20
 bilig  Güz / 2004 sayı 31: 51-69 © Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Ba şkanlığı Kroniklerde Osmanl ı Devleti Yöneticilerine Yapılan Ele ştiriler Üzerine (Ba şlangıçtan XVI. Yüzyıl ın Sonuna Kadar) Yard.Doç.Dr.Alpay BİZBİRLİK * Özet: XIX. yüzyılda ortaya konulan batı menşe’li eserlerde “Despotizm” ile özdeşleştirilen doğulu devletler içinde gös- terilen Osmanlı Devleti’nin, aslında “Despotizm” kalı  bıyla  birebir örtü şmedi ği görülmektedir. Çünkü despotizm eği- limli devletlerde ele ştiri ve onun ötesinde muhalefete pek müsamaha gösterilmezdi. Osmanlı Devleti’nde eleştirilerin varlığı üzerine yapmış olduğumuz bu incelemede, bizzat devlet tarihinin yazıldığı kitaplar (kronikler) malzeme ola- rak kullanılmış ve bunlar ın içinde dahi padişahlara, hanedan üyelerine, devlet adamlar ına ve uygulamalara yönelik pek çok eleştiri tespit edilmi ştir. En çok padişahlara, daha sonra da devlet adamlar ına yöneltilen eleştirilerin çoğunda olduk- ça açık ve anlaşılır, kime yöneltildiğini belli eden ifadeler, daha azında da örtülü ifadeler kullanılmıştır. Bu eleştirilerde hatalar vurgulanırken, aynı zamanda yapılacakla, yapılması gerekenlere de örtülü bir biçimde işaret edilmiştir. Anahtar kelimeler: Kronikler, Osmanl ı Devleti, Eleştiriler, Devlet Adamlar ı Giriş İ nsanl ık tarihinde, İ lkça ğ’dan günümüze de ğin var olan siyasi te ş ekküllerin hemen hemen tamam ında, yöneten ve yönetilenlerin varl ığından ve bu s ınıflar  aras ında geçi ş in pek esnek olmad ığından (demokratik rejimler hariç) bahset- mek mümkündür. Bir hanedan veya bir s ınıf egemenli ğine dayal ı rejimlerde, devleti idare eden hanedan veya s ınıf ın davran ış lar ı, bunlardan kaynaklanan uygulamalar veya * Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi / MAN İSA

Padişahları Eleştiriler

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 1/19

 bilig  Güz / 2004 sayı 31: 51-69© Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı 

Kroniklerde Osmanlı Devleti Yöneticilerine Yapılan

Eleştiriler Üzerine(Başlangıçtan XVI. Yüzyılın Sonuna Kadar)

Yard.Doç.Dr.Alpay BİZBİRLİK * 

Özet: XIX. yüzyılda ortaya konulan batı menşe’li eserlerde“Despotizm” ile özdeşleştirilen doğulu devletler içinde gös-

terilen Osmanlı Devleti’nin, aslında “Despotizm” kalı bıyla  birebir örtüşmediği görülmektedir. Çünkü despotizm eği-limli devletlerde eleştiri ve onun ötesinde muhalefete pek müsamaha gösterilmezdi. Osmanlı Devleti’nde eleştirilerinvarlığı üzerine yapmış olduğumuz bu incelemede, bizzatdevlet tarihinin yazıldığı kitaplar (kronikler) malzeme ola-rak kullanılmış ve bunlar ın içinde dahi padişahlara, hanedanüyelerine, devlet adamlar ına ve uygulamalara yönelik pek çok eleştiri tespit edilmiştir. En çok padişahlara, daha sonra

da devlet adamlar ı

na yöneltilen eleştirilerin çoğunda olduk-ça açık ve anlaşılır, kime yöneltildiğini belli eden ifadeler,daha azında da örtülü ifadeler kullanılmıştır. Bu eleştirilerdehatalar vurgulanırken, aynı zamanda yapılacakla, yapılması gerekenlere de örtülü bir biçimde işaret edilmiştir.

Anahtar kelimeler: Kronikler, Osmanlı Devleti, Eleştiriler,Devlet Adamlar ı 

Giriş 

İnsanlık tarihinde, İlkçağ’dan günümüze değin var olan siyasi teşekküllerinhemen hemen tamamında, yöneten ve yönetilenlerin varlığından ve bu sınıflar arasında geçişin pek esnek olmadığından (demokratik rejimler hariç) bahset-mek mümkündür.

Bir hanedan veya bir sınıf egemenliğine dayalı rejimlerde, devleti idare edenhanedan veya sınıf ın davranışlar ı, bunlardan kaynaklanan uygulamalar veya

*Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi / MANİSA

Page 2: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 2/19

 bilig , Güz / 2004, sayı 31

52 

yönetim kademelerinde görev alan memurlar ın uygulamalar ının çoğunlukla

muhalefetle ya da eleştirilerle kar şılaşmadan yerine getirildiği görülmektedir.Aslında bu durum, belirli bir döneme kadar hem doğu hem de batının hanedanve sınıf egemenliğine dayalı devletlerinde ortak bir özellik olmasına rağmen,XVIII ve XIX. Yüzyıllarda Avrupa’da Osmanlı Devleti tarihi ayr ı kategorizeedilip, batı üretken, ak ılcı, demokratik, buna kar şın doğu durağan, dogmatik veotoriter görülmüştür (Said,1982) Bu bağlamda Avrupa’da Doğu uygarlığı ”despotizm” kavramı ile örtüştürülmüş, Osmanlı Devleti de bu kategorininiçine sokulmuştur (Hegel, 1956).

Gerçekte, Osmanlı Devleti’nde kuruluşundan yık ılışına kadar kimi zamanorganize, zaman zaman da ferdî olarak eleştiri mekanizması çalışmakta idi. Buincelememizde Osmanlı Devleti tarihinin ana kaynaklar ından kroniklerdekieleştiri örnekleri üzerinde durularak, (belirli bir dönem için) , bunlar ın nitelikle-ri irdelenmeye çalışılacaktır.

Osmanlı Devleti tarihinin ele alındığı kronikler, onlar ı yazanlar ın şahsî görüş-lerinin de gayet net olarak belirtildiği tarihi olaylar ın anlatımı yanında, bir tak ım sosyal, ekonomik, demografik vb. konularda da bilgi ve ipuçlar ı verençalışmalar olmuştur. Kronikler bu özelliklerinin yanında, içlerinde yer alan bazı kayıtlarla da dikkat çekerler ki, bunlar bazen yazarlar ının şahsî fikir veyorumlar ı, bazen toplumun hislerini aktarma, bazen de yararlanılan kaynağınfikir ve düşüncelerinin paylaşımını içine alan eleştirilerin bulunduğu k ısımlar-dır. Bu k ısımlar iyice incelendiğinde eleştirilerin dört ana gruba ayr ıldığı görü-lür. Bunlar:

a)  Padişahlar ın şahsiyetlerine yönelik eleştiriler  b)  Hanedan üyelerine yönelik eleştiriler c)  Devlet adamlar ına yönelik eleştiriler d)  Devletin bazı politika ve uygulamalar ına yönelik olan eleştirilerdir.

Eleştiriler konular ı itibariyle bu şekilde kategorilere ayr ılırlarken, kendi içle-rinde de farklılık gösterdikleri görülür. Bu farklılık , dört grup eleştirinin de birbirinden az veya çok üslup ve içerik açısından ayr ılmalar ı durumudur.

Padişahların Şahsiyetlerine Yönelik Eleştiriler

ı) Örtülü eleştiriler: Kroniklerde Osmanlı padişahlar ına yönelik eleştirilerin bazılar ında açık, ancak çok sert olmayan bir üslup hakimken, (Anonim,1992:16, 17, 27, 41.) çoğunda çok yumuşak bir biçimde geçiştirildiği (sankihata değilmiş gibi), hatta başka birinin şahsına yönlendirilerek örtülmeye çalı-

Page 3: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 3/19

Bizbirlik  , Kroniklerde Osmanl ı Devleti Yöneticilerine Yapılan Ele ştiriler Üzerine …

53 

şıldığını görmekteyiz.Kroniklerde Padişahlara yöneltilen örtülü eleştirileri şu

şekilde sıralamak mümkündür:a) Osmanl ı Padi şahlar ı ahlak,mizaç ve yarat ıl ı ş itibariyle asl ında iyi idiler, bukonularda yapt ıklar ı hatalar da onlardan kaynaklanmı yor, yanlar ındaki kötümizaçl ı  , ahlak ı bozuk ki şiler bunlar ı yapt ır ı yorlard ı. (Yapılanlar ı başkalar ınayükleme açısından bak. Anonim, 1992: 31, 33; Oruç Beğ, 1972: 51, 52;Aşıkpaşaoğlu, 1992: 62; İ  bn Kemal, 2000: 317; Mustafa Âli, Yazma, 288a-291a; Mehmed Hemdemî, I, 1989: 80)

 b) Padi şahlar adalet sahibi, halka kar  şı mü ş fik ve koruyucu idiler ve ülkelerin-

de halk adil olmayan vergilerle ezilmezdi, ancak yanlar ındaki d ı şar ıdan gelenbazı insanlar bu türden  şeyleri onlara ö ğ rettiler. (Anonim, 1992: 27, 33; OruçBeğ, 1972: 51-53). Fatih Sultan Mehmed döneminde vak ıflardan bazılar ınayapılan muamele ve (İ bn Kemal, 1997: 3-4) kadılar ın adlî işlerden resm alma-lar ı (Mustafa Âli, V, 1277: 105; Lütfi Paşa, 1925: 46-47; İ bn Kemal, 2000: 55)adaletsizlik ve “ bid’at” olarak değerlendirilmiştir.

c)  Asl ında padi şahlar ülkeyi iyi yönetmekte idiler.Bazı dönemlerde devletinkötü duruma dü şmesinde onlar ın bir hatası yoktu, çünkü ya hasta, ya da yu-mu şak tabiatl ı idiler ve bu hallerinden kötü niyetliler yararlanı yordu. (HocaSaadeddin Efendi, II, 1280: 182-185; İdris-i Bidlisî, 2001: 87).

d) Padi şahlar kerem ve lütuf sahibi idiler. Zaman zaman bu durumlar ı o kadar artmı şt ı ki, hazine bo şalacak duruma gelmi şti.Ancak bu bir hata de ğ il cömertlik ve fakirlere merhametin fazlal ı ğ ındand ı. (Hoca Saadeddin Efendi, II, 1280: 210).

e) Padi şahlar dü şmanlara kar  şı pek merhametli olurlar,ya da ordu cephedey-ken bazı hatalar yaparlard ı.Asl ında bu onlar ın dü şmana ve kendi askerlerineinsaf ından kaynaklanmakta idi. (İdris-i Bidlisî, 2001: 149-150, 200-202).

f)  Padi şahlardan bazılar ı çok yumu şak huylu idiler. Bu durum askerin yüzbulmasına ve edep d ı şı davranmasına sebep olmakta idi.Bu konudaBostanzâde Yahya Efendi III. Murad için “Yumuşaklığının ileri oluşundanasker toplumu yüz buldu. Sarayına kadar hücum ettiler.Onu dışar ı tahta çıkar-dılar” demekteyse de, (Bostanzâde Yahya Efendi, 1978: 94) bu dönemde du-rum aslında – Padişahın karakteri açısından- hiç de yazar ın belirttiği gibi değil-di. (Mustafa Selanikî, I, 1999: 258, 356 ).

g) Bazen Padi şahlar gerekmeyen katillere izin verirlerdi. Ancak bu ço ğ unluklaonlar ın iste ğ i ile de ğ il, yanlar ındaki devlet adamlar ının k ı skançl ıklar ındanolurdu. Bu konuda da kroniklerde epeyce malzeme vardır. Örneğin Fatih dö-neminde Mahmud Paşa’nın öldürülmesi olayı  şu şekilde anlatılarak gözler 

Page 4: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 4/19

 bilig , Güz / 2004, sayı 31

54 

önüne serilmektedir: “Münaf ık ve hased kimseler paşanın tekrar vezarete geti-

rilmesinden korktuklar ından merhum şehzade ile (Şehzade Mustafa) aralar ındageçenleri anlattılar ve şehzadeye düşman olduğunu bildirdiler...Yedikule’yehapsedilmesi için emir buyuruldu. Rebiülahirin üçüncü günü boğularak öldü-rüldü.” (Aşıkpaşaoğlu Tarihi’nde Şehzâde Mustafa olayına değinilmemekle beraber k ışk ırtıcı ve Mahmud Paşa aleyhine çalışan kişi Rum Mehmed Paşaolarak gösterilmektedir. Aşıkpaşaoğlu, 1992: 170, 171, 200, 201; Müneccimbaşı,II, 353) Kanunî Sultan Süleyman zamanında Kara Ahmed Paşa’nın öldü-rülmesi, (Mustafa Âli, Yazma: 122a, 122b; Solakzâde, II, 1989: 246 ) III.Mehmed döneminde Ferhad Paşa hadisesi (Peçevî, II, 1980: 168-169) gibi

haksız katil örnekleri, kroniklerde eleştirisel yaklaşım açısından aktar ılan pek çok olaydan sadece bir kaçıdır.

ıı) Açık eleştiriler: Bu türden eleştirilerde, eleştiri konusu gayet açık olarak   belirtilmekte ve doğrudan padişaha yöneltilmektedir. Bu yüzden bir öncekigrupla uslüp açısından farklılık gösterir. Kroniklerde padişahlara yöneltilenaçık eleştirileri de şu şekilde sıralayabiliriz:

a) Hanedanın padişah olamayan üyelerinin öldürülmesi kroniklerin çoğunda açık-ça eleştirilmiştir. (Anonim, 1992, 16-17; Solakzâde, II, 1989; Müneccimbaşı, II,

565; Mehmed Neşrî, I, 1983: 145; Hoca Saadeddin Efendi, I, 1280: 230; Mustafa b. Ahmed (Âli), I, 1277:255; Nişancı Mehmed Paşa, 1290: 111; İ bn Kemal, 1991:9; İ bn Kemal: 2000: 7; Bostanzâde Yahya, 1978: 43 vd.).

 b) Padi şahlardan bazılar ı  şehvet dü şkünü olup, devlet i şlerini ba şkalar ına havaleetmi şlerdi.Bu konuda Yıldır ım Bayezid kendini memleket işlerine vermek yerineıyş-u ışrete kaptırdığı için eleştirilen bir padişah olmuştur. (Aşıkpaşaoğlu, 1992:71; Solakzâde, I, 1989: 80). Sonraki dönemlerde Sultan III.Murad da oldukçasert eleştiriler alan bir padişah olmuştur. Peçevî sultanı şu ifadelerle eleştirmekte-

dir:… cevâri ve teserriye ol kadar rağ bet itdiler ki,iki yüz altunluk cariye üçer dörderbin altuna satılur oldu. (Peçevî, 1280: 4-5; benzer ifadeler için bak. Musta-fa Âli, Yazma: 288a-291a).

c ) Padi şahlardan bazılar ının i şlerine ilgisiz kalmasından dolayı devletin mev-cudiyeti tehlikeye girmi şti. Bu madde altında kroniklerde daha çok II. Bayezideleştirilir. Müneccimbaşı Tarihi’nde padişah hakk ında şu ifadeler yer alır:“Memleket işlerini, bir memleket için lüzumlu tedbirlerin alınmasını güvendik-leri kimselere havale ettiler. Bunlar ın kötü niyetleri yüzünden memleket niza-

bozuldu... Bütün bunlar ı

n sebebi sultanı

n memleketin durumundan bî -haber olması memleketin idaresini vezirlere bırak ı  p, yaptıklar ı işleri, aldıklar ı 

Page 5: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 5/19

Bizbirlik  , Kroniklerde Osmanl ı Devleti Yöneticilerine Yapılan Ele ştiriler Üzerine …

55 

tedbirleri kontrol etmemesi olmuşdur.” (Müneccimbaşı, II, 419, 428; Aynı padi-

şaha diğer kroniklerde yöneltilen eleştiriler için bak. Solakzâde, I, 1989: 428;Celalzâde Mustafa, 1997: 439-440; Hoca Saadeddin Efendi, II, 1280: 182-183)Celalzâde Mustafa’nın aynı padişah dönemi için kullandığı şu cümleler de çok ilginçtir: “(Nazımın nesre çevirisi) Yiğidi tamamen görevden aldılar, arzu geçidineyol eylediler. /K ılıçlar ı bilmeyenler asker oldu, çürük ve kötü yiğit yerine geçti./Boşluk orduyu kapladı,yiğitlik tavşan ve sıçana benzedi. /Her boşalan tımar açık artırmaya çıktı, adalet ve lütfun gözü hasta oldu. /Alçaklar rüşvetle yükselip, zen-ginler gül gibi elde tutuldular.” (Celalzâde Mustafa, 1997: 441-442).

d) Bazı padi şahlar a şır ı derecede sert ve müsamahadan yoksun olduklar ı içindevlet adamlar ı ve askerler bir i ş yapamı yorlard ı. Oruç Bey Tarihi’nde SultanYıldır ım Bayezid eleştirilirken şunlar söylenmektedir: “Ankara Savaşı sırasın-da Yıldır ım Bayezid’in sertliğinden askeri incinmişti. Askerine hayli insafsız-lığı vardı.” (Oruç Beğ, ?: 60; İ bn Kemal, 2000: 427).

e) Bazı padi şahlar devlet i şleriyle o kadar ilgisizdiler ki, bazı kanunlar ı bozan  yine onlar oluyorlard ı. Sultan III. Murad döneminde Yahudi Yasef’in saraykadınlar ının mücevheratını temin etme ve padişahın yak ını Şeyh Şüca’ya hiz-metinden dolayı kendisine mükafat olarak beylik verilmesi olayı bu konuda iyi

 bir örnek teşkil etmektedir. (Mustafa Âli, Yazma: 294a-295a).f)  Bazı padi şahlar ın kayıtsı zl ı ğ ı yüzünden rü şvet ve hırsı zl ık a şır ı derecedeartmı şt ır. Bu da liyakatlilerin devlet hizmetlerinde yükselememesine sebepolmu ştur. Bu konuda II. Bayezid dönemi için Müneccimbaşı Tarihi’nde şuifadeler yer alır: “Memleket işlerini, bir memleket için lüzumlu tedbirlerinalınmasını güvendikleri kimselere havale ettiler. Bunlar ın kötü niyetleri yü-zünden memleket nizamı bozuldu. Reayânın zulüm, ağır vergiler, rüşvet, vergitahsildarlar ının ve devlete bağlı memurlar ın sık sık değiştirilmeleri yüzünden

huzur kaçtı.” (Müneccimbaşı, II,? :419; bu konuda benzer ifadeler için bak.Solakzâde, I, 1989: 440, 441; Celalzâde Mustafa, 1997: 441-442) Sultan III.Murad dönemindeki durum ise daha vahimdir. Bu durum Selanikî ‘de şu satır-lar ile eleştirilmiştir: “Ahlâk-ı halk bi’l-külliye azdı. Âmme-i âlem insaf ilemuameleden kaldı. Memâlik-i mahrûse mahsulü tahsil olunmağa mecal u im-kân kalmadı nâ ehl-u nâreva cehele vü nâ kârdan geldi. Sadr-ı hükümete otur-du... Hükkâm içinde rüşvet aleniyetten fâş olub, istihlalen alınır verilir oldu.”(Mustafa Selanikî, I, 1999: 356 ), Âli aynı dönemde ülkenin irtişa ile harap bir vaziyete düştüğünü, hazinenin boşaldığını, tımar sahiplerinin fukara bir duru-

ma düştüğünü, bu durumun en büyük suçlusunun da padişaha bile irtişayı 

Page 6: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 6/19

 bilig , Güz / 2004, sayı 31

56 

öğreten Şemsi Paşa olduğunu söylemektedir (Mustafa Âli, Yazma: 295a-296a-

 b; benzer eleştiriler için bak. Peçevî, II, 1980: 9).g  ) Padi şahlar bazen yanındakilerin söylediklerine çokça güvenip, telafisimümkün olmayan hatalar yapı yorlard ı. II. Bayezid’in şehzadeleri arasındaAhmed’e temayül gösterip onu tahta geçirmek istemesi olayında, sultanınyanındaki devlet adamlar ına ve onlar ın söylediklerine itimadı bu konu içingüzel bir örnek teşkil etmektedir. Kroniklere göre padişah söylenenlere itimadedip, inanmış ve şehzadeleri arasında ayır ım yaparak daha sağ iken adet olanaayk ır ı hareket ederek Ahmed’i veliahd ilan etmek istemiştir. Bu konuMüneccimbaşı Tarihi’nde şu ifadelerle açıklanmıştır: “...Sultan Ahmed’in iyitaraflar ını, Sultan Selim’in de kötü taraflar ını söyleyip, Bayezid Han’ın SultanAhmed’e muhabbetini arttır ı  p, Sultan Selim’den soğutmaya çalışıyorlardı”(Hoca Saadeddin, II, 1280: 182, 183, 184; Müneccimbaşı, II, ?: 422; İdris-iBidlisî, 2001: 87; Solakzâde, I, 1989: 440-441). Buna benzer bir olay da Ka-nunî Sultan Süleyman zamanında olmuş ve bu da tarihlerde eleştirilmiştir.Şehzâde Mustafa’nın katli olayı da aşağı yukar ı aynı şekilde gelişmiş, padişahyanındakilerin söylediklerine güvenerek, şehzâdesinin bir komploya kurbangitmesine seyirci kalmıştır. Bu olay Müneccimbaşı Tarihi’nde şu satırlarla

açıklanmıştır: “Sultan Mustafa’nın katline sebeb, Rüstem Paşa ile arasındaolan düşmanlıktır. Rüstem Paşa, Süleyman Han’a oğlunun da’vâ-yı saltanatda bulunduğunu defalarca arzetmiştir...” (Mustafa Âli,Yazma122a,212a; Peçevî,I,1980: 300-305 Müneccimbaşı, II, ?: 565; Solakzâde, II, 1989: 229-230)

h) Ne zaman padi şahlar yapılan i şleri kontrol etmediler, o zamanlar memle-kette i şler kar ı şt ı ve e şkiyal ık peyda oldu. Memlekette çıkan kar ışıklık veeşkiyadan kaynaklanan huzursuzluk da kroniklere göre, padişahlar ın işlerleilgilenmemesinden ve kontrol eksikliğinden kaynaklanıyordu. Bu eleştiri

Müneccimbaşı

Tarihi’nde şu şekilde yer almı

ştı

r: “...Bütün bunlar ı

n sebebi(kar ışıklıklar ın) sultanın (II. Bayezid) memleketin durumundan bî haber olma-sı, memleketin idaresini vezirlere bırak ı  b, yaptıklar ı işleri, aldıklar ı tedbirlerikontrol etmemesi olmuşdur...”. (Müneccimbaşı, II, ?: 428 )

Hanedan Üyelerine Yönelik EleştirilerKroniklerde hanedan üyelerine yönelik eleştiriler incelendiğinde, bu eleştirigrubunda da yazarlar ın üslubunda aşır ı bir sertlik olmamakla beraber, içerik olarak padişahlara yöneltilenler ile, devlet adamlar ına yönetilenler arasında bir 

yere yerleştirmek mümkün gözükmektedir. Şöyle ki, bu eleştiri grubu, ne padi-şahlara yöneltilen örtülü eleştiriler gibi, hatalar ını başkalar ına yansıtmak, ne de

Page 7: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 7/19

Bizbirlik  , Kroniklerde Osmanl ı Devleti Yöneticilerine Yapılan Ele ştiriler Üzerine …

57 

devlet adamlar ına yöneltilen eleştirilerde olduğu gibi sertlik dolu ifadelerle

muhataplar ını adeta “yerin dibine batırmak” durumundadır. Yapılan hatalar açık bir şekilde anlatılı p eleştirilmiş, ancak eleştiri kelimeleri özenle seçilmiştir.

Kroniklerde hanedan üyelerine yöneltilen eleştirileri şu şekilde sıralamak mümkündür:

a) Hanedan üyeleri de bazı padi şahlar ın dü ştükleri hatalara dü şüp, yönettikle-rine (sancaklarda) ilgisiz kald ılar, ı y ş u ı şrete dald ılar, reaya ve sipahininahvalinden haberdar olmad ıklar ı için ona göre tedbir almad ılar. Bu konudaOruç Beğ Tarihi’nde Yıldır ım Bayezid’in oğlu Emir Süleyman şu ifadelerle

eleştirilir: “Emir Süleyman Ali Paşa’nın sunduğu bedava içkiye düşmüşken…Rumeli beyleri dahi bildirdiler ki Emir Süleyman zevkle meşguldür. Memle-ketten yüz döndürmüştür…” (Oruç Beğ, ?: 66, 67). Solakzâde de benzer ifade-lerle bazı eleştiriler yer alır: “Gizli kalmaya ki padişahlık mertebesi Allah’aibadet eden kullar ın gözetleyicisi olmaktan ibaretdir. Şahinşahlık menzili dereaya ve sipahinin ahvalinden haberdar olmağa işaretdir. İçki içerek ve sarhoş-luğunun gururu ile kendinden geçen sızmışlar ın makamı değildir. Şah Süley-man madem içib bade / Ak ı bet devletin verdi bâda / Tutmayan kimsenin nasi-hatini / Son deminde çeker nedâmetini ” (Solakzâde, I, 1989: 136, 145).

 b) Hanedanın erkek üyeleri zaman zaman saltanat ın haklar ı oldu ğ u fikrine daya-nı  p, daha babalar ı sa ğ ken birbirlerine sata şarak, zaman zaman da babalar ınakar  şı hırslar ından dolayı ayaklanarak düzeni bozdular ve devlet i şlerinde sık ınt ı ya sebep oldular. Bu konuda I. Murad’ın oğlu Savcı Bey ilk örneği teşkil etmektedir.Onun saltanat hırsına kapılı  p babasına kar şı ayaklanması şu cümlelerle eleştiril-miştir: “…bedhahlar elfasıyla mağ bun olub nefy-i hukûk bağı ve akûk tarîkinesâlik ve pâdişah olmağa mütehâlik oldu ve amuzlar tahriki ile serîr-i kayseri vemesned pederi üzre cülûs idüb ve hazâin-i beytü’l malı tevâbi ve levâhık ına taksim

ile hâli itdi” (Hoca Saadeddin, I, 1280: 100-101). Bu konuda bir başka olay daKanunî Sultan Süleyman’ın şehzâdeleri Bayezid ile Selim arasında vuku bulan vedaha babalar ı sağken kar şılıklı sataşmaya, nihayetinde de şehzâde Bayezid’indevlete asi olmasına kadar giden buhrandır. Her ne kadar bu olayda şehzâdeBayezid eleştirilmemişse de, her iki şehzâdenin de saltanata erkenden sahip çık-mak istemeleri, açık veya gizli mücadele etmelerinin devleti zora soktuğu muhak-kaktır. (Peçevî, I, 1980: 270-287; Müneccimbaşı, II, ?: 582).

c ) Hanedanın kad ın üyeleri zaman içinde devlet adamlar ının tayinlerine,  şeh-

  zâdeler arası

nda padi şah olması

istediklerini kayı

rma ğ a ve buna benzer devletin çok önemli i şlerine kar ı şmaya ba şlamı ş ve bu da telafi edilemez hata-lara sebep olmu ştur. Gerçekten de bu durum Osmanlı Devleti gibi işleyiş usul-

Page 8: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 8/19

 bilig , Güz / 2004, sayı 31

58 

leri çok belirgin ve çoğunluğu örfe dayalı kaidelere oturmuş bir devlet için

alışılmış bir uygulama olmaktan çok uzaktı. Saltanatın hanedanın erkek üyeleriiçin ortak hak olması ve hakkedenin tahta çıkması anlayışı sistem içinde sultanadaylar ını ister istemez bir yandaş grubuna muhtaç hale getiriyordu. Bir dö-nemden sonra bu grubun içine saray kadınlar ı da dahil olur. Özelliklehiyerar şik düzen kurallar ının yavaş yavaş esnetilmeğe başladığı dönemde, aynı durumla devlet adamlar ının tayinlerinde de kar şılaşılacağı muhakkaktı ve öylede oldu. İşte bu gelişmeler kroniklerde de yer bulmuş ve gidişat pek hoş kar şı-lanmamıştı. Bu konuda ilk örneklerden biri Kanunî Sultan Süleyman döne-minde şehzâde Mustafa’nın katledilmesi olayıdır ki, bu olayda kadınlar ın

fonksiyonu şu cümlelerle belirtilmiştir “Aslında bu hadise, kadınlar ın hilesisonunda meydana geldi. Rüstem Paşa’nın zevcesi ve Süleyman Han’ın k ızı Mihrimah Sultan’la, Sultan Bayezid’in anneleri birdi. Sultan Süleyman HanSultan Mustafa’yı veliahd tayin etmek istiyorlardı. Bu yüzden Mihrimah Sultanve annesi Bayezid’i tahta geçirebilmek için Sultan Mustafa’yı ortadan kaldırma-ya çalıştılar... Rüstem Paşa’yı bu işe onlar teşvik ettiler” (Müneccimbaşı, II, ?:565). Devlet adamı atamalar ına müdahalelere dair de kroniklerde bir kaç örnek vardır. Bunlardan biri yine Kanunî Sultan Süleyman dönemine aittir ve olay

(Kara Ahmed Paşa’nı

n öldürülmesi ve yerine Rüstem Paşa’nı

n vezir-i azamolarak atanması) padişahın ve onu k ışk ırtan kişilerin (zevcesi) büyük bir hatası olarak kabul edilmiştir. (Âli, Yazma, 22a, 22b). Solakzâde aynı konuda eleştirile-rini şu cümlelerle aktarmaktadır: “...Hemen arz odası önünde boynu vuruldu.Şaşılacak husus bu ki, katli değil azlini bile icab ettirecek bir durum yok iken bazı sahte keyfiyet ve yalanlar ın boynuna asılması isnadı ile biçare padişah hazretleri-nin hışmına uğradı. Böylece vezaret mührü yine Rüstem Paşa’ ya tevcih k ılındı.Velhasıl Rüstem Paşa’nın sadarete getirilmesi hususu iffetli padişah hazretlerininzevcesinin fikri olup...” (Solakzâde, II, 1989: 246-247). III. Murad döneminde

Safiye Sultan’ın etkisi için bak. Naimâ, I, 1280, 185-187).

Devlet Adamlarına Yönelik EleştirilerKroniklerde devlet adamlar ına yöneltilen eleştirilerin eleştiri gruplar ı arasındaüslup olarak en serti, netlik açısından da en belirgini (bu gruptaki eleştiriler, direkteleştirileni işaret ederler ve örtülü bir ifade de içermezler) olduğu görülür.

Devlet adamlar ından en çok eleştirilenlerin kubbealtı vezirleri, daha sonrasırasıyla paşalar, vezir-i azamlar ve ilmiye mensuplar ı olduğu görülür.

Bu durumda memuriyet derecesi ile en üstün, mesuliyet ve yetki itibariyle padi-şahtan hemen sonra gelen ve buna göre de hareket eden vezir-i azamlar değil de,

Page 9: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 9/19

Bizbirlik  , Kroniklerde Osmanl ı Devleti Yöneticilerine Yapılan Ele ştiriler Üzerine …

59 

kubbe altı vezirleri ve paşalar ın -yetki ve sorumluluklar ı vezir-i azama göre ol-

dukça k ısıtlı olmasına rağmen- daha çok eleştiri almalar ının, eleştiriler ve anlatı-lan olaylar gözden geçirilince Osmanlı Devleti’nde uygulanan yükseltilme hiye-rar şisinden ve bu hiyerar şiye bağlı olarak halefin selefi çekiştirmesi, selefin dehalefi devamlı rakip olarak değerlendirmesinden kaynaklandığı görülür.

Kroniklerde yer alan bu türden eleştirileri şu şekilde sıralayabiliriz:

a) Devlet adamlar ı kendi huylar ı olan ı y ş u ı şreti padi şahlara da ö ğ rettiler veböylece padi şahlar dalalete sürüklendiler. Bu eleştiriye muhatab olan devletadamı grubunun devletin ilk dönemlerinde bile var olduğunu görmekteyiz.

Aşık Paşazâde ve Oruç Bey tarihlerindeki örnekler Yıldır ım Bayezid dönemi-ne ait olup, şu satırlarla vezir Ali Paşa suçlanmaktadır: “Bayezid Han içki mec-lisi kurmayı Sırp k ızından öğrendi, Ali Paşa’nın da yardımıyla şarap ve kebapmeclisi kuruldu.” (Aşıkpaşaoğlu, 1992: 71), “...Vezir Ali Paşa dahi zevk ehlikişiydi. Halk ın çoğu da zevke düştü. Kadılar ın da fesatlar ı ziyade oldu. Rüşvet-le alemi harab ettiler” (Oruç Beğ, ?: 52-53, benzer ifadeler için bak. Solakzâde,I, 1989: 80; İ bn Kemal, 2000: 427)

 b) Devlet adamlar ı (çavu ştan vezir-i azama kadar) devlette daha önceleri olma-  yan rü şveti adet haline getirdiler. Bunun sebebi de sefahate dü şkünlükleriydi.Rüşvetle ilgili eleştirilerde de, I. Murad dönemine kadar indirilen örnekler (HocaSaadeddin Efendi, II, 1999: 168-169) olduğuna göre, bu hastalığın Osmanlı Dev-leti bünyesine çok erken sirayet ettiğini söylemek mümkündür. Bu konuda kronik-lerde pek çok örnek vardır. Yıldır ım Bayezid dönemi için Neşrî Tarihi’nde şusatırlarla eleştiriler dile getirilmiştir: “Vakta ki Kara Rüstem Karaman’dan geldi,hile ve bid’at hadis ola başladı. Kadılar da azdı. İlimlerle amel etmeyerek rüşvetalmaya başladılar.” (Mehmed Neşrî, I, 1983: 160) III. Murad döneminde rüşvetalı p vermenin işinin boyutlar ı o kadar büyümüş olmalı ki, eleştiriler de artık küçük 

dereceli memurlara kadar indirilmişti. Selanikî Tarihi’nde bu durum şu satırlarlaaktar ılmaktadır: “Ve vilayet muharrirleri kema-kân kapu kapu pişkeş-u hedayanamına rüşvetlerin gezdürüb, nâ ehl-i zaleme ne denlü var ise meydana geldiler.”(Mustafa Selanikî, I, 1999: 276; bu konuda diğer eleştiri örnekleri için bak. Âli,Yazma, 295a- 296b, 415a-416a; Oruç Beğ,?: 52, 53; Solakzâde, I, 1989: 262, 440;Müneccimbaşı, II, ?: 595 ; Peçevî, II, 1980: 9; Mustafa Selanikî, I, 1999: 258, 356,504, 511, 711; Celalzâde Mustafa, 1997: 439-442).

c) Devlet adamlar ının ço ğ u düzenbaz, ikiyüzlü ve hileci olduklar ı için, birbirlerini

 padi şaha ve di ğ er amirlerine çeki ştirirlerdi. Bu yüzden aralar ı

nda çok de ğ erliolan bazı sı sebepsiz yere azledilir ya da hayat ını kaybederdi. Bu konuda da -

Page 10: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 10/19

 bilig , Güz / 2004, sayı 31

60 

Osmanlı tarihi içinde basiretsiz devlet adamlar ının kar ıştığı pek çok 

çekememezlik, gammazlama, iftira vb. olaylar olduğu için- pek çok örnek vardır.Bu örneklerin çoğunda, bir devlet adamının diğerinin k ıskanması ya da yerine gözdikmesinden dolayı iftirası veya olaylar ı abartarak aktarması sonucu, azledilmesiveya öldürülmesi söz konusudur. Fatih Sultan Mehmed döneminde RumMehmed Paşa’nın Mahmud Paşa hakk ında devamlı iftiralarda bulunması ve niha-yetinde onu azlettirip, öldürülmesine sebep olması bu durumun ilk örneklerinden  birin oluşturur. (Aşıkpaşaoğlu, 1992: 170, 171; İ  bn Kemal, 1991:278-280;Müneccimbaşı, II,?: 353) III. Mehmed döneminde vezirlerin birbirlerini k ıskan-malar ının çok ileri safhaya ulaştığını, seferlerde birbirlerine yardımı geciktirmeye

kadar vardığını anlatan bir olay kaynaklarda şu şekilde aktar ılmıştır: “İ brahimkaim-i makam olarak der-i devletde gece gündüz halk ın işleri ile meşgul oldu...Ancak bâtında ise garaz kederleri ile kalbinde ve içinde Ferhad Paşa’ya düşmanlık üzre dopdolu olmakla, pek çok hususlarda ilgisizlik ve yardım babında tembellik ederdi.” (Peçevî, 1980: 168; Solakzâde, II, 1989: 368; III. Murad dönemi SokolluMehmed Paşa ile Şemsi Paşa arasındaki çekişme için bak. Âli, Yazma, 292a,298b; bu türden diğer eleştiriler için bak. Solakzâde, II, 1989: 317, 335, 340, 353;Müneccimbaşı, II ,?: 519; Bostanzâde Yahya Efendi, 1978: 72).

d)  Devlet adamlar ı rü şveti o kadar ileri götürdüler ki, mansıblar ı bile satar oldular. Bu yüzden hak edenler de ğ il, parası olanlar mansıb sahibi oldular vei şler yürümez hale geldi. Kroniklere göre devlet adamlar ının eleştirilen bu haliyüzünden devletin işleyişi büyük oranda yönetilenlerle, küçük dereceli memur-lar ın aleyhine olmuştu.Şöyle ki, yönetilenler suistimallerin hedef kitlesi, küçük dereceli memurlar ise, mansı blar ı alını  b satılan grup idi. Bu durumlara dair eleştirilerden biri Peçevî Tarihi’nde şu şekilde geçmektedir: “İskender Paşa bostancı başılıktan çık ı b, Anadolu Beylerbeyi olmuş idi. Lakin gayet tama’kâr olmağla irtişa ile tımar vermek bundan bedîdâr oldu” (Peçevî, I, 1980: 38). III.

Murad döneminde devlet işlerinde rüşvet alenî hale gelmiş, rüşvetin adı da pişkeş ve hediye olmuştu. Kroniklere göre ne alan ne de veren artık çekinmiyordu. Bu döneme dair Selanikî Tarihi’nde şu ifadeler ile durum orta-ya konulmuştur: “...Pişkeş-ü hedayalar ın mah be mah maktu tarikile virilüb,menâsı b-ı aliyye hadd-ı alaniyeten rüşvet-i azim ile bey olunub, hiç bir tarik vesınıfda lezzet kalmadı.” (Mustafa Selanikî, I, 1999: 258 bu konuda başka eleş-tiriler için bak. Mustafa Selanikî, II, 1999: 504, 511; Peçevî, II, 1980: 210;Celalzâde Mustafa, 1997: 439-442).

e) Bazı devlet adamlar ı devlet i şlerine önceleri olmayan bid’atlar ı kar ı şt ırd ılar veuygulamalar ı bozdular. Belirli bir işleyiş kuralı ve şekline sahip olan Osmanlı 

Page 11: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 11/19

Bizbirlik  , Kroniklerde Osmanl ı Devleti Yöneticilerine Yapılan Ele ştiriler Üzerine …

61 

Devleti’nde, bu kural ve işleyiş tarzını değiştirmek veya buna yeltenmek pek hoş 

kar şılanmıyor olmalıydı ki, bu türden yapılan işlerin bazılar ı aslında değerlendiril-diği kadar zararlı olmasa bile eleştirilmekte idi. (Oruç Beğ,?: 51-52; Aşıkpaşaoğlu,1992: 62; Mehmed Neşrî, II, 1983: 160 buralarda Candarlı Halil Paşa’nın uygu-lamalar ı eleştirilmektedir.) Bu türden daha farklı eleştiriler de kroniklerde vardı.Örneğin Aşıkpaşa Tarihi’nde, Fatih Sultan Mehmed’in hekimi Yakub’a, ilk önceYahudi asıllı olduğu için şüphe ile yaklaşılmış, daha sonra da onun vasıtasıylasarayda görev alan Yahudi asıllılar ın devlet işlerine kar ışmalar ı eleştirilmiştir (Aşıkpaşaoğlu, 1992: 169). Yine Fatih döneminde Rum Mehmed Paşa İstan- bul’un fethinden sonra ortaya çıkartılan bir mukata’a uygulamasının fikir babası 

olduğu için eleştirilmektedir. Bu eleştiri şu şekildedir: “Vezir olan Rum MehmedPaşa’nın Sultan Mehmed’i ayartmasıyla tamaha düşerek mukata’a koyduruncayakadar, İstanbul yine hemen imarete yüz tutdu... Bu şimdiki mukata’a onun ayart-ması ile olmuştur” (Aşıkpaşaoğlu, 1992: 140; Mehmed Neşrî, II, 1983: 141).

f) Devlet adamlar ı  , hanedan üyelerinin saltanat mücadelelerinde daima taraf olmu şlar ve bu mücadele sırasında, devletten ziyade, kendi menfaatlerine uy- gun olanlar ı tercih etmi şlerdir. Bu durum, Osmanlı tarihinde oldukça önemlive devletin sıhhatini doğrudan etkileyen bir  olay olup, devlet adamlar ının ha-

nedan içi mücadelelere kar ışması, belirgin bir  şekilde taraf tutmalar ı, çoğuzaman meselelerin uzamasına, büyümesine ve dolayısıyla devletin daha çok zarar görmesine sebep oluyordu. Osmanlı Devleti’nde şehzâdelerin tamamı saltanat için hak sahibi olduğundan, onlar ın kapı halk ı ve yandaşlar ının daşehzâdelerinin padişah olmasını istemeleri gayet tabii bir hadisedir. Ancak eleştirilen bu değil, devlet merkezindeki memurlar ın adaylardan birini tercihetmeleri , onun yarar ı için entrikalar çevirmeleri, devleti daha iyi yönetebilecek olanı değil de, kendi huylar ına yatk ın olanı desteklemeleridir. Bu husus kronik-lerde hoş görülmemiş, Cem Sultan olayından itibaren de eleştiriler başlamıştır.

Cem Sultan olayında devlet adamlar ının tutumu şu satırlarla eleştirilmektedir:“Bu esnada aklı noksan olan bazı gafiller ve cahiller, saltanat rütbesi ortaklık ka- bul eder k ıyas edib, böyle bir zehâba kapılarak ham hayalleri ile Cem Sultan Haz-retlerini gurur badesiyle mest... Cem Sultan o müfsidlerin sözlerini işidib kabulile...” (Solakzâde, I, 1989: 370 benzer ifadelerle Oruç Beğ,?: 130 ve İ bn Kemal,1997:11). Buna benzer bir olay da Yavuz Sultan Selim’in taht mücadelesi sırasın-da yaşanmış ve şu satırlarla eleştirilmiştir: “Sultan Selim Han eğer padişah olursamakamlar ının zillet çukuru, mesken ve yerlerinin gerçekten güçlü ve sık ıntı derya-

n dibi olacağı

iyice biliyorlardı

. Bu sebepten dolayı

padişahlar ı

na bağlı

k yolunda onun iyiliğini istercesine Sultan Selim Han’ı daima Sultan Bayezid’e

Page 12: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 12/19

 bilig , Güz / 2004, sayı 31

62 

kötüleyib “saltanata talibdir” diyerek her zaman padişahın şerefli huzurunda ona

muhalefet ve isyan isnad ederlerdi.” (Celalzâde Mustafa, 1997: 401; SultanAhmed’i övdüklerine dair bak. Müneccimbaşı, II,?,: 422; Solakzâde, I, 1989: 440,441, 448) Bu konuda Kanunî’nin oğluŞehzâde Mustafa’nın katli (Müneccimbaşı,II,?,: 565; Solakzâde, II, 1989: 229-231; Bostanzâde Yahya Efendi, 1978: 94;Farklı yaklaşımlar için bak. Nişancı Mehmed Paşa, 1290: 245,2 46 ) ve aynı dö-nemde Şehzâde Bayezid’in başına gelen hadiselerde de (Müneccimbaşı, II ,?,:582; Peçevî, I, 1980:394-395; Farklı yaklaşımlar için bak. Nişancı Mehmed Paşa,1290: 248,249) kroniklerde hep devlet adamlar ının yaptıklar ı eleştirilmiş ve buinsanlar olaylar ın gelişiminde hatalı bulunmuşlardır.

g) Devlet adamlar ından bazılar ı bulunduklar ı makamın a ğ ırl ı ğ ını çekemeyip,büyüklendiler, i şleri ehline sormaktan vazgeçtiler ve bu yüzden devleti zaman zaman hem idarî, hem de askerî olarak zora soktular. Bu eleştiride esas vurgu-lanan devlet adamlar ının içine düştüğü kibir hali ve bu halden dolayı “işi ehlinesorma” adetinin işlevsel olarak bir kenara itilmesidir. Kroniklere göre bu du-rum, devleti hazarda olduğu gibi seferde de zaman zaman zora sokuyordu. II.Murad dönemi Eflak olaylar ında Mezid Bey ve Şehabeddin Paşa’ nın (OruçBeğ,?: 89, 90), aynı dönem ve aynı yerde Kula Şahin Paşa’ nın (Aşıkpaşaoğlu,

1992:124; Solakzâde, I, 1989: 230-231) kibirli ve kendini beğenmiş tavırlar ın-dan dolayı ordu hezimete uğramış, bu durum pek çok maddî ve manevî kaybasebep olmuştur. Hazar zamanında devlet adamlar ının bu halleri için de pek çok eleştiri örneği vardır. Bunlardan biri II. Bayezid dönemi devlet adamlar ınıntavırlar ını eleştiren şu ifadelerdir: “Sultan Bayezid Han’ın sarayında bulunandevlet erkânı ve saltanatın ileri gelenleri hasta olup, adalet ve insaf dairesindenyüz çevirmişlerdi. Sohbet edib görüştükleri hırslı, konuştuklar ı açıldıklar ı hileve riya sahibi kimselerdi. Yüksek mevkilere erişmekle gurur ve mevkiin esiriolub... O bahtı uğursuzlar ın yüksek makamlara çıkmalar ı alametleri bozguncu-

luk olan şahıslar ın ülkenin işlerine girmeleriyle kendilerinde çeşitli büyüklen-meler, huylar ında bozgunculuk ve kötülük gözüküb... bilmedikleri işleri ehlinesormaktan utanı b, kendi isteklerine uyan huylar ı gereği iş yapmayı hoşlanılan  pirensib, gözetilen yol sayı  b, bir kaç yeni usul ve düzen ortaya çıkardılar...”(Celalzâde Mustafa, 1997: 401, 439-440). Bu konuda III. Murad döneminde bazı devlet adamlar ı açık olarak, şu ifadelerle eleştirilmiştir: “İ brahim Paşa…içi pazarlu adem idi. Alyanen kendisün ol kadar muttasıf ider, görenler ne ucb, bön belki ebleh adamdır derlerdi.” (Peçevî, II, 1980: 168) “İkinci vezir (daha

sonra Sadrazam) Koca Sinan Paşa hod fürûş ve hod bin… pür kibir ve kindevletlü idi.” (Peçevî, II, 1980: 62). (Seferlerdeki çekişmeler için II.Bayezid

Page 13: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 13/19

Bizbirlik  , Kroniklerde Osmanl ı Devleti Yöneticilerine Yapılan Ele ştiriler Üzerine …

63 

döneminde Ali ve Hasan Paşalar arasındaki çekişme iyi bir örnektir. Bu müca-

dele Ali Paşa’nın hayatına mal olmuştur. İ bn Kemal, 1997: 112-113, 116).h)  Devlet adamlar ı zaman zaman padi şahtan ald ıklar ı yetkiyi yanl ı ş kullanı- yor, reayâ ve di ğ er görevlilere a şır ı sert davranı yorlard ı. Bu konuda KanunîSultan Süleyman dönemi paşalar ından ikisine yöneltilen eleştiriler iyi birer örnek teşkil etmektedirler: “Gaddar bir serdar olan Ferhad Paşa nice günahsızkimselerin kanına girerek bu bahane ile pek fazla mal tahsil eylemişti”(Solakzâde, II, 1989:137, Peçevî, I, 1980: 28; Bu dönemden daha önce II.Bayezid döneminde Mesih Paşa’nın sert tabiatı da eleştirilmişti. Bak. İ bn Ke-mal, 1997: 86), Vezir-i azam Lütfü Paşa (Peçevî, I, 1980: 21) ve aynı dönemdeDefterdar Ali Çelebi’nin (Eyyübi, 1991: 214, 215) azledilmeleri de sertliktenve kendini beğenmişliklerinden olmuştu. (Yine bu dönemde devlet adamlar ınayapılan aynı tür eleştiriler için bak. Naimâ, III, 1280: 46, 55.).

ı)   Belirli bir dönemden sonra gelen devlet adamlar ının bir k ı smının hiç bir  yetene ğ i, vasf ı olmad ı ğ ı gibi, bu taife ço ğ unlukla cahil, i ş bilmez, Allah kulla-r ının mal ına, kanına ve ırzına tamah eden, rezillikle vakit öldüren, menfaatleriu ğ runa askeri bile k ı şk ırtabilen bir gruptu ve bunlar da devletten geçinmekteidiler. Bu eleştiride hedef alınan devlet adamı grubu Osmanlı Devleti’ne en az

diğer eleştirilen devlet adamlar ı kadar zarar vermişlerdi. Çünkü bu grup insan-lar sistem içinde varlıklar ıyla bile büyük bir tahribatı zaten yapmakta idiler.Şöyle ki, bu gruptan görevlileri dönemi ve olayına göre, bazen Çaldıran Sava-şı’nda bulunanlar gibi, kendi rahatlar ı biraz ertelendiği için hem savaş öncesi,hem de savaş sonrası Yeniçerileri padişahlar ına kar şı k ışk ırtırken, (Müneccimbaşı,II ,?: 460; Hoca Saadeddin Efendi, II, 1280: 254-255) bazen halk ı ezerek güçgösterisinde bulunurken, (Naimâ, III: 1280, 46) bazen de, Kanunî Sultan Süley-man dönemindeki Peçevî’nin şu satırlarla meziyetlerini anlattığı Şems Ahmed

Paşa gibi görürüz: “Şems Ahmed Paşa… laklaka-ı

lisana mâlik, nedimâne muha-veresi çok kimesne olmağla… (Peçevî, I, 1980:3 7 bu türden diğer eleştiriler için  bak. Mustafa Selanikî, I, 1999: 201, 258, 356; Peçevî, I, 1980: 28; Peçevî, II,1980: 10). 

Uygulamalara Yönelik EleştirilerOsmanlı kroniklerinde padişah, hanedan üyeleri ve devlet adamlar ı yanındaaslında bu üç unsurdan kaynaklanan bazı uygulamalar ın da yer yer eleştirildiğigörülmektedir. Aslında eleştirilen uygulamalar yukarda zikredilen üç unsurun

zaman zaman yaptıklar ı yanlışlardan kaynaklandığı için, bu türden eleştiriler,üzerinde durulan diğer eleştiri gruplar ı ile iç içedir ve gerek padişahlara, gerek 

Page 14: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 14/19

 bilig , Güz / 2004, sayı 31

64 

hanedan üyelerine, gerekse devlet adamlar ına yöneltilen eleştirilerin pek çoğu

aynı zamanda birer uygulama hatasının da sonucudur. Bu gruplardan birineyöneltilen açık ve ya örtülü eleştirilerde, kişilerin yaptıklar ı, çoğu zaman bir uygulama hatası da oluyordu. Bu yüzden uygulamalara yöneltilen eleştiriler incelenirken, diğer kategorilerde değinilenlerden farklı olduğunu düşündüren-ler üzerinde durulacaktır.

Kroniklerde diğer üç kategoriden farklı olduğunu düşündüğümüz uygulamala-ra dair eleştirileri şu şekilde sıralamak mümkündür:

a) Padi şahlar ve hanedan üyelerinden bazılar ı adam kayırmı şlar ve kendileri-

ne yak ın olanlar ı taltif etmi şlerdir. Bu duruma dair kroniklerdeki ilk örnek Yıldır ım Bayezid’in oğlu Musa Çelebi’nin Edirne’deki hakimiyeti döneminedairdir ve şu satırlarla eleştiri aktar ılır: “Kerem ehli bir padişah olması dolayı-sıyla cömertliği her zaman kabar ırdı. Ancak ihsanı daima kendi kullar ına olub,Rumeli askerinden himmetini uzak tutar idi.” (Solakzâde, I, 1989: 152) İkinciörnek III. Murad dönemindendir. Bu dönemde padişah hatt-ı hümâyûnlar ınınartması (kesret-i hatt-ı hümâyûn) ve padişahın tüm tayin belgelerini görmek istemesi vezîr-i azâmlar ın otoritesini k ırmış ve bu durum padişah yak ınlar ınınve harem mensuplar ının tayinlerde söz sahibi olmasına, dolayısıyla bunlar ın

kendi yak ınlar ını iş başına getirebilme yeteneğine kavuşmalar ına sebep olmuş-tur. (Âli, Yazma: 293a, 294a).

 b) Bazı askerî harekatlarda ordu disiplinsizlik yüzünden ya ğ ma ve talan yapı- yor, ortaya çıkan tahribat, dü şmanın yapt ı ğ ından ya da yapaca ğ ından dahabüyük oluyordu. Bu konuda elimizde bir kaç eleştiri örneği vardır, bunlardanilki Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran seferi sırasında Hersekoğlu Ahmed Paşaile Dukakinoğlu Ahmed Paşa azledilmişlerdi. Azlin sebebi bu iki paşanın rea-yanın evlerini ateşe verdirmeleri ve muhafazada kusur etmeleri idi. (Haydar 

Çelebi, Ruznâme: 406, 407 (Ferîdûn Ahmed Beğ’in, Mecmûa-ı Münşe’ât-ı Selâtîn isimli eserinin I. Cildinde (İstanbul 1274) 390-511. sayfalar arasında bulunmaktadır.). İkincisi ise III. Mehmed dönemine aittir. Peçevî Tarihi’ndekieleştiri şu şekildedir: “Hikmet-i hudâ seferlerden mukaddem serhad halk ı canlasefere teşne idi. Merhum ve mağfurleh Sultan Süleyman Rahmetullahu Te’âlaAleyh zamanı gibi olmak ümid ederlerdi. Lâkin olmayub memleket bi’l külliyeharab ve yebâb olub, halk meyte ve cife ekl itdiler. Bâ’isi dahi merhum SinanPaşa eğerçi bir gâzi adem idi, umûr görmüş Yemen’e ve Halku’l Vâd’a serdar  bir pîr-i vakûr idi ve lâkin hod rey oğlunun gururu kendüyü dahi dîn-ü devlete

nâfi olan umûrdan alıkor idi. Cümleden bir hata-ı fâhiş itdiği asker zabtınamukayyed olmadı ve bir memleket yık ılmayınca bir memleket alınmaz deyu şâki-

Page 15: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 15/19

Bizbirlik  , Kroniklerde Osmanl ı Devleti Yöneticilerine Yapılan Ele ştiriler Üzerine …

65 

lere böyle cevab virdi… K ıral-ı zâl asker ile gelüb nice yıllarda idemiyecek işi

kendüsü bir ayda itdirdi. Umumen reâyâ gâret olunmağla memlekete kaht-ı müs-tevli oldu ve Erdel ve Boğdan ve Eflak’ı asi itdirdi… (Peçevî, I, 1980: 13, 14)

Değerlendirme ve SonuçKuruluşundan XVI. yüzyılın sonuna kadar olan dönemde, Osmanlı Devleti’nekendi tarihini anlatan eserlerin yazarlar ı taraf ından yöneltilen eleştirilerin ince-lenmesi sonucunda şunlar ı söylemek mümkündür:

Kroniklerde yöneltilen her eleştiri aslında olmaması gerekeni, o zaman ya dageçmişteki olumsuzluklar ı anlatarak vurgulamak ister gibidir. Gerçekte de durum bundan pek farklı değildir. Örneğin padişahlar ın sefere gitmemesi eleştirilirken “ padişah bu dönemde sefere çıkmayı terk etti ” şeklinde yalın bir ifadede eleştiriyönü ne kadar zayıfsa, istenileni işaret etme yönü de en az o kadar zayıftır. Ancak kroniklerin yazarlar ı eleştirilerde geçmişe atıflar yaparak, ya da halk ın veya aske-rin böyle istediğini söyleyerek, bu problemi bir ölçüde çözmüşlerdir. Yukar ıdaverilen örnek kroniklerde “Sultan.... babalar ının kazandıklar ı zaferleri hatırlardançıkartacak derecede fetihler ile tebaasını memnun edememişlerse de”, şeklindeeleştiriye bir giriş yapılarak evvelki padişahın çok zaferler kazandığını ve tebaa-

n bundan memnun olduğunu vurguladı

ktan sonra, “büyük fetihlere muvaffak olmayışlar ı kendilerinin muharebeye çıkmayı  b... serdar ve kumandanlar ile iş görmeyi tercih ettikleridir” diyerek eleştiri bitirilmekte ve yapılması gerekendoğrudan olmamakla beraber, aslında açık bir şekilde söylenmektedir. Bu üsluptüm eleştirilere hakimdir ve bu şekliyle aslında kronikler, eleştiriler yanında,çözümleri de dolaylı bir şekilde sunmaktadır.

Bu bağlamda metin içinde dört kategoriye ayr ılan eleştirilerde vurgulananlar ya da istenilenleri şu şekilde sıralayabiliriz:

a) Padişahlar hiç bir zaman adaletten uzaklaşmamalı

, yönetilenlere kar şı

daimamüşfik olmalı ve onlar ı daima kollamalıdır.

 b) Padişahlar daima memurlar ının uygulamalar ını izlemeli, onlar ın uygunsuzhareketler yapmalar ına göz yummamalıdır.

c) Cömertlik, şefkat ve gazab gibi huylar ın ve bunlara bağlı uygulamalar ınhepsi ölçülü olmalıdır.

d) Padişahlar ın hiç birisi yöneticilik görevlerini ikinci plana itip, duyarsızlık göstermemelidirler, çünkü bu gibi hallerde ne kanunlardan ne de nizamdan

 bahsetmek mümkün olmakta, işler k ısa sürede çığır ından çıkmaktadır.

Page 16: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 16/19

 bilig , Güz / 2004, sayı 31

66 

e) Devlet görevlilerine güven hususunda ölçülü olunmalı, itimat edilen kişilerin de

yalan söylemek, iftira etmek gibi kötü şeyler yapabilecekleri unutulmamalıdır.f) Devlet adamlar ı, devletin kanun ve nizamlar çerçevesinde işlediğini unut-mamalı, bu kaidelere titizlikle uymalıdır.

g) Devlet adamlar ı padişahlar ın zaafiyetlerinden faydalanma yoluna gitmeme-li, devletin kendilerine verdiği yetkileri kötüye kullanı p, maddî çıkarlar sağla-maya çalışmamalıdır.

h) Devlet adamlar ı en az padişahlar kadar yönetilenlere kar şı müşfik, adil vekoruyucu olmak zorundadırlar.

ı) Devletin hangi kademesinde olursa olsun, yöneticiler kayırmacılık yapma-malı, yükselme hiyerar şisini bozmamalıdırlar.

k) Devletin sürekliliği düşünülerek, padişahın yürütme ve yargı erklerinden bazılar ını devrettiği devlet adamlar ına her zaman gerektiği kadar önem veril-meli ve onlar ın yetişmesine özen gösterilmelidir.

l) Hanedan mensuplar ı devletin işleyişini, nizamını özellikle korumak zorun-dadırlar. Çünkü ( erkek veya kadın olsun ) yaptıklar ı bazen iç savaşlara, bazenhaksız katillere, bazen de toprak kayı plar ına sebep olmaktadır.

Osmanlı Devleti’nde devlet aslında padişah, devlet adamlar ı (asker- ehl-i seyf,sivil- ehl-i kalem) ve ulema taraf ından yönetilmekte idi.

Yönetim erkinin başında olan padişahlar, genellikle Kanunî Sultan Süleymandöneminin sonuna kadar dirayetli ve seçkin olarak, bu dönemden sonrakiler -  bir kaçı istisna- çoğu yöneticilik vasf ını üzerinde taşıyamayan kişiler olarak kabul edilirler. Kroniklere dayalı olarak yaptığımız bu çalışmada da genelkabulden aşır ı sapma olmadığı görülür. Ancak kaynaklardaki eleştirilerin dö-nemlere göre yoğunluğuna dikkat edildiğinde, genel kabule göre bazı farklılık-lar göze çarpar. Şöyle ki, Kanunî ve öncesi padişahlardan bazılar ının (II.Bayezid gibi) hem askerî, hem idarî hem de kişilik olarak çok becerikli bir  padişah portresi çizemediğini, bu yüzden dönemin iyi olarak kabul edilmediği-ni, bazı padişahlar ın da (Yıldır ım Bayezid gibi) kişilik ve davranış olarak yo-ğun bir biçimde eleştirildiklerini, ancak bu yöndeki zaafiyetlerini askerî kabili-yetleriyle ya da diğer kadrolar ın çalışmalar ıyla dengeledikleri için dönemleri-nin başar ısız olarak nitelendirilmediğini görmekteyiz.

Hanedan üyeleri ve devlet adamlar ına yöneltilen eleştirilerde de dönemlere

göre yoğunluk açısından padişahlara yöneltilen eleştirilerle aynı tabloyu gör-

Page 17: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 17/19

Bizbirlik  , Kroniklerde Osmanl ı Devleti Yöneticilerine Yapılan Ele ştiriler Üzerine …

67 

mekteyiz. Bu yüzden padişahlara yöneltilen eleştirilerle, bunlar ın genel kabule

göre aynı oranda farklılıklar ı olduğunu söylemek mümkündür.

KaynaklarAnonim, (1992), Tevârih-i Âl-i Osman, (Neş. F. Giese), İstanbulAşıkpaşaoğlu Ahmed Aşıkî, (1992), A şıkpa şao ğ lu Tarihi, (Haz. N. Atsız), İstanbulBostanzâde Yahya Efendi, (1978 ), Tarih-i Saf/ Tuhfetü’l Ahbab/ Duru Tarih, (Haz. Nejdet

Sakaoğlu), İstanbulCelâlzâde Mustafa, (1997 ), Selim- Nâme, (Haz. Ahmet Uğur), İstanbulEyyübî, (1991), Menâk ıb-ı Sultan Süleyman, (Haz. Mehmet Akkuş), Ankara

Haydar Çelebi, (?),   Haydar Çelebi Ruznâmesi, (Ferîdûn Ahmed Beğ’in, Mecmûa-ı Münşe’ât-ı Selâtîn isimli eserinin I. Cildinde (İstanbul 1274) 390-511. sayfalar ara-sında bulunmaktadır.)

HEGEL, G.W.F, (1956), The Philosophy of History, Newyork Hoca Saadeddin Efendi, (1280) , Tacü’t Tevârih, İstanbulİ bn Kemal, (1991), Tevârih-i Âl-i Osman,VII. Defter (Haz.Şerafettin Turan), Ankaraİ bn Kemal, (1997), Tevârih-i Âl-i Osman,VIII.  Defter (Haz. Ahmet Uğur), Ankaraİ bn Kemal, (2000), Tevârih-i Âl-i Osman,IV. Defter (Haz.Koji İmazawa), Ankaraİ brahim Peçevî, (1980), Peçevî Tarihi,I-II , (Basılı nüshaya ek önsöz ve fihristi hazılayanlar 

Fahri Ç. Derin,Vahit Çabuk), İstanbulİdris-i Bidlisî, (2001), Selim-Ş ahnâme, (Haz. Hicabi K ırlangıç), AnkaraMehmed Neşrî, (1983), Ne şrî Tarihi, (Haz. Faik Reşit Unat, M. Altay Köymen), AnkaraMustafa b. Ahmed (Âli), (1277), Künhü’l Ahbar , İstanbulMustafa b. Ahmed (Âli), Künhü’l Ahbar , Yazma, Nuru Osmaniye, No: 3409.Mustafa Nâimâ, (1280), I-VI, Târih-i Nâimâ , İstanbulMustafa Selanikî, (1999 ), Selanikî Tarihi, (Haz. Mehmed İ pşirli), AnkaraMüneccimbaşı Ahmed Dede, (?), Sahaifü’l Ahbar fi Vekâyiü’l A’sâr , (Haz. İsmail Erünsal),

İstanbul, (basım tarihi belirtilmemiş). Nişancı Mehmed Paşa, (1290), Tarih-i Ni şancı Mehmed Pa şa, İstanbul

Oruç Beğ, (?), Oruç Be ğ Tarihi, (Haz. N. Atsız), İstanbul (basım tarihi belirtilmemiş).SAİD, Edward, (1982), Oryantalizm, (Çev. Nezih Uzel), İstanbulSolakzâde Mehmed Hemdemî Çelebi, (1989) , Solakzâde Tarihi, (Haz. Vahid Çabuk), Ankara

Page 18: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 18/19

 bilig  Autumn / 2004 Number 31: 51-69© Ahmet Yesevi University Board of Trustees 

On Criticisms about the Administrators of Ottoman State

in Chronicles(From the Beginning to the End of the Sixteenth Century)

Assoc. Prof. Dr. Alpay BİZBİRLİK * 

 Abstract: In some works written in the west in the nineteenthcentury the Ottoman State, identified with ‘despotizm’ and shown

to be in Eastern type of states, actually daid not conform to the ste-reo type of ‘despotism’. Since, it was not a festure of despoticregimes to tolerate not criticism to mention opposition. In thisstudy of luthis study on the criticism directed by otomanchroniclers to wads otoman statesmen we established a variety of critiques about sultans, members of dynasty and Ottomanstatesmen. In most criticism directed against sultans andstatesmen, we see clearcut and explicit statements whit in some of we observe implcit descriptions.

 Key Words: Chronicles, Ottoman State, Criticisms, Ruliny elites

* Celal Bayar University / Faculty of Arts and Sciences / MANİSA

Page 19: Padişahları Eleştiriler

8/3/2019 Padişahları Eleştiriler

http://slidepdf.com/reader/full/padisahlari-elestiriler 19/19

 bilig  Autumn / 2004 Number 31: 51-69© Ahmet Yesevi University Board of Trustees