşılaşılmasıdır.

    Tablo 6: Firmaların Olumsuzluk Yaşadıkları GİB Taşra Birimleri

    “Ayrımcı davranış ve rüşvet gibi olumsuzluklara en çok neredekarşılaşıyorsunuz?” Frekans Nispi FrekansYoklama memurlarının rutin kontrollerinde 246 32,9Vergi dairesi memurlarından 119 15,9Müdür ve Müdür Yrd. 100 13,4Vergi denetmenlerinin denetimlerinde 87 11,6Diğer 59 7,9Cevapsız 137 18,3

    Toplam 748 100,0

    Aynı araştırmanın bulgularına göre mükelleerden yarıya yakını “vergi ile ilgili işlerim-de memurlar eskiye kıyasla daha nazik ve kolaylaştırıcılar” önermesine katılmakta ikenönermeye katılmayanların oranı üçte bir civarında kalmıştır. Bu bulguya göre vergi

    idaresi ile mükelleer arasındaki ilişki gelişmektedir. Otomasyon çalışmaları ve fizikialtyapıda gelişmeler sayesinde vergi dairelerinden memnuniyetin son yıllarda arttığıanlaşılmakla beraber yine de bu konuda alınacak mesafeler olduğu araştırma rapo-runda belirtilmektedir.

    TÜRKİYE’DE KAYITDIŞILIKLA MÜCADELENİN SERENCAMBaşta da belirttiğimiz gibi, ekonomide kayıtlı yanında kayıtdışı kalmış bir yapının bu-lunması ile ortaya çıkan ikili yapının faydaları da olmakla beraber zararlı etkilerininbaskın olduğu açıktır. Gёrxhani (2004) kayıtdışılığın sağladığı faydaları ekonomik, sos-yal ve politik olmak üzere üç grupta ele almaktadır.71 Buna göre, örneğin ekonomiyerekabet gücü kazandırabilir. Kayıtdışı sektör üretimde esnekliğin ve rekabetin sağlan-masına yardımcı olur. Emek yoğun üretim genellikle yüksek maliyetlidir ve teknolojiyoğun üretim ile rekabet edemez. Ancak kayıtdışı sektör vergiden ve sosyal güvenlikprimlerinden kaçırdığı için maliyetler göreceli olarak düşer ve katılımcılarına yurt için-de ve dışında rekabet gücü kazandırır.72 Gelişmekte olan ülkelerin bir realitesi olanbu sektör, teorik olarak tartışılanın aksine girişimci bir yapıya sahip olabilir. Kayıtdı-şı sektörün önemli bir parçası olan yarı kayıtlılık bu anlamda dikkatle incelenmelidir.

    71. Gёrxhani, Klarita.(2004).“Informal Sector in developed and Less Developed Countries: A Literature Survey”,Gёrxhani, Klarita.(2004).“Informal Sector in developed and Less Developed Countries: A Literature Survey”,www.sigov.si/zmar/conference/97-99/gerxhani.pdf [Erişim: Ocak 2004], s. 13.72. Altuğ, Osman.(1999).Altuğ, Osman.(1999).Kayıtdışı Ekonomi , Türkmen Kitabevi, ss. 483-484.

    Otomasyonçalışmaları ve

    ziki altyapıdagelişmeler

    sayesinde vergidairelerinden

    memnuniyetinson yıllarda arttığı

    anlaşılmaktadır.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    27/40

    T Ü R K İ Y E ’ D E K AY I T D I Ş IE K O N O M İ

    27

    Ağır vergi yükü ve kamusal düzenleme ile bocalayan özel sektörün, yarı-kayıtlılık ilebir yerde kan tazelediği düşünülebilir. Kamudan aktarılan ve bu sektörde oluşan ta-

    sarruarın yatırıma kayma hızı daha yüksektir. Çoğaltan etkisi ile ekonomik büyümehızlanır.73 Bu da sektörün ekonomik büyümeye yardımcı olma potansiyeli anlamınagelir. Devletin hantal olduğu ve ekonomik kaynakları israf ettiği bir ekonomide özelsektörün az vergi ödeyerek sağladığı tasarrua iş-aş üretebileceği savunulabilir.74 Ka-yıtdışı ekonomi ile yolsuzluk arasında da ikame ya da tamamlayıcılık ilişkisi bulunabi-lir. Rose-Ackermann (1997) ikisi arasında ikame ilişkisi olduğunu savunur. Buna göre,“bazı firmalar resmi düzenlemelerden kaçmak için görevlilere rüşvet veriyor olsa bile,kayıtdışına çıkma rüşvetin ikamesidir”75. Öte yandan bazı ekonomistler ikisi arasındatamamlayıcılık ilişkisi kurarlar: Yolsuzluğun yüksek olduğu ülkelerde kayıtdışı ekono-

    mi de yüksektir.76

    ,77

    Ayrıca, eğer kayıtdışı sektör kayıtlı olandan önemli ölçüde ayrıdinamiklere sahipse olası finans krizlerinin kayıtlı reel sektöre olumsuz yansıması yü-zünden ortaya çıkacak ekonomik daralmanın etkisi hafietilebilir. Sosyal açıdan bakıl-dığında geçimlik bir gelir sunması ile dar gelirli ailelerin temel ihtiyaçlarının karşılan-masına yardımcı olur. Politik açıdan bakıldığında ise politik sisteme duyulan tepkiyiazaltma açısından bir işlev yüklenir.

    Ancak uzun dönemde ekonomik ve mali açıdan olumsuz etkilerinin ağır bastığı konu-sunda neredeyse bir konsensüs vardır. Bu aslında bizce de doğrudur. Ancak yanlışlıkTürkiye’de kayıtdışı ekonomi ile mücadelenin “her derdin devası” olarak takdim edil-

    mesindedir. Bütçe açıklarının kapanmasından, finans sektörünün güçlenmesine, hak-sız rekabetin önlenmesinden emeğin sömürülmesinin engellenmesine kadar birçokderde sunulan hazır reçete haline gelmiştir. Ne var ki, sayılan sorunların ve daha bir-çoğunun çözümüne katkı sağlama potansiyeli olan kayıtdışılıkla mücadelede son yıl-larda daha kararlı bir duruş sergilenmekle beraber çok yol alındığı söylenemez. Belkide kayıtdışılığın bir sonuç olması ve çözümünün başta vergi ve sosyal güvenlik sistemigibi birçok alanda reform niteliğinde değişiklikleri ve ekonomide yapısal dönüşümügerektirmesi mücadelede kısmi başarılarla yetinmeyi zorunlu kılmıştır.

    Siyasi Parti Programlarında Kayıtdışı Ekonomi

    Türkiye’de partiler, parti programlarında kayıtdışılığı bir sorun alanı olarak gördükleri-ni belirtmektedirler. İktidar ve ana muhalefet partilerini örnek olarak alalım. AK parti,programında “vergi” başlığı altında, teorik olarak vergi sisteminden beklenen özel-

    73. Altuğ, Osman. (1999). a.g.e., s. 485.Altuğ, Osman. (1999). a.g.e., s. 485.74. Altuğ, Osman. (1999). a.g.e., s. 485.Altuğ, Osman. (1999). a.g.e., s. 485.75. Rose-Ackermann, Susan.(1999). “Corruption and Government: Causes, Consequences, and Reform”Rose-Ackermann, Susan.(1999). “Corruption and Government: Causes, Consequences, and Reform”Cambridge University Press.76. Johnson, S., D. Kaufmann, and P. Zoido-Lobaton. (1998). “Regulatory Discretion and the Unofficial Economy”,Johnson, S., D. Kaufmann, and P. Zoido-Lobaton. (1998). “Regulatory Discretion and the Unofficial Economy”, AEA Papers and Proceedings. pp. 387-392.77. Savaşan, Fatih and M.Emin Altundemir.(2007). “Corruptıon and Hidden Economy: Letting the FingerprintsSavaşan, Fatih and M.Emin Altundemir.(2007). “Corruptıon and Hidden Economy: Letting the FingerprintsTell the Story”,European Journal of Economics, Finance and Administrative Sciences, Issue 7, pp. 114-130.

    Partiprogramlarındananlaşıldığı üzereTürkiye’de partilerkayıtdışılığı önemlibir sorun alanıolarak görmektedir.

  • 8/19/2019 Seta Kayıtdışı

    28/40

    S E T AA N A L İ Z

    28

    likler sayılarak bunlara sahip bir vergi sisteminin kurulacağına vurgu yapılmaktadır.Kayıtdışılıkla doğrudan alakalı olarak “belge düzenine işlerlik kazandırılarak kayıt dışı

    ekonomik faaliyetlerin vergilendirilmesini sağlayacak ve vergi tabanı genişletilecek-tir” denmektedir.78 “Sigortasız işçi çalıştırmanın önüne mutlaka geçilecektir” iradesiniprograma yansıtan iktidar partisine göre ana muhalefet partisi CHP’nin programında79 kayıtdışılıkla mücadeleye daha çok atıf bulunmaktadır. “Güçlü Ekonomik Temellere Sa-hip Bir Türkiye: Hızlı, Sağlıklı ve Sürdürülebilir Büyüme” başlığı altında “Kayıt dışılık ön-lenecek: Kayıt dışılık, bir yandan çok önemli sosyal sorunların birikmesine