Pendik Gündemi Gazetesi Sayı 163

HOBİ NİYETİNE GİTTİLER, MESLEK SAHİBİ OLDULAR/ 15 TERAPİ GİBİ EĞİTİM/6

ÜCRETSİZDİR. ALABİLİRSİNİZYıl: 8 Sayı: 163 8 MART 2015

Kadın

Özgecan için Pendik tek yürek Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın vahşi cinayetine tepki göstermek amacıyla Pendik’te açılan taziye defterini imzalayan Başkan Dr. Kenan Şahin, bu olaydan toplum olarak ders çıka-rılması gerektiğini ifade ederek “Hepimiz aynaya bakmalıyız. Özgecan’ın şahsında kadınlara yönelik vahşeti burada kınarken bütün masumları, mağdurları ve mazlumları dikkate almalı, tüm zalimlerin ve canilerin de karşısında olmalıyız.” dedi. Sayfa 2

2008 yılından bu yana faaliyetini sür-dürerek kadın girişimcilere ev sahipliği yapan Pendik Kadın Girişimci İş Geliş-tirme Merkezi (KİŞGEM), yedinci yılına girdi. Sayfa 12

7 yılda onlarca kadını girişimci yaptı

Pendik’in gururu

Meltem

17’de

Pendikli hanımlar “Enerji Tüketi-minin Azaltılması ve Temiz Enerji Bilinci Oluşturulması” Projesiyle artık evlerinde tasarruf dönemini başlatıyor. Pendik Belediyesinin projesi kapsamında eğitimlere katılan hanımlara çeşitli hediyeler dağıtılacak. Ayrıca enerji tasarrufu yarışmasında ilk üçe girenler de buzdolabı kazanacak.

Bir yıl önce emekli olan ve üçüz çocuklarıyla daha fazla vakit geçirebilmenin keyfini yaşayan Dr. Sevtap Şahin, evinin kapılarını Pendik Gündemi Gazetesi’ne açtı. 10’da

Enerji Tasarrufu Yap Hediyeyi Kap

Pendikli bir sporcu olan Mel-tem Hocaoğlu, 15 yıllık karate hayatına aralarında dünya şampiyonluğunun da olduğu sayısız başarı sığdırdı.

Pendik Belediye Başkanı Dr. Kenan Şahin’in 24 yıllık eşi Dr. Sevtap Şahin, günümüzde kadınlardan beklentilerin çok fazla olduğunu belirterek “İş hayatında kadınların erkeklerle eşit koşullarda çalışmak zorunda kalması adaletsiz. Kadınların evdeki sorumlulukları da gözetilerek iş hayatında ona göre ayarlamalar yapılmalı.” dedi.

İş hayatında eşitlik yerine

ADALET

3’te

2 Kadınwww.pendik.bel.tr 08 MART 2015

Özgecan için Pendik tek yürek

Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın vahşi cinayetine tepki göstermek amacıyla Pendik’te açılan taziye defterini imzalayan Başkan Dr. Kenan Şahin, bu olaydan toplum olarak ders çıkarılması gerektiğini ifade ederek “Hepimiz aynaya bakmalıyız.” dedi.

Mersin’in Tarsus ilçesinde vahşi cinayete kurban giden 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için Türkiye’nin her yerinden yapılan eylemlerle tepkiler çığ gibi büyüyor. Pendik’te de Özgecan’ın şahsında ka-dına yönelik vahşete tepki için çeşitli eylemler yapıldı. AK Parti Pendik İlçe Teşkilatı Kadın Kolları da bu büyük acı-yı paylaşmak için “ÖZGECAN’A YAPI-LAN BİZE YAPILMIŞTIR!” sloganıyla bir eylem düzenledi. Düzenlenen eyleme Pendik Belediye Başkan Dr. Kenan Şa-hin, AK Parti Pendik Kadın Kolları Baş-kanı Öznur Şahin Canayakın ve birçok vatandaş katıldı. Gazipaşa Caddesi’nde

kurulan stantta açılan taziye defterini, kadınların yanı sıra çok sayıda erkek imzalayarak olay karşısındaki üzüntü ve tepkilerini gösterdi.

“Masumların, mağdurların ve mazlumların her zaman yanında olduk”Soğuk ve yağışlı bir güne rağmen Özgecan Aslan cinayeti ve kadına yönelik şiddete tepki vermek amacıyla toplanan kalabalığa hitap eden Beledi-ye Başkanı Dr. Kenan Şahin, toplumu derinden üzen ve insanlık adına utanç verici olay karşısında üzüntüsünü dile getirirdi. Bu olaylardan toplum olarak ders çıkarılması gerektiğini belirten Başkan Şahin sözlerine şöyle devam etti: “Bu hadise yeniden aklımızı ba-şımıza almamız için doğru bir şekilde değerlendirilmesi, üzerinde düşünül-mesi ve ders çıkarılması gereken bir hadisedir. Hepimiz aynaya bakmalıyız. Özgecan’ın şahsında kadınlara yö-nelik vahşeti burada kınarken bütün masumları, mağdurları ve mazlumları dikkate almalı, tüm zalimlerin ve ca-

nilerin de karşısında olmalıyız. Güçlü olmak başkalarına zarar gösterme hakkı vermez. Kentli bir toplum olma-nın yolu şiddetten uzak durmakla olur. Burada soğuğa rağmen toplanarak hassasiyetlerini, taraflarını gösteren-lere teşekkür ediyorum.” dedi.

“Taziye defterleriyle Özgecan’ın acısını paylaşacağız”AK Parti Pendik İlçe Kadın Kolları Baş-kanı Öznur Şahin Canayakın yaptığı açıklamada Özgecan Aslan’ın vahşice

katledilmesini kınamak ve bu büyük acıyı paylaşmak için “ÖZGECAN’A YAPILAN BİZE YAPILMIŞTIR!” sloga-nıyla bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirtti. Başkan Canayakın, AK Parti’de kadın emeğinin en büyük simgele-ri olan AK Noktaların Özgecan için açılacağını, hazırlanan pankartların asılacağı noktalarda açılacak taziye defterleriyle, halkla Özgecan’ın acısını ve kadına karşı şiddetle ilgili düşünce-leri paylaşacaklarını bildirdi.

3Kadın Gündemi www.pendik.bel.tr08 MART 2015

“Evsel Enerji Tüketi-minin Azaltılması ve

Temiz Enerji Bilinci Oluşturul-ması: Pendik Örneği” Projesi kapsamında tasarruf bilinci oluşturmak üzere seminerler düzenlenmeye başlandı. Kay-narca İSMEK’te gerçekleşen ilk seminere hanımların ilgisi yoğun oldu. Enerji tüketiminin azaltılmasından yenilenebilir enerji kaynaklarının avantaj-larına kadar çeşitli konuların ele alındığı semineri dikkatle dinleyen hanımlar, sorularıyla da uzmanlardan bilgi aldı. İs-tanbul Kalkınma Ajansı’ndan hibe alan, Pendik Belediyesi-nin yanı sıra Pendik Kayma-kamlığı, Bahçeşehir Üniver-sitesi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi işbirliğiyle hayata geçirilen proje çerçevesinde 50 seminer verilecek. Okul-larda öğrenci ve öğretmenle-rin yanı sıra İSMEK ve Pendik Belediyesi Meslek Edindirme Kurslarıyla da kadın ağırlıklı katılımcılarla buluşulacak.

Buzdolabı, ütü, tablet...Proje kapsamında katılımcı-lar, sadece enerji tasarrufu bilinci değil, çeşitli hediyeler de kazanacak. Uygulamalı eği-timlere katılan ilk 300 kişiye elektrik süpürgesi veya ütü hediye edilecek. WEB sayfa-sına kayıt olup soru çözenleri de çeşitli sürprizler bekliyor. Yine ev hanımları arasında düzenlenecek enerji tasarrufu yarışmasında başarılı olan ilk üç ev hanımına buzdolabı hediye edilecek. İlköğretim ve lise öğrencileri arasında gerçekleştirilecek resim, kom-pozisyon ve fikir yarışmasında ise dereceye girenlere tablet verilecek.

Yarışmayla ilgili ayrıntılı bilgi www.tasarruflupendik.org ve 444 81 80 numaralı çağrı mer-kezinden elde edilebilir.

Pendikli hanımlar “Enerji Tüketiminin Azaltılması ve Temiz Enerji Bilinci Oluşturulması” Projesiyle artık evlerinde tasarruf dönemini başlatıyor.

Enerji Tasarrufu Yap Hediyeyi Kap

Proje kapsamında eğitimlere katılan hanımlara çeşitli hediyeler dağıtılacak. Ayrıca enerji tasarrufu yarışmasında ilk üçe girenler de buzdolabı kazanacak.


Kent ve Kadın Çalıştayı düzenlenecek

Başarılı kadınlar, güneş gibidir; ışık saçarlar, çevrelerine ve ısıtırlar. Bilgeliklerini, kültürlerini, bilgi ve tecrübelerini mütevazilikleriyle sarıp öyle sunarlar. Kendilerini geliştirmekle kalmamış, her zaman bunları paylaşmaya da hazırdırlar. İşte Ayşenur Türkay, öyle kadınlardan biri olarak Pendiklilerle ilgili pek çok projenin içinde yere alan bir isim.

15 yıldan beri Pendik’te sivil toplum çalışmaları içinde yer alan Ayşenur

Türkay, 2.5 yıldan beri de Pendik Kent Konseyi’nin başkanlığını yürütüyor. Ga-latasaray Lisesi ve Boğaziçi Mezunu olan, iki dil bilen, uzun süre ticaretle uğraşan, tekstil sektöründe faaliyet göstererek yurt dışı ortaklıklarda bulunan bir iş ka-dını. 16 yaşından beri de sivil toplum ku-ruluşlarıyla iç içe oldu. Ayşenur Türkay, Türkiye’nin ilk kadın emniyet müdürü olan, aynı zamanda Emniyet Teşkilatı içinde ilk Çocuk Bürosu’nu kuran halası Nuran Sayın’ı örnek almış. Onun yaptığı çalışmalar, Ayşenur Türkay’ın sosyal konularla ilgilenmesini sağlamış. Ballıca Atlı Spor Kulübü Kurucusu sıfatıyla yer aldığı Pendik’teki sivil toplum çalışmaları, sonuçta onu Kent Konseyi Başkanlığına götürmüş. Başkanlığı döneminde ise Pendik Kent Konseyini daha etkin hale getirerek özellikle kadınlar ve engel-lilerle ilgili projeler geliştirmeye özen gösteriyor.

Kent Konseyinin kapısı herkese açıkGeçtiğimiz yıl Pendik Belediyesinin

işbirliğinde Köy Pazarı ve Engelsiz Spor Çalıştayı Projelerinin hayata geçmesini sağlayan, pek çok işbirliği ve dayanışma toplantıları gerçekleştiren Kent Konseyi Başkanı Ayşenur Türkay, her kesimden ve siyasi görüşten insanlara kapılarının açık olduğunu belirtiyor. Bu amaçla kon-sey çatısı altında çeşitli çalışma grupları oluşturulmuş. Bunlardan biri de şu anda 35 üyesi bulunan Kadın Meclisi. Başkan Türkay, internet sitesi aracılığıyla tüm kadınların başvuruda bulunabileceği-ni belirterek “Aramıza katılın” çağrısı yapıyor. Bu yıl gerçekleştirilecek projeler arasında ‘Kent ve Kadın Çalıştayı’yla Pendikli hanımların yaşamına farklılık katmayı amaçlıyor. Ev kadınlarının, sosyal hayattan koparak kısıtlı bir çevre içinde kaldıklarını, çalışan kadınların da hayatının kolaylaştırılması gerektiğini söyleyen Ayşenur Türkay: “ Ailenin yükünü kadınlar çekiyor. Kız çocukları, zaten baştan ev işlerini bir görev olarak kabul ederek yetişiyor. Bazı şeyleri aşmak kolay değil. Kadınlar bile kendi haklarının farkında değilken bunu erkeklerin tanımasını beklemek zor. O yüzden kadınlar haklarını talep etmesini bilmeli.” diyor.

Bu yıl kadınlara yönelik farklı projeler var Pendik Kent Konseyi içindeki Kadınlar Meclisi, Başkan Ayşenur Türkay’ın öncülüğünde 2015 yılı içinde pek çok projeyi hayata geçir-meyi hedefliyor. Türkay, projelerin Pendikli kadınların talep ve beklen-tileri doğrultusunda şekillendiğini belirtiyor

Bebekli anneleri için kabin: İlçede merkezi yerlerde bebek ka-binleri kurulacak. Bunlar, annelerin

bebek altı değiştirmesi veya süt vermesi gerektiğinde kullanabile-cekleri şekilde yapılacak

.Eğlenceli eğitim programları: Sanatçıların ve uzmanların katı-lımıyla kadınları pek çok konuda sıkılmadan eğitim alabilecekleri toplantılar ve etkinlikler düzenle-necek.Kent ve Kadın Çalıştayı: Toplumsal ve siyasi hayatta kadının etkinliğini artırmak amacıyla dü-zenlenecek çalıştayda eğitim, kent yaşamı, çalışma hayatı, aile, çevre ve sağlık konuları ele alınacak.

Annemin Tarifi: Hanımların yöresel yemeklerini tanıtacağı, bu bilgilerin bir kitap haline getirileceği, yapım aşamasıyla da yarışmaya konu olacak bir etkinlik düzenle-necek.

Danteli yaşatmak: İnce el emeği ve göz nuru kadın ürünü danteller, sandıklardan gün yüzüne çıkacak.


İpek Halı Dokumacılığı Pendikli Kadınların ilgi gösterdiği kurs-

ların başında yer alıyor. Kursa gelen kadınlar halı dokumanın ince ayrın-tılarını uygulamalı şekilde öğrenerek deneyim elde ediyor. Bunlardan biri de Sevim Yılmaz. 46 yaşındaki Yılmaz, boş vaktini değerlendirmek için başvurdu-ğu kursta kendini geliştirmiş ve artık ipek halı dokumaya bir meslek gözüyle bakıyor. İlk zamanlar zorlansa da işin tekniğini kavradıktan sonra ipek halı üretiminin kolay bir hal aldığını ifade eden üç çocuk annesi Sevim Hanım: “Bu uğraş hem manevi yönüme hem de maddi durumuma değer katıyor.” diyor. Kadınlar Günüyle ilgili düşüncelerini de aktaran Sevim Yılmaz: “Ben, ‘Her-gün kadınlar günüdür’ diyenlerdenim.” şeklinde konuşuyor.

“Kadınlar İpek Halı gibi narindir” Bir diğer kursiyer ise 45 yaşındaki Zü-leyha Altun. İki çocuk annesi Züleyha Hanım bir arkadaşı sayesinde İpek Halı Kursu’yla tanışmış. Kendisi de hobi olarak başlayıp İpek Halı Kursunu mes-lek edinenlerden. İlk zamanlar Sevim Hanım gibi o da zorlansa da üretim sü-recine kolay bir şekilde adapte olmuş. “Bu iş gerçekten sabır işi” diyen Altun, halı tamamen bittiğinde gösterdikleri sabrın mükafatını fazlasıyla aldıkla-rını söylüyor. Züleyha Hanım kadınlar günüyle ilgili sorumuza ise oldukça an-lamlı bir şekilde cevap vererek röporta-jımızı şöyle tamamlıyor: “Kadınlar ipek halı gibi narindir. Emek ve değer ister.”

Üç ayda püf noktalarını öğrendiİpek Halı Kursu’nda konuk olduğumuz son kursiyer 39 yaşındaki Hülya Ata. Bir çocuk annesi Hülya Hanım ev hanımlı-ğının yanında bir mesleği olsun istemiş. Bu düşüncesini İpek Halı Kursuna yazılarak somutlaştırmış. 39 yaşındaki Hülya Hanım henüz üç aydır kursta eğitim almasına karşın ipek halı üreti-minin püf noktalarını öğrenmiş. Pendik Belediyesine bu imkanı verdiği için teşekkür eden Hülya Ata, sabırlı olan kadınları kursa yazılmaya davet etmeyi de ihmal etmiyor. Son olarak Kadınlar Günü’nü de değerlendiren Hülya Hanım, kadınların fedakarlık ve emeklerinin bir gün yerine hergün hatırlanması gerektiğini ifade ediyor.

Hobi niyetine gittiler, meslek sahibi oldularKimi hobi niyetine kimi de aile bütçesine katkı olsun diye başvuruyor, İpek Halı Kursuna. Hepsinin de ortak noktası; zihinlerindeki motifleri halılara yansıtarak ortaya bir sanat eseri çıkarmak. Kadınlar Günü münasebetiyle İpek Halı Kursuna katılan Sevim Yılmaz, Züleyha Altun ve Hülya Ata’ya konuk olduk.

Münevver Bulut 12 yıldır kursiyerlere eğitim veriyor.

Sevim YılmazHülya Ata

Züleyha Altun


Terapi gibi eğitim

Sağlıklı bir aile oluşturmak ve aile için sorunların uygun

metotlarla çözülmesini sağlamak amacıyla bu sezon başlatılan “Her Anne Bir Okul” adlı eğitim program-ları devam ediyor. Alanında uzman konuklar tarafından verilen eğitim programlarına katılan ebeveynler, psikologlar ve eğitimcilerin derslerini dikkatle dinleyip not alıp merak et-tikleri konular üzerine cevap alabili-yor. Pazartesi ve cuma günleri sabah ve öğle olmak üzere iki ayrı zaman diliminde gerçekleşen dersler aynı zamanda kadınlar için sosyalleşme olanağı da sağlıyor. 3 ay sürecek prog-ramda çocuk ve eşlere nasıl davranıl-ması gerektiğine dair farklı alt konu başlıklarıyla ders verilecek. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Pendikliler, programlarla ilgili görüşlerini bizlere aktardı.

Havva Taylan: Bu programları anne çocuk gelişimi açısından olduk-ça önemli bulu-yorum. Çocuğu-ma davranırken yaptığım hataları burada sebepleriyle birlikte görebili-yorum.

Nermin Çıtak: Hem kendi hem de ailem açısın-dan bu dersleri takip etme gereği duydum. İyi ki ge-lip takip etmişim. Derslerin ha-zırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum.

Semiha Türker: Tüm dersleri takip etmeye çalışıyorum. Derslerde ha-yatım boyunca yaptığım hataları

gördüm. Bunların çözümü noktasında yapılması gerekenlerin aslında çok da zor olmayan şeyler olduğunu anladım.

Tuğba Bıyık: Üç çocuk annesi-yim. Bu derslerde öğrendiğim en önemli şeylerden biri yanlışları nasıl düzeltebileceğim-dir. Aile ilişkilerin-de sıkıntı yaşayanlar için bu ders-leri kaçırılmayacak bir fırsat olarak görüyorum. Nesrin Küçük: Öğrendiklerimizin yanında merak ettiğimiz konu-lar üzerine soru sormamız da bizim için bir avantaj. Bir psikologa gitmiş gibi hissediyorum, kendimi. Pendik Belediyesine çok teşekkür ediyorum. Sema Sağlam: Kendimi geliştirirsem çocuklarımı da sağlıklı geliştirebilirim diye düşündüm. Bunun üzerine ders-lere katılmaya karar verdim. Burada aynı zamanda yeni arkadaşlar da edindim. Tüm kadınlara bu programı tavsiye ederim.

Pendikli kadınlar, “Her Anne Bir Okul” programlarında çocukları ve eşleriyle sağlıklı iletişim kurmanın yollarını öğreniyor. Mehmet Akif Ersoy Sanat Merkezi’nde verilen seminerler, birçok kadın için kafalarındaki soru işaretlerini gideren bir program oldu.

Dersleri kimler veriyor?Mehmet Akif Ersoy Sanat Merkezi’n-de yapılan dersler alanında uzman konuklar tarafından veriliyor. Bu isimler arasında “Her Anne Bir Okul” adlı kitabın yazarı Necla Koytak ve Anne Eğitimi üzerine çok sayıda konferans veren Seyhan Büyükcoş-kun gibi isimler de yer alıyor.

Seyhan Büyükcoşkun: 1961 yılında İstanbul’da doğdu. Fatih’te büyüdü. Cibalı Kız Lisesi (1978) ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesini (1982) bitirdi; “Muallim M. Cevdet ve Eğitim Anlayışı” isimli teziyle Yük-sek Lisans derecesi aldı (1991). Şuan doktorasına devam ediyor. İzlenim ve Dergâh Dergileri ile Yeni Şafak Gazetesinde yazılar yazdı. 1988′den beri “Anne Eğitimi Seminerleri”nde eğitmenlik yapıyor. Evli ve 4 çocuğu bulunuyor.

Necla Koytak: 1946 yılında Erzu-rum’da doğdu. A. Ü. Ziraat Fakültesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebi-yat Fakültesi’nde Eğitim Bilimleri okudu. Özel öğretim kurumlarında öğretmenlik ve eğitim yönetmenliği yaptı. 1988′den beri yaklaşık 4.000 genç kız ve kadına kişisel gelişim disiplinlerine ve davranış bilimleri-ne ağırlıkla yer veren “Anne Eğitim Seminerleri” düzenlemektedir.


Kadınların kişisel gelişimi konu-sunda bugüne kadar yüzlerce

program düzenleyen Necla Koytak’la kadının toplumdaki rolü üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Günümüzde insanların üretim ve tüketimden ziyade sevgi ve özveriye ihtiyaç duyar hale geldiğini ifade eden Koytak, çözüm noktasında kadınlara daha fazla değer verilmesi gerektiğini söylüyor. Pendik Belediyesinin başlattığı “Her Anne Bir Okul” programlarında ders veren Necla Koytak, ev kadınlarının aile ve toplu-ma verdiği emeğin ekonomik ölçümü olmadığı için yok sayıldığını belirtiyor.

Ev kadınlığı tabiri çoğu zaman kafa karıştıran bir kavram olabiliyor. Ev kadınlığını nasıl tanımlarsınız? Eş ve anne olarak kadın, aile fertlerinin ruhsal ihtiyaçlarını yerinde, zamanında, yeterli düzeyde karşılamak ve onların sıkıntılarında yanı başlarında olmakla bütün toplum için eşsiz bir ruhsal güç ve güven kaynağıdır. Ev kadını, evin işlerini yerine getiren, böylece bu toplumsal birimin hayatiyet kazanmasını sağla-yandır. Bu konumuyla kadın, ekonomiyi ve bütün dünyevi değerlendirmeleri aşan bir noktadadır.Günümüz ev kadınlarının genel olarak sıkıntıları neler?Kadının aile fertleri ve sosyal çevresine ilgisi, sıcaklığı ve emeğiyle sağladığı ruhsal nitelikteki çok yönlü destek, ekonomik ölçüm ve ifadelendirmeye elverişli olmadığı için yok sayılmakta. Sonuçta ev kadınlığı ve annelik, sosyal statü ve toplumsal itibar açısından ade-ta olumsuz ve neredeyse küçültücü bir konuma oturtulmaktadır. Ev kadınları-

na üretmeyen, kocasının getirdiğini yi-yen, çalışmayan kadın nitelemesi büyük bir haksızlıktır. Böylece benlik saygısı örselenen ve fıtri duyarlılıkları törpüle-nen kadın için ev ve aile tüm cazibesini kaybetmektedir. Batı ve doğu ülkelerinde kadınların rolleri üzerine belirgin farklılıklar var mıdır? Doğu ve batı ülkelerinde de kadın, hak ettiği konumu alabilmiş değildir. Kadını cinselliğiyle tanımlayan, anneliğini gözardı eden, asli sorumluluklarından uzaklaştırarak metalaştıran ve kadını ev-çocuk-eş üçgenine hapseden, onun hayata bir özne olarak katılımını en-gelleyen ve onu adeta değersizleştiren geleneksel algıyı onaylamak mümkün değildir. Türkiye’de kadın girişimcilerin sayısı giderek artıyor. Bu durumu ev kadınlı-ğıyla ilişkilendirebilir misiniz?Kadının kamusal alanda var olması, her halükârda öncelik vereceği ailevi rol ve görevleriyle son derece uyumlu bir mahiyet taşıyacağı gibi bu görevleri aksatmayacak bir zaman planlamasına sahip olmak zorundadır.

Sizce ev kadınlığı bir meslek midir? Kadının ailedeki anne, eş ve ev kadınlığı işlevlerinin toplumsal niteliğini görme-mek, içerdiği psikolojik, sosyal, ahlaki, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla topluma yansıyan sonuçlarını dikkate almamak çok büyük bir gaflettir. Top-lumun ruhsal dokusunu şekillendiren ailevi vazife ve sorumlulukların “top-lumsallığını” inkar etmek, ancak aklın, sağduyunun ve kalbin, insan hakikatine

kapatılmış olmasıyla açıklanabilir.Kadınlar Günü’nü kimileri eleştiriyor kimileri de bir gereklilik olarak görüyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Günümüz toplumunda, kadın kimliği ve kadının toplumsal konumu çevresinde sıcak bir gündem yaşanmakta. Kadın konusu kimileri için toplumun ideolojik tercihler yönünde şekillenmesi, kimileri için kadınların iktidara yürümesi kimi-leri için ise tüketimin körüklenmesine zemin oluşturmaktadır. Kadını değerli kılan her türlü aktivite elbette destek-lenmelidir.

Son olarak vurgulamak ya da eklemek istediğiniz bir şey var mı? Bugün insanlığın onur ve esenlik adına, daha fazla üretime -tüketime değil- sevgiye, sıcaklığa, özveriye ihtiyacı var. Bu ihtiyaçların karşılanması için en iyi ürettiği şeyler “insan, sevgi ve erdem” olan kadının her yönden desteklenmesi ve güçlendirilmesi şarttır. Bu müstesna konumuyla kadının toplum için ifade ettiği yüce anlamın fark edilip itibarının iade edilmesi, erdem toplumuna dönü-şümün temel zeminini hazırlayacaktır.

Erdem toplumuna dönüşün anahtarı kadındır

Ev kadınlığı meslek olarak görülmeli mi? Kadınlar Günü kutla-malı mı? Türk kadınları kendilerine sunulan imkânları değer-lendirebiliyor mu? Kadınlar üzerine yüzlerce ders veren “Her Anne Bir Okul” Kitabının Yazarı Necla Koytak’la kadının top-lumdaki yeri üzerine samimi bir söyleşi gerçekleştirdik. So-rularımızı cevaplayan Necla Koytak günümüzde yaşadığımız birçok sosyolojik ve psikolojik sıkıntıların çözümündeki anah-tarın kadınların elinde olduğunu vurgulayarak “Erdem toplu-muna dönüşün anahtarı kadındadır.” diyor.


Pendik Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğüne bağlı Gönüllüler Birimi, kurulduğu 2009 yılından bu yana ilçede çok önemli sosyal faaliyetler yürütüyor. Bunun yanında Belediye Başkanı Dr. Kenan Şahin’in ilk sosyal projelerinden biri olarak ortaya çıkan ve ilçede sosyal sorumluk projelerinde aktif olarak yer alacak “Bin Gönüllü” hedefiyle kurulan Pendik Gönülver Derneği de kurulduğu 2010 yılından bu yana Pendik’in tüm mahallelerinde gönüllü bir yardımlaşma hareketini hayata geçirdi.

Pendik’te ‘Gönülver’en

170 kadın var

Halkın dezavantajlı kesimle-rine (engelli, yaşlı, dul, yetim

vs.) yönelik önemli çalışmalar yapan Gönülver’in, bugün 170 aktif kadın gönüllüsü mevcut. Gönülver Derne-ğinin kurucu başkanı olan ve halen başkanlığını yürüten Gülbahar Dur-muş, şu an bakanlıkla ortak önemli iki

proje yürüttüklerini belirtti. Durmuş, Pendik Belediyesi ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla ortak olarak yürüttükleri Çocuk Evleri Projesiyle yine Pendik Belediyesi ile Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliğiyle “Geleceğe El Ver” Projeleri hakkında bizlere bilgi verdi. İlki, 2011 yılında kurulan ve şu an

ilçede bulunan 4 adet bulunan Sevgi Evi, toplamda 20 çocuğun kalıcı sıcak yuvaları oldu. Devlet koruması altına alınan kız ve erkek öğrenci-lerden oluşan çocuk evlerinin her birinde 3 özel bakım elemanı görev alıyor. Proje kapsamında korunan çocukların birer “Sorumlu Aile”si var. Çocukların hafta sonlarında beraber vakit geçirecekleri rol model olacak ailelerin de destekçisi olduğu proje-de, Gülbühar Durmuş sorumlu aile-lerin titizlikle seçildiğinin altını çizi-yor. Özellikle çocukların gelişiminde

ihtiyaç duyulan ebeveyn rolünün önemli olduğunu belirten Durmuş, rol model bir babaya çok önem verildiğini belirtiyor. Sorumlu aile seçerken önemli olan ikinci başlık ise haftasonu sorumlu olunan çocu-ğa zaman ayırabilecek bir ebeveyn olması. Seçimde ekonomik kritere bakılmıyor; fakat bu ebeveynlerden en az bir yıl çocukların sorumlusu olması bekleniyor, istenen ise ömür boyu üstlenilecek sorumluluk. Dur-muş, bu yıl 2 çocuk evi daha açmak niyetinde olduklarını belirterek 10 çocuğun daha sorumluluğunu üst-lenmek istediklerini kaydetti.

“Sevgi Evleri” Projesiyle 20 çocuk yetişiyor

Gönülver Derneği Başkanı Durmuş, Pendik Belediyesi ile Gençlik ve Spor Bakanlığıyla birlikte yürüt-tükleri “Geleceğe El Ver” adlı proje kapsamında geçtiğimiz yılın eylül ayından bu yana çok güzel çalış-malar yaptıklarını söyledi. Pen-

dik’in mahallelerinden kızlı erkekli 80 genci buluşturan proje, sosyal sorumluluk bilinciyle yetiştiriyor. Nisan’a kadar sürecek projede, gençler madde bağımlılığına karşı kitap okuma, kısa film vs. gibi çeşitli sosyal etkinliklerle dikkat çekiyor.

“Geleceğe El Ver” Projesiyle lider gençler

Gönülver Derneği, Tenzile Erdoğan Sevgi Evi ve Kız Yetiştirme Yurdunda kalan kız çocukları ve ilçedeki engelliler için çeşitli etkinlikler de düzenliyor.


Kadına yönelik şiddete karşı kolları sıvadılarTürk Kadınlar Birliği Pendik Şubesi, aile gibi birbiriyle dayanışma içinde olan 100’e yakın üyesiyle eğitim ve sağlık alanındaki başarılı faaliyetleriyle dikkat çekiyor. 20 anasınıfı açan, 4 bin çocuğa burs veren Pendikli kadınlar, son olarak “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Önlenmesi” Projesiyle ilçedeki köylerden başlayarak şiddetten etkilenen kadın ve çocuklar için çalışma başlattı.

Kuruluşu 1922 yılına da-yanan Türk Kadınlar Birli-

ği, Türkiye’nin en eski iki kadın derneğinden biri olma özelliğini taşıyor. Pendik Şubesi ise 22 yıldır ilçede faaliyet göstererek eğitim, sağlık ve kadınlarla ilgili alanlarda pek çok başarılı çalışmaya imza attı. Bir anlık değil, uzun süreli projeler ger-çekleştirdiklerini belirten Şube Başkanı Özen Öztyanyel, hedef kitlelerinin kadın olduğunu belirterek “Amacımız kadınlara haklarını anlatmak, ekonomiye kazandırmak, eğitim vermek, ailesine desteklerde bulunmak, böylece hem topluma hem de devlete hizmet etmektir.” diyor. Çalışmalarında Pendik Bele-diyesinden de destek gördük-lerini belirten Özen Öztanyel: “Yardım istediğimiz her konuda belediyemiz bize destek verdi.” şeklinde konuşuyor.

20 anasınıfı, 4 bin öğrenciye burs22 yıl içinde 4 bin öğrenciye burs desteği veren, okuma yazma kurslarıyla 800 kadını sertifika sahibi yapan Türk Kadınlar Birliği Pendik Şubesi, ayrıca okullara ana sınıfı ve alt özel sınıfı açıyor. Sadece Pen-dik’te değil, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bugüne kadar eğitime 20 sınıf kazandırıldı. Başkan Öztanyel: “ Bu sınıfların kapısında Türk Kadınlar Birliği amblemi var. Sponsorlarla ve

kendi cebimizden karşılayarak yürüttüğümüz bu çalışmalar, bizim için büyük bir övünç kaynağı.” diyor. Pendikli ka-dınlar, yakında Trabzon’daki 2. açılışlarını da Sürmene’ de yaptırdıkları alt özel sınıfıyla gerçekleştirecek.

Kadına şiddeti önlemek için dağ tepe geziyorlar20 Şubat’ta başlayıp 07 Nisan’da sona erecek proje kapsamın-da, özellikle kırsal kesimlere yönelik olarak sekiz ayrı nok-tada bilgilendirme seminerleri gerçekleştirilmeye başlandı. İlk iki seminer köy muhtarlarının katkısıyla Kurna ve Göçbeyli Köylerinde yapıldı. Devam eden aşamada proje yine kır-saldan seçilen ve TKB’nin daha önce alan çalışması yaptığı 6 okulda uygulanacak. Buradaki seminerlere okul rehber öğret-menleri, veliler ve okul dışın-dan gelen kadınlar katılacak. Projeye Pendik Kaymakamlığı, Jandarma Komutanlığı, Milli Eğitim Şube Müdürlüğü, TKB Pendik Şubesi Eğitim Komis-yonu üyeleri ve öğretmenleri destek veriyor. Pendik Beledi-yesinin de katkıda bulunduğu projede ayrıca psikolog ve kadın sığınma evi yöneticileri de şiddete karşı alınacak önlemleri ve çözüm yollarını anlatıyor. Projenin Türkiye’de TKB Genel Merkezinin danışmanlığında uygulamaya konulduğunu

belirten BaşkanıÖzen Öztanyel: “Her gün televizyonlarda kadın cinayetleriyle ilgili haberler yayınlanıyor. Şiddet aslında aile içinde de yaygın ve buradan filizleniyor. Bu konuda herkesin bilinçlendirilmesi şart. Eğitim seminerlerimiz bu amaca yö-nelik.” dedi.

Seminer Takvimi ise şöyle:Kurna köyü, Göçbeyli Köyü, Mustafa Karuşağı İlkokulu, Ög-retmen İbrahim Öztürk İlkoku-lu, Enver Çelik İlkokulu (17 Mart Salı), G.Zeki Obdan İlkokulu (24 Mart Salı), Kurtköy İlkokulu (31 Mart), Çamlık İlkokulu (7 Nisan)

Türk Kadınlar Birliği Pendik Şubesi Başkanı Özen Öztanyel, 22 yıl önce kuruluşunda görev aldığı derneğin 18 yıldan beri de başkanlığını yürüterek ala-nında büyük bir başarının sahibi. Üyelerinin çoğunun torun sahibi olduğunu, 80 yaşında bile faal üyeleri-nin bulunduğunu belirten Öztanyel, artık gençlerin görev almasını istediğini, ama artık görevi gençlere devretmek istiyorum.

Başkan olarak 18 yıldır görev yapıyor


1 yıldır emekli olan Sevtap Hanım, şu anda 20 yıllık yoğun bir çalışma temposunun ardından dinlenmenin ve üçüz çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmenin mutluluğunu yaşıyor. Ancak “Hekimlik bir yaşam biçimi. Ondan emekli olmak pek mümkün değil.” diyerek bir süre

sonra yeniden mesleğine devam edeceğinin de sinyallerini veriyor. Göz önünde olmayı pek sevmeyen, özellikle yetim çocuklarla ilgili sosyal faaliyetleri de sessiz sedasız yerine getiren Dr. Sevtap Şahin, sorularımıza büyük bir içtenlikle yanıt verdi.

Kendinizi tanıtır mısınız? Dr. Sevtap Şahin kimdir?Trabzon’da doğdum. Annem Trab-zonlu, babam Konyalı. 5 yaşına kadar Trabzon’da, daha sonra Konya Ereğli’de yaşamaya başladım. Kan-dilli Kız Lisesi’nde okuduğum 1. sınıfı saymazsak, ilk, orta ve lise öğreni-mimi Konya’da tamamladım. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ni kazandım. Ailem de benimle birlikte İstanbul’a taşındı. Mecburi hizmetimi Amasya Sulu-ova’da yaptım. Kenan Bey’le orada tanıştım. 1 yıl Amasya’da kaldıktan sonra Kenan Bey’in Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki ihtisası için İstanbul’a geldik. Bu arada benim de Pendik SSK Hastanesine tayinim çıkmıştı. 1992 Ağustos’unda Pendik’e taşındık ve o tarihten beri Pendikliyiz. 1 yıl sonra ben de Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalık-ları Bölümünde ihtisas yapmaya hak kazandım. Çalışma hayatımda çok fazla işyeri değiştirmedim. 1 yıl önce de emekli oldum.

Doktor olmayı neden istediniz? Çok bilinçli değildik, o zamanlar. Hekimlik bizim dönemimizde en iyi

ve değerli mesleklerden biriydi. İlk tercihim İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazandım. Ancak benden sonra iki kardeşim Tıp Fakültesinde okumanın zorluğunu gördükleri için farklı mes-lekleri seçti. 1 yıl önce emekli oldum; ama hekimlik bir yaşam biçimi. On-dan emekli olmak pek mümkün değil.

Çalışma hayatından biraz bahsedersek neler yaşadınız?İhtisasım sonrası Pendik Verem Sa-vaş’ta çalışmak istedim; ama derne-ğe bağlıydı ve o yıllarda başörtüsü dolayısıyla çok sorun yaşanıyordu. Sağlık Bakanlığına bağlı Maltepe Verem Savaş Dispanseri’nde çalışma-ya başladım. Orada da ilk yıllarda çok sıkıntı çektim, çok yıpratıcı bir dönem yaşadım, başörtüsünden dolayı. Do-ğum sonrası 2 yıl ücretsiz izin kullan-dım. Daha sonra yeniden mesleğime döndüm. Emekli olana kadar orada çalışmayı sürdürdüm.

Mesleğinizde unutamadığınız bir olay var mı?Her hasta, aslında ayrı bir hayat hikâyesine sahip. Hepsinden etkile-niyorsunuz. Ancak en unutamadığım olaylardan birini, ihtisasım sırasında

Matematik öğretmeni anne ve babanın en büyük çocuğu olarak Trabzon’da doğan, Konya’da büyüyen Sevtap Şahin, Tıp Fakültesini bitirdikten sonra mecburi hizmetini yapmak üzere gittiği Amasya Suluova’da Dr. Kenan Şahin’le tanıştı. Evliliğin ardından hem mesleğinde hem de aile hayatında örnek bir kadın olarak Pendik Belediye Başkanı Dr. Kenan Şahin’in yanında yer aldı.

İş hayatındaeşitlik yerine adalet istiyorum


Kartal Eğitim ve Araştırma Hastane-sinde yaşadım. Genç yaşta iki kardeş, trafik kazası geçirmişti. Kazadan kurtulan küçük kardeş, bitkisel hayata giren ağabeyine 2 yıl boyun-ca hastanede gece gündüz baktı. O kardeşin adeta bütün hayatından vazgeçerek gösterdiği fedakârlığı unutmam mümkün değil.

Üçüz çocuk annesisiniz. Çalışırken üç çocuğu aynı anda büyütmek zor olmadı? Onlar 1,5 yaşındayken yeniden iş ha-yatına döndüm. Onları iyi koşullarda yetiştirmek istedik. Ancak kolay ol-madı, tabi, onlardan ayrılmak. Akılları ermeye başladıktan sonra gitmeye-yim diye kapıları tutardı. O dönemde Kenan Bey bana çok destek oldu. Çocuklarla ilgili konularda her şeyi birlikte paylaştık. Anne babalarımız yardımcı oldu. Eşim, belediye başkanı olunca işleri daha yoğunlaştı, tabi. Bu da benim sorumluluğumu biraz daha artırdı. Onlarla ilgili çabamız, topluma, anne babaya saygılı, iyi birer Müslü-man olarak yetişmeleri yönündedir.

Biraz da çocuklarınızdan söz eder misiniz? Çocuklar şu anda ortaokul 6. sınıfta okuyor. Aslında her birinin karakteri birbirinden farklı. Zeynep, babasının bir tanesi, bana da arkadaş. Yaşıtları-na göre daha olgun olduğunu söy-leyebilirim. Ergenliğe geçiş dönemi olduğu için zaman zaman çatışmalar da yaşayabiliyoruz. Kerem duygusal, Semih lider özelliklere sahip... Ders çalışma konusunda biraz daha gayret göstermelerini istiyorum. Ancak, güncel gelişmeleri çok iyi takip ediyorlar. Sadece babalarını fazla görememekten şikâyetçiler.

Pendik gibi büyük ve kalabalık bir ilçeyi iki dönem üst üste yöneten

belediye başkanının eşi olarak bu sizi nasıl etkiledi?Her gittiğim yerde Kenan Bey’le bir-likte tanınıyorum. İdeal model olmak zorundayım. Ancak Kenan Bey’in belediye başkanı olmasından sonra olaylara daha farklı bakıyorum, bakış açım değişti. Bir de onun sorum-luluğu, benim aileyle olan yükümü artırdı. Ancak Kenan Bey, çok iyi bir baba modelidir.

Çalışan kadınlar, anne olduktan sonra kariyerleri ve çocukları arasında seçim yapmak zorunda kalabiliyor. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?Bu konuda bireysel tercihler önemli. Ancak annelik tercih edilecek bir şey değil. Bu yüzden çalışma koşulları onları rahatlatacak şekilde düzenlen-meli diye düşünüyorum. Kadınların, erkeklerle aynı şekilde çalışmak zorunda kalmaları bana göre adalet-siz. Eşitlik yerine adalet gözetilmeli, kadınların evdeki sorumlulukları da gözetilerek iş hayatında ona göre ayarlama yapılmalı. Sonuçta, evdeki sorumluluklar, yardım veya destek bile görse yine büyük ölçüde kadın-ların omzunda. Günümüzde kadın-lardan beklentiler çok fazla. İyi bir anne, iyi bir eş, mesleğinde de başarılı olmak zorunda. Kadınların muhak-kak bir mesleği olmalı. Ama bu “ben bağımsızım, istediğimi yaparım.” şeklinde bir düşünceye dönüşmemeli. Aile değerlerini ihmal etmeden ayak-larının üstünde durabilmeli.

Kadına yönelik erkek şiddetinin sık sık gündeme geldiği bir ülkede yaşıyoruz. Sizce neden böyle oluyor? Erkekleri de yetiştirenlerin anneler olduğunu düşünürsek buradan nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Toplumda maalesef mazlum olan çocuk, yaşlı veya kadınlar şiddet

görebiliyor. Bu noktada, aile kavramı ve roller çok önem taşıyor. Öncelikle evlatlarımızın bize emanet olduğu-nu unutmamamız gerekiyor. Aynı şekilde kadınlar da eşlerine emanet. Peygamber Efendimizin dediği gibi kadınlara bir emanet gözüyle bakılır-sa şiddet olmaz. Toplumda maalesef yanlış örneklerin artışı, şiddeti de körüklüyor. Cezaların yanı sıra şiddet uygulayan kişilere toplumsal kına-ma da olması gerekiyor. Bu noktada çocuğuna, karısına, mazluma şiddet uygulayanlara mahalle baskısı olmalı. Ayrıca aile büyüklerinin de evlilikler-de şiddet uygulayan çocuklarını hoş görmemesi, kız evlatlarına evlendik-ten sonra da sahip çıkması gerekiyor. Genellikle aile birlikteliğinin dağılma-ması için bazı olaylar ört bas ediliyor; ancak kadınların can güvenliği kal-mamışsa bu noktada evliliğin devamı düşünülemez.

Sosyal faaliyetlerinizden söz edersek neler yapıyorsunuz? Hedefleriniz ve gerçekleştirmeyi arzu ettiğiniz projeleriniz var mı?Bir anne olarak özellikle yetim çocukları çok önemsiyorum. Onlar bizim geleceğimizin bir parçası. Gö-nüllülerle birlikte onların ihtiyaçlarını gidermek, bu dünyada yalnız olma-

dıklarını hissettirmek için faaliyet-ler yürütüyoruz. Sevgi evlerinde ve Tenzile Erdoğan Konukevi’nde kalan yetim çocuklarla birlikte tüm bu çocuklara sahip çıkmak, aslında toplum olarak hepimizin görevi. Bir de yaşlılar ile gençleri buluşturmayı hedefleyen bir projemiz var. Hanım yaşlılarımız evde kalıyor, sosyal hayatları çok kısıtlı. Sadece kendi aile üyeleri varsa daha aktif olabiliyor. Gençler yaşlıların tecrübelerinden, yaşlılar da gençlerin yaşam enerjile-rinden faydalanarak etkileşim içinde olsunlar istiyoruz.

Klasik bir soru olacak; ama elinizde sihirli bir değneğiniz olsaydı ve üç hakkınız bulunsaydı, ne şekilde kullanırdınız? Sihirli değneğim olsaydı ilk olarak savaşları bitirmek isterdim. 2. olarak dünyada açlık sorununun kalma-masını arzu ederdim. Son olarak da İstanbul’u değiştirmek isterdim. İstanbul’u çok seviyorum; ancak ya-pılaşma ve karmaşa çok fazla. Büyük bir şehir; ama küçük bir kent yaşamı-na sahip, daha sakin ve huzurlu, yeşil alanlarının bol, betonlaşmanın daha az olduğu, karmaşıklıktan uzak bir yere dönüşmesini isterdim.


7 yılda onlarca kadın, girişimci olduPendik Belediyesinin kadınlara yönelik önemli projelerinden KİŞGEM, yedinci yılında 2008 yılından bu yana faaliyetini sürdürerek kadın girişimcilere ev sahipliği yapan, bununla da yetinmeyip girişimcililik konusunda danışmanlık hizmeti ve seminerler veren Pendik Kadın Girişimci İş Geliştirme Merkezi (KİŞGEM), yedinci yılına girdi.

Bu süre zarfında peluş oyun-caktan gelinliğe, ev temizlik

malzemelerinden dış ticarete kadar farklı sektörlerde faaliyet göstermek isteyen girişimci kadınların mekanı oldu. KİŞGEM’de halen 16 girişimci faal olarak çalışıyor. Son olarak Ferhan Usta Ucun ile Berrin Oruç ve orta-ğı Meryem Altunışık, KİŞGEM’den

aldıkları destekle girişimci olarak iş hayatına atıldılar.

Çevreyi yeşillendirerek hayat veriyorlar Ferhan Usta Ucun ve Berrin Oruç ortaklar geçtiğimiz yıl aralık ayından bu yana KİŞGEM’de peyzaj sektörü üzerine faaliyet gösteriyor. Henüz yeni

olmalarına rağmen ortaklardan Berrin Oruç’un mesleğinin mimarlık olması, genç girişimcilerin sektöre daha ha-kim olmasını sağlıyor. İş süreciyle ilgili ayrıntı veren girişimciler, önce müş-terinin istediği alanı inceliyor, ardın-dan bilgisayarda tasarımını yapıyor-lar. Tasarımı müşteriye sunup onay aldıktan sonra çalışmanın yapılacağı

alana program dahilinde çimenler ekilip diğer gereken peyzaj çalışması uygulanıyor. Yapım bittikten sonra çimenlerin bakımın da yine Ferhan Usta Ucun ve Berrin Oruç’un firması üstleniyor. Genç girişimciler yaptıkları uygulamanın oldukça çevreci bir iş olduğunu ifade ederek “Çevreyi yeşil-lendirerek hayat veriyoruz.” diyor.

Ferhan Usta Ucun, Berrin Oruç’un çalışmaları ilk olarak bilgisayarda tasarımla başlıyor.


Meryem Altunışık KİŞGEM’de İş Güvenliği Sağlığı konusunda faaliyet gösteriyor.

İş Güvenliği Sağlığında tecrübelerini aktarıyorBir diğer KİŞGEM’li girişimci ise 31 yaşındaki Meryem Altunışık. Yıllarca İş Güvenliği Uzmanlığı yapan sonrasında edindiği tecrübelerle kendi şirketini kurmaya karar veren Altunışık, aynı zamanda iş güvenliği uzmanlarının kullandığı ekipmanları tedarik ediyor. İş Güvenliği Uzmanlığı üzerine danışman-lık hizmeti veren Meryem Altunışık, yeni yasalarla bir şantiye ya da faal bir fabrikada iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu getirildiğini, bunun da iş kazalarını önemli ölçüde engellediğini belirtiyor. Bu noktada iyi eğitim almış bir iş güvenliği uzmanının çalışan kadar işveren için de önemli olduğunu söyle-yen Altunışık: “Bir şantiyede çalışan iş güvenliği uzmanı noksanlıkları tespit ederek işvereni olası cezai yaptırımlar-dan korumuş oluyor.” diyor.

“Kadın hakları bir güne sığdırılmamalı”

Kadınlar Günüyle ilgili düşüncelerini de aktaran genç girişimciler, daha çok kadın hakları ve iş hayatına değindiler. “Kadın hakları sadece kadınlar gü-nünde ele alınıyor.” diyen Ferhan Usta Ucun ve Berrin Oruç, bu konunun bir günle sınırlandırılmaması gerektiğini ifade ediyor. Kadınların sıkıntılarının çözülmesinde eğitim kadar istihdamın da öne çıkarılması gerektiğini belirten genç girişimciler “Çalışan kadın kadar girişimci ve iş veren kadınların da sayılarının artmalarını diliyoruz.” dedi. Meryem Altunışık ise son günlerde kadına yönelik şiddet olaylarına deği-nerek kadınlar gününün bu olayların sona ermesine vesile olmasını diledi.

14 www.pendik.bel.tr 08 MART 2015Kadın Gündemi

Çamçeşme ve BatıMahallesi’ne Pendik’in en eski ve kalabalık mahallelerinden biri olan Çamşçeşme Mahallesi Muhtarı Meliha İnan: “Muhtarın kadın olması bir avantaj. Erkekler daha nazik konuşuyor, kadınlar ise dertlerini daha rahat dile getiriyor.” şeklinde konuşuyor.

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?Ben Meliha İnan. Aslen Orduluyum, 18 yıldır Çamçeşme Mahallesi’n-de ikamet ediyorum. Evli ve iki kız çocuğu sahibiyim. Büyük kızım lise 3. sınıf, küçük kızım ise ilkokul 4. sınıf öğrencisi. 10 yıl Çamçeşme İlkokulu Okul Aile Birliği Başkanlığı görevinde bulundum. 2014 Yerel Seçimleriyle Çamçeşme Mahalle Muhtarı oldum.

Neden muhtar olmak istediniz?İnsanlara faydalı olmayı, yardımcı olmayı çok seviyorum. Daha önce yürüttüğüm sosyal sorumluluk çalış-maları vardı. Bu amaçla muhtar adayı oldum ve seçildim.

Muhtar olmak hayatınızda neleri değiştirdi? Her şeyden önce bu sorumluluk insana daha farklı bir özgüven yük-lüyor. Çünkü insanların sorunlarını çözmekle yükümlü bir noktadası-nız. İnsanlar size gelip sıkıntılarının çözümünü dile getiriyorlar. Özellikle

insanların problemlerinin çözümünde ben de oldukça mutlu ve memnun oluyorum.

Sizce kadın olmak, muhtarlıkta avantaj mı, dezavantaj mı?Avantaj olduğunu düşünüyorum. Bir bayan muhtar olarak muhtarlığımı-za gelen beyefendilerin daha nazik konuştuğunu, gelen bayanların ise dertlerini daha rahat dile getirdikle-rini söyleyebilirim. Özellikle bayanlar her türlü sorunlarını dile getirebiliyor.

Klasik muhtar görevlerinin dışında mahalleniz için yürüttüğünüz faaliyetleriniz var mı?Mahallemizde özellikle gençlerimizle yönelik çalışmalara eğiliyoruz. Genç-lerin bizlere duyduğu saygı, uyarıla-rımıza karşı yönlendirilebilir olma-ları oldukça önemli. Özelikle madde bağımlılığına karşı onları bilinçlendir-meye gayret ediyoruz.

8 Mart, Dünya Kadınlar Günü malumunuz. Bu manada ülkemizde kadın hakları ve kadına şiddet konusunda neler söylersiniz, hangi önerilerde bulunursunuz?Kadınlarımızı halen layık oldukları statüde göremediğimi ifade edeyim. Bu konuda ciddi bir bilinçlenme şart.

Kadınlar aile içi şiddetin mağdu-ru olmamalı. Kadınlar eşlerinin ve çocuklarının şiddetine maruz kal-mamalı. Dışarıda gezerken güvenlik kaygısı taşımamalı. Son zamanlarda yaşadığımız kadın ölümleri toplumu-muzu ziyadesiyle üzüyor. Hepimizin çocukları var, bizler de korkuyoruz. Özgecan yavrumuzun başına gelen-ler dilerim bir kızımızın daha başına gelmez. Bunun için gerekli adımların atılmasını istiyorum. Kadınların er-keklerin bir adım arkasında kal-masını değil, her kulvarda yan yana yürümesini istiyoruz.

Son olarak Pendiklilere mesajınız varsa alalım.Tüm kadınlarımızın ve özellikle Pen-dikli kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü tebrik ederim.


Çamçeşme ve BatıMahallesi’ne

Doğma büyüme Pendikli olan Hülya Büyüktopçu, 2014 Yerel Seçimlerinde Batı Mahallesi Muhtarı seçildi. Mahallenin ilk kadın muhtarı olan Hülya Hanım, aynı zamanda tanınmış Futbolcu Erman Özgür ile Anadolu Ateşi Dansçısı Özlem Özgür Satıcı’nın da annesi…

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?Mübadele döneminde Yanya’dan göç eden bir ailenin ferdiyim. Doğma büyüme Pendikliyim, Batı Mahallesi sakiniyim. Evliyim, iki çocuk ve iki torun sahibiyim. Çocuklarımın biri tanınmış futbolculardan Erman Özgür, diğeri ise Anadolu Ateşi Dansçısı ve Dans Eğitmeni Özlem Özgür Satıcı. Bugüne kadar Pendik’te birçok sosyal sorumluluk projesinde yer almış biri olarak 2014 Yerel Seçimleri’nde Batı Mahallesi Muhtarlığına aday oldum ve halkımızın teveccühüyle de seçildim. Mahallenin ilk kadın muhtarı olarak bu görevi yürütüyorum.

Neden muhtar olmak istediniz?Öncelikle ben bir Pendik çocuğuyum. Bu ilçede 17 yıla yakın siyasi çalışma

ve sosyal sorumluluk projeleri üzerine birçok hayır çalışması gerçekleştirdim. 2014 Yerel Seçimlerinde mevcut muh-tarımızın yeniden muhtar adayı olma-ması ve gerek kızımın gerekse ma-halle sakinlerinin talebi üzerine aday olmaya karar verdim. Beni destek-leyenler zaten bir sosyal sorumluluk gönüllüsü olduğumu ve bunu resmiye-te dökmem gerektiği konusunda ısrar etti. Ben de zaten bu işin halka hizmet noktasında gönüllüsüyken artık resmi şekilde muhtar olarak yürütmeliyim dedim ve bundan aday oldum. Sonrası da kazandım, malumunuz.

Muhtar olmak hayatınızda neleri değiştirdi? Muhtarlık çok büyük bir sorumluluk... Mahallemizde yaşayan 15 bin insanın temsilcisiyiz. Bu tabii, ayrı bir yük ve sorumluluk omuzlarımıza. Muhtarlık görevini ben şöyle özetliyorum: Çok iyi bir komşuluk… Mahalleme hizmet etmeyi ve özellikle yaşlılara hizmet etmeyi çok seviyorum. Bunun için de muhtarlık görevimi çok seviyorum.

Sizce kadın olmak, muhtarlıkta avantaj mı, dezavantaj mı?Bence avantaj. Çünkü benim adaylık sürecimdeki sloganım da “Kadın Eli Değmeli” idi. Kadın olmak, anne olmak, mahallelinin dertleriyle dertlenmek ve sorumluluk açısından olaya daha

farklı bir bakış kazandırıyor. Bu sa-dece bizim açımızdan değil, mahalleli bayanlarımız açısından da oldukça iyi. Rahatlıkla bana sorun ve sıkıntılarını getirebiliyorlar. Muhtar oldum olalı bu anlamda çok güzel tepkiler aldım. Muhtarlığımıza kadın eli değdi, kapı-mız herkese açık.

Klasik muhtar görevlerinin dışında mahalleniz için yürüttüğünüz faaliyetleriniz var mı?Özellikle madde bağımlılığı konusun-da ve yardım işleri konusunda birçok çalışma yürüttüğümü söylemekle yetineyim.

8 Mart, Dünya Kadınlar Günü malumunuz. Bu manada ülkemizde kadın hakları ve kadına şiddet konusunda neler söylersiniz, hangi önerilerde bulunursunuz?Öncelikle Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyorum ve daha güzel günlere diyorum. Kadın hakları ve kadına şid-det konularında ben öncelikle eğitim şart diyorum. Eğitim ailede başlıyor. O zaman aile içi eğitim de bu kapsamda önemlidir diyorum. Kadının değeri, annenin değeri bilinmeli, şiddetin sebeplerine yönelik eğitimler verilmeli diyorum. Ondan sonra da kadına şid-dete karşı caydırıcı cezalar getirilmeli. Özellikle Özgecan Aslan yavrumuzu kaybettikten sonra tüm toplum bitsin

bu kadın ölümleri ve bu vahşeti işle-yenlere uygulanacak cezalar ağırlaş-tırılsın konusunda birleşti. 4 yılda 800 kadın katledildi. Bunun çözümü şart. Bir de aile içi şiddet konusunda kadın sığınma evleri artırılmalı.


Kadınları sporla buluşturan merkezler artıyor

Pendik Belediyesi tarafından çeşitli mahallelerde kurulan spor kompleksleri ve kültür merkezlerinde oluşturulan fitness salonlarında binlerce kadın spor yapma imkânı buluyor. Bu merkezlere devam eden birçok insan sağlıklı yaşamın yanı sıra ideal kilolarına da kavuşuyor.

Sülüntepe, Dolayoba ve Yeşilbağlar Spor Kompleksleri ile Fevzi Çakmak

ile Dumlupınar’daki kültür merkezlerinde yer alan fitness salonlarından isteyen tüm kadınlar faydalanabiliyor. 5 spor merkezinde yüzme, fitness, pilates, spinning ve sabah sporlarıyla bugüne kadar binlerce kadın uzmanlar eşliğinde form tutmaya başladı. Yakında Velibaba Kültür Merkezi içinde faali-yete geçecek fitness salonu da yine kadınla-ra hizmet verecek. YüzmeSülüntepe Spor Kompleksi’nde kadınlar ve erkekler için olmak üzere iki yüzme havuzu yer alıyor. Komplekste aynı zamanda bilme-yenler için çocuklar ve yetişkinlere yönelik uzman kadro eşliğinde yüzme kursları da veriliyor. Yüzme kursuna kayıt yaptırmak isteyen vatandaşlar; Hepatit B testi sonu-cu, tam idrar testi sonucu ve kimlikleri ile giderek kayıt yaptırabilecek. Pazartesi hariç haftanın her günü 09.00 ile 22.00 saatleri arasında açık olan yüzme havuzunda dileyen vatandaşlar istedikleri seanslara kayıt yap-tırabiliyor. Düzenli olarak dezenfekte işle-minden geçirilen yüzme havuzunda ısıtma sistemi de bulunuyor.

Fitness, spinning, pilatesDiğer bütün sporlardan farklı olarak temelde kasların tek tek aletli ya da aletsiz sıkılaş-tırılması ve güçlendirilmesi amacıyla yapı-lan fitness, belediyenin 5 spor merkezinde

de yapılabiliyor. Haftanın 6 günü açık olan spor merkezlerinde en yoğun ilginin olduğu fitness ile kişilerin bölgesel kas gruplarına yönelik antrenman türleri de mevcut. Ta-mamen bisiklet ile yapılan aerobik egzersiz türü olan spinning’e ilgi duyanlar Dolayoba ve Yeşilbağlar Spor Kompleksleri’ne gidebilir. Yine spinning gibi bir diğer özel spor olan pilates sporu için de Fevzi Çakmak Arif Nihat Asya Kültür Merkezi’ndeki fitness salonu sporseverleri bekliyor.

Masa tenisiPendik Belediyesi tarafından haftanın 7 günü antrenörler tarafından verilen masa tenisi eğitimine erkekler kadar kadın sporseverler de yoğun ilgi gösteriyor. Her gün sabah 09.00 – akşam 22.00 saatleri arasında açık olan Sülüntepe Spor Kompleksi’nde masa tenisi oynamak mümkün oluyor. Bu sporu öğ-renmek isteyen yetişkinlere yönelik akşam 17.00 ile 21.00 saatleri arasında masa tenisi kursu veriliyor.

Sabah sporuSporu bir yaşam biçimi haline getirmeyi he-defleyen Pendik Belediyesi, kadınlara yönelik ücretsiz sabah sporu düzenliyor. Sülüntepe, Dolayoba ve Yeşilbağlar Spor Kompleksle-ri’nde haftanın belirli günlerinde 10.00-11.00 saatleri arasında uzman eğitmenlerin eşli-ğinde sabah sporu düzenleniyor. Kayıt şartı aranmayan sabah sporu için eşofmanları giyip gelmek yeterli…


Pendik’in gururu Meltem

Kariyerinde birçok Türkiye, Avrupa ve Dünya Şampiyonluğu

bulunan Meltem Hocaoğlu, genç yaşta kazandığı bu başarılarla Pendik’in gurur kaynağı oldu Meltem, Boşnak asıllı bir ailenin ferdi olarak dünyaya geldi. İlköğretim ve lise hayatını Pen-dik’te geçiren Meltem halen Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği bölümünde öğrenim ha-yatını sürdürüyor. Her başarılı insanın hayatında mutlaka bir sınıf öğretmeni vardır. İşte Meltem’in de bugünlere ulaşmasının sebebi ilkokul öğretmeni oldu. İlkokul Öğretmeni Gülcan Ay-su’nun tavsiyesiyle sınıfça katıldıkları bir senelik karate kursu sonrası bu sporu yapmaya karar verdi.

Dünya şampiyonu olduAntrenmanlardan aldığı zevk, okula ve sosyal hayatına getirdiği düzen ve aşıladığı felsefenin olumlu geri dönüşümlerini almasıyla Meltem’in bu spora sevgisi daha arttı. Öyle ki tam 15 yıl oldu bu spora başlayalı ve hala ilk gün olduğu gibi yine bu spora aşık. Karateyi çok sevdiği zaten sayısız şampiyonluklarıyla belli değil mi? Tam 23 Türkiye Şampiyonluğu! Minikler, yıldızlar, Gençler ve Büyükler… Katıl-dığı tüm kategorilerin tartışmasız tek şampiyonu oldu. Meltem bu başarısını sadece Türkiye’yle sınırlı tutamaz-dı. O Türk bayrağını diğer ülkelerde göndere çektirmek istiyordu. Sırasıy-la da şampiyonluklar geldi. Balkan, Akdeniz, Karadeniz Şampiyonlukları, uluslararası liglerde çeşitli derece-ler, Avrupa Şampiyonluğu ve tabi ki Dünya Şampiyonluğu. Meltem artık dünyanın zirvesindeydi.

Hocası onun manevi babasıBu başarılarının ardından yaşadığı duyguyu şöyle tanımlıyor Meltem: “Şampiyonluklarımın ardından ye-tiştirilmemde en büyük rolü üstlenen ülkemi bu yolla temsil edip elimden geleni yapabilmenin verdiği guru-ru yaşadım.”diyor. Bu başarılarının ardında tabi ki yılların deneyimli

hocası Ercan İnce’nin payı çok büyük. Meltem, Ercan Hoca’yı şöyle anlatıyor: “Bunca seneden sonra Ercan Hoca benim için antrenör, öğretmen, yol gösterici ve manevi bir baba olmuştur. Kamplarda ve yoğun çalışma dönem-leri süresince ailelerimizden daha çok birlikte vakit geçirmekteyiz. Maç sa-bahları ballı ekmeğimi hazırlayan, her türlü desteği veren, beni öz evlatla-rından ayırmayan Ercan İnce Hocama tarafınızdan minnetimi sunuyorum.” şeklinde konuştu.

Ailesi her zaman yanında olduTabi ki küçüklüğünden beri ailesi her zaman Meltem’in yanında oldu. Dede ve anneannesiyle yetişen bir çocuk olan Meltem, her gün antrenmanlara, il dışı maçlara hep onlar tarafından götürüldü. Ailesinden çok fedakârlık gördü. Meltem’in maçları esnasında ailesi ondan daha çok heyecanlandı. Küçük sakatlıklarında ve mağlubi-yetlerinde ondan daha çok üzüldüler. Meltem bu durumu şöyle özetliyor: “Ailem onlar için ne kadar özel oldu-ğumu bana her zaman hissettirmiş-tir.”

Türk kadını her alanda başarılıTürk kadının her dalda olduğu gibi sporda da yeterli ilgi ve eğitim so-nucu başarılı olduğunu ve bunun daha artacağına inandığını belirten Meltem: “Halkın ilgisi ve takdiri de bu konuda yüksek. Ancak medya, kadın sporcuları ön plana çıkartmakta ve tanıtmakta yetersiz kalıyor.” diyor.

Pendikli bir sporcu olan Meltem Hocaoğlu, 15 yıllık karate hayatına aralarında dünya şampiyonluğunun olduğu sayısız başarı sığdırdı. Yoğun kamp ve okul temposu arasında sorularımızı cevaplayan Milli Sporcumuz Meltem ile ailesinden kendisini bugünlere getiren hocasına, şampiyonluklarından eğitim hayatı ve geleceğiyle ilgili planlarına kadar birçok şeyi konuştuk.

Meltem, aktif olarak son verdik-ten sonra da karateyi hayatından çıkarmayacağını, eğitim hayatında da hedefinin okulunu bitirip yük-sek lisans için yurtdışında okumak ve dünyayı keşfetmek istediğini

söylüyor. Son olarak Meltem, sporun hayatımızda ekstra bir lüks olmadı-ğını, doğal bir ihtiyaç olduğunu ifade ediyor. Meltem, bütün Pendiklilere sağlıklı ve spor dolu bir ömür diledi-ğini belirtti.


Günümüzde sağlıklı yaşamın önün-deki en önemli engellerden biri haline gelen fazla kilolardan kurtulmak, çe-şitli diyet listelerinin ortaya çıkması-na yol açtı. Birbirinden farklı diyetler, zayıflamanın ve kilo artışının önüne geçmenin anahtarı olarak sunuluyor. Dolayısıyla kafa karışıklığına da yol açıyor. Peki, doğru zayıflama diyet-lerinin genel ilkeleri nelerdir? Biz de Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan ve diyetlerde dikkat edilmesi gereken noktaları sizlerle paylaşıyoruz:

1. Enerji: Zayıflama diyetlerinde günlük enerji miktarının belirlen-mesin¬de ilke, kişiye harcadığından daha az enerji vermektedir. Bununla beraber bireyin bazal metabolizma-sının altında enerji de verilmemelidir. Böylece bireyin yavaş yavaş (haftada 0.5-1kg) zayıflaması sağlanarak sağlık açısından oluşabilecek riskler ortadan kaldırılmış olur. Hızlı kilo kayıplarıyla birçok sağlık sorunu ortaya çıkabilir.

2. Protein: Günlük enerjinin yaklaşık % 12-15’i prote¬inden gelmeli ve daha çok kaliteli protein kaynaklarından yararlanılmalıdır. Proteinli besinlerin termojenik etkilerinin olması ve tok-luk hissi vermesi nedeniyle zayıflama diyetlerinde önemli et¬kileri vardır. Ancak diyetin protein miktarı artırı-lırsa hem yağ miktarı hem de özellikle doymuş yağ asit miktarı da artabile-ceğinden diyetin protein miktarının önerilenin üzerinde olması istenmez. Genellikle proteinden zen¬gin besinler yağdan da zengindir.

3. Yağ: Günlük enerjinin yaklaşık % 25-30’u yağlardan sağlanmalıdır. Yağlı besinler de proteinli besinler

gibi tokluk hissi verirler; ancak enerji içerikleri daha yüksektir. Ayrıca yağda eriyen vitaminlerin (A,D,E ve K Vita¬minleri) vücutta kullanımını sağlamak için diyetin yağ miktarı çok azaltıl¬mamalı, enerjinin yağdan gelen oranı % 20’nin altına düşürül-memelidir. Sağlıklı beslenmede yağ türüne de dikkat edilmelidir. Bunu sağlamak için yemeklerde kullanılan yağın 2/3’ünün zeytinyağı veya fındık yağı, 1/3’ünün ise mısırözü, soya veya ayçiçek yağı gibi bitkisel sıvı yağlar olmasına özen gösterilmelidir.

4. Karbonhidrat: Günlük enerjinin yaklaşık % 55-60’ı karbonhidratlar¬-dan sağlanmalıdır. Diyetin karbon-hidrat miktarı ayarlanırken beslenme programında şeker gibi basit kar-bonhidratlardan çok kuru baklagiller (mercimek, kuru fasulye vb.) gibi kompleks karbonhidratlar kullanıl¬-malıdır. Ayrıca basit karbonhidratlar bireyi çabuk acıktırırken kompleks

karbonhidratlar daha çok tokluk sağlar.

5. Vitamin ve Mineraller: Zayıfla-ma diyetlerinin enerjilerinin azlığına paralel olarak vitamin ve özellikle demir ve kalsiyum gibi mineral ye-tersizlikleri görülebilir. Çok dü¬şük enerjili olmayan dengeli beslenme programlarında vitamin ve mineral yetersizlikleri görülmez.

6. Posa (Lif): Zayıflama diyetlerinde posa (lif) yüksek olmalıdır. Posalı be-sinler çok çiğnemeyi gerektirdiğinden yemek yeme için gerekli zamanı uza-tır, midedeki sindirimi ve mide boşal-ma hızını yavaşlatarak tokluk hissini uzatır, dışkı hacmini ço¬ğaltarak bar-sak hareketlerini ve bağırsaktan geçiş hızını artırır. Böylece posa, bireyin kilo kaybetmesinde çok etkili olur. Genel-likle doğal posa kaynaklarının tüke-tilmesi önerilir. Sebzeler, meyve¬ler, kuru baklagiller, kepek ilaveli ürünler

önemli posa kaynaklarıdır.

7. Sıvı: Günde yaklaşık 3 litre sıvı tüketilmelidir. Diyet, vücuttaki me-ta¬bolizma artıklarının atılabilmesi için yeterli miktarda sıvı sağlamalıdır. Ayrıca yemek öncesi ve yemekle be-raber alınan sıvılar mide dolgunluğu-nu ve dolayısıyla tokluk hissini artırır. Bunun yanında kabızlığın oluşma-masın¬da bol sıvı tüketimi önemlidir. Kabızlık, bireyin kilo kay¬betmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenler¬le bol sıvı tüketilmesi ve özellikle bu sıvının 1-1.5 litresinin su olması önemlidir.

8. Tuz: Hipertansiyon, kalp yetmezliği veya başka nedenlerle ödemi bulunan şişman kişilere uygula¬nan beslen-me programlarında tuz kısıtlanması gere¬kebilir. Bu durumda diyet ya tuzsuz ya da az tuzlu olabilir. Eğer bahsedilen sorunlar yoksa tuz kısıt-la¬masına gerek olmayabilir.

9. Öğün Düzeni: Beslenme programı, günlük en az 3 veya daha fazla (6-8) öğünlük düzenli ve sık aralıklarla uy-gulanmalıdır. Sık aralıklarla beslenme, gereğinden fazla yemeyi ve kaçamak-ları önler, acıkmayı geciktirir ve bir sonraki öğünde besin alımını azaltır. Beslenme programı, bireyin ağız tadını bozmayacak şekilde, yaşam tarzına adapte edilmiş olarak, esnek, bes-lenme alışkanlıklarını uzun dönemde değiştirecek şekilde sunulmalı, kısa dönemli acele (şok) programlar uy-gulanmamalıdır. Beslenme programı; kan basıncı, kan kolesterol, lipit, trig-liserit, ürik asit, glikoz gibi bulgularda yükselmeler varsa bunlara uygun bir şekilde düzenlenmelidir.

Zayıflamak için yaptığınız diyet doğru mu?

Yeterli UYU

sporyap

TemizHava

Pendik Belediyesi Adına Sahibi: Kenan Şahin Yönetmen: Abdurrahim Bayram Yazı İşleri: Metin Tavukçu Halkla İlişkiler: Rezzan Uğun Haber Merkezi: Şeydanur Can, Özay Uyanık, Murat Ziyansız, Esra Balcı Sayfa Redaktörleri: Emre Doğan, Dilek Alın, Mustafa Tayar Grafik Tasarım: Güliz Turan, Mustafa Güzel Kültür-Sanat: Refah Terzi Hukuk: Se-lim Eğin Spor: Gökhan Tezsatar Bilişim: Güven Fındıklı Mustafa Çetinkaya Fotoğraf Editörü: Gökhan Türkben, Ahmet Raşit Can, Orhun Orkut Sadıkoğlu Telefon: 0216 585 11 00 / 2138 - 0216 585 11 15 Faks: 0216 585 14 14 Adres: 23 Nisan Cd. No.11 84180 Pendik-İSTANBUL www.pendik.bel.tr e-mail: [email protected] Yapım: Pentaş Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş Adres: 29 Ekim Cd. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler - İstanbul Telefon: 0212 454 30 00 Pendik Belediyesinin ücretsiz yayınıdır.

Yıl: 8 Sayı: 163

Tarih: 8 MART 2015

Documents

Pendik Gündemi Gazetesi Sayı 163