Upload
others
View
15
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
OSMANLI İLİM, DÜŞÜNCE VE SANAT DÜNYASINDA
BALKANLAR
Milletlerarası Tartışmalı İlıni Toplantı · 07-09 Mayıs 2014:
Toplantı Yeri: ~ Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi,. Edirne
İstanbul2014
OSMANLI DÖNEMİNDE ANADOLU VE BALKANLAR'IN
DİNİ HAYATINDA MIZRAIUI İLMİHAL
Arif AYTEKİ~
Giriş
Bu çalışmada Osmanlı yönetiminde, Anadolu'da olduğu gibi Balkan
lar'da da inanç ve dini pratiklerle alakah Müslüman halkın ortak paydasını
oluşturan bilgilerin sunulmasında Mızraklı İlmihal'in rolü araştırılrnaya çalı
şılmıştır. Gayeı:rıiz mezhepteki müftabih görüşlerin hayata uygulanması ve
bilginin hikrnete dönüştürülmesinde ilmihallerin değerinin belirlenmesi
bağlamında Mızraklı İlmihal'in önemine dikkat çekmektir. Şartların değiş
mesine rağmen Balkanlar' da asırlar boyu İslam dininin yaşamasında İlmihal
bilgisinin anlatun ve metot itibariyle sadeliği ve etkisi de incelenecektir. Böy
lece sultan IL Abdülhamit döneminde ayrı bir özenle basılıp Anadolu ve
Balkanlarda her köye dağıtılan Mızraklı nmthal'in müslümanlar arasında
oluşturduğu ortak bilgi ve buna dayalı birlikteliğin önemi ortaya konmuş
olacaktır. Bu maksatla Trakya bölgesinin en eski \re dini eğitim verilen köyle
rinden yeterli sayıda yerleşim yerleri gezilrniş ve ahali ile görüşmeler yapıl
mıştır. Aynı amaçla, Yunanistan, Bulgaristan ve Yogoslavya'da, belli merkez
ve köylerde tarama yapılarak Mızraklı İlmihal'in Osmanlı dönerninden kalan
e!kiJeri araştırılmıştır.
Tavsif 1: Kitaba ait ithaf metni denebilecek sayfadan sonraki ilk sayfa
da, bir cami yahut Cennet kapısım temsil eden rnihrabi bir çerçevenin içinde
* Doç. Dr., Trakya Üniversitesi nahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü,
[email protected] 1 Mızraklı İlmihafin kapak sayfasında şu ibare yer alır: "Mefhar-i sillale al-i Osman es-Sultan ibn Sultan ibn Sultan es-Sultan el-Gazi Abdillhamid Han efendimiz
108 OSMANLI İLİM, DÜŞÜNCE ve SANAT DÜNYASINDA BALKANLAR
minberierden oluşan, ucunda sancak asılı mızraklardan vs. oluşan ve bazı makamları gösteren birtakım şe_killer ve ifadeler yer alır. Bu çerçevenin için- . deki ayrı oval bir çerçevede, yine bazı makamları ifade eden şekiller yer alır. Çerçevenin içinde en üsttesağda bir dikdörtgen ve her kenarında~üçer yıldızdan oniki yıldız bulunur. Devamında bir türbe, onun yanında bir minher ve en sol başta, ortasında yı!.dız olan bir tablo bulunur. Bunların altındaki oval çerçevenin içinde "Kabdatü'l-Liva" denen ve başında üç ayrı liva bulu
nan sancak direği. Livaü'l-hamdın taşıdığı bu sancaklarda: "Bisınillahirrahmanirrahirn", "el-Hamdülillahi Rabbi'l-alemin" ve "U ilahe iliallah Muha.mmedün ResG.lüllah" kitabeleri yer alır. LivaÜ'l-hamd direğinin tepesinde Şems, sağında ardu'l-mahşer,' el-Makamu'l-mahmG.d, bir sancak taşıyan kerasiyü'l-ülema, kefetü'l-hasenat ve kefetü's-seyyiatı olan mizanü'la'mal; sancağın diğer tarafında menabirü'l-Enbiya ve onun altında uçuşan suhufu'l-a'mal ibaresi yer alır. Karşı sayfada ise yine çerçeve içinde ve gövdesinde Allah, Muhammed yazılı TG.ba ağacı yer alır. Bu ağacın yapraklarJ..I?-da el-Esmaü'l-hüsna yazılıdır. Ağacın dalları ve yapraklan sekiz katman olup
her katmanda bir cennetin adı yazılmak suretiyle "Ebvabü'l-Cinan" sayılır. En alt başta "Haziretü'l-Kudüs" yazılıdır. Bütün bunlar "Arş-ı A'zam" altındadu. Hasılı bu .iki sayfada bir müslümanın dünya ve ahiret hayatına dair inançları, sembolleri, makam ve mekanları müşahhas olarak temsil etmek istemiştir.
Kelime ve Teriin Olarak "İlmihal"
".tlmihal" Arapça iki kelimeden oluşan Osmanlıca bir tabir olup "hal bilgisi, durum bilgisi" anlamına gelmektedir. Istılahi anlamı itibari ile de bu tabir, müslümanların hayatta karşılaşacakları dünya ve ahiretle ilgili pratik bilgiler toplamı manasında kullanılmaktadır. Başka bir ifade ile her müs!9-manın dini bilgi ve uygulama bakımından ortak olduğu bilgiler "ilmihal" diye anılır. Böylece her müslümanın bilm~si gerekli olan bilgiler bütününe ilmihal denmesi, İslam' da yükümlü! ük, kişinin durumu ve ,bu duruma
,hazretlerinin saye-i terakkiyatvaye-i şehinşahlarında bu kere işbu Mızraklı ilmihal
tabir olunan Miftahü'l-Cenne nam kitabın kenarında_.şırrfıtussalah, risale-i sılfiyye,
abdest duaları ve üstüvaru dereolunarak üçüncü defa olarak nüsha-i asliyesinden
kemal-i dikkat ile mukabele ve tashih olunup ba'del bitarn işbu bin üçyüz altı (1306)
senesi zilkade-i şerifin evasıtında Matbaa-i Osmaniyye'de tab' ve neşrolunmuştur."
ANADOLU VE BALKANLAR'IN DiNIHAYATINDA MlZRAKLI İLMİHAL 109
. uyan bilgi arasında sıkı bir ilişki ve bağlantı bulunmasından kaynaklanmak-
tarur.
Tarihçe
Müslümanlar, Hz. Peygamber devrinde olduğu gibi Sahabe ve Tabitin
dönemlerinde de dini konulan. ve uygulamalarını şifahl olarak öğreniyor ve
~unları hayata geçiriyorlardı. Bu yüzden çok erken dönemlerde bu hususlar
da kitaplar yazılınamıştı. Fakat sonraları itikadi ve arneli konularda ihtilaflar
çıkınca doğru bilgi ve pratikler konusunda birliği sağlamak üzere kısa kitap
çıklar yazılınaya başlanmıştır. Bunların ilki İmam Azam Ebu Hanife'ye ait (ö.
150/767)Fıkh-ı ekber risaleleri denebilir. İşte İmam Azam ile başlayıp Ebu
Mansur el-Matüridi (ö. 333/944) döneminde gelişmiş olan, İmam Gazzali
(555/11 ll) ve Nesefi dönemlerinde daha da olgunlaşarak özellikle de Kutbuddin İzniki (821/1418) ve Birgivi'den (ö. 981/1573) günümüze kadar
gelen bu kitapçıklar Türkçe ilmihaller şekline bürünmüştür.3
Osmanlılar'da din bilgisine başlangıç olarak çocuğa ilmihal, Mızraklı . .. ilmihal ve sonra da Dürr-i Yekta adlı kitaplar okutulurdu4
• Halkın ihtiyacı ve
durumları göz önüne alınarak bu konuda Şuriıtu's-Salat, Necatü'l-Müminin,
Eski Amentü Şerhi, Halebi tercümesi, Nimetü'l-İsltım gibi kitaplar yazılmakta
idi.5 Osmanlılar'da ilmihal adının kullanıldığı ilk eser olan Mızraklı nmi
hal'in, müellifi ve·· hangi tarihte yazıldığı kesİtl! olarak belli değildir. Bu eser Osmanlılar döneminde yazılan ilmihallerin en yaygınıdır. "Mızraklı" kelime-
" sinin kaynağı hakkında kesin bilgi bulunmamakla birlikte bu adlandırma,
kitabın genellikle kapağında ya da ilk sayfalarında yer alan sancak ve mızrak şekilleriyle ilgili olabileceği gibi eserin Süleymaniye Kütüphanesi ayazma
bağışlar nr. 1 164'te belirlenen tek yazma nüshasında görülen "Mızraklı Efen-
2 Karaman, Hayrettin, İslam'ın Işığında Günümüz Meseleleri, ID, 142, İst 1992; Ali Arslanoğlu, Tüm İlmihal, s. 3, İstanbul 1971. 3 Yusuf Ziya Yörükan, islam İlmihali, Ankara Üniv. Uah. Fak. Dergisi, 1952, sayı I, s.
5. 4 Abdiliaziz Bey, Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri, 3. Baskı, 1995, İst, s. 62 (Yayma
hazırlayanlar Prof. Dr. Kazım Arısan ve Duygu Arısan Günay}. 5 Karaman Hayrettin, a.g.e., s.l44.
110 OSMANLI İLİ!\.1, DÜŞÜNCE ve SANAT DÜNYASINDA BALKANLAR
di" ifadesiyle bağlantılı olabileceği6 de ifade edilmektedir. İsmail Kara'nın, Seyfettin Özege'y~ dayandırarak verdiği bilgilere göre ilk baskısı 1842'de yapılan ve halen de Osmanlı baskıları devam eden (26. baskı) Mızraklı nmi
hal anonim bir eserdir. Birçok baskısının kenarında namazlar, dualar, tasavvuf ve ahiakla ilgili küçük risaleler yer almaktadır. Eserde Halebi'ye (ö. 956/1549) ve Birgivi'ye atıflarda bulunulması, eserin 16. Yüzyıldan sonra
yazıldığı sonucunu ortaya koyduğuna dikkat çekilir7• Eser, Osmanlı toplumunda en çok okunan ve ezberlenen kitaplar arasında yer alır. Bu özelliği ve halk üz~rindeki etkisi nedeniyle olmalı ki modernleşme dÇ>neminde küçüm
senerek aleyhte sözler sarfedilmiştir.8
Cumhuriyet döneminde de çeşitli ilmihaller yazılınakla birlikte9 Mız
raklı ilmihaller yine yayınlanmaya devam etmiştir: Mükemmel Mızraklı ilmi
hal (Süleyman Tevfik, 1933), Hakikl ve naveli Mızraklı nmihal (Mehmet Şakir), Mufassalllaveli ilmihal (Selami Münir Yurdatap), Hakiki ve ilaveli
Mızraklı nmihal (M. Aziz Bozkurt, 1939), Mızraklı ilmihal (Muharrem Zeki
Korgunal), Küçük Mızraklı nmial (Muzaffer Ozak, 1955), Büyük Mızraklı
ilmihal (Muzaffer Ozak, 1958).
Kaynakları
Mızraklı ilmihal'in asılının, cennet anahtarı manasına gelen Miftô.hü'l
Cenne isimli eser olduğu belirtilir. Bu eserin yazarının 885/1480 senesinde
Edirne'de vefat etmiş olduğu söylense de10 bu zat, Niğde'de doğduğu daha sonra buradan İznik'e göç ettiği belirtilen Kutbuddin İzniki'dir. İzniki'nin şer'i ilimler ve tasavvufta önemli dereceler kat ettiği; 821/1418'de vefat ede-
6 M. Kamil Yaşaroğlu, DİA, 30/5; Hatice Arpaguş, Osmanlı Halkının Gelenekselislam
Anlayışı, s. 43. 7 Kara İsmail, Mızraklı İlmihal, s. 6-7, İst. 1990; Hatice Arpaguş, a.g.e., a.y. 8 M Kamil Y aşaroğlu, a.g.e., a.y. 9 Akseki Ahmet Hamdi, İslam Dini, İtikat, Ibadet ve Ahlak; Numan Kurtulmuş,
A.mentü Şerhi; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük lslam llmihali; Hüseyin Hilmi Işık, Tam
-nmihal Saadet-i Ebediyye. 10 Işık. Hüseyin Hilmi, Miftahü'l-Cenne, Büyük Mızraklı İlmihal, Önsöz, s. 5, Salah
Bilici Kitabevi, 1976. (Hüseyin Hilmi Işık Muhammed b. Kutbuddin-i İzn.iki'nin
derin bir alim ve salih bir zat olduğuna Abdülhakim Arvasi'nin (ö. 1943) şehadet etmesi üzerine Mızraklı İlınihalin neşrini seçtiğini beyan eder)
ANADOLU VE BALKANLAR'IN DİNİ HAYATINDA MIZRAKLI İLMİHAL lll
rek zaviyesiiie gömüldüğü bilgileri mevcuttur. Eserleri arasında bulunan, namaz, oruç, hac, zekat gibi arneli konular yanında inanç ve ahlaka dair meselelerin yer aldığı, konuların Hanefi mezhebine göre işlendiği Mukaddi
me'nin, Türkçe ilmihal geleneğinin ilk örneklerinden olduğuıı görüşünün daha doğru olacağı kanaatindeyiz.
1-Mukaddime: Kutbud?ID-iizniki'ye ait olan Mukaddime latinize edilerek yayınlanmıştır. Kitap giriş, inceleme, metin ve sözlük kısımlarını ihtiva ederP Kitabın metin kısmı 175 sayfa olup bir giriş ve beş babdan ibarettir.
Giriş: Eserin yazarı yazılış nedenleri, amacı, konusu ve Müslüman kişinin üzerine farz olan arnellerden ve kaçınılması gereken bazı kötü sıfatıardan bahseder.
Birinci Bab: İman, imanın şartları, cennet-cehennem, sevap-günah kavramları örneklerle anlatılır.
. İkinci Bab: Namaz ve abdestin hükümleri, incelikleri, namazın bö-
lümleri, çeşitleri, ibadetin hangi koşullarda geçerli olacağı, kullara düşen görevler ab.latılır. Daha sonra imam, cemaat, mescit ve hükümleri, misafir namazı, Cuma ve bayram namazları ile cenaze namazı anlatılır.
Üçüncü Bab: Zekat, öşür, fitre, haraç ve armağan hükümleri ve diğer ilgili meseleler işlenir.
ı 1
Dördüncü Bab: Oruç hükümleri ve itika:f anlatılır.
Beşinci Bab: Hac ve umre hükümleri anlalılır.B
Eserin dili Mızraklı ilmihale göre oldukça eski ve anlaşılması hayli zordur, denebilir.
2-Siracü'l-Vehhac: Eserin müellifi Hanefi fakihi Radiyyuddin Ebubekir b. Ali b. Muhammed el-Haddad'dır (800/1398). Yemen'de Zebid'in bir köyü olan Abbadiye'de doğdu. Abdullah b. Ali ed-Damendi, Yemen'li ilimlerden Hanefi mezhebine dair en çok eser veren kişinin Haddad olduğu-
11 Öngören, Reşat, "Kutbuddin-i İzniki", DİA, XXVI/485 12 Üstünova, Kerime, Kutbe'd-din İznikl, Mukaddime, Uludağ Üniversitesi, Bursa
2003. 13 Üstünova, Kerime, a.g.e., s. 9-10
112 OSMANLI İLİM, DÜŞÜN~ ve SANAT DÜNYASINDA BALKANLAR
nu söyler. Eseri es-Sinicü'l-vehhiıc, Kudılri'nin (428/1.037) el-Muhtasar'ına
. yaptığı şerh olup sekiz cilttir.14.
Siracü'l-Vehhac'ın Yazma Nüshalan
CD0078
k:iNL.CD
DETAY
~RB. '
CD0077
~NL.CD
DETAY
tyER B.
CD0079
GNL.CD
DETAY
YERB.
297.511
KUD.M
297.511
KUD.M
297.511
KUD.M
es-Siracü'l-Vehhac. 1 Ebu Bekr b. Ali b. Muhammed ez
Zebidi Haddad, 800/1397. -- [y.y.]: Yazma, [t.y.] 2. c. (I,
335 vr.) CD'ye Dokümantasyon Servisi'nden erişebilirsi
niz.
D. İ. B. İstanbul Müftülüğü Kütüphanesi numara 62'de
kayıtlı eserin CD'sidir. l.·Hanefi fıkhı ·
es-Siracü'l-Vehhac. 1 Ebu Bekr b. Ali b. Muhammed ez
Zebidi Haddad, 800/1397. -- [y.y.]: Yazma, [t.y.] ı. c. (I, 323, IV vr.) CD'ye Dokümantasyon Servisi'nden erişebi
lirsiniz. D. İ. B. İstanbul Müftülüğü Kütüphanesi numara 61'de kayıtlı eserin.. CD'sidir.
ı. Hanefi fıkhı
es-Siracü'l-Vehhac. 1 Ebu Bekr b. Ali b .,Muhammed ez
Zebidi Haddad, 800/1397. -- [y.y.]: Yazma, [t.y.] 3. c. (327
vr.) CD'ye Dokümantasyon Servisi'nden erişebilirsiniz.
D. i. B. İstanbul Müftülüğü Kütüphanesi numara 63'de
kayıtlı eserin CD'sidir. 1. Hanefi fıkhı
3-V asiyetname: Birgivi'ye ait olan ve Risale-i Birgivi diye de bilinen derli toplu Türkçe bir ilmihal kitabıdır. İlki İstanbul'da olmak üzere (1218)
on civarında baskısı yapılmıştır.15 Buna göre Vasiyetname, Mızraklı İlmi
hafden önce basılmıştır. Önce Arapça yazılıp sonra istek üzerine Türkçe'ye tercüme edildiği belirtilen Vasiyetname'de ana konular itibariyle ilm-i iman,
ilm-i ahlak ve ilm-i a'mal-i zahire işlenmiştir16 Girişten sonra yazar ilmihal konularına iman esaslarını aÇıklayarak başlar. Sübuti sıfatları ve tekvin sıfatını sayar ve tenzih akidesini efalullah ile geniş ve ayrıntılı olarak misallerle ~atır. Melekler balısinde "onların dahi içinden mukarrebler ve peygamber-
14 Sifil, Ebubekir, "Haddad Ebubekir", DİA, XVI, 553. ıs Yüksel, Emrullah, "Birgivi", DİA, Vl/193. 16 Duman Musa, Vasiyetname, s. ll, 2000, İstanbul.
ANADOLU VE BALKANLAR'IN DİNI HAYATINDA MlZRAKLI İLMİHAL 113
ler var oldugu söylenir" şeklindeki ifadeleri17 Mızraklı'ya aynen geçmiştir. Kitaplar ve peygamberler bahsi ile devam eden konular arasında nüzul-i İsa ve h uruc-ı Mehdi yi zikreder. 18 "Fi ademi cevazi'l-istisnafi'l-iman" bahsinde,
"mürnin misin dedikleri vakitte . m üroinim hakka demek gerekir"19 ifadesi
yine Mızraklı'da aynen geçer. Birgivi imanda istisnayı kabul etmez. Yine Vasiyetname'de geçen mezhep ve ehl-i sünnet mezhep yorumları Mızraklı'da da yer alır. Son kısımlarda küfür sözlere ve elfaz-ı küfrün hükmüne dair geniş yer verir. 44a varaktan itibaren istinca, abdestin farzları, sünnetleri, rnekruhları ve abdesti bozan şeyleri beyan eder. Gusül, namaz ve en nihayet hayız halleri ile sona erer. ·
Mızraklı ilmihal'de istifade edilen kaynak eser olarak Dibace Şerh i, kişi olarak da Ebü'l-Kasım ve Ebüssuud'un adı geçer.
Mızraklı ilmihalin Nüshalan
000144/1 : Mızraklı İlmihal. -İstanbul: Şirket-i İraniye Mat-
SüLEYMANiYE 297.541
Düğümlü Baba Osmanlı ca baası, [t.y.] 4, 124 s. ı. Fıkıh
003132 297.541 Mızraklı İlın-i Hal.· . -İstanbul: Arif Efendi Mat-
SüLEYMANiYE
Fatih Osmanlıca baası, 1273. 122 s! l. Fıkıh
ı;
001080
SüLEYMANiYE 297.3 Mızraklı İlın-i Hal. -İstanbul: [y.y.], 1168. 2, 119 s.
Hacı Mahmud Osmanlı ca 1. Hadis
Ef.
001817
SüLEYMANiYE 297.1 Mızraklı İlın-Ü Haİ .. -İstanbul: [y.y.], 1274. 123 s.
Hacı Mahmud Osmanlı ca 1. Kuran İlimleri
Ef.
17 Birgivi, Vasiyetname, vr. 6b, Musa Duman neşri tıpkıbasım. 18 Birgivi, a.g.e., vr. 12a 19 Birgivi, a.g.e., vr.16a
114 OSMANLI İLİM, DÜŞÜNCE ve SANAT DÜNYASINDA BALKANLAR
000020 297.451 Mızraklı İlmibal .. -- İstanbul: [y.y.], 1312. 123 s.
SÜLEYMANlYE
Hacı Reşit Bey Osmanlıca 1. Kelam
~
000508 297.451 Mızraklı İlın-i Hal. -İstanbul: [y.y.], 1272. 123 s. 1.
SÜLEYMANİYE
Tahir Ağa Tekke Osmanlı ca Kelarn
001164 297.4
SÜLEYMANİYE Mızraklı İlmihal: -[y.y.]: Yazma, 1260. 36 vr. 15 '" Osmanlı ca
Yazma Bağışlar St;200xl30; 140x80, 1. K e lam
000860 Yazarı Yok Mızraklı İlmihal. 1 Yazarı Yok. --H.SELİM AC'.3A
2~7.5 İstanbul : Rifat Efendi Matbaası, 1293. 132 s. ı.
Hüdai Efendi Osmanlı ca
Fıkıh
000196 Mızraklı İlın-i Hal. -[y.y.:y.y.], 1284.
MiLLET 297.4 128 s. ı.
Ali Emiri Şry. Osmanlıca K e lam
000197 297.4 Mızraklı İlın-i Hal. -[y.y.:y.y.],
MiLLET 1303. 123 s. ı.
Ali Emiri Şry. ' · Osmanlıca Kelam
000198 297.4 Mızraklı İlın-i Hal. - İstanbul: Matbaa-i Osmani-
MİLLET Osmanlıca ye, 1307. 124 s. ( Kelam
Ali Bıniri Şry.
000199 297.3 Mızraklı İlın-i Hal. -İstanbul: Matbaa-i
MiLLET Amire,
Ali Emiri Şry. Osmanlıca 1261. 114 s. 1. Hadis
000200 297.4 Mızraklı Um-i Hal. -İstanbul: Matbaa-i Amire,
MiLLET Ali Emiri Şry.
Osmanlı ca 1262. 156 s. ı. Kelam
000201 297.4 Mızraklı Um-i Hal. -İstanbul: Matbaa-i Osmani-
MiLLET Ali Emiri Şry.
Osmanlıca ye, 1330. 123 s. 1. Kelam
ANADOLU VE BALKANLAR'IN DiNI HAYATINDA MIZRAKLI İLMİHAL 115
Mızraklı ilmihalin Özellikleri
Üslubu itibariyle eserin öğretici ve akılda kalılıcı olduğu söylenebilir.20
ilmihalde fıkhi yahut itikadi bil&Uer verilirken konuların arasına tergib ve terhib cinsinden pasajlara yer verilir ve ahlaki değerler zikredilir. Bu yönüyle
Mızraklı llmihal Kur'aru bir anlatım üslubu sergiler. Böylece ilmihalin anla
turu zaman zaman kuru bir anlatımdan kurtulup manevi bir havaya bürü
nür. Bu hususlarda kullandığı rivayetlerin sıhhatine ise bakılmaz. Bir halk
kitabı olmasına rağmen içerisinde cahiller orucu, cahiller bayramı, alimler
orucu ve ilimler bayramı gibi ayınınlara da yer verilir.21
Fıkhi ve itikadi bilgilerle ilgili referansı ve zikrettiği kayrıakları tama
men Hanefi olmakla birlikte, "ve dahi itikatta mezhebim birdir; Ehl-i sünnet
ve'l-cemaat mezhebimdir ki bu mezheptenim"22 ifadesinden anlaşıldığına
göre mezhep kavramı biraz farklıdır. Fakat "amelde mezhep dörttür: İmam-ı
Azam, İmam-ı Şafii, İmam-ı Malik, İmam-ı Ahmed b. Hanbel. Bu dört mezhepten her hangisi olursa taklit etmek caizdir. Lakin biz İmam-ı Azam mez
hebindeniz. İmam-ı Azam mezhebi savaptır. Hata olmak ihtimali var; gayrı
mezhepler hatadır, savap olmak ihtimali vardır"23 kanaati doğrultusunda
tercih edilen görüşlerin kayrıaklaı:ı kesinlikle Hanefi fı.k.hına ve bu mezhebin başta İmam-ı Azam, İmam Yusuf ve İmam Muhammed olmak üzere diğer
Hanefi fakihleridir. '!
Metodu: Kitaba besmele, harodele ve salveleden sonra peygamberlerin ilkini ve sonuncusunu zikredip Kur'an'ı KerimEe adı geçen 25+3 (Üzeyr,
Lokman, Zükarneyrı) olmak üzere Peygamberlerin isimleri sayılır ve sayarken tarih sırası gözetilmez. "Ve dahi Hz. Adem aleyhis's-selam zürriyetinde
nim ve ahir zaman peygamberi Muhammed aleyhi's-selatüve's-selam dinin
denim ve ümmetindenim. Elhamdülillah, itikatta mezhebirn Ehl-i sünnet
ve'l-cemaat demenin manası Resulüllah'ın ashabı ve cemaatine itikat üzere
· oldular ise ben dahi ol itikat üzere oldum demektir" diyerek kelime-i tevhi-
2° Kara, İsmail a.g.e., sunuş, s. 6 (Aynı yerdeki dipnotlar geçerlidir) 21 Kara, İsmail, a.g.e. , s. 15 22 Kara, İsmail, s. 71 (ayrıca bkz. S. 11-12) 23 Kara, İsmail, a.y.
116 OSMANLI İLİM, DÜŞÜNCE ve SANAT DUNYASINDA BALKANLAR
din manasını da aç~adı.ktan sonra asıl ilmihal konularına namaz ile başlar.24
Bu, namazın dindeki yerini ve önemini gösterir. Öyle ki din ve dünya işle
rindeki bereketi ve ahiretteki necatı namaza bağlar. Namazsızlığın ~e dün
yada, berzahta ve ahiretteki zarar ve ziyanları zikredilir.1ş Yani namazsız ne
dünya tamam olur ne de ahiret Oruç, abdest ve teyemınüro konularından
sonra tekrar namaz bahsine dönmesini kitabın metot bozukluğuna yarma
mak gerekir. Zira kanaatimizce bu bilinçli olarak tercih edilen metottur.
Fıkhi meseleleri anlatırken çoğunlukla üçlü, bazen de dörtlü ve beşli \
tasnif sistemini uygular. Bu da verilen bilgilerin akılda kalmasını kolaylaştın-
cı bir üslup olarak görülebilir (örnek: s. 27-29; 43).
Mızraklı, hal.l(için yazılmış bir ilmihal olı:nasına karşılık bazı hususlarda ilmi incelik arz eden meselelere işaret edilir. Mesela, Allah'ın sıfatıarını
sayarken sıfat-ı _sübıltiye (hayat, ilim, semi, basar irade, kudret, kelam, tek
vin) ile sıfat-ı maneviye (hay, semi', basir, mürid, alim, kadir, mütekeJ.1.4n,
mükevvin) arasındaki farka dikkat çeker. Meleklerin de peygamberleri olup
bunların dört büyük melek olduğu belirtilir.l6 İmanın artıp eksilmesi ve
imanda istisnanın hükmü meselesi, imanın çeşitleri ve iman konusunda
"mü'menün bijı"· den bahsetmesi, imanın malıluk mu, gayr-i malıluk mu
oluşu ile ilgili bazı görüşleri serdetmesi, halkın bu konulardaki bilgi veya
kültür seviyesini de gösterir.17 Mızraklı'da geçen ve tevil edilmediği· takdirde
çok katı duran görüşler, Birgivi'nin yorumlan ile yumuşatılır. Aslında
Birgivi'den önce de var olan bu gibi görüşler bizzat onun Vasiyetname'sinde de bulunmaktadır: "Bir kimse iman artar veya eksilir derse küfürdür demiş
ler. Bu fakirin anladığı oldur ki mü'menün bih itibariyle artar ya eksitir derse
küfürdür demişler. Zira müçtehidinden çok kimse imanın ziyadesine ve nok
sanına kayildir.''23
Mezhep tarifi yapıldı.ktan sonra: "ve dahi bizim iki yolumuz vardır; bi
ri itikat yolu ve biri amel yolu. İtikat yolunda kılavuzumuz Ebıl Mansur
24 Kara, İsmail, a.g.e., s. 11,12
ıs Kara, İsmail, a.g.e., s. 42, 43 26 Kara, İsmail, a.g.e., s. 66-69 27 Kara, İsmail, a.g.e., s. 74, 75 28 Birgivi, a.g.e., vi. 29b·- 30a
ANADOLU VE BA.1.K.ANı.A.R'IN DiNIHAYATINDA MlZRAKLI İLMİHAL 117
Matüridi amel yolunda kılavuzumuz İmam-ı Azam Ebu Hanife" dedikten
sonra Matüridi'nin İmam-ı Azam'a dayanan hoca-talebe silsilesi verilir.29
Mezhepdeki imamlar dışında cümle nasın imamlarından bahisle: - "Emirde, nehiyde imamımız Kur'an-ı azimü'ş-şan, şeraitte imamınuz
Resuluilah sallallahu aleyhi ve selem hazretleri, nizam-ı alemde imamımız
padişah-ı alem-penah hazretle!idir"30 derken dinin asıl kaynaklarından ay
rılmamayı ve toplumun birlik ve beraberliği öne çıkarılmış sayılır. Mezhep
iinamı Ebu Hanife'nin nesebini zikrettikten sonra hoca silsilesini ise Abdul
lah İbn Mesud ile Resulüllah'a (s.av) dayandırır. ihtilaflı birçok yerde mese
lenin halli Birgivi'ye havale edilir. İmanın artma ve eksilme kabul edip etmemesi, iki kıble, zünnar meselesi, haram taama besınele çekilmesi gibi me
seleler bu konuya örnek verilebilirY Kişinin inkar ve küfrünü mucip olacak
söz ve davranışları uzun uzadıya sayarken "Bir kimse 'ervah-ı meşayıh hazır
dır, bilirler' dese kafir olur demişler"31 cümlesiyle inançlarında insanların
hurafelerden uzak ve daima şeriat çerçevesi içinde kalmalarını sağlama gay
reti görülmektedir. Mızraklı ilmihal ölüm konusu ile ilginç açıklamalarla
sona erer. Bu bahse onaltı sayfa ayrılır. Ölümden kaçış olmayacağı, ecel ge
lince ne ertelenebileceği ne de ileri çekilebUeceği ve "ölümde artık eksik ol
maz" diyerek bütün bunların A~ah'ın takdirine bağlı olduğu vurgulanır.
"Hallak-ı alem ölümü yarattı sonra diriliği yarattı ve Levh'a yazdı"33 cümlesi
nin "0, hanginizin daha güzel am~l_yapacağı konusunda sizi denemesi için
ölümü ve hayatı yaratandır"34 ayetine dayandı~{ açıktır. Bu ayete göre Allah, "Muhyi'l-mevta" ismini yani ölüleri dirilten ismi.ı_U, daha hayatı yaratmadan
almış ve önce ölümü yaratmış, sonra ölümle yer değiştirecek olan hayatı yaratmıştır. Ölüm bahsine böyle bir girişten sonra asinin ölümü, kafirlerin
ölümü, müminlerin ölümü, masumların ölümü, mazlumların ölümü, sabırlı
ların ölümü ve bunların ahvalleri, terğib ve terhib metodu ile verilirken ha
tunların ölüm alıvali konusunda ilginç ayrıntılara girilir. Hasılı toplumda her
grup insan için uygun düşecek bir ölüm şekli canlandırılmakt~dır. Bu da
29 Kara, İsmiül, a.g.e., s. 80 30 Kara, İsmail, a.g.e., a.y. 31 Kara, İsmail, a.g.e., s. 96, 97 32 Kara, İsmail, a.g.e., s. 99 33 Kara, İsmail, a.g.e., s. lll 34 Mülk, 67/2
118 OSMANLI İLİM, DÜŞÜNCE ve SANAT DÜNYASINDA BALKANLAR
insanların dünya~a davranışlarını kontrol etmek ve onların iyi şeylere meyletmelerini sağlamak için yapılıyor olsa gerektir. Hatunların ölümü bahsin
den kısa bir örnek verelim: "Bu bab da hatunların ölümünü beyan eder. İmdi
ol hatun ki loğusa ya hamile ya taun ya iç ağrısından yahut hiç biınlardan
birisi olmasa ancak helali hoşnut olsa ol hatuna ölürken Cennet melekleri
gelip saf saf duralar, ona izzet ikram ile selam vereler ve diyeler ki: Allah'ın
sevgili şehide cariyesi gel çık, neylersin dünya sarayından, senden Allah Tea.Ia
razı oldu ve sana bu hastalığını behane edip günahını bağışla~ı, sana Cennet
ilisan etıi, emaneti teslim eyle diyeler. Pes h-atun bu mert~beyi görüp canını vermek istediğinde dört yanına bakıp diye ki: "Benim ile dostluk edenleri
yarlığayıp rahmet etsin sonra teslim edeyim" dedik de melekler dahi recasını
Cenab-ı Hakka arz,edeler. Hitab-ı izzet gele: "izzetim hakkı için cümle dua
sm müstecap eyledim" diye. Melekler dahi muştuluk eyleyeler. Andan
Melekü'l-mevt _yüzyirmi rahmet melekleri ile gele. Yüzlerinin nuru arşa çık
mış. başları tacı ve arkalarında nurdan hulleler ve ayaklarında altın nalinler
ve yeşil kanatları ola ve ellerinde Uçmak yemişleri rayiabaları misk gibi gelip
izzet ve ikram ile selam vereler, diyeler ki: Hallak-ı alem sana selam eyler ve
Cennet verip Rabibi Muhammed aleyhisselama komşu eyler, Hazret-i Aişeye
musahip eyleı: .. :35 Devam eden bu ölüm sahnesi "ondan ol huri kızları ona
cevahir kase ile Kevser şarabı vereler, içe. Cennet şarabının lezzetinden canı
sıçrayıp kadehe yapışa, Melekü'l-mevt canı kadehten ala .. .''36 diyerek
münker ve nekir süaline kadar sürer. Sanki gelinliği ile pırıl pırıl bir
haclegahta, bu dünyada her kadına nasip olamayacak kadar muhteşem bir
düğün sahnesidir! Bu olağanüstü anlatımların birçoğurıda Kur'an'dan ilgili
ayet mealieri veya Hadis-i şerif mealieri verilir. Bazı rivayetlerin sıhhat dere
cesinin aranmadığı anlaşılmaktadır. Dirlin asıllarına aykırı olamayan bu tür
rivayetlerin terhip ve terğip nevinden zikredildiği söylenebilir.
Asilerin ve kafirlerin·ölümü ise korkunç bir senaryo ile dehşet verici
manzaralar çizilerek anlatılır. Reva görülen azapların sebepleri arasında
fakirleri küçük görüp onları ihmal edip yedirip içirmeme gibi sosyal,
ekonomik ve ahlaki sapmalara vurgu yapılır. "Andan ol feriştehler asinirı
· canın şol azap ile alırlar ki dil ile vasfa gelmez... Cebrail aleyhisselam ol
35 Kara, İsmail, a.g.e., s. 118, 119 36 Kara, İsmail, a.g.e., a.y.
ANADOLU VE BALKANLAR'IN DiNi HAYATINDA MIZRAKLI İLMİHAL 119
meleklere der ki: Merhamet etmen. Münafı.klann canı burnu ucuna gele yine koyuvereler. Her azasını öyle sıkalar ki gözlerinin n uru döküle ... "37 Kitap kafirlerin ahiretteki ahvaline dair zebanilerin şu cümleleriyle tamam olur: " Ey kafir ol meleklerin gösterdiği makamlara inanınadın ol melunun sözüne inandın gör halini" deyip boynuna ateşten zincirler takıp ve ayakların
başından aşırıp sağ elin sol böğrüne sokup ve sol elin sağına sokup arkasından çıkaralar. Nitekim' Hak Tea.Ia buyurur: ( ~~i J jıll.Uı ~~ı J ~ ~ ~ıi:.Jı:;) "Boyunlarında halkalar ve zincirler, kaynar suya sürülürler"
(Mümin 40/71-72). Bar bar çağıra zebaniler çağırıp diyeler ki: "Ey kafir şimdiden sonra makbul değildir, küfrün galiptir deyü dilini ensesinden çeke, gözlerini çıkaraı,ar, türlü türlü azab-ı elim ile canın alıp Cehenneme atalar, neüzü billahi tea.Ia."38
Balkan ülkelerinde Mızraklı İlmihal
Mızraklı ilmihal her ne kadar anonim bir eser ise de kaynakları bellidir ve eser öncelikle Ediine başta olmak üzere Trakya dahil Balkanlar' da yayılmış ve. buralarda okutulmuştur. Eser daha sonra İstanbul ve Anadolu'da yayılmış ve tanınmıştır. Halen Balkan ülkelerinde belki Anadolu'dan daha fazla tanınan ve hafızalarda tazeliğini koruyan bir eser durumundadır. Balkanlarda sadece Makedonya; da yaptığımız kısa bir alan çalışması neticesinde esereve kaynak kişilere rastlamak zor olmamıştır.
ı' Önemli bir Osmanlı şehri olan Kalkandelen (Tetova) şehrinde
Mızraklı ilmihal ve üç ayrı özet ilmihal kitapları~espit ettik. Bunlardan biri tamamen Mızraklı flmihal'den kısaltılarak çıkartılmış olup mahalle
mekteplerinde ve camilerde çocuklara okutulan iptidru bir ilmihaldir. Kaynak kişilerden edinilen bilgiye göre bu ilmihal bilgileri verildikten sonra Mızraklı nmihafe geçilirmiş.
Ayrıca bugün Türkiye'de elimizde mevcut olan Osmanlıca Mızraklı ilmihal Balkanlar'da da bazı ailelerin elinde mevcuttur. Üskü;ı ilahiyat Fakültesi Kütüphanesi'nde bulunan bir hayli yıpranmış ve birçok sayfası yok olmuş Mızraklı flmihal'in Üsküp' e yakın bir köyde zamanında çocuk okutan bir hocaefendi tarafından fakülteye bağışlanan özel koleksiyonunda
37 Kara, İsmail, a.g.e., s. 112 38 Kara, İsmail, a.g.e., s. 123
120 OSMANLI İLİM, DÜŞÜNCE ve SANAT DÜNYASINDA BALKANLAR
bulunmaktadır. Bu Mızraklı ile Kalkandelen'de Saat Camii'nde koliler içinde
çok kullanılmış ve yıpraruruş olarak elde ettiğimiz (1315 tarihli) kitapla aynı
baskı olduğu anlaşılmıştır. Her ikisi de bu gün elimizde bulunan Mızraklı'nın
ithaf metni ile hemen hemen aynı olup hepsi de Sultan Abdülhamit
döneminde basılrmştır. Ancak bunlarda baş taraftaki şekiller
bulunmamaktadır.
Kaynak Kişiler
1., Hafız Salih Ahaz: 1932 Kalkandelen doğumlu. Kendisi Tito
döneminde büyük bir mücadele vererek yeniden inşa ettirdiği Saat Camii
imam hatipliğinden emekli bir zat. Kalkandelen'in meşhur hocalarından Ali Efendi'nin oğlu ve' yine meşhur hocalardan . Hasan Efendi'nin yeğenidir. Meluncan (Melunçe) lakabıyla anılan aileye mensup. Otuz yılı aşkın görev
yaptığı Saat C~'nde mahallenin çocuklarına Kur'an ve ilmihal dersleri
vermiştir. Babasından kalma kitapların kenannda Osmanlıca notlar mevcut
olup kaynaklan da gösterilmektedir. Kesteli bunlardan bir örnektir. Hafız
Salih Efendi'nirı metruk özel kütüphanesindeki Tefsir, Fıkıh ve Kelam
kitaplarının tamamı Hanefi Matüridi eserlerden oluşmaktadır.
Hafiz Salih Ahaz Hoca, Kalkandelen (Te tava) Saat Camii Emekli İmam Hatibi
2. Cemil Mehmet.: 1961 Kalkandelen doğumlu. Hafız Halit · Karnil Efendi'den okumuş, Kur'an, Tecvit ve İlınihai bilgisi almıştır. Hafız Kamil
ANADOLU VE BALKANLAR'IN DiNI HAYATINDA MlZRAKLI İLMİHAL 121
Efendi ise İstanbul Fatih medreselerinden mezun ve bu medresenin Ders-i arnıarından olan Kalkandelen'li Cemil Yusuf Efendi'den okumuştur.
Osmanlıca olarak okutulan ilmihal bilgileri, halen Cemil Mehmet hocanın aynı cümleler ve anlatım biçimi ile hafızasında mevcuttur. Kendisi şu anda Kalkandelen Müftülüğü'nde Din Eğitimi sorumlusu olarak çalışmaktadır. Ezher mezunu olan Cemil hoca Türkiye'de Marmara Üniversitesi ilahiyat Fakültesinde Tefsir dalında yüksek lisans yapmıştır. Annesinden naklettiği batıralarına göre· ihtilal ve harp sonrası mektepte okuyamamış ve fakat o dönem resmen işsiz kalan hocaların evinde okumuştur. Ancak aldığı ilk ilinihai derslerinden sonra bazı olumsuz şartlar ve erken evlilik sebebiyle "Mızraklı İlmihal'e geçemedim" diye de hayıflanırmış.
Kalkandelen Müftülük Görevlisi Cemi[ Hoca
3. Hafız Taeettin Şahap Efendi: Kalkandelen Köprü Camii İmam Hatibi (ö. 2003). Müftülük görevlisi Cemi} hocanın anlattığına göre, çok iyi tanıdığı Hafız Tacettin, babasının hacası merhum Bekir Efendi (Toyma), Hafız Cemi! Efendi ve Ali Efendi'den ders aldı. Taeettin Efendi 1970'li yıllardan sonra çocuklara devamlı ilmihal ve Kur'an dersleri vermiştir.
122 OSMANLI İLİM, DÜŞÜNCE ve SANAT DÜNYASINDA BALKANLAR
Sonuç
İtikat, amel ve ahlak konuları üzerine yazılan ve daha çok bir halk kitabı olan Mızraklı ilmihal'in Hanefi-Matüridi çizgiyi takip ederek-Osmanlı
tarihinin derinliklerinden geldiği görülmektedir. Anadolu'nun en doğusundan Balkanlar'ın en batısına varıncaya kadar çok geniş bir coğrafyaya yayılan Mızraklı ilmihal, Balkanlar' da bugün halen etkisi silinemeyecek kadar derirı izler bırakmıştır. Vahhabi vs. akımların girmeye çalıştığı, Balkanlarda bu akımların aşamayacağı en sağlam duvar belki de Mızrak[~ ilim ve kültürüdür. İlınin kültüre, kültürün de h'ayat felsefesirıe ve halk hikmetine dönüştüğü bu coğrafyanın din ve mezhep anlayışını
zorlamanın, bölge toplumunun gerıleriyle oynamak anlamına geldiği
aşikardır. Öyleyse Balkanlar'a yapılacak en hayırlı hizmetleriri başında Osmanlı kimliği şuuruyla öncelikle ilmihal bilgilerini yeniden toplum hayatına kazandırmak olmalıdır. Harf inkılabından sonra Mızraklı'nın etkisini silmeye çalışanların bu eseri hafife alarak halkın gözünden düşürme gayretleri hakkındaki kanaatlere, hak vermemek elde değildir. Türkiye'de bir zamanlar sürdürülen baskı ve zulmün benzerinin Balkanlar' da da aynen devam ettiği, halkın ifadelerinden anlaşılmaktadır. Şimdi toparlanma ve aslına dönrn~ zamanı Balkarılar'dadır, denebilir. Bu gözlem ve kanaatin, öncelikle Türk milletine ve özellikle de ilim adamları ve devlet yöneticilerine ciddi sorumluluklar yüklediği rahatlıkla söylenebilir.
Teklif olarak denebilir ki, zamanımızın ilmihali yeniden yazılmalıdır. Bu hususta Mızraklı nmihal'in çok önemli bir örnek olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu hususu hem Anadolu'da hem de Balkarılarda gündeme taşıyacak kapsamlı bir proje geliştirilebilir. Tübitak vs. gibi kurumların destekleyebileceği bu proje Anadolu, Trakya ve Balkanlar'ı kapsayan bir belgesel olarak hazırlanıp yayırılanabilir. Bu şekilde tarihi ortak bilgi, inanç ve değerlerimizin oluşturduğu müsait ortamda halka sunularak, Ehl-i sünnet ve'l-Cemaat ilmihalinin, tarihimizde yeniden bir rol üstlenmesine katkı sağlayabileceğimiz kanaatindeyiz. Zira yapılan bütün dini ve bilimsel
. araştırmaların halka yansıma şekli, halkın hayat kitabı demek olan ilmihal yoluyla mümkün olmaktadır.
ANADOLU VE BALKANLAR'IN DiNi HAYATINDA MIZRAI<LI İLMİHAL 123
Kaynakça
Abdiliaziz Bey, Osmanlı Adet. ~erasim ve Tabir/eri, 3. Baskı, 1995, İst.
Arslanoğlu, Ali, Tüm llmihal, İst. 1971.
Arpaguş, Hatice, Osmanlı Halkının Gelenekselislam Anlayışı
Duman, Musa, Vasiyetname."istanbul2000.
Işık, Hüseyin Hilmi, Miftahü'l-Cenne Büyük Mızraklı ilmihal, Salah Bilici
Kitabevi, 1976.
Kara, İsmail, Mızraklı İlmihal. İst. 1990.
Karaman, Hayrettin, İslam'ın Işığın da Günümüz Meseleleri, III, İst. 1992.
Mızraklı nmihal, (1306) senesi Zilkade-i şeri.fi.n evasıtında matbaa-i
Osmaniyyede tab' ve neşrolunmuştur.
Öngören, Reşat, "Kutbuddin-i İzniki", DiA, XXVI.
Sifil, Ebubekir, "Haddad Ebfıbekir", DlA, XVI, 553.
Üstünova, Kerime, "Kutbe'd-din İznikl", Mukaddime, Uludağ Üniversitesi,
Bursa2003.
Yörükan, Yusuf Ziya, "İslam İlrnihali", Ankara O. !lah. Fak. Dergisi, 1952,
sayı I, 5. ' t
Yüksel, Ernrullah, "Birgivi", DlA, VI/193. ~