37
D.E. ü.nahiyat Fakültesi Dergisi \li, 1989, ss. 307-343 OSMANl.,I P...AKKII'iDA Doç.Dr.Hakk1 ÖI'lliAL Kitabe, gibi, arapçayazmak "ketben" kö- künden gelen bir olup, Sanat Tarihi kimligini veren için Daha genel bir anlamda ise "bir tarih boyunca için tarif edilmektedir. 1 kimliginden eserin mahiyetini, kimin hangi devir ve tarihte kime belirten bi1gileri havi Bu zaman zaman kul- lanmaktan bile, ayet, hadis, kibar, kelime-i tev- hid gibi kitabe tutmak ve bunlara kitabe den-· memek gerektigi kanatini Ancak zikredilen hu- hepsini birarada ihtiva eden kitabe çok nadirdir. Bu sebeple kitabeleri, nevilerine göre, veya bani, tarih, tamir ve usta kitabeleri tasnif etmek türbe kitabelerine geçmeden önce, bu devir erken türbe- lerininkilerle bir çok ortak hususiyet gösteren Selçuklu devri türbe ki- tabelerinin özellikleri üzerinde durmak uygun I- Selçuklu Türbe Kitabeleri : tasnife uygun neviler göste- ren Selçuklu kitabeleri bu husustaki özellikleri kadar nevileri ve malzeme da ilgi çekici özelliklere sahip- tirler. 2 Daha çok küfi hatla ve tugla malzeme ile Büyük Sel- çuklu kitabelerinden bir çizgisi gösteren Anadolu Sel- çuklu devri kitabeleri, üslup husus]yet.leri ile birlikte karakteri itibariyle de Anadolu'da yeni bir hüviyete diyebiliriz. A- nadolu'da kitabeler, evvel, tugla, çini ve malzerneye göre daha olan veya gibi malzerneye tatbik edil- ve bir buna olarak hat nev'i de sülüs olarak ge- 'rugla malzeme ile özellikle de yazmak sanatkan fazla Ancak malzemesi ile birlikte kita- belerin malzemenin de olarak tercihi daha ve daha kolay sülüsün yol Anadolu Sel- çuklu türbelerinde, geleneklerine kesme tugla ile . 307

OSMANl.,I TÜRHELERİNİN KİT ABELERİ PAKKII'iDAktp.isam.org.tr/pdfdrg/D00036/1989_6/1989_6_ONKALH2.pdfD.E. ü.nahiyat Fakültesi Dergisi sayı \li, İzmir 1989, ss. 307-343 OSMANl.,I

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • D.E. ü.nahiyat Fakültesi Dergisi sayı \li, İzmir 1989, ss. 307-343

    OSMANl.,I TÜRHELERİNİN KİT ABELERİ P...AKKII'iDA

    Doç.Dr.Hakk1 ÖI'lliAL

    Kitabe, bilindiğ;i gibi, arapçayazmak anlamındaki "ketben" kö-künden gelen bir tertın olup, Sanat Tarihi araştırmalarında, yapının kimligini veren yazı levhaları için kullanılmaktadır. Daha genel bir anlamda ise "bir arııyı tarih boyunca yaşatmak için hazırlanmış yazı" şeklinde tarif edilmektedir. 1 Yapının kimliginden kasdımız, eserin mahiyetini, kimin tarafından hangi devir ve tarihte kime yaptırıldıgını belirten bi1gileri havi yazılardır. Bu bakımdan zaman zaman kul-lanmaktan kaçınamasak bile, ayet, hadis, kelam-ı kibar, kelime-i tev-hid gibi yazılan kitabe kapsamı dışında tutmak ve bunlara kitabe den-· memek gerektigi kanatini taşıyoruz. Ancak yukarıda zikredilen hu-susların hepsini birarada ihtiva eden kitabe levhası çok nadirdir. Bu sebeple kitabeleri, nevilerine göre, inşa veya bani, tarih, tamir ve usta kitabeleri şeklinde tasnif etmek gere.tınıektedir.

    Osmanlı türbe kitabelerine geçmeden önce, bu devir erken türbe-lerininkilerle bir çok ortak hususiyet gösteren Selçuklu devri türbe ki-tabelerinin özellikleri üzerinde kısaca durmak uygun olacaktır.

    I- Selçuklu Türbe Kitabeleri :

    Muhtevaları bakımından yurakıdaki tasnife uygun neviler göste-ren Selçuklu kitabeleri bu husustaki özellikleri kadar yazı nevileri ve uygulandıkları malzeme bakımından da ilgi çekici özelliklere sahip-tirler. 2 Daha çok küfi hatla ve tugla malzeme ile yazılmış Büyük Sel-çuklu kitabelerinden farklı bir gelişme çizgisi gösteren Anadolu Sel-çuklu devri kitabeleri, üslup husus]yet.leri ile birlikte yazı karakteri itibariyle de Anadolu'da yeni bir hüviyete kavuşmuştur diyebiliriz. A-nadolu'da kitabeler, herşeyden evvel, tugla, çini ve ahşap malzerneye göre daha dayanıklı olan taş veya memıer gibi malzerneye tatbik edil-miş ve bir bakıma buna baglı olarak hat nev'i de sülüs olarak ge-lişmiştir. 'rugla malzeme ile kılfi özellikle de makıli yazıları yazmak sanatkan fazla zorlamıyordu. Ancak inşa malzemesi ile birlikte kita-belerin uygulandıgı malzemenin de taş olarak tercihi daha kıvrak ve daha kolay işlenebilen sülüsün gelişmesine yol açmıştır. Anadolu Sel-çuklu türbelerinde, İran geleneklerine baglı, kesme tugla ile hazırlan-

    . 307

  • mış J:rjtabe sayılı olup bunlarda yine gelenege bagh olarak kıJJi hatlar tercih edilmiştir. Çini,- ahşap hatta sıva üzerine yazılmış kitabeler de mevcut olmalda birlikte bunJar, hem tu,~ la gibi, çok istisnai olarak hem de daha ziyade kapalı lusıinlarda uygulanmışiardıL Bu neviden malzerne üzerine yazılmış kitabelerin yapıların içinde veya kapalı

    hava tesirlerine daha az mukavim olnıalanyla ilgili olduğuna kolaylıkJa hükmoluna-bÜi.r. Nitekini sıva üzerine yazılnnş yegane ö:megi teşlul eden Al-cşehir-:Reis kasabasındaki Emir Ya1rtaş Türbesi kHabesi (LResim) eyvan · tarimdaki türbenin iç duvarlarını yönde katedecek şekilde dü.zen-Ienrniştir. Ahşap üzerine yazılmış l"Jtabeler daha çok sandukalara tat-bik olunmuştuL En dikkate değer önı.ek olarak Mevlana'ya ait sandu-kayı zikredebiliıiz, Çüü üzerine yazılmış kitabeler daha yaygındır. vas'taki Lİzzeddin Keyka.vus Türbesi'nin örı cephesindekJ lcttabe (2.Re-sim) ile muhtelif türbelerdelu sandukalara yazılmış l

  • OSI\-1ANLI TÜRHELERİNİN KİTABELERi HAKKINDA

    fur" gibi dini-uhrevi sıfatları, "emir, isfehselar" gibi makam ve mevkii, "Necmeddin, İzzeddin" gibi lekabı verildikten sonra onun Allah'ın rah-met ve magfiretine muhtac zayıf bir kul oldugu ifade edilir.

    5- Ritabenin son bölümünü tarih bölümü teşkil eder. Tarih mut-laka yazı ile .ve arapça olarak zikr~dilir. Divrtgrdeki Kemankeş Tür-besinin kitabesi taplıin rakamla verildigit ek istısnayı teşkil eder. Bu bölümde, bazı hallerde ay, çok istisnai olarak gündezikredilebilit. 3

    Bu bölümleri bir örnekte şöyle gösterebiliriz:

    ~ \Y""_,.o.ll. ı.\ 3 .. ·ıı J.\ ...... .J1

    ~.ı.Jı r- ..:..ı-:> ı...L...!J-2 ~...uı_, wı

    Y->.-..) * . """''i. ~ c} W ..J.Jı ~.J. Jl .J ı_, J:.:; .ı.lll fi 4. L...:ı::..... J ~w J ~..) 1 .ı...i..,.

    Aynı. dönemde inşa edilmiş veli türhelerinde devrin hükümda-nnın ismine yer verilmedikten başka, lekabların da farklı kullarııldıkları müşahade edilmektedir.

    Selçuklu devri türbe kitabelerinin bir bülümü yukarıda özel-likleri sunulan kitabelerden farklı bir ifade tarzına sahiptirler. Bun-lar bir isim cümlesi şeklinde tertip· edilmiş olup çogu kere devrin hükümdannın ismi zikredilmeden türbede medfun şahsın ismi veril-mekle yetinilmektedir. Bu tarz kitabelerde yapının nevi belirttidikten sonra, türbede medfun şahsın sıfat ve elkabı zikredilmekte ve dua c.ümlesinden sonra kitabe metni tarih bölümü ile son bulmaktadır. Bu tarzdaki kitabelere Konya'daki Ateş Baz-ı Veli Türbesinin kitabesini örnek olarak verebiliriz.

    ~':ıli 0 16L.H --9~ ..:.,ı-:> ..:ı4,~ c:::.:WI _,..,.ıi Cr.!.ı.JI 3 l,ı,..:ıJ.JI :k

    ~ , ll L.:ı:.:-J 1 \....U .L.J 1 ..LuJ 1 · · :...1 1 · 1 ·:,. - 1$ c . . ~J ~ ~

    ,J illi ..r~ ~ yhll ~ Lrc' r.--1 1 _H 1 eL!..) 4.~ ~ 0.0-1 ~ C:.;. ..ı Cr.~ 1

    -309-

  • Doç.D:r.Hak.kı ÖNKAL

    "Bukabir, merhum, said, şehid, din ve milletin güneşi İzzeeddin oglu Yusufundur. 684 senesinin Receb ayı ortalarinda vefat etmiştir. Allq.h (onu) bagışlasın".

    Genel olarak muhtevalan bu şekilde olan kitabelerden ayrı ola-rak bazı kitabeler, özellikle sultan veya hükümdarlara ait olanlar da-ha geniş muhtevalara sahip olabilmektedir. Bunlarda hükümdarın kudret, azarnet ve şevketi, tebasına merhamet ve cömertligi, düşmanlannagalebesi, hakim oldugu beldeveşehirler kuvvetli ifadelerle be-lirtilmekte ve hanedanlıgın şeceresi verilmektedir. Buna çarpıcı ömek olarak Divrigi'deki Sitte Melik Türbesi'nde yer alan Mengücekli emın Seyfeddin Şehinşah'a ait kitabeyi verebiliriz. Sekizgen gövdeli türbe-nin korniş altında sekii cepheyi çepeçevre dolanan ve bugün kısmen silinmiş uzun arapça kitabenin Türkçesi şöyledir: "(Bu türbenin yapılmasını) milletin ve müslümanların (sultanı). halkın tacı, din büyük-lerinin dayanağı, zamanın drregi, ·devletin yücesi, milletin yıldızı, üm-metin degerlisi, yüceligin güneşi, tevhidci gazllerin melcei, mürninle-rm sığınp.klannın koruyucusu, kaf1r ve müşriklerin katili, inatçıları ve mülliidleri ezen mürted ve zındıklan kahreden. Halifenin desteği, sultanların ve meliklerin azizi, miskinletin ve zayıfların hamisi, mazlumların ve yetlınlerin babası, zalimlerden hesap soran. Ermenis-tan, Şam ve Rüm'u dize getiren, Alp Kutluğ, Uluğ Hümayun Ceboğa Tuğrul Tekin, Mengücek · ogullannın iftihan, zaferler babası Şahinşah (bin Süleyman bin) İshak bin merhum, said, şehid, gazi, Emir Mengücek, Emirü'l-mümininin dayanagı (emretti). (Allah devletini daim, gücünü ziyade kılsın. Tahtında ugurla oturmasını nasib etsin ve emr-i Hak gelince ruhunu esirgesin, 590 yılının birinci ayında)".4

    Bu haşmet ve gurur ifadeli kitabelerin yanısıra, yine bir sultana ait olmakla beraber duygu ve his dolu, dünya ve 3altanatın geçiciliğini ifade eden kitabeler de mevcuttur. I. İzzeddin Keykavus'un Sivas'taki türbesinde yer alan kitabe böyle bir kitabedir: "Bu daracık mezarlara girmek üzere geniş saraylardan çıkanldık Ne yazık ki, (bu ölüm hadi-sesinde) zengiriliğimin bana faydası olmadı, saltanatım mahvoldu.

    ·Çok çabuk geçici olan dünya malından el çekip ahirete intikal ve göçü ş olayı 617 senesinin Şevval ayının dördüncü günü gerçekleşti".

    Selçuk!-ular devrinde inşa edilmiş veli türhelerindeki kitabelerin

    -310-

  • OSMANLI TÜREELERİNİN KİTABELERİ HAilliiNDA

    yukandakilerden daha farklı bir üslüba sahip olduğunu söyleyebili-riz. 5 Sultanlarm dünya. nizammdalr:i kudret ve kuvvetlerini belirten ifadeler veli kitabelerinde manevi nizarndaki fazilet ve yüceliklerle yer değiştirmiştir diyebiliriz. Bir bakıma Mevlana gibi Seyyid Mah-mud Hayran gibi velilertn manevi sultan olduklan bu lrJtabelerde vur-gulanmaktadır. Mevlana'ya ait ahşap sanduka üzerindelrJ arapça ki~ tabebu hususu ortaya kor: "0, alemierin ruhunu dirilten, Hakkın, mil-letin ve dinin celali, enbiya ve resullerin varisi, kemal sahibi, evliya-ıann sonuncusu, mertebeler, menziller ve yüce menkıbeler ve faziletler sahibi Belhli Hüseyin oğlu Muhammed oğlu Muhammed'dir. Allah'ın rahmeti ve selamı üzerine olsun".

    Bu inşa veya baru kitabelerinden ayrı olarak Selçuklu devri tür-beleri tarih, tamir ve usta kitabeleri de ihtiva ederler.

    b- Tarih Kitabelerl :

    Bu kitabeler, bani kitabesinde tarih bölümünün yer almaması halinde hazırlanan kitabelerdir. Genellikle tarih, yukanda da ifade edildiği gibi inşa veya bani kitabesinin sonunda zikredildiği için bu :ı;ıeviden kitabeler sayılıdır ve· kanaatimizce. baninin hayatta iken 1 . . ınşa ettirdiği türbesine onun vefat tarihini belirtmek üzere sorıradan hazırlarup konulmuş kitabelerdir. Divriği'deki Sitte Melik Türbesi'nde korniş altındaki kitabenin 590/1194 tarihini ihtiva etmesi ve giriş üze-rinde yer alan ve sadece "592 (1196) tarihinde" ifadesinden ibaret olan ikinci kitabenin daha sorıraki bir tarihi göstermesi bu kanaatimizi destekler mahiyettedir.

    c- Tamir Kitabelerl:

    Tamir kitabelerine gelince; bunlar yapılarda gerçekleştirilen ta·-mir ve ta'dillert bir vesika halinde ortaya koymaktadır. Burada tarnil kitabesinden kasdırnız tabiidir ki, Selçuklular devrinde yapılmış ta mirlert belgeleyen kitabelerdir. Konya'daki Sahib Ata Türbesi'ndeki 1283 tarihli ve türbenin yenilendiğini ifade eden çini üzerine yazılmış kitabeyi tamir kitabelerine örnek olarak zikredebiliriz.

    d- Usta Kitabele:rl :

    Bu kitabe nevilerinden ayrı olarak ele alınması gereken bir başka kitabe nev'i usta kitabeleridir. Anadolu Selçuklulan döneminde inşa edilmiş türbelerin çok azı mimar veya ustasının ismini havidir. Genellikle isim cümlesi şeklinde olan bu kitabelerde ustanın babası ile birlikte ismi zikredilmekte ve çoğu kere buna mensub olduğu şehir ek-lenmektedir.

    -311-

  • - Osmanlı 'fürbe J:U,UU.PI;;!I;;!

    a - İnşa veya bam kitabelerl : Osmanlı devrinin uzun bir zaman dilimini kapsaması ve bu uzun

    devrede husule gelen edebi:, içtirnai ve kültürel degişikler kitabelerin de diH, form ve muhtevalan, üslüp ve ifade tarzları ve nihayet yazı karak-terlerinde önemli degişiklikleri intac etmiştir. Devletin kuruluşundan yaklaşık XVI. yüzyılın başlarına kadar kitabelerde Selçuklu .gelenegi-nin tesirleri kuvvetle hissedilir. Bu dönem kitabelerinde dil yine arapçadır. Üs1üp itibartyle daha çok ikirıci tarz diyebilecegimiz isim cümlesi şeklindeki tarzın benimsendigi görülmektedir. Kitabe sonla-nnda verilen tarih yirıe yazıyla ve arapçadır. Yazının nevi de sülüstür. Selçuklu kitabeleri gibi Osmanlı tilibe kitabelerini de inşa veya bam, tarih, tamir ve usta kitabelert şeklinde genel bir tasnife tabi tutmak mümkündür. Ancak, özellikle erken dönemde, türbelerde inşa veya bam kitabelerinden daha çok mezartaşı kitabesi diyebileceğ,imiz ör-neklerle karşılaşmaktayız. Hadislerle zenginleştirilmiş, baş ve ayak ucu taşlan iç ve dış yüzleri ile nefis yazılarla doldurulmuş bu mezar taşlan ayn bir araştırınayı gerektirecek vaslllara sahiptir. Biz bu kısa çalışmamızda sandükalardakilerle birlikte diğ,er kıtabeleri değ,erlen:dirmekle yetiniyor, mezartaşı kitabelerini konumuz dışmda tutuyo-ruz.

    Selçuklu tesirlerinin daha çok hissedildiğ,i erken dönem türbe kitabelerinde bile, alışılmış ifade ve üslüptan kaçmıldıgı ve daha ser-best bir üslübun benimsendigi söylenebilir. Bu üslup h.rklılığ,ı özellik-le 1449 tarihli Bursa'daki Hatuniye Türbesi ile yine Bursa'daki 1451 ta-rihli Il. Murad Türbesindeki kitabelerde çarpıcı bir tarzdadır. Herne kadar Hatuniye Türbesinin Sultan II. Murad zamanında 853 senesinde inşa ettirildigini belirten ifadeleri ile Sultanın sıfatları Selçuklu kita-belerindekile~le müştereklik gösteriTse de, Su'ltanm emri üzerine oglu-nun annesi için türbe inşa ettirmesi ve Şehzade Mehmtd (sonra Fatih) için "Rasulullahın (S.A.V.) kendi adıyla adlandırdığ,ı "şeklindeki öv-güler, daha sonra daha beli.rgin olarak o'rtaya çıkacak farklılıgm kuv-vetli erken örnekleridiL İlgi çekici kitabenin Türkçesi :;;öyledir 6 : "Al-

    . lah'a hamdolsun. Bu nurlu türbe, efendimiz büyük sultan, yüce hakan sultan oglu sultan Murad b. Mehmed b. Bayezıd Han zamanımla-Allalı onun devletini daim kılsın- ve onun emriyle, oglu ve gözurıün nuru, Re-sulullah'm (S.A.V.) kendi adıyla adlandırdıgı, muUu, asil sultan Melımed Çelebi'nin - Allah onun devletinin baglarını d:1inıi diıelderlt baglasın ve onun yücelik rükünlertni kıyamet e kadar sagloıuLışt ırsın

    -312-

  • osMANLI TÜRBELERİNİN KİTABELERi HAKKINDA

    -kadınların efendisi olan merhume annesi için - Allah makamını güzelleştirsin- yapıldL Ve bu 863 yılının Receb ayında tamamlandı".

    II. Murad'ın uzun ve çok girift türbe kitabesinin sonlannda dün-ya ve ahiretin "yokluk ve gurur aleminden beka ve sürur alemine, sıkıntı ve tasa mahallinden zenginlik ve sevinç evine" şeklindeki tavsi-fi, Sivas'taki I. İzzeddin Keykavus Türbesi kitabesinden izler taşır. Bu-nunla beraber kitabe yukanda da işaret edildiği üzere geleneksel Selçuklu kitabe üslübundan uzaktır. Nitekim dua cümlesi de bu kanaa-timizi teyid eder mahiyettedir: "Allah onu cennetin odalannda oturt-'sun ve onun üzerine mağfiret yağmurlarını yağdırsın". Esasen bu te-menni, bu Iliyaz Sultanın o kadar çok ve derinden bin Iliyazıdır ki, hayatta iken hazırlat-tığı vasiyetnamesinde Allah'ın rahmetinden mahrum olmamak için türbesinin üstünün açık tutulmasını istemiş ve bu istisnai taleb ger-çekleştirilmiştir.

    XVI. yüzyıla kadar hemen hemen istisnasız arapça olan kitabele-. rtn dilinin, sözkonusu asırdan itibaren tartışılabilirliği kabul edilmiş ve bu yüzyılın ilk yarısında arapçanın yanısıra farsça ve türkçe ile ha-zırlanmış kitabelere yapılarda yer verilir olmuştur. Farsça kitabeletin daha sınırlı ölçüler içinde hazırlandığını söyleyebiliriz. Buna iki önemli örnek olarak Trabzon'daki 911/1507 tarihli Gülbahar Hat,un Türbesi kıtabesi ile İstanbul'daki 950/1543 tarihli Şehzade Mehmed Türbesi kıtabesini zikredebiliriz. Sözkonusu dönemde arapça kitabeye örnek olarak I. Sultan Selim'in çini üzerine hazırlanmış kitabesini (929/1522). türkçeyazılmış kitabeye örnek olarak ise Bursa'daki Şehzade Mahmud Türbesi'nin giriş kapısı üst tablasına yazılmış 913/1509 tarihini taşıyan kitabeyi 7 zikredebiliriz.

    XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kitabelerde türkçenin hakim dil vasını kazandığı söylenebilir. Artık kitabeler manzum ola-rak yazılmah-ta ve son beyit veya mısrada tarih düşürülmektedir. Muh-telif hadiseler vesilesiyle tarih düşürmenin XIV. yüzyılın sonlarına kadar gittiği bilinmekle 8 beraber türbelerde XV. yüzyılın ikinci yan-sından itibaren ortaya çıkmaktadır. Buna bir örnek olarak İstanbul' daki Mahmud Paşa Türbesi'nin kitabesini verebiliriz. Kitabenin üçün-cü beyti şöyledir 9 :

    -313-

  • Doç.D:r.Hakkı ÖNKAI,

    Arapça olan kitabenin son mısraı ebced hesabıyla 878 çıkmaktadır ki bu da miladi l473-l474'e tekabül eder. 1496-1497 tarihli Bur-sa'daki Ahmed Paşa Türbesi ile 1499 tarihli İstanbul'daki Davud Paşa Türbesi kitabelerinin son mısraında Mahmud Paşa Türbesi kitabesin-deki gibi tarih düşürülmüştür. Henüz bu kitabelerin dili arapçadır. XVI. yüzyıldan itibaren kitabelerde tarih düşürme yukarda da işaret edil-diğ;i gibi gelenekleşmiş ve vazgeçilmez bir vasıf olarak benimsen-miştir. Son mısralarında tarih düşürülmüş kitabelerde, genellikle eb-ced hesabı ile bulunacak tarihrakamlada verilmekte ve böylece düşülebilecek tereddüdler izale olmaktadır. Zira herzaman bu tarih mısraındaki harf degerierinin toplanmasıyla zikredilmek istenen tarih tes-bit edilmemekte, bir önceki mısra ve beytte işaret edilen tarza göre ya sadece noktalı veya sadece noktasız harflerin hesab edilmesi gerek-mektedir 10. Mesel~ Sultan II. Mahmud Türbesi kitabesinde şair-müverrili mu'cem tarih düşürmüş ve sadece noktalı harflerin hesab edil-mesi gerektiğ;ini sondan bir evvelki mısrada belirtmiştir. Ritabenin son beyti şöyledir ll:

    Ziver'a tarihim oldu cevhertn

    Türbe-i Mahmud Han kasr-ı Cinan. 1255

    Bu son mısrada noktalı harfler olan te, be, he, kaf, cim ve iki nun'un ebced değ;eri 1255 etmektedir ki bu ayrıca rakamla teyid edil-miştir.

    ı

    II.· Selim'in çini kitabesinin renk, ahenk ve kampasizyon mü-kemmelliğ;i muhtevada da görülür ve hadise rahat bir ifadeyle verildik-ten sonra kitabe bir tarilı-i tam ile son bulur:

    "Rıhlet etdi Hazret-i Sultan Selim

    Ana rahmet ide Rabbü'l-Alemin

    Geçdi evlad-ı kiramiyla o şah

    Rahme tü 'Ilahi al ey him ecmain

    Yapdılar bir türbe-i cennet misal

    Dense layık kasr-ı firdevs-i bertn

    Hatif-i kudsi: dedi tarihini

    Türbe-i Sultan Selim pak-i din. 984"12

    Kitabede, çocuklan ile birlikte II. Selim'in vefat ettiği bildiril-dikten sonra, kendisine cennete benzer bir türbe yapıldığ;ı belirtilmek-te ve bunun tarihi verilmektedir. Bu kitabe sade ifadesiyle XVII. yüz-

    -314-

  • yıldan itibaren şair muhayyilesinin mübalagalı ifadeleriyle çok farklı bir muhteva kazanacak kitabelerden ayrılmaktadır.

    Esasen sultan türbeleri gibi önemli yapılarda, bu yüzyılda, ik.i kJ-tabe, vefat tarihini bildiren kitabe ile inşa kitabeleri birlikte bulun-maktadır. Uzun inşa kitabelerinin muhtevalan gözönünde tutulursa bu kitabelerle Divrigi'deki Sitte Melik Türbesi kitabesi arasmda bir bag kurulabilir. Sözkonusu kitabeler, Sultan III. Mehmed Türbesi ile Sultan I. Ahmed Türbesi'nin kitabeleridir. Sultan III. Mehmed Türbe-si'nde, iki satır halinde· altı kartuş içine yazılmış ve kapı üzerine yer-leştirilmiş birinci kitabe (3. Resim) Sultan'ın vefat tarihini bildim1ek-tedir. Aynca Sultan'ın ruhu için dua f'dilmesi ve Cennette temiz koku-lar içinde olması dilenrnektedir:

    "Ruh-ı pak-i Hazret-i Sultan Mehmed Han içün

    Farz-ı ayn oldu dua şam u seher her saliha

    Daima firdevs-i a'lada meşam camna

    İrişe gülzar-ı kudsiden muattar rayiha

    Azm-i firdevs ettigine Hukmiya tarihdir

    Okuyun Sultan Mehmed caniçün fatiha" 13

    Son mısra ebced hesabıyla l012'yi vermektedir ki miladi tarih karşılıgı olan 1603 Sultanın ölüm tarihidir. Bu türbede daha çok ilgi-ınizi çeken yapının batı cephesindeki uzun kitabedir. Henüz neşredilmerniş bu kitabe muhtevası bakırnından çok ilginç olup hem adına tür-be yaptirılan III. Mehmed hem de b ani I. Ahmed alışıla gelmiş ifade ve üslüptan oldukça farklı bir şekilde övülmektedirler. Kitabe asli muhte-vası itibariyle her iki sultanı, kudretlerinin yüceligi, milletin hamisi oluşları, fetihler yapmaları. düşmanlarını kalıretmeleri ile övülmek-tedir. Bu ana öge, hatırlanacağ;ı gibi Sitte M elik Türbesi'nin uzun ki ta-besinin de özünü teşkil ediyordu. Burada farklı olarak şair muhayyi-lesinin de iştirakiyle bu övgüler teşbihler, telmihler ile ve daha süslü bir üslupla yapılmaktadır. Kitabe sonunda yine mutad üzere tarih düşürülmektedir ki bu tarih türbenin inşa tarihini teşbl eder. Kitabe şöyledii (4. Resim):

    "

    1- Sultan Mehmed ol şeh-i sahib-kıran kim

    H3misiidi millet-i beyza-i Ahmed'in

    Feth etti Egri kal'asını darb-ı tıg ile

    -315-

  • Doç.Dr,Hakkı ÖNKAL

    A'dasın etti tu'rna-i şemşir o serhadirı

    Gerd-isemendi sürme idi çeşm-i ahtere

    Tae idi ayağı Tozu ferkateyne ferkadin

    Dest-i ecel-i diiiğ ki tayy ettinagehan

    Menşür-i örnrün ol Şeh-i hurşid mesnediı-:ı

    2- Nefret kılıp rneşağıl-i dünya-yı dündan

    Erdi naimü rahatına mülk-i sermedin

    Kaldı sahile-i varak rüzgarda

    Asar-ı acll ü dadı o şah-ı müeyyedin

    Emr etti hak-i merkadi üzre bina

    Bu türbe-i refi' ve bina-i müşeyyedin

    Sultan Ahmed ol Şeh-i gerdün serir kim

    Fer.&end-i canşinidir ol Şah-ı erneedin

    3- Hakan-ı arş mertel?e kim penc nevbeti

    Bamında çalınır heft felek künbedin

    Hak taht-ı saltanatta anı payidar edip

    Durdukça nüh :revakı bu takı zebercedin

    Nfı.şür-ı subhdek ola pür nur u pür ziya

    · Envar-ı rahmet ile derunu bu merkadin

    Hukmi görüp binasını tarih için dedi

    Firdevs oldu merkadi Sultan Mehmed'in 101 7". 14

    Görüldüğü gibi sultan medhedilirkı;;n atının ayak tozunun, yıldızların gözünüp. sürmesi olduğu kendi ayağının tozunun ise gökyüzünün parlak yıldızlannın tacı olduğu ifade edilmektedir. Sultan Ahmed medhedilirken de onun böyle yüce bir sl!ltanın oğlu olduğu ifade edil-dikten sonra saltanatının mertebesi o kadar yüksektir ki onun kapısında çılınan beş nöbet davulun feleğin yedi kubbesinde çalındığı belir-tilmektedir. Diğer beytlerde mağfiret dilenmekte ve türbenin içirıin rahmet nuruyla dolması talebedilmektedir.

    Sultan L Ahmed Türbesi'nde de iki kitabe mevcuttur. İlki giriş açıklığı üzerine konulmuş olup son mısraı türbenin tamamlanış tari-hini verir. Bundan ayrı olarak içte, batı kenarında çıkıntı yapan bölü~ mün iki yarımdaki nişlerin üzerinde ikinci uzun bir kitabe daha var-

    -316-

  • dır. Kapı uzeruı.deJ:r,J J:rJtabede Sultan :y"ine yii.ksek övgülerle medhedil-mekte, ebedi uyku mahallirıJn cennet bahçeleıinden bir bahçe olması dilenmektedir:

    "Hüsrev-i cerm.et mekan hakan-ı firdevs·-i aşiyaıı

    Daver-i cemşid ferdray-ı hurşid i'tila

    Yaııl Sultan Ahmed ol şah-ı Süleyman kadr kim

    Şahlar olurlar idi dergehine çehresa

    2- Gördü kim bu alem-ifani değil cay-ı karar

    Can atıp firdevse kıldı ?.u"An-i iklim-i beka

    Şahbaz ruh-ı p8Jd arşa pervaz eyledi

    Oldu cism-i pakine bu merkad-i ca dilguşa

    Habgahın adnJul ya Rab o Şah-ı adilin

    Cennet-i a'lada lütfunia müyesser 1ullika

    Türbe-i ulyasının itmamma tarihdir

    Türbe-i Sultan PJlmed eve-i ı'llıyyin Ola

    1028' 15

    Türbenin inşa taıihi, ebced hesabıyla da, rakallila verilmiş ta.;rih gibi 1028/1619 çıkmaktadır. Osmanlı İmparatorluğunun en parlak döneminin hemen ardından yazılmış bu kitabedeki duygular, kendine güvenen bir toplumun hünkan için hissedebileceği duygularm şair di-liyle ifadesi gibi görünmektedir. Sultan Ahmed'in çok dindar şahsiyeti gözönünde tutulursa "Gördü kim bu alem-i fani değil cay-ı karar" ifade-sini yerinde bulabiliriz.

    İçteki uzun ikinci kitabe ise baninlı'1. bir medhiyesi mahiyetinde . olup bir. mısrada türbenin tamamlanması için gayret ettiği bildiril-mektedir. Kitabedeki;

    "Sahib-i İran ü Turan u Yemen

    MaJik-,i Rum u Arab milk-i Acem" (5. Resim) ifadeleri ile II. Iulıç Arslan'ın Konya'daki türbesinde yer alan" .. bilad-ı Rum ve Şam'ın sul-tanı" veya Sitte Melik Türbesi'ndeki "Ermenistan, Şam ve Rum'u dize getiren" ifadeleri arasmda yakın bir alaka mevcuttur.

    Ritabenin tamamı şöyledir:

    1-a "Şah-ı daver Osman-8.11 hi..mem

    Saye-i Ha.k nıenba-i cüd ü kerem

    31 C7 ~ . / -

  • Sahib-i İran u TUran uYemen

    Malik -i Rum u Ara b mtlk-i Acem

    Çün culüs etti sertr-i devlete.

    2-a .Azim oldu nusret-i şer'a o dem Etdi ihya siret-i ecdadım

    Verdi revnak milk-i Osmana bu dem

    Sa 'y edip itmamına bu türbenin

    Örnrün ef zun eyleye Hak dem bu dem

    1-b Hak bu kim gelmez · cillana böyle şah

    Şer'i icra etmede sabit kadem

    Tabi-i şer'-i mutahhar olmağ;ın

    Oldu münkad emrine cümle ümem

    Devha-i ömrüne hergiz ermesin

    2-b Sarsar-ı bad-ı havailisden sakarn

    Ha:şradek bu sUsile baki ola

    Olalar alemde dayim muhteşem

    Devrede ta kim bu cerhi nilgün

    Devr-i adli eyleye refi sitem" ..

    Doç.Dr.Hakkı ÖNKAL

    Bilindiğ;i gibi Sultan I. Ahmed'in ölümü üzerine tahta kardeşi I. Mustafa oturmuş, ancak onun kısa bir süre sonra tahttan indirilmesi üzerine II. Osman, Osmanlı İmparatorlugunun sultanı olmuştu. I. Mus-tafa'mn başlattığ;ı türbenin tamamlanması II. Osman dönemine rast-lar. Bu vesileyle hazırlanmış kitabede, yukanda da ~örüldüğ;ü üzere II. Osman'ın ecdadımn tahtını yücelttigi, şeriata tabi ve onu icra edici ol-dugu belirtilmekte ve saltanatının daima böyle ihtişam içinde olması ru.yaz edilmektedir. Kapı üzerindeki kitabede türbenin inşa tarihi ve-rildiğ;inden bu içteki kitabede tekrar edilmemiş ve kitabenin sonunda tarih düşürülmemiştir.

    Aynı türbede IV. Murad'a ait bir kitabe daha mevcuttur (6. Resim) . . 1640 Şubatında vulru bulan ölümü üzeriı."le IV. Murad bu türbeye defne-dilmiş ve menner üzerine talilde ve altm yaldı.zJ.a yazılmış yedi beytlik kitabe, sandukası yalunmda duvara konulmuştnr. Kitabede dikkati-mizi çeken farklıJık hat neVinin degişmiş olmasıdır. TaliJ:e ljat bundan sonraki kitabelerde hakim hat tarzı olacalrtır bunu daha sonra kı-

    \

  • saca ele alacagız: Bu k.itabede de Sultan yaptıgı gazalar sebebiyle övül-ınekte ise de bu övgünün daha reel bir çerçeve içinde yapıldıgım ·ve aşın telmih ve teşbihlerden kaçmıldıgım söyleyebiliriz. Ritabenin bir bö-lümü şöyledir:

    "Revan'ı sonra Bagdad'ı edip feth

    İki şahitle şanm etti isbat

    Cünüdu ya şehi:d oldu ya gazi

    Saadet buldular ahya vü emvat

    Çün ecti devıet-i ukoayı tercih

    Makamın Hak ede ale'l-makamat

    Vefat edince ol Sulta~-ı gazi

    Dedi Hatif leke'l-büşra bi-cennat"

    1049

    Son mısradaki "leke'l-büşra bi-cennat" ebced hesabıyla 1049 (1640) u verir ki bu, Sultan IV. Murad'ın vefat yı.lıdır. XVII. yüzyılın sonlannda hazırlanmış bir başka sultan kitabesi, kitabelerdeki aynı üslüp ve ifade tarzının devam ettiğ;ini göstermektedir. IV. Murad'm ölümü üzerine ahşap üzerine talikle yazılıp duvara asılan Hatice Tur-han Valide Sultan Türbesi'ndeki bu kitabe, Osmanlı Devletinin bu sul-tanla yüceldiğ;ini ifade etmektedir. Tarih düşürülmemiş kitabe şöyledir:

    "Mehmmed Ha..•H Rabi' ibrıi İbrahim-iFerruh-dem

    Onunla bulmuştu izz u şevket taht-ı Osman'I Hitab-ı "ireT' ahir erince canib-i Hak 'dan

    Müşerref eyledi ruhu revanı bag-ı ndvanı

    Kemal üzre bulup kadr u ayann ehl-i irfanm Müsahib eyleınişdi fenn-i abd-i senabanı

    O yerde yattığ;ınca Hazret-i Hak eyleye daim

    Serir-i ma'deletde Gazi Sultan Mustafa Hanı"16

    Son beyt kitabenirı. Sulta_,n Mustafa (II) zamanında konulduğ;unu göstermektedir. Ritabenin muhtevasından da anlaşılacagı üzre medih ve senalar mübalağ;alı olmaktan giderek uzaklaşmaktadır.

    XVIII. yüzyılın başlannda Gülnüş Valide Sultan için inşa edilmiş türbe üst örtüsüz açık bir türbedir ve mezar taşı üzerindeki uzun kitabe

    -319-

  • arapça olarak yazılmıştL-r. XVI. yüzyılın son!m1. ile }'-::\llL yüzyı.Jm başlannda yaşayan ve küçük Kadızade diye tanınan Mehmed Efendi ( 1582-1635) ile onun muakkipleıi, saraya da nüfıız ederek, bidatlann kaldırılması şeklinde ifade ettikleri, mesela camilerdeki birden fazla minarelerin yıkılınası tarzındaki taassublanru zorla kabul ettirmek istemiş ve kendi zihniyetierine uygun bir l)izaıru benimsetmeye kalk-· mışlardır. 17 XV1I. yüzyıl sonlan ile XV1II. yüzyılda inşa edilmiş ve üs-tü örtüsüz olarak açık bırakılmış bazı türbeler, bu cereyanın mimari üzerindeki tesirlerine örnek olarak kabul edilebilir. Ritabenin arapça yazılmasını da aynı cereyanın bir inikası olarak kabul etmek için yaygın ve yeterli misal bulunmamakla birlikte bunu bir ihtimal ola-rak ileri sürmek mümkündür. Kitabede Valide Sultan "saltanat güneşinin doğuşu ve hilafet ayırun ortaya çıkışını sağlayan anne" olarak övülmekte ve 1127/1715 tarihi yazı ile arapça olarak verilmektedir. ıs

    Aynı yüzyılın sonlannda inşa edilmiş Eyüp'teki Milinşah Valide Sultan Türbesi'nde yer alan kitabe manzum ve türkçe olup sonundaki tarih mısraı ile önceki yüzyılın geleneğini devam ettirir.

    1800 tarihli yine Eyüp'teki Şah Sultan Türbesi'nin talikla yazılmış oniki beytlik uzun kitabesinde Mihr-i Şah Kadın medhedildikten sonra türbe ile birlikte yapılan mektepte bülbül sesleri gibi çocuklar

    , Kur'an okudukça onun ruhunun şad olacağı ifade edilmektedir. Bu ki-tabenin ilgi çekici bir diğer yönü, son beytin her iki mısraında da tarih düşürülmüş olmasıdır. Esasen bunu şair bir önceki beytte açıklamaktadır. Son iki beyt şöyledir:

    ''Yazdı İhya hame-i mu'ciz beyan bir beyt kim

    Mündericdir onda garra iki tarih-i güzin

    Şah Sultan yapdı ziba türbe-i vala-yı nev

    Mihr-i Şah kadına adn ola bu tne'va-yı berin".

    1215

    Son iki mısram her biri ebced hesabıyla 1215/1800 tarihini ver-mektedir.

    Sultan IL Mahmud'a ait 1839-1840 tarihli türbe kitabesi avluya geçit veren dış kapı üzerine konulmuş olup kitabede babasının ölümü üzerine tahta oturan Abdülmecid hayru'l-halef olarak tavsil edilmekte ve son beytte düşürülen tarihin mu'cem tarih olduğu bildirilmektedir ki bu beyti yukanda zikretmiştik.

    Mimari bakımdan da büyük ehemmiyeti haiz türbelerden seçil-

    -320-

  • kitabel.erin yuzyıldan dev1etiiı yaloJışına türkçe manzum kitabeler yaygın bir şekilde türbelerde almıştır. Çeşitli vesilelerle belirtildigi üzere Osmanlı türbelerindekJ bu manzum kitabeler belli bir sistematige tabi tutulmasa bile bunlarda, genel ölarak, bani ve mer-hum şahsın, ÜStün meziyetleri beliJtilereJ:L, ÖVÜ]d-L_iJ::.kri, Ölenin adeta, ahireti tercih ederek bu geçici dünyayı terk ettigi, yeriilin cermetin en güzel köşelerinden biri oldugu veya olmasının temenni edildiği görü-lür. Ki.tabeler tarih düşürrılmüş rrıısra veya beytle son bulur ki bu man-zum kitabeleri yazan şair- müverrihler genellLkle isim veya mahlas-lannı eserleıi....-rıde zikretmektedirkr.

    Osmanlı sultanlan ve hanedan mensuplan cıdu1a inşa ediln1iş türbelerde manzum kitabeleıin oldukça uzun tu· ulrnaJanna karşılık diğer türbelerdeki a:ı,rnı tarz kitabeler daha ölçüı-Li ve daha kısa tutul-muşlardır. Mesela İstanbul'da Rüstem Paşa Tüxbesi'ndeki iki (7. Resim) Konya' daki Hasan Paşa Türbesi kıtabesi yine iki (8. Resim) Şeyh Halili Türbesi kıtabesi ise dört beytten (9. Resim) ibaret bulunmaktadır.

    b- Tarih .ıı.>.ı'-"''"'""

    Osmanlı tprbelerinde bu inşa veya bam kıtabelerinden ayrı ola-rak tarih kitabelerine de yer verilmiştir. Kitabelerin sonunda ölüm veya inşa tarihi genellilrJe verilmekte bu sebeple de münhasıran tarih kitabesine çok az rastlanmah'iadrr. Bu kıtabeler ya I. Selim Türbesi' n-deki gibi, rnüstakil, veya Yıldırım ve Şeyh Halili Türhelerindeki gibi müşterek olabilmektedir. I. Selim Türbesi'nde girişin sağ tarafındaki panonun üzerinde yer alan inşa kitabesinde tarih verilmemiş altta tek satır halinde ve arapça olarak yapının tamarnlanış tarihi ayrıca yazılmıştır (10. Resim). Bu kitabede "Bu mübarek L."Tıaret. M:uharrern ayımn başında 929 senesinde tamamlandı" denilmektedir. Aslında inşa ve ta-rih ki.tabesi birlikte hazırlammş fakat tarih kitabesinin ayrı verilme-si tercih edilmiştir. Diğer bazı türbelerde ise tarih ki tabesi ayrn levha-da yer almakla· birlikte ya ikinci bir tarihle ölüm ve inşa tarihleri a:yn ayrı belirtilmek veya inşa tarihi bilbasa vurgulanmak istenmiştir. Mesela Gö)Tilük'telrJ. A_t.ç: Şemseddin Türbesi kıtabesinde Ak Şemseddln namıyla ma'ruf Mehmed ,bin Harrı_z;ı'nın 863'deki vefatı bildirildikten başka a::,rnı kitabenin ikinci satınnda 792 olarak dogum tarihi ve 868 tarihi ile türbenin inşa tarihi verilmektedir.

    B l ,cc,,. 'd-~'rı' "-Ila'··-.,.., D·r -~ry -~ T" 'oa.~J 'L Lo::>O. ·Ô.-'-'--- LL ırll!.L .C.h:t_\JCDlU ur.'-".::n var du. İnşa :sonund.a tarıh böl kitabenirı sol bir

    1-

    e ise iJgi çelüci bir durum aldıttı halde , _ _,

  • Doç.Dr .Hakkı ÖNKAL

    kitabesi konulmuştur ki bu iki tarih arasındaki zaman sadece dört aydır. Digert gibi arapça olan ikinci kitabenin türkçesi şöyledir: "Bu mübarek yapının bitirilmesi 809 (senesi) Rebiü'l-ahirinde zayıf kul

    ' Hüseyin oglu Ali- Allah her ikisini bagışlasın- eliyle gerçekleşti." Bu ikinci kitabe, muhtemelen, inşaatı yurüten i\li bin Hüseyin'in adını zikretmek için ilave olunmuştur.

    Konya'daki Şeyh Halili Türbesi kitabesi manzum bir kitabe olup (9. Resim) bu kitabenin sonunda iki tarihe yer verilmiştir. Bunlardan ilki Şeyh Halili'nin vefat tarihi ikincisi ise inşa tarihidir. Kitabenin son iki beyti şöyledir:

    Hak kıldı işaret buyurdu tarih

    Vey evliya1 tahte kubabı

    998

    Kubbenin oldu tarihi ravza

    Pencini tarh et eyle hesabı 19

    Yukanda ikinci mısrada yer alan harflerin ebced değerlerinin toplamı 998 i vermektedir ki bu, rakam olarak da teyid ediliştir. Son beytte ise türbenin yapım tarihi olan 1006/1597 verilmektedir. "Ravza" kelimesinin ebced degeri 1011 olup ondan beş düşürülmesi son mısra' da istenmekte ve böylece yapım tarihi gösterilmektedir.

    c- Sanduka Kıtabeleri :

    Türbelerde bulunan sandukalann da kitabeler ihtiva ettiklerini bu arada belirtmek lazımdır. Selçuklular devrinde üst katlarda yer a-lan sandukalann daha önemle ele almarak degişik malzemelerle ya-pıldıklanm, süsler ve yazılada zenginleşltirildiklertni ve kitabeler ihtiva ettiklerini biliyoruz.Osmanlı dP.vrindf' bu durum açık türbeler ile bir kısım türbede devam etmiştir. Buna Bursa'daki Devlet Hatm, İstanbul'daki. Fatma Sultan, Pertev Paşa ve İbrahim Paşa (Şehzadebaşı) türbeleri örnek olarak zikredilebilir. Daha sonra türbelerin ekseri-yetinde sandukalar ahşapla yapılmağa başlanmış ve üzeri kumaşla kaplanmıştır .. Özellikle Osmanlı sultanianna ve hanedan mensupla-nna ait sandukalarm kadifeden örtüleıine simle işlenmiş kitabeler ya:zı1nuştır. Bugun bize yüzyıl sonlan

  • tarihlerinden ayn olara.tr cülus tarihi, müddet .. i cüluslan ve ömürleri de belirtilmektedir. IIL Sultan Mustafa'ya ait sanduka kitabesüü bir örnek olarak zikredebiliriz:

    ı- Cinan-ıcaygah padişah-ı dil agah es-Sultan

    2- Mustafa Han es-Salis ibni es-Sultan

    3- Alımed Han es-Salis ala ruhihima rahmetli

    4- Rabbi'l-bais .hazretlertnin

    veladetleri: 1129, culüslan: 1771, İrtihalleri: 1187, müddet-i sal-tanatlan: 16

    Sanduka örtülerine tarih düşürülmüş manzum kitaheler.irl.c=~ işlendigini de belirtmek lazımdır. Özellikle şehzade ve ha~ sultan-lar içlıi hazırlanmış bu tarzda birçok kitabe mevcuttur.

    d- Tamir Kitabele:rl :

    Yapılann gördügü tamir ve ta'dilleri belgeleyen kitabelere bu dönemde de rastlamr ve bu kitabeler sanat tarihi araştırmalannda önemli bir role sahiptir. Zira zaman içinde birçok yapının, belki de müteaddid defalar, onanın görmesi tabiidir.Ancak buiılan belgeleyen kitabe sayısı çok degildir. Mevcut tamir kitapelen incelendiginde bun-ların dil. üslüp ve form bakımından aym dönem inşa veya bani kitabe-lert ile ortak özelliklere sahip olduklan görülür. Mesela Bursa'da I.Mu-rad Türbesi'nde yine Bursa'da Osman Gazi Türbesi'nde bulunan tamir kitabeleri manzum kitabe gelenegine uyularak nazım halinde yazılmışlardır.Torumtay Türbesi'ndeki kitabenin ilk ve son beytim örnek olarak zikrediyoruz:

    Hazret-i Gazi Hamid Han'ın uluvv-i himmeti

    Kıldı ihya kafie-i bUldam ma'mür eyledi

    Sene bin üçyüz dokuz daim celi tarih dedi

    Tekm:l oldu · :ı'miri hep halkı mesrfır eyledi.2o

    Son beytte la.fzen tarih düşürülerek türbenin 1309/1891-92 tari-hinde tamir edildigi ifade edilmektedir. Fatih Sultan Mehmed Türbe-sf ndeki I.Abdülhamid'e ait kitabe her ne kadar bir ayet tahtirini bil-dirmekte (ll Resim) ise de bunun bir tamir sırasında konuldugu ma-lümdur. Kitabede şöyle denilmektedir:

    -323-

  • Cenab-ı Hazret-i AbdüLtıamid Han kLldmp tahrir

    Bu pür n ür merkade bu ayeti vaz etdi ibretgi:r.

    ı .ı m 1196/1781-1782 tarihli Gülbahar Hatun Türbesi (İstanbul) kita-

    besi (12 Resim) alışılmış kitabe üslübundan farklı bir şekilde kaleme alınmış olup daha ziyade sandukalardaki. kadife üzerine işlenmiş ki-tabelerin üslübunu hatırlatmaktadır. İki satır halinde taşa işlenmiş kitabe şöyledir:

    1- Cennet-mekan firdevs-i aşiyan merhum ve magfürun leh Fatih Sultan Mehmed Han tabe serah hazretlerinin zevce-i muhteremeleri valid-i ma ci d

    2-Merhüm ve magfurun leh Sultan Bayezid Veli Han, merhumeve magfurun leha Gülbahar Hatun türbe-i şeıifidir. Lisene ti 1196". 21

    Kitabede türbenin tamirine dair bir ifade bulunmamakta ise de, 898/1492-1493 yılında ölen Gülbahar Hatun'un türbesi 1766de IILSul-tan Mustafa zamanında yenilenmiştir. 1196 tarihli kitabe ise, muhte-melen aynı yılda vuku bulan Cibali yangınında türbenin de zarar gör-mesi üzerine konulmuştur.

    e- Usta Kitabeleri :

    Osmanlı türbelerini vücuda getirmiş olan ustaların büyük bir ek-seriyeti eserlerine imzalarını koymamıştır. Türbelerden bir bölümü-nün mimarını biliyoruz. Ancak bunları, eserlerine attıkları imzala-rmdan degil, tesbit edilebilmiş belgelerden ögreniyoruz. Türbelerde XVII. yüzyıldan itibaren daha çok hattatların imzalan ile karşılaşırız (l3.-l4.Resim). Bunların çogu yazılarının altına ketebe koymuşlardır. Hatta yazıları mermere işleyen usta ismine bile rastlamaktayız. İnşa ettikleri eserlerine imza koyan mimarlardan bazılan şunlardır: 1349 tarihli İznik'teki Hacı Hamza'ya ait kitabede arapça olarak "ve kane'l-mimaru el-Hacı Ali" kaydı mevcuttur. 22 " (Bu eserin) miman Hacı Ali' dir". şeklinde anlam verebilecegimiz bu ifade tarzı usta kitabelerinde karşılaştıgımız yaygın ifade tarzından farklılık göstermektedir. Bunu kitabenin müstakil usta kitabesi olmamasma baglayabiliriz. Yı1dınm Bayezıd Türbe kitabesine ilave olunmuş ikinci kitabede adı geçen Ali bin Hüseyi.ıı bina emini olmalıdır. Bilindigi gibi Bursa'daki Yeşil Canii. ve Yeşil Türbe çini suslerneleri ile oldugu kadar eserde çalışan ustala-rın isimlerini h avi olmakla da temayüz eden bir eserdir. Türbenin ka-pı kanatlannda Hacı İvaz ile Hacı A.li bin .Ahmed Tebrizi.'nin isimleıi-

    .. 324 ..

  • OSMANLI TÜRBELERİNİN' KİTABELERi HA.KXINDA

    ni okumaktayız. XVI. yüzyıl sonlanndan III. Murad Türbesi'nde Dal-gıç Ahmed Paşa, imzasını koyan nadir mimarlardan biridir. lillşap kapı kanatlarımn sol üst tablasına "Arnel-i Dalgıç Ahmed Ağa" şeklinde imzasım atmıştır.

    Türbelerdeki yazılarda imzasını bulduğumuz hattatlar arasında III. Sultan Mehmed Türbesi'ndeki yazı kuşağına imzasım atmış Hattat Mehmed'i, 'I.Abdülhamid Türbesi yazılarım hazırlayan Divan-ı Hüma-yun Hacası Mehmed Emin'i. Mihrişah Valide Sultan Türbesi yazılarını hazırlayan iki hattatı Mehmed Celaleddin ve Mehmed Esad El-Yesari' yi, Şah Sultan Türbesi'nde yine birlikte çalışmış iki hattatı Yesari Za-de Mustafa İzzet ile İsmail Zühdü'yı:'ı, Nakşıdil Valide Sultan Türbesi ve-silesiyle Rakım Efendi'yi sayabiliriz.

    Bu arada manzum kitabelerdeki şair-müverrihleri de zikretmek lazımdır. Bunların çoğu şiirlerinin sonuna mahlaslarım yazmışlardır. Yukarıda metnini verdigirniz bazı kitabeler vesilesiyle bu sanat-karlardan bazılarımn isim veya malılasına muttali olmuştuk. Biz bunlardan Hatib, Ziver, Nevres ve Edayi gibi bazılarım tekrar zikret-mekle yetiniyoruz.

    ill-Kitabelerln Yaz:ı. Nevileri :

    ilitabeler yazı nevileri ve uygulandıkları malzeme itibariyle de değerlendirilebilir. Osmanlı kitabelerinde karşılaştığımız başlıca iki yazı nevi sülus ve taliktir. Sülüs hattın Selçuklu kitabelerinde uygu-landığım ve bu döneme has özellikleri sebebiyle buna Selçuklu sülüsü dendiğini biliyoruz. Sülüs Osmanlı kıtahelerinde de belli bir döneme kadar adeta yegane hat nevini teşkil etmiştir. XIV. yüzyıla ait kitabe-lerde sülüs hat genel özellikleri ile Selçuklu sülüsünün bir devamı ma-hiyetindedir. XV. yüzyıldan itibaren huyazı nev'inde buyük gelişmeler gözlenir. Yeşil Türbe'deki Çelebi Mehmed'in sandukasında yer alan ya-zılar bu gelişmenin önemli habercisidir. Şaküll harflerin mevzun yük-selişleıi, u:fki harflerin ahenkli akışlan ve doluluk boşluk dengesine çininin lacivert, beyaz, sarı renl-1: arınonisi .de katılınca Çelebi Meh-med'in sandukası gerçek bir şahaser hüviyetini kazanmıştır.

    X:v. :yüzyıl o:rtalanna ait eserlerdeki kitabelerin çok gi:rift olarak yazıldıklan ve şaküli harflerin bu yanyan.a dizilişi sebebiyiie dokuma

    ' \

    \: ı

    ı '1

    1,!

    ,/

  • id Türbesi lcttabesi (16.Resim) ve 994/1585 tarı.Jı.H Konya'dal

  • osMANLI TÜRHELERİNİN YJTABELERİ HAKKINDA

    Sonuç: Muhtelif yönlertyle ele aldıgımız türbe kitabelert Selçuklu ve

    erken Osmanlı döneminde kalıplaşmış üslüp ve ifadeye sahipken daha sonraki dönemlerde edebi bir eser mahiyetiili kazanmıştır. Bu degi-şikligin dil degişikliginin bir sonucu oldugunu söyle-mek mümkündür. Kitabe dilinin arapçadan türkçeye kayması ve arapç.aya göre türkçenin çok daha rahat kullanılabilmesi kitabede ifade edilecek hususların şiir diliyle anlatılınasma yol açmıştır.

    Kitabeler yapıların en mutena malıallerine konulan unsurlardır. . Bu bakımdan yazılarının kaliteli ve sanat degeriili haiz olmasma özen gösterilmiştir. Böylece kitabeler yapıların estetil~ bütünlügünü de sag-layan birer unsur olmuşlardır. Binaenaleyh kltabeler, sadece yapının kimligini veren basit bir bilgi kaynagı olmayıp toplumun dil ve kültür degişikliklerini yansıtan, yapının estetik bütünlügünü tamamlayan sanat tarihi için oldugu kadar tarih araştırmalan için de büyük ebern-miydi haiz birer tarihi belge hüviyetindedirler.

    Notla:r:

    1- Doğan Hasoğlu, AMirnarlık Sözlüğü, İstanbul, 1975, s.470.

    2- Metin Şahinoğlu, Anadolu Selçuklu Mimarisinde Yazının Dekoratif Elernan Olarak

    Kullanılışı, İstanbul, 1977, s. 22-26.

    3- Hakkı Önkal, Anadolu Selçuklu Türbeleri, Basılrnarnış Doktora Tezi, Erzurum, 1977, s.

    543-544.

    4- Parantez içine alınmış kısırnlar bizim okuyamadığırnız veya bugün tamamen silik

    bölümlerlll tercürnesidir. Bu kısırnlar Necdet Sakacoğlu'ndan nakledilmiştir (Necdet

    Sakaoğlu, Türk Anadolu'da Men-gücek Oğulları, İstanbul, 1971, s. 134- 135).

    5- Hakkı Önkal, "Anadolu Selçukluları Devri Veli Türbeleri Hakkında Bazı

    Mülahazalar", Türk Kültürü, Sayı 289, Mayıs l987,s. 321.

    6- Kitabe metni için.bakınız, AM.Turgut Koyunoğlu, 1znik ve Bursa Tarihi, Bursa, 1935, ı .

    s.l53; Kazım Baykal, Bursa Anıtları, Bursa, 1950, s.l68-l69; E.Hakkı Ayverdi, Os-

    manlı Mimarisinde Çelebi ve II. Sultan Murad Devri .. 806-855 (1403-1451), !stanbul,

    1972, s.327.

    7- Bu kitabe bugün yerinde yoktur.

    8- Salahaddin Elker, "Kitabelerde Ebced Hesabının Rolü", Vakıflar D~rgisi, III, Ankara, 1956, s.25.

    9- E.Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mimarisinde Fatih Devri, III, İstanbul, 1973, s.45l.

    IO- Bu konuda daha geniş bilgi için bkz.: Salahaddin Elker, a.g.m., s. 17-25.

    1 l- Hakkı Önkal, Osmanlı Hanedan Türbeleri, Basılrnarnış Doçentlik Tezi, Erzurum, 1982, s.200.

    -327-

  • 12- E.Oktay-lbrahim Artuk, "Ayasof)ra'daki lLSelim Türbesi ve İçinde!r.iler", Ayaso!)ra

    Müzesi Yıllığı, No:6, !stanbul, 1965, s.50; Hakkı Önkal, Osmanlı Hanedan Türbeleri,

    s.l52.

    13- Hakkı Önkal, a.g.e., s.208.

    14- Halda Önkal, a.g.e., s.209-2l0.

    15- Sultan Ahmed Türbesi kitabelerini latin harfleriyle yaymlamış olan Alev Öner,

    muhtelif kelime ve terkipleri farklı okumuştur (Bkz.Alev Öner, "Sultan Ahmed I

    Türbesi", Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni, sayı-No: 65/340, 1979, s.26-29).

    16- Hakkı Önkal, a.g.e., s. 129.

    17- Hüseyin Gazi Yurdaydın, İslam Tarihi Dersleri, Ankara, 1971, s. 125-130. 18- İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Üsküdar Tarihi, I.C., İstanbul,

    1976, s.389.

    19- İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabel€ri ile Konya Tarihi, Konya, 1964, s. 748.

    20-Hakkı Önkal, Anadolu Selçuklu Türbeleri, s.416.

    21- E.Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mimarisinde Fatih Devri, III, İstanbul, 1973, s. 406.

    22- E.Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mimarisinin İlk Devri, İstanbul, 1976, s.179.

    2' '"alik hattın gelişmesi hakkında bkz.: M.Tayyib Gökbilgin, Osrnan-lı Paleograf)ra ve

    Diplomatik llmi, İstanbul, 1979, s.4J-42.

    -328-

  • As is hıowrı, inscrtptions are signboards that g1ve us the work of arts identy. The ow an interesting develop-ment. Before these ,, L keep our eyes on the ınscrip-tions of Seldjouks.

    'w e can '-'-''"'"'"'u constructer, date,

    tlüs period's ınscriptions and master

    The inscriptions Selcljouks' were vvrıtten an ınscription's peculiorities are as follows:

    ı- The inscription is staıted with the

    · ccnstruction or

    J\rablc genera11y

    comman d.

    .,, \

    2- The exp.ı:-essions about the work of aıt's peculiarities follow 1• this.

    3- Sultan's nar.üe is rnentioned.

    4- Constructer's name and his cognomen is mentiotıed.

    5- The date chapter take the last part. J

    We can classifY Ottoman's inscriptions like that.

    11ıe inscriptions of Ottomans' were >vritten in P..rabic in the early period. After the second period of XVI.century, the ınscriptions were written in Turkish. d the inscriptions are formed like poem. The date is not stated by writing. It is calculated with the rule of ebce.d. Vle can show an inscription as an example at the Mehmed III's Tomb.

    "Azm-i frrdevs ettigine Hukmiya tarihdir

    Okuyun Sultan Mehmed caniçün Fatiha".

    - 329 e

  • Doç.D:r.Hakkı ÖNKAL

    ı.Resim: Alaşehir:-Reis-Emir Yavtaş Türbesi Ritabesinden Bir Bölüm

    2.Resiın: Sivas- I.İzzeddin Keykavus Türbesi ilitabesi

    -330-

  • \

    3.Resim: İstanbul- III. Mehmed türbesi Ritabesi

    -331-

  • 4.Resim: İstanbul- III. MehmedTürbesi Batı Cephesindeki

    Ritabenin Bir Bölümü

    -332-

  • OSMANLI TÜRHELERİNİN KİTABELERİ HAK.KIN'DA

    5.Resim: İstanbul-Sultan LAhmed Türbesi İçteki Nişlerde

    Yer Alan Kitabe

    -333-

  • 6.Resinı: İstanbul- Sultan LAhmed Türbesindeki IV.Murad'a

    Ait Kitabe

    -334-

  • 7 .Resim: İstanbul- Rüstem Paşa Türbesi ilitabesi

    8.Resim: Konya-Hasan Paşa Türbesi ilitabesi

  • 9.Resim: Konya-Şeyh Halili Tu.rbesi Ritabesi

    -336-

  • OSMANLI TÜREELERİNİN KİTABELERi HAKKINDA

    lO.Resim: İstanbul-Sultan I.Selim Türbesi Tarih Kitabesi

    -337-

  • Doç.Dr.Hakkı ÖNKAL

    ll.Resim: İstanbul-Fatih Türbesi Tamir ilitabesi

    12.Resinı: İstanbul- Gülbahar Hatun Türbesi Tamir Kitabesi

    -338-

  • l3.Resim: İstanbul I.Abdülhamid Türbesi Usta ilitabesi

    -339-

  • l4.Resim: İstanbul-Sultan l.Abdülhamid Türbesi Usta Kitabesi

    "340-

  • OSMANLI TÜREELERİNİN KİTABELERİ HP.JL.TG:NDA

    l5.Resim: Bursa-I.Murad Türbesi FJtabesi

    B·ursa-J\1

  • Doç.Dr .Hakkı ÖNKAL

    ı 7 .Resim: Konya-Murad Paşa Kızı Türbesi Kitabesi

    c 342-'

  • OSNLANLITÜRBELERmiTN

    18.Resim: İstanbul-Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi Ritabesi

    -343-

    Button1: Button2: Button3: Button4: Button5: