Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T. C.KALKINMA BAKANLIĞI
KALKINMA PLANION BİRİNCİ
(2019-2023)
T.C.KALKINMA BAKANLIĞI
YÖNETİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜBİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
KALKINMA BAKANLIĞI YAYINLARI BEDELSİZDİR, SATILAMAZ.
.Ankara 2018
Necatibey Cad. No: 110/A 06100 Yücetepe - ANKARA Tel: +90 (312) 294 50 00 Faks: +90 (312) 294 69 77
ANKARA 2018
ÇA L I Ş MA G R UB U R A P O R U
ORMANCILIK VE ORMAN ÜRÜNLERİ O
RM
AN
CILIK
VE OR
MA
N Ü
RÜ
NLER
İ - ÇALIȘM
A G
RU
BU
RA
POR
U
T.C.KALKINMA BAKANLIĞI
ON BİRİNCİ KALKINMA PLANI(2019-2023)
ORMANCILIKVE
ORMAN ÜRÜNLERİ
ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
ANKARA 2018
Bu çalışma Kalkınma Bakanlığının görüşlerini yansıtmaz.Yayın ve referans olarak kullanılması Kalkınma Bakanlığınıniznini gerektirmez.
YAYIN NO: KB: 2988 - ÖİK: 770
Bu yayın 500 adet basılmıştır.
i
İÇİNDEKİLER
TABLOLAR LİSTESİ ............................................................................................................... ii
ŞEKİLLER LİSTESİ ................................................................................................................ iii
KISALTMALAR ....................................................................................................................... iv
ÇALIŞMA GRUBU ÜYELERİ .................................................................................................v
YÖNETİCİ ÖZETİ .................................................................................................................. vii
1. GİRİŞ ....................................................................................................................................1
2. MEVCUT DURUM ANALİZİ ...........................................................................................2
2.1. Dünyada Genel Durum ...................................................................................................2
2.1.1. Uluslararası Standartlar .........................................................................................11
2.1.2. Uluslararası Yükümlülükler ..................................................................................14
2.2. Türkiye’de Genel Durum ..............................................................................................15
2.2.1. Kapsam ve Mevzuat ..............................................................................................27
2.2.2. Sorumlu Kurum ve Kuruluşlar ..............................................................................28
2.2.3. Ulusal Politikalar ...................................................................................................29
2.2.4. Dış Ticaret .............................................................................................................35
2.2.5. Onuncu Kalkınma Planı Döneminin (2014-2018) Değerlendirilmesi ..................43
2.2.6. Hedeflere Ulaşılmasının Önündeki Başlıca Sorunlar ............................................44
2.2.7. İlişkili Temel Alanlardaki Gelişmelerin Rapor Konusu Alana Yansıması ...........47
2.2.8. Türkiye’deki Dinamikler ve Dünyadaki Eğilimlerin Muhtemel Yansımaları ......49
3. PLAN DÖNEMİ PERSPEKTİFİ .....................................................................................51
3.1. Uzun Vadeli Hedefler .......................................................................................................51
3.2. On Birinci Kalkınma Planı Hedefleri ...............................................................................51
3.3. Hedeflere Dönük Temel Amaç ve Politikalar ..................................................................51
3.4. Temel Amaç ve Politikalara Dönük Uygulama Stratejileri ve Tedbirler .........................52
3.5. Plan Hedef ve Politikalarının Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle İlişkisi ve Uyumu .52
3.6. Plan Hedeflerini Gerçekleştirmek İçin Yapılması Önerilen Araştırmalar ........................53
4. SONUÇ VE GENEL DEĞERLENDİRME ........................................................................67
KAYNAKÇA .............................................................................................................................69
ii
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1: Dünya Ormanlarının Kıtasal Değişimi ...........................................................................5
Tablo 2: Dünyada Orman Ürünlerinin Üretimi ve Ticaretinin Değişimi ......................................8
Tablo 3: Ormancılık Sektörünün Yarattığı Katma Değer ve Gayrisafi Milli Hasılaya Katkısı ..10
Tablo 4: Ormancılık Sektöründe Toplam İstihdam ve Ormancılık Sektöründe Çalıştırılan
İşgücünün Oranı ...........................................................................................................11
Tablo 5: Başarılı SAY Uygulayan Afrika Ülkeleri ve Uygulama Konuları ...............................14
Tablo 6: Türkiye Orman Varlığı, Servet ve Artım Dağılımı (2015) ...........................................17
Tablo 7: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Durumu ....................................20
Tablo 8: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Servet Durumu ........................21
Tablo 9: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Yıllık Cari Artımı ....................22
Tablo 10: Ormanlarımızın Ağaç Türleri İtibarıyla Durumu (2015) ............................................22
Tablo 11: OGM Endüstriyel Odun Üretimi (bin m3) ..................................................................24
Tablo 12: Ürün Gruplarına Göre Orman Ürünleri İthalatımız (bin ABD doları) .......................37
Tablo 13: Orman Ürünleri İthalatımızda Öne Çıkan Ülkeler (bin ABD doları) .........................39
Tablo 14: Ürün Gruplarına Göre Orman Ürünleri İhracatımız (bin ABD doları) ......................40
Tablo 15: Orman Ürünleri İhracatımızda Öne Çıkan Ülkeler (bin ABD doları) ........................42
Tablo 16: On Birinci Plan Dönemi Hedef ve Tedbir Önerileri Matrisi ......................................55
Tablo 17: Hedefler, Hedeflere İlişkin Tedbir ve Eylem Önerilerinin Dağılımı ..........................67
Ek Tablo 1: Ürün Gruplarına Göre Ayrıntılı Orman Ürünleri İthalatımız (bin ABD doları) ...73
Ek Tablo 2: Ürün Gruplarına Göre Ayrıntılı Orman Ürünleri İhracatımız (bin ABD doları) ..74
Ek Tablo 3: Endüstriyel ve Yakacak Odun Arz-Tüketim Dengemiz .........................................75
iii
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1: Dünyada Orman Alanlarının Toplam Kara Alanına Göre Oranlarının Dağılımı ............4
Şekil 2: Dünya’da Orman Kazanan ve Orman Kaybeden Bölgelerin Oransal Dağılımı ..............4
Şekil 3: Dünya Ormanlarının Kıtalara Göre Durumu ...................................................................6
Şekil 4: Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerin Yuvarlak Odun Tüketimi .................................9
Şekil 5: Orman Varlığımızın Coğrafi Bölgelere Göre Dağılışı ...................................................18
Şekil 6: OGM Endüstriyel Odun Üretimi ...................................................................................24
Şekil 7: Orman Ürünleri İthalatımız ve İhracatımızdaki Değişim (2001-2016) .........................36
Şekil 8: Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ...............................................................................53
iv
KISALTMALAR
AB Avrupa Birliği
ABD Amerika Birleşik Devletleri
AFD Fransız Kalkınma Ajansı
AGM Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü
AKAKDO Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık
Ar-Ge Araştırma ve Geliştirme
ATD Arazi Tahribatının Dengelenmesi
BM Birleşmiş Milletler
BMÇMS Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi
CO2 Karbondioksit
COP Taraflar Konferansı
ÇEM Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü
ÇŞB Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
DKMP Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü
FAO Gıda ve Tarım Örgütü
FRA Orman Kaynaklarının Değerlendirilmesi
GEF Küresel Çevre Fonu
GTHB Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
IFAD Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu
JICA Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı
KHK Kanun Hükmünde Kararname
km Kilometre
LADA Kurak Alanlarda Arazi Bozulumunun Değerlendirilmesi Projesi
m3 Metreküp
MEB Milli Eğitim Bakanlığı
NFI Finlandiya Ulusal Orman Envanteri
OGM Orman Genel Müdürlüğü
ORÜS Orman Ürünleri Sanayi Genel Müdürlüğü
ORKOOP Orman Kooperatifleri Merkez Birliği
ORKÖY Orman ve Köy İlişkileri Genel Müdürlüğü
OSİB Orman ve Su İşleri Bakanlığı
SAY Sürdürülebilir Arazi Yönetimi
SGB Strateji Geliştirme Başkanlığı
SKH Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri
SRC Kısa Süreli Dönüşümlerle Dikim
STK Sivil Toplum Kuruluşu
TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
UÇMEP Ulusal Çölleşme ile Mücadele Eylem Planında
UNCCD Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi
UNDP Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
UNEP-WCMC Birleşmiş Milletler Çevre Koruma ve İzleme Merkezi
UNFCCC Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
UNFF Birleşmiş Milletler Ormancılık Forumu
WB Dünya Bankası
WOCAT Koruma Yaklaşımlarına ve Teknolojilerine Küresel Bakış Ağı
v
ÇALIŞMA GRUBU ÜYELERİ
(Raportör ve Koordinatörler hariç soyadına göre alfabetik olarak sıralanmıştır.)
RAPORTÖR
Prof. Dr. Özden GÖRÜCÜ Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
KOORDİNATÖRLER
Pınar TOPÇU Kalkınma Bakanlığı
Mehmet TARAKCIOĞLU Kalkınma Bakanlığı
ÜYELER
Zahit Mehmet SABAH Ahşabı Geliştiren Teknoloji Ağaç San. ve Tic. A.Ş.
Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZALP Artvin Çoruh Üniversitesi
Doç. Dr. Ayhan ATEŞOĞLU Bartın Üniversitesi
Serhan SONCU Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Yıldıray LİSE Doğa Koruma Merkezi
Fikret KOÇAK Endüstriyel Ağaç Tarımı Sanayi ve Ticaret A.Ş.
İsmail BELEN Geleceği Önemseyenler Derneği
Veysel KOLCU Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
Nisanur ERDEM Hazine Müsteşarlığı
Prof. Dr. Turgay AKBULUT İstanbul Üniversitesi
Prof. Dr. Yusuf SERENGİL İstanbul Üniversitesi
Ayşe ÖZKARA Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü
Kenan AKYÜZ Orman Genel Müdürlüğü
Mihtat ATEŞ Orman Genel Müdürlüğü
Reşat BENLİ Orman Genel Müdürlüğü
Ahmet ÇELİK Orman Genel Müdürlüğü
Kenan DÜLGER Orman Genel Müdürlüğü
Bilal GÜNEŞ Orman Genel Müdürlüğü
Zekeriya MERE Orman Genel Müdürlüğü
İsa SERTKAYA Orman Genel Müdürlüğü
Yunus SEVEN Orman Genel Müdürlüğü
Muharrem SÖZBİLİCİ Orman Genel Müdürlüğü
vi
İbrahim YÜZER Orman Genel Müdürlüğü
Eşref GİRGİN Orman Mühendisleri Odası
Yaşar ÇAKIROĞLU Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)
Ali KEŞ Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)
Cafer ORHAN Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)
Kenan ŞAHİN Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)
Selim ŞAHİN Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)
Özlem YAVUZ Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)
Etem BOZ Orman ve Su İşleri Bakanlığı (DKMP)
Aynur GÜNEŞ YILMAZ Orman ve Su İşleri Bakanlığı (SGB)
Saliha DEĞİRMENCİOĞLU Orman ve Su İşleri Bakanlığı (SYGM)
Ahmet KAHRAMAN Orta Anadolu Mob. Kağıt ve Orman Ür. İhr. Birliği
Erdem KAPLAN S.S. Türkiye Ormancılık Koop. Merkez Birliği
M. Ünal ÖZÜDOĞRU S.S. Türkiye Ormancılık Koop. Merkez Birliği
Ferhat ÇAKMAK Sarpvilla Mühendislik Mimarlık İnş. San. Tic. A.Ş.
Prof. Dr. Ahmet TOLUNAY Süleyman Demirel Üniversitesi
Ersin ERCAN Türk Standartları Enstitüsü
Prof. Dr. Mustafa ALTINOK Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
Gülsüm CEBECİ Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
Duygu KILIÇ Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
Göksel KORKMAZ Türkiye Orman Ürünleri San. ve İşadamları Derneği
Kenan SARAÇ Türkiye Orman Ürünleri San. ve İşadamları Derneği
M. Celalettin AKÇA Ulusal Ahşap Birliği
Cemil ÜN Yeşil Türkiye Ormancılar Derneği
vii
YÖNETİCİ ÖZETİ
Sürdürülebilirlik, tüm ülkelerin gelişme yönündeki çabalarına daha kapsamlı ve esaslı
bir ivme kazandırabilme hedefini öngörmektedir. Ülkemiz açısından sürdürülebilirliğin en
yoğun uygulandığı ve gerçekleştiği sektörlerden birisi de ormancılık sektörüdür. Orman
varlığının daha etkin ve verimli yönetilerek toplumun mal ve hizmet ihtiyaçlarının
karşılanması da Sürdürülebilir Arazi Yönetimi (SAY) ve Sürdürülebilir Orman Yönetimi
(SOY) yaklaşımlarını ön plana çıkarmaktadır. Ormancılık sektörü, doğaya açık ekosistem
yönetimini ve bu ekosistemden elde edilen mal ve hizmetlerin katma değeri yüksek ürünlere
dönüşümünü sağlayan ciddi yatırım ve araştırma gerektiren önemli bir sektördür.
Karasal ekosistemin ayrılmaz bir parçası olan orman alanlarımız; ülkemiz
yüzölçümünün yüzde 28,6’sını kapsamakta olup, 2017 yılı itibarıyla 22,3 milyon hektarlık
alanı oluşturmaktadır. Ormanlarımızdaki odun servetimiz ise 2003 yılında 1,2 milyar m3 iken,
2015 yılında 1,6 milyar m3’e yükselmiştir. İlaveten, yenilenmiş olan orman amenajman
planlarına göre, işletme şekilleri baz alındığında ormanlık alanlardan alınan yıllık ortalama eta
miktarı (dikili kabuklu gövde hacmi olarak); koru ormanlarından 15.942.459 m3, baltalık
ormanlarından ise 2.372.162 m3 olmak üzere toplamda 18.314.621 m3’tür. Ülkemizde orman
kaynakları, sürdürülebilir yönetim ilkesi esas alınarak yönetilmekte ve büyük bir kısmı
devletin hüküm ve tasarrufu altında olmak üzere; Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı
Orman Genel Müdürlüğü, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ve Doğa
Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından planlanmakta ve yönetilmektedir.
Modern yaklaşımların orman kaynakları yönetiminde uygulanması, günümüz doğal
kaynak yönetim ve planlama tekniklerinin en önemli boyutunu oluşturmaktadır. Modern
orman kaynakları planlama ve yönetimi optimizasyon tekniklerinin kullanılmasını ve
yaygınlaştırılmasını önemsemektedir. Bu kapsamda geliştirilecek olan planlama ve yönetim
anlayışlarının odağında orman kaynaklarının alan, servet, artım gibi ilişkileri son derece önem
arz etmektedir. Özellikle, büyüme ve artım ilişkileri ile ekosistem hizmetlerinin orman
kaynakları yönetiminde gelişmenin en önemli göstergelerinden olduğu bilinmektedir. Bu
kapsamda, yapılan orman envanter çalışmalarına göre 2015 yılında yıllık cari artımın
toplamda 45,9 milyon m3 ve hektarda 2,1 m3 olduğu hesaplanmıştır. Orman kaynaklarında
özellikle bakım ve koruma ile gençleştirme çalışmalarının sonucunda alan ve ağaç servetinin
artışının yanı sıra büyüme ve artım ilişkilerinde de olumlu gelişmelerin olduğu görülmektedir.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak, orman kaynaklarının modern
planlanması ve optimizasyon tekniklerine göre yönetiminin sağlanabilmesi için bazı
uygulamaların gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, ormancılık bilim ve tekniğinin
gerektirdiği orman bakım tedbirleri, silvikültürel uygulamalar ile ekosistem tabanlı ve
fonksiyonel amenajman yaklaşımlarının bir sonucu olarak; 2010-2015 döneminde yıllık
ortalama 545.975 hektar alanda bakım çalışması yapılmış ve Genç Meşcereler Bakım
Seferberliği Eylem Planı (2012-2016) ve Orman Ağaçlarında Budama Eylem Planı (2015-
2019) uygulamaya aktarılmıştır.
viii
Stratejik planlama içerisinde yer alan eylem planlarına göre orman kaynaklarının
sürdürülebilirlik ilkelerine uygun ve biyolojik, teknik, ekonomik ve sosyal boyutlu olarak
işletilmesi ve yönetilmesi sırasında ormanların en önemli tahribat ve tehdit unsurlarından olan
biyotik ve abiyotik orman zararlıları ile mücadelede bazı yöntemler uygulanmaktadır.
Ülkemizde orman zararlıları ile mücadele biyolojik mücadele yöntemi öncelikle
kullanılmaktadır. Bu gelişmenin sonucu olarak, orman zararlıları ile mücadelede mekanik,
biyolojik ve biyoteknik tedbirlerin toplam mücadele yöntemleri içindeki alansal payı 2009
yılında yüzde 81 iken; 2015 yılında yüzde 97,2’ye yükselmiştir. Orman zararlılarının yanı sıra
coğrafi konumu itibarıyla Akdeniz iklim kuşağında yer alan ülkemizde, ormanlarımızın
büyük bir bölümü orman yangını tehdidi altında bulunmaktadır. Toplam ormanlık alanın
yüzde 60’ını birinci ve ikinci derece yangına hassas alanlar oluşturmaktadır. Orman
yangınlarının önlenmesi, erken müdahale ve söndürülmesi hususlarında kayda değer
gelişmeler bulunmakla birlikte, 2017 yılında 11.993 hektar orman alanı yangınlarda zarar
görmüştür. Bu nedenle, orman yangınları ile mücadele ülkemiz ormancılığının öncelikli
konuları arasında yer almaktadır.
Orman kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi sonucunda elde edilen odun ve odun dışı
orman ürün ve hizmetlerinin topluma ve piyasalara sunulması gerekmektedir. Elde edilen bu
ürün ve hizmetlerin bir bölümü ise ülke dış ticaretine katkı sağlamak üzere ihraç edilmektedir.
Türkiye İhracat Meclisi’nin 2023 İhracat Strateji Raporu’na göre, 2023 yılında orman ürünleri
sektörü ihracatının yıllık ortalama yüzde 13,7 oranında bir büyüme ile yaklaşık 16 milyar
ABD doları olabileceği öngörülmüştür. Orman ürünlerinin katma değeri yüksek ürünlere
dönüştürülerek gerek iç piyasaya gerekse dış piyasaya arz edilmesi sürecinde orman
sanayiinin en önemli sorunu olarak hammadde tedariki ve nitelikli işgücü ihtiyacı ön plana
çıkmaktadır. Ülkemizde orman ürünleri üretiminde dengesiz bir gelişme dikkati çekmekte;
lif/yonga levha sanayii teknik ve kapasite olarak dünya ölçeğinde başarılı bir gelişme
gösterirken masif ahşap sektöründe beklenen gelişme sağlanamamaktadır. Piyasaya arz edilen
odun hammaddesinin endüstrinin ihtiyacını karşılayamadığı ve bir arz açığı olduğu
gözlenmektedir. Orman kaynakları yönetiminde odun üretiminin yanı sıra odun dışı orman
ürünleri üretimi de giderek önem kazanmaktadır. Bitkisel ve hayvansal kökenli odun dışı
orman ürünlerinin envanterinin yapılması, planlanması, işletilmesi ve piyasa
mekanizmalarının kurulması konusunda önemli çalışmalar yürütülmektedir. Öte yandan,
sosyo-ekonomik kalkınmalarına katkı sağlamak ve orman idaresiyle aralarındaki ilişkileri
geliştirmek amacıyla orman köylülerinin desteklenmesine devam edilmektedir.
Bu raporda, Ormancılık ve Orman Ürünleri Çalışma Grubu tarafından üzerinde
çalışılan ve politika önerileri geliştirilen konular arasında; ekosistem hizmetleri, orman
ürünleri sanayiinin sorunları, Ar-Ge, odun dışı orman ürünlerinin değerlendirilmesi ve orman
köylüleri yer almaktadır. Sonuç olarak, ormancılık sektörünün sahip olduğu değer
parametreleri ve bu parametrelerin yarattığı makro ve mikro ekonomik büyüklükler ile,
sektörün ülke içi gayri safi milli hasıla yaratma potansiyeli ve dış̧ ticaret projeksiyonu dikkate
alındığında, ülkemizin kalkınmasında ve büyümesinde vazgeçilmez bir sektör olduğu ve
kalkınma politiği açılımlarında öneminin giderek arttığı tespit edilmiştir.
1
1. GİRİŞ
Orman kaynakları, ülkemizin yaklaşık yüzde 28,6’sını kaplayan, üzerindeki dikili
serveti 1,6 milyar m3 olan ve sunduğu ekosistem hizmetleri yanında sağladığı sosyo-
ekonomik faydalar ile peyzaj değeri ve miras değeri gibi önemli katkıları olan bir
ekosistemdir. Ülkemizde, söz konusu ekosistemin sürdürülebilirlik amaçları doğrultusunda
işletilmesi, korunması, genişletilmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda,
ülkemizde ormancılık çalışmaları yürütülürken teknik, biyolojik, ekonomik ve sosyal boyutlu
plan ve programlar ile eylem planlarına ağırlık verildiği görülmektedir. Orman kaynaklarının
planlanması ve işletilmesinde sunduğu çok yönlü hizmetlerin dikkate alınması, sürdürülebilir
yönetim anlayışı çerçevesinde ormanların korunması, geliştirilmesi ve genişletilmesi
konularında kayda değer gelişmelerin olduğu bilinmektedir.
Ormancılık sektörünün ekonomideki ağırlığı ve önemi; Birinci Beş Yıllık Kalkınma
Planından Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı’na kadar vurgulanmaktadır. Son iki plan
döneminde ormancılık sektörü incelendiğinde, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013)
Ormancılık Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda, ormanların “odun hammaddesi ve odun dışı
orman ürünlerinden oluşan mal ve hizmetlerle ekolojik (toprak koruma, su üretimi, biyolojik
çeşitlilik, yaban hayatı, karbon tutma gibi) ve sosyal fonksiyonlardan (otlatma-yem,
rekreasyon, bilimsel araştırma) oluşan hizmetleri” ürettiği belirtilmekte ve sektörde bu üretim
işleri ile ilgili çalışmalara yer verilmektedir. Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018)
Sürdürülebilir Orman Yönetimi Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nun odağında ise
sürdürülebilir ormancılık anlayışıyla korunan alanlarda yapılan ormancılık çalışmalarına,
orman köyleri ve son zamanlarda hızla talebi artan kentsel yaşam hedefli ormancılık
faaliyetleri ile çölleşme ve erozyonla mücadele çalışmalarına ağırlık verildiği görülmektedir.
On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023) Ormancılık ve Orman Ürünleri Çalışma
Grubu Raporu’nun hazırlık sürecinde; Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) ekseninde
olmak üzere, ülkemiz ormancılık ve orman ürünleri sektörünün vizyonunu geliştirmek ve
kalkınma-büyüme ilişkilerindeki ağırlığını artırmak amacıyla, taraf olduğumuz uluslararası
sözleşmeler ve süreçler ile ulusal düzeydeki ormancılık stratejik planları, ormancılık ana
planı, bölgesel ve yerel eylem planları katılımcı bir yaklaşımla ve çok boyutlu müzakerelerle
irdelenmiştir.
Sonuç olarak, Ormancılık ve Orman Ürünleri Çalışma Grubu Raporu’nda, “ormanların
sürdürülebilir yönetimi için kurumsal, idari ve beşeri kapasite ile bilgi altyapısının
geliştirilmesi”, “ormancılıkta sorumluluğu bulunan kuruluşlar arasında etkin koordinasyonun
sağlanması”, “ormancılık ve orman ürünlerine dayalı üretimde, arz güvenliğinin, koruma-
kullanma dengesi gözetilerek sağlanması”, “Orman köylülerinin yaşam kalitesinin artırılması
ve gelir seviyesinin iyileştirilmesi için ekonomik ve sosyal altyapının güçlendirilmesi,”,
“Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile Ekosistem Hizmetlerine yönelik kapasitenin
geliştirilmesi” ve “Ormancılık alanında araştırma ve geliştirmeye yönelik kurumsal yapının
bütünleşik planlama ve programlama kapasitesinin artırılması” hedefleri belirlenerek politika
ve eylem önerileri sunulmuştur.
2
2. MEVCUT DURUM ANALİZİ
2.1. Dünyada Genel Durum
Doğa, canlıların yaşam ortamıdır. Bu ortama, evrensel dilde “habitat” denilmektedir.
Tüm canlılar habitat içindeki yaşamlarında birbirleri ile fiziksel, kimyasal ve biyolojik
ilişkiler ve etkileşimler içerisinde dengeli bir yaşam sürdürürler. Bu dengeyi doğal afetler,
değişen iklim koşulları, arazi bozulumu, aşırı nüfus artışı, plansız ve düzensiz kaynak
kullanımı gibi nedenler bozmaktadır.
Dengeyi bozan, doğayı ve doğal kaynakları plansız ve aşırı tüketen unsurlar devreye
girdiğinde de yaşam ortamı bozulmaya ve sürdürülebilirliğini kaybetmeye başlamaktadır.
Yaşam ortamı bozulmuş, biyolojik, ekolojik, fiziksel ve ekonomik özelliklerini ve iç bünye
desteklerini kaybetmiş olan bir ortamda insanlığın yaşamını sürdürmesi zorlaşmakta ve
çözülmesi büyük kaynaklar ve zaman gerektiren olguların oluşmasına doğru evrilmektedir.1
Dünya ölçeğinde “çevre koruma” ve “kalkınma” ilişkisinin birlikte ele alındığı ilk
toplantı olan Rio Zirvesi’nin sonuç bildirgesi beş deklarasyondan oluşmaktadır. Bunlar;
• Çevre ve Kalkınma Bildirisi,
• Gündem 21,
• Ormanların Yönetimi, Korunması ve Sürdürülebilirliğine Yönelik Bildiri,
• İklim Değişikliği ve Çevre Anlaşması,
• Biyolojik Çeşitlilik Anlaşması’dır.
Rio Zirvesi’nde özellikle ormanların sürdürülebilir kullanımına yönelik ilkeler ile
ormanların sosyo-ekonomik kullanımı ve orman ürünlerinden yararlanma açılarından önemli
ve ilk düzey çözümlemeler getirilmiştir. Bu gelişmelerden günümüze kadar dünyada
ormanlar, ormancılık ve orman ürünleri sektörünü ilgilendiren birçok toplantı, zirve ve
konferans gerçekleştirilmiştir. Tüm bu etkinliklerin odağında orman kaynaklarının etkin ve
verimli kullanımı ile sürdürülebilirlik ilkesi yer almıştır. Zira, sürdürülebilirliği tehdit altında
bulunan en önemli ve en geniş doğal ekosistemlerden biri “orman” kaynaklarıdır.
Sosyal, ekonomik, estetik, rekreasyonel ve biyolojik faydaları olan orman
kaynaklarının sürdürülebilirliği ülkelerin kalkınma hedef ve politikaları açısından da önemli
bir servet değeri olarak görülmektedir. Bu kapsamda, “Yeşil Ekonomi” olarak adlandırılan ve
doğal kapital (servet) ve varlık değerlerinin de kalkınma ve refah ekonomisi parametreleri
açısından devreye alınması gerektiği tüm dünyanın ilgisini ve dikkatini çekmektedir.
Dünyadaki Gelişme Eğilimleri
Dünyamızın toplam yüzey alanının 51 milyar hektar olduğu ve bunun yüzde 71’inin
sularla kaplı bulunduğu hesaplanmaktadır. 2010 yılı verilerine göre orman alanlarının
1 Görücü, 2002:15.
3
yaklaşık 4.03 milyar hektar olduğu ve bunun karalara oranının da yüzde 31 düzeyinde
bulunduğu belirtilmektedir.2
2010 yılı itibarıyla tüm dünya ormanlarında bulunan ağaç servetinin yaklaşık
527 milyar m3 düzeyinde bulunduğu hesaplanmaktadır. Dolayısıyla dünya ormanlarının
hektarda ortalama 131 m3 ağaç servetine sahip olduğu söylenebilmektedir. Bu ağaç serveti
düzeyinin yüzde 61’i yapraklı, yüzde 39’luk kısmı ise iğne yapraklı ormanlardan
oluşmaktadır.2
Küresel ölçekte ormanlar konusunda en yetkin uluslararası kuruluş olan Birleşmiş
Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) tarafından yapılan Küresel Orman Kaynakları
Değerlendirmesi 2015’ ne göre dünyadaki toplam orman alanı 3 milyar 999 milyon hektardır.
1990 yılında toplam orman alanı miktarı 4 milyar 128 milyon hektar olarak saptanmış olup,
toplam karasal alanın yüzde 31’ini oluşturmaktadır. Mevcut ormanların yaklaşık yüzde 95’i
doğal ormanlardan, yüzde 5’i ise plantasyonlardan oluşmaktadır.3
1990-2000 yılları arasında her yıl yaklaşık 7 milyon hektar orman alanının başka tür
kullanımlara dönüşmekte olduğu bildirilmektedir. 2000-2005 yılları arasında yaklaşık 4
milyon hektar, 2005-2010 ve 2010-2015 dönemleri arasında ise yıllık ortalama 3 milyon
hektar orman alanı kaybedilmiştir. Verilerden anlaşılacağı üzere, orman kaybının hızı
konusunda bir azalma olmasına karşın, ormansızlaşma süreci dünya genelinde devam
etmektedir. Burada önemli olan husus, orman kaybının doğal ormanlarda meydana gelmesi
olup, 2010-2015 yılları arasında doğal ormanlarda ortalama yıllık orman kaybı 6,5 milyon
hektardır. Buna karşılık, aynı dönemde plantasyon ormanlarında ortalama yıllık 3,3 milyon
hektarlık artış yaşanmıştır. Böylelikle, net orman kaybı ortalama yıllık 3,2 milyon hektara
gerilemiştir. Ancak, plantasyon ormanları doğal ormanların sunduğu birçok işlevi daha
yetersiz düzeyde sunabilmektedir.
Küresel düzeyde orman alanlarında her yıl ortalama 156.000 orman yangını çıkmakta
ve yıllık ortalama 20 milyon hektar ormanın yangınlardan çeşitli düzeylerde zarar gördüğü
bilinmektedir. Orman yangınlarından en çok etkilenen ülkeler arasında Avustralya, Çad,
ABD, Hindistan ve Kanada yer almaktadır. Bu ülkelerde toplam olarak her yıl ortalama 1
milyon hektarın üzerinde orman alanı yanarak yok olmaktadır.
2010 yılı verilerine göre dünyada 2 milyar 969 milyon hektar orman devlet
mülkiyetinde iken özel mülkiyetteki orman alanı miktarı yalnızca 774 milyon hektardır. 141
milyon hektar ormanın mülkiyet türü konusunda ise belirsizlik bulunmaktadır. Yine, 2010 yılı
verileriyle dünya genelinde 12,7 milyon kişi ormancılık iş ve işlemlerinde istihdam
edilmektedir. Ormancılık sektörünün dünya ekonomisine sunduğu brüt katma değerin 2011
yılında 606 milyar ABD doları seviyesinde olduğu bilinmektedir.4
Şekil 1’de dünyada orman alanlarının toplam kara alanına göre oranlarının coğrafi
olarak dağılımı yansıtılmıştır.
2 Tolunay, 2013:35. 3 FAO,2015:3. 4 FAO,2015:18.
http://fao.org/http://fao.org/http://www.fao.org/forest-resources-assessment/en/http://www.fao.org/forest-resources-assessment/en/
4
Şekil 1: Dünyada Orman Alanlarının Toplam Kara Alanına Göre Oranlarının Dağılımı
Kaynak: The World Bank-WDI, 2015.
Şekil 1’e göre, ormanların toplam karasal alana göre en çok yer kapladığı bölge Güney
Amerika'dır. Kuzey Amerika, Rusya, Orta-Güney Afrika ve Güneydoğu Asya orman
kaynakları açısından zengin sayılabilecek bölgeler arasındadır. Buna karşılık, Güney
Amerika'nın güneyi, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Batı Asya ise ormanca fakir bölgeler olarak
göze çarpmaktadır. Dünya genelinde en fazla orman alanına sahip ilk beş ülke olarak Rusya,
Brezilya, ABD, Kanada ve Çin ön plana çıkmaktadır. 2010-2015 yılları arasında en fazla
orman alanı kaybeden ülke Brezilya olup, Endonezya, Myanmar, Nijerya ve Tanzanya onu
izlemektedir. Buna karşılık, aynı dönemde en fazla orman alanı kazanan ülkeler Çin,
Avustralya, Şili, ABD ve Filipinler'dir. Şekil 2’de, 2010-2015 yılları arasında orman kazanan
ve orman kaybeden bölgeleri oransal olarak yansıtmaktadır.
Şekil 2: Dünya’da Orman Kazanan ve Orman Kaybeden Bölgelerin Oransal Dağılımı
Kaynak:FAO,2016b.
5
Şekil 1 ve Şekil 2’den görüleceği üzere, orman kaynakları bakımından zengin olan
Güney Amerika, Orta-Güney Afrika ve Güneydoğu Asya gibi bölgelerde en fazla orman
kaybı yaşanırken, Çin, ABD, Hindistan ve Kanada'nın bir kısmında önemli oranda orman
kazanımı yaşanmıştır.
Son otuz yıl içinde dünya ormanlarının korunması için yapılan tartışmaların sonucu
olarak ortaya “ormanların sürdürülebilir yönetimi” anlayışı çıkmıştır. Bütün ülkeler bu
durumu henüz tam olarak uygulamaya koymadıkları için ormansızlaşma özellikle Afrika ve
Güney Amerika’daki tropik ormanlarda hızlı bir şekilde devam etmektedir.
Şekil 3’te ise dünya ormanlarının kıtalar itibarıyla 1990 ve 2000 yıllarındaki durumu
grafik olarak gösterilmiştir. Burada yer alan bilgilere göre dünyadaki kıtaların yaklaşık yüzde
30’u ormanlarla kaplı bulunmaktadır. Orman alanlarının yüzde 47’si tropik orman kuşağında,
yüzde 33’ü boreal orman kuşağında, yüzde 11’i ılıman orman kuşağında ve yüzde 9’u da
subtropik orman kuşağında bulunmaktadır.
Tablo 1’de dünya ormanlarının kıtalar itibarıyla 1990 ve 2000 yıllarındaki durumu ve
bu dönemdeki orman alanlarının değişimi verilmektedir.
Tablo 1: Dünya Ormanlarının Kıtasal Değişimi
Kıtalar 1990 Orman Miktarı
(milyon hektar)
2000 Orman
Miktarı
(milyon hektar)
1990–2000
Arasındaki Fark
(yüzde)
Afrika 702 650 -7,8
Asya 551 548 -0,7
Okyanusya 201 198 -1,8
Avrupa 1.030 1.039 +0,8
Kuzey ve Orta
Amerika 555 549 -1,0
Güney Amerika 923 886 -4,1
Toplam 3.963 3.869 -2,2
Tablo 1 incelendiğinde, on yıl içinde özellikle Afrika’daki tropik orman alanlarının
yüzde 7,8’inin, Güney Amerika’daki tropik orman alanlarının yüzde 4,1’inin yok edilmiş
olduğu görülmekte olup, bu alan toplam 94 milyon hektar civarındadır. Bu miktar, Türkiye
büyüklüğünde bir alanın dünyada ormansızlaşması anlamına gelmektedir. Avrupa orman
alanlarındaki yüzde 0,8’lik artışın dışında diğer kıtalarda bulunan orman alanlarında bir
azalma meydana geldiği açıkça görülmektedir.
6
Şekil 3: Dünya Ormanlarının Kıtalara Göre Durumu
Kaynak: Kellomaki, 2017.
Dünyada orman alanlarında meydana gelen bu kayıplar ormanlar üzerindeki sosyal ve
ekonomik baskının sonucunda ortaya çıkmaktadır. Ormansızlaşma ve verimli ormanların
bozuk ormanlara dönüşmesinin nedenleri arasında orman alanlarının tarım alanlarına
dönüştürülmesi ve ormanların iyi yönetilememesi sayılabilir. Aşırı ve plansız kesimler ile
orman yangınları ve orman içi ve civarındaki köylülerin yakacak gereksinimlerini ormandan
karşılaması bu bozulmayı artırmaktadır.
Dünya Bankası’nın 2015 yılı verilerine göre, dünyada orman alanlarının karasal yüzey
alanlarına göre oranının 1990 yılında yüzde 31,8 iken, 2015 yılında yüzde 30,8’e düştüğü
rapor edilmektedir.5
Yapılan periyodik envanter ve değerlendirmeler, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere
bazı ülke ve bölgelerde ormansızlaşmanın stabilize edildiğini, hatta orman alanlarının bir
miktar artmakta olduğunu (Avrupa’da yıllık ortalama 881 bin hektar), buna karşılık
5 The World Bank,2015.
7
gelişmekte olan ülkelerin ağırlıkta olduğu çoğu ülke ve bölgelerde ormansızlaşmanın halen
devam ettiğini göstermektedir.
1980-1990 döneminde yıllık ortalama orman azalması 15,5 milyon hektar iken 1990-
2000 döneminde bu miktar 9,4 milyon hektara düşmüştür. FAO Forest Resources Assessment
(FRA) 2010 Raporu’na göre, dünyada orman alanlarındaki azalma 2000-2010 döneminde
ortalama 5,2 milyon hektar olurken, Türkiye son 10 yılda yaptığı ağaçlandırma ve
rehabilitasyon çalışmaları ile orman varlığını artıran ülkeler arasında üst sıralarda yer
almıştır.6
Dünyadaki ormanların büyük bir kısmı kuzey yarı kürede ve ekvator çevresinde
bulunmaktadır. Orman alanı en fazla olan kıtalar Avrupa, Güney Amerika ve Kuzey
Amerika’dır. Rusya Federasyonu, Brezilya, Kanada, ABD ve Çin Halk Cumhuriyeti dünya
üzerinde en fazla ormana sahip ülkelerdir. Bu ülkeler tüm dünya ormanlarının yüzde 53’üne
sahiptir. Fransız Guyanası’nın ise tüm yüzölçümünün yüzde 92’si ormanlarla kaplıdır.
Dünya’da kişi başına yaklaşık 0,6 hektar orman alanı düşmektedir.7
Diğer taraftan, en fazla orman alanına sahip kıtalar ve toplam dünya orman alanına
oranları itibarıyla sırasıyla Avrupa (yüzde 46), Kuzey ve Orta Amerika (yüzde 25,7) ve Afrika
(yüzde 21,8)’dır. Orman bakımından dünyanın en zengin beş ülkesi olan Rusya Federasyonu,
Brezilya, Kanada, ABD ve Çin toplam ormanlık alanlarının yarısına sahiptir.
Ahşap malzemenin önemi insan hayatındaki birçok gereksinimi yenilenebilir, kolay
işlenir ve uygulanır olma özellikleri ile karşılamasından kaynaklanmaktadır. Bu malzeme,
günümüzde 6.000’den fazla kullanım alanı olması sebebiyle, endüstride ve kalkınmada
önemli bir yere sahiptir.
Orman kaynaklarından sağlanan ürünler “oduna dayalı” ve “odun dışı” biçiminde
temel bir ayrıma tâbi tutulmaktadır. Oduna dayalı ürünler; dikili haldeki ağaçların kesilmesi
ya da budanması suretiyle elde edilen odunun çeşitli işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen
kereste, levha, kaplama, parke ve kâğıt gibi son kullanım ürünleri ile enerji elde etme
gayesine yönelik yakacak odunlardır.
Odun dışı ifadesi ise hem çok çeşitli odun dışı bitkisel orman ürünlerine (reçine,
mantar, çeşitli tohum, ot, yaprak gibi) hem de ormana dayalı yine çok çeşitli hizmetlere
(rekreasyon, karbon tutma, toprak koruma, biyolojik çeşitlilik gibi) işaret etmektedir.
Tablo 2’de dünyada orman ürünlerinin üretimi ve ticaretinin değişimi özellikle 2000-
2015 ve 2016 olmak üzere üç dönem halinde verilmiştir. Tablo 2’den anlaşılacağı üzere,
özellikle odun türevli panel kullanımı ve geri kazanılmış kâğıtların işlenmesi ve
değerlendirilmesi açılarından dünyada büyük bir değişim ve gelişme olduğu gözlenmektedir.
6 FAO,2010:23. 7 FAO,2010:14.
8
Tablo 2: Dünyada Orman Ürünlerinin Üretimi ve Ticaretinin Değişimi
Ürün Birim
Üretim İhracat
2016
Değişim
(yüzde)
2016
Değişim
(yüzde)
2015 2000 2015 2000
Yuvarlak odun milyon m3 3737 1 8 132 2 11
Yakacak odun milyon m3 1863 - 5 9 -4 153
Endüstriyel yuvarlak odun milyon m3 1874 3 11 122 3 7
Odun peleti milyon ton 29 6 - 17 8 -
Kerestelik odun milyon m3 468 3 21 147 7 28
Odun türevli paneller milyon m3 416 4 123 91 7 60
Kaplama ve kontrplak milyon m3 174 3 161 34 5 56
OSB, yonga ve lifli levha milyon m3 242 5 102 57 8 62
Odun hamuru milyon ton 180 2 5 64 6 66
Diğer lif hamuru milyon ton 12 -7 -19 0.4 -7 20
Geri kazanılmış kağıt milyon ton 230 1 60 58 2 135
Kağıt ve karton milyon ton 409 - 26 111 - 13
Orman ürünleri değeri milyar ABD
doları 227 -1 57
Kaynak: FAO, 2016 Stat-Forestry Database.
Dünya yuvarlak odun üretimi yıllık 3,4 milyar m³ civarında olup, bunun yüzde 53’ü
yakacak odun, yüzde 47’si endüstriyel odundur. Yakacak odunun yaklaşık yüzde 90’ı
gelişmekte olan ülkeler tarafından üretilip tüketilmekte iken endüstriyel odun üretiminin
yüzde 79’u gelişmiş ülkeler tarafından üretilmektedir. Endüstriyel odun üretiminde belli başlı
ülkeler sırasıyla ABD, Kanada, Rusya Federasyonu, Brezilya ve Çin Halk Cumhuriyeti’dir.
Yakacak odun üretim ve tüketiminde belli başlı ülkeler; Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti,
Brezilya ve Endonezya’dır.
Dünyadaki yıllık uluslararası endüstriyel odun ticareti 123 milyon m³, yakacak odun
ticareti ise 2,5 milyon m³ civarında gerçekleşmektedir. Son yıllarda Çin Halk Cumhuriyeti
ithalatçı olarak öne çıkmış, Fransa ve Almanya da ihracat artışı ile dikkat çekmiştir.
Endüstriyel odunda beli başlı ihracatçı ülkeler Rusya Federasyonu, ABD, Yeni Zelanda,
Malezya, Kanada ve Almanya iken ithalatçı ülkeler arasında Çin, Japonya, Finlandiya ve
İsveç gibi ülkeler başta gelmektedir.8
8 Kök,2009:349.
9
Dünya ormanlarından elde edilen yuvarlak odunlar genellikle odun işleyen
endüstrilerde hammadde ve yakacak odun olarak kullanılmaktadır. Şekil 4’te verilen
grafiklerde dünyadaki yuvarlak odun tüketiminin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki
durumları ve bunların yıllara göre gelişim trendleri verilmiştir.
Şekil 4: Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerin Yuvarlak Odun Tüketimi
Kaynak: Kellomaki,2017.
Şekil 4 incelendiğinde, 1961 yılı ile 1991 yılı arasında geçen 30 yıllık sürede
endüstriyel odun tüketiminde yüzde 80’lik bir artış meydana geldiği anlaşılmaktadır. Buna
karşılık gelişmekte olan ülkelerdeki yakacak odun ve odun kömürü tüketimindeki artış ise
yüzde 108 olmuştur. Bu artış gelişmekte olan ülkelerdeki hızlı nüfus artışına bağlanmaktadır.
1991 yılında gelişmiş ülkelerin yakacak odun tüketimi toplam odun tüketiminin sadece yüzde
16’sını oluştururken gelişmekte olan ülkelerde bu değer yüzde 80 olarak ortaya çıkmıştır.
Dünya ülkelerinin odun tüketim trendinin bu şekilde devam edeceği ve giderek artacağı
düşünülmektedir.9
9 Kellomaki, 2017:16.
10
Ayrıca, orman ürünleri sektörünün dünyadaki toplam ihracatı 442 milyar ABD doları
seviyesindedir. Dünya’da sektör ihracatı 8 yılda 1,5 kat büyümüştür ve 2023 yılında 2,2
katına çıkarak bir trilyon ABD doları düzeyinde bir büyüklüğe ulaşacağı öngörülmektedir.10
FAO tarafından 2014 yılında yayınlanan “State of the World’s Forest” isimli yayının
“Enhancing the Socioeconomic Benefits from Forests” versiyonunda dünyada ormancılık
sektöründe resmi verilere göre 13.2 milyon kişinin çalıştığı, bununla birlikte yaklaşık 41
milyon kişinin de kayıt dışı çalıştığı vurgulanmaktadır. Kayıt dışı istihdamın ulusal
istatistiklere yansımaması ile birlikte, özellikle daha az gelişmiş bölgelerde ve ülkelerde
görüldüğü ifade edilmektedir.
Yine aynı raporda, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 12’sine karşılık gelen 840 milyon
kişinin de kendi ihtiyaçları için ormandan yakacak odun ve odun kömürü topladığı
belirtilmektedir. Ayrıca, Afrika’da birincil enerji ihtiyacının yüzde 27’sinin odundan elde
edildiği açıklanarak bu oranın Latin Amerika’da yüzde 13 ve Asya Bölgesi’nde ise yüzde 5
olduğuna işaret edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde de fosil yakıtlardan uzaklaşmak amacıyla
odun ve odun türevli enerji kaynaklarına talebin giderek arttığı görülmektedir. Örneğin,
Avrupa’da ve Kuzey Amerika’da yaklaşık 90 milyon insanın ısınma amacıyla odun
enerjisinden yararlandığı bilinmektedir.11
Dünya’da bölgeler itibarıyla, 2011 yılına ait ormancılık sektöründe yaratılan katma
değer ve ormancılığın gayrisafi milli hasılaya katkısı, Tablo 3’te verilmiştir.
Tablo 3: Ormancılık Sektörünün Yarattığı Katma Değer ve Gayrisafi Milli Hasılaya
Katkısı
Bölgeler
Ormancılık Sektöründe
Brüt Katma Değer
(milyar ABD doları)
Toplam Gayrisafi Milli Hasıla İçinde
Ormancılık Katma Değerinin Payı
(yüzde)
Orman Kereste
Kâğıt
ve
Ürünü
Toplam Orman Kereste
Kâğıt
ve
Ürünü
Toplam
Afrika 11 3 3 17 0,6 0,2 0,1 0,9
Asya ve
Okyanusya 84 66 111 261 0,3 0,3 0,5 1,1
Avrupa 35 61 68 164 0,2 0,3 0,4 0,9
Kuzey
Amerika 26 29 61 116 0,2 0,2 0,4 0,8
Latin
Amerika
ve
Karayipler
14 12 24 50 0,3 0,2 0,4 0,9
Dünya 169 170 266 605 0,3 0,3 0,4 1,0
Kaynak: FAO, 2014b.
10 TİM, 2010:167. 11 FAO, 2014b:13.
11
Dünya’da bölgeler itibarıyla ormancılık sektöründeki toplam istihdam ve ormancılık
sektöründe çalıştırılan işgücünün oranı Tablo 4’te verilmektedir.
Tablo 4: Ormancılık Sektöründe Toplam İstihdam ve Ormancılık Sektöründe
Çalıştırılan İşgücünün Oranı
Bölgeler
Ormancılık Sektöründe
İstihdam
(milyon)
Ormancılık Sektöründe Çalışan
İşgücünün Toplamdaki Payı (yüzde)
Orman Kereste
Kâğıt
ve
Ürünü
Toplam Orman Kereste
Kâğıt
ve
Ürünü
Toplam
Afrika 0.3 0.2 0.1 0.6 0,1 0,1 - 0,2
Asya ve
Okyanusya 1.8 2.6 2.5 6.9 0,1 0,1 0,1 0,3
Avrupa 0.8 1.5 0.9 3.2 0,2 0,4 0,2 0,8
Kuzey
Amerika 0.2 0.4 0.5 1.1 0,1 0,2 0,3 0,6
Latin
Amerika
ve
Karayipler
0.4 0.6 0.4 1.4 0,1 0,2 0,1 0,4
Dünya 3.5 5.3 4.4 13.2 0,1 0,2 0,1 0,4
Kaynak: FAO, 2014b.
2.1.1. Uluslararası Standartlar
Dünyada ormanlar ve orman ürünlerine olan ihtiyacın giderek artması ve çeşitlenmesi
bu kaynağın sürdürülebilir yönetimini gündeme taşımaktadır. Sürdürülebilir Orman Yönetimi
(SOY) konusu da belli prensipler, standartlar ve yöntemler uygulanmak suretiyle
gerçekleştirilmektedir.
Ormancılık ve orman ürünleri sektörlerindeki uluslararası standartlar ve normların
ortaya konulmasına öncülük eden bazı önemli etkinlikler ise ormancılıkla ilgili uluslararası
bilimsel toplantılar, Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında ya da diğer örgütlerce yürütülen
çalışmalar, uluslararası sözleşmeler (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve
Sözleşmesi-UNFCCC, Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi-UNCCD gibi),
uluslararası süreçler, hükümetler ve sivil toplum örgütlerinin ortak girişimlerinde ortaya çıkan
yayınlar ve belgeler, ekonomik ve siyasal gelişmelerin ormancılığa etkisi, Sürdürülebilir
Orman Yönetimi (SOY) ve ormanların sertifikasyonuna yönelik girişimler, ekosistem
yönetimi yaklaşımı ve katılımcı yönetim anlayışıdır.
BM toplantıları ve uluslararası konferansların hemen hemen tümünde, başta
ormancılık olmak üzere doğal kaynak kullanımı ve insan odaklı bir kalkınma felsefesi ön
plana çıkarılarak, beşeri ve iktisadi varlıkların sürdürülebilir, katılımcı, şeffaf, verimli ve
kapsayıcı bir şekilde yönetilmesi üzerinde durulmaktadır. Ormancılık sektörüne yönelik
ormancılık ekosistem mal ve hizmetlerinin koruma ve kullanma dengesi gözetilerek
ekosistem tabanlı ve çok amaçlı yönetimi geliştirilmeye çalışılırken, orman ürünleri
12
sektöründe istihdam yaratıcı, yenilikçi ve katma değeri yüksek ürün ve hizmetlerin üretimi ve
sunumu yaklaşımı geliştirilmektedir.
Ülkemizde ormancılık ve orman ürünleri sektörünün gelişmesi için gerek ulusal
kaynaklar ve gerekse uluslararası kaynaklarla desteklenen birçok araştırma, uygulama ve
proje yürütülmektedir. Bu kapsamda, ormancılık ve orman ürünleri sektörüne yönelik işbirliği
yapılan uluslararası kuruluşlar arasında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO),
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Dünya Bankası (WB), Fransız Kalkınma
Ajansı (AFD), Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA), Küresel Çevre Fonu (GEF) ve
Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) yer almaktadır.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile
birlikte “Sürdürülebilir Arazi Yönetimi (SAY) ve İklim Dostu Tarım” ve “Türkiye’nin Bozkır
Ekosistemlerinin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi” projelerini yürütmektedir. Yine,
Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nde ve FAO’nun Kurak Alanlarda
Arazi Bozulumunun Değerlendirilmesi Projesi (LADA-Land Degradation Assessment in
Drylands, 2013) çalışmalarında Arazi Tahribatının Dengelenmesi (ATD), çölleşme, kuraklığa
uyum ve kırsal kalkınma çalışmalarına daha çok önem verilmesi gerektiği vurgulanmakta ve
bunlarla ilgili ülke taahhütleri istenerek eylem planı önerileri geliştirilmektedir. Genel
itibarıyla, Sürdürülebilir Arazi Yönetimi (SAY), ormancılık politikaları ve kurumsal
kalkınma, orman yönetimi ve korunması, orman ürünleri ve hizmetleri, Kuraklığın etkilerinin
azaltılması ve ATD konularını kapsayacak olan “FAO-Türkiye Ormancılık Programı”
önümüzdeki süreç için sektörün gelişimine yönelik önemli bir fırsat alanı olarak
değerlendirilmektedir.
Ormancılık ve orman ürünleri sektörüne yönelik olarak, Birleşmiş Milletler Kalkınma
Programı (UNDP)’nin ülkemizdeki mevcut çalışmaları arasında ise; orman köylerinde güneş
enerjisi projesi, Entegre Amenajman Planları, Karar Destek Sistemi ve Uzaktan Algılama ile
envanter, böcek zararlılarıyla mücadele çalışmaları, odun dışı orman ürünleri ve eko-turizmle
ilgili çalışmalar, orman köylerinde sosyo-ekonomi araştırması, Sürdürülebilir Orman
Yönetimi Kriter ve Göstergelerini (SOY-KG) ulusal düzeye çekme çalışması yer almaktadır.
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) koordinasyonunda ise Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ve
Fransa Ulusal Orman Ofisi tarafından adaptasyon ve genetik, dağlık alan yönetimi, odun
üretimi ve pazarlama, ekoturizm gibi sektöre yönelik önemli hususlarda işbirliği programları
yürütülmektedir.
Dünya Bankası (WB) tarafından hazırlanan ve ülkemizin ormancılık sektörüne yönelik
dışarıdan bir bakış sunan “Türkiye: Ormancılık Politika Notu” ise önemli bir belge niteliği
taşımaktadır. Yine bu belge, sektörel olarak değerlendirilebilecek fırsat alanlarının tespit
etmesi nedeniyle Türkiye-Dünya Bankası Ülke İşbirliği Stratejisinin uygulanma sürecinde
kayda değer faydalar sağlayacaktır. Küresel Çevre Fonu (GEF); BM Kalkınma Programı
(UNDP), BM Çevre Programı (UNEP) ve Dünya Bankası tarafından yönetilen ortak bir çevre
programıdır. Biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği gibi odak alanları ile ormancılık
sektöründeki projelere fon sağlayarak destek olmaktadır.
13
Bunlara ek olarak, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Japon Uluslararası İşbirliği
Ajansı (JICA) ile birlikte gerçekleştirdiği “Çoruh Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi” ve
Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) işbirliğiyle yürüttüğü “Murat Nehri Havzası
Rehabilitasyon Projesi” gibi entegre havza yönetiminin esas alındığı ve orman köylülerinin
kalkındırılmasının hedeflendiği projeler gerçekleştirilmektedir.
Başarılı Ülke Uygulamaları
Fransa’da 2004-2007 yılları arasında uygulanan “Söğüt Koruları ile Su Kalitesinin
İyileştirilmesi” isimli projenin toplam bütçesi 2.202.400 Avro’dur. Projenin genel hedefi, su
kalitesinin yeniden sağlanması için Breton bağlamına uygun olarak Avrupa’da söğüt
korularının kısa süreli rotasyon kültürünün teşvik edilmesinin çevresel ve ekonomik faydaları
kadar verimliliğini de gözler önüne sermektir. Söğüt ağaççıklarının kısa süreli dönüşümlerle
dikilmesi (SRC), bu sorunlara cevap olabilecek bir nitelik taşımaktadır. SRC genellikle, sık
bir biçimde dikilmiş, yüksek verimli söğüt ve kavak ağaçları içeren bir enerji mahsulüdür. Bu
odunsu katı biyokütle, merkezi ısıtma, elektrik santralleri gibi uygulamalarda tek başına ya da
diğer yakıtlarla birlikte kullanılabilmektedir. Nitrojen ve fosfor gibi besin maddeleri
bakımından zengin olup gölcüklerden ve su arıtımından geçmiş olan atık sular, söğüt koruları
oluşturmak için kullanılan arazilere uygulanabilmekte, bu da besin maddelerini ve diğer atık
unsurlarını ortadan kaldırmak için etkili bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Söğüt
köklerinin yüzeye yakın yerleştirilmesi, kökleri birbirine sık biçimde dikilmesiyle
birleştiğinde bu, SRC’nin bir bitki filtresi olarak kullanılmasını elverişli kılmaktadır.
Topraktaki fauna, bitkiye uygulanan kirli suları ayrıştırır, toprak partikülleri söğüte giden
besin maddelerinin elde edilebilirliğini denetler ve söğüt de kirli sulardan gelen besin
maddelerinin bir kısmını ya da hepsini emmektedir. Lağım suları/çamurları, geleneksel
mahsullere uygulanamadığında SRC’ye uygulanabilmektedir.
Kore Cumhuriyeti geleneksel olarak ormanları kereste, yakacak odun ve mantar ve
yabani yeşil bitkiler gibi odun dışı orman ürünleri için kullanmışlardır. 1950'lerde ve
1960'larda dünyanın en fakir ve en az gelişmiş ülkelerinden birisi olan Kore Cumhuriyeti
ormanlarının yarısı ormanlık alanların tarımsal alanlara dönüştürülmesi, ormanlardan ısınma
ve kereste ihtiyacı için aşırı kesim yapılması nedeniyle kaybedilmiştir. Bu ormansızlaşma
şiddetli erozyona, kuraklık ve sel baskınlarının etkilerinin artmasına ve tarımsal üretimin
azalmasına, neticede can ve mal kaybına neden olmuştur. Fakirlik nedeniyle gıda
ihtiyaçlarının ormanlardan karşılanması yoluna gidilmiş, plansız, düzensiz ve aşırı kullanım
ise daha fazla ormansızlaşma ve gıda güvenliği için daha fazla tehdit oluşturur hale gelmiştir.
Bu kısır döngüyü kırmak için 1960'lı yıllardan itibaren yoğun bir orman rehabilitasyon
programı başlatılmış olup, bunun devamı olarak “Orman Rehabilitasyon Planı"nı hayata
geçirilmiştir. Bu başarılı çalışmaların sonunda, başta yukarı havzalar ve dağlık orman
havzalarında geri gelen ormanların, başta tarımsal afetlerin önlenmesine ve gıda üretimi için
sağlam bir temel oluşturmaya yardımcı olduğu, ayrıca yoksulluğun giderilmesine büyük bir
katkı verdiği, neticede ulusal ekonominin gelişmesi için temel alt yapılardan birini
oluşturduğu hükümet tarafından görülmüş ve kabul edilmiştir.
14
Orman kaynaklarının yönetimi ve orman endüstrisinin birlikte ülke ekonomisine
önemli katkısı bakımından Finlandiya’nın yüzölçümünün yüzde 75’inin ormanlarla kaplı
olmasının büyük önemi vardır. Finish National Forest Inventory (NFI)’ya göre Finlandiya’da
1971-2013 yılları arasında ağaç serveti hacmi yüzde 40 oranında artmıştır. Orman endüstrisi
oldukça gelişmiş durumda olan Finlandiya’da 44.000 kişinin istihdam edildiği ve
yenilenebilir hammadde kullanan orman ürünleri sektöründe 2014’te 11,3 milyar Avro ihracat
gerçekleştirildiği belirtilmektedir. 2016 yılında ülkenin toplam ihracatının yüzde 22’sini
orman ürünleri endüstrisinin oluşturduğu bilinmektedir. Son yıllarda bir değişim içerisinde
olan Finlandiya’da orman ürünleri sektörü, kağıt dışında fosil yakıtlara bir alternatif olarak
ahşap bazlı yakıtlar gibi yeni ürünler üzerine çalışmaktadır. Finlandiya’nın 2025 yılı planları
doğrultusunda biyo-ekonomi konusunda model bir ülke olma hedefi ile yenilenebilir
hammadde kaynağı olan ormanlar “Yeşil Altın” olarak tanımlanmakta ve bu tür
hammaddelerin tüketimi teşvik edilmektedir. Bu teşvike verilebilecek en önemli örneklerden
bir tanesi inşaat sektörüdür. Finlandiya’da toplam yapı malzemelerinin yüzde 40’ını ahşap
ürünleri oluşturmakta ve ahşap kullanımı artarak desteklenmektedir.12
Koruma Yaklaşımlarına ve Teknolojilerine Küresel Bakış Ağı (WOCAT) tarafından
2011 yılında hazırlanan “Sustainable Land Management in Practice” adlı yayının “Guidelines
and Best Practices for Sub-Saharan Africa Field Application” isimli eserinden Sürdürülebilir
Arazi Yönetimi (SAY) açısından başarılı uygulamalar yapan Afrika ülkelerinin uygulama
konuları ve vaka projeleri tespit edilerek Tablo 5’te verilmiştir.
Tablo 5: Başarılı SAY Uygulayan Afrika Ülkeleri ve Uygulama Konuları
SAY Uygulama Konusu Ülkeler
Entegre Toprak Gübreleme Yönetimi Mali, Kamerun, Burkina Faso, Zimbabve
Korumalı Tarım Kenya, Gana
Yağmur Suyu Hasadı Nijer, Zambiya, Etiyopya
Küçük Alanlarda Sulama Yönetimi Senegal, Nijer, Eritre
Eğimli Alan Önlemleri Cape-Verde, Kenya, Etiyopya
Tarımsal Ormancılık (karma sistemler) Tanzanya, Togo, Kenya, Nijer, Burkina Faso
Entegre Tarım ve Hayvancılık Yönetimi Nijer, Etiyopya, Togo
Mera ve Otlak Yönetimi Tanzanya, Nijer, Güney Afrika
Sürdürülebilir Plantasyon Ormanı Yönetimi Senegal, Eritre, Nijer
Kurak Alanlarda Sürdürülebilir Orman Yönetimi (SOY)
Burkina Faso, Madagaskar
Sürdürülebilir Yağmur Ormanı Yönetimi Kamerun
Ekosistem Hizmetleri Burkina Faso, Kenya, Tanzanya, Nijer
Yerel ve Yenilikçi SAY Sistemleri Nijer, Uganda, Kenya, Burkina Faso, Gana,
Madagaskar
Kaynak: WOCAT, 2011.
2.1.2. Uluslararası Yükümlülükler
2000 yılı birçok sektörde değişim ve dönüşüm getirdiği gibi ormancılık alanında da
yeni oluşum ve yaklaşımın doğmasına yol açmıştır. Bu kapsamda, 2000 yılında BM
12 Natural Resources Institute Finland, 2017.
15
Ormancılık Forumu oluşturulmuş ve Bin Yıl Kalkınma Hedefleri ortaya konulmuştur. Bunu
takiben, 2002 yılında Rio+10 ve 2006 yılında da Küresel Ormancılık Hedefleri tüm dünya
ülkelerinin birlikte hareket ettiği ve üzerinde uzlaştığı ormancılık, biyolojik çeşitlilik,
fakirliğin azaltılması ve gençler ile cinsiyet eşitliği gibi dezavantajlı gruplarında doğal
kaynakların yönetimi ve kullanımında göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulanmıştır.
BM düzeyinde ülkelere tavsiye ve izleme niteliğinde olan bu gelişmeler 2007 yılında
yasal bağlayıcılığı olmayan BM Ormancılık Sözleşmesinin doğmasına ve benimsenmesinin
önünü açmıştır. Ülkelerin ormancılık konusunda birlikte farkındalık yaratma amacıyla 2011
yılında “Uluslararası Orman Yılını” benimsemeleri bir diğer önemli ve güçlü bir girişim
olarak görülmektedir. Doğal kaynakların sürdürülebilirlik prensipleri içerisinde ülkelerin
kalkınma ve büyüme projeksiyonlarına dahil edilerek sektörel açılım, inovasyon ve istihdam
yaratılmasının ilk işaretleri 2012 yılında Rio+20 ve Yeşil Ekonomi oluşumudur. Tüm bu
gelişmelerin sonucunda BM düzeyinde 2015 yılında yasal bağlayıcı BM Ormancılık
Sözleşmesi kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2015 yılında Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’ni
toplayarak “2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini (SKH)” kabul etmiştir. Her boyutuyla
yoksulluğun ortadan kaldırılmasını hedefleyen bu önemli küresel girişimin toplam 17 adet
hedefi bulunmaktadır. Sürdürülebilir kalkınmanın ilerlemesini sağlamak için ortaya konulan
küresel hedeflerden 15 numaralı “Karasal Yaşam” kapsamında, daha uygulanabilir bir
ekolojik sistemin sağlaması için tüm olumsuzlukları azaltma veya tersine çevirme konusunda
taahhütler söz konusudur. Bu çerçevede, SKH-15’in amacı, karasal ekosistemlerin
sürdürülebilir kullanımında mevcut değerleri korumak, iyileştirmek ve desteklemek,
ormanları sürdürülebilir bir şekilde yönetmek ve geliştirmek, çölleşmeyle mücadele etmek,
arazi bozulmasını durdurmak veya tersine çevirmek ile biyolojik çeşitlilik kayıplarını
durdurmaktır. Bahse konu hedefe bağlı olarak 15.3 maddesinde; “2030 yılına kadar, çölleşme
ile mücadele edilmesi, çölleşme, kuraklık ve sellerden etkilenen araziler dâhil bozulmuş arazi
ve toprakların rehabilite edilmesi, dünyanın arazi tahribatının dengelenmesinde çaba
göstermesi”, olarak kabul edilmiştir.13
2.2. Türkiye’de Genel Durum
Orman Genel Müdürlüğü (OGM)'nün 2015 yılında yayımladığı Türkiye Orman
Varlığı verilerine göre, ülkemiz orman varlığı 22.342.935 hektar ile ülke yüzölçümünün
yüzde 28,6’sını kaplamaktadır. Bu alan içerisinde normal kapalı orman alanı 12.704.148
hektar ile toplam ormanlık alanının yüzde 56,9’unu, boşluklu kapalı orman alanı ise
9.638.787 hektar ile toplam ormanlık alanın yüzde 43,1’ini oluşturmaktadır.14
Tüm uluslararası oluşum, süreç ve sözleşmelere aktif olarak katılan ve taraf olan
ülkemiz 1994 yılında Paris'te kabul edilerek Aralık 1996'da yürürlüğe giren UNCCD
Sözleşmesi’ne 1998 yılında 4340 sayılı Kanun ile taraf olmuştur. Akdeniz kuşağında yer alan
ve çölleşme ve erozyon kontrolü konularında çok büyük tecrübesi olan ülkemizde 2011
13 Topçu ve Erpul, 2017. 14 OGM, 2015:32.
16
yılında 645 sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ile Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü (ÇEM)
kurulmuştur.
ÇEM’in çölleşme ile mücadele ve erozyon kontrolü gibi konularda ulusal ve
uluslararası işbirlikleri içerisinde başarılı projeler yürütmesi ve bölgesel düzeydeki program
ve projelere katılmaya özen göstermesinin bir sonucu olarak sözleşmenin 4. Eki olan Kuzey
Akdeniz Bölgesel Uygulamasında Arnavutluk, Kıbrıs, Yunanistan, İsrail, İtalya, Malta,
Portekiz ve Slovenya ile birlikte yer alarak Kuzey Akdeniz Bölgesel Koordinasyon Ofisinin
2016 yılında İstanbul’da kurulmasını sağlamıştır. Bu kapsamda, 193 ülke ile Avrupa
Birliği'nin taraf olduğu söz konusu Sözleşme, çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini
hafifletmeyi amaçlamaktadır.
Yine, ÇEM’in koordinasyonunda hazırlanan Çölleşme ile Mücadele Ulusal Stratejisi
(2015-2023) ise 24.07.2015 tarihli ve 29424 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir. 15 ÇEM’in çölleşme ve erozyonla mücadele konularında ulusal ve uluslararası
yükümlülüklerin de verdiği görevler çerçevesinde yürütülen birçok başarılı proje ve eylem
planının önemli olanları aşağıda sıralanmıştır:16
• Çölleşme ile Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı İzleme ve Değerlendirme ve
Raporlama Sistemi,
• Çölleşme ile Mücadele Ulusal Eylem Planı Değerlendirme Raporu,
• Türkiye Arazi Tahribatının Dengelenmesi Ulusal Raporu,
• Çölleşmenin İzlenmesi ve Arazi Verimliliğinin Değerlendirilmesi,
• Türkiye Toprak Organik Karbonu Modeli ve Haritalanması,
• Ulusal Arazi Örtüsü Kullanımı Sınıflandırma ve İzleme Sistemi,
• Erozyonla Mücadele Eylem Planı.
Ayrıca, 2015 yılında ülkemiz ev sahipliğinde Ankara’da yapılan Birleşmiş Milletler
Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin 12. Taraflar Konferansı (COP12)’na 193 ülkeden
çeşitli düzeylerde delege katılmıştır. Çölleşme ve arazi bozulumu konularında önemli gündem
maddelerinin tartışıldığı ve müzakere edildiği COP12 Taraflar Konferansı’nda Arazi
Tahribatının Dengelenmesi (ATD) ve arazi bozulumunun ekonomisi konuları ile hükümetler
düzeyinde bilim politika ara yüzünün kurulması ve işletilmesi konuları karara bağlanmıştır.
Bu toplantıda, ülkemizin başlattığı “Ankara İnisiyatifi” yaklaşımı taraf ülkeler tarafından
kabul görmüş ve ülkelerin arazi bozulumunu iyileştirme ve dengeleme ile çölleşmenin
önlenmesi konusundaki taahhütleri bu inisiyatif kapsamında değerlendirilmiştir.17
Kurak ve yarı-kurak iklim kuşağında yer alan ülkemiz orman varlığı açısından çok
zengin bir ülke olmamakla birlikte özellikle son yıllarda ağaçlandırma ve orman yangınları ile
mücadele konularında gösterdiği yüksek performans ve başarılı teknik ormancılık çalışmaları
neticesinde dünya ülkeleri arasında üst sıralarda yerini almıştır.
15 ÇEM, 2018. www.cem.gov.tr 16 ÇEM, 2016:16. 17 ÇEMGM, 2015:1.
17
Tablo 6’da dikkat çekici bir husus olarak, her üç gösterimde "boşluklu kapalı" olarak
tanımlanan sütundur. Türkiye ormancılık literatüründe son birkaç yıla kadar bu tür bir kavram
kullanılmamıştır. Örneğin, OGM'nin 2012 yılında yayımladığı bir önceki Türkiye Orman
Varlığı Kitabında boşluklu kapalı orman yerine "bozuk orman" kavramı kullanılmıştır ve
Türkiye ormancılık literatüründe yaygın ve geçerli olan kavram da budur. Buna karşılık
uluslararası ormancılık literatüründe ise bu iki kavram da kullanılmamaktadır. Zira, FAO’nun
Forest Resource Assessment (FRA) raporlarında bu tür alanlar orman rejimi içerisinde
gözükmemekte ve ülke raporu ile çelişkili durumlar yaratmaktadır. Bu kavramların anlattığı
söz konusu alanda ağaçların tepe çaplarının toprağı yüzde 10'dan daha az bir oranda örttüğü
gerçeğidir. Bu tür alanlar uluslararası literatürde herhangi bir şekilde orman olarak değil,
“diğer ağaçlık alan” olarak tanımlanmaktadır.
Tablo 6: Türkiye Orman Varlığı, Servet ve Artım Dağılımı (2015)
Ormanlık Alan Dağılımı
İşletme Şekli
Normal Kapalı Boşluklu Kapalı Toplam
hektar yüzde hektar yüzde hektar yüzde
Koru 11.919.061 54 7.700.657 34 19.619.718 88
Baltalık 785.087 3 1.938.130 9 2.723.217 12
Toplam 12.704.148 57 9.638.787 43 22.342.935 100
Ağaç Servetinin Dağılımı
İşletme Şekli
Normal Kapalı Boşluklu Kapalı Toplam
m3 yüzde m3 yüzde m3 yüzde
Koru 1.506.131.410 93 59.996.731 4 1.566.128.141 97
Baltalık 33.692.118 2 11.953.934 1 45.646.052 3
Toplam 1.539.823.528 95 71.950.665 5 1.611.774.193 100
Yıllık Cari Artımın Dağılımı
İşletme Şekli
Normal Kapalı Boşluklu Kapalı Toplam
m3 yüzde m3 yüzde m3 yüzde
Koru 42.322.876 92 1.484.455 3 43.807.331 95
Baltalık 1.511.561 3 585.191 2 2.096.752 5
Toplam 43.834.437 95 2.069.646 5 45.904.083 100
Kaynak: OGM,2015.
Yine, uluslararası geçerli bilimsel anlayışa göre bir ağaçlık alanın orman sayılabilmesi
için aranması gereken şartlardan biri ağaçların tepelerinin toprağı yüzde 10'dan fazla örtmesi
gerekliliğidir. Bu nedenle, Küresel Orman Kaynakları Değerlendirmesi 2015'te Türkiye'nin
orman alanı miktarı 11 milyon 715 bin hektar olarak gösterilmiş, bununla birlikte diğer
https://www.ogm.gov.tr/ekutuphane/Yayinlar/Orman%20Varl%C4%B1%C4%9F%C4%B1m%C4%B1z.pdfhttps://www.ogm.gov.tr/ekutuphane/Yayinlar/Orman%20Varl%C4%B1%C4%9F%C4%B1m%C4%B1z.pdf
18
ağaçlık alan miktarı ise 10 milyon 310 bin hektar olarak belirtilmiştir. Ormanların yüzde
87,8’i koru, yüzde 12,2’si baltalık olarak işletilmekte olup, orman alanındaki değişim aynı
zamanda servet dağılımını da etkilemektedir. 1973-2015 yılları arasında ülkemiz ormanlarının
dikili serveti 676 milyon m3 artmıştır. Bu artış, yeni ormanların tesisi, baltalık ormanları ile
bozuk orman alanlarındaki azalışa bağlı olarak koru orman alanı payının yükselmesinden
kaynaklanmaktadır.
1973 yılında ormanlardaki toplam yıllık artım 28 milyon m3 iken; ormancılık
uygulamaları sonucunda yıllık artım 2015 yılında 45 milyon 904 bin m3’e ulaşmıştır. Bu
sonuç üzerinde koru orman alanı payının artış etkisi olmakla birlikte, yeni orman alanlarının
kazanılması ve ormanlara yapılan bakım çalışmalarının etkisi büyüktür. Diğer taraftan,
Türkiye'de orman alanlarının coğrafi bölgelere göre dağılımının homojen olmadığı
bilinmektedir. Şekil 5’te orman varlığımızın coğrafi bölgelere göre dağılımı ortaya
konulmaktadır.
Şekil 5: Orman Varlığımızın Coğrafi Bölgelere Göre Dağılışı
Kaynak: OGM, 2012.
Şekil 5’te görüldüğü üzere, orman alanlarımız çok büyük bir oranda Karadeniz,
Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde toplanmış, buna karşılık İç Anadolu, Doğu Anadolu
ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ise orman örtüsü bakımından yoksul alanlar olarak ön plana
çıkmıştır.
Coğrafi konumu itibarıyla Akdeniz iklim kuşağında yer alan ülkemizde
ormanlarımızın büyük bir bölümü yangın tehdidi altında bulunmakta olup, toplam ormanlık
alanın yüzde 60’ını birinci ve ikinci derece yangına hassas alanlar oluşturmaktadır. Bu
nedenle, orman yangınları ülkemiz ormancılığının öncelikli konuları arasında yer almaktadır.
Orman yangınlarının çıkmasına ve yayılmasına mani olmak için her türlü fiziki ve beşeri
19
tedbiri almak, orman yangınlarıyla mücadele tekniklerini geliştirmek ve güçlendirmek,
yangına müdahale süresini kısaltarak yangın zararlarını en aza indirmek ve orman
yangınlarında görev alan personeli eğitmek öncelikli ve önemli faaliyetlerimiz arasında yer
almaktadır. Yangın geçiren orman alanlarının yeniden orman örtüsüne kavuşturulması ve
muhtemel orman yangınlarının etkisinin azaltılması maksadıyla “Yanan Alanların
Rehabilitasyonu ve Yangına Dirençli Orman Tesisi Projesi” uygulanmaya başlanmıştır.
2005-2009 döneminde her yıl ortalama 2.103 adet orman yangınına müdahale edilmiş,
11.335 hektar orman alanı zarar görmüştür. 2010-2015 döneminde ise yangın sayısının 2.386
adet/yıl, zarar gören orman alanının ise 5.863 ha/yıl olduğu görülmekte olup, çıkan
yangınların yüzde 41’i ihmal nedeniyle çıkmış yangınlardır. Bununla birlikte çıkan
yangınların yüzde 40’ı faili meçhul yangın olarak kayıtlara geçmiştir. Ülkemiz ile benzer
iklim ve bitki örtüsüne sahip ülkelerdeki yangın durumu karşılaştırıldığında ise, yangın sayısı
değişmekle birlikte yangın başına zarar gören orman alan miktarının azalma eğiliminde
olduğu görülmektedir. Orman yangınlarında sayı ve alan itibarıyla azalma görülmesinin temel
nedeni olarak, yersel ve havadan müdahale araçları ile çok iyi donatılmış ekipmanların ve
uydu-erken uyarı sistemlerinin kullanılması ve bunun yanı sıra çok iyi eğitilmiş yangın
söndürme ve müdahale ekiplerinin sahada zamanlı ve etkili mücadelesinden bahsetmek
güncel gelişmeler açısından mümkündür.18
OGM’nin 2018 yılında hazırladığı Orman Yangınlarıyla Mücadele Değerlendirme
Raporu’nda 2008-2017 yılları arasını kapsayan son 10 yıllık dönemde toplam 23.846 adet
orman yangını meydana geldiği belirtilerek, yıllık ortalama yangın sayısının 2.384 adet
olduğu ifade edilmektedir.
2017 yılında ise toplam 2.411 adet orman yangın meydana gelmiş, Orman Bölge
Müdürlüğü olarak ilk 5 sırayı Antalya (273 yangın), İzmir (233 yangın), Muğla (233 yangın),
Kahramanmaraş (183 yangın) ve İstanbul (173 yangın) almıştır. Yine aynı raporda, 2008-
2017 yıllarını kapsayan son 10 yıllık dönemde ise toplam 90.753 hektar sahanın yanmış
olduğu, yıllık ortalama kayıp miktarının 9.075 hektar ve yangın başına isabet eden sahanın ise
3,81 hektar olduğu açıklanmaktadır. Bu dönemde, en yüksek kaybın 29.749 hektar ile 2008
yılında, en düşük kaybın ise 3.117 hektar ile 2014 yılında olduğu görülmektedir. 2017 yılında
en fazla orman yangını zararı 2.750 hektar ile Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nde
gerçekleşmiştir.
Orman yangınlarıyla mücadelede kara ve hava araçlarının etkin kullanımında dünyada
sayılı orman teşkilatları arasında yer alan OGM Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesi,
ülkemizde yangın söndürme sistemleri ve erken uyarı sistemlerini kurma çalışmalarına da hız
vermiştir. Bu kapsamda, orman yangınlarıyla mücadele faaliyetlerine 2017 yılında yapılan
fiili harcamalarda ve teknolojik yatırımlarda önemli artışlar olduğu da görülmektedir.
OGM’nin 2018 yılında yayınladığı Orman Yangınlarıyla Mücadele Eylem Planı’nda
üç temel strateji olarak; yangın çıkmasına mani olmak (eğitim ve bilinçlendirme), erken uyarı
ve etkin müdahale ve yanan alanların ağaçlandırılması, konuları kararlaştırılmış olup, bu
18 OGM,2016b:31.
20
temel stratejilere bağlı toplam 17 eylem belirlenerek, bu eylemlerin ayrıntılı iş planları
çıkarılmıştır. Orman yangınlarıyla mücadele konusunda yapılan önemli güncel altyapı
yatırımları ile bunlara verilen önem ve gerçekleştirilen harcamalardaki ciddi artışın sonucu
olarak orman yangınlarına ilk müdahale sürelerinin de giderek kısaldığı ve 2003 yılında 40
dakika olan ilk müdahale süresinin, 2016 yılında 15 dakikaya düştüğü gözlenmektedir.19
2017 yılı içinde de yangına hassas Orman Bölge Müdürlüklerinde yangına ilk müdahale
süresi ortalaması 15 dakikanın altında gerçekleşmiştir
Ülkemiz ormanlarının 1973-2010 yılları arasında alan, servet ve artım itibarıyla
gösterdiği gelişim trendi Tablo 7 ve Tablo 8’de gösterilmektedir.
Tablo 7: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Durumu
Yıl Orman
Formu
Normal Orman Bozuk Orman Toplam
milyon
hektar yüzde
milyon
hektar yüzde
milyon
hektar yüzde
1973
Koru 6,2 31 4,7 23 10,9 54
Baltalık 2,7 13 6,6 33 9,3 46
Toplam 8,9 44 11,3 56 20,2 100
1999
Koru 8,2 40 6,2 29 14,4 69
Baltalık 1,8 9 4,5 22 6,3 31
Toplam 10 49 10,7 51 20,7 100
2005
Koru 8,9 42 6,5 31 15,4 73
Baltalık 1,7 8 4 19 5,7 27
Toplam 10,6 50 10,5 50 21,1 100
2010
Koru 9,8 45 6,8 32 16,6 77
Baltalık 1,4 7 3,4 16 4,8 23
Toplam 11,2 52 10,2 48 21,4 100
Kaynak: OSİB, 2010.
Tablo 7. incelendiğinde, 1973 yılında tüm ormanlar içerisinde normal ormanların payı
yüzde 44 iken, bu oranın 2010 yılında yüzde 52 seviyesine ulaştığı görülmektedir. Ayrıca,
makilikler gibi üzerinde ot çalı karışımı bitki örtüsü barındıran bazı alanlar odun üretimi
açısından bozuk olarak nitelenmekte, ancak; su üretimi, gıda güvenliği, yaban hayatı ve
19 OGM 2016c:22.
21
biyolojik çeşitlilik açısından önem arz etmektedir. Bozuk orman olarak nitelendirilen bu
alanların söz konusu özellikleri nedeniyle normal olarak kabul edilmesi gerekmekte,
ormanların “çok amaçlı fonksiyonel planlama” prensiplerine uygun olarak yönetilmesi
gerekmektedir.
Orman alanlarındaki değişim aynı zamanda servet dağılımını da etkilemektedir.
Ormancılıkta servet, dikili vaziyette bulunan ve hacmi kabuklu çaplara dayalı olarak
belirlenen ormancılığın canlı sermayesini içermektedir.
Tablo 8: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Servet Durumu
Yıl Orman
Formu
Normal Orman Bozuk Orman Toplam
milyon m3 yüzde milyon m3 yüzde milyon m3 yüzde
1973
Koru 759 81 54 6 813 87
Baltalık 88 9 34 4 122 13
Toplam 847 90 88 10 936 100
1999
Koru 1.033 86 64 5 1096 91
Baltalık 81 7 24 2 104 9
Toplam 1.114 93 87 7 1201 100
2005
Koru 1129 88 65 5 1194 93
Baltalık 70 5 24 2 94 7
Toplam 1199 93 89 7 1288 100
2010
Koru 1288 90 62 4 1350 94
Baltalık 59 4 19 2 78 6
Toplam 1347 94 81 6 1428 100
Kaynak: OSİB, 2010.
Tablo 8’e göre, 1973-2010 yılları arasında Türkiye ormanlarının dikili serveti yaklaşık
500 bin m3 artmıştır. Bu artış; yeni ormanların kurulumu, baltalık ormanları ile bozuk
ormanlardaki azalış ve koru orman payının yükselmesinden kaynaklanmaktadır. Orman
servetinin yanında yaptığı artım da önemlidir. Artım yaşa bağlı olarak değişmekte, ağaçlar
yaşlandıkça daha az artım gerçekleşmektedir. Ormancılık uygulamaları ile yapılan
müdahaleler, sadece alan ve servet düzeylerini değiştirmekle kalmayıp ormanları oluşturan
ağaçların yaş bileşimlerini ve dolayısıyla artımı da etkilemektedir. Tablo 9’da Türkiye
ormanlarının artım bakımından gösterdiği değişim görülmektedir.
Ormanlarımız 1973 yılında toplam 28 milyon m3 yıllık artım yaparken 2010 yılında
ise, teknik ve planlı ormancılık uygulamaları sonucunda yıllık artım 40 milyon m3’e
ulaşmıştır. Bu sonuç üzerinde koru orman payı ile normal orman payının artış etkisi olmakla
birlikte, teknik ormancılık çalışmaları sonucunda yaşlı ormanlarının yerine genç ormanların
almasının etkisi bulunmaktadır.
22
Ormanları oluşturan ağaç türlerinin gösterdiği çeşitlilik, ormanların hem üretim
yetenekleri hem sağlığı açısından önemlidir. Ormanların içerdiği ağaç türü sayısı arttıkça
farklı kullanımlara uygun ve çok çeşitli odun hammaddesi elde etme olanağı artmaktadır. Bu
durum, odun üretimi açısından bir üstünlük olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, tür
çeşitliliği sayesinde daha dayanıklı ekosistemler oluşmaktadır. Ülke ormanlarında 3 bin tanesi
endemik olmak üzere 10 binden fazla bitki türü ve 150 ana orman ağaç türü bulunmaktadır.20
Tablo 9: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Yıllık Cari Artımı
Yıl Orman
Formu
Normal Orman Bozuk Orman Toplam
milyon m3 yüzde milyon m3 yüzde milyon m3 yüzde
1973
Koru 21 74 1 5 22 79
Baltalık 5 17 1 4 6 21
Toplam 26 91 2 9 28 100
1999
Koru 27 78 2 5 28 83
Baltalık 5 13 1 4 6 17
Toplam 31 91 3 9 34 100
2005
Koru 30 82 2 4 31 86
Baltalık 4 11 1 3 5 14
Toplam 34 93 2 7 36 100
2010
Koru 35 86 1 4 36 90
Baltalık 3 8 1 2 4 10
Toplam 38 94 2 6 40 100
Kaynak: OSİB, 2010.
Ormanların alansal dağılımı, ibreli ve yapraklılar şeklinde sınıflandırılarak Tablo
10’da gösterilmiş, bu gösterimde ormanların bozuk ve normal yapıları dikkate alınmıştır.
Alan, servet ve artım bakımından ibreliler yapraklılara üstünlük göstermektedir. Söz konusu
durum, ibreli türlerin biyolojik üstünlüklerinin doğal bir göstergesidir.
Tablo 10: Ormanlarımızın Ağaç Türleri İtibarıyla Durumu (2015)
Özellikler Orman Formu Ağaç Türleri
Toplam İbreliler Yapraklılar
Alan
(milyon ha) Normal 8,2 4,4 12,6
Bozuk 5,3 4,3 9,6
Toplam 13,5 8,7 22,2
Servet
(milyon m3) Normal 1041,4 498,4 1539,8
Bozuk 43,9 28,0 71,9
Toplam 1085,3 526,4 1611,7
Yıllık Artım
(milyon m3) Normal 29,4 14,4 43,8
Bozuk 1,0 1,0 2,0
Toplam 30,4 15,4 45,8
Kaynak: OGM, 2017.
20OGM, 2006:34.
23
İbreliler içerisinde kızılçam kapladığı alan bakımından (5,4 milyon hektar) en önemli
ağaç türüdür. Bu ağaç türünü karaçam (4,2 milyon hektar) izlemektedir. Ancak, bu türlerin
yetişme ortamlarındaki ot (ağaçsız orman toprağı) ve diğer ağaçsız sahalar dikkate
alındığında, karaçamın daha geniş bir alana yayılması söz konusudur. Yapraklı türler
içerisinde meşe en geniş yayılış alanına (6,4 milyon hektar) sahip ağaç cinsidir. Bunu sırasıyla
kayın (1,7 milyon hektar) ve kızılağaç (95 bin hektar) izlemektedir.21
Orman kaynaklarının tür dağılımını servet ve artım bakımından da incelemek
gereklidir. Daha az alana sahip karaçamın dikili serveti (296 milyon m3), kızılçamın (270
milyon m3) dikili servetinden fazladır. Bu durum yıllık artım konusunda da benzerlik
göstermektedir. Karaçamın yıllık toplam artımı (8,3 milyon m3) kızılçamdan (7,9 milyon m3)
daha fazladır.22 Ancak, yıllık kesilen miktar anlamına gelen eta düzeyleri karşılaştırıldığında,
daha fazla kızılçamın (3,4 milyon m3/yıl) kesildiği, buna karşılık daha az karaçamın (2,7
milyon m3/yıl) piyasaya sürüldüğü görülmektedir. 23 Bu farklılığın nedenleri arasında
kızılçamı gençleştirme kolaylığının olduğu söylenebilir. Ülkemiz sahip olduğu 22,3 milyon
hektar orman alanı ve bu alan üzerinde bulunan 1.7 milyar m3 dikili ağaç serveti ile önemli bir
doğal servete sahip iken sektörün milli ekonomiye katkısının tam olarak bilinmemesi önemli
bir sorundur. Oysa, gerek ihracat ve ithalat yapan, gerekse ülke içinde çalışan binlerce özel
sektör firması bulunmaktadır. Diğer taraftan, başta madencilik olmak üzere, turizm, ambalaj,
ahşap pelet, enerji, mobilya, kâğıt, ilaç gibi sektörler doğrudan veya dolaylı olarak
ormancılıkla ilgili faaliyetlerdir. Orman kaynakları ile bir şekilde bağlantılı olan tüm bu
alanlar büyük bir ekonomik potansiyele sahip olup, bu potansiyelin ortaya çıkarılması ve iyi
yönetilmesi gerekmektedir.24
Ormancılık ve orman ürünleri sektörünün ülkemizdeki en büyük sorunlarından biri de
yeterli hammadde temini ve kapasite kullanımı konusudur. OGM’nin 2015 yılı üretim
programı incelendiğinde, ormanların üretim kapasitesi ve piyasa talepleri göz önüne alınarak
16.637.597 m3 endüstriyel odun ve 5.022.986 ster yakacak odun üretimi gerçekleştirildiği
görülmüştür. Ayrıca, OGM’nin 2011-2015 yıllarında gerçekleştirdiği endüstriyel odun üretim
miktarları ürün çeşitleri itibarıyla Tablo 11’de verilmiştir.
21 OGM, 2006:42. 22 OGM, 2006:44. 23 OGM, 2006:56. 24 OSİB ve TOBB, 2013:19.
24
Tablo 11: OGM Endüstriyel Odun Üretimi (bin m3)
Ürün adı 2011 2012 2013 2014 2015
Tomruk 4.839 5.027 4.629 5.001 5.904
Tel Direk 70.9 59.6 32.6 37.5 54.2
Maden
Direk 685.7 692.9 541.7 570.1 663.6
Sanayi
Odunu 874.1 874.7 701.6 728.9 764.0
Kâğıtlık
Odun 2.383 2.333 2.196 1.966 2.375
Lif Yonga
Odunu 4.662 5.424 5.551 6.608 6.866
Sırık 16.6 10.8 14.2 9.3 10.0
Toplam 13.531 14.422 13.666 14.920 16.636
Kaynak: OGM, 2015.
OGM tarafından 2011-2015 yıllarında gerçekleştirilen endüstriyel odun üretiminin
trend gelişimi Şekil 6’da gösterilmiştir. Bu kapsamda, 2011-2015 yılları arasında kâğıtlık
odun üretimi yıllar itibarıyla hemen hemen aynı kalırken, tel direk, maden direk, sırık ve
sanayi odunu üretiminde yıllar itibarıyla bir düşüş gerçekleştiği, buna karşılık diğer
endüstriyel odunlardan tomruk ve lif yonga odunu üretiminde ise ciddi artışlar sağlandığı
görülmektedir. Toplam endüstriyel odun üretimi açısından bakıldığında ise 2011-2015 yılları
arasında yüzde 23 artışla toplamda 3.1 milyon m3 civarında bir üretim artışı sağlanmıştır.
Şekil 6: OGM Endüstriyel Odun Üretimi
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
14000
16000
18000
Tomruk Tel
Direk
Maden
Direk
Sanayi
Odunu
Kağıtlık
Odun
Lif
Yonga
Odunu
Sırık Toplam
2011
2012
2013
2014
2015
25
OGM’nin Stratejik Planı (2017-2021)’na göre, 22.343 orman köyünde 7.096.483 kişi
yaşamakta olup, ülke nüfusunun yüzde 9’unu oluşturmaktadır. Mülki sınırları içerisinde
devlet ormanı bulunan köyler ile daha önce orman köyü iken 6360 sayılı Kanunla mahalleye
dönüşen yerler orman köyü olarak tanımlanmaktadır. 25
Ormancılık; kâğıt, ahşap ve m