87
T. C. KALKINMA BAKANLIĞI KALKINMA PLANI ON BİRİNCİ (2019-2023) ANKARA 2018 ÇALIŞMA GRUBU RAPORU ORMANCILIK VE ORMAN ÜRÜNLERİ

ON BİRİNCİ - SBB · 2020. 9. 25. · Plan Hedef ve Politikalarının Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle İlişkisi ve Uyumu.52 ... AB Avrupa Birliği ABD Amerika Birleşik

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • T. C.KALKINMA BAKANLIĞI

    KALKINMA PLANION BİRİNCİ

    (2019-2023)

    T.C.KALKINMA BAKANLIĞI

    YÖNETİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜBİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    KALKINMA BAKANLIĞI YAYINLARI BEDELSİZDİR, SATILAMAZ.

    .Ankara 2018

    Necatibey Cad. No: 110/A 06100 Yücetepe - ANKARA Tel: +90 (312) 294 50 00 Faks: +90 (312) 294 69 77

    ANKARA 2018

    ÇA L I Ş MA G R UB U R A P O R U

    ORMANCILIK VE ORMAN ÜRÜNLERİ O

    RM

    AN

    CILIK

    VE OR

    MA

    N Ü

    NLER

    İ - ÇALIȘM

    A G

    RU

    BU

    RA

    POR

    U

  • T.C.KALKINMA BAKANLIĞI

    ON BİRİNCİ KALKINMA PLANI(2019-2023)

    ORMANCILIKVE

    ORMAN ÜRÜNLERİ

    ÇALIŞMA GRUBU RAPORU

    ANKARA 2018

  • Bu çalışma Kalkınma Bakanlığının görüşlerini yansıtmaz.Yayın ve referans olarak kullanılması Kalkınma Bakanlığınıniznini gerektirmez.

    YAYIN NO: KB: 2988 - ÖİK: 770

    Bu yayın 500 adet basılmıştır.

  • i

    İÇİNDEKİLER

    TABLOLAR LİSTESİ ............................................................................................................... ii

    ŞEKİLLER LİSTESİ ................................................................................................................ iii

    KISALTMALAR ....................................................................................................................... iv

    ÇALIŞMA GRUBU ÜYELERİ .................................................................................................v

    YÖNETİCİ ÖZETİ .................................................................................................................. vii

    1. GİRİŞ ....................................................................................................................................1

    2. MEVCUT DURUM ANALİZİ ...........................................................................................2

    2.1. Dünyada Genel Durum ...................................................................................................2

    2.1.1. Uluslararası Standartlar .........................................................................................11

    2.1.2. Uluslararası Yükümlülükler ..................................................................................14

    2.2. Türkiye’de Genel Durum ..............................................................................................15

    2.2.1. Kapsam ve Mevzuat ..............................................................................................27

    2.2.2. Sorumlu Kurum ve Kuruluşlar ..............................................................................28

    2.2.3. Ulusal Politikalar ...................................................................................................29

    2.2.4. Dış Ticaret .............................................................................................................35

    2.2.5. Onuncu Kalkınma Planı Döneminin (2014-2018) Değerlendirilmesi ..................43

    2.2.6. Hedeflere Ulaşılmasının Önündeki Başlıca Sorunlar ............................................44

    2.2.7. İlişkili Temel Alanlardaki Gelişmelerin Rapor Konusu Alana Yansıması ...........47

    2.2.8. Türkiye’deki Dinamikler ve Dünyadaki Eğilimlerin Muhtemel Yansımaları ......49

    3. PLAN DÖNEMİ PERSPEKTİFİ .....................................................................................51

    3.1. Uzun Vadeli Hedefler .......................................................................................................51

    3.2. On Birinci Kalkınma Planı Hedefleri ...............................................................................51

    3.3. Hedeflere Dönük Temel Amaç ve Politikalar ..................................................................51

    3.4. Temel Amaç ve Politikalara Dönük Uygulama Stratejileri ve Tedbirler .........................52

    3.5. Plan Hedef ve Politikalarının Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle İlişkisi ve Uyumu .52

    3.6. Plan Hedeflerini Gerçekleştirmek İçin Yapılması Önerilen Araştırmalar ........................53

    4. SONUÇ VE GENEL DEĞERLENDİRME ........................................................................67

    KAYNAKÇA .............................................................................................................................69

  • ii

    TABLOLAR LİSTESİ

    Tablo 1: Dünya Ormanlarının Kıtasal Değişimi ...........................................................................5

    Tablo 2: Dünyada Orman Ürünlerinin Üretimi ve Ticaretinin Değişimi ......................................8

    Tablo 3: Ormancılık Sektörünün Yarattığı Katma Değer ve Gayrisafi Milli Hasılaya Katkısı ..10

    Tablo 4: Ormancılık Sektöründe Toplam İstihdam ve Ormancılık Sektöründe Çalıştırılan

    İşgücünün Oranı ...........................................................................................................11

    Tablo 5: Başarılı SAY Uygulayan Afrika Ülkeleri ve Uygulama Konuları ...............................14

    Tablo 6: Türkiye Orman Varlığı, Servet ve Artım Dağılımı (2015) ...........................................17

    Tablo 7: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Durumu ....................................20

    Tablo 8: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Servet Durumu ........................21

    Tablo 9: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Yıllık Cari Artımı ....................22

    Tablo 10: Ormanlarımızın Ağaç Türleri İtibarıyla Durumu (2015) ............................................22

    Tablo 11: OGM Endüstriyel Odun Üretimi (bin m3) ..................................................................24

    Tablo 12: Ürün Gruplarına Göre Orman Ürünleri İthalatımız (bin ABD doları) .......................37

    Tablo 13: Orman Ürünleri İthalatımızda Öne Çıkan Ülkeler (bin ABD doları) .........................39

    Tablo 14: Ürün Gruplarına Göre Orman Ürünleri İhracatımız (bin ABD doları) ......................40

    Tablo 15: Orman Ürünleri İhracatımızda Öne Çıkan Ülkeler (bin ABD doları) ........................42

    Tablo 16: On Birinci Plan Dönemi Hedef ve Tedbir Önerileri Matrisi ......................................55

    Tablo 17: Hedefler, Hedeflere İlişkin Tedbir ve Eylem Önerilerinin Dağılımı ..........................67

    Ek Tablo 1: Ürün Gruplarına Göre Ayrıntılı Orman Ürünleri İthalatımız (bin ABD doları) ...73

    Ek Tablo 2: Ürün Gruplarına Göre Ayrıntılı Orman Ürünleri İhracatımız (bin ABD doları) ..74

    Ek Tablo 3: Endüstriyel ve Yakacak Odun Arz-Tüketim Dengemiz .........................................75

  • iii

    ŞEKİLLER LİSTESİ

    Şekil 1: Dünyada Orman Alanlarının Toplam Kara Alanına Göre Oranlarının Dağılımı ............4

    Şekil 2: Dünya’da Orman Kazanan ve Orman Kaybeden Bölgelerin Oransal Dağılımı ..............4

    Şekil 3: Dünya Ormanlarının Kıtalara Göre Durumu ...................................................................6

    Şekil 4: Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerin Yuvarlak Odun Tüketimi .................................9

    Şekil 5: Orman Varlığımızın Coğrafi Bölgelere Göre Dağılışı ...................................................18

    Şekil 6: OGM Endüstriyel Odun Üretimi ...................................................................................24

    Şekil 7: Orman Ürünleri İthalatımız ve İhracatımızdaki Değişim (2001-2016) .........................36

    Şekil 8: Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ...............................................................................53

  • iv

    KISALTMALAR

    AB Avrupa Birliği

    ABD Amerika Birleşik Devletleri

    AFD Fransız Kalkınma Ajansı

    AGM Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü

    AKAKDO Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık

    Ar-Ge Araştırma ve Geliştirme

    ATD Arazi Tahribatının Dengelenmesi

    BM Birleşmiş Milletler

    BMÇMS Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi

    CO2 Karbondioksit

    COP Taraflar Konferansı

    ÇEM Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü

    ÇŞB Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

    DKMP Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü

    FAO Gıda ve Tarım Örgütü

    FRA Orman Kaynaklarının Değerlendirilmesi

    GEF Küresel Çevre Fonu

    GTHB Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

    IFAD Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu

    JICA Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı

    KHK Kanun Hükmünde Kararname

    km Kilometre

    LADA Kurak Alanlarda Arazi Bozulumunun Değerlendirilmesi Projesi

    m3 Metreküp

    MEB Milli Eğitim Bakanlığı

    NFI Finlandiya Ulusal Orman Envanteri

    OGM Orman Genel Müdürlüğü

    ORÜS Orman Ürünleri Sanayi Genel Müdürlüğü

    ORKOOP Orman Kooperatifleri Merkez Birliği

    ORKÖY Orman ve Köy İlişkileri Genel Müdürlüğü

    OSİB Orman ve Su İşleri Bakanlığı

    SAY Sürdürülebilir Arazi Yönetimi

    SGB Strateji Geliştirme Başkanlığı

    SKH Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri

    SRC Kısa Süreli Dönüşümlerle Dikim

    STK Sivil Toplum Kuruluşu

    TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu

    UÇMEP Ulusal Çölleşme ile Mücadele Eylem Planında

    UNCCD Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi

    UNDP Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı

    UNEP-WCMC Birleşmiş Milletler Çevre Koruma ve İzleme Merkezi

    UNFCCC Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi

    UNFF Birleşmiş Milletler Ormancılık Forumu

    WB Dünya Bankası

    WOCAT Koruma Yaklaşımlarına ve Teknolojilerine Küresel Bakış Ağı

  • v

    ÇALIŞMA GRUBU ÜYELERİ

    (Raportör ve Koordinatörler hariç soyadına göre alfabetik olarak sıralanmıştır.)

    RAPORTÖR

    Prof. Dr. Özden GÖRÜCÜ Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    KOORDİNATÖRLER

    Pınar TOPÇU Kalkınma Bakanlığı

    Mehmet TARAKCIOĞLU Kalkınma Bakanlığı

    ÜYELER

    Zahit Mehmet SABAH Ahşabı Geliştiren Teknoloji Ağaç San. ve Tic. A.Ş.

    Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZALP Artvin Çoruh Üniversitesi

    Doç. Dr. Ayhan ATEŞOĞLU Bartın Üniversitesi

    Serhan SONCU Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

    Yıldıray LİSE Doğa Koruma Merkezi

    Fikret KOÇAK Endüstriyel Ağaç Tarımı Sanayi ve Ticaret A.Ş.

    İsmail BELEN Geleceği Önemseyenler Derneği

    Veysel KOLCU Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

    Nisanur ERDEM Hazine Müsteşarlığı

    Prof. Dr. Turgay AKBULUT İstanbul Üniversitesi

    Prof. Dr. Yusuf SERENGİL İstanbul Üniversitesi

    Ayşe ÖZKARA Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü

    Kenan AKYÜZ Orman Genel Müdürlüğü

    Mihtat ATEŞ Orman Genel Müdürlüğü

    Reşat BENLİ Orman Genel Müdürlüğü

    Ahmet ÇELİK Orman Genel Müdürlüğü

    Kenan DÜLGER Orman Genel Müdürlüğü

    Bilal GÜNEŞ Orman Genel Müdürlüğü

    Zekeriya MERE Orman Genel Müdürlüğü

    İsa SERTKAYA Orman Genel Müdürlüğü

    Yunus SEVEN Orman Genel Müdürlüğü

    Muharrem SÖZBİLİCİ Orman Genel Müdürlüğü

  • vi

    İbrahim YÜZER Orman Genel Müdürlüğü

    Eşref GİRGİN Orman Mühendisleri Odası

    Yaşar ÇAKIROĞLU Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)

    Ali KEŞ Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)

    Cafer ORHAN Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)

    Kenan ŞAHİN Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)

    Selim ŞAHİN Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)

    Özlem YAVUZ Orman ve Su İşleri Bakanlığı (ÇEM)

    Etem BOZ Orman ve Su İşleri Bakanlığı (DKMP)

    Aynur GÜNEŞ YILMAZ Orman ve Su İşleri Bakanlığı (SGB)

    Saliha DEĞİRMENCİOĞLU Orman ve Su İşleri Bakanlığı (SYGM)

    Ahmet KAHRAMAN Orta Anadolu Mob. Kağıt ve Orman Ür. İhr. Birliği

    Erdem KAPLAN S.S. Türkiye Ormancılık Koop. Merkez Birliği

    M. Ünal ÖZÜDOĞRU S.S. Türkiye Ormancılık Koop. Merkez Birliği

    Ferhat ÇAKMAK Sarpvilla Mühendislik Mimarlık İnş. San. Tic. A.Ş.

    Prof. Dr. Ahmet TOLUNAY Süleyman Demirel Üniversitesi

    Ersin ERCAN Türk Standartları Enstitüsü

    Prof. Dr. Mustafa ALTINOK Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

    Gülsüm CEBECİ Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

    Duygu KILIÇ Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

    Göksel KORKMAZ Türkiye Orman Ürünleri San. ve İşadamları Derneği

    Kenan SARAÇ Türkiye Orman Ürünleri San. ve İşadamları Derneği

    M. Celalettin AKÇA Ulusal Ahşap Birliği

    Cemil ÜN Yeşil Türkiye Ormancılar Derneği

  • vii

    YÖNETİCİ ÖZETİ

    Sürdürülebilirlik, tüm ülkelerin gelişme yönündeki çabalarına daha kapsamlı ve esaslı

    bir ivme kazandırabilme hedefini öngörmektedir. Ülkemiz açısından sürdürülebilirliğin en

    yoğun uygulandığı ve gerçekleştiği sektörlerden birisi de ormancılık sektörüdür. Orman

    varlığının daha etkin ve verimli yönetilerek toplumun mal ve hizmet ihtiyaçlarının

    karşılanması da Sürdürülebilir Arazi Yönetimi (SAY) ve Sürdürülebilir Orman Yönetimi

    (SOY) yaklaşımlarını ön plana çıkarmaktadır. Ormancılık sektörü, doğaya açık ekosistem

    yönetimini ve bu ekosistemden elde edilen mal ve hizmetlerin katma değeri yüksek ürünlere

    dönüşümünü sağlayan ciddi yatırım ve araştırma gerektiren önemli bir sektördür.

    Karasal ekosistemin ayrılmaz bir parçası olan orman alanlarımız; ülkemiz

    yüzölçümünün yüzde 28,6’sını kapsamakta olup, 2017 yılı itibarıyla 22,3 milyon hektarlık

    alanı oluşturmaktadır. Ormanlarımızdaki odun servetimiz ise 2003 yılında 1,2 milyar m3 iken,

    2015 yılında 1,6 milyar m3’e yükselmiştir. İlaveten, yenilenmiş olan orman amenajman

    planlarına göre, işletme şekilleri baz alındığında ormanlık alanlardan alınan yıllık ortalama eta

    miktarı (dikili kabuklu gövde hacmi olarak); koru ormanlarından 15.942.459 m3, baltalık

    ormanlarından ise 2.372.162 m3 olmak üzere toplamda 18.314.621 m3’tür. Ülkemizde orman

    kaynakları, sürdürülebilir yönetim ilkesi esas alınarak yönetilmekte ve büyük bir kısmı

    devletin hüküm ve tasarrufu altında olmak üzere; Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı

    Orman Genel Müdürlüğü, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ve Doğa

    Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından planlanmakta ve yönetilmektedir.

    Modern yaklaşımların orman kaynakları yönetiminde uygulanması, günümüz doğal

    kaynak yönetim ve planlama tekniklerinin en önemli boyutunu oluşturmaktadır. Modern

    orman kaynakları planlama ve yönetimi optimizasyon tekniklerinin kullanılmasını ve

    yaygınlaştırılmasını önemsemektedir. Bu kapsamda geliştirilecek olan planlama ve yönetim

    anlayışlarının odağında orman kaynaklarının alan, servet, artım gibi ilişkileri son derece önem

    arz etmektedir. Özellikle, büyüme ve artım ilişkileri ile ekosistem hizmetlerinin orman

    kaynakları yönetiminde gelişmenin en önemli göstergelerinden olduğu bilinmektedir. Bu

    kapsamda, yapılan orman envanter çalışmalarına göre 2015 yılında yıllık cari artımın

    toplamda 45,9 milyon m3 ve hektarda 2,1 m3 olduğu hesaplanmıştır. Orman kaynaklarında

    özellikle bakım ve koruma ile gençleştirme çalışmalarının sonucunda alan ve ağaç servetinin

    artışının yanı sıra büyüme ve artım ilişkilerinde de olumlu gelişmelerin olduğu görülmektedir.

    Küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak, orman kaynaklarının modern

    planlanması ve optimizasyon tekniklerine göre yönetiminin sağlanabilmesi için bazı

    uygulamaların gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, ormancılık bilim ve tekniğinin

    gerektirdiği orman bakım tedbirleri, silvikültürel uygulamalar ile ekosistem tabanlı ve

    fonksiyonel amenajman yaklaşımlarının bir sonucu olarak; 2010-2015 döneminde yıllık

    ortalama 545.975 hektar alanda bakım çalışması yapılmış ve Genç Meşcereler Bakım

    Seferberliği Eylem Planı (2012-2016) ve Orman Ağaçlarında Budama Eylem Planı (2015-

    2019) uygulamaya aktarılmıştır.

  • viii

    Stratejik planlama içerisinde yer alan eylem planlarına göre orman kaynaklarının

    sürdürülebilirlik ilkelerine uygun ve biyolojik, teknik, ekonomik ve sosyal boyutlu olarak

    işletilmesi ve yönetilmesi sırasında ormanların en önemli tahribat ve tehdit unsurlarından olan

    biyotik ve abiyotik orman zararlıları ile mücadelede bazı yöntemler uygulanmaktadır.

    Ülkemizde orman zararlıları ile mücadele biyolojik mücadele yöntemi öncelikle

    kullanılmaktadır. Bu gelişmenin sonucu olarak, orman zararlıları ile mücadelede mekanik,

    biyolojik ve biyoteknik tedbirlerin toplam mücadele yöntemleri içindeki alansal payı 2009

    yılında yüzde 81 iken; 2015 yılında yüzde 97,2’ye yükselmiştir. Orman zararlılarının yanı sıra

    coğrafi konumu itibarıyla Akdeniz iklim kuşağında yer alan ülkemizde, ormanlarımızın

    büyük bir bölümü orman yangını tehdidi altında bulunmaktadır. Toplam ormanlık alanın

    yüzde 60’ını birinci ve ikinci derece yangına hassas alanlar oluşturmaktadır. Orman

    yangınlarının önlenmesi, erken müdahale ve söndürülmesi hususlarında kayda değer

    gelişmeler bulunmakla birlikte, 2017 yılında 11.993 hektar orman alanı yangınlarda zarar

    görmüştür. Bu nedenle, orman yangınları ile mücadele ülkemiz ormancılığının öncelikli

    konuları arasında yer almaktadır.

    Orman kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi sonucunda elde edilen odun ve odun dışı

    orman ürün ve hizmetlerinin topluma ve piyasalara sunulması gerekmektedir. Elde edilen bu

    ürün ve hizmetlerin bir bölümü ise ülke dış ticaretine katkı sağlamak üzere ihraç edilmektedir.

    Türkiye İhracat Meclisi’nin 2023 İhracat Strateji Raporu’na göre, 2023 yılında orman ürünleri

    sektörü ihracatının yıllık ortalama yüzde 13,7 oranında bir büyüme ile yaklaşık 16 milyar

    ABD doları olabileceği öngörülmüştür. Orman ürünlerinin katma değeri yüksek ürünlere

    dönüştürülerek gerek iç piyasaya gerekse dış piyasaya arz edilmesi sürecinde orman

    sanayiinin en önemli sorunu olarak hammadde tedariki ve nitelikli işgücü ihtiyacı ön plana

    çıkmaktadır. Ülkemizde orman ürünleri üretiminde dengesiz bir gelişme dikkati çekmekte;

    lif/yonga levha sanayii teknik ve kapasite olarak dünya ölçeğinde başarılı bir gelişme

    gösterirken masif ahşap sektöründe beklenen gelişme sağlanamamaktadır. Piyasaya arz edilen

    odun hammaddesinin endüstrinin ihtiyacını karşılayamadığı ve bir arz açığı olduğu

    gözlenmektedir. Orman kaynakları yönetiminde odun üretiminin yanı sıra odun dışı orman

    ürünleri üretimi de giderek önem kazanmaktadır. Bitkisel ve hayvansal kökenli odun dışı

    orman ürünlerinin envanterinin yapılması, planlanması, işletilmesi ve piyasa

    mekanizmalarının kurulması konusunda önemli çalışmalar yürütülmektedir. Öte yandan,

    sosyo-ekonomik kalkınmalarına katkı sağlamak ve orman idaresiyle aralarındaki ilişkileri

    geliştirmek amacıyla orman köylülerinin desteklenmesine devam edilmektedir.

    Bu raporda, Ormancılık ve Orman Ürünleri Çalışma Grubu tarafından üzerinde

    çalışılan ve politika önerileri geliştirilen konular arasında; ekosistem hizmetleri, orman

    ürünleri sanayiinin sorunları, Ar-Ge, odun dışı orman ürünlerinin değerlendirilmesi ve orman

    köylüleri yer almaktadır. Sonuç olarak, ormancılık sektörünün sahip olduğu değer

    parametreleri ve bu parametrelerin yarattığı makro ve mikro ekonomik büyüklükler ile,

    sektörün ülke içi gayri safi milli hasıla yaratma potansiyeli ve dış̧ ticaret projeksiyonu dikkate

    alındığında, ülkemizin kalkınmasında ve büyümesinde vazgeçilmez bir sektör olduğu ve

    kalkınma politiği açılımlarında öneminin giderek arttığı tespit edilmiştir.

  • 1

    1. GİRİŞ

    Orman kaynakları, ülkemizin yaklaşık yüzde 28,6’sını kaplayan, üzerindeki dikili

    serveti 1,6 milyar m3 olan ve sunduğu ekosistem hizmetleri yanında sağladığı sosyo-

    ekonomik faydalar ile peyzaj değeri ve miras değeri gibi önemli katkıları olan bir

    ekosistemdir. Ülkemizde, söz konusu ekosistemin sürdürülebilirlik amaçları doğrultusunda

    işletilmesi, korunması, genişletilmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda,

    ülkemizde ormancılık çalışmaları yürütülürken teknik, biyolojik, ekonomik ve sosyal boyutlu

    plan ve programlar ile eylem planlarına ağırlık verildiği görülmektedir. Orman kaynaklarının

    planlanması ve işletilmesinde sunduğu çok yönlü hizmetlerin dikkate alınması, sürdürülebilir

    yönetim anlayışı çerçevesinde ormanların korunması, geliştirilmesi ve genişletilmesi

    konularında kayda değer gelişmelerin olduğu bilinmektedir.

    Ormancılık sektörünün ekonomideki ağırlığı ve önemi; Birinci Beş Yıllık Kalkınma

    Planından Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı’na kadar vurgulanmaktadır. Son iki plan

    döneminde ormancılık sektörü incelendiğinde, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013)

    Ormancılık Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda, ormanların “odun hammaddesi ve odun dışı

    orman ürünlerinden oluşan mal ve hizmetlerle ekolojik (toprak koruma, su üretimi, biyolojik

    çeşitlilik, yaban hayatı, karbon tutma gibi) ve sosyal fonksiyonlardan (otlatma-yem,

    rekreasyon, bilimsel araştırma) oluşan hizmetleri” ürettiği belirtilmekte ve sektörde bu üretim

    işleri ile ilgili çalışmalara yer verilmektedir. Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018)

    Sürdürülebilir Orman Yönetimi Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nun odağında ise

    sürdürülebilir ormancılık anlayışıyla korunan alanlarda yapılan ormancılık çalışmalarına,

    orman köyleri ve son zamanlarda hızla talebi artan kentsel yaşam hedefli ormancılık

    faaliyetleri ile çölleşme ve erozyonla mücadele çalışmalarına ağırlık verildiği görülmektedir.

    On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023) Ormancılık ve Orman Ürünleri Çalışma

    Grubu Raporu’nun hazırlık sürecinde; Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) ekseninde

    olmak üzere, ülkemiz ormancılık ve orman ürünleri sektörünün vizyonunu geliştirmek ve

    kalkınma-büyüme ilişkilerindeki ağırlığını artırmak amacıyla, taraf olduğumuz uluslararası

    sözleşmeler ve süreçler ile ulusal düzeydeki ormancılık stratejik planları, ormancılık ana

    planı, bölgesel ve yerel eylem planları katılımcı bir yaklaşımla ve çok boyutlu müzakerelerle

    irdelenmiştir.

    Sonuç olarak, Ormancılık ve Orman Ürünleri Çalışma Grubu Raporu’nda, “ormanların

    sürdürülebilir yönetimi için kurumsal, idari ve beşeri kapasite ile bilgi altyapısının

    geliştirilmesi”, “ormancılıkta sorumluluğu bulunan kuruluşlar arasında etkin koordinasyonun

    sağlanması”, “ormancılık ve orman ürünlerine dayalı üretimde, arz güvenliğinin, koruma-

    kullanma dengesi gözetilerek sağlanması”, “Orman köylülerinin yaşam kalitesinin artırılması

    ve gelir seviyesinin iyileştirilmesi için ekonomik ve sosyal altyapının güçlendirilmesi,”,

    “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile Ekosistem Hizmetlerine yönelik kapasitenin

    geliştirilmesi” ve “Ormancılık alanında araştırma ve geliştirmeye yönelik kurumsal yapının

    bütünleşik planlama ve programlama kapasitesinin artırılması” hedefleri belirlenerek politika

    ve eylem önerileri sunulmuştur.

  • 2

    2. MEVCUT DURUM ANALİZİ

    2.1. Dünyada Genel Durum

    Doğa, canlıların yaşam ortamıdır. Bu ortama, evrensel dilde “habitat” denilmektedir.

    Tüm canlılar habitat içindeki yaşamlarında birbirleri ile fiziksel, kimyasal ve biyolojik

    ilişkiler ve etkileşimler içerisinde dengeli bir yaşam sürdürürler. Bu dengeyi doğal afetler,

    değişen iklim koşulları, arazi bozulumu, aşırı nüfus artışı, plansız ve düzensiz kaynak

    kullanımı gibi nedenler bozmaktadır.

    Dengeyi bozan, doğayı ve doğal kaynakları plansız ve aşırı tüketen unsurlar devreye

    girdiğinde de yaşam ortamı bozulmaya ve sürdürülebilirliğini kaybetmeye başlamaktadır.

    Yaşam ortamı bozulmuş, biyolojik, ekolojik, fiziksel ve ekonomik özelliklerini ve iç bünye

    desteklerini kaybetmiş olan bir ortamda insanlığın yaşamını sürdürmesi zorlaşmakta ve

    çözülmesi büyük kaynaklar ve zaman gerektiren olguların oluşmasına doğru evrilmektedir.1

    Dünya ölçeğinde “çevre koruma” ve “kalkınma” ilişkisinin birlikte ele alındığı ilk

    toplantı olan Rio Zirvesi’nin sonuç bildirgesi beş deklarasyondan oluşmaktadır. Bunlar;

    • Çevre ve Kalkınma Bildirisi,

    • Gündem 21,

    • Ormanların Yönetimi, Korunması ve Sürdürülebilirliğine Yönelik Bildiri,

    • İklim Değişikliği ve Çevre Anlaşması,

    • Biyolojik Çeşitlilik Anlaşması’dır.

    Rio Zirvesi’nde özellikle ormanların sürdürülebilir kullanımına yönelik ilkeler ile

    ormanların sosyo-ekonomik kullanımı ve orman ürünlerinden yararlanma açılarından önemli

    ve ilk düzey çözümlemeler getirilmiştir. Bu gelişmelerden günümüze kadar dünyada

    ormanlar, ormancılık ve orman ürünleri sektörünü ilgilendiren birçok toplantı, zirve ve

    konferans gerçekleştirilmiştir. Tüm bu etkinliklerin odağında orman kaynaklarının etkin ve

    verimli kullanımı ile sürdürülebilirlik ilkesi yer almıştır. Zira, sürdürülebilirliği tehdit altında

    bulunan en önemli ve en geniş doğal ekosistemlerden biri “orman” kaynaklarıdır.

    Sosyal, ekonomik, estetik, rekreasyonel ve biyolojik faydaları olan orman

    kaynaklarının sürdürülebilirliği ülkelerin kalkınma hedef ve politikaları açısından da önemli

    bir servet değeri olarak görülmektedir. Bu kapsamda, “Yeşil Ekonomi” olarak adlandırılan ve

    doğal kapital (servet) ve varlık değerlerinin de kalkınma ve refah ekonomisi parametreleri

    açısından devreye alınması gerektiği tüm dünyanın ilgisini ve dikkatini çekmektedir.

    Dünyadaki Gelişme Eğilimleri

    Dünyamızın toplam yüzey alanının 51 milyar hektar olduğu ve bunun yüzde 71’inin

    sularla kaplı bulunduğu hesaplanmaktadır. 2010 yılı verilerine göre orman alanlarının

    1 Görücü, 2002:15.

  • 3

    yaklaşık 4.03 milyar hektar olduğu ve bunun karalara oranının da yüzde 31 düzeyinde

    bulunduğu belirtilmektedir.2

    2010 yılı itibarıyla tüm dünya ormanlarında bulunan ağaç servetinin yaklaşık

    527 milyar m3 düzeyinde bulunduğu hesaplanmaktadır. Dolayısıyla dünya ormanlarının

    hektarda ortalama 131 m3 ağaç servetine sahip olduğu söylenebilmektedir. Bu ağaç serveti

    düzeyinin yüzde 61’i yapraklı, yüzde 39’luk kısmı ise iğne yapraklı ormanlardan

    oluşmaktadır.2

    Küresel ölçekte ormanlar konusunda en yetkin uluslararası kuruluş olan Birleşmiş

    Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) tarafından yapılan Küresel Orman Kaynakları

    Değerlendirmesi 2015’ ne göre dünyadaki toplam orman alanı 3 milyar 999 milyon hektardır.

    1990 yılında toplam orman alanı miktarı 4 milyar 128 milyon hektar olarak saptanmış olup,

    toplam karasal alanın yüzde 31’ini oluşturmaktadır. Mevcut ormanların yaklaşık yüzde 95’i

    doğal ormanlardan, yüzde 5’i ise plantasyonlardan oluşmaktadır.3

    1990-2000 yılları arasında her yıl yaklaşık 7 milyon hektar orman alanının başka tür

    kullanımlara dönüşmekte olduğu bildirilmektedir. 2000-2005 yılları arasında yaklaşık 4

    milyon hektar, 2005-2010 ve 2010-2015 dönemleri arasında ise yıllık ortalama 3 milyon

    hektar orman alanı kaybedilmiştir. Verilerden anlaşılacağı üzere, orman kaybının hızı

    konusunda bir azalma olmasına karşın, ormansızlaşma süreci dünya genelinde devam

    etmektedir. Burada önemli olan husus, orman kaybının doğal ormanlarda meydana gelmesi

    olup, 2010-2015 yılları arasında doğal ormanlarda ortalama yıllık orman kaybı 6,5 milyon

    hektardır. Buna karşılık, aynı dönemde plantasyon ormanlarında ortalama yıllık 3,3 milyon

    hektarlık artış yaşanmıştır. Böylelikle, net orman kaybı ortalama yıllık 3,2 milyon hektara

    gerilemiştir. Ancak, plantasyon ormanları doğal ormanların sunduğu birçok işlevi daha

    yetersiz düzeyde sunabilmektedir.

    Küresel düzeyde orman alanlarında her yıl ortalama 156.000 orman yangını çıkmakta

    ve yıllık ortalama 20 milyon hektar ormanın yangınlardan çeşitli düzeylerde zarar gördüğü

    bilinmektedir. Orman yangınlarından en çok etkilenen ülkeler arasında Avustralya, Çad,

    ABD, Hindistan ve Kanada yer almaktadır. Bu ülkelerde toplam olarak her yıl ortalama 1

    milyon hektarın üzerinde orman alanı yanarak yok olmaktadır.

    2010 yılı verilerine göre dünyada 2 milyar 969 milyon hektar orman devlet

    mülkiyetinde iken özel mülkiyetteki orman alanı miktarı yalnızca 774 milyon hektardır. 141

    milyon hektar ormanın mülkiyet türü konusunda ise belirsizlik bulunmaktadır. Yine, 2010 yılı

    verileriyle dünya genelinde 12,7 milyon kişi ormancılık iş ve işlemlerinde istihdam

    edilmektedir. Ormancılık sektörünün dünya ekonomisine sunduğu brüt katma değerin 2011

    yılında 606 milyar ABD doları seviyesinde olduğu bilinmektedir.4

    Şekil 1’de dünyada orman alanlarının toplam kara alanına göre oranlarının coğrafi

    olarak dağılımı yansıtılmıştır.

    2 Tolunay, 2013:35. 3 FAO,2015:3. 4 FAO,2015:18.

    http://fao.org/http://fao.org/http://www.fao.org/forest-resources-assessment/en/http://www.fao.org/forest-resources-assessment/en/

  • 4

    Şekil 1: Dünyada Orman Alanlarının Toplam Kara Alanına Göre Oranlarının Dağılımı

    Kaynak: The World Bank-WDI, 2015.

    Şekil 1’e göre, ormanların toplam karasal alana göre en çok yer kapladığı bölge Güney

    Amerika'dır. Kuzey Amerika, Rusya, Orta-Güney Afrika ve Güneydoğu Asya orman

    kaynakları açısından zengin sayılabilecek bölgeler arasındadır. Buna karşılık, Güney

    Amerika'nın güneyi, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Batı Asya ise ormanca fakir bölgeler olarak

    göze çarpmaktadır. Dünya genelinde en fazla orman alanına sahip ilk beş ülke olarak Rusya,

    Brezilya, ABD, Kanada ve Çin ön plana çıkmaktadır. 2010-2015 yılları arasında en fazla

    orman alanı kaybeden ülke Brezilya olup, Endonezya, Myanmar, Nijerya ve Tanzanya onu

    izlemektedir. Buna karşılık, aynı dönemde en fazla orman alanı kazanan ülkeler Çin,

    Avustralya, Şili, ABD ve Filipinler'dir. Şekil 2’de, 2010-2015 yılları arasında orman kazanan

    ve orman kaybeden bölgeleri oransal olarak yansıtmaktadır.

    Şekil 2: Dünya’da Orman Kazanan ve Orman Kaybeden Bölgelerin Oransal Dağılımı

    Kaynak:FAO,2016b.

  • 5

    Şekil 1 ve Şekil 2’den görüleceği üzere, orman kaynakları bakımından zengin olan

    Güney Amerika, Orta-Güney Afrika ve Güneydoğu Asya gibi bölgelerde en fazla orman

    kaybı yaşanırken, Çin, ABD, Hindistan ve Kanada'nın bir kısmında önemli oranda orman

    kazanımı yaşanmıştır.

    Son otuz yıl içinde dünya ormanlarının korunması için yapılan tartışmaların sonucu

    olarak ortaya “ormanların sürdürülebilir yönetimi” anlayışı çıkmıştır. Bütün ülkeler bu

    durumu henüz tam olarak uygulamaya koymadıkları için ormansızlaşma özellikle Afrika ve

    Güney Amerika’daki tropik ormanlarda hızlı bir şekilde devam etmektedir.

    Şekil 3’te ise dünya ormanlarının kıtalar itibarıyla 1990 ve 2000 yıllarındaki durumu

    grafik olarak gösterilmiştir. Burada yer alan bilgilere göre dünyadaki kıtaların yaklaşık yüzde

    30’u ormanlarla kaplı bulunmaktadır. Orman alanlarının yüzde 47’si tropik orman kuşağında,

    yüzde 33’ü boreal orman kuşağında, yüzde 11’i ılıman orman kuşağında ve yüzde 9’u da

    subtropik orman kuşağında bulunmaktadır.

    Tablo 1’de dünya ormanlarının kıtalar itibarıyla 1990 ve 2000 yıllarındaki durumu ve

    bu dönemdeki orman alanlarının değişimi verilmektedir.

    Tablo 1: Dünya Ormanlarının Kıtasal Değişimi

    Kıtalar 1990 Orman Miktarı

    (milyon hektar)

    2000 Orman

    Miktarı

    (milyon hektar)

    1990–2000

    Arasındaki Fark

    (yüzde)

    Afrika 702 650 -7,8

    Asya 551 548 -0,7

    Okyanusya 201 198 -1,8

    Avrupa 1.030 1.039 +0,8

    Kuzey ve Orta

    Amerika 555 549 -1,0

    Güney Amerika 923 886 -4,1

    Toplam 3.963 3.869 -2,2

    Tablo 1 incelendiğinde, on yıl içinde özellikle Afrika’daki tropik orman alanlarının

    yüzde 7,8’inin, Güney Amerika’daki tropik orman alanlarının yüzde 4,1’inin yok edilmiş

    olduğu görülmekte olup, bu alan toplam 94 milyon hektar civarındadır. Bu miktar, Türkiye

    büyüklüğünde bir alanın dünyada ormansızlaşması anlamına gelmektedir. Avrupa orman

    alanlarındaki yüzde 0,8’lik artışın dışında diğer kıtalarda bulunan orman alanlarında bir

    azalma meydana geldiği açıkça görülmektedir.

  • 6

    Şekil 3: Dünya Ormanlarının Kıtalara Göre Durumu

    Kaynak: Kellomaki, 2017.

    Dünyada orman alanlarında meydana gelen bu kayıplar ormanlar üzerindeki sosyal ve

    ekonomik baskının sonucunda ortaya çıkmaktadır. Ormansızlaşma ve verimli ormanların

    bozuk ormanlara dönüşmesinin nedenleri arasında orman alanlarının tarım alanlarına

    dönüştürülmesi ve ormanların iyi yönetilememesi sayılabilir. Aşırı ve plansız kesimler ile

    orman yangınları ve orman içi ve civarındaki köylülerin yakacak gereksinimlerini ormandan

    karşılaması bu bozulmayı artırmaktadır.

    Dünya Bankası’nın 2015 yılı verilerine göre, dünyada orman alanlarının karasal yüzey

    alanlarına göre oranının 1990 yılında yüzde 31,8 iken, 2015 yılında yüzde 30,8’e düştüğü

    rapor edilmektedir.5

    Yapılan periyodik envanter ve değerlendirmeler, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere

    bazı ülke ve bölgelerde ormansızlaşmanın stabilize edildiğini, hatta orman alanlarının bir

    miktar artmakta olduğunu (Avrupa’da yıllık ortalama 881 bin hektar), buna karşılık

    5 The World Bank,2015.

  • 7

    gelişmekte olan ülkelerin ağırlıkta olduğu çoğu ülke ve bölgelerde ormansızlaşmanın halen

    devam ettiğini göstermektedir.

    1980-1990 döneminde yıllık ortalama orman azalması 15,5 milyon hektar iken 1990-

    2000 döneminde bu miktar 9,4 milyon hektara düşmüştür. FAO Forest Resources Assessment

    (FRA) 2010 Raporu’na göre, dünyada orman alanlarındaki azalma 2000-2010 döneminde

    ortalama 5,2 milyon hektar olurken, Türkiye son 10 yılda yaptığı ağaçlandırma ve

    rehabilitasyon çalışmaları ile orman varlığını artıran ülkeler arasında üst sıralarda yer

    almıştır.6

    Dünyadaki ormanların büyük bir kısmı kuzey yarı kürede ve ekvator çevresinde

    bulunmaktadır. Orman alanı en fazla olan kıtalar Avrupa, Güney Amerika ve Kuzey

    Amerika’dır. Rusya Federasyonu, Brezilya, Kanada, ABD ve Çin Halk Cumhuriyeti dünya

    üzerinde en fazla ormana sahip ülkelerdir. Bu ülkeler tüm dünya ormanlarının yüzde 53’üne

    sahiptir. Fransız Guyanası’nın ise tüm yüzölçümünün yüzde 92’si ormanlarla kaplıdır.

    Dünya’da kişi başına yaklaşık 0,6 hektar orman alanı düşmektedir.7

    Diğer taraftan, en fazla orman alanına sahip kıtalar ve toplam dünya orman alanına

    oranları itibarıyla sırasıyla Avrupa (yüzde 46), Kuzey ve Orta Amerika (yüzde 25,7) ve Afrika

    (yüzde 21,8)’dır. Orman bakımından dünyanın en zengin beş ülkesi olan Rusya Federasyonu,

    Brezilya, Kanada, ABD ve Çin toplam ormanlık alanlarının yarısına sahiptir.

    Ahşap malzemenin önemi insan hayatındaki birçok gereksinimi yenilenebilir, kolay

    işlenir ve uygulanır olma özellikleri ile karşılamasından kaynaklanmaktadır. Bu malzeme,

    günümüzde 6.000’den fazla kullanım alanı olması sebebiyle, endüstride ve kalkınmada

    önemli bir yere sahiptir.

    Orman kaynaklarından sağlanan ürünler “oduna dayalı” ve “odun dışı” biçiminde

    temel bir ayrıma tâbi tutulmaktadır. Oduna dayalı ürünler; dikili haldeki ağaçların kesilmesi

    ya da budanması suretiyle elde edilen odunun çeşitli işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen

    kereste, levha, kaplama, parke ve kâğıt gibi son kullanım ürünleri ile enerji elde etme

    gayesine yönelik yakacak odunlardır.

    Odun dışı ifadesi ise hem çok çeşitli odun dışı bitkisel orman ürünlerine (reçine,

    mantar, çeşitli tohum, ot, yaprak gibi) hem de ormana dayalı yine çok çeşitli hizmetlere

    (rekreasyon, karbon tutma, toprak koruma, biyolojik çeşitlilik gibi) işaret etmektedir.

    Tablo 2’de dünyada orman ürünlerinin üretimi ve ticaretinin değişimi özellikle 2000-

    2015 ve 2016 olmak üzere üç dönem halinde verilmiştir. Tablo 2’den anlaşılacağı üzere,

    özellikle odun türevli panel kullanımı ve geri kazanılmış kâğıtların işlenmesi ve

    değerlendirilmesi açılarından dünyada büyük bir değişim ve gelişme olduğu gözlenmektedir.

    6 FAO,2010:23. 7 FAO,2010:14.

  • 8

    Tablo 2: Dünyada Orman Ürünlerinin Üretimi ve Ticaretinin Değişimi

    Ürün Birim

    Üretim İhracat

    2016

    Değişim

    (yüzde)

    2016

    Değişim

    (yüzde)

    2015 2000 2015 2000

    Yuvarlak odun milyon m3 3737 1 8 132 2 11

    Yakacak odun milyon m3 1863 - 5 9 -4 153

    Endüstriyel yuvarlak odun milyon m3 1874 3 11 122 3 7

    Odun peleti milyon ton 29 6 - 17 8 -

    Kerestelik odun milyon m3 468 3 21 147 7 28

    Odun türevli paneller milyon m3 416 4 123 91 7 60

    Kaplama ve kontrplak milyon m3 174 3 161 34 5 56

    OSB, yonga ve lifli levha milyon m3 242 5 102 57 8 62

    Odun hamuru milyon ton 180 2 5 64 6 66

    Diğer lif hamuru milyon ton 12 -7 -19 0.4 -7 20

    Geri kazanılmış kağıt milyon ton 230 1 60 58 2 135

    Kağıt ve karton milyon ton 409 - 26 111 - 13

    Orman ürünleri değeri milyar ABD

    doları 227 -1 57

    Kaynak: FAO, 2016 Stat-Forestry Database.

    Dünya yuvarlak odun üretimi yıllık 3,4 milyar m³ civarında olup, bunun yüzde 53’ü

    yakacak odun, yüzde 47’si endüstriyel odundur. Yakacak odunun yaklaşık yüzde 90’ı

    gelişmekte olan ülkeler tarafından üretilip tüketilmekte iken endüstriyel odun üretiminin

    yüzde 79’u gelişmiş ülkeler tarafından üretilmektedir. Endüstriyel odun üretiminde belli başlı

    ülkeler sırasıyla ABD, Kanada, Rusya Federasyonu, Brezilya ve Çin Halk Cumhuriyeti’dir.

    Yakacak odun üretim ve tüketiminde belli başlı ülkeler; Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti,

    Brezilya ve Endonezya’dır.

    Dünyadaki yıllık uluslararası endüstriyel odun ticareti 123 milyon m³, yakacak odun

    ticareti ise 2,5 milyon m³ civarında gerçekleşmektedir. Son yıllarda Çin Halk Cumhuriyeti

    ithalatçı olarak öne çıkmış, Fransa ve Almanya da ihracat artışı ile dikkat çekmiştir.

    Endüstriyel odunda beli başlı ihracatçı ülkeler Rusya Federasyonu, ABD, Yeni Zelanda,

    Malezya, Kanada ve Almanya iken ithalatçı ülkeler arasında Çin, Japonya, Finlandiya ve

    İsveç gibi ülkeler başta gelmektedir.8

    8 Kök,2009:349.

  • 9

    Dünya ormanlarından elde edilen yuvarlak odunlar genellikle odun işleyen

    endüstrilerde hammadde ve yakacak odun olarak kullanılmaktadır. Şekil 4’te verilen

    grafiklerde dünyadaki yuvarlak odun tüketiminin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki

    durumları ve bunların yıllara göre gelişim trendleri verilmiştir.

    Şekil 4: Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerin Yuvarlak Odun Tüketimi

    Kaynak: Kellomaki,2017.

    Şekil 4 incelendiğinde, 1961 yılı ile 1991 yılı arasında geçen 30 yıllık sürede

    endüstriyel odun tüketiminde yüzde 80’lik bir artış meydana geldiği anlaşılmaktadır. Buna

    karşılık gelişmekte olan ülkelerdeki yakacak odun ve odun kömürü tüketimindeki artış ise

    yüzde 108 olmuştur. Bu artış gelişmekte olan ülkelerdeki hızlı nüfus artışına bağlanmaktadır.

    1991 yılında gelişmiş ülkelerin yakacak odun tüketimi toplam odun tüketiminin sadece yüzde

    16’sını oluştururken gelişmekte olan ülkelerde bu değer yüzde 80 olarak ortaya çıkmıştır.

    Dünya ülkelerinin odun tüketim trendinin bu şekilde devam edeceği ve giderek artacağı

    düşünülmektedir.9

    9 Kellomaki, 2017:16.

  • 10

    Ayrıca, orman ürünleri sektörünün dünyadaki toplam ihracatı 442 milyar ABD doları

    seviyesindedir. Dünya’da sektör ihracatı 8 yılda 1,5 kat büyümüştür ve 2023 yılında 2,2

    katına çıkarak bir trilyon ABD doları düzeyinde bir büyüklüğe ulaşacağı öngörülmektedir.10

    FAO tarafından 2014 yılında yayınlanan “State of the World’s Forest” isimli yayının

    “Enhancing the Socioeconomic Benefits from Forests” versiyonunda dünyada ormancılık

    sektöründe resmi verilere göre 13.2 milyon kişinin çalıştığı, bununla birlikte yaklaşık 41

    milyon kişinin de kayıt dışı çalıştığı vurgulanmaktadır. Kayıt dışı istihdamın ulusal

    istatistiklere yansımaması ile birlikte, özellikle daha az gelişmiş bölgelerde ve ülkelerde

    görüldüğü ifade edilmektedir.

    Yine aynı raporda, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 12’sine karşılık gelen 840 milyon

    kişinin de kendi ihtiyaçları için ormandan yakacak odun ve odun kömürü topladığı

    belirtilmektedir. Ayrıca, Afrika’da birincil enerji ihtiyacının yüzde 27’sinin odundan elde

    edildiği açıklanarak bu oranın Latin Amerika’da yüzde 13 ve Asya Bölgesi’nde ise yüzde 5

    olduğuna işaret edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde de fosil yakıtlardan uzaklaşmak amacıyla

    odun ve odun türevli enerji kaynaklarına talebin giderek arttığı görülmektedir. Örneğin,

    Avrupa’da ve Kuzey Amerika’da yaklaşık 90 milyon insanın ısınma amacıyla odun

    enerjisinden yararlandığı bilinmektedir.11

    Dünya’da bölgeler itibarıyla, 2011 yılına ait ormancılık sektöründe yaratılan katma

    değer ve ormancılığın gayrisafi milli hasılaya katkısı, Tablo 3’te verilmiştir.

    Tablo 3: Ormancılık Sektörünün Yarattığı Katma Değer ve Gayrisafi Milli Hasılaya

    Katkısı

    Bölgeler

    Ormancılık Sektöründe

    Brüt Katma Değer

    (milyar ABD doları)

    Toplam Gayrisafi Milli Hasıla İçinde

    Ormancılık Katma Değerinin Payı

    (yüzde)

    Orman Kereste

    Kâğıt

    ve

    Ürünü

    Toplam Orman Kereste

    Kâğıt

    ve

    Ürünü

    Toplam

    Afrika 11 3 3 17 0,6 0,2 0,1 0,9

    Asya ve

    Okyanusya 84 66 111 261 0,3 0,3 0,5 1,1

    Avrupa 35 61 68 164 0,2 0,3 0,4 0,9

    Kuzey

    Amerika 26 29 61 116 0,2 0,2 0,4 0,8

    Latin

    Amerika

    ve

    Karayipler

    14 12 24 50 0,3 0,2 0,4 0,9

    Dünya 169 170 266 605 0,3 0,3 0,4 1,0

    Kaynak: FAO, 2014b.

    10 TİM, 2010:167. 11 FAO, 2014b:13.

  • 11

    Dünya’da bölgeler itibarıyla ormancılık sektöründeki toplam istihdam ve ormancılık

    sektöründe çalıştırılan işgücünün oranı Tablo 4’te verilmektedir.

    Tablo 4: Ormancılık Sektöründe Toplam İstihdam ve Ormancılık Sektöründe

    Çalıştırılan İşgücünün Oranı

    Bölgeler

    Ormancılık Sektöründe

    İstihdam

    (milyon)

    Ormancılık Sektöründe Çalışan

    İşgücünün Toplamdaki Payı (yüzde)

    Orman Kereste

    Kâğıt

    ve

    Ürünü

    Toplam Orman Kereste

    Kâğıt

    ve

    Ürünü

    Toplam

    Afrika 0.3 0.2 0.1 0.6 0,1 0,1 - 0,2

    Asya ve

    Okyanusya 1.8 2.6 2.5 6.9 0,1 0,1 0,1 0,3

    Avrupa 0.8 1.5 0.9 3.2 0,2 0,4 0,2 0,8

    Kuzey

    Amerika 0.2 0.4 0.5 1.1 0,1 0,2 0,3 0,6

    Latin

    Amerika

    ve

    Karayipler

    0.4 0.6 0.4 1.4 0,1 0,2 0,1 0,4

    Dünya 3.5 5.3 4.4 13.2 0,1 0,2 0,1 0,4

    Kaynak: FAO, 2014b.

    2.1.1. Uluslararası Standartlar

    Dünyada ormanlar ve orman ürünlerine olan ihtiyacın giderek artması ve çeşitlenmesi

    bu kaynağın sürdürülebilir yönetimini gündeme taşımaktadır. Sürdürülebilir Orman Yönetimi

    (SOY) konusu da belli prensipler, standartlar ve yöntemler uygulanmak suretiyle

    gerçekleştirilmektedir.

    Ormancılık ve orman ürünleri sektörlerindeki uluslararası standartlar ve normların

    ortaya konulmasına öncülük eden bazı önemli etkinlikler ise ormancılıkla ilgili uluslararası

    bilimsel toplantılar, Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında ya da diğer örgütlerce yürütülen

    çalışmalar, uluslararası sözleşmeler (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve

    Sözleşmesi-UNFCCC, Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi-UNCCD gibi),

    uluslararası süreçler, hükümetler ve sivil toplum örgütlerinin ortak girişimlerinde ortaya çıkan

    yayınlar ve belgeler, ekonomik ve siyasal gelişmelerin ormancılığa etkisi, Sürdürülebilir

    Orman Yönetimi (SOY) ve ormanların sertifikasyonuna yönelik girişimler, ekosistem

    yönetimi yaklaşımı ve katılımcı yönetim anlayışıdır.

    BM toplantıları ve uluslararası konferansların hemen hemen tümünde, başta

    ormancılık olmak üzere doğal kaynak kullanımı ve insan odaklı bir kalkınma felsefesi ön

    plana çıkarılarak, beşeri ve iktisadi varlıkların sürdürülebilir, katılımcı, şeffaf, verimli ve

    kapsayıcı bir şekilde yönetilmesi üzerinde durulmaktadır. Ormancılık sektörüne yönelik

    ormancılık ekosistem mal ve hizmetlerinin koruma ve kullanma dengesi gözetilerek

    ekosistem tabanlı ve çok amaçlı yönetimi geliştirilmeye çalışılırken, orman ürünleri

  • 12

    sektöründe istihdam yaratıcı, yenilikçi ve katma değeri yüksek ürün ve hizmetlerin üretimi ve

    sunumu yaklaşımı geliştirilmektedir.

    Ülkemizde ormancılık ve orman ürünleri sektörünün gelişmesi için gerek ulusal

    kaynaklar ve gerekse uluslararası kaynaklarla desteklenen birçok araştırma, uygulama ve

    proje yürütülmektedir. Bu kapsamda, ormancılık ve orman ürünleri sektörüne yönelik işbirliği

    yapılan uluslararası kuruluşlar arasında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO),

    Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Dünya Bankası (WB), Fransız Kalkınma

    Ajansı (AFD), Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA), Küresel Çevre Fonu (GEF) ve

    Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) yer almaktadır.

    Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile

    birlikte “Sürdürülebilir Arazi Yönetimi (SAY) ve İklim Dostu Tarım” ve “Türkiye’nin Bozkır

    Ekosistemlerinin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi” projelerini yürütmektedir. Yine,

    Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nde ve FAO’nun Kurak Alanlarda

    Arazi Bozulumunun Değerlendirilmesi Projesi (LADA-Land Degradation Assessment in

    Drylands, 2013) çalışmalarında Arazi Tahribatının Dengelenmesi (ATD), çölleşme, kuraklığa

    uyum ve kırsal kalkınma çalışmalarına daha çok önem verilmesi gerektiği vurgulanmakta ve

    bunlarla ilgili ülke taahhütleri istenerek eylem planı önerileri geliştirilmektedir. Genel

    itibarıyla, Sürdürülebilir Arazi Yönetimi (SAY), ormancılık politikaları ve kurumsal

    kalkınma, orman yönetimi ve korunması, orman ürünleri ve hizmetleri, Kuraklığın etkilerinin

    azaltılması ve ATD konularını kapsayacak olan “FAO-Türkiye Ormancılık Programı”

    önümüzdeki süreç için sektörün gelişimine yönelik önemli bir fırsat alanı olarak

    değerlendirilmektedir.

    Ormancılık ve orman ürünleri sektörüne yönelik olarak, Birleşmiş Milletler Kalkınma

    Programı (UNDP)’nin ülkemizdeki mevcut çalışmaları arasında ise; orman köylerinde güneş

    enerjisi projesi, Entegre Amenajman Planları, Karar Destek Sistemi ve Uzaktan Algılama ile

    envanter, böcek zararlılarıyla mücadele çalışmaları, odun dışı orman ürünleri ve eko-turizmle

    ilgili çalışmalar, orman köylerinde sosyo-ekonomi araştırması, Sürdürülebilir Orman

    Yönetimi Kriter ve Göstergelerini (SOY-KG) ulusal düzeye çekme çalışması yer almaktadır.

    Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) koordinasyonunda ise Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ve

    Fransa Ulusal Orman Ofisi tarafından adaptasyon ve genetik, dağlık alan yönetimi, odun

    üretimi ve pazarlama, ekoturizm gibi sektöre yönelik önemli hususlarda işbirliği programları

    yürütülmektedir.

    Dünya Bankası (WB) tarafından hazırlanan ve ülkemizin ormancılık sektörüne yönelik

    dışarıdan bir bakış sunan “Türkiye: Ormancılık Politika Notu” ise önemli bir belge niteliği

    taşımaktadır. Yine bu belge, sektörel olarak değerlendirilebilecek fırsat alanlarının tespit

    etmesi nedeniyle Türkiye-Dünya Bankası Ülke İşbirliği Stratejisinin uygulanma sürecinde

    kayda değer faydalar sağlayacaktır. Küresel Çevre Fonu (GEF); BM Kalkınma Programı

    (UNDP), BM Çevre Programı (UNEP) ve Dünya Bankası tarafından yönetilen ortak bir çevre

    programıdır. Biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği gibi odak alanları ile ormancılık

    sektöründeki projelere fon sağlayarak destek olmaktadır.

  • 13

    Bunlara ek olarak, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Japon Uluslararası İşbirliği

    Ajansı (JICA) ile birlikte gerçekleştirdiği “Çoruh Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi” ve

    Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) işbirliğiyle yürüttüğü “Murat Nehri Havzası

    Rehabilitasyon Projesi” gibi entegre havza yönetiminin esas alındığı ve orman köylülerinin

    kalkındırılmasının hedeflendiği projeler gerçekleştirilmektedir.

    Başarılı Ülke Uygulamaları

    Fransa’da 2004-2007 yılları arasında uygulanan “Söğüt Koruları ile Su Kalitesinin

    İyileştirilmesi” isimli projenin toplam bütçesi 2.202.400 Avro’dur. Projenin genel hedefi, su

    kalitesinin yeniden sağlanması için Breton bağlamına uygun olarak Avrupa’da söğüt

    korularının kısa süreli rotasyon kültürünün teşvik edilmesinin çevresel ve ekonomik faydaları

    kadar verimliliğini de gözler önüne sermektir. Söğüt ağaççıklarının kısa süreli dönüşümlerle

    dikilmesi (SRC), bu sorunlara cevap olabilecek bir nitelik taşımaktadır. SRC genellikle, sık

    bir biçimde dikilmiş, yüksek verimli söğüt ve kavak ağaçları içeren bir enerji mahsulüdür. Bu

    odunsu katı biyokütle, merkezi ısıtma, elektrik santralleri gibi uygulamalarda tek başına ya da

    diğer yakıtlarla birlikte kullanılabilmektedir. Nitrojen ve fosfor gibi besin maddeleri

    bakımından zengin olup gölcüklerden ve su arıtımından geçmiş olan atık sular, söğüt koruları

    oluşturmak için kullanılan arazilere uygulanabilmekte, bu da besin maddelerini ve diğer atık

    unsurlarını ortadan kaldırmak için etkili bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Söğüt

    köklerinin yüzeye yakın yerleştirilmesi, kökleri birbirine sık biçimde dikilmesiyle

    birleştiğinde bu, SRC’nin bir bitki filtresi olarak kullanılmasını elverişli kılmaktadır.

    Topraktaki fauna, bitkiye uygulanan kirli suları ayrıştırır, toprak partikülleri söğüte giden

    besin maddelerinin elde edilebilirliğini denetler ve söğüt de kirli sulardan gelen besin

    maddelerinin bir kısmını ya da hepsini emmektedir. Lağım suları/çamurları, geleneksel

    mahsullere uygulanamadığında SRC’ye uygulanabilmektedir.

    Kore Cumhuriyeti geleneksel olarak ormanları kereste, yakacak odun ve mantar ve

    yabani yeşil bitkiler gibi odun dışı orman ürünleri için kullanmışlardır. 1950'lerde ve

    1960'larda dünyanın en fakir ve en az gelişmiş ülkelerinden birisi olan Kore Cumhuriyeti

    ormanlarının yarısı ormanlık alanların tarımsal alanlara dönüştürülmesi, ormanlardan ısınma

    ve kereste ihtiyacı için aşırı kesim yapılması nedeniyle kaybedilmiştir. Bu ormansızlaşma

    şiddetli erozyona, kuraklık ve sel baskınlarının etkilerinin artmasına ve tarımsal üretimin

    azalmasına, neticede can ve mal kaybına neden olmuştur. Fakirlik nedeniyle gıda

    ihtiyaçlarının ormanlardan karşılanması yoluna gidilmiş, plansız, düzensiz ve aşırı kullanım

    ise daha fazla ormansızlaşma ve gıda güvenliği için daha fazla tehdit oluşturur hale gelmiştir.

    Bu kısır döngüyü kırmak için 1960'lı yıllardan itibaren yoğun bir orman rehabilitasyon

    programı başlatılmış olup, bunun devamı olarak “Orman Rehabilitasyon Planı"nı hayata

    geçirilmiştir. Bu başarılı çalışmaların sonunda, başta yukarı havzalar ve dağlık orman

    havzalarında geri gelen ormanların, başta tarımsal afetlerin önlenmesine ve gıda üretimi için

    sağlam bir temel oluşturmaya yardımcı olduğu, ayrıca yoksulluğun giderilmesine büyük bir

    katkı verdiği, neticede ulusal ekonominin gelişmesi için temel alt yapılardan birini

    oluşturduğu hükümet tarafından görülmüş ve kabul edilmiştir.

  • 14

    Orman kaynaklarının yönetimi ve orman endüstrisinin birlikte ülke ekonomisine

    önemli katkısı bakımından Finlandiya’nın yüzölçümünün yüzde 75’inin ormanlarla kaplı

    olmasının büyük önemi vardır. Finish National Forest Inventory (NFI)’ya göre Finlandiya’da

    1971-2013 yılları arasında ağaç serveti hacmi yüzde 40 oranında artmıştır. Orman endüstrisi

    oldukça gelişmiş durumda olan Finlandiya’da 44.000 kişinin istihdam edildiği ve

    yenilenebilir hammadde kullanan orman ürünleri sektöründe 2014’te 11,3 milyar Avro ihracat

    gerçekleştirildiği belirtilmektedir. 2016 yılında ülkenin toplam ihracatının yüzde 22’sini

    orman ürünleri endüstrisinin oluşturduğu bilinmektedir. Son yıllarda bir değişim içerisinde

    olan Finlandiya’da orman ürünleri sektörü, kağıt dışında fosil yakıtlara bir alternatif olarak

    ahşap bazlı yakıtlar gibi yeni ürünler üzerine çalışmaktadır. Finlandiya’nın 2025 yılı planları

    doğrultusunda biyo-ekonomi konusunda model bir ülke olma hedefi ile yenilenebilir

    hammadde kaynağı olan ormanlar “Yeşil Altın” olarak tanımlanmakta ve bu tür

    hammaddelerin tüketimi teşvik edilmektedir. Bu teşvike verilebilecek en önemli örneklerden

    bir tanesi inşaat sektörüdür. Finlandiya’da toplam yapı malzemelerinin yüzde 40’ını ahşap

    ürünleri oluşturmakta ve ahşap kullanımı artarak desteklenmektedir.12

    Koruma Yaklaşımlarına ve Teknolojilerine Küresel Bakış Ağı (WOCAT) tarafından

    2011 yılında hazırlanan “Sustainable Land Management in Practice” adlı yayının “Guidelines

    and Best Practices for Sub-Saharan Africa Field Application” isimli eserinden Sürdürülebilir

    Arazi Yönetimi (SAY) açısından başarılı uygulamalar yapan Afrika ülkelerinin uygulama

    konuları ve vaka projeleri tespit edilerek Tablo 5’te verilmiştir.

    Tablo 5: Başarılı SAY Uygulayan Afrika Ülkeleri ve Uygulama Konuları

    SAY Uygulama Konusu Ülkeler

    Entegre Toprak Gübreleme Yönetimi Mali, Kamerun, Burkina Faso, Zimbabve

    Korumalı Tarım Kenya, Gana

    Yağmur Suyu Hasadı Nijer, Zambiya, Etiyopya

    Küçük Alanlarda Sulama Yönetimi Senegal, Nijer, Eritre

    Eğimli Alan Önlemleri Cape-Verde, Kenya, Etiyopya

    Tarımsal Ormancılık (karma sistemler) Tanzanya, Togo, Kenya, Nijer, Burkina Faso

    Entegre Tarım ve Hayvancılık Yönetimi Nijer, Etiyopya, Togo

    Mera ve Otlak Yönetimi Tanzanya, Nijer, Güney Afrika

    Sürdürülebilir Plantasyon Ormanı Yönetimi Senegal, Eritre, Nijer

    Kurak Alanlarda Sürdürülebilir Orman Yönetimi (SOY)

    Burkina Faso, Madagaskar

    Sürdürülebilir Yağmur Ormanı Yönetimi Kamerun

    Ekosistem Hizmetleri Burkina Faso, Kenya, Tanzanya, Nijer

    Yerel ve Yenilikçi SAY Sistemleri Nijer, Uganda, Kenya, Burkina Faso, Gana,

    Madagaskar

    Kaynak: WOCAT, 2011.

    2.1.2. Uluslararası Yükümlülükler

    2000 yılı birçok sektörde değişim ve dönüşüm getirdiği gibi ormancılık alanında da

    yeni oluşum ve yaklaşımın doğmasına yol açmıştır. Bu kapsamda, 2000 yılında BM

    12 Natural Resources Institute Finland, 2017.

  • 15

    Ormancılık Forumu oluşturulmuş ve Bin Yıl Kalkınma Hedefleri ortaya konulmuştur. Bunu

    takiben, 2002 yılında Rio+10 ve 2006 yılında da Küresel Ormancılık Hedefleri tüm dünya

    ülkelerinin birlikte hareket ettiği ve üzerinde uzlaştığı ormancılık, biyolojik çeşitlilik,

    fakirliğin azaltılması ve gençler ile cinsiyet eşitliği gibi dezavantajlı gruplarında doğal

    kaynakların yönetimi ve kullanımında göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulanmıştır.

    BM düzeyinde ülkelere tavsiye ve izleme niteliğinde olan bu gelişmeler 2007 yılında

    yasal bağlayıcılığı olmayan BM Ormancılık Sözleşmesinin doğmasına ve benimsenmesinin

    önünü açmıştır. Ülkelerin ormancılık konusunda birlikte farkındalık yaratma amacıyla 2011

    yılında “Uluslararası Orman Yılını” benimsemeleri bir diğer önemli ve güçlü bir girişim

    olarak görülmektedir. Doğal kaynakların sürdürülebilirlik prensipleri içerisinde ülkelerin

    kalkınma ve büyüme projeksiyonlarına dahil edilerek sektörel açılım, inovasyon ve istihdam

    yaratılmasının ilk işaretleri 2012 yılında Rio+20 ve Yeşil Ekonomi oluşumudur. Tüm bu

    gelişmelerin sonucunda BM düzeyinde 2015 yılında yasal bağlayıcı BM Ormancılık

    Sözleşmesi kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.

    Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2015 yılında Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’ni

    toplayarak “2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini (SKH)” kabul etmiştir. Her boyutuyla

    yoksulluğun ortadan kaldırılmasını hedefleyen bu önemli küresel girişimin toplam 17 adet

    hedefi bulunmaktadır. Sürdürülebilir kalkınmanın ilerlemesini sağlamak için ortaya konulan

    küresel hedeflerden 15 numaralı “Karasal Yaşam” kapsamında, daha uygulanabilir bir

    ekolojik sistemin sağlaması için tüm olumsuzlukları azaltma veya tersine çevirme konusunda

    taahhütler söz konusudur. Bu çerçevede, SKH-15’in amacı, karasal ekosistemlerin

    sürdürülebilir kullanımında mevcut değerleri korumak, iyileştirmek ve desteklemek,

    ormanları sürdürülebilir bir şekilde yönetmek ve geliştirmek, çölleşmeyle mücadele etmek,

    arazi bozulmasını durdurmak veya tersine çevirmek ile biyolojik çeşitlilik kayıplarını

    durdurmaktır. Bahse konu hedefe bağlı olarak 15.3 maddesinde; “2030 yılına kadar, çölleşme

    ile mücadele edilmesi, çölleşme, kuraklık ve sellerden etkilenen araziler dâhil bozulmuş arazi

    ve toprakların rehabilite edilmesi, dünyanın arazi tahribatının dengelenmesinde çaba

    göstermesi”, olarak kabul edilmiştir.13

    2.2. Türkiye’de Genel Durum

    Orman Genel Müdürlüğü (OGM)'nün 2015 yılında yayımladığı Türkiye Orman

    Varlığı verilerine göre, ülkemiz orman varlığı 22.342.935 hektar ile ülke yüzölçümünün

    yüzde 28,6’sını kaplamaktadır. Bu alan içerisinde normal kapalı orman alanı 12.704.148

    hektar ile toplam ormanlık alanının yüzde 56,9’unu, boşluklu kapalı orman alanı ise

    9.638.787 hektar ile toplam ormanlık alanın yüzde 43,1’ini oluşturmaktadır.14

    Tüm uluslararası oluşum, süreç ve sözleşmelere aktif olarak katılan ve taraf olan

    ülkemiz 1994 yılında Paris'te kabul edilerek Aralık 1996'da yürürlüğe giren UNCCD

    Sözleşmesi’ne 1998 yılında 4340 sayılı Kanun ile taraf olmuştur. Akdeniz kuşağında yer alan

    ve çölleşme ve erozyon kontrolü konularında çok büyük tecrübesi olan ülkemizde 2011

    13 Topçu ve Erpul, 2017. 14 OGM, 2015:32.

  • 16

    yılında 645 sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun

    Hükmünde Kararname ile Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü (ÇEM)

    kurulmuştur.

    ÇEM’in çölleşme ile mücadele ve erozyon kontrolü gibi konularda ulusal ve

    uluslararası işbirlikleri içerisinde başarılı projeler yürütmesi ve bölgesel düzeydeki program

    ve projelere katılmaya özen göstermesinin bir sonucu olarak sözleşmenin 4. Eki olan Kuzey

    Akdeniz Bölgesel Uygulamasında Arnavutluk, Kıbrıs, Yunanistan, İsrail, İtalya, Malta,

    Portekiz ve Slovenya ile birlikte yer alarak Kuzey Akdeniz Bölgesel Koordinasyon Ofisinin

    2016 yılında İstanbul’da kurulmasını sağlamıştır. Bu kapsamda, 193 ülke ile Avrupa

    Birliği'nin taraf olduğu söz konusu Sözleşme, çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini

    hafifletmeyi amaçlamaktadır.

    Yine, ÇEM’in koordinasyonunda hazırlanan Çölleşme ile Mücadele Ulusal Stratejisi

    (2015-2023) ise 24.07.2015 tarihli ve 29424 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe

    girmiştir. 15 ÇEM’in çölleşme ve erozyonla mücadele konularında ulusal ve uluslararası

    yükümlülüklerin de verdiği görevler çerçevesinde yürütülen birçok başarılı proje ve eylem

    planının önemli olanları aşağıda sıralanmıştır:16

    • Çölleşme ile Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı İzleme ve Değerlendirme ve

    Raporlama Sistemi,

    • Çölleşme ile Mücadele Ulusal Eylem Planı Değerlendirme Raporu,

    • Türkiye Arazi Tahribatının Dengelenmesi Ulusal Raporu,

    • Çölleşmenin İzlenmesi ve Arazi Verimliliğinin Değerlendirilmesi,

    • Türkiye Toprak Organik Karbonu Modeli ve Haritalanması,

    • Ulusal Arazi Örtüsü Kullanımı Sınıflandırma ve İzleme Sistemi,

    • Erozyonla Mücadele Eylem Planı.

    Ayrıca, 2015 yılında ülkemiz ev sahipliğinde Ankara’da yapılan Birleşmiş Milletler

    Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin 12. Taraflar Konferansı (COP12)’na 193 ülkeden

    çeşitli düzeylerde delege katılmıştır. Çölleşme ve arazi bozulumu konularında önemli gündem

    maddelerinin tartışıldığı ve müzakere edildiği COP12 Taraflar Konferansı’nda Arazi

    Tahribatının Dengelenmesi (ATD) ve arazi bozulumunun ekonomisi konuları ile hükümetler

    düzeyinde bilim politika ara yüzünün kurulması ve işletilmesi konuları karara bağlanmıştır.

    Bu toplantıda, ülkemizin başlattığı “Ankara İnisiyatifi” yaklaşımı taraf ülkeler tarafından

    kabul görmüş ve ülkelerin arazi bozulumunu iyileştirme ve dengeleme ile çölleşmenin

    önlenmesi konusundaki taahhütleri bu inisiyatif kapsamında değerlendirilmiştir.17

    Kurak ve yarı-kurak iklim kuşağında yer alan ülkemiz orman varlığı açısından çok

    zengin bir ülke olmamakla birlikte özellikle son yıllarda ağaçlandırma ve orman yangınları ile

    mücadele konularında gösterdiği yüksek performans ve başarılı teknik ormancılık çalışmaları

    neticesinde dünya ülkeleri arasında üst sıralarda yerini almıştır.

    15 ÇEM, 2018. www.cem.gov.tr 16 ÇEM, 2016:16. 17 ÇEMGM, 2015:1.

  • 17

    Tablo 6’da dikkat çekici bir husus olarak, her üç gösterimde "boşluklu kapalı" olarak

    tanımlanan sütundur. Türkiye ormancılık literatüründe son birkaç yıla kadar bu tür bir kavram

    kullanılmamıştır. Örneğin, OGM'nin 2012 yılında yayımladığı bir önceki Türkiye Orman

    Varlığı Kitabında boşluklu kapalı orman yerine "bozuk orman" kavramı kullanılmıştır ve

    Türkiye ormancılık literatüründe yaygın ve geçerli olan kavram da budur. Buna karşılık

    uluslararası ormancılık literatüründe ise bu iki kavram da kullanılmamaktadır. Zira, FAO’nun

    Forest Resource Assessment (FRA) raporlarında bu tür alanlar orman rejimi içerisinde

    gözükmemekte ve ülke raporu ile çelişkili durumlar yaratmaktadır. Bu kavramların anlattığı

    söz konusu alanda ağaçların tepe çaplarının toprağı yüzde 10'dan daha az bir oranda örttüğü

    gerçeğidir. Bu tür alanlar uluslararası literatürde herhangi bir şekilde orman olarak değil,

    “diğer ağaçlık alan” olarak tanımlanmaktadır.

    Tablo 6: Türkiye Orman Varlığı, Servet ve Artım Dağılımı (2015)

    Ormanlık Alan Dağılımı

    İşletme Şekli

    Normal Kapalı Boşluklu Kapalı Toplam

    hektar yüzde hektar yüzde hektar yüzde

    Koru 11.919.061 54 7.700.657 34 19.619.718 88

    Baltalık 785.087 3 1.938.130 9 2.723.217 12

    Toplam 12.704.148 57 9.638.787 43 22.342.935 100

    Ağaç Servetinin Dağılımı

    İşletme Şekli

    Normal Kapalı Boşluklu Kapalı Toplam

    m3 yüzde m3 yüzde m3 yüzde

    Koru 1.506.131.410 93 59.996.731 4 1.566.128.141 97

    Baltalık 33.692.118 2 11.953.934 1 45.646.052 3

    Toplam 1.539.823.528 95 71.950.665 5 1.611.774.193 100

    Yıllık Cari Artımın Dağılımı

    İşletme Şekli

    Normal Kapalı Boşluklu Kapalı Toplam

    m3 yüzde m3 yüzde m3 yüzde

    Koru 42.322.876 92 1.484.455 3 43.807.331 95

    Baltalık 1.511.561 3 585.191 2 2.096.752 5

    Toplam 43.834.437 95 2.069.646 5 45.904.083 100

    Kaynak: OGM,2015.

    Yine, uluslararası geçerli bilimsel anlayışa göre bir ağaçlık alanın orman sayılabilmesi

    için aranması gereken şartlardan biri ağaçların tepelerinin toprağı yüzde 10'dan fazla örtmesi

    gerekliliğidir. Bu nedenle, Küresel Orman Kaynakları Değerlendirmesi 2015'te Türkiye'nin

    orman alanı miktarı 11 milyon 715 bin hektar olarak gösterilmiş, bununla birlikte diğer

    https://www.ogm.gov.tr/ekutuphane/Yayinlar/Orman%20Varl%C4%B1%C4%9F%C4%B1m%C4%B1z.pdfhttps://www.ogm.gov.tr/ekutuphane/Yayinlar/Orman%20Varl%C4%B1%C4%9F%C4%B1m%C4%B1z.pdf

  • 18

    ağaçlık alan miktarı ise 10 milyon 310 bin hektar olarak belirtilmiştir. Ormanların yüzde

    87,8’i koru, yüzde 12,2’si baltalık olarak işletilmekte olup, orman alanındaki değişim aynı

    zamanda servet dağılımını da etkilemektedir. 1973-2015 yılları arasında ülkemiz ormanlarının

    dikili serveti 676 milyon m3 artmıştır. Bu artış, yeni ormanların tesisi, baltalık ormanları ile

    bozuk orman alanlarındaki azalışa bağlı olarak koru orman alanı payının yükselmesinden

    kaynaklanmaktadır.

    1973 yılında ormanlardaki toplam yıllık artım 28 milyon m3 iken; ormancılık

    uygulamaları sonucunda yıllık artım 2015 yılında 45 milyon 904 bin m3’e ulaşmıştır. Bu

    sonuç üzerinde koru orman alanı payının artış etkisi olmakla birlikte, yeni orman alanlarının

    kazanılması ve ormanlara yapılan bakım çalışmalarının etkisi büyüktür. Diğer taraftan,

    Türkiye'de orman alanlarının coğrafi bölgelere göre dağılımının homojen olmadığı

    bilinmektedir. Şekil 5’te orman varlığımızın coğrafi bölgelere göre dağılımı ortaya

    konulmaktadır.

    Şekil 5: Orman Varlığımızın Coğrafi Bölgelere Göre Dağılışı

    Kaynak: OGM, 2012.

    Şekil 5’te görüldüğü üzere, orman alanlarımız çok büyük bir oranda Karadeniz,

    Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde toplanmış, buna karşılık İç Anadolu, Doğu Anadolu

    ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ise orman örtüsü bakımından yoksul alanlar olarak ön plana

    çıkmıştır.

    Coğrafi konumu itibarıyla Akdeniz iklim kuşağında yer alan ülkemizde

    ormanlarımızın büyük bir bölümü yangın tehdidi altında bulunmakta olup, toplam ormanlık

    alanın yüzde 60’ını birinci ve ikinci derece yangına hassas alanlar oluşturmaktadır. Bu

    nedenle, orman yangınları ülkemiz ormancılığının öncelikli konuları arasında yer almaktadır.

    Orman yangınlarının çıkmasına ve yayılmasına mani olmak için her türlü fiziki ve beşeri

  • 19

    tedbiri almak, orman yangınlarıyla mücadele tekniklerini geliştirmek ve güçlendirmek,

    yangına müdahale süresini kısaltarak yangın zararlarını en aza indirmek ve orman

    yangınlarında görev alan personeli eğitmek öncelikli ve önemli faaliyetlerimiz arasında yer

    almaktadır. Yangın geçiren orman alanlarının yeniden orman örtüsüne kavuşturulması ve

    muhtemel orman yangınlarının etkisinin azaltılması maksadıyla “Yanan Alanların

    Rehabilitasyonu ve Yangına Dirençli Orman Tesisi Projesi” uygulanmaya başlanmıştır.

    2005-2009 döneminde her yıl ortalama 2.103 adet orman yangınına müdahale edilmiş,

    11.335 hektar orman alanı zarar görmüştür. 2010-2015 döneminde ise yangın sayısının 2.386

    adet/yıl, zarar gören orman alanının ise 5.863 ha/yıl olduğu görülmekte olup, çıkan

    yangınların yüzde 41’i ihmal nedeniyle çıkmış yangınlardır. Bununla birlikte çıkan

    yangınların yüzde 40’ı faili meçhul yangın olarak kayıtlara geçmiştir. Ülkemiz ile benzer

    iklim ve bitki örtüsüne sahip ülkelerdeki yangın durumu karşılaştırıldığında ise, yangın sayısı

    değişmekle birlikte yangın başına zarar gören orman alan miktarının azalma eğiliminde

    olduğu görülmektedir. Orman yangınlarında sayı ve alan itibarıyla azalma görülmesinin temel

    nedeni olarak, yersel ve havadan müdahale araçları ile çok iyi donatılmış ekipmanların ve

    uydu-erken uyarı sistemlerinin kullanılması ve bunun yanı sıra çok iyi eğitilmiş yangın

    söndürme ve müdahale ekiplerinin sahada zamanlı ve etkili mücadelesinden bahsetmek

    güncel gelişmeler açısından mümkündür.18

    OGM’nin 2018 yılında hazırladığı Orman Yangınlarıyla Mücadele Değerlendirme

    Raporu’nda 2008-2017 yılları arasını kapsayan son 10 yıllık dönemde toplam 23.846 adet

    orman yangını meydana geldiği belirtilerek, yıllık ortalama yangın sayısının 2.384 adet

    olduğu ifade edilmektedir.

    2017 yılında ise toplam 2.411 adet orman yangın meydana gelmiş, Orman Bölge

    Müdürlüğü olarak ilk 5 sırayı Antalya (273 yangın), İzmir (233 yangın), Muğla (233 yangın),

    Kahramanmaraş (183 yangın) ve İstanbul (173 yangın) almıştır. Yine aynı raporda, 2008-

    2017 yıllarını kapsayan son 10 yıllık dönemde ise toplam 90.753 hektar sahanın yanmış

    olduğu, yıllık ortalama kayıp miktarının 9.075 hektar ve yangın başına isabet eden sahanın ise

    3,81 hektar olduğu açıklanmaktadır. Bu dönemde, en yüksek kaybın 29.749 hektar ile 2008

    yılında, en düşük kaybın ise 3.117 hektar ile 2014 yılında olduğu görülmektedir. 2017 yılında

    en fazla orman yangını zararı 2.750 hektar ile Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nde

    gerçekleşmiştir.

    Orman yangınlarıyla mücadelede kara ve hava araçlarının etkin kullanımında dünyada

    sayılı orman teşkilatları arasında yer alan OGM Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesi,

    ülkemizde yangın söndürme sistemleri ve erken uyarı sistemlerini kurma çalışmalarına da hız

    vermiştir. Bu kapsamda, orman yangınlarıyla mücadele faaliyetlerine 2017 yılında yapılan

    fiili harcamalarda ve teknolojik yatırımlarda önemli artışlar olduğu da görülmektedir.

    OGM’nin 2018 yılında yayınladığı Orman Yangınlarıyla Mücadele Eylem Planı’nda

    üç temel strateji olarak; yangın çıkmasına mani olmak (eğitim ve bilinçlendirme), erken uyarı

    ve etkin müdahale ve yanan alanların ağaçlandırılması, konuları kararlaştırılmış olup, bu

    18 OGM,2016b:31.

  • 20

    temel stratejilere bağlı toplam 17 eylem belirlenerek, bu eylemlerin ayrıntılı iş planları

    çıkarılmıştır. Orman yangınlarıyla mücadele konusunda yapılan önemli güncel altyapı

    yatırımları ile bunlara verilen önem ve gerçekleştirilen harcamalardaki ciddi artışın sonucu

    olarak orman yangınlarına ilk müdahale sürelerinin de giderek kısaldığı ve 2003 yılında 40

    dakika olan ilk müdahale süresinin, 2016 yılında 15 dakikaya düştüğü gözlenmektedir.19

    2017 yılı içinde de yangına hassas Orman Bölge Müdürlüklerinde yangına ilk müdahale

    süresi ortalaması 15 dakikanın altında gerçekleşmiştir

    Ülkemiz ormanlarının 1973-2010 yılları arasında alan, servet ve artım itibarıyla

    gösterdiği gelişim trendi Tablo 7 ve Tablo 8’de gösterilmektedir.

    Tablo 7: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Durumu

    Yıl Orman

    Formu

    Normal Orman Bozuk Orman Toplam

    milyon

    hektar yüzde

    milyon

    hektar yüzde

    milyon

    hektar yüzde

    1973

    Koru 6,2 31 4,7 23 10,9 54

    Baltalık 2,7 13 6,6 33 9,3 46

    Toplam 8,9 44 11,3 56 20,2 100

    1999

    Koru 8,2 40 6,2 29 14,4 69

    Baltalık 1,8 9 4,5 22 6,3 31

    Toplam 10 49 10,7 51 20,7 100

    2005

    Koru 8,9 42 6,5 31 15,4 73

    Baltalık 1,7 8 4 19 5,7 27

    Toplam 10,6 50 10,5 50 21,1 100

    2010

    Koru 9,8 45 6,8 32 16,6 77

    Baltalık 1,4 7 3,4 16 4,8 23

    Toplam 11,2 52 10,2 48 21,4 100

    Kaynak: OSİB, 2010.

    Tablo 7. incelendiğinde, 1973 yılında tüm ormanlar içerisinde normal ormanların payı

    yüzde 44 iken, bu oranın 2010 yılında yüzde 52 seviyesine ulaştığı görülmektedir. Ayrıca,

    makilikler gibi üzerinde ot çalı karışımı bitki örtüsü barındıran bazı alanlar odun üretimi

    açısından bozuk olarak nitelenmekte, ancak; su üretimi, gıda güvenliği, yaban hayatı ve

    19 OGM 2016c:22.

  • 21

    biyolojik çeşitlilik açısından önem arz etmektedir. Bozuk orman olarak nitelendirilen bu

    alanların söz konusu özellikleri nedeniyle normal olarak kabul edilmesi gerekmekte,

    ormanların “çok amaçlı fonksiyonel planlama” prensiplerine uygun olarak yönetilmesi

    gerekmektedir.

    Orman alanlarındaki değişim aynı zamanda servet dağılımını da etkilemektedir.

    Ormancılıkta servet, dikili vaziyette bulunan ve hacmi kabuklu çaplara dayalı olarak

    belirlenen ormancılığın canlı sermayesini içermektedir.

    Tablo 8: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Servet Durumu

    Yıl Orman

    Formu

    Normal Orman Bozuk Orman Toplam

    milyon m3 yüzde milyon m3 yüzde milyon m3 yüzde

    1973

    Koru 759 81 54 6 813 87

    Baltalık 88 9 34 4 122 13

    Toplam 847 90 88 10 936 100

    1999

    Koru 1.033 86 64 5 1096 91

    Baltalık 81 7 24 2 104 9

    Toplam 1.114 93 87 7 1201 100

    2005

    Koru 1129 88 65 5 1194 93

    Baltalık 70 5 24 2 94 7

    Toplam 1199 93 89 7 1288 100

    2010

    Koru 1288 90 62 4 1350 94

    Baltalık 59 4 19 2 78 6

    Toplam 1347 94 81 6 1428 100

    Kaynak: OSİB, 2010.

    Tablo 8’e göre, 1973-2010 yılları arasında Türkiye ormanlarının dikili serveti yaklaşık

    500 bin m3 artmıştır. Bu artış; yeni ormanların kurulumu, baltalık ormanları ile bozuk

    ormanlardaki azalış ve koru orman payının yükselmesinden kaynaklanmaktadır. Orman

    servetinin yanında yaptığı artım da önemlidir. Artım yaşa bağlı olarak değişmekte, ağaçlar

    yaşlandıkça daha az artım gerçekleşmektedir. Ormancılık uygulamaları ile yapılan

    müdahaleler, sadece alan ve servet düzeylerini değiştirmekle kalmayıp ormanları oluşturan

    ağaçların yaş bileşimlerini ve dolayısıyla artımı da etkilemektedir. Tablo 9’da Türkiye

    ormanlarının artım bakımından gösterdiği değişim görülmektedir.

    Ormanlarımız 1973 yılında toplam 28 milyon m3 yıllık artım yaparken 2010 yılında

    ise, teknik ve planlı ormancılık uygulamaları sonucunda yıllık artım 40 milyon m3’e

    ulaşmıştır. Bu sonuç üzerinde koru orman payı ile normal orman payının artış etkisi olmakla

    birlikte, teknik ormancılık çalışmaları sonucunda yaşlı ormanlarının yerine genç ormanların

    almasının etkisi bulunmaktadır.

  • 22

    Ormanları oluşturan ağaç türlerinin gösterdiği çeşitlilik, ormanların hem üretim

    yetenekleri hem sağlığı açısından önemlidir. Ormanların içerdiği ağaç türü sayısı arttıkça

    farklı kullanımlara uygun ve çok çeşitli odun hammaddesi elde etme olanağı artmaktadır. Bu

    durum, odun üretimi açısından bir üstünlük olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, tür

    çeşitliliği sayesinde daha dayanıklı ekosistemler oluşmaktadır. Ülke ormanlarında 3 bin tanesi

    endemik olmak üzere 10 binden fazla bitki türü ve 150 ana orman ağaç türü bulunmaktadır.20

    Tablo 9: Orman Alanlarımızın Farklı Envanter Yıllarına Göre Yıllık Cari Artımı

    Yıl Orman

    Formu

    Normal Orman Bozuk Orman Toplam

    milyon m3 yüzde milyon m3 yüzde milyon m3 yüzde

    1973

    Koru 21 74 1 5 22 79

    Baltalık 5 17 1 4 6 21

    Toplam 26 91 2 9 28 100

    1999

    Koru 27 78 2 5 28 83

    Baltalık 5 13 1 4 6 17

    Toplam 31 91 3 9 34 100

    2005

    Koru 30 82 2 4 31 86

    Baltalık 4 11 1 3 5 14

    Toplam 34 93 2 7 36 100

    2010

    Koru 35 86 1 4 36 90

    Baltalık 3 8 1 2 4 10

    Toplam 38 94 2 6 40 100

    Kaynak: OSİB, 2010.

    Ormanların alansal dağılımı, ibreli ve yapraklılar şeklinde sınıflandırılarak Tablo

    10’da gösterilmiş, bu gösterimde ormanların bozuk ve normal yapıları dikkate alınmıştır.

    Alan, servet ve artım bakımından ibreliler yapraklılara üstünlük göstermektedir. Söz konusu

    durum, ibreli türlerin biyolojik üstünlüklerinin doğal bir göstergesidir.

    Tablo 10: Ormanlarımızın Ağaç Türleri İtibarıyla Durumu (2015)

    Özellikler Orman Formu Ağaç Türleri

    Toplam İbreliler Yapraklılar

    Alan

    (milyon ha) Normal 8,2 4,4 12,6

    Bozuk 5,3 4,3 9,6

    Toplam 13,5 8,7 22,2

    Servet

    (milyon m3) Normal 1041,4 498,4 1539,8

    Bozuk 43,9 28,0 71,9

    Toplam 1085,3 526,4 1611,7

    Yıllık Artım

    (milyon m3) Normal 29,4 14,4 43,8

    Bozuk 1,0 1,0 2,0

    Toplam 30,4 15,4 45,8

    Kaynak: OGM, 2017.

    20OGM, 2006:34.

  • 23

    İbreliler içerisinde kızılçam kapladığı alan bakımından (5,4 milyon hektar) en önemli

    ağaç türüdür. Bu ağaç türünü karaçam (4,2 milyon hektar) izlemektedir. Ancak, bu türlerin

    yetişme ortamlarındaki ot (ağaçsız orman toprağı) ve diğer ağaçsız sahalar dikkate

    alındığında, karaçamın daha geniş bir alana yayılması söz konusudur. Yapraklı türler

    içerisinde meşe en geniş yayılış alanına (6,4 milyon hektar) sahip ağaç cinsidir. Bunu sırasıyla

    kayın (1,7 milyon hektar) ve kızılağaç (95 bin hektar) izlemektedir.21

    Orman kaynaklarının tür dağılımını servet ve artım bakımından da incelemek

    gereklidir. Daha az alana sahip karaçamın dikili serveti (296 milyon m3), kızılçamın (270

    milyon m3) dikili servetinden fazladır. Bu durum yıllık artım konusunda da benzerlik

    göstermektedir. Karaçamın yıllık toplam artımı (8,3 milyon m3) kızılçamdan (7,9 milyon m3)

    daha fazladır.22 Ancak, yıllık kesilen miktar anlamına gelen eta düzeyleri karşılaştırıldığında,

    daha fazla kızılçamın (3,4 milyon m3/yıl) kesildiği, buna karşılık daha az karaçamın (2,7

    milyon m3/yıl) piyasaya sürüldüğü görülmektedir. 23 Bu farklılığın nedenleri arasında

    kızılçamı gençleştirme kolaylığının olduğu söylenebilir. Ülkemiz sahip olduğu 22,3 milyon

    hektar orman alanı ve bu alan üzerinde bulunan 1.7 milyar m3 dikili ağaç serveti ile önemli bir

    doğal servete sahip iken sektörün milli ekonomiye katkısının tam olarak bilinmemesi önemli

    bir sorundur. Oysa, gerek ihracat ve ithalat yapan, gerekse ülke içinde çalışan binlerce özel

    sektör firması bulunmaktadır. Diğer taraftan, başta madencilik olmak üzere, turizm, ambalaj,

    ahşap pelet, enerji, mobilya, kâğıt, ilaç gibi sektörler doğrudan veya dolaylı olarak

    ormancılıkla ilgili faaliyetlerdir. Orman kaynakları ile bir şekilde bağlantılı olan tüm bu

    alanlar büyük bir ekonomik potansiyele sahip olup, bu potansiyelin ortaya çıkarılması ve iyi

    yönetilmesi gerekmektedir.24

    Ormancılık ve orman ürünleri sektörünün ülkemizdeki en büyük sorunlarından biri de

    yeterli hammadde temini ve kapasite kullanımı konusudur. OGM’nin 2015 yılı üretim

    programı incelendiğinde, ormanların üretim kapasitesi ve piyasa talepleri göz önüne alınarak

    16.637.597 m3 endüstriyel odun ve 5.022.986 ster yakacak odun üretimi gerçekleştirildiği

    görülmüştür. Ayrıca, OGM’nin 2011-2015 yıllarında gerçekleştirdiği endüstriyel odun üretim

    miktarları ürün çeşitleri itibarıyla Tablo 11’de verilmiştir.

    21 OGM, 2006:42. 22 OGM, 2006:44. 23 OGM, 2006:56. 24 OSİB ve TOBB, 2013:19.

  • 24

    Tablo 11: OGM Endüstriyel Odun Üretimi (bin m3)

    Ürün adı 2011 2012 2013 2014 2015

    Tomruk 4.839 5.027 4.629 5.001 5.904

    Tel Direk 70.9 59.6 32.6 37.5 54.2

    Maden

    Direk 685.7 692.9 541.7 570.1 663.6

    Sanayi

    Odunu 874.1 874.7 701.6 728.9 764.0

    Kâğıtlık

    Odun 2.383 2.333 2.196 1.966 2.375

    Lif Yonga

    Odunu 4.662 5.424 5.551 6.608 6.866

    Sırık 16.6 10.8 14.2 9.3 10.0

    Toplam 13.531 14.422 13.666 14.920 16.636

    Kaynak: OGM, 2015.

    OGM tarafından 2011-2015 yıllarında gerçekleştirilen endüstriyel odun üretiminin

    trend gelişimi Şekil 6’da gösterilmiştir. Bu kapsamda, 2011-2015 yılları arasında kâğıtlık

    odun üretimi yıllar itibarıyla hemen hemen aynı kalırken, tel direk, maden direk, sırık ve

    sanayi odunu üretiminde yıllar itibarıyla bir düşüş gerçekleştiği, buna karşılık diğer

    endüstriyel odunlardan tomruk ve lif yonga odunu üretiminde ise ciddi artışlar sağlandığı

    görülmektedir. Toplam endüstriyel odun üretimi açısından bakıldığında ise 2011-2015 yılları

    arasında yüzde 23 artışla toplamda 3.1 milyon m3 civarında bir üretim artışı sağlanmıştır.

    Şekil 6: OGM Endüstriyel Odun Üretimi

    0

    2000

    4000

    6000

    8000

    10000

    12000

    14000

    16000

    18000

    Tomruk Tel

    Direk

    Maden

    Direk

    Sanayi

    Odunu

    Kağıtlık

    Odun

    Lif

    Yonga

    Odunu

    Sırık Toplam

    2011

    2012

    2013

    2014

    2015

  • 25

    OGM’nin Stratejik Planı (2017-2021)’na göre, 22.343 orman köyünde 7.096.483 kişi

    yaşamakta olup, ülke nüfusunun yüzde 9’unu oluşturmaktadır. Mülki sınırları içerisinde

    devlet ormanı bulunan köyler ile daha önce orman köyü iken 6360 sayılı Kanunla mahalleye

    dönüşen yerler orman köyü olarak tanımlanmaktadır. 25

    Ormancılık; kâğıt, ahşap ve m