68
Sayı: 104 Nisan 2011 Forum 2011 Prıus Müzikal Samsung Bahar rüzgarı Beymen‘de Toyota Evita Aylık yaşam ve alışveriş dergisi

Pazarola Nisan 2011

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Yaşam ve Alışveriş dergisi

Citation preview

Page 1: Pazarola Nisan 2011

Sayı: 104 Nisan 2011

Forum 2011

Prıus

Müzikal

Samsung

Bahar rüzgarıBeymen‘de

Toyota

Evita

Aylık yaşam ve alışveriş dergisi

Page 2: Pazarola Nisan 2011
Page 3: Pazarola Nisan 2011
Page 4: Pazarola Nisan 2011

NİSAN I 2011

54 Toyota Toyota’nın Hybrid Synergy Drive

teknolojisinin kullanıldığı Prius modeli, yüksek performans, düşük yakıt tüketi-mi, çevre duyarlılığı ve şık tasarımı bir arada sunuyor.

Pazarola

22 Forum 2011’de Sistem Klimaları Distributörü

Teknoklima Tarafından “DVM PLUS IV” Tanıtıldı.

24 Claudia Cardinale Türkiye’deydi Dünya

sinemasının en önemli isimlerden Claudia Cardinale, 47’nci Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü aldığı ‘Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak’ filminin galası için Şubat ayında Türkiye’ye geldi

30Beymen’deBahar Rüzgarı 32 Rat Pack Show Haldun

Dormen Yönetiminde Las Vegas Efsanesi “Rat Pack Show” Dan Muhteşem Gala

46 Bahçeşehir Gençlik Spor Kulübü

Eğitim Merkezi 2000 yılından beri Bahçeşehirlilere hizmet veren Bahçeşehir Gençlik Spor Kulübü etkinlikleri,kursları ile Bahçeşehirlilerin hayatını daha etkin kılmaları için

çalışıyor.

48 Yılın müzikali Evita Türkiye’de Şimdiye

kadar yazılmış en ünlü şarkı sözlerine ve en muhteşem sahne müziklerine sahip, Tim Rice ve Andrew Lloyd Webber’in olağanüstü müzikali “EVITA” Türkiye’de!

24 54

32

22

48

Page 5: Pazarola Nisan 2011
Page 6: Pazarola Nisan 2011

6 Pazarola Nisan 2011

editör

Kadın

Nazan PAMİR

Pazarola

İmtiyaz SahibiMask Tanıtım Yayıncılık

Organizasyon İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. AdınaSemra ALPAY

Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü

Semra ALPAY

Genel KoordinatörAylin KARALI

Yayın KuruluNazan PAMİR

Murat APAYDINErkan UZUNER

Süer ÖCALSelda MUT

Tasarımİntersis Ajans

Reklam KoordinatörüDerya ÖNEL

Hukuk DanışmanıAv. Salih KARATAŞİletişim Danışmanı

Mali MüşavirMine YILDIRIM

DağıtımPAZAROLA

Protokol DağıtımUPS

Pazarola Bahçeşehir ayda bir yayınlanır. Bahçeşehir, Ardıçlı Evler, Ispartakule, Banu

Evleri, Bahçekent, Esenkent, Alkent sakinlerine ücretsiz dağıtılır. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. Yayınlanan

yazıların sorumluluğu yazara, reklamların sorumluluğu reklamverene aittir. Pazarola Bahçeşehir’de yayınlanan yazılar kaynak

gösterilse de izin alınmadan kullanılamaz.

Pazarola Bahçeşehir, Pazarola Tanıtım Yayıncılık İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. Yayınıdır.

Süleyman Demirel cad. Outland AVMKat: 2 No: 65 ESENKENT/İSTANBUL

0212 669 40 75

[email protected]

Sayı: 104 Nisan 2011Aylık yaşam ve alışveriş dergisi

Deprem haftasının, Tıp Bayramının, İstiklal Marşımızı anma günümüzün, Tüketiciyi Koruma haftasının, Yaşlılara Saygı haftasının, Şehitler gününün, Çanakkale Zaferinin, Orman haftasının, Nevruz Bayramının, Yeşilay haftasının ve Kadınlar

gününün olduğu bir aya girdik. Bu ay dergimizde hepsi ile ilgili bilgiler toplayıp sizlere aktarmaya çalıştık.

Ben kadınım dedim ve “Kadın” diyerek başladım araştırmaya. Mükemmelliğin, her yere/herkese yetişmenin, hastalanmamanın, bakımlı olmanın, gülümsemenin, şikâyet etmemenin, sevecen olmanın sinirlenmemenin beklendiği kadını düşündüm…

Şu google’a bir de kadın desem ne der dedim bunları düşününce.

İşte çıkan sonuç: Kadın resimleri / kadınlar / kadın hastalıkları / cinsellik / hatun / kızlar / karı / kadınca….

Google’da ilk çıkan sayfadaki linklerin neredeyse yarısı cinsellik ile etiketlenmiş geri kalan diyet, moda, güzellik, astroloji, makyaj, evlilik, kariyer, sağlıklı yaşam, itiraf, sohbet…

İçim burulup kalıyor. Bilmediğim bir şey mi? Aslında değil. Derin bir üzüntü kapladı içimi. O sırada bir söz geldi aklıma: “Tavuk toplum, önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz...”

Söylenecek, yazılacak söz çok ama editör yazısında bu olamıyor ne yazık ki…

Keyifli, düşünerek, zevk alarak elinizden düşürmeyeceğiniz bir dergi ile baş başa bırakıyorum sizleri. Sevgiyle ve kazançla dolu bir ay diliyorum.

Page 7: Pazarola Nisan 2011
Page 8: Pazarola Nisan 2011

Aşıklar Şenliği

8 Pazarola Nisan 2011

haberler

Esenyurt Belediyesi, sazıyla sözüyle Anadolu kültürünün vazgeçilmez unsurları olan aşık’lık geleneğini ünlü ozanların sahne aldığı Aşıklar şenliği programı ile gerçekleştirdi.

Başkan Kadıoğlu “Kültür evi müj-desi verdi”

Aşıklar Şenliği’ne vatandaşlar tarafından ilginin yoğun olduğu gece-de konuşma yapan Esenyurt Belediye başkanı Necmi Kadıoğlu, salondaki aşırı yoğunluktan ve ayakta izlemek zorunda kalan vatandaşlar karşısında, bir ozan-lar kültür evi yapacağı müjdesini verdi.

Kadıoğlu “Sazı eline alınca yüreğinden gelen o güzel dizeleri, söyleyince toplu-mumuz tarafından bu sanat çok fazla kabül görmemektedir. Fakat Esenyurt’a baktığımız zaman salondaki yoğunluk-tan dolayı, ayakta bekleyen insanları-mızı görüyoruz. Buda bize onur ve mut-luluk veriyor. Bu sebeple Esenyurt’ta bir

ozanlar kültür evi yapacağım.Sizler bir araya gelin, çalıştırın, siz söyleyin ki hal-kımızda o güzel dizelerinizi, türkülerinizi dinlesin.Ozanlık sanatı kolay bir iş değil.İçinde manevi duygular olmasa, ozan olunmaz, aşık olunmaz. Bu duygular tarihten gelmektedir. Karacaoğlan gibi hissetmezseniz, Aşık Veysel gibi söylet-mezseniz aşıklık nice olur. İçi boş ma-nevi duyguları olmayan, söylemler aşık söylemi değildir.

Bu sebeple aşıklık mesleğini yaşatalım ki sizlerin duygularını, Anadolu duygu-sunu, insanımızın özünden gelen duygu-ları bizler geleceğe taşıyalım.

Geçmişte, ülkemizde bu kültür yasak-lanarak, böyle türküler ve ağıtlar top-

lumumuz tarafından unutulmaya yüz tutmuştur. Fakat geleneği korumamız lazım ve kaybettiklerimizi yeniden elde etmemiz gerekmektedir. Bunun için böyle bir geceyi tertip ettik. Siz değerli konukların bu geceye katılımınızdan do-layı onur duyuyorum, gurur duyuyorum ve ozanlarımızın güzel deyişleri ile duy-gulanacağınızı düşünüyorum” diyerek sözlerini bitirdi.

Page 9: Pazarola Nisan 2011

Başbakan Başakşehir’deydi

2011 Nisan Pazarola 9

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir Alışveriş Merkezi açılışını yapmak üzere Başakşehir’deydi.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başka-nı Kadir Topbaş, İstanbul Milletvekili

Mehmet Domaç, Ünal Kacır, İstanbul İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Ak Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuş-çu, Başakşehir Kaymakamı Cevdet Can, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Başakşehir İlçe Emniyet Müdürü Ekrem Güneyisi, Belediye Meclis Üye-leri, Belediye Başkan Yardımcıları, Ak Parti İlçe Başkanı Ayhan Özgürel ve ilçe yöneticileri, Mahalle Muhtarları, Sivil Toplum Kuruluş Temsilcileri ve binler-ce vatandaşın katıldığı açılışta Başba-kan Erdoğan, Başakşehir’i, hızlı gelişen, nüfusu hızla artan İstanbul’un modern yüzü olduğunu ifade ederek başladığı konuşmasını: “200 bine yaklaşan, yani

birçok ilimizden daha fazla olan nüfu-suyla daha kaliteli daha yoğun hizmet alabilmesi için Başakşehir’in ilçe olması gerektiğini düşündük. Ve 2008 yılında çıkardığımız bir yasa kapsamında bildi-ğiniz gibi Başakşehir’i ilçe yaptık. 2009 yerel seçimlerinde Başakşehir’in ilk Be-lediye Başkanı unvanını alarak seçilen Mevlüt Uysal kardeşimiz hemen kolları sıvadı ve Başakşehir’i hizmetle donat-manın gayreti içine girdi. Şu anda Ba-şakşehir hükümet yatırımlarının Büyük-şehir Belediyesi yatırımlarının yanında ilçe belediyesinin de yoğun gayretleriyle Avrupa standartlarında modern bir ilçe olarak büyümeye devam ediyor. Her za-man ifade ediyorum kalkınma ilerleme ve büyüme için tek başına kamu yatı-rımları asla yeterli olamaz. Tabi ki dev-

let yol yapacak, devlet okul yapacak, devlet hastane yapacak büyük alt yapı yatırımlarını gerçekleştirecek ama asıl olan özel sektörün bu yollardan açılan kapılardan geçip, yatırım yapması istih-dam sağlamasıdır” dedi.

Page 10: Pazarola Nisan 2011

Bahçeşehir’de Polis Merkezi

10 Pazarola Nisan 2011

Başakşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü Bahçeşehir Polis Merkez Amirliği 01.03.2011 tarihinde Bahçeşehir I. Kısım Ispartakule Caddesi Seyhan Sokak adresinde hizmete girdi.

Bahçeşehir’de bir güvenlik biri-minin kurulması yönünde Ba-şakşehir Belediyesi’nin, İçişleri

Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü nezdinde yaptığı girişimlerin sonucu olarak karakol inşaatına başlandı.

Doğan ihtiyaçlara kısa zamanda cevap verilmesi için süratle planlanan ve Ba-şakşehir Belediyesi tarafından yaptırı-lan Bahçeşehir Polis Merkezi, son dere-ce modern ve estetik bir mimariyle inşa edildi. Karakol bölgede yaşayan nüfusa

en iyi hizmeti sunacak ve yetişmiş per-soneliyle Bahçeşehir artık daha huzurlu olacak.

İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre; Polis merkezinin resmi açılışı ise Polis Haftasında İstanbul Valisi Hüseyin Avni MUTLU, İl Emniyet Müdürü Vali Hüseyin ÇAPKIN’ ın da katılacakları bir törenle gerçekleşecek.

İhtiyaçları doğrultusunda en yakın polis merkezinin bulunduğu Güvercintepe’ye kadar gitmek zorunda kalan vatandaş-larımız Bahçeşehir Polis Merkezi’nin açılmasıyla birlikte polise daha kolay ve daha çabuk ulaşabilecek.

Ayrıca Bahçeşehir Polis Merkezi’nin ilçe-mize dahil olması ile birlikte bölgedeki ekip sayısı 3 kat daha artmış olacak.

Bahçeşehir’de yaşayan vatandaşla-rımız dilek, istek ve şikâyetlerini 155 Polis İmdat telefonundan iletebileceği gibi 0212-669 26 21 no’lu sabit tele-fondan da bildirebilirler.

haberler

Page 11: Pazarola Nisan 2011

Genç Birinci

2011 Nisan Pazarola 11

Her hafta okulları ziyaret ederek, öğretmenlerle görüşen Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, Gürpınar’da belediye ek hizmet binasındaki belediye kütüphanesinden öğrencilerin faydalanabileceğini ve de en kısa zamanda bölgeye bir kütüphane kazandıracakları müjdesini verdi.

Beylikdüzü Belediyesi tarafından organize edilen step ve aerobik etkinliğinde kullanılan Albeniz-

ler Halı Sahası’nın okul etkinliklerinde bedelsiz bir şekilde kullanılabileceğini

söyleyen Belediye Başkanı Uzun, okul-ların çevresinde yapılacak yeşil alan çalışmaları için de gerekli desteğin veri-leceğini belirtti. Sorulara verilen cevap-ların ardından sınıfları gezen ziyaretçiler, öğrencilerin sevgi gösterileri arasında okuldan ayrıldı.

Belediye kütüphanesi halka açıldıBölge sakinlerinin faydalanabileceği bir kütüphane olmaması nedeniyle Bey-likdüzü Belediyesi ek hizmet binasında bulunan belediye kütüphanesi halka açıldı. Kütüphane ilköğretimden liseye kadar birçok öğrenci için kaynak özelli-

ği taşıyor. Beylikdüzü’nde eğitim gören öğrencilere kütüphane alışkanlığı ka-zandırmak için buraya geziler düzen-leniyor. Nasıl ödünç kitap alabilecekleri anlatılıyor.

Halk Kütüphanesi Kurulacak

AK Esenyurt Saim’le gurur duydu

AK Parti Esenyurt İlçe Gençlik kol-larının 2010 yılındaki İstanbul münazara yarışmasında birinci

olan ekibin içinde yer alan Saim Yıldırım AK Parti’nin Siyaset Akademisi kursla-rından en genç birinci ünvanını alarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın elin-den ödülünü aldı.

AK Parti Türkiye genelinde Siyaset Aka-demisi Kursları sonucu yapılan sınavlar-da, en genç birinci ünvanını alan Esen-yurt Gençlik Kolları Sosyal İşler birim başkanı Saim Yıldırım Ankara’daki AK Parti İl başkanları toplantısında, Başba-kan Recep Tayyip Erdoğan’dan ödülünü alarak, Esenyurt Teşkilat’ının medar’ı if-tiharı oldu.

Page 12: Pazarola Nisan 2011

30. Yıl

12 Pazarola Nisan 2011

haberler

Milli Eğitim Vakfı’nın 30’uncu yılı kutlanıyor…Milli Eğitim Vakfının (MEV) 30. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla İstanbul, Ankara ve İzmir’de törenler düzenledi. Ankara’da yapılan törende Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Özçukurlu ile beraberindeki heyet, Anıtkabir’i ziyaret etti. Arslanlı Yol’dan yürüyerek Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakan Özçukurlu ve beraberindekiler, saygı duruşunda bulundu.

Daha sonra Misak-ı Milli Kulesi’ne geçen Özçukurlu, Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı: “Büyük Ön-der Atatürk, Milli Eğitim

Vakfının 30. kuruluş yılında, ilkelerin ve gösterdiğin hedefler doğrultusunda, de-ğişimin ve gelişimin anahtarı eğitimdir düşüncesiyle daha iyi bir eğitim, daha gelişmiş bir Türkiye için çalışmalarımı-zı sürdürüyoruz. Milli Eğitim Vakfı’na gönül verenlerle Türkiye’mizi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Bizi bu hedefe ulaştıraca-ğına inandığımız değerli öğretmenle-rimiz ve sevgili öğrencilerimiz, bağışçı ve velilerimizle birlikte çalışmalarımızı sürdürme kararlılığında olduğumuzu arz etmek üzere huzurundayız. Işıklı yolunda yürümeye devam edeceğiz.

Manevi huzurunda saygıyla eğiliyoruz.

Ruhun şad olsun aziz Atam.”

Milli Eğitim Vakfı Büyükçekmece Koleji açılır açılmaz yoğun ilgi odağı haline geldi…Milli Eğitim Vakfı 30. yılında 4. yerleş-kesini Büyükçekmece’de açtı. Bu sene ilk dönemini yaşayan okula özellikle Bahçeşehir’den ilginin çok yoğun oldu-ğu görüldü. 30 yıldır, Atatürk İlke ve İnkılâpları çerçevesinde eğitim-öğretim faaliyetlerinin, yurt çapında yaygınlaş-tırılmasını, eğitim ve öğretimdeki kali-tenin arttırılmasını amaçlayan vakfın yönetimi bu ilgiden memnun.

Yoğun ilgi nedeniyle kayıtları sıraya alan okulun önümüzdeki dönemlerde

Avrupa yakasında da yeni projeleri gündeme geldi.

Okul, açıldığı andan itibaren başarılara da imza atmaya başladı. Öğrencilerin çeşitli sınav ve yarışmalarda göster-dikleri performans, okul yönetiminin konuya ne derece hassas yaklaştığını da gözler önüne serdi.

Başta vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İhsan Özçukurlu’ya ve hepsi birbirinden değerli kurul üyelerine, ardından da MEV Büyükçekmece Koleji Müdürü Sayın Ali Tufan’a eğitime ver-dikleri değerden dolayı Pazarola dergisi olarak kutluyoruz. Eğitim ışığınız son-suza dek aynı kalsın.

Page 13: Pazarola Nisan 2011
Page 14: Pazarola Nisan 2011

Okumayanlara Bilgi Kaynağı

14 Pazarola Nisan 2011

Esenyurt Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından başlatılan, okunmuş kitap toplama kampanyası ile vatandaşlardan toplanacak kitaplar Belediye Kültür Merkezi’ndeki Şehir kütüphanesinde okuyuculara hizmet verecek. “Okuduğunuz kitaplar, okumayanlara bilgi kaynağı

olsun” sloganı ile planlanan kitap kampanyası öğrencilere ve gençlere bilgi anlamında büyük katkı sağlayacak.

Göreve geldiği günden bu yana Esenyurt’a Eğitim alanında büyük hizmetler sunan Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu okunmuş kitap toplama kampanyası ile vatandaşların okumaya yönelik teşvik edilerek, okuyucuların Kültür Merkezi kütüphanesinden faydalanması gerektiğini belirtti.Esenyurt Belediyesi Kültür Merkezi Şehir Kütüphanesi haftanın yedi günü sabah 10’dan akşam 10’a kadar hizmet vermektedir.Ayrıca okuyuculara ücretsiz çay, kahve,meşrubat hizmeti sunulmaktadır.

Esenyurt İlçesi ve diğer bölgelerden yapılacak okunmuş kitap bağışları,Belediye Kültür Merkezi kütüphanesi tarafından zimmete alınacaktır.Talep edildiği takdirde okullara ve başka kütphanelere, toplanan kitaplardan gönderilecektir.

Esenyurt Belediyesi’nin kampanya ile ilgili afişleri ve Belediye web sitesindeki iletişim bilgilerine ulaşılarak, vatandaşlar bağış yapacakları kitapları Esenyurt Şehir Kütüphanesi’ne teslim edebileceklerdir.

haberler

Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu üniversitede oku-yan öğrencilere eğitime destek projesi olarak, vermiş oldu-ğu burs sözünü yerine getirdi. Esenyurt Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen burs töreninde şehir dışında okuyan üniver-site öğrencilerinin burslarıda velilerine teslim edildi.

Esenyurt Belediyesi ve ESGEM (Esenyurt Gençlik ve Eğitim Merkezi) koordinasyonu ile tesbit edilen Esenyurtlu üniversite öğrencilerine, bölgedeki iş adamları ile yapılan görüşmeler sonucu, Başkan Kadıoğlu tarafından burs kaynağı sağlandı.

Burs için yapılan başvuruların tamamı değerlendirilerek, “öğrencinin zengini fakiri olmaz” diyen Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu tarafın-

dan, başka bir yerden burs alamayan 1273 öğrenci burs almaya hak kazanmıştır. Bir önceki eğitim öğretim yılında da verilen burslar bu yılda dört aylık periyot ile iki dönem şeklinde dağıtılarak üniversitelilere yönelik eğitim desteği gerçekleştirildi.Burs yardımı miktarı öğrenci başına 400 TL olarak belirlendi. Başvuru yapan öğrencilere Belediye Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafın-dan kayıtları yapılarak bursları verildi.

Başkan Kadıoğlu “ Öğrencinin zengini olmaz”

Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu “Öğrenci ailesi zengin olabilir ama bizim için öğrenci fakirdir, öğrencinin zengini olmaz. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıllarda siyasi bir partinin Anayasa Mahkemesi yoluyla öğrencilerimizin burs hakları iptal edil-miştir. Belediyelerin burs vermesi kaldırıldı. Şimdiye kadar, 1273 öğrencimizin kaydını almış durumdayız.Bizden bugün burs talep eden hiçbir öğrenciye yok demedik.

Burs Dopingi

Page 15: Pazarola Nisan 2011

Sağlıklı Yaşam Semineri

2011 Nisan Pazarola 15

Sağlıklı Yaşam seminerleri devam ediyor.Başakşehir Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’nün organize ettiği, KOLAN Hastanelerinin katkıları ile Kalp sağlığı, şeker hastalığı diyabet ve tansiyon hastalıkları hakkında bilgiler verilen seminer 15 Şubat Salı günü Başakşehir Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Başakşehirli bayanların yoğun ilgi gösterdiği seminerde Doç. Dr. Kenan İltümür dinleyicilerin; Şeker, Kolesterol, Obezite ve Kalp hastalıklarıyla ilgili bilmek istedikleri, yanıt bulmaya çalıştıkları konular hakkında cevaplar verdi.Her seminerinde sigaranın muhakkak bırakılması, alkol tüketi-minin azaltılması gerekliliğini belirten İltümür; “ Ülkemizde Kalp ve Şeker hastalıklarının yaygın olması nedeniyle düzenlediğimiz bu seminerlerde gördük ki Başakşehir İlçemizde de yoğun bir şekilde bu sorunlar yaşanıyor ve doğru bildiğimiz yanlışlar burada da tekrar ediliyor” diyerek sadece kalp ve şeker hastalarının değil, sağlıklı insanların da bazı hususlara dikkat etmesi gerektiğini, sağlıklı nesiller yaratabilmek için doğru bir şekilde beslenmeli yılda bir kez efor testi ve kontrol yapılması gerektiğinden söz etti.

Başından geçen bir olayı da paylaşan Doç. Dr. Kenan İltümür; Kalp rahatsızlığı geçirdiğinde verdiği ilaçları annesinin dahi kullanmadığını ve durumunun daha kötüleştiğinde, komşularının verilen ilaçları kullanırsa daha hasta olacağını söylemesi üzerine verdiği ilaçları almadığını öğrendiğini an-üzerine verdiği ilaçları almadığını öğrendiğini an- verdiği ilaçları almadığını öğrendiğini an-öğrendiğini an- an-latarak, etrafımızdan duyduklarımızı değil kendi doktorunuzu dinlememiz ve hurafelerden kaçınmamız gerektiğini söyley-erek sağlıklı yaşamın tek sırrı budur dedi.

Seminerden sonra katılan ve kayıt yaptıran herkese KOLAN Hastanesi tarafından ücretsiz olarak kardiyolojik check up (kardiyolojik muayene, ekg, eko, efor testi ) armağan edildi.

Page 16: Pazarola Nisan 2011

16 Pazarola Nisan 2011

Doğa Tarihi Müzesi TORIUM’da

haberler

250 yıldan uzun bir süredir do-ğal hayat ile ilgili bilgiler üre-ten ve paylaşan İngiltere’nin dünya çapında en önemli

ziyaret merkezinden biri olan Natu-ral History Museum’da sergilenen Dİ-NOZORLARA YOLCULUK sergisi ilk kez İstanbul’da

300’den fazla bilim adamının çalıştığı, 250 yıllık geçmişe sahip dünyanın önde gelen bilim ve araştırma merkezi Natu-ral History Museum (NHM) “Dinozorlara

Londra’nın Dünyaca Ünlü Müzesi, Natural History Museum (Doğa Tarihi Müzesi) Torium Alışveriş Merkezinde…

Page 17: Pazarola Nisan 2011

2011 Nisan Pazarola 17

Yolculuk” isimli sergisi, Torium Alışveriş Merkezi ve İstanbul Çocuk Tiyatrosu ta-rafından İstanbul’a getirildi. Sergi, Ekim 2010 tarihinde, 200 milyon dolar yatı-rımla Torunlar GYO tarafından İstanbul Haramidere’de hayata geçirilen Torium Alışveriş Merkezi’nde, 600 m2 bir ala-nın müzeye dönüştürülmesi ile 10 Mart 2011 tarihinde açılarak ziyaretçileriyle

buluştu.

65 milyon yıl önce sır dolu ani yok oluş-ları ile en çok merak edilen canlılar olan dinozorların hayatına uzanan bu gizemli yolculuk, hem çocuklara hem de ailelere dinozorlarla ilgili benzersiz bir deneyim yaşatacak!

İstanbul Çocuk Tiyatrosu Başkanı Ke-

mal Gürkaynak; “Dünyanın en gelişmiş robotlarını üreten Japon Kokoro firması tarafından müze için yapılan hareket edebilen ve ses çıkaran dinozorlar ile, Londra’daki müzeyi İstanbul Torium’a taşıyoruz. Bu kez çocukları aileleri ile birlikte eğlence dışında, eğitici ve bilgi-lendirici bir sergi ile buluşturmanın he-yecanını yaşıyoruz” dedi.

Page 18: Pazarola Nisan 2011

18 Pazarola Nisan 2011

Güneş Arabaları

haberler

Bir gelecek kıvılcımıÜlkemizde de geleceği olduğu düşünü-len ve konusunda ilerleme kaydedilme-ye başlanılan elektrikli arabalar, nasıl yapılır bilgisini geliştirme aşamasında ve hazır yatırım anlamında ülkemizdeki popülaritesini günden güne artırıyor.

Ülke çapında gerçekleştirilen Güneş Arabası yarışlarında üstün derecelerle ve uluslararası alanda ödül alan ilk ve tek Türk Güneş Arabası ekibi olarak başarısını ortaya koymuş İstanbul Tek-nik Üniversitesi Güneş Arabası Ekibi de “elektrikli araba” konseptinin ülkemizde geliştirilmesini ve konuya hakim mü-hendisler yetişmesini sağlayan ekipler-den biri.

2004 yılı bahar döneminde İTÜ Elektrik Mühendisliği bölümü öğrencileri tara-fından kurulan İTÜ Güneş Arabası Ekibi (İTÜ-GAE), üniversite–sanayi–öğrenci üçgenini güçlendirmeyi, bu süreçte de alternatif enerji kaynaklarının önemini vurgulayarak güneş enerjisine dikkat çekmeyi hedef edinmiştir.

İTÜ-GAE, Türkiye’de ilk defa düzenlene-cek güneş arabaları yarışı olan TÜBİTAK Formula G Güneş Arabaları Yarışı 2005 için çalışmalar yapmış ve ilk aracı ARIBA’yı üretmiştir. Bunu takip eden yıllarda sırası ile 2006 yılında ARIBA II, 2007 yılında İTÜRA ve 2009 yılında

ARIBA IV adlı araçları tasarlayarak üretmiştir.

Bu güne kadar ulusal yarışlar olan TÜBİTAK Formula G yarışlarına 4 kere katılan ekip, katıldığı son 3 yarışta duble yaparak kırılması zor bir rekora da imza atmıştır.

İTÜ GAE, ARIBA adını verdiği bu projeler serisi sayesinde teori ile uygulamayı birleştirerek alınan eğitimin kalitesinin arttırılabileceğini kanıtlamıştır.

İTÜ GAE’nin kurulduğu günden bugüne kadarki süreçteki başarıları göz önüne alındığında, ekibin öne çıkan yönleri ve rakiplerinden üstünlükleri şu şekilde sıralanabilir:

• TÜBİTAK Formula G Yarışlarında 3 Yıl Üst Üste Duble Yapan Tek Ekip

• Türkiye’de, En Çok Kupaya Sahip Ekip

• TÜBİTAK Formula G Yarışlarında 2 Yıl Üst Üste Tasarım Ödülüne Layık Görülen Tek Ekip

• Türkiye’de, Araç İçinde Kullanılan Tüm Elektriksel Devreleri Tasarlaya-bilen ve Bunu Kullanan Tek Ekip

•Ulusal Yarışlar İçin Kendi Güneş Gö-zelerinin Laminasyonunu Yapabilen Bir Ekip

• Türkiye’de, Araçla Pit Arasındaki Veri

İletişimini Sağlayan İlk Ekip

• Türkiye’de, İç Gelişime En Çok Önem Veren Ekip

Tüm bu özellikleri ile Türkiye’deki en köklü ve başarılı ekip olma özelliğini taşıyan İTÜ GAE, bugün 12 mühendislik ve 1 tasarım bölümünü bünyesinde bulundurarak çok disiplinli çalışmaya çok güzel bir örnek oluşturmaktadır. İTÜ GAE şu anda 18 aktif üyesi ile amaçları doğrultusunda World Solar Challenge 2011 yarışı için çalışmalarına devam etmektedir.

Ekip, uluslararası alandaki tecrübesini ve rekabetçiliğini ortaya koyarak kür-süyü hedeflediği World Solar Challenge 2011 yarışı hazırlık sürecinde, öngör-düğü sponsorluk desteğini bulamadı. Uluslararası alanda Türkiye’yi elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji verimliliği konusunda yücelten bu proje ülkemizin ilerlemesini ve gururlanmasını isteyen herkesin desteğine ihtiyaç duyuyor.

Siz de, ister bağış kampanyasına katı-larak bireysel, ister firmanız ile sponsor olarak kurumsal şekilde, www.itugae.com adresine gidip ekibe ulaşabilir, Türk Mühendisliği’nin ilerlemesine kat-kıda bulunabilirsiniz.

Bağış linkimiz. www.itugae.com

Page 19: Pazarola Nisan 2011
Page 20: Pazarola Nisan 2011

20 Pazarola Nisan 2011

WORLD’e özel12 taksit ve

3 ay erteleme

Eski Altınınızı AlalımHarika Pırlantalar Verelim

Alt ın lar ın ınz ı p iyasanın en yüksek değer ine* sayal ım,Alt ınbaş p ı r lantalar s iz in o lsun

Süzer Bulvar ı F Blok No: 5 B . Şehr i Bazar AVM Tel : 669 38 08

Müşteri Danışma Hattı 0 800 211 50 11 www.altinbas.com

10 Kişilik Malzemeler

500 gr. Kuzu kuşbaşı500 gr. Haşlanmış nohut1 kg. Taze sarımsak750 gr. Taze soğan1 kg süzme yoğurt1 adet yumurta

YAPILIŞI:Kuzu kuşbaşı ve nohut 5 bardak su ile pişirilecek. Et ve nohut piştikten sonra sarımsakların beyaz kısmı 2 cm boyunda kesilecek veya kaynayan suya atılacak.Sarımsaklar yumuşadıktan sonra aynı şekilde soğanların beyaz kısmı doğranıp tencereye ilave edilecek. 15 dakika kısık ateşte kaynadıktan sonra hazırlanmış sosu (yoğurt ve yumurta karışımı ilave edilecek).

Sosun hazırlanışı :1 kg süzme yoğurt, 1 yemek kaşığı tuz, 1 adet yumurta, tuz 1 fincan sıvı yağ mikserden geçirilecek. Yemeğin kaynayan suyu ile çırpılıp tencereye ilave edilecek. Üzerine tereyağ ve naze yakılarak ilave edilecek, 10 dakika kısık ateşte kaynatıl-dıktan sonra servise hazırdır.

Şiveydiz G.Antep yöresine Ait bir corba

yemek

Page 21: Pazarola Nisan 2011

Doğa Parkı Cad. 1. Kısım Mah. No. 17/A Bahçeşehir - İstanbulwww.bahcesehirsayfiye.com I [email protected]

Dev ekran barkavizyonda maç keyfi

Sayfiye Ocakbaşı Antep Mutfağı ve Kebap üzerine 41 yıllık deneyim1000 kişilik mekanda yemekli kokteyl, barbekü, büfeli davetler düzenleyebilir, Bahçeyi sizin zevkinize göre dekore edebiliriz.

Pazar günleri

açık büfe kahvaltı

Siz hayal edin biz gerçekleştirelim

Cumaakşamları

FASIL

Tel: 0 212 669 97 68 - 669 78 00 Fax: 0 212 669 97 48

Page 22: Pazarola Nisan 2011

22 Pazarola Nisan 2011

İstanbul’u bir dünya markası haline getirmek amacıyla bu yıl ilki dü-zenlenen “İstanbul Shopping Fest” Torium’da yapılan Gong Töreni ile başladı. 40 gün boyunca çeşitli et-

kinlikler ile devam edecek festivalin açılış töreni İstanbul Shopping Fest Ko-mitesi İcra Kurulu Eş Başkanları Mehmet T. Nane ve Hakan Kodal, perakende sek-törünün önemli temsilcilerinden Jaklin Güner, Ümit Zaim, Ömer Taviloğlu ve Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun’un yanı sıra çok sayıda ziya-retçinin katılımı ile gerçekleşti.

Gong Töreni’nde bir konuşma yapan İs-tanbul Shopping Fest Eş Başkanı Meh-met Nane, “İstanbul’u arzulanan bir

alışveriş ve eğlence şehri olarak tüm dünyaya tanıtmak amacıyla yola çıktık. İstanbulumuzun turizm gelirlerini art-tırmak ve önemli bir alışveriş ve turizm destinasyonu haline geldiğini tüm dün-yaya göstermek istiyoruz. İşte bu amaç-la İstanbul Shopping Fest’i başlatıyoruz. Festivalin ilk gecesinde gördüğümüz ilginin 40 gün boyunca artarak devam etmesini diliyorum” dedi.

Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun ise “40 gün 40 gece boyun-ca milyonlarca kişiyi ağırlayacak olan İstanbul Shopping Fest ile İstanbul alış-veriş ve eğlencenin yeni merkezi olacak. İstanbul için önemli olan bu etkinliğin önümüzdeki yıllarda daha da değer-

li hale geleceğine, İstanbul markası ve perakende sektörünün gelişime önemli katkıları olacağına inanıyorum. Torium olarak festivalin ilk gecesine ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Gong Töreni sonrası Torium’da bulunan mağazaları ziyaret ederek çalışanlarla sohbet eden perakende yöneticileri 40 gün sürecek maraton için çalışanlara şans diledi.

Ünlü Dizi Oyuncuları Lunapark par-tisinde Torium’da buluştu…

“Torium Night Out” nedeniyle Cosmopo-litan Dergisi ve Torium’un birlikte düzen-lediği Lunapark Partisi ise ünlü oyuncu-ların ve davetlilerin katılımı ile gerçek-leşti. Konukları melek kostümleri ve el-lerinde elma şekeri ile karşılayan Cosmo Kızları ve lunapark konseptli özel partiye sevilen dizilerden Yahşi Cazibe’nin oyun-cularından Serhan Arslan ve Erdal Türk-men gibi ünlü isimler katıldı. Konuklar parti boyunca lunapark oyuncaklarının da tadını çıkartma şansını yakaladı. Caz Müziğin Kraliçesi olarak da tanınan İl-hem Khodja da Torium Night Out par-tisinde özel bir performans sergiledi. İl-hem Khodja muhteşem sesi, şarkıları ve güzelliği ile davetlileri büyüledi.

“Torium Ziyaretçileri Alışveriş ve Eğlenceyi Doyasıya Yaşadı”

İstanbul’da ilk kez gerçekleştirilen İstanbul Shopping Fest Torium Alışveriş Merkezi’nde yapılan Gong Töreni ile başladı. 26 Nisan tarihine kadar devam edecek festivalin ilk gecesine ev sahipliği yapan Torium’da alışveriş ve eğlence gece 02:00’a kadar yoğun bir ilgiyle devam etti. Fransız

gösteri gruplarından, Pire Mehmet Ahırkapı Müzisyenlerine, ÇarkıŞans’tan DJ performanslarına, markaların yaptığı özel indirimlerden Caz Müziğin Kraliçesi İlhem Khodja konserine kadar renkli bir geceye ev sahipliği yapan Torium, 19 Mart Cumartesi günü de gece 02:00’a kadar açık kaldı.

Torium gece 02:00’a kadar alışveriş ve eğlence ile ziyaretçilerine Benzersiz bir deneyim yaşattı .

Shopping Fest TORIUM’daydı

haberler

Page 23: Pazarola Nisan 2011

2011 Şubat Pazarol 23

Saat 10:00’dan gece 02.00’a kadar açık olan ve ziyaretçilerine hem alış-veriş hem eğlenceyi bir arada sunan Torium’da Fransa’dan gelen show grup-larının gösterileri ziyaretçilerin yoğun ilgisi ile karşılandı. Pire Mehmet Ahır Kapı Müzisyenleri’nin gece boyunca alışveriş merkezi içerisinde yaptığı gös-terilerin yanı sıra Türkiye’nin en sevilen DJ’lerinden “Funky C” nin performansı

ziyaretçilere eğlenceli saatler yaşattı.

3 farklı katta kurulan “Çarkı Şans Ya-rısması” ile alışveriş yapan ziyaretçi-lerine hediye çekleri, sinema bileti ve sürpriz hediyelerin dağıtıldığı Torium’da Türkiye’nin ilk kapalı kar eğlence mer-kezi Snowpark’da özel etkinlikleri ve sürprizleri ile festival heyecanını geç saatlere kadar yaşattı. Türkiye’de ilk

kez Torium’da sergilenen “Dinozorlara Yolculuk Sergisi” de saat 23:00’a kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam etti.

Markaların yeni sezon ürünlerinde yap-tığı yüzde 30’a varan indirimler ve sürp-rizlerle gece saat 02:00’a kadar açık kalan Torium Alışveriş Merkezi Festiva-lin ilk gecesi ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim yaşattı.

Page 24: Pazarola Nisan 2011

24 Pazarola Nisan 2011

Samsung Electronics’in Orta-doğu ve Kuzey Afrika böl-gesinde faaliyet gösterdiği tüm ülkelerden 500’ü aşkın yabancı konuğun katılımı ile

gerçekleştirdiği “Samsung Forum 2011” etkinliği 28-31 Mart tarihleri arasında İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.

Ses ve Görüntü Sistemleri, Bilişim Tek-nolojileri, Beyaz Eşya, Cep Telefonu ve Dijital Görüntüleme alanlarındaki yeni gelişmelerin paylaşıldığı, yeni ürün

lansmanlarının gerçekleştirildiği, ve özel fuar alanının gezildiği “Samsung Forum 2011” kapsamında Sistem Kli-maları Türkiye Distribütorü Teknoklima tarafından “DVM PLUS IV” tanıtımı ya-pıldı.

Samsung iş ortakları,basın mensupları ve özel konukların ağırlandığı toplantı-da, sistem klimalarının sektöre sunduğu yüksek kapasiteli cihazlar daha yüksek performans ve ürün kalitesi ile katılım-cıların beğenisini topladı.

Samsung Forum 2011’de

haberler

Sistem Klimaları Distribütörü Teknoklima Tarafından“DVM PLUS IV” Tanıtıldı.

Page 25: Pazarola Nisan 2011

2011 Nisan Pazarola 25

DVM Plus IVDünyanın Tek Modülde En Büyük Soğutma kapasiteli VRF Klima Sistemi (20 HP Unite)Samsung Electronics sistem klimaları sektöründe Samsung DVM IV serisi Yük-sek kapasiteli cihazlarını pazara sundu. Dünyadaki ilk “Turbo Cooler” ve buhar enjeksiyonlu “Digital kompresör” tek-nolojisi sayesinde tam yük ve oransal kapasite kullanımında yüksek enerji ve-rimliliği ve düşük dış hava sıcaklığında arttırılmış ısıtma verimi temin edildi. Yüksek binalarda ki uygulama sınırları ortadan kalktı… Sektörde standart 50 mt olan bina yükseklik uygulama sınır-laması DVM IV ile 110 mt yüksekliğe taşındı.

Arttırılmış kondenser yüzey alan perfor-mansı sayesinde cihazın ölçüleri küçül-dü ve ağırlığı azaldı.

Sektörde bir ilk olan Kış Isıtma sistemin de yağ toplama ve defrost mekanizma-larından bağımsız kesintisiz ısıtma ça-lışması temin edildi.

Harici hafıza kart ilavesi ile 1 yıllık tüm çalışma datalarını kaydetme özelliği ek-lendi.

Standart +43 C dış havada çalışma özelliği DVM IV modelinde +48 C taşın-dı. Şimdi DVM IV daha yüksek ve zorlu şartlarda çalışmaya hazır hale geldi.

Kışın Otomatik cihaz üstü kar tespit ve

temizleme özelliği ile güvenli bir çalış-ma sisteme ilave edildi.

Tek gövdede 8-20 Hp aralığında 7 mo-del olarak hizmete sunuldu.

DVM IV Hotel, Rezidans, Hastane, AVM, işmerkezi ve tüm ihtiyaç duyulan yapı-larda yüksek performans ve uygulama kolaylıkları ile zorlu çalışma şartlarında çalışmaya hazır hale geldi.

Page 26: Pazarola Nisan 2011

26 Pazarola Nisan 2011

Dünya sinemasının en önemli isimlerden Claudia Cardinale, 47’nci Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü aldığı ‘Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak’ filminin galası için Şubat ayında Türkiye’ye geldi

Claudia Cardinale Türkiye’deydi

Page 27: Pazarola Nisan 2011

2011 Nisan Pazarola 27

Sinyora Enri-ca ile İtalyan Olmak’, 18 Şubat’ta sinemasever-lerle buluştu. Konusu İtalya’da geçen ve başrollerini İs-mail Hacıoğlu,

İtalyan yıldız Lavinia Longhi, Teoman Kumbaracıbaşı, Nilay Cennetku-şu ve Fahriye Evcen ile paylaşan Cla-udia Cardinale, filmin gösterimi önce-sinde gerçekleştirilecek galaya katılmak için bir hafta süreyle Türkiye’de kaldı

Gala gecesinin ve vizyon tarihinin Claudia Cardinale ile yapılan görüşme-ler neticesinde belirlendiğini söyleyen filmin yapımcıları Elvan Albayrak ile Can Arca, sanatçının bu özel geceye mutlaka katılmak istemesi üzerine bir planlama yapıldığını belirtiyorlar.

“Kariyerimin Filmi”

Türk yapımcılardan kendisine teklif götürüldüğü sırada John Malkovich’in bir projesi için görüşmeler yapan Cla-udia Cardinale, Sinyora Enrica’nın hikayesini çok sevmesi üzerine bu rolü kabul ederek İtalya ve Türkiye’de gerçekleşen çekimler sırasında bir ay

süreyle Türkiye’de kaldı. Dünya basınına verdiği röportajlarda “kariyerimin filmi” olarak nitelendirdiği “Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak”filminin galasına da mutlaka katılmak istediğini belirten sanatçının bu isteği doğrultusunda filmin vizyon tarihi Şubat’a alındı.

Tüm programını ve yeni projelerini gala tarihine göre organize edenCardinale, tamamen bir Türk yapımı olan filmin, Türkiye’de olduğu kadar dünya sinema-sında da çok ses getireceğini söylüyor.

Dram, komedi ve romantizmi içinde barındıran filmde, yıllarca bozmadığı kurallarını bir Türk genci için bozan yaşlı kadını canlandıran, Federico Fellini’nin “8 ½” filmiyle dünya starı olan Claudia Cardinale, çekimler sırasında çok rahat çalıştığını ve çok başarılı bir film olduğunu söylerken, Antalya’da aldığı ödülün mutluluğunu da dile getiriyor.

Filmin ilk kopyasını İtalya’da seyreden ve çok başarılı bulduğunu da belirten ünlü aktrist, Şubat ayında Türk sinema seyircisiyle buluşmaktan da ayrı bir haz duyacağını ileterek, gala öncesinde ve sonrasında Türkiye’de çok mutlu oldu-ğunu söyleyen sanatçı hala sinamanın devleri arasında yer alıyor.

Page 28: Pazarola Nisan 2011

28 Pazarola Nisan 2011

Hipnoz nedirHipnoz en basit tanımıyla bir telki-nin kabul edilme halidir.

Hipnoz hayatımızın içindedir. Çocuklu-ğumuzdan beri bir şekilde toplumun (aile, çevre, okul yaşantısı) bize, dayat-tığı telkinleri kabullendik ve bu telkinleri kendimiz ve dünya hakkında inançlara dönüştürerek, bir program halinde işletmeye başladık. Kimliğimizi ve kişi-liğimizi belirleyen bu işleyiş tamamen bilincimizin dışında oluştu, çünkü bilin-cimiz de, bu süreçte oluştu.

Hipnoz basitçe, bir telkinin kabul edil-mesidir ve biz, kendiliğinden ve otoma-tik olarak bu telkine göre davranıyorsak o durum için hipnozumuz sürüyor demektir.

Telkini kabul etmek demek, bir şekilde telkini alan kişinin o telkine yönelik davranışlar ya da hisler geliştirmesidir.

Hipnoz hangi konu üzerinde çalışıyor-sak o konuda verilen telkinin kabul edilmesi anlamına gelir.Bir davranışı ta-nımlayan hipnozla, bir zihinsel durumu tanımlayan, transı birbirinden ayırma-mızda fayda var. Hipnotik trans durumu zihni telkine açık duruma getirmek için oluşturmaya çalıştığımız zihinsel durumdur, hipnoz değildir. Telkin kabul edilip otomatik davranışa dönüştüyse hipnozdur. Yani kişinin gerçekten hipnoz olup olmadığını, geriye dönüp baktı-ğımız zaman anlayabiliriz. Kişi verilen telkine göre bir değişim yaşadıysa işte o zaman buna hipnoz diyoruz.Bu deği-şim gerçekleşmediyse, sadece hipnotik trans durumu yaratmıştır.

Hipnozun resmi tanımı, ABD’de Amerikan Tıp Birliğinin de kabul ettiği tanım şudur.

Hipnoz bilincin kritikal faktörünün (bilin-cin yargılayan özelliği) baypas edilmesi ve bilinçaltında kabul edilebilir selektif

Hipnoz ile daha rahat bir doğum..

Özel Avcılar Hospital, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Tülay EGELİ Doğumda Hipnoz Tekniği ile anne adaylarını nasıl rahatlattığını anlattı.

Op. Dr. Tülay Egeli

sağlık

[email protected] 444 2 999.

Page 29: Pazarola Nisan 2011

2011 Nisan Pazarola 29

bir düşüncenin kabul edilmesi ve kalıcı hale gelmesidir.

Hipnoz çok çeşitli konularda kul-lanılmakta ve çok faydalı sonuçlar alınmaktadır. Öğrenme, performans, motivasyon, eğitim, sınav kaygısı, fobi-ler, alışkanlıklarla mücadele, kilo, sigara v.s, doğumda, vaginusmus gibi birçok konuda kullanılmaktadır.

Ben branşım gereği anne adaylarının normal doğuma hazırlanmasında ve vaginusmus(cinsel ilişkiye girememe) hastalarımda uyguluyorum.

Hipnoz ve normal doğumNormal doğum normal olması gereken fizyolojik bir doğum şeklidir. İlkel kabi-lelerde doğum yapan kadınlar son de-rece rahat ve doğal bir doğum yaparlar çünkü hiç bir ön yargıları yoktur.

Tanrı kadına doğum yapmanın fiziksel yeteneğini vermiştir. Doğum doğal bir işlemdir. Ama zamanla zor doğumların yarattığı korku kadınların zihninde do-ğumun zor ve ağrılı olduğu hipnozunu yaratmıştır. Çocukluktan itibaren do-ğumla ilgili dehşet hikayeleri dinlerler genellikle kız çocukları bunları dinler.Filmler, TV dizileri, reklamlar bağırarak doğum yapan insanları gösterir. Kız çocuğu büyüdükçe doğumla ilgili duy-duğu her sözde, gözlemlediği her olay-da bilinçaltında daha önceki normal doğumla ilgili olumsuz inancını güçlen-dirir. “ hayatta yaşayacağınız en kötü şey doğumdur.” bilgisi pekişir. Özetle bir kadın hamile kalana kadar doğumla ilgili olacak negatif programlanır, hip-notize edilir.

Doğum ağrısı, doğum sancısı, anne adaylarının 9 ay boyunca duyacağı ke-lime tamlamalarıdır. 9 ay bitince ilk ka-sılma geldiğinde panik başlar. Dayana-cağım der ama dayanamaz. İrade uçar gider, kaygılardan, korkulardan dolayı tüm negatif beklentiler gerçekleşmeye başlar. Doğum ilerledikçe yumuşak ve gevşek doğum kanalı kasılacağı en son kasılmaya kadar kasılır. Bilinçaltı ve tüm bedeni gergin hale gelir. Onu hiçbir güç aşamaz. Kadın ağrı hissettikçe tüm

kasları kasılır. Doğum kanalı da kasılır, daha fazla kasıldıkça bu engeli yenmek için uterus( rahim) kası daha fazla güç harcar bu da kadının daha fazla ağrı hissetmesine neden olur. Kısır döngü kurulmuştur. Burada esas ağrıya ne-den olan bebeğin başının, kaygılarla, korkularla daralan doğum kanalını zorlamasıdır.

Ön görüşmede tüm bu bilgiler anne adaylarına aktarılmalıdır. Tüm bu yanlış programlanmaların hipnotik çalışmalar-la ortadan kaldıracağımızı da anlatırız. Her şeyden önce hipnotik trans tüm kaslarda gevşeme sağlar, doğum kanalı açılır. Hipnotik ortamda doğum kanalı gevşek olduğundan çok hafif kasılma-larla bile bebek kolaylıkla ilerler, doğum süresi kısalır, hızlı açılma olur.

Normal doğumda ağrı ve endişeyi azaltmak ve ortadan kaldırmak için hipnoz uygulaması Amerikan Tıp Der-neği tarafından kabul edilmiş tıbbi bir yöntemdir.

Hipnozla doğum keyifli bir yolculuktur. Normal doğum için hipnoz ideal bir ortam sağlar.

Hele önceden hipnoz ile normal doğu-ma hazırlanmak doğumun rahatlığını kat kat arttırır. Hipnoz ile normal do-ğum öncesi dönemlerde öncelikle bilinçaltındaki yanlış koşullanmalar

ortadan kaldırılır. Yerine doğru bilgiyi yerleştiririz. Yine göz-leri açık konuşarak, ama hiç ağrı hissetmeyecek bir ortam oluşturma, otohipnoz yöntemlerini öğretmek mümkündür. Hipnozun kendisi do-ğal olarak ağrısız yani anestezik bir ortam oluşturur. Hipnoz huzur demektir. Hipnoza gir-miş bir kişinin tüm beden kasları son derece gerçek ve hareketsiz bir hal alır. Bu gevşeklikle normal doğum kanalını son derece rahat ve esnek hale sokar. Oldukça

hafif kasılmalar bebeğin doğum kana-lında ilerlemesini sağlar. Bebek kendiliğinden kolay-lıkla doğar.

Page 30: Pazarola Nisan 2011

30 Pazarola Nisan 2011

Bel ve boyun ağrıları, gelişmiş toplumların önde gelen sağ-lık sorunlarından olup, tıbbi harcamalar, iş gücü kaybı, fonksiyonel yetmezlik ve

sakatlığa neden olarak yaşam kalitesini bozmaktadır. Bel boyun ağrılarının en önemli nedenlerinin başında bu bölgelerdeki omurlar arasında bulunan disklerde oluşan fıtıklar gelmektedir. Tekrarlayan hareketler, aşırı zorlan-malar, duruş bozuklukları, aşırı stres, yanlış pozisyonlarda yapılan fiziksel aktiviteler bel ve boyun bölgesinde fıtıklara yol açabilir.

Omurun iki tarafındaki aralıklardan çıkarak, kol ve bacaklarımızın hareketi-ni ve duyusunu sağlayan sinirlere bası yapan bu fıtıklar, hangi bölgede oluş-muşsa o bölge ile ilgili bulgular ortaya çıkarır. Eğer bel bölgesinde ise önce bel ağrısı olur, bunu kalça ve bacağa vuran ağrı takip eder. Ağrı, öne eğilmek, uzun süre oturmak ve hareketsiz ayakta kalmak ile artar. Yine öksürmek, aksır-mak ve hapşırmakla ağrının artması belfıtığını düşündürür .

Boyun fıtığında ise boyun ağrısı, par-maklara kadar uzanan kol ağrısı, elde uyuşma, karıncalanma, ağrının yayıl-dığı kolda kuvvet kaybı ortaya çıkabilir.

Bazen beyne giden kan damarlarını etkilediği için baş dönmesi, denge bozukluğu, unutkanlık gibi şikayetler ortaya çıkabilir.

Tanıda öncelikle ağrının başlangıç zamanı, karakteri ve yayılma yerleri iyi sorgulanmalıdır. Hastanın sistemik, nörolojik ve osteopatik muayenesinin yapılması tanıyı kolaylaştırır, fıtığın şiddeti ve yeri konusunda fikir sahibi olmamızı sağlar. Gerektiğinde MRI yapılarak tanı netleştirilir.

Bel fıtıklarının % 95’i cerrahi mu-dahaleye gerek kalmadan yapılan tedavilerle iyilesebilmektedir.

Kliniğimde bel ve boyun fıtığı teda-vilerinde Osteopati ve Nöralteapi uygulamaktayım, Bu tedaviler bedenin kendi kendini iyileşme yeteneğini (oto-regülasyon) açığa çıkarararak, hasarlı dokuların onarımını sağlar. Oluşan fıtığın gerilemesini sağlayarak ağrıyı ortadan kaldırır.

Osteopati nedir, nasıl etki eder?

Osteopati Amerika’da 1870’li yıllarda Missouri’li bir doktor olan Andrew Tay-lor Still tarafından geliştirilmiş, çağdaş,

Dr. Elif KAYA

sağlık

Doğal Tedaviler, Akupunktur ve Nöral Terapi UzmanıTel: 0212 669 84 32 Defne 0101 B5 Blok D:5 Bahçeşehirwww.drelifkaya.com

Bel ve Boyun FıtıklarındaAmeliyatsız Tedaviler

Bel boyun ağrılarının en önemli nedenlerinin başında bu bölgelerdeki omurlar arasında bulunan disklerde oluşan fıtıklar gelmektedir. Bel fıtıklarının % 95’i cerrahi mudahaleye gerek kalmadan yapılan tedavilerle iyileşebilmektedir.

Page 31: Pazarola Nisan 2011

2011 Nisan Pazarola 31

modern bir bütünlük içeren bir tedavi yöntemidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından bilimsel bir tedavi olarak kabul edilmektedir.

Biyomekanik prensipler üzerine kurulu teknikler ve elle uygulanan bir tedavi olan osteopati, sadece eklem, adale ve kemik sorunlarında değil, aynı zamanda vücudun tüm fonksiyonla-rını bütünsel bir yaklaşımla ele alır. Bedendeki disfonksiyonların teşhis ve tedavisinde kullanılan Osteopati, özellikle Amerika ve Avrupa’da omurga hastalıklarının tedavisinde sıklıkla tercih edilmektedir..

Osteopat, yalnızca hastanın ağrısı-nın olduğu bölgeye konsantre olmaz, ağrı ve hastalıkları oluşturan neden-leri bulur, ortadan kaldırır, dolaşım ve metabolizmayı düzenler. Vücudun kendi kendini iyileştirme yeteneğini (otore-gülasyon) açığa çıkararak, hastayı bir bütün olarak tedavi eder. Bel ve bo-yunda ortaya çıkan fıtıkların oluşumunu kolaylaştıran bedendeki disfonksiyon-ları bulup, ortadan kaldırarak dokuların iyileşmesini sağlar. Semptoma değil sebebe yönelik tedavi yapar. Örneğin omurganın alt bölgesine gelen bir travma bir süre sonra doku çekimi nedeniyle geçmeyen baş ağrılarına veya karaciğerdeki bir disfonksiyon boyun veya omuz ağrısına neden ola-bilmektedir. Klasik tedavi yaklaşımında

ağrının olduğu bölge tedavi edilmeye çalışılır. Osteopatik yaklaşımda ise önce karaciğer ve omurgadaki kısıtlılıklar giderilmeye çalışılır. Böylece bedeni olumsuz etkileyen nedenler ortadan kaldırıldığında iyileşmede daha hızlı olacaktır.

Nöralterapi nedir, nasıl etki eder?

Ağrı ve hastalıkların tedavisinde, lokal anestezik enjeksiyonu ile vejetatif si-nir sistemine etki ederek, bedenin kendi kendini iyileştirme kapasitesini açığa çıkaran bir tedavi yöntemidir.

Tüm vücudu ve dokuları bir ağ gibi saran ve bedenin sağlıklı çalışması-nı sağlayan vegetatif sinir sistemi; bedenimizdeki tüm yaşam faaliyetlerini kontrol eder, solunum, kalp dolaşım sistemini, vücut ısısını, sindirim salgı bezlerini, metabolizmayı, hormonal faaliyetleri kontrol eder ve yaşamı oto-matik olarak düzenler. Geçirilmiş duy-gusal ve fiziksel travmalar, ameliyatlar, hastalıklar, ilaçlar, barsak florasındaki bozulmalar, yaptırdığımız diş tedavi-leri , kırıklar, yanıklar, yaşadığımız ev, içtiğimiz su, kullandığımız cep telefonu, kadınlarda küretaj ve özellikle sezar-yen doğumlar, zamanla vejetatif sinir sisteminin çalışmasını bozmakta ağrı ve hastalıkları ortaya çıkarmaktadır.

Önceden geçirilmiş fiziksel veya ruhsal travmaların , bedenin regülasyon kapasitesini aşarak, ağrı ve hastalıkları ortaya çıkarma özelliğine bozucu alan etkisi denir. Özellikle hastalığı ortaya çıkaran bozucu alanların etkisi ortadan kaldırıldığında şikayetler aniden orta-dan kalkabilir.

Nöralterapi sorunlu bölgelere doğru yöntemlerle uygulandığında vejetatif sinir sistemi üzerinden etki ederek, bu sistemin çalışmasının bozulmasıyla oluşan ağrı ve hastalıkları ortadan kaldırıp hızlı ve kalıcı bir iyileşme sağ-lamakta, hasta sağlıklı yaşantısına geri dönmektedir.

Nöralterapi ve Osteopati birlikte kullanıldığında birbirini tamamlayan, destekleyen tedavi sürecini hızlandı-rıp ve etkinliğini arttıran regülasyon tedavileridir.

Nöralterapi ve Osteopatinin etki ettiği diğer hastalıklar

• Migren ve gerilim tipi baş ağrısı

• Omuz ve diz ağrıları

• Ankilozan spondilit, Fibromyalji, Romatizmal hastalılar

• Bacaklardaki dolaşım bozukluğu

• Huzursuz bacak sendromu

• Fascial paralizi (yüz felci) , Trige-minal nevraji

• Kulak çınlaması ve baş dönmeleri( vertigo )

• Stres, depresyon, anksiyete

• Uyku bozukluğu ve düzensizliği

• Kronik yorgunluk sendromu

• Kabızlık

• Allerjik hastalıklar

• Kr. Sinüzit

• Spastik Kolon ve Ülseratif kolon

• Menapoz şikayetleri ve Adet düzensiziği

• Modern tıbbın adını koyamadığı ve hastanın psikolojisi ile ilgili olduğu söylenen tüm ağrı ve hastalıkların tedavisinde

Page 32: Pazarola Nisan 2011

moda

BEYMENElbise

895.00 TL

BEYMENElbise

835.00 TL

BEYMENElbise

795.00 TL

32 Pazarola Nisan 2011

PIERRE HARDYAyakkabı

1,390.00 TL

GIUSEPPE ZANOTTIAyakkabı

1,180.00 T

LANVINAyakkabı

1,410.00 TL

Page 33: Pazarola Nisan 2011
Page 34: Pazarola Nisan 2011

34 Pazarola Nisan 2011

kültür

Rat Pack ShowHaldun Dormen Yönetiminde Las Vegas Efsanesi “Rat Pack Show” Dan Muhteşem Gala

Page 35: Pazarola Nisan 2011

2011 Nisan Pazarola 35

Las Vegas’ da baş-layan ve ilk olarak Dean Martin, Frank Sinatra, Sammy Da-vis, Peter Lawford ve Joey Bıshop ta-rafından sahnelenen “Rat Pack Show”, yine bu ünlüler tara-fından 60’lı yıllarda

efsaneleştirilmişti. Gösterinin gelenek-sel konseptine uygun olarak Haldun Dormen tarafından yönetilen, Recep Aktuğ, Gökhan Abur, Nebi Birgi ve İpek Dinç ile yeniden hayat bulan Show’un yeni uyarlaması 11.Şubat Cuma gecesi Grand Hyatt Hotel’de yapılan muhte-şem Gala ile İstanbul gece hayatı ile buluştu.

Dean Martin ve Frank Sinatra kolek-siyoncusu olan yapımcı Suat Kamçılı tarafından organize edilen Galaya, İstanbul sosyetesinin ünlü isimleri, sanatçılar ve basın mensupları yoğun ilgi gösterdi. Türkiye’de ilk kez sergile-nen “Rat Pack Show” tüm geleneklere uygun olarak geçmiş yılların efsanesini sürdürürken, izleyenleri 1960’ların

büyülü atmosferine geri götürdü ve unutulmayacak etkili bir gece yaşattı.

Geceye Gül Sunal, Ali Sunal, Göksel Kortay, Suna Keskin, İzzet Günay gibi sanatçıların yanı sıra, Çiğdem Simavi, Özden Narin, Güler Yiğit, Karun Kıraç, Ertekin’de katılarak destek verdi.

“Rat Pack Show”, Grand Hyatt Hotel’ de Cuma&Cumartesi Geceleri, Mart ve

Nisan ayı boyunca sahnelenerek, caz severle buluşuyor.

Page 36: Pazarola Nisan 2011

36 Pazarola Nisan 2011

Hakul SaçaklıBilim DoktoruKaliteli Yaşam Danışmanı

sağlık

Kilo vereceğim diye; aşağıdaki ilkeleri önemsemiyorsanız, size sizden daha fazla kimse kötülük edemez•Yaşamımızda soluk alıp vermeden

sonra en önemli yaşam kaynağınız olan vücudunuzdaki suyu atıyorsanız.

•Egzersizi yaşantınıza sokmayarak kalbin günde 30 bin, yılda 10 milyon kalp atım sayısından tasarruf etme-yerek daha çabuk ömrünün bitmesini istiyorsanız.

•Sağlıklı yaşam için temel taşlarınız olan kasların; dolgun, esnek, sağlıklı, kuvvetli ve dayanıklı dokular haline gelmesini istemiyorsanız.

•Yaşla beraber kemik dokularınızdaki kaybı önemsemiyorsanız

•Akciğerinizin bir körük gibi çalışması-nı umursamıyorsanız

•Tüm becerilerinizin kontrol merkezi olan beynin, daha verimli çalışmasını arzu etmiyorsanız

•Yaşlanma hızınızı yavaşlatıp, kimseye muhtaç olmadan yaşamanın önemini fark edemiyorsanız,

“ Bu saydıklarım kulağınızın bir tarafından girip diğer tarafından çıkıyorsa, aman bana ne kilo vere-yim de nasıl olursa olsun düşüncesi oluşuyorsa; aşağıdaki yöntemler-den korkmayın”

ŞARLATAN DİYETLERDünya genelinde 20.000 zayıflama

diyeti var. Bunların çoğu şarlatan di-yettir. Bilimsellikle yakından uzaktan ilişkisi yoktur.

Tek yiyecek diyetleri:

Aklınıza gelebilecek tüm sebze ve mey-ve isimlerini bir kâğıda yazın yanına da diyet ya da rejim kelimesini koyun o kadar diyet üretebilirsiniz.

Tek gıda ile beslenerek zayıflama programı uygulandığında metaboliz-mada şoklama oluşur. 1 haftada 2-3 kg. verdiğinizi zannedersiniz. Ama bu verilen kilo yağ değil, atık maddeler ile su kaybıdır.

Verdiğinizi zannettiğiniz bu kiloyu çok kısa zamanda geri alırsınız.

Bu yöntemi çok sık uygularsanız…

•Doku ve organları yıpratır ve yaşlan-mayı hızlandırır.

•Çabuk yorulma, fiziksel ağrılar ve kabızlık şikâyetleri oluşur.

•Kadınlarda adet düzenleri bozulur, erkeklerde seksüel güçte kayıplar olur.

•Saç dökülmesi, tırnak kırılması, vü-cutta yaralar oluşur.

•Gençlerde büyümeyi engeller.

•Sinir sistemini tahrip eder.

Kilo verirkenGüzelliğinizi bozmayın

Kilo verirken; sağlığınızı, görünüm ve ruhsal güzelliğinizi bozmayın

Page 37: Pazarola Nisan 2011

2011 Nisan Pazarola 37

Vejetaryen diyetler: (PRİTİKİN)

Düşük kalorili diyetlerdir. Demir, kal-siyum, B12 ve D vitamini eksikliğine neden olur. Bu da kansızlığa ve orta yaş dönemindeki kişilerde hızla kemik yo-ğunluğu kayıplarına neden olur. Meta-bolizmayı, kalsiyum eksikliğinden dolayı yavaşlatır.

Vejetaryen bir zayıflama diyeti olama-yacağı gibi, vejetaryen bir yaşantının da sağlık açısından riskleri vardır.

Sihirli diyetler:

Bir diyetin önünde sihir ve mucize eki varsa, orada ticaret vardır. Hemen uzaklaşın. Paranıza ve sağlığınıza yazık olur. Memleket ismi, sanatçı ismi, uz-man ismi ile zayıflama diyeti olamaz.

Düşük karbonhidrat rejimi: (ATKİNS)

Gün içerisinde ihtiyacınızın altında karbonhidrat alımı demek, pro-tein ve yağın daha fazla tüketilmesi demektir.

Protein ve yağın aşırı tüketilmesinde:

•Kan kolesterolü yükselir.

•Böbrek rahatsızlığına

•Ürik asit artmasına

•Gut hastalığına neden olur.

DİKKAT:•Günlük karbonhidrat tüketimi 80 gr.

altına indiğinde kaslarınız erir.

•Yüksek protein içeren bu tip diyetler kişiyi ağırlık kaybına uğratabilir ama bunun çoğu su kaybıdır.

Düşük proteinli diyetler (PATATES, PİRİNÇ LAPASI DİYETİ)

Çok tehlikelidir, kalp kası bile eriyebilir. Ölümünüze neden olabilir.

Düşük yağ tüketimine dayalı diyetler:

• Gün içerisinde hiç yağ tüketmeme ilkesine dayanır.

• Yağların hızla yakılmasıyla vücut

zehirli bir madde üretip, beynin zarar görmesine neden olur.

Montignac diyeti:

• Karbonhidratlı besinlerle; protein içeren besinlerin birbirinden ayrı tüketilmesi esasına dayanır.

• Etin dışında, sütte, kuru baklagiller-de, pilav, makarna, sebze ve mey-velerde kısaca çoğu besinde ikisi bir aradadır.

• Aksine beyaz makarna yendiğinde yanında peynir ya da et olduğunda makarnanın glisemiğini düşürür. Yani zararı yok aksine yararlıdır.

İsveç diyeti:

Vitamin, mineral açısından fakir; ko-lesterol açısından zengindir. Çok tehli-kelidir.

Kan grubu diyeti:

• Bireyin besin tüketiminin kan grubuyla hiçbir iliş-kisi olamaz.

•Kas kaybından, sinir siste-mine, karaciğer ve böbreklerde tahribata neden olur.

SONUÇ: Tüm şarlatan diyet-leri plastik topa benzetirsek. Su dolu bir küvete plastik topu batıralım. Elinizi to-pun üzerinde tuttuğunuz sürece top suyun altındadır. Elinizi çektiğinizde top yu-karı fırlar. Şarlatan diyetlerle verilen kilolar aynı hızla geri döner.

UYARI:•Kaybedilen

kilonun 2/3 kas kitle-sidir.

•Hafif kilosu olanlarda tehlike daha fazladır.

•Kalorisi azaltılmış

beslenme planları metabolizmanızı yavaşlatır.

•Diyete ara verdiğinizde verilen kilolar geri döner.

•Vitamin ve mineral eksikliği de kilo vermeyi zorlaştırır.

•Yeterli protein alınmadığında kişinin direnci düşer.

•Duygusal açlığa yenik düşersiniz.

•Kaliteli uyku olmaz, kilo kaybı ya-vaşlar.

•İş verimi azalır.

•Stres artar.

devamı bir dahaki sayıya...

608 00 94608 19 11

Page 38: Pazarola Nisan 2011

38 Pazarola Nisan 2011

Nazan Pamir

Bu ay yazımın konusunu as-lında Mehmet Akif Ersoy ve 90.yılında İstiklal Marşımız olacaktı. Kendimi bildiğimden beri kimi zaman gözlerim

bulutlanarak, kimi zaman ise gözyaşla-rıma hâkim olamayarak ve her zaman aynı şevk ve heyecanla okuduğumuz marşımızı ve o muhteşem marşın hikâyesini yazacaktım size.

Altığım notlarda şöyle bir bölüm vardı: Mehmet Akif Ersoy o sırada parasızlık-tan paltosuz gezmek zorunda olduğu halde ödül parası olan 500 lirayı Sa-rıkışla Hastanesi’ndeki yaralı gazilere ve fakir kadınlara örgücülük öğreterek meslek kazandırmaya çalışan bir hayır kurumuna bağışlamıştır… (lütfen yazı-mı okuyup bitirince, bu satırları tekrar okuyun… Ruhu şad olsun.)

Devamını ha bugün ha yarın yazarım derken günler geçti ve gündem de-ğişmeye başladı. Hala Mehmet Akif Ersoy’u yazmak istiyordum ama içimde gündeme paralel başka yazmak iste-diğim duygular belirdi ve ben onları yazmamaya razı gelemedim.

Örneğin deprem oldu Japonya’da. Çok üzüldüm, endişeyle izledim her yayın-lanan kareyi. Her yeni haberde dua ettim daha beteri olmasın diye ve baş-ka ülkenin/dinin/milletin insanı olması umurumda bile olmadı acıyı hisseder-ken. Ertesi gün ve daha sonrasında hep yüreğim ağzımdaydı. Sonra bir e-posta aldım ve ardından da bir makale okudum. Japonlar denizi doldurarak topraklarını bilmem ne kadar büyüttü diyordu geçmişten gelen yazı ve gelen e-postada da uzaydan tsunaminin izlerinin fotoğrafı vardı, öncesi/sonrası gösteriliyordu.

Ölümlere, kayıplara, acılara üzüldüm ama doğa kendine ait olanı alıyor eninde sonunda demekten de kendimi alamadım. Resimlerde sonradan dol-durulan her yer istisnasız zarar görüp yok olmuştu. Adanın kendine ait olan bölümleri ise yerli yerindeydi. Doğaya

bunca müdahale ne yazık ki koca bir hüsrandı…

Dedim ya, gündem hiç durmuyor diye. Bir başka günden oturdu depremin hemen ardından ekranlara ve gazete-lere. Malum olaydı yaşanan. 11 kurşun, 4 isabet…

Her gündem, ilk şok etkisinden sonra düşünmeye itiyor beni. Aklımdan bin türlü şey geçiyor. Keşkeler çoğunluk-taysa bir sorun var demek ki diyorum. Keşke… Keşke okullar olaydı adına yap-tırttığı, keşke yardımları ile gündemde olaydı yıllarca, keşke “kadın” denilince dayakları/kurşunlamaları akla gelme-yeydi de onlara uzattığı el, öpülesi bir el olaydı yazımın başında Mehmet Akif Ersoy’un yaptığı gibi, keşke şifa dağıtı-lan yerlerde odaları olaydı yaptırttığı… kimbilir… Belki var. Belki var ama ya akılda kalanlar? Yine de helal olsun. Çok gönül yaralarına yoldaş oldu o güzel sesiyle.

***

Bugünlerde evde tatlı bir telaş yaşı-yoruz. Geçen yaz kumru torunlarımız vardı, bu kış da balık yavrularımız oldu. Tabii bu konuda önce çocukluk arkada-şım 4.Levent simge akvaryumun sahibi Ahmet Alşahin’e sonra da Bahçeşe-hirdeki Aqua Pet Center’ın sahiplerine teşekkür etmeliyim.

Evde hayvan beslemek isteyen çocuklar için ve evlatlarına sorumluluk vermek isteyen ebeveynler için akvaryum biçil-miş kaftan bence. Hele ki bu işe gönül vermiş insanların yönlendirmesiyle bu hobiye başlarsanız en doğru adımı atmış olursunuz diyorum.

Çok yerim kalmadı uzun uzun anlata-cak. Grafikerimizden protesto yemeden yazımı bitireyim. Siz en iyisi Onur mar-ketin üstündeki Aqua Pet’e (669 0 172) uğrayın, onlar bu konuda tüm soruları-nızı güler yüzlülükle ve en doğru yön-lendirmeyle anlatacaklardır.

Sevgiyle kalın…

Düşünüyorum da…

[email protected]

Mehmet Akif Ersoy o sırada parasızlıktan paltosuz gezmek zorunda olduğu halde ödül parası olan 500 lirayı Sarıkışla Hastanesi’ndeki yaralı gazilere ve fakir kadınlara örgücülük öğreterek meslek kazandırmaya çalışan bir hayır kurumuna bağışlamıştır…

Page 39: Pazarola Nisan 2011
Page 40: Pazarola Nisan 2011

40 Pazarola Nisan 2011

Bir süre önce katıldığım ‘İş Dünyasında Kadın’ konulu TÜSİAD toplantısı için çok dikkat çekici bir belgesel hazırlanmıştı.

Türkiye’nin, yetenekli işgücünün bir kısmını göz ardı ettiği bir kez daha çıktı ortaya: KADINLARI

Büyük Bir Potansiyel Hala Fırsat Olarak Bekliyor.

Dünya cinsiyet uçurumu endeksinde Türkiye 126. sırada, kadınların ekono-miye katkısında 131. sırada, sadece Suudi Arabistan, Pakistan ve Yemen’i geçmiş durumda...

Ekonomik büyümede, Dünya’da 16. sırada olmamıza rağmen Türkiye’nin kadın çalışan oranı % 22. Dünya’da bu oran % 59. Büyük bir potansiyel hala fırsat olarak bekliyor.

100 işverenden 6’sı kadın..

Her 100 belediye başkanından 1’i ka-dın..

Her 1000 muhtardan sadece 2’si ka-dın..

Kadın konusu çok geniş ve defalarca irdelendi. O yüzden ben burada tarım-daki kadından, ev kadınlarının ekonomik özgürlüklerinden, kız çocuklarının oku-ması gerektiğinden söz etmeyeceğim.

Benim dikkatimi, orta sınıf ailelerde

yetişmiş, en önemli hedefi iyi okumak, ailesinin takdirini kazanmak olan küçük kızlar çekiyor.

SBS ve OYS sınav sonuçlarına bakarsak, bu kızlar, eğitim hayatında erkekler ka-dar, hatta daha da başarılılar. Akıllılar, yetenekliler ve sosyal zekaları da yük-sek... Aileleri durmadan aldıkları puan-ları, kazandıkları başarıları övüyor.

Aynı tempo, iş hayatında da ilk baş-larda devam ediyor. En iyi şirketlerde, en popüler departmanlarda çalışmaya başlıyorlar.

En iyi avukatlık büroları, en büyük sa-nayi kuruluşları, en tanınmış reklam ajansları onlara kapılarını çoğu zaman açıyor. Günümüzde, başarılı kızların girmek istediği şirketlerden, işe alımda cinsiyet ayrımcılığı yapanlar pek kalma-dı sayılır...

Sonra ne oluyorsa oluyor, çoğu firmada, kadın çalışan oranları ve özellikle yö-netici kadın oranları istenilen yüzdelere yetişemiyor. Yukarılara tırmanmanın önünü tıkayan buzdan duvarlar aslında kadınların kendileri tarafından oluştu-ruluyor.

� İş hayatı zor,

� Hak etmek için çok daha fazla çalışmam lazım,

� Çocuk olunca yöneticilik zor olur diyorlar,

� Ahmet’le beraber başladık, yöne-

ticim onu terfi ettirdi. Vardır bir bildiği...

� Önümde kadın rol model yok, olanların iş yaşam dengesi yok

Böylece, zeki çalışkan ve o kadar okut-tuğumuz bu kızlar, imkanları varsa kariyerlerini bırakıp eve kapanıyor, imkanları yoksa rutin görevlerle ‘stand by’ pozisyonda şirket içinde ruhsuz ve iddiasız şekilde çalışmaya devam edi-yorlar. Okul, master, alınan sertifikalar hikaye oluyor...

Erkek Kadınlar

Aslında 20 sene öncesinden bu yana kadınların yönetime daha fazla katıl-dıklarını söylemek mümkün. Bu sayede, eskiden tek tük görülen üst yönetici olma şerefine nail olmuş ‘erkek ka-dın’ları artık görmüyoruz. Başarılı olmak için kadınlıklarını saklamaya çalışan ve ha gayret erkek olmaya çalışan kadın-lardı onlar. Neyse ki nesilleri tükeniyor...

Ticari Bilinçle Düşünürsek:

PWC yaptığı araştırmada, erkek ve ka-dının diğerine göre farklı özelliklerinin gelişmiş olduğunu görüyoruz. Erkekler rekabet etmek, risk almak ve karar alma konularında yetenekli iken, ka-dınlar, organize etme, doğru iletişim, sosyal zeka ve katılımcı yönetim konu-larında iyiler.

TÜSİAD diyor ki: Tek kanatla uçamayız, iki kanatla ise Türkiye olarak harikalar yaratırız...

Tek Kanatla Uçmaya Çalışmayın: Tüsiad, İş Dünyasında Kadını DestekliyorBinnur Zaimler

[email protected]

Page 41: Pazarola Nisan 2011
Page 42: Pazarola Nisan 2011

42 Pazarola Nisan 2011

Bakırköy Belediye Tiyatroları Yunus Emre Kültür Merkezi

Nisan 2011 Saat Müşfik Kenter Sahnesi Turhan Tuzcu Sahnesi

01 Cuma 20.30 “Tersine Dünya”

02 Cumartesi11.0020.30

“Meyve Bahçesi Bizim Olacak”“Aklı Havada”

03 Pazar11.0015.30

“Meyve Bahçesi Bizim Olacak”“Aklı Havada”

05 Salı 20.30 “Sokağa Çıkma Yasağı”

06 Çarşamba 20.30 “Sokağa Çıkma Yasağı”

07 Perşembe 20.30 “Tersine Dünya”

08 Cuma 20.30 “Aklı Havada”

09 Cumartesi11.0020.30

“Meyve Bahçesi Bizim Olacak”“Aklı Havada”

10 Pazar11.0015.30

“Miyhavlar Tiyatrosu” “Şişman Domuz”

12 Salı 20.30 “Medeni Hali: Kadın”

13 Çarşamba 20.30 “Medeni Hali: Kadın” 14 Perşembe 20.30 “Külhanbeyi Müzikali” İlk Oyun

15 Cuma 20.30 “Gül’e Ağıt”

16 Cumartesi11.0020.30

“Meyve Bahçesi Bizim Olacak”“Şişman Domuz”

17 Pazar11.0015.30

“Meyve Bahçesi Bizim Olacak”“Medeni Hali: Kadın”

19 Salı 20.30 “Medeni Hali: Kadın”

20 Çarşamba 20.30 “Şişman Domuz”

21 Perşembe 20.30 “Külhanbeyi Müzikali”

22 Cuma 20.30 “Dava”

23 Cumartesi11.0020.30

“Miyhavlar Tiyatrosu” “Külhanbeyi Müzikali”

24 Pazar11.0015.30

“Meyve Bahçesi Bizim Olacak” “Külhanbeyi Müzikali”

26 Salı 20.30 “Medeni Hali: Kadın”

27 Çarşamba 20.30 “Şişman Domuz”

28 Perşembe 20.30 “Külhanbeyi Müzikali”

29 Cuma 20.30 “Dava”

30 Cumartesi11.0020.30

“Meyve Bahçesi Bizim Olacak” “Külhanbeyi Müzikali”

Nisan- Mayıs 2011 Oyun Düzeni

kültür tiyatro

Page 43: Pazarola Nisan 2011

2011 Nisan Pazarola 43

BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROLARI 2010-2011 SEZONU

MEDENİ HALİ: KADINYazan : Gülce UğurluYöneten : Yelda BASKIN

Gülce UĞURLU, Elif ÜRSE, İpek AYAZ, Esra RUŞAN, Selen DOMAÇ, Pervin BAĞDAT, İlkin TÜFEKÇİ, Pınar TUNCEGİL’in oynadığı oyun;

İstanbul’da yaşayan sekiz kadın, sekiz ayrı hayat ve sekiz farklı oda. Hepsi birbirine ne kadar yakın, ne kadar uzak. Hergün metroda, sokakta, markette karşılaşan belki birbirlerine komşu olan bu sekiz kadının oda-larına girerek hayatlarından bir kesite tanıklık ediyoruz. Modern şehirli kadın olmakla, geleneksel olan arasında sıkışan bu kadınlar traji-komik bir lisanla bize kadınlığın keskin virajlarından söz ediyorlar.

ŞİŞMAN DOMUZYazan : Neil LaButeYöneten : Kadriye Kenter

Keskin bir mizah duygusuna sahip olan oyunda, ikili ilişkilerle ilgili oluşturulmuş toplumsal kalıplar, “beden” üzerinden gündelik bir sadelikle sorgulanıyor. şişmanlıkla ilgili önyargıları tartışmaya açarken toplumun her tür farklılığa olan tahammülsüzlüğüne de atıfta bulunuyor. Kültürel, cinsel ya da dinsel ötekileştirmelerin yanı sıra bedensel farklılıkları nedeniyle toplumdan uzaklaştırılan engellilere ve yaşlılara bakıştaki önyargılarla da yüzleşmeye davet ediyor.

Oyunda; Nurhayat Atasoy, Ozan Ayhan, Serkan Öz ve Dilara Yalçın rol alıyor. Nilüfer Şaşmazer’in çevirisini yaptığı oyunun müzikleri Tolga Çebi’ye ve Kıymet Berrak’a, dekor tasarımı Ali Yenel’e, kostüm tasarımı Gönül Sipahioğlu’na, dramaturjisi Ceren Ercan’a, ışık tasarımı Yüksel Aymaz’a ait.

AKLI HAVADA

Yazan : Ahmet ÖNELOyunlaştıran ve Yöneten : Ali YENELMüzik : Can ATİLLADekor : Ali YENELKostüm : Sadık KIZILAĞAÇIşık : Yüksel AymazAhmet Önel’in öyküsünden, Ali Yenel’in oyunlaştırdığı ve yönettiği “Aklı Havada”. Özgür düşünce ve bilimin baskıya maruz kaldığı günlerin İstanbul’unu uçma sevdalısı bir adamın gözünden anlatan Aklı Havada seyirciye görsel bir şölen yaşatıyor.. Müziklerini Can Atilla’nın bestelediği oyunun kostümleri Sadık Kızılağaç’a, koreografisi ise Sinan Temizalp’e ait.Alican YÜCESOY , Ali Rıza KUBİLAY, Beyti ENGİN, Ali Aziz ÇÖLOK, Dilara YALÇIN, Çetin ETİLİ ve Tugay MERCAN gibi sanatçıların rol aldığı oyun ilk kez 27 Ekim’de sahnelendi.

Page 44: Pazarola Nisan 2011

44 Pazarola Nisan 2011

DAVA

YAZAN : FRANZ KAFKAUYARLAYAN : STEVEN BERKOFFÇEVİREN : AYŞE ÜNERYÖNETEN : TURGAY KANTÜRK

Dünya edebiyatının en önemli isimlerinden Franz Kafka’nın romanı Dava, Joseph K’nın suçla olan ilişkisi üzerine kuruludur. Bir bankada çalışan Joseph K bir sabah odasına giren görevlilerden nedenini bilmediği bir şekilde tutuklandığını öğrenir. Gizemli bir mahkeme tarafından bilinmeyen bir suç nedeniyle yargılanacaktır. K yalnız değildir. Onun gibi pek çokları daha yargılanmakta ve neden yargılandıklarını bilmemektedir. Ancak K, diğerlerinin aksine olanları sorgulamaya başlayarak bir direnç geliştirir. Oyunda Edip Saner, Beyti Engin, Aytekin Özen, Orhan Kemal Aydın, Ayşe Demirel, Çetin Etili, Burak Dur … rol alıyor.

GÜL’E AĞIT

Yazan : Deniz AltunYönetmen : Mehmet Ergen

‘’Namus ‘’ ya da ‘’aşk’’ kılıfıyla öldürülen kadınların Türkiye’deki simgesi haline gelen Güldünya’nın yaşadıklarından yola çıkarak yazılan oyun, ‘’yasa’’, ‘’töre’’, ‘’gelenek’’, ‘’ahlak’’, ‘’mahalle baskısı’’ kavramlarını sorguluyor. Oyun, 2004 yılında, tecavüz sonrası hamile kaldığı için, erkek kardeşleri tarafından öldürülen Güldünya Tören’in başına gelen ana olayların gidişatını bozmadan, yazarın yorumunu içerecek biçimde kurgulandı. Güle Ağıt, tiyatromuza, güncel olandan beslenen, yeni oyun yazarları kazandırma hedefiyle yola çıkan “Oyun Yaz” projesi kapsamında yazıldı.

Elif Ürse, Zeyno Eracar, Aytekin Özen ,Mert Asutay, Ali Rıza Kubilay, Tugay Mercan, Tuncay Akpınar, Doğacan Taşpınar, Levent Tülek, Yelda Baskın ve Ercan Koçak oyunda rol alan sanatçılar.

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI

Yazan : Civan CANOVAYöneten : Emrah EREN

Sokağa çıkma yasağının uygulandığı bir gecede, bir otelin lobisinde herkesin birbirinden şüphelendiği, işlerin gittikçe arapsaçına döndüğü delice bir fars. Şiddetle güldürünün birbirine karıştığı bu sıkıyönetim parodisinin içinde, bir süre sonra gülümsediklerinize yabancılaşıyorsunuz. Ali Aziz ÇÖLOK, Burak DUR, Didem GERMEN, Orhan ŞİMŞEK , Evren ERLER, Beyti ENGİN, Görkem Z. GÖNÜLŞEN, Şirin Ç. TAŞPINAR ve Bulut AKKALE’nin oynadığı oyunda sizi gülümseten durumların kalbinde yatan şiddetle, şok içinde, karşı karşıya kalıyorsunuz.

kültür tiyatro

Page 45: Pazarola Nisan 2011

2011 Nisan Pazarola 45

TERSİNE DÜNYAYAZAN : ORHAN KEMALYÖNETEN : TURGAY KANTÜRKUYARLAYAN : MUSTAFA GÜLTEKİNMÜZİK : TOLGA ÇEBİ

Çok sayıda sanatçının rol aldığı oyunda GÜL ONAT, LEVENT TÜLEK, NURHAYAT ATASOY, MERT ASUTAY, DİDEM GERMEN, ZEYNO ERACAR,GÜLCE UĞURLU gibi isimler yer almakta.

Oyunda erkek ve kadın rollerinin yer değiştirdiği bir dünyada sınıf atlamak için zengin eş arayan erkekler, üçkâğıtçılıkla kısa yoldan para kazanmaya çalışan serseri kadınlar gös-teriliyor. Bir kenar mahallede geçen oyun, toplumdaki kadın ve erkek rollerini mizahi bir üslupla tartışmaya açarken, top-lumsal yapıdaki çarpıklıkları da gerçekçi bir biçimde gözler önüne seriyor. Bitirim Leyla tüm mahallenin yaka silktiği ele avuca sığmaz bir serseridir. Kazara karıştığı bir kavgadan sıyrılıp eve geldiği bir gece her gece olduğu gibi naralar atarak komşuları ayağa kaldırır. Ancak bu kez diğer seferlerde olduğu kadar şanslı değildir; mahallenin bekçisine hakaretten hapishaneye atılır. Bitirim içerdeyken en büyük korkusu namuslu bir ev erkeği olan kocası ve yakışıklı oğlunun çapkın kadınların tuzağına düşme-leridir; korktuğu başına gelir. Hapishaneden çıkınca mahallesine geri döner, ancak hiçbir şey bıraktığı gibi değildir.

MEYVE BAHÇESİ BİZİM OLACAK (çocuk oyunu)

Yazan : Harun ÖZERYöneten : Levent TÜLEKYrd. Yönetmen : Mert ASUTAYDekor : Ali YENELKostüm : Ayçın TARMüzik : Tolga ÇEBİ

İlkin TÜFEKÇİ, Muhammet ÇAKIR, İpek AYAZ, Orhan ŞİMŞEK, Ercan KOÇAK, Özge ÇATAK, Emel TURAN, Gözde AYAR,Bulut AKKALE ‘nin rol aldığı oyunda;Ortalarında meyva bahçesi bulunan mavilikler ve yeşillikler

ülkesi insanları mutlu ve barış içinde yaşamaktadırlar. Ta ki silahlarını satmak için iki ülkenin krallarını birbirine düşürmeye çalışan Kötü Cincin’in ortaya çıkmasına kadar. İki ülke savaşa başlar ve meyve bahçesine iki ülkenin de vatandaşlarının girmesi yasaklanır. Ancak Yeşillikler Ülkesi’nin Çirkin Prensesi ile Mavilikler Ülkesi’nin şişko Prens’i yasak bahçeye girerler. İki ülkenin sevimli soytarılarının da yardımıyla Kötü Cincin’e bir oyun oynamaya karar verirler.

MİYHAVLAR TİYATROSU (Çocuklar için müzikli fantastik drama)

Yazan ve Yöneten : Fikret TERZİDekor : Ayçın TARKostüm : Gönül SİPAHİOĞLUIşık : Yüksel AYMAZMüzik : Kıymet BERRAKMüzik Direktörü : Tolga ÇEBİKoreografi : Pınar ATAER

MÜZİSYENLER

Ebru Sonakın,Nilay Karaduman,Burcu Özbak ,Çağlayan Çetin,Kıymet BerrakÖzge ÇATAK, Kadriye ÇETİNKAYA, Orhan ŞİMŞEK, Emel SAYIM, Burç ARA, Ercan KOÇAK, Tuğba YARBAĞ, Erol Ozan

AYHAN,Emel TURAN, Eda ÖZDEMİR, Tuncay AKPINAR, Zeynep KÖSE ve Cem SÜRGİT’in rol aldığı oyunda; MİYHAV, dünyaya gözlerini sokakta açmıştır ve havlamakla miyavlamak arası seslenişiyle ailesini ararken, Mırnavlar ve Hırhavlar çetelerinin arasında kalır… Kimsesiz ve sahipsiz olarak SOKAKTA YAŞAMAK, çocuk yaştaki Miyhav ve çete üyesi arkadaşları için, tehlikelerle dolu korkunç bir serüvendir. MİFYA ve HAFYA patronları ŞİŞGÖBEK BAKSIR ve DOBİŞKO TEKİR, özünde her biri çocuk saflığı taşıyan sokak hayvanlarının, en büyük korkularıdır.

Page 46: Pazarola Nisan 2011

46 Pazarola Nisan 2011

Mehtap Erel

Yapmam gereken son derece basit bir şeydi aslında. Evden çıkıp, bana son derece yakın bir notere gidip, evrak hazırlatmak…

Bu yani…

Sarhan beni tembihledi;

Sarhan: Bak, hadisesiz git, gel tamam mı? Lütfen. Tamam mı bebeğim? Lütfen.

Ben: Çok ön yargılısın sen bana karşı. Neden böyle?

Sarhan: Bak bişey demiyorum. Sadece lütfen, hadisesiz git. Zaten iki adım yer. Git, dön.

Ben: Bu ön yargı neden? Neden? Neden sürekli “ben yapmadım örtmenim” psikolojisine sokuyosun beni? Yapma bunu bana. Bak neredeyse 40ıma geliyorum. Hoş değil. Cık cık cık…

Çünkü, yani, gerçekten… Notere gidip dönücem. Bu…

Bu “dönülmez” U’lar vardır hani. Bunlardan birine geldim. Aklımdan geçenler hemen hemen şöyleydi:

“Manasız bişey bu! Neden dönülmesin ki şimdi burdan? Müsait! Dönülür! Dar alır dönersin! Nedir yani! Kim diyo dönemezsin diye? Allah Allah! Dönerim ben buradan! Ben burdan dönücem! Aha dönüyorum hatta….”

Döndüm ve dönülüyormuş gerçekten: yani teknik anlamda dönülebilirliği varmış. Sadece benim anlamadığım ve tanımadığım bir başka evrende “dönmeyecen” denmiş buraya. Yasakmış yani… gayet net dönülüyor ama

Ve gayet net gördü polis beni…

Ve ben gayet hanım bir şekilde durdum tabi…

Ben: Siz bana kızacaksınız şimdi. O

yüzden durup bekliyeyim dedim ben de.

Polis: Peki neden kızacağımı da biliyor musunuz?

Ben: Dönmeyin diyodu, döndüm ben ondan dimi ehihehe, bi de bile bile yani, rezalet…Ama dönülebiliyor gördüğünüz gibi, yani manasız bir kural bu aslında… ve susuyorum.

Polis: Evraklarınızı alabilir miyim?

Ben: Buyrun.

Polis: Bekleyin cezanızı yazıcam.

Ben: Peki

Klasik arabanın ön kaputuna makbuzu koyup doldurma durumundayken birden aklımdan şöyle şeyler geçti. “Hakikaten her dışarı çıktığımda bir hadise çıkıyor ve buna insanın babası bile inanmaz… Yani kocam “yaşayan” kapsamında olaya hakim ama… Nasıl ya? Neden ben?”

Ve arabadan indim;

Ben: Bişey diycem ben şimdi size

Polis: Evet?

Ben: Bir resim çekilebilir miyiz?

Polis: ????

Ben: Allahaşkına noolluur! Bakın Polis bey ben sürekli yaşıyorum bunu ve yazıyorum da ama yani, kimse inanmaz bu kadarına. Yani bu kadarı da pes bir hal bu. Resim çekiliyoruz kesin.

Polis: Ben Şahin’im.

Ben: Hiç anlamam resim çekiyorum Şahin Bey.

Çektim evet. Ve görev başındaki şahin’in rızası olmadan, zor kullanarak fotoğrafını çekmekten tutuklanmadım.

Şahin: Napıcaksınız bu resmi çok pardon? Nasıl yani?

Ben: Yazı yazıcam, orda kullanıcam.

Şahin: Nasıl yani? Beni mi yazıcaksınız?

Ben: Aynen! Hatta bak ben ne düşündüm, ben sana benim yazıların olduğu yerin adresini vereyim. Sen de oku. Hatta bak ne düşündüm. Bekarsın dimi sen? Evlendiririm ben seni! Valla evlendiririm. Tamam evlendiricem ben seni.

Şahin: Gerçekten mi?

Ben: Ah çocuğum tabi.

Şahin: Şöyle hanım, düzgün, aklıbaşında, terbiyeli.

Ben: Tamamdır sen sana bırak. Bak var ya, evlilik öyle güzel bişey ki. Dur bak ben sana oğlumun resmini göstericem şimdi. Düşünsene bak evde böyle bişi “baba baba “diye dolanıyo. Bundan büyük mutluk var mı?

Şahin: Çok tatlı Allah bağışlasın. Bu da eşinizin resmimi?

Ben: Evet?

Şahin: Tanıyorum ben bu abiyi?

Ben: Nasıl?

Şahin: O da bu yolu kullanıyo dimi arada? Vallahi tanıyorum bu yüzü! Kesin enişteye de ceza kestim! Kesin!

Ben: ….

Şahin: …

Ben: Yavrum nedir senin bizle karı-koca problemin? Hı?

Şahin: Abla valla, gerçekten bu kadar tesadüf olamaz.

Ben: Ben senin yuvan için çırpınayım, sen kocama ayrı ceza bana ayrı ceza olmuyo böyle! Oluyo mu yani?

Şahin: Abla siz de bi karı koca düzgün gitseniz yolda sanki…

Ben: Elbet bu da bakış açısı ama sen şimdik şuncağız U dönüşüne kızıp “ben şahinim” deyip atmaca gibi atlarsan olmaz ki. Olmaz çocuğum böyle, cık cık cık

Şahin: Ya ben kesmezdim abla ceza ama bak göz göre göre dönülmezden döndün. Kırmızı yanıyor! Ordaki yayalar döndü “gördün bak ceza yazsana” dedi. Şimdi nasıl olucak, yazdım mecburen…

Ben: Peki bu seferlik affediyorum. Bi dahakine dikkatli olalım lütfen. Yapma böyle çocuğum. Hoş diil.

Özetle; evet dönülmez yerden döndüm. Evet, dönülmemesi gerektiğini de biliyordum. Yalnız bu olay nasıl benim Şahin’e “bi dahakine dikkatli olalım lütfen” dediğim şekilde neticelendi çok net değilim.

Yani…

Gerçekten bir acayip kişiyim…

U Dönerim…

Page 47: Pazarola Nisan 2011
Page 48: Pazarola Nisan 2011

48 Pazarola Nisan 2011

Yaratıcı Drama Nedir ve Katkıları Nelerdir?

Yaratıcı dramanın katılanlara etkisi erken yaşta tanışmış olmaya bağlıdır. Okulöncesi dönemden başlayarak, öğ-renme ortamının içine ken-

diliğinden alınan drama etkinlikleri; tıpkı iyi yazınsal metinler, çağdaş anne baba ve öğretmen ya da yaratıcı bir okul gibi, çağdaş, yaratıcı, demokratik bireyleri yaratmada temel araçlardan birisidir.

İngiltere’de «eğitimde drama», Almanya’da «oyun ve tiyatro eğitbilimi», Amerika’da da «yaratıcı drama» olarak ünlenen, yaratıcı drama ya da eğitimde

drama alanına yakın zamanda süreç drama da denilmektedir. Yaratıcı drama ya da eğitimde drama alanının günü-müzde, özellikle de ülkemizde, yaygın bir alan olma niteliği kazandığı görül-mektedir. Dramanın, yayılırken bilimsel, eğitsel, sanatsal ve kültürel boyutlarının ya da niteliklerinin göz ardı edilmemesi önemlidir. Dramayı çekici kılan, çok yönlülüğü ve oynamaya/canlandırmaya dayalı etkili dilidir.

Ancak, tüm diğer bilimsel alanlar gibi, drama eğitimi de uzun bir süreç içinde öğrenilmelidir.

Dramayı tanımlayabilmek oldukça zor olmakla birlikte, drama için oyun ve

canlandırmaya dayalı olarak günlük yaşamdaki herhangi bir sözcüğün, kav-ramın, sesin, bir konunun, bir tablonun, bir heykelin ya da bir masalın, öykünün, şiirin ya da çocukların kendi uydurduk-ları öykülerin, durumların canlandırıl-ması, oynanması denilebilir. Drama, tüm grubun katılımıyla yaratılabileceği gibi, küçük gruplarla da oynanabilir. Drama eğitimi de, ancak bu alanı bilen öğretmenlerle yapılabilir ya da yapıl-malıdır.

Çocuklar, gençler ya da yetişkinlerle yapılan dramanın klasik sınıflandırılma-sında, ısınma ve rahatlama, rol oynama ve pandomim, doğaçlama, oluşum ve değerlendirme aşamaları yer alır. Isın-

Bahçeşehir Gençlik Spor Kulübü Eğitim MerkeziAkademik ve uzman eğitim kadrosuyla etkinliklerini sürdürüyor2001 yılından beri Bahçeşehirlilere hizmet veren Bahçeşehir Gençlik Spor Kulübü etkinlikleri,kursları ile Bahçeşehirlilerin hayatını daha etkin kılmaları için çalışıyor.Spor Klübü özellikle 4-6 ve 7-15 yaş grubuna özel verdiği Drama etkinlikleri ile adından söz ettirmeye devam ediyor.

Bu sayımızda çocuklarımızın hayatına çok şey kattığını düşündüğümüz drama konusu ile ilgili Spor Kulübü başkanı Hikmet Üzeltürkay’dan bilgi aldık.

eğitim

Page 49: Pazarola Nisan 2011

2011 Nisan Pazarola 49

ma oyunları; grubun birbirine ısınması, konuya ısınma ve rahatlamayı içeren hareketli oyunlardır. Rol oynama ve pandomim aşaması, grubun iletişim ve etkileşimini sağlama, imgelemi geliştir-me, duyuları geliştirme ve pandomim yoluyla ifade becerisini geliştirmeyi içeren, ses, imge: pandomim ve do-kunma, işitme, görme duyusuyla ilgili alıştırmaları içerir.

Doğaçlama aşamasında, hazır bir ya-pıttan masal, şiir öykü, tablo, fotoğraf, heykel, gazete haberi ya da bir «hayat durumun»dan yola çıkılarak drama yaratılır, canlandırılır.

Oluşumlar aşamasıysa, dramada de-neyim kazanmış gruplarda hiç beklen-medik, yetkin bir doğaçlamanın ortaya çıkmasıdır.

Dramanın değerlendirilmesi aşaması da, katılanların drama ortamından olumlu, neşeli, iyimser yaşantılarla ayrılmasını sağlayan sözel bir aşamadır.

Dramada çocuk, oyun oynadığının bi-lincindedir ve bundan büyük haz duyar. Bu da, estetik hazza yakın bir haz duy-

gusudur.

Okulöncesinde de, ilköğretimde de dramanın en önemli işlevi, eğlenme ve mutluluk duygusudur. Drama çocukları neşelendirir, umut ve iyimserlik duygu-ları yaratır, yaratmalıdır.

Drama, en çok çocuğun öznel dünyası ve kişiliği hakkında ipuçları verir.

Drama programını okulöncesi eğitim programından ayıramayız. Öğretmen özgür ve özgün davranabilir. Dramada, öğreten ve öğrenenin rolleri kimi zaman karışabilir.

Drama yaşantısaldır; çocuklarla bir-likte öğretmen de neşeli, hoş drama yaşantılarına sahip olabilir. Öğretmen, çocukların şaşırtıcı, özgün, yaratıcı dü-şüncelerinden yararlanabilir. Drama, en çok çocuğun öznel dünyası ve kişiliği hakkında ipuçları verir. Drama ve doğaç-lamalarda içtenlik ve doğallık çocukların temel özellikleridir.

Okulöncesinde ya da ilköğretim düze-yinde, çocuklarla ya da tüm diğer drama gruplarında, iyi ya da kötü oynamaya

ilişkin yargılamalar yapılmaz. Dolayısıyla dramada temel ölçüt, çocuğun katılımı-dır. Dramaya «istekli mi?», «Oynamak, canlandırmak, rol almak istiyor mu?» soruları dramanın özünü oluşturur. Ancak, oynamaya isteksiz olan çocuklar zorlanamaz. Bazı çocuklar sessizce izle-yerek de dramaya katılabilirler.

Literatürde dramanın katılanlarda em-pati kurma becerisini geliştirdiği yer almaktadır. Drama empatiyi geliştirir, ancak uzun süreli ve bir sürece dayalı olarak gerçekleştirilebilirse,ben mer-kezcilikten diğergamlığa geçişte drama etkili bir öğretim yöntemidir. Ancak em-patik olmak için, çocuğun erken yaşta empatik anne, baba, öğretmen, yakın aile bireyleri ve empatik bir çevresinin de olması gerekir.

Böylece, dramadaki empatik tutum ve davranışlar pekişir. Drama tek başına sihirli bir değnek değildir.

Bilgi ve iletişimŞelale Parkı İmbat Sokak Bahçeşehir0212 669 29 50

Page 50: Pazarola Nisan 2011

50 Pazarola Şubat 2011

!Şimdiye kadar yazılmış en ünlü şarkı sözlerine ve en muhteşem sahne müziklerine sahip, Tim Rice ve Andrew Lloyd Webber’in olağanüstü müzikali “EVITA” Türkiye’de!Arjantin eski diktatörü Juan Peron’un eşi Eva Peron’un hareketli, gerçek üstü karakteri-ni gözler önüne seren EVITA müzikali, Eva Peron’un hayat hikayesini, gençlik yılların-dan başlayarak muazzam bir zenginlik, güç mücadelesi ve sonunda azizelik mertebesine yükselişine kadar, tüm yönleriyle anlatıyor.Madonna ve Antonio Banderas’ın rol aldığı Oscar ödüllü film versiyonu dahil olmak üzere, 20’nin üzerinde önde gelen ödüle layık görülen ve müzikal tiyatroda sanatçıların en çok iste-diği rollerden birisini içeren ünlü gösterinin bu yepyeni prodüksiyonu, gerçek anlamda YILIN GÖSTERİSİ olacak.

EVITAYılın müzikali

Türkiye’de

kültür & sanat

Page 51: Pazarola Nisan 2011

2011 Şubat Pazarol 51

Evita Müzikali Tarih : 12.04.2011 21:00:00 Mekan : İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu

YÖNETMEN: BOB TOMSON VE BILL KENWRIGHTKOREOGRAFİ: BILL DEAMERMÜZİKAL DİREKTÖR: DAVID STEADMAN

Evita Müzikali, 12 – 24 Nisan tarihleri arasında Bkm Organi-zasyonuyla İstanbul Kongre Merkezi’nde seyirciyle buluşacak.

Page 52: Pazarola Nisan 2011

Çocukların zihinsel gelişiminde çığır açılıyor…

48 x 53 = ? gibi bir işlemi kaç saniye içinde çözebilirsiniz? Kâğıt, kalem ya da hesap makinesi olmayacak şekilde, yani tamamen zihinden bunu yapabilir misiniz? Ama çocuğunuz yapabilir…

10 Soruda Menar Mental Aritmetik1. Abaküs nedir?

Abaküs kumların üzerine yerleştirilmiş taşlardan oluşan ilkel biçimi ile kökeni yaklaşık 5000 yıl öncesine kadar giden ve çubuklara geçirilmiş boncuklarla bugünkü şekline benzer biçimi ile yaklaşık 3000 yıldır kullanıla gelen ilk bilgisayardır diyebiliriz.

2. Menar Abaküs Mental Aritmetik eğitimi nedir?

Abaküs Mental Aritmetik Eğitimi 4-12 yaş arasındaki çocuklar için Menar tarafından tasarlanmış bir zeka geliştirme programıdır. Önce sayısal işlemlerde abaküs kullanımının öğrenilmesi ile başlayan program, bir

süre sonra abaküsün kaldırılması ile sürer ve öğrenciler işlemleri çok hızlı bir şekilde tamamen zihinden yapmayı öğrenirler

Asıl kazanç bu program süresince sağlanan, zeka ve bellek gelişimi, dikkat, odaklanma ve özgüvenin güçlenmesi gibi unsurlarla genel olarak yükselmiş bir zihinsel kapasitedir. Programın başarısı, aslında her insanda var olan ancak atıl duran potansiyel kapasiteyi harekete geçirmekte yatmaktadır.

3. Menar Abaküs Mental Aritmetik eğitim programı ne kadar sürüyor?

Zeki Çocuklar = Menar

Menar, 4-11 yaş arası çocuklarda hızlı beyin gelişimini sağlarken, sıra dışı aritmetik beceriler de kazandırıyor.Matematik kavramlarını tanıma /anlama/işlemleme ve matematik problemlerini çözme yöntemlerinin öğretildiği kurum, okul çağında çocukları olan tüm ebeveynlerin ilgisini çekecek.

52 Pazarola Nisan 2011

eğitim

Page 53: Pazarola Nisan 2011

Eğitim toplam 240 saatlik bir prog-ramdır ve haftada 3 ders temposu ile 20 ayda tamamlanmaktadır. Haftalık ders sayısı arttırılarak toplam süreyi kısaltmak mümkündür.

4. Benim çocuğum Matematik dersin-de çok başarılı. Menar eğitim progra-mından yine de yararlanabilir mi?

Matematik dersinde başarılı olan bir öğrenci Menar Abaküs Mental Aritmetik programından kesinlikle çok yararlanır. İşlemleri kâğıt kalem kullanmadan hız-la zihinden yapabilen bir öğrenci, dikka-tini doğrudan doğruya daha karmaşık problemlerin kurgusuna ve daha ileri boyuttaki kavramlara yoğunlaştırabilir.

5. Benim çocuğum Matematik der-sinde sıkıntı çekiyor. Menar programı ona yardımcı olabilir mi?

Deneyimler, okullarında matematik derslerinde sıkıntı çeken çocukların, Abaküs programına başladıktan bir kaç ay sonra, okullarındaki performans-larının hızla yükselmeye başladığını göstermektedir.

6. Menar Aritmetiğini öğrenmek okuldaki Matematik dersine nasıl yardımcı oluyor?

Taiwan National Chuang Hua Eğitim Üniversitesinden Profesör Huang Guo Rong çocukların matematik alanındaki akademik performans ve kavrayışları konusunda şu etkileyici keşfi bildirmek-tedir, “ Mental Aritmetik programını almış olan öğrenciler matematik kav-ramları tanıma ve anlama, işlemleme, matematik problemlerini çözme dahil tüm matematik becerilerinde diğer arkadaşlarından çok daha üstün bir performans göstererek çok daha iyi sonuçlar almaktadırlar.”

7. Bir çocuğun Menar Programına başlaması için en uygun yaş nedir?

Programımıza başlamak için en uygun yaş, çocuğun 0-9 arasındaki sayıları yazmaya başladığı dönemdir. Çoğun-lukla anaokulu öğrencileri bu alt yapıya ulaşmaktadırlar. Her ne kadar beyin ge-lişimi eğitimi için genel ilke, “Ne kadar

erken başlanırsa, o kadar iyi” olmasına rağmen, 6 yaşın altında çocuklar için Abaküs Mental Aritmetik programına başlamadan önce çoğunlukla, sayılarla ilgili bir hazırlık çalışması yapılması gereklidir. Programımız genel olarak 4-12 yaş arası çocuklarda beyin gelişi-mini hızlandırmak üzere tasarlanmıştır. Ancak başlangıç yaşı olarak 6-7-8 yaşları en uygun dönem olarak ortaya çıkmaktadır. Anne babaların, okul ödevlerinin henüz çok ağır olmadığı bu yaşları, çocukları için Mental Aritmetiği öğrenme fırsatı olarak değerlendirme-lerini ve asla kaçırmamalarını öneririz.

8. Menar Sistemini öğrenmenin avantajları nelerdir?

Menar ;� Hızlı ve doğru hesaplama

ve mantıksal bağlar kurma becerilerini geliştirir

� Daha güçlü bir bellek inşa eder

� Daha uzun süreli dikkati sağlar

� Görselleştirme ve fotoğrafik hafıza becerilerini güçlendirir

� Daha yüksek öğrenme kapasitesi ve özgüven yaratır

� Kavrama hızını ve gücünü arttırır

� Gözlem ve öngörü yeteneğini geliştirir

� İşitme ve doğru sonuç çıkarma becerilerini keskinleştirir

� Stresi azaltarak öğrenmeyi eğlen-celi hale getirir

9. Menar çocuğumun zeka kapasitesi-ni arttırmakta nasıl yardımcı olabilir?

Menar bir çocuğa yalnızca muhteşem bir aritmetik yeteneği kazandırmak amacıyla değil, aynı zamanda, onun yaratıcılığını, bellek gücünü, odaklanma ve dikkat yoğunluğunu, dinleme anla-ma becerilerini ve problem çözümleme yeteneklerini de geliştirmek üzere tasarlanmıştır.

10. Elimizin altında elektronik hesap makineleri ve bilgisayarlar varken Mental Aritmetik neden gerekli olsun?

Mental Aritmetik ile sayıları zihinsel olarak işlemlemek beynin kullanılma-yan bölümlerini harekete geçireceği için bütünsel olarak zekâ kapasitesini olumlu etkileyen bir süreçtir.

Konuya bir de şu açıdan bakılabilir. Sa-bah ya da akşamları değişik yaştan bir çok insanı parklarda, kaldırımlarda veya deniz kıyısında koşarken veya yürüyüş yaparken görebilirsiniz. Oysa bir yerden bir yere gitmek için, otobüs, dolmuş veya taksi gibi ulaşım araçları elimizin altında iken yürümek ya da koşmak niye? Hepimiz biliyoruz ki bunun amacı bedeni sağlıklı tutmak için bir egzersiz veya spor yapmaktır. İşte tıpkı bunun gibi mental aritmetik de beyni ve zi-hinsel kapasiteyi sağlıklı, dinç ve güçlü tutan bir araçtır.

MENAR Bahçeşehir Şubesi. Şelale cd. Manolya Evleri A1 blok D:3 Tel: 669 67 15 [email protected]

2011 Nisan Pazarola 53

Page 54: Pazarola Nisan 2011

Etkili ve verimli ders ça-lışma, bir amaç doğrultu-sunda planlı ve programlı çalışmaktır. Bu programda sadece çalışılacak dersler

değil aynı zamanda sosyal etkinliklere, keyif aldığınız aktivitelere, dinlenmelere de yer verilir. İyi dinleme iyi bir çalış-mayı getirir.

Dinlenirken sadece dinlenin ,çalışır-ken de sadece çalışın.

“Başarılı olmada zekadan daha önemli 3 şey: Özgüven – İç disiplin – Hedef sahibi olmak.”

Her şeyden önce kendinize güven duymalısınız. “Başarılı olmalıyım” ilkesini edinmelisiniz.

Unutmayınız ki kendine güven başarının temel anahtarıdır.

Çalışmaya büyük bir ilgi ve istekle başlamalısınız .Eğer bu ilgi ve isteği duymuyorsanız ileride karşılaşacağınız sonuçları düşünerek ilgi ve isteğinizi kendiniz yaratabilirsiniz.

Çalışacağınız ortam sessiz, masa ba-şında ve çeldiricilerden uzak olmalıdır.Yatarak ve uzanarak ders çalışması yapılmaz

Ders çalışmaya başlamadan önce ,yo-rucu faaliyetler bırakılmalı,çalışma için amaç belirlenmelidir.

Dikkat toplayabilme verimli çalışmanın en önemli kuralıdır.Kalıcı ve daha iyi bir öğrenme için kesin gereklidir.Ders ça-lışılırken başka olaylar düşünülmeme-lidir.Sadece yapılacak çalışmaya özen gösterilmelidir.

Ders çalışırken mümkün olduğunca fazla duyu organımızı kullanmaya özen göstermeliyiz.(Not tutmak ,şekil çizmek,araştırma ,deney ve gözlem yapmak gibi.bu şekilde konuları daha rahat anlayabilirsiniz.)

Planlı çalışmayı ilke edinmeli .O gün öğrenilen konuların tekrarı, Ödevlerin yapılması ,ertesi güne ön hazırlığı içer-melidir.Planlı çalışma zekayı kulla-nabilme yeteneğidir.Özdenetimin ,iç disiplinin (Self-control’ün) gelişmesidir.

Başarılı olmak için kazanılması gereken üç davranış vardır: Düşünme alışkanlığını kazanmak Öğrenci, sorunlarının çözüm yollarını kendi düşünmelidir. Gerek sınavlara hazırlık sürecinde gerekse yaşamda ki-şiye büyük katkılar sağlayacaktır böyle bir davranış. Kişinin kendine güvenini geliştirecektir. İş yapabilme kabiliyetini olumlu yönde etkileyecektir. Büyükler sadece bir kılavuzdur. Anne baba ve öğretmenler deniz feneri gibidir. Ancak denizde giden öğ-rencidir. Asıl işi o yapmalıdır. Tabii bunu yaparken uyarılara kulak vermeyi ihmal etmemelidir. Burada öğretmenlere düşen görevler de vardır. Öğrencinin düşünmesi için ona yol açmalıdır. Okuma alışkanlığını kazanmak Sözcük olmadan düşünmek imkan-sızdır. Sözcük bilgisi düşünce ve zekayı geliştirir. Bu yüzden bizler sözcük ha-zinemizi geliştirici çalışmalar yapmalı, bol bol kitap okumalıyız. Hayatta başarılı olmak istiyorsanız kelime bilgisini artırınız. Göreceksiniz ki zekanız daha iyi işleyecek , kişiliği-niz renklenecek, hayatta daha başarılı olacaksınız. Çünkü kelime bilgisi artıkça insanın düşünme yeteneği ve zekası

da artmaktadır. Çok okuyan sınavlarda çıkabilecek soruları da daha kolay çö-zerler.

Kendi kendine iş yapabilme alış-kanlığını kazanmak

Bir öğrenci, hayatta başarılı olmak istiyorsa kendi başına davranma yete-neğini edinmelidir. Ders çalışırken hep başkalarından yardım beklememelidir. Aksi takdirde öğrenmesi gerekenleri tam olarak öğrenemeyecektir. Aile ve öğretmenler, öğrenciye yol gösterici olmalıdır. Ne aile ve öğretmenler bu sı-nırdan taviz vermelidir ne de öğrenciler bundan daha fazlasını talep etmelidir. Bisiklet sürenleri kırk yıl izleseniz, kendiniz bizzat bisikletin üstüne binip onu sürmeyi öğrenmeye çalışmadıktan sonra kesinlikle bisiklet sürmeyi öğre-nemezsiniz. Ödevlerini hep başkalarına yaptıran bir öğrenci ne kadar başarılı olabilir ki?

Örneğin bir kelimenin anlamını soran öğrenciye kelimenin anlamını söylemek yerine sözlük tavsiye edilmeli, bir prob-lemi soran öğrenciye sorunun çözü-münü yapmak yerine çözüm yöntemini göstermeli, bir konuda bilgi almak isteyen öğrenciye bilgi vermek yerine bilgiyi nerede bulacağını göstermelidir. Kısacası öğrenmeyi öğretmeli ki öğrenci hayat boyu kendi kendine öğ-renmeyi gerçekleştirebilsin.

Türkiye’de her yıl 1,200,000 kişi ilko-kula başlıyor. Ailelerinin hayalinde ço-cuklarının güzel bir üniversite okuması var. Öğrencilerin hepsi okullarını bitirip sınava giriyor. Bazıları başarılı olurken bazıları başarısız oluyor. Başarılı ve ba-şarısız arasındaki en büyük fark zeka farkı değil ; öyleyse aradaki fark nedir? Verimli ders çalışma yöntemleri-ni bilmeleri ve bunu sürekli olarak uygulamalarıdır. Eğitim hayatında belli kararlılıkta çalışan ve belli bir süre sonra başarıya ulaşan öğren-cilerdir.

Başarılı ve mutlu olmanız dileğiyle…

Etkili ve Verimli Ders Çalışma

Saniye ÖLTERMEV Özel Büyüçekmece Koleji Sınıf Öğretmenleri Zümre Başkanı

eğitim

Page 55: Pazarola Nisan 2011
Page 56: Pazarola Nisan 2011

İlk kez Toyota Prius’ta kullanılan yeni hibrid sistem, çığır açan Hybrid Synergy Drive kavramına göre geliştirilen ilk sistem. Mevcut hib-ridlerle aracın yüksek performan-

sını benzinli motor sağlarken, elektrik motoru yalnızca yardımcı bir işlev üstleniyor. Hybrid Synergy Drive, aracın performansından ödün vermeksizin elektrikli motorun daha önemli bir rol oynamasını sağlıyor.

Toyota’nın Hybrid Synergy Drive teknolojisinin kullanıldığı Prius modeli, yüksek performans, düşük yakıt tüketi-mi, çevre duyarlılığı ve şık tasarımı bir arada sunuyor.

Toyota Hybrid Synergy Drive nedir?Orijinal Toyota Hibrid Sistemi’nin (THS) bir adım öteye götürülmesinden ibaret olmayan Hybrid Synergy Drive, sürüş

Hybrid Synergy Drive

Toyota’nın Hybrid Synergy Drive teknolojisinin kullanıldığı Prius modeli, yüksek performans, düşük yakıt tüketimi, çevre duyarlılığı ve şık tasarımı bir arada sunuyor.

TOYOTA

56 Pazarola Nisan 2011

Otomobil Toyota

Page 57: Pazarola Nisan 2011

keyfinden vazgeçemeyen, aynı zaman çevreye duyarlı sürücüler için yepyeni bir anlaşıyla geliştirilmiş en mükemmel çözüm.

Kuvvetli 1.5-litre benzinli motor ile bir-likte çalışan küçük ama yüksek verimli elektrikli motor, Prius’u D-sınıfının en üst modellerinden biri yapan harika bir performans sağlıyor. Yeni elektrikli motor 1.0 - 1.2 litrelik içten yanmalı motorların çoğundan daha kuvvetli. Dahası, 0-1200 dd aralığında 400 Nm torka sahip Prius’un torku, V6 dizel motorlarınkinden daha yüksek. Sonuç olarak, 0’dan 100 km hıza 11 saniyenin altında ulaşabilen Prius, mevcut model-den 3 saniye daha hızlı ve 2.0-litrelik dizel otomobillerle boy ölçüşebiliyor.

Hibrid’in gelişmiş kontrol sistemi ana güç kaynağı olarak elektrikli motoru kullandığı için, araç neredeyse hiç sarsıntı yaratmıyor. Özellikle 50-80 km hız aralığında son derece güçlü ve doğ-

rusal hızlanmaya sahip Prius’ta gürültü ve titreşim, benzerleriyle karşılaştırıldı-ğında neredeyse yok gibi.

Hybrid Synergy Drive ile hem yüksek performans sağlanıyor, hem de aracın çevreye olan etkisi en düşük seviyede tutuluyor.

- 0’dan 100 km’ye 10.9 saniyede çıkış ve 4.3 l/100km toplam yakıt tüketimi.

- Elektrikli motor ağırlığı ve boyuna

göre dünyanın en güçlüsü.

- Atkinson döngüsü kullanan benzinli motor, dünyanın seri üretilen en verimli benzinli motoru.

- Akıllı Etkili Frenleme Sistemi, aracın kinetik enerjisini kullanarak yakıt tasar-rufu sağlıyor.

- Prius trafikte durduğunda, benzinli motor kendiliğinden kapanıyor.

2011 Nisan Pazarola 57

Page 58: Pazarola Nisan 2011

58 Pazarola Nisan 2011

kültür kitap

Sizin için seçtiklerimizFirarperestElif ŞafakDoğan Yayınları

Tadına doyulmaz, kimi zaman kışkırtıcı, kimi zaman sakinleş-tirici ama ruhu hep özgür kalan

yazılar…

İnsan ki eşrefi mahlukattır, içindeki semavi özü keşfet-mekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara, kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, Öteki’ni keşfetmek…

Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklardan ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oralardan, geçmek dalgakıranların beri tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığınye-mekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendiniya-bancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına… şaşırmak ölene kadar… şaşırma kabili-yetini hiç yitirmemek… budur son tahlilde Âdemoğullarına, Havvakızlarına kendilerini keşfettirten serüven.

Aşkın GözyaşlarıSinan YağmurKaratay Akademi Yayınları

Yedinci ve en tesirli bıçak dar-besi ensesine gelir boynu sağa doğru bükülmüştür. Dervişler

yere kapanmasını bekleye dursun. Şems Hz. Peygamberin şu hadisini sesi boğuk mırıldanır: Allaha kavuşmayı isteyeni Allah da sever Dervişlerden birisi sırtına tekmeyi vurur. Yüzüstü taş zemi-ne kapanır, dudağı patlamış, dişleri zemine dökülmüştür Siyah feracesi kanlar içinde bordoya dönmüştür. Saçların-dan tutarak kafasını kaldıran dervişin niyeti Şemsin başını gövdesinden ayırmaktır Baş derviş engeller. Bırakın son nefesini versin. Sonra da en yakın bir kuyuya atın. Kıyafe-tine sarp atın. Avluyu yıkayın. Sabah ile yola çıkarız. Şems hala son nefesini vermemiştir Sille taşının üzerindeki başını hafifçe göğe kaldırır ve: Allah ne güzel sevgilidir. Rabbim

sana aşığım. Ve bu canı sana hediye ediyorum. Mevlana içeri girer, mendili koklar eli titreyerek açar. İçinden kağıda yazılmış bir not çıkar: Yemin ederim ki ölümümün gözle-rinin önünde olmasını isterdim. Gör ki aşk için ölmek ne demekmiş. Mevlana olduğu yere düşüp bayılmıştır.Geceden sonra doğan ve kalplerin çöllerini cennetlere çeviren bir gözyaşı bu. Çoraklaşmış ve çöle dönmüş kalpler; açın sad-rınızı! Aşkın gözyaşları, serin serin, sağanak sağanak, üzeri-mize damlıyor; bakın gökyüzüne, nasılda aşk yağıyor.

Şah ve Sultanİskender Pala

Tutku… Güzellik… Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş. Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basa-mak yukarı çıkaran savaş. Çaldıran... Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride. Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi?

Sunset ParkPaul AusterCan Yayınları

Brooklyn, Paul Auster’ın her köşesi-ni özümsemiş olduğu kendi coğ-rafyası. Son romanı da, Florida’da

başlamakla birlikte yine gelip Brooklyn’in Sunset Park semtinde düğümleniyor. Çocukça bir ağız dalaşının kaldırılamayacak kadar ağır bir vicdan yüküne dönüşmesi sonucunda, doğup büyüdüğü yerden, içinde yetiştiği ortamdan, ailesinden ve arkadaşla-rından, kendi geçmişinden ve hatta geleceğinden kaçan bir gencin acılı öyküsü.

Pişmanlık, avarelik, aşk, umut kıvılcımları, günlük yaşamın çetin koşullarında bulunan geçici çözümlerin bir araya ge-tirdiği kişilerin dayanışması... Bu kişilerden her birinin kendi kişiliğinin penceresinden dünyaya bakışı... Sunset Park, Paul Auster’ın bütün diğer kitapları gibi bir solukta okunacak bir çağdaş edebiyat başyapıtı.

Page 59: Pazarola Nisan 2011
Page 60: Pazarola Nisan 2011

[email protected]

dy

Tel: 0 212 669 61 71

�� Pimapen�PVC�Sistemleri

�� Pimaş�Cam�Oda�Katlanır�Cam�Sis.

�� Panjur�Sistemleri

�� Alüminyum�Doğrama�sistemleri

�� Mağaza�Cephesi

�� Kale�Çelik�Kapı

�� Kale�Çelik�Kasa�(ofis&�ev�tipi)

�� Sineklik�Sistemleri

�� Cam�Arası�Jalüzi�Sistemleri

�� Panelduş�Kabin

�� Teras�Kapatma

�� Akordeon�Kapı

Bahçeşehir� :�Bahçeşehir�Ticaret�Merkezi�Kat.�1�No:.�2Tel� :�0�212�669�61�71İmalat� :�Ümraniye�M.�Kemal�Mah.�3056�Sk.�No:�49Tel� :�0�216�315�53�92Altunizade� :�Altunizade�Nuhkuyu�Cd.�No:�161/bTel� :�0�216�342�86�19�-�342�21�82Fax� :�0�216�334�38�42

Page 61: Pazarola Nisan 2011

Asım ÖZTÜRKVeteriner Hekim

Sevgi ve Güvenin Tek AdresiDefne 04 Villa 07 Bahçeşehir/İSTANBUL Tel: 0 212 669 84 69 Fax: 0 212 669 82 30

www.gozdeveteriner.com

� Muayene

� Aşı

� Tedavi

� Cerrahi Operasyonlar

� Ultrason

� Röntgen

� Kan Tahlili

� İdrar Tahlili

� EKG

� Diş Ünitesi (Kovitron)

� Mikroskop (Mantar, Uyuz, Dışkı Tahlili)

� Pansiyon

� Kuaför

Page 62: Pazarola Nisan 2011

Hergün yemeği dışarda yiyemiyorsak içtiğimiz suyu da artık kendimiz üretiyoruz.

Nefes darlığına, Astım’aSağlıklı temizlikle kavuşun

Tanıtım için lütfen randevu alınız

0549 870 22 08

Müracaat: Fahrettin Yılmaz Emekli Okul Müdürü

Reverse Osmosis Su Arıtma Sistemleri

SAĞLIK VE TEMİZLİK ROBOTUKesintisiz

24 Saat elinizin altında

Page 63: Pazarola Nisan 2011
Page 64: Pazarola Nisan 2011
Page 65: Pazarola Nisan 2011

SBS HazırlıkMATEMATİK - FEN Dersleri

16 Yıllık Milli Eğitim, dershane ve özelders deneyimli BAYAN öğretmenden

4-5-6-7-8. sınıf öğrencilerine SBS’ye hazırlık MATEMATİK ve FEN

dersleri verilir.

Tel: 0505 566 05 10 - 0532 316 79 60

Her seviye için FRANSIZCAders verilir

0532 683 49 65

GS Lisesi Yıldız Teknik Üniversitesi masterlı Fransızca Mütercimlik

mezunu bayan öğretmenden uygun fiyata Fransızca Dili ve

Edebiyat dersi verilir

0532 548 88 41

İNGİLİZCE

Bayan hocadan özel İngilizce dersi verilir.

0533 281 41 49

çocuklarınıza (ilköğretim) özel ders aldırarakderslerine yardımcı

olabilirsiniz SELİN KIRDAR

0545 616 50 04

MATEMATİKGazi Üniversitesi Matematik

Öğretmenliği mezunu, master yapmakta olan, deneyimli bayan öğretmenden SBS’

ye hazırlık ve okula takviye amacıyla özel ders verilir.

0505 253 00 50

MATEMATİK-GEOMETRİİlköğretim ve lise

öğrencilerine sınavlara hazırlık ve okula yardım Matematik ve

Geometri dersleri verilir.

0542 822 81 89

Page 66: Pazarola Nisan 2011
Page 67: Pazarola Nisan 2011
Page 68: Pazarola Nisan 2011